Marksist Ekonomi El-kitabı Cilt 2

Citation preview

--J w

o

z 4:

w

Marksist ekonomi el-kitabi

---

Erne st Mandel -

ikinci

cı:ı hesaba katıl­ mazsa, maddi malların değil, emek müddetinin, özelleş­ mis emek müddetinin satısı ve satınalınması söz konusu­ dur. Son iki sektör ise emtia üretimi dışında kalır. (2) Bakınız: Bölüm VI: eTicari serm aye ve ti: [sayfa 20'de].

sıla

Gelirler ile üretilmiş metalarm değerleri arasınciald eşitlikte o gelir» kelimesi tamamen özel bir anlamda kullanılmıştır. Aslında gelir kelimesi sadece potansiyel satınalma gücünü ifade etmektedir. Bu gelirleri daha ya: kından inceleyelim. İşçilerin gelirleri, yani ücretler, genellikle harcanır, emtia alımmda kullanılır. İşçi sınıfı ücretini ancak emtia (11) Şu mesele üzerinde daima tortışılobilir: vosıtolı vergileri, yaratıl­ mış artık - değerin tamamlayıcı bir kısmı olarak kabul etmek ve milli ge­ liri piyasa fiyatına göre hesaplamak gerekir mi? Yoda başka bir deyişle: Devletin vosıtolı vergiler yoluyla ele geçirdiği kısmı hesoptan düşerek, mil­ ll geliri foktör fiyatlarına göre hesaplamak ve bunu meydana getiren kısım­ ları yeniden değerlendirmek mi gerekir? Sonuç pratik bakımdon aynıdır. (12) Yıl içinde yenilenen mütedovil değiı;meyen sermayenin fiyatı, yani tekrar - ü'etilmiş hammadde stokunun fiyatı do bu tabloda kendisini teşkil eden unsurlarına ayrılmıştır: c (sabit) + v + s + vasıtalı vergiler. Mark­ sist açıdon bu işlem, bu stokun değeri muhafaza edildiili takdirde geçerli­ dir. Çünkü işlenmiş ürünlerin üretimine dahil edilen hammaddeler yeni bir değeri değil. muhafaza edilmiş bir dei'jeri temsil ettiklerine göre, bu ham­ maddelerin iiretlml, gerçekte, yeni değer yaratır.



20



Kullamlmış deği§llleyen sabit sermaye

�ı Amortisman ı

masraflan

ı ve aylıklar � Sosyal 1 sigortalara \ödenen

(

Artıkdeğer< B>

121.913

müteı_ıebblslertıı. geliri J Net faizler Temettüler Kazanç vergisi Da.g-ılmamış 1 kArlar

ı

i

5.588

vergiler

\1';::1 "'

C1)

:0 bl)

.ı::

:

C1) ı:ı C1)

45.997 4.29 3 6.880 11.70:>

:o

cd >.

. Yukarda söylediklerimizde mevcut işletmelerin ve iş­ gücünün tamamen istihdam edilmiş olduğu faraziyesin­ den hareket ettik. Bu faraziye (hipotez) sürekli bir gerçeğe pek uymaz. Bundan dolayı, ekonomik büyüme, sadece munzam bir üretim malları yaratılmasından değil, şimdi den mevcut olan üretim mallarının daha iyi (daha rasyo­ nel, daha kesiksiz) bir istihdamından ileri gelebilir. Bu du­ rumda, üretici yatırım oranının artmasından çok mevcut üretken güçlerin (insanların ve makinaların) en iyi bir şe­ kilde istihdamı önemlidir. Bununla beraber, kısa vadeli (özellikle bulıran sırasında) perspektifler için çok önemli olan böyle bir ihtimal, daha uzun vadeli perspektifler için sadece mutavassıt bir saibayı temsil eder. Mevcut üretim araçlarının tam istihdamı gerçekleştiği andan itibaren eko­ nomik büyüme, bunların yayılması ile (inkişafı ile) ayni­ leşir. •

Daraİtılmış Tekrar - Oretim

Daraltılmış tekrar - üretim, sosyal servetin artık de­ vamını sağlayan değil, aksine bunun büzülmesine, daral­ masına yol açan bir seri üretim cycle'leri olarak görünür. Daraltılmış tekrar üretim, kullanım değerleri üreten bir toplumda yıllık ürün kitlesinin, vatandaşların tümünü bes­ lemeye, yada mevcut iş aletleri stokunu devam ettirmeye imkan vermediğini veya her ikisini de sağlamadığını gös­ terir. Daraltılmış tekrar - üretim, emtia üreten bir toplum­ da brüt yıllık hasıla değerinin, emekçi sınıfların toplanı ücretlerinden, iş aletlerinin ve üretim boyunca kullanıl-

( 1 Bl XVI. bölümde, maksimum birikim oranının en yüksek büyüme oranını asla vermediğini, yani asla aptimum oran olmadığını ispat etmeye • çalışıyoruz.



40



mış hammaddelerin toplam değerinden ve hakim sınıfla­ devamını sağlayan emtianın toplam değerinden düşük olduğunu ifade eder. Daraltılmış - tekrar üretim kapita1ist toplumda, kapitalistlerin, kullanılmış değişmeyen sermaye­ yi, çeşitli sebeplerden dolayı, yenileyemediklerini ve dağı­ tılan ücretlerin, üreticilere, işgüçlerini tamamen kazanma­ larını sağlamarlığını gösterir. Kapitalizm öncesi toplumlarda, daraltılmış tekrar üretim iki farklı şarttan ileri gelebiliyordu. önce, tabii yada sosyal felaketlerden dolayı (kuraklık, su baskını, deprem­ ler, istilalar, salgın hastalıklar, savaşlar, iç savaşlar) üre­ rın

timde birdenbire bir düşüşten. Bir tarım topluluğunun global ihtiyaçlarının yılda 1 000 ton buğdaya yükseldiğini, bunun 750 tonunun tüke­ tim, 250 tonunun tohumluk için ve diğer temel ihtiyaç maddeleriyle mübadele etmek için gerekli olduğunu farze­ delim. Ardarda birkaç yıl boyunca rekolte 500 tona düş­ tüğü ve hiçbir dış yardım sağlanmadığı takdirde tam bir daraltılmış tekrar - üretim olacaktır. Tohumluk buğday yetmeyecek, topraklar ekilmeden kalacak, nüfusun bir kıs­ mı açlıktan ölecek, üreticilerin sayısı (işgücü) azalacaktır. tyi bir rekolte yılında bile, üreticiler yiizölçümü geniş ol­ mayan topraklar üzerinde çalışacaklarından eskjsinden da­ ha az buğday üreteceklerdir. Daraltılmış tekrar - üretim, yararlamlabilir sosyal kaynaklann dağılunındaki bir değişiklikten de ileri gelebi­ liyordu. üretimin, belirli bir seviyedeki ekonomik hayatın sürekliliğini sağlayabilmesi için, üretimin maddi unsurla· nm: İşgücünü ve iş aletlerini yeniden teşkil edebilecek kullanım değerleri üretmesi gerektir. Bununla beraber, bu unsurlar, tekrar - üretim açışından kısır ainaçlar için, yani belli üretim devresi boyunca kullanılan iş - gücünün de, iş aletlerinin de yeniden teşkiline imkan vermeyen mal­ ların üretimi için kullanılabilir. Bu durumda, kullanılmt';' üretken kaynakların bir kısmı yeniden teşkil edilemiyeceği, yani azalmış (sınırlı) kaynaklarta çalışılacağı için, ister istemez, daraltılmış bir tekrar - üretim olacaktır. Mesela, tarihçi Eberhard, Çin'de moğol imparator­ lannın hakimiyeti boyunca tantanalı imparatorluk saray­ larını inşa etmek için, angaryaya tabi yoksul köylülerin bü -



