Gelecek 1917; Tarih, Devrim, Kültür
 6054630687, 9786054630684

Table of contents :
Boş Sayfa
Boş Sayfa
Boş Sayfa

Citation preview

>

Kitabın Adı: Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür Yazar: Y. Doğan Çetinkaya, Foti Benl isoy Yayın Hakları:

©

Habitus Yayıncılık, 2018 Kapak Tasarım: Ahmet Söğütlüoğl u

Sayfa Tasanm: Murat Kaspar Baskı ve Cilt: Sena Ofset Litros Yol u 2. Matbaacılar Sitesi B Blok No: 4 NB7 9 11 Topkapı - İ stanbul Tel : 0212 613 03 21 -

-

Sertifika No: 12064 ISBN: 978-605-4630-68-4 1. Baskı: 2018, İ stanbul Habitus Yayıncıhk Rek. Teks. Tur. Eğitim San. Tlc. Ltd. Şti.: Kemankeş Mahal lesi M umhane Caddesi No: 39/39 Karaköy 34425 Beyoğlu - İ stanbul Tel: 212 244 48 87 Sertifika No: 18067 e-posta: [email protected]:

habnus Knap

www

. habituskitap.com

TARİH DEVRİM KÜLTÜR

Y. Doğan Çetlnkaya Yazar 1975 'te i stanbu l 'da doğdu. İ stan­ bul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakü ltesi 'nden mezun oldu. İ lk Yüksek Lisansını Boğaziçi Ün iversitesi Tarih Bölümü , ikinci Yüksek Lisans derecesini Budapeşte 'de Central European University, Doktora derecesini de Hollanda'nın Leiden Üniversitesi 'nden aldı. Halen

i.ü. Siyasal Bilgi ler

Fakültesi 'nde öğretim üyesidir. 2012-2013 öğreti m yı l ı nda Atina'da Panteion Ü n iversitesi , Siyaset Bi l i m i ve Tarih Bölümü 'nde m isafir öğretim görevl isi olarak bulundu. 2011 yıl ından beri l stanbul Özgür Ü niversite'de seminer dersleri veriyor. 2003-2008 yı lları arasında Eğitim-Sen l stanbul 6 No' l u Ün iversiteler Şubesi' nde yönetim ku rulu üyesi , 2005-2007 arasında da Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nde Parti Meclisi üyesi olarak çal ıştı . Halen Tari h Vakfı Başkan Yardımcılığı ve Türkiye ve Ortadoğu Forumu Vakfı ( Özgür Üniversite) yönetim kuru lu görevlerini yürütüyor. Tarih Vakfı Yurt Yayınları ve Toplumsal Tarih dergisi yayın kurulu üyesidi r. 1908 Osmanlı Boykotu: Bir Toplumsal Hareketin Analizi (2004) , The Young Turks and the Boycott Movement: Nationalism, Protest and the Working C/asses in the Formati­ on of Modern Turkey (2014), Osmanlı'yı Müslümanlaştırmak: Kitle Siyaseti, Toplumsal Smıflar, Boykotlar ve Milli iktisat 1909-1914 (2015) adlı kitapları ve Toplumsal Hareketler: Tarih, Teori ve Deneyim (2008), Ortadoğu: Direniş, Devrim, Emperyalizm (2014), Tanzimat'tan Günümüze Türkiye işçi Sınıfı Tarihi 1839-2014: Yeni Yaklaşımlar, Yeni Alanlar, Yeni Sorular (2015, Mehmet

ö. Alkan ile birl i kte),

191 7: Rusya 'da

Devrimde Devrim (2018 , Mehmet Ö . Alkan ile birlikte) adlı

derlemeleri yayı mland ı . Türkiye'nin toplumsal ve siyasal tarihi, toplumsal hareketler, Türk m i l l iyetçiliği , Türkiye sol dü­ şüncesi , Türkiye futbol tarihi ve sınıf hareketi üzerine yazdığı yazılar çeşitl i yabancı/yerli dergi ve kitaplarda yayımlandı .

Fotl Benllsoy Yazar 1976'da lstanbul 'da doğdu. lstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitird i . Yüksek lisans ve doktora çalışmalarını Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü'nde tamamlad ı . l stos Yayınevi 'nin kurucularından biridir. Türk Mil­ liyetçiliğinde Katedilmemiş Bir Yol: 'Hıristiyan Türkler' ve Papa Ettim (2016, Stefo Benlisoy i le birl i kte), Kahraman/ar, Kur­ banlar, Direnişçiler; Trakya ve Anadolu'daki Yunan Ordusunda Propaganda, Grev ve isyan (2014), Gezi Direnişi. Türkiye'nin Enteresan Başlangıcı ( 2013), 21. Yüzyılm ilk Devrimci Dalga­ sı; Fransa ve Yunanistan'dan Arap lsyant, TheOccupy Hareket­ leri ve Kürt Baharma (2012) isiml i kitapları bulunmaktadır.

Birçok yazı ve makalesi Başlangıç, Birikim, Toplum ve Bilim, Mesele, Gelecek, Yeniyol, Toplumsal Tarih, Tarih ve Toplum, Birgün ve Özgür Gündem gibi yayınlarda yayım land ı .

iÇiNDEKiLER •





9

EKİM VE GALAT-1 MEŞHURLAR 21

DEVRİM: BİR DAHA ASLA? 99

DEVRİMİN NOSTALJİSİ 131

AMNEZİ 181

215

Giri'

..

G i u l io Manieri , Enternasyona l ' in ( b i ri nci s i n i n ) İ talya seksiyonun­ dand ı r. Yoldaşlarıyla b i rl i kte topl umsal devri m i kı şkırtmak ama­ cıyla b i r kasabaya baskı n d üzen l er. Amaçları , b i rbi riyle eşgüdüm­ l ü s i l a h l ı grupl arı n ü l ke n i n deği ş i k kırsal bölge lerinde eşzaman l ı olarak ayaklanmalar başlatmasıd ı r. Ancak Man ieri'n i n grubu izole o l u r. Kasaba h a l kı Manieri ' n i n grubuna destek olmaz . Manieri ve arkadaşl a rı yakalanır. G rubun l ideri olan Man ieri önce ö l ü m ceza­ sına çarptı rı l ı r, ancak son ra , tam ku rşuna d izi lecekken affed i l i r ve cezası m üebbet h a pse çevri l i r. Man ieri bu cezanın i l k on yı l ı n ı tec­ ritte geçi recekti r. Tavia n n i kardeşlerin 1972 yapımı San Michele aveva un gal/o ad l ı fi l m i n i n i l k böl ü münde Man i eri ' n i n ' başarısız' devri mci kariyeri ve tecritte geçi rd iği bu zor on yı l ele a l ı n ı r. Fi l m i n son böl ü m ündeyse Man ieri , tecritten ç ı kar ve cezası n ı n kalan kıs­ m ı n ı geçi receği hapishaneye doğru hareket eder. Yolda yi ne ayn ı hapishaneye götü rü l e n genç kuşaktan devri mci l e rl e karşı laşı r. Manieri tecritteyken onca eza ve cefanın ard ından yeni devri m­ ci kuşaklarca nasıl da coşkuyla karşılanacağının haya l i n i kurmuştur sık s ı k. Ancak karşılaşma pek de tantanal ı olmaz. Gençler uzun yı llar hapiste kalmış devrimciyi işitm işlerd i r elbet. Uygun i l k fırsatta ona ü l kede son on yı lda yaşanan gel işmeleri akta rı rlar. Devri mci hareketin karakteri bütün üyle değişmiştir. Spektakü ler doğrudan eylemleri n , kırda ayaklanmaların zamanı geçm i ştir artı k . Gençler kentlerde , i şçi sınıfı i çerisinde sabır ve metanetle örgütlenmeni n

10 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

öneminden bahsederler. Doğrudan eylem yerine uzun eri m l i örgüt­ lenme faal iyeti n i n , kitlesel ve yaygı n sınıf örgütleri ol uşturmanın gereğinden bahsederler. Kopuştan , isyancı sıçramalardan çok mo­ dern toplumun evrimsel i lerleyişine bel bağlamışlardır. Manieri damdan düşmüşe döner. Gençlerin söyledikleri n i ah­ makça, hatta gayri devrimci bulur. Tartışma alevlenir. İ ki taraf da birbiri n i suçlar. Manieri tek başınadır. Ustelik on yıllık tecritte zayıf düşmüştür. Hayal kırı kl ığına kapıl ır. Devrimci hareketin bu yen i evre­ sinde onun yeri yoktur. Bütün deneyimi , bi lgisi , pratiği bir önceki dev­ renin şartlarında oluşmuştur. O devrimci ajitasyonla küçük m i l itan gruplar oluşturmak, onları silahlandırıp ayaklanmalar kışkırtmak dev­ rinin insanıdır. ' 3 B' geleneğin i n ( Babeuf, Buanorotti , Blanqui , hatta Bakuni n ) bir devrimcisi olarak sendi kalar ve kitle parti leri dönemini idrak edemeyecek durumdadır. Yen i dönemde Manieri 'nin bir devrim­ ci olarak hiçbir işlevi ve anlamı yoktur yani . O devrimci mücadelen i n b i r başka evresine takıl ı p kalmıştır. Fi lmin sonunda süküt-u hayale uğramış, yapayal nız kalmış Man ieri , hapishane yolunda i ntihar eder. Sol u n tarih iyle i l i şkisi her gündeme gel d iği nde , hele hele bir yen i lenme arayışı ve onunla bağl antı l ı 'yeni sol ' tabi ri her tedavü­ le gi rdiği nde , kimi e leştirmenlerce ' ütopi k sosyal i zmden Marksist sosyal izme geç i ş i n ' h ikayesi olarak değerlendi ri len bu fi l m i düşün­ memek elde deği l . 1 Hele hele tarihi kendisiyle başlatan , hafızasız ve kendi nden menkul 'yeni ' arayı şlarının pek revaçta olduğu bizim memlekette . . . Ne hi kmetse sıfı rdan başlamak, bembeyaz bir say­ fa açmak, geçm işin 'günahları ndan ' (yani Manieri ' lerden) arınmış yepyen i bir sol u n h ülyasını kurmak her daim revaçta . Ezber boz­ maya soyunanlarımız, ' putl arı yıkan ' i konoklastlarımız çok. Yerküre üzerinde yen i b i r deneyi m söz konusu olmaksızı n kend isini fantezi düzeyinde bu kadar sık 'yeni leyen ' bir başka sosyal i st hareket var mıdır b i l i n mez. Sahici bir yen i lenmeni n bir türlü mümkün olamama­ sının ard ındaki bir neden de muhtemelen ' h afıza kayb ı n ı ' dayatan bu 'yeni ' takıntısıd ı r (bu takıntı n ı n ' ayna yansıması ' sayı labilecek olan ve tari h i menkıbelere i n d i rgeyen tutum da geçmişi d i l ine pele­ senk etse de belleksizl iği n bir başka tü rüd ü r elbet) . Daniel Bensa"id , 1) Enzo Traverso, Aristeri Melanholia (Sol Melankoli), Yunanca baskı , (Atina: Ekdosis tu İ kostu Protu , 2017), s. 150-152.

Giriş 1 11

" yen i l i k duygusunun yoğunluğu , çoğu zaman hafıza kaybıyla doğru orantı l ıdır" 2 derken haklıyd ı . Zi ra M an ieri ' ni n i ntiharı n ı gerekti recek bir 'yeni lenme' , yan i devrimci hareketi n bir önceki evreleri n i n stra­ tej i k tartışmaların ı , deneyi m leri n i ve duyarl ı l ıklarını yok sayacak bir 'sıfırdan başlama' hali , yenilen meyi köksüz ve ayakları havada b i r retori k jest olmaya mahkum eder. Oysa kıyısında olduğumuz yeni dü nya nasıl da eski sorunlarla boğuşuyor. Şenzen ya da Bangalore'da bugünün işçileri , Manches­ ter ya da Lyon 'daki işçi leri n iki yüz yıl önce karş ı laştı kları sorular ve sorunlarla yüzleşiyor. 'Azgelişmiş Şark' bu meseleleri çoktan ' aş­ m ı ş ' Garbı taklit ediyor olduğu için deği l . Neol iberal izm ded iği m iz o büyü k karşı-devrimci harekat, son otuz küsur yı lda işçi sınıfı n ın i ki yüz yılda yarattığı emekçi kam usall ıklarını büyük ölçüde tahri p ede­ bi ldiği , işçi sınıfı kültürünü neredeyse taru mar edebildiği içi n .3 Sınıfı n dekompozisyonu yani bozul ması , dağı l ması , ayrışması ve atomizas­ yon , yakı n geçmişin sınıf mücadelesi deneyi m leri n i cisim leşti ren önem l i işçi sınıfı havzal arında yaşanan endüstrisizleşme, emekçi örgütlü l ü kleri n i n dağıtıl ması ve etkisizleşmesi , bu büyü k ve 'tari h­ sel ' sıfatı nı hak eden yen i lgin i n halkaları sadece. İ şçi sınıfının dün­ ya ölçeğinde rakamsal olarak bel ki ikiye katlandığı bir dönemde, bu sınıfı n modern zamanlarda yarattığı o büyük tarihsel biri ki m i n izleri büyük ölçüde ortadan kal kmış ya da cıl ızlaşm ış d u rumda . Dolayı sıy­ la bugün eski , bel ki de en eski tartışmalara dönmek elze m . Tüketici ve ü retici kooperatifleri n i n önemi nden ' devri mci sendi kal izme ' , bir işçi sınıfı partisi i nşasın ı n manası ndan vasıfl ı ve vasıfsız işçi leri n bir arada nasıl örgütleneceğine , geçmişin bir dizi ' kapanmış defteri n i ' yeniden açmak gerekiyor. Uste l i k küresel ölçekte bir d izi 'eski m i ş ' stratej i k tartışmanın yen iden aci l iyet kazandığı koşul lard a : Kapita­ list kriz, faşist hareketi n yükselişi , emperyalistler arası rekabetin kızışması vs. Daha dün ' u lus devlet bitti ' , ' post-mi l l iyetç i l i k çağın2) Daniel Bensa"id , Köstebek ve Lokomotif Tarih, Devrim ve Strateji Üzerine Denemeler, çev. : U . Uraz Ayd ın, lstanbul , Yazın Yay. , 2006, s. 121. 3) Paul Mason , Çalışarak Yaşamak ya da Savaşarak Ölmek Küresel işçi Sımfı Nasıl Oluştu?, çev.: Gözde Orhan, Mehmet Ertan, İ stanbul , Yordam Kitap, 2014.

12 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

dayız' denili rken bugün 'Avru pa ' n ı n göbeğinde' sol u n , Katalunya ve İ skoçya 'da , ' bağımsızlık' gib i (kimileri n i n ' naftalin kokan' diyebile­ ceği) meselelere yan ıt vermesi gerekiyor mesela. Yen iyi ancak i şte bu 'eski ' sorulara vereceğim iz yan ıtlarda bu­ lacağız. O halde ' kökü mazide bu ati ' karşısında neyi muhafaza etmeliyiz? Cevabı yi ne Bensa"id 'e b ı rakalı m : " Hafızayı tab i i ki . Fakat sofu deği l , a ktif hafızayı . Oğreni p de unutmamızı n teh l i keli olacağı şeylerin hafızası nı . "4 Siyasal amnezi n i n , yani bellek yitiminin d aya­ tıldığı gün ü müzde a ktif ve m i l itan bir hafızan ı n örgütlenmes i , baş­ l ı başı na bir d i reniş halin i almaktadı r. Tarı k Al i bu hususta şöyle yazar: " Bugünün hakim ideoloj isi ve müdafaa ettiği i ktidar yapıla­ rı geçen yüzyı l ı n kurtuluş ve toplumsal mücadelelerine o derece düşmand ı r ki mümkün olan en fazla tari hsel ve siyasal hatıranı n kurtarılması b i r d i reniş eylemi hal i ne gelir. B u zor zam anlarda, su­ nulan anti kapitalizm bile s ı n ı rlıdır. Apolitik ve tarihsizdi r. "5 Dolayısıy­ la yukarıda anılan 'yı l lanm ı ş ' soru lara cevap verebi l mek, gün ü m üz rad i kal siyasetin i depol itize eden tarihsizl i k ve belleksizl i kle m üca­ dele edebilmek içi n Manieritlere, daha doğrusu işçi sınıfı n ı n son i ki küsur yüzyı lda yarattığı o çoğul m ücadele geleneğin i n her zerresine m u htacız. S ıfı rdan başlamaksa zaten m ümkün değil.

'Sovyetler' bir ülke adı mı yahut tarihe ihtiyacımız var mı? Walter Benjam i n , tarih üzerine tezlerinde özgürlük mücadelesi­ nin sadece gelecek güzel günler için deği l , mağlup kuşaklar için de verildiği n i yazar. Benjami n 'e göre i şçi sınıfı ve onun m ücadelesi için "gelecek kuşakları n kurtarıcısı rol ünü " yeterli saymak büyü k bir yan­ l ıştır. Zira tahakküm edenlere karşı nefret de devrimci fedakarl ı k da " köleleşti rilm i ş atalarım ızın i mgesiyle beslenir, toru n ları m ızın kur­ tarı l ması ideal iyle değil. " 6 Ö zgürlük m ücadelesi garantisizse , tari­ hin ' nesnel' yasaları uyarınca zafere ulaşacağı kesin değilse , onun 4 ) Bensa"id , Köstebek ve Lokomotif, s. 127 . 5) Tariq Ali , The Dilemmas of Lenin Terrorism War Empire Love Revolution , Londra, Verso, 2017, s. 8. 6) Walter Benjamin, "On the Concept of History" , https://www . marxists.org/reference/ archive/benjamin/1940/history. htm

Giriş 1 13

esinleneceği , dayanacağı yegane şey, " köleleşti ri l m i ş atalarım ızı n " zincirleri n i kırmaya cüret ettikleri anlar olacaktır. Eki m Devrim i , Benjami n ' i n " ezi lenlerin geleneği " dediği ve tabi olanları n , tahak­ küm ve söm ü rünün sürekli l iği n i kırmayı başard ığı istisnai uğraklar­ dan b i ridir. Bu anlamda da yen i m ücadeleler için i l ham ve referans teşki l eden bir özgürlük momentid i r. Dahası Şubat ve Eki m ' iyle Sovyet Devri m i , bi r proleter devrim i n arketi pid i r adeta ; devrimci leri n eskiden olduğu gibi şimdi de hayranlı k ve özlem duyduğu , yasını tuttuğu ve sorgu l ad ığı devasa b i r s ıçrayıştı r. Her devrim i n tarihte özel b i r yeri vard ı r elbette . Ancak bazı dev­ rimler, kendilerinden son ra bi r çağ boyunca bir referans noktası oluştu rma ları dolayısıyla özel bir yere sahi ptir. Fransız Devrim i bu anlamda bir ilktir. Ondan sonra gelecek devri m ler ya da devrim için m ücadele eden ler için bir m i henk taşıd ı r. Sembolleri , sloganları , safhaları , araçları , politi k grupları ve öne çıkan figürleriyle neredey­ se tüm devrimciler için bir referans ve kıyas ölçütü oluşturur. Bun­ dan dolayı 1917 Devrim i cereyan ederken devri min önderleri kendi eylemleri n i Fransız Devri m i 'yle karş ı laştı rmışlardır. 1920' 1erde dahi b i rçok komünistin Rusya 'da cereyan eden süreç hakkında Fransız Devrim i ' nden m ülhem bir termi nolojiyi ku llanıyor olmaları (Therm i­ dor, Bonaparte vs. ) bi r tesadüf değildi r . Ancak 1789 devrim i n i tahtından indiren d e 1917 Devrim i olur. 1917 'den son ra bütün 20. yüzyı l d ünyası ve devrimci leri için re­ ferans ve n i rengi noktası bu devrim olmuştu r. Bu sadece Soğuk Savaş bağlam ı dolayısıyla dünya siyasetin i şeki l lend i rd iği için böyle değildi r. 1917 , dünyan ı n b i r böl ü m üne çarpıtı l m ı ş da olsa bir başka düzen alternatifin i sunmasıyla artık 1789 ' un yeri n i a l acaktır. 1917, dünyadaki devrimciler için yen i b i r m i l at, kıyas noktası ve ölçü oluş­ turmuştur. B i r devri m i n n ası l ol m ası gerektiği , neyi hedeflemesi gerektiği , stratej i ve takti kleri 1917 tarafından yen iden oluşturu l­ muştur. Devri m i n parametreleri yeniden tan ımlanmıştı r. 20. yüz­ yılı n devri mcileri n i n siyaset sahnesine Şubat, Ekim ve son rasıyla 1917 ' n i n kostüm leri ve repli kleriyle çı kmaları bundan dol ayıdır. Geçtiğimiz yüzyılda , karşıtları çok olsa da, devri m genelde olumlu tın ısı olan bir kavramdır. Devri m i n , yani radi kal bir toplum­ sal değişi m i n taraftarı olmak büyük harfle 'Tari h i n ' safında olmakla

14 1 Gelecek 1917: Tarih , Devrim, Kültür

eşanlamlıd ı r neredeyse . Tam da bu nedenle geçtiği m iz yüzyılda top­ lumsal devrime en büyük meydan okuma olan faşizm dah i , dili ve sembolleri itibariyle kendi s i n i sözde 'devrimci ' bi r kalıba sokarak gizlemek ihtiyacı duyar. Ancak 1917 'den yüzyıl sonra , gerek Fransız Devri m i ' n i n gerekse Rus Devri m i ' n i n ve temsil etti kleri n i n kökten eleşti rild iği , Domenico Losurdo' n u n deyi m iyle " devri m i n hafızasın ı n l ikidasyonunun " gündemde olduğu zam anlarda yaşıyoruz.7 Hatta bu devrimlerin tarihsel bakiyesi nden yol a çı karak genel olarak devrim mefhumunun insanlık için olsa olsa tü rl ü felaket getirdiği fi kri , ka­ musal söylemde hakim hale gel m iş durumda . Devri mler günümüz­ de 20. yüzyılın büyük felaketleri olan soykırı m l ar ve total iter rej i m­ lerle özdeşleşti riliyor. Devri mlerin zorunlu olarak terör reji mleri ne, kitlesel kırı mlara yol açacakları vazedi l iyor. Devri mleri n ve büyük toplumsal m ücadeleleri n i n deneyimleri ne dair kolektif hafızan ı n za­ yıflamas ı , üstelik söz konusu geleneğin tasfiyesi ne dönük büyük bir huruç hareketi n i n de bu hafızayı kri m i nalize edi p itibarsızlaştı rması gi bi bir durumla karşı karşıyayız. Bu durumun sonucu , günümüz si­ yasal ve toplumsal m ücadeleleri ve radika l b i r toplumsal dönüşüm ufku açısından tehlikeli b i r bellek yiti m i , bir amnezidi r. Bu amnezi n i n sem ptomları ndan b i ri n i örnek kab i l inden a k­ tarmakta yarar var: Günümüzde ' sovyetler' denildiğinde genellikle kastedi len i n sadece bir ülke adı olduğu san ıl ıyor. Yan i Rus Devrim i , Eki m İ htilali ya d a Sovyet Devrim i , ad ına ne derseniz deyi n , söz kon usu tari hsel deneyi m i n belki de en mühim unsuru olan -küçük harfle- sovyetler, hafızalardan s i lin m i ş , ortadan kayboluverm i ş gi bi . (Bu satırları yazarken fark etti k ki yazı m hata l arını bel i rten program da ' sovyetleri n ' ilk harfi n i küçük yazı nca kı rm ızı bir alt çizgiyle ' hata ' işareti veriyor. Tam da 1984'te Winston Sm ith ' i n çal ıştığı ' H akikat Bakanl ığı ' na yaraşır bir duru m ! ) . Açı kçası Sovyet Devrim i uzunca bir müddetti r özel l i kle solun ilgi alanında değil. Devri m i n yüzüncü sene-i devriyesi ndeki sönük, tartışmasız, görev savma kab i l i nden yayı n lar bunun en önem l i göstergesi . 21. yüzyı l başı n ı n 'devri msiz devrimcileri ' için Eki m ve Şubat' ıyl a Rus devri m leri bir ' m i l at, kıyas noktası ve ölçü ' olmaktan çoktan çıkm ı ş d u rumda. 7 ) Bkz. Domenico Losurdo, War and Revolution Rethinking the 20th Century, Londra, Verso, 2015 .

Giriş 1 15

Bu tari hsel atrofiye yan i d u m u ra uğrama , körelme ve o n u n l a bağlantı l ı stratej i k tutulmaya i n at, e l i n izdeki çalışma şu ' moda­ s ı geçm i ş ' soruya odaklanmayı hedefl iyor: İ çinde bulunduğumuz 'tehli ke a n ı nda' devrim i n anısı bir ' um ut kıvılc ı m ı ' çakabi l i r mi? Devrim i n belleği n i n s i l i n mesi , devri msiz, rad i kal kopuş ve kesi nti­ lerin o l m ad ığı sonsuz b i r ş i mdiye s ı kışm ış b i r gelecek fi kri n i n be­ del i daha şi mdiden ağı r olmuştur. Devri m i tam da bu nedenle geri çağı rma k gerekmez m i ? Bunu yapabi l mek, yani devri m i n günce l l i­ ği n i gündeme getirebi l mek, ancak Eki m ' i d i ktatoryal ve tota l iter b i r hadise olarak damga l ayan standart medyati k ve akade m i k kal ı p­ l a rla m ücadele ederek gerçekleşti rilebi l i r. Yı ldön ü mleri n i n sadece b i rer mevzi olduğu bellek savaşları na katı l maktan i mti n a etmek bizleri , geç m i ş i m izle b i rlikte geleceği mizi yiti rme tehli kesiyle karşı karş ıya b ı rakmaktad ı r. Çoğu m uz için ' Sovyet yüzyı l ı ' çoktan geride kaldı ve bugün­ den çok ama çok uzaktad ır. 1917 deneyi m i nden bahsetmek nere­ deyse b i r tü r. ' dogmati klik' olarak telakki ed i l iyor. Geçm işte tü rl ü menkıbelere , çoğu zaman da eleşti ri siz b i r sahi plen meye konu o l m u ş Sovyet deneyi m i bugün basitçe eski m i ş , eskiye ait durmak­ tad ır. ünceleri Len i n ' e atıf yapmadan adeta b i r cü mle dahi ku ra­ b i l mek mü mkün deği l ken bugün Len i n ' e , Troçki 'ye, Buhari n ' e ya da Z i novyev'e atıfl a konuşmak size m azide çakılı p kal m ı ş b i r mu­ hafazakar/dogmati k m uamelesi ya p ı l m ası için yeter de a rtar bile . Oysa (söylemeye gerek bile yok) her devrimci hareket kendi­ si nden önceki devrimci m ücadele ve akı m ların fikir, tartışma ve de­ neyi mleri nden beslen i r, onlara geri döner. Onlara atıfla bugünkü de­ neyi m i n i anlam l andırmaya çal ı ş ı r. Bu güzergah kapa l ı ya da kısırsa devri mci hareketi n de anlamland ı rma ve hareket kapasitesi sınırl a­ n ı r, büzüşür. Burada kastedilen tarihe dair bir tür malumatfu ruşlu­ ğun solcular içi n elzem olduğu değil elbette. Tam aksine geçmiş­ le ku rduğumuz i l işkide geleneksel tari hçi n i n seyretmekle yeti nen tavrı na karşı aktif bir a ngajmanı öne çı kartmak gerektiği ne işaret etmek. Şubat' ı ve Eki m ' iyle Sovyet Devri m i ' ni n ezi lenleri n geleneği­ n i n en önemli parçaları ndan olduğu aşi kar. Oysa bu deneyime dair eleşti re l , siyasal ve aktif bir angajmandan çok uzağız. Basitleşti rici , topyekünleştirici şemalara umarsız bir teslim iyetle mal ulüz. Mesela

16 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

günümüzde bırakın ' sokaktaki vatandaşı ' , bi rçok solcu için dah i , Bolşevi kler i ktidar delisi b i r gru p ' profesyone l ' devrimci/siyasetçi­ den i barettir. Kış l ı k Saray' ı n zaptı da Bab-ı Ali baskını gibi b i r şeydi r herhalde, b i r saray darbesi . Sovyet Devri m i ' ne dai r b u yaygı n ve h ayl i popü ler algı n ı n ar­ d ı ndaki kaynaklar aşikar aslı nda : Sovyet Devri m i ' n i n yozlaşması ve Stali n i st d i ktatö rl ü k, devlet ve el it merkezl i Soğuk Savaş dev­ ri tari hçiliği nce Bolşevi k i deoloj i n i n doğal b i r sonucu olarak gö­ rü l müştü . Bolşevi kler' i n ' konspi ratif' örgütlenme teori s i n i n n i hai neticesi bir 'tek parti di ktatörlüğü ' olabilird i ancak. Buna göre , 1902 ' de yazı l a n Ne Yapmalı? ile 1930 '1arın i ki nc i yarısı ndaki Mos­ kova d u ruşmaları ve tasfiyeler a rası nda doğrudan b i r devamlılı k vard ı . Böylece toplu msal çel iş ki ve çatı ş m a l ar es geçilerek tarih­ d ışı laştı rı l m ış m u hayyel b i r ' Bolşevi k teori ' , Sovyet tari h i n i n nere­ deyse temel itic i gücü sayı ld ı . i nsan l ı k tari h i nde ezilen leri n bu en önemli kalkışmaları ndan b i ri bile böylece büyü k l i derleri n , onları n düşünce ve stratej ileri n i n haki m olduğu b i r a n l atıya dönüştürüld ü . B u yaklaş ı m el bette çokça eleşti ri l d i . E . H . Carr, Moshe Lewi n , lsaac Deutscher ve Marcel Liebman gib i b i r dizi yazar ve tari hçi , bu tari hdışı anlayış ı sorgulayan önemli çal ı şmaları e rken tari h ler­ de ortaya koyd ular. Son otuz yı l daysa (sonraki böl ü mde ayrı ntı l ı olarak ele a l acağı m ız üzere) devri m i n tarihine d a i r tari hyazıc ı l ığın­ da topl u m u , toplumsa l s ı n ıfl arı , gen i ş a n l a m ıyl a kü ltü rel prati kleri esas a l an , daha ' aşağıdan ' b i r yaklaşım iyice ağı rl ı k kazand ı . Bu gelişmeleri n tam tersine Türkiye sol unun önem l i kes i m i nde ise Sovyetlere dair eskim i ş basitleştirici şemalar giderek popüler­ leşti . Dolayısıyla da 'duvarı n ' yıkılı şının ardından Sovyet deneyim i ne dair eleştirel bir değerlend i rme yapabi l me olanağı , şemati k bir antibolşevizmi n sığ kesin l i klerince heder ed i ld i . Böylece bir önceki dönemde bu konuda oluşmaya başl ayan birikim de unutu l d u . Diğer yandan ve tersine, bel l i çevrelerde de Stalinizm ' in kendi kendini meşrulaştırıcı ebleh jargon ve kof ezberi de bir tepki olarak yen iden yaygın l aştı . U l uslararası kom ü n ist hareketin dogmaların a falan da yaslanmaya n , yan i çarpık da olsa böyle b i r meşruiyete de sahi p olmayan b u 'zombi Sta li n izm ' , kof bir rea ksiyondan , e n iyi durumda bir ' ki m l i kçilikten ' i baret artık.

Giriş 1 17

S/sovyet deneyim i ne dair basitleştirici şemaların solda bun­ ca popülerleşmesi , örneğin küçük harfle ' sovyetleri n ' unutulması sadece bir tür tem belli kle açı klanamaz. Daha doğrusu bu 'tem­ belliği n ' daha gen i ş b i r muhtevası söz konusu . Memleket solunun kendi h afızası n a ne denli hoyrat davrandığın ı n da bir emaresidi r bu . Zira egemenlerden , sermayenin ve devletin politik akı mların­ dan bağımsızlı k meselesi sadece şimdiyle ilgili politik ve örgütsel bir mesele değildi r. Hakim sınıfların tarihi anlatısından da bağımsız olabilmekle ilgilidir. Kendi hafızam ızın körelmes i , başka hafızaları n , yan i egemenlerin belleği n i n güç kazanmas ı , önünün boş bırakılma­ sı anlamına gelmez mi? Paris Komünü 'nün vahşice ezilmesi n i n akabinde düzen güçlerinin yaptığı i şlerden ilki n i n , isyancıları n ey­ lemleri n i n beyhudeliği n i göstermek için Komü n tarafından yı kılan ve İ m paratorluk Fransas ı ' n ı n askeri değerleri n i temsil eden Vendôme Sütunu ' n u yıkı ntıları ndan yen iden i nşa ed ilmiş olması , tam da hafı­ za için verilen m ücadelenin önemi ne işaret eder. Daniel Bensa"id ' i n dediği gib i , 'tari h , i ktidar gibidi r. Görmezden gelinemez. İ ktidarı almayı reddedersen iz i ktidar sizi alı r. Tarihi kapıdan kovarsanız, o bacadan girer. "8 Tari h i boş veri p b i r siyasal muharebe meydanı olarak gör­ meyi nce siyasal ufu k ve hafızamız da m illiyetçi-m u hafazakar otoriterizm ile liberalizm arasında neredeyse ezeli added ilen b i r cendereye sı kıştı rılm ış oluyor. Başka b i r yol, başka b i r i hti mal hiç olma m ı ş , olamayaca km ı ş gi bi . Devri m etrafı nda oluştu rulan de facto resmi söylem , Kri sti n Ross ' un b i r başka tartı şma bağla­ m ı nd a ifade ettiği gi bi , " şi md i n i n b i r teleoloj i s i n i sunarak, bugün gerçekleşm i ş olandan farklı son uçlar d ü şlem i ş ve tasawu r etm i ş geçmi ş alternatiflerin hatı ras ı n ı yok eder. "9 Böylece " ezilenlerin geleneği " kolon ize edili p, bastı rılır. Tari h i n başka yollara sapabi­ leceği , geçm i ş m ücadeleleri n olası başka geleceklerin i puçları n ı sundukları u n utturulu r. Bu şekilde tari h , "galip gelm i şleri n tari h i " 8) Dan iel Bensa"id , " Screams and spit (Twelve Comments Plus One More, to Continue the Debate with John Holloway)" , https://www . marxists.org/archive/bensaid/2005/xx/holloway.htm 9) Kristin Ross, Mayıs 68 ve Geriye Kalanlar, çev. : Yağız Ay, Fahrettin Ege , Ankara, Bilim ve Sosyalizm Yay. , 2017 , s. 18.

18 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

olarak basitçe ş i md i n i n , yan i bugü n ü n söm ü rü ve tahakküm ilişki­ leri n i n b i r aklayıcı s ı h a l i ne gel i r. Oysa ken d i mize a it b i r 'tari h i miz' yoksa başkal arı n ı n tari h i ne övgüler d üzer h ale gel i riz. Gelecek uf­ kumuz da başka l arı n ı n/yukarıdakileri n i poteği altın a gi rer. Tari h , ama " ezilen leri n geleneği n i n " bi lgisi ve b i rikmiş deneyim i olarak tari h , bu anl amda h ayati önemded i r. Peki S/sovyet deneyi m i ni n bi lgisi gereksiz m i , gereksiz olabilir m i? Tam ters i ne. Sovyet devrim i , parti ve toplumsal hareket i l iş­ ki leri , özyöneti m , çoğu lculu k gibi güncelliği n i her daim muhafaza eden kritik meseleler hakkında (kim i zaman tersten de olsa) her sosyalizm projesi için muazzam zenginlikte b i r deneyi m biri ki m i ol­ maya devam ediyor. Cornelius C astoriadis, Rus Devri mi ' ni n bütün diğer devri mci deneyi mler karşısında özgün b i r yerinin olduğunu vurgular. Onun dediği gibi , " işçi sınıfı n ı n bütün ayaklanmaları ara­ sında, Rus Devri mi yegane muzaffer olandı . Ve işçi sı nıfının bütün başarısızlı kları arasında o , en kusursuzu ve en açıklayıcı oland ı . Paris Kom ü n ü ' nün 187 1'de , Budapeşte ayaklanmasının 1956'da bastı rı lması , ayaklanan işçilerin son derece zor örgütsel siyasal so­ runlarla karş ı laştı kları n ı , bir ayaklanmanı n kendi n i tecrit edilmiş bu­ labi leceğin i , hakim sı n ıfların i ktidarı tehlikede olduğunda her türlü şiddeti ve barbarca vahşeti devreye sokmakta tereddüt etmeyece­ ği ni öğretir. Ancak Rus Devri mi , bizi sadece proleter zaferin koşulla­ rı hakkı nda deği l , böyle bir zaferin içeriği ve olası kaderi üzeri ne , bu zaferi n sağl amlaşması ve gel i şi m i , onun başarısızl ığının tohumları üzeri ne de [ . . . ] düşünmeye zorlar. " 10 191 ? ' nin sadece prelüdü olduğu devri n olumlu ya da olumsuz ders ve deneyi m leri n i n , bugün dahi paha biçi lmez bir kıymeti vard ı r. Ancak mesele sadece olmuş bitm i ş olandan sonuçlar çı kartm akla i lgil i bir zihi nsel faaliyetten ibaret deği ldir. Olmuş olan kadar, ol­ muş olab i lecekken gerçekleşmemi ş i htim aller, tarihte sapı l mamış ve katedi l memiş pati kaları n dersleri ne de i htiyacı m ız var. Mesela 10) Cornel ius Castoriadi s , "The Role of Bolshevik ldeology in the Birth of the Bureaucracy" , https://www . marxists.org/archive/ castoriadis/1964/bureaucracy.htm , Castori adis'in Rus Devrimi'nin dejenerasyonunun " modern sömürü toplumlarının en gel işkin ve 'saf' versiyonunu" ürettiği sonucuna katı lmanın pek mümkün olmadığını geçerken bel i rtelim.

Giriş 1 19

devrim i n neden deforme olarak yol u ndan saptığı sorusu kadar bu deformasyon ve yozlaşma söz konusu olmasayd ı önü müzde nasıl bi r tarihsel ufuk açılmı ş olurdu sorusunun yanıtı da bizim için kriti k önemde olmalıd ı r. Geçmişte gerçekleşmemiş, bastı rı l m ış ihtimal­ ler de, sapılabilecekken girilmemiş yol lar da tarihin b i r parçasıdır. Gözümüz kulağım ız o gerçekleşmemiş i hti mal lerde olmazsa bizim için bugün varolan seçenekler arasına sıkışmaktan , onların peşin­ de sürü klenmekten başka çı kar yol kal maz. Geçm işimiz yoksa ge­ leceğimiz de olamaz. O l m ayınca d a (biz 'sosyalist' sıfatı nı eklesek de) siyaset, anl ı k 'gündemi n ' labirentlerinde fenersiz kal maktan , ş i mdiyi (biz istesek de istemesek de) kutsamaktan başka bir şey olmayacaktı r.

1

EKİM VE GALAT·I MEŞHURLAR

..

Ekim Devri m i b i r dizi galat-ı meşhuru n , yan i yaygı n yan l ı ş a n l a­ ş ı l m a n ı n kurban ı olage l m i şti r. Şü phesiz bunlardan en masumu takvi m le ilgi l i oland ı r. Kış l ı k Saray' ı n ele geçi ri l i ş i , o dönemde ku l lan ılan J ülyen takvi m i Eki m ayı n ı gösterse de bugün kullanı­ lan G regoryen takvime göre 6 Kası m ' ı 7 ' s i ne bağlayan gece vu ku bulmu ştu r. Diğer 'yaygı n yan l ı şl ar' elbette bu kadar basit ve ma­ sum değil. Kökleri Soğu k Savaş devri anti kom ü n izmi ne ve Bolşe­ vik gelenek ile M a rksizm ' i n Sta l i n ist deformasyonuna dayanan , ' d uvarı n ' yıkı l ı ş ı n ı n ard ı ndan geçen son yi rm i küsur yı ldaysa iyice yaygı n l aşan argü m a n l ar bunlar. Bu yaygı n yan l ış l a r ya da tari hçi Moshe Lewi n ' i n deyim iyle " çeşitl i yayın orta mları nda aşikar ha­ ki katler olarak se rgilenen b i r dizi metodoloj i k hata " , başka " bi lgi ala n larında görü l meyen son derece katı b i r kamusal söylem " oluş­ tu ru r. 1 Medyadan akadem iye b i r dizi ku ru m aracılığıyla yaygı nlaştı­ rı l a n söz konusu ' kam usal söylem ' asla masum ya da tesadüfi de­ ğild i r. Devri m i n hafızası n ı n tasfiyesine yöne len bu söylem , 1991 1) Moshe Lewin , Sovyet Yüzyılı, çev. : Renan Akman, İ stanbul , İ letişim Yay., 2008, s. 341.

22 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

son rası nda neredeyse bütü n üyle b i r yen i restorasyon söyle m i h a­ l i ne gel m iş b i r ( Enzo Traverso ' nu n deyi m iyle) " karşı-efsane " d i r. Bu '' karşı-efsane, kom ü n izm i , 20. yüzyı l tari h i n i n tam a m ı n a yayı l a n total iter b i r görü ngü olarak tan ıtıyord u : B i r fanatikler çetesi tara­ fı ndan ku ru l muş olan kom ü n izm , Gorbaçov' u n gel i ş i ne kadar b i r ş iddet taşkın l ığı nda sürüp gitm i şti . "2 B u böl ü mde e l e a l acağı m ız gal at-ı meşh urlar i şte bu " karşı-efsane " ya d a restorasyon söyle­ m i n i n u nsurları d ı r.

işçisiz Sosyalist Devrim? Sovyet Rusya' n ı n asl ı nda bir köylü den izi nden başka bir şey oi­ madığı iddiası hayl i yaygın b i r görüştür. Bu görüş temeli nde Eki m ' i n ' prematüre ' bir devrim olduğu , toplumsal taban ı n ı n cı l ız olması ne­ deniyle ki m i zaman 'geri ' ve hatta 'Asyatik' sıfatlarıyla tanı m lanan köylü kitlelerine yaslanmak duru munda kaldığı , bu nedenle de de­ forme bir devrim le karşı karşıya olduğum uz iddia edi lebi l mektedir. Rusya nüfusunun 20. yüzyı l ı n başında ağı rl ı kl a köylü lerden oluştu­ ğu elbette yan l ı ş bir yargı deği l . Ancak akı lda tutu l ması gereken husus, i nsan l ı k tarih i nde çok fazla köylü toplumu olmasına rağmen ve Kıta Avru pası dah i l dünyan ı n genel i nde tarım nüfusu kent nü­ fusundan fazlayken çok azı nda 1917 gibi bir toplumsal kal kışma meydana geldiğidir. Rusya' d a 19 . yüzyı lda öne çıkan i ki sorunun 1917 'ye giden yolda önem l i olduğunun altı çizi l mel idir. Bunlardan i l ki , kendine özgü h ızl ı b i r sanayi leşme yaşayan Rusya 'da ortaya çı kan proleter­ leşme olgusu; d iğeri ise toprak yan i köyl ü/serf sorunu idi . Rusya 'da görece geç gel işmesine rağmen emsal lerine ancak İ ngi ltere gibi i le­ ri sanayi ü l keleri nde rastlanabilecek düzeyde i leri bir teknoloj i kul­ lanan sanayi yatı rı mlarının 19 . yüzyı l ı n son unda bazı kentleri sanayi merkezlerine dönüştürdüğün ü vurgu lamak gereki r. Sadece St. Pe­ tersburg ve Moskova deği l , zamanında Rusya ' n ı n Manchester' l arı olarak anı lan lvanovo ve Lodz gibi şehi rleri de hatı rlamak gerekir. Bu devasa yatı rı mlar bazı öneml i kent merkezleri nde Avru pa ' n ı n b i rçok ü l kesinde dahi görülemeyecek tü rden bi r i şçi yoğunlaşmasını orta2) Enzo Traverso, Savaş Alanı Olarak Tarih 20. Yüzyılın Zorbalıklarını Yorumlamak, çev. : Osman Binatlı , lstanbul, Ayrıntı Yay. , 2013, s. 51.

Ekim ve Galat-1 Meşhurlar 1 23

ya çı karıyord u . Bu h ızl ı ve yoğun proleterleşme , 1917 'ye giden yol­ da çok öneml i bir toplu msal çatışmayı doğuracaktı . Dahası 1917 'yi an lamak için 1861 yı l ı nda serfl iği n yasal olarak kaldırı lmasına rağ­ men toprak sorununun , tarı mda ticari leşme ve kapita l i stleşmen i n , mevcut müştereklerin özel leşmeye başlaması n ı n ve Obşçina gibi kom ü n benzeri kı rsal yapıların bu gel işmelere d i renmesinin kırda karmaşık bir sınıfsal i hti lafa yol açtığı n ı n h atırlanması gereki r. Toplumsal/sın ıfsal sorun lara paralel olarak 19. yüzyı l Rus­ ya 'sında üç gel işmen i n önem arz ettiği de ayrıca vu rgu l anmalıdır: Kendi l iği nden topl umsal hareketler ve sosyal patlamalar; canl ı bir aydın/ente l ij ansiya hareketi ve son olarak da bunların bir sonucu olan örgütlü siyasal hareketleri n , yani siyasi parti lerin ortaya çıkışı . 1861'de serfl iği n kaldırı l masından kısa bir süre son ra Çernişevski 1863 yı l ı nda Nasll Yapmalı? adl ı romanını yayı m lanır. Bu Rusya'da ki entelektüel uyanış ve aydınların pol iti k olarak etkin olmaya başl a­ malarının bir m i ladı kabul edi l i r. Topl umsal sorunl arla i lgi lenen ay­ d ı n ti pinin en klasik ifadeleri bel ki de Çarl ı k Rusya ' sında ortaya çı ka­ caktı r. N iteki m 1870'1i yıl l ar popü l i st Narodnik hareketin doğuşuna şahitl i k edecektir. Narodn izm Rusya 'da daha sonra ortaya çıkacak siyasal hareketlere kaynakl ı k edecek, m ücadele konusunda i l ham verecek ve eleşti risi yoluyla farklı pol iti k gelenekleri yaratacaktı r. 1917 Devrim i 'ne giden yolda bu hareketler siyasal parti lere dönüşür: Devri mci Ermeni Federasyonu Taşnaksutyun ( 1890), Leh Sosyal ist Partisi ( 1892), Bund yani Yahudi İ şçi Partisi (1897 ) , Rus Sosyal Demokrat İ şçi Partisi (1898) ve onun içindeki Bolşevi kler ve Menşevikler gibi hizipler ( 1903) , popü list halkçı geleneği n bir devamcısı olan Sosyalist Devrimci ler (1901) ve Rus anarşistleri gibi siyasi gru plar böyle bir ortamda doğmuş siyasal yapı lard ı r. N itekim i l k olarak 1905 Rus Devri m i ' nde ve daha sonra da 1917'de ikili i ktidarı yani devrimci durumu oluşturacak iki kurum bu bağlamda ortaya çıkab i l m işti r: Duma yani meclis ve sovyetler yan i kitlelerin kendi l iği nden oluşturd u kları özyönetim organları , şura lar. Bütü n bu topl umsal ve i ktisadi dön üşüm ler ve sosyal-pol iti k hareketlerin yeri tes l i m edi l se de 1917 Devri m i ' n i n ortaya çı kma­ sında en önem l i etke n i n B i ri nci D ünya Savaşı olduğu idd i ası çokça d i le geti ri l i r. Dünya Savaşı ' n ı n neden olduğu kıyam büyü k top l u m-

24 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

sal tepki lerin açığa ç ı kmasına a ncak zaman l a sebep o l m u ştur. Rus tari h i n i n önde gelen tari hçi l erinden Leopol d Hai mson ' ı n ça­ l ışmalarıyla ortaya koyduğu rad i ka l leşme dalgal a rı , yan i 1905-6 , 1912-1914 ve 1915-1916 yı l l a rında cereyan eden işçi eylem l i­ l i kleri , Rus Çarl ığı ' n ı deri nden sarsacaktı . Bol şevi kler gibi d iğer sosya l i st örgütlenmelerin sadece 1917 ' de deği l daha önceki dal­ gal a rda d a öneml i varl ı k gösterd i kl e ri n i n a ltı n ı n çizil mesi gerekir. Bu çerçevede B i rinci Dünya Savaş ı ' n ı n rad i ka l toplumsa l kabarış­ l a r için önce b i r enge l , daha son ra ise b i r ves i le teşkil ettiği i k i l i öze l l iği üze rinde durmak gerekir. Tüm dünyada olduğu gibi B i ri nci Dünya Savaş ı Rusya 'da da i l k başta son derece canl ı ve gel işkin olan toplu msal hareketler ve siyasi faal iyetlere bir son verm işti r. H atta m i l iter ve muhafazakar kitle örgütleri ve ideoloj i leri n güç kazanmas ı n a neden o l m u ştu r. Ancak savaşın uzun s ü rmesi ve yarattığı toplumsal sonuçlar, Çarl ı k rej i m i n i güçten düşürerek dev­ rim i n ortaya çı kması nda önem l i b i r rol oyna m ı ştı r. 8 Mart'ta kad ın işçi lerin eylemleriyle başlayan devrim yüzyıl­ lara dayanan çarl ı k idaresini b i r hafta içi nde devi rir. Şubat Devri­ m i son rası kuru lan Geçici H ü kümet ve Petrograd Sovyeti arasında oluşan i ki l i i ktidar yan ı nda işçi komiteleri , konseyler, kızıl m u hafız­ lar, işçi m i lisleri , yerel sovyetler gibi özyöneti m organları Rusya 'da ' üçüncü bi r iktidar odağı ' oluşturarak devri m i n radika l leşmesinde en öneml i rol ü oynarlar. Has ı l ı Rusya basitçe geri bi r köylü ü l kesi deği ldi ; devrim sonra­ dan iddia edileceği üzere Rusya ' n ı n geri l iğinin bir sem ptomu deği l­ d i . Gerek kendi ne özgü h ızl ı kapita l i stleşme h ikayesi ve gerekse de tarı mda yaşanan dönüşüm bu uçsuz bucaksız ü lkeye çok özel bir nitelik kazandırmıştı . Bu dönüşüme denk düşen entelektüel hayatın hareketl i l iği de ayrıca öneml iyd i . Sadece 19. yüzyı l Rus edebiyatın ı n ihtişam ı d a h i bu kendine özgü modern leşmeye güzel bir örnektir. Rus entelektüel tarih i Marksizm 'e de çok öne m l i katkılarda bul un­ muştur. Bunl ardan öne m l i b i r tanesi , burada ele aldığımız kon uyla doğrudan i lgi lid ir: " Eşitsiz ve b ileşik gelişim yasası . " Genelde Troçki 'ye izafe edi lse de i l k olarak bizde Parvus Efendi olarak tan ı nan Alexander Hel phand tarafından ortaya atı lan kavram kapita l i st modernleşmeni n çel işkil i boyutları n ı ortaya koyu-

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 25

yord u .3 Troçki 1906'da hapishanede yazdığı Sonuçlar ve Olasılıklar kitapçığında bu görüşü Rusya bağlam ı nda sistematize edecektir. Buna göre Rusya en i l kel ve arkaik tarı msal üreti m biçim lerini en modern , büyük ölçekli ve yoğu n l aşmış sanayi yatırı m larıyla b i r araya getirerek, faklı tarihsel ' aşamaları n ' eklemlenmiş hal i n i bünyesinde barındırıyord u . Modern ite öncesine ait görü len ' arkaik' fikir, kurum , rej i m ve kültürleri n ' i leri ' modern zamanlara ait olgularla nası l birl i k­ te ve iç içe var olabildikleri ne vurgu yapan bir kavramsal laştı rmaydı bu . Buna göre , "tarihsel bakımdan geri bir u l usun gel işmes i , zorun­ l u olarak, tarihsel süreci n farkl ı evreleri n i n özgün b i r kombinasyo­ nuna yol açar. Betim lenen bu yörünge bütünsel olarak düzensiz, karmaşık ve bileş i k bir n itel iğe bürünür. "4 Troçki Rus toplumsal formasyonunun bu tarihsel özgül l üğün­ den hareketle , gelecekteki Rus devrim i n i n o zamanlar kendisine atfedi len kapsaml ı demokrati k dönüşümle (burjuva devrim i ) sınır­ l ı kalmayacağı , bu sı n ı rları aşarak anti kapitalist n itelikte görevleri yerine getirmeye yöneleceği öngörüsünü ortaya atıyord u . 5 Eşitsiz ve birleşik gelişim Rus sanayisi n i n i leri ü l keleri n izlediği rotayı kop­ ya etmediği , geri durumunu en i leri gerçekli klerle uyumlaştırarak yola aradan bir yerden başlad ığı anlamına gel iyord u . " Rus prole­ taryası yüzyıl lar boyunca , i ngi ltere ' de olduğu gibi , geçmişin üzeri ne yıktığı yükü iteleyerek, ad ım adı m oluşmad ı , tersine sıçramalarl a , durumlar, bağlantı lar ve i l işki leri n ani değiş i m leriyle ve daha d ü n varolanla şiddetli kopmalar yaşayarak" gel işmişti . 6 B u duru m , Rus­ ya i şçi sınıfı n ı n toplumsal yoğu n l aşma , örgütsel kapasite, pol itik­ programati k gel işki n l i k ve eylem gücü açısından pek çok ' i leri ' ü l­ keden daha gel işki n b i r konumda ol ması anlamına gel iyord u . lsaac Deutscher' in ifadesiyle, " devletin i ktisadi üstü n l üğü , orta sınıfı n sayıca az ol uşu , sanayide yabancı sermaye hakim iyeti , b i r orta sınıf 3) Winfried B. Scharl au ve Zbynek A. Zeman , Devrim Taciri: ittihat ve Terakki'nin Bolşevik Teorisyeni Parvus Efendi, İ stanbu l , Kalkedon Yay. , 2007. 4) Lev Troçki , Rus Devriminin Tarihi Şubat Devrimi Çarlığın Devrilmesi, çev. Bülent Tanatar, İ stanbu l , Yazın Yay. , 1998, s. 15. 5) M ichael Löwy, Sürekli Devrim Teorisi Eşitsiz ve Bileşik Gelişim Siyaseti, çev. : Asl ı Ö nal, İ stanbu l , Ayrıntı Yay. , 2016. 6) Troçki , Rus Devriminin Tarihi Şubat Devrimi Çarlığın Devrilmesi, s. 21.

26 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

geleneği n i n bul u n mayışı . . . Bütün bunlar Rus burj uva l i beral izm i n i n ö l ü olarak doğması sonucunu yarattı . Orta sınıfı n öneml i ölçüde artmasını sağlayamayan modern sanayi ise proletaryayı ön plana geçi rd i . Rus sanayi i geç gel iştiği içi n , başka yerlerde yavaş yavaş ve çeti n b i r mücadele i l e gel i şen i leri örgüt şeki l leri n i hazı r bu ldu ve aldı . Rusya'daki birkaç büyük fabri ka herh angi bir Batı Avru pa ü l kesi nde, dahası Ameri ka 'da b i le kurulmuş müesseselerden daha büyü k ve daha özgündü . Bu bakı mdan , Rus proletaryası n ı n gücü , kendi kend i n i örgütleme ve kitle h a l inde harekete geçme yeteneği de onlardaki nden daha yoğu ndu . " 7 Monarşiyi devirmeye yönelmiş R u s devrim i n i , siyasal demok­ rasi soru n u n u öncekinden bambaşka b i r temelde, sınıflar arasında varolan maddi güç i l işki leri nde ve anti kapitalist bir doğru ltuda ara­ maya sevkeden , eşitsiz ve b i rleş i k gel işimin ü rünü olan ve yeni bir örgüt ve yen i mücadele biçimleriyle donanmış bu yen i toplumsal özne olacaktı . Rusya ' n ı n özgün l üğü (sonderweg' i ) , onu 'en zayıf hal­ ka ' hal i ne getiren şey, önceden bel i rlenmiş b i rtakım sosyal gel i ş­ me aşamalarına uygun luğu deği l , ters i ne farkl ı tari hsel 'aşamalar' arası ndaki eşitsiz bi leşim ve bunun yarattığı patlayıcı karışımd ı . Bu bakı mdan Rus devrim i n i n geri b i r ü l kede (yeterince sanayi leşme­ den-kapitalistleşmeden ya da demokratik ve parlamenter gelenek­ leri yeteri nce içsel leşti rmeden ) ' zamanından önce ' gerçekleşm iş, prematüre b i r devrim olduğu ve tam da bu nedenle bir felakete yol açtığına dair Kautsky' den bugüne d i l lendiri l meye devam edi len tez, oldukça mekan i k bir tari h anlayı ş ı n ı n ürünüdür. Dan iel Bensa'id ' i n yazdığı gib i , " aslında prematürite tezi , karşı kon u lamaz b i r biçimde, bir duvar saati gib i , her şeyi n saatinde , zamanı nda gerçekleştiği , düzen l i , ayarl ı b i r tarih fi krine götürüyor. Marksistler' i n sık sık eleş­ tiri ldiği , altyapı n ı n dar bi r biçimde , uygun üstyapıyı bel i rled iği kesin bir tarihsel determ i nizme yol açıyor. Bu fikir, tari h i n , bir kaderin gü­ cüne sahi p olmadığı gerçeğin i , kuşkusuz tü m olası l ı kları n olduğu bir yel pazeyi deği l ama , bel irl i bir olası l ı klar ufku açan olaylarla del i n­ miş olduğu gerçeği n i yok sayıyor. "8 7 ) lsaac Deutscher, Troçki Silahlı Sosyalist, C. 1 , çev. : Rasih Güran , İ stanbu l , Ağaoğlu Yay. , 1969 , s. 188. 8) Bensa"id , Köstebek ve Lokomotif, s. 84-85.

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 27

Şubat'tan Ekim'e 1917 Şubatı ' n ı n nas ı l ortaya çıktığı na değinmişken Ekim'e gi­ den yol u kısaca da olsa ele almak yürüteceğim iz tartışmanın bağ­ lamını oluşturma k açı sından önem arz eder. Şubat ayındaki dev­ rimden sonra Rusya'da siyasi hayat, h ızla her anlamda çok radikal bir dönüşüme uğrar. Asl ı nda daha çok bir i ktidarsızl ık durumu söz konusu olur. Çarlı k devleti gerek ordusu , gerekse sivi l bürokrasisi ve çeşitl i ku rumlarıyla tam bir çözülmeye uğrar. Devletin kurumsal m imarisinin dağı l masıyla birl i kte adeta b i r ' sovyet salgı n ı ' gündeme gel i r. Yan i alt sınıfları n , öze l l i kle köyl ülerin ve işçi sınıfın ı n çok farkl ı taban örgütleri ve özyöneti m girişimleri büyük bir hızla yaygı n laşır. Şubat ertesinde örgütlü sosyal ist hareketin duruma hakim oldu­ ğunu iddi a etmek mümkün deği ldir. Bir bölümü yukarıda anılan siyasi partileri n çoğunun sürgünde olan l iderleri Şubat devriminin akabinde yavaş yavaş Rusya'ya döneceklerdir. Lenin savaş sırasında i sviç­ re' dedir ve Petrograd ' a ancak N isan ayında gelebilecekti r. Aslında Ni­ san ayı devrim sürecinde toplumsal talepleri n ne derinlikte olduğunu göstermesi açısından kritik bir evreye işaret eder. Geçici Hükümet' in başında bulunan Kadetler, Rusya ' nın Birinci Dünya Savaşı ' nda İtilaf Devletleri yanında savaşmaya devam etmesi taraftarıydılar. Sovyet­ lerde hakim olan sosyalist eği l i m l i gruplar ise esas itibariyle i lhaksız ve tazminatsız bir barış taraftarıydı lar. Yani sovyetler, Rusya ' n ı n top­ rak kaybetmemesi , işgale uğramaması koşu lu i le Rusya ' n ı n savaş­ tan çeki lmesi ve bir barış antlaşması i mzalamasını talep ediyorl ard ı . Geçici H ü kümet ' i n d ışi şleri bakanı ve Kadetler' i n l ideri M i l­ yu kov, N isan ayı nda bas ı n a " i l haksız, tazm i n atsız barı ş , yan i b i r kazan ı m o l m adan barı ş , bir A l m a n komplosudur" d iye beyanatta bul unur. Ona göre barış talebi , Al man ajanl arı tarafı ndan Rusya 'ya dayatı lmaktaydı . Dahası M i lyukov yen i rej i m i n Rusya ' n ın savaşa gi rmes i n i sağlayan antl aşmalara sad ı k kal acağı n ı , İ ti l af G üçleri i le savaş sonrası payl aşımı bel i rleyen gizl i antlaşma l arı n h a l a geçer­ l i olduğu nu bel i rti r. Bu açı kl am alar, Şubat son rası nda o l uşmuş büyü k toplumsal m utabakat havas ı n ı sarsan ciddi bir krize yol açar ve sovyetlerle Geçici H ü kü met arası ndaki i l işki ler bozul ur. Ozel l i kle M i lyukov ' a karşı çok ciddi sokak gösteri leri gerçekleşi r. Bu arada M i lyu kov' u destekleyen orta ve üst s ı n ıflar da sokakla-

28 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

ra dökü l ü r. İ şçi ve askerlerse M i lyukov ' u n sözcüsü olduğu savaş pol itikasına karşı sokakl ardad ı r. Son u nd a M i lyu kov istifa etmek zorunda kal ır ve Kadetler' i n sol u i le sovyetleri n sağı masaya otu­ rarak b i r uzlaşmaya varır. B u a n l aşma m ucibi nce sovyetlerden Ge­ çici H ü kümet'e yen i isim ler transfer o l u r. B u transferler, asl ı nda Geçici H ü kümet ' i n topl umsal taban ı n ı n zayıfl ığı n ı n ve onun ancak sovyet l iderl iği n i n desteği ve hoşgörüsü sayesi nde ayakta kalabi l­ d iği n i n ifadesid i r. Ancak sovyet part i l e ri n i n Geçici H ü kü met' e gidere k daha fazl a angaje o l m as ı , bu parti l e ri n emekçi kitleler nezd i ndeki prestij i n i de azaltan b i r faktör ol acaktır. Menşevi kler' in ve Sosya­ l ist Devri mci l er' i n l iderleri Geçici H ü kü m et pol iti kas ıyla özdeşleş­ ti kçe ve dolayı s ıyl a neredeyse her ciddi top l u ms a l dön üşüm öz­ l e m i n i e rte l eye n , soğu rmayı hedefleyen b i r çizgiyi ben i m sed i kçe ken d i tab a n l arı nezd i nde iti bar kaybederler. Geçici H ü kü met' i n gerek Kurucu Mec l i s i o l u şturm a m ası gerekse başta barış ol mak üzere kitle leri n en yakıcı ta lepleri kon usunda ad ı m atmaması , o rtaya ç ı kmakta olan taban örgütle n mel eri nde çok ciddi b i r te p­ kiye yol açar. N i san ayı ndaki kriz bu tepki leri n i l k açığa ç ı k ı ş ı ve Şubat Devri m i sonucu ol u ş m u ş s iyasal ve top l u m s a l uzlaşmada çatl akları n bel i rgi n leşmesi a n l a m ı n ı taş ıyaca ktı r. B u d u ru m Bol­ şevi kler gi bi taban örgütlen melerine ve o n l arı n ta lepleri ne refe­ ra nsta b u l unan po l itik kes i m l eri n daha fazla taraftar b u l m a s ı n a yol açaca ktı r. Diğer b i r kı rı l ma noktası da Temm uz ayı nda gerçekleşecekti r. Daha sonra 'Temmuz Günleri ' olarak anı l acak had ise , siyasi örgüt­ lerden bağı msız olarak patl ak veren büyü k b i r protesto dalgasıd ır. Şubat Devri m i ' nden beri neredeyse h içbi r şeyin değişmiyor olma­ s ı n ı n yarattığı tepki ler öze l l i kle Petrograd 'da m u azzam b i r i şçi ve asker seferberl iği n i n önünü açar. M i lyu kov i stifa etmek zoru nda kalm ış , Kadetler' le Geçici H ü kü met'e gi ren Menşevi kler i l h aksız, işgalsiz bir barış anlaşması yapıl masına dair anlaşmışlard ı . Fakat savaş h a l a devam ed iyord u . H atta Rus ordusu H aziran ayı nda b i r karşı-saldı rıya gi ri şmişti . B u askeri harekattaki başarısızl ı k asker ve işçi ler arası ndaki barış taleb i n i yeniden can land ı rı r. Bu ayak­ lanmaya Bolşevi kler' i n merkez kom itesi hazırl ı ksız olund uğu , ü l ke

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 29

çapındaki güçler dengesi n i n müsait ol mad ığı gerekçesiyle karşı ç ı kar. Ayaklanma Petrograd 'da başarı l ı olsa bile zamanında Paris Komü n ü ' nde olduğu gibi b i r tecritle karşı karşıya kal ı n abi leceği ve b u n u n da sonuçta karşı-devri mci güçlere büyü k fı rsat sağlaya­ bileceği düşü n ü l üyord u . Ancak kitleler b i r kez sokağa dökü l ü nce eylemlere i şti rak etmemek i m kansızlaş ı r ve ayaklanmaya katı l ı n­ ması kararı a l ı n ır. Çok sert b i r şeki lde bastırı lan isyan Len i n gi bi önem l i Bol şevi k l i derlerin yera ltı na geçmesi n i n yol u n u açar: Len i n b u kal kışma n ı n ard ı ndan Fin l and iya 'ya gidecek ve Eki m ' i n başları­ na kadar geri dönemeyecekti r. Tem m uz G ü n leri , Kerensky'yi ordu i le ittifak yapmaya , b i r tü rlü ö n ü a l ı namayan devri mci kaosu sona erd i rmek i ç i n otoriter çözüm ler a ramaya sevk eden b i r kırı l ma noktasıd ı r. Amaçlanan , tabandan gelen talepleri bastı rma k , sovyet salgı n ına karşı d u rabi l­ mektir. Bu tutum , ' Korn i l ov Darbesi ' d iye b i l i nen had ise n i n önünü açacaktı r. Kerensky'den aldığı cevazl a genelkurmay başkanı olan Korn i lov, Kerensky'yi de devre d ı şı bı rakacak bir askeri d i ktatörl ü k kurmak için m üdahalede b u l u n m aya çal ı şacaktı r. Fakat Korn i l ov darbes i n i n aşağıdan b i r kitle sefe rberl iği aracıl ığıyla püskürtü l me­ si , sovyetlerin ve taban örgütlenmeleri n i n fi i l i i ktidarı n ı tesc i l lem i ş o l u r. Korn i l ov darbesi ne karşı ge rçekleşen hareketl i l i kte Bolşevi k örgütlerin oynadığı aktif rol , Tem muz G ü nleri ' nden son ra geri l e­ yen parti n i n yen iden popü lerleşmesi ne neden ol ur. Len i n , Korn i­ lov darbesi n i n yen i l mesi n i n ard ı ndan b i r süre Sovyetler'de b i r tü r sosya l i st koal i syon u n o l u ştu ru l m ası fi kriyle flört etse de bunun mümkün olmad ığı n ı n görü l mesiyle h ızla tutu m deği şti ri r ve 'tü m i ktidar sovyetlere ' stratej i s i nden ayrı l arak i ktidarı n a rtı k zor yoluyla ele a l ın m ası talebi n i d i le geti ri r. Fakat Bolşevi k Merkez Kom itesi bu görüşü görmezden gel i r. Len i n ' i n mektup ve yazı l a rı n ı kendi bası n organl arı nda b i le yayı m l amaktan i mti na eder. N eticede haki m olan stratej i , devri m i n Rusya çapındaki sov­ yet temsi lcileri n i b i r araya getirecek kongre n i n kararl arıyl a bakı­ şı m l ı olarak gerçekleşti ri l mesi yön ü nded i r. Devri m özünde sovyet ku ru m sa l l ığın ı ve devri m i n kazanım ları n ı n savu n u lması eylemi olarak ortaya konacaktı r. Gerçekten de Kerensky h ü kümeti n i n Petrograd ' d a toplaşm ış ve devrimci m i l itan l ı klarıyl a b i l i nen asker-

30 ı Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

leri cepheye göndermeye n iyetle n mesi ve Bol şevik basına karş ı harekete geçmes i , Petrograd Sovyeti nezdi nde ol uşmuş Askeri Devri m Kom itesi ' n i eyleme sevk eder. Eki m Devrim i aslında Şu­ bat Devri m i 'yle karş ı laştı rı ldığı nda çok daha dar, operasyonel b i r hamleyle gerçekleş i r. Topl u msal karş ı l ığın ı çoktan yiti rm i ş Geçici H ü kü met kansız denilebi lecek bir s iyasi-asken ham leyle ortadan kald ı rı l ı r. İ ktidar zaten fi i len sovyetlerdedi r. Bu bakımdan Ekim Devri m i tabanda zaten gerçekleş m i ş olan devrim i n s iyasi b i r uzan­ tıs ı , tamam lanması olara k değe rlend i ri lebi l i r. Yan i Sovyetler' i n fi­ i l i i ktidarı devri mle ve Geçici H ü kümet' i n dağı lı ş ı n ı n İ kinci Sovyet Kongresi ' nce onaylanmasıyla de jure hale getiri l m işti r. 1917 ' de o l u p bitenlere dair bu kuş bakışı aktarımdan son ra kon u m uza , yan i devri me dai r egemen kam usal söylem ve onun gal at-ı meş­ h u rları n a döne l i m .

Leninist örgüt: Bir fesat organizasyonu mu? G i ri ş bölümü nde 'devri m i ya pa n ' Bolşevi k Parti ' n i n doğası na dair bi r yaygı n yan l ışa kısaca deği n m i ştik. Bu yan l ışa göre Bolşe­ vi k Parti , Len i n' i n mutlak otoritesi a ltı nda, profesyonel devri mci­ lerden o l u şan , aşı rı merkeziyetçi ve iç demokrasiden yoksun dar b i r komplo örgütünden i baretti r: 1902 'de yayı m lanan Ne Yapmalı? i le Sovyetler B i rl iği Kom ü n i st Partisi ' n i n 1930 ' 1arda aldığı monol i­ ti k ve aşırı merkeziyetçi biçi m arası nda tam b i r devam l ı l ı k vard ı r. Öyle ki bu me rkeziyetçi , monol iti k örgüt a n l ayışı devri m i m ü m kün kı l a n , Bol şevi kler' i , hatta 'Len i n izm ' i ayrı ksı kı lan başl ıca n ite l i k olarak gösteri l i r. Bu oku m a , Soğuk Savaş döne m i Batı yazı n ı nca şevkle ben i msenm i ş , gü n ü m üzdeyse adeta bütün üyle kan ı ksan­ mıştı r. Britanyal ı tari hçi Edward Acton , 1990 yı l ında bu h ususa da i r şöyle yazıyord u : " Bolşevi k zaferi n amansız, kom plocu b i r azı n l ığı n ü rünü olarak su n u l mas ı , Batı 'da konvansiyonel bi lge l iği öyle uzun zaman boyu nca etki lem i şti r ki devrim üzeri ne popü ler kabul lerde s i l i nmez bir iz b ı rakm ı ştır. Her ne kadar yakı n zaman l ı çal ışmalar b u kabule d a i r önermeleri n çoğun a gölge düşürm ü şse de ona bağl ı çalışmalar yayım lanmaya devam etmekte ve Batı l ı medya yoru mcu l uğu açısından geçer akçe o l mayı h a l a sürd ü rebi l­ mektedi r. Dahası , perestroika ' nı n pişmanl ı k d uyan komün izm gös-

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 31

terisi , ona yen i b i r h ayat vadesi tanımaktad ı r. Sovyetler B i rl iği ' n i n sanc ı ları ne den l i acı o l u rsa b u yaklaşım ı n taraftarları da o kadar artıyor görünmekted i r. "9 Tari hçi Stephen Cohe n , Bol şevizm ' i n erken örgütsel tari h iyle 1930 ' 1 arı n i ki nc i yarıs ı ndaki terör aras ında kes i ntis i z b i r devam­ l ı l ı k öngören , Ne Yapmalı?'yı " Stal i n i st tota l itarizm i " muştu l ayan b i r m a n ifesto addeden bu yakl a şı m ı , " sü rekl i l i k tezi " o l a rak ad­ l and ı rı r . 1 0 Soğu k Savaş devri nde gel i şen " sü rekl i l i k tezi " , zaman içeri s i nde çokça e leşti ri l m i ş ve sorgu l a n m ı ş o l sa da SSCB ' n i n çözü l mesi n i n a rd ı nd a n yen iden günce l l i k kaza n m ı ş ve adeta yen i ve m uzaffer b i r a ltı n çağ yaşam aya baş l a m ı ştı r. Bu a n l a­ yış l iderl ere ve ideoloj i lere oda k l an ı r ve ne b u n l arı koşu l l andı ran şartl ar, ne geç m i ş tari hsel b i ri ki m ne de ü l keyi kuşatan d ü nya şartları d i kkate a l ı n ı r. Moshe Lewi n ' e göre , " pek ço kları içi n her şey 1917 ' de ( ' i l k gü n a h ' ı n i ş l en d iği a n ) baş l a m ı ştı r. Başka l arına göre i se daha erken , 1902-1903 'te Len i n ' i n Ne Yapmalı? ' s ı n ı n yayı m l a nm asıyl a . Ondan sonra , o l aylar geneti k o l a rak program­ l a n m ı ş gi b i seyretm i ş ve ' Len i n izm-Bol şevizm-Kom ü n izm ' z i nc i ri b i r yazgı gi b i ö rü l m üştür. " 11 Söz konusu 'tez' , tari hçiler a rası nda kalmamış ve şaş ı rtıcı b i r yaygı n l ık kazanmıştır. Oyle k i m ese l a Başkan Bush , "teröre karş ı savaş " ve El Kaide benzeri örgütle rle mücadeleye d a i r yaptığı Eyl ü l 2006 tari h l i b i r konuşmada b u 'tezi' öne sürer. Kon uşmasında ki m i le ri n i n Bin Lad i n gibi leri n i n söz ve tehd itleri ni cidd iye alma­ ma eği l i m i nde o l masını eleştiren Bush , Len i n ' e ve Ne Yapmalı?'ya beklenmed i k b i r atıfta b u l unur: " Tarih bize şeytan i ve h ı rs l ı i nsan­ l arın sözleri n i cidd iye al maman ı n vah i m b i r hata olduğu nu öğreti­ yor. 1900' 1erin başı nda Avru pa 'ya sürgü n ed i l m i ş b i r avukat, Ne Yapmalı? adl ı b i r broşü r yayı m l a r ve bunda Rusya ' da kom ü n i st 9) Edward Acton , "The Revolution and its H istorians : The Critical Companion in Context" , Critical Companion to the Russian Revolution 1914-1921 , der.: Edward Acton, Vladimir Cherniaev ve Will iam G. Rosenberg, Londra, Hodder Arnold, 1997. 10) Kevin Murphy, " Can we write the history of the Russian Revolution? " , lnternational Socialism , vol . 116, http://isj .org.uk/can­ we-write-the-history-of-the-russian-revolution/#116murphy_48 11) Lewin, Sovyet Yüzyılı, s. 341-342.

32 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

bi r devrim yapma plan ı n ı o rtaya koyar. Dünya Len i n ' i n sözleri n i d i kkate almadı ve korku nç b i r bedel ödedi . Onun kurd uğu Sovyet i mparatorl uğu on m i lyonlarca i nsanı katletti ve d ünyayı termonük­ leer savaşın kıyısına getird i . " 12 Bush ' u n meydanlara taşıd ığı bu yakl aşıma göre Bolşevik Par­ ti , gözü nü i ktidar h ı rsı b ü rü m ü ş , i ktidarı ele geçi rmek için her şeyi mübah gören a h i r zaman Cizvitleri nden ya d a en iyi durumda ha­ yat ağac ı n ı n yeşi l l iği n i kendi kafa l arı ndaki modele uyd u rmak için budayan doktri ner fan ati klerden m ü rekkepti r. David Lean ' i n yönet­ tiği meşhur Dr. Zhivago (1965) fi l m i nde Bol şevi k komutan Strel­ ni kov (Tom Courtenay) , bu ti pin tam b i r örneği d i r. Stre l n i kov, gö­ zaltı na al ı n ı p sorgu l anmak üzere zırh l ı trenine götü rü len şair Yuri Zhivago 'ya (Omer Şerif) eskiden onun şi i rleri n in hayranı olduğunu , ancak son ra bunun ne kadar yan l ı ş olduğu n u an ladığı n ı aktarı r. Stre l n i kov' a göre Zh ivago ' n u n şi i rleri fazlasıyl a kişise l , duygusal , aşı rı ' özel ' d i r. Oysa d iye devam eder Stre l n i kov, " Rusya 'da özel hayat ö l mü ştür, tari h onu öldürm üştür. " Stre l n i kov tipi fanati klerden müteşekki l Bolşevik örgütün ü n başında siyasal sinizm i n , siyasal başarı uğru nda her yol u mübah gören pragmatizm i n doruğu o larak s u n u l an Len i n bul unur. Bu ca­ n iyane Len i n i mgesi Soğu k Savaş yı l l arı ndan bugüne şaşı rtıcı b i r sürekl i l i k sergi ler. Orneği n Stefan Possony' n i n 1964 yı l ı nda ya­ yım l anan Lenin: The Compulsive Revolutionary ad l ı biyografisinde Bolşevi k l ider şöyle tan ı m la n ı r: " Kend i n i beğen m i ş , kaba, talep­ kar, acımasız, despoti k, biçi mci , bürokrati k, d i s i pl i n l i , ku rnaz, hoş­ görüsüz , i n atçı , tek yön l ü , şü phec i , mesafeli , asosyal , soğukkan l ı , h ı rs l ı , amaç odakl ı , nefret dol u , garezl i , kin tuta n , ancak kaç ı n ı l­ maz olduğun u gördüğünde teh l i keye atı lan bir korkak " . Düşman l ı k ve garez kokan , kötücül b i r dedi kodu havası taşıyan bu tü r tarifler­ le Soğu k Savaş ' ı n bitmesinden yı l lar sonra dahi karşılaşı l ı r. Me­ se la Helen Rappaport' u n , 2010 tari h l i Conspirator: Lenin in Exile ad l ı çalışmasında , " darkafa l ı ve otoriter" , konuşu rken ağzı ndan köpükler saçan , " acı masız ve yırtıcı " karakteri n i " hareketl i , habis 12) " President Bush Delivers Remarks o n the War o n Terror" , http:// www .washi ngtonpost.com/wJrciyn/contentjarticle/2006/09/05/ AR2006090500656.html

Ekim ve Galat-1 Meşhurlar 1 33

küçük gözlerin i n " ele verd iği , s ı k genelev ziyaretleri nedeniyle fren­ gi hastal ığı na yakalanmış b i r Len i n i le karş ılaşırız.13 Bu Len i n i mges i öyle kara n l ı ktır ki tarihçi Lars Lih onunla , Hol lywood ' u n ' kötü adam' duaye n leri nden olan (en çok da Fran­ kenste i n rolüyle h atı rlanan) oyuncuya atıfla " Boris Karloff Leni n " d iye d alga geçer.14 Lih ' in dalga geçtiği şeye, yan i Len i n ' i n gözün ü kan bürümüş b i r cani olarak resmed i l mesi ne çok farkl ı bağlamlar­ d a rastlamak m ü m kü n asl ında. Mesela sosyal medya mecraları n­ d a çok tutulan testle rden b i ri olan ve katı l ı mcıları n hangi caniye daha çok benzedi kleri n i test etme i m kanı buldukları ' Mu rderous Vi l l a i n Test' uygul amasında Leni n seçeneğinde şunla rı okuruz: "Vlad i m i r Len i n gibi siz de entelektüel yeteneklerinize güven du­ yuyor ve sizin yol unuzun en iyi s i olduğunu anlamakta başarısız olanl arı o rtadan kaldı rmak anl a m ı n a da gel se d ünyayı kendi viz­ yonun uza göre dönüştürmek i stiyorsunuz. " Len i n ' i n uygu lamadaki kısa biyografis inde on u n , "toplama kampları kurduğu ve b i n lerce siyasal muhalifi n i öld ü rme emri n i şahse n verdiği n i " okuruz. 15 İ ngi­ l iz edebiyatı profesörü David M i kics ' i n şu satı rları , gün ü müzde ka­ m usal söyleme hakim olmuş Len i n i mgesi açısından temsil edici­ d i r: " Bolşevi kler' i n i ktidarı a l ışları n ı n 100. yı ldönü m ü nde , Len i n ' i n sadece b i r kitle terörü taraftarı deği l , moral değerleri başaşağı çe­ vi rmeyi i stemiş b i r i nsan olduğu n u hatı rlamal ıyız. M i rasçısı Stal i n gibi onun için d e ölüler sadece sayı lardan i baretti . Onun için i nsan yaşam ı n ı n o çok önem l i ve uzaktaki komünist gelecek karşısında h içbi r değeri yoktu . " 16 Söz konusu Leni n i mgesi elbette bir hayli kökl üdür ve Soğuk Savaş devrinden itibaren popüler i mgelemde yer etmiştir. Mesela 13) Aktaran , Paul Le Blanc, "Travesties, statues, and laughter Lenin as person and revolutionary" , https: //isreview.org/issue/83/ travesties-statues-and-laughter 14) Lars T. Lih , "The Lies We Tel l About Lenin " , https://www . jacobinmag.com/2014/07 /the-lies-we-tel l-about-lenin 15) " Murderous Villain Test, Which Murderous Villain Resembles You the Most?" , www . idrlabs.com/villain/test. php 16) David M ikics, "The Sickening Cost of Lenin's Revolution " , http://www .tabletmag.com/jewish-arts-and-culture/books/247342/ sickening-cost-of-lenins-revolution

34

1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

BBC tarafından 197 4 yı l ında yayımlanan ve Hohenzollern , Habsburg ve Romanof hanedanlarının çöküşünü aktaran The Fal/ of Eagles [ Karta l l arın Düşüşü] adl ı dizide Len i n ' i Patrick Stewart canlandırır. B i l i nd iği gib i Stewart, Leni n 'den sonra hayatın ı , Star Trek: The Next Generation ve devam fi l mlerinde Kaptan Jean-Luc Picard ve X-Men fil mleri nde de Profesör Charles Xavier olarak devam etti recektir. Dizideki Len i n , hani Lars Lih ' i n andığı şu " Boris Karloff" lakabını fazlasıyla hak eder. Mesela sürgünde Troçki i le tanışmasını konu edi nen bir bölümde Leni n , kendisinden daha genç devrimciye , düş­ manı n sadece çarhk istibdadı ve hakim sınıf değil , devrimin önünde duran herkes olduğun u anlatır şevkle . Kend i deyimiyle , "devrim i n d üşmanı objektif olarak en iyi arkadaşın , sevgi l i n , partil i yoldaşın, yerel parti b i ri m i n i n sekreteri , parti gazetesin i n editörü olabi l i r. " Fra n kl i n J . Schaffner' ı n yönettiği 1971 yapımı Nicholas and Alexandra adlı epik fil mde Lenin (Michael Bryant), " Ci nayet, kun­ dakçıl ık, terör. Bize i ktidarı verecek her şeyi kabul ederim . İktidar! Uzlaşarak i ktidarı ele geçi remeyiz . Yıl l ar da geçse terör ve i ktidar! " d iyerek kendinden geçe n b i r fesatçıdır. Kendi gib i düşünmeyen her­ kesten nefret ettiğin i görd üğümüz Leni n , bir ara Troçki 'ye " Elbette i stediğin i söyleme özgürlüğün olduğu n u kabul ediyorum . Sen de be­ n i m bunları söylediğin için sen i kuşuna dizme özgürlüğüm olduğunu kabul etmel isin " d iyebi lecek kadar kendi n i kaybetmişti r. Daha yakın zamanl ı b i r örnek, Alexander Sokurov' un yönetti­ ği Taurus [Boğa] adl ı fi l md i r. 2001 tari h l i fil m , H itler ve İ m para­ tor H i rohito ' n u n konu edi ld iği bir üçlemenin parçasıdır. Fi lmde felç geçirm i ş Len i n ' i n son gün leri aktarı l ı r. Len i n ' i dış dünyayla bağı kesilmiş, muhafızlarl a çevril i bir konakta son günleri n i geçi ren bir hasta olarak ele alan fil m , Vlad i m i r U lyanov'a dair bir portre çizme çabasında bütünüyle başarısız o larak artık acze düşmüş bir tiran kari katürü sunar izleyiciye. Tam da Taurus'un aktard ığı kesiti , yani Len in ' i n bedensel ve zih insel sağlığını hızla yitird iği dönemi ele alan Moshe Lewin ' i n artık klasikleşmi ş Lenin 'in Son Mücadelesi' n i oku­ muş olanlar için bu portre son derece şaş ı rtıcıdır.17 Lewin için Leni n b u dönemde yen i Sovyet devletin i n maruz kaldığı bürokratik dejene17) Moshe Lewin , Lenin'in Son Mücadelesi, çev.: A. Muhitti n , İstanbul , Yücel Yay. , 1976.

Ekim ve Galat-1 Meşhurlar 1 35

rasyon karşısında çaresizce çözüm arar. Sokurov'u n h asta Len i n ' i ise bambaşka b i r i nsandır. R lmde nöbetler geçi ren yard ı ma muhtaç Leni n , eşi Krupskaya'dan ona işkence h ikayeleri oku masını i ste­ yen , uykudan uyandığında çeşitli cezaland1rma biçimleri n i ve i nsan beden inden döverek nasıl et kopartılabileceğin i tartışan gaddarhk ve şiddet tutkunu bir bunaktır. SSC B ' n i n çözü l ü ş ü n ü n a rd ın d a n gidere k yaygı n l aşan b iyog­ rafi k yaklaşı m , yan i devrim i esas itibariyle ki m i önem l i figü rleri n yaşam h i kayeleri a rac ı l ığıyla ele a l an a n l ayış , Len i n ' e d a i r bu kö­ tüc ü l i mgeyi yen iden ü reterek c i d d i a n l amda popül a rize etm i şti r. Sovyetler B i rl iği ' n i n d ağı l ması n d a n sonra tekrar tah k i m o l a n So­ ğuk Savaş l iteratürün ü n önem l i b i r parçası olan Volgo konov' u n üçlemesi de bu biyografi k yaklaş ı m ı n d i kkate değer b i r örn eği d i r. D mitri Volgokonov, Sovyetler B i rl iği ' nde orduda çok yü ksek ka­ demelere yü kse l m iş kariyer s a h i b i b i r aske rd i r. Bu kon u m u nd a n d o l ayı a raştı rmaya kapal ı arşivlerde çal ışma i m ka n ı b u l m u ş , araştı rma l a rı n ı n i l k meyves i o l a n Sta l i n b iyografis i n i de Glasnost dönemi nde yayı m l a m ı ştı r. 1991 yı l ında Sovyetler B i rl iği d ağı l ı n­ ca , yüksek mevki lerd e askeri görevler ifa etm i ş ol m a s ı n a karş ı n , başka b i rçokl arı gibi d a h a önce m u h a l if kim l iği n i açı kl ayam ad ığı­ n ı , b u ndan dolayı da paralel b i r hayat s ü rdüğü n ü i dd i a etmi şti r. Volgokonov, Sta l i n b iyografis i nde Len i n 'e çok i l i ş me m i ş , eleşti ri okları n ı ona yöneltm e m i şti r. Ancak 199 1 ' den son ra yayı m l ad ığı Len i n ve Troçki b iyografi l eri i hya edi len Soğuk Savaş l iteratürüne paralel b i r biçi mde b ütü n 'gü n a h l arın ' Len i n i l e başlad ığı a n l atı­ s ı n a katkıda bu l u n u r. Ken d i idd i asına göre arş ivlerde a i lesin i n i nfaz ed i l mes i ne d a i r bizzat Len i n ' in e m ri n i b u l a n Volgokonov, deri nden sars ı l a rak s i steme olan i nancını bütü nüyle kaybetm i ş­ ti r. O n u n a n l atısında a rtı k temel idd i a Sta l i n dönem i ndeki terör ve tota l itarizm i n m ü sebb i bi n i n Len i n o l duğudu r. 18 Volgokonov ' a göre Len i n devri m i şahs ı n d a c i s i m leşti ri r ve asl ı nd a R u s 18) Volgokonov'un kitapları hızla İngilizce'ye çevrilmiştir: Dmitri Volgokonov, Stalin: Triumph and Tragedy, Londra: Weidenfeld and Nicolson, 1991; Dmitri Volgokonov, Lenin: A New Biography, (New York, The Free Press, 1994; Dmitri Volgokonov, Trotsky: The Eternal Revolutionary, New York, Free Press , 1996.

36 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Devri m i ' n i n i sti s n a i b i r yan ı yoktu r. 1996 yı l ı nda yayı m l an a n s o n c iltte b u n u , daha net ifade lerle d i le geti ri r: B ütün devrim le r kan l ıd ı r. 19 B u n d a n dol ayı ş iddet ve kandan sadece Len i n deği l , topyekun devri m ve devri mci l e r soru m l ud u r. Devri m i n Len i n ' den sonra en öne m l i figü rle rinden Troçki , Volgokonov ' a göre b u n u a n l a m a k i ç i n bakı l ması gere ke n en önem l i şahsiyetti r. H e r dev­ ri mci gib i çok büyük bad i re leri n m üsebb i b i o l acak b i rb i riyle çel i­ şen i ki vasfa sah i pti r Troçki : pragmatistl i k ve h ayalci l i k . B u ndan d o l ayı boş fi ki rle ri i ç i n yapamayacağı şey yoktu r. 20 Kom ü n izmin ' insan l ı k d ışı suçlarını ' sayıp dökmeyi hedefleyen Komünizmin Kara Kitabl' n ı n yazarları ndan Stephane Courtoi s için de Leni n , Marx'tan çok Neçayev' i n öğrencisi d i r ve onun fanatizm i n i daha i leriye taşıyan , o temelde bir devlet kurarak terörü sistematik­ leştiren isimd i r. 1902 yıl ında yayım l anan Ne Yapmalı? adl ı çal ışma­ sından itibaren gel i ştird iği devrimci parti anlayışıyl a , " Neçayev' i n , büyük Alman , İ ngi l iz, hatta Fransız sosyal i st örgütlerindeki anlayış­ tan çok farklı olan modelini almış, geliştirmi şti . " Bu açıdan bakıldı­ ğında, Bolşevik devrim i izleyen şiddetin " gerçek neden i " , " Leninci ideoloj i ve baştan aşağı ütopik b i r emel olan , gerçek yaşamdan bütünüyle kopuk bir öğretiyi uygu lama isteği " idi . 21 Devrim i n 100. yıldön ü m ü , Len i n 'e dair bu yaygın 'yanlış an­ lama' l arın ısrarla tedavüle sokulduğu bir vesi leye dönüşmüştür. Mesela bir Netflix yapım ı olan ve yönetmenl iğin i Cal Sevil le ' i n üst­ lendiği The Russian Revolution adl ı belgesel , söz konusu biyografi k yaklaşıma sadı k kalarak devrimi Romanov ve U lyanov aileleri ara­ s ı nd a , Len i n ' i n büyük kardeşi Saşa ' n ı n idam ed i l mesiyle başlayan bir kan davası olarak aktarı r. Böyle bir anlatı biçim i nde kitlelere yer yoktur, işçiler, köyl ü ler ve askerler ancak bir komplo dehası olarak sunulan Lenin ve onun (terör) örgütünün manipü lasyonları aracı l ığıy­ l a sahneye çıkarlar. Len i n Marx'tan çok Çern işevski ' n i n öğrencisidir ve Bolşevikler ise Avrupa sosyal i st hareketin i n b i r parçasından çok 19) Dmitri Volgokonov, Trotsky: The Eternal Revolutionary, s. 117. 20) Age, s. 124. 21) Stephane Courtois, Komünizmin Kara Kitabı, çev . : Bülent Tanatar, Işıl Özcan, Yavuz Topoyan , Cenk Odakan, Engin Sunar, İstanbul, Doğan Kitap, 2000, s. 981.

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 37

b i r terör hareketi olarak sunulan popü l izmin kitlesel leşm i ş ve aske­ ri leşmiş bir versiyonundan i barettir. 22 Yakın zamanda Rusya 'da, hem de devlet televizyonunda gös­ terime giren Troçki adl ı televizyon dizisi de devrime dönük hazımsız­ lığı n ı benzer bir biyografi k yaklaşım l a ortaya koyar. Dizide devrim , " kozmopol it-Yahud i " , vatansız Troçki ' n i n (ve Parvus'un) yabancı hü­ kümetlerin desteğiyle yürüttüğü kumpasları n ı n ürünüdür. Troçki ta­ ri hi kanla tem izlemeye ahdetmiş b i r kasap, b i r şiddet tutkunudur. 23 Asl ı nda d izide Troçki ' n i n bir "Yahudi-Bolşevi k" olarak sun uluş biçi­ m i ndeki antikomün izm ve Yahud i karşıtl ığı , Rusya 'da günümüzde hakim olan pol iti k kültür açısından endişe verici b i r işaretti r. Dizide Alman sosyal demokrasinin liderleri nden olup Rus devrimci hareke­ ti üzeri nde 1900' 1erin başında bel l i bir etkisi olan Parvus ' u n " ihti lal kışkırtıcısı Yahudi fin ansçı " olara k sunumu, N azi propaganda fi lm le­ ri ndeki klişeleri andı rmaktadı r. 24 Tarihçi Moshe Lewi n ' i n deyim iyle, "Troçki ' n i n d i ndar ya da di nsiz, m i l l iyetç i , antisem it ve benzeri pek çok kişi için kusursuz b i r 'dönme ' figürü olarak kul l a n ı lmaya ne ka­ dar müsait olduğu düşünüldüğünde " dizideki bu temalar elbette tesadüfi değildir. Daha ortada yukarıda anılan dizi yokken , " Sovyet­ ler B i rl iği ' n i n çöküşünden sonra b i le, değişmez Troçki nefreti günün Sta l i n i stler' i , m i l l iyetçi ler ya da antisem itler arasında çok yaygındı " diye yazan Lew i n , " bu nefret, sosyalizme (enternasyonal izme, ate­ izme) beslenen nefreti n yoğun laşmış b i r hali olarak görülebi l i r m i ? " d iye sorar. 2 5 Cevap, herhalde evetti r. 22) Belgeselin bir eleştirisi için bkz. " Review: The Russian Revolution (Documentary, Netfl ix, dir. : Cal Sevil le)" , https :// historyonthebarricades.wordpress.com/2017 /06/23/review-the­ russian-revolution-documentary-netflix-1917-dir-cal-sevi lle/ 23) " Russian state-run TV marks revolution' s centenary with surprise series recounting rise and fal l of Leon Trotsky" , https :// www . independent.eo.uk/news/world/europe/russian-revolution­ centenary-leon-trotsky-biopic-channel-one-ussr-bolshevi k-marxist-joseph­ stalin-a8002636. html 24) Dizinin kapsamlı bir eleştirisi için bkz. Fred Williams ve David North , "Russian television 's Trotsky serial: A degraded spectacle of historical falsification and anti-Semitism " , https://www.wsws .org/en/ articles/2017 /11/25/tele-n25.html 25) Moshe Lewin, Sovyet Yüzyılı, s. 54-55.

38 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Bolşevizmi '' o m l et yapmak i ç i n yum u rta kı rmaya " d ü nden razı b i r fesatç ı l ar şebekesi ol arak ele a l an yaklaşımda Len i n e l­ bette başrolded i r. Ancak Troçki de bu açı klama b i çi m i nden faz­ l asıyla nasi b i n i a l ı r. İ lerleyen bö l ü m lerde çal ışmal arı n ı yine a n a­ cağım ız Robert Servi ce Troçki biyografi s i nde şöyle yazar: " Troçki b i r melek deği ld i . Di ktatö rl ü k ve terör i ç i n d uyduğu şehveti İ ç Savaş s ı rasında zar zor gizleye b i l iyord u . Sanayi i şç i leri de dah i l ol mak üzere m i lyo n l a rca i nsan ı n hakl arı n ı o rtadan kal d ı rm ı ştı . Kendi kend i ne h ayrand ı . B i r koca ol arak i l k eşine karşı tutu m u n­ d a eski kafa l ıyd ı . Çocukl arı n ı n i h ityaçl a rı n ı , özel l i kle ken d i s iya­ sal çı karl a rı söz kon usu olduğu nda görmezden geld i . Bu tutu­ m u n , Sovyet kamu hayatında ço k yeri o l m ayan yakı n l arı i ç i n b i le fe laket sonuçl arı old u . " 26 Dahası var. Devri m i n yüzü ncü yı l ı nda Len i n ve onun par­ tisi tam da zam a n ı m ıza has melanetleri n b i r atası ol arak su­ n u l makta d ı r. Buna göre devri m , House of Cards d izisi n i n b i r t ü r R u s vers iyonuysa , Len i n d e Frank U nderwood ' u n s i n izm ve c i n a i h ı rs l arı n ı n b i r a s ı r önce c i s i m leşmi ş h a l i d i r ; tarihçi Victor Sebestye n ' i n deyi m iyle "post-truth " s iyaseti n i n i s i m babası , m u­ c i d i d i r. 2 7 Yakı n zaman l ı b i r Len i n b iyografis i n i n yazarı olan Se­ bestyen , Bol şevi kler' i n amaçl arı i ç i n her tü rl ü aracı m ü bah gören b i r fan ati kler to p l u l uğu o l d uğu kl i şesi n i te pe te pe ku l l a n a rak Do­ nald Tru m p ' ı n ya lan , dezenformasyon gi bi araçları n ku l l a n ı m ı nda Len i n ' le büyü k benzerl i k taş ı d ığı n ı savu n u r. 2 8 Ona göre Len i n , " bize Batı l ı d i ktatörl ü kl e r kadar demokras i lerde d e tan ı d ı k olan dem agog tü rü ne a ittir. O i ktidar arayı ş ı n d a h a l ka her şeyi vaat etti . Karmaş ı k soru n l ara basit çözümler s u n d u . Uta n mazca ya­ lan söyled i . Sonradan ' h a l k d ü ş m a n l a rı ' d iye eti ketl ed iği b i r gü­ nah keç i s i tan ı m l ad ı . Ken d is i n i , kaza n m a n ı n her şey old uğu şek26) Robert Service , Trotsky A Biography, Londra, Pan Books , 2009, s. 4. 27) Josef Joffe , "The Fi rst Totalitari an " , https://www . nytimes. com/2017/10/19/books/review/victor-sebestyen-leni n-biography. html 28) "Vladimir Lenin Biographer: ' He Is the Godfather of Post-Truth Politics"' , http://time.com/5013096/vladimir-lenin-biographer/

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 39

l i nde meşru l aştı rd ı . Len i n , yoru mcu l arı n on u n zaman ı nd a n yüzyı l son ra 'gerçek-sonrası s iyaset" ded i kleri şeyi n i s i m babasıyd ı . "29 Bir adım öteye giderek Donald Trump, Vi ktor Orban , N igel Fa­ rage , Marine Le Pen ya da Jaroslaw Kaczynski gibi ahir zamanlara ait otoriter-sağ siyasal figürlerin aslında Batı sağın ı n geleneğinden çok Bolşevizm ' e yakın oldukları , hatta asl ı nda Bolşevizm ' i n yen i b i r versiyonuna işaret ettikleri bel i rtilebi l mektedi r. SSCB , öze l l i k­ le de Sta l i n devrine dair çok sayıda çal ı şması olan tarihçi Anne Applebaum ' a göre bütün bu figürler, Len i n ve Bolşevi kler' in demok­ rasiye karşı nefretleri , her türlü uzlaşmaya karşı çıkmaları , siyasal man ipü lasyon tekni kleri nde uzmanlaşmaları ve bel l i sosyal grupları başka gruplar aleyh i ne kışkırtmaları , şiddeti bir siyasal araç ola­ rak ku l l anmaları gib i bir dizi nitel iği paylaşmaktad ı rlar. Dol ayısıyla Eki m ' in yüzüncü sene-i devriyesinden çı karı lacak ' ders ' , Bolşevi kler gibi aşı rı grupların merkez siyasetin buhranından yararl anarak güç­ lenmeleri n i n yaratacağı büyük teh l i keleri hatı rlatmaktan ibarettir.30 Len i n ve Bolşevizm i le sağ popü l izm arasında kuru l a n rabıta , Applebau m ' a has, nev' i şahsına münhasır b i r garabet de deği l­ d i r. BBC ' n i n devri m i n yüzü ncü yı l ı vesi lesiyle hazırlad ığı ve Renny Bartlett' i n yönettiği , Russia 191 7: Countdown to Revolution ad l ı belgesel , " Len i n ' i n gün leri yen iden m i gel iyor" sorusuna tari hçi Simon Montefiere ' n i n yanıtıyl a biter: " Bugünün dü nyası nda yaygı n olan coşkun popü l izm ve haki kat son rası [post-factua lJ siyasete dair çok şey Len i n 'e, o mutlak siyasal man i pü l atöre kadar geri götü rü leb i l i r. Len i n fan ati k bir M arksist olsa da aslı nda pragma­ tizm i n ustasıyd ı . O siyaseti n ki m i n k i m i kontrol ettiği ne dair ol­ duğu n u ve amaçları na u l aşmak için her yol u n mübah olduğun u 29) Aktaran , Roland Elliott Brown, " How Lenin manipulated the Russian Revolution to his own ends " , https://www .spectator. co. uk/2017 /03/how-lenin-manipulated-the-russian-revolution-to­ his-own-ends/ Sebestyen 'in son kitabının adı zaten içeriğini ele vermektedi r: Victor Sebestyen , Lenin: the Man, the Dictator and the Master of Terror, New York, Pantheon Books , 2017). 30) Anne Applebaum, " 100 years l ater, Bolshevism is back. And we should be worried " , https ://www . washingtonpost.com/opinions/ global-opinions/bolshevism-then-and-now/2017 /11/06/830aecaa­ bf41-11e 7-959c-fe2b598d8c00_story .html

40 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

a n l ıyord u . " Bolşevizm ' i ve devri m i sağ otoriteri zm i n güncel yükse­ l iş iyle bağlantı land ı rm aya dönü k gi ri ş i m lere daha ' resmi' d üzeyde­ ki platform l a rda dahi rastla n ı r. Mesela Avru pa Parlamentosu ' nda 1917 ' deki 'total iter devri me' dai r tartışmalar esnasında, AB'den Soru m l u Estonyal ı Bakan Matti M aasi kas, " popü l i st akı m lar Avru­ pa entegrasyon sürec i n i tehdit ediyor. Bu h ususu vurgul uyoru m , zi ra Bolşevik ideoloj i n i n kökeni popü l izmd i r" d iye konuşur. Litvan­ yalı parlamenter Sandra Kal n iete ise 1917 Devri mi ' ne d a i r konuş­ masında , "yü kselen otokrati k eği l i m lere ve sağ ve sol popü l izm biçi mleri ne karşı Avru pa değe rleri yeniden canland ı rı lmal ı " demek­ ten kend i n i alamaz. 3 1 Bolşevizm ahi r zamanlarda sadece radi kal sağ popül izmle eş tutulmaz; Bolşevikler' i I Ş İ D i le mu kayese etmeye dönük de şaşır­ tıcı yaygı n l ı kta bi r eği l im vard ı r. Bu, I Ş İ D ' i n Musu l ' u ele geçi rerek beklenmedik b i r yüksel i şe geçtiği dönemde yapı lmaya başlanan b i r mukayesedi r. Mesela Stephen M. Walt, Foreign Affairs 'te şöy­ le yazar: '· İ slam Devleti , devlet kuran devri mcilerin uzun l i stesin­ de, J akobenler, Bolşevikler ve Kızı l Kmerler' i n izinden giden son örnektir. " 32Jack Goldstone, Reuters 'ta benzer bir yorumda bulunur: " İ slam Devleti b i r yüzyı l önceki Bolşevi k rej i m i gibi yükselen b i r devri mci güçtür. "33 Andrew Stuttaford , muhafazakar yayın organı The National Review'de ayn ı izleği takip ede r ve I Ş İ D ' in I rak ve Su­ riye' deki konumunun iç savaşın başlarındaki yen i Sovyet rej i m i n i h atırlattığı nı bel i rtir.34 Tom Galvin d e aynı benzetmeyi yapar: " IŞ İ D , Len i n ' i n yüzyı l önce ben i msediği dünya çapındaki şiddet ve karma­ şaya benzer bir tehdidi gündeme geti riyor. Her i kisi de aynı tipte i nsanl ar için çekici gel iyor: mevcut dünyanın onl ara çok az şey vaat 31) https://mu ltimedia.europarl .europa.eu/en/legacy-of-1917totalitarian-bolshevi k-revol ution_l146380-V v _

32) Stephen M . Walt, " ISIS as Revolutionary State " , https://www . foreignaffairs.com/articles/middle-eastjisis-revolutionary-state 33) Jack Goldstone, "A strategy for defeating lslamic State from an unlikely source " , http://blogs.reuters.com/great­ debate/2015/03/11/for-islamic-state-war-hints-look-to-the-bolshevi ks/ 34) Andrew Stuttaford , " ISIS: A Bol shevik Precedent?" , http://www . nationalreview .com/corner/ 418698

Ekim ve Galat-1 Meşhurlar 1 41

ettiğin i h isseden genç, tatmi nsiz erkekler. "35 Fox News ' un 'terörizm uzmanı ' Wal id Phares, " IŞİD, Nazizm ve Bolşevizm 'e benze r bir radi­ kal ideoloj iyi ortaya sald ı " d iye yorumda bulunur.36 Ameri kalı u lusla­ rarası i l i şki ler yoru mcusu Srdja Trifkovic ise İ slamcı terörizmi n Dar­ ü l İ slam ' ı Dar-ül Harp aleyh i ne genişletme stratejisini Bolşevi kler' i n enternasyonal izmi ve " devri mi i h raç " hedeflerine benzetir.37 Görü ldüğü gibi Bolşevizm cihatçı şiddetin bir metaforuna dö­ nüştürü lmüştür adeta . Bu benzetme bel l i ki kal ıcı olur ve devrim i n yüzüncü yı ldönümünde yeniden tedavü le girer. Ameri kalı popü ler ta­ ri h kitapları yazarı Arthu r Herma n ' a göre Len i n , terör ve zor yoluyla yen i ve daha iyi bir dünya yaratabi leceğine inan ıyord u . Herman ' a göre Len i n ' i n total itarizm ve n i h i l izm i bi rleştiren zi h i n dünyası , gü­ nümüzde I Ş İ D ve El Kaide'de vücut bulmaktadır.38 B i raz ewel an­ dığı m ız Andrew Stuttaford da devri min yüzüncü yıl ı vesilesiyle kale­ me aldığı yazısında, Bolşevikler' i n dünyayı kan la temizlemeye dair binyı lcı i nanışı nı bugün IŞ İ D ' in temsi l ettiğini ifade eder.39 Tarihçi N ia l l Ferguson , Washington'daki Komünizmin Kurbanları n ı n Hatı ra­ sı Vakfı ' nda yaptığı konuşmada , l slamcı lar' ı n Bolşevikler' in başa­ rısını tekrar etme riski olduğuna dair i nancını aktarır.4° Ferguson b i r başka konuşmasında, '' Ortadoğu 'da h i lafet kuran herifleri n " kü­ çümsenmemesi gerektiğini , çünkü bulundukları konumun " kabaca 35) Tom Galvin, "When dealing with ISIS, past lessons from communism apply" , http://thehill .com/blogs/congress-blog/foreign­ policy/240239-when-dealing-with-isis-past-lessons-from-communism­ apply 36) Wal id Phares, " ISIS has Unleashed A Radical ldeology, Like Nazism and Bolshevism " , https://radio.foxnews .com/2015/06/26/ isis-has-unleashed-a-radical-ideology-like-nazism-and-bolshevism/ 37) Srdja Trifkovic, " l slamic Mindset: Akin to Bolshevism " , https:// www . chroniclesmagazine.org/islamic-mindset-akin-to-bolshevism/ 38) Arthur Herman, " One Hundred Years of Hel l " , http://www . nationalreview .com/article/ 453469/russian-revolution-centenary-100years-communist-hell 39) Andrew Stuttaford, "The Bolshevik Beacon to Humanity" , http:// www . nationalreview.com/corner/453296/bolshevik-beacon-humanity 40) Niall Ferguson , "The cautionary tale of the Bolshevik revolution " , https://www . bostonglobe.com/opinion/2017 /11/13/the-cautionary­ tale-bolshevik-revolution/M7KZAXSCDbHwBaiGaZo3gJ/story.html

42 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Bolşevikler' i n 1917 ' deki durumuna" benzediğin i bel irti r.4 1 Tarihçi Orlando Figes de bu koroya katı larak 1917 Devri m i ' ne dair popüler kitabı n ı n yen i önsözünde , " IŞ İ D ' i n ku l landığı bütün yöntemler -dev­ rimci bir devlet kurmak için savaş ve teröre başvurma , taki pçi leri n i n tabi olduğu fanati k bağl ı l ı k ve askeri disipl i n ve propagandan ı n etki l i biçimde kul lanılması- önce Bolşevi kler tarafı ndan i ç savaş s ı rasın­ da mükemmel leştiri l mişti " d iye yazar.42 Leon Aron da The New York Review of Books'ta IŞ İ D ' i n tıpkı Bolşevikler gibi " küçük b i r aşı rı l ı kçı grup" i ken geniş toprakları işgal eden ve dünyanın dört bir yan ında taraftar toplayan bir harekete dönüştüğü nü aktarır. Bolşevi kler' i n 'binyı lcıl ığı n ı n ' ( i ki hareket arasındaki ideoloj i k farklara karşın) I Ş İ D' i n b i r tür öncü lü olduğu iddiasını yineler.43 Görü ldüğü üzere , devrim i n yüzüncü yı l ı nda Bolşevizm ve Le­ n i n , çağdaş melanetleri n b i r tür arketi pi sayı l ı r hale gelmişti r. Bun­ da Bolşevi kler'e dair yukarıda andığımız, Soğu k Savaş esnasında oluşmuş ve SSCB ' n i n dağı l ışının ardı ndan bir kez daha yaygı n l a­ şarak popüler imgelemde yer tutmuş bel l i yorum biçi mi etki l i d i r el­ bette. Yukarıda da belirttiği miz üzere bu yorum biçi m i , Bolşevizm ' i Leni n ' i n d i ktatoryal yönetim i altı ndaki bir fesatçılar grubu olarak ele almaktad ı r. Oysa bağlam ından koparı l mış metin lere sıkışmış bir anal iz çerçevesini b ı rakıp Bolşevi kler' i n gerçek örgütsel tari hi­ ne bakarsak bu yorum biçi m i n i n aksine, bambaşka b i r manzarayla karşı karşıya kal ı rız. O zaman karşımıza farkl ı tari hsel uğraklarda, farkl ı i htiyaçlar dolayısıyla sürekl i biçim değişti ren , dinam i k b i r ör­ gütsel yapı ç ı kar. Tarihçi Lars Li h , Len i n ' i n işçi sı nıfı n ı n devri mci kapasitesine güvensizl iği neden iyle aşı rı merkezi leşmiş, konspi ratif bir profesyonel devrimci ler örgütü vazettiğine dair " standart ders 41) Niall Ferguson, " Our turbulent times: Niall Ferguson on Trump, Brexit and ISIS " , https://www . theaustral ian .eom.au/news/inquirer/ our-turbulent-times-nial l-ferguson-on-trump-brexit-and-isis/news-story/9 6331d9c02c25d043984b74d18dc119c 42) Aktaran, Rob Sewell, "ünce Again: in Defence of Lenin - a reply to Orlando Fıges " , https://www . bolshevik.info/once-again-in-defence-of­ lenin-a-reply-to-orlando-figes . htm 43) Leon Aran, " Kingdom Come: Mil lenarianism's Deadly Al lure , from Lenin to ISIS" , http://www . nybooks.com/daily/2018/02/13/kingdom­ come-m illenarianisms-deadly-allure-from-lenin-to-isis/

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 43

kitabı " yorumunu karşısına a l ı r ve Ne Yapmalı?'nın yazı ldığı bağlam içerisinde ele a l ı n ması n ı n gerekl i liği nde ısrar eder. Ona göre söz konusu broşür kaleme alındığı dönemde Rus sosyal demokratları arası nda çokça okunmuş, ancak çalışmanın yazı ldığı siyasal bağ­ lam değişince ona atıflar da doğal olarak azalmıştır. Broşürün yaza­ rı dahi ona 1907 sonrasında hemen h içbi r atıfta bulunmayacaktı r. Ancak Ne Yapmalı? Rus devrimci leri arası nda kısa bir dönem için tedavülde kalsa da İ kinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan Batı l ı ya­ zında adeta Bolşevikler' i n kurucu metni statüsüne yükselti lmiştir. Len i n ' i n düşünceleri ni ya da Rusya 'da şeki llenen yen i rej im i anla­ mak açısından temel b i r referans metin olarak görülmüş, h atta ki­ m i lerince , daha sonra ele alacağım ız "total itarizm karşıtı simetri ler" mucib i nce , H itler' in Kavgam ' ı ile kıyas edi l i r olmuştur. Ne Yapmalı?, Lih ' i n Len in ve Bolşevizm üzeri ne yaygın yanl ı ş kabu l ler için kul l andığı tabirle " ders kitabı " yorumunun köşe taşı konumundad ır. Bu kabu llere göre Len i n ' i n broşürü , aşı rı merkezi­ leşm iş, burjuva entelektüel leri arası ndan devşiri l miş profesyonel devri mcilerden mürekkep dar bir kum pas örgütü olarak yen i b i r par­ ti tipi önermekteyd i . " Ders kitabı yorumunun temel izleği , Len i n ' i n ' işçi lerle i lgi l i -sözde- endişesi ' d i r. B u bakış açısına göre Leni n , işçi leri n devri mci eği l i m lere sah i p olmaması neden iyle karamsard ı ve bu yüzden hakiki b i r kitle hareketi nden vazgeçmeye meyi l l iydi . Dol ayısıyla da bunun yerine , daha ziyade ente l ij ansiyadan devrim­ ci lerin oluşturduğu , seçkin ve komplocu bir yeraltı partisi kurmayı hedeflemişti . "44 Buradan hareketle "ders kitabı yorumu " , Len i n ' in önderl iği ndeki hareketin Avru pa sosyal demokrasisi ai lesinden fark­ l ı olarak demokrati k deği l seçki nci ve komplocu olduğu sonucuna varır. Ona atfed i len bu otoriter vurgularıyla Ne Yapmalı?, adeta Sta­ l inci 'total iterl iği n ' kaynak metn i sayı l ı r. Li h ' e göreyse Ne Yapma//? asl ı nda yazı ldığı zaman ı n sosyal demokrat kabul lerine aykı rı yeni ve özel ti pte bir parti önermez. Savunusu yapılan örgütsel model , Batı ti pi kitlesel sosyal demokrat parti lere aykırı bir el itist forma işaret etmez. Li h ' e göre Ne Yapma//?, sosyal izmi (sosyal demokrasiyi) işçi sınıfı hareketiyle sosyal ist doktrin i n kaynaşması olarak tanımlayan 44) Lars Lih, Lenin Farklı Bir Yol, çev. : Aslı Ö nal , lstanbul , Ayrıntı Yay. , 2017 , s. 20 .

44 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Avrupa sosyal demokrasisi mode l i n i n Rus otokrasisi koş u l l arına uyarl ama çabası ndan i baretti r.45 Hal Draper, '' Kreml i noloj i " n i n bir cüzü olarak değerlendi ri p eleştirdiği " Leninoloj i " ni n kurucu metn i n i n Ne Yapmalı? olduğunu bel i rtir. Sta l i nist total itarizme giden yolda b i r ' il k günah ' olarak de­ ğerlendi ri len bu metin , ona göre bağlamından kopartıl arak ele a l ı n ı r ve ' Leni n izm i n ' el itist ve otoriter karakterin i n bir deli l i olarak su­ n u lur. Oysa Draper, tı pkı kendinden son raki Lih gibi , bu broşürde Len i n ' i n öne çıkard ığı birçok hususun Alm an sosyal demokrasisi bağlamı nda da tartışı ldığı n ı , Len i n ' i n potansiyel total itarizmi n i n kay­ nağı olarak gösterilen (ve çokça çarpıtı lan) ' i şç ilere dışarıdan b i l inç götürme' gibi başlıkların ondan daha ewel Kautsky tarafı ndan ele a l ı ndığın ı hatı rlatır. Elbette h iç kimse Kautsky'yi total iter olmakla suçlamamaktadı r. Dahası Ne Yapmalı?, Rus sosyal demokrasi s i n i n spesifik bir bağlamında ( ' ekonomizmle' polem i k, Rusya'da b i rleş i k ve merkezi bir partin i n i nşa çal ı şmaları ) okunduğunda anlam l ıd ı r. Bu hususu bizzat Leni n defalarca vurgu lamış, broşürün zaman ve zeminden bağı msız bir parti i nşası el kitabı olarak ele alınması­ na karşı çıkmıştır. Len i n bu hususta şöyle yazar: " Şimdi lerde Ne Yapmalı?'yı eleşti renlerin temel hatası , bu broşürü yazı ldığı somut tarihsel bağlamdan , yan i parti m izin gel işimi ndeki spesifi k ve şimdi çoktan geride kal mış bir aşamadan bağı msız olarak ele almaları­ dır. " Kısacası Draper' a göre Ne Yapmalı? o zamana kadar duyu l ma­ m ı ş bi r "yeni parti model i " önermediği gibi Rus sosyal demokrasi­ sinin tarihsel gel işi m i içerisi nde zaman la önemsizleşm iş bir eserdir ve ona muhayyel bir ' Leninizm i n ' kurucu metn i muamelesi yapmak abesle iştigaldir.46 Burada di kkat edi l mesi gereken bir husus, söz konusu " ders kitabı yorumunun" Soğu k Savaş devri anti komünizm i ne ya da gü­ nümüzün restorasyoncu l i beral antitotal itarizmine has olmayışıdır. 45) Lars Lih , Lenin Rediscovered What Is to Be Done in Context, Chicago, Haymarket Books, 2006, s. 3-33. Lih Ne Yapmalı? ya dair "ders kitabı " yorumunun sola has bir "aktivist" versiyonundan da bahseder. '

46) Hal Draper, "The Myth of Lenin's 'Concept of The Party' or What They Did to What Is To Be Done? " , https://www . marxists.org/archive/ draper/1990/myth/myth . htm#section4

Ekim ve Galat-1 Meşhurlar 1 45

Len i n ' i n kökeni Ne Yapmalı? olan 'özel ' parti formunun seçkincil i­ ğine dair yorum , (en geniş tab i rle) ' sol ' tandanslı yazında da sık­ ça karşımıza çıkabil mektedir. Mesela J ames C . Scott, Devlet Gibi Görmek adl ı kapsamlı çalışmasının bir bölümünü Len i n ' i n devrimci parti modeli ne ayı rır ve Leni n ' i n i şçi s ı n ıfın ı n kendiliğindenci eyle­ m i ne olan güvensizliği n i n " Len i n ' i öncü partiyi , halihazırdaki m üca­ dele içindeki cahi l lerden oluşan gen i ş ama disipl i nsiz b i r ordunun gelecekteki genelkurmayı olarak düşünmeye sevk" ettiğin i bel i rtir.47 Leni n ' i n (Scott' un deyim iyle) " küçük , disipl i n l i ve gizli bir devrimci kadroda ısrarı " n a dair bu yorum biçi m in i n , " Sovyet total itarizmi n i n " kökenleri n i Len i n ' i n " askeri metaforları nd a " ya da " seçkinci parti modelinde" arayan bu görüşün siyasal yel pazeni n neredeyse tam a­ m ı nda bu kadar yaygın olması , onun gücünün şaş ı rtıcı bir ifadesidir. 1902 yıl ında yayımlanan Ne Yapmalı? üzerine tartışma bir yana , aslı nda 1917 'ye gelene kadar Bolşevizm' i n çok karmaşık bir evrim sürecinin içerisinden geçtiği aşikardır. Ö rgütsel forma dair tartışma tarihsel bağlam içerisine oturtulduğunda " standart ders kitabı yoru­ munun " 1917'yi anlamak açısından hiç de faydalı olmad ığı alenen ortaya çıkar. Ernest Mandel , Len i n ' i " ikamecil i k" ile eleştiren pole­ miklerin ona haksızlı k ettiğin i ortaya koymak adına Bolşevikler' i n Ka­ sım-Aralık 1905'te kabu l edi len tüzüklerini örnek gösterir. Bolşevi k örgütün 'tüm parti memurlarının hesap vermesi ve geri çağırılabilme­ si , parti içinde ve dışında eleştiri ve tartışma özgürlüğü , yerel organ­ ların özerkliği , alternatif platformlar oluşturma hakkı " gibi öğeler ele alındığında Bolşevizm ' i n " i kameci-seçkinci " karakterine dair yorumlar gerçekten boşluğa d üşer. Ustelik Mandel ' i n hatırlattığı üzere Leni n , 1906 yıl ında kil it önemdeki siyasi meselelerde üyelerin referandumu­ nun kurumlaştırıl masını " dahi önerecektir.48 Tari hçi M a rcel Liebman parti tari h i n i n " ke s i ntisiz" ve " bi r­ leşik b i r bütü n " o l ara k s u n u l d uğu bu şemaya şöyle karş ı ç ı ka r: " 1917 ' d e zafe r kazan a n parti , 1903 'te n 1914 ' e dek ve 1 . D ü nya 4 7) James C . Scott, Devlet Gibi Görmek insanlık Durumunu Geliştirmeye Dönük Projeler Nasıl Başarısız Oldu, çev.: Nil Erdoğan , l stanbul , Versus Kitap , 2008, s . 233.

48) Ernest Mandel , İ ktidar ve Para Bürokrasinin M arksist Bir Analizi , çev . : Bülent Tanatar, l stanbul , Yazın Yay. , 1992, s. 154-157 .

46 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Savaşı s ı ra s ı n d a zaferin yol u n u hazı rla m ı ş partiyle özdeşleşti ril­ d i . O partin i n e rdem leri geç mi ş i n e de yansıtı l d ı ve Len i n ' i n 19031906 a rası nd a ve ' geric i l i k dönem i ' n i n kara n l ı k yı l l arı nd a ku ru p gel i şti rd iği yeraltı örgütün e ( kapa l ı , konspi ratif, merkezi, d i s i pl i n l i ve türdeş) yüklend i . Rus pro l etaryası n ı n 191 7 ' d e i ktidarı a lması , bu yüzden gizl i l i k , konspi ratif yönte m l er, m e rkezi leşme, d i s i p l i n ve türdeşl iği n ( monol iti kl iği s aymazsak) e rd e m l e ri n i n prati k -do­ l ayı s ıy l a ç ü rütülemez- kanıtı sayı ld ı . " Oysa Liebman ' a göre bu görüş yan l ıştı r: " 1917 ' d e , Bol şevizm ' i evre n sel b i r m odel h a l i ne geti re n devrim i n akışı i ç i nde, Len i n i st örgütlenme deri n dönü­ ş ü m ler, o n u devrim partisiyle , Ekim Devri m i ' n i 'yapan ' partiyl e , Çarl ı k rej i m i nd e devri m i n yol u n u hazı rlayan partiyle kayıts ız ko­ ş u lsuz özdeşleştirm eyi tartı ş ı l ı r ve hatta yan l ı ş k ı l a n b i r tü r baş­ kal a ş ı m geçi rd i . "49 Liebman ' a göre 1917 'de Len i n ' i n Bolşevi k Parti ' n i n i s m i n i değişti rme öneri si n i n ard ı nd a d a bu başka l aş ı m vard ı . " Len i n , bu Bolşevi k Parti ' n i n , devri mden önceki h a l iyle Bolşevi k örgütten temel i nden farkl ı o l d uğu n u tam amen a n l ıyor­ d u . O kada r iyi a n l ıyordu ki , R u sya 'ya dönüşü nde parti n i n i s m i n i n deği şti ri l mesi n i , ' Sosyal-Demokrat' ad ı n ı n terk edi l i p ' Ko m ü n i st Partisi ' ad ı n ın a l ı nması n ı , böylece geçm i şe bağlayan term i no lo­ j i k d üğü m leri n koparı l ması n ı i ste m i şti . " 50 Söz konusu isim değişikliği öneri s i n i n ardındaki niyet ne olur­ sa olsu n , 1917 yıl ına gel i nd iğinde Bolşevikler raki pleri ne kıyasla ciddi anlamda daha demokratik b i r örgüt hal i ne gelmişlerd i . Orgüt içi demokrasi gerçekten canl ıyd ı ; farkl ı siyasal perspektifler sürekli çekişme hal i nde bulunurken her yen i siyasal dönemeç yen i saflaş­ maları gündeme getirmekteydi . Parti yen i grupları bünyesine katı­ yor, üye profil i dönüşüyor, parti n i n kolektif l iderl iğine yen i isim ler katı l ıyord u . Ernest M andel , Bolşevik Parti ' n i n "fanatikleri n bir sekt partisi m iti n i n " tersine söz konusu örgütün " o güne dek b i l i nen en az bürokratlaşmış kitle partisi " olduğunu bel i rti r: " 250-300 .000 üyesi arasında ancak 700 tam zaman l ı örgütleyici vard ı . Çok de49) Marcel Liebman, Lenin Döneminde Leninizm Muhalefet Yıl/afi, çev.: Osman Akınhay, l stanbul, Belge Yay . , 1990, s. 183-184. 50) Marcel Liebman, Lenin Döneminde Leninizm Muhalefet Yıl/afi, s. 201.

Ekim ve Galat-1 Meşhurlar 1 4 7

mokrati k bir tarzda işlevseld i : Genel olarak alenen ifade edi le n tar­ tışmalar ve fikir farklılıkları vard ı . " 51 Dönemi n bütün tan ı k l ıkla rı gün ü m üzde kl i şe hal i ne gel m i ş Bolşevizm ' den çok farkl ı b i r parti tasvi r eder. Mese l a 1917 yı l ı­ n ı n Temmuz sonl a rı nd a ki parti kongresinde Petrograd ' d aki fab ri­ ka örgütlenmesi üzeri ne kon uşan Volodarskiy, partin i n " aşağıdan yukarıya " örgütlenişine dair ş u n ları b i l d i riyord u : " Pa rti çalı şması aslen bizzat i şçi ler tarafından s ü rd ü rü lüyor. . . Ö rgüt aşağıdan yu­ karı oluşturu luyor, bu yüzden d ağı l ı p gitmeyeceğin i düşünmek için her tü rl ü gerekçem iz var. "52 Eski , yıl la n m ı ş Bolşevikler'den Vladi­ m i r Nevski , Bol şevi k Parti tari h i üzerine 1925 yı l ında yayım lanan çalışmasında, demokratik merkeziyetçi l iğin "tam demokrasi " an­ l a m ı n a gel diği n i , ve " Bolşevi k örgütün ü n tam olarak gerçek b i r demokrati k prolete r o rganizasyonun h ayatın ı yaşadığı n ı " aktarır. " Ozgür tartışma, fiki rleri n canl ı b i r biçimde b i rb i ri ne aktarı l m ası " bu örgütsel hayatın o l m azsa olm azıdı r ve bütün b u n l ar, " işleri n ye­ ri ne geti ri l mesine dönük bürokrati k b i r tutumun yokl uğunda, yan i örgütün meselelerine neredeyse bütün üyelerin aktif olarak katı l ı­ m ıyla " gerçekleşmektedi r. 53 Ekim Devrim i üzerine kapsam l ı çal ışmalarıyla tanınan tarihçi Alexander Rabinowitch , " Bolşevik Parti ' n i n esas olarak Len i n tara­ fından kontrol edi len birleşik, otoriteryen , bir konspirasyon örgütü olara k geleneksel imaj ı n ı n ( . . . ) gerçekl i kle pek az i lişkisi olduğu­ n u " özel l ikle vurgul ar. " Söz konusu olan sadece yukarıdan aşağıya, Mart 1917 'den itibaren Bolşevik örgütün , hepsi parti pol itikaları n ı n şekil lenmesine yard ı mcı olan sol , sağ ve merkezci fraksiyonlara sah i p olması deği ldi . Bana göre en az bunun kadar öneml i olan , 51) Ernest Mandel , Ekim 191 7: Darbe mi Sosyal Devrim mi? Bir Devrimin Meşruiyeti, çev. : Oktay Emre, l stanbu l , Yazın Yay. , 1997 , s. 29-30. 52) Aktaran Lev Troçki, Rus Devriminin Tarihi Ekim Devrimi: Başartsız Karşı Devrim Girişimi, çev. : Bülent Tanatar, l stanbul, Yazın Yay. , 1998, s. 269. 53) Aktaran Paul Le Blanc, " Re-Arrl) ing the Party: Bolsheviks and Socialist Revol ution in 1917 " , https://johnriddell.wordpress. com/2017 /10/21/paul-le-blanc-re-arming-the-party-bolsheviks-and­ socialist-revolution-in-1917 /

48 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

1917 'de bırakın Rusya ' n ı n bütü n ü n ü , Petrograd 'da hakim olan i s­ tikrarsız, yerele göre çeşitlenen ve sürekli değişen koşul la rda Bol­ şevik merkez kom itesin i n kağıt üstünde ona tabi olan biri mleri kont­ rol etmesi n i n basitçe mümkü n o lmaması gerçeğiydi . Alt örgütler talep ve taktikleri n i sahada gel işen duruma i lişkin yaklaşım larına uyarlı olarak biçim lend i rmekte görece özgürd ü . " 54 Dol ayısıyla monolitik ve u ltra merkeziyetçi bir örgütsel anlayı­ şın tersine Bolşevikler, devrim i n arifesinde oldukça demokratik, ço­ ğul ve desantra l ize bir örgüt görünümündeyd i ler. Asl ında zaten ' Le­ n i n izme ' atfed i len seçkinci-mono l itik-aşırı bürokratik örgüt formuyla herhangi bir devrimde öne m l i b i r rol oynamak m üm kün de deği ldir. Tarihçi M i ke H aynes, hakim olan kanının tersine, Bolşevikler' i n ba­ şarısının sırrı n ı , d iğer partilerin aksine " esnek ve demokrati k bir parti " yapısına sah i p olmalarında görür. Böylece tabandaki rad i kal­ leşme ve demokratikleşme d iğer parti leri etkisizleştirir ya da bö­ lerken Bolşevik Parti ' de yansımasını çok daha kol ay buluyordu.55 Rabinowitch de aynı vurguyu yapar: " Belki de daha önem l i bir husus Bolşevikler' in 191 7 ' deki olgusal başarısının partin i n 1917 ' deki n itel iğine azımsanmayacak derecede atfedi lebi l i r olmasıdır. Bura­ da kastettiği m , ne büyük tarihsel önemi asl a küçümsenmeyecek Len i n ' i n cesur ve kararlı l iderl iği ne de Bolşevikler' in çok abartılmış da olsa o ünlü örgüt b i rl i k ve disiplinid i r. Daha çok, ben partin i n , geleneksel Len i ni st modeli n çarpıcı biçimde zıddı olan , kendi içinde n ispeten demokratik, hoşgörül ü ve merkezi olmayan yapı ve i şle­ yiş yöntemiyle b i rl i kte onu n esasta gerçekten açı k ve kitlesel olma özel liğine vurgu yapmaya çal ışıyoru m . "56 H a l böyleyken merkeziyetçi-monol itik bir devrimci parti-sekt anlayışının devrime giden yolda kritik bir faktör o lduğu görüşü , sol içerisinde dahi çok taraftar bul muş, sosya l i st hareketin i ri l i ufakl ı 54) Alexander Rabinowitch , " How the Bolsheviks Won n , https://www . jacobinmag.com/2017 /11/bolsheviks-russian-revolution-october-lenin 55) " Russi a 1917: was it a revolution or a coup? " , https:// socialistworker.co.uk/art/2242/Russia+ 1917%3A+was+it+a+revoluti on+or+a+coup%3F 56) Alexander Rabinowitch, Bolşevikler iktidara Geliyor Petrograd'da 191 7 Devrimi, çev.: Levent Konyar, l stanbul, Yordam Kitap, 2008, s. 338-339.

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 49

sektleri n i n varl ı klarını meşru laştı rmaları nda çok işlevl i olmuş, bu neden le sol içinde de günümüze kadar gelm işti r. Hal Draper, 197 1 yı l ında kaleme aldığı ve sosyal ist solda yaygın m i kro-sekt anlayışını eleştirdiği bir makalesi nde, Bolşevikler' in bir sekti n evri m iyle oluş­ tuğu tezini eleştiriyord u . " Len i n ' i n parti anlayışı hakkındaki tüm o peri masa l ları tarih i , antibolşevi k ve Stalin ist profesyonel leri n icat­ larıdı r " diye yazan Draper' a göre , " Leni n ' in yurtdışındayken örgüt­ lemeye çalıştığı şey b i r sekt deği l , b i r pol itik merkezd i : bir yayın (/skra-1900) ve yayın kuru l u . lskra eği l i m i bir yayın kuru lu ol arak vard ı , bir sekt olara k deği l . Leni n ' in arad ığı örgüt bir kitle partisiyd i ; tamamıyla kendi devri mci Marksizm ' iyle uyuşanlardan ol uşan b i r parti deği l , fakat tüm sosyal i stleri ve m i l itan işçi leri kapsayacak genişl i kte bir kitle partisi . " Draper' a göre bir '' Bolşevi k ti pte sekt" model i n i n oluşması ve bunun ul ul anması , devrim sonrasında ger­ çekleşen bir gel işmeydi ve Bolşevizm tari h i n i n çarpıtı lmış bir oku­ m as ı na dayanıyord u . 57 Neil Faulkner'e göre de 1917 öncesinde Bolşevikler' i " uzaktaki bir gurunun müritleri " gibi düşünmek yanl ıştır. " Sü rgündeki parti l ider­ leri n i n hükmünü , i letişimin ancak aralıklarla ve sağl ıksız kurulabildiği küçük, fazlasıyla dağınık, gizlice örgütlenmiş sosyalist gruplar ağına empoze etmeyi sağlayacak bir mekanizma yoktu . Aslında, böyle bir şey çılgınlık olurdu çünkü parti l iderl iği , söz gel işi Bakü petrol işçile­ rin i n , Moskova tekstil işçilerinin ya da Petersburg makine işçi lerinin içinde bulundukları koşul larda en iyi nası l çal ışması gerekeceğini bi­ lebilecek konumda değildi . Uzaktaki Züri h ' in (ya da başka bir yerin) sürgün adacığında böyle bir bi lgiye sahipmiş gibi davranmak, polis baskısının yoğunluğu düşünüldüğünde, büyük bir olasıl ı kla eylem­ ci leri tutuklanma ve grupları tasfiye edi lme riskine maruz bırakarak büyük bir sorumsuzluk olacaktı . "58 Stephen Cohen de " Bolşevik lider­ l iğin , başka pol itik partileri n tersine, birleşmiş, homojen , aynı şeyleri düşünen bir kadın ve erkek grubu olduğu efsanesi n i " eleşti rir. Ona 57) H al Draper, " Farklı bir yoldan yeni bir başlangıca doğru : M i kro­ sektin alternatifi " , http://www . yeniyol.org/farkl i-bir-yoldan-yeni-bir­ baslangica-dogru-m i kro-sektin-a lternatifi / 58) Neil Faulkner, Halklann Rus Devrimi Tarihi, çev.: Tuncel Ö ncel , İ stanbul, Yordam Kitap, 2017, s. 92.

50 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

göre, "efsanede söylenenlerin tersine, Bolşevizm Ekim Devrimi ' ne doğru değişik yol lar izlemiş olan ve birbirleriyle benzeşmeyen kadın ve erkekler tarafı ndan yönetil erek i ktidara geldi ve yıl lar boyunca ken­ di içinde farklıl ıklar gösteren bir hareket olarak kaldı . "59 H a l böyleyken Bolşevizmi ' profesyonel devri mcilerden m ü rek­ kep el itist b i r kumpas örgütü ' olarak tan ı m l ayan tarihdışı görüş yay­ gın bir kabu le mazhar olmuş, devrim i n yüzüncü yıl ı nda da çeşitl i vesi lelerle tedavülde kalan baskın , neredeyse sağduyusal bir tema hal i ne gel m işti r. Burada di kkat edi l mesi gereke n , bu temanın ba­ sitçe b i r örgütsel biçim tartışmasına dai r olmadığıdır. Bolşevizmi n varsayı l an seçkinci , aşırı merkeziyetçi ve katı d isipl i n l i yapısı , bizati­ hi devrim i n bir kum pas ya da b i r darbe olarak değerlendiri lmes i ne , hatta devri m i n sonraki yozlaşmas ı n ı n d a temel b i r neden i olarak sunulmasına hizmet etmektedi r. Tarihçi Martin Malia, Sovyetler Birl iği ' n i n , Bolşeviklerin , mülki­ yet, piyasa ve sivi l topl umun lağvına dayanan binyı lcı hedefleri teme­ l inde gel işen bir " ideokrasi " olduğu argü manını öne sürmüştür. Bu terimi kullansın ya da ku l l anmas ı n , birçok yorumcu ideolojinin Sovyet tarihinin ve ' Sovyet total itarizminin ' anlaşı lmasında anahtar bir konu­ ma sahip olduğuna katı l ır. Traverso 'ya göre antikomünist tarihçileri n " hepsi , komünizmi ' ideokrasi ' , bir ideoloj i üzerine kuru l muş ve geli­ şimi ideoloj i k bir özden kaynaklanmış rej i m olarak görmektedi r. " 60 Sovyetler' i n 1930' 1arda aldığı biçim i n , terörün ya da çal ışma kamplarının kökeninin Leninist-Bolşevik örgütlenme modelinde, Ne Yapma/ı?'da olduğu kanaati bu ' ideokratik' yorumun , devrimin önder­ lerinin fikirlerinde bi r ' i l k günah' arayışının tipik bir örneğidir. Devrim i n doktrin ya d a dogmayla açı kl anmasının yaygın l ığı , bel ki de aslı nda onun oldukça eski bir tema olmasıyla da alakalıdır. Losurdo' nun hatırlattığı üzere Edmund Burke, Fransız Devri m i ' n i " misyonerl i k ru­ huna sahi p bi r doktrin ve teorik dogma devrim i " olarak mahkum et­ mişti .61 Rus devrimi örneğindeyse ' Leninizm ' in ya da genel olarak 59) Stephen F. Cohen , Buharin ve Bolşevik Devrimi, C . 1 , çev. : Neşet Kocabıyıkoğlu, İ stanbul , Kavram Yay . , 1991, s. 22-24. 60) Traverso , Savaş Alanı Olarak Tarih, s. 52. 61) Losurdo, War and Revolution Rethinking the 20th Century, kindle versiyonu, s. 217 4

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 51

Marksizm ' i n hangi ögelerinin sorunun temelini teşki l ettiği tartışmaya açı ktır. Yukarıda da bel i rti ldiği gibi birçokları için " ilk günah " , ewela Ne Yapmali?'da ifadesini bulan ' Leninist Orgüt Teorisi 'dir. Başkala­ rıysa total itarizmin kökenlerini bizzat Marx'ın özel mülkiyetin i lgası ya da sınıf mücadelesi kavramları nda bul u r. Kim i leriyse total iterl iği n kaynaklarını proletarya diktatörl üğü kavramında arar. Mese l a modern total itarizm i n kökleri n i Rousseau i le Marx' ı n radi kal toplum tasarı m l arında tespit eden İ srai l l i tari hçi Jacob L . Tal mon ' u n görüşleri Soğu k Savaş ' ı n i l k dönem i nde oldukça etki­ l i o l mu ştu . Daha yakı n tari h lerde ' komünist ideokrasi n i n ' yem i n l i d üşman larından R ichard P i pes, hem Jakoben hem de Bo lşevi k devri mci di ktatörl ü kleri n i n ' ka n l ı terörün ü ' Ayd ı n lanma ' n ı n düşün­ ce top l u l u klarıyl a 19. yüzyı l sonu R u s entel ij ansiyası n ı n mahfi l leri n­ de arar. Ona göre , Fransız Devri m i ' ndeki " Ka m u Ese n l iği Kom itesi nas ı l ki Ans i kloped i ' den kaynakl anm ışsa , Çeka da 1917 öncesi R u s h a l kçı ve sosyal demokrat çevrelerden kaynaklan m ı ştır. "6 2 Yukarıda and ığı m ız Mal ia da ayn ı yol u tutar ve kom ü n izm i "do­ ğaya aykı rı b i r ütopyan ı n " uygu lamaya kon ması olarak beti m leye­ rek devri m ve SSCB tari h i n i b i r ideoloj i n i n ted rici dı şavu ru m u ya da ken d i kend i n i gerçekleştirmesi olarak yoru m l ar. Traverso ' n u n vurgu l ad ığı üzere, "tüm bu yakl a ş ı m lar, devrimci deneyi m i n temel n üvesi n i , münhasıran deği l se de esasen psi koz, tutku , ideoloj i , ş iddet, bağnazl ı k gibi kategori lerle açı klamaya çal ı ştı kl arı teröre i nd i rgerler. "63 Bu yoru m l arı n çoğu , 1918-1922 arası nda kurban­ l a rı yüzb i n lere varan ' beyaz terörü ' asla anmaz. Dahası , Marksi st kura m ı n çeşitl i yön leri n i n Rusya 'da 1900 ' 1eri n başında, 19 1 7 ' de ya da 1920' 1erin i ki nci yarısı nda gerçekten nasıl yorum landığı , h angi temal arı n öne ç ı ktığı gi bi h ususl ardan ziyade tek boyutl u ve k l işeleşti ri l m i ş b i r Marksizm ya d a 'Len i n izm ' yoru m una daya­ n ı rlar. Böylece yi rm i l i ve otuzl u yı l l arda sarsıcı deği ş i m l ere kon u o l m u ş Sovyet tari h i , b i r fi kri aşı rı l ığı n , " i l k gü nahın " çatı şmasız ve çel i şkisiz, dosdoğru sonucu ol arak açı klanır.64 62) Traverso, Savaş Alanı Olarak Tarih , s. 58 63) Traverso, Savaş Alanı Olarak Tarih , s. 59 . 64) S. A. Smith , The Russian Revolution A Very Short lntroduction, Oxford , Oxford University Press , 2002, s. 157-159 .

52 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Oysa e l i n i zdeki çal ı ş m a boyunca vu rgu l ayacağı m ı z üzere 1917 Eki m Devri m i Petrograd ' d a gerçekleşen Kış l ı k Saray bas­ kı n ıyla vu ku b u l m u ş basit b i r siyasi-askeri o perasyon deği ld i . ün­ ces i ve son ras ı , Eki m Devri m i kada r öne m l iyd i ve devri m i n b i r parçasıyd ı . Şu bat'tan iti baren başl ayan topl umsal devri m , uzu n b i r sü reye yayı l acak ve İ ç S avaş ' a evri lecekti . İ ç Savaş bambaş­ ka b i r pol iti k ve top l u msa l ortam o l uşturacak ve bu dönem bo­ yu nca ' savaş kom ü n izm i ' o l a ra k b i l i nen po l iti kal a r uygu lan acak­ tı . İ ç S ava ş ' ı n 192 2 yı l ı nda kes i n ol arak kaza n ı l m as ı n ı n ard ı ndan yaşanan i ktisad i ve to p l u m sa l yıkımdan h ızl ı bir şeki lde ç ı kmak için Yen i E konom i Pol iti kas ı [ N EP] o l arak a d l andı rı l an d a h a çok pazar/piyasa merkezl i i ktisad i uygu l amal arın gündeme geld iği b i r dönem yaşanacaktı . Bu pol iti kal a r 1928 yı l ı nda bazen 'yu ka­ rıdan devri m ' o l a rak da ad l a nd ı rı l an kara r ve uygu l a m a l a r netice­ s i nde Sta l i n tarafı ndan yü rü rl ü kten kal d ı rı l acaktı . 1929 yı l ı ndan iti baren , d ü nyadaki büyü k b u h ran ı n da etki siyle, vah i m i n sa n i son uç l a r pahas ı n a büyü k b i r sanayi leşme ham lesi ve tarımda kolektivizasyona g i ri ş i l ecekti . Bütü n bu sü reç boyu nca çok fark l ı kad rol ar, çok fa rkl ı bağl a m l a rda ç o k deği ş i k kararl a r verecekler­ d i . Tari h i b i r fi kri n ya da b i r ideoloj i n i n kend i n i gerçekleşti rme­ s i ne i n d i rgeye n mono l iti k b i r bakış aç ı s ı n ı n bu farkl ı süreçlerin çoğu l l uğu n u , çeşitl i siyasa l ve sosya l güç i l i şk i leri bağl a m ı nda gü ndeme ge len kararl arı n o l u m sa l l ığı n ı a n l aşı l ı r kı l makta yeter­ siz ka l acağı ve ister i stemez şabl o n l ara s ığı n acağı açı ktır. İ ş i n gari bi , o şab l o n l arın bugü n kam usal söyle m i büyü k ölçüde bel i r­ ler hale gel mes i d i r.

'Ezilenlerin şöleni' mi darbe mi? 1995 yı l ın ı n başlarında Duma, yan i Rusya parlamentosu nda­ ki Liberal Demokrati k Parti grubu , " Rusya'da 7 Kasım (25 Ekim) 1917 tari h i nde gerçekleşen darbeni n yasadı şı sayılması " için b i r yasa tekl ifi sunar. Yasa tasarısı Eki m ' in bir 'devrim ' olarak adlan­ d ı rı l masını reddediyor ve onun demokrati k meşru iyeti olmayan bi r eylem , bir darbe olarak tan ı m lanması hususunu hükme bağlamaya yönel iyord u . Neticede kabul edi lmeyen bu yasa tasarısı SSC B ' n i n çözü l üşünün hemen ardından Rusya ' da hakim olan yen i antikomü-

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 53

nist ortodoksi n i n biraz gari p ve aşırı bir örneği olarak anı labi l i r. 65 Oysa söz konusu olan , ana akı m Batı tarihyazı mı nda çoktan yer­ leşm iş bi r anlayışın SSC B ' n i n dağı l masın ı n ardından Rusya'da da zem i n bulmasıdı r. Devrim i n bel leği n i n l i kidasyonuna yöne l i k meydan okumanın yukarıdaki yorum biçimiyle bağlantı l ı bir başka temel argüman ı , daha doğrusu galat-ı meşhur, Eki m ' i n b i r devrimden ziyade i ktidarı ne pahası na olursa olsun ele geçirmeye odaklanmış bir kumpas örgütünün, yan i bir azı n l ığı n gerçekleşti rdiği bir fesat gi rişimi , bi r darbe olduğudu r. Buna göre ' Eki m darbesi ' , demokrati k Şubat dev­ ri m i n i n adeta bir antitezidir. Orneği n devri m üzerine 'total itarizm ' ekolünün en bi l inen temsi lcileri nden ve Soğu k Savaş devri anti ko­ münizminin mümtaz isimlerinden Richard Pipes , Şubat Devrimi ' n i n karşısında Ekimi b i r darbe olarak e l e alır. Ona göre Bolşevi k ideo­ loj i iktidar tutkunu fesatçılar için bir kı l ıftan başka bir şey deği ldi . Bolşevi kler daha Eki m ' den önce Nisan ve Temmuz'da birer darbe gi rişiminde bu l u nmuşlard ı . Eki m ' deki başarı l ı darbenin sonucuysa Bolşevi kler' i n kasıtl ı olarak teti klediği İ ç Savaş 'tı . Tari he pol iti k ak­ törleri n merceği nden bakan ve özne olarak seçki nleri gören Pipes için Şubat Devrimi ' ni n ası l sebebi bi le Çarl ı k idaresinin eksi kl i k ve yanl ı ş larında aranmalıdır. Ekim Devrimi de mevcut şartl arı kendi çı­ karları için sonuna kadar ku l lanan ve kitleleri manipüle eden dar bir siyasi kadro tarafı ndan gerçekleştiri lmişti r. Zaten birkaç istisnai tari hsel nokta d ı şında Bolşevi kler, '' kitlelerle ve nüfusun büyük bir kesimiyle teması olmayan " ıı kom plocu bir harekettir. " 66 Bu ndan do­ layı da Pipes ' ı n kendi sözleriyle '' sözde ' Ekim Devri m i ' klasi k bir darbed ir. " 67 Aynı kuşaktan İ ngi liz tarihçi Leonard Schapiro, klasik çal ışma­ sında öncesi ve sonrasıyla bütün devri m sürecini özetlediği bölüme 65) Aktaran , Frederick C. Corney, " Rethinki ng a Great Event The October Revolution as a Memory Project" , Sociaf Science History, 22:4, Kış 1998 , s. 390-391. 66) Richard Pipes , The Formation of the Soviet Union: Communism and Nationalism 191 7-1923, Cambridge , Harvard University Press, 1997 [ilk baskı 1954 ], s. 30. 67) Richard Pipes, Russia Under the Bofshevik Regime, New York, Vintage Books, 1995, s. 498.

54 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

" Bol şevi k Darbe " baş l ığı n ı koymu ştu r. O da Bolşevi kler' i monoliti k b i r örgüt şekli nde ele a l m ı ş ve Bol şevi kler' i n devri m öncesi nde ve sonras ı nd a h i ç deği şmeyen hep ayn ı örgüt old uğu ve tamamen l i­ derleri n i n kontrol ünde olduğu n u varsaym ıştı r.68 Orlando Figes devri­ m i n yüzüncü yı l ı na giderken gen i ş okuyucu kitlesi için ka leme ald ığı devri m i n yüz yı l l ı k tari h i nde ( 1891-199 1) , 1917 ' de meydana gelen i ki devri m i tas n if ederken tercih ettiği başl ı k i lgi nçti r. Devri m i n her dönem i bir böl ü m şekl i nde yer alır ve " Şu bat Devri m i " , ad ıyl a sa­ n ıyla b i r böl ü m başlığı d ı r. Ancak kitapta Eki m Devri m i b i r alt başl ı k ol ara k yer almaz. Çünkü Figes ' i n terci h ettiği baş l ı k Ekim Devri m i deği l , man idar bi r şeki lde " Len i n ' in Devri m i "d i r.69 ' İyi ' ya d a ' demokrati k ' Şu bat i le ' kötü ' ya da ' otoriter/tota­ l iter' Eki m aras ı ndaki bu ayrı m , " bi r yanda bi reysel özgü rl ü kleri n , h uku k devleti n i n , piyasan ı n ve ka pital i st m ü l kiyeti n taşıyıcısı güya ' iyi ' devri m ler, d iğer yanda i se neredeyse tamamı ideoloj iden ve bağn azl ı ktan esi n lenerek kaçı n ı l m az biçi mde şiddet i le son uç lanan güya ' kötü ' devri m ler gören bel i rl i b i r l i beral tari hyazı m ı n ı n " izi n i ta­ şı r.70 İ ki devri mci arketi pe dair bu görü ş , H an nah Arendt ta rafı ndan sistem leşti ri l d i kten son ra genelde ' iyi ' Ameri kan Devri m i (özgü rl ü k arayışı) i le (topl u msal ku rtu l uş arayışıyla yo ldan çıkm ı ş) ' aş ı rı l ı kçı ' Fransız ya d a Rus Devri m l eri a rasında bi r ayrı m ı da devreye so­ kar. Arendt için şi ddeti n s iyasetle bağı ntı l ı hale ge l mesi 'yenidir' ve Fransız devri m i bu sü reçte ki l it rol oynamıştı r. "Topl u msal soru n u n " devri m i n konusu hal i ne ge l mes i , ona göre devri m i şiddetle b u l u ş­ tu rm u ştu r. Arendt' i n varsayı m ı n ı n izinden gi dersek, '' en iyi yaşam biçi m i n i hedefleyen " Ameri kan köle sahi pleri n i n vergi ayaklan ma­ s ı n ı , yığı n l arı n şiddete dayal ı ol mayan başkaldırısı şekl i nde ol uşan devri m d iye olumlar, yoks u l l uğu yan i to plu msal soru n u çözmeyi hedefled iği içi n yığı n l arın mevcut siste m l e savaşı n ı , yan i ' ş iddeti doğu ra n ' Fransız ya da R u s devri m l eri n i i se olu msuzlarız. Arendt' i n 68) Leonard Schapiro, The Origins of the Communist Autocracy: Political Opposition in the Soviet State, Londra , George Beli and Sons, 1955, s. 1-110 ve 211-342 . 69) Orlando Figes, Revolutionary Russia, 1891-1991 , Londra , Pengu i n , 2014, s. 119-144. 70) Traverso, Savaş Alanı Olarak Tarih , s. 61.

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 55

devri m ve şiddet i le çe l işkisi de b u radad ı r zaten : yoksu l l uğu -hele hele kölel iği- o rtadan ka l d ı rmak özgü rl ü k için elzem ke n , devri m tam da b u n u yaptığı nda ona göre kaçı n ı l maz ol ara k şiddete ve teröre sapl a n ı r.7 1 Ancak bu i ki devri m a rketi pine dair şem a , ayn ı devri­ m i n farkl ı evreleri n i birb i ri nden ayı rma k için de ku l l anı labi l i r. 1789 ' a karş ı 1793 ve Şu bat' a karşı Ekim karş ı l aştı rmaları , devri m i n söz­ de yapıcı ve m uted i l evresi n i onun yo ldan ç ı kan ' otoriter/total iter' evresiyle karşı karşıya kon u l mal a rı , böyle bir yakl aşı m ı n ü rü n üd ü r. Robert Conquest yukarıda isi mleri n i and ığı m ız P i pes ya da Fi­ ges kad ar popü ler o l m uş bir d iğer i s i md i r. Bu ekolden anti kom ü­ n izm i n b i r devlet pol iti kası ol arak i nşa ed i l d iği dönemde Tü rkçe 'ye çevri len b i r yazar ol ması dolayısıyla d a önem l i d i r.72 Conq uest de tıpkı yukarıda anı lan Pi pes gi bi resmi devlet görevlerinde b u l u n m u ş , i sti hbaratl a bağl antı l ı b i r şahs iyetti r ve gerek İ ki nci Dü nya Savaşı gerekse sonras ında, ' komünist ü l keler' üzeri ne ça l ı şmıştı r. Daha sonra tari h alanına geçen Conquest daha çok Sta l i n dönemi üzeri­ ne araştı rmada b u l u n m uştu r. Bizim için önemli olan , Conquest' i n d e Sta l i n ' i n tasfiye pol iti ka ları söz konusu olduğu nda partideki an­ tidemokrati k geleneği n Len i n i le başlamış olduğu n u vu rgu lamas ı­ d ı r. 73 Böylece Conq uest de Bolşevi kler' i n baştan sona d i ktatörl ü k amacı güden dar b i r gru p o l d uğu vu rgusunu tekra r etm iş o l ur. Bu h ayl i e l itist anlatı biçi m i nde Bolşevi kler, üstü n merkezi­ otoriter örgütlenme biçimleri n i n getird iği avantajdan ve Geçici H ü kü met' i n vah i m hata ve eks i k l i kleri nden yararla nara k kitleleri i rrasyonel ve soru msuz ta leplerle kendi arkasına ta kab i l m işti r. As­ l ı nda Ekim Devri m i ' nde popü ler ya da demokrati k bir unsur yoktu r. 71) Arendt'in bu yaklaşımının bir eleşti risi için bkz. Eric Hobsbawm , " Hannah Arendt on Revolution " , Revolutionaries içinde, Londra, Abacus Book, 1999, s. 239-247 . 7 2 ) Ö rneğin bkz. Robert Conquest, Kari Marx Nerede Yanıldı, çev. : Esin Ö rücü, İ stanbu l , Çağdaş Yay. , 1972). 73) Robert Conquest, The Great Terror: A Reassesment- 40th Anniversary Edition, Oxford , Oxford U niversity Press, 2008, s. 7 . Kitabın i l k baskısı 1968 yı l ı nda yayı m lanmıştı r (Türkçe baskı : Robert Conquest, Büyük Tedhiş, Ankara, Durum Yay. , 1969). Yazarın Türkçe'deki i l k kitabı ise Akltselim Karşısında Rusya 'dır ( İ stanbul , Nebioğlu Yay. , 1965).

56 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Profesyonel , kend i n i ada m ı ş b i r siyasal e l iti n koşu l l arı n elverme­ siyle total iter b i r tek parti devl eti kurma gi ri ş i m i nden başka b i r şey deği l d i r ve bu bakı mdan d a Sovyet R usya ' n ı n 1920 ' 1erin i ki nci ya­ rı sı ndan iti baren al acağı biçi m l e Eki m Devri m i a rasında amaç ve hedefler bakı m ı ndan tam b i r b i rl i k vard ı r. ' Le n i n i zm i ' el itizm le ith a m eden bu a n l atı biç i m i n i n bizzat ken d i s i seçki n ci l i kl e m a l u l dü r . B u yoru m b iç i m i nde devri m i yapan kitle ler en iyi d u ru mda bel l i s iyasal l iderl i klerin taki pç i leri n e , çoğu zamansa bu l iderl i klerce m an i pü l e edi len b i r ' gü ru h a ' i nd i rgen i r. Kendi devri m l e ri n i ya pmaya koyu l a n işç i leri n , aske rleri n , köyl ü le­ ri n fa i l l iği e l l e ri nden a l ı n ı r ve o n l a r büyü k tari h sel b i r d ra m a n ı n figü ran l arı kon u m u n a iti l i rler. O n l ar, bas itçe m an i pü l asyon o l a rak a n l a ş ı l a n propaganda ve aj itasyonda uzm a n l aş m ı ş profesyonel fesatç ı l arı n (Bolşevi kler) i pl e ri n i oyn attı kl arı ku k l a l ard a n i ba retti r. Oysa M a rx ve Engels için devri mci m ücadele esas o l a ra k , " i şç i s ı n ıfı n ı n ke nd i s i n i po l iti k egemen l i k i ç i n uygu n k ı l m a s ı " , yan i pro­ letaryan ı n ke nd i s i n i hakim s ı n ıf kon u m u n a geti rmes i , kom ü n izm i n i şçi s ı n ıfı n ı n özözgü rleşme eyle m iyle özdeş kı l ı n m as ı s ü recid i r. Buna göre pro leta rya ancak eyle m ve özörgütl ü l ü k kapasites i n i çoğa lta ra k ke nd i s i n i h aki m s ı n ıf kon u m u n a getirebi l i r.74 Rosa Luxemburg , bu hususu , ya n i sosya l i st devri m i n b u ayı rt edici öze l l iği n i şöyle vu rgu l a r : " Azı n l ı kl arı n çı karl a rı uğru n a ya pı l a n ve M a rx' ı n sözle riyl e , 'tü m ge l i şmeleri büyü k h a l k kitlelerine karşı gerçe kleşe n ' geç m i ş i n tü m s ı n ıf m ücade leleri n d e , eylem i n temel koş u l l a rı n d a n b i ri , bu kitl e l e ri n m ücade l en i n as ı l amaçl a rı n d a n , maddi içeriği nden ve s ı n ı rl arı n d a n h abers iz o l m a l arıyd ı . Bu aykı rı­ l ı k , as l ı nda ' ayd ı n l a n m ı ş ' b u rj uvazi n i n ' öncü işlevi n i n ' ve kitl e leri n uysal izleyic i l iği n i n özgü l tari hsel temel i n i o l u ştu ruyord u . " Rosa 'ya gö re b u d u ru m , "tari hse l eylem leri n en deri n i " d iye tan ı m l ad ığı proleta rya n ı n s ı n ıf m ücade les iyle ters i n e döner: " Onceki egemen s ı n ıfl arın h a re ketl e ri nde kitlelerin b i l i nçsizl iği n as ı l bir ö n koşu l i d iyse , sosyal i st eyl e m i n kaçı n ı l m az tari hsel ö n koşu l u d a kitle­ lerin ön leri ndeki görevler ve yö nte m ler ko n u s u nd a ayd ı n l a n m ı ş 7 4) B u hususta kapsamlı bir tartışma için bkz. Hal Draper, Kari Marx's Theory of Revolution , C. 1 , Londra , Monthly Review Press, 1977 .

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 5 7

o l m as ı d ı r. " 7 5 Li bera l ya d a m u h afazakar varyantl arı n d a , devri m i b i r kom p l o gi ri ş i m i n e , b i r saray d a rbes i ne i nd i rgeye n ve devri m i yapan kitl eleri 'gü ru h ' kon u m u n a iten ya klaş ı m ı n , Luxemburg ' u n sosya l i st eylem i n bu " kaçı n ı l maz ta ri hsel ön koş u l u n u " a n l aması , belki de siyaseten m ü m k ü n deği l d i r. Eki m ' i n geniş toplum kesim lerinin eylemiyle bağlantısı olmayan bir ' saray darbesi ' olduğu argümanı asl ı nda çok da şaşırtıcı deği ldi r. Tarihte başka devri mci atı l ımlar ya da büyü k toplumsal kalkışmalar da karşıtlarınca her daim bir fesat, kom plo ya da darbe olarak anı l m ıştı r. Gezi ayaklanmasının iktidarca bir 'darbe gi rişimi ' olarak sınıflandırılma­ sı, bu eği l i min belki de en yakın ve tanıdık örneğidir. Troçki ' nin hatırlat­ tığı üzere devri min bir siyasi entrikaya indirgenmesi şaşırtıcı olmaktan çok her fırsatta başvuru lan bir yöntem olagelmiştir: ''XVI . Louis de, za­ manında, Basti l le ' in alınmasını bir başkaldırı hadisesi olarak tasawur etmeye yeltenmişti ve kendisine saygı l ı bir şeki lde bunun bir devrim olduğu izah edi l mişti . Bir devrimde kaybetm iş olanlar nad i ren onun gerçek adını anmaya eğilimlidirler, çünkü o, çılgına dönmüş gericilerin tüm çabalarına rağmen , i nsanl ığın tarihsel hafızasında eski zinci rler ve önyargı ları n aşıl masının bir taçlanmasına bürünür. " 76 Devri m i n darbe old uğu argü m a n ı , Eki m ' de büyü k altüst oluşlar yaşan mamasıyla gerekçelend i ri l i r. Mesela BBC M oskova temsi lcisi Steve Rosenberg, devri m i n yüzü ncü yı l ıyla i lgi l i hazırlad ığı dosya­ d a Kı ş l ı k Saray ' ı n Eisenste i n ' ı n Ekim fi l m i n i n çekim leri s ı rasında 1917 ' den daha fazl a zarar görd üğü n ü aktarı r. Devri mden on yı l son­ ra çeki len fi l mdeki sahnelerin a ks i ne Kış l ı k Saray'da büyü k ka laba­ l ı klar, mahşeri çatışmalar yoktu r. Saraya gi ren Kızıl M u hafızlar' ı n çoğu , ki l itlenmemiş b i r ka pıdan içeriye sızarl ar. Söz kon usu olan b i r kitlesel ayaklanma deği l d i r. " Kitleleri n ayakl andığı idd i aları n a ge l i nce bu , Bolşevi kler' i n bir sahte h aberi nden [fake news] baş­ ka b i r şey deği ldi . Kızı l Eki m b i r darbeyd i . Vlad i m i r Len i n ' i n parti si R usya ' d a i ktidara gel m işti . " 77 BBC ' de devri m i n yüzü ncü yı l ı dol ayı75) Aktaran Tony Cliff, Rusya 'da Devlet Kapitalizmi, çev. : Roni Margul ies, Tarık Kaya , İ stanbul , Z Yay., 2018, s. 282-283. 76) Troçki , Rus Devriminin Tarihi, C. 1 , s. 146. 77) Steve Rosenberg, " in the shadow of Red October" , http://www . bbc.co.uk/news/resources/idt-sh/Red_October

58 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

sıyla yayı m l an an Russia 191 7: Countdown to Revolution adlı belge­ selde de tari hçi Orlando Figes ayn ı temaya döner ve Eisenste i n ' ı n fi l m i ndeki baskı n sahnes i n i n b i r " Ekim m iti " yarattığı n ı be l i rti r. Ona göre bu , " Kışl ı k Saray ' ı n ele geç i ri l mes i n i b i r kitlesel ayakl anma ol arak su nan bir ku rucu m itti r" ve d arbeye meşru iyet katma , onu tü m h a l kı n i rades i n i n eseri görü ntüsünü verme amaçl ı d ı r. Figes ve Rosen berg' i n b i r ' put k ı rıcı ' edasıyl a o rtaya koyd uğu bu h u s u s , as l ı nda h iç de yen i ya d a b i r b i l i n mez deği l d i r ve devri m i b i r d a rbe o l a rak yafta l a m a arayı ş ı ndaki ler i ç i n her d a i m popü ler bir araç o l m u ştur. Troçki , Rus Devriminin Tarihi ad l ı eseri nde bu h u susa dair şöyle yaza r: " Ekimde sokakl arı n sü kuneti , ka l a ba l ı k­ l a rı n yokl uğu , çarpışma ları n var o l maması , h as ı m l a ra önemsiz b i r azı n l ığın fesatı nd a n , b i r avuç Bolşevi k ' i n m acerasından bahsetme ge rekçesi ve riyord u . Bu fo rm ü l e aya klan mayı izleyen gü n l erd e , ay­ l a rda ve h atta yı l l a rda sayı sız kez yen iden başvu ru l d u . " 78 Böylece 'tü m u l u s u n devri m i ' Şubat i l e b i r kom pl o ya da azı n l ı k d a rbesi ol arak gö rü len Eki m a rasında b i r karşıtl ı k o l d uğu varsayı m ı öne s ü rü l eb i l iyord u . Oysa Troçki 'ye gö re Ekim ' i n b u öze l l iği ta m da onun ge n i ş b i r to pl umsal meşru iyete s ah i p ol u ş u dolayıs ıylayd ı : " Hemen h içb i r gösteri , sokak çarpı şması , bari katlar, ge lenekse l olarak bi r ' aya kl a n m a ' dan bekleneb i l ecek h içbi r şey o l m ad ı ; devri­ m i n zaten çözü me bağl a n m ı ş b i r soru n u çözmeye i htiyac ı yo ktu . "79 Ekim Devri m i , tam a men Sovyet yasa l l ığı içeri si nde ge rçe kleş m i şti ve i ktidarı n zaten neredeyse h içbi r top l u m sa l karş ı l ığı ka l m a m ı ş Geç ici H ü kü met'ten Sovyet Kongres i ' ne , bu ' pleb parl amentos u­ n a ' geçi ş i n i n zem i n i n i hazı rl a m ı ştı . Bu sü reçte kan l ı büyü k to p­ l u m sal çal kantı l arın yaşan maması , geç i ş i n çok yu m uşak o l m ası , söz ko n u s u eylem i n etrafı n ı ku şatan büyü k meşru iyet h a l es i n i n ve top l u m sa l m utab akatı n son ucuyd u . O zate n " çözü me bağl a n m ı ş b i r soru n u çözüyordu " . Troçki şöyle yazar: " Gerçekte , Bolşevi kler son anda i ktidar için m ücadeleyi küç ü k bir azı n l ı k old u kl a rı i ç i n deği l , ama tersine arka l a rı nda işçi m u h itl eri ve kı ş l a l a rd a son de­ rece b i rleşm i ş , örgütl ü , d i s i pl i n l i b i r ezi c i çoğu n l u k o l d uğu i ç i n ' b i r 78) Troçki , Rus Devriminin Tarihi, Ekim Devrimi Sovyetlerin Zaferi, çev. : Bülent Tanatar, İ stanbul , Yazı n Yay. , 1999 , s. 295 . 79) Troçki , age . , s. 294.

C. 111,

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 59

ko m p l o 'ya dönüştü reb i l d i ler. "80 ' Devri m i n va ka n üvi s i ' o l a rak a n ı­ l an Menşevi k N i ko l a i S u kh anov d a devri m i b i r d a rbeye , b i r kom p­ loya i nd i rgeye n ya kl aşı m a karş ı koya r: " H a l k ı n büyü k çoğu n l uğu partiyi izlerken , parti zate n ge rçe k i ktid a rı ve otoriteyi de facto fet­ hetm i ş ken b i r u l u s a l ayaklanmadan ziyade askeri b i r kom plodan bah setmek açı kça saçmayd ı . "8 1 " Tari hte karşıtl arı n ı n b i r darbe ya d a ku m pas derecesi ne indi­ rere k gayri meşru l aştı rm aya çal ı şmad ığı h içbir devri m o l mamıştı r" d iye yazan Domen ico Losurdo , b i r topl u msal devri m i n gel mekte o l d uğu n u Çarl ı k görevl i leri dah i l b i rçok d i kkatl i gözlemc i n i n daha savaş öncesinde ifade ettiği n i ve keza 1917 ' n i n yaz ve bahar ayl a­ rında Bol şevi kler' i n Şubat' ı n eks i k bı raktı kları n ı tamaml ayacak b i r yen i devri m ya pm ak gereği n i kam uoyu önünde açı k açı k tartı ştığı­ nı h atı rl atı r. Bolşevi kler arası nd a olası bir devri m i n zaman lamas ı , metod ları ve m u htemel m üttefi kleri ne dair ta rtışmaları n bas ı nda , alenen yü rütü l üyor ol m ası , ' profesyonel kom plocul ara ' yakı ş ı r b i r tavı r deği ldir doğrusu . Dolayı sıyl a Losu rdo 'ya göre karş ı m ızda daha gerçekleşmeden yı l l ar önce öngörü len , gerçekleşme aşaması nday­ sa açı kça, hatta tantanayla i l an ed i len gari p ve bel ki de d ü nya tari­ h i nde bir i l k sayı l ması gereken b i r ' darbe' vard ı r.82 Yukarıda da değin i ldiği gibi , Ekim Devrimi ' ni darbe sayan yaklaşı­ ma göre , Leninist ' konspi ratif' örgütlenme teori ve pratiğin i n n i hai ve mantı ki sonucu bir 'darbe ' ve bunu takiben bir 'tek parti di ktatörl üğü ' olabi l i rdi ancak. Burada i lginç olan , 'devri m i n ' ya da 'darbeni n ' parti nin ü rünü olduğunun Soğuk Savaş devri Batı tari hyazı mı ile Stalin ist parti tapıncının birleştiği bir nokta olmasıdır. Sovyet resmi tari hyazı mında da kitlelere biçilen rol , parti nin çizgisini benimsemek ve onu izlemekten ibarettir. İ ki tarihsel anlatı açısından da merkezde kitlelerin inisiyatifi ve eylemi nden ziyade liderler, onların doğru ya da yanl ış program ve stra­ tej ileri bulunur. İ ki yorum biçi mi arası ndaki simetriye Traverso da di kkat çeker. Ona göre '' duvarı n yı kı l masın ı n " ardından haki m olan anlatıya göre , " bi r suç ideoloj isi olan komü n izm , mi lyonlarca ölümün kökenin80) Troçki , age . , s. 295 . 81) Aktaran Rees, age . 82) Losurdo, War and Revolution Rethinking the 20th Century, kindle versiyonu , s. 187 7-1918.

60 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

de yer almıştır: Lenin bunun m imarı , Stalin ise uygulayıcısı olmuştur. Bu kişilikler böylece haki ki demiurgos/ar mertebesine yükseltil i rler ki bu da, terse çevri lmiş de olsalar, bir zamanlar Stalinci bayağılaştı rma tarafından yayı lan 'yanılmaz şef' ve 'büyük serdümen ' efsaneleri n i h a­ tı rlatmaktan geri durmaz. [ . . . ] İşte h uzurlarımızda ' Bolşevi kleştiri lmiş' bir tarihin antibolşevi k versiyonu . "83 Söz kon usu ' l ider ve parti tapı ncı ' meselesi üzeri nde b i raz d u rmakta yarar var. SSC B ' de 1930 ' 1 arı n i ki nci yarı s ı nda gü ndeme gelen siyasi tasfiye ve 'temizl i k ' o perasyonl a rı devri me i l işkin tari h yazıcı l ığı nd a önem l i bir kı rı l m a yaratm ıştı r. Asl ı nda 1930 ' 1 ara kadar 1917 Devri m i ' ne i l i şki n sayısız çalışma, anı , değerlend i rme yayın­ l a n m ı ş , 1920 ' 1 i yı l l arda tari hyazı m ı nda tari hçi M . N . Pokrovsky' n i n önc ü l ü k ettiği ' M arksi st o ku l ' hakim iyeti nde ciddi b i r çoğu l c u l u k yaşanmıştı . 1928-29 yı l l a rı ndan iti barense parti i ç i m u h alefeti n tasfiyesi , beraberi nde tari hyazı m ı alanında baskıcı b i r tutu m u geti­ ri r. Stal i n ' i n m u h a l ifleri n i n tari h ça l ışmal arı ndan s i l i n mesi , Stal i n ' i n R u s devri m i n i n ana fa i l i derecesi ne yü kse lti l mesi b u dönemden iti­ baren gü ndeme ge lecekti . Bizzat Sta l i n , tari hçi lerden parti ru huna [ parti i nost] sad ı k kal maları n ı , tari hse l h a kikati n m u h afızı n ı n parti ol duğu n u kabul etmeleri n i talep edecekti . Sansür, teh d it ve hatta şiddetle d ayatı lan parti ortodoks i s i tari hyazı m ı n ı vakan üvi s l i k d üze­ yine i n d i recekti . 1937 yı l ı nda i nfaz ed i lecek olan Sovyet tari hçisi S . A. Piontkovsky bu dönemde hakim olan h avayı gün l üğü ne şöyle not ed iyord u : " d üzinelerce ü n iversite hocası i şten atı ldı ve partiden ko­ vu ldu [ . . . ] hatta bazı ları çı lgı n a dönüp i nti har etti . " Tari h Enstitüsü M üd ü r Yard ı mcısı N i ko l a i N . Vanag ve M oskova U n iversitesi Tari h Böl ü m ü Dekanı G rigori Frid lyan d da ' ka rşı-devri mci terör örgütü ' üyes i ol makla suçl anarak 1937 y ı l ı nd a i nfaz ed i lenler arası ndad ı r. Profesör Andrei Shestakov' u n 1936 yı l ı n ı n Ekim ayında Pokrovsky o ku l u n u mahku m ed i p h a l k düşmanları n ı n o rtadan ka l d ı rı l m ası çağ­ rıs ı n ı yaptığı "Tari h Cephesinde Sabotaj Yöntemleri " baş l ı kl ı konfe­ ransı , döne m i n ente lektüel ortam ı açısından tasvi r ed icidi r.84 83) Traverso , Savaş Alanı Olarak Tarih , s. 60 . 84) Roger D. Markwick, "Censorship and Fear: H istorical Research in the Soviet Union " , https://ugp.rug. nı;groniek/article/ download/22633/20103

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 61

Ancak korku ve terör yeterli deği ldi . 1930 ' 1 arda ü l kede yaşa­ nan kitlesel terör ve siyasal temizl i k harekatlarıyla birl i kte standart b i r resmi tarih anlatısına i htiyaç h ası l olur. İ şte bu anlatı , yukarıda andığımız b i rb i rine raki p ama para lel i ki l i an latı nın Sovyet versiyonu­ n u doğurur. 1930 ' 1 u yı l lar boyunca yazım ı ve yayımı sürüncemede kalan resmi anlatı sonunda Sovyetler Birliği Komünist Partisi (Bolşe­ vik) Tarihi-Kısa Ders adıyla yayımlanı r.85 Bir komisyon tarafından ha­ zı rlanmasına rağmen kitap Sta l in ' in kontrolünde kaleme alınmıştır. Meti n onun onayından geçmiş ve kendisi birçok düzelti girmişti r. 1930 ' 1ar boyunca yaşanan pol iti k ve sosyal altüst oluş, yaşanan tasfiye ve infazlar bazı isim ve olayların tadi l edi lmesin i ve hatta s i l i nmesini gerekti rmi ştir.86 H atta kitap yayı mland ı ktan sonra bile b i rtakım revizyonlar gerekmiştir. Tari hten si l i nmesi gereken isim ve olaylar sıkl ı kla soru n yaratm ıştır. Kitabı n yayı m lanmasının uzaması­ nın en öneml i nedeni de buydu .87 Kısa Ders ' in yazılma nedeni n i bizzat Sta l i n , 1 Ekim 1938'de yaptığı bi r kon uşmada d i le geti rm iştir. Ona göre devrim ve öze l l i kle Bolşevik Parti ' n i n tarih i hakkı nda gereğinden fazla yayı n vard ı r ve bunlar devri m i n tari hi ve sonuçları h akkı nda kafa karışıkl ığı na yol aç­ makta, kendi ifadesiyle " halkı n kafasında bir kaos yaratmaktad ır. "88 Parti Merkez Kom �tesi bu yayı n hakkı ndaki kararında Kısa Ders ' i parti tarih i konusunda "tek resmi rehber" i lan eder. Merkez Ko85) l ngi l izce tercümesi 1939 senesi nde yapı lmıştı r. Kitabın i l k Türkçe baskısı 1940 yıl ı nda diğer dillerde olduğu gibi Ecnebi Dil lerde N e şriyat Evi tarafından Sovyetler Birl iği ' nde yapı lmıştır: Sovyetler Birliği Komünist Partisi (Bolşevik) Tarihi (Kısa Kurs). Türkiye 'de yapı lan ve genel olarak bilinen i l k Türkçe baskı ise şudur: Sovyetler Birliği Komünist Partisi (Bolşevik) Tarihi, l stanbu l , Aydınlık, 1970. 1917 'nin yüzüncü yılı münasebetiyle 1940 çevirisi tıpkı basım olarak Kor Kitap tarafından Aralık 2017 'de tekrar yayım l anmıştır. 86) John Archy Getty, Origins of the Great Purges: The Soviety Communist Party Reconsidered 1933-1938, (Cambridge: Cambridge University Press, 1987), s . 95. 87) David Brandenberger, National Bolshevism: Stalinist Mass Culture and the Formation of Modern Russian National ldentity 1931-1956, Cambridge, Harvard University Press, 2002, s. 39-40. 88) Erik von Ree , The Political Thought of Joseph Stalin: A Study in Twentieth-Century Revolutionary Patriotism, Londra , Routledge Curzon , 2002).

62 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

m itesi kitabın daha önceki ders kita pları nda hakim o l an " keyfi l i k ve karmaşaya " ve "fa rkl ı fi ki rl eri n yüzeysel l iği ne son vereceğin i " bel i rtiyord u .89 Sonuç itibariyle b u , 1930 ' 1 a rda şeki l lenen i ktidar i l i ş­ ki leri n i n geçmişe dön ü k bakış açısı n ı yansıtan b i r kitaptı r. Sta l i n M a rksizm ' i n b i r ku ramcısı olara k Len i n ' i n yegane varisi i l an ed i l i r­ ken onun rakipleri ' sabotajcı ' , ' casu s ' , ' e m perya l izmi n ajanı ' vs . olarak tari h i n çöpl üğü ne h ava le ed i l iyord u . Böylece parti l iderl iği siyasal teke l i n i tari hyazı m ı ndaki teke l iyle bütün l eşti rm i ş o l uyord u . Kısa Ders Sovyetler B i rl iği ' ndeki eğiti m i n de bu alandaki içeriğin i be­ l i rlemişti r. Kitap bu pol itik kontekstin d ı şı nda daha çok liderl i k mer­ kezl i bir a n l atıya sah i pti r. İ şçi leri n yap ı p etti kleri nden bahsederken de anlatı l a n , a l ı ntı lanan Bolşevi k önderl i kti r. Sta l i n son ras ı nda Kısa Ders resmi olarak gözden d üşecekse de yapısal faktörlere vu rgu ve öze l l ikle l i der merkezl i bakış aç ısı hakim kon u m u n u koruyacaktı r.90 Asl ı nda Batı 'da sonral arı ortaya çı kaca k ve Soğu k Savaş ka­ bu l l erin i hedef alacak ' revizyo n i st' yaklaşımdan çok önce Sovyet Rusya'da bu resmi ve l ider merkezl i anlatı sorgu lanmıştı r. Sovyet tari hyazı m ı nda ' revizyon izm ' , Kruşçev döne m i nde, öze l l i kl e de 1956 yı l ı ndaki 20. Parti Kongresi ' nde Stal i nci ' kişi l i k kültü n ü n ' açı kça eleşti ri l mesi n i n ard ı ndan gündeme gel i r . Sansü rü n h afifleyi p tari hçiler üzerindeki cendere n i n gevşetild iği bu dönemde geçm i ş dönem i n dogm aları n ı sorgu lamaya dönü k bir tavı r gel i ş i r. Ancak tari hyazı m ı ndaki bu bahar, Kruşçev ' i n 1964'te görevden uzaklaştı­ rı l m ası ve Sta l i nsizleştirme pol iti kaları n ı n kısa eri m l i o l ması dolayı­ sıyla kı sa s ü rer. Tari hyazı m ı ndaki bu sorgu l ayıcı eği l i m i n en önemli isi m leri nden b i ri olan E . N. Burdzh alov, Sta l i n ist a n l atı n ı n giderek daha kari katü r ve absürd hal alan varyantları na karşı öze l l i kle Şu­ bat Devri m i ' n i n kitleler tarafı ndan kend i l iği nden b i r şeki lde o rtaya çıkan h ad i se olduğu n u vu rgu l ar91 ve bil hassa Bolşevi kler' i n Şu bat Devri m i ' n i n merkezi nde ye r alan b i r parti old uğu iddiası n ı sorgu89) Markwick, agm . 90) " Ronald Grigor Suny ile Ekim Devri mi ve Sovyetler Ü zerine Söyleşi " , söyleşiyi yapan Y. Doğan Çetinkaya, Birikim, S. 342-343, Eki m-Kasım 2017 , s. 97 . 91) Edward Acton , "The Revolution and its H istorians: The Critical Companion in Context" , s. 7 .

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 63

l ar. Bunun sonucunda ' Bu rdzhalov Vakası ' ol arak a n ı l a n b i r sü reç­ te bel l i b i r dönem işi nden ve kariyerinden o l u r. Sta l i n dönem i nde resm iyet kazanan ve Bolşevizm ' i n yeknesak, baştan sonra tek b i r çizgiye sah i p , mono l itik b i r parti olduğu tezi n i reddeden B u rdzhalov, öze l l i kle Len i n ' i n N i sa n ayı ndaki gel iş i ne kadar Bolşevi kler arasında bir i deoloj i k ve takti k bütü n l üğün o l m ad ığı n ı vu rgu lar. Ayrıca, 1956 yı l ı nd a yayı m l anan m akalesi yüzünden tepki çeker ve ancak b i r süre sonra profesörl ü k unva n ı n ı e l d e edebi l i r. Tezi n i içeren kitabı i se deği şim ve özgü rl ü k rüzga rları n ı n estiği 1967 yı l ı n ı n dünyası nda yayım lanabi l m i şti r. 92 H az ı r ' revizyon izm ' tabi ri n i ku l l a n m ı şken b i r açı klamada bu l u n­ m a k şart. Gözden geçi rme, değişikl i k yapma anlam ı ndan tü reyen revizyon izm , sol yazında , 19 . yüzyı l ı n son çeyreği nde Al man Sosya l Demokrasisi bağla m ı nda cereyan eden ve Bern ste i n ism iyle özdeş­ l eş m i ş tartışma dolayısıyla ol umsuz b i r yer edi n m işti r Ancak bu te­ ri m tarihçi l i k çal ışmaları nda çok farkl ı biçi m lerde karş ı m ıza çıkar. Mesela Batı ü l keleri ndeki Rusya çal ı şmal arı bağl a m ı nda 1960 ' 1 1 ve 1970 ' 1 i yı l l arda o rtaya ç ı kan ve devri m i n tari hyazı m ı nda sola d oğru bir kaymayı ifade eden yoru m biçim leri için revizyon izm tab i ri ku l l an ı l ı r. Oysa Fransız Devri m i çal ı şmalarında ' Revizyonist Ekol ' , 1980 ' 1erde iyice güçlenen ve topl u msal her tü rl ü aç ı klamayı ve ana­ l izi hedef tahtası n a alan sağ b i r tari h a kı m ı d ı r. Yan i revizyon izm Rus devri m i n e dair tari hyazımı nd a sol , Fransız devri m i tari hyazı m ı nday­ sa s ağ b i r tari hsel eği l i m i ifade eder. Rusya devri m tari h i n i n önem l i a raştı rmacıl arından Suny de zaten revizyon izm i n 1989 dönümü nde i ki b üyü k devri m için yapılan çal ış m a l arda taban tabana zıt bir po­ l iti k a rka planla ku l l an ı l ıyor o l ması n ı , tari h i n bir i ronisi ol arak n ite­ lend i rm i şti r. 93 Neticede Soğu k Savaş sırası nda ' demir perdeni n ' i ki yakası nda da haki m olan anlayışın aksine, küçük bir siyasal grubun i ktidarı bu kadar kolay elde edi p , uzun bir iç savaştan gal i p çıkması ve (daha 92) E. N . Burdzhalov, Russia 's Second Revolution: The February 191 7 Uprising in Petrograd, Bloomington, l ndiana University Press, 1987 . 93) Ronald Grigor Suny, " Revision and Retreat in the Historiography of 1917: Social History and lts Critics " , The Russian Review, Vol . 53, No. 2 , N isan 1994, s. 165.

64 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

sonraki dejenerasyon ve deformasyona karşın) 20. yüzyıla rengin i verecek b i r rejim i nşa etmesi çok d a mümkün olmasa gerek.94 An­ cak gerek Batı 'da gerekse de Sovyetler Birliği ' nde bunu ifade etmek özellikle Soğuk Savaş yıllarında çok güç olmuştu . 1917 Devri m i ' n i n birçok farkl ı veçhesi n i gün yüzüne çıkaran ve 1960 ' 1 ardan itibaren ta­ rihyazımını etki leyen ' Revizyonist Ekolü n ' de vurguladığı üzere Eki m , 1917 Devri m i ' ni n içinde sadece bir halkaydı .95 Devrimlerde 'an' lar çok önemlidir; ancak hiçbir zaman da o 'an' lara i nd i rgenemez. Bun­ dan dolayı Ekim , öncesi nden de sonrasından da yani bağlamından kopartılarak ele alınamaz. Ekim sadece Bolşevik Parti ' ni n bir komp­ losu ya da darbesi neticesinde gerçekleşebil iyor olsaydı daha önce de meydana gelebilird i . Zira böyle bir nedensellikle i rade ve karar sa­ dece bir partinin yönetici kadrosunun aldığı kararlara bağlanmış olur. Ancak modern tarihin en önemli devrimleri nden bir tanesi olan 1917 Devrimi içinde Ekim en önemli merhale olduğu gibi , Şubat Devrim i i le başlayan devri mci süreci n d e bir parçasıdır. Bundan dolayı Ekim Devrimi ' nde Bolşevikler ve önderl i klerinin aldıkları karar ve eylemler yaşamsal da olsa Eki m ' i öncesi nden ve Şubat'tan radikal bir karşıt­ l ı kla koparmak da abestir.96 Birçok tari hçinin Total iter Ekolün iddialarına karşı çıkarken vur­ guladığı gibi Eki m ' i Ekim yapan ya da Bolşevi kler' i i ktidara taşıyan Kışl ı k Saray baskını deği ldi . Bolşevi kler Şubat 1917 sonrasındaki süreçte , ama öze l l i kle 1917 ' n i n yaz ayları nda topl umsal olarak i k­ tidar oldukları içi n Eki m mü mkün olm uştu . Geçici H ükümet' i n pol i­ tikaları ifl as ettiği , diğer sosyal i st gruplar radi kal bir kopuş taraftarı olmad ıkları için bunu talep eden işçi ler, köyl ü ler ve askerler Bol94) Steve A. Sm ith , "Petrograd in 191 7 : the view from below" , The Workers ' Revolution in Russia, 191 7: The View from Below, der. : Daniel H. Kaiser, Cambridge: Cambridge U niversity Press, 198 7 , s. 75-76. 95) Kitapta sı kça geçen Rusya tarih ine i l işkin revizyonist yaklaşımın içeriden eleştirel bir değerlendirmesi için bkz. Ronald Grigor Suny, " Revision and Retreat in the H istoriography of 1917 : Social History and lts Critics " , The Russian Review, Vol. 53, Na. 2 , ( Nisan 1994). 96) 1917 Devrimi üzerine olan tarihyazı mının genel bir Türkçe değerlendirmesi için bkz. Y. Doğan Çetinkaya, " 1917 Devrimi Nasıl Anlatıldı? Devri min Tarihyazımı ( 1917-2017)" , 191 7 Rusya 'da Devrimde Devrim , Derleyenler Mehmet Ö . Alkan ve Y. Doğan Çetinkaya, İ stanbul , Tarih Vakfı Yurt Yay. , 2018.

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 65

şevikleri ve müttefikleri n i i ktidar yapmışlard ı . Bolşevikler Şubat'tan sonra h ızla gerçek i ktidar odağı olan sovyetlerde ve diğer taban örgütlenmeleri nde güç kazanmışlard ı . Asl ına bakı l ı rsa çokça varsa­ yı ldığı gibi Bolşevi kler gökten zem b i l le i nen marj inal b i r örgüt, bir sekt de deği ldi . Birçok çal ışma, özel l i kle B i ri nci Dünya Savaşı önce­ sinde, 1912 ve 1914 yı l ları arası nda ortaya çıkan grev dalgasında Bolşevi kler' i n en öneml i ve kitlesel siyasal örgütlerden b i r tanesi olara k temayüz etti kleri n i tesl i m etmektedi r.9 7 B i ri nci Dünya Savaşı i l e bu muhalefet b i r süre dinmiş, geri çeki l mi ş ancak savaşın uzun sürmesi ve Rusya için tam bir top­ l u msal yı kım hal ine dönüşmesiyle b i rl i kte öze l l i kle 1916 yı l ından itibaren hem topl umsal hem siyasal karşı çıkışlar kitlesel leşmi ş­ ti r. Bu dönemeçte devrimci örgütlenmeleri n önem l i sayıda taraftar edi nd ikleri görülmektedi r. 1917 Şubatı ' nda devri m büyük oranda kendil iğinden b i r hareketle ortaya çıkm ı ştı ancak bu devri mci kal­ kışma savaş ortası nda başlayan topl umsal hareketl i l iğin başka b i r d üzeye çıkmasıydı da aynı zamanda. Şubat Devri m i ' n i n e n öneml i uzmanlarından sayıl an Hasegawa , Şubat Devri m i ' ni n n e b i r Alman komplosu olduğu n u , ne Bolşevi k karşıtı birçok figürün a n ı larında iddia ettiği gibi l i beral leri n i radesi n i n sonucu olduğunu ne de Sovyet Rusya 'da resmi görüş hal i ne geld iği üzere Bolşevi kler' in i nce plan­ ları neticesinde gerçekleştiğin i o rtaya koymuştur. 98 Bu kendi l iği n­ den kal kışma içi nde Bolşevi k örgütlenmesi de diğer siyasa l örgütler gib i elbette yerin i a l mıştı . Ancak bu noktada, Bolşevi k örgütlenmesi dendiğinde kitle i l i şki leri , yerel örgütleri , topl umsal örgütlü l ü kleri , orta kademe ayd ı n l arı , kentlerdeki merkez komite üyeleri , i mpara­ torl u k içinde ve dışında sürgünde olan l ider kadrosuyla çok farkl ı eği l i m leri içi nde barı nd ı ran geniş b i r siyasal örgütlenmeden bahset­ tiğim izi hatı rlatmak gerekir. Şubat Devrim i ' nden sonra cereyan eden rad i ka l izasyon dalga­ sı içerisinde tüm siyasal muhalefet örgütleri h ızla kitlesel leşmeye 97) Leopold H . H aimson , " Dual Polarization in Urban Russia, 19051917 " , The Russian Revolution and Bolshevik Victory, der. : Ronald Suny, Arthur Adams, Lexington, Heath and Company, 1990, s. 26-50. 98) Tsuyoshi H asegawa, The February Revolution: Petrograd 191 7, Seattle , University of Washi ngton Press, 1981.

66 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

ve örgütlenmeye başlar. Burada karşıl ı klı b i r i l işki n i n varl ığını unut­ mamak gerekir. Bu siyasileşme ve radi kalleşme sürecinde siyasi parti leri n dışındaki i nsanl ar kendi toplumsal örgütlenmeleri n i , sa­ yısız sovyetleri , kom iteleri , m i l i sleri , konseyle ri örgütlemişlerd i r. Bu bin bir çeşit taban örgütlenmeleri , devlet mekanizması n ı n çözüldü­ ğü b i r anda bi r i ktidar odağı olarak h ızla güç kazanmıştı r. N itekim Şubat Devri m i ' n i n hemen a rdından Tauride Sarayı ' nd a toplanan ve meşhu r i ki l i i ktidarı oluşturan Geçici Hükümet ve merkez sovyet örgütünden sadece ikincisi bu sarayda kalacaktı . Geçici H ü kümet ise farkl ı yerlere taşınarak Petersburg'd a oradan o raya gezi nmek zorunda kalacaktı . Kerameti kendinden menkul ve eski Dum a ' n ı n devamı olma iddiasındaki Geçici H ü kümet karşısınd a i l k günlerden itibaren gerçek i ktidar odağı sovyet olmuştur. Bu hususta bir tan ı kl ığı aktarmak yararlı olabil i r. Ameri kal ı ga­ zeteci ve süfrajet Rheta Childe Dorr, inside the Russian Revolution adl ı kitabında, devrim Rusya ' sına dai r i l k izlen i m i n i n , yerleştiği ote­ l i n hemen önünden geçmekte olan bir yürüyüş kol u olduğunu a kta­ rı r. Yürüyüşçülerin hemen önünde bir pankart yer almaktadı r. Dorr, otel çalışanına pankartın üzerinde ne yazdığını sorar. Cevap, " bü­ tün i ktidar sovyetlere" d i r. Dorr bunun üzerine " sovyet nedi r " d iye sorar. Otel çal ışanının cevabı kesindir: " Sovyet şu anda Rusya'da sahip olduğumuz tek hükümettir. " Bu pasajı okuyan biri n i n Dorr'un Rusya 'ya Kasım 1917 dolaylarında, yan i Geçici Hükümet devri l i p Sovyet h ükümeti kuru lduktan sonra gelmiş olduğunu sanab i l i r. Oysa Dorr, Rusya'ya M ayıs 1917 'de ayak basmış ve Ağustos sonu gibi ü l keyi terk etmişti . Bu bakı mdan Dorr'un tan ı kl ığı bize şu basit gerçeği h atırlatı r: " U l keye vahşi bir yangın gibi yayı lmış sovyetler ya da asker ve işçi delegeleri konseyleri , devrim i n i l k gün lerinden itibaren Rusya'da geçerl i b i r hükümete en yakın şeyd i r. "99 Tam da bu somut koşu l l a rdan , yani sovyetlerin gücünden ötü­ rü Geçici H ükümet daha baştan itibaren meşruiyetin i tahkim etmek içi n Petrograd Sovyeti ' nden kendisine bakan devşi rmeye çal ışmış­ tır. Kerensky i le başlayan transferler, Menşevik ve Sosyal ist Dev99) Aktaran Lars Li h , " From February to October" , https: //www . jacobinmag.com/2017 /05/russian-revol ution-power-soviets­ bolsheviks-lenin-provisional-government

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 67

rimciler i le devam etm i ştir. Sosyal i st parti lerden bu geçişler, Geçici H ü kümet'e bir süre h ayat vermi ş ancak adı geçen örgütleri n taban­ da, sovyetlerde ve h atta kendi örgütleri nde prestij kaybetmelerine sebebiyet vermi ştir. Bu ortamda Bolşevikler toplumsal i ktidarı oluş­ turan taban örgütlenmeleri nde ve sovyetlerde hakim olmaya , kitle­ sel leşmeye başlamıştır. Gerek Geçici H ü kümet' i n devrim i n toprak, ekmek ve barı ş taleplerini yerine getirmemesi gerekse de Bolşe­ vikler dışında bu talepleri radi ka l bir şeki lde sahiplenen sosyalist örgütleri n olmaması , Bolşevikler' i Ekim 'den önce toplumsal anlam­ da i ktidar yapmıştır. H atta yaz aylarında Geçici H ükümet ' i n başı Kerensky ve bakanları n ı n Çarl ığın askeri bürokrasisinden gelen komutanlarla darbe teşebbüsleri ne ve siyasi kom plolara girişmesi , onları Şubat i le başl ayan devrimci duru mdan kopartarak karşıt kam­ pa geçi rmişti r. Yan i Şubat ' a ' i h a net eden ' Geçici H ü kümet'ti r, Eki m Devri m i deği l . Eki m ' i bir azı n l ı k partisinin gayri meşru darbesi addeden yakla­ ş ı m , Bolşevik i ktidarı n devaml ı l ığını açıklayamaz. Devrim karşıtları 1917 Eki m i ' ni n hemen ard ı ndan Bolşevi kler' in sağlam bir toplum­ sal temele sahi p olmad ı kları ve bu nedenle de asl ı nda kol ayca dev­ ri lebilecekleri iddiasınd a bulun muştu . Ancak bu varsayı m prati kte yan lışlanmış ve Sovyet i ktidarı , kan l ı b i r iç savaşa ve emperyalist m üdahaleye karş ı n ayakta kal m ayı becerebi l mişti . Sadece bu bile Ekim Devrim i ' n i n ard ı nda ciddi b i r toplumsal rıza ve destek olmadı­ ğı argüman ı n ı boşa düşürmektedi r. Yukarıda adı n ı andığımız Figes , doktora çal ı şmasında Ekim Devrim i sonrasında köylü lerin öze l l i k­ le 1918' deki kararlara tepki duymalarına rağmen neden Bol şevi k karşıtı bir harekete gi rişmedikleri n i n de bir açı klamasını veri r.100 Ekim Devrim i ' nden son ra Bolşevik karşıtı bir toplumsal kal kışma o l maması , Total iter Ekol ve Soğuk Savaş zihniyeti çerçevesinde zor ve baskı pol itikal arına bağlanır. Yani Eki m 'de darbe yapanların bu darbenin n iteliğini ve a raçlarını devam etti rmeleri , hatta zorun dü­ zeyin i giderek artırma l arı 1917 sonrası n ı bel i rlemiştir denmektedi r. Oysa 1917 Ekim Devri m i ' n i müm kün kı lan toplumsal ve siyasal it­ tifak ve bu devrim i n alternatifin i n i ç Savaş boyunca ne olduğunun 100) Orlando Figes, Peasant Russia, Civil War: The Volga Countryside in Revolution (191 7-1921), Oxford , Clarendon Press, 1989.

68 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

açı k olması , Bolşevik karşıtı bir kal kışmanın ortaya çıkmamasının en öneml i nedenidir. Zira kırda devrimi yapan köyl ülerdi r ve Ekim karşıtı bi r girişim Beyazları , yan i büyük topra k sahi pleri n i tekrar i k­ tidar yapacaktı r. Bundan dol ayı Bolşevi kler' i n i lk yı l larda el leri n i n kolları nın çok da uzanmad ığı kırsal alanda yen i rej i m karşıtı b i r ha­ reket ortaya çıkmamıştı r. Çünkü köylüler için üzerinde yaşadı kları topraklara el koymak kendi devrim leriydi ve Bolşevik karşıtl ığı bü­ yük oranda onların bu devrimleri ne karşı bir girişim olurd u . Burada bir hususun altın ı çizmeye değer: 1917 Ekim Devrim i sonrasında Bolşevikler'e karşı kitlesel ve toplumsal karşı çıkışlar sağdan deği l , daha soldan gelmişti r. Yan i b u hareketler l i beral bir düzenin ya da eski rej i m i n tekrar tesisi ve i hyası için deği l , daha sol bir yönel ime gi ri lmesi amacıyla gerçekleştiri l m iştir. Eki m ' i Rusya ' n ın ' normal ' tarihsel seyrin i n aşırı l ı kçı bir grubun ideoloj i k zorlamasıyla saptırı l­ ması olarak değerlendiren anlayış karşısında bu noktanın akılda tutu lması gerekir.

Sahnedeki Kitleler Tari hçi Figes ve gazeteci Rosenberg' i n Eki m 'e darbe derken Eisenstein ' ı n Ekim fi l m i n i örnek gösterdi klerine daha önce değin­ mişti k. Buna göre Kışl ık Saray baskınının bir kitlesel kalkışma ola­ rak temsi l i , bi r Ekim Devri m i miti oluşturu l m asında ki l it önemdey­ d i . Bu bağlamda her i kisi de Eisenstein ' ın fi l m i n i basit bir resmi ideoloj i , m it inşası ve propaganda girişimi çerçevesinde ele alır. Oysa bu fi l m 1917 sonrasında ortaya çıkan sanat ve kü ltür anlayışı ve tartışmaları çerçevesinde degerlend i ri l melidir. Aslında tam da bu örnekten hareketle Eki m ' e yöneli k darbe yorum ve ithamını ele a l mak anl aml ı olacaktır. Eki m ' le gündeme gelen sanat ve perfor­ mans anlayışı , asl ında Eki m ' i n geniş kitlelerin onay ve katı l ı mı ndan bağı msız bir azı n l ı k eylemi olduğu şeklindeki yaklaşımı tekzip eder. Devrim sonrasına ait b i rçok sanat akım ı içerisinde çokça i lgi çeken devrimci bi r damar Proletkült [Proletarskaya Ku ltura­ Proleter Kü ltür] akı mı o l m u ştur. 101 Her ne kadar Len i n ' i n sanat anlayışıyl a önemli farkl ı l ı k l ara sah i p olsa d a bu akı m ı n çok deri n 101) Lynn Mally, Culture of the Future: The Proletkult Movement in Revolutionary Russia , Berkeley, U niversity of California Press, 1990.

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 69

etki l e ri o l m uştur. B i r dönem Ayd ı n l a n m a Kom i seri ve eğiti mden soru m l u h a l k kom i se ri olan Lu n açarski tarafı ndan m a l i o l a rak d a desteklen m i şti r. Proletkült tiyatro n u n mevcut biçimleri n i eleşti re­ rek devri m önces i sanat biçi m le ri nden kopmak için ciddi ad ı m l a r ata r, provoke ed i c i ta rtı şmalar başlatı r. İ şçi sı n ıfı n ı n fa i l i o l acağı tü m üyle yen i b i r pro l eter kü ltü r yaratma peş i nded i r. 102 Bu nede n l e kitlese l l i k ve ka l a ba l ı kl arı n fa i l l iği bu sanat a n l ayı ş ı n ı n en önem­ l i veçhes i d i r. İzleyici i le oyu ncu a ras ı ndaki s ı n ı rl a r m uğl aklaşır, gen i ş yığı n ların ya ratı c ı l ı kları n ı n o rtaya ç ı kmasına ves i le o l u n u r. Odak noktas ı nda pro l eter kitl e l e r vard ı r; sahne işç i l ere ayrı l m ı ş , profesyone l l i k rad i kal b i r e leşti riye tabi tutu l m u ştu r. Sah neye çı ka­ cak i şçi ler ü reti m a raç l arı ndan kopmayacak hem makine baş ında i ş l e ri n i gerçekleşti rece k hem de sanatl arı n ı icra edeceklerd i r. Böy­ l ece sanat artı k b i r eğlence o l m a ktan ç ı kacak ve emeği n coşku n bi r biçi m i h a l i n i a l acaktı r. 103 Devri m i n hemen sonras ı nd a ortaya çıkan tiyatro salgı n ı ve yen i tiyatro anlayışl arı , yerl eş i k ve m üesses tiyatro ku ru m ve gru pları n ı d a deri nden etkileyecekti . Ma ly, Bolşoy, Alexandri nski ve Moskova Sanat Tiyatrosu gi bi daha ge leneksel ve ku ru m sal tiyatrolar b i l e kendi leri n i 'devri me göre ayarlamaya ' ve oyu n l arı i le performans­ ları n ı yen i pol iti k o rtama uyd u rm aya çalı şıyorl ard ı . 104 Kurumsal ti­ yatrolar bile dönüşürke n yen i tiyatro anlayı ş ı Proletkü lt' le de s ı n ı rl ı deği ld i . İ şçi ku l ü pleri veya fabri ka tiyatrol arı , açı k h avada icra ed i len kitle tiyatro l arı , soka k tiyatroları hem pol iti k gru pları hem de hızla pol iti kleşen ve devri m i rad i ka l leşti ren i şçi s ı n ıfı n ı bir araya geti ri­ yord u . 105 Sanatı n her tü rü a rtı k kitlesel bir şeki lde icra ed i l iyord u ; çü n kü bu yeni tiyatrolar sayes i nde sıradan i nsan l ar sadece izleyici o l m akla ka l m ayı p oyu n l ara işti ra k etme fı rsatı n ı d a b u l uyorl ard ı . N i102) Bilge Seçkin Çetinkaya , " 1917 Devri m i ve Tiyatro " , 191 7 Rusya 'da Devrimde Devrim , der. : Meh met Ö . Al kan , Y. Doğan Çetinkaya , İ stanbu l , Tarih Vakfı Yurt Yay. , 2018, s. 157-169. 103) Age. 104) Konstantin Rudnitsky, Russian and Soviet Theater 1905-1932, New York, Harry N. Abrams, 1988, s. 4 7-49. 105) Huntly Carter, The New Theatre and Cinema of Soviet Russia , New York: Arno, 1970, s. 94-110.

70 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

teki m kitleleri n sahne a l ması anlamınd a büyü k sahne prodü ks iyon­ ları gerçekleşti ri l me kteyd i . B u n l arı n en bi l i nen i , tiyatro tari h i nde b i r efsane kon u m u n a yü k­ se l m i ş olan N i kolay Evre i nov ' u n devri m i n üçüncü senesi nde sah ne­ ye koyd uğu Kışlık Saray'a Yürüyüş 'tü r. Eki m Devri m i ' n i n en önem l i anlarından b i r tanesi olan Kışl ı k Saray baskı n ı teatra l b i r aktarı ma kon u o l m u ştu r. On b i n asker ve den izci i le yüz b i n kişi l i k bi r h a l k kit­ lesi devri m anı n ı n can land ı rı l m asına katı l m ıştı r. 106 Dahası kı rk b i n kişi l i k b i r koro oyu n s ı ras ı nd a Enternasyonal ' i söylemişti r. Bugü n için anlaşı l ması zor olan bu tiyatro oyu n u nda , ayn ı zamanda hem oyu ncu hem de izleyici olan kitle ler, fai l i o l d u kları devri m i yen iden canl and ı rıyord u : " B u gerçek deği l de oyu n olmas ı na ve tüfeklerin dolu olmamasına rağmen , askerler ve den izci ler ken d i leri n i oyn u­ yorl ard ı . Kızı l Ord u ' nun d rama stüdyoları ndan ge len bu oyuncu lar, o sıralard a , ku şatm a a ltı ndaki , yiyecek ve m a lzeme kıtl ığı çe ken b i r şeh i r kon u m undaki Petrograd civarı nda iyice kızı ş m ı ş olan iç Savaş ' ı n gerçek m u harebeleri ne de katı l ıyorlard ı . Dolayı sıyl a bu ' i mge sava ş ' a o kadar şevkle katı l mal arı daha da d i kkate değer b i r hal al ıyo rd u . " 1 0 7 Petrograd ' da ge rçekleşti ri l e n bu gösteri-eyl em-tiyatro te k de deği ld i r. Ayn ı dönemde çok fa rkl ı şeh i rlerde benzer tem s i l le r ge r­ çekleşti ri l m i şti r. M oskova , l rkutsk , Omsk, Yaros l avl , Samara ve Astrah kan gi bi b i rçok şeh i rde adeta açı k h ava festiva l i ne dön ü şen oyu n l a r sahnel e n m i ş ve b u n l arı n heps i ne b i n l e rce işçi ve asker katı l m ı ştı r. B u n l a r bas itçe devri m i n veya yen i rej i m i n propaga nda­ sı deği l l erd i . Devri m i n o rtaya çı kard ığı tiyatro ve sanatı n b i r parça­ sıyd ı l a r. Devri m sah neye kon u l u rken gü nde l i k h ayat d a devri mci­ leşti ri l meye çal ışı l ıyord u . Dol ayısıyla Ei senstei n ' ı n 1928 yı l ı nd a çeki len Ekim ' i n i b u bağ­ lam olmaksızın düşü nmek, onu basit b i r propaganda fi l m i seviye­ s i ne i n d i rmek demekti r . Devri m i n ideal ve mesaj l arı n ı kı ra yaygı n­ laştı rmak için özel l i kle İç Savaş boyunca si nemadan propaganda 106) Age , s. 99 . 107) Susan Buck-Morss , Rüya A lemi ve Felaket Doğuda ve Batıda Kitlesel Ütopyanın Tarihe Karışması, çev . : Tuncay Birkan , İ stanbu l , Metis Yay. , 2004, s . 158.

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 7 1

amaçlı faydalanı l m ı ştı elbette. Okuryazar olmayan kitleler için hazır­ lanmış propaganda fi l mleri de vard ı . Bu tür fi l m lere agitka deniyor­ d u . Bolşevi kler' i n İ ç Savaş boyunca taşrayı örgütlemek ve mesaj l a­ rı nı kıra yaymak için oluşturdukları propaganda trenleri agitpoezd' ler i le sinema köyl ü lere taşınmıştı . 1 08 Ancak bu propaganda faal iyetleri ve diğer sanatsal kitlesel aktiviteleri n yu karıdan aşağıya beyin yı ka­ ma ham lesi olarak resmed i l mesi ' ideoloj i k' bir zorlamad ı r. Böyle bir yakl aşım Sovyet Rusya nüfusunu Bolşevi kler tarafından man i pü le edi len , propagandayla kafaları işlenen pasif bir kütle olarak gören seçki nci bir bakış açısıdır. Devri m i bir azı n l ı k gru bunun m a n i pülas­ yonuna indirgeyen yaklaşımın devamından ibaretti r. Kitleleri n izleyici ve seyirci o l maktan ç ı kmal arı tiyatroya has bir olay deği l d i . Ayd ı n lanma Komiserl iği ve Proletkü lt hareketi işçi sını­ fı ve halka yönel i k çok sayıda konser ve müzi kal faal iyet organize ed iyord u . İ ç Savaş ve ard ı ndan N EP dönemi nde de bu gi rişim leri n sayısı çığ gi bi büyü müştü . Müzik, işçi ku l ü pleri n i n de en öneml i fa­ al iyetleri n i n başında gel iyord u . İ şçi lerin katı l ı m ı ve konserlere işti­ raki bu faa l iyetleri n merkezi bir öğesiyd i . 109 1918 ' de kurulan Vse­ vobuch adl ı spor organizasyonun u n etki n l i klerine mi lyonlarca i nsan katı l ı rken bu faal iyetler kad ı n l arı n özgürleşmesi için b i r fı rsat kabul ed i l m işti . Gerek fabri ka ve sovyetler düzeyindeki spor faal iyetleri gerekse de kurumsal o larak organ ize edi len oyun lara , festival lere , ol i mpiyatlara s ı radan i nsan lar seyi rci olarak deği l katı l ı mcı olarak i şti rak ed iyorlard ı . 110 19 . yüzyı l ı n i ki nci yarı sında yaygı n l aşmaya baş l ayan s iyasal bayra m l ar, kutla m a l a r ve festival ler, Rusya ' d a da ge l i şme göster­ m işti . Kitle siyaseti n i n bu icatları , daha çok kitleleri n kontrol ü , m an i pü l asyon ve modern devleti n i nşası açısında ku l l an ı l ıyord u . 108) David Gil lespie, Early Soviet Cinema, lnnovation, ldeo/ogy and Propaganda , Londra, Wallflower, 2000, s. 4; Peter Kenez, The Birth of Propaganda State, Soviet Methods of Mobilization 191 7-1929, Cambridge, Cambridge University Press, 1985, s. 60-61. 109) Neil Edmunds, The Soviet Proletarian Music, Oxford , Peter Lang, 2000 , s. 112-113. 110) James Riordan, Sport in Soviet Society, Cambridge , Cambridge Un iversity Press, 1979, s. 72; James Riordan , Sport, Politics, and Communism, Manchester, Manchester University Press , 1991, s. 55.

72

1

Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Devri m bu tür festival leri de rad i ka l b i r şeki lde dön ü ştü rm üştü . Devrimden son ra gerçekleştiri len kutla m a l ar, festival ve bayram­ l a r sokaklarda , meydan l a rda seyreden le katı l a n arası ndaki s ı n ı rı n i nceld iği , b i rb i ri nden ayı rm a n ı n i m kansız b i r h a l aldığı olaylar h a l i n i a l ıyord u . 111 B u festiva l ve kutl amalarda devri m i n ritüel ve sem­ bol leri gen i ş b i r yaygı n l ı k kazan ıyord u . 112 Bolşevikler b i r s iyasal orga n izasyon o l a ra k bu s ü reç içeri s i nde kitle s iyaseti araç l arı n ı kul lanara k kam uoyunda etki n o l m aya çal ışan propaganda faa l iyet­ leri yü rütüyorla rdı el bette . Ancak bütü n bu kitle siyaseti örüntü leri üzeri ne çal ışa n l arı n karş ı l aştı rm a l arl a gösterd iği gi b i bu evrensel bir fenomend i . Ancak 191 ? 'yi d iğerleri nden farkl ı kı lan ve devri mci enerj i geri çeki l d i kten son ra d a h i s ü rece rengi n i veren şey, dev­ ri mci i rade ve devri mci d u ru md u . Bolşevi kler kitle leri n etki n olarak katı ld ığı ritüel ve sembo l ler d ü nyas ı n a kendi ren kleri n i vermek içi n ve yen i leri n i yaratmak i ç i n yoğu n emek harca m ı ş l ard ı . Bolşevi kler' i n bu süreç içerisinde Rusya 'ya tamamen h aki m oldukları n ı , yukarıdan aşağıya bir ' beyin yı kama' i şlemi olarak sunu­ l an bir propaganda faal iyeti yürüttükleri n i iddi a etmek mümkün de­ ği l . Süreç daha çok devrimci bir a ltüst oluşun yaşandığı bir çağda el yordamıyla i lerliyordu . 113 Total iter Ekol 'e yakın kimi tarihçiler dahi bu süreci benzer bir biçimde yorumlayabi l mektedir. Ö rneğin Robert Service , Bolşevi kler' i n başarısının sırrının, onların propaganda ve ma­ n i pülasyon gücünde olmad ığını ve kitleleri n arzu ve talepleri n i n de Bolşevikler' i yönlendirdiğini hatta çoğu kez sını rladığını yazmıştı r. 114 111) James von Geldern , Bolsheviks Festivals 191 7-1920, Los Angeles, U niversity of Cal iforni a Press, 1993, s. 32. 112) Richard Stites, " Festivals and Revolution : The Role of Public Spectacle in Russia 1917-1918 " , der. : Strong, John W. Essays on Revolutionary Culture and Stalinism, Ohio, Slavica Publishers, 1990, s. 23. 1 13) Richard Stites, " Bolshevik Ritual Bui lding in the 1920' s " , der. : Sheila Fitzpatrick, Alexander Rabinowitch, Richard Stites Russia in the Era of NEP, Bloomington , lndiana Un iversity Press, 1991, s . 307 ; Richard Stites , Revolutionary Dreams , Oxford , Oxford University Press , 1989, s. 85 . 114) Robert Service, "The Bolsheviks on Pol itical Campaign in 1917 : A Case Study of the War Question " , der. : Edith Rogovin Franke l , Jonathan Frankel , Baruch Knei-Paz, Revolution in Russia Reassessments of 191 7, Cambridge, Cambridge University Press , 1992, s. 321.

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 7 3

Eisenstei n ' ın fi l m i nde kitleleri n başrolde olmaları böyle bir or­ tam ı n yansımasıd ı r. Ancak bunun yan ı nda i leride ayrı ntısıyla üze­ ri nde duracağı mız gi bi 1920 ' 1er devri m i n sürekl i l iği n i n kes i ntiye uğradığı , kitleleri n devrimci enerj i leri n i n soğuru lduğu b i r dönemdi de . Bundan dolayı bu kitlese l l iği n aşağıdan gelen boyutu giderek kısı l ı rken devlette donan kurumsal hal i başat hale gelecekti . Bu ortamda 1922 ' de kurulan resmi m üzi k kurumu Agitotdel öne m l i b i r örnekti r. 11 5 Ancak propagandif b i rçok şarkı ve eseri n d e çok cidd i b i r popü lerl i k düzeyi ne u laştığın ı hatı rlamak gereki r. 116 Yan i bel l i b i r yozlaşmaya rağmen karş ı l ıklı bir i l işkiden bahsetmek h a l a müm­ künd ü . Bu meselenin üzeri nde bu kadar durmamızın sebebi , pro­ paganda üzeri nden kuru lan ve Bol şevi kleri kitleleri man i püle eden aj itatörlerden ibaret sayan değerlendi rmeni n bağlamından ne kadar kopu k ve tek yön l ü olduğun u göstermekti r. Sanatsal faa l iyetlerde olduğu gibi sanat i le propagandanın iç içe geçtiği , aşağıdan d i namik i le yukarıdan seferberl ik çabal arı n ı n kendi nde tecessü m ettiği s iyasal posterler d e kitleleri özne o larak yansıtan çağdaş bir türdür. Binlerce i nsanın oynad ığı tiyatro oyun l a­ rı nda veya Eisenstei n ' ı n fi l m lerinde olduğu gibi sovyet afişleri özel­ l i kle i l k dönem lerde kahraman figü rler olarak kitleleri merkeze yer­ leştirm işlerdir. Kitleler ve onları temsi l eden i nsan figürleri afi şlerin ana konuları n ı ve aktörlerin i temsil etmekted irler. Devri m i n sahibi kitleler ol ayları n gerçek özneleri ol arak resmed i l mişlerdi r. Hatta kit­ leleri n resmedi len bu i radesi afi ş leri n bizzat kendi leri n i n şeki l len­ mesi nde de etk i l i olmuştu r. Oze l l i kle avangardistleri n ve fütüristle­ rin çizi m leri hem kitleler hem de Bolşevikler' i n tepki leri n i çekmi ş , afişler üzeri ne kamuoyunda çok yön l ü tartışmalar yü rütül müştür. 11 7 Bu dönem boyu nca ü reti l e n afi şleri n sayı s ı n ı tah m i n etmek neredeyse i m kansızd ı r. Kitlesel b i r afi ş ü reti m i nden bahsed i le115) Neil Edmunds, The Soviet Proletarian Music, Oxford, Peter Lang, 2000 , s. 153. 116) Robert A. Rothstein , " Popular Song in the NEP Era" , der. : Sheila Fitzpatrick, Alexander Rabinowitch , Richard Stites , Russia in the Era of NEP, Bloomington, l ndiana University Press, 1991, s. 279. 117) Y. Doğan Çetinkaya, " Kitle Siyaseti ve Siyasi Afişler: Bolşevikler Ö rneği " , Kebikeç, No. 32, 2011 , s. 120.

7 4 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

b i l i r. Ö ze l l i kle İ ç Savaş döne m i nde afi ş ü reti m i iyice a rtm ı ştı r. Wh ite ' a göre bu dönemde 453 farkl ı ku ru m m i lyon l a rca afiş i do­ l aş ı m a sokm uş ve bu yaygı n l ı k döneme d a mga s ı n ı vurm u ştu r. 118 Bu döneme i l i şki n an l atı l ar yaygı n afiş ku l l a n ı m ı n a ve b u n l arı n yarattığı görse l şölene deği n meden edemezler. Afi şler devri m i n i l k yı l l arı n ı n festiva l h ava s ı n ı n o l uş m as ı n a çok önem l i katkı l a r­ d a b u l u n m u ş , 119 pol iti k mesaj ı n , fi k i rleri n , sem bo l leri n kitl e l ere u l aşması nda önem l i rol l er oyn a m ı ş , h atta etki n l i kl eri n somut görse l b i r h a l a l m a s ı n ı sağl a m ı ş l ard ı r.

Komitemani ve Üçlü İktidar Darbe ve m a n i pü l asyon a n l atı sı , 1917 R u sya ' s ı nda ki devri­ m i ve devri m i n öznesi o l d uğu n u düşü nen leri n i radesi n i h i çe sa­ yarak u n uttu rmaya ça l ış ı r. Z i ra Soğu k Savaş devri m ü h afazakar ya da tota l ita rizm karş ıtı l iteratü rde i şç i ler, kad ı n l ar, köyl ü ler, askerler a ncak seçk i n leri n eyl e m l e ri n i n nesnesi o l d uğu s ü rece a n l atı d a bel i ri r. Fa kat bu a n l ard a d a h i o n l a rı n ta rihsel s ü reç üze­ ri nde herh a ngi b i r etki leri o l m az . A n l a m l ı b i r kitlese l desteğe sa­ h i p ol m a d ı k l a rı , devri mde kitl elerin öze rk b i r rol ü de o l m ad ığı içi n Bol şevi kler, i ktidara gel d i kleri gi b i i ktidarda kal mak i ç i n de m a n i­ pü lasyo n , propaganda ve çı plak te röre başvurm ak zoru nda kal ı r­ l a r. Böylece s ı rada n i nsan l a r ve to p l u ms a l kes i m leri n hareketsiz ka l d ığı bu l ite ratü rde ası l o l an l i derler ve on l arın d ü ş ü nce leri d i r. Bundan d o l ayı a n a kayn a k l a rı n ı o n l a rı n yazı p çizdiği meti n l e r teş­ ki l eder. Eki m Devri m i ve İ ç Savaş son ra s ı n d a R usya ' d a n kaçan­ l a rı n a n ı l arı , o n l a r i l e yap ı l a n görüşme leri n kayıtl a rı , Sovyetler B i rl iği ' n i n yayı n l an a n resmi dokü m a n l a rı ve dış d ü nyan ı n tak i p edebi l d iği çağdaş gü n l ü k gazete ler, b u tü rü n ku l l and ığı s ı n ı rl ı kaynakl arı o l u ştu ru r. Liderleri n meti n l eri Sovyetler B i rl iği resmi görü ş ü nde o l u m l u , l i bera l oku l u n ç a l ı ş m a l a rında i se o l u msuz b i r şeki lde yer a l ır. Anca k bu a n l atı biçi m i her i ki l iteratü rü n de te­ me l i n i o l u ştu ru r. Edward Acto n bu i ki eko l ü bu sebepten d o l ayı 1 18) Stephen White, The Bolshevik Poster, New H aven, Yale U niversity Press , 1998, s. 1 10. 119) Toby Clark, Sanat ve Propaganda Kitle Kültürü Çağmda Politik imge, İ stanbul, Ayrıntı Yay. , 2004, s. 105.

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 7 5

b i rb i rl e ri n i n aynad a ki aki sleri o l a rak beti m l eyerek çok d a yan l ı ş o l m ayan b i r değerl e nd i rmede bu l u n m u ştu r. 120 SSCB ' n i n dağı l m ası n ı n ard ı ndan Soğuk Savaş devri ne has l iteratü r yen iden gü ndeme ge l m i ş , h atta neredeyse a ltı n devri n i yaşar o l m u ştur. Oze l l i kle 1980 ' 1erde ge l i ş i p serpilen topl u msal tari h , yeri n i tekrar biyografi lere , l iderleri n eylem ve düşü nceleri ne ve dar a n l amda pol iti k tari he b ı rakmı ştır. B i r yandan yen i , daha önce araştı rm aya kapa l ı olan arş ivleri n kap ı l arı açı l m ı ş ve çal ı ş­ m a a l a n l arı ve baş l ıkl arında yen i belgeleri n de sağlad ığı ol anakl a m u azzam bir ü reti m ortaya çıkm ı ş ; diğer yandansa dolaş ı m a gi ren genel değerlendirmeler Soğu k Savaş döne m i n i aratm ayacak b i r sığl ı k sergi lem i şti r. Oysa Şubat ve Eki m ' iyle b i r bütü n teşki l eden Rus devri m i ne ' aşağıdan ' bakı ld ığı nda onun tari h i n be l ki de en büyü k demokratik hadi seleri nden bi ri olduğu açı ktı r. Ayl ar boyunca , çok zor koşu l l ar a ltı nda süren ve m u azzam gen i ş l i kte kitleleri seferber eden bir topl umsal patl amayl a karşı karşıyayızd ı r. Rusya ah a l isi , hele hele şeh i r merkezlerindeki emekçi kitlel er, 1917 yı l ı boyunca o n l arca kez ve yüzlerce konu hakkı nda oy ku l l an ı rl ar, seçi l i rler, seçti kleri delegeleri denetleyi p geri çağı rı rl a r. Dü nya yüzeyinde başka hiçb i r n üfu s , bel ki d e dü nya tari h i nde h içbir zaman bu s ı kl ı kta ve b u ka­ dar farkl ı mese le hakkında oy ku l l a n m a , seçme, seçi l me şan s ı n a sah i p o l m a m ı ştı r. Oku ma yazma oranı bu kadar düşük o l m a s ı n a rağmen kitleleri n , s ü rekl i o larak oku ması , tartı şması , s iyasal sü­ reçlere enerj i k b i r biçi mde katı l ması dönem i n bütü n gözlemci leri­ n i n aktard ığı b i r şeyd i r. Rus devri m i n i gü nü gü nüne gözlemleyen John Reed , b i r kla­ s i k sayı l a n Dünyayı Sarsan On Gün ' de devri m i n açığa çı kard ığı kit­ l esel i n isiyatif ve yaratıcı l ığı n çok sayıda örneği n i ve ri r: " Cephede askerler su bayl ara karş ı kavgal arı n ı sürdürüyor ve kom itelerde kendi kendi leri n i yönetmeyi öğre n iyorl ar, atölyelerde , eşsiz b i rer örgüt olan fabrika kom iteleri nde tecrübe ve güç ed i n iyorl ar, eski düzene karşı savaşta tari h i görevleri n i n b i l i ncine varıyorl ard ı . Tü m R u sya oku ma öğren iyord u . Siyaset, ekonom i , tari h okuyord u ; zi ra 120) Edward Acton , "The Revolution and its H istorians : The Critical Com pan ion i n Context" , s. 5.

76 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

h a l k öğre n meye gereksi n i m duyuyord u . Her kentte , hemen her köyde ve tüm cephede her s iyas i fraksiyonun kendi bir ya d a b i r­ çok gazetesi vardı . B i n lerce örgüt, yüzb i n lerce broşürü orduda, köylerde , fabri kalarda ve sokakta dağıtıyord u . ( . . . ) Şu konuşmalar ne de büyü k b i r rol oynuyord u . C arlyle ' ı n Fransa konusunda sözü­ nü ettiği ' h itabet sel leri ' , kı ş l a la rd a , send i ka merkezleri nde, sov­ yet toplantı salonl a rında, ku l ü p , o ku l , s i rk ve tiyatro lardaki kon uş­ m a l ar, tartışmalar ve konferanslar yan ı nd a çoc u k oyu ncağı kal ı rd ı . Fab ri kal arda , s i perlerde, köy meydan l arı nda m iti ngler yap ı l ıyord u . ( . . . ) Ayl ar boyu nca Petrograd ve tüm Rusya ' daki sokak köşe leri b i rer h a l k kü rsüsü o l m uştu . Tren lerde , tramvaylard a , her yerde kendi l iği nden b i r tartı şma o l uşuveriyord u . " 121 Kitleleri n kendi hayatl arı n ı örgütledi kleri bu ti p özörgütlenme­ ler daha i l k aşamaları ndan itibaren devri m i n bel i rleyici özel l iğid i r. Şu son yüz, yüz e l l i yılda gerçekleşen her devrimci atı l ı mda böylesi özörgütlenmelerin fışk1rd ığı n ı görürüz. Bu duru m bazen bir ç ı lgı n l ı k noktasına, bir ' kom itemani 'ye b i l e u l aşır. Rusya devrim i s ı rasında ü l kede bul u nan Belçika l ı di plomat J u les Destree , çok ağır i lerle­ yen bir trenle Petrograd 'dan Moskova 'ya giderken, kom partımanını paylaştığı i nsan l arın gidecekleri yere varmadan önce bir "yolcu l u k kom itesi " o luştu rdukları n ı aktarı r mesela. 122 Bu ' kom iteman i ' n i n devri m esnasında tayi n ed ici b i r husus oluşuna d a i r bir anekdota , Ameri kal ı rad i ka l gazeteci Lou i se Bryant' ı n yazd ı kları nda da rastl a rız. Bryant, Geçici H ü kü met'te sosyal yard ı m baka n l ığı yapmış Kontes Pan i n a ve Eki m sonra­ sında ayn ı a l anda h a l k kom i seri olan Alexandra Kol lontay i le ayrı ayrı görü ş ü r . Pani n a , daha Çarl ı k dönem i ndeki sosyal yard ı m fa­ al iyetle riyl e , yetişki n lere dön ü k eğitsel girişi m leriyle öne ç ı km ış l i beral b i r şahsiyetti r. O l d u kça saygı n b i r kişi l i k o l a n Pan i n a ile yen i h a l k komi seri Kol lontay arası ndaki temel pol iti k farkl ı l ı k , ta­ n ı n m ış Bol şevi k m i l itan ı n sosyal yard ı m ku ru l uş ları n a özyöneti m geti rmek arzusudur. Pan i n a , Bryant i le görüşürken b u özyöneti m 121) John R eed, Dünyayı Sarsan On Gün , çev. : Erdoğan Gürkan , İ stanbul , Oda Yay. , 1976, s. 35-36. 122) Aktaran M arcel Liebman , Lenin Döneminde Leninizm Muhalefet Yılları, çev. : Osman Akınhay, İ stanbul, Belge Yay . , s . 259.

Ekim ve Galat-1 Meşhurlar

1 77

denemeleri n i , kendi deyiş iyle " a ltı yaşı ndan küç ü k çocuklarla 100 yaşı ndan büyük i htiya rl a rı n ken d i kendi n i yönetmesi " fi kri n i " ab­ s ü rd " b ul d uğun u bel i rti r ve Kol lo ntay ' ı n " sosyal reform ve tekn i k eğitimden h içbi r şey a n l amayan uşakları " toplantı l ara katmasın­ dan yakı n ı r. Kol lontay gerçekten de baka n l ı ktaki her kademeden çalışa n ı n karar a l m a s ü reçleri ne katı lması i ç i n çaba lar. Bryant, b i r i htiyarhaneden Kol lontay' ı ziyarete gelen tems i lci lerle görüşme sonrasında h a l k kom i se ri n i n kend i s i n e , " üzeri leri ne çöken şahıs­ l a rı uzakl aştırara k b u kuru m ları b i rer cu m h uriyete dönüştü rmeyi " hedeflediği n i bel i rti r. Kol lontay' ı n a ktard ığın a göre , i htiyarhanede­ kiler kendi tem s i lc i l e ri n i seçmekte ken d i talepleri n i formü le et­ mekte , ne yiyecekleri ne (o darl ı k gün l e ri nde seçebi lecekleri çok şey ol masa da) kend i leri karar vermekted i rler. Bryant ' a göre Pa­ n i n a i le Kol lontay a rası ndaki en büyü k fark, i ki ncisi n i n i nsan ları karar a l m a s ü reçlerine d ah i l etmes i , kend i leri n i etki leyen kararl arı ken d i leri n i n kolektif ol arak a l m a s ı n ı hedeflemesi d i r . 1 2 3 Tekrarlamakta yarar var: Sovyetleri n oluşması , işçi deneti­ m i , top l u ms a l h ayatın rad i ka l b i r b içi mde yen iden düzenlen işi , dah iyane önderl i klerin deği l , kitl e leri n eylemi n i n b i r son ucuyd u ; Bolşevi kler' i eyleme taşıyan , so l a çeken kitl e leri n m u azzam ya­ ratıc ı l ığı ve gücüyd ü . Emekçi lerin kabaran gücü ku ru m l a ra ve Bolşevikler'e kend i n i d ayatmaktayd ı . l saac Deutscher ' i n deyimiy­ l e , " 1917 ' n i n Rus i şçi s ı n ıfı gerçekten tari h i n yarattığı hari kalar­ dan b i riyd i . İ şçi ler sayıca azd ı lar, gençti ler, tecrübesizd i ler, eğiti m görmemişlerd i ama s iyas i i htirasları , soğu kkan l ı l ı kl a rı , idea l i stl i k­ leri yeri ndeyd i ; hepsi n de de az çok rastl anan b i r kah ram a n l ı k var­ d ı . Gelecek üzeri ne b üyü k düşler görmek ve savaşta b üyük acı l a ra katl anarak ö l mek yetenekleri ne sah i pti ler. Yarı cah i l kafa larıyla fe­ lezofl ar cumhu riyeti fi kri n i ben i msem işlerd i . Ama bu cumhu riyet, h a l kı n b i lgi n l er ol iga rş i s i tarafı ndan koyun gi b i güd ü l d üğü b i r Efl a­ tun cumhu riyeti o l m ayacaktı . Bu cumhu riyet, her yu rttaşı hem işçi hem de felezof yapacak, zengin ve p l a n l ı b i r rej i m o l acaktı . İ şte Rus i şç i s ı n ıfı b ütün o yoks u l l uğun u n içine paçası n ı sıva m ı ş böy123) https://www . marxistsfr.org/archive/bryantjworks/russia/ch12. htms

78 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

l e b i r cumhuriyeti kurmaya koyu l m u ştu . " 124 Bu bakımdan 1917 , Bolşevi kler'den ziyade esas olarak proletaryan ı n zafer kazandığı ve proletaryan ı n Bolşevizm ' e ken d i damgasını vurd uğu b i r yı l d ı r. Devri m i yapan Bolşevi kler ise eğer, Bolşevi kler' i yapan da devri m , yan i kitlelerin eylem ve i ni s iyatifid i r. Yukarıda da a ltını çizd iğim iz gibi sovyetler, kom iteler, m i l is ler, konseyler gibi çok çeşitl i taban örgütlenmeleri ve toplumsal hareket i n isiyatifleri asl ında bir sovyet ya da komite salgı n ı hal i n i a l mıştı . Bu salgın sonucunda 1917 boyunca hem kentlerin farklı mahallelerin­ de , hem fabri kal a rda hem de garnizonlarda köylüler, işçi ler, asker­ ler birçok özyönetim organı yaratmışlard ı . Bu özyönetim organları oluşturulma amaçlarıyla s ı nı rl ı kal mıyor gündel i k hayatın rutin inden siyasal meselelere kadar Rusya ' da birçok şeyi derinden etki l iyorlar­ d ı . Bundan dolayı , Bertram D . Wolfe ' n i n altı n ı çizd iği gibi , asl ında b i r " iki l i i ktidar"dan ziyade " üçlü i ktidar"dan bahsetmek daha uygun­ d u . 125 Wolfe gibi çok daha yen i b i r çal ışma da bu hususun a ltı n ı çi­ zer. Rex Wade, devrim boyunca mnogovlastie yan i " çoklu i ktidar" ın dvoevlastie yan i " i ki l i i ktidar" ı n çok ötesine geçtiği ni vurgul ar: " Dvo­ evlastie, toplum içinde yen i devrimci örgütlenmeler ve yerleş i k oto­ riteler arası ndaki geril i m hattında yansıma buluyord u : Emi r komuta zincirine karşı asker kom iteleri , merkezi h ü kümete karşı m i l l iyetçi hareketler, hükümet otorites i veya diğer (yeni veya eski) h iyerarşik otoritelere meydan okuyan yen i popüler örgütlenmeler arasında en öneml i olanlard ı . Yeni halk örgütlenmeleri n i n kararl ı l ığı , merkezi ve yerel d üzeyde devletin otoritesin i n altı n ı oyuyord u . Ayn ı zamanda siyasal i ktidar, Rus ve azı n l ı k bölgelerine ve yen i halk örgütleri ne yayı ldı . Petrograd ' da dahi Kızı l Muhafızlar, şehi r bölge Sovyetleri , 124) Deutscher, Troçki, s. 378-379. 125) Bertram D. Wolfe , 'The Triple Power: The Role of the Barracks and the Street" , An ldeo/ogy in Power: Reflections on the Russian Revolution , Londra , Ailen and U nwi n , 1969, s. 138-141 . Kitabın adından da anlaşılacağı üzere yazarın kişiler, l iderler odaklı diğer çalışmaları göz önünde bulundurulduğunda bu bölümde yaptığı , genel yaklaşımına çok uymayan bir vurgu aslında. Ancak tarihsel gerçekl i k yazarı ideolojilere ve yukarıdan aşağıya bir vurguya sahip olsa da tabanda yaşanan toplumsal seferberlik Wolfe'ye " üçlü iktidar" adlandırması yaptıracak bir önemi haizdir.

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 79

sendi kalar, i şçi ve asker kom iteleri ve d iğer örgütler i ktidarı kendi le­ rine mal ediyor ve hükümetin (hatta bazen Sovyet' i n ) emirlerini gör­ mezden gel iyorlard ı . Mnogovlastie, yan i çoklu i ktidar sistem i gerçe­ ği , i ki l i i ktidar sistem i olan dvoevlastie' n i n çok ötesine geçm işti . " 126 Devrimler tarih inde aşağıdan hareketleri anlatısının merkezine yerleştiren ve bu alandaki yazında nev' i şahsına münhas ı r bir yeri olan M urray Bookchin de devrimci süreci " üçlü i ktidar" kavramı çer­ çevesinde ele almayı sal ı k verir. 127 Daha önce andığı m ız Hasegawa da gerek Geçici Hükümet' i n oluşturmaya çal ıştığı halk m i l isleri ge­ rekse de merkez sovyeti n icra komitesi yanında, işçi leri n devrim­ ci i radelerinin b i r neticesi olan Kızıl Muhafızlar' ın üçlü bir i l i şkiden bahsetmeyi zoru n l u kı ldığı n ı yazar.128 Döneme rengin i veren , s ı rad an i nsanların sovyet ve komiteler kurma yarışıdı r. Sovyetler i şçi ve askerlerin b i rçok örnekte kendi­ leri n i pol iti k olarak ifade etti kleri i ktidar organlarıd ı r ve yaşa m ı n h e r alanına i l i ş ki n meselelerle uğraşmı ş lard ı r. G revdeki fabri ka­ l a rı n kendi taba n ı ndan seçtiği i şç i kom iteleri n i n çeki rdeği n i oluş­ turduğu sovyetler, ewe l a 1905 Devrim i s ı rası nda boy gösterecek kapsam ı , içeri k ve hedefleri zaman içinde değişse de 1917 yı l ı nda şaş ı rtıcı b i r hızla yayı l acaklard ı r.129 Sosyal i st Devri mci ler' i n l ider­ leri nden Boris Sokolov, hatı ratı nda, sovyetleri n devri m s ı rası nda i nsan l a r için ifade etti klerine d a i r d i kkate değer b i r aktarımda bu­ l u n u r. Sokolov, Kurucu Mecl i s ku ru lması talebi n i n askerler arasın­ da tam olarak a n l aş ı l amadığı n d a n , Kurucu Mecl i s ' i n askerler için soyut, kendi leri ne uzak bir kurum o l arak görüldüğünden yakı n ı r: " O n l arın sempatisi , bütünüyle, açıkça ve sam i m i olarak sovyetle­ re dön üktü . B u n lar, on l ara köy m ecl isleri n i hatı rlatan kendi leri ne yakın kuru m l ardı . Daha i l k gün lerden itibaren sovyet topl antı ları 126) Rex A. Wade, The Russian Revolution, 1917, Cambridge, Cambridge University Press, 2017 , s. 291. 127) Murray Bookchin, Devrimci Halk Hareketleri Tarihi: 1905'ten 1917'ye Rus Devrimleri, C. 1 1 1 , Ankara, Dipnot Yay. , 2011, s. 219. 128) Tsuyosh i H asegawa, " The Formation of the Militia in the February Revolution: An Aspect of the Origin s of Oual Power" , Slavic Review, Vol . 32, No. 2, 1973, s. 304. 129) Oskar Anweiler, Rusya 'da Sovyetler (1905-1921), İ stanbul , Ayrıntı Yay. , 1990 . .

80 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

kararları n ı etk i l iyord u . Gerek askerleri n ' bizim sovyet' diye andı­ ğı asker kom itesi gerekse büyü k şeh i rlerdeki sovyetler o n l a r i ç i n kend i leri ne yakı n , kararla rı n ı a n l ayabi ld i kleri orga n l ard ı . [ . . . ] Çoğu için Kurucu Mecl i s , Devlet Duması gib i ken d i leri ne uzak gördükle­ ri b i r kuru md u : ' Bizim ken d i sovyetleri miz varken , temsi lci leri m iz topl a n ı p her konuda kara rl a r a l a b i l iyorken b i r Kurucu Mecl ise ne i htiyacımız var? ' " 1 30 Sovyetlere dönü k gen i ş h a l k yığı n l arın ı n bu sempatis i , Sovyetlerin ü l ke genel ine yayı l m a h ızı nca d a teyit ed i l i r. Mart ve N isan ayl arında, yan i devri m i n başlarında i m paratorlu k çapında 700 sovyet takrib i o la ra k i ki yüz b i n temsi lciyi içeriyord u . Ekim ayı n a gel ind iğinde sovyet sayıs ı 1429 ' a u laşarak i ki kattan fazl a a rtm ı ştı . Bun l arı n 455 tanes i i se köyl ü sovyetiyd i . 1 3 1 Gerçek adı C h ri s Pal l i s olan ve i ngi ltere 'de 1960 ve 1970 ' 1 i yı l la rda öz­ gürl ükçü sosyal izm a n l ayı ş ı n ı n bayraktarl ığın ı yapan " So l idarity " gru b u n u n önem l i i s i m leri nden ol an Mau rice B ri nton da 1917 'yi b i r devri m yapan ı n i şç i denetim i ve fabri ka kom iteleri o lduğu n u h atı r­ l atm ı ştı r. B ri nton ' a göre b u damarın güç kaybetmesi ve zaman l a merkezi i ktidar tarafından gündemden ç ı ka rı l ması , devri m i n a ka­ mete uğramas ı n ı n asıl sebebi d i r . Bundan dolayı çağdaş top l u m­ sal hareketleri n devri mde h atı rla m a l arı ve gü n ü müze tercüme et­ meleri gereken i şçi lerin yarattıkla rı bu özyöneti m örgütleridi r. 1 32 Yukarıda da bahsettiğim iz üzere, devri m üzerine ana akım an­ l atının i ki versiyonu , Batı 'da hakim olan Soğuk Savaş anti komüniz­ m i ve Sovyetler B i rl iği ' nde Sta l i n döne m inde krista lleşmi ş resmi anlatıdır. Bu i kisinde de temel vurgu , Bolşevik Parti ve onun önder­ l iğid i r: ' Demi r perdeni n ' Batı yakası nda bu 'önderl i k' saf ve cahi l kitleleri n mani pülasyonu , Doğu yakası nda i se kitleleri aydı n l atan yan ı l m az b i r l iderl i kti r. Ancak bu i ki versiyonun da sorgulanmas ı , 1960 ' 1 1 yıl larda gel işmiş ve zengi n l i k kazanmıştır. B u yen i damarı n 1960 ' 1 1 yıl ları n pol iti k ve topl umsal hareketleriyle doğrudan b i r i lgisi vard ı . 1968 hareketi ve artçı sars ı ntı l arı , tari hyazımı nda 1917 'deki 130) Aktaran John Rees, " in Defence of October", https://www . marxists.org/h istory/etoljwriters/rees-j/1991/xx/october.html 131) S. A. Smith , The Russian RevolutionA Very Short lntroduction, s. 17 . 132) Maurice Brinton, The Bolsheviks and Worker's Control 191 7-1921: The State and Counter-Revolution , Londra , Solidarity, 1970).

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 81

devrimci kitle d inamiği n i ve özyönetim pratiklerin i ön plana çıkaran bir radi kal leşmeye sebep olmuştu . Toplu msal tarih alanında yaşa­ nan gel işme , 1917 Devrim i tarihyazımına da etkide bulunmuş si­ yasi tarih vurgusu toplumsal tarihe kaymıştı .133 Asl ı nda siyasi tarih sınırl arı içinde kalsa da 1917 yı l ı n ı n çok boyutl u l uğunu ve özel l i kle de Bolşevi kler' i n farklı eği l i m leri n i yansıtan ve elinizdeki çal ışma boyunca sıkça andığı mız Alexander Rabinowitch ' i n artı k bir klasi k olan çal ışması , manidar b i r şekilde 1968 yı l ı nda yayımlanmıştı r. 134 Yine bu dönemde Marc Ferro'nun çal ışması Fransa' da yayı mlanmış ve toplumsa l tarihe olan vurgusuyla tari hyazım ı nda etki l i bir çalışma olarak yıl larca okunmuştur.135 Aslında 1917 Devrim leri l iteratürünün işçi sınıfıyla netame l i b i r i l i şkisi olduğu söylenebi l i r. 1917 üzeri ne olan kül l iyatta birb i riyle ça­ tışan birçok okul ve farkl ı yorum b u l unur. Ancak bunları n önem l i bir kesim i n i yatay kesen husus, işçi sınıfın ı n neredeyse b i r dekor veya fon malzemesi olarak ku llanı lmasıdı r. İ şçi sınıfı n ı n devri m sürecinde oynadığı rol yadsınamayacak bir durum olduğundan bu sınıfın farkl ı katman ve kesi mleri anl atı larda şu ya da bu biçi mde sürekl i an ı l ı r. Ancak i şçi sınıfı n ın 1917 Devrim leri içindeki yeri genelde muğlak ve soyuttur. Bu duru m , bahis konusu muhafazakar/sağ tarihyazımı ise bir noktaya kadar anlaşı labi l i r. Fakat aynı durumun devrim leri n sol/ sosyal i st tarihyazım ı nda da benzer b i r nitel i k arz etmesi şaş ı rtıcıdı r. Resmi Sovyet tarih anlatısı da işçi sınıfın ı n devrim içi ndeki rolünü muğlak bırakır. Daha doğrusu devri mi gerçekleşti ren i şçi sın ıfı so­ yut, jenerik bir sınıftır. Kanl ı canl ı insan lardan oluşmamaktadı r. Devrim i gerçekleştiren, olsa olsa Bolşevi k önderl iğin öncülüğünde hareket eden b i r işçi sınıfıd ı r. Bundan dolayı anlatı lan da tam olarak onun h i kayesi deği ldir. 133) Ronald Grigor Suny, " Toward a Social History of the October Revolution " , The American Historical Review, Vol . 88, No. 1, Şubat 1983, s. 31-52 . 134) Alexander Rabinowitch, Devrime Doğru: Petrograd Bolşevikleri ve 191 7 Temmuz Ayaklanması, lstanbul, Yordam Kitap, 2014. Bu kitap ilk baskısını l ngilizce olarak 1968 yılında yapmıştır. 135) M arc Ferro, La Revolution de 1917, Paris, Aubier, 1967 . Kitabın 1980 yıl ından yayımlanan l ngilizce çevirisinin başlığı içeriğini daha iyi yansıtır: October 191 7: A Social History of the Russian Revolution.

82 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Yukarıda bahsed i len ' Revizyonist Ekol ' ve sosyal tarihten kü l­ tü rel çalışmalara yen i i ncelemeler, 1960 ' 1 1 yı l l arı n pol iti k gündemi ve özyönetim vurgusuna dai r i lgis i nden hareketle i şç i sınıfı nı n 1917 Devri m i ' nde oynadığı rol üzeri ne ayrıntı l ı çalışmalar ortaya koymaya başlar.136 İ şçi sınıfı n ı n başrol ü nde olduğu bir devri m sonrasında i şçi s ı n ıfı n ı n yaptı kları , duru m u , b i leş i m i , örgütlü l ükleri vs. devrimden ancak çokça b i r zaman sonra ayrıntı larıyla gündeme geleb i lecek­ tir. Ü ste l i k bu sadece Rusya dışındaki l iteratür için deği l , Sovyetler Birl iği ' nde yapı l m ı ş çal ışmalar açısından da böyled i r. Ancak özel­ l i kle 1980 ' 1 i yı l larda, yan i kimi zaman ' reel sosyal ist' adı veri len rej i mler çökmeden hemen önce i şçi sınıfı n ı n devri mde oynadığı rol ve yarattı kları özyönetim kültürü üzeri ne ciddi bir l iteratür ve bi lgi biri ki m i ortaya çıkabi l m iştir.137 1989 ve 1991 yı l larında bürokrati k reji mle ri n çökmesiyse i şçi s ı n ıfı üzerine tarihyazım ı n ı olumsuz etki­ leyen sağa doğru bir kayışa neden olur.138 ' Revizyo n i st' d iye ad l a nd ı rı l an bu l iteratür, devri m deni nce akl a i lk gelen pol iti k şahsiyetler, siyasi örgütler ve meyd a n l a rda gösteri yapan kitlelerden daha farkl ı şeylere d i kkat çekm i şti r. Bun­ l arı n baş ı nd a fabri kal a r gel i r. Puti lov gibi St. Petersburg' u n önem l i fabri kaları ndan b i r tanesi n i n adı b i rçok tarih kita b ı nd a geçmesine rağmen devri m i n fabri ka l a rd a ne şeki lde o rtaya ç ı ktığı , gel iştiği ve nas ı l sonuçl ar doğu rd uğu 1980' 1ere kadar önem l i ölçüde be l i r­ sizd i r. Bu l iteratü rün en önem l i i s i mleri nden biri olan S . A. S m ith , 136) Bunun ayrıntılı bir anlatım ı için bkz. Y. Doğan Çetinkaya, " 1917 Devri mleri ve i şçi Sınıfı " , Toplumsal Tarih , No. 287 , Kası m 2017 , s. 32-4 1 ; bu yazının geliştiri lmiş hali için bkz. Y. Doğan Çetinkaya , " 1917 Devri mleri , i şçi Sınıfı ve Üçlü İ ktidar" , 191 7 Rusya 'da Devrimde Devrim , der. : Mehmet Ö . Alkan , Y. Doğan Çetinkaya, l stanbul, Tarih Vakfı Yurt Yay. , 2018). 137) Ronald Grigor Suny, " Russian Labor and lts H i storians i n the West: A Report and Discussion of the Berkley Conference on the Social History of Russian Labor" , lnternational Labor and Working-C/ass History, No. 22 , Güz 1982, s. 39-52 . 138) SSCB'nin çöküşünün Rusya e mek tarihine olan etkisi için bkz. Will iam G. Rosenberg, Mark D. Steinberg ve Reginald E. Zelnik, " l nternational Col loquium on Workers and the l ntell igentsia in Russia in the Late N ineteenth and Early Twentieth Centuries " , lnternational Labor and Working-Class History, No. 49, Bahar, 1996, s. 180.

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 83

fabri kaları sadece siyas i örgütle ri n çağrı l arı na cevap veren ya da ken d i l iğinden h a reketlerin o l u ştuğu b i r memba olarak deği l , i şç i­ leri n b i l i nç l i eylemleri n i n kaynaklandığı meka n l ar o larak ele a l ı r. 139 Petrograd başta olmak üzere b i rçok kentte devri m ateşi n i n en yo­ ğun o lduğu mahal leler de yi ne ü reti m i l i şki leri n i n merkezleri fab­ rika ları n yoğu n l uğuyla i l işki l i d i r. S mith fabri kalar ve on l arı n yoğu n olduğu semtlerde ortaya çı kan sendi ka , fabri ka kom iteleri ve işçi konseyleri n i n Geçici H ü kümet ve Petrograd Merkez Sovyeti yan ı n­ da çok önem l i i ktid a r merkezleri olduğu n u vurgu l a m ı ştı r. E l bette devri m i n hemen i l k gün leri nde ortaya ç ı kan kom iteler, işçi leri n pratik ve i kti sad i probl e m leri n i çözmek i ç i n oluşturd u k l a rı kend i l i­ ğinden örgütl ü l ü klerd i . Bu (yi ne o tab i ri anmak gerekirse) ' kom ite­ m a n i ' , i şçi leri n kontrol ve deneti m talepleri nden kaynaklan ıyord u . Sendi ka ve partilerden bağı msız kuru l an b u kom iteler devri mci organ l ar olarak ortaya çıkmamıştı ancak 1917 ' n i n rad i ka l l eşme süreci o n ları dönemi n en önem l i örgütleri h a l i ne geti rm i şti . 140 Bu ve benzeri çalışmalar i l e i şçi sınıfı soyut bir kategori olmak­ tan çıkm ı ş , kanl ı can l ı i nsan l ardan ol uşan bir sınıf olarak ele a l ı nma­ ya başlanmıştı r. 1917 ' deki işçi sınıfı , çalışılan sektör, fabrikal arın ölçeği , ü reti m i n coğrafi kon u m l a n ı ş ı , emeğin vasfı , ücret seviyeleri , eğitim d üzeyi , okuryazarl ık, cinsiyet, yaş , kırla i l işki , siyasal b i l i nç , pol iti k parti ve send ika larla i l işki seviyesine göre ayrı ayrı öze l l i kle­ riyle birl i kte ele a l ı nabi l m iştir. Bütün bu farkl ı l ı kların ve öze l l ikle de proleterleşme seviyesi , vasıf, cinsiyet ve yaşın oluştu rduğu sınıf içi çeşitlenme , 1917 ' n i n haki m proleter bi l i nci nde birleşmiştir. 14 1 1917 'yi yaratan da bu birleşik b i l i nç olmuştur. Zira 19 . yüz­ yı l ı n sonundan itibaren Rus i şçi sınıfı n ı n diğer başka ayrı m lar ya­ n ı nda temelde i kiye böl ündüğü sıkl ı kla ifade ed i l ir. 1917 'de de 139) S. A. Smith , Red Petrograd: Revolution in the Factories, 19171918, Cambridge , Cambridge University Press, 1983 . 140) Gennady Shkliarevsky, Labor in the Russian Revolution: Factory Committees and Trade Unions 191 7-1918, New York, St. Martin's, 1993. Shkliarevsky fabrika komiteleri nin işçi sınıfı ndan da bağımsızlaştığını iddia etmiş ama bunu temel lendirememiş; ancak bu bağı msızl ı k ve özerkli k vurgusu için anlamlı bir tartışmayı sağlamıştır. 141) S. A. Smith , Red Petrograd: Revolution in the Factories, 191 71918 , s. 36.

84 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

i şçi sınıfın ı n yarısından fazlas ı n ı oluşturan köyl ü-işçiler, kad ı n lar ve i şgücüne yeni katı lanlar ile bunlardan daha önce proleterleşmiş, büyük oranda örgütl ü vasıfl ı erkek i şçiler arasında b i r ayrım vard ı . 191 ? 'de devrim olmasını sağlayan bütün bu farklı l ı klara rağmen i şçi s ı n ıfın ı n devrimci eylem içinde b i rl i kte hareket edebi lmesiyd i . Tam da b u noktada , David Mandel ' in Eki m Devrimi ' ne giden süreç­ te tari hyazı mının b i r bölümü nde idd i a edi ldiği gib i i şçi eyleml i l ikle­ ri n i n i rrasyonel ve körü körüne b i r tavır sergi lemediği , tam tersi ne tecridi ve temki n l i b i r eği l i m i izleyerek rad i ka l leştiği n i vurgulaması anlam l ıd ı r. 1 42 Mandel , farkl ı biçim ler ve farkl ı duyarl ı l ı klarl a da olsa Eki m ' e yaklaşı l ı rken siyasal olayları n etkis i , enflasyon ve fabrika kapatmaları gibi etken lerin vasıfl ı metal i şçi leri i le vasıfsız teksti l i ş­ çi leri n i Bolşevi kler'e destek vermek kon usunda b irleştirdiği n i ayrı n­ tı larıyla gösteri r. Hatta Eki m 'den sonra Bolşevik i ktidara dönük b i r yabancılaşma ortaya çıksa da i şç i leri n neden Sovyet i ktidarından yüz çevi rmedi kleri n i , yukarıdan aşağıya dayatı lan bir propaganda ya da zor aygıtı vurgusuyla deği l , bu farklı i şçi gruplarının tavrı ve ka­ rarlarıyla açıkl ar. 1 43 Böylece Şubat i le Eki m arası nda yaşanan N isan Krizi , Temmuz Gün leri ve Korni lov Darbesi gibi üç önem l i dönüm noktasında i şçi lerin kararların ı n nası l siyasi parti ve l iderleri bel i rle­ yebildiği n i ortaya koyar. Diane Koenker de çal ışmalarında i şçi lerin yarattıkları kurum­ ları ele a l ı r. Bugüne kadar üstünde daha fazla durulan sovyetlerin yanında fabri ka kom iteleri de bu çal ışmanı n merkezi nded i r. İ şçi le­ rin siyasi tartışmalara müdahaleleri n i , parti lerle değişen i l işkileri n i , yaygı n l aşan farkl ı türde grevleri n i ele al ı r. Koen ker' i n b i r d iğer katkı­ sı çeşitl i kurumlara hitap eden jj i şçi önergeleri " veya " işçi tekl ifleri-

142) David Mande l , The Petrograd Workers and the Fail of the Old Regime: From February Revolution to the July Days 191 7, Londra, Macmillan, 1983 ve David M andel , The Petrograd Workers and the Soviet Seizure of Power: From the July Days 191 7 to July 1918, Londra, Macmillan , 1984. 143) David Mandel , The Petrograd Workers and the Soviet Seizure of Power: From the Juty Days 1917 to Juty 1918 , özellikle sekizinci bölüm işçi lerin neden Ekim sonrasında da Bolşevikler' i ve Sovyetleri desteklemeye devam etmelerinin ardındaki mantığı anlatıyor.

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 85

n i " yan i işçi lerin aldıkları kolektif kararl arı ön plana çıkarmasıdır. 144 Böylece i şçi leri n sadece sendi ka lar, fabrika komiteleri , sovyetler, grevler ve siyasal parti ler yoluyla deği l , farkl ı biçimlerde kendi leri n i ifade etti kleri n i ve devrim sırasında siyasete çok etki l i b i r şeki lde müdahil oldukları n ı görmek m ü m kü n ol uyor. Bu da aslında Bolşe­ vikler, Menşevi kler ve Sosyal Devrimci ler' i n s iyasal m ücadele ve müdahales i n i görmezden gel meden i şçi sınıfı n ı n 1917 ' n in başın­ dan sonuna kadar siyasal bir bi l i nç ve deri n l i k gel işti rdiği ne i şaret ediyor. 145 Kendi l iğinden ortaya ç ı kan hareketl i l i k ve eylem lerin ya­ rattığı ol anakların bu şeki lde ayırd ı nda olmak, bizi 1917 Şubat ve Eki m Devrim leri ' ni ele a l ı rken Soğuk Savaş döneminin (ve bugünün) siyasal entrikalar ve komplolar söyleminden koru r. ' Ü çlü İ ktidar' tan ı m lam ası açısından işçi sınıfı n ı n yaratm ış ol­ duğu b i r başka taban hareket ve örgütlenmesi de işçi m i l isleri ve daha son ra Kızıl Muhafızlar' a evri len yapı lanmadır. Bir devrimci kriz süreci nde devletin ve öze l l i kle de onun güvenlik aygıtın ı n çözül üşü en önem l i safhalardan bir tanesidir. Asl ı nda bu , iktidarın karşısın­ da başka bir i ktidarın yükselişini ve devaml ı l ığı nı sağlayan en kriti k gel işme de sayı labi l i r. Fabri ka komiteleri gib i işçi m i l isleri ve Kızı l Muhafızlar da Şubat Devri m i ' nden hemen sonra kend i l iği nden bir şeki lde fabri ka ve işçi mahal leleri nde ortaya çıkmıştı . Bu m i l i s grupları fabrikalara sah i p çıkmak, düzeni korumak, burjuvazi n i n olası sabotajları n ı n önünü al­ mak, üretim i n aksamadan devam etmesi n i sağlamak gi bi gayelerle kuru l muştu . İ şçi sınıfı radi ka l leşti kçe ve devri mci durum deri n leşti k­ çe s i lahlı i şçi m i l i sleri , işçi deneti m i n i n en öneml i toplumsal des­ tekçisi h a l i n i a l m ı ştır. İ şçi sınıfı pol iti kleşti kçe ve Geçici H ü kümet karşısında sovyetler alternatif bir i ktidar olarak temayüz etti kçe de

144) Diane Koenker, Moscow Workers and the 191 7 Revolution , Princeton, Princeton University Press, 1981, s. 228-268 . 145) Burada and ığım ız bu l iteratürün çokça kul landığı işçi leri n kendi lerini ifade etti kleri farklı açı kl amalar ve kararlardan ve birincil el belgelerden derlenen bir l ngi l izce seçki yayımlanmış d urumda. Tek tek işçilerin sesleri veya fabrika komitelerinin karar ve açıklamaları gibi kolektif i radeleri ni görmek için bkz. Mark D. Steinberg, Voices of Revolution, 191 7, New H aven , Yale University Press, 2003).

86 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Kızıl Muhafızlar daha derl i toplu b i r devrimci güce dönüşmüşlerd i . 146 Merkezi sovyet idaresi ve siyasi organizasyonlar i le bu m i l is leri n i l i şkisi hep netame l i olmuştur. Kendi l iği nden karakteri çok önde olan s i l a h l ı i şçi birl iklerine mesafe l i yaklaş ı l m ı ş , Kızı l Muhafızlar da daha çok yerel fabri ka kom iteleri ve kentleri n m i l itan bölgeleri ndeki yerel sovyetler tarafı ndan desteklenmiştir. Diğer özyöneti m ve kitle örgütleri gibi Kızı l M u h afızlar da 1917 yı l ı n ı n yaz ayları n ı n sonunda Bolşevi kleşmiş ve Eki m ' e giden sü reçte önem l i rol ler oynamışlar­ d ı r. Sayı ları n ı n bu son aşamada i ki yüz bine u laştığı tahm i n ed i lmek­ tedi r. 1 47 Kızı l Muhafızlar 1918 yı l ı ndan itibaren yavaş yavaş tasfiye edi l m i ş , i şçi m i l i sleri öze l l i kle İ ç Savaş koşul larında Kızı l Ordu leh i­ ne ortadan kaldırı l m ı ştı r. Tüm bu tartışmalardan hareketle Eki m ' i yaratan ı n basit bir siyasi ve askeri operasyon olmadığı , aks i ne 1917 boyunca orta­ ya çıkan taban örgütlenmeleri n i n ve i şçi sın ıfı i rades i n i n devri mci­ leşmesi ve Bolşevi kleşmesi sonucunda Şubat ayı nda başlayan bir ihti ma l i n tamamına erd i ri l mesi nden ibaret olduğu rahatl ı kl a söyle­ nebi l i r. Ekim geld iğinde toplumsal olarak Bolşevi kler ve müttefi kleri zaten i ktidar ol muşlard ı . Dolayısıyla günümüzde kamusal söyleme hakim olan ' darbe ' söylem leri n i n pek bir geçerl i l iği n i n olmad ığı , Eki m ' i n tüm Rusya 'yı derinden sarsan bir toplumsal kabarışın bir merhalesi sayı l ması gerektiği açı ktı r.

Trajedi Olarak Ekim Yukarıda anıl anl arl a bağlantısı aşikar olan bir başka yaygı n yan l ı ş , devrim i n kan l ı b i r b i lançosu olduğu , siyasetin 'olağan ' i şle­ yişini , topl umsal evrim i n ' normal ' seyri n i akamete uğratarak i nsa­ n i bir trajediye yol açtığıdır. Buna göre devri m , daha doğrusu pro­ fesyonel b i r fesat şebekesi olan Bolşevi kler' i n darbesi , toplumsal anom iyi kışkırtarak bir şiddet patlaması na yol açm ış, Bol şevi kler' i n 146) Rex. A . Wade, Red Guards and Workers ' Militias in the Russian Revolution , Stanford , Stanford University Press, 1984 , s. 102-104. 147) Age , s. 196-206. Daha önceki bir çal ışmada bu rakam ancak yüz bin civarında olarak tespit edilmişti: D. N . Col l ins, "A Note on the Numerical Strength of the Russian Red Guard in October 1917 " , Soviet Studies, Vol . 24, No. 2 , Eki m 197 2 , s . 279.

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 87

açtığı Pandora ' n ı n kutusundan İ ç Savaş , terör ve kitlesel kıyımlar ç ı km ı ştır. Mesela daha önce de andığım ız Pipes için İ ç Savaş, dev­ rim sonucunda konum ları n ı yiti ren hakim sın ıfların karşı-devrimci bir reaksiyonunun ürünü olmaktan çok Bolşevi kler' i n pol iti k progra­ m ı n ı n ayrı lmaz bir parçası ve gereğid i r. P i pes , yu karıda aktardığımız " ideokratik" yaklaşı m ı n b i r tezah ü rü olarak, Bolşevikler' i n sınıf mü­ cadelesi ve s ı n ıf savaşımına i lişkin söylem ve programlarını devri m sonrası gerçekleşen İ ç Savaş' ı n müsebbibi olarak görür.148 Çünkü Bolşevikler i ktidar ol mak için savaşı bir zorunluluk olarak görürler. Böylece s ı n ıf teoris i ve Marksist pol iti ka bu ekolün gözünde i ktidar için yan ı p tutuşan , komplocu dar bir grubun şiddet arzusu olarak anlatı l ı r. Figes de yukarıda anılan ve h ayl i popüler ol muş kitabı n ı n ön­ sözünde , Sovyetler' i n başarısı olarak görü len birçok gel işmenin çok fazla sayıda i nsan ı n hayatı na mal olduğu nu vurgul ar. Bundan dolayı özell i kle Sta l i n dönemi n i n ahlaki doğası tari hçi leri n ancak Nazizm için ayırd ı kl arı teri m lerle anlamland ı rı labi l i r. Ş iddet bütün sovyet ta­ ri h i n i bi rleşti ren en önem l i halka, sovyetler adeta şiddet doğu ran bir kaynaktı r. 1 49 Devrim böylece teröre indirgenmiş olur; devrim ve terör adeta eşanlaml ıdır, b i rbirleri n i n neden ve sonucudurlar. Courtoi s için de iç savaş ve terör Bolşevi k teoriye içkindir, onu n sonucudur. Komünizmin Kara Kitabı ad l ı çal ışmasında şöyle yazar: " İ ç Savaş ' ı kuramsa l l aştı ran ve i steyen yal nızca Bolşevi kler' d i . Öğ­ reti n i n ve buna bağl ı olarak savaşla gelen yen i gelenekleri n etki­ siyle iç savaş onlar için siyasi m ücadelen i n sürekl i biçi m iyd i . " 1 50 Courtois 'ya göre , Bolşevi k öğretide " siyaset iki gücü -burjuvazi ve proletarya- karşı karşıya geti ren genel bir iç savaşa ind i rgendiği n­ den ve en şiddetl i yol lara başvurarak i ki güçten biri n i ortadan kaldır­ mayı gerektird iği nden " şiddet genel leşir. 1 51 Bol şevikler geleneksel " beni mle olmayan bana karşıdır" i l kesin i ben imserler, der. Ancak 148) Richard Pipes , Russia Under the Bolshevik Regime, New York, Vi ntage Books, 1995, s. 5-6. 149) Orlando Fıges , Revolutionary Russia, 1891-1991, Londra, Penguin, 2014, s. xvi . 150) Courtois, age, s. 989. 151) Courtois, age, s. 993.

88 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

" yen i l i k , Len i n ' in ' benimle olmayan bana karşıdır' anlayışıyla yetin­ meyi p ' bana karşı olan ölmeli d i r' anlayışını geti rmesi nde ve bu an­ l ayışı siyasi al andan başlayarak bütün topluma yaymasındadı r"15 2 d iye de ekler. Daha önce de vurgu l ad ığımız üzere, 1989 ve 1991' den sonra 1917 ve Sovyet çal ı şmaları nda yen iden bir Soğuk Savaş d i l i hakim olmaya başlar. ' Devrim ' olgusu ve kavramına karşı bir alerj i yaygın­ l ı k kazanı r. Orlando Figes de bu atmosferde best-se//er bir tarihçi olarak öne çıkar. M i ke Haynes, Figes' i Fransız Devri mi tari h i nde muhafazakar revizyon izmin en önem l i temsi lcisi olan Srmon Scha­ ma i le çalışmaların ı da Schama ' n ı n Citizens kitabıyla karş ı laştırm ış­ tı r. 153 Soğuk Savaş dönem iyle m ukayese edi l d iğinde çok daha iyi bir a raştı rmac ı l ı k ve zengin kaynak kul lanımıyla karşı karşıya olunsa da Figes metni nde kitleleri n gözü dönmüş şiddeti nden, vandal l ığı ndan , cinayetleri nden bahsetmeden duramaz . 154 Dönem i n öneml i b i r özel­ l iği olan kü ltürel indirgemeci l iğin en bayağı ifadeleri n i bu ödü l l ü ve çok öneml i ayrıntı l a rı haiz çalışmada bul mak bu açıdan manidardır. Figes Rusya'da tarihdışı antidemokratik kü ltürel özel l iklere metni boyunca s ı kl ı kl a döner. Şiddetin ve sertl iği n Rusya ' n ı n doğası ol­ d uğunu düşündüğü çok netti r. H atta çal ışması nın sonlarında özcü bi r değerlendirmeyle '' Rusların kendi tari hleri n i n istibdad ı n ı n esi ri oldukları n ı " bel i rtmeden edemem işti r.155 Son dönemi n önem l i Rusya tari hçi lerinden Peter H o l q u i st' i n d e altı n ı çizd iği gi bi b u tarz yoru mlama biçim lerinde şiddet, as­ l ı nda b i rb i riyle çel i ş i r b i r biçimde hem Rusya ' n ı n özgün 'Asyatik' kü ltüre l atmosferi n i n bir netices i olarak sunu l u r hem de Mark­ s i st/Len i n i st s iyaseti n b i r gereği ol arak yan sıtı l ır. 156 Holqu i st şid152) Courtois, age, s. 994. 153) M i ke Haynes , " Liberals, Jacobins and Grey M asses in 1917 " , History and Revolution: Refuting Revisionism , der.: M ike Haynes and Jim Wolfreys, Londra, Verso, 2007, s. 94. 154) Buna tipik bir örnek için bkz. Orlando Figes, A Peoples's Tradegy: A History of the Russian Revolution , Londra, Penguin, 1998, s. 188. 155) Age, s. 808. 156) Peter Holquist, "Zorba Rusya , Ö lümcül Marksizm? Şiddet Çağında Rusya (1905-1921)" , Türkiye Günlüğü , S. 132, Güz 2017 , s. 2 7-47 ( Türkiye Günlüğü dergisinin Yüzüncü Yıl ında Bolşevizm Özel Sayısı).

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 89

dete i l işki n özcü kü ltürel açı klamalar i le ideoloj i üzeri nde dura n yaklaşı m ları e leşti rip ş iddeti devrim tari h i i ç inde bağla m laştı rsa d a R usya ' n ı n şiddetle i l i şkisin i n b i ri c i k olduğu tezin i sorgul amaz. H atta Batı l ı büyük devletleri n ş i ddeti gene l l i kle kendi kolonyal m ü l klerinde uygu l ad ığı n ı , a ncak Rusya ' n ı n bunu ken d i öz toprakla­ rı nda uygu l adığı n ı n a ltı n ı çizer. Ustel i k de Paris Komünü ' n ü ve b i r ' s ı n ıf kırı m ı ' n ite l iği taşıyan kom ünarların katled i l iş i n i anmasına ve dolayısıyla bu had i seyi bi l mesine rağmen . Holqu i st çal ı şma­ sında hiçbir şeki l de Rusya 'da ş iddeti n olağanüstü b i r n ice l i k ve n itel iğe sah i p olduğu yargıs ı n ı teme l lend i rmez ve kan ıtlamaz. Bu bi lgiyi veri kabul eder. Bu anl amda akade m i k dünyada ' çığı r açıcı ' sayı l an makalesi basmaka l ı p varsayı m ları tekrar eder. H atta ma­ kalesine muhtemelen bi r ' savu n m a refleks i ' olarak ' Bo lşevi kler' i norm a l leşti rmeye ' çal ı şmadığı vu rgusuyla son verir. Devrim i n şiddetle özdeş kı l ı nması radi kal toplumsal değişim gi ri ş i m leri n i geçm işte olduğu kadar şi mdide de itibarsızl aştı rman ın bel ki de en etki l i yol udur. Sonuçta , Kristin Ross ' u n ifadesiyle " Bu genel leşti rici yorum a göre terör, toplumu sistemati k bir şeki lde de­ ğişti rmek i steyen her itkinin içine her zaman çoktan sızm ıştır. [ . . . ] Değiş i m fikri n i n kendisi doğrudan , tartışmasız b i r d izi total iterliğe doğru götürü r bizi . Tı pkı terörü n 1789 ' un zorunlu geleceği olması gib i , yüzyı l lar sonraki Sovyet total iterliği ve Gulag da -ve neticede Pol Pot- Fransız Devri m i ' n i n zoru n l u geleceğidir. " 1 57 Bu gibi şiddet anlatı l arında Len i n ve Bolşevi kler, Jules Verne' i n Doktor Ox'un Deneyi ad l ı hikayesi nde kendi çı lgı n deneyi için tüm bir kasaba halkı n ı kobay olarak ku l lanan Doktor Ox' un rolünü oy­ narl a r. Dr. Ox ve asi stanı Gedeon Ygene, saki n , sessiz b i r taşra kasabasını güya ayd ı n l atmak için bir proje gel iştiri rler. Ancak ger­ çekte amaçları , oksij eni n i nsan ve hayvanlar üzeri ndeki etki leri n i ölçmek i ç i n kitlesel b i r deney gerçekleşti rmektir. Ox, i nşa etti rdiği gaz sistem iyle sözde aydınlatmak için kasabaya büyük m i ktarda ok­ sij en pompalar. Sonuçta o barışç ı l kasabadan eser kal maz, büyük m i ktardaki oksij en i n etkisindeki ahali saldı rganlaşmaya , en ufak ve­ si leyle birbiri ne girmeye başlar, şiddet olayları kontrol edi lememeye 157) Kristin Ross, Mayıs 68 ve Geriye Kalanlar, s. 225.

90 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

başlar. 1 58 İ şte Pipes, Courtois - ve benzerleri için Leni n ve Bolşevi k­ ler, Doktor Ox' un şiddet ve sald ı rgan l ığı kışkırtan deneyin i Rusya ölçeğinde uygulamaya gi riş i rler. Deneyde kul l an ı l an bu kez oksij en değil , Len i n ' i n (ya da M arx ' ı n ) aşı rı l ı kçı fi kirleridir. M i ke Haynes , Rus ve Fransız devrim leri ne i lişkin tarihyazı­ m ı nda topl umsal hareket ve popüler protesto biçim leri n i man i püle edi lmiş ' ka l abal ı kları n ' ya d a 'güruhun' kontrolsüz, i rrasyonel ey­ lemi ve dizginsiz b i r öfken i n patlak vermesi olarak gören seçkinci­ muhafazakar yaklaşıma geri dön ü ldüğünü vu rgu l ar. 1 59 Kolektif bir h i steri , meden i toplumu felakete sürükleyen b i r barbarl ı k gösteri­ s i , bir ' sosyal patlama' olarak devrim fikri oldukça eskidir elbette. 'Ayakların baş olmaya' cü ret ettiği devrimci kırı lmalar, haki m sınıf ve onu n muhtel if kanaat önderi ve kalem erbabınca i rrasyonel bir kargaşa olarak temsil edi l i r. Bu yaklaşımın en klasi k örneği el bette Gustave Le Bon 'dur. 1 60 Onun " kalabal ı kl ar" yaklaşı mı kitle hare­ ketleri n i n , topl umsal mücadeleleri n ve sınıf hareketleri n i n ortaya çı ktığı ve örgütl ü bir seferberl i k h a l i n i aldığı b i r çağda seçkin leri n ve egemen lerin korku ve h atta tiksintisini ifade ediyord u . Le Bon ' a göre zaten toplu l u k içinde hareket eden birey i nsanl ığı ndan çı karak bir hayvana, b i r vahşiye dönüşüyordu . 161 Bundan dolayı d a kitleler ancak yı kıcı rol ler oynayabi l iyorlard ı . Kal aba l ı klar mutlaka aşırı l ı k içinde o l u rl ar. Toplumsal hareketler ve devri mci kal kışmalar da an­ cak birer çılgı n l ı ktı r. i rrasyonel l i k ve vandal izmden başka b i r şey deği l lerd i r. Çünkü toplumsal hareketlerde akı l devreden çı kar, içgü­ düler devreye gi rer. Le Bon ' un seçkinci bakış açısı devrimlere i l i şkin egemen leri n bakış açısına, daha doğrusu devrim korkusuna çok iyi 158) Jules Verne, Doktor Ox'un Deneyi, çev.: Alev Özgüner, l stanbul , Türkiye iş Bankası Kültür Yay. , 2016). 159) M i ke H aynes, "The Return of the Mob i n Writing on the French and Russian Revolutions " , Journal of Area Studies, 6:13, s. 56-81. 160) Gustave Le Bon 'un devrim ve toplumsal hareketler l iteratüründeki yerine i l işkin daha ayrıntı l ı bir değerlendirme için bkz. Y. Doğan Çetinkaya, "Tarih ve Kuram Arasında Toplumsal Hareketler" , Toplumsal Hareketler: Tarih, Teori ve Deneyim , der. : Y. Doğan Çetinkaya, İ stanbul , İ letişim Yay. , 2008, s . 28-30 . 161) Gustave Le Ban , Kitleler Psikolojisi, l stanbul , Timaş Yay. , 1999, s. 26.

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 9 1

bir örnek teşki l eder ve o ruh hali n i n daha sonra sofistike söylem­ lerle gizlenmeye çalışan açı k sözlü , adeta çıplak hal i n i temsi l eder. Le Bonvari kitle korkusu ve hal isane n iyetlerle başlasa d a her devri m i n neticede b i r kan banyosu n a yol açacağı görüşü, gü­ n ü m üzde şaşı rtıcı b i r yaygı n l ı k kaza n m ı ştı r. Christopher Nolan ' ı n yönettiği 2012 tari h l i Batman: The Dark Night Rises fi l m i , devrim ve ş iddet i l işki s i ne d a i r hakim görüşler üzerine iyi ve popüler b i r örnekti r. Fi l mde Batm an ' i etkisiz h a le getirerek Gotha m şeh ri n i ortadan kaldı rmaya çal ışan Bane adl ı m aske l i can i , Gotham ahal i­ s i n i şehri yöneten seçki n lere karşı ayaklan d ı rı r, onları " şe h i rleri n i geri a l m aya " çağı rı r. Bane tıpkı Bolşevi kler ya da Jakoben ler m i­ sal i kendi kara n l ı k amaçl arı içi n kitle leri m a n i püle eder ve onları top l u m u n tüm saygı n kuru m l arı na karşı harekete geçi ri r. Bane ' i n çağrısına uyan ahali zengi n lere s a l d ı rı r, onları n mal varl ığı n ı yağ­ malar, kenti n ' kaymak tabas ı n ı ' top l u i nfazlarla ortadan ka l d ı rı r. Devrim mahkemeleri kuru l ur, pol i s s i l ahsızl a nd ı rı l ır, Basti l le ya da Petropavlosk örnekleri nde olduğu gi b i hapi shaneler bas ı l ı p mah­ kumlar serbest b ı rakı l ı r. Ayaklanma kolektif b i r h i steri , yağma , h ı rs ızl ı k, cinayet ve tecavüz ç ı lgı n l ığı olarak cereyan eder. Sonuç, kenti tal an , toplu c i nayet ve terörle karşı karşıya b ı rakan dehşetli bir kaostur. Occupy Wal l Street hareketi n i n hemen ard ı ndan gös­ teri me gi ren fi l m , halkın (% 99 ' u n) seçki n lere (% 1'e) karşı popü ler b i r demokrasi arac ı l ığıyla kentsel mekanı ele geçi rme gi ri ş i m i n i kan l ı b i r trajed i , b i r fe laket olarak resmeder. Buna göre , toplumsal duru mu rad i kal bir biçi mde iyi leşti rmeye dönük her gi ri ş i m gi bi , Bane ' i n öncü l üğündeki Gotham ayaklan ması da a k ı l d ı ş ı b i r şiddet patlamasına yo l vermeye yazgı l ı d ı r. 1 62 Devrime i l işkin açıklamalarda şiddete başrol veri l mesi , bir ' kara kalabalı klar' korkusunun ifadesi olduğu kadar yapısal şiddet biçimleri ne dair b i r körlüğün de son ucudur. i nsan toplumları yapı­ sal , sürekli leşmiş ve kurumsallaşmış haki m iyet ve sömürü i l işki­ leri nce bölü m lenmiştir. Haki m olan gruplar, bu yapısal pozisyon­ ları , yan i toplumsal i l işkilerin yapı lanışı ndaki kon u m ları dolayısıyla 162) Fi lmin eleştirel bir okuması için bkz. Slavoj Z ifok, "The pol itics of Batman " , https://www . newstatesman .com/culture/culture/2012/08/ slavoj-%C5%BEi%C5%BEek-pol itics-batman

92 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

hakimiyet a ltında olan grupları ş iddete tabi tutarlar yahut sürekl i şiddet tehdidi a ltında bul undururl ar. Toplumsal i l i şki lerin h iyerarşi k yapısı ancak kurumsal laşmı ş şiddet ya d a şiddet tehdidi arac ı l ığıyla i nşa edi l i r ve yeniden ü reti l i r. Devrim i kör ş iddeti n haki m olduğu b i r trajedi olarak resmeden lerin kah i r ekseriyeti , hakim grupları n sürekl i ve kurumsal laşmış o l a n ve mevcut tahakküm ve sömürü i l işki leri n i ebedi kıl mak için uygul ad ı kları ş iddet biçimleri n i 'olağan ' ya da ' doğa l ' kabul ederler. Mark Twa i n , Kral Arthur'un Sarayında Connecticut'lı Bir Yankee adl ı romanında bu körl üğü etki leyici bir açıkl ıkla ortaya koyar. Twa i n , Fransız Devrim i bahsinde (sadece bi­ rinden devri m i n soru m l u olduğu) bir deği l " i ki terör hükü mdarl ığı " olduğunu hatırlatır: " b i ri yakıcı tutkul arla cinayete neden oldu , di­ ğeriyse kal psiz soğukkanl ı l ı kl a ; b i ri sadece b i rkaç ay sürdü , d iğeri binlerce yı ldır devam etmektedi r; biri binlerce insan ı n üzerine ölüm kustu , d iğeri yüz m i lyonlarca ; ancak b izim titremelerim iz sadece kü­ çük terörün , deyim yerindeyse anl ı k terörün dehşetine daird i r; fakat baltayla hızlı bir ölümün dehşeti , açl ı ktan , soğuktan , horgörmeden , gaddarl ı ktan ve hayal kı rıklığından ömür boyu süren ölümün dehşeti karşısında ned i r ki? B i r şeh i r mezarl ığı , hepi m izin özen le ü rpermeyi ve yası n ı tutmayı öğreti ldiği m iz kısa terörün doldurduğu tabutları sığdırabil i r; ancak diğer daha eski ve gerçek terörün , h içbi ri m izi n onun geni ş l iği n i görmeyi ve ona hakettiği merhameti göstermeyi öğreti l mediği m i z bu konuşulamayan , acı ve ahmakça terörü n dol­ durduğu tabutlar tüm Fransa'ya zorlukla sığd ı rı l ab i l i r. " 163 Bu kasıtlı körlü k neticesi nde mesel a Çarl ı k i stibdadı n ı n Rusya 'yı C i han Harbi denen mezbahaya sürükleyerek 6 m i lyon i n­ san ın katl i ne sebep olm ası ' normald i r' . Ernest Mandel şöyle yazar: " Savaş öncesinde kamçıya , sayısız idamlara ve sürgünlere , bar­ barca baskı lara (katl iamlara) ve kitlelerin açl ığına dayanan yönetim ' normal ' ol uyor da bu kötü l ü klere karşı kitleleri n isyanı , 'toplumun normal bağların ı n ' çöküşü m ü o luyor? Esaret ' normal ' , esarete karşı i syanlar ' akı lsızca i şlenen cinayetler ve kargaşa' mıydı?" 164 163) Slavoj Zizek, "The Dark Matter of Violence or Putting Terror in Perspective" , Soph ie Wahnich, in Defence of Terror Liberty or Death in the French Revolution içinde, Londra , Verso, 2012, s. XIV. 164) Ernest M ande l , Ekim 191 7: Darbe mi Sosyal Devrim mi?, s. 68.

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 93

Şubat Devrim i savaşı n yüz otuz beşinci haftası nda patlak vermi şti . Ekim Devrim i ise savaşın yüz yetmişinci haftasında cereyan eder. Aradaki i ki yüz e l l i günde, ki mi tari hçi lerin devrimci bir şiddet pat­ l aması yaşandığın ı öne sürd üğü Rusya içi nde aşağı yukarı i ki bin beş yüz kişi ölür. Ayn ı dönemde devam etmekte olan savaşta ise bir buçuk m i lyon kişi daha ölecekti r. Şiddet ve kitlesel ölümlerden kimin (devrim i n mi savaşın m ı ) sorumlu olduğu sorusunun (eğer i l l a rakamalara vuru lacaksa) cevabı açı ktı r. 165 lsaac Deutscher de bu hususta benzer b i r yorumda bulunur: " Eski düzende Rus kırsal kesim i , tıpkı eskiden Çin 'de ve bugün hala H i nd istan ' da olduğu gibi , dönemsel olarak kıtl ıkla karşılaşırdı . Kıtl ı klar arasında kalan sürelerde de, sayısı b i l i n meyen (istatistikler­ de hesaba katı lmayan ) mi lyon l arca köylü , bugün birçok azgel işmiş ü l kede hala olduğu gibi , besi n yetersizl iğinden ve hastalıktan ölüp giderd i . Eski sistem , köylü lere karşı , Stal i n ' i n hükümeti nden daha az gaddar sayı l mazd ı ; ancak o dönemin gaddarl ığı , bir ahlakçının duyarl ı vicdanı n ı n bile kabul lenmeye yatkın olduğu doğal d üzenin bir parçası gibi görünürd ü . " 166 Domenico Losurdo, Bolşevik devri m i bir salgına (spesifi k olarak Dünya Savaşı son rasında çok can alan İ spanyol gribine) benzeten tarihçi N i a l l Ferguson gibi lere şöyle ya­ n ıt verir: " Ferguson ve bugünün hakim ideoloj isi için şüphe yoktur: Sömürgeci baskı ve d ünya savaşı n ı n kan banyosu normal l i kle hatta psi koloj i k açıdan sağl ıklı olmakla eşanlaml ıyken Ekim Devrim i -bü­ tün bunları n aksine- salgı n ı , del i l iği n yayı lmasını temsil eder. " 167 Marx, Paris Kom ü n ü ' nün kan la bastırı lması esnasında komü­ narlarca bir savunma eylemi olarak kim i binaları n yakı lmasını b i r barbarl ı k sayan burjuva bas ı n ı n ı n ikiyüzlü l üğüne karşı feryat eder­ ken aynı noktayı vurgu lar. " Savaştan sonraki yığınsal i nsan kırı m ı­ na gön ü l hoşl uğuyla bakan tüm d ünya burjuvazisi , tuğl a ve harc ı n 165) M ike Haynes, "Violence and Revolution i n 1917 " https://www . jacobinmag.com/2017 /07 /lenin-trotsky-russia-1917-war-wwi 166) lsaac Deutscher, Bitmemiş Devrim Rusya 1917-1967, çev. : Orhan Koçak, Belge Yay. , l stanbul, 1990, s. 79. 167) Domenico Losurdo, "What does the Russian Revolution mean to you?" , https://www .versobooks. com/blogs/3235-what-does-the­ russian-revolution-mean-to-you?discount_code=RussianRevolution

94 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

değerin i n b i l in memesi karşısında tiksintiyle i rki l iyor! " Marx'a göre bu i kiyüzlü lük ti piktir: " Düzen partisin i n kendi kan alemlerinde kur­ banlarına çalmaktan h içbi r zama n geri kal m ad ığı bütün bu kara çalma kon seri , sadece günümüz burj uvasın ı n kend i n i , plebe kar­ şı kendi e l i ndeki her türlü si lahı hakl ı göre n , oysa plebin e l i ndeki en küçük si lahın bile kendi l iğinden bir suç oluşturduğunu düşünen eski zamanlar baronunun törel kalıtçısı olarak gördüğü n ü ortaya koyuyor. " 168 ' Komünizmi n suçları n ı n ' çetelesini tutmaya iştahla soyunan­ lar, iş ' kapital izm i n suçlarına' gel i nce sessizd i rler. Bu sessizl i k, yapısal ya da sistemik şiddet karşısındaki körlükle alaka l ıd ı r. M i ke Davis, 19 . yüzyı l ı n son çeyreğinde , M ısı r'dan H i ndistan ve Güney­ doğu Asya 'ya çok gen i ş bir coğrafyan ı n dünya kapitalist sistemine zorla dah i l edi l meleri n i n nasıl bi r i nsani felakete yol açtığın ı aktarı r­ ken bu ' körl üğü n ' öze l l i kle altı n ı çizer. Kapital ist dünya sistem i n i n ekonomik ve siyasal yapıları içine çeki len m i lyonların açl ıkla karşı karşıya gel iş i , 'doğa l ' bir katastrof deği l , Smith , Bentham ve M i l l ' i n i l keleri n i n hayata geçi ri l mes i n i n eseriyd i . Ancak sosya l izm/komü­ nizm söz konusu olduğunda ' ideokratik' yaklaşım geçer akçeyken iş l i beral kuramcılara geldiği nde değişir. M ilyonlarca i nsan ın açl ı k­ tan kı rı l m ı ş olması bir suç deği l , sahi psiz ve öznesiz mekanizmala­ rın (mesela tahı l piyasaları n ı n ) 'doğa l ' işleyişi olarak görül ü r. Oysa açl ı k bel l i i l keleri n , bu i l keleri geçerl i kı lmaya dönük bir pol itikanı n , b u pol iti kayı prati kte uygu lamaya dönü k somut mekanizmaları n eseriyd i . Tarihyazım ı nda b u suçları n kapitalist modern l iğin tari h i n i n bir parçası ( M i ke Davi s ' i n deyim iyle " üçüncü dünyanı n açl ı kla i nşa­ sı " sü reci ) sayıl mamaları , dolayısıyla da görünmez kı l ı nmaları , hep bu körlük, başka bir deyişle bel i rl i bir görme biçi m i n i n eseridir. 169 Barrington Moore bu ' körlüğü ' şöyle tarif eder: " Spartaküs' ü n zaman ı ndan başlayı p, Robespierre ' den geçerek günümüze gelene dek, baskı altı ndaki leri n eski efend i lere karşı güç ku l lanmış olma168) Kari Marx, Fransa'da iç Savaş , çev.: Kenan Somer, İstanbul , Sol Yay. , 1991, s. 78-80. 169) M i ke Davis , Üzerinde Güneş Batmayan Katliam El Nino Kıtlık/an ve Üçüncü Dünyanm Açlıkla inşası, çev . : Umut Haskan, İstanbu l , Yordam Kitap , 2009.

Ekim ve Galat-ı Meşhurlar 1 95

l an , hemen hemen evrensel b i r kı namaya kon u olmuştur. Bu arada ' normal ' toplumun her gün uygu ladığı baskı l ara , tarih kitapların ı n çoğunda, geri planda , bel l i bel i rsiz deği n i l i p geç i l i r. "17 0 Rad i kal top­ l u msal değiş i m arzusunun ve kopuşun muhakkak şiddete götürdü­ ğü vurgulan ı rken toplumsal sürekl i l iği n bedel i bütünüyle es geçi l i r. Oysa kü ltü rel ve toplumsal sürekl i l iği tem inat altına alma, yan i bel l i hakimiyet i l işkileri n i sürekl i kı l m a çabası şiddetten azade değildi r. Sözü yine Moore ' a bıraka l ı m : " Bi r değerler sistemini sürdürebi lmek ve aktarabi l mek için i nsan lar yum ruklanı r, iti l ir kakı l ı r, tutukevine yol lanır, toplama kamplarına atıl ır, kandı rı l ı r, rüşvetle satı n a l ı n ı r, kahraman yapı l ır, gazete okumaya özendi ri l i r, bir duvar d i b i ne d i ki l i p kurşunlan ı r, hatta bazen onlara sosyoloj i öğretil ir. " 171 Böylece toplumsal h iyerarşi ve ayrıcal ı kları berdevam kı l maya dönük ' sistemik' şiddet görünmez kıl ı n ı r ya da normal leşti ri l i rken bu h iyerarşi leri hedefleyen ' karşı-şiddet' tüm i nsani acı ların kayna­ ğı olarak sunul ur. Asl ı nda sosyal izm neredeyse başından itibaren ayakları n baş olmasıyla ' medeni topl u m u ' yı kacak modern barbar­ l ı k biçimi olarak tasawur edi lm işti r. Sosyal izm i n refah ve uygarl ığı tehdit eden şeytan i (çoğu kez m aymun biçi m l i ) , vahşi bir yaratı k olarak temsi l i çok eskid i r ve Ekim son rasında Bolşevik karşıtı pro­ pagandayı büyük ölçüde bel irleyecekti r. Bolşevik karşıtı afi şleri n ezici çoğun l uğunda Bolşevik, i nsanl ığı tehdit eden kana susamış bir canavar olarak temsi l edi l i r. H atta zamanla i nsan l ığı temsi l eden canavar olarak Bolşevizm i mgesi n i n boyut ve kapsam ı i se giderek büyür. Oyle ki Bolşevizm koca koca şehirleri , hatta bütün dünya­ yı tehdit eden b i rer mega canavar i mgesine dönüşür. Bolşevizm dev b i r hayvan , i l ke l , içgüdüsel , i rrasyonel , kontrol ed i lemez b i r güç olarak temsi l i , yukarıda andığım ız ' kara kalaba l ı klar' korkusuyla bağlantı l ıdır elbette. Bolşevizm bu afişlerde 1933 yı l ında gösterime gi ren ve perdedeki i l k büyü k canavar klasiği sayı lan , " bir yandan antisosyal güçleri romansa ve m aceraya yön lendi rirken bir yandan 170) Barrington Moore , Diktatörlüğün ve Demokrasinin Toplumsal Kökenleri Çağdaş Dünyanın Yaratılmasında Soylunun ve Köylünün Rol ü , çev. : Şirin Teke l i , Alaedd in Şene l , Ankara , i mge Kitabevi , 2003, s. 582. 171) Barrington Moore, age, s. 562.

96 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

da kalaba l ı kların hayvani si mgesi n i n i hai b i r yeni lgiye uğrarken gös­ teren eğlencel i k bir fi l m " olan King Kong gibid i r. " Kong kocamand ı r, 'ev kadar büyüktür' . Esi r a l ı n ı p ' uygar' New York ' a getirildiğinde , bu devasa , hayvan i güç isyan edi p daha yen i Komünist Man ifes to'yu okumuş bir devrimci proleter gibi zincirleri n i kı rar ve sahneye eğlen­ d i rmek içi n çı karı ldığı iyi giyi m l i seyirci lere dehşet salar. New York sokakları n a dalan Kong tıpkı cinnet geçi ren b i r güruhun yapacağı gibi bir treni paramparça eder. [ . . . ] ' Uygarl ığa' öfkelenen Kong, i kti­ dar yapı larını tehdit edecek kaba güce sah i pti r. " 172 Ancak (Ki n Kongvari) kan l ı b i r çı lgı n l ı k nöbeti olarak devrim i m­ gesi , hiç de Beyaz Rus propaganda afişleri nde ya da Soğuk Savaş devri antikomünist propagandasında kalmış b i r şey değildir. 1997 tari h l i müzikal bir anime fi l m olan Anastasia , böyle b i r i mgenin çiz­ gi leri n d ünyası nda bile ne kadar baskın olduğunun iyi b i r örneği­ d i r. Ani me fi l m , ai lesi n i n i nfazından kurtu lduğu iddia edi len Grand Düşes Anastasia N i kolaevna m iti n i can landı rır. Esas i lgi nç olan noktaysa çizgi fi lmde Rus devri m i n i n cereyan edi ş biçimine i lişkin yorumdur. Buna göre Çarl ık ailesiyle bozuş u p gözden düşen Ras­ puti n, Çar' dan i ntikam almak için ruhunu şeytana satar ve böylece büyü k güçler elde eder. Rasputin bu güçlerle Çar ve ai lesini lanetler ve Rus hal kı n ı n içine fesat toh u m l arı eker. Rasputi n ' i n lanetl i büyü­ sünün tesi ri nde kal an o uysal ve masum Rus halkı bir anda gözünü kan bürümüş ç ı lgı n lara döner ve devrim de böylece gerçekleşir. Rasputin konusu hem yürüttüğü müz tartışma hem de 1917 söz kon usu olduğunda b i raz daha i lgiyi hak eder. Z i ra bu gizem­ l i d i n adam ı , Rusya ve 1917 Devri m i ' ne atfed i len 'Asyati k' akı l d ı şı l ığı n hep çok i lgi uyan d ı rm ı ş b i r örneği olarak sunu l mu ştur. Anastasia fi l m i nden çok önce , daha 1917 yı l ı nda, yan i Ekim ön­ cesi nde çeki l m i ş b i r fi l m , Rus Devri m i ' n i Rasputi n ' i merkezi ne al arak a n l atıyord u . 6 Eyl ü l 1917 'de çeki len ve Herbert Brenon tarafı ndan yöneti len Romanov/ann Düşüşü ad l ı sessiz fi l m i n alt başl ığı , " Rasputi n ' i n eski sırdaşı l l iodor i le "yd i . Fi l m i n afi ş i nde ise hanedan deği l Rasputin b u l u n uyordu . Sessiz fi l m i n konusu da Şu bat Devri m i ' nden hemen önce Rasputi n ' in Çar ve ai lesi üstü n172) Susan Buck-Morss , Rüya A temi ve Felaket Doğuda ve Batıda Kitlesel Ütopyanm Tarihe Karışması , s. 192-194.

Ekim ve Galat-1 Meşhurlar 1 97

deki etkis i ne dai rd i . Fil m her ne kadar Ekim Devrim i ya da hane­ danı n i nfaz edi lmesi gib i gel i ş melerle sürekli günce l le n mi şse de devri me yaklaşı m ı pek değişmemi ştir. Yan i devrim i n kitleler ve i şçi s ı n ıfı tarafı ndan deği l de b u tür ' ka ranl ı k ' şahsiyetleri n yapı p ettikleri üzerinden o ku nması , devrim gün lerine kadar geri gider. Rasputi n ' i n de müstesna b i r yeri vard ı r bu a n l atıda. Devrimden sonra merkezine Rasputi n ' i koyan benzer anlatı l arl a karş ı l aşmak i şten b i le deği l d i r. Mese l a devrimden kaçmı ş Prenses Catheri ne Radziwi l l ' i n 1918 yı l ı nda yayım la n an kitab ı , devrim üzerine çok oku n an anlatı ları n baş ı nda gel iyordu ve başl ığı dah i yaklaşı m ı n ı e l e veriyord u : Rasputin ve Rus Devrimi.173 Rasputin ' i n yönetic i s ı n ıfl ar arasında Romanovlar' ı n prestij kaybetmes inde e lbette bel l i b i r yeri vard ı r. Bu anlamda devrim tari h i nde de s ı kl ı kl a adı geçer. Bi l i nd iği üze re i l . N i kola ' n ı n tek erkek oğlu Aleksey doğuş­ tan hemofi l i hastasıyd ı . Çariçe Aleksandra oğlu n u n hasta l ığın ı iyi ettiğine ve ağrı ları n ı m i stik gücüyle d in d i rd iğine i nandığı için R asputi n 'e sarayda özel b i r yer verm i şti . H anedan içinde özel b i r güç kazanması neden iyle yönetici seçki n ler arasında Ç a r ve özel­ l i kle de Çariçe 'ye karşı tepki lere neden olmuştu .174 Bu d u ru m , b i r­ çok yorumcuyu Rasputin ' i n haneda n ı n i m aj ve itibarı nda yol açtığı zaafı n devrim i n önünü açan faktörlerden öne m l i b i r tanesi olduğu fikri ne sevk etmi şti r. U ste l i k bu görü ş , şaş ı rtıcı b i r kal ıc ı l ığa sahi p o l m u ştur. Mesela daha önceki sayfalard a andığı m ız , 197 1 tarih l i Nicholas and Alexandra adl ı fi l mde , Rasputin ' i n sarayla bozuştuğu haberi n i a l an Len i n ve arkadaşlarını n , '' Rasputi n Petersburg' da b i r Bolşevi k ordusu değeri ndeyd i " d iye hayıfl a n ı rken izleriz. Devrim sı rası ve sonrasındaki şiddet, ne Rusya ' n ı n (Rasputin­ vari) i rrasyonel , mistik ve ' barbarca' gelenekleriyle ne de Marksi st kurama atfedi len kimi i l kelerle açıklanab i l i r. Ekim Devrim i , on m i l­ yonlarca emekçin i n egemen sın ıfl arın çı karları uğrun a kardeşleri n i n kanı n ı döktüğü devasa b i r savaşı n yarattığı yı kıma karşı b i r tepkiyd i . 173) Catherine Radziwil l , Rasputin and the Russian Revolution , New York, John Lane Co. , 1918. 17 4) Rex A. Wade, The Russian Revolution, 1917, Cambridge , Cambridge University Press, 2017 , s. 20-21; Orlando Fıges, A Peop/es 's Tradegy: A History of the Russian Revolution , s. 32-34.

98 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Sanılanın aksine ne Şubat ne de Ekim Devrimleri büyük kan i i ha­ diselerle cereyan etmi ştir. Hatta Şubat, Ekim 'den çok daha kanl ı olaylann yaşandığı bir episoddur. Şubat sırasında Petrograd 'da­ ki çatışmalarda yaklaşık bin beş yüz kişi hayatın ı kaybederken Ekim 'de Petrograd 'daki ölü sayısı on beşti . Ekim kesinli kle kör bir şiddet patlaması deği ld i . Bizzat Geçici H ü kümet' i n Harbiye Neza­ reti , son açıklamalarından biri nde bu hususu şöyle itiraf ediyord u : " İsyancı lar düzen ve disipl i n i muhafaza ediyorlar. H içbi r tahri bat ya da pogrom vakası söz kon usu olmamıştır. Tam aks i ne isyancıların m üfrezeleri yağmacı askerleri gözaltına almıştır. " 175 Devrime şiddet bulaşmas ı , tam da karşı-devrim i n ü lkeyi İ ç Savaş'a sürü klemek­ ten çekinmemesi ve emperyalist müdahalelerle gerçekleşir. 1918 başında devrim mutlak b i r başarıya ulaşmış görünüyord u . Ancak Büyük Güçler hemen kapı lannda başarıl ı bir devrimci kal kışmaya tahamm ü l etmeye n iyetl i deği l d i . Onların teşvik edi p donattığı karşı­ devrimci güçler ve doğrudan emperyal ist işgal , Troçki ' n i n ifadesiy­ le " Devrim i n de gaddar olmayı öğrenmesini " getirecekti . Ustelik, Avrupa'da öze l l i kle de Almanya 'da beklenen devri m lerin başarıya u l aşamaması neticesinde devrim i n yal ıtıl ması ve geri çekilmesi so­ nucu dünya h ızla yirmi küsü r yıl içeri si nde yen i bir kan denizin i n eşi­ ğine gelecekti r. İ leride daha ayrıntıh tartışacağımız üzere, savaş ve yıkım devrim i n deği l , tersine devri m i n gerçekleşememesin i n , yarıda kalmas ı r n n ürünüyd ü .

175) Mike Haynes, "Violence and Revolution i n 1917 " .

2

DEVRİM: BİR DAHA ASLA?

..

Eric Hobsbawm , 1996 yı l ı nd a yaptığı ve ·· Rus devri m i n i n tarih i­ n i yen iden yazab i l i r m iyiz? " b aş l ığı n ı taşıyan konuşmasında, SSCB ' n i n dağı l ma s ı n ı n a rd ı nd a n Sovyet arş ivleri n i n açı l m ı ş ol­ m ası n ı n devri m i n tari hyazı m ı üzeri nde o l u m l u b i r etki yaratacağı umudunu ifade eder. Ona göre artı k devri m i n .. daha iyi ve daha eks i ksiz" bir tari h i n i yazma n ı n o l anakları ortaya çı kma ktadı r. 1 Fa­ kat b i r önceki böl ümde de ifade ettiği m iz üzere , bu konuşman ı n üzeri nden geçen yirm i yı lda R u s devri m leri üzeri ne geç m işte b i r heyu l a gib i çökmüş gal at-ı meşhu rl arın gücünde b i r e ks i l me olmak bir yan a b u n l a r giderek daha yaygın bi r kabule m azhar o l ab i l m i ş­ tir. Adı n ı i ster i stemez s ı kça andığım ız Alexander Rabinowitch , bu d u ru m u , .. Petrograd ' d aki Ekim Devri m i parlak b i r şeki lde örgütlen­ m i ş , Len i n ' in dahice önderl i k ettiği ve Alman l a r ' ı n bol keseden fin anse ettiği s ı kı b i r profesyonel devri mci ler teşki l atı tarafından , h a l k desteği o lmaksızı n gerçekleştiri len b i r askeri d a rbe olara k görü l müştür pek çokl arınca. Batı l ı · revizyoni st' sosyal tari hçi leri n 1970' 1er ve 80' 1erde zayıfl attığı bu yorum , gizl i l iği kald ı rı la n Sov­ yet arş ivlerinden elde edi len yen i bi lgi ler revizyo n i stleri n b u lgu la rı1) Eric Hobsbawm , Tarih Üzerine, çev. : Osman Akınhay, Ankara, Bilim ve Sanat Yay. , 1999, s. 365-369.

100 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

n ı desteklediği halde, Gorbaçov döne m i son u nd a Sovyetler B i rl iği dağı l d ı ktan son ra yen iden canl a nd ı " d iye özetler. 2 Tarihçi Kevin M u rphy de bu paradoksa l d u ruma i şaret eder. Arşivlerin açı l ması n ı n yarattığı kayna k bol l uğuna dayanarak yapı­ l acak ciddi çal ışm a ları n (öze l l i kl e de l iderlerin eylemleri ve büyü k s iyaseti n vitrin inde cereyan ede n lerle yetin meyi p ' aşağıdan ' bir perspektifi devreye sokan çal ışmaları n ) , aslında tarihyazım ını ' sola' doğru itmesi gereki rken bunun tersi o l muştur. Rus dev­ rim lerine i l işkin tari h l iteratürü sağcılaşm ış, yen i ortaya çıkan kaynaklarl a çel i şen eski argümanlar (galat-ı meşhurlar) yen i den ambalajlanarak piyasaya sürü l m ü ştür. M u rphy'ye göre bunun ne­ deni , devrime i l işkin hakim akademi k tari hyazım ı yönel i m i n i n h iç­ b i r zaman kaynakları n çokl uğu ya da azl ığıyla i lgi l i olmamasıd ı r. Mesel e , Soğu k Savaş ' ın başı nda da m uzaffer l i bera l izm devri nde de esas olarak siyasal perspe ktifle alaka l ı d ı r. 3 Devrim i n 100 . yı l ı nda Sovyet deneyi m i n e d a i r hakim kamusal söylem de bu s iyasal perspektifle , daha doğrus u mevcut s iyasal ve sosyal güç dengeleriyle doğrudan bağlantı l ıdır. Günümüzde devrim i ' çağı rman ı n ' ne manası olabi l i r ya da b ugün Sovyet dev­ ri m i üzerin e tartışman ı n b i r anlamı o l ab i l i r m i gi bi soru lar, hep bu bağlam içeris i nde yanıt bulacaktır. Bu soru l a ra d a i r egemen cevap baştan bel l id i r. Mese l a ' l i bera l a ntitotal itarizmi n ' tem s i lci lerinden tarihçi Mark M azower' e göre Eki m Devri m i ' ni n 100 . yı ldönü m ü n ü n devri m i n 5 0 . yı l kutlamalarına göre sönü k kalması n ı n temel nede­ n i , " kapita l izm ve özel m ü l kiyet karşıtı b i r d üşünce sistemi " ola­ rak komü n izmi n Rusya ' da ö l m ü ş , d ü nyan ı n geri kalanındaysa can çekişiyor o lmasıdır. Bırakın kom ü n i zm i , sosyal i st parti leri n dahi ağır darbeler yiyip merkez parti ler olma konumuna s ü rü klendikleri gün ü müzde a rtı k anti komün izm i n dahi b i r manası kal mamıştı r. An­ cak M azower'e göre 100. sene-i devriye n i n i lgi uyandı rmamas ı n ı n 2 ) Alexander Rabinowitch, Bolşevikler iktidarda Petrograd'da Sovyet Yönetiminin ilk Yılı, çev. Can Saday, H akkı Başgüney, Nihan Elmas, İ stanbul, Yordam Kitap, 2013, s. 31. 3) Kevin M urphy, "Can we write the history of the Russian Revolution? " , lntemational Socialism, vol . 116, http://isj.org.uk/can­ we-write-the-history-of-the-russian-revolution/#116murphy_48

Devrim: Bir Daha Asla?

1

101

b i r başka nedeni daha vard ı r. O da gün ü m üzde , " bundan b i rkaç on yı l önce Bol şevi k Devri m açı s ı ndan önem i olan hususları n ar­ tı k o kadar da ehemm iyet taşı m ıyor o l m asıd ı r. Devrime artı k hiç i n an m ad ığı mız bugü n devrim i n neden leri n i n ne o lduğu gerçekten umuru m uzd a m ı ? Len i n ' i n i ktidarı nas ı l ele geçi rd iği n i n ya da o za­ man Rusya 'da Batı ti pi l i beral demokrasi n i n tutunma o l ası l ığı n ı n o l u p o l m ad ığı n ı n b i r önemi var m ı ? " M azower i ç i n " ko m ü n i zm i n ölü m ü " , b izati h i devri m fi kri n in ö l mesi , devri m üzerine düşünme­ n i n gereksizleşmesi a n l a m ı n ı taşımaktadır. Devri mden ona göre ç ı karı labilecek tek ders , total itarizme d a i rd i r.4 İ ngi l iz gazeteci ve yazar M ax Hasti ngs , Mazower ile benzer b i r bakış açısıyl a , Rus devri m i n i n yüzüncü yı l ı n ı n , kutlama de­ ği l , " Nazizm kadar, h atta çok daha kan l ı " olduğun u idd i a ettiği Bolşevizm ' i n kurbanl arı içi n yas tutma vesi lesi olduğu n u bel irti r. Ona göre kom ü n izm , Jeremy Corbyn ve yakın çevresi d ı ş ı nd a he­ men herkes içi n bitm i ştir, dolayısıyl a devri m i n yı ldön ü m ü nde kut­ l an acak b i r şey de yoktu r.5 M azower ve Hasti ngs gib i ler hem hakl ı d ı r hem de haksız. Evet devrim i n 100 . senesi çok d a tantana l ı geçmemişti r. Hatta sön ü kten de ötedi r. Bu duru m u n devri m fi kriyatı n ı n itibarsızlaşma­ sıyla e l bette i lgisi vard ı r. Laki n bu d u rumun tek neden i 1991 'de SSC B ' n i n dağı l ması ve ' komünizm i n ölmes i ' deği l d i r. N itekim M a­ zower muhtemelen 80 . ya da 90. yı l için bu tü r b i r değerlend i r­ me yapamayacaktı . Z i ra bu i ki yıldön ümü yaşa n ı rken çok daha veri m l i tartışmalar yürütü l müştü . Sol ve sosyal i st ' mahal lede ' de bugü n le kıyas kab u l etmeyecek tartışma, değerlend i rme ve anma etki n l i kleri düzenlenm i şti . Z i ra 1990 ' 1 a rın son unda da, 2000 ' 1eri n son u nd a d a , dünya n ı n dört b i r yanı nd a , bugü ne göre çok daha hareketl i , yükse l i şte o l an topl umsal hareketler söz konusuyd u . 4) Mark M azower, "Why the response to the centenary is muted - the Russian Revolution and its legacy" , https://www .theguardian .com/ books/2017 /nov/13/future-history-masha-gessen-lost-kingdom-plokhy­ house-government-slezkine-stalin-kotkin 5) M ax Hastings, "The centenary of the Russian revolution should be mourned , not celebrated " , https ://www . spectator.eo.uk/2016/12/ the-centenary-of-the-russian-revolution-should-be-mourned-not­ celebrated/

102 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Devrim i n h atı rl and ığı , tartı ş ı l d ığı o rtam e lbette o zamanki s ı n ıflar m ücadelesi ve topl umsal mücadeleler d ü nyas ıyl a doğrudan i l i nti l i­ d i r. Yani yüzüncü yıldaki sönü k l ü k M azower ya da H astings ' i n an­ l ad ığı a n l a mda mutlak b i r 'tari h i n son u ' i le i lgi l i b i r had i se deği ldir. Devri m i bitmi ş saymak dahi kesmez ki m i leri n i . Onun hiç ger­ çekleşmemiş o lması temen n i edi l i r. Tü rkçe 'ye de çevri l m i ş çok satan b i r Sta l i n b iyografi s i n i n yazarı olan ve İ şçi Parti s i l ideri Je­ remy Corbi n ' i " sevi m l i b i r i htiyar kı l ığına girmiş yarı Len i n i st" ola­ rak tan ı m l ayacak den l i ' sağduyu l u ' olan S i man Sebag Montefiore , devrim i n 100 . yı l ı nda keşke devri m olmasayd ı , keşke d i s i p l i n l i askeri b i rl i kler ayaklan mayı bastı rsayd ı , keşke Len i n daha baştan yaka l a n ı p i nfaz edi l seyd i , keşke Beyaz O rdu lar daha iyi koord i ne o l u p devri m i ezseyd i d iye hayıfl an ı r. Ona göre devri m o l masaydı geçen yüzyı l ı n felaketleri nden h içbiri yaşanmamış olacaktı . " 1917 Rus devri m i o l masayd ı H itler büyük i hti ma l le her şeye başl ad ığı serseri evleri nden bir tanesi nde b i r kartposta l çizeri o larak ka­ l acaktı . Len i n o l masayd ı H itler o l m azd ı . " Devri m ol masa, Sta l i n , Pol Pot, Kim Jong-un , hatta Puti n olmayacak, l i bera l asr-ı saadet çoktan hü kü m sürüyor olacaktı . 6 Total itarizm i n yükse l i ş i n i l i beral uygarl ığı n başarısızl ıkları n ı n b i r sonucu olarak değerlend i ren Terror and Liberalism i si m l i ça­ l ı şmasıyla tan ı nan Pau l Serman , " Yüzyı l l ı k Çı lgın l ı k " baş l ı k l ı ya­ zısında devrim i n bakiyesine d a i r şöyle yazar: " Neticede 100 yı l önceki Bol şevi k devri m i n m i rası neydi ? Elbette felaket. Artı k bunu herkes b i l iyor. Ve Bol şevizm ' i n çağrısı , sonuçta bu çağrı neyd i ? İ nsan l ar b u soruyu bundan yüzlerce yı l sonra d a soracak. B u i nsan doğasına d a i r b i r i nceleme o l acak. " Berman ' a göre Bolşevizm ' i n cazibesi n i rasyonel a rgü m a n l arl a açı klamak m ü m kün deği l d i r. O ancak " i nsan doğası na dair" n i h i l izm , ç ı lgı n l ık, absürd , m i sti k ve kü lt gibi teri m ler arac ı l ığıyla açı klanabi l ir.7 6) Siman Sebag Montefiore, "What lf the Russian Revolution H ad Never H appened? " , https: //www . nytimes.com/2017 /11/06/opinion/ russian-revolution-october. html 7 ) Paul Serman, " üne H undred Years of l nsanity" , http://www . tabletmag.com/jewish-news-and-pol itics/24 7 87 5/ one-hundred-years­ of-insanity

Devrim: Bir Daha Asla? 1 103

Em perya l izm i n ki b i rl i b i r aklayıcısı olan ve b i rçok çal ışması Türkçe 'ye çevri len tarihçi N i a l l Ferguson da bu ndan yüzyı l önce " Batı ' n ı n kom ü n izm i d u rdurmak i ç i n yeteri nce çaba göstermeme­ s i n e " h ayıflanan l ar arasındad ı r. O n a göre Geçici H ü kümet, "Al man aja n ı " olan Leni n ve yoldaşları n ı daha baştan tutukl ayabi l i r ya da Tem m uz günleri nde o n ları n tepesi ne bi nebi l i rd i . Oysa ne yazı k ki , geleneksel siyasal e l it ve Batı , Bolşevi k tehd i d i n i küçümsemiş ve onun karş ı s ı na bütün gücüyle ç ı ka m a m ı ştı . Ancak Ferguson düne d a i r h ayıflanmak, b i n b i r ren k l i karşı-devri mci n i n bayat argüm a n l a­ rı n ı gün ü müze taşıyı p ı s ıtmakla kal m az . Onun hayıflanması b ugü­ ne d a i rd i r. Onun korktuğu şey, B atı ' n ı n bugü n güya ayn ı aymazl ığı , " m i l itan İ slamcı l ı k" karşısında d a sergi l iyor ol masıdı r!8 Devam edel i m : Rusya ve SSCB üzerine çalışmalarıyla b i l i nen gazeteci David Satter'a göre " Rusya'da başlayan Bolşevi k veba­ sı , i nsan l ı k tari h i n i n en büyük felaketiydi . "9 Siyaset bil imci C . J . Polychroniou 'ya göreyse, " Ekim 1917'de gerçekleşen , ' bu rjuva de­ mokrasisine' karşı güçl ü bir anti pati ve i ktidar ipti l ası nedeniyle i k­ tidarı Geçici Hükümet' i n elinden a l m aya dönük bir azı n l ı k parti s i n i n ( Bolşevikler) l ideri n i n ( Leni n ) iyi tasarlanmış stratejisinin ürünüyd ü . Şaşırtıcı olmayan b i r biçimde Len i n ' i n ' bütün i ktidar sovyetlere' çağ­ rısı çok farkl ı b i r şeyle sonuçlandı : Bütün i ktidar partiye ve onun po­ l itbürosuna gitti . " Tam da bu nedenle Polychroniou 'ya göre " Ekim Devri m i ' ni n m i rası , ne kutlanacak ne de yası tutul acak bir şeydir. "10 Benzer değerlend i rmeler daha ' resmi' platformlarda da d i l­ lendiri l i r. Avrupa Parlamentosu ' n un 15 Kası m 2017 tari h l i oturu­ m u nd a parl amenterler, '' 1917 Total iter Bol şevik Devri m " üzerine tartışmaya gi rer (evet tartışman ı n başl ığı budur) . Mesel a Avrupa Kom isyonu ' nun Kurumlar Arası İ l işki ler, H u kukun Ü stün l üğü ve 8) Niall Ferguson , "We let Lenin rise , mil l ions died. Now it' s lslam ism " , http://www . nial lferguson .com/journalism/history/we-let-lenin-rise­ m i l l ions-died .-now-its-islamism 9) David Satter, " 100 Years of Com munism-and 100 Mill ion Dead " , https://www .wsj.com/articles/100-years-of-communismand-100m i llion-dead-1510011810 10) C.J. Polychroniou , "The failed dream of a Russian revolution " , https://www .alj azeera.com/indepth/opi nion/fai led-dream-russian­ revolution-17 1018082225358.html

104 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Temel H aklar Beyannamesi konu l arından sorumlu biri nci başkan yardımcısı Frans Timmermans, "total iter diktatörlüğü n " kolektif ha­ fızasın ı n yitiri l memesi , eğitim pol itikalarına yedi ri l mesi gereğin i vur­ gu lar. Zira ancak bu şekilde gelecek nes i l ler bu tür ' hatal arı ' tekrar etmeyeceklerd i r. Polonyalı parlamenter Anna Elzbieta Fotyga , ko­ nuşmasında " komünizmi n dünya çapındaki 100 milyon kurbanın ı " anar. Litvanyal ı parlamenter Petras Austrevicius ise parlamenterle­ ri , " utanç verici Bolşevi k darbe sonucunda ölen 100 m i lyondan faz­ la insan içi n " saygı duruşunda bulunmaya davet eder. Söz konusu davete icabet ed i lerek " komünizmi n 100 mi lyondan fazla kurbanı " için AP oturum unda saygı duruşunda bulunu l u r. 11 (Rusya'daki devri­ min ya da komünizmi n " kurban ları n a " dair bu " 100 m i lyon " rakamı­ nın nasıl ve neye göre hesap edi ld iği muammasına hiç girm iyoruz. ) O rnekler çoğaltı labi l i r a m a açı k olan , 1917 i le açı l m ı ş pa­ rantezi n kapanmış olmas ı n ı b i r zafer o l arak gören leri n , devri m i n yüzüncü sene-i devriyesin i , onu deri n b i r mezara tı kman ı n b i r ves i lesi ol arak gördü klerid i r. O dönem TB M M başkanı olan Bü­ lent Arı nç, 2006 yı l ı nda M oskova ' da Leni n ' i n mozoles i n i ziyaret ederken " Lenin ' i ölü görmek çok güze l " d iye kon uşm uştu . işte Devri m gün ü müzde " devri m i ya da kom ü n izm i ö l ü görmek çok gü­ zel " demek içi n a n ı l maktad ır. Devri m b itm işti r, yen i l m i şti r; teker­ rü rüyse mümkün deği l d i r, m ü mkün o l m a m a l ı d ı r. Ala i n Badiou ' nu n bel i rttiği üzere , i nsan l arın bel leği nde devri mci had i seyi öld ü rmek ancak onu " kana susam ı ş ve uğursuz b i r masal a " dönüştürmekle mü mkü nd ü r. " Devri m i n ö l ü m ü b i l i msel b i r ifti ra arac ı l ığıyl a gerçek­ leştiri l i r. Onun hakkı nda kon u şu l u r, yüzüncü yı l tören leri d üzenle­ n i r, evet! Ancak sadece ' bi r daha asl a ' sonucuna varı l ması için bi l i msel a raçl arın veri l mesi şartıyla . " 12 Aksi Tesir Tezi

B i rçok tari hç i n i n vurgu lad ığı ve popü ler h issiyatı n b i r parçası o l m u ş hakim kanaate göre Eki m , sosyal i st b i r ütopya kurm aya dö11) https://mu ltimedia.europarl .europa.eu/en/legacy-of-1917total itarian-bolshevik-revol ution_l 146380-V_v 12) Alain Badiou , "On the Russian October Revol ution of 1917 " , http: //crisiscritique.org/2017 /november/Alain%20Badiou. pdf

Devrim: Bir Daha Asla? 1 105

n ü k ideoloj i k giriş i m i n yol verdiği korkunç b i r suçtur. i smi n i daha önce de and ığı m ız tari hçi David Mande l , bu yorum lama biçi m i n i soru n l u b u l u r . O n a göre devrim tari h i n i ' aşağıdan ' çal ışan herhan­ gi b i ri n i n fark edeceği basit gerçek , Bolşevi kler' i n ve onl arı destek­ leyen i şçi leri n ' b i nyı lcı ' ya da ' ütopi k' d iye n itelendi ri lebi lecek b i r ideoloj i k motivasyondan ne kada r uzak oldukları d ı r. " Ge rçekte , " diye yazar Mandel , '' devri m halk s ı n ıfl arı n ı n karşı karşıya olduğu çok ciddi sosyal ve siyasal soru n l ara prati k b i r yan ıttı . " M andel 'e göre , jj Ekim ayaklanmas ı n ı n aci l ve esas hedefi , Şubat devri m i n i n demokrati k kazanım ve vaatleri n i ortadan kal d ı racak ve Rusya ' n ı n dü nya savaş ı n ı n em peryal katl i a m ı nda kal ması n ı tem i n edecek, burjuvazi n i n ekonom i k sabotaj s iyaseti nce desteklenen bir karşı­ devri m i engel lemekti . " 1 3 Oysa devri m i ütopyacı b i r aşırı l ı k adde­ den h akim anlatı biçi m i n i n Rusya ' n ı n bu somut bağlam ıyla alakası yoktu r. O , devri mde, Rusya ' n ı n ' norm a l ' siyasal ve sosyal evri m i n i kesintiye uğratan ideoloj i k b i r zorlama, fel akete yol açan ütopyacı b i r dayatma görü r. Guardian gazetesi nde Eki m ' in 100 . yı l ı dolayı sıyl a yayı m l a­ nan editoryal makale, Vasily Grossman ' ı n Yaşam ve Yazgı ad l ı ro­ manına b i r atıfl a biter. Romanda 1942 yı l ı nda i ki yaşl a n m ı ş eski Bolşevi k kendi l e ri n i Sta l i n ' i n çal ı şma kampları ndan b i ri nde bulur­ l a r. Aral a rı ndan daha genç o l an Abarchuk, 1917 Devri m i ' ne h a l a inanmakta ve kampa b i r yan l ışl ı k eseri ol arak gönderi ldiği n i san­ m a ktad ı r. Daha yaşl ı o l an akı l h ocası M agar, duru m u ondan çok daha farkl ı değerlend i ri r. İ ki yoldaşın daha son ra son konuşmaları olduğu an laşı lacak b i r sohbette Magar, kam pa bakar ve yı l ların devri mci tecrübesini çok basit bi r biçi mde özetler: " Nası l b i r yan­ l ı ş " der Aba rchu k ' a , " bu bizim yan l ış ı m ızın sonucu . " 14 Guardian gazetesi n i n bu pasaj ı seçmesi tesadüf deği l d i r el­ bette : Devri m a rtı k (üste l i k vah i m , hatta cinai ci nsinden) b i r yan13) David M andel, "The October Revolution: lts Necessity & Meaning " , https://www .solidarity-us.org/node/5181 14) "The Guardian view on Russia's revolutionary centenary: it shook the world - then it failed " , https://www .theguardian.com/ commentisfree/2017/nov/06/the-guardian-view-on-russias­ revolutionary-centenary-it-shook-the-world-then-it-failed

106 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

l ıştan ibarettir. Devri m i n yüzüncü yı l ı , olsa olsa bu yan l ışın yol açtığı felaketler üzeri ne tefekküre dalman ı n ves i lesidir. Sosyal ist devri m , bugü n olsa yine ve i ster i stemez total itarizme yol açarak i nsan l ı k için büyük bir felakete yol açacaktı r. Bu açıdan bakı l d ı­ ğında sonuç katid i r: Devri m gereksizd i r; kaçın ı l ab i lecek, m u hak­ kak kaçı n ı l ması gereken b i r teh l i ked i r. Pri nceto n ' da Sovyet tari h i uzmanı o l an Stephen Kotki n , The Wall Street Journal 'da Eki m ' i n yüzü ncü yı l ı vesi lesiyle " ko m ü n i zm i n i ktidardaki yüz yı l ı [ . . . ] ka­ pital izm i alaşağı etmeye dayanan bi r siyasa l progra m ı n insan i bedel leri n i açı kça ortaya koym uştur. Piyasaları ve özel m ü l kiyeti o rtadan kaldı rmaya dön ü k gi ri ş i m ler, tekrar tekrar şaşırtıcı sayıda i nsan ı n ö l ü m üyle son uçlanm ıştı r" d iye yazar. Kotki n , kom ü n izm i n , yan i " kapital izmi yı kma iddias ı n ı n ortaya ç ı karttığı yapı ları n " Sov­ yetler B i rl iği ' nden Ç i n ve Moğo l i sta n ' a , Doğu Avrupa 'dan H i ndiçin ve Afri ka 'ya 65 m i lyon i nsan ı n ö l ü m ü nden soru m l u olduğu n u idd i a eder. Kotki n , Sovyet s i stem i ya da mesela Kızı l Kmerler' i n M a rx' ı n düşü nce leri nden b i r sapma old uğu iddiası n a da karşı çıkar. Tersi­ ne soru m l u olan bizzat M a rx ' ı n düşünceleri d i r. Mesela o n u n s ı n ıf m ücadelesi vu rgus u , bütü n muhalefeti n gayri meşru kı l ı nmasına yol açar; ç ü n kü " m u h a l ifler ' nesnel ol arak' u l uslararası kapita l i st d üzene h izmet etmekted i rler. " Kotki n içi n bizzat " anti kapita l i st devri m i n mantığı , tek l ideri n başta olduğu tek parti s i stemine işaret eder. " Piyasalar d ı ş ı nda özgü rl ü k olamaz ve Marx' ı n " öze l m ü l kiyeti ortadan kaldı rma çağrısı , baskıcı ve keyfı b i r devleti n yaratı l m as ı n ı n yo l u n u amansızca açar. " 15 Edebiyatçı M a rti n Am i s ' e göre de devri m , " bi r biçi mde ters giden ya da ortadan kal kan iyi b i r fi kir deği l d i . O baştan itibaren hayata dayatı lan kötü bir fi kird i . " Am i s ' e göre Marksist programın başl ıca soru n u , on u n ' i nsan doğasın ı ' ad ı m ad ı m yok sayması­ d ı r. Amis içi n böyle b i r iddia da zaten bizzat 'total itarizm i n ' tan ı­ m ıd ı r. " Bu tü r rej i m ler yu rttaşl arı üzeri nde total b i r iddiaya sah i p ol ur. " Ami s 'e göre 20 . yüzyı lda Marksi st b i r program ı hayata ge­ ç i rme gi ri ş i mleri , (on u n tabi riyle " ı l ı m l ı b i r tah m i n le " ) 100 m i lyon i nsan ı n yaşa m ı n a mal o l m u ştur. Stal i n Rusyas ı ' na kıyasl a H itler 15) Stephen Kotkin, "Communism ' s B loody Century" , https://www . wsj . com/articles/the-communist-century-1509726265

Devrim: Bir Daha Asla? 1 107

Almanyası ' n ı n , "Ya h ud i ler, komü n i stler ve son ra da Ç i ngeneler ve eşcinsel ler dışı ndakiler için b i r yeryüzü cen neti " olduğunu savun a­ bi len , bunu New York Times 'ta yazabi len Am i s için soru n , M a rx' ı n da ötesi ndedi r. Platon 'dan beri her ütopya n ı n b i r distopyaya dö­ nüşmesi kaç ı n ı l mazd ı r. 16 Bu yazı l a n l arı okuyunca insanın a kl ı i ster i stemez Kari Popper ve l i beral " açı k top l u m " teması ge l iyor. Popper bu tür görüşleri n en sofisti ke ve felsefi ifadesi olan ü n l ü Açık Toplum ve Düşman/an kitabında tarihsel gel i ş i m i bel l i b i r yöne sevketmek için müdaha­ leyi amaçl ayan sadece hareketleri deği l düşünceleri de 'teh l i kel i ' b u l u r. Zi ra b u n l a r ancak şiddete , d i ktatörl üklere ve otoriter rej i m­ lere yol açarlar. Utopyayı " ütopya m ü hend isl iği " kavramsal l aştı r­ masıyla ele alan Popper, kitabında en s ı k ku l l and ığı kel i melerden b i r tanesiyle n iteler onu : "teh l i ke l i . " 1 7 Daha önceki böl ü m lerde andığı mız Rus tarihçi Volgokonov, çal ı şmal arında dön ü p dönüp devri m fi kriyatıyla hesapl aşmadan duramaz . Asl ı nda ona göre kötü giden her şeyi n müsebbibi Len i n deği l d i r. H e r tü rl ü devri m kötüd ü r ve Bolşevi kler ' i n müsebbi b i ol­ d uğu mel anetlerin kökeni için M a rx ' a kadar geri dönmek gereki r. Ona göre , aslında Troçki ' den pek de b i r farkı olmayan Sta l i n i le b i r­ l i kte i nsan l a rı n hayatl arı n ı i lerl etmen i n kan l ı b i r devri m le mü m kü n olduğu düşü ncesi n i n 2 0 . yüzyı l ı n büyü k h ü lya l a rı ndan b i r tanesi olduğu a n l aşı l m ıştı r. Rus Devri m i ' n i gerçekleşti ren büyü k 'fa n ati k­ ler' , i ktisad i i l i şkiler gi bi i nsan l arın değerleri n i , u l usal b i l i nçleri n i , hatta i nsan doğası n ı d a deği şti rebi lecekleri n i düşünmüşlerdi . Ona göre asl ı nda bütü n bu boş i nançlara yol açan ve Leni n ' i de bu yol a saptı ran M a rx' ı n ' proletarya d i ktatörl üğü ' kavram ıyd ı . Devri m i kaçı n ı l m az ol arak şiddete ve vahşete yönelten ve Bol şevizm 'de güçl ü bir otoriter eği l i m oluştu ran M a rx'tan başkası deği l d i . 18 Ekonomist Yu ri M altsev, Ekim Devri m i ' n i n yı ldö n ü m üyle ala­ kal ı yazı sı nda , "tari hte Marksizm Len i n izm kadar s i nsi ve cınaı 16) "Martin Amis on Lenin's Deadly Revolution" , https://www . nytimes. com/2017/10/16/books/review/martin-amis-lenin-russiarrrevolution.html 17) Kari Popper, Open Society and lts Enemies , Pri nceton, Princeton University Press , 2013 [ilk baskı 1945], s. 148. 18) Age , s . 234.

108 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

b i r ideoloj i o l m a m ı ştı r " diye yazar. Ona göre " Bo l şevizm ' in cina­ yetleri " basitçe Rusya ' daki tari hsel gel işmelerin ü rü n ü o l m a ktan çok M a rksizm ' i n , hatta genel o l a ra k sosyal i st d ü ş ü nce ve uygu l a­ m a l a rı n doğal b i r sonucud u r: " Anti kapita l i st mantı k tü m sosyal i st ü l kelere ç i le ve kitlesel ö l ü m geti rm i ş ve yaşam standartları ve kal ites i n i düşürm ü ştür. " 19 Yuri M altsev' i n yazı sı n ı i ktibas görü ntüsü a ltı nda adeta kopya eden Ati l la Yayl a , kom ü n iz m i n insanl ığa karşı suçl arı n ı n faş izm­ den çok daha büyük olduğu a rgü m a n ı n ı repl i ka ettiği yazı sında, " sosyal i st ü l kelerdeki bu akı l a l m az i nsan kıyı m ı , sosya l i zmden bi r sapma m ıyd ı ? " sorusunu sorar ve şöyle devam eder: " Ne ya­ zık ki bu suale ' evet' cevabı vermek i m kansız. Oyle o lsayd ı , 20. yüzyı lda kuru l an kı rk kada r sosyal i st ü l ke n i n b i ri o l sun bu can i l i k ve cel l atl ı k uygu l aması n ı n d ı ş ı na düşerd i . Böyle b i r sosyal i st ü l ke h i ç o l m ad ı . Çünkü Marx ve Enge ls ' i n açtığı yoldan başka b i r i sti­ kamete gid i lemezd i . " 20 Ekonom ist Sergei G u riev'e göre " Sovyet deneyi , piyasa d ışı mode l i n yetersizl i k ve s ü rd ü rü lemezl iği n i o rtaya koymuştu r. " Gu­ riev, gün ü m üzde h a l a yen i sosyal izm ya d a piyasa dışı ekonom i model leri öneri l iyor o lsa d a kom ü n i stleri n Rusya 'd a piyasaya al­ ternatif o l acak çokça mode l i dened i kleri n i ancak bunl arı n hepsi­ n i n başarısız olduğu n u vurgu l ar. Ona göre zaten devri mden " 100 yıl sonra hatı rl anması gereken de bud u r. " 2 1 Daha fazla örneğe gerek yok san ı rız. Eki m ' i n yüzüncü yı l ı nd a onun , en iyi i hti ma l l e , o l sa olsa m u azza m bir hata ya da başarı­ sızl ı k olduğu konusunda b i r m utabakat hakim gi bid i r. Uste l i k bu h ata , daha önceki böl ümde and ığı mız ' ideokrati k ' yoruma göre ta­ ri hsel koşu l ların b i r ü rü n ü ol maktan çok bizati h i Marksist kura m ı n 19) Yuri N . M altsev, "The Staggering Tol l of the Russian Revolution " , https ://fee.org/articles/the-staggering-toll-of-the-russian-revolution/ 20) Atil l a Yayla , " Ekim Devri m i ' nin 100 . yıl ı münasebetiyle: Sosyal ist rej i mler birer vahşet rej i m iydi " , http ://serbestiyet.com/yazarlar/atilla­ yayla/ekim-devriminin-100-yili-munasebetiyle-sosyalist-rejimler-birer­ vahset-rejimiydi-825512 21) Sergei Guriev, "The Russian Revolution : what economic lessons does it reveal ?" , https://www . ft.com/content;Oeedb91c-c30e-11e7b30e-a7c1c7c13aab

Devrim: Bir Daha Asla? 1 109

ü rü n üd ü r. Tari hçi Shei l a Fitzpatrick'e göre , Rus devri m i n i n 100. yı l ına dair Anglofon d ünyadaki yoru m l arın büyük çoğun l uğunda or­ tak olan b i r tan ı m söz konusudur. Bu , baze n ' utanç verici ' gibi tamlamala rı n e ş l i k ettiği ' başarı sızl ı k' tab i ri d i r. Devri m deneyim i b i r başarısızlık, tari hsel b i r 'çıkmaz sokak' o l a rak değerlen d i ri l­ mektedir. Fitzpatrick'e göre bu yorum biçi m i görece yen i d i r. Zira ona göre Soğuk Savaş s ı rasında Bolşevik devrimine d üşmanca yaklaşan değerlendi rmelerde d a h i h a ki m olan tema başarısızl ı k deği l d i . Tam tersine devrim , m u a rızları nca ' dehşet verici ' ya da ' ü rkütücü ' b i r başarı o larak görül mekteyd i . Soğuk Savaş ala rmiz­ m i ne yol veren de bu tehditkar ' başarı ' algı s ıyd ı . Oysa bu d u ru m SSC B ' n i n çözü l mesiyle bütün üyle deği ş m i ş , Rus devrim i tarihsel b i r sapm a , ancak fel a ketl i sonuçlara yol açm ı ş bir anom a l i o la rak görü l ü r o l muştur. 22 Sovyetler Birl iği üzerine çal ı şan tarihçi Stefan Plaggenborg, 'yanlış' ve 'çıkm az sokak' teri mleri n i de kul lanarak bu ' başarısız­ lık' değerlendi rmesinin özlü bir formü lasyonunu verir: " Bolşevikler hiç tereddütsüz geçen yüzyıl a damgaların ı vurmuşlardır, ama bugün bil iyoruz ki adeta 'yanl ı ş ' bir damgadı r bu çünkü işaret etti kleri , ta­ ri hsel bir çı kmaz sokaktır. Sovyet sistemi , ortaya çıkm asına neden olan 19. yüzyıl ı n sorunlarına yan l ı ş cevaplar sunmuştur. " 23 Devrim i n yüzüncü yı l ı nda hakim o l a n b u ' başarısızl ık' ve 'hata ' temaları elbet­ te m asum deği ldir. Bu yorum biçi m i n i n ard ı nda ' kapitalist gerçekçi­ l iği n ' günümüzdeki muazzam gücü vard ı r. Buna göre kapitalizm ' in­ san doğası na' uygun adeta 'doğa l ' b i r durumdur. ' insan doğasına' aykı rı komünizmse ancak şiddet ve terör yol uyla bu ' doğal ' durum ve dengeyi bozup gal i p gelebil i r. Serbest piyasa kapital izmi birey­ sel i n isiyatifi öne çı kararak devletin şiddet ve denetim potansiyelini frenler ve böylece de demokrasin i n önünü açar. Dolayısıyla toplumu ' şiddet ve terör' olarak anlaşı lan devrim zorlamasıyla dönüştürme­ ye dönü k her gi rişim bir felaketle sonuçlanmaya , karşı çıktığın ı idd i a 22) "Was the Russian Revolution a Failure?" , https://www .youtube. com/watch?v=6tyJtRX8_1w 23) Stefan Plaggenborg, Tarihe Emretmek Kemalist Türkiye, Faşist İtalya, Sosyalist Rusya, çev. : Hulki Dem i re l , İ stanbu l , İ letişim Yay. , 2015, s. 22.

110 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

ettiği mevcut duru mdan daha baskıcı sonuçlar yaratmaya mahkum­ d u r. 1930 ' 1 u yıl ların terörüne yol açtığı düşün ü len Eki m Devri m i , bu 'genel eği li m i ' doğrulayan en öne m l i örnek olarak kullanılır. Dolayıs ıyla devrim her d u ru mda muazzam acı lara yol açacağı için kaçın ı lması gereken bi r s ü reçti r. Devrim gereksizd i r. Nedamet getirm i ş eski komü n i st Arthu r Koestler' i n Gün Ortasında Karanlık romanı n ı n başkarakteri eski Bolşevik önder Rubashov' un deyi m iy­ l e , " Oldukça naif soru lard ı bunl ar; acı çekmeni n anlam ıyl a , daha doğru s u , anlam l a , acıyla , anlamsız acı a rası ndaki farklarla i lgi l iydi­ ler. Çeki len acı , kaç ı n ı l mazl ığıyla orantı l ı ölçüde anlaml ıyd ı besbel­ l i , çünkü b iyoloj i k a l ı nyazıs ı n ı n b i r sonucuyd u . Öte yanda n , kökeni toplumsal olan her tü rlü acı rastlantı sa l , dolayısıyla amaçsız ve an lamsızd ı . Devri m i n tek amacı ise anlamsız acı la ra b i r son ver­ mekti . Ancak prati kte ortaya ç ı kan şuyd u : İ ki nci b i r acın ı n ortadan kal kması ancak acı n ı n geçici de o lsa m üth i ş b i r a rtış göstermesiy­ le m ü mkün o l ab il iyord u . O zaman yen i b i r soru çı kıyordu ortaya. Böyle b i r o perasyona [devri me] giri şmen i n geçerl i l iği var m ıyd ı ? " 24 Yan i topl umsal acı lara son vermeye yönel i k her gi rişi m i n biyolo­ j i k acıyı sonsuz derecede artırması b i r paradoks deği l m iydi ? Bu anl amda devri m gereksiz, h atta a n l amsız b i r gi riş i m deği l m iyd i ? Tam d a bu d u ru m dolayıs ıyla R u s devrim i çal ı şmaları n ı n abi­ de i s i mleri nden E. H . Carr' ı n SSC B ' n i n çözü l mesi nden yaklaşı k on sene ewel yayı m l a n m ı ş b i r söyleşisi nde d i l e getird iği korku , ade­ ta gerçek o l muştur: " Bugün devri m i n o l umsuz sonuçları üzeri nde d u rm aya pek gerek yok. Y ı l l a rdan beri -öze l l i kle de son b i rkaç aydan beri- yayı n lanan çeşitl i kitaplar, gazeteler, radyo ve televiz­ yon larda bu noktalara değin me k zaten b i r takıntı h a l i n i aldı . Teh­ l i kenin yattığı yer, bizim devri m i n sic i l i ndeki korkunç lekeleri n , yol açtığı i nsan kayıpları n ı n , onun ad ına işlen m i ş olan suçları n üstü n ü örtecek o l mam ızda değil . Tehl i ke , bizim devri m i tüm üyle u n utma ve onun muazzam başarı l arın ı sessizl i kl e geçi şti rme düşünces i n i cazip bulmam ızdad ı r. " 25 B u sözlerden yı l lar sonra Geoff Eley varı24) Arthur Koestler, Gün Ortasmda Karanlık, İ stanbu l , İ letişim Yay., 2014, s. 244. 25) Aktaran Tarık Ali, Komünizm Düşüncesi, çev. : Osman Akınhay, l stanbul , Agora Kitaplığı , 2011, s. 26-2 7 .

Devrim: Bir Daha Asla? 1 111

l a n noktayı şöyle özetler: " Devrim ler artı k o l u m l u tepki lerle karşı­ lanm ıyor. Sta l i n izm fel aketi n i n ve Sovyetler B i rl iği ' n i n yüz kızartıcı çözü lüşünü n , Rus Devri m i ' n i n özgürlü kçü etki leri n i neredeyse ta­ mamen ortadan kal d ı rmasına izin veri l m i şti r. "26 Sonuçta Eki m ' i n yüzüncü yı l ı nd a , Albert H i rschman ' ı n "geri­ c i l iğin retoriğin i n " temel tezlerinden b i ri olarak andığı " a ksi tesi r tezi " bütünüyle hakim o l m u ş gib i d i r. Kökleri demokrasi n i n yozl a­ şarak ti ranl ığa yol açacağı n a d a i r ' anti k' argümana, daha modern zamanlardaysa mesel a Edm u nd B u rke ' ü n Fransız Devrim i üzerine yoru m l a rı na kada r giden bu 'teze ' göre , "topl u m u bel i rl i b i r yönde itme giriş im i , top l u m u n hare ket etmesiyl e , ancak ters yönde hare­ ket etmesiyle son uçlanacaktır. " Buna göre, Eki m Devri m i gibi " öz­ gürl üğe u laşma girişi m leri topl u m u kölel iğe s ü rü kleyecek " , i ster istemez ti ra n l ığa yol açacaktı r.27 i n sanl ı k d u ru m u n u iyi leşti rmeye dönü k her radi ka l gi ri şi m , i nsani b i r fel akete yol açmaya yazgı l ıd ı r.

Döneklik Eric H obsbawm , Fransız Devri m i ' ne dai r sağcı ' revizyonist' görüşleri eleştird iği ça l ı şması nda şöyle yazar: " Revizyon i st yak­ laş ı m ı n Fransız Devri m i ' ne sald ı rısı , b i r toplumsal altüst oluş i hti­ m a l i n i n korkuyla beklenmes i n i n deği l , Paris entelektüel çevreleriy­ le hesaplaşman ı n yansı masıyd ı . Esas ol arak da yazarları n kendi geçmişleriyle; yan i , Raymond Aron ' u n a ltı n ı çizd iği gib i , 1945 'teki Kurtul uş 'tan son ra otuz yı l boyu nca Paris entelektüel sahnesine egemen o l m uş değişken ideoloj i k modaları n genel teme l i n i o l u ş­ tu ran Marksizm ' le hesaplaşmaları n ı n b i r yansıması . "28 Gerçekten de devrim fi kri n i n iti barsızlaştı rı l m as ı nda kabaca 'eski solcu ' d iye tan ı m l ayabileceğim i z toplumsal ti pi n özel b i r katkısı olduğu açı ktır. 26) Aktaran Bryan D. Palmer ve Joan Sangster, " 1917'nin Özgün Mirası: Devrimin Longue Duree'sini Yeniden Canlandırmak" , Socialist Register 201 7 Devrimi Yeniden Düşünmek 191 7 Ekiminin Mirası ve Günümüz, çev. : Rafet Koca, İ stanbul , Yordam Kitap, 2017 , s. 14. 27) Albert O. H i rschman, Gericiliğin Retoriği, çev.: Yavuz Alogan, l stanbul , i letişim Yay. , 1994, s. 23-31. 28) Eric J . Hobsbawm , Fransız Devrimi'ne Bakış iki Yüz Yıl Sonra Marseillaise'in Yankıları, çev.: Osman Akınhay, l stanbu l , Agora Kitaplığı , 2008, s. 143.

112 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Devrim ya d a her türden rad i ka l toplumsal değişim giri ş i m i­ n i n terör, kıyım ve felaketle özdeşleştiri lerek mahku m edi l mesi , daha SSC B ' n i n çözü l mesinden ö nce gerçekleşen b i r entelektüel kaymayla söz kon usu o l u r. 1968 yıl ıyla a n ılan büyük radi ka l leş­ me d algasın ı n 1970 ' 1eri n i ki nc i yarısında nefesi n i n kesi l i p h ızla geri lemes iyle öze l l ikle Fransa ' d a başlayan ve İ talya , İ spanya gibi ü l kelere s irayet eden , Perry Anderson ' u n d eyim iyle " Marksi st ge­ leneğin çöküşüne doğru yol alan " b i r süreç söz konusu o l u r. Bu ·· ş iddetl i anti komü n i st dalgayla b i rl i kte, sol u n genç ve yaşl ı kuşak düşünürl e ri n i n ani ve yaygın b i r biçi mde M a rksizm ' den vazgeçme­ leri " yaşan ı r. Ancak mesele, örneği n b i r Lucio Colletti ya d a Andre G lucksmann vakal arındaki b ireysel 'dö n me ' soru n u deği l d i . Yine Anderson ' un ifadesiyle " Bu seçkin kişilerde görülen m utasyon ya da gerileme yal ıtı l m ış b i r o l ay deği ldi . Tam ters i ne , b i r zamanlar sol i l e yakı n i l i şki içinde olan edebiyat ve fel sefe çevreleri nde orta­ ya çı kan çok daha gen i ş b i r tavı r deği ş i k l iği ne karşı l ı k gel iyord u . "29 Postmodern i zm i n yüksel i ş i n i , " 1968-76 yı l l a rı ndaki büyük s ıçrama dönem i n i n uyandı rd ığı devrimci u m utla rı gerçekleşti r­ mede başarı l ı olamamas ı n ı n b i r karşı l ığı " , b i r Traison des Clercs [ B i lgin lerin İ haneti] olarak yoru m l ayan Cal l i n icos da benzer görüş­ tedir. Ona göre Batı 'da i şç i h a re keti n i n geri çeki l mesi ve Reagan­ Thatcherizm ' i n yükselişi sosyalizm i n s ı n ıf m ücadelesi ve kapita­ l izmden devrimci kopuş tem a ları ndan b i r vazgeçişe yol açm ı ştı .30 Söz konusu 'geniş tavır değişi kliği n i n ' başro lündeki ' dönek­ ler' devri mci geçmişlerine ve genel olarak devrime karşı b i r h u ruç h a rekatın a girişeceklerd i r. Ancak bu saldırıyı ele a lmadan önce ' dönek' figürün ü n önemi n e dair genel b i r h atırlatmada b u l u nmak elzem . İ talyan Kom ü n i st Parti s i ' n in kurucuları ndan lgnazio S i lone, 1930' 1u yı l l a rda partiden kopar ve giderek komü nizme karşı daha e leştirel-saldı rgan b i r konu m a s ü rükle n i r. O n u n ki bu anlamda bel­ ki bi l d i k b i r h i kayedi r ama 1949 yı l ında antiko m ü n i st l iteratürün klasiklerinden olan The God That Failed adl ı derlemeye katkıda 29) Perry Anderson, Tarihsel Materyalizmin izinde, çev. : M . Bakırcı , H . Gürvit, l stanbu l , Belge Yay. , 1986, s. 37-41. 30) Alex Callinicos, Postmodernizme Hay1r Marksist Bir Eleştiri, çev.: Şebnem Pala, Ankara, Ayraç Yay. , 2001, s. 248-263.

Devrim: Bir Daha Asla? 1 113

b u l u n u nca S i l one ' dönekl er' panteonunda mümtaz b i r yer edi n m i ş o l u r. ( Derleme aynı zamanda Andre Gide ve Arth u r Koestler gibi döne m i n meş h u r eski kom ü n i stle ri n i n komünizm 'ya n ı l samasın a ' karşı denemeleri n i de i htiva ediyo rd u . ) Yayın faal iyetleri n i CIA' i n desteklediği , h atta zam a n ı nda faş i st i ktidarı n b i r ajanı olduğu gib i ith a m la rı n hedefi o l an Silone ' n i n b i r keresi nde İ talyan Kom ü n i st Parti si ' n i n l i derleri nden Pal m i ro Togl i atti 'ye şaka yol l u , " Son kav­ ga kom ü n istlerle eski kom ü n i stler arasında gerçekleşecek" ded i­ ği rivayet o l u n u r. Tarı k Al i ' n i n hatırl attığı üzere , " Devri mci dalgal a r her geri leyi­ şi nde a rtla rı nda hem iz hem de bol m i ktarda en kaz b ı rakm ı ş l a rd ı r. Pek çok sabık devri mci , geri leme ve çeki l iş dönem leri nde , ters kutu plara dönmüştür. "31 Ta 1640 İ ngi l i z devrim i nden Fransız dev­ ri m i n e , devrim i n hararetin i n yerin i yen i lgi ve restorasyona bı raktığı dönemlerde ' dönekl i k' geçer akçe o l muştur. Shel ley tam da Fran­ sız devri m i n i n açtığı tari hsel parantez i n kesin ol arak kapand ığı 1815 yı l ı nda a rtı k b i r antijakobene dön üşmüş olan Wordsworth ' a şöyle h itap ediyord u mese l a : Onurlu bir yoksullukta dokudu sesin Hakikat ve özgürlüğe adanmış türküleri Bun/an terk etmen hüzünlendiriyor beni; Eskiden bir şeydin, şimdi o da değilsin. ' Eski solcu ' sadece b i r ' satı l m ı ş ' deği l d i r; o ayn ı zamanda lanetlen m i ş b i r figürdür. Eski fi k i rleri ne , eski yoldaşl arı n a , bizzat kendi geçmişi ne i hanet ettiği fi kri yakası n ı b i r türl ü b ı rakmaz. i s­ ter i stemez kend i si n i , i sa 'yı ele veren şaki rd i Yahuda ya da 300 Spartal ı 'yı Perslere satan Efyaltes gibi tari h i n o büyü k h a i nleriyle kıyas ederken ya da ed i l i rken b u l u r. Telaş içerisinde bu suçl u l u k duygusunu bastı rmaya çalış ı r. Bu h i ssi tel afi etmek i ç i n sald ı r­ gan laşı r, bazen kend i n i kaybeder. Eski fi ki rleri n i , kendi geçm i ş i n i yerden yere vurmakla kendi n i m ükel lef addeder. Eski kend i ne ne kadar kara çala rsa şimdi olduğu şeyi n o kadar hakl ı l ı k ve meşru­ iyet kazanacağı n ı düşünür. O neden le her fı rsatta sola sald ı rı r, düşünse l enerj i s i n i n büyü k b i r böl ü m ü n ü eski yoldaşl a rı n ı itham 31) Tarık Ali , " Sapkınlar ve Dönekler" , http://www .yeniyol .org/ sapkinlar-ve-donekler/

1 14 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

etmeye ayı rı r. Kendi kend i s i n i h a kl ı göstermek, 'dönüşü n ü ' meşru ve kabul ed i l eb i l i r kı lmak en önem l i s iyasal motivasyo n u h a l i n i a l ı r. Ancak n e kada r uğraşsa , ne kadar ucuzl asa , n e kada r d üşse de laneti peşi n i b ı rakmaz. Ne yaparsa yaps ı n , ne kadar uğra ş ı rsa uğraşsın b i r ' hai n ' olarak damga l a n m ı ş olduğu n u o da b i l i r. Vic­ danını h uzura erd i rebi lecek tek şey, isa 'ya ve eski arkadaşlarına i h anet eden Yahuda m i s a l i i nti h a r etmektir bel ki de . Eski solcu i haneti n i n ne kadar yeri nde olduğu nu i spata çalı­ ş ı rken l saac Deutscher' i n hatırlattığı üzere " bi r sekter olara k kal ı r. O tersi ne çevri l m i ş b i r Sta l i n i stti r. Dünyayı s iyah ve beyaza böl ün­ müş ol arak görmeye devam eder. Sadece ş i md i , renkleri n yeri ters i ne çevri l m işti r. "32 Geç m i şte b i r ideal adı n a hareket ederken şimdi bu idea l i n b i r yan ı l sam a , b i r facia olduğun u dosta düşmana ispata ça l ı şır. O nedenle düşünse l kon umu daima negatifti r. Siya­ si tutu mu bu olumsuzl ukla damga l a n m ı ştı r. Tam da bu neden l e , Deutscher' i n 1950 tari h l i " Eski Kom ü n i sti n B i l i nci " makalesinde bel i rttiği üzere , " bizim eski kom ü n ist, hep en iyi neden lerle en ç i rki n işleri yapar. Her cad ı avında en öndedi r. Eski idea l i ne duy­ duğu kör nefret, çağdaş tutucul uğun mayasıdır. En ı l ı m l ı ' refah devleti ' çağrı l arı n ı dahi 'yasamacı Bol şevizm ' o l arak mah ku m et­ mekte d u raksamaz. " 33 Eski solcunun kendi kendi n i mahku m ettiği açmaz, onu sürekl i ol ara k daha da ' mu h afazakar' , daha 'gerici ' b i r siyasal pozisyona iter. Ancak ' dönekl i k ' asla sadece bir ' karakter zaafı ' soru n u , hele hele kişisel b i r ' satı l m ışl ı k ' meselesi nden i baret deği l d i r. Bundan çok daha fazlasıdır. Yukarıda 1968 son ras ı örneği nde olduğu gibi , m ücadelenin tari hsel uğrakları n d a , öze l l i kle de yen i lgi ve geri çe­ ki l me evre leri nde karşı laşı lan kolektif b i r halet-i ruh iyedi r. Daniel Bensa·id ' i n ifadesiyle, "Therm idor dönemleri n i n yüreği sert, m ide­ s i zayıftır . Beklenen leri n en kötüsünün ol m ası i hti m a l i karşısında , ehven-i şeri kab u l len mekten b aşka çare görü nmediği nde " eski solcu l u k istisna o l maktan ç ı k ı p kural h a l i n i a l maya başl ar. Otuz yı l l ı k b i r l i bera l karş ı-reform ve restorasyon devri nde " ku rnazca b i r 32) lsaac Deutscher, 'The Ex-Communist's Conscience " , https:// www . marxists.org/archive/deutscher/1950/ex-communist.htm 33) Deutscher, agm .

Devrim: Bir Daha Asla? ı 115

vazgeçme/boyun eğme retoriği n i n , karmakarı ş ı k biçi mde gösteri ş­ l i dönekl i kleri ve karşı saflara utanç verici katı l ı ml arı , pi şm an l ı kl a rı ve gü nah ç ı karmal arı hakl ı laştı rma k için ku l l a n ı l ıyor" o l m ası asla bir tesadüf deği ldir. 34 Bensa"id ' i n " Beklenti ufkun u n daral ması " d iye tan ı m l ad ığı bu d u ru m , a rd ı ş ı k tarihse l yen i lgiler sonucunda yi rm i nci yüzyı l biter­ ken b i r derad i kal izasyon eği l i m i n i n hakim o l m asıdır. Bu eği l i m ken­ d i s i n i (avrokom ün izmden postma rksizme, rad i kal demokrasiden sol l i beral izme) sı n ıf siyaseti n i n ve kapita l izmin bütü nsel (total ) eleşti ris i nden vazgeçme olarak ortaya koyar. Son otuz yı l l ı k geri çeki l işler devri n i n ' eski solcu ları ' ve o n l a rı n ' boyu n eğme retoriği ' , devri m i n , yani mevcut topl u msal h iyerarşi ve eşitsizl i kleri n rad i ka l b i r reddiyesini hedefleyen b i r kopuş fi kri n i n iti barsızl aştı rı l m as ı n­ da özel b i r rol oynar. Yönetici sın ıfı n başka topl umsal grupları n ve tab i i sın ıfl arı n ayd ı n l arı n ı 'transfer ederek' kendi içinde eritmesi­ ne , soğu rarak bünyesi ne katm as ı n a Gra msci "transform i zm " der. İ şte transform izm yol uyl a mevcut güç sistemine koopte ed ilen ay­ d ı n l ar, bu " anti komü n izmi n Sta l i n istleri " 35 , Fransa 'dan Tü rkiye 'ye , dünya n ı n hemen h e r yeri nde devri me karşı kapsam l ı bi r h u ruç ha­ rekatı na gi ri ş m i şlerd i r. Bu noktada bel i rleyici bir örneği anmakta yarar var. Yu karıda ifade ettiği m iz üze re Fransa 1970' 1eri n son unda kapita l izmden devri mci b i r kopuş fi kri ne karşı yü kselen kuşkucu l uğu n merke­ zi , Perry Anderson ' u n deyi m iyle "Avru pa entelektüel gerici l iği n i n başkenti " h a l i ne gel i r. İ şte bu bağl amda önem l i b i r böl ü m ü Pro­ leter Sol [Gauche pro letarienne] ad l ı M aocu örgüt köken l i olan Fransız 'yeni fi l ozoflar' , 1970' 1eri n başı ndaki siyaseten rad i ka l bi r evreden son ra doğrudan doğruya devri m ve genel o l arak rad i ka l topl u msal dönüşüm fi kri ne karşı çok etki l i b i r kam panya baş l atır. "Yeni fi lozoflar" o l a rak adlandırı l an düşünürler topl u l uğu , toplum­ sal dön üşüm projeleri n hepsi n i n eninde son unda 'total itarizme ' , yan i devleti n topl u m u n bütü n ü n ü boyu ndu ruğu altı n a ald ığı , sis34) Dan iel Bensa·id , "The Mole and the Locomotive " , https://www . marxists.org/archive/bensaid/2001/03/mole. htm 35) Pascal Delwit ve Jean-M ichel Dewaele, "The Stali nists of Anti­ Communism " , Socialist Register, No. 21, 1984 .

116 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

tem ati k terör ve toplu kıyı m üzeri ne kuru l u rej i m lere yol açtığı n ı savun u rlar. Yen i fi l ozoflar, Kristi n Ross ' u n deyim iyle , 'tota l iterl i k' sözcüğün ü b i r "termi noloj i k cop " olarak ku l la n ı r: "An a l itik o larak bu biçi msiz ve el asti k teri m , onların söylemi nde kasten , zengin b i r fe lsefi geçm i şe sah i p o l a n teori k b i r kategori , ' b ütün l ü k' i le karı ş­ tı rı l ıyord u . [ . ] ' Bütü n l ü k ' i le 'total iterl i k' teri m leri n i bi rleşti rerek, Yen i Fi lozoflar her ' bütü n leşti ric i ' ya da s i ste m i k a n a l i zi n , veya h atta her Ü topyacı düşünün , kaç ı n ı l m az olara k peşi s ı ra G u l ag' ı n toh u m l arı n ı taşı d ı kları n ı öne s ü rebi l m işlerd i r . Ve her deneysel top­ l u m deği ş i m i G u l ag' ı ü rettiği içi n , şu an içi nde b u l unduğu m uz d u­ ru mdan daha iyi s i m u htemelen düşünü lemez. " 36 .

.

Burada önem l i olan 'ye n i fi lozofl a rı n ' total iter o l makla ith a m etti kleri n i n sadece ' reel sosyal i st' d iye tab i r ed i len rej i m ler de­ ği l , rad i ka l sol u n ve i şçi hareketi n i n neredeyse tüm ü ol masıdır. Asl ı nda 'ye n i fi lozofları n ' yaptığı , Avrupa m u h afazakar düşü nce­ s i n i n merkezi bir tem as ı n a geri dönmekten iba retti r. Buna göre devri m ler, toplumsal gerçekl iğin karmaşası ve i nsan doğası n ı n kusurl arı üzerine çok d a kafa yormayan ayd ı n l a rı n/d ü şü n ü rleri n ' spekü l atif' ku rgu l arı n ı n eseri d i r. Devri m leri n yol açtığı iddia ed i len terör, gerçekl iğe dayatı l a n ve onu cebren eği p b ükmeye soyu nan bu bütü nsel düşünsel kurgu l arı n b i r sonucud u r . Edmund B u rke ' ü n Fransız Devri m i eleşti risi n i ve Kari Popper' ı n 1940 ' 1 a rda kaleme aldığı Açık Toplum ve Düşmanlan ' n ı and ı ran bu tutu m u , Andre G l ucksmann b i r cümleyle özetler: "Teori leşti rmek, terör saçmak­ tı r. " Buna göre , gerçekl iği b i r bütü n ol arak açıklamaya yönelen d ü­ şünce sistem leri n i n yaptığı , gerçekl iği teke l i ne a l m ayı istemekti r. Böyle b i r idd i a , böyle b i r h ı rs , kaç ı n ı l maz o larak terör ve toplama kampları n a , yan i G u l agl ar' a sürü kler. 37 Franço i s Fu ret 'sabı k solcu ' ti plemesi açı s ı ndan ayn ı döne­ me has b i r başka örnekti r. Eski b i r kom ü n i st olan Fu ret, i l k önce l i bera l sol a daha son ra da o l d u kça m u h afazakar sağ b i r pol iti k çizgiye kaym ıştı r. En önem l i etki n l i k a l a n l a rı ndan b i r tanesi de sol , sosyal izm ve Marksizm eleşti ris i h atta (provokatif olsa da) daha 36) Kristi n Ross, Mayıs 68 ve Geriye Kalanlar, s. 251. 37) Bkz. Razmig Keucheyan, Aklın Sol Yarısı Yeni Eleştirel Düşünceler Atlası , çev. : Selen Şahi n , İ stanbu l , İ letişim Yay. , 2016 , s. 28-32.

Devrim: Bir Daha Asla? 1 117

doğru b i r ifadeyle düşmanl ığı ol m uştur. Kom ü n i st hareket içi ndeki tecrübesi ve çal ışma a l a n ı o l a n Fransız Devri m i tari h i , onu sü­ rek l i bu ikisi üzeri nde kafa yormaya ve b i rl i kte değerlendirmeye itm işti r. Temel görüşü de komü n izm i n ve her tü rl ü devrim i n özleri iti barıyl a total iter ve antidemokrati k olduğudur.38 Fu ret için Fran­ sız Devri m i ' n i n M arksi st yoru m u n a karşı çıkmak, sosyo-e kono m i k nedense l l i kler ve açı klamalar yeri ne pol itik ve düşünce tari h i n i koyma k ve faşizm i l e kom ün izm i n i ki total iter kardeş oldukl arı n ı savu nmak neredeyse b i r obsesyon hal i n i a l m ı ştı r. Faşizm i n kom ü­ n izm i n yükse l i ş i ne karş ı veri l m i ş b i r cevap olduğunu yazan Alman tari hçi Ernst Nolte i le i ki s i n i n kardeşl iği n i vu rgu layarak uzun b i r tartışmaya da gi rm i şti r.39 Fu ret, Fransız Devri m i i le bu çerçevede uğraşı rken e l bette Jakoben izm i le Sta l i n izm , Bolşevi k şiddet ve G u l ag kam pl arı i le Fransız Devri m i ve Terör dönem i arasında doğ­ rudan içsel ve özsel bağlantı lar tespit eder.40

Devrim Fikrinin İtibarsızlaşt1rllması 1989 'da, ABD Dışişleri Bakanl ığı ' n ı n siyaset planlama eki­ binden Francis Fukuyama, The National lnterest ad l ı u l uslararası i l i şkiler dergisi nde "The End of H i story? " adl ı makalesini yayı m l ıyor­ d u . Fukuyama, Sovyet bloğunun çözü l mesi n i n ard ı ndan çal ışmasını genişleti p makales i n i n son undaki soru işareti ni de kal d ı rarak The End of History and The Last Man [Tari h i n Son u ve Son i nsan] ad l ı meşh ur kitabını yayı m l ayacaktı . Kitabın tezleri o n u okumuş okuma­ mış hemen herkesçe aşağı yukarı b i l i nmektedi r: 1789 i le baş l ayan modern serüven bin bi r felaket ve hayal kırı kl ığı n ı n ardı ndan l i beral 38) B u Furet'nin hem genel devrim ler tarihine hem de topl uma bakışının bir özetidir: M ichael Scott Christofferson, French lntellectuals against the Left: The Anti-totalitarian Moment of the 19 70's , New York, Berghahn Books, 2004, s. 229-266 . Bu kitabın 6. Bölümü: "Anti­ totalitarianism against the Revolutionary Tradition: François Furet's Revisionist History of the French Revol ution " 39) Furet daha sonra bu tartışmayı derlemiştir ama yayımlanmasını görmeye ömrü vefa etmemiştir: François Furet ve Ernst Nolte, Fascism and Communism , Lincoln, University of Nebraska Press, 2001. 40) François Furet, Fransız Devrimini Yorumlamak, çev. : Ahmet Kuyaş, İ stanbul , Alan Yay., 1989.

118 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

demokrasi n i n güvenli suları nda n i hayete erm i ştir. Batı ti pi l iberal demokrasi , h ükümet etmen in o l ası en iyi biçim i olarak i nsanl ığın ideoloj i k evriminin n ihai aşamasıdır. Aman di kkat: Fukuyama " ide­ oloj i lerin son u " ndan bahsetmez. Tam tersine onun için söz konusu olan , " ekonomi k ve siyasal l i bera l izm i n küstah b i r zaferi " d i r. B u , " Batı l i beral izm i ne karşı uygu l anabi l i r siste m i k alternatiflerin tüm­ den yok oluşu " anlamında ·· Batı ' n ı n , Batı düşüncesinin zaferi " d i r. Bu zafer, ·· i nsanoğl unun ideoloj i k evri m i n i n son noktası olan ve i nsan yönetim i n i n n ihai biçi m i olarak Batı l i beral demokrasisi n i n evrensel leşmesine yol açan tari h i n sonu " idi .4 1 1989 ' a geri döne l i m . Ayn ı yı l , Fransız Devri m i ' n i n 200 . yı ldö­ n ü m ü görke m l i bir biçi mde kutl a n ı r. Yu karıda andığı m ız Fu ret' n i n öncülüğün ü yaptığı revizyon i st tari hçi ler kutlamalar vesi lesiyle Fransız Devri m i ' n i n a rtı k ' bitm i ş ' olduğu n u i l an ederler. Fu ret' n i n Fransız Devrimini Yorumlamak ad l ı etki l i çal ı şmas ı n ı n b i ri nci böl ü­ m ü gerçekten " Fransız Devri m i bitm i şti r" başl ığı n ı taşıyor ve " dev­ ri m fi kri n i n aşı rı bi r ayrıcal ığı olan herhangi b i r içsel eleşti riden arı n mışl ığı , a rtı k tartı ş ı l mazl ığın ı yiti rmekted i r " 42 bel i rlemesinde bulunuyord u . Fransız Devrimini Yorumlamak 1978 yı l ı nda yayı m­ l a n m ı ştı ve tam da 1970' 1eri n son u , Fu ret' n i n deyi m iyle " Sovyet tota l itarizm i n i n ve genelde Marksizm 'den kayn a kl andığı n ı öne süren tüm i kti darl arı n eleşti ri s i n i n sağ düşünce n i n tekel i nden ç ı ktığı " 43 b i r döneme tekab ü l ed iyord u . B undan on yı l son ra Furet artı k devri m i n "gereksizl iği n e " d a i r neredeyse genel b i r kon sen­ süsü ifade ed iyord u . Buna göre devri m , Fransız tari h i nde çok da önem l i b i r deği ş i k l i k yaratm a m ı ştı ; daha iyi yönde bir deği şime yol açtığı i se kes i n l i kle idd i a ed i lemezd i . Devri m , Rousseaucu "genel i rade " ve Robespierreci '•terör" i l e içeri s i nden modern zamanl arı n aşırı l ıkları n ı n , total itarizm leri n , savaşları n ve soykı rı m l arı n çı kaca­ ğı Pandora ' n ı n kutusunu açıverm i şti . Döne m i n hem de ' sosya l i st' başbakanı M ichel Rocard ' a göre devri m i n 200. yı ldönü m ü , " bi r­ çok insanı devri m i n teh l i ke l i olduğu na, şayet devri m olmasayd ı 41) Gregory Ell iott, Tarihin Sonları Marx, Fukuyama, Hobsbawm, Anderson, çev. : Deniz Keski n , İstan bu l : Versus Kitap, 2010 , s. 35-61. 42) François Furet, Fransız Devrimini Yorumlamak, s. 42. 43) Furet, Fransız Devrimini Yorumlamak, s. 41.

Devrim: Bir Daha Asla? 1 119

her şeyin çok daha iyi gideceği ne i kn a etme " n i n iyi b i r vesi lesi olara k görül m e l iyd i .44 1789 ' u n 200 . yı l dön ü m ü ves i l es iyle gü ndeme gelen bu i deoloj i k tavı r a l ı ş l arı n ard ı nd a Eki m 1917 ' n i n gölgesi n i fark etmemek m ü mkün deği l d i r. H o bsbawm ' ı n deyiş iyle: '' Fransız Devri m i 'yle i lgi l i tari h i n l i bera l a n l ayış l a revizyo n u , 1789 üzeri n­ den tamamen 1917 'yi hedef a l m ı ştı r. [ . . . ] İ şte , Soljen its i n ' den sonra Fra n s ız entelektüe l çevre l e ri n i n bir ş ifre gi bi d i l leri ne do­ l a d ı kl arı G u l ag gi bi teri m leri n , 1984 ' ü n Orwe l l-d i l i n i n hoyratça ku l l a n ı l m as ı , total itarizme refe ra n s l a r yapı l ması , 1789 ' u ge r­ çekleşti ren leri n aj itatörler ve ideol ogla r o l a rak d a mga l anması ve J akoben ler' i n öncü parti n i n ata l arı o l d u klarında [ . . . ] ı s ra r ed i l mesi hep bundan d o l ayı d ı r. " 45 Fu ret b u h ususu aç ı kça iti raf eder: " Rus örneği n i n b i r bu merang gi bi dönüp Fransız ' köken ' i ne çarpm ası kaç ı n ı l m azd ı r. [ . . . ] Bugü n de G u l ag, tasarı mdaki ben­ zerl i k dolayıs ıyl a , Terö r ' ü n yen iden e l e a l ı n mas ı n a neden o l uyor. İ ki devri m b i rb i ri ne bağl ı d u ruyorlar; a m a yarı m yüzyı l önce her i ki s i de ' koşu l l a r ' d a n , ya n i doğa l a rı n a yabanc ı , d ı şs a l o lgu l a rdan çı kartı lan bir özü rle gü nah l arı ndan s i ste m l i bir biçi mde arınd ı rı l ı­ yorl a rd ı ; bugü n i se tam ters i n e , vücutl ar ve kafa l a r üzeri nde titiz b i rer zor meka n izması o l a rak eştözl ü l ü kle suç l a n ıyorl ar. "46 1989 yı l ı nd a meşum duvar yı kı l ı rken tari h i n l i bera l demok­ ras i n i n zaferiyle n i h ayetlenişi kutlanmaktad ı r. Biten sadece tari h deği l d i r elbette , l i bera l demokras i n i n ötesi nde her arayı ş ı n da bey­ h udel iği açığa çıkm ı ş , devri m ya d a egemen olandan ' kopuş' fi kri­ n i n kendi s i de n i hayete erm i şti r. Liberal temsi l i demokrasi , önce faşizmi ard ı ndan da kom ü nizm i mağl u p ederek ken d i s i ne karşı o l abi lecek tüm alternatiflere karş ı gal ibiyeti n i ve tartış ı l m az ü stü n­ l üğün ü i lan etmişti r. S l avoj Z izek' i n deyi m iyle , " Fukuya m a ' n ı n Ta­ ri h i n Sonu kavram ı i le dalga geçmek kol ay olsa da bugün çoğu n­ l u k asl ı nd a Fukuyamacıdır. Liberal demokratik kapita l izm , n i hayet b u l u n m u ş , m ümkün en iyi top l u m form ü l ü o larak kab u l ed i l iyor. 44) Hobsbawm , age, s. x-xi . 45) Hobsbawm , age, s. 139-140. 46) Furet, age, s. 42.

120 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Herhangi b i ri n i n yapabileceği yegane şey bu topl um biçi m i n i daha ad i l , daha m üsamahal ı ve saire k ı l m aya çal ışmaktan i ba ret. "47 1990 ' 1 1 yıl lara ve 2000 ' 1eri n büyü k böl ü m ü ne egemen o l acak m uzaffer zeitgeist, yani " zaman ı n ruh u " bütün i htişam ıyla h ü kü m s ü rmekted i r artı k: Kapita l i zm demokras i n i n b i r önkoşu l u , gere kl i şartı d ı r; faşizm i le kom ü n izm i se l i beral demokras iye doğru doğal ve kaçı n ı l m az gel i ş i m i sekteye uğratan geçici kaza l ar, kapanmaya mahkum parantezlerd i r. Rousseau ve M a rx' ı n radi kal ütopyal arı total itarizme kaynakl ı k etmi ş ve giyotin i le G u l ag kam pları n ı doğur­ muştu r. Yu karıda adı geçen Fu ret ' n i n Bir Yanılsamanın Geleceği ad l ı ça l ışmas ı n ı n temel vu rgusu d a , modern tota l ita rizm leri n kay­ nağı ol arak gördüğü devrimci gel eneği n sorgu lanması ve n i h aye­ tinde tari h i n aşı l maz ufku o l a rak l i be ral izm i n melanko l i k de olsa övgüsüdür. Böylece kom ü n izm , faşizm ile b i rl i kte Batı l ibera l izmi n i n negatiften meşru laştı rı l m a s ı o l a rak görü n ü r artık. Kom ü n izm i le faşizm özgü rl üğü n Janus baş l ı d ü ş m a n ı , modern total ita rizm i n i ki ayrı örneği d i r . B u n a göre , kom ü n izm d e tı pkı faş izm gibi içkin ol a rak total iter bir teori ve prati kti r. Kom ü n izm i n faşizm l e adeta eşdeğer kı l ı n ı ş ı , Stephane Cou rtoi s ' n ı n derled iği ve bu ça l ı şma­ da daha önce de andığı mı z Kom ünizmin Kara Kitabı ( 199 7 ) i l e adeta z i rvesine u l aş ı r. Cou rto i s ' n ı n temel gayesi kom ü n izm i n N azizm ' den çok d a h a can i ce sonuç l ara yo l açtığı n ı ispatl am ak­ tı r. Ona göre N azizm b i r ı rksal topl u l uğa karşı soykı rı m a baş­ vu rm u ş , kom ü n izm i se b i r s ı n ıfa karşı ' soykı rı m ' yü rütm üştü r. Yan i Au schwitz i le G u l ag arası n d a b i r s i m etri va rd ı r . H atta Al man m u h afazakar tari hçi Ernst Nolte 'ye göre Auschwitz ' e yol açan bizzat kom ü n izm deneyi m id i r. N olte 'ye göre N azizm 1917 yı l ı n d a Bol şevizm ' i n getird iği ' Asyati k' barbarl ığa b i r te pki d i r . Bu a n l am­ da Bol şevizm N azizm ' i n " m antı ksal ve o lgusal ewel i " d i r. O rnek­ ler çoğaltı l ab i l i r. Antifaşist d i ren i ş ve iç Savaş dönemle ri nde sol i le ' sağ' ( N azi i ş b i rl i kçi leri kasted i l iyor) a rasında s imetri ku rarak i ki s i n i n uygu l ad ığı 'terörü ' eşd eğer kı l an Yunan revi zyo n i st tari h4 7) Slavoj Zifok, "Why There Are No Viable Political Alternatives to Unbridled Capitalism " , http://zizek.uk/why-there-are-no-viable-political­ alternatives-to-unbridled-capitalism/

Devrim: Bir Daha Asla? 1 121

ç i l iği ya da İ talya ' da faş izm i ve M ussol i n i 'yi rehabi l ite etmeye dön ü k çaba l a r akla ge len i l k örnekler. Stephane Cou rto i s için M a rx' ı n metinleriyle i nsanl ığa karşı s uç i şleme arasında doğrusa l , evri msel b i r geçiş, neredeyse b i r neden sonuç i l işkisi vard ı r: .. Temel soru n , i nsanl ığı i şçi s ı n ıfı için­ de ve arac ı l ığıyla yen iden bi rleşti rme şekl i ndeki Marksist tasarı n ı n Mesi hvari boyutu ard ı nda yen iden b i rleşmi ş , arı n m ı ş ve uzl aşmaz çel işki leri olmayan b i r i nsan l ı k arayı ş ı d ı r. Marx ' ı n tasarıs ı , resm i n içi nde yer almayan l a rı b i rer atı km ış gib i dışarı atan , zorla birleş­ ti rme [ . . . ] yöntem i n i doğrular. Çok geçmeden bir siyasi çatışma mantığı ndan bir d ı şl ama mantığı n a , sonra bir eleme ideoloj is i ne geçi l i r, son olarak da arı olmayan tüm öğeleri ortadan kal d ı rma­ ya yönel i k b i r ideoloj i ben imseni r. Bunun son unda i nsan l ığa karşı suç i şlemek vard ı r. "48 Böyle bakı nca i n sanl ığa karşı suç işlemeye yönelttiği , bunun meşru gerekçeleri n i ortaya koyduğu için Marx ' ı n yaz ı l arına d a H itler' i n Kavgam kitabına yapı lan muameleyi yapmak gerekmez mi? Cou rtois bu hususta netti r . .. Nazizm i le komü nizm arasında temel bir ayrı m b u l u nd uğu " fi kri ona göre '' büyü k b i r yan­ l ıştır. Len i n ve takipçi leri , gerek kuramları nda , gerekse uygu lama­ l arı nda , kapita l i sti , burjuvayı , karşı-devri mciyi ve benzerleri n i her fı rsatta açı kça insan l ı ktan dışlamıştır. "49 Fu ret ' n i n öğrenc i l erinden Patrice Guen iffey' n i n , çal ı şmaları n­ da terörün ve kitle kıyı m ı n ı n b i r ideo l oj i k dayanağı yoktur; onun gözü nde terör, devri m i n olmazsa olmaz kabi l i nden bir bi leşeni d i r ve doğal b i r biçimde devri m i n kendi d i namikleri nden kaynakl a n ı r. Terör, d iye yazar Guen iffey, .. Fransız Devri m i ' n i n deği l , değişme kipl iği ol arak düşü n ü len her devri m i n yazgısıdır. " Jakoben ya da Bolşevi k, Guen iffey' e göre her devri m , i ki yüzyı l d ı r tekrarlanan b i r senaryoya göre , .. kurbanl arın seri hal i nde katl i " ve .. sonsuz terör" anlamını taşımaktad ı r. Böylece terör ya da ' devri mci şiddet' tari h­ se l ve topl umsal bağl a m ı ndan bütün üyle sıyrı l ı p tari hsizleşti ri lerek bir 'terör metafiziği ' aracı l ığıyla açı kla n ı r o l u r.50 48) Courtois, age. , s. 994. 49) Courtois, age. , s. 1001. 50) Bkz. Traverse, Savaş Alanı Olarak Tarih , s. 56.

122 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Kom ü n izm i le faşizm i n ' suçları ' arasında b i r ' s imetri ' oluş­ tu rma tutkus u , bu i kisi n i i ki 'total itarizm ' ola rak eşleyen l i beral d i zgeni n ti pi k özel l iğid i r. Asl ında 'total itarizm ' kavra m ı n ı n devri m tari h i nde ku l la n ı ş l ı olmad ığına i n ansak ve o n u , Moshe Lewi n ' i n deyimiyl e , " Sovyet sistemin de meydana gelen öneml i değiş i m­ leri n göz a rd ı edi l mesinde payı olan b i r kavram " 5 1 saysak da i l­ ginç o l an b i r h ususu hatı rl atm a kta yarar var. Faşizm i l e kom ü­ n izm arası nda ' antitotal iter s im etri ler' kuru p kom ü n izmi n d ışsal koşul lardan bağımsız, 'özsel ' total iterl iği n i vurgu l aya n ların s ı kl ı kl a referans verdiği H annah Are ndt, Ekim Devrim i i l e ' Sta l i n i st tota­ l itarizm ' a rasında b i r özdeşl i k ve devaml ı l ık varsaymaz. Arendt, Totalitarizmin Kaynakla n ' nda şöyle yazar: " H i ç kuşkusuz Len i n en büyük yeni lgisin i , iç savaşın patl ak vermesiyle b i rl i kte , baş ı ndan beri sovyetlerde toplamayı tasarl ad ığı büyük gücün kesin olarak parti b ü rokrasisin i n el lerine geçmesiyle tattı ; ama gerçekte dev­ ri me giden yolda traj i k olan bu gel işme bile total itarizme zoru n l u olarak yol açmayab i l i rd i . "52 Yani Arendt, 1917 ' n i n yüzüncü sene-i devriyesi nde sı kça tekrarlanan ve 'tota l itarizm i ' kom ü n izmi n ya da M a rksizm ' i n devrim yol uyla pratiğe geçi ri l iş i n i n doğal b i r ü rü n ü sa­ yan yakl aşı m a katı l m az. Ona göre Rus devrim i için alternatif güzer­ gah lar peka l a m üm kü nd ü : " Le n i n ö l ü m döşeğindeyken yol la r hala açı ktı . " "Total itarizm " i se " u lusal temsi l i n başl ıca o rgan ı o l a rak hala bel l i b i r rol ü olan ve parti h iyerarşisi n i n m utlak egemen l iğin i önleyen sovyetlerdeki i ktidar kal ı ntı l arı n ı tasfiye " etmekle başla­ yı p sonunda " Sovyet toplu m u n u n idari ve askeri tüm ari stokrasi­ sinden kurtu l mak" için gerçekleştiri len kitlesel tasfiyelere varan b i r s üreçte Sta l i n devrinde yerleş i k b i r sistem hal i ne gel i r .53 Bu h ususla rı i leride yen iden tartışacağız; ancak bu nokta­ da öne m l i olan , 'total itarizmi ' tari h se l b i r s ü reci n sonucu olarak değerlend i ren Arendt' i n aks i ne kom ü n izmin bugün b izzat yapısı , hatta 'doğası ' itibariyle (tı pkı faş izm m i sal i ) b i r total iter musibet sayıl ıyo r o l u şudur. Len i n ' i (Yunan i sta n ' ı n popüler kitap dergi si The 51) Lewin, Sovyet Yüzyılı, s. 344. 52) Hannah Arendt, Totalitarizmin Kaynakları 3 Totalitarizm, çev. : l smail Serin, l stanbu l , i letişim Yay . , 2017, s. 57. 53) Arendt, age, s. 59-60.

Devrim: Bir Daha Asla? 1 123

Athens Review of Book' u n 2018 Mart sayı s ı n ı n kapağındaki ifa­ deyle) 'total itarizm i n kurucusu ' sayan yaklaşı m , Rus devri mci leri n i devri m yı l l arı nda bölen pro letarya d i ktatörl üğü , kamusal özgürl ü k­ ler, s iyasal çoğulcul u k , sosyal i st demokrasi üzerine tartışmaları , m i l l iyetçi l i k i l e enternasyonal izm , plan lama i le demokrasi , parti i le sovyet kuru m ları arasındaki i l i şki üzeri ne safl aşmaları bütünüy­ le yok sayar. Bolşevikler arası m ücadele ve a n laşmazl ı klar, farkl ı tavı r a l ışlar, 'tözsel ' olarak tota l iter muhayyel b i r ' Le n i n izm ' ve monol iti k b i r Bolşevi k örgüt adı n a es geçi l i r. Faşizm i le kom ü n izm i i ki 'total itarizm ' olarak eşleyen l i­ bera l dizge n i n temsi l ed i ld iği m u htemelen en etki leyici meka n , Budapeşte 'de And rassy Caddesi 60 numarada yer alan Terör M ü­ zesi , daha doğrusu resm i adıyla 'Terö r Evi ' d i r. G ü n ü müzde neo­ l i beral popül izm i n ve yen i otoriter l ider dalgası n ı n önem l i temsi l­ c i leri nden sağ-mu h afazakar parti Fidesz' i n l ideri Viktor Orban ' ı n i l k başbaka n l ı k döne m i nde , 2002 yı l ı nda açı l m ı ştı . H atı ra mekanı olarak ad l and ı rı lan ve yoğun pol itik amaçlarl a kul l a n ı l a n mekan­ l arı n başında gel iyord u . Burası , Orban ' ı n yaklaşan seç i m lerde bir önceki h ü kü meti n i lan ettiği " Holokostu Anma G ü n ü " ne karşı icat ettiği , " Komün izm i n Kurban ları n ı Anma Gün ü " nde açtığı b i r müzeyd i . Sıradan b i r müze o l m ad ığı , seçi len binan ın ki m l iği ve tari h i nden , üste l i k projen i n 20 m i lyon dolara mal o l masından za­ ten bel l iyd i .54 Terör Evi , Macaristan ' ı i şgal eden N azi ler' i n ve çok daha uzun süren ' komü n i st rej i m i n ' yol açtığı acı lar i le 'yüzleşme­ yi ' hedefl iyord u . Anca k her n as ı lsa öze l l i kle Nazizm ' i n mağdu ru Romanlar, Yahud i ler ve komü n i stler içi n çok fazla yer ayrı l mamış­ tı . Macarl a r m i l l i tari h leri yabancı ideoloj i ler tarafı ndan böl ü n m ü ş m ağd u r ve yekpare b i r u l us olarak resmed i l iyord u . B u n u n için de bütü n 19. yüzyı l boyu nca farkl ı l ı klara karşı uygu lanan m i l l i pol iti­ kaları n u n utu l ması , söz konusu dönemlerden de seçme yapı l m ası 54) Terör Evi için bkz. lstvan Rev, "The Terror of the House" (Re) Visua/izing National History: Museums and National ldentities in Europe in the New Millennium, der. : Robin Ostow, Toronto, University of Toronto Press, 2008, s. 47-89 ve Csil la Kiss, " Divided Memory in Hungary: The House of Terror and the Lack of a Left-wing N arrative " , Life Writing and the Politics of Memory in Eastern Europe, der. : Simona M itoriou, Londra, Palgrave, 2015 , s. 242-259.

124 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

gerekiyord u . B i n a n ı n çatısı n ı n ken arı na giyd i ri l m i ş siyah dem i rden "Terror" yazıs ı , M acari sta n ' da 1944 i le 1945 yı l la rı arasında h ü­ kümet etm i ş olan Nazi partisi O k ve H aç ' ı n sem bol ü olan ok ve haç ile kom ünizm i n kızı l yı ldızı n ı yan yan a geti riyor ve güneş ışın­ l arı n ı n bu sembolleri yeryüzüne b i rl i kte yansıtması amaçlan ıyord u . B u çal ışmanın yazarları ndan b i r tanesi , 2003-2004 yı l ları nda bir senes i n i Budapeşte 'de geç i rd iği için kamusal hayatta Terör Evi ' ne i l işkin hayl i hararetl i tartışmal arı çok net hatı rl ıyor. Oze l l i kle düzenl i olarak ' komünizm ' tarafı ndan i nfaz edi l d iği idd i a ed i len kişi leri n ortaya çıkıp hala h ayatta oldukl a rı n ı açı klamaları , günde­ m i n önem l i bir başlığı n ı oluşturuyord u . B i n a deği şik dönemlerde güvenl i k aygıtı n ı n b i r parçası ol ara k ku l l an ı ld ığı için kam usal i mge­ lemde b i r işkence merkezi o larak yer etm işti . 1956 Devri m i ' nde göstericiler binayı kuşatm ı ş ve içeriden çı kan görevl i leri i nfaz etm işti . Daha son ra günlerce b i n a n ı n bodru m katla rında, h atta binanın d ı ş ı ndaki C u m h u riyet M eydan ı ' nda yeraltı oda ları ve bun­ ları n içi nde sakl ı tutu lan m a h ku m l ar ara n m ı ştı . Bunun için d i n le­ me aletleri nden kuyu kazma aletlerine kadar her tü rl ü alet edevat ku l lanı l m ı ş , b i n lerce insan gece gü ndüz toprak altı nda olduğuna i n a n ı lan işkencehane ve hücrelerde kapatı l m ı ş i nsan ları aramıştı . Terör Evi ' ne ev sah i pl iği yapacak bundan daha iyi bir mekan b u l u­ namazd ı herhalde. Eki m ' i n yüzüncü yı l ında faşizm/komün izm simetrisine, 'ok ve haç' i le 'orak ve çekici ' aynı zem i nde tanım lama furyasına çok şey eklendi elbette . Mesela uzun zamandı r Guardian gazetesinde ya­ zan sanat eleşti rmeni Jonathan Jones , New York Modern Sanat M üzesi [A Revolutionary lm pulse : The Rise of the Russian Avant­ Garde] ve Londra Kral iyet Akadem isi' nde [Revolution : Russian Art 1917-1932] devrim i n 100 . yı l ı ves ilesiyle d üzenlenen sergi leri eleş­ ti rd iği yazısına, " devrimci Rus sanatın ı kutlayamayız -o kaba propa­ gandadan i baret" başl ığını uygun görmüştü . Jones ' a göre " Leni n ' i n devri m i n i pembe gözl üklerle görmek" , onu romantize etmek büyük bir hatadır: " Lenin zamanındaki Rus sanatına hayranlık duyuşumuz i nsan l ı k tari hi n i n en kanl ı sayfaları ndan b i ri n i romantize etmekte­ d i r. Kral iyet Akadem isi H itler Alm anya'sına dair böyle devasa bir sergi terti p etse haklı ol arak çok büyük reaksiyon doğard ı . Oysa

Devrim: Bir Daha Asla? 1 125

Rus devrim i n in sanatı da aynı şeki lde 20. yüzyı l ı n kitle katl iamlarına batıktır. "55 Tarihçi Anne Applebaum ise , gamalı haçlı ya da H itler' i n simasını taşıyan tişörtlerle alenen sokakta dolaşmanın mümkün ol­ mamasına, bunun hakl ı olarak ayı planan bir şey olmasına rağmen , aynı şeyi n orak çekiçli ya da Len i n figürl ü tişörtlerle gezen gençler için söz konusu olmam asına hayıflan ıyord u . 56 Asl ı nda faşizm i l e kom ü n izm aras ı nda kuru l an 'total itarizm karş ıtı s i metri ' şu son on yı l l ar içeri s i nde hayl i zem i n kazan m ı ş , 2 0 . yüzyı l tari h i ne d a i r kamusal söylemde ken d i s i ne ciddi b i r yer b u l m u ştu r. Bu d u ru m u n b i r örneği n i E nzo Traverso veri r. 2001 yı l ı nd a İ talya Cu m h u rbaşka n ı C i am pi , ' b ütü n ' savaş kurban l a rı n ı , yan i toplama kam plarında ölen Yahud i l e ri , çi ngeneleri ya d a eş­ ci nse l l e ri , d i re n i şç i l e ri , askerl e ri ve faş i st m i l i s leri ayrı m s ız anan b i r söylev veri r. " Başka bir deyi ş l e , gaz oda l arında ölen lerle on­ l arı fi şlem i ş , yaka l am ı ş ve s ü rm ü ş o l an l ar" b i rl i kte a n ı l ı r. Daha son ra , ayn ı perspektif içeri s i nde , soykı rı m kurba n l arı n ı , 194345'te Yugosl av d i re n i şçi leri n i n ö l d ü rdüğü İ ta lyan l a rı ve Berl i n duvarı n ı n yı kı l ı ş ıyla özgürl üğe kavuşanl arı anmayı hedefleyen üç ayrı anma gü n ü tes pit ed i l i r . Traverso ' n un ded iği gi bi , " antitota­ l iter s i metri a rtı k kusursuzd u r ve b u n u n sonucu , tamamen fark l ı n ite l i kteki suç l a rı b i rb i ri ne katarak ku rban l arı n eşitl iği n i , ' uğru n a ö l d ük l e ri dava l arın eşitl iği ' ne d ö n ü ştü rmek"tir. 57 B i r örnek daha vere l i m : 2009 yı l ı nda Franc i sco Goya ' n ı n " Los Desastres de la Guerra " [Savaş ' ı n Fel a ketle ri ] ad l ı ç izi m­ leri Ati n a ' d a sergi len i r. B i l i nd iği gi bi , geri l l a m ücadelesi ya da savaşı , yan i s i l ah l ı ' d üzensiz' h a l k güçleri n i n düze n l i ord u l a ra karşı verdiği m ücadele biçi m i n i n ' i s i m babası ' , 1808-1814 yı l l arı a ras ı nda İ spa nya ' da N a polyon o rd u l arına karşı gerçe kleşt i ri len 55) Jonathan Jones , "We cannot celebrate revolutionary Russian art it is brutal propaganda " , https://www .theguardian.com/artanddesign/ jonathanjonesblog/2017 /feb/01/revol utionary-russian-art-brutal­ propaganda-royal-academy 56) "A new generation of left-wingers seems ready to try Marxism again " , https://unherd.com/the-feed-blog/new-generation-left-wingers­ seems-ready-try-marxism/ 57) Enzo Traverso , Geçmişi Kullanma Kılavuzu , çev. : Işık Ergüden, İ stanbul, Versus Kitap, 2009, s. 39-40.

126 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

savaştı . Zaten 'ge ri l la ' ya da 'guerri l l a ' tab i ri , İ spanyolca ' küçük sava ş ' a n l a m ı na ge l i r. N a po lyon o rd u l arı n a karşı s i l a h l ı d i re n i­ şe geçe n l e r de 'guerri l lero ' o l a rak ad l a n d ı rı l ı r . Tari hteki ' başa­ rı l ı ' geri l l a m ücadeleleri nden bi ri o l arak kabu l ed i len İ spanyol geri l la savaşı , Fransız ord u l a r ı n a b üyük zayiat verd i rm i ş , hatta bu nede n l e savaş, N a po lyon tarafı ndan " İ s panyol ü l seri " o larak ad l and ı rı l m ı ştı . Söz konusu savaşı n yol açtığı dehşeti en iyi ifa­ de eden , h iç ş ü phesiz, Goya ' n ı n Ati n a ' d a sergi lenen '' Savaş ' ı n Fel a ketleri " d i r. Ça l ı ş m a , sava ş ı n dehşeti n i a ktaran toplam 80 kadar çizi mden o l uşur. Savaş karş ıtı mesaj ı çok açı k o l an o l­ d u kça kötüm ser, h atta h ayl i sert sahnelerden o l u şan çizi m lerin tamam ı , ancak 1863 'te , yan i Goya ' n ı n ö l ü m ü nden uzun yı l la r sonra yayı m l an ı r. Yunan i sta n ' ı n başke ntindeki sergi n i n tari h d a n ı ş m a n l a rı n­ dan b i ri ve İ spanyol geri l l a savaşı kon u s undaki açı klayıcı met­ n i n yazarı i se Yun a n tari hçi Stath i s Kalyvas 'tı . Kalyva s , Yunan antifaşist d i re n i ş i ve iç Savaşı kon u s u n d a ' revizyon i st' o la rak ad l an d ı rı l a n yen i bir tari hyazı m ı çizgi s i n i n en önem l i figü rü o l a­ rak kab u l ed i l iyor. Kalyvas çal ı şmal arında 1940 ' 1 1 yı l l a r boyu nca Yunan so l u n u n da en azı ndan k ralcı-faşist Yu n a n sağı kadar ci­ nayet i ş led iği n i ve 'teröre ' başvu rduğu n u vurgu l uyor. Sağ i le sol arası ndaki çatı şmayı neredeyse s iyasal bağl am ı ndan kopara rak i ki 'tarafı n ' da ' aş ı rı l ı k ' kon us u n d a yarı ş h a l i nde bu l u nd uğu ' siya­ s a l şiddet' bağl a m ı nda değerle n d i riyo r . Böylece i ki 'taraf' d a ge­ re k po l iti k-ideoloj i k, gerekse eti k-mora l açıdan eşlenm i ş o l uyor. Nazi ler' le işbi rl iği yapan güçler de komü n i stler de eşit derecede ' s uçl u ' ve ayn ı zamanda ' m ağd u rd u r' . Cel l atlarla kurb a n l a r ayn ı d üzlemded i r artı k . Ayn ı Ka lyvas , Goya sergisi için ka l eme ald ığı meti nde , esas ol arak, geri l l a m ücadeles i n i n s ivil kayıp l a rı a rtı rd ığı , geri l l a l a­ rın sivi l leri askeri amaçlarla ku l l anmas ı n ı n s ivi l-aske r ayrı m ı n ı ortadan kaldı rarak savaşın dehşeti n i çoğalttığı n ı vurgu l uyord u . Ka lyvas' ı n görüşleri b u a n l am d a , mese l a G azze ' deki sal d ı rı l a rı n­ daki s ivi l kayı p l a rı n bu kadar fazl a o l m a s ı n ı H am as ' ın soru m l u olduğu n u , örgütü n sivi l leri ' i nsan kal ka n ı ' o l a ra k ku l land ığı i ç i n ç o k kayı p veri l d iği n i idd i a eden İ s ra i l l i askeri yetki l i lerden fark-

Devrim: Bir Daha Asla? 1 127

s ı zd ı r. M ağdu r i l e fai l i b i rb i ri ne karıştı rmakta , zal i m i l e mazl u m a rası nd a ki ayrı m ı bel i rsizleşti rm e kte sergi lenen bu pervasızl ı k şaş ı rtı c ı d ı r . Ki m i n m ağd u r, ki m i n fai l old uğu noktası nd a m utl ak bir bel i rsizl i k ve 'tarafl ar' a ras ı nd a varsayı l a n ' s i metri ' mucibi nce a rtı k sivil kayı pl ard an soru m l u o l a n ( 19 . yüzyı l başı ndaki İ spanya ya d a 2 1 . yüzyı l başı ndaki Fi l i sti n ' de o l s u n ) i şgalci ord u deği l , i şgal e karşı d i renenlerd i r. Böylece , söz konusu o l a n i ster Bolşevi k Devri m i sterse N a­ zizm ve antifaşist d i re n i ş o l su n , l i be ra l antitotal itarizm yapısal güç i l i şki l e ri n i n üzerinden atlayarak s iyasal safl aşmaları depol i­ tize eder. ' Uğrun a ö l ü nen dava lar' eşdeğerse tari hçiye kal a n ye­ gane görev, ki m i n d a h a ' aş ı rı ' o l d uğun u a n l ayabi l me k için ceset sayma ktı r . Siyasa l ş iddeti n söz konusu olduğu d u ru m la rda cel l at i le k u rbanı eşitleyen l i beral körl ü k daha da bel i rgi n hale gel i r. Tari h , l i be ra l-parlamenter demokrati k d üzen l e son b u l uyor ve d i­ ğer tüm seçenekler b izi ya Auschwitz ' e ya da G u l ag' a ç ıkartan ' aş ı rı ' sapa yol la ra çı kıyorsa eğe r , ş iddeti doğuran da bizzat bu ' aş ı rı l ı kl ar ' d ı r. Yoksa ş i md i ki zama n ı n ve egemen d ü ze n i n içinde barı nd ı rd ığı güç ve tah a kküm i l i ş k i l eri deği l . G ü n ü m üzde ütopya gel ecekten o l d uğu kadar tari hten de s ü rgün ed i l m işti r. Enzo Traverso' n u n h atı rl attığı üze re , G u l ag' ı n a n ı s ı devri mi n ki n i , Yah u d i soykı rı m ı n ı n a n ı s ı büyü k antifaşist m ü­ cadeleleri n ki n i , köl ec i barbarl ığı n a n ı sı sömü rge karşıtı m ücade­ leleri n a n ı s ı n ı gölge l e m i şti r adeta . Bize düşen k u rb a n l arı n-mağ­ d u rl arı n yası n ı tutma ktı r sadece , o n l arın zafe r ve yen i lgi l e ri n i n a n ı s ı n ı deği l . Geçm i şte kurban l a r kadar sömü rü ve tah akküme karşı m ücadel e eden l e r de o l duğu ve ku rbanl arın çoğu n u n as­ l ı n d a b u i ki nc i l e r o l d uğu u n uttu ru l maya çal ı ş ı l ı r. Böylece geç m i ş m ücadeleleri n i n a n ı s ı s i l i kleşti ri l i r ve geçm i ş , ancak pasif b i r bi­ ç i mde a n ı l acak b i r fel a ketler top l a m ı n a i n d i rgen i r. ' O len leri n d ö­ vüşere k ö l d ü kl eri ' es geç i l i r ve tari h i n h atı ral arı yad ed i lebi lecek pasif k u rba n l a rd a n i b a ret olduğu kafam ıza kakı l m aya çal ı ş ı l ı r. N eticede artı k " devrim i d ü ş ünmek b i l e suçla özdeşleşti ri l­ m i ştir; devrim otomati k ol arak ' ko m ü n izm ' kategori s i ne i n d i r­ gen m i ş ve y i rm inci yüzyı l tari h i n i n 'tota l itarizm ' böl ü m ü nde arşiv­ l en m i ştir. Devrim Terörle özdeşleşti ri l m i ş ve Terör de canice b i r

128 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

ideoloj in i n tutarl ı b i r şeki lde gerçekleşti ri l mesine i n d i rgen m i şti r. [ . . . ] ye n i Restorasyon ' u n tari hçi l e ri komü n izm i içki n o l a ra k tota­ l iter b i r ideoloj i ve p rati k d iyerek topyeku n m a h ku m etmeye gi riş­ ti l e r. Her türl ü özgü rl ü kç ü boyutu ndan yoks u n kal a n kom ü n izm be l l eği ti ra n l ar yüzyı l ı n ı n a rş ivi nde s ı n ıfl and ı rı ld ı . " 58 Gerçekten de gü n ü m üzde 20. yüzyı l ı n tü m fel a ketl e ri nden , barbarl ı kl arı ndan devri m leri ve e l bette devri mci leri ( ' aş ı rı l ı kları ' ) soru m l u tutmak yerleşi k b i r kab u l h a l i n i a l m ı ştı r. Toplama kam p­ l a rı n ı n , kitl esel kıyı m l a rı n , savaşları n ve total itarizm i n m üsebb i b i ve soru m l usu a rtı k devri m le r , öze l l i kle de Fransız ve R u s devri m­ leri d i r. As l ı nda postmodern izm i n öze l l i kle tari hç i l i k a l an ı nda yap­ tığı eleşt i ri l e ri n ciddi mevzi l e r kazand ığı ve Fransız Devri m i ' n i n sağ-revizyon i st okumas ı n ı n popü ler hale gel d iği zama n l ara has bir d u ru m da deği l bu. Daha önce de ifade ettiği m i z üzere , dev­ ri m i iti bars ızlaştı rmaya ve o n u n bel l eği n i l i kid ite etmeye dön ü k gi riş i m i n seferber ettiği tem a l a r a s l ı nda b i r h ayl i eski d i r. Orneği n 1950 ' 1 i yı l l arda yazan J acob Tal m o n , Totaliter Demokrasinin Kö­ kenleri ad l ı çal ı şması nda , tı pkı d a h a son raki revizyo n i stler gi b i , öze l l i kle d ü ş ü nce tari h i ne odakl anarak 18 . yüzyı ldan iti baren fi­ ki rler d ü nyası ndaki kavram ve a n a l izlerle 20. yüzyı l s iyasa l çatış­ mal arı aras ı n a doğrudan ç i zgi ler çizm i şti r. B u n a göre , 20. yüzyı l ı n total iter rej i m l e ri n i n m üsebbi pleri , b ütü n c ü l to plu msal deği ş i m projeleri öne s ü renlerd i . Tal m o n ' u n baş hedefi J . J . Rousseau id i . Onun genel ' i rade ' kavramsal l aştı rması Fransız Devri m i ' n i n ' özü ' sayı l an Te rör Dönem i ' n i n ve J a kobe n i zm i n tem e l neden iyd i . Fransız Devri m i de as l ı nda Bolşevizm ve faş i zm i n h aberc i s i nden başka b i r şey deği ld i . Tal mon ' u n idd i a l a rı , zam a n ı nda l i bera l ve m u h afazakar tarihçi leri b i l e şaşı rtm ı ştı ; a ncak popü l e r d üzlemde bu idd i a l arı n gü ndemde ka ldığı n ı , h atta gid e rek zem i n kazandı­ ğı n ı görüyoruz. 59 Tal mo n ' u n çağdaş ve tab i r caizse celebrity örneği , eser­ leri her d a i m ' çok satan l ar' arasında o l an S iman Scha m a ' d ı r. 58) Traverso, Geçmişi Kullanma Kılavuzu , s. 7 7-80. 59) Gary Kates, " l ntroduction " , The French Revolution: Recent Debates and New Controversies , derleyen Gary Kates, Londora, Routledge, 2006, s. 8.

Devrim: Bir Daha Asla? 1 129

Sch a m a , Fransız Devri m i üze ri n e çal ışmalannda, karşıdevrimci d ü ş ünceni n 18 . yüzyı l ı n sonundan itibare n o rtaya atı l m ı ş argü­ m a n l a rı n a döner. O n u n i ç i n devrim i n temel öze l l i kleri ş iddet ve kand ı r . Ş iddet devri m i n açığa ç ı kard ığı kolektif e ne rj i n i n yegane kaynağıd ı r. Kan dökme ve katl i a m , devrim i n bel ki esef d uyul acak bir yan ü rü n ü deği l , o n u n d i na m izm ve enerj i s i n i n tem e l kayna­ ğıd ı r. B u bakı mdan devri m , s iyas i a m aç ları gerçekleşti rmek içi n yapı l a n ö rgütl ü ö l d ü rme edi m id i r: " Çoğu tari hçi , [ . . . ] b u ş i ddeti , d i kkatleri Devri m i n başarı l arı ndan uzaklaştırmaması gereken tat­ sız b i r 'ya n ı ' o l a rak görmeye ne kada r kapı l ırsa kapı ls ı n , b u n u ya pmak yava n l ı k o l u r. Baş ı nd a n -1789 yazı ndan- iti ba re n ş iddet devri m i n motoruyd u . " 60 Yan i d evri m i devri m yapan yapısal ne­ d e n ler, i ktisad i ve sosyal gel iş me ler, s iyasal koşu l l a r vs . deği l­ d i r, neredeyse sadece şiddett i r. 6 1 G ü n ü m üzde devri m ler, tari h i n ' aş ı rı l ı kl a rı ' o la rak geç m i ş i n fel a ketleri nden soru m l u tutu l u rl a r . Yan i s a n ı k sandalyes i ne otu r­ tu l a n l a r cel l atl ar deği l , ken d i kaderleri n i el leri ne a l m a c ü reti n i göstere n l erd i r. Doksan y ı l önce katled i le n Rosa Luxe m b u rg, dev­ ri m i n hemen akabi nde Bolşevi kler'e dönük ciddi ele şti ri lerde bu l u n maktan çekin m ezken o n l a rı tari hsel bir dönüşüme ,. cü ret etmeleri " kon usunda heyeca n l a övüyord u . G ü n ü m üzde i se kın a­ n a n , e leşti ri l e n , ith a m edi len tam d a bu c ü retti r. Oysa Daniel Bensa"id ' i n h atırlattığı gibi , ,. hesap soruyor o l m a m ız gereke n ler, kara r verme a n ı nd a buna cü ret edememiş o l a n l a rd ı r. [ . . . ] Ba­ şarı sız ve i h anete uğra m ı ş devri m lerin bede l i n i ve zaman risk a l m a zam a n ıyken kaç ı p gidenlerin soru m l u l uğu n u kim açı kl aya­ b i l i r? Almanya ve Avru pa i ç i n 1918-1923 aras ı n d a tam a m l an­ madan son l a nd ı rı l m ı ş devri m i n n a s ı l bedel lerle sonuçlandığı n ı ki m söyleyebi l i r? " 62 Tari h ' o l m u ş o l andan ' iba ret deği l se eğer 60) Simon Schama, Yurttaşlar: Fransız Devriminin /çerden Tarihi, çev. : Ahmet Fethi , İ stanbul , Alfa Yay. , 2015, s . 822. 61) Eugen Weber, "Violence Made it Happen " , The New York Times, 19 Mart 1989 , https://www .nytimes.com/1989/03/19/books/ violence-made-it-happen.html (son erişim tarihi 20 Nisan 2018). 62) Daniel Bensa"id, " 20. Yüzyılda Devrimin Yazgısı Stalinizm ve Bolşevizm " , Lev Troçki , Stalinizme Karşı Bolşevizm içinde, çev.: Sanem Öztürk, İ stanbul, Yazın Yay., 2008, s. 31.

130 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

ş u soruyu sorm a k meşru d u r: Faş i st barb a rl ığı n m üsebbi b i Fran­ sız Devri m i ' ni n 'genel i rade ' i le yol u n u açtığı total itarizm d a lgas ı ya da R u s Devri m i ' n in yarattığı s iyasal safl aşmanı n ' aş ı rı l ı kl arı ' m ıd ı r? Yan i devrim leri n o l m u ş o l ması m ıd ı r yoksa Al m a nya ' d a 1918-1923 yı l l arı nd a devrim i n gerçekleşmemes i , gerçekleşe­ memesi m i d i r? R u sya ' d a baş l ayan i ş i n Avru pa ' n ı n geri kal an ı nd a tama m lanamaması m ı d ı r? Eğer i l l a l üzum görü l üyorsa ki mden hesap soru l ma l ı d ı r?

3

DEVRİMİN NOSTAUİSİ

..

192 7 'de , devri m i n onuncu sene-i devriyesi m ü nasebetiyle Vsevo­ lod Pudovki n yönetim inde çeki len St. Petersburg'un Son u , Ekim ' i , fabri kada çal ışmak için köyden kente göç etmek zorunda kalan b i r i şçi n i n gözünden anlatı r. Fi l m i n başları nda genç i şç i Petersburg ' a gel ince kameranı n odağı , şeh ri ' sü s leyen ' ç a r heykel leri ve abide­ vi yapılara kayar. Taş ra l ı müstakbel i şçiyi b i r süre o heyke l leri n , o anıtsal yapı ların mesafes i nde n , yukarıdan görürüz. Genç i şçi ve ona refakat eden yaşl ı kad ı n küçü l d ü kçe küçü l ür, neredeyse m ikroskobik b i r hal a l ı r. Petersbu rg, ' aşağıdaki leri n ' üzeri ne b i r heyu la gib i çökmekted i r. St. Petersburg yahut Eki m ' in arifesindeki adıyla Petrograd , biz­ de 'del i ' lakabı reva görülen ' Büyük' Petro'nun bir 'çılgı n projesid i r' . Rusya ' n ı n müstakbel ' Batı l ı ' başkenti , Çar Petro ' nun Batı 'ya yönel­ me ve m utlakiyetçi merkezi leşme politikalarının gereği olarak 18. yüzyı l ı n başları nda Neva Nehri ' n i n üzerinde , Finlandiya Körfezi ' ni n ucunda 'sıfırdan' i nşa edi lmeye başlanır. Batakl ı k üzerine kuru l an şeh ri n i nşasında, Rusya ' n ı n dört bir yanı ndan toplanıp zorla bu i şe koşulan köylü ler, mahkumlar ve savaş esi rleri , yani köle emeği kul­ lanıl ır. Tarihçilere göre i nşaatın i l k 18 yı l ı nda 540.000 kadar m uj i k b u i şte çal ıştırı l ı r ve çal ışma koşulları öylesi ne acımasızd ı r ki bunlar-

132 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

dan on b inlercesi bu ' projen i n ' yapımı sırasında h ayatın ı kaybeder (tahminler 30.000 i le 100.000 arasında değişmektedi r. ) Olenler, öyle cenaze meras i m i ya da b i r mezar gib i forma litelere bakılmak­ sızın şeh ri n temel lerine atıl ır. Bu neden le St. Petersburg, " ke m i kler üze ri ne i nşa edilen şehi r" d iye de b i l i n i r.1 İ şte köyden kente gelen müstakbel işçiye tepeden bakan şehir budur. St. Petersburg'un Sonu , alttakileri n , kem i kleri üzerine kurul­ muş bu şehri zaptedişlerini anlatır. Zaten Petrograd'da devrim , eğer başarı l ı olacaksa, kent merkezin i n zaptıyla eşanlamlı olmak zorun­ dad ı r adeta. Sözü China M ievi l le'e bırakal ı m : " Petro' nun başkenti coğrafi olarak hassas şekilde parsellenmişti . Vasilyevskiy Adası 'nın güneyi , Neva'nın sol kıyısı , ayrıldığı yere, Fontankaya'ya kadar muh­ teşemd i ; burası Mari inskiy Tiyatrosu' nun, i htişaml ı Kazan ve i saaki­ evskiy katedrallerinin, soyl uların sarayları n ı n , öneml i profesyonel lerin apartman bloklarının bulunduğu Nevski Prospekt'ti . Yakın geçmişte göçmenleri n oluşturduğu bölgeler burayı çevrelemekteydi : Vasilyevs­ kiy, Viborg ve Ohta, Neva'nın sağ kıyısında daha uzak bölgelerd i ; Neva'nın sol tarafında, Aleksandre Nevski , Moskova ve Narva ma­ halleleri yer alıyordu . Burada , çoğu kırsal kesimin kara toprağından yeni gelm i ş , gürültül ü fabri kaları n arasında, çökmek üzere olan tuğla barakalardan, pis tahta kulübelerden oluşan blokları nda yaşayan iş­ çiler vard ı . Böylesi bir tecrit, protestolarının duyu lması içi n , şehri n fakirlerin i n şehri n merkezin i işgal etmeleri gerektiği anlamına gel iyor­ du . 1905'te öyle yapmışlard ı . Şimdi tekrar deniyorlardı . " 2 Marshal l Serman , St. Petersbu rg' u "yu karıdan aşağıya modernleşmeni n simgesel b i r ifadesi " sayar ve şeh ri n tari h i n i 1825'teki Dekambrist isyandan itibaren " aşağıdan yukarıya a lter­ natif b i r modern leşme tarzın ı " hayata geçi rmeye dön ü k m ücadele­ lerin tari h i o lara k ele alı r. Bu tarihteki yeni k kalkışmalar " şehri ele geçi rmek için m ücadele eden bir edebi gelenek" doğurur. Bu edebi 1) Devrimin belki de en önemli mekanı olan Petrograd için bkz. Mehmet ö. Alkan , "Şubat'tan Eki m 'e St. Petersburg'da Devrimin Mekanları " , 191 7 Rusya 'da Devrimde Devrim , der. : Mehmet Ö . Alkan, Y. Doğan Çetin kaya, l stanbu l , Tarih Vakfı Yurt Yay. , 2018, s. 31-70. 2) China Mievil le , Ekim Rus Devriminin Hikayesi, çev . : Saim Özen, l stanbul , Ayrıntı Yay. , 2017 , s. 60.

Devrimin Nostaljisi

1

133

gelenek, Berman 'a göre , Aleksandr Puşki n ' i n Bronz Süvari adl ı şi­ i riyle başlar. 1830 ' 1 arın başında yazı lan ve alt başl ığı " B i r Peters­ burg Masalı " olan ş i i r, 1782 'de d i ki len Büyü k Petro'nun heykel iyle en alt dereceden küçük bir memur olan Yevgeni arası ndaki gari p mücadeleyi kon u edi n i r. Yevgen i ' n i n küçük düşleri Petersbu rg' un , Dostoyevski 'nin deyimiyle "yeryüzündeki bu en soyut ve önceden tasawur ed i lmiş şeh ri n " altında kal ı r. Bu yapay şehri s i l i p süpü­ ren b i r sel felaketi Yevgen i ' nin hayal lerin i yıkar, sevdikleri n i eli nden a l ı r. Yevgeni bunun hesabı nı şehri zorbalı kla kuran Petro ' nu n hey­ kel i Bronz Süvari 'den sorar. " Senato Meydan ı 'na gelmişti tekrar: 've tam önünde taşlaşmış, kol larını açm ı ş , karanlıkta dimdik, put d uruyordu bakı r atı üzerinde . ' [ . . . ] ' Heyke l i n ayaklarının ucundaki zava l l ı adam , dünyan ın yarısına h ü kmedenin yüzüne bakakalmıştı boş , deli gözlerle. ' Ama birden , ' kanı kaynamaya başladı , yüreği n i ateş bastı . Ayağa d i ki l d i kibirli heykelin karşısında ve yumrukları­ n ı , dişlerini sıkarak, kara bir gücün tutsağı ol muşçasına: Pekala, m ucizeler yaratan ku rucu ! Nefretle tıslad ı . Henüz hesaplaşmadık! ' Bu romanti k çağın büyük, radikal anlarından biridir: ezi len sıradan insanı n ruhundan fışkı ran Prometeusvari meydan okuma . " Ancak B ronz Süvari bu meydan okuma karşısında alttan alacak deği ldir el­ bet. Heykel canlanır ya da Yevgen i öyle san ır ve onun peşi ne düşer. Yevgeni ' nin başkaldırısının hesabını sormak isteyen put onu bir tür­ l ü yalnız b ı rakmaz, nereye gitse peşinden kovalar d u rur. Peter' i n şehrinde ezi lenleri n onlara tepeden bakan b u abidelerle muhteme­ len i l k karşı laşması böyle alçaltıcı bir yen i lgiyle son b u l u r. Ancak kavga başlamıştı r bi r kere ve ' altta kalanları n ' tal i h i n i n döneceği gün elbet gelecektir. Berman ' ı n deyimiyle , " Petersburg'un s ı radan insanları gelecek kuşaklarda yavaş yavaş kendi varl ıklarını h issetti r­ mek, şehrin büyü k meydan ları nı ve yapıl arını kendi lerine ait kı l mak için yol lar bulacaklardır. "3 Devri m i n onuncu yı l ı münasebetiyle çeki len bir başka fi l m , Eisenstein ' ı n meşhu r Ekim ' i , çarların şehrinin zaptı ve ondan alı­ nan i ntikaml a , Petersbu rg'daki abidevi Çar 1 1 1 . Aleksandr heyke l i­ n i n , on yı l lard ı r yukarıdan bakı p horladığı kalabalıklarca parçalanı3) Marshall Serman, Katı Olan Her Şey Buharlaşıyor, çev.: Ü mit Altuğ, Bülent Peker, İ stanbul , İ letişim Yay. , 2004, s. 243-254.

134 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

şı , yıkı l ış ıyla başlar. "Ayn ı zamanda bir barbarl ı k belgesi olmayan h içbir kültür belgesi yoktur" d iye yazıyordu Benjam i n .4 ' Kemi kler üzerine inşa edi len ' Petrograd tam da Walter Benjami n ' in kastettiği anlamda b i r barbarlık belgesidir. Çünkü bu kentin " kökenleri n i dü­ şündükçe ü rküntüye kapıl mamak elde deği ld i r. " Şehir, Benjami n ' in tabiriyle , onu yaratmış "dehaları n " ü rü n ü deği ldi r yal nızca , o aynı zamanda " bu dehaların çağdaşlarına dayatıl m ış anoni m angarya­ n ı n da bir sonucudu r. " Petersburg, M ısır'da İ brani kölelerce i nşa edi len piramitler ya da Paris'te, 1848 Haziran ' ı nda yeni len işçilerce yapılan Opera binası gibi , sınıfsal eşitsizl i klerde n , toplumsal ve si­ yasal tah akkümden , bunlarla i l i şkil i savaş ve katl iamlardan neşet ettiği ölçüde b i rer barbarlı k belgesidir. Yenenleri n yeni lenlere da­ yattığı tabiyetin , " anonim angaryan ı n " ürünüdür. Şehri süsleyen ve yenenleri , muktedi r olanları u l u l ayan o anıt ve abideler bunu her gün hatırlatı r.5 İ şte ' ayakların baş olduğu ' devrim , o ' barbarl ı k belgeleri n i n ' parçalanmasıyla başlar. Rusya 'da çar heykel leri alaşağı edi l i r, 1871 yı l ı nda Komün Paris' inde de Vendôme Sütunu yıkı l ı r. Her iki örnekte de kent merkezin i n zaptı , dünün mukted i rlerinin tarih ve geleneğin i u l u l ayan simgeleri n i n yok edi l mesi , böylece o mekanı n kurtarıl ması anlamını taşır. B u yaratıcı yı kım eylemi , Marx ' ı n (ve daha son ra Len i n ' in) ifade ettiği , devri m i n mevcut devlet aygıtın ı parçal aması gereği n i n sahneye konulmasıd ı r adeta . Eski n i n dev­ leti önce onu si mgeleşti ri p ebed i leştiren anıtlarda parçalanmakta , tuzla buz edi lmektedir. Bu keli menin gerçek anlamı nda bir özgü r­ leşme deneyim idir: Napolyo n ' u n fetih leri ni öven Vendôme Sütunu, komünarlarca alaşağı edi l i rken '' bir kaldı rım taşı n ı kaldıran denizci [ . . . ] onu 1. Napolyo n ' un kafası na fı rlatmak istiyord u , ama ona engel oldular. Bunun üzeri ne yurttaş Henri Festri ne molozları n tepesinden konuştu . 'Yurttaşlar' , ded i , ' kendisine layık bu pis l i k üzeri nde yatan bu adamla birl i kte bu sütunun yı kı l ışı n ı gördük . . . Cumhuriyeti ökçe4) Walter Benjamin, "On the Concept of History" , https://www . marxists.org/reference/archive/benjamin/1940/history. htm 5) M ichael Löwy, Walter Benjamin: Yangm Alarmı 'Tarih Kavramı Üzerine" Tezlerin Bir Okuması, çev. : U. Uraz Aydın, l stanbu l , Versus Kitap, 2007 , s. 64-68.

Devrimin Nostaljisi 1 135

leri altında ezen bu adam , şi mdi i nsanları n ayaklarının altında yere kapaklanmış durumd a . " Vendôme Sütu n u ' nun da çar heykel lerinin yıkı l m ası da o nesnelerin somutlaştırd ığı ideoloj i k temel lere ve ege­ menlerin tarih ine b i r saldı rıdır. Rad i kal b i r biçimde değişen güç i l iş­ ki leri n i n , ayakların baş o lmasının mekana tesci l edi l mesidi r adeta. 6 Ekim Devri m i ' nin hemen öncesinde Rusya'ya gelen siyasal eylemci , feminist ve gazeteci Louise Bryant, ' kemi kler üzerine inşa edi len şehri n ' devrim tarafından teslim alınmasındaki i roniyi şöyle ak­ tarır: " Petrograd etkileyici , geniş ve katı . New York'un yüksek binala­ rında uğursuz olmayan bir tür uzun boylu dayanıksızlı k var. Petrograd ise sanki i nsan hayatına dair h içbir saygısı olmayan bir dev tarafın­ dan inşa edilmiş gib i . Büyük Peter' in haşin gücü bütün geniş cadde­ lerde, etkileyici açı k alanlarda, şeh ri bölen büyük kanallarda, saray­ ların ve hükümet binalarının ön yüzlerindeki yazılarda. Altından zarif kule külahlarıyla donanma binası ya da Türk Cam i i 'nin yuvarlak yeşil­ mavi kubbesi gibi enfes m i mari parçalar bile, bu ağırlığı kıramıyor. Bir otokratın acımasız i radesiyle, toplumun her kesiminin ortak itirazla­ rına rağmen binlerce kölenin bedeni üzeri ne i nşa edi len bu devasa yapay şehir, garip bir i roni sonucunda dünya devriminin kalbi haline geldi , kızıl Petrograd oldu! "7 Bryant, geçmişin m uzaffer egemenlerini ululayan o mağrur anıtları n da bu şaşırtıcı dönüşümden kendini kur­ taramad ığını vurgular şaşkınl ı kla: " Petrograd'da bütün bayraklar kızı l . Alexandri nsky Tiyatrosu 'nun bulunduğu küçük meydandaki Büyük Katerina'nın heykeli bile bundan kaçamadı . İ şte Katerina, ayaklarının dibinde bütün sevdiği saray erkanıyla beraber duruyor ve Katerina ' n ı n asasının ucundan kızıl bir bayrak dalgalanıyor! "8 Troçki , Rus Devrimi'nin Tarihi adl ı eseri n i n hemen başında, " Devrim i n tarihi bize göre, her şeyden önce , kendi kaderinin ka­ rara bağlandığı sahaya kitlelerin aniden dalmaları n ı n öyküsüdür" 6) Bkz. Christopher Winks, " Harabeler ve Temel Taşları Paris Komünü ve Vendôme Sütunu' nun Yıkılması " , Devrimci Romantizm , der. : M ax Blechman içinde, çev.: Bilal Çölgeçen , l stanbul, Versus Kitap, 2007, s. 119-140. 7) Louise Bryant, Six Red Months in Russia, https://www . marxistsfr. org/archive/bryant;works/russia/ch03.htm 8) Bryant, age.

136 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

d iye yazar. Bu ' kitleler' , Pudovkin ' i n fil mi nde şehi rl i küçük burju­ va ya da pol is karşısında şapkası n ı çıkartı p yerlere kadar eği len , Eisenstein ' ın 1925 tarih l i Grev fi l mi nde ustabaşı ve patronun onu h ı rsızl ıkla suçlaması gücüne gid i p kendi n i asan işçi lerd i r. Onları n devrim i , son Arap ayaklanmalarında olduğu gibi , aynı zam anda bir 'haysiyet' talebidir. 1917 yı l ın ı n Rusya' sındaki grevlerin önem l i bir böl ümünae siyasal talepler arası nda işveren ve ustabaşı n ı n i şçilere ' sen ' değil , 'siz' d iye h itap etmesi arzusun u n ifade edi lmesi bundan dolayıdı r. Hakim sınıfı n sözde şan ını mekana kazıyan barbarl ı k abi­ deleri nin yı kı lması , bu haysiyet arayışın ı n , kentsel mekanda başı dik yürüyebi l me arzusunun b i r ürü n üdür. Bu barbarl ık abideleri n i n yeri ne, daha Ekim 'den ancak bir kaç ay geçm işken Ayd ı nlanma Halk Kom i seri Lunaçarski ' nin deyimiyle " devrimci lere ve sosyalizm i n büyük savaşçı ları n a " adanmış hey­ kel ve anıtların yerleşti ri l mesi kararı a l ı n ı r. Mevcut bazı anıtların­ sa içeriği değişti ri l i r. Orneği n 1913 yı l ı nda Moskova 'da Romanov Hanedanı ' n ı n üç yüzüncü yı ldönümünü kutlamak amacıyla konul­ muş b i r d i ki l itaş üzerine şu isi m ler kazınarak " büyü k sosyal i st dü­ şünür ve devrimci leri n anısına" adan ı r: Marx, Engels , Liebknecht, Lasalle, Bebe l , Campanella, Mesl ier, Winstansley, Thomas More , Saint-Simon , Vai l lant, Fourier, Jaures, Proudon , Baku n i n , Çerni­ şevski , Lavrov, Mihaylovski , Plehanov. O zamana deği n böylesi anıt ve heykel ler u l usun sürekl i l iği ni ve devleti n görkemini kutsarken yen i abideler ezi lenleri n enternasyo­ nal ist geleneği ni mekana nakşetmeyi hedefler. Onaylanan ' sosya­ l izm i n savaşçı ları ' arasında M arat, Danton, Babeuf, Heine, Fou rier ve Owen gibi Rus olmayan figürler ağırl ıktadı r. Heyke l ler artı k devlet adamlarına deği l çarlara, 'yü ksek' yöneticilere suikast düzenlemiş devrimcilere adanır. Heykel i yapı lacaklar listesi n i n bir başka şaşır­ tıcı yön ü onun çoğulcu b i r devrimci geleneğe atıfta bul unmasıd ı r. Marx' ı n en büyük raki pleri nden Bakunin ' i n ya da Bolşevi kler' in uslanmaz eleştirmeni Plehanov' un da heykel leri yapılacaktı . Luna­ çarski anıtları n mütevazı olması gerektiğin i vurgulayarak " her şey geçici olsun " diye yazıyordu.9 9 ) Susan Buck-Moris , Rüya A lemi ve Felaket, s. 56-59.

Devrimin Nostaljisi 1 137

Ekim Devri m i ' n i n 100. yı l ında toplumsal belleğe kazınmış gö­ rüntüler, kal abal ı klarca yıkı lan çar heykel leri ya da onların yerine alelacele d i ki len ve ezi len lerin d ünya çapındaki mücadele gele­ neğine atıf yapan alçı veya betondan heykel lere dair deği l elbet. Bugün Sovyet devrim i deyince başka yıkık, parçalanmış heykel ler gel iyor i nsanı n akl ına i ster istemez: Wolfgang Beck' in Elveda Lenin fi l mi nde hel i kopteri n taşıdığı sökülmüş Lenin heyke l i , Theodoros Angelopou los ' u n Ulis 'in Bakışı fi l mi nde mavna üzerinde taşınan ve kendisine adeta bir cenaze merasi m i düzenlenen yıkık Len i n heyke­ l i . . . Sovyet yüzyı l ı n ı n bitim iyle sökülen, ambarlara tı kı lan ya da unu­ tulmuşl uğa terk edi len sayısız heyke l i n fotoğrafları . . . Bu heykel leri n çoğu , Len i n ' i n ölümünden sonraki Stalin devri nde , Lenin ' i bir kült statüsüne çı karacak şekilde ü reti lmişti r. Yan i devrim i n kendi karşı­ tına dönüştüğü , emekçileri n diktatörlüğü olmaktan çıkıp emekçiler üzeri nde bir diktatörlüğe dönüştüğü yı l larda. Lenin 25 Ocak 1924'te ölür ve hemen akabinde Cenaze Ko­ m isyonu, Len i n ' i n bedenini sonsuza kadar koruma kararı al ır. Len i n ' i n ölümünden yaklaşık bir sene önce, M ısır Luksor'da firavun Tutankamon 'un mumyası bulunmuş ve bu keşif dolayısıyla mumya­ lama pratiklerine dönük yoğun bir i lgi söz konusu olmuştur. Ancak Lenin ' in bedeni n i mumyalama kararı herkesi memnun etmez. Parti­ nin kurucu kadrolarından , Bolşevik militan ve Lenin'in eşi Krupskaya, 30 Ocak 1924'te Pravda 'da bir protesto mektubu yayım lar: "Yoldaş­ lar, İ şçi ler, Köylüler! Sizden büyük bir ricam var. l lyiç için duyduğunuz kederin kendini onun şahsına yönel i k dışsal hürmetle ifade etmesine izin vermeyin . Ona anıtlar inşa etmeyin . . . Vladimir İ lyiç adını onurlan­ d ı rmak istiyorsanız kreşler, çocuk bahçeleri , evler, oku l l ar yapı n . " 10 Bu protestoya rağmen Len i n ' i n beden i mumyalan ı r ve bir kata­ fal ka konur. Cenazeden bir gün önce Yüksek Sovyet önünde Stal i n , " sözüm ona Len i n ' i n partiye vas iyet ettiği kutsal em i rleri tek tek sayd ığı , sonra da büyük bir tumturakla bunlara sonuna kadar uyu­ l acağı na parti adına yem i n ettiği uzun bir ağıt" olan , adeta d insel b i r metni andıran " Lenin'e Ant" ı okur. 11 Stalin ayn ı yı l , " Leni n izm 10) Aktaran Susan Buck-Morss, Rüya Alemi ve Felaket, s. 84-88. 11) Moshe Lewin , Sovyet Yüzyılı, s. 52.

138 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

emperyal izm ve proleter devri m le r çağın ı n Marksizm i 'd i r" formü las­ yonunu o rtaya attığı Leninizmin Esaslan adl ı çal ı şmasını yayımlar ve katı b i r ' Leninci ' i lmihal yaratmaya koyu l u r. Sta l i n ' i n bu yaklaşımı n ı , Lenin ' in Toplu Eserleri' nin i l k editörü olan ve 1917 'de "Temmuz Günleri " sonrasında yeraltı na inen Lenin ' i n kaleme a l makta olduğu Devlet ve Devrim ' i n taslağı n ı , eğer öldürü l ü rse m utlaka yayım laması için teslim ettiği kişi olan Lev Kamanev' i n bir yorum uyla kıyasl ayabi­ l i riz. Kamanev'e göre Leni n ' i n bir " Leninizm i n ders kitabı " yazması mümkün olamazdı ve " Len i n ' i n çalışmaları içi n h içbi r şey i l m i hale dönük bir eği l im kadar ters olamazd ı . " Ona göre , Lenin bütün yazı la­ rı baştan sona , somut b i r tari hsel durumun geri l im l eri ve dersleriyle iç içe geçmişti . Bu nedenle de Leni n ' i n düşünceleri ancak bütün eserinin somut tarihse l l i kle il işkisi içerisinde kavranab i l i rd i . 12 Asl ında Lenin başına gelebi lecekleri daha yı l lar öncesi nden ön­ görebi l m işti r. Onun ölüm lerinden sonra devrimci leri bekleyen kade­ re dair sözleri kendi ölümüne dair b i r kehanet gi bidir. Ona göre ege­ menler büyük devrimci leri n öl ü m ü n ü n ardı ndan " bi r yandan onları zararsız putara dönüştürmeye , deyi m yeri ndeyse , evl iyalaştırmaya ve ezi len sınıfları avutmak ve aldatmak amacıyla adları n ı halelerle süslemeye çal ışırken , diğer yandan da devrimci teori lerinin içi n i bo­ şaltı r, devri mci uçlarını törpü ler ve bayağı laştı rırlar. " 1 3 Lenin öldükten sonra Rusya 'da başına gelecek olan kel i mesi kel i mesine budur. Bedeni mumyalanarak düşünceleri ' Leninizm ' adl ı b i r kateşizmin konusu haline getiril i r. Sosyalizmin tahnit edi lmesi , devrim içinde bi r karşı-devrimci sürecin gel işimi derinleştikçe devri­ min i hanete uğrayışını abidelerin gölgesi altına ya da bir duvarın arka­ sına gizlemek gereği kendisini giderek daha fazla ortaya koyacaktır. İ şte yı kılan Lenin heykelleri bunlardır. Bu heykellerin biraz önce an­ dığım ız ve devrimci geleneği n sürekl i l iğini konu edi nen heykel lerle i lgisi yoktur. Heykeller toplumsal yaşamın devrimci bir biçimde dö­ nüştürül mesi pratiklerinden kopunca bir kez daha pasifçe hayranl ık duyulacak, korkulacak ve h atta tapınılacak nesnelere dönüşür. 12) Aktaran Paul Le Blanc, " H ow they saw Lenin " , https:// socialistworker.org/2017 /05/18/how-they-saw-lenin 13) Leni n , Devlet ve Devrim , çev. : Ferit Burak Aydar, İ stanbul , Agora Kitaplığı , 2009, s . 1-2.

Devrimin Nostaljisi

1

139

M inna Henri ksson , " Gizl i Len i n " adl ı foto-enstalasyonun­ da bu heykel lerin yı kı lışına dair öneml i b i r hatırlatmada bulunur. Henri ksson ' a göre " Baltı k devletleri nde Len i n heykel leri ' kızı l terör' uygu l ayan total itaryan ve baskıcı devletin bir sembolü olarak okun­ muştur. Buna göre heykel lerin 1991 Ağustos' unda devri l mesi b i r özgürleşme jestiydi . Len i n heykelleri n i n R iga'da çıplak ellerle devri l­ mesi ve tahrip edi lmesi bir şeki lde hafızalarda yer etmiş bir olaydı r. Asl ı nd a , belediye tarafı ndan kamyon ve vinçlerle gerçekleştiri l m iş­ tir. " Yani Şubat ve Ekim 1917 ' de kitlelerce çı plak ellerle devri len heykel leri n yeri ne bu sefer, 1989-1991 aral ığı nda ve sonrasında , yi ne benzer bi r topl umsal kabarışla devri len başka heykel ler söz konusu deği ld i r. 1917 i le 1989-1991 arasında bu anlamda bir si metri yoktur. Len i n ' i n heykelleri n i n sökü l mesi , bir kal kışmanın deği l , resmi-bürokrati k bir sürecin ürünüdür. Heykel leri n sökül mesi kentsel mekan ın aşağıdan kolektif bir sahi plenişi girişimi deği ldir. Daha ziyade Diego Rivera ' n ın Rockfel ler Plaza ' n ı n gi ri ş hol ünün du­ varları n ı süslemesi planlanan " Kavşaktaki i nsan " ad l ı dev duvar resm i n i n b i r Len i n portresi içermesi dolayısıyla 1934'te ortadan kaldırı lması na benzer b i r eylemd i r. Her i ki örnekte de amaç devri­ m i n hafızasının görünmez kıl ınmasıdır. Alex Callinicos ' un yakın zamanl ı bir makalesinde hatırlattığı üzere örneğin Amerikan , Fransız ya da Çin devrimlerinin aksine Ekim Devrim i ' n i kutlayacak bir devlet artık yoktur. 1917 Devrimi bu bakım­ dan artık "öksüz kalmış" bir devrimdir. 14 O devrim adına dikilmiş ama asl ında devrimin içeriden çürüyüşünü gizlemeye koşulmuş heykel ve abideler bu öksüzlük halinde bu sefer bambaşka bir anlama bürünme potansiyeli kazanır. Yönetmenliğini Ahmet Murat Oğüt, Ayl in Kuryel , Begüm Özden Fırat ve Emre Yeksan 'dan oluşan bir kolektifi n üstlendiği Hoşgeldin Lenin adl ı belgesel film , bu öksüz kalma halinin yaratabilece­ ği potansiyel anlamlar açısından ilginç bir örnektir. Fil m , Akçakoca'da bir bal ıkçının denizde bulduğu , nereden geldiği belli olmayan, tahtadan bir Lenin büstü hakkındadır. Hoşgeldin Lenin, 1991'de SSCB'nin dağı l­ masıyla birl i kte atı lan heykellerden biri olduğu düşünülen , yaklaşık i ki sene boyunca Karadeniz' de yolculuk etmiş ve sonunda belediye bina14) Alex Call inicos , "The orphaned revolution: the meaning of October 1917 " , http://isj . org. uk/the-orphaned-revolution/

140 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

sındaki tozlu depoda " korunma " altına alınmış işte bu heykelin hika­ yesini anlatır. Heykel i lçe ahalisi arasında, en öneml isi heykelin kimde kalması gerektiğine dair bir dizi tartışmayı tetikler. Ancak kritik olan , bu öksüz heykelin, i lçe halkına bir an için bile olsa yıkılmış ve yenilmiş bir ütopyanın varlığını hatırlatıvermesidir. İ lçe sakinlerinden birinin heykel (yani Lenin için) "belki de buraya bizi örgütlemeye gelmiştir" demesi, bu sahipsiz (devletsiz) heykellerin pol itik açıdan taşıyabileceği tekinsiz manaya dair iyi bir örnektir. Bu tekinsizl i k Len i n ' i n onu öteki dünyaya havale etmeye çal ı­ şan onca hevesl iye karşın kendi ölümüne d i renmesiyle de i lgi l id i r. Fredric J ameson ' ı n ifadesiyle " Lenin öldüğünü b i lmemektedi r. Tek başına var ettiği (Sovyet kom ünizmi ded iğim iz) muazzam topl umsal deneyi m i n sona erdiği n i Len i n bi l memektedi r. Olmüş olsa bile ener­ j i doludur ve yaşayanların ona ettikleri küfü rleri n -Len i n ' i n Sta l i n ist terörü n başlatıcısı , nefret dolu sa ldırgan bir kişi l i k, iktidar ve total i­ terliğe aşık bir otoriter, hatta (en kötüsü) Yen i Ekonomi Pol iti kası 'yla birl i kte piyasanın yeni kaşifi olduğu gibi- hakaretleri n h içbirisi ona bir ölüm , hatta i ki nci bir ölüm vermeyi becerememektedi r. " 1 5 Lenin ' i n ölüme direnmesi devrimci kopuşlara dair hatı raların unutul uşa kolay teslim olmayan inatçı doğası nedeniyledir. Kristin Ross , bu i nada dair şöyle yazar: " Devri mci anmanın sorunu şudur: Anma program ı ne kadar ağrı kesici tadında olursa olsun [ . . . ] yine de hafızanın yen iden o rtaya çıkışıdır. " Bu nedenle hakim anma bi­ çimleri devrim i n anısını ne kadar depol itize etmeye, uysal l aştırma­ ya , hatta mahkum etmeye kal ksa da egemenlerin elinden kaçma ve " uyuyan şeytanları uyandırma tehl i kesi taşır; ve bunu yalnızca bir şeyleri n olduğuna bir olayı n tezahür ettiğine dair biçimsel bir kabul i le yapar. Eğer gerçekten h içbir şey meydana gel memişse neden bir anma program ı vardır ki? Fakat eğer bir olay meydana geldiyse de­ mek ki biri leri , bir zaman bir yerlerde bir taş atmaya karar vermiştir, biri leri bir yerde çalışmaktan vazgeçmişti r" 16 • Daniel Bensa"id de bu hususu, yani devrimci hadisenin belleklerden silinmesine karşı gös15) Fredric Jameson , " Lenin ve Revizyonizm " , Yeniden Lenin içinde der. : Z izek, Budgen, Kouvelakis , çev. : Cumhur Atay, İ stanbu l , Otonom Yay. , 2011, s. 76. 16) Kristin Ross, Mayıs 68 ve Geriye Kalanlar, s. 224.

Devrimin Nostaljisi 1 141

terdiği d i renci vurgular: " Başarısız yahut i hanete uğramış olsun , dev­ rim ler ezilenlerin hafızasından kolayca silinmez. Gizil başkaldırılar, hayaletimsi varlıklar, yer kaplayan yokluklar şeklinde şebekeleri ve parolalarıyla, geceleri gizli toplantıları ve gümbürtülü patlamalarıyla pleblere ait bir kamusal alanın moleküler oluşumunda var olmaya devam ederler. "17 Yersiz yurtsuzlaşmış Lenin heykelleri , Bensa"id' i n bahsettiği o hayaletimsi varlı kları n , o yer kaplayan yoklukların iyi bir örneğidi r asl ında. Küratörlüğün ü Begüm Özden Fırat'ı n üstlendi­ ği " Felaket ve Rüya A lem i " adlı iş, tam da bu unutulmaya d i renen heykellerin yıkıcı i maları da olabilecek çok anlam l ı l ığını vurgular: " Bu anıtlar çürümeye terk edi lmiş, yıkılmış ya da bulunmayacakları bir yere gömülmüş olsalar da ( . . . ) yerel bel leklerde yaşıyor, umulmadık coğrafyalarda gün yüzüne çıkıyor. Bazen nostaijik bir geçmiş anlatısı , bazen de bir karabasan olarak ' Sovyet ütopyası ' bugüne musallat olmaya devam ediyor. " Gerçekten de söz konusu heykeller, devrimin öksüz kaldığı koşul larda o " m itik ve yitik ütopyayı " hatırlatır. Ancak bu hatırlama eyleminin devrimci b i r enerj iyle buluşması onun ancak geleceğe yönelmesiyle mümkündür. Sezgin Boynik'in küratörlüğünü yaptığı "Gelecek Olarak Hatırlamak" adlı işte de vurgulandığı gibi , " Ekim ' i bir geçmiş olarak değil , fakat gelecek olarak hatırlamak" ge­ rekir. Bu da ancak " Ekim hafızasın ı tarih kıskacından kurtarıp onun güncel l iğini vurgulamak" ile mümkündür.

Yukar1dan Sosyalizm Tari hçi Georges H aupt, işçi s ı n ıfı (ve elbet sol u n ) tari h in i n b i r bütün olarak b i r paradoksla damgalandığı n ı yazar. O n a göre, " baş­ ka h içbir toplumsal hareket, kendi tari h i ne işçi sınıfı kada r bağlı l ı k, geçmişi bugü n le i l işki lendirmek kon usunda onunki gibi bir i htiyaç, hatta buyruk h issetmez. " Ancak bu i htiyaca rağmen bu tarih , para­ doksal olarak deri n ve çok yönl ü bir mitleştirme sürecinin kurbanı olmuştur. Solu n , i şçi s ı n ıfı n ı n ve ezi lenlerin tarihi , ideoloj i k eğitim , propaganda ve polemi k aracı olarak kullanıla kul l a n ı l a b i r " meşru­ laştırma bi l i m i " haline gelmiştir.18 17) Bensaid , Köstebek ve Lokomotif, s. 25. 18) Georges Haupt, Tarihçi ve Toplumsal Hareket, çev. : Barış Sennan, İ stanbul, Ayrıntı Yay. , 2012, s. 25-28.

142 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Ekim Devrim i , bu " meşru laştırma bil i m i n i n " baş " menkıbelerin­ den " biri haline getirilmiştir. Tarihin kah raman öznesi olarak Bolşevik Parti 'yi ve elbette ona önderl i k eden Len i n ' i m itleştiren , onun sade­ ce bedeni n i değil , düşüncelerin i de mumyalaştıran , devrimi bu kah­ raman öznenin kendini gerçekleştirmesine indirgeyen bir anlatıdan ders çıkarmak mümkün müdür? H au pt' un hatırlattığı gibi , "didaktik­ leşen ve manipüle edi len işçi hareketi tarihinin tüm yaşamsal özü basmakalıp bir dil içinde kurur; yaşanan çağdan yüz çevril i r ve işçi sı­ n ıfının kolektif bel leği körelir. " 19 Böyle bir 'tarihten ' siyaseten anlaml ı dersler çıkartabilmek, geçmiş kuşakların iyisiyle kötüsüyle katettiği güzergahla bizim şimdi üzerinde bulunduğumuz güzergah arasında bir bakışım l ı l ı k oluşturmak da mümkün olmaz. Aslında menkıbe ya­ ratmak ya da m itleştirmek/kutsamak, geçmişteki mücadelenin ger­ çek değeri n i o rtadan kaldırı r. Çünkü bu suretle geçmişin bugünkü mücadelelerde canlandırı labilecek gerçek bir ' deney' haline gel mesi­ nin önüne geçil m iş olur. Mücadele bir mit hali ne getirildiğinde yaşan­ mış geçmiş ve onun bel leğiyle bağı kopartı l ı r. Böylece de mücadele kutsanı rken aslında değersizleştiri l i r, ' boşa düşürü lür' . Bunu b i r başka açıdan muktedi rler de yapar. Eğer b i r başkal­ d ı rıyı , toplumsal hareketi u n utturmak mümkün deği l se , bel l i bir ta­ rihsel episodda aşağıdaki leri n , halk sınıfları n ı n özne olma i htimali bastırı lamıyorsa kah ramanlara yol veri l i r. Daha doğrusu başkaldırı bir kişinin m itleştiril mesiyle toplu mdan koparı l ı r. Len i n , Che ya da Deniz Gezmiş, sıradan i nsanı n onun gibi olamayacağı öze l l iklere sah i p özel i nsanlar derecesine yü kselti l i r. Anl atı tekrarland ı kça top­ lumun ve b i r hareketi n ü rünü olarak sivri len, öne çı kan şahsiyetler, giderek b i r efsaneye , olağanüstü meziyetlere sah i p kahramanlara dönüşürler. Kah ramanl aştıkça da toplumdan uzaklaşarak, s ı radan insanı n asla on lar gibi olamayacağı ikon lar hal i ne gel i rler. Büyü k toplumsal kal kışmalar doğal felaketler gibi ele alı narak somut top­ lumların tari h i n i n bir parçası olmaktan çıkarı l ı r. 20 Neticede soldan da gel se , menkıbe ol arak geçm i ş , b i r meş­ ruiyet ve i deoloj i k-po l iti k haklı l aştı rma kaynağı o l arak görü l ü r o l sa 19) H aupt, age, s. 22. 20) Y. Doğan Çetinkaya, "Tarihyazım ı , Gelenek icadı ve Türkiye 'de 1 Mayıs'ın 100. Yılı " , Birikim , Mayıs, 2009, s. 7 1.

Devrimin Nostaljisi 1 143

olsa. Bugü n le , bugü n ü n m ücadeleleriyle alaka l ı b i r dayanışma ve seferberl i k kaynağı olarak deği l . Bu bakı mdan , Ekim Devri m i ' n i n 100. sene-i devriyesi n i ya (olmuş b itm i ş ve bu manada bugünle rabıtasız) b i r menkıbe o l arak anmanın ya da b izati h i devrim i n deği l de ' reel sosyal izm leri n ' yad ed i l mesi n i n vesi lesi kılan anlayış so­ run l ud u r. Haupt, tam d a bu bağl a mda , " işç i s ı n ıfın ı n bel l i gün leri anması salt törensel b i r anlam taşı maz ve tarihsel b i r i badetten fazla b i r şeydir" d iye yazar. Ona göre bu anmanın anlam ı , geçmiş­ te katedi l m iş yol larl a bugü nkü ler arası nda paralel l i kler kurmak ve m u kayeselerde bu l u n maktır. 21 Oysa devrim i menkıbeleştirmek ya da nostalj i kleşti ri p dondurmak, o yol la bizim yol u m uz arasında ku­ ru labilecek somut bağları n önü n ü keser. Bu bakımdan ' d uvarı n ' h a l a sapasağlam olduğu gün l erin ' Sovyet bloku n a ' dair nostalj i k tutu m u n , 100 . sene-i devriye m ü­ n asebetiyle b i l hassa solda hayl i revaç görmesi , tarih i ' bi ri km i ş praks i s ' olmaktan ç ı kartan b i r tutumdur. Al manya ' da ' doğu blo­ kun a ' özlemi anlatmak için b i r kel i me oyun uyla 'ostalgi e ' de de­ nen ve Korkut Boratav' ı n b i r yazısına 22 atıfla " reel sosya l izm leri n kıymeti n i bilel i m " d iye özetleneb i lecek bu tutum bütün üyle yen i deği l d i r elbette . Asl ı nda İ kinci Dünya Savaşı sonrasında yaygın olan ve SSCB 'yi , b i l hassa 1930 ' 1ardaki teröre ve baskıcı siyasal kuru m l aşmasına karşı n ' başarı l ı ' bir sanayi leşme ve modern leş­ me deneyi mi o l arak ele alan görüşe dayanmaktadı r. Rusya 'yı ge­ ri l i kten çı kartı p kal k ı nd ı ran h ızl ı ve etkin bir modern leşme projesi o larak devri m a n l atı s ı , öze l l i kle 1960 ' 1 1 ve 1970 ' 1 i yı l larda bir hayl i yaygı ndır. Orneği n E . H . Carr gib i ' reel sosyal izme ' h ayl i eleşti rel yakl aşan b i r figür dahi devrim i n 50. yı ldön ü m ü nde şöyle yazıyor­ d u : " Rus devri m i n i n tari h i önemi n i b ıraktığı etki açı s ı ndan değer­ lend i rmek i sterseniz, ü retkenl i k , sanayi leşme ve planlamayı anah­ tar sözcükler olarak alabi l i rsiniz. " 2 3 21) Haupt, age , s. 21. 22) Korkut Boratav, ' " Reel Sosyalizmler' : Kıymetlerini bilelim; hatırlayalı m " , https://www . birgun.net;haber-detay/reel-sosyal izmler­ kiymetlerini-bilelim-hatirlayalim-81027 . html 23) Edward Hallet Carr, 191 7 Öncesi ve Sonrası, çev.: Begüm Adalet, İ stanbul , Birikim Yay. , 2007, s. 22.

146 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

bu ' o bjektif' tari hsel yasalar icab ı d ı r. Do l ayı sıyla ' i lerleme ' yö­ n ü nde (ya n i mesel a sanayileş m e , kentleşme vs . yol u nd a ) atı l dığı varsayı l a n ad ı m l a r aşağıd aki l e ri n h ayatl arı n d a h a ngi özgürl ü kç ü ve eşitl i kç i deği ş i m l e re yo l açm ı ştı r gi b i s i nden b i r soru h i ç önem­ senmez. B ritanya l ı M a rksi st Tony C l iff' i n 194 7 yı l ı nd a yazdığı gibi , " sosya l i st b i r bakış açı s ı n d an tayin ed ici ölçü , ken d i baş ı na ü reti m i n b üyümesi deği l , ü retici güçlerin bu m u azzam i le rleme­ siyle at başı giden top l u m s a l i l işki l e rd i r. Bu i lerleme berabe ri nde i şç i leri n e konomi k kon u m l a r ı n d a b i r d üzel meyi , s iyas i i ktidarla­ rında b i r i l e rlemeyi , demokrasi n i n güçlenmes i n i , i ktisadi ve top­ l u msal eşitsizl i klerin k ı rı l ması n ı ve devlet baskı s ı n ı n aza l ması n ı geti rm i ş m id i r, geti rme m i ş m i d i r? Sanayi n i n ge l işmesi plan l ı m ı­ d ı r, eğer p l a n l ıysa ki m ler ta rafı ndan ve kim l e r i ç i n p l a n l a nm a k­ tad ı r? Ekonom i k gel i şmen i n tem e l sosyal ist ö lçütleri bun l ard ı r. [ . . . ] M agn itogorsk ve Oak R i dge ' i n [ABD ' de n ü kleer tes i s de içe­ ren dev sanayi kompleks i ] i n s a n l ı k tari h i ndeki yerleri , m u azzam m addi başarı l arıyl a deği l , b u n l arı n altı nda yatan to plumsal ve siyasal i l i ş ki l e riyle ölçü l ecekti r. " 26 Sın ıflar arası güç i l işki leri nden , somut ezme-ezi l me i l işki leri n­ den bağı msız b i r ' i lerleme ' a n l atısı , asl ı nda 18 . yüzyı l ı n son unda şeki l lenen l i beral-burjuva tari hyazı m ı n ı n bir karakteristiğid i r. Oysa eğer emekçi leri n kurtul uşu gerçekten kendi eserleri olacaksa , sol­ dan b i r geçm i ş algısı , tari h i n her anı n ı ezi len leri n kendi hayatları n ı kurma güçleri nde , eylem ve örgütlenme kapasiteleri ndeki a rtış ya da azalma zaviyesinden değerlend i rme l idir, soyut ve meka n i k b i r ' i lerleme ' ya da ' modern leşme' terazis i ne vurarak deği l . B i r tari h­ sel döne m i n ' i lerici ' vasfı n ı hak etmesi , onun ancak s ı n ıflar a rası güç i l işki leri nde aşağıdaki ler leh i ne bir kaymaya denk düşmesiyle söz kon usu olabi l i r. Dol ayısıyla mesele sadece tari h i n nostalj i kleşti ri lerek don­ duru l ması ya da menkıbeleşti ri l mesiyle i lgi l i b i r sorun olmaktan ziyade geçmiş devri mci deneyi m leri n , hatta bizati h i devri m i n nas ı l an laşı ldığı , nası l an laş ı l ması gerektiğiyle al akal ıdır. B i r örnekle iza­ ha çal ışal ı m : M utasawer, yan i h ayal edi l m i ş b i r devrim i n hemen 26) Tony Cliff, Rusya 'da Devlet Kapitalizmi, s. 107-108.

Devrimin Nostaljisi 1 147

akab i nde , Kal kı n m a Kom ites i ' n i n i şç i lere fabri kaları n ı n kamu laştı­ rı l d ığı n ı d uyuran ve o n l a ra bu konuda b i lgi veren toplantısındayız . Kürsüdeki genç erkek ve kad ı n ı n i şçi lere kam u laştı rman ı n yarar­ l arından uzun uzadıya bahsetti kleri toplantı n ı n sonunda b i r kad ı n i şçi e l i n i kal d ı rı r ve neredeyse titreyerek kürsüdekilere yen i koşu l­ l a rda i şten ç ı karmaları n o l u p o l m ayacağı n ı ya da ücretlerde b i r d ü­ şüş yaşan ı p yaşanmayacağı n ı sorar. Kadı n i şçi yal n ız da deği l d i r. Ayn ı fabri kan ı n işçi leri nden b i ri toplantıya giderken yan ı ndakine " sakı n bizi işten atması n l ar" d iye sorar endi şeyl e . İ şçi leri n ' nor­ mal ' b i r devrimci d u ru mda şaş ı rtıcı sayı l ması gereken bu kaygı ve tereddüdü gayet maku ldür asl ında. Zira kamu laştırmayı daha ayn ı gün ü n sabahında ken d i leri ne bu kararı kısaca teb l iğ eden ve elle­ ri ne b i r b roşür tutuşturan kom ü n i stlerden öğren m i şlerd i r. ' Devri m ' o n ları n gıyabında gerçekleşmiş olduğu ndan , on ları n i n i s iyatif ve yaratıcı l ığı temel i nde gel işmed iği nden i şçi ler onu ancak kaygıyl a , şaşkı n l ı kl a izlemekle yeti n i rler. M ustafa Kenan Aybastı ' n ı n yazd ığı ve yönettiği , N az ı m H i k­ met Kü ltür Merkezi ' n i n katkı larıyl a çeki len Devrimden Sonra fi l m i­ n i o l u şturan on kadar kısa fi l mden b i ri yu karıda aktarı lan kamu­ l aştı rmayı h i kaye ed iyor; i şçi leri n gıyabında, onl ara sormaksızı n , onları n dah l i ol madan gerçekleşen bu ' kamu l aştı rmayı ' . Emek­ çileri ü rküten , afa l l atan , onları n seyi rci old uğu gari p b i r devri m fi l mde anlatı l an . İ şçi leri n , köyl ü l eri n , altta kalanların devri mden neredeyse bi haber olduğu , devri mci b i r dönüşüm ü n ne geti ri p ne götü receği ne d a i r ancak fi l m boyu nca izleyici n i n kafas ına kakı l a n m üteak i p kararnamelerle m a l u m at ed i nd i kleri b i r devri m . Yan i kit­ lelerin aktörü o l m ad ığı , ' s ı radan ' denen i nsanl arın kend i kaderle­ ri n i tayi n etmeye dön ü k enerj i s i n i açığa çı karmayan , ancak parti görevl i ve kom i serleri n i n kararl a rı n ı n ' aşağıya' b i l d i ri l mesi yol uyla em i r kom uta zinci ri dah i l i nde gel işen bir devri m . Oysa b i r devri m i n , hele hele ' sosya l i st ' vasfı n ı h a k kazanma i d d i ası ndaki b i r devri m i n i n tan ı m l ayıcı öze l l iği kitl e l e r i n seferber o l ması , daha önce ken d i l eri ne kapatı l m ı ş s iyasa l karar a l m a a l a­ n ı n ı ken d i eylem ve örgütlenmeleri yo l uyla i şgal etmeleri deği l se ned i r? Devri m i n tan ı m l ayıcı öze l l iği kitl e leri n 'tari h yazm ası ' , aşa­ ğıd a ki l eri n tari h i n öznesi h a l i ne ge l mesi deği l m i d i r? Devrimden

148 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Sonra ' n ı n devri m i nde aşağıda k i l e ri n böyle b i r doğrud an m üd a­ h a lesi ne şahit o l m a k m ü m kü n deği l . Ne fabri ka l a rı n ı i şgal eden ve ü reti m i kend i le ri örgütleyen i şç i ler var ne to prağa el koyan topra ksız k ı r emekçi l e ri . . . Oysa Len i n , m a l u m , " devri m ezi l e n l e­ ri n şöle n i d i r" d iyor ve şöyle devam ed iyo rd u : "Ancak devri m za­ m a n l a rı nd a i nsan kitl eleri yen i b i r top l u m s a l düze n i n yaratıc ı l arı o l arak b u kada r a ktif b i r biçimde öne ç ı karlar. Böyle zam a n l a r­ da i n s a n l a r, evri mci i lerlemen i n fi l i sten terazi s i ne vu ru l d uğu nda m ucize sayı l ab i l ecek şeyleri yap m a kudreti n e s ah i p o l u rl ar. " 27 Oysa fi l mde devri m i ya pm ı ş o l m as ı gereke n ler ken d i kaderleri n i tayi n etme enerj i s i nden b ütü n üyle yo ksu n b i r şek i l de ç ı kıyo rl a r karş ı m ıza . Devri mden son ra meşum kon ut soru n u n u n nas ı l. çö­ zü m l eneceği ne d a i r episodda yı l l a rd ı r otu rd uğu ev i ç i n artı k ev sah i b i n e ödeme yapmayacağı n ı e l bette yen i h ü kümeti n yayı m l a­ d ığı b i r beyan name vasıtas ıyl a öğrenen ki rac ı n ı n sevi ncine tan ı k o l uyoruz. H e r nas ı lsa i ktidara gel m iş kom ü n i stler aşağı daki lere a rtı k k i ra ya da elektri k ve su fatu ras ı ödememe leri gere ktiği n i b i l d i riyor; aşağıdaki l e r d e ' sosya l i st i ktidarı m ızı n ' b u a l ice n a p l ığı karşı s ı n d a şaş ı rı p ka l ıyor. Fi l m eki bi Pari s Kom ü n ü ya da R u s devri m i ne b i l e deği l , mese l a b u n d a n sadece otuz küs ü r yı l önce gerçekleşen Porte kiz Karanfi l Devri m i ' n i n tari h i ne şöyle b i r göz ats a l a r, konut soru n u n a daha devri m s ı ra s ı n d a kitleler tarafı n­ d a n el atı l d ığı n ı , mah a l le kom ite leri n i n , ki racı b i rl i kleri n i n i n i s iya­ tifl eriyle emekçi leri n kon ut i htiyac ı n ı gide rmeye dön ü k aşağıdan faa l iyet ve eyl e m l e ri n i gö rü rlerd i . Marx, komünist tarihsel ufku , proletarya n ı n , yan i somut bir topl u msal fai l in kitle eylemiyle , onun kendi kendi n i özgürleşti rmeye dönük pratiğiyle bütün leşti rmeye çağırmıştı . Yan i komünizm artı k ' ütopik sosyalistleri n ' 'Zihni S i n i r projeleri ' i le ya da aydınlanmış b i r azın l ığın ahal iyi terbiye ederek gerçekleştireceği bi r şey deği l , so­ mut bir siyasal-sosyal hareketi n adıyd ı . Bu nedenle olacak 1864'te 1 . Enternasyonal ' i n i l keleri n i kaleme a l ı rken Marx, işçi sınıfı n ı n kur­ tu l uşunun kendi eseri ol acağı n ı yazıyordu . 'Otantik' devri mci gele27) Lenin, "Two Tactics of Social-Democracy in the Democratic Revolution " , http://www . marxists.org/arch ive/leni n/works/1905/ tactics/ch13.htm

Devrimin Nostaljlsl

1

149

nek bu konuda, yani devrimci dönüşüm ü n ancak ' aşağıdan ' fışkıran enerj iyle m ümkü n olabi leceği , kararnamelerle yukarıdan d i kte edi­ len b i r sosyal izmi n ise ancak bir karikatür teşki l edeb i leceği h usu­ sunda açı ktı r. Lenin Kası m 1917 'de, yan i 'devrimden sonra' şöyle diyordu örneğin : "Taban ı n yaratıcı etki n l i kleri yeni toplu m yaşamı­ nın temel faktörüdü r . . . Sosyalizm kararnamelerle yukarıdan geti­ rilemez. Sosya l izmi n ru hu mekan i k bürokratik yaklaşımı reddeder; yaşayan , yaratıcı sosyal izm kitleleri n kendi eseridir. " 28 Yi ne Len i n M a rt 1918'de, Vl l . Bolşevi k Parti Kongresi ' nde şöyle konuşuyor­ du : " Devri m i mizi n yaptığı şeyler tesadüfi deği ldi r . . . Yaptı kları m ız bi r parti kararı nın ü rü n ü deği l , kitlelerin sloganları ve çabalarıyla kendi yarattı kları bir devri mdir . . . Sosyal izm azı n l ı k tarafı ndan , Parti tara­ fından gerçekleştiri lemez. Sosyal izm ancak kendi kendi leri n i eğit­ m i ş on m i lyonlar tarafından gerçekleşti ri lebi l i r. " 29 Kitleleri n yaratıcı i nisiyatifi ve kendi kendi leri n i yönetme dene­ yi m i o l maksızın gel i şen bir ' devri m ' söz konusu olduğunda ahal iye yol gösterecek, onlara devri m i n ne olup olmadığı nı anlatacak ko­ münist kurtarıcı-eğitmen lere mu htaç olun u r. Rosa Luxemburg 1918 yı l ında " kitleler i ktidarı ku l l anmayı , ancak onu kul lanarak öğrenirler. Bunu onlara öğretmen i n başka bir yol u yok. Şansl ıyız ki , proletar­ yan ı n sosyalistçe 'eğiti l mesi nden ' dem vurulan günler geçti " diye yazıyord u .30 Rosa belki fazla iyi mserd i ama şu uyarısı güncel l iği ni hala koruyor: " Gerekl i olan şeyin yaln ızca eski hükü meti yı kmak­ tan , sosyal i st bir h ü kümeti başa geçi rmekten , son ra da sosyal izm i yerleşti recek kararnameleri yayı n l amaktan ibaret olduğu san ı l ıyor. Bunun bir hayalden başka bir şey olmadığı bir kez daha o rtaya çıktı . Sosya l izm , kararnamelerle yaratı l m ayacak ve yaratı lamaz da; ve de sosyalizm , ne kadar sosyalist olursa olsun herhangi bir hü kümet tarafından kuru l amaz. Sosyal izm , kitleler tarafından , tek tek her proleterin katı l m asıyla yaratı labi l i r. "3 1 28) Aktaran Marcel Liebman, Lenin Döneminde Leninizm iktidar Yılları, C. i l , çev. : Osman Akınhay, İstanbul, Belge Yay. , 1992, s. 18. 29) Liebman , age , s. 20 30) Rosa Luxemburg, Spartakistler Ne istiyor?, çev. : N. Sarıal i , İstanbul , Belge Yay. , 1979, s. 162 . 31) Luxemburg, age, s. 152.

150 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Hal Draper, 1966 yıl ı nda kaleme aldığı b i r makalede sosya­ l izmi n b i r toplumsal-siyasal hareket ve düşünceler bütün ü olarak tarih i boyunca iki ' ruha' , daha doğru bir tabi rle i ki ayrı halet-i ruh iye­ ye sahi p olduğunu yazıyor ve bu i ki ruh hal i n i , 'yukarıdan ' ve ' aşağı­ dan ' sosyal izm diye tefrik ediyordu .32 Yukarıdan sosyalizm , kuşku­ suz ' iyi n iyetl i ' olan b i r kurtarıcılar zümresi tarafından sosya l izmin m üteşekki r olması beklenen kitlere şu ya da bu biçimde (devrimci ya da reformcu biçim leriyle) bahşed i l mesi nden ibaretti r. Mesele, devri me ve devrimle şeki l lenen rej ime ' halkın katı l ı m ı ' ile sın ı rl ı b i r tartışma d a değildi r.33 Toplumsal b i r devrimden sosyalistlerin mu­ rad ı , Len i n ' in Devlet ve Devrim 'de yazm ış olduğu gibi burjuva devlet aygıtının parçalanması ve devleti n sön ü mlenmesid i r; devlet yöne­ ti mine katı lmak değil . Len i n 'de söz konusu olan, katı l ımcı devlet deği l , bir komün devletid i r. Biraz açmak fayda l ı olabi l ir: Paris Komünü Marksist siyaset düşüncesi ve devrim tahawü l ü açısından bir dönüm noktasıdır. Marx, Enternasyonal için kaleme ald ığı Fransa 'da iç Savaş adl ı ça­ l ışmasında Komü n ' ün b i r emekçi ler i ktidarı olarak siyasal anlamını çözüm ler. Ona göre Kom ü n ' ün "gerçek gizi şudur: üretici ler sınıfı n ı n m ü l k sah ibi sınıfa karşı m ücadelesinin ü rü n ü , emeği n ekonom i k kurtu l uşunun gerçekleşebi leceği e n sonu nda bul unan pol iti k biçi m ; 32) Hal Draper, "The Two Sou ls of Social ism " , https ://www .marxists . org/arch ive/draper/1966/twosouls/ 33) Bu yaklaşıma sahip bir yazı için bkz. Erkin Özalp, " Ekim Devrimi lşığı nda Toplumsal Devrim ve Halk Katılımı " , 100. Yılında Ekim Devrimi, haz. : Gökhan Atılgan, İstanbu l , Yordam Kitap, 201 7 , s. 210. Öza l p bir toplumsal devrimin halkın devlet yönetimine katı lımı sağlanmadan ve halkı toplumsal dönüşümlerin öznesi haline geti rmeden gerçekleşemeyeceğini vurgu lar. H atta Ekim Devrim i ' nin bu konuda eksikli ve sorunlu yanları varsa onların eleştirilmesini de doğal ve gerekli bir şey olarak nitelendiri r. işçi lerin insan l ı k tarihindeki en öneml i özyönetim organlarını yarattıkları bir devrimde birilerinin halkın devlet yönetim ine katı lmaları için uğraş vermelerini istemek, başka türlü bir sosyal izm ve toplumsal devrim anlayı şına sahip ol makla anlaşı labi lir. Ancak bunun 1917 Devrim i 'yle pek bir alakasının olmadığı aşikardır. Elbette Özalp' ın referans noktası Devlet ve Devrim değil , 1979 yı l ı gibi geç b i r tarihte resmi Progress Publishers ' ı n yapmış olduğu Halkın Devlet Yönetimine Katılımı Üzerine adl ı Lenin derlemesidir (V. 1 . Leni n , Halkın Devlet Yönetimine Katılımı Üzerine, l stanbu l , Yordam Kitap, 2016).

Devrimin Nostaljisi

1

151

temelde bir işçi s ı nıfı h ükümetiyd i . " Buradaki merkezi fikir, devri­ m i n mevcut devleti fethetmekle i lgi l i bir eylem olmadığı , esas ola­ n ı n devlet aygıtın ı ' parçalayarak' yeri ne doğrudan demokrasi esi n l i yen i b i r siyasa l l ı k biçim i kon u l ması gereğidi r. Devrim mevcut i ktida­ rı ele geçirmeye dönü k bir hamle deği l , " biuat devlete , toplumun bu doğaüstü yaratığın a karşı yapı lmış" bir eylem olmalıyd ı . Arthur Rosenberg, Bolşevizm Tarihi ad lı eseri nde , Kari Marx ' ı n Komünü kayıtsız şartsız desteklemekle kalmayı p onu bir devrim ' model i ' hal i ne geti rmesi ne bel i rleyici b i r önem atfeder. Ona göre böylece Marksizm ' i hti lalci bir gelenek' kazanmış o l u r: " Bu andan sonra Marksizm , yeryüzünde savaşan bütün i şçi leri n ortak davası hal i ne gel d i . Bu büyük başarıyı hesaba katarak, Komü n ' ü n siyasi rej imi n i , yan i merkezi devletin ortadan kal d ı rı l ması n ı n işçi i hti l a l i n i n klasik örneği olduğunu kabu l etmek zorunda kal d ı . "34 Göğün feth i ne dö­ n ü k her sıçrayışta Kom ü n referansı olmazsa olmazd ı r a rtı k. İ şte Len i n de en l iberter eseri Devlet ve Devrim 'de Paris Kom ü n ü ' ne dönecek ve yaklaşmakta olan sovyet devrim i n i Komün deneyi mi temel i nde anlamland ı rmaya ve tarif etmeye çal ışacaktı . Dolayısıyla Eki m ' i n sosya l istçe değerlend i ri l mesi , soyut ve mekan i k bir 'mo­ dernleşme' (kalkı n m a , sanayi leşme) anlatısına ya da mevcut ikti­ dar mekan izmalarına b i r katı l ı m meselesine i ndirgenemez. Eki m ' i n kerterizi ' reel sosyal izm leri n ' b u alandaki (günün sonu nda pek de iç açıcı ol mayan) performansı deği l , Komü n 'dür.

Aktif nostalji ve ihanete uğrayan devrim Devrim i n yüzüncü yı l ı nda ' reel sosyal izm leri n kıymetin i bi l mek' diye özetlenebi lecek tutuma, pekala donmuş ve pasif bir nostalj i d iyebi l iriz. Asl ında nostalj i , başka türl ü ve daha güzel yaşanabi lecek bir geçm işi , yan i asl ı nda tamamlanmamış, bütün potansiyelleriyle gerçekleşmemiş bir geçmişi özleme hal i d i r. Ayrı lmak zorunda kal­ dığı mız ya da yiti rdiği m iz bir sevd iği m izi özlerken örneğin , onunla yaşadı kları mız kadar asl ı nda onu n la yaşayabi lecekken yaşayama­ d ı kl arı mızı özleriz. Söyleyebilecekken söylemedi kleri mizi , yapabi le­ cekken yapamad ı kları m ızı . . . Yan i nostalj i , olmuş bitm i ş , artı k ge34) Arthur Rosenberg, Bolşevizm Tarihi, çev. : Levent Konca , İ stanbul, H abitus Kitap, 2014, s. 2 5-26.

152 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

ride kal m ı ş b i r geçmi şe duyu lan mesafe l i b i r özlem deği ldir. Yitip gitm iş bir maziye dair pasif b i r hayıfl anma hali hiç deği ldir. B u a n l amda Eki m ' i , sovyet devri m i n i anmak, basitçe 'geç­ m i ş güze l gü n l eri ' yad etmek a n l a m ı n a ge l meme l i . Tam ters i ne , geçm i şte izi nden gid i l me m i ş o l anakları n , kated i l me m i ş pati ka­ l arı n , yarı m kal m ı ş ve akamete uğra m ı ş u m utların özlen mesi , hayal ed i lmesi o l m a l ı d ı r ' Ek i m nosta lj i si ' . Eki m ' e d a i r nosta lj i , sadece geçm işte yarı m ka l m ı ş ve yen i l m i ş u m utları n hatı rl anma­ sı deği l , e ks i k kal a n ne varsa heps i n i n gel ecekte tam a m l an ması özlemiyle dol m a l ı d ı r. Ekim ' i h atı rl amak, geçm i şe olduğu kada r ge l eceğe d e yöne l i k b i r ed i m o l m a l ı d ı r . Çoğu zaman san ı ld ığı n ı n aks i n e , "yen iden h atı rl am a ge re kl i l iği köke n l e re dönüşü hedefle­ mez; geç m i ş i n m a rifetl eri n i n deği l , h a l a tam a m l an ması gereken görevleri n hatı rl a n m as ı n ı , b i r gel ecek hafızası n ı n o l uşturu l m as ı n ı hedefler. " 35 Dolayısıyl a be l leği m i zdeki Eki m , gel ecekteki E ki m ' i n toh u m u o l m a l ıd ı r. Çü nkü ( BensaTd ve Krivi ne ' i n M ayı s 68 için sözleri n i Eki m 17 'ye uyarlarsak) " b izi hala i lgi lend i ren " , Şubat ve Eki m ' iyle Sovyet devri m i n i n " kü l l e ri nden ziyade korları , o l ası zaferl eri n ve bastı rı l m ı ş l ı kl arı n yen iden d i ri l mesid i r . " 3 6 Böyle aktif b i r nosta lj i n i n iyi bi r örneği n e , Wo lfgang Becker' i n 2003 tari h l i Elveda Lenin fi l m i nde rastl arız. Fi l m Doğu Berl i n ' d e geçer . Duvarın yı kı l m ası ndan h e m e n önce ' ka h raman ı m ız ' Alex' i n ( D a n i e l Brü h l ) an nesi C h ri stiane ( Katri n Sass) c i dd i b i r sağl ı k soru n u yaşar ve uzun b i r s ü re b i l i nc i n i yiti ri r. S ı kı b i r parti l i o l a n Ch ri sti ane , ken d i ne ge l d iği nde d uvar yı kı l m ı ş , Federa l A l manya Demokrati k A l m a n C u m h u riyeti ' n i yutm uştu r. C h ri sti ane ' ı n sağl ı k d u ru m u cidd iyeti n i koru m a ktad ı r ve doktorl a ra göre herhangi b i r şok hayati teh l i ke a n l a m ı n a ge l me kted i r. Alex' i n korkusu , an ne­ s i n i n bi l i nc i n i n açı l masıyl a karş ı l aşacağı yen i siyasal ve sosya l manza ra n ı n onu sarsacağı ve bel ki de yen iden öl ü m teh l i kesi ne m aruz bı rakacağı d ı r. Bu i hti ma l i azaltm ak i ç i n Alex, arkadaşl a rıyl a b i rl i kte , an ne­ s i ne ' sosya l izm i n ' yı kı l ış ı n ı be l l i etmemeyi hedefleyen b i r m i zan35) Bensa"id , Köstebek ve Lokomotif, s . 119. 36) Daniel Bensa'id ; Alain Krivine , 1968 Son ve Devam, çev. : Gülüm Şener, lstanbul , Yazın Yay. , 2008, s. 10.

Devrimin Nostaljlsl 1 153

sen l e r s i l s i lesi yaratır. B u n l ardan en i dd i a l ı s ı , a rkadaş gru b u n u n çeki p montaj l ad ığı sahte h a b e r b ü lte n lerid i r. Alex' i n a n nesine izlettiği haber b ü lten l e rinde , Demokrati k Al man C u m h u riyeti ' nde ciddi b i r siyasa l ve sosya l d ö n ü ş ü m s ü reci baş l a m ı ş ve ' d uvar a rkası n a sakl anan sosya l izm ' a n l ayışı m a h ku m ed i l m i ştir. Yen i ve ad ı n a yara ş ı r b i r sosyal izm i hedefleyen bu dönüşü m sonucun­ da d uvar yı kı l ı r a m a d uvarı yı k ı p ötes i ne geçen le r Doğu Al m a n l a r deği l Batı Alman l a r'd ı r. Doğudaki bu yen i sosya l izm öyle i l ham veri c i d i r ki kapita l i zm i n b i n bi r melaneti nden sıtkı s ıyrı l a n Batı l ı­ l a r sosyal izme kavuşmak için d uvarı a l aşağı etm işlerd i r. Elveda Lenin el bette ' nostalj i k/ostalj i k' b i r fi l m . Ancak onun nostaljisi , o l m uş b itm i ş bir geçmişi anmakla yeti nmeyen , tam ter­ s i ne sosya l izm i n tü keti l memiş m uazzam potansiye l leri n i bizlere hatı rl atan aktif b i r nostalj i . Duvarın 'öbür' taraftan da yı kı lması n ı n h iç d e olmayacak şey olmad ığı n ı , geçm i şte başka yol l ara sapı l m ı ş olsayd ı tari h i n nas ı l bambaşka ol abi leceği ni gözümüzün içine so­ kan b i r nostalj i . Böyle bi r aktif (ya d a m i l itan ) nosta lj i , o l m u ş bitm i ş i n ' kıy­ m eti n i b i l meye ' dön ü k m u h azafa kar b i r tutu m l a yeti n mez . Bize 1989 ' d a ' d uvarı n ' devri m i n deği l , o n u n cesed i n i n üzeri ne düş­ tüğü n ü ; devri m i n çoktan yo ldan ç ı km ı ş , kendi nden menku l b i r bü rokras i n i n kend i n i meşrul aştı rm aya dön ü k kof b i r retoriği ne d ö n ü ş m ü ş olduğu n u h atırlatı r. Ç ü n kü m uzaffer l i bera l izm i n ve gü n ü m üzde o n u n ayn a yan s ı m a s ı i ş levi gören ' zombi Sta l i n i z­ m i n ' idd i as ı n ı n aks i ne devri m i n zıdd ı n a dönüşmesi , dejenere o l ması , devri m i n ya d a Bol şevizm ' i n doğa l evri m i n i n sonucu de­ ği l d i . Sovyetler B i rl iği ' n i n 1920 ' 1e ri n son larından iti baren almaya başl ad ığı biçi m , Eki m ' i n ya da Bol şevi k teori ve pratiği n mantı k­ sal b i r uzantı sı deği ld i . Al bert Cam us bu hususta şöyle yazar: " Gerçekten de zorluk, bir devrim i n yoldan çıktığı anları , devrim i n gerekl i l iğine olan inancını kaybetmeden taki p edebil mekti r. [ . . . ] Bizler yaşlanmış ve yozlaşmış bir devrim i n çocukları ve n i hayette askeri ve polisiye bir d i ktatör­ l ü kle sonuçlanan bir devri m i n şah itleriyiz. Tam da bu neden le, bu sorun üzerine düşünebilmek içi n bizzat devri min kendisine küfre­ den ve her doğumda bir düşük görenlerle ayn ı safta ol mamal ıyız.

154 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Devrim lerin yozlaşmasından gerekli sonuçları , ancak bu yozlaşma­ ya sevinerek deği l , onun acısını çekerek çı kartabi l i riz. "37 Devrimden sonra Bolşevi kler' i n safına geçen anarşist m i l itan ve yazar Victor Serge , bu yozlaşmaya ve yaşanan kı rı lmaya dair uzunca a l ı ntı lanmayı hak eden özl ü b i r l iste sunar: Her şey deği şti . Amaçl ar: Enternasyonal toplu msal devri mden tek ü l­ kede sosyal izme. S iyasa l sistem : Devri m i n hedefi olan sovyetleri n işçi demokras i s i nden genel sekreteri n , görevl i leri n , G P U ' n u n di ktatörl üğü ne. Parti : Devri mci Marksistler ' i n d i si pl i ne özgü rce uyd u­ ğu , iç yaşamı ve düşüncesi nde özgü r bir örgütten bürol arı n h iyerarşisi ve kariyeri stleri n pasif itaati ne. Üçüncü

Enternasyonal :

Güçlü

b i r propaganda ve

m ücadele örgütünden hiçbir utanç ya da mide bulantısı ol maksızı n her şeyi o nayl amak amacıyl a atanmış Merkez Komite lerin oportün ist boyun eğm i ş l iği ne. Yeni lgi ler:

Gu stav

Landauer,

Levi ne,

Liebknecht,

Rosa Luxemburg, Jogiches ve Otto Corvi n ' lerin öl ü me gitti­ ği Alman ve Macar yen i lgileri n i n kah rama n l ığından Kanton Kom ü n ü ' n ü n yürek parçalayıcı arka p l a n ı n a . Liderler: Eki m ' i n en büyük m i l itan l arı sürgünde ya da hapiste . Leni n ' den Stal i n ' e . ideoloj i : Len i n ' Devleti n kademel i ol arak sön ü m l e­ n i ş i n i göreceğiz ve Sovyet devleti d iğerleri gi bi b i r devlet olmayı p gen i ş b i r i şçi kom ü n ü o l acak' diyord u . . . Sta l i n i se 'devleti n ortadan kal kışına doğru devletin güçlenmesi yo­ l uyla i lerl iyoruz' diye i l a n ed iyor. i şçi leri n duru m u : Sovyet toplumunun eşitl i kç i l iği her tü rl ü haktan mah rum b ı rakı lan kitlelere kıyasla giderek daha i mtiyazl ı hale gelen bir azı n l ığı n oluşmasına izin ve­ recek kadar deği şti .

37) Albert Camus'nün Alfred Rosmer' in kitabı Lenin 'in Moskova 'stna önsözü (Yunanca baskı , H Moscha tou Lenin , Marksistiko Vivlipoleio, Atina, 2017), s. 17.

Devrimin Nostaljisi 1 155

Ah l ak : Kahraman Bol şevizm ' i n ya l ı n ve bazen aman­ sız d ü rü stl üğünden d i le geti ri lemez bir çarpıtma ve aldat­ macan ı n giderek hakim o l m ası . Her şey değişti , her şey deği ş iyor . 38 . .

Asl ı nda Len i n ' i n Devlet ve Devrim ' de ku l l and ığı ifadeyle " dev­ let o l m ayan devletten " devri m i n devletleşmesi ne geçişi n emarele­ ri çok erken tari h lerde görünmeye başl ar. Sovyet demokrasisi n i n geri lemesi , parti d ı şı i şçi aktivizmi n i n bastı rı l m ası , parti i le devlet mekanizması a ras ı nda meydana gelen kaynaşma daha 1920' 1e­ ri n ortası nda bel i rgi n leşen eği l i m lerd i r. Rosa Luxemburg henüz 1918 yı l ı nd a , yan i Ekim Devri m i b i r yı l ı n ı doldurm uşken muzaffer Bolşevi kler' i dostça uyarıyord u : " Genel seçimler, s ı n ı rsız b i r bası n ve toplantı özgü rlüğü , özgür düşünce m ücadelesi ol madan yaşam tü m kam u kuru m l arında solar, bitkisel o l u r ve bürokrasi tek eylem­ l i öğe olarak kal ı r. Kamu yaşam ı giderek hareketsizleşi r; tü ken­ mez bir enerj iyle ve s ı n ı rsız b i r idealizm le canlanan bi rkaç düzine parti önderi yönetir ve h ü kümet eder; gerçek i ktidar, içlerinden üstün zekal ı b i r düzines i n i n e l i nded i r ve i şçi seçkinleri yönetici l e­ rin söylevleri n i a l kı şl amak ve öneri len karar tasarı ları n ı oyb i rl iğiyle kabu l etmek için zaman zaman toplantı l a ra çağrı l ı r; demek ki te­ melde , b i r zü m re h ükümeti -bi r d i ktatörl ü k elbette , proletarya n ı n d i ktatörl üğü deği l ama b i r avuç siyasetç i n i n d i ktatörl üğü , yan i bur­ j uva anlamda, Jakoben hegemonya anlamında b i r d i ktatörl ü k . Ve dahas ı , bu özel koşu l l a r zorun l u o l arak kamu yaşam ı nda vahş i l i k , sui kastler, reh i ne kaç ı rmalar vb . doğu ru r. "39 Victor Serge , 1920 yı l ında kızı l terör ve d i ktatörl üğü n savaş ve em perya l ist müdahale karş ı s ı nda b i r zoru n l u l u k o l arak o rtaya ç ı ktığı n ı vurgu l asa da Luxe m b u rg'a benzer b i r uyarıda b u l u n m a­ d a n edemez: "Yönetmek, reçete yazmak, kararn ame ç ı kartmak, e m i r vermek ve zorbaca davra n m a k ta kı ntısı , öze l l i k l e de eği­ ti m s i z kitlelerin ortas ı nda h a ki m o l unca , Rus Devri m i ' n i n gad38) Victor Serge, From Lenin ta Stalin , New York, Pioneer Publishers, 1937, s. 55. 39) Rosa Luxemburg, Siyasa/ Yazılar (191 7-1918), çev. : Zafer Üskü l , Ankara, V Yay. , 1989, s. 90.

156 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

darl ı k ve hata l arı n ı n en önem l i neden l e ri o l m u ştu r. "40 Serge ' e göre devri m i n tü m kaza n ı m l a rı n ı n sebebi o l an kitle i n i s iyatif ve yaratı c ı l ığı n ı n devl eti n güçlenmesi karş ı s ı n d a zayıfl aması , devri­ m i n kuşatı l m ı ş l ığı na (ya n i savaşa , beyaz teröre ve açl ığa) karşı veri l m i ş zoru n l u bi r cevaptı , b i r e rdem deği l . Zoru n l u l uğun erdem h a l ine geti ri l mesi devri m için son u n başlangıcı ol acaktı r. Serge ve öze l l i kle de Luxe m b u rg' u n uyarı l a rı n ı n ne den l i ye­ ri nde , hatta kahi nce o l d uğu kısa zamanda a n l aşı lacaktı r. As l ı nda Len i n ö l meden önce b u eği l i m l e r karş ı s ı nd a u m utsuzca ( M oshe Lewi n ' i n deyi m iyle ) " so n kavgas ı n ı " yü rütü r. Bu bel i rleyici eği­ l i m leri n 'geri dön ü lemez' b i r noktaya u l aşmasıysa 1920 ' 1 eri n hemen son u nda Stal i n ' i n parti ve devlet aygıtı nda m utl ak i kti­ darı el i ne geç i rmesiyle gerçe kleş i r. Sovyet R u sya ' n ı n d ü nya dev­ ri m i n i n başlama nokta s ı n d an kendi jeopo l it i k çıkar ve savu n m a stratej i l e ri o l a n b i r ' egemen devlete ' dön ü ş ü m ü artı k tam am l a n­ m ı ştı r. B u s ü reç devri m i n evri m sel ge l i ş i m i n i n b i r ü rü n ü deği l d i . Daha ziyade , devri mci send i ka l izmden Bol şevi k safl ara geçen ve Kom i ntern ' i n i l k yı l l a rı nd a önem l i ro l oyn ayan Fransız devrimci Alfred Rosmer' i n ifadesiyl e , " devri m i n , i ki ncisi n i n b i ri nc i s i nden i sti krarlı bir b i ç i m de uzakl aştığı ve bir noktad a o n u n to pyeku n reddiyesi ne dönüştüğü i ki a şa m aya böl ü n mesiyd i " . 4 1

İşçi demokrasisinin gerileyişi Bolşevik Devri m i le Sta l i n i st terör arası nda doğrusal bir neden sonuç i l işkisi l i beral antitotal itarizm i n temel argümanı olduğundan sovyet demokrasisi n i n geri leyişi s ü recine biraz daha yakından bak­ makta yarar var. Maurice Bri nton ' a göre i şçi deneti m i ve fabri ka komite leri n i n güç kaybetmesi ve merkezi i ktidar tarafından ezi lme­ si, devrim i n yarım kal masın ı n en önem l i sebepleri nden biriyd i .4 2 Liebm an ' ı n bel i rttiği üzere 1918 'den sonra öze l l i kle sovyetleri n 40) Victor Serge, Revolution in Danger, Writings from Russia ( 19191921), Chicago, H aymarket Books , 1997, s. 157 . 41) Alfred Rosmer, H Moscha tou Lenin (Yunanca baskı), Atina, Marksisti ko Vivli poleio, 2017, s. 345. 42) Maurice Brinton, The Bolsheviks and Worker's Control 191 7-1921: The State and Counter-Revolution , Londra, Sol idarity, 1970.

Devrimin Nostaljisi 1 15 7

toplantı ları seyrekleşmeye başlamış , yerel sovyetler ortadan kal k­ maya , şeh i rleri n merkez sovyetleri ise giderek daha seyrek bir ara­ ya gelmeye başlamışlard ı .43 Bu d u rum sovyetlerin yozlaşması ve işçi sınıfın ı n devrimde elde ettiği i ktidarı nı yavaş yavaş kaybetmesi anlamına gel iyordu . Zaten 1919 'dan sonra İ ç Savaş şartl arının da zorlamasıyla işçi sınıfı n ı n doğrudan i ktidarından ziyade, onun tem­ silcisi kabul edi len Bolşevi k Parti ' n in yönetmesi , işçi sınıfının i kti­ darı olarak tanımlanıyordu . Bundan dolayı fabri ka komiteleri , işçi konseyleri , kızıl muhafızlar, işçi m i l isleri ve tari h i n bir i ron isi olarak sovyetler tedricen gereksiz organlar hal ine gel iyorlard ı . Draper' ın altın ı çizdiği gib i , Bolşevikler için kendi iktidarları her ne kadar bürokratikleşme sorunları yaşanıyor olsa da işçi sı nıfının gerçek iktidarıyd ı . Draper İ ç Savaş yı l larında Troçki , Buhari n , Radek ve Kamanev gibi Bolşevik önderleri n görüşlerinde meydana gelen bir kaymaya dikkat çeker. Bu isimler adeta proletarya diktatörl üğüyle İ ç Savaş dönemi n i eşitliyor, parti di ktatoryası lehine sovyet demokra­ sisinin yadsınmasını normal leştiren bir tutum alıyorlardı . Traj i k olan , İ ç Savaş yı l larında proletarya d i ktatörl üğünün bir parti diktatörlüğü olarak yorumlanmasına katkıda bulunmuş bütün bu isi m leri n , bu dönemde yazd ı klarıyla cel l atları olacak Stalinci rej i me politi k-prog­ ramati k gıda sağlamış olmalarıdır.44 Sonuçta İ ç Savaş yı llarıyla be­ raber proletarya d i ktatörl üğü , 1917 'de Bolşevikler' i n vazettiği işçi sınıfının sovyetler ve d iğer demokratik kurumlarla kurduğu bir sınıf i ktidarı olmaktan çıkmış, partinin iktidarına indirgenmeye başlanmış­ tı .45 Farber' ın bu durum dolayısıyla sovyet demokrasisinin yüksel işini olduğu gibi düşüşünü de Stalinizm öncesine tarihlemesi manidardır. Sovyet demokrasisinin geri leyişi , Stalin döneminden çok daha önce , işçi sınıfın ı disipl in altı na alan yöntemlerin üretimde hakim hale gel­ meye başladığına, işçi lerin sınıf i ktidarları ndan ziyade bireysel kariyer kaygısıyla hareket etmeye girişti klerine, parti ve sendika yöneticileri43) Marcel Liebman , Lenin Döneminde Leninizm: iktidar Yılları, C. i l , İ stanbul , Belge Yay. , 1992, s . 34. 44) H al Draper, Proletarya Diktatörlüğü Tartışması: Marx'tan Lenin'e, İ stanbu l , Belge Yay. , 1990, s. 188-194. 45) Samuel Farber, Before Stalinism: The Rise and Fal/ of Soviet Democracy, Londra, Verso, 1990, s . 210-212.

158 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

nin her türlü söz ve karar hakkını tekellerine aldıklarına işaret ediyor­ d u .46 Bu gel işmeler merkezden yerel örgütlere kadar işçilerden ziya­ de bir nomenklatura ' n ı n , yan i atamayla görevleri ne gelen bir yönetici kesim i n güçlenmesi anlamına gel iyordu .47 Eki m ' den son ra Bolşevikler çok hızlı bir terhis ve seferberl iğin b itiri l mesi pol iti kasını gündeme getiri rler. Bu tutum en büyük tepkiyi Bolşevikler' i i ktidara taşıyan gruplardan bir tanesi olan metal işçi­ leri a rası nda ortaya çıkarı r. Zira seferberl i k çerçevesinde s i l ah sa­ nayii ne ü retim yapan bu sektördeki işçi leri n üretim bantları d u rma noktasına gel m işti . Tabiatıyla ekonomisi dört yı l a yakın bir zamandır savaşa endeks l i bir i mparatorlukta savaştan çekilmek, h ızlı bir i kti­ sadi çöküşü de beraberinde getirmişti . Savaşın geti rdiği yıkıma, sa­ vaşa endeks l i üreti min durması eklend i . Bolşevikler için tal i hs izl ik, devrim öncesinin en örgütl ü , en kal aba l ı k ve güvenli işlerde çalışan i şçi lerin devri mden sonra büyük bir çöküş yaşamalarıyd ı .48 1917 Ekim öncesi nde bi rçok sektöre! , mesleki , mahal l i , yaş, cinsiyet temel l i ayrım ı n ortadan kal ktığı bir sın ıf b i l i nci ve söylemi n i n ortaya çıktığı bir süreç yaşanmıştı . Bütün kötül ü klerin ve ü retimde­ ki sorunl arın Çarl ı k idaresi ve burj uvazi yüzünden yaşandığına olan i nanç bir ortak kesen hal i ne gel m işti .49 Ancak Ekim Devrimi öncesi­ n i n sembolik fabrikası Puti lov, 1918'de Bolşevik karşıtı muhalefet ve aj itasyonun merkezi haline gelmi şti . Fabri ka , işyeri ve meslek ayrımları h ızl ı bir şekilde yen iden peyda olmaktaydı . 1918 boyunca tam anlamıyla bir kaos yaşanmaktaydı . Bu ortamda Rosenberg' i n tasvi r ettiği üzere işçi ler hem özerklik hem de devlet müdahalesi 46) Simon Pirani , The Russian Revolution in Retreat 1920-1924: Soviet Workers and the New Communist Elite, Londra, Routledge, 2008, s. 91-107. 47) S. A. Smith , Russia in Revolution: An Empire in Crisis 1890-1928 , Oxford , Oxford University Press, 292. 48) William G. Rosenberg, " Russian Labor and Bolshevik Power: Social Dimensions of Protest in Petrograd after October" , The Workers' Revolution in Russia, 191 7: The View from Below, der. : Daniel H. Kaiser, Cambridge, Cambridge University Press, 1987 , s. 110-111. 49) S. A. Smith , "Craft Consciousness, Class Consciousness: Petrograd 1917 " , History Workshop Journal, No. 11, Bahar 1981, s. 39-40.

Devrimin Nostaljlsl 1 159

talep ediyorlard ı . 50 İ şçi ler yaptıkları devrim i n bir gereği olarak söz, yetki ve karar hakkı i stiyor ancak aynı zamanda da ekonomi k çöküş ve siyas i kaos ortamında ü retim i n devam etmesini arzul uyorlard ı . Ü retim i n sürmesi ve ücretleri n i n garanti altına alınması için de dev­ letin müdahales i n i bekliyorlard ı . Bu ortamda Len in ' i n genel olarak fabri kalarda ve işçi sınıfı içinde ortaya çıkan özyönetim organları n ı n ekonomin i n yönetim inde bel irleyici olmaları gerektiğine d a i r şüphe­ si artm ı ştı . O , fabrika idaresinin sendi kalara bağlanması gerektiğin i düşünüyordu. Ancak h ızla merkezi leştiri lmeye çalışılan i ktisadi ida­ re m u azzam b i r karışıklık ve kaosa yol açıyord u . Muhalefet ve Bolşevikler arasındaki ilişkiler Mayıs ve H aziran aylarında radi kal b i r şekilde geril meye başlar. 9 Mayıs 1918 tarihin­ de Kol pi no'da silahlı muhafızları n yerel sovyetin işsizli k ve yemek i aşesi konusunda çözüm ü retememesini protesto eden işçilerin üze­ rine ateş açması, bir dönü m noktasıdır. Bu saldırı hızla bir toplumsal tepkiye yol açar ve Petrograd'da Putilov, Siemens-Schuckert, Rech­ kin ve Obukhov fabriklarında protestolar gerçekleştiril ir. Petrograd'da Ekim öncesi Çarlı k karşıtı gösterilerin mekanları Narvski ve Nevski bölgelerinde, Vasilevski Adası ' nda mitingler yapılır.51 Bu dönemde işçi eyleml i l iğinin ve antibolşevi k gösterilerin tırmanışta olduğunu kaydetmek gerekir. Bu eyleml i l i klerin arka planında özellikle metal işçileri , Ekim ' in hızlı bir iyileşme getirmediğini düşünenler ve özellikle Menşevikler' i n güçl ü olduğu sektör ve fabri kalardaki işçiler bulunu­ yordu. Talepler i ktisadi olsa da ön plana çıkan sloganlar arasında si­ yasi özgü rl ü kler ve öze l l i kle Kurucu Meclis'in tekrar toplanması talebi de vard ı . Vyborg ve Nevski bölgeleri toplumsal muhalefetin önemli merkezleriyd i ; ancak protestolar Petrograd i le de sınırl ı deği ld i . 2 6 H aziran 1918 tari hi nde olağanüstü toplanan Fabri ka ve i şyeri Temsilci leri Konferansı , 2 Tem m uz'da b i r genel grev ger­ çekleştirme kararı a l ı r. Oze l l i kle Moskova 'da demiryol u i şç i leri n i n b u n a katı l acak o l m as ı , Bolşevi kler için teh l i ke çan l a rı n ı n çalmak­ ta olduğunu gösteriyord u . Ancak 28 H aziran 'da H a l k Kom i serleri Konseyi bütün temel sanayi d a l l arı n ı kam u laştı rd ığın ı i lan eden 50) William G. Rosenberg, " Russian Labor and Bolshevik Power: Social Dimensions of Protest in Petrograd after October", s. 115. 51) Agm, s. 123.

160 ı Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

ü n l ü kararı n ı yayı nl ar.52 S i l a h l ı m u h afızların m üdahalesi ve tutukla­ malar da devreye soku l u nca 2 Temm uz grev gi ri ş i m i tam b i r başa­ rısızl ı kl a sonuçl an ı r ve bahar aylarında yükse l i şe geçen muhalefet Bol şevi kler tarafı ndan soğu ru lu r. Rosenberg bu eylem leri n sektö­ re! ve bel l i b i r pol iti k hizb i n tepkis i olduğu içi n Eki m önces i ne ben­ zer b i r s ı n ıf bi l i nci ve sı n ıf b i rl iğini n ortaya çıkm ad ığı n ı n a ltı n ı çizer. Eki m öncesi işç i l e ri birleştiren pol iti k b i r gündem vard ı r. 1918' de ise işçiler için Bolşevi kler' i n siyasal b i r a lternatifi yoktu r.53 Ancak bu had i seler işçi ve sosya l i st demokrasi n i n önem l i b i r yara alma­ sına da sebep o l m uştur. İ şçi s ı n ıfı dayanı şması yerin i pasifl iğe b ı rakm ı ş , Bolşevi kler de işç i l erden gelen taleplerin kaosa yol aça­ bileceği hakkında ciddi b i r endişeye kapı l m ıştı r. Zaten Beyazlar' ı n reaksiyonu i le baş l ayan İ ç Savaş gerçek b i r ö l ü m-ka l ı m savaşını gü ndeme geti recekti . Bu erken p rotestol ara dön ü k tavı r, devrim i n dejenerasyonunu n m i l ad ı sayı l amasa da sonraki gel işmeler açı­ s ı ndan uğursuz b i r emared i r. İ şçi demokrasi s i ndeki geri l emen i n ard ı nd a İ ç Savaş ' ı n yı­ kıcı sonuç l a rı , i ktisadi çökü ş , kırla kent arası nda devri m sı ra­ s ı nd a kuru l an bağl arı n çözü l m es i , Rusya ' n ı n tecrit ed i l m i ş l iği vard ı e l bette . Devri m i n akıbeti n e d a i r bu koşu l l a rdan , özel l i kl e de Bol şevi kler' i n devri m i n Avru pa 'ya yayı l m ası beklenti s i n i n ger­ çekleşmemesi n i n yarattığı kuşatı l m ı ş l ı ktan bağı msız b i r tartı şma yü rütmek pek gerçekçi deği l d i . Ancak Fau l kn e r' i n hatı rl attığı gi bi Le n i n devri mci leri n devlet teori s i ne i l i şki n katk ı l a rı n ı devri m i n en netame l i gü n leri nde yazarak devlet tartı şmas ı n ı tekrar alevlen­ d i rm i şti . Le n i n ' i n öze l l i kle Enge l s ' i n Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni, M a rx' ı n ise Louis Bonaparte 'ın 18 Brumaire 'i ve Fransa 'da iç Savaş kitaplarından yol a çı karak Devlet ve Devrim ' i devri m s ı ra s ı n d a yazması çok a n l a m l ı b i r ed i md i . 54 Paris Kom ü­ n ü ve o n u n devlet teori s i ne i l i ş k i n kaza n ı m l arı tari h i n bu an ında bir yı l d ı rı m gi bi te kra r parı l d ıyord u . Devri m i gerçekleşti re n kad ro 52) Agm , s. 127 . 53) Agm , s. 129-130. 54) Neil Faulkner, " Kızı l Ekim: İ kinci Paris Komünü mü?" 100. Yılmda Ekim Devrimi, haz. : Gökhan Atı lgan, İ stanbu l , Yordam Kitap, 2017 , s. 128.

Devrimin Nostaljlsl 1 161

ve l iderleri n zoru n l u l u kl a r i l e devri m i n tal e p ve amaçl arı ara s ı n­ daki i l i ş k i konusundaki b i l i nç l e ri netti . Ancak yapı l a n terci h ler ve atı l a n ad ı m l a r devri m i n çok erken tari h le rde daha merkezi, b ü ro krati k ve otoriter b i r h a l a l m a s ı n a yol açm ı ştı . Fau l kner'e göre Kurucu Mecl i s ' i n d ağıtı l ması , Sol S D ' lerle kuru l an d evri mci koal isyon u n bozu l m as ı , Çeka ad l ı gizl i pol is teşki l atı n ı n kuru l ma­ s ı , parti içi h i z i p l e ri n yasakl an m as ı , Kron ştadt i syan ı ' n ı n bastı rı l­ ması , parti sekreteryas ı n ı n yüksel i ş i bu yol u n ki lometre taşl a rı n ı o l u şturuyordu55 Anc a k daha önem l i s i , b u yolda i şçi s ı n ıfı n ı n or­ taya ç ı kard ığı demokrati k kuru m sa l l a ş m a l a r ve sovyetleri n parti­ devlet teşki l atı karş ı s ı n d a önemsizleşmesiyd i . Ara l a rı nda Ş l iyapn i kov ve Kol lontay gibi İ şçi M uh a l efeti gru­ b u n u n sözc ü leri de b u l u n a n yi rm i i ki parti üyes i , 1922 yı l ı nda Kom ü n i st Enternasyona l ' in U l us l a ra rası Konferans delegele­ ri n e , Sovyet R u sya ' d a i şçi demokrasisi n i n bastı rı l m as ı n ı şöyle d uyu ruyo rd u : " Proleter kitl e l e ri h ü kü mete yak l aştı rmak ' an a rko­ send i ka l izm ' ol a rak yaftal a n ıyor ve taraftarl a rı da takibat altı na a l ı n ı p iti barsızl aştı rı l ıyor. Send i ka l h a rekette ayn ı tablo hakim -işçi i n is iyatif ve ken d i l iği ndenl i ği n i n bastı rı l ması , bütü n araçlara başvurarak heterodoksiye karş ı m ücadel e . Parti ve send i ka bü­ rokrasi s i n i n b i rl eş i k güçleri , kon u m ve güçleri n i n avantaj ı ndan fayd a l an arak i şç i demokras i si n i n temel le ri n i o l u şturmaya dön ü k kongre kararlarım ızı yok sayıyor. Sendi ka kom ü n i st fraksiyo n l a rı­ m ız, hatta koca kongre fraksiyo n l arı ken d i l iderleri n i n seç i m i nde i rade l e ri n i o rtaya koym a h akkı n d a n m a h ru m ed i l iyor. B ü rokrasi­ n i n boyu n d u ruğu ve baskı s ı o dereceye vard ı ki parti üyeleri yu ka­ rıdaki lerce bel i rlenen i deği l de ken d i i sted i kleri n i seçti kleri tak­ d i rde d ı şl a m a ve başka baskıcı ö n lem lerle tehd it ed i l eb i l iyor. Bu gi b i çal ışma yöntem l e ri kariyerizm e , entri ka lara ve itaatkarl ığa yol açıyor ve i şç i ler de b u n a partiyi terk ederek ceva p veriyor. " 5 6 Ancak sovyet d e m o kras i n i n geri l eyi ş i n i , Sta l i n i st rej i me va­ raca k doğru s a l ve evri msel b i r regresyon/dej e n a ra syon s ü rec i 55) Agm, s. 138. 56) "To Members of the lnternational Conference of the Communist lnternational " , https://www . marxists .org/archive/shliapnikov/1922/ appeal. htm

162 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

o l a ra k değerlen d i rm e k d e yan l ı ştı r e l bette . Kitl e l e r i n geri çe­ k i l iş i böyle b i r oto m ati k s ü reci n son ucu d eği l d i . Hobsb awm ' ı n h atı rlattığı ü ze re , " R u s D evrim i d e , u n utmayı n k i , kitl e l e r tara­ fı n d a n yap ı l m ı ş ve o n u n kaderi , i l k o n yı l boyu nca , R u s k it l e l e ri tarafı n d a n , kitl e leri n i stedi kl eri ve i ste m e d i k l e ri şeylerle bel i r­ l e n m i şti . Bu d u rum a son vere n Sta l i n o l m u ştu . " 57 Tari hçi Kevi n M u rphy' n i n b e l i rttiği ü ze re , " 19 1 7 i le Sta l i n izm i b i rb i ri ne b ağ­ l ayan tari h ç i l e r i ç i n N EP d ö ne m i c i d d i b i r s o ru n o l u ştu ru r. " Z i ra b u tari h ç i l e r i ç i n Sta l i n i st terör i ç Savaş ' ı n d oğru d a n d eva m ı o l a ra k d ü şü n ü l ü r. Oysa N EP d ö n e m i , Sovyet d e m okrasi s i nde­ k i ger i l e m eye karş ı n k ü ltü re l ç oğu lcu l uğu n h a k i m o l duğu , parti d ı ş ı m u h a l if görüş l e ri n ken d i s i ne ifade b u l ab i l d iği , fabri kal a rd a s o n ra s ı n a göre ç o k d a h a h o şgörül ü ve i şç i l e r i n a ktif katı l ı m ı n a o l a n a k s ağlayan b i r ç a l ı şm a rej i m i n i n b u l u n duğu , sendi ka l arı n , kadı n ö rgütle ri n i n e kon o m i k ve top l u m s a l tal e p ve ş i kayet l e ri n kolektif o larak ifade e di l me s i i ç i n kan a l l a r o l u şturd uğu b i r d ö­ n e m d i r. M u rphy' n i n a ktard ığı G P U a rşivleri , 1922 i le 1928 a ra­ s ı nd a 3 . 000 ' de n faz l a grevi n gerçekleştiği n i , b u n l a rı n sadece altı s ı n d a kol l u k güç l e ri n i n grevci i şç i l e ri e nterne ettiği n i o rtaya koyma ktadı r. 58 M u rphy, 1920 ' 1 i yı l l a rd a i şç i d e m okras i si n i n ge­ ri l eyiş i n i b i r veri o l a ra k kab u l etse de b u n u n kapsam ı h akkı n d a a b a rtı l ı yoru m lara kaçı l d ığı kan a ati nded i r. O n a göre 1920 ' 1 e r boyu nca i şç i l e r sen d i ka l h a re ket ve bağı m s ız eyl em l i l i kl e ri a rac ı l ığıy l a ken d i tal e p ve ç ı ka rl a rı n ı siyasal i ktid a ra yan sıta­ b i l m i ş , i ş letme d üzeyin d e de fab ri ka yön etici le ri n i b a s ı nç a l­ tı n d a tutab i l m işti r . B i r d iz i çal ı ş m a 1920 ' 1e r i n s o n l arı n d a d a h i sovyetl e rd e bağı m s ı z i ş ç i tem s i l c i l e ri n i n seç i l eb i l d iği n i o rtaya koyma kta d ı r. Y i n e ayn ı d ö n e m d e kad ı n h a re keti şaşı rtıcı b i r et­ k i n l i k kapasite s i n e sah i p o l m u ş ve kadı n i şç i l e ri güç le n d i re n b i r kitl e seferberl i ği n i h ayata geçi re b i l m i şti r. B u b a kı m d a n M u rphy, Sovyet d e m o k ra s is i n i n h ız l ı geri l eyiş i ve çöküş ü ne d a i r a n l atı-

57) Hobsbawm , Tarih Üzerine, s. 378. 58) Kevin Murphy, "Can We Write the H i story of the Russian Revolution " , lnternational Socialism , vol. 116, http://isj.org.uk/can-we­ write-the-history-of-the-russian-revolution/#116murphy_48

Devrimin Nostaljlsl 1 163

n ı n z iyadesiyle şem at i k o l d uğu görü ş ü n ü payl aşı r. 59 Bensa"id d e benzer b i r kan a atted i r: " Erke n d e n ' d evri m i d o nd u rm aya ' b aş l a­ yan b ü rokrati k tep kiye rağm e n , kıtl ı kl a ra ve kü ltü re l geri lemeye rağme n , d evri m c i atı l ı m , t ü m yi rm i l i yı l l a r boyu nca , h ayat tarzı­ n ı n deği ş i m i cephe s i n d e k i ö n c ü gi ri ş i m l e rd e kend i n i h issetti ri­ yord u : Eğiti m ve pedagoj i refo rm u , a i l eye d a i r yasalar, kentsel üto pyal ar, grafi k ve s i n e matografi k i catl a r. " Neticede Sta l i n i st rej i m , 1920 ' 1 i yı l l a rd ak i eği l i m le ri n ya d a N EP ' i n evri msel ge l i ş i­ m iyle d eği l , b i r k ı r ı l m ayla , Sta l i n ' i n k ı rd a zorla kol e ktifl e şti rmeyi d ayat ı p s iyas a l i ktid a rı b ütün üyle teke l i ne a l m a s ı n a den k d ü­ şen 'yu karıd a n devri m i n i n ' yo l açtığı kop u ş l a gerçek l eş i r. Bu kırı l m a , yan i Sta l i n i st rej i m i n doğuşu üzerine klasikleş­ m i ş çal ışmasının hemen başında Çek tarihçi M ichal Rei ma n , .. Stal i n izm ' in yükselişi n i n 1917 Ekim Devrim i ' ne eşl i k eden sosya­ list fikirler manzumesiyle açı klanabileceği veya SSC B ' n i n bu andan sonraki tüm tari h i n i n Stal inizm ' i n doğuşuna yol açan doğrusal b i r süreç olarak görü lebi leceği kanısında" olmadığı n ı yazar. 60 Stal i­ n izm , 1920' 1erin i ki nc i yarısında .. derin ve her şeyi kucaklayan bir bunalı m ı n sonucu " , bu " bunalımdan bir çıkış yol u bulmanın özel bir tür arac ı " idi . Ona göre bu " bunalı m ı n üstesinden gel mek içi n , Ekim Devri m i ' n i n asl i kazanı m ları n ı n , onun bizzat anlamı ve özünün a ltı n ı oya n " bir yönel ime giri l i r ve böylece Reiman ' ı n .. Stali n izm ' in gerçek çekirdeği " dediği , " nüfusun hayli geniş kesimleri ne vahşet ve şid­ detle m uamele edi l mesi , m ilyonlarca i nsana istisnai bir çap ve şid­ dette sömürü ve baskıya m utlak olarak boyun eğd i ri lmesi anlamına gelen toplumsal terör" hakim o l u r. Reiman , "siyasal arenada mut­ lak güce sah i p bir d i ktatörün despoti k hükümranl ığına dönüşen, her şeyi kucaklayan bir total itarizm ; n itel iği ekonomi n i n mekanizmaları tarafından tanı mlanan toplumsal i li şki lerden türeyen bir önleyici kitlesel terör ve baskı sistemi ; her türl ü ideoloj i k veya s iyasal an­ laşmazlı k ya da farkl ı l ı k üzerinde hakimiyet kuran , toplu mdaki tüm çel işkilerin vahşice ortadan kaldı rı l ması sistemi " olarak tanımlad ığı 59) Kevin Murphy, "Conceding the Russian Revolution to libera ls " , http://isj .org.uk/conceding-the-russian-revolution-to-liberals/ 60) Michal Reiman, Stalinizmin Doğuşu "/kinci Devrim "in Arifesinde SSCB, çev. : Bülent Tanatar, Metis Yay. , lstanbul, 1998, s . 15.

164 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Sta l inizm ' in özgün anlamında sosyal izm le karıştırılmaması gerekti­ ği n i bilhassa vurgular. Ona göre, " bu i ki fi kir sistemi yal nızca farklı olmakla kal mazlar, birçok bakımdan taban tabana zıttı rlar da. " 6 1 Tari hçi Moshe Lewi n , Sta l i n dönem i n i n " üç kan atl ı tab losu­ n u " tarif ederken benzer b i r vurgu yapar: " Tablonun b i ri nc i kan a­ d ı Len i n i stl iği n tasfiyesine ve parti n i n d ize geti ri l mesi ne , i ki nci kanadı tem i zl i k h a re ketleri son ucu nda tari hsel parti n i n i m h a ed i lmes i ne ve tari h i n yen iden yazı l ma s ı n a tekab ü l etm i şti . Ü ç ü n­ cüsü i se , ideoloj i k yü kü m l ü l ü klerden vazgeçmekten ve Çarl ı k i deoloj isiyle karşı l aştı rı l a b i lecek m i l l iyetçi b i r ' b üyü k güç ' ideolo­ j i s i ne sarı l arak b u n u n s i mgel e ri n i ben i msemekten o l uşacaktı . '' 62 Reiman ve Lewi n önem l i b i r karş ıtl ığa i şaret etmektedi r. Ancak dahası vard ı r ve en az bu gel işmeler kadar öneml id i r: Bu dönüşü m ü n , başkalaş ı m ı n özne leri kim lerd i r? Oyle ya , devri m i n özneleri olduğu gib i bu yozlaşmanı n , bürokratlaşman ı n ya da kar­ ş ı-devri mci süreci n b i r fai l i o l m a l ıd ı r. Literatürde i l k önce Shei l a Fitzpatrick' i n , d a h a sonra da J ochen Hel l beck ve lga l H a lfi n ' i n altı n ı çizd iği gi bi , Sta l in i st dönü şümün öznesi artı k bürokratlaş­ m ı ş i şçi leri n ta lep, eylem ve i radeleriyd i . 63 Fitzpatrick, 1928-1932 yı l ları arasındaki süreci , eski profesyonel ve idari s ı n ıflara karşı Sovyet l iderl iği ve yen i yetişen proleter ente l ij ansiya işbirl iğiy­ le açı l m ış bir " sı n ıf savaş ı " , bu s ı n ıfları tem s i l ettiği d üş ü n ü len sembol ve kavramları n a laşağı edi ld iği b i r " kü ltür devri m i " olarak n iteler. Fitzpatrick'e göre bu " kü ltür devri m i " süreci nde i şç i leri n " sı nıf atlayarak " idari pozi syo n lara yü kse l mesi , Sovyet rej i m ine özel l i kle şeh i rl i kitlelerin gözünde meşru iyet ve destek kazandı­ ran en önem l i faktörlerden b i ri di r. 64 B u ndan dolayı söz kon usu 61) Reiman, agm , s. 164-17 1 . 6 2 ) Lewin , Sovyet Yüzyılı, s . 186 . 63) Sheil a Fitzpatrick, "Stalin and the M aking of the New El ite, 19281939" , Slavic Review, Vol . 38, No. 3, 1979, s. 377-402. Fitzpatrick'in bu konudaki ilk önemli eseri için bkz. S. Fitzpatrick, Education and Social Mobility in the Soviet Union 1 921-1934, Bloomington , lndiana University Press , 1970. 64) Yiğit Akın, "Total itaryen Paradigma'dan Post-Revizyonizme: Sovyet Rusya Tarihçiliğinde Yeni Gelişmeler" , Praksis , Tarih Yazımı 2 dosyası , No. 18, Güz 2008, s . 68.

Devrimin Nostaljisi 1 165

olan b i r 'yukarıdan devri m ' d i r ve bu anlamda e l bette 191 7 ' n i n b i r deva m ı d ı r. Lynne Viol a ' n ı n da 2 5 . 000 işçin i n köyl ü l üğün kolekti­ vizasyonunda oynadığı rol ü anlattığı ü n l ü çal ı şması nda gösterdiği gi b i , N EP döne m i nde kend i n i m ağd u r ol arak gören şeh i rl i i şçi ler ve işçi köken l i b ü rokratlar, Sta l i n i zm ' i n i nşas ı nda l iderl iği zorl ayan b i r top l u msal gru ptur. 65 Yiğit Akı n , "özne l l i k eko l ü " olarak tan ımladığı H alfin ve Hell­ beck gibi tarihçi leri n çal ışmaları na atıfla , sistemin ceberrut prati k­ leri n i n yan ında, toplumun aktif katı l ı m ı na alan açan yaratıcı yanları olduğun u görmeni n öneml i olduğunu vurgular: " Halfi n , Hel lbeck ve arkadaşlarına göre revizyonist tarihçi ler Sovyet bireyi ne ancak rej i­ m i n norm ve idea l leriyle uyuşmayan bir eylem yaptığ1 zaman öznel­ l i k atfetmekte , bu tarz rej i m (ve ideoloj i ) karşıtı eylemleri daha haki­ ki ve daha samimi bulmaktad ı rlar. Rej i m i n i l ke ve normlarıyla uyum içindeki eylemler ise Sovyet bireyi nin gerçek, antisovyet yüzünü gizlemek için ku l landığı maskeler olarak nitelenmektedi r . . . Ozne l l i k ekolüne mensu p tarihçiler Sovyet rej i m i ne karşı vatandaşl arın gi riş­ tiği aktif veya pasif d i reniş stratej i lerinin varl ığı nı reddetmez, ancak revizyonist tari hçi lerin bu eylemleri anlatı rken -aynen total itaryan oku l a mensup tarihçilerin yaptığı gibi- Sovyet rej i m i n i Rus toplumu­ na d ışarıdan zorla dayatı lmış bir heyu la gibi tasvi r ettiğin i n altın ı çizerler . . . B u n u yaparken revizyonist tari hçi ler b i reylere içi nde olduk­ ları rej i m ve ideoloj i karşısında ahistori k bir rol atfetmektedi r . . . Oz­ nel l i k oku l u ideoloji ve pol iti kadan bahsederken Sovyet Devri m i ' n in esas idea l i n in eskisinden farkl ı değerleri , farklı düşünce sistemi , farkl ı ah laki normları olan 'yeni adam ' ı yaratmak olduğu noktasın­ dan hareket eder. Ancak bu dönüşümün 'yükü ' hiçbir zaman tama­ men devleti n , parti nin ya da sistemin üzerinde olmamıştır. " 66 65) Lynne Viola, The Best Sons of the Fatherland: Workers in the Vanguard of Soviet Collectivization , Oxford , Oxford University Press, 1987. 66) Yiğit Akı n , "Totalitaryen Paradigma'dan Post-Revizyonizme : Sovyet Rusya Tari hçiliğinde Yeni Gelişmeler" , s. 78. Özel likle Stalin dönemi üzerine benzer vurgul u bir literatür taraması ve kaynak tartışması için bkz. Murat Metinsoy, " Biat, Sta l i n ' den Büyüktür" : Erken Dönem Sovyet Tarihçi l iğinde Revizyonizm " , Tarih ve Toplum Yeni Yaklaşım/ar, No. 7 , Bahar-Yaz 2008, s. 181-244.

166 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Dolayısıyla bu dönemi şematize edilmiş ikili karşıtlıklar içinde anlamamız mümkün değildir. 1930' 1arda şekil lenen rejimde Stalin'in kişi olarak yeri elbette mühimdir. Ancak bu dönemi analiz etmek için sadece Stalin ve onun camari//a 'sına odaklanmak yeterli değildir. Çok önemli bir siyasal ve idari mobilizasyon beklentisinde olan işçi kökenli bürokratlar de aynı zamanda bu dönüşümün önemli mimarlarıyd ı . Yani Stalin ve onun mağduru olan topyekun bir toplum karşıtlığı da bu karşı­ devrimi açıklamak için fazlaca şematik bir açıklama girişimidir. Devrim ile yen i düzenin ortaya çıkardığı kurumlar, işçi kökenli bürokratlara ve zamanla sovyet eğitim kurumlarında yetişmiş teknokratlara ihtiyaç du­ yuyordu. Bu kesimler de ürünü oldukları sistemde bir yer talep ediyor­ lardı . Artık devrimi gerçekleştirmiş işçi sınıfı , onu temsil iddiasındaki parti ve devletin söz, yetki ve kararlarına tabi olmak durumundayd ı . Bu kararları alanlarsa işçi kökenl i , yani işçilerin arasından çıkıp 1920' 1erin sonundan 1930' 1ara uzanan tasfiyeler aracılığıyla yükselmiş bürokrat­ lardı. Eski rejimden tevarüs edilmiş uzmanlara ve 'eski Bolşevikler'e' yöneli k Stalinci terör, bu katmanın devlet içerisindeki pozisyonunu güçlendiriyordu. Teröre toplumsal desteği doğuran böyle bir sosyal mobilizasyon mekanizmasıyd ı . Dolayısıyla parti ve devlet ile işçi sınıfı arasında sadece mutlak bir baskı , bağımlılık ve şiddet i lişkisi olduğunu düşünmek basit bir yaklaşımdır. Yeni rejimin sovyet toplumu ve işçi sınıfı üzerinde ciddi bir hegemonyası ve ikna kabiliyeti vard ı . Bundan dolayı Stalinizm ' i basit bir zor ve şiddet sonucu ayakta olan bir rejim olarak tarif etmek, aslında Soğuk Savaş'a has bir hurafedir. Sta l i n izm elbette Ekim Devrimi ve Bolşevizm 'den kaynak­ lanmıştı r. Ancak formel ve evri msel bir şeki lde deği l , d iyalektik olarak. Sta l i n izm devrim i n devri mci olum lanmasını değil , 'Ther­ m idorcu ' olumsuzlanmasın ı temsil eder. Boris Kagarl itsky' n i n ifa­ desiyle, " Stal i n ' in Therm idor' u , Fransız Thermidor' u gib i , özünde , devrim i n kendisinin ürünü olan bir karşı-devrimdi [ . . . ] Bu yüzden , Bolşevizm ' i n portresi n i Sta l i nizm 'e bakarak çizme çabalarıyla , Bolşevizm ' i Sta l i n izm ' in bir habe rcisi durumuna i nd i rgeme çabaları ayn ı ölçüde i nand ı rıcıl ı ktan uzaktır. "67 Söz konusu olan Çarl ı k reji67) Boris Kagarlitsky, " Marksist Olmanın Ö nem i " , lsaac Deutscher, Bitmemiş Devrim Rusya 191 7-1967 içinde, çev. : Orhan Koçak, l stanbu l , Belge Yay. , 1990, s. 13.

Devrimin Nostaljisi 1 167

m ine dönüş anlamında bir restorasyon deği lse de ' i hanete uğra­ yan ' devrim içinde b i r karşı-devrimdir. Bu d u ru m , 1930' 1arın ikinci yarısında bizzat Bolşevik Parti ' n i n tasfiye edi l iş i nde açı ktır. Muhalif Sovyet tarihçi Roy Medvedev' i n yazdığı gibi , " NKDV i ki yı l içerisinde, yeraltı mücadeles i , üç devrim ve iç savaşla geçen uzun yıl lardakin­ den daha fazla kom ünisti tutukladı ve öldürdü. Kongrelerin göster­ d iği üzere eski üyeler özel bir hedefti . Parti n i n 16 ve 17 . Kongrele­ rinde delegelerin %80' i partiye 1920 öncesinde katı lmıştı ; bu oran 18. Kongrede %19 ' a düşmüştü . " 68 Bu anlamda, Bolşevizm i le Stal i­ n izm arasındaki m ücadeleni n , uzlaşmaz iki siyasi program a rasında olup, aynı parti içinde iki h izbi n çatışması olmadığı n ı akılda tutmak gerekir. Aksi takd i rde Ekim ' den e l i m izde 'total itarizmden ' başka bir şey kalmaz ve bu d u ru mda da devrim , Herge ' n i n 1929 'da yayım­ l ad ığı i l k Tenten 'serüve n i ' olan Tenten Sovyetlerde'de tarif edi len ü l keyi kurmak için gerçekleşmiş olur: " Hala kızıl cennete i nanan zava l l ıl arı " kandı rmak için fabrika kazanlarında saman yakıl ı p ba­ cadan duman tütüyor görüntüsü verilen , seçimleri n silah tehdidiyle yapı ldığı , açl ı k ve sefaletin kol gezdiği , kom ünist olmayan çocukla­ ra ekmek veril mediği , " Leni n , Troçki ve Stalin ' i n halktan çaldıkları h azineleri " sığı n aklarda gizledi kleri , Çeka ajanları n ı n cirit attığı bir cehennem . 69 Sta li n izm ' i n , Bolşevizm ' i n doğal ve tek varisi olduğu kabul edi l d iğinde Tenten ' i n Sovyet ü l kesi n i n devrim i n m antıki sonu­ cu olduğunu da kabul etmek gerekecektir. Oysa Eki m ' den Gulag kampla rına giden süreç, devrim i n tek bir ü lkeye sıkışmasın ı n , İ ç Savaş ve emperyal ist müdahale son ucunda i şçi sınıfı n ı n fiziki varlığın ı n zayıflamasının ve giderek büyüyen bir bürokrasi n i n oluşan boşlukta ken dini toplumsal hayatın tek örgüt­ leyicisi haline getirmesin i n ü rünüydü. l saac Deutscher' i n deyim iyle , " 1917 ' de barikatları kuran ve koruyan birkaç m ilyon i şçi ise d ağı l­ m ı ştı ve artık bütünleşmiş bir toplumsal güç olarak mevcut değil d i . E n gözü pek olanları i ç savaşta telef olmuştu ; birçokları , yen i ida­ rede, o rduda ve pol i s teşkil atında görev almışlardı ; sayısız işçi de, 68) R oy A. Medvedev, Let History Judge The Origins and Consequences of Stalinism , New York, Alfred Knopf, 197 1 , s. 234. 69) Herge, Küçük Yirminci Yüzyıl'm Muhabiri Tenten Sovyetler'de, çev. : Sema Kuray, lstanbul, Alfa Kitap, 2018.

168 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

kıtl ı ktan kavrulan kentlerden kaçı p gitmi şti ; geri kalanlar ise i şçi l i k yerine ticareti seçmi şler, s ı n ıfsızl aşm ışlar ve karaborsada yutul u p gitmişlerd i . İ şte, 1920' 1eri n başında Bolşevi kler' i n rej i mleri n i biçi m­ lend i rmeye ve pekiştirmeye çal ıştıkları dönemde varolan görünüm buyd u . Bolşevi kler bu çabalarında kendileri n i öncüsü sayd ı kları sını­ fa , yen i devletin efendisi olması gereken , yen i demokrasin i n temel dayanağı , sosyalizmi n baş temsi lcisi olması gereken sınıfa yaslanı­ yorlard ı . Bu sınıf, fiziksel ve pol iti k yönden yokolmuş gibiyd i . İ şte re­ jimin bürokratik yozlaşması den i len oluşumun asıl kaynağı bunlard ı . Varolan koşu llarda, ' proletarya d iktatörl üğü ' , ' Sovyet demokrasisi ' ve 'sanayi in işçi lerce denetlenmesi ' , hiç kimseni n can l ı l ı k aşılaya­ mad ığı boş sloganlardı neredeyse . Len i n , Troçki ve Buhari n ' in i leri sürdükleri an lamda Sovyet demokrasi s i , sadece eski düzene deği l , aynı zam anda iktidarı kötüye kul lanı labi lecek ya da gasp edi lebi le­ cek bir yen i bürokrasiye de karşı çıkabi len , aktif ve hep uyanık bir işçi s ı n ıfın ı n varl ığı nı öngörüyordu . " 7 0 Böylece Bol şevi kler kendi leri n i , bu dönemde parti içeri s i n­ deki i l k örgütl ü muhalefet olan İ şçi M u halefeti ' n i n sözcüleri nden Şl iyapn i kov' u n deyi m iyle , " sı n ıfsız b i r öncü " kon u m unda b u l uver­ mişlerd i . 71 " İ ç Savaş ' ı n sonunda, artı k tavan ı taban taşı m ıyor, tavanın i radesi tabanı sürü klemeye çal ışıyord u . İ kamec i l i k meka­ n iği i se bu noktada gel işiyor: H a l kın yeri n i parti , parti n i n yeri n i bürokrasi ve tü m ü n ü n yeri n i kutsal adam a l ıyor. " 72 1920 ' 1eri n i kinci yarı s ı n a gel d iği m izde , yal ıtı l m ı ş , güçten düşmüş devri m ve onu gerçekleşti ren kitleler, sahneyi boşaltı rken yerleri n i devlet­ parti n i n aygıt adaml arı n a b ı rakırlar. Bel ki sahne değişme m i şti r, kızı l bayrakl ar halen dalgalanmaktad ı r ama oyu n ve oyu ncu lar tamamen değiş m i şti r artı k. B izzat oyu ncu l arı n geç i rdiği değişi m i , yani parti ve devlet yöneti m i n i n çeşitl i kademeleri ndeki i nsan l a­ rı n yen i b i r ayrıcal ı klı ve egemen sosyal tabaka ol uşturm a ların ı , Gün Ortasında Karanlık roma n ı n d a Arth u r Koestler, başkarakteri 70) lsaac Deutscher, Bitmemiş Devrim , s. 54-55 . 7 1) Aktaran Helmut Dahmer, " Luxemburg and Trotsky on Russian Revolution " , http://www. internationalviewpoint.org/spip. ph p?article3245 72) Bensa'id , Köstebek ve Lokomotif, s. 68.

Devrimin NostalJlsl 1 169

R u bashov' u n , saygın b i r devlet adam ı n a dön üşümüyle bağl antı l ı olarak şöyle ifade eder: "Yeni yaşam tarzına a l ı şmak için biraz zamana i htiyacı vard ı Rubashov' u n . Şimdi lerde d i plomati k pasa­ porta sah i p o l mak, hem de sahici hem de kendi adı n a ; resmi giy­ si lerle b i rtakım resepsiyonl ara katı l mak; o geçerken pol i s leri n se­ lam d u rm as ı ; arada b i r peş i ne d ü şen mem u r kı l ı kl ı , melon şapka l ı adaml arı n b u n u ken d i s i n i koru m a k için yapıyor olmaları . . . Bütün b u n l a r ona eğlencel i gel iyord u . " 73 Saint Just' ü n zamanı nda dediği gib i b i r d u ru m d u r söz konusu olan : Fransa ' da " devrim donmuş­ tu r; bütün i l keler zayıfl a m ı ştır. Geriye kalan , entri kayla giyilen kızı l bonelerden i barettir. " Henüz restorasyon söz konusu deği lse de devri m i n 'Therm idorcu ' o l umsuzlanması , ' i hanete uğrayan ' dev­ ri m içi nde b i r karşı-devri m gerçekleşmekted i r. Bu karşı-devrimci süreç , yı kı l mış çarl ık rej i m i n i n yeniden tesis edi l mesi anlam ı nda b i r restorasyon anlamına gelm iyord u . Zaten hiçbir karşı-devri m , devrim i n katettiği yoldan gerisin geriye en başa, her şeyin başlad ığı yere dönülmesi şekl i nde cereyan etmez. Tony Cl iff' in bel irtt i ği üzere , "gerici l iği n zaferi her zaman başlangıç nok­ tasına dönmek deği ldir, bu zafer hem devrim öncesi hem devri m sonrası geçmişin unsu rları n ı n , ama ağı rl ı kl a i l kinin yer aldığı b i r ge­ ri leme şekl i n i alabi l i r" . 74 Dan iel Bensa"id , karşı-devri m i n bu öze l l iğin i e n iyi karşı-devri mci lerin anlad ığı na işaret eder: " Fransız Devrim i dönemi nde muhafazakar b i r ideolog ve gerici l i k konusunda oldukça bi lgi l i olan Joseph de M aistre , b i r karşı-devrimin ters yönde giden bir devrim deği l , ama bir devri m karşıtı olduğu n u , ta o zamandan ustaca fark ediyord u . Bu iki süreç s i metri k deği ldir. Böylece bir kar­ şı-devri m yen i ve h iç görül mem iş b i r şey ortaya koyabi l i r. " 75 B i raz d i kkatl i her gözlemci deği şmeyen dekorun ard ı ndaki deği ş i m i fark edeb i l i rd i asl ı nd a . 1954 Noel tati l i nde Britanya Ko­ m ü n i st Parti s i Tari h G ru b u ' n u n b i r delegasyon uyl a b i rl i kte Sov­ yetler B i rl iği ' ne giden Eric Hobsbawm , bu deği ş i m i ve yaşad ığı h aya l kırıkl ığı n ı şöyle a ktarı r: " Yabancı komü n i st ayd ı n l a r o l arak 73) Koestler, age, s . 112. 7 4) Cliff, Rusya 'da Devlet Kapitalizmi, s . 285 . 75) Bensa"id , Köstebek ve Lokomotif, s. 80-81.

170 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

b i ze i lgi nç gelen a m a b i r o kada r d a şevk i m izi kı ran b i r geziyd i . Z i ra kend i m i ze benzeyen b i ri leri n e neredeyse h iç rastl amam ı ş­ tı k . [ . . ] B u rada mes l eği n i zde i le rlemen i n yol u Parti üyel iği nden ya da en azı ndan Parti ' n i n gere klerine ve res mi demeçleri ne ita­ at etme kten geçiyord u . M u htemelen görüştü kleri m izi n b i r kı s m ı kom ü n izme gösterd i kleri sadakatleri nde sam i m i d avran ıyo rd u . Ancak b ütü n kom ü n i stleri n tek vücut o l m a l a rı n ı hedefleye n b i r bakış açı s ı ndan ziyade içe dönük b i r Sovyet bağl ı l ığı taşıyorl ard ı . [ . . . ] St. Petersb u rg denmes i ne b i r tü rl ü al ı ş a m ayacağı m b u m u h­ teşem kenti n kış ı ş ı kları a ltında Fi n l andiya i stasyon u ' nd a d i ki l i r­ ken , em i n olduğum b i r şey vard ı ; Eki m Devri m i ' ne i l i ş k i n b i z i m fi kirleri m izle, Sovyet B i l i m le r Akadem i s i ' n i n Len i ngrad Kol u ' nd a n gelen reh berleri m iz i n k i öyle ya d a böyle farkl ıyd ı . " 7 6 Ka rş ı-devri mci süreç kaç ı n ı l m az b i r kader deği l d i e l bet. Ta­ ri h başka yol l ara sapab i l i r , devri m karş ıtı na dönüşmek b i r yan a b ütü n rad i ka l potansiyel leri n i açığa ç ı kara b i l i rd i . B i r örnek vere­ l i m : Geride b ı raktığı m ız yüzyı l a rengi n i veren ve o n u n b i r ' aş ı rı­ l ı kl a r çağı ' olarak hatı rl a n ma s ı n a sebep o l an i ki temel ge l i ş m e , faşizm i n yü kse l i ş i ve Sovyet devri m i n i n yoz l aşmasıyd ı . Bu i ki h a­ d i sen i n de ard ı nda R u sya ' daki devri m i n tecrit o l m as ı n ı n ve b i l­ h assa d a A l m a n Devri m i ' n i n m a kus ta l i h i n i n yattığı söylenebi l i r. B i l i nd iği gi b i Rusya ' d a gerçekleşen devri m i n m ü stakbe l dünya devri m i n i n b i r gi rizga h ı nd a n i ba ret old uğu , Avru pa ' n ı n ge l i ş k i n kapita l i st ü l kelerinde b u rjuvaziyi a l a şağı edecek dev­ ri mler yaşanmad ığı takd i rde Kızı l Rusya ' n ı n b i r baş ı n a ayakta ka l a m ayacağı , Bolşevikler aç ı s ı nd a n temel , stratej i k b i r varsa­ yı md ı . 1920 ' 1eri n iki nci yarı s ı n d a Sta l i nc i 'tek ü l kede sosya l izm ' tezi res m iyet kazanana kadar b u stratej i k h i potez neredeyse sorgusuz s u a l s i z kab u l ed i lece k ve yen i rej i m i n temel ö n kab u l­ l eri nden b i ri o l acaktı . Yakov Protazanov ' u n 1924 'te gösteri me gi ren Aelita: Mars 'ın Kraliçesi ad l ı sessi z b i l i mkurgu fi l m i nde b i r uzay yo lcu l uğu yapan Bo l şevi kler' i n M a rs proletaryas ı n ı ayak­ l a nd ı rarak b i r M a rs Sovyet Sosyal i st C u m h u riyetler B i rl iği kur­ maya soyu n m a l a rı , R u sya ' d aki devri m i n ancak yayı l arak tam a.

76) Eric Hobsbawm , Tuhaf Zamanlar, çev. Saliha Nilüfer, (İstanbul: iletişim Yayınları , 2006), s. 271-27 2 .

Devrimin Nostaljisi 1 1 7 1

ma erebi leceği ne d a i r kabu l ü n yaygı n l ığın ı ortaya koyan i lgi nç b i r örnekti r (Gerç i M a rs 'ta komü n izm i n i n şası başl ığı , Bol şevi k kuramcı ve son rasında da Pro l etkü lt h a re keti n i n l iderleri nden Alexander Bogdanov' u n Kızıl Yıldız rom a n ı ndan beri tartışma kon usuyd u ) . Ekim Devri m i gerçe kten de Al manya 'dan i talya 'ya , Fi n la n d iya ' dan M acari sta n ' a yayı l a n b i r u l u s l a rarası devri mci dal­ gayı k ı ş k ı rtı r. Ancak bu d a lga n ı n somut bi r sonuca u laşamadan geri çeki l mesi , Sovyet Rusya ' n ı n yal n ızl ığı n ı pekişti ri r. Oze l l i kl e de Len i n ' i n ve tüm Bol şevi kler' i n sab ı rsızl ı kl a bekled i kl e ri Al­ man Devri m i , 19 18-1923 yı l l arı nda yen i lgiye uğrayı nca Sovyet Devri m i ' n i n tecrid i iyiden iyiye deri n leşir. ' Sta l i n izm ' , yan i b i r bü­ rokrati k kastı n i şçi s ı n ıfı üzeri ndeki d i ktatoryası tam da bu izolas­ yon u n ü rü n ü o l acaktır. Bol şevi k perspektifi n n i rengi noktası olan ve R u sya 'd aki devri m i entern asyonal devri m i n sadece pre l ü d ü sayan yakl a ş ı m yeri n i , Sta l i nci ' tek ü l kede sosyal izme' bu koş u l­ l a rda b ı rakacaktı r. Bu aç ıdan , " Rus Devri m i ' n i n yozl aşma s ü reci­ n i n baş l angıç noktası n ı n Rusya ' n ı n d ı ş ı nda aranması gerektiği " h us u s u n u vu rgu l ayan C h ri s H a rman h akl ı d ı r. " Sta l i n izm , tı pkı N azizm gibi , yen i lgiye uğrayan Alman Devri m i ' n i n b i r ü rü n üd ü r. " Daha 1918 yı l ı n ı n Ocak ayı n d a " Al m a n devri m i n i n yokl uğu nda yen i lgiye m a h ku m uz " d iyen Len i n haklı ç ı km ı ştı r. Ancak söz ko­ nusu yen i lgi , Len i n ' i n beklemed iği bi r biçim al ı r. " Len i n , Sovyet R usya ' n ı n ya l ıtı l m ı ş l ı k koşu l la rı n ı n devam etmesi d u ru m u nd a , d üş m a n güçleri n d ı ştan gelen m u azzam basıncı n a d i renemeye­ rek b i r s ü re sonra çökeceği n i d üş ü n m ü ştü . Sovyet R u sya , b u bası nçla çökmed i ve ayakta d u rabi ld i , a m a öded iği bede l çok ağı r o l d u : İ ç i ne d ü ştüğü yal ıtı l m ı ş l ı k , ekonom i k yı kı m a , ekonom i k yı k ı m i se bütü n büyü k fab ri kal arı n ka panması n a , şeh i rlerin ve köyleri n o l ağan ü stü b i r sefaleti n pençes i ne düşmesine yo l açtı . Bu n l a r i se , 1 9 1 7 devri m i n i gerçekleşti rm i ş olan sanayi proletar­ yas ı n ı n çözü l ü p d ağı l m a s ı n a neden o ld u . 1917 ' de i şçi l e re ön­ derl i k etm i ş o l an Bol şevi kler, i şçi s ı n ıfı n ı n tems i l c i l e ri o l m akta n ç ı karak, i şçi ler ad ı n a h a reket eden b i r tü r J a koben d i ktatörl üğü n tem si lci leri h a l i ne ge l meye zorl a n d ı l a r. Zaten ekono m i k açıdan geri o l an , uzu n yı l l ara yayı l a n d ü nya savaşı boyu nca ve bu n u taki p eden yı kıcı İ ç Savaş yı l larında daha d a geriye gitm iş böyle

172 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

b i r ü l kede , yen i b i r b ü ro krat i k d i ktatörl üğü n devri mci d i ktatörl ü k i ç i nde ad ı m a d ı m c i s i m leşmes i , h i ç de zor o l m ad ı . " 77 Faş izm a ncak yen i len devri m i n b ı ra ktığı boşl u kta yükselecek­ ti r. Troçki ' n i n daha Nazizm ' i n i ktidar o l ması ndan ewel Büyü kada ' d a s ü rgü ndeyken yazd ığı gi bi , " 1919 Ocağı ndaki hafta , M art 192 1 gü nleri , Ekim 1923 geri çeki l iş i . Al manya ' n ı n daha sonraki tüm ta­ ri h i b u h ad iselerden türem işti r. Son u n a dek götürü l meyen devri m faşizme yel ken açm ı ştı r. " Dahası nasyonal sosyal izm i n kuru l uş eylem i n i n Alman Devri m i ' n in bastı rı lması olduğun u söylemek h iç de anakron izm o l mayacaktı r. Devri m i n i ki amblemati k figürü Lu­ xemb u rg ve Liebknecht' i katleden ve 1 . Dü nya Savaş ı ' n ı n hemen a rd ı ndan Almanya 'daki devri mci yü kse l i ş i n s i nd i ri l mesi nde ku l l a­ n ı lan eski askerlerden o l u ş m u ş Freikorps çeteleri , ayn ı zamanda Alman genelkurm ayı n ı n Ba ltı k'ta sovyet devri m i ne karşı yürüttüğü askeri h a rekatl a rda d a başroldedi rler. Bu bölgelerde kitlesel kı­ yı m l ara ve vahşete başvuran ve Weimar C u m h u riyeti ' n i n soldaki 'düşmanları n ı ' yok etmesi nde çok i şlevl i ol muş Freikorps , gerek uygu lad ığı vahşet ve bu vahşeti n oluştu rd uğu a nti komü n i st ve an­ tisem it kü ltü rle, gerekse de Nazi hareketi ne sağlad ığı kadrolarl a N asyonal Sosya l izm ' i n gel i ş i m i nde önem l i rol oyn ayacaktı r. Fre­ ikorps i le i l . Dü nya Savaşı ' nda öze l l i kle Doğu Avru pa 'da kitlesel kıyı m l ara i mza atacak N azi özel operasyon gücü Einsatzgruppen aras ı ndaki devam l ı l ı k aşi kard ı r. İ şte bu anl amda da Luxemburg ve Liebknecht' i n katl i ve Alman devri m i n i n yen i l mesi i l e N azi rej i m i arası nda doğrudan b i r bağ mevcuttur. Bu bakımdan geçmiş yüzyı l ı n felaketleri n i n müsebbibi devri m deği l , tam ters i n e , devri m i n potansiye l leri n i gerçekleşti remeden a kamete uğramas ı , giderek karş ıtı na dön üşmesi , yen i l m iş olma­ sıd ı r. Bu elbette özel l i kle Sta l i n dönemi nde yaşananl arın 1917 i le i lgis iz olduğu ya d a bizim tari h i m iz olmadığı an l am ı n a gel m iyor. Bu basitçe b i r i n kar i le geçi şti ri lecek, üzeri nden atl anabi lecek, ' sosya­ l i zm bu deği l ' denebi l ecek b i r d u ru m deği l . G ü n ü müzde 1917 ' deki büyü k sıçrayışı bugün için anlaml ı bir referans noktası ol arak de­ ğerlend i rmek isteyecek herkes, Carmen S i ri an i ' n in işçi sovyet ve 77) Chris H arman , Kaybedi lmiş Devrim Almanya 1918-1923 , çev. Cengiz Alğan, İstanbul, Pencere yayınları, 2011, s. 10-11 .

Devrimin Nostaljlsl 1 173

kom iteleri üzeri ne olan çalı şması ndaki şu soru larla yüzleşmek du­ rum u ndad ı r: " Nası l oldu da Pari s Kom ü n ü ' nü n i l ke leri nden kuram­ sal o la rak esi nlenen bi r devlet on yı ldan az b i r süre içinde anormal bir Sta l i nci Levi athan ' a , h içbir devri mci n i n düşleyemeyeceği ölçü­ de çarl ı k otokrasi s i n i n siyasal kü ltü rü i le devam l ı l ı k gösteren bir devlete dönüşebi l d i ? Nasıl oldu d a 1917 ' de başarı lan demokrati k fabrika i l i şki leri 1930 ' 1arda Witte ve Stolypi n dönemindeki nden daha d üzensiz, sömü rücü ve otoriter düzen lemelere dönüştürüle­ b i ld i ? N as ı l oldu da toprak sah i b i soyl u l ara h ızl ı ve kesi n bir darbe i nd i ren köylü lere geçm i şte tan ı k oldu kları ndan çok daha zal i m b i r i k i nc i kolektivizasyon serfl iği muamelesi yapı labi l d i ? " 78 Stalinizm de 1917 ' nin bir sonucuydu elbette. Ancak o , 1917 ' den sonra katedi l meyen diğer birçok yoldan sadece b i r ta­ nesiyd i . Tarihi geriye doğru okuyarak sonradan olmuş gel işmele­ rin önceki lerin 'özü ' olduğunu d ü şünmek tarihdışı bir yaklaşı md ı r. Sta l in izm 1917 ' n i n eği l i m lerinden sadece bir tanes i n i n sonucuydu ancak 1917 ' n i n tamam ı değil d i . 1917'yi gerçekleştiren işçi sın ıfı­ n ı n tabandan i rades i n i n ve bu i radeni n ortaya çı kard ığı özyönetim örgütl ülüklerinin karşıtıydı . Bu i raden i n bürokrati k bir yapıya bürün­ dürü lerek deforme edi lmesi nden ve devrimde karşı-i ktidar organları olarak öne çıkmış özyönetim kurum ları n ı n berhava edi lmesi nden başka b i r şey deği l d i .

Yeniden 'Aurora' Eki m ' i n 100. yı l ında bize gereken yeni lgiye hayıflanmak deği l , geçmişte katedi lmem i ş yol ları n , tüketi lmemiş potansiyel leri n , yiti k mücadeleleri n anısına sadakattir. Devrim i n yen i lgisi b i r gecede söz konusu olmad ı . Devrim i n yozlaştırıl masına, devrim içi ndeki karşı­ devrimci dinamiğe karşı küçük büyük sayısız mücadele yaşand ı . Bu acı masızca bastırı lan ve sonuçsuz kalan mücadelelerin anısına sa­ dakat, devrim i n 100. yı ldönümü nde boynumuzun borcudur. Daniel Bensa"id ' in hatı rlattığı üzere tari h , olmuş olanı tasdi k eden bir noterl i k faal iyeti deği ldir. Bizler i ç i n tarih , ayakların baş olmaya cüret ettikleri (as l ı nda çoğu o noterl i k faal iyetiyle gizlenmiş 78) Carmen Siri an i , işçi Denetimi ve Sosyalist Demokrasi Sovyet Deneyimi, çev. : Kumru Başoğlu , İ stanbul, Belge Yay. , 1990, s. 461-462.

17 4 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

ya da saptırı l m ış) episodlard ı r esas olarak. B ugün künden başka bir geleceğin i puçları , altta kalanların b i rleş i p d i renme ve hatta bazen kazanma yete neğin i sergi led i kleri o anlarda gizl idir. H atırlamamız gereken de kıymetin i bilmemiz gereken de o anlard ı r. İ şçi ve köylü leri n d i ktatörlüğü n ü n i şçi ve köyl ü ler üzerinde b i r d i ktatörl üğe dönüşmesi , otomatik olarak gerçekleşen evri msel b i r süreç olmamıştı r. Bu s ü reç karş ı s ı nd a büyük küçük sayısız d i reniş gerçekleşmi ş , ' Batı l ıs ı ' ve ' Doğu l usu 'yla m u kted i rler bu d i reniş anları n ı belleklerden s i l men i n peşi nde o l muştur. Bu d i renişlerin görün mez kı l ın m asında en öne m l i argüman , Arthur Koestler' i n Gün Ortasında Karanllk rom an ı nd a o rtaya atı l ı r ve buna göre , ro­ man ı n kah ramanı Rubashov gibi Sta l i n i st terörce katledi len tü m ' eski Bolşevi kler' , asl ı nda bu vahşeti n ve sahtekarl ığın kurbanları deği l , rol a rkadaşları ve suç ortakl arı d ı r. Onlar ku rbanı oldukları mekanizm a n ı n yaratı lmasında rol oynamışlar, terör ve şiddeti 'tari­ h i n motoru ' sayan b i r kolektif zi h n iyetin şeki l lenmesinde pay sah i­ bi olmuşl ard ı r. U n l ü Moskova d u ruşmalarında Buhari n ve Z i novyev gibi Bolşevik figü rleri n fanstasti k suçlamalar karşısında nedamet göste ri lerine gi rişmeleri n i n ve kendi leri n i öl üme gönderecek sah­ te iti rafla rda bu l u n maları n ı n nedeni budur. Bu devrimciler, kendi i nfazları n ı ' pa rtiye son bir h izmet' olarak görmüşler, kuşatı l m ı ş parti n i n kenetlenmes i n i sağlayacak b i rer günah keçisi h al i ne ge­ ti ri l melerine gönü l l ü olara k ortak olmuşlard ı r. Koestler' i n bu argü­ manı çok etki l i o l m u ş , hatta Sta l i n izme d a i r çağdaş çalışmalard a d a yan kı bulabi l m i şti r. O rneği n J . Arch Getty, Sta l i n ist terör üze­ rine önem l i çal ışmasında B u h a ri n ve benzerleri n i n b i r ' Bolşevi k entelektüel tuzağı n ' ku rba n ı oldukl arı n ı bel i rtir. Buna göre parti n i n b i rl i k ve önderl iği her şeyi n üzeri nded i r ve h e r n e pahasına o l u rsa olsun koru nması gereki r . Neyin 'gerçek' , neyin 'ya n l ı ş ' sayı l ması gerektiği tamamen parti n i n ve onun öncü l ük ettiği büyü k tari hsel yü rüyüş ü n çı karıyla a laka l ı bir şeyd i r. Dolayısıyla parti n i n ç ı ka rı b i r iftira kampanyas ı , kan l ı b i r cadı avı n ı gerekti riyorsa bunu onayla­ maktan başka çıkar yol yoktur. Troçki ya d a Zinovyev de Sta l i n de , Buharin de ' Stal i n ' i n cel l ad ı ' Yezhov d a bu konuda ayn ı fi kirdedi r. Oyunun kura l l arın ı hepsi kabu l etmektedi rler; sadece oyn ad ı kları rol farkl ı d ı r. Bolşevi kler' i bi l h assa 1930 ' 1 arı n sonunda kendi ken-

Devrimin Nostaljisi 1 175

d i leri n i yok etmeye , Bolşevi k Parti 'yi i ntih a ra s ü rükleyen neden ler­ den b i r tanesi , i şte bu kolektif zi h in sel yapıdır.79 Bu açıdan bakıldığında devrim i n yozlaşması , Albert Camus' nün ifadesiyle " bu devrin en büyük hayalkırıkl ığı " , kaçın ı l maz, karşı ko­ nulmaz b i r süreç gibi görünür. Koestler' i n " partiye son bir hizmet" tezi geçerliyse, o zaman Stal i n izm ' le Bolşevizm (hatta Marksizm) arasında b i r sürekli l i k olduğunu ya da Marksi st düşüncenin pratikte ister i stemez Sta l i n izm benzeri rej i m leri n kuru lmasına yol açacağını iddia etmek geçerli olur. '' Bolşevi k entelektüel tuzağa " hapsolmuş Rubashov' ların " partiye son b i r h izmet" gerekçesiyle fantastik iti­ raflarda bulunmaktan ya da en iyi durumda Ayn Rand ' ı n Yaşamak istiyorum adl ı romanı n ı n başkarakterleri nden Bolşevik Andre i Taga­ nov gibi i ntihar etmekten başka çıkar yol u yoktur. 80 Oysa tesl i m olmayan , sahte itirafta bulunmayı kabul etmeyen , d i renen ve so­ nuçta mahkemeye çıka rtıl madan h ücre köşeleri nde ya da toplama kampları nda i nfaz edi len on binlerce Bolşevik m i l itan vard ı . Pierre Broue ' ni n de bel i rttiği gibi , Moskova Duruşmaları süreci nde " iti raf etmeyi reddederek yargıs ız i nfaz edi len mahkumlar da, iti raf etmek­ le b i rl i kte, denize atı lan şişeni n içindeki mesaj lar gibi açıklamala­ rın ı n orasına burasına masum oldukları n ı n i puçları n ı serpişti ren san ı kl ar da, sadece geçmişleri n i savunmuyorlard ı ; ayn ı zamanda, güçleri n i n yettiği ölçüde , hakimlerin ve pol islerin yok etmeye çalış­ tıkları b i r geleceği kurtarmaya çal ışıyorlard ı " . 81 Koestler' i n argüman ı n ı n ters i n e , ' parti n i n vicdan ı ' , Therm i­ dorcu dejenerasyon i le uzun süre l i b i r m ücadeleye gi ri ş i r. l saac Deutscher' i n bu h usustaki uyarı s ı yeri ndedi r ve uzu n bi r a l ı ntıyı hak eder: " Daha 1922 'de Len i n , öl üm döşeği nden Sta l i n ' e işaret ederek, partiyi , güçsüzleri ve çaresizleri ezmek içi n geri dönmekte olan ' B üyük Zorba'ya , dzierzhimorda 'ya , Büyük Rus şoven i sti ne 79) J. Arch Getty; Oleg V. Naumov, The Road to Terror Stalin and the Self-Destruction of the Bolsheviks 1932-1939, Londra, Yale University Press, 2010, s. 226-230. 80) Ayn Rand , Yaşamak istiyorum, çev. : Gülten Suveren, l stanbul , Plato Yay. , 2003. 81) Aktaran Yiğit Bener, " Koestler' le Sıfırdan Sonsuza Yolculuk . . . ( I ) ", Birikim , S. 129, Ocak 2000, http://www . birikimdergisi .com/birikim­ yazi/5837/koestler-le-sifırdan-sonsuza-yolculuk-i#. WttGwy7BrlX

176 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

karşı uya n ı k o l m aya çağırıyor ve bu uyarıyı daha önce yapmadı­ ğı için ' Rus i şç i leri önünde büyük b i r suçl u l u k duyduğu n u ' iti raf ediyord u . Bundan üç yı l sonra Kamenev gü rültül ü b i r parti kong­ res i nde Len i n ' i n vasiyetin i h atı rlatmaya boşu boşuna çal ışıyord u . 1926 ' d a , Pol itbüro ' n u n b i r toplantısında Troçki d e , yine Stal i n ' e işaret ederek, yüzüne ş u n ları haykı rıyord u : ' Devri m i n mezarcısı ! ' 1928'de, dehşet içi ndeki Buhari n ise şu karan l ı k uyarıyı yapı­ yord u : 'Yen i Cengiz H an o. Hepimizi boğazl ayacak . . . köyl ü leri n ayakl anmas ı n ı kan l a boğacak. ' Bunlar, bi rkaç önderin rastgele söylen m i ş sözleri deği ld i . Bu kişi leri n ard ı nd a , sayı l arı günden güne artan ve partiyi devri mci-demokratik geleneklerine ve sosya­ l i st vaadlerine geri çekmeye uğraşan yen i yen i m uhalefet gru pları doğuyordu . Daha 1921 ve 1922 ' 1erde İ şçi M u h alefeti i le Demok­ rati k Merkeziyetçi ler' i n , 1923 'ten son ra Troçkistler' i n , 1925 'ten 1927 'ye kadar Zinovievciler' i n , 1928-29' d a Bu harinci ler' i n ve sa­ yıl arı giderek azalan daha bel i rsiz gru pları n , h atta Sta l i n i st bazı gru pları n yapmaya çal ı ştığı şey hep buyd u . [ . . ] Sta l i n ' i n otokrasi­ s i n i ancak devri m i n başlangıçtak i önderleri n i n ve bun ları n izleyici­ leri n i n çoğun u n cesetleri üze ri nde kurabilmesi ve h atta bazı sad ı k Sta l i ni stler' i n cesetleri n i n üzerinden atlamak zorunda kal ması , karş ı laştığı d i renc i n deri n l iğin i ve gücün ü gösterir. "82 Bu çoklu muhalefet, toplumsal desteği konusunda daima kaygı l ı olan ve devrim i le Bolşevik geleneğe i hanet ettiği ithamının meşruiyeti n i n altı n ı oymasından korkan yönetici sekt için çok ciddi bir tehdit kaynağıyd ı . " Demokrati k merkeziyetçi ler" adl ı muhalefet grubunun 1928' de Moskova ' nı n Krasnaya Presnya semtinde da­ ğıttığı b i l d i ride bu ihanete , Bol şevi k Parti ' n i n tasfiye edi l işi ne dair şu satı rları okuruz: " İ şçi yoldaşlar! Moskova ve Sovyetler Birl iği ' ni n diğer şeh i rleri nde i şçi kitleleri n arkası ndan bütün işçi leri n b i l mesi gereken h adiseler gerçekleşiyor. Bolşevi k müfrezenin Çarl ı k zama­ n ı nda yeraltında işçi davası için m ücadele etm iş, Ekim Devri m i ' ni yürütmüş, İ ç Savaş ' ı n en zor yıl larında ve son rası nda Parti 'ye ve işçi sınıfı na önderl i k etmiş en iyi bölü m ü , şimdi kendi n i hapiste ya da uzak d iyarlarda sürgünde buluyor. Bi rçokları arasından sadece 1 . N . .

82) Deutscher, Bitmemiş Devrim , s. 58-59.

Devrimin Nostaljlsl 1 177

Smirnov, Serebriakov, V. M . Smirnov, M rachkovsky, M i n kov, Smi l­ ga, Sosnovsky, Khorechko , Oborin , Preobrazhensky ve Rafa i l isim­ leri n i anmak yeter. Tutuklama ve sürgün ler her gün artıyor ve daha şimd iden yüzlerle tah m i n edi l iyor. Ekim Devri m i ' n i n l ideri , Lenin ' in en yakın çal ışm a a rkadaşı , Kızı l Ord u ' nun muzaffer kom utanı ve u l usla rarası devrimci proletaryan ı n lideri yoldaş Troçki 17 Ocak'ta apartmanından gün o rtasında zorl a çıkartı larak Orta Asya 'ya gönde­ ril mek üzere bir trene atıldı . Ancak bu darbeler ü l kedeki güçlü mu­ halefet hareketin i ortadan kaldı rm ı ş deği l . Parti ve devleti n egemen aparatı muhalefetin cenazesi n i çok erken kutl uyor. Bırakın yüzlerce , binlerce muhal ifi tutuklasınlar. M uhalefeti n davası n ı sürdürmek içi n mücadeleye on bin lerce i şçi katı l ıyor. Muhal iflere karşı sürgün ve tutuklamalara son ! Yaşasın tutuklanmış ve sürgün edi l m iş eski Bol­ şevi k m üfreze! Yaşasın muhalefet! Yaşasın i şçi sın ıfı ve onun d i k­ tatörl üğü ! Yaşası n dünya proleter devri m i ! " 83 1932 gibi görece geç bir tarihte dahi şu tür b i l d i ri lere rastl amak mümkündü : " Sta l i n 'den başlayarak maha l l i kom itelerin sekreterleri ne kadar parti yönetimi­ n i n en üst kademesi n i n tamam ı , Len inizm ' den kopmakta oldukları­ n ı n , partiye ve parti dışındaki kitlelere karşı şiddete başvurdukları­ n ı n , sosyal izm davası n ı katletti kleri n i n bütünüyle b i l i ncindedi r. [ . . . ] Sta l i n ve kl iği n i n hataları artık suç hal ine gel m işti r . . . Sta l i n ' i n d i k­ tatörl üğünü yıkma m ücadelesinde esas olarak eski l iderlere deği l , yen i güçlere dayanmalıyız. Bu güçler mevcuttur, bu güçler h ızla ço­ ğalacaktı r. Yen i l i derler, kitleleri n yen i örgütçü leri , yen i otoriteler ka­ çınılm az olarak ortaya çı kacaktı r. " 84 Bu satırlar Marksi st Len inistler B i rl iği ' n i n ya da l ideri n i n adıyla Ryuti n Platform u olarak anılan muha­ lefet grubunun b i r b i l d i rgesinden d i r. 1920 ' 1 i yı l larda parti n i n Mos­ kova bölge sekreterlerinden b i ri olan ve Buhari n grubuyla bağlantı l ı olduğu için 1930'da " sağ oportü n i st görüşleri yaydığı " gerekçesiyle partiden i h raç edi l m i ş M . N . Ryuti n önderl iği ndeki grubun tüm l ider kadroları önce tutuklanacak, 1937 'ye kadar da karşı-devri mci l i k ya da emperyal ist güçlere casusluk etmek gibi suçlamalarla kurşuna dizilecekti . Bu çoğu l muhalefeti n ve ona mensup on b i n lerce m i l ita83) Aktaran , Yurii Colombo, " Sapronov and the Russian Revolution " , https: //isreview .org/i ssue/ 103/ sapronov-and-ru ssi an-revol ution 84) Aktaran J . Arch Getty, The Road to Terror, s. 34-35.

178 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

nın fizi ki i mh ası , onların devrimci m ücadeleni n tarih ve belleğinden de s i l i nmesi anlamına gel memeli . 14 Eylül 1937 'de fel sefeci John Dewey başkanl ığındaki bağım­ sız soruşturma komitesi , Troçki ve oğlu Sedov' u , Krem l i n ' i n suçla­ malarından aklayan 600 sayfal ı k raporunu yayım l ar: " Suçl u deği l ! " ' Troçki komitenin raporunun h aberi n i alınca sevinç içinde " İ ki satır! Ancak insanl ığın kütüphanesinde büyük bir yeri olacak i ki satır" d i­ yecekti r. Troçki ' Gestapo ajanı ' olduğuna dair suçlamaları ciddiye al ıyor deği ldi elbette . Onun cidd iye ald ığı , ister istemez parçası ol­ duğu bel lek savaşıydı . Çünkü o gün lerde , yan i "yüzyıl ı n alacakaran­ l ığında " , tarihsel kayıtların Sta l i nci çarpıtıl ması n ı n tutmayacağın ı n b i r garantisi yoktu . Teh l i ke öyle büyüktü ki , Victor Serge 1944 yıl ı n­ da, " Rus Devri m i ' n i n gerçekte neye benzediğin i , Bolşevi kler' i n ger­ çekte neye benzediğin i bi len kimse kal mad ı " d iye hayıflan ıyordu .85 Devrim i n bel leği n i n si l i n i p gitmesi tehdi d i hafifsenecek gibi değildi . Dolayısıyla Troçki ' ni n gözünde bu bel lek m ücadelesi , ayaklanma ya da İ ç Savaş yı l larındaki kavga kadar öneml iydi . Söz konusu olan , bin b i r yalan ve tezvi ratla tehdit edi len bir hafızanın gelecek kuşak­ l ar için m u hafaza edi l mesiydi . Yoksa devrim i n yolundan saptm l ı p karşıtına dön üştü rül mesi süreci ne karşı veri len mücadelelerin anısı da tı pkı resmi Sovyet fotoğrafları ndan s i l i nen yüzler gibi s i l i nebi l i r­ d i . Diren iş ve muhalefeti n belleği tarihçilere bırakı lamayacak kadar mühimdi ; müdafaa edi l meliydi .86 Jorge Semprü n , bu d i renc i n bel leği n i n m u kted i rler içi n ra­ h atsız ed i c i n itel iği n i Ramon Mercader'in ikinci Ölümü ad l ı rom a­ n ı nda (Troçki örneği üzeri nden) şöyl e aktarır: " Lev Davidoviç yal­ n ızca s ü rgü n ed i l mem i ş , o rtadan kaybol m u ştu . Ne fotoğrafl ar, