Sosyalizm 101
 9786050207774

Citation preview

SOSYALİZM

1

SOSYAliST DÜIÜNCENiN KÖKLERi KLASiK YUNAN FiLOZOFLARlNDAN ARiiTOTELEI YE PLATON'A KADAR UZANIR.

ORTAK MÜLKiYET, BiR GRUP iNIANlN ORTAKLAlA FAYDALANDIGI MÜLKiYETiiR.



SOSYALIZM BOl�EViKLER KARL t.1ARX'TAN SOSY DE OKRAr'' AUSTLE 101 VE

KADAR ·os HAKKINDA BiLMENiZ GEREKEN HER �EY

ı

iZM

PiYASA GÜÇLERiNiN DEVLET MÜDAHALESiYLE BiRLEITiGi EKONOMiYE KARMA EKONOMi DENiR.

iNGiLTERE, iSKOÇYA YE GALLER'DE ULUSAL IAGLIK lERYili 1948 YILINDA KURULDU, BÜYÜK TOPLUMSAL REFORMLARlN BiR KlSMI ilE iKiNCi DÜNYA lAYAll'NDAN SONRA GERÇEKLEITiRiLDi.

KATHLEEN SEARS Çeviren: Arzu Büşra Kumbaroğlu

Kathleen Sears klasik mitolojiye çocukluk yıllarında tutulmuş titiz bir araştırmacıdır. Eski Yunan ve Roma mitolojisi üzerinde çalışmış; beğe­ ni toplayan çeviriler, yorumlar ve uyarlamalar kaleme almıştır.

Arzu Büşra Kumbaroğlu 1997'de Ankara'da doğdu. 2015 yılında üs­ tün başarı bursuyla kazandığı Çankaya Üniversitesi ingilizce Müter­ cim Tercümanlık Bölümü' nü birineilikle bitirdi. Aynı üniversitede Si­ yaset Bilimi ve Uluslararası ilişkiler Bölümünde çift anadalını ve ingiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünde yandalını tamamladı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi ' nde ingiliz edebiyatı üzerine yüksek lisansına devam et­ mektedir. 2015 yılından bu yana kitap çevirisi yapmaktadır. Şimdiye dek Virginia Woolf'un Kendine Ait Bir Oda (Aspendos Yayıncılık) adlı eseri dahil olmak üzere dört eseri Türkçeye kazandırmıştır.

Kathleen Sears

SOSYALiZM 101 BOL�EViKLER VE KARL MARX'TAN DEMOKRATIK SOSYAUSTLERE KADAR SOSYAliZM .

.

HAKKINDA BilMENiZ GEREKEN HER �EY

Ingilizceden çeviren:

Arzu Büşra Kumbaroğlu

.

Say Yayınları Herkes Için Sosyalizm Sosyalizm 101: Bolşevikler ve Karl Marx'tan Demokratik Sosyalistlere Kadar Sosyalizm Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey 1 Kathleen Sears

Özgün adı: Socialism 101 © 2019 by Simon & Schuster, Ine Bu kitap Adams Media ile yapılan anlaşma sonucu yayımlanmıştır. Adams Media bir Simon & Schuster, Ine. (1230 Avenue of the Americas, New York, NY 10020, USA) markasıdır. Türkçe yayın hakları Kesim Ajans aracılığıyla© Say Yayınları Bu eserin tüm hakları saklıdır. Tanıtım amacıyla, kaynak göstermek şartıyla yapılan kısa alıntılar hariç yayınevinden yazılı izin alınmaksızın alıntı yapılamaz, hiçbir şe­ kilde kopyala namaz, çoğaltılamaz ve yayımlanamaz. ISBN 978-60S-02-0777-4 Sertifıka no: 10962 Ingilizceden çeviren: Arzu Büşra Kumbaroğlu Yayın koordinatörü: Levent Çeviker Yayıma hazırlayan: Eda Okuyucu Kapak uygulama ve sayfa düzeni: Artemis Iren Baskı: Lord Matbaacılık ve Kağıtçılık Topkapı-istanbul Tel.: (0212) 674 93 S4 Sertifıka no: 4SS01 1. baskı: Say Yayınları, 2020 Say Yayınları

Ankara Cad. 2 2/12 ·TR-3411O Sirked-Istanbul Tel.: (0212) S12 21 S8 ·Faks: (0212) S12 SO 80 www.sayyayincilik.com • e-posta: [email protected] www.facebook.com/sayyayinlari • www.twitter.com/sayyayinlari www.instagram.com/sayyayincilik Genel dağıtım: Say Dağıtım Ltd. Şti. Ankara Cad. 22/4 • TR-3411O Sirked-istanbul Tel.: (0212) S28 17 S4 ·Faks: (0212) S12 SO 80

internet satış: www.saykitap.com ·e-posta: [email protected]

iÇ iNDEKi LE R

G i ri ş

......................................................................................................................

Sosya l izm Ned i r?

.

....... ....................................................................................

Sosya l i st Düşünce n i n Başlangıcı

....................................... .....................

Sanayiye Daya l ı i şçi S ı n ıfı n ı n Yü kselişi Fa bri ka Şehi rleri n i n Büyü mesi

Diya l e ktik Materya l izm 1 848 Devri mleri

................................................................

27

.........................................

..............................................................................

.

................... .......................................................................

.

................................. ................................

M a rx ve Engels M a n ifesto Yazıyor Ka pita1

.

................................................ ........

..............................................................................................................

Fra nsa'da iç Savaş

.................................................................... ....................

Ana rşizm Ma rksizme Karşı

.

... ...................................................................

Sosya l Demokrasi n i n Yü ksel işi

14 22

......................................................................

A l m a n Devletleri nde Devrim

9

.................................................

Fou rier, Sai nt-Simon v e Üto p i k Sosya l izm M a rx v e B i l i msel Sosya l izm

7

................................................................

Bernstei n ve Ma rksist Revizyon izm

.

34 41 47 49 SS 61 66 71 80 86

. 9S

....................... ........................... ..

Send i kacı l ı k ve işçi Sen d i ka ları ............................................................... 98 B i r i n c i Dü nya Savaşı'nda Sosya l istler

.................................................

1 06

Rus Devri mi'nin Başla ngıcı .

.. ...... .......... ................................................

.

1 09

...............................................................................

1 17

...................................................................................

1 22

Len i n ve Rus Devri m i Sosya l izm i ktidarda

Ü ç ü n c ü Enternasyonal Sta l i n Troçki'ye Ka rşı

.

............................................................................

.

. ..

.............. .... .

.

.

............... .................... .....................

1 27 1 30

Sta l i n Yön eti minde Sovyetl e r B i r l i ğ i Çin Kom ü n izmi

...................................................

ı 33

...........................................................................................

ı 36

Mao ve Ç i n Devri mi

.

.

............. ........................ ...........................................

Büyü k i leri Atı l ı m ve Ç i n Kü ltü r Devri mi i ki nci D ü nya Savaşı Soğ u k Savaş

...........................................

...................................................................................

................................................................................................

Sta l i nc i l iğ e Alternatifler

...........................................................................

ı 4ı ı 45 ı 48 ısı ı 54

Fra n kfu rt O ku l u ve Anto n i o G ra m sci

........................ ........................

.

ı s?

i ng i ltere'd e Ütopik Sosya l i st H a reket

.................................................

ı 63

.............................. ..........................................................

ı 72

i ngiliz i şçi Pa rtisi

.

Refa h Devletinin Ku ru l ma s ı iska n d i nav Modeli

...................................................................

.

................................................................ ...................

Thatcher ve Bi rleşik Kra l l ı k'ta Özel leştirme

......................................

ı 86 ı 90

.... ..............................................................

ı 96

ABD'd e Sosya l ist Hareketler

.

..................................................................

Dü nya E n d ü striyel i şçi lerinden Pa l mer Bask ı n i a rı n a

Küba Devri m i Vietnam

205

......................................................................

208

.......................................................................

2ı 2

..................................................................................... ........

2ı s

.........................................................................................................

.

2ı8

Sosya l izm ve "Yeni Sol" Tepki

.................... .......................................................

.

223

...............................................................................................................

225

Sosya l istler ve Yeş i l Ha reket.. Sosya l izm ve Gelecek Dizin

202

....................

B u n a l ı m'd a n Yen i Düzen'e Senatör Joseph Mcca rthy

. ı 82

...............................................

Gelişmekte Olan Ü l kelerd e Sosya l izm Sovyetler B i rl iğ i 'n i n Çök ü ş ü

ı 7S

.

............................................... .................

...............................................................................

.

.

................................... ........................................................... ...............

228 23 ı 235

GiRiŞ i n s a n l a r ı n sosyalizm sözcüğ ü n ü ku l l a n ı rken a s l ı n d a ne demek i sted i kleri n i h i ç d ü şü n d ü n üz m ü ? Peki, M a rksizmden tutu n demokratik sosya l izme ve i n g i l iz refa h d evlet i n e kadar sos­ ya l izm i n fa rklı tü rleri n i mera k ediyo r m u s u n uz? Hem Avrupa hem de Ameri ka'da uzu n s ü red i r va r o l a n sosya l i st düşü nce g e leneğ i n i öğ renmek i ster m i s i n iz? Cevabınız evetse, Sosyalizm 707 ta m size göre. Bu kita pta a ç ı k ve basit b i r d i l l e sosya l izm i n nerede başla d ığ ı n ı, yı l l a r içe­ risinde nas ı l değiştiğ i n i ve bug ü n n e a n l a m a g e l d i ğ i n i öğ re­ n eceksin iz. Bu kita p aşağ ıdakiler g i b i b i rçok soru n u n ceva bı n ı içeriyor: •

" B i l i msel sosya l izm"i n kurucu ları o l a n Karl M a rx ve Fried rich



Vlad i m i r Len i n'i n önderliğindeki sosya l i stler 1 9 1 7 yı l ı nd a

Engels kimd i r? n a s ı l i ktidara g e l d i ? •

"Demokrat i k sosya l izm" ne demekt i r v e M a rksist sosya l izm­ den fa rkı ned i r?



G ü n ü m üz sosya l ist siyasetçi leri ne i stiyor? Sosya l izm bugün siyasi d iya loga g i rm eyi başa r m ı ştır. Bu ne­

d e n l e sosya l izm hakkında daha fazla b i l g i s a h i b i olmak old u k­ ça önem taş ı r. Birçok siyaset terimi g i b i sosya l izm de dolu d o l u b i r sözcüktür v e s ı k s ı k ya n l ı ş an laşı l ı r. Fa kat seçmenler gitgide sosya l istleri veya sosya l i st eği l i m l i adayl a rı seçme şansına daha fazla sa h i p oluyor. Da h a çok insan sosya l izm i ka b u l leniyor ve a n la mak istiyo r. Soru n biraz da, pek çok kişi n i n b u n a nereden başiayaca ğ ı n ı b i l memesi. B i rçok konu d a olduğu g i bi sosya l iz­ m i öğreni rken de önceli kle nasıl ortaya ç ı ktı ğ ı n ı ve onu ortaya ç ı ka ran kişi lerin ne demeye ça l ı ştığ ı n ı a n l a m a kta fayda var.

7

Sosyalizm 1 0 1

Bazı i n sa n l a r sosya l iz m i n ya k ı n geçm işte o rtaya ç ı ktığ ı n ı san ıyo r. Asl ı na bakı l ı rsa, sosya l i st fi kirler yüzlerce yıld ı r etra­ fı mızd a d ı r. Kökleri on sekizi nci yüzyı la, i n sa n la r ı n kra l ların yönetme hakkı n ı ta rtı ş maya başladığı dönem lere uza n ıyor. Sosya l ist d ü ş ü nce b u g ü n e d e k uzun bir evr i m geçirdi, 1 848 Avrupa d evri m leri g i b i olayl a rla teti klen d i . B u devri mler i ki genç a d a m ı, Ka rl M a rx'ı ve Fried rich Engel s'i Komünist Mani­

festo i si m l i belgeyi yazmaya teşvik etti. Bug ü n b i l e h a l a dün­ yada bu kita pçı ğ ı n etkileri h issed i l mekted i r. Tü m b u n l a r ka r ı ş ı k g ö r ü n üyor olabi l i r ancak bu kita p hep­ sini a n l a m a n ızı sağ l ayacak. Sosya l ist fi kirlerin nereden ç ı ktı­ ğına d a i r ta r i h i b i l g i l e r i n ya n ı s ı ra çeşitli sosya l i stlerin neleri savu n d u ğ u n u ve savu n m a kta o l d u ğ u n u d a açık ve net bir şeki l d e a n latacak. Sosya l izm yı l l a r i ç i n d e o n m i lyonlarca i n sa n ı etkisi a ltına a l d ı . B u g ü n ise yen i d e n ca n l a n m aya başla d ı . B u nedenle, ister bu siya s i ve ekonomi teori i l k d efa öğren mek, i sterse h a l i hazı r­ daki b i l g i leri n izi taze l e m e k a m acıyla okud u ğ u n uz bu sayfa lar­ da sosya l izmi tari h i ve siyasi bağlama otu rtma n ızı sağ l ayaca k fayd a l ı b i l g i lerle ka rş ı l a şacaks ı n ız. Öyleyse başlaya l ı m .

8

SOSYALiZM NEDiR? Temel Bilgiler

Her g ü n birileri bir başka s ı n ı yerrnek (ki m i za m a n ise övmek) i ç i n sosya l i st yakışt ı rması ya pıyor. Oysa çoğ u za m a n , sosya l ist o l a ra k n itel e n d i rilen b u kişilerin ta mamen ayrı görüşleri savunduğ u n u g ö rürüz. O halde bu i n sa n l a r ı n tümü sosya l ist o l a m az, değ i l m i ? Açı kça görü l d ü ğ ü üzere sosya l izm i n a n l a m ı kişiden kişiye d e ğ i ş i r. Anca k ta n ı m o l a ra k çok fa rkl ı u ç l a ra çekilen sosya lizm i n özü nde bazı temel i n a n ç l a r yatmaktad ı r.

K A P i TA L i Z M S O S YA L i Z M E K A RŞI E ko n o m i k ve siyasi b i r sistem olan sosya l izm gene l l i kle d ü nya n ı n p e k çok ü l kesinde h ü kü m s ü ren ka pita l iz m i n b i r a l ternatifi veya iyileşti ri l m i ş h a l i o l a ra k görü l ü r. işte bu n e d e n l e sosya l izmi kon u a l a n b i rçok yazıda, sosya l izm kadar ka pita l izm i n d e üzerinde d u­ ru l u r. 1 8 1 8- 1 883 yı l ları a rası nda yaşa m ı ş o l a n Ka rl M a rx sosya l ist ideoloj iyi ku ra m iaşt ı ra n e n önem l i isi md i r. Karl M a rx üç ciltten o l u ­ şa n Kapital a d l ı kita b ı nda ka pita l izm i n ta m o l a ra k n a s ı l işled i ğ i n i d etaylıca açıklar. Kapita l izmde topl u m, m a l ve h izmetleri el b i r l i ğ iyle ü reti r a n­ ca k bu mal ve h izmetlerle beraberi nde g et i rd i kleri zengi n l i k özel m ü l ke a itti r. Örneğ i n, b i r a ra ba fa brika s ı n a gittiğin izde hiçbir işçi­ nin bir a ra bayı, motoru n d a n bijon sorn u n u n a kada r sıfı rdan, tek baş ı n a ya ptığ ı n ı göremezs i n iz. i şçi ler hep b i r l i kte ça l ı ş ı r, her b i ri n i n ayrı ayrı b i r veya bi rkaç görevi va rd ı r. Böylece "a ra ba" ded i ğ i m iz son ü rü n ortaya ç ı ka r. Fa kat a ra ba yetki l i bayiye u laşıp satı l d ı ğ ı nda e l d e ed ilen kar fa b ri ka işçi lerine dağıtı l s ı n d iye geri g ö n d e ri l mez. Arabada n e l d e ed i l e n ka r fa bri ka sa h i bi ne, ya n i bu d u ru m d a ş i r keti n deposu nda9

Sosyalizm 1 0 1

k i ma l l a rı sat ı n a l m ı ş o l a n payd a ş i a ra gider. B u paydaşlard a n en büyü k h isseyi e l i nde tuta n l a r ka rı n da en büyü k k ı s m ı n ı a l ı r.

Kapitalizmin Farklı Türleri Sosyalizm gibi kapitalizmin de birçok çeşidi vardır. Karl Marx'ın Kapital'de bahsettiği üzere, on dokuzuncu yüzyılın ortalarında İn­ giltere'de kapitalizm pek fazla denetlenmiyordu. Aralarında küçük çocukların da bulunduğu işçiler tehlikeli koşullarda uzun saatler boyunca çalışıyordu. Ayrıca bu insanlar iş kazaları veya olumsuz ça­ lışma şartlarının yanı sıra kötü beslenme gibi sebeplerle telef olu­ yordu. ileriki sayfalarda da göreceğiniz gibi, işçiler zamanla çalışma saatlerini azaltmak ve daha iyi maaşlar alabilmek için mücadele ederek bu kötü koşuların birçoğunu değiştirmeyi başardılar. Ne var ki, yirminci ve yirmi birinci yüzyıllarda daha fazla denetlenmeye başlayan kapitalizmin hala aynı kapitalizm olduğunu söyleyebili­ riz .

Ba ktı ğ ı m ızda sosya l ist fi kirleri o l uşturan d ü ş ü nce a k ı m l a rı as­ l ı nda yüzyı l l a r önces i n e daya n ı r. Sosyalistlere g ö re topl u m u n el birliğiyle ü rettiği mal ve h izmetler yine top l u m a ait o l m a l ı d ı r. Söz kon u s u bu m a l ve hizmetlerin kişisel kazançlar için değil, top l u m kaza ncı i ç i n ü reti l i p devlet e l iyle yöneti l mesi g e reki r. Sosya l istler böylece devletin topl u m s a l eşitl i k ve adalet a racı h a l i ne geleceği­ ne i na n ı rl a r. Fa kat bu, sosya l ist d ü ş ü ncen i n h i ç kimse n i n ken d i n e ait bir diş fı rçası o l m a ması veya ken d i n e a it b i r evde otu rmaması gerektiğine i n a n d ı ğ ı a n la m ı na gel m ez. E l bette, 1 970'1erde Pol Pot* yöneti min­ deki Ka m boçya'da olduğu g i b i i ş i uç nokta l a ra g öt ü ren ve bunlar g i b i katı k u ra l l a r getiren ü l ke l e r d e va rd ı r. Anca k sosya l istler aslın-

*

Pol Pot (1925-1998): 1975-1979 yılları arasında Kamboçya başbakanı, "Kızıl Kmerler" gerilla örgütünün kurucusu. Görevde bulunduğu süre boyunca yak­ laşık ı milyon 700 bin kişinin ölümünden sorumlu olduğu düşünülmektedir. (ed.)

10

Sosya l izm Nedir?

d a çok daha büyük ölçekli mal ve h izmet l e r i n top l u m a mal o l m a s ı v e top l u m ta rafı ndan yön et i l mesi gerektiğ i n i d ü ş ü n mekted i r.

K A M U M Ü L K i VEli Ö R N E K L E R i Tü m top l u m u n ya ra rı için devlet el iyle yön etilen m ü l kiere ra h at­ l ı kl a örnek bula b i l i riz. ABD de d a h i l o l m a k üzere pek çok ü l kede ( B i r l i k Pasifi k Dem i ryo l l a rı ve Norfolk G ü n ey Dem i ryolları g i b i k i m i özel demiryol u şi rketlerine rağmen) Arntra k g i b i demiryol u h iz­ m etleri sağ laya n ka m u kooperatifleri de va rd ı r. Kaynakları devlet ta rafı ndan sağ l a n d ı ğ ı için s ı k s ı k fi n a n s m a n s ı kıntısı yaşa m a s ı n a ka rşı n Amtra k, ABD'n i n u l usal demir yol u a ğ ı n ı o l u şturur. B i r başka örnek ise sağ l ı k a l a n ı n d a n veri l e b i l i r. A B D h ü kü m eti­ nin ka m uya sağ l a d ı ğ ı sağ l ı k sigortası h i z m etleri Med icare ve Me­ dicaid ile yaşl ı ve ya rd ı m a m u htaç hasta l a r ı n sağ l ı k masrafl a rı n ı n büyü k b i r kısmı karşı l a n ı r. i ng i ltere'de b u l u na n U l usal Sağ l ı k H iz­ meti b i r adım d a h a öteye giderek i n g i ltere vata ndaşları n ı n sağ l ı k m a s rafları n ı n o l d u kça büyük b i r kısm ı n ı öder. B u sağ l ı k h izmeti bazı sorun larla ka rşı laşsa d a ka mulaştı rı l a n siste m l e r i n ne gibi fay­ d a l a rı olduğuna d a i r ö n e m l i bir örnekt i r. Asl ı na ba k ı l ı rsa, birinci d ü nya ü l keleri n i n pek çoğ unda ka m u l a ştı r ı l m ı ş sağ l ı k h izmetleri veri l mekted i r.

Dünyada Sağlık Hizmetleri Kamulaştırılmış sağlık hizmetlerinin tek adresi elbette İngiltere değildir. Ulusal sağlık hizmeti sağlayan diğer ülkeler arasında Mek­ sika, Küba, Kanada, Mısır, Fas, Güney Afrika, İsrail, Japonya, Çin, Avustralya, Yeni Zelanda ve hemen hemen tüm Avrupa ülkeleri gösterilebilir.

11

Sosyalizm 7 0 7

Sosya l izm çoğ u n l u kl a top l u m s a l deği ş i m i e l e a l a n siyasi b i r ya klaşı m o l a ra k görü l ü r. Ki m i sosya l i stler sosya l iz m i n çeşitl i özel­ l i kleri n i hayata geçirebi l m e k için kademeli reformları ve yasa ları destekler. K i m i leri ise ka pita l istlerin el lerindeki g ü c ü kend i rıza­ la rıyla a s l a b ı ra kmayaca k l a r ı n ı, bu neden le b i r d evri m ya p ı l ması gerektiğ i n i savu n u r. H e r i ki g ö rü ş ü n de gerçek h ayatta denendiği ve çeşitli sonuçlar elde ed i l d i ğ i söylenebi l i r.

S O S YA L i Z M 'i N B A ŞA R l S l Z L l K L A R I Sosya l izme karşı ç ı ka n l a r a şa ğ ı d a ki görüşleri savu n u r: •

Eski Sovyetler B i r l i ğ i 'n i n fazla d etayl ı pla n l ı e konomisi veri m l i ola m a m ı ş, t ü ketici m a l l a rı sağ l a namamış v e m i lyon ların ö l ü ­ m üyle sonuçlanan kıti l k i a ra y o l açan ta r ı m s a l fel a ketlerle so­ nuçla n m ıştı r. Başta ki baskıcı h ü kü met, Sovyetler Birliği 1 99 1 yı l ı nd a y ı kılana d e k b i rçok vata ndaşı ha pse atm ı ş ve öld ü rmüş­ tür.



1 949'd a k i Çin Devri m i 'yle m ü l kiyeti yerl i leşti ren ve tar ı m ı ko­ lektif h a l e getiren el it b i r yön etici s ı n ıf i ktidara g e l m i ştir. Anca k tıpkı eski Sovyetler B i r l i ğ i 'n i n ya ptığ ı hata l a r ve ya n l ı ş hesa pla­ m a l a rd a olduğu g i bi, b u devri m de "Büyü k i leri Atı l ı m" benzeri fel a ketlerle sonuçla n m ı ş ve m i lyonlarca i n sa n ı n hayatı na mal ol m u şt u r. G ü n ü m üzde Çi n'd e, sosya list m ü l kiyetin ya n ı s ı ra kı­ sıtlı ka pita l i st yat ı r ı m faa l iyetleri de görü l me kted i r.



1 959 Kü ba Devri m i top l u m u n d a h a iyi sağ l ı k h izmetleri ne ka­ vuşm a s ı n ı ve ü l kede, Ka rayi pler'deki veya O rta Ameri ka'daki herha n g i b i r devlete n aza ra n oku ryaza rl ı k o ra n ı n ı n yükselme­ sini sağ l a m ı ştır. Anca k devlet i n bir hayl i baskıcı olması sebebiy­ le yüz b i n lerce Kü ba l ı vata n ı n ı terk etm işti r. Bu başa rısızl ı kların, sosya l i st teori n i n özü ndeki kusu ru m u

ortaya ç ı ka rd ı ğ ı yoksa bel i r l i d u ru m la rın son u ç l a rı n ı v e ta rihsel 12

Sosyalizm Ned ir?

d u ru m ları mı ya nsıtt ı ğ ı kon u sunda ta rt ı ş m a l a r s ü rüyor. Ki m i leri Sovyetler Birliği'ndeki siste m i n bile ta m bir sosya l izm değ i l, devlet eliyle yöneti len b i r ka p ita l izm olduğ u n u ö n e s ü re r. Gerçek mana­ d a sosya l i st b i r top l u m u n henüz görü l m ed i ğ i n i söylerler. Ki m i leri ise b u düşüneeye kesi n l i kle karşı çıkmakta d ı r. Bu kita b ı n a m acı, sizleri o ya da bu d ü ş ü neeye i na n d ı rmak de­ ğ i l . A ksi ne, sosya l ist fi kirleri a n lamanız ve b u fi ki rleri n geleceği m iz i ç i n ne anlama g e l d i ğ i n i kavra m a n ız i ç i n sizlere ya rd ı mcı o l m ayı a maçl ıyoruz. Sosya l izmi ta m olarak a n laya b i l me k için önce l i k l e köklerine i n memiz v e atı l a n i l k a d ı m l a ra b a k m a m ız gerekir.

13

SOSYALiST DÜŞÜNCENiN BAŞLANGlCI Öncüler

On altıncı yüzyılda Avrupa e konomisi değ i ş m eye başladı. De­ rebey l i k s i ste m i n i o l u şt u ra n ka r m a ş ı k hak ve g ö rev ya pısı yerini yavaş yavaş kişisel ç ı ka r l a r üzeri n e kuru l u b i r p iyasa ekonomisine b ı ra kıyord u. Yen i özg ü rl ü kler, fa r k l ı g üçlü kleri ve görülmemiş bir top l u m s a l karmaşayı d a bera beri nde geti rmişti. Olanla ol ması ge­ reken a rası ndaki zıt l ı kta n yola ç ı k a n siyaset fel sefeci leri, Sir Tho­ mas More'd a n itibaren a d i l, isti k ra l ı ve etki n b i r topl u m u n doğas ı n ı a n l a m aya çal ıştı lar. Bu s ü reçte d a h a sonraki sosya l i st d ü ş ü ncen i n temelleri d e atı l m ı ş o l d u .

S I R T H O M A S M O R E Ü TO PYA'Y I K U R U YO R 1 478- 1 5 3 5 yılları a ra s ı n d a yaşa m ı ş olan Sir Thomas More yazıla rı­ n ı i ng iltere'n i n siyasi, k ü l t ü re l ve e ntelektüel ça l ka ntıları a rası nda ka leme a l d ı . Tudor Ha neda n ı yön et i m i ndeki i ng i ltere'de Rönesa ns gelişip serpil iyor ve Reform h a re keti n i n dön üştürücü etkisi göz­ lemlen iyord u. Ayrıca Tud o r d ö n e m i siyasi çatışma ve yağmacıl ı k dönemiyd i . Kra l VI I I . H e n ry, h ü kü md a rlığı s ı ra s ı n d a Kata l i k ma nas­ tı rla r ı n ı n e l inden ald ı ğ ı topra k l a r ı kendi destekçilerine dağ ıttı. Bir kısım ise kra l ı n h i mayesi n e g i rerek i ş, topra k ve emekli maaşı veya yı l l ı k maaş a l a bilmek i ç i n b i rb i rleriyle ya rışıyord u . B a b a s ı önem l i b i r avu kat v e h a k i m olan More, i k i sene Oxford Ü nive rsitesi'nde eğiti m g ö rd ü . 1 494 yıl ı nda babası Lond ra'ya geri dön ü p o rta k h u ku k (An g losakson h u ku ku) okuması n ı isted i. Ü nlü eseri Ütopya'yı yazmaya başlad ı ğ ı 1 5 1 5 senesine kadar Thomas More hem başarılı bir avu kat ola ra k çal ıştı hem d e Pa rlamento'da görev ya ptı. Boş za m a n l a rı n ı öğ re n m eye adaya ra k rad i ka l Katal i k 14

S o syal i st Düşü ncenin Başlangıcı

ve i l a h iyatçı Desideri us E rasmus'un liderl i ğ i ndeki U l uslara rası Ku­ zey H ü man istleri Birliği'n i n bir pa rçası o l d u .

Hümanistler ve Rönesans On beşinci ve on altıncı yüzyıllarda hümanist filozoflar insanın dünyadaki yaşamını anlayabilmek için klasik Yunan ve Roma me­ tinlerine yöneldiler. Kuzeyli hümanistler ise Katolik Kilisesi'ni ıs­ lah etmek amacıyla Yunanca bilgilerinden faydalanarak Yeni Ahit'i ve kilisenin başta gelen azizlerinin eserlerini incelediler. 1 5 1 5 yı l ı nda More, b i r tica ret heyetiyle b i rl i kte Belçika'daki Batı F l a n d re'n i n başkenti olan B rüj'e gitti . F l a n d re'd eyken Erasmus ve d i ğ e r h ü m a n istlerle ya pt ı ğ ı fi kir a l ı şver i ş l e ri ken d i s i ne d ü ş ü nce ta ri h i nde d a i m i bir yer kaza n d ı racak olan s iyasi kita pçığı yazma s ı i ç i n i l h a m kaynağı oldu. Zevkle oku n d u ğ u kad a r fayd a l ı da o l a n b u a l t ı n kita pçı k hem cu m h u riyete en uyg u n d evleti h e m de yen i Ütopya adası n ı , ya n i b i l i ne n ad ıyla Ütopya'yı a n l atıyord u .

More ve VIII. Henry More'un adını duyuran bir başka olay ise VIII. Henry'nin Aragonlu Catherine'den boşanıp Anna Boleyn ile evlenınesini destekleme­ mesidir. More her iki hareketi de Kilise'ye karşı bir hakaret olarak görüyordu. VIII. Henry ise onun bu durumu desteklernemesini vatan hainliği olarak algılamıştır. 6 Temmuz 1535 tarihinde More mahkemeye çıkarılmış ve ardından idam edilmiştir. Ölümünden dört yüzyıl sonra More, Papa XI. Pius tarafından azizlik mertebesi­ ne yükseltilmiştir.

1 5 1 6 yı l ı nda Leuven şehrinde yayı m l a n a n kita p b i r çırpıda h i ­ ta p ettiğ i kitlen i n ta kd i r i n i kaza n d ı . More' u n d iğer h ü manist dost­ l a r ı ve ka mu görevl i lerinden o l u şan elit çevre de çok geçmede n b u kitl eye d a h i l o l d u . K ı s a s ü rede fa rkl ı b a s k ı l a r ı ç ı ka n kita p ayn ı za m a nda Latinceden b i rçok Avrupa d i l i ne çevr i l d i . 15

Sosyalizm 1 O 1

Ütopya Toplumu More'un Ütopya'sı iki k ı s ı m d a n o l u ş u r. ilk kısım More'un, ada ü l kesi Ütopya g i bi yen i keşfe d i l e n top ra k l a rdan kısa s ü re ö nce dönmüş haya l i b i r gezg i n l e a ra s ı n d a g eçen d iya loğu kon u a l ı r. Bu gezg i­ nin gittiği haya l i ü l kelerle i l g i l i a n lattıkları n ı o n altıncı yüzyı ldaki gerçek Avru pa ü l keleriyle ka rş ı l a şt ı ra n More, b u şekilde g ü n ü n ü n top l u m s a l koşu l la r ı n ı eleşt i r i r. M o re özel l i kle zeng i n lerin "açgöz­ l ü l üğü" ve "el i s ı k ı l ı ğ ı " i l e fa kirleri topl uma karşı suç işlemeye iten "aç l ı ğ ı n i n s a n ı ya pmaya zorl a d ı k l a rı ndan" ba hseder. Kita b ı n i k i nci kısm ı n d a ise M o re, Ütopya adasında yaşaya n ha­ ya l i topl u m u n sosya l, siyasi, e ko n o m i k ve d i n i d u ru m u n u detaylı­ ca a n latı r.

Gerçek Olamayacak Kadar Güzel Bir Yer More kitabında aklındaki ideal halkı anlatmak için Yunancada bulunmama eki olan ou ile yer anlamına gelen topos kelimelerini birleştirerek utopi (ütopya) şeklinde yeni bir sözcük türetti. Ütopya kelimesi aslında "güzel yer" anlamına gelen eu-topos'u çağrıştıran, "hiç yer" anlamına gelen bir söz oyunudur. Günümüzde ise kelime, gerçek olamayacak kadar güzel yerleri anlatmak için kullanılıyor. 1868 yılında John Stuart Mill gerçek olamayacak kadar kötü yerleri anlatmak için ütopya kelimesinin zıt anlamlısı olan distopya sözcü­ ğünü türetmiştir.

Şehi rleşme ve sanayi leşme kon u sunda ken d i s iyle ayn ı end işe­ leri payla ş a n daha son ra ki refo r m c u l a r gibi More d a kusu rsuz top­ l u m u n i l k örneği o l a ra k ta r ı m a daya l ı küç ü k bir top l u l u k önerd i . More' u n b u radaki amacı, zen g i n l iğ i n geti rd iği tem be l l i ğ i v e fakir­ l i ğ i n yol açtığ ı aşırı ça l ı şmayı ortadan kal d ı ra n eşit l i kçi b i r toplum ya ratma ktı. Ütopya adasındaki herkes fayd a l ı işler ya par ve herke­ s i n d i n len meye vakti va rd ı r. Tü m vatandaş l a r çift l i klerde ve şeh i r­ lerde ça l ı ştığından ta m a m ı h e m ta rımsal hem de tica ri a n lamda

16

Sosya l ist Düşünce n i n Başla ngıcı

beceri kaza n ı r. H içbir iş bir başka işten ü stü n görü l m ez, işler ka rşı­ l ı ğ ı n d a para kaza n ı l maz. Her aile ü rettikleri n i d ö rt h a l k paza r ı n d a n b i r i n e götü rüp ka rş ı l ığ ı nda i htiyaçla rı n ı a l ı r. Özel m ü l k kavra m ı da yoktur. Ailelere veri l e n evle r her on se­ nede b i r piyango i l e bel i rl e n i r. Aileler evl e r i n d e yemek yemekte özg ü r olsalar da, hep bera be r yemek yem e k ya l n ız yemekten d a h a zev k l i o l d u ğ u i ç i n , a i leler otuz a i l e n i n b i r a raya gel d i ğ i orta k ye­ m e k sa lonları n ı terc i h eder. Ütopya h ü kü m eti, demokrasi ile meritok ra s i n i n bi rleşimi o l a n b i r s i stemle yönetir. Bu yönetim şekl i n d e seç i m l e iş b a ş ı n a g e l e n bi rkaç k i ş i yönetilenin rızasına göre h ü k ü m s ü rer. Her vatandaş ı n h ü kü mette söz h a kkı va rd ı r v e g izli oy siste m i o l d u ğ u i ç i n h i ç kimse verdi ğ i oy yüzü nden sı kıntı çekmez. Otuz a ileden oluşan her grup bir s u l h hakimi (philarch) seçer. Bu s u l h h a k i m leri ise bir arhcpilarch bel irler. N ihayetinde seçi len kişiler de pre n s i seçer. Her vatandaş ı n o y h a kkı olmasına rağmen h erkes ka m u görevl isi olamaz. Önem l i ka m u görevl i leri ya l n ızca üstü n yetenekli i n s a n l a rd a n o l uşan bel i r l i b i r g r u ptan seçi lebi l i r.

More'un Kendisinden Sonra Gelen Düşünürlere Etkisi Sosyalizm sözcüğü sosya l reform d i l i ne g i rd i ğ i n d e, More'u n Ütop­ ya's ı n ı yazması n ı n üzerinden üç yüz y ı l d a n fazla s ü re geç m i şti. Yi n e d e ilk sosya l istler More' u n yazd ığı b i rçok şeye g ı ptayla ba k­ m ı ş l a rd ı r. Bunlar a rasında ş u n l a r bu l u n u r: •

Özel m ü l kü n ka l d ı r ı l ması



Evrensel ça l ı şma zoru n l u l u ğ u



Top l u msal zeng i n l i kten eşit pay hakkı



Ka n u n önünde eşit hak kavra m ı



Devlet yönet i m i ve ü reti m i n kontro l ü

17

Sosyalizm 101

ÜTOPYA Y E N i D E N YA Z i l l YO R 1 6 1 1 - 1 677 yı lları a ra s ı n d a yaşa m ı ş olan James H a rri ngton doğuş­ ta n bir a ri stokrattı ve hem i n g i liz iç Savaşı'n ı n öncesinde hem de sava ş s ı ra s ı nda "Gent l e m a n of Bedcham ber"* o l a ra k Kra l 1. Char­ les'ı n h i m ayesinde b u l u n d u . Sava ş ı n a rd ı nd a n yazd ı ğ ı yazı larda tarihteki sebep son u ç i l işkileri n i inceleyerek ken d i n e ait felsefi bir s i stem kurdu. Bu sayede, P ü riten Devri m i o l a ra k da b i l i nen iç sava ş ı n altı nda yata n sebe b i n topra k m ü l kiyeti n i n dağıtı m ı ndaki eşitsiz l i k o l d u ğ u n u s o n u c u n a va rd ı . H a r r i n gton, güç i l e otorite a ra s ı nda ayrı m ya pıyord u. "Ta l i h i n getird i kleri" olara k a d l a n d ı rd ı ğ ı g üç, zeng i n l iğe daya n ıyo rd u. Bun­ ların e n önemlisi top ra ktı. Öte ya ndan otorite b i l g e l i k, sağgörü ve cesa retten oluşan "a k l ı n g et i rd i kleri"ne d aya n ıyord u. En iyi hü­ kü m d a rd a her i kisi d e b u l u n m a l ıyd ı . Güç ise bilgelikten ziyade zen g i n l iğe bağ l ı o l d u ğ u ndan m ü l ­ kiyet d evletin temel iyd i. M ü l kiyet i n "bir, bi rkaç v e b i rçok k i ş i " a ra­ sında d ağ ı l ı m ı h ü kü m et i n şekl i n i ya nsıtıyord u . Mutlak monarşide m ü l kiyet dengesi tek a da m ı n, ya n i kra l ı n e l i n d eyd i . Pa ra l ı askerler ise h u ku k u n egemen l i ğ i n i g üvence a ltına a l m a ktayd ı .

Commonwealth o f Oceana Harrington, 1 656 yı l ı nd a yazd ı ğ ı Commonwealth of Oceana [üce­ ana M i l letler Topl u l u ğ u] a d l ı kita b ı nda i n g i l iz iç Savaşı'na yol açan soru n l a rd a n kaçınma k için b i r sosya l prog ra m tasa rlar. Toplumsal adaletten ziyade top l u m s a l d üzen üzerinde d u rd u ğ u bu program­ la Harrington, "hiçbi r kişi n i n veya b i rden fazla ki ş i n i n aya klanma ç ı ka r ı p m i l letler top l u l u ğ u n u n d üzen i n i boza ra k ç ı ka r sağ layama­ yacağ ı veya ç ı karı u ğ r u n a d üzen i bozmak için k u l l a n a b i l eceğ i gü­ cü n ü n o l m ayacağı" bir top l u m ya ratmayı hedefler. *

Önceleri "Lord of Bedchamber" olarak bilinen bir ingiliz kraliyet görevlisi un­ vanı. Göreve atanan kişi kralın giyinip soyunmasından ve kıyafet dolabıyla yatak odasından sorumluydu. (ed.)

18

S osya l i st Düşüncenin Başlangıcı

G ü ç zeng i n l iğe daya n d ı ğ ı için, Harrington'a göre siyasi isti kra r sağ l a m a n ı n yol u m ü l kiyet i n bi rkaç a i l en i n e l i n d e toplanması n ı ö n l e m e ktir. i n g i l tere'de s ı k l ı kl a rastla n a n v e baba m a l ı n ı n büyü k böl ü m ü n ü n veya ta ma m ı n ı n a i l e n i n en b ü y ü k o ğ l u n a m i ras ka l d ı­ ğ ı "i l k doğan hakkı': sadece zenginleri n m ü l kiyeti b i r i ktirip a kta r­ m a s ı n a değ i l, siyasi g ü c ü n de a kta rı m ı na yol açıyord u . Geeana'd a ise b i r adam ın m a l la rı, ö l d ü ğ ü nde çocu k l a r ı n a e ş i t dağıtı l d ı ğ ı i ç i n g ü ç d e g e n i ş ça pta böl ü şü l ü r.

Kurucu Babalann Harrington'dan Öğrendikleri Amerika'nın kurucu babaları Harrington'ın fikirlerini incelemiş ve bu fikirlerin birçoğu Amerika Birleşik Devletleri anayasasına dahil edilmiştir. Bunlara iki medisli Kongre, başkanın iki dereceli yön­ temle seçilmesi ve güçler ayrılığı örnek gösterilebilir.

Ayrıca Ha rri ngton, h ü kü metin yasama ve ya rg ı orga n l a rı a ra­ s ı n a kesi n bir g ü ç ayrı l ı ğ ı geti rerek o l i g a rş i n i n o l u ş u m u n u engel­ ler. G ü ç, yasama org a n ı içinde de birb i ri n d e n fa rkl ı soru m l u l u kl a r ı o l a n i k i ayrı mec l i se dağıtı l ı r. Roma mec l i s i örnek a l ı n a ra k "senato" d e n i l e n üst mec l i s pol itika ö nermek ve tartı ş m a kta n soru m l u olsa d a yasa çıka rma yetkisi yoktu r. Alt mec l i s ise ü st mec l i s i n önerd i ğ i pol it i kaları oyl a m a kta n soru m l ud u r a n c a k o n u n da politika öner­ me veya ta rtışma yetkisi yoktu r. Üst mec l i s tem s i lcileri "a klın geti r­ d i kleri" sayesind e "doğa l aristokrasi"den g e l i r. Alt meclis temsilci­ leri ise halkın a rası ndan g e l mekted i r. H e r i k i mecl i s i n temsilcileri d e i k i turlu seçi m l e seç i l i r ve dönüşü m l ü o l a ra k bel i r l i süreler için seçi l d i kleri pozisyo n l a rda g örev a l ı rlar. Seç m e n kitlesi ve temsilci­ lerin seçi ldiği havuz, iki istisna d ı şında m a l va rl ı ğ ı o l a n tüm erke k­ leri ka psa r.

19

Sosyalizm 101

i N S AN I N D O G AL HA K L AR I i n g i l iz iç Savaşı s ı rasında Pa rla m ento'n u n ya n ı nda savaşan bir avu­ katı n oğ l u olan ve 1 63 2 - 1 704 yı l l a rı arasında yaşaya n John Locke genel l i kl e Ayd ı n la n m a çağ ı n ı n i l k d ü ş ü n ürü ka b u l ed i l i r. Oxford'da Yu n a n ve Roma klasikleri üze r i n e eğiti m a l m ı ş o l m a s ı na rağmen, on a l t ı n c ı yüzyı ldaki doğa fel sefecileri n i n b i l g i n i n doğası n a ve kay­ nağ ı n a d a i r öne s ü rd ü kleri yen i fi ki rler daha çok i l g i s i n i çekiyord u. 1 666 y ı l ında John Locke, ken d i s i n i h i mayesine a laca k kişiyle, ya n i son radan i l k Shaftesb u ry kontu olan Lort Anthony Ash l ey Cooper i l e ta n ı ştı. Locke ve S h aftesb u ry, a nayasal monarşi, Protes­ ta n l ı ğ a geçiş, kişisel özg ü rl ü kl e r, d i n i hoşgörü ve parlamenter yö­ netim g i bi b i rçok siya s i kon u d a ayn ı görüşleri payla şıyord u. 1 68 1 yı l ı nda S h aftesbury tutukla n ı p m a h kemeye ç ı ka r ı l d ı a nca k vata n h a i n l i ğ i suçundan a k l a n d ı . Locke da s ü rg ü ne gönderi l d i ğ i Hollan­ da'ya o n u n l a b i rl i kte g itti . J o h n Locke siyasi d ü ş ü ncele r i n i a n latma k i ç i n 1 689 yı l ı nda Yö­

netim Üzerine ikinci inceleme i s i m l i yazıları n ı ka leme a l d ı . i l k i nce­ lemede k ra l la r ı n Ta n r ı 'd a n g e l e n h a klarına karşı ç ı ka n Locke ikinci i ncelemede ise her i n sa n ı n h e m yaşama hem d e yaşa m ı n ı sürdü­ reb i l m e k için bazı i m ka n l a ra sa h i p olma g i b i bel l i başlı doğal hak­ larla doğ d u ğ u n u savu n u r. Anca k bu i m ka n l a r ı n başka l a r ı na zara r vermek i ç i n ku l l a n ı l a m ayacağ ı n ı v u rg u la r. Her top l u m sözü geçen bu h a k l a rı koru mak i ç i n b i r h ü kü m et o l uştu rur. H ü kü metler kra l ı n Ta n rı 'd a n gelen hakla rıyla değ i l, yönetilen i n rızasıyla va r olduğu i ç i n , h ü kü m et vatandaşların hakları n ı koruma görevi n i yerine getire mezse vata ndaşlar rıza l a r ı n ı geri çekebi l i r.

P i YAS AN I N G Ö R Ü N M E Z E L i Her ne kad a r adı serbest piyasa ka pita lizmiyle b i r l i kte a n ı lsa da sosya l i st d ü ş ü ncen i n g e l i ş m e s i n d e ha kkı yenerneyecek bir isim 20

Sosya l i st Düşüncenin Başlangıcı

va rd ı r: 1 723-1 790 yı l l a rı a rası nda yaşaya n Ada m S m ith. Modern e ko n o m i n i n kurucusu olarak ka b u l ed i l e n Ada m S m ith iskoçya'da­ ki Ayd ı nlanma dönem i n i n önem l i yüzleri n d e n d i . 1 776 yı l ı nda

Uluslarm Zenginliği ad ıyla yayı mladığı eseri n e ks i ksiz bir top l u m ku ram ı n ı n i l k c i l d i o l m a s ı n ı a maçl ıyord u . Uluslarm Zenginliği siya si e ko n o m i n i n ilk büyük eseriyd i . B u eserde Ada m Smith i l k defa piyasa ekonom i s i n i detayla rıy­ l a i ncel iyord u. Zeng i n l i ğ i n a s ı l kaynağı o l a ra k a lt ı n ı veya topra ğ ı d eğ i l de iş g ü c ü n ü göstermesi zeng i n l i ğ e d a i r görüşleri alaşağı ed iyord u . Smith, a rz-ta lep k u ra l ı n ı n n a s ı l bel l i baş l ı ü rü n lerin fi­ yatla r ı n ı d üzen l ed i ğ i n i ve sermaye n i n n a s ı l b i r i kti ri l i p ku l l a n ı l d ı ­ ğ ı n ı gösterm işti r. Ara s ı ra i ğ n e ü reti mi, i s l a m i m pa ratorl uğ u n u n ö n e m l i haned a n l a r ı n d a n Abbasi Hal ifesi'n i n ü rettird iği l ü ks m a l l a r v e Kuzey Atia nti k'teki r i n g a avı n ı n istatistikleri g i b i büyü leyici ö r­ n e k l e re de değ i n i r.

Uluslarm Zengin liği'n i n ka l binde ise za m a n ı n h a k i m ekonomi ku ra m ı olan merkantil izme kafa tuta r. M er ka nti l izmde h ü kü m et­ ler e konom i leri n i koru m a k a macıyla ayrı ntı l ı d üzen lemeler, g ü m ­ rü k verg i leri ve pa rasa l d enetim siste m l e ri ku ra rl a r. Adam S m ith ise p iyasa n ı n görü n mez elinin h ü kümet kontro l ü n ü n yeri n i a l aca­ ğı ve h erkese refa h sağ layacağ ı serbest bir p iyasa önerir. Bu piya­ sayı m erkanti l izmden ayı rmak için "ka pita l izm" şekl i n d e bir sözc ü k t ü retm i ştir.

S O S YA L i S T D Ü ŞÜ N C E N i N T E M E L L E R i O n a ltıncı ve on yed inci yüzyı l siyaset k u ra rn c ı ları tek, bi rkaç ve b i rçok kişi a ras ı n d a ki i l iş kiyi sorg u laya ra k d a h a son ra ki sosya l i st d ü ş ü ncenin temel l e ri n i att ı l a r. Eşitl i k ve eşitsizl i k, zeng i n l i ğ i n d a­ ğ ı l ı m ı, otorite n i n temeli ve d a r kapsa mda i n sa n h a k l a r ı gibi mese­ l e l e r ka m usal söylem i n bir parçası h a l i n e g e l d i .

21

SANAYiYE DAYALl i ŞÇ i SINIFININ YÜKSELiŞi Aşağıdan Gelen Devrim

Modern sosya l izm i n kökleri Sa nayi Devri m i'n i n fa brika l a rına ve yoks u l semtlerine uza n ı r. i m a latç ı l a r ı n makineleri çeşit l i şekil lerde k u l l a na ra k tek bir kişi n i n ya pa b i l eceğ i ü ret i m i a rtı rması malların h ızla ve u c uz b i r şeki l d e satı l ı p tü keti l mes i n i sağ l a d ı . B i rçok kişi, g e l i şi m i n g östergesi o l a ra k g ö rd ü kleri ma ki nelere ve onların geti r­ d i ğ i zen g i n l iğe o l d u kça sıca k b a kıyord u. Başka ları ise yen i oluşan yoks u l ş e h i r h a l k ı n ı n yaşa m a ve ça l ı şma koş u l l a r ı n d a n ra hatsızl ı k duyuyord u . Bu kişilerden bazı l a r ı ü reti mdeki b u a rtışın meyve­ leri n i n n a s ı l daha eşit b i r şeki l d e paylaşı l a b i l eceğ i n i d ü ş ü n meye başlad ı .

ON S E K i Z i N C i Y Ü Z Y I L D A N Ü F U S PAT L A M A S I Bir önceki yüzy ı l boyu nca n ü fu sta hemen hemen h i ç a rtış gözlen­ mezken, 1 750- 1 800 y ı l l a r ı a ra s ı n d a Batı Avrupa ü l kelerinde çarpıcı bir n üfu s a rtışı yaşa n d ı . B i rçok ü l ke n i n n üfus u i kiye katla n d ı . Bazı ü l kelerdeki n üfus artışı on dokuzuncu yüzyıl boyu nca devam etti. Örneğ i n , Büyük Brita nya'n ı n n üfu s u 1 750- 1 800 a rası nda iki katına ç ı ka rken 1 800- 1 900 a ra s ı n d a ü ç kat a rttı . B u a n i a rtışın altı nda b i rta k ı m sebepler yatıyo rd u . Tı pta ki ge­ l işmeler ve g e l i şen sağ l ı k koş u l la rı bu laşıcı ve salg ı n hasta l ı kları n ta hri batı n ı aza l m ıştı. Yen i g ı d a l a rın, öze l l i kl e de patatesi n gelişiyle b i r l i kte yoks u l l a r daha d üzg ü n beslenme i m ka n ı n a kavuştu ve kıt­ l ı k va ka l a r ı nda d ü şüş yaşa n d ı . A rta n ka m u sa l d üzen ve azalan iç savaşla rla b i rl i kte hayat d a h a g ü ven l i bir h a l a l d ı . En n i h ayetinde, ö l ü m o ra n ları d ü ştü, n üfus b i r a n da a rttı. 22

Sanayiye Daya l ı işçi S ı nıfı n ı n Yü kselişi

Tarım Devrimi Büyük Britanya'da Sanayi Devrimi'ne paralel olarak bir de tarım devrimi yaşandı. Atların çektiği yeni makineler, yeni hayvan yem­ leri, yaygınlaşan toprak drenajı projeleri ve fenni hayvancılık ile tarımsal üretim arttı. Ancak tarımsal gelişmelerin toplumsal bir bedeli de vardı. ı 760- ı 799 yılları arasında büyük toprak sahipleri, önceden küçük çiftçilerin hayvan otlatmak için kullandığı 2-3 mil­ yon akrelik bir ortak araziyi kendilerine ait çitlerle çevreledi.

A rta n n üfus, büyütü l mesi geren çoc u k i l e ba k ı l ması gereken ya ş l ı o ra n ı nda bir a rtışı da bera berinde geti rerek top l u ma her yön­ den baskı ya ptı . Pek çok köy l ü a rtık çoc u k l a r ı n a top ra k veremedi­ ğ i n d e n bu insa n l a r hayatl a r ı n ı s ü rd ü rmek için başka yol l a r a ra m a k zoru nda ka l ıyord u . Şehirlerdeki küçük e s n a f d a benzer problem­ lerle ka rşılaşıyor, kendi d ü kka n ı nda çocu k l a r ı n a iş i m ka n ı sağ laya­ m ıyorlard ı . N üfu s artışı hem yiyeceğe hem d e sanayi ürünlerine o l a n ta lebi a rtıra ra k bu ü r ü n leri ü retecek u c u z iş g ü c ü bol l u ğ u ya ratm ıştı.

D O K U M AC i l l K M O D E R N B i R E N D Ü STRiYE D Ö N ÜŞÜYO R S a n ayi Devrimi esasında i ng i ltere'n i n d o k u macı l ı k e n d ü stri s i n d e başlad ı . Tekstil ü r ü n leri yüzyı l la rd ı r i n g i l iz ekono m i s i n i n öne m l i b i r k ı s m ı n ı oluşturuyord u . Sanayi Devri m i 'n i n a rifesi n d e i n g i ltere'n i n i n ce y ü n ü çok m eş h u rd u . Keten ü reti m i d e i ri a n d a v e iskoçya'ya yayı l ıyord u. Bir tek pa m u k endüstrisi ka l ite ve fiyat kon u s u n d a H i nt basmaları v e m u s l i n kuma şıyla ya rış m ayaca k kadar küç ü k ça p l ıyd ı ve geride ka l m ı ştı. Doku macı l ı k on sekizi nci yüzyı l ı n ilk ya r ı s ı n d a evlerde gerçek­ leşti r i l iyord u . Ken d i işi o l a ra k dokumayla u ğ raşan ve o l d u kça teş­ kilatlı ticaret cemiyetlerinde yer alan M a n c h este r l ı esnaflar d ı ş ı n d a 23

Sosyalizm 7 O 7

esnafı n çoğ u ayn ı za m a n d a çiftçiyd i. Birçok a i l e tarlada yapaca k pek fazla iş bulamad ı kları m evs i m lerde dokumacı l ı k ya pıyord u . Çoğ u za m a n bütü n a i l e h e p b i r l i kte bu işi ya p a rd ı . i l k değişimler küç ü k ça p l ıyd ı . •

J o h n Kay'i n ı 730'd a ç ı ka rd ı ğ ı ve ı 750'1er ve ı 760'1 a rda yayg ı n­ laşa n uçan mekik dokumacı l ı ğ a h ız kattı.



Lewis Pa u l 'u n ı 748 yı l ı n d a patenti n i a l d ı ğ ı ç ı rç ı r m a ki nesi i p l i k eğ i r m e i ç i n l ifterin hazırla n ma s ı n ı kolayla şt ı rd ı . H e r i k i icat da ha l i hazı rd a va r o l a n a rz soru n u n u pekişti rd i . i p l i k

eğ i rme m a kineleri siste m i n d a r boğazıyd ı . Geleneksel b i r dokuma tezg a h ıyla ça l ı şa n tek bir doku m aoya i p l i k sağ la na b i l mesi için üç veya d ö rt i p l i k eğirme m a k i n e s i gerekiyord u . Uçan meki k doku­ mac ı n ı n h ız ı n ı a rtı rınca i p l i k kıtl ı ğ ı baş gösterd i . James H a rg reaves'i n

ı 770

yı l ı nda patenti n i a l d ı ğ ı eğ i rme ma­

kinesi b u i p l i k a rzı soru n u n u çözü me kavuştu rd u . Aile boyu ç ı k­ n k l a r ı n yer i n i kısa za m a n d a d a h a ucuz ve çoc u k l a r ı n bile ra hatça ku l l a n a b i l d i ğ i ufa k eğ i rm e m a k i neleri a l d ı . i l k ç ı ka n eğirme maki­ neleri n d e sekiz teker b u l u n uyord u . ı 784 yı l ı na kad a r seksen te­ kerlekl i m a kineler yayg ı n h a l e g e l m işti bile. On sekizi nci yüzyı l ı n son l a r ı n a doğru o za m a n a kad a rki en büyü k eğirme makineleriyle tek bir kişi, bi rkaç çocu ğ u n u n ya rd ı m ıyla ayn ı a nda yüz yirmi teker ku l l a n a b i l iyord u. Eğirme makineleri büyü d ü kçe i p l i k eğ i rme işi fa brika l a ra kay­ maya baş l a d ı . Ancak yen i fa b r i ka sistemi evlerdeki dokuma en­ d ü strisi n i n yeri n i hemen d ol d u ra m a d ı . Başl a n g ı çta a i leler evleri­ n i g e n i ş l eterek daha büyü k ö l çekl i dokuma tezg a h l a rı ve eği rme makineleri k u l land ı l a r. Fa b r i ka l a r ise ev tipi eğirme maki nelerine ham pa m u k, el tezg a h ıyla d o k u m a ya pa n l a ra ise i p l i k sağ l ıyord u. Doku m a c ı l a r iplik a rzı n ı n kes i l m eyeceğine g üven d i kleri için ta rım ya p m a k yerine tam za m a n l ı o l a ra k dokumac ı l ı k ya pa b i l iyord u.

24

Sa nayiye Daya l ı i şçi Sı nıfı n ı n Yü kselişi

FA B R i K A S i S T E M i N i N D O G U ŞU i n g i l iz dokuma endüstrisi n deki i l k gerçek değişim 1 769 yı l ı nd a R i c h a rd Arkwrig ht'ı n i p l i k eği rme i ş i n i n h e m h ızı n ı hem de ka l ite­ s i n i a rtıran s u l u eğ i rme ma ki nesi n i n patenti n i a l m asıyla başlad ı . B i l i nen i p l i k eğ i rme makinesi n i n a ks i n e Arkwrig ht'ı n su ile ça l ı şa n d o k u ma tezg a h ı b i r fa b r i ka maki nesi o l a ra k tasa rla n m ıştı. B i rkaç yıl sonra Samuel Crom pton'ı n selfa ktörü pa m u k eğirme ve sulu eği rme maki nesi n i n ça l ışma i l ke l e ri n i b ü nyesi nde bi rleşti­ rerek daha pü rüzsüz ve i n ce bir i p l i k ü retti. Böylece i ng i l iz pa m u ğ u ka l ite bakı m ı n d a n H i nt m a l l a rıyla ya r ı ş ı r h a l e g e l d i. 1795 yı l ı nd a Arkwrig ht'ı n patenti i pta l ed i l i nce s u l u e ğ i r m e maki nesi sermaye yatı rı m ına gücü yeten herkese kısıtlama o l m a ksızı n açıldı. Ayn ı y ı l b u h a r maki nesi i l k defa b i r i p l i k fa brikası n ı ça l ı şt ı r m a k i ç i n ku l la n ı l­ d ı . B u d u rum büyük ölçe k l i fa brika ü reti m i n i m ü m kü n k ı l d ı . i p l i k eğirme teknoloj i s i ndeki gel i ş m e l e r l ifleri eği rmeye ha­ z ı r l a m a za hmet i n i orta d a n ka l d ı ra n ta ra kl a ma, d itme ve fiti l ierne m a k i nelerinde de görü l d ü . Her tekn i k g e l i şmeyle b i r l i kte tekst i l e n d ü strisi evdeki sistemlerin b i r a d ı m d a h a i lerisi n e taş ı n d ı . Fa bri­ ka s i stemi ya l n ızca işleri d üzene sokm a n ı n yen i yol u değil, ayn ı za­ m a n d a yen i bir yaşam biçi m iyd i. Fa bri ka l a r ka ra n l ı k, g ü rültü l ü ve teh l i keli yerlerd i . Fa brika işçisi n i n sıkı d i s i p l i n i ve birbirinin ayn ı s ı g ü n leri çiftçi lerin veya evde dokumacı l ı k ya pa n l a r ı n ça l ışma g ü ­ n ü n d e n çok fa rklıyd ı . Hem ta r ı m la h e m d e dokumacı l ı kla uğraşa n­ lar çoğ u za man g ü nde on d ö rt saat ça l ı ş ıyord u a nca k ta rım işi çok çeşitli ve mevs i m l i kti. Ayrıca kendi geçi m i n i sağ laya n doku macı­ l a r ken d i ça l ışma saatleri n i beli rleyebil iyord u . Fa b r i ka l a rda ise o n d ö rt saatl i k ça l ışma, daha az m o l a v e her g ü n evden i şe, işten eve d a h a uzu n mesafe yol katetmek demekti. A m i rler işçilerin zaten g ü rü ltüden za r zor d uyu l a n şarkı ları n ı ve soh beti n i istemiyord u . Da h a fazla kad ı n v e çoc u k fa brika l a ra a l ı n d ı kça a i l e ba ba l a rı e l i n i aya ğ ı n ı işten iyice çekti. 25

Sosyalizm 101

Çocuk İşçi Kanunları Birleşik Krallık Parlamentosu'ndan ilk çocuk işçi kanunu 1802 yı­ lında geçti. Bu yasanın amacı, yetimlere pamuk fabrikalarında "çı­ raklık eğitimi" aldırmak olsa da ne zorlayıcı bir hükmü ne de gerçek anlamda bir etkisi bulunuyordu. 1833 Fabrika Kanunu'na kadar çocuk işçi çalıştırılması büyük ölçüde denetimsizdi. Bu kanunla birlikte yasal çalışma yaşı 9 olarak belirlendi ve 9-13 yaş arası ço­ cukların günde dokuz saatten fazla çalıştınlmaması şartı getirildi.

26

FABRiKA ŞEH i RLERiNiN BÜYÜMESi Yen i B i r Manzara

Suyla ça l ışan yen i i p l i k eğ i rme fa brika l a rı, Kuzey i n g i ltere'de şel a l e g i b i yukarıdan a ka n su kaynakların bu l u n d u ğ u her yere yayı l m ı ştı. B u fa brikaların b i rçoğ u o kad a r ıssız yerlerd eyd i ki fa b r i ka sa h i pleri işçi b u l ma kta zorland ı kl a r ı n d a n gruplar h a l i nd e Lon d ra'dan geti r­ d i kleri yetim çocu kları "çı ra k l ı k eğiti m i " a d ı a lt ı n d a ça l ı ştı rıyorlard ı . B u h a r gücü n ü n ku l l a n ı l masıyla b i r l i kte a rt ı k her yerde fa brika l a r açı l m aya başla m ı ştı. Bu fa b r i kaların b i rçoğ u köm ü r v e işgücü kay­ n a k l a r ı n ı n ya kı n l a rı n a i n şa ed i l iyord u. F ı rsat a rayışı içerisinde yeri n i yurd u n u terk eden işçiler, esnafl a r v e d ü kkan sa h i pleri n i n iç g ö ç ü sayesi nde, e n önem l i sanayi şeh i r­ leri o n dokuzu ncu yüzyı l ı n i l k ya rısında şa ş ı rtıcı o ra n d a büyüdü. E n h ız l ı b üyüme fa brika şeh i rleri o l a n Manchester, Liverpool v e B i r­ m i n g ham'da görü l ü rken genişleyen deniza ş ı rı tica reti n bir son u c u o l a ra k l i m a n şeh i rlerinde d e büyüme gözl e n d i . 1 850'ye kad a r i n ­ g i l iz n üfu s u n u n ya rısından fazlası şeh irlerd e yaşamaya başla m ı şt ı .

"Ka ranlık Şeytani Fa brika lar" A l e l a cele i nşa ed i l m iş, köm ü r isi nden ka ra r m ı ş b u yen i şeh irler on d o kuzuncu yüzyı l i n sa n ı n ı n g öz zevkini epeyce boz m u ştu. Wi l l i a m B l a ke'i n tabiat ma nza rası n ı ka pata n "ka ra n l ı k şeyta n i fa brikaları" ayn ı d önemde yaşaya n i n sa n l a rı da dehşete d ü ş ü rüyordu. Eleşti r­ m e n J o h n Rus kin, i ng i ltere'n i n gelecekte "Liverpoo l ' u n rı htı m l a r ı n ­ da yü kselen gemi d i rekleri kadar ç o k bacayl a d o l u p taşacağ ı n ı; tek bir ç i m e n l iğ i n, tek bir ağac ı n , tek bir ba h çe n i n b i l e ka l mayaca ğ ı n ı " öne s ü rüyord u. Sosya l i st sa natçı Wi l l i a m M o rris i s e "göz zevk i n i n ka l ma d ı ğ ı bir d ü nyada her şeyi n k ü l yığ ı n ı n ı n tepesi n deki bir m u ­ h a s e b e ofisi ne" dönüşmesinden korkuyord u . Fa brika şehi rleri n i n 27

Sosyalizm 7 0 7

çirkin görü ntüsüyle b u görü ntü n ü n o şeh i rlerd e ça l ışan i nsa n l a r üzeri ndeki etkisini bağ d a ştı r m a k ise keskin g özl ü b i r ya bancıya, Alexis d e Tocq uevi l l e'e d ü ş m üştü. "Dü nya bere ketlensin d iye atı k boru l a r ı n d a n gelmiş g eç m i ş en büyük beşeri sanayi a kıyor;' d iye yazd ı Tocq uevi l l e Manchester'a ya ptığı bir ziya retten sonra. "Bu kirli ka n a l izasyonlard a n saf a l t ı n a kıyor. B u rada i n sa n l ı k dört başı ma m u r g e l i şi m i n i ta m a m l ı yo r, aynı za manda en ya ba n i s i n i de; bu­ rada meden iyet mucize l e r ya ratıyo r ve med e n i i n sa n b i r bakıma eskisi g i bi yaba n i l eşiyor:'

E L E KT R i K L i D O K U M A T E ZG A H I VE Ü C R E T L E R D E Ki D ÜŞÜŞ Doku m a c ı l a r ı n a l d ı ğ ı ü c retl e r d o k u macı sayı s ı n d a ki a rtış sebebiy­ le h a l i hazı rda d ü ş m üşken, 1 820'1erde elektri k l i dokuma tezgah la­ rı n ı n büyü k ölçüde p iyasaya s ü r ü l mesiyle ücretler bir da rbe daha aldı. El tezg a h l a r ı n ı n ku l la n ı m ı beceri gerekti riyord u . Elektri kli do­ kuma tezg a h l a rı ise h i ç b i r beceri gerektirm iyord u.

Luddistler 1811 ve 1812'de, evlerini geride bırakıp çalışmaya gelmiş tekstil işçilerinden oluşan maskeli gruplar fabrikalara saldırarak geçim kaynaklarını tehdit eden makineleri tahrip ettiler. Kendilerine Luddistler diyen bu grubun ismi Kaptan Ned Ludd isimli, muhte­ melen sadece söylentiden ibaret liderlerinden geliyordu. Bu grup­ lar köylülere saldırınamaya veya başka mülkiere zarar verınemeye özen gösteriyordu. Ayrıca sık sık yerel halktan destek görüyorlardı. Hükümet saldırılara karşılık, makineleri tahrip edenleri ölüm ceza­ sına çarptırdı.

Çoğ u n l u ğ u n u kad ı n la r ı n ve çocukların o l uşturd u ğ u n itel i ksiz fa brika işçileri, ken d i i ş i n d e ça l ı ş a n ka l ifiye doku macıların yeri n i al-

28

Fa brika Şehirlerinin Büyümesi

m aya başlamıştı. i ş i m ka n ları kısıtlı old u ğ u n d a n , i n g i l iz tekstil pa­ za rı n ı n yıld ızı g itti kçe parla rken işçi lere d ü ş ü k ücretler öden meye d eva m ediyord u . 1 820- 1 845 yı l la rı a ra s ı n d a pa m u k end üstris i n i n ü reti m i dörde katlanı rken ödenen ücretler ayn ı ka l d ı .

Ikinci Sanayi Dalgası i n g i ltere'n i n tekst i l endüstrisi n i n sanayi leşmesi, a raç gereçler ve m a k i neler i le çel i k dövme ve köm ü r madenci l i ğ i ndeki i lerlemeie­ ri n iyice a rtma s ı n ı sağ l aya n g üce bir ta l e p ya rattı. Esasen a h ş a p o l a n makinelerin yeri n i yen i yen i gelişen i m a lat maki nesi en­ d ü st ri s i n i n ü rettiği meta l maki neler aldı. B u n l a r d a h a h ızlı ve özel a m a ç l a r için ü reti l m i ş makinelerd i . B u h a r motorları g üveni l i r v e kesintisiz e n e rj i sağ l ıyord u. Baş­ ta köm ü rü madenierden d ışarı ç ı karma k için ku l l a n ı la n bu yen i tek n o l oji zama n l a başka e n d ü striler ta rafı n d a n d a benimsend i . Çok g eçmeden b u h a r motorla rı, ta h ı l fa b r i ka l a rı nda, şeker rafine­ rilerinde ve büyü k i n g i l iz çömlek imalathanelerinde ku l l a n ı l maya baş l a d ı . Arta n u l a ş ı m i htiyacı ka nal siste m i n i n g e n i şlemes i n i sağ­ l a m a k l a ka l mayı p ayn ı za manda yol ları ve d e m i ryol l a r ı n ı da gel iş­ t i rd i .

ŞE H i R L i i ŞÇ i S I N I F I N I N YA R AT I L M A S I N üfus u n kı rsa l kesi mden şehre kaymasıyla S a n ayi Devrimi yen i b i r yoks u l şeh irli s ı n ıfı ya rattı. Şehre taş ı n a n i l k n e s i l genell ikle k ı rsa l kök l e ri n i koruya ra k hasat za manlarında veya a i l e kutlamalarında köylerine dön üyord u. Za m a n geçtikçe ata d a n ka l m a köylerle bağ­ lar koptu ve şeh i r sa kinleri kend i leri n i köyde b ı ra ktı kları insa n l a r­ d a n b i r hayl i fa rkl ı görmeye başla d ı . K ı rsal kesimden şeh re g e ç i ş çoğ u za m a n i ç i n zor l u b i r s ü reçti. Şeh i rd e ki yaşam koşu l ları yoks u l ları dehşete d ü ş ü rüyord u . Şeh i r­ ler ise a k ı n akın gelen göçleri ka l d ı ram ıyord u . işçi s ı n ıfı n ı n yaşa d ı ğ ı

29

Sosyalizm 1 0 1

bölgelerd e ka nal izasyo n l a r a ç ı kta n a kıyord u ve s u tem i n i yetersiz­ d i . On sekizi nci yüzyı l ı n orta l a r ı n d a daha önceden k u r u l a n şeh i r­ lerde yol l a ra taş döşe n m i şti a nca k yen i şeh i rlerd e sokaklar toprak pati ka l a r g i b iyd i. Va r o l a n evle r tekra r tekra r böl ü nerek a l a n açıl­ maya ça l ı ş ı l ıyor, a i leler çoğ u n l u kl a ya tek b i r odada yaş ıyor ya da o tek odayı b i r başka a i l eyle paylaşıyord u . Yen i evl e r de ayn ı şeki lde daracı k, g e l i ş i g üzel i n şa ed i l m i ş ya p ı l a rd ı .

Küçük İşletme Sahipleri Sanayi Devrimi aynı zamanda yeni bir zengin imalatçı sınıfı da do­ ğurmuştu. Bunlardan birkaçı esnaflıktan fabrikatörlüğe yükselmiş dokumacılar ve çıknkçılardı. Birçoğu küçük toprak sahibi veya iş insanı olarak işe başlamıştı. Aslında bu insanlar değişip dönüşen toplumun uçucu elementleriydi. Kimi zaman zengin toprak sahip­ leriyle güç ve statü yarışına giriyorlar, kimi zaman ise toplumsal değişimle mücadele için onlarla güçlerini birleştiriyorlardı.

i ŞÇ i S l N i f l N DA R AD i K AL i Z M i N Y Ü K S E L i Şi işçi sın ıfı o rta sınıfı n gelip kend is i n i ku rtarma s ı n ı bekleyemedi. Onun yerine, on sekizi nci yüzyı l ı n son u nda bir reform çağrısı ya­ para k asgari ücretler, ç ı ra k l ı k eğiti m i d üzen lemeleri, çoc u k işçi ka­ n u nları ve işçiler için diğer koruyucu ted birler g i b i kon u l a rda Pa rla­ mento'ya başvurd u l a r, işçi send i ka l a rı ku rd u l a r ve g revler ya ptılar. Kısa s ü rede esaslı b i r değişi m i n tek yol u n u n, Ava m Ka marası'n­ daki tem s i l c i lerin seçim şekl i n i yeniden düze n l e mekten geçtiğini fa rk etti l e r. Topra k sa h i b i s ı n ıfl a r ( k i ra geli rleri veya top raklarındaki ü reti m l e g eçi m i n i sağ laya n top ra k sahi pleri) Pa rlamento'n un i ki mecl isi n i de kontro l ü a lt ı n d a tutt uğ u sürece reform m ü m kü n gö­ rü n m üyord u . i ş ç i s ı n ıfından rad i ka l l e r ü l kedeki tüm reformcu l a r ı n birbiriyle i letişimde ka l a b i l mesi için "soru m l u topl u l u kl a r " dedi kleri örg üt30

Fa brika Şehirlerinin Büyü mesi

ler k u rd u l a r. B u n ların en çok b i l ineni 1 792 yı l ı nda bir ayakka bıcı o l a n rad ika l T homas Ha rdy'n i n ku rd u ğ u Lon d ra Soru m l u Topl u l u­ ğ u'yd u. Benzer topl u l u k l a ra Büyü k Brita nya'n ı n d ö rt b i r ya n ı nd a ki sa n ayi şeh i rleri nde de rastlan ıyord u . Soru m l u topl u l u klar yerel öl­ çekte ka l d ı kça h ü kü met d e ya n l a rında yer a l m ıyord u. 1 793 yı l ı n d a i s koçya l ı bir reform g r u b u b i rçok reform ö rg ü tü n ü n temsilcisi n i i skoçya'daki b i r toplantıda b i r a raya geti r m eye çal ıştı. Anca k ö rg üt l id e r l e ri tutu klandı, isya n a teşvik suçuyla m a h ke meye çıka rı l d ı k­ ta n son ra i ngi ltere'n i n ceza kolon i leri nde d e n iza ş ı rı nakl iyec i l i kte ça l ı şt ı n l ma k üzere on dört yı l cezaya çarptı rı l d ı l a r. U l usal b i r re­ form toplantısı gerçekleşti rmek için ya p ı l a n b i r başka girişim ise vata na iha net suçlamalarına yol açtı.

Fra nsız Devrimi'ne Tepkiler Fra n sız Devri mi reforma giden ad ı m ları n ö n ü n ü kesm işti. Fra n sa ö r n eğ i ve bu örneğ i n bazı i ng i l iz rad i ka l l e r ta rafı n d a n sevi nçle ka rş ı l a n ması yüzü nden telaşa ka pılan top ra k sa h i b i s ı n ıflar ve fa b­ r i katörler rad i ka l lere ka rşı b i r l i k oldular. Ç ı ra k l ı k eğitim iyle i l g i l i va r o l a n d üzenlemeler, ücret d üzen l emesi ve sanayideki şa rtlar ka l d ı ­ r ı l d ı . Komplolara karşı va r o l a n ka n u n l a r, 1 799 v e 1 800 yı l la r ı n d a ç ı ka r ı l a n Birlik Ka n u n la rı'yla sağ lamlaştı r ı l d ı . B i rl i k Ka n u n l a rı'na göre işçilerin "bi r a raya gele rek" maaşlard a a rtış veya çal ışma saat­ leri n d e d üşüş ta lebinde b u l u n maları ya da i nsa n ları işlerini b ı ra k­ m aya teşvik etmeleri ka n u na aykı rıyd ı .

B A R I Ş VE YO K S U L L U K i ng i ltere, Na polyon Savaşları'n ı n son u n d a barış dönemi ekono­ m i s i n e geçi l i n ce büyü k b i r b u n a l ıma d ü ştü. H ü kü met harca mala­ rındaki a n i düşüş ve i n g i ltere'n i n savaş za m a n ı nda ta h ı l ve sanayi ü r ü n leri sattığı paza rları kaybetmesiyle b i rl i kte fiyatl a r düştü, pa ra biri m i i sti kra rsıziaştı ve işsiz l i k yayg ı n laştı .

31

Sosyalizm 1 0 1

H e m Lortlar Ka marası h e m d e Ava m Ka mara sı'nda topra k sa­ h i pleri n i n baskın old u ğ u Pa r l a m ento ü l kenin e ko n o m i k s ı k ı ntıla­ r ı n ı gidermek a macıyla ta h ı la koruyucu g ü m r ü k verg i leri getirdi. Yen i Mısır Ka n u n la rı top ra k sa h i p l e ri n i n geli rleri n i koru rken şeh irli işçi lerin o zor za m a n l a rd a ekmeği d a h a pa hal ıya a l masına neden oldu. işçi ler, i n g i ltere'n i n d ö rt b i r ya n ı nda g reve g i d erek ve ekmek isya n l a r ı çı ka ra ra k tepki g österd i le r. l l ı m l ı ve rad i ka l reformcu lar büyü k h a l k m itingleri n d e Mısır Ka n u n ları'n ı n ve parlamento re­ form u n u n yürü r l ü kten ka l d ı rı l ma s ı çağ rısında b u l u n d u l a r. 1 8 1 7 yı l ı nda h ü kü met, tüm h a l k m it i n g leri n i geçici o l a ra k yasaklaya ra k, h ü kü meti n yetki lendi rmed i ğ i t ü m top l u l u kları baskılaya rak ve in­ sa n l a r ı n m a h kemeye ç ı ka r ı l m a d a n tutukla n m a s ı n ı sağ lamak için i hza r E m ri ka n u n u n u a s kıya a l a ra k reform top l u l u kl a r ı n ı etkisiz hale getirmeye ça l ı ştı. Anca k b u sert önemler halk g ö steri leri n i ya l n ızca geçici b i r sü­ rel i ğ i n e d i n d i rebildL 1 8 1 9 yı l ı nd a i ngiltere'deki e ko n o m i k sorun­ lar a rttı . Reformcular büyü k sa n ayi şeh i rleri nde yen iden kitlesel miti n g l e r d üzen lemeye başlad ı l a r. B u nların en b i l i ne n i Peterloo Katl i a m ı 'd ı r. 1 8 1 9 yı l ı n ı n Ağ u stos ayı nda erkek, kad ı n, çoc u k a lt­ m ı ş b i n kişi Manchester'd a ki Aziz Peter a l a n ı nda rad i ka l Henry H u nt'ı d i n lemek için topla n d ı l a r. Reformcu l a r ı n içinden büyü k bir g r u b u n isya na ka l kışma s ı n d a n korka n yerel sulh h a k i m i, H u nt'ı tu­ tuklama l a r ı için sa kin ka l a ba l ı ğ ı n içine bir süva ri b i r l i ğ i gönderdi. Olayda o n b i r kişi hayatı n ı kaybetti, bi rkaç yüz kişi ya ra l a n d ı . Olay ı n a rd ı ndan h ü kü m et, o l a s ı başka gösterileri ö n l emek i ç i n e l i n i ça b u k tuttu. H u nt i l e b i rl i kte Ma nchester'd a ki m itingi organi­ ze eden sekiz kişi tutu k l a n a ra k " h uzu rsuzl u k çıkarmak için ka n u n­ suz ve isya na teşvik edici topla ntı l a r" d üzen lemekten s u ç l u b u l u n ­ d u l a r. Pa rlamento, yetkisiz m i t i n g leri önlemek, rad i ka l medyayı baskı l a m a k ve popü ler l iderleri d a h a kolay cayd ı ra b i l mek için Altı Yasa'yı ç ı k a ra ra k kesin kısıtla m a l a r getird i .