41



yük bir kısr:çıının çalıştırıldığını tesbit etmiştir[33]. Bu köylüler bu inşaatta çalıştıkları müddetçe tarlalarını terket­ meye mecbur oldular, yani bu topraklar işleomeden kaldı. Toplumun global olarak yararlandığı işgücünün dağılımı, temel sektördeki, tarım sektöründeki üretimin daralmasını gerektirecek ş�kilde yapıldığından , böylece bir seri daral­ tılmış tekrar - üretim cycle'leri başlamış oldu . Kapitalist üretim tarzında, daraltılmış tekrar - üre­ timin paral iki şekline rastlıyoruz. Bunlardan biri, öne'! üretimin birdenbire düşmesi sonunda (ekonomik bir buhran sonunda) meydana gelen daraltılmış tekrar - üre­ timdir. Kapitalizm öncesi toplumdakinin aksine, süreklili­ ğin kesilmesine, yani ekonomik buhrana, üretimin kitle­ sindeki düşme değil, değerindeki düşme sebep olur, fakat ekonomik hayattaki daralmanın artan etkisi kapitalist ekonomik buhran için gene de karakteristik olarak kalır. üretimin değerindeki bir düşme, fabrikaların kapanması­ na, işçilerin işten atılmalarına yolaçar. Böylece global sa­ tınalma gücünde ani bir düşme meydana gelir, bu da yeniden zararına satışı, fiyatlardaki düşmeyi ve işletmele­ rin kapanmasını hızlandırır. Aydan aya -ve uzun bulıran­ lar boyunca yıldan yıla- daha az serrnaye ile, daha az iş gücü ile daha az üretim yapılır; üretimin temeli daralır. Kapitalist üretim tarzında, disponibl üretken kay­ nakların dağılımındaki bir değişiklikten dolayı da daralmış tekrar-üretim meydana gelebilir. Eğer değişmeyen serma­ yenin ve işgücünün bir kısmı kullanım değeri, ne değişme­ yen sermayenin ne de işgücünün tekrar - teşkiline imkan veren emtianın üretilmesi için kullanılmışsa, bir süre son­ ra daraltılmış tekrar - üretim, yani azalmış bir değişmeyen sermaye ve bir iş gücüyle yapılan üretim meydana gele­ cektir. •

Savaş Ekonomisi

Kapitalist rejimde, daraltılmış tekrar - üretimin en ti­ pik misali savaş ekonomisidir. Gerçekte, savaş ekonomisi, değişmeyen sermayenin ve işgücünün üretken kaynakları­ nın bir kısmının, kullanım değerleri, makinaların, ham­ madde stoklarının ve işgücünün yeniden teşkiline imkan



42



vermeyen, tam tersine, bu kaynakların tahribine yönelen tahrip silahlannın imaline hasredilmesini gerektirir. Bu ba­ kımdan, savaş ekonomisi, işçinin tüketimi çok düştüğü, emeğin üretkenliği azaldığı, ve işçilerin sayısında da mut­ lak bir azalma olduğu için, ne değişmeyen sermayenin de­ vamının (mali bakırndan amortismanının, fizik bakımdan ikamesinin) sağlandığı, ne de işgücünün artık kendini ta­ mamen ycnileyebildiği bir seviyeye erişebilir1 19>. Böylece, Britanya'nın milli geliri ikinci dünya savaşı süresince barış zamanındaki milli gelirine oranla aşağıdaki şekilde gerçekleşmiştir: (milyon sterlin olarak).

1938 Hükümet harcamaları özel tüketim harcamaları lç özel yatırırnlar Dış yatırırnlar

1943

( 1 93 8'deki Sterline göre) 3 840 837 3270 4138 -95 305 -485 -55 ----

5225

----

6530

[35]

Savaş ekonomisinde milli gelirde ve brüt milli hası­ lanın değerinde bir artış oldub'll görülmektedir. « Bir ürün kategorisindeki artışla birlikte ya diğer ürünler kategorisinde bir azalma, yada toplam üretimde bir artış olması gerektir. Cari hesaplamalarda yapıldığı gi­ bi, savaş zamanında hükümet tarafından satmalınınış hiz­ metler işlenmiş ürünler olarak kabul edilirse, hesapların toplam üretimde bir artışı, fakat savaş zamanında sivil üretimde bir azalmayı göstermesini beklemek gerekecek­ tirD[36]. Tahrip malları sektöründeki kapitalistler tarafından satınalınan tankların, uçakların, obüslerin üretimi, değerle­ ri piyasada gerçekleşen bir emtia üretimidir. Fakat bu em­ tia, tekrar üretim sürecine girmediği için milli gelir ar­ tışı ile birlikte mevcut değişmeyen sermaye stokunda mut•

(19) Daroitıimış tekrar - üretimin bu noktasına Birleşik - Devletler'de 2. Dünva savası boyunca erişilmiştir. 1 929'da 7,3 mi lyer alan yeni sabit sermaye üretimi (dayan ıklı donatım malları) l 940'da 6,9 milyara, 1 942'de 5, 1 milyara, 1 943'de 3 , 1 mi lyara ve 1 944'de 4 mi lyara inm i ştir, oysa aynı devre boyunca mevcut sabit sermayenin yıllık aşınması 8 mi lyar dolar tah­ min edilmişti. Net yeni sermaye teşkili 1 943'de milli gelirin % ! ' inin al­ tına düştü. Avnı devrede, savaş harcemaları Bi rleşik Devletler'deki brüt m i l­ li hasılanın 1 942'de % 32'sini, 1 943'de % 43'ünü, 1 944'de % 43ünü em­ di [341.

