İnönü Ansiklopedisi / Türk Ansiklopedisi (cilt 29)

Citation preview

••

TURK ANSİKLOPEDİSİ ClLT XXIX

MILLI

EGITIM

BASlMEVI

-

ANKARA

1980

YILMAZ ÖZTUNA Genel Yayın Müdürü

Redaktör- Müşavirler

Redaktör

ve Başredaktör

: Orhan YüKSEL, Başredaktör Yardımcısı; Prof. Kenan AKYüZ, Hayıdar DIRlöZ, Prof. Dr. Hasan EREN, Tekin ERER, Rıza KARDAŞ

Yardımcıları :

Caz1be KURT, Dr. Vedad ÖRS, Dr. Hamza ZÜLFIKAR, Doç. Dr. Cahıit KAVCAR, :Melhmet ERILTER, As. R amazan KAPLAN, Mualla DEMlRHAN, Tolunay TEVETOGLU, Nesl!ihan OÇTEN, Beyhan DEMIRTAŞ, Adnan KUVANLIK, Sinan KIZILDAG, Güler ÖNAL, Hikmet ÖNKOL

YIRMI DOKUZUNCU ClLTTE YAZlLARI BULUNANLAR

Erdoğan ARIPINAR, Prof. Dr. Oktay ASLANAPA, Ali ÇANKAYA, Dr. Ömer ÇAPAR, Dr. Abdurrahman DEMIRTAŞ,

Ecz. Uğur DERMAN, Haydar Ali DlRlöZ, Doç. Dr. Meserret

DlRlöZ, Aml. V·ehbi Ziya DÜMER, Yük. Mü'h. Enver EDIGER, A!hmet ERDOGAN, Prof. Dr.

Hasan EREN, Tekin ERER, Mehmet ERİLTER, Prof. Dr. Erol GÜNGÖR, Prof. Dr. Ce­

v2�t R. GüRSOY, Dr. Turan GÜVEN, Prof. Dr. Reşat İZBIRAK, Yük. Müh. Tahsin KA­

RABlBER, Zerhan KARABlBER, Rıza KARDAŞ, Doç. Dr. Cahit KAVC:AR, Prof. Dr. Is­

mail KAYNAK, Dr. Osman KETENOGLU, Av. Dr. Ergin KORUR, Züıbeyir KOŞAY, Cazibe KURT, Ecz. Yzb. Birol KURT, Şemseddin KUTLU, E. MEVLANAGlL, Ömer OKUTAN, Filiz ORTAÇ, Dr. Vedat ÖRS, Yıllmaz ÖZTUNA, İsmet PARMAKSIZOG�U, Dr. Bi:rıinoi PlNAR, Dr. Rıdvan SÜER, Prof. Dr. Adnan ŞAPLAKOGLU, Prof. Dr. Hikmet TANYU, Dr. Fethi TEVETOGLU, Yılmaz YILDIZ, Orhan YÜKSEL.

28. Sayfa

Sütun

156

Sabr 55

255

47

29. Sayfa

Sütun

128

403

2

s&br

ClLTI'E BULUNAN BAŞLlCA YANLlŞLAR Yanlıt

Doğru

rtlbu

r\ıhu

teritaıb-ı

şerif,

tab'ı

ClL'ITE BULUNAN BAŞLlCA YANLlŞLAR Yanlış

25

sirke

13

bk.:

formülü MEKANIK KUWET

Doğru

CH3 CH2 OH + 02 -+ CH3 C02H + H20 ,eklinde düzettilecektir.

�k.:

MEKANIK.

KWVET

s SIDE, Antalya 11in.in Maoa.vgat ilçesinde, �imdilci Se­ l.i.miye (E.tki .Antalya) kıöyünün (616 nüfuslu) bulunduğu yer­ de eski bir şeilıir. ıBurada, M. Ö. Vıll. yüzyılda geli�i�, ta­ r.ihi bir şehr.in .kalıntıla-rı ·vardır ıki, buna bu bö1gede "Eski Antalya"' denmiştir. S., Antalya'nın 80 :km doğusuoda, Alan· ya' nın 60 kın ıbatısında, .Antalya- Alanya kaırayoıunun 4 km güneyindecHr. .Manavıgat kasabasına a9falt bir yol .ile bağlıdır,

Selimiye köyünün bulunduğu yer, deni:ze doğru 1 km kadar sokulmuş bir burundur. ıBunun yan.ı nd a, dalga.lara kar­ şı oldulcça korunm�, tahii bir küçük liman ıvardır. Bu se­

beple de, eskiden beri yerle�e ıyer.i ıve liman olm-�tur. Bu çevrede denizden biraz yii:ksekte ıyıer ıyer e!>ki aluv.iyon alan­ ları bulunmaktadır. rBunların çevrelerifide yeni aluviyonlar (kıyı boyu biri·kintiled) geniş ye r tutm�tur. "Çayağzı"' adı ile anılan ıMa.n.aıvgat nehrinin ağzı, bu burunun 9 km doğu­ sundadır. !Buradaki aluviyal düzlükler delta oluş.umudur. Kı1'da.ıı 7. 8 kın açıklara k::!dar denizin derinliği 200 m'yi

geçmez.

S,. büyii:k tuır.is.tik deAer.i buhııwı, tar.ihi bir şehirdir. Bu· tiyatro (a.ııfiteatr), agora, mibetler, sü· tunlu caddeler ovardır. Bu ıbur·un pek çok eski ese r kalıntı· ları ile dc.iudur. Ayrıca, bu ew ünlü şehre Manavıgat neh· rioden (25 km uz aktan) get:ir.ilmiş ·tarihi su kemerlerinin ıka­ lıntıları da bulunmaktadır. M. S. ll· lll. yüzyılda. gelişme yoluna giıımiş olan şehir, JV. yüzyıla. kadar bir korsan ya· tağı olmu�, V. y üzyılda ıcüçülm�, bir ara piskoposluk şehri olarak biraz ca.ıılaıx_nıştır. XIX. yüzyılda. eski S.'ye Girit'ten. gelen gö�enler yerleştirilm·iştir.

rada 25 Ol.� kişilik

5.'nin değeri son yıllarda tur.istik yönden çok artmıştır. Buradaki 1klim ·(yılın 6 ayında denize girilebilir), deniz, kumsallar, tabiatın güzelliği, folklor yanında. taırihi ve ar· keoloj1k varlıkları, gerisindeki o rmanlı dağlar, yakınındaki Mana.vgat çağlayanları buraya büyük bir tUıiistik değer ikazan­ dınnıştır. Bu !Varlıklara da.yanılarak, kitle turizmini de geli ş­ tirmek üzere, ıyapılacak tesisleı planlanmıştıır. Bütün bir bur­ nu i ç ine alacak �eki ldeki bu planlamada başlıca tesi sler S. Sol'BUn temleri (4 000 yataklı bir tatil .kasaıbasının ıkurulması iii), S. B.ir.geşi·k tesis.i mev:k.iinde (3 000 yataklı turistik tesi­ sin kurulması .işi) ·Ve S. Eczacıbaşı turistik tesis.i (S.'nin imar p lanında özel yapıl ar .için ayrılan yerde Eczacıbaşı fir­ ması tarafıcdan 600 yataklı bir turi�tik .istasyon kurulması işi) bulunmaktadır ı(hk. ANT.AıLY·A). (R. tİ.)

SIDE Dlı.l, rilen

ad.

ıBu

Eski Küçük Asya d-iiierinden bir.ine ve­

dil eskiden iPampbylia'dalm Eurymedon (bu­

günkü adı : iKöprüsu) çayının doğusunda bulunan Side şeh­

rinde konıışulurdu. S. D. özel bir alfa-be .ile yazı lı rdı. IBu rılında. ıH. Th. iBossert ı(b. bk.) .çözmüştür.

yazıyı 1950

SIDERIT,

·(FeC03). En çok tabii demir karbonatı (Fe) bulunur, ayrıca kalsiyum karbonat ve mangan karbonatı :ilhtiva eder. Ayrıca S., çok defa kömür, •ku­ vars, kil vs. ıg.iıbi maddelerle kiırlenmiş :h:llde bu lu n u r. Te-

%

43,3 demir

miz durumda S., bezelye ,büyüklüğünde, sarımsı beya:z, gr.i, sarımsı kahverengi kristall::r a rze der veya ince kristalli yarı saydaoı kütleler biçiminde görünür. Kris tal yapısı heksago­ nal, özgül ağırlığı, 3, 7 1,9; sertliği 4 4,5; 450°C'a ısıtıldı­ ğında. C02 •Ve erimez manyetit oiu�turacağındao hamlaçta eri­ meden siyah ve manyetik bir dur.um göster.ir. S., çok sıcak klorhidr.iık asit etkisiyle kaynar, Co2 ayırır. iKimyaca tepkime : •



ıFcC03 + 2HC1 = FeC12 + H20 + C02

S. cevher yatakları, daim a, ılıava etkisi dışında gaııg, cep, stoklar J.çınde kısmen pegmatik pnömatolitik, kısmen hidro­ termal veya yumrusu körnUr ıya da yumrusu killi demir bi­ çim in d e tortul yataklar halinde bulunur. ı(E. E.) ·

SIDEROZ (Fr. Sidero se), demir parçacıklarının .tenef­ füs yolu .il� alınm asına. bağlı olarak meydana gelen bir ak­ ciğer hastalığı. Uzuo yıllar demir oksit (·Fe:ı03) solunması, bu tozun yerleşerek odaklar halinde toplanmasını yol açar. Hastad� ıhiçıbir .fon·ksiyonel k ayıp mey­ dana getirmez: Şa.hıs tam olara k sıhhatlidir ve ancak röntgen filminde rr.odüllerin mevcudiyeti sidero:üs.in varlığı nı gösterir. Demir kaynakıç.ılarında ve dökümhanelerinde çalışan işçiler­ de olur ''e rnalül:iyet yapmayan bir :hastalıktır. özellikle b!onş;iyollar .çevresi·nde

!Demir bazan de ıbaşka dokularda toplanır. Mesela kara­ ciğerde anormal miktarlaırd a toplanmasına hepatik S. denir . idrarda ılıemosider.in granüller.iıı.in bulunm ası na da idrar yol­ ları ıS.'.u d enir. Demir pismentinin .gözde bi ri•kme sine de lite­ ratürde r::stlanmıştır.

(B. P.)

SIDGWICK, Henry (Skipton, Yorkshi.re 1838 Camb­ ridge 1900), a:hlakla ·ilg.ili teru>ileriyle tanınan İngiliz filo­ zro ve iktisatçısı. Cambridge'de Trinity kolejinde eğitim gör­ dü. .1859'da Tr·inity ·kole;inc öğretim üyesi seçildi ıve böy­ lece öm rün ün sonunu kadar Cambridge'de kaldı. •

.Akademik mesleğinin ıbaşlan,gıcında klasik derslerin öğ­

retimiyle işe başlamı�ken, sonradao sosyal �!imler alanına doğ­

ru kaya.ra�, 1867'de ahla· k felsefesi öğretim görevliliğini terdılı

etti. Cambridge' deki öğretim gört' Cil O, :ır;

.(.

.,.

1.' de !büyü k av hayvanları azdır ama, yine de fil, !eo­ yab.ı.ni manda ve sığır, antilop .bulunur. Etoburlar olm:ık üzere çeşitli marmunl:i.r çok­ ·ve başta şempanze tur. Kura.k mcrvsimlerde Gine'den buraya av iç.in gelen aslanlara da raslao.ır.

'#. ' c:. "' c:.

par,

SIERRA LEONE

Ülke topraklan dağlık

L. ı(Aslan dağı) ıyarımadasını, (1946 m) kadar olan .bölgeyi içine alır. Ayrıca salitil açıklarında Sdıerbro, Ba· nan:ı ve Turıle gibi adalar vardır. S:ılıil bölgesi çoğunlukla m:ı.n:grov b�takJı.kları ve 1 00 kın içer!Jere kadar uzanan bir S.

340 lcrn s;ıhili, .iç kes:tnde loma dağına

s:

Il.ılk, eğitim ve kıiltiir: S. L. halkı çeşitli etnik gr·up· lardan oluşur. Sunların başlıcaları ;güneyde oturan Mende'ler .ile ·kuzeyde oturan Temne'lerdir. Su iki topluluk S. L. nü· Eusunun 'iô 60'.ını te�kil eder Diğerle ri arasında limba, Ko· no, Kor:ınko, iMandingo ve Ful·ani'leri sayahiliriz. Ülke nü· fusunun 6ir kısmını da kreoller (başlıca Nova Scotia ve An­ tillcr' den serbest .bırakı!ıp Afrika'ya getirilen eski .kölelerin

SIERRA LEONE: Batkent Freetown'dan bir ırörünüt

SIERRA LEONE

6

p az a ı-

SIERRA LEONE : Frectown'da bir soyundan �cl ea ler ) teşkil eder.

'hndingo

ve

l iiroan'dır. Müslümanlar 'büy.ük ekseriyeti teşkil

yc:-i

fu!an i l er Müs­ e�er.

%

r i stiyan' dır. iDiğerleri a n i ınistti r, ancı.k iM ü s l ü manlık

5 Hı­

a H ı r i s­

tiyan l ı k da yayılmaktad ı r. K�hi leler şefi ik iere apr ı !mı ş tır. Şof­

iktidarı, g Üfl Ü!u üzde ka­

lerin sömürgecıi lik zamanında artan

n un larl a SJ!;.ırlandınlmıştır. Ayrı ca Poro

ve

Sande gihi gizli

cemiye tler de .sosyal hayatta onemli rol oyn:ır ; şefler arasında

an'anevl eğitimi ve ıçeş i tl-i sosyal kontroll erde ıbul u n urlar. ıH :ı!kın çoğu rt l anlarda yaşar. Şehir!_ re · �erleş enler arasında da et­

veya şefl iklerde ·çı kan an laşmazl• ' l arı ç\,;zer,

d üzenler kırlık

:;ik

:bağl:ır k uvvetl idir. Bıtı!ı eği tim

riş eski

'lt�ulleri deği�tirmooıiştir.

versite

ve

l 200

resm i d i l d i r . G ü­

:

şehirler

ılıesinini Ayrıca

tc�kil

kabo,

sığır

orta

i l kokul,

100

dereceli

öğretmen oku!hrı ıv ar-dır. IDa :E;;ine s:}1;u!m:ıLm yü­ zünden -çıktı. Avrupa'da i!!, dda o!.ıra.!c, c i.: t:n A·:wpa'nın hay re t nazariarı kaırşısında, l550'de Erdel ' d c Ka�olik ve Pr o ­ testan mezhtplerin!n tam ;,ir sel'bestEkle h i fcüm s i!ı:�-:.:: .::i ilan edilmişti. ıBirkaç ıyı! so.nra, Ede!'deki Protest.ın Saj·ısı Ka­ toiik ler ' i geçti . Fakat bu sc:fer de, iki Protestan mezlıehi, Lut.ı'terci!er -ile Ka!.venistler �r a sın d a kanlı bir mücadele ba�­ ladı. 1564'te Erdel' de Kah•en mezhebi refrnen kab ul edildi. Kolozsv:ı.r' da Fr an ç oi s Dıvid, iLk defa ol-arak Kalvenist pis­ koposu oldu ( Ladislas MJ.'.;:.ka i , Ilist. de Tra;:sylı·a;ıie, Paris 1946, 164 5 ) . lledel'in bü;·ü.k ailelerinden Ba thori'lcr, Kato­ lik mezheıbmi •kuv-v etlendirrr.en lıı çarelerini arıyorlardı. Ger­ çektea 15i9'da Ce=\'!tler, E r cel'e sirdi ( :Makhi, 16i ) . Pro­ testan mezhebiırin, prensli'!plandığıııı bili-yordu. Kanuıı i , Eğri yerine Sigetvar üzerine gitm�!ı: husus.unda­ ki kesin k2rarını, ıbu Zemlin s a lıra sı n da •verdi. Sigetvar kalesi kumandanı me;ıhur Nicol:ıs Zr i n y ' ni n küçük tbir Türk birli· ğıini bas.kınla •imha etmesi, Kanun i'nın S!-getvar'a teıveccüh edil­ ınesi hususundaki kar-arını kesinleştirdi. Zriny, Tırılıala san­ cakıbeyi M'dhmed Bey'le oğ l u n u ve m uıhafızl ar ını Şi.kloş ci­ varında Şfhit etmiş, Mehmed Bey' ,in götürı.! üğü 1 7 000 d u­ kaya (850 m i l y on TL. kadar) el koymuştu. Kanu.:ıi, Sig-=tvar' ın fethinden sonra Eğri'ye yüırümeye karar 'V e r di ğ ini de söyle­ miştir. Drava üzerinde Ordu'nun -geçeceği ılıüyük köprü, Osiy::"k kurulmuş ve -19 tcmmuzda -b u radan geçilmiştir. Tuna'da:ki İnce Donanma da, Ordu'yu takip edirordu. Bu do ­ nanmaya büyük Türk denizci!erin-d en, eski Rodos ve Karlıili sanc:ıklbeyi ( t ü m ami r a l ) AH Por t uk Bey kumanda ediyordu. Kanuni, di.:menini Ali Portuk Bey' in k u llan dı ğ ı s:ıltan:ıt kayı· ğı ile, Tunr.'da dola�cnıştı r .

yakın l arınd-a

Bu mada Budin ( Macaristan) ıbeylerıbeyiliğinde Ar s l a n Pa�a 'b ulunuyordu ki, şiirleriıı de S i fili maJılasını kullan­ mıştır (Aşık Çelebi, llfiiJJirılf · Şu'ar.i, Fatih Mi llet Kü tüp­ hanesi'ndeki nüsıhasıııda bir minyatürü de v-ardır) . .Arslan Pa­ şa, 5ultan-zade :Melımed Paşa'nın oğl-u d ur. MehıneJ Paşa da Yahya Pa�a'nın ortanca oğ l u d ur . Ya.hya Pa�:ı. II. Bayezid'in dimidı idi. Biiyük oğlu, meşhur Bal ı iPaşa'dır. Gerek B alı, gerek Mdhmed Pa�alar da, Arslan Paşa gi;bi Budin beylerbe­ yiHğinde bul-unmuşla•rdı . İşte bu Ar ş l an Paşa'nın 3 ağustos 1566 ' da idııoı edilmesin-in, çe;ı-itli sebepleri vardır . .Arslan Pa­ şa, Kan uni ' n i n jk.inci .:!erecede ıyeğeni idi ; şöyle ki : Paşa'n ı n babası Melxned P a ş a , K an u ni ' n i n halası nın oğl u bulunuyordu. ,Ma ca r i s ta n eyiletini bu �ekilde adeta i r s e n elinde -t utan .Ars­ l an Pa�a'yı Sadroz1m Sokollu Mehmd P.ı;a m:mlani�ti . "

"

Arslan Pa'ja, pad!şahı bc:!:m, çifte, meo­ sayılı kanuna dayanarak bakanlar kurulu kararnamesi ilc Millt faat değe�i altında ve aşkın S. şeklinde olabi l ir. Ancaok aşkın Reasürans Türk anon im ort�klığına tJ nınmış bulunmaktaS.'nın S. be d e l i n in , aşkın kısmı geçers izdir (TI'K md. 1 283 ) .

SİGORTA Türk tior·!t kanuou S . edilen menfaate göre özel S.'.yı "mal", "can" ve "denizcilik kazalarma �ı 5."ya ayırmış bulun· ma.ktaclı r.

ll) Mal 5.'sı : iBu S., ıy:ıırg ın S. (lTK md. 1 304 1 310) ; ta1ıma S. (md. ı 31ı · ı 3ı5) ; zirıli S . . (md. ı 316 1 3ı9) ve bırsızlı·k S.' sı (md. ı 320) şeklinde olaıbilir. •



a) Yangın

S.'sı : Bunda .sigortacı, S. sö z le�e si n i n de­ ettiği sürede S. edilen menloul ve ga•yrıme n:kul malda yangın dolayısıyle meıydana g-e-len zararı taımini .kııbıil ede.r (TlK md . ı 304) . Sözle;mede malın cinsi, sayıs ı, özellikleri ve yangına dayanıklılı'k giibi .u n s ur l ar ğ>z önünde tutul ur. Si· gortalanacak yapının e!i�-i ve ahşap ol uş u primi ıyÜ!kseltir. yangın aı.alinde ödenecek ta.mıinat, s. poli�esinde kararla� tı­ rılmı ş olan miktaırdır. Mesela değeri on milyon lira olan bir ev beş milyon liraya S. etticilmiş ıve yangında tamamen yan· mışsa S. ettirenin alacağı tazminat on deği l , be§ milyon lira­ dır. Malı 5. ettiren kin1se, ır. al :hakt.'.:ında gerçek bilgi ver­ mek ve a. a ld a yapılacak tid ilat ve tamir:!tı siıgortacı'ja bil­ dirmek zorundadır, a:ksi halde tazıninat alma !lı:ık.kını kay­ beddhilir ı(lTK md. ı 290, 1 291 ) .

vam

b ) Ta�ıma rizikolarına ikarşı S. : ıB u S.'da sigortacı, ka· rada ve iç s u l ard a taşınan e?fanın S. etiliilmesi hUinde, aik­ sine muk:ı.vele ıyoksa, �yanın taşıyıcıya resJim tarihinden iti­ ba ren gönderilene kanunen ·tes l im edilmiş Slyıldığı zam:ına kadar her ne sebeple olursa olsun maruz kaldığı h a s a r l a rcl'!ll soruıın l udıır fiTK md. ı 312) . Hancicında ıh ükıüm lbulunma­ yan hallerde dım ize i l i k riz:ikolarına •kaqı S.'ya müteall ik hü­ kümler u)'gulanır •(TlK md. ı 31 1 ) .

c) Zirai 5. : iBi·çilmiş veya biçilmemiş �ıer çeşit mahsu· lün S.'sıdı:. Zir:il ve elıli hi1tün harvanlar her çcşi•t bula§ıcı hastalı'k la.zla -kazalara ka r ş ı S. ettirilehilir (TTK md. ı 316 ) . :Bu S., karşılı'klı S. §eıklindc yapılahilir ;(TTK md. ı 31 8 ) . d) Hırsızlığa brşı S. : Hırsızlıktan zarar gören kimseler­ le hırsızlık dolayısiyLe hukuki sorumLuluğa maruz :kalan kim­ s c l eri temin Jçin yapılan S. şeklidir (TlK md. 1 320) . II) Can S.'sı : ·B u S., lbayat S.' sı ( TlK md. ı 32 ı - ı 333 ) ve kazara ıkar,ı S. (TIK md. 1334 · .ı 338) şeklinde olahi!ıir. a) H.ıyat S.'sı : tBir ·kimsenin !haıyatı ıborooca 5. şirketine belirli bir prim ödemesi karşılığında, S. şirketinin, o kimse­ nin ölümünde, gerlde kalaniarına belirli bir Ibedel ödqnesi veya si,gortalının -mesela' yimı.i yıl gibi bir süreyl·e-- S. tak­ sidini ödemesi :ve süre dolunca S. şiıtketinin kendisine toptan bir ödemede bulunması şekl•i ndıedir. Hayat S.'sında primler ortalama ömür Jstatistikleri, S. ettirenin yaşı, eıilrek veya ka­ dın olması, mcsleğinin te."ı l i ke derecesi gibi hu s us l ar göz önün d e tutulara!k belirlenir. b) Kazaya karşı S. : iDu S., ettiı:ıen:O mar.uz kalac�ı !hc.ııh aogi bil' dcaza, hastalık, m addi menfa:ı.t leri ııoi l1aleldar ede­ cek heı:ıhaııgi bir olay; iş kazaları yaihut nevi ve mahiyeti mua.yyen, ba1'ka bir •kaza sdJebiyle ölümü yaıhut muvaokıkat ve-ta diimi surette çalışma !kudretinden ıvıeya imk!inından mah­ rumiıyeti halinde gerek S. ettirene, gerek mirasçılarına veya yerine geçmiş olanlara, gereksıe muayyen veya müteaddit lıak s:ıilıiplerine, belirli sermaye ödenmesini veyaıhut j:rat tahsisini bir pr.im kar§ıl ığında sigort:ı.cıya yükler ı(TTK md. ı 33ı) . Kaza S . ' l arı , sigorta ettirenin uğradığı kazadan dol ayı, z a ­ rarını tazınıin etmek üzere yapı l ab i leceği g.i;hi, ıbir k!mscye ödemeye mecbur kalacağı ıkaza tazminatıoı telafi etmek mak­ sadıyla da yapılabilir (TlK md. ı 335) . Ba�\:a bir S. türü olan hastalık S.'nm Tiiırk ticaret kanununda ayrıca yer al­ mayıp kaza S.'sı hü'kümleri arasına yerleştirilmiş bulunma· s ı n ı ıhukuk sistematigi ile izah emıek güçtür. _

1 .5

Ul ) Denizcilik r izi ko l arı na karşı S. ·(TIK md. 1 339 ı 459) : Bu 5., gem inin ,·ey•t y.ü-kün denizcilik rizikolarını geç i lmes i n de ıpara il:e ölçülel:ıilir bir menfaati ol a n kimS'e t.a· rafın d a n bu meıııfaatini S. etmek üzere ya p ı l albil' i r (TlK md. l 339) . Geminin veya yiikiin fı,rtına gibi b!r sebep ten zayi o l m as ı hıllind·e S. c.tt i re n S. şiıi:etinden S. ibedelini alm aya iıa:k kazanır (TlK md. ı 41 7 ) . Ancak S. ettiren kimsenin önce.:len sigortacı-ya malın cin9i, �eo.-n inin durumu, malın ge­ minin hangi lb5liimünde ne '�ek i ! J e ta�ınacağı gibi önem l i hdl!eri d oğr.ıi l·ukla bildirmesi gerekir (TI1K md. ı 363) . Si­ gortacının bunları inceleme Ye ok endisin·e bilgi verilmediği ya­ ·hut ymlı� bilgi verildiği t�ı:tdirde s öz! e�m ed e n ca,yma hakk ı vardır (TTI( md. ı 365 · ı 366 ) . •

2 ) Mecburi S . : B u S., özel S.'nın ıhir çe�ididir; an­ cak yapılması .i;!1ti1"llr i değil, m ec:)üri : Er . Başl ıca ö rneğ i "mali soruml·u! uk

si;gorta sı"dır.

Karayol ! arı

maddesine göre; motorlu taşıt,

trafik

kanununun

m iiteharr.i.k mJkine

Sl .

veya las­ tik tekerlekli traktör sahipleri bun l arın, varsa .ı6m o rıkla rı n ın kullanılı.nasıadan üçüncü ş.a;hıslar a l eyh i ne doğacli:{ zararları t az m in etme-k iizere rn. i l i sor um l u l uk S.'sı a:kdetıneye mecbur­ d urlar. Bu S. mu.iya.tt a "ıg·Üzel söz" an l am ı n a ıkul lanılır. !Bir şiirde, ıbir .kel im eyi veya sözü ıhcın k en d i nden önceki m ı s r a ı n sonu, ıhem de k e n d in den sonraki mısraın baş­ lan!gıcı o l a c a k şekilde kullar.ma sanatıdır. Tanınm ı ş Divan şiiri H a yii i ' nin : Akil isen 11ahı 11 tayrtm ıahr ol Afecnnn gibi Baplla miirg �Ii)'i nodüller

husule gelir. Hasta başla.ıııgı�ta gerilme

ve

yanmadan şlkiyet

eder. Kronik nezlesi olan şahıslarda üst dudakta da görüle­

bilir. İyile�nce ,-erinde i z ıbıra:kmaz.

Trikofiton denilen mantarların sebep olduğu S. hayvan­ larla uğraşan köylülerde görülürse de genellikle beırberin fır­ çalarıyla bulaşır. Mantar, kıl diıplerine girerek iltrhapla.nma· ya sebep olur. Hasta bölgedeki kıllar kolayca çekilebilir. Has­ talık tek veya birkaç odak şeklinde olabilir. Çoğunlukla çe­

ne ve yana:klara yerleşir. Bıyıklarda yerle�. Lenf bezleri mahall i o!ara:k şişer, iyil�ince yerinde iz bırakır.

Tedavid.e antisepti:k solüsyonlarla pansumanlar ıyapılır. Tıraş men edilir. Uzun devzm eden vakala·rda cırnbızla: epi� tasyon yapılır. Ayrıca sebebe S(ire antibiyotik ve mantarlara· kaqı .il!ç!ar ağız yolu ile ve merlıem :halinde kullanılır.

SIKULLAR ·(Fr. Sicules, �ag. 5iculis), Sicilya'nın il· kel halkı. Tarfbi devirlerde adanın doğu yarısını iljogal ederek

adlarını verdiler. !Bunların, merkezi İ-talya'dan, •ha,tli Rcma'· nın doğusundan geldiğini gösteren bol delil mevcuttur. Ro­ ma öncesi İtalya'sının ao'anesinde önemli bir rol aynadıkları da biHıımektedir.

5.'ların şehirleri bağımsız biikümdaırların idaresi altınday­ dı. & ltiikümdarlar Yunanlılar'ın gelmesinden sonra, ada­ nın tari.'ıinde oiineın l i roller oynadılar. Tarımla uğra�aları, ıadanın vol:kanik oluşu, S.'ın yer altı tanrılarına inanmalarına sebep oldu, böylece mitoloj inıin ıze111ginleşmesine yardım et· tiler. ·Ba�!ıca �irleri Agyrium, Cunturipa ·(Centorbi ) , Henna ve üç Hebla idi.

SilAH, sav�ak ıçın kullanılan .her çeşit alet. insan W yl e rin buLund·uğ•u yer, h ar i t al a r da S. bölge s i olarak geçer. İLçe arazisi, ilin doğu ucunda, güneye doğru bir çıkıntı biçimindedir; ootısında Cizre ilçesi, k uzıey i n d e Siirt' in Ş ır n a k ilçesi, kuzıey - doğusunda Ha·kkari'nin Ul udere i l çe s i vard ır. Güney -ve güney - doğ u s un da Irak, g ün ey - batısında Suriye ara­ zisi ibu l u ıım ak t a d ır. İlçenin batı sından Dicle, güneıyinden bu neh r i n bir kolu olan Ha.bur ç ay ı .geçer. Kuzeyinde Şırnak i l e arasındaki Cüdi dağı uz anır. İ l çenin Iraık ve Surire ile uzun sı n ı rl a.r ı vard ı r. i lçe aı azisi, kuzey bö l üm ünde dağlardan inen birçok de­ relerle ya:rılrnıış, tepe l ik, d a lıg a l ı bir arazi uzan ır ( 550 600 m ) . Daha kuzeyde Cüdi dağının güney yaım a �a r ı ve dağ­ lar b ul un u r ( 1 500 - 2 000 m ) . 'B u iki a ra z i şekl inin güneyin­ de yükse kl i ğ i 460 - '500 m o l a n , tekne biçimli geniş d üzlükl er yer tutar (20 km boy u nd a , .15 km e n in d e ) . S. i lçe merkezi bu düzlüldeırin kuzey bölümünde ve tep e l ik a r a z i n i n eteld er i ­ •

ne yakın bir yerd edir.

Kuzeydeki }ura,



K ret a se ve E o scn de­

virleri kı vrımlı tabakalarından lbir yapı gös teren dağlık y erl er dışında, bil tiin arazi Neoje-n devri tabaka l a n ile örtül üdür.

'İ lçeni n ı·ldimi, y a z l a rı sıcak ve kurak, kı ş ları ve bah a r ayları yağışlı ve ı l ı k tı r. Çu kur bölümde kar örtüsü de t u t­ maz. Yağışlar, kuzeyde ki dağlık yer lerd e daıha çok ( yakla­ şık 700 - 80G mm ) , .bunun güneyin de ki tekne sah a s ın d a daha azdır ( ya lda � ık 400 - 500 rr.m) . İ�çenin ibemen g.ünC}·inde dağlık, tepelilk yerler v ardı r ( 7'50 - ı 000 m ) . Uç eye doğ r u güneyden çöl bö lges ini n sıcak r.üıg ı irları eser. iBitki ört ü s-ü lbakımından ilçe arazisi bir bCYZ.kırdır. Sa­ dece kuzey•cieki d ağ l ık yerlerde ve a ka rs u l ar boyunda ağaç­ lıldar, fundalılı:Ia.r, çalılıklar vardır. En ya}'\gın ağa:ç me�dir. İlıçe nüfusu, yaz ve k ı ş mevsimlerine süre, haoyvancı l ık arasında yer d eğ i ş t irme dırrum unu gösterir. İ lçed e yazın tenhalaşma, kışın kalaobalık­ la�ma olur. Köylerdeki evlerin pek çoğu tek katlı, taş ve ker­ piıç duvar:ı, düz damlı, küçük ıpencerelidir. K a sa.� d :ı da bü­ y ükçe bir köy görünüşü vard ı r . Okuma - yazm a durı:m·u he­ nüz ye teri n ce .gelişmiş değildir. ı970 veri l eri ne göre, ilçede okııma - yazma bilen erkekie r i r sayısı ı 738, ka d ı n ların sayısı 2'ı4' dür. .Bilmeyenler ise, 5 600 erkek, 6 300 .kadındır. İ l ç e merkezinde bir ilkıo�ul ( köy l er d e 29 ilkokul ) , b i r ortaokul 'Va.rdır. İlçede sıtına ve traJıom bölge başıkanlığına bağlı Şube şefl.jği, 1 ılıekim, 8 cl>e ve s ağ l ık memuru, 2 sağlık ocağı , 2 sağhk ev i vard ı r . ekonomisinin etkisiyle, yaylalarla ova

iEsas geçim kaynağı hay.vancılığa daya n d ığ ı n dan , i!(ede ç.iıftçilik fiizla :gel i � mi � değildir. Ancak, yerindeki ihtiyacı k ar ­ �ılamak üzere •hububat ve burada yeti ş ebi l en başka besin bit­ kileri ( s abzel er . . . ) ekilir. S. il�sin,de bayvan sayı sı i se, çok k abarı ktı r . ( 1 973 veriler i n e S"(ire ı4:5 000 ) . Bun un ı22 OOO ' i k üç-ük baş ılı a yvan lardır k i , bunwı d a 95 000' ini ikoıyun t u tar .

Kıl keçisi ve tiftik keçisi bundan çok sonra gelir. i l çedeki sığı.r sayısı 8 700 ka d ardı r . Yük b ayvan ları sayısı ilin bütün i lçel eri n in hepsinden çokt ur o(.ı4 400 ) . Bunda 7 000 s.ayısı ile k a tı r ·başta gelir. Bu da yayl:ılara çıkı ş - inişte bu hay­ vandan laıydalanma z a r u re t i n den ileri gelmiştir . .At (3 200 ) , e şek de ( 1- 250) önemli yer tutmuştur. Süt mamulleri .(yağ, peynir .. ) , c.ı n·i ı !h3.'}'V an satışı, yün ve .tifti k, deri satışı var­ dır. /Küçük el s a n a t la rı n d a n b:zı yün doku ma l ar yapılır. l.."eZi

S., \·akın bir :geçmişte bir köy olduğu hilde, ilçe mer­ o l d uktacı sonra oldukça biryümüştür. 300 hanelik bir

k.ii.çük kasaıbadır. Çarşısı vardır. Belediyesi ı%l 'de kurulmu�,

imar planı 1967'de tmnaımlanmıştır. K a saha n ı n evleri tek katlı ve düz damhd·ır. E l ekt r iğ i , iıçme ve kul l anm a suyu va r d ı r . Cizre - S. asıfalt karayolunun y:ı.p ılması, bu yolun deıvlet sı­ nırına v� daha ö tel ere uz.ınmı� bulunması, S . " n i n Cizre üze­ ri n dıen Ma.rdin'e, D i ya ıbakı r, Uıia ve ötelerine ıhağlar.masına ıv e ge l i şm e s i n e yol a{mıştır ( bk. ıMA:RDİN) . ı(R. İ . )

SILORIYEN, mi

ve

ıhiri nc i jeoloj i k zaımanın ·ÜÇÜnCÜ dö n c­

bu dönemde teressüp etmiş olan tabakal ar. Bu dönem­ de paleozoik h ayat en y üksek seviyeye ç ı km ı ş t ı -r . İ ngi l t e re, S ka n dina vy a , B a ltı k '\'C ·Bohemya'da fosiller bakımından büyük

gelişme o l d u .

iki p a r a le l oluş.um tarzı : Sığ d en i z fasiesi ( kumlu vey a kalkerli), büyük se.fa l opo d l a r, ·trilooitler, bra­ kiopodlar, mercanlar ,i,, mevcudiyetini g3 s term i ş t ir . Bunun yan ı sı ra derin deniz •(pelaj i·k) .fa s ies i , ihanen Gıemen .tama­ mioyle S. :gı ub un a ait ıg rap t ol i t ler i ihtiva eden ıgr ap t o l i t şistleri _

varlığını göstermiştir. ·B u oonemde p üskür ük kaya ve t ü fl er­ de büy_i.i.k yayg ı n l ı k görülmektedir (özel likle İngiltere'de Ka­

Iedonya .:!ağ kııvrırnları ) . 5.,

al t

S.

( or d oıvis i um )

ıüzere iki kısma ayrı l ı r :

ve

üst S . ı(gotlandıyum ) olm ak

SİLüRİYEN - SİLVAN a) Trcma d oc, ıb) Aren�g. c ) ıBala ( Caradoc) . a " d a kambriyen S. :k a r ı ş ı k can­ lılar; b) ıB:!ltık ılı aıvz a sın d a güçlü ortser kalkerler ta.rafından tem s il ediimekte. ıBohcmya" d a ' 'ıK a l:ı r ' ', D1'den D5'e ·kadar. B u dönemin en ö nem l i fosilieri : Trilcıbitler olarak a sap ­ hus, megalaspis, euloma, n i o!Je, illaenus, trinucleus, dhasmops, 1 ı . Alt S. · ( dort kademe) :

Llandeilo, d )

ceratopyı3e; braihiopodlar olarak, o.ılhis ( calliıgramma ) , orthisi­

na, p aramıboni tes, platistır.ophia •( lynx) ; Cystid ler olarak nospharitcı İ ly a s mcscidi (Ali Paşa hamarnı y akın ı nda ) , 29. Duhani-rzade mescidi (Koca Musta.fa Paşa yalk ı nın d a) , 30.

Kadı-zade mesıcidi ( Çukur..hamam ya&ı n ı n da ) , 31 . Müfti Ha­ Efen di mesıcidi ( Az aıb ) ar hamarnı yak ın ı nd a ) , 32. Tü­ fenkr!ıane mescidri ( Hisarın dı�ınd a ) , 33. Saray ağası Davud Ağa mesıcidi ( Edirrırekapısı'nın dışında ) , 34. Dökmeci-başı mescidi ( Eyüp' te) , 35. Arpacı-başı m esci di ( Ey üp ' te ) , 36. iHe­ kim.lbaşı Kaysuni-zade mescidi ( Sütlüce' de) , 37. Kaysuni-zade mescidi ( J st anJml 'ıd a ) , 38. K a rc ı su-başı S üleyman mescidi ( Eyüp'te ) , 39. İ k i mescid ( I s ta nbu l ' d a ) , 40. Aıhmed Çelebi mescidi (Kjiremitlik'te), 41 . Ya!hya Kretilıuda mescidi ( Kasım­ p a şa 'd a ) , 42. Şehremini H a s a n Çel�hi mesc id i ( Kasımpaşa'­ d a ) , 43. 6üheyl Bey mescidi ( T oph a ne ' de ) , 44. İ ly a s-z ade mes­ oidi ( Topkapı'nın d ış ınd a ) , 45. Sarraf-ibaşı m esc i d i ( Topka­ pı'nın dışınd a ) , 46. Paza r-başı Mermi KetllUd a mcscidi (Ka­ s ı mpa şa' :!J ) , 47. Melımed Paşa mesci.Ii (Büyük - Ç�ece'de) , 48. iHac ı Paşa me soidi ( Üskü d a r' d a ) , 49. 5 a raç h ane mescidi ·( HasiOOy 'de ) , 50. Ruzmiıneci Abdi Çeküze'de) , 17. Mehmed P�şa imareti ( Bosna· da) .

VH. DARüşŞiiFAI.AR

Sultan Süleyman dirü�ifası, 2. Hasek!i Su�tan darüşşi­ Usı, 3. Vaıide S ultan dirüş�ifası ( Ü sk!üdar' da) . ı.

VHI. SU YOLLAR.I KEMERLERİ •

1. B en d kemeri, 2. Uz u n kemer, 3. Mugtava kemer·i , 4.

Gö z l üce kemer, 5. M üde rr·i s kıöyü yakınınıdaki kemer. IX. KÖPRÜLER

1 . B üyük · Çekmece kıöprüsü, 2. Silivri köprü sü, 3. M us · tafa Paşa köpr·üsü (Meriıç üzerdnde) , 4. Mehmed Paşa kıöp· ( H a l:k a lı p ına r ' d a) , 6. K apı - ağa sı rüsü, 5. O d a.Jb aş ı IOOp rü s ü köprüsü ( Harami-dere'de) , 7. Melımed Pa � a köprüsü ( Sinan· lı'da ) , 8. V�i r-i azam Mehmed Paş a köprüs ü ( Bosna'da, V�şigrad kasahasında) .

X. KERVAN&A:R:AYLAR 1. Keı:ıvans-aray ( Sul tan S ül eym an ima reti y aıkın ın da ) , 2. Çekın«e'de), 3. R ü stem Paşa keı:ıvansa· rayı (Rodoscuk' ta) , 4. Ke'beciler korvansarayı ( Bitpazarı'nda),

Keı:ıvansaray (BüyUk



SİNAN, Mimar

64

·.

SINAN, Mimar : Dev taheserlerin aahlbl S., Sülemaniye camii yanında, yine kendi eseri olan bu mütevazı türbede yatmaktadır

5. Rüstem Paşa keı:ıv an s aoray ı vansarayı ( B ursa\l a ) ,

7.

( Gala ta ' da ) ,

6. Al i Paşa ker· ·

Ali Paşa keı:ıvan·s ar ay ı ( B iıtp az a r ı'nd a) ,

8. Perteov P aşa keı:ıv a n s·a r ay ı ( Vefa'd a ) , 9. M us tafa Paşa ker ­

vao sar ayı ( l lgı n ' da ) , IO. Rüstem P aşa kervansarayı (Sapanca'·

da), I I . Rüstem Paşa kervansar-ayı ( S am a n l ı ' d a ) , I2. ıR.üstem Paşa kervansara yı ( K ar ı ş dı ran ' d a) , I3. R:üs tem Paşa ker:van­ s ara yı ( Akb ıyı k' t a) , 14. Rüstem Paşa. keı:ıvan s arayı (Karaman Ereğlisi'ııde) , I5. Husrev Ke-thuda ke rv a ns a ra yı ( İpsala'da), I6. Mehm ed Paşa kervansarayı ( H a.fsa ' d a ) , 17. Mehm ed Pa­ şa .kervansarayı (Burgaz ' d a ) , IS. R ü s tem Paşa kervansaraıyı (Edirne' Je) , I9. Ali Pa şa çarşısı ve kervansarayı ( Ecl.!,rne'de), 20. İ-br ahin Paşa ·keı:ıv an s a r a y ı ( Istanbul'da ) .

şa sarayı ( Bayeziıd civarında),

23. ıPertev Paşa sarayı (Vefa meydanında), 24. S i nan Paşa sarayı (A.rah:m Pa�a ham:ıın ı (Siliwikapısı'nda ) , 1 7. Kapı-ağası Yakub Ağa hamarnı ( S ul u-manastı r'da) , 18. Siıı an Pa�a hamarnı ( Beşik­ taş':ta), 1Q. Molla Çelebi hamarnı ( Fındıklı'da) , 20. Kaptan Al·i Pa�a h::mamı ( Tophane' de) , 21. Kaptan Ali Paşa hama­ 212. Müfti Ebüssu'üd Efendi hamarnı rnı ( Fenerkapı'da), ( M:icuncu çarşısında), 23. iMiemiran Kasım Pa�a hamarnı ( Hafsa'·da), 24. Merkez Efendi h:ım:ımı (Yenihpı dı�ında), 25. Ni�an:ı Paşa h:ımamı (Eyüp'te) , 26. ıHusrev Ketbuda ha­ mamı (Ortllkki y 'de ) , 27. ıHusrev Kethudi hamarnı ( İzmit'te) , 28. ıHamam (Çatalca' da), 29. Rüstem Pa�a hamarnı (Saıpan­ ca' d a ) , 30. Hüseyin Bey hamarnı (Kayseri'ıde), 31 . Sarı Kürz ılıamam ı ( Istadbul'da ) , 32. Hayrcddin Paşa hamarnı (Zeyrek'­ tıe), 33. ıH�yreddin Pa�a hamarnı ( Gümr iJic.lıine'd e ), 34. Ya­ •kıb Ağa h:ımamı (Topılıane' de) , 35. Haydar Paşa hamarnı ( Zeyrek'k) , 36. İskender Pa�a lıamamı, 37. Od a -Ibaşı hama­ mı, 38. Ketbuda Kadın hamarnı ( Akbaba'da ) , 39. Beykoz ha­ mamı, ·iO. ıEmir Buhiri .h.am am ı (Ediırnekapısı dı·şında ) , 41 . Hamam (Ey·Üp türbesi civarında ) , 42. Dere hamarnı (Eyüp'­ te) , 43. Salih Pa�a-zaode hamarnı (Yeni'lciöy'de), 44. Sultan Süleyman hamarnı (Mel&e'de ) , 45. Hayreddin Paşa hamarnı (Toı:dıane'de), 46. ıHaoyreddin Paşa hamarnı (Kemer;rLtı'nda ) , 47. Rüstem Paşa hamarnı (Ciıbal i'de ) , 48. Valide SuLtan ha­ mamı ( Üsküdar'da) . . (O. Aslanapa )

gelip orduya katıldığı tarihe y an i, 24 ağustosa sürdü. S. P.'ya Nısan-ı şamırede bulunulaırak, bu deği­ şiklik-ten ı;i:cenmemesi, teselli bulması da Sultan Selim'ce dü­ şünüldü. Dulkadırlı seferinden sonra Sultan Selim, Edirne'ye dönmekle doğu seferine son ıvermeyi tasarladığını zımnen an­ latmak istemişse de Şih İ sma.i l'in Çaldıran nezirnetini haz­ medememesi, Osmanlılar'ı Doğu A na dolu'd a n çıOı:armak için ıbir yanda:ı oKaraha n'ı D�iıbelcir üzerine sevk ederken, bir yalidan da Osm anlt i a ra karşı ıMısıır Memlük sultanlığının des­ teğini sağlamaya çalışması, Osmanlı devletiDi yeniden Doğu Anadolu Uzerine eğilmeye zorladı. Bu sırada iran'lıların Mar­ din civarında bir Osmanlı karakoluna baskın vermeleri üze­ rine mes'u} tutulan Hersek-:z:3de Abmed Paşa vazifeden alı­ nınca '5. P. 6 nisan 1516'da tekrar vezir-i ham ola.rak Diyar­ ıbekir ucuna gtönderildi. 5. P. süratle Üs�üdar'-dan hareketle, Kayseri'de toplanmış olan Osmanlı ordusuna katıldı ve yanın­ da Anadıolu beyleııbeyi ve yenilçeııi ağası olduğu halde, EI­ bistan'a vardı. Bu arada Mısır Memlülderi Dul:kadırlı bey­ liğinin Osmanlı l!ıilcim i ye tine girmesiyle IV'e O� anlı l arın Do­ ğu Anadblu'da Diyaı:ıbekir'i de ıbi:r ba 9kın sonunda ele geçir­ ağırlığı ilıissetmeleri sonunda meleriyle •kendi üzerlerindeılci ·Doğu Anadolu'da gelişen duruma müdahale etmek gereğini duydular. Bunun ·ÜZerine Memlük sultanı iKansu Gavri, ·kırv­ 'Vetlerini toplayarak sür'a.tle ıHalelb'e gel d i . Memlıik planı, Os­ manlı ordusu Safevilerle uğraşırken ardlarını almak ve Ya­ vuz Sulta!l Selim'i kıstımıaktı.

151 7 ) , O!manlı devleıt: SINAN PAŞA, Hadım ( ? adamı. · Yıtvuz 5uLtan Selim zamanında cesaret ve şeclati �le kendini tar.ı tmı�ır. Bosnalı olup, aldhadımiardan Jlren, saray ağası olm:ış ve taşraya sanca�beyi olara:k çıkmıştı. En son, Rumel i'nin sayılı sancaıklanndan lbiri olan :Bosna sancaktbeyi­ liğiDden, Çaldıran savaşı ılıazırlıildarı sırasında, Anadolu bey­ leırbeyiliğine getirilmişti.

yı:kasına ulatmaıle için, Memlıilc sınır beyler·i nden ge­ çiş Jzni ta l tbi nd e bulundu. An�ak bu beyl·er S. P.'ya ters cevaplar v�rdiler. Mem!Uk sultanının da Hdeb'e ,gelmiş ol­ duğu öğrenildi. Durum Sultan SeHm'e duyuru]un(a, seferin yöııü -değiştirildi ıve Memlıiklu .üz erin e :yiönelinmesi kararlaş­ Anadolu'da·ki kumandanı tırıldı. O ıgünlerde Şıilh İ smail in Kar2hin'ın yenilıgiyı! uğratılarak bel'taraf edilmiş olması da Osmanlılar için artık bir İran tdhlikesini düş.ünme gereğini ortadan kaldırmıştı. Böylece Sultan Selim, görülmemiş bir sü r a tle ordıiy-i :hümiyıina katıldı ve savaş sanca'kla:rı, Mem­ lıiklu üzerine açıldı. 24 ağustos •1516'da Dabık ovasında vııku bulan mubilrebede, ziferin kazanıLmasında S. P.'nın rolü bü­ yük old u. iKansu Ga:vri'nin ölümünden sonra daAılan Mem­ l uk ordusunun takibinde, ·husüsiyle Meml i'tk lkumandanların­ dan Hayır Bey'in Osmanlı hizmetine alınmasında, Suriye şoe­ ılıirlerJnin işgaliooe ve bu ül'lı:ede Osmanlı nizarnının kurul­ masında, S. iP. biiy ük başarı S(istoerdi. Mısır'da Memlıik tali­ Osmanlı yüksek tma seçilen Devidar-i keıbir Tumaııbay'ın ııakimiyetini 'kaıbwe y an a ım am a sı , tersine Osmanlı ordusu dö­ nünce Suciye'yi geri alma tasanları üzerinde çalı:ması, Sul­ tan Selim'�n o kışı Şam'da geçirmesine selhep ıoldu. Hele Os­ manlı elıçi-.i ıMuı&d Bey'in öldürülmesi Mısır üzerine bir sefer tertı"bini Jcaıçınılmaz hile getiııdi. S. P., bütün kışı bu sefer i:çin gerüsü eogel­ led.iler · ve pidişahı, donanmanın Akdeniz'e açılması ·i çin ha­ :zırlanmasının daiha önenıli olduğu gereıkoçesiyle, kararından ca.ydırdılar. ıBu durumda me,·kıi sarsılan S. iP., sadarette da­ ha .fazla �lamadı, ağus�os 1591'de aziedilerek .tekrar Malıka­ ra'ya sürüldü. ÜsteJiık vezir oldu:kıta.n sonra Şam, Safed, üs­ �iilb, Dukıaıgiıı, Anadolu ve Erzurum'da :r-ııpmı1 olduğu bütün ıva•kıfJaır da ha,vass-ı hümiyiılla ·istirdad edilerek, ınıili gücü dı:ıraltılm:ı!k istendi. S. P.'nın sürgıün !hayatı, bu defa an se­ kiz ay kadar sürdıü. Bir yeniçeri fitnesi sonunda 'k.apı'kulla­ rınca tutulduğu göz onüne .alınara'k ocak 1593'te üçüncü defa ıvezir-i azamlığa getirildi. iFeıih.ıd Paşa'nın İran rophesi.nodıeki başarılarını !ln�an­ .ıruılkla üıııv anlarına üçüııcii bir fitiıh üıııv a nı ekle'mek hırsıyla ıve Bec kralını esir alıp lsUınbul'a getireceği iddiasıyla, Avus­ turya ·impaa: a tıoru li. Rudolf'un yıllık haracı ödemeyeceğini l:ı.iıl:dirmesi ve ıBosna beylerıbey i Telli Hasan Paşa'nın bir a.ıkın­ d a şehit düşmesini lba.hane edinerek, İran lıa11pleri dolayısıyla ordunun yoııgun düştüğünü, hıazinenin l:6yle lbir se!ere taham­ mül edemeyeoeğ,ini ileri süren mıih:iliıflerine rağmen, Avus­ turya":ya k:.rşı sa.vaş kararı alınmasını sağladı. Hatıti hazır­ Jı;J.daırın tamamlanmasını ve �lecdk ba:ha rı da:hi ıbeklen:eden, temmuz 1 593' t e serhaclde hareket etti . Vespirim ve Paluta ka­ lelerini fertıeden S. P., kışın yaklaşması üzerine önce Budin'e, oradan da iBelg.rad'ıı. döndü. Osmanlı orduları serhadden uzak­ laşınca Avusturıyalılar Jıarekete geçtiler. İstoloi - IBelgııad'ı k u­ �attıkları ;gibi bu kaleye yard ıma gelen Osmanlı kuvvetlerini de bozdıılar. !Novilgrad •kalesini zaptettikten sonra, Hatvan ve Ester­ gon'u d a kuşattıhı.r. Istanbul'dan büywk .iddialarla yıola çı'kan S. P., merlkezdıen tıaıkıviyıe kiJVIV'Ctler istemclc: zıorunda kaldı ıve ıiti'barı, şöiı!eti büyük ölÇüde zedelendi. 1594 balharında ye­ niden ha.:-elkete geçen S. P., Tata ve iki aylık bir kuşatmadan sonra Yanıik kalesini feUh·etıtiyse de kış yaklıaşmalkta olduğun­ dan tekrar l!el�rad'a döndü. Bu sırada ıJI.I. Mura·d ıölmıü� ve �rine HI. Meihmed goçmi� bul unuyordu. Ra•kibi Fe!lhad Paşa bu d eğiş i·klikt!:!tl yararlanarak S. P.'nın iddı�I·a rına rağ­ men ba7arısızhkılarını ileri sıii rerek, şubat 1 595'te onun sadi­ retten uzakla�tırılmasını ve Malıkara'ya süııg;ün edilmesini sağ­ lıad ı . Ancak .tara:ftarlarınm devamlı gayrıetle.ri sonunda 'tem­ muz 1595'tf' dördüncü defa veziır-.i azam oldu. İşe başlar başlamaz rakipl;er.ini, bu arada ıFeıibad Paşa'o/'ı b�rtaraf etti. Oğl u Rumeli beylerfrıeyi Mehme-d iPaşa'yı, Arvusturya üzerine serdir tayin eder.ı:ık kcnd i!ıi de isi Efitık beyi Milhal'a karşı ılıareket .:tti. ıBükrc� h: Ti�gaıv i�te'yi zalbretmesine rağmen Mi­ hal'i ele geıçiremedi. Aıksin e karşı taanr.u za geçen Efiaklılar ön.ü nde ağır zfo.yiat vererek .çekilmek, hattı Yergiiğü ık:ılesini kaybetmek zorunda kaldı. Oğl·u Mehmed Paşa da Avusturya cephesinde l:ıir başarı gösterernemiş ve Estergon ık alesi düş­ miü�tü. B:ı ba5arı·sızl&lar üzenine S. P., '93.diretten alındı ve yine Maikara'ya sü11gün edildi. Fakat, yerine getirilen Lala Mdhımed �şa'nın on gıün son·ra ıö l iimü üzerine, hC1inci defa kasım 1595' te vezir-.i azam oldu. Arv usturya cıepıhe�inde bir

-

SiNAN PAŞA

67

neticeye uh:: � için bü.yü:k hazı rlıkl ar yapanken bir taraftan da lLl. Su!tan Mchned' i aıtaları gibi sef.ere çıkma'Ya te:;vik edıiyordu. Bunda kendisine Hoaa Sadeddin Efendi de en bü­ yük yardımcı olmu�tu. !Bu �ırada öldü. Toplam 8 o/'11 5 ay vezir-i izamlıkta bulunan S. P., iri yarı yapılı, gıür sa!kallı, glösterişli, mağrur, cesur ve atik bir ıvezir olal:'lllk tamtılır. İın!paratorluğun her yanında )Uptırdığı cami, medrese, mektep, �şme, sı!bil, han, .imiret, k'öprü, su yolu, hamam ve dıükıkiıı l aır ile, ülkeyi .imar etmede bi'zzaıt ön­ cül ük etn1:i �tir. Bunların içinde özeJ.Iiıkle I:H . Mwid' a arma­ ğan ettiği Saraylburnunda'lai Sinin Pa1a köşkü veya kulb'bes.i n ­ deo aşağıya bir a,vize gibi asılı bulunan bir top inciden ötürü ineili kö�'k adıyla anılan mııhıteşem saray yavrusu, ayrı bir yer tutar. Bütün bu hayır işlerine, ÜS'kıüdar'da kurduğu ma­ ·h alle ve Uzuncaova ka·s·ab ası jg·ilbi iskıin faaJ.iyetler.ine harca­ dığı paıralara rağmen öldüğün:le, muhaUefitı ar:ısın!:l:ı. 600 000 dUka altınından başka, 20 sandık müce'fiıer:ıt, 61 ölçek iıı c i, s·ayısız IW.r'k, at ve miJ.yoDlarca akça tutan kı.ymetl i eşyası çıkmı ştı . (İ. iP.) SINAN PAŞA (Hoca Paşa ) , S io i nüdd in Yüsuf b. Celilüddin ( 1440 - 1486), klasik 'türk nesr.inin bü­ �·ü-k üstiıl ı ; alim, mutasaıvivıf ıve devlet adamı. Sivrihisarlı Nasıreddin ıH'OCa soyundan geld iği söylenen bir a il enin ÇO· cuğu olan S. P., anne ıv e babası dhetinden iki ilim ocağı­ na mensuptur. Onun, Sirvri'h isar, Bursa, hatti Isıtanôul'da doğ­ duğunu �yleyenler olmuştur. ıBa1bası Hızır Bey Çelehi ' yi, fe­ trhten sonra, IFıi'ti'h Sultan Malınıed .Istanbul' a daıvet etm i ş ıve kendisine yeni payıtalhtın kadılığını vermiş ve lbu siırctle S. P. d a .ıbalhasiyle Bursa'dan .Istanbul' a ıgelmiştir. İlk dersle­ rini babasından aldığı '"e .tahsiliııin hiç olmazsa bir kısmını, annesinin b:ıhası olan büyük al!m ıMolla Yogin' ın · ( ölm. 1-173) yanında y:ı:ptığı söylene!>ilir. Kaynaklar onu, harika bir çocuk olaraık ta,vsif ediyıor ve büluğdan üneeki yaşlarında minbere çı!kıp va'z ettiğin i kaydediyıorlar. Kendi i.f3:Jesinden de anla­ şılaıcağı üzere, bir ömür boyu, gece günd·üz, •ha.tti çok zaman a.ç karnına ıbüyük bir iıhıtirasla okumuş, vaktini boşa harca­ madan mm tahsil etmiştir. Hızır b.

S. P. ıkabiH�t ve delhisının yanında, elde C'ttiklerini, şüphesiz biraz da mooitine !bor�ludur. B:ııhasının vefatından sonra, daıha ·19 y;ı�ında ,bir gençken 1459'da pidiş3ıh tarafın­ dan, müderris ola.rak Edirne'·dek.i bir medreseye tayin edild i . Sonra oradaki iDirü'l-lhadis'e müderris oldu. Çok geçmeden, ,eylıüli�Iamlığa denk bir va.ı.ife olan pidişıih hocalığına ve "sa'hn" mi,;dcrrisliğine getirildi. Tekrar Istanbul' a geldi. Fa.­ t�h Sultn Melhmed'jn ıta'kdir ve sevgisini .k azanan S. ·P .'ya ·vezıi.ret rütbesi ile :Paşa unrvaoı verildi. ·Bu siırctle, Fatih, onun siyasi düşünce ve görüşlerinden de isıtifide etmetler içilllley e başladı. S. P.'ya reva görülen bu muameleyi duyan İmi4c ulemisından ibni Hüsamed din"in pidişaıha gönderdiği ser.t bir meıktt1p üzerine S. iP., setbest !bırakıldı. Sivriıh i!lar'a •giderek, .1431 yılına ka· dar orada .kal d ı . Bu arada, kardeşleri ve yakın talebelel'i de bir bir vazifelerinden aızledıild.iler. Ancak J.I. Sultan •Biyezid tahta çrkınca, lkendisine itibarı iade edildi ve Edirne Di­

m:rk -için yazıl'mıştlıl'. S. -P., burada, tasavvufun mevzuu olan Iiiibi aşkın esasbirını anlatır ıve kendi lkıallbinin ılıeyecanlar ın ı dile getirir. Tevtıid, ma"ri-fet, viyatında 'Seci', daıha önce açan i!Jı: scn'atkirdır. Türk edd>iıyatında Ya"ıkııb b. Hızır"ın 1 406" d a yazdığı Ceııahirü'l-mi!Jni adlı ese­ rin-de ve Kayıgusuz Abdal'ın muhtelif risilolerinde g.irülürse de, lbuoo ilk defa hemen her cümlesinde kuHanan kimse, ıS. iP.'iyotikler)

73

Antenin

( B. P. )

son parçasından

ayrıca bir dokunurn

kılı

•( arista )

oluşmuştur. IBacakları beş parçalı ol up, ucu çengellerden ve

SINEÇAK : ıbk. YÜSUF-1 SINEç.AK..

yapışıcı b i r tabandan ol uşmaktadır. Bu ya.pıla.ı: •hem kaygan

SINEÇAK DERVIŞ OSMAN : bk. OSMAN SINE­

ğişi-kliğe u,!;ramış rve "fıalter" ' denen birer 1okmakçı·k haline

hem de

ÇAlFnnsa'da elde edildi . Fizyolog olan Etienne Jules Marey h areketin detayları üzerindeki in­ celcmelcriyle tanı�ı:ıı ş tı. Marey, uzun süren çalışmalardan SoOn· ır.ı

'bir ".fo toğra f tü.fe,Si" y ap t ı. Bu cihaz, kabaca tüfeğe ben·

z i y or d u . Tetiğin üstünde bulunan diskteki t e tiğ in !her ıçeki li � i n de hareket ediyor, böylece

fotoğraf

t.ı.nelerin

çekilmes: mümkün oluyordu. Marey, daha wnraki içio:le G e oııge Dcmeny'nin de yardımıyla çeşitli fo­ toğraf makineleri yaptı ; .187i' de, "kronotoğraf" adını verdiği cilıazla saniyede 60 rpoz oçekebiliyordu. Ancak Marey, fatoğ­ raf malzem�si ol a rak saydam bir madde yerine kağıt :kullan·

or.

yı l

11872'de aslında S.'nın gel i şmesi n e katkıda b ulunmak ama­ cı d üşünüimden y ap ı l an bir ç a l ı şmayı d a bu arada belirtmek gerek ir. Lcland Stanford a d l ı çok zen­ gin bir iK al ifo rniy al ı bir tecrübe y ap ­ tırdı . Sp or t men bir insan olan S tanford bir atın y ü r ii y üş ü n ün teferruatını öğ­ renmek istiyor.du. Saihibi bulunduğu demiryolu şirketinin mühendislerindeli John D. Isaac, ile fotoğrafçı Ead­ weard Muybridge'den bunu gerçek­ Ieştirmele.rini i s ted i . Isaac 12 fo toğ raf makinesinden mürekkep bir dervre kurdu. Ayrıca makinelerinin obtü ra · törünün açılıp k apanma süresini çok kısal tacak elektrikli bir terti:bat yap­ tı . Bu saye d e poz s ü re si n i l/2 000 sani yey e kadar d ü ş ür d iı . Obtüratör te r· tibatının geliştirilmesi, ayrıca hızh çek:me müsait rilmle.r i n geliştirilmiş olması ı;ıeticesinde 1 877 y ı l ı n d a ılıız­ la hareket eden şey l er in fotoğrafının çekilmesi mümkün oldu. Bu ha:bcr çok geçmeden Fransız ressamı Jean Louis Meissonier'nin kulağına gitt i . O sırada Meissoı:ıier, resimlerindeki atların 'lıarek�tleri bakımından aka d e­ . m isy en ler l e büyük bi r anlaşmazlığa dü �mü ş t ü . Bu fotoğraflar Paris'e ge­ tiri l d i , akaJ�isycnlere ve diğer res­ urnlar a gösterildi. Meissonier iddias• · nı daha da kın vetle is�at etmek için, Jieyl'in faslatrop' una b enzeye n "zoöp· r-"' rak!ı.iskop " cihaz.ıylı. ekrana a·ksetti · *1" , ri! d i . / Isaac tarafından gd iştirilıp Muyb­ ridge tarafından kullanılan sistem, SINEMA : 1 88Z'de E. J. Marey'in icad ettiii "fotoğraf tü(eği" önce .12 fo t oğra f makinesiyle çalışır­

/

{

ken

sonraJan

fotoğraf makinelerinin

hareketli

kağıdı,

art arda cnstan·

§eylerin Çetitli pozlannı tesbit ediyordu

76

SiNEMA

SINEMA : Edison'un ilk kinetofonograf'ı. Bu cihaz 1 9 1 3'te filmlerle senkronize edilerek aeali filmcillkte kullamldı

� imkan yok t u ; ne onoo için hiç mühim deği l d i ; çünkü tamamen

dığı için ul'dao buraya siiıgünler olmuş, Cumlhuıüyet dev· rinde bu zi nd an modern bir cezaevi durum una getir·ilmiş, burada bulunanlara el işleri öğretilmiş, yapılan eserler mem­ leketin türlü yerlerine gönderilmi�tir. (R. İz.bırak)

Tarih

:

"Sinop" kelimesJ, bir rivay e'te göre Hititçe "Si­

bozulmadır ve S., Hititler'in S inova şeh­ ridir. Simkler' in elindedir. Başka kavimlerin eline geçme­ mesine d e itina edilmi�tir. !Kaaniıni devı:ıinde

tımarlı sipahisi, en parlak devrini ya­ en ;parlak dev­ rini idrik etmi�tir. ıBu pidişQh devrinde 166 200 t ı ma.rl ı sipa­ h is i ıvardı ; bunun 74 600' ü ıRıımeli, 91 600 ' ü Anadolu tımarlı sipahisi idi. !Bu siıretle Türk atlı ordusu, iki ord u ' ya a'Yrıl­ m ı şt ı : iRumeli atlı ordusu ve Anadolu atlı ordusu. ıBu ilcisi, seriılıaten tefrik edilirdi. Ziri klasik m eyda n muharebesi d ü­ zeninde sağ ıve sol kanatları bu iki ordu te�kil ederdi. Ka. pıku!u as.keri, merkezde ıbulunurdu. İlk zam anlarda Rumeli şamıştır. Gerek sosyal, gerek askeri bakımdan

tımarlı

ordusunun kumandanı ıR.umeli Beyleı:beyisi,

Anadolu

ordusunun kumandanı da Anadolu beyl erbeyi si idi. Fakat sonradan her iki kanada d a pidişihça seçilen vezirler kumanda etmiye başla d ı . Kaaoiıni devrinde bu iki ordu o derecede büyüdü ki, sefer Avrup a da olduğu zaman çok defa Anadolu S. ordusu çağırılmaz ıveya bazı birlikleri çağırılır oldu. Sefer Asya' d a ise, Rumel i askeri ya hiç çağırı lmaz oveya bizı bidikleri celbedilirdi. Tabii mesafenin fetihlerle gittikçe açılması da bu ;hususta müessir olmuştur. tımarlı

'

!Evliyi

Çe ld:>i, •1650 yı l ı nd a imparatorl uğun 566 000 t ı­ ulüfeli (maaş l ı ) askeri olduğunu, göoüllülerin, muhtar devletlerin yardımcı askerlerinin bunun dıı � ında bulııo· duğunu kaydediyor.

marlı

veya

Bazi hamiıyetli

ve

milliyetçi sipahiler, ·kanunen yanlarında bulundukla.rı, "cebeL.i"' d en ilen, tam donatımlı atlı muhir.ib nefer adediı:ıın çok üzerinde maiyetle muhirebeye giderlerdi (Cevdet, I, 90 sonu) .

getimıek mecbur iyeti nde

IMart 153l'de Kaanimi Su lta n Süleyman tarafından yayınlanan tımarlı sipahisi kanununun bazı maddeleri şöyledir (M. T. Gö kbitgin eş., TMih Dergisi, XX:I.J, 39 - 44) :

Şehid düşen her 20 ()()() ıili 50 ()()() akçalık zeıimet sahibi zalm'in bir oğlu ovaru ve tırnar taşarruf etmiyorsa kendisine 6 ()()() ıı:kçalık t ı rn a r verilir. İki oğl u varsa i kinci oğluna 5 000, 3 oğl u varsa üçüncü oğluna 4 ()()() akçalık tırnar tevciıh edilir.

Şelıid olan zaim'in zeıimeti 50 000 ili 100 000 akça ara· sında ıise : Tımaı tasarruf etmiyen büyük oğluna 8 000, ikinci oğl un a 6 000 ak.çalı:k tıoıar verilir. İkiden faııla oğl u ovarsa, küçük oğulları bir seferde tecrübe edildikteııı sonu, beğeo.i­ lirse, on lar a da tım ar verilir.

tır. /Bunun maııı tığı açıktı;- : Orduy-ı Hü.miyiın'un esası tı­ marlı sipahidiı; ·ve tıma.rlı -. S. olmaksızın Türk imparatorluk ordusu ancaVbir takım yardımcı sınıflardan ibare t kalır. Dev­ letin sahi�( de Türk -kavmidir. Türkler, Türk askeri ve Oğuz boyun�{n i n e n bir milli : hin edin taraıfından kurulm u� t ur Dı:Vletin istikbali, başka ·bir kaıvme eınınıiyet edi-lememiştir. Nitekim eğitim, adalet ve din :gibi devlet düzenini sağlıyan üç büyük �ha d a tamamen Türkler'e ayrılmıştır. U iemi ' veya "ilmiyye sınıfı" ' deneri ' xntiyazlı görevlilerin et-inde olan bu üç s ınıfın mensupları, devletin kurul uşundaa imparatorlu­ ğun düşmesine ·kadar Türk'tür. Diğer Müslüman kavimlerin nislbeti yüzde biri bile b ulm am aktad ı r .(bu ıhusustaki istatis­ bikleri İ . H. iDi n işme nd tesbit ve ta-hlil etmi�tir) . Keza kale­ miyye ve geniş nisbette mülkiyye görevleri de tamamen Türk­ ler'e taılısis edilmi�tir.

20 000 il5: 50 000 a�a arasında zeıimet tasarruf eden bir z aim şehid düşmeyip ba,ka bir şekilde v"eya eceliyle ölür­ se : ıBüyük oğluna 5 000, iki nci oğluna 4 000 a�a1ık tırnar veriLir. !Bu şekilde ölen bir zaim'in zeimeti 50 000 ili 100 000 akça arasında ise : /Büyük oğluna 6 000. iki nc i sin e 5 000 ak­ çalık tırnar tevci h ed ilir.

. !Bundan �u netice de dolayı,ıyle çıkmaktadır : İmparator­ luğun esas ıyapıs ı Anadolu ve ıRumeli e"letleridiıı( bu sonun­ cu eyilet, Romanya ve Bosna dı�ında bütün -Balkaınlar' ı içine almaktaydı ) . Sonradan Karaman, Rum ( Swas), Erzurum, Di­ yir-ı ıBekr, Trabzon sibi eyiletler de esas yapıya eklenmi�tir.

sızın

.

"

"

•10 000 akçadan az geliri olan tırnar tasa.rruf eden S., şe­ hi d d üşmüşse : 'Büyük oğl u na 3 000, ikincisine 2 000 akçalık tırnar verilir. Şeıhid sipahicıin tımarı 10 000 ili 20 000 akça arıtsında Jse : !Büyük oğ l un a 4 000, ikincisine 3 000 akça tı­ mar verile. 10 000 akçadan az geHrli tımar salbi-bi S. şehid olmak­ ölürse : �ki oğluna 2 000' er akçll'lık tırnar verile. 10 000 ili 20 000 a'kça arasında tırnar tasarruf eı;len S. eceliyle ölür­ se : /Bii)'ük oğ l u na 13 000, küçüğüne 2 000 akçalık tırnar verile.

SİPAHI Eğer zaim ve sİpahinin tek oğlu varsa, bü y ük oğla tah­ sis edi l en mıktarda, fakat o mıkdarm en a l is ı olan tı rn a r veri l e.

ila 50 000 a kçal ı k zeimet s ahi bi za.im şehid ol ­ tırnar tasarruf eden oğlu veya oğ ull ar ı vars a, b üyü k oğlunun tımarına 2 000, küçüğüakine 1 500 akça te­ rakki v er i le . 20 000

d uğu,

fakat

50 000 ila 100 000 alaçalı� zeWlıet t asarr uf eden zaim şe­ hi d old uğ u zaman tırnar s a hib i oğlu veya oğulları varsa ge­ ne bü y üğün e 2 000, d iğ eri n e 1 500 akça terakki verile.

50 000 ili 100 000 a kça zeiınet sahibi şehid z aim ' i n oğlu veya oğulları tırnar sahibi ise, fakat tımariarı "tezkiresiz" bul Ull u yorsa ( yani Divan-ı ıHümayıin'ca d eğ i l beyleıbeyi ta­ rafmdan verilen tırnar i se ) birine 3 000, diğerine .ı 500 akça terakk i ıverNe.

QO OOO iH. 50 000 alc!ça tasarruf ed en zaim'in bül Uğ a er­ miş oğl u yoksa : Çocuk ol an oğ ullarına müştereken 5 000 akça t ı rn ar verilir, bu t ımar çocuk büyüyü.oceye kadar vekile­ ten �dare o l unur . Böyl e bir z aim şehid olmaksızın ölmüşse tırnar mikdan 4 000 akçadır. Zaim'in rzeimeti 50 {)()() ile 100 000 akça arasında ise küçük oğullarına şehiden ölmüşse 6 000, taıbii ölümle ö lm ü ş s e 5 000 a kça l ık tııın ar veri.!ir. Eğer zaim tek sabi oğu l bırakmı şsa, yukarıda gösterilen bütün me'bliğla.rın yarısı kadar ( yani 2 000 ili 3 000 akça) tırnar veri l i r. 20 000

akçadan

az . tırnar saıhibi S. : Şehiıden ölmüşse

küçük oğ ul l a rın a -büyüyünceye kadaı· vekileteıı idare edil­

mek üzere- müştereken 3 000, tek sabi oğlu varsa 2 000 a k ça tırnar verile. Sabi

oğul

bırakan S. şehiden ölmemişse : Tı­

m a r verilmeye; çocuk veya çocukları b üyüyünceye kadar Ibisir

ala, b ü y üy i.io ce seferde tecrübe e d i l ip ya­ ra r çıkarsa tırnar verile.

gcdiği'nden maaş

ıBir beyle.ıbeyi maiyetinde

devamlı

şekilde beylerbeyinin

katıldığı her sefere katıla.n, fakat tımarı

olmıyan bit sipahiye, 7 yıl sonra mutlaka tırnar verilir. Böyle bir S. bir seferde büy ü k yaru l ık gö steııi.r se, 7 y ı J ı.n ın dolduğunu beklemeyip tım ara ıhak bza na . Zaim ve ıs. öl-düğü z am an tırnar sahibi oğ ul l atı varsa, onlar baba l ar ı ölme-den tım ar lı oldukları ve tımarlıların bü­ tün ılıa kl ar ın a sahip bulundukları için, tımarı olm ı yan diğer kardeş l er i, zaim ve sipahinin bü yük ve i ki nci ve ü çünc ü oğul­ ları gibi muamele gö.rürler. Tırnar tasar.ruf eden h er S., tı­ m:ırını ne şekilde almış olursa olsun, miiostakil tım a r lı S. s a yı l ı r. ıBabasının ölümü, onun al eyjlı i n d e bir muamelede bu­ l un u lm ası nı id:b ettiremez. Rumew oveya Anadolu beylerbeyisi iken o m aka m d a ister şehiden, ister ece l iy le vefat eden zıttın tek oğ lu varsa 40 ()()() akıça zeimet ala. İki oğl u va rs a büy üğ iiıne 25 000, küçüği.ioe 20 000 a.k.çalık zeimetler ver i l e . İ kiden fazla oğl u varsa, cem'an 45 000 akça hesabıyle dirHkler, aralarında paylaştırıla, faka t bü yük ler e da.ha fazla selidi olanlar verile. Rumeli ve Anad o l u beyler-beyisinin hayatında zeimet a l an oğl u veya oğul­ ları varsa, bu hale z eiineti alımyan kardeşlerine geçe ; fakat b üyü k oğula en fa z l a gelirli zeamet d ü�e.

ıBu i k i eyalet dışında dıiğer eyaletleriıı: beylerbeyisi iken o makamda ister şeıhiden, i s te r başka bir sebeple ö l en zatın t ek oğlu olsa 35 000 akça z ea me t verile. Oğlu iki ise Myü­ ğüne 20 000 a kça zeimet, k üç üğ ün e 15 000 a kç a tırnar v er il e . Oğullar ikiden fazla ise 35 000 a kça l ı'k dirlikler ııral:ırında -büyükten küçü8e eksilmek suretiyle- pa y l a ş t ır ı l a .

117

700 000 alrıça ve .üzerin de has tasar.ruf eden sancak bey i, vazifesinde iken, her ne sebeple ölürse, tek oğlu varsa 30 000 akça zeimet verile. Te k oğl u sa-bi ise büllıja e r i nc ey e kada r 15 000 akça tımar, büllıja erince gene 30 000 akça zeimet 15 000' er akıça tımar, .s�pi Iseler ver ile. İki oğ lu varsa ll OOO ' er aicça tırnar ,·erile. İ k i d en fazla oğul bırakmı�sa 30 ()()() akça dirlik aralar.mda bölüştürüle. ·

·

Vazifesinde ölen sancak heyinin tasarruf ettiği bas, 500 000 i l i 700 000 a.kça ise : Tek oğlu ıvarsa 25 000 , 3 oğ l u va.rsa büyüğüne ı10 000, diğer ikisine 9 000 ' er a kça dirlik ve­ rile. Çocuklar sabi ise bu m ı k da r l ar ıo yarısı kadar dirlik ala. Vazife s i nd e ölen ·sancak beyinin ·has s ı 300 000 ili SOO 000 ise : Tek oğlu varsa 20 000 a k.ç a dirlik ver il e ; oğullar fazla ise bu meblağ ara l ar ı n da paylaştırı la. Sabi oğlana, hak­ kının yarısı •k ada r dirlik overile; didik, oğlan lbüllıja erince­ ye kadar vekileten üdare edile. ·B üt ün v�aleten idare edilen d ir l ik lerde ol-duğu gibi, o dir liği n kab et t ird iğ i kadar cebeli sipabi, seferd e hazır buluoa. akıça

Vazifesi başında her n e sebeple olursa olsun, ölen san­ 100 000 ila 300 000 akça . ise ; Tek oğ lu varsa 15 000, ÜiÇ oğlu "\'arsa büyüğüne 8 000, diğer ıikisine ayrı a yrı 6 000 akça tırnar verile. cak bey i nin hassı

Sancak beyi iken ök"'l baban ın çocukları babalarının ba­

yatlarıoda dirlik tasarruf ed i yorl ar sa , bu kanuna. göre ek s i k�

leri ıvarsa, tııma mlana. Eğer tasar.ruf ettikleri .dirli'k ler bu ka: n un d a gösterilen babası ölmüş çocukların hakkı olan d i rli k­ lerden faz İa i s e, y a l n ız şu ş ekilde terakki ıverile : Büyük tı­ mar veya zeimet tasarruf eden l ere 5 000 akça terak kii, orta. ( vasat) tıma.r s a hip leri n e 4 000 v e küçük •(edni ) tırnar s a· hiplerine 3 000 akça terakki.

XVıl. a s.r ı n soo çeyreğinden i tibir eo ve devamlı o l a.rak tımarlı sipihi·si azaldı, kapı·kulları çoğ a ld ı . Tımarlar, Saray adamlarııra, daha s on ra l ar.ı ma.halli eşra.fa veri lm iy e başlandı . Bu su retl e bir çok eyilette toprak ağaları, "ayan" d e nen bir çe ş it derebeyleri doğdu. XVII. a srı n 3. çeyreğ in de bile Ana­ dolu eyaleti ancak ı15 802 ve iRumeli eyileti 25 890 tımarl ı S. çıkarabiliyordu; diğer eyaletlerde tımarlı S. sa y ı sı çok d üş­ rnüştü; bir a s ı r öncesi-ne nisbetle yarıdan da.ha fazla azalma olmu ş t u · ( Mar sigl i, 11 15 ıv.dd. ) . ıFatiıh' in ve Kaaoiioi' nin özerlerine o kad ar titredikler i, onların başında cihan d evle ti kurdukları tımarlı S., merk�z in kapıkutlarınm geli�esine engel olaıın ama;sı yüzünden gittik­ çe acıklı durııma düştü. XVJII. asırdan i bi bare n bu -durum biriEleştİ ve tımarlı s ip a h i si b üsbüıt ün ehem m iye t ini ka ybe t ti . Tabii booda artık b ü tü n dünya ordul arı nda birinci sınıf ola­ ra k piyadenin kibiilüni.io, süvarinitı i kin ci dereceye . dü�le­ sinin roiü de büyük olm u ş t ur . Fütühatçı padişalıların tımarlı sİpahisine ıverdikleri ebero­

sonsuz-dur. Mesela Fa tih, deıvamh ve bi r çok devletle sav a ş arak 30 yıl g eçi rm i ş�i r . Fatih devrinin fıazar devres i yoktur. Devlet devamlı sefer b i l in d e ve paralel o l a­ rak devaml ı büyüme durumundadır. Ka an ii:n i -devrinde hazar hali va rdı r, Fatih devrinde yok gi bi di r . Fatih Sultan ıMeh­ med, uzun seferl er boyunca t ıma r l ı sipahisinin devamlı cep­ hede ·k a ldığ ı nı , top.rağı ile me şg ul olamadığını biliyordu. Tı­ marlı S.' ye 1980 ·p aram ı z l a :IO 800 000 000 Tl.. öd.üoç ver­ di. ıBu siir etl e kalkınmalarına yardıı:ocı old u. 1473 Otlukbeli seferinde tımarlı s ipahi s i o d erecede i y i hizmet etti, kend i si­ ni padi�aha o kad a r beiiendird i ki, Fitih, seferden dönü ş te rn i ye t

bir den

bu borcu si.pahilere hağı�ladığuıı bildirdi.

SİPAHI

118

Tımarlı sipahisi, Türk ordusunu üstün ordu durumuna s i s tem i yd i . xvnı. ası.rdan iti­ baren devrinin geçti8i anlaşıldı. Fakat yeri n e bu derecede mü­ kemmel bir ordu konul:ımadı. Türkiye'nin XV. as ır ortala­ rından XVJI. as ı r ortalarına kadar hemen ılıemen 2 asır, !biç olmazsa 180 yı l için en büyük d llJm an ı , İran Türk impara­ (taht şehri : Tebriz, torluğu idi. İran Tli.rk imparatorluAu soora d an Kazvin ve Isfahin), tımarlı sipalıisi gibi d üzen l i bir süvari ord usun a mil.iok f,uluıım a d ı ğ ı için, meydan muhire­ belerinde devamlı ş eki l d e Ösm a.nlılar'a yenıiliyordu. İran'ın gene tamamen Türk asıllı olan süvarisi, çok m ubar ibd i . Fa­ kat tımarlı sİpahisinin düzeni onda yoktu ve o şekilde te§­

getirmiş -ça8ınıo mükemm el

dcilitlanamamıştı. Yani XVI. asır boyunca dünyanın ikinci devleti olan İran Türk impar a torl uğ u da, tıpkı Avrupa gibi, daimi m es­ lek ordusu ·kuraoıamanıo zaafı içiıı deydi. Türk ord UL!i u lıakkında kl as ik bir eserin müellifi olan General Kont Marsigli, Türk tımarlı s ipahi s ini inhitat ça­ ğında tanımıştır (XV�I. asrın s on l arı , XVJU. a srı n başları) ve oounla mulıılrebe meydanlarınıda pek � defa sa!Va �ı ştır. Böyle olma kl a beraber ıfii kirl er i menfi değil müsbettir. Bil­ öassa tımarlı sipa-h i s inin at'ma h ayrandı r ı ( s. l70 - 2, 175) :

"Tünkler'de süvari mevcudu, piyadeye nazaran çok faz­ ladır. Ziri Türlciye arazisinde hayvan fa;zl ao; ıyle bulunur.

"Türkler'in Anadolu'yu almaları siiviri l i kleri sayesinde olmuştur. Türkler, yaratılışları itib;ıriyle hayvan üzeriıı de bu­ lunmaktan ve SÜ'Vari olmaktan hoşlanırlar. •Bir Tüıık beyi nin ne k ad ar çok güzel atı varsa, o kadar ·k uvvetli 'Ve nüfuzlu sayılır. . . "Türkler umiımiyetle at me.raklısıdır. Çok a tl arı vardır. Atıarını çoğaltınaya gayret ederler. Onları i y i ılıaralarda ye­ tiştirirler. Hayv an l arı m ho§ tutarlar. Bizim yaptığımız gibi atları arabalarda, yiJ!ı: arabal ar ı nd a ve benzer ağı.r l şl er de kul­ lanmaktan boJianmazlar. Ata binmeyi severler. Çok ihtiyar Türkler bile ata b inerler ; arabaya binmezler. Arabayı ka d ı n­ lara malısus sayarlar . . . "ıKırımlıla.r daha d a

sa'ba-htan

a ta düşkündür. Atl arın ın üzer.iode yüz­

akşama kaıdar kalır, nehir ve baıtaklıkları at i arı nı

dürerek geçerler ; yollarını kısaltmak için köprü bulunan yer­ lere kadar ıızaıımaya eıhemcniyet bile veımezler...

"Asya'da oturan Türkler, at yetiştirmek hususunda Av­ üstündür. K1srak ıve tayları vası­ tasıyla .çok mükoınmel bir Türk at ırkı elde etmiş lerd i r. Bu i ti na ve heve s le r i , ılıer t ü r lü öğmeye değer. Türk at ırkı çok iyi ve çok ıvasıflıdı·r. Her Türk, bu Anadolu ırkından bir at ediruneye çalı�ır . . . "Türk kam ç ı sı da çok �yidir. !B i lh a s s a iKırımlılar kam­ çı l aı-ı nı büyük maharetle kullanırlar. Bir Kırımlı, elinde kam­ �ı, as;n n d a düıdük, at üzerin d e, sü.varisiz 20 a tı ıve başka bir hayvan sürüsünü tek ha§ına yüzdürerek büyük bir sudan ge ç ir tebil ir . IKırımlı'nın kılıcından fazla kamçıısından kork­ rupa'da yaşıyan Türkler'e

mak lazımdır" . Aziziye c i v a r ı n d a XV:I. asırJa O�anlı s.üv i risıi ne mah­ lu'da, lbo� k a l aın tırnarları ellerine geçiren, büyük arazi sahibi olm a nın gücüyle nüfuzlarını şehirlere kadar uzatan ge!'Çek d ereb eyle ri türedi. Bunlaıra "iyin" denildi. Çoğu, el­ lerindeki -pek de meşru olmıyan- topra.kların 'a l ı nacağı kor­ kusuyle devlete, ls taobul ' a kafa tuttular. Hiç olmusa sinsi bir nüfuz mücidelesiıne girdiler, sancak beyl er iDi n ve bey­ le!'beyleriın nüfuzlarını kırmak için el leri nd en geleni yaptılar. İçlerinde, tek ke l ime s in e i tiraz edenin düoya ve a.Iıı r etin iıı herbad olacağına inanılan pidi�Aıha kafa t uta n l ar gör ül dü . III. Selı:m ( 1789 , ı1807) ıve Il. Mahmud .( 1808 _ ,1839) deov ir l e ri böyle geoçm.

!II . ıMaJımud, ibu derebeyleri n e karşi meı'ha.ınetsiz şekilde harekete geçti. Çok kelle d üştü . Ama :hemen ıhepsini tepe­ ledi . Aklı b a şurd a olanlar, koo d iH kleri n den yol a geldiler. Ak­ s i takdirde 1 839 Tanzimatı'nı.n ilanı bile mümkün olamazdı.

1 19

SİPAHI Haksızın yanında ılıaklı da yandığ ı için II. ıMahmud çoik

lcınandı. Ama ıba�ka çare yokt u . Devlet eldeo gir.hi yord u. Bu

derebeylenin bir çeyrek asıır kadar sürecı dcıvirleri v ard ı r ki, çok azıtmı�lardır. istedikleri kadar overgi veriyor oveya ver· miyor, keyifl eriınce asker yolluyor veya yollamıyorlardı. IU. Selim'in ve ll. Malhm u d ' un reformlarına, Nizim-ı Cedid'e, modern ordu teşkiline kar� idiler, zira bazılannın menşei yeniçeri idi. Fak at Nizim-ı Cedid tarafd arı, hatti \biıınetkirı olanların

bulunduğunu

da kaydetmek lazımdır.

Avrupa bu belidan bir ıka:ç asııda k urt ulm u �, çok

kan

dökülm ü � , sonunda merkezi monar�iler kurulabilmi�ti. Türk top lum u nd a böyle bir beli olm adığı içindir ki, bu beli Iiçin­ de yüzen Avr upa ' y a kar�ı üııtün ge liiımi�ti . ıBu ha s talık top· !uma, XVIII. a sır d a lbula�ıştı . Bu da tırnar sisteminin bo­ z u lma s ındao ve tımadı sipahinin ortadan kalkacak derecede azalmasından ileri ıgeliyorou. "Edıti" denilen �üçük ıtlmar sahip l eri er ve eıtıaş, "eov· sat" denilen orta tım ar sahipleri assubay, "ili" denilen bü­ yük tırnar salri.p leri ise küçük r ü tbel i s ubay derecesinde idi ­ ler. Kü.Qük zeimet s ahi pleri ıbiııbaşı, orta z eime t sahipleri yarhay, b üyük zeimet saıhipleri alb:ıy d ereces ind e yüksek rüt­ beli s üvari subayları idi, bu s oounc ul ara "alay beyi" denili· yor d u ki soo radan .Farsca' l aştırıJarak "mir-alay" ·ve bugün ay­ nı minada "albay" olm u ştu r. Sancak beyi ( t ümg eıı eral) ve beyleıbeyi ( orgeneral ) r ü tıbeıs inde ki l erin ıtasarruf ettikleri dir· li.§e " tı mar" ve "zeamet" değil, "has" deniliyordu, çok bü­ yük dimiklerdıi ; ziıri sancak beyi ve beylerbeyi, kalabalık maiye­ tini

bu

.d.irliıkleri.n geliriyle ayakta t u tuyord u . VerirJerin. Hi·

nedin üyelerinin de nasla.rı vardı. En ıb üy ü k .lıaslar pidişaha

aittıi. -Bazı pid iş aiı hasları iilke büyük! üğündeydi. iPidişalı sa­ rayının b ütün masraflıarı bu şekil de karşılanıyordu. Tımar, zeimet ve h as, statü bakımından aynı şeydi. Ge­

l irleri bakımından topraklar bu isimlerle üçe a yrılmı�tı. Üze­ rindeki ürün;lerdeo yı ld a 19 999 ak ça y a kadar gelir getiren d irliğe " tımar", 20 000 ili 99 999 akça gelir g etirenine "zea· m e t" , 100 000 akçad.an itibaren gelir getii renine de "nas" de­ nilıı:ii ş tir. Burada gelir, tamamen "ve�i" minıisındadır. Yani

ürünün ıgeırçek d eğe ri değil, ü r ünd eo dj8i ve11gi değeridir.

bc;r topla m ak ıhakkı

köylünün deovlete over· ıBu veıgiyi, diğer bazı vel'g il erle bera­

diriiık sa:h iıbi sipa:hiye aitti .

Bir timarın Hk

3 000 ak:çalık farazi k ı�ın a "kılıç", ge­ d en i lirdi . Ziri h er 3 000 aloça için S., y a­ nında kendisi gibi a t lı ·ve techizatlı bir asker getiımiye mec­ bund u ; bu erler, sipahinin çoculaları, karde�leri, akra:bası ola­ bileceği gibi, toprağı üzerinde yaşıyan, beğen diğ i ve m u hir ib ola.ıar = Güneşin ıEvi" adlı tepınak ile Zi.gur.rat vaRlır. Do­

ğusunda cadde ile ayrılmış idare ve iskin merkezi bulunmak­ tadır. Şehir 1 300 - 800 m elba'dında dörtgen bir sur la çevrilidir. IS.'ın önemi, dini bir merkez oluşund.ı.dır. Burasının dini

prenslerinin listesi bilinmooıekle bera·ber, gaipten haber ver­ meyi

icad eden, ef\9iırevi Eııım edıuran.ki adlı kralın gelıdiği

kayıdlardan anlaşılmaktadır.

S. u

ler, peykler, lcuyrıdd u yı }dızlaıdıt" 'V(I ·ltarş·ıtıldı

� isimler

arasındaki :çekiın

kmrvetleridir.

üniversal çekim kanun u ile onun

·

An aliz,

Newton'oo

üç hareket kanunu üzerine

temellendirilmiştir. Joseph L. Ll'grange, Wiliam iR. Harnilton

:ve :XVI:Iıl. ve X!IX. yüzyıl l ardaki

d-aba ba§kaları t�rafından

dioamiğin genelleştirilmiş metodlarının .

m üzde bile S. A.'nin

kil e�ler. 1 86-l'!t:e

en

gelişt�ril�esi_. '. günü•

istenen bir amacı olarak

gerçekleştiımek

üzere,

tesir eden bütüntenmiş farklı

•kontrolu yoluyla

birbirine

insan

karşı lıklı

ve makina

un·

ıBir sistem m ühend isi, bütün bir sistemin .her türlü: ter­ tip

ve d üzeniyle ilg-ilenir ve asıl olan da bu biricik faaliyettir..

Tam tersine, uzman bir d izayn m ühendisi ise, bir sistemin tek tek parıçalarının . ayrıntılı tertip 'Ve d üzeniy le ilgil idir. Sistem m ühendisleri ile dizayn mühendisliği uzmanlan tam bir sis­ temi ;gerçekleştirmede tamamlayıcı rol oynarlar ve sistem mü­ hendisleri ile uzmanlar arasında karşılıklı - etkiyi, mühendislik· sevk 'Ve idaresi · icaıhı, sıkı koordinasyonu gerekli kılar.

Tarih

ı

Modern S. M., kı smen büyük çaptaki elektri-k

doğmuştur: . Thomas. . Edison

��;üç. sistemlerinin gelişmesinden

tarafından New : Yoı:k şehrinde 1882 y ı l_ında· planlannıt� olan

bıı!ıar



elektr.ik · giiç merkezi .bir •çok faıbr.ikalara dağıtılan sa�

yısiz �lektt.ilç güç si-stemlerinin ilkiyd i . Elektrik :için devamlı olarak artan talebi karş ılamak üzere, miihen·dislet, büyük çap� toıki . elektrik sistemlerinin dizaynı n ı yapmak, çalıştırmak ve kullanırnın

yeni

inJa e.tmek

'Ye

tarzlarını bulup ortaya koy�

mak zorundaydılar. !: n öneml i �larak d:ı. mühendisler, .ka.nna şık bir ·sistemin

bütün parçalarını, tünleşm iş

işleyişini

·

kend i - başına ·hiç bir ·· parçayı

değil,

tasartamak zorundayd ı lar. Enerj i

lbü�·

dönüşü­

mü, .g.iiç husule getirilmesi, güç nakli, güç dağı ttıilı ve n i ­ hayet evlerde ve sanayide kullanılması gibi, elektiiğin üretifiıi ve kullanılışındaki bütün ırıerhaleler, insanın kullanması · için; enerj inin ucuz tesirli .ve knlayca kontrol çdiJebi l i r oluşunu. sağ· l ayacak olan .bütünl�Jıniş bir siste�i gerçekleştiımek üzereı birbi �iy!e ilişkisi içinde .t;. sarlanmıştı . Nitekim, elektri�li . ha� berle§me , sistemlerinde aynı clüşünce tarzı geçerli olmuştu� Kü·



çük çaptaki mahalli �ağlantı l ı .Alexander Bel i ' in telef

şe�

bekesi 18i8'de -hizmete açı l ı r ken, zamanla rbütünle�iş ve ol· dıilcça mükemmel işleyen Qtomatik bir sistem olarak A. B. D.'­

�de bugün ns mlili}1Ddan

( 19i5)

fazl a telefonun çalı�a sın

S. ıM.'nin rehberliği sağlamış bulunmaktad ı r.

ileri ve ince modellerinqen biri.ıı.i .-teş•

. Daha

IMaxweJ.l'iıı ça! ı;ııw.sl . cl�r.o·

ihtiyaç da

James C1ark

ze�

min ve anlayı ş i çinde bir sistem, i şçi lerin, materyel lerin, bil­

rak incelenebilir. rBir sosyal sistem de, diğer bütün canh sistem· ler gibi a:çrk · bir sistemdir. Çevre&i ile girdi - çıktı ilişkileri vardır. Ayrıca, iç unsurları arasında da böyle bir ili şki söz

te·

S. M. için

ileri

S.

tekn ikteki . a skeri

silih

sisten1 lerine

:M. 'nin gel işmesinde rol oynayan bir

;

d uyulan

ba��a.

fak-

SİSTEM MOHENİ>İSLİGİ - SITE tördür. .1930 ve 1940'1arda S. ıM. ' ne, savaşlarda top atışları· mn geliştirilinesinıde .i:Htilemin veniler'inıi de�Ştirmi �ir. lamentarimıin

değerlerini

Bunlar par­

kabul e�iklerinden, .bu değerleri

temsıil edenlere, yeni millelvekıillerine üstünlü'le ıverme yo lu n a tabii olar.ak girınişlıenlıir. Bu değerlıeiin kall:ı u l ed.ilmedikl·eri IJıiomün� veya fla'tiSt paırtilıerdıe ise, .tam tersıine, parlamento

iliyeleri alt kadmıelerdo&i yöneticilere tabi olurlar, asıl iti­

bar

d a bunlara ait hul'unmaktadır.

�de y.apısı,

de heıı.iıınsendi.

soncad'an

Hristiyan •

sosyali�lenin

dışıoldaıki partilıerce

demokrat parti·ler, um\ımiyetle sos­

yal:ist ııetki.Lib ol'kara' da, daha sonra Istanbul' da, günün iktirdıirı tara­ fından kapatı lmış olan demokrat parti mensuplarıyla görüş­ meler yaptı . -Bu ıgörüımeler esnasında 7 şubat tarihinde "Tür­ kiye Adalet ıPartfsi" i�miyle yeni bir ıparti 'kurulacağını açık­ ladılar. Ancak yoğun ;tekilde devam edilm çalışmalar tamaro­ l anamayınca partinin .kur-uluş l:eyannimesi U ş.u.1:at 1961 gü­ nü içişleri !bakan lığına verildi. iBeyannamede partinin adı "Ada­ l et tParıtisi" olarak belirtilmiş.t i . Kurucularının sayısı ISO'yi bukluğu -halde müracaatta ı l kişinin imzası bulunuyoruu. Ku­ rucular : Ragıp Gümüşpala, Eth,·m Menlmencioğl�, General Necmi Öktem, Tahs in ·D emiray, oMulıtar Yazır, Dr. İolısan Ü n al, Aıvukat Emin Aca:r, Şinasi Oınıa, Meihınet Yorgancı· oğlu, Doçent Ce·vdet iPecin, Kamuran Bv!.iyaoğlu idi. •14 � ub:ıt 1961 günü, kurucular !bir araya geld-i ve A. P.'­ nin Hk ;dare kurul u'nu seçerek görev bölümü yaptı lar : Ra­ gıp Gü.nüşpala genel başkan lığa, Nooıni Öktem ve Melunet Yo�gancıoğ l u genel başkan yardımcılıklarına getirild i ler. Ba­ sın ve propaganda başkanlığına Cevdet Perin, seçim işleri !b aşkanlığına Tahsin Demiray, muhisipliğe Ferhat Nuri Yıl­ d ırım, genel sc::'k reterliğe de Şinasi Osma seçiıl d i . A. iP. ge­ nd me ı 'k e z i n i n Ankara'da faaliyete geçmesinden 20 gün sonra 3 mart 196 l ' J e Ista!'.�ul il ıteşkilatı r�men kuruldu. İl b a ş k a n l ı ğ ı n a emekli -h ava ko�generali Enver A ka seçilmişti.

2 7 m:ırt 1 961'de başbakanlık, 1 nisan 196 1 tarihinden iti­ .kapalı v e açık yerlerde ve neş ir suretiyle yapılacaık propagandalar dışındaki !.iyasi parti toplanblarının yapıl'ması­ na izin '\'erdi . .A. P.'nin kuruluşundan 8 ay sonra genel se­ çimler yapı ldı. A. P. bu süre içinde 55 ilde teşkilatını kura-

baren,

SiYASI PARTİLER bilmiş v e bu illeıxle seçime .katılahilmişti. Mi ll et vekil i genel seçimi'ıı;,rti pr01�m ve .tüziiSü hükümle­ etmek, partinin umi'imi &ali­ yet ıve siyiseıti ·ha:kkınd.ı tt-şkilitı ten.vir etmt.� ve yapıl�ası gereken işler h u s usun da ·,!irek.tif .ve tali mat vermek, parti büt çe�ini, faaliret rapor,.ı:m hazırlamak, gibi görevleri yerine (getirir. Parti teş•kiilit Jr.ademeleri hiyerarşik sıra ile genel ida­ re kuruluna bağlıd ır.

rini

uyıgulzmak, teşkirlitı idare

63.

maddeye

göre sc:ntl b.ışkanlıılı: divoauı, genel ba�an. gend sekreter, genel muhisip, C. Sena­ tosu grup b�kanı, Mi!!� .Meclisi grup lbaşk.ınvelciMndm m eydan a sel.ir. Te:?kil.itll lrtiibatı sağlamak, parti organları başkan yardımcıları,

SiYASI PARTİLER- SİYAVUŞ PAŞA ·arasında ıihengi tunin etmek, ıparti adın-a yapılacıak mii:him

arada bulun·UI'lar. s.

beyanl arın es"aıs l-arı nı ,g ö zden g e çinnck, bu diti�ir. 'Yunan efsa n eler i ne göre Theseus ıS.' ta katledilmi�tir. Ly IKoınedes lbu adanın .kralı i di. Aldlıilleus, Trua mu!hasarasın­ dan önce, bu kralın kızları ıtarafından ·saklanmıştı. Ada, M. Ö. 469 ' d a n J.tiıbareo Atina'nın sıömüı:ıgesi olmuştur. o

SLAGELSE, iD a n imarka ' n ı n SeelanJ adasının ıbatı kıs­ mında bir şdhir. Bir -ticarelt merkezi olup nüfu�u 32 600 ( 1972 ) . Konserve, ıgıd a mad·deleri, makina, mcbilya, anbalaj v e kon­ idksiıyon endl'ıi s tr H eri ıvardır. Orta Çağ':aa, S. t ica ret merkezi olarak öneml i lbir rol oynadı. :xil. yüııyıl'da daıi!llı a nes� vard ı . 1200 'ıde şeh i r .i mtiyazlarını elde etti . ıBuna yakın bir yerde Vikiııg' lerden ·kalma lbir ıordugiıbın ikalın!tıları bulunur.

SLAV Dlu.ERI, Hint - .Aıvrupa di l l eri n i n büyük b ir lroluna ıverilen «d. Bu d iller sayıca Aıvrupa'nııı en kalaha­ lık dH grıl:>uııu meydana ıge>tirirler. !Hint - Aıvrupa d'i:l l er i ni n sltlem ıgroııp und a yer alan :bu dil ­ ler, ıgüneıy, !batı ıve doğıu ıolmak ·Ü:Zere Ü:ç gruba ayrıl ı r.

il. Güney grubu, S. ID.'nin çok eskiden beri bilinen bir ıgrubudıur. IIX. yiliıyılda !Kiril ( Yun . iK'yri l los ) ile Metodi'Y ı(Y.uıı . ıMetılıodioıs ) ka rde� Ier, Moravyalı bir ıSI av prens inin dileği üzerine mukaddes m etin leri Selanik çevresinde konu­ şulan Slaıv diline ıçevirmi�lerdir. Bu ıt.erciimeler i n d i l i E-ski Slavca, KiHse SlaıvcMı veya Eski iBulıgarca ad ıyl a tanınmış-

SLAV D İLLERİ

tır. Tercüme edil en metinler Yunan aUahes.ine ıdayanan bir yazı si9temiyle ·tdhit edJlmi§ t ir. Bu yazı sistemine Kiril al­

ıfabe.si adı verilir . Bu tercüme l erde kullanılan dil, Orta Çağ'­

da bütün Ortodclks Slavlar'ı.n din dili ol aralk kalmış, d i lieri oldulcıça farklı olan Bulgarlar, Sıııplar ve Ruslar arasmda lrullanılmışıtır. Bll@lin G ü n ey Slavca, Adriya denizinden Ka­ ra den iz' e eııg ve Ferdinan•�l'a karşı m ücadele eden S.,

IBuıgar eddhiya.tının �elişmesinde biiyük bir rol !Bulgar

edıd:>iyaıtına

yeni

modem

ed.e!hi �ürler

konu l ar

getirdiği

oynamıştı r.

ıghbi,

yeni

Nıe

de kazandımuştır. ( H . E . ) {Siri.a,

Traınsilv.anıya

1925 ) , ılhıman'yal ı yazar. 1884'{e "1'ribuna··

&aıete.s.in i

}'Önetmi� tir.

hapsed·i lmiştir.

•eJoeştirmeler üzerine

taraftarlığınd'an ö�ürü ay

1848



Naıgyszd!>en� d e Macarl ara

Panciu

�rle�iş,

karşı

yazdığı

iki yıl sıonra Romanya'ya

ronr.a

5

yıl

salwerilmişıür.

hapse hükü m gt}miş, Ü'slUbu

pek

sade

ama

ve

on

açı:Jctır.

/Başlıca eserleri

:

Studh Aıupra Mstghiarilor

( Macarlar

{118711) ; RomJuii diu Regalul Unget' ıi Polith·a MAghAt.rı ( Macar Kt'allığındıa·kii Romanyalılar ve Macar .Siya'Sle'ri ) {:1892) ; Nuı:e/e din Popor (Hal·�an H ika· yeLer) {ıl881 ] . Rom-an ve piyesicr de yazmıştır. Hıı.'k:kında Çalı �cn alar)

SLAV (LAR) , Hiot · Avrupa dil ailesine giren bü'yük topluluğa ğruya temas edcmemişlerdir. Bu şartlar ahmda ıcl:ır uca . İkinci Sulgar devleabı.n da İskitl er'ıin ülkesini tas­ vi r etmiştir. Ona �re bu ü•lke doğu·da Don nehri ile ba.tı­ da Tuna nellı rıi arasındaki böLgelerıele uzanı·r. ÜLk!enin •kuzey sınırı Dnestr' ve .Bug nditirlerinin •kaynaklarına kadar yo:ıyı­ lır. Don ndırinin kaışı yaka'Sında Sarmatların �cakları baş­ br. �ercıdotcıs, Den oellı ri bloyun�a yaşayan İslkitler' e ger­ �ek Islci'tler adını verir. Dnepr' bcıyundaiJci İı9k!tler göçebe bk.i.tlıer' dir. Dnepr' nehrinin baıtısın.daki İs-kider ise ekinci İs­ kitler'.dir. Herodbt'CS, glöıçebe İıski tlıerle ekinci İs.kitler ara­ sıcıdaki .fariJc.lar üzel'inde de durmuştur. L. iNiederle giıbi bir­ ta·kım etnq�ra.filar ek inci İ sk itler'in S. sdyuodan geMikler i n i kabul ederlıer. ıM.

Ö. IV. ve I.JJ .

y ü.zy ı Harda İ!Can S.' lar ıgüçl.ü bir mu· kavemet f:Örmüşlerdir. .Frank' imparatoru Karl, Geımenler'le S 'lar arasında iki böLümden meydana gelen lbir sınır tesbit etmiştir. Soo rtb sınırı ·( limes sıorabicus) ;ve &ıık:s isının ( limeıs S:;x.oniae) Soıb sınırı Luzica Soıblarını Franklar''dan (805 ) , v im leri n in lıasıkı.sı .altmda



S�lcs ıs ını rı i se Obıodr i tler i Franklar' dan ayırmı�tır (808) . Bun­ lar etnik smırlar ıolmay�p ıgü.ınrük lcıoo trolünü sağlayan çiz­ gi l er d i . Bu sınırların !batısında da S.'l.ara rast l-a n d ığ ı nı görü­ yoruz. S.'lar Hamlbu�·;a k:ıd.ar yay ı lm ı � l a r d ı . Bu şeh ir tarih byoo'k ları�da arasıra "S. şehri" (civita� Sclavonım) olarak geçer . Yayılışları ve tarihi ıgdiıı:ıı eleri sonuıı.d a ·B atı S.'ları dört Luzica - Sorb gı ubu ; 3. Po! an (Leh) ıgrubu ; 4. Çelroslova.'k grubu. etnik grı:i>a ayrılmışlaroır : 1. •BaJ t ı k grubu; 2 .

alan boyların a·dl.ırı verilımemiııtir. Yalnız Pomoı:ıyanlar'ın en· büyüiJc şıdlıri Stettin' d'ir. IBaltı'k S.'ları sürekli olarn!k Almanlarla savaşmı�lardır. Güçlü A!man basıkısı karşısında S.'.ların muka'Vem eti s.arsıl­ mış !Ve Baltı'k S.'ıları Alman hikimiy'eti al.tına girunişleroir. Velet gnıbuna ıgiren Lüüçler yıdk edilmiş, onların yurtlarıyla Obadri tlerin topraklarııııa ıd Meckleııburg ve Brandenbuıra nehirler�yle Oder • ( Od r a ) nehri vluşturur. KuZ'ey �ınırları Fraiklfurt am Od e r' den başlar, Sala .nehrinin Elıhe':ye dölruldü­ ğü yere kadar ·uz anır. iBatıda Wera ve F u l d a ha"VZalarına ve Yuk-arı Tuna"ya .kadar yayılırlar. •

ıBütü.n Batı S.'ları i�inde yalnız Luzica Sırpları sürelaH bir .sLyaısi birlik 'kuraınaıın ı şlardır. 806'da Prens Miliduh bü­ tün bıoıyları ve prenslerini ibalkimi�ti altına almışsa da hi·

SLAV (LAR)

194

kimiyeti uzuo Siirmemiıttir. ıEn büyük !boyları .Mulda ne!hri 11oywııd a faıtayuı ve eski ıkaıynaklarda 5urbi, Siurbi, Sıorabi gibi adiada anılan Suplar'dır. Ozı.lardan başka, irili ufaklı birta:kım boyılar da•ha vardır. Mulda'n111 aş.ağı kesiminde Elbe ile Sala arasında Zırmun tlar yaşey"ordu. Onların kom�uları Koledic ve Zitic ' lerdi. Da!ha güneyde Nelet ic ve Nudicler, Mulda ile Ebter ndhirleri arasında Nizicler, Orta Sala ile Mulda arasında ise Hudicler yer alıyorou. Mulda'.nın .doğu­ sunda Dalemine veya Glomaclar ya�ıyordu. lll.be'nin iki ya­ kasında Niianlar �desmi�lerdi. ELbe ·i l e Bobra nt