32

Fa bri ka Şehirleri n i n Büyümesi

işçi Sınıfı Hareketi Yeni Bir Yola Giriyor 1 820'd e n son ra h ü kü meti n a rta n baskı l a rı ve e kon o m i n i n ka l k ı n ­ m a s ı y l a birlikte rad i ka l h a reket d u r u l d u . S o n ra ki on yıl boyu nca işçi s ı n ıfı hareketi, reform ya pmakta n çok işçi send i kaları, hay ı r k u ru m la rı, ya rd ı m laşma dernekleri v e i ş ç i B i r l i kleri şeklinde koo­ peratifler kurmaya odakla n d ı . Pa rlamento 1 83 2 yı l ı n d a orta s ı n ıfı n büyü k böl ü m ü n e oy hakkı ta n ıya n Reform Ya sası'n ı çı karana kad a r sağ l a m ve kend i n i b i l e n işçi s ı n ıfı ku ru m la r ı savaşı göğüslerneye çokta n hazı rd ı .

K l TA AV R U PA'S I N D A S A N AY i D E V R i M i Baş l a n g ı çta Sanayi Devri m i ya l n ızca i n g i ltere'n i n meselesiyd i . i n ­ g i ltere imalatta ki lider kon u m u n u kor u m aya ka ra r l ı olduğu i ç i n m a k i n e v e imalat teknolojisi i h racatı n ı yasa kla n m ıştı. Ka l ifiye işçi­ leri n başka bir ü l keye göç etmesine izin veri l m iyord u . Sa nayi Dev­ ri m i 'n i n i ngi ltere d ışında Belçika, Fransa ve Amerika B i rleşik Dev­ letleri g i bi başka ü l kelere yayı l ması için koca b i r nes l i n geçmesi gere k m i şti. Bazı Avru pa l ı g üçler ise çok daha geride ka l m ı ştı. Örneğin, Al­ ma nya'n ı n kimi bölgeleri n d e 1 87 1 'deki b i rleşmeye d e k sa nayi açı­ l ı m ı başlamadı.

33

FOU RIER, SAlNT-SIMON VE ÜTOPi K SOSYALiZM A h l a k Davası

Fra n sa'd a k i ve yu rtd ı ş ı n d a ki b i rçok kişiye göre Fra nsız Devri mi, a ristokra s i n i n ayakları a l t ı n d a ezi len alt s ı n ıfia ra daha pa rlak bir gelecek vaat etmesi açısı n d a n Amerikan Devri m i 'n i n deva m ı n ite­ l i ğ i nd eyd i . Ancak Fra nsız Devri m i'n i n eşit l i kçi haya l leri de ka bus­ ları da uzu n sü rmed i. Yen i Fra nsız rej i m i devri m e ka rşı o l d u ğ u bili­ nen, a s ı l d ü şma n l a rı n ı n ka rş ı s ı n d a b i r korku i m paratorl u ğ u kurd u . O d ö n e m d e b a ş kesrn e k için g iyet i n i s i m l i yen i b i r a l et çıkmıştı. Bu alet b i n l e rce kişi n i n ka ra ta l i h i o l d u . Ne va r ki za m a n l a rej i m kendi ken d i n i yiyi p bitirmeye başlad ı . 1 795 yı l ı na gel i n d i ğ i nde "Reh ber" olara k a n ı la n devrim l iderleri tutucu laşmış ve m u halefete karşı hoşgörüsüzleşm işti. 1 799'd a devleti bir siyasi n i n, Na polyon Bana­ pa rt'ı n ( 1 769- 1 82 1 ) e l lerine b ı ra kt ı l a r. Banapart Fransa'yı g itti kçe keyfi leşen b i r şeki lde yönetiyord u. 1 804 yı l ı nda kendisi n i Fra nsa i m pa ratoru i l a n etti. B u durum diğer Avru pa l ı g üçleri endişelend i rm e k l e ka lmadığı g i bi, yen i i m pa rator Fra nsa'n ı n g ü c ü n ü ve top ra k l a rı n ı genişletmek n iyetinde oldu­ ğunu d a açı kça göste r m i şti. B u ta ri hten iti baren on yı l boyunca Na polyon Savaşları Avru pa'yı y ı ktı geçti. N i hayet 1 8 1 5 yı l ı nda Bel­ ç i ka'd a k i Waterloo meyd a n ı n d a fa rklı u l u s l a rd a n o l u şa n bir koa­ l i syon N a polyon'u yen erek b u n a bir son verd i . N a polyon ücra bir yere s ü rg ü ne gönderi l d i ğ i n d e Avr u pa deri n bir nefes a l d ı . Şişman b i r adam olan XVI I I . Lou i s k u k l a k ra l olara k ta hta ç ı ka r ı l d ı . Fa kat krala ve h a l etlerine ka rşı ya pılan b i r d izi devri mci aya k­ lanma Fra nsa'yı ka l ı c ı b i r isti k ra rsızl ı ğ ı n içine s ü rü kled i. Gel miş geçm iş e n etki l i i ki üto p i k sosya l ist topl u m u n yeniden örg ütlen­ mesine d a i r fi ki rleri n i işte böyle bir geçmişe daya n d ı rmaktad ı r.

34

Fou rier, Sai nt-Simon ve Ütopik Sosya lizm

H E N R I D E S A l N T- S I M O N V E B i L i M E L i T i H e n ri de Sai nt-Simon Fra nsız b i r aristokratt ı . A i lesi n i n soyu n u n i l k Kutsa l Roma i mparatoru Şarlman'a daya n d ı ğ ı söylen iyord u . Ka­ deri nde m u hteşem şeyler yazı l ı o l d u ğ u söylenerek b üyütü len Sa­ i nt-S i mon genç l i ğ i n i o büyü k fi krin peş i n d e koşa ra k geçird i . Ame­ r i ka n Devrimi s ı rasında kol o n i lerin ya n ı n d a savaşa ra k Cinci n n ati N işa n ı'nı kaza n d ı . Savaş b iti nce Meksi ka'ya g iderek ispa nya va li­ s i n i N i ka ragua G ö l ü üzerinden okuya n u s a ş ı rı b i r ka n a l ı n inşa s ı n a i kn a etmek için u ğ raştı. H o l l a n d a l ı l a r ı n i ng i l izleri H i ndistan'd a n atma k i ç i n kurd u kları kom pl oya kat ı l d ı a nca k başa r ı l ı olamad ı l a r. Ard ı n d a n Mad rid'i ka n a l l a den ize bağ l a m a p l a n ları ya parak ispa n ­ ya'ya g itti. Fra n sa'ya döndüğünde i se ken d i n i d evri m i n içine atıverd i . U n­ va n ı n d a n vazgeçti, a ristokrat ol maya n b i r a d ay i ç i n yaşadığı şeh rin beled iye başka n ı o l mayı reddetti, devr i m m iting leri d üzen ledi ve kend i bölgesi ndeki u l usal m u hafıziarın b a ş ı n a geçti. Ayn ı za m a n ­ d a d a h ü kü meti n Kata l i k K i l i sesi'nden zorla a l d ı ğ ı gayri men k u l e başa r ı l ı bir yatı r ı m ya ptı. ı 793 yı l ı nda başka bi riyle ka rıştı r ı l a ra k tutu kla n d ı . Hapishane­ deyken görd ü ğ ü b i r h aya l d e Şarlman ya n ı na ya klaşıyor ve ona bir gün, kendisi ne d e n l i büyü k b i r savaşçıysa, o n u n da öyle büyü k bir d ü ş ü n ü r olaca ğ ı n ı , kaderi nde böyle yazd ı ğ ı n ı söyl üyo rd u. Sa int-Simon hapisha neden çıktı ğ ı n d a b ü y ü k b i r d ü ş ü n ü r o l m a yol u na b a ş koyd u . Ken d i n e çizd i ğ i eğiti m yol u n u n s o n u n a geldi­ ğinde yazmaya başladı. Ken d i kitapları n ı bastıra ra k fi ki rlerine i l g i gösterirler u m u d uyla o g ü n lerin n üfuzl u d ü ş ü n ü rlerine gönderd i . Pa rasız ka ldığında b i r b ü roda ça lışmaya başla d ı . Rica min net es­ kiden h izmetçi l i k ya pa n b i r i n i n odasına ve sofra s ı n a orta k old u . Kita p l a r ı n ı bastırmaya a rt ı k g ü c ü yetmeyi nce t e k tek yaza ra k ço­ ğa lttı.

35

Sosyalizm 1 0 1

Saint-Simon Toplumun Soru nlarına Parmak Basıyor Sosya l ist d ü ş ü nce başl a n g ı çta d a h a çok Sanayi Devri m i 'n i n sebep o l d u ğ u perişa n lığa bir tepki o l a ra k o rtaya çıksa d a Sa i nt-Simon bi­ l i m i ve sanayiyi kuca klaya ra k b u n la rı insa n l ı ğ ı n i l e rlemesinde ki l it u n s u r l a r o l a ra k görd ü . Sai nt-Si m o n ta rihi i nceleyerek top l u msal i lerlemen i n genelgeçer ka n u n l a r ı n ı keşfed ilebi l eceğ i n e i n a n ıyor­ d u . En son u nda ta ri h i n d e n g e ve dengesizl i k dönem leri a rasında gidip g e l d i ğ i son ucuna va rd ı. Top l u m l a r ü retken olan ve ol maya n s ı n ıfla r ı n, ya n i köleyle efend i n i n , serflerle lortl a r ı n ve alt s ı n ıfla asil­ zadeleri n s ü regelen m ücadeleleri sonucu değişiyord u . Bir denge dönemi o l a n ortaçağ ı n a rd ı nd a n Reform ve Devrim h a reketleri n i n ya rattığı top l u msal ka rmaşa g e l m i şti. Ş i m d i i s e top l u m, b i l i m ve sanayiye daya l ı bir başka d e n g e dönemine g i rm işti. B u dönemin yol u na taş koya n tek şey Fra nsız topl u m u n u b i r türlü terk etmeyen ya rı feoda l g ü ç i l işkileriyd i. Diğer sosya l i st d ü ş ü n ü rlerin a ks i n e Sai nt-S i m o n s ı n ıfsa l müca­ deleyi e l d e olanlar ve o l maya n l a r açısından d ü ş ü n m üyord u . Ona göre çatışma, ü retken s ı n ıftarla pa razitler a rası n d ayd ı . Sai nt-Simon yaşad ı ğ ı d ö n emdeki top l u m u n büyük bir böl ü m ü n ü ü retken olan "sa nayi ve b i l i m oda k l ı " s ı n ıfı n bir parçası olarak görüyord u . Bu sı­ n ıfa hem işçileri hem d e fa b r i ka sa h i pleri n i katm ıştı. B i r tek, feoda l siste m i n ayrıca l ı kları n ı n s i l i n m eye y ü z tutm u ş temsi lcileri olarak görd ü ğ ü soyl u l a r ve din ada m l a rı ü retken değ i l d i . Ü retken ol ma­ ya n s ı n ıfl a r ı n i ktidarda b u l u n ma s ı ekonom i k ve topl u msa l geliş­ meye ket vu ruyord u. Top l u m u n değ işmesi i ç i n çağdaş ü retken s ı n ıfların o rta k ç ı karla r ı n ı fa rk ed i p b i r a raya gel m esi gerekiyord u.

Bilim Elitinin Yönetimi Sai nt-S i m o n idea l top l u m fi kri n i geniş ça plı ele a l ıyord u. Toplum­ sa l dön ü ş ü m ü ufa k gruplar üzeri n d e n ele a l a n d i ğ e r ütopi k sosya­ l i stlerden fa rklı olara k Sai nt-S i m o n gelişmiş d ü nyayı kapsaya n ev­ rensel b i r b i r l i k haya l ed iyord u. Top l u m u yoks u l u n faydasına göre

36

Fourier, Sa i nt-Si m o n ve Ütopik Sosya l izm

d üzen lemek istiyord u a nca k demokrasiye g üven m iyordu. B u n u n yer i n e b i l i m insa n l a rı, sanayi l iderleri v e sa n atçı l a r ı n topl u m u n yö­ netici leri olara k a ristokrasi ve askeriye n i n yer i n i a laca ğ ı kooperatif b i r m i l letler topl u l u ğ u öneriyo rd u.

" Herkesten yeteneğine göre . . ." Saint-Simon ünlü sözü "Herkesten yeteneğine göre, herkese ih­ tiyacına göre," ile tasarladığı toplumdaki zenginlik dağılımını an­ latmaktadır. Genellikle Karl Marx'ın söylediği düşünülen bu söz zaman içinde sosyalizm ile komünizmi ayıran önemli noktalardan biri haline gelmiştir.

S a i nt-Simon s ı n ıfl a rı a l i m l er, va r l ı k l ı ola n l a r ve va r l ı k l ı ol maya n­ l a r şekl i nde üçe ayı rıyord u . Her türden sanatç ı n ı n ve b i l i m i n sa­ n ı n ı n d a h i l old u ğ u a l i m ler, top l u m u n a h l a ki ve m a nevi ese n l i ğ i n ­ den soru m l uyd u . Bu d a h a önceleri k i l i se n i n soru m l u l uğ u n d a k i b i r konuyd u . Asıl yönetim v e i d a re i s e va rl ı k l ı s ı n ıfl a r, özel l i kle d e sanayi n i n ka pta n l a rı ta rafı nd a n yürütü l ecekti. Top l u m u n birincil hedefi h ü ner kaza n ı p yü kselene dek topl u m u n en alt tabaka s ı n d a yer a l a n, va rl ı k l ı o l m aya n s ı n ıfı n maddi v e entelektüel gel işi m i n i sağ l a m a ktı. H ayatı n ı n i lerleyen dönem lerinde Sai nt-S i m o n kusursuz top­ l u m u n etik bir u n s u ra i htiyacı olduğuna karar verd i . Bunun için ilk önerisi b i l i msel b i r din oldu. Daha son ra l a rı, "Yeni H ı ristiya n l ı k" a d ı n ı verd i ğ i bir d i ne yöneld i .

F O U R I E RC i L i K 1 77 2 - 1 837 yı l l a rı a rasında yaşaya n Charles Fou rier b i r kumaş tüc­ ca r ı n ı n oğ l uydu. Babası n d a n ka lan m i rası F ra nsız Devr i m i s ı ra s ı n ­ da yitird i . Devrim b i r l i kleri Lyon'u kuşatma a lt ı n a a l d ı ğ ı nda g iyo­ tinden k ı l payı ku rtu l d u . Gezg i n bir satıcı o l a ra k i pek end üstrisinde

37

Sosyalizm 7 0 7

ça l ıştı ğ ı s ı ra l a r, Sanayi Devri m i 'n i n başla rında i pe k işçileri n i n ne büyü k perişa n l ı klar yaşad ı ğ ı n ı i l k elden görme fı rsatı ya ka l a d ı .

Falanj Falanj aslen Makedonya Kralı II. Filip'in kurduğu bir piyade sınıfıy­ dı. Bu oluşumda askerler zırhlarını ve kalkanlarını birbirinin üze­ rine denkleyerek yakın mesafede dururdu. On yedinci yüzyılda ise bu kelime "sıkı sıkıya kenetlenmiş küçük insan toplulukları" için kullanılmaya başladı. Fourier falanj sözcüğüyle "manastır" sözcü­ ğünü birleştirerek falanster şeklinde yeni bir kelime türetti.

Fou rier insanların i ç i n d e b u l u nd u ğ u perişa n l ı ğ ı n kaynağında top l u m s a l ve ekonom i k eşitsizl i kleri n yattığına i n a n m ıyord u. Ona göre soru n l a r ı n bi rçoğ u i n sa n l a r ı n "tutku n u olduğu şeyleri n" top­ l u m ta rafı n d a n kötüye ku l l a n ı l m a s ı ndan kayn a k l a n ıyord u. Herke­ s i n ya pmayı sevd iği şeyler va rd ı ve her tutku b i r işe yaraya b i l i rd i . Eğer i n sa n l a r tutku lan n d a n g e re ktiğ i gibi fayd a la n ı l ı rsa topl u ma "uyu m i m pa ratorluğu" h a k i m o l u rd u . Fourier fa l a nj l a r veya fa la n sterler a d ı veri len küçük kom ü n le­ rin kuru l ması gerektiğ i n i, böylece toplumda i n sa n l a r ı n tutkuyla ya ptığ ı şeylerden en iyi şeki l d e fayd a l a n ı l a b i leceğ i n i öne sürdü. Va r old u ğ u n u düşündüğü kişi l i k tü rlerine göre b i r hesap ya ptığ ı n­ da, her fa l a nj ı n idealde b i n altı yüz kişiden ol uşması gerekiyord u. Her insan tutku n u old u ğ u işi ya pt ı ğ ı nda tüm işlerin h a l l ed i l mesi­ n i sağ l ayaca k kişi m i kta rıyd ı bu. (Örneğ in, küçü k erkek çocukları kirlen meyi sevdiğinden o n l a r top l u l uğ u n çöpleriyle i l g ilenecekti.) Fa l a nj l a r ı n kom ü n a l ya p ı s ı n a rağ men Fou rier özel m ü l kü tama­ men orta d a n ka l d ı rm ıyord u. O n u n yerine her fa l a nj bir anonim şirket olarak birleşecek ve b i reyler yatırım ya paca ktı. Fa lanjdaki herkesi n g eçi m i n i sağ l ayaca k bir asgari geliri olacak ve herkese yatırımcı o l m a şa nsı verilecekti. Asgari gel i rlerin ya n ı s ı ra üyelere, topl u l uğ a yaptıkları katkı o ra n ı nd a b i r para da ödenecekti. Top-

38

Fourier, Sai nt-Simon ve Ütopik Sosya l izm

l u l u ğ u mem n u n etmeyen işlerin ücreti, faydasız ancak topl u l u ğ u m e m n u n eden i ş lere o ra n l a d a h a yüksek olaca ktı. Fayd a l ı işlerin ücreti ise l ü ks ü retime göre daha yüksekti. Fa l a nj ı n elde ettiği her ka r n ispi değere ba k ı l a ra k dağıtılaca k, y i r m i d e beşi emeğe, yirmi­ de d ö rd ü sermayeye ve yi rm ide üçü ise beceriye g i decekti.

Brook Çiftliği Fourierci en ünlü falanj 1 841 yılında Bostan'ın dışında kurulan Brook Çiftliği'ydi. Çiftliği kuran grupta Nathaniel Hawthorne, Margaret Puller ve Alcott ailesinin fertlerinden Bronson ve Louisa May Alcott gibi deneyüstücüler, reformcular ve yazarlar bulunu­ yordu. Deneyimleri üzerine Nathaniel Hawthorne, 1852'de yayın­ lanan Blithedale Romance isimli kitabını kaleme aldı.

Pratikte Fouriercilik Fou rier'i n vefatı n ı n a rd ı nd a n uyumcu l u ğ u o n d a n d a h a iyi ta n ıta n ve savunan iki i s i m daha g e l d i : Victor-Proper Considerant ve Al­ bert Brisbane. Considera nt'ı n Fra nsa'da ku rd u ğ u fa l a nj başa rısız o l u nca, Teksas'ta ikinci bir fa l a nj kurd u . La Reunion i s i m l i bu fa l a nj bi rkaç yıl boyu nca gelişme g östermeyi başa rd ı . B r i s bane ise bu işte d a h a başarıl ıyd ı . 1 840 yı l ı nd a Fou rierci l i ğ i Fra n sa'd a n Ameri ka'ya geti rd i . New York Tribune' u n kurucusu ve editörü olan Horace G reeley'n i n ya rd ı m ıyla Fou rier'i n teori leri n i kuzey eya letlerindeki b i n l e rce a i l eye d uy u rd u . Yazd ı ğ ı maka l e l e r Ameri ka'da kı rkta n fazla fa l a nj kuru l m as ı n ı sağ l a d ı . B u top l u l u k­ ları n çoğ u Fourierc i l i ğ i deneyüstücü l ü kle, Sweden borgian h a re­ ketiyle, m ü kemmel iyetç i l i kl e ve spi ritü a l iz m l e bi rleşti rd i fa kat pek çoğ u ya l n ızca bi rkaç yıl s ü rd ü . Fou rierci top l u l u kl a r ı n en uzu n s ü re aya kta ka l a n ı 1 843 y ı l ı n d a n 1 885'e dek s ü re n Kuzey Ameri ka Fa­ l a nj'ı d ı r.

39

Sosyalizm 1 0 1

Horace Greeley 1811-1872 yılları arasında yaşayan Horace Greeley New York Tri­ b u n e un inatçı mı inatçı kurucusu ve editörüydü. Zaman zaman ga­ zetesinde ücretsiz devlet okulları, üretici kooperatifleri, konuşma özgürlüğü, kölelerin azat edilmesi, azat edilen kölelerin vatandaş­ lık hakları ve batıya doğru genişleme gibi birçok eklektik davayı da desteklemiştir. '

40

MARX VE BiLiMSEL SOSYALiZM Temel Bilgiler

Ka rl Ma rx, Fried rich Engels'le birlikte sosya l izm ta ri h i n i n en kay­ da d eğer teoris i n i ortaya koyd u. Sosya l i st b i r devletin ütopyacı b i r h aya l değil, gerçekleşti ri l e b i l i r bir hedef o l d u ğ u n u gösteren i l k sosya l ist düşü n ü rler Marx v e Engels'ti. Gelecekteki topl u m u n d e ­ tayl ı b i r ta n ı m ı n ı ya pma k yerine Alman fel sefesi n i n , Fransız siya s i d ü ş ü n cesi n i n v e i n g i l iz ekonom i s i n i n i l ke l e r i n e ba ka ra k ka pita l iz­ m i n nasıl işled i ğ i n i a n l a maya ça l ı ştı l a r. N i h ayetinde, kapita l iz m i n çökü ş ü n ü n ken d i içindeki zıt l ı klardan kayna k l a nacağı son u c u n a va rd ı la r.

S O S YA L i Z M i N " T U H A F i K i L i S i " 1 844'ten Ma rx'ı n yaşa m ı n ı yiti rd i ğ i 1 883 yı l ı na d e k M a rx ile Engels h e m s iyasi hem de entelektüel a n lamda o rta k l ı k ettiler. Engels'i n d i l e g etird i ğ i üzere Marx fi k i r babası, E n g e l s ise h a l ka yaya nd ı. E n ­ g e l s hep i ki nci planda ka l ı rd ı v e "Marx kad a r h a r i ka b i r b i r i n c i ke­ man o l d u ğ u için çok m utl uyd u': B i r hayl i veri m l i ve eşsiz b i r orta k l ı ktı o n l a rı n ki . i ki s i de çok fa r k l ı a i l e lerden gel iyord u v e kişi l i kleri a payrıyd ı . Engels ç o k d üzen l i, g i ­ yi m i n e özen gösteren, ya k ı ş ı k l ı bir ada m d ı . M a rx i s e d a ğ ı n ı k, k ı l ı ğ ı ­ na kıyafetine h i ç bakmaya n , genelde s u ratı a s ı k gezen bir ada m d ı . E s k i ortakla rıyla ka n l ı bıça kl ıyd ı . Marx yazı l a r ı n d a top l u msa l deği­ ş i k l i kleri soyut top l u msa l gel işmeler açısı n d a n e l e a l ıyord u . Engels ise i şç i s ı n ıfı n ı n hayatına dair ayrıntı l ı ve e m pati uya n d ı ran b i r tab­ l o çizmekteyd i .

41

Sosyalizm 1 0 1

KAR L MARX Ka rl Ma rx ( 1 8 1 8- 1 883) A l m a nya'n ı n Fransa s ı n ı rı ndaki Trier şehrin­ de, orta s ı n ıf Ya h u d i bir a i l e n i n çoc u ğ u olara k doğ d u . Ma rx'ı n hem a n nesi h e m de babası seç k i n h a h a m a i l eleri nden gel iyordu .

Ün iversite Yılları Marx bir yıl Bonn Ü n iversitesi'nde okudu. B u rada oku rken o dö­ nemlerd e her Alman öğrenci n i n ya ptığ ı gibi o d a çokça b i ra içip savaş teh d itleri savu rd u . içkisi ve i sya n ka r ha reketleri sebebiyle çok geçmeden ü n iversite yet ki l i le riyle, d üzen bozucu fi kirleri yü­ zünden ise pol isle başı d erde g i rd i . 1 836 yı l ı n ı n sonbaharında ba­ bas ı n ı n onayıyla parti hava s ı h a k i m olan Bonn Ü n iversitesi'nden daha a ğ ı r b a ş l ı b i r ü n iversite olan Berl i n Ü n iversitesi'ne geçti . Ba­ bas ı n ı m e m n u n etmek i ç i n resm i o l a ra k h u k u k okuya n Marx bir s ü re son ra o g ü n lerin en çok ta rt ı ş ı l a n meselesi o l a n felsefe uğ­ runa h u ku ku bir kenara b ı ra kt ı . Bir s ü reliğine ken d i lerine "Genç Hegelciler" d iyen bir A l m a n entelektüel g ru b u n u n üyesi oldu. Gru b u n i s m i Georg Wi l he l m Friedrich Hegel'd e n ( 1 770- 1 83 1 ) geliyord u . 1 84 1 yı l ı nda fel sefe böl ü m ü nden d o ktora derecesiyle mezu n o l d u ğ u nda ona nesi i n i n en m u kted i r felsefe a l i m i g özüyle ba k ı l ıyord u .

Eski ve Genç Hegelciler Hegel'in 1831'deki ölümünün ardından onu destekleyenler iki gru­ ba ayrıldı. "Eski Hegelciler" Hegel'in muhafazakar görüşünü savu­ nuyordu. Bu görüşe göre, Prusya tarihsel gelişimin tepe noktasında bulunuyordu. "Genç Hegelciler" ise He gel'in diyalektiğinde yer alan devrim ihtimallerini kullanarak dini, devleti ve toplumu eleştiri­ yordu.

42

M a rx ve Bili msel Sosya l izm

Editör, Eş ve Sosyalist Düşünür Olara k Marx Siya s i görüşleri yüzü nden a kadem i k b i r m e s l eğ i e l i n i n tersiyle iten M a rx Köl n'e, ya n i sanayi leşmiş R h i n e l a n d ' ı n m erkezine taş ı n a ra k

Rheinische Zeitung'un [Ren Nehri Gazetesi] ed itörl ü ğ ü n ü ya pma­ ya başladı. Gazetedeki ed itörl üğü s ı ra s ı n d a Hegel'in çözü m geti­ rem e d i ğ i soru n l a rla ka rş ı l a şıyord u. Bu soru n l a r ı n i l ki, orma n l a rd a a ğ a ç l a rdan dökü len od u n ları toplama kon u su n d a yüzyı l l a rd ı r sü­ rege l e n kom ü n a l b i r ayrıca l ı ğ ı n ka l d ı r ı l m a s ı n a i l işkin yasa tasa rı­ sıyd ı . Marx'ın yen i b i r görevi va rd ı a rtı k: A l m a n felsefi düşü ncesi n i o g ü n kü Alma nya'n ı n gerçekli klerine uyg u l a ma k. 1 843 y ı l ı nda Reinische Zeitung h ü kü met sa n s ü rü i l e ka pa n ı nca, M a rx başka bir rad i ka l gazete olan Deutsch-Französische Jahrbüc­ her'i n [Al man-Fra nsız Yı l l ığ ı ] ed itörl ü ğ ü n ü ya p m ayı ka b u l edere k eşiyle b i r l i kte Pa ris'e taşı n d ı . 1 840' 1 ı yıl larda Pa ris h e m devri mci siyaset i n h e m de sosya l i st d ü ş ü n cenin merkeziyd i . M a rx b u rada b i r g r u p eleşti rel sosya l ist d ü ş ü n ü r ile ta n ı ştı. Ancak bu d ü ş ü n ü rl e r i n b i rçoğ uyla fi kir çatış­ ması yaşad ı . Ayrıca b u rada iki fa rklı a kad e m i k projeye daha baş­ l a d ı : F ransız Devri m i'n i n ta r i h i n i an lataca k ve Hegel'in hukuk ve devlet felsefesi n i n genişleti l m i ş bir kritiğ i n i ç ı ka racaktı. 1 843 y ı l ı bitmeden, ta ri h i iki s ı n ıf a rası ndaki çatı ş m a n ı n sebep olduğu b i r d ö n ü ş ü m süreci olara k gören yen i b i r a n l ayış ya ratmak i ç i n H e ­ g e l 'i n d iya lektiğ i n i Fra nsız Devri m i 'n i n ta ri h sel m od e l iyle harman­ I a rn ı ştı bi le. Ka pita l i st b i r topl u mda değişi m i n kata l izörü ücrete ta b i i ça l ışan proletarya (işçi s ı n ıfı) olaca ktı. M a rx Pa ris'te uzun s ü re ka l madı. 1 844 y ı l ı n d a Pru sya h ü kü m eti hem o n u n hem de ça l ı ştığı rad i ka l gazeten i n d i ğ e r ed itörleri h a k­ k ı n d a tutu klama ka ra rı çıkard ı . Pa ris'ten s ı n ı r d ı ş ı ed i len Marx ve a i lesi oradan 1 848 yı l ı na dek yaşayaca kları Brü ksel 'e taşındı lar.

43

Sosyalizm 7 0 7

F R I E O R I C H ENGELS Ma rx'ı n a ks i ne Fried rich E n g e l s ( 1 820- 1 895) hem ka pita l izm i n h e m de Sanayi Devri m i 'n i n i ş ç i s ı n ıfı n ı n yaşa m ı üzerindeki etkileri kon u s u n d a deneyi me sa h i pti. Başa r ı l ı Alman teksti l i m a l atçı l a rı n ı n oğ l u v e toru n u o l a n E n g e l s A l m a nya'daki i l k eği rme maki neleri­ ne ev sa h i pl i ğ i ya pa n sa n ayi şehri Barmen'de d o ğ d u . Fried rich'i n babası oğ l u na tekstil i ş i n i öğ reti p i l e onu a i l e ş i r keti ne katmaya ka rarlıyd ı .

Eğitiminin Devamı Engels'i n babası 1 838 yı l ı n d a oğ l u n u okuldan a l a ra k onu on doku­ zuncu yüzyı lda bug ü n ü n M B A'i ne* d e n k gelecek b i r eğitim a l ması için B re m en'e, b i r i h racat b ü ros u n d a katip o l a ra k ça l ışmaya gön­ derd i . Babası n ı n Protesta n kökte n c i l iğ i nden kurt u l a n Engels ken­ d i n i eğ itmek için ka natl a r ı n ı açtı. Okumaya d oymuyord u . Felsefe, ta rih, b i l i m ve evde saçm a l ı k o l a ra k görü l d ü ğ ü nden oku masına izin veri l meyen roma n l a r ı okuyo rd u . Ş i i r ve tiyatro yazıyor, müzik bestel iyord u . Fra nz Liszt'i n kon serlerine gitmişti. Ayrıca Ameri­ ka'ya yel ke n açan bir g e m iyi ziya ret ederek birinci s ı n ıf ka b i n ile ekonomi s ı n ıfı a rası ndaki fa rkı g ö r m ü ş ve dehşete d ü ş m ü ştü. Bi­ rinci s ı n ıf ka b i n "bir aristokratı n s a l o n u gibi ş ı k ve ra hat biçimde, altı n ya l d ızla işlenmiş m a u n ağacı mobi lyalarla döşenm işti': Eko­ nomi s ı n ıfı n daysa i n sa n l a r "so ka k l a rdaki ka l d ı rı m taş l a rı g i b i üst üsteyd i': 1 84 1 y ı l ı nda Engels Berl i n'd e b i r yı l l ığ ı n a a s ke r l i k görevi ya p­ mak için B remen'den ayrı l d ı . H a l a ken d i n i eğ itme isteğ iyle dolup taşa n E n g e l s bu görev içi n Berl i n'i seçm işti çü n kü b i r ya ndan as­ kerl i k görevi n i ya pıp d i ğ e r ya n d a n da ü n iversitede derslere katıl­ mayı u m uyord u. Tı pkı M a rx g i bi o d a kısa sürede Genç Hegelcilere *

Master of Business Administration; işletme Yönetimi Yüksek Lisans Programı.

(çev.)

44

M a rx ve B i l i msel Sosya lizm

rastla d ı . Ayn ı za manda b u rada kend i s i n i kom ü n iz m i n Hegel d iya­ lekt i ğ i nden gel d i ğ i n e ikna eden Moses H ess'le ta n ıştı.

Manchester, ingiltere B i r s o n raki yı l babası madd i ç ı ka rları n ı g özetmesi i ç i n Engels'i b ü ­ yü k b i r tekstil fa brika s ı n ı n b u l u nd u ğ u M a n c hester'a yol ladı. Engels fa b r i kada ya kla ş ı k iki y ı l kati p l i k ya ptı, a nca k b u s ü reçte a kşa m ları­ n ı i l g i lendiği kon u l a ra ayı ra ra k geçird i . i ng i l iz i şçi s ı n ıfı n ı n yaşa m a v e ça l ışma koşu l la r ı n d a n dolayı hayrete d üşen E n g e l s şeh ri keş­ fet meye başlad ı . Çok geçmeden Ermen&Engels şi rketinde ça l ı ş a n M a ry B u r n s isi m l i i ri a n da l ı g e n ç bir kad ı n a rastla d ı . ( i ki yı l son ra evl e n d i ler.) Mary ve kız kardeşi Engel s'e reh be r l i k ederek A l m a n b i r fa brikatörün oğ l u n u n t e k başına şeh ri n a s l a keşfedemeyeceğ i yerleri n i gösterd iler. B i r l i kte send i kacı l a rla, sosya l i stlerle ve d i ğ e r rad i ka l lerle ta n ı şt ı l a r. G ü n ü n ü n ka l a n kısı m l a rı n d a ise Engels, Da­ vid R i c h a rds gibi i ng i l iz siyasi i ktisatçıları okuyu p i ncel iyord u . Engels toplad ı ğ ı materya l i l e Manchester'ı n top l u msal v e eko­ n o m i k koşularına d a i r iki m a kale yazd ı . B u n l a r Ma rx'ı n Deutsch

Französiche Jahrbücher'i nde ç ı ktı. (Daha son ra Sa nayi Devrimi s ı ra­ sında şehrin koş u l l a r ı n ı i ş l eyen ingiltere'de Emekçi Smıflarm Duru­

mu i s i m l i klasik ça l ışmasındaki kon uya geri d ö n d ü .) Bu maka l e l e r Kapital'i n ta m ka l b i n d e yer a l a n Ma rksist k l a s i k ekonomi eleşti risi­ nin i l k örneği sayı l ı rd ı .

Klasik Ekonomi Karl Marx, Adam Smith ile başlayan ve David Ricardo ile John Stuart Mill'in "klasik ekonomi" yazılarıyla olgunlaşan İngiliz siyasi ekonomisi ekolüne ses veren kişi oldu. Aslına bakılırsa Marx, kapi­ talizm eleştirisini bu isirolerin ekonomik büyüme, serbest ticaret ve emek değer teorisiyle ilgili fikirleri üzerine inşa eder ve onlarla aynı model geliştirme yöntemlerini kullanır.

45

Sosyalizm 1 0 1

Marx'la Dostluğu Engels 1 844 yı l ı nda Barmen'e d ö n erken Köl n'd e ta n ı ştığı Marx'ı görmek içi n Paris'e u ğ ra d ı . Bu kısa mola on g ü n boyu nca bitmek b i l m eyen bir soh bete d ö n ü şt ü . Engels son ra d a n şöyle yazm ıştır: "Ma rx'ı 1 844 yı l ı n ı n yazı n d a Pa ris'te ziya ret ettiğ i mde teorik mese­ lelerde tama men ayn ı görüşlerde o l d u ğ u m uzu fa rk ettik ve işbirli­ ğ i m iz o za m a n l a r baş l a d ı :'

46

D iYALEKTi K MATERYALilM Bilimsel Sosyalizm Felsefesi

E n g e l s ve Marx 1 844 y ı l ı n d a ta n ışmad a n ö n ce de ayn ı fi kirler doğ­ r u l t u s u nda i lerl iyorlard ı . i l k o rta k ça l ış m a l a r ı daha son radan 1 844

El Yazmalan adıyla yayı m l a n a n b i r d izi d e n e m eyd i . M a rx da Engels d e fel sefi ya kl a ş ı m larında Georg Hegel'i n fel sefesinden bir hayli etki l e n m işti. H egelci felsefe 1 830' 1 u ve 1 840' 1 1 yı l l a r a rası nda Alman fel sefi siste m i n e hakim o l m uştu r. Hegelci d ü ş ü n ce n i n m erkezinde ge­ nel l i kle tez, antitez ve sentez o l a ra k özetlenen d iya lekt i k fi kri yata r. Kısaca açıklamak gereki rse, iki görüş a ra s ı n d a k i çatışma (tez ve

antitez) bir değişime (sentez) sebep ol u r. Diya l e ktik d i na m i k b i r s ü ­ reçti r: Sentez ü reti l i p teze d ö n ü ş ü r, bu d a kaçı n ı l maz olara k ken d i

antitezi ni beraberinde getirir. Engels Lectures on the Philosophy of World History [Dü nya Ta r i h i Felsefesi Üzeri ne Dersler] ( 1 822- 1 823) i si m l i eseri nde Hegel'i n d i ­ ya l e kt i k kavra m ı n ı tari h i n gelişimine uyg u l aya ra k çatışan d ü ş ü n ­ s e l g ü çlerin n a s ı l eski top l u m ları yen i top l u rn la ra dönüştüğ ü n ü g österd i . Engel s'i n görü ş ü n e göre ta rih i nsa n l ı ğ ı n i l e rleme h i ka­ yes iyd i . Bu h i kayede insa n l ı k va h ş i l i k d ü zeyi n d e n Hegel'i n "d ü nya r u h u " dediği n i h a i a k ı l ve özg ü r l ü k hedefl e ri n e u la ş m a ktayd ı . Ta ri­ h i n e n büyük i s i m leri, ken d i dönemleri n i n d iya lekti k hareketiyle kişisel hedefleri ö rtüşen kişi lerd i .

TA R i H S E L M AT E R YA L i Z M M a rx ta ri h i n diya l e ktik b i r s ü reç o l d u ğ u ve değişi m i n kaç ı n ı l maz­ l ı ğ ı h u suslarında Hegel'e kat ı l ıyord u a n c a k b u d eğ i ş i m i n arka s ı n ­ d a ki g ü c ü n Hegel'i n ded i ğ i g i bi soyut b i r "d ü nya ru h u" olduğ u n a 47

Sosyalizm 1 0 1

i n a n m ıyord u. Ma rx'a g ö re m e d e n iyet ta ri h i ayn ı za manda s ı n ıf ça­ tışma l a rı n ı n ta rih iyd i . B u s ü reci n sonucu ise kom ü n izmdi. Ma rx'a göre ta ri hteki e ko n o m i k gelişme beş aşama l ı d ı r. Bu aşa m a l a r p r i mitif kom ü n izm, köl e l i k, feoda l izm, kapita l izm ve kom ü n izme dönüşecek o l a n sosya l izmd i r. Sosya l izm/ko m ü n izm ha rici n d e bu aşama l a rı n h e r b i ri n i n özünde devr i m i zoru n l u kılan zıtl ı k l a r b u l u n u r. Geliş i m i n h e r aşaması nda b i r n o ktada top l u ma hakim ü reti m şekl i (tez) top l u m d a h a l i hazırda va r o l a n i l i şki lerle çatışmaya (a ntitez) baş l a r. Asl ı n d a b u i l işkiler de temel i nde ü reti m şekl i n i n b i r ü rü n ü d ü r. Ya n i za m a n la, ü retken o l a n engele dönüşür. Ard ı nd a n top l u msal b i r devr i m g e l i r. Bu devrim eskisinden fa rkl ı bir ü reti m şekl ine daya n a n [ye n i] b i r top l u m siste m i (sentez) ya­ ratır. Bu çatışmalar zi nciri sosya l iz m l e son b u l u r. Sosya l izmde ü retim a raçla rı n ı n özel m ü l kiyeti ka l mayaca ğ ı ndan s ı n ıf çatı şmalarından doğan ve ta r i h i n d iya lekt i k a kı ş ı n ı teti kleyen g e rg i n l i k ve zıtl ıklar da yoktu r. Ka pita l izm çöktü kten son ra bu yen i top l u ma geçişte "proleta rya n ı n d i ktatörl ü ğ ü " a d ı veri len bir dönem ya şanacaktır. Bu dönem i n a rd ı ndan ise kom ü n iz m i n i l k aşa m a s ı o l a n sosya l izm gelir.

48

1 848

DEVRi MLERi

Avrupa Yanıyar

1 2 Oca k 1 848'de Pa lermo, Sici lya'da h a l k, h ü kü md a rl a rı ll. Fer­ d i n a n d 'a karşı aya k l a n d ı . B u 1 848'i n i l k d ö rt ayı içinde Avru pa'yı yeri n d e n aynata n e l l i devri m i n i l kiyd i . Fra nsa, Avu st u rya, Prusya ve A l m a nya ile ita lya'n ı n küçük devleti n d e s i la h l ı aya k l a n m a l a r yaşa n d ı . Ancak t e k b i r devri mci örgüt veya h a reket, ya n i devlet i n s ı n ı rl a r ı d ı ş ı n a taşa n b i r b i rl i k ça bası yoktu. Yi n e de b u devri m l e r o rta s ı n ıfların, pro leta rya n ı n v e köyl ü n ü n m utla kıyetç i l i k ve feod a l i mtiyaz l a r ka rşısında birleşmesine bir hayl i benziyo rd u .

"AÇ K I R K L A R " Avru pa'n ı n ekono m i k d u r u m u 1 840'1ı yı l l a rd a iyice kötü leşti. Tü m Avr u pa'da gitgide daha fazla ta h ı l ü rü n ü zayi o l d u ğ u n d a n yiyecek kıtl ı ğ ı yaşa n ıyord u . Bu da yetmezmiş g i b i 1 845- 1 849 yılları a ra­ sında patates m i l d iyösü hasta l ı ğ ı görü l d ü . i ki y ı l içerisinde ta h ı l ü r ü n l e ri n i n fıyatları yüzde 1 00- 1 50 a rttığı i ç i n g e l i rleri n i n yüzde 70'i n i yiyeceğe ha rcaya n köyl ü lerin ve şeh i rl e rd e yaşaya n işçi leri n yaşa m sta ndartları bu d u ru m d a n büyü k ö l ç ü d e etki l e n d i . S ı k s ı k yerel l o rtları, verg i ta h s i l d a rl a r ı n ı ve fa brika sa h i pleri n i hedef a l a n yiyecek isya n ları yaşa n ıyor, b u isya n l a r ı n s o n u şiddete varıyord u . Ta rımsal krize sa nayide v e ekonomide çöküş eşl i k etti. Aşı r ı ü reti m sa nayi ü rü n leri n i n fiyatları nda d ü ş ü ş e sebep o l d u ğ u i ç i n d ü kka n sa h i p leri v e tapta n c ı l a r batıyor, işsizl i k yayg ı n laşıyord u . if­ l a s l a r a rtmıştı, ba n ka l a r bir b i r ka pan ıyord u .

49

Sosyalizm 7 0 7

İrlanda Patates Kıtlığı [Büyük Kıtlık] İrlanda, Avrupa'da patates mildiyösü hastalığı görülen tek ülke ol­ mamasına karşın en çok etkilenen ülke olmuştu. On yedinci yüzyıl­ da Oliver Cromwell'in askerleri İrlanda yerlilerini zorla İrlanda'nın batısına gönderdi. Topraklar tahıl yetiştiremeyecek kadar ıslak ol­ duğu için neredeyse tüm besin kaynakları patatesti. 1845'te mah­ sulleri zayi olunca ellerindeki yiyecek stokları tükendi.

Avrupa Ayaklanıyar Pa lermo'd a ki isya n d a n bir h afta sonra Pa ris'i n aya kta k ı m ı Lou­ is-P h i l i p pe'i n anayasa l m o n a rş i s i n i devi rdi. Fra n sa'd a k i Şu bat Dev­ rimi, Orta Avru pa'daki i sya n la rı teti kled i . A l m a n devletlerinde is­ ya n l a r i l k o l a ra k Avu stu rya i m pa ratorl uğu'nda başlad ı . Ard ı ndan i kinci d e rece Alman d evletleri n d e ve en son u n d a Pru sya'da ben­ zer isya n l a r yaşa n d ı . Ayn ı za m a n d a isya n l a r tüm italya n ya rıma­ dası na yay ı l d ı . Pa lermo'd a n başlaya ra k Sard i nya, Toskana, papa l ı k devletleri v e n i hayetinde Avustu rya kontro l ü a l t ı n d a ki i ta lya top­ ra kları da i sya n l a rdan payı n ı a l d ı . isya n la r ı n kökleri "Aç Kırklar"d a ki ekonom i k fela ketiere uzan­ sa da kısa s ü rede Na polyon son rası dönemde Avru pa siyasetine damgası n ı vura n l i bera l izm, meşrutiyet ve u l u sa l c ı l ı ğ ı n baskı larına karşı b i r tepkiye dön ü ştü. Sosya l i stler za man za m a n "entelektü­ elleri n devri mi" de d e n i l e n b u h a reketin içinde yer a l a b i l mek için Alman devletlerine a k ı n etti ler. Gözleri korka n kra l l a r, Lou i s-P h i l l i pe'i n hata l a r ı n d a n ders çı­ ka ra ra k a nayasa, tem s i l meclisleri ve kişisel h a k l a r ı n a rtırılması yön ü ndeki devrimci ta leplere boyu n eğd i ler. Bir tek ta l i h siz Lou­ is-Ph i l l i pe tahtı n ı kaybetti. Gerçi h a l k ı n desteklemediği bazı ba­ ka n l a r da s ü rg ü ne gönderi l d i . 1 848 yı l ı n ı n N isan a y ı g e l meden Rus çarı 1 . N i kolay Kra l içe Vic­ toria'ya h i ç de abartı sayı l m ayacak şu sözleri yazd ı : "Avru pa'da so

1 848 Devri mleri

aya kta ka lan ne va r ki? Bir Büyük Brita nya bir d e Rusya:' Kısa b i r s ü re l i ğ i n e devri mciler kaza n m ı ş g i biyd i .

Devrimin Atladığı Bölgeler Rus çarı Nikolay çok da isabetli bir tespit yapamamıştı. Büyük Bri­ tanya, devrimleri Çartist uyanışa benzer şekilde daha hafif sıyrık­ larla atlatsa da İspanya ve İskandinav ülkelerinin kılına dahi do­ kunulmamıştı.1848'deki Avrupalı devrimcilerin talep ettiği birçok özgürlüğü kapsayan altı maddelik bir dilekçe olan Halk Bildirgesi bu tarihten önce 1832 ve 1842 yılında da Parlamento'ya sunulmuş ancak başarısız olmuştu.

F R A N S A' D A K i ŞU B AT D E V R i M i 1 830'd a k i devri m l e b i rl i kte ta hta çıka n "vata n d a ş kra l " Louis-Phi­ l i p pe, 1 848 yılında hala Fransa'n ı n baş ı ndayd ı . H ü kü mdarl ığ ı n ı n "Te m m uz Monarşisi" o l a ra k b i l i nen i l k yı l l a rı h a l k egemen l i ğ i n i n m ut l a k mona rşiye ka rşı açı k b i r zaferiyd i . Top l u msa l v e siyasi g ü ç, geleneksel a ristokrasiden Lou i s-P h i l i ppe'i n zevkler ve a l ı şka n l ı kl a r açısı n d a n benzed iği zen g i n b u rjuvaziye g e ç m i şti. Sansür yasa k­ l a n m ı ş ve U l usal Meclis yeniden göreve b a ş l a m ıştı. Kata l i k l i k a rtı k resm i d i n değ i l d i . Oy verme yaş ı n ı n d ü ş ü rü l mesi ve oy hakkı sağ l a ­ ya n m ü l k sa h i p l i ğ i nde a ra n a n öze l l i kleri n i n aza lt ı l masıyla seçmen say ı s ı i ki katına çıkmıştı. Yi n e de teh l i ke ça n l a rı çal ıyord u. Yiyecek kıtl ı ğ ı , yaşa m masraf­ l a rı n ı n giderek a rtması ve yayg ı n işsizl i k 1 847- 1 848 k ı ş ı nda işçi sı­ n ıfı n d a n daha fazla i n sa n ı n g österilere katı l ma s ı n a yol açtı . 1 847 y ı l ı nda olağan yasama a raçla r ı n d a n i sted i kleri değ i ş i k l i k­ leri b i r türlü geçirememen i n kızg ı n l ığ ıyla ve s iyasi miting d üzen le­ meleri ka n u nen yasakland ı ğ ı için m u h a l efet l iderleri reform dava­ s ı n ı ta n ıtmak amacıyla a kşa m yemekleri d üzen l em eye başlad ı l a r. Kış boyunca a nayasal mona rşi n i n ku ru l ma s ı n ı ka b u l eden pa rla-

51

Sosyalizm 7 0 7

mento m u ha l ifleri n i n v e c u m h u riyetçiferin kat ı l d ı ğ ı yetmiş ziyafet d üze n l e n d i . Ka mpa nya bom ba b i r olayla biti r i l m e k isten iyordu. 22 Şu bat'ta Pa ris'te bir tören a layı n ı n a rından büyü k bir ziyafet veri­ lecekti. Ta m da o a kşa m ki yem e kten önce şiddet olayları ndan kor­ ka n Fra nçois Gu izot h ü kü meti h e m ziyafeti hem de tören a l ayına yasak ka rarı çıka rd ı .

isyan Ertesi g ü n yığın yığ ı n öğ renci ve işçi sokaklard a n top l a n d ı . Başlan­ gıçta pol i s ka laba l ığ ı kolayca d a ğ ıtt ı . Ancak g ü n ü n i lerleyen saat­ lerinde ka l a ba l ı k yen i d e n aya k l a n d ı . isya n ya l n ızca dört g ü n s ü rd ü . i l k başta Lou is-P h i l i ppe isyanları cidd iye a l ma d ı . i kinci gün U l u sa l M u hafızlar da göstericilere katı l­ d ı . Ka l a ba l ı k soka klara ba r i katla r çekti ler. G ü n bitmeden işler kra l ı n göz a r d ı ederneyeceğ i kad a r kızış m ı ştı. Kra l ı n i ki seçeneği va rd ı : Ya ka n dökü l ecek ya da taviz ver i lecekti. Louis-Ph i l i p pe ı 789 ve ı 830 devri mlerinde aya kta kı m ı n ı n n e l e r yapa bileceğ i n i görmüştü. Ta­ viz vermeyi seçerek başba ka n ı n ı azletti. Anca k b u hem yetersiz bir ha reketti hem de geç ka l ı n m ı ştı. 24 Şu bat'a kada r başkentte olay­ lar öyle b i r çığırından ç ı ktı ki kra l tahtı n ı Pa ris kontu olan dokuz yaşındaki toru n u na b ı ra ka ra k i n g i ltere'ye kaçtı.

Yeni Bir H ü kümet Devri m c i l e r Pa ris'i ele g eç i r m i ş, kra l ise kaç m ı şt ı . Temsilciler Mec­ l isi, kra l ı n g e l i n i Orlea n s d ü şesi n i n kendisi n i Pa ris kontu n u n vek i l i i l a n etme g i rişi m i n i fes h etti . O n u n yerine Tems i l c i l e r Mecl isi yen i doğan i ki nci Fra nsız Cu m h u riyeti i ç i n ı l ı m l ı cu m h u riyetçilerden oluşan geçici bir h ü kü m et bel i rl e d i . Ayn ı za m a n d a rad i ka l c u m h u­ riyetçiler de ken d i geçici h ü kü metleri n i ol uştu rd u l a r. Bir d izi gö­ rüşme n i n a rd ı nd a n iki ta raf uzlaş m aya va ra ra k rad i ka l g ru pta n üç kişiyi ı l ı m lı h ü kü mete kattı l a r. B u ü ç isimden birisi sosya l i st siyaset fel sefecisi Lou i s Blanc'tı (ı 8ı ı - ı 882).

52

1 848 Devri m leri

L'Organisation du travail Louis Blanc işçilerin çalışma ve iyi yaşama konularında temel hak­ ları olduğuna inanıyordu. Tam anlamıyla işbirliği yapan bir toplum için "toplum atölyeleri" düzenienmeyi önerdi. L'Organisation du tra­ vail [İşçi Örgütü] (1839) isimli eseri Parisli işçilerin 1848 Devrimle­ rindeki taleplerini etkilemiştir.

Dört ayl ı k s ü re za rfı n d a geçici h ü kü metlerd e ki ı l ı m l ı ve rad i ka l cu m h u riyetçilerin görüş ayrı l ı ğ ı iyice d e ri n l eşti . Fra n sız h a l kı n ı n çoğ u n l uğ u nca d esteklenen ı l ı m l ı cu m h u riyetç i l e r Lou is-Ph i l i ppe ve ba ka n l a rı n ı n g öz a rd ı ettiği meselelere ö n ce l i k verm işlerd i . Pa­ ris l i işçi s ı n ıfı n ı n d estekled i ğ i rad i ka l ler ise öze l l i kl e işçilerin ça l ı ş­ ma şartları n ı iyi leşti ren top l u msal reform l a r i stiyord u .

Çalışma Hakkı Pa ris aya ktakı m ı n ı n Şu bat Devrimi'ndeki başl ıca ta leplerinden b i ri ça l ı ş ma ha kkıyd ı . Yen i b i r h ü kü meti n ku r u l m a s ı n a ya rd ı m ı doku­ nan b u i nsa n l a r ça l ı şmak i steyen herkese i ş i m ka n ı sağlanması n ı bekl iyordu. Geçici h ü kü m et, Blanc'i n L'Organisation du travail'ü nde [işçi Örg ütü] geçen "u lusal atölyeler"i kuraca ğ ı n ı a ç ı k l a d ı . Blanc bu eserde özerk işbirl i kçi atölyeler ku ru l ma s ı n ı ve topl u m u n sosya­ l i st d ö n üşümü n ü n i l k a d ı m ı o l a ra k bu atölyelerin işçi ler ta rafı n d a n yön eti l mesi n i önerm işti. M u hafaza ka r bayı n d ı r l ı k ba ka n ı Alexa nd­ re-Fra nçois Vivien'i n yöneti m i ndeki u l u s a l atölyeler, Pa ris aya k­ ta kı m ı n ı n tekra r isya n etmes i n i engel l eyen b i r ra hatlama projesi h a l i n e geldi. U l u sa l atölyelere başvuru say ı s ı m a rt ayında 1 O b i n kişiyken · Hazira n ayı nda ya k l a ş ı k 1 20 b i n kişiye ç ı ktı. B i rçok işsiz yol ya p ı m ça l ışmalarına a l ı n d ı . E l bette ya pı laca k yol sayı sı işsiz sayı s ı n ­ d a n az olduğu için fazlada n i ş e a l ı na n l a ra cep h a rçl ı ğ ı n itel iğinde b i r ü c ret öden iyord u.

53

Sosyalizm 101

Ulusal Seçimler Paris ile Fra nsa'n ı n geri kal a n ı a rası ndaki görüş ayrı lığı, 23 N isan'da yen i c u m h u riyetin U l usal Mec l is'e a nayasayı ku racak temsi lciler seç­ mek için sandığa gitmesiyle o rtaya çıktı. Dokuz yüz sanda lyeden beş yüzü ı l ı m l ı cumhu riyetçilere g i derken ya l nızca yüz sa ndalyeye rad i ka l ler oturabilm işti. işin i l g i n ta rafı, ka lan üç yüz sa nda lyen i n açıkça monarşi ya nlısı adayi a ra g itmesiydi. Rad i ka l görüşlerin özel m ü lkiyeti tehdit etmesiyle e n d işeye ka pılan köy l ü ler ve b u rjuvazi, rad i ka l cu m h u riyetçilere ve Pa ris proletaryasına karşı birlik olm uştu.

Hazira n Günleri Pa risl i işçiler 1 5 Mayıs'ta b i r kez daha soka k l a ra d ö kü l d ü . Başta olayla r Ş u bat Devri m i 'n i n b i r tekra n gibi görü n üyo rd u. Ka laba l ı k bağ ı r ı p çağ ı ra ra k m i l l etveki l l e ri n i n topla n d ı ğ ı salona g i rd i . i ki dev­ rimci cem iyetlerin l iderleri ta rafı n d a n ya p ı l a n kon u şmaları d i n le­ d i kten s o n ra Hôtel de Vi l l e'e g i d e re k geçici bir h ü kü met seçti ler. Lou i s P h i l i ppe'i n a ks i n e i k i n c i C u m h u riyet'i n yen i seçilen icra kom itesi ka ra r l ı b i r d u ru ş serg i l e d i . U l usal M u hafızla r meclis sa­ lon u n u boşa lta ra k Hôtel d e Vi l l e'i ele geçird i ler. Liderlerin bi rkaçı ha pse atı l d ı ve devri mci cem iyetl e r ka patı l d ı . 22 Hazi ra n g ü n ü s o l ka nad ı n d a ha fazla şiddete ka l kışmasını önlemek u m u d uyla h ü kü met, lider a rayışındaki b i r p roleta rya or­ dusu o l a n u l usal atölyeleri de ka pattı. Anca k ka rarları ters tepti. Bir anda maaşta n kesilen b i n lerce işçi s i l a h iara sarı l d ı . işçilerle i kinci derece b u rj uvazi n i n ittifakı kısa s ü r m ü ştü. Meclis başkentte s ı kıyönetim ilan edere k General Lou i s-Eugene Cavaig­ nac'a protestoları sona e rd i rm e k için tam yetki verd i. Cava ignac önce kavg a l a r ı n yayı l m a s ı n a izi n verd i, a rd ı nd a n da ba rikatları hedef a l a n ağır toplarla işe koyu l d u . Üç g ü n ü n sonunda 1 O bin gösterici ya ra l a n m ı ş veya h ayatı n ı kaybetmiş,

ll

bin gösterici ise

tutukla n m ıştı. Cavaignac aya k l a n m a n ı n ş ü p h e l i l iderlerine karşı olağa n ü st ü d u ru m güçleri n i ku l la n a ra k ağır m i s i l lerneler ya ptı. Tu­ tuklanan 54

ll

bin kişi n i n büyü k çoğ u n l uğ u Cezayi r'e s ü rg ü n ed ildi.

ALMAN DEVLETLERiNDE DEVRiM Marx'ın Anavatan ı nda Ayaklanma

Fra n sa'da ya p ı l a n başa r ı l ı devri m i n h a berleri n i n yayı l masıyla Al­ man Konfederasyon u'ndaki otuz sekiz devlette de daha küçü k ça p l ı ayakla n m a l a r patla k verd i . Fra nsa'da o l d u ğ u g i b i devri mciler yine kafa ları ka r ı ş ı k, ka rma b i r gruptu. B u g u ru b u n içinde h ü kü ­ m ete katı l ma yol u a raya n o rta s ı n ıflar, şeh i r l i işçiler, geçimleri n i et­ k i l eyen sanayi leşmeye öfkel i esnaflar ve top ra k l a rd a n yetersiz pay veri l e n , feodal verg i lerin ve taa h h ütleri n k ı r ı n t ı l a rıyla yetinmek zo­ r u n d a ka lan köyl ü ler b u l u n uyord u. Lou i s- P h i l i p pe'i n hatalarından ders ç ı ka rmaya istekli o l a n A l m a n yönetici l e r i n b i rçoğ u daha dev­ rim c i l e r birl i k o l m a fı rsatı b u lamadan a n ayasa k u rm aya ve reform ya p maya söz verd i ler.

Alman Konfederasyonu 1815 yılında bağımsız Alman Devletleri nihai bir birleşme yolun­ da ilk adımları attılar. Alman Konfederasyonu karşılıklı savunma amaçlı kurulmuş üstünkörü kurulmuş bir ittifaktı. Konferasyon'un idari veya adli bir merkezi bulunmuyordu. Ayrıca üyeleri arasında işbirliğini sağlayacak bir yöntemi yoktu. Bu eksikliği Konfederas­ yon'un iki büyük üyesi olan Prusya ve Avusturya kendi lehlerine çevirmeyi başarmıştı.

F RA N K F U RT M E C L i S i 1 848 yı l ı nda Alma nya'n ı n d ö rt bir ya n ı n d a k i l i bera l ler Alman dev­ letl e ri n i tek bir siyasi çatı a ltında bi rleşt i r m e k üzere orta k çaba g österd iler. Alma nya'daki M a rt i sya n l a rı n d a n i l h a m a l a n bir g r u p o rta s ı n ıf l i bera l Alman, Fra n kfu rt Mecl i s i 'n i k u r d u . Öncel ikle ö n 55

Sosyalizm 7 0 7

meclise katı l ı m davet i n d e b u l u nd u la r. Ard ı nd a n bu meclis, Pa n­ cermen U l usal Mecl isi i ç i n t ü m Alman devletlerinden seçilecek temsilcileri beli rled i .

Gazete Editörleri Prusya'daki ayaklanmanın başlarında Karl Marx ve Friedrich En­ gels bir Prusya şehri olan Köln'e taşındılar. Burada liberal bir gazete olan Neue Rheinische Zeitung'u [Yeni Ren Nehri Gazetesi] kurarak editörlüğünü yapmaya başladılar. Marx daha önce Prusya vatan­ daşlığından çıktığı için hemen sınır dışı edildi. Engels ise Prusya'da kalarak ayaklanmada aktif rol aldı.

Temsilciler özg ü r Fra n kfu rt'ta i l k defa 1 8 Mayıs 1 848'de bir araya topland ı . Açı l ı ş törenleri için Avru pa'n ı n her yerinden gazeteciler gelmişti. Temsilci ler ve seyi rc i l e r yen i bir u l usun, German ia'n ı n do­ ğuşuna şa h itl i k edecekleri n i d ü ş ü n üyorlard ı . Temsi lciler işe koyu l u r koyu l maz orta k amaçla r ı n ı n birleşmiş bir A l m a n d evleti o l d u ğ u ko­ nusunda a n laşı ldığ ı n ı a nca k h ü kü met biçi mi veya s ı n ı rl a r konusun­ da ayn ı fi kri n payiaş ı i m ad ı ğ ı n ı keşfetti ler. "Küçü k A l m a nya" destek­ çileri ya l n ızca Prusya'yı ve d a h a ufa k Alman devletlerini içine alan birleş m i ş b i r devlet isterken "Büyü k Alma nya"yı destekleyenler Avustu rya'n ı n Alman vilayetleri n i d e işin içine katmak istiyorlard ı . Tem s i l ci lerin başka b i r soru n u daha va rd ı . F ra n kfu rt Mecl isi tüm Alman h a l kı adına kon u ş a n bir h ü kümet o l d u ğ u n u iddia edi­ yord u. Anca k va r olan A l m a n h ü kü metleri veya p rensleri b u n u ta­ n ı m ıyord u . Devri mciler ta rafı n d a n başkentleri kuşatma a ltına a l ı ­ nan Prusya v e Avustu rya h ü kü metleri n i n bir a n l ı k g ü çsüzl üğüne ba ka ra k a l d a nan tem s i l c i l e r, b u i k i devleti n Meclis'i n önderl iğini sayarak d evletleri n i yen i Alman u l u s u na katmayı ka b u l edecekle­ ri n i sa n m ı ş l a rd ı . Ancak çok ya n ı l ıyo r l a rd ı . Yen i Avu stu rya i m p a ratoru 1 . Franz Joseph, yen i A l m a n devle­ tine katı l m a k gibi m ü p h e m bir ayrıca l ı k uğruna i m pa ratorluğu56

A l m a n Devletleri nde Devri m

n u n Alman olmaya n bölgeleri nden e l i n i çekme n iyeti olmad ı ğ ı n ı açı kça bel i rtti. B u n u n üzerine temsi lciler Prusya kra l ı IV. Fried rich Wi l he l m'e "Ai m a n l a r ı n i m pa ratoru" ol mayı tek l if ettiler. Fried rich Wi l he l m başta tereddüt etti. Diğer Alman d evletle ri n i n prensleri­ nin rıza s ı n ı almadan ta htı ka b u l edemezd i . Yi r m i sekiz prens Wil­ h e l m'i n kendilerini b i r a nayasaya göre yönetmes i n i ka bul ed i n ce Prusya kra l ı ken d i deyi miyle "bata kl ı kta n ç ı km a bu tacı" reddede­ rek Prusya temsilci lerine Mecl is'ten istifa etmeleri n i e m retti. Prusya l ı temsi lcilerin a rd ı ndan Avustu rya tem s i l c i leri ve daha küçü k devletlerin temsilci leri de mec l i sten ç ı ktı. F ra n kfu rt Mec­ l isi'nde sadece A l m a n h a l k ı n ı savaşmaya y ü re kl e n d i ren rad i ka l üye l e r ka l m ı ştı. 1 849 yı l ı n ı n Mayıs ayı n d a b i rkaç küçük devlette aya k l a n ma l a r görü lse de b u n l a r kısa s ü rede, çoğ u n l u kla da Prusya b i r l i kleri ta rafı n d a n bastı rı l d ı .

AV U S T U RYA i M PA R ATO R L U G U 'N D A D E V R i M Avu stu rya i m pa ratorl uğ u'n d a ki 1 848 aya k l a n m a l a r ı Prusya'daki­ lerden ve d iğer küçük A l m a n devletle ri n d e g ö r ü l e n lerden fa r k l ı b i r ka ra ktere sa h i pti; ç ü n kü Avustu rya ta m o l a ra k b i r Alman devle­ ti değildi. Viya na'da ve diğer büyük şeh i rl e rd e sanayileşmen i n baş­ l a m a s ı toplumsal değişime olağan bir yol çizd i . B u rj u vazi büyü d ü , k ü ç ü k ça p l ı bir şeh i r l i pro leta rya ol uştu. N üfus u n b ü y ü k kısm ı n ı o l u şt u ran köyl ü ler, topra k a ğ a l a rı n ı n köyl ü l eri kölelere ya kışır işleri ya p maya zorlad ı ğ ı bir sistem olan robota n ı n ta leplerini h içe say­ maya başlad ı l a r. Anca k Avu stu rya i m pa rato r l u ğ u 'n u n ka rşısında ki asıl teh d it çok etn i k l i ya pısıyd ı . Avu stu rya'n ı n Habsburg Haned a n ı o n ayrı m i l l eti içeris i n d e ba rı n d ı ra n bir i m pa ratorl u ğ u yönetiyord u . B u m i l letler H ı rvatl a r, Çek l e r, Almanlar, Macarlar, italya n l a r, Polonya l ı la r, Romanya l ı l a r, S ı r p l a r, Slovaklar ve Sl oven lerd i . 1 840' 1 ı yı l l a rda, Macaristan Maca r­ ları başta olmak üzere bu azı n l ı klar i m p a ratorl u k içerisinde m i l l i öze r k l i kleri n i ed i n me isteğ iyle ya n ı p tutu ş maya başlad ı l a r.

57

Sosyalizm 7 0 1

isyanın Başlangıcı Fra n sa'd a k i Ş u bat Devri m i 'n i n h a berleri başta çok h afif b i r ya nkı uya n d ı r m ı ştı. Viya na'd a ki öğ re n c i l e r i m pa ratora bir d i lekçe gönde­ rerek kon u şma özg ü r l ü ğ ü ve s a n s ü r ü n ka l d ı r ı l m a s ı n ı ta lep ettiler. Maca r m i l l iyetçisi Lajos Kossuth "Macar Diyeti" d e n i len yasa ma org a n ı n a seslenerek Macarista n'a gerçek a n l a m d a özerkl i k ta nı­ yaca k b i r i m paratorl u k a n ayasas ı çağrısında b u l u nd u . Viya na'daki öğ renciler de kısa s ü re son ra d i le kçeleri n i yen i l eyerek a nayasa ta­ lepleri n i ekledi ler. 13 M a rt'ta ord uyla ö ğ re n c i le rd e n ol uşan b i r g österi g r u b u n u n

ça rpışması ka n l ı bitti. i m pa rator 1. Ferd i nand b i r l i kl e r i n i g e r i çağı­ ra ra k öğ rencilerin d i l e kçesi ndeki ta leplere rıza g österd i ğ i n i açık­ ladı. Ferd i n a nd'ın ılımlı refo rm l a rı ka b u l etmesi d a h a büyük bir me­ sele olan etn i k özerkl iğe çöz ü m g eti rmedi. i m pa rator kısa sürede tüm i m pa ratorl u kta savu n m aya geçti. Viya na'daki ayaklanmalar h ızla Prag'a, Venedi k'e, M i la n a'ya ve Budapeşte'ye sıçra d ı . i m para­ torl u ğ u n ita lyan m ü l klerinde de b i r özgürlük savaşı ç ı ktı. Buda peş­ te'de Maca r Diyeti "Ma rt Ka n u n la rı " olarak b i l i n e n kara rları çıkard ı . Bu d u ru m ya l n ızca i m pa ratora bağ l ı l ı ğ ı sebebiyle i m paratorl u kla birleşen bağımsız bir Macar devleti ya rattı. Prag'da Macarlardan ilham alan Çek m i l l iyetçileri de ken d i a nayasa l a r ı n ı ve ta m özerk­ l i kleri n i i sted i ler. Hazi ra n ayı nda i l k Prag Slav Kon g resi Prag'da top­ lanara k Avu stu rya i m pa rato r l u ğ u 'n u n bir m i l letler federasyonuna dönüşmesi gerektiğ i n i öne s ü rd ü l e r. (Panslavizm O rta ve Doğu Av­ ru pa'daki çeşitli Slav devletleri a rası nda resmi ve gayri resmi bağ lar ku rmayı ö neren bir ha reketti.)

i kinci ve Üçüncü Ayaklanmalar Viya na'da ise Ferd i nand a n ayasal meclis kurma sözünden d ö n m ü ş v e ken d i n e a it bir anayasa ç ı ka r m ı ştı. Ancak b u a n ayasa ş e h r i n l i­ bera l ru h u n u doyu ra b i l ecek nite l i kte değ i l d i . B u n u n üzerine im58

A l m a n Devletlerinde Devrim

pa ratar U l usal M u hafızları ve rad i ka l öğ re n c i örgütü n ü dağıtmaya yelten i nce Viya na'da öğrenciler, işçi ler ve U l u s a l M u h afızlar i k i n c i b i r ayaklanma ç ı ka rd ı . i m pa ratar a i l esi başke nti t e r k etmek zor u n ­ d a ka l d ı . Mayısta n ekime kad a r Viya na devri m c i l e r i n e l i n e geçti ancak i m pa ratorl u k ord u s u Habsburg Haned a n ı 'n a sad ı k ka l d ı . i mpara­ tor ku rucu mec l i s i n a nayasa ol uştu rma ça b a l a r ı n a o rtakl ı k ede r­ m i ş g i bi görünse de devlet adamları ve a s keri liderler Prag'd a ki General Alfred Wi ndischgratz'i n başkenti g e ri a l ma k için birli kle­ rini h azı rlaması n a destek veriyorlard ı .

Savaşın Kökleri Avusturya'da çok etnikli yapının yol açtığı sorunların bir türlü çö­ zülememesi 1914 yılında Avusturya Arşidükü Franz Ferdinand'ın ve eşinin bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesine sebep oldu. Arşidükün ölümü Avrupa'yı Birinci Dünya Savaşı'na sürükleyen karmaşık ittifakları harekete geçirdi.

Prag'daki rad i ka l b i r gösteri, Wi ndisc h g ratz'ı n ta kviye kuvvet­ leri çağ ı ra ra k Çek devri m h a reketini a c ı mazsızca bastırması için ba h a n e oldu. Genera l Budapeşte'ye doğru yol a koyu l d u ğ u n d a Viya n a l ı rad i ka l l e r b i r aya k l a n ma daha ç ı ka rd ı . Wi n d i schg ratz Vi­ ya n a'yı ağır sila h l a rla bom balamak için ş i d d eti gere kçe gösterd i . Şeh i r ekim ayı n ı n başında e l lerine geçti, b i rçok rad i ka l i d a m ed i l i r­ ken ku rucu mec l i s üyeleri M oravya'ya s ü r ü l d ü . Viya na yeniden h ü kü m etin e l i n e geçt i kten sonra önü a l ı na­ m aya n b i r tek Maca r isya n ı ka l m ı ştı. Maca r l a r ı n g a l i biyeti n i n Po­ lonya l ı la rı da etkileyeceğ inden korka n Çar N i kolay'ı n ya rd ı m ıyla Avu st u rya, n i hayet 1 849 Ağ u stos'unda Maca r i sya n c ı l a rı da yend i .

59

Sosyalizm 1 0 1

1 8 4 8 D E V R i M L E R i N i N S O S YAL i Z M ÜZE R i N D E Ki ETKi S i 1 849 yı l ı n a kadar isya n l a r sona erm işti. Pek çok rad i ka l devrimci hiçbir şey kazanamad ı ğ ı n ı d ü ş ü n üyordu. B i rçok ü l kedeki siyasi d u ru m a s l ı nda isya n l a r ı n öncesi n e göre çok daha baskıcı bir hal a l m ıştı. Ka b u l ed i len a n ayasa l a r ya askıya a l ı n m ı ş ya da seyrelti le seyrelti l e bir değerleri ka l m a m ı şt ı . Devri m l iderleri ha pse atı l m ı ş veya s ü rg ü n ed i l m işti. U ğ r u n a sava ştıkları özg ü rl ü kler kıl ıfı na uy­ d u ru l a ra k redded i l m i şti. B i rkaç istisna dışı nda, h ü kü mdarlar aya k­ l a n m a l a r ı n başı nda da otu rd u k l a rı ta htta n h a l a ka l km a m ı şlard ı . Fra nsa'd a Lou is-P h i l i p pe'i n b u rj u va monarşisi d evri i m iş v e Fra nsa o n u n yer i n e geçecek yen i i m p a rator Lou is-Na polyon'a oy vermiş­ ti. A l m a n d evletleri aya k l a rn a l a rd a n ne bir b i rl i k ne de demokrasi elde edeb i l d i . Avustu rya i m p a rato r l u ğ u'n u n etn i k azı n l ı kları mil­ l i özerkl i k haya l lerine kavuşa m a d ı . ita lya pa rça l a ra böl ü n m üştü. Fransız a n a rşist Pierre-Joseph P ro u d hon pek çok kişi n i n h isleri n i şu sözlerle özeti e d i : " H ı rpa l a n d ı k, aşağ ı land ı k... Dört b i r ya na dağı­ t ı l d ı k, h a pse atı l d ı k, s i l a h i a r ı m ız a l ı nd ı ve d i l i m iz bağ l a n d ı . Avrupa demokrasisi n i n kaderi e l l er i m izd e n kayı p g itti :' Devri m ierin gerici g üç l e r ta rafı ndan mağ l u p ed i l mesi Avrupa sosya l izm i n i n ve işçi s ı n ıfı h a reketi n i n ka ra kteri n i değişti rd i . 1 848 y ı l ı n d a n ö n ce işçi sın ıfı rad i ka l leri geleneksel yönetici s ı n ıfi a ra ka r­ şı genelde orta s ı n ıfla ittifa k k u ruyord u. Aya k l a n m a l a r ı n başında b i rçok yerde omuz om uza m ü ca d e l e etm işlerd i . Ancak devri mler i lerled i kçe aya kta kı m ı n ı n a ş ı rı l ı ğ ı nd a n korka n ve özel m ü l kü n teh­ l i keye g i receğ i n i a n l aya n b u rj uvazi eski düzenle i ş b i r l i ğ i ya pmaya başla d ı .

60

MARX VE ENG ELS MANiFESTO YAZlYOR "Bir H ayalet Musallat Oldu Avrupa'ya"

On d okuzu ncu yüzy ı l ı n ortası nda, gök g ü rültüsü g i b i g ü rleyen devri m ierin arası nda, pek çok sosya l ist ve kom ü n ist örgüt sesi n i d uyu rmaya ça l ı şıyord u . Bu n la r ı n çoğ u ufa k ça p l ı örg ütlerd i anca k ken d i leri n i o dönemki siyasi ka rgaşa n ı n ka l b i n d e gören siyaset eleşti rmenleri n i n gözü nde d evleşm işlerd i . 1 847 yı l ı nda bu örg ütlerden ikisi, "Ada l et i ç i n B i r l i k" ile Kom ü ­ n i st M utabakat Kom itesi b i r leşerek Kom ü n ist B i r l i k h a l i n e geldiler. i l ke l e ri n i bel i rlemek için üyeleri olan Ka rl M a rx ve Friedrich E n ­ g e ls'ten sosya l ist fi kirlere d a i r k ı s a b i r g i ri ş yazı s ı yazmaları n ı iste­ d i l e r. Son uçta ortaya ta ri hteki en ü n l ü siya s i yayı n l a rd a n biri o l a n

Komünist Manifesto ç ı ktı.

Sosyalizm mi Komünizm mi? Sosyalizm komünizmle aynı mıdır? Cevap, soruyu sorduğunuz ki­ şiye göre değişir. Marksistler genellikle sosyalizmle komünizmin aynı şeyin, yani üretim araçlarının ortak mülkiyetine dayalı bir toplumun iki ayrı yüzü olduğunu söyler. Devlet ve Devrim [191 7] kitabında Lenin sosyalizmi komünizme giden yolun ilk aşaması olarak tanımlar. Lenin'e göre, komünizm idaresindeki devlet "so­ lup gider" çünkü tüm mülkler halkın ortak malı olduğunda devlete gerek kalmaz.

Komünist Manifesto o g ü n kü siyasi g ü ç l e r i n kom ü n ist fi kirler­ den d uyd uğu endişeye d i kkat çekerek başla m a ktad ı r: B i r h aya let m u s a l lat o l d u Avru pa'ya; ko m ü n izm h aya leti. Papayla ç a rd a n ve Metternich'le G u i zot'd a n tutu n, F ra n s ı z rad i k a l lerle Al­ m a n pol i s-aj a n i a ra kad a r eski Avru pa'n ı n tüm g üçleri b u haya leti d efetmek için kutsa l bir ittifa k k u rdu.