e

43

G

lak bir azalma ve emeğin verimliliğinde de çok büyük bir azalma meydana gelir. Britanya misali, zaten son savaş boyunca nisbeten hafif kalmaktadır. Japonya'da dokuma sanayii ikinci dün-· ya savaşında pamuk dokuma iğlerinin 2/3'sini burda haline getirrnek zorunda kaldı[37]. Il. sektörün sabit sermayesi I. sektörün mütedavil sermayesi oldu. Alman­ ya'da da emeğin ortalama üretkenliği düştü. O derece düştü ki, yeniden büyük ölçüde cebri çalıştırrna uygulandı. Bir tekrar-üretim şemasına bir ·üçüncü sektörü, tah­ rip malları sektörünü katarak bu daraltılmış tekrar üre­ timi şematik olarak gösterebilirz. ı. cycle I : 4000 c + 1 500 v + 1 500 s

7000 üretim malları II : 2000 c + 1 200 v + 1 200 s = 4400 tüketim malları

2. cycle

=

1 1 400



I : 4000 c + 1 500 v + 1 500 s = 7000 üretim malları II : 2000 c + 1 200 v + 1 200 s= 4400 tüketim malları III : 1 000 c + 500 v + 500 s= 2000 tahrip malları

1 3400

3. cycle I : 3900 c + 1 200 v II : 1 800 c + III : 1 300

c

+

+

1 1 00 s = 6200 üretim malları 900 v + 800 s = 3500 tüketim malları 600 v + 500 s = 2400 tahrip malları

1 2 1 00

Bu şema, birinci cycle'den sonra, I. ve II. kategori­ deki kapitalistlerin birikmiş artık - değerlerinin tümünü ağır: sanayie yatırdıkları hipotezine dayanmaktadır. Bu ba­ kınldan, bu iki sektördeki üretim, artık 2. cycle'de artmış değildir.. Tabii, birikmiş artık - değerin azalan bir kısmı-



44



nm I. ve Il. sektörlere yatınlmaya devam edileceği birçok mutavassıt cycle dahil edilebilecektir. tkinci cycle boyunca üretilmiş 7000 tutarındaki üre­ tim araçları, üçüncü cycle boyunca I., II. ve III. kategori­ ler arasında dağıtılabilecektir, bu da, daraltılmış tekrar üretim fenomeninin tezahür etıneğe başladığı I. ve II. sek törterin yararlanabileceği üretim mallarının azalmasına yol açabilecektir. I. ve II. kategorideki kapitalistlerin artık·­ değerinin bir kısmı, piyasada karşılığı bulunmadığı için, artık bu sektörlere yatırılamaz ve üçüncü sektörün finans­ man maçiarına dönüşür yada iddihar edilir (mecburi ta­ sarruf, şirketlerin rezervleri, v.s.). İşçilerin yarariandıldan tüketim mallafının değeri de daralır, bu da verimde bir düşmeye ve artık - değer oranında bir daralmaya sebep olurC2°>. Savaş ekonomisi çerçevesi içerisinde tahrip mallarının (maddelerinin) üretiminin etkisinden dolayı tüketim malla­ rındaki ve bazı üretim mallarındaki daraltılmış tekrar üretim aşa!ıdaki tabloda çok açık bir şekilde tezahür eder.[39] ·

Almanya'da toplam sanayi ürünün değerinin %'si olarak farklı sanayi kollanndaki üretimin değeri.

1936 1939 1944

--- --- --

Hammadde sanayileri maden kömürü ve madenler üretim malları ve inşaat sanayileri tahrip malları üretimini ihtiva eden metal kostrüksiyon Tüketim malları sanayii dokuma sanayii gıda sanayii

34,4 3 1 ,4 33,5 7,5 7,4 6,3 29,5 34,9 4 1 ,4 1 5,3 2 1 , 8 25,5 30,5 27,6 5,0 7,5 1 1 ,4 1 1 ,9

1 9,0 3,7 7,0

(20) l l . Dünya savaşı boyuneo Birleşik Devletler, h i ç de!jilse tüketim malları sektöründeki durgunluk bakımından, yaklaşık olarak bu ikinci do­ roltılmış tekrar - üretim cycle'ına erişti. Savaşın sonurı,o doöru Büyük Bri­ tanya'da Almonvo ve en çnk do J o,!>onyo'do 1. ve ll. sektörlerde üretimin ozolmosıvlo birlikte üçüncü cycle mevdono geldi. Profesör Jocquemyns, normal ekmek tüketimini % 2S, yo!j tüketimini % 60, et, potates tüketimi­ n i % 60, yumurta ve bal ı k tüketimini % 7S azaltan bir eksik beslenme­ den bir yıl sonra, SOO kadar Belçika'lı moden ve metolurji işçisinin so!jl ı k durumunun on.­ rika piyasalarını ele geçiriyor. Büyük Britanya'da hava­ gazı fabrikalarının ve kanalların yapımı; Belçika'da sa­ nayileşmesinin başlaması. b) I 825- 1 836 cycle'i: Britanya'nın Latin Amerika'­ ya ve Amerika Birleşik Devletleri'ne yaptığı ihracatın (16) XIV. bölüme bakınız.



72



son derece gelişmesi, Belçika, Fransa ve Renan'daki sı­ nai yayılma; demiryollan yapımiİlln başlangıcı. c) 1 836-1 847 cycle'i Britanya'nın Asya'ya, özellikle de Hindistan'a ve Çin'e (afyon savaşından sonra) ihr:ı­ catının son derece artışı. Bütün Batı Avrupa'da hummalı bir demiryolu inşaatı. d) 1 847- 1 857 cycle'i: Califomia'da altın madenieri­ nin keşfedilmesinden sonra Amerikan piyasasının yayıl­ ması. Amerika Birleşik Devletleri'nde ve bütün Avrupa'­ da demiryolu inşaatı, Amerika Birleşik Devletleri'nde, At­ manya'da, ve Fransa'da yeni sanayilerin kuruluşu, hisse senetli şirketlerin ilk hamlesi. e) 1 857- 1 866 cycle'i: Amerikan içsavaşından dola­ yı bulunmayan Amerikan pamuğunun yerini almak için Hindistan ve Mısır piyasasının bilhassa pamuk plantas­ yonlarını geliştirmek suretiyle genişlemesi. O 1 866- 1 873 cyclc'i: Bilhassa 1 866 ve 1 870, 1 87 1 ·savaşlarının etkisiyle Almanya, Avusturya-Macaristan, ve Birleşik Devletler'deki demir sanayiinin gelişmesi. Birle­ şik Devletler'de demiryolu inşaatının yarattığı büyük boom. g) 1 873- l 882 cycle'i: Amerika Birleşik Devletleri'n­ de ve Batı Avrupa'da hummalı bir demiryolu inşaatı. Ge­ mi inşaatındaki ilerleme. Makineleşmiş tarım üretiminde­ ki gelişmeden dolayı Güney Amerika, Kanada, ve Avus­ turalya piyasalarının genişlemesi. h) 1 8 82- 1 8 9 1 cycle'i: Amerika Birleşik Devletlc­ ri'nde, Rusya'da, ve Latin Amerika'da (özellikle Arjan­ tin'de) demiryolu inşaatındaki son büyük ilerleme (bil­ hassa Arjantindeki ilerleme), Britanya ve Fransız ser­ mayelerinin ihracı, Afrika piyasalarının gelişmesi. i) 1 89 1 - 1 900 cycle'i: Bütün dünyada tramvay ima­ latı. Rusya'da, Afrika'da, Asya'da ve Latin Amerika'da demiryolu inşaatı. İngiliz, Fransız ve Alman sermayele­ rinin ihracı, elektrik ve petrol sanayilerinin gelişmesi. j) 1 900- 1 907 cycle'i: Demir sanayiindeki hamle (si­ lahlanma yarışı): Gemi yapımında, trarnvay yapımında, elektrik santralleri ve telefon santralleri kurulmasında gerçekleştirilen büyük ilerleme, Kuzey Afrika'dan Orta-



