Friedrich Engels: Biyografi [2 ed.]
 975431053X

Citation preview

Sorun

Yayınları o

Birinci Baskı : Kasım 1997

Rusça Hazırlayanlar�· SBKP-MK Bilimler Akademisi Kolektifi: L. F. İlyiçov (Yönetmen)­ Y.P. Kandel- N. Y. Kolpinsky-A.l. Malysh- G. D. Obiçkin- V. V. P latkovsky- Y.A. Stepanova - B. G. Tartakovsky (1975) Almanca Hazır(ayanlar: Marksizm-Leninizm Enstitüsü (ZK-SED) Heinrich Gemkow (Ba.şlwnlığında)- Horst Bartel-Gerhard Becker-Rolf Dlubek-Erich Kundel- Horst UllriL·h Almanca Redaksiyon: Heinz Helmert-Martin Hundt - Wolfgang Jahn- Rosie Rudich- Wolfgiıng Schröder- Richard Sperl-lnge Taubert-Walter Witter ( 1976)

©Yayın Hakkı : Sorun Yayınları Baskı: Kurtiş Matbaacılık ISBN 975-431 -053-X

BÜTÜN ÜLKELERiN iŞÇiLERi BiRLEŞiN

!

Friedrich Engels •



BIYOGRAFI

Türkçeye Çevirenler: Oğuz Özügül Süheyla - SalihaKaya

{)

Sorun Yayınları

Baş Musahip Sokak No.3/2 Cağaloğlu- İstanbul- 34410 Telefon: (02'12) 511 08 29 Fax: (0212) 519 05 60

İÇİNDEKİLER

BİRİNCİ BASKI ÜZERİNE 9 ÖN SÖZ 13 I. BÖLÜM PROLETER DÜŞÜNÜR VE SAVAŞÇISININ DOÖUŞU 19 Çocukluk ve Gençlik 19 Babasının Yazıhanesinde ve Bremen'de Katiplik 22 1 840 Yıllannda Almanya 23 Devrimci Demokrasinin Kaynağında 24 "Wuppertal'dan Mektuplar". Dinle Çatışma 26 Engels'in Hegel Felsefesinden Çıkardığı Devrimci-Demokratik Sonuçlar 28 Berlin'de. Materyalizme Doğru İlk Adımlar 29 Genç Almanya İle ilişkilerin Kesilişi. Engels ve "Özgürler" 34 "Rheinische Zeitung"la İşbirliği 36 Marx'la Tanışma. İngiltere'deki Yaşam Okulu 37 Materyalizm ve Komünizme Geçiş 43 2.BÖLÜM BİLİMSEL DÜNYA GÖRÜŞÜ İLKELERİNİ BENİMSEYİŞ Çağ Açan Görüşme "Kutsal Aile", Marx ve EngeJs'in İlk Ortaklaşa Yapıtı Almanya'da Komünist Propaganda "Elberfeld Söylevleri" Komünist Propagandanın Karşılaştığı Güçlükler "İngiltere'de Emekçi Sınıfın Durumu" Brüksel'de "Gerçek" Sosyalizme Karşı Savaşıma B aşlayış "Alman İdeolojisi" ·

3.BÖLÜM BİR PROLETERYA· PARTİSİNİN KURULMASI İÇİN SAVAŞIM Komünist Haberleşme-Komiteleri Weitling'in "Zanaatkarlar Komünizmi"nin Eleştirisi "Kriege'ye Karşı Genelge" Engels Paris'te Marx v e Engels Doğrular Birliğine Giriyor Komünistler Birliğinin İlk Kurultayı Demokratik Hareketin ve İşçi Hareketinin En Ö n Saflarında

49 49 51 54 55 57 58

64,

67 69

75 75 78 79 82 87 88 91 5

"Deutsche-Brüsseler Zeitung" Yeniden Paris'te "Komünizmin ilkeleri" Komünistler Birliğinin İkinci Kurultayı Kurultayın Ardından "Komünist Parti Manifestosu"

94 97 99 1 03 fos 1 06

4.BÖLÜM 1 848- '49 DEVRiMi ATEŞiNDE Dev-rimin Başlangıcı Devrimci Kent Paris'te "Komünist Partisinin Almanya'daki istekleri" Almanya'ya Dönüş. yeni Bir Gazete Komünistler Birliği Içinde Taktik Konusundaki Anlaşmazlıklar "Neue Rheinische Zeitung"un Programı Devrimci Savaşımın Ortasında. Köln'de Eylül Olayları Dış Ülkelerde Yeniden Anayurtta- Mahkeme ününde İşçi Kitle Partisinin Kurulması Yolunda Devrimin Neferi "Neue Rheinische Zeitung"un Kapatılışı Pfalz ve Baden'deki Savaş Alanlarında

113 113 1 15 1 17 1 19 1 22 1 24 1 29 1 33 1 36 1 38 1 40 142 1 43

..

S. BÖLÜM

DEVRiMiN ARDlNDAN �ngels İsviçre'de Ingiltere'ye Göç . "Neue Rheinische Zeitung. Politisch-Okonomische Revue" "Alman Köylüler Savaşı" Toplu Takışlar, Makaleler, Eleştiriler Komünistler Birliğinin Yeniden Örgüdenişi Diğer Ülkelerin Devrimci Sosyalistleriyle İlişkiler Sekterciliğe ve Komploculuğa Karşı Birliğin }3ölünmesi "Mısır'da Tutukluluk" Ortak Tasarımlar "Almanya'da Devrim v e Karşı-devrim" Komünistler Birliğinin Dağılışı

145 145 1 47 1 49 1 50 1 52 153 1 56 158 1 60 1 62 1 65 1 67 1 70

6.BÖLÜM GERİCİLİK YILLARI Manchester'daki yaşam Arasından S u Sızmayan Dostluk Proleter Devrimcilerle ilişkilerin Korunması ve Pekiştirilmesi Engels'in Yazarlık Çalışmaları Sömürgeciliğe ve Ulusal Baskıya Karşı Bilimsel İncelemeler

173 173 1 74 176 1 79 1 84 1 86

.