61

Sosyalizm 7 0 7

Okurları kendi leri n e bağ l a m ayı başa ran M a rx ve Engels siyase­ te ve ta ri h e d a i r görü ş l e ri n i e n temel haliyle şöyle açı klar: "Şimd iye dek va r o l m u ş topl u m u n ta r i h i, s ı n ıf çatı şma l a rı tari h id i r:' M a rx ve Engels kapita l iz m i n y ü ksel işini de b u noktadan yola ç ı ka ra k d eğerlend i rd i l e r. Her i ki s i de ka pita l izme son derece ka r­ şı o l m a l a r ı n a rağmen ka pita l iz m i n şeh irli b i r tücca r s ı n ıfı suretiyle feoda l top l u m u n en i ç i n d e n d o ğ d u ğ u n u ka b u l ed iyorla rd ı . Eko­ nom i k, siyasi ve askeri çatış m a l a rl a birlikte bu s ı n ıf giderek kök­ leri nden koptu ve feodal top l u m i l işkileri n i ele geçi rerek yok etti. Böylece kölelerden ve köyl ü le rd e n ol uşan b i r s ı n ıfı n yeri n i maaş karşı l ı ğ ı n d a emeğ i n i ka pita l i stlere sata n bir işçi s ı n ıfı a l d ı . Ka pita­ l izm ayn ı za manda ü retke n l i ğ i n g ü nden g ü ne a rtması n ı sağ lad ı . M a rx v e Engels'e g ö re, i ç i n d e n geldiği feodal sistem i dönüştü­ ren ka p ita l izm gibi, ka pita l iz m i e n i nde son u n d a yok edecek olan işçi s ı n ıfı d a ka pita l istlerin ken d i s i ta rafından ya ratı l d ı . M a n ifesto n u n i k i n c i k ı s m ı n d a i s e Marx v e Engels Kom ü n i st Birlik için nesnel bir yol h a rita s ı çizmekted i r. Bu yolda d iğer siyasi pa rti lerle neler ya p ı l a ca ğ ı n d a n (ya n i bu parti lerle işbirliğ i n i n ya n ı s ı ra Kom ü n ist B i r l i k'i n i ş ç i l e r i n d a h a kapsa m l ı ç ı karlarına sözcü l ü k edeceğ i nden) ve dem i ryo l l a rı n ı n m i l l i leşti ril mesi, a rta n ora n l ı gelir verg isi ve ücretsiz eğ iti m g i bi kon u l a rda ne gibi nesnel siyasi ta­ leplerd e b u l u nacağ ı n d a n bahsederler. Coşku l u olduğu kad a r a k l a yatk ı n kırk sayfa n ı n a rd ı ndan Marx ve Engels okuyucu l a r ı n a o ü n l ü eylem çağrı s ı n ı ya parlar: "işçi n i n kendisi n i bağlaya n zinci rlerd e n başka kaybedecek h i ç b i r şeyi yok ama kaza nacağı kos koca b i r d ü nya var. Bütü n ü l kelerin işçil eri, bir­ leş i n ! " M a n ifesto n u n s o n h a l i 1 848 y ı l ı n ı n Ş u bat ayı nda Fra nsa'daki devri m i e r i n hemen önces i n d e Lond ra'da yayı m l a n d ı . Birlik üyele­ rine bi rkaç yüz kopya d a ğ ıtı l d ı a nca k örgüt asla bu m a n ifestoyu satışa ç ı ka rma za h meti n d e b u l u n madı. 1 872 yı l ı na kad a r man ifes­ to Rusça ve Fransızcaya çevri l d i , Amerika Birleşik Devletleri'nde üç, A l m a nya'da ise on i ki kez yen iden bası l d ı .

62

Marx ve Engels Manifesto Yazıyor

Burjuvazi ve Proletarya Hemen hemen kendileriyle aynı zamanda yaşamış tüm sosyalistler gibi Marx ve Engels de ilhamı Fransız Devrimi'nden aldı. Bu sebep­ le yazılarında birtakım Fransızca terimler kullandılar. Kapitalist sınıfa burjuvazi, işçi sınıfına ise proletarya dediler. Bu terirolerin kullanımı sosyalist devrim boyunca sürdü, hatta zaman zaman gü­ nümüzde de kullanıldığı oldu.

M a rx, Engels ve d iğer pek çok sosya l ist l iderin yazd ığı b i rçok şey o l ayların b i r eleştirisi veya yoru m u n i te l i ğ i n deyd i . Marx h iç b i r kita pta "i şte, sosya l izmle b u n u kasted iyo r u m , b i z o noktaya şöy­ le g e l d i k;' demez. Marx'ı n fi kirlerine en çok ya klaşa b i ld i ğ i m iz eser

Kom ünist Manfiesto'd u r ve b u eser Ma rx'ı a n la m a k için önem l i b i r baş l a n g ı ç noktasıd ı r.

M A R X ' I N YÖ N T E M i Komünist Manifesto ayn ı za manda Marx'ı n d iğ e r sosya l i stlere karşı ba k ı ş ı n ı gösteren bir pencered i r. Burada M a rx, Fou rier ve Sai nt-Si­ mon g i bi leri "üto p i k sosya l i stler" olarak n itel e r ve top l u msa l deği­ ş i m i iyi n iyetli üst s ı n ıfl a r ta rafından top l u m a ben i m seti lebi lecek bir o l g u olarak görd ü kleri için cidd iye a l m az. Komünist Manifesto ayrıca Marx ve Engels'i n Hegel'in diya l e ktiğ i n i ta ri h e nasıl uyg u­ lad ı kl a r ı n ı gösteren a pa ç ı k b i r örnektir. Hatıriasanız Hegel fi krin her aşaması n ı n içinde ken d i yıkı m ı hazı rlaya n toh u m l a r olduğ u n u ö n e s ü rüyord u. Böylece tez a ntitezle ça rpı ş ıyor ve za man içinde her i ki s i n de yerini bir sentez a l ıyord u. Hegel d ü ş ü nces i n i n ya l n ız­ ca fi k i r üzerine uyg u la n a b i l eceğ ine i n a n ıyord u ancak Marx o n u n d ü ş ü ncesi n i ta rihe ve siyasete uyg u l a d ı .

63

Sosyalizm 1 0 1

Marx Feuerbach'a Karşı Marx bu yönde ilerlemeye birkaç yıl önce başlamıştı. 1845 yılında Engels'le birlikle daha sonradan A lma n İdeolojisi [1932] adıyla kitap olarak yayımlanacak bir dizi kısa not kaleme aldı. N otlara "Feurba­ ch Ü zerine Tezler" deniyordu; çünkü bunlar Alman düşünür Lud­ wig Feuerbach'ın (1804-1872) yazdıklarına bir eleştiri niteliğin­ deydi. Marx gibi Feuerbach da Hegel'in öğrencisiydi. Ancak Marx ve Engels işi çok daha ileriye taşımışlardı. On birinci tezlerinde şu yazıyordu: "Şimdiye kadar düşünürler dünyayı yalnızca yorumladı­ lar; ancak asıl mesele onu değiştirebilmektedir."

Böylece feodal top l u m yen i b i r kapita l ist s ı n ıf d oğ u r m u ş oldu. Bu s ı n ıf ebeveynleri n i ta htı n d a n ederek endüstriyel işçi s ı n ıfı n ı ya­ rata na kad a r büyüdü. B u n a ka rş ı l ı k da Marx ve Engels'i n Komünist

Manifesto'da öne s ü rd ü ğ ü g i b i işçi s ı n ıfı n ı n a l n ı na ka pita l izmi ta h­ tından i n d i rmek yazı l d ı .

1 8 4 8 D E V R i M i N D E M A R X VE E N G E L S Komünist Manifesto yayı m l a n d ı kta n kısa b i r s ü re son ra Fra nsa'da büyü k b i r top l u msal soru n a d ö n ü ştü. Va r olan d evri m havası nda Belçi ka l ı yetki l i ler Ma rx'ı n i ste n m eyen bir ya bancı o l d u ğ u n a ka ra r verip ü l keyi terk etmes i n i i sted i l e r. Ancak b i r ka p ı ka pa n ı p d iğeri açı l d ı . M a rx Fra nsa'd a k i yen i c u m h u riyetçi h ü kü metin davetiyle Fransa'ya d ö n d ü . Prusya'd a ki Mart i sya n la rı s ü rerken Marx'la Engels Köl n yol la­ rındayd ı . M a rx'ı n geçici b i r Fra nsız pasaportuyla seya hat etmesi gerekiyo rd u ç ü n kü b i r kaç y ı l ö n ce Prusya vata ndaşl ı ğ ı n d a n ayrı l­ mıştı. (Prusya vata nda ş l ı ğ ı n d a n ayrı l d ı ğ ı için i n g i l iz vata ndaşl ığı ta lebi de redded i l m işti.) N i h ayet Büyük Brita nya'da m ü lteci hayatı yaşamaya ka ra r verd i . Lon d ra M a rx'ı n geri ka l a n ömründe onun evi oldu.

64

Marx ve Engels Manifesto Yazıyor

M a rx gidi nce Engels gazeteyi kapatt ı . Prusya'da ka lara k aya k­ l a n m a n ı n son aşa m a l a r ı n d a a ktif rol a l d ı . Devri m sona ya klaşı rken E n g e l s i sviçre'ye kaçtı a nca k daha son ra geri i n g i ltere'ye döndü.

Devrimin Ardından 1 849 yılı bitmeden Avru pa'daki devri m l e r b itti. Hem M a rx hem de Engels i n g i ltere'ye yerleş m i şti. Engels tekra r babası n ı n fa brika s ı n ­ d a ça l ı ş maya başl a d ı . Başta kati p l i k ya p m ı ş, a rd ı nd a n orta k olm uş­ tu. S o n raki yirmi y ı l boyunca Manchester'd a g ü n d üzleri elit b i r iş i n s a n ı , geceleri ise b i r devri mci hayatı yaşa d ı . M a rx ise a i l esiyle b i r l i kte Lond ra'ya yerleşti. Ça l ışma g ü n leri n i Brit i s h M useum' u n okuma sa l o n u nda bolca yaza ra k v e hem koyu mavi kapaklı kita p l a r ı n hem de Engels'i n i n g i l iz sa nayisiyle i l g i l i i l k a ğ ızdan verd i ğ i b i l g i ler sayesinde ken d i n i e ko n o m i a l a n ı nd a eğitere k geçi riyord u. Tek d üzen l i g e l i r i Avru pa'd a k i siyasi d u r u m h a k k ı n d a Horace G reeley'n i n New York Tribune gazetesi ne yazd ı ğ ı , ta nes i n e bir sterl i n a l d ı ğ ı ma ka lelerd i . M a d d i a n la m d a Engel s'e b i r hayli bağ l ıyd ı . Engels s ı k s ı k yazd ığı maka l eleri ken d i a d ıyla yayın­ Iat m a s ı için ona para veriyor, b u n u ya pa rke n d e b i r hayli cömert davra n ıyordu. Asl ı nda Engels'i n Manchester'd a ki a i l e fa brikası n ı n Ma rx'ı n kapita l izm i n çöküşü hakkı ndaki ça l ı ş m a l a r ı n ı v e yazı ları n ı d estek lemesi ta ri h i n tuhaf tesadüflerinden b i ri sayı l a b i l i r.

65

KAPiTAL Marksizmin Temelleri

i n g i ltere'deki sürg ü n y ı l l a r ı n d a M a rx dur d u ra k b i l meden ka pita­ l izm teorisi üzerinde ça l ıştı. Ka pita l izmin n a s ı l işled i ğ i n i ve enin­ de son u nda nasıl ta ri h i n g üçlerine yen i k d ü şeceğ i n i açıklamak için u ğ ra ştı . 1 867 yı l ı nd a başya pıtı Kapital'i n ilk cild i n i yayı mladı. Bu eseri yazma a m a c ı n ı , "modern topl u m u n ekonom i k devi n i m ka n u n u n u " gözler ö n ü n e s e r rn e k olara k ta n ı m la d ı . Bu ciltte M a rx klasik i ktisatçı ların model l e ri n i ke n d i s ı n ıf çatı şması teorisi açısın­ dan i ncel ed i . Son uç o l a ra k, ka pita l ist sistemdeki ekonomik ada­ letsizl i klerin ve sistemdeki n i h a i çöküşe sebep olacak zıtl ı kların a n a l izi n i ya pmış oldu.

Rusya'da Kapital "Rusya'da şüphesiz çok az insanın bu kitabı okuyacağı ve ancak daha da azının anlayabileceği" gerekçesiyle Rusya'daki imparator­ luk sansürlerinden geçen Kapital'in 1872 yılında Rusça çevirisi ya­ yırnladı.

M A R X ' I N K A P i TA L i Z M E L E ŞT i R i S i Ma rx'a g ö re ka pita l izmi son l a n d ı racak olan sı n ıf çatı şması, burju­ vazi ve p roleta rya n ı n b i r b i r i n e zıt düşen eko n o m i k ç ı ka rları nda, öze l l i kl e de işgücü n ü n değeri kon u s u nda yatıyord u . David Rica r­ do'n u n d eyim iyle, b i r ü rü n ü n e m e k değer teorisi n i onu ü retmek için gere k l i olan işg ü c ü m i kta rı belirl iyord u. Kapital izmden önce eko n o m i l e r fayd a l ı ü r ü n lerin d e ğ i ştokuş ed i l mesine daya n ıyord u. Ka pita l iz m l e b i r l i kte ü r ü n l e r ka r amacıyla a l ı n ı p sat ı l a n m a l l a ra dö­ n ü ş m ü ştü. işgücü de b i r m a l h a l i ne gelm işti a nca k işg ü c ü n ü n fı66

Kapital

yatı ya rattığı ü r ü n kad a r yü ksek değ i l d i . M a rx a ra d a k i bu fa rkı "a rtı değer" olara k i s i m l e n d i rd i .

A RTI DEG E R Ka p ita l izmde fa bri ka sa h i pleri g i b i ü reti m a raçla r ı n ı e l i nde b u l u n­ d u ra n l a r ka r elde etmek i ç i n piyasada satı laca k m a l l a r ü reti r. Bu­ nun i ç i n i ki tür sermayeye i htiyaç d uya r l a r: •

Değişmeyen sermaye, ya n i ü retim s ı ra s ı n d a değeri değişme­ yen sermaye tü rü (örneğ i n h a m maddeler, makineler ve ya pı­ l a r) .



Değ işen sermaye, ya n i ü reti m s ı rasında değeri değişen serma­ ye t ü rü (örneğ i n işgücü). Ka r, işgücü n ü n değişen değerinden g e l i r. B i r işçi n i n temel fi­

yatı maaşı d ı r. Eğer b i r işçi g ü nde sekiz saat ça l ı ştığı halde i l k dört saat içinde maa ş ı n ı n ederi kada r mal ü reti rse geri ka l a n dört saat­ te ü rettiği m a l l a r a rtı d eğere g i rer. Artı değer ka pita l i stin ka r kay­ nağ ı d ı r ve yen i maki nelerle teknoloj i lere yat ı r ı m ya p m a s ı n ı sağ l a r.

Kadınların Çalışması Bu feminen zamider bir siyasi doğruculuk girişimi olarak görüle­ mez; çünkü artı değer erkeklerden çok kadınları ilgilendiren bir meseleydi. 1830'larla 1840'larda Avrupa'daki fabrika işçilerinin ve madencilerin yarısından fazlası kadındı. Gerek kız gerekse erkek çocukları aşağı yukarı aynı maaşı alıyorlardı. Ancak on altı yaşının üstündeki kız çocukları ve kadınlar bir erkeğin maaşının neredeyse üçte birini kazanıyordu.

i şg ü cü ve ka pita l i st a ra s ı n d a ki en tem e l e ko n o m i k sürtüşme M a rx 'ı n deyi miyle "a rtı değerin ora n ı " veya daha o l u m s uz b i r ba­ kış açı s ıyla "sö m ü rü ora n ı"n d a n kaynakla n ı yo rd u . işverenler d a h a

67

Sosyalizm 1 0 1

uzu n ça l ışma saatleri v e d a h a d üş ü k maaşlar i l e bu ora n ı yü kselt­ mek istiyord u. işgücü ise d a h a d üş ü k ça lışma saatleri ve daha yük­ sek maaşlar ile bu ora n ı d ü ş ü rm e k istiyord u . M a rx'a göre artı değer ora n l a r ı konusundaki çatışma ka pita l iz­ m i n özü ndeki kusuru ortaya ç ı ka r ı r. Reka beti s ü rd ü rebil mek için ka pita l i stlerin makineleri n i yen i le rnesi gerekiyord u. Bu d u rumda, işgücü n ü n a rtı değerd e n a la ca ğ ı pay pa h a s ı n a değişmeyen ser­ mayeye d a h a fazla yat ı r ı m ya p m a l a rı lazı m d ı . Da h a veri m l i ü reti m piyasaya daha çok m a l u la ş m a s ı a n la m ı n a gel iyord u a n c a k d üşen maaşlar yüzü nden işçiler d a h a az mal alabi l d i ğ i için bu d u rum aşı­ rı ü reti m krizi ne sebep o l uyord u . Her aşırı ü reti m krizi nde g ü ç l ü işletmeler güçsüz işletmeleri ifl a sa zorluyord u . Da ha a z faa l şi rket o l d u ğ u n d aysa işsizl i k a rtıyor, maaşlar d ü ş üyor ve son uç olara k proleta rya daha da yoks u l laşıyord u . D ü ş ü k maaşlar aya kta ka labi­ len işletmelerin ka rı n ı a rtı ra ra k a rtı değerden daha büyü k pay al­ ması a n l a m ına gel iyord u . E n n i h ayetinde eko n o m i işletme sa h i p­ leri n i n b i r i ktird i ğ i yen i sermaye sayesinde ken d i n i topa rlayaca k ve döng ü ka l d ı ğ ı yerd e n d eva m edecekti. Her kriz b i r öncekinden daha teh l i kel iyd i . Bu d u ru m ka pita l izm i n n i h a i çökü ş ü n e ve kom ü­ nizm i n yü kselerek o n u n yeri n i a l masına sebep olacaktı.

Bir Malın Analizi Kapital çok geniş kapsamlı olmasına rağmen birinci cildin ilk bölü­ mü Marx'ın tek bir malı incelemesiyle başlar. Böylece Marx argü­ mammn temelini oluşturmaktadır: Bir malın değeri onu yaratmak için harcanan işgücü tarafından belirlenir ve yalnızca insan emeği değer yaratabilir.

SINIF BiLiNCi Ma rx'a göre ka pita l i st topl u m ü reti m a raçla r ı n ı kontrol edenler ve işgüçleri n i satanlar şekl i n deki s ı n ıfa ayrı l ıyord u . Ta ri h boyu nca sı68

Kapital

nıfl a r a rasındaki i l işki hep söm ü rü ve h a k i m iyet üzerine kuru l m u ş­ tu. " H ü r adam ve köle, patrici* ve p/eb**, l o rt ve serf, u sta ve ka lfa; özetl e baskıcı ve ezi len birbi riyle s ü rekl i b i r zıtl ı k h a l i n d eyd i:' Daha önceki ta rihi aşa m a l a rda kapita l izm, bü nyes i n d eki i ki temel s ı n ıf, b u rj u vazi ve proleta rya a ra s ı n d a asli b i r uzlaşmazl ı k ya ratıyord u . S ı n ıf çatışması kapita l izm i n yok ol masıyla s o n a e recekti çü n kü ko­ m ü n izm sın ıfsız b i r topl u m geti recekti.

E N G E L S M A R X 'I N E S E R i N i TA M A M L l YO R M a rx eseri n i n diğer i ki c i l d i için de b i rçok not b i r i ktirm işti. Fa kat eseri n i ta ma m l a m aya ömrü yetmed i . Ça l ı ş m a kta n ve yoksu l l u k s ı ­ n ı r ı n d a yaşa maktan h a ra p o l a n Marx 1 4 M a rt 1 883 yı l ı nda hayatı n ı kaybetti. Notları n ı derleyi p topa rlama k ve eseri n i n son i ki ci l d i n i yaz m a k yoldaşı Engels'e d ü ştü. 1 883 yı l ı nda M a rx'ı n m eza rı başında kon u ş m a ya pan Engels, Ma rx'ı n ta rihteki yeri n i şöyle a n l attı : Da rwin'in doğ a n ı n evri m ka n u n u n u keşfetm es i g i b i M a rx d a i n ­ sa n l ı k ta ri h i n i n evri m ka n u n u n u keşfetm i şt i r. ... i n sanoğ l u her şey­ d e n önce ken d i s i n e yiyecek içecek, barı n a k ve g iyecek sağ l a m a l ı ­ d ı r. A n c a k b u n l a r ı n a rd ı n d a n d i kkat i n i siyasete, b i l i m e, sanata ve d i n e vere b i l i r.

Otuz yı l ı n ı M a rx a i lesi n i n yiyecek içecek, ba r ı n a k ve g iyecek i htiya ç l a r ı n ı ka rş ı l a makla geçiren Engels, h ayatı n ı n geri ka l a n ı n ı d ü zeltiye adayarak Kapital'i n d iğer i ki cild i n i d e yayı m l a d ı . Ayn ı za­ m a n d a siyasete deva m ederek n i hayet i n d e i ki n ci Enternasyo n a l o l a ra k b i l i nen örg ütü kurd u . D ü nya n ı n d ö rt b i r ya n ı n d a ki sosya l i st parti l e r bu birlik b ü nyesi n d e topla n d ı .

*

**

Antik Roma'daki seçkin ailelerden oluşan bir gruba verilen ad. (çev.) Antik Roma'da ayrıcalı klı patrici sınıfı ndan ayrı olarak Roma vatandaşlarının genel bütü nünü oluştururlar. (çev.)

69

Sosyalizm 1 0 1

Marx'ın Kızlan Marx'ın üç kızından ikisi, Laura ve Elanor da sosyalist harekette önemli roller oynamışlardır. Maura Marx Lafargue (1845-1911) babasının eserlerini Fransızcaya çevirdi. Eşi Paul Lafargue'yle birlikte Fransız sosyalist siyasetinde aktif rol aldı ve Marksizmin İspanya'ya yayılmasına yardımcı oldu. Elanor Marx Avelin (18551898) İngiliz Sosyal Demokratik Federasyonu'nun ve daha sonrala­ rı Sosyalist Birlik'in ilk liderlerindendi. Sayısız grevi ve pek çok sos­ yalist etkinliği destekleyen çalışmalar yaptı. Kız kardeşi gibi o da bir çevirmendir. Özellikle tiyatro çevirisiyle uğraşmıştır. Norveçli oyun yazarı Henrik İbsen'in bazı eserlerini İngilizceye çevirmiştir.

70

FRANSA'DA iÇ SAVAŞ Paris Komünü

1 87 1 F ra n sa-Prusya Savaşı'yla b i r l i kte i kinci F ra nsız i m pa ratorl u ğ u o n u r k ı rıcı bir çöküş yaşa d ı . E n sonuncu U l u s a l M ec l i s b i r kez d a h a m o n a rşiyi kurma k i ç i n hazı rla n m ı ş bekl iyord u . i ki olaya da öfkele­ nen Pa risli işçiler p rotesto için sokaklara d ö k ü l e rek şehrin kontro­ l ü n ü ele geçird i ler ve ken d i kısa ö m ü r l ü h ü kü m etleri n i ku rd u l a r. Pa ris Kom ü n ü'n ü n yü ksel iş ve çökü ş ü n ü Lon d ra'd a n izleyen Ma rx, bu d u ru m u proleta rya n ı n i l k devri mi o l a ra k ta n ı m la d ı . Marx'ı n a r­ d ı nd a n ta rihçiler de yaşa n a n l a r ı 1 789 Fra nsız Devri m i'n i n son sar­ sı ntı l a rı olara k değerlend i rd i ler.

i K i N C i i M PA R AT O R L U K 1 848 Devrimi öncesinde N a polyon Son a p a rt'ı n yeğe n i Lou is-Na­ poiyon Sonapart ( 1 808- 1 873) i k i defa zorla F ra nsa ta htı n ı ele ge­ ç i r m eye ça l ı ştı. Her defa s ı n d a kra l olamadan d u rd u ru l a ra k s ü rg ü ­ ne g önderildi. 1 87 1 yı l ı nda devrim ya p ı l ı nca Sona pa rt h a k i d d i a etmek i ç i n aceleyle Pa ris'e g itti . Geçici h ü kü met t ı p k ı 1 836 v e 1 840'ta o l d u ğ u g i b i o n u görmekten p e k m e m n u n o l m a m ıştı. Yi ne d e Sonapart'ı destekleyenler va rd ı . Za m a n ı geldiğinde, Sonapartçı küçü k pa rti U l u s a l Mecl is'e onu aday g österd i . Pa ris'te ve üç başka bölgede tem s i lci olara k seç i l mesine rağ men d u r u m l a r ka rışı k olduğu i ç i n m e c l i steki sandalyes i n i redd etti. Eyl ü l ayı n d a b u sefe r beş bölge­ de o l m a k üzere yeniden seç i l d i . Sonapa rt mec l i ste yeri n i a l m a k için Pa ris'e va r ı r varmaz baş­ ka n l ı k ka m panya ları yürütmeye başlad ı . N a polyo n efsa nesi n i n şa n l ı g ü n leri n i hatı rlata ra k oy veren t ü m g r u p l a r ı n ç ı karları n ı ay­ r ı m g özetmeksizin koruyacağ ı na söz verd i . A ra l ı k 1 848'de ezici b i r 71

Sosyalizm 7 0 7

çoğ u n l u k ta rafından i ki n c i C u m h u riyet'i n dört yı l l ı k başka n ı seçil­ di; nüfu s u n tüm s ı n ı fl a r ı n d a n oy a l mayı başara bi len tek adayd ı . Asl ı nd a Banapa rt'ı n g ö z ü başka n l ı kta değil, a mcas ı n ı n eski mevki si o l a n i m parato rl u ktayd ı . Görevi n i n i l k yı l ı n ı m i l letvekil leriy­ le b i r g ü ç savaşı vererek g eçi rd i . B u üyeleri n b i rçoğ u Bourbon veya Orlea n s g i bi monarşi l e re d ö n m eyi yeğ l iyord u . Meclis Banapa rt'ı n yeniden seç i l mesi için a n ayasa değişikliğine gitmeyi reddedi nce, 2 Ara l ı k 1 85 1 ta ri h i n d e b i r d a rbe g i rişimi düze n l ed i . Bir yıl son ra i m pa rator l l l . Na polyon u nva n ı n ı a l a n Bana part'ı n bu ha reketi, oy veren h a l k ta rafından da onayl a n m ıştı.

"Küçü k Napolyon"* Fra nsa, N a polyon'u n şa n ı n ı yen iden ca nland ı rm a k ü m i d iyle im­ pa rato rl u ğ u n restorasyon d ö n e m i nde lll. Napolyon'u büyük bir hevesle destekled i . Eski şa n l ı g ü n lere geri dönseler de ra hata er­ memişlerd i . l l l . Napolyon yön et i m i ndeki Fra n sa'n ı n o rta ve üst sı­ n ıfları yi r m i yıl boyu nca refa h i ç i n d e yaşad ı l a r. Etrafı Sai nt-Si mon­ cu d a n ı ş m a n larla çevri l i o l a n i m pa rator, sanayi n i n gel işmesi için devlet i n kayna kları n ı adeta etrafa saçıyord u . Böylece sanayileşme a rttı, m i l l i d e m i ryol u s i ste m i k u r u l d u, ü l ke toprakları Asya ile Af­ ri ka'ya uza n d ı ve Baran H a u s s m a n Pa ris'i, yaza r Ru pert Ch ristian­ sen'i n ta bi riyle "tüm bede n se l zevkleri n ve d ü nyevi i htişa m ı n ci rit attığı a l l ı p u l l u bir si rke" çevi rd i . i m pa rator g ı d a maddelerindeki g ü m rü k verg i s i n i d ü ş ü rerek işçi s ı n ıfı n ı n önüne kem i k atmayı da i h ma l etm e m i şti. Ü l ke içi ndeki başa rısıyla yet i n m eyen l l l . Napo lyon Fransa'yı ye­ n iden Avru pa'daki öne m l i oyu n c u l a rdan biri ya p m a k isted i . Ancak hem Rusya ve Avustu rya'yla i l iş k i l e r i n bozu l ma s ı n a hem de zayıf komşu l a rı n ı n yeri n i yen i k u ru l a n g üç l ü Alma nya ve italya'n ı n al­ masına sebep oldu. *

Napo/e6n le Petit [Küçü k Na polyon] Victor Hugo'n u n 1852 yılı nda yayı mla nan, l l l . Na polyon yön eti m i n i ve I kinci i m pa ratorluk politi kala r ı n ı eleşti rd iği, kendi d ö n e m i n d e büyük etki yaratm ı ş siyasi kitapçık. (çev.)

72

Fra nsa'da iç Savaş

F RAN S A- P R U S YA S AVAŞI U l u sa l Meclis üyelerinden Adolphe Th iers, lll. N a polyon'un pol i t i k geç m i ş i ne ba ka ra k şu son uca va rmıştı: "Ya p ı laca k başka hata ka l ­ m a m ı ş:' Anca k ya n ı l ıyord u . 1 9 Temmuz 1 870'te i m pa rator Avru­ pa'd a ki d i plomat i k ya n l ışları n ı Prusya'ya savaş açara k taçla n d ı rd ı . 3 0 Temm uz'a kadar Pru sya Şansölyesi Otto von Bismarck savaş a l a n ı n a hem Pru sya ord u s u ndan hem d e k ü ç ü k A l m a n devletle­ rinden topladığı ya klaşık SOO bin asker geti r m i şti. Fra nsa ise bu sa­ yı n ı n ya rısı kadar bile asker toplayamam ıştı. G e re k teşki latla n m a s ı g erek ekipma n l a rı kötüyd ü . Amcası kada r iyi b i r askeri l ider o l m a ­ ya n l l l . Na polyon orduyu gereği nce yön ete m iyo rd u . Ç o k geçme­ den A l m a n l a r Fra nsız ord u s u n u n bir kısm ı n ı Lorra i n e'deki A l m a n s ı n ı rl a rına yak ı n M etz'de d u rd u rmayı başa rd ı . O rd u n u n bir başka kıs m ı ise batı ta rafındaki Seda n'da köşeye s ı k ı ş m ıştı. 1 Eyl ü l 'd e Fra n s ızlar Sedan M u ha rebesi'nde kesi n o l a ra k yen i l i n ce Alma n l a r l l l . N a po lyon'u v e Fra nsız o rd u s u n u n büyü k b i r böl ü m ü n ü esi r a l d ı .

Paris Kuşatması Üç g ü n sonra ha berler Pa ris'e u laştığ ı n d a m e c l i steki c u m h u riyet­ çi üye l e r yen i bir c u m h u riyet kuru lacağ ı n ı i l a n edere k olağa n ü stü b i r m i l l i savunma h ü kü meti ku rd u la r. 1 9 Eyl ü l 'd e Alman kuvvetleri Pa ris'i kuşatma altına a l d ı . Kuşatm a n ı n i l k a ltı haftas ı nda Pa ris'te adeta b i r şölen havası h a k i m d i . Şeh i r sıcak h ava ba l o n l a rı ve posta g üverc i n leri sayesinde d ı ş d ü nyayla bağ i a ntıyı koruyord u.

Direniş Parisli avukat, yeni savaş ve içişleri bakanı Leon Gambetta 7 Ekim'de kuşatma altındaki şehirden kaçarak taşrada bir direniş ha­ reketi düzenledi. Gambetta'nın liderliğini ettiği eğitimsiz ve ekip­ mansız gerilla kuvvetleri Alman ikmal hatlarını bezdirmeyi başarsa da Paris'e yardım kuvvetlerini sokamadılar.

73

Sosyalizm 1 0 1

Soğ u k hava l a r ya klaşı rken d u ru m la r d a h a d a zorla ştı, şölen ha­ vası u ç u p g itti . ı 870 yı l ı , o n d o kuzuncu yüzyı l ı n en soğ u k kışların­ dan b i r i oldu. Öyles i n e soğ u ktu ki Seine nehri ü ç h afta buz tuttu. Aka rya kıt fiyatları üçe kat l a n d ı . Çiçek hasta l ı ğ ı , tifo ve zatü rre tüm nüfu s u k ı rd ı geçird i . H ava çok soğuyup posta g üvercin leri uçarna­ yınca dış d ü nyayla i leti ş i m koptu. Alman b i rl i kl e ri n i n önüne katıp getird i ğ i 200 bi nden fazla m ü lteci, geldikleri şeh i rde de ne bir ev ne de b i r geçim kayn a ğ ı b u l a b i l d i . işler d u rma n o ktasına geldi. Bu d u r u m büyük bir işsizl iğe yol açtı ve orta s ı n ıfı n küçü k işletmeleri­ n i iflasa s ü rü kled i. E n kötüsü de yiyecek kıt l ı ğ ıyd ı . Kuşatma n ı n başlarında sol gö­ rüşl ü sosya l i st eylemci A u g u ste B l a n q u i gibi i s i m l e r yiyecek karne­ s i n i n kaçı n ı l maz old u ğ u n u d i l e getirm işti. Kuşatm a n ı n çok s ü re­ meyeceği, ekim ayı nda biteceğ i n i za nneden h ü kü met ete ka rne geti rmesine rağmen ta h ı l ü r ü n l e r i n e karne uyg u laması geti rmed i. Bu ned e n l e şeh i r serbest piyasa n ı n i nsafı na ka l d ı . Pa ras ı v e biraz öngörüsü o l a n l a r kuşatm a n ı n i l k g ü n lerinde yi­ yecek stoku ya ptı lar. Ancak b i rçok kişi yiyecek b u l ma k için adeta birbiri n i yed i . Beled iye yetki l i leri e l lerinden geleni ya pıyord u. işçi s ı n ıfı n ı n yaşa d ı ğ ı bölgelerdeki beled iye başka n l a rı aşevleri açtı, kad ı n ları istihdam ederek m i l is i e r i n ü n iforma l a r ı n ı d i ktird i .

Zengin Yoksula Karşı Açlık tehdidi herkesi eşit ölçüde etkilemedi. Zenginler önce at eti alıyordu. Paris'teki hayvanat bahçesi hayvanlarını besleyemez hale geldiğinde ise fil, kanguru ve sığır eti almaya başladılar. Fare sala­ mının tadına doyulmuyor, kasaplar kedi etini "dere tavşanı" diye satıyorlardı. Ortalama bir işçi ailesinin gücü fare etine bile yetmi­ yordu.

Oca k ayı n ı n başla r ı n d a A l m a n l a r şeh ri bombalaya ra k baskı ları a rtı rd ı . H ü kü metin Pa ris'i çevrel eyen h isa riarda yiyecek depolad ı ğ ı

74

Fransa'da iç Savaş

söy l e nti leri yayıl ıyord u . Şeh i rdeki rad i ka l siyasi ö rg ütlerin sayısı a r­ tıyor, d evrimci sosya l izm gitgide ca n l a n ıyo rd u . Devrimci örgütler şeh ri n her ya n ı na h ü kü m et i n savaşta ya pt ı k l a r ı n ı a n latan poste r­ ler a s a ra k yetkiyi h a l ka b ı ra km a l a r ı n ı istiyo r l a rd ı . Pa ris açl ı kla boğ uşuyord u . Ne Gam betta'n ı n geri l la larından n e d e d iğer Avru pa l ı güçlerden ya rd ı m geleceğ i vard ı . Durum böy­ leyke n Fransız h ü kümeti 28 Oca k 1 87 1 'de l l l . N a polyon'u görev­ den a l a ra k bir ateşkes imza l a d ı .

I ŞÇ i L E R I N AYA K L A N M A S I Pa r i s l i vatandaşlar d u ru m la rı n d a n mem n u n değ i l l erd i . Dört ay s ü ­ ren kuşatma boyu nca sava ş ı n yükü n ü o m uzlarında taşı m ı ş l a rd ı . Al m a n ların Zafer Ta kı'na yürüdüğ ü n ü g ö r m ü şlerd i . Büyütü lecek bir a ş a ğ ı l a n ma değ i l d i bu; ne de olsa ba r ı ş a n laşması i mza l a n m ış­ tı. Ama h ü kü meti n Paris'e değil Versay'a d evred i l mesine epey b i r içe r l e m işlerdi. Sembol i k o l a ra k bu d u r u m m o n a rşi n i n c u m h u riye­ te yeğ lendiğini gösteriyord u . Ş u bat ayı nda mec l i steki m u hafaza ka r çoğ u n l u ktan üç yasa geçti . Yasa ların h içbiri Pa ri s'teki olu msuz d u ru m u d ü zeltmeye yö­ n e l i k d eğ i l d i . •

Borçların daha geç öde n mesine o l a n a k veren savaş morator­ y u m unu* d u rd u rd u lar.



Savaş sırasında öden m eyen tüm kira l a r ı n ived i l i kl e ödenmesi­



Pa ris'i n kuşatma altındayken şeh ri savu n a n işçi lerin ol uşturd u­

ni ta lep ettiler. ğu U l usa l Mu hafıziara veri len ödeneğ i i pta l ettiler. Son ka ra r, o dönemde h ü kümet idares i n deki d üzen l i ord u d a n sayıca üstün olan U l usa l M u hafıziarı n seferbe rl i ğ i n i ka l d ı r m a k

*

Zorunlu d u ru mlarda borc u n ödemesini erteleme. (çev.)

75

Sosyalizm 1 0 1

amacıyla a l ı n m ıştı . Böylece işçi s ı n ıfı ndan b i rçok a i l e n i n tek geliri de kes i l m i ş oldu. U l u s a l M u hafızl a r d i re n i ş i ç i n ilk a d ı m ı ata ra k c u m h u riyeti ko­ ruma kon usunda g e n i ş yet k i l e re sa h i p bir merkez kom itenin çatısı altında yönetici federasyo n l a rı k u rd u la r. Bi rkaç gün içerisinde U l u ­ sa l M u h afızlar federasyon u n merkez kom itesi gayri resm i i ktidar haline geldi. Şiddette daya l ı bir devrim amacı g ütm üyorlard ı an­ ca k şeh r i n ana cepha n e l i kl e r i n e ve d üzen l i o rd u n u n b ı ra k ı p gittiği 400 topa e l koya ra k ö n l e m l e ri n i a l mayı ihmal etmed i ler. H ü kü met başka n ı Adol p h e Th iers orta m ı saki n l eştirmek yeri­ ne ka ra kuvvetlerine bağ l ı a ltı b i n b i rliği 1 8 M a rt sa ba h ı erkenden şehre g önderd i . Amacı işçi s ı n ıfı n ı n yaşa d ı ğ ı M ontma rtre bölge­ sindeki top l a rı yeniden ele geçirmek ve şeh ri kontrolü a ltına al­ maktı. Thiers'i n birli kleri ra hatl ı kl a M u hafız kuvvetleri n i geçerek topları a l mayı başa rd ı . Ta m da o a nda topları geri götürmek için hiç at getirmed i kleri n i fa rk ett i l e r. Ord u at a ra m a k için dağıldığın­ da öfkel i b i r ka laba l ı k top l a n d ı . H e r za manki gibi Pa risli aya kta k ı m ı v e ord u n u n karşı karşıya g e l m esi şiddetle son l a n d ı . Askerler dost vata n d a ş i a ra ateş etmeyi redded iyord u. Ne va r ki i ki general ya ka­ l a n ı p b i r l i klerin de d a h i l o l d u ğ u b i r ka laba l ı k ta rafı n d a n l i n ç ed i l d i . Şehri s i l a hsızland ı r m a k i ç i n başlaya n d i re n i ş ha reketi ta m a n l a ­ m ıyla b i r isyana dönüşt ü . Ş i d d et ş e h r i n ta m a m ı n a yayı l ı nca Thiers tüm b i rl i klerini ve h ü kü met yetki l i leri n i Pa ris'ten Versay'a çekti.

KOM Ü N A L KO N S EVi N S E Ç i L M E S i Pa risl i le r 26 Ma rt'ta U l u s a l M e c l i s'i ta n ı maya ra k ken d i h ü kümet­ leri n i ku rd u l a r. Bu h ü kü m ete 1 793'teki devrim h ü kü meti n i n anı­ sında "Pa ri s Kom ü n ü" denildi. Yen i h ü kümeti n l iderleri ruhban ka r­ şıtları, çok yön l ü sosya l i stler ve s iyasi fı rsatç ı l a r ı g i b i y ı l l a rd ı r işin içindeki J a kobenlerin o l u şt u rd u ğ u karma b i r g r u ptu. (On sekizi nci yüzyı l d a ki Fransız Devri m i s ı ra s ı nda Jacobe n l e r mecl isteki aşırı sol u tems i l etm işti.)

76

Fransa'da iç Savaş

"Proletaryanın ilk Diktatörlüğü" Pa ris'i kontrol etmek tüm Fransa'yı kontrol etmek a n l a m ı na gel m i ­ yord u a nca k görü n üşe göre Pa ris Kom ü n ü'n ü n l iderleri bu d u ru m ­ d a n b i h a berd i . Kom ü n, devletle kil ise n i n ayrı lması, d ü ze n l i ord u n u n yer i n i va­ ta n d a ş l a r ı n yönettiği U l u sa l M u hafızia r ı n a l m a s ı ve m erkezi o l m a ­ ya n b i r h ü kümeti n ku ru l ması yön ü n d e çağ rı l a rda b u l u n uyord u . Oysa g ücü Pa ris'le s ı n ı r l ı ka l d ı ğ ı ndan b u şa rtla r ı n h içbiri gerçek­ leşm iyord u. Ya l n ızca kira l a r ve borçları ka psaya n savaş moratoryu ­ m u n u n yen i len mesi, g ü n l ü k ça l ı şma s ü res i n i n o n s a a t olara k bel i r­ len mesi ve fı r ı n l a rdaki gece i ş i n i n ka l d ı r ı l m a s ı n ı öngören yasa l a r uyg u l a n a b i l mişti. Zaten en son u ncusu d a Kom ü n mecl isinde en az b i r tane yorg u n fı rıncı olduğunu gösteriyord u .

Diğer Komünler 22 Mart'ta Lyon'daki Ulusal Muhafızlar taburu, Paris'in izinden gi­ derek şehir hükümetinin kontrolünü ele geçirip bir taşra komünü kurdu. Benzer ayaklanmalar Saint-Etienne, Marsilya, Toulouse, Li­ moges, Narbonne ve Le Creusot'da da yaşanmasına rağmen bunlar çabucak bastırıldı. 4 Nisan'a kadar Paris Komünü tek başına Ver­ say'daki hükümete karşı durdu.

"Ka n l ı Hafta" Pa ris'teki l iderler vakitleri n i işe ya ra maya n yasa l a r ç ı ka rmakla geçi­ ri rken Th iers de Versay'daki h ü kü meti n a s keri g ü c ü n ü a rtı rıyord u . Hazı r l ı k sürecinde Bismarck'a ya ptığı çağ r ı başa r ı l ı o l d u . Devri m i h i ç b i r za man desteklemem i ş olan Bismarc k, Th iers'i n başkenti geri a l a b i l mesi için Fra n sız savaş esi rleri n i n büyü k böl ü m ü n ü serbest b ı ra ktı. Thiers'i n kuvvetleri nisan başında Pari s'i kuşatma a ltına a l d ı . Ş e h r i bi rkaç hafta bom ba l a d ı kta n son ra h ü kü met birli kleri 2 1

77

Sosyalizm 1 0 1

Mayıs'ta Pa ris'i n koru n a ksız b i r bölgesine g i r m eyi başa rd ı . "Ka n l ı Hafta" o l a ra k a n ı l a n soka k çat ı ş m a l a rı Alma n l a ra ka rşı kısa s ü re önce verilen savaşta n b i l e d a h a şiddetliyd i . Kom ü na rd l a r denilen Kom ü n ya ndaşları ba r i katlar ku ra ra k soka k soka k o rd u n u n i lerie­ yişi n i d u rd u rmak için m ücadele ettiler. Çatışma n ı n son g ü n lerin­ de Kom ü n askerleri dava l a rı n ı kaybetti kleri n i a n i aya ra k el lerindeki esir ve tutsa kları vurd u l a r. B u n l a r ı n a rası nda Pa ris başpiskoposu da b u l u n uyordu. Ayrıca şeh i rd e k i ka mu b i n a l a r ı n ı ateşe verdiler. 28 Ma rt'ta Kom ün'ü n teşkilatl ı son savu n u c u l a rı Pere-Lachaise meza rl ı ğ ı nda n i h a i b i r savu n m a g österd i l e r fa kat U l usal Meclis birl i kleri ta rafından b i r çı rpıda i n faz ed i l d i ler. Şehrin dört bir ya­ n ı nda Kom ü n için m ücad e l e ettiği d ü ş ü n ü l e n erkekleri toplayı p m a h keme bile düze n l e m eden ku rş u n a dizd i ler. Ya klaşı k 20 bin Kom ü n a rd ve 750 asker o " ka n l ı hafta"da ha­ yat ı n ı kaybetti. Tutu k l a n a n ya k l a ş ı k 38 bin kişiden 7000'e ya k ı n ı Melanezya'd a ki Yen i Ka ledonya'd a b u l u nan ceza kalani lerine gön­ deri l d i . Diğerleri ise s ü rg ü n l e ya kayı ku rta rd ı .

B i R D E V R i M i N S O N U MU YO K S A B i R D i G E R i N i N B A ŞLAN G l C I M l ? Pek çok sosya l ist kura m c ı Pa ris Kom ü n ü'nü ken d i ne m a l etti. Pa ris Kom ü n ü'n ü n Pere-Lacha ise m eza r l ı ğ ı nda yit i p g itmesi n i n üzerin­ den henüz iki gün geç m i şti ki, 3 0 Mayıs 1 87 1 'de Karl Ma rx, U l usla­ ra rası E m e kçiler Birl i ğ i 'n i n Genel Konsey'i nde [Birinci Enternasyo­ nal] d a h a son radan Fransa'da iç Savaş olara k yayı m l a nacak ra poru okud u. M a rx Kom ü n ' ü n "i l k p ro l eta rya d i ktatö r l ü ğ ü" olduğunu bel i rterek sembo l i k değeri n i n asıl başarı ları n ı n ö n ü n e geçtiğ i n i söyl üyord u . D a h a son ra ki d evri m c i l e r de tari h i g e rçekleri az y a da çok değ i şti rerek Kom ü n örneğ i n i kendi amaçları için ku l la n d ı l a r. Hem Vlad i m i r Len i n hem de Lev Troçki Kom ü n' ü n bitiş i n i örnek o l a ra k gösteriyor ve devri mci s ı n ıfla r a rasında köprü ku rmaya ça lı78

Fra nsa'da iç Savaş

şı rsa başlarına b u n l a r ı n geleceğ i n i söyl üyord u . Sovyetler Birliği ise Kom ü n'ü şan l ı ata l a r ı n d a n biri olara k görüyo rd u . A n a rşist Pyotr Kropotkin kon uya d a i r e l kita b ı nda sosya l ist dev­ r i m m itolojisinde Pa ris Kom ü n ü'n ü n cazi b es i n i şu sözlerle açı k l ı ­ yord u : Neden Pa ris Ko m ü n ü'n ü n tem s i l ettiği d ü ş ü nce h e r ü l keden, hat­ ta her m i l letten işçiye bu kadar cazi p gel m i ştir? Ceva b ı çok ba­ sit.

1 871

Devr i m i her şeyd e n önce h a l kı i ç i n e a l a n bir devri m d i .

H a l kı n kendisi ta rafı n d a n ya p ı l m ı ş v e b i r a n d a kitl eye, h e m de en b ü y ü klerinden birine yayı l a ra k ne m üdafi l e r, n e ka h ra m a n la r, ne şeh itler görmüştü. Anca k b u kitle topl u m u n öyle "a lt tabakala­ r ı n d a n" gel iyord u ki o rta s ı n ıf b u d u ru m u h a z m edemed i . Ü ste l i k a rkasındaki itici g ü ç b i r sosya l devri m fi kriyd i; e l bette bel l i bel i r­ s i z, m u hte melen b i l i nçs iz, yine de y ı l l a r ı n m ü cadelesinden sonra n i h ayetinde t ü m i n s a n l a r ı n gerçek a n l a m d a özg ü rl ü ğ ü n ü ve eşit­ l i ğ i n i kaza nma çabasıyd ı . Bu devrim, top l u m u n en a l t ta baka s ı n ­ d a n i n sa n l a r ı n h a k l a r ı n ı fethetmek için y ü c e a d ı m l a r l a y o l a çıktığı devri mdi.

79

ANARŞiZM MARKSiZME KARŞI Bakunin ve Marx

Pa ris Kom ü nü'n ü n a rd ı nd a n M a rx ve Engels siyasi görüşleri n i n kend i le ri n i n kiyle ta ba n ta ba n a z ı t d ü ştüğ ü n e i n a nd ı kları kişilerle zıtlaşmaya başlad ı l a r. Yen i l g i s i n e rağmen Kom ü n sosya l i st teori­ nin çözü l d ü ğ ü somut bir o rta m sağlam ıştı. M a rx ve Engels siyasi ra kipleri n i n a rasında ya l n ızca d iğ e r sosya l istlerin değ i l a n a rşistie­ rin de o l d u ğ u n u fa rk etm işti. Bu nedenle on d o kuzuncu yüzyı l ı n e n devrimci isimleri n d e n a n a rş i k u ra rncısı M i k h a i l Baku n i n'le karşı karşıya g e l d i ler. M i k h a i l Baku n i n ( 1 8 1 4- 1 876) R usya'n ı n m u hafaza ka r soyl u a i le­ lerinden b i rinde d ü nyaya g e l d i . Moskova ve Pi ra m u kh i no'daki en­ telektüel hayata ken d i n i ka pt ı r m a d a n önce kısa bir s ü re Rusya'n ı n Polonya cephesinde görev a l d ı . Moskova v e P i rem u kh i no'da ro­ ma nti k Hegelci l i k ça l ı ş ı rken iva n Tu rgenyev i l e a rkadaş o l d u . Baku n i n 1 840 yı l ı nd a Berl i n'e g itti. Kend i n d e n önceki ler gibi o da devri mci lerin anaoku l u sayı l a b i l ecek Genç Hegelcilerin a rasına d üştü . B u rada Hegel'in diğer yüzüyle ta n ı ş m ı ş oldu. Berl i n'de ve isviçre'de kısa s ü re ka l d ı kta n son ra Pa ris'in yol u n u tuttu. Pa ris'te, u l usa l ku rtu l u ş m ücad e l es i n i n sosya l devri m l e h a rm a n lanabi lece­ ğ i ne ken d i s i n i inand ı ra n Polonya l ı göçmen lerle ta n ı ştı.

S E YA H AT L E R V E K A Ç l ŞL A R Her za m a n teoriden çok eyl e m l e i l g i lenen Baku n i n 1 848 Devri m­ lerinde de a ktif rol a l d ı . Sa hte pasa portlarla Pa ris'ten Prag'a, ora­ dan da D resden'e devri m leri ta k i p ediyor, her za m a n pol i sten kıl payı kaçmayı başarıyord u . Dresden'deki devrim başa rısız olu nca yetki l i ler Bakuni n'i ya ka l a mayı başa rd ı . Tutu kla n a ra k ö l ü m cezası­ na ça rptı rı l d ı . Dresden l i yetk i l i l e r onu seve seve Prag'daki devrim-

80

Anarşizm Ma rksizme Ka rşı

ci a ktivitelerinden do layı hakkında ya ka l a m a ka ra rı ç ı karmış olan Avustu rya l l lara tesl i m etti. Avustu rya l ı l a r o n u i d a m a m a h k u m et­ t i kten sonra s ı n ı ra götü rüp kelepçeleri n i ç ı k a ra ra k R u s l a ra tes l i m etti l e r. St. Petersburg'd a k i Petro ve Pavel Ka lesi'n d e a ltı y ı l ka lan Baku­ nin a rd ı ndan a n n es i n i n kuze n lerinden b i ri n i n yön ettiği b i r Sibirya h a p i s h a nesine sürg ü ne gönderi l d i . 1 86 1 yı l ı nd a kaçmayı başa rd ı . B i r A m e ri ka n gemisiyle Japonya, S a n Fra ncisco v e N e w York üze­ r i n d e n on dokuzu ncu yüzyılda hem sağ h e m de sol görüşlü m ü l ­ teci l e r i n sığındığı b i r l i ma n o l a n Lond ra'ya va rd ı . B i rkaç y ı l boyu nca Avru pa'n ı n neres i n d e b i r d evri m va rsa oraya koşt u rd u . Yavaş yavaş m i l l i ku rtu l u ş m ücad e l esi veren devri mci­ leri n çoğu n l u kla daha geniş a n lamda b i r top l u md a değişimle i l ­ g i l e n m e d i klerini fa rk ed iyord u . Toplumsal d evri m i n başarı kaza n­ ması i ç i n u l usla ra rası nite l i kte olması gere kt i ğ i son u c u n a va rı nca ita lya'ya yerleşip g izli topl u l u kl a r a ras ı n d a ka r m a ş ı k bir ağ kur­ maya başlad ı . Bu topl u l u kl a r ı n kimisi gerçek k i m i s iyse kurguyd u . Ku rd u ğ u bu a ğ a U l us l a ra rası Sosya l Demokrati k B i r l i k i s m i n i verd i .

A N A R Ş i S T KO M Ü N i Z M Baku n i n daha son radan "a n a rşist kom ü n izm" o l a ra k b i l i necek doktri n i n i ol uştu ru rken Pierre-Joseph Pro u d hon'u n öğretileri n i uya r l a d ı . Marx'ı n kom ü n izmi s ı n ıfsız bir top l u m o l a ra k n iteleyen görü ş ü n e katı lmasına rağ men merkezi h ü kü met fi kri ne karşı ç ı ktı. B u n u n yerine topra ğ ı n, doğal kaynakların ve ü reti m a raçları n ı n or­ ta k a m açları için diğer topl u l u klarla esnek b i r fed e rasyon kurabile­ cek yerel topl u l u k l a ra a it olması gerektiğ i n i d ü ş ü n üyord u. Baku n i n korku ve şiddet ku l l a n ı m ı n ı teş ki latl ı h ü kü meti yok etm e n i n s i l a h ı olara k görüyo r ve "yok etm e tutku s u n u n ayn ı za­ m a n d a ya ratıcı b i r d ü rtü" o l d u ğ u n u iddia ed iyord u . Devletin özel m ü l kiyeti, özel m ü l kiyetinse devleti korud u ğ u n u öne s ü rüyord u .

81

Sosyalizm 1 0 1

Bu neden le, m ü l kiyetin kom ü ne a it olabil mesi ve eşitçe dağıtı la­ b i l mesi i ç i n öncelikle devlet i n yok ed i l mesi gerekiyord u. Çel işki l i b i r şeki l d e, özg ü r ve h uz u r l u b i r top l u m ya ratm a n ı n tek yolu şid­ dete d aya l ı bir devr i m ya p m a kt ı .

Proletarya mı Köyl ü m ü ? Marx v e Engels'e göre d evri m , sermaye v e i ş g ü c ü a rası ndaki e n şiddet l i çatışma ların yaşa n d ı ğ ı e n gelişmiş ka pita l i st topl u m l a r­ daki e n d ü striyel işçi s ı n ıfla r ı n d a başlayaca ktı. Baku n i n ise bu gö­ rüşü desteklem iyord u . Ona g ö re devri mci değişi m i n ekonomik olara k en az gelişmiş ü l ke lerde g ö r ü l mesi d a h a olasıyd ı; çünkü bu ü l kelerdeki işçiler daha az ayrıca l ığa sa h i pti. Manchester'daki bir fa brika işçis i n i n hayatı d a g ü l l ü k g ü l ista n l ı k d eğ i l d i ancak daha az gel i ş m i ş ü l kelerdeki işçiler d a h a kötü bir hayat yaşıyord u . Baku n i n devr i m e Rus köyl ü l e r i n ö n cü l ü k edeceğ i ne i n a n ıyord u. Rus serfler 1 86 ı yı l ı n d a ki Köyl ü Serflerin Azat Ed i l mesi ne kad a r topraklarına bağ l ıyd ı l a r. Üstelik sosya l izm i n büyük ölçüde temellerini ol uştura­ ca k geleneksel köy kom ü n le ri n d e yaşıyorl a rd ı .

B i R i N C i E N T E R N A S YO N A L 1 864 yı l ı nda Marx d a h a son ra Biri nci Enternasyonal o l a rak anı­ laca k o l a n U l uslara ra s ı E m e kç i l e r Birliği'n i n k u ru l u ş b i l d i rgesi n i yazd ı . Baku n i n'i n ya n d a ş l a rı kom ü n izmin desteğ i n i kaza n mak için resm i bir ö rgüt ya ratma fi kri n e hemen ka rşı ç ı ka ra k şu soruyu sor­ d u l a r: "Otoriter bir örg ütten n a s ı l eşit l i kçi ve özg ü r b i r top l u m çık­ mas ı n ı beklersin iz?" ı 872 yı l ı nda Marx i l e E n g e l s'i n Baku n i n ve ya ndaşla r ı n ı Birinci Enternasyonal'den att ı r m a k için d üzen ku rmasıyla b i r l i kte örgü­ tün h a k i m iyeti kon u s u n d a M a rx ve Baku n i n a rasındaki savaş zir­ veye u laştı.

82

A n a rşizm Ma rksizme Karşı

Bakunin'in Tahmini Bakunin yirminci yüzyıldaki Marksist diktatörlükler konusunda isabetli bir tahminde bulunarak şöyle dedi: "Sözüm ona bu halk devleti, yaşananlardan gerçek anlamda ders çıkardığını iddia eden üç beş yeni soylunun kitleleri zorbalıkla yönetmesinden ibaret ola­ caktır."

A N A R Ş i ST P R E N S Pyotr Kropotki n ( 1 842- 1 92 1 ) b i r Rus pre n s i n i n oğ l uyd u. E l it b i r askeri o k u l d a eğitim a l d ı kta n sonra bi rkaç y ı l S i b i rya'da su bayl ı k ya ptı . 1 867 yı l ı nda görevi nden istifa ederek St. Petersb u rg'da ma­ temati k eğiti mi a l d ı, profesyonel b i r coğ rafyac ı oldu ve Asya'daki s ı rad a ğ l a r ve buzu l l a r kon u s u nda uzman laştı. 1 87 1 yı l ı nda gelecek vaat eden bilim ka riyer i n i n o ktaladı. R u s Coğ rafya Derneğ i 'n i n sekreter l i k teklifi n i geri çev i rdi, prensl i k u n ­ va n ı n ı reddetti v e St. Peters b u rg'daki d evri m c i ha rekete katı l d ı . Bi rkaç y ı l boyu nca R u s işçi v e köy l ü lere d evri mci p ropagandayı yaya n Çaykovski Top l u l uğ u 'n u n bir pa rças ı o l a ra k ça l ı şt ı . 1 874 yı l ı nda St. Petersbu rg'da tutu kla n a n Kropotkin o dönem­ ki b i rçok reformcu gibi defa l a rca tutu kla n d ı , i h ra ç ed i l d i ve kaçt ı . M a h kemeye çıka r ı l madan h a pse atı l d ı ğ ı n d a h a p i s h a n e hasta ne­ s i n d e n kaçara k Batı Avrupa'ya g itmeyi başa rd ı. Rus h ü kümeti n i n ta lebiyle 1 88 1 yı l ı nda i sviçre'den kovu ldu, 1 883 yı l ı nd a Fransa'da tutu k l a n d ı . Mü lteci olara k s ı ğ ı n d ı ğ ı i n g i ltere'de sayg ı n b i r b i l i m ga­ zeteci s i olara k hayatı n ı kaza n mayı başa rd ı . Kropotki n a n a rşist teorisyenler içinde e n çok okunan isimd i . 1 88 3 - 1 9 1 7 yı l l arı a rası n d a Rusya'ya d ö n d ü ğ ü nde öncü l i bera l derg i l e rde, rad i ka l gazetel e rd e v e Encyclopcedia Britannica 'n ı n o n b i r i n c i baskı s ı nda a n a rşizm üzerine maka le l e ri ç ı ktı. Anarşist ha­ berleri d ü nya ça p ı n da çevri l e rek yayı n l a n d ı . Kita pl a r ı n d a n bi rkaçı tefrika şeklinde derg i lerd e yayı n l a n d ı .

83

Sosyalizm 7 0 7

Krcpotkin a n a rşizm i b i l i m se l b i r temel e otu rtmaya ça l ı ş ıyord u. En etki l i eseri n i n Karşlftklt Yardtmlaşma ( 1 902) olduğu söylenebi­ l i r. Bu kita pta Krcpotkin p o p ü l e r bir teori olan ve serbest piyasa ekonomisi nde g ü ç l ü o l a n ı n aya kta ka lacağ ı n ı söyleyerek rekabeti h a k l ı ç ı ka ra n sosya l Da rvi n ci l i ğ i reddetti. Hem h ayva n topl u l u k­ larına h e m de i nsan top l u m l a rı n a dair gözlem lerine daya n a ra k hayatta ka l a b i l mek i ç i n b i r t ü r içerisi ndeki reka bet i n işbirl i ğ i nden daha az ö n e m l i olduğ u n u g österd i .

Senet Propagandası 1 870'1erde Fra nsız ve i ta lya n a n a rşistler en g ö rü n ü r ve ta rtışma l ı a n a rşist d o ktrin lerden b i ri h a l i n e gelecek o l a n b i r ta b i r ku l la n ma­ ya baş l a d ı l a r. Bu ta b i r "sen et propagandası"yd ı . Esas d ü ş ü nce, şid­ dete daya l ı eyle m i n d evri m dava s ı açısından en etki l i propaganda şekl i o l d u ğ u yön ü ndeyd i . Senet p ropagandası başla n g ı çta ita lya n köy l ü leri isya na kışkır­ ta n kı rsa l ayaklanmao l a rı ifa d e ed iyord u. Da ha son raları bu dokt­ rin bi reyse l protestocu l a r ı n ka m uya açık yerlerd e gerçekleşti rd i ğ i katl ia m l a r v e bomba l ı eyle m leri a klamak için ku l l a n ı l maya başlad ı . Kimi za m a n t e k baş ı n a k i m i za m a n i s e b i r kom plo içerisinde ça­ l ışa n a n a rşistler Kayzer 1. Wi l he l m'e s u i kast g i r i ş i m iyle başlaya ra k önem l i siyasi fıg ü rlere b i r d izi sa l d ı rı d üzen l ed i .

Suikastlar Yaygınlaşıyor Önemli siyasi isimlere düzenlenen suikastlar dinarnitin daha ulaşı­ labilir bir hal almasıyla yaygınlaştı. Hatta bazı devrimciler dinarni­ te "proletaryanın cephanesi" diyerek baş üstünde tutuyordu. 1867 yılında Alfred Nobel tarafından patenti alınan bu patlayıcı 1875 yılında bolca üretildi. Hatta Anarşist Johann Most The Science of Revolutionary Welfare'da [Devrimci Refahın Bilimi] (1885) evde na­ sıl hızlıca bir kazan dolusu dinarnit yapılacağını anlatıyordu.

84

Anarşizm Ma rksizme Ka rşı

A n a rşist hareketin önem l i isim leri bütü n bu yönte m l eri işe ya­ ra maz b u l a ra k reddetti. Kropotkin, "Ta ri hte yüzlerce yıla sığan b i r ya pıyı bi rkaç k i l o d i n a m itle y ı kamazs ı n ı z;' d e d i . A n c a k tüm bu iti­ raz l a r faydasızd ı . Ya l n ız bom bacı, halkın g öz ü n d e a n a rşizmin sim­ gesi h a l i ne gelmişti.

85

SOSYAL DEMOKRASi N iN YÜKSELiŞi Sosyal izm B i r Kitle Hareketine Dönüşüyor

1 860'1 a rd a Avru pa, Sa nayi Devri m i 'n i n i l k trav m a l a rı n ı yen i yen i atlatıyo rd u . Marx'ın proleta rya devri m i n i n e l i k u l a ğ ı n d a o l d u ğ u n u gösteren h içbir bel i rti yoktu. Ka p ita l izm h ızla büyüyord u. Ekono­ mik ve siyasi adaletsizl i k l e r s ü rmesine rağmen h ü kü metler iş ka­ n u n l a rı ç ı karıyor, sen d i ka l a r ı n üzeri ndeki kısıtla m a l a rı ka l d ı rıyor ve siyasi s ü reci başlatıyord u . B u d u ru m daha çok sosya l ist ve işçi ha­ reketi n i n baskı larından kayna k l a n ıyord u. Bazı A l m a n sosya l istler Ma rksist d evri m i n kaçı n ı l mazl ı ğ ı n ı bir kez daha d u ru p d ü ş ü n meye ve siyasi eylem ihti m a l i üzeri n d e d u rmaya başla m ı ş l a rd ı .

S O S YA L D E M O K R A S i N E D i R ? On dokuzuncu yüzy ı l son l a rı ve yirminci yüzy ı l başlarında çok sayıda sosya l i st kend i l e ri n i ş i d d et ya n l ısı sosya l i stlerden ayı rma k için "sosya l demokrat" ifadesi n i beni msed i . Sosya l demokrasinin temel p rensi bi, sosya l i st tem s i l c i l e r seçerek d e m okrati k b i r şeki lde sosya l i st reform lar ya p ı l a b i leceğ i i n a ncıyd ı . Sosya l i st demokratlar va r o l a n siyasi süreci n ku l l a n ı l m as ıyla ka pita l izmden sosya l izme ba rışç ı l, evrimsel bir d ö n ü ş ü m ü gerçekleşti rilebi l eceği n i savu nu­ yorlard ı . Sosya l demokrasi n i n i l k d estekç i leri ya l n ızca M a rksizm i elden geçird i kl e r i n i iddia ediyord u . O n l a ra ka rşı çıkan ortodoks Mark­ sistler ise sosya l demokratl a r ı n M a rksizm yeri n e ta mamen fa rklı b i r şey geti rd i kleri n i fa rk etm iş l e rd i . On dokuzu ncu yüzyı l bitme­ den sosya l izm ikiye ayrı l d ı : reform i htima l i n e i n a n a n sosya l de­ mokrat l a r ve hala devrime i n a n a n kom ü n i stler.

86

Sosya l Demokrasinin Yü kselişi

A L M A N YA' D A S O S YA L D E M O K R A S i N i N i L K ZAMA N LA R I 1 848 Devri mleri n i n a rd ı nd a n IV. Fried rich Wi l he l m a nayasayı i l a n etti. B u a nayasa i ng i l iz parla mentos u n u a n d ı ra n b i r yasama orga­ n ı n ı da içinde ba r ı n d ı rıyord u . Üst meclis üye l e ri n i n meclisteki kol ­ t u k l a rı y a m i ras yol uyla geçiyor y a da kra l ta rafı nd a n ata n ıyord u . A l t m e c l i s üyeleri n i n seç i m i i s e sadece erkek vata n d a ş i a ra ta n ı n a n o y h a k kı n ı n biraz d ı şına çı kıyord u. Seçmen le r öded i kleri verg iye göre ü çe ayrıl ıyord u. Zeng i n i n oyu yoks u l u n oyu n d a n daha a ğ ı r basıyord u . Maksat m u h afaza ka r topra k sa h i p l e ri n i i ktidarda tut­ m a k olsa da bu p l a n geri tepti. 1 850'1eri n s o n l a rı n a d oğ ru oyla r zeng i n fa brikatörlerin, tücca rların, ba n kerieri n v e uzma n ların lehi­ ne sonuçlan maya başlad ı . Kra l 1. Wi l h e l m'i n ve şansölyesi Otto v o n B i s m a rck'ı n gücü n ü n a rtmasıyla Prusya ve h ü k m ü a ltındaki d a h a küçü k A l m a n devlet­ leri 1 860'1arda b i r siyasi d ö n ü ş ü m s ü reci n e g i rd i ler. Asl ı nda ı l ı m l ı b i re r m u hafaza ka r o l a n Bismarck ve kra l ken d i le ri n i yen i yen i g üç­ lenen l i bera l lerle bir m ücadele içinde b u l d u l a r. işçi s ı n ıfı, en azı n­ dan tem s i l i oy hakkı o l d u ğ u için s ı k s ı k l i beral h a reketin rad i k a l ka n a d ıyla ittifa k ku ruyorlard ı .

işçi Sın ıfı Örgütleri işçi s ı n ıfı örgütleri n i n i m ka n ları oldukça kısıtlıyd ı . Tü m Alman dev­ letlerinde işçi send ikaları yasad ışı ka b u l e d i l iyord u, siyasi parti ku r­ m a n ı n şartları ise b i r hayl i a ğ ı rd ı . B u örgütlerin i l k örneğ i 1 840'1ardan iti b a ren d ü ş ü k seviyeler­ deki i l kokul eğiti m i n i desteklemek amacıyla l i bera l ler ta rafı n d a n kuru l a n yerel i ş ç i eğitim dernekleriyd i . 1 860' 1 ı yı l l a rd a işçi ler bu derneklerin yönet i m i n i üstlenerek ken d i a d i a r ı n a yü rütmeye baş­ lad ı l a r. Çoğ u dernek özel bir kon uyu öğ retm eye yöne l i k dersler ve sistematik kurslar veriyord u . 1 864'te ya l n ızca Prusya'd a ki eğiti m

87

Sosyalizm 1 0 1

dernekl e ri n i n otuz ü ç ü n d e b i n d e n fazla kişiye a ç ı k ders veri l iyor­ d u . 1 866 yı l ı nda bu dernekleri n b i rçoğ u A l m a n işçi Birliği'n i kur­ mak için b i r a raya g e l d i . Bu g r u p l a r sosya l demokrat i ş ç i pa rti leri n i n i l k i kisi n i n teme­ l iyd i . B u n l a rdan biri 1 863'te Ferd i nand Lassa i l e ta rafından kuru­ lan A l m a n Genel işçi Sen d i ka s ı, d iğeri ise 1 869 yıl ında Wi lhelm Liebknecht ve Aug u st Bebel ta rafı ndan ku r u l a n A l m a nya Sosya l Demokrat Partisi'yd i .

F E R D I N A N D LASSA LLE Ferd i n a n d Lassa i l e ( 1 825- 1 864) B reslau'lu [şi m d i k i Wrodaw] Ya hu­ d i bir i pe k tücca r ı n ı n oğ l uyd u . Lei pzig'deki tica ret o ku l u nda mut­ suz b i r şekilde on sekiz ay geçi rd i kten son ra ken d i n i ü n iversiteye yol laması için babası n ı i kna etm eyi başa rd ı . i ki y ı l B reslau'da fel­ sefe, ta rih, d i l bi l i m ve a r keoloj i okudu. Ard ı nd a n Berli n'e geçerek Hegel'i ve F ra n s ız üto p i k sosya l i st l e ri keşfetti . Tı pkı M a rx g i b i o da Alma nya'n ı n topl umsal koşu l l a r ı n ı değiştirme u m ud uyla felsefeci ol mayı hedefl iyord u. Fakat M a rx g i b i çok geçmeden o n u n da a ka­ demik ka riyeri raydan ç ı ktı.

Lassaile ve Kontes Lassaile 1 846 yılında Kontes Sophie Hatzfeldt ile tanıştı. Kontes hem kocasından boşanmaya hem de servetini ve çocuklarını geri almaya çalışıyordu. Sekiz yıl boyunca Lassaile farklı mahkemelerde onun adına otuz beş ayrı dava dosyası açtı. Kontes 1854 yılında ni­ hayet boşanınca Lassalle'e aylık bağlayarak maddi açıdan bağımsız olmasını sağladı.

1 848 yı l ı n ı n mart ayı nda A l m a n devletleri nde devri m başla­ yınca Lassa l le, Hatzfeldt dava s ı n d a ki emekleri yüzü nden Düs­ seldorf'da ha pse atı l d ı . Düsseldorf sanayi leşmiş Rena nya'daki 88

Sosyal Demokrasinin Yü ksel işi

devri mci mücadelenin önem l i merkezle r i n d e n bi riyd i. Lassa i l e h a p i sten çıka r çı kmaz ken d i s i n i dava n ı n i ç i n d e b u l d u . Anca k b u d u r u m u z u n sü rmed i. Kas ı m ayı nda yerel a skeriyeyi isya na teşv i k e d e n b i r konuşması s ı ra s ı n d a Düsseldorf yetki l i leri ta rafından tu­ t u k l a n d ı . Altı ay h a p i ste ka l d ı .

Lassaile Siyasi Parti Kuruyor Lassa i l e nerdeyse kaza ra işçi s ı n ıfı n ı n l ideri o l d u . 1 848- 1 857 yı l ları a ra sı n d a Düsseldorf'ta yaşa d ı . Bu dönemde d üzen l i o l a ra k Marx'la görüştü, kontes adına verd i ğ i savaşı s ü rd ü rd ü ve sosya l izme göz k ı r p a n felsefi kon u l a rda yazı l a r yazd ı . Demok rasi sava ş ı n ı n işçi sı­ n ıfı ö rg ütlerindeki işçi ler tarafından veri l mesi gerektiği son ucuna va rd ı . 1 85 9 yı l ı nda Lassa i l e D üsseldorf'ta n ayrı l ı p Berli n'e giderek si­ yasi gazetec i l i k ya pmaya baş l a d ı . Ara s ı ra eğitim dernekleri nden birinde dersler veriyord u. 1 862 y ı l ı ndaki i k i kon u şmasıyla d i n l eyi­ c i l e r i n haya l gücü n ü ateşled i . Lass a i l e kısa s ü rede d a h a büyük, d a h a g e n i ş b i r d i n l eyiciye h ita p etme fı rsatı ya ka l a d ı . A l m a n işçi lerin 1 862'deki U l uslara ra s ı Lon d ra Fuarı'na ya ptığı ziya retin a rd ı n d a n Berl i n v e Leipzig'deki eğiti m dernekleri A l m a n işçileri genel kon g reye çağ ı rd ı . Prog ra m kom itesi Lassa i l e'den işçi soru n u na d a i r görüşleri n i paylaşması n ı i sted i . Esas olarak Lassa i l e'i n Herma n n Sch u lze-Del itzsch'i n kred i kooperatif birliklerine d a i r görüşleri h a k k ı n d a ne d üş ü n d üğ ü n ü mera k ediyorlard ı . Kom ite bekled i ğ i nden fazl a s ı n ı a l d ı . Lassa i l e ya n ıtı n ı b i r "Açı k Ceva p Mektubu"yla verd i . B u mektu pta genel o y h a k k ı n ı n işçi sı­ n ıfı n ı n maddi d u ru m u n u d ü zeltebilecek tek yol olduğunu söylü­ yord u . Kred i kooperatif b i r l i kleri n i n veya tü ketici kooperatifleri n i n çok başa r ı l ı olamayaca ğ ı n a ç ü n kü David Rica rd o'n u n ö n e sürd ü ğ ü "ücretlerin t u n ç ka n u n u"n u n öyle y a da böyle işçilerin ka pita l ist top l u mdaki kon u m u n u bel i rl ed i ğ i n e i n a n ıyord u . 89

Sosyalizm 7 0 7

Asgari Geçim Düzeyi Ricardo'ya göre "serbest piyasa işçilerin ücretlerini her zaman için asgari geçim düzeyinde tutar. Ücretler yiyecek fiyatlarına göre ar­ tar veya düşer. Ancak sermaye asla yaşam masraflarındaki artıştan fazlasını karşılamaz; çünkü gerçek ücret artışı direkt olarak kardan götürür".

Lassa i l e işçilerin tü ketici kooperatifleri yerine ü retici koopera­ tifleri k u ra ra k daha çok kaza nacağ ı n ı düşün üyord u . işçilerin top­ tan fiyatı n a mal a l m a k için b i rleşmektense, ü retici kooperatifleri ku ra ra k kend i leri n i n patro n u o l m a l a rı gerekiyord u . Böylece ka r siste m i n i yıkmak için i l k a d ı m ı atmış ve n i h ayetinde ücretierin tunç ka n u n u n u biti rm i ş o laca k l a rd ı . işçiler top l u mda elle tutu l u r bir değ i ş i m gerçekleştirmek i stiyorsa ufak atölyeler değil, devletin verd iği sermayeyle modern fa bri ka l a r kurma l ıyd ı . Fa kat işçiler ilk ve en öne m l i değişim i ç i n görüşmelere başla mad ı kça bu değişim­ Ierin h içbiri gerçekleşem ezd i . Devlet i n bir reform a racına dön üşe­ b i l mesi i ç i n işçi s ı n ıfı n ı n oy h a kkı o l m a l ıyd ı . Lassa l l e'i d i n leyenler "Açı k M e kt u p"u bir eylem çağrısı olara k görd ü ler. i l k siyasi işçi ö rg ütü A l m a n Genel i şçi Send i kası 1 863 yı­ l ı n ı n mayıs ayı nda kuru l d u ve Lassa i l e neredeyse parmağ ı n ı bile k ı p ı rdatma d a n send i ka n ı n başka n ı oldu.

A L M A N YA S O S YA L D E M O K R AT PA R T i S i { S P D ) Lassa i l e'i n ö l ü m ü nden b i rkaç yı l s o n ra Aug u st Bebel ( 1 840- 1 9 1 3) ile Wi l h e l m Liebknecht ( 1 826- 1 900) Alma nya'da ikinci işçi sın ıfı partis i n i, ya n i Almanya Sosya l Demokrat Pa rtisi'ni kurd u l a r. Bebel Prusya ord u s u nda resm i g ö revi o l m aya n bir s u bayın oğl uyd u . Kü­ çük yaşta yetim ka l ı nca yoks u l l u k içinde büyü d ü . U sta dağramacı olara k bi rkaç yıl dolaşt ı kta n son ra Lei pzig'e yerleşerek b u rada ye­ rel işçi eğ itim derneğ i n e katı l d ı .

90

Sosya l Demokrasinin Yü kselişi

Liebknecht ise ku lağı kesi k bir rad i ka l d i . 1 848 Devri m leri n i n a r­ d ı n d a n Lond ra'da m ü lteci o l a ra k yaşa maya başlaya ra k Kom ü n ist B i r l i k'e kat ı l d ı . Orada M a rx ve Engels'le b i rl i kte ça l ı şıyor ve Augs­

burg Gazette isi m l i gazetede m u habirl i k ya para k geç i m i n i sağ l ı ­ yord u . 1 862 yı l ı nda Prusya h ü kü meti 1 848 Devri m lerine ka rışa n l a r i ç i n g e n e l a f çıkarı nca Berli n'e döndü. Liebknecht kısa s ü re içinde Berl i n l i işçi s ı n ıfı n d a n rad i ka l ya n­ daşlar ed indi. Bismarck da ayn ı h ızla o n u Prusya'd a n i h raç ettird i . B u d efa çok uza k l a ra değ il, Lei pzig'e g i d e n Liebknecht b u rada Las­ sai l e'i n Alman Genel i şçi Sen d i kası'na katı l d ı ve A u g u st Bebel'le ta­ n ıştı . 1 867 y ı l ı nda Liebknecht v e Bebel yen i o l uştu r u l a n Kuzey Al­ ma nya Konfederasyonu'n u n ku rucu mecl i s i n e seçi l d i ler. Her ikisi de koyu Ma rksist o l ma l a r ı n a rağmen mec l i steki sa n d a lyeleri d a h a ç o k o rta s ı n ıf rad i ka l lerin yer a l d ı ğ ı A l m a n H a l k Pa rtisi'ndendi.

Kuzey Almanya Konfederasyonu Main Nehri'nin kuzeyindeki Alman devletlerinin 1867'de kurdu­ ğu bir birlik olan Kuzey Almanya Konfederasyonu'nun başkenti Berlin, başkanı Kral I. Wilhelm, şansölyesi ise Bismarck'tı. 1871 yılında Kuzey Almanya Konfederasyonu Alman İmparatorluğu'na dönüştü.