73



doğu'ya kadar Türkiye piyasasının gelişmesi, Mrika'd:ı ve Asya'da son demiryolu inşaatı dalgası.U7> k) 1 907- 1 9 1 3 cycle'i: Demir, sila.h ve gemi inşaa­ tındaki ilerleme. Tramvay yapımı boom'unun sonu. Or­ tadoğu pazarının gelişmesi. 1) 1 9 1 3- 1 92 1 cycle'i: Amerika Birleşik Devletleri'n­ de ve Japoiya'da sınai kuruluşlar, demir sanayinde boom, gemi sanayiinde, silah sanayiinde boom, bu aynı ülkeler­ de ve Almanya ile İngiltere'de kimya sanayiindeki boom, otomobil sanayiindeki ilk hamle. m) 1 92 1 - 1 929 cycle'i: Dünya otomobil, kauçuk. petrol, alet-makinalar, elektrik cihaziarı ve kimyevi mad­ deler sanayiinde dü nya ölçüsündeki ilerleme, bilhassa Almanya'ya Amerikan sermayesi ihracatının yarattığı boom. n) 1 929-1 937 cycle'i: Herşeyden önce Almanya ve Japonya'da silah sanayiindeki hamle, Çin ve Latin Ame­ rika piyasasının gelişmesi, uçak sanayiindeki ilk hamle. o) 1 937-1 947 cycle'i: Amerika Birleşik Devletleri'n­ de, Kanada'da, Avusturalya 'da, Almanya'da, Büyük Bri­ tanyada silahianma sanayiindeki hamle, bilhassa Batı ve Doğu Avrupa'da, Afrika'da Latin Amerika'da ve Uzak­ doğu'da dünya piyasalarının taksimi , atom sanayiinin başlangıcı, azgelişmiş ülkelerin sanayileşmesi. p) 1 949- 1 95 3 cycle'i: Silahianma sanayiinde ve u­ çak sanayiindeki hamle. Atom sanayiinin gelişmesi, imar ve kalkınma ihtiyaçları üzerine kurulmuş Alman ağır sa­ nayiindeki yeni hamle, Afrika piyasasının gelişmesi, az­ gelişmiş ülkelerin sanayileşmesi devam ediyor. q) 1 953-1 958 cycle'i: Elektronik sanayi, kimya sa­ nayiinin (plastik maddeler) ve makine sanayinin (her türlü donatım) son derece ilerlemesi, silahianma yarışının devamı ve azgelişmiş ülkelerde sanayileşme. Gayrimen­ kul inşaatının yarattığı boom, Avrupa'da dayanıklı tüke­ tim malları sektörlerindeki hamle; atomasyanun dünya ölçüsünde ilk gelişmesi.

( 1 7) Rusyo har iç Avrupa'da demiryolu yapımı 1 870 - 1 880 devresinde drırui\unrı ı ılo,nııs ve vıldo ortaloma olnrok 5000 km . hat dö:;er.mistir. Ame­ -

rika Birleşik Devletleri'nde bu tepe noktasına 1 880 - 1 890 devresinde yılda ortaloma 1 1 800 km.'lik bir artışla erişilmiştir. 1 890 - 1 900 devresinden iti­ baren dünyanın geri kolon ülkelerinde yıllık demiryolu Inşaatı Avrupa ve Amerika B irleşik Devletleri'ndeki demiryolu inşaatını oşarak 1 900 ve 1 908 yılları orasında yılda ortaloma 1 203 1 Km ile tepe noktas ı na ulaşmıştır (58]



74

• •

Noksan-Tüketim Teorileri

Ekonomik düsüncenin tarihinde kapitalist ekonomi ' cycle'ini açıklayan iki büyük ekol görülür: Noksan istih­ dam ekolü ve nisbetsizlik ekolü. Bu ekallerden her biri kapitalist üretim tarzının temel bir çelişkisi üzerine par­ mak basmakta fakat bu çelişkiyi sistemin diğer karakte­ ristiklerinden tecrit ettiği için hataya düşmektedir. Periyodik bulıranları açıklamak için noksan-tüketim teorisini savunanlar üretimdeki sınırsız gelişme eğilimi ile geniş ki tlelerin tüketiminin sınıriandıniması arasındaki çelişkiden, yani kapitalist üretim tarzının bilfiil karaktc­ ristiğini teşkil eden çelişkiden hareket ediyorlar. Böylece periyodik bulıranlar artık-değerin gerçekleşmesi bobran­ ları olarak görünüyorlar. Kitlelerin satmalma gücündeki yetersizlik bunların belirli bir devre boyunca imal edilmis ürünlerin tümünü satınalınalarmı önlüyor. Artık-değer gerçekten üretilmiştir; fakat satılamıyan emtiada kristal­ leşmiş olarak kalmaktadır. Bu ckolün temsilcileri arasın­ da özellikle Owen, Sismondi ve Rodbertus gibi pre-mark­ sist sosyalistler, Rus popülistleri ve Marx'ın tilmizleri : Kautsky, Rosa Luxemburg, Lucien Laurat, Fritz Stern­ berg, Otto Bauer (son eserinde), Nathalie Moszkowska, Paul Sweezy v.s. sayılabilir. Binbaşı Douglas, Profesör Lederer, Foster ve Catchings, Hobson ve Keynes ve onun tilmizlerinin bir kısmı (bilhassa Profesör Hamberg) bu ekolün marksist olmayan temsilcileri diye telakki edile­ bilir. Bu görüşün en kaba savunucuları, bulıranların kö­ kenini, işçilerin ücret olarak yarattıkları yeni değerin sa­ dece bir kısmmın eşdeğerini ücret olarak almalarında gö­ rüyorlar. Ama bu değerin diğer kısmının burjuvazinin (kapitalist aileler ve müteşebbisler) satmalma gücüne te­ kabül ettiğini ihmal ediyorlar. Fred Oelssner gibi bilgin­ lik iddiasında olan bir vazar bile Die Wirtschüftskri­ sen[59] adlı eserinde şu�ları yazmaktadır: " İşçinin artık-değerin üreticisi olarak oynadığı rol­ le, piyasada tüketici yada satınalıcı olarak oynadığı rol arasındaki bu çelişki, bu piyasadaki gelişmenin, üretim­ deki yayılmaya asla(!) erişemiyeceğini ortaya koymak-



75



tadır. Kapitalist (üretim) şartları içerisinde talep daima arzdan daha yavaş gelişir.(! ) • Böylesine bir görüş, bulıranların niçin patlak verdi­ ğini açıklamaz. Olsa olsa aşırı üretimin sürekliliğini; ka­ pitalizmin imkansızlığını açıklar. Demek ki, işçiler hiç de üretilmiş emtianın tümünü satınalmak mecburiyetinde değildirler. Aksine, kapitalist üretim tarzı bu emtianın bir kısmının, yani üretim malla­ rının asla işçiler tarafından değil, fakat daima kapitalist­ ler tarafından satınalınmasını gerektirir. Noksan-istih­ dam teorisini savunmak için kapitalist üretim tarzında, bir yandan ücretler ve artık-değerin değişmeyen serma­ yeye dönüşmemiş kısmı ile, öte yandan, milli gelir ara­ sındaki oranın; tüketim mallarının değeri ile üretimin tü­ münün değeri arasındaki orandan zaruri ve periyodik olarak düşük olduğunu isbat etmek gerekecektir. Bu is­ batlama hiçbir zaman inandırıcı bir şekilde gerçekleşme­ miştir. Rosa Luxemburg[60] benzer görüşlerden hareket et­ mekle beraber, birikimin, genişletilmiş tekrar-üretimin kökenierini araştırarak tartışmayı daha ilginç bir seviye­ ye yükseltiyor. Gerçekten de genişletilmiş tekrar-üretim, kapitalistlerin üretime yatırdıklarından çok daha fazla de­ ğeri, sermayenin bir rotasyon cycle'i sonunda, emtia tc­ davülünden elde ettikleri anlamına gelmektedir. Demek ki, diyor Rosa Luxemburg, kapitalistler iş­ çilerin ücretlerini (değişken sermaye) olduğu kadar üre­ timde kullanılan hammaddelerin ve makinaların (değiş­ meyen sermaye) ikame değerini de avanse ehnişlerdir. Kapitalistlerin üretici olmayan tüketimine (artık-değerin birikmemiş kısmına) gelince; bu da, bizzat kapitalistler tarafından ödenmiştir. Demek ki, üretimin tamamı işçi­ ler ve kapitalistler tarafından satınalındığı takdirde, bu sadece, kapitalistlerin tedavüle yatırmış oldukları fonları tekrar elde ettiklerini ve artık-ürünlerini birbirlerinden satmaldıklarmı gösterecektir. Her kapitalist işletme tek bir ünite olarak gözönün­ de tutulduğu takdirde bir anlam kazanacaktır bu. Fakat kapitalist rejim, bir bütün olarak ele alındığında bu so­ nuç çok saçma görünmektedir. Burada hiç şüphe yok ki,



76



servetlerde, kapitalist sınıfın biriktirmiş olduğu değerde bir artışla karşılaşılmaktadır. Bu artış, kapitalistler-arası mübadeleterin sonucu olamaz. Demek ki, Rosa Luxem­ burg, artık-değerin gerçekleşmesi, kapitalist olmayan pi­ yasalar kapitalist üretim tarzına açık bulundukları ölçüde mümkündür sonucuna varmaktadır. Rosa, bu piyasaları her şeyden önce kapitalist ülkelerdeki kapitalist olmayan sınıfların (köylülerin) satmalma gücünde ve kapitalist ol­ mayan ülkelerle yapılan dış ticarette görmektedir. Tarihi bakımdan, kapitalist rejimin, kapitalist olma­ yan bir ortamda doğup gelistiği kesindir. Onun temelintil yayılmasına (inkişafına) yeni alaniann ele geçirilmesinin son derece dinamik bir itilim verdiği de bir o kadar ke­ sindir. Ama bundan, kapitalist olmayan bir çevre yoksa, artık-değerin gerçekleşmesi mümkün değildir, sonucu çıkmaz. Rosa Luxemburg'un hatası, dünya kapitalist sınıfı­ nı bir bütün olarak, yani rekabeti hesaba katmaksızın incelemiş olmasından ileri gelmektedir. Marx'ın, Kapital'­ i n III. cildinde ortalama kar oranını hesaplarken kapita­ list sınıfı bir bütün olarak ele aldığı doğrudur. Rosa, te­ zini doğrulamak için bu referansı muzafferane bir eda ile zikretmektedir.[62] Fakat Kapital'in genel planı içinde Marx'm buhranlar, «bir bütün olarak ele alınmış senmı­ yeninn alanı dışında kalır, diye belirttiğini Rosa bilmez görünmektedir: bobranlar Marx'ın «farklı sennayeler>>

fenomeni dediği fenomenlerin, yani rekabetin sonucudur.

Kapitalizmin bütün dinamiğini, kapitalizmin bütün geliş­ me kanunlarını tayin eden o'dur (rekabettir). Demek ki, rekaliıet diğer kapitalistlerle emtia müba­ delesini gerektirmektedir. ıı Artık-değerin gerçekleşmesi­ nin » temelinde değerin kapitalist sınıf içinde bu yer d.!-

fi> Buhorin, kapitalist sınıflario yoda kapitalist ülkelerle voorlcrn ti­ corette de emtia mübadelesi vardır; yeni yeni mohreçler (piyosolor) yoktur diverek bu konrtı cevoplondırmrstrr. Buhorin, bu ticaretin bir emtia müh,_ delesi sekiine değil kooit.,list olmoyan üretim torzlorındon ve kapitalist em­ tic üretiminden doğmuş koplt 27

--

30 45 100 90 20 (9) 30 45

Mitsubişi tarafından kontrol edilen. üretimin %si 1900 1920 1943 ( %) (%) (%)

Çinko Kalay Gemi Uçak Silah Alkol Cam Suni yün Bira Şeker Buğday ticareti Deniz nakliyatı

40

57 90 40 30 65

25 15 30 40

30 I5 30 39

50 90 60 30 30 50 90 50 45 45 48 35

ooı

tıoı

The Oriental Economist (Temmuz 1 966) dergisin­ de yayınlanan tablodan anlaşıldığına göre, ikinci dünya savaşından sonra kartelleşmenin önlenmesi için alınan tedbirlere rağmen japon sanayiinin tekelci yapısında bir değişiklik olmamıştır:

(9) ) 94 1 y ı l ı sonunda uydu firmalarla birli kte: Altın üretiminin % 6B'i maden üretiminin % SO'si, çimento üretiminir> % SS'i, elektrik üretjminin % 45'i, do1yan1arır> % GO'i, bira ve şeker üretiminin % SO'si. ( 1 0) 1 94 1 yılı sonunda uy du firmalarla birlikte: Suni ipek üretiminin % 70'i, deniz nakliyatının % BO'i.



1 17



Toplam değerinin %60'ını yada daha fazlasını 3 kumpanyanm ürettiği ürünler -Düz cam Triportör Yolcu Aracı Hafif Yolcu Aracı Bira Süt tozu Polyester Alüminyum Polivinil Klorid Kalsiyum siyanamid Yağ Naylon Suni ipek ipliği Peynir Küçük Yolcu Aracı Polietilen Çinko Kurşun Ufak Kamyon Geniş çelik kasnaklar Motor yağı (Beş firma)

---(%)

1 00 ı oo ı 00 98,7 96,2 94 92 90,6 89,4 83,5 82, ı 81,1 79,8 77,8 75,6 75,0 74,8 74,4 74, 1 67,6 66,7

Kurucu Meclis ekonomik komisyonunun raporuna göre, ıtalya'da yoğuntaşma iııdeksleri 1 947 yılı itibariyle şöyledir[58]:

Sanayi sektörü Suni ipek Alüminyum Cıva Gemi yapımı Kauçuk Otomobil Kibrit Bilyalı rulmanlar Kömür Sentetik amonyak

Tröstlerin Sayısı

Kontrol edDen üretimin yüzdesi

2 3 ı 3 4 2 ı ı 3 2

90 95 70 86 82 84 8ı 90 86 86



1 18

• •

Mali Grup lmparatorlukları

Bununla beraber, büyük tekellerin gerçek kudreti, piyasasına hakim oldukları birkaç üretim sektörünü kont· rol etmekten ibaret değildir. Bunları kontrol eden mail gruplar çeşitli adlar taşıyan ve ilk bakışta birbirlerin� bağlı oldukları hiç akla gelmeyen bankalara, sigorta şir· ketlerine, sınai, ticari şirketlere ve nakliyat şirketlerine de hakimdirler. Bu düğümü çözmek için hakiki bir de­ dektif gibi çalışmak, idare meclislerinin kimlerden mey· dana geldiğini incelemek, müşterek başkanları yada geneJ yöneticileri bulunan şirketlerin işleyişini tahlil etmek, ola· ğanüstü genel toplantılarda temsil edilen hisse senetleri· nin evrimini izlemek, mümkünse, ülkedeki önemli şirket· lerin her birinin hisse senetlerinin genel dağılımını ince· lemek gerektir. Bu çalışma sonunda, kapitalist ülklerin çoğunun aynı yapıya sahip oldukları, yani: sınai ve mali faaliyetin bü� yük bir kısmının bir avuç mali grup tarafından kontra� edildiği, sosyal piramirlin tepe noktasında bulunan 60, 1 25 yada 200 ailenin bazen 1ek tek, çoğu zaman da. nispeten yoğun bir kollektif grup olarak hüküm sürdüğ� keşfedilir. Mali grup temsilcilerinin önemli tröstlerin birçoğu· nun idare meclislerine katılmaları, bunların ne kadar ge­ niş bir alanı kontrol altında tuttuklarının en açık belir· tisidir. Böylece, Birleşik Devletler'de Chase National Bank (Rockefeller grubu)'ın başkaru Wintbrop W. Aldrich, 1948'de American Telephon and Telegraph Cy'nin, yani dünyanın en zengin tröstünün (ak· tifi 10 milyar dolar) direktörü ve dünyanın en büyük si­ gorta kumpanyasının, Metropolitan Life losurance Cy'­ nin; elektrik tröstü Westinghouse'ın, kağıt tröstü Interna­ tional Paper'in, Discount Corp. of New York ve Chase Safe Deposit bankalarının yöneticisidir. Bu adam 20 mil­ yar doları aşkın (9000 milyar frank) sermayenin, yani Fransa'nın üç yıllık bütçesinin kontrolüne katılmaktadır. J.P. Morgan and Cy bankasının ortağı olan George Wbitney, aynı devre boyunca elektrik tröstü Consolida­ ted Edison of New York'un, Otomobil tröstü General Mo-



1 19



tors Cy'nin, bakır tröstü Kennecott Copper'in, demiryolla­

n tröstü Pullman Cy'nin, petrol tröstü Continental Oil

Cy'nin ve Guaranty Trust C)''nin idare meclisi azasıdır. MeJJon National Bank'ın başkanı R.K. Mellon da bir holding şirket olan F. Mellon and Sons ve Millbank Corp.'nun ba5kanı, Alüminyum tröstü Aluminiuro Cy of America (A.L.C.O.A)'nın; petrol tröstü Gulf Oil Cy'nin, Elektrik tröstü Westinghouse Air Brake Corp'nun, Cam tröstü Pittsburgh Glass Cy'nin, demiryolları tröstü Pcn­ nsylvania Rail Road Cy'nin, gaz tröstü Koppers Corp.'­ nun, . Union Switch and Signal Cy'nin; büyük sigorta şir­ keti National Union Fire Ins. Cy'nin, General Rcinsu­ rance Corp. ve North Star Reinsurance'in yönetici sidir.[59].

1 95 8 Desfosses Yıllığına göre, Fransa'da: Paris ve Hollanda Bankas•'mn baş salıcısı olan Em­ manuel Monnick, Esso-Standard'ın, Cie du Canal de Su­

ez, la Banque d'Indochine, Osmanlı B ankası, le Credit Foncier Franco-Canadien, H achette Kitabevi, Ies Raffi­ neries du Sucre de Saint-Louis, !es Forges et Acieries du N ord et de l'Est, başta olmak üzere, I 3 şirketin idare meclisi azasıdır. Rothschild

grubunun baş

satıcısı Pierre Getten,

1 8 şirketin idare meclisi azası ve Socicte belge des Mi­ nes'nin, Minncrais et Metaux'nun, des Chemins de Fer de l'Indochine et du Yunnan ve la Societe de Controle de başkanıdır. l'Exploitation des Transports auxiliaires'in Ayrıca, la Compagnie des Chemins de Fer du Nord'un, Trust mondial des metaux non ferreux Penarroya'mn, de'> Entrepôts et Magasins Generaux de Paris et des investis­ sements du Nord'un başkan vekilliğini yapmaktadır. Ve le Chemin de Fer de Djibouti, les trusts siderurgiques bel­ ges Cockerill - Ougree et Providence, la Cie Inter­ nationale des Wagons-Lits, !es Forges ct Acieries du Nord et de l'Est, l'Omnium Nord-Africain gibi birçok şir­ ketin yöneticisidir. Baron Rodolph Hottinger, Trust Metallurgiqui! Schneider et Cie'nin denetleme kurulunun baskanıdır ve Kleber-Colombes, Compagnie des Mincrais �t Metaux, Vielle-Montagne, Osmanlı Bankası, Forges de Chatillon-