6

7. BÖLÜM 1 870- 1 883 Yeniden Londra'dan Marx ile Birlikte Genel Kurulda ve Komünarlann Safında Devrimci Sınıf Partisi mi Anarşizm mi? Prusya-Alman Askeri Devletine Karşı Devrimci İşçi Birliği için Mücadele İçinde "Anti-Dühring" Doğa-Bilimsel Araştırmalar Zor yıllar Marx 'ın Ölümü

191 198 205 213 221 230 234 240

S. BÖLÜM

1 883- 1 890 "Sınıf Bilinçli Proletaryanın Uluslararası İnalı" İliegallerin Yanında "Kapital"in Tamamlayıcısı Proleter Sınıf Hareketi ve Dünya Görüşü Dünyaya Açık, Dost Bir Ev II. Enternasyonal 'in Ebesi Yetmişinci Yıl İçin Bilanço

245 254 261 269 279 284 287

9.BÖLÜM 1 890- 1 895. Marksist Bir Parti Programı İçin Silahianma Yarışına ve Savaş Tehlikesine Karşı Bir Zafer Alayı İşçi Sınıfının Müttefiklere ihtiyacı Var Yeni Bir Çağın Belirtisi Hasta Yatağı ve Ölüm

293 298 306 312 3 19 327

NOT

333

EK Kaynakça ve Dipnot Açıklamaları Kronoloji İsim Dizini

335 361 375

7

FRİEDRİCH ENGELS BİYOGRAFİ BİRİNCİ BASKI ÜZERİNE

Yıllar önce Karl Marx, Friedrich Engels, V.İ. Lenin vb. bilim ve eylem adamlarının biyografilerini yayımlamayı gündemine alan Sorun Yayınları Kolektifi, bu projesini (Karl Marx Biyografi'yi yayımladıktan sonra), Fried­ rich Engels Biyografi'yi de yayımiayarak gerçekleştirmiştir. Kolektifimiz, yüzde yüz bağımsız ve yüzde yüz işçi sınıfından yanaki tavrı, anılan-anılmayan çabaları ve konumuyla, bu Biyografi'yi ilerici-devdrrıci okurumuza kazandırmaktan ötürü gurur �uymaktadır. Friedrich Engels Biyografi nin yayımlanması, bir yanıyla gecikmiş bir ya­ yın projesidir. Diğer yandan, Bilimsel Komünizm'in militanlarının sağlı "sol"lu kuşatmalada zihinlerinin bulandınimaya çalışıldığı bir ortamda ya­ yımlanmasıyla tam zamanında yapılmıştır. Devrimci bir iş başarılmıştır. '

Marksist Klasikierin yapılageldiği biçimde, Türkçeye çevrilmesi, kimi önemli sorunların ortaya çıkmasını da koşullamıştır. Türkiye'de Marksizmin yorumu ve teorik yeniden üretimini gerçekleştire­ cek örgüt ve kurumlardan, ne yazık ki, yoksun bulunmaktayız. Ulusal-Sınıfsal-Evrensel ölçekte işçi sınıfı hareketini, teori/pratikte hede­ fine götürecek; kolektif yeniden üretimi gerçekleştirecek; kolektif aklı, bilinci, eylemi örgütleyecek Marksist-Leninist Parti'miz (tevatürler bir yana) henüz oluşturulamamıştır. Devrimci ve Marksist Sol Kadro'lar, Partileşme Sorunu gibi acil ve hayati bir sorunun çözüm yöntemlerine ilişkin araçları dahi üretememiştir. Partileşme Sorunu 'na çözüm yöntemleri üretemeyen bir solun, Hareketi­ mizin ihtiyaç duyduğu teorik/ideolojik çalışmaları; �u arada Marksist Klasik­ leri, devrimci disiplin altına alacak ve güvenilirliği sağlayacak : "Bilim Kuru­ lu" ya da "Marksizm-Leninizm Enstitüsü" veya "Inceleme-Araştırma Merke­ zi" gibi kurumlar aracıyla üretilmesi �e söz konusu olamamıştır.

Bilimsel bilgi ve bilinçlenmede, bu hayati sorunu, çeşitli ve çok yönlü et­ kinliklerle gündeme taşıyan ya��ızca So_tun Yayınları Kolektifi olmuştur (Ay­ rıntılı bilgi için bakınız: Sırrı Oztürk, Ilerici Yayımcılığımızın Sorumluluğu, 1 985, Sorun Yayınları). 9

Marksist Klasikleri yayımıayan kimi yayınevlerinin "kapitalist" işletmeler biçimindeki konumu, ayrıca kurumların değil kişilerin sorunluluğunda bir iş­ leve sahip oluşu da, Marksist Sol'un zaafından kaynaklanmaktadır. Devrimci ve Marksist Sol Kadro'ların, bugünkü olumsuz düzeyde seyre­ den ilişkileri, ciddi ve güvenilir teorik kaynakların bu düzeyde yetersiz olu­ şuna da sebep olmaktadır. Marksist Klasikierin yalnızca Türkçeye çevrilerek yayınlanması, berabe­ rinde bir çok hayati sorunu da gündeme taşımaktadır (Yayın programı, yayın­ ların seçimi-sıralaması-zamanlaması, çeviri ve redaksiyonu vbg.). Friedrich Engels'in Türkiye'de yeterince tanınmayışı, bilerek-bilmeyerek Bilimsel Komünizm'in ustalarından yalnızca Karl Marx'ın tek başına anılma­ sı yanlışhğından da ileri gelmektedir. Elimizdeki Biyçgrafi, en başta bu eksiklik olmak üzere bir çok teorik yan­ Iışı ve yanılgıyı da gidermektedir. Karl Marx-Friedrich Engels'in teori/pratiği bir bütündür. Olağanüstü yete­ neklere sahip bu kişilikler, Proletaryanın Bağımsız ve Devrimci Partisinin Enternasyonal ölçekte·oluşturulması için ömürlerini hesapsızca bir dava uğ­ runa vermişlerdir. Burjuva düşünürler, bu iki dehanın yalnızca "filozof' yön­ lerini öne çıkarmak istemektedir. Oysa K. Marx-F. Engels, aynı zamanda te­ ori/pratiği uyumlandırmış eşsiz birer militandır. Onları birleştiren noktalar: Üstün yetenek ve zekaları, içtenlikleri, yürek temizlikleri, cesaretleri ve irade güçleriydi; her ikisi de inanmış komünistler, etkin ve kararlı devrimcilerdi. K. Marx-F. Engels : Komünist arkadaşlığın, ilkeli dayanışmanın, ahlak ve moral değerlerin, çalışkanlığın, direngenliğin birer simgesidir. Kolektif aklın, bilincin ve eylemin biricik örneğini sunan bu iki militan, hayatları boyunca Proletaryanın Devrimci Partisi'nin güvencesinde, kapita­ lizmin insana, doğaya, ahlaka karşı çirkin yüzünün açığa vurulması ve kapita­ lizmin devrimci değişim ve dönüşümlerle aşılması davasına hayatlarını ada­ mıştır.. Friedrich Engels, Komünist disiplin ve ahiakın en saygın örneğini sunmuş bir Proleter Devrimci'dir. Komünist hümanizmin beynidir. O, yalnızca bilim­ sel bilgi ve bilinçlenme konusunda değil, askerlik bilimi, savaş stratejisi ve taktik konusunda da yetenekli çalışmalar yapmıştır. Günümüzde, Friedrich Engels'i okuyup özümlemeden, Marksizm adına yapılan bilim ve akıldışı sapkınlıklardan ciddi bir kopuş gerçekleştirilemez. Aynı zamanda, bu çerçevede, Marksizmi yorumlamanın ve teorik yeniden üretiminin de önü kapalıdır. ***