Çok geçmeden Bebel ve Liebknecht A l m a n Genel işçi Send i­ kas ı 'y l a kıyaslana b i l i r b i r M a rksist örgütü tem s i l etseler yasa ma kat ı n d a daha çok sayg ı görecekleri n i a n l a d ı l a r. Lassa i l e'i n izi nden g i d e re k işçi eğiti m send i ka la rı na yöne l d i l e r. Bebel daha önce Leip­ zig işçi eğitim send i kas ı n ı n başka n l ı ğ ı n ı ya p m ıştı. 1 868 yı l ı nda da işçi Ö rg ütleri Federasyonu'n u n başka n ı seçi l d i . Onun başka n l ı ğ ı n­ da, fed e rasyonu Biri nci Enternasyonal'i n p rog ra m ı n a adaya n b i r yasa tasarısı geçi r i l d i . E rtesi yıl Bebel i l e Liebknecht E isenach'ta ki A l m a nya Sosya l Demokrat işçi Kongresi'n i n davet i n i ka bul etti.

91

Sosyalizm 1 O 1

Bu davet A l m a nya Sosya l Demokrat Pa rtisi'n i n o l uşmasına vesile olu rken, p a rti n i n başka n l ığ ı n a Bebel geldi.

A L M A N S O S YA L i S T L E R T E P K i Ç E K i YO R 1 87 1 Pa ris Kom ü n ü'n ü n ş i d d et eğ i l i m i, sosya l iz m i n t ü m Avru pa'da tepki çekmesine sebep o l d u . H e r kesçe b i l i nen i k i siyasi pa rti n i n sosya l i st v e demokrat i l kelerle h a reket ettiği yen i A l m a n i m pa ra­ torl uğ u'n d a bu d u r u m d a h a d a bel i rg i n d i . 1 873'te Avru pa'da şid­ detli bir ekono m i k kriz pat l a k veri n ce yönetici s ı n ıfı n ı n sosya l izm korkusu d a h a da a rttı . Bu ekonom i k kriz kısmen Fra n sa-Prusya Sa­ vaş ı 'n ı n m a d d i sonuçl a r ı n d a n b i riyd i . Bir kez d a h a işletmeler iflas etti, yu rtiç i n d e ürün fiyatları y ü ks e l d i a nca k ücretler d ü ştü ve işsiz­ l i k a rttı . 1 848'i n tekra rla n m a s ı n d a n korka n pol i s ve m a h kemeler sosya l i st ö rg ütlerin üzerine g itmeye başlad ı l a r.

1873 Ekonomik Krizi Uzun Bunalım, 9 Mayıs 1873'te Viyana borsasının çöküşüyle baş­ ladı. Kriz 20 yıl sürecek bir ekonomik durgunluk yarattı. Ancak ya­ vaşlayan büyüme ve artan işsizliğe rağmen, yiyecek ve sanayi ürün­ lerinin fiyatlan devamlı düştüğü için işçi sınıfından birçok kişinin yaşam standartlan yükseldi.

H ü kü metin a rtan zu l m ü ve işsiz üyelerin çektiği maddi s ı k ı ntı­ lar 1 875 yı l ı na doğru A l m a nya'd a ki sosya l i st partilerin aya kta ka l­ ması n ı iyice zorlaştırd ı . Teşkilat ve pol iti kaları çok fa rkl ı ol masına ka rşı n pa rti ler bi rleşme ka ra rı a l d ı . Parti liderleri Gotha'da b u l uşa­ ra k yen i ö rg ütü n "Gotha Pro g ra m ı " adı veri len tüzüğ ü n ü o l u ştur­ d u l a r. Bu yen i örg üt, ya n i A l m a nya Sosya l Demokrat Pa rtisi (SPD) 1 9 1 4 öncesi ndeki parti lerin en büyüğü oldu. 1 9 1 2'ye kad a r SPD Alman pa rlamentosu Reichstag'da temsil ed ilen en büyü k tek pa r­ tiyd i . 397 sandalyen i n

92

ll

O' u pa rtiye a itti.

Sosya l Demokrasinin Yü kselişi

M a rx ölümü nden sonra 1 89 1 y ı l ı n d a Engels'i n yayı miatt ı ğ ı

Gotha Programl 'nm Eleştirisi i s i m l i kita b ı n d a b u b i rleşmeyi sert b i r d i l l e k ı n a d ı . O n a göre Lassa i l e ya l n ızca A l m a nya'yı sosya l ist ya p­ maya odaklanarak "işçi ha reketini olabi lecek en d a r bakış açısıyla ele a l m ıştı': Marx ise sosya l izm i n başa rı l ı o l a b i l m esi için u l uslara­ ras ı h a l e gel mesi gerektiğ i n e i n a n ıyord u . D a h a d a kötüsü, Marx'ı n g öz ü n d e Lassa i l e ve ya ndaşları seçi m l e rl e devleti n kontro l ü n ü ele geçirerek ka pita l izmi işçi orta k l ı kları sayesinde d ö n üştürmeyi u m uyord u . Anca k M a rx sosya l izme giden tek yol u n devrim o l d u ­ ğ u n a i n a n ıyord u .

Evrim mi Devrim mi? 1 9 17 Rus Devrimi Sosyal Demokrat Parti'yle Komünist Parti'yi kesin olarak ayırana dek proletaryanın sosyalist devleti kurarken evrimsel reformlara mı yoksa şiddet yanlısı devrime mi yönelmesi gerektiği sosyalistler arasında sıkça tartışılan konulardan biriydi.

B I S M A R C K ' I N A N T i S O S YA L i S T YA S A L A R I 1 878 y ı l ı nda Bismarck a ntisosya l ist b i r yasayı Reichstag'da zorla onaylatt ı rd ı . Sosya l ist örg ütler, eğitim p ro g ra m la rı ve yayı n l a r ya­ sa k l a n d ı , sosya l ist liderlerle i l g i l i tutu klama ka ra rı ç ı ka r ı l d ı . Bebel, Reichstag'daki temsilci dostla r ı n a böyle b i r yasa n ı n h i ç­ b i r şeyi değişti rmeyeceğ i n i, "mücadeleye ka rşı atı l a n m ızrakların taşa ça kılan ca m g i b i b i n b i r pa rçaya ayrı lacağ ı n ı " söyl üyord u . Uzu n vadede hakl ıyd ı d a . Yasa n ı n 1 890 yı l ı n d a s ü resi d o l u nca S P D h a l k oyu n u n yüzde 20's i n i a l mayı başa ra ra k Bebel'i h ü kümetin en ö n e m l i ra kipleri nden b i ri ya ptı. SPD kısa sürede çeşitl i yerel cem iyetlerle ken d i n i maskeleyerek faa l iyetleri n i el altından yürütmeye başla d ı . Cem iyetler a rasındaki i leti ş i m Sosyal Demokrat dergisiyle sağ l a n ıyo rd u . i sviçre'de yayın-

93

Sosyalizm 1 0 1

!anan b u derg i n i n b i n l e rce kopya s ı her hafta A l m a nya'ya sızd ı rı­ l ıyord u . Her bir kopya, pa rti ö rg ütlenmesi n i n g eçici olara k yeri n i a l a n b i r o kuyucu kitles i n i n çeki rdeğ i n i oluştu ruyord u .

E R F U RT P RO G RA M I 1 89 1 'de S P D "Erfu rt Progra m ı " d e n i l e n yen i b i r m evzuatı benimse­ d i . Gotha P rog ra m ı ideoloj i l e ri b i r b i riyle ça kışa n i ki part i n i n uzla­ şısıyd ı . E rfu rt Prog ra m ı i se pa rti içindeki revizyo n izm ve ortodoks Ma rksizm a rası ndaki gerg i n l i ğ i n b i r göstergesiyd i . Ortodo ks Ma rksizm i n savu n ucu larından Ka r l Kautsky, prog­ ra m ı n teor i k olan i l k böl ü m ü n ü hazı rlad ı. Ka utsky bu bölü mde topl u m u n iki m u h a l if ka n a d a ayrı l d ı ğ ı na d i kkat çekerek bi rkaç bü­ yük ölçe k l i kapita l i st g i rişi m i n tü m ekonom i k siste m i ele geçirdiği u m utsuz b i r gelecek ta blosu çiziyord u. Sosya l demokratik revizyo n i z m i n öncü kura mc ı l a rı n d a n Edu­ a rd Bernste i n ise prog ra m ı n u yg u la maya yön e l i k i kinci kısm ı n ı hazı rlad ı . B u böl ü mde s i ste m i n kendisini değiştirerek ya p ı l a bi le­ cek refo r m l a rdan ba h sed i l iyo rd u . Bu değişikl i kl e r hep konuşulan erkeklere evrensel oy h a kkı gibi kon u l a rdan tutun, oku l la r ı n l a i k­ leşti ril mesi, seçimle gelen d evlet görevl ilerine maaş bağ l a n ması ve iş ka n u n la rı n ı n daha d a l i be ra l l eşti ril mesi gibi b i rçok konuyu içeriyord u . Res m i görüş, Erfu rt Prog ra m ı 'n ı n h e m reformcu h e m de dev­ rimci o l d u ğ u yön ü ndeyd i . Prog ra m kısa vadede proleta ryaya fay­ da sağ l a rken uzu n vadede de ka p ita l izmi alaşağı etmeyi hedefl i­ yord u.

94

BERNSTEIN VE MARKSiST REViZYONiZM Bir Tanrıtanımaz Başını Kaldırıyor

Sosya l demokrasi Eduard Berstein ( 1 850- 1 932) i l e kurarncısı n ı b u l m u ş oldu. "Revizyonizm i n babası" d e n i l e n Berstein, Lassa i le'i n fi ki rlerinden yol a ç ı ka ra k sosya l demokra s i n i n temel ideolojisi n i ya ratt ı .

" Revizyonizm" ve Ortodoksluk Bolşevik Devrimi'nin ardından, komünistler "revizyonizm" keli­ mesini Sovyet normlarına ters düşen her şeye saldırmak için kul­ lanmaya başladılar. Örneğin, Sovyetler Birliği komünist Yugoslav­ ya'daki Josip Broz Tito'nun politikalarını "modern revizyonizm" diye niteleyerek eleştiriyordu. (İşin garip yanı, Komünist Çin de aynı ifadeyi Sovyet Rusya için kullanıyordu.)

Bebel gibi Bernstein da bir işçi a i les i n d e d ü nyaya gelmiş, yok­ s u l l u ğ u i l k elden yaşa m ı ştı. Babası hayatta ka l a n on çocuğ u n u n karn ı n ı doyurmaya yetecek kad a r para kaza n a m aya n b i r maki n i st­ tL Amcası ise i lerici işçi s ı n ıfı n ı n çokça oku d u ğ u Berlin People's Ti­

mes gazetesinin editörüyd ü . Bernstei n on a ltı yaşına kad a r m a h a l l e o ku l u na g itti kten sonra ba n ka memuru o l a ra k staja başlad ı . 1 872 y ı l ı n d a Bebel ve Liebk­ necht'i n herkesçe duyu l a n siyasi mahke m esiyle b i rl i kte sosya l i st fi kirlerle ta nıştı. Bebel ve Liebknecht, Kuzey A l m a nya Konfede­ rasyon u parla mentosunda Fransa-Prusya Sava ş ı 'na m i l l i savu n m a tahvi l leri nden pa ra sağ lanması için oy ver meyen t e k üyelerd i . Al­ m a nya Sosya l Demokrat Pa rtisi l iderleri sosya l i st i n d i 'den vaazla r vererek savu nma ya p m ı ş ve en azı nda n b i r kişi n i n , Bernstei n'ı n i n a n c ı n ı değişti rmeyi başa r m ı şlard ı .

95

Sosyalizm 1 0 1

i S V i Ç R E ' D E N L O N D R A' YA 1 878 yı l ı n d a Bismarc k'ı n a ntisosya l i st ka n u n l a rıyla suçlanan li­ derlerden b i ri de Bernste i n'd ı . H a kkı nda tut u k l a ma ka ra rı çıkarı­ lan Bernste i n isviçre'ye g i derek Sosyal Demokrat'ı n editörlüğünü ya pmaya başla d ı . 1 888'd e B i s m a rck'ın ısrarları üzerine isviçre'den i h raç ed i l d i kten son ra Lon d ra'ya taş ı n a ra k Fried rich Engels'i n sağ kol u h a l i n e geldi. Ma rx'ı n ya rı m ya malak d üzen lendiği notların­ dan Kapital'i n dörd ü ncü c i l d i n i yazacak ve Engels'i n edebi m i rası­ nın vasisi o laca ktı. Bernste i n Lond ra'dayken yen i kurulan Fa b i a n Derneğ i 'n i n l ider­ leri S i d n ey ve Beatrice Webb'le d e ta n ışma fı rsatı b u l d u . Webb'le­ rin etkisiyle a rtık Marx'ı n a rg ü m a n la r ı n ı n pek çoğ u na i n a n madığı­ n ı fa rk etti.

Fabian Derneği Fabian Derneği 1884 yılında, Büyük Britanya'da bir demokratik sosyalist devlet tesis etmek amacıyla Londra'da kuruldu. Eğitime ve parlamenter siyasete katılım üzerine odaklanan Fabianlar top­ lumsal değişimin aşamalı reformlarla gerçekleştirilmesi gerektiğini savunuyorlardı. Fabian Derneği'nin üyeleri İşçi Partisi'nin kurul­ masına aracı olmuşlardır.

E V R i M S E L S O S YA L i Z M SPD'n i n res m i ideoloj i s i o l a n M a rksist s ı n ıf çatışması ve b u n u n gerçekte parla mentoda ki yeri a ra s ı ndaki gidere k büyüyen uçu ru­ ma ka rş ı l ı k 1 899 yı l ı nd a Bernste i n sosya l izm i n g e l m i ş geçm iş en ka psa m l ı O rtodoks Ma rksizm e leştirisi olan Evrimsel Sosyalizm'i yayı m l a d ı . Bernstein bu kita pta O rtodoks Ma rksiz m i n iki temel u n s u ru o l a n ta rihsel materya l izme ve s ı n ıf çat ı ş m a s ı n� ka rşı çıkı­ yord u. Ka pita l izm i n çökmes i n i beklemek yerine sosya l i stlere par-

96

Bernste i n ve Marksist Revizyonizm

l a m e nter demokra s i n i n a raçları n ı ken d i leri n e g ö re uya rlamaları ve sosya l i st hedefleri gerçekleştirmek i ç i n h ü kü m ete katılmaları çağ rısı nda b u l u n uyord u . S ı n ıf çatışması yer i n e, kapita l izm i n ada­ letsiz l i ğ i nden çok çeken işçileri, köyl ü leri ve o rta s ı nıfı n halinden hoşnut ol maya n üyelerin i siyasi işbirliği ya p maya teşvi k ed iyord u .

Yavaf Bir İlerleme

Bernstein'ın şu yorumu oldukça ünlüdür: "Sosyalizmin nihai hede­ fi dedikleri şey benim için önemsiz, asıl önemli olan hareketin ken­ disi." Bernstein, kalıcı bir toplumsal devrimin "şiddet yanlısı ayak­ lanmalar yerine bıkmadan usanmadan, adım adım da olsa mesafe kat edilmesiyle", yani istikrarlı ilerlemelerle geleceğini söylüyordu.

Bernstei n şu son uca va rd ı : Sosya l izm ka pita l izme karşı ç ı ka n isya n ı n kaçı n ı l maz sonucu d eğ i l, "olması g e re ke n d i ". Sosya l izm i n başa r ı s ı işçi s ı n ıfı n ı n bitmek b i l meyen v e g i d e re k a rta n seta leti ne değil, b u sefaleti g idermeye bağ lıyd ı . Sosya l iz m i n görevi çoğ u i n ­ sa n ı n yaşam koşu l l a rı n ı iyi leşti recek bir refo r m i ç i n öneri lerde bu­ l u n m a ktı. Lassa i le'i n de otuz beş yıl önce bel i rttiğ i gibi b u n u n i l k a d ı m ı erkeklere genel oy h a kkı ta n ı nmasıyd ı . O y h a kkı sayesinde işçi s ı n ıfı demokratik h ü kü m ete sosya l i st tem s i l c i l e r seçerek b i r sosya l i st devlet ya rata bi lecek v e demokrasiyi h e m a raç h e m de a ma ç h a l ine geti recekti.

97

SENDi KACi ll K VE iŞÇ i SENDi KALARI Grev! G rev!

Ortodoks Ma rksizm i ka b u l etmeyen tek sosya l i stler sosya l de­ mokratl a r değ i l d i . Send i kac ı l ı k ve anarşizm i n kesişimi ndeki sen­ d i kacı l a r, Ma rksizm i n sadece fa b r i ka sa h i pleri n i n yerine devlet bü­ rokratları nı koyd u ğ u n a i n a n ıyo r l a rd ı . Ayrıca sosya l demokratların sistemi içten değişti rme ça ba l a r ı n ı ka bul etm iyorlard ı . Devletin baskısıyla siyasetin beyh u d e l i ğ i a rasına sıkışıp ka l a n sen d i kacı lar, topl u m u n a nca k doğ r u d a n eyle m l e işçi lerin ya n ı nda yer alara k değ i ş i p d ö n ü şebi leceğ i n i d ü ş ü n üyorlard ı . B u n u n i ç i n sen d i ka l a r ve genel g rev a raç o l a ra k ku l l a n ı l ma l ıyd ı.

S E N D i KAC i l l K N E D i R ? Send i kacı l ı k, "send ikal izm"i n kavgacı haliyd i . Top l u işçi eylemi yöntemiyle Ma rx, Proud h o n ve Baku n i n g i b i i s i m lerin fi kirleri n i bü nyes i n d e topl a m ı ştı. S e n d i k a c ı l a r ü retim a raçları n ı ele geçiren işçileri d estekl iyor, b u n u d evleti ortadan ka l d ı rm a n ı n ilk a d ı m ı olara k g ö rüyorlard ı . Tem e l teş k i l atla n ması yerel i ş ç i send i kası olan yen i bir sosya l d üzen h e m d evleti n hem de ka pita l i st sistemin ye­ rini a l aca ktı. Bu dönüşü m ü g e rçekleşti rmek için terc i h edilen yön­ tem ise genel g revd i. Sosya l demokrasi n i n reform politikası parla menter siyaset ve Ma rksist d evrim son rası kurulaca k merkezi devlet a rac ı l ı ğ ıyla yürü­ tül üyord u . Fakat sen d i ka c ı l a r bu reform pol itika s ı n ı redded iyorla r­ d ı . Siyasi parti ler gerçek a n la m d a bir değişim ya ratmakta yetersiz ka l ıyord u . Devlet ise doğası gereği ka pitalist baskıya alet ol uyord u. Sen d i kacılar, reform veya devlet sosya l izmi yerine işçi lerin doğ­ rudan eylem iyle ya p ı laca k bir d evrim istiyord u . Sendika l a r g revi göze a l a m ıyorsa, send i ka üyeleri işvereniere boykotlar ve sa bo-

98

Sen d i kac ı l ı k ve işçi Sendikaları

taj l a rl a sa l d ı raca ktı. Doğ rudan eylemin doruk noktas ı genel g rev olacaktı. Devri m i n a rd ı ndan devlet i n yerine işçi sen d i ka l a rı ve işçi b u l ­ ma k u r u m larından oluşan b i r federasyon g e lecekti.

İşçi Sendikası mı Devrimci Hareket mi? Sendikacılık kelimesi Fransızca "işçi birliği" anlamındaki syndicate kelimesinden gelir. (İngilizcede tamamen farklı bir anlama gelen syndicate [şirketleştirmek] kelimesiyle karıştırılmamalıdır.) Hare­ ketin doğduğu yer olan Fransa'da sendikacılık apaçık sendikalizm anlamına gelmektedir. Fransa'da sendikaya dayalı sosyalist hareke­ te "devrimci sendikacılık" veya "anarşist sendikacılık" denilmekte­ dir.

S E N D i KAC i l l K V E S E N D i KA L i Z M Sen d i kacı l ı k on dokuzu ncu yüzyılda Fra ns ı z işçi send i kası h a re­ keti n i n içinde ortaya ç ı ktı. E n d ü striyel işçi sen d i ka l a rı sosya l iz m l e g e l i şiyord u . Orta k vasıfları o l a n işçileri tem s i l eden önceki meslek sen d i ka l a r ı n ı n a ksi ne e n d ü striyel sen d i ka l a r bel i r l i bir endüstri veya böl gedeki, vasıfl ı -vasıfsız, ça l ı şan-ça l ı ş m aya n çok sayıda işçi­ yi tem s i l etmek içi n örg ütlen m işti. Sosya l ist p a rti ler g i bi bu b i r l i k­ leri d e h a rekete geçi ren açı k b i r s ı n ıf b i l i nci ya da Ma rksist açıdan, işçi l e r i n hayatla rı n ı d üzeltme isteğ iyd i . B a z ı benzerl iklerine rağ men i ş ç i sen d i ka l a rı v e sosya l ist parti­ ler değişime yönel i k ça l ışmaları ba k ı m ı n d a n fa rkl ı l ı k gösteriyorlar­ d ı . Send i kaların maaşların a rtması, ça l ı ş m a saatleri n i n kısa l ması, g ü n l ü k sekiz saat ça l ı şma ve daha iyi ça l ı ş m a şartları gibi ça buk ve uyg u l a m aya yönel i k hedefleri va rd ı . işçi sen d i ka l a r ı siyasi yöntem­ lerd e n ziyade ekonomik yöntemlere g üveniyo rd u . H e p b i r l i kte pa­ za rl ı k etmek, üyelerine ya rd ı m sağ lamak ve son ça re o l a rak g reve gitmek en temel a raçla rıyd ı .

99

Sosyalizm 7 0 7

Sınıf Bilinci Sendikacıların "bilinçli azınlık" fikri sosyalistlerin "yanlış bilinci" ile alakalıydı. Bilinçli azınlık, çıkarlarına ters düşen bir sistemi des­ tekleyen bilinçsiz çoğunluk için çalışıyordu. Aslında sendikacı dü­ şünce de özünde, bilinçli azınlıkla genel grevin asli rolü arasında bir çelişki yatıyordu.

A n a rş i st send i ka l a r, üye l e ri n i n menfaatleri n i kısa sürede elde etmek için diğer işçi sen d i ka l a rı gibi kolektif paza rl ı k ve s ı n ı r l ı g rev ta kti kleri n i kula n d ı l a r. A n a a k ı m işçi send i ka l a rı n ı n a ksine anarşist işçi send i ka l a r ı n ı n tem e l i ş l evi üyelerine mad d i kaza nç sağ lamak değ i l, " b i l i nç l i azı n l ı ğ ı n" yü rütt ü ğ ü doğrudan eylem sayesinde si­ yasi d üzen i balta l a m a kt ı .

Sendi kacılık ve Anarşizm Fransız işçi send i ka l a r ı e n baş ı n d a n beri anarşizme yayı lacak a l a n hazırl ıyord u . Fransız devri m g e l eneğinden g u ru r d uya n işçiler hem h ü kü mete hem d e sa nayiye şü pheyle ya klaşıyord u. Birçoğ u yozlaşm ı ş, faydasız ve A l m a n kayna k l ı o l d u ğ u gerekçesiyle sosya l demokrasiyi ka b u l etm iyord u . 1 884 yı l ı nda işçi send i ka l a rı Fra n­ sa'da yasa l hale g e l d i ğ i n d e, üyeleri n i n çoğ u n l uğ u n u Proudhon geleneğ i nden a n a rşistler o l u şt u rd u . Özü n d e anarşizm sadece devlete değ i l h e r tür h iyera rşi ve oto­ riteye de ka rşı d ı r. A n a rşistler devrimci hücre lerden ü retici koope­ ratiflerine kada r, birbirleriyle merkezi olmaya n bir federasyonla bağ l ı ufa k grupları terc i h ederle r. işçi sen d i kala rıyla a n a rşizm i n evl i l iğ i old u kça s ı k ı nt ı l ıyd ı . Anar­ şistleri n tercih ettiği küçü k g r u p l a r etkisiz işçi send i kaları oluştur­ d u l a r. Ki m i anarşistler d a h a büyü k ça plı işçi sen d i ka l a rı n ı n yen i bir topl u m d a g ü ç l ü çıkar grupları ya ratmasından korkuyord u. A n a rş i stler gibi send i kac ı l a r da teşkilatl ı h ü kü meti ve devlet baskı n ı ka b u l etmiyord u . G ü c ü n siyasi pa rti lerin veya devletin de-

1 00

Sendi kacı l ı k ve işçi Sendikaları

ğ i l, ya l n ızca ama ya l n ızca işçilerin elinde o l m a s ı gere ktiğine ina­ n ıyorla rd ı . Anarşistlerin a ks i n e send i kac ı l a r ideal top l u m u n temel ya pıta ş ı n ı n küçü k yerel topl u l u kl a r yerine işçi sen d i ka l a rı olduğu­ n u d ü ş ü n üyorlard ı .

i Ş Ç i B O R S A S I F E D E R A S YO N U 1 884 y ı l ı nda Fra nsa'da işçi sen d i ka l a rı n ı n yasal h a l e gel mesi n i n h e m e n a rd ı ndan Leon Gam betta h ü kü m eti i ş a raya n i şçi leri işve­ ren le r l e b u l u ştura n b i r kurum, ya n i işçi b u l m a k u ru m u n u (bourses

du travam ku rd u . i l ki 1 887 yı l ı nda Paris'te yerel bel ed iye mecl i s i n i n bağ ı ş l a d ı ğ ı bir b i n a d a açı l d ı . 1 907 yı l ı na d e k F ra n sa'n ı n d ört b i r ya­ n ı n d a k i şeh i rlerde 1 50 işçi b u l ma kuru m u b u l u n uyo rd u . B u kurumların p e k çoğ u yerel beled iye l e r i n yard ı m ıyla kuru­ l u yo rd u . Başta iş b u l m a k i steyen işçi lerin başv u rd u ğ u yerierd i b u n l a r. i şçi send i ka l a rı n ı n kontro l ü ne geçti klerinde ise işçi cem i ­ yeti, yerleştirme h izmeti v e ka rş ı l ı kl ı ya rd ı m d e r n e ğ i g i b i işlevleri b ü nyesinde toplaya ra k eski s i n d e çok daha fazlası o l d u l a r. Sendi­ ka l a r i ş b u l ma kuru m l a rı n ı ku l l a n a ra k işçi leri i ş uyuşmazl ı klarından uza k l a ştı nyar ve böylece g rev kırıcı lığı* ö n l üyorlard ı . i şçi bulma kuru m l a rı asl ı nda şeh i rdeki t ü m iş kol l a rı n d a n send i kaları kend i b ü nyesinde toplaya n yerel işçi konseyleriyd i . B i rçok işçi bulma ku­ ru m u işçi s ı n ıfı n ı eğiten ku ru m l a ra d ö n ü ş m ü ştü. B u n l a r sayesi n d e kütü p h a neler, i ş ç i ta r i h i m üzeleri, tekn i k o ku l la r v e i ş ç i l e r i n çocu k­ l a rı n ı n eğiti ldiği o ku l l a r ku r u l uyord u. 1 892 yı l ı nda Fra n sa'daki beled iyelere ait işçi b u l m a kuru m l a rı b i r a raya gelerek i şçi Borsa sı Federasyon u'n u o l u şt u rd u la r. Böy­ lece t ü m örg ütler için orta k b i r paza rl ı k b i ri m i ya ratt ı l a r. Fern a n d

*

G rev kı rıcı, deva m eden g reve rağmen çalışan kişid i r. G rev kı rıcılar genelli kle send i ka anlaşmazlığından önce şi rket ta rafı n d a n i st i h d a m edilmeyen, ancak g revden sonra veya organ izasyo n u n deva m etmesi için işe alı n a n kişilerd i r. (çev.)

1 01

Sosyalizm 1 0 1

Pel loutier'n i n l iderl i ğ i n deki fed e rasyon send i kacı l ı ğ ı n i n kü batörü haline geldi.

F E R N A N D P E L LO U T I E R V E i Ş Ç i B O R S A S l F E D E R A S YO N U Send i kac ı l ı ğ ı n kesi n b i r ö n d e ri yoktu anca k Fernand Pel loutier ( 1 867- 1 90 1 ) sen d i kacı fi kirleri a ç ı kça dile getiren i l k isimdi. Pel lou­ tier 1 895 yı l ı nda işçi Borsas ı Federasyonu'n u n sekreterliğine gel­ meden önce bi rkaç yıl a n a rşist h a rekete kat ı l m ıştı. Pel loutier'n i n liderl i ğ i n d e işçi borsa l a rı iş b u l ma, send i ka l a ra v e kooperatifiere kat ı l m a ve g reve gitme kon u la r ı n d a bilgi sağ l a m a k gibi ek işlevler ed i n d i le r. Hatta işçi borsa l a r ı m ü m kü nse kend i gazeteleri n i çıka r­ ma ve i l g i l i proleta rya ö rg ütlerine iş piyasasıyla i l g i l i b i l g i a kta rma kon u s u n d a da teşvi k e d i l iyo rd u . Üye sayı ları 250 b i n i geçmişti. Proud hon gibi Pel loutier d e işçilerin ya l n ızca doğrudan eylem­ lerle özg ü r ka lacağ ı n a i n a n ıyord u . Proudhon'da n bir adım öteye giderek, proleta rya n ı n d evlet ve sosya l ist siyasi pa rti ler çerçeve­ sinde ç ı ka rları n ı kor u maya ça l ı şması d u r u m u nda doğ a l olara k ortaya ç ı kaca k uzla ş ı ya va rma eğ i l i m i n i n p roleta rya n ı n a h laki ya pısı n ı bozacağ ına i n a n ıyord u . O n u n yeri ne işçi s ı n ıfı n ı n kendi kuru m la rı olan işçi sen d i kaları ve işçi borsa la rıyla devri me g itmesi gerektiğ i n i d ü ş ü n üyord u .

Yeni Bir Eğitim Sistemi Pelloutier işçi borsalarının okullarında eğitim gören işçilerin, tek­ nik beceri ve disiplinin zenginlik, rahatlık ve dinlenceden daha çok kıyınet gördüğü yeni bir değer sistemi kuracaklarını umuyordu. Sa­ int-Simon gibi o da üreten sınıfın yeni liderlerinden yeni bir teknik elit kesim çıkacağına inanıyordu.

Pel l o utier işçi borsa l a r ı n ı işçi send i ka l a r ı n ı merkeze a l a n yen i b i r proleta rya meden iyeti n i n başlang ıcı o l a ra k görüyord u. işçi ler

1 02

S e n d i kac ı l ı k ve i şçi Sendika l a rı

b i r kez ü reti m yöntemleri n i n kontro l ü n ü e l e geç i rd i m i sen d i ka l a r v e i ş ç i borsa ları top l u mda fa rklı işlevlere sa h i p o l aca ktı. Yerel işçi send i kası m a l ve h izmet ü ret i m iyle top l u m u n temel b i ri m i n i oluşturaca ktı. Ekonomideki bölgesel veya endüstriyel sektörlerin her biri ndeki ü reti m i m ü nferit s e n d i k a l a r ayarlayaca k­ tı. S e n d i ka l a r Proud hon'u n haya l i nde ca n l a n d ı rd ı ğ ı g i b i çok s ı kı o l m aya n bir federasyon la b i rleşecekti. S e n d i ka l a r işçi borsa l a r ı n a temsilciler yol layaca k, b u temsilciler fa rkl ı ü reti m sektörlerindeki ça l ışmaları d üzen lemekten soru m l u olaca ktı. işçi borsa ları merkezi olmaya n p l a n la m a kurumları g i b i ça l ışacaktı. Ü rü n lerle i l g i l i meseleler veya tü ketici fa izleri kon u s u n ­ da b i l g i toplayı p duyuraca k, böylece ü ret i m s ü reciyle i l g i l i send i ­ ka l a ra ka psayıcı b i r fi kir s u nacaktı. Pel loutier'n i n 1 90 1 yı l ı nda vefat etm es i n i n a rd ı n d a n işçi Bor­ sa l a r ı Federasyo n u, işçi Send i kaları Federasyo n u'yla b i rleşerek Ge­ nel E m e k Konfederasyonu'nu (CGT) ol uşt u rd u . B u ko nfederasyon a 1 92 1 yı l ı na d e k sen d i kacı l ı k hakim o l d u .

G E N E L G REVL E R Genel g rev fi kri, endüstriyel ekonom i n i n temel h izmetlerde o l u ­ şaca k en ufa k b i r a ksamayı bile ka l d ı ra m ayaca ğ ı i n a ncından g e l i ­ yord u . (Çöp toplayıcı l a rı n ı n g rev ya ptığ ı d ö n e m d e b ü y ü k bir şeh re yol u d üşmüş herkes bu d ü ş ü nceyi a n l ayaca ktı r.) Bir ayl ı k grev fi kri ilk defa 1 83 1 yı l ı nd a i n g i l iz rad i kal Wi l l i a m Ben bow ta rafı n d a n ortaya atı l d ı . Ben bow b u n a ü stü ka pa l ı şeki l d e " b ü y ü k m i l l i bayra m" d iyord u. Baku n i n c i l e r ise topl u ca iş bıra k ı l a n bi r "kutsa l ay"dan ba hsetmekteyd i . 1 890'1arda Fransız send i kacılar genel g rev fi kri n i d a h a da aç­ t ı l a r. Kend i leri nden önceki sosya l i stler genel g revi h ü kümetten veya işletmeden i mtiyaz koparmaya yön e l i k b i r d i reniş hareketi o l a ra k d ü ş ü n m ü şlerd i . Sen d i kacı düşü ncede ise genel g rev "ko l l a -

1 03

Sosyalizm 1 0 1

r ı n ı ö n ü nde bağ l aya n l a r ı n devri m i '; ya n i eko n o m iyi d u rma nokta­ sına geti rerek h ü kü meti devri m e ta ktiği h a l i n e g e l m işti. Bazı send i kacılar k ü ç ü k d e olsa her g revi n s ı n ıf çatışmasında b i r payı b u l u n d uğ u n u ö n e s ü r ü yo rd u . En azı n d a n teoride, maaşla­ rın a rtması veya ça l ışma saati n i n sekiz saate çek i l mesi için ya pılan "kısm i " g revierin başa rı l ı olup o l maması önem l i d eğ i l d i . Önem l i _ o l a n g revi n kendisiyd i ç ü n kü h e r g rev kapita l i st sisteme i n d i rilen b i r da rbeyd i . Sen d i kacı l ı ğ ı n pa r l a k d ö n e m leri o l a n 1 900- 1 9 1 4 yı l l a rı a rasın­ da send i kacı gruplar ita lya, B e l ç i ka, Hollanda ve i sveç'te h ü kümet­ lerin sert tepkileri pa h a s ı n a g e n e l g revler d üze n l e d i ler.

Sendi kacılık Test Ediliyor 1 906'd a Genel Emek Konfederasyo n u 1 Mayıs'ta ü l ke ça p ı nda b i r g rev d üzen leme ka ra rı a l d ı . Pek çok k i ş i b u n u n h ü kümeti devi re­ cek b i r genel g rev o l m as ı n ı u m uyord u. 1 O Mayıs'ta Cou rrieres'd e k i b i r maden faciası g revi za manın­ dan önce teti kled i . B i r gaz pat l a masında 1 060 i l e 1 300 a rasında madenci hayat ı n ı kaybetti. H a l i hazırda yavaş yü rüyen kurta rma operasyo n ları mevsimsiz bir ka r fı rtı nasından d o l ayı iyice güçleş­ m işti . ( Patlamadan hayatta ka l a n son on üç kişi patlamadan yirmi gün son ra ku rta r ı l a b i l d i.) 1 5 b i n d e n fazla insa n ı n i l k cenazelere ka­ t ı l masıyla başka türden bir patla m a daha yaşa n d ı . 1 3 Ma rt'a kadar 6 1 b i n madenci greve başlad ı .

Madenciler Fonu Madenciler için toplanan para yardımlan patlamanın ilk dört gü­ nünde çıkarılan kanun sayesinde devlet fonuna dahil edildi. Farklı girişimlerle birlikte 750 bin frank toplanmış oldu. (Madencilerin günlük ücretleri 6 franktan azdı.) Toplanan miktarın yarısından fazlasını ise maden ocağı sahipleri bağışlamıştı.

1 04

Send i kacı l ı k ve işçi Send ikaları

Cou rrieres patla ması Fransız bası n ı n d a d uy u ru l a n ilk facia l a r­ d a n b i riydi. Ü l ke n i n dört b i r ya n ı ndan h a berci l e r madendeki ha­ berleri a kta ra b i l mek için ya rıştı. Mağd u rl a r ve a i leleri için i n sa n i ya rd ı m çağ rıları yayı n l a d ı l a r. Gazeteler fotoğ raf verem iyord u . Fa­ kat fel a keti n ve hayatta ka l a n ların görü ntüleri ka rtposta l l a r ı n üze­ r i n d e ü l kenin her ya n ı n a yayı l d ı . Hazı r h a l k ı n g özü yaş l ıyken Genel Emek Konfederasyo n u pla n la n a n g revi n 1 8 M a rt'ta başlaması için çağ r ı d a bulundu. Yüz b i n lerce g revci Pas-de-Ca l a i s ve Nord'da ma­ d e n c i lerin düzenlediği g österilere katı l d ı . içişleri baka n ı Georges C lemenceau g revleri bastırmak i ç i n h e ­ m e n h a rekete geçerek bölgeye a k ı n a k ı n b i r l i kler gönderd i ve yed i yüz s e n d i ka l ideri n i tutu klattı .

Amiens Şartı H ü kü metin acımasız tepkisi b i rçok send i ka üyesi n i deri nden sa rs­ tı. Ayn ı yıl Amiens'te top l a n a n Genel E m e k Konfede rasyonu Kong­ resi'nde bazı üyeler send i ka l a r ı n doğru d a n eyle m fi kri n i bir ken a ra b ı ra ka ra k demokrat sosya l i stlerin izinden g itmesi g erekti ğ i n i d ü ­ ş ü n üyordu. Ayrıca değ i ş i m i ç i n siyasi a re n a d a lobici l i k ya pı l m a l ıy­ d ı . Ancak bu öneriler redded i l d i . Kong re'd e k i tem s i l c i l e r sen d i kacı d ü ş ü n celeri oyla rıyla son u n a kad a r destekl iyord u . "Am iens Şartı" olarak b i l i nen ka psa m l ı ka rarda sen d i kacı l a r ı n fi kirler şimd iye ka­ darki e n açık ve etk i l i h a l iyle ifade ed i l m i şt i r: H e r g ü n kü mücadelesiyle send i kac ı l ı k, i ş ç i l e r i n s ı k ı nt ı l a rıyla a rtan refa h seviyeleri n i ça l ı ş m a saatleri n i n d ü ş ü r ü l mesi, m a a ş l a r ı n a rtı­ r ı l m a s ı gibi kısa s ü rede gerçekleştirilen refo r m l a rl a d e n g e lerneyi h e defler. Anca k b u görev s e n d i kacı l ı ğ ı n ya l n ızca b i r yön ü n ü o l u ş­ t u r u r. Send i kacı l ı ğ ı n bu yö n ü eksiksiz b i r özg ü rl e ş m eye de zem i n h a z ı r l a m a ktad ı r. B u , a n cak g e n e l g revler yo l uyla kapita l i stlerin m a l ı na el koya ra k gerçekl eşti rilebi l i r. Bugün bir savu n m a kuru l u şu o l a n işçi send i ka s ı gel ecekte topl u md a k i ü reti m i n, d a ğ ı t ı rn ı n ve teşk i l atia n m a n ı n temel i n i o l u ştu racaktır.

1 05

BiRiNCi DÜNYA SAVAŞI'NDA SOSYALiSTLER Ikinci Enternasyonal'in Sonu

ı 9 ı 4 yazı nda sosya l izm i n g ü c ü n ü n doru k nota s ı n a ulaştığı söy­ leneb i l i r. F ransa ve A l m a nya'd a m i l letveki l i o l a n sosya l i stler mec­ l i steki ayl a r ı n büyü k b i r k ı s m ı n ı e l lerinde tutuyorlard ı . Büyü k Bri­ tanya'd a ki sosya list h a reket gitg i d e güçlen iyord u. Sosya l ist ideo­ lojiden büyük ölçüde etki l e n m i ş sendikacı b i r ö rgüt olan Dü nya E n d ü striyel işçi leri g i b i A B D ' l i ö rg ütler bile içlerine bin lerce işçi a l m ı ş l a rd ı . B i rçok eleşti rmen ı 9 ı 4 yaz ı n ı o za mana kad a rki en harika yaz olara k n itelendi riyord u . Anca k haziran ayı n d a b i r S ı r p m i l l iyetçisi Arş i d ü k Franz Fer­ d i n a n d 'a ve eşine S ı rp şehri Sa raybosna'yı ziya ret ettikleri s ı rada s u i kast d üzen led i . Fra n z Ferd i n a n d Avustu rya-Maca rista n i m pa­ ratorl u ğ u'n u n va risiyd i . i m pa ratorl u ğ u n yöneticileri Sı rbista n top­ ra kla r ı n ı i l ha k etmek isted i. S ı rbista n Rusya'ya ya rd ı m çağ rısında b u l u n a ra k koruyucu b i r antlaşma imzalad ı . i n g i ltere ve Fra nsa Rusya'n ı n ya n ı nda yer a l ı rken A l m a nya Avu stu rya-Maca rista n i m­ pa rato r l u ğ u'n u destekled i ğ i n i d uy u rd u . ı 9 ı 4'ü n a ğ u stos ayı gel­ meden Avru pa'n ı n her yeri n d e s i l a h sesleri yü ksel iyord u. Birinci Dü nya Savaşı başla m ı ştı.

ALMAN KRiZi Savaş g itti kçe kızışı rken Reichstag'd a ki Sosya l Demokrat Pa rti mil­ letveki l l eri savaş kred i l e ri n i o n ayla mayaca k l a r ı n ı ve h ü kümetin hiçbir savaş ham lesine oy vermeyecekleri n i d uyurd u l a r. Anca k savaş ç ı kı nca fi kir değiştire re k h ü kü metin sava ş kred isi ta lebine ka b u l oyu verd i ler.

1 06

Birinci D ü nya Savaşı'nda Sosya listler

Karl Liebknecht

Karl Liebknecht (1871-1919) Almanya Sosyal Demokrat Partisi'nin (SPD) kurucu ortaklarından Wilhelm Liebknecht'in oğlu ve Reichs­ tag'daki sosyalist vekilierden biriydi. Karl savaş kredilerine ret oyu veren tek isimdi. (O dönemde Reichstag'da 1 10 SPD'li bulunuyordu.) Savaşın ardından Liebknecht, Rosa Luxemburg (1871-1919) gibi di­ ğer sol eğilimli sosyalistlerle Spartaküs Birliği'ni kurdu. Savaşın bit­ mesiyle oluşan kargaşa ortamında bu isimler yeni Alman hüküme­ tine karşı bir ayaklanma çıkarmaya çalıştılar. Ayaklanma Freikorps denilen sağ eğilimli militanların yardımıyla bastırıldı. Liebknecht ve Luxemburg Freikorps üyelerince yakalanarak hemen infaz edildi.

Almanya Sosya l Demokrat Pa rtisi'n i n m i l l iyetçil iğe geçişi Fra n­ sa'd a ki Enternasyonal ta rafta rlarını yansıtıyord u aslı nda. Tü m orta k niyet ve amaçları bir kenara bıra kan üyeler Fra n sa'n ı n bir ucundan öteki ucuna uzanan siperlerin a rkasına s ığ ı n m ış, bi rbi rleri n i vu­ ruyordu. i kinci Enternasyonal ölm üştü. ı 9ı 5 yı l ı nda, tarafsız isviç­ re'deki Zim merwa ld'da ya pılan konfera nsla i kinci Enternasyonal'i n ru h u n u yeniden ca nlandı rmaya ça l ı şsa lar d a pek başa r ı l ı olamad ı l a r.

Z I M M E R WA L D H A R E K E T i ı 9 ı 5 Zimmerwa l d Konfera n s ı Avru pa'd a k i fa rkl ı sosya l ist pa rti ler­ den u l uslararasıcıl ığa hala inanan ve Birinci Dü nya Savaşı'na ka rşı çıkan üyeleri bir a raya getirme ça bala rı n ı n ya l n ızca i l kiydi. Başa rısız o l m a s ı na rağ men bu konfera ns, Enternasyo n a l 'deki devrimci ve aşa m a l ı reformu savu nan eğ i l i m ler a rası n d a ki fa rkları açıkça gös­ ter m i ştir. i l k konfera nsa katı l a n i s i m ler a ras ı n d a Ru sya Sosya l Demokrat i şçi Partisi'ndeki Bolşevi kler a d ı na Grigo riy Z i n ovyev de yer a l ı ­ yord u . Ayrıca temsilciler arasında Menşevikler, italyan Sosya l i st Pa rtisi'nden temsilciler ve Polonya l ı sosya l i stler de b u l u n uyord u . Len i n konfera nsiara katı l a m a masma rağ m e n bi rkaç ka rar tas l a ğ ı

1 07

Sosyalizm 1 0 1

s u n m u şt u r. Bolşevi klerle M e n şevi klerin a ra s ı n d a b i r tutum serg i­ leyen Troçki ise konfe ra nsa katı l m ışt ı r.

Troçki: Yarım ve Arada Troçki'nin Menşeviklerle Bolşevikler arasında orta yolu bulma ça­ bası Lenin'in bir hayli canını sıkıyordu. Ne var ki Troçki pes etmi­ yordu. Zimmerwald'da olduğu gibi çoğunlukla sola yakın olmasına rağmen, Troçki asla tam anlamıyla Lenin'in tarafına geçmiyordu. Bu gidip gelme süreci, Rusya'ya dönerek Bolşeviklere katıldığı 1917 yılına kadar sürdü.

Konfe ra n s kısa s ü rede sava ş ı d esteklemeye n l e r, destekleyi p oy vere n l e r ve daha ı l ı m l ı b i r d u ru ş serg i lemek i steyenler a rasında üçe böl ü nd ü . En son u n d a konfe ra n sta, savaşı d esteklemeyen i kin­ ci Enternasyonal üyeleri i ç i n b i r takas merkezi işlevi gören U l us­ l a ra rası Sosya l ist Kom ite kuru l d u . Komite n i n onayl a d ı ğ ı son ka ra r za man o kad a r hafifl eti l m i şti ki a n la m ı n ı yit i rd i .

Lenin'in Görüşü Len i n'e g ö re Zimmerwa l d h a reketi eski sosya l demokrat ya p ı n ı n öldüğ ü n ü v e yerine başka b i r ya p ı geti rilmesi gere kti ğ i n i göste­ riyord u . Yen i b i r u l u s l a ra rası ö rg üte i htiyaç va rd ı . Zinovyev'le bir­ l i kte 1 9 1 9 yı l ı nda bu kon u d a b i r a d ı m ata ra k Ü ç ü n c ü (Komünist) Enternasyo n a l 'ı [Komi ntern] ku rd u la r.

Bir Yığın Enternasyonal Daha sonra da bahsedeceğimiz gibi Komintern İkinci Dünya Sava­ şı'na kadar devam etti. Savaşla birlikte Korninform (Komünist Bilgi Bürosu) olarak yeniden örgütlendi. Troçki yandaşları 1938 yılında Dördüncü Enternasyonal'i kurdular. Ancak pek büyüyemeyen bu örgüt birçok kez dağıldı.

1 08

RUS DEVRiMi'NiN BAŞLANGlCI 1 905 ve Şubat 1 9 1 7

M a rx kapitalizm i n çöküş ü n ü n olg u n sa nayi top l u m larında başla­ yaca ğ ı n ı düşünüyordu . Sermaye ve işg ü c ü n ü n a m a nsız diya l e kti­ ğ i , kapital izm i n sebep o l d u ğ u u l uslara ra s ı çat ı ş ma l a rı kırılma n o k­ tas ı n a getirecek ve öfkel i işgücü seta l eti n e isya n edecekti. Ne va r ki g e rçek a n l a m d a i l k Ma rksist devrim Ça r l ı k Rusya's ı nda gerçek­ leşti. Ça r l ı k Rusya's ı n d a n proleta rya nüfu s u n çok küçü k bir kısm ı n ı o l u şt u rmasına rağmen perişa n l ı k diz boyuyd u .

1 9 0 0 ' D E R U S YA N E D U R U M D AY D I ? 1 900 yı l ı Rusya'sı d ı şarıdan ba kıldığında ra h atsız edici şeki lde 1 789 Fra n sa'sına benzer. O dönemde Ça r l l . Nikolay ( 1 894- 1 91 7) ve Or­ todo ks Kilisesi hala kra l la r ı n Ta nrı'dan gelen ha kları olduğuna ina­ n ıyord u. N i kolay Avru pa'n ı n anayasal kısıtla m a l a r veya parlamenter ku r u m l a rdan bağ ı msız son m utlak kra l ıyd ı . N üfus zengin aristokrat­ l a r ve yaşam mücadelesi veren köyl üler o l a ra k i kiye ayrı lmıştı. Şehir­ lerd e ise ufak bir orta s ı nıfa rastlan ıyord u. Zen g i n l e yoksul a rasında d evasa bir uçurum vard ı . Ancak değişim yavaş yavaş başl ıyord u.

Rusya'da Sanayi Devrimi Başlıyor Rusya Kırım Sava ş ı 'nda modern savaşla r ı n d e m i ryol l a rı ve endüst­ riye l kapasiteyle kaza n ı l d ı ğ ı n ı açıkça görd ü kten son ra, 1 856 yı l ı n­ d a sa nayi leşmeye yönel i k i l k a d ı m ı att ı . Başlang ıçta s ü reç yavaş i l e rl iyo rd u . Anca k 1 880'1ere doğru kend i n e özg ü bi rkaç değ i ş i kl i k­ le Sa nayi Devri m i'ni ya ka l a mayı başa rd ı . Batı Avru pa'd a Sanayi Devrimi ufa k ça p l ı atölyelerle başlad ı . O l u şa n yen i sa nayi s ı n ıfı n ı n ekono m i k i l e rl e m eyi sağlayacak ser­ mayeyi ve bilg iyi birikti rmesiyle g i rişi m l e r za m a n içinde büyü d ü . 1 09

Sosyalizm 7 0 7

Rusya oyuna d a h i l o l a n a kadar küçük ça p l ı atölyelerin devri çokta n ka pa n m ı ştı. Yu rtiçi tem e l l i bir sermaye veya uzma n l ı k ol­ mad ı ğ ı n d a n Sa nayi Devri m i tepeden başlad ı . Ça rl ı k h ü kümeti kend i ça p ı nda büyü k b i r g i rişi mciyd i . Ü l ke g e n e l i ndeki dem i ryol­ ları n ı n i n şasından soru m l uyd u . Köm ü r ve d e m i r endüstrileri n i n i lerlemesinde önem l i b i r oyu n c uyd u. Top ra k sa h i b i a ristokratlar sanayiye pek fazla yatı rı m ya p m ıyord u. Bu neden l e sermayenin büyü k kısmı yu rtd ı ş ı n d a n gel iyo rd u. 1 900 yı l ı n a kad a r Rus ima lat şi rketleri n i n sermayeleri n i n yüzde SO'sinden fazlası ya bancı kay­ nakl ıyd ı . Dem i r end ü strisi g i bi ö n e m l i endüstri lerd e ise bu yüzde çok d a h a yü ksekti.

Köylü ler ve Proletarya Rusya a n c a k 1 900'e g e l i n d i ğ i n d e şehirli b i r proleta rya haya l i ku­ ra b i l m eye başlad ı. Ça r ı n büyü kba bası l l . Aleksa n d r ( 1 8 1 8- 1 88 1 ) 1 86 1 yı l ı nda köylü serflere özg ü rl ü klerini bağ ı ş l a d ı . B u n u b i raz da köyl ü l e r i n şeh irlere g öçerek sa n ayi işçisi ola b i l m eleri için ya pm ış­ tı. Özg ü r l ü k, köleleri eskisinden fa rklı şeki lde top rağa bağ l a m ı ştı. Köyl ü le r i n topra k sa h i b i olma s ü recinde top ra ğ ı n kırk dokuz yı l l ı k sa h i plerine "kefa ret" ödemesi g e rekmişti. M ü l kiyet meselesi mir adı veri l e n geleneksel köy ko m ü n lerinin işin içine g i rmesiyle daha da ka r m a ş ı k bir hal a l d ı . Özerk g ru plar topra ğ ı ortak ku l l a n ıyord u ve a rsa payları bel i r l i eko n o m i k eşitl i k sağ m a k a m acıyla a ra l ı klarla yeniden belirleniyord u . Serfl e r i n azadından önce m ir topra k sa hi­ bine ka rşı yükü m l ü l ü klerden ve verilecek verg i lerden soru m l uy­ ken köl e l e r özg ü rleşt i kten s o n ra toprak sa h i plerine ödenen ver­ g i lerden ve kefa retten soru m l u o l d u . Şeh re taş ı n m a k isteyen bir köylüyse, ya toprağı üzerindeki tüm hakları n d a n vazgeçmek ya da hasat za m a n ı işbaşı ya p m a k zor u ndayd ı .

1 1o

Rus Devri mi'nin Başlangıcı

Seriliğin Kaldırılması Köylü serfliğinin kaldırılmasına dair 1861 yılındaki manifestodan önce Rus köylüler yasal olarak doğdukları topraklara bağlıydılar. Bu köylülere tam olarak ne köylü ne de özgür denilebilirdi. Ma­ nifestoyla birlikte yaklaşık 23 milyon kişi tam vatandaşlık hakJn kazandı. Bunlar arasında toprak sahiplerinin rızasını almadan ev­ lenebilme, toprağı terk edebilme ve işletme veya mülkiyet sahibi olma gibi haklar bulunuyordu. R u s proleta ryası n ı n şi kayetçi olduğu b i rçok kon u va rd ı . Prole­ ta rya n ı n hasat za m a n ı m e m l e ketleri ne d ö n m esi, b i rçoğ u n u n ne işi o l u rsa ya pan, vasıfsız d ö n em l i k işçi ler o l d u ğ u n u gösteriyord u . Ü c retler başka işçi leri n ki n d e n b i l e d ü ş ü ktü. Öyle k i , 1 880 yı l ı n d a Mos kova'daki b i r fa brika işçisi i n g i ltere'd e k i b i r işçi n i n dörtte b i r i kad a r kazanabil iyord u. Bi reysel özg ü r l ü k a l ış ı l d ı k b i r kavra m o l m a­ d ı ğ ı n d a n birçok işçiye sanayi serfleri g i b i davra n ı l ıyord u. Bu işçi l e r ba ra ka l a rda yat ı p ka l kıyor, her g ü n i ş l e b u b a ra ka l a r a rasında m e ­ ki k d o kuyorlard ı . S iyasi partiler v e i ş ç i send i kaları yasa d ı ş ıyd ı . M e s l e k örg ütleri bile sıkı d üzen lemelere ta b iyd i, m itingleri sık sık denetlen iyord u . Yasa l ka bul ed i l e n birkaç ö rg ü tten biri zemstvo'yd u . Bu ll. Alek­ sa n d r ta rafından ku ru l m u ş, seç i m l e iş baş ı n a gelen b i r konseyd i . Soyl u la rı n kontro l ü ndeki zemstvoların yas a l g ö revi yerel mesele­ ler ve ya rd ı m kon u la rıyla s ı n ı rlıyd ı . Gerçi bazı l i bera l a ristokrat l a r kon seyi n görev ka psa m ı na siyasi meseleleri de d a h i l etmeye ça­ l ı ş ıyord u . G azeteler, derg i l e r v e hem Rusya'da ba s ı l a n h e m de yu rtd ı ş ı n ­ d a n gelen kitaplar katı kura l larla sa nsürlen iyo rd u . Siyasi edebiyat el a l t ı n d a n bası l ı p dağıtıl ıyord u . B u n l a r g e n e l l i kl e siyasi göçmen­ ler ta rafı ndan bası l ı p ü l keye kaça k yol la r l a soku l uyord u . Tü m m u h a l efet parti leri n i n ya n ı s ı ra refo r m c u l a r v e devri m ­ c i l e r d e ça l ı şma l a rı n ı ha pse atı l ma, Sibi rya'ya s ü rü l me veya i d a m ed i l m e tehd i d i n i n gölgesi n d e, yer a l t ı n d a s ü rd ü rüyord u. M u h a l if 111

Sosyalizm 1 0 1

görüşleri d i l e geti rmen i n başka yol u n u b u l ma d ı klarından kra l iyet ailesine ve yü ksek devlet g ö revl i lerine sık s ı k s u i kast g i rişiminde b u l u n uyorlard ı . Gizl i pol i s l e r m u h a l if gruplard a n bilgi sızd ı rıyor, devri mciler pol islerin p l a n l a r ı n ı öğ ren mek için kendilerini pol i s olara k gösteriyord u .

B i R i N C i R U S DEVR i M i 1 904 yı l ı n ı n son unda Rusya J a ponya'ya tes l i m oldu. i l k bakışta Rus-Japon savaşı Davut ve G olyat'ı n mücadelesine benzese de aslında Avrupa l ı devletler a ra s ı n d a en az sanayi leşmiş devlet olan Rusya'n ı n yen i saniyeleş m i ş Japonya karşısında en ufa k şansı yoktu.

Rus-Japon Savaşı Rus-Japon Savaşı 9 Şubat 1904'te, Japonya'nın Mançurya'daki Arthur Limanı'nda bulunan Rus deniz üssüne saldırmasıyla baş­ ladı. Savaş 27 Mayıs 1905'te Tsushima Bağazı'nda Rus filosunun alaşağı edilmesiyle sona erdi. Resmi olarak savaşın sebebi, Rus­ ya'yla Japonya'nın Mançurya ve Kore'yi yönetme mücadelesiydi. Gayriresmi olarak ise savaş Japonya'nın uluslararası bir güç haline gelmesinden kaynaklanıyordu.

Küçü k d ü ş ü rü l me n i n acısı b i r ya na, savaş Rusya'n ı n h a l i hazırda kırılgan olan a ltyapısı n ı iyice d a ra soktu. H ü kü m et Asya'daki s i l a h l ı kuvvetleri n i n i htiyacı n ı ka rş ı l a m a k gibi zor l u b i r göreve odaklan­ d ı ğ ı n d a n , Rusya'n ı n büyü k ş e h i r l e r i n i n i htiyaçla r ı n ı ka rşı lamak için kuru l m u ş olan sistem çöktü. Tem e l ü rü n lerin fiyatı b i r anda a rtı nca reel ücretlerde ya klaşık yüzde 20 düşüş yaşa n d ı .

işçi Protestoları St. Petersburg'daki Puti l ov Fa b r i kası işçi leri n i i şten ç ı ka rmaya baş­ layı nca, 1 904 yı l ı n ı n a ra l ı k ayı n d a işçilerin mem n u n iyetsizliği ko nt1 12

Rus Devri mi'nin Başlangıcı

rol d e n ç ı ktı. Greve giden Putilov işçi lerine çok geçmeden şeh r i n d iğ e r bölgelerinde bin lerce i ş ç i de katı l d ı . H ü kü m et b u n u n ka rş ı­ l ı ğ ı n d a şehrin elektri ğ i n i kesti, gazeteleri ve şeh i rdeki h a l ka açık a l a n l a rı kapattı.

"Ka n l ı Pazar" 22 Oca k'ta çoğ u n l u ğ u n u kad ı n la r ı n ve çoc u k l a r ı n o l u şturd u ğ u 1 50 b i nden fazla i ş ç i olay ç ı ka rmadan St. Petersb u rg'ta ki K ı ş Sa­ rayı'na yü rüd üler. Zor za m a n l a rda ya rd ı m ı n a s ı ğ ı n d ı kları "Kü ç ü k Ba ba"yı, ya n i Ça r l l . N i kolay'ı ziya ret ederek b a z ı ta leplerde bu­ l u n maya ça l ıştı l a r. B u ta lepler a rasında h a l k ta rafı n d a n seçi l m i ş b i r m e c l i s, iyi leşti r i l m i ş ça l ı ş m a koşu l ları, d a h a i y i maaşlar, ça l ı ş m a saat l e ri n i n azaltı l ması, erkeklere genel o y h a kkı v e J a ponya'yla ya p ı l a n savaşın sona erd i r i l mesi gibi siyasi ve e ko n o m i k reform l a r b u l u n uyord u. Fa kat i m pa ratorl u k m u hafızları ka l a ba l ı ğ ı n yol u n u keserek i lerlemelerini önlemek için üzerlerine ateş açtı. Ku rş u n ­ l a r ı n ve pani kleyen ka l a ba l ı ğ ı n a rasına s ı k ı ş a n yüzden fazla i n s a n ya ra l a n d ı veya hayat ı n ı kaybetti. Ta h m i n ed i l d i ğ i üzere "Ka n l ı Paza r" d e n i l e n b u olayı n haberleri h ızla yayılara k top l u m u n her kesi m i nde aya k l a n m a la ra ve a ktivist h a reketlere sebep o l d u . Orta s ı n ıf meslek ö rg ütleri ve a ristokratla­ rın kontrolü ndeki zemstvolar b i r kurucu meclis k u ru l ma s ı n ı istiyor­ d u . Ö ğ renciler medeni hakla rı n ı n elleri nd e n a l ı n ma s ı n ı protesto etm e k için bir b i r ü n iversiteleri b ı rakıyord u . Köy mirleri topra k sa­ h i plerine karşı aya k l a n m a l a r d üzen lerken sa n ayi işçileri de g reve başl a m ı ştı.

Ayaklanmalar Artıyor Hazi ra n ayı nda Ja pon ların Rus fi los u n u a la ş a ğ ı etm es i n i n üze­ r i n d e n çok geçmemişti ki ord u d a da bir aya kl a n m a baş gösterd i .

Potemkin zırh l ıs ı n d a ki g e m i c i l e r kend ilerine boz u k e t veri l mesi n i p rotesto etmeye başlad ı . Ka pta n elebaşla rı n ı n v u ru l m a s ı n ı emre1 13

Sosyalizm 1 0 1

d i nce i d a m mangası ka pta n ı n e m i rleri n i yerine geti rmeyi reddetti ve su bayla rı den ize attı l a r. O rd u n u n ve dona n m a n ı n geri ka l a n ı da Potemkin'i n peşinden g itti . Ekim'de demiryol u işçileri n i n g reve baş l a m a s ı u laşı m ı felç etti. B u n u n l a birl i kte Menşevikler ve d iğer parti ler devri mci h a reketleri koord i n e edeb i l m e k için St. Petersbu rg'da "Sovyet" olara k b i l i nen b i r işçi konseyi kurd u l a r. Hafta l a r içinde Ru sya'n ı n dört b i r ya n ı n­ daki kasaba ve şeh irlerde e l l i d e n fazla Sovyet k u r u l d u . N i hayetin­ de Lev Troçki Petrog rad sovyeti n i n başına g e l d i .

Sovyet Sovyet terimi başta her tür konseyi anlatmak için kullanılıyordu. 1905'te kurulan işçi Sovyetleri bir kasabanın fabrikasındaki işçi­ lerin veya atölye üyelerinin arasından seçilmiş temsilcilerden olu­ şuyordu. Sovyetler zaman içinde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin yerel ve ulusal tüm seviyelerindeki temel hükümet bi­ rimleri haline geldi.

Çar'ın Tepkisi Genel b i r h uzursuzl u kla karş ı laşan ça ra, başbakan h a l kı yatıştır­ m a k i ç i n seçimle iş b a ş ı n a g e l m i ş bir yasa m a meclisi kurması n ı önerd i . Ça r istemese d e b u ö neriyi ka b u l etti. 1 7 Eki m'de Ekim Man ifestosu'nu yayı n l a d ı . B u m a n ifestoyla Ru sya'da s ı n ı r l ı bir a na­ yasal m o n a rşi kuru l d u; tem e l h a k l a r garanti a lt ı n a a l ı nd ı . Manifes­ ton u n en önem l i h ü k m ü Duma i s i m l i yen i b i r d a n ı şma konseyi n i n uyg u la m aya kon u l masıyd ı . B u konsey h a l k tarafı n d a n seçilecek ve tüm yasaları ka bul veya reddetme hakkı olacaktı. Rad i ka l ler Duma'n ı n gerçek a n lamda b i r yasa ma organı değ i l de sadece bir d a n ı ş m a k u ru m u o l ması n ı b i r t ü rl ü ka b u l lenemed i . St. Petersb u rg Sovyeti'n i n l i derleri tasa rıya k a r ş ı ç ı ktıkları i ç i n tu­ tukla n d ı la r.

1 14

Rus Devrimi'n i n Başlangıcı

Ters Etki Ekim Manifestosu muhafazakar çevrede ters etki yarattı. 19061914 yılları arasında Karayüzler olarak bilinen silahlı gruplar planlı katliamlar düzenledi. Ayaklanmalara katılan köylüleri kendi yön­ temleriyle cezalandırdılar. Öğrenci ve aktivistlere saldırdılar. Kara­ yüzler'in içinde eski sisteme yatırım yapanlar, yani toprak sahiple­ ri, zengin köylüler, bürokratlar, tüccarlar, polisler ve Ortodoks din adamları yer alıyordu.

Rad i ka l leri n Duma h a kk ı n d a ki şüpheleri sebepsiz değildi. Yen i refo r m l a r ı n ya pısı n ı ayrı ntı l a rıyla bel i rleyen Tem e l Yasa lar ı 906 yı l ı n ı n N isan ayı nda yayı n l a n ı nca Duma'n ı n m a h iyeti teme l inden değişti r i l d i . Oy hakkı büyük ölçüde kısıtla n d ı . Halkın seçtiği Duma iki medisli ya p ı n ı n alt mecl isi ha l i ne g e l d i ve yasama üzeri ndeki yetkileri bir hayl i kısıtla n d ı . Ü st mecl is üye l e r i n iyse ça r seçiyord u . Duma görev döneminde d eğ i l se çarın ka ra rn a m e i l e yönetme h a k k ı b u l u n uyord u. ı 906- ı 907 yı l ları a rasında dört ayrı Duma top l a n d ı . i l k i ki Du­ ma'ya hakim olan l i bera l ler ve sosya l istle r erkeklere genel oy h a k­ kı veril mesi, işçi send i ka l a r ı n a geti rilen kısıtl a m a l a r ı n ka l d ı r ı l m a s ı v e toprak reform u g i bi bir d izi reform ya p ı l ma s ı n ı önerd i . Duma­ l a r ı n d ö rd ü de Çar N i kolay'ı n m üdaha lesiyle ka pa n madan önce ya l n ızca bi rkaç ay faa l iyette ka la b i l d i . B i ri n c i Dü nya Savaşı'yla b i rl i kte Rus h a l k ı Çar h ü kü m etine i n a n ­ c ı n ı t ü m üyle kaybetti. Yeter l i dona n ı m ı ol m aya n v e kötü yönetilen Rus o rd usu özellikle de A l m a n l a ra ka rşı yen i l g i üzerine yenilgi a l d ı . ı 9 ı 5 bitmeden ı m i lyond a n fazla R u s a s keri hayat ı n ı kaybetti, ı m i lyon asker ise esir d ü ştü. H ü kü met sivi l cepheyi org a n ize etmeyi d e başa ra ma d ı . En bü­ y ü k başarısızl ı ğ ı n ı ise yiyecek dağ ıtı m ı kon u s u n d a yaşad ı . Fiyatla­ rın yü kselmesiyle şehi rlerd e suni kıtl ı k l a r baş gösterd i .

115

Sosyalizm 1 0 1

1 9 1 7 Ş U B AT D E V R i M i 2 Şu bat 1 9 1 7'de o za m a n ki a d ı Petrograd o l a n St. Petersburg ge­ nel g revle kas ı p kavru l uyord u . U laşım siste m i çökmüştü, şeh rin depol a r ı n d a bekleyen yiyecek l e r dağıtı lam ıyord u. Sokaklar acı so­ ğ u kta yiyecek s ı rası bekleyen i nsan larla doluyd u . E k m e k isya n ı n ı n çı kması kaç ı n ı l mazd ı e l bette. Ayaklanma s ı ra­ sında polis ka laba l ı ğ ı n üze r i n e ateş açtı. Her şey olağan seyrinde i lerlerken polis kuvvetlerine ya rd ı m amaçlı gönderilen ord u birlik­ leri i ş i n reng i n i değ iştird i . Pol i s l eri sila hsızia n d ı ra n ord u ayaklan­ macı l a ra katı l d ı . Ekmek isya n ı b i r a nda tüm h a l ka yayıl ıverdi.

Petersburg mu Petrograd mı Yoksa Leningrad mı? Bu, cevabı zamana göre değişecek bir sorudur. Büyük Petro şeh­ ri 1 703'te kurarak koruyucu azizinin ismini verdi. Ruslar St. Pe­ tersburg ismini çok Almanvari bulduklarından 1914 yılında şeh­ rin ismi Petrograd olarak değiştirildi. 1924 yılında şehir Lenin'in şerefine Leningrad ismini aldı. 1991 yılında ise şehir sakinlerinin oyuyla şehrin ismi yeniden St. Petersburg yapıldı.

Ha berler bi rkaç g ü n içeri s i n d e Ça r N i ko lay'a u laştı. Ça r N i ko­ lay ord u n u n en ö n ü n d e yer a l m a kta ısra rc ı o l d u . B u n u n yeni b i r e k m e k i sya n ı olduğ u n u a n la ma s ı bi rkaç g ü nd e n d e uzu n sürd ü . N i h ayetinde h e m Duma'n ı n h e m de kıdem l i s u bayları n ı n baskıla­ rıyla Çar Ni kolay ta htı kardeşi G ra n d ü k M i h a i l N i ko layeviç'e bıra ktı. Görü n ü şe ba kı l ı rsa kardeş i n d e n daha kesk i n zeka l ı olan G ra n d ü k ta hta geçmeyi reddetti. Duma kısa sürede b u rj uva p a rtilerinin l iderlerinden o l u şan ge­ çici bir h ü kü m et ku rd u . Ayn ı za manda Rusya Sosya l Demokrat i şçi Pa rtisi'n i n ! iderleri, şeh i rdeki fa b r i kalardan ve askeri birim lerden seçi l m i ş 2500 temsilci ile Petro g rad işçi ve Asker Vekil ieri Sovye­ ti'ni o l u şt u rdu.

1 16

LENiN VE RUS DEVRiMi Bolşevikler Harekete Geçiyor

Rusya Sosya l Demokrat i şçi Patisi 1 898 yı l ı nda, Rus Ma rksistleri tek bir çatı altında topl a m a k a m acıyla kuru l d u . Ancak b u birleşme uzu n s ü rmedi. Örgütün 1 903 yı l ı nda Brü ksel ve Lon d ra'da d üzen­ lenen iki nci kong resinde pa rti üyeleri iki soru ka rş ı s ı n d a fi kir ayrı­ l ı ğ ı na d ü ştüler. •

Parti sadece a ktif devri mci lerle mi s ı n ı r l ı ka l m a l ı ?



H e n üz kapita l izmin i l k aşamalarındaki b i r ü l kede sosya l ist dev­ r i m gerçekleştirilebi l i r m i ? Ta rtışma pa rtiyi i k i g ru ba ayı rd ı : G r u p l a rd a n b i ri çoğ u n l u ğ u

o l u şt u ran, Vlad i m i r Len i n'i n l iderl iğindeki Bolşevi kler; diğeriyse azı n l ı ğ ı o l uşturan, Georgiy Pleha nov ve Pavel Akse l rod'un l ideri o l d u ğ u Menşeviklerd i .

Çoğunluğa Denk Azınlık Grupların çok karmaşık bir ilişkisi vardı. Bunun bir örneği de Sos­ yal Demokrat İşçi Partisi'ni asıl temsil edenin Menşevikler olma­ sıydı. "Menşevik" ve "Bolşevik" isimleri 1903'te yapılan şüpheli oylamadan geliyordu. Bu oylamayla Lenin kısa süreliğine partinin kontrolünü eline almıştı. Menşevikler kısa sürede hakimiyeti yeni­ den kazanmalarına rağmen isimleri ilk haliyle kaldı.

H e r i ki grup da Ma rksist o l d u ğ u n u i d d i a ed iyord u a nca k dev­ rime ya klaşı mları a rasında önem l i fa rkl a r va rd ı . Men şevi kler ya rı revizyon ist ya rı ortodoks Ma rksist b i r ya klaşı m b e n i m sem işti. An­ ca k ve a ncak proleta rya n ı n ezi ldiği bir b u rj u vazi top l u m u n u n a r­ d ı nd a n Rusya'ya sosya l iz m i n gelebileceğ i n i d ü ş ü n üyo r l a rd ı . O dö-

117

Sosyalizm 1 0 1

n e m lerde yen i yen i tom u rc u k l a n a n proleta rya ta mamen gelişip devri m e hazı r hale gelene d e k M enşevi kler refo r m l a rı uyg u l a m a k için sosya l ist olmaya n l i be ra l l e rl e i ş b i r l i ğ i ya p m aya razıyd ı . Bolşe­ vikler i se Ma rksizmi Rus siya s i gerçekliğine uyarlamaya hazı rd ı . Menşevi klerin a ks i n e Bolşevi kler köyl ülerin d e şeh i r l i proleta rya kad a r ezi l d i ğ i n i d ü ş ü n üyor, o n l a rı da pota nsiyel b i r devrim kuvve­ ti olara k g örüyorlard ı .

S O S YA L i S T D E V R I M C i PA R T i Rusya Sosya l Demokrat işçi Partisi pota nsiyel Rus devri mcileri n i n başvu ra b i leceğ i t e k a d res sayı l mazd ı . 1 90 1 yı l ı nda kuru l a n Sosya­ l ist Devri mci Parti de k ı rsal kes i m d e ça l ı ş m a l a r yü rütüyord u. Ma rk­ sist tem e l l i bu sosya l d e m o kratl a r, sanayi leş m i ş b i r işçi s ı n ıfı na da­ ya l ı bir sosya l i st devlet istiyo rd u . Sosya l i st devri mciler Rusya'n ı n ka pita l iz m aşaması n ı atla m a s ı n ı y a d a e n azı n d a n kapsa m ı n ı s ı n ı r l ı tutm a s ı n ı u m uyor l a rd ı . Geleneksel mir köylerinden o l u ş a n sosya­ l ist b i r ü l ke ku rmayı ö n e riyorl a rd ı . Topra k m i l letin orta k m a l ı ola­ ca k, yine de köyl ü l e r top ra ğ ı "işgücü m ü l kiyeti " prensibine daya­ nara k işleyebilecekti. Bu pre n s i p, toprak işga lci leri ile a l ı n teriyle ed i n i l m iş sermaye a ra s ı n d a k i s ı n ı rı belirl iyord u .

VLAD i M i R LEN i N : BOLŞEVi K D E V R i M i 'N i N M i MARI Vlad i m i r Len i n ( 1 870- 1 924) Moskova'ya ya k ı n küçük b i r şeh i rde eğiti mci b i r orta s ı n ıf a i lede d ü nyaya geld i . Len i n daha delikan­ l ıyken a bisi, Çar lll. A l e ksa n d r'a s u i kastla suçla n a ra k i d a m ed i l d i . Abisi n i n ö l ü m ü nden s o n ra Len i n d evrimci fi kirleri öğrenmeye ko­ yu l d u . Daha on yed i ya ş ı n a g e l m eden yasa d ı ş ı b i r öğrenci toplan­ tısına katı l d ı ğ ı için R u s yetk i l e r l e başı belaya g i rd i . Ü n iversiteden 1 18

Leni n ve Rus Devri m i

atı l a ra k a biası n ı n e v h a p s i n d e tutu l d u ğ u yere, ya n i dedes i n i n a ra­ zisi ne s ü rg ü ne gönderi l d i .

Mahlaslar Lenin'in asıl adı Vladimir Ulyanov'du. Sibirya'dan döndükten son­ ra gizli kapaklı siyasi işlerini yürütmek için birtakım başka isimler kullandı. 1902 yılında mahlas olarak "Lenin" i seçti. Seçtiği bu isim Sibirya'daki Lena Nehri'nden geliyordu.

1 893 yı l ı nda Len i n h u ku k sı naviarına g i rerek ba roya ka bul ed i l ­ d i kten son ra ka m u avu kat l ı ğ ı ya pmak i ç i n S t . Petersb u rg'a taş ı n d ı . Ş e h r i n çeşitl i Ma rksist g r u p l a r ı n ı işçi S ı n ıfı n ı n Ku rtu l u ş u i ç i n M ü ­ cad e l e Birliği olara k b i l i nen örg ütün çatısı a lt ı n d a b i r a raya top­ l a maya ça l ı ştı. B i r l i k işçi lerin dava s ı n ı a n lata n b roş ü rler bastırıyo r, g revleri destekl iyor ve işçi eğiti m dernekleriyle i ş b i r l i ğ i ya pıyord u . M utla kıyetçi yöneticiler bu g i bi işleri h i ç b i r za m a n hazmede­ m ed i . 1 895 yı l ı n ı n a ra l ı k ayı nda birliğin l i d e rleri tutu k l a n d ı . 1 5 ayı St. Petersbu rg'da hapisha nede geçtikten son ra Len i n üç yı l l ığ ı n a S i b i rya'ya sürg ü n e gönderi l d i . S i b i rya'daki h a p i s dönem i n i n a rd ı n d a n Len i n R u s göçme n l e r topl u l uğ u na katı l d ı . Bu top l u l u kla b i rl i kte M ü n i h'te, Lond ra'da ve Cenevre'de yaşa d ı . O dönemde bir orta kla bera ber lskra (Kıvı l c ı m ) gazetesi n i kurdu, devri mci siyasetle i l g i l i kita p l a r v e e l i l a n l a rı ç ı ­ ka rd ı .

N e Yapmalı? 1 903 yı l ı ndaki Rusya Sosya l Demokrat işçi Pa rtisi kon g resinde ta r­ t ı ş m a l a r ı n çoğ u Len i n'i n en ö n e m l i kita p l a r ı n d a n biri olan Ne Yap­

malı? ( 1 902) ile i l g i l iyd i. Bu kita pta Len i n , savaşta ki öncü birli kler g i b i pa rti n i n de s ı n ıf sava ş ı n d a "proleta rya n ı n öncü b i r l iği" olması g e re ktiğ i n i savu n uyord u.

1 19

Sosyalizm 1 0 1

Bolşevizm ve Sendikacılık Lenin'in öne sürdüğü "proletaryanın öncü birliği" fikri sendikacı­ ların "bilinçli azınlık" düşüncesiyle benzerlik gösterir. Her iki fikir de proletaryadan daha aydın bir gurubun proletaryayı devrime gö­ türmesi gerektiğini söyler. Lenin'in önerdiği "proletaryanın öncü birliğinde" "burjuva aydınları" yer alırken sendikacıların "bilinçli azınlığında" emek aristokrasisinin fertleri bulunmaktadır.

M a rx ve Engels'e g ö re işçi s ı n ıfı kend i ken d i n i özg ü rleşti rme­ l iyd i. Len i n ise işçi s ı n ıfı n ı n ken d i haline b ı ra k ı l ması d u ru m u nda "devri m b i l i nci" değ i l "işçi sen d i kası bili nci" ed ineceğ i n i d ü ş ü n ü ­ yord u . Len i n'i n deyim iyle n a s ı l " b u rjuva ayd ı n la rı ndan" o l u şan bir öncü b i r l i ğ i n devrim yol u nd a proleta ryaya l i d e rl i k etmesi gereki­ yorsa, s ı k ı disipline ta bi, h iyera rşi k bir parti n i n de ayd ı n l a ra öncü­ lük etmesi lazı m d ı . Böyle bir pa rtiye Len i n'i n l i d e r l i k edeceğinden kimsen i n şü phesi yoktu.