1 20

o

Commcntry et Neuvcs-Maisons başta olmak üzere l l şirketin yöneticisidir. Büyilk iş bankası ailelerinin de idare meclislerind� Hottinguer'Ier 28, birçok görev aldıklarını belirtelim: Mallct'Ier 39, Vernes'Ier 51, Nervo'Iar 1 6 mevki işg:ıl etmektedir ve ayrıca bu dört grup da birbirlerine bağlıdı:­ Iar. Voguc'Iar 2 1 , Wcndel'ler 1 7, Laurcnt'ler 29, Fould'·· lar 5, Gillet'ler 37, Vitry d'Avancourt (Pechiney)! 12, le marquis de Flers'ler 1 6 'yöneticiliği ele geçirmişlerdir.

Büyük Britanya'da: Midland Bank'ın dokuz direktörü ı 9 5 1 -52 dönemin­

de 38 şirketin idare meclisi azasıdır (lmperial Chemical Industries, Dunlop Rubber, J. and P. Coats, International Nickel dahil). Lloyd's Bank'ın ı 9 direktörü, Royal Dutch, Shell, Vickers, Rolls Royce, English Elcctric başta olmak üzere 75 şirkette idare meclisi azahğı yapmaktadır. Na­ tional Provincial Bank'ın ı 3 direktörü, aralarında Bri­ tich Petroleuro Cy (eski Anglo lraniaıı, Imperia! To­ bacco, Burma Oil Cy, Tube Investments, Prudential Ins Cy, Ford Motor Cy'nin ve birçok çay şirketinin bulun­ duğu 60 şirketin idare meclisi azasıdır. Bah Almanya' da: Kanun, aynı bir şahsın 20'den fazla idare meclibO F.ırmaların Net >�� .g Karı (Dolar olarak) > t� o 5 0 milyondan fazla 1 0 ila 50 milyon 5 ila ıo milyon ı ila 5 milyon 0,5 ila ı milyon

23 37 ı9 33 ı6

......

32 41 24 73 ı4

( %) ı 0,4 9,7 1 7,9 6,3 ı 4,9tlll

(%) 6 5,3 8,2 8,6 8,3

(13)- Doho küçük firmaların doho yüksek bir kor oranı so\jlomolorı, k6r oranının �ılimli düşüşü kanununu dOrulor (V. bölüme bakınız).



136



TekeUeşmiş ve tekeUeşmemiş sektörlerde fiyatı indeksleri (Hammaddeler ve yan işlenmis iirünler için) Polonya

Almanya

1 92 8 = 1 00

1928

ID

:!/ s :

:;

= -

-=.. ·-�

1928 1 929 1 93 3 1 934

_e- _ı:ı:o_

1 00.0 1 03.6 78.4 78.3

i..

s ... ..

"' al = -

"' -:; �· E-< lı Profesör Hambcrg'in çok doğru olar:ık belirttigi gibi, bunlann mevcudiyeti te' Fakat bu geçiş devresindeki ticaret, esas itibariyle, Doğu'nun nadir ürünlerinin (Değerli taşlar, baharat, ince· kumaşlar) Avrupa'ya ithali ticareti idi, yani bir lüks tica­ ret idi. S�ayi devrimi ile birlikte, Doğu-Batı ticaretinin . (6) David S. landes, Bankers and Pashas adl ı kitabında, Mehmet Ali, Sait ve ısmail zaman ı nda ( 1 830 - 1 860) Mısır'ın devlet hazinesinin yağma edilmesinin korkunç bir tablcsunu çizmektedir. •Akdeni� toplumunun tor­ tusu• perakende yağma etmek için l Emtia üretiminin genelleştiği (evrenselleştiği) burju­ va toplumunda hiçbir üretici « fazlasını » sadece müba­ deleye ayırarak, önce kendi tüketimi için kullanım de­ ğerleri üretmez. Aynı şekilde 1 9 1 4'ten önce hiçbir ülke­ de emtia üretiminin tümü, sadece ııfazlasıni D ihraç ede­ rek, kendi ihtiyaçlarını tatmin etmeye hasredilmemiştir. Her i.ilke önce dünya piyasası -milletlerarası hareketin şekil verdiği ve « tabii » yada « coğrafi ıı yapıya asla teka­ bül etmeyen piyasa -için çalışan birçok üretim koluna sa­ hiptir. Ve sadece bu kollardan sağladığı gelirler sayesin­ de yaşar. Herhangi bir ülkede tüketilmiş olan ürünlerin her birinde çeşitli ülkelerin işçilerinin emeği dalaylı yada dolaysız şekilde vardır. Nasıl kapitalist bir ülkedeki iş­ bölümü fertlerin serbestçe gelişmesini amansızca önle­ yerek üretken güçlerde büyük bir gelişme sağladıysa, tıp­ kı bunun gibi, emeğin sosyal üretkenliği de milletlerara­ sı açıdan bakılacak olursa, geri kalmış halkların ahenkli bir şekilde gelişmesini önleyen bu spesiyalizasyondan do­ layı dev adımlarıyla ilerlemektedir. Bütün dünya ülkeleri arasındaki karşılıklı bağlılık _

( 1 3) M i l letlerarası ticaretin geri kalmış ülkelerin işçileri üzerinde eği­ tici olmayan (geleneksel metodlarla yaratı lan tarımsal ürünlerde ve ma­ dencilerin kalifiye olmayan emeğinde •specialisation • ) etkiler yarattığı, ileri ülkelerin işçileri üzerinde (sınai special isation) eğitici bir etki ya­ rattığ ı n ı kabul etmek gerekir. Geri kalmış ülkelerin halkları ... Milletlerarası ticaretin kazançların.Jan daha az pay almış görünmektedirler. Bu ülke­ lerin başlangı çtaki ekonomik ve sosyal şartları ndan hareket edil irse, bu olgunun yeterli bir açıklaması yapılamaz. [58]



1 83

Rosa Luxemburg tarafından ilginç bir şekilde mıştır:[5 9]



anlatıl­

ıı Alınanya'mn metalürji mamulleri komşu Avrupa ülkelerine, Güney Amerika'ya, Awsturalya'ya; deri ya­ Almanya da deri mamulleri bütün Avrupa ülkelerine, camları, şekeri ve eldivenleri İngiltere'ye; kürkler, Fran­ sa'ya, İngiltere'ye ve Avusturya-Macaristan'a; gliserinli boyalar İngiltere'ye, Amerika Birleşk Devletleri'ne ve Hindistan'a; gübre olarak kullanılan maden köpükleri Hollanda'ya ve Avusturya - Macaristan'a; kok kömürü Fransa'ya; maden kömürü Awsturya'ya, Belçika'ya, Hol­ landa'ya, İsviçre'ye; elektrik kabloları İngiltere'ye, İs­ veç'e ve Belçika'ya; oyuncaklar Amerika Birleşik Devlet­ lcri'ne; Alman b:irası, katrandan elde edilen boyalarm her türlüsü, ilaçlar, selüloz, kuyumculuk işleri, çorap­ lar, yünlü ve pamuklu kumaşlar, demir raylar, dünyanın hemen hemen bütün tüccar ülkelerine ihraç edilmekte­ ·

dir.

• Fakat, öte yandan Rusya ekmeği Macaristan, Da­ nimarka ve Rusya eti yiyoruz; kullandığımız pirinç Birle­ şik Devletler'den ve Hollanda Hindistan'ından; tütün Hollanda Hindistan'ından ve Brezilya'dan geliyor; ka­ kaoyu Batı Afrika'dan; biberi Hindistan'dan, domuzya­ ğını Birleşik Devletler'den; meyvaları İspanya'dan ve Amerika Birleşik Devletleri'nden; kahveyi Brezilya'dan; Orta Amerika'dan ve Hollanda Hindistan'ından; et hü­ lasasını Uruguay'dan; yumurtayı Rusya'dan, Macaris­ tan'dan, Bulgaristan'dan; sigarayı Küba'dan; saatleri İs­ viçre'den; şampanyayı Fransa'dan; derileri Arjantin'den; şilte tüylerini Çin'den; ipeği İtalya ve Fransa'dan; keten ve keneviri Rusya'dan; pamuğu Amerika Birleşik Dev­ letleri'nden, Mısır'dan; ince yünü Büyük Britanya'dan; linyiti Awsturya'dan; güherçileyi Şili'den; inşaat keres­ tesini ve maden filizini Rusya'dan ; sepetçilikte kullanı­ lan ağaçları Portekiz'den; bakın Amerika Birleşik Dev­ letleri'nden; kalayı Hollanda Hindistan'ından; çinkoyu Awsturalya'dan; alüminyumu Awturya-Macaristan veı Kanada'dan; asbesti Kanada'dan; asfaltı ve merrneri İtalya'dan; kaldırun taşlarını İsveç'ten; kurşunu Belçika, Amerika BirleşLle Devletleri ve Awrturya'dan; grafiti



184



Seylan'dan; fosforik kireci Birleşik Devletler ve Cezayir'­ den; iyotu Şili'den ithal ediyoruz. » Serm aye ihracı sayesinde gerçekleştirilen dünya ça­ pında işbölümü mamul maddelerin üretiminin Batı Avru­ pa ve Birleşik Devletler'de, temel yiyecek maddeleri üreti­ minin Doğu Avrupa'da ve denizaşırı büyük ülkelerde (A­ merika Birleşik Devletleri'nde, Kanada'da, Arjantin'de, Avusturalya'da) bitkisel ve madensel hammadde üretimi­ nin diğer ülkelerde temerküzüne yolaçıyordu. Fakat ön­ ce sermaye ihracımn sonucu olan bu işbölümü, sermaye ihracı tarafından kesinlikle baltalanmıştır. Hayat seviye­ sindeki korkunç farklar bir milletin bir başka milleti zorla kendisine tabi kılması, azgelişmiş ülkelerin sanayi­ leşmesini hı2'1andıran ve sermayenin milletlerarası çelişki­ lerini keskinleştiren sömürge devrimini, sömürge halkla­ rın devrimini hazırlıyor. •

Minetlerarası Tröstler 1'e KarteDer

Sermaye i hracı kapitalist gelişmenin belirli bir safha­ sında: kapitalist gruplaşmaların, kartellerin, rendikala­ rın, holdinglerin ve tröstlerin, metropol ülkelerde geniş üretinı sektörlerine hakim oldukları tekeller safhasında genelleşir. Kapitalist üretim tarzının sömürge yada yarı sömürge ülkelere ihracı, tekelci kapitalizmin, tekelci tröstlerin ihracıdır. Sömürgelerde işletmeler kurmak için gerekli önemli sermayeler; büyük bankaların sermaye pi­ yasasını sıkı bir kontrol altına alması; hammadde üreti­ mini tekelleştiren dikey tröstlerin ortaya çıkışı; aşırı sö­ mürge karları garanti etmek amacıyla sömürge ekono­ misinin kapitalist sektörler arasındaki rekabeti azam� derecede önlemek zarureti, yani bütün bu faktörler, sö­ mürge ülkelerin dünya piyasası için yaptıkları üretimin, metropol ülkelerdeki yoğunlaşma derecesinden daha yük­ sek hir yoğunlaşma derecesinde bulunmasını gerektirir. Unilcver tröstünün büyümesi, bir işlenmiş ürünler tekelinin, hammaddeler üzerinde bir tekel kurmak ama( 1 4) l 957'de Asya ve Afrika'da fert başına ortalama gelir l!irle�ik Dev­ letler'de ve Batı Avrupa'daki ortalama gelirden, sırasıyla 20 misli ve 6 misli daha azdı. Dünya halklarının 2/J'sine global gelirin güç bela % I S' i düş.­ mektedlr.

[60]



1 8)



cıyla sömürge ülkelerde nasıl yayıldığını çok iyi göster­ mektedir: Sunlight'ın kalitesi ithal edilen bitkisel yağiara bağ­ lı olduğundan, Lever, başlangıçtan itibaren h amm adde­ lere büyük bir önem v�rdi. XX. yüzyılın başlarına doğ­ ru, bu konuda tüccarlar yada simsarlar tarafından 'kıs­ tırılmak korkusu' nerdeyse bir saplanu 'haline geldi. Hammaddeler sağlamak için o zamanlar hazırlanmış olan projelerde savunma stratejisi büyük bir yer tutmak. tayd.ı. »[ 6 1 ] Bununla beraber, bammadde kaynaklarının dağılımı ve yeryüzündeki klimatolojik ve jeolojik şartlar, sömürge bir ülkenin, madensel yada bitkisel bir ürün üzerinde uzun vadeli mutlak bir tekel kurabilmesine elverişli de­ ğildir. Demek ki, bu . hammaddeler dünya piyasası için üretilmiştir. Metropol ülkenin piyasası hariç, bunların « bilhassa gözettikleri » hiçbir piyasa yoktur. Kendi ül­ kelerinde bile hemen hemen piyasaları yoktur. Hammad­ de üretimini dünya ölçüsünde tekelleştiren büyük tröst­ lerin giriştikleri amansız rekabet fiyatlarda ve kar oran­ larında en yıkıcı sonuçları doğurur.