Heinz Guderian [1 ed.]
 9756257631341

Table of contents :
Untitled.FR12 - 0005
Untitled.FR12 - 0042_1L
Untitled.FR12 - 0042_2R
Untitled.FR12 - 0043_1L
Untitled.FR12 - 0043_2R
Untitled.FR12 - 0044_1L
Untitled.FR12 - 0044_2R
Untitled.FR12 - 0045_1L
Untitled.FR12 - 0045_2R
Untitled.FR12 - 0046_1L
Untitled.FR12 - 0046_2R
Untitled.FR12 - 0047_1L
Untitled.FR12 - 0047_2R
Untitled.FR12 - 0048_1L
Untitled.FR12 - 0048_2R
Untitled.FR12 - 0049_1L
Untitled.FR12 - 0049_2R
Untitled.FR12 - 0050_1L
Untitled.FR12 - 0050_2R
Untitled.FR12 - 0051_1L
Untitled.FR12 - 0051_2R
Untitled.FR12 - 0052_1L
Untitled.FR12 - 0052_2R
Untitled.FR12 - 0053_1L
Untitled.FR12 - 0053_2R
Untitled.FR12 - 0054_1L
Untitled.FR12 - 0054_2R
Untitled.FR12 - 0055_1L
Untitled.FR12 - 0055_2R
Untitled.FR12 - 0056_1L
Untitled.FR12 - 0056_2R
Untitled.FR12 - 0057_1L
Untitled.FR12 - 0057_2R
Untitled.FR12 - 0058_1L
Untitled.FR12 - 0058_2R
Untitled.FR12 - 0059_1L
Untitled.FR12 - 0059_2R
Untitled.FR12 - 0060_1L
Untitled.FR12 - 0060_2R
Untitled.FR12 - 0061_1L
Untitled.FR12 - 0061_2R
Untitled.FR12 - 0062_1L
Untitled.FR12 - 0062_2R
Untitled.FR12 - 0063_1L
Untitled.FR12 - 0063_2R
Untitled.FR12 - 0064_1L
Untitled.FR12 - 0064_2R
Untitled.FR12 - 0065_1L
Untitled.FR12 - 0065_2R
Untitled.FR12 - 0066_1L
Untitled.FR12 - 0066_2R
Untitled.FR12 - 0067_1L
Untitled.FR12 - 0067_2R
Untitled.FR12 - 0068_1L
Untitled.FR12 - 0068_2R
Untitled.FR12 - 0069_1L
Untitled.FR12 - 0069_2R
Untitled.FR12 - 0070_1L
Untitled.FR12 - 0070_2R
Untitled.FR12 - 0071_1L
Untitled.FR12 - 0071_2R
Untitled.FR12 - 0072_1L
Untitled.FR12 - 0072_2R
Untitled.FR12 - 0073_1L
Untitled.FR12 - 0073_2R
Untitled.FR12 - 0074
z

Citation preview

PIER P. BATTISTELLI

ÇEV İ R İ BARBAROS UZUNKÖPRÜ

~~-.'K roıu

YA AR • Pi R PAULO BATTISTELLI llııtlu

Uıılv rsit si'nd e aske r, tarih alanında doktora ça lı şmas ını tamamlayan Pier Paolo Battistelli, İkin ci

Düny

S

v ş ı kap sa mında A lm an ve İtalyan siya seti üzerine çalışmakta , İtalya 'da ve farklı ülkelerde asker1

rl h üzerine yaz ıl ar ve makaleler kaleme almaktadır. İt a l yan Ordusu'nun Tarih Departmanı'na da katkıda bu lun an yaza r, ş u s ıra l a rda Mihver Devletlerin Savaşı: İkin ci Dünya Savaşı'nda Almanya ve İtalya 'nın Askeri

işbirliği, 1939-1943 ba şlıklı doktora tezini kitap olarak yayım l ama hazırlığı içerisindedir.

GÖRSEL TASARIM - ADAM HOOK Ada m Hook grafik tasarım eğitimi alıp 1983'te görsel tasarımcı olarak ça lı şmaya başladı . Detaylı tarih1 kurgulama üzerine uzmanla şa n Hoo k, Osprey'in Azteklere, Antik Yunanlara, Roma muharebe taktiklerine, 19. y üzyıl Amer ika 'sına dair bazı konulara ve modern Çin Ordusu'na değinen çok çeş itli ça lı ş malarını ve "Ka leler" dizisinden bazı kitaplarını görse ll erle donattı. Hook'un ça l ı şma l arı tüm dünyada se rgil er ve yayım lanmı ş eserlerde boy göstermektedir.

ÇEVİRİ - BARBAROS UZUNKÖPRÜ 2015'te Hacettepe Üniversites i İn g ili zce Mütercim Te rc ümanl ı k Bölümü'nd en mezun o lan Barbaros Uzunköp rü bir süre çev irmen ve editör o lara k ça l ı ş tıktan so nra Ankara ve Beykent üniversitelerinde öğret im görev lisi olarak ders verd i. Ara l arında

Ardındaki

SS

Teş k ilatı:

Hitle r'in Elit Ordusu, Hitler:

Canavarın

Adam, Kan Kırmızı Karlar, Savaşta Liderlik, Rommel, Napoleon ve Hanniba/'in d e bu l unduğu bir

dizi kitabı di limize kazandıran çev irm en, Beyk ent Üni vers itesi'nde akademisyen o larak görev yapmakta ve savaş tarihi üze rine çev iri ça lı ş malarına devam etm ekted ir.

PIER P. BATTISTELLI

ÜSPREY BÜYÜK KOMUTANLAR

tEINZ GUDE~Iffl ÇEViRi BARBAROS UZUNKÖPRÜ

al~ .•{ K roııı

HEINZ GUDERIAN

PIER P. BATTISTELLI

KRONiK ıdTAP, 227 Osprey Res imli Tarih Dizisi: 10

KRONiK KiTAP Sk. N°8, Levent lsta nbul - 34330 - Ttirkiye Telefon, (02 12) 243 13 23 Faks, (0212) 243 13 28 kronik@kronikki rap.com Şakayıklı

YAYIN YÖNETMEN İ

Adem

Koç:ıl

ÇEvl RI Barb:ıros

Kii{riir Bııknıılığı Ynymcılık No: 49639

Uzunköprü

Strıifikt1

EDİTÖR

www.kronikkitap.com kronikkitap

Ca n Uya r

O O @)

KAPAK TASARIM 1 Kutan Ural

BASK! VE C İLT Optimum Basım Tcvfık bey Mah. Dr. Ali Demir Cad. No: 51 / l 34295 K. Çekmece/ lsta nbul Telefon, (02 12) 463 7 1 25

Mİ ZAN PAJ

Kronik Kitap KAPAK FOTOCRAFI

Mııthıııı

RENKLEND İRM E Yiğit

Alp

Kı rı k

Sertifika No: 4 1707

YAYI N HAKLAR! 20 11, Osprey Publishing, p:u- ı ofBloomsbury Publi shing Plc, " l-l eim. Guderian" özgün :ıdıyla

\. Baskı , Ağusros 2021, lstanbu l

Osprey Publishing ISBN 978-625-7631 -34- I

.-..ı. .rı e;,~~S.mbolı..l

o-- o-

[J

ö,._

g_

ö ö

ö

o

lZSJ EEl

~- --

__ ..., §]

un]

-El w

w

12'.l

ısı



00

-

tarafından ya)'ın lanan

bu

kitabın

Tü rkiyc'dck i tüm yayın hakları Kronik A.Ş. 'ye aiıtir. Hiçbir şekild e yaz ıl ar ve görseller kopya edi l eıne1., ıakliı edileme1., çoğaltı lama z, yay ınlanamaz .

o

[g

"'

B

~

ö

o

~

['.]

[:;jjjl



G

El -T ~El B

~

[ru

o·~· ~~

·-

-

[:;]

-.• ~- rn~-m -·- -·...,

~

ı · •·"~~~-

,,,.,._

. .

.

IÇINDEKILER Giriş

4

Gençlik Yılları

5

Askeri

8

Yaşamı

Kader Saati Hasım

Komutanlar

13

46

Silahlar Sustuğunda

54

Zihninin Derinliklerinde

55

Cümlelerde Bir Hayat

58

Daha Fazla Kaynak

62

İndeks

64

GİRİŞ

l 'inci Motorize Piyade A layı'nın komutanı

Yarbay Hermann Ba lck, Ju nivi lle'de ele geçirilen bi r Fra n sız sancağını Guderian'a sunuyor. Nouvelle'de çekilen bu fotoğrafın tarihi 11 Haziran 1940'br. (IWM, MH 10935)

4

Z ırhlı muharebenin ge li ş imind e oyn a dığı rol göz önüne a lınır sa, Heinz Guderian içi n "Pa nze r Gen erali" n a mını kullan mak son derece uygun düş­ mektedir. Alman zırhlı birliklerini kuran , bu birliğe 1939 y ılınd a Polonya'da 1940'ta ise Fransa 'da komuta eden kendisidir. Bu aç ıd a n ba kıldığınd a Guderi a n ' ın kariye ri son derece benzersizdir. Tarih boyunca as keri yenili kler gerçek l eşti r mi ş di ğe r tüm isiml erin aksine Guderi an, yeni bir as kerl doktrinin ge li ş m es ind e söz sahibi o ldu ğu gibi bu doktrini muh are be a l a nlarınd a test ederek son derece başa rılı so nuçlar a lm asını bildi. Bu b a kımd a n Guderi an yalnı zca söylediklerinin geçe rliliğ i olan bir teor isyen değil aynı zam anda birinci s ınıf bir arazi ko muta nıdır. Bunun yanınd a, di ğe r pek çok efsa nevi arazi ko muta nının aksine nihai m ağlubi yetl e ve muh arebe al a nl a rınd a alın a n yenil gil erle yo lu kes i ş m edi. Alm a nla rın Sovyetler B irli ği i şga l i olan Barbarossa H arekatı en nihayetinde başarıs ı zlıkla sonuçlansa da Guderian bu başa rı s ı z­ lı ğın müsebbibi olarak görülm eyece kti. Buna ilaveten 2'n ci Panzer Ordusu' nun komutanlı ğ ınd a n alındı ğı Ara lık 1941 tarihin e kada rki arazi ko muta nlı ğı kayıt­ l arı, kendisini n sahip old uğu ko mutan lı k ve liderli k öze lliklerinin ü s tünl üğ ünü o rtaya koyuyordu. Komu ta nlıkta n a lınm ası ve böylece Alman Ordusu'nun İ kinc i Dünya Savaş ı 'n d a ki ilk mağlubi yetinin sorumlusu o lm aktan k urtu lm as ı G u de ri a n'ın şö h retinin a rtm as ını sağ l a dı. Eğe r askeri kariyeri burada son a erseydi, h akkınd a dah a fa rklı efsaneler tü reyebilirdi anca k öyle o lm ad ı ve n ihayet Guderian aş ina o ldu ğu bir pozisyona a ta n d ı : Kurmay s u baylı ğa . O noktada Alman ord usundaki diğe r kurmay subaylarda n bir farkı yoktu. Muharebe a la nl arı n da ki Panzer ko muta nlı ğın da n ziyade kurmay subaylı k Gude ri an 'a il i şki n ge rçe kliğe daha yakınd ı r. O, as l ında Alman ku r m ay lı k ge len eğ in in bir mamulüydü. Prusya aske ri eliti n in köklü bir üyesiydi ve Birinci Dünya Savaş ı 'na kat ıl d ı ğ ın da hizmet süres in in büyük k ı smını mu harebe alan larından ziyade karargahl arda geçi r m i şt i. Savaşın ardından ul usa l hizmete dönüşüyle birlikte kendini bir kere dah a kurmaylar çevresin in içinde bu ldu. Zırh lı

Birlikler Genel Müfettişi göreviyle başlayan yo lculuğu Hitler'e karşı gerçekl eşti ril en suika st girişiminin ardından Kara Kuvvetleri Kurmay Başka nlı ğ ı n o kta sına ulaştı.

Guder i an' ın getirildiği bu iki pozisyon da bir Alman genera li içi n bir hayli istek uyandıracakmevkilerdi ancak parlayan yı ldı z ını uzun süre boyunca parlak tutmak isteyen biri için pek de öyle sayılma zdı. Bilhassa G ud er i a n ' ın Doğu Cephesi'nde oynadığı rolün önem ini ortaya koymak için meseleyi uzun uzadıya incelemeye gerek bile yoktur. Bununla birlikte Guderian, Birinci Dünya Sava ş ı ' ndan sonraki yıllarda isminin şöhrete kavu ş ma s ını, hak ettiği önemi göremeyen son derece üstün yazma becerisine borçluydu. Savaş ın a rdından kaleme aldığı Erinn erungen eines Soldaten (Bir Askerin Anıları ism iyle Türkçeye ka za ndırılmıştır) isimli hatıratı tıpkı bir önceki kitabı Achtung- Panzer! gibi yazınsal anlamda ola ğa nü stü bir yapıt olduğu gibi 60 yıl sonra bile hala ilgililer ve akademisyenler tarafınd a n okunan, derinl emesine incelenen ve e l eştiril e n bir ça lı ş madır. Nasıl Achtung- Panzer! isimli ça lı ş ma s ı, kendisini, İkinci Dünya Savaş ı 'nın öncesinde yenilikçi bir asker olarak sahne ı ş ıklarının altına çektiyse, kaleme a ldığı hatıratı da onu kamuoyunun ilgi odağı haline getirdi ve en nihayetinde bugün e kadar varlığını sürdüren "Pa nzer Generali" efsan esinin ya ratı lma s ın a ön ayak oldu. Bu yapıtlarda, Guderian kendisini başarılı bir şekild e hem savaş öncesi dönemde h em de Blitzkrieg'in ilk y ıllarında Alman Panzer birliklerinin " babas ı" olarak ya n s ıtı yo rdu an cak Zırhlı Birlikler Gene l Müfettişi ve Kara Kuvvetleri Kurmay Ba şkanı olarak gerçekleştirildiğ i faa li yetl eri ve Hitler'le arasındaki ili şkiy i ikinci plana a tı yo rdu . Bu ça lı şma l ar, G ud eri a n ' ın Nazi rejimindeki rolü ve muharebe alanlarındaki başarıları çerçevesinde ya pıl a n tarihsel t a rtı ş mal a rın teme lini teşkil e ttiğ i gibi kendi sinin olaylara bakış aç ı s ını da hala gündemde tutmaktadır.

Guderian'ın, Şöva lye

Haçı 'y la taltif edildiği 27 Ekim 1939 tarihi nden son ra çeki len bir fotoğrafı. Kendisi, Polonya seferinin gerçekleştirildiği o tarihlerde XIX. Kolordu'ya kom uta ediyordu .

(IWM, HU 2410)

GENÇLİK YILLARI Heinz Wilh elm Guderian 17 Haziran 1888 tarihinde Vistula Nelui'nin kı yıs ında bulunan ve Birinci Dünya Savaşı'nın a rdından Polonya t arafından ilh ak edilen Doğu Prusya kenti Kulm'da dünyaya geldi. Guderian'ın sülales i (hem anne h em de baba tarafı ) top rak sahibi ve asker kökenli in sa nlardı. G ud er ian ' ın doğ­ duğu tarihte ba bası Friedrich, Alman Ordusu'nda Üsteğmen rütbesinde bulunuyordu (Da ha sonra Piyade Korgenerali o la ca ktı ). Bu durum Heinz ve kardeşi üze rinde bir h ayli etkili oldu. Genç Heinz 13 yaşın a bastığında subay o lm aya karar verm i şt i bile. Alsace'ın Colmar kentinde bir sü re eğ itim a lma s ının ardından kardeşi Fritz ile beraber 1 Nisan 1901 tarihinde Baden bölgesindeki Karlsruhe'de bulunan ve müstakbel subayların ha zırlık okulu o lan askerı okula gitti. 1 Ş ubat 1903'te Berlin yakın l arındaki Gross-Lic hterfelde'de bu lun an merkezı aske ri oku la aktarı l an Guder ian, Şubat 1907'de mezun olu p 28 Ş ub at 1907'de derhal 5

Fahnenjunker (subay adayı) olarak

Hitler, 5 Eylül 1939 tarihinde Plevno yakın lannda konuşlu

bulunan Guderian'ın XIX. Kolordusu'nun (mot.) karargahına sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. İkili birlikte önce Graudenz'e, ardından Guderian'ın

memleketi Kulm'a gitti . Bu, Hitler'in yıllar sonra bile aklından çıkmayan bir ziyaret oldu . (IWM , HU 75349)

6

Bitche ve Alsace'da konuşlu lO' uncu Avcı Taburu ' na atandı. Tesadüf müdür bilinmez ancak burası, aynı zamanda Heinz'ın babasının da Aralık 1908'e kadar görevli olduğu birlikti. Bu da H ei n z'ın kariyerinin ilk dönemleri açısında n o lumlu bir etki ya ratt ı. 1907 yı lının 10 Nisan ve 14 Aralık tarihleri arasında Metz'deki Kriegsschııle'de (Harp Okulu) aldığı zorunlu eğitimin ardından 27 Ocak 1908'de Teğmen rütbesine kavuştu; kıdem başlangıç tarihi olarak da 22 Haziran 1906 tarihi düşüldü. 1 Ekim 1909'da lO'uncu Avcı Taburu'yla birlikte Goslar'a gönder ildi. 3 yı l sonra, yani 1 Ekim 1912'de Cob lenz'deki 3'üncü TelgrafTaburu'na aktarıldı. Bu atama ve akabinde 1 Ekim 1913'de Berlin'deki Kriegsakaderıı ie'ye (Harp Akademisi) gitmesi, Guder ian 'a tek nik bir altyapı sağ laya cak ve aske rı kariyerini derinden etkileyecekti. 1 Ekim 1913'te bir tabip generalin kızı olan Margarete Goerne il e hayat ını birleştirdi. Bu evlilikten iki ev latları oldu. Hein z Gunter 23 Ağus­ tos 1914'te doğarken Kurt ise 17 Eylül 1917'de dünyaya geldi. Ağustos 1914'te Birinci Dünya Savaşı'nın pat lak ve rm esiyle bir likte Guder ian, Ağustos 1914 3. Funk İ stasyonu'n un (büyük radyo istasyonu) komutanı ve S'inci Süvari Tümen i' nin Kıta Muhabere Subay ı o lu p Batı Cep hesi'nde görevlendirildi. Bu görevlerini 4 Ekim tarihine kadar devam ett irecek ve ardından 13. Funk İ stasyo nu 'n un komutasını eline alıp 4'üncü Ordu'nun Kıta Muhabere Subayı o l acak tı. 8 Kasım'da Üsteğmen rütbesine terfi etti. Üsteğmen olarak Mayıs 1915'ten Ocak 1916'ya kadar 4'üncü Ordu'nun muhabere-istihbarat kolundan so rumlu ya rdım c ı subay o larak görev yaptı. 27 Ocak 1916 tarihind e aktarı ldı ğ ı S'inci Ordu'nun karargahında da aynı görevi üstlendi. Bu süreçte Verdun'da yaşad ı ğı muharebe tecrübesinin ardından 18 Temmuz'da bir ke re daha 4'üncü Ordu'da görevlend irildi. Guderian 15 Kasım 1915'te Yüzba ş ı rütbesine terfi etti. 3 Nisan 1917'de Levazım Subayı olduğunda G ud erian' ın kariyerinin yönü deği ş ti. İlk o larak 4'üncü Piyade Tümeni'nde, ardından Nisan'dan Mayıs'a kada r l'inci Ordu'da, Mayıs'tan Haziran'a kadar Aisne Muharebesi es n as ınd a 52'nci İhtiyat Tümeni'nde ve son olarak Haziran'dan Te mmuz'a kadar Muhafız Kolordusu'nda görev yaptı. 1917 yı lının Temmuz ve Ağustos aylarında X. İhtiyat Kolordusu'nda İ stihbarat Subayı o larak görev yaptı. Akabinde 4'üncü Piyade Tümeni'ne gönderi ldi ve 11 Ağustos 1917 tarihine kadar burada ka l dı. Eylül ayına ge lindi ğinde l4' üncü Piyade Alayı'nın 2'nci Tabur'una atandı. C Ordusu'nda Harekat Subay ı o larak görev l e ndiril eceği 24 Ekim 1917'ye kadar bu görevini sürdürdü. Bu süreçte Sedan'da bulunan kurmay lık kursuna gönde rildi. 10 Ocak'tan 8 Şubat 1918 tarihi ne kadar yaklaşık 1 ay süren bu kursun ard ın dan 27 Şubat 1918'de Kara Kuvvetleri Karargahı ' na gönderildi. XXXVIII. İhtiyat Kolordu su'na Leva z ım

Subayı

olarak gönderileceği 23 Mayıs 1918'e kadar burada bulundu. 20 Eylül'de işgal edilen İtalyan topraklarındaki Alman temsilciliğinde Harekat Subayı olarak görev aldı. Savaşın sona ereceği tarihten 3 gün önceye, yani 8 Kasım 1918 tarihine kadar bu görevde bulundu. Guderian , Kasım 1918'de hem arazide hem de değiştirme ve ikmal ordusunda kısa süreli görevlerde bulundu . Ardından Doğu Hududu Güvenliği Merkez Dairesi'ne atandı. Bu görev kendisine Berlin'deki Savunma Bakanlı­ ğı'nın kapısını aralayacaktı. 1919 yılının Ocak ve Ekim ayları arasında Almanya'nın doğu hududunda bulundu. İlk olarak Breslau ve Barensteirı'daki hudut güvenlik karargahlarında, ardından da Riga'daki "Demir" Tümen'in kurmay grubunda görev aldı. 30 Ekim 1919'da 100.000 personelden müteşekkil Reichswehr ordusunun 4.000 kişilik subay sınıfına kabul edildi. İlk ola.rak lO'uncu ReichswehrTugayı'na atanan Guderian 16 Ocak 1920'de lO'uncu Avcı Taburu'nun 3'üncü Bölük'üne atandı. Bu birliği, 1920-21 yıllarında Almanya'nın merkezinde ve batı s ında gerçekleşen protesto ve ayaklanmaları bastırma sürecinde sevk ve idare etti. Mayıs 1920 ile Ocak 1922 tarihleri arasında 20'nci Reichswehr Piyade Alayı'nda ve 17'nci Piyade Alayı'nın 3'üncü Bölük'ünde bölük komutanı olarak görev yaptı. 16 Ocak 1922'de Münih'te bulunan 7'nci (Bavyera) Motorlu Ulaştırma Taburu'na atandı. 1 Nisan 1922'de Berlin'deki Reich Savunma Bakanlığı bünyesinde bulunan Motorlu Ulaştırma Birlikleri Dairesi'ne atanmadan önce bu görevde bir miktar tecrübe edinmiş oldu. Bu daire ordunun motorizasyon kabiliyetinin incelenmesi ve geliştiril­ mesinden sorumluydu. Ancak o tarihlerde zırhlı muharebenin geliştirilmesi Versay Antlaşması gereği yasaklanmış olduğu için bu çalış­ malar daha ziyade birliklerin ve ikmal malzemelerinin motorlu araçlarla taşınması çerçevesinde gerçekleştiriliyordu. Guderian o tarihlerde her ne kadar tıpkı diğer pek çok subay gibi motorizasyon alanında son derece yetersiz bilgi ve beceriye sahip olsa da bir kurmay subay olarak harekat, levazım ve muhabere/istihbarat alanlarındaki tecrübelerinden dolayı bulunduğu mevkiye kusursuz bir şekilde uyum sağladı. Guderian 1 Ekim 1924'e kadar Reich Savunma Bakanlığı'nda görev yaptı. Bu tarihte Stettin'deki 2'nci Tümen'e eğitmen olarak atandı. 1 Ekim 1927'de bir kez daha bakanlığa gönderildi ve bu kez harekat dairesinin ulaştırma biriminde görev aldı. 1 Şubat 1927'de Binbaşı rütbesine terfi eden Guderian 1 Ekim 1928'e kadar bakanlıktaki görevini sürdürdü. Ardından tank taktiklerini öğretmek üzere Berlin'deki Motorlu Ulaş­ tırma Eğitim Birimi'ne gönderildi. 1 Şubat 1930'da mevcut görevinden ve bakanlıktan ayrılıp Yarbay rütbesine terfi ettikten sonra 3'üncü Motorlu Ula ştırma Taburu'nun başına geçti. Guderian, 1 Ekim 1931'de bir kere daha bakanlığa döndü . Bu kez Motorlu Ulaştırma Birlikleri Müfettişi olan Oswald Lutz'un kurmay başkanı olarak görev yapacaktı.

Guderian gülümseyerek poz veriyor. Her ne kadar fotoğraflarda tanıbm

ve kısa videolannda

güleç bir profil çizse de aslında

Guderian sakin ve

güler yüzlü biri olmaktan çok uzakb. Gelgitli ruh hali ve öfke patlamalan yüzünden kendisine "Heinz Brausewetter" lakabı Bir diğer

takılacakb.

deyişle, "Fırbna

Heinz".

{IWM, MH 9404)

7

ASKERi YAŞAMI

Brest-Litovsk şe hrinin Sovyetler Birliği'n e tesliminin şe refine 22 Eylül 1939'da bir geçit töreni düzenlendi. Guderian 'ın sağında duran kişi 20'nci Piyade Tümeni'nin (mat.) komutanı Genera l Viktorin , solundaki kişi ise Sovyet Generali Krivo şayn'dır . (IWM, HU 85899)

Motorlu U l aştı rm a Birlikleri Müfettişliği dairesinin değişimi, bu birimin görevlerinin ne şeki ld e değiştiğini de gözler önüne serm ektedir. Nisan 193l'de bu mevkiye atanan Lutz ilk ba ş larda ya lnızca bir müfetti şse de Motorlu Ulaş­ tırm a Birlikleri Komutanlığı'nın kurulm as ıyl a birlikte 1 Temmuz 1934'de motorlu birliklerin komutanlığına atandı. 15 Ekim 1935'te Almanya'nın yeniden silahlanma seferberliğinin' başlamasıyla birlikte Lutz, Muharebe Motorlu Ulaştırma Birlikle ri ve Ordu Motorizasyonu Müfettişi o larak atanıp Panzer Korgen era li rütbesin e terfi etti. Panzer birliklerinin ilk komutanı olan Lutz, bu görevini 15 Şubat 1936 tarihine kadar sürdtiiece kti. 1 Te mmuz 1934'e kadar müfettişliğin Kurmay Başkanı olarak görev yapan Guderian ise -1 Ekim 1933'te Albay rütbesine te rfi etmişti- bu tarihten 15 Ekim 1935'e kadar Motorlu Ulaştırma Birlikleri Komutanlığı ' nın Kurm ay Ba ş kanlı ğ ı ' nı yaptı. Bu tarihte ise Wurzburg'da yeni teş kil edilen Z'nci Pan zerTümeni'nin komutanlı ğın a a ta ndı. 1 Ağu stos 1936'da Tuğgeneral ve 10 Ş ubat' t a, ya ni bir yıl bile geçm eden Tümgeneral olan Guderian, 4 Şubat 1938'de Panzer birliklerinin komutanlı ğını Lutz'dan devraldı. Böylelikle 1 Nisan tarihinde XVI. Kolordu'nun (ordunun ilk Pan ze r kolordusu) kontrolünü de e lin e almış oldu. 24 Ka s ım 1938'den, yani Panzer Korgenerali rütbesine terfi ettiği tarihin ertesi gününden itibaren tüm zırhlı ve motorize birlikleri kapsayan Sdıne/le Truppen'in (Hızlı Birlikler) Komu tanı s ıfatını taşımaya başladı. Mevkil erin ve atamaların bu denli d eğ i ş m es i Pan ze r birlikl e rinin ka ğ ıt üze rindeki basit bir fikird e n konuşlandırılabilir bir muh arebe birliğin e n e kadar hı z lı bir şe kild e dönüştüğü de gözler ö nün e seri yo r. Lutz'un Motorlu U l aşt ırm a Birlikl e ri ' nin ko muta nı o larak a tanm as ının a rdından 1 Ekim 1934'te iki Panzer alayından müteşe kkil l 'inci Pan zer Tugayı Almanya'da g izlice teş kil edildi. Bu birlik ilk aşamada daha ziya d e ka ğ ıt ü stünde var olan bir birlikti. Bir y ıl sonra , yani 15 Ekim 1935'te (Pan ze r birliğinin res mi kurulu ş t arihi) h e r birinde bir Pan zer alayı bulunan ilk ü ç Panzer tümeni meyd an a getirildi. Bu aşamada Panzer birliklerinin komutanı ya lnı zca tanklardan soru mlu yken Hı z lı Birliklerin Komuta nı , Panzer tümenlerini te ş kil eden tüm birliklerin sorumluluğunu elinde bulunduruyo rdu . Bunun içinde motori ze piyade birlikleri, toplar, tanksava r, keş if ve hatta süva ri birlikleriyl e okullar ve ikmal birlikl eri bulunuyordu. XVI. Ko lord u ' nun kurulması da Panzer b i rlikl e ri / Hı zlı Birlikler ko mut a nının so rumlulukların a bir ye ni sini ek ledi. Her iki mevk iyi de elinde bulunduran ve ilk ba ş l a rda da ha ziyade teorik eğitim ve birlik o rga ni zasyonuna yoğu nl aşa n G ud e ri a n'a bir süre so nra ye ni teşk il edile n bu üç Panze r tüm en inin doğrudan ope rasyone l komutas ı teslim edildi . Bu 1

Alnıan ya ' nın

olara k du ğu

8

Vc rsay

A ntla ş ma s ı ' nı

tanım a dı ğ ı , o rdu !ı tınu

res mi

yen iden kur-

sürecin ba ş l a n g ı c ı . (Ç.N.)

tümenler daha sonra "Motorize" Kolordu ismiyle yeniden teşkil edilecekti. Panzer birlikleri, ilk sınavına 10 Mart 1938 tarihinde tabi tutuldu. Avusturya'nın ilhakı 2 es nasında 2'nci Panzer Tümeni, XVJ. Kolordu'nun komutası altında Alman birliklerinin öncü unsurunu oluşturdu. Guderian tarafından komuta edilen 2'nci Panzer Tümeni arızalar ve kazalardan dolayı 30 tank kaybetmesine rağmen 2 gün içinde 690 km'lik bir mesafe kat ederek beklenenden çok daha büyük bir başarı elde etti. Guderian, 2 Ekim 1938'de Südetler bölgesinin kansı z bir şekilde ele geçirilmesi sürecinde' de birliğinin başındaydı ancak bu kez daha yavaş hareket etmeyi tercih etti. Polonya seferi için Alman Ordusu'nda ilan edilen seferberlikten sonra Guderian 26 Ağustos 1939'da hem Hızlı Birlikler'in hem de XVI. Kolordu'nun komutanlığından ayrı l arak yeni kurulan ve bir Panzer, iki de motorize piyade tümeninden meydana gelen XIX. Kolordu'nun (mot.) komutasını üstlendi. Guderian'ın sevk ve idaresi a l tındaki kolordu Eylül ayının sonuna kadar Polonya seferinde görev aldı ve akabinde istirahat ve yenilenme amacıyla Almanya 'ya çekildi. Polonya seferindeki hizmet lerinden dolayı Guderian 27 Ekim 1939 tarihinde Şövalye Ha çı' yla taltif edildi. Böylece Birinci Dünya Savaşı'nda almış olduğu 1. ve 2. Sınıf Demir Haç nişanlarını bir üst kademeye yükse l tmi ş oldu. XIX. Kolordu (mot.) Şubat 1940'ta yeniden teşkil edildi. Artık üç Panzer tüm eninden meydana gelen kolordu bundan böyl e "von Kleist" Panzer Grubu'nun bünyesinde h izmet verecek ve diğer iki Panzer tümen ini bünyesinde bulunduran Hermann Hoth'un XV. Kolordusu'yla birlikte hareket edecekti. Böylelikle "von Kleist" Panzer Grubu, dört hafif tümenin Panzer tümenine dönüştürülmesi ve yeni teşkil edilen bir tümenin daha eklenmesiyle 10 tümene ula şan Alman Panzer kuvvetlerinin yarısını kontrol etmekteydi. Her ne kadar en tecrübeli komutan vasfına sahip olmasa da Guderian'a batı seferinin en önemli görevi verildi. Sedan'da Meuse Nehri'ni geçecek, bir köprüba şı tutacak ve Man ş Denizi'ne doğru batı istikametine ilerleyecekti. 10 Mayı s 1940'ta Ardenler'den hızla ilerleyen Guderian'ın XIX. Kolordu'su (mot.) ayın 13'ünde Meuse'da bir köprübaşı tutmayı başardı. İk i gün so nra ise Man ş Denizi' ne doğru ile rl ey i şe geçip 20 Mayıs'ta hedefine ula ştı. Dunkirk Cebi'nde kı sa süreli ça rpı ş malar yaşayan XIX. Kolordu (mot.) daha sonra cephe hattından çekildi ve Fransa seferinin ikinci aşaması olan Fail Rot (Kırmızı Durum) için yeniden düzenlenmeye ba ş ladı. 1 Haziran 1940'ta "Guderian" Panzer Grubu ismini alarak büyütülen birlik art ı k XXXIX. ve XXXXI. Kolordu'yu (mot.) bünyesinde bu lunduruyordu. G uderian ' ın emrinde şu aşamada dört Panzer, iki de motorize piyade tümeni vardı. 9 Hazi ran 1940'ta Weygand Hattı ' na (Aisne ve Somme nehirleri boyunca uza nan Fransız savunma hattı) taarruza geçen Guderian 2

Almanya ve Avustur ya' nın kans ı z bir şe kild e birleşt i ğ i siyasi o lay. Bu birleşme seçim kisvesi altında olduysa da Nazi re jiminin sü reç önces i ve sü reç boyunca Av u sturya'yı cidd i şek ild e baskı altına aldığı ve ordusuyla gövde gösterisi yaptığ ı bil in mektedir. (Ç.N.)

3

Çekoslovakya'ya ait Südet ler bölgesinin Münih

A ntla şması uyarınca ,

Fransa,

Birleşik Krallık

Guderian'ın Ardenler'den ilerleyen XIX. Kolordu'sunun (mot.) öncü kuweti 1'inci Panzer Tümeni 12 Mayıs 1940'ta, saat 08.00'i gösterirken Sedan'dan önceki son Belçika yerleşimi olan Bouillon'u ele geçirdi. Sedan da birkaç gün içinde ele geçirilecekti ve ardından Guderian'ın karargahı buraya kurulacaktı. Guderian

fotoğrafın çekildiği

anda emir s ubayı Yarbay Riebel ile birlikte Semois Nehri üzerine köprünün kuruluşunu izliyor. (IWM, MH 9405)

ve

İtal ya' nın onayıyl a Almanya'ya b ı rakıldığı siyasi olay. (Ç.N .)

9

hızlı bir şekild e ilerl eyip 17 Haziran 'da İsvi çre sınırın a ula ştı. Ş u aşa m a d a

üç Fra n s ı z o rdusunun geri kala n ve Majino Hattı'nı ku şa tmı ş bulunuyordu. 22 Haziran'da Fransa ve Alma nya aras ında ateşkes antl aş ma s ı im za l a ndı; ayın sonund a "Guderian" Panzer Grubu d ağıtıldı ve kı talar eski birliklerine geri döndü . Heinz Guderian 19 Temmuz 1940'ta Ba tı 'd aki Alman zaferinin a rdından pek çok asker gibi terfi ett i ve Orgeneral rütbesin e yükseltildi. Guderian so nraki birkaç ay boyun ca emri a ltın ­ da ki birli ğ i yeniden teş kil ed ip Fransa sefe rind en dersler ç ı karm a kl a m eşgul o ldu . 16 K as ım 1940'ta XlX. Ko lordu (mot.) büyütü lüp bir kere daha ve bu kez kalı c ı o lara k ye nid e n a d l a ndın l dı. Gude ri a n , ye ni kurulan ve 22 Haziran 1940 tarihli Sovyet seferine ka tılm as ı pl anla nan dört Pan zer grubu ndan biri o lan 2'nci Pa nzer Grubu'nun ko mutanlı ğına a ta ndı. Ho th 'un 3'ün cü Pan ze r Grubu' yla birli kte Merkez Ordu lar Grubu ' na dahil ed ilen 2'nci Pa nze r Grubu , Barbarossa Hareka tı ' nın ilk aşamalarınd a üç ko lordudan meyda na geli yordu . Bu ko lo rdula rın bünyesinde top lamda beş Panzer tüm eni, üç moto rize pi yade tümeni (bun la rdan biri Waften-SS tüm en iydi), bir süvari tümen i ve içlerinde "Grossdeutschland" Piyade Alayı il e "Hernıa nıı Goriııg" Uçaksava r A l ayı'nın da bu l unduğu özel birlikler yer a lı ­ yordu. 2'nci Panzer Grubu , 22 Haziran 'da Sovyet kuvvetlerin e ka rş ı taarruza geçe rek Bug Nehri' nin di ğe r tarafında bir kö prüba şı tutm ayı ba şa rdı. Al t ı gün sonra bir U ğin ö ncü un s url a rı Pripet ba ta kl ı k bö lgesinden geçerek bu kez Berezina Nehri'nde bir kö prübaş ı teş ki l etti. Bu radan tekrar ha rekete geçen Panzer Grubu , Dinyepe r Nehri'ne il erleyip 10-11 Te mmuz'da kendini ka rş ı tarafa attı. Bu süreçte 2' nci ve 3' ün cü Panzer G rup l a rı , Minsk ku şa tm as ını tama mlaya rak 300.000 Sovyet askerini esir a lmı ştı. Bir sonraki hedef Smo lensk'ti. Bu bö lge de Ağu stos' un baş larınd a ele geçirildi. Muh arebenin bitiminden hemen önce G ud e ri a n ' ın ko muta sınd a ki 2' nci Panzer Grubu büyütü lerek " Guderiaıı " Ordu Grubu ismini a ldı. Birlik, geç ici olarak ya pıl a n bu deği ş iklikten sonra 3 Ağu s­ tos'ta es ki statüsüne ge ri dö ndürü lecekti. Smo lensk'teki muharebenin ardın ­ da n 3.200 ta nk ve 3.000'den fazla to pun yanınd a 300.000 Rus as keri da ha es ir a lındı. Tüm bun lar göz ö nünde bu lundurul ara k 17 Temmuz 194l 'de Guderi a n'ın Şöva l ye H aç ı ' n a M eşe Ya prakları ekle ndi. G ud e ri a n'ın kuvvet leri Desna Nehri'n e u l a ştı ğ ı nd a Sovyetler Birli ği ' nin baş ke nti Moskova, 300 km 'den daha yakın bir mesafede bulunuyo rdu . Bu da şe hri n en azınd a n teori de 2' nci Panze r Grubu 'nun avucu nun içinde o ldu ğu a nla mın a geliyordu . Zira birlik, bir buçuk ay gibi bir sürede Sovyet toprakları nda 650 km'den fazla bir mesafe kat e tmi şti. Gelgelelim 2' nci Panze r Grubu 22-23 Ağu s tos 1941 ta rihi nde Hitl er' in ve rdi ği bir emirle güneye yönlendirilip l 'inci Pa nzer Grubu' na kat ıl a rak Kiev'deki devasa k u şa tm ay ı ta ma mlama kla gö revlendirildi. Gün ey ist ikametinde kat edilen 320 km ' lik mesa fenin a rdın ­ dan 2'n ci Pan ze r Grubu' nun ön cü un s url a rı Lokhvitsa'da l ' in ci Pa nzer Grubu 'yla temas sağ l ad ı ve Alm an birlikle ri mü şte re ken ku şa tm ay ı ta mam l a dı. Dö rt Sovyet o rdusu k u şa tıldı ve sadece Kiev'de vuku bulan muha rebe Sovyet un surla rını

Gud e ri a n 'ın M ayıs- H azi ran

1940 ta rihleri a ra sınd a Bab seferi sü reci nd eyken SdKfz 251/6 model yan brb llı ko muta a raonın içi nde çekilen bilindik bi r foto ğ rafı . Araç, XIX. Kolordu (mot.) k a rarg a hın a bağ lı 80'in ci Motorize Muhabere Müfrezesi'ne aitti . Bu müfreze ilk b aşta iki ta kımd a n olu ş uyorsa da 1939'u n sonuna d oğ ru dö rt ta kım kuweti ne yükseltildi . Aka bin de 2'nci Panze r Grubu'na ba ğla n an bi rlik, Aralı k 1940 ta ri hind e alay büyüklü ğüne ulaşb .

(IWM, MH 29100)

10

kuvvetlerin e 660.000 asker, 880 tank ve 3.700 topa mal oldu. Ne Guderian'ın ne de 5 Ekim 1941 tarihinde Panzer Grubu'ndan Panzer Ordusu'na yükseltilecek olan birliğinin dinlenmek ve yenilenmek için vakti vardı. 30 Eylül'de Moskova'yı ele geçirmek için gir i şilen Tayfun Harekatı başladı. Harekat Guderian'ın kuvvetleri için bir hayli iyi ba ş ladı. 3 Ekim 'de Orel'e ulaşıp 7 Eylül 'de Bryansk kuşat­ masını tamamladılar. Bu harekatta bir kere daha 660.000 asker, 1.200 tank ve 5 .000'den faz la top ele geçir ildi. İkm al malzemelerinin yetersizli ği, kötü hava şar tl arı ve giderek sertleşen Sovyet direnişi nedeniyle Ekim ayının ortalarında harekata ara verildi. Guderian'ın ilerl eyi ş i 27 Ekim'de bir kere daha ba ş l adı ancak bu kez birlikle r çok daha yavaş ilerliyordu. 29 Ekim'de Tula'ya gerçekleştirilen sürpriz taarruz sonuç vermedi ancak Gude ri an'ın kuvvetleri Kasım ayının ortalarında hala şehrin çevresinde konu ş lu vaziyetteydi ve Sovyet karşı taarru z larını savu şturmakla meşguldü. 2'nci Panzer Ordusu, 18 Kasım 'da Tul a'nın doğu kesimin e nihai taarruzunu ba ş l atıp kar ş ı taarruzlara ve çetin direnişe rağmen Don Nehri'ne kadar ilerlemeyi başardı. Ge lgelelim 2-4 Ara lık tarihlerinde Tula ' nın tamamını ele geç irme teşe bbüsü başarısızlıkla sonuçlandı. Bu, Moskova taarruzunun da başa rı s ı zlı ğa uğradığı anlam ın a geliyordu . Sovyet kuvvetlerinin Doğu Cephesi'ndeki büyük karş ı taarruzunun ba ş lama s ından hemen önce 4-5 Ekim 1941 tarihinde Guderian 2'nci Panzer Ordusu'nu inisi ya tif kullanmak suretiyle savunma pozisyo nuna geçirdi ve birliğini en ileri mevzil erden, yan i en fazla te hdit a l tında o labilecekle ri noktalardan geri çekti. Guderian, Sovyet karşı taarruzunun ya lnızca ilk safhasında bulundu. Karş ı kar ş ı ya ka ldığı kritik durumun ardından oynak bir savunma stratejisi izleyip ileri mevzilerden geri çekildi. Bu hamlesi Hitler'in hiç hoşuna gitmedi ve Guderian 26 Aralık 1941 tarihinde 2'nci Panzer Ordusu'nun komutanlığından a lındı. İhti yata çekil en Guderian'ın kariyeri sonraki aylar boyunca neredeyse dibi gö rdü . Doi'.,'1.1 Cephesi ve Kuzey Afrika'daki gelişme l erden dolayı aktif göreve çağırılmayan Guderian 16 Ocak 1942'de Berlin'de konuşlu o lan ihtiyat kolordusun kurmay heyetine atandı. Ne var ki Alman Ordusu'nun Stalingrad'da yaşadığı fe laketin ardından bir kez daha akıllara geldi ancak hala arazi komutanı o larak dü ş ünülmü yo rdu. Nihayet 28 Şubat 1943 tarihinde Z ırhlı Birlikler Genel Müfettişi o larak atandı. Her ne kadar 1935 yılındaki görevine geri dönmüş gibi görünse de aslında durum çok daha farklıydı. Şu aşamada Panzer birlikleri son derece kötü durumda olduğundan genel bir düzenl emeye ihtiyaç vardı. Bu sebeple Guderian neredeyse eş i benzeri görülmemiş yetkilerle donatılarak gö reve ba ş ladı. Karşı çıktığı Temmuz 1943 tarihli Kursk taarruzuna katılmayan Guderian'ın ası l görevi 1943'ün ikin ci yarısı ve 1944'ün ilk yarıs ı boyunca Batı'daki Müttefik kuvvetle rin e karş ı kullanılma s ı plan lanan Panzer birliklerinin genel o larak yeniden düzenlenm es iydi. Guderian, 20 Temmuz 1944 tarihinde Hitler'e karş ı ya pılan suika st gir i ş iminden çok kısa bir süre sonra Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı o ldu . Böyle likl e bir yandan Panzer

Heinz

Guderian'ın

Barbarossa Harekab esnasında çekilmiş

bir 19 Temmuz 1940 tarihinde Orgeneral rütbesine terfi eden Guderian , kendisine 17 Temmuz 1941'de verilen Meşe Yaprağı ilaveli Şövalye Haçı'nı takarken görülüyor. Bu dönem, Guderian 'ın kariyerinin zirvesiydi. (IWM, AP 30928) fotoğrafı.

11

Guderian ve kurmay heyeti Tayfun Harekatı'nın baş la ngıç aşamasını

gözle mliyor.

Moskova'nın

za p tı nın hedeflendiği

Birlikleri Genel Müfettişliği görevini yürütürken bir yandan da Doğu Cephesi'nde gerçekleşen savaşın idaresine doğrudan katılan bir aktör haline geldi. Yeni görevine başlayan Guderian, Doğu 'daki Alman Ordusu'nun en karanlık saatlerini idare etmek zorundaydı. 22 Haziran 1944 tarihinde başlayan Sovyet taarruzu Merkez Ordular Gurubu ' nun imhasıyla sonuç l andı. 25 Ağustos'ta Romanya'nın, 9 Eylül 1944'te ise B u lgaristan'ın teslim olması ve taraf değiştirmesiyle Sovyet kuvvetleri Balkanlar'a akmaya başladı. 1944 yı ­ lı nın son l arına doğru ise Kızıl Ordu Doğu Prusya'dan Alman sınırına doğru baskı yapıyor, Varşova ve Budapeş­ te'nin kap ı larını zorluyor ve doğrudan Reich'ın kalbini tehdit ediyordu. "Guderian'ın Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı görevi, Ardenler'deki Müttefik kuvvetlerini rahatlatmak için baş l atılan 17 Ocak 1945 tarihli Kız ıl Ordu taarruzunun ardından sona erdi. 16-20 Şubat tarih lerinde gerçekleştirilen ve akamete uğrayan Alman karşı taarruzunun ardından Sovyet kuvvetleri 28 Mart 1945'te bir taarruz daha gerçekleştirip Pomeranya ile Doğu Prusya topraklarını ele geçirdi. Hitler'le yaşad ı ğı bir tartışmanın ardından azledi len Guderian fiilen görevden ayrılmış oldu. Hala Zırh l ı Birlikler Genel Müfettişi sıfatın ı taşıyorsa da bu tartışmanın ardından Tyrol'daki kurmay heyetine katıldı ve nihayet 10 Mayıs 1945'te Amerikan kuvvetlerine teslim oldu. 16 Haziran 1948'de özgürlüğüne kavuşan ve ardından karısıyl a birlikte Allgai i'deki Schwangau'ya taşınan Heinz Wilhelm Guderian 14 Mayıs 1954'te hayata gözlerini yumdu. Naaşı çok sevdiği Goslar'a defnedildi.

harekat 30 Eylül 1941'de,

saat 06.35'te başladı. Yaklaşık

iki ay sonra Sovyet kuvvetleri karşı taarruza ka lkacak ve nihayetinde Gude rian görevinden a lınacaktı. (IWM, MH 9239)

Başanlı

Bir Yazar

Guder i an'ın

kariyerine mercek tutu lurken, Panzer birliklerinin "babası" yönündeki efsaneyle bir hayli yakından ilişkili olan yazarlık kariyerindeki başarısı, çoğu zaman gözden kaçırılır. Guderian, General Lutz'un tavsiyesinin ardından 1936-37 kışında yazd ı ğı ilk kitap olan "Ac/ıtung - Panzer!"de tank birliklerinin evrimini, tank l arın uygu l ad ı ğı taktikleri ve operasyonel kapasitelerini analiz ediyordu. Konuyla ilgili yazı l mış diğer kitap l arın aksine Guderian'ın ki tabı çok faz la say ı da basılıp dağıtıldı ve Alman ha l kı arasında olduğu kadar yurt dışında da bir hayli bilinir hale geldi. Her ne kadar Guderian'a tanınırl ı k kazandıran çalışma 1943 yıl ı nda "Die Panzerwaffe" ismiyle yeniden yayımlanan bu çalışma olsa da, kendisinin en ünlü eseri 1950 yılında Almanya'da "Bir Askerin Anıları" ismiyle yayımlanan hatıralarıdır. İngilizceye "Panzer Leader" ismiyle tercüme edilip Birleşik Krallık ve ABD'de 1952 yılında raflardaki yerini alan çalışma, Alman generallerin yazdığı hatıratlar arasında en fazla okunan hatırat konumuna yükseldi. Çok geçmeden de farklı dillere tercüme edilip Brezilya, Arjantin, Fransa, İspanya, Finlandiya, Yugoslavya, Polonya, Sovyetler Birliği ve Çin gibi ülkelerde yayımlandı. 1970'1ere gelindiğinde tüm dünyada 180.000'nden fazla satan "Bir Askerin Aıııları" 2003 yılında yalnızca Almanya'da 18'inci baskıya ulaştı. olduğu

KADER SAATİ Panzer Birliklerinin "Babası" Şunu

belirtmek gerekir ki G ud erian'ın Panzer birliklerinin "babası" olarak nam salması tarih yazımının son elli yılda geçirdiği evrimin doğrudan sonucudur. Gud erian'ın 1950 yılında basılıp iki yıl sonra İngilizceye tercüme edilen anıları o dönemde Alman kaynaklarına erişilemediği için Alman zırhlı birliklerinin kuruluşuna ve gelişimine ilişkin tek kaynaktı. 1935 yılına kadar Alman zırhlı birliklerinin kuruluşuna dair faaliyetlerin büyük bir çoğunlu­ ğunun gizli şekilde yürütüldüğünü de göz önünde bulundurmak gerekir. Bu da söz konusu döneme ilişkin Panzer Birlikleri'yle ilgili çok az bilgiye sahip o lm am ı za neden olmaktad ır. Dolayısıyla G uderian'ın anılarının Panzer Birlikleri'nin gelişimine ilişkin temel kaynak olarak a lınması, bu birliklerin "babası" olduğu hususundaki efsaneyi bir hayli körükledi. Kişisel hatıralar ve anımsama lard an oluşup Guderian'ın kaçınılmaz bir şekilde kendini merkeze koyduğu bu çalışma (Guderian, hatıralarında Panzer Birlikleri'nin ilk dönemlerinde oynad ı ğı rolü abartmıştır) tarihi bir kaynak haline geldi ancak gerçek kayıtların ortaya çıkma sı ve incelenmesi neticesinde Guderian efsanesi ve Alman zı rhlı birliklerin kuruluşunda öncü rol oynad ı ğına ilişkin iddialar tarihçiler tarafından e leştirilm eye başlandı. Ocak 1922'de Binbaşı Lutz tarafından komuta edilen Motorlu Ulaştırma Taburu'na atandığında (Nisan ayında da Motorlu U l aştırma Birlikleri Taburu'na atanacaktı) Guderian'ın motorizasyona ya da zırhlı muharebeye dair teknik bir eğitimi ya da bilgisi yoktu. Öte yandan Reichswehr'deki diğer subaylar söz konusu meselenin teknik kısmına hakim olup uygulamada yeterli ydi ler. 1918'de bir tank birliğ ind e görev yapmış olan Teğmen Ernst Volckheim 1923'te Motorlu Ulaştırma Birlikleri Taburu'na atanıp 2 yıl sonra Doberitz'deki piyade okulunda zırh lı ve motorize taktikler eğitmeni old u. 1923 ve 1924 yıll arında z ı rhlı muharebeye dair Die deutsche Kampfwagen in Weltkrieg ve Der Kampfwagen in der heutigen Kriegfııhrung ("Cihan Harbi'nde Alman Muharebe Tankları" ve "Modern Savaşta Tanklar") isminde iki kitap yay ımladı. Buna ilaveten yarı resmi ordu bülteni Militar-Wochenblatt'ta (Hafta lık Askeri Mecm ua) iki düzine makale yazdı. Öte yandan Guder ian daha fazla tecrübeye sahip o lmasına rağmen doğrudan kendi ismiyle 5 ya da 6 kadar makale yazm ı ş bulunuyordu. İl erl eyen zamanlarda Binbaşı von Brauchitsch (kendisi daha sonra ordu b aşkomutanı olacaktı) Guderian'a motorize birlikler ve hava desteği­ nin işbirliğini temel alan bir harp tatbikatını idare etme görevi verdi. Bunun ardından 2'nci Piyade Tümeni'nin kurmay heyetine taktik ve harp tarihi dersleri vermesi ise üstlerinin Guderian'ın becer ilerine güvendiğini göstermekteydi. Özellikl e de o dönemdeki komutanı­ nın bu alanın öncülerinden olan Motorlu Ulaştırma Birlikleri eski müfettişi General Erich von Tschischwitz

Guderian, 1934'ün başlannda Panzer I tanklanndan oluşan yeni bir Panzer birliğiyle Hitler'in huzurunda bir geçit töreni gerçekleştiriyor. Hitler'in o anlarda "İşte benim de istediğim tam olarak buydu" dediği söylenir. Çok geçmeden, 15 Ekim 1935'te ilk üç Panzer tümeni teşkil edilmişti. (Carla Pecchi)

-~

~.:. LJ " ·

-:t---0-

·:J

~ 13

Versay Antlaşma sı ' nın getirdiği sınırlam a lardan dolayı zırhlı muharebe araçtan üretemeyen Almanya, çareyi her türlü araon üstüne yerleştirilebilecek

"Attra ppe"lerde, bir diğer deyişle tank şeklindeki ahşap yapılarda buldu. Fotoğrafta dikkat çeken bir d i ğer detay da askeri üniformalarla i ş kıyafetlerinin bi rlikte kullanılmasıdır.

(Nik Cornish, WH 999)

14

o l ması da ö nem li bir d etaydır. Tüm bunlara rağ m en Guderian'ın gerçek bir t a nkı idare etti ği ilk tarih 1929'du . İ sveç'e düzenledikleri bir askeri seya hat sırasında yaşad ı ğı bu tecrübe ö n e mlidir; zira öğrenme tutkusu ve m eseleye dair doğuştan gelen içgüdüsü üstlerinin dikkatini çekti ve kariyeri bu yolda ba şa rılı bir şek ild e ilerle m eye başladı. Berlin'deki Motorlu U l a şt ı rma Eği tim Dairesi'ne atandıktan sonra Spandau 'daki 9'uncu Piyade A l ayı'nın 3'ü n cü Taburu il e ge rçekl eştirdi ği bir dizi ba şa rıl ı man evra da G ud e r i a n ' ın kari ye rine o lumlu etki yaptı. "Attrappe" ya d a bir diğe r d ey i ş l e araba ların ve motosikletlerin üzerine ye rl eş t i ril e n ahşap­ t an ta nk şe kill er i il e manev ra lar ve talimler icra edildi. Pan ze rlerin münferit o la rak h a reketl e ri il e takım, bölük ya hut tabur kuvvetindeki ko nu ş l andırıl­ maları in celendi. Ekim 1926'da ta nklara ve m o torizasyo na son derece il gili biri o lan Albay Alfred von Vo ll ard Bockelberg, Motorlu U la ştırm a Birlikleri Müfett i ş i o larak atandı ve o zaman lar resmi olarak " ta rım traktö rleri " olarak ad l andırı l an Panzer I ve 11 , 1932-33 yıllarında Ordu Silah Dairesi Baş kanı s ıfatıyl a onun so rum l uluğunda ge li ş tir il di. Bockelberg'in kurmay s ubayl ı ğ ını yapan Albay Oswa ld Lutz ise bu görevi Bockelbe rg' in ha lefi o lan Gen eral Otto von Stülpnagel için de sürdürecekti. Tank muharebelerine pek de ilgisi olmayan Stülpnager, Guderian ' ın ça lı ş malarını duyduktan sonra alay kuvvetinin üzerindeki birlikler için teorik ça lı şm a ları yasakl adı. Çünkü kendisi Panzer tüm enle rinin bir üto pya olduğunu düşünüyordu . Ne var ki 1929 y ılının güz m evsiminde Lutz, Gud eri a n' la bir kere daha irtibata geçerek ondan Motorlu Ulaşt ı rm a Taburu' nun komuta sını üstle nmesini istedi. 1 N isan 1931 tarihinde ise Stülpnagel'in yerin e müfe tiş o larak atanınca, G uderian 'dan kendisinin kurmay başkanı o lm as ını istedi. 1 Ekim ta rihine kadar s ürdüreceği görevde G ud e ri a n ' ın Lutz ile arasmda nas ıl bir ili şki oldu ğunu tanımlamak ve anlamak bir h ayli güçtür (Ş u da il ave ed ilm elidir ki Gude ri an, Achtııng-Panzer! isim li ça lı ş ma sını Lutz' un tavsiyesi üzerine yaz mı ştır.) çünkü G uder ian, anı l arında "akıl h ocası " o larak tanımla­ yacağı birine pek de yer verm edi. An ca k hiç ş üph es i z ara larında başarı l ı bir i ş­ birliği vard ı ve bu i şbirli ği Hit ler' in ikt idara yükselme ve Almanya'nm yeniden sila hl a nma sefe rberliği n e giri şt iği kritik yıllara d eğin başarıl ı bir şekild e deva m etti. Motorlu U l aştırm a Birlikleri Ko mutanlı ğ ı bünyesinde bilhassa Wa lther Nehring ve Hermann Breith gibi becerikli ve meşhur Panzer s ubayl a rının var o l duğu göz önüne a lınırsa bu dönemde kimin ne yap tı ğına dair net bir şey söyleyeb ilm ek oldukça güçtür. Ancak şu kesin olarak söylenebilir ki Panzer birlik ler i aras ınd a kullanılan so n derece etk ili iletişim sistem ini ge li ştiren kişi eski bir muh abere s ubay ı o lan Guder i an'd ı. Her ne kadar bir tak ım becerilere, potansiyele, lide rlik öze llikl erine ve öğren m e arzusu n a sah ip o lsa da G ud e ri an' ın Panzerlerin ge li ş tirilm es i

konusunda ilk ya da en öncü ki şi o lduğunu söylemek pek mümkün d eğil ­ dir. Öte ya nd an Panzer Birlikleri'nin ge li ştirildi ği kritik süreçte son derece önemli bir rol oy nadı ğını da belirtmek gereki r. Zırhlı muharebeye ilgi duya n her rütbeden çok sayıda Alm an subay ının Panzer birli klerini kurm aya karş ı bir eğ ilimi oldu ğu ve d ol ayı sıyl a G ud erian ' ın da gerçek süreçte kilit ki ş i olm a dı ğ ı gerçeği bir kenara bırakılır s a , ilk Panzer birliklerinin kurulu ş u uzun ve karmaş ık bir sürecin ilk a dımı ydı. Muharebe taktiklerinden operasyonel manevral ara kadar bu birliklerin n as ıl konu şlandırılacağın a ili ş kin büyük bir bilinmezlik söz konu suydu. Bunun yanında teknik problemler de mevcuttu. Muh arebe tankl arının hı z lı ge li şimi ile üretim ve talep ara s ındaki boş luk ciddi bir sorun te ş kil ediyo rdu . Mart 1938'e kadar Panzer Birlikleri 'nin yaşadığı tek gerçe k muharebe tecrübesi kı sm en dahil olunan İ s p a nyo l İç Savaşı' ydı. Birlik person eli , 1936'dan 1939'a kadar İ spanya'da konu ş lu bulunan Panzer Taburu 'nd a d önü ş ümlü olarak görev a l dı. Her n e kadar birlik personeli taktik seviyede bir miktar tecrübe edindiyse de Panzer BirHkleri 'nin ge nel teş kilatlanma s ı ve doktrinleri konusunda hala ciddi sevi yede bir be lirsizlik mevcuttu. 1937 y ılınd a Panzer Birlikleri' nin büyütülmes i hususundaki ilk a dım a tılıp bir di zi yeni tank taburu ve a l ayı teş kil edi ldi. Bunun ya nınd a dö rt pi yade tümeni de tam anl amıyla m otorize birlik haline getirildi. Ya pıl a n bu ham lelerin ya nınd a Fra ns ız l a rın "hafif mekani ze tümen" sistemi örn ek alın a ra k süvari ve z ırhlı birliklerd en meydana ge len "hafif " tümenlerin kuru l m as ın a da kara r verildi. Alın a n bu kararlar Pan zer Birlikl eri ' ni , z ırhlı birliklerin bir arada tutul m as ı t a ra ftarı olan Lutz ve Gud e ri a n ' ın tasavvur e tti ğind e n çok daha farklı bir no ktaya sürüklüyordu. Lutz ve G u de rian ' ın bu dü şün ces ini uygu l a m ayı b aşa rdı ğ ı az s ayıd a ki Pa nze r tümeni ise gelece kte muh arebe a l a nl a rınd a ciddi bir fa rk ya ra t aca ktı. Bu durum h er iki taraf için birta kım aş ırılıkl a rın d oğ masına yo l a çtı. Lutz ve Guderi an 480 ya da daha fa zla s a yıda tanktan müteşe kkil "tank ağırlıklı " Panzer tüm en leri kuru l ma s ını istiyordu . Bu da iki Panzer a layından müteşe kkil bir Panzer tümeninin ve 1935 y ılınd a 560 hafi f tanktan o luşa n gerçek bir tank birliğinin teş kil edilm esini s ağladı. Gelge lelim atıl a n bu a dım , dü ş man tank l a rın a ve tanksavar topl a rına göğü s gerecek

Schützen ya da di ğe r bir deyiş le motorize piya de bi r liğ i mensu bu bir asker SdKfz 251/A model ya n tı rtı llı araçta n in erken gö rü lüyo r. 1937 yı lın d a gelişti rilen bu araçlar tam da G u de ri an'ın isted i ği gibi piyadeleri n Panzerlere yetişmesine olanak ta nıyor ve muharebe a lanına güvenli bir ş ekilde ula ş malannı sağlı yordu.

(Nik Cornish, WH 312)

15

Panzer IV tankı savaşın son yıllannda Panzer birliklerinin ana muharebe tankıydı. Her ne kadar Guderian 1943 yılında Panter tanklannın

üretimine odaklanılması için Panzer IV tankının üretimini durdurmak istediyse de Panzer IV'ler 1945 yılının başlanna kadar üretilmeye devanı etti. Fotoğrafta 194344 yıllannda Doğu Cephesi'nde ilerlemekte olan Panzer IV Ausf. Gs tanklanndan oluşan bir zırhlı kol görülmektedir. (Nik Cornish, WH 767)

16

orta sınıf tanklar olmadan gerçek bir çözüm sayılmazdı. Panzer Birlikleri muharebelere henüz hazır değildi. Bu durum göz önünde bulundurularak 1935 yılında ilk Alman orta sın ıf tankı olan Panzer Ill'ün üretimine başlandı. Ancak bu tanklarda da problemler eksik o lmuyordu. Guderian bu tankların 37 mm'lik değil 50 mm'lik toplarla teçhiz ed ilmesini istiyordu ancak o dönemde bu çapta bir top henüz üret ilm em i şti ve 1940 yılma kadar da üretilemeyecekti. Barbarossa Harekatı'nda bile birlikler hala eski tip 37mm'lik toplarla teçhiz edilmiş tankları kullanıyordu . Panzer Birlikleri'nin, üretim kapasitesinin yeterli olmamasından kaynaklanan yeniden teşkil sorun u , Guderian' ın 1938'in başında Müfettişlik görevini Lutz'dan devralıp XVI. Kolordu'nun başına geçmesiyle aşı l dı. Aynı yı l iki yeni Panzer tümeni daha kuruldu. 1939'un başlarında ise başka bir tüm enin nüvesi teşkil edi ldi ; Yeni Panzer ili ve IV' lerin sınırlı sayıdaki mevcudiyetlerinden dolayı Panzer Birlikleri'nin yeniden teşkil edilm esi ancak bu dönemde mümkün o labildi. Ağustos 1939'da bir Panzer tümeninin tank say ı sı yak la şık o larak 310'du. Bu da F ransız ve İn ­ gilizlerin "tank ağırlıklı" zır hlı birliklerine kıyasla dengeli say ılırdı. Ancak Guderian'ın da ilk elden gözlemlediği gibi yap ıla cak daha çok iş vardı. Arazideki ilk büyük ö lçekli tecrübe olan Mart 1938'deki Avustuya'nın ilhakı sı­ rasında iki durum ortaya çıktı. Birincisi iki günde 700 km gibi bir mesafeyi kat eden Panzer tümenleri Birinci Dünya Savaşı'ndaki durağanlığın aksine muharebe alanlarına yeniden hareket getirecekti. İkinci o larak ise mekanik sorunlarda n dolayı tankların yaklaşık%30'un un kaybedilmesi tankların henüz muharebeye hazır olmad ı ğını gösteriyordu . Bu problemin çözümü ise basit gibi görünüyordu. Tank bakım-onarım birlikleri kurulup bunlar her bir tank tümenine eklendi. Buna ilaveten çabuk ve etkili b ir tank onarım programının yanında arıza ve çarpışma l ar­ dan dolayı bir miktar tankın kaybını tolere edecek bir muharebe taktiği de geliştir ildi. Bu esnada Guderian , Kasım ayında hiç de tesadüf o lmayan bir biçimde başka bir göreve getirildi. Artık Müfettiş sıfatıy la ya lnı zca Panzer birliklerinin değil ordudaki mekanize ve motorize birliklerin büyük çoğun­ luğunun eğitimini, personel alımın ı , taktiğini ve tekniğini denetleyecekti. Tanklardan, piyadelerden, toplardan, keşif birliklerinden ve tanksavar birliklerinden oluşan, tek başına muharebe edip fırsatlardan başka birliklerin desteği olmaksızın faydalanabilen yeni bir Panzer tümeni artık hayal değildi. Ancak savaşın pat lak verdiği Eylül 1939 itibariyle "Hızlı Birlikler" Nehring'in de belirttiği gibi muharebede teste tabi tutulması ve geliştirilmesi gereken deneysel birliklerden meydana geliyordu.