L E N i N VE B O L Ş E V i K H A K i M i Y E T i Len i n ça rı n ta hta n çeki l mesinden bir ay son ra, 3 N isan 1 9 1 7 ta ri­ hinde s ü rg ü nden dönerek kısa s ü re içinde Bolşevik Pa rtisi'nde sözü d i n lenen biri haline g e l d i . (Bolşevikler ve Menşevi kler a rtı k iki ayrı pa rti sayı l ı rd ı .) Bolşevi klerin b i rçoğ u hala Sanayi Devri mi'n i n başın­ daki bir ü l kede sosya l i st d evri m gerçekleşti rilemeyeceğ ini düşünü­ yorlard ı . Len i n ise Rus pro l eta rya s ı n ı n temel soru n l a rı n ı n devri m l e çözü lemeyeceği ka naati ndeyd i . Len i n'e göre ya p ı l ması gereken, burjuvazi devrim i n i bir p roleta rya devri m i n e d ö n ü ştürmekti. Mayıs ayı nda Rus sosya l iz m i n i n öncü i s i m lerinden Lev Troç­ ki'n i n A B D s ü rg ü n ü nd e n d ö n e re k Bolşevi k Pa rtisi'ne kat ı l masıyla Len i n bir müttefi k kaza n d ı . Hazira na kadar Len i n ile Troçki çoktan ittifa k k u r m u ş, geçici h ü kü m eti devirme p l a n l a rı ya pmaya başla­ m ı ş l a rd ı . 1 20

Len i n ve Rus Devri m i

24 Ekim 1 9 1 7'de Bolşevikler nispeten d a ha a z ka n a kıta ra k b i r d a rbe gerçekleşt i rd i ler. Sovyet'i n içinden a s kerler tüm Petrog­ rad 'd a ki stratej i k nokta ları ele geçi rmişti. E rtesi g ü n tüm Rus Sov­ yet l e r Kongresi d evri mci bir Bolşevi k h ü kü meti n i n k u r u l m a s ı n a ka ra r verd i . H ü kü m eti n l i d eriyse Len i n olaca ktı.

1 21

SOSYALiZM i KTi DARDA Yenilik ve Mücadele

Yen i Bolşevi k rej i m i g üzel b a ş l a m ıştı. 26 Eki m'de geçici yönetim konseyi b i r d izi ka ra r n a m e ç ı ka rd ı . Bu ka ra r n a m e l e r toprak dağıtı­ m ı, e ko n o m i k eşitl i k ve yen i h ü kü metin şek l i g i bi h a l kı i l g i lendiren meseleleri içeriyord u . B ü y ü k a razi ler önceki sa h i plerine tazm i nat veri lerek böl ü n d ü ve köy l ü kom ü n leri a ras ı n d a pay ed i l d i . Fa brika­ l a r ı n kontro l ü işçi lere veri l d i . Ba n ka l a r ka m u laştı r ı l d ı . Geçici konse­ yi n yeri n i a lacak bir kurucu m e c l i s seçil mesi p l a n l a n ıyord u. Uzun s ü red i r beklenen sosya l i st devri m yoldayd ı . 27 Eki m'de yönet i m konseyi b a s ı n la i l g i l i b i r ka rarname çıkarın­ ca devri m yol u ndan saptı. B u kararname Rusya'daki t ü m yayı n l a ra sa nsü r uyg u l a n ması n ı ö n g örüyo rd u. i lerleyen hafta l a rda konsey daha da kısıtlayıcı ted b i r l e r g et i rd i . Ara l ı k ayı nda devri m ka rşıtı herhangi b i r g i rişi m i tespit etmek ve bastı r m a k amacıyla Çeka (gizli polis) kuru l d u . Oca k 1 9 1 8'de önerd i kleri kurucu mecl i s i ç i n oyları saya n Bolşevi kler ayların ya l­ nızca yüzde 21 'i n i a l a b i l d i kl e ri n i g ö rd ü ler. Len i n,

ll.

N i kolay'ı n izin­

den g i d e rek meclisi kapatt ı . Ya Bol şevi k yönet i m i n i ka b u l edecek­ leri n i ya da aşırı sağa geri d ö n ü l eceğ i n i söyl üyord u . G ü c ü n ka psa m ı n ı n g e n i ş l eti l m esi geçici b i r ted b i r o l a ra k gös­ teril iyord u . Ne de olsa R u sya savaş h a l i ndeyd i . Len i n pa rtisinin i k­ tida rda ka l a b i l mesi için savaşta n çeki l meleri g e rekt i ğ i n i a n l a m ıştı. Ata n m ış d ı şişleri ba ka n ı Troçki, Alma nya'yla kendi leh lerinde bir a n la ş m a imza l a m a k için görüş melere başlad ı . B i r ta rafta n Al­ ma nya'n ı n d iğer taraftan Len i n'i n baskı larıyla e n sonunda 3 Mart 1 9 1 8'd e B rest Litovks Barış Antiaşması'n ı i mza l a d ı . Antlaşma Al­ ma nya'ya büyü k imtiyaz l a r veriyo rd u: •

Rusya Baltık ü l keleri Fi n l a n d iya, Estonya, Letonya ve Litva nya üzerinde hak iddia etmeyecekti.

1 22

Sosya l izm i ktidarda



Batı Rusya'n ı n büyü k kısm ı n ı Alman ve Avu stu rya-Maca rista n b i r l i kleri işgal etm i şti.



Kafkasya'n ı n g ü neyi Alma nya'ya b ı ra k ı l m ıştı. Len i n bu kon u l a rda boyun eğmeye h a z ı rd ı . Hem ne pa h a s ı n a

o l u rsa olsun ba rış istiyord u hem de o v e Troçki sava ş ı n ard ı n d a n A l m a nya'da sosya l i st b i r devri m i n patl a k vereceğ i n e, böylece ka­ rasal i mtiyazla r ı n bir a n l a m ı ka l mayaca ğ ı n a i n a n ıyorlard ı .

İşierin Bayrağı Kan Kırmızı 1871 Paris Komünü'nün bayrağıyla beraber sosyalistlere "kızıllar" denmeye başlamıştı. Komün yüz yıllık devrim boyunca Fransız iş­ çilerin dökülen kanlarını yad etmek için kırmızı rengi seçmişti. Bu renk herkesin damarlarında akan kanın kırmızı olduğu düşüncesi­ ne dayanarak eşitliği de simgeliyordu.

N e va r ki Len i n Alma nya'yla a ntlaşmayı i m za l a r i mza la maz yen i ku ru l a n Sovyetler Birliği, ken d i n i devri m ka rşıtı Beyazlarla b i r i ç sa­ vaşta b u l d u . Ru sya'n ı n eski müttefi kleri n i n p a ra sağ l a d ı ğ ı Beyazla­ rın i ç i n d e m i l l iyetçiler, aristokratlar ve ça rı n o rd u s u n d a n ka l a n l a r yer a l ıyord u. Sovyet h ü kü meti Beyazl a r ı n sa l d ı r ı l a r ı n a karşı l ı k vermesi i ç i n Lev Troçki'yi b i r ord u k u r m a k l a görevl e n d i rd i . Ça r b i r l i kleri, ko­ m u ta n l a rı ve gön ü l l ü işçilerle köylü leri b i r a raya g etiren Troçki yavaş yavaş Kızıl Ord u'yu k u rd u . Ord usuyla b i rl i kte özel zı rh l ı b i r tren l e yolcu l u k ed iyord u . Yen i devlet ç o k b ü y ü k para l a r harca ma­ sına rağmen, 1 92 1 y ı l ı gelmeden Troçki'n i n ö n d e r l i ğ i n d e Beyazları yen d i . Açl ı k a l m ı ş ba ş ı n ı gitmiş, savaş boyu n ca savaşa n iki ta raf d a h e r t ü r l ü ba rba r l ı ğ ı serg i l e m işti.

1 23

Sosyalizm 1 0 1

Sovyetler Birliği'nde Yabancı Askeri Birlikler İç savaşa Beyaz orduların yanı sıra sınırlı sayıda da olsa yabancı birlikler de katıldı. Fransız, İtalyan, Büyük Britanya ve Amerikan birlikleri 1921 yılına kadar komünistlerle savaştı.

1 9 1 8 y ı l ında Sosya l i st Devri mci Pa rti'n i n b i r üyesi Len i n'e sui­ kast d üzen led i. Kı l payı başa rı l ı ola maya n b u s u i kastı n a rd ı ndan devri m karşıtiarına karşı savaş " Kızı l Terör" şekl i nde tüm h a l kı kas ı p kavu rd u . Len i n'i n em riyle Çeka b i n lerce "devlet d ü ş m a n ı n ı " mah­ kemeye bile ç ı ka rmada n i n faz etti.

S AVAŞ K O M Ü N i Z M i iç savaş s ı rası nda Len i n'i n ve Troçki'n i n desteğ iyle Sovyetler Birliği savaş kom ü n izmi denilen bir s i stem i uyg u l a mayı dened i. Amaç, gerekirse köylü ailelerin e l i n d e n zorla yiyeceğ i n i a l a ra k Bolşevikler için siya s i gücün kayna ğ ı olan ş e h i rlerin gıda i h tiyacı ka rşılamaktı. Ayrıca h ü kü met kısa s ü re içerisi n d e bir d izi sosya l ist pol itikayı ger­ çekleştirmeye ça l ı ştı. •

Tü m e n d ü striler ka m u laştı r ı l d ı .



Sava ş dönem inde g rev za ra rl ı görülerek yasa kla n d ı .



Yiyecek karneyle d a ğ ı t ı l ıyo rd u .



i şçi l e r i n ve köyl ü le r i n ça l ı ş m a s ı gerekiyord u . Len i n i nc i l 'den b i r ayeti ken d i ne göre değişt i r m i ş ve "Ça l ışmaya n yemek yemeye­ cekt i r;' demiştir. Sava ş ı n a rd ı ndan Bol şevi kler uyg u l a d ı kları s i ste m i n bir facia ol­

d u ğ u n u ka b u l ettiler. Köyl ü n ü n öfkesi n i ka ba rta n bu sistem şeh i r ve k ı rsa l kesim a ra s ı n d a ki u ç u r u m u iyice deri n l eşti rd i. Ayrıca iç sa­ vaş ı n d a etkisiyle ü ret i m d e b ü y ü k d ü şüşe sebep o l d u . Bu d u ruma ü l ke n i n çeşit l i bölgelerindeki yetersiz bes l e n m e eşl i k etti. 1 24

Sosya l izm i ktidarda

Olağan mı Olağanüstü mü? Lenin savaş komünizmini savaşa yardımcı geçici bir tedbir olarak görürken, Troçki ve parti lideri Nikolay Buharin (1888-1938) gibi isimler ülkenin savaş komünizmiyle sosyalist üretiminin temel ya­ pılarına geçebileceğini, hem de bunun bir an önce gerçekleşeceğini düşünüyorlardı.

Y E N i E KO N O M i P O L i T i K A S I 1 92 1 yı l ı nda d u r u m u n iyiye g itmed i ğ i n i a n l aya n Len i n, Yen i Eko­ n o m i Pol iti kası'nı önerd i . Yen i Ekonomi Pol itikası ile b i r l i kte küç ü k işlet melerin kuru l masına izi n verilecek a nc a k b u o l d u kça s ı n ı r l ı ö l ­ ç ü d e v e s ı kı devlet deneti m iyle gerçekleşecekti. Sovyet h ü kü meti b u pol itika sayesi n d e ya ba ncı yatırımı ü l keye çekmeyi u m uyord u fa kat pek başarı l ı olamad ı . Ta r ı m alanlarına gel i n d i ğ i nde ise artık köyl ü lerin a razileri orta k ku l l a n ı l m ıyord u, özel topra k m ü l kiyetine izi n veri l m işti. Ancak Sov­ yet h ü kümeti bu konuda b i r hayli i htiyatlıyd ı . Topra kların öne m l i böl ü m ü n e sa h i p köylü lere kulaklar den iyord u . Devlete meyd a n okuyacak topl u m s a l bir g üce dönüşmeleri n i ö n lemek için s ü re k l i g özet i m altında tutu l uyorl a rd ı .

Kulaklar Kökeni Rus imparatorluğuna dayanan kulak teriminin zaman için­ de anlamı bir hayli değişmiştir. Yeni Ekonomi Politikası'nda hoşgö­ rüyle yaklaşılan kulaklar, Bolşevik döneminde "sınıf düşmanı" ola­ rak nitelendirildi. Josef Stalin 1930'arda toprağın ortak kullanımı için kampanya başlattığında kulak ifadesi uğursuz bir anlam kazan­ dı, binlerce kişi çalışma kamplarına gönderidi veya canından oldu.

1 25

Sosyalizm 1 O 1

Sta l i n'le Troçki a ra s ı n d a ki m ü cadele 1 920'1erdeki siyasi yaşa­ m ı n b ü y ü k böl ü m ü n ü ka p l a r. Bu m ücadele s ı ra s ı n d a Troçki ve Bol­ şevik Pa rtisi'n i n içi n d e ki "Sol M u h a l efet" ad ıyla b i l i nen grup Yen i Eko n o m i Pol itikası'na sa l d ı rg a n b i r tavırla ya klaştı. O n l a ra göre bu pol iti ka Sovyet yöneti m i n e ka rşı ka pita l i st b i r m uh a l efet ya ra­ taca k g ü ce sa h i pti. Sta l i n g e n e l a n l a mda, çok d a h a hevesli olan B u h a ri n'le b i r l i kte Yen i E konom i Pol iti kası'nı d estekl iyord u. Ne va r ki Sta l i n 1 920'1erin son u n a doğru Troçki'n i n yen i l mesi ve s ü rg ü n e gönderil mesinden son ra b u pol iti kaya b i r a n d a y ü z çevi rd i. 1 928 yılında o l d u kça merkezi leşt i ri l m iş b i r ekonom i n i n s i nya l lerini ve­ ren i l k Beş Yı l l ı k Pla n'ı hayata geçi rmesiyle Yen i E konomi Pol itikası sona erd i.

1 26

ÜÇ ÜNCÜ ENTERNASYONAL Kom intern'in Kuruluşu

Rus Devri m i sosya l ist topl u m u i kiye böl d ü . B i rçok Avru pa l ı sosya­ l i st B o lşevi k Devri m i 'n i n g e rçekten sosya l i st o l u p o l m a d ı ğ ı n ı sor­ g u l u yo rd u. Len i n ise demokrat sosya l istl e r i n vata n h a i n i ve dönek o l d u ğ u n u söyl üyord u. Oca k 1 9 1 8'de Bolşev i k ta rafı R usya Sosya l Demokrat i şçi Pa rtisi'n i n i s m i n i Rusya Kom ü n ist Pa rtisi şekl i n d e değiştirerek sosya l demokratla rla kom ü n i st l e ri kes i n o l a ra k ayı rd ı .

Enternasyonal'in Lideri Zinovyev Komintern'in kuruluşunda Lenin ve Troçki gibi diğer Bolşevik li­ derlerin de önemli payları olmasına rağmen, örgütün işlerini yü­ rütme sorumluluğu büyük ölçüde Grigoriy Zinovyev'in omuzla­ rındaydı. Zinovyev Ekim 1917 Bolşevik Devrimi'ne şiddetle karşı çıksa da partinin en önemli liderlerinden biriydi. Troçki'yle Stalin arasında işlerin kızıştığı dönemde başta Stalin'in yanında yer aldı ancak Stalin Troçki'yi yendikten sonra gözden düşerek partiden atıldı. 1936 yılında çıkarıldığı mahkeme tarafından vatan hainli­ ğiyle suçlanarak vuruldu.

1 9 1 9 y ı l ı nda Len i n i kinci Enternasyo n a l 'i ca n l a n d ı rma hevesi n ­ deki ı l ı m l ı sosya l istlerden önce davranarak ken d i enternasyo n a l ö rg ütü n ü ku rd u . M a y ı s 1 9 1 9'da Moskova'da Kom ü n ist Enternas­ yon a l 'i n , ya n i Kom i ntern'i n ilk toplantısı ya p ı l d ı . Birinci ve i ki n c i Enternasyonal'in a ksine Kom i ntern sosya l ist d ü ş ü ncen i n fa r k l ı çeşitlerini ka bul etm iyord u . Örg ütün amacı sanayi leşmiş d ü nyad a sosya l ist devri m i n yayı l ma s ı n ı teşvik etm e kti. Kom i ntern'e g i rmek i steyen sosya l ist pa rtilerin Bolşevi k parti ya p ı s ı n ı örnek a l maları ve ı l ı m l ı sosya l istler barış ya n l l la r ı n ı üye l i kten ç ı ka rm a l a rı gerekiyor­ du. 1 27

Sosyalizm 7 0 7

Ku rucu konfera nsa ya klaş ı k otuz yed i ö rg üt davet ed i l m işti. Bazı d u ru m larda ayn ı ö rg ü t ü n içinde ayn ı ü l keden bi rkaç örgüt b u l u n uyord u. Örneğ i n , ABD'li temsilciler Sosya l i st i şçi Pa rtisi'ni, Sosya l i st Parti'n i n (kısa s ü re s o n ra SP'den ayrı l ı p ABD Kom ü n ist Pa rtisi'n i kuran) sol eğ i l i m l i ü yelerini, Dü nya E n d ü striyel i şçileri'ni ve işçi lerin U l uslara ra s ı E n d ü stri Birl iği'ni tem s i l ediyorlard ı .

Bolşevik Liderliği Bolşevi kler Enternasyo n a l üzerinde büyü k bir a h laki otoriteye sa h i p, başa r ı l ı bir devri mci pa rtiyd i . Rusya'da ed i n d i kleri deneyi­ m i tem s i lcileri yön lend i rm e k i ç i n kulland ı l a r. Örneğin, az gelişmiş ü l kelerd e tıpkı Rusya'd a k i gibi köyl üyle ittifa k kurma n ı n önem i n i vurg u l a d ı l a r. Devri m i fitil iemek i ç i n çeşitl i ü l kelere Kom i ntern aja n l a rı gön­ deri l mesine rağmen b u aja n l a r genel a n l a m d a pek başa r ı l ı olama­ dı.

Bela Kun En bilinen Komintern ajanlarından biri de Macar devrimci Bela Kun'du (1886-1938) . Kun 1 9 1 9 yılında kurulan Macaristan Sovyet Cumhuriyeti'nin önemli isimlerindendi. Ancak cumhuriyet hiçbir zaman Macaristan topraklarının üçte birlik kısmından fazlasını kontrolü altına alamadı ve beş aydan kısa bir süre içerisinde yıkıldı. Kun daha sonra Kırım yönetiminde yer aldı. Stalin'in 1930'larda­ ki büyük temizliği sırasında mahkeme tarafından vatan hainliğiyle suçlanarak vuruldu.

Sta l i n'le Troçki a ra s ı ndaki savaş Sta l i n l e h i n e sonuçla n d ı kta n son ra Sovyetler Birliği ya ba ncı kom ü n ist pa rti leri kendi çizgisine uyd u r m a k için Kom i ntern'i bir a raç olara k ku l l a n maya başla d ı . Sta l i n'e g ö re sosya l d e m o kratl a r Nazi lerden k a t k a t teh l i keliyd i . (Nazi ler sosya l demokratları a ş a ğ ı l a m a k i ç i n o n l a ra "sosya l faşist-

1 28

Üçüncü Enternasyonal

ler" d i yordu.) Sta l i n'i n d üşü ncesi 1 930' 1 a r ı n başında A l m a nya'd a k i fel a kete zemi n hazı rlad ı . Başlang ıçta kom ü n i stlere Batı l ı Müttefi k Devletler i l e H itler a ra­ s ı n d a ki savaşa ka rışmama çağrısı ya pa n Kom i ntern, i ki nci Dü nya Sava ş ı 'n ı n s ü rd ü ğ ü 1 94 1 yı l ı n ı n hazi ra n ayı n d a A l m a n ların Sov­ yetler B i rliğ i'ni işgal etmesiyle b i r gecede fi k i r değişt i rd i . Müttefi k Devletlere kat ı l a n Sta l i n iyi niyet göstergesi o l a ra k 1 943 yı l ı n d a Kom i ntern'i dağ ıttı. Kom i ntern'i n a rd ı n d a n Kom ü n ist B i l g i B ü rosu ( Ko m i nform) kuru l d u .

1 29

STALiN TROÇ Ki'YE KARŞI Sol M u halefetin Yenilgisi

1 923 yı l ı ndan önce b i rçok Sovyet vatandaşı Lev Troçki'yi Sovyet­ ler Birl iği'nin en öne m l i l iderlerinden biri o l a ra k görüyord u . Troç­ ki 1 9 1 7'd e geçici h ü kü m ete karşı Bolşevi k aya kl a n m a s ı n ı çıka ra n Askeri Devri m Kom itesi'ne l i d e r l i k etm işti. B rest Litovks Antiaş­ ması'n ı n görüşmeleri n yü rütm ü ş, iç savaşta Kızı l Ord u'yu ku rup yönet m i şti. Ayrıca d a h i l i ve h a rici meseleler kon u s u n d a Sovyet h ü kü m etinde sözü g eçen b i r i s i m d i . Pek çok kişiye göre 1 923'te sağ l ı ğ ı b i r anda kötü leşen Len i n'i n va risi o o l m a l ıyd ı .

BOLŞEVi KLERDEN UZAK B i R G EÇMiŞ Ne va r ki parti içindeki Troçki d ü şmanları o n u n "şü phe uya n d ı ran" geçm i ş i n e d i kkat çekiyo r l a rd ı : •

Troçki R u sya Sosya l Demokrat işçi Partis i 'n i n 1 903 yı l ı ndaki kon g resinde Leıi i n'e karşı ç ı k m ı ş, "Sibi rya Tem s i l c i l i ğ i Raporu" ile sert bir ta rtışma ya rat m ı ştı. Len i n de kısa sa kısa s bir tutu m la karşı l ı k verince 1 9 1 7 yı l ı n ı n yazına dek a ra ları d üzel memişti.



B i rçok parti üyesi Troçki'yi b u r n u havada görüyor, s ı radan işçi­ lerle köylü leri g öz a rd ı ettiğ i n i düşün üyord u .



Troçki Ya h u d i 'yd i ve h e m pa rti içinde hem de Sovyet işçileri ve köyl ü leri a ras ı n d a -çoğ u n l u kla gizl iden gizl iye ama bazen de açı kça- b i r Ya h u d i karşıtl ı ğ ı g ö rü l üyord u . Troçki Sta l i n'i b i r siyasi teh d it olara k görmüyord u a s l ı nda. Ona

göre Sta l i n ya l n ızca vasat isti h ba rat örg üt ü n ü n bir memuruyd u . Troçki'n i n a k l ı d a h a ç o k B u ha r i n v e Zinoyvey g i bi d üşma n l a rınday­ dı. 1 30

Sta l i n Troçki'ye Karşı

Lenin'in Vasiyeti 1922'nin sonu, 1923'ün başında sağlığının kötüye gittiğini fark eden Lenin parti liderliğine başta gizli tutulan bir not yazdı. Bu notta Troçki ve Stalin de dahil olmak üzere partinin baş liderlerinin kişiliklerini değerlendirdi: Yoldaş Stalin genel sekreter olduktan sonra eline sınırsız güç geçmiştir, bu gücü her zaman gereken dikkatle kullanacağı­ na emin olamıyorum. Diğer yandan Yoldaş Troçki iletişim bakanlığının şüphelerine binaen merkez korniteye karşı ver­ diği mücadeleyle kanıdadığı üzere yalnızca çok maharetli değildir. Kendisi muhtemelen mevcut merkez komitenin en kabiliyedi adamıdır fakat kendine fazla güvenmekte ve yal­ nızca işin yönetim kısmıyla meşgul olmaktadır. Mevcut merkez komitenin bu iki üstün liderinin sözü geçen iki özelliği de, dikkat edilmezse bölünmeye sebep ola­ bilir. Eğer parti bunu önlemek için harekete geçmezse, bek­ lenmedik bir anda partimiz bölünebilir. Felç geçirmeden önce yazdığı son bir notta Lenin, Stalin'in par­ tinin genel sekreterliğinden alınmasını önerdi. Bu not Lenin'in 1924'teki vefatının ardından Komünist Par­ ti'nin merkez yönetim otoritesi olan Siyasi Komite'ye okundu fakat partinin birlik ve bütünlüğü için Troçki ve Stalin de dahil olmak üzere mevcut üyeler bu notu bir sır olarak saklamaya karar verdiler.

1 92 5 yı l ı na kad a r pa rti Troçki ve kend i l e ri n i "Sol M u ha l if" ola­ ra k ta n ıta n ya ndaşla rıyla Sta l i n, Zinovyev ve bir d iğer önemli pa rti l ideri Lev Ka menev'i n { 1 883 - 1 936) oluştu rd u ğ u Ü çler Erki'n i n a ra­ s ı n d a k i çatışmala rla ça l ka l a n d ı . Troçki e l i n d e n geleni ya pmasına rağ m e n pa rti d üzeneğ i n i tü m üyle ele geçire n Sta l i n'e karşı üstü n­ lük sağ layamadı. A raları nda her tür tartı ş m a d ö n üyord u . Özel l i kl e i l k b a ş l a rda tartış m a n ı n a n a konusu Yen i E ko n o m i Pol itikası'n ı n nereye kadar deva m edeceğ iyle i l g i l iyd i . S o l M u ha l efet politika n ı n

131

Sosyalizm 1 0 1

dizg i n le r i n i e l e a l m a k g e re ktiğ i n i d ü ş ü n ü rken Üçler Erki süresiz olarak d eva m etmesi g e re ktiğ i n i savun uyord u . 1 926 y ı l ı gelmeden Ü ç l e r Erki dağ ı l d ı , Zinovyev v e Ka menev Troçki'yle bi rleşerek B i rleşi k M u halefet'i o l u şt u rd u . Troçki öze l l i kle de Çi n'deki durumla i l g i l i tut u m u nda dolayı Sta l i n'i açı kça suçlu­ yord u . Sta l i n'i n ısra rları üze r i n e Ç i n Kom ü n i st Pa rtisi, Ça n Kay Şek'e birl i kte b i r b u rjuvazi partisi k u rmayı teklif etti. 1 927'de Çan Kay Şek b i r za manlar m üttefi ki o l a n l a ra düşman kesilerek Şanghay'da­ ki kom ü n istleri katlett i .

i H RAÇ VE SÜRG Ü N 1 927'n i n sonunda Troçki'yle Z i novyev partid e n i h raç ed i l d i . Troçki i l k önce Kaza kistan'a, a rd ı nd a da Tü rkiye'ye s ü rg ü n ed i l d i . Başında l ideri ka l maya n Sol M u ha l efet aya kta ka lamad ı, üyeleri n i n birçoğu yen i rej i m e boyun eğd i . Sta l i n g ü c ü n ü pekişti r m e kte gecikmed i . 1 930'1arda b i r d izi göste r m e l i k d u ruşma d üzen l eyerek öne m l i pa rti üyelerini vata n h a i n l i ğ i ve s ü rgündeki Troçki'yle işbirliği ya pma kla suçlad ı. 1 937 y ı l ı n a kad a r Bolşevik merkez kom itesi n i n Sta l i n d ı şı ndaki hemen hemen tüm devri mci üyeleri ya ö l m üş, ya s ü rg ü ne gönderi lmiş ya da i nfaz e d i l m i şti.

Troçki Sürgünde SSCB'den ihraç edilmesine rağmen Troçki, Stalin'i ve Komünist Parti'nin politikalarını eleştiren kitaplar ve makaleler yayımlamaya devarn etti. Türkiye'den Fransa'ya, Fransa'dan Norveç'e ve en so­ nunda 1937'de Meksika'ya kadar sürekli takip edildi. Eşi Natalya Sedova'yla birlikte 1940 yılına dek Meksika'da yaşayan Troçki, bu tarihte Stalin'in emri üzerine düzenlenen bir suikastla hayatını kaybetti.

1 32

STALiN YÖNETiMiNDE SOVYETLER B i RLiGi Tek Ü l kede Sosyal izm

Deva m etmeden önce 1 930'1a rın son l a r ı n a doğru Sovyetler B i r l i ­ ğ i 'n i n e n büyü k lideri n i n geçmişine bir g öz atma m ız g e rekir. Josef Sta l i n ( 1 878- 1 953) a l ko l i k b i r aya kka bı ta m i rci s i n i n oğ l uyd u . Ra­ h i p o l m a s ı n ı isteyen a n nesi n i n g ö n l ü o l s u n d iye Ortodoks ru h b a n o ku l u na kaydoldu. Devrimci faa l iyetleri n d e n dolayı kısa sürede o ku l d a n atı l d ı ve Kafkasya'daki b i r yera ltı ö rg üt ü n e kat ı l d ı . B u rada i d a reciden çok şiddet eylemlerini kışkırtm a kla meşg u l oldu. " B u r­ juva ayd ı n la r ı n ı n" a ğ ı r bast ı ğ ı b i r pa rtide devrim kon u s u ndaki i ş biti rici ya kla ş ı m ı sayesinde k ı s a s ü rede sayg ı n l ı k kaza n d ı . (Hatta Len i n , Sta l i n'i n fayd a l ı bir eşkıya olduğ u n u d ü ş ü n m ü şt ü r.) Bolşe­ vikler i ktidara gel d i ğ i nde, pa rti ve devlet yöneti m i n i n bağ ucu de­ tayla rıyla uğraşan kişi de Sta l i n'd i .

Çelik Adam Stalin Rus değildi. Kafkasya vilayeti Gürcistan'da dünyaya gelmişti. Asıl adı Iosif Dzhugashvili'ydi. Lenin gibi o da yeraltında faaliyetler yürütürken başka isimler kullandı. Stalin Rusçada "çelik" anlamına geliyordu. Bu isim, işinin ustası yapılı bir adam için iyi bir seçimdi.

Siya s i mekan izma üzerinde kontrol sa h i b i o l m a k Len i n'i n 1 924 yı l ı n d a ki ö l ü m ü n ü n a rd ı nd a n Sta l i n'i n ra k i p l e riyle g i riştiği güç m ü ­ cadelesi nde g a l i p gel mesi n i sağ l a d ı . Dört y ı l i ç i n d e Sovyetler'i n en büyü k l i deri Sta l i n oldu.

S TA L i N C i L i K "Sta l i nc i l i k" teri m i ideolojiden ziyade b i rta k ı m politika l a rı ve h ü ­ kü met şekl i n i a n latmak i ç i n ku l l a n ı l ı r. Sta l i n ken d i ağzıyla kuram1 33

Sosyalizm 1 0 1

l a r l a a rası olmad ı ğ ı n ı söyle m i şt i r. Ma rksist-Le n i n ist i l kelere sad ı k ka l ma s ıyla övü n m ü şt ü r. Tü m iti razlarına rağ m e n kom ü n ist siyaset teo ri s i n e Sovyet devleti n i n ve uyd u ları n ı n çeh res i n i değişti recek iki katkıda b u l u n m uştu r. B u n l a r s ı n ıf çatışmas ı n ı n devri mden son ra d a deva m ett i ğ i n e d a i r teorisi ve sosya l i st d evri m ieri n i l laki u l u s l a ra rası olması gere k m ed i ğ i n i öne s ü ren d ü ş ü ncesiyd i .

"Sosyalizmin Gelişmesiyle Şiddetlenen Sınıf Çatışması" Sta l i n s ı n ıf çatışması n ı n devri m l e bitmeyeceğ i n e i n a n ı r. Asl ında bir top l u m sosya l i st b i r d evlet kurmaya ne kad a r ya klaşırsa, ka pi­ ta l i st s i stemden ka l a n kad e r m a h ku m ları d a çatı ş m a n ı n dozu n u o kad a r a rtı rır. 1 930'1 a rd a n iti ba ren Sta l i n, d evri m karşıtı sayd ı ğ ı siyasi d ü şm a n i a rı n a yaptığ ı b a s k ı l a rı h a k l ı g östermek i ç i n bu teo­ riyi ku l l a n m ıştı r.

Kirov Suikastı Aralık 1934'te suikasta uğrayan parti lideri Sergey Kirov gibi pek çok kişi Stalin'in yöntemlerine karşı çıkıyordu. Kirov'un öldürül­ mesinden sonra Stalin partiyi sözde ajanlardan ve devrim karşıt­ larından temizlemek adına otoritesini tehdit eden herkesi ortadan kaldırdı. 500 bin kişinin infaz edildiği ve 12 milyon kişinin çalışma kamplarına yollandığı tahmin edilir. Kimi tarihçiler sırf bir rakibin­ den kurtulmak ve temizleme operasyonuna bahane yaratmak için Kirov'un öldürülmesi emrini verenin Stalin olduğundan şüphelen­ mektedirler.

YETE R L i DEG i L Len i n tek b i r ü l kede devr i m ya p ı l ması n ı n yeterl i o l m ad ı ğ ı n ı düşü­ nüyord u . Asl ına bakı l ı rsa, sanayileşmiş d ü nyad a ki en zayıf h a l ka olan R usya'da ya pı lacak b i r d evri m i n tü m ka pita l i st-em perya l i st ya pıyı çökerteceğ i n i ö n e s ü rüyord u. Sosya l ist devri m i n Batı Avru1 34

Sta l i n Yön eti m i n d e Sovyetler Birliği

pa'ya yayı l m ayacağ ı açı kça görü l ü nce, Len i n'i n görüşlerini tersyüz ederek "proleta rya n ı n sosya l ist top l u m u tek b i r ü l kede kurabilece­ ğ i n i ve kurması gerektiğ i n i " söyled i.

Sovyet Blokunun Büyümesi i ki n c i D ü nya Savaşı'n ı n son u n a kadar SSCB d ü nya d a k i tek kom ü ­ n i st ü l keyd i. Sava ş bitince Sovyetler B i r l i ğ i Kızı l Ord u'n u n A l m a n ­ l a rd a n ku rta rd ı ğ ı D o ğ u Avru pa ü l keleri nde sol g ö rü ş l ü h ü kü m et­ l e r kurmaya baş l a d ı . Bu h ü kü metler Sovyetl e r'i n tek pa rt i l i sistem ya p ı s ı n ı ben imse m i şti. Bu ya pı içerisinde ekono m i n i n önem l i bö­ l ü m ü n ü n devlete ait ol ması, Ma rksizme daya l ı resm i bir ideolojiye bağ ı l ı l ı k ve iktidarın demokratik ol maya n yol l a rl a korunması yer a l ıyo rd u.

1 35

ÇiN KOM ÜNiZM i Doğu Kırmızıdır

Mao Zedong'un köylüye daya l ı bir sosya l ist devri m ya pma fi kri, devri m i n yoksul şeh i r l i l e rd e n çı kacağ ı n ı öne s ü ren Ma rksist dü­ şünceye yen i bir sol u k g et i rd i . N e va r ki köylüye daya l ı b i r devri m fi kri, h a neda nların s ı k s ı k köy l ü ayaklanmala rıyla ta htta n i n d i ri l i p ta hta ç ı ka rtı l d ı ğ ı Ç i n i ç i n o kada r da şaş ı rtıcı sayı l mazd ı . Asl ı nda köyl ü n ü n su gibi o l d u ğ u siya seten bilenen bir gerçekti: Köylü is­ terse kay ı k yüzer, istemezse bata rd ı .

M AO C U LU K Çin a n ayasasına göre Ç i n'd e "Mao Zedong fel sefesi" denilen Ma­ ocu l u k, a s l ı nda "Çi n bağla m ı nd a Ma rksizm-Le n i n izm'i n yeniden a d la n d ı r ı l m ı ş h a l i d i r': M a a'n u n M a rksizme yaptığ ı en özg ü n kat­ kı Ç i n l i köyl ü leri Çi n'deki devri m i n temel g ü c ü o l a ra k görmesi d i r. 1 925 g i b i eski bir ta ri hte, " H u n a n'd a Köylü H a re keti Araştı rma Ra­ poru"nd a Mao ısra rla Ç i n Kom ü n ist Pa rtisi'n i n taşraya yoğ un laş­ ması g e re kti ğ i n i söyler. Proleta ryac ı l ı ğ ı n ya l n ızca ekonom i k bir d u ru m d e ğ i l, b i r d ü ş ü nce biçi m i o l d u ğ u n u ileri sü rerek Ç i n l i köy­ l ü lerin "devri m i n öncü b i r l i kleri" olacağ ı n ı bel i rt i r.

Mao'nu n Küçük Ktrmızı Kitabı Marx'ı n Kapita l'i n i çok az i nsa n, Maa'nun siyaset felsefesi n i n sa­ deleşti ri l m iş h a l i n iyse m i lyon l a rca i nsan oku m u şt u r. Batı'da Kü­

çük KlfmiZI Kitap o l a ra k b i l i ne n Başkan Mao'dan Seçme Sözler'i n yazı l ma s ı n ı 1 964 yı l ı n d a General Lin Biao isted i . Maa'n u n seçme yazı l a r ı n d a n ol uşan b u kita p, Çin Halk Ku rtu l u ş O rd usu'ndaki eği­ timsiz sayı labi lecek askerler için Maocu d ü ş ü n ceyi sadeleşti rmeyi 1 36

Ç i n Komün izmi

hedefl iyord u. Lin her askere kita b ı n ücretsiz b i rer n üs h a s ı n ı dağ ıt­ tı. Kita p kısa sürede hem Maocu d ü ş ü n ce n i n yayı l ma s ı n ı hem de oku ryaza r l ı ğ ı n a rtması n ı sağ l a d ı . 1 960'1ar ve 1 970'1erdeki kötü şöh retl i Ç i n Kü ltür Devri m i s ı ra­ s ı n d a kita p ilk defa h a l ka u l a ştı. Çok geçmeden Çi n'deki herke s i n e l i n d e b i r n üshası b u l u n a n bu kita p Kızı l M u hafızia r ı n da u ğ u r u o l m u ştu.

Ç i N D E V R i M i B A Ş L I YO R 1 9 1 2 yı l ı nda Dr. S u n Yat-sen'i n m i l l iyetçi Devri m i ttifakı 1 644'ten beri Ç i n 'e h ü kmeden Çing H a neda n ı'n ı devi rd i . S u n , Ç i n C u m h u ri­ yeti 'n i n geçici başka n ı o l d u .

Sun Yat-sen Hem Çin Halk Cumhuriyeti hem de Tayvan, devrimci lider Sun Yat-sen'in (1866-1925) kendi kurucu babaları olduğunu iddia eder. Hawaii'de tıp eğitimi alan Sun, Çin'in "geri kalmışlığının" sebebi olarak gördüğü Çing Hanedam'na karşı savaşmak için Çin'e geri döndü. Başlangıçta anayasal bir monarşi kurmayı düşünse de çok geçmeden tam demokrasiyi hedefine koydu. İşi daha da karmaşıklaştırmak istercesine Sun ve Çan Kay Şek aynı ailenin, yani Soongların kızlarıyla evlendiler. Sun Yat-sen Soong Qingling (1893- 1981) ile, Çan Kay Şek ise Soong Mei-ling (1897-2003) ile evlendi. Mei-ling eşini desteleyerek ABD'deki Çin lahinsin sözü geçen isimlerinden biri olurken Qingling parti üyesi olmamasına rağmen genel anlamda komünistlerin yolundan gitti.

C u m h u riyet uzun s ü rmedi. 1 9 1 6'da Ç i n'i n i ki nci başka n ı Yua n S h i ka i parlamentoyu dağ ıta ra k kend i n i i m pa rator i l a n etmek iste­ d i . Derhal iti razlar y ü kseldi; vi layetlerde siya s i p rotestol a r ve askeri aya k l a n ma l a r yaşa n d ı . Yua n g ü c ü n ü sağ l a m laştı ra m a d a n hayat ı n ı kaybetti. Arkası nda Çi n'i n ta m a m ı n ı yönetme h a kkı o l d u ğ u n u i d -

1 37

Sosyalizm 1 0 1

d i a eden m u hafaza ka r b i r h ü kü m et b ı raktı. Öyle k i , ü l ke ya rı ba­ ğ ı msız savaş beyleri ve s i la h l ı s iyasi pa rti lerle ka rman çorman b i r haldeyd i . Bu pa rti leri n e n ö n e m l i lerinden bi riyse S u n Yat-sen'i n Kuom i nta ng ( M i l l iyetçi) Partis i 'yd i .

Ç i N KO M Ü N i Z M i N i N B A Ş L A N G l C I Eğiti m reformları n ı n ya p ı l m a s ı ve yüzyı l l a rd ı r s ü regelen ta rih, ş i i r v e ka l i g rafi g i b i kon u l a r ı n soru l d u ğ u ka mu h izmet sı navı n ı n ka ldı­ r ı l masıyla b i r l i kte Çing H a n ed a n ı 'ndan son ra yen i b i r ayd ı n grubu o l u şmaya başlad ı . B i n l e rce Çi n l i genç klasik Ç i n müfredatlarında yer a l m aya n kon u l a rı öğ re n m e k için Japonya'ya, Avru pa'ya ve ABD'ye g itti. B u n l a r a ra s ı n d a b i l i m, m ü hend isl i k, t ı p, ekonomi, hu­ kuk ve a s keri b i l i m g i bi kon u l a r b u l u n uyord u . Çinli gençler ed in­ d i kleri yen i a kadem i k b i l g i l e r ve devrimci fi kirlerle Çi n'e dönd ü ler.

Yeni Kü ltür Hareketi Çin Rönesa ns'ı da d e n i l e n Yen i Kültür Hareketi'n i n öğ renci l ider­ leri Konfüçyüsçü değerleri ve k u r u m ları Batı fi kirleri n i n ışığı nda sorg u l uyo r, bu sorg u l a mayla b i r l i kte "yeni d ü ş ü nceler" ve "yeni bir edebiyat" istiyorlard ı . Hepsi d e m i l l i bağ ı m sızl ı ğ ı n, kişisel özg ü r­ l ü klerin ve Çin topl u m uyla k ü l t ü rü n ü çağdaş temel lerle yeniden ya ratma n ı n peşindeyd i . 4

Mayıs Hareketi

4 Mayıs 1 9 1 9'da Versay'd a ki a ra b u l ucuların Şantung bölgesine ve­ rilen eski A l m a n i mtiyazl a r ı n ı Ç i n kontrolü altında b ı rakmaktansa Japonya'ya a kta racağ ı h a berleri Peki n'e u l a ştı. 3000'den fazla öğ­ renci Pekin'i n Tia n a n m e n M eyd a n ı 'nda a n laşma koşu l l a r ı n ı pro­ testo etti. i lerleyen hafta l a rd a ya p ı l a n protestol a r öğrenci lerden h a l k ı n geneline yayı l d ı . Tücca r l a r d ü kka n i a rı n ı ka pattı, işçiler g re­ ve g itti, bankalar işleri askıya a l d ı . 1 38

Çin Komü n izmi

Serbest Limanlar On dokuzuncu yüzyılda Çing Hanedam ile çeşitli Avrupalı hükü­ metler arasında yapılan sözde "eşitsiz anlaşmalar" ile "serbest li­ manlar" yabancıların ticaretine veya ikametine açıldı. Anlaşma limanlarında kendi yerleşkelerinde oturan yabancılara "imtiyaz sahipleri" deniyordu. Bunların Çin'e vergi vermesi gerekınediği gibi Çin kanunlarından da muaftılar.

J a pon karşıtı g österi lerin yayg ı n laşmasıyla Ç i n h ü kümeti barış a nt l aşması n ı imza l a mayı reddetti.

Çin Komünist Partisi Çin Kom ü n i st Pa rtisi 4 Mayıs H a reketi'nd e n d o ğ d u . Pa rti n i n i l k ! i ­ derleri Çi n'de top l u msal b i r devrim ya p ı l m a s ı gerektiğine i n a n a n p rofesörler ve öğ rencilerd i . 1 905 yı l ı ndan önce Çin l i sosya l istler a ra s ı nda, Pa ris v e Tokyo'da oku r ken Proud hon, Baku n i n ve Kropotki n'i keşfetm i ş çok az sayı­ da Çin li öğrenci b u l u n uyord u. 1 905'te gerçekleşti ri l m eye ça l ı ş ı l a n R u s Devri mi reforma iste k l i Ç i n i i ierin b i r hayl i i l g i s i n i çekm işti. B u i n sa n la r Ç i n g Haneda n ı 'yla Rus ça rl ı ğ ı n ı n büyü k benzerl i k gös­ terd iğ i n i düşün üyord u. 1 906 yı l ı nda Komünist Manifesto Çineeye çevri l d i . Çevi ri n i n son u n d a orij i n a l i ndekinden d a h a yumuşak b i r ton d a s i l a h i a n m a çağ rısı ya p ı l ıyord u. "i şte o za m a n d ü nya aya k­ ta kı m ı n ı n olacak, mutl u l u k sesleri çağ iayı p a kacak. Ka l k ı n ! H a d i ! Tü m i nsa n l a r, n a s ı l o l u r da uya n mazs ı n ız?"

Köylü Sınıfının Önemi Çinli çevirmen Mao'nun Çinli köylüleri Çin Devrimi'nin merkezine koyacağına önceden tahmin etmişti. Bir notunda "ayaktakımı" keli­ mesini "proletarya" sözcüğüne karşılık kullandığım; çünkü "işçi" an­ lamına gelen Çince kelimenin köylüleri kapsamadığını belirtmişti.

1 39

Sosyalizm 1 O 1

i l k h eyeca n dalgası n ı n a rd ı nd a n Ç i n l i rad i ka l ler Marksizmi b i r kena ra b ı ra ktı l a r. Ne d e olsa M a rx kendi ağzıyla ta rihsel gelişim döng ü s ü n ü n Çi n'i kapsa m a d ı ğ ı n ı söylemişti. 1 9 1 7 Rus Devri m i 'yle bazı Ç i n l i entelektüel ler Ma rx'ı daha de­ ri nlemesine i ncelemeye yön e l d i . B u entelekt ü e l l e r a rası nda öne çıkan i s i m lerden biri Pek i n Ü n i ve rsitesi baş küt ü p h a necisi Li Daz­ hao'yd u ( 1 889- 1 927). R u s l a r ı n yol u ndan g itme n i n heyecan ıyla Li gayri resm i bir öğrenci g r u b u o l u şturd u . B u g r u p Li'n i n ofisinde topla n ı p siyasi gel i ş m e l e rd e n ve Kapital'den bahsed iyord u. Altı ay son ra Peki n Ü niversitesi edebiyat fa kültesi d e ka n ı Chen Duxiu, Li Dazha o'n u n genel ed itörü o l d u ğ u Yeni Gençlik derg i s i n i n özel sayısı n ı M a rksizme ayı rd ı . Çok geçmeden a ltı şeh i rden rad i ka l ça­ l ı şma g ru pl a rı top l a n m aya baş l a d ı . Mayıs 1 920'de Chen D u x i u v e Li Dazhao M a rksizmi i n celemek­ ten d üzen lemeye geçti l e r. Kom i ntern'den i ki aja n ı n yard ı m ıyla Sovyet Gençl i k Birliği'ni k u rd u l a r. Kom ü n ist pa rtiyi tasa r l a d ı l a r ve adam top l a maya baş l a d ı l a r. Kısa s ü rede Çi n'in ve Ja ponya'n ı n her yeri nden SO üye top l a d ı l a r. Tem m uz 1 92 1 'de C h e n ve Li Şanghay'da Ç i n Kom ü n i st Pa rti­ si'n i n kurucu topla ntı s ı n ı d üzen ledi ler. Mao Zedong d a h i l olmak üzere o n üç kom ü n i st ve i k i Kom i ntern aja n ı b u topla ntıya katı l d ı . C h e n pa rti n i n i l k g e n e l sekreteri seç i l d i . Ç i n Kom ü n ist Partis i son ra k i i ki y ı l boyunca yen i üyeler ed indi, Ma rksist ideoloj iyi ve ya bancı e m perya l izm i n e ka rşı milli devri m i n gerekl i l i ğ i n i h a l ka d uyu rd u, Çi n'deki bir avuç d e m i ryol u v e sanayi işçisi n i sen d i ka çatısı a lt ı n d a top l a maya ça l ıştı. Da h a 1 923'e gel i n meden pa rti n i n neredeyse 300 üyesi va rd ı . Kom ü n i st o l a ra k b i l i n m e k i s e teh l i ke l iyd i. Kom i ntern'i n baskısıyla, Çin Kom ü n ist Pa rtisi Kuomi nta ng'ı n bir pa rçası h a l i n e geldi.

1 40

MAO VE ÇiN DEVRiMi Büyük Yönetici

M a o Zedong ( 1 893 - 1 976) H u nan eya l eti n d e k i va r l ı k l ı b i r köyl ü n ü n oğ l uyd u . Çiftçi o l m a s ı n ı i steyen babası o n ü ç yaş ı n d ayken o n u m a ha l le mektebinden a l d ı . Ama Mao'n u n g özü çiftç i l i kten fazla­ s ı n d ayd ı . Dört y ı l son ra evi terk ederek H u na n eya l eti n i n başken­ t i n d e ki öğretmen oku l u na g itti. B u rada Çing H a nedan ı 'na ka rşı 1 9 1 1 'de ya pılan devri me katı l d ı . 1 9 1 8 yı l ı nda M a o en s o n u n d a öğ ret m e n l i k sertifi ka s ı n ı a l a ra k m ez u n o l d u ve ü n iversite okumak için Pek i n 'e g itti . Diğer mezu n ­ l a r g i b i onun da parası azd ı . Li Dazhao'n u n kütü p h a ne asista n ı o l a ra k işe başlayınca Dazhao o n u Ma rksizm l e ta n ı şt ı rd ı . Mao Ç i n Kom ü n ist Pa rtisi'n i n hakiki üyelerinden o l m a s ı na ka rşın pa rti ! i­ derl i ğ i ne 1 930' 1 a rda yükse l d i .

i Ç S AVA Ş 1 92 5 'te Sun Yat-sen'i n ö l ü m ü n ü n a rd ı n d a n Çan Kay Şek Kuo­ m i nta ng'ı n baş ı n a geçti. Kısa s ü rede Kuzey Çi n'deki askeri d i kta­ tör l e re karşı büyü k b i r seferber l i k başlatt ı . Pa rti içindeki g ü cü n ü pekişti rmeyi ve ü l keyi ken d i l iderl iğinde b i rleştirmeyi p l a n l ıyord u . 1 92 7'de Çin Kom ü n ist Pa rtisi'n i n Kuom i ntang'ın üyeleri üzeri n d e etkis i n i a rtırmasından e n d i şelenen Ça n, yüzlerce kom ü n ist v e sol­ c u n u n tutukla n m a s ı n ı ve infaz ed i l mesi n i e m retti.

Çan Kay Şek Birçok Çinli devrimcinin aksine Çan Kay Şek (1887-1975) subay­ lık eğitimi aldı. 1909'dan 1911 yılına dek Japon ordusunda görev yaptı. Tokyo'dayken tanıştığı Çinli devrimciler onu cumhuriyetçili1 41

Sosyalizm 1 0 1

ğe yöneltti. Çing Hanedam'na karşı çıkan isyanda mücadele etti ve 1918 yılında Kuomintang'a katıldı.

Ça n Kay Şek 1 928'd e Peki n'i işgal ettikten son ra u l us l a ra rası ca­ mia Ça n'ı n h ü kü meti n i res m i o l a ra k ta n ı d ı . Ancak Çan ü l kede çok tutu n a m a d ı . Kuzeydeki savaş beyleri otoritesine karşı çı kıyord u. Japon l a r 1 93 1 yı l ı nda M a n ç u rya'yı işgal ederek Çi n'i n kuzey s ı n ı­ r ı n d a n büyük bir pa rça a l d ı l a r. 1 927 temizl i ğ i nden sağ ku rtu l a n kom ü n istler b u n u ken d i l e r i n e yed i remeyerek Jia ngxi eya letinde ken d i o rd u s u ve h ü kü m eti olan Sovyet tarzı bir c u m h u riyet ku rd u­ l a r. Top ra ğ ı h a l ka yen iden dağ ıta ra k para sağlaya n Jia ngxi Sovyeti 1 930 y ı l ı n a kadar bi rkaç m i lyon kişiyi yönetti. Ça n ilk olara k kom ü n izm teh d i d i n i orta d a n ka l d ı rmaya ka ra r verd i. 1 930- 1 934 yı l ları a ra s ı n d a J i a ngxi Sovyeti'ne ka rşı beş ayrı harekat d üzen ledi. Kom ü n istler Maa'n u n tasa rl a d ı ğ ı geri l l a tekn i k­ leri n i ku l la n a ra k i l k d ö rt sa l d ı rıyı başarıyla savu şturdu. Ça n beşinci sa l d ı rı i ç i n daha çok askeri kuvvet toplad ı . 1 934 yı­ l ı nda kom ü n i st mevki l e r i n etrafı n ı 700 binden fazla askeri n oldu­ ğ u beton koruga n larla çevirdi. Kom ü nistler Maa'n u n geri l l a ta kti k­ leri n i ku l l a n maya deva m etsel e rd i beşi nci sa l d ı rıyı da başlarından savuştu ra b i l i rlerdi. M a a lesef Çin Kom ü n ist Pa rtisi'n i n merkez ko­ m itesi o yı l ı n başla r ı n d a J i a ngxi'ye taş ı n ı nca kom ü n ist kuvvetle­ rin kuvvet i n i ele a l d ı . B u neden l e geri l l a harekatı yü rütmek yerine ken d i leri nden askeri ve e ki p m a n yön ü nden g ü ç l ü olan Kuom in­ ta ng kuvvetlerin ka rş ı s ı n a g e l e n e ksel askeri ta ktiklerle ç ı ktılar.

Uzun Yürüyüş 1 934 yı l ı n ı n ekim ayı n d a Ça n'ı n askeri kuvvetlerine yen i len Kızı l Ord u'n u n i ki seçeneği va rd ı : Ya tes l i m olaca k l a rd ı ya da geri çekile­ ceklerd i . Geri çeki l m eyi seçti l e r. 1 6 Eki m'de yönetici perso n e l ve otuz kad ı n da d a h i l o l m a k üze­ re Kızı l Ordu'n u n ka l a n 86 b i n ü yesi Kuom i nta n g s ı n ı rından geçe1 42

Mao ve Çin Devri m i

r e k Ç i n'i n g ü neyindeki üslerinden kuzeybatıd a k i Ş a n s i eya l eti n e doğru ı O bin kilometreye ya kın bir mesafede y ü r ü y ü ş başlattı l a r. "Uzu n Yü rüyüş" 368 g ü n s ü rd ü . i l k üç ay hava d a n ve karadan g e ­ len Kuom i nta ng sa l d ı rı la r ı n a ma ruz ka l d ı l a r. Pi rinçleri kısa s ü rede tü ke n d i; başta atl a r ı n ı, a rd ı nd a n deri keme r l e ri n i yemek zoru n d a ka l d ı l a r. En son u nda yürüyüşlerine aç m i d e lerle deva m ettiler. Ya l­ n ızca 8000 kişi yü rüyü şü sağ sa l i m ta m a m l aya b i l d i . O n l a r Şa nsi'ye u laşana kadar M a o çokta n Ç i n Kom ü n ist Pa rti­ si'n i n tartış ı l maz l ideri o l m u ştu. Lider a rayış ı n d a ki d i ğ e r kom ü n i st b i r i m ler de kısa s ü re sonra a ra l a rına katı l a ra k sayı l a r ı n ı 30 bine çı­ kard ı .

Birleşik Cephe ı 937 yı l ı nda Ja ponya Çi n'i isti l a etti. Tı pkı başkası sataşı nca t ü m d i d i ş m eleri ni u n utan i ki ka rdeş gibi Çin Kom ü n i st Pa rtisi ve Kuo­ m i nta ng düşma n l ı kl a r ı n ı bir kenara b ı ra k ı p J a pon l a ra ka rşı o m uz o m uza mücadeleye g i rişti . Çi n-Japon Savaşı, Çin Kom ü n ist Pa rti si'ne kend i n i yen iden ca n­ l a n d ı rma fı rsatı verd i. Şansi'deki üslerinde faa l iyet gösteren kom ü­ n i st l e r Japon ları bezd i rrnek için geri l l a savaş ta kti kleri ku l la n ıyo r, s ı k s ı k yerel d i re n i şe ca n vermek için d ü ş m a n hatl a r ı n ı n a rkas ı n ­ d a n u fa k g r u p l a r yol l uyor l a rd ı . Kı rsa l kesi m l e rd e kom ü n ist savaşçı­ lar genel l i kle Ja pon ların za l i m l iğine ka rşı ö rg üt l e n m i ş tek m u h a le­ fetti . Ayn ı za manda geri l l a l a ra yiyecek ve s a k l a nacak yer sağ l a m a k isteyen halkı örg üt l üyerlar v e yen i pa rti üyeleri top l uyorlard ı . J a ponya ı 945 yı l ı nda tes l i m o l a n a dek ka m u oyu çokta n kom ü ­ n i stleri desteklemeye baş l a m ı ştı. D u ru md a n hoşnut o l maya n çok sayıd a Kuominta n g b i r l i ğ i Mao'n u n ord u s u n a katı l ı yor, Japon l a r­ d a n ele geçirilen s i l a h l a r ı kuşan ıyorlard ı .

1 43

Sosyalizm 7 0 7

ÇiN HALK CUMHU RiYETi Ameri ka'n ı n i ki ta rafı n o rta k katı lacağı bir koa l i syon h ü kü meti kur­ ma ça baları sonuçsuz ka l d ı . Hazi ra n 1 946'da t ü m ü l keyi etkisi a ltı­ na a l a n bir iç savaş patla k verd i . Ameri ka'n ı n ya rd ı m ı na rağ men 1 948'i n sonları nda Ça n'ı n b i r­ l i kleri geri çeki lmeye baş l a d ı . 3 1 Oca k 1 949'ta Peki n en ufa k bir ça­ tışma çı kmadan d üştü. 23 N isa n'd a komün i st o rd u Kuomi nta ng'ı n başkenti N a n k i n'i ele geçird i . Çan Kay Şek ve yandaşları Tayva n adasına çeki l d i ler. 1 Eki m'd e Başkan Maa Ç i n H a l k Cu m h u riyeti'n i i l a n etti. B u c u m h u riyet i n "ha l k ı n demokrat i k d i ktatörlüğü" olaca­ ğ ı n ı söylüyord u . Ç i n Kom ü n ist Pa rti s i büyü k b i r sıkıntıyla karşı ka rşıyayd ı . Ç i n otuz yı l d ı r iç savaşta n bita p d ü ş m üştü. Jia ngxi Sovyetindeki kısa tecrü ben i n d ı ş ı nda h ü kü m et d e n eyimleri yokt u . Kom ü n ist politi­ ka l a r i l k başta, Maa'n u n da s o n ra d a n ded i ğ i g i bi "Sovyetl er'i kop­ ya laya ra k" oluştu ru l d u . M a o "ş e h i rlerin kı rsa l d a n itibaren çizi l mesi" gerekt i ğ i n e dair ken d i ü rett i ğ i politikayı görmezden gelerek, beş yı l l ı k bir plan kurd u . B u p l a n Sovyetler'in tek n i k ya rd ı m ı n ı a l a rak şeh i rleri sa nayi leştirmeye yoğ u n la ş ıyord u.

1 44

Sir Thomas Mo re ( 1 478- 1 535) yeni bir topl u ma dair i l k öngörüle rd e n birini kaleme alara k ken­ dinden sonra ki b i rçok sosya list düşünüre i l ham kaynağı oldu. Ütopya isi m l i eserin de, bir d izi ta­ rıma daya l ı top l u l u kta herkesi n eşit koşul l a rda ça lıştığı bir top l u m tasavvur edilir. M ü l kiyeti n tamamı orta klaşa paylaşı l m a ktad ı r. Üstelik h i ç­ bir iş diğerinden üstün tutu l maz.

On sekizinci yüzyıl sonları ile on dokuzuncu yüzyıl başlarında gerçekleşen Sanayi Devri m i ü retimin a rtmasını sağladı. Ne va r ki bu durum aynı za ma nda, endüstriyel işçi s ı n ıfı n ı n şehirlerdeki gecekondu mahallelerinde top l a n m asına yol açarak hasta­ l ı k l a r ve yetersiz beslenme gibi sıkıntıları da beraberi n d e getird i . Ancak on dokuzu ncu yüzyı l başlarında şehrin yoksulları, daha çok sosya l ist eylemciler sayesinde, ka pita l ist girişimcilerden kayda değer imtiyazlar kazanabi Idiler.

Alman düşü n ü r Karl Marx ( 1 8 1 81 883) meslektaşı ve a rkadaşı Friedrich Engels'le ( 1 820- 1 895) birlikte modern bilimsel sosya l izmi kurdu. (Bu sosya­ l izme önceki yaza rların "ütopik" sos­ ya l izminden ayrı l ması için "bilimsel" denilmiştir. Ma rx'a göre kendi sosya­ l izmi kapita lizme karşı çıkan ahlaki itirazlara değil, ekonomik güçlerin ka­ çınıl maz devi nimine dayanmaktadır.) 1 848 yılı nda Marx ve Engels, Avrupalı sanayi işçi lerini harekete geçirmeyi hedefleyen fi kirlerin dolup taştığı

Komünist Manifesto'yu yazdılar. Ma rx ka lan hayat ı n ı n büyük bir kısm ını baş­ yapıtı sayılan Kapita/'i kaleme aldığı Londra'da geçirdi.

1 87 1 yıl ı nda, Fransa'n ı n Fra nsa-Prusya Savaşı'nda yen i l mesi n i n a rdından askerler ve işçi ler Paris sokaklarına bariyerler kura ra k şehrin kontro l ü n ü ele geçirmek için U l usa l M u hafıziara karşı meydan savaşı verdiler. Kısa bir süre l iğine halkın yönettiği ve zen­ g i n lerin ellerindeki i mtiyazları kaybettiği bir sosya l i st kom ü n kurmayı başard ı l a r. En sonunda çok fazla ka n dökü lerek mağlup edilmesine rağmen, Pa ris Komünü sosya­ l istler için devrimci ayakla n m a n ı n gücünü gösteren ö n e m l i b i r örnekti.

Bir önceki sayfa, alt kısım: 1 848 y ılında Avrupa, işçi ve köylü ayaklanmala rıy­ la kasıp kavru l uyordu. Genç devrimcilerin idea l izmi Eugene Delacroix'nın Halka Yol Gösteren Özgürlük isi m l i başyapıtında açı kça görülmekted i r. Bu gençler, yenilmelerine karşı n şehirli işçi sınıfı n ı n büyüyen gücünü göstererek Marx ve Engels gibi sosya list düşün ü rlere ilham kaynağı oldular.

Açı kgözlü, ağzı sıkı bir i nsan olan Josef Sta l i n ( 1 878- 1 953) en büyük rakibi Lev Troçki'yi ( 1 879-1 940) yenerek Sovyetler Birliğ i'nin başına geçti . Ta rı m ı zorla kolektif hale ge­ tirerek büyük bir kıtl ığa yol açtı ve tota l iter bir devlet kurd u . Ne va r ki Stalin, Sovyet halkının i kinci Dünya Savaşı'ndan zaferle çı kması nı da sağ ladı.

Burada işçilere ve köylülere liderl i k ederken görülen Mao Zedong ( 1 893-1 976) 1 9451 949 yıl ları arasında yaşa nan iç savaşta Çan Kay Şek'i ( 1 887 - 1 975) yenerek Çin'i n lide­ ri ve d iktatörü oldu. Uygula maya koyduğu çeşitli sosya l ist tedbirlerin b i rçoğu Çin'deki işçi s ı n ıfı n ı n hayat ka l itesini a rtırd ı . Bununla birl i kte, Çi n'i n kırsal kesimlerini ken d i sa nayis i n i oluştu rmaya zorlaya n B ü y ü k i leri Atı l ı m g i b i b a z ı uygulamalar felaketi e so­ nuçla n d ı . Bu progra m y ı l l a rca tarımsal ilerlemen i n ö n ü n ü kesm iş, köylüye elle tutu l u r bir fayda sağlamam ıştır.

Bir önceki sayfa, alt kısım: Vladi m i r Lenin (1 870- 1 924) Rusya'da gerçekleşen Eki m 1 9 1 7 Bolşevik Devrimi'ne liderl i k etti. Bu devrim Rusya Geçici H ü kü meti'ni yerinden etti. Söz konusu hükü met Şubat 1 9 1 7'de çarlık rej i m i n i n yıkıl ması ndan sonra yöne­ timi eline aldı ancak halkın barış, topra k ve ekmek ta leplerini karşılamakta yetersiz ka l d ı . Len i n ve Bolşevikler ise bu kon u l a rı ele a lmaya hazırd ı .

i kinci Dünya Savaşı'na gidilen dönemde sosya l ist örgütler bir d izi yenilgiye uğrarken, en kötü bozg u n Almanya'da yaşa n d ı . M i l l iyetçiliğin aşırı ve baskıcı şekli olan faşizm in yükselişiyle Almanya Kom ü nist Pa rtisi ve A l m a nya Sosyal Demokrat Pa rtisi gibi sosya­ l ist gruplar saldırıların hedefi h a l i n e geldi ve üyelerinin birçoğ u toplama ka mplarında hapsedi l d L

Bir sonraki sayfa, alt kısım: Amerika l ı Eugene V. Debs ( 1 855-1 926) sendika faali­ yetlerinden d olayı ha pse g i rd i ğ i 1 890'1ı y ı l l a rda sosya l ist oldu. H ı rs l ı bir konuşmacıydı ve bir sosya list olara k ABD'n i n Birinci D ü nya Savaşı'na katı l masına kesin l i kle ka rşıyd ı . Hazira n 1 9 1 8'de (a nton, Ohio'da ki (görsel i veri len) konuşmasından dolayı tutuklana­ ra k hü kümetin devri l mesini savunmakla suçla nd ı.

B u g ü n iskandinavya başta olmak üzere pek çok ü l kede, d işçiden göz doktoruna ve genel sağl ı k bakımına kadar birçok sosyal ist sağ l ı k h izmeti yayg ı n bir şekilde veril­ mektedir. Bu ü l kelerde sağl ı k hizmeti masrafları verg i lerden ka rşılan ı r; muayeneler için katkı payı veya doktor ücreti öden mesi gerekmez.

1 950'1erde ABD'de Senatör Joseph Mc­ Ca rthy tarafından "huzu r bozuculara" karşı yü rütülen cad ı avı n ı n sonucunda sosya l ist düşüneeye destek aza lsa da, 1 960'1arda destek konusunda bir canlanma görüldü. Bu durum kısmen sivil haklar hareketin­ den ve (görseli verildiği üzere) Amerikan h ü kümetinin Vietnam Savaşı'ndaki rolüne karşı gençler a rasında g ittikçe a rtan mu­ h a lefetten kaynaklan ıyordu. Bunun sonu­ cunda, Demokrat i k Toplum için Öğrenciler gibi örgütlerde sosya l izme verilen her tür­ lü destek arttı .

S o n yıllarda ABD'de sosya l izm i n yeniden ca nlandığı görülm e kted i r. Demokratik sos­ ya l ist olduğunu açıkça bel i rten Bernie Sanders 201 6 ve 201 8 yı l l a rında demokratik başka n l ı k adaylığı için yarı ştı . Bu g ü n e dek sosya l istler ü l ke n i n dört bir ya n ındaki be­ led iye meclislerinde ve Kong re'de seçim l e işbaşına gel miştir. B u n u n ya nı sıra, Demok­ rat Pa rti içerisinde a ktif bir örgüt olan Amerika Demokrati k Sosya l istleri 50 binden fazla üyesi olduğunu açı klam ıştı r.

BÜYÜK i LERi ATi llM VE Ç iN KÜLTÜ R DEVRi M i Mali Kriz ve Kalkınma

1 95 6 yı l ı nda Mao önem l i parti üyeleri n i n tavsiyeleri n i g örmezden gelere k "yüz çiçek" ka m pa nya s ı n ı başlattı. Ente l e ktüel l e r parti içe­ risi n d e k i sui isti m a l leri söyle m eye teşvik ed i l iyord u . M ao'yu asıl şaş ı rta n, teşviklerin i ş e ya ra m a s ı yd ı .

1

M ayıs'ta n 7

Hazira n'a kadar beş hafta boyu nca i n sa n l a r ka pa l ı pa rti toplantı­ larında, ka mu top l a ntı larında, basında ve şeh i r d uva rlarına a s ı l a n posterlerle içieri n i döktüler. Devrim ka rşıt i a r ı n a k a r ş ı yü rütü l e n a ğ ı r kam panyalard a n, d ü ş ü k hayat sta n d a rtlarından, Sovyet ge­ l işti r m e model lerinden, ya bancı d i l e uyg u la n a n sa n s ü rden ve Ç i n Kom ü n i st Pa rtisi üyelerine ta n ı na n i mt iyaz l a rd a n ya kı n d ı l a r. Peki n'deki ü n iversite öğrencileri Çin Kom ü n i st Partisi'ni eleştiren posterler astıkları bir "demokrasi d uva rı" o l u şt u rd u l a r. Öğ renciler şeh r i n d ö rt bir ya n ı nda protesto ayakla n m a l a rı ç ı ka rıyord u . Eğiti m l i el itlere tepki haziran ayı nda başlad ı . Yı l bitmeden 3 0 0 b i n e ntelektüel "ko m ü n izm ka rşıtı, devri m karşıtı s a ğ c ı " olara k yaf­ ta la nd ı. B i rçoğ u çalışma ka m p l a rına gönderi l d i , hapse atı l d ı veya kı rsa l bölgeye s ü r ü l d ü . Fa kat bu ka m pa nya M a o'n u rı pa rti içindeki itiba rı n ı sarstı. Telafi etmek i ç i n bir şeyle r ya p m a s ı gerekiyord u .

B Ü Y Ü K i L E R i AT i l l M 1 95 8 y ı l ı nda Mao "Büyü k i leri Atı l ı m" o l a ra k b i l i nen üç yı l l ı k b i r p rog ra m d uyu rd u . Bu prog ra m makine v e sermaye h a rca m a l a rı yeri n e işgücünü k u l l a n a ra k ü reti m i a rtırmayı a m a ç l ıyo rdu. Ka pi­ ta l i st sanayileşme model i n i ideoloj i k sebeplerle ka b u l etm iyord u . Sovyet model i n i n öngörd ü ğ ü ta rımsal ü r ü n l e r i n satış ı ndan kaza1 45

Sosyalizm 1 0 1

n ı l a n sermayenin a ğ ı r i ş m a k i n elerine dönüştü r ü l mesi fi kri uygu­ l a n a m ıyordu; ç ü n kü Çi n'i n h a l i h azı rda fazla o l a n n üfusu yüzü nden satı laca k ta rımsal ü rü n ka l m ıyord u . Mao yavaş yavaş sermaye bi­ rikti rmek yerine, sa nayi leşmeyi kolektifleştirmeyle harman laya ra k atı l ı m ya pmaya ka ra r verd i . Köyl ü l e r geniş kom ü n l e re yerleşti r i l d i r i l d i ler. Kad ı n ları ta rım işinden ku rta rmak için kom ü n m utfa kları i n şa ed i l d i . Her köyde ve kı rsa l m a h a l lede küç ü k "a rka ba hçe fı rı n l a rı" k u r u l d u . Kom ü n lere a k ı l a l maz ü reti m hedefleri y ü k l e n iyord u, bu hedefleri gerçekleş­ tirme n o ktasında ise yeterince yol gösteri l m iyord u . Neredeyse tek gecede veri m l i ta r ı m sona e rd i, çift l i k işçi l i ğ i küçü k ölçekli sanayi­ ye i n d i rgendi. Uyg u l a madaki hata l a r d o ğ a l afetlerle d a h a beter bir hal a l a ra k büyü k ö l çekli kıtl ığa y o l açtı. Ta h m i n lere g ö re 1 959- 1 96 1 y ı l l a rı a ra s ı n d a p rogram d u rd u ru l d u ğ u nda ya klaşık 20 m i lyon kişi açl ı k­ ta n h ayatı n ı kaybetti.

B Ü Y Ü K P R O L E T E R K Ü LT Ü R D E V R i M i Büyü k i leri Atı l ı m'ı n başa rısız o l m a s ı n ı n a rd ı nd a n Mao parti için­ de büyüyen "yeni b u rj uva e l e mentleri ni" ve Sovyetler Birliğ i'yle Çi n'de i l e rl eyen tekn i k e l itleri ka b u l etmiyord u. Sosya l izmin son aşa m a s ı n a geli nene d e k, devri m i n sosya l i st d evleti barış içinde inşa edecekleri bir za m a n d i l i m i değil "s ü rü n cemeli, ka rmaşık ve hatta şiddetle son uçla n a n s ı n ıf çatışması n ı n" ya şa n d ı ğ ı b i r dönem olaca ğ ı n ı öne sü rüyord u . 1 966 yı l ı nda M a o resm i o l a ra k Çin kom ü n izm i n i n temel değer­ leri n i pekiştirmeyi ve pa rti b ü ro kra sisinin yerinde saya n b u rjuvazi eğ i l i m lerine sa l d ı rmayı hedefl eyen bir prog ra m i l a n etti. Ad ı "Bü­ yük Pro l eter Kü ltü r Devri m i " [ya da "Çin Kü ltü r Devrimi"] olan bu prog ra m ı n gayriresm i a m acıysa Mao'ya m u ha l efet eden herkesi pa rti l id e r l i ğ i nden tasfiye etm e kti. 1 46

Büyük i leri Atı l ı m ve Çin Kültür Devrimi

M a o oku l ları ka pata ra k öğrenci lere p a ra m i l iter Kızı l Mu hafız­ la r'a kat ı l ma çağ rısı ya ptı. "Benci l l ikle savaş, revizyo n izmi eleşti r" s l o g a n ıyla ilerleyen Kızı l M u h afızla r kita p l a r ı ya kıyor, Konfüçyüsçü ve B u d i st ta pınakları h a ra p ed iyor ve "devri m ka rşıtla rı n ı " bir b i r ya ka l ıyord u. Revizyoncu l a r, entelektüeller v e (Mao'yl a s ü rtüşenle­ ri bel i rten) "ideoloj i k zayıfl ı ğ ı " olan herkes hedef tahta s ı n a otu rtu l ­ m uştu. Kimileri n i n cezası herkesin içinde kon i şa pka g iyip hata l a ­ rı n ı iti raf etmekten öteye gitmezken bazı l a rı d a d övü l ü yor, işkence görüyor, öldürül üyor veya intihara zorla n ıyord u . Şeh i r sa k i n leri, ente l e ktüeller ve h ü kü m et yetki l i leri " köy l ü lerden bilgi a l m a l a r ı " i ç i n şehrin dört b i r ya n ı n a d a ğ ıtı l m ı ştı. Ç i n Kültü r Devri mi'n i n en kötü k ı s m ı 1 976'da Mao'n u n ö l ü m üyle sona e rd i .

Çin Kültür Devrimi'nin Mirası Çin hala Çin Kültür Devrimi'nin toplum üzerindeki etkileriyle pen­ çeleşmeye devam ediyor. Bu dönemdeki sanatsal tahribatın büyük çoğunluğu Pekin'nde ve civar bölgelerde gerçekleşmesine rağmen pek çok insan kendini bu tehlikeli "başkasını ve özünü eleştirme" kampanyasına kaptırmıştı. Öldürülmeyenler veya kalıcı sakatlık yaşamayanların birçoğu da ömür boyu sürecek psikolojik yaralar almıştı.

1 47

i KiNCi DÜNYA SAVAŞI SSCB Ölüm Kah m M ücadelesi Veriyor

1 930' 1 a r ı n başlarında i n sa n l a r i talya ve Alma nya'da faşizm i n yü kse­ l i ş i n i korkuyla seyred iyo r l a rd ı . Adolf H itler { 1 889- 1 945) Avru pa'yı kas ı p kavura n asker zi h n iyeti ve hoşgörüsüzl ü k ru h u n u n vücut b u l m u ş h a l iyd i. H itler h ü kü m eti n i n i l k mağ d u rları a rasında Alman Sosya l ist Partisi ve A l m a nya Kom ü n ist Pa rtisi üyeleri bu l u n uyord u . Bu üye l e r sen d i ka başka n la r ı ve d iğer m u h a l iflerle b i r l i kte göz a ç ı p ka pancıya dek top l a m a ka m p la rı na gönderi l d i ler. H it l e r emel leri n i g izlem iyord u. Alman h a l k ı n ı n yaşa m a l a n ı n ı öze l l i kl e doğ uya d o ğ r u g e n i ş l etmek v e A l m a nya'n ı n başına gelen t ü m kötü l ü klerden soru m l u tutt u ğ u Ya h u d i leri yok etmek istiyor­ du. Sovyet h ü kü meti n i n s ı n ı r komşusu Alma nya'ya ka rşı tutu m u d a h a bel i rsizd i . A l m a nya'n ı n kom ş u ü l kelerden ta lepleri a rtı nca Sta l i n i ng i ltere ve Fra n sa'yla geçici bir ittifa k kurmaya çal ıştı. i ki devlet d e buna ya naşmayınca, 1 939'un a ğ u stos ayında Sta l i n tüm d ü nyad a ki ya ndaş l a rı n ı şaş ı rtaca k b i r h a m l e ya para k Nazi rejim iy­ le sal d ı rmazl ı k paktı i mza l a mayı ka b u l etti. Sa l d ı rmazl ı k pa kt ı n a rağ m e n H itler'i n uzu n mesafeye göz di­ ken p l a n l a rı değişmemişti. 1 94 1 'i n ba harında Fra nsa işgal ed i l ­ m i şti, i n g i ltere'ni n ise g ö rü n ü rd e e l i kol u bağ l ıyd ı . Böylece H itler Sovyetl e r Birliği'n i ele geçirme p l a n l a rı ya pmaya başlad ı . 22 Haziran 1 94 1 'd e A l m a n kuvvetleri s ı n ı rı geçerek SSCB'n i n içleri ne kad a r g i rd i . i n g i l iz h ü kü m eti ve Sovyet i st i h ba ratı gibi pek çok kay n a k Sta l i n'i ya klaşan sa l d ı rı kon usunda uyarm ıştı uya rma­ sına a n c a k Sta l i n o n l a ra i n a n m a d ı . Bu neden l e Sovyet kuvvetleri ne yaz ı k ki hazı rl ı ksız ya ka l a n d ı ve Nazi ord u l a r ı h ızla Moskova'ya, Len i n g ra d 'a (St. Petersb u rg'a) ve diğer şeh i rl e re doğru i l erled i . SSCB'n i n şansı na, H itler ken d i n d e n fazla e m i n d i v e savaşın göz 1 48

i ki n c i Dü nya Savaş ı

açı p ka payı ncaya kad a r biteceğ ine inan ıyord u . B u n e den l e kom u­ ta n l a r ı n askerlere ya n larında kışl ı k kıyafet getirm e l e r i n i em retme­ l e ri n e izin vermemişti. A l m a n ord u ları Moskova ve Len i ngrad'ı n ka p ı s ı n a daya n d ı ğ ı s ı rada kış da şiddet i n i a rtı rd ı . S oğu k l a başa ç ı ka m aya n Alman b i rl i kleri Sovyet sa l d ı rı l a rı ka rşıs ı nda geri ç eki l ­ mek zorunda ka l d ı .