Elimizdeki Biyografi, iki.ayrı temel kitaptan çevrilmiştir. Birinci temel kitap: SSCB Bilimler Akademisi Kolektifince hazırlanmıştır (Rusça, 1 975). 10

Sorun Yayınları Kolektifi ' nin kilit altında tutulduğu 1 980- 1 9 8 6 yılları arasında, bu kitabın orijinali, dönemin baskı ve terör ortamında elimizden �lınmıştır. 1 . den 6. bölüme kadar olanlar bu kitaptan; 7., 8., 9. bölümler ise Ikinci temel kitap: SED MK Marksizm-Leninizm Enstitüsü tarafından yayımlanan Almanca, Berlin, Dietz Verlag ( 1 976) Biyografi'den çevrilmiştir.

Her iki temel kaynak kitabın birbirini bütünleyici sistematiği ve üslubu olduğunu düşünerek iki ayrı çevirinin birleştirilmesini uygun gördük. Ayrıca, Oğuz Özügül'ün Birinci temel kitaptan yaptığı ve elimizdeki hazır çevirisini de değerlendirdik. Friedrich Engels Biyografi'nin VI. Bölüm'ün sonuna kadar Oğuz Özügül, VII. Bölümden sonrakini ise Süheyla-Saliha Kaya Türkçeye çevirdi.

Oğuz Özügül, yaptığı çeviriyi Kolektifimize armağan etmiştir. Bu duyarlık ve inceliğinden ötürü kendisine teşekkür ederiz. Sorun Yay ınları Knlektifi

ll

ÖNSÖZ

Karl Marx 'ın dostu ve en yakın savaş arkadaşı, Bilimsel Komünizmin ku­ rucularından Friedrich Engels, insanlık tarihinin önde gelen bilim adamların­ dan ve devrimcilerinden biridir. Engels'in devrimci teorik ve pratik çalışmaları, Batı Avrupa;da burjuva­ demokratik devrimin olgunlaştığı yıllarda başladı. Ancak daha o çağda burju­ vazi, devrimci sınıf özelliğini yitirmiş ve gerici bir politik güç durumuna dö­ nüşmüştü. Proletaryanın ilk bağımsız hareketleri, tarih sahnesine yeni ' devrimci bir sınıfın çıktığını gösteriyordu. İşçi hareketleri büyük ölçüde kendiliğinden ve örgütsüzdü; belirli bir ama­ ca yönelik değildi. Ütopik sosyalizmin çeşitli akımları, �§Çİ sınıfının pratik sa­ vaşımından kopuk bir biçimde varlığını sürdürüyordu. Utopik sosyalistler her ne kadar kapitalizmin sakatlıklarını eleştirip sergiliyorlarsa da, toplumsal iler­ lemenin itici güçlerini görmüyorlardı. Proletarya onlara yalnızca, hakları elinden alınmış, acı çeken bir kitle, baskı ve sömürüden kendi kendini kurtar­ maya gücü yetmeyen, sömürülen insanlar olarak görünüyordu. Sınıf savaşının gerçek anlamını kavramak ve sosyalist düzene giden doğru yolu bulmak, ancak toplumun ilerlemesine engel olan yasaları bulup çıkar­ makla, sömürüyü kaldıracak ve gerçek eşitliği sağlayacak gücü bulmakla ola­ bilirdi. 19. yüzyılın 1 840'larında tarihsel gelişiminden gündeme getirilmiş bu ger­ çekten karmaşık sorunu çözmek ve çağdaş toplumda proletaryanın sınıf sava­ şının anlamını bir temele oturtmak için yalnızca istek duymak, işçi sınıfına yardım etmeye yeterli değildi. Buna, çalışma odasının dinginliğinde, teorik duşüneeler yürüterek ve mantıksal düzenlere dayanarak ulaşılamazdı. Bu tür bir görevle başa çıkan, özgürlük savaşına katılmış, toplumun nesnel gelişme yasalarını, tarihin iladeyişinde değişik sınıfların konum ve işlevlerini açıkla­ yan ve tanımlayan, aynı zamanda geçerliliğini sağladıkları bilimsel yöntem­ leri olan insanlar vardı. İşte Marx ve Engels bu türden insanlardı. Onlar, özel­ likle klasik Alman felsefesinde, İngiliz siyasal ekonomisinde ve Fransız sos­ yalizminde dile gelmiş olan sosyal düşünün bilgilerinden yararlanıyorlardı. Marx ve Engels, proletaryanın özgürlük savaşının teorik temeli diyalektik ve tarihsel materyalizmi, yeni bir dünya görüşü, şeni bir öğreti olarak yaratmak13

la büyük bir devrim yaptılar. Her ikisi de birbirinden bağımsız, işçi sınıtinın tarihsel rolünün farkına vardılar. Bu varılan sonucun nedenlerinin açıklanma­ sında Engels 'in çok büyük katkısı oldu. Lenin, "proletaryanın yalnızca acı çeken bir sınıf olmadığını, içinde bu­ lunduğu yüzkarası ekonomik durumun onu hiç durmadan ileriye ittiğini ve mutlak kurtuluşu için savaşmaya zorladığını ilk önce Engels söylemiştir. " di­ ye yazıyordu, "savaşan proletarya kendi kendine yardım edecektir. İşçi sınıfı­ nın politik hareketi, işçileri zorunlu olarak; kendileri için sosyalizmden başka hiçbir çıkış yolu olmadığı sonucuna götürecektir. Diğer yandan, sosyalizm, işçi sınıjinın politik savaşımının amacı olduğunda ancak bir güç olur."1 Kırk yıl boyunca Engels, Marx'la tam bir fikir birliği içinde bilimsel sos­ yalist teoriyi geliştirdi, işçi sınıfının ileri birliklerini örgütledi, onları aydın­ lattı. Bilimsel Komünizm'in bir dizi temel yapıtlarını Marx ve Engels birlikte yazmıştır. Engels, Marx 'la sürekli ilişkileri sırasında doğmuş düşünceleri, birçok araştırmaçalışmalarıyla geliştirmiştir. Marx, "Kapital" ve diğer yapıt­ ları üzerinde çalışırken, Engels'in bilgisine ve her çeşit yardımına güveniyor­ du. Engels'in ansiklopedik bilgisine, şaşılası belleğine, uzak görüşüne ve bir aydın olarak ilgilendiği konuların çok yönlülüğüne olağanüstü değer veriyor­ du. Engels, verimli çalışmalarını özellikle tarih, felsefe, doğa bilimleri, sınıf savaşımının taktik ve stratejisi, askerlik alanlarında göstermiştir. Diyalektik ve tarihsel materyalizmin kaleme alınmasında Engels'in payı büyüktür. İlk kez sistemli bir biçimde açıklanmış, Marksist felsefenin önemli birçok ilkelerini içeren klasik yapıtlar onun kaleminden çıkmıştır. Materyalist diyalektiği, doğa yasaları bilimine ilk kez Engels uyguladı. Doğa bilimlerinin en yeni sonuçlarını genelleştirerek, doğa ve toplum bilim­ lerinin yöntemsel temelinin, gerçek anlamının ve felsefeye ilişkin içyüzünün diyalektik materyalizm olduğunu açıkladı ve tanıtladı. Engels; bilimsel-tek­ nik ilerlemenin, doğa bilimleri evriminin en önemli yönlerini ve yeni kuşak­ ların, değişik bilim dallarının birleşme noktalarında (Fizik ve Kimya, Kimya ve Biyoloji vb.) özellikle büyük buluşlar yapacaklarını önceden söyledi. En­ gels 'in bu varsayımlarını ve çıkardığı sonuçlar, çağdaş doğa bilimleri tümüy­ le onaylamıştır. Engels, tarih biliminde olağanüstü bir başarı gösterdi ve Marx 'la birlikte marksist tarih anlayışının temellerini attı. Hem tarihsel araştırmalar için yön­ tem bilimin kaleme alınmasında, hem de değişik çağlar ve ülkeler tarihinin incelenmesinde büyük ölçüde etkileri oldu. Engels, işçi sınıfının ilk askeri teorisyeni ve savaş sanatının en büyük ta­ rihçilerinden biridir. İnsanlık tarihinin çeşitli aşamalarında savaşların kökeni ve niteliğinin materyalist bir açıklamasını yapmış, askeri sisteminin, toplum­ sal ilişkilerin niteliğine ve üretici güçlerin düzeyine bağlı olduğunu tanıtlamıştır [ispatlamıştır]. Engels, dogmalara bir an bile sarılmadı, bilirnce bir kez öne sürülmüş sav·

14

·

ların mutlaklaştırılmasına karşı çıktı ve devrimci teoriyi yorulmadan geliştirdi. Her zaman, yeni tarihsel deneyimlerin çok yönlü, geniş olarak incelenmesinin zorunluluğunu ve toplumsal yaşantıdaki tüm değişimierin göz önünde bulun­ dumlmasını vurguladı. Yaşamı boyunca çevresini büyük bir ilgiyle gözleyen ve durmadan çalışan örnek bir bilim adamıydı. Engels, kendisinin ve Marx'ın öğretisini bir dogmaya çevirme denemelerini, bu öğre!inin, köreltilmiş ve de­ ğiştirilmez formüller toplamı haline getirilmesini kesinlikle yerdi. Gerçek bi­ limsel ilerlemeyi, en son durum ve koşulları, yeni toplumsal gerekleri gözden uzak tutanlara karşı kararlı bir biçimde savaştı. Durum değiştiğinde, yaşam yeni sorunlar ortaya çıkardığında ve en son bilgiler bunu gerektirdiğinde, ken­ di teor* ilkelerini gözden geçirmekte bir an bile duraksamadı. Engels de Marx gibi, büyük enerjisini, seçkin yeteneklerini ve içten yüre­ ğini, evrenin devrimci dönüşümüne, tüm gücünü, kuruluşu ve sağlarnlaşması için harcadığı prpletarya partisinin hizmetine koymuştu. Sınıfıyla olan burju­ va ilişkilerden koparak, proletarya davasının yiğit ve özverili bir savaşçısı ol­ du. Taktikçinin sınırsız cesareti, üstün yeteneği, yeni duruma kendisini çabuk uydurma becerikliliği, çeşitli ülkelerdeki koşulların özellikleri üzerine bilgisi onu önde gelen devrimcilerden biri durumuna getirdi. Marx'ın yanında, ulus­ lararası işçi hareketinin tanınan ve sevilen bir yöneticisiydi. Engels'in devrimci strateji ve taktikçi olarak yeteneği, özellikle 1 848- '49 Devriminde, 1 . Enternasyonal ve Paris Komünü dönemlerinde gelişti, yetkin­ leşti. Marx'la birlikte, Enternasyonal saflarının birliği için reformcu ve sekter akımlara (Proudhoncular, Lassalleciler, Trade Unioncular, Bakuninciler) kar­ şı tutkulu ve amansız bir biçimde savaştı. Tumturaklı "sol" sözler ardına giz­ lenmiş komplocu eğilimleri ve bölücülük kışkırtıcılığını açığa çıkardı, prole­ tarya enternasyonalizminin ve tutarlı sınıflar politikasının ölmez, yüce dev­ rimci ilkelerini savundu. Marx gibi Engels de, marksizmin devrimci ilkelerini baştan bu yana be­ nimseyen, Alman sosyaldemokrasisiyle çok yakından ilgileniyordu. Çalışma­ ları üzerine her zaman bilgi ediniyor, eylemlerinde büyük etkisi oluyordu. Ya­ yınlarını yönetiyor, devrimci önderleriyle içten bir ilgiyle tartışıyor ve sosyal­ demokrasi saflarındaki sağ ve "sol" oportünizmle uzlaşmaz bir biçimde sava­ şıyordu. Engels, Fransız, Av usturya, Macar, İngiliz, Polonya, İspanyol, İtal­ yan, Rus, Romen, Bulgar, Hollanda ve diğer ü,lkelerin sosyalistlerine değeri ölçülemeyecek kadar büyük yardımlarda bulundu. "Onların hepsi", diye yazı­ yordu Lenin, "emektar Engels 'in bilgi ve deneyimlerinin hazinelerinden so­ nuna kadar yararlandılar."1 Uluslararası işçi hareketinde marksizmin ideolojik zaferi için, Engels'in eylemlerinin başta gelen bir önemi vardı. Önde gelen pek çok çağdaşı, Eng�ls 'e karşı sevgi ve saygı gösteriyordu. Bu büyük devrimci ve bilim adamının üstün zekasını, geniş bilgisini, çok sağ­ lam kişiliğini beğenmekle kalmıyorlar, ayrıca her yönden ilginç, yaşam dolu, iyi yürekli ve yardıma hazır bir insan oluşuna da değer veriyorlardı. 15

Engels, yüksek insancıl niteliklerini, özellikle Marx'la ilişkilerinde belirli bir biçimde açığa vurdu. Bu iki yüce insanın sarsılmaz, gerçek, içten dostluğu eşsiz teorik ve pratik sonuçlar ortaya çıkardı. Engels 'in bu görülmedik gönül ululuğu, insancıllığı ve yardımseverliği, yalnızca Marx ve ailesiyle olan iliş­ kilerinde göze çarpmıyordu, proletaryanın davası yolunda savaşan, düşünce birliği içindeki yüzlercesine yardım etmeye her zaman hazırdı. Engels 'in yüce kişiliğinin, önceden olduğu gibi bugün de araştırmacıların derin ilgisini çekmesi şaşılacak bir şey değildir. Engels'in ilk biyografisi, ölü­ münden kısa bir süre önce Marx'ın, onu modern sosyalizmin önde gelen bir temsilcisi diye tanımladığı denemesidir.3 Çoğunluğu küçük broşürler halinde birkaç Engels biyografisi, geçen yüzyılın sonlarında yayımlandı. Engels'in eylemlerinin genel niteliğini, en tanınmış ve en önemli çalışmalarını içeriyor­ lardı. Biyografi yazınında, V. l Lenin'in ı895 sonbaharında yazdığı "Friedrich Engels" adlı makalesi baş sırayı alır. Engels 'in devrimci eylemleriyle yapıtla­ rını yansıtan ve sayısız demeçlerini kapsayan bu makale, Engels araştırmala­ rı için büyük önem taşır. Bunun yanında, önemli tarihçilerden ve Alman Komünist Partisi'nin kuru­ cularından Franz Mehring 'in yazıları, özellikle "Alman Sosyaldemokrasisi­ nin Tarihi" ve ı 9 ı 8 'de tamamlanan Marx Biyografisi de sayılabilir. ilerici Alman tarihçisi Gustav Mayer'in iki ciltten oluşan, "Friedrich En­ gels. Bir Biyografi'"' adlı yapıtının yayımlanması da olay yaratmıştır. G. Ma­ yer, ı920 ve 30'ıarın başlarında, büyi1k bölümü o güne kadar açıklanmamış zengin biyografik verilerden yararlanıyorlardı. Bunlar, Marx ve Engels ara­ sındaki yazıŞmalar, anılar ve diğer belgelerdi. G. Mayer, Engels'in yaşam ve çalışmalarını, günün olayları geri planda kalmak üzere aniatmayı ve Engels araştırmalarını yeni, ilginç ve çok önemli gerçeklerle zenginleştirmeyi başar­ dı. Sovyet yazarları, Engels üzerine pek çok biyografik çalışmalar yaptılar. ı920'lerde, V. A. Bystranski, V. N. Sarabyanov, Y. Yaroslavski ve birkaç bi­ lim adamının, Engels'in yaşamı ve çalışmalarını konu alan yazıları yayımlan­ dı . En tanınmışı, Y. A. Stepanovas 'ın kısa Engels biyografisidir. Engels bi­ yografisi ve özellikle onun ilk devirleri üzerine M. V. Serebyakov da çok ve­ rimli çalışmalar yaptı. Çeşitli bilim adamları çalışmalarını Engels'in yaşa­ mındaki değişik dön�mfere ayırmıştır. Demokratik Alman Cumhuriyeti, Fransız, Bulgar ve diğer ülkelerin Mark­ sist tarihçileri de Engels biyografisi üzerinde çalışmışlardır. En çok ilgiyi çe­ kenlerden biri, özellikle Marx ve Engels'in ı 845' e kadar eylemlerini anlatan ve birkaç cilt tutan, Fransız bilim adamı August Cornu'nun kaleme aldığıdır. Burjuva ve reformcu yazarların çalışmalarında, Marx ve Engels arasında­ ki ilişkiler genellikle yanlış gösterilmiş ve Engels ' in Marksist felsefenin ge­ lişmesindeki rolü, uluslararası işçi hareketindeki yeri, özellikle (bilerek) yan­ lış açıklanmıştır. Marksizmi içinden parçalama eğilimleri, iyi gizlenememiş,

hatta arasıra açıktan açığa Engels'le Marx 'ın arasını bozma çabaları olarak gözlene biliyordu. Friedrich Engels 'in bilimsel bir biyografisini yazmak içinden çıkılınası güç bir görevdir. Engels'in yaşam yolunu anlatmak demek, proletaryanın, ilk tek tük ve genellikle kendiğinden hareketlerinden, etkili bir politik güç duru­ muna gelişini, işçi sınıfının sermayeye karşı savaşımının ün ve onur dolu tari­ hini anlatmak demektir. Başlangıçta küçük bir devrimci topluluğun tekelinde olan kitle savaşımının, herkesçe bilinen teorik ilkelerinin, toplumun sosyal değişimi için nasıl geliştirilip, proletaryanın özgürlük hareketinin bilimsel te­ orisi durumuna nasıl dönüştüğünü de anlatmaktır. İşte elinizdeki kitabın göre­ vi budur. Yazarlar kurulu, biyografi yazınında pek az incelenmiş olan En­ gels'in yaşam ve çalışmalarının her sayfasını geniş ve ayrıntılarıyla kaleme almaya özen gösterdi: Materyalist ve komünist görüşlerin oluşumundaki özellikleri, Komünistler Birliği'nin kuruluşunda ve 1. Enternasyonal'deki ro­ lü, Marx'ın ölümünden sonraki eylemleri, marksist ekonomi-politik, felsefe ve tarih bilimlerinin yazılışındaki katkısı vb. Kitap üzerindeki çalışmalarımız sırasında sayısız ve çeşitli kaynaklar ince­ lendi. Bunlar arasında, gerek yaşamlarında yayımlanmış, gerekse -bir bölümü tamamlanmış- elyazmalarını ve son derece zengin mektup miraslarını içeren, Marksizmin kurucularının tüm yapıtlarının tam baskısı, Rusça ikinci baskı­ dan aktarılmış Marx ve Engels 'in yapıtları ve mektupları ana yeri alıyordu. Ayrıca adı geçen baskıda olmayan, önceden "Marx-Engels Arşivleri" adlı ciltlerde ve başka birkaç baskıda yayımıanmış yapıtıarına başvuruldu. Yazar­ lar, kitabın hazırlanmasında, Lenin' in, Engels ve yapıtları üzerindeki demeç­ lerinden de yararlandılar. Önünüzdeki biyografi için, Komünistler Birliği ve 1. Enternasyonal tarihi­ nin belgeleri, uluslararası işçi hareketinin, August Be bel, Wilhelm Liebknech, Wilhelm Bracke, Paul Lafargue, Viktor Adler, Vera Zassuliç, Georgi Pleha­ �ov, Antonio Labriola vb. gibi ünlü temsilcilerinin anıları ve Engels' e yazıl­ mış mektupları kaynak olarak kullanıldı. 19. yüzyıldan kalma bu biyografik verilerde, Engels üzerine bilgiler ve çalışmaları hakkında görüşler bulunuyor­ du. SBKP Merkez Komitesi Marksizm-Leninizm Enstitüsü'nün Merkez Parti Arşivleri'ndeki, bugüne kadar açıklanmamış birkaç belgeden de yararlanıldı. Resimler, Moskova'daki Marx-Engels Müzesi'nden seçilmiştir.

F.E.Biyografi: F/2

17

1. BÖLÜM PROLETER DÜŞÜNÜR ve SAVAŞÇISININ DOGUŞU

Bırakın bizi, genç ve güçlü olduğumuz sürece özgürlük için savaşalım . . .

Friedrich Engels

Çocukluk ve Gençlik

Friedrich Engels, 2 8 Kasım J 820'de Prnsya'nın Ren eyaletindeki Barmen 1 kentinde bir dokuma fabrikatörünün oğlu olarak dünyaya geldi. Babası -o da Friedrich ön adını taşıyordu- tuttuğunu koparır, iradesi güçlü ve girişken bir insandı; tüm Barınenli fabrikatörler gibi tutucu bir politik görüşten yanaydı ve çok dindardı. Annesi Elisabeth Engels (kızlık adı Van Haar) filolog bir aileden geliyor­ du; çok sevecen, canlı ve neşeli bir yapı�aydı. Aynı zamanda şakacıydı, mü­ zik ve edebiyat severdi. Elisabeth Engels'in, diğerlerinden daha çok sevdiği, büyük umutlar bağladığı ilk çocuğu Friedrich üzerinde büyük etkisi vardı. Engels de annesine düşkündü. Zamanında Harnın Lisesi'nin müdürü olan dedesi Gerhard Bemhard von Haar'ın da Engels üzerinde önemli etkileri oldu. Meraklı torununa sık sık Yu­ nan mitolojisi ve Alman efsaneterindeki kahramanları anlatırdı. Genç çocuk dedesinden, Theseus ve yüz gözlü Argos'u, Ariadne ve canavar Minotor'u, Altın postu, Argonotları ve yenilmez Herkül'ü dinlerdi. Friedrich'in gözde kahramanı "Nibelungen Destanı"ndaki Siegfried'di. Siegfried onun için Al­ man gençliğinin temsilcisi, ilgisizliğe, dar görüşlülüğe ve gericiliğe karşı sa­ vaşımının simgesiydi.2 Friedrich'in yedi kardeşi vardı. İçlerinden en çok, üçüncü olarak dünyaya gelen Marie adlı kızkardeşini severdi. Diğer üç erkek kardeşi babalarının izinden gidip fabrikatör oldular. Kızkardeşleri de aynı çevreden evlendiler. Yalnız Friedrich başka bir yol seçti. ı 890'da, Marx'ın kızı Eleanor, "böyle bir evden soyunu yadsıyan oğul çıkmamıştı" diye yazıyordu. "Friedrich, aileye kesinlikle 'çirkin bir ördek yavrusu' gibi görünmüş olmalıydı. Belki şimdi bi­ le 'ördek yavrusunun' bir 'kuğu' olduğunu anlamıyorlardır. "3 Engels, kendisini ciddi düşünce ve gözlemlere yöneltecek konuların bol olduğu bir çevrede yetişti. O çağlarda Prnsya'nın Ren eyaleti, Almanya'nın ekonomik ve politik yön­ den en gelişmiş bölgesiydi. ı 7 95- ı 8 ı 5 yılları arasında Fransız sınırları içinı9

deki Ren nehrinin sol y*asındaki bölgelerde ( 1 8 1 5 'te Viyana Kongresi kara­ rıyla bu bölgelerin büyük bir bölümü yine Prnsya'ya katıldı), halk arasında li­ beral-demokrat görüşler yayılmıştı. Burada Fransız Devrimi'nin etkileri, tüm Alman eya!etlerinden dikkati çekecek kadar güçlüydü. 1 820- 1 840'larda, kırsal kesimdeki yarı feodal ilişkiler, lonca ve el sanayisi, toplam Alman sanayisinin özelliğini oluştururken, Ren eyaletinde çok önceden fabrika üretimi başlamıştı. Önemli bir su yolu olarak Ren nehri, büyük demir ve kömür stokları, Fransız egemenliğinden bu yana uygulanan ilerici burjuva hukuku (Code Napoleon), tüm bunlar, Ren eyaletinde hızlı bir kapitalist gelişmeyi körüklüyordu. Ancak, kapitalizmin gelişmesi emekçitere çözümü güç sıkıntılar ve ağır bir sömürü getirdi. Makinaların kullanımına alışılınca, fabrikalarda geniş öl­ çüde ucuz kadın ve çocuk emeğinden yararlanılmaya başlandı. Uzun ve yoru­ cu bir iş günü, alışılmışın dışında düşük ücret ve konutların çok kötü koşulla­ rı, işte tüm bunlar, işçilerin yazgısıydı. Ren eyaletinin bir sanayi merkezinde yaşamış olan Engels, çocukluğun­ dan bu yana emekçi halkın çaresiz sefaletini görüyordu. Fabrikaların rekabe­ ti, zanaatkarları ve el sanatçılarını, sabahın erken saatlerinden gece yanlarına kadar çalışmaya zorluyordu. Pek çoğu kendini içkiyle avutmayı deniyordu. 1 876'da Engels, "bugün bile çok iyi anımsarım" diye yazıyordu, "aşağı Ren sanayi bölgesini, 1 820 yıllarının sonlannda olduğu gibi, birdenbire alkollü iç­ ki ucuzluğu kapladı, özellikle de Elberfeld-Barmen'i. Emekçi halkın büyük çoğunluğu içki düşkünü oldu. Akın akın, kolkola tüm sokağı kaplayan ' sar­ hoş erkekler ' akşam saat 9'dan sonra, kulak tırmalayıcı yaygaralarla meyha­ neden meyhaneye yalpalıyordu."4 Wuppertal halkını uyuşturmada, dinin önemli etkisi de yadsınamazdı. Prnsya'nın bu bölgesinde, Luther mezhebinin (pietizm)* softa, tutucu akımı olağanüstü güçlüydü. Yandaşları aşırı hoşgörüsüzlük ve yobazlıkta başı çeki­ yorlar ve de yazınsal yapıtları okumayı, tiyatroyu, her çeşit eğlenceyi ' günah­ karlık' sayıyorlardı. Engels, Wuppertal'ın her yerinde, -aile içinde, okulda, lisede ve ' saygıde­ ğer toplum' da- pietizmin karanlık duvarıyla karşılaşıyordu. Fabrikatörlerin sözde sofu, bağnaz töreleri ve ikiyüzlü vaazları onda, derin ve içten gelen bir direnişe neden oluyordu. Friedrich Engels, daha çocukken bağımsız davranışlarıyla aleranları ara­ sında dikkati çekiyordu. Ne babasının ağır sözleri, ne de cezalan onu, köru­ körüne bir başeğmeye zorlayamadı. Ondört yaşına kadar, darkafalılığın ve dindar bir havanın egemen olduğu Barınen' deki okula devam etti. Engels, bununla ilgili olarak, bir üçüncü sınıf öğrencisinin Goethe'nin kim olduğu üzerine sorduğu soruya, öğretmenin, "tan­ rısız bir adam" diye yanıtladığından sözederdi. Okul tümüyle, kalın kafalı ve açg.özlü bir yönetim kurulunun elindeydi. Bu kurul, öğretmenleri özellikle bağ* Pietizm: Duygu lu dindarlığın seçkin değerini ve etkin Hıristiyanhğı vaazeden Protestanlığın bir akımı (çev.)

20

naz dindarlar arasından seçiyordu. Engels, okulda fizik ve kimyadan iyi bilgiler elde etti; dil konusundaki olağanüstü yeteneği de burada ortaya çıktı. 1 834 Ekim'inde, Prnsya'nın en iyilerinden biri sayılan Elberfeld Lisesi'ne geçti. Burada da öğretmenler, bir kurul tarafından atanıyordu. "Bu kurul üye­ leri", diye yazacaktır sonradan Engels, "gelir-gider hesaplarını deftere geçir­ mekten çok iyi anlıyordu, ama Yunanca, Latince ya da matematikten hiç ha­ berleri yoktu." Lisenin gerçek gereksinimleri ve öğrencileriyle çok az ilgile­ niyorlardı. Burada da, Barmen okulundaki gibi dindar bir bağnazlık havası egemendi. Lisenin müdürü ve aynı zamanda aşağı Barmen Protestan komünü yurdu­ nun yönetim kurulu başkanı, Engels'in babasına, oğlunu yurda göndermesini salık verdi. Babası bu öğüdü seve seve izledi, dindar müdürün denetiminde­ ki bu kuruluşta geçireceği "kapalı yaşam biçimi"nin oğlunu "kendi başına davranışlarından kurtaracağını" ve kanısına göre, ondaki bu "düşünce ve ka­ rakter yoksunluğunu" aşmakta bir yardımı olacağını umuyordu. Engels, öğrenCiler arasında olağanüstü yetenekleriyle kendisini gösterdi. Büyük bir ilgiyle tarih, eski diller ve Alman klasiklerinin üzerine eğildi. Bu­ güne kadar korunabiimiş tarih defterinde, Kartaca, Kudüs, Delfi, Termopil çevrelerinden, karakalemle yapılmış Kahire' deki büyük Sfenks ve Miken'de­ ki aslanlı kapı gibi birçok resimler vardır. Defterin kenarlarında, Babil savaş­ çılarının, Hint ve Yunan sütunlarının şekillerini görürüz. Engels, tarih öğret­ meni Dr. Clausen'i sonradan hep sevgiyle anmıştır. Eski dillerde büyük başarı gösterdi. Homeros ve Euripides'i, Wirgil ve Horas 'ı, Livius ve Cicero'yu okuyup, çevirilerini yapıyordu. Yunan dilini ku­ sursuz biliyordu. Eylül 1 837' de, bir okul şenliğinde Yunanca yazdığı "Ethe­ öcles ve Polynices Arasındaki Kavga" adlı şiirle bunu gösterdi. Daha sonrala­ rı diplomasında da geçtiği gibi, "Alman ulusal yazınma ve Alman klasiklerini okumaya... övgüye değer bir ilgi" gösterdi, matematik ve fizik derslerinde de başarılı oldu. Alçakgönüllük, içtenlik ve doğrulukla dikkati çekti, övülecek bir çaba gösterdi ve yetkin bir öğrenim yaptı. Engels'in okulda ilgilendiği konular çeşitliydi. Öğrencilerin kendi şiirleri­ ni, öykülerini okuyup ve müzik bestelerini çaldıkları topluluğun üyesiydi. Sa­ yısız şiirleri ve "korsan öyküsü" bugüne kadar kalmıştır. Bu öyküde, bağım­ sızlığı için savaşan Yunanlıların yanını tutuyordu. Beste yapmayı da denedi, iyi resim çizerdi, öğrencilerin ve öğretmenierin karikatürleriyle dostlarını eğ-. lendiriyordu. Lisede egemen olan hoşgörüsüzlük, dinsel bağnazlık ve sıkı, sert eğitim, canlı enerjik gençlerde hoşnutsuzluğa ve karşı koyuşa neden oluyordu. O za­ manki Alman okullarını Engels, "tutukevleri"5 diye adlandırırdı. Mutlak başeğmeyi ve Hıristiyan saflığının dışa karşı korunmasını, yerine getirilmesi kaçınılmaz bir görev olarak öne süren dinsel dogmalara olduğu gi­ bi, babasının ve lise öğretmenlerinin baskısına karşı da ayaklanan Engels, ço­ cukluğun verdiği saf bir inançla "tanrı ile birlikte" dolaysız bir "kurtuluş"u 21

bulma yı denedi. Ama Engels ' deki bu ruhsal durum çok kısa sürdü, çünkü iyimser ve öğrenmeye tutkulu kişiliğiyle çelişkiliydi. Daha gençliğinde, ulusal bağımsızlıkları için savaşan halklarla duygu bir­ liği içindeydi. Lenin, "henüz liseliyken" diyordu, "mutlakiyetçilikten ve me­ murların başına buyruk davranışlarından nefret etmeyi öğrenmişti." 6 Ren eyaletinde, Prnsya mutlakiyetçiliğine karşı yayılan düşüncelerin, genç En­ gels'in ilk politik düşüncelerinin oluşumunda bir ölçüye kadar yardımı ol­ muştu. Babasının Yazıhanesinde ve Bremen'de Katiplik

Hiç umulmadık bir biçimde liseden ayrılmak zorunda kaldı Engels. Lise­ den sonra, üniversitede ekonomi ve hukuk öğrenimi yapmak istiyordu. Ancak babası, en büyük oğlunun tüccar olması gerektiğine karar verdi ve ı 837'de, liseyi bitİrınesine bir yıl kala onu okuldan aldı. Babasının yazıhanesinde çalışmaktan hoşnut değildi; ne var ki kendini ye­ tiştirebilmesi için geriye boş zaman kalıyordu. Engels, tarih, felsefe, yazın, dilbilim ve özellikle ilk yıllarda ilgisini çok çeken şiirle uğraşıyordu. Bir za­ manlar Barmen'de bir tüccarın yanında katiplik yapmış olan tanınmış ozan Perdinand Freiligrath'ı örnek alıyordu. Engels, yazından yaşamının sonuna kadar hoşlandı. Kendi yazınsal çalışmalarına, özellikle şiirlerine oldukça eleştirici bir gözle bakıyordu. Bununla birlikte, gençliğindeki yazın tutkusu tüm bilimsel çalışmalarında ve yazarlığında derin bir iz bıraktı. Yapıtlarında canlı ve göze çarpan bir üslup ilgiyi çeker; dili betimleyici, anlamlı ve çok açıktır. Engels, babasının yazıhanesinde hiç de aşırı bir çaba göstermedi. Bu yüz­ den babası, Temmuz ı 8 38 ' de, onu işe alan toptancı tüccar Heinrich Le­ upold'un yanına, Bremen'e gönderdi. Hemen hemen tüm dünyayla ticaret yapan bu büyük liman kentindeki ya­ şantı, Engels 'in görüş ufkunu genişletti. Genç Engels'in burada, yabancı ba­ sını ve yazınını izlemekte Barınen' dekinden daha da çok olanağı vardı. Este­ tik ve politik yazın yapıtlarını okuyor, büyük bir tutkuyla yabancı dilleri öğre­ niyor, kızkardeşi Marie'ye ve dostlarına gerektiğinde, Latin, Yunan, İtalyan, İspanyol, Portekiz, Fransız, İngiliz, Hollanda dillerinde ve başka dillerde ol­ mak üzere mektuplar yazıyordu. Engels müzikle de ilgilendi. Operaya ve müzik akademisine, sık sık kon­ sere ve tiyatroya giderdi. Müzik kuramı üzerinde uğraştı, ilahileri besteleme­ yi denedi. En çok Beethoven'den ve onun Alman· müziğinin doruk noktası saydığı yapıtlarından hoşlanıyordu. Eorica ve 5. senfoni en sevdiği yapıtlardı. 5. senfoninin etkisindeyken, ı ı Mart ı 84 ı ' de kızkardeşi Marie'ye şöyle yazı­ yordu: "Dün akşam bir senfoni dinledim. Eminim yaşamın boyunca böyle şey duymamışsındır. . . İlk bölümlerdeki o ne umutsuzca talihe küsüş, ada22

gio' daki o ne hazin bir elem ve duygulu sevgi çığlığı, üçüncü ve dördüncü bölümlerdeki trombonlarla dile getirilen özgürlüğün güçlü, genç taşkınlığı."' Engels, Bremen'de spor da yaptı. Ata bindi, düzenli olarak eskrim salonları­ na devam etti, yüzdü ve buz pateni kaydı. "Soğuk sudan bir kuduz köpek gibi korkan, havanın biraz soğumasıyla üç, dört kat elbise giyen, bedensel yetersizli­ ği nedeniyle askere alınmayışını övünme konusu yapan'* bir genci küçümserdi. Ancak genç Engels 'in ilgisini çeken başlıca konular, yazarlık ve yazındı. ı 838 ' den ı 842 yıllarına kadarki yazıları ve mektupları, Almanya'da olgunla­ şan burjuva-demokratik devrimin ağır basan etkisi altında, devrimci-demok­ ratik dünya görüşünün nasıl oluştuğunu bize açıklar. 1840 Yıllarında A lmanya

ı 9. yüzyılın ı 840'larında Almanya politik yönden dağınık bir ülkeydi. Bi­ çimsel olarak Alman konfederasyonuna bağlı 34 hükümran prenslik ve 4 özerk kent ülke yüzeyine yayılmıştı. B u dağınıklık ülkenin ekonomik ve poli­ tik gelişmesini engelliyor ve onu Avrupa'nın güçlü ülkelerine bağımlı kılıyor­ du. Angarya sistemine dayanan feodal düzenin kalıntıları da Alman halkının toplumsal ve politik yaşantısını köstekliyordu. Alman konfederasyonunun devletlerinde, özellikle Prusya ve Avusturya'da, politik güç, gerici soyluların ve yüksek memurlukların elindeydi. Herşeyin üstünde güçlü bir bürokrasi, politik özgürlük yolundaki tüm çabaları baskı altında tutuyordu. A vustur­ ya'da, kutsal ittifakın' kurucularından biri olan, Alman v� Avrupa gericiliği­ nin öncüsü Başbakan Metternich, siyasal erki elinde tutuyordu. Prusya'da, sı­ nırsız krallık yetkileri ilkelerinin ateşli savunucusu ve feo