İnönü Ansiklopedisi / Türk Ansiklopedisi (cilt 11)

Citation preview

••

TURK

ANSİKLOPEDİSİ CİLT X.J

ANKARA 1963

-

MILLI EGITIM BASlMEVI

TÜRK

ANSlKLOPEDİSİ

G E N E L Y A Z M AN :

MERKEZ

KURULU

Agah Sı rrı LEVEND.

YA Y I M M ÜDÜ RÜ: Namık KATOGLU. B A Ş R E DAK TÖ R : A. Dİ LAÇAR. B İ L İ M R E D A K TÖ R L E R İ : Prof. Dr. Hasan EREN, Ziya İSHAN, Dr. Vedad ÖRS. D İ L V E D E Y İ Ş R E DA K TÖ R L E R ı: Mehmet DELİGÖ:-.!ÜL, Beşir GÖGÜŞ, Cahit ÖZTELLİ , Ah­

SA N AT 1 Ş L E R İ: Refik EPİKMAN. T E K N İ K İ Ş L E R : Necla AKTAN, Sevil ARMAY, Perihan ÇELEBİ, Mehmet FİKİR. H A R ı TA İ Ş L E R İ : İ stanbul Mili Eğitim Basımevi. F O T O (; R AF ı Ş L E R İ: Öğretici Filimler Merkezi. met SEVİNÇ, İsmail UGUZ.

ON B İRİNCİ CILDIN YAZILA RINI HAZ l R U YANLA R Prof. Dr. Yavuz ABADAN, Prof. Dr. Rasin ADASAL, Prof. Dr. Mehmet AKÇAY, Abdullah AKER, Ömer Asım AKSOY, Cemal ALPMAN, Kerem Z. ALTAY, Ahmet Muhtar ATAMAN, Fazı ! A. AYKAÇ, Kemal AYTAÇ, Fehmi BALDAŞ, Prof. Dr. Cihad BORÇBAKAN, Adnan ÇAKMAKÇIOGLU, Mehmet Ali DAGPINAR, Ha l i l DİK­ MEN, A. DİLAÇAR, Hikmet DİZDAROGLU, Refik EPİK­ MAN, Prof. Dr. Enis ERDİK, Prof. Dr. Hasan E REN, Em. Gnl. Celal ERİKAN, Kemal ERTUNÇ, Dr. İ smet E RYET İ ŞİR, Prof. Dr. Adnan ERZİ , Doç. Dr. Semavi EYİ­ CE, Nai l GİDEL, Beşi r GÖGÜŞ, Doç. Dr. Feyyaz GÖL­ CÜKLÜ, Doç. Abdü lbaki GÖLPINARLI, Reşat GÖNDEM, Kemal GÜNGÖR, Prof. Nusret HIZIR, Uluğ İGDEMİR, Doç. Dr. Kamil İLİSULU, Abdülkadir İNAN, Ziya İS­ HAN, Prof. Dr. Reşat İZBIRAK, Kadircan KAFLI, Ru­ şen KAM, Doç. Dr. Akif KANSU, Doç. Dr. Kami l KA­ RAMANOGLU, Doç. Dr. Sevinç KAROL, Doç. Dr. Ab­ d ullah KIZILI RMAK, Nuri Refet KORUR, Prof. Dr. Kı-

hç KÖKTEN, Cemal K ÖPRÜLÜ, Cevdet KUDRET, Yük. Müh. Muhiddin KULİN, Yük. Zir. Müh. Kemal KUR­ DOGLU, Yük. Müh. Rasim KURŞUNCU, Faruk KUR­ TULUŞ, Dr. İbrahim KUTLUK, Agah Sı rrı LEVEND, Fazı! NALBANTOGLU, Afif OBAY, Prof. Dr. İbrahim Veli ODAR, Abdurrahi m OTORAN, Prof. Yaşar ÖNEN, Dr. Vedad ÖRS, Adnan ÖTÜKEN, Sami N. ÖZERDİM, Cah i t ÖZTELLİ, İ smet PARMAKSIZOGLU, Prof. Dr. Sai m SARAÇOGLU, Ahmet SEVİNÇ, Prof. Dr. Faruk SUMER, Orhan ŞAMHAL, Rüştü ŞARDAG, Sait Tahsin TEKELi, Esat TEKELi, Hidayet TELLİ, Dr. Fethi TE­ VETOGLU, Prof. Dr. Osman TOSUN, Doç. Dr. Türkan TUNGA, Doç. Dr. Şerafettİn TURAN, Prof. Dr. Cengiz ULUÇAY, Faik Reşit UNAT, Doç. Dr. Ahmet UYSAL, Ord. Prof. Dr. S üheyl Ü NVER, Hüseyin YURDAKUL, Prof. Dr. Berki YURTSEVER, Fethi YÜCEL, Mesut Y ÜK­ SEKTŞIK, Prof. Yusuf Ziya YÜRÜKAN.

)

\

'

'

c CİLBEND, Farsça bileşi k i si m olan ve «cilı bağı » an­ lamına gelen cild - bend sözünün halk ağzında deği şmiş şekli. Meşinden yapı lır, kitap gibi iki kapak lıdır. Her iki yanın iç taraflarında gözler de bulunabi l i r. İç ve hele dış kapakta, ortada ve yanlarda «şemse» denilen hendesi ka­ bartmalar, kena rlarda sular vardır. Şemsen in, ince ve yapıştır­ ma ceviz tahtasından, haııa sedeften olanları da bulunur. C. in içine kağıtlar konurdu. C. i n tarihi çok eskidir. Yap­ rak halindeki metinlerio konulması için ilk önceleri ma­ denden ve ince tahtalardan yapılan C. ler daha sonraları deriden de yapılmıştır. C. e de uygu lanan bezerne sanatları zevka ve modaya göre cilt sanatına paralel olarak değişiklik­ ler göstermişti r. XVII. yüzyı ldan başlıyacak C. !erin lakeleri de yapı lmıştır. CİLDEKİ, Ali b. Aydemir b. Ali (ölm. aş . yu . 1342 ) , ulum - ı hafiyye (gi zli b i l i m ler) ye ve özellikle elki myaya dair eserler yazmış bir Türk bilgini. C. n i n hayaıı hakkında fazla bilgi yoktu r. C. nin önemli eserlerinden birini Şamda, ötekini de Kahi red e yazdığı bilinmekted ir. Başlıca eserleri : el - Misbah /i esrari ilmi'/ - mi/tah ve Nelaicii Fik ar /i ah­ vali' 1 - hacerdir.

CILIATA: bk. KİRPİKLİLER.

C ILICIA : b k.

KİLİKİA.

CILICIAE PYLA E : bk. GÜLEK BOGAZI . CILLI ( Coğ. ) : bk. CELJE.

da su ları ve bahçeleri ile ün almış bir yere ve rmiş lerdir. Bundan sonra Suriyedeki C. in adı unutulmuştur.

CİLO DAC I, Van Gölünün güneydoğusunda yüksek ve buzullarla örtülü sarp bir dağ. En yüksek yeri olan Reşko ( bazı kaynak larda Gelyaşi n ) doruğu 4 170 m d i r. Bu doruk, Büyük Ağrı (5 165 m) ve Süphan (4 434 m) Volkan dağlarından sonra Türkiyenin en yüksek yeri, Toros Sıra­ dağlarının en yüksek noktasıdır. C. D. Hakkari yüksek dağ­ lık bölgesinin (burada 3 000 m den yüksek birçok doruklar vardır) çaıısıdır. C. D . batıda Amanos dağları (b. bk. ) ndan baş lıyan, Malatya, Ergan i , ve Bitlis dağları boyunca uzanıp, Hakkari dağlarına yönelen Toros sı radağlarının dış yayının bir bö­ lümü ve doğudaki ucudur. Dağın, Büyük Zap ve daha do­ ğuda Ava robaşin ı rmakları arasındaki uzunluğu 40 km den çok, genişliği 15 km dir. Çok sayıda sivri, sarp, dişli doruk­ ları bulunan ve yazın da kalın kar ve buz ö rtüleriyle kaplı olan 3 500- 4 000 m lik bir dağdı r . Sivri doruk ları, yüz lerce metre yüksek liğindeki d i mdik yamaçları, sürek li karları, ki lometre lerce uzunl uktaki buzulları, buzul göl leri ile C . D. Alp dağlarının bi rçok özelliklerini kendinde ıoplamı ştır. C. D. nın 3 000 m den yüksek olan yerlerinde ı O b­ dar buzul vard ı r k i , bunlardan bazıları birkaç km uzunlu­ ğunda, 300- SOO nı geniş liğindedir. Buzların kalınlığı 20 m yi geçer, haııa bazı yerlerinde SO- ı 00 m ye yaklaşır. Kat kat olan bu kal ı n buz örtüsünün rengi çolr yerinde açık

CILLI [IJflli} KONTLARI, Avusturyanın en kud­ retl i ai lelerinden biri. ( l91S de Yugoslavyaya geçen Cilli şehrinin şimdiki adı Cel j e [b. bk. } dir. ) , 1 1 2 9 }·ı lında be­ li ren bu aile Alman hük ümdarları ve hanedanlariyle ak ra­ balıklar kurmuş, 1456 da Il. Ul rich'i n ölümü i le sona er­ mişti r. CİLLİK, Su riyede bi r yer. Arap coğrafyacı larının, Guta ve Şam olarak gösterdikleri C. i n yerini, Batı coğraf­ yacıları gösterememekted ir. C. , Gassanda yaşıyan Cefni emirlerinin oturduğu yer olup, Cabiadan sonra en önemli bir yerdi. Eski şi irler C. in yerini Cavlanın güneyinde gös­ termektedir. C. , Basraya yakın bir yerde ve Hermonun gü­ neydoğusunda bulunuyordu. Bu duruma göre C. in Şam dolayında olmadığı an laşı lmaktadır. C. in, bahçeleri, z�y­ tinlikl eri ve suları bol olup bi rçok kiliseleri vardı. C. do­ layında Şamdan Mısıra giden bi r yol geçiyord u . 634 yılında ilk Müslüman yayı lması başlayınca Bizansidar C. te bir or­ dugah kurmuşlardır. Arap orduları önce Şam yolunu kesmiş, sonra Bizans kuvvetlerini Yermuk vadi sine sürmüşlerd ir. Daha sonra tekrar h ücuma geçen Arap kuvvetleri Yermuk savaşını kazanmıştır. Emevi halifelerinden I . Yezid, C. i kendi toprakları arasına katmıştır. Emeviye Devleti yıkıl­ dıktan sonra, Emevi ler C. adını İ spanyada Saragosa dolayın-

"i!_ CİLO DAGI: Reş ko veya Gelyaşİn doruğu (4 170 m) ve buzulu

C'de bulunmıyan maddeler için bk. Ç. K. S. Ş.

2

CİLO DAGI - CİLT

mavi i le yeşi limtrak mavi arasında değişir. Buzullar boyun­ ca uzunlama ve en lileme bi rçok yarıklar, çatlaklar meydana gelmiştir ki, bunlardan bazıları nın derin liği 10 - 20 m yi bu­ lur. Buzul Devrinde C D. nda buzullar daha geniş yer kap­ lıyordu. O devirde herbi ri 8- 1 0 km uzunluğunda olan buzullar vardı ve sürekli kar sınırı bugünkünden 800 m daha aşağıda idi. C D. nın iklimi sert ve bol yağışlıdır. Yağış en çok kar halinde olur. Daha Ekim ayında başlıyan kar, Hazicana kadar sürer. C D. nın birçok yerleri çıplakıır. Yalnız dağın gü­ ney ve kuzey yamaçlarının bazı yerlerinde seyrek ve küçük boy lu orman kalımı ları i le, derin vadilerde daha sık bir bitki örtüsü vard ı r. En çok meşeye raslanır. Vadi taban la­ rında yabanileşmiş asmalar, i ri boy lu ceviz ağaçları da çok­ tur. Türlü yabani meyva ağaçları , ardıç, alıç, yer yer çarn­ lıklar da görü lür. C D. nda çok sayıda yaban hayvan ları da vardır. Bunlar arasında bozayı, dağkeçisi , kurt, yırtıcı kuşlar en çok raslananları d ı r . C D. nda nüfus v e yerleşme son derece seyrektir. Dağın yalnız çevresindeki çukur yerlerde ve vadi ler boyun­ da küçük köy ler vardır. Buralarda da km2 ye ancak birkaç kişi d üşer. Bi rçok yerleri sarp olan C D. nda eki lip dikil­ meye elveriş l i toprak çok az olduğundan, burada köyler büyüyememiş, herbiri 5 0- 100 nüfuslu, hatta daha küçük yerleşme alan ları halinde ka lmıştır. İ çlerinden pek az kö­ yün nüfusu 400- 500 ü bulur. Dağın ı 800 m den daha yüksek kısımlarında ise geçici yerierne y erleri vardır ki, burada b unlara «zoma» adı veri lir.

CİLT ( Anat. ) : bk. DERt

yapabi liriz. Kesmeden önce kitap masaya konulur, birinci ve sonuncu formaların sırtına iyice ı stıka sürülecek sayfaların mümkün olduğu kadar öne çıkması sağlanır. 7. Kitabrn sırtı yuvarlakla[trrılır : Kitabın önü masanın kenarına parelel gelecek şeki lde masa üzerine konulur. Sol el ayasiyle kitabın üzerine hastınlarak tutulur ; sağ el ile de çekicin yan tarafıyla kitabı n sırtına vurulur. 8. Kambura yapılır : Kambura kitap sırtının iki kenarın­ da hem kitabın şeklinin değişmemesi için yapılan, hem de son­ radan konu lacak olan kapak mukavvasının kitaba uymasına yar· dım eden iki çıkıntıdır. 9. Kitabın bai ve alt kısmı kesi/ir : Kambura kuruduktan sonra kitap baskıdan çıkarıl ı r. Kamburanın ezi lmemesi için her iki tarafa mukavva konulur. Bunlar kitap büyüklüğünü aşmamalıdır. Kitabın baş tarafı daima düzgün yani gön­ yeli olarak düzeltildiği için, baş taraf sürgüye konularak önce alt kenar kesilir. Sonra kitap altüst edilir ve baş taraf kesilir. 10. Kitabın kenarları boyanır : Bu eskiden yalnız altın varakla yapılırdı. Bugün boya ile de yapıl maktadır. Kitabın yalnız baş tarafı veyahut üç kenan boyanır. Kirabın kenarları iki mukavva parçası arasın a alınır ve yumuşak bir fırça ile boyanır ; boyama işi püskürıülerek de yapılır. 11. Şiraze yaprlrr: Boya işi bittikten sonra kitabın baş ve alt tarafına şiraze yapıştırılır. Ueları makasla tam karn­ hura kalınlığında kesili r, pürüzlenmemesi için bir parça kola sürülür. 12. Kitabın kabı hazırlanır : Kitap kapağını kesmeden evvel, kitabın sırtı hazırlanır. Bu kısım ince ve sağlam mu· kavv:ıdan kesi lir. Geniş liği kamlıura kadar, boyu da şirazeleri ı 2 mm taşacak şekilde olmalıdır. Türlü deri cinsleri vardı r ; maroken, sahtiyan, domuz, keçi ve koyun deri leri C iş leri için en çok kullanı lan deri­ lerdir. Sayı lan ların ilk üçü en iyisi ve en dayanıklısıdır. Ü stü cilalı deriler C işine hiç gelmez. Köşelere kaplıyaca­ ğımız C bezi, sırtın renginde o lmalıdır. 1 3 . Kitabın kabı süslenir : C !erin kabı yazıdan, resim­ lere kadar çeşitli şekil lerde süslenebili r. Ayrıca deri C !ere bi rçok sanat değeri olan işler de yapılabilir.Bez C. !erin üzerine, bası mevlerinde isim veya herhangi bir ( kitapla il­ gili) resmin klişesi bası labilir.

CILT ( Teknik ) , kiraba geçiri len, deri , bez veya ka­ ğıda kaplanmış kab. Kitaplar korunmak, kolay kullanı lmak için C lenir. Zamanla kitap cildeme işi, süsleme sanatların­ dan biri haline gelmiştir. Bir kitabın cildenmesinde sırasiyle şu işler yapı l ı r : 1. Kitabrn /ormalarr ayrrlrr : İ lk iş olarak kitabın kabı dikkatle yırtı larak formalar ayrı l ı r. Yırtık yerler ince bez veya kağıda onarı lır. Bundan sonra, dikişin iyi olması için formalar iki baskı tahtası arasında baskıya konu lur. 2 . Yan kağrtları hazrrlanrr : Kitabın birinci ve sonuncu sayfaları ile C arasına konulmak üzere yan kağıtları hazır­ Tarihçe : Parşömen veya papirustan sargı şeklinde bnır. Bunlar ikişer sayfadan ibarettir. Kağıtlar, ortasından 0,5 cm lik yerine kola sürülecek birinci ve sonuncu for­ olan en eski el yazıları ( volumina ) , çok zaman, kıymetli malara tutturulur ve kağıt üzerine, 0,5 cm lik kısmı dışta tahtalardan yapılmış kılıf veya kutularda saklanırdı. Fa­ kalmak üzere ince bir bez ( salaşpur veya mermerşahi) ya­ kat bildiğimiz an lamda C, ancak sonradan, kesilmiş, kat­ pıştı rılır. Kuruduktan sonra dışta kalan 0,5 cm lik kısım, lanmış ve birbirinin içine yerleşticilerek dikilmiş parşömen formanın altına kıvrılır. yaprakları üzerine yazılmış kitaplar ( codices ) la meydana gelir. 3 . Kitabrn Jlrtrnda diki[ yerleri afrltr : Kitabın büyük­ Eski zamanlardan kalma hiçbir C elimizde olmamakla birlikte, lüğüne göre, ip yerleri ayrı lır. Kitap küçük de olsa C i n önceleri sadece kitabı korumaya mahsus o lan C in sonraları sağlam olması için en az üç ip konulmalıdır. C te ip kul­ çok çabuk, l üks elyazmalarında kitabın önemli bir süsleme lanılacaksa yalnız ip yerleri , testerey le ip kalınlığı kadar ve değerlendirme ögesi haline geldiği bilinmektedi r. Or­ kesilir. Fakat birinci ve sonuncu forma kesilmez. taçağda C ler parşömenden veya üstü deri ile kaplı tahta 4. Kitap dikilir : Yorgan iğnesi dikişte rahatça kulla­ kapaklardan levhalıklardan yapılırdı. Bazı kere de kitap lıklar nılır. Dikişe en son formadan başlanır. Dikiş şeki lleri, ip için, C ler parşömen yerine kumaşla kaplı tahta levhacık­ veya ekstrafor i le diktiğimize göre değiştiği gibi, kirabın lardan yapı lırdı. Gerek parşömen, gerek kumaşla kaplı kabına veya sırtına vereceğimiz şekle gö r e de değişir. levhacık ların Fransızca boui l lon adını taşıyan çivi lerden 5. Kitabrn Jlrtı tutkallanrr : Önce ekstraforlar yahut gayrı hiçbir süsü yoktu. Bu çiviler köşelere ve orta yere ipler, uelarından 3 cm uzunlukta kesilir. İ pler tarazlanır ve çakı l ı r ve raflara yatırılan kitap ların C leri temas sonunda üstteki küçük yan - kağıdı üzerine kola ile yapıştırılır. Çekiç aşınınaktan kurtarı lırdı. Köşeler bazı kere de kenarlar ile kitabın sırtı düzelti lir. Kitap kurumaya bırakı lır. Fransızca Camiere adını taşıyan madenden kılıflarla sağlam­ 6. Kitabrn yan kenarr kesilir : Kirabın yan kenarını laştırılırdı. Deri C. lerde süs olarak damga veya çizgi şeklinde kesrnek için makineler vardır, bu işi rende veya bıçakla da süslere raslanı rdı. Kitap, kordele, deri veya metalden yapı!· -

C'de bulunmıyan maddeler için bk. ç. K. S. Ş.

XVII. yüzyıla ait bir Kur'an· ı Kerim'in cilt kapaA-ı (Topkapı Sarayı Müzesi, Istanbul)

3

CİLT

Eski bir C. kapağı VI II. yüzyıl mış kiliderle ( fermoir ) kapalı tutulurdu. Aş. yu. 1450 den başlıyacak tabiattan al ınan şeki llerle yapı lmış damga süslerine raslan ı r. Ortaçağın dini ki tap C. leri bi rçok hal ler­ de değerli madenler veya yaldızlanmış bakı rdan yapı lmış olup değerli taşlarla kabarımalarla, kazılmış resimlelerle mi· ne, inci ve yonıulmuş fildişi levhalarla süslen i rdi. Deri , ki­ taplar için öteden beri kullanılırd ı ; fakat }(l l . yüzyılda da bilinen süslü deri C. leri, XV. yüzyı lda moda olup önceleri elyazılarına, sonradan da ilk bası lara ( incunabula) uygu­ lanmıştır. Rönesans'tan so �ra, ağı r tahta C. !erin yerine mukavva geçer. Değerli deri C. ler, Doğu etkisiyle yaldızlı süslerle, hendesi şekillerle, arabesklerle ve başka 5Üslerle bezenmeğe başlanmıştır. 1480 den beri İ talyad a beli ren bu tip C. ler Fransada da çok rağbet görmüştür ; Fransa vez­ nedarları ve kitap merak lı ları Jean Grolier ve Thomas Ma­ hieu için yapı lan C. ler bu tiptendir. I. François ve I l . Henri gibi kitapsever kıral lar, Geoffroy Tory gibi bilgin· ki tapçı ların ve yukarda adı geçen kişilerin zamanında Fransanın C. cilik sanatı XVI. yüzyılda Avrupada en üstün duruma gel­ miştir. Almanyanın bu zamana ait en başarılı C. cisi Jakob Krause'dir. XVI. yüzyı lın sonuna doğru a la /an/are adını taşıyan ve yeter belge gösterilmeksizin Nicolas ve Clovis Eve'in olduğu söy leni len işlemeli, yaldızlı, zarif bir üslfıp be­ lirir. XVII. yüzyı lda Fransanı n en büyük C. sanatçıları, Le Gascon ve 1650 ye doğru da Florimond Bad i er' dir. Badier kırmızı marokenden yapı lmış ve kızgın demir ile süslenmiş «a la Du Seui l» C. lerine en güzel şeki llerini vermişti r. XVIII. yüzyılda Paris Üniveritesinin eğemenliği altında bulunan C. ci ler loncası büyük sanatçılar yetişti rmi ştir: A. M. Padeloup ve N. D. Derôme aileleri maroken üzerinde damela ve feston'lar yaratmış, Le Monnier ai lesi zamanın modası olan Çin üslfıbuna uygun renklerle dolu mozaikler yapınışıır; Dubuisson ai lesi C. !erin yer yer işlenmesi yerine süsleri

Modern bir C. kapağı bir defada basma metod unu gelişti rmişıir. Devrim zama­ nında bütün lüks sanaciarda olduğu gibi C. ci likıe de bir çöküş görülür. imparatorluk devresinde Bozerian kar­ deşler İngiltereden esin alarak C. c ili ğ i can landırır. Tlıou­ venin, süslerinde Ortaçağdan ı:sin alarak a la cathedrale üslübunu yaraıı r. X I X . yüzyılda eski örnekler ıaklid edi lir ve C. sanatçılar ı artık orij inal bul uşlardan vazgeçerler. 1900 de dikkati çeken en önemli sanatçı Marius Michel'dir. 1925 te Dekoratif sanadar sergisinde beliren yeni estetik, genç yaşta ölen büyük sanatçı Pierre Legrain'in eserlerinden alınmış esin le meydana gelmişti r. Son zamanlarda C. e ekle­ nen kağı t kab da sanaıçılar tarafından hazırlanmaktadır.

Türklerde C. S an atı : Esas bakımından Asya'ya mah­ sus bi r sanat olup özel likle İslam çağında büyük bir gelişme göstermiş ve Ortaçağ Avrupa C. ci liği üzerinde de geniş et­ kiler yapmıştır. C. sanatının başladığı yer Horasan olarak kabul edilir. Horasanın bu hususta ilk sanat merkezlerinden biri olma­ sındaki iktisadi zorun luluk meydandadır. Bu bölge ağaç ve maden bakımından fakir olmakla bi rli kte zengin hayvan ürünlerine sahip bulunmaktayd ı . C. in ham maddesi olan hayvan derilerinin bölgede gerek çeşit, gerek sayı bakı­ mından bol o lması deri üzerinde C. sanatının gelişmesinde her halde önemli bir etken olmuştur. C. sanatının ikinci ge­ lişme bölgelerinden biri de E lcezire ve I rak'nr. Bu bölge de ham madde bakımından Horasan'a benziyen bir özellik gösteri r. C. sanatının Horasan 'da, Elcezire'de gel işmiş olması ka­ bul edilmekle birlikte bu sanat tarzlarından birine Hatayi adının veri lmesi bu sanatın baş ladığı yeri daha Doğuya kay­ dı rmaktadır. Hatayl ve Kaşi C. lerden bah seden kaynaklar bu isimleri her ne kadar bi r bezerne üslfıbu olarak gösteriyor­ larsa da bu coğrafi adlar bezerne sanatı ile birlikte C. in

(;'de bulunmıyan maddeler için bk. Ç. K. S. Ş.

4

CİLT

Çin Türkistan' ı ile ilgisini Uygur kültürü ile olan bağlılığını da ortaya koymaktadır. B u suretle C. in İ slam öncesine ka­ dar uzanan bir geçmişi bulunduğu meydana çı kmaktadır. El­ cezi re' de gelişen C. sanatının i se Süryani ve Nasıuri metinle­ rinin hazırlanışında kullanıldığı da bir gerçektir. C. sanatının, C. in yapı lış özelliklerinden çok, C. te kullanılan gereçlere ve C. i süslemede uygulanan üsluplara gö­ re bazı çeşitleri vardır. Bunlar, C. !erin bulundukları kültür alanlarına göre ayrıntılar gösteri derse de esasta birleşi rler. Tarihi gelişme içinde C. sanatı, Hatayi ( Kişi, Horasan, Bu­ hara, Dih levi ) , Herat ( Herat , Şiraz, İsfahan ) , Arap ( Elcezi­ re, Halep, Şa m ) , Rumi ( Selçuk ) , Menıllık ( Mısı r ) , Magrıbi ( İ spanya, Sicilya v e Fas ) , Türk (Diyarbakır, Bursa, Edirne, İstanbul, Şüklıfe, Barok ) , Rugan/Lake (Türk, İran ve Hint ) , B uhara - yi cedid gibi üsluplara ay rılmaktadır. VII. yüzyıldan baş lıyacak büyük bi r gelişme kaydeden C., XV. ve XVI. yüzyıllarda en üstün seviyeye yükselmiştir. Arap, Meml uk, Rumi ve Magrıbi üslupları , VII. yüzyıldan X I I . yüz­ yıla kadar büyük bir gelişme gösterdiği halde yavaş yavaş gerilerneye başlamış, kaynağı Hatay i olan Orta Asya, Hindistan, İran ve Türkiye C. ci liği ise i lerleme temposunda bir du­ raklama yapmadan XVIII. yüzyıla kadar klasik üslubunda gelişmekte devam etmiştir. Kiş, Buhara, Herat, Şiraz, İsfahan, Diyarbakır, B ursa ve Edirne şehirlerinde biribirini takip eden yüzyıllar i çinde gelişen bu sanat, XV. yüzyıldan başlıya­ rak İ stanbulda, bu şehre mahsus bi r üslup ile, XVII. yüzyıla kadar devam etmiş ve aynı yüzyıl içinde Şüklıfe tarzı, sonra­ ları Rugan ( Lake) ve ni hayet Barok üslubu ile modern çağ­ Iara ulaşmıştır. İ randa ise Şiraz'ı takip eden İsfahan üslubu, Dehlevi ve İ ran Ruganı devrelerinden sonra Avrupa etkisi altına girmiş ; İ sfahan, Klasik, Avrupa ve Rugan üslupları­ nın kaynaşma sı ile tekrar yeni bir üslubun doğduğu şehir olmuş ve en sonunda sanat bakımından zayıf olmakla bir­ likte Hatayi, Dehlevi ve Avrupa üsluplarının karışması ile meydana gelen B uhara - yi cedid üslubu ile Şark C. Sanatı tarihi tamamlanmıştır. B u tarihi gelişmeye göre, Doğu C. ciliği önce Hatayi ve Arap olmak üzere iki ayrı üsluba bölünmektedir. Arap üslubunda hakim olan, poligonal ve epigrafik geometrik şekillerdir. Bun l ar arasında Mühr - i Süleyman en çok kul­ lanı lan bir şeki ldir. Bundan başka dai re, küre, gamalı haç, v. b. şekilleri de kul lanılır. Bezerneler soğuk olarak yapı ldığı gibi, altın ( zer) da süslemede kullanılır. Hatayi üslubu ile başlıyan Türk ve İran C. sanatında i se hakim olan, stilize edilmiş bitki şekilleridir. Bu ba­ kımdan natüralist bir karakter taşır. Türkler çoğu zaman bitki motifleri üzerinde çalışmış oldukları halde İ ran üslup­ larında hayvan, esatiri yaratıklar, hatta insan şekilleri de kullanılmıştır. C. i beziyen şemse, köşe, göbek, zencerek, v. b. süs yerlerinin yayılış alanları C. in yapıldığı üsl uba göre genişler veya daralır. Türk ve İ ran C. lerinde meşin ( koyun ) , ciran ( ak ceylan ) , v e sahtiyan ( keçi ) kullanılır. Renkler çe­ şididir. Kırmızı, vişne çürüğü, kahverengi, yeşil ve nüansları en çok kullanı lan renklerdir. Bezemelerde altın hakim bulun­ makla birli kte gümüş ( si m ) ve türlü boyalar da kullanıl­ mıştır. C. cilikte asıl gereç deri olmakla birlikte ebru, kumaş ve zerduva'ya da yer verilmiş ; lake ise gerek İ ran, gerek Türk C. sanatı nda birlikte kullanılmıştır. X VII. rüzyılda çiçek resimlerinin sti lize dekor ortasına konulması ile İ stanbul üslubu yeni bir durak geçirmiş ve bu üslup şüklıfe ( çiçek) adını almıştır. En çok kul-

lanılan çiçek-şekli karanfil ve laledir. XVIII. yüzyılda i se şüklıfe üslubunun yeni bir teknikle çarköşe kabın yüzüne boya geçiciirnek ve sonra bezerne ( Türklerde çok kere çiçek, İranlılarda tasvir) yapılıp vernik sürülmek suretiyle meyda­ na gelen rugan ( lake) üslubunu a ldığı görülür. X V I I I . yüzyılın ortalarından başlıyacak Avrupa etkisi ile Barok üsl ubu meydana gelmiş, klasik ölçülerin bile değiş­ mesine sebep olmuş ve Türkiyede Avrupa C. ciliğinin, tek­ niği ve ölçüleri ile birlikte, kökleşmesine yol açmıştır. İ ran'da ise mi syonerler araciyle gelen Avrupa C. cili­ ği, daha çok lake devresinden başlıyacak etkisini artırmıştır. Esasda bitki motifleri yanında, öteki canlı yaratıkların tas­ virinde de sakınca görmiyen İ ranlı C. ciler bu suretle Şem­ sede Meryem ve İ sa tasvirleri yapmak, hatta kab üze­ rinde bir tarihi hadiseyi tablo halinde tasvir etmek gibi sa­ natta yeni bir anlayışı aksettirmişlerdir: B uhara - yi cedid i se, kalıp C. leri olup, ilk örnekleri bir parça sanat değeri .t aşır. Bütün bu üslup değişmeleri devrin süs sanatı değerlerine, ve modalarına paralel bir değişiklik gösteri r. C. kullanı lan gereçlere ve taşıdığı sanat değerine, süslemeye göre adlandırılır. C. in kenarları deri ile kap­ lanmış ve ortası kiğııla örtülmüşse, bu C. e çarköşe C. denir. Orta boşluğu ebru, rugan, zerduva, kumaşla kaplanmış olan­ lar ise, ebru, rugan, zerduva, kumaş C. adını alır. Deriden ya­ pılan C. !erin üzeri sıvama varak altını yahut ezme altın sü­ rülmek suretiy le kaplanmışsa böylelerine yazma C. adı verilir. Eğer C., yaldızlandıktan sonra motifler kalıpla bası lmışsa gömme C., yekşah denilen bir aletle motifler çukurlaşnrı larak meydana geti rilmişse yekşah C. denir. Kab üzerinde, ezilmiş varak altını ile dört di linıli yaprak motifinde parmaklık tar­ zında geometrik çizgiler çeki len C. de zilbahar adını alır. Kahta, tek bir deri kullanılmayıp renkli deriler kullanılmışsa, bu C. e mülevven adı veri lir. Bütün üsluplarda, deri C. te klasik usul, şemse C. tar­ zıdır. Bu C., deri üzerine yapı lan motiflerin bezeome şekil­ lerine göre isim alır : ı. Alttan ayırma şemse C. te motif kalıplarının zemini altınla doldurulur, motifler kabartma şeklinde üstte ve deri renginde bırakılır. 2. Ü stten ayırma şemse C. te ise, bezerne usulü ötekinin tersi olup, zemin deri renginde bırakılarak motifler altınla bezenir. 3. Mülemnıa şemse C. te motiflerin hem zemini, hem de kendi leri altınla sıvanır. 4 . Mülevven şemse C. te i se, bezerneler C. kapağında kullanılan deriden başka bir renkte deri ile kaplanır. Bu şeki lde renkli deri lerle yapı lan mülevven şemse C. te de motifleri, üstten ayırma veya alttan ayırma tarzında altınla bezemek mümkündür. 5. Soğuk şemse C. te motifler C. in derisi renginde bırakı l ı r, bezenmez. 6. Müşebbek veya katı'a C. te i se, C. in iç kabında yapılan bezerneler bahis konusudur. Deri ince ince oyula­ rak kabın iç yüzüne yapıştırılır. Herat üslubunun açık va­ sıflarından biri bu C. tarzıdır. C. te Hatayi, Rumi, B ulut, Penç ve Yaprak motifleri en çok kullanılan motiflerdir. Bezerne yerleri kabın ortası, göbek yahut semse; kenarlardaki süsler cetvel, su, zencerek ; köşelerdekiler köşebent, dış köşe ; şemsenin üst ve alt ta­ rafındaki yaprak tarzında motifler ise selbek adını alır. Yazma bir C. , esas bakımından dört parçadan i barettir. Üst kapak, sırt, alt kapak, sertap ve mıklep. Ü st kapak, ki­ tabın önünde olup tek başına bulunur. Sertap ve mıklep ise, ,



C'de bulunmı7an maddeler için bk. ç. K. S. Ş.

CİLT - CIMABUE, Cenni di Pepo

5

alt kapağa bağlıdır. Sertap, kitap kapandığı zaman sayfaların Akademisinde ayrı bir sanat kolu olarak öğreti lrnektedir. Bk. kenarlarını örten deri parçası olup alt kapakla birlikte hare­ KİTAP. ket eder ve mıkleple açılır kapanır. Mıklep, kitabın sahife­ CİLT HASTALIKLARI : bk. DERİ HASTALlKLARI . leri arasına sokulan ve sertabı kapal ı tutan parçadır. Sahi fe­ CİLV ANA, Türkiyenin en ku zeydoğu köşesinde, Kars'­ lerin kena rlarının bozulmaması için C. in kabı ile kitap bo­ ın Posof i Içesine bağlı bucak. Aynı ad daki bucak merkezinin yu arasında bırakılan fazlalığa dudak deni r. C. te bezemelerin üst ve alt kablarda ve mıklepte nüfusu 864 ( 1 955 ) tür. Burası Rus sını rına 3 km kadar uzak­ yapılmış olması klasik Türk üslubunun, kapak içlerinde tadır. Hayvan yetiştiri lir. C. bucağının nüfusu 1 2 027 ( 1 9 5 5 ) , rnüşebbek ( eşkenar dörtgen , ve kare) yapılmış olması Herat köy sayısı 2 3 dür. B u köylerden yarısının nüfusu 500 den fazladı r. üslubunun, Sertapta ve C. in süslerneye elverişli her tarafın­ CİLVE (Arap. cila masdanndan isim olup, cu/ve, da yapılmış olması Şiraz üsl ubunun, Şernselerin yüksek olu­ şu İ sfahan üslubunun, C. üzerinde celi hatla yazı ların bu­ celı•e, cilve olmak üzere her üç şeki lde de okunur) , gel i ­ lunuşu Rumi üslubunun özellik lerindendir. nin gelinliğini giymiş bulunduğu halde zifaf odasına alı­ C. cilik sanatının gelişmesi C. sanatçı larının bir örgüte narak, damat i le başbaşa kaldığı zaman, güveyin kendi sine bağ lanmasını gerekti rmiştir. Osmanlı larda C. ciler iki gurupta sunduğu hediyelere verilen ad ( bk. Yüzgö rümlüğü ) . toplanabi lir. Bunlardan serbest esnaf o larak ça lışanlar Damat tarafından sunulan b u hediyelerin gerdanlık, pan­ XVII. yüzyılda İ stanbulda 300 sanatçıdan toplanmış ehl - i dantif, taç, küpe, bi lezik, halhal, yüzük v. b. süs eş­ hıref örgütü içinde bir !onca meydana getiriyorlar ve lO dükkan yalarından olmaları, değerli m aden ve taşlardan yapı lmış ( atelye ) da çalışıyorlardı. Sultan Aziz zamanına kadar bulunmaları gerek ir. c. den yüzgörümlüğü verrnek anla­ C. ci lerin toplu olarak bulundukları semt, bu günkü Ede­ mına «tecliye» ku I lanı l ı r . C. , Adi b. Müsafi r tarafından yazı lan Yezidi ler­ biyat Fakültesinin bulunduğu yerdi. C. sanatçı lan, Ordu Mol­ lası tarafından kontrol edilmekte olup, başlarında bir kethüda­ (b. bk . ) in kutsal kitaplarından birinin adıd ı r. Tasavvu/ta : Bir teri m olarak, kulun «i lahi tecelli ler ları bulunmak tayd ı. C. ci ler rneslekte üstat olarak sahabeden Abdullah-i Yemeni"yi kabul etmiş lerdir. Serbest olarak çalışan ile ha lvetten çıkış» halidir. Bu hal, sufinin «halvet»ten C. cilerden başka Saray kitaplık larının ve resmi dai reterin yükselişini temsi l eder. C. de ilk önce Tanrının 7 adını an­ C. işlerini görmek üzere Topkapı Sarayında ayrı bir örgüt mak esastır. Kul, bu «zi kir» sonunda benlik sevdasından daha kurulmuş bulunmaktaydı. Cemaat-i Mücellidan-i Hassa kurtu lur, bütün varlığı ile Tanrı varlığında eri r, yokolur, ismini alan bu C. ci ler en çok 3 9 ve en az 3 sanatçı olmak Hak ile kaynaşır. C. bu açıklamaya göre halverin üstünde üzere sayı ları değişen bir örgüt olarak vazife görmektey­ bir «neşe» halidir. B k. CEL VETİ LİK. di ler. Saray C. ci leri mücellit ve çı rak ( şakirt ) olmak CIMA DA CONEGLIANO [çima da konel;�no}, üzere iki grupa ayrı lıyor ve ci ltçibaşı ( sermücellit ) tara­ ( aş. yu. 1459 · 1 5 1 7 veya 1 5 1 8 ) , İta lyan ressamı. Coneg­ fından idare ediliyorlard ı . Ö rgütün bir kethüdası , bi rinci liano'da doğmuş, orada ölmüştür. Venedikte Giovanni ve ikinci bölükbaşıları ve odabaşı olmak üzere rütbeleri de Beliini'nin öğrencisi olan C. , 40 yaşlarında Tiziano ve Gior­ vardı. Altın döğücü ( zergub) ve rnürekkepçi ( rnürekkebi) gione'den teşvik görmüştür. Fakat o, Beliini üslubuna bağlı sanatçıları da Hassa C. ci leri örgütüne bağlı idiler. Hassa kalmıştır. Başlıca eserleri : « İsanın vaftiz edilişi» ( 1494, Ve­ C. cileri esas bölüklerinden başka, Kemhacılar, Çilingi rler, nedikte Bragorada ) ; «Portakal ağacı altında Madonna» . Divan katipleri C. ci liği gibi Saray içinde fakat esas bölük­ CIMABUE [çimablfe}, (asıl adı : Cenni di Pepo ) leri dışında da C. cilik görevi almaktaydılar. C. sanatçı larının bu sanaıla sıkı sıkıya i lgili bulunan ( aş. yu. ı 240 - 1 302 den az sonra ) , İtalyan ressam ı, Flo­ ransada doğmuştur. Birçok fikir ve görüş lere konu olmakla tezhip, tasvir, yazı, v. b. sanatlarda da üstat olduk ları kay­ birlikte, C. nin hayatı ve sa­ naklarda bildiri ldiği gibi, a rası ra raslanan bazı C. ler üze­ ri nde mücellit, musavv i r ve müzehhib imzalarının aynı natı hemen hemen karan lıklar r içindedir. Onunla aynı devir­ sanatçı tarafından atılmış olması ile anlaşı lmaktadır. On iki yüzyıl süren bu sanat kolunda yetişı:n­ de yaşıyan Dante ( 1 2 65 - 1 32 1 ) , lerden pek azının adlarını Tu/ı/e - i Hattatin, Hat ve C. i , ünü sonraları G i o t t o Hallatan ve Menakrb · r Hünerveran gibi sanat tarihi ile il­ (b. bk. ) t a rafından gölgeleneo gili kaynak lardan tespit etmek mümkündür. Bunlar arasında büyük bir ressam olarak belir­ İranlı ciltçi lerden Mir Hüseyin Kazvini, Sahhaf Kası m, tir. C. yi İ talyan Rönesans ha· Mirza Beğ, Mehernrned Zaman, Molla Kasım Ali, Dost rekeıinin öncülerinden sayarlar. Mehemmed, Ali Bedahşi, Vazi zade i le Türk C. ci leri ara­ C. nin sanatında o devirde İ tal­ sında Sancaktar, Razgrad lı zade Kahya Emin, Saka İsmai l, yada hakim bir dururnda olan Karamanlı Hasan, Yesari zade, Hımhırn Arif, Şişman Aziz, Bizanslı ustaların veya Bizans Üsküdarlı Ali, Solak Sinan, Kasımpaşa lı Hafız anı labi lir. Ü5lubunun büyük bir payı ol­ C I M A B U E XVI. yüzyılın başından XVI II. yüzyı lın sonuna ka · duğu tespi t edilmelde birlikte dar Cilıçibaşı sanını alan sanatçı ların aş. yu. li stesi şöyle bu eski gelenekli sanata kendinden yeni bir şeyler de katabi l­ tertiplenebi lir : Yedikuleli Alaeddin ı 5 1 8 , Mehmet Çele­ diği genel olarak kabul edilir. Hatta Floransa senatosunun Bi­ bi 1 544, Süleyman Çelebi 1 5 9 5 , Kara Mehmet 1 60 5 , Meh­ zanstan getirttiği mozaik ve fresko ustalarının yanında onla­ met Abdi 1 637, Mehmet Yadigar 1 650, Pir Davut 1 654, rın üslup ve tekniğini öğrendiği söylenen C. nin gerçekte, Cafer Eyyubi 1 670, Ali Yusuf 1 68 7 , Süleyman Emektar 1 698, Bizans resim sanatının kuvvetl i etki leri ni gösteren bazı Hasan b. Ahmet 1734, Mehmet Halife 1776, Hatif Ali 1777- eserler hazırladığı sörlenebilir. 1797. C. nin elinden ç ıktığı kesin olarak bi linen tek eser Bu gün yazma eserler C. ciliği, İstanbul Güzel Sanatlar Pisa başkilisesinde apsis yarım kubbesini süsleyen rnozaikin

1 1

C'de

buhınmı7an maddeler Için bk. Ç. K. S. Ş.

6

CIMABUF, Ceaıni

di Pepo

-

CIMBERLER

altı yı l içi nde, Napolide ve Romada on operası oynanmı�­ tır. Bunların en çok tanınmış olanları : Il malrimonio segrelo (Gizli evlenme) ; i le Le asluzie femmiııili ( Kadın hi leleri ) [ 1 794] dir. Bu eserlerden baş­ ka bi rçok canıata ve ki lise mü­ ziği eserleri de vardır. C. , bir aralık g üney Rusyaya gitmiş, orada imparatorluk orkesıra şefi olarak Paesiell o'nun ardılı olmuştur.

D. CIMAROSA

CIMARRONES [ çimarrpnes ], Güneydoğu Asyada, Malaya takımadaları ( lndonezya ve Fi lipinler) nda yaşıyan i lkel bir hal k topluluğu. Negrito melezlerinden i baret olup Remontados ( b. bk. ) deni len eski halk tabakasının torunları sayı lır. CIMARRONNES [Amer. İsp. simarrpnes, Avrup. İ sp. lbiraarrpnes], İ spanyokada «vahşi» an lamına olup, birçok kullanışiarı vardır. ( İ sp. = vahşiler ) : ı. Güney Amerikanın Pampa ' l a rında yaşayan yabani veya yabani le�mi� aılar. 2 . Malay takımadalarında fakir Neg ricg melezleri. Bunların, Remontado'lardan türemiş olduğu sanılır. 3. Genel olarak, İspanyanın Amerikan sömürgelerin­ de, kaçak esi riere veri len ad. Öze l l i k le, XVI. yüzyılın orta­ larında Panama bcrzah ında toplanan zenci esir kaçaklarına den i l i r.

CIMABUE: Meryem Ananı n Tahtta Oturuşu ( Uffi zi Galeri si, Floransa ) Meryem - İsa - İoannes kompozi syonundaki İoanncstir. Orıa İ talyada Perugia yakınında Assiside çifı katlı San Francesco ki lisesinin üst yapısındaki freskoların bir kısmının da C. nin elinden çıktığı iddia edi l i r. C. nin olduğu söylenen ler, orıa sahnın üçüncü ıonozundaki İ sa, Meryem, iki aziz, alıar üs­ tündeki tonozda dört İncil yazarı ve orıa sahnın yan du­ varlarında 16 Tevrat i le 1 6 İnci l sahnesidir. C. nin olduğu söylenen dörı Madonna tasviri vardır ki, bunların hepsinde de bileşik bir kompozi syon dikkati çeker. C. nin olduğu iddia edi len bu çeşit Madonnalardan onun olduğu en az sanı lanı, Floransada Santa Maria Novella kilisesinin Ruccelai şapelindeki Madonna Ruccelai dir. C. nın olduğu söylenilen ikinci Madonna, aslında Pisada San Francesco kilisesine ait olup şimdi Pari ste, Lounc"da bulunan tablo­ dur. C. ile i lgili görü len Madon na resi m lerinin en güzeli Floransada Santa Trintıl ki li sesinde iken sooraları Galleria degli Uffiziye götürülen 3,85 X 2,23 m ölçüsündeki tablodur ki, aynı zamanda bu, sanatçının olduğu kuvvetle söylen i len eserd i r.

CIMAROSA [çimarpza], Domenico ( 1 749 - 1 80 1 ) , İ talyan opera yazarı ve müzisyeni. Aversa ( Napo l i ) d a doğ­ mu�, Yenediktc ölmü�tür. 1 7 6 1 den 1772 ye kada r on bir yıl, Napoli Konservatuvarı ( Santa Maria di Loreto Konser­ vatuvar ı ) nda kalmış ve 1 7 7 2 de Napolide ilk operası olan Le Stravaganze del Conle (Kontun delilikleri ) yi [ 1 7 7 2 ] , oynatmış ve ç o k büyük başarı kazanmıştır. Bundan sonraki

CIMDER [kfmber} LER (Yun. Kimbroi ; Lat. Ci mb­ ri ) , bir Germen oymağı. M. Ö . I I . yüzyılın sonuna doğru , yurıları olan ]ütland (Dan . Jylland ) yarımadası ( Lat. Cher­ sonesus Cimbrica ) nı suların kaplaması üzerine C. kendi­ lerine yeni bi r vatan aramak üzere Romalılarla dost olan Taurisk'lerin mem leketi Norci um'a geldi ler. C. , M. Ö . 1 1 3 y ı l ı nda kendi lerine karşı koyan Papi rius'un idaresi altındaki bir Roma ordusunu Steiermark'daki Noreia denilen yerde yendi ler ve oradan Yukarı Tuna ( Lat. Danubius) boyunca batıya doğru yollarına devam ettiler ; Mogontiacu m ( bugün Almanyada Mainz) yakınlarında Rhein ( Lat. Rhenus) nehrini geçtiler. Burada Helvet'ler, Tigurin ' ler ve Tougen' ler de onlara katı ldılar ve hep birlikte Burgund Kapısı ( b. bk. ) nı geçerek Rhôoe ( Lat. Rodanus) vadisine i ndi ler. ]unius Si­ lanus idaresindeki bir Roma ordusu, M. Ö . 109 yı lında Kelt ası llı Allobrog'ların oturduğu bölgede C. e yeni ldi. Luci us Cassius Longius idaresindeki başka bir Roma or­ dusu da 1 07 de Garonne nehri ( Lat. Garumna ) üzerindeki Aginnum ( bugün, Fransada Agen şeh ri ) da Tigurinler ve Tougen ' ler tarafından yenildi. Romalı ların en ağır yeni lgesi 6 Ekim 1 0 5 de Arausio ( bugün Fransada Orange �eh ri) da oldu. Bundan sonra C. , yalnız baş larına İ spanyaya yürüdü­ ler ; fakat orada oturanlar Keltiber'ler tarafından kovularak tekrar Gallia'ya döndüler. Lutatius Catulus idaresindeki Ro­ ma ordusu Verona yakınında C. in Alpleri geçmesini önli­ yemedi ; hatta Po ( Lat. Pad us) nehrinin sağ kıyısına çekil­ mek zorunda kaldı. Vercellae ( bugün İ talyaya Vercelli ) böl­ gesindeki Raud ovasında M. Ö . 1 0 1 yılının 30. günü büyük bi r meydan savaşı başladı. Bu savaşta Romalı lar, Ma­ rius'un üstün stratej ik ustalığı ve güney yazının �iddet!i sı cağı sayesinde büyük bir zafer sağladılar. C. in çoğu öldü ; sağ kalanları da esir alınarak satı ldılar. M. S. 5. yılda İm­ parator Augustus zamanında Juıland ' da bir kısım C. yaşa­ makta idiler. Augustus'a bir elçi de yollamışlardı.

C'de buluumıyan maddeler için bk. Ç. K.

S. Ş.

CİMCİME

-

CIMONE,

CIMCIME: bk. CEMCEME. CIMCOZ, Salalıettin ( ı 877 · ı 947 ) , Türk yazı ve po· litika adamı. İ stanbulda doğmuş, ve orada ölmüştür. Dedesi vezir İ brahim Paşa, babası Hasan Asım Beydir. Hukuk öğrenimini yapmış ve ı 908 de, Meşrutiyetin i lanından sonra «Kalem» adlı ilk edebi hafıa· lık mizah dergisini çıkarmış­ tır. Sonraları politikaya girmiş, Meclis- i Mebusan'a İstanbul­ dan mebus seçilmiş ( ı 9 ı 4 ) , Bi­ rinci Dünya Harb i sırasında Stockholm'da toplanan Millet· lerarası Sosyalist Kongresinde Türkiyeyi temsi l etmiş ( ı 9 ı 7 ) ve Mütareke devrinde İtt ihat ve Terakki üyesi olduğu için yakalanıp Maltaya sürülmüş­ tür ( ı 9ı9) . C u m h u r i y e t i n S. CİMCOZ i lanından sonra İ stanbul Şehir Meclisine üye seçilen C. ı 931 de Türkiye Büyük Mil­ let Meclisinin dördüncü devresi ne İstanbul Milletveki li ola­ rak katılmış, ı 946 ya kadar mebuslukta ve C. H. P. Genel merkez kurulu üyeliğinde bulunmuştur. Güzel sanatların zevkli ve bilgili tanıyıcısı, antika eşya meraklısı ve kollek­ siyoncusu idi.

CIMENTO [fim�nto] AKADEMISI ( İta. Accademia dal Ci mento = Deneme akademisi ) , Floransada bulunan eski bir bilim derneği. ı 657 de kurulmuş, 1 667 de dağılmıştır. Romada Accademia dei Lincei ( ı 60 3 ) adı ile kurulmuş olan bu dernek modern alanda «tabi i felsefe» yani matematik, fizik üzerinde çalışan i lk bi lgi nler grupudur. Ö nemi, yap­ tığından fazla, verdiği örnektedir. İ lk termometre bu akade· minin eseridir. CIMEX DECTULARIUS (Zoo. ) : bk. TAHTAKU­ RUSU.

CIMICIDAE (Zoo. ) : bk. TAHTAKURUSUGİLLER. CIMIN, Erzincan ilinin merkez i lçesine bağlı bucağın merkezi. Nüfusu 3 496 ( ı 95 5 ) dır. Denizden yüksekliği ı 2 5 0 m dir. Belediye örgütü vardır. C. Erzincan ovasının kuzey kenarında, Keşiş dağlarının eteğindedir. Kasaba, Sivas- Er­ zurum demiryolu yakınında olup, 5 km güneyindeki Altın­ başak i stasyonundan faydalanılmaktadır. CIMINI [fimfni], Monti, İ talyada Lazio bölgesinde Viterbonun güneydoğusunda volkanik çevre sıradağ. Kuzey­ de Monte Cimino ( Lat. Mons Ciminius) veya Monte di Soriano adlı doruğu ı 0 5 3 m yüksekliktedir. Güneyde Lago di Vigo ( Lat. Lacus Ciminius) krater gölünü sık ormanla çevreler. Bu göl 507 m yükseklikte, ı2,ı km2 büyüklükte ve 49 m derinliktedir. CIMMER ( Tar. - Coğ. ) : bk. K İ MMER'LER. CIMNASTIK ( Fr. Gymnastique ; Yun. gymnazein = çıplak temrin yapmak, gymnos = çıplak ; İ ng. Gymnastics, Alm. Turnen ) , beden eğitiminde kas grupları ile eklern­ Ierin çeşitli fonksiyonianna göre düzenlenen ve vücuda ta­ bii yoldan kuvvet, dayanıklılık, kıvraklık, işleklik ve ahenk

sağlıyan ölçülü hareketler ve temrin sistemi. C'de

Monte

7

Yunanl ı lar, bir bakıma tanrı ianna şükranın bir çeşit belirtisi olarak kutsal bir nitelik verdik leri beden hareket­ lerini, tabiatın her türlü müspet etki lerinden doğrudan doğruya faydalanmak düşüncesiyle, çıplak ya parlard ı . Bu­ nunla birlikte cemrio uzun bir süre Yunanlılarca vücudu eğiten hareketleri olduğu kadar, insanı daha çabuk solu­ maya zorlayan her türlü vücut çalışmalarını, bu arada çıp ­ laklıkla i lgisi olmıyan tarla, toprak işleri, yük t aşıma, dans, binicilik ve savunma ralimieri gibi çalışma ları da içine alan geniş bir anlamda kullanılmış, ancak M. Ö . V. yüz­ yıldan baş lıyacak yalnız vücudu eği tici değerdeki hareketlerle sını rlandırı lmıştır. Keli me bu an lamiy le XIV. yüzyıldan baş lıyacak hümanistlerce yeniden ele alınmış , önce doktorlar, daha sonra eğiıimciler tarafından bu maksatla yazılan eser­ lerde kullanı !mıştır. Bütün Batı dillerine aynı kökten türe­ miş, dilimize de Fransızcadan girmişti r. C. terimin i XIV. yüzyı lın başlarında eği tici değerdeki hareketler için kulla­ nan ve bu alanda çığır açan eği timci lerin başında Alman Guts Muths ( b. bk. ) ile kelimenin anlamını ve genişliğini daraltarak, duruş yanlışları n ı düzeltici hareketlerden meyda· na getirdiği sistemi ( İsveç cimnastiği) için kullanan P. H. Ling ( b. bk. ) gelmektedir. Bu sonucu i le alanı darlaştı ­ rı lan C. zamanımıza kadar bi rçok geli şme evre leri geçir· miş, vücudu değişik maksatlar için yetişti rmede uygulanan , belirli alan lara yönelti len çeşitleri türemişıir. Türlü sporlara, bu arada atleıi zme hazı rlayan özel ha­ reketleri kapsıyan ( maksat C. i ) , omurga etrafında toplanan ve vücuda esneklik, kıvraklık sağlıyan gövde hareketlerine fazla yer veren ( temel C. i) deyimleri bu çeş it sını rlan­ mış çalışmaları belirtir. Her ta rafta kullanı lan bu deyim ler­ de düzeltici, kuvvetlend i cici ve bütün v ücudu çalıştırıcı, fa· kat daha çok aletsiz o larak yapı lan ve çoğunlukla İsveç C. ine dayanan hareketler ve sistemler kastedi lmiştir. C. be­ li rli hallerde sırf tedavi maksatlarına hizmet eder. Bu tak­ dirde tedavi C. i ( t ıbbi C. i) adını alır. Bu şeki l, bazı alet­ lerin de yardımiyle, daha çok çocuklarda sık görülen belke­ miği çarpıklıklarının, bacak ve ayak arızalarının ön lenmesi, giderilmesi veya düzelti lmesi için uygulanır. Tedavi C. i. bu karakteriyle doktorların ve ortoped lerin uzmanlık alanına da girer. C. in başka bir şekli, vücudun başarı g ücü ve kuvve· ıini artırmaktan çok güzel ve ahenkli hareket şuuruna erişmesini mümkün kı lan ritmik C. tir. Bu deyim, sonradan yine kendisi tarafından reddedi lmekle birlikte, ilk defa XX. yüzyılın başlarında J. Dalcroze tarafından kullanıl­ mış ve bu adla bir si stem meydana getiri lmiştir. XX. yüz­ yı ldan başlıyacak Almanyaya ve Kuzey Avrupa memleketle­ rine yayı lan ritmik C. alanında türlü kişi ler ( başlıcaları : Dr. B. Mensendieck, Dr. R. Bode, R. v. Laban, H. Medau ) tarafından birbirinden az farklı görüşleri temsi l eden ve bir kısmında C. le dans ve bale bi eleşen pek çok ekoller ve si stemler kurulmuştur. C. in bir de üstün başarı elde etmeğe yarıyan, bu ha­ liyle de sportif bir karakter taşıyan aletli C. türü vardır. Barfiks, bar paralel, halkalar, beygir ve minder gibi alet ve araç üzerinde yapılan asılma, d ayanma, sallanma, hızlanma, atlama ve denge hareketlerinin usıalıklı şeki lle­ rini kapsayan aleıli C. yarışmaları, Olimpiyat oyunları· nın progra mlarında yarışma çeşidi olarak yer almaktadır.

CIMONE [fimqne], Monte, İ talyada Modena i linde Tosca na Apeninlerinin en y üksek dağı (2 1 6 3 m ) .

bulunmıyan maddeler için bk. Ç. K. S. Ş.

CİMNASTİK - CİMRI

CIMNASTIK : ı. Yatay parmak lıkta bükü l ü ters ası lma, 2. Dik halata ı ı rmanma, 3. Halkalarda ki pe, 4 . Yatay par­ mak lık ta dayanmal ı ası lma, 5. Yat:ıy p:ırmaklıkta yay hareketi , 6. Dik halata ı ı rmanma, 7. Halkalarda }'atay ters duruş, 8. İp merdivene ıı rmanma, 9. Halkalarda ters ası l ma

CİMRİ (ölm. 1 2 7 7 ) , Anadol u Selçuklularından Key­ husrev Gıyaseddin zamanında ayak lanan biri . C. , İzzeddin Keykavus ( ölm. 1 2 64 ) un oğlu Gıyaseddin Siyavuş olduğu­ nu iddia ederek meydana çıkmış ve Selçuklu eğerneo liğine karşı çıkan Karaınanlı lardan da yard ı m görerek Anadoluda gen iş bir ayaklanma hareketinin başbuğu olmuştur. Yusufi adlı bir şairin, 1 299 - 1 300 de Erzincanda yazdiğı HamÜJ· name adlı manzum ve tasavvufi risalesinde, C. nin evvelce derviş olduğu ve büyük bir saygı kazandığı kaydedii­ ği gibi, İbn - i Bibi de, buna uyanları «kızı l külahlı, ça­ rıklı ve kara kilimli Türkmenler» diye anlatmaktadır. Bu sözlere göre C. nin, büyük bir ayak lanmayı . tertip ve idare ed en

1

ve 1 240 da öldürü len Baba İshak ' ı n şeyhi olup yine ayn ı yı lda öldürülen Baba İlyas'ın başına top lanan Baba'lı lardan olduğu anlaş ı l maktad ır. C. ye yardım eden Karamanoğlu Mehmet Bey ( bk. KARAMANLILAR ) 1 277 de Konyayı alınca C. yi sultan i lan etti, kendisi de onun veziri oldu. Meh­ met Bey o vakte kadar devletin resmi dili olan Farsça yerine Türkçenin resmi d i l olduğun u i lan eııi . Nihayet C. ye kar­ şı M oğo lla rd a n da yardım alan Sultan Gıyaseddin Keyhus­ rev harekete geçerek Develi Karahisarda C. kuvvetlerini sı­ kışıırdı. Selçuklu ordusu Sakarya köprüsüı:ıü geçtiği zaman C. nin öncüleri ile karşı laşmış ve kısa bir süre sonra C. kuvvet leri Selçuklu ordusuna saldırmışlardı.. 9 Haziran 1 277

C'de bu1unmıyan maddeler için bk. Ç. K. S. Ş.

CİMNASl İK

9

ı

4

2

5

3

CİMNASTİK : 1 .

6 Devrik yatı ı ,

2.

A ç ı k sıçrama,

3 . Köprü duruşu, 6. Denge oturuşu

C ' d e bulunınıyan m addeler i ç i n

4 . Dikey duruş,

bk. ç. K. S. Ş.

5. Cephe duruşunda hareket,

10

CIN

CİMRI

perşembe günü yapılan savaşta, en çok Sahip Ata'nın başa­ rılı saldırması sonunda C. kuvvetleri dağıtı lmış, kendisi ise Germiyanoğlu'nun kuvvetleri tarafından yakalanarak Sulta­ nın yanına getirilmiştir. Burada C. nin ileri geri sözler söy­ lemesi üzerine diri diri derisi yüzülerek öldürülmüş ve bu deri .A nadolu şehirlerinde ibret olmak üzere herkese göste­ rilmiştir.

dır ve .Araplar, deliren kişinin bedenine C. )erin ve şey­ tanların girdiğine inanırlardı. Bu kanışı İ ncilde de görmek­ teyiz ( örneğin Matta İncil'i, bab. IV, 24 ; VIII, 1 5 , 28, 3 4 ; IX, 3 2 · 34 ; XII, 2 1 29 v. b. ) . .A nadoluda da delirmişe, ya­ hut delicesine öfkelenmişe «cinlendi» denilir. Bütün bu açık­ lamadan anlaşıldığı gibi Müslümanlıkta C. )erin varlığı Kur' an· la belirti lmiş, göze görünmez, insanlardan önce ve � teşin du­ mansız a levinden yaratılmış yaratıklardır. Bazılarına göre C. )erin iman sahipleri vardır. Fakat C. tayfasının azılı kıs­ m ından olan şeytanlar, imana gelmezler ve hep kötülük ederler, insanları azdırırlar . .Ancak Hazret - i Muhammedden duyulan «benim şeytanım, elimde Müslüman oldu» an lamın­ daki hadis'e göre şeyt anların böyle bir ayrı özellikleri yoktur. •

.Ayaklanmasiyle büyük bir ün kazanan C. den sonra devlete karşı ayaklananlara bu kelimenin .Arapça kurala göre çoğulu olan «edmire» şekli bir terim olarak yazarlar tara­ fından kullanılmıştır. .Aynı zamanda halk arasında C. kelimesi, hasis ve pinıi an lamında kul lanı lır.

C. e, peri de deni lir. Halk inanışına göre C. lerde erkek­ Jik ve dişilik vardır, dölleri çoğalır, dişilerine peri deni­ l i r. Yine halk inanışına ve halk söylenti lerine göre C. lerle ve peri lerle evlenen insanlar vardır. Bazı şeyler okunarak C. ler çağrı lıp büyülenir ve onların aracı lığiyle yapı lamaya· cak şeyler yapı labi lir. İnsanların hizmetinde kullanı lan C. )ere h izmetçi ler anlamına huddam, C. hizmetçiler kul lanan üfrük­ çülere huddam/ı derler.

CIMRI V AKASI : Bk. C İ MRİ. CIN [ İng. Gin } ( içki ) , sade alkol, su ve koku verecek maddeden ibaret bir içki. C. alkollü i çki lerin en sadesidir ve genel olarak maya lanmış sulu hububat ez­ mesinden yapı lır. .Adı Fr. genih·re ( Yeni Fars. !Juda = kı ral ] , ywt'yn [ < *lwaten = kıraliçe, saray kadını, -en/-inh cismi meydana gelir ki bu, C ( ı ) cisminin bir üst c ismi yahut genişletilmi ş cismi adı­ nı alır. C ( ı ) -cismine ise meydana gelen c ismin alt - rismi denir. Aynı şekilde C de bulunınıyan diğer bütün ir­ rasyonel sayı ların katı lması yoluyla bütün reel sayılar cismi meydana gelir. Bu da hem C ( ı ) in hem de C ( y3) ün genişleti lmiş bir cismi dir. Kı saca bi r C cisminin geniş­ let ilmiş cismi denince, C yi alt ci sim olarak i çine alan her­ . hangi bir cisim anlaşı lır.

ÜSINSKI [ ts' i[inski], Jakub [ asıl soyadı : Bart ] ( ı 8 5 6 ı 909 ) , Doğu Saksonyada, biraz da Prusyada yaşı­ yan ve Lehli lerle Çekler arasında bi r geçit meydana getiren Sorb ( veya So rab, Lusatz ; Al m. Wend ) ların en büyük edibi. Kukowo (yukarı Lausitz, bugün Doğu Almanyada) da doğmuş, Dresden'de ölmüştür. ı 880 de de Na HrodziUu ( Şehi r kalesinde) adlı piyesiyle Sorb tiyatrosunu kurmuştur. Aynı zamanda Sorb edebi di linin ku rucusudur. Varani şiir­ leri, balladları, hicivleri ve lirikleri Kniha Sonellow ( So­ net' ler kitabı ) [ ı 884] başlıklı kitabında toplanmıştır. Bk. SORB 'LAR, SORB ( WEND) D İ L İ . ·

CISIO JANUS [çfzi& - yq nus ] , ( Çoğul u : Cisio . Ja· ni ) , Ortaçağda takvim gibi k u l lanı lan hatırda tutma mıs­ •

raları. Bunlar her ay kutsa l bayramları bildirir. Bu mı sra­ ların ayrıca bir anlamı yoktur. C. , XIII. yüzyıldan, XVII. yüzyıla kadar kullanı lmıştı r.

CISIS [!;!"!sis] ( Mus. ) , çift çapraz ( X ) la işaret edi­ len iki yarım ses yükseltilmiş do sesi ; entervalierin pürüz­ süzlüğünden

ayrılmış ses sisteminde i se r sesidir.

CISJURANE [sisjürqn] veya BOURGOGNE [ b ur­ gplfe], 8 7 9 yılında Lotharingia ( Lorraine) nın parçalan­ ması sırasında Dazlak Charles ( Fr. Charles - le . Chauve, Alnı. Karl der Kahle) ın kayını Boson tarafından kurulan kırallık. Provence bölgesinden ve Bourgogne bölgesinin en büyük bir kısmından meydana gelen bu kırallık Provence Kırallığı adiyle Arles Kırallığının kurulmasına yardım et­ miştir.

EL

CISLEITHAN [sislaytqn ] « Leitha nehrinin, Viyanaya göre, beri tarafında» anlamına gelen bir coğrafya terimi. Cisleithan topraklar veya Cisleithania ( Alm. Zis­ A v u s t u rya - Macaristan İmpa· ratorluğunun Avusturyaya ait toprakları, imparatorluğun, Leitha nehrinin batısında bulunan topraklara ek olarak Avus­ turya tacına ait ve bu nehrin ötesinde uzanan toprakları da i çine alırdı. C. i çinde şu memleketler vardı : Aşağı Avus­ turya, Yukarı Avusturya, Salzburg, Steiermark, Kiirnten, Karniolen, I strien, Dalmatia, Tyrol, Vorarlberg, Bohemya, Moravya, Silezya, Galiçya, Bukovina. Birbirini tamamlayan Cis - ve Trasleithania 2ı Aralık ı 8 67 t arihli kanunla tesbit edilmiş ve Avustu rya - Macaristan İ mparatorluğunun ı 9 ı 8 de yıkılışma kadar devam etmiştir. l e i t h a n i en v e y a Ci sleithanien )

CİSMANİ MECLIS : bk. ME CL İS - İ Cİ SMAN İ ve

PATR İ KHANE 'LER.

CISPADANA, GALLIA : bk. GALLIA. CISPADANE [ sisp adq n ] ( Fr. a ; Lat - padanus) «Po

nehrinin Romaya göre beri tarafında» anlamına gelen bi r coğrafya terimi.

Cispadane, Republique ( Fr. = Po · heri si Cumhuri­ yeti, İ ta. Repubblica Ci spadana ) Napoleon Bonaparte tara­ fından Kuzey İta lyada Hazi ran ı 796 da kurulan bir devlet. Toprakları, baş lıca Modena, Ferrara ve Bologna' dan ibaret idi. Mayıs ı 797 de Republique Ci sa Ipine adını taşıyan ve başkenti Milana olan daha geniş bir Fransız peyk devletini kurmak üzere R. C. ile Republique Transpadane birleşti­ rildi. CİSR ( Arap. = köprü, çoğul u = rüsur veya erser) , ge­ nel olarak «köprü» anlamına gelen bir kelime. Kantara, köp­ rü türlerinden biri olup, taştan ve kemerli olarak yapılan C. e denilir. Başka bir anlamda C. , küçük, kantara büyük köprü d emektir. Fıkıhta ise, tahtadan ve levhalardan yapı· lıp, kurulup kaldı rı labilen köprülere C. , taştan yapılania­ göre C. , durına i se, kantara adı verilir. Bu tanımlamıya . balı köprü demektir. CISR BANAT YA'KÜB, İ srai l devleti (Yi sröe l, Medinat İsrai l ) nin kuzey bölgesinde, Hule göl ü ( Bahret el · Hule) nün güneyinde, Ürdün nehrinin sağ kıyısında bir kasaba ve prehi storik i stasyon. ı 9 3 6 da Kudüs İ brani Üniversitesi adına çalışan arkeologlardan M. Stekelis ile L. Picard, burada, Üst ve Alt Aşölyen ve Üst Yontmataş kalınu lariyle karışık Leva llua - Musteryen çağiarına ait ka­ lıntılar meydana çıkarmışlardır. Bk. «The Quarıerly of the Department of Antiquities of Palestine>> dergi si, ci l t VI. [ ı 937] . CISR, EL, C. sözü, tamlamasız olarak kul lanıldığı zaman Araplar arasında herhangi bir yeri hatırlatmadan önce Yevmü ' l cisr'i ve o günde yapı lan savaşı belirtir. 634 ( 1 3 ) yı lında İ ranlı larla Araplar arasında yapılan b u savaşta Müs­ l ümanlar o tarihe kadar görmed ikleri bir bozguna uğramış­ lardı ki, bu bozgunun hatı rası Müslümanlar arasında uzun müddet yaşadı ve savaşa giden lere daima hatırlatıldı. C. olayı şöyle geçmiştir. Ebubekir'in hilafetinin son günlerinde Irak cephesinde bulunan kuvvetlerden önemli bir kısmı Halid b. Velid kamutasında Suriye cephesine gön­ derilmiş ve geride kalan I rak kuvvetleri Müsenna b. Haris eş Şeyhani komutasına veri lmişti. Ebubeki r'in ölümün­ den sonra halife olan Ö mer, I rak cephesine Ebu Ubeyde b. Mes'ud es Sakafi'yi komutan olarak gönder-

C'de bulunmı:ran madJeler i � i n bk.

·

Ç. K.

S.

Ş.

CISR,

EL

mi şıi. Ebu Ubeyde elindeki k uvveılerden bi r kısmını öncü olarak Basikıya üzeri ne göndermiş, geride kalan asıl ordu­ sunu karşı kıyıya geçi rmek için de Fırat üzeri nde bir köprü yapılmasını emretmişıi . İşte, C. savaşı burada olmuştur. Bir söy lentiye göre Hıre yakınlarındaki bu köprü çok eski­ den beri vard ı . Ebu Ubeyde, eskimiş olan kiiprüyü ancak onarımışıı . Köprüden karş ı k ıyıya geçen Arap ordusu, İ ran­ l ı ların hücumuna uğramı ş ve hemen hemen yok edi lmiştir. Ebu Ubeyde b. Mes'ud da bu savaşta şehid düşenler arasında bulunmaktaydı.

CISRHEN A N E [ıiı,. enq n } , ( Fr. Lar. ch ve Rhenuı"­ ıan ; «Rhei n ' i n [Fran saya göre} beri tarafına ait» an lamına ) , olan bir coğrafya terimi.

Cisrhenane, Republique, Rhein nehrinin sol kıyısın­ da, 1 797 de Fransa Devrim taraflısı Rhenanyalılar tarafından Fransanın koruyuculuğu alıında kurulması tasarlanan bir cumhuriyet. Fransız genera li Hoche, bu planın gerçekleşme­ sine yardım etmişti r ; çünkü gerek bu genera l . gerekse Di rec­ toice hükümeti, Rhei n ' i n sol kıyısının katı lmasını henüz is­ temiyord u. Eylül 1 797 de yeni devlet i lan edi lmek üzere iken H oc he öldü, ve Campoformio andiaşması ( 17 Ekim 1 797 ) , sol Rhein kıyısının Fransaya katı lmasını sağladı . So­ nunda R. C. in kurulmasına hacer kalmadı ve Rhein'in sol kıyısı Fransaya katı ldı. cısa ı ATlK : bk. K Ö PRÜ. cısa ı CEDID : bk . K Ö PRÜ . CİSR · İ ERGENE : bk. UZUNK Ö PRÜ . ·

·

CISR · İ M USTAFA PAŞA : bk. MUSTAFA PAŞA

31

CISTA

-

savaşlara sahne olmuştur. Arap coğrafyacıları bu isimden önce Keşfehan köprüsünden ve Tel Keşfehan ile bu köprü yöresinde kurulan bir pazardan bahsetmektedirler ki, bugün C. - Ş. a halk tarafından Bazar ( Pazar) adının da verilmesi bu rası nın Keşfehan olması sanısını kuvv etlendi rmektedir. Sa­ lahaddin - i Eyyubi 1 1 88 de burasını ele geçirdikten sonra C. Ş. yöresindeki Haç l ı kalelerini almış ve bölgede İslam eğemenliğini yeniden kurmuştur. ·

CISSAE CASTRUM [ kine kaıtrum }, Chichester

şehrinin Latince adı.

·

·

CISSAMPELOS [kinq mpe/oı} . Meni spermase ( Me­ nispermaceae) familyası ndan bir s:ırmaşık cinsi . Afrikada yetişen C. capenıis kusıurucu ve müshi ldir. Amerikanın ıropik bölgelerinde yerişen C. pareiı-a, pareira (b. bk. ) nın soysuzlaşmış bir türüd ür.

CISSOVDE ( Mat. ) : bk. SİSOİD. CISTA [kista} ( Yun. kiıle, L:iı. = ci.rta = sepet ) , es­

kiden silindir v eya kare şeklinde, içine yemiş, sebze konulan sepet. C. , para, elyazı ları, elbise, oyuncak ıu­ valet aleı leri ve ayinlerde kullanılan küçük eşyayı saklamıya yarıyan sepet, kutu veya kasacıklara da deni lir. Mistik C. lar, mysıerion (b. bk. , bir çeşit mistik ayin ) larda ve Dionysios, Kybele ve Demeter yorıularında taşınır ve ancak sırlara eren ler (initiati ) in bi ldiği bazı şeyleri kapsardı. Yu­ nanlı ların saz ve tahtadan yapı lmış ·o lan C. larını ancak vazo resimlerinden öğreniyoruz. İ talyada, gümüş ve tunç levhalarla kaplı, hele silindir ve elips şeklinde, tunçtan v e kapaklı C. lar bulunmuştur. Bunların en güzelleri Praeneste'de ele geçi rilmiştir (M. Ö . l l l . yüzy ı l ) .

K Ö PRÜSÜ ( Bulg. Svilengrad ) .

CISR · U HALTAS, İslamiyetten önce Arapların top­ lantı yaptıkları yerlerden biri olup, A rap takvimine say ı l ı gün lerden biri olarak girmiştir . CISRÜ'L - HADİD ( bugün Cesir - hadid = Demir­ köprü ) , Hatay ilinde Aşağı Kuseyr bucağında bir köy. Ahatisi Türktür. Antakyadan Halebe giden ve Hamri o'den geçen yol üzerinde Asi nehri kenarın d a bu lunan C. H. , Ortaçağda Haçlı seferleri s ı rasında önemli askeri mevkiler­ den biriydi. O tarih lerde küprünün iki başına iki savunma kulesi yaptırılmıştı. Köy, daha sonraları bu kuleler yöresinde meydana gelmiştir. C. H. , 1 098 de Anıakyayı kuşatmağa başlayan Haçlı lara karşı Antakya ka lesi ni sav unan Türk kuvvetlerine yardıma gelen Dukak ve Emir Rıdvan k uman­ dasındaki kuvveılerle Haçlı lar arasında i lk çarpışmanın g :ç­ ıiği yerdir.

CİSRÜ 'L - VELID, Adana ile Misis arasında bir köprü olup, Misis'e 1 3 , 5 km uzaklıktadır. Bu köp rüy ü ilk önce Halife Velid b. Yezid yapnrmıştı. Müslüman larla Bizanslılar arasında geçen savaşlar sonunda yıkı lan bu köp­ rüyü Halife Mu'ıasım 840 yı lında yeniden yaptırmıştır. C. - V. bugün yıkımı halindedi r. CİSRÜ'Ş - ŞUGUR, Osmanl ı İ mparatorluğunda Halep i line bağlı ilçelerden biri . Halebin 1 1 5 km güneybatısında Asi nehri kenarında ve Lazkiye yolu üzerinde bir i lçe mer­ kezi idi. Şehrin nüfusu 5 000 kadardı. İ lçe ahalisi, Müslü­ man, Nusayri ve H ı ri stiyanlardan ibaretıi. Ordu ( bugün Ha­ tay i linin i lçelerinden ) ve Madik bucağı ile birlikte 1 0 1 köyü bulunmakta idi. İ lçe n üfusu 3 2 2 5 0 i d i . Cebel - i Nu­ seyr ile çevri li ve Asi nehri tarafından sulanan toprakları epeyce verimlidir. C. - Ş. , Haçlı Seferleri ile adı tanınan bir kaledir. Halep - Lazkiye yolu üzeri nde stratej i k bir önem taşımakla, Haçlı Seferlerinde Türklerle Haçlılar arasındaki

C'de bulunmı7an ınaddeler

C I S T A

B A R B E R I N I

(Praeneste'de bulunmuştur ; şimdi Romada V illa Giulia müzesindedir) I ç in

bk.

ç . K . S . Ş.

32

CISTA - CITE

Bu ad, tarih · öncesi silindir şeklindeki tunç kovalara da verilir. Bunlar daha çok Bologna da ve Venedik eyaletin· de meydana geti rilmiş ve ticaret yolu i le bütün orta Avru­ pada y ayılmıştır. CISTACEAE ( Bot. ) : bk. LADENLER.

Fasın batı bölgelerinde bir çeşit askeri örgüte de C. adı verilmiştir. Kuzey Afrikada kendi kuvvetleri ve hal­ kın yardımı ile iş başına gelen kabileler ve sülaleler ken· d i lerine karşı ayak lananları ezmek i çin, Atlas bölgelerinde yaşıyan çeşi d i mil letlerden asker ıoplıyarak birlikler kur· muşlard ır. XV. yüzyıldan önce Beni Vaııas devrinde bu birlikler, yalnız Araplardan kurulmuştur. Portekizii ierin ve İ spanyolların XV. yüzyıldaki saldırganlıkları, Fas hü­ kümdarını kıyılarda tedbi rler almak ve mahzen denilen sağlam kaleler yaptı rmak zorunda bırakmıştır. Sa'diler Fas Devletinin başına geçince kendi C. lerinde bulunan Arapları batıdaki mahzenlere yerleştirmişlerdir.

CISTER [sfstlr ] ( Lat. Sister adını da taşı r ; Fr. cistre) bu söz İ tal. cilara'dan gelme olup, Lat. siJtrum [Yun. se· istron] ile karışması sonucu meydana gelmiştir ) , Ortaçağdan

ı

C. , Sa'diler zamanında da askeri tirnar halin­ de devam etmişti r. Bunlar yaşadıkları müddetçe hüküm­ clara bağlı olup, bulundukları mahzenin gelirini alırlardı. Topraklarından vergi al ınmazdı . Büyük devlet memurları bu C . lerden çıkard ı . Türkleri n buralara yerleşmesi Sa'diler ve C. kuruluşu üzerinde etki yapmıştır. Bundan sonra Türk subayları tarafından yetiştiritmiş ve Avrupa orduları gibi silahlandırılmış, birlik lerin itibarı yüksel miştir. C., e en esas­ lı şeklini veren Fasın büyük hükümdan Mulay İ smaildir. 1 8 3 0 sıralarında Cezayirin Fransızlar tarafından alınması ve Abdülkadirin, Fransızlada savaşa başlaması üzerine Fas sultanı da Fransızlada çarpışmak istemişse de, küçük bir savaştan sonra C. !erin Avrupa orduları karşısında duramı­ yacaklarını anlamış ve Avrupa orduları gibi bir ordu kur­ mayı kararlaşıırmıştır. Fas ordusun un, Av rupa orduları tar· zında kurulması C. !erin erkini kırmış ve C. ileri gelen leri· nin durumunu sarsmış ol makla birli kte C. örı;tüıü sönme­ mişti r.

2

CISTER : ı . ( tek saplı ) , 2 . ( çift saplı, XVIII. y üzyı l ) beri bilinen v e e n çok XVI. v e XVIII. yüzyıllarda kullanı· lan bir çalgı. Telleri turulup bırakı larak çalınır. Corpus ( beden ) u armut biçimindedir ; d ibi düzdür ve üstüne bir kenar ile bağlanmıştır ; sapının yüzeyinde telierin altında, parmakla basılacak yerleri beli rten çıkımılar vardır. Tek ve· ya çift saplı olabi lir. CISTERCIEN [sistersi?} LER ( Fr. Ordre de Ci­ teaux d a deni r ; Lat. Sacer ordo Cisterciensis, kısaltınası ; Ocist, Sordcist ) , bir Hıri stiyan ruhban tarikatı. 1 9 5 6 da aşağı yukarı 1 500 mensubu vard ı . 50 manascır 1 0 kongre­ gasyon halinde örgüılendirilmişıir. Tarikatın genel başkanı Romada oturur. C. Sı. Benedicıus (Sı. Benoit ) tarikatının anayasasına göre yaşarlar. Yalnız bunlarda yönetim daha da merke· zileştirilmiştir.

i

CIT E [siq } , ( Lat. civitas = şehir, devlet ) , şehir, iç şehir, şeh rin en eski kısmı ; mesela Pariste Roma­ lılar zamanında Lutetia'nın bulunduğu en büyük Seine ada­ sına veri len ad ( İ le de la Ci te) . C. kelimesi yalnız bir şehir kısmı, vatand aşlar toplamı, toplu luk ; şehir içerisinde

CISTERCIUM [kisterkium, sistersiu m], Citeaux [b. bk. ) nun eski ad ı . CISTOPHORUS ( Ark . , Meskiık. ) : bk. K İ STOPHOROS. CIS · TRANS ( Kimya. ) : bk. İ ZOMER İ . CISTU S ( Bot. ) : bk. LADE .N C J Ş veya CEYŞ, Cezayir ve Fasın güneyinde silahlı ve atlı çete· lere ve Fasın batı bölgesinde bir çeşit askeri örgüte verilen ad. C. ler, bazı kere yabancı bir kervanı vurmak için, bazı kere de kervan ları korumak veyahut askeri bir­ Iikiere saldırmak için kurulurdu. Cezayir, Fas ve Büyük Salıradaki C. ler, Tuareglerden ve Berberiler­ den meydana gelmişti. C. kuru · lurken basit bir dini tören yapı­ lır ve C. e katılacak Tuaregler bir­ birlerine bağlılık yemini ederlerdi.

t L E

D E

L A

C'de bulllllau:rao maddeler

için

C I T E, bk. Ç.

IL

P A R I S:

8. 1·

( onadaki ada)

CIT� - CITRINE, Walter Ü niversite bölgesi ( C . uni versitaire) anlamına da kullan ı l ı r . Parisin beşiği o l a n Ile de la C. , ş i m d i 1 . ve 4 . arrondi sse­ ment" ların içerisindedir. Gallia'lı ların Pari sii adını taşıyan oymağında Lutetia ( Fe. Lutece ) . olarak ad land ırı lan Seine adası, Ortaçağda La Ci te adını almış ve böy lece Sei ne'in sağ k ı y ı s ı n d a uza n ı p V i l l e ( şehi r ) adını taşıyan ve sol kıyısında uzanıp Un i versite ( üniversite) adını taşıyan semtlerden ay­ rılmıştır. Romalı lar zamanında da Cite adası önemli bir ba rındı rma yeri olup dolaylarında onu koruyan bir set vard ı . Cite adasında yükselen Noıre - Dame kilisesinin cho­ rus'unun al tında, 1 7 1 1 de Pari sli nauıes ( gemici ler) tara­ fından pagan tanrıianna sunulmuş bir s unak ( mezbah ) bulunmuştur. Sei ne nehri boyunca uzanan adanın, nehrin dö­ küldüğü yere bakan ucunda yükselen bir kale, Romalı vali­ nin oturduğu yer i d i . Karolingler devrinde büyük ve kü­ çük chatelet ( kalecik ) , adayı Norman lara karşı savunmak için yapılmıştır. O zaman larda C. , sağ kıyıya Pont Not­ re Dame ve Pont au Change adlarını taşıyan köprülerle, sağ kıyıya da Peti t - Pont ve Pont Sainı - Michel adlarını taşıyan köprülerle bağ l ı idi. X I I . yüzyılın sonunda büyük ki lise yapıldığı z�man, ada evleele kaplanmıştır. Çok say ı­ daki dar sokaklar, 2 . imparato rluk devrinde yok olmuş ve yerlerine geomet rik şeki ller çi zen geniş sokaklar meydana gelmiştir. Bunlar Notre Dame Kated ralini, Adalet Sarayı ( Palais de Justice ) n ı , Ticaret Mahkemesi ( Tribunal de Commerce ) n i , Polis Dairesi (Prefecture de Police ) n i ve Hô­ tel - Dieu ad ını taşıyan ücretsiz ha stahaneyi çerçevelemektedi r.

CITEAUX [ ritp ] , Fransan ın Côte d'Or departman ın­ da, Beaune şehrinin 25 km kuzeydoğusunda, Saint · Nicolas ­ les - Ci teaux komününde küçük bir köy. C. aynı adı taşıyan orman ın ortasında, 1 098 yı lında Molesmes keşi şi Saint Ro­ bert ta rafından kurulan ünlü manasıı rın bulunduğu yerde­ dir. Nüfusu 1 4 5 tir. Citeaux Tarikatı ve Manastırı : 1 098 yılında Mo­ lesmes manastırı keşişi Robert, Benedictusçu ( b . bk . ) tari­ katının kurucusu olan Sı. Benedictus'un koyduğu serı kural-

33

ceyi bir konu üzerine ıoplıyamamak, uyuşuk l uk ve uykusuz · luk halleri. Adını, İ talyan boğaz hasta lıkları hekimi Salvaıore Citelli ( 1 8 7 5 - 1 94 7 ) den almıştır.

CITELLUS BEECHEYI [ ki11;1luı bfreyi ] . Kuzey Amerikanın Kalifornia bölgesinde yaşıyan bir yer sincabı. Bu sincap tabii bir Paıleurella Ju/aren ıiı bakterisi hazine ­ sidir. Sırasiyle Utah ve Oregon bölümlerinde yaşıyan C. molliJ i l e C. oregonur da birer tabii Paıleurella tularenriı hazinesidirler. CITERIOR [ kit�rior ] , Roma devletinde, Romaya göre sınır hattının beri sinde kalan ü lkelere veri len ıakma ad : mesela, Gallia C. veya Ci salpina = Alplerin berisindeki Gallia ( yukarı İ talya ) ; Hispan ia C. İspanyanın berisi, eas­ tilla dağlarının kuzey kesimi demekti. Aksi , Ulterior'dur. CITHARE (Müz. ) : bk. K İ TARA. CITIUM (Tar. · Coğ. ) : bk. K İ T İ ON. CITOLE [ıitpl] , Ortaçağda kullanı lan telli bi r çalgı. Mızrapla çalınan C. un uzun bi r göv­ desi ve çok kısa bir sapı vard ı r. CITORIO, MONTE ( Coğ. ) : bk. CITORIUS TEPESi .

CITORIUS [ kitpriuı] TEPESI ( Tar. - Coğ. ) , Romada, Campus Martius ve Pamheon dolayında bir tepe. Burası şimdi İ talyan Mil let Meclisi binasının bulund uğu Monte - Ciıorio'dur. Bu se­ beple bu bina bazı kere Monte - Ciıorio adiyle anılır. CITOYEN [ıit�J?], başlangıçt1 Cite'de seçilme ve seçme hakkına sahip olan demektir. Fransız Devriminden baş­ lıyacak «yurddaş» anlamına kullanıldı. 1 792 de i se özel konuşmalarda e s k i arisıokraıik monsieur ve madame hitap­ ları yerine C. ve Citoyenne [ıiltt9Y'!'n ] kul lanı lmaya baş landı. Fakat birkaç yıl C I T O L E sonra C. keli mesi u n u ı u 1 d u. Resmi san o larak da ancak i mparatorluk devri ne ( 1 804 ) k adar ya­ şad ı. Sovyetlerde bugün C. anlamında graidanin, kadı nlar i çi n ; graidanka (grad, gorod = «şehir», krş. Alın. Burg, Bür­ ger, Bürgerin ) sanı kullanılmaktad ır. CITRILLUS ( Bot. ) : bk. EBUCEH İ L KARPUZU. CITRINE [ıitrjn ] ,W alter, 1 946 dan baş l ıyara k Baron Citrine of W embley ; daha önceki san ı : Sir Walter MeLennan ( doğ. 1 887 ) , İ ngi liz sendikali sti ve devlet adamı .

CITEAUX MANASTI RI : ( eski bir estampadan ) ları canlandı rmak ereğiyle Dij on yakınlarındaki Citeaux çö­ lüne çekilmiş, burada kurduğu manastır 1 1 00 yı l ından baş­ lıyacak Papa lığın kanadı altına g i rmiş ve ancak ı 1 09 yılın­ da üçüncü keşiş Harding zamanında gelişip tutu lmuştur. C. da ı ı 13 ve 1 1 1 5 y ı l ları arasında « Les quatre fi lles de Citeaux» (C. nun dört kızı ) adiyle dört bina kurulmuştur.

CITEAUX KEŞİŞLERİ : bk. CISTERCIEN'LER. CITELLI [ çilf'lli] IŞARETI, adenoid (b. bk. ) li veya sinüs i l tihabı olan ki mselerde görü len zeka geri liği, düşün-

Liverpoo lda doğmuştur. 1 9 1 4 - 1 9 2 3 yıllarında Elekırikci ler Send ikasında çalışmış ve 1 9 1 9 da Wallasey İ şçi Parti si başka­ nı olmuştur. 1 926 dan baş lıyacak Sendikalar Kongresinin genel yazmanlığını yapmıştır. 1 928 - ı 946 y ı l larında Mi lletlerarası Sendikalar Birliği başkanı olmuş, komün ist ve faşist etki le­ riyle savaşmıştır. 1 947 de kömür sanayinin dev letleştiri lme­ sinden sonra milli kömür bürosunun başkanı o lmuştur. Baş­ lıca eserleri şunlardır : I Search for Truth in RuJJia ( Rus­ yada gerçeği arıyorum) ( 1 936] , My Ameı·ican Diary (ı\ merikada günlük anı lar defıerim ) [ 1 94 1 ] , In RuJJia Nou• ( Şimdi Rusyad a ) [ 1 942 ] .

C'de bulunmıran maddeler için bk. Ç. ı·:.

S. Ş.

34

CITROEN, Andre

CITY

Gustave

CITROtN [Jitro?] , Andre Gustave ( 1 878 - 1 93 5 ) , Fransız sanayicisi. Pari ste doğmuş, aynı yerde ölmüştür. Fransanı n en büyük otomobi l fabrika larından birinin kuru­ cusudur. Yüksek diplomalı mühendi s olan C. 1 90 ı de bi r transmisyon si stemi bulmuş, ı 908 de de Mor s şi rketini yeni­ den kurmuştur. 1 9 1 5 te, çok ihtiyaç duyulan cephaneni n kitle halinde yapımını sağlamağa memur edilmiş ve bu erek ile yaptırdığı büyük fabrika, sonradan kendi uromobi l endüstri­ si nin merkezi olmuştur. Citroen, Andre S. A. ( Fr. societe anonyme = li­ mited şi rket ) , 1 9 1 9 da Fransız sanayici si And re Gustave

CITTA DI CASTELLO : ( umumi görünüş)

CITTA VECCHIA [ çill q ı·�kkia] ( İ ta. = eski şehir) veya Citta Notabile ( İ ta. = kayda değer şehi r ) , Malta adasının ortasında kaleyle çevri lmiş bir şehir. Nüfusu 10 000 kadardır. San Paolo kilisesinin altındaki bir mağarada, hava­ ri lerden Paulos'un üç ay yaşadığı söylenir. Yakınında kaya içine kazı lmış mağara kiliseleri vardır. C. V. ya Araplar Medina ( = şehi r ) adını vermiş lerdi. B u ad ( Medina ) şimdi de çok kullanılır. Arag6n ' lu lar ise buna C. notabi/e adını verirlerdi. La Valetta'nın ku ruluşuna kadar ( 1 5 66 ) C. V. , adanın idare merkezi idi.

C I T R O E N : Station Wagon, 1 96 1 modeli Citroen tarafından kurulan ve Fransanın Paristeki en büyük otomobil firmalarından biri haline gelen teşebbüs. Yaptığı : 64 848 yolcu otomobi li ; 17 08 5 kamyon ( ı 9 50 ) . Esas ser­ maye : 4,27 mi lyar frank ( 1 9 5 ı ) .

CITRONEL ( Kim . ) : bk. S İ TRONEL. CITTA DEL VATICANO, Vatikan devletinin resmi adı. Bk. VAT İ KAN.

CITTA DI CASTELLO [ çiua di kaJtello] , ( eski · ad ı : T·r ı ernum ) , mer k ezı 1· ta 1 ya d a, U mb cıa b o I gesın d'e, . .. . . . guney p erugıa ıTın d e, T rı'b urtına va.d ısının ucun d a, T evere ( Tiber) nehri üzerinde ve Perugi a şehrinin 42 km kuzeyinde bir kasaba ve komün. K.ısaba VI. yüzyılda Ostrogot Totila tarafından tahribedilen Tifernum Tiberinumun bulunduğu yerded i r. Koroünün nüfusu 36 660 ( 1 9 5 5 ) dır. ·



·

C I T Y

O F

·

..

·

ı

ı

CITY [Jiti] ( İ ng. ; Lat. civilaJ = şeh ir) , esas bakı· ınından Londranın merkezine verilen ad. Londradan sonra Amerikada ve en son bütün dünyada büyük şehirlerin mer­ kezlerine bu ad verilmiştir. Londra C. si, şehrin mali ve ticari merkezidir. Bazı kere «Square mi le» ( m i l kare) olarak ad landırıl an C. de İ ngi ltere Bankası, ( Bank of England ) Borsa ( Royal Exchange ) , Lloyds kurumu, Borsa (Stock Exchange) , Bankalar Clearing House'ı , başlıca bankaların, sigorta ortaklıklarının ve başka larının merkezleri bulunur. İ ngi lterenin bölgelik yönetiminde Lond ra C. si bir kentluktur ve aşağı yukarı bir mil kare tutar. City Corpora· . . tıon adını taşıyan beledıye kurulu, şu uç kurulu ıçıne alır : Court of Aldermen, Court of the Common Council ve Court of Common Hall . Counci l ( meclis) ın oturum yeri Guild­ hall ' dır. Yıllık Lord Mayor ziyafeıi burda veri lir. Mansion House, Lord Mayor' ın oturduğu yerdir. C. nin yüzölçümü 677 acre ; ( 2 ,7 km' ) nüfusu ise 5 ı oo ( 1 95 3 ) dür.

L O N D O N: ( o r t a d a:

.

.

..

Saint

Paul

C'de bulunmıran maddeler Için bk. Ç. K. s. Ş.

kilise si)

ctu - CİTSU CIU CİTSU ( ]ap. Romaj i i m iasiyle Jiu Jitsu ; İ ng. Juj itsu d a deni r ) , Japonlara özgü olan ve Rus - Japon Harbinden sonra Avrupaya yayı lan bir boğuşma tekniği veya «kendi kendini savunma metodu». Kelime Japoncada «yumuşak, ince sanat» anlamına gelir. Bununla bu savun­ ma metod unda kaba gücün ve serı davranışların değil, vücudun duygun nokta larını tanı mak suretiyle oralara uygu­ lanacak ve karşısındakini s a idırma teşebbüsünden, gücünden ve araçlarından yoksun bırakacak çeşitli manivela karakterli hareketlerin, tutuşların ve vuruşlarıo rolü olduğuna işaret edilmek i stenilmiştir. İ nsanın savunma için el, kol ve ba­ caklarını bu tarzda onların manivela gücünden de faydala­ narak kullanmasına bütün çağlar boyunca raslanır. Japon­ lara mal edilen bu metodun gü reşten ayrı bir uğraşma karakteriyle uygulanışının üç yüz küsur y ı l l ı k bir geç­ mişi vardır. İ lk zamanlarda oyun larının gizli liğine önem ve­ ri lerek bi r hak ve imtiyaz halinde yalnız Samurai denilen Japon soylularının ciddi maksatlada uyguladığı ve geliştir­ diği C. - C. , X I X . yüzyılın sonlarına doğru Tokyolu Jiguro Kano adlı bir Japon ayd ını tarafından tehlikeli girişıneler­ den ayı rılmış ve > ] . Ya le Üniversitesinde C. , 1 9 ı 2 de takibederek Hoy'a gelen kurul, burada Mısır Mem liık- «Yale Orienıal Series>> ( Yale Üniversitesi Do�u etütleri lu sultanı tarafından Tirnur'a gönderi len elçi ile bul uşa- serisi ) ad lı yayım seri sini kurmuştur. rak İ rana geçmiştir. 4 Eylül 1404 te Sernerkanda vararak CLAY [k/ay ] , Henry ( ı 777 - ı 8 5 2 ) , Amerikalı dev­ ı Kasım ı404 te Ti mur'un huzuruna çıkan ve elçilik görev- !et adamı. Hanover County ( V i rginia ) de doğmuş, Washing­ lerini yerine geti ren C. ve arkadaşları 1405 yılı Şubatında tonda ölmüştür. 1 798 de Lexington ( Kenıucky ) de avukat, Tebrize dönrnüşler, burada altı ay kaldıktan sonra, Trabzo- 1 806 da Senato üyesi, 1 8 1 1 de de Temsi lci ler Karnarası üye­ na, oradan da gemi ile İ stanbula gelmişlerdir. İ sıanbu lda si olmuştur. Beş kere bu ınec - . pek az kalan kurul yine deniz yolu i l e hareket etmiş ve lisin başkanlığına seçi lmiştir. 2 2 Mar t 1406 da İ spanyaya dönmüştür. C. , bu gezi sini kü- 1 8 ı 2 de İngilrereye harb açıl­ çük, fakat çok önemli bir eserde anlatmıştır . B u gezi eseri masını teşvik etmiş, 1 8 2 0 de Timur devrinde Yakındoğu ve Türkistan tarihi bakırnından Missouri uzlaşmasını başarmış, çok değerli bilgil eri kapsar. Ayrıca İ stanbulun XV. yüzyı- 1 8 2 5 1 8 29 yıll arında dışiş­ lın ilk yıl larındaki durumu için de eşsiz bir kaynaktır. Bu leri bakanı olmuş, 1 8 3 ı de eser ilk defa 1 582 de basılmışıı r. (Historia del gran Tamer- yine Senato üyeliğine geçmiş­ lan e itinerario y. enarraci@n del viaje Y· relacifm de la tir. Jackson 'un politikasına kar­ embajada que Ruiz Gonzalez de Clavijo le hizo, per man- şı koymuş, 1 8 3 3 gümrük uz­ dado del Rey Don Enrique tercero de Cas/illa, Sevi lla 1 582 ) ; !aşması yolu i le n u l l i ficaıion Eser daha sonra bir iki kere basılmış, Rus, İ ngiliz ve Türk (yok etme) hareketin i n ortaya dil lerine çevri lmiştir. Türk. çev. : Ömer Rıza Doğru ! : Timur çıkardığı teh l i kenin önüne geç­ C L A Y H. deı•rinde Kadis'ten Semerkand'a seyahat [ 2 . cilt, İst., 1 939] . miş ve Whig partisinin kuru·

C L A V I CY T H E R I U M



ı

_

C'de bulunmıyan maddeler için bk. Ç. K. S. Ş.

52

CLAY, Henry

-

CLEMEN CE

l uşunda rol oynamıştır. 1836 ve 1 844 cumhurbaşkanı adayı olmuş, 1 849 da yine Senatoya dönmüş ve orada, köleler so­ rununda, 1 8 5 0 uzlaşmasını sağlamıştır.

CLAY [k/ey } , Lucius Du Bignon ( doğ. 1 8 97 ) , Ameri kalı askeri yüksek mühendis v e genera l. 1 9 1 8 d e W esc Point askeri akademisinden yüksek mühendis ola rak çıkmış, askerlik ve yöneıimle i 1 g i 1 i bi rçok görevlerde bulunmuş, Texas'ıaki Red Ri ver baraj ı yapımını ( 1938 - 1 940 ) , Sivi l Havacılık Yönetiminin savun­ ma savaşına özgü hava alanları p r o g r a m ı n ı n uygulanmasını ( 1 940 - 1 94 1 ) yöneemi ş, bir ara seferberlik dai resi başkan yar­ dımcı lığında bulunmuş, 1 94 5 tt' Avrupa harbi nde General Eisen­ hower'ın yardımcı lığına geti­ rilmiş, 1 946 da Al manyadaki Amerikan a s k e r i hükümeti başkan yardımcılığına atanmış, L. Du B. C L A Y daha sonra bu hükümetin ve A lmanyadaki Amerikan ordusunun komutanı ( 1 947 - 1 949) olmuş, 1 948 - 1 949 da Sovyet kuvvetler iyle kuşatılan Batı Berlin'in ana ihtiyaçlarının havayolu ile ( a i r - life) sağlan­ ması işini yönetmiş, emekliye ayrılı nca kendisine ordu gene­ rali rütbesi veri lmiştir. Batı Berlin'in kuşatılmasına ait anı­ larını Deciıion in Germany ( Almanyada karar) [ 1 95 0 } ad­ l ı bir eserinde anlatmıştır. CLAYDEN [kleJdin} EFFEKTİ, fotoğrafçılıkta, İngi liz bi lgini Arthur W. Clayden ( 1 8 5 5 - ?) tarafından 1 900 yılında bu�unan bir görüntü. Çok kısa süren kuvvetli bir ışığın etkisi i le, bir fotoğraf fi lmin i n d uyarlığının azal­ tı lmasıdır. Yaygın bir ışığa biraz tutulmuş olan duyar bir tabaka ikinci defa kuvvetli bir ışığa tutu luısa negatif bir resim meydana gelir. C. E . çok kere şi mşek resmi çeki lir­ ken meydana çıkar. CLAYTON [ kl�ytin} , John Middleton ( 1 796 - 1 8 5 6 ) , Amerikalı devlet adamı. Dagsborough ( Delaware ) da doğ­ muş, Dover ( Delaware) de ölmüştür. 1 8 2 9 - 1 8 36, 1 8 4 5 1 849 ve 1 8 5 3 - 1 8 5 6 yıllarında Delaware'dan Senato üyesi seçi lmiştir. C. Bulwer Antiaşması : İngi ltere ve Amerika ara­ •

sında 19 Nisan 1 8 5 0 de Washington'da imzalanan antlaşma. Bu ant laşmaya göre, her iki taraf, Orta Amerikada yapıl­ ması tasarlanan kanalın tarafsızlığını kabu l ediyord u. 1 90 1 d e b u antlaşma hükümden d üşürülerek, yerine Hay - Paun­ ct:fote andaşması (b. bk. ) geçmiştir.

CLAYTON [ klolln } GAZ CIHAZI , dezenfeksiyon ve yangın söndüerne cihazı. İngi liz kimya mühendisi T. A. Clayton ( 1 8 5 2 - 1 92 5 ) tarafından meydana getirilmiştir. Da­ ha çok gemilerde kullanılır. Jeneraıör denilen bir kapta kükürt yakılarak kükürt anhidridi elde edi l i r. Yanma için gereken hava da bir boru ile emilir. Yanma sonucunda el­ de edilen kükürt anhidriJi ile azot karışımı. kapatılabi len yerlerde en şiddetli yangınları bile söndürür. Bu gaz aynı zamanda sıçanları, böcekleri ve hastalık mikrop larını d a öldürür. CLEARING ( B a n k a . )

bk. KLIRING.

CLEBSCH [klepı } , Alfred :: ( 1 8 3 3 - 1 8 7 2 ) , Alman

D E HON GRIE

maıematikçisi. Königsberg'te doğmuş, Göttingen'da ölmüştür. Karlsruhe, Giessen ve Göttingen Üniversitelerinde profesör olmuştur. Cebi r fonksiyonları hakkındaki araştı rmalarını, değişmezler kuramından alınmış görüşlerle aydınlaımıştır. C. Neumann'la bi rlikte 1 868 de ( Yunan ve Latin yazarlarından toplanmış din tarihi kaynakları ) adlı dergiyi çıkarmıştır. CLEMEN [kJ,men} , Paul ( 1 866 - 1 947 ) , Alman sa­ nat tarihçisi . Cari C. in kardeşidir. Leipzig yakınlarında Sommerfeldde doğmuş, Endorfta ölmüştür. 1 893 de Rhein Eyaleti Eski Anıtları Koruma Müdürlüğüne seçi lmiş olan C. , 1 902 de de Bonn Üniversitesine profesör olmuştur. C. , anıtların korunmasında ve Rhei n bö lgesi Ortaçağ duvar re­ simlerinin araş tırı lmasında faydalı hizmet lerde bulunmuştur. 1 8 9 1 den baş lıyacak «Kun sıdenkmaler der Rheinprovinz» adlı dergiy i yayımlamışıır. Başlıca eserleri şun lardır : Die romanisehen Wandmalereien der Rhein/ande ( Rhein bölge­ sindeki Roman devri d uvar resimleri ) [ 1 90 5 } ; Die golisehen Monumentalmalereien der Rheinlande ( Rhein bölgesi ndeki gotik anıtsal resi mler) [ 1 9 30) ; Die Gotiıchen Katbedra/en ın Frankreich ( Fransada goıik kaıed raller) [ 193 7 ) .

CLEMENCE D E HONGRIE [k/em qs d i ogrd ( Mac. adı : Klementina ; ölm. 1 3 28 ) , Fransa kıraliçesi. Pariste ölmüştür. Macar kıralı Karoly Robert'in kızı olan C. D. H. , 1 3 1 5 te X . Louis i le evlen miş ve kendisinin Fransaya gel­ mesinden önce bu kıral tarafından zina ile suçlandırı larak

C'd• bıalıanmıyan maddeler için bk. Ç. K. S. Ş.

CLEMENCE DE HONGRIE - CLEMENS boşanan ve boğdurulan Marguerite de Bourgogne'un ölü­ münde rol oynamış olmakla haksız yere suçlandırı lmış, bir Dominicusçu manasıı rma giderek rahibe olmuştur.

CLEMENCEAU

[klemasq ] , Georges

Benjamin

( 1 841 - 1 929) , Fransız devlet adamı. Moui lleron · en - Pareds ( Vendee depart. ) de doı:: m us. Pariste ölmüştür. Hekim ola· rak hayata atılmış, 1 870 te Montmarıre bucak müdürü ol· muş, Şubat 187 ı de mi l letve­ kili seçi lerek Almanya i le ya­ pı lan Barış Antlaşmasına kar­ şı durmuşıur. Gambetta ( 1882 ) , Ferry ( 1 88 5 ) ve Bri sson ( 1 886) hükümetleri ni d e v i r m e k l e, Cumhurbaşkanı G r e v y'y i de 1 887 de çekilmeye zorlamakla, C. «hükümet devi ren» sanın; almıştır. C. , B o u l a n g i s m e ( bk. BOULANGER, Georges) i l e de uğraşmıştır. «La Jus­ tice» (b. bk. ) ve «Au rore» adG. CLEMENCEAU lı gazetelerin müdürü olarak, Dreyfus (b. bk. ) ü savunmuş, yargılanmasının bi r daha göz­ den geçitilmesine yardım etmiş ve Bloc des Gauches ( Sol­ cular bloku ) un kurulmasını sağlamıştır. C. 1 893 seçimle­ rinde başarı gösterememiş, Panama rezaletinde lekelenmiştir. 1 902 de Var'dan senatör seçilmiş ve Waldeck Rousseau'ya karşı savaşmıştır. Kilisenin devletten ayrılması için uğraş­ mış, Sarrien h ükümetinde içişleri bakanı ( 1 906) ve aynı yıl başbakan olmuş, Almanyanın geniş leme teşebbüslerine ( Fas'ta) karşı koymak zorunda kalmıştır. İngi ltere kıralı V I I . Edward ile Marienbad'da yaptığı görüşme sonucunda İngi ltere i le Fransa arasındaki «Samimi Anlaşma» ( Entente Cordiale) yı kuvvetlendirmiştir. Temmuz 1 909 da çeki len C. , 1 9 1 1 Fran sız - Alman anlaşmasına karşı şiddetle diren­ miş, bundan başka Raymond Poincare'nin cumhurbaşkanlı­ ğına karşı savaşmıştır. 1 9 1 3 te C, , «L' Homme Libre» ( Ö z­ gür adam ) adlı bir gazete çıkarınağa başlamış, 1 9 1 4 Ağus­ tosunda harb patlar patlamaz C. , hükümetin kusurlarını ve örgütlerdeki yetersizliği şiddetle belirtmiş, Eylülde hükümet . bu gazeteyi kapatınca, iki gün sonra C. , başlığını «L'Homme Enchaine» ( Zincire vurulmuş adam) ye çevirerek savaşma­ sına devam etmiştir. Bi rin c i Dünya Harbi sırasında C. , Senatonun ordu kuruluna başkan lık etmiş, 1 6 Kasım 1 9 1 7 de ikinci defa olarak başbakanlığa çağrılmıştır. Başbakanlığa yükselişi, Fransanı n askeri, diplomatik ve manevi alan larda bir gerileme ve zayıflaması sırasında olmuştur. Zafere ka­ dar harbe devam etmek i steğinin verdiği kuvvet i le C. içer­ de Parlamentoyu hesaba katınıyan ( «Je fais la guerre» [harbediyorum] formülü bunu gösteri r ) bir diktatörlük kur­ muş, bütün bozguncu luk davranışına karşı amansız bir şekilde savaşmıştı r. C. , Versailles Barış Konfetasında Lloyd George'un ve Woodrow Wi lson'ın muhalefetiyle karşılaşmıştır. He­ le Rhein sol kıyısında Fransanı n fedakarlıklarının karşı­ lığı olabilecek ve çıkarlarını sağlıyabilecek imtiyazları elde edememiştir. 1 9 Şubat 1 9 1 9 da, Pariste, Cottin adında bir anarşist, C. ya 9 el ateş ederek onu sağ omuzundan yara­ lamışsa da C. bi rkaç gün sonra yataktan k a l k ar ak i ş l erin e d ev am ed ebi lmi şti r . C. , Barış Antlaşmasını hazırlıyan «Dört!er Konseyi» ( Conseil des Qu at re : Clemenceau, Wil­ son, Lloyd �rge, Orlando [ 2 3 Haziran 1 9 1 9 dan sonra

53

Tittoni ) ) ni kuvvetli etkisi alıında bulundurmuş, ralnız Al­ manyaya değil, onun müttefiklerine karşı da çok kaba dav­ ranmıştır. Bu arada «Dörder Konseyi » 17 Mayıs 1 9 1 9 top­ lantısında Türkiye sorununu görüşerek Anada l uyu türlü "etki bölgeleri» (Zones d'infl uences) ne ayı rınayı kararlaş­ tırmıştır. 1 2 Hazi ran 1 9 1 9 da Parise u laşan Damat Ferit Paşanın başkan lık ettiği Türk Temsi lcilerinin 24 Haziranda konferansa sunduğu önergeyi de C. reddederek 27 Haziran­ da bu kurulun Türkireye dönmesini istemiştir. C. 28 Ha· zi ran 1 9 1 9 da, Versa i l les'da Barı ş Antiaşması törenine baş­ kan lık etmiştir. Bu ant laşma, onun kıyıcı damgasını taşı­ maktadır. Fransızlar, müttefi k leri gücendirdiğinden, yaptığı işlerde de çok otoriter davrand ığından dolayı, C. yu yurt için tehlikeli bir önder sayınağa başlamış lard ır. Ocak 1 920 de, cumhu rbaşkan lığı seçi mini kazanamayınca C. yine özel hayatına çeki lmişti r. Atılgan, enerj ik ihtiraslı olan C. , yete­ neğinden ötürü saygı gören, nükrel erinden dolayı da korku­ lan bir insand ı . Kendine veri len «Tigre» ( = kaplan ) san ı hem şeklini, hem yırtıcı lığını belirtir. C. etki yapan bir hatip, tartışmalarda kesin bi r savaşçı ve aynı zamanda çok kültürlü bir kişi idi. Bıraktığı bi rçok eser­ ler arasında şunlar anılmalıd ır : La me/ee soı-iale ( Toplumsal savaşına) [ 1 89 5 ) ; Les p/us /orts ( En güçlüler) [ 1 898) ; Le ı·oile du bonheur ( Mutluluğun örtüsü [ 1 90 1 ] ; La France devant /' Allemagne ( A lmanya karşısında Fransa ) [ 1 9 1 8 ; nutuklar] , Demosthene ( ad ) [ 1 9 2 5 ] ; Au JOir de la pensee (Düşüncenin akşamı ) [ 1 926) ; Grandeurs et nıiseres d'une victoire ( Bir zaferin şatafatı ve yok sunluğu ) [ 1 930) ; Dis­ rours de paix ( Barış nutukları ) [ 1 938 ) . C. , 1 9 1 8 de Fransız Akademisine seçilmiş ise de hiçbir toplantısına kaıı lmamışm. ,

.

CLEMENS [ k/f!mens ] . 14 papanın ve 3 anti - papa­ nın adı : Bunlardan i leri gelenler şunlardır : C. I. ( Papalığı 88 - 97) : Clemens Roman us ( Romalı C. ) diye tanınır. Havaci lerden St. Petrus tarafından Roma piskoposluğuna getiri lmiştir. Petrus'tan sonra gelen 3. pa­ padır ve «Havari ler devri Babaları» ( Patres Apastolici ) ndan sayılır. Sonradan aziz ilan edilmiştir. C. I . , «Clemens'in Korinthoslu'lara yazdığı birinci mektup» adiyle tanınan ya­ zının belki de yazarıdır. Bunun dışında kendisinin olduğu söy­ lenilen daha başka yazı lar da vardır. I. yüzyılın i l k yıllarına ait olan bu yazılar, Gnostik ve Yahudi likle ilgili eski metinle­ re dayanmaktadır. Bütün bunlara «Ciemen s'e ait Edebiyat» ( Litterae Clementinae) deni lir. C. V . ( Papalığı 1 30 5 - 1 3 14 ) : Fransız olup ası l adı Bertrand de Got idi ; Bordeaux yakınında Vel landrant'da dojmuş, Roquemaure'da ölmüştür. Uzun süren konuşmalar son uc unda 5 Haziran 1 305 te, Fransa kıralı «Güzel Philip­ pe» ( Phi lippe le Bel) in ona­ miyle papa seçi lmiştir. Harb içerisinde bulunan İ t a 1 y a y a gitmekten çekinerek, Fransada merkezini kurmuş ve 1 309 dan sonra Avignon'da yerleşmiş ve böylece «Papaların Sürgü­ nü» devrini kurmuştur. Vienne konsülünde ( 1 3 1 1 - 1 3 1 2 ) Tem­ plarii tarikatını ortadan kaldır­ mış ve Fransa kıralının isteğine V. C L E M E N S u yar a k VIII. Bonifatius'a karş ı bir dava açmış, fakat sonradan bunu durd urmuşıur.

C'de balunmı;yan maddeler I çin bk. Ç. K.

S. 8-

54

CLEMENS - CLEMENT - DESORMES, Nicolas

C. VI. ( Papal ığı 1 342 - 1 3 5 2 ) : 1 29 1 de doğmuş olup asıl adı Pierre Roger'dir. Benedictus tarikatına bağlı idi. Papa olarak Avignon'da oturmuştur. Bu şehri 1 348 de Si­ ci lya kıraliçesi Gi ovanna'dan satın almış ve Papalık sarayı­ n ı yaptırmıştır. C. , Fransa tarafını tutarak Bavyeral ı Lud­ wig'e karşı savaşmaya devam etmiş ve bunun 1 346 da tahttan indiri lmesini ve Karşı - Kıral sıfatİyle Bohemyalı Karl'ın ( IV. Karl) seçi lmesini sağlamıştır.

tanımağa zor lanmışıır. C. , 1 7 1 3 te «Unigenitus» bulla'sıyle Jansen'ci leri mahkum, 1 7 1 8 de de Apellant'ları aforoz et­ miştir.

C. XIII. ( Papalığı 1 7 58 - 1 769 ) : Asıl adı Carlo Rez­ zonico'dur. 1 693 de Venedik'te doğmuş, 1 769 da Romada öl­ müştür. XIV. Benedictus'un tersine olarak kardinal bakan Luigi Torregiani'nin etkisi al­ tında ka lrnış ve Portekizden ( 1 7 5 9 ) , Fransa ( 1 763 ) , Napo­ li ve İspanyadan ( ı 767 ) ko­ vulan Jesuit' leri korumuştu r. O n u n yönetimi zamanınd a, Avignon Fransa tarafından, Benevento da Napeli ta rafın­ dan ele geçi rilmiştiL

C. [ VII. ] , Anti - papa ( 1 378 - 1 394 ) : Eski adı Ce­ nevre Kontu Robert i d i . Avignon'da oturmuştur. Fransız kardİnaileri tarafından VI. Urbanus'a Karşı - Papa olarak seçi lmiş, fakat ancak Fransa, İspanya ve İskoçyada tanın­ mıştır. Büyük Şizma (b. bk. ; Grande Schisme) onunla baş­ lamıştır ( 1 378 - 14 1 7 ) .

C. VII. ( Papalığı 1 5 2 3 - 1 5 34 ) : Floransa'da 1 478 de doğmuş, 1 5 34 de Romada ölmüştür. Asıl adı Giuliode Me­ dici idi. Giuliano'de Medici'nin oğludur. Yeğen i , Papa X. Leo tarafından Floransa baş­ C. XIV. ( Papalığı 1 769CLEMENS XIII. piskoposluğuna ve kardinalli­ 1 774 ) : A s ı 1 adı Giovanni ğe atanmıştır. Kardinal i ken Vincenco Anton io Ganganel­ V. Karl taraflısı olan C. , papa li'dir. ı 705 de Ri mini dolayın­ olduktan sonra V. Karl'a kar­ daki Sant' Arcangelo'da doğ­ ş ı Fransa tarafını tutmuştur. muş, ı 774 te Romada ölmüş­ Sonunda 1 5 27 de Roma Alman tür. ı 759 da kardin al olan C., landsknecht ( Almanyanın es­ Jesuit düşmanı devletlere karşı ki bir yaya askeri ) leri tarafın­ yumuşak davranmış ; fakat bu dan yağma edilmiştir ( Sacco tarikatın ortadan kaldırı lması di Roma ) . Bareelona barışında işinde kararsızlık gösterm iştir. ( 1 529) imparatorla barışmış, Ni hayet Bourbon 'ların baskı­ ' sı karşısında 1 7 7 3 de } e s u i t bu da Medici' lerin Floransa tarikatını kaldı rmıştı. Bu yüz­ üzerindeki yönetim lerini yine VII. C L E M E N S den onun yönetimi birbirinden kurmuştur. İngi ltere k ı r a 1 ı farkl ı eleştirrnelere uğramış­ VIII. Henry'nin imparatorun hısımı olan Catherine'i boşa­ XIV. CLE MENS ması n ı uygun görmemesi , 1 5 34 te İngi lterenin Romadan ay­ tır. C. , bilim ve sanatın ge­ lişmesine yardım etmiştir. Onun vakfı olan Clernens Müzesi r ılrnasına sebebolmuştur. C. VIII. ( Papalığı 1 592 - 1 605 ) : Asıl adı İppolito ( Museo Clementino ) , sonradan VI. ve VII. Pius' lardan da Aldobrandini idi. 1 5 36 da doğmuş, 1 58 5 te kardinal olmuş­ korunarak Vatikan' ı n en değerli hazinelerinden biri olrnll§tur. tur. Papalığı İspanyanı n erkinden kurtarmıştır. 1 593 te CLEMENS, Alexandrinus, Titus Flavius : bk. KLE­ Fransa kıralı IV. Henri Katolikliğe dönünce ona karşı veril­ MES O ALEKSANDREUS. miş olan aforoz kararını geri almıştır. Papa V. Sixtu s'un i CLEMENS, SAMUEL LANGHORNE : bk. TWAIN, 1 5 90 tarihinde yayınladığı Latince «Kutsal kitap» rnetnini 1 Mark. 1 592 de d üzeltmiştir ( Clernentina ) . CLEMENS ( V asil Dururnev ) : bk. KLİMENT O.lj­ C . IX. ( Papalığı 1 667 - 1 669 ) : Pi stcia'da 1 600 de RİDSKİ. doğmuştur. Eski adı Giulio Rospigliosi idi. 1 6 5 7 den beri

1

1

kardinal ve devlet yazmanı ( papalık başbakanı ) olmuştur. Kilise Devletinin maliyesini düzenlerneğe çalışmıştır. Jan­ sen' cilere karşı yapılan kavuş­ turmayı durdurmuştur ( Pax elementina = c. sulhu, ı 668 ) .

C . XI. ( Papalığı ı 700 1 72 1 ) ; 1 649 da Romada doğ­ muştur. Asıl adı Giovanni Francesco Albani idi. Prusya­ nın kırallığa yükseltilmesine karşı durrnuştur. İsp a ny a Ve­ raset Harbinde Fransanın tara­ fını tutmuştur. ı 709 d a, Kilise Devletine giren Avusturya ve P r u s y a orduları tarafından Avusturya a d a y ı III. Karl' ı

CLEMENS [k/�mens] NON PAPA, Jacobus [yani papa olmayan C.] ( aş. yu. 1 5 1 0 - 1 5 5 6 dan önce ) , Felernenk­ li besteci . Anvers'te ölmüştür. Felernenk okulunun yetkin kontrpuvancı l arından biridir. Viyanada İmparator V. Ka rl'ı n orkestra şefi olmuştur. Eserlerinden onbir tane 4 - 5 sesli rnissa, ve 4 kitap halinde Souler /iedekens kalmıştır. CLEMENT [k/emi n , Jacques ( 1 5 67 - 1 589 ) , Fran­ sız rahibi. Sorbonnes (Sens dolayında) da doğmuş, Saint ­ Cloud 'da öldürülrnüştür. Katolik Liga ( Kutsal Li ga ) sına katılan bu adam Fransa kıralı lll. Henri 'nin Protestan olan Navarra ' l ı Henri'yi veliahd o larak tanıması üzerine, taas­ sup duyguları coşrnuş, Pari s 'in kuş atı l ması sırasında, k ı ra la sokularak onu bıçaklarnıştır.

( 1 779 - 1 842 ) , Fran sı z . fizik ve kimya bi lgi ni. Dijon'da doğ­ CLEMENT - DESORMES [k/emf! dezıı rm] , Nicolas

Xl.

C L E M E N S

muş, Pariste ölmüştür. Pariste uygularnalı kimya profesör-

C'de bulunmıyan maddeler Için bk. Ç. K. S. e.

CLEMENT - DESORMES, Nicolas lüğünde bulunmuş olan C . , ka rbon monoksidin gerçek ni­ teliğinin belirti lmesi üzeri ndeki çalışmalariyle tanınmış, sül­ fürik asit yapma usulünü düzelemiş ve ı sınma ısısı ( cha­ leur speci fique) nın doğrudan doğruya ölçülmesi konusu üzerinde çalışmıştı r.

CLEMENTEL [ kle m a l � l ] , Etienne ( ı 864 - ı936 ) ,

Fr an s ı z po l i t i k a a d a m ı . C l e rm o n ı - Ferra n d ' d a d oğ m u ş , Promp ­

sat ( Puy - de - Dôme depart . ) da ölmüştür. ı 900 de mebus olan C. , türlü kabinelerde ( ı 905 - 1 974 ) maliye ve tica ret bakanı olmuş, bu a rada ı 920 de senatör seçilmiş, radikal ve radika l - sosya list sol kanad grupuna girmişti r. C. , Mil­ letlerarası Ticaret Odası ( Chambre de Commerce lnterna­ tionale) nın kurucusud u r.

CLEMENTI [klem�nti] , Muzio ( 1 7 5 2 · [veya 1 746] ı 8 3 2 ) , İtalyan p iyanisti ve besteci si. Romada doğmuş, İngi lcerede Evesham ( Worcester) de ölmüştür. Lond rada ı 770 ten başlıyacak yetkin bir piyano vi rtüozu ve öğretmeni olarak çok beğenilmiştir. 1 7 8 ı den son ra bütün Avrupada konser gezileri yaparak çok başarı göstermiştir. Mozart, C. nin piyano çalışını heğenmezd i ; Beethoven ise, C. nin yeni güçlü ve parlak piyano üsl übıından bazı bakımlardan yararlanmış, ona olağanüstü değer vermişti. C. n i n bestele­ rinde, zamanı nın p i yano sanatı tekniği ve ses i mkan­ larının genişliği görünür. ı 00 den çok sonatı ( 46 sı keman, viyolonsel ve flüt i le) ; op. 3 6 ve 38 sonatina'lariyle piya­ no öğreniminde hala gerek li olan, Gradus ad parnaSJum ( Parnassos dağına adım adım çı k ı ş ) [ 1 8 ı 7 ; yeniden 1 908] başlıklı inceleme kitabı C. n i n en önemli eserleri sap lır.

CLEMENTINAE : bk. CORPUS JURIS, C. Canonici . CLEMENTINE [klematfn ] , Fransız asıronumu H.}.A. Perrotin tarafından 1885 yı lında bulunmuş o lan 252 sayılı küçük gezegen .

CLERAMBAULT [ klea bp ] , Louis - Nicolııs ( 1 676 1 749 ) , Fran sız orgucusu ve besteci s i . Pariste doğmuş, orada ölmüştür. Saint - Cyr kız oku­ lu orgculuğunda bulunmuş, birinci ve ikinci tonlarda iki org süiti bestelemiş, k lavsen parçaları, canıata'lar yazmış, bunları beş dergi halinde ya­ yınlamış, bunlardan Orpbee d ergi s i olağanüstü bir başarı kazanmıştır.

CLERAM B A U LT ­ KANDINSKY [klerabp - kan­ dinski] KOMPLEKSI veya SENDROMU, bir çeşit ruh hastalığı. Hasta, kendi zihni­ nin dış etkiyle veya başka bir L. N. CLERAMBAULT kişi tarafından yönetildiğini kuruntu eder. Fransı z ruh hekiıni Gatian de Clerambault ( 1872 - ı 93 4) nun adiyle anılır.

CLERCQ (k/erk ] , Re� e de ( ı 877 - ı9 3 2 ) , Flaman şairi. Deerlij k ( Flandra ) da doğmuş, Bussum'da ölmüştür. Gent ( Fr. Gand ) teki Athenaeum'da profesör olmuştur. Siyasal çalışmalarından dolayı 1 9 1 8 de Belçikadan a y r ılmak zorunda kalarak Hclandaya çeki lmişti r. Halk şarkısı olarak sade şiirler, siyasal savaş şiirleri ve toplumsal şiirler yazmı ştır . 1 9 1 6 da çıkan De Nordhoorn ( Kuzey b o ru s u ) başlıklı toplu eserlerinde kuvvetli siyasal savaş şiirleri en çok ün kazanmışnr.

-

CLERISSY AİLESİ

55

CLERF [klerf) ( A im. , Fr. = Clervaux ) , Luxem­ burg'da bir şehir. Clerfta l adını taşıyan vadide kurulmuştur. Nüfusu 1 700 ( 1 950) . Ortaçağdan kalma bi r sarayı , Bene· dictusçu'lara ait yatı l ı bir manası ı cı vard ı r . CLERFAIT veya CLAIRFAYT [ k/er/d , Franc;ois ­ Sebastien · Charles Joseph de Croix de Drumez, C. kontu ( 1 7 3 3 1 798 ) , Avusturya Feldmareşali ve y üksek •

-

yetenekli bir taktikçi . Bruille ( Hainaut) de doğmuş, Viya­ nada ölmüştür. Yedi Yıl Harbi 'ne katılmış ve 1 788 de Türk­ lerle çarpışmıştır. Bu yıl Serasker Hasan Paşa komutasın­ daki Osmanlı ordusu Kalafat ( Rumen. Calafat) tan Tuna neh rini geçerek I rşova ( Rumen . Orşova ) yakınındaki Lazaret'te kuvvedend i ri lmiş gümrük karakolu önünde 80 000 kişilik bir Avusturya ordusunu bozmuş ve Mehadiye kalesini a lmıştı. Bundan sonra gelişen Osmanlı taarruzu Logoş ( Rumen . Lu­ goj , Mac. Lugos) ve Şebeş ( Rumen. Sebeş, Alm. :Mühlbach ) yöresine yayılmış, öte yandan Pançova (Sırp. Hırv. Pancevo Mac. Pancsova ) ya kadar Tuna boyu, Avusturyalı lardan te­ mizlenerek Tuna gemi lerinin Vidin i le Belgrad arasında gidip gelmeleri sağlanmıştır. Eylüle kadar süren bu hareket, kışın yaklaşması ve Osmanlı ordusunun Rusçuk ( Bulg. Ruse) a doğru kış lığa çekilmesifüzerine yavaşlamış, Memiş Paşa , Mehadiye ve Sü leyman Fevzi Paşa da Lazaret muha­ fıziık iarında bırakı lmıştı. Türk kuvvet lerinin çeki lmesi üze­ rine faaliyete geçen C. fırkası Memiş Paşa kuvvetleri ni Ak­ palanka ( Schupaneck ) yöresinde bozarak kendisini de esi r almıştı. Bu durum üzerine gerek Mehadiye, gerek Lazaret'in savunulamıyacağı anlaşı ldığından, ele geçi ri len bö lge, Osman­ l ı lar tarafından tamamen boşa ltılmıştı. C. , Belgrad' ı n alını­ şında önemli bir rol oynamıştır. 26 Haziran 1 7 90 da C. nin Adakale üzerine yaptığı sald ırış, burasının, yiyecek noksan · l ığı yüzünden, Arnav ut İbrahim Paşa tarafından teslim edil­ mesi ile sonuçlanmış, o gün lerde Rus ve Avusturya ordu­ larının, birlikte davranarak, Fokşan ( Rumen . Focşani ) ve Boza ( Rumen. Budu, Mac Bodza ) savaş larını kazanmahırı üzerine Eflak (Valach i a ) ı ele geçirmek üzere batıdan C. nin ve Bükreş ( Bucureşti ) e girmiş bulunan Prince Saxe - Co­ bourg'un ise kuzeyden yürüyüşe geçmelerin i gerektirmişti. Ancak Yergöğü ( Yerköy, Rumen. Giurgiu, Bulg. Gyurgevo) muhafızı Çavuşzade Mustafa Paşa'nın bucasını büyük bir kahramanlıkla savunması üzerine Av usturya orduları Eflak ' ı boşalımak zorunda kalmışlardır. ( Batı Avrupad a ) C. , ı 792 de Müttefiklerin bir kolordusunun başına geçerek Valmy ve Jemappes savaşlarında hazır bulunmuştur. Daha son raları, Maesırich kuşatmasına son vermiş, Avusturya - Prusya ordu· larının Neerwinden' daki baş arısına hizmet etmiş ve Le Quesnoy'u zaptermiştir ( 1 793 ) . 1 7 9 5 te feldmareşal olmuştur. Mainz'ı 28 Ekim 1795 te kurtaran imparatorluk ordusuna komuta etmıştı. Mütare'keyi o imzalamıştır ( 2 1 A ral ı k 1795 ) . 1 796 dan sonra Saray Harb Şurasının ikinci başkanı olmuştur.

CLERGET [klerjji] , Pierre ( doğ. ı 8 7 5 ) , Fransı z yüksek mühendisi. Dij on'da doğmuştur. İlk olarak uçaklar için hafif motorlar yapmış olanlardan biridir. İlk buluşu 1895 te olmuşsa da, _havacılığtn başlangıçtaki gelişmesinde b üyük bir payı olan döner hafif motoru 1 9 ı 0 da ortaya koymuştur. CLtRISSY [kleris!) AILESI, XVII. yüzyılın ünlü çinici ailesinin soyadı. Moustiers'li çö m l ekçi Jean C. nin torunu Pierre, aile içinde ilk defa çinici olarak görülmüş, bunun terunu II. Pierre, XV. Louis tarafından bir Fransız

C'de bulunmıyan maddeler için bk. Ç.

K. S. Ş.

56

CLERISSY

AiLESi

CLERMONTOIS

baron luğa yükseltilmiş, büyük bir servet kazanmıştır. C. nin yönetimi altında Moustiers'nin en güzel çini işleri yapıl­ mıştır.

CLERK, Maxwell : MAXWELL, James Clerk. CLERK [k/ark ] , Sir Dugald ( 1 8 54 - 1 9 3 2 ) , İ skoç­ yalı mühendis ve · i ç yak ı m lı makine u zmanı . Glasgow ( İskoçya ) da doğmuş, Ewhurst ( S u rrey kontluğu) t a ölmüş­ tür. ı 877 - ı 8 8 ı de «hareket devresi» iki vuruş ( İng. stroke ) la tamamlanan v e gazla iş leyen mak ineyi yapmış, g a z halin­ deki yakıtların hassalariy le aydın latma ve ı sıtınada kullanıl­ ma imkanlarını ara ştırmış, Birinci Dünya Harbinde İngi liz Bahriye Bakanl ığında makine araştırmaları dairesi başında bulunmuş, The Gas Engine ( Gazla işiiyen makine) [ ı 886} adlı bir kitap yazmış, v. b. eserler yayınlamıştır.

CLERKENWELL [kl�rklnu·i/] , Lond ranı n bir semti. Şehrin merkez doğusundadır. Thames nehrinin sol kıyısında bulunan C. , saatçi ve madencilerin merkezidi r. CLERMONT [klermq] , Emile ( ı 880 1 9 ı 6 ) , Fransız yazarı. La Combelle (Puy - de - Dôme) de doğmuş, Maison ­ de - Champagne yakınlarında, savaşta ölmüştür. Şaheseri Laure (dadın adı ) [ ı 9 ı 3 ] adlı psikoloj i k romandır. ·

CLERMONT E N ARGONNE [klermq an argpn ] , Fransanı n kuzeybatı kısmında Meuse departmanında bir kanton ve bunun merkezi. Yazlık olarak ün kazanmıştır. Verdun'den 29 km uzaklıktadır. Denizden 295 m yüksekte olup Argonne ormanının en yüksek noktası ( 308 m) na ya­ kındır. Nüfusu ı OSO ( ı 9 S 8 ) . Clermontois'nın merkezidir. CLERMONT DE CHATIES GESSAN [k/ermo dl ıaı jesq] veya CHASTE DE GESSANS [Jat di je �� ] , Annet de ( ı S 87 - ı 660 ) , Malta şövalyeleri topluluğunun büyük üsıad ( Grand Maltre) ı . Maltada ölmüştür. Dauphi­ nois'lı ve şimdi Clermont - Tonnerre adiyle anılan Cler­ mont'lar ai lesindendi . ı 660 da «büyük üsıad» lığa yükselti l­ miş ve Afrika kıyı larında Müslümanlarla çarpışırken aldığı yaralardan ölmüştür. CLERMONT [k/ermq] KONSİLİ, kendi si de Fran­ sız asl ından olan Papa II. Urbanus'un Birinci Haçlılar Se­ ferini i l anı sırasında hazır bulunmak üzere ı095 t e Cler­ mont - Ferrand'da toplanmı ş olan Fransız rahipler ve soylu­ lar meclisi. Bu mecliste Papa Pax D ei ( Tanrının barışı ) ve Treuga D ei ( bi leşik bir amaç uğrunda Hıristiyanlar arasın­ daki kin ve düşmanlığa geçici olarak son verilmesi ) · i lan etmiş ve Bizans imparatorundan Türklere karşı yardım iste­ miştir. Papa İ sa'nın mezarının Müslümanlar elinden kurta­ rılmasını istemiş ve bu i stemini papalık makamının a n l a ş­ mazlık halinde bulunduğu hükümdarlardan çok soylulara ve halka yöneltmiştir.

CLERMONT · DE L'OISE [ k/e rm q di lf!qz] veya . CLERMONT · EN · BEAUVAISIS [k/ermonta bo vezi] ve­ ya sadece CLERMONT, Kuzey Fransada, O i se d epa rt­ •

manında, Breche nehri üzerinde ve Paristen 5 6 km. uzak­ lıkta bir k a s a b a. Ortaçağdaki C. k e nt iuğunun merkezi idi. Nüfusu 6 000 ( ı 9S4) dir.

CLERMONT FERRAND [k l er m ? /erq], Fr ansan ı n Puy de Dôme departmanının merkezi. Nüfusu 1 1 3 400 ( ı 9S9) dür. Tiretaine nehri yakınında, Puy de Dôme'un trakit yapıl ı volkan konisinin eceğinde Limagne vadisinin yamaçlarında verimli bir yörededir. Şehrin eski kısmında, ev•

C L E R M O N T-F E R R A N D terin çoğu da koyu Javdan yapılmıştır. D eni zd en yüksekliği 407 m dir. Üniversitesi ( kuruluşu, ı808) akademisi ve mü­ zeleri vardır. Tarım ürünleri, kimya, kauçuk, demir ve d eri endüstrisi bulunmaktadır. Banyo şehridir. Gotik ve Rönesans üsl fıbunda bi rçok sanat eserleri vardır. Bu şehi rde doğmuş olan Blaise Pascal'ın evi modernleştirilmiştir. Çok eski bir şehir olan C. - F. , Romalılar devrinde Nemossu s veya Augustonemetum adını taşıyordu. Burası, Güney Gallia' d a oturan medeni Arvernis oymağının merke­ zi idi. Daha sonraları şehrin adı Ciarus Mons'a çevri ldi ; bi r Roma kalesi şehre hiki mdi. IV. yüzyılda bir piskopos­ luk merkezi olan bu şehir Karolingler d evri ( 7 2 7 - 987 ) n de ki Auvergne savaşlarında yıkıldı. Bu arada şehir, Clarus, Mons'tan çevirme olarak, Clermont adını aldı. ı 73 ı d e de X 1 . yüzyılda kurulmuş olan komşu Montferrand şehri ile birleştiri lmesi üzerine şehrin adı şimdiki şek l i ni aldı. Fran­ sız ası l l ı Papa II. Urbanus, 1. Haçlı Seferini ı09S te b u ra ­ da i lin etti. C. - F. , ı S S 6 - ı 789 yılları arasında Auvergne eyaleeinin merkezi olmuştur. İkinci Dünya Harbi sırasında, 22 Haziran ı 940 ta Fransa ile Almanya arasında mütareke imzalandıktan sonra, C. F. ş ehri kısa bir süre için Mare­ şal Petain'in hükümet merkezi olm uş t ur. ­

-

CLERMONT GANNEAU [ klermq gan � ] , Charles ( ı846 - ı 92 3 ) , Fransız diplomatı ve semitisti . Pariste doğ­ muş, orada ö lmüştür. ı 867 de Fransız Dışişleri Bakanlığına girmiş, ı 868 de Kudüsteki Fransı z konsolosluğunda kançı­ •

lar - tercüman iken, eski Moab kıralı Meşa'ya ait (M. Ö. IX. yüzyı l ) ünlü yazın meydana çıkararak Louvre Müzesine göndermiştir. ı 8 7 3 te İ stanbul büyükelçi liğinde 3 . tercüman, ı 8 8 0 d e de Yafa'da konsolos olduktan sonra, ı 8 8 2 de Fran­ sız Dışişleri Bakanlığına alınmıştır. ı890 da da Paristeki College d e France'ta Sami yazıciarı (epigraphie) ve arkeolo­ j isi profesörlüğüne geti rilmiş, ayrıca Yazıdar ve Güzel Ya­ zılar Akademisine üye seçi lmiştir. Başlıca eseri Recuei/ d'ar­ cheo/ogie orientale ( Eski Doğu arkeoloj isine ait derlenme­ ler) [8 cilt, ı 8 8 5 - ı 924] başlığını taşımaktadır. CLERMONT L'HE RAULT [k/erm q -'lerp], Fran­ sanın g ün eyba tı kısmında, Herault departmanında bir kan­ tonun merkezi. Can lı bir endüstrisi vardır ( tabakhaneler, bo­ yama yerleri, çuha fabrikaları ) . Nüfusu S 300 ( ı 9 S 6 ) . Roma­ lılar zamanından kalmış bir kasaba olan C. , Gotların ve Arap­ ların ellerine g eçm iş , IX. yüzyılda C. bir baconluk olmuş ve XVI. yüzyı lda da Languedoc Protestanlarının bir merkezi haline gelmiştir. Colbert bu şehri sanayileştirmiştir ; onun soktuğu çuha sanayii hila devam eder. Şarap ve alkollü içki ticareti de vardır. •

CLERMONTOIS

[k/ermöt� ] , Fransanın Lorraine bölgesinde ve bugün Meuse departmanında yer alan küçük

C'do bulanmJTan maddeler Için bk. ç. K. S. e.

CLERMONTOIS - CLEVELAND . bir memleket. Merkezi Clermont - en - .Argonne'dur. Fransa­ nın Auvergne bölgesindeki Clermont - Ferrand şehrini çev­ eeliyen kesim de aynı adla anılır.

CLERSELIER

[klerıelyd , Claude ( ı 6ı4 - ı 684) ,

Fransız filozofu. Descartes'ın yakın dostu ve hayranı olan C. , P. Mersenne'in ö lümünden sonra Fransada Descartes' l a mektuplaşan başlıca k i ş i olmuş, fi lozofun ö l ümünden sonra da onun şu yazılarını toplıyarak yayın lamıştı r : üç ci lt ha­ linde mektuplar [ 1 667] ; Traite de /'homme ( İnsan üzeri n­ de i nceleme ) , Traite de la formatian du /oetuı ( Dölütün oluşması üzerinde inceleme ) , Traite de la lumiere ( Işık üze­ rinde inceleme ) ve Traite du monde ( Dünya üzerinde ın­ celeme) [ 1 677 ] .

CLERY - SAINT - ANDR E [klerf ıetadr?] , Fransa­ da, Loiret departmanının Orleans arrondismanında, Orleans şehri nden ı 3 km uzaklıkta bir kanton merkezi . Loire nehri yakınındadır. Dolayındaki Mezieres tepesi deni len aş. yu. 1 5 m yüksekliğindeki höyük, uzun zaman Attİila'nın mezarı sanı larak öyle anı lmış, bu hör lı k re yapılan kazılada meyda­ na çıkarılan mezarlarda ise an:·ak Gallia - Roma mezariarına mahsus eşya bulunmuşıur. N ufusu 1 800 ( ı 958 ) dür. CLES [kle.r] . K uzey İtalyanın Trento ( Venezia Tri­ den tina ) bölümünJe bir şehir. Denizden 660 m yüksekte, Noce nehri nin kıyısındadır. Va! di Non adını taşıyan vadinin başlıca merkezidir. Nüfusu 4 ooo ( 1 95 4 ) . C. , Tabula Clesiana deni len ve İmpa­ rltvr Claudius'un bir buyrulrusunu taşıyan bir levha ile ün kazanmıştır. Yazlık şehridir.

veya

CLEIVELAND, John

57

gi ltere ) . Oğlu Cornelis C. ( ı 520 - ı 567 ) de tanınmış bir ressamdı.

CLEVE [klrı•e] , Per Theodor ( 1840·- 1 90 5 ) , İsveç­ li kimyacı. Stoc kholm'da doğmuş, _ Uppsala'da ölmüştür. ı 8 74 ten başlıyacak Uppsa la'da ki mya profesörü olmuş, ı 900 den beri de Nobel öd ülü kimy a komisyonunun başkan lığında bulunmuşıur. C . öze l l i k l e nafıa l i n ve meral - amonyak bilc­ şim leri ve az raslan ı r topraklar alanında çalışmış ve hol­ mium ve ıhulium'u bulmuştur ( ı 8 78 ) . Az raslanır toprak­ ları kapsayan kleveit ( cleveite) e C. nin adı veri lmiştir. CLEVEDON [k!Jı•din] , İngilterenin güneybatı kıs­ mındaki Somersetshire kontluğunda Severn nehri ağzında bir kasaba ve p bij . Nüfusu 9 765 ( ı 95 1 ) . C. a yakın bir nokıada eski Clevedon - Court sarayı yükselir. CLEVELAND [kljı•ltnd] : ı . İngi lterenin kuzeydoğu bölgesinde York kontluğunun kuzeyinde tepelik bir yöre. Adını, yakınında bulunan eli// ( = dik kaya ; cliff - lan d ) lerden almıştır. Yüzölçümü ı 000 km2, nüfusu 200 000 ( 1 95 1 ) dir. Demi r ve çelik endüstrisi vardır. Merkezi Mid­ dlesbrough'dur. Clevland i ronstone ( C. demir cevheri ) adiy­ le tanınan ve i çinde % 29 demir bulunan cevher, İngilte­ rede çıkan ham demi rin 1 / 3 ini tutar. 2 . Amerika Bi rleşik lDevleılerinin Ohio bölümü top-

CLESINGER [klezinid , Jean Hap­ ıiste ( 1 8 1 4 - ı883 ) , Fransız heykeltraşı. Be­ sançon 'da doğmuş, Pari ste ölmüştür. Kad ın yazar George Sand'ın damadı olan C. nin eser­ lerinde, Rude i l e Barye'nin etkileri görülür. Başlıca eserleri : «George Sand'ın büstü» ; Fr.ın­ sız tiyatrosundaki «Edebiyat heykeli» ; «Yı lan lı kadın » ; mermerden bir grup olan «Corrıelia i le iki çocuğu» ; •Yatan Bakkha» ; «Diı>:enen Di­ ana» ; atlı «I. François» ve «I. N2 ıJOleon hey­ kelleri» ; «Deianira'nın kaçırılışı» v. b. Louvre müzesinde de C. e ait kül rengi mermerden bir grup olan «Bakkhos ; un gençliği» vardır. C. hayvan heykelleri de yapmıştır.

C L E V E L A N D:

CLESSE [k/es] , Antoine ( 18 ı 6 - ı889 ) , Belçikalı halk şairi. Lahey ( den Haag ) de doğmuş, Mons'ta ölmüştür. Mons'ta silahçı olan bu zat, halkı etki leyen yurtseverlik ve sağlam ahlak duygularİyle dolu şarkılar yazmıştır. Bunlar, başlıca Chansonı ( Şarkılar) [ ı 84 5 - 1848] ve Nouvelleı rhanıonr et pohieı (Yeni şarkı ve şiirler) [ 1 888] adlı eserlerinde toplanmıştır. bk. K L EVE .

CLEVE ( Fr. Cleves, İng. Cleves, Fe!. Kleef ) [Coğ. ] :

CLEVE [klf/e] , Corneliua Cleef, Jooa van [asıl adı : Jooa van der Beke] ( 1485 sr. - 1 540 ) , Felemenkli ressam. Anvers'de ö lmüştür. Leonarda'nun şekiller evreninin etkisi alunda kalmış olan eserlerinin başlıcaları şunlardır : «İmpa­ rator Maximilian'ın portresi» ( 1 5 10, atölye çalışması ) ; şa­ hcıseri olan «Meryem'in ölümü» ( 1 5 1 5, Münih Pinakothek'­ ınde) ; «Üç kıralın İ sa'ya tapınması» ( Dresden galerisinde) ; «VIII. Henry'nin portresi » ( 1 536 sr. , Hampton Court, İ n-

G e n e l

g ö r ü n ü

raklarında bir endüstri şehri. Nüfusu 869 867 ( 1 960 ; 1 950 de : 9ı4 80 8 ) dir. Büyüklük bakımından Amerikanın 12. şeh­ ridir. Erie gölüne dökülen Cuyahoga'nın ağız bölümündedir. «Orman şehri» ( Forest City ) olarak tanınmıştır. C. , dünya­ nın en büyük çelik endüstrisi merkezlerinden biri (yılda 3 mi lyon ton cevher eritili r ) , başlıca kereste pazarı ve göl limanıdır. Şehirde 250 000 işçi çalışır. B u limandan en çok maden cevheri girer ki, bu miktar yılda ı6 mi lyon tonu bulur. Yüksek fırınları, demir ve çelik fabrikaları, petrol arıtma yerleri , dokuma, otomobil, makine, alet, et konser­ vesi , elektrik, kimya, silah ve uçak endüstrisi gelişmiştir. Gemi tezgahları, üç üniversitesi ile yüksek tekni k okulları vardır. C. , 1 796 da Connecticut Land Company tarafın­ dan kurulmuştur. 1 820 de nüfusu ancak 350 idi.

( 1 6 1 3 - 1658 ) , İngi liz ş�iri. Loughborough ( Leicestershire) da doğmuş, Londrada ölmüştür. İngiltere iç harbinde aşırı bir kırallık taraflısı olarak beliemiş ve Parlamento partisini

CLEVELAND [kliv/ind] veya CLEIVELAND, John

C'de bulunmayan maddeler i ç i n bk. ç. K. S. Ş.

58

CLEVELAND

veya

CLEIVELAND, John - CLICHY CLICHY - LA - GARENNE

yermi şıir. 1 63 1 de Cambridge'in Chrisı's Col lege'inden mezun olmuş, Oxford'da kırallık ordusuna kaıılmış ve Noıtingam­ shire'daki Newark garnizonu teslim o luncaya kadar bu garnizonda kalmışıır. 1 6 5 5 te tutularak Yarmouth'ta hapse­ dilmiş, fakat çok geçmeden

Croınw d l ' i n

emriyle

serbest

bırakılmıştır. Yergi leri arasında The Rebel Scot ( Başkaldı­ ran İ skoçyalı ) anı lmaya değer.

CLEVELAND [kl/vlind] , Stephen Grover ( 1 8 3 7 1 908 ) , Amerikalı devlet adamı ve iki kere Amerika Bi rle­ şik Dev letleri Cumhurbaşkanı ( 1 8 8 5 - 1 889 ve 1 8 93 - 1 8 97 ) . Caldwell ( New Jersey ) d e doğmuş, Princeton (New Jersey ) da ö lmüştür. 1 8 5 9 da ba roya girmiş v e Buf­ falon 'un bulunduğu Erie kont luğunda başsavcı yar­ dımcılığı y a p m ı ş, 1 8 8 1 de Buffa lo belediye başka­ nı olmuş, 1 8 8 2 de Demok­ rat Panisi a d a y ı olarak New York vali liğine seçi l­ miş, 1 884 te cumhurbaş­ kanlığı seçimini kazanmış­ tır. Bu ilk cumhurbaşkan lı ­ ğı sı rasında C. devlet me­ S . G. CLEVELAND murluğu işlerini biraz düzeltmiş, aşırı derecede yüksek maaşları kısmış ve gümrük ıa­ rifelerinin indiri lmesi lehinde bulunmuştur. C. , 1 8 8 8 seçim­ lerinde Benj amin Harcİ son tarafından yenilmiş, fakat 1 892 de gene Harcİson'la yaptığı savaşı kazanarak ik inci defa cumhurbaşkanı seçi lmiştir. 1893 te memleketi n içine düştü­ ğü büyük mali sıkıntıyla ve ağır sorun larla uğraşmak zo­ runda kalan C. , serbest gümüş para basılmasını önlemek amacİyle Shermann Si lver law denilen gümüş para kanu­ nunun satına lmaya dai r h ükümlerini Kong reni n özel bi r oturumunda kaldırırnak başarısını göstermiş, yüksek güm­ rük politikasını uygun bulmadığı için 1 8 94"te gümrük tari­ felerini indirmişıir. 1 89 4 te Chicago'da Pul lman Parlor Car Company anaklığı n a karşı yapılan bi r grev, bazı şiddet hareketlerinin meydana gelmesine sebep olmuş ve I l linois'a federal asker birlikleri gönderilmiştir. C. , her iki cumhur­ başkanlığında, Havai Adalarının katılması v e Kuba i şlerine karışma sorun larında çekimser bir politika gütmüşse de İn­ giliz Guyanası i le Venezuela arasındaki bir hudut anlaş­ mazlığı dolayısiyle İngi lizlerin bu devlete saldırınalarını ön­ lemek üzere Monroe Dakırini ( b. bk. ) ni öne sürmüştür. C. , 1 897 de cumhurbaşkanlığına William McKinley'nin se­ ç i 1 m e s i üzerine Pri n ceı on a çekilmiş ve bu tarihten sonra kamu işleriyle pek az uğraş­ mışıır. 1 904 te, dev !et başkanı olarak yürütmüş olduğu poli­ tikayı s a v u n'a n Presidenfiat Problems ( Başkanların karşı­ laştığı sorunlar) adlı bir eser yayınlamışıır. '

CLEVES [k/ev] , Marie Orl e a ns dü­ şesi. C!e ve s d e doğmuş, Cha­ uny de ölmüştur. Cleves du­ kası IV. Adolphe ile Marie de B ou rg ogn e u n kı:trdır. Hed e ( 1426 - 1487 ) , '

'

'

M. de

C L � V E S

veya

nüz onbeş yaşındayken elli yaş ındaki Charles d 'Orleans'la evlenmiş, 1463 te dul kalmış, çocuklarından biri sonradan X I I . louis adiyle Fransa kıralı olmuş, kendisi de 1480 yı­ lına doğru Jean de Rabodanges adlı bi r gençle tekrar ev­ lenmişıir.

CLEVES [k/ev] , Marie de ( 1 5 5 0 - 1 5 74 ) , Nevers dukası I. Françoi s'nın kızı ve Conde prensesi. Pariste doğ­ muş, orada ölmüştür. Görülmemiş güzel liği ile IX. Charles'ın sarayında herkesi kendine hayran bırakmış, sonradan I I I . Henri adiyle kıral olan Anj ou dukası tarafın­ dan delice bir aşkla sı:vilmiş, 1 5 7 2 de yeğeni Conde dukası I . Henri ile evlenmiş, doğum yaptığı sı rada ölmüştür. CLEW BAY [k/if bey ] , İ rlanda Cumhuriyetinin Con ­ nachı i l i nde, Mayo kon ıl uğunda ve Casılebar'ın 1 9 km ka­ dar baıısında Atlas Okyanusunun meydana getirdiği küçük körfez. Uzun luğu 24 km, genişliği 13 km kadardır.

CLIAS [k/fa s] , Phokion Heinrich ( 1 782 - 1 8 54 ) , Amerikan asıllı Alman cimnastik öğretmeni. Bostan'da doğ­ muş, Coppet ( Leman gölü ) de öl müştür. İsviçrede ve İngi lte­ rede cimnastiğin ku rucusu olmuştur. Başlıca eserl eri şunlar­ dır : Anfang.rgriinde der G)'lnnastik oder Turnkun.rl ( Cimnas­ tik veya beden ha reket leri sanatının i l keleri ) [ 1 8 16] ; Kal­ listhenit! oder Übungeıı zur Schönheit und Kraft /iir Mad­ chen ( Kızlar için Kali sıeni veya güzel lik ve kuvvet sağlı­ yan beden ha reket leri ) ( 1 8 29] . CLI BURN, VAN [ ı·aon klqybirn ] , Harvey Lavan ( doğ. 1 9 3 4 ) , Amerika lı piyanisı. Sh reveporı ( louisiana) ta doğmuştur. Anası, Rildia Bee O' Bryan adiyle tanınan piya­ nist, liszı'in öğren­ cisi Arthur Fried­ heim'dan ders almış­ ur. C. , üç yaşından başlıyacak 1 9 5 1 e kadar piyano dersi­ ni yalnız anasından almış, sonra Man­ hattan'daki Julliard müzik okuluna gi­ rerek, Rus asıllı Ro­ sina lhevinne'den ders alınağa başla­ mış, 1 954 ıe New York Philharmonie Orchestra'sı ile i l k büyük konserini ver­ miştir. 1 9 5 8 de öğV A N H. C L I B U R N retmeni l h e v i nne'in teşvikiyle Moskova'ya giderek, Uluslararası Çaykovskiy Piyano yarışmasının ı 958 yılı birinciliğini, olağanüstü bi r başariyle kazanmışıır. Bu başarı üzerine C. , dünya çapında ün kazanmış ve birçok ülkelerde verdiği konserlerde pek çok alkış lanmıştır. Bazı eleştiricilere göre, C . , Liszı'ten sonra gelen en büyük piyanisttir. Besteleri arasında Nosta/gia ( Yurt ö z l em i ) ve The Void ( Boşluk) a d l ı iki piyesle b ir piyano konçerıosu vardır. CLICHY [k/i;!} veya CLICHY · LA · GARENNE [k/i[i U gar�n] Lat. Clippiacum) , Fransanın Seine depart· manında, Seine nehri üzerinde, Parisin kuzeybatısında bir

C'de bu1unmıyan maddeler içht bk.

Ç • . K. S. e . .

CLICHY veya

CLICHY LA GARENN E ·

kanıon merkezi . Nüfusu 5 5 60 0 ( 1 9 5 9 ) . Çok v e çeşitli sanayii (kimya maddeleri , boya, kauçuk v. b. ) olan C. , Me­ roving kıra l larının mülkü ve kı ral Dagoberı'in en çok sev­ diği otu rma yeri idi. CLIFF DWELLINGS

[k/if dfi5lir;z} veya

CLIFF

houses [İng. = kaya kon utları veya kaya evleri ) Özellikle Amerikadaki Pueblo yerli lerinin ataları tarafından yapılan

-

CLINTON

59

malical Papers ( Matematiğe dair notlar ) [ 1 88 2 1 ; Seeiııg and Thinking ( Görme ve düşünme ) [ 1 879 1 ; LutureJ and Es. ayı ( Dersler ve denemeler) [ 1 879 - 1 90 1 1 ; The Co mma n SenJe of the Exact ScienceJ ( Kesin bilimlerin sağduyusu) ( 1 8961 .

CLIFFORD [kli/ird1 AILESI, Richard Fritz Ponce adında bir Narman baronunun oğ lu olan Waher of C. ( ölm. 1 1 90 ) dan türem iş eski bir İngi liz baron ları ai lesi. Adını, Herefordshire konıluğundaki Clifford köyünden al­ mıştır. Walter'in kızı Rosamonde (aş. yu. 1 1 40 - 1 1 76) , güzelliği ile halk halladlarında yer almış, I I . Henri'nin de oda lığı olmuştur. Rosamonde'un yeğeni Roger (ölm. aş. yu. 1 2 8 5 ) Fransa ile 1 2 59 andaşması görüşmelerine katıl­ mış, IX. Haçlı lar Seferi ( 1 2 7 1 - 1 2 7 2 ) nde bulunmuştur. 1 5 2 5 t e C . baron u Henry ( 1 493 - 1 54 2 ) Cumberland kontu ( earl ) sanını almıştır. Bk. CUMBERLAND AİLESİ. CLIFFORT [klf/ort 1 , George ( 1 68 5 - 1 7 5 0 ) . Holan­ dalı tüccar ve botanikçi . Amsterdam'da doğmuş, yine ora­ da ölmüştür. Hartecamp'ta bir bitki bahçesi , bir hayvanat bahçesi ve bir tabiat tarihi müzesi kurmuş ve bunun yöne­ timini Linnaeus·a bı rakmı ştır. Li nnaeus ise, Hortt/I Cliffor­ tianus (Ciiffort bahçesi ) (Amsterdam, 1 7 371 adlı bir eser yayınlamış ve bir bitki cinsine Clif/ortia adını vermiştir. CLIFTON [klf/t1n1 , Ameri ka Bi rleşik Devletlerinde New Jersey bölümünün kuzeydoğu kısmında Passaic şeh­ rinin bir endüstri mahallesi. New York'un kuzeybatısındadır. Burada kağıt ve ipekli kumaş lar yapı lır. Nüfusu 81 8 3 1 ( 1 960 ) d i r .

CLI FF DWELLING ( Arizona'da Beaver Creek'ıe Man­ tezuma'ya ai ı sarayın yıkıntı ları )

CLIFTON [ kli/t i n 1 , İngi lterenin batı kısmındaki G loucestershire kontluğunda, Bristol şehrinin bir dış mahal­ lesi. İki kısma ayrı l ı r : C. North, C. South ( Kuzey ve Güney

barınaklara veri len ad. Bunlar A ri zona, Yeni Mexico, Utah ve Colorado kanyon ( canon ) larının duvarlarında görülür. Bazı kere bu barınaklar, sanat bakımından çok güzel bir şekilde ve büyük ustalıkla kaya duvarında açılan tabii mağa­ raların içine yapı lmıştır. Eski zaman larda bunlar savunmak için seçilirdi. Bu barınakları yapan ırkın, şimdi Amerika B irleşik Devletlerinin güneydoğusunda yaşıyan yerlilerden fark lı olduğu i leri sürülmüşse de arkeologlar, bunların yerli çifıçiler olup, köylerini, tabiat kuvvetlerinden ve düş­ manlardan daha kolay savunabi lmek düşüncesiyle kaya yar­ larındaki mağaralara yaptıklarını ispat etmiştir. Bunlar Ho­ pi, Zuni ve başka Pueblo yerli lerinin ataları idi. C. D. ın çoğu 1 1 00 - 1400 y ıl ları arasında yapı lmıştır. CLIFFORD [klifird}, William Kingdon ( 1 845 1 8 79 ) , İngiliz maıemaıikçisi ve metafizikçisi. Exaıer'da doğ­ muş, Madeira'da ö lmüştür. 4 ve daha çok boyuılu geomet­ ride esaslı çalışmalariyle ve elipcik uzaya ait Eukleides'çi olmıyan geomeıride C. paralelliğini bularak ün kazanmıştır. Cambridge Üniversitesinde Trinity College Fellow'larından olmuş ( 1 868 ) ; Londra Üniversity College'inde uygulamalı matematik profesörlüğü yapmıştır ( 1 8 7 1 - 1 879) . Elementı of Dynamicı ( Dinamik esasları ) [ 1 879 - 1 8 8 7 1 başlıklı dersleriyle başka kitaplarında, bilinci, «min d - stuff» ( manevi madde) tan yapılmış olarak açıkladığı gibi, vicdan ve ah­ lik kanununun her bireyde, bir benliğin ( self) gelişmesinden meydana gelmiş olup bunun bir oymak benliği ( tribal self) olduğ unu i leri sürmüştür. Başlıca eserleri şunlardır : Mathe-

CLIFTON : Avon nehri üzerinde asma köprü C. ı ) . Avon ı rmağı üzerindedir. Birçok park ve bahçeleriyle deniz banyoları vardır. Yerden fışkıran ve Hatwells denilen sıcak maden suları, 400 yıldan beri ün almıştır. Nüfusu 18 000 ( 1 9 5 1 ) dir. CLINCH [ k/inç }, Amerika Birleşik Devletlerinde Kuzey Carolina bölümündeki C/inch Dağiar t ndan çıkıp Virginia ve Tennessee bölümlerini geçtikten sonra Clinton şehri yakınında Tennessee nehrine dökülen nehir. Uzun luğu aş. yu. 300 km dir.

CLINTON [klfntln} : ı. ( eski adı : New York) , Amerika Birleşik Devletlerinde Iowa bolüroünün doğu

C'de bulunmı;ran maddeler için bk. Ç. � S. Ş.

60

CLINTON - CLIVE, Robert, Lord

kısmında, Clinton konıluğu'nun merkezi olan şehir. Missis­ sipi nehri üzerinde Davenporı'un aş. yu. 46 km kuzeydoğu­ sundadır. Demiryolu kavşağıdır ; buğday ve kereste fabrika­ ları vardır. Mount Sı. Claire Academy'nin merkezidir. ı 880 de dünyanın en can l ı kereste merkezi olduğu söyle­ nirdi. Nüfusu 3 3 589 ( ı 960 ) dur. CLINTON [klfntln ] , İngİ lıerede 1 5 72 den başlıyacak Lincoln konıların ının, ı 7 5 6 den beri Newcasıle dukalarının aile adı. Bunlara bk. CLINTON G OLDEN [ klfntln - gpldln ] GÖLÜ, Kanadada, kuzeybatıdaki Mackenzie topraklarında ve Büyük Esir ( Greaı Slave ) Gölünün kuzeydoğusunda yer alan bir göl. Yüzölçümü ı 745 km7 dir. •

CLIO [ k/io ] . 1 865 te Alman asıranomu Robert Lut­ her tarafından bulunan 84 sayı lı küçük �ezegen . CL İ ODNA [ klfna ] . eski İrlanda mi ıoloj i sinde, bir kayıkta uyuduğu sırada kocaman bir dalganın alıp götürdü­ ğü güzel bir druid ( Kelı' lerde kahin ) kızı. İrlandanın gü­ ney kıy ılarındaki Cork kon ıluğunda yer alan Glandmore körfezinin gürültülü den i z dalgalarına, bu hikayenin yarat­ tığı etkiyle bugün d e Tonn C. veya «C. Dalgası» ( Ciiod­ na's Wave) deni lir. Munsıer folklorunda C. bugün Mayıs bayramı ( May Day Eve) nın üç peri masalı kıraliçesinden biri olup genç erkekleri baştan çıkarır ve kendi sine başvu­ rulduğu zaman insan ları hasta lıklardan korur. CLIPEUS [klfP t;! s ] veya CLYPEUS veya CLYPEO [k lfp eo] : 1 . İmparaıor Servius Tullius devrinden başlıya­ rak Romalı ların kullandığı yuvarlak bü­ yük kalkan. 2. Üzerine bi r tanrının, bir kahra­ manın veya bir bü­ yük adamı n resmi kazınmış büyük disk. 3 . Buğu ha­ mamlarında kubbe­ nin en yüksek yerine yerleşıiri !en ve bu­ ğunun çıkıp taze ha­ vanın girmesini sağ­ lıyan kalkan şeklin­ de madenden levha. C L I P E U S (ı)

,-

1

CUPPER [klfplr] : ı .�"Uzun • yolculuklarda kullanı­ lan bazı büyük tonaj lı yelkeniilere verilen ad. 2 . İnce ve uzun yapılı gezinti yelken lisi. C. lar büyük

C

L

I

P

P

E

R

yelken di rek leri olan çok i nce ve uzun rapılı, yollu tekne­ leedi ve evvelce İngi ltere ile Çin arasında yapılan çay tica­ retinde kullanılırd ı . Bu tekneler aynı zamanda çok da sağ­ lam olduklarından Horn Burnu'nu dolaşarak Amerika kıta­ sının iki kıyısı arasında bağlantı sağlarlardı. XIX. yüzyıl ortalarında çok kullanılan bu taşıtlar buha rlı gemilerin ge­ lişmesi sonunda kalkmıştır. CUPPERTON [ klfplrtln ] ADASI ( başka adları :

lsla de La Pasion ve lsla de los Medanos. C. A. adını, İngi liz gemicisi William Dampier'in yardımcısı olan John C. dan almıştır. B u zat 1 704 te ayaklanmış ve bu mercan adasında 2 1 arkadaşi}·le bi rlikte saklanmıştır. Öbür adları ispanyolca olup «Isanın Iztırapları adası» ve «Kum tepecikler adası» demektir ) , Pasifik Okyan usunun doğu kıs­ mında tek bir ada. 1 0 , 1 8 0 ° kuzey enleminde, 1 09, 1 5 ° batı boylamındad ır. Meksikada Manzanillo'nun aş. yu. ı 100 km güneybatısında, alçak bir mercan adası ( aıol ) olup güney­ doğu kısmında aş. yu. 2 1 , 5 m yüksekliğinde bir sarp kaya yükselir. Yüz ölçümü aş. yu. ı ,6 km2 , n üfusu aş. yu. 30 dur. Buradan , başka yerlere fosfat ve kaplumbağa gönderilir. 1 704 olaylarından beri bilinen ada, 1 8 5 6 da Amerika Birleşik Devletlerine guano ( kuş gübresi ) adaları olarak bağlanmış ise de son radan Fransaya katılmıştır. 1 897 de Meksikan ın eline geçmiş, 1 9 3 1 de yine Fran saya veri lmişti r. CLITHEROE [kf#hirog ] , İngilterenin kuzeybatı kıs­ mındaki, Lancashire konıluğunda bir şehir. Ribble ı rmağı üzerinde Manchester'in aş. yu. 45 km kuzeyindedir. Pamuk dokuma end üstrisine sahiptir. Nüfusu 1 2 1 00 ( 1 95 1 ) . XII. yüzyıldan kalma bir şaıonun yıkıntıları bul unmaktadır. CLIULIUS : bk. CLOELİA GENS. CLIVE [kla)'ı•J . Robert, Lor d ( Baran Clive of Plas­ sey ; 1 7 2 5 - 1 7 74 ) , İngi liz generali ve İngi liz Hindisıanı İm­ paratorluğunun kurucusu. Market D rayıon ( Shropshire kont­ l uğu) da doğmuş, Lond ra­ da kendini öldürmüştür. 1 74 3 te Doğu Hindi stan Ortaklığında ( East India Company ) yazman olarak çalışmış, 1 7 7(te Madras' a

gitmiştir. Fransızlar 1 746 da Madras'ı ele geçirince, C. güneye doğru kaçarak St. David kalesi ( Fon Sa­ i n t Davi d ) ne sığınmış ve burada bayraktar olarak orduya girmiş, ı 748 de Fon ­ dişeri ( Pondichery ) nin kuşatılmasına katı lmış, az L o r d C L I V E sonra yüzbaşı lığa yüksel­ miştir. O zamanlar Türk - Moğol İmparatorluğunun çökü­ şü sırasında güney ve orta Hindistanda bazı yerli devlet­ lerin tahtı veya kıral n üvvablığı mi rası hakkında tartışma­ lar vardı ; Adaylardan birini, Marki J. F. Dupleix'in parlak yönetimi altında bulunan Fransızlar, ötekini de İngilizler destekliyorlardı. Yarımadanın güneydoğusundaki Karnatik ( Carnatic) naibliği üzerinde beli ren savaşma sırasında, C. Madras'a göre içerde bulunan Arcot'ya karşı bir saidırma yapılmasını i leri sürmüştür. Amacı aş. yu. 322 km güneyde­ ki Triçinopoli ( Trichinopoly ) yi kuşatan Fransız adayını bu işdeo vazgeçrneğe zorlamak idi. C. Arcot'yu ele geçir•

C'de ba1unmıyan maddeler için bk. Ç.

K. S. Ş.

CLIVE, Robert, Lord - CLOETE, Stuart rnek ve savunmakta büyük başarı göstermiş ( ı 7 5 ı ) ve ı 754 e kadar İngi liz adayı naip olarak tanınmıştır. C. ı 7 5 3 t e büyük askeri ü n i l e ingi ltereye dönmüştür. 1 7 56 d a kay­ makam rüıbesiyle yine H indisıana geldiğinde Naip Sira· cü'ddevle ( Si racudd aula) i le uğraşmak için Benga l'a gön­ deri lmiş, Kal kutta ( Calcutta ) daki Wi lliam kalesini ( Fon Wi l liam) n üvvabdan geri almış ve onu tesl i me zorlamışur. Naibin hain liği ve fena yönetimi yine güçlüklere sebep ol­ muştur. B u sı rada Fransa i le savaş baş lamıştır. 3 200 asker· le C. Çandernagor ( Chandernagor) u almış, naibin 68 000 askerini Plassey 'de yenmiş ( 2 3 Hazi ran 1 7 5 7 ) , Mürşidabad adlı başkenti ele geçirmiş ve Mir Cafer Ali'yi Bengal naibi yapmıştır. Doğu Hindistan Ortakl ığı C. ı Bengal vali liğine geıirmişıir. Çok geçmeden C. bu ortak lığı, bu büyük eyale­ tin egemeni durumuna geti rmiş ve yöneri mini bi rinci sınıf bir sipahi ordusuyla kuvveı lendirmiştir. 1 760 da C. ing i ltereye dönmüştür. 1 762 d e Baron Cli­ ve of Plassey adiyle İ r landa lordluğ'iina yükseltildi. İngi liz­ ler Bengal'ı kötü idare ettik lerinden, C. tekrar vali ve baş­ komutanlığa atandı. C. Türk · Moğol hükümdarından, Şir­ keti Benga l, Bihar ve Orissa'nın divan ı yani egemeni hali­ ne geti ren bir antlaşma i le, ortaklığın Karnatik' teki toprak­ ları için bir imtiyaz almıştır. Orduyu yeniden örgüt· lendirmiş ve Ortaklık Yönetimini daha d üzgün ve etkili bir hale getirrneğe çalışmı ştır. 1 766 da ingiltereye dönmüş­ tür. O sırada çıkarla rına zarar getirmiş olduğu bazı kimse­ ler parlamento ve basında C. ın kişiliğine ve politikasına karşı amansız ve çok kere haksız bir saldırışa geçmiş ler, 1 7 7 3 te güç bela temize çıkmıştır. Sağlığı tam olarak sarsı· lan C. , acı larını dindi rrnek için afyon almaya başlamış, 22 Kasım 1 774 te Lond rada, acılarına dayanarnıyacak kendini öldürmüştür. C. İngiliz Hindistanı İmparatorluğunun gerçek kuru­ cusudur. Büyük bir asker ve bi rinci sınıf bir yönetici i d i . CLOACAE [ kloqke } [ Lat. = lağımlar ; Y u n . k l u ­ zein = su lamak, temizlemek } , e s k i Roma'nın lağımları. Bun­ ların baş lıcası Cloaca Maxima ( = büyük lağım ) adını ta· şır ve bunun aş. yu. M. Ö. 600 de Roma kıralı Tarquinius Priscus tarafından Cap iıolinus ve Palatinus tepeleri arasın· da bataklık bir yer üzerinde bu lunan forum'u akı ımak için yaptırı lmış olduğu söylenir. Cloaca Maxima'nın bir kısmı bugün de d urur. Sonradan , imparatorluk zamanında, özel-

61

likle Agrippa tarafından genişleti lmiştir. Tiberis ( Tevere) ı rınağına döküldüğü yerde aş. yu. 3,80 m yüksekliğinde, çi­ mentosuz bi rbi rine katılmış üç kons� ntrik som taş l ı bir ke· mer vard ı r . CLODIA [klqdia} (M. Ö. I . yüz� ı l ) , deınagog Pub· lius Clodius Pu lcher ve Appius Claudius Pulcher'in üç kız ka rdeşinden biri. Güzelliği ve zekası ile tanınmış, fakat çapkınlığı i le adı çıkmıştı. Quinıus Metellus Celer ( Consul M. Ö. 60 ) ile evli idi. Kendisini bırakmış olan sevgilisi Marcus Caelius Rufus'tan öc almak için, onu, kendisini ze· birlerneye yeltenmekle suçlandırınca , Cicero bir söylevle bu zatı nükteli bir şekilde savunmuş ve temize çıkarmıştır. Bir zaman C. nın sevgilisi olan şair Catullus, onu Lesbia adı altında övmüştür. CLODION [ klpdion } ( CHLODIO, CHLOGIO, CHLOJO ; ölm. 448 ) , Frank başbuğu (427 y ı lı ) . Saçlı ( Fr. Chevelu ) takma adiyle anı lırdı. Meroving' lerin ikbali, Me­ rovee'nin babası olduğu sanı lan bu kişiyle başlar. Tou r­ nay'den Cambrai 'ye yürümüş, Somme nehrine varmış, 430 da Aetius tarafından Helesmes'te yeni lgiye uğraıılmışsa da baş­ buğluğunu korumuş, 448 yı lında ölmüştür. CLODION [klodyq} veya CLAUDE [klod} , Michel ( 1 738 · 1 8 1 4 ) , Fransız heykelcisi. Nancy'de doğmuş, Pariste ölmüştür. XVIII. yüzyılın belki en zarif eserlerini yaratmış olan C. o devirde «genre» deni len tarzda olgun eserler ver· miştir. Mermerden veya pişirme topraktan yaptığı küçük heykeller ve barölyefler, nympha'lar, faunus' lar, çocuk rakısiarı ve kuşlada oynıyan genç kızları temsil eder. Louvre müzesinde «Bir Bakkha'ya taç giydiren Satyros», • Çocukla oynıyan oturmuş Bakkha adlı eserleri vardır. (:LODIUS ALBINUS [klpdius albJnus } . Romalı ge­ neral. 1 96 da Britannia ve Germani a orduları tarafından Septimius Severus'a karşı imparator i lan edilmiş, fakat bu zat tarafından Lugdunum ( Lyon ) da 19 Şubat 1 97 de yapı· lan savaşta yeni lmiş ve ölmüştür. CLODOMIR [ klodomfr } ( 495 · 5 24 ), Frank kıralı. C lovis'in ikinci oğl u olan C. , kıral lığın paylaşılmasında hisse olarak doğu Aquitania bölgesi ( Orleans, Tours, Poi­ tiers, Bordeaux ) ni almış, kardeşleriyle birleşerek Burgund '· lar kıralı Sigismond'a karşı savaşmış ve bu kıralı karısı ve çocukları i le b i rlikte kuyuya attırmış ( 5 2 3 ) , ertesi y ı l Bur· gund ' lar tarafından Rhône nehri kıyı larındaki Veseronce'da yenilecek öldürülmüştür. CLOELIA [ kl�lia } GENS (Cluilia olarak da goru· !ür ) , Eski Romada, A lba'dan gelme bir soy lu klan veya geniş anlamda ai le. Bu adın, Aeneas'ın arkadaşı Cloelius'tan alındığı söy leni r. CLOETE [kltJte } , Stuart [tam adı : Edward Tairly Stuart Graham Cloete} (doğ. 1 897 ) , Güney Afrikalı bi r

C L O A C A

M A X I M A ( Roma)

romancı . Pari ste doğmuştur. 1 65 2 yılında Güney Afrikaya göç etmiş bir aileden o lup, 1 9 2 5 · 1 9 3 5 yı l larında Gü· ney Afrikada çiftçi lik etmiş, daha sonra yazı hayatına atı· larak Boer'ların 1 8 3 8 de buralara gelişinin roman ını yazmış· tır. Baş lıca eserleri şunlardır : The Turning lJVheels ( Dii· nen tekerlekler) [ 1 93 7 } ; Watch for The Dawn ( Tan yeıi­ nin atmasını bekle) [ 1 939] ; The Hill of Dot1es (Kum· rular tepesi ) [ 1 94 1 } ; · Congo Song ( Kongo şarkısı ) [ 1 94 3 } ; The Third lJVay ( Üçüncü yol) [ 1 946} .

C'de bulunmıyon maddeler için bk. Ç.

K. S.

Ş.

62

C'LOETTA, Max

CLOETTA [kloella ] , Max ( 1 8 68 - 1 940 ) , İsviçreli eczacı . Zürich'te doğmuş, orada ölmüştür. 1 898 de Zürich Üniversitesinde farmakoloj i doçenti, 1 900 de de profesörü olmuştur. Deneysel farmakoloj ide araştırmalar yapmış ve 1 904 te digalen ' i i l;içlar arasına sokmuştur. C. digitoksini : Kalbe etki yapan C41 H64 Ü13 gliko­ sid'in sıvılarda eriyebi len bir hazır i laç şekl i . İsviçreli ec­ zacı M. Cloetta'nın adiyle anılır. CLONMEL [klp nmi/] ( İr. dilinde : Cluain Meala ) , İrlanda Cumhuriyetinin Munster i linde. bi r şehir v e pazar yeri . Tipperary ( G üney Riding ) konıluğunun merkezi . Su ir ı rmağı üzerinde, Waterford'un aş. yu. 40 km kuzeybatısında bulunmaktadır. Nüfusu 1 0 491 ( 1 95 1 ) dir. CLOOS [klös] , H an s ( 1 8 8 5 - 1 95 1 ) , Alman Jeologu. Magdeburg'da doğmuş, Bonn'da ölmüştür. 1 9 1 9 da Breslau'da, 1 926 da Bonn'da profesör olmuş ve 1 92 3 ten başlıyacak «Geologische Rundschau» (Jeoloj i dergisi ) u çıkarmıştır. Tekıonik, volkanik ve bölgesel j eoloj i (Afrika, Kuzey Ame­ rika, Avrupa ) üzerinde çalışmıştır. Başlıca eserleri şunlar­ dır : Ein/ührung in die Geologie (Jeoloj iye giriş ) [ 1 93 6 ] ; Gesprach mit der Erde (Yer i le konuşma ) [ 1 947] . CLOOTS veya CLOOTZ [klöU ] , Baron de [asıl adı : Jean Baptiste du V al de · Griice : Anacharsis C. diye de adlandırılmıştı r ; kalem adı olarak Ali Gur veya Gier Ber adını da kullanmıştır] ( 1 7 5 5 - 1 794 ) , Alman ası llı Fransız devrimeisi ve yazarı . Va! - de - Griice (Alın. Gnadenta l ; Kleve yöresi ( Prusya ) nde doğmuş, Pari ste öldürülmüştür. Kendisine Orateur du genre humain ( İnsan­ lar adına konuşan hatip) sanını veren C. , 1 792 de Con­ vention üyesi olmuştur. Ali Gier - Ber takma adı altında La Certitude der preu ves du Mahomhisme ( Müslüman lık kanıtlarının kesinliği ) [ 1 7 8 0 ] ad lı eserini yayınlamıştır. Başka eserleri şunlardır : L Orateu r du gem·e humain ( İnsan­ lar adına konuşan hatip) [ 1 79 1 ] ve La t· epublique uniı·er­ selle ( Evren sel Cumhuriyet) [ 1 792 ] . •

'

CLOPPENBURG[ k/ppınburg ] , Batı Almanyanın Aşağı Saksonya (Niedersochsen ) böl ümünün Oldenburg kısmında bir i lçe merkezi . Nüfusu 13 800 ( 1 9 5 0 ) . Oldenburg şeh­ rinin güneyinde Soeste nehrinin kıyısında kurulmuştur. Deri ve et sanayi gelişmiş olan bu şehir, aynı zamanda kuzeybatı Almanyan ın oldukça büyük bir domuz pazarıdır. C. un çev­ resinde, en çok tarım ve arınancı l ı k gelişmiştir. CLOQUE [klok d ( Alın. Blasen Krepp de deni lir) , bir çeşit kadın kumaşı . Kabarımayı andıran, boş cep şeklin­ de torbacıklar izlenimini veren bir dokuma olup, iki kumaş türünün ; birbirine karıştırı lmasından meydana gelir. Üst kumaş, normal bükülmüş ipliklerden dokunmuştur ; alt ku­ rrıaş i se kreppgarn 'dan dokunmuş bir çeşit georgeııe'tir. Bu iki kumaş teknik bağlama yolu ile ( dokuma C . ) veya suda erimiyen bir zamk ile (yapışmış C. veya Astrakin ) birbiri ü zerine tutturulur. Bu son halde alt kumaş büzülür ve üst kumaş da torbacıklar şeklinde katlanı r (C. efekti ) . CLORINDE [klored] , 1889 d a Fransız astronomu A. H. P. Charlois tarafından bulunan 282 sayı lı küçük gezegen . CLOSED UNION SHOP [ klo!fzd )'1fny1n pp ] [ İng. = kapalı birlik dükkanı ) , Amerikan i ş kanununun kapalı sendika i şletmesiyle i lgili bir kavram . Tarife anlaş­ masındaki bir kayda göre, tarife esasına uyularak çalıştırı­ Ian bütün işçi ler veya bunların büyük bir kısmı, sendika •

-

CLOTILDE

üyesi olmalı veya kısa zamanda üye yazılmalıdırlar. Ancak, sendika ( union ) , elverişli işçi ler bulmak için verdiği sözü yerine getirmezse, serbest piyasadan, örgütlendirilmemiş iş­ çiler işe alınabilir. Bunun tersi, open shop ( açık iş yerleri ) adını taşıyan sistemdir. Bu sistem, her cins işçinin işe alın­ masına elverişli olup, pratik bakımdan sendikanın boykotunu ve iş şartları üzerine etki yapmasını ön ler. Amerika, C. U. S. sistemini geniş ölçüde kabul eder ; fakat Taft - Hartley kanu­ nu, bazı noktalarını daraltmı ştır. CLOSTERCAMP ( Coğ. ve Tar. ) : bk. KLOSTER­ CAMP. CLOSTERSEVEN ( Coğ. ve Tar. ) : bk. ZEVEN. CLOSCA [k/pfka] , loan Oarga ( 1 7 5 5 - 1 785 ) , 1 784 yı lında Transi lvanya ( Rumen. Ardeal , Mac. Erdely, Türk. Erde! ) köylü ve serflerinin Macarlara karşı ayaklanmasında elebaşı lardan biri. Carpenich ( Rumen. Carpen i ş ) te doğmuş­ tur. Yakalandıktan sonra demir kafeste halka gösterilmiş, sonra asıl elebaşı Horia ( Nicolae Urs u ) ile birlikte çarkta sapalanmak ve parçalanmak sureti yle öldürülmüştür. CLOT [k/o] BEY, Antoine ( 1 793 - 1 8 68 ) , Fransız hekimi. Grenoble'da doğmuş, Marsilyada ölmüştür. 1 8 2 5 te Mısır paşasının hizmetine girerek bir sağlık şurası ile bir sağ l ı k örgütü kurmuştur. Kahiceden 16 km uzaklıktaki Ehu Zabel hastahanesi ni yaptırmış, burada bir hekimlik okulu kurmuş, 1 8 3 3 te bu okulu Kahi reye taşıtmış, veba ve kole­ ra salgın larında büyük yararlık göstermiş, ayrıca Mısırda eği timin örgütlendiri lmesi nde önemli bir rol oynamıştır. CLOTAIRE [k/oqr] ( Alın. CHLOTHAR, Eski Alın. LOTHAR ) , Meroving kıral soyundan dört Frank kıralının adı. C. I. ( 497 - 5 6 1 ) : Clovis ( Ch lodwig) ile Cl ot i lde ( Chlothilde) in en küçük oğulları . Compiegne'de ölmüştür. Payına, Seine, Oise ve Rhin nehirleri arasında yer alan ve başkenti Soissons olan bö lge düşmüştür. 5 1 1 - 5 5 8 yılların­ da Soissons, kardeş ve yeğenierinin ö lümünden sonra da bütün Fransa kıralı olmuştur ( 5 58 - 561 ) . C. I . zamanında Thüringen ( 5 3 1 ) , Burgund ( 5 3 2 - 5 34 ) , Provence ( 5 3 6 ) ve Alemann' ların öbür toprakları da Fransaya katı lmıştır. Frankların Breton' lara karşı i l k savaşları da bu kıral zama­ nında olmuştur ( 560 ) . C. I. i n devleti, oğulları Caribert, Gontran, Chilperic ve Sigeberı arasında paylaşılmıştır. C. Il. ( 5 8 4 - 6 29 ) : I . Chilperic ( Chi lperich ) i le Fre­ degonde ( Fredegunde) un oğlu. Henüz dört aylıkken ( 584 ) Neustrie ( Neustria ) bölgesi miras yoliyle kendisine kalmış, Austrasia kıraliçesi Brunehaut ( Brunhilde) yu ele geçirip öldürtmesiyle de bütün Frank ülkesinin egemeni olmuştur.

C. III. (aş. yu. 6 5 2 - 67 3 ) : Il. Clovis ( Chlodwig ) in oğlu. 6 5 6 - 660 yıl larında bütün Fransa, 660 - 670 arasında da Neustrie kıralı olmuştur. C. IV. (ölm. 7 1 9 ) : III. Thierry 'nin oğlu. 7 1 8 de Çekiç Karl ( Charles Marıel ) tarafından II. Chilperic'e kar­ şı öne sürülecek Austrasie ( Austrasi a ) kıralı i liin edilmiştir. CLOTHO [klpto] , 1 868 - de Alman asıranomu E . W.

L. Teropel tarafından bulunmuş olan 97 sayı lı küçük gezegen. CLOTILDE [klotfld] ( aş. yu. 4 7 5 - 54 5 ) , Frank kı­ raliçesi ve Ciavis ' i n karı sı. Tours'da ölmü ştür. Burgundla­ rın kıralı Chilperic'in kızı olan C. , kocasına Hıristiyanlığı

C'de bulunınıyan maddeler için bk. Ç. K. S. Ş.

CLOTILDE - CLOUET, Jean

63

kabul etti rmiş, kocası öl­ dükten sonra Tours'da b i r manasıı ra çekilmiştir. Azi­ ze ( sainte) i lan ed i l miştir. CLOTILDE

[ klo­

tfld]

( aş. yu. 497 - 5 3 ı ) , Vizigot kı raliçesi . Clovis i l e Cloıilde'in kızı olan C. , Vizigoı ların Areioscu kı raIı A m a I a r i c' e varmıştı. Bu hükümdar Ka­ tolik mezhebinden olan C. i kendi dinine� dönd ür­ mek i seiyecek ona eziyet C L O T I L D E St. etmiş, C. i n ka rdeşi Chi l­ debert de kız kardeşini za l i m kocasının el inden ku rta r-" mıştır. CLOUD [klu] veya

yu. S 2 0 - S 60 ) , Frank kıralı ve Clodomir (b. bk. ) in en muş, Novienıum ( bugünkü Clodoald veya Saint - Cloud nastır kurmuştur.

[klodoa/d] (aş. Clovi s ( Ch lodwig) ın torunu küçük oğlu. Orleans kıralı ol­ Nogent) deni len yerde Saint ­ ( b. bk. ) adiyle anı lan bir ma­ CLODOALD

CLOUET [k/u�) , François Janet de den i l i r ( ı S ı 61 S 72 ) , Fransız ressamı. Tours'da doğmuş, Pariste ölmüştür. Jean ( lanet ) Cloueı'nin oğ ludur. Resmi babasından öğren­ miştir. Babası gibi • Jan et» tak ma adını kullanması dolayı­ siyle, aralarında üslup farkı olduğu halde uzun zaman her ikisinin eserlerini ayı rınada güçlük çekilmiştir. C. daha ba­ F. CLOUET : Avusturyalı Elisabeth'ın portresi ( Louvre basının sağlığında Fran sız sarayında önemli bir yer almış ve Müzesi , Paris) Fransız uyruğuna geçmiştir ( ı S4 ı ) . I. Françoi s'nın ressam ı olarak değişik görevlerde çalışmıştır. I I . Henri de sanaıçıya CLO UET [k/u�) ,Jean (Janet veya Jeannet de deni l i r ; büyük bir değer vermiştir. C. o zaman lar Fransız resminde gö­ ı48 5 - 1 54 0 ) , Flandra ası l l ı ün l ü Fransız ressamı ve desi­ rülen İtalran etkisine karşı tepki yaratmış, ince, gerçeğe uy­ natörü. Bourgogne dukalığı hizmetinde bulunan Bruxelles'li gun, dikkatli ve araştırıcı bi r görüşe dayanan eserler vermiş­ ressam Jean veya Jehan Cloueı veya Clöet ( XV. yüzyılın tir. II. Henri 'den yaptığı bi rçok portreler ( Fioransa'da ) ilk yarısı ) nın oğludur. Batı Flandrada doğmuş, Pariste ölmüş­ tür. Yerleşciği Fransada çalışarak ün kazanmış, :X I I . Louis dışında XVI. yüzy ı l Fransız resim okulunun bir şaheseri ve I. Françoi s'nın gözde portrecisi olmuştur. İmzasız bi r­ olan hekim Pierre Guıhe' ün portresi ( ı S 6 2 ) ; IX. Cha rles çok portreler kendisine ve oğluna ait olduğu söylen i r. Bun­ ( 1 S66) ; Claude de Beaune ( ! S 63 ) ; Elisabeth d'Autriche lardan en eski lerinin daha çok, babası tarafından yapıldığı ( ı 5 7 ı , Louvre Müzesi ) portreleri i le, Fransa kıralının dü­ sanı l maktadır. Fransız ressamı Bourdichon 'un ölümünden ğünü dolayısiy l e Avusturyadan gönderilmiş olan IX. Char­ sonra, saraydaki ödevine atanm ıştır. C. Ortaçağ minya­ les'in imza lı boy portresi ( 1 569, Viyana Müzesi ) de vardır. tür v t: tezhipci liğinin özel liği ni eserinde saklamakla kal­ C. n i n yapıığı söylenen profi l bir çocuk ve bir de erkek mamış, onların tarzını geniş leterek daha modern bir an­ layış içinde renklerin tazeliğini, ışık ve gölge karşıılığını, portreleri Londrada Nati­ birbirini izleyen planlar onal Gallery'de bulunmak­ üzerinde olgun bir şeki lde tadır. Bunlardan b a ş k a işlemiştir. Bundan dolayı Chanti l ly, Bibliotheque Na­ resmi, düz bir yüzey üze­ tionale ( Pari s ) ve Louvre rinde meydana g e t i r i l e n müzelerinde sanatçının kur­ bir . tasvir olmaktan \ıka­ şun kalem, pastel ile yapıl­ rıp röliyef etkisi veren bir mış desen leri bulunmakta­ d u ruma �-geti rmekte başarı dır. Ayrıca Eli sabeth de Va­ göstermiştir. Eserleri ara­ lois portresi de (Toledo sında I. Françoi s' dan yap­ müzesi , U. S . A . ) da bu­ tığı �; r e s i m I e r Cı S ı 8 , lunmaktad ır. C. çıplak fi­ M u see Conde, Chantilly) ; gürleri bulunan birçok tab­ �C h a r 1 o t t e de France lolar da yapmıştır. F. C L O U E T ( 1 S 2 0 ) ; Le Dauphin FranC L O U E T J. C'de bulunmı;yan maddeler için

bk.

Ç. K. S. Ş.

64

CLOUET, Jean

-

CLUILIE,

I. Fosse

lardır : Rabe/ais en orlhographe modern e- (Yeni i m la ile Rabelais [ 1 9 1 4 ] ; L'arl negre el /'ari oceanien ( Zenci sana­ tı ve okyanus sanatı ) [ 1 9 1 9 ] Les miliers d'afl ( Zanaatlar) [ 1 920] ; Le lravail du metal ( Meta l i n işlenmesi ) [ 1 92 1 ] ; Les meubles du XVIII' siec/e ( XVIII. yüzyı l mobi lyeleri ) [ 1 9 2 2 ) ; Dhlionnaire des minialufistes su,. email ( Mine minyatürcüleri sözlüğü) ( 1 924 ] ; Des Tuileries a Saint ­ Cloud ( Tui leries"den Sainı - Cloud "ya ) [ 1 92 S ] . CLOVıO, Don Giulio veya Georgio ( Macedo ) : bk. KLOVI C , }uraj . CLOVıS

[klovfs], Frank ve Fransız kıral ları :

C. ı. ( 46S - S l l ) : Frank kıra lı. Pari ste ölmüştür. Chi lderic"in oğlu olan bu kıral, başlangıçta bir Sala Frank­ ; ları oymağının başbuğu i ken bu kavmin bütün oymaklarını kendi egemen liği altında toplamış. Gallia"daki Ro­ malı ları bir araya toplama­ ğa uğraşmış olan Syag­ rius"u Soissonsda yenmiş,

]. CLOUET : I. François"nın portresi ( Louvre Müzesi, Pari s ) ç o i s ( 1 5 2 2 , Anvers Müzesi ) ; I . Françoi s ( 1 H4 , Louvre Müzesi ) ; Guillaume Bude"nin pomesi ( 1 S 3 8 ) ; Guil laume de Montmorency "in portresi ( Louvre ) ; I. François"nin at üze­ rinde merasim elbisesiyle yapı lmış (guvaj ) resmi Ü S 39, Louvre müzesi ) vardır. Bunlardan başka Erasmus, Margu­ eritte de France, Charles d" Angouleme ; Claude de France ; Mesdames de Laurree portrelerinin de bu sanatçının eseri olduğu söylenilmektedir. CLOUGH [k/af} , Arthur Huglı ( 1 8 1 9 - 1 8 6 1 ) , İn­ giliz şairi. I,iverpool " da doğmuş, Floransada ölmüştür. Flo· rence Nightingale"in yazmanı olmuş, 1 8 S 9 da Yunani stan İstanbul, Fireneler ve İtalyada dolaşmıştır. Başlıca eserleri şunlardır : The Bolhie o/ To­ ber - na - Vuolhh (T. n. U. Dağ kulübesi ) ( 1848, man­ zum aşk hikayesi ] ; Amours de­ Voyage ( Gezi aşkla rı ) ( man­ zum hikaye, 1 8 4 9 ] ; Dipsychus ( İki ruhla) (yerme, 1 8 SO] ve Mari Magno (ad ) (aşk hi­ kayeleri , 1861 ] . Kısa ömrün­ de C. birçok candan arkadaşlarkazanmıştı r ' Ca riyle, Thac· A. c L 0 u G H keray Emerson, Arnold v. b. Arnold, arkadaşının ölümünden esin alarak 1 867 de Thyrsis ( mitoloj ik ad ) başlıklı büyük ağ ı t ı n ı yazmı ş r ı r .

CLO U ZOT [kluzp ] . H en r i ( 1 86S · 1 94 1 ) , Fransız yazarı ve sanat deştirici s i . Nion'da Joğmuş, Pariste ölmüş. ıür. ilkin XVI. yüzyıl }"azarların ı ve Rabelais"yi incelemiş, sonra san at tarihi üzeri ne çalışmıştı r . Başl ıca eserleri şunC"de bulunınıyan

böylece Seine ve Loi re· ne­ hirleri arasındaki ülkeleri kendine bağlamış, 493 yı­ lında Cloti lde i l e evlen­ miş, 3 yıl sonra k a r ı s ı ona Hıristiyan dinini ka­ bul ettirmiştir. SOO yı lın­ da Dijon yakınında Ouche neh ri kıyılarında Burgund kıralı Gondebaud"yu yenen I. C L O V I S C. I. Vizigotlara saldırarak onları da Poitiers dolayındaki Youi lle'de yenmiş, Vizigot kı­ ralı Il. Alaric"in öldüğü bu savaştan sonra, Loire nehri ile Pi rene dağları arasındaki bölgeyi ele geçirmiş, Gallia ülke­ sinin çoğunun egemeni haline gelince Orleans"da S l l yılı konsilini toplamış, böylece Merove hanedanının üstünlüğü­ n ü sağladıktan sonra ölmüştür. Oğulları Thierry, Clodomir, Childebert ve Clotaire ( bunların son üçünün anaları Clotil­ de"dir) babalarının ülkesini paylaşmışlardır.

C. II. (632 - 6 S 7 ) : Frank kıralı. Dagoberı"in ikinci oğlu. Babasının ölümünde ( 638 ) Neustrie ( Neusıria ) ve Bourgogne bölgeleri kendisine kalmıştır. Karısı Sainte Bat­ hi lde"dtn üç oğlu olmuştur : Cloıaire, Childeric ve Thierry.

C. III. ( 682 - 69S ) : Fransa kıralı. III. Thierry"nin oğlu. 682 de Neusırie ve Bourgogne bölgeleri miras yoliyle kendisine kalarak Fransa kıralı olmuş, bu ülkeleri gerçekte saray kahyası Herisıaii"lı Pippin ( Pepin d " Heristal ) yönet­ miştir.

CLUENTIUS AVıTUS ( klue ntius avitus ], Aulus ( M. Ö. I. yüzyı l ) , Larinum"lu bir Romalı. M. Ö. 74 yılında kayn aıası Oppianicus"u, kendisini zehirlerneye yelıenmekle suçlandırmış ve C. A. , J unius"un başkanlığındaki yargıçlara para yedirerek Oppianicus" u mahkum ettirmiştir. M. Ö. 66 yılında da Oppianicus"un oğlu, C. A. u, babasınını zehirle­ mekle suçlandırmış, C. A. u Cicero savunarak onu kurtar­ mıştır. Bu savunma, o d evi r patricius" ların bir kısmının yaşayışını açısa vurması bakımından i lgi çekicidir.

CLUıLIE [kluilfe] , ı. Fosse ( Laı. Fossae Cluiliae) Appius yolu ( b. bk. ) nun 8 . km. sinde bir barınciırma yeri. Adını, Romanı n i lkel ager"inin eski sınırlarında bulu-

maddeler Için

bk.

Ç. K.

S.

Ş.

CLUILIE, I. Fosse n a n v e toprakları b i r tanrı y a adanmış o l a n yerden a l ı r . Efsa­ neye göre, burada sacer campus Horariorum bulunmakta idi. Horati i i le Curiatii kardeşler arasında ü n l ü savaş bura­ da geçmiş olup tarih çağlarında beş tumulus ( mezar) dikilmişti. Fossae Cluiliae kesin olarak, Romanın en eski anı larından birine bağlıdı r.

CLUJ [kluj] (Alın. Klausenburg veya Clınısen­ burg ; Mac. Kolozsvar) , kuzeybatı Rumanyanı n Transil­ vania ( Mac. Erdely, Türk. Erdel, Alın. Siebenbürgen ) bö l ü-

C L U J:

G e n e l

g ö r ü n ü

münde, Someş ( Mac. Szamos) ı rmağı üzerinde ve Oradea- · nın 1 3 2 km kadar güneydoğu�unda, sanayi, tarım ve ticaret merkezi olan bir şehir. Aynı adı taşıyan il (j udet) in mer­ kezi ve Rumanyanın ikinci büyük şehridir. Nüfu � u 1 5 4 800 Ü 9 5 8 ) . Başlıca sanayii deri, metal, dokuma, seramik, al­ kollü içkiler, tütün ve meyva, sebze ve et konservesi üze­ rinedir. Üniversite şehridir. Şehir Romalılar devrinde Napoca adiyle tanınmış eski bi r yer çevresinde, 1 1 78 de Saksonlar tarafından kurulmuş, Katolikliğin yerleşmesi üzerine XV. yüzyılda Sakson'lar bucalardan çekilerek yerlerini Macarlara bırakmışlar ve böylece C. , Transi lvani a Macarlarının mer­ keı i haline gelmiştir. Türk ordulariyle çarpışan tanınmış Matthias Corvinus ( Mac. Holl6s Matyas) 1443 te burada doğmuştur. C. ta, Transilvania prenslerine ait Batthanyi sarayı da vardır. XVII. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu ege­ menliğinde b ulunan C. , 1 76 5 te Avusturya - Macaristan 'a geçerek Transilvani a büyük prensliğinin merkezi olmuş, 1 867 de Macarisıana bağlanmış, Birinci Dünya Harbinden sonra 1 920 de Rumanyaya geçmiş, İkinci Dünya Harbi sırasında 30 Ağustos 1 940 ta H itler tarafından yine Macarisıana veri l­ miş ve en son 1 94 5 te yine Rumanyaya geçmiştir.

CLUNACULUM [klunakulrmı] ( Lat. dunes = ar­ . ka) : 1. Eski Romada bazı ask erlcrin arkalarında taşıdıkları bir çeşit hançer. 2. Kurban kesicilerin kullandığı bıçak. CLUNET [klünr]. Ed­ ouard ( 1 845

1 9 2 2 ) , Fransız avukatı. Grenoble'd a doğmuş, Strasbourg'da ölmüştür. Ecole des Chartes'ı bitirdikten sonra 1 866 da Paris barosuna gir­ miş, 1873 te «Journal de Droit I nternational Priv� (Devlet­ ler özel hukuku) dergisini kurmuştur ( Dergi b u g ü n •

CLUN/ı.CULUM ( ı )

-

CLUNY

65

«Le Cluneı» adiyle aıı ı lmaktadır) . C . , 1 90 3 te Fransanın, daha sonra da Türkiyenin davalar ı n ı Lahey adalet divan ında savun muştur.

CLUNIA [kl!fnia] : ı . Eski İ spanya ( Lat. Hispania) da, şimdiki Katalanya ( Caıalonia) eyalerinin Tarragona ( Lar. Tarraco ) ili ( Provincia Hispania Tarraconensis) nde bi r şe­ hir. Burada M. Ö. 98 yılında Vacca'Iar ( Vacca!i ) Meıellus Nepos' u yenmişlerdir. 2 . Feldkirch'ın eski ad ı. Bk. FELDKIRCH. CLUNY [klüni} ( Lat. Cluniacum ) , Fransada, Saô­ ne · et · Loire departmanının Micon arrondismanrnda, Macon kasabasından 23 km uzaklıkta bi r kanton merkezi . Saône'un kollarından Grosne nehri ü zerindedir. Kasabanın esası, yapı­ ları sonradan sanat okulu haline getiri len tanınmış C. manas­ tındır. Roman üslubunda evler de vardır. Nüfusu 4 050 ( 1 9 5 9 ) dir. C. Manastırı ( Abbaye ) : Fransada, Saône · cı - Loire departmanındaki Cluny kasabasında, Aquitaine dukası Guillaume tarafından Bencdictus tarikatını düzeltmek üzere 9 1 0 yılında kurulan manasur. Bu kurum iki yüzyıl boyunca Batı Hırısıiyanlığının en öneml i manastırlarından biri ola­ rak yaşamıştır. Manasıırın başkeşişi Berno 92 7 de ölmüştür. 927 den 942 ye kadar manasım yöneten iki nci başkeşiş Odo'nun devrinden başlıyacak C. de hüküm süren parlak minevi ve ruhani hayat, başka manastı rların kurulmasında

CLUNY MANASTIRI ( rekonstrüksiyon ) veya düzelti lmesinde örnek tutulmuş ve bu manastırların bir kısmı C. nin denetiminde kalmıştır. Başkeşişler çoğu zaman soylu ailelerden seçilir ve p apaların, kıralların ve i mparatorların dostu olurlardı. Manastır, altıncı başkeşiş Semur'lü Hugh zamanında erkinin en yüksek basamağına ulaşmıştır. Manastırıo büyük kilisesinin yapılmasına 1 088 de başlanmış yapı, XV. yüzyı lda bitirilmiştir, bina 1 8 1 0 - 1 8 1 1 de yıkıl mıştır. Bu k i lise d ünyanın Roman tarzındaki en büyük ki lisesiydi. C. Reformu : 910 yılında Fransada Cluny kasabasın­ da kurulan bağımsız bir Benedicıusçu kongregasyonu. İlk 2 5 0 yıl içinde manastırıo başında Odo, Mayeul , Odilo ve Hugh gibi başkeşişler bulunmuştur. Saint Pierre l e Vem!­ rable'ın başkeşi ş bulunduğu 1 1 2 2 - 1 1 5 6 yıllarında C. , Ro­ madan sonra ikinci büyük Hıristiyan kültürü merkezi idi. C. nin kurulmasından önce bütün Benedictusçu manasurları bağımsızdı, fakat bu kuruluştan sonra yeni manastıdar C. merkezine bağlı kalmış lardır. Benedictus tarikatine giren her keşiş C. de birkaç yıl geçirmek zorunda idi. XII. yüzyıl­ dan sonra C. nin erki gitgide azalmış, kurum 1 790 da orta­ dan kaldırılmıştır. Kurumun son derecede öneml i olan kitaplığı 1 562 de Huguenot' l ar, 1 790 da da halk tarafından yıkılmıştır. Yıkılınadan kurtulan elyazmalarının çoğu sonra­ dan Parisıeki B t;: liotheque Naıionale'e taşınmıştır.

C'de bu1unmı7an maddeler I çin bk. Ç. K. S. S-

CLUNY - CLYTEMNESTRA C. Mimarisi :

CLUNY R EF O R M U: bk. CLUNY

C. Manastırının ku­

rulmasiyle y a I n ı z Fransada deği l, bü­ CLUSIUM tün Batı Avrupada Tco ğ. ) :� Chi � ;i· ;;Tn kültür, sanat ve he· i eski adı.:Bk. CHIUS I . le mimarlık alanın­ C L: U�S I . U S da yeni bir uyanış [kl�zi.us] , K' fa u s meydana gelmiştir. (doğ. 1 90 3 ) , Alman C. manastırının yapı (i z i k o - kimyacısı. tarzı, o bölgede ku· Breslau ( bügün Po­ rulan birçok manas­ lonyada Wrodaw) urlara örnek ol muş­ da doğmuştur. 1 9 3 6 tur. Bundan dolayı da Münih'te kimya «C. mimarisi» ( arc­ ordinaryus profesörhitecture clunisien· lüğüne getirilmiştir. ne) , Onaçağ Roman C L U N y D A N T E L İ 1 9 3 7 - 195 7_'yıllarınC L U N Y Mİ MAR İ S İ : İ ıalya'da sanatın ın kolların­ da atom araştırmaları yapmış, 1 947 den başlıyacak Zürich'te Castelnuovo deli' Abate'de S. Andan olan XI. - XII. fiziki kimya kürsüsüne geçmiştir. İ zotopları birbirinden arır­ timo kilisesinin koro kısmının yüzyıl « Bourgogne mağa yarıyan ve kendi adını taşıyan tübü yapmıştır. deambulaıoire' ı sanacıı> ( art Bour· guigcon ) na bağlı CLUSONE [kl.uz9ne] : ı. İ talyada, Po nehrinin sol olup, başlıbaşına bir kollarından biri. Kaynağını, Fransa sınırındaki Genevre bölüm başlangıcıdır. dağı yakınında Alplerden alır, Fenestrelle kasabasından , Bourgogne bölgesin­ sonra Pinerolo yakınlarından geçer. de, C. mimarisini ör­ 2 . ( Roma devrindeki adı : Clausonium) : kuzey İ talyada, nek alan b i r ç o k Lombardia bölgesinde, Bergame i linde ve Serio nehri vidisi Fransız manasııcı ve ( Seriana) nde bir kasaba. Demir ve kağıt fabrikaları ve kiliseleri verdır. Bu m i m a r l ı k üslubu, dokuma sanayii vardır. Tanınmış bir yazlık ve kış sporları Fransadan İ talyaya merkezidir. Nüfusu 6 800 ( 1 954) dür. geçerek Lombardia'CLUWER [kltt v l r ] veya CLUVER [Lat. Cluverius] , d an Toscana, CamC L U N Y M İ MAR İ S İ : İ talya' da Philippe ( 1 5 80 1 62 3 ) , Alman coğrafyacısı. Danzig'de pania ve L u c a n i a Aversa katedralinin koro kı smıdoğmuş, teyden 'da ölmüştür. 1 6 1 6 da Holindaya yerleştikten bölgeler ine de yayı!nın plinı sonra anıikite coğrafyasİyle i lgili türlü eserler yayınlamıştır. mıştır. C. mimarisi­ Ayrıca, tarihi ve siyasi coğrafyaya dair ilk sistemli deneme nin b�lıca özelliği olan lntrod.uclio in .universam geographiam lam velerem kilisedeki koro kıs­ tam novam (Eski ve yeni genel coğrafyaya giri ş ) adlı bir mının derin oluşu­ eser bı rakmı ştır. dur. Koroyu çevre· !iyen ana yarım da· CLYDE [ k layd ] , güney İ skoçyada bir nehir. Kayna­ ice ( abside) nin çev· ğını Lanark'ın 32 km kadar güneydoğusundaki Lanarkshire'­ resinde, küçük ya­ dan alan C. , kuzeye yönelecek Greenock'un 5 km kadar rım daire şeklindeki batısında Firth of Clyde (aş. bk. ) a dökülür. Lanark yakı­ çıkımılar ( ambulac­ nında C. Çağlıyanları ( Falls of C.) adında dört çağlıyan re) da ışınlar şek­ da meydana geıiren bu nehrin ağzı yüksek derecede sanayi­ linde düzenlenmiş leşmiş bir bölgedir ; burada birçok gemi tezgahları vardır. birçok küçük şapel C., Firth of : Clyde nehrinin merkezi ve güney İ skoç­ ( chapelle) ler, içerya arasında bulunan ve kuzeydeki Argyllshire ve Dunbarton­ den olduğu gibi dıCLUNY MIMARISI : Sütun baş lığı shire ile günerdeki Renfrewshire, Aryshire ve Wigtownshire şardan da güzel görünür ( bk. şeki l ) . C. mimari si, gerçekte, Roman ve Gotik arasında yer alan ve Buteshire bölgesini içine alan aşağı üsluplarının arasında yer alan yerli bir geçiş üslubudur. Ke­ ağzı. Mull of Kintyre ve Corsewall Poinc noktaları arasında İ rlanda denizine açılır. merlerin, nal şeklinde değil, yayvan sivri kemer şeklinde oluşu, bunun başlıca kanıtıdır. CLYDEBANK [klqJdh4'nk ] , batı İ skoçyada bir liman C. Danteli : Genel olarak Fransanın Auvergne böl­ şehri. Dunbartonshire kontluğunda, Clyde nehrinin kuzey gesinde örülen krem rengi veya beyaz, iğle yapılan güzel kıyısındadır. Gemi yapımı ve sanayi (dikiş makineleri, gipür dantele verilen ad. Bu dantelin hiçbir zaman dan­ kimyasal maddeler, vi ski v. b.) merkezi. Nüfusu 46 400 tel yapılmamış olan C. ye bağlanması, C. manasııcı keşişleri­ ( 1 95 1 ) dür. •

·

·

·

nin onu kullanmış olmalarından ileri gelir. C. gipücü (guipure de Cluny) denilen dantel i se, kaba bi r taklitten ·

ibareuir. C'ct•

CLYTEMNESTRA [klitemnestra] , 1877 de Kanada'lı ]. C. Watson tarafından bulunan 179 sayılı küçük

astronom gezegen.

bulun mı7ııu ııiııdcleler

Için hk.

Ç.

IL S.

ll-

CLYTEMNESTRA - COATLICUE

derasyonu ( Federation of Nigeria) nun kıyılarında, Niger nehrinin baıısındaki Forcados limanı dolaylarında konuşu­ lur. Degema ( Yeni Calabar'Ja ) , Okuloma veya Obane ( Bonny'de) ve Nembe ( Brass ve Noun limanlarında ) bu dilin başlıca lehçeleridir. Bk. SUDAN - GUINEA DİLLERİ.

CLYTEMNESTRA ( Mit. ) : bk. KLYTAİMNESTRA. CLYTIE [klit!) , 1 862 de Amerikalı asıronom Tutıle

tarafından bulunan 7 3 sayı lı küçük gezegen.

Cm (Kim. ) : Küriyum (Curi u m ) un kimyasal sembolü. Cm ( Mat. ) : Santimetre'nin kısaltması. Cm2, Santimetre kare'nin kısaltması. Cm3 , Santimetre küb'ün kısaltması.

COAHU ILA [ koahujla] , Meksika'nın kuzey bölümünde, topraklarının çoğu yüksek bozkı rlarda bulunan bir bölüm. Yüzölçümü 1 50 38 1 km2 , nüfusu 720 000 ( 1 9 5 0 ) dir. Bitki örtüsü genel olarak bozkır bitki lerinden ibarettir, fakat su­ lama yoliyle pamuk ve bağ yeti şti rilmiştir. Buğday, mısır, şekerkam ışı, arpa, meyva da elde edi l ir. Merkezi olan Sal­ tillo ( 5 8 000 nüfuslu ) çevresinde zengin kurşun, gümüş, çinko, bakır cevherleri ve kömür yatakları vardır. C. nın güneybatısı ile Durango'nun kuzcydoğusu, Meksika'nın en önemli pamuk yetiştirme merkezidir. C. da bi rçok dokuma fabrikaları da vardır.

C · moll ( Fr. = do bemol le) , müzikte C (do) ya daya­ nan bir minör tonu. Başta 3 b ( bemolle) işareti ile gösteri lir. C. M. P. , Cumhuriyetçi Millet Partisi ( b. bk. ) adı­

nın kısaltması.

CN. ( Kim.) : Siyan grupunun kimyasal sembolü. CNIDUS : bk. KNİDOS. CNOSSUS : bk. KNOSSOS.

67

r

Milli İşçi Konfederasyon u ) , İspanyad a Fransız c . G. T. luğunda bir şehir. Nüfusu 2 5 700 ( 1 9 5 1 ) . Demir maden ie­ si (b. bk.) ni taklit yolu ile 1 9 1 0 yılında kurulup se k i z böl- ri, büyük briket fabrikaları ve demir dökümhaneleri vardır. _ - sengesel konfederasyonu bır araya toplamı ş olan anarşıst COAST RANGES [k� ·a varmış, böylece Büyük Çölü ve Sudan' ı aşmıştır. XX. yüzplın i lk yarısında Afrika araştırmaları başka bir doğrultu almıştır : Belçika kralı Leopold II. nin görevlen· d i rmesi i le 1 88 2 - ı 884 de Kon g o bölgesinde araştırmalar yapan İngi liz araştırıcı ve gezgin H. Stan ley'nin elde ettiği sonuçlar, burada bir serbest Kongo devleti (lltat lndependant du Congo) düşüncesini doğurmuştur. Bu sı ralarda Togo, Kamerun , Güneybatı Afrika, Dcıji;u Afrika gibi yerlerde Alman sömürgeleri belirmiş, İngilizler ve Fransızlar eski sömür­ gelerini geniş letmeye çalışmış, Portekizler e l lerindekini tutmaya çabalamışlardır. Afrika'nın bu bölünüşü, buralarda C. bilgi lerinin a rtma sına, araştırmaları n çoğalmasına yol açmıştır. Asya'da doğal engellerin çokluğu ( yüksek dağlar, ikli m ) , din taassuhu ve ırk ayr ılıkları gibi olaylar gezileri güç­ leştirmiştir. Orta Asyadaki yeni araştırmalar Schlaninweit kardeşlerce yapılmış, g üneyden sokulan bu gezginler Himalaya­ Jarı, Karakurum' u aşmış, Kuenlun dağlarına kadar Tibet'i geçmişlerdir ( ı 8 5 6 ) . Sem enov ve Fedçenko'nun araştırmaların­ dan sonra Ruslarda n N. P rj eva i skiy o devrin en önemli araştırma gezilerini yapmış, ilk defa olarak Gobi , Kuku Nor ( 1 8 7 2 ) , Tarım ıeknesi ( ı 8 7 7 ) , Tibet ( 1 884 - 1 88 5 ) üzerinde doğru bilgiler vermiştir. Fransızlardan C. Bon va lo t ile H. d. Orl eans kışın Tibet'i geçmiş lerdi r. Büyük araştırıcı ve gezgin İsveçli S\·en Hedin Orta Asyanın C. sının aydınl a n ­ ması için çok ç alı ş mış , i lk gezi sini Tarım teknesine ( ı 89 ı - ı897 ) , ikincisini Tibete yöneltmiş, üçüncüsünde Transhima­ laya dağla rını ( 1 90 5 - ı 908 ) bulmuş, dördüncü s ünde Orta A s ya yı gezer. k ( ı 927 - ı 9 3 2 ) Gob i çölünde meteoroloj i i stas­ yonları kurmuştur. Bu a rada Himalaya dağlarında dünyanın en yüksek doruğu olan 8 882 m lik E verest tepesine ı 92 ı den beri birçok çıkış denemeleri yapılmış, fakat ancak ı 9 5 3 d e Yeni Zelandalı E . P . Hillary ile Tensing Norkay buraya ıırmanabi lmiş lerd i r. Asy anın başka yerlerinde de birçok gezi ler yapılmıştır : Çin gezi lerini yapanlardan F. von Ricthofen ,

d

C'de bu1unmı.ı·an madde1.r için bk. Ç. K.

S.

Ş.

85

COGRAFYA

S. Kreitn er ile Loezy bunlardandır. Bu dönemde Asyanın her yerinde araştırma gezileri yapı lmıştır : Ömrünün 5 0 yılını Kafkasları araştırınakla geçiren G. Radde ( 1 900 e kadar) , Anadoluda gezi ler yapan P. Çi!J açcv, H. Kiepert, F. Oswald, E. Naumann, F. Kossmat, R. Leonard, A. Philippson, H . Abich bunlard andır. Kuzey Asyad a F. Paver ve K . Weyprech t «François Joseph» toprağını, Nordeııskiöld k u zey ve doğu geçidini bulmuştur ( 1 879 ) . B u devrede Aı·ustralya karasını n v e Ok;'anus)'a adal a rının içerilerine giri lmeye ç alı ş ı lın ı ş tı r : F . von Hochstetter. Bu rke, Willis, Warburton"ın gezi leri gibi .

Giiney Amerika C. a raştırma l ar ı nda Ona Brezilyanın bilinmeyen ye r leri K. von den S t einen tarafından ( 1884 ) tanıtılmış, 1 862 den bu yana Amazon ı rmağı incelenmiş, F ransız J. Crevaux burayı iyice araştırmış ( 1879) :ı;.a Plata devlet· lerinde H. Burmeister gezi ler yapmış, G. Thouar, Gran Chaco'yu boydan boya geçmiş ( 1 883 ) , O. Nord e ıı s k j öl d Patagonya araştırmalarında bulunmuştur. Amerika kordilerierinin araştı rı lması Şili hükü metince ele a l ınmı � H. Steffe ıı , A. Plıilippi. W. R ei ss, A. Stübel gibi araştırıcılarca C. ve j e o l oj i si in celenmi ş ti r. Orta Amerikad,ı ranar dağlar üzerine K. von

S eeb a ch ve

.

K. Sap p er ( 1 88 3 - 1 90 0 ) t a r a f ı n d a n

j eoloj i

araştırmaları

Kuzey Amerikada Kap l ı k Dağlar, XIX. y üzyılın i k inci yarısı ıı da ıı ba ş lıy a ra k C. ve j ı: oloj i bakımından i ncelenmiş ­ t i r. Bütün araştırma işleri 1 879 da U. S. Geological Survey ( A. B . D. j eoloj i servi s i ) adı a l tın d a toplanmıştır. Bu karanı n kuzeyinde daha önce ( 1 84 5 ) J. F ranklin tarafından girişilen ve k endisi ile adamlarının ölümü ile son b u l an kutup yolculu ­ ğunun ardından ( 1 848) gönderi lenlerin yardımı ile coğ rafya bilgileri artmıştır. Bu arada MacC iure ( 1 8 5 1 - 1 8 5 3 ) Kuzeyba t ı Geçidini batıdan doğuya geçmiş, R. Arnundsen ( 1 90 3 - 1 906) ters yönden gelerek Bering Boğazına sokulmuştur. yapılmıştı r.

Kutup bö/ge/eriııdeki araştı rma lar XIX. yüzyılda artmış, Anrarktika'nın bir kara noktasına ul aşmak üzere XX. yüzyıl başlarına kadar gezi ler sürmüştür.

o ldu ğ u ortaya

konu l mu ş kutup ,

Kuzey kutup bölgesiude ( Ar k tis ) Alman K. K olde w ey yönetimindeki yolculukta 77° enlemine ulaşılmış, Ch. H . H a l l yönetimindeki Kuzey Amerika kutup yolculuğunda 8 2 " enlemine varılmış ( 1 87 1 ) , F . Nansen 8 6 ° en lemini geçmi�. Amerikalı Peary kutba çok yakın bir noktaya v a rmış ( 1 909 ) , Byrd uçakla Spi t zbergen adalarından kalkarak kutup nokta · s ı n a ulaşmış v e dön m üştür ( 1 926) . Güney k11tup karasında (An rarktis ) ilk defa E. B o rchgrev ink, Viktoria t oprağ ııı a ayak basınış ( 1 895 ) , 1 9 0 1 - 1905 yılları kutup yolculuğu dev resi olmuştur : E. von Drigalski' d en başka R. F. Scott 8 2 ° enlemini geçmi ş, If�'. Sp. Bmce, O. Nordensk j ö l d Charcot, E. H. Sh ackleton (88° enlemini geçmiştir ) geziler yapmışlardır. Nihayet, R. Amuııdsen Güne y Kutbuna ulaşmı ş tı r ( 1 9 1 1 ) . Bundan sonra Scott bu noktaya n rmı ş t ı r ( 1 9 1 2 ) . 1 928 de Avustralyalı Wi lkins i l e Byrd . Güney Kutbuna bir uçak yolculuğu yapmışlardır. ,

,· c

Bugün yeryüzünün açınsanm a s ı bitmiş, a r a ş t ı rma l ar çok yerde doğru haritalar çoğalınıştı r.

i lerlemiş , fotog r a m e t ri

yoluyhı

alınan ç o k d üzgün

C. nın tarihi : Bir yer bilgisi olarak en sade şekliyle, ilkel insanlarda da C. düşüncesi bulun d uğu anlaş ı l maktad ı r . Polinezyalı ların «çubuk haritaları» bunu göstermiştir. Bu haritalar, gerek ayrı açılarla birbi rini kesen düz çubukların, gerekse yay biçimli ç ubuk l a rın ı skara görünüşünde çatılmış cisimli şekillerdir. Büyük Okyanusun birçok atol adala­ rının yerleri ve yön leri , çubuklam bağlanmış midye kabu k ları küçük taş parçaları, ip düğümleri ile gösteri lmiştir. Bu i lke l harita t aslaklarında adaların göz kestirmesi i l e yapı lmış uz a klıklarından başka, denizin öze llikler i , hele sık sık bel i ­ r e n şiddetli dalga yönleri d e aniat ı lmak i stenmi ş tir. ,

Eski Çağda C. : Bu çağda C. ile i lgili bilgi ler, bi linen, ya d a ta sarlan a n yerleri çizmekle başlamıştır. Bu çağda söz ,.e yazı ile anlatımdan önce r e si m ve taslak ha linde harita görülür. Kül türün gelişmesi, insan topluluklarının yeryüzünün bi r bölümünde yerleşmesi ve devlet kurmuş olmaları ile gerçek leşmiştir. Bu çağda Mezopoıamyalı lar, Mısırlılar, Egeli ler, Fenikeliler, Kartacalıla r ve bun ların mirasçıları olan Yunanlı lar ve Romalı lar, Önasya \'C Akdeniz bölgelerinin kültür toplulukları ve devletleri olmuş t ur. Dünyanın baş ka yerlerinde:: de böyle gelişmeler olmuştur : Hin m· Çinde, Orta Asyada, eski Meksikalı larda, İ nkalarda ( And Dağları bölgelerinin yükse k yerlerin d e ) ol d u ğ u gibi. ,

Bu yerlerin çoğunda i lk kültür merkezleri ı rmaklara bağlı olmuştu r : F ırat Dicle, N i l gibi. B ö yl e yerlerde veri mli, fakat dar t o prak parçalarından yeterince faydalanmak, taşkınlardan sonra yüze çı k a n tarlaları n silinmiş sınırlarını yeniden beli nebi lme çabası i le «toprak ölçümü>> iş leri ortaya çıkmıştır. Göğü çokluk bulutsuz geçen bu yerlerde , insan ve yerleş­ tiği toprakla birlikte yıldızlı gök için de gözleml e r başlamı ş tır. Yı:: r v e gökle ilgili bilgi lerle C. bilimini pek eskiden beri Mezopotamyada görüyoruz ( M. Ö. XXV. y üzyılda ) . Babi lin 320 km kadar k uzeyi n d e Ga Sur ören şehirdeki taslak harita gibi. El büyüklüğünd e olan bu p i � mi ş tuğla tabJet Amerikada ( Harvard Ü n iversitesinin Semitik müzc s i nd e dir ) . ,

Mezopotamyada pşamış eski k a v imlerde C. bilgileri mitoloj i ve teoloj iye dayanmıştır. Bunl a ra göre gök i lc yerdt:n oluşmuş bulunan alem, iki bölüme ayrı lmıştır : Altta olan }·er, üstteki göğün küçük bir görüntüsüdür. Dünyanın biçimi ise, ortas ıııd a Babi l'in bul unduğu :i.lem, kendisini çepçevre k uşatan Acısu Denizi ( Marru Marratu ) iç i nde yüzer ş eki l de ve bir tepsi biçiminde düşün ülmüştür. Deni z y üzünden başlıyacak üst a lem (gök ) . alı alem ( yer ) , her biri başka başka alemleri gösteren katlar halinde ( yerin çok derinlerinde de 7 duvarla çevrili ölüler ülkesinin sarayı bulunduğu düşünü· I erek) tasarlanmıştır. Ye ı yüzü i se, her köşede bir ü lk e olmak üzere dört köŞe ( 4 yön) sayı l m ı ş tı r : Güney de E lanı , kuzeyde Akkad, doğuda Subartu ( d a h a sonra Assur) , batıda Amurru. Tuğla ( tabl e t ) üzerine oyu l mu ş Sumt:rler çağının eski Babi l haritası ( M. Ö. 900 ) en eski kara haritalarından ve C. kaynaklarından b i ri sayı lır. En eski haritalardan biri­ nin de Mısırda Nubya'da bi r altın madeninin yerini gösteren harita taslağı (M. Ö. 1 300 - 1 2 30 ) olduğu i leri sürül m üş t ü r. Ancak, . bol ya z ı ile d e r lenmi ş bir bilim olarak C. , köklerini Mezopotamya ve Mısırdan almış olan Ege Bölgesi kültür çevresinde, tabiaı fe lsefeci lerinin ocağı olan Mil etos Okulunda (M. Ö. VI. yüzrıl ) görülür. Romal ılar zamanında C'dc

bulunuuyan

ına" ] ( ye r l i di lde =: C. bö l­ g e s i ) , G ü n e y örnerikada İnka" l a q n i mpararorluk ülkelerinin güney kısmına verd i k l e r i :ıd. B u rası Bolivranı n yüksek

g e l e r i i l e P e r u · n u n C u sco _ı: ii n ey i ndeki k ı s m ı n ı k a r ş ı l a r .

bö l ­

rak ) ,

(:OLJ.ATERAL [ k :J I,�·I i ri/} . ( İ nt:. = ra n ı n d a , �k ola­ A n g i n s a k son teri mi : Kredi yoluyla ı-apılan ı icari iş­ l e r d e b i r çeş i t g üvence ,·eya a n l a ş m a d ı r k i , h e r za m a n k i �artlara ek olarak k a r a r l a ş ı ı r ı l a n b i r r e h i n i n ( ı a l i reh i n ) v a t ı r ı l m a s ı n ı �c r ek t i r i r . C. ol a ra k h i sse scncı leri, obl igas­ )· onlar, bon o l a r, t ;ı s a r r u f cüzda n i a r ı y a t ı r ı l ı r . C. .rr:m rity, e sham ve ı a h v i l a t ya t ı r ı l ınak sureri r l e v er i l e n ,ı:üvence ; C. ı•ahe, c d ü n ç veri len p a ra n ın d eğ e r i C. ltJall.', cshaın ve t :ı h v i l at k a rş ı l ığı sağ lanan k redilerd i r ki, Almanyada yapı­ lan ' ' C I.omba rdgeschafte denilen rehi n karş ı l ı ğ ı n d a ki, ii d ü nç v erme i ş l e r i n i karşı lar. Yatırıl:ın csharn ve tahvi lira k a r ş ı l ı k v e r i l e n be l g e ye C . ıwte d e n i l i r . Bu bel ge ödünç ' cren c değerli evraka g erekr i .i: i n d c t a s.ı r r u f h a k k ı veri r.

COLLE [k()llc} , Rııffnt-llo Dnl ( aş . y u . 1 490 1 5 66 ) , i talyan ressamı . R orgo San S e po l c r o " d a doğmuş, orada öl­ m üştür. Ö n c e Raffaellu'ya ve daha sonra da Giulio Roman o'­ y a ç ı r a k olarak çal ışmış. Umb r i a w R o m a k i l i se l eri i ç i n hirçok ı n i h ra p tabloları yapmışt ı r . Pesann yakınındaki Villa l ın p eriale " n i n süslenmesi işi ı_ı e katı lmıştı r. Urbino'da d u k a I l . G ı ı i d oba l d o " r a a i t ç i n i fa h r i ka b rı n ı n pbin ,.e p ro j rs i n i ·

, .. J c

lııı l ı ı n ın ı p n

C O I. ·� E

S A R C O

Breone ro ( A l nı . Brenner) n u n g ün e y i n d e B renıı e ro t ren yolu ü z e r i n d e d i r . ı 948 de nüfusu 850 kişi i d i . T u r i s ı l e r i ç i n iri b i r g e z i n t i yeri ol an C. d e k ı ş s p o r l a rı d a yapı l ı r .

C.OLLECTI VISME ( Fels. ) COLLEGE : bk. E G i T i M .



b k . KOLEKT İ V i ZM.

(:OLLEGE [ k olej} , Fra n s a ve B e l c ı k a d a dev let t a ra­ fınd.ın yö n e t i l m i y en y U ksek o k u l la r . Öğre t i m süreleri 6 - ­ yıldır. Giderleri , devletçe yönet i len /ycee ve athhıee ' le r d e n fark l ı olarak h e r h a n g i bi r top l u l uğa, k i l i sere b ağ l ı vep ba ş k a c i n sten b i r b i r l i k tarafından s:ığ la n ı r ; ama devler t a r a f ı n d a n d a ç o k l u k ya rdım görür. C . den. b i r b a k a l or ya sına n v e r i l e r ek ç ı k ı l ı r . C. l e ri n şu çeşi rl� r i vard ı r : C. clas­ .riqu es ölü d il ler o k u tu r ; C. m odeme.r yaşayan d i l le r okur u r ; C. tecbniquer i se 4 - 5 y ı l öğretim süreli olup, aş. yu. biz­ deki m e s l e k v e s a n · a r o k u l larına d en k t i r. İ s v i ç r e n i n Cenene ( Geneve) kın ro!lundı colle.�e d �·n i n ce , h iitün y ii k sek ok u l ­ l a r anlaş ı l ı r. eOLLEGE

DE

FRANCE [kol-:! J1 /r.Js ] ,

P .ı r i s t c

b i r b i l i m kurumu. ı 5 3 0 y ı l ı yak ı n l a rı n d a Gui l laume Budet ' ·

nin

t a v si r esi

Col lege

ve

kıral I.

F ran ç o i s ' n ı n

buyruğu

ile

i lk i n

du Rni ( K ı ra l kolej i ) a d i y l e k u r u l m uş , b i r i Yunanca

ö t e k i i h ranca okutan iki öğ re t ın e n le çalışmaya başlamı�, ı 5 34 te b i r Lati nce b e l a g a t kürsü�ü ilc kııvveılendirilerek Col lege d e s Troi s Lan·gues ( Ü ç d i l kollej i ) adını almı�. ı 5 4 5 te k ü r sü l er i n i n s a y ı s ı yed iye ç ı k a r ı l m ı ş , s o n ra k i kıral­ l a r z a m a n ı n d a b u s a y ı daha da a r ı ı ı r ı la ra k kurum, Col lege Royal ( K ı ra ll ı k kolej i ) diye a n ı l maya b aşl a m ı ş , 1 789 d a n sonra Col lege Nationa l ( M i l l i k o l ej ) a d ı n ı a l m ı ş , I . Napo­ leon i s e ona Col lege l mperia l ( İmp:ıraıorluk k o l ej i) a d ı n ı vermi ş, Restauration devrinde y e n i d e n eski a d ı n ı a lm ı ş t ı r. Bugün k ı r k p r o fe s ö r ii b u l u n a n ko lcj in öğret i m i bütün bi­ l i m d a l larını içine a l m a k t a d ı r . D e r s l e r herkese a ç ı k v e sınavsı zd ır. Kolej şimdi Milli E ğ i t i m Baka n l ı ğ ı n a bağ l ı b u l un maktad ı r, profesörlerinden b i r i m ü d ü r ( A d m i n i strateur 1 ol ar ak )'Önetim işini görür. Bo� k ii r s ü l c r i ç i n adaylar l n s r i ­ t u t de France [b. bk. ] ve kolej t a r a f ı nd a n ayrı ayrı ,ı:üs r c ­ ri lir ve devlet başkanı t a r a f ı nd a n s e ç i l i r . B i r k a ç k ere yer d eğ i ş t i ren kolej , X I I I . Louis z a m a n ı n d a ( 1 6 1 0 ) bugünkü y e r i nd e kalmı ş , fakat bin a s ı 1 "' 74 te )'a p ı l m ı � , o devi rde

ııı a ı! J d . r i t i n lok.

Ç.

li .

S . Ş.

FRANCE

COLLf:GE DE

nıı nı :ı r Chag r i n ta rafından reniden k u r u larak L o u i s Phi l i ppe, I I I . Napo L on ve

l l l . C u m h u r i re t

COLLEGE M A Z A R I N [ k o l ri

nıi ş t i r .