Bir Gecede Çark Etiler Almanya ve Sovyetler Birliği arasındaki görüşmelerin büyük kıs­ mı gizli yürütüldüğünden saldırmazlık paktı haberini alan SSCB dışındaki komünist partiler büyük şaşkınlığa uğradı. Pakttan önce Alman faşizmini yerden yere vuran bu partiler bir gecede çark etti­ ler. 1 984 adlı romanında George Orwell bu durumu hicveder: Ok­ yanusya Doğu Asya'yla ittifak kurmuş, Avrasya'yla savaşmaktadır. Fakat siyasi bir mitingin tam ortasında her şey değişir ve Okya­ nusya Avrasya'yla ittifak kurarak Doğu Asya'yla savaşmaya başlar. Olaylardaki tüm tutarsızlıklar adı geçmeyen "sabotajcıların" üzeri­ ne yıkılır.

Sava ş ı n dön ü m noktası 1 942 yı l ı nd a Sta l i n g ra d 'd a yaşa n d ı . H it l e r bu şehri askeri p l a n l a r ı n ı n k i l i t n o kta sı o l a ra k görüyord u; ç ü n kü Almanya Sta l i n g rad'ı a l ı rsa Nazi l e r Kafkasya'd a ki geniş pet­ rol kuyuları na erişebi lecekti. Fakat Al m a n l a r şehri kuşatmayla a l a ­ m a d ı l a r. Bir kez d a h a Rus kışı ü l keyi savu n a n l a r ı n i m d a d ı na yetişti. 1 943'te A l m a n l a r ı n etrafı Sovyet ordusu ta rafı n d a n çevri ldi. Oca k ayı n d a Alman kumandan tes l i m oldu ve Sovyetl e r A l m a n ord u la­ rı n ı g e ri püskürtmeye başl a d ı . 1 954 yı l ı n ı n nisan ayı na kad a r Sovyet o rd u la r ı Berl i n'e g i rm i şti b i l e. 3 0 N i sa n'da H itler'i n i ntihar etmes i n d e n bir hafta son ra Al­ m a nya tesl i m o l d u .

1 49

Sosyalizm 7 0 1

O L AY l N A K l B E T i Savaşta ki g a l i biyet i n e rağ m e n Sovyetler büyük sıkıntılar çekti. Ya k l a ş ı k 27 m i lyon Sovyet vata ndaşı hayat ı n ı kaybetti. B u n ların 1 9 m i lyo n u n u sivi ller o l u ştu ruyord u . Sa nayi ve ta r ı m ta rumar olmuş­ tu; yen i nden i nşası o n l a rca y ı l s ü rd ü . Moskova'da ve Len i n g rad'da yaşaya n l a r uzun s ü re l i kuşat m a s ı rası nda açl ı kl a boğ u ş m u ş, hatta baz ı l a r ı i ş i ya mya m l ığa kad a r g ötü rmüştü.

Savaş Esirlerinin İadesi Savaşın sonuna doğru Stalin'in paranoyaldığı zıvanadan çıkmıştı. Savaş sırasında Alman kuvvetlerine teslim olan Sovyet birliklerini vatan haini olarak görüyordu. Almanlar korkunç kamplarda tut­ tukları savaş esirlerini serbest bıraktıktan sonra bu insanlar Sibir­ ya'daki diğer kamplara gönderildi. Buralarda birçoğu öldü.

Sava ş ı n tüm yıkıcı l ı ğ ı n a rağ m e n Sovyetler B i r l i ğ i sıkı deneti m a ltında tutu lan eko n o m i s i sayesi n d e nispeten kısa s ü rede topa r­ land ı . Sta l i n savaşı fı rsata çevi rerek Sovyetler'in n üfuzu n u bazı Doğ u Avrupa ü l keleri n e yayd ı . Bu ü l keler de ekonom i l e ri n i n bü­ yük böl ü m ü n ü ka m u s a l l a ştı rı p yen i ol uşan Sovyet blokuna katı ldı­ l a r. Yen i b i r savaş için o rta m hazı rd ı a rtık. Bu savaşta daha az bom­ ba ve ku rşun, daha fazla p ropaganda ve casus l u k ku l l a n ı laca ktı; ç ü n kü b u seferki Soğ u k Savaş't ı .

ı so

SOG UK SAVAŞ Dem i r Perde Çöküyor

M a rt 1 946'da i n g i ltere'n i n eski başbaka n ı Wi n ston C h u rch i l l F u l ­ ton, M i ssouri'deki konuşması nda ş u n l a r ı söyled i : B a l t ı k Denizi'ndeki Stetti n'den Ad riyatik D e n izi'n d e k i Trieste'ye k a d a r kıta boyunca uza n a n d e m i r perde y ı kı l d ı . O s ı n ı r ı n arka s ı n ­ d a Orta v e Doğ u Avru pa'n ı n antik devletl e ri n i n başkentleri ye r a l ı ­ yord u. Va rşova, Berl i n , Prag, Viya na, B u d a pe şte, B e l g rat, B ü kreş ve Sofya; tüm bu ü n l ü şeh i r l e r ve nüfu s l a r ı Sovyet a l a n ı nd a ka l ıyordu ve öyle ya da böyle, ya l n ızca Sovyet etki s i n e d eğ i l, M o s kova'n ı n s ı k ı v e hatta bazı d u r u m l a rd a daha da s ı k ı h a l e g e l e n d e neti m i n e m a ruz kal ıyord u .

Pek çok ta rihçiye göre C h u rch i l l 'i n "de m i r perd e" konuşması Soğ u k Savaş'ı n başlang ıcıyd ı . Bu dönem i ki n c i Dü nya Savaşı'n ı n son u n d a n 1 989'a, Sovyetl e r B i r l iği'n i n dağ ı l m a s ı n a kad a r s ü rd ü .

BERLiN Perde bir sürü ü l keyi birbirinden ayı rıyord u fa kat h iç b i r yerde Ber­ l i n'd e olduğu kad a r kend i n i h issetti rm iyord u . Savaş sona erd i kten son ra, Müttefi k l e r ta r u m a r o l m u ş şehri Sovyet, Amerikan, i n g i l iz ve Fra nsız bölgesi o l a ra k d ö rde ayı rmaya ka ra r verd i . Sta l i n'in amacı önce Berl i n'i a rd ı nd a n A l m a nya'n ı n ta­ m a m ı n ı sosya l ist b i r devlete dönüştürmekti. Ancak 1 947 y ı l ı n a ka­ d a r ABD, i ngi ltere ve Fra n sa kendi etki a l a n la r ı n ı Batı Alma nya de­ nilen ayrı bir oluşumla sağ l a m laştı rmaya b a ş l a d ı . Sta l i n ve A l m a n kom ü n istler buna ka rşı l ı k Sovyet bölges i n d e ka l a n Berl i n'deki bas­ k ı l a r ı n ı a rtırd ı . Bat ı l ı kuvvetler bu baskı la ra Berl i n'i n Sovyet bölgesi d ı ş ı ndaki kısı m larına hava d a n erza k ya rd ı m ı ya para k ceva p verd i . 1 51

Sosyalizm 7 0 7

Bu hava d a n ya rd ı m 1 948'i n o rta l a r ı ndan 1 949'ü n eyl ü l ayı na ka­ dar ya k l a ş ı k bir yıl s ü rd ü . (Sovyetler mayısta a b l u kayı ka l d ı rd ı .) Bu sırada ş e h re erza k u l a ştı r m a k i ç i n başka g üzerg a h l a r ku ru l uyord u. Ne va r ki hava ya rd ı m la r ı n d a n a n laşı lacağ ı üzere ya kın gelecekte de Berl i n böl ü n müş b i r şeh i r o l a ra k ka l maya d eva m edecekti.

Berlin D uvarı 1 950'1er boyu nca Doğ u A l m a nya n üfus hare ketleri n i kontrol altın­ da tutm a k, öze l l i kle d e Batı A l m a nya'ya göçleri s ı n ı rl a m a k için çok çaba sarf etti. Bu ça ba l a r son u ç vermeyi nce 1 96 1 'de Doğ u Alman­ ya h ü kü m eti Doğ u A l m a nya'yı Batı'ya kapataca k b i r d uva r i n şa etmeye başlad ı . 1 55 k i l o m etreden uzu n bu d uva r aya kta ka l d ı ğ ı s ü re boy u n ca uzatı l d ı v e b i rkaç defa tad ilata g i rd i .

"Ich bin ein Berliner!"

John F. Kennedy başkanlık döneminin en ünlü konuşmalarından birini 1963 yılında Berlin'e gerçekleştirdiği ziyaret sırasında yaptı: 2000 yıl önce insanların en büyük övünç şekli romanus sum, yani "Ben bir Roma vatandaşıyım" idi. Günümüz özgürlük dünyasında ise en büyük övünç şekli Ich bin ei n Berliner, yani "Ben bir Berlin vatandaşıyım"dır.

Duva r Soğ u k Savaş'ı n sem b o l ü h a l i ne g e l d i . Doğ u A l m a n l a r a ğ ı r s i la h l ı g a rd iya n l a r v e g özeti e rn e k u l e l e r i n e rağ men p e k çok kez d uva r ı aşmaya ça l ıştı l a r. Res m i geçiş nokta l a rı b u l u n uyord u ve Batı Berl i n l i l e r büyü k s ı n ı rl a m a l a d a şehrin doğ u ta rafı na geçebili­ yord u. Ya klaşı k 5000 kişi n i n d uva rd a n başarıyla ve yasal ol maya n şe­ kil lerd e g eçtiği d ü şü n ü l üyo r. Duvardan geçmeye ça l ışı rken kaç kiş i n i n ö l d ü ğ ü b i l i n m iyar a n c a k ö l e n lerin sayısı 2000'i bile b u l m u ş olabi l i r.

1 52

Soğ uk Savaş

Duva r Yıkı lıyor Sovyet devleti n i n ve Sovyet bloku n u n g üc ü 1 989 yı l ı nda ufa l a n­ m aya başlayınca Doğu A l m a nya h ü kü meti n i n Batı'ya geçişleri a r­ t ı r m a s ı yön ündeki bas k ı l a r da a rttı . B i rçok k i ş i Doğ u Alma nya'd a n ayrı l a ra k Batı Berl i n'e ve Batı Alma nya'n ı n d iğer yerlerine g itti . i n ­ sa n l a r duvarın ö n ü nde top l a n a ra k h ü kü m etten geçiş izni i stiyo r­ d u . N i hayetinde, 9 Kas ı m 1 989 a kşa m ı i n sa n l a r e l leri n e geçird i kleri h e r şeyle; kazmala rla, küreklerle d uva r ı y ı k m aya başlad ı l a r. Yı k ı m s ü re rken askerler ka l a ba l ı ğ ı n üzerine ateş a ç m ayı redded iyord u . H er kesi n nefret ettiği d uva rın yı k ı l ma s ı sosya l i st D o ğ u v e ka pi­ ta l i st Batı a rası ndaki Soğ u k Savaş'ı n son u n u s i m g e l iyord u.

Günümüzde Duvar Duvarın büyük bölümü yıkıldı, Almanya'nın iki yarısı yeniden tek millet oldu. Fakat Soğuk Savaş'ın abideleri olarak duvarın bazı bö­ lümleri hala ayaktadır. Kalan bölümlerin büyük kısmı serbest geçi­ şin önünü kestiği dönemlerde yapılan grafitilerle bezenmiştir.

1 53

STALiNCiLiGE ALTERNATiFLER Üçüncü Yol

Sta l i n'e ve Sta l i nc i l i ğ i n kom ü n i st d ü nyayı sa rma laya n d e m i r pen­ çes i n e rağmen Sta l i n'i n g ö r ü ş l e ri nden büyü k kop m a l a r gözleni­ yord u. B u kopma ların e n ö n e m l i s i Yugoslav Lider Josip B roz Tito'y­ la ( 1 892- 1 980) yaşa n d ı . Sovyet m evkidaşına g ö re gene l l i kle daha l i bera l olan iç ve d ı ş i ş l e re dair g ö r ü ş leri çoğ u za m a n "üçüncü yol " o l a ra k n itelend i ri l iyord u . Ya n i o n u nki pek ç o k kom ü n izm ka rşıtı sosya l ist l i derden fa rkl ı bir sosya l izm olsa da Sovyetler Birl iği'ni yöneten baskıcı kuvvetten fa rkl ıyd ı .

T i TO Josi p B roz Tito 1 892 yı l ı nda ş i m d i ki H ı rvatista n'da d ü nyaya geldi. Old u kça genç yaşta sosya l izm l e i l g i lenmeye başlaya ra k H ı rvatista n ve Slavonya Sosyal Demokrat Partisi'nde a ktif g ö rev a l d ı . Yugoslav­ ya Birinci Dü nya Sava ş ı 'na A l m a nya ve Avustu rya-Maca rista n i m­ pa rato r l u ğ u'n u n ya n ı nd a kat ı l m ı ştı. Tito da ord uya yazı l a ra k birçok savaşta savaştı. Yara l a n a ra k R u s l a r ta rafından esir a l ı nan Tito n i ha­ yet 1 9 1 7 yı l ı nda St. Petersbu rg'd a k i emek görevine nakled i l d L

Yoldaşlar ve Aşıklar Sibirya'da savaştığı sırada Tito on dört yaşında bir kızla tanıştı. Bu kız onun Beyazlardan saklanmasına ve sağlma kavuşmasına yar­ dımcı oldu. Ertesi yıl Tito bu kızla evlendi ve birlikte Yugoslavya'ya gittiler.

Bu o l ay Tito'n u n hayat ı n ı d e ğ i ştird i . Tem m uzda Yugoslavya'ya va rd ı ğ ı nda her g ü n yen i b i r Bol şevi k gösterisi, m itingi d üzen leni1 54

Sta l i nc i l iğe Alternatifler

yord u . Tito b u n l a r ı n bazı larına katı l d ı kta n s o n ra geçici h ü k ü m et ta rafı ndan tutu kland ı . S ü rg ü n yol u nda kaçmayı başaran Tito yet­ k i l i l e ri atiatmak için Sibi rya'ya g itti. S i b i rya'da Beyaz ord u l a ra karşı yen i yen i a l evlenen iç savaşa ya rd ı m etmek için Kızı l M u hafıziara katı l d ı . B u ya rd ı m ı n a rd ı n d a n 1 920'de kend i n i dava s ı n a a d a m ı ş bir kom ü n ist o l a ra k Yugoslav­ ya'ya döndü. 1 930'1ara kad a r birçok i şte ça l ışa n Tito aynı za m a nda ta m za­ m a n l ı profesyonel bir devrimciyd i . Faa l iyetlerinden dolayı h a p i s yatm a s ı onu yı l d ı rmadı. 1 939 yı l ı nda Sovyetler B i r l i ğ i Kom ü n ist Pa rti s i 'n i n sekreter veki l l iğ i ne geldi. Etrafı n d a uçuşan Trokçi arl ia­ r ı n a rağmen Moskova'da yaşa rken bile tutu k l a n m a mayı başa rd ı .

i K i N C i D Ü N YA S AVA Ş I ' N D A T i TO 1 94 1 yı l ı nda A l m a n ord u l a r ı Yugoslavya'yı e l e geçirdi ve Yugos­ lavya h ü kü meti fi ra r etti. Tito SSCB'n i n e m riyle ü l kesine dönerek bir pa rtiza n savaşçı grubu ku rd u . Bu g r u p M ü ttefi k devletler ta­ rafı n d a n resm i o l a ra k ta n ı yo rd u . 1 944 yı l ı n d a s ü rg ü n deki kra l Pe­ ta r tüm Yugoslavla ra bu g r u b u destekleme çağrısı ya ptı. 1 945'te M i hver devletlerin çöküşüyle Tito yen i b i r h ü kü met k u ra ra k baş ı n a geçti.

Yugoslavya Neden Farklıydı? Diğer SSCB devletlerinin aksine Yugoslavya kendi askeri çabalarıy­ la N azi yönetiminden kurtulmuştur. Bu durum Tito'nun bir nebze de olsa Stalin'den bağımsız olmasını sağlamış ve kopma için zemin hazırlamıştır.

En başından Yugoslavya'n ı n SSCB'den d a h a fa rkl ı b i r sosya l izm g ü d eceği bel l iyd i. Tito şöyle yazm ıştı: "Bizler Sovyet siste m i n i in­ cel iyor ve örnek a l ıyoruz fa kat kendi ü l ke m izde d a h a fa rklı b i r sos1 55

Sosyalizm 1 0 1

ya l izm gel iştirmekteyiz:' B u sözlerle galeya na gelen Sta l i n Korn i n­ form'd a n atı l a n Yugoslavya'n ı n ta m a m ı n ı ele geçirmek için planlar ya pmaya başla d ı . "Kü ç ü k parmağ ı m ı sa l i asa m o rtada Tito ka l maz;' d iyord u Sta l i n . Ne va r ki p l a n l a n a n işgal asla gerçekleşti rilemed i . B u n u n yerine, Kom i nform'd a n atı lan Tito h ü kümeti ABD'den pa ra ya rd ı m ları a l maya baş l a d ı . Tito bu pa ra ya rd ı m la r ı n ı herha ngi bir şa rta bağlamama k i ç i n elinden geleni ya p m a s ı n a rağmen Sta­ l i nci rej i mden ta mamen kopa m a d ı . Olayl a r Sta l i n'i n 1 953 yı l ı nda hayat ı n ı kaybetmesiyle ray ı n a g i rd i . Bu ta ri hten son ra Yugoslavya h ü kü m eti Kom i nform'd a n da p a ra ya rd ı m ı a l m aya ba ş l a d ı . Bu sayede Tito Soğ u k Sava ş'ta Sovyet b l o k u i l e Batı a rası nda bir kon u m a otu rmayı başa rd ı . 1 95 0 y ı l ı nda h ü kü m et devlet işletme­ lerin üzeri nden e l i n i b i raz çekerek ra hatla m a l a r ı n ı sağ l a d ı ve işyer­ lerinde b i r nebze de o l sa d e m okrasi ve ka r payl a ş ı m ı n a izi n verd i .

Bağlantısızlar Hareketi 1961'de Tito, Mısır, Hindistan, Endonezya ve Gana başkanlarıyla birlikte Bağlantısızlar Hareketi'ni oluşturdu. Bu grup aynı anda iki süper gücü de idare ederken az gelişmiş ülkelerle de bağlarını kuvvetlendirmeye çalışıyordu. Bu hareketin sonucunda Yugoslav­ ya Sovyet blokundaki ülkelere nazaran daha liberal bir geçiş poli­ tikası benimsedi. Bu durum kayda değer biçimde bilimsel, kültürel ve ekonomik bilgi alışverişi sağladı. Böylece 1950'ler ve 1960'larda Yugoslavya "üçüncü yol'' un önemli bir uluslararası örneği oldu. Dö­ nemin Yugoslavyası Stalinciliğin katı sosyalist doktriniyle kapita­ list Batı arasında orta yolu bulmayı başardı.

1 56

FRANKFU RT OKULU VE ANTONIO G RAMSCI " Kü ltürel Marksizm"

Sosya l izm, siyasi ve ekonom i k yönleri n i n ya n ı s ı ra, modern düşü nce üzerinde kü ltü rel bir etkiye de sahi pti r. Pek çok m u h afaza kar yo­ rumcuya göre "kültürel Ma rksizm" ABD'd e ve başka ü l kelerde yük­ sek öğrenirnin i l iklerine işlemiştir. Bu yaru m c u l a r daha çok tek b i r kişiyi v e tek bir kurumu, yan i italyan kom ü n ist Antonio Gra msci'yi ve genellikle Fran kfurt Oku l u denilen a raştırma enstitüsünü suçla­ m a kta d ı r.

A N TO N I O G R A M S C I Anto n i o Gramsci ( 1 89 1 - 1 937) italya n Kom ü n i st Pa rtisi'n i n baş ka­ n ıyd ı . Ancak en önemli eseri n i parma kl ı k l a r a rkas ı n d a yazd ı . Bi rkaç yıl Tarina'da sen d i ka mücadelesi verdi kten s o n ra ita lya n Kom ü n i st Pa rti s i 'n i n ku rucusu ve baş ka n ı oldu. Fa kat 1 926 yı l ı nda Musso l i n i h ü kü m eti ta rafı n d a n tutu klanara k on y ı l h a p i s yattı. Çocukl u kta n beri yaşadığı sağ l ı k soru n l a rından dolayı e pey zor l u b i r süreç yaşa­ dı. M u htemelen çocu k l u kta yaşadığı bir kaza d a n d o l ayı ka m b u r­ d u . Ka l b i güçsüzd ü, süre k l i vererne ya ka l a n ıyord u . Hapiste sağ l ı k p ro b l e m l eri şiddetlendi; h a pishane k l i n i ğ i n d e n ta h l iye ed i l d i ğ i n ­ d e ya l n ızca bi rkaç g ü n l ü k ömrü ka l m ı ştı.

Beyni Durdurmak Gramsci'nin tutuklanmasını emreden yetkililer onun İtalya'daki sosyalist hareket için ne kadar önemli olduğunu anlamıştı. Gram­ sci mahkemeye çıkarıldığında savcının son sözleri şunlar olmuştu: "Bu beyni yirmi yıl durdurmalıyız!" Ne yazık ki Gramsci'nin o kadar ömrü kalmamıştı.

1 57

Sosyalizm 1 0 1

Hapishane Defterleri Hapishanedeyken G ra m sci ka p sa m l ı bir Ma rksizm ve kültür teorisi kurmaya uğraştı. Kon u h a k k ı n d a yazı lan çok az şey olduğundan o l d u kça zorlu bir görevd i . G ra m sci yazd ığı notla rla, d ü ş ü nceleriyle ve denemeleriyle defter a rd ı n a d efter bitiriyord u. Sonuçta ortaya ka rma ş ı k ve kimi za m a n da kafa ka rıştı rıcı b i r fi kirler d izisi çıktı.

Şifreli Dil Defterlerinin sürekli hapishane denetiminden ve sansüründen geçmesi Gramsci'nin fikirlerini anlamayı zorlaştırmıştır. Gramsci bu denetimler ve sansürler yüzünden çeşitli konseptleri anlatmak için şifreli sözcükler kullanmak zorunda kalmıştır. Neyse ki defter­ lerin düzeltilmiş ve açıklamalar eklenmiş hallerinin yayımlanma­ sıyla çalışma yapmak kolaylaşmıştır.

Kültürel Hegemonya G ramsci'n i n temel d ü ş ü nceleri n d e n bi ri, ka p ita l izm g i bi sosya l sis­ tem lerin g ücü ya l n ızca d evleti n zoruyla değ i l, za m a n l a norma l le­ şen bi rta k ı m fi kirler ve k ü l t ü re l p ratikler sayesi n d e elde ettiğ i d i r. Bu ned e n l e Gramsci "siyasi top l u m" i l e "sivi l top l u mu" bi rbirinden ayı rır. Siyasi topl um aya kta k ı m ı n a fizi ksel kontro l uyg u l aya n kesi m (si l a h l ı kuvvetler, pol i s vs.), sivil top l u m i s e h erkesçe topl u m u n temeli o l a ra k ka bul ed i l e n ideoloj iyi ü reten öze l l i kle de eğitim kuru m la rı gibi kuru m l a rd ı r. B u d u ru mda Gra m sci'ye göre entelek­ tüel l ere ö n e m l i görevler d ü ş m e kted i r. Ka pita l iz m i n ken d i va rl ı ğ ı n ı h a k l ı ç ı ka ra n birta kım ente l e kt ü e l l e r ya rattığ ı n ı öne sü rer. Sosya­ l i st topl u m kurma ça bası da bu nedenle iki seviyede gerçekleşir: siyasi ve entelektüel. Sosya l i stlerin za man içinde ka pita l izmin kültürel hegemonyası n ı zapt edecek ve yerine geçecek kü ltürel norm l a r o l u şturması gerekir.

1 58

Fra n kfu rt Oku l u ve A nton io Gramsci

Ekonomik Determinizm Kü l t ü re l hegemonya ve to p l u msal çatış m a d a fi kirterin önemiyle i l g i l i görüşleri d ü ş ü n ü l d ü ğ ü nde G ra m sc i 'n i n geleneksel Ma rk­ sizm i n ekonom i k determ i n izmine [bel i r l e n i m c i l i k) karşı ç ı k m a s ı şaşı rtıcı değ i l d i r. Sadece e konomi oda k l ı o l m a k v e top l u m u eko­ n o m i k bir an layışla ele a l m a k, ayn ı derecede önem l i olan kültüre l fa ktörlerin gözden kaçı n l masına sebep o l u r. G ra m sci Sovyetl e r B i r l i ğ i 'ndeki Kom ü n ist Pa rti'n i n Ma rksizm i ü stü n körü bulduğ u n u g ö r m ü ştü. Fa kat ken d i defterlerinde b u e l eşti riyi yum uşata ra k ver m i ştir.

Yen iden Keşif G ra msci 1 970'1ere kad a r gözlerden uza k b i r d ü ş ü n ür olara k ka l d ı . 1 970'1ere doğru hapishane notla rından a l ı nt ı l a r yayı m lanara k b i r­ çok d i l e çevri l d i . Ayrıca hapishane mekt u p l a rı n ı, ha pse gi rmeden önceki siyasi yazı l a r ı n ı ve b i rta kım biyog rafi ve yoru m l a r ı n ı içeren kita pl a r da yayı m l a n d ı . Bu sayede g ü n ü m üzd e G ra msci ça l ışma­ l a r ı o l d u kça ca n l ı d ı r ve G ra msci yirm i n c i yüzyı l sosya l izm i n i n en ö n e m l i d ü ş ü n ü rlerinden biri sayı l ı r.

F R A N K F U RT O K U LU Fra n kfu rt Oku l u, Fra n kfu rt'ta ki Joha n n Wolfg a n g Goethe Ü n iver­ sitesi'ne bağ l ı Sosya l Araştı rma l a r Enstit ü sü'yle i l iş ki l i bir grup en­ tel e ktüelden o l u ş u r. B i rçok üyesi i kinci D ü nya Sava ş ı s ı rasında Al­ m a nya'dan sürü l m ü ş o l m a s ı n a rağmen, F ra n kfu rt Oku l u öze l l i kle b i rçok üyesi n i n kaçtığı Ameri ka'da faa l iyet l e r i n e deva m etti. F ra n kfu rt Oku l u'n u n bir pa rçası olan h e m e n hemen tüm üye l e r a ra la rı ndaki fa rkiara ka rşı n ken d i leri n i sosya l i st o l a ra k görüyord u. B i rçoğ u kend i n i Ma rksist, hem de ortodo ks M a rksist olara k görü­ yord u . Genel l i kle bu üyeler siyasi partilerle bağ l a ntı l ı değ i l lerd i ve ta m a men teori a l a n ı nda i l erlemeyi terc i h ediyo r l a rd ı . Bel l i bir nok1 59

Sosyalizm 1 0 1

tada sosya l ist mese l e l e re ya klaştıklarından, M a rx, Freud ve mo­ dernizm i n diğer öğeleri a ra s ı nd a bir sentez ya ka l a m aya ça l ı ştı lar. Son uçta o rtaya para m et re l e ri k ı s m e n bel i rsiz "eleşti rel teori" çıktı.

Adorno ve Horkheimer Enstitü n ü n ilk yirmi y ı l d a n fazla s ü re ana l iderleri m üzik eleşti rme­ n i Theodo r Adorno { 1 903- 1 969) ve sosyolog Max Horkhei mer'd ı { 1 895- 1 973). B i r l i kte F ra n kfu rt O k u l u'n u n z i h n iyet i n i en iyi şeki lde açıklaya n Aydmlanmanm Diyalektiği dahil b i rta k ı m ça l ı şmalar ya p­ t ı l a r. Öz ü n d e teorileri ka ra msa rd ı . Aslı nda H itler'in i ktid a ra geldiği dönem yazı l d ı kları i ç i n b u d u ru m şaşırtıcı say ı l mazd ı . Ayd ı n lan­ manın siyasi i lerleme n i n kayn a ğ ı ola mayacağ ı yön ü ndeki teorileri yirm inci yüzyıl tota l itarizm i n i n temel teorisi h a l i ne geldi. Modern kültü r ü n topta n kültü re l m a l l a r ü reten bir "sa nayi" h a l i n e geldiği­ ne, böylece kitleleri uyuşt u ra ra k rehavete d ü ş ü rd ü ğ ü n e inan ıyor­ lard ı .

Radyo Adorno ve Horkheimer kitle iletişiminin yalnızca radyoyla gerçek­ leştiği bir çağda yaşıyordu. ABD 'de Roosevelt ve Almanya'da Hitler dahil, diğerleri bu durumdan istifade ederek avantaja çevirmeyi ba­ şardı. Elbette, ardından televizyon, daha sonra da internet çağında sosyal medya ile kitle iletişimi yaygınlaştı.

O K U L U N G E N i Ş KAPSA M L I ETKi L E R i Fra n kfu rt Okulu'n u n d iğ e r üyeleri modern kü ltür d ü ş ü ncesini b i r hayl i etkiledi. Bu isi m l e r a ra s ı n d a ça l ışmaları p s i ko l oj i üzerine o l a n Erich Fro m m, Alma nya'd a ki faşizm ça l ı ş m a l a rı n ı n en önem l i eser­ lerinden Behemoth'u ka l e m e a l a n Franz N e u m a n n ve p l a n l ı bir 1 60

Fra n kfurt Okulu ve Antonio Gramsci

sosya l i st ekonomi o l uştu r m a k için SSCB'n i n g i r i ş i m leri n i i nceleyen Fried rich Pol lock b u l u n uyord u.

Herbert Marcuse Fra n kfu rt Oku lu'n u n en etk i l i üyeleri nden b i ri H erbert Marc u se d u '

( 1 898- 1 979). Marcuse H itler'in yükse l i ş i n d e n sonra ABD'ye g itti. Fa rkl ı o ku l l a rda ça lışan M a rcuse en son u n d a Ka l iforn iya Ü n ivers i­ tesi'ne geçti. Hayatı n ı n son on y ı l ı nda ABD'd e Yen i Sol'un en etk i l i isi m leri ndendi. B u , büyük ölçüde Tek-Boyutlu insan [ 1 964] kita b ı sayesi n d e olm u ştu. Bu kita pta Marcuse B a t ı i ş ç i s ı n ıfı n ı n büyük ölçüde devri m pota nsiye l i n i kaybettiğ i n i ve b u pota nsiye l i n a r­ t ı k ö ğ renciler başta o l m a k üzere gençlerin i ç i n d e yatt ı ğ ı n ı söyl ü ­ yord u . Marcuse' u n ba kış açısı öğrenci baz l ı Yen i Sol ' u n l iderleri n i e pey cezbetti. Hatta öze l i kl e Ka l iforn iya'd a k i bazı solcu çevrelerd e d evri mci lerin üç M'yi, ya n i Ma rx, M a o v e M a rc u se oku ması şa rtt ı .

Marcuse'un Önemli Eserleri Frankfurt Okulu'nun Freud üzerine en sistematik çalışmayı ya­ pan üyesi, Eros ve Uygarlık'ta [1955] Freud'la Marx'ı aynı potada eritıneye kalkan Marcuse'du. Ayrıca Hegel'in Marx'la bağlantısını incelediği Us ve Devrim [1941] adlı önemli bir çalışmayı da kaleme almıştır.

Savaşın son u n d a enstitü liderleri A l m a nya'ya d ö n ü p ça l ı şma­ l a r ı n a deva m etti ler. J ü rgen H a bermas sosya l i st yön e l i m i n ya k ı n za m a n daki e n ö n e m l i l iderid i r; birçok kişi H a bermas'ı n fi kirleri n i n Fra n kfu rt Oku l u'n u n i l k l iderlerinden b i r hayl i uza klaştı ğ ı n ı d ü ş ü ­ n ü r.

Walter Benjamin Frankfurt Okulu'na bağlı en ilginç ve anlaşılması güç isimlerden biri Walter Benjamin'dir (1892-1940) . Okuila ilgili hiçbir katego1 61

Sosyalizm 1 0 1

riye sığdırılamayan Benjamin yine de okulun bir parçasıydı. Birçok konu hakkında yazmasına rağmen başyapıtı olan Pasajlar ölümüy­ le yarım kaldı. Benjamin, on dokuzuncu yüzyıl Paris'inde yaşamı araştırarak sosyalist kültürel eleştiriyi destekleyecek bir konu bul­ duğuna inanıyordu. Naziler iktidara geldiklerinde Almanya'dan Fransa'ya kaçtı; Alman birlikleri Fransa'ya girdiğinde başkalarıyla birlikte Pireneler üzerinden tarafsız İspanya'ya geçmeye çalıştı. İs­ panya sınırında yolu kesilen Benj amin umutsuzluğa kapılarak in­ tihar etti.

1 62

iNGiLTERE'DE ÜTOPiK SOSYALiST HAREKET Luddistler ve Çartizm

Karl M a rx en veri m l i yı l l a rı n ı B rita nya Küt ü p h a nesi'nde ça l ı şa rak g eç i r m i ş ol ması na ka rş ı n i n g i l iz sosya l izm i n i n g e l i ş mesinde çok az etki l i o l m uştur. Avru pa l ı meslektaşları n ı n a ks i n e i n g i l iz sosya l ist l e r ken d i gel iştird i kleri d i n i uyu msuzl u k, i n g i l iz özg ü r l ü k kavra m ı ve Robert Owen'ı n Kooperatif Ha reketi üze r i n e k u ru l u rad i ka l gele­ n e kten i l ha m a l d ı l a r. ister iş gücüne ve e ko n o m iye ister sersem e d ö n m ü ş bir güzel l i k a l g ı s ı n a dayansın, i n g i l iz sosya l izmi devr i m ­ d e n ziyade reform ya pmaya yöneldi.

ÇARTiZM: i LK iŞÇi S l N l F I KiTLE HAREKETi Çartizm, Sanayi Devri m i 'n i n sebep o l d u ğ u ekonom i k adaletsiz­ l i k l e re karşı işçi s ı n ıfı n ı n p rotestoları n d a n ç ı ka n bir parlamenter refo r m ha reketiyd i. 1 8 1 5 yı l ı nda M ı s ı r Ka n u n la r ı 'n ı n ç ı kması işçi s ı n ıfı rad ikal leri n i n, parl a m entoyu kontrol edenlerin i l k önce ken ­ d i ç ı karları n ı d ü ş ü n d ü kleri n i açıkça görmeleri n i sağ la d ı . Duru m ta m b i r paradoks zinci riyd i. i şçi s ı n ıfı n ı n ça l ı ş m a koş u l l a rı n ı n iyi­ leşti r m esi n i n tek yol u oy ha kkıydı; böylece ken d i temsi lcileri n i parla m entoya gönderebileceklerd i . O y h a k k ı n a sa h i p o l m a k i ç i n ka n u n la rı değ iştirmeleri gere kiyordu. Ça rtist hareket i n i s m i Halk B i l d i rgesi'n d e n (People's Charter) ge­ l i r. Halk B i l d i rgesi Lon d ra l ı rad i ka l Wi l l i a m Lovett ta rafı ndan mayıs 1 838'd e planla n m ı şt ı r. B i l d i rgede altı siyasi d e ğ i ş i m talebi b u l u n­ m a ktad ı r: 1.

E r keklere evrensel oy h a kkı

2. Eşit nüfuslu seç i m bölgeleri 1 63

Sosyalizm 1 0 1

3. Gizli oylama 4.

Pa rla mentoları n yı l l ı k seçi l mesi

5.

Pa rlamento üyelerine ayl ı k öden mesi

6. Pa rla mento üyeleri n e g et i r i l e n m ü l kiyet yeterl i l iğ i n i n ka l d ı rı l ­ ması B i l d i rge i l k defa ta rtış m a i ç i n h a l ktan g r u p l a ra dağıtı ldığında pek çok rad i ka l b i l d i rg eyi çok ı l ı m l ı bulara k d i kkate a l ma d ı fakat b i l d i rg e n i n h a l k ı n haya l g ü c ü n ü fişekied i ğ i su götü rmezdi . Ü l ke­ nin d ö rt b i r ya n ı nda her tür işçi kurumları, işçi sen d i ka l a rı, eğiti m dernekleri ve rad ikal b i r l i kler Ça rtist merkeziere d ö n ü ştüler.

Seçim Bölgelerinde Eşit Nüfus Nüfus artışı, içgöç ve yeni sanayi şehirleri parlamenter temsilin ar­ tık nüfus dağılımını yansıtmadığı anlamına geliyordu. Manchester gibi gittikçe büyüyen şehirlerin tek bir temsilcisi bile yokken nü­ fusu azalan kentlerin iki temsilcisi bulunuyordu. "Çürüyen kent­ lerin" en kötü anılanı ise ortada kent yokken temsilcisi olan Old Sarum'du.

Slog a n ı "Siyasi g ü ç a ra c ı m ız, top l u m u n m utl u l uğ u amacı m ız" olan i l k Ça rtist kong re, pa rla m entoya s u n u laca k bir d i l e kçe hazı r­ l a m a k i ç i n Şu bat 1 83 9'da Lon d ra'da topl a n d ı . Kon g ren i n başka n­ ları d e r h a l tutukla n d ı ve başka n l ı k hareketin daha rad i ka l kol u na geçti. Kas ı m ayı nda "fizi ksel kuvvet" Çartistlerinden o l u şan bir g r u p Newport'ta s i l a h l ı b i r aya k l a n ma gerçekleşti rd i . Aya klanma kısa s ü rede bastırı l d ı . Çartistlerin büyük böl ü m ü Newport başkan­ ları n ı d i l e kçeyle hapisten ç ı ka r m aya uğraşı rke n d i ğ e rleri Sheffield, Doğ u Lon d ra ve Bradford'd a ufa k ça plı aya k l a n m a l a r ç ı ka rmakla meşg u l d ü . Ana başka n l a r Avu stralya'daki ceza kol o n i lerine nakle­ d i l i rken d iğer Çartistl e r tutu kla n a ra k kısa s ü re hapis yatt ı l a r.

1 64

i n g i l ite re d e Ütopik Sosya l ist Hare ket '

Manevi Gücün Kudreti Çartist hareketin ilk liderleri şiddet yanlısı değildi. Parlamentoya bildirgeyi kabul ettirmek için "manevi gücün" yeteceğine inanıyor­ lardı. "Fiziksel güç" Çartisleri olarak bilinenler ise şiddet kullanımı­ nı bir diğer ikna yöntemi olarak görüyorlardı.

Ça rtist hareketin i l k aşaması orta k a m a ç l a b i r a raya gelen işçi s ı n ıfı örgütleri nden oluşan bir federasyo n d u . Asıl l iderler ha pis­ te o l d u ğ u için i kinci nes i l l iderler ortaya ç ı kt ı . B u yen i nesil etki l i teşkilatianma v e ı l ı m l ı ta kti kleri vurg u l uyord u . i şçi sendikası h a ­ reketinde öğren i l en becerileri ku l l a n a ra k b u yen i l id e rler Büyü k Brita nya U l usa l B i l d i rge Bi rliği'n i kurd u l a r. B u b i r l i k a nayasasıyla, ü ç ayl ı k vergi leriyle ve üye l i k kartlarıyla eskizsiz bir b i r l i kti. Yen i başka n l a r ı n önderl iğinde Ça rtistler i kinci d i l e kçe i ç i n 3 m i lyo n d a n fazla i mzayı 1 842'de pa rlamentoya s u n d u l a r. Fa kat parlamento i k i n c i d i lekçeyle de i l kinden fazla i l g i l e n m e d i . ı 848 yı l ı nda i ngi ltere'n i n "Aç Kırkla r"a verd i ğ i tep kiyle Çartiz­ m i n son büyük patlaması yaşa n d ı . ı O N i sa n'd a yen i b i r Ça rtist o l u ­ ş u m Ken n i ngton Com m on'd a bir kitle m iti n g d üzen l ed i . Top l a n a n b u i n s a n l a r pa rlamentoya yen i b i r d i lekçe s u n m a k için yü rüyüş ya­ paca k l a rd ı . Ord u kafi l e n i n Thames neh ri n i geçmesi n e izin verme­ di. B a ş ka n ların d i lekçeyi b i r fayton a ra ba s ı n a koy u p çekil mesi için baskı ya ptı . Dilekçede ya l n ızca ı ,9 m i lyon i mza va rd ı . M u htemelen b u n l a r ı n a rasında, Punch a n d Judy isi m l i popüler bir kukla oyu­ n u n d a k i Kra l içe Vi ktorya ve Bay Pu nch'ı n sa hte i mza l a rı b u l u n u­ yord u . Fa kat kra l içeni n i mzas ı bile yeter l i g e l medi ve parlamento ü ç ü n c ü kez b i l d i rgeyi görmezden geldi.

Bildirgeler Yaşamaya Devam Eder Çartist hareket ölse de arkasında bıraktığı fikirler yaşamaya de­ vam etti. 1858-1918 yıllan arasında parlamento bildirgedeki altı 1 65

Sosyalizm 1 0 1

maddenin beşini benimsedi. Asla kabul edilmeyen tek madde par­ lamentonun yıllık olarak seçilmesiydi. Muhtemelen bu madde de parlamento üyelerinin her yıl kampanya yapmayı gözleri kesmediği için kabul edilmedi.

H l R i S T i YA N S O S YA L i Z M H ı ristiya n sosya l izm h a reketi, son Ça rtist çaba l a r ı n N isa n 1 848'de sonuçsuz ka l ması n d a n kısa s ü re sonra başlad ı . B i rçok yönden H ı ­ ristiya n sosya l izmi Çartiz m i n d iğer yüzüyd ü . H ı ristiya n l ı ğ ı n top­ l u msa l i l keleri n i sa nayi l e ş m i ş m odern hayata uyg u laya ra k Sanayi Devri m i 'n i n sebep o l d u ğ u p ro b l e m leri gidermeye ça l ışan, büyü k ölçüde o rta sın ıfı n o l u şt u rd u ğ u b i r hareketti. H a reketin a rd ı n d a k i ana güç A n g l i ka n teolog Frederick Deni­ son M a u rice'ti ( 1 805- 1 872). 1 83 8 yı l ı nda M a u rice The Kingdom of

Christ [isa'n ı n Kra l l ı ğ ı] i si m l i eserinde H ı ristiya n sosya l iz m i n i n te­ mel i l kelerini bel irled i . "Sosya l iz m i n gerçek ka ra kteri n i n on doku­ zuncu yüzyıldaki büyü k H ı ristiya n devri m i " o l d u ğ u n u söyl üyord u. Ka pita l iz m i n ka l b i n d e yata n reka bet fi kri n i n temelde H ı ristiya n l ı k d ı ş ı v e top l u mdaki kötü l ü ğ ü n b a ş ı olduğ u n u ö n e sü rüyordu. B u soru n u n çözü m ü reka bet i n yer i n e işbirl i ğ i n i koyma kta n geçiyor­ du. Uyg u la mada H ı ristiya n sosya l izm Owenci kooperatif topl u m­ lar ya ratmak demekti. M a u rice b u n u eski H ı ristiya n l ı ktaki kom ü n geleneğ i n i n modern b i r uyg u l a ması olara k g örüyord u . H ı ristiya n sosya l istler kooperatif h a re ketl e g üçleri n i birleşti rerek sanayide orta k l ı ğ ı ve ka r payla şı m ı n ı teşv i k eden küç ü k koo peratif dernek­ ler kurd u l a r. Hareket i n en uzu n s ü re l i top l u m s a l deneyi 1 854 yı l ı n ­ da Lon d ra'da kuru l a n Ça l ı şa n E rkekler Kolej i o l m uştur.

1 66

i n g i l itere'de Ütopi k Sosyalist Hareket

Halkın Uyuşturucusu Hıristiyan sosyalistler ara sıra kendilerinden daha muhafazakar Hıristiyanları rahatsız eden bir duruş sergiliyordu. Marx'ın dini halkın uyuşturucusu olarak görmesinden dört yıl sonra tanınmış bir Hıristiyan sosyalist olan romancı Charles Kingsley Politics for the People [Halk İçin Siyaset] adlı eserinde okuyucularını İncil'in "hayvanlara aşırı yük yüklendiğinde verilen uyuşturucu" niyetiyle kullanıldığı konusunda uyarıyordu.

H ı ristiyan sosya l izm i n i n i l k ta rafta rları 1 850'1erin sonra l a r ı n a d o ğ r u ha reketten iyice uza klaşt ı . 1 880'1er b u h a re ketin d a h a res­ _ mi yol larla uya n ı ş ı na şa hit o l d u . Bu d ö n e m d e fa r k l ı zü m reler resm i o l a ra k onayla n m ı ş H ı ristiya n sosya l ist g r u p l a r kurmaya başlad ı .

WILLIAM MORRIS Şa i r ve za naatka r Wi l l i a m Morris ( 1 834- 1 896) bug ü n e n çok d uvar kağ ı d ı tasa rımla rıyla ve bir i n sa n ı n evi n d e " ku l la n m a d ığı, i n a n ma­ dığı veya g üzel görmed i ğ i " hiçbir şeyi ba rı n d ı rm a m a s ı gerekt i ğ i n e d a i r s ı kça a l ı nt ı l a n a n sözüyle ta n ı n ı r. Yol u sosya l izme düşmeden çok önce Morris "çağa aya k d i retme ka m pa nyası n ı " başlata ra k ti­ cari, endüstriyel ve b i l i m sel top l u m u redd et m i şti. Ç ü n kü bu top­ l u m göz zevkini bozuyor, top l u msal kayıtsızl ığa sebep ol uyord u . Ortaçağa romantik bir özl e m d uya n v e Rafael öncesi sanat görü­ ş ü n ü benimseyen Morris d uvar kağ ı d ı , k u m a ş, kilim ve mobi lya tasa rl ıyordu. Morris'i n tasa rı m şi rketi, esa s ı n d a u l u s l a ra rası tasa r ı m uya n ı ş ı olara k b i l i nen "Arts and Crafts" h a reket i n i n öncüleri n d e n yed i kişiyle ku ru l m uş b i r s a n a t kooperatifiyd i . Şi rket Morris'i n top­ l u m u n i ktisadi tem e l i o l a ra k görd ü ğ ü k ü ç ü k za naatkar stüdyo l a rı haya l i ne bir model ol uşt u r m uştu. M orris olgun, yaratıcı eserler o l m a d a n i n sa n l a r ı n hayatta n ko­ paca ğ ı na i n a n d ı ğ ı için sosya l izme yön e l d i . Thomas Cariyle'ı n Pas t 1 67

Sosyalizm 1 0 1

and Present [Geçmiş v e B u g ü n; 1 843], J o h n Ruskin'i n i s e The Sto­ nes of Venice [Vened i k Taş l a rı; 1 843] isimli eserleri nden yola çıka n Morris kasvetli sanayi ş e h i r l e ri n i n v e yoks u l p ro l eta rya n ı n gerçek a n l a m d a bir gelişme g österi p g östermed i ğ i n i sorg u la d ı . B i r sosya l i st olara k Morris i n sa n ı küçülttü kleri v e za naatka r l ı ğ ı n değeri n i d ü ş ü rd ü kl e ri i ç i n sa n ayi leşme ile ka pita l izmi redded iyor­ d u . Atölyeden fa brika l a ra geçiş i nsanları çer çöp ya pmaya, gerek­ siz a letl e r ü retmeye yön e l m işti. Morris i n sa n l a r ı n g üzel nesneler ü reterek ya ptı kları i şten haz a l m a s ı n ı istiyord u . Onun sosya l izmi insa n l a rı angarya işle rd e n ku rta ra ra k hayatı n g üzel l i klerini yeni­ den tatt ı rmayı hedefl iyord u . M o rris herkesi n e ş i t e ğ i t i m h a kkı o l d u ğ u a lternatif b i r top l u m tasavv u r ed iyord u . Fa b r i ka i ş i n i n ka l binde yata n i ş g ü c ü dağı l ı m ı kısıtl a n a ca k, böylece sanatç ı l a r ı n v e zanaatka r l a r ı n i ş i değerlene­ cekti. Küçü k esnafı n ü reti m e d ö n mesi n i n önem i n i ve topl u m u n tüm fertlerine yaptı kları i şten keyif a l ma, o işlerd e ken d i s i n i ifade ede b i l m e hakkı n ı n veri l mesi g e re kti ğ i n i vurg u l uyord u.

Morris ve Teşkilatlı Sosyalizm Morris s o n raları teşki latl ı sosya l izme yöne l d i . 1 870'1erd e i ngi lte­ re'n i n s ı n ıf ayrı m ı ve sanata ka rşı i l g isizl i ğ i n d e n kayna kland ı ğ ı n ı d ü ş ü n d ü ğ ü kon u l a rd a n ra hatsızl ı k d uymaya başla d ı . Başka la rıy­ la b i rl i kte "Antik B i n a l a rı Koru m a Derneğ i" a d l ı b i r söyleşi grubu kurd u ve b i r ü l ke n i n estet i k sta nd a rtla rıyla top l u msal şartları a ra­ sındaki bağ i a ntıyı kon u a l a n yüzlerce konfera n s vererek en başta sanat m eselesi n i ele a l d ı . 1 883 yı l ı nda kırk dokuz yaş ı ndaki Morris Sosya l Demokrat Federa syon u'na katı l d ı . Bu fed e ra syon Ma rksist kökleri b u l u nan devri mci b i r sosya l i st pa rtiyd i . Federasyon çok geçmeden parla­ menter siya sete katı l ı m meselesi yüzünden bö l ü nd ü . 1 884 yı l ı nda Morris g ö n ü l süzce Sosya l i st B i r l i k'i n başka n l ı ğ ı n a geçti. Bu başka bir g r u pta n kop m u ş, siyasi eyle m e karşı çıkan b i r o l u ş u md u. 1 68

ingil itere'de Ütopik Sosyal ist Hare ket

M orris sağ l ı k d u ru m u n u n kötü leştiği ve Sosya l i st B i r l i k'i n iç çe­ kişmeler yüzü nden ayrı l d ı ğ ı 1 890'1ı yı l l a ra kad a r sosya l i st ha reket­ te a ktif rol a l d ı .

The New Age [Yeni Çağ] Morris'in ça l ı ş m a l a rı 1 907- 1 920 yı lları a ra s ı n d a i lerici The New Age g azetesiyle bağ lantı l ı bir g ru p m i m a r, sa n atçı ve entelektüeli d e ­ r i n d e n etkiledi. Alfred Richard Orage'ı n b a ş ka n l ı ğ ı ndaki The New

Age, a l ternatif d ü ş ü n ü rler için yirminci yüzyı l başla rında ç ı ka r ı l a n b i r d e rgiyd i . Fab i a n sosya l izm i nden m e m n u n o l mayan Orage te­ m e l d e "değerlerin yeniden değerlend i r i l mesi n i " i stiyordu. Siyasi ve e ko nomik insan hakları talep etmek bu i ş i n i l k adı m ıyd ı . ea rly­ le, R u skin, Morris ve M a rx g i b i isimlerin ça l ış m a l a r ı n d a n feyz a l a n Orage'a göre yen i değerler a ra m a k "ka pita l izm i n v e o n u n i lerleme vizyo n u n eti k ve ma nevi a n lamda redded i l mesi" d e m e kti. Kapita l izmle sosya l izm a ra s ı nda üçüncü bir yol a raya n dergi, modern sa nayi top l u m u na hem sağ hem de sol görüşten sa l d ı ra n i s i m leri yayı n l ıyord u . B u n l a r a rasında a n a rş i stler, J a kobitler, orta­ çağ u ya n ışç ı l a rı ve topra k reformcu ları yer a l ıyo rd u . Dergiye katkı sağ l aya n en bi l i n d i k i s i m l e r H i la i re Bel l oc, G . K. C hesterton ve Ezra Pou n d 'd u .

FA S I A N D E R N E G i E ko n o m ist tari hçi Sidney Webb, Fa b i a n Derneğ i'n i n sosya l izme ya k l a ş ı m ı n ı "kademe l i l i ğ i n kaçı n ı l mazl ı ğ ı " ifadesiyle a n latm ışt ı r. 1 884'te ku rulan Fa bian Derneği, i ngiliz top l u m u n u en ra hat şeki l­ d e kapita l izmden sosya l izme geçirmek i ç i n S i d n ey Webb'i n ded i ğ i g i bi u l usun düşü nsel v e siyasi hayatına "n üfuz ed i l mesi" gerekti­ ğ i n e i n a n ıyord u. Dönüşü m ü n kaçı n ı l mazl ı ğ ı kon u s u nda Marx i l e hemfi ki r olmalarına rağ men s ü recin işleyi ş i n d e a n laşamıyorlard ı . Fa b i a n l a r topl umsal d ö n ü ş ü m ü n kad e m e l i v e d e n eysel o l a ra k 1 69

Sosyalizm 1 0 1

gerçekleşeceğ i ne, devri m d e n ziyade pa rlamenter reformlar sonu­ cunda o rtaya çıkacağ ı n a i n a n ı yo r l a rd ı .

Oyalayıcı Fabian Derneği'nin adı Romalı Komutan Quintus Fabius Maximus Verucosus Cunctator'dan gelmektedir. Pön [Kartaca] Savaşları sı­ rasında meydan muharebelerinden kaçınma taktikleri en nihaye­ tinde daha güçlü olan Kartaca kuvvetlerini yıpratarak kendisine "Oyalayıcı Fabius" lakabını kazandırmıştır.

Beatrice Webb'i n " M i n o rity Report of the Poor Law Com m i ssi­ on" [Yo ks u l Ka n u n u Kom i syo n u Azı n l ı k Raporu; 1 909] adlı ra po­ runda b e l i rttiği g i b i top l u m u n n i h a i hedefi vata ndaşlarına "u l u s ça p ı n d a çağdaş a s g a r i yaşa m sta ndard ı " taa h h üt edebi l ecek d e ­ mokrat i k seçi m l e iş baş ı n a g e l m iş, merkezi b i r h ü kü metti. Fa bi­ a n l a r David Rica rd o'n u n söyle d i ğ i gibi yerel, bölgesel ve devlet seviyelerinde kira verg i l e riyle fi na nse ed i l ecek ka m u teşebbüsleri kurmayı tasa rl ıyorla rd ı . B u ka m u teşebbüsleri verg i lerle fi nanse ed i leceğ i için, özel teşeb b ü s l e r i n bazı harca m a l a r ya pmalarına ge­ rek ka l mayaca k, böylece d a h a iyi maaşlar ve ça l ı şma koşu l ları su­ n a b i l eceklerd i . Fa bia n l a r ayn ı za m a nda teke l l erin elinde b u l u n a n ka m u i ş l etmeleri n i n , n a k l iye ş i r ketleri n i n v e i ş l etmelerin ka musal­ laştı rı l ma s ı n ı öneriyo r l a rd ı . S i d n ey ve Beatrice Web b i l e oyun yaza rı Bemard Shaw'ın l ider­ l i k ett i ğ i Fa bia n l a r ı n çoğ u n l u ğ u o rta s ı n ıf ente l e ktüellerd i. Derne­ ğin h iç b i r za man çok fazla üyesi olmadı. 1 946 yı l ı nda en yü ksek sayıya u l a şt ı ğ ı nda ya l n ızca 8400 üyesi b u l u n uyord u .

LSE London School of Economics and Political Science (LSE; Londra Eko­ nomi Okulu) 1895 yılında Fabian Derneği tarafından kuruldu. Yok­ sulluk sorunlarını inceleyerek daha iyi bir toplum yaratmayı amaç1 70

ingil itere'de Üto p i k Sosyalist Ha reket

lıyorlardı. Yirminci yüzyılın başında okul az gelişmiş ülkelere lider yetiştiren bir eğitim sahasına dönüştü.

B i r siyasi parti kurma k yerine Fa bia n l a r va r o l a n pa rti leri etki­ l e rn eyi tercih etti. 1 900'd e Fa bianlar i şçi Tem s i l Kom itesi'n i n kurul­ masına ya rd ı m etti ve bu kom ite 1 906 yı l ı nd a işçi Pa rtisi'ne d ö n ü ş­ tü.

1 71

iNGiLiZ iŞÇ i PARTiSi Kendi Başına Bir Parti

iskoç sosya l ist Kei r H a rd i e ( 1 856- 1 9 1 5) i mtiyazl ı s ı n ıfların giyd i ğ i m e l o n şa p ka n ı n antitezi o l a n ü n l ü kasketiyle Vi ktorya dönemi i n g i ltere'sinde işçi s ı n ıfı n ı n sembolü haline geldi. Asıl i s m i James Kerr olan H a rdie, çiftl i kte h iz m etçi l i k ya pa n bir anne ile bir gemi mara n g ozu n u n gayri meşru çocuğ uydu. Babası ilk işçi send i kacı­ larda n d ı . H a rd i e yed i sekiz yaş l a r ı n d a ça l ı şmaya baş l a d ı . On b i r yaşına geld i ğ i n d e evi n en küç ü ğ ü ola ra k yerel madende ça l ı ş maya başla­ d ı . Ard ı nd a n on bir yıl d a m a d e n c i l i k ya ptı.

Hardie'nin Eğitimi Pek çok işçi sınıfı radikali gibi Hardie de daha çok kendi kendini eği tti. Örgün eğitime çok az katılmış olmasına rağmen tarih ve ede­ biyat alanında kendini yetiştirdi. Hayatının daha sonraki dönem­ lerinde özellikle Thomas Cadyle'ın ilk 1833-1834 yılları arasında Fraser's Magazine'de tefrika edilen hicivsel romanı Sartar Resartus adlı kitabından bir hayli etkilendiğini söylemiştir. Çok okumasının yanı sıra Hardie kendi kendine Pitman stenografisini de öğrenmiş­ tir.

1 878 yı l ı nda H a rd i e işçi sen d i kası hareket i n e a ktif o l a ra k katı­ l a b i l m e k için madende ça l ı şmayı b ı ra ktı. Başl a n g ıçta Glasgow'da küçü k bir d ü kka n aça ra k bir gazeteye maka l e l e r yazd ı . 1 88 1 yı l ı n­ dan itiba ren madenci b i r l i ğ i k u r m a ça l ı ş m a l a r ı n a kat ı l d ı . Ü l keden ü l keye g i d e rek yerel ş u be l e r açtı. Bi rkaç yı l boy u n ca pa rça pa rça kaza n d ı kla rıyla idare etmeye ça l ışan Hard i e fa rkl ı yerel şubeler adına yü rüttüğü m u h a b i r sekrete r l i k işinin ya n ı s ı ra çeşitli kısmi za ma n l ı işlerle geçi n m eye ça l ı şıyord u . 1 72

I n lll.r l �ç l

ı '. ı ı ı

\

1 886'da Ayrsh i re B i r l i ğ i 'nden düze n l i sayılacak b i r m u 1 � ı l ı n . ı ,

sıyla birlikte, H a rd i e'n i n i l g isi siyasete v e sosya l izme kaym; ıy. ı b. ı ;, l a d ı . Send i kac ı l ı k işinde g österd i ğ i şev k l e kend i n i s i ya

t

wıdl.

i ki ta ne ayl ı k dergi b u l d u . Biri iskoç madenci federasyonu n u n ru l ma s ı n ı savu nan, kısa ö m ü r l ü The Miner dergisi, d iğeri i

ı

ıı

k ı .,. ı

s ü rede ka pa n a n Glasgow i şçi Partisi'n i n i ş l etme m e m u r l u u ı ı u y ü rüten, daha geniş ya pıdaki The Labor Leader'd ı . Hardie ayr ıc



i ki n c i Enternasyonal'i n 1 889 yı l ı ndaki a ç ı l ı ş kon g resi ndeki M r k s i st v e Marksist o l maya n otu ru miara kat ı l a ra k kend i n i eğitti. 1 888 yı l ı nda ilk d efa bağ ı msız bir işçi a d ayı o l a ra k pa rlamento ya a d ayl ı ğ ı n ı koyd u. Ya l n ızca 6 1 7 oy a l ma s ı n a rağ m e n l i bera l siya i s i ste m i n d i kkat i n i ü stü ne çekmeyi başa rd ı . 1 89 1 yı l ı nda Libera l Pa rti Lond ra'daki West H a m South adayl ı ğ ı tek l if etti. Burası sendi­ ka l a r ı n yoğ u n l u kta olduğu b i r işçi s ı n ıfı m a h a l lesiyd i . H a rdie'nin parlamentodaki i l k d ö n e m i ç o k başa rı l ı geçmed i . 1 895 yı l ı nda koltu ğ u n u kaybeden Hard i e 1 896 v e 1 900 yı l la r ı n d a yen iden adayl ı ğ ı n ı koyma s ı n a rağmen başa rı l ı o l a m a d ı .

Parlamenter Seçimler Büyük Britanya'da parlamenter seçimler düzenli yapılmamakta­ dır Aynı parlamento beş yıldan fazla süre görevine devam edebilir. Ancak kral veya kraliçe, başbakanın görüşünü aldıktan sonra par­ lamentoyu istediği zaman dağıtabilir. Parlamentonun dağıtılması Avam Kamarası'nda çalışma koalisyonu kurulamaması gibi pek çok sebepten gerçekleşebilir.

Seçim sand ı ğ ı nda kaybeden Hard i e y i n e de geleceği için sağ­ lam b i r siyasi temel i n şa etmekteyd i. Li bera l Pa rti'deki zayıf orta k­ l ı k l a ra güvenmektense 1 893 yı l ı nda Bağ ı m s ız işçi Pa rtisi'ni (I LP) k u rd u . Parti işçi sen d i ka l a rıyla sosya l i st d e rnekleri birleşti ren te­ mel bir stratej iye daya n ıyord u . 1 894 y ı l ı n d a her ay yerine her hafta

The Labor Leader'ı yay ı n l a maya başlad ı . Böylece ken d i görüşleri n i d u y u racağı b i r platform ya rat m ı ş oldu. l l l

Sosyalizm 101

Y E N i B i R PA R T i Şu bat J 900'de Hard i e'n i n B a ğ ı m s ı z i şçi Partisi, i şçi Send i kası Kong­ resi ve Fa bian Derneğ i gibi d i ğ e r işçi ve sosya l i st g ru p l a rla birlik olara k i ş Temsilciliği Kom itesi'n i ( LRC) ku rd u . işçi Pa rtisi'n i n m üjde­ cisi olan i ş Temsilci l i ğ i Kom itesi, parla mento adayl a rı n ı n seçil mesi­ n i teşv i k etmek amacıyla o l uştu ru l m uştu. 1 906 yı l ı nda kom ite işçi Pa rtisi'ne dönüştü ve genel seçi m lerde parl a m e ntoda yirmi dokuz koltu k kaza n d ı . Hard i e d e G ü ney G a l ler'deki Merthyr Tydfı l kenti adayı o l a ra k seçi ldi. B i r i n c i Dü nya Sava ş ı 'n ı n s o n l a r ı n a doğru işçi Pa rtisi'n i n üyeleri a rtık iyice otu rmuştu . Bu, siya s i atmosferdeki iki değişim sayesin­ de gerçekleşmişti: işçi send i kası üyeleri n i n say ı s ı n d a ki öne m l i a rtış.



1 9 1 8 H a l k ı n Tem s i l i Ka n u n u i l e yirmi bir yaş üstü tüm erkeklere



oy h a kkı veri l mesi ve i l k d efa otuz yaş üstü m ü l kiyet koş u l l a r ı n ı sağ l aya n kad ı n l a ra oy h a kkı ta n ı n ması. 1 9 1 8 yı l ı nda işçi Pa rtisi resm i olara k sosya l i st b i r pa rti oldu­ ğunu d uy u rd u ve "i ş ve Yen i Top l u m Düze n i " adlı yen i bir reform prog ra m ı başlattı . B u p rog ra m Fa bian Derneğ i başka n ları Sidney ve Beatrice Webb ta rafı n d a n tasa rla n m ıştı. Pa rt i n i n yen i hedefleri asgari ü c ret ve aza m i hafta l ı k ça l ış mayla ta m isti h d a m sağ lamak, sanayi n i n ka m uya ait o l ması, a rta n oran l ı verg i l e n d i rme ve eğiti m­ le top l u msal h izmetlerin a rtı rı l masıyd ı . 1 922 yı l ı na kad a r i ş ç i Partisi l i bera l lerin yeri n i a l a ra k resm i m u ­ halefet pa rtisine d ö n ü ştü. 1 924'te i ngi ltere'de i l k defa bir işçi h ü ­ kü meti seç i l d i .

1 74

REFAH DEVLETiNiN KU RULMASI I n g i l iz Toplum Mühendisleri

Art a rda yaşa n a n Büyük B u n a l ı m ve i kinci D ü nya Savaşı, geride d e­ ğ i ş i m e hazı r b i r Batı Avru pa b ı rakmıştı. E ko n o m i ler ve topl u m l a r ı n yen i d e n inşa e d i l mesi gere kiyord u . Serbest piyasa ekonom i s i n i n b ü y ü k çoğ u n l u kl a redded i l mesi ve pa rti l e r i n d e b u n u destekle­ mesiyle birlikte Batı Avru pa oyu n u solda n ya na ku l l a n d ı . i n g i ltere, N orveç ve isveç sosya l ist h ü kü metler seçt i . Sosya l i st partiler H o l ­ l a n d a , Da nima rka, isviçre, Avustu rya, Belçi ka, ita lya v e Fra nsa'da koa l i syon h ü k ü m etleri n i n kurulmasına ya rd ı mc ı o l d u lar. ilk defa sosya l ist pa rti l e r hemen hemen tüm Batı Avru pa'da i ktidara gel­ m i şt i .

R E FA H D E V L E T i N i N KÖ K E N i R u s Devri m i 'yle b i ri l i kte kend i n i sosya l i st ve kom ü n ist olara k ta­ n ı m layan parti ler a rasında büyük bir u ç u ru m a çı l m ı şt ı . 1 945 yı l ı n­ d a Batı Avru pa l ı sosya l i st pa rti ler artık M a rx'ı n ve Len i n'i n değil, Edwa rd Bernste i n ve Fa b i a n l a r ı n halefleriyd i . Sosya l i st devlet k u r­ m a fi krine ideo l oj i k a n la m d a h a l a bağ l ı o l m a l a rı n a rağ men i ktida­ ra g e l meden ö n ce reform uğruna devri m d e n vazgeçmişlerd i . Açı k b i r değişim ta l ebiyle göreve gelen Avru pa l ı sosya l ist pa rtiler fa r k l ı t ü r "refa h sosya l izm"leri ü rettiler. Bu refa h sosya l izm lerinin her b i ri, d ev l et e l iyle d üzen lenen çeşit l i top l u m s a l refa h prog ra m ları ve re­ for m e ed i l m i ş b i r kapita l ist ya pıyı içi nde ba r ı n d ı rıyo rd u . Asl ı na bakı l ı rsa sosya l refa h prog ra m l a r ı n ı k u l l a n a n l a r sava ş son rası sosya l i st parti leri d eğ i l d i . Sosya l istlere uza k d u ran işçi sı­ n ıfı n ı n bağ l ı l ı ğ ı n ı kaza n m ayı hedefleyen Ş a n sö lye Otto von Bis­ m a rc k 1 893'te ki sağ l ı k sigortası planı, 1 894'tek i işçi tazm i natı ve 1 889'd a ki yaş l ı ve enge l i i le re ayl ı k bağ l a n m a s ı da d a h i l olmak üze1 75

Sosyalizm 1 0 1

re A l m a nya'n ı n i l k zoru n l u sosya l sigorta prog ra m ı n ı uyg u l a maya koyd u . Çok geçmede n Avustu rya ve Maca rista n da A l m a nya'n ı n izi nden g itti. Hemen ya n ı baş ı n d a yen i işçi Pa rtisi'n i n nefesini h i s­ seden l i bera l Herbert Asq u it h h ü kü meti 1 9 1 1 yı l ı nda b i r d izi ben­ zer refo r m u uyg u l a m aya koyd u . B u n l a r a ra s ı n d a i ngi ltere'ni n i l k sağ l ı k v e işsizl i k sigortas ı p la n l a rı, yaş l ı l ı k maaşla rı, u l usa l iş bulma ağı ve sa n ayi lerin asgari ücret l e r i n i bel i rleme g üc ü n e sa h i p tica ret heyetleri b u l u n uyord u .

Sosyal Piyasa Ekonomisi Nazilerin eline terk edilmiş olan Almanya Sosyal Demokrat Parti­ si yeni baştan kurulduktan sonra 1959 yılındaki "Bad Godesberg" programıyla Marksizmden koptu. Parti Marksizm yerine "en çok rekabeti ve planlamayı" içinde barındıran bir "sosyal piyasa ekono­ misinin" peşine düştü.

C L E M E N T AT T L E E V E i N G i L i Z i Ş Ç i PA R T i S i i ki nci D ü nya Savaşı'n ı n a rd ı n d a n i n g i l iz h a l k ı değişime oldukça hevesl iyd i . 1 93 1 yı l ı n d a n beri i ktidarda M u h afaza ka r Pa rti bu l u n u­ yord u . Bu y ı l l a r boyu nca başbakan olan Wi n ston C h u rch i l l ( 1 8741 965) i n g i ltere'ye zafe r kaza n d ı r m ı ştı fa kat a rtı k i ngi ltere'n in b i r savaş ö n d erine i htiyacı yoktu. M u hafaza ka r Pa rti'n i n savaş öncesi geçmişi çok da parlak sayı l­ mazd ı . M u hafaza ka r l a r Büyü k B u n a l ı m'ı n perişa n l ı ğ ı n ı g i dermek için yavaş davra n m ıştı. C h a m berlain'ın yatıştırma politikası sade­ ce bir başarısızl ı k değil, aynı za manda uta nç kaynağıyd ı . M u hafa­ za ka r Pa rti 'n i n yeniden s i la h l a n mada da başa rısız ol ması Nazi sal­ d ı rı ları karşısında ü l keyi zor d u ru mda bıra k m ı şt ı . i şçi Partisi ise ta m ters i n e, sava şta n ö n c e böyle başa rısızl ı klar yaşa m a m ı ştı. Ayrıca o ld u kça görünür olan b u pa rti savaş döne1 76

Refa h Devlet i n i n Kurulması

m i ndeki Church i l l h ü kü metiyle o l d u kça etki l i bir koa l i syon y ü ­ rüt m ü ştü. Asl ı n a bakı l ı rsa, i şçi Pa rtisi m i l l etve ki l i e l e m e n t At t i C h u rc h i l l 'i n başba kan ya rd ı m c ı l ı ğ ı n ı ya p m ı şt ı .

Clement Attlee C l e m e nt Attlee ( 1 883 - 1 967) s ı ra d ış ı b i r işçi ö n deriyd i. Ufak te ­ fek, s ı k ı l g a n bir adamdı, ai lesin maddi o l a n a kları e l i n i kısıtl ıyord u . Oxfo rd 'da geçird i ğ i üç yı l ı n a rd ı ndan avu kat o l a n Attlee pek faz­ la d a vaya bakma d ı . O n u n yerine ba ba s ı n d a n a l d ı ğ ı yı l l ı k pa rayla geçi n iyor, sonra l a rı dediği gibi uza ma n ı n ı n büyük k ı s m ı n ı bilard o oynaya rak" geçiriyord u. 1 905 yı l ı nda kardeşi La u rence onu Doğu Lon d ra'd a ki Li mehou­ se bölgesinde yer alan b i r genç erkekler k u l ü bü n e g itmeye ikna etti. Çok geçmeden Attlee k u l ü b ü n m ü d avi m i oldu. 1 906 y ı l ı n d a ku l ü b ü n yerleşik yöneticisi h a l i n e geldi. Böylece Attlee hayatta ki amacını b u l d u . Her gün ka rşı laştı ğ ı yoks u l l u k ka n ı n a dokun uyord u . 11Za l i m soka k l a rd a s ı kça karş ı laş­ tığı nazik olayl a r ve sessizce ya p ı l a n ka h ra m a n l ı kl a r " sosya l izme kuca k açmas ı n ı sağ ladı. ilk d u rağı Fa bian Derneğ i oldu. Ama b u rada g özü korktu, ken­ dini ra hat h issedemed i. Ası l evi Kei r H a rd i e'n i n Bağ ı msız işçi Pa rtisi oldu. Başkaları n ı n va kit ayı rmad ı ğ ı veya e l i n i s ü rmed iği işleri ya­ para k ü st kadernelere tırma n d ı .

Churchill ve Attlee Seçim Kampanyasında 1 944 seçi mleri n i n başla masıyla Attlee ve C h u rch i l l seçi m ka m­ pa nya s ı için tura ç ı ktı lar. C h u rc h i l l bir oto m o b i l kafi l esiyle seya hat ederken Attlee ken d i a ra ba s ıyla yol a l ıyord u . A ra bayı ku llanan eşi nerede isterse orada d u ruyorlard ı . C h u rc h i l l sosya lizm i n teh l i kele­ ri n d e n ba hsederken Attlee'n i n ı l ı m l ı tavı rları C h u rch i l l 'i n sözleri n i çü rütü r n itel i kteyd i. Attlee'n in savı o l d u kça basitti: 1 77

Sosyalizm 7 0 7

Eğer sava şta enerj i n i n y ı k ı m a ra ç l a rı ya ratm aya h a rca n ma s ı n a ve a rz kıt l ı ğ ı n a rağ m e n t ü m h a l ka yiyecek, g iyecek ve isti h d a m sağ­ l a n a b i l d iyse, ba rış za m a n ı n d a d a h ü kü meti n h a re kete geçmeye n iyeti ve g ücü o l d u ğ u n d a ayn ı şeyi başa r m a k i m ka n sız değ i l d i r.

M u hafaza ka rlara n aza ra n i şçi Pa rtisi'n i n d a h a çok top l u msa l re­ form ya pacağ ı n d a n i n g i l iz h a l k ı n ı n neredeyse h i ç kuşkusu yoktu. Tem m uz 1 945'te, Japonya'n ı n tes l i m o l m a s ı n d a n b i r ay önce i n­ g i ltere'deki seçmenler Wi n ston C h u rchil l'in savaş h ü kü metine oy vermeyerek sava ş ı n biti m i n i kutla d ı l a r. işçi Partisi değ i ş i m g etirmesi koşu l uyla seçi l d i . Ava m Ka mara­ sı'nda 1 46 koltuk a l a ra k çoğ u n l u ğ u elde eden Clement Attlee re­ form l a rı n ı n kapsa m ıyla ta n ı n a n b i r işçi h ü k ü m eti kurd u .

"Beveridge Raporu" 1 94 1 'de Wi nston C h u rc h i l l i n g i ltere'n i n savaşta n sonra kend i n i nasıl yen i l eyeceğ i üze r i n e b i r ra por yazması için Wi l l ia m Beveri­ dge'i ( 1 879- 1 963) görevle n d i rd i . Clement h ü kü meti Beveridge'i n 1 942'd e yazd ı ğ ı "Sosya l S i g o rta ve Müttefi k H izmetler Ra poru"n u ("Beveridge Raporu" o l a ra k da b i l i n i r) i kinci D ü nya Savaşı sonrası i ngilte re'de bir refa h devleti ya ratma projesi o l a ra k ben i msed i ler. Beatrice Webb'i n h i m ayesi ndeki Beveridge ra poru yaza bi lecek tek kişiyd i. Öm r ü n ü a d a d ı ğ ı işsizl iği çözme kon u s u na i l g isi 1 908 yı l ı nda Lond ra'daki b i r evde bekçi ya rd ı mcısı o l a ra k ça l ı ş masıyla başla d ı . Unemployment: A Problem of lndustry Services [işsizl ik: Sa­ nayi Soru nu; 1 909] a d l ı i l k kita b ı sayesinde l i bera l Asq u ith h ü kü­ meti u l u s a l sigorta ve ayl ı k ka n u n uyla i l g i l i kend i s i n i n tavsiyeleri­ ne başvu rd u.

Yerleşim Hareketi 1880'lerden 1920'lere kadar popüler olan yerleşim hareketi, zen­ ginle fakirin birbirine bağımlı topluluklar halinde yaşamasıyla yok1 78

Refah Devlet i n i n Ku rulması sulluğun azalacağını öne sürüyordu. Hareketle birlikte şehrin yok­ sul kesimlerinde halk evleri inşa edildi. Buralarda "yerleşim işçileri" olmaya gönüllü orta sınıflar yaşıyor ve komşularına eğiti m ve hiz­ met veriyorlardı. Amerika'nın en bilinen yerleşimi, Şikago'daki Hull House'tur.

"Sosya l Sigorta ve Müttefi k H izmetler Ra poru"nda Beveridge üç kı lavuz i l keden bahseder. Bunlar h ü kü m et i n " ka l k ı n ma yol u n­ d a k i beş devle'; ya n i yokl u k, hasta l ı k, ceh a l et, sefa l et ve miski n l i kl e m ücadele ederken izleyeceği i l kelerd i . G e ç m i ş i n "kı s m i çıkarları" g e l eceğe yön e l i k tekl ifleri k ı s ıtlamama­ l ı d ı r: "Dü nya ta r i h i ndeki b u devri m h a reketi ya m a l a m a değil, dev­ ri m ya pma za m a n ı d ı r:' Sosya l güve n l i k, "kapsa m l ı b i r sosya l i le r l e m e pa ket i n i n" ya l ­ n ızca b i r parça s ı d ı r. Sosya l g ü ve n l i k politi k a l a r ı devletle b i rey a ra s ı n d a i ş b i r l i ğ i s a ğ l a na ra k gerçekleşti r i l m e l i d i r. Devlet "teşvi kleri, fı rsa t l a rı v e so­ ru m l u l u kl a rı kısıtl a m a m a l ı d ı r; u l usal b i r a s g a ri d ü zey b e l i rlerken her b i reyi n isterse ke n d i s i ve a i lesi için bel i rl e n e n asgari d üzeyden faz l a s ı n ı kaza n a b i l mesi için yer açma l ı ve b i reyleri teşv i k etme l i d i r.

B u n ları ta kip eden d i ğ e r önerileri n a ra sı n d a sağ l ı k fatura l a rı n ı n yoks u l l uğa sebep o l m a s ı n ı ö n l eyecek ücretsiz b i r u l usal sağ l ı k ser­ visi k u r u l ması ve devlet ya rd ı m la rı n ı n m a a ş l a rla desteklenebi l me ­ si i ç i n t a m istihda m ı n taa h h üt ed i l mesi d e y e r a l ıyord u . Beveridge m a d d i d u ru m a daya l ı devlet ya rd ı m ia r ı na ka rşı ç ı ­ kıyor, bu ya klaş ı m ı n ya rd ı m a l a n lar açısı n d a n b i r yoks u l l u k kapa n ı ya rattığ ı n ı söyl üyord u . Bu d u ru mda ya rd ı m a l a n kişiler g üven l i k a ğ l a rı n ı kaybetme korkusuyla d u ru m l a rı n ı b i raz o l s u n iyi leşti rme­ ye yönelem iyord u . Maddi d u ru ma ba k ı l m a s ı n da n sa Beveridge h erkesin sabit oranda katkı ya pması n ı ve h erkese d e sabit ora n d a devlet ya rd ı m ı sağ lanması n ı öneriyord u. B u evre n sel l i k i l kesi refa h sosya l izm i n i n ta n ı m layıcı öze l l i klerinden b i ri h a l i ne geldi. 1 79

Sosyalizm 1 0 1

"Beveridge Raporu" beklen med i k şeki lde e n çok sata n l a rdan biri oldu. Bir kopya s ı n ı a l m a k i ç i n i nsa n l a r satışa ç ı kacağı g ü n ü n gecesi yayın ofisi n i n ö n ü nde kuyruğa g i r m i şti bi le. Herkes Harry Potter'ı n son kita bı n ı a laca k m ı ş g i bi heyeca n l ıyd ı . Daha i l k ayda 1 00 b i n d e n fazla kopyas ı satı l a n kita p toplamda 800 bin adet sattı. Yi rmi i k i dile çevrilen kita p i n g i l iz b i r l i klerine dağ ıtı l d ı, uça klardan Nazi A l m a nya'sına atı l d ı . S ı ra d ış ı b i r halk ka h ra m a n ı n a dön üşen Beveridge "Halkın Wi l l i a m'ı" o l a ra k a n ı l maya baş l a d ı .

i N G i L i Z R E FA H D E V L E T i 1 945- 1 95 1 yı l l a rı a ra s ı n d a Attlee h ü kümeti " Beveridge Ra poru"­ nu k ı lavuz a l a ra k i n g i l iz refa h s i ste m i n i ku rd u . U l usal Sigorta Ka­ n u n u'yla emekli maaşları, işsiz l i k ya rd ı m ları, hasta l ı k ödenekleri, doğ u m ve cenaze ya rd ı m la rı s a ğ l a n ıyord u . Sanayi Ya ra l a n m a l a rı Ka n u n u i ş kaza la rma ödeme ya pıyordu. i n g i l iz t ı p camiası n ı n d ü ş­ ma nca ya klaşı m ı na rağ m e n ç ı ka r ı l a n U l usal Sağ l ı k H izmeti Ka nu­ n u ise i n g i ltere'de yaşaya n h erkese eksiksiz sağ l ı k h izmeti veri l me­ sini şa rt koşuyord u .

Kamusaliaştırma Ayn ı d ö n e mde h ü kü met i n g i ltere Bankası'nı, d e m i ryol l a r ı n ı, uzun yol taş ı m a c ı l ığı, teleko m ü n i ka syon u, köm ü r maden leri ni, sivi l ha­ vac ı l ığı, ka nalla rla tersa neleri, e lektriği, doğalgazı ve demir-çel i k endüstri lerini ka m u sa l laştırd ı . B u n ların ta m a m ı ekonom i n i n ve ka m u h izmetleri n i n teme l i n i o l u ştu ruyord u . Asl ı nda bakı l ı rsa uzu n yol taşımacı l ı ğ ı d ı ş ı nda h iç b i r i n i n ka m u s a l laştı rı l madan önce yıld ızı pa rlamamıştı. Ka m usal laştırılan e n d ü st r i l e rd e bir sanayi d e mokrasisi kurma veya b u n l a rı işçi lerin d eneti m i n e b ı rakma fi kri hiç düşü n ü l med i. Ka m u s a l laştı rılan end ü stri leri h ü kü meti n ata d ı ğ ı ku ru l l a r yöneti­ yord u. Rusya'da sa h i p l e ri n i n e l i n d e n zor a l ı n a n end üstri lerin aksi­ ne i n g i ltere'de m ü l k sa h i plerine tazmi nat öden d i . 1 80

Refa h Devlet i n i n Ku rulması

Attlee'n i n progra m ı na ya l n ızca dem i r ve çel i k end ü strileri nden c i d d i b i r itiraz g e l d i . Bu end ü striler h a l i hazı rd a isti kra rl ıyd ı ve sen­ d i ka l a rla iyi i l işki leri va rd ı . Bu ka musa l laşt ı r ı l m a ka n u nu, Lort l a r Ka m a rası'n ı n i ş ç i Partisi'n i n görevde o l d u ğ u dönemde erteled i ğ i tek ted b i r önerisiyd i . Ka n u n 1 949 yı l ı nd a ka b u l ed i l d i ve 1 95 1 'd e yü r ü r l üğe kon u l d u . Ka n u n u n yürürlüğe kon u l masından k ı sa s ü re son ra işçi Pa rtisi genel seçim leri kaybetti. M u hafaza ka r Pa rti 1 95 1 'd e göreve g e l i r g e l m ez dem i r-çe l i k e n d ü strileri n i yen i d e n öze l l eşti rd i . 1 980'1erde öze l l eşti ri len tek sektör d e m i r-çe l i kti.

1 81

iSKANDiNAV MODELi Kuzeyde Sosyalizm

isveç Sosya l Demokrat Pa rti s i (SAP) karma e ke n o m i lerin öncüsü oldu. B u e konomi lerd e h ü k ü m et ekonomi ve ö n e m l i refa h prog­ ra m l a rı n ı yön l e n d i ri rken ü reti m a raçları n ı n çoğ u n l u ğ u özel m ü l ke a itti . Diğer ü l kelerdeki sosya l i st partiler de isveç'i n yol u ndan g it­ tiler.

HJALMAR B RANTI N G Hja l m a r B ra nting ( 1 860- 1 925) 1 889 yı l ı nda isveç Sosya l Demokrat Pa rtisi'n i n kuru l ma s ı n d a ki itici g üçtü. i sveç j i m nasti k oku l u n u i ler­ lete n lerden biri n i n oğ l u o l a n Branti ng, Stokhel m'deki özel Beskow Okul u'n d a eğiti m a l d ı kta n son ra U ppsa la Ü n iversitesi'nde mate­ matik o k u d u . Mezu n o l m a s ı n ı n a rd ı ndan 1 882 yı l ı nda Stockholm Rasathanesi başka n ı n ı n a sista n l ığ ı n ı ya pmaya başlad ı . Ertesi yıl Avru pa'yı b i r u c u n d a n öteki u c u n a dolaşan Branti ng nereye g itse sosya l i st d o ktri n l e rl e ka rşı laşıyord u . Pa ris'te devri m­ ci Ma rks ist Pa u l Lafa rg u e'ı n verd i ğ i konfera n s i a ra katı l d ı . Züri h'te Ed u a rd Bernstein'd a n sosya l d e m o krasiyi öğre n d i . Rusya'da dev­ rim tartış m a i a n n a katı l d ı . 1 889 y ı l ı nda Bra nti ng işçi send i kası l ideri A u g u st Pa l m'la ( 1 8491 922) b i r l i kte isveç Sosya l D e m okrat Pa rtisi'n i kurdu. Alma nya Sosya l Demokrat Pa rtis i 'n i m o d e l a l m ışlard ı . i l k kong rede parti şiddete eğ i l i m l i hiçbir d evri m h a reketini ka b u l etmed i ğ i n i beya n eden b i r ka ra r çıka rd ı . B ra nt i n g 1 896'da R i ksdag'ı n (pa rlamento­ n u n) Ava m Ka marası'na seçi l d i . 1 902'ye kada r parla mentodaki tek sosya l i st o l a ra k ka l m a s ı n a rağ m e n bu ta ri hte sosya l demokratlar Ava m Ka m a rası'nda 230 koltuğ u n 4'ü nü kaza n d ı . B i r sonraki se­ çimde ise 1 3 koltu k a l d ı l a r. 1 9 1 7'ye kadar sosya l demokratlar i ki 1 82

i s k a n d i nav Modeli

pa rti l i siste m i n dengesi n i bozacak kada r kol t u k ed i n m i şt i . Libera l ­ l e r l e k ı sa ö m ü r l ü b i r koa l i syon h ü kü meti k u rd u l a r, b u h ü k ü m e t i n m a l iye baka n ı Bra nting o l d u .

B Ü Y Ü K B U N A L l M VE i S V E Ç ' i N i L K S O S YA L D E M O K R AT H Ü K Ü M E T i Büyü k Buna l ı m 1 932'de isveç'i iyiden iyiye etk i l e d i . "Kibrit kra l ı " l va r Kreuger'ın iş i m pa rato r l u ğ u n u n çökmesiyle i sveç ba nkacı­ lık s i stem i çökme noktasına g e l d i . Birinci D ü nya Sava ş ı sıras ı n d a Kre u g e r i sveç'i n ki brit ü reti m i n i t e k fi rma çat ı s ı a l t ı n d a topla m ı şt ı . Savaşta n sonra teke l i n i d ü nyaya yaya n Kre u g e r genel l i kle isveç ba n k a l a n ndan kısa vadeli kred iler a l a ra k ken d i siyle teke l anlaşma­ sı ya p a n döviz kıtl ı ğ ı ndaki ü l kelere uzu n vad e l i borç l a r veriyord u . 1 92 8 y ı l ı gel meden Kreuger d ü nyadaki k i b rit ü reti m i n i n ya rısın­ d a n fazlası n ı e l i n e a l d ı . Kü resel buna l ı m ı n başlamasıyla Kreuger borç a l ı p verme işini s ü rd ü remedi. 1 2 M a rt 1 93 2 'd e intihar etti. Kreuger'e pa ra vermiş olan bazı i sveç ba n ka la r ı n a devlet des­ tek ve rmek zoru nda ka l d ı . Kreuger'in başa n sızl ı ğ ı ba n kacı l ı k sis­ tem i nden fazlası n ı etki led i . Kreuger'ı n d i ğ e r i sveç l i şi rketlerde d e büyü k h isseleri va rd ı . Piyasadaki hisseleri n i n değerleri b i r a n d a d ü ş ü n ce hisse fiyatl a n da g iderek aza l d ı . K i ş i s e l servetler b u h a r o l d u , y u rtd ı ş ı satışlan d ü ştü . ithalat ü l ke l e r i n d e ü reti m yüzde 34, yu rtiçi endüstri lerde ise yüzd e 1 3 aza l d ı . B u n a l ı md a n ö nce on b i n ­ l e re d ü şen işsiz sayısı 1 933 yı l ı nda 1 89.225'e ç ı ktı.

Wigforss ve Hansson işsizliği Dizginliyor 1 93 1 y ı l ı nda, Kreuger'ı n ki brit i m pa ratorl u ğ u çökmeden ayla r önce ekonomist Ernst Wigfo rss ( 1 88 1 - 1 977) işsizl i k l e m ücadele et­ m e k ve ekonom i k ka l k ı n mayı ca n l a n d ı r m a k a m acıyla büyü k ora n ­ da d evlet müdaha lesi n i öngören rad i ka l b i r p rog ra m ö n e s ü rd ü . Pro g ra m ı n teme l i nde i k i fi k i r yatıyord u : 1 83

Sosyalizm 7 0 7

1.

H ü kü m et destekli ka m u i ş l e ri n i n isti hdam sağ l a m a k ve ekono­ m iyi ca n l a n d ı rm a k için sistematik olara k ku l l a n ı l ması.

2. Eksik h ü kümet fi n a n s m a n l a rı ve gelirin yen i d e n dağıtı m ı n ı sa­ nayi işçileri ve çiftç i l e re top l u msal h izmetler ve ödenekler ha­ l i n d e k u l l a na ra k satı n a l m a g üc ü n ü yü kseltmeye ça l ı şmak. i sveç Sosyal Demokrat Pa rtis i 1 932 yı l ı seçim lerinde Wigforss'u n bu progra m ı n ı sandığa taşıya rak ayların yüzde 40'ından fazlasını al­ mayı başard ı . 1 93 2 - 1 946 a ras ı n d a d ö rt kez başbaka n l ı k ya pa n P e r Albin H ansson'u n ( 1 885-1 946) l i d e r l i ğ i ndeki i sveç Sosya l Demokrat Pa rtisi, Wigforss'un p ro g ra m ı n a daya l ı bir reform p la n ı n ı uyg u la­ maya koyd u . Ziraat Pa rti s i 'n i n gayriresmi desteğ i n i alan parti hü­ kümeti va r olan ya rd ı m s i ste m i n i d i na m i k bir bayı n d ı r l ı k h izmeti prog ra m ı na dönüşt ü rd ü . Geleceğe yönel i k h a l i hazı rda planlama d a i resine i l etilmiş o l a n d evlet ve beled iye bayı n d ı r l ı k h izmetleri­ ni gerçekleştirmeye koyu l d u . B u n la r a rasında o ku l la r, hasta neler, dem i ryo l l a rı, yol la r, l i m a n ya p ı m iarı ve orma n c ı l ı k ve tarı m ı n ge­ l işti r i l m es i g i bi işler b u l u n uyo rd u . Eski ya rd ı m siste m i nde işçilere, vasıfsız b i r işçi n i n serbest paza rda kazanabiieceğ i asgari ücreti n yüzde ı s daha a z ı ver i l iyord u . Yen i bayı nd ı rl ı k h izmetlerinde ça­ l ı şan erkeklere ise piyasadaki ta m ücret öden iyord u. H ü kümet verg i lerle para toplayı p ekonom i n i n şevkini k ı r m a k yerine öd ünç aldığı pa rayla bayı nd ı r l ı k h izmeti p rojelerine maddi ya rd ı mda bu­ l u n uyord u .

Sosyal Demokrat Yönetim İsveç Sosyal Demokrat Partisi 1 9 32-1976 yılları arasında aralıksız olarak ülkeyi yönetti. 1976 yılından bu yana ise parti 1976, 1991, 2006 ve 2010 yılları olmak üzere dört defa iktidarı kaybetti. İlk üç hükümet değişikliği İsveç'in sosyal refah programlarını pek fazla etkilemedi.

1 84

lskandinav Mod e l i

Ayn ı za manda h ü kü m et, yen i sosya l g ü ve n l i k ted bi rleri geti rd i . i ssizl i k sigortası, a rta n emekli ayl ı kları v e g e n iş a i l elere ev kred i­ s i n d e n ol uşan bu ted birlerin amacı hem yoks u l l a ra ekono m i k b i r g ü ve n l i k a ğ ı sağ l a m a k h e m de a l ı m güçleri n i a rt ı r m a ktı. Ayrıca ta­ r ı m ü rü n leri n i n fiyatı g üvenceye a l ı nd ı, çift l i k b i n a l a r ı n ı n yen i d e n i n ş a s ı için h i beler veri l d i v e ta rım kred i s i n e e ri ş i m kolaylaşt ı rı l d ı . (lva r Kreuger'e seve seve m i lyon lar veren ba n ka l a r küçük ölçe k l i çiftç i l e re ayn ı şeki lde kuca k açmam ı ştı.) i sveç b u h izmetleri a rtan o ra n l ı g e l i r vergi s iyle ka rş ı l ıyord u. Böylece Wigforss prog ra m ı , 1 93 3 yı l ı nda 1 89.225 olan i şsiz sayı s ı n ı 1 93 7 yı l ı nda 9600'e d ü ş ü r­ m eyi başard ı .

F O L KH EM M E T i sveç'teki sosya l demokra s i n i n a n a d ü ş ü ncesi, top l u m u ve devleti h a l k ı n yuvası olarak gören fo/khemmettir. Pe r A l b i n H a nsson folk­

hemmet kavra m ı n ı o l d u kça s ı k a l ı nt ı l a n a n ş u sözlerle açıklar: Yuva n ı n teme l i nde b i r l i ktel i k ve orta k h i ssiyat yata r. iyi b i r yuva­ da k i m seye ayrıca l ı k veri l m ez, herkesi n kıymeti b i l i n i r; p a m u k l a ra s a r ı l a n b i r çocu k da yokt u r, üvey evlat d a . K i m se k i mseyi hor gör­ m ez, kimse ki msen i n kuyu s u n u kazmaz, g ü ç l ü g ü çsüzü ezmez. iyi bir yuvada eşit l i k, sayg ı, i ş b i r l i ğ i ve ya rd ı m seve rl i k h a k i m d i r. Bü­ yük h a l kl a r ı n ve vata n d a ş l a r ı n yuvası söz kon u s u o l d u ğ unda bu d u rum, vata n d a ş l a r ı ayrıca l ı k l ı ve kadersiz, yö neten ve yönetilen ş e k l i n d e ayı ra n t ü m top l u m s a l ve eko n o m i k e n g e l l e r i sökü p at­ mayı gerektiri r.

1 85

THATCHER VE B i RLE Ş i K KRALLI K'TA ÖZELLEŞTi RME Saatler Geriye Alınıyor

Marga ret Thatcher ( 1 925-20 1 3), M a rgaret Roberts i s m iyle doğdu. 3 Mayıs 1 979'da i ng i ltere'n i n i l k kad ı n başba ka n ı oldu. M u hafa­ za ka r Pa rti'n i n ayrıca l ı k l ı a i l el e rd e n gelen b i rçok l iderin i n a ksine Thatcher, aile bakka l l a rı n ı n ü st katında sıca k suyu b i l e ol mayan bir apart m a n daires i n d e büyü d ü . Çocukl u ğ u n d a babası b i rta kım siyasi görevler yü rüttü. B u n l a r ı n a rası nda s u l h h a k i m l iğ i, beled iye mecl is üye l i ğ i ve beled iye başka n l ığ ı da bu l u n uyord u. Thatc h e r küçük ya ş l a rd a n iti ba ren siya sete i l g i l iyd i . Oxford'da ki mya o k u r ken Oxford Ü n iversitesi M u hafaza k a r l a r B i r l i ğ i 'n i n sa­ yı l ı kad ı n başka n l a r ı n d a n b i r i o l d u . 1 946 yı l ı nda mezun o l d u ktan sonra d ö rt yı l hem a ra ştı rmacı ki myager olara k ça l ı ştı hem de boş za m a n l a rı nda baro için oku m a l a r yaptı . 1 954 yı l ı nda avu kat olara k ça l ı ş m aya başlaya n Thatc h e r verg i ka n u n u n d a u z m a n laştı. Ken d i ça ba la rıyla yükselen bi rçok başa rı l ı i n san g i b i Thatcher da kişisel g i rişi m l e r i n g ü c ü ne i n a n ı yo r, devlet d esteğ i n e değer ve rm iyord u.

Eğitim Bakanı Thateber Thatcher'ın eğitim bakanı olduğu dönem temel siyasi fikirlerini yansıtır. Bakanlık yaptığı sürede Thatcher okullu çocuklara süt verilmesini öngören programı kaldırarak düşmanlarının kendisi­ ne "süt kapkaççısı Thatcher" lakabını takınasma sebep oldu. Öte yandan, kendinden önceki bakanlara göre daha kapsamlı okullar kurdu, işçi sınıfı çocuklarına daha sıkı akademik eğitim verilmesini sağladı.

Thatc h e r i l k defa 1 95 0 yı l ı nda, daha yirm i l i yaşlarındayken parla m entoya adayl ı ğ ı n ı koyd u . Kaybetmesine rağ men katı l d ı ğ ı 1 86

Thatcher ve Birleşik Kra l l ı k'ta Özel leştirme

bölgede M u hafaza ka rların oy ora n ı n ı ya k l a ş ı k yüzde SO a rt ı rd ı . 1 95 9 yı l ı nda M u h afaza ka r l a r ı n gara nti bölgelerinden biri s y ı l a n F i n c h l ey'den m i l l etveki l i seçi l d i . Pa rlamentoya g i rd i ğ i n d

Ava m

Ka m a rası'n ı n en genç kad ı n üyesiyd i. Kısa s ü re içinde M u h a fa­ za ka r Pa rti'de yü kseldi. Da ha 1 970 yı l ı gel meden Edwa rd Heath'in M u hafaza ka r h ü kü meti n i n b i r üyesi o l m u ş, eğiti m ve bilim baka n ı g ö revi ne geti r i l m işti. H eath 1 974 yı l ı nda peş peşe i ki defa seçi m leri kaybedi nce Th at­ cher ona Muhafaza ka r Pa rti l iderl iğinde ra k i p o l d u . Parti n i n sağ ka n a d ı ndan görd ü ğ ü destekle 1 975 yı l ı nd a pa rti başka n ı seçi l d i . 1 976'd a kom ü n izme ka rşı ç ı ka n kon u ş m a s ıyla Sovyet bası n ı n d a "De m i r Leyd i" l a ka b ı n ı a l d ı v e bu la ka bı açı k b i r g u ru rl a sa hiplend i.

i N G i LT E R E ' N i N " H O Ş N U T S U Z L U K K I Ş I " Thatcher 1 979 yı l ı nda, basında i ngi ltere'n i n "hoşn utsuzl u k kışı" o l a ra k a d l a n d ı r ı l a n dönem i n a rd ı ndan M u hafaza ka r Parti'ye n i h a i b i r zafer kaza n d ı rd ı . 1 978-79 kışında enfl a syon yüzd e 25 civarı n­ dayd ı . i şçi Pa rtisi h ü kü meti n i n başba ka n ı J a m es Ca l laghan ücret a rtı ş ı n ı yüzde S'e sabitteyerek enflasyon o ra n ı n ı kontrol altına a l ­ m aya ça l ı ştı. Send i ka l a r ü l ke ça pında g revl erle ka rş ı l ı k verince d o ­ ğ a l g a z ve yiyecek kıt l ı kları, elektri k kesi nti l e ri, çöpterin topla n ma­ m a s ı ve acil servisle s ı n ı rl ı hastane h izmeti g i bi s ı kı n t ı l a r yaşa n d ı . Meza r kazıcıların Liverpool'da ya ptığı gayri res m i b i r g revden ya n­ sıya n , g ö m ü l m e m i ş ta butların görüntüsü h a l i hazırd a kızg ı n o l a n h a l kı iyice öfkelend i rd i .

T H ATC H E R i Z M Baş b a ka n l ı ğ ı n ı n 1 979'd a n 1 983 yı l ı na kad a r k i i l k d ö n e m i nde That­ cher seçim ka m pa nyasında söz verd i ğ i g i b i sen d i ka l a rı n g ü cü n ü aza ltmaya koyu l d u . Altı hafta boyu nca soka k l a rda koka n çöpler 1 87

Sosyalizm 7 0 7

ve g ö m ü l memiş ta butların g ö r ü ntüsü a k ı l la rd a n ç ı kmam ışken, M u hafaza ka r Parti h ü kü m eti send i kaların g reve g itme gücünü kı­ sıtlaya n b i rta kım ted birler geti rd i . B u n l a r a rası n d a ya l n ız send i ka işçileri n i ça l ı ştıra n işletmeleri yasa klaya n, g reve g itmeden önce üyeler a ra s ı nda oyla m ayı g e re kt i re n ve destek g revieri n i yasad ışı hale geti ren ka n u n l a r d a b u l u n uyord u.

Madencilerin Grevi 1984 yılında Ulusal Madenciler Birliği Thateber'ın sendikalarla olan ilişkisinin sembolü sayılırdı. Madenciler verim alınamadığı gerekçesiyle hükümetin yirmi adet kömür roadenini kapatmasını önlemek için greve gitmişti. Grev yaklaşık bir yıl sürdü. Thatcher sendikanın taleplerini reddediyordu. En sonunda madenciler en ufak bir imtiyaz kazanamadan işlerinin başına döndüler.

Sen d i ka l a r ı n ön d i ş l e ri n i çeken Thatcher "da d ı devlet" d iyerek eleştiri yağ m u runa tutt u ğ u yön eti m şekl ine yön e l d i . Eğitim, U l usa l Sağ l ı k Servisi, sosya l g üven l i k s i ste m i ve sosya l konut projelerine bütçe kesi ntisi uyg u l a d ı . Ayn ı za m a n d a h ü kü met d üzen lemeleri n i v e işletmelerle h ü kü m ete a it öze l l eşti rilmiş e n d ü striler v e servis­ lere veri len ödenekleri d ü ş ü rd ü ya da ta mamen ka l d ı rd ı . Ayrıca M i lton Fried man'ı n monetarizm teorisinden yola ç ı ka n Thatcher bas ı l a n pa ra m i kta r ı n ı kısıtlaya ra k enflasyon u n üzerine gitti. Thatch e r enflasyo n u aza ltma kta başa rı l ı olsa da 1 979- 1 98 1 y ı l l a rı a rası nda işsizl i k iki kat ı n a ç ı ktı. Oyla rı n çoğ u n l u ğ u n u alara k i k i n c i d ö n e m d e de göreve g e l e n Thatcher bu başarıs ı n ı n bir kıs­ m ı n ı 1 982'deki Fa I k i a n d Savaşı'ndaki ka rarlı l i d e r l i ğ i n e ve işçi Parti­ si'n i n ken d i içindeki derin böl ü n me lere borçl u d u r. B u böl ü n meler eleşti rmen lerce "ta ri h i n e n uzu n i ntihar mektubu" denilen rad i ka l bir zem i n d e s ü rm üştü r. i kinci döneminde Thatcher d a h a önce devlete a it olan şi rket h i sseleri n i b i r bir satmaya başlad ı . Böylece 1 980'1eri n son u n a ka-

1 88

Thatcher ve Birleşik K ra l l ı k 'ta Özelleştirme

dar ü l kedeki hisse sa h i pleri n i n sayısı 3 kat ı n a ç ı kt ı Ayrı .

a h ü k ü­

m et, ka muya ait 1 ,5 m i lyon evi içindeki k i ra c ı l a ra satt ı . Bu i k i pol i t i­ ka M u hafaza ka r Pa rti'ye yen i ya ndaşla r kaza n d ı rd ı . Ay n ı za manda zen g i n lerle i ş ç i s ı n ıfı a ra s ı n d a ki gelir fa rkı a rttı . 1 989 yı l ı nda Thatcher parla mentod a n sabit oranda b i r oy ku l l a n ma vergisi geçirmeye ça l ışı nca ş i d d et içeri k l i ayakla n ma­ l a r ç ı kt ı . Halkın hoşn utsuzl u ğ u ve Thatc her'ı n g itg ide yüksel e n sesiyle galeya na g e l e n M u hafaza kar Parti m i l l etvekil leri 1 990 yı­ l ı nd a Thatcher'a ka rşı h a rekete geçti. En b ü y ü k ra k i b i n i yen meyi başa ra n Thatcher, buna rağmen pa rti başka n l ığ ı nd a kalacak oyu toplayamadı. i kinci bir seç i m yap ı l ması i ç i n iti raz etmek yerine, Thatch e r a rd ı nda a ğ ı r a ksak b i r işsizl i k ve a rta n refa h m a l iyetleri n i b ı ra ka ra k 2 2 Kas ı m 1 990 ta r i h i n d e M u h afaza ka r Parti başka n l ığ ı n­ d a n ve başba ka n l ı ktan istifa etti.

Monetarizm Ekonomideki monetarizm teorisine göre, bir ekonominin büyüme oranı ekonominin para arzındaki artışa bağlıdır. Monetaristler hü­ kümetin para arzındaki artış oranını kontrol altında tutarak eko­ nomik istikrarı destekleyeceğine inanırlar.

1 89

GELiŞMEKTE OLAN ÜLKELERDE SOSYALiZM Kibbutzlardan Nasır'a

Gel işmekte olan m i l l etlerd e sosya l izm m i l l iyetç i l i kte hep iç içe o l m uşt u r. Asya, Afri ka ve Ortadoğ u'daki Avrupa koloni leri i kinci Dü nya Savaşı'ndan son ra ki y ı l l a rda bağ ı msızl ı k l a rı n ı kaza n ı nca, b i rçoğ u sosya l ist h ü k ü m etler k u rd u . Bazı ları ken d i gelenekleriyle Ma rksist-Le n i n ist tek pa rt i l i yönetim model i n i h a r m a n l a d ı . Diğer­ leri ise sosya l demokrat l a r ı n veya Fa bian Derneğ i 'n i n kademeli politika l a r ı n ı izled i. Sovyetl e r B i r l i ğ i ve/veya Ç i n Halk Cu m h u riyeti, Soğ u k Savaş'ı n piyo n l a rı o l a ra k g ö rd ü kleri bu yen i sosya l i st rej i m­ Ierin pek çağ una pa ra ya rd ı m ı ya pıyordu.

i S R A i L' D E K i K I B B U TZ H A R E K E T i Kibbutz h a reketi siyo n izm i n d ı şavu rumuyd u. Ya h u d i ler uzu n süre­ dir i sra i l 'e dönme haya l iyle ya n ı p tutuşsalar da siyon izm olarak bi­ l i nen bu siyasi hareket o n dokuzuncu yüzyı l ı n sonları nda Orta ve Doğ u Avr u pa'da şeki l l e n d i . Siyo n izm aslında m i l l iyetç i l i kten pek fa rklı d eğ i l d i : Söm ü rgeci bir g ü c ü n e l i nden ü l ke l e r i n i a l m a k yeri ne Ya h u d i d i asporası n ı n üyeleri ken d i m i l letleri için b i r a navata n inşa etmek istiyorlard ı .

Fil istin'e Göç 1 905 yı l ı nda Rus Devri m i 'n i n başarısız ol masıyla siyonist ha reket hız kaza n d ı . Ya h u d i l ere ya p ı l a n p l a n l ı katlia m l a r Rus Ya h u d i leri n i n göçleri n i a rt ı rd ı . Birçoğ u Ameri ka'ya, diğerleri ise siyonizm haya l i­ ni gerçek l eşti rmek için ö n c ü o l a ra k Fil isti n'e g itti . i l k kibbutz 1 909 yı l ı nda Ya h u d i U l usal Fon u 'na a it olan Dega­ nia topra k l a rında kuru l d u . D a h a son raki yı l l a rd a başka kibbutzla r 1 90

Gelişmekte O l a n Ü l kel rd

da o l u şturu l d u . 1 9 1 4 y ı l ı n a kadar Filisti n'd e ya k l a ş ı k 90 bin

o

yalizm

Y hudi

yaşa maya başla m ı ştı, b u n l a r ı n 1 3 bini ise ta r ı m s a l yerleş i m a l a n­ l a r ı n d a otu ruyord u. Yirmi b i rinci yüzyı l ı n b a ş l a r ı n a d o ğ ru 1 ra i l 'd 1 00 b i nden fazla n üfusa ev sa h i pl i ğ i ya p a n 250'den fazla kibbutz b u l u n uyordu.

Kibbutz Nedir? i s ra i l 'd e i ki tür kooperatif yerleşim a l a n ı b u l u n u r: moşavlar ve kib­ butzla r. Moşhavla rda her a i l e kendi evi n d e yaşaya n ve kendi tar­ l a s ı n d a ça l ı şan ayrı b i r eko n o m i k ve topl u msa l b i ri m d i r. Her çiftç i a i lesi b i rbirinden bağ ı msız o l sa d a , köy koo pe ratifi t ü m i htiyaçl a rı satı n a l ı r ve ü retilen ü r ü n leri paza ra s u n a r. Kooperatif aynı za man­ da çiftçiye kred i ve diğer h izmetler de s u n a r. B u t ü r yerleşim yerleri ilk o l a ra k 1 92 1 yı l ı nda Jezreel Vadisi'nde k u ru l m u şt u r. Kibbutz tüm zen g i n l i ğ i e l i n d e tutma s ı ve işgücü i l e gel i ri b i r merkezde toplamasıyla ta m b i r orta k g i ri ş i m d i r. Kibbutzların çoğ u ta r ı m a daya l ı d ı r fa kat bi rkaçı endüstriyel ü reti m e de geçm işti r. B i rçok üye kibbutzla rda ça l ı ş ı r. Kibbutz tü m üyel eri n i n i htiyaçları n ı ka rş ı l a d ı ğ ı ndan üyeler maaşa veya ücrete g e re k d uymaz. Başlang ıçta kibbutz top l u l u ğ u a i l e n i n ü stünde tutul uyord u . Yet i ş k i n lerin ayrı evleri va rd ı . Çocuklar g r u p h a l i nd e yaş ıyor ve bü­ yüyord u. Bug ü n çocukların b i rçoğ u a n n e babala r ı n ı n evi nde uyu­ malarına rağmen g ü n leri n i yaşıtla rıyla geçi riyo r. Yem e kler kom ü n h a l i n d e pişiril iyord u. Üyelere yiyecek, giyecek, barı n a k, sosya l ve t ı b b i h izmetler sağ l a n d ı kta n sonra a rtan kaza nçla yerleşim yeri ne yen i yat ı r ı m l a r ya p ı l ıyord u .

N E H R U ' N U N H i N D i S TA N ! Ceva h i rl a l Nehru ( 1 889- 1 964), Mahatma G a n d i 'yle ta nışmadan önce H i ntliler g i b i giyinen b i r i n g i l iz'd i . i n g i l iz öğretmenlerden özel eğitim alan Neh ru, on beşinde i n g i l te re'deki b i r okula gön1 91

Sosyalizm 1 0 1

deri l d L i n g i l iz a rkadaş l a rı n ı n "Joe Nehru" o l a ra k ta n ı d ı ğ ı Ceva h i r­ l a l Neh ru, Harrow ve Ca m bridge'e giderek doğa b i l i m leri okudu. Ayn ı za manda kad ı n oyu n c u t a rl a ve sosya l yaşa m l a ta n ı ştı. Ard ı n­ dan Lon d ra'daki l n n s of Cou rt'ta avu katl ı k eğit i m i a l d ı . Tatil leri n i Avru pa'yı dolaşa ra k geçi rd i . 1 9 1 2 y ı l ı nda istemeyerek de olsa, çok önem l i b i r avu kat o l a n babası Moti l a l Neh ru'n u n ya n ı nda avu kat­ l ı k ya p m a k için H i n d i sta n'a d ö n d ü . Moti l a l Neh ru, h a l i hazı rd a H i n d istan'daki m i l l iyetçi ha rekette a ktif g ö rev a l ıyord u, H i n d ista n U l usal Kon g resi 'n i n l iderlerinden bi riyd i . B u dönemde kon g re, i n g i l iz i mparatorl u ğ u'ndan yönetim hakkı a l m a k için mücadele ed iyord u. Ceva h i rl a l N e h ru avukat l ı k kon u s u n d a ki g ö n ü l s üzl ü ğ üyle, 1 9 1 8'de kon g re üyesi olara k baba­ sına katı l d ı .

Bağımsızlık Hareketine Dah i l Olmak 1 9 1 9'da Ceva h i rlal Neh ru, Genera l R. H . Dyer'ı n J a l l i a nwa l a Bagh'ta ya kın za manda gerçekleşti rilen kat l i a m ı övü nere k a n lattığ ı n ı d uy­ d u . Katl iamda Dyer, G u rka askerlerine halka a ç ı k b i r parkta i badet etmek i ç i n toplanan H i ntterin üzerine ateş açma emri vermişti. Duyd u kları karşısında öfkeden k ü plere binen Neh ru, ciddi a n lam­ da bağ ı msızl ı k hareketine katkı sağlamaya başlad ı . H i ndista n'ı n kırsa l kesi m leri n i dolaştı, g ön ü l l ü m i l l iyetçileri ö rg ütled i ve h a l ka konu ş m a l a r yaptı. Gand h i 'den etki lenen Neh ru, Batı l ı yaşam tarzı n ı terk ederek sade b i r pa m u kl u kumaş olan khadiden ya p ı l ma elbi­ seler giymeye, Bhavagad Gita* okumaya ve yoga ya pmaya başlad ı . H i n d i sta n 1 947 yı l ı nd a Büyü k B rita nya'd a n bağ ı msızl ı ğ ı n ı kaza­ n ı nca, N e h ru ü l kenin i l k başba ka n ı ve d ışişleri ba ka n ı oldu. 1 964'te hayatı na kaybed inceye d e k i k i l i g ö revi n i s ü rd ü rd ü . N e h r u H i nd ista n'ı n soru n l a r ı n ı n sosya l i st eko n o m i k teoriyle çö­ zü leceği n e i n a n ıyord u, fa kat sosya l i st görüşleri n i n d ı ş politika ka-

*

H i nt kültürü n ü n en ö n e m l i d esta n ı Mahabharata'n ı n b i r böl ü m ü . (çev.)

1 92

Gelişmekte O l a n Ü l ke l erde Sosya l i z m

ra rları n ı etki lemesine izi n vermed i . Soğ u k Sa v a ş ta ta rafı n ı seç m e k '

yeri n e "pozitif ta rafsızl ı ğ ı " seçerek Asya ve Afri ka d a k i bağ lantısız '

ü l ke l e r i n sözcüsü kon u m u n a geldi. Ken d i n i ü l kesi H i n d istan'ı d a sanayileşmeye, eya l etler a ra s ı n d a d i l b i r l i ğ i s a ğ l a maya ve kast s i s­ tem i n i n olmad ı ğ ı l a i k b i r devlet ya ratmaya a d a d ı .

Indira Gandhi Nehru'nun kızı Indira, babasının vefatından iki yıl sonra koca­ sının soy ismiyle başbakan oldu. ("Gandhi" soyadının Malıatma Gandhi'yle herhangi bir bağlantısı bulunmuyordu.) Indira ve oğlu, 1966-1989 yıları arasında, yirmi yıl boyunca başbakanlık görevini dönüşümlü yürüttü.

N e h ru ve G a n d h i bağ ı m s ızl ı ktan son ra H i n d i stan'ı n en büyü k s ı k ı n tı s ı n ı n yoks u l l u k o l d u ğ u konusunda h emfi ki rd i fa kat çözüm­ d e a n laşam ıyorla rd ı . On d o kuzuncu yüzy ı l d a ki pek çok üto p i k sosya l i st gibi G a n d h i d e çözü m ü n köy kom ü n leriyle ö z yeterl i l i k o l u şt u rmaktan g eçti ğ i n i d ü ş ü n üyord u. i ş l e r v e zen gi n l i k böl ü ş ü ­ l ecek, her ku l ü bede bir ç ı k r ı k dönecekti. N e h ru ise "tra ktörlere ve büyü k makinelere" daya n a ra k u l usal b i r öz yete rl i l i k sağ lanmas ı n ı i stiyord u. N e hru'n u n önderliğinde H i n dista n ta l a n ed i l m i ş e konomisini yen i d e n ca nland ı rmak için Fabian tarzı m e r kezi p la n l a ma ve ser­ best teşebbüsleri n i harman l a d ı . H ü k ü m et, H i n di sta n'ı n ü reti m ka­ pasitesi n i oluştu rmak ve tarımsal verim i a rtı r m a k a macıyla bir d izi beş yı l l ı k planı uyg u l a maya koydu. Ayrıca k ı rsa l kesimde yoks u l l u k­ la m ü cadele edilebil mesi için bazı büyü k ka m panya l a r başlatı l d ı .

NASIR'IN MISIRI Babası köy posta nesinde m e m u r olan Cem a l A bd ü n na s ı r ( 1 9 1 81 970) henüz on a ltı yaşındayken i ngi ltere'n i n M ı s ı r h ü kü m et i n i ve 1 93

Sosyalizm 7 0 1

ekon o m i s i n i etki lemesine karşı ç ı ka n protestol a ra l iderl i k etmeye başlad ı . Liseden mez u n o l d u kta n sonra bi rkaç ay h u ku k oku maya ça l ı ştı a ncak pes ederek seferberliğe giden en kolay yol u, ord uya katı l mayı seçti . 1 936'd a M ı s ı r Kra l iyet Ord u Akademisi'ne g i rerek b u ra d a n teğ men rütbesiyle m ez u n oldu.

Devrim ve Reform 23 Tem m uz 1 952'de Ka h i re'd e h u ku ku n ve d ü ze n i n bozu l ması n ı n a rd ı nd a n N a s ı r ken d i s i g i b i 89 serbest su bayla b i r l i kte Kra l Fa ru k'a karşı ka n dökmeden d a rbe ya ptı. Kra l Fa ruk h ayat ı n ı n geri ka la n ı n ı Mona ko'da s ü rg ü n d e geçirdi. B i r y ı l sonra N a s ı r sorg usuz sualsiz M ı s ı r'ı n yen i l ideri o l d u . Yen i h ü kü metiyle, ken d i ta b i ri nce "Ara p sosya l izmi"ne daya l ı bir reform progra m ı başlatt ı . B u , s ı n ıf çatı ş m a s ı n d a n ziyade em­ perya l iz m i reddeden bir p rog ra m d ı . Nasır ka m u m ü l kiyeti veya ü reti m a raçları n ı n ka m uya ait o l ması ve g e l i r dağıtı m ı n ı n yen in­ den d üzen len mesi n i n M ı s ı r'ı g üç l e n d i rmek için gerekl i olduğuna i n a n ıyord u .

Arap Sosyalizmine Eleştiri Nasır'ın Arap sosyalizmi hem dindarların hem de Marksistlerin tepkisini çekti. Aşırı uçtaki Müslüman Kardeşler Nasır'ı İslam di­ lini kullanarak bir laiklik politikasını gizlemekle suçluyordu. Mark­ sistler ise sınıf çatışmasına dayanmadığı için Arap sosyalizminin sosyalizmle uzaktan yakından alakası olmadığını öne sürüyordu.

Tarım Reformları Nasır i l k b üyü k reform l a r ı n ı ta r ı m a l a n ı nda gerçekleşti rd i . Kra l Fa­ ruk'un g e n i ş ça p l ı kişisel m a l l a rı n d a n başlaya ra k büyük a razi leri pa rça l a ra ayı rıp köy l ü a i lelere dağ ıttı. 1 95 3 yı l ı nda çıkan ka n u n her a i l e n i n sa h i p olabi l eceğ i topra ğ ı 200 fed d a n l a [840.000 m2] 1 94

Gelişmekte Olan

Ü l kelerde Sosya l i z m

s ı n ı rl a d ı . Peşi s ı ra gelen yasa l a rl a bu önce 1 00, a rd ı nd a n d a 50 fed ­ d a n a d üşürüldü. Topra ğ ı n yen iden dağıtı l m a sı n ı n ya n ı sıra,

Na

ır

h ü kü m eti çiftçilere kred i, g ü b re, toh u m sağ l a m a k i ç i n devlet d e­ neti m i nde ta rım kooperatifleri kurdu, çöldeki top ra kl a rı ı s l a h



m e k a m acıyla b i r p rog ra m başlattı ve iş ka n u n la r ı n ı ta r ı m işçi leri n i ka psayaca k şeki lde genişletti. 1 956 yı l ı nda çok tartış ı l a n Süveyş Ka na l ı 'n ı n ka m usa l laştı r ı l ma­ sı, ekonomiyi merkezi h ü kü metin kontro l ü a lt ı n a a l m a k için ta sa r­ l a n a n prog ra m ı n i l k aşamasıyd ı . 1 960 ve 1 96 1 y ı l l a rı n d a ba n ka l a r v e b ü y ü k end üstri ler ka m u s a l l aştı r ı l d ı , e ko n o m i n i n sigorta ve u l a­ ş ı m d a d a h i l o l m a k üzere ö n e m l i sektörleri n e d o ğ ru d a n h ü kü m et d e n eti m i geti ri l d i . Ya l n ızca pera kendec i l i k ve konutl a n d ı rma özel sektör ü n e l i nde ka l d ı . M e r kezi ekono m i n i n k u ru l ma s ı n ı sosya l refo r m l a r ı n uyg u la n ­ ması ta kip etti. Na s ı r h ü kü meti işçiyi koruyaca k yen i ö n lemler s u n ­ d u, h a l k sağ l ı ğ ı h izmetleri n i v e sigortayl a refa h h izmetlerine pa ra sağ laya n endüstriyel kar d a ğ ıtı m ı siste m i n i g e n i ş l etti .

U lusal Bildirge 1 962 y ı l ı nda Nasır, kısa ö m ü r l ü Birleşik A ra p Cu m h u riyeti 'n i n u l u ­ sal kon g resine " U l usal B i l d i rge" i s i m l i b i r b e l g e s u n d u . Kısa kısa yazı l m ı ş on böl ü mde, Ara p sosya l izm i n i n ideoloj i k tem e l i özetlen­ m i şti. B i l d i rge 1 952 d evri m i n e yol açan a lt ı i l keyle başlar: 1.

E m perya l izmi sona erd i rmek

2. D erebeyl i k siste m i n i sona erd i rmek 3. Sermayenin h ü kü met üzerindeki egem e n l i ğ i n i sona erd i rmek 4.

Top l u msa l ada letin tem e l i n i kurmak

S. Güçlü bir milli ord u ku rmak 6. S a ğ l a m bir demokratik s i stem inşa etme k B i l d i rge Ara p l a r ı n bi rleşmesi çağ rısıyla bitmekted i r.

1 95

SOVYETLER BiRLiGi'NiN ÇÖKÜŞÜ Glasnost ve Perestroyka

1 980 yı l ı n ı n ağustos ayı baş l a rı nda Polonya'n ı n her tarafı nda işçiler, a rta n gıda fiyatla r ı n ı p rotesto etmek için g reve g ittiler. Gdansk'ta ki Len i n Tersa nesi'nde 1 7 bine ya k ı n işçi g rev başlata ra k kend i l e ri n i içeri kil itled i ler. Ağ u stos ortalarına doğru g rev g ü ç kay­ betmeye başla d ı . Tersa n e yöneticisi Klemens G n iech işe dönmele­ ri koş u l uyla g revci lerin ta lepleri n i görüşeceklerine söz veriyord u . G n iech geçmişte de benzer söz l e r vermiş ama tutmam ıştı. Yine d e cazi p b i r teklif ya p m ı şt ı . Elektri kçi Lech Wat�sa'n ı n tersa ne d uvarına t ı rma n ı p b i r bu ldo­ zerin üzerine atlayarak g reve i leri g revi b ı ra k m a m a l a rı konusunda kışkı rtmasıyla g reve ca n geldi. Yen iden ca n l a n a n g revciler yöne­ timle görüşmesi için Lech Wat�sa'yı g rev kom ites i n i n başka n ı seç­ tiler.

Lech Walçsa 1943 yılında doğan Lech Wal�sa 1967 yılında Lenin Tersanesi'nde elektrikçi olarak çalışmaya başladı. 1976 yılındaki hükümet karşı­ tı protestolarda sendika aktivistliği yaptı. Bunun sonucunda işini kaybetti. Sonraki dört yıl boyunca geçici işlerde çalışarak geçimini sağlayan Wal�sa komünist olmayan, bağımsız işçi sendikaları kur­ mak için diğer aktivistlerle çalıştı.

Üç g ü n son ra g revc i l e r i n ta lepleri ka rş ı l a n d ı . Ş e h i rdeki diğer g revc i l e r dayan ışma a macıyla g revi n i sürd ü rmesi n i isteyince Waf�­ sa b u n u ka b u l etti. Gdansk'ta ki sa nayi işçi leri n i tek b i r paza r l ı k bi ri­ m i n i n çatısı a ltında top l aya n Fa b r i ka l a rarası G rev Kom itesi'n i ku r­ d u . Bir hafta içinde kom ite, Pol onya h ü kü meti n e g rev ve serbest send i ka l a r kurma hakkı n ı da içeren bir ta lep l i stesi s u n a ra k genel 1 96

Sovyetler B i r l i ğ i 'n i n Çöküşü

g rev i l a n etti. 31 Ağ ustos'ta Gdar'ısk'lı g revc i l e r, Polanya h ü k ü me­ tiyle serbest ve bağ ı msız send i ka l a ra g rev h a kkı veren, daha gen i ş d i n i v e siyasi ifade özg ü r l ü ğ ü ta n ıya n b i r a n l a ş m a i mza l a d ı l a r.

BAG I M S I Z Ö Z E R K i Ş Ç i S E N D i KA S I DAYA N l Ş M A S I 1 98 1 y ı l ı boyunca bağ ı msız işçi sen d i ka s ı daya n ışması, kom ü n i st Wojciech Ja ruzelski h ü kü meti n e karşı kontro l l ü g revler yü rüttü. B u g revlerle birl i kte ekonom i k reform, serbest seç i m ve işçi sen­ d i ka l a rı n ı n en ü st seviye karar a l m a s ü reç l e r i n e katı l ı m ı n ı ta l e p ed iyord u . Wat�sa'yı sa l d ı rg a n send i kac ı l a r, Ja ruzelski'yi ise Sovyet B i r l i ğ i a ş ı rı uçlara itmişti. 1 3 A ra l ı k'ta J a ruze l s k i s ı k ıyönetim i l a n etti. Dayanışma yasadışı sayı l a ra k Wat�sa d a d a h i l o l m a k üzere t ü m l id e rler tutu kla n d ı . 8 Ekim 1 982'de Pol anya meclisi sen d i kayı resm i o l a ra k dağ ıttı a nca k daya n ı şma faa l iyetle ri n i yera ltında s ü r­ d ü rm eye deva m etti.

Nobel Ödülü Lech Walı:sa 1983 yılında Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü. Hala yeraltından faaliyetlerini yürüten dayanışma üyeleri ödülle cesa­ retlenmişti. Polonya hükümetiyse o kadar sevinmedi. Walı:sa'nın Polanya'dan çıkması halinde bir daha dönemeyeceğinden korkan eşi onun adına ödülü almak için Stockholm'e gitti.

1 988 yı l ı nda çökmekte o l a n ekonomi Polonya l ı işçiler arasında yen i bir h uzu rsuzl u k dalgası ya rattı. SSCB'd e n destek a l a maya n Ja­ . ruzelski h ü kü meti, daya n ışmayı ta nıması yön ü ndeki ta lepleri gö­ rüşmek zoru nda ka l d ı . H ü kü met N isan 1 989'da daya n ışmayı meş­ ru l a ştı rmayı ka b u l etti ve seç i m lere katı l m a s ı n a izi n verd i . Hazi ra n ayı n d a ya pılan serbest seç i m lerde daya n ı ş m a adayları yen i o l u ş­ t u ra n Polanya Senatosu'ndaki 1 00 koltu ğ u n 99'u n u ve muhalefet 1 97

Sosyalizm 1 0 1

üyelerine a l t mecliste ayrı l a n 1 6 1 koltuğ u n ta m a m ı n ı a l d ı . Ağ ustos ayı nda uzun süred i r daya n ışmayı d estekleyen Tadeusz Mazowiecki Doğu B l o ku'n u n kom ü ni st o l m aya n i l k h ü kü met başka n ı oldu.

M i H A i L G O R B A Ç O V K A P I Y I A Ç l YO R Rusya'n ı n Stavropol bölgesi n d e yaşayan köy l ü b i r a i le n i n çocuğu olan M i h a i l Gorbaçov (d. 1 93 1 ), üye olabi lecek yaşa gel i r gelmez Genç Kom ü n istler B i r l i ği'ne [Komsomon katı l d ı . Bi rkaç yıl devlet çiftl iklerinde biçerd över ku l la n d ı kta n son ra Moskova Ü n iversite­ si'nde h u ku k okumaya başla d ı ve Kom ü n i st Pa rti'ye katı l d ı . 1 955 yı l ı nda mezun olan Gorbaçov yü ksek rütbe l i Sovyet yetki l i leri n i n d i kkati n i çekti. B u n u n sebebi h e m Stavropol bölgesi ta rı m bölü­ m ü başka n ı olduğu dönemdeki ça l ışmaları hem de bölgede hal kı­ nın ku l l a n ı m ı n a açık o l a n ka p l ı ca l a rd ı . 1 97 1 yı l ı nd a Kom ü n ist Pa r­ ti'n i n merkez komitesi ne seç i l e n Gorbaçov 1 980'de Pol itbüro'n u n ta m üye l i ğ i n e a l ı n d ı . Pol it b ü ro'n u n sekse n l i yaş l a rd a ki üyeleri a rası nda, k ı r k dokuz yaş ı n d a k i Gorbaçov en a ktif ve g öze ça rpa n üyelerinden biri ha­ line g e l d i . 1 980'1erin o rta l a r ı n d a Sovyetler B i r l i ğ i Kom ü n ist Pa r­ tisi'n i n üç genel sekreteri kısa a ra l ı klarla hayat ı n ı kaybetti. 1 9771 982 yı l l a rı a rasında genel sekreterl i k ya pan Leon i d Brej nev'i n ( 1 906- 1 982) a rd ı nd a n on beş ayl ı ğ ı na göreve Yu riy Andropov ( 1 9 1 4- 1 984) geldi. A n d ropov'u n peşinden göreve başlaya n Kons­ ta nti n Çernenko ( 1 9 1 1 - 1 985) ise ya l n ızca on bir ay son ra hayat ı n ı kaybetti. 1 1 Mart 1 985 'te Pol it b ü ro bu göreve e n genç üyeleri Mi­ h a i l Gorba çov'u seçti. Gorbaçov'un ilk hedefi Sovyet e konom i s i n i d u rg u n l u kta n ku r­ ta rmak o l d u . Başlang ıçta eski Sovyet yönte m i n i deneyerek tekno­ lojiyi h ızla modern leştirmeye ve işçi veri m l i l i ğ i n i a rtı rmaya ça l ı ştı. Anca k b u çaba l a r yeter l i g e l m e d i . Gorbaçov soru n u ta n ı m l a rken, "Siste m i n kendisi öl üyord u, a rtı k o bu nam ış m i s k i n ka n ı nda hayati hiçbir sıvı ka l mad ı;' d e m i şt i r. 1 98

Sovyetler Birliği'nin Çöküşü

Rusya Değil SSCB SSCB sık sık Rusya olarak da anılır. Aslına bakılırsa , Sovy t l r 1 3 i r liği olarak bilinen Sovyet S osyalist Cumhuriyetler Birliği 1 9 1 7 y ı ­ lında Rus İmparatorluğu'ndan geriye kalan on beş Sovyet c u m b u ­ riyetinden kurulmuş bir federasyondu. Rusya ise federas y onda k i hakim cumhuriyetti.

G orbaçov 1 986 y ı l ı n d a yen i b i r şeyler ya p m a k için kol ları s ıva d ı .

Glasnost (açı k l ı k) ve perestroyka (yeniden ya p ı l a n d ı rma) a d ı altında i ki önemli ekonom i k ve siyasi politika başlatt ı . G orbaçov yen i glasnost pol itikası n ı uyg u la m aya koya ra k ko­ n u ş m a ve bas ı n özg ü rl ü ğ ü ne geti rilen d a h a önceki kısıtla ma­ ları hafifletti. M u ha l if fizikçi And rey Sa h a rov g i b i b i n lerce siya s i m a h ku m u serbest b ı ra ktı. Ayrıca yen i perestroyka pol itikasıyla b i r l i kte h ü kü metin yasa­ ma ve yü rütme orga n l a rı n ı Sovyetler B i rl i ğ i Kom ü n i st Partisi'nden ayrı tutmak için a d ı m l a r attı. Gorbaçov, " Hava gibi d emokrasiye de i htiyaç va r;' d iyord u. 1 988 yı l ı n ı n a ra l ı k ayı n d a "Sovyetler B i r l i ğ i H a l k Vekil ieri Kon g resi" denilen yen i iki m ec l i s i i pa r l a mento, b i rçok adayı n ve gizli oyl a m a n ı n yer a l d ı ğ ı tartış m a l ı bir seç i m i n a rd ı n­ d a n i ş başı ya ptı . Her türden m u h a l if, Rusya B i l i m ler Akademisi'ne tem s i lci seçilen Sa h a rov d a d a h i l, uzu n s ü re d i r pa rtide b u l u n a n yetki l i lerin yeri n i a l d ı l a r. 1 989 yı l ı nda yen i kon g re çeki rdekten ye­ tişen üyeler a rasından Yü ksek Sovyet üye l e ri n i seçerek başka n l ığa Gorbaçov'u getird i . Sovyet c u m h u riyetieri n i n her birinde benzer yasa m a mecl isleri kuru l d u . M a rt 1 990'da Gorbaçov, Sovyetler B i r l i ğ i Kom ü n i st Pa rtisi'n i n siyasi yetki leri n i seçi m l e iş başına gel m i ş h ü kü met kuru m l a r ı n a geçi rmek i ç i n a d ı m atmayı s ü rd ü rdü. Gorbaçov'un baskısıyla Sov­ yet l e r Birliği H a l k Veki l ieri Kongresi, o n u d a h a yen i o l u şturu l a n b i r görev o l a n SSCB başka n l ığ ı n a çekti ve Kom ü n ist Pa rti 'n i n Sovyet­ ler B i r l i ğ i anayasasından gelen siyasi g ü ç teke l i n i ortadan ka l d ı rd ı . 1 99

Sosyalizm 1 0 1

S OVYET KO M Ü N i Z M i N i N ÇÖ K Ü Ş Ü Gorbaçov b i r ya ndan SSCB'ye siyasi reform l a r s u n a rken d iğer ya n­ dan da Doğ u Avru pa'd a ki Sovyet b loku ü l keleri n i reform yapma­ ları için cesaretlend i riyord u . Fa kat i l g i nçti r k i , d o m i n o teorisi, yan i müttefi k ü l kelerden biri­ nin çökmesiyle d iğerleri n i n d e çökeceğ i fi kri ters tep i n ce, Doğ u ve Orta Avru pa'daki kom ü n ist devletler bir bir çöktü ve yerleri n i ko­ m ü n ist o l m aya n devletler a l d ı . Eyl ü l 1 989'da Polanya'da 1 948'den beri i l k d efa kom ü n ist o l maya n bir h ü kü met topla n d ı . Bir hafta son ra Maca ristan'daki kom ü n i st rej i m m u h a l efetl e görüşmelere başlad ı . Berl i n Duva rı'n ı n i ki ya n ı n d a k i büyü k ça p l ı gösteriler ekim ayı nda Doğu Almanya'n ı n yıkı l ma s ı n a sebep o l d u . 1 990 yı l ı n ı n so­ n u na kada r Romanya, B u l g a ri sta n, Çekoslova kya, A rnavutl u k ve Maca rista n'da kom ü n i st o l m aya n h ü kümetler başa geldi. SSCB'd e siyasi siste m i n merkezsizleşmesi ve Doğ u Avru pa'da boy gösteren yen i kom ü n ist o l m aya n h ü kü metl e r, Sovyetler Birli­ ğ i 'ne üye d evletlerde etn i k ve m i l l iyetçi bağ ı msızl ı k h a reketleri n i n a rtm a s ı n a yol açtı. 1 99 1 yı l ı nd a Gorbaçov, Sovyetl er'i n b i rl i ktel i ­ ğ i ne d a i r b i r refera n d u m ya p m ayı önerd i . On b e ş c u m h u riyetten altısı bu refera nduma kat ı l mayı reddetti. Rusya C u m h u riyeti katıl­ mayı ka b u l etse de refera n d u m a " R u sya ken d i baş ka n l ı ğ ı n ı kurma l ı m ı ?" şekl i n d e b i r soru d a h a ekled i . Rus seçmen l e r her i k i tekl ife de "evet" oyu verd i . Üç ay s o n ra Bori s Yeltsin, Rusya Fede rasyonu'n u n başka n ı seç i l d i ve cu m h u riyetler a rası nda kurulacak yen i birliğin antiaşması için görüşmeler başlad ı . SSCB'n i n son u n u n g e l d i ğ i n i a n laya n koyu Kom ü n ist Pa rti l i ler isya n etti. Ağ ustos 1 99 1 'de Sovyetler Birliği Kom ü n i st Partisi'nden yaş l ı bir g r u p yetki l i Gorbaçov'u n yazl ı ğ ı n ı basa ra k onu ev hap­ sine a l d ı l a r. Olağ a n ü stü hal i l a n etmesi n i istiyorlard ı . Gorbaçov bu ta lebi redded i nce "Olağa n ü stü H a l i çin Devlet Komitesi" adına bir ka rarname ç ı ka rd ı l a r. Anca k partilerin çıkard ı ğ ı ka rarnarnelere

200

Sovyet l e r B i r l i ğ i ' n i n Ç ö k ü ş ü

boy u n eğ i len g ü n ler geride ka l m ı ştı. Yüz b i n le rce vata ndaş h ü k ü­ meti korumak için Yeltsi n'i n l iderl iğinde soka k l a ra döküldü. Y lt i n b i r ta n k ı n üzeri ne çıkara k "sağcı, gerici, a nayasaya a y k ı r ı darbe gi­

rişimini" ka b u l etmed i kleri n i açı klad ı . Kom ü n i st Pa rti 'de bir ö m ü r g eç i rd i kten son ra ken d i lerine "sağcı" d e n m esi n i n şoku ve karşı la ş­ t ı k l a rı d i reniş sonucunda d a rbed l iderler g e r i çeki l d i . Gorbaçov SSCB'n i n i l k v e tek başka n ı o l a ra k 25 K a s ı m 1 99 1 'de istifa etti. Böylece 26 Ara l ı k 1 9 1 7'den b e r i SSCB'yi yöneten Yü ksek Sovyet ken d i l i ğ i nden dağ ı l m ı ş oldu.

201

�BD'DE SOSYALiST HAREKETLER De Leon'dan Debs'e

Da niel De Leon ( 1 852- 1 9 1 4) H o l l a nda Antileri'ndeki Cu raçao'da doğ d u . i n g i ltere'de ve A l m a nya'd a eğitim görd ü kten sonra 1 874 y ı l ı n d a A meri ka'ya g e l d i . Kol o m b iya Ü n iversitesi'nde önce öğren­ cilik son ra öğ retme n l i k ya pa n De Leon, Erward Bel i a my'n i n yazı la­ rıyla sosya l izme yön e l d i . De Leon 1 890 yı l ı nda, 1 87 7 yı l ı nda B i r i n c i Enternasyonal'i n yer i n i a lacak o l a n Sosya l ist i ş ç i Pa rtisi'ne katı l d ı . Pa rti n i n i l k i l ke­ lerini ka leme a l a n De Leon ka pita l i st devletin g itmesi, yerine işçi demokrasisi ve sosya l i st b i ç i m d e yeniden düze n l e m i ş bir ekono­ mi gel mesi gerektiğ i n i ifade ediyo rd u. 1 89 1 'de N ew York va l i l iğine Sosya l i st i şçi Pa rtisi'n d e n adayl ı ğ ı n ı koyd u fa kat ya l n ızca 1 3 bin oy alabildi. De Leo n Ameri ka n işçi h a re ket i ndeki en ö ne m l i sosya l izm pro­ paga ndacı larından biriyd i . A B D 'd e k i kapita l izm i n devri mle alaşağı ed i l mesi gerektiğ i n i savu n uyo rd u . Ona göre Amerika d ü nya n ı n en g e l i ş m i ş ü l kesi old u ğ u n d a n , "Ma rksist devri m ta kti kleri n i n uy­ g u la n m a s ı için yeterince olg u n la ş m ış" d u ru mdayd ı . Tek b i r eksik va rd ı, o d a tam a n l a m ıyla otu r m u ş b i r proleta rya s ı n ıf bil i nciydi. Ameri ka n topl u m u n u n devr i m e hazı r old u ğ u na inanan De Leon, refo rm u n ya l n ızca gereksiz değil, amaçlarına da ters oldu­ ğunu d ü ş ü n üyordu. B u n u n yer i n e sosya l i st pa rti Ameri ka'daki işçi s ı n ıfı n a "gerekli b i l g iyi" sağ l aya ra k onları kend i özg ü r l ü kleri n i kaza n a b i lecek bir s ı n ıf h a l i n e geti rmeye oda kla n m a l ıyd ı . i şçi sen­ d i kaları kurmak işçi n i n ken d i l i ğ i n d e n ya ptığ ı bir şey o l d u ğ u ndan, proleta rya n ı n biraz s ı n ıf b i l i n c i ed i n mesi son u c u nda, işçi sın ıfı eğiti m i n i n asli a racı işçi sen d i ka l a rıyd ı . Sosya l i stler devletin kont­ rol ü n ü ele geç i rd i ğ i nde parti d a ğ ı lacak ve ü reti m i n idaresi sanayi sen d i ka l a r ı n a ka lacaktı. 202

ABD'd e

osya l i

t

H a reketler

1 895 yı l ı nda De Leon Sosya l ist Tica ret ve i şçi l ttif k ı ' n ı k u rd u . Örg ütün kurucu belges i nde, "işçi ö rg üt ü n ü n yönt m

v

ruhu,

b i r kes i m i n e l i n d e yoğ u n laşan sermaye n i n g ü c ü n e ke i n i i k i

d i­

ren e mez;' den i l m işti. Amerika l ı işçiler g ö r ü n üşe göre bu if d y katı l m ıyord u. De Leon'un ittifakı ayn ı d ö n e m d e ı m i lyon üy b u l u na n Ameri ka n işçi Federasyonu (AF L) i l e kıya s l a n d ı ğ ı n d

n

zi rvede olduğu za manda b i l e a ncak 1 3 b i n üyeye u laşabi l m i şt i .

E U G E N E V. D E B S : B A Ş K A N A D AY I S O S YA L i S T Ter re Haute, I n d i a na'da doğan, işçi örg ütçüsü Eugene V. Debs d e­ m i ryol u nda ça l ışmak için on dört yaş ı n d ayken evde n ayrı l d ı . 1 875 yı l ı n d a Lokomotif itfa iyeci leri Ka rdeş l i ğ i i ç i n b i r pansiyon ku r u l ­ m a s ı n a ya rd ı m c ı oldu. K ı s a s ü rede ö rg ütte yü kselen Debs 1 880 y ı l ı n d a örgütün u l usal kati p ve vezned a r l ı ğ ı n a geldi. 1 893 yı l ı nda yen i kuru lan Amerikan Dem i ryol ları B i r l i ğ i 'n i n başka n ı oldu. B i r l i k A B D 'deki i l k sanayi b i r l i ğ i olara k fa rkl ı za naatl a rd a n demiryol u i ş­ ç i l e ri n i başa rıyla b i r a raya top l a m ı ştı. N isan 1 894'te büyü k kuzey dem i ryo l u n d a k i maaşların a rt ı r ı l ­ m a s ı için ya ptı ğ ı g revi n başa rısız o l m a s ı y l a b i r l i kte D e b s u l usal ba­ s ı n d a "Kra l De bs" olara k a n ı l maya başla d ı .

Pullman Grevi " 1 893 Pa niği" o l a ra k b i l i n e n ekono m i k b u n a l ı m s ı ra s ı nda Pu l l m a n Ş i r keti maaşlarda yüzde 25'1 i k b i r kesintiye g i tti. Fa kat Şikago ya­ k ı n l a rındaki fa brika şehri P u l l man, l l l i no i s'da kira l a r düşmemişti. A m e ri kan Dem i ryol ları B i r l iğ i 'n i n yerel üye l e ri P u l l ma n'ı n başka n ı George M. Pu l l ma n'la kon uyu görüşmesi i ç i n b i r tem si lciler ku r u l u g ö n dermek isted iyse de P u l l man görüşmeyi redd etti . B u n u n ka r­ ş ı l ı ğ ı nda birlik, u l u sa l konseye Pu l l ma n a ra b a l a r ı n ı taşıyan tre n l e re u l u s ça pında boykot ya p ı l ması çağ r ı s ı n d a b u l u n d u . Dört g ü n i çe­ r i s i n d e yirmi yed i eya letteki b i r l i k üyeleri d estek g revi ne g i d i nce yirmi dokuz dem i ryol u bu d u rumdan etki l e n d i . 203

Sosyalizm 1 0 1

l l l i n o i s va l i s i John P. Altg e l d g revei leri destekleyerek m i l i s kuv­ vetleri çağ ı rmayı redd etti. Bu nedenle dem i ryol u yönet i m i federa l h ü kü metten yard ı m iste d i . 2 Tem m uz g ü n ü A B D Başsavcısı Ric­ h a rd O l n ey, birliğin posta h izmetleri n i ve eya letlera ra rsı tica reti engel l ed i ğ i gerekçesiyle yerel m a h kemelerden g reve ka rşı i htiyati ted b i r ka ra rı çı karttı. 4 Tem m uz'd a Başkan G rover Cleveland 2500 federa l b i r l i ğ i Şi kago'ya g ö n d e rd i . G rev bir hafta içinde sona erer­ ken b i r l i k l e r 20 Tem m uz'd a geri çağ r ı l d ı . Debs m a h kemeye itaat­ sizl i kten ve eyaletlera rası tica rete komplo ku r m a kta n a ltı ay hapis ceza s ı n a ça rptı rı l d ı .

Debs Sosyalizme Yöneliyor Woodstock, l l l i nois'd a k i h a p i s g ü n lerinde Debs bolca okudu. i l k defa Karl M a rx'ın ça l ı ş m a l a rıyla karşı laşan Debs i şçi h a reketini sı­ n ıfla ra ra s ı bir çatışma o l a ra k g ö r m eye başla d ı . 1 897'd e sosya l izme geçti ğ i n i i l a n eden Debs, gazeteci Victor Berger'le g üçleri n i b i r leşti rerek 1 90 1 'de adı Sosya l i st Parti olara k değişti r i l ecek Sosya l Demokrat Parti'yi ku rd u . Debs 1 900- 1 920 yıl­ l a rı a ra s ı n d a beş defa Sosya l ist Parti'den başka n adayı oldu. 1 920 yı l ı nda a l d ı ğ ı 9 1 5 bin oy o g ü n e d e k a l d ı ğ ı en yü ksek oyd u . Bu oyu a l d ı ğ ı s ı ra d a Debs h ü kü meti n 1 9 1 7 Casusl u k Ka n u n u ve 1 9 1 8 Sa­ botaj Ka n u n u'n u eleşt i rd i ğ i i ç i n h a p i s yatıyord u .

204

DÜNYA ENDÜSTRiYEL iŞÇi LERi N DEN PALMER BASKlNLARlNA Amerika'da Sosyalizm Büyüyor

D ü nya Endüstriyel işçileri ( IWW) ya da h a l k a ra s ı n d a b i l i n e n i s­ m iy l e "Wobblies'; 1 905 yı l ı nda Samuel G o m per'ı n Amerika işçi

Fe ­

d e ra syonu'ndaki "saf ve basit" sen d i kac ı l ı ğ ı na itiraz eden kırk ü ç fa r k l ı i ş ç i g ru b u n u n tems i l c i leri ta rafı n d a n kuru l d u . Ameri ka'n ı n B i r i n c i Dü nya Savaşı öncesi e n aşıncı g r u b u o l a n D ü nya E n d ü st­ riyel i şçi leri siyasi eylemi, a ra b u l ucu l u ğ u ve bağ layıcı sözleşmeleri red d e diyord u. B u n u n yerine ya l n ızca g revde n medet umuyorl a r­ d ı . Avru pa send i ka l izminden i l ham a l a n D ü nya E n d ü striyel işçi leri tüm işçileri bir "büyük b i rl i k" çatısı a ltı n d a n top l a m a k istiyorla rd ı . N i h a i hedefleri ka pita l izmi d evi recek ve b i r işçi topl u m u ya ratacak devri mci bir genel g rev d üzen lemekti. D ü nya Endüstriyel işçileri'n i n kurucu l a rı Sosya l ist işçi Pa rtisi'n­ d e n Daniel De Leon, Sosya l i st Pa rti'den Eugene V. Debs ve Batı Ma­ denciler Federasyonu'n d a n Wi l l ia m D. ("Big B i l l ") Haywood'd u . De Leo n ve Debs sosyal ist sol u n sosya l d e m o k rat geleneğ i nden g e l i ­ yord u . Haywood' u n ideoloj i k temel i ise B a t ı Madenci ler Federas­ yon u'n u n sa l d ı rg a n send i kacı l ığ ı na d aya n ıyord u . B u federasyon kaya madencileri ve maden eritme oca k l a r ı n d a ça l ışanları sen d i­ ka l a ştı rmak için on yı l d ı r maden ocağ ı sa h i p leri ve h ü kü mete karşı m ücadele veriyo rd u . 1 908 yı l ı nda Wobbl ies i k i g r u ba ayrı l d ı . De Leo n v e Debs l id e r­ l i ğ i n d e ki bir grup, sosya l i st pa rtiler ve işçi send i ka l a r ı aracı l ığ ıyla d eğ i ş i m ya ratm a ktan söz ed iyord u . Haywood l iderl i ğ i ndeki d i ğ e r g r u p i s e anarşist ta rzda doğrudan eylemi, ya n i genel g revleri, boy­ kot l a r ı ve sa botaj l a rı terc i h ed iyord u . Son u nd a send i kacılar kaza n­ dı ve sosya l istleri ö rg ütten att ı l a r.

205

Sosyalizm 1 0 1

H aywood l iderl i ğ i n d e ki Wob b l ies Ameri ka n ta rzı b i r send i ka­ c ı l ı k, ya n i doğrudan e n d ü striyel eyleme daya l ı b i r s ı n ıf savaşı n ı ben imsedi. Wobbl ies'i n eyl e m leri genel l i kle tut u k l a m a l a r ve san­ sasyo n e l p ropag a n d a l a ra yol açtı. Haywood'u n kendisi de tutu k­ l a n m a s ı n a ve 1 906- 1 907 yı l l a rı a rası ndaki işçi kat l i a m l a rıyla suç­ l a n m a s ı n a ka rş ı n en son u n d a a k l a n d ı . Wob b l ies 1 907- 1 9 1 3 yı l l a rı a ra s ı n d a doğuda b i rçok ö n e m l i g rev gerçekleşti rd i . Faa liyetleri n i en ç o k madenci l i k, kereste i ş i , n a k l iye ve ta r ı m l a u ğ raşan batı l ı iş­ çiler a ra s ı nda yürütüyord u .

" Bir Sınıf Oluşturun" "İşçi sınıfıyla işveren sınıfının hiçbir ortak noktası bulunmuyor. . . . B u iki sınıf arasındaki çatışma, dünyadaki tüm işçiler bir sınıf oluş­ turup üretim araçlarını ele geçirmeden, ücret sistemini feshetme­ den ve dünya üzerinde uyum içerisinde yaşamaya başlamadan sona ermeyecektir." (IWW Anayasası, Giriş)

Birinci Dünya Savaşı'n ın Ameri ka'daki Sosyal izme Etkisi ABD'n i n 1 9 1 7 yı l ı n d a B i ri n c i D ü nya Sava ş ı 'na d a h i l o l m a s ı sosya­ l i stlerle işçi ha reketi n i n ka l ıc ı o l a ra k kop u ş u n a sebep o l d u . Sa­ vaş baş l a d ı ğ ı nda, h e m işçi l i de r l e r i hem de sosya l i stler ta rafsız­ l ı k çağ r ı s ı n d a b u l u n d u . A B D savaşa g i re r g i rm ez, işçi sen d i ka ları ca n ı g ö n ü l d e n h ü k ü m eti deste k l e m eye başla d ı . Sosya l istler sa­ vaşa ka rşı çı kmaya deva m e d i yo rd u. B i rçoğ u sava ş ı balta l a mayı yasa klaya n 1 9 1 7 Cas u s l u k Ka n u n u ve 1 9 1 8 Sabotaj Ka n u n u'yla tutu kla n d ı .

Savaşa İtiraz Dünya Endüstriyel İşçileri ABD'nin savaşa girmesine karşı çıkan tek işçi örgütüydü. Batı eyalerlerinde bakır üretimini sınırlamaya çalışarak savaşı protesto ediyorlardı. Hükümet buna karşılık 1917

206

Dü nya Endüstriyel işç i l e r i n de n Pa l me r B a s k ı n i a r ı n a

Casusluk Kanunu ve 1918 Sabotaj Kanunu'nu örgüt liderlerine kovuşturma açtı.

ger



gö l

r

r

k

E k i m 1 9 1 7 Bolşevi k Devri m i sosya l ist pa rtide b ö l ü n m e l er yol açtı. Reformu d estekleyen ı l ı m l ı la r Bolşevi klerin b a ş a geçm s i n­ d e n hoşlanmam ı ştı . Daha rad i ka l üyeler ise Bolşevi kleri a l k ı şl ı yor­ d u . Pa rti n i n kontro l ü n ü e l l erinde tuta n ı l ı m l ı l a r devri m i deste k l e­ yen l eri partiden attı. B u n u n üzerine rad i ka l le r d e A B D Kom ü n i st Pa rtisi'ni kurd u l a r.

i L K K l Z i l KO R K U S U Sava ş ı n a rd ı n d a n Başsavcı A. Mitchell Pa l me r kom ü n ist ve sos­ ya l i stlerin h ü kü m eti devi rme p l a n l a rı yaptığ ı n a i n a n m ıştı . Bu d u r u m u n sebebi kısmen bir italya n a n a rşistin ken d i n i Pa l mer'ı n Was h i ngton'd a ki evi n i n ö n ü nde patlatmasıyd ı . R u s Devri m i 'n i n i ki n c i y ı l dön ü m ü nd e o n binden fazla ş ü p h e l i sosya l ist, kom ü n ist ve a n a rşist "Pa l m e r baskı n l a rı"yla tutu k l a n d ı . H ü kü m eti devi rmek i ç i n güç ve şiddet ku l la n ı m ı n ı ve ka n u nsuz yol a ra başvu rmayı sa­ vu n m a kla suçl a n a n ş ü p h e l i d evri mci ler m a h ke m eye dahi ç ı ka r ı l ­ m a d a n uzunca b i r s ü re g öza ltında tutu l d u . M a h kemeler n i hayet d evri m e i l işkin herhangi b i r ka nıt b u l a m ayı nca bu şü pheleri n i n büyü k kısmı serbest b ı rakı l d ı . Emma Gol d m a n'ı n da d a h i l o l d u ğ u az sayıda k i ş i h uzuru boza n ya ba ncı lar o l d u kl a rı gere kçesiyle s ı n ı r d ı ş ı e d i lerek Sovyetler B i r l i ğ i 'ne gönderi l d i .

207

BUNALlM'DAN YENi DÜZEN'E Kapital izm Günlerinde Sosyalizm

1 932 yı l ı nda Amerika Büyü k B u n a l ı m'a göm ü l m ü ş d u ru mdayd ı . Yen i seçi l e n başka n Fra n k l i n D . Roosevelt herkes için "Yeni Düzen" sözü veriyord u. Görevdeki i l k yüz g ü nde Roosevelt va r olan mev­ zuata, Amerika l ı ları yen i d e n ça l ışmaya yöneltecek prog ra m la r da dahil olmak üzere on beş önemli madde ekled i. Bu prog ra m l a r üç temel şekilde yü rütü lecekti: ı.

Kısa vad e l i ya rd ı m p ro g ra m l a r ı sıkıntıları hafıfletmeye yöne l i k tasa rla n m ıştı.

2. Uzu n vad e l i ya rd ı m p rog ra m l a r ı ekono m i n i n tapa rlan ması için tasa rla n m ı ştı.

3. Ka l ı c ı reform prog ra m la rı g e lecekte yaşa n a b i lecek buna l ı m ları önlemek veya etkisi n i aza l t m a k a macıyla tasarla n m ı ştı. 1 93 3 - 1 935 yı l la r ı a ra s ı n d a başlatı lan pro g ra m la r ı n birçoğ u ekonom iyi baştan aşağı yen i lerneyi hedefl iyord u. Ta rımsal Uyum Yasası'yla çiftçi lere ü ret i m i aza ltmaları için ödeme ya p ı l a ra k çiftl i k fiyatla r ı caniand ı n i maya ça l ı ş ı l d ı . U l usal Sanayi Ka l kı n m a Ka nu­ n u h e m fiyatları hem d e ü c retleri dengeye otu rttu. Anca k her i ki prog ra m da d ü şen ücretle r ve a rtan işsizl i k yüzü nden ortaya çıkan yetersiz t ü ketici ta lebi gibi basit bir soru na d eğ i n meden geçiyor­ du. 1 93 5 'ten itibaren Roosevelt'in reformları d a h a solcu b i r d u ruş serg i led i . Bu d u r u m k ı s m e n s osya l i st ve pop ü l ist sol u n baskı la­ rından kaynaklan ıyord u . Sosya l ist Pa rti'den başka n adayı olan Narman Thomas 1 929 yı l ı n d a a l d ığ ı oyu n üç katı n ı 1 932 yı l ı ndaki seçi m d e kaza n mayı başa rd ı . i leri yaşta ki 5 m i lyondan fazla Ame­ rika l ı, d ü ş ü k tüketici ta l e b i n e çöz ü m sunan Dr. Fra ncis Townsend'i

208

B u n a l ı m'da n Yen i Düzen'e

destekl emek için Townsend Ku l ü pleri'ne kat ı l a ra k federa l h ü kü ­ m et i n yaş l ı l ı k maaşı vermesi teklifi n i destekled i ler. Lou i s i a n a natörü Huey P. Long, herkese bir h a n e h a l kı g el i ri n i g a ranti

den

"Serveti Paylaş" p l a n ıyla ulus ça pında ün kaza n d ı . Söz kon usu b u g e l i rler i s e en zen g i n Amerika l ı ların vereceğ i verg i lerle ö d e ne ek­ ti. Pa paz Charles E. Cou g h l i n ka musa l la şt ı rı l m ış e n d ü striler ve d ö­ viz enflasyon u çağrısında b u l u nara k şeh i r l i yoks u l l a rı n desteğ i n i kaza n m aya ça l ı ştı.

Papaz Coughlin Papaz Charles E . Coughlin (1891-1979) her hafta yaptığı radyo programlarıyla on milyonlarca insana ulaşıyordu. 1932 seçimle­ rinde Herbst Hoover'a karşı Roosevelt'i desteklemesine rağmen zaman içinde Yeni Düzen'e düşman kesildi. Komünistlere, Yahudi­ lere ve Wall Street'e karşı sert sözleri gittikçe daha fazla kulak tır­ malamaya başladı. 1942 yılında Roma Katolik Kilisesi Coughlin'in programının yayından kaldırılmasını emretti.

ı 935 yılından sonra başlat ı l a n Yen i D üzen p rog ra mları J o h n Mayn a rd Keynes'i n teoris i n e daya n ıyord u . B u teoriye göre b u n a l ı ­ m ı n üzerine gitmek için gel i r piramid i n i n e n alt k ı s m ı ndaki i n s a n ­ l a r ı n h a rcama g ü c ü a rtı r ı l m a l ıyd ı .

İş İlerleme İdaresi Projeleri İş İlerleme İdaresi (WPA) Amerika'nın dört bir yanında yollar, kamu binaları, köprüler, havalimanları ve parklar inşa edilmesi için 8,5 milyon insana iş sağladı. Aynı zamanda kamu binalarında sanat yapılması, devlet rehberlerinin yazılması, Amerika'nın kırsal kesimlerinin falklorunun derlenmesi ve halk tiyatrolarının düzen­ lenmesi gibi kültürel programlar için de sanatçıları, yazarları ve ak­ törleri istihdam etti.

209

Sosyalizm 7 0 1

i ş i l e rleme idaresi (WPA) 1 93 5 - 1 943 a rası nda 8 m i lyondan faz­ la A m e r i ka l ıya iş i m k a n ı sağ l a d ı . 1 935 Sosya l Güve n l i k Ka n u n u 'y­ la işçi l e r i n fi nanse ettiği, h ü kü m et güvence l i b i r emekl i l i k maaşı siste m i k u ru l d u . B u sistem Tow n send Ku l ü pl e ri'nde ta lep ed ilen sistem e benziyord u . Senatör Robert Wag ner'i n a rd ı nd a n sıkl ı kla "Wa g n e r Ka n u n u" d a d e n i l e n U l usal işçi i l işkileri Ka n u n u işçi lerin kol e ktif paza rl ı k h a k l a rı n ı g üven ceye a l d ı .

Roosevelt'in Yeni Düzeni'yle ilgili Değerlendirmeler Roosevelt'in çağdaşı s iyasetç i l e r, siyasi spe ktru m u n hangi ta rafı n­ da o l u r l a rsa olsu n l a r Roosevelt'i n pol itika l a r ı n ı k ı n ıyorlard ı . Sağ görü ş l ü gruplar Yen i D ü ze n'i kom ü n i st d i ktatö rl ü ğ ü n ilk adımı ola­ ra k g örüyord u . Ameri ka l ı kom ü n istler ise faşizme doğru bir a d ı m şekl i n d e damgala m ı ş l a rd ı . Yen i Düzen'in etki l e r i n e d a i r a kadem i k değerl e n d i rmelerin d e za m a n za m a n ideoloj i kokt u ğ u söylenebi l i r: •

M u hafaza ka r ta r i h ç i l e r B ü y ü k B u n a l ı m'ı n p iyasayı ı s l a h etmek­ te a ş ı rıya kaçtığ ı n ı ve Yen i D ü zen'in de sosya l ist b i r refa h devle­ ti n i n başlangıcı o ld u ğ u n u söylemekted i r. O n l a ra göre sosya l ist refa h d evleti özü n d e köt ü d ü r, denetim ve özg ü rl ü klerin kay­ bed i l mesine neden o l u r.



Liberal ta rihçiler Büyü k B u n a l ı m'ı laissez fa ire ekonom isinin bir başa rısızi iğı olara k g ö r ü r ve Yen i Düzen d e demokratik bir re­ fa h d evleti n i n başla n g ı c ı d ı r. Demokrati k refa h d evleti özü nde iyi d i r ç ü n kü h ü k ü m et h a l k ı n i htiyaçla rına ceva p verir.



Solcu tarihçiler Büyü k B u n a l ı m'ı ka pita l izm i n başa rısızi iğı olara k ta n ı m la r, Yen i Düze n d e ka p ita l izmin reforme ed i l m i ş halidir.

Yen i Düzen'in Amerikan Sosyal izmine Etkileri Yen i Düzen yürürl üğe g i ri nce Sosya l ist Pa rti desteğ i n i n büyü k kıs­ m ı n ı kaybetti. Roosevelt sosya l i st progra m ı n bir pa rçası olara k pek

210

B u n a l ı m'da n Yen i Düzen'e

çok p rogra m ı uyg u la m aya koyd u. Da ha d a ö n e m l i s i Yen i D ü z e n ,

p rog ra m ları top l u m u n esas ı n d a sosya l izm i deste k l eyen kesi m i

-

r i n e fayda sağ lad ı . Çiftçilerin o l u şturd u ğ u Roos ev e l t Koa l i syon u " "

sen d i ka üyeleri, işçi s ı n ıfı n d a n i n sa n l a r, kuzey l i siya h i l e r ve l i bera l ­ l e r yüzleri n i Sosya l i st Parti yerine Demokrat Parti'ye döndü.

21 1

SE NATÖR JOSEPH MCCARTHY ikinci Kızıl Tehlike

1 950'1erin başları nda kom ü n i stlerin Doğ u Avrupa ve Çin'de iler­ lemeleri birçok Amerika l ı n ı n g özü n ü korkutm u ştu. Wisconsin Se­ natörü Joseph McCa rthy ( 1 908- 1 957) bu korku ları resm i bir cad ı avı na d ö n üştürd ü . Appleton, Wiscon s i n'e ya k ı n b i r aile çiftl i ğ i nde d ü nyaya gelen McCa rthy on dört yaş ı n d ayken o ku l u b ı ra ktı. Tavuk çiftl i ğ i nde ça­ l ışmaya başlaya ra k y i r m i yaş ı n d a l iseye geri dönene dek a i le ba k­ ka l l a r ı n ı idare etti. Liseden s o n ra Marquette Ü n iversitesi'ne gide­ rek h u ku k okudu.

" Domino Teorisi, Soğuk Savaş sırasında, ABD'nin dış politikasına "domino teorisi" hakimdi. Bu teoriye göre eğer komünist olmayan bir devlet komü­ nizme "kapılırsa", bu durum o ülkenin etrafındaki komünist ol­ mayan devletlerin de komünizme kapılacağı anlamına geliyordu. Domino teorisini ilk defa kullanan kişi, 1940'larda Yunanistan ve Türkiye'ye askeri yardım gönderilmesini haklı göstermek isteyen Başkan Harry Truman'dı.

1 948 yı l ı nda Joseph McCa rthy o dönemde görev ya pa n Senatör Robert La Follette J r:ı bozg u n a u ğ rata ra k ABD Senatosu'na seçi ldi. McCa rthy çirkin bir seç i m ka m pa nyası yürü m ü ştü. Savaş dönem i n­ de ya ptı kları kon usunda ya l a n söylemiş, esasında masabaşı nda ça lı­ şıp ya l n ızca ta l i m yap m a k için uçmasına rağmen i ki nci Dü nya Sava­ şı sırasında uça kla otuz i ki görev gerçekleştird i ğ i n i iddia etm işti. La Folette Pea rl Ha rbor bomba l a n d ığ ı nda görev ya pa mayaca k kadar yaş l ıyd ı . Fa kat McCa rthy ord uya g i rmediği için La Folette'i n üzerine gitmiş ve onu savaş vurg u n c u l u ğ u ya pmakla suçlam ıştı.

21 2

Senatör Joseph Mcca rthy

Senatör olara k göreve başlad ığı g ü n M cCa rthy

p

k ses g t i r­

m eyen bir bas ı n toplantısı d üzen led i . Bu toplantı d a h a sonra k i laf ca m bazl ı klarına ısınma n itel i ğ i ndeyd i . Deva m etmekte olan kö­ m ü r madeni grevi ne ka rşı ı l ı m l ı b i r tek i ifte b u l u n d u : Sen d i ka l i d ri John L. Lewis'i ve g revdeki madencileri o rd uya a laca kt ı . E ğe r g reve d eva m ederlerse itaatsizl i k gerekçesiyle a s keri m a h ke meye çı ka r ı ­ l ı p v u r u l aca klard ı . 1 95 0 yı l ı gelerneden M cCa rthy'n i n senato ka riyeri teh l i keye g i rd i . H a l k, seçim ka m pa nyası s ı rasında savaş geçmişiyle i l g i l i söy­ led i ğ i ya lan ları öğren m i şti. Vergi suçları ve savaş d ö n e m i nde şeker d e n et i m leri n i n ya p ı l maması n ı desteklemek için Pepsi-Cola Şi rke­ ti'n d e n rüşvet a l d ı ğ ı gerekçesiyle ha kkı n d a soruşturma açı l d ı .

A B D KO M Ü N i S T PA R T i S i ' N E S A L D I R I L A R McCa rthy kasıtlı o l a ra k d i kkatleri ken d i başa rısızl ı kl a rından baş ka yön e çekti. 9 Şu bat 1 950'd e Wheel ing, West Vi rg i n i a'da bir g r u p Cu m h u riyetçi kad ı n la ya pt ı ğ ı konuşma s ı ra s ı n d a McCa rthy, e l i n d e A B D Kom ü n ist Pa rtisi'n i n "da i m i üyesi " o l a n 205 d ı ş i şleri ba ka n ­ l ı ğ ı ça l ışa n ı n ı n i s m i o l d u ğ u n u açıklad ı . B u üyelerden bazı l a rı n ı n Sovyetler Birl iği'ne gizli b i l g i ler sızd ı rd ı ğ ı n ı söylüyo rd u. B i r a n d a McCa rthy t ü m gazetelerin m a n şeti ne otu rd u . Ancak Senato D ı ş i l iş k i l e r Komitesi iddiaları n ı kan ıtla ması n ı i sted i ğ i n d e McCa rthy herha n g i bir departmandaki tek bir "da i m i kom ü n ist üyenin" b i l e ad ı n ı veremed i . Doğ ruların yokl u ğ u n d a n da yıl maya n M cCa rthy u l usa l med­ yad a kom ü n ist ka rşıtı bir m ücadele başlattı. H a l k ı n korku l a r ı n a oyn aya n McCa rthy d ü ş m a n l a r ı n ı n iti ba rı n ı sa rsm a k için korku ta kti kleri uyg u l uyord u. Başta h uzur bozucu kom ü n istlerin Başka n Tru m a n yönet i m i n e sızd ı ğ ı n ı iddia etti. Demokratla r McCarthy'yi ça m u r atma kla suçlayınca, o n l a r ı n bu suçla m a l a r ı n ı n da kom ü n i st kom plosu n u n b i r pa rçası o l d u ğ u n u ö n e s ü rd ü . Ta kti kleri sonu21 3

Sosyalizm 7 0 7

cunda, Cu m h u riyetç i l e r 1 95 0 seç i m lerinden rüzg a r g i b i geçti. B i r za m a n l a r Senato gazetecileri ta rafı ndan "en berbat ABD senatörü" i l a n ed i l e n McCarthy a rt ı k Senato'daki en n üfuzlu isimdi.

McCarthycilik 1 95 2 seçi m i n i n a rd ı nd a n M cCa rthy H ü kü m et Faa l iyetleri Senato Kom itesi'n i n d a i m i soruştu rma alt komitesi başka n l ı ğ ı na geld i . Tı pkı Sta l i n'i n sözde d evri m karşıtla rını ç ı karı l d ı ğ ı m a h kemelerin kom i k bir ya nsıması g i bi, M cCarthy de kom ü n ist olmakla suçla­ nan bi reyleri ve bu k i ş i l e re yata k l ı k ettiğ inden ş ü p helenilen devlet kuru m la r ı n ı d u ruşmaya ç ı ka rıyo rd u. Bu d u ru ş m a l a rı eleşti ren ga­ zeteci le re de saldı rıyo rd u . "Am e r i ka ka rşıtı" kita p l a r ı n kütü phane­ lerden ç ı ka r ı l masına dair bir ka m panya yü rüttü. 1 95 2 yı l ı nda Cum­ h u riyetçi Dwight Eisenhower seç i m leri kaza n ı nca McCa rthy onu kom ü n izme ka rşı sert b i r d u ru ş göstermemekle suçlad ı . McCa rthy ka ra kuvvetleri b a ka n ı n ı n iti ba r ı n ı zedelemeye ka l­ kınca başı belaya g i rd i . O rd u M cCa rthy'ye m u ha l efet eden gaze­ tec i l e re b i l g i sızd ı rd ı . B u n u n sonucunda, Amerika McCa rthy'n i n zorba l ı k yöntemleri ni, otuz a ltı g ü n boyu nca televizyonlarda ya­ y ı n l a n a n b i r d u ruşmayla i l k e l d e n öğ ren d i l e r. Bu d u ruşma s ı rasın­ da o rd u McCa rthy'yi o rd u m e n s u pları n ı ve sivil m e m u rları za ra ra uğratmaya ça lışmakla s u ç l uyo rd u . Cu m h u riyetçiler 1 954'teki a ra seçi mlerd e Senato'n u n kontro­ l ü n ü kaybetti ler. Bu b i raz da h a l kı n McCa rthy'ye olan g üven i n i n sa rs ı l m a s ı n d a n kayn a k l a n ıyord u . Akabinde Senato a l t m ı ş yed iye yirmi i ki oyla McCa rthy'ye "se nato geleneğ i n e aykırı" davran ışları yüzü n d e n kınama cezas ı verd i .

214

KÜ BA DEVRiMi Amerika'nın Kapısında Sosyal izm

1 895 y ı l ı nda Kü ba i spa nya yönetimine baş ka l d ı rd ı . isya n lar ve b ş­ ka l d ı rı lar ya kla ş ı k dört yüz yı l d ı r Kü ba'd a yaşa m ı n b i r pa rçası o l sa da b u defa işler fa rklıyd ı . i s pa nya'n ı n isya n l a r ı bastı rma çaba l a rı, Küba'n ı n kuzeyi ndeki büyük komşu d evl ette halkın ilgisini çek­ m işti. 1 5 Şu bat 1 898'de A B D zırhlısı Maine Hava na l i manında g i­ zem l i b i r şeki lde boy göstererek ispanya'ya savaş i l a n etti. Anca k A m e r i ka'n ı n m ü d a h a lesiyle bağ ı msızl ı ğ ı n g e l eceğ i n e inanan Kü­ ba l ı l a rı n u m utları çok geçmeden suya d ü şt ü . i s pa nyoi-Amerikan Sava ş ı sona erdiğinde ABD Kü ba'yı işgal etti. Sa n ki Küba söm ü rge­ ci b i r d evletten başka b i r söm ü rgeci devlete geçmişti. 1 900 yı l ı nda Kü ba Anayasa Kongresi topl a n d ı ğ ı nda, üyeler ABD'nin anayasa larına bir değişiklik eklerneye ça l ı ştı ğ ı n ı fa rk etti. ABD Dışişleri Ba ka n ı Eli h u Root'un yazd ı ğ ı "Piatt Değ i ş i kliği" ABD'n i n Kü ba'da düzenin bozu l ması d u rumunda Kü ba'n ı n içişlerine müda­ hale etmesine izin veriyor, Amerika'n ı n izn i olmadan Kü ba h ü kü me­ ti n i n borç pa ra a l ması n ı yasa klıyor ve Kü ba'yı ABD donanmasına top ra k kirala maya zorl uyordu. Küba istemeyerek Platt Değişikl iği'n i ka b u l etti ve 1 902 yı l ı nda "bağı msızl ı ğ ı n ı " kaza n d ı . Daha sonraki e l l i yıl boyu nca Küba s iyaseti ekonom i n i n şekere bağ ı m l ı ol masıyla, s ı k s ı k yaşa nan askeri d a rbelerle ve ABD'n i n d ü ­ zen l i olara k içişlerine ka rışmasıyla şeki l l e n d i . 1 933 yı l ı nd a n başlaya ra k Kü ba h ü k ü m etleri b i r b i r askeri d i kta­ tör F u l gencio Batista'n ı n ( 1 90 1 - 1 973) d esteğ i n e bel bağ lad ı . 1 940 yı l ı n d a Batista tek aday o l a ra k başka n seçi l d i . Dört yı l l ı k görev s ü resi n i ta ma m l a d ı kta n sonra demokrat i k b i r seç i m l e yen i l erek e m e k l i oldu. 1 952 y ı l ı nda Batista yen i d e n başka n l ığa adayl ı ğ ı n ı koyd u. i ki nci kez kaybeden Batista a nayasa l h ü kü meti devirerek öncekilerden bile daha yozlaş mış ve baskıcı bir rej i m ku rd u . 215

Sosyalizm 1 0 1

Platt Değişikliği Feshediliyor 1934 yılında Franklin D. Roosevelt Latin Amerika'ya uyguladığı "İyi Komşu Politikası" nın bir parçası olarak Platt Değişikliği'ni feshetti. Değişikliğin feshedilmesi pratikte çok az fark yarattı. Amerika'nın hala Guantanamo Körfezi'nde bir donanma üssü bulunuyordu. En büyük ticari ortağı olarak ABD Küba'nın iç meselelerine karışmaya devam ediyordu.

F i D E L CASTRO Va r l ı k l ı b i r şekerka m ı ş ı ü reticis i n i n oğ l u olan Fidel Castro ( 1 9262 0 1 6) yirmi yaşına gel meden ken d i n i siyasi a ktivistliğe adamıştı. Hava na Ü niversitesi'nde h u k u k okuduğu s ı rada Dom i n i k Cumhu­ riyeti'ndeki Genera l Rafa e l Truj i l l o'yu devi rmek için ya p ı l a n başa rı­ sız bir g i rişimde yer a l d ı ve Kol o m b iya'daki soka k ayaklanmaianna katı l d ı . 1 950 yı l ı nda d i p l o m a s ı n ı a l a n Castro d u ru l m uş g i bi görü­ nüyord u . Hava na'da bir h u ku k b ü rosu aça n Castro ı l ı m l ı bir reform partisi olan, "Ortodokslar" o l a ra k da a n ı l a n Küba H a l k Pa rtisi'ne kat ı l d ı . 1 95 2 yı l ı seçi m le r i n d e Tem s i lciler Mec l i si'nde koltuk alabil­ mek için partiden aday o l d u . 1 95 2 Batista da rbes i n d e n s o n ra Castro e s k i devrimci ta ktikle­ rine geri döndü. Batista'yı yasal yol la rla devi rmek m ü m kü n ol ma­ yınca Castro 26 Tem m uz 1 95 3 'te 1 60 kişi l i k bir grupla Moncada'ki askeri k ı ş l a l a ra sald ı ra ra k b i r d evrim g i rişi m i n d e b u l u nd u . G i rişimi ta m b i r fiyaskoyd u. Sa l d ı rı d üzen l eyenierin b i rçoğ u ö l d ü rü l d ü . Castro v e erkek ka rdeşi Ra lı l tutukla nara k on b e ş y ı l hapis cezası­ na ça rptı r ı l d ı . i ki yı l s o n ra ki genel afta n ya ra r l a n a ra k serbest ka l a n ka rdeşler kendi ken d i l e r i n e M e ksi ka'ya s ü rg ü n e g iderek b u rada küçük bir d evri m b i r l i ğ i eğ itti l e r. 1 956 y ı l ı n ı n son larında Castro, Ra u l ve 80 b i r kişi l i k bir isya n bir­ liği küç ü k bir yatla Kü ba'n ı n g ü neydoğu kıyısına u laştılar. "26 Tem-

216

K ü ba Devr i m i

m u z H a reketi" denilen ha reket çokta n gönderi l m i ş

ve

Bati sta'n ı n

güve n l i k güçleri nce yıkıma uğratı lm ıştı. Hayatta ka l a n b i r d ü z i n a d a m Sierra Maestra dağları na çekilere k Batista d i ktatörl üğün k r­ şı b i r gerilla savaşı başa ltı. E rtesi yıl daha çok isyancı toplayara k m u ­ h a l if l i beral siyasetçiler de d a h i l olmak üzere diğer devrimci gr u p la r­ la ittifa k kurdular. 1 958 yı l ı na kadar Batista rej i m i n i n başı iyiden iyiy derd e girdi. Askeri l iderleri nden bazı ları d evri mcilere katı lm ıştı. ABD h ü kü meti desteğ i n i çekm iş, Batista'yla ve ondan önceki lerle ya ptığı g i b i d evrimci kuvvetlerle d e m utabakata va rmayı u m uyord u. Ne d e olsa, s iyasi darbe Küba için yen i bir şey sayı l mazd ı . A ra l ı k 1 958'd e Batista'n ı n ü l keden kaçmasıyla Castro devri m i n ta rtı şmasız l ideri o l a ra k i ktidara geldi.

Castro Küba'yı Yeniden i nşa Ediyor S o n ra ki bi rkaç yıl boyu nca Castro ve 26 Tem m uz H a reketi kıta Ameri ka'sındaki i l k sosya l i st ü l keyi ku rd u l a r. Castro'n u n i l k p l a n ı açı kça sosya l ist değ i l d i . E n önem l i öze l l i ğ i top ra k reformla rı, ya­ b a n c ı yatı rımı hedefleyen vergi pol iti ka l a rı, şeker sanayisi, büyü k i ş l etmeler ve H ava na'n ı n tu rizm endüstrisiyd i . Beklendiği üzere Castro kısa sürede köyl ü l eri, şehirli işçi leri ve her tür solcuyu ken­ d i n e bağ lad ı . Va r l ı k l ı s ı n ıfla r ise Castro'ya o kad a r ı s ı n a mam ıştı. B i r­ çoğ u Kü ba'yı terk edere k ABD'ye g itti . 1 959 ve 1 960 y ı l ları boyu nca Castro ya bancı i ş l etmeleri ka­ m u sa l laştıra ra k merkezi p la n l ı bir eko n o m i k u rd u, yoksu l ve kı rsa l kes i m lere temel sosya l h izmetler s u n d u . Ş u bat 1 960'ta Sovyetl e r B i r l i ğ i 'yle bir tica ret a ntiaşması i mza l a d ı . Ka m usa l laştı rılan m ü l kü n kaybıyla hali hazı rda öfkel i olan ABD, Castro'n u n Rusya'yla o l a n yen i i l işkilerine m i s i l ierne ya pmak i ç i n Kü ba'ya tica ret a m ba rgosu g et i rd i , Castro'ya s u i kast d üzenlendi ve D o m uzlar Körfezi'nde s ü r­ g ü n d e b u l u n a n Kü ba l ı l a ra başa rısız b i r sad ı rı g i rişi m i nde b u l u n d u . A m e r i ka'n ı n bu katı tutu m u Castro'yu Kü ba'da d a h a popüler h a l e getirmekle ka l mayı p Castro'n u n Sovyet ticari politikalarına g itti k­ çe d a h a fazla bel bağ lamasına sebep o l d u .

Vi ETNAM Bir Nesli n Radikalleşmesi

Bir nesil için "Vietna m'; 1 960'1a r ve 1 970'1erde ABD'n i n i kiye ayrı l­ masına neden olan ve g itti kçe a rtan çatı şmala rı simgel iyord u. Ba­ zı larına g öreyse ABD'n i n küç ü k d evletleri kom ü n ist teh d i d i nden koru ma g ö revi n i yeri n e g et i rd iğ i a n la m ı n a g e l iyord u. Ki m i leri de bu kel i m eyi, özg ü r l ü ğ ü i ç i n m ü cadele eden i n sa n l a ra karşı yürü­ tülen za l i m bir sava ş ı n ifadesi o l a ra k görüyord u . Oysa Vietna m'ı n bağ ı m s ı zl ı k a rayışına b e l i b ü kü l m üş, ufa k tefe k a m a çel i k yü rekli bir a d a m , Ho Chi M i h n önderl i k edecekti.

H O C H i M i N H V E BAG I M S I Z L I K M Ü CA D E L E S i Ng uyen S i h n Cung a d ıyla d o ğ a n ve Ho C h i M i n h ( 1 890- 1 969) Fransız h a ki m iyeti ndeki H i n d i ç i n'd e büyüd ü . 1 887 y ı l ı nda kuru lan Fransız H i nd içi n'i, baş l a n g ıçta Ka m boçya ve Vietna m'ı n Annam, Ton k i n ve Coc h i n c h i n a bölgel e r i n i kapsıyo rd u ; 1 893 yı l ı nda bun­ l a ra Laos eklendi. Ho'n u n ba bası siyasi görüşleri nedeniyle görevi­ ni kaybeden bir aka d e m i sye n d i . Okuma yazma b i l m eyen köyl üle­ rin mekt u p l a r ı n ı yaza ra k kıt ka naat geçi n iyord u . Ho Fra nsız ta rzı b i r eğiti m a l d ı v e bi rkaç yıl öğ retmen l i k ya ptı . 1 9 1 1 y ı l ı nda y i r m i b i r yaş ı ndayken dona nmaya kat ı l a ra k d ü nyayı görmeye ka ra r verd i. B i r Fra nsız buharlı g e m i s i n d e üç yıl aşçı l ı k ya ptı . B i r s ü re Lond ra'da yaşa d ı kta n sonra Fra nsa'ya taş ı n a ra k bu­ rada a ktif bir sosya l ist ve s ö m ü rgecil i k ka rşıtı a ktivist h a l i n e geldi.

Nguyen Ai Quoc (Vata nsever N g uyen) adıyla ça l ı ş ıyord u. Bir grup göçmen Vietna m l ıyı ö rg ütleyerek Fransız Kom ü n ist Partisi'n i n ku­ rucu l a r ı n d a n biri oldu. 1 9 1 9 y ı l ı nda Pa ris Ba rış Konfe ra n s ı 'nda oku­ d u ğ u d i l e kçede Çin h i n d i l i l e re eşit haklar vermeleri için Fransızlara çağ rıda b u l u nd u . Konfe ra n s üyeleri ta lebi n i g örmezden gelseler 21 8

Viet n a m

d e s iyasi b i l i nce sa h i p Vietna m l ı ların g öz ü n d e Ho izi n

k biri

h a l i n e geldi. H o 1 923'te Fra nsa'd a n ayrı l d ı . Son ra ki o n yı l ı n ı ko m ü n i st k a l

-

l e r i n d e gezerek ve Vietna m l ı m i l l iyetçi göçm e n leri örgütley re k geçi rd i . 1 924 yı l ı nda Fransız Kom ü n ist Partis i 'ne kol o n i c i l iğe

n la

başla karşı çıkmadıkları için fı rça ata ra k Kom ü n ist E nternasyona l 'ı n Beş i n ci Kongresi'nde a ktif rol oynadı. Ayn ı yı l Ly Th uy takma a d ıyi Çi n'i n Kanton kenti ne gidere k H i ndiçi n'd e n siyasi g ö r ü ş l eri yüzü n­ d e n s ü rg ü n ed i l e n Vietn a m l ı m i l l iyetçileri "Viet N a m Tha n h N ie n Cac h M e n h Dong Ch i H o i " (Vietnam Devri m c i Genç l i k Birliği), ya n i b i l i nen ism iyle Tha n h N ien'i n çatısı a l t ı d a n ö rg ütled i . Çan Kay Şek 1 92 7 yı l ı nda kom ü n istleri Ka nton'dan kov u nca H o yen iden yo l l a ra d ü şe rek Moskova, Brü ksel ve Pa ris'e g itti . A rd ı nd a n Komi ntern'i n G ü n eydoğ u Asya'daki temsi lcisi olara k Sia m'a (şi m d i Taylan d) yer­ leşti. 1 930 yı l ı nda H o C h i Min h, H indiçin Kom ü n ist Pa rti si'ne başka n­ l ı k etmek için Vietna m'a döndü. Pa rti, Tha n h N ien üyeleri ve a kti­ vist Ha noi, Hue ve Saigon ta rafından k u ru l m u ştu.

i K i N C i D Ü N YA S AVA Ş I VE Vi ETN AM' I N KU R U LU Ş U 1 940 yı l ı nda Fra nsa Alma nya'yla bir ateşkes a ntiaşması imza laya­ ra k Vichy h ü kü meti n i kurd u ve Ja ponya i l k kez H i n d içi n'i işga l etti . Fı rsatta n istifade Ho Chi M i n h de Oca k 1 94 1 'de önce g izl ice H i n­ d i ç i n'e, oradan da h a l k ı n "Viet M i n h" o l a ra k b i l d i ğ i "Viet Nam Doc La p Dong M i n h Hoi'; ya n i Vietnam Bağ ı msızl ı k B i r l i ğ i 'n i kurmak i ç i n G ü ney Çin'e döndü.

" Hapishane Defteri" Çan Kay Şek tarafından 1941-1942 yılları arasında on sekiz ay ha­ piste tutulan Ho, geleneksel Vietnam şiir biçimini kullanarak Çin219

Sosyalizm 1 0 1

ceyle yazdığı kısa şiirlerden oluşan "Hapishane Defteri"ni kaleme aldı. "Senin bedenin hapis 1 Aklın değil," dizesinden başlayarak bu şiir koleksiyonunda hapishane yaşamını anlatmış ve devrim çağrısı yapmıştır.

1 945 y ı l ında Japon l a r H i n d içi n'i isti la ederek t ü m Fra n sız yetki­ l i leri ya h a pse attılar ya da infaz ettiler. Ho ABD kuvvetleriyle bağ­ lantı k u ra ra k Japon l a ra karşı Stratej i k H izmetler Ofisi'yle işbirl iği ya pmaya başlad ı . Bu s ı rada, Viet Min h geri l la l a rı G ü ney Çin dağla­ rında Ja ponla rla savaşı rken komando grupları da Vietna m'ı n baş­ kenti H a noi'ye doğ ru h a rekete g eçti. Japonya 1 4 Ağ ustos 1 945'te M üttefi k Devletlere tes l i m oldu. Viet M i n h 1 9 Ağustos'ta H a n o i 'ye g i rdi. i ki hafta son ra Ho Chi M i n h , Ba D i n h Meyd a n ı 'n d a d evasa bir ka l a b a l ı ğ a Vietna m'ı n ba­ ğ ı msızl ı ğ ı n ı d uyu ruyord u . Bağ ı msızl ı k kolay d eğ i l d i . Ça n Kay Ş e k i l e ya p ı l a n bir m üttefi k­ l i k a n laşması Çin l i m i l l iyetç i le re J a ponya'n ı n kuzeyi ndeki on altıncı pa ra l e l e geçme hakkı ta n ı m ıştı. E l bette, General Cha rles d e Ga u l ­ le' ü n l id e rl i k ettiği bağ ı msız Fra n sa'n ı n savaşmadan H i ndiçin'den çeki l m eye hiç n iyeti yoktu. Fra nsızla r kısa sürede Vietna m'ı n gü neyi n i yen iden ele geçirdiler ve Ho C h i Minh ile görüşme masasına otu rd u l a r. N i hai anlaşmada Vietna m bağımsız bir ü l ke olara k ta n ı nacak, ken d i h ü kümeti, ordu­ su, pa ra kaynağı olaca k ve Pa ris'i n yönettiğ i Fra n s ız birliğine enteg re ed ilecekti. Fakat iki taraf d a b u a n laşmadan m e m n u n ka lmadı. Bu h uzursuz ba rış Kas ı m 1 946'da Fransız ve Vietna m l ı askerler a rası nda ç ı ka n a rbededen son ra bir Fransız kruvazöründen H a i p­ hong şehri ne ateş açıl m a s ıyla savaşa dönüştü. 1 953 y ı l ı bitmeden k ı rsa l kes i m i n büyü k böl ü m ü n e Viet M i n h h a k i m o l u rken, ü l ke n i n büyü k şeh i rleri kuşatma a ltı n d ayd ı . 1 954 yı l ı nda Fra nsızla rın Dien Bien P h u'da a l d ı ğ ı yen i l g i Fra nsa'n ı n Gü neydoğ u Asya i m pa rator­ l u ğ u n u n sonu oldu.

220

Vietnam

Ho ve Amerika'nın Bağımsızlığı Acaba Ho Chi Minh Bağımsızlık Bildirgesi'nden h a b rd a r mıy­ dı? Büyük ihtimalle evet. Vietnam'ın bağımsızlığını ilan derken Ho'nun kullandığı sözler Thomas Jefferson'ın s özl e r in e bir hayli benziyordu: "Her insan eşit doğar: Yaratıcı bizlere çiğnenemez hak­ lar tanımıştır: yaşam, özgürlük ve mutluluk."

V i E T N A M B Ö L Ü N Ü YO R 2 1 Tem m uz 1 954'te Cenevre Konfera n s ı 'nda i mza l a nan antlaş­ m a l a rl a Vietnam on yed inci pa ralelden böl ü n d ü . Kuzeyde Ho C h i M i n h'in l iderl i ğ i nde b i r kom ü n i st devlet, g ü n eyde i d e Ngo D i n h Diem'i n önderl i ğ i nde b i r a nti-kom ü n ist devlet kuru l d u . Vietna m'ı n böl ü n mesi Ameri ka'n ı n Ngo D i n h Diem'i, Sovyetler B i rliği'n i n ve Ç i n H a l k C u m h u riyeti'n i n ise Ho Chi M i n h'e pa ra ya rd ı m ı sağ lad ı ğ ı iki Soğ u k Savaş cephesi ya rattı. A ntlaşma lara göre 1 95 6'da bir seç i m ya p ı lacak ve bu seçi m l e Viet n a m yeniden birleşecekti. Seçim za m a n ı g e l d i ğ i nde G ü ney Viet n a m oyu n u boza ra k ABD'n i n Vietna m Sava ş ı 'na g i rmesine ze­ m i n hazı rlad ı.

A B D ' D E S AVA Ş K A R Ş I T I H A R E K E T Pek çok Ameri ka l ı ü l keleri n i n g itg ide Viet n a m Sava ş ı 'na daha çok d a h i l olduğundan b i h a ber olsa da 1 960' 1 a r ı n o rta l a r ı n a doğ ru bu d u ru m bir sebepten büyü k ölçüde değişti: televizyo n. Her gece savaşta ki del i ka n l ı ların g ö rü ntü leri tel evizyo n l a rda dönüyord u . Başka n Lyndon Joh nson Vietna m'a deva m l ı o l a ra k asker yol l a m a k için zoru n l u askerl i k görev i n i ya pa n l a ra d a h a ç o k bel bağ lad ı kça, d i re n i ş de o denli a rttı . 1 967'ye kad a r savaş karşıtı ha reket iyice şeki l le n m i ş ve a ktif b i r şeki lde ken d i n i ifade etm eye başla m ıştı . 221

Sosyalizm 1 0 1

1967 Yürüyüşleri 1967 yılında iki büyük savaş protestosu yaşandı. İlki nisan ayında New York'ta gerçekleşen protestoya 400 bin insan katılarak Cent­ ral Park'tan Birleşmiş Milletler'e yürüdüler. İkinci protestoda ise Washington'da ekim ayında gerçekleşti. Burada da protestocular Pentagon'un etrafını çevreleme girişiminde bulundular.

1 968 y ı l ında sava ş karşıtı p rotestolar Demokrati k U l usal Kong­ re'de şiddete dönüştü. Da h a son ra l a rı resm i kayıtlara "po l i s isya n ı " olara k geçecek bu olayda Ş i ka g o p o l i s i göstericilere v e m u habi rie­ re şiddet uyg u l a d ı . Ki m i l er i n e g ö re savaş ka pıya daya n m ı ştı. J o h n son ve halefi R i c h a rd N ixon protestocu l a rd a n etki lenme­ d i kleri n i h a l ka duyu rma l a r ı n a rağ men her i ki yöneti m i n kendi içindeki belgeler asl ı n d a p rotestol a rdan çok e n d işe duyd u klarını göstermekteyd i . Protesto faa l iyetleri n i n pek çok genç i n sa n ı n aklı­ na top l u mda ya n l ı ş g i d e n şeyleri d ü ş ü rmesi d e o n l a rı ayn ı şeki lde endişe l e n d i riyord u . 1 960'1arda ve 1 970'1eri n başlarında sosya l ist örgütler, öze l l i kle sava ş ı n i n sa n l a rı n gözleri n i açması sayesinde istikra r l ı b i r büyüme gösterd i .

222

SOSYALiZM VE "YENi

SOL''

Sosya l izmin Yeniden Keşfi

Sosya l izm 1 960' 1 a rda ve 1 970'1 erin baş ı n d a Ameri ka'd a kısa b i r s ü ­ rel i ğ i n e yeniden ca n l a n ı r g i b i oldu. 1 930' 1 a rd a k i (Eski Sol o l a ra k d a b i l i n e n ) medeni h a k l a r ha reketi v e sosya l i st h a reketin etki leşi m i­ n i n ya n ı s ı ra Vietnam Sava ş ı 'na karşı ya p ı l a n p rotestol a r sayesinde b i r Yen i Sol ortaya ç ı ktı. Çoğ u n l u ğ u n u ü n iversite öğrenci leri n i n o l u şt u rd u ğ u Yen i Sol, Eski Sol u n simgesi o l a n kom ü n i st-a nti ko­ m ü n i st ayrı l ığ ı n a d ü şmek istem iyord u . En temel e n d i şeleri ı rkçı l ı k v e yoks u l l u k olsa d a b u n l a r kısa s ü rede Viet n a m Savaşı'na ka rşı p rotestoların gölgesinde ka l d ı . Ha reket 1 960'1a r ı n o rta larında z i r­ veye u laşı rken 1 970'1erin o rta l a rına doğru n e redeyse s i l i n i p g itti .

D E M O K R AT i K T O P L U M i Ç i N Ö G R E N C i L E R (SDS} E n çok b i l i nen Yen i Sol örg ütü Demokrati k Top l u m i ç i n Öğ renci­ ler'd i . 1 960'1arda Endüstriye l Demokrasi B i r l i ğ i 'n i n b i r öğrenci kol u o l a ra k kurulan bu örgüt k ı sa sürede kurucu örgütü n ü n Ma rksist dog m atizm inden uzaklaştı. 1 962 yı l ı nda Demokrati k Top l u m için Öğ re n c i l e r faa l iyet b i l d i r­ geleri n i oluşturmak için Port H u ron, M i c h i g a n'da u l usal bir kon g re d üzen l ed i . Bi rkaç g ü n l ü k fi kir a l ışverişi son u c u n d a topl u l u k Port H u ro n B i l d i risi'n i ben i m sed i. Bu b i l d i ri n i n b ü y ü k k ı s m ı , daha son­ rad a n 1 968 Demokratik U l usal Kongresi'n i n ya p ı l d ı ğ ı dönemlerd e i n s a n l a r ı isya na teşvi k etme kten s u ç l u b u l u n a n sekiz g e n ç adam­ d a n b i ri o l a ra k u l us ça p ı n d a önem kaza n a n , M ic h i g a n Ü n iversitesi öğrenci gazetesi ed itörü Tom Hayden ta rafı n d a n ka leme a l ı n m ışt ı . B i l d i ri şeh i r meclisi toplantısından Ma rx'a kada r b i r d izi sosya l i st 223

Sosyalizm 1 0 1

v e siyasi gelenekten ya ra rl a n ı l a ra k yazı l m ıştı . Amerikan top l u m u­ n u n ı r k i l işki l e ri, son u g e l m ez yoksu l l u ğ u ve Ameri ka'n ı n Soğ u k Savaş'ta ki rol ü n ü eleşti rerek başl ıyord u. Ard ı nd a n g e n e ! hatlarıyla "katı l ı mcı demokrasi" kavra m ı n ı ta n ı m iaya ra k ö rgütün bu kavra­ ma daya l ı reform vizyo n u n u özetl iyord u.

Katılımcı Demokrasi Demokratik Toplum İçin Öğrenciler'in "katılımcı demokrasi" fikri John Dewey'nin, Michigan Üniversitesi'nde profesör olan Arnold Kaufman tarafından detaylandırılmış yazılarından doğmuştur. Dewey'nin öne sürdüğü temel fikir şudur: "Toplumsal kurumlar­ dan etkilenen herkesin bu kurumlan oluşturma ve yönetme hakkı olmalıdır." Demokrati k Top l u m i ç i n Öğ renciler 1 965 y ı l ı n a kadar yavaşça büyü rken 1 965'te ABD'n i n Viet n a m Savaşı'na d a h i l ol masıyla bü­ yümesi h ızla n d ı . 1 962 y ı l ı n d a g ru bun ya klaşı k 300 üyesi varken zirveye ç ı ktığı noktad a 3 0 b i n i l a 1 00 bin a ra s ı nda üyesi olduğu ta h m i n ed i l iyor. Pa rti N isan 1 965'te Was h i ngton'da devasa bir sa­ vaş ka rşıtı yü rüyüş d ü ze n l ed i kten sonra, öğ renci g revleri yü rüten ve ü n iversite yönet i m b i n a ları n ı işgal eden d a h a m i l ita n bir ya pıya bürü n d ü . 1 969'd a ki kongresi n d e ö rg ü t, Devri mci Gençl i k Ha reketi ve i le­ rici işçi Pa rtisi'n i n güç çatı ş m a l a rından dolayı böl ü nd ü . Devrimci Genç l i k H a reketi'n i n üye l e ri d a h a ı l ı m l ı grubu partiden attılar. i ki grupla d a ilgisi b u l u n maya n bir kısım üye ise b ı ktı kları için istifa etti ve pa rtiyi en rad i ka l lerin e l i ne b ı ra ktı. Çok geçmeden, parti­ nin ka l a n üyeleri "Weathermen" ad ıyla şiddet eğ i l i m l i devrimci bir gruba d ö n ü ştü.

224

ii'EPKi Reaganizm ve Neoliberalizm

Rona l d Reagan'ı n Ameri ka başka n ı seçi l mesi Amerika n pol itikası­ n ı n sağ görüşe keskin b i r dönüş ya ptığ ı n ı n sinya l leri n i vermişti. Re­ aga n'ı n i ngi ltere'deki ruh i kizi ise Marga ret Thatcher'd ı . Her ikisi de e ko n o m i n i n ka m usa llaştı r ı l m ı ş kesi mleri n i öze l l eşti rmeye koyu l d u .

N EOLiBERALiZM H e m Reagan hem de Thatcher büyü k ölçüde, temel öğ retisi piyasa­ n ı n "görün mez eli" olan on sekizi nci yüzyı l i ktisatçısı Adam Sm ith'i n fi kirleri n den i l h a m a l m ıştı. S m ith'i n yirm i n c i yüzyı ldaki yandaşları h ü kü m et ne kada r az görü n ü r, ekonomide n e kad a r az rol oyna rsa, u l u s u n ekonom i k d u ru m u n u n o kad a r iyi ye g ideceğ i n i söylüyorl a r­ d ı . Reagan ise görüşleri n i şu cümleyle özetl i yord u : " H ü kümet soru­ n u m uzun çözü m ü değ i l d i r; h ü kü met soru n u n kendisidir:' Sosya l istler ekonom i k kaynakların a d i l d a ğ ı t ı m ı n ı sağ lama n ı n h ü kü metin görevi old u ğ u n u ö n e sü rüyo rd u . N eo l i be ra l ler ise sü­ reci n doğal şeki lde devlet m ü d a h a lesi o l m a d a n işled iğini söyl ü ­ yord u . Sosya l i stler öze l l i k l e d e zeng i n lerd e n d a h a fazla verg i a l ı n­ ması n ı n sağ l ı k ve eğiti m g i b i top l u msa l p ro g ra m la r ı n masrafları n ı ka rş ı l a maya ya rd ı mcı olacağ ı n ı d i l e geti r i r ke n neo l i bera l ler ver­ g i leri d üşü rmen i n iki kon u d a fayd a l ı olaca ğ ı n ı sert b i r d i l l e ifade ediyo r l a rd ı : •

Ça l ışa n i n sa n l a r ı n e l i n e d a h a fazla pa ra g eçeceğ i i ç i n harca ma­



Zen g i n lerin, ya n i işverenlerin e l i ne d a h a fazla pa ra ka lacaktı.

l a r ı ve böylece iş i m ka n l a rı da a rtaca ktı . Eğer zengin lerin ve orta kl ı kların verg i yü kü aza ltı l ı rsa, neo l i­ bera l lere göre sonuç "da m l a ma teorisi" o l a ca ktı. Top l u m u n ü st 225

Sosyalizm 1 0 1

kad e melerine veri l e n pa ra , a rtan isti h d a m o l a n a klarıyla birlikte top l u m u n alt kad e m e l e r i n e d a m l a maya d a m l aya a kacaktı.

Şikago Okulu Neoliberalizmin en coşkulu destekçilecinden biri Chicago Üniver­ sitesi'nde iktisat profesörü olan Milton Friedman'dı (1921-2006) . Friedman'a göre bir ülkenin ekonomisinin sağlık olduğunun en iyi göstergesi para arzının artış oranıydı. Şili hükümeti 1973'ün sonunda General Augusto Pinochet'nin yönettiği askeri darbeyle düşürülünce, (başkalarıyla birlikte) Friedman da Şili diktatörlü­ ğünün danışmanlarından biri oldu. Yapılan hamleler sonucunda, Şiiili elitler zenginliklerine zenginlik katarken işçi sınıfı iyice yok­ sullaştı. Pinochet hükümetinin politikalarıyla iktisatçıların kelime dağarcığında "neoliberalizm" s özcüğü kutsal bir yer kazandı.

Pratikte Reaganizm Rea g a n 1 990'1arda Rega n izm d o ktri n i n i ABD'de uyg u l a maya koy­ d u . Ekonomide büyü m e g ö rü l ü rken bu d u r u m i k i önem l i son uç doğ u rd u : 1.

Yönetim i n savu n m aya verd i ğ i önem yüzünden askeri harca­ m a l a r büyük ölçüde a rttı .

2 . M i l l i bütçe açığı a rttı . N eo l i bera l lere göre b ütçe açığı ( h ü kü me­ t i n e l i nden ç ı ka n l a e l i n e g eçen a rasındaki fa rk) önem l i değ i l d i ç ü n kü ekonom i k b ü y ü m e sayesinde b u a ç ı k kısa s ü rede azala­ ca ktı. Fa kat bu gerçekleşmediği gibi Rea g a n h a l i hazırdaki büt­ çe açığ ı n ı 1 ,4 tri lyon d o l a r a rt ı rd ı .

R E A G A N M U H A FA Z K A R L I G I 1 990'1 a rda Amerika'd a ve d ü nya n ı n başka ü l kelerinde muhafa­ za ka rl ı k yü ksel işe geçti. Bu d önemde McCa rthycilerin 1 950'1er-

226

Tepki deki cad ı aviarı yoktu ama seçmenler oyl a r ı n ı g e n e l l i kle m u ha­ faza ka r adayla rd a n ya na ku l l a n ıyor, her türlü l i be ra l izm önerisi n i redd e d iyorlard ı . B u d u ru m b i raz d a Rea g a n'ın oyu n c u l u k beceri­ leri n i k u l lanara k m u h afaza ka r d ü ş ü nceyi neşe l i bir s u rette göster­ mesinden kaynaklan ıyord u . 1 983'te solcu G renada h ü kü meti n i n işg a l i v e devri l mesi, 1 980'1eri n o rtalarında N i ka ra g u a'daki sol ka r­ şıtı g e r i l l a la ra ABD'n i n gizli ya rd ı m ları g i b i olaylar d a h i Reaga n'ı n sosya l i st fiki rlere karşı açtığ ı savaşa pek g ö l g e d ü ş ü rmed i . 1 989'd a Sovyetler Birliği'n i n yı k ı l m a s ı b u d u r u m u pekiştird i . Reagan'ın ha ­ l efi George H. W. Bush dönem i nde yaşa n a n bu o l ayd a n a s ı l pri m yap a n Reagan o l d u .

Avrupa'daki Sosyalist Hareketler

1 980'ler ve 1990'larda ABD'de sosyalizme pek ilgi duyuimamasma rağmen sosyalizm Avrupa siyasetinde popülerliğini korumaya de­ vam etti. Sosyalist partiler hala Fransa gibi ülkelerin parlamentola­ rındaki önemli güçlerdendi. Aynı zamanda Avrupa dışından gelen göçlere karşı aşırı derecede muhafazakar hareketler yaşanıyordu. Bunlar arasında İngiltere'deki dazlaklar ve Fransa'da Jean-Marie Le Pen'in önderliğindeki Ulusal Cephe bulunuyordu.

B ü t ü n b u n l a r ı n son u c u n d a yirminci yüzyı l ı n son on yı l ı nd a A BD'deki sosyal ist fikirler n e redeyse s i l i n d i g itti . Yen i Sol 1 970'1e r­ de başarısızl ı kla sonuçl a n d ı ktan sonra g eriye çok az ö rgütlü sos­ ya l ist faa l iyet ka l d ı .

227

SOSYALiSTLER VE YEŞi L HAREKET Yeni Sistem

Yeş i l sosya l izm i n a rd ı nd a yata n temel fi kir şuyd u : Sanayi sistemi­ miz ve b u siste m i n bera beri n d e g eti rdiği, doğal yaşa mdaki yeri­ m ize d a i r görüşleri m iz g ezege n i h ızla yok ed iyo r. Yen i i htiyaçlar ve istekler sarma l ı mal m ü l k ve l ü kse olan ta lebi g itti kçe artı rd ı . Batı'd a k i siyasi siste m l e rd e g e re k sosya l istler g e rek sosya l ist olma­ ya n l a r ü reti m ka pasite s i n i a rtı r m a k için ça l ıştı. Geleneksel anlam­ da, sosya l i stlerin ta rt ı ş m a l a r ı sanayi topl u m u n u n ü rettiği ü rü n le­ rin eşit bir şekilde dağ ıtı l m a s ı üzerineyd i. Yeş i l sosya l istler ise ta r­ tışma l a r ı n odağ ı n ı tü ket i l e n ü rü n lerin m i kta rı ve ka l itesi, ü reti m için g e reken g ü n sayısı g i b i kon u la ra kayd ı rd ı . Yeş i l sosya list d ü ş ü n ce, siyaset felsefecisi H erbert Marcuse ve Fra n kfu rt Oku l u'n u n d iğer top l u m teori leri n e daya n ı r. Marcuse Ma rksizmdeki homo faber, ya n i i n sanların ya ptı kları işlerle kendi­ leri n i ya rata n ça l ı ş m a odaklı va r l ı kl a r olduğu fi kri n i sorg u l uyord u. Ona g ö re gerçek özg ü r l ü k erosu n veya tutku n u n d ü rtüsel zorla­ m a l a rıyla ve keyif veren faa l iyetlerle gerçekleşiyord u . Ça lışmak için d ü rtüsel zevkleri b i r ken a ra b ı rakmak gerekiyord u . Ça l ışma d i si p l i n iyle erosta n kopa n işçi s ı n ıfı n ı n büyü k böl ü m ü, özg ü r l ü ğ ü n daha çok, daha g üzel şeylere sa h i p olmakta n g eçti ğ i n i za n netme­ ye baş l a d ı . Ça lışma n ı n erosta n üstün tutu l ması, M a rcu se'a göre ekonom i k kıtl ı ğ ı n yaşa n d ı ğ ı d ö n e m lerde gere k l i olsa da a rtı k bir hayl i gelişmiş topl u m l a rd a b u d u rum soru n teşk i l etmemeliyd i . Top l u m u n asıl başa rması gere ken, teknolojiyi k u l l a nara k herkese ça l ışma ve ra hatl a m a k i ç i n g e rçekleşti rilen faa l iyetler a rasındaki açığı d o l d u rmasına o l a n a k verecek temel m a l ve h izmetleri sağ­ l a m a ktı. Yeş i l sosya l i stler çevre krizi n i n ekono m i k ve siyasi köken ierini Marc u se'u n homo faber, kitle kültürü ve tü keti mei l i k eleşti risi bağ-

228

Sosya l istler ve Yeşil Hareket

l a m ı n d a i ncelerler. i ki temel çözüm öneri s i n d e b u l u n u rlar. B u n l a r çevriyi korumada büyük b i r rol oynaya ca k "e ko-devlet" i l e özerk ve ken d i kendine büyük ölçüde yeten kom ü n l e r i n o l u şt u rd u ğ u s ı k ı o l m aya n bir federasyon ku r u l m a s ı d ı r.

Marx ve Freud Almanya doğumlu siyaset felsefecisi Herbert Marcuse (1898-1979) Marksizmi eleştirirken Freud'un psikanaliz teorisinden faydalandı. Önemli eserleri Eros ve Uygarlık: Freud Üzerine Felsefi Bir İnceleme (1955) ve Tek Boyutlu İnsan (1964) 1960'larda hem Avrupa hem de ABD'de solcu öğrenci hareketlerinde etkili oldu.

RUDOLF BAH RO Yeş i l c i d ü ş ü n ü r ve a ktivist Rudolf Ba h ro ( 1 9 3 5 - 1 997) Doğu Avru­

pa'daki Alternatif ( 1 977) a d l ı kita bıyla Marksizme yönel i k en g ü ç l ü e ko l oj i k eleşti rilerden birini kaleme a l d ı . M a rx'ı n sosya l izm i n i n "sı ­ n ıfsız" b i r sa nayi top l u m u ya rataca ğ ı n ı , yine de b u n u n bir sanayi top l u m u olara k ka lacağ ı n ı söyl üyordu. A ks i n e, Bah ro'ya göre i n ­ sa n l ı ğ ı n "ya l n ızca ü reti m i l işkilerini değ i l, tem e l d e ü reti m şekl i n i n t ü m m a h iyetini değişti rip d ö n ü ştü rmeye" i htiyacı va rd ı . Tü ket i m ka pita l izmin özü nde va rd ı v e bu d u r u m kaza n ç a rayışı sırasında i htiyaçl a r pa hasına gereksiz ve ziya na yol açan ü rü n l e r ya ratıyor­ d u . Tü ketimi ve sa nayi n i n çevreye verd i ğ i za ra rı azaltmak için top­ l u m u dönüştürmek gerekiyord u . Ba h ro "Yeşil a n a rko-ko m ü n izm" o l a ra k n itelen d i rd i ğ i devlet sosya l izmine ka rşı b i r " kom ü n ist alternatif" o l d u ğ u n u öne sürd ü . "ü ret i m i l işki leri n i " değişti rmen i n ya n ı s ı ra sosya l i stler insa n l ı ğ ı n çevreyle i l işkisi n i de değ i ştirmel iyd i . B u n u n i ç i n e konomi, hayatta ka l m a k için gerekenden fazla s ı n ı ü retme meye yön e l m e l iyd i . Çev­ reye verilen za ra r ı n azaltılması ve b u n u n l a b i r l i kte ü reti m m i kta rı229

Sosyalizm 1 0 1

n ı n d ü ş ü rü l mesi sayesi n d e ça l ışrna saatleri nde de büyü k ölçüde düşüş yaşanacaktı.

Bahro ve Komünist Parti Rudolf Bahro on yedi yaşında Doğu Almanya Komünist Partisi'ne katıldı. Sovyetler'in 1968'de Çekoslavakya'yı işgal etmesiyle parti­ den üyeliğini çekti. Doğu Avrupa'daki Alternatifi yazdığı için iki yıl hapis yattıktan sonra Batı Almanya'ya sürüldü. Bu olayın üzerine kurucusu olduğu Batı Almanya Yeşiller Partisi'nden istifa etti.

Küç ü k ölçekli teknoloj i büyü k şehi r l i n üfu s u n i htiyaçlarını kar­ ş ı laya m a d ı ğ ı ndan i n s a n l a r ı n i htiyaçla rı n ı n yüzde 90'ın ı kendisi ü retecek, yüzde 9'un u u l u s geneli nden, yüzde 1 'i n i ise d ü nya pa­ za r ı n d a n karşı laya b i l ecek kom ü n federasyon l a r ı kurma ları gereki­ yord u .

A N DR� GORZ Andre Gorz ( 1 923-2007) i ns a n l a r ı n çal ışma d ü nyas ı n a sıkışıp ka l­ d ı ğ ı n ı öne sü rüyord u . Pek çok i ş hem çok s ı kıcıyd ı hem de i nsan­ ları köl e h a l i n e geti riyo rd u . Teknol oj i k yen i l ik l e r ve maki neleşme i n sa n l a r ı n ça l ışabiieceği işleri k ı s ıtl ıyordu. Ancak ka pita l izm i n san­ l a r ı n daha az ça l ı ş m a s ı n a izin verm iyordu. B u n u n sonucunda işsiz­ Ierin hayattan zevk a l acak i m ka n ı , çal ışan l a r ı n ise b u n u ya pacak za m a n ı yoktu. Gorz, t ü ket i m i n ve çal ışma g ü n le ri n i n aza ltı l ması ve net b i r asgari ücret i n veri l mesiyle i n sa n l a r ı n başka l a r ı n a da fayda sağ l ayaca k serbest a ktivite l e r ya pa bileceğ i n i ö n e s ü rd ü . Gorz çevrec i l i k v e ekoloj iz m a rasına b i r ç izg i çekti. Çevrec i l i k kend i n i yen i lenebi l i r e n e rj i kaynakları, g e r i d ö n ü ş ü m v e koruma ile s ı n ı rl a m a ktayd ı . E ko l oj iz m ise mal ve t ü ketim e ta p ı n mayı sona erd i rm e k istiyord u.

230

SOSYALiZM VE GELECEK Neler Olacak?

Pek çok Amerika l ı sosyal izm le en çok 20 ı 6'd a ki başka n l ı k seçim­ leri n d e n sonra h a ş ı r neşir o l m u ştur. Bariz b i r şekilde demokrati k sosya l i st olan Senatör Bern ie Sanders Demokrat Parti adayl ığı i ç i n e p e y p o p ü l e r b i r ka m pa nya yürüttü. B a ş a r ı s ı z o l m a s ı na ka rş ı n , Sanders p e k ç o k i n sa n ı n demokratik sosya l izmdeki fi ki rleri fa rk et­ mesi n i , hatta b i rçok kişi n i n de bunları a n l a m a s ı n ı sağ l a d ı .

B E R N ' i H i SSET!* Ber n i e Sanders (d. ı 94 ı ) Vermont'tan aday o l m a s ı n a rağ m e n Brooklyn'de doğ d u . Gençl i ğ i nde meden i h a k l a r h areketine katı l­ ması üzerinde önem l i b i r siyasi etki yaratt ı . S o n ra d a n Vermont'a taşı n a n Bernie Sa nd ers, ı 98 ı 'de B u r l ington beled iye başka n ı se­ ç i l e n e kadar Vermont'ta yü rüttüğü siya s i ka m pa nya l a rda başa r ı l ı o l a m a d ı . Ard ı n d a n Temsi lciler Mecl isi'ne seç i l e n Sanders, 2005 yı­ l ı n d a da ABD Senatosu'na seç i l d i . S a nders Demokrat Parti'n i n yönetim k u ru l u nd a b u l u n ma s ı n a rağ m e n bağı m s ız b i r adayd ı r. Evrensel sağ l ı k h izmeti ve eğitim gibi tartışma ları n ı çoğ u n l u kl a i s ka n d i nav modeli üzerinden yü­ rütü r. Ayrıca büyü k şi rketlerin ve zen g i n l e r i n ödedi ğ i verg i lerin büyü k oranda a rt ı r ı l ması g i b i kon u la rd a d a b u model üzeri nden ta rt ı ş m a ktad ı r. Finans reformu n u n da s ı k ı savu n u c u l a rı ndand ı r. 2 008-20 ı O yı l l a rı a rası n d a ki Büyü k D u rg u n l u k'ta Sa nders isti k­ ra rsız ta hvi l lerle tica ret ya pan büyük ba n ka l a ra ve yat ı r ı m şi rketle­ rine i ş b ı ra kma çağrısında b u l u nan i s i m l e rd e n d i . Saat başı asgari

*

Bem kelimesi hem Bernie Sanders'a hem de ingilizce'deki feel the bum yan i "yan mayı hisset" sözü ne gönderme yapar.

231

Sosyalizm 1 0 1

ücret i n ı s dolara ç ı ka r ı l m a s ı n ı savu nmaktad ı r. Sen d i ka l a r ı n bi rleş­ mesi n i kolaylaştıraca k yasa tasa rısı n ı n sözc ü s ü d ü r. 2 0 ı 9 yı l ı nda Sanders yen i d e n Demokrat Pa rti 'den adayl ı ğ ı n ı kayacağ ı n ı açıklad ı . 2 0 ı 6 y ı l ı ndaki seç i m ka m pa nyası başa rısız o l m a s ı n a rağ men, a ç ı kça d e m okratik sosya l i st o l d u ğ u n u bel i rten biri n i n de büyü k destek toplaya b i l eceğ i n i gösterm iş oldu.

S E Ç i L E N S O S YA L i S T L E R Bern i e Sanders yirm i b i r i n c i yüzyı l ı n başında siyasi görevi olan tek Ameri ka l ı sosya l ist d eğ i l d i . 2 0 ı 3 Yı l ı nda Ksh a m a Sawa nt, Seattle Şeh i r Kon seyi'ne g i r m eyi başa rd ı . Sawa nt, Troçkici sosya l i st bir ör­ güt o l a n Sosya l i st Alternatif ü yes i d i r. Sawa nt saatl i k asgari ücret i n ı s dolar olacağı, kira denetimleri­ nin o l d u ğ u ve Boeing, M icrosoft ve Amazon g i b i yerel şirketlerden daha yü ksek vergiler a l ı n ması gerektiğini savu nan bir tasarı üzeri­ ne çal ı şıyord u. Bu tasarı Şeh i r Konseyi tarafı n d a n yasalaştı rıldıkta n son ra 20 ı s yı l ı nda yürürlüğe g i rd i . Bernie Sanders'ı n a ksine, Sawa nt Demokrat Pa rti için çal ı ş mayı reddederek bağı msızlığ ı n ı sürdürdü.

Anna Louise Strong Çok daha öncelerden olsa da, Seattle'dan bir başka sosyalist de Anna Louise Strong'du. Strong 1 9 1 6 yılında Seattle Okulu yönetim kurulunda çalışan bir muhabir ve toplum aktivistiydi. Daha sonra­ ları yeni kurulan Sovyet Rusya ve dünyadan başka olaylarla ilgili de haber yapmıştır.

A M E R i K A N D E M O K R AT i K S O S YA L i S T L E R i Bug ü n Amerika'n ı n en büyü k sosya l ist örg üt ü Amerikan Demok­ rati k Sosya l istleri'd i r. B i r d izi ayrı l ı k ve birleşme son ucunda kurul-

232

Sosyalizm ve Gelecek m uştu r. 1 970'1erd e sağ görüşe kayd ı ğ ı g e re kçesiyle Amerika Sos­ ya l ist Partisi'nden ayrı l a n bir g r u p, Demokrat i k Sosya l i st Örg ütlen­ me Kom itesi'ni kurdu. 1 982 yı l ı nda bu ö rg üt Amerika Demokrati k Sosya l istleri ni kurmak için Eski Sol köke n i o l a n Yen i Amerikan Ha­ reketi 'yle bi rleşti. 2 0 1 8 yı l ı n ı n sonu iti ba rıyla Amerikan D e m okrat i k Sosya l i stle­ ri n i n S O binden fazla üyesi b u l u n m a ktad ı r. (Ameri ka'da bu den l i ç o k üye sayısı o l a n son sosya l i st örg üt 1 930'1ard a 1 00 binden fazla üyesi olan Kom ü n i st Parti'yd i.) Amerika Demokratik Sosya l istlerin­ d e n bazı isimler seçil meyi başa rmıştı r. Üyel e rden b i ri Vi rg i n ia De­ legeler Ku rul u'nda görev ya p m ı şt ı r; kad ı n ü yelerden i kisi Alexa nd­ ria Ocasio-Cortez ve Ras h i d a Tla i b ise A m e r i ka Birleşik Devletleri Tem s i lciler Mec l i s i 'ne seçi l m iştir.

Michael Harrigton Michael Harrigton (1928-1989) Amerika Demokratik Sosyalistleri­ nin ilk başkanlarındandır. Uzun süre Sosyalist Parti'nin üyesi olan Harrigton 1962 yılında yayımlanan ve ABD 'deki yoksulluğu konu alan The Other America [Öteki Amerika] adlı kitabın yazarıdır. Yal­ nızca güneydeki kırsal kesimlerde değil, kuzeydeki büyük şehirle­ rin de sorunu olan ancak o güne dek göz ardı edilen yoksulluğu konu edinen bu kitap pek çok kişiyi bir hayli şaşırtmıştır.

A L E XA N D R I A OCAS I O - CO RT E Z Oca sio-Cortez (d. 1 989) m u hafaza ka r e leşti rmenlerin kend i s i n i epey b i r topa tutmas ı n ı n a rd ı ndan bug ü n sosya l izm i n Ameri ka'da­ ki e n önem l i seslerinden biri h a l i ne gel m i şt i r. New York, Bronx'ta doğan Ocasio-Cortez Boston Ü n iversitesi'n d e n mezu n oldu ve a n ­ nesiyle kend isine baka b i l mek a macıyla çeşitli işlerde ça l ı ştı. Bern ie Sa n d e rs'ı n 201 6 yı l ı ndaki seç i m ka m pa nya s ı ndaki g ö n ü l l ü lerd e n biri o l a ra k Ameri ka'n ı n d ö rt b i r ya n ı n ı d o l a ş ı p i n sa n l a r ı n sıkıntıla rı-

233

Sosyalizm 7 0 7

n ı d i n ledi. Kong re'ye seçi l d i ğ i za m a n o g ü n e d e k temsi lci l i k göre­ vine gel m i ş en genç i s i m d i .

Görevleri Ocasio-Cortez ABD'deki sağ l ı k h izmetleri n i büyü k ölçüde gen iş­ letmeyi hedefleyen " H erkes i ç i n Sağ l ı k H izmeti"n i n ya n ı s ı ra "Yeşi l Yen i Anlaşma"ya verd i ğ i desteklerle b i l i n i r. B u kü resel ı s ı nmayla m ü cadele edebil m e k için Ameri ka'da enerj i n i n daha veri m l i kul­ l a n ı l ma s ı ve karbon e m i syo n u n u n azaltı lması n ı öngören on yıl l ı k ted bi rleri içeren b i r a n l a ş m a d ı r. Sosya l izmin çeh resi yı l l a r boyu nca birçok kez d eğişmiştir. Oca­ sio-Cortez g i b i kişilerle sosya l iz m i n yirmi birinci yüzyı lda da yen i b i r çeh reye kavuştuğu söyl e n eb i l i r.

Şikago'da Sosyalist Akını

2019 yılında Şikago şehir konseyi seçimlerinde altı sosyalist hü­ kümet görevlisi olarak seçilmiştir. Bu isirolerin tamamı Amerikan Demokratik Sosyalistleri tarafından desteklenmiştir.

234

DiZiN

1848 Devrim leri 49, 53, 60, 64, 71, 80, 87, 91

127, 128, 130, 132, 133, 154, 207 Bonapa rt, Lou is-Na polyon

A

Na­

polyon) 60, 71, 72, 73, 75

Adorno, Theodor 160 a n a rş izm 80, 83, 84, 85, 98, 1 00 Atl ee, element 176, 177, 178

Bonapa rt, N a polyon 31, 34, 50, 71,

72 Büyük I leri Atı l ı m 12, 145, 146

B

C-Ç

Ba h ro, Rudolf 229, 230 Baku n i n, M i khail 80, 81, 82, 83, 98,

139 Bebel, August 88, 90, 91, 92, 93, 95 Benbow, Wi l l iam 1 03 Benj a m i n , Wa lter 161, 162 Berl i n Duvarı 152, 200 Bernstein, Eduard 94, 95, 96, 97,

Carlyle, Thomas 167, 169, 172 Castro, Fidel 216, 217 Ceva h i r l a l Nehru 191, 192, 193 C h u rc h i l l, Winston 151, 176, 177,

178 Çan Kay Şek 132, 137, 141, 142,

144, 219, 220 Çartizm 163, 165 , 166

175, 182 "Beveridge Raporu" 178, 180 Beveridge, Wi l l ia m 178, 179, 180 B i r i n c i Dü nya Savaşı 59, 106, 107,

115, 154, 174, 183, 205 , 206 Birinci Enternasyo n a l

78, 82, 91,

Çin Devri m i 12, 137, 139, 141 D De bs, Eugene V. 202, 203, 204, 205 De Leon, Daniel 202, 205 diya l e kt i k materya l izm 47

202 Bismarck, Otto von 73, 77, 87, 91,

93, 96, 175 Bolşevik Devri m i 95, 118, 127, 207 Bolşevikler

(lll.

107, 1 08, 117, 118,

120, 121, 122, 124, 125 , 126,

E Engels, Friedrich

7, 8, 41, 44, 45,

46, 47, 56, 61 62, 63, 64, 65 , 69, ' 80, 82, 91, 93, 96, 120 235

Sosyalizm 7 O 7

Komünist Manifesto (Marx ve En­

F Fa b i a n Derneğ i 96, 1 69, 1 70, 1 74, 1 77, 1 90

Fra n kfurt Oku l u

1 S7, 1 S9, 1 60,

gels) 8, 6 1 , 63, 64, 1 39 Kropotki n , Pyotr Kuo m i nta ng

1 6 1 , 228

F RA N K F U RT OKULU 1 S 7, 1 S 9 Fra n s ı z Devri m i 3 1 , 34, 3 7 , 4 3 , 63,

79, 83, 84, 8S,

1 39 1 38, 1 40, 1 4 1 , 1 42,

1 43, 1 44

Küba Devr i m i 1 2, 2 1 S

7 1 , 76

L Len in, Vlad i m i r 7, 6 1 , 78, 1 07, 1 08,

G

1 1 6, 1 1 7, 1 1 8, 1 1 9, 1 20, 1 2 1 '

G a n d h i , l n d i ra 1 93 G a n d h i , M a hatma 1 92, 1 93 Gorbaçov, M i h a i l

1 98, 1 99, 200,

20 1

Grigoriy Z i n ovyev

1 07, 1 08, 1 27,

1 3 1 , 1 32

1 22, 1 23, 1 24, 1 2 S, 1 2 7, 1 30, 1 3 1 , 1 3 3, 1 34, 1 3 S, 1 7S, 1 96

Li Dazhao 1 40, 1 4 1 Liebknecht, Wi l h e l m

88, 90, 9 1 ,

9S, 1 07

Locke, J o h n 20 H

Hegel, Georg Wi l h e l m 42, 43, 4S, 47, 63, 64, 80, 88, 1 6 1

Horkhei m e r, Max 1 60

ı-1 l l . N i kolay 1 09, 1 1 3, 1 22

M Maocu l u k 1 36, 1 3 7 Ma re use, Herbert 1 6 1 , 228, 229 Ma rksizm 7, 66, 70, 80, 86, 94, 96, 98, 1 1 8, 1 3 S, 1 36, 1 40, 1 4 1 , 1 S8, 1 S 9, 1 76, 2 28, 229

Ma rx, Ka rl 7, 8, 9, 1 O, 37, 4 1 , 42, 43,

ı. N i kolay S O

44, 4S, 46, 47, 48, SS, S6, 6 1 , 62,

i ki nci D ü nya Savaşı 1 08, 1 29, 1 3 S ,

63, 64, 6S, 66, 67, 68, 69, 70, 7 1 ,

1 48, 1 S 1 , 1 S S, 1 S 9, 1 7S, 1 76,

78, 80, 8 1 , 82, 86, 88, 89, 9 1 , 93,

1 78, 1 90, 2 1 2, 2 1 9

96, 98, 1 09, 1 20, 1 36, 1 40, 1 60,

i ki nci E nternasyon a l 69, 1 06, 1 07, 1 08, 1 2 7, 1 73

J Jefferson, Thomas 22 1

1 6 1 , 1 63, 1 67, 1 69, 1 7S, 204, 223, 229

Men şevi k l e r

1 07, 1 08, 1 1 4, 1 1 7,

1 1 8, 1 20

More, Tho m a s 1 4, 1 S, 1 6, 1 7

K

N

Kapital (Ma rx) 9, 1 O, 4S, 66, 68, 69,

N a s ı r, Cem a l A bd ü l 1 90, 1 93, 1 94,

96, 1 36, 1 40

236

1 9S

Dizin

N i ko l ay, ı S 1 , S9

Thie rs, Ado lfe 73, 76, 77

N i kolay, ll 1 09, 1 1 S, 1 1 6

Tito, J o s i p B roz 9S, ı s4, ı ss, ı s6 Troçki, Lev 78, 1 08, 1 1 4, ı 20, ı 22,

p Pa r i s Kom ü n ü

ı 23, 1 24, 1 2 S, 1 26, ı 2 7, 1 2 8,

7 1 , 76, 77, 78, 79,

1 30, ı 3 ı , ı 3 2

80, 92, 1 2 3

ü

P i n o c h et, Augusto 226 P ro u d hon, Pie rre-Joseph

60, 8 1 ,

98, 1 00, 1 02, 1 03, 1 39

Ü ç ü n c ü E nte rnasyo n a l ı 2 7

Ütopya ( M o re)

y

R Rica rdo, David 4S, 66, 89, 90, 1 70 R u s Devri m i

93, 1 09, 1 1 2, 1 1 7,

ı 4, ı s, 1 6

Yen i E ko n o m i Po l i t i ka s ı ( N E P) ı 2 s, 1 26, 1 3 1

1 2 7, 1 40, 1 7S, 1 90, 207

z s S a i nt-Si mon, H e n r i de 3S, 36, 3 7,

Zedong, Ma o

ı 36, ı 39, ı 40, ı 4 ı ,

ı 42, 1 43, 1 44, ı 4S, 1 46, 1 47, ı 61

63, 1 02

Sa nayi Devri m i 22, 23, 29, 3 0, 33, 36, 38, 44, 4S, 86, 1 09, 1 1 0, 1 20, 1 63, 1 66

S m ith, Adam 2 1 , 4S, 22S Soğ u k Savaş

1 SO, 1 S 1 , 1 S 2, 1 S 3,

1 S6, 1 90, 1 93, 2 1 2, 22 1 , 224

Sovyetler B i r l i ğ i (SSCB) 1 2, 1 3, 79, 9S, 1 23, 1 24, 1 28, 1 29, 1 30, 1 3 2, 1 3 3, 1 3 S, 1 46, 1 48, 1 49, 1 SO, 1 S 1 , 1 S4, 1 SS, 1 S 9, 1 6 1 , 1 90, 1 96, 1 97, ı 98, ı 99, 200, 2 0 ı , 207, 2 ı 3, 2 ı 7, 22 1 , 2 2 7

Sta l i n , Josef ı 2s, 1 26, ı 27, ı 28, 1 29, 1 30, 1 3 ı ' 1 32, 1 33, 1 34, ı 48, ı so, ı s ı , 1 S4, 1 s s, 1 S6, 2 1 4

S u n Yat-sen 1 37, 1 38, ı 4 ı T Thatcher, M a rga ret 1 86, 1 87, ı 88, 1 89, 22S

237

UYGARL I K TARi H i N i N E N i LGi Ç E KiCi D ETAY LARI B U KiTA PTA!

Tari h şaşı rtıcı o l aylar, güç l ü i iderler, entri kalar ve i lginç keşifl erle dolu b i n l e rce yı l l ı k b i r macerad ı r: Buna rağmen tari h kitaplan çoğu n l u kl a tekd üze , sıkıcı ve eğl ence l i olmaktan alab i l d iğine uzaktı r: Dünya Tarihi 1 O 1 ise bütü n bu sıkıcı detaylan bir kenara bı rakıyo r ve sizi uygarl ı k tari h i n e doğru büyü l eyi c i b i r yo lcul uğa ç ı kanyo r:

B i R Ç lRP I DA PARA V E F i N A N S

Ekonomi 1 O 1 ekonomi konusunda h i ç b i r şey b i l m eyen ieri n gazeteleri n eko n o m i sayfalan nda ç ı kan haberl eri o kuyup an layab i l meleri n i , ekonom iyle i lgi l i soh betlere katı labi l meleri n i ve genel olarak eko n o m i b i l i m i h akkı nda fi ki r e d i n e b i l meleri n i sağlamak i ç i n hazı rlan d ı . B u kitabı okuyarak yatı rı m araçları , arztalep dengesi, döviz ku rları , m i kroeko n o m i gi b i temel eko n o m i b i l i m i kavram ları n ı öğrenecek, akl ı n ızdaki pek çok soruya yan ıt b u l acak

SOSYALİ ZM

SOSYA L i ZM i N TA R i H i Y L E i LG i L i M E RAK ETTi G i N i Z H E R Ş EY B U K i TAPTA! B i r zaman lar " bas kı " i l e i l i ş ki l e n d i ri l en sosyal izm, bugü n l e rd e h e rkes i n gözü n ü n üstü n d e o l d u ğ u , i n sa n l arı n gün l ü k h ayatlan nda ve rgi l e n d i rm e , sağl ı k h iz m et l e ri v e eğit i m s i ste m l e ri g i b i ö n e m l i meselelerle ye r etm i ş b i r ko n u d u r: Ü ste l i k g ü n ü m üz ü n karm aş ı k siyas i i kl i m i n d e , g i d e rek daha fazl a sayı da siyasi aday sosyal i st veya d e m o krat i k sosya l i st po l iti kalan savu n m aktad ı r: Pe ki ama sosyal izm n ed i r? Sosya l i st d ü ş ü n c e n i n kö kl e ri n e reye uzan ı r? Total iter rej i m i e r i n sosyal izm le m ü cadelesi tari h i n hangi d ö n e m l eri n d e o rtaya ç ı km ı ştı r? i ş ç i s ı n ıfı n ı n y ü kse l m e s i g ü n ü m üzde m ü m kü n m ü d ü r? Bugün sosyal izm nerede d u rmaktad ı r?

Sosyalizm 1 O 1 , sosyal izm i n n e red eyse ü ç yüzyı l l ı k köken l e ri n e , karmaş ı k tari h i n e , te m e l taş l arı na, gel i ş i m i n d e ki ki l it i s i m l e re ve g ü n cel kavram i ara aç ı kl ı k geti re re k t ü m bu soru l an cevap l andı nyo r: M arx ve Engel s'te n M arc use'a, Sanayi D evri m i ' nde n Küba Devri m i ' n e , d i ktatö r l e rd e n bağı msızl ı k m ü cad e l e l e ri n e , d ü nya savaş lan ve d evri m l e r e ş l iğinde d ü nyan ı n s i yas i d ö n ü ş ü m ü n ü a n l atıyo r:

internetsatış saykitap.com I S B N 978-605-0 2-0777-4

ID sayyay i n c i ı i k.com

f t:

twitter.com/sayyayinıari

l!l

instagram.com/sayyayi n c i ı i k

facebook.com/sayyayi nıari

9 786050 207 7 7 4

L-t;i•Mpii�lltj;ll