Yeni Bir Muharebe Şekli Alman Ordusu'nun seferberliği baş­ ladığında kendisin e geçici olarak Pomeranya "kale kara rgahı" o larak adlandırılan XIX. Kolordu'nun komutasının verildiğin i öğrenen Guderian küpl ere bindi. Her ne kadar ihtiyat kolordusu gibi görünse de aslında bu, Polonya'ya yapılmas ı planlanan taarruz için yeni teşkil edilen motorize bir kolorduydu (1942 yı­ lına kadar hem motori ze hem de mekanize kolordular ya lnı zca "Kolordu (motorlu)" şekUnde ifade ed iliyordu). Komut as ı alhnda ya lnı zca bir Panzer tümeni ve iki motorize piyade tümeni bulunan ve Danzig' in hemen önüne, yani kuzeye konuşlandı­ rılan Guderian'ın ö nünde s ınırlı say ıda hedef bulunuyordu . Kendi birliği için düşünülen şey daha ziyade gerçek bir muharebe a l anında değerli tecrübeler ka za nma s ı ydı. Seferin henü z bu erken sa fhalarında bile geçm i ş tecrübeleri çoğunlukla ka rargah görevlerinden oluşan Guder ian, kendi gibi benzer geçmişe sa hip diğer Alm an generallerin çok ötesinde bir sa ldırganlık sergiledi. Alman genera ll erin durumu ilkelden değerlendirip ona göre h areket etm eleri için cephe hattında bulunma larını gerektiren "cepheden komuta" kavramını uygulaya rak daima hareket halinde o ldu. Çoğu nlukla ö ncü kuvvetlerin çetin muharebeler verd iğ i nokta larda bulunan Guderian, taarruzun "siklet merkezini" (Schweıpunkt) bizzat belirliyo r ve askerlerini motive ed iyordu. Romme l gibi karargahlarıyla irtibatı s ık s ık kopan di ğe r generaller in aksin e Guderian, telsiz sistemiyle teçhiz edilen komuta a racı yl a sürekli hareket halinde bulunarak mod ern ileti ş im siste minin tüm nim etler inden fa ydal a nı yord u . Böylelikle kolordu karargahıyl a irtibatı daimi olarak sürdü .

Plevno, Polonya, 5 Eylül 1939 . Guderian , çok sayıda asker ve su bayın önünde Hitler'e mevcut durumu izah ediyor. İkisinin arasında görülen kişi Hitler'in ba ş yaveri Albay Rudolf Schmundt'tur. Hitler'i n arkasında ise Himmler görülüyor. (IWM, HU 75351) Alman askerleri Polo nya seferi nin ardından Kızıl Ordu mensubu bir askerle so hbet ediyor, Eylül 1939. Bu tarihte Almanya ve Sovyetler Birliği ortak düşmanlanna karşı birlikte hareket etmişti. Bunun yanı n da Panzer birliklerinin ilk dönemlerdeki ge lişmelerine Sovyetler Birliği'nin yaptığı katkı

kayda değerdir. Bilhassa da Almanlann daha sonralan "Kama" olarak adlandıracağı Kazan'daki Sovyet eğitim arazileri bu amaca hizmet etmi şti . (IWM, HU 5505)

17

Meuse'da Hatlann Yanlmas1, May1s 1940 ~

" lc,J •



+. Aımanllerley!şi + Fransıı:ilftley\$1

~© ,-1

Avesne~ - -



XX

f

Solre ,

Frıınsıdarın ~ ç6l!i$1

........

~'ınMeuwNeM·nde

BELÇiKA

tutt "l)ukllprilbaı,ı.UMay,$

;:-: !:v:~:e:•ııMıZ

ı

......... Llessies

-•

mevzı ıe.ı

\

1

-- •

17 Mayı, ~ıo.,;y!ePan«'I' t ılmenlerilç1nçiılle-nen

uzık tıat

1.

Guderian'ın

12

Mayıs'ın

geç saatlerinde Sedan'da

2.

Meuse Nehri'ne ulaştı . 13 Mayıs: Meuse Nehri geçildi ve nehrin tutuldu .

3.

14

Mayıs:

köprü başı

8.

XIX. Kolordu'su (mat.) Ardenler'in geride

bırakılmasının ardından

ChE!mery'den gelen genişletildi.

Fransız karşı

bir

köprübaşı

taarruzlanna

rağmen

Guderian, l0'uncu Panzer Tümeni'ni

sürdürdü. 13

Mayıs'ta

Meuse'a

ulaşan 6'ncı

Panzer Tümeni

(Reinhardt'ın

XXXXI. Kolordu"suna (mot.) bağlı) Montherme'de bir köp r übaşı tuttu ve 15 Mayıs itibariyle batı istikametinde ilerlemeye devam 5. 6.

7.

18

etti. XXXXI. Kolordu'ya (mot.) bağlı 8'inci Panzer Tümeni 15 gecesi Meuse'da bir köprü başı tuttu .

Mayıs

6'na Panzer Tümeni Meuse'u aştıktan sonra Montcornet istikametinde ileri atılıp 55 km. yol kat ettikten sonra 15 Mayıs akşamı bölgeye ulaştı . Kleist, 16 Mayıs"ta (saat 16.30'da) bir emir yayınladı ve Panzer tümenlerinin ilerleyeceği en uzak hattı belirledi. Guderian bu hatta 17 Mayıs günü saat 00.45'te ulaşb.

15-16

Mayıs'ya

(alttaki ok işareti). 12-14 geçip bir

karşısında

güney kanadı korumakla görevlendirirken 2'nci ve l'inci Panzer tümenleri 15 Mayıs itibariyle batı istikametindeki ilerleyişlerin i 4.

Guderian'ın

Mayıs

köprübaşı

Montcornet'in

Mayıs'ta

batısına ilerleyişi

Dinant'ta Meuse Nehri'ni

tutan Rommel'in 7'nci Panzer Tümeni, 15

itibariyle Fransız-Belçika hududuna rota çizdi . 16 Mayıs'ta Avesnes istikametinde ilerleyen birlik, gece yansı bölgeye ulaştı (üstteki ok işareti). 9. Kleist'ın emrini dinlemeyen Guderian, emrindeki kuwetlerle zaten geçmiş olduklan "d ur hattı"nın batısına doğru ilerlemeye devam etti. 17 Mayıs , saat 07 .00'da Saint Quentin'in güneyinde Sambre Nehri'ni geçen l'inci Panzer Tümeni nehrin karşı yakasında bir köprübaş1 tuttu (alttaki ok işareti). Aynı esnada XXXXI. Kolordu 'ya bağ lı B'inci Panzer tümeni de Saint Quentin'in ku zeyinde nehri aşarak 17 Mayıs'ta bir başka köprübaşı teşkil etti (ortadaki ok işareti). 17 Mayıs'ın sabahında Rommel'in 7'nci Panzer Tümeni ilerlemeye devam ederek saat 06.00'da Sambre'yi aştı ve yanm saat sonra le Cateau'da üçüncü köprübaşını tutmuş oldu (üstteki ok işareti). 10. De Gaulle'ün 4'üncü Zırhlı Tümeni 17 Mayıs'ın akşamüzeri Montcornet'e bir karş1 taarruz düzenledi. Bir Alman kolunu parçalayıp geçen tümen, 1'inci Panzer Tümeni'ne bağlı tanksavar ve uçaksavar toplan, bakım-onanmdan dönen tanklar ve yakın hava desteğinden oluşan karma bir kuwet sayesinde durduruldu .

Guderian, Avusturya'nın ardından bir kere daha Panzer kuvvetlerinin muharebe alanlarındaki tam kapasitesini ve sınırları nı ilk elden tecrübe etmiş oldu. lO'uncu PanzerTümeni'nin bir kısmıyla desteklenen XIX. Kolordu (mot.) 9 Eylül'de Polonya topraklarının derinliklerinde, Brest-Litovsk'a kadar ilerledi. Guderian'ın XIX. Kolordu'su 10 gün gibi bir sürede 330 km'lik bir mesafe kat etmişti. Kendisi çetin direniş karşısında gerçekleştirilen bu ilerleyişte birlik personelinin ya lnı zca %4'ünü kaybetti ki bu oran Kuzey Ordular Grubu'nun toplam kaybının %40'ına eşitt i. Elbette lo jistik problemler de mevcuttu. Örneğin, 2 Eylül'de XIX. Kolordu'nun (mot.) öncü kolu yakıt ikmalini gerçekl eştiremeyince taarruzu durdurmak zorunda kaldı. Bu durum en öne çıkan eksiklik olsa da konuşlandırılan 350 Panzer'den yalnızca 6-8 kadarın ın kaybedilmesi bu araçların hakikatte ne kadar belirleyici savaş gereçleri olduğunu da ortaya koyuyordu . Ateş gücünün başarılı şekilde tatbik ed ildi ğ i bu ilk tecrübenin ardından birlikler yeniden teşkil edildi. 1939-40 yıllarında dört adet hafif tümen Panzer tümenine dönüştürüldü. Panzer tümenlerinin bünyesinde de birlikler bölük ve takım seviyelerinde yen iden düzen lend i ve doktrinler gözden geçirildi. Tüm bu süreçte Guderian'ın oynadığı rolü görebilmek mümkündür. Fail Gelb (Sarı Durum) adıyla bilinen Batı cephesindeki taarruz planının hazırlanma aşamasındaki müdahaleleri, G ud erian 'ın 1939-40 yıllarında oynadığı rolün önemini ortaya koymaktadır. 1939 Kasım'ının orta larınd a XIX. Kolordu'n un (mot.) kurmay heyeti ilk olarak Düsseldorf'a, ardından da Coblenz'e olmak üzere Batı'ya nakledildi. Burada A Ordular Grubu'nun komutanı General Kari von Rundstedt'in sevk ve idaresinde o la caklardı. Rundsted t'in kurmay başkanı ise Belçika ve Hollanda'daki düşman kuvvetlerini mahsur bı­ rakmak adına Ardenler'den Manş Denizi'ne doğru yapı lan ve devasa bir "orak darbesine" benzeyen nihai taarruz planına son halini veren General Erich von Manste in 'dı. Guderian her ne kadar planlamaya doğrudan katılmasa da Manstein, bir Panzer komutanı olarak kendisinden planla ilgili fikirlerini paylaşmasın ı istedi. Guderian, haritaları dikkatle inceledikten ve araziyle ilgili sahip o ldu ğu fikirleri bir kere daha değerlendirdikten sonra Manstein'a planın uygulanabilir olduğunu söyledi. Ancak bir noktayı özellikle vurguluyordu. Ona göre planın "orak" kısmında mümkün o lan en fazla sayıda, hatta eldeki tüm Panzer birlikleri kullanılma lı ydı. Guderian, 7 Şubat 1940 tarihinde Coblenz'de gerçekleştirilen harp tatbikatında da bu düşüncesini vurgulayacaktı ki o tarihten itibaren artık taarruzun beş inci gününde Meuse

52'nci Makineli Tüfek Taburu'na mensup bir subay olan Hermann Weper'in 4 Haziran 1940'ta Dunkirk'ün ele geçirilmesinin ardından çektiği bir fotoğraf. Kamuflajla örtülmüş Flak 38 model 20mm'lik bir uçaksavar silahı, tahliye edilmelerinin ardından İngiliz kuwetlerinin geride bıraktığı malzemelerle dolu olan sahil hattını tanyor. (IWM, COL 287)

19

Gu d e rian 'ın

SdKfz 25 1/6 mod el ko muta

aracında çekilmi ş m eş h ur

bir fotoğra fı , Fra nsa, 1940. Guderian önceleri muharebe tecrübesi yetersiz bir karargah subayı olsa da 1939-41 yıllan arasında aktif bi r kom u tanlı k ve liderli k sergileyerek çoğ u za man cephe hattı nı n en ileri ucunda bu lundu (The Tank Museum, 3052B1)

20

Nehri' nin Sedan üzerinden geçil ebileceğ i, bir kö pr ü baş ı kurulaca ğı ve oradan Amien s istikametinde ba tı ya d oğ ru il e rleyebilm enin mümkün o la cağ ı fikri iyiden iyiye oturmu ştu . G uderi an' ın X IX. Kolo rdu'sunun (mot.) kilit rol oy n ayacağı pl ana son hali 24 Ş ub at 1940'ta verildi. Her şey, 1800'1erin o rta l a rında Büyü k Moltke ta rafından ge li ştiril e n ve kuvvetlerin bir noktada toplanm ası , dü ş ma n kanadınd a kilit bir n okta tespit edilm esi ve dü ş m a na üstün gelmek için süratin kull a nılm as ı temelin e dayana n kavramın ge li ştirilm es in e d ayanı yo rdu . 1914 y ılınd a Schlieffen Pla nı çerçevesinde uygulana n bu yakl aşım ba şarı ya ula şa m a mı ştı ancak Al man O rdusu' nun moto ri ze ve m eka nize bir hale gelm esi bu kez ba şa rı yı daha mümkün kılı yo rdu . G ud e ri a n ' ın "Klotzen , n ic ht kleckern" (Dağınık halde d eğil, tek bir kuvvet o lara k taa rruz edi n) sloga nı esas ınd a Moltke'nin teo ri sinin modern h a rbe u ygul a nmı ş haliydi. Birliklerin mü şte re k o lara k kullanılm as ı ve Pan zer birlikler inin diğer birlikl er ta ra fınd a n destekl enen a na un sur olm as ı bu uygul a m a nın temel kaidesiydi. Arden ler boyun ca vurul acak o lan "o rağın" a na gövdesini Paul Ewald von Kl e i s t ' ın Pan zer Grubu o lu şturu yo rdu. Bu birlikte üç Panze r tüm enind en o lu şa n G ud e ri a n ' ın XlX. Ko lordu 'su (mo t.), iki Panzer tümeni ve bir mo to rize pi yade t ümeninde n o l u şa n General Hans-Georg Re inh a rdt'ın XXXXI. Ko lordu 'su (mot.) ve iki tüme nden o lu şa n XlV. Kolordu bu lunuyordu . To pl amda 134.000 person el, 41.000 araç, 1.25 0 tank ve 362 keş if arac ında n meyda na gelen kuvvet, hem tüm Panze r tümenlerinin hem de Batı 'd a ki Alm an tank say ı s ının yans ın a tekabül ediyordu . Karş ıl aş ıl a n ilk probl em ise tra fiği n ko ntro l edilmesi o ldu . Ardenler'in ta nkl ar için uygun görülme mesinin sebebi , a razinin yoğu n ormanl a rla ka plı o lm ası , yeterli say ıd a i şa ret ve ta belalara sahip olmaya n yo ll a rın ço k da r o lm as ı ve do l ay ı s ı yl a ra h at bir ilerle me için elveri ş li şa rtl a rın bulunm a m as ı ydı. Bu problemin çözümü hedefl ere dikkatli bir şekild e ilerlenm es ind e bulundu. B aş ı çeken Gud e ri a n ' ın XJX. Ko lordu 'sunu (mot.) Re inh a rd t ' ın XXXXI. Ko lo rdu'su (mot.) ta kip edi yo r ve en arkadan da XIV. Ko lo rdu (mot.) geli yo rdu. Tüm enge llerl e ve özellikle de n ehir geç i ş i yl e istihkam birlikleri ilgile necekti . Gö revleri , Meuse Nehri 'nin beri sind eki yol engellerini ve m ay ınlı a razil e ri te mizlem ek ve kö prüb aşı kurulduktan so nra derhal Meuse ve Sem o is nehirlerine kurulacak o lan to m boz kö prül erden geçiş i ko l aylaştır ma ktı. Öncü kuvvetlerin yaşayacağ ı her türlü ya vaş l a m a hi ç şüp h es i z ge rideki birli klerin üzerin de büyük bir et ki yara t aca ktı ve bu da tü m hareka tın aka mete uğramas ın a yol aça bilirdi. Zira Rei nh a rd t' ın birli kle rinin Belçika s ını rını geçer geçmez kuzeye yö nelm esi ve Meuse Nehri ' ni Seda n ' ın kuzeyinden geçmeye ça lı şmas ı p l an l a nı yo rd u ki bu ayn ı za man da Guder ia n ' ı n XIX. Ko lo rdu's unu n (mot.) da hedefiyd i. So nuca doğrudan etki eden bi r un sur o l mas ın a rağ me n G u de r ia n ' ın ve kurmay kadrosu n un taarr uz h az ı rlı ğı çoğ u zaman gözden kaçırı l ır . Alt rütbeli subaylar da keza bu taa rruzda da ha ö nce hiç o lm ad ı ğı kadar kriti k bir rol

oynadı.

Bu yüzden Guderian ve kurmay başkanı Nehring, alt rütbeli subaylahem kendi birliklerini sevk ve idare etme konusunda uzmanlaşmaları , hem de inisiyatif alma becerilerini geliştirmeleri için çok titiz bir eğitim programı hazırladı. Programın uygulanı ş ı, 1940 yılının Şubat ayından Mart ayına kadar Almanya'nın pek çok noktasındaki eğitim kamplarını sık s ık ziyaret eden Guderian tarafından denetlendi. Bilhassa piyade ve istihkamcılar plastik botlar vasıtasıyla nehir geçişleri hususunda eğitim gördü. Tomboz köprüleri in şa etme ve araçları feribotlar vasıtasıyla nehirlerden geçirme konusunda istihkamcılar ayrıca eğitildi. Elbette her şey planlandığı gibi gitmiyordu. Örneğin, Panzer JlI ve IV tanklarının bir kısmı Guderian'ın eline 12 Mart 1940'ta, yani taarruzun başlangıcından yalnızca 2 ay kadar önce geçti. Her ne kadar Kleist'ın hiç hoşuna gitmese de zamanın daralmasından dolayı kendilerini baskı altında hisseden komutanlar tank personellerini ayırarak bunları Panzer 1 ve il model eski tanklarla talimden geçirdi. Kleist durumdan rahatsı z olup Guderian'ı paylayınca Guderian 10 gün sürecek özel bir program hazırlığına girişti. Kleist bölük ve tabur seviyesinde talimler gerçekleştirilmesini emrederken birliklerin kurmay personelleri de başka i ş lerle m eşgul oluyordu. Harita ları kontrolden geçiren Nehring, kara kuvvetleri ile Luftwaffe'nin farklı türde h arital ar kullandığını fark edip bunun karmaşıklığa yol açacağını anladı. Ça re ise küçük ölçekli grid referans sistemi ile dost ve düşman kuvvetleri birbirinden ayıracak uygun i şa retlerin kullanılmasında bulundu. Böylelikle hava desteği i sten eceği zaman yüksek isabet oranı tutturulabilecekti. Alman taktikl eri açısından bu da başka bir yenilik say ılırdı. Bunun yanında Müttefikler ellerindeki topun ya lnızca yarısını konuşlandırmış durumdaydı. Almanlar ise kolaylıkla yeniden konuşlandırılabilecek kundağı motorlu ve hareketli toplar ile Stuka pike bombardıman u çak larını kullanmayı tercih ett i. Luftwaffe buna ek olarak, hem avcı uçakları h em de kara hedeflerine kar şı da kullanılabilen uçaksavar topları yla hava savunması sağ ladı . Ayrıca Polonya seferinde yaşanan lojistik problemlerin bir kıs­ mının çözülmesine de destek oldu . Elde ziyadesiyle nakliye imkanı bulunsa da yakıt ikmali yapmak, 100 km'de 226 .000 litre yakıt tüketen (m uharebe anından bu sayı daha da artardı) her bir Panzer tümeni için açıkça büyük bir problemdi. Bu sorun da öncü birliklere havadan yakıt ikmali yapılmasıyla aşıldı. 8-10 Nisan 1940'ta gerçekleştirilen bir dizi denemenin ardından adeta son dakikada bulunan bu çözüm yolu, aynı zamanda büyük bir yeniliğin de tem elini atmış oldu. 1940 yılının 10 Mayıs günü, saat 05 .35'te Almanların Batı'daki taarruzu, Guderian'ın l ' inci, 2'nci ve lO' uncu Panzer tümenlerinin Our Nehri'nden Lüksemburg sını­ rını geçmesiyle başladı. Belçika ve Fransız kuvvetlerinin engelleyici müdahalelerine rağmen Almanların taarruzu bir hayli hızlı oldu ve ertesi gün l'inci PanzerTümeni'nin öncü un s urları Fransız-Belçika sınırının hemen önündeki Semois Nehri'n e ulaştı. Gude rian ' ın XIX. Kolordu'sunun (mot.) öncü un s url a rını takip eden birliklerin ve ikmal araçlarının ya rattı ğı kaotik trafikten dolayı birtakım problemler yaşansa da 12 Mayıs günü, saat 18.lS'te ] 'inci Panzer Tümeni'nin öncü un sur l arı Guderian'ın rın

"Şimdiki

istikametimiz neresi olacak?" Guderian, Mayıs 1940'ta, Batı Cephesi'ndeki taarruzun ilk günlerinde muhtemelen kendisine bu so ruyu sormuştu. Ne var ki Ardenler'e ve araziye ilişkin bilgisi, emri altındaki XIX. Kolordu'ya (mot.) bağlı üç Panzer tümeni temelinde hızlı bir taarruz planı hazırlamasına olanak sağladı. (Özel koleksiyon)

21

Hermann Weper'in çektiği bir başka fotoğrafta 52'nci Makineli Tüfek Taburu'nun karargah subaylan, 4 Haziran 1940'ta Dunkirk'e girmeden hemen önce so hbet edip istirahat ederken görülüyo r. Guderian , emri altındaki birliklerin Manş Denizi'ne u laşmalannın hemen ardından Hitler'in "Dur Emri " vermesini eleştirse de daha sonra arazinin mekanize bi rlikle r için uyg un olmadığı gerçeğini kabul edecekti . (IWM , COL 292)

Hayati Saatler, 16

Mayıs

1940

Guderian' ı n

XIX. Ko lo rclu 'su (mot.) 13 Ma y ı s' t a Meuse Ne hri' ni aşıp bir köprüba ş ı tutmayı ba şa rdı. Arkadan gelen birliklerin bölgeye intika l etmesin in ard ın dan iki gün içinde de bu k öp rüba ş ı genişletilip e mni ye t a l t ı na alındı. 16 Ma y ı s gü n ü G ude rian , l ' in ci ve 2'nci Panzer tüm e n le riyle birlikte batı istikametin e ile rle m eye d eva nı etti ancak durum karı ş ık ve belirsiz bir şe kild e seyrediyordu. Fran sız la rı n 50 km . genişliğinde bir hat boyunca b ir karşı taarruz ge rçe kl eştirm es i be kle niyo rdu . Aynı gün G ud e r ian'ın kuwet le ri, ha l iha zırda 6'nc ı Panzer Tüme ni tarafı ndan ele geçir il mi ş o lan Montcornet 'e u l aştı. Ne va r ki tam da bu esnada Genera l von Kleist , Panzer birlikle rin in Montcornet'tcn daha iler i gitmemesini ö ngö re n e mrini bildirdi ancak bu emirde n "habersiz o lan" Guderian h e r iki Panzer tümenine de çoktan bat ı istikame tinde ilerlem e e mri vermişti. Bu durum 17 May ı s' ta Guderian ve Kleist ara s ında ciddi bir tartı ş maya yol açtı. Öyle ki Guderian istifa etme te hdidinde bile bu lundu ancak aynı gün Guderian'ın l'inci Pa nzer Tümeni'nin Montcornet'in yak l aşık 30 km bat ı s ındaki Oise Ne hri'nde bir köprübaş ı tu tma s ın ı n a rdınd a n mesele çözüme kavu ştu. Guderian (1) Mayı s 1940 tarih inde SdKfz 251/6 mo del zırhlı ve ya rı tırtı l lı ko muta ara c ınd a (2) seya hat ed e rke n gö rü lüyo r (Sefer boy un ca göz a lı c ı kırmızı genera l klapal a rı takm a k sız ı n yalnızca basit bir subay ceketi giyecek kadar da d ikkatli o ldu ğu gözden ka ç m a m a lı). Yanında ise e mir s uba y ı Yarbay Ri ebel (3) ve araç müre tt e batı görülüyor. Gude ria n , komuta arac ı ve müre tteba tı sayes inde 16 Ma y ı s' ta ilk o larak 1 'inci PanzerTümeni'nin Omont'takj kara rga hına , a rdından 2'nci PanzerTüm eni'nin

Poix-Terron'daki kara rgah ın a ve oradan da Montcornet'e ula ş m ay ı b aşara bi l mi şti. Montcornet'e gittiği esnada 1' inci Panzer 11imen i'n e b ağlı bir pi yad e koluna rast l ad ı. Za fe rde n so n d e rece e min bir vaziyette il erl eye n piyadeler G ud e rian ' ı , "Bravo, ihtiyar delikanlı!", "İşte bizim babamız!" ve "Yıldırım Hei n z!" naral a rıyla ve coş ku yl a selam la maya başladı. Guderian, Montcornet'e va rı şının ardından derhal 6'ncı Panzer Tümeni'n in komutanıyla birlikte üç Panzer tümeninin ilerleyiş ro t as ını çizdi. Ertesi günün sonunda birlikler O ise Nehr i'ni aş mı ş ve iki fa r k lı noktada köprübaşları teşkil etm i şti bile. Dört gün sonra ise Manş Denizi'ne ul aşacak ve Müttefik o rdul a rının kuşatmasını tamamlayacaklardı.

22

tahminlerinden bile ön ce Sedan 'da, Meuse Nehri 'nin kuzey ya kas ına ula ştı. Buillo n'da, Panora ma Otel'deki kara rga hı Kraliyet Hava Kuvvetleri tara fınd a n bom balanan Guderia n , aym gün Luftwaffe' nin muazzam bir isabet ora nı yl a gerçek l eştirdiği Sedan bo mbard ım a nını gözleml emek üzere Kleist il e bulu ştu . Meuse Nehri'nin geçişi aşa masınd a Almanlar birta kım ciddi p roblemlerle ka rşı karş ı yaydı. Arazi h a kkınd a yeteri kadar keşif ya p a m a dıkla rı gibi top l arın bir kı smı da Ardenler'in sıkış ık yo ll a rında mah sur ka lmı ştı. D olay ı s ıyl a a teş gücü açı s ınd a n dü ş m a n a üstün gel e m e mi ş l e rdi. Bununla be raber hare kattan önce Mart ay ınd a Meuse Nehri'ni Sedan üzerinden geçm ek üzere birtakım d e taylı harp t a t b ika tı ge rçe kl eştirilmi şti. Da ha ö nce ya pmı ş o ldukl a rı bu h azırlık o anda d e t aylı ve zamanl a mas ı d oğru olara k aya rla nan bir taarruzu m üm kün kıldı. Taarruz 13 M ayı s günü, saa t 16.00'da baş l a dı. Fra n s ı z kanadının ş idd etli dire niş in e rağ m e n Almanlar cepheyi ya rm a yı ve hem ge niş liği hem de güney uçtaki d e rinli ği 5 km o la n bir köp rü başı kurmayı başa rdı. Akabinde son derece kritik anlar yaşa ndı. Ertes i sabah Bo ulson'da Fra n s ız znhlı bi rliklerinin baş­ l attı ğı karş ı taarruz püskürtüldü . Aynı esnada l 'inci Pan zerTümen i' nin l'inci Motorize Pi yade Al ayı ba tıd a ki Arden ler ka n a lınd a bir köprü baş ı tutm ayı başarmı ştı. Bu n o ktada en sa ğduyulu h areket, birliklerin yeniden to pl a nm as ı ve destekleyici piyade un s url a rının gelip ö ncü Pan ze r birlikl erinden gö revi devra l aca ğı zama na kadar dü şm a n karş ı ta arruzl a rını savu şturm a k üzere köprüb aş ının gü venli ğ ini sağ l a mak o lurdu . Anca k Guderi a n , 14 Ma y ı s günü, saat 14.00'te l'inci ve 2' nci Pan zer tümen lerinin ba tı istika metinde ha rekete geçmesini emretti. lO'uncu Pan zer Tümeni ise Sedan'daki kö prübaşını korumak üzere tek baş ın a b ırakıldı. Bu ya lnı zca bir risk değil , ay nı za ma nda G ud e ri a n ' ın m eşhur " Dağınık olara k d eğ il , tek bir kuvvet o larak taarruz edin " sloganına da ayk ırı ydı. Zira F ran s ı z l a r, "Grossdeutschland" Pi yade A l ay ı ta ra fınd a n desteklenen lO'uncu Panzer Tümeni'n e ka rşı bir dizi taarruz başlataca k anca k neyse ki F ra n s ı z ağır ta nkl a rının ezici ü stünlü ğün e rağ m e n Alm a nla r mevzile rini korumayı başaraca ktı. Öte ya ndan Meuse Nehri'ni aşa n tek kuvvet G ud e ri a n ' ın XlX. Kolo rdu'su (mo t.) d eğild i. 14-15 M ayı s tarihl erinde Re inh a rdt'ın XXXX I. Ko lord u'su (mot .) n ehri kuzeyden geçerken Ho th' un XV. Kolo rdu'su (mot.) Dina n t'ın gü neyinden nehr in ka rş ıs ın a geçmeyi başa rd ı ancak h a re katın ta m a mı içi n belirl ey ici o lacak etme n, G ud eria n ' ın kuvvetlerinin pozisyonuydu . 15 M ayı s gü nü Mo ntcornet'teki 6'nc ı Panzer Tümeni ve Rommel'in 7' nci Panzer Tümeni , Meuse Nehri' nin ba tı s ına d oğ ru 40 km. d e rinli ğ ind e bir ilerleme kaydetmeyi başa rdı. 17 M ayıs, saat 00.45'te ise G uder ia n'ın elin e, Kl e i st ' ın 16 May ı s, saat 16.30'da ve rdiği bir emir ul aşt ı: İkin ci bir emre kada r Mo ntco rnet'in ba tı s ın a ilerlenmeyecekti. Bu emi r Guderian ve Kleist aras ınd a ço k ciddi bir ta rtı ş m aya yol açtı. Hatta öyle ki, Guderia n görevinden istifa etme k bil e istedi ancak durumun vah a metinden d ol ay ı e ndi şeye ka pıl a n Rundstedt'in e mriyle bu kara rınd a n vazgeçti. En nih ayetinde Guderi an'a "to plu keş i f " ge rçe kl eş tirm e yetkisi verildi. Böylece G u derian ' ın kuvvetler i, 19 Mayı s günü ka ldırılaca k o lan ilerl eme yasağına kada r bir pa rça o lsun d inlen me ve yen ilenm e fırsat ı b ulmu ş old u. 19 Mayıs günü 2'nci Panzer Tümeni , Sa int-Quenti n' in ba tısınd a ki mevzilerinden 90 km. da ha ilerleme kaydedip saat 20.30'da "o rak da rbesin in" nihai hedefi o lan Abbeville'e ul aşt ı. 20 May ı s, saat 02.00'de ise bir liğin ö ncü un surl a rı Noyell es'e vara rak M a n ş Denizi'ne ul aş mı ş o ldu . Moto ri zasyon ve me ka nizasyo nun çeli k gibi gerçek liğ i n in meyda na ge tird i ğ i yen i muh a rebe şek l in in baş l a n g ı ç gü n ü i şte o gü ndü. Bu ge rçek lik büyük o ra nda, savaş dünyas ı n ın değ i ştiğ in i teor il eri ve m uh a rebe alan la rrn daki 24

uygulamalarıyla kanıtlayan Heinz Guderian'ın yetenek ve becerileri sayesinde vücut bulmuştu. Gelgelelim Fransa muharebeleri henüz bitmiş değildi. Dört Fransız ordusunun kapana kısıldığı devasa kuşatmalar meydana getirilmişse de Alman lar hala bu ordu l arı savaş dışı bırakmak zorundaydı. Arras'taki İngi­ liz karşı taarruzu durdurulurken Guderian da 21 Mayıs'ta kıyı boyunca ilerlemeye devam etti. Ancak Panzer ilerleyişi, Müttefiklerin elindeki son liman olan Dunkirk'e 15 km. kala 24 Mayıs'ta durakladı. 26 Mayıs'ta kalkacak olan Hitler'in "d ur" emri yıll ardır tartışılagelen ve bizim burada ele almayacağımız bir tartışma konusudur. Ancak Hitler' in Fransa seferinin bitmeye çok uzak o lduğuna ilişkin gö rü şü ile Panzer kuvvetlerinin durumu arasındaki ili şkinin a ltı çizilmelidir. Fransa'nın gerçek anlamda işgalinin (Kırmız ı Dıırıım) henüz baş l ayacak olması Panzer birliklerinin elde tutulmasını keyfiyette n ziyade bir gereklilik haline getiriyordu. Ancak Panzer birliklerinin elde tutulma durumu söz konusu değildi; zi ra , "dur" emri geldiğinde Guder ian ' ın kolordusu, mevcut tanklarının yakl aşık yarısın ı kaybetm i şti. Bu yüzden 2 gün sonra ilerleyiş yeniden başladığında Guderian eldeki şans ın yitirildi ğini kabul edip Dunkirk kuşatmasının nihayete erdirilm esini piyadelere bırakmayı önerdi. Guderian'ın din lenmeye ve zaferi düşünmeye vakt i yoktu . 1 Haziran'da kolordusu, bünyesinde iki motorize kolorduyu barındıran bir kuvvete yükse ltilerek geçici olarak "Gııderiaıı" Panzer Grubu ism ini a ldı. Ş u aşamada Guder ian , Kleist ile aynı seviyeye yükse lmi şt i. Kleist'ın yeniden teşkil ed ilen Panzer Grubu , Fransa'dakl Alman taarruzunun sağ kanadını kontrol edecekken Gud erian so l kanadı yönetecekti. 5 Haziran'da sağ (batı) kanattan baş­ laya n taarruzdan 5 gün so nra sol kanat da harekete geçti. "Gııderiaıı" Panzer Grubu 'nun hedefinde İ sviçre sın ırın a ula ş m ak (Somme ve Aisne nehirleri boyunca uzanan Fransız savunma hattının 300 km. kadar güneyi) ve Frans ı z 2'nci Ordular Grubu 'n u kuşatmak vard ı. Mayıs ayında alınan yenilgiye rağmen Fransız Ordusu hala güç lü sayı lırdı ve va t anını korumaya istekliydi. Bu yüzden Kleist ve Hoth'un 5 Haziran tarihli taarruzu ilk aşamada çetin bir d ire ni ş l e karşılaştı. Ancak 8-9 Haziran'da taa rruzun başı Paris'in kuzeyindeki Fransız savu nma s ına kadar uzanmayı başardı. Her n oktada o lmasa da XVI. Kolordu'nun (mot.) bazı unsurları Paris'in kuzeyinde durduruldu. Geri çekilen bu unsurlar Guder i an'ın Pan zer Grub u ' mın sağ kanadına yön lendirildi. Buradaki kuvvetlerin 9 Haziran'da başlayan taarruzları so nucunda ertesi gün Aisne Nehri aş ıl a ra k bir köprübaşı kuruldu. 14 Haziran'a kadar taarruz sabit bir hızda ilerlemeye devam ett i. Bu tarihte Alman kuvvetleri Paris'e girerken Guderian'ın kuvvetleri de Sa int-Dizier'e ulaşmayı başardı. İlerleyen gün lerd e dur um adeta bir yarış ha lini a ldı. Panzer Grubu'nun öncü unsurlarının 17 Haziran'da İ s­ viçre s ınırın a ulaşmasıyla üç Fransız ordusundan ge ri kalanların mahsur bırakıldığı kuşatma kapatıldı ve böylece 500.000 Fransız askeri daha Guderian tarafından es ir a lınmı ş o ldu.

Barbarassa

Harekatı'nın

başlangıç aşamalannda Guderian'ın

2'nci Panzer 55Panzergrenadier Tümeni "Das Reich"a mensup bir motorize kol. (Carla Pecchi) Grubu'na

bağlı

25

K1rm1z1 Durum, Haziran 1940

ALMANYA

Bern

lac de Neuchatel

İSVİÇRE lausanne _ _ 20 Haziran itibariyle kuşatılan Fransız kuvvetleri (3'üncü ve S'inci Ordu1ardan geri kalanlar)

• • •

MajinoHattı

30km

26

30mil

Lac Leman

K

'·,

'

/

1 '- · ~

t

1.

12'nci Ordu'nun 9 Haziran 'da Aisne'yi

aş1 p

taarruza geçmesinin

ardından teşkil

XXXIX. ve XXXXI. Kolordular (mot.) (her ikisi de yeni edilen "Guderian" Panzer Grubu'na bağlıydı) güney

istikametinde taarruza kalkıp ilk ciddi Fransız direniş iyle karşı karşıya geldi . 2. 2'nci Panzer Tümeni ertesi gün Marne Nehri'ni geçerek 13 Haziran'da Vitry-le-François'ya u laştı . bağ lı ),

3. 2'nci Panzer Tümeni (XXXIX. Kolordu'ya (mot.)

15

Ha ziran'da Bar-sur-Aube'yi ele geçirdi . bağ lı ),

13

Ha ziran'da EtrE!py'de, Ren-Marne Ka nalı'nın karşı yakasında bir

etti .

5. l 'i nci Panzer Tümeni 14 Haziran'da Chaumont'a

5a. XVI. Kolordu (mot.) ("Kleist" Panzer Grubu'na

u laştı.

bağlı)

Seine

Nehri'ne ilerledi ve 14 Haziran'da Troyes bölgesinde nehri aştı. 6. l'inci Panzer Tü meni 15 Haziran'da langres'i geride b ı rakı p Graysur-Saône'ye u laştı. 6a. Almanlann Majino Hattı'na taarruzu : 14 Haziran (l 'inci Ordu, Kaplan Harekao), 15 Haziran (7'nci Ordu, Küçük Ayı Harekao) . 7. XXXXI. Kolordu 15 Haziran'da Bar-le-Duc'a ulaştı. 8. l'inci Panzer Tümeni, Saône Nehri üzerinde henüz havaya

Doğu

9. 29'uncu Piyade Tümeni (mot.) (XXXIX Kolordu'ya (mot.)

bağlı)

16

Haziran'da Saône'yi aştı ve güneye ilerledi. 10. 29'uncu Piyade Tü meni (mat.) İsviçre sınınndaki Pontarlier'e ulaşb.

11. l 'i nci Panzer Tümeni Belfort'a ilerledi ve bölgeyi 18 Haziran'da ele

4. ! 'inci Panzer Tü meni (XXXIX. Kolordu'ya (mot.) kö p rübaşı teşkil

uçurulma m ış olan bir köprünün kontrolünü ele geçirerek 16 Haziran'da güney istikametinde ilerledi ve Besançon'u ele geçirdi; 2'nci Pa nzer Tümeni, Saône Nehri'ni Pontarlier-sur-Saône bölgesin den aştı ve rotasını doğuya kırdı .

geçi rdi. 12 . uGuderian" Pa nzer Grubu'nun nihai ilerleyişi : Saône'ye vanldıktan sonra 8'inci ve 6'ncı Panzer Tümenleri (XXXXI. Kolo rdu'ya (mat.) bağlı )

Moselle Nehri istikametinde doğuya yöneldi; bura da 18

Haziran'da farklı noktalarda köprübaş lan teşkil edildi. 2'nci Panzer Tü meni de Moselle'ye ilerledi ve 18-19 Haziran'da bir k öprü baş1 teşkil etti . Ayın 19'unda l 'in ci Panzer Tümeni 7'nci Ordu ile temas sağladı. Bunun üzerine üç F ransız ordusundan geriye ka lanlar Vosges bölgesinde teslim oldu. 29'uncu Piya de Tümeni (mat.) İsviçre sının boyunca ilerlemeyi sürdürdü ve Fra n sız XXXY..V . Kolordu'sunu İsviçre'ye sığınmaya mecbur bıraktı. "Kleist" Panzer Grubu'na bağlı XVI. Kolordu (mot.) Dijon'a ve Saône'ye ilerledi.

Cephesi

1940 yılınd a Ba tı 'd a elde edilen Alman zaferi, Mo ltke'ye kadar uza nan , kö klü ve bilinen bir do ktrinin taktik ve teknik ilerlemeler aç ı sınd a n geli ştirilm es inin bir sonucuydu. Bu zafer, Pan zer muharebesi kavra mı ya ratılm ada n ve bilhassa bu alanda 1940 yılında n ö nceki çok kritik 2 yı l süresince ge rçe kl eştiril en devrimsel hamleler o lmadan elde edilemezdi. Heinz G ud erian'ın ilk a dımını a ttığı ve 1938'den 1940'a kadarki ikin ci a şa m ada belirleyici bir rol oyn a dı ğı neredeyse su götürmez bir gerçe k. Teoril erinin d oğru o l du ğu ortaya çıktığı gibi organizasyo nel ça lı ş m a la n da Pa nzer tümenlerini savaşın belirleyici bir aktö rü haline getirdi. Askerlerini eğ itip on lara ilh am kayn ağı o lan ve muharebelere kendilerine güvenen bir ruh hali içinde gitmelerini sa ğl ayan Guderian aynı zam anda yetenekli ve kabiliyetli bir arazi ko mutanı o ldu ğunu da kanıtladı. Tüm bunla r elbette birta kım p roblemlerin ya şa nma dı ğı a nla mına gelmiyor. D üşmanı gafil avlamak ve savunma hatlarını yarmak açı s ınd a n hayati ö nem e sa hip olan sürat, lo jistik problemlerin meydana gelm esine yol açmı ş, tankl ar ve motorlu a raçlar a çı s ınd a n ciddi zayiatla r verilmesine neden o lmu ş ve 1914-18 y ıll a rın ­ daki süratte ilerl eyen piyadelerin a raç l a rı takip edebilmesi hususunda çözümsüz sorunlar ya ratmı ştı. Dunkirk meseles i buna bir ö rnektir: 10 gü nde tamam lanan kuşatm a nın nihayete erdirilmesi 2 h a ftayı bulmu ş ve bu süreçte ku şa tm a a ltın ­ daki dü ş m a nın büyü k bir kıs mı kaç m ay ı başa rmı ştı. An cak seferin son a şa mas ı baş l a m a d a n ö nce dü ş m a n kuvvetlerinin büyük bir kı smı başa rılı taa rruz l a rın a rd ı n da n imh a edildi ğin den ve kaçan askerler muharebeye d ö n e m eyeceği için o zama nla r bu durum çok da büyü k bir probl em teşkil etmiyo rdu . Gelgelelim aynı d urum Barbarossa H a re ka tı ' nııı ilk aşam a l a rın da da yaşandı. Alman s ını­ nn ııı yakınl a rın a ko nu ş l a ndırı l a n Kızıl Ordu'nun büyük kı s mını imha etmek amacı y l a Blitzkrieg ta kti ğiyl e Sovyetl er Birli ği ' n e taarruz edildi. Bu seferde zamanl ama ve alan geni ş li ğ i belirleyici bir ro l oy n ayaca ktı. Bir kere dah a Alm an Ordusu' nun büyük kı smı pi yade tümenlerinden o luş urke n ya lnı zca küçü k bir k ı s mı zırhlı ve m otor ize tü m enlerden meydana geliyordu. Hem yo ll a rı n kötü d urumu hem de Panzer birlikl eri ile motorize birli klerin ge ri de b ı rakt ı ğı ku şatı l ­ mı ş duru mdaki Sovyet kuvvet ler i, piyadelerin hı z ını iyiden iyiye yavaş l attı. Bu

27

da Alman Ordusu'nun Rusya'nın göz alabildiğine uza nan geniş düzlüklerinin problemlerle karşı karşıya kalmasına neden oldu. G ud e rian 'ın Mayıs 1940'ta Manş Denizi'ne kadarki hedefi yaklaşık 300 km'ydi. Bu mesafe Haziran 194l'deki başlangıç noktasından ilk hedefolan Minsk'e kadarki mesafenin aynı­ s ıyd ı. Ancak seferin ilk aşamasının nihai hedefi olan Smolensk 700 km uzaklıkta bulunuyordu ki bu çok daha büyük lojistik problemlerin ve ö ngörülemeyecek seviyede bir yıpra nmanın yaşanacağı anlamına geliyordu. Merkez Ordular Grubu'nu teş ki l eden Guderian'ın 2'nci Panzer Grubu'nun ve Hoth'un 3' ün cü Panzer Grubu'nun hedefi Bialystok çıkıntı s ına doğru paralel olarak ilerlemek ve Minsk'in doğusunda bir araya gelmekti. Böylece hudut boyunca konuş l u olan Kızıl Ordu kuwetlerinin büyük kısmı mahsur bırakılacak ve ilk büyük kuşa tma gerçekleştfrilrniş o lacaktı. ikinci aşamada Dinyeper ve yukarı Dvina neh irlerini aşıp köprübaş l arı teşkil etmek amacıyl a Vitebsk-SmolenskYelnia-Roslavl bö lgesine ilerlen ecek ve böylece Sovyet kuwetlerinin bu nehirleri savunma hattı olarak kullanm a larının önüne geçilecekti. Bu ilk aşamanın ardınd an ne ya pıl acağıyla ilgili bir belirsizlik söz ko nusuydu. Genel plana göre ilk başta Moskova istikametinde ilerlen mesi dü şünü l üyordu ancak Haziran 1941 gibi erken bir tarihte Hitler, Panzer grup l arından birinin Leningrad istikametinde kuzeye, diğerinin ise Donets Havzası istikametinde güneye sevk edilmesini istedi. Guderian'ın bakı ş açısına göre plan, seferin başlangıcından bile önce yanlı ş tasarlanmıştı. İyi be rkit il mi ş hudut boyunca Kı zıl Ordu birlikl erinin çetin bir direni ş sergileyeceği düşünül erek piyadeler, Sovyet savunmasın ı yarmak ve arkadan gelen Panzer'lere yol açmak amacıyla ön hatlara konu şlandırı lmı ştı. Ancak Guderian plandan hiç hoş nut değil di çünkü Arden ler'deki tecrübelerine dayanarak piyadelerin ön sa flara konuş l andırı l ma l a­ rının bu türden kötü yo l ağına sa hip bölge lerde yalnızca kuwetleri yavaşlatacağını dü ş ünüyordu . B i rtakım ba ş ka prob lem ler ise hareka tın ba ş l ad ı ğı 22 Haziran 194l'den hemen sonra ba ş gösterdi. Muazzam şeki l d e baş l ayan taarruzun ardından Hoth ve Guderian'm kuwetleri 300.000 kadar Kı zı l Ord u aske rini iki farklı cepte (Bialystok ve Minsk) kuşatarak 28 Haziran'da Minsk'in doğusunda bir araya geldi. Yavaş ilerledikleri için ancak ilk kuşatmayı tamam layabilen piyadeler ikinci kuşatmayı motori ze ve z ı rh l ı birliklere bı ­ rakmak zorunda kald ı. Bu yüzden ka rargah l arın bat ı ya ile rl eyebilmele rini sağl amak adma ihtiyatta tutulan bir ordu komutanlığı Bialystok cebi rıin ko ntrolünü ele almak üzere devreye sokuldu ve 26 Haziran'da Kluge' rıin 4'üncü Ordu'su, her iki Panzer Grubu'nu da kendi bünyesin e dah il etti. Ancak bu durum, Guderian'm çok ş iddet li itirazla rına yol açtı. Guderiarı'ın Gü nth e r von Kluge il e karşı karşıya ge ld i ğ i ilk du rum bu değildi. Eylül 1939'da G ud er ian'ın XIX. Kolordu'su (mot.) Kluge'nin 4' ün cü Ord u'suna dahil edi lin ce ikilinin arası bir hayli ger ilmi şti. Bu sefe rki durum ise Temmuz 1944'e kada r sürecek o lan uzun bir

ya ra ttığı

Barbarossa esnasında

Harekatı

2'nci Panzer Grubu'n un bir Panzer tümenine mensup zırhlı bir kol. Sovyet yol ağının so n derece yetersiz o lması ve kat edilmesi gereken uzun mesafeler, piyadeleri tanklarla ta şın mak gibi anlık çözümler bulmayı gerektiriyordu. Fotoğrafta da askerleri taşıyan bir Panzer il görülüyor. (Carla Pecchi)

28

husumetin fitilini ateşledi. 2-4 Temmuz tarihlerinde 4'üncü Ordu ile 2'nci Panzer Grubu arasında birtakım " il etiş im " problemleri yaşandı ve Guderian'ın Panzer Grubu, Minsk cebini es geçip doğudaki ilerleyişini sürdürdü. Kluge, Guder ian 'ı karargaha çağırtıp onu divanı harbe vermekle tehdit etti ancak Guderian "meseleyle ilgili Kluge'yi telkin edip içini rahatlattı". Esasında Guderian'ın asıl yaptığı, karargahı ve ordu grup komutanlığını Smolensk istikametindeki ilerl eyiş in e dair sözle tasdik etmeseler de ikna etmekti. Kluge'nin tek yapabildiği ise Guderian'ın hızlı ilerleyişine birtakım yavaş la­ tıcı kısıtlamalar getirmek oldu. Almanların, seferin ilk aşama l arında karşılaştığı problemlerin çözümü bulunmuyordu . Eldeki kuvvetlerin sayısa l olarak yetersiz olması kuşatmaların tam olarak kapatılmasına ve kuşatma altındaki birliklerin etkili bir şek ild e imha edi lmesi n e olanak t anımıyordu. Dolayısıyla da bu düşman kuvvetleri ya doğuya çekiliyor ya da kendilerinden daha doğudaki Alman öncü birliklerinin gerisini tehdit ediyord u. Çok fazla araç nedeniyle trafik sıkışıklığı yaşanan yetersiz yo llar, ilk yağmurla birlikte balçık çamura döndü. Bu durum, arızalı tankların yeniden hareket edebilmesine olanak sağ la yacak yedek parçaların ve onarım tesislerinin eksikliği problemine tuz biber ekiyordu. 7 Temmuz itibariyle 2'nci Panzer Grubu, tanklarının%10'unu kaybetti ve bünyesindeki iki Panzer tümeninin ça lı ş ır tank say ı s ı oranı %35 seviyesine düştü. Zayiat lar ve giderek se rtl eşen Sovyet direnişi, taarruzun hı zını yavaşlattı ve 2'nci Panzer Grubu 'nun Dinyeper Ne hri 'n i geçmesi ancak 10 Temmuz'da mümkün olabildi. Bu da Guderian'ın "2'nci Panzer Grubu'nun tüm komutanlan ve askerleri, kanatlardan ve geriden gelebil ecek tehlikelere aldırış etmeyecektir. Benim tümenlerim ancak il eri atılma y ı bilir" ifadesi uygulanmak suretiyle gerçekl eşti. Bu da Kluge ve Guderian arasında bir başka gerginliğin yaşanmasına yol açtı ancak tartışmadan üstün çıkan Guderian oldu. Kendisi, resmi olarak 8 Temmuz'da temiz l enmiş olan Minsk cebinden ge lm ekte o lan gerideki piyadeler i beklemeksizin ilerlemeyi sürdürdü. Dinyeper Nehri 'n in aş ılma sında çok da büyük sorunlar yaşanmadı. 13 Temmuz'a gelindiği nd e ise Orscha ve Mogilev'de iki Sovyet birliği daha kuşatıldı. 15 Temmuz'da 29'uncu Piyade Tümeni'nin öncü unsurları Smolensk'in dış mahallelerine ulaşıp bölgeyi ertesi gün ele geçirdi. Gelgelelim her şey tereyağın­ dan kıl çeker gib i de gerçek l eşmiyo rdu . Örneğin 13 Temmuz'da Kızıl Ordu'nun Gude ri an' ın so l kanadına karşı gerçekl eştird i ğ i karşı taarruz ciddi endişe l er in oluşmasına yo l açtı. Bir kere daha Guderian'ın elindeki kuvvetler tüm görevleri başarıya ulaştırmaya yetm iyo rdu . Mevcut kuvvetler Hoth ' un birlikleriyle bağlantı kuramayacak kadar zayıfken bir de Hoth'un Moskova yolunu açmak için Yelnya istikametinde doğuya bir Panzer tümeni göndermesi mevcut durumu iyice zora soktu. Bu yüzden güney kanat

Kleist'ın 1'i nci Panzer Grubu'na ait SdKfz 222 model hafif zırhlı araç, Rusya, 1941. 1'i nci Panzer Grubu, tıpkı Guderian'ın 2'nci Panzer Grubu gibi Kiev Cebi'nin temizlenmesinden sorum luydu. Her ne kadar ana istikamet olan Moskova yolundan sapılmı ş olsa da burada büyük miktarda Sovyet kuweti imha edildi. (Carlo Pecchi)

29

Gud eria n, 35'nci Panzer mensup bir tank ko mutanı olan Teğmen Hohnstetter'i tebrik ediyor. Söz ko nusu alayı n bağlı olduğu 4'üncü Panzer Tümeni , Moskova istikametinde başlatılan Tayfun Harekatı ' nın ilk a şama lan n da , 3 Ekim 1941 tarihinde 0rel'i ele geçirmi şti . (The Ta nk Museum , 3222A5) A layı'n a

güvene alın ı p Sm o len sk' in kuzeyinde birtakım ilerlemeler kayd edilirke n 17-20 Temmuz'da Yelnya çıkınt ı­ sın daki muharebeye odakl a nıldı ve G uderian arkadan gelen piyadelerin kendi birliklerine ula ş masını bekledi. Bu hareket, Barbarossa Hareka tı süresince Gude ri an' ın yap tı ğı en büyük hatalardan biriydi. ikmal sorunlanna ek o la rak Sovyet birliklerinin Smolensk bölgesinde g üçlü bir karşı taarruz ge rçek l eştir­ m eye karar vermesi, Yelnya ç ıkıntı s ınd a ki muharebenin bir yı pratma muhare besine d ö nü ş mesin e yol açtı ki bu Alm an Blitzkriegstratejisine hiç uygun dü şmü yordu . Guderian , nihayet 19 Temmuz'da Panzer Grubu için bir emiryayınl aya rakSmol e n s k'in güneydoğusundaki alanın güven e a lı n ­ ma s ının ardından dinl enm ek ve yenilenm ek üzere istirahat ve ril eceğini bi ldirdi ancak e rtes i gün e mir ipta l edildi ve muharebeye ka l dığı yerden devam edildi. Her n e kadar Sovyet karş ı t aarruzl a rını ö n leyem eyecek kada r zayıf o lsalar da 2'nci ve 3'üncü Panzer gruplarına bağlı öncü un s urların 26 Temmuz'da şe h r in doğu s unda bir araya gelmesiyle Smole n sk ku şa tm as ı ta maml a nmı ş oldu. Ancak ku şa ttıkl a rı üç Sovyet o rdusunun bir bölümü 4 Ağustos'a kadar dar bir korido r yaratıp ka çmayı başa rdı. Guderian, 31 Te nımuz'd a sağ kanatta bu lunan birliklerinin zincirlerini çözerek Roslavl'a gönderdi ve bir kanca hareketiyle şehri ele geçirip büyük bir dü ş man kuvvetini kuşa ttı. Hitl er' in , G ud e rian ' ı Moskova ye rin e Ki ev'deki Sovyet ku vvetl erini ku şa tma k ü ze re gü n eye gö nde rm esi, o za manl a r o ldu ğ u gibi bugün b il e ta rtı ş ılmaktadır. Bu kararın üzerine G ude ri a n 23 Ağustos'ta d erhal Hitler' in kara rgahına giderek o nun fikr ini değiştirmeye ça bal a d ı a n cak bu girişimi sonuç vermedi. Bu n o ktad a farklı fikirler m evcuttur. Kimil eri Guderian'ın bu çabas ınd a n vazgeçtiğini savunurken kimile ri de Hit ler'in fikrini deği ş tirm e şa n sının o l m a dığını zaten bildi ğ ini iddia ed er. Bir n o ktada h er iki dü ş ün ce de doğ rudur. Zira Gude rian , Hitler'in fikirl erini d eği ştirm eye ça lı ş ıp ba şa rı s ı z

Barbarossa

Harekatı ,

Haziran-Temmuz 1941

ilk aşa malarında görü lebilecek s ı radan bir manzara: Bir Panzer rıı tankı, imha e dilmi ş bir T-34 tankının ve alevler içindeki bir Rus köyünün yan ından ilerliyor. Yol bir hayli bozuk. Yolun diğer tarafında ise Panzer a lay ınm kara r ga hın a ait Horch model bir araç park halinde duruyor. Tıpkı KV-1 model ağır Sovyet tankı gibi T-34'lerde Almanları bir hayli şaş kınlı ğa uğratmıştı; zira Almanl arın elinde bu tanklarla baş etmelerini sağl ayaca k yeterli miktarda ve güçte tanksavar sil ah ı bulunmuyordu. 1941 y ılının standart ana muharebe tankı olan Panzer 11l' ler, 50 mm'lik topla teçhiz edilseler bile (ki standart olarak 37 mm' lik topa sahiplerdi) T-34' ler karşısında etkisizd i. Kas ım 194l'de 2' nci Panzer Grubu'n un 3'üncü Panzer Tümeni'ne mensup bir Panzer ili tankı 50 metreden ve hatta 20 metreden birkaç atış yapm ı ş ancak T-34'e etki edememişti.

Barbarossa

30

H are katı ' nın

olan yegane komutan değildi. Bunun yanında Guderian, geçmişte yaptığı gibi kendi fikrini kabul ett ir emediği için görevinden ist ifa etme kartını da kullanmamıştır. Bunun nedeni prensip gereği mevcut pozisyonunu tehlikeye atmak istememesi o labilirken, kimileri de Şövalye Haçı'na Meşe Yaprakları eklenmesiyle ve takviye birlik vaadiyle "satın alınmış" olabileceğini iddia eder. Her durumda gerçeği muhtemelen hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. 24 Ağustos'ta derhal karargahına dönen Guderian, harekatın başlatılabileceği uygun sıçrama noktalarını ele geçirmek için iki kolordusunu güneye kaydı­ rarak mümkün olan en kısa sürede yeni taarruzun hazırlıklarına başladı. Taarruz 5 Eylül'de başladı ve 10 gün sonra, Guderian'ın kuvvetlerinin Kleist'ın Lokhvitsa'daki l'inci Panzer Grubu' yla birleşmesinin ve savaşın en büyük kuşatmasının gerçekleştirilmesiyle son buldu. Tam da bu n oktada Hitler bir kere daha Moskova istikametindeki ilerleyişin devam etmes ini emretti ancak şu aşamada bunu gerçekleştirm ek daha önceki duruma nazaran çok daha zord u. Bunun nedeni yalnızca Kızıl Ordu'n un , Alman kuvvetlerinin güneye kaydırılmasından yararlanıp Moskova'nın batısındaki savunmaları güç lendirmesi değil, aynı zamanda Alman Ordusu'nun o zamana kadarki itme gücünü sergileyemeyecek kadar y ıpranmış olmas ı ydı. Gerilim ve ikmal problemleri yavaş yavaş kendini göstermeye başladı. Eylül 194l'e gelindiğind e Haziran 1941'de konuşlandırılan 3.400 tanktan geriye ya lnı zca 1.700 tank kalmış ve takviye olarak ancak 137 yeni tank gönder il eb ilmi şti. 5 Eylül itibariyle Doğu Ceph esi'nde çalışır vaziyetteki tank oranı %47 seviyesindeyken Panzer tümenlerinin mevcudu %34 seviyesine düşmüştü. Panzer grupları arasında en kötü durumda bulunan birlik, mevcut tanklarının ya lnı zca %2l'i ça lı şır vaziyette bulunan G ud erian'ın 2'nci Panzer Grubu'yd u. Ancak yine de 30 Eylül'de bir kere daha yola düştüler. Bu kez hedefte Moskova vard ı. Bir kere daha Moskova istikametinde il erlemeye başlayan Guderian, ilk aşa­ mada bir Sovyet savunma hattını yararak bu l duğu boşluktan hı zl a il erlemeye başladı. 3 Ekim'de Orel'i ele geçiren 2'nci Panzer Grubu, 8 Eylül'de üç Sovyet ordusunu mahsur bırakmak suretiyle Bryansk'ta bir başka kuşatmayı daha tamamladı. Moskova'dan önceki ilk Sovyet savunma hattı böyleUkle yarı lmı ş

Alman Ordusu, Tayfun Harekatı esnasında Rus kışının çetin şartlanyla ilk defa karşı karşıya geldi. İçinde bulunduklan şartlar yalnızca motorlu araçlan ve tan klan değil, uygun kıyafet ve teçhizatla donatılmayan piyadeleri de bir hayli etkiledi. (Carlo Pecchi)

32

Smolensk,

Temmuz-Ağustos

1941 ....

:J.ıeı:~

~ :~~~l~ 30~

+

-•

Rus ~ t i RusçKillV

ı:r--~~"'m,, 1. Guderian'ın önünde iki seçenek vardı: Ya piyadelerin tanklara

bekleyecek ya da Minsk kuşatmasında kıstınlan Kml Ordu artıklan doğu istikametinde kaçmaya çalışırken elindeki kuwetlerle ilerlemeye devam edecekti. 2. XXIV. ve XXXXVI. Panzer Kolordulan 10-11 Temrnuz'da Dinyeper Nehri'ni geçip Mogilev'in kuzeyinden ve güneyinden ilerleyerek Sovyet 20'nci Ordu'sunu kuşattı. XXXXVI. Panzer Kolordusu'nun öncü kuweti olan 10'uncu Panzer Tümeni 16 Temmuz itibariyle Somlensk-Roslavlyoluna ulaşb. 3. Guderian'rn 2'nci Panzer Grubu'na bağlı XXXXVII. Panzer Kolordusu yetişmesini

10-11 Temrnuz'da Dinyeper Nehri'ni aştı ve nehir kıvnmının güneyinden Smolensk'e ilerleyerek Orsha'yı kuşattı.

4. Hoth'un 3'üncü Panzer Grubu, LVII. ve XXXIX. Panzer Kolordulanyla Vitebsk'in kuzeyinden Dvina Nehri'ni aştı; Vitebsk Muharebesi 8-9 Temmuz tarihleri arasında iki gün boyunca sürdü ve muharebenin sonunda bölge Almanlann eline geçti. 5. Hoth'un 3'üncü Panzer Grubu, şiddetli Sovyet karş1 taarruzlanna rağmen doğu istikametinde ilerlemeyi sürdürdü ve 7'nci Panzer Tümeni 15 Temmuz'da Yartsevo'ya ulaştı; 20'nci Panzer Tümeni Vop Nehri'nin diğer yakasında bir köprübaşı teşkil etti ve böylece Smolensk kuşatmasının kuzey kanadı tamamlanmış oldu. 6. 16 Temmuz'da 29'uncu Piyade Tümeni (mat.) Smolensk'in büyük kısmını ele geçirirken 17'nci Panzer Tümeni de (her iki tümen de XXXXVIL Panzer Kolordusu'na bağlıyd1) Dinyeper boyunca doğuya ilerleyeme devam etti. Bu da Smolensk kuşatmasının güney kanadını oluşturuyordu ancak kuşatma o tarih itibariyle tamamlanmaktan bir hayli uzaktı. 7. Hala Mogilev kuşatmasıyla uğraşmakta olan XXIV. Panzer Kolordusu'na bağlı bir kısım birlikler doğuya ilerlemeye başladı . Bu

• Lyudlnovo

esnada Timoşenko'nun Batı Cephesi'nin şiddetli karşı taarruzlanyla karşı karşıya kaldılar. Sonuç ol.arak da Sozh-Oster Nehri boyunca uzanan bir cephe hatb meydana geldi. 8. 17 Temmuz'da hızla ilerlemeye başlayan lO'uncu Panzer Tümeni Yelnya'ya ulaşb ve 19-20 Temmuz'da bölgeyi ele geçirdi ancak akabinde şiddetli Sovyet karşı t.aarruzlanyla baş etmek zorunda kaldı. 9. Jukov, 20 Temmuz'da yeni gelen takviye kuwetlerle büyük bir karşı taarruz başlatb. Harekata dahil olan birlikler, komutanl.annın adını taşıyan "operasyonel gruplara" aynlmıştı. Ertesi günkü hedefte Yartsevo ve Yelnya'daki Alman mevzileri vardı. Aynı esnada Almanlann Sozh Nehri boyunca uzanan mevzilerini ele geçirmek için güney istikametinde bir başka karşı taarruz daha başlatıldı . 10. 2'nci ve 3'üncü Panzer Gruplan 20-26 Temmuz tarihleri arasında çakılı beklemek ve Sovyet karşı taarruzlannı savuşturmak durumunda kaldı . Aynı zamanda birliklerin yeniden teşkil edilmesi gerekiyordu. 18'inci Panzer Tümeni'nin ve daha sonra 29'uncu Piyade Tümeni'nin (mat.) güneyine takviye birlik konuşlandırmak da bu gerekli liğin bir parçasıydı . 11. 26 Temmuz'da 20'nci Piyade Tümeni (mat.) ile 7'nci Panzer Tümeni'nin şehrin doğusunda bağlana kurmasıyla Smolensk kuşatması nihayet tamamlanmış oldu. Ne var ki kuşatma altındaki Sovyet 16'na, 19'uncu ve 20'nci Ordu'lanna ait ba21 unsurlann 4 Ağustos'ta kuşatmayı yararak doğu ya kaçmalanna engel olunamadı. 12. Yeniden konuşlandırma sürecinin tamamlanmasından önce, 31 Temmuz'da 2'nci Panzer Grubu taarruza kalktı. Gruba bağlı XXIV. Panzer Kolordusu'nun Oster Nehri'nin her iki yakasına yaptığı taarruzu 1 Ağustos'ta XXXXVIl. Panzer Kolordusu takip etti. Aynı gün 4'üncü Panzer Tümeni Ro slavl'ı ele geçirerek nihayet Sovyet 28'inci Ordusu "Kaçalof Grubu"nu kuşatıp imha etmeyi başardı .

33

oldu. Ancak takviye birlik le rinin ve ikmal malzemelerinjn gecikmesi, hava koşullarının yolları çamur deryasına çevirmesi ve kuwetlerin bir kısmının kuşatılan Sovyet kuwetlerini temizlemekle meşgul olması yüzünden Ekim ayının ortasından itibaren ilerleyişin • hızı bir miktar yavaşladı. Daha sonra bekl ediği ikmal malzemelerinin bir kıs­ mına kavuşan ve Sovyet kuwetlerinin yaptığı bir hatadan faydalanan Guderian, 22 Ekim'de tekrar yola koyularak Moskova ilerleyişi ni yeniden başlatan il k general oldu . Mtsensk'e yapt ığı ilk taarruz başarısızlıkla sonuçlansa da ertesi gün bölgenin kuzeyindeki Bolkhov'da Sovyet savunmasını yarıp geçti. 28 Ekim'de4'üncü PanzerTümeni'ne bağlı Eberbaclı Muharebe Grubu, Tula'nın güneyindeki Sovyet savunmalarını yardı. Guderial bunun üzerine ertesi gün hızlı bir hücumla Tu l a'yı da ele geçirmeye çal ı ştı ancak başarılı o l amadı. Zira bir kere daha ilerl eyişin hızını kesen durumlar baş göstermişti. Guderian, kuwetlerini bir yandan Tula-Orel bölgesinde yen iden toplamaya çalış ı rken bir yandan da sağ kanadını tehdit eden Sovyet karşı taarruzunu savuşturmak zorunda ka l dı. Nihayet 18 Kası m'da ilerleyişine devam edebi len Guderian bu kez de yen i bir Sovyet ka rşı taarruzu yüzünden planın gerisine düştü . Bu karşı taarruz motorize piyade tümenleriyle püskürtüldü. Tu la'ya yap ıl acak olan son taarruz ancak 24 Kasım'da baş l atı l abildi. Üç Panzer tümeni, kuzeydoğudan şehri kuşatmaya başladı. 17'nci PanzerTümeni'nin Venev'e ile rlemesi ve 2-4 Aralık'ta 4'üncü PanzerTümeni'nin Tula'yı ele geçirmeye teşebbüs etmesi yüzünden birkaç gün boyunca uzun zamandır beklenen o yarma hareketinin gerçekl eşmek üzere olduğu düşünüldü ancak 4-S Aralık'ta taarruz akamete uğradı ve Guderian, emrindeki kuwetleri uygun bir savunma mevziinde yen iden toplamaya karar verdi. 5-6 Aralık'ta Sovyet karşı taarruzları başladı ve bu durum Almanlar arasında bir panik havası yarattı. 7 Aralık'ta Tula bölgesindeki Sovyet taarruzu, XXlV. Kolordu'nun (mot.) mevzilerini tehdit eder hale gelince Guderian en sonunda tüm kuwetlerini Tula çıkıntısından çekerek daha batıya, 80 km. boyunca uzanan dar denebilecek bir savunma hattına çekti. Kuwetleri büyük bir tehdit a l tında olan ve hatta birliklerinden bazıları kuşatı l mış vaziyette bulunan Guderian, emrindeki kuwet leri Orel'in önündeki Susha-Oka nehirlerine çekerek daha büyük çaplı bir ricat hareketine karar verdi. 14 Ara l ık'ta ise 2'nci Ordu'nun (dah a sonra geçici o larak "Gııderian" Ordu Grubu olarak ad l andırı l acaktı) komutas ını eline aldı. Bu aşamada Guderian'ın sevk ve idare becerileri sorgulanmaya baş l andı. Hitler, Alman Ordusu'nun oynak bir savunma muharebesi vermeye hazır o lmadığını düşünüyordu (ki haklı olduğu daha sonra ortaya çıkacakt ı ). Dolayı­ sıyla 17 Aralık'ta Guderian'a yerinden kıpırdamamasını emretti. Üç gün sonra Guderian, Hitler'in karargahına giderek kendisinden bizzat geri çekilme izni isted i ancak bu isteği reddedildi. Akabinde kuwetlerinin başına dönüp kendi kararını uygulayarak geri çekilme emri verdi. Bu durumda Hitler'in doğrudan verdiği bir emri uygulamamış oluyordu. Kluge'yle yaşadığı son tartışmanın ardından ise görevinden istifa etmek istediğini bildirdi ve 26 Aralık 1941 'de diğer 40 generalle birlikte görevinden alındı.

...

1941

kışında

gerçekleştirilen

Tayfun hava

Harekatı esnasında

koşullan ve yol ağının yetersiz olması çoğu zaman tırtıllı araçlann hareket kabiliyetini kısıtlıyordu. Tanklar beyaz renkle kamufle edilm i ş olsa da askerlerin hala gri-yeşil kaputlar giymesi fotoğraftaki bir başka çarpıcı detaydır .

(Carla Pecchi)

34

Birlikler Gen el Müfettişliği

Zırhlı

1943 tarihinde Z ırhlı Birlikl er Gen el arazide gö rev ya ptı ğı son tarihin üzerinden iki y ıl geç mi şti ve bu sürede Stalin grad'da ve El Alameyn 'de ciddi ma ğ lubiye tl e r alan Alman Ordusu en nihayet inde savunm a durumuna geçmek zorunda kalmı ştı. Guderian yeni gö revine ba şladığınd a, zırhlı birlikler o za mana kadarki en kötü durumun da bu lunuyo rdu . Eldeki 27 Panzer tümenind en 1942 yılının so nlarında teş kil edil en beş tan es i Ş uba t ve Mart 1943 tarihl erinde la ğvedilmi şti. Bun l arı , M ay ı s ve Eylül ayl a rı a ra s ınd a l ağ­ vedilen dört Panze r tümeni daha izledi (Bunlardan üçü Almanya'da yeniden teş kH edildi). 1943 y ılının Haziran b aş l a rı n d a Kursk taarruzu baş l a dı ğ ı esnada Alman Ordu su' nd a ya l nızca 23 Pan zer tümeni bulunuyordu (Bunlard an da sadece 1 6's ı Doğu Ceph es i' nd eydi). Bu tüm enl ere ek o larak elde 11 Panzergrenadier tüm eni (tan k t a burl a rı yl a destek len en moto rize piyade tüm enleri), 7 Waffen-55 Panzer tüm en i ve Luftwaffe'ye bağlı Panzergrenadier ve Panze r tüm enleri mevcuttu . Üstüne üstlük Doğu Ce phesi'nde ko nu ş lu bulunan Panze r tümenlerinin çoğu nlukl a ya lnı zca birer Pan zer taburu , Pa nzer llI ve iV ta nkl a rının ge li şt i rilmi ş mode llerin e sa hi pt i. Guderi an , büyük çap lı bir yen iden teş kil sefe rberliğin i n derhal ba ş l a tılm ası gerektiği ni a nl a dı. 1943 so nuna kadarki kı sa vadeli hedefi , muh arebe edebil ecek sev iyede ve say ıd a Panze r tüm en i teş kil etm ekti. 1944 ilkba harın a kadarki uzun vadeli hedefi ise Alman Pa nze r kuvvetlerinin mu harebe gücünü eski görkemin e ul aştırm aktı. Bir y ı l ö nceki kaotik o rgan izasyon göz ö nünde bu lund urulu rsa a tıl aca k ilk adım Alman z ırhlı birliklerinin tüm kontrolünü ele a lm aktı ki bu, hedeflerin ge rçe k l eştir i lm es i için en tem el gereklilikti. Guderian bunu ya pabilmek a dın a Hitler'le gör ü ş üp Zırhlı Birlikler Gen el M üfe tti şli ği' n i doğrud an Guderian , 28

Ş ub a t

Müfetti ş liği ' n e a ta ndı ğınd a

Fotoğ rafta bir Panzer tabu ru ka rarg ahın a ait olu p Rusya'daki bir akarsuyu geçerken çam ura sa p la nı p kalan bir Panzer III tankı görü lüyor. Yo lun tı kanması nedeniyle t üm Panzer kolu beklemek durumu nda. Hemen arkada bir Pa nzer IV tankı görülüyor. (Carlo Pecchi)

Gu de ri a n 'ın , Zırhlı Bi rli kler Genel Müfettişliği görevine atan masın a kadarki süreçte Almanya'daki tank üreti mi eşgüdümden uzak bir biçimde sü rüyordu. Bu da hem zaman hem de kaynak is rafı n a yol açıyordu. Hitler, Porsche' nin Tiger tankı prototipini tercih etmemişti ancak teselli olarak görülebilecek bir kararla tank avcısı si parişi verdi ve 1943 yılının ilkba har mevsiminde 90 adet Ferdinand ya da bir diğer deyişle Elefant tank avcısı üretildi (Bu tank avcılan ilk olarak Kursk'a konu ş landınldıys a da tatmin edici olmaktan uzak bir performan s se rgi lediler). (Nik Cornish, WH 833)

35

Moskova, Kas1m-Arahk 1941

+

-•

Alma nl a rın ilerl eyişi A l ma nl arın geri çe k i l işi

- - Cephe hattı, ı 5 Kas ım 1941 - - Cephe hattı, 5 Aralık 1941 40 mil 40km

1. 15-18Kasım1941:lkikoldangerçekleştirilmesl

plantananharekatınkuzeykanadındakonuş/ukıtalar Moskovataarruzunabaşladı.

2.

Guderian'ın2'nciPanzer0rdusu'nabaQlıXXIV. Panzer Kolorclusu.18Kasım'da3'rıcüve4'üncüParızer tümenlerıyledoQudanTula'yataarruzeni; 17'nci PanzerTCımeniisebutıirlikleriçokyakından ıakip

ediyordu. 3.

LUI.Kolordu'nun2'ncı PanzerOıdusu'nurısaQ kanadındangerçekleştııeceQi !aarrnzun18Kas ım·cıa

başlamasıplan lamyorduancakbirSovyetkarşı ıaarruzubuplanake ı vurdu.Nevarki22-23

Kasım·cıaxxxxvıı. PanzerKolordusu·natıaQlı unsur!arındesıe(jiylekarşııaarruzpiiskürtütdii . Akabındeaynı kolorduyabaQ!ı ı o·uncuPiyade Tümeni (mot.) Don Nehıl'nındlQeryakasındabır kôpriıtıaşrtunu .

4.

Guderian'ın24Kasım'dakinihaitaarıuzunda4'ilnciı PanzerTiimeniVenev'ieıegeçirdi.Hemenakabinde XXIV. PanıerKolordusu, Tula'yayapılacaknihal konuşlandırıldı : 3'üncü Parııer Tilmenısolkanada,4'iinci1PanzerTümenlisesaO kanada yerleştirildi.

taarruz için ~eniden

5.

XXXXIII.Kolordu27Kasını'dalaarruzakalktıancak 30Kasım'dadurduruldu.

6

29' uncuPlyadeTümenl(mot.)30Kasım'daKashiraMıkhalkovdemiryoluhatıınaulaştıveardından savurımah.1lınegeçtl. PanzerTümenrnınKashiraislikametındeki kuzeyeiler1eyişi30KasımdaSovye!direnışı

7 17'nci

karşısındaakameteuQradı.Hedetıneulaşamayan

lümenennihayetındegeriçekilmekdurumundakaldı.

8

4'iinciiPanzerTümeni2-4Kasım 'dadQOudanTula'ya taarruzetııancakcepheyiyaramadı:Guderian.

Kotordu'yaDonNehriboyunca almak üzere yeniden konuşlanma

4·5Aralık'taXXIV

savunma

mevzıi

emrıverdı

36

t

Hitler'e bağlamak hususunda onu ikn a etti (Nihayetinde Hitler, Alman Ordusu'nun • başkomutanıydı). Böylece Guderian aradaki kurmay sınıfının kaprisleriyle uğraş­ mak zorunda kalmayacaktı. Ayrıca Guderian, içerisinde Panzer, Panzergrenadier, motorize piyade, z ırhlı keşif, tanksavar ve daha sonra envantere girecek olan ağır taarruz toplarının (Stıırmgeschütz) bulunduğu Panzer birlikleri üzerinde sınır­ s ı z olmasa da çok büyük bir güce kavuştu. Bahsi geçen tüm bu birlikler Panzer ve Panzergrenadier tümenlerinin tamamını teşki l ed iyordu. Guder ia n , Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı'yla işbir­ li ğ i içinde yürüteceği bu görevde ordunun bağımsız zırhlı birlikleri ile Panzer vePanzergrenadier tümenlerinin organ izasyon u ve eği timind en sorum luydu. Buna ek o larak Waffen-SS ve Luftwaffe bünyesinde bulunan zırhlı ve mekanize birliklerin eğit imi ve organizasyonu konusunda genel direktif yayın­ lama hakkına da sahipti. Yeni sila hların gelişimine ve üretimine ilişkin özel isteklerini ise Silahlanma Bakanı Albert Speer ile yakın işbirliği çerçevesinde doğrudan Hitler'e bildirebiliyordu . Bununla da kalmayan Guderian, ülkedeki tüm askeri ok ulların yanında Panzer birliklerinin bir parçasını teşkil eden ve ikmal ve eğ itim birliklerini kapsayan yu rt muhafızları üzerinde de tam bir hakimi yet sahibiyd i (Görevlerinden biri de cephe h attına gönderilm ek üzere durmadan devam eden bir araç ve personel akışı sağlamaktı). Guderian'ın bir diğer sorumluluğu ise muharebe tecrübelerini derleyip yeni teknik ve taktik yönerge ler hazırlamaktı ki bu da kendisine tüm zır hlı ve motorize birlikler i denetleme hakkını veriyordu. Tüm bu gücü elinde bulunduran Guderian, derhal birlikleri yeniden teşkil etme sefe rberliğin e giri şt i. Her ne kadar yeni teşkilat çize lgesinde Panzer tümenlerinin ya lnı zca bir a la yı tanklardan o lu şuyorsa da (200 kadar tank), açıkça belirttiği gibi asıl hedefi, iki alayı tanklardan o lu şan "tank ağırlıklı" Panzer tümenleri teşkil etmekti. Bir diğer planı ise Panzer tümen lerinde, kolordularında ve kritik harekat a l an larında Tiger ve Panter tankları ile Sturmgeschütz taarruz toplarının bir kı sm ını bu araçları nasıl kullanacağını bilen tecrübeli komutanl a rın komutası a ltında bir arada kullanmaktı. İkin c il birlikler düşmandan ele geçiril en araçlarla idare edebilirdi. Böylelikle Panzer birliklerinin muharebe

J

Eski tip bir tank olmasına karşın Panzer III'ler 1943 yılı boyunca yoğun olarak kullanılmaya devam etti. Hatta aynı yılın Ağustos ayına kadar da üretimi sürdürüldü. Fotoğrafta Panzer III (bir tanesi alev makinesiyle teçhiz edilmiş) ve Panzer IV'lerden meydana gelen ve Doğu Cephesi'nde sık sık rastlanan karma bir birlik görülüyor. (Nik Cornish, WH 821)

47 mm'lik topla teçhiz edilen Panze~ager I türünün ilk örneğiydi. Bu tank avcı lan, makineli tüfeklerle donatılmış eski tip Panzer I'leri gerçek birer zırhlı muharebe aracı haline getirme çabasının açık bir örneğiydi. "Guderian" Panzer Grubu'nu temsil eden beyaz "G" harfi ilk olarak Fransa'da 1940 yılında, daha sonra ise 1941 yılında kullanıldı.

(Nik Cornish, WH 911)

37

So n model Panzer IV Ausf. G tankla n ndan müteş ekkil bir zırhlı ko l, eldeki imkan larla ya pılmı ş bi r köprü vasıtası y la bi r Rus nehrini geçiyor, 194344. Her ne kada r Alman envanterindeki en iyi tank olmasa da bu ta nklan n üreti mi Gud e ri a n 'ın tavsiyesi üzeri ne devam etti . Amaç, yeterli miktarda Panter tankı üretene kada r Panzer IV'ü ana muharebe ta nkı ola rak kulla n m a ktı. (Özel ko leksiyo n)

Tamamen zır hlı personel taşıyı cılanyla d onatı lan

bi r moto rize piyade bir liğ i Fra nsa'da geçit töreni düzenliyo r. Guderia n, zırhlı perso nel taşıyı cı la nn kulla nı mını şid d etle

destekliyordu. Ne var ki bu araçla nn sayısının ciddi seviyede artması G u derian'ın Zır h lı Birlikler Genel Müfettişi olmasından sonra mümkü n olabi ldi. Bu gelişmeyle birlikte çoğu Panzer tümeni, bu araçtan bünyesinde bulunduran bir Panzergrenadier taburuna sahip oldu . (Carla Pecchi)

38

e tkin l i ğ in i , Blitzkrieg y ı ll a rının z irvesinde ki n oktaya ul aştırmayı h ed efliyordu . Tüm bunl arı n gerçek l eşt irilm es i için b ir y ıll ık b ir p la n tasa rl a ndı ve b öylece Gud e d r ian 1944 y ılının ilkba h ar m evs imind e ye nide n teş kil edile n Pa n zer o rdu su il e dü ş m a nı bir ke re d a h a muharebe a la nınd a m ağlup etmeyi pl a nl a d ı. Bu pla nı ge rçek l eş tirm e d e ki kritik fa ktö r, bir ya nda n Pa n zer a l ay l a rını muhare b e etkinliklerine ta m m an as ı yl a kavu şaca k şekild e yeniden d o n a ta bilme kke n , b ir ya n da n d a ceph e h a ttınd a ki a layların m evcut gü çlerini koruyabilmekti. 1943 yılının b aşl a rı n d a Alman ta n k ü retimi s ıkıntılı b ir süreçte n geçiyo rdu . Pa n zer IIT' lerin d e d ahil o ldu ğu eski m od el tankl a rın büyük bir çoğunlu ğu , zırhl a rının ve topl a rının yetersiz o lm as ından do l ay ı cephe h a ttın a ko nu ş l a ndırılm aya uygu n görülmüyordu. Ge liştirilm e kte o la n Panzer TV ta nkı h a la u ygu n bir seçen ekti; Tiger ta nkı ise ağırlı ğından ve m a n evra ka bili yetinin yete rsiz o lm as ında n d ol ay ı taa rruz aç ı sınd a n p ek d e idea l say ılmı yo r ve ya lnızca d este k s il a hı o la rak görülüyordu. Bunun ü ze rine muha rebe alanla rında ki ü stünlüğü yenide n e le geçirme k a m acı y l a iy i bir z ırh k a l ı nlı ğın a ve y üksek a tım hı z ın a sa hip yeni Panzer V Panter ta nkı ü retildi. An a muh a rebe ta nkı bunda n böyle Panterdi. Gelgele lim h a la üretim sürecinin ilk aşa m as ınd a o la n Panter, h e m say ı ca azd ı h em d e cidd i güvenlik sorunl a rı ya ra tı yordu . G u de ri a n ' ın , a n a h a t l a rı 13 May ı s ta rihli bir bildiride sunu lan "yen id e n teş kil p l a nı " çerçeves inde, D oğu Cephesi'nde ko nu ş lu o la n 16 Pa n ze r tüm eninde n ü çü din le nme ve yen il e nme a m ac ı yl a ce phe h a ttınd a n çe kildi. Tüm e nle rden bi rinin Pa n zer t aburu , Pa n zer iV ta nkl a rı yl a ta m teşe kküllü şekilde d ona t ı lıp eski gücüne kavu şturulurke n en azında n 15 Pa n zer tüm eni d e yeni

Panter tanklarıyl a teçhi z edilmiş taburl ara kavu ştu . Bu geli ş m e le r, 1943 y ılının Ma yı s ve Ara lı k ayları a ra s ında 1. 700 adet Panter ta nkının üretilmesi sayesinde ge rçe kl eştirilmi şti. Eğitim birlikleri için ayrıl a n 2 30 Panter tankının h ari cind eki tüm Panterl er ce ph e hattın a gö nd e rilmi şti. An ca k G ud e ri a n ' ın tahminl erin e göre, taburla rı eği tm e k için gerekli olan za man da göz önüne a l ınır sa plan lan an muharebe ha z ırlık derecesine 1944 y ı­ lının ilkbahar m evsim inden ö n ce ul aş ılam aya c aktı. Bu pla nın bir olum suz yanı da bu süreçte hala D oğu Cephesi'nde mücadele etmekte o lan Panzer tümenlerinin, harekata ili ş kin tüm zo rlukl ara ra ğm e n neredeyse bir yıl boyunca ya lnı zca birer Panzer taburuyla mücadele etm ek zorund a o lm as ı ydı. Guderi an çözümü, yeni Sturmgeschütz taa rruz to pl arını kullanmak suretiyle geçici Panzer taburl a rı teş ki l etmekte buldu. Gelgelelim sa hip o ldukl arı kı sıtl a rd a n d o lay ı bu araçlar ancak Panze r ve Panzergrenadier birliklerine destek olmak a m a cıy l a kull a nıl a bilirdi. Da ha sı , Ordu , G ud e ria n ' ın s undu ğu bu çözüme büyük bir ş idd et l e it iraz etti. Çünkü bu araç lar piya de tümenlerine z ırhlı destek sağla m a k a ma c ı yla üretilmişti. İl k 11 Sturmgeschützt taburu 1941 yılınd a ko nu şlandırılırke n bunla rı 1943 yazında konuşl andırıl a n 30 tanesi daha izledi (Büyük çoğunluğu Doğu Cephesi'n e ko nu ş l a ndırılmı ştı) .

Barbarossa H are katı'nı n ilk aşam a la nnda Alman piyadeleri bir T-34 tankını inceliyor. 88 mm'lik top lann haricindeki hiçbi r to p bu ta nka tesir edemiyo rdu . Alman lara göre eğe r Sovyet kuwetleri tarafın da n iyi bir şe ki lde ku llanı la bi lseydi bu tank, "savaşı kaza ndıra n bi r silah" olabili rdi. (Nik Cornish, WH 165)

Waffen-55 askerleri 75 mm'lik bir Pak 40 topunun b aşın d a, 1944-45 kışı. Savaşın son yı llan n da elde yete rli sayıda zır h lı mu harebe arao olmadığı için tanksavar toplan giderek daha da önemli hale geldi . (Carla Pecchi)

39

Foto ğrafta ilk mod el Tiger I tankı ve üretim merkezi görülüyor. Fevkalade bi r topa ve ka lın bir zırha sahip olsa da Tiger tankının üretimi bir hayli pahalıya mal oluyordu (her bir tank, topu ve teçhizatı olmadan 250 .000 Mark'a üretilebiliyordu) . Yakıt tüketimi de keza ziyadesiyle fa zlaydı. 530 litrelik bir depoya sahip olan tan k zorlu bi r a razid e ancak 60 km 'lik bi r alanda etkinlik gösterebiliyordu. (Carlo Pecchi)

Ancak etkinlikl e ri ço k kıs ıt­ lı ydı ve 1943'ün orta s ınd a n itiba re n ya şa nan kay ıplar çok ciddi bir hı z l a artmaya ba ş ladı. Bu da eğitiml e rinin yete rsiz o lduğunun açık bir gö stergesiydi. Son uç o larak, Doğu Ce phesi'nde konu ş lu bulunan ço k az sayıdaki Panze r tüme ni , Stıırmgeschütz taarru z topl a rıyl a t eç hi z e dilmi ş ikinci bir tabura sahip olsa da Almanların Sovye t z ırhlı birlik üre timin e karş ılık ve rm e ç abas ı daha ile ri bir no ktaya ul aşa m a mı ş o ldu. 1 Haziran 1944 itibariyl e Ordu bünyesinde to plam 31 Pa n ze r tüm e ni ve 16 Panzergrenadiertüm eni bulunuyordu . Tek d eği ş iklik , eğitim birlikl e rind e n (Pa n ze r Lehr) bir Pan ze r tüm e ni teş kil edilm es i, Panzergrenadier tüm e nl e rind e n beş ade t Waffe n -SS tüm e ni kurulma s ı ve Lu ftwaffe bünyes ind e "H e rmann Göring" ismi y le bir tüm e n teş kil edilm es iydi. Bunun ya nınd a, ilk b aşta tasa rl a nan planın a ksin e tüm Pa n ze r tüme nl e ri Panter il e teçhiz edilmi ş taburlara kavu ş amamı ş tı. He r n e kadar üretim say ıları Gud e rian'ın tahmin le riy le u y u şsa d a (1943' te 1.848 ve 1944 Ma y ı s' ıncla l.468 ad et), 1944 y ı l ının Hazira n a y ı itibari yle Panter taburları be kl e n e n sa y ıya ula şa m a mı ştı. D a ha s ı bu taburlardan ba z ı l a rı stra te jik o la ra k ihti ya tta tutulm a k ye rin e farklı n o ktalarda , farkl ı zamanla rda kar ş ıl aş ılan te hditle re ka rş ı kullanılmı ş tı. Bunun bir ö rn eğ i d e Gud e rian'ın ikin cil h a re ka t a lanı olarak gö rdü ğü İta l ya'nın An zio ke ntine yapıl a n Müttefik ç ık a rm as ıydı. So nu ç o la ra k Haziran 1944 itibariyle d o kuzu We hrm ac ht tüm e nl e rind e (D oğ u Ceph es i' nd e d ö rt Pa n ze r tüm e ni ve bir Panzergrenadier tüm e ni ; Batı Ce ph es i' nd e üç Pa n zer tüm e ni), beş i ise Waffen-SS Panzer tüm e nle rinde (D oğu Ce ph esi' ncle bir, B a tı Ceph esi'nde ise d ö rt tüme n) olm a k ü zere elde aktif o la rak kullanıl a bil ece k yalnı zca 14 Panter taburu bulunuyordu .

Kursk'taki Tank Muharebesi, Temmuz 1943 Gude rian, 28 Şubat 1943 'te, ya ni 5 Te mmu z tarihli Kursk taarruzundan dö rt ay kada r ö nce Zırh l ı Birlikler Ge nel Müfetti ş i o larak a t a ndı. Zitade/le Hare katı'n a ş idd e tl e k a rş ı ç ıkan Gude rian , bu d ö rt a ylık süreyi ye ni Panter tankının ge li ştirilm es in e neza ret e tme kl e geçirdi. Muha rebele rdeki ü stünlü ğ ü ye nide n ele geçirme k için üretile n ve Alm a nl a rın yeni a na muha rebe ta nkı o lm as ı pl anlana n Prmterta nkı da h a ilk a şam a larda bile ciddi pro blemle re sa hipti ve Temmuz 1943 tarihi itiba riyle h az ır o lm aktan bir ha yli u za ktı. 1 Te mmuz'a kada r üretile n 800 Panter ta nkının 200' ü Kursk'taki 39'uncu Pa nze r A la y ı ' n ı n ("von La ııclı ert" Panter A layı ) bünyesinde k o nu ş l a ndırıldı. Taa rru zu n sona erdi ği 16 Temmuz'd a düş man bu tankla rda n yalnızca 42 ta n esin i saf dı ş ı bıra kabildiyse d e a l ayın elinde kull a nıl a bilir d urumda ya lnı zca 43 tan k ka lmı şt ı çünkü d i ğe r ta nklar ya a rı za l a nmı ş ya da h asa r a lmı ş tı . 40

Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı Gude rian'ın Z ırhlı

Birlikler Genel Müo larak yapmay ı planladığı organi zasyon el d eği ş imler, umdu ğu ora n da b aşa rı ya ula ş mamı ş tı. Batı Panzer Grubu'nun şu ifadesi de bu durumu o rtaya koym a kt a dır: "Ge li şe n silahl a ra ve araçlara rağme n 1944 yılının tümenleri, 1939 yılındaki Panzer tümenl erinin muha rebe gücünün ya lnı zca üçte birine sa hiptir." G uderian , 20Temmuz 1944 tarihinde Hitler'e karş ı yapılan suikast gi.riş iminin ardından Kara Kuvvetl eri Kurmay Baş kaniığı ' na atandı an cak aynı zamanda Ge nel Müfettiş görevini sürdürmeye de deva m etti. Gelgelelim pek çok başka meseleyle meşgul o lmak zo runda kaldığı içi n 1944 yılının sonba h a r ve kış aylarında Panzer birliklerinin durumundaki geli ş m e l e ri yeterli oranda in celeyece k ve bu duruml arla ilg ilenecek vakti bulamadı. Silah ve personel e ks ikli ği yetmiyormuş gibi Hitler'in i ş l e re sürekli karışması da göz ö nünde bulunduru lursa, deva m eden Kızıl Ordu taa rru zları karşı s ınd a G ud er ian'ın yapab il eceği pek de bir şey yoktu. Gude ri a n ve 1-litler'in aras ın ­ daki ili ş ki ise problemli den ebilecek bir düzeydeydi . Hatta Guderian birkaç kez Hitler'le tartı ş maya bile girmi şti ancak yine de Hit ler'in ve rdi ğ i emirleri sa dık bir şe kild e yerine getirdi ve bir noktaya kadar "bir ka rı ş bile toprak verilmeyecek" strate jisini u ygu lama y ı sürdürdü . Bunu ya pma s ının nedeni , 1941 yılının Aralık ay ında Moskova önlerlnde ed indiği tecrübelerin yan ında muhtem elen doğduğu şe hrin bir taarruz tehdidiyle ka rş ı karşıya o la n Doğu Almanya'da bu l unm as ıydı. Ağu stos 1944'te Sovyet yaz taa rruzunun kuzey k a n a dı , Kuzey OrdularGrubu'nu ku şatılma tehlikesiyle karşı karşıya bırakın ca G uderian , Merkez Ordular Grubu'yla zayıf denebilecek bir karş ı taarruzda bulundu . Taarruz fettişi

Yukanda: Piyadeler Sturmgeschütz III'lerden oluşan bir kolun yanından geçiyor. Bu taarruz toplan her ne kadar piyadelere zırhlı top desteği sağlamak için üretildiyse de 1943 yılı itibariyle tanklara karşı da yoğun olarak kullanıldı. (Carla Pecchi) A şağıda:

Bir Panzer II Tiger !tankıyla birlikte hareket halinde, 1944 yılının ba ş lan , Anzio , İtalya. Guderian tüm modern tanklan doğuda ve batıda ana muharebe hatlannda toplamak istediyse de Tiger ve Panter tanklan İtalya'da da kullanıldı (Carla Pecchi) tankı,

• !

başarıs ı zlığa uğradığında

ordular gurubu geri çekilmek istedi ancak Guderian her ne kadar aynı görüşte olmasa da Hitler'in geri çekilişe izin vermeyeceği cevabında bulundu. Sonuç olarak Kuzey Ordular Grubu, Courland'de küçük bir cepte kuşabldı. 8 Ağustos'a gelindiğinde ise Güney Ukrayna Ordular Grubu'nun karargahından Guderian'a bir mesaj ulaşb. Buradaki birlikler, Romanya'nın na sı l bir pozisyon alacağı kestirilemediği için Karpatlar ve Aşağı Tuna istikametinde bir stratejik ricatın gerekli olduğunu belirtiyordu. Hitler'le görüşen Guderian kısa süre içinde bu yönde bir emir vermeyi "umd u ğunu" söyledi. 20 Ağustos'ta Sovyet taarruzu başladı ve büyük bir karmaşıklığın içine sürüklenen Rumenler savaş mayı reddetti. Bunun üzerine "başarabilen" Alman kuvvetleri acilen Karpatlar-Aşağı Tuna hattına çekilmeye başladı. Birkaç gün sonra teslim olan Romanya taraf değiştirerek Sovyet ler Birliği'nin safına geçti. Bulgaristan'da da aynı şey yaşand ı. Eylül ayına ge lindiği nde rüzga r Macaristan için de Sovyetler Birliği tarafından esmeye başladı. Bunun üzerine Guderian derhal Budapeşte yakınlarına Panzer birlikleri gönderdi. Macar lider Amiral Horthy'nin tutuklanması ve yerine Arrow-Cross Partisi'nin sadık lideri Sza lasi'n in geçirilmesiyle "siyasi muharebenin" kazanıldığı ilan edildi ve Macarlar ile Almanlara cepheyi korumaları çağrı sında bulunuldu. Bu o lay, Guder i an' ın Doğu Cephesi'ndeki yegane zaferiyd i. 1944 yı lının A ral ı k ayının ortalarında Guderian Budapeşte'nin Sovyet kuşatması tehdidiyle karşı karşıya kaldığını gö rün ce Güney Ordular Grubu'n un komutanına defalarca Kızı l Ordu'nun kuzeydeki öncü unsurlarına karşı taarruza geçmesi isteğinde bulundu. Gelgelelim gerçekl eştirilen karşı taarruz, piyadelerin Panzer öncü unsurlarına gereken desteği vermemesinden dolayı akamete uğradı. Bunun üzerine Guderian, tümenlerden takım l ara kadar her bir askerin ve aracın düşmana taarruz etmesini emretmekten başka bir şey yapamadı. Ayın sonuna doğru Budapeşte'deki kuşatma tamamlanmak üzereyken bölgenin tahliye edilmesi öne ri sin i de reddeden Guderian, daha sonra fikrinden cayarak kararı Hitler'e bıraktı. Hitler'in emri, tahmin edileb il eceği gibi gönderilecek bir takviye kuvvet, şe hri kurtarıncaya kadar Budapeşte'nin savunu lm ası yönünde oldu. Bu dönem aynı zamanda Ardenler Taarruzu'nun gerçekl eşti rildiği döneme de denk gelmektedir. Bu taarruz Doğu Cephesi'nde savunma durumunda bulunan çok değerli birliklerin Batı'ya konuşlandırılmasını gerektirdiğ i için Guderian bu girişime şidde tl e karşı çık­ mıştı. Zira Guderian'ın 5 Ocak 194S'te Güney Ordular Grubu'nun karargahına yaptığı bir ziyarette durumun ne kadar vahim o ldu ğu ortaya çıkmıştı. Bir kere daha

Askerler bir Tiger I tankını tamir ediyor, Cephesi, 1944. Savaşın son yıllarında Tiger tanklarının ve diğer zırhlı muharebe araçlarının genel olarak birbirinden farklı münferit birimlere dağıtılması bakım ve onanm açısından birçok probleme yol açmıştı. (Carla Pecchi)

Yukarıda: Doğu

Aşağıda: Fotoğrafta seri üretim halindeki ilk Panter tan klan görülüyor. T-34'lere cevap verebilm ek adına geliştirilen Panter tanklarının üretimi Eylül 1942'de başladı. Mayıs 1943'e kadar 250 tank talep edilse de yaşanan birtakım problemlerden dolayı Kursk'a yalnızca 196 Panter konuşlandırılabildi . (Carla Pecchi)

43

Doğu

-•

Cephesi, Haziran 1944-Nisan 1945 Sovyet ilerleyişi, 22 Haziran ı 944

-=-;>- Sovyet ilerleyişi, 13 Temmuz 1944



Sovyet ilerleyişi, Ağustos 1944

••••• --•

Sovyet ilerleyişi, 14 Eylül 1944





=P" Sovyet iterleyJşl, 20 Ağustos 1944 Sovyet ilerleyişi, 24 Eylül 1944

, __... Sovyet ilerleyişi, 12 Ocak 1945

t

- - Cephe hattı, Haziran 1944 - - Cephe hattı, Eylül ı 944

- - Cephe hattı.Aralık ortası 1944

•Demjansk

- - Cephe hattı, Mart 1945 Alman sınırı, 1939 Polonya, Utvanya, Letonya, Estonya ve -------- Sovyetler Birliği sınırları, 1939 ı ı,,,,

.... •.

t~f;n~!~ba~~!IS1r7,"ı ~~ık edilen

"'" ........ Alman-Sovyet

-

-

- Romanya

- - Ulusal

sınırı,

1940-41

sınırı, ı 940

sını rlar,

1941'insonu

B a I tık

Korsun•

HIRVATI STAN ıoomil

.

,~------~ Sarajevo 100km

44

Sovyet yaz taarruzu (Bagration H arekatı) 22 Haziran 1944'te başlad1. Temmuz ayının sonuna kadar Alman Merkez Ordular Grubu'nun büyük kı smı im ha edildi; ka lanlar ise 1939 yılının Polonya sının na püskürtüldü. 2. Sovyet 1'inci Ukrayna Cephesi 13 Temmuz 1944'te Polonya'nın güneyinden taarruza kalktı ve Ağustos sonunda Alman Kuzey Ordular Grubu'n u Vistula Neh ri'nin d i ğer yakasına püskürttü. 3. Ağ u stos 1944'te başlayan Sovyet yaz taarruzu Alman Kuzey ve Me rkez Ordular Grubu'nu D oğ u Prusya'ya, Va rşova'ya ve kuzey istikametinde Baltık la ra kadar itti. 4. 2'nci ve 3'üncü Ukrayna Cephesi 20 Ağustos 1944'te Balkanlar'da taarruza geçti; 25 Ağustos'a gelindiğinde Romanya teslim oldu ve 1.

Sovyetler

Birliği safına

geçti (9 Eylül 1944'te Bulgaristan da

ay nı nı

yaptı) .

Böylece bölge topraklannın büyük kısm ı Sovyetler'in eline geçmiş oldu . 29 Ağustos'a gelindiğ i nde Sovyet kuwetle ri Tuna Nehri'ne

u laşb

(Finland iya ise 4 Eylül 1944'te Sovyetler

Birliği'ne

teslim oldu). 5. 14 Eylül 1944'te Alman Kuzey Ordular Grubu'na karşı yeni bir taarruz başlatıld ı ; Eylül ayının sonundan Ekim'in ortalanna kadar

Baltık devletleri büyük oranda temizlendi . Alman lar Kurlandiya Kurland Ordular Grubu tarafından savunuluyordu) ve Mernel'de kapana k-ıstınld ı . 6. Kızı l Ordu 24 Eylül'de Macaristan ve Yugoslavya'ya karşı taarruza geçti; Aralık ortasına kadar Macaristan'ın büyük kısmı ele geçirildi. 1944 Noel'inde ise Budapeşte kuşatıldt. Şehir ancak 1945 yılının Ş u bat ortasına kadar dayanabildi. Almanlar Mart 1945'te bölgedeki petrol sahasını elde tutabilmek için Balatan Gölü çevresinde bir k a rş ı taarruz gerçekleştirdi. yanmadasında (yalnızca

7.

Kızıl

Ord u 12 Ocak 1945'te Almanya istikameti nde büyük bir

taarruz b aş lattı. 31 Ocak'ta Sovyet 1'inci ve 2'nci Belarus Cephesi Frankurt yakınlannda Oder Nehri'ne ulaştı ve Berli n'in 60 km yakınına kadar geldi. Taarruz, Oder ve Neisse nehirleri boyunca ilk olarak gü neye, ardından da kuzeye doğru genişled i . 16-20

Şubat

! 945'te Königsbe rg'in

doğ u sunda gerçekleştirilen

Alman karşı taarruzu başansızlığa uğrayınca Km l Ordu hız la kuzeye ilerleyip Alman Kuzey Ordular Grubu'nun bağlantısını kopard ı ve Oder boyunca Stettin'e kadar bi r cephe hattı teşkil etti.

Hitler h er türlü ri ca t ö n erisini reddetti an ca k Kı zıl Ordu 'nun 13 Ocak'ta A O rdu lar Gru bu ve Merkez O rdular G urubu 'na karş ı baş la ttığı taarruzla birlikte çökü ş kuruntul a rı gerçek bir o lgu h aline geldi, Hitler'in son kez Berli n'e d öndü ğü 15 Oca k'ta G uderian "e ldeki tüm birliklerin " Doğu Ceph esi'n e na kledilmesini istedi, Bunun üzerine Hitl er Maca rist an 'daki petrol ya takl arını elde tutabilmek için Ardenler'de çarp ı şa n birli klerden bazıl arını Maca rista n'd aki G üney O rdular Gurubu' na akta rm aya karar verdi. 16 Oca k'ta D oğu Ceph esi' n in ko ntrolünü d oğrud a n eline ala n Hit le r' in ilk h a ml esi, Heinrich Himml er' i yeni k urulan Vistula O rdular Grubu ' nun ko muta nı ve geri bölgelerdeki ulusa l sav u nmanın idarecisi o larak atam ak o ldu , D oğu Cephesi'ndeki son Alm an taa rruzu büyük bir başa rı s ı zlı kl a so nu ç l a ndı. Bud a peşte' nin k urta rılm as ı a m ac ıyl a baş l a tıl a n t aa rruz ilk aşa ma d a iyi bir iv m e ya ka l a dı. Öyle ki Guderian taa rruzu büyü k bir h arekata d ö nü ştürm eye bil e karar verdi anca k ayın sonuna d oğru harekat kesin suretle başarıs ı zlığa u ğ radı, Arde nl e r'den gelen birlikler ise Ma rt ay ınd a cepheye ula ştı ve Ba lata n Gölü bölgesinde 6' ncı SS-Pan zer Ordu s u ' nurı baş ını çe kti ği taa rruza dahil edildi, Bu durum G ud eri a n ' ın 6' n c ı SS-Pan zer O rdu su 'yla Doğu 'd a n Be rlin'i tehdit etmekte o la n Sovyet kuvvetlerine ka rş ı bir taa rruz ba ş l a tm a p lanın a en gel o ldu . Aynı esn ada da Starga rd 'd an Po m eran ya'ya doğ ru baş ka b ir Sovyet t aa rru zu b aş l a dı, Ar tık gü d ü len tek am aç Berlin 'e ya kl aşa n Sovyet kuvvetlerini gecikti rm ekti ve bu da Himmler'in pek de becerikli o lm aya n sevk ve ida resinde ge rçe kleşecekti. 10 gü n boyunca Himml er' in gereken kuvvet leri to pl a m asını bek leyen G ude ri a n, 13 Ş ubat'ta Himml er' in ve ki li Gen era l Wa lth e r Wenc k' i bir t aa rruz baş l a tm aya ikna etti. Ayın l S' in de tek bir tü m e nle b aş l aya n taarruz e rtesi gün ll 'inci SS-Pa nzer Ord usu ' nun ka tılımı yl a gen el bir taarruza dö nü ş tü , 3 gün boyunca deva m eden ve an ca k 5 km ilerl enebilen t aa rruz en n ih ayet inde durduruldu . 10 gün sonra Gün ey O rd ul ar G uru bu'n un ko mu ta nı Gude ria n 'a askerlerin in ar tık savaşmak i stemed i ğ i n i ve savaşın kaybed ildi ğini söyled i. Bu a r t ık h erkes in ma lumuyd u ancak h ala

Bir piyade taa rruz bi r liği Normandiya'da bi r Panter tan kı nın üzerin e tır ma nı yor, Hazi ran 1944, Hala eği ti m le ri deva m eden birkaç Panter tab uru, Müttefi klerin ilerleyişi ni durdu rmak ve aka mete u ğ ra t m ak içi n alelacele Kuzeybatı Avrupa'ya gö n deri lmi şti, Böylece Guderian'ın mu harebe etkin liği yü ksek Panzer tümenleri içi n bir çekirdek olu ştu r m a ça ba la nna ket vuru lm uş oldu, (Özel ko leksiyo n)

45

Alman askerleri, muhtemelen hasarlı bir köprüden düştüğü için ters dönmü ş olan bir T-34 tankını inceliyor. Kalın ve eğimli zırhı ve 76 mm'lik topuyla T-34 tankı 194142 yılının tüm Alman tanklanndan daha iyiydi . Bu tanklara yalnızca 100 metre ya da daha yakın bir mesafeden ve arka kı s mındaki zayıf noktaya nişan alındığında zarar veri lebiliyordu. (Carlo Pecchi)

46

kü çük baş arılar elde etm ek müm kündü . 20 Mart'ta Hitl e r'i Vistula Ordular Grubu'nun komuta nı olan Himmler'i azletmesi ve yerine Gen eral Heinrici 'yi geçirmesi konusunda ikna eden Guderian böylelikle son ki ş i se l ba şarısını elde e tmi ş oldu . Bir hafta sonra Küstrin 'i kurtarmak adına Oder Nehri üze rinden gerçekleştirilen bir karşı taarruzun ba şa rısızl ığa u ğra ma sı sonucunda Hitler'le so n defa tartı şa n Guderian'a a l tı haftalık bir ha stalık izni verildi. Bu süreçte Hitler onun yerine General Hans Krebs'i getirdi. Bu atamanın e rtesi günü Guderian Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı'ndan ayrılıp Zırhlı Birlikler Genel Müfetti ş­ liği ' nin karargahına gitti. Burada Almanya' nın resmi teslim ta rihinden iki gün sonra, yani 10 Mayı s'ta ABD kuvvetl erine teslim oldu .

HASIM KOMUTANLAR Her ne kadar Panze r birlikle rinin gelişimini de kapsayan Alman zırhlı birlik muharebes i, askeri tarihin en ço k ça lı ş ılan konularından biri olsa da Almanya , tank gelişiminin ya da z ı rhlı birlik muharebesinin öncüsü ya da en büyük savunucusu sayılma zdı. Bu onur ilk o lara k Birin ci Dünya Savaşı'nda tankı geliştiren Birl eş ik Kra ll ık'a ve ardından Fransa'ya aitti. Almanya'nın ça baları ise bu ülkelere nazaran bir adım gerideydi. İki savaş arası dönemde z ırhl ı birlik muhare beleri a l a nında teknik ve teorik a ç ıdan pek çok gelişim yaşa ndı. Heinz Guderian'ın ge rçe k bece ril erin e ili ş kin e fsan e le rin büyük çoğunluğu da İkin ci Dünya Savaşı'nın ilk yıllarında Alman Ordusu'nun bu teorileri uygulamaya koyma s ının ardından doğmu ştu. Her ne kadar Guderian, Almanya'da zırhlı birlik muharebele rinin öncülerinden biriyse de (tek ba şına olduğu kesinlikle söylen em ezdi) uygulamaya koyduğu d oktrinin büyük kısmı , z ırhlı birlik muharebesi teorisyenl erinin bayrak taşıyıcılarından olan İngiliz subay John Frededrick Charles Fuller ba ş ta olmak üzere farklı ki ş i ve kaynaklardan alınmıştı. 1878 y ılının Eylü l ayında West Sussex'te doğa n ve 1899 yılında Sandlıur st ' ta orduya katılan Fu ll e r, 1913 'te Cambe rley'deki Kurmay Oku lu'na girdi. Birinci Dünya Sava ş ı'nda Fransa'da kurmay subay o lara k görev ya pmas ının ardından en nihayet ind e Tank s ınıfına dönü ştürü l ecek olan Makine li Tüfek s ınıfının "ağır" koluna dahil edildi. 1917'de Ca mbrai 'de ge rçe kl eştiril e n tank taarruzunun planlama sürecin e da hil o lan Fuller, 1918 so nbaharınd a ki nihai taarruzda da bulundu . " 1919 Planı" ad ındaki ilk gerçek z ırhlı birlik muharebesi doktrinini de bu dönemde o rtaya koydu. Fuller'in tecrübelerin e dayanara k o rtaya koyduğu teor iye göre, il erlem e hı z l a rının yavaş o lm as ı ve dü ş m a nın a n a direniş h att ının ya rılm as ının a rdınd a n taa rruz ivme lerinin giderek aza lm a eği limind e bulunmasından dolayı piyadeler düşman h at larını ya rma ya ta m m a n as ı y l a muvaffak olamıyordu. Full e r bu acil problemin

çözümünün tanklar olduğunu gördü ve gerçek anlamda belirleyici birer araç olarak kulla nılmaları yönündeki fikri geliştirdi. Tanklar; zırhları, ateş güçleri ve hareket kabiliyetleri sayesinde düşman ateşine rağmen ilerleyebiliyor, düşman savunmasını parçalayıp hattı yarabiliyordu. Fuller, tamamen tanklardan oluşan bir ordu kurmayı önerdi. Böylece cephe hattının yarılmasının ardından tanklar düşman hatlarından içeri doğru öyle derin bir ilerleme kaydedecekti ki, düşman tekrar sabit bir cephe hattı kuramayacaktı. Bu, piyade taarruzuyla gerçekl eştirilemeyecek bir girişimdi. O zamanlar radikal olduğu düşünülen bu teori modern savaşın seyrini değiştirdi. Bu yeni muharebe şe kli, düşmanın gücünü azaltmak üzerine kurulu yıpratma muharebelerinden ya da bir bölgeyi ele geçirme amacıyla düşman hattını yarmak için gerçekleştirilen taarruzlardan ziyade düşmanın ana muharebe hattını tekrar teşkil edemeyeceği şekilde derin bir ilerlemeyi öngörüyor ve böylelikle tüm cepheyi çökertmeyi hedefliyordu. Fuller'in sürpriz, temerküz ve hareket kabiliyeti gibi temel prensipler üzerine kurulu teorileri iki savaş arası dönemde Fransa, Sovyetler Birliği ve Almanya da dahil olmak üzere pek çok ülkede incelendi ve geliştirildi. Bu teoriler, İkinci Dünya Savaşı'rıın ardından daha büyük bir kabu l edilebilirlik noktasına ula ştı. Fuller'in çalışmalarına 1920'lerde Basil Henry Liddell Hart'ın incelemeleri de eklendi. Hart, Birinci Dünya Savaşı'nın ilk yıllarında Batı Cephesi'nde görev yapmış ancak uğradıkları bir gaz saldırısının ardından sağlığı olumsuz yönde etkilenince İngil iz Ordusu Eğitimi'nin Genel Müfettişi olarak atanmıştı. Savaşın ardından Ordu Eğitim Sınıfı'rıa dahil edilen Hart, 1920 y ı lında resmı Piyade Talimnamesi 'ni yazdı ve 1927 yılında yüzbaşı rütbesiyle emekli oldu. Savaş muhabiri, yazar ve özellikle de mekanizasyonun problemleri üzerine derinlikli çalışmalar yürüten bir teorisyen olarak ismini duyurdu. Fuller'den çok daha büyük ba şa rılar ve tanınırlık elde eden Liddell Hart gelecek savaşların mekanizasyon ve hava kuvvetleri temelinde yürütüleceğine ili ş kin fikirlerini teoriye döktü . Ordular tam manasıyl a mekan ize ve motori ze hale gelmeliydi; başı çeken unsur tanklar olmalıydı ve ordular, savunma hatlarını

Kamuflajla gizlenmiş bir Artil/erie Panzer Beobochtungswogen III. Topla teçhiz edilmiş bu zırhlı gözlem arao Şubat 1943'te Pan zer III temel alınarak geliştirilmişti . Zırhlı ve kundağı motorlu topçu birliklerinin kullanımına sunulan araç o tarihten itibaren Panzer tümenlerinin standart un surlanndan biri haline geldi. (Carla Pecchi)

47

ya rıp

, 1

~

Panzer II Ausf. L"Luchs", Panzer II ta nkının son t üreviydi. Bu keşif ara cından yalnı zca 100 adet üretildi. Zira sava şın so n yı lında Panze r tüm enleri , işe ya ra r, brb llı ve zır hlı bir keşi f ara cı na ziyad esiyle ihtiyaç duyuyo rdu. (Carla Pecchi)

geç m eye muktedir o lup ko muta, ko n tro l ve muh a b ere siste mi aç ı s ın da n "vuru c u bir g ü ce" sa hip o lm a lı ydı. Taktik ve ope rasyo n e l seviyed e o r tak fiki rle re sa hi p o lsa la r d a Fulle r ve H a rt'ın ya kl aş ımı t a m amen fa rklılık a rz edi yo rdu . Ha rt , d e nges izlik ve ka rm aş ı k lı k yara taca k y ıkı c ı bir d arbe in direbilm e k a m ac ı y l a dü ş m a nın e n zay ıf n o ktas ın a t aa rru z e tmeyi ö n göre n "d o la y lı tutum " strate jisinde n ba h sediyo rdu. Böyle bir h ed efi gerçe kl eş tire bil ece k e n iyi yo l hı z ve esnekli k temelinde ki m e ka ni zasyondu . Böylece m o d ern o rdular d ü ş m a nın ana savun ma hattını ya ra bil ecek ve a rdınd a n gerçe kl eş tiril ece k o lan strate jik bir il erleyi ş l e başa rının m eyvelerini to pl ayabil ecekti. Bu da anca k zırhlı birlikl e rin bütün o rdunun baş ını çekm esiy le mümkün o la bilirdi. Full e r ve Liddell Hart ' ın o rtaya koydu ğu teorilerin Alm a n O rd usu' nun uyg ulamaya koydu ğu teorile rle be n ze rli ğ i gün gi bi o rt a d a dır. Birli kle rin belli bir n o ktad a top l a nm as ı , dü ş m a n h a ttının zayıf n o kt as ın a ge rçe kl eş tiril e n sürpri z bir taa rruz, esn e klik ve zırhlı birlikl e rin dü ş m a n h a tl a rınd a n içeri doğ ru gerçe kl eştirdi ğ i d e rinle m esin e bir il e rl ey i ş, İkin c i Dünya Savaşı ' nın ilk y ıll a rınd a ki Alman za ferle rinin a rdınd a n iy ice bilinir h a le gele n ka vra ml a rdı. Ge lgelelim Alma n ya'd a z ırhlı birlikle r ü zerin e ça lı şa n teo ri sye nl e rin fikirl erini u ygulatma ko nu sunda ya kal a dıkları başa rı y ı İn g ili zl e r ke ndi o rdul a rında ya ka l ayamamı ştı.

Fotoğ rafta 37 mm'lik bir Pak 35/36 görülüyor. 1934'te ge liştirile n bu to p o dö nemin tekn oloji k olarak en ge lişmiş to puysa da 1940 yı lı nda eski bir model haline geldi. Çü nkü arbk kalı n zırh lı Fransız ve İ ngiliz tank lannı delip geçemiyordu. Bu yüzden en nihayeti nde bu topa mürettebab tara fı ndan "kapı bklatan" lakabı takıldı. (Özel koleksiyon)

48

İngiliz Ordusu 1926 yı lınd a "Deneysel Mekanize Kuvvet" ad ıyla dünyanın ilk mekanize birliğini teşkil etti. Mayıs 1927'deki manevraların en önemli parçasını teşkil edecek olan birliği ilk başta Fuller'in komuta etmesi planlanıyordu. Ne var ki Fuller küçük detaylar konusunda Harbiye Nezareti'yle tartışmaya girince görevden azledildi. Lidd ell Hart ise aynı esnada DMK'nın kökenine ili ş­ kin kavramı tümden şiddetl e e leşti­ riyordu. Yaşanan bu duruma rağmen z ırhlı birliklerin geliş imi 1930'ların ortasına kadar sabit bir ivmede devam ett i. DMK'nın eld e ett i ğ i tecrübeler ise "mor kitap" ya da diğer bir deyişle Mekanize ve Zırh lı Birlikler ismindeki ilk resmi talimnamenin tem elin i oluşturdu. Telsizlerin ge l işimi ise İn ­ gi li z zırhlı birlik taktiklerinde önem li bir s ıçrama yaşanmasını sağladı. 1930 y ılının yaz mevsiminde gerçekleşt iri­ len manevrada, muharebe alanların­ dayken karargahıyla irtibat halind e o lan mekanize bir liklerin ne kadar etkili o lduğu kanıt l anmış oldu. Ertesi y ı l tek bir komuta tankının sevk ve idaresindeki deneysel bir tank tugayı ile bir manevra daha icra ed ildi. Tüm bunlar, zırhlı birlikler muharebesinin gelişiminde Birleşik Krallık'ın diğer ülkelere nazaran ne kadar önde o lduğunun gösterges iydi. Ne var ki Birleşik Krallık 1935-37 yıllarında, yeni geliştirilen Alman Panzer birlikleriyle birlikte teknik ve teorik üstünlüğünü kaybetti. Bunun elbette pek çok sebebi vard ı. Büyük Buhran, pasifist hareketin etkileri (Almanya'da bu durumun tam zıttı yaşan maktaydı) ve kısıtlı kamu harcama l arının s ilahlı kuvvetlerin farklı sınıf­ l arına ak tarılma sı kararı bu sebeplerden yalnızca birkaçıydı. Bunun yanında bir diğer önem li sebep ise zırhlı birlikler muharebesi teorisyenlerinin zor zamanlardan geçmeleri ve ilgilerini büyük oranda yitirmeleriydi. Fu ller 1933 yılında ordudan emekli olurken Liddell Hart, ilgisini hava muharebelerine yöneltip 1932 yı lından itibaren strate jik hava gücünün gelecekteki savaş l a rd a belirleyici bir rol oynayacağını ve B i rleşik Krallık'ın deniz ve hava stratejilerine odaklanarak kıta Avrupa'sındaki savaşlara kara kuvvetleriyle müdahil o lmaktan kaçınması gerektiğini savunmaya baş ladı. Liddell Hart, İ s­ panya İ ç Savaşı'nda elde edilen tecrübelere dayanarak bir başka çıkarımda daha bulundu. Ona göre, tanksavar sila hl arının ge l işim i muharebelerde tankların etkisini ciddi oranda azaltmıştı. Hart, artık muharebelere uygun tek tank türünün hızlı hareket eden hafif tanklar o ldu ğunu düşünüyordu. Elbette bu konuda araştırılması ve üzerinde çalışılması gereken pek çok nokta mevcuttu. Bu noktaların üzerine gidilmesi, hızlı hareket eden hafif tanklardan (süvari birliği

İmha edilmiş

bir Fransız Char 81 (bis) ağır tankı, Mayıs 1940. Guderian'ın yarma hareketini engellemek amaoyla Stonne'da gerçekleştirilen karşı taarruzda kullanılan bu tank, standart 37 mm'lik top karşısında sağlam kalabiliyordu. Almanlar bu tankı ancak ağır top ya da uçaksavar topu kullanarak imha edebiliyordu. (Carlo Pecchi)

49

niteliğind e), yavaş

h areket eden a ğır " Piyade" (d estek sa ğl a m a k a m açlı) ve son o larak m an evra h a re ka tl a rınd a kulla nılma k ü zere üretilen "Cruiser" ta nklarınd a n o lu şa n karma bir zırhlı birliğin kurulm as ın a ka t kıda bu l unmu ş oldu . Birleşik Kra llık O rdusu , 1931 yı lında den eysel bir h edefl e l ' in ci Tan k Tugayı ' nı kurdu. 1934 yılınd a ka lıcı hale ge len bu birlik 1938 y ılınd a Ha re ketli Tüm en 'e, 1939 y ılında ise Zırhlı Tümen 'e d önü ştü r üldü . Bu birlik 1940't a Tank Tu gay ı 'y l a birlikte Birleş ik Krallık O rdusu 'ndaki tek zırhlı birlikti. Bu n o ktada dah a sonra 7'n ci Zuhlı Tümen a dını ala cak o lan Mı s ır ' daki Hareketli Kuvvet'ten bahsetm ek ica p etm ektedir. Bu kuvvet İn gili z tank muharebele rinin gerçek ö n cül eri nden biri o lan Sir Percy Clegh orn Stanley "Ho bo" Ho bart ta ra fınd a n 1938 yılında kuru ldu . 1885 yılınd a Hindista n 'da d oğa n Ho ba rt, Woo lw ic h 'teki Kra liyet Askeri Akade mi si' n e girip akabinde Kra liyet İ stihka m S ı nıfı ' nda görevlendi rilm ed en ö n ce ta rih, sa n at ve edebiyat üzerine eğitim a ldı. Lidde ll H a rt ' ı n ça lı ş m a l a rınd a n etkil enm esinin a rd ından ise 1923 y ı lı nd a Krali yet Tank S ını ­ fı'n a atanmak üzere gö nüllü o ldu. 1934 y ı l ınd a Tu ğge n e ra l o l m as ının a rdın­ dan l ' inci Tank Tu gay ı ' nın ko mut as ını üstl en ip Kra liyet Tank S ınıfı Mü fetti ş i o la ra k gö revlend irilen Ho ba rt, Alm an mevkida ş ı G ude rian ' ın aksine tem elde eko no mik kayn a kların kı s ıt l ı o lm as ın a daya n an probleml erle ka r ş ı ka rşı yaydı. 1937'de Z ı rhlı Muharebe Araç l a rı (ZM A) konu sunda özel o la rak gö revlend irilip Ka ra rgah İ ş l er i Komuta n Vekili o la ra k ata n an Ho ba rt, dah a so nra Askeri E{,>itim Ko muta nı o la rak görevle ndi rildi. 1938 y ılında Tümge ne ral rütbes ine terfi edip Ha reket li Kuvvet olarak a dl a ndırıl aca k o la n b irli ğ i kurm a k üzere M ı ­ s ır 'a gitti. Bu kuvvet 1940-41 kı ş ında birkaç ay içinde S ire nay ka' yı ele geçirip İ ta l ya n O rd usu' nu pa ramparça ed en O'Co nn o r ' ın kuvvet lerinin çekird eğini o lu ştu raca ktı. Ş u da ifade ed ilmelidir ki bölgedeki komuta nl a rın ş id det li it irazl a rın a rağ m en bu b i rli ğ i kurmu ş o lan " Ho bo", kendi kurdu ğu birli ği n baş ı nd a kalam ayacak ve 1940 y ılınd a O rta D oğu Kuvvet leri Baş ko mutanı Archibald Wavell ta rafın da n e m e k l iliğe zo rl a n aca ktı. Ho ba rt e m ek l ili ğ inin a rdınd a n o nb aş ı rütbesiyle Yurt Muh a fı z l a rı ' n a ka tıld ı a n cak 194l 'd e büyük o ra nda Win sto n Chu rc hill'in şah s i g iri ş im l e ri sayes inde gö reve ge ri çağ rı l dı. Dah a ö n ce muh arebe a l a nlarınd a hi ç z ırhlı b irlik sevk ve id are etm e mi şse de kendisi İn g ili z l e rin e n iy i iki z ırhlı tüme nini kurup eğ ite n yetkin bir ko mutandı. Bu birli klerden il ki o la n ll ' in ci Z ırhlı Tüm en, 1943' te Tunu s'a gö n de rilmi ş, a rd ı nd a n da Ku zeyba tı Avrupa'da mücadele e tmi ş ti. 79' un cu Z ırhlı Tümen ise özel tan klardan ve zırhlı muharebe a raç l a rınd a n (" H oba r t' ın Oyun ca k l a rı ") müteşekkil bir Kra li yet istih ka m birli ğ i ydi. Bu birl ik D-Day'de ve K u zeyba tı Avru pa'da başarı yl a çar pışmı ştı. Her ne kadar 1940'ta et kilerini bir pa rça hi ssett irmi ş o lsa la r d a İn gili z z ırhlı muh arebe teori sye nleri A l man l a rı n aksine hi çbir zama n m eka ni ze birlikl erin ya da ko nu ya ili şk in doktrinl erin ge li ş tirilm es in de be lirl ey ic i b ir etki ye sahip o l a m a dıl ar. Hem Fu ller, h em Li dd ell Ha rt, hem de Ho ba rt büyük o ra nda ta n klardan o lu şa n "t an k ağ ırlı k lı " z ırhlı t üm en le ri n k urulm as ını savunuyord u . Do l ay ı s ı yl a İn g ili z z ı rh lı tüm en le ri Alm an Pa n zer tüm enle riyle he me n ta nkla rınd a n

Ele geçi ri len Fra n sı z Hotchkiss 39 hafif ta nkı , Pa nzer 39 H (f) ismiyle Almanlann ku lla nı mın a geçti. Panzer bi rliklerinin büyük bi r kısm ı ele geçirilen tan ktan kulla nm a ktaydı . Bu tankla r her ne kadar geneld e eği ti m içi n kulla nılsa lar da zama n za man geri bölgelerde g üve nli ği sağ la m ak am acıyla ya da Balka nlar'da partiza nlara karşı kulla nı lıyordu.

(Ca rla Pecchi)

50

Fotoğrafta, arazide eğitim yapan bir Panzer alayı görülüyor, 1939 yazı. Arkada Panzer I hafif tankı, önde 20mm'lik topla teçhiz edilmiş hafif Panzer il tankı görülüyor. Solda, uzak noktada ise 37 mm'lik topuyla Panzer III ve kısa namlulu 75 mm'lik topuyla Panzer IV orta sınıf tanklar göze çarpıyor. (Özel koleksiyon)

hemen aynı sayıda tanka sahipse de Panzer tümenlerinin münferit bir muharebe kuvveti olarak hareket eden ve kendi kendine yeten bir kuvvet olmasını sağl ayan piyadeler, toplar ve diğer destek unsurları İngiliz zırhlı tümenlerinde bulunmuyordu. 1940'tan önceki Fransız mekanize ve zırhlı tümenleri de hemen heme n aynı durumdaydı. Bir zaman la r ne pahasına o lursa olsun taarruz etme fikrini benimseyen Birinci Dünya Savaş ı'nın Fransız Ord usu, şimd il erde stat ik ve oynak temelde kurulan bir savunma haline geçmişti. Buna rağmen Fransızlar, Sovyetler Birliği hariç o lm ak üzere diğer tüm ülkelere nazaran daha fazla say ıda ve daha kaliteli tanklar ürettiler (en azından zırh koruması ve top aç ı s ınd a n ). Ge lgele lim modern zırhlı muharebeye ilişkin b ir doktrin ge li şt irmi ş değillerdi. Bu konu üzerine ça lı şan tek teorisyen, Kasım 1890 tarihinde Lill e'de doğan Ch arles de Ga ull e'dü. 1909'da subay adayı olarak orduya katılan De Gau lle, Birinci Dünya Savaşı'nda cesurca savaşmış, üç kez yara lanmı ş ve 1916'da esir düşmüştü . İki savaş aras ı dönemde Frans ı z Ordusu tam tepeden kontrol ed iliyordu. Dolayısıyla 1930'ların sonuna doğru Fransız Ordusu'nun başkomutanlığını yürüten Maurice Gamelin askeri doktrinler konusunda söz h akk ına sa hip yegane kişiydi. Bu yüzden de Charles de Gaulle'ün görüşleri bu alanda kendine yer bulamadı. 1932 tarihli Le Fil de l'epee (K ılı c ın Keskin Yanı) kitabında ve özellikle 1934 tarihli Vers l 'amıee de metier (Profesyone l Orduya Doğru) isimli ça lı şmasında hı z lı taarruz h arekatlarını gerçek l eşt i ­ rebilecek, büyük oranda hareketli ve mekanize birliklerden o lu şan hantal o lm ayan bir ordu kurulmasını savundu. Görüş l eri, ordu içindeki bazı kişiler tarafından desteklense de geleneklere sıkıs ı ­ kıya bağlı ordu yap ıl a nm asından ve orduyu etki l eyeceğ i endişesine

Bir Sturmgeschütz III Ausf Gtaarruz topu, Doğu Cephesi. 75 mm'lik L/43 ya da L/48 model uzun namlulu topla teçhiz edilen StuG JJJ'lerin ilk varyantı Mart 1942'de üretilmeye başladı ancak yeni modelin seri üretimi ancak yılın sonunda başladı. 1945 yılının Mart ayına kadar toplamda 7. 700 StuG III üretilmişti .

(Özel Koleksiyon)

kapılan politikacılar tarafından e l eşti rildi . l ad ı ğ ı

Paul Reynaud'nun sağ­ siyasi korumaya rağmen 51

Yepyeni bir Tiger I tankı Fran sa' nın bilinmeyen bir noktasında eğitim sürecinde. Temmuz 1942 tarihinde üretilmeye başlanan bu tanklarla mücehhez ilk birlik, Ağustos 1943'te alelacele Doğu Cephesi'nin muharebe meydanlanna sürüldü. Tiger'lar savunmada iyi bir i ş çıkarmalan na karşın

ve düşük manevra kabiliyetine sahip olmalan ndan dolayı uzu n mesafeleri içeren taarruz harekatlannda uygun savaş araçlan olarak görülm üyordu. (Özel ko leksiyo n) ağırlıklan ndan

52

De Gau lle'ün askeri kariyeri savaş ö ncesi dönemde pek de parlak görünmüyordu . 1937'de bir tank a l ayının komutanı olan De Gaulle, 1939 yı lın da S'inci Ordu'daki bir z ırhlı birli ğ in ko muta s ını üstl endi. Reynaud 'un iktidara ge ldi ği Mart 1940 tarihinde ise i ş l e r bir parça d eğ i şti ve De Ga ull e, hala kurulm a aşa­ masınd a o lan 4'üncü Zırhl ı Tümen'in ko mutas ına atandı. Alman Panzer birlikle ri ile Fransız muadilleri arasında müthi ş bir fark vardı: Fransızların e linde yedi mo torize piyade tümenin e ek o larak üç hafif mekanize birl i ğin b irl eş imind e n o lu şa n (bir süvari tugay ı ve bir mekanize tugay da dahil olmak üzere) bir tüm en ve dört zırhlı tümen bulunuyordu. Bu z ırhlı tüm enlerden ilk iki si Ocak 1940'ta, üçüncüsü ise aynı yılın Mart ayında kurulmu ştu. Mayıs 1940 yılında teşkil edilen dördüncü tüm enin ise kurulma i ş l em i tamaml anmam ı ştı. Bu no ktada ş u da ifade edilmelidir ki , Frans ı z z ırhlı birlikleri 1940 se ferinde e tkinliğini azaltan tüm eksikliklere rağm e n becerikli ve ka ra rlı bir komutanın sevk ve idaresi altında hala etkili say ılabilirdi. Örneğin Guderian'ın Sedan üze rinde n il erl eyen kuvvetl erin e karş ı De Gaulle'ün ge rçe kl eştirdi ğ i karşı taarruzlar, Alman s ubayl a rı tarafından sefer boyunca yaşanan en tehlikeli ve ciddi ka rşılık olarak gö rülmü ştü. 28-30 M ayı s ta rihlerinde Abbeville'de de arazide olan De Gaulle 1 Haziran'da Tuğgenera l rütbesine terfi etti. En nihayetinde de Reynaud'nun hükumetinde milli savunma müsteşa rı oldu. Ancak bu görevini Reynaud 'nun i s tifa sına kada r yalnızca 10 gün sürdürece kti. Kraliyet Hava Kuvvetleri tarafından Birl eş ik Kra llık' a getirilm es i, Özgür Fran sa' nın liderl i ğini yürütmesi ve akabinde Fransa C umlıuriye ti'nin cumhurba şka nı o larak görev yap m as ı ise hem en herkesin bildiği diğe r detaylardır. Sovyetler Bir li ği de tıpkı Birl eş ik Kra llık gibi m eka ni ze muh a rebe konusunda teor il e r ge li ştirmeye erken d ö ne mle rde baş l adı. Teorilerini oturttukl a rı kavramın ismi "derinlik muharebesiyd i". Bu kavra m , düşmanın savunma mevzilerinin kabuğu kırıld ı ktan so nra hava kuvvetleri ve mekanize kuvvetlerle yarm a hareketi nin gen i ş l etilmes ini ve düşmana savunm a h attını tek ra r teşk il etme fırsatı vermeksizin düşman toprak l a rının derinliklerine il erl enmesini öngö rüyordu. İlk olarak 1929 ve 1935 y ıll arı arasında or taya atı lan bu kavram, 1936 y ılınd a "derinlik harekatı" ismini a ldı. Ge li ştir il en bu teori, bir dizi yar m a h a reket ini ve düşmana savu nm a h a ttını tekra r kurma fırsatı verm eyecek şeki ld e 100 km. kadar ilerlemeyi ön gör üyordu. Bu teorilerin kurucu babası daha önce Genera l o lup 1936 y ılın da Mareşal rütbesine te rfi eden Niko layeviç Tu lı açevsk i 'yd i . 1893 yı lınd a ar istokrat bir a il en in oğ lu o larak

dünyaya ge len Tuhaçevski, 1914'te Alexsa ndrovskoye As keri Okulu ' nd an mezun oldu. Birinci Dün ya Savaşı ' nda teğme n olarak gö rev ya ptı an cak bir y ıl sonra dü ş m a n a esir dü ş tü (Savaş es iri olduğu dö nemde Charl es de Ga ulle il e tanı şaca ktı ). 1917 y ılında esa retten kurtulmay ı b aşa rd ı ve Bo l şevikl e rin sa fın da Rus İ ç Savaş ı ' n a ka tıldı. Polonya'ya ka rş ı KlZll Ordu 'nun bünyesin de görev aldı (Stalin' le ilk tartış m asını da bu dönemde yaşadı) ve m ağlup oldu. Yine de 1925'ten 1928'e kadar orduda kurmay b aş ka nlık ve Savunma Komi ser Vekilliğ i görevlerini yürüttü. Kı zıl Ordu'nun yeniden te şkil edilme sefe rbe rliğin e ka tılıp "derinlik muh arebesi" ve "derinlik h a reka tı " teorilerini ge li ştirdi. Ne va r ki Stalin, Tuhaçevski 'yi mareşa l rütbesine terfi etmesinden kı sa bir süre sonra üst rütbeli di ğe r yedi subayla birlikte tutuklattı. Tuhaçevski gizlice yürütül en bi r ya rgıla m a nın a rdından Hazira n 1937'de id am edildi. Ölümünün a rdınd a n yazdı ğ ı her şeyin yakılm ası Kı zıl Ordu'da m eka nize muhareben in geli şimini sekteye u ğ ra ttı. Bu yüzden h er n e kadar 1932 y ı ­ lınd a kuvvetl erin m üşte rek olarak var o l du ğu dengeli iki mekanize kolordu

Fuller, Liddell Hart ve Guderian Guderian, hatıralarının Almanca edi syo nunda , Fulle r, Lidde ll Hart ve Martens'in çalışm a larının zırhlı muharebeye karşı ilgisini n asıl büyü ttüğü nde n bahsedi yo r. Anca k bu ki ş il e rin G ud e ri a n ' ın üzerindeki etkisinin olabilecek en düş ük düzeyde o ldu ğu söyleyebiliriz; zira 1933'teki e m e kliliğ inin a rdından Oswald Mosley' nin Britanya Fa ş i stl e r Birliği' ne katıla n Fuller, 1939 y ılınd a, Hitler'in 50. ya ş günü a nı s ına Panzer birliklerinin asker\ geçit törenini izlemek için Almanya'ya ge ldi ğ ind e Gude rian ile bir araya gelmedi. Guderian ve LiddeU H a rt ' ın bir araya gelmesi de keza s a vaş tan sonra o ldu. Liddell Hart, s a vaşın a rdınd a n Alman generall erl e bir dizi rö porta j ge rçe kl eştirdi (bu röportajl ar ge lecekte Hitler'in Generalleri Ko nuş uyor kita bını ya zm as ını s a ğ l ayaca ktı ) ve ikili bu süreçte bir a ra ya geldi. Yapı l an son ç a l ı ş ma l a r, Liddell H a rt'ın zorlam a bir gö rü ş ün propaganda s ını ya pma giriş imind e bulunduğunu ortaya k oym akt adır. Hart, A lm an l a rın üzerinde ça lı ştı ğı ve uygulam aya k oydu ğu teoril erin esasen kendine ait o lduğunu dü ş ünüyordu. Hatta söz ko nusu h a tıra tın İn gili zce edi syo nun a Guderian'dan kı sa bir bölüm il ave etmesini isteyerek "z ırhlı birlikleri ki tle halinde kullanma" ka v ramını o nlardan [Fuller, Liddell Hart, Marten s ve di ğe r ileri gö rü ş lü as kerlerden] öğ re ndiğini , "zırhlı birliklerin uzu n mesa feli derin harekatlarda kullanılm as ı ve dü ş m a n o rdu sunun ha be rl eş m e sistemine yö n elik h arekatlar ge rçe kl eş tirm es i ge re ktiğini vurgulaya n kiş inin kendisi [Liddell Hart] o l du ğunu , Panzerlerden ve z ırhlı piyadelerden meydana gelen bir tümenin teş kil edilmesi ge re kti ğini söyleyenin de yin e kendi si o ldu ğunu " belirtmesini isti yo rdu . Ha rt, G uderi a n'ın eklemesini i stedi ği pa ragra fın şu şeki l d e so nlandırılma s ını talep ediyordu: "Ya ptığımı z sonra ki ge li ş tirm e le ri Yü z baş ı Liddell H a rt'ın s undu ğu pek çok öneri ye borçluyum " (Bir Askerin A nıları , 2. Bölüm). Liddell H a rt' ın Guderian 'a yaz dı ğ ı ve teori lerinin ö nemini v ur gulam as ını i s te di ği m ektup Ke nneth Macksey ta ra fınd an G uder ia n ' ın belgeleri aras ında bulundu . Liddell Hart'a 1968 yılın da G u de ri a n ' ın h a tıra l a rın a ilave bölüm ekletm e meselesi so ruldu ğu nd a Hart, ya ptı ğı şey i inkar etmedi an cak Gud e ri a n ' ın da yazdı ğı h a tır a tl a tarihi ye n iden şeki ll e ndi r m eye meyilli o lduğunu ifa de etti.

53

kurulmuş olsa da Stalin'in Büyük Temizlik hareketinin başlamasıyla birlikte bu birliklerin niteliklerinde de düşüş yaşandı. Bu temizlik hareketinden sağ kurtulmayı başaranlar arasında önce General daha sonra ise Mareşal olan Georgiy KonstantinoviçJukov da vardı. Aralık 1896'da yoksul bir ailede doğan Jukov 1915 yılında silahaltına alındı. 1917 devriminin ardından Bolşeviklerin yanında saf tutup iç savaşta mücadele etti. 1930 yılında da kendisine bir tugayın komutası teslim edildi. Jukov'un bu temizlik hareketinden sağ çıkma­ s ını sağ layan şey muhtemelen aynı süreçte hayatta kalan iki mareşalden biri olan Semyon Budyoniy ile olan bağlantılarıydı. 1939 yılında l'inci Ordular Grubu'nun komutanı olarak Halhin Gol Mulıarebesi'nde japon kuvvetlerine karşı ba şa rıyla mücadele edenjukov aynı zamanda bu muharebede "derinlik muharebesi" teorisini deneyen ilk kişi oldu. Ocak 1941 tarihinde Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı ve Savunma Komiser Vekili olanJukov savaş boyunca Sovyet askeri stratejisinin ve harekatlarının ana aktörü hüviyetindeydi .

Piyadelerden ve Panzer'lerden meydana gelen karma bir birlik Doğu Cephesi'nde intikal halinde. Fotoğrafta Panzer il hafif tankı ve Çek üretimi Panzer 35 (t) tankı dikkat çekiyor. Çekoslovakya'nın ilhakından sonra yaklaşık 1.400 Panzer 35 ve 38s model tank Alman Ordusu'nun envanterine dahil edildi. Bunlann büyük çoğunluğu Haziran 1942 tarihine kadar üretilmeye devam eden Panzer 38s tan kıydı. (Özel koleksiyon)

54

SİLAHLAR SUSTUĞUNDA Guderian, 10 Mayıs 1945 tarihinde Amerika l ılar tarafından esir a l ınmasının Sovyetler Birliği'nin yapmış olduğu resmi talebe rağmen onlara teslim edilmekten bir şe kilde sıyrıldı ve ABD Ordusu Tarih Departman ı tarafından 1945 yılında başlatı l an, 1948 yılında tam manas ı yla oturan ve 1954 yılında uygulamadan kaldırı l an "Yabancı Askeri Çalışma l ar Programı"na dahil edildi. Tek ba şına dört kısa "çalışma" yapması ve başka l arıyl a birlikte üç ça l ışmanın içinde yer alması göz önünde bulundurulursa Guderian'ın bu programdaki etkinliğinin s ığ kaldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Bunun nedeni 16 Haziran 1948 gibi erken bir tarihte sa lıverilmesi ve arazi komutanı ya da Kara Kuvvetleri Kurmay Ba ş kanı sıfatıyl a gerçekleştirdiği etkinliklerden dolayı yargılanmaması olabilir {1949 yı l ında İngiliz mahkemesi tarafından 18 yıl hapi s cezasına çarptırılmasına rağmen 1953'de salıveri l en Erich von Manstein ve 1947 yılında yargılanıp müebbet hapis cezası a l masının ardın­ dan 1952'de sa lıveril en Alfred Kesselring de benzer durum l arı yaşamış olan diğer komutanlardı). Guderian, Haziran 1950 tarihinde karı s ıyla birlikte Füssen yakınlarındaki Schwangau'da in zivaya çekildi. 1950 yı l ında yayım l anan ardından

Kann Westeuropa verteidigt werden? ( Batı Avrupa Savunulabilir Mi?) isimli ilk kitabının

ismind en de anlaşılacağı gibi Guder ian açık bir şekild e Almarı­ yeniden silahla nma sı ihtiyacının altını çiziyordu . Aynı y ıl Erinnerungen (Bir Askerin Anıları) ism iyle yay ımlanan hatıra tı 1952 yılınd a başarılı bir şeki ld e İn g ili zceye tercüme ed ildi. Mayıs 1954 tarihindeki ölümüne dekortaya koyduğu diğe r ça lış malar başta 1940 seferi olmak üzere ta rihı meselelere odaklanıyordu. Heinz Gu d e riarı ' ın en büyük oğlu He inz Günther de keza 1933 yılında orduya katılmıştı. l'inci ve 35'inci Panzer alaylarınd a görev yapıp 1942'de harp akademisine giren ve 1944'te 116 ' rıcı PanzerTümeni'rıde harekat s ubayı olarak görevlendirilen Heinz Günther (Ekim ayında d a Şövalye Ha ç ı 'yla taltif edilmi şt i), savaşın ardından kurulan Bundeswehr ordusunda baba sının yolunu izleyere k bir Panzer taburunun kom utanlığını üstlendi. Sonraki süreçte alay komutanı, ardından da kara kuvvetleri komutanlığında karargah subayı oları H e irı z Günther Guderian 1974'teki em eklili ğinden önce tıpkı ba bası gibi Z ırhlı Birlikler Genel Müfettişliği görevini yürüttü . ya' nırı

Guderian'ın, Şövalye H açı'na Meşe Yaprağı

ZİHNİNİN DERİNLİKLERİNDE H eirız Guderian, hiç ş üphes iz hırs lı , yenilikçi, enerjik ve ben merkezli bir askerdi. Sahip o lduğu ego, en azından ilk ba ş larda , elde ettiği sonuçlarla doğru orantılıyken daha sonra kendisine karşı duyuları dünya çap ınd aki h ayranlıkl a beslenip pa l azlandı. Her ne kadar Alman askeri elitinin bir parçası o lsa da Panzer birliklerinin öncüsü olarak kuracağı kariyer yolunun ilk başlarında bu elit sınıfın en alt basamağında bulunuyordu. Bunun yanınd a Rommel gibi subayların aksine ba şına buyruk biri d e d eğildi. O, Alman Panzer kuvvetlerinin parlayan yıldızl a rınd an biri olmaktan ziyade kurmay sınıfının yarı bu ğulu fanusunda bu l unmayı tercih etmişti. Eğer isteseydi tıpkı Rommel gibi "medyatik bir yıldız" o labilirdi belki ancak karısına da söylediği gibi bu, hiç arzulamadı ğı bir durumdu. Ancak Ro m m el gibi subaylarl a ortak bir noktas ı bulunuyordu. Bu da Nasyonal Sosyalizm'e ve Hitler'e yönelik tutumuydu ancak kariyeri açı smdan çok ihtiyaç duyduğu hızlı ilerleyişin kapısını ancak bu ya kınlık aralayabilirdi. Geçmişine ve kariyerinin ilk aşa mal a rın a ra ğ­ me n Gud eri a n as lında Alman askeri elitinin tam olarak bir parçası say ılma zdı. Bu da kısmen teknik a ltyap ı s ının farklı bir n oktada yoğunl aş ma s ınd a n kaynaklanıyordu . Ge lgelelim bu farklılık iki savaş a ras ı dönemin Alm a n Ordusu'rıda bir hayli i şe yarad ı. Teknolojik ge li ş m e l e r Birinci Dünya Savaş ı 'da girile n ç ıkm az ın bir daha yaşan m a ma s ı a dın a kullanılacak araçlar o larak görülmeye baş landı. Zırhlı ve mekanize muh arebe a l a nında G ud er i a rı sayesinde gerçek l eşt iril en geliş m e l er her ne kadar tama men orijina l fikirler o lmasa da özellikl e muhafazakar Alm an kurmay sın ıfı arasında yenilikçi

eklenmesinin ardından çekilen resmi bir fotoğrafı, 1941 yazı. O yaz Kiev'de Sovyet kuwetlerinin kuşablmasıyla Guderian kariyerinin doruğuna ulaşb . (Nik Cornish, WH804)

55

Guderian, Zırhlı Birlikler Genel Müfettişi sıfatıyla "Grossdeutschland" Panzer Alayı'nı tefti ş ediyor. Hemen arkasında birliğin komutanı Albay Graf Hyazinth Strachwitz von Gross-Zauche und Camminetz yer alıyor. "Grossdeutschland" her ne kadar resmiyette bir Panzergrenadier tümeni olsa da Temmuz 1944 itiba riyle bünyesinde üç ta bu rlu k (en azından kağıt üstünde) bir Panzer alayı bulunduruyordu. (Özel koleksiyon)

ve ilerl emeci adımlar olarak görüldü. G ud e rian'ın yük se li ş i bir a nlamda ki ş i ­ sel hırs ı ve azmi ile Almanya'nın ve Alman Ordusu'nun iki savaş arası dö nem de ki durumunun doğ ru za manda kes i ş m es inden ileri geliyordu . Bu sayed e Guderian , fikirl e rinin sad ece kabu l edildiği d eğ i l aynı za mand a uygu lamaya koyuldu ğu bir noktaya ul aş may ı başardı. Elbette kendisine karşı ç ıkanl a r da yok d eğ ildi. Ancak bu ka rş ıt l ık , Almanya dı ş ındaki "tank öncülerinin" karş ı ­ l aştı ğ ı muha lefet kadar çetin say ılm azd ı. Gude ri a n, güvenle rini kazanmayı ba şa rdı ğı e li ko lu uzun üstl erinin d esteğ ini daima elde etm eyi bilmi ş ti. Sahip o l duğu hırs ve e ne rji; harita lar ve teoril erl e u ğraş mayı ö n gören kurmay s ubay lık ile muh a re be a l an l a rının fa rklı zo rluk l a rını deneyiml em eyi ge rektiren arazi komutanlığı a ra s ındaki boş lu ğu doldurdu. Guderian, il e ri düzeyde liderlik beceril eri o lan ve ü st l e ndi ğ i gö revleri Alman Ordusu'nun en temel gereksiniml eri doğrultusunda yeri ne getiren başarılı bir arazi komutanı oldu ğunu gösterdi. Alm an sub aylarınd a n beklendiği gibi birliklerini sürekli surette "cep he hattından" ko muta ediyord u. Dü ş manla rına ya da ast l arına karşı inatç ı , acımasız ve hatta kibirli d av ra nı ş lar sergileyebiliyordu ancak bunlar da iyi bir lider ve komutanın sahip olması gereken özelliklerin başında geliyordu. Sahip o lduğu bu özelliklere ra ğ m e n kendisi ku sursuz bir asker sayılmazdı. Örneğin, 1940 tarihli Fransa sefe ri il e 1941 tarihli Sovyet seferi arasındaki farkı tam mana s ıyl a kav raya mamı ştı. Fran sa'da kritik bir man evrad a birlikleri bö lmek suretiyl e ri sk almak olumlu so nuçlar doğururken Sovyet seferinde aynı hamle birlikle ri gereksiz yere birbirinden u za kla ştırma k ve yıprat­ maktan başka bir i şe yara m ayabili yordu . Alman ko mutanl a rın ekse riyetinde gö rülen ikma l mese les ini ikin ci plana atma tutumu Gude ri an'da bilhassa öne ç ıkan bir öze llikti. Ay rı ca Avus turya'nı n ilh akı sü recinde ed indi ği tecrübelere rağmen Panzer birliklerinin y ıpranma seviyesi kon usunda d ikkatsiz d avran ı p birliklerinin muharebe gücü nü kaybetmesine yol açma eğilimi de va rdı. Kendisi ay nı za manda asab i bir in sand ı (bu yüzden kendisine " Heinz Brausewetter", yani "Fırt ın a Heinz" l akab ını takmışlardı). Her türlü tartışmayı kişisel bir mesele ha lin e get irmey i beceriyor ve Kluge örneğinde de görü ldü ğü gibi zıt dü ştüğü insanlarla ilişkisi düşman lık noktasına geli yordu. 56

Guderian' ın

ben merkezli karakteri ve Blitzkrieg'in ilk dönemlerinden çı­ dersleri doğru bir şek ild e değerlendirememesi gerçeklikten bir parça kopuşunun sonucuydu. Z ırhlı Birlikler Genel Müfettişi sıfatı yla 1943'ün başlarında gerçekleştirdiği yeniden teşkil seferberliği mantıklı addedilse de 1943 sonu ve 1944 başı itibariyle istenen sonuç elde ed il ememişti. Üstelik Guderian, Panzer birliklerinin etkinliğini yeniden üst düzeye çıkaracak a lternatif bir plan da geliştirmemişti. Zor koşullar altında stratejik kararlar verme baskısıyla karşı karşıya kalan Guderian, yenilikçi bir bakış açısına sahip olm asına rağmen yeni fikirler üretmekte başarısız o lup basit ve derinliği o lmayan kararlar verme bataklığına saplandı. Bunun en net örneklerinden biri de Kara Kuwetleri Kurmay Başkanı ola rak desteklediği "bir karış toprak verilmeyecek" tutumuydu. Bunun bir nedeni savaş ı , memleketi olan Doğu Prusya'dan uzak tutmaya çalı şmaksa da diğer bir nedeni açık bir şekilde Hitler'in stratejisi ne rıza göstermekti. Guderian'ın Nasyona l Sosyalizm'e karşı duruşu genelde sıradan bir Alman vatandaşından, özelde ise askeri elitin mensuplarından pek de farklı sayıl ­ mazdı. Hitler'in 1933'te iktidara gelmesiyle birlikte G uderian da yeni rejimin s unduğu imkanlardan istifade etti. Nazi Pa rti si mensuplarıyla ve özellikle de Nasyo na l Sosyalist Motor Kolordusu (NSKK) lideri Adolf Hühnlein ile sam imi ili şk il er kurup Hitler'e bir hayli yakınlaştı. Kariyer basamaklarını tırmanmaya devam eden Guderian, aynı zamanda defaatle e l eştirdiği eski kuşak Alm an subay sı nıfın a karşı sa hip olduğu sert tutumun dozunu da arttırdı. Hitler'e karşı yapı lan Temmuz 1944 tarihli suikast girişimin ardından, komploya dahil olan subay l arın yargılanmadan önce ordudan atı ldığı şeref divanına dahil o lm akla kalmadı, aynı zamanda kurmay sınıfının "iyi Nasyonal Sosyalist lerden" o lu ş ması gerekt i ğ inin altını şiddet l e çizdi. Öte yandan, III. Reich ' ın kritik günlerinde Guderian, Führer'inin yanında kalmadı ve A lm anya'nın Kızıl Ordu tehdidi altında olmayan bir noktasına kaçmayı yeğledi. Liddell Hart'la ili şk i si göz önüne alınırsa Guderian'ın bu realist tavrının savaş sonrası dönemde de var olduğu görü lebilir. Kendini başarılı bir şeki ld e Panzer birliklerinin "babas ı" o la rak tasvir eden Guderian, hem Sovyetlerin karılan

Hitler, generalleriyle birlikte konferans masasının üzerindeki haritalan inceliyor. Soldan sağa doğru, Silahlı Kuwetler Kurmay Başkanı Alfred Jodl, Kara Kuwetleri Kurmay Başkanı Franz Halder, Hitler, Ordu Başkomutanı General Walther von Brauchitsch ve onun arkasında Silahlı Kuwetler Başkomutanı Feldmare şal Wilhelm Keitel bulunuyor. Fotoğraf Temmuz 1940'ta çekilse de Hitler'in askeri maiyetiyle birlikte na sıl çalıştığına ilişkin bir fikir veriyor. (IWM, HU 75533)

57

elinden kurtulmuş oldu hem de yargılanmadan salıverilmesinin yolunu açan Amerikan destekli "tarih yazımı" projesinde kendine uygun bir yer yarattı. Bununla birlikte Guderian'ın "tarihin yeniden yazılması" sürecindeki en büyük başarısı Panzer birliklerinin " babası" olduğuna ilişkin ima ve ifadeleri değil, Barbarossa Harekatı'nda hiçbir savaş suçuna bulaşmadığı yönünde yarattığı algıydı. Ancak gerçekte, emrindeki Panzer Grubu, esir alınan Sovyet siyasi komiserlerinin derha l infaz edilmesini öngören "Komiser Emri"ni almış ve uygulamıştı. Kara Kuvvet leri Kurmay Ba şkanı o l duğu dönemde de 1944 yazında patlak veren Varşova ayak l anmasını bastırma sürecinin ana aktörlerinden biriydi.

CÜMLELERDE BİR HAYAT Heinz Guderian'ın yazın alanında elde ettiği şahsi başarı, sahip olduğu şöhre­ tin nasıl ve ne şekilde değerlendirileceğine ilişkin pek çok problemi de beraberinde getirdi. İkinci Dünya Savaşı'nda bu l unmu ş diğer pek çok Alman general gibi Guderian'ın popülaritesi de önce bir hayli yükseldi ancak daha sonra yıllar içinde düşüşe geçti. Abartı lı bir noktaya u l aşan övgüleri daha detaylı değerlendirmeler takip etti ve son yı ll arda faaliyet leri ile kariyeri eleştirilmeye ba ş l andı. Hatta bu eleştirilerin sertliğinin dozu zaman zaman bir hayli arttı. Yeni kaynakların keşfedilmesi ve yeni çalışmaların ortaya konmasıyl a birlikte İkinci Dünya Sava ş ı'nın pek çok noktasına yeniden mercek tutu l maktad ı r. Yine de söz konusu Guderian olduğunda sanki kariyeri ve başarı l arı ne yapı­ lırsa yapı l sın gereken değeri görmüyor gibi bir durum söz konusudur. Problemin kaynağı Guderian'ın hatıratıdır. Diğer kaynaklara e ri ş ilememes i ve hatıratın yazın dünyasındaki büyük ba şa rısı, tarihçileri uzun süre bu hatı­ ratı kullanmaya itti. Hatta di ğer kaynaklara er i şildiği zaman larda bile bu hatı­ ralar kaynak olarak kullanılmaya devam etti. Ben merkezci yaklaşım l a, kendini objektif bir şekilde değerlendirmeyen ve meselelerdeki rolünü abartmaya meyilli olan bir hatırat yazdığı için Guderian'ı suçlamak yanlıştır. Çünkü bunlar,

Polonya seferi esnasında XIX. Kolordu'nun (mot.) komutanı olan Guderian, ödü llendirile ceğini

öğrendiği 27 Ekim 1939 tarihinden üç gün sonra Hitler tarafından Şövalye Haçı 'yla taltif ediliyor. Yanında ise Kara Kuwetleri Kurmay Başkanı General Franz Halder görülüyor. (Özel Koleksiyon)

58

anıl arını

kaleme alan hemen herkesin yapt ığı şeyl erdi r. Asıl e l eştirilmesi gereken, tek bir kaynağa bu denli bağlı kalan tarihçilerdir. Dolayısıyla bugün hala iyi araştırılmı ş ve arşiv belgelerinden yararl anı lmı ş bir Guderian biyografisi ve savaş sürec inde Alman Panzer birliklerinin rolüne ve gelişimine ili şkin derin ana lizler içeren bir ça lı şma bu l unmamaktadır. Bu da dengeli bir analiz ile değerlendirmeyi çok zor bir meşgale haline getirmektedir. Yazma becerisini ve eline geçen bir dizi şans ı iyi kullanmasını bir kenara bı ­ rakacak olursak Guder ian için şunu söyleyebiliriz: Kendisi söz konusu zaman diliminde Almanya'da ve diğer ülkelerde başka kişiler tarafından da odaklanılan teknik gelişme l ere ilgi besleyen pek çok subaydan ya lnızca biriydi. Gözünü yeniliklere diken tek subay o o lm adığı gibi Panzer birliklerinin "babası" hiç değildi. Yine de kendine has becerilere ve yeteneğe sahip biriydi. Şahsi ilgisini adeta bir çağ rıya dönüştürdü ve en nihayetinde ordunun üst kademelerinde sesini duyurmayı başardı. Yenilikçiliğe ilişkin yeteneği, pek çok yenilikçi subayda eksik olan diğer becerileri ve hırsıyla birleşerek kariyer yolunda hızlı bir il er l eyiş in kapısını araladı. Tankların ve mekanize muharebenin ilk ve en öne ç ıkan savunucusu olmamasına rağmen bu alanda kendi yolunu (ve kariyerini) in şa etmeyi başararak üstlerinin ve siyasi yapı l anmanın sunduğu fırsa tlardan sonuna kadar istifade etmesini bildi. Panzer kuvvetlerinin geliş­ tirilmesine önayak o lan ki ş inin Lutz mu yoksa Guderian mı o ldu ğuna ilişkin tartışmanın sonu gelmez. Fakat kesin o lan şudur, Alman z ırhlı ve mekanize birlikl erinin h enüz kundakta o ldu ğu dönemde sahne ı ş ıklarının altında duran kişi -Lutz'un onayıyl a- Guder ian'd ı. Guderian'ın Panzer birliklerinin "babası" o ldu ğuna ilişkin genel kanı e l eştirilebilir ancak İkinci Dünya Savaşı'nın hemen öncesini ve sonrasını kapsayan kritik yıllarda oynadığı rolün hakkı da verilmelidir. Guderian, 1938 ve 1940 yılları arasında büyük oranda ke ndisi tarafından te ş kil edilen Pan zer tümenlerini teftiş etti, geliştirdi ve muharebe a l anlarında test etti. Mü ş terek kuvvet ler in bir arada bulunduğu denge li bir li klerin kuru l ması

SdKfz 251/6 model komuta araonın içindeki Guderian , astlanndan biriyle durum değerlendirmesi yapmak için araonı durdurmuş, Batı Cephesi, Mayıs 1940. Guderian, telsiz teçhizatına sahip (büyük çerçeve anten) bu kom uta ara • sayesinde hem öncü birlikleriyle bağlantı sağlıyor hem de karargahla iletişim kurabiliyordu. (Özel koleksiyon)

59

ge re ktiği ni a nl a dı;

Bir Panter Ausf. A, D oğ u Ceph esi, 1943. Tiger !'den daha ucuza mal edilen Panter tanklanndan (Bir Panter tan kı 117 .000 Mark'a üretili rken bir Tiger ta nkı 250.000 Mark'a mal oluyordu) 1943 yı lınd a 1.848 adet, 1944'te 3.777, 1945'te ise ya lnı zca 507 adet üretilebildi. 1 Ma rt 1945 itibariyle Alman Ordu su'nun eli nde 1.964, yurt m uh a fı z la nnın elinde ise 189 adet Panter bulunuyordu. (Özel Koleksiyon)

muh a re be za m a nl ar ınd a y ıpra nmanın Pan ze rl er üzerind e n as ıl b ir et kiye sa hip o l acağ ını d eğe rl e ndirdi. Pa n zer tü m en lerinin organizasyonunda G u d e ri a n ' ın etki si n et bir şe kild e gö rülmektedi r. Bu tü m enl eri , diğe r bi rli kle rd en bağ ım sız bir şe kild e muha rebe ed ebil ecek savaş un s url a rı h a line getire n k i şi kendi sidir. Muhabere, ikm a l ve ba kım -o narım gibi te knik m esele le re de eğ il e re k m ode rn m eka ni ze muh are beyi h a lihaz ırd a Alman O rdu su ' nda u yg ul a nılm a kta o la n ye rl eş ik taktik ve o pe rasyo ne l kavram la rla b i rl eş tirm ey i başarmı ş tır. " D ağınık h ald e d eğil , tek bir ku vvet o la ra k taa rru z edin " s l oga nı ye ni bir kavram say ılm az dı ; zira kuvvetl erin bell i bir n o ktada to p l a nm as ı ve s ı kl e t m erkezinin be lirl e nm es i gibi kav ramla r Pa n ze rlerin ça ğınd a n ö nce de va rdı. G ud e ri a n'ın getirdiği as ıl yenilik, m od ern te kn ik ge liş m e l e r i bu kav ra ml a ra uyarla m ak ve h er şe yd e n öte o rtaya koydu ğ u ka vra mın geçe r li li ğ ini bir a raz i ko mut a nı o larak ilk elde n muha rebe a l a n l a rında kanıt l a m a ktı. G uderi a n , büyük teo ri syenlerin çoğunda bu lunm aya n fevka lade bir komuta ve liderlik beceri sin e sa hipti. An cak kimi za m a n şa n s ı yaver gide rken kimi za man da cidd i hata la ra dü ş tü . En c iddi h a tas ı 1940 'ta Fra n sa'da zafe ri getire n gerçe k şa rtla rı iyi bi r şe kild e d eğer l endiremem es i ve D oğu Cephesi'nde d eğ i şe n d urum a ada pte o lm akta başa rı s ı z o l ma s ı ydı. Yenilikçi bir ruh a sa hip o la n G ud e ri a n'ın ay nı d e recede es ne k o lam a m as ı m ad a lyo nun öteki yüzüydü . İlk o larak Z ırhlı Birlik le r Gen el Müfetti ş i o lara k ye nid en teş kil p l anını uygu la ma da a nın ge re ksiniml erin e gö re re fl eks göstere m em es inin , ikin ci o larak da Kara Kuvvetl e ri Kurm ay Ba ş ka nı o la ra k başarı s ı z o lm as ının a ltmd a ya ta n sebep de budur. G uderia n , Ka ra Kuvvet leri Kurm ay Baş ka n l ı ğ ı gö revinde üst düzey gen e ra li i ğin " klasik" ha lin e d ö nü ş ya pt ı ve D oğu Ceph esi' nde ya d a Arde nl er Taa rru zu sürecind e birlikl erin büyük ça plı yenid en konu ş l a n d ırılm as ı hususun da "yen il ikçi" bir ya k l aş ı m be nim se m e kte isteksizlik se rgil eyip büyük ora nda Hitle r' in strate jisin e boyun eğd i. Savaş so n ras ı y ı ll a rd a vaziyete uy um sağ l a ma ve durum a göre şe kil a lm a becerisi bir h ayli i şi n e ya rayaca ktı. İ l k o la ra k savaş esiri o l m a nın d ert le rinden

Son model Tiger tanklanndan olu şan zırhlı bir kol Doğu Cephesi 'nde ilerliyor. Mürettebatı tarafından imha edilemez olarak görülse de Guderian Ekim 1943'te 76.2 mm'lik Sovyet topunun 500 metre mesafeden bu tanklan etkisiz hale getirebileceğini tespit etti. Ek olarak, tankın iri cüssesi, toplar da dahil olmak üzere düşman ateşini yoğun şekilde

üzerine çekiyordu. (Özel Koleksiyon)

sıyrılan

Guderian, daha sonra Liddell Hart ve onun ardından gelen çok satarihçinin büyük yardımları sayesinde kendi efsanesini yarattı. Bu efsane yaratma meselesinin bir başka sebebi ise Alman generallere ve emirleri altındaki ordulara ilişkin farklı bir imaj yaratma gerekliliğiydi. Savaş artık geride kaldığına göre NATO'nun Sovyet tehdidine karş ı Alman Ordusu'nu yenid e n yapılandırması gere kiyordu. Dolayısıyla da eski düşmana ilişkin ye ni bir bakış açısı yaratma gerekliliği üstün geldi. Bu noktadan bakıldı ­ ğında, Guderian, doğudaki tehdit ve tehlikeyi çok iyi bilen, profesyonel, yaratı c ı ve bece rikli asker profiline mükemmel şekilde uyuyordu. Guderian efsan esinin yaratılması da Alman Ordusu'nun Hitler'in çılgınl ı ğıyla tamamen ze hirlenmi ş bir kuvvet olmadığına ilişkin efsanenin ortaya çıkma s ına hi zmet etti. Liddell Hart, Bir Askerin Aıııları isimli çalışmanın giriş ya z ısında ş u ifadele rde bulunmu ş tur: yıda

Guderian tam man as ıyla kararlı ve profesyon el bir askerdi. Teknik bir al a nın geli ş imin e kendini ada y ı ş şe kli y l e de bu alanın en mükemmel temsilcilerinden biri oldu ... Bu noktada Hitler'e k a r ş ı tutumuna d oğal bir a ç ıkl a m a getirmek gereki r

61

Üzerine ço k sayıda askerin Waffen-55 birliğine bağlı bir Sturmgeschütz III taarruz topu. Schürzen diye tabir edilen ve 1943'ten itibaren kullanılmaya ba şla nan ya n korumalann ama •, düşmanın roketatarla ya pacağı sa ldınlann etkisini bindiği

azaltmaktı.

ki bu aç ıkl ama eski gelen e kler çerçeves inde yetiş mi ş o lan gen era ll eri n çoğun a nazaran o lum lu yö nde bir aç ıkl a m a o l aca ktır. Hitler'in yen i askeri fikirlere ve bilh assa da tanklara karşı ilg isi o ldu ğ u bilinegele n bir gerçe kti. Do l ay ı s ı yl a da Guderian'ın 1-litl er'e karş ı o lumlu hisle r beslem esi nde bir ga riplik yoktu. Hi t ler'in bu devrimsel fikri destekle m e eğilimi gös te rm esi üzerine G ud erian da Hitl er' i destekledi. Nas ıl ki Hitler Ge n elkurmay'la ve kök leri derinlere uza na n teammülerle çat ı ş ın a h a lindeyse Guderian d a kendi h akimi yet a l a nı çerçeves inde ay nı çatı şma l a rı yaşa m aktayd ı.

Hapi s yatan Alman generall erin büyük kı s mının 1950' lerin baş ında sa lıve­ rilmesi pek de tesadüf say ılm az. Gelgelelim Gude rian efsa nes i diğerlerine kı ­ yasla çok daha uzun ömürlü o l acaktı. Ö rn eğin Jo hn Keegan'ın 1973 y ılında Ba llantin e yay ınev i kana lıyl a neşrettiği çok daha dengeli Gud eri a n biyografi sinde ş u ifade le r ye r a lır : "G ud erian, zırhlı birlikl e r ve hava ku vvetler inin müşterek hareket etmesi nin muharebelerde zafer i getiren bir güç doğurdu­ ı;'U na ili şkin in a n c ını hi ç terk etm ed i. Bu, İkin c i Dünya Savaşı'ndan ö nce Liddell Ha rt tarafından da desteklenen bir görüştü ... As lı na bakılırsa, Gud eri an tüm h ayat ı boyunca kendi ka ra rlarını kendi veren ve kimseye bel bağlamayan biri olarak yaşadı. Bu öze lli ğ i ve Alman Ordusu'na eski şö hre tini kazandı rm a konusundaki sa rs ılm az azmi o nu diğer subaylar aras ınd a en fazla h atırl ana n ­ larda n biri haline getirdi."

DAHA FAZLA KAYNAK ve faa li yet leriyle ilgilenenler i şe kendi ça lı ş­ 1937 y ılınd a Berlin'de neşredilen Die Panzertruppen ıınd ilır Zıısammenwirken mit den anderen Waffen (Panzer Birlikl eri ve Diğe r S ını flarla İ şbir li ği) isimli ilk ça lı şmas ı 2003 y ılınd a Nava l & Military Press tarafından İn gi li zce yay ıml anm ı ştır. 1937'de Stuttgart'ta bas ıl an Heinz

Guderian'ın hayatıyla

maların ı

62

okuyarak

baş l ama lı dır.

meşhur eser i Aclıtııng- Panzer! de aynı şek ild e yakın za manda İngilizceye tercüme edi lmi şti r (Achtung - Panzer! Z ırhlı Birliklerin Ge li ş imi , Taktikleri ve Operasyonel Potansiyelleri; İngilizceye tercüme: Christopher Duffy, editör: Paul Harris; Londra, Arms and Armour Press, 1992) . Guderian'ın savaşın ardından yazdığı ve ilk kez 1950'de Kurt Vowinckel tarafından Heidelberg'de Erin nerungen eines Soldaten (Bir Askerin Anıları) ismiyle neşre­ dilen hatıraları 1952 y ılında B. H. Liddell Hart'ın ö nsözüyle Panzer Leader ismi yle İngilizceye tercüme ed ilmi ştir. il erleyen zama nlarda h em Almancada hem de İngilizcede bu çal ı şma nın farklı ed i syo nları da çıkmı ştır. ister destekleyici, ister eleştirel bir bakış açısıyla ya kla şsın, Guderian 'a ilişkin biyografik bir ça lı şma yazan her araştırmacı bu kitaptan büyük oranda faydalanmakt ad ır. Aslına bakılırsa Heinz Guderian'a ili şkin ilk biyografi kendisi henüz hayattayken yaz ıldı. Malter Plettenberg'in yazd ı ğı bu biyografinin ismi Guderian. Hintergrunde des deutsclıen Sclıicksal 1918-1945'tir (Düsseldorf, 1950). İngilizcedeki ilk biyografik ça lışmaJohn Keegan tarafından yazılıp Ballantine tarafından neşredilen Guderian kitabıdır (New York, 1973). Bu ça lı şmayı iki y ıl sonra Kenneth Macksey'nin yazd ı ğı Guderian: Panzer General (Londra , 1975) ve çok daha dengeli ve detaylı olan Guderian: Creator oftlıe 8/itzkrieg (New yo rk, 1976) isimli iki ça lı ş m a izler. 1978 yılında Almanya 'da iki biyografi yazılmıştır. Bunlar, Kar]J. Walde'nin Gııderian (Frankfurt/ Main, Beri in, Viyana) kitabı il e Gün ter Fraschka'nın Generaloberst Heinz Gıı­ derian. Der külınste Panzerfiilırer des /etzten Krieges (Rastatt) isimli çalışması­ dır. 1980'lere ge lindiğinde Guder i an'ı en azından Almanya'da savaş ın en popüler ge nera li haline getiren iki biyografi daha yayım l anır. Bunlar, Fred Frank tarafından yaz ılan Heinz Guderian. Der geniale Panzerführer des il. Weltkrieges (Rastatt, 1985; 2006 yı l ında Heinz Gııderia n: zwisc/ı en Genialitiit und Legende. Der soldatische Lebenswegderdes berülınıtesten deutsclıen Panzergenerals ismiyle yeniden yay ımlandı) ve Dermot Bradley'nin Genera loberst Heinz Guderian und die Entstehıınggeschichte des modernen Blitzkrieges (Osnabrück, 1986) isimli ça lı şmas ıdır. Adı geçen son ça lı şma her ne kadar büyük oranda Panzer birliklerinin savaş önces i ge li ş im sürec inde Guderian'ın oynadığ ı role odaklansa da bu gü n e kadar yay ımlanmı ş en akademik ça lı şmadır. Konuya ilişkin yazıl an son biyografiden 20 yı l sonra kaleme alınan ve en yalan zaman lı Guderian biyografisi hüviyetinde olan Russell Hart'ın Gııderian: Panzer Pioneer or Myth Maker (Washington, DC, 2006) isimli ça lı şması aynı zama nda G ud eri an' ın hayat ın a ve faaliyetlerine ili şkin en e l eşt ire l çalışma o larak ka r ş ımı za ç ıkm aktad ır. Soğuk Savaş ve A lm anya'nın birleşmesinden sonra yaz ıldı ğı için Hart'ın e l eştire l ana lizi geçmişin tüm kısıtlamalarından azadedir. Ne var ki Hart, e l eştirinin dozunu fazla kaçırmıştır ve bu da yazmış o ldu ğu kitabı dengeli bir biyografiden ziyade G ud er i an' ı ve ona ilişkin hikayeyi yok etme çabasıyla ortaya konan bir ça lı şma olarak göstermiştir. Bunun yanında yen i kayıtlara başvurmaktan ziyade Bir Askerin Anı ları 'ndan istifade etmiştir. Tıpkı Hart gibi Hans-Heinrich Wilhelm de Almanca yazdığı ancak henüz yay ıml anmamış olan yen i Guder ian biyografisinde büyük oranda söz konusu kitaptan yara rlanmı ştır (Yazd ı ğı makale için ayrıca bkz: "Heinz Gude rian - »Panzerpapst « und Genera lstabschef"; Dergi ismi: Die Militiirelite des Dritten Reiclıes, editör: Ronald Smelser ve Enrico Syring, Berlin: Ullstein, 1995).

63

İNDEKS Aclıtııııg - Panzer!

(Guderian) 5, 12

Tanksavar topu 39, 39-40, 42 , 48, 49 A nzioç ı ka rm as ı , İtalya ( 1944) 40, 42

Arden ler Taa rruzu (1944-45) 43 sila h lan ma bkz sil ah lar Zı rh lı Persone l 1~1şıyıcı (ZPT) 38 Arrow-Cross Pa rt isi (Macaristan) 43 "Attrappen " (sah te tanklar) 14 Avusturya' nı n ilhakı 9, 16 Balck, Ya rbay Her ın ann 4 Bal kanlar 12, 27-34, 43, 4S Bockelberg, Albay Alfred von Vollard 14 Brauchitsch, B in başı von 13 Bi rl eşik Krallık, tankları n gel i şimi 46-51 Budyonny, Mareşal Semyon 54 Cambrai (1917) 46 Tank kamu n ajı 34, 47 Char B1 (bis) ağır tanklar 49 Churchill, Winston 50 deGau lle, Charles 51-52 sa hte tanklar ("Attrappe n ") 14 Dunkirk'ün tahliyesi (1940) 9, 19, 22, 25, 27 Doğu Cephesi 12, 27-3 4, 43, 45 AJ 1 rıca bkz Bllrbarossa l-larekiltı (1940) El Alaıneyn (1942) 35 Elefmıt tan klan 35 "Deneysel Mekan ize Kuvvet" (Birleşik K rallık) 49 Ferdinand/E/efaııı tank avcısı 35 "Yabancı Aske ri Çalışmalar P rogramı" 54 Fransa, tankların gelişimi 51-52 tanklar 49, 50 Fransa seferi (1940) 9- 10, IO, 18, 19-27, 21, 23 (22), 27 Fuller,John Frederick Charlcs 46-47, 49-50, 51 Gamelin, Maurice 52 Gaulle, Charles de 5 l -52 Göring, Hermann 40 Gudc ria n , Hcin z Wil helm 4, 7, 8, 9 Silahlar sustuğu n da 54-55 Şövalye H aç ı 'yla taltif ed ildi 5, 55, 58 Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı 42- 46, 61 Komuta ve liderlik becerileri 59-62 ölümü 12 Dunkirk (1940) 9, 22 , 25 Gençlik yılları 5-6 Aske ri ka riyerinin ilk yılları 9- 12 Panzer birlikleri nin "babası" 13- 16, 60 Fra nsa seferi (1940) 9- 10, 10, 19-27, 21 , 23 (22), 27 ve Fuller, Liddell Hart ve Martens 53 Zırhlı Birlikler Genel Müfettişi 35- 41, 56, 57, 60 Zihninin derinliklerinde 55-58 iki savaş arası dönem 7-8 Kursk ( 1943) 41 (40) evliliği 6 Barhtırossa l-larekfttı ( 1940) 4, 10- 11, 11 , 2 5, 27-34 UIJ'fııııHarekfıtı(l941) il, 12,30 , 32,34 Polonya seferi ( 1939) 9, 1 7, 17- 19 SdKfz251/6 Komuta Aracı 20, 23 (22), 59 Ameri kan kuvvetlerine teslim oluşu 12, 46 Birinci Dünya Savaş ı ( 1914- 18) 4, 6-7 Yaza rlık becerisi 5, 12, 13, 55, 58-59 A Ordular Grubu 45 Merkez Ordular Grubu 28, 42-43, 45, 45 Kuzey On.lular Grubu 19, 42, 43, 45

64

Güney O rdula r Grubu 43, 45 Vistula Ordular Grubu 45, 46 Himmler, Hein rich 17, 45, 46 Hit ler,Adol(S, 6, 11, 12, 17, 25,30,32,34, 35-37, 42, 45, 46, 57, 57, 58 Hoba rt , Sir Percy Cleghorn St anley 'Hobo'

50, 51 Hotchkiss 39 hafif tan klar 50 Hoth, Herm an n 9, 24, 25 Hühn lein, Adolf 57 Maca rista n 43, 45 , 45 Halhin Gol Mu harebesi (1939) 54 Kiev Mu harebesi ( 1941) 10, 30 Kleist, General Pau l Ewa\d von 20, 21, 23 (22),

Kursk (1943) 41 (40), 43 Liddell Hart, Basi l Henry 47-50, 51, 58, 62 24, 35, 37, 40 Lutz, General Oswald 7, 8, 12, 14, 15 Li.iksemburg 21 Maji no H attı 9 Manstei n , General Erich von 19, 55 Mekanize ve Zırhlı Birlikler 49 Lıı~waffe2 1 ,

Mcuse Neh ri(1940) 18, 20, 21, 23 (22), 24 Minsk ( 194 1) 28, 29 Montcornet ( 1940) 23 (22), 24 Moskova ( 194 1) i l, 12, 30, 32, 32, 34, 34, 36 Mosley, Oswa ld 53 Nasyo nal Sosyalist Motor Ko lordusu (NSKK) 57 Kuzey Atla n tik Ant l aş m as ı Örgütü (NATO) 61 Bagm t ioıı H arekatı ( 1944) 45 Barharossa Harekfıt ı (1940)4, 10- 11, Ll, 16, 25,

28, 31 (30), 35 , 39 ( 1941 ) il , 12, 30, 32, 32, 34,

34,36 Zitaılelle Harekatı

( 1943) 41 (40), 43 Pak 35/36 topları 48 Pak 40 75mm t op l a rı 3 9 Panter tankları bkz Panzer V Panter tank l arı Panzer 35 (t) tankları 54 Pa nze r 38 t a n kları 54 Panzer Beobaclıtımgswageıı il] 47 Panzer J tank l arı 21, 37, 51 Panzer il tank l arı 21, 28, 4 2, 48, 54 Panzer ili tank l a rı 16, 21, 3 1 (30), 35, 35, 37,

38, 5 1 Panzer iV tankları 16, 21, 35, 35 , 38, 38, 5 1 Panzer V Panter t ank l arı 38, 39, 4 t (40), 43 , 45 ,60 /Jaıızer

tanklar 31 (30), 39, 46 İ spa nya İ ç Savaşı { 1936-39) 15, 50 Speer, Albert 37 Sta lingrad (1942•43) 35 Stü lpnagel, Gene ral Otto von 14 Stıırmgesclııitz tabur l arı 39-40, 42, 51, 62 İ kmalsistemi21

24, 25, 29, 32 Kl uge, Günther von 28-29 Kriegsa kade mie (Harp Akademisi), Bert in 6

Typlıooıı H areklitı

Sch lieffen P l anı ( 1914) 20 SdKfz222 zı rhlı araç 29 SdKfz 251/6 Komuta Araçları 20, 23 (22), 59 SdKfz251/Ayarı tı r tıllı tankla r 15 Smolensk ( 194 1) 29-30, 30, 33 Sovyetler Bi rliği A)'rıca bkz Barbarossa H a r ekatı (1940) Tan k ların ge l iş i mi 53-54

Le{l(/er (G uderia n ) 5, 12, 62

l'anzerjiiger 47mm top 3 7 "1919 P lanı" 46 Polonya Sereri (1939) 9, 17, 17- 19 Savaş esiri 10, 25 Alrnanya'da prot eı. t o lar ve ayakl anmalar (192021)7 Telsizlerin gelişimi 49 Yakıt ikmali sistem i 2 1 Reich Savunma Bakanlığı (RWM) 7 Reinhardt, General Hans-Georg 20, 24 Reynaud, Paul 52 IHebel, Yarbay 9, 23 (22) isyan lar, Almanya ( 1920-2 1) 7 Kral iyet Hava Ku vvet leri (RAF) 24 Runcbtedt, Gene ral Kari von 19

T-34 tan kl arı 3 1 (30), 39, 46 tanklar, Fran s ız Char 8 1 (bis) ağır tanklar 49 Hotchkiss 39 h afıf tanklar 50 Rus tank l arı T-34 tankl arı 31 (30), 39 , 46 Alman tank l arı ve z ı rhlı araçları Zırh lı Person el Taş ı yı cılar (ZIYT'ler) 38 Fcrdinand/Elefaııt tank avcıl arı 35 Pan zer 35 (t) tan kları 54 Panzer 38 tankları 54 Panzer Beolxıc/ıtuııgswageıı 11 147 Panzer I tankla rı 21, 37, 51 Panzer il t a n k l a rı 21, 28, 42 , 48, S4 Panzer ili t ankları 16, 21, 31 (30), 35, 35, 37,

38, 51 Pa nzer IV tank l arı 16, 21, 35, 35, 38, 38, 51 Panzer V Paııre,tankları 38, 39, 41 (40), 43,

45, 60 SdKfz 222 zırh l ı araçla r 29 SdKfı.251/6 Komuta A raçları 20, 23 (22), 59 SdKfz25 I /A ya r ı t ı rtı llı tanklar 15 Tigertankları 38, 40, 42 , 43, 52, 61 Tigertankları 38, 40, 42, 43, 52, 61 Tsch ischwitz, General Erich von 14 Tuhaçevski, Mareşal Mikh ail N ikolayeviç 53-54

Tula (1941) 34 Versay Antlaşması (19 19) 14 Volckhei m , Teğ m en Ernst 13 Waffeıı -SS 35, 37, 39, 40 silahlar ayrıca

hkz Sıurııısesclıiitz

Flak uçaksava r

top l arı

taburları

19

Pak 35/36 topları 48 Pak 40 75 mm topla rı 39 Panzerjager 47mm topları 37 Wenck, General Walt h er 45 Birinci Dünya Savaş ı (1914• 18) 4, 6-7, -16, Si, 53 İkinci Dünya Savaşı ( 1939-45) Dunkirk'ün tahliyesi ( 1940) 9, 19, 22, 25, 27 Fransa seferi ( 1940) 9- 10, 10, 18, 19- 27, 21, 23

(22), 27 Bogratioıı Harekiltı

( 1944) 45 (19-10) 4, 10- 11,

Bcırbarosst1 Hareki'i tı

ı ı,

16, 25,

27-34, 28, 3 1 (30), 3 5 , 3 9 Tayfıııı Hare katı

(1941) il , 12, 3 0, 32, 32 , 34,

3 4, 36

Ziwdrlle llarekiitı ( 19-13) 41 (40), 43 Po\onyaSeferi(l939) 9, 1 7, 17- 19 Zen t ralsıelle Güvenliği

Jukov,

GrenzschutzOst ( Doğu Hududu Merkez Dairesi) 7

Mareşal

Georgi Konsta ntinoviç 5-1

ÜSPREY

t-EINZ GUDE...~IRi

BÜYÜK. KOMUTANLAR

Dünya tarihinin en büyük komutanlarını tüm yönleriyle inceleyen OSPREY Büyük Komutanlar Serisi, Heinz Guderian ile devam ediyor...

.. ~ 07 '_

Genç Heinz, 13 yaşında subay olmaya karar verdiğinde İkinci Dünya Savaşı'nın en şöhretli ta nk komutanlarından biri olacağını tahmin edemezdi elbette.

Tarihin en l>'Qyük

ko_m~tanlarının ya.şam · ... öyküleri, m~harebe . tecrübeleri, uyguladıklar'ı ·taktikler.ve stratejiler

•.

Asker bir babanın oğlu olarak dünyaya gelen Heinz Guderian'ın orduya katılması sürpriz olma d ı. Birinci Dünya Savaşı sürecinde muhabere ve telsiz iletişimi konusunda kendini yetiştiren ve dört başı mamur bir karargah subay ı olma azmiyle didinen Guderian, iki savaş arası dönemde zırhlı b irlik savaşının gelişimi üzerine derinlemesine çalıştı. İkinci Dünya Savaşı'nın başında ise önce Polonya'da, ardından da Fransa'da kıtaları başarıyla sevk ve idare etti. Guderian savaşın bu döneminde sergilediği performansla yalnızca becerikli bir kurmay subay değil aynı zamanda yırtıcı bir arazi komu t anı olduğunu da kanıtladı. Bunun üzerine emrindeki birlikler ge l miş geçmiş en büyük işgal girişimi olan Barbarossa Harekatı'ndan önce Panzergruppe seviyesine yükseltildi. Harekatın başlamasıyla birlikte Guderian'ın zincirlerini salıverdiği Alman tankları adeta aç kurtlar gibi Rusya'nın engin topraklarına atıldı ancak 1941'in sonlarına doğru savaşın başından beri sürdürülen taarruz ivmesi yavaşlama emareleri gösteriyordu. Guderian'ın askerlerini yitirmek istemediği için Hitler'in emirlerini dinlemeyip geri çekilmesi ve bu yüzden Hitler tarafından görevden alınması da bu döneme denk gelir. Ancak Guderian için belki de henüz her şey yeni başlıyordu . İşlerin zora girdiği Mart 1943'te Zırhlı Birlikler Genel Müfettişi olarak görevlendirilen kurt generalden çok hayati bir talepte bulunuldu: Çorak Rus topraklarında hırpalanıp bitap düşen Alman panzerlerini eski görkemine kavuşturmak. Bu hedef uğuruna çok büyük yetki lerle donatılan Guderian derhal kolları sıvayıp işe koyuldu fakat geçen dört yılda pek az şey eskisi gibi kalmıştı. Temmuz 1944'te Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı'na da atanan Guderian o dönemde Almanya'nın en güçlü kişilerinden biri haline geldi ancak görkemli "Panzer Generali"nin bile Almanya'yı bekleyen karanlık akıbeti engellemek için yapabileceği çok az şey vardı. Bu çalışma Guderian'ın askeri yaşamına derinlemesine nüfuz etmekle birlikte onun gençliğine, başarılarının ardında yatan kişisel özelliklere, Erwin Rommel gibi "yıldız" komutanlardan ayrıştığı noktalara, Hitler ve Nasyonal Sosyalizm ile ilişkisine ve "Panzer birliklerinin babası" olduğu yönündeki efsanenin perde arkasına odaklanıyor. Guderian gerçekten de Alman zırhlı birliklerini inşa eden yegane isim miydi? Bir Naziperver mi yoksa dönemin şartlarını kendi çıkarına göre kullanan bir fırsatçı mıydı? Savaşın ardından yayımlanıp yüksek satış rakamlarına ulaşan hatıralarında neleri itiraf edip neleri anlatmayı "gerekli görmedi?" Resimler, görseller ve detaylı haritalarla desteklenen bu çalışma okura belgesel havasında bir yolculuk sunuyor.