Bizans'ın Gizli Tarihi

Table of contents :
b_Sayfa_003
b_Sayfa_004
b_Sayfa_005
b_Sayfa_006
b_Sayfa_007
b_Sayfa_008
b_Sayfa_009
b_Sayfa_010
b_Sayfa_011
b_Sayfa_012
b_Sayfa_013
b_Sayfa_014
b_Sayfa_015
b_Sayfa_016
b_Sayfa_017
b_Sayfa_018
b_Sayfa_019
b_Sayfa_020
b_Sayfa_021
b_Sayfa_022
b_Sayfa_023
b_Sayfa_024
b_Sayfa_025
b_Sayfa_026
b_Sayfa_027
b_Sayfa_028
b_Sayfa_029
b_Sayfa_030
b_Sayfa_031
b_Sayfa_032
b_Sayfa_033
b_Sayfa_034
b_Sayfa_035
b_Sayfa_036
b_Sayfa_037
b_Sayfa_038
b_Sayfa_039
b_Sayfa_040
b_Sayfa_041
b_Sayfa_042
b_Sayfa_043
b_Sayfa_044
b_Sayfa_045
b_Sayfa_046
b_Sayfa_047
b_Sayfa_048
b_Sayfa_049
b_Sayfa_050
b_Sayfa_051
b_Sayfa_052
b_Sayfa_053
b_Sayfa_054
b_Sayfa_055
b_Sayfa_056
b_Sayfa_057
b_Sayfa_058
b_Sayfa_059
b_Sayfa_060
b_Sayfa_061
b_Sayfa_062
b_Sayfa_063
b_Sayfa_064
b_Sayfa_065
b_Sayfa_066
b_Sayfa_067
b_Sayfa_068
b_Sayfa_069
b_Sayfa_070
b_Sayfa_071
b_Sayfa_072
b_Sayfa_073
b_Sayfa_074
b_Sayfa_075
b_Sayfa_076
b_Sayfa_077
b_Sayfa_078
b_Sayfa_079
b_Sayfa_080
b_Sayfa_081
b_Sayfa_082
b_Sayfa_083
b_Sayfa_084
b_Sayfa_085
b_Sayfa_086
b_Sayfa_087
b_Sayfa_088
b_Sayfa_089
b_Sayfa_090
b_Sayfa_091
b_Sayfa_092
b_Sayfa_093
b_Sayfa_094
b_Sayfa_095
b_Sayfa_096
b_Sayfa_097
b_Sayfa_098
b_Sayfa_099
b_Sayfa_100
b_Sayfa_101
b_Sayfa_102
b_Sayfa_103
b_Sayfa_104
b_Sayfa_105
b_Sayfa_106
b_Sayfa_107
b_Sayfa_108
b_Sayfa_109
b_Sayfa_110
b_Sayfa_111
b_Sayfa_112
b_Sayfa_113
b_Sayfa_114
b_Sayfa_115
b_Sayfa_116
b_Sayfa_117
b_Sayfa_118
b_Sayfa_119
b_Sayfa_120
b_Sayfa_121
b_Sayfa_122
b_Sayfa_123
b_Sayfa_124
b_Sayfa_125
b_Sayfa_126
b_Sayfa_127
b_Sayfa_128
b_Sayfa_129
b_Sayfa_130
b_Sayfa_131
b_Sayfa_132
b_Sayfa_133
b_Sayfa_134
b_Sayfa_135
b_Sayfa_136
b_Sayfa_137
b_Sayfa_138
b_Sayfa_139
b_Sayfa_140
b_Sayfa_141
b_Sayfa_142
b_Sayfa_143
b_Sayfa_144
b_Sayfa_145
b_Sayfa_146
b_Sayfa_147
b_Sayfa_148
b_Sayfa_149
b_Sayfa_150
b_Sayfa_151
b_Sayfa_152
b_Sayfa_153
b_Sayfa_154
b_Sayfa_155
b_Sayfa_156
b_Sayfa_157
b_Sayfa_158
b_Sayfa_159
b_Sayfa_160
b_Sayfa_161
b_Sayfa_162
b_Sayfa_163
b_Sayfa_164
b_Sayfa_165
b_Sayfa_166
b_Sayfa_167
b_Sayfa_168
b_Sayfa_169
b_Sayfa_170
b_Sayfa_171
b_Sayfa_172
b_Sayfa_173
b_Sayfa_174
b_Sayfa_175
b_Sayfa_176
b_Sayfa_177
b_Sayfa_178
b_Sayfa_179
b_Sayfa_180
b_Sayfa_181

Citation preview

Orhan Duru

18 Aralık 19ll'te lstanbul'da

doOdu. Ankara üniversitesi

Veterin e r

Fakültesi'ni bitirdi (1956). Bir sü re

veterinerlik ve aynı fakültede

asıstanlık yaptı. 27 Mayıs 1960 asker i müdahalesinden son ra 147'1er arasında üniversiteden uzakla�ırılınca gazeteciliOe yôneldi. Ulus'ta başladıgı bu mesl egi Cumhuriyet, Milliyet Güneş ve Hürriyet

gaz ete lerinde sü rdürdü. Oykı:.ı ve deneme y aza rl ıgının yanı sıra çeviri ve tiyatro uyarlamaları da yaptı. ilk öyküsü 1953'te Küçük Dergi' de

yayımlandı. Mavi. Evrim, Yeni Ufuklar, Pazar Postası, Yelken ve Dost

dergilerindeki ürü nle ri y l e dikkat çeken Duru, Agır işçiler adlı öyküsüyle 1970 TRT Sanat Öd ülle ri Yarışması'nda başarı ödülü kazandı.

Yapıtları:

Ôykü: Bırakılmış Biri (1959); Denge Uzmanı (1962); Agır işçiler (1974); Yoksullar Geliyor (1982); Şişe (1989); Bir Büyülü Ortamda (1991); Sarmal-Toplu Ôykii/er (1996, Sedat S ımavi Vakfı Edebiyat Ô d ü lü); Fırtına (1997, Sait Faik ôd ülü , Erdal ôz'le birlikte). Deneme: Kıy ı Kıyı Kent Kent (1977, genişletı le rek Mavi Gezi adıyla 1986 ve 1987'de yeniden basıldı);

Hormonlu Kafalar (1992);

lnanbulin (1995). Anı: O Pera 'daki Hayalet (1996, Sezer Du r u 'y l a birl ik te) . Çeviri : Sierra Madre'nin Hazineleri (B. Traven'den); Gizli Ta rih (Prokopius'tan); Çagdaş Fizik'te Doga (Werner Heisenberg'den,

V.

Günyol'la

birlikte); Amerika (Ginsberg ve Ferlinghetti'den şiirler, F. Edgü'yle birlikte) . Tiyatro

(Uyarlama):

Durdurun Dünyayı

inecek Var (1968, Antony Newley ve Leslie Bricuss'tan), Sınırdaki Ev (1970, Slawomir

M rozek 'ten) ;

Üzbik Baba (1990,

Alfred J ar ry 'nin Kral UbLi'sünden).

Darlem11: Kısas-ı Enbiya (1979, 1997).

TÜRKiYE iş BANKASI

Kültür Yayınları

bizans'ın gizli tarihi Prokopius

Çeviren Orhan Duru

Tarih

İstanbul 2001

İÇİNDEKİLER

SUNU . . . .

7

.

KİTABIN AMACI

27

1. BÖLOM

BF.LISARIUS İLE ANTONINA

11

11.eötOM JUSTINUS, JUSTINIANUS VE TEODORA

57

111. BÖLÜM JUSTINIANUS'UN KÖTÜ YÖNETiMİ

81

iV. BÖLÜM TEODORA'NIN

99

İŞLERİ

V.

BÖLÜM ŞEYTAN IMPARATOR'UN GETİRDICI YIKIM

113

VI. BÖLÜM TOPLUMUN ÇEŞiTLİ SINIFLARININ KIYIMI

133

Vll.BÖLÜM HER ŞEY VE HERKES İMPARATOR'UN AÇGÖZLÜLÜCÜNE KURBAN EDİLDİ

151

SONSÖZ iMPARATOR'LA UE(;ENMiŞLiCi

165

iMPARATORiÇE'NiN KENDİNİ

.. 167 171 17S 177

NOTLAR i'.AMANUIZIN Hll ADLARI DİZİNİ Kl�ILl::R

DİZİNİ .

5

SUNU

• mparatoriçe Teod ora yı ira lya 'n ı n Ravenna kentin­

I

'

deki kilisenin duvarlarında mor bir giysi içinde gö­ rüyoruz yakın çevresiyle birlikte. Mor, Bizans impa­ ratorlarının ve imparatoriçelerinin simgesi . Mor oda­ da doğuyorlar, mor salonlarda tahra çık ıyorlar. Öl­

dükten sonra mo r lahitlere konuluyorlar. Yok s ull uğun en alt düzeyinden gelmiş, sirklerde ve c i yatrolarda fırtınalı günler geçirmiş, aşkları ve oy n a k · lığı ile ilgi toplamış, daha sonra İmparator Justini­ anus'un eşi olarak en görkemli döneminde bir impa­ rator luğ u n yönetimini pa y l a ş ış bir kadını pul pul mozaik ler arasından ta n ımaya çalışmak çok zor. Kıyı­ sından takılar sarkan kocaman tacı altında kalan yü­ zü, birbirine yakın kaşları ve b üyük gözl eri yle bir hüz­ nü yansıcıyor gibi. Biraz soğ u k ve çekinge n. Boynu uzu n. Gülümsemeyen dudakları i ri ama emir vermeye alışmış bi r görünümde. Tüm bunlar gerçekte bir şey a n l a tmı y or . . . Bizans döne m i nd e y a p ılmı ş tüm kilise­ lerde bulunabi lecek, birbirine benzer ve aynı geleneği sü rd üren mozaiklerden b i ri y l e karşı karşıyayız. Sa dece Teodo ra değil, tüm Bizans tarihi c.le ilgilen­ di r i y or bizi . Kimi yazarlara bakılırsa hileler, entrika-

m

7

lar, suikastler, komplol a r, darbeler, karanlık ve kirli işler, savaşlar, zaferler ve yenilgilerle dolu bir rarih bu. Hangi ülkenin tarihi böyle değil ki . . . diye sorula­ bil ir. Ama Bizans carihinde bu çeşit olaylar biraz daha yoğunluk kaza111yor. Gene de bir yargıda bulunabile­ cek du r umda değil iz . Devletlerin tarihinde entri kalar­ la, ayaklanmala r la dolu karanlık dönemler de olabi­ lir, huzur ve barış içinde geçen dönemler de . . . İmpa­ ratoriçeler erkeklere düşkün olabilir, ol mayabilir de. Tüm bunlar, yönetimlerde genellikle görülen yozlaş­ manın bir belirtisi olarak da ortaya çıkabi li r. Bir dönemi deri nlemesine anlamak konusunda sonradan yazılmış tarih k itapları yararlı olmuyor. Onlarda genellikle bir soğukluk var. İnsancıl ay rıntı­ hırdan, öznellikten uzak kalıyorlar. Kuşkusuz tarihçi­ ler bir devletin tarihini yaz arken yansız olmak kaygı ­ sıyla çoğu kez ayrıntılardan uzaklaşıyor. Oysa o ay­ rıntılarda gizli ola nları öğrenmek istiyor insan. Bunu veremiyor t arihçiler. Genellemelerle s ınırlı kalmak zo­ rundalar. Bu nedenle anılar, içtenlikle yazıl mış karala­ malar, edebi yat ürünleri daha çok ilgi çekiyor. K ısaca­ s ı yüzeysel tarihlerden çok, kayn ak kita plar, belgeler sağlayabiliyor i stediği m iz bilgiyi, kimi zama n. Burada sizlere höyle bir örnek sunmak istiyoruz. Biza ns'ın en görkeml i döneminde yönetimde bulunan Justi nianus ile Teodora'yı daha yakından anlamak ola­ nağını veren bir kaynağı geririyoruz sizlere. O kadar tan ımaya çalıştığımız İ mparatoriçe Teodora ile aynı dönemde yaşamış bir tari hçi olan Prokopiu s 'un Bi­ zans'ın Gizli Tarihi adı verilen kitabı bu . O çağda, bizdeki s aray vakanü visleri gibi resmi bir Bizans tarihçisi olan ve pek çok resmi tarih yazan Pro­ kopius, ardında hir de Bizans'ın Gizli Tarihi'ni bırak8

tı. Yazarın ölümü n den çok sonra ortaya çıktı bu ki­ tap. Gizli Tarih'te, Bizans İm paratoru justinianus ile eşi Teodora'nm yaşam ları, özellikleri, kişilikleri, yap­ tıkları işler, çevirdikleri dolaplar ve e nt r i kalar açıkça, anc a k çoğu kez kı zgın lık

ve hırsla anlatılıyor. Proko­ pius bu kitabı, resmen yaz d ı ğı tarihsel kesitte an lata­ mad ı klarını gelecek kuşaklara açıklamak için kaleme aldığını b e l ir tiy or. Gizli Tarih'te başrollerde justini­ anus ve Tcodora yer alıyor. Onları çağın ünlü komu­ tanı B e lisarius ile eşi Antonina izliyor. A monin a da Teodora ' d an aşağı ka l mayan hir kadın. Prokop i us'un çizdiği Bizans toplum yaşamı kavga­ la rl a , gaddarl ı k la, part i çatışmalarıyla, işkencel erle, baskılarla örülü. Neredeyse k ok uş m uş bir ortam. Ta­ rih kitaplarında "Büyük" diye anılan Justinianus, Gizli Tarıh'te para düşkünü, hain, sefil, yasalar ı çiğ­ neyen ve keyfine göre uygulayan kanlı bir despot ola­ rak tanımlanıyor. Vandallara, Gotlara ve İranlılara karşı yapıla n savaşlarda B izans ordusu n u zaferlere kavuşturan general Be lisa ri us ise eşine tutkun, onun sözü n d en çıkmayan, zayıf bir erkek olarak anlatılı­

yor. Prokopius'a bakılırsa o çağda Bizans çürümekte, k adınl ar kocalarını aldatmakta, p arayla her şey satın alınmakta, insanlar başlarına gelen fel aketler karşı­ sında ne yapacağını şaşırmış durumdalar. Yazar, casus sürü l erind e n ve jurnalcllerden korktuğu için ki tabını gizli yazdığ ı n ı ayrıca b eli rtiyo r. Burada Teo d ora da bir çeş it fah i şe , büyüc ü ve karanlık bir kadın olarak karşımıza çıkıyor.

Böylece bu özellikleriyle bu kitap, a ş ı r ı suç l a m ala­ rı

ve a ba rtma ları olsa da, yüzeysel tarihlerden ayrı l ı ­

Gerçek bir ka ynak kimliğine bürünüyor. Proko­ pius'un anlattıklarının doğru olup olmadığı sonradan yor.

9

pek çok araşrwnacıyı ilgilendird i . Ancak sonunda Prokopius'un yazdıklarında gerçeklik payının büyü k olduğu ortaya çıktı. PROKOPİUS'UN KİMLİGİ

Prokopius, Kayse riye kentinde doğdu. Bizim Kayseri değil bu. Filistin'de deniz kıyısında Romalı­ larca kurulan bir kent. Prokopius'un doğum tarihi bi­ li n miy or ama MS 500'de ya da bu tarihten az önce doğduğu sanılıyor. MS 527 yılında Komutan Belisa ri­ us'un özel yazmanı ve hukuk danışmanı oldu. Görev nedeniyle Komutan Belisarius'la birlikte İran, Afrika ve İtalya 'daki seferlere katıldı. İranlılara, Vandallara ve Gotlara karşı yapılan savaşları y akın ­ dan i zledi. 542 yıl ı n d a Prokopius Bizans'a döndü. Bu ra da başkenti ve bütün İmparatorluğu silip süpü­ ren büyük veha salgınını gördü ve yazdığı kitaplar­ dan bi ri nde ayrıntılı olarak buna yer verdi. Daha sonra ki yıllarda Prokopius'un İmparator J us­ tinianus'a ya k l a ş rığı n ı görüyoruz. Teodora'nın ölü­ münden sonra Justinianus'la iyi ilişkiler kurabilen Pr o­ ko pius'a 560 yılında lllustres unvanı verildi. "Seçkin ya da aydın" anlamına gelebilir bu söz. O çağda yük­ sek devlet görevlilerine illustres, sfıectabıles ya da cla­ rissimi gihi unvanlar veriliyordu. 11/ustres unvanı ise çok az sayıda kişiye uygun görülmüştü. Demek ki Prokopius en yüksek düzeyde bir görevli durumuna gelebi imişti. Prokopi us , burada da kalm a dı , 562 yı l ı nd a Bizans ken ti yöneticisi ya da Latince deyimiyle Praefectur'u oldu. Bu görevin çok önemli olduğu modern tarih­ çiler tarafından belirtiliyor. P rokopi u s 'u n İmpa ra tor Tarihçi

ııı

J ust inian us ile aynı yılda, ya ni 565 yılında öldüğü sa­

n ıl ı yo r. Prokopius'un o döneme göre klasik bir eğitim aldı­ ğını biliyoruz. Onun yaşadığı dönemde Bizans İmpa­ ratorluğu hem eski Roma'nın, hem de Grek uygarlığı­ nın etkileri altında bulunuyordu. Prokopius'un esk i ta rihç i l erd en esinlendiği, y azdığı resmi tarihlerde He­ rodotos ve Thukidides'in yöntemlerini izlediğini gör ü­ yoruz. Yer

yer Aristofanes'in oyunlarından y a p t ığı klasik yazar ve düşü n ürl e ri n etki�i

alıntılar nedeniyle a ltı nda

kaldığı sonucuna varıyoruz. Prokopius Gizlı

Tarih dışında sekiz kitaplık bir Savaşlar Tarihi yazdı .

Bunlarda Bizans ordu larının Vandallar, Gotlar ve İranlılarla yaptığı savaşları anlam. Savaşlar Tarihi'nin üç cildi De Bello Gothico, yani "Gotlarla Savaş

Üzeri­

ne" a d ın ı taşıyor. İki cildi De Bel/o Persico, y a ni "İranlılarla Savaş", iki cildi de De Bello Vandalico,

yani ''Vandallarla Sa vaş " ... Sekizinci c il d i n ise bun l a ­ ra sonradan ek le n diği bild i riliyo r. Gizli Tarih tüm bu savaş tarihlerinin hir devamı gibi. Yazar sık sık daha

ünce yazdıklarına göndermeler yapıyor.

Proko p i u .. ay­

rıca İmparator Justinianus'un emriyle onun da yaptırı l a n kilise,

zaına.nın­

köprü ve başka yapıları içine alan altı ciltlik bir kitap yazdı . Bunun adı ise De Aedifiis kısacası "Yapılar". Yazar bu kitabında ise o dönemde­ ki mimariyi ortaya koyan çok değerli b i lgil e r veriyor. Prokopius'un Gizli T a ri h ' i nde Justinianus ile Te­ odora'yı, yanında ça lışt ı ğ ı komutan Bclisarius ile eşi­ ni bu k ada r kötülemesi, araştırmacılar için ayrı bir merak konusu oldu. Yapılan çalışmalardan Prokopi­ us'un tutucu bir insan olduğu ortaya ç ı k ıyor. Kitapla­ rı n d a sürekli olarak yerleşik geleneksel kurumların iineminc değiniyor, eski kurallardan cayılmamasını is11

tiyor. Oysa anladığımız kadarıyla İmparator Justi ni­ anus egemenliği süresince gelenekleri ve özellikle bü­ yük arazi sahiplerinin güçlerini ve etkisini kırmaya çalıştı. O dönemde büyük çiftliklere Latifımdia denil­ mekteydi. Bizans tarihçisi Vasiliev'e göre bu büyük arazi sahipleri bir dönemde o kadar güçlenmişlerdi ki, sözgelimi Kapadokya•da ve Mısır•da bunların özel askeri birli kleri besledi kleri bile görüldü. Justinianus ise bunlara karşı merkezi yönetimin gücünü sağla m­ laşrırmak, devleti yeniden düzene sokmak için çeşitli uygulamalarda bulundu. Zaman zaman bunların top­ rak larını kamulaştırdı. Prokopius rurucu bir kişi ola­ rak bu uygulamaları hiç hoş karşılamadı. Anlaşılan büyük arazi sahiplerini ve soylu kişileri tutuyordu da­ ha çok. Gizli Tarih'i bu nedenlerle kaleme a ldığını öne sürenler de var. BiZANS'IN GİZLİ TARİHİ Prokopius•un Gizli Tarih'i 550 yılında yazdığı sap­ tandı. Teodora 548 yılında kanserden öldüğüne göre, onu n ölümünden iki yıl sonra yazıldı demek. Gizli Tarih ' in biçimi biraz karmaşık . Yazar en baş­ ta kısa bir girişle, kitabın yazılış a macını anlatıyor. Üs­ tü kapalı geçilmiş gerçeklerin içyüzünü anlatacağını belirtiyor. Kitabın ilk bölümünde danışmanı olarak yanında çalıştığı Komutan Belisarius ile eşi Amoni­ na'nın yaşamlarına yer veriyor. İkinci bölümde Justi­ nianus'can önceki imparator Justinus dönemini ele alı­ yor. Juscinianus•un nasıl tahta çıktığını anlatıyor. Justi­ nianus'un kendinden önceki imparator Jusrinus'un ye­ ğeni olduğunu anımsatalım burada. Aynı böl ümde Te­ odora •nın doğumu, gençlik yılları ve fahişeliği sergi le12

niyor. Üçüncü bölüm Justinianus'un kötü yönetimine, dördüncü bölü m Teodora'nın işlerine ayrılıyor. Beşinci bölümde yazar, Justinianus'uıı "insan kılığına girmiş hir şeytan olduğunu" ilan ediyor, bu yüzden İmp a ra ­ t or luğun başına gelen felaketleri sıralıyor. Altıncı bö­ lümde J us t inianu s ile Tcodora'nın toplumun çeşitli sı­ nıflarını nasıl ezdiklerini dile getiriyor. Yedinci bölüm­ de ise Justinianus'un para düşk ü n l üğü anlatılıyor. Gizli Tarıh Prokopius'un öteki yap ı tlarında n tama­ men farklı. Bu nedenle çağdaş araştırmacılar bu kita­ bın Prokopius'a ait olup olmadığı konusunda kuşkuya düştüler önce. Daha sonra Prokopiu s'un deyişi, sevdi­ ği sözcükler, d eyimler ve tanımlamalar üzerine yapılan araştırmalar sonunda Gizli Tarih'in onun tarafından yazı ldığı kanıtlandı. G;zfi Tarih ' in Avrupa 'da ilk baskısı 1623 yılında Alemannus tara fından Lyon'da yapı ldı. Ancak Ale­ mannus töreye aykırı ve açık saçık bulduğu için kita­ bın bir bölümünü çıkart tı. Daha sonra 1663 y ılında ,Pa r i s ' te , Maltretus tarafından eksiksiz bir baskı ya­ yınlandı. Gizli Tarih daha sonra çeşitli Avrupa dil leri­ ne çe v rildi. Eski Grekler Gizlı Tarıh'e Anekdota adını verdiler. İngi liz tarihçisi Gi bbon da bu k itabı l ngi l i zceye "Anekdotlar" diye çevirdi. Oysa Anekdota sözcüğ ü­ nün, yazarların ölmeden önce yayınlanmasını isteme­ dikleri yapıtları için kullanıldığı sonradan anlaşıldı . Gizli Tarih'in Latince adı ise "Historia Arcana" ... KısA BiZANS TARİHÇESİ

Okurlarımızın bilgilerini tazelemek ıçın bu noktada Bizans İmparatorluğu tarihinden, hiç ol mazsa Justi13

nianus dönemine kadar olan bölümden söz açmamız gerekiyor. Böylece Gizli Tarih'i okuyanlar orramla da­ ha iyi ilişki kurabilirler. Tarihçiler Bizans ta rihini daha çok Konsrantinus ile başlatıyorlar. Ancak kesin değil bu. Bizans İmpara­ rorluğu gerçekre Roma İmparatorluğu'nun bir devamı gibi doğdu. Son dönemlere gelinceye kadar Bizansl ı lar kendilerine Romaioi yani Roma lı dediler. Bizdeki ''Rum" sözü de oradan kaynaklanıyor. Roma impara­ rorlarından Dioclerianus, impararorluğu i kiye ayıra­ rak her birinin başına eşit yetkide iki yönetici geçme­ sini ve birinin imparatorluk topraklarının Batı'da ka­ lan parçasını, öbürünün Doğu'dakileri yönetmesini istedi. Ancak Diocletianus'tan sonra seçilen yönetici­ ler hemen birbirleriyle savaşmaya başladılar. Bu yolla seçilen ve Doğu topra klarının yönetimi kendisine ve­ rilen Konrantinus, Batı'da, yani Roma'daki karşıtı Li­ cinius'u bir savaşta yenince tüm Roma İmparatorlu ­ ğu'nun tek yöneticisi oldu. Tarih: MS 324 ... Konstancinus daha sonra başkcnri Roma'dan Bi­ zans'a taşıdı ve buraya Yeni Roma adını verdi. Da ha sonra Konstantinopolis diye anılan Bizans, Doğu Ro­ ma İmparatorluğu'nun ya da Bizans İmpara torlu­ ğu'nun başkenti oldu. Bizans tarihi ise daha çok bu olaydan sonra başlamış sayılıyor. İşin garibi Prokopi­ us, Bizans kentine hiçbir zaman Konstantinopolis de­ medi. Hep Bizanti um adını kullandı. Konsrantinus ayrıca Hıristiyan olan ilk imparator olarak rarihe geçti. Ancak nasıl Hıristiyan olduğu belli deği l. İddialara göre ölüm yatağında son nefesini ve­ rirken Hıristiyan oldu. Bu biraz abartma ya da Kili­ se'nin uydurması olarak görülebilir. Yalnız doğru ola n bir şey var. Konsrantinus güçlenmekte olan Hıristiyan14

lığın ve Kilise'nin işbirliğini s a ğ l a m a k için Hıristiyan­ lara i yi davrandı. İ m paratorl u k içinde yaygın olan öteki inançlara da dokunmadı. Konstanrinus 324 ile 337 yılları arasında İmpara­ torluğu yönetti. Yerine oğlu Konstantinus geçti. Daha sonra Gallus ve Julianus yönetimde bulundular. Hı­ ristiyanlık ancak Teo d osius döneminde tam bir başa rı sa ğ l a d ı ve İmparatorluğun r esmi dini durumuna gel­ di. Teodosius'un sülalesi 457 yılına kadar sürdü. 457 y ı lı n d a tahta geçen Leo ise başka bir sülale kurdu. 491 yılında ya şlı bir asker olan Anastasius tahta geç­ ti. Anastasius'un ölümünde ise saray m u ha fı zları ko­ muram ve aynı zamanda Justinianus'un amcası ol an Jusrinus imparator ilan edildi. Justinianus, amcası ta h tt a i ken İmparatorluğu yönetmeye başladı, amcası ölünce de tahta geçt i . Justini a nus resmen 527 yılı n d a taç giydi ve 565 y ı lına kadar İmparatorluğu yöne tti . Justinianus Çağı i çerde Hıristiyanlar arasında çeşit­ li mezhep ve inançların çatışması, dışarıda Hunların , Vandalların, İranlıların saldırılarıyla geçti. İtalya bütü­ nüyle elden çıktı. İmparatorluk Balkan Yarımadası, Anadolu, S u riye ve Mısır'ı içine alacak biçimde küçül­ dü. Roma kenti önemini yitirdi. Ostrogotlar İralya'da , Vand a ll a r Afrika'da, Vizigotlar Galya'da ve İspan­ ya'da krallıklar k u rd u lar. Gotlar bir ar a İ m p arat orl u ğa par alı asker olarak sızdılar. Komutanlıkları ele ge­ çirerek perde arkasında her şeyi yönetir duruma geldi­ ler. İ m paratorluk bu etkiden zorlukla kurtulabildi. ­

İNANÇ KAVGALARI Hıristiyanlık içinde mezhep ve inanç kavgaları Bizans devletini hiç rahat bırak m a dı . İlk i n a nç a yrılığı Mı-

15

sır'da yaşayan Arius adında bir din adamından çıktı.

Ari us kabaca "İsa'nın Tanrısallığını reddetti, ondaki insancıl öğelerın daha çok ol duğ un u usçular ayrıc a

İsa'nın

"

öne sürd ü Ari­ .

ba bas ıyla yani Tanrı ile aynı öz­

den olduğu görüşünü de benimsemediler. Arius'tan haşlayarak pek çok tarikat kuruldu. Orta ya çıkan

di nsel tartışma sonucu ünlü İzni k Ruhani Mec li s i toplandı (MS

325).

Konstantinus Hıristiyan olm a dığ ı

halde, bu meclise başkanlık y ap t ı İznik Ruhani Mec­ .

lisi Ariusçul uğu din den sapma saydı ve "İsa 'y la baba­

sı aynı özdendir" görüşünü benimsedi. Ancak Arius­ çuluk yok olmadı. Batı'da İtalya'ya geçti. İmparator Valens'in duruma egemen olması üzerine yeniden geri döndü Aynı imparatorun Gotlarla savaşta yenilmesi .

üzerine erkisi azaldı. Bu defa başka bir tartışma çıktı ortaya. İsa'daki tanrısal ve kişisel nitelikler sorun ol­ du. Ortaya hir Antakya, bir de İskenderiye Oku!u çıktı. An ta ky a Okulu "Tanrısallık, bir vazo g ib i seçmişti.

İ s a n ın

Dolayıs ıy la

'

vücudunu

Meryem isa'nın

anasıydı. Ta nr ı nın anası değildi" tezini öne sürerken, '

İskenderiye Okulu buna karşı çıkarak l sa y ı Tanrı-in­ '

san biçiminde gös terd i ve höylece Tanrılık ve insanlık öğelerini birleştirdi. Ortaya ç ı kan Papaz Nestorius Antakya Okulu'nun görüşlerini savundu. R o m a Kili­ sesi ise Jskenderiye'den yana çıktı. Çatışma sonunda Efes'te bir ruhani meclis toplandı (MS 431). Bu mec­ lis, Nestorius'un g örüşlerini dindışı saydı. Böylece İs­ kenderiye Okulu İsa 'da ki insan kişiliğini geri plana iterek tanrısallığı öne çıkardı ve aşırı bir görüş e kay­ dı. Bu görüşe

Monofizit

adı takıldı.

Monofizit görüş

Roma'daki Papa l ık tarafından uygun karşılanmadı.

451 yılında Kadıköy' de toplanan ruhani meclis ise bu defa

Monofizit gör üşü dindışı saya rak "Isa'nın her iki 16

niteliği, yani ins anl ı ğı ve tanrısallığı birbirinden ayrıl­ maz ama birbirine de karı şmaz " kanısına vardı. Ama

Monofizitlik

bir türlü ortadan kaldırılamadı. Justini­

anus impa rator olunca Batı'ya yayılma politikası izle­ diğinden, Roma Kilisesi'nin tarafını tuttu ve Monofi­

ıitlere daha düşm an bir politika izledi. İmpararor'un Monofiıitlere baskısı çok şiddetli oldu . Bu yüzden Mısır'da ve Suriye'de bazı Hıristiyanlar ülkeyi terk ederek İran ve başka ülkelere sığınmak zorunda ka 1dıl a r. Halk ise Justinianus ve Teodora arasında kal ıp hangisine ina na c a ğını şaşırdı.

PARTİLER Aynı dönemde partiler de önemli bir kuruluş olarak etkinliğini sürdürdü. Partilerin ya da o dönemdeki deyimi ile demes'lerin nereden ç ı ktığı kes in ol a r ak bi ­ li nm iyor. Birtakım tarihçiler bunların kaynağını Ro­ ma'ya götürüyor. Başlangıçta dört parti olduğu bilini­ yor. Bunl ar Yeşiller, M a viler, Beyazlar ve Kırmızılar

K ırmızıl a r sonra orta­ M avi le r kaldı. Mavilere

olara k anılıyord u . Beyazla r ve d a n kalktı. Geriye Yeşiller ve

"Venetoi",

Ye şill ere "Prasinoi" denildi. Kimi tarihçi­

ler ve araştırmacılar bunların halk örgütleri olduğunu belirtiyorlar. Kimi bunların imparatorluk içinde çeşit­ li sınıfları temsil ettiklerini, aralarında inanç farkları bulunduğunu öne sürüyorlar.

Yalnız

bu partilerin Hi­

podrom'daki at yarışlarıyla ilgili oldukları kesin. Her iki parti kendi yarışçılarını hazırlıyordu, yarışları izle­ yen halk, Maviler ve Yeşiller olarak ayrıl ıp kendi ya­ rışçı sını destekliyordu. Belki bu gü n kü spor kulüpleri­ ni tutanlar gibi bir şey. Ancak daha ileriye gitmiş bir biçimi. Çünkü Maviler ve Yeşiller diye p ar tı a yrım ı

17

sadece hipodromda kalmadı, tüm imparatorluğa ve her düzeyde toplum kesimine yayıldı. Zamanla parti­ zan lar birbirlerine girdiler ve huzursuzluk kaynağı ol­ dular. İmparator Justinianus, Mavileri tutarak Yeşille­ ri ezmeye çalıştı . Teodora ise Yeşilleri el altından des­ tekledi. Bu parti ayrımı ve çıkardığı sorunlar Bizans İmparatorluğu'nu uzun süre uğraşcırdı. Partilerin yöneticileri başlangıçta devlet tara fından atandı. Kentlerde çeşitli milis kuvvetleri kurdular ve surların onarım işleriyle de görevlendirildiler. Bu ara­ da Mavilerin eski senatörleri ve büyük arazi sahiple­ rini içine aldığı, Yeşillerin ise daha çok tüccarlar ve küçük esnafa dayandığı iddiaları da öne sürüldü. Ki­ mi tarihçiler, partilerin merkezi yönetime karşı kenr­ lerirı eski demokratik inançlarını yansıttığını bir gö­ rüş olarak ortaya attılar. Ama kesin bir hilgi yok bu konuda. İMPARATOR jUSTİNİANUS

Justinianus bugünkü Üsküp'ün yakınlarında lıul unan Tauresium'da doğdu. Tarihçi Vasiliev'e göre ya illir­ yalı (bugünkü Yugosla vya'nın güneyi ve Arnavutluk çevresi) ya da Arnavut kökenli. Ailesinin Ma kedon­ ya'da yerleşmiş eski Romalılardan gelmesi de bir ola­ sılı k. Yazılı emirlerinde adını şöyle yazıyor: Caesar Flavius Justinianus, Alamanmcus, Gothicus, Fra ncı­ cus, Germanicus, A nti cu s , Vandalicu�. Africanus. Justinianus'tan önce gelen imparatorlar ülkeyi ku­ zeyden ve doğudan gelen tehlikelere karşı korumaya çalıştılar. Justinianus ise gözlerini batıya çevirdi ve Ro­ ma İmparatorluğu 'nun varisi olduğu görüşünden ha­ reketle, İmparatorluğu eski büyüklüğüne eriştirmeye 18

çalıştı . Onun döneminde İmparatorluk tekrar İta l­ ya'yı, Afrika'nın kuzeyini, İspanya'nın bir bölümünü ele geçirdi. Bu başarıları nedeniyle kendine "Büyük J ustinianus" denildi. Ancak bu pol itikayı izlerken devletifl gücünü savaşlarda harcadı ve kendinden son­ ra İmparatorluk büyük felakerlere yuvarlandı. Justi­ nianus'un gerçekleştirdiği en önemli işlerden biri eski Roma yasa larını bir araya toplatması oldu. Bu işteki yardımcısı, hukukçulardan Tri bonianus'tu. O dönemde Justinianus, İmparatorluğun her yöre­ sine kiliseler, köprüler, kaleler, saraylar yaptırdı. İstan­ bul'daki Ayasofya Kilisesi de onun döneminde yapıldı. TEODORA Justinianus'la birlikte imparatorluğu yöneten Teodo­ ra'nın gençlik yıl ları gerçekten Prokopius'un anlattığı gibi mi geçti? Bunu kesinlikle bilmiyoruz. Tarihçilerin çoğu Teodora 'yı ilginç, çekici, son derece zeki bir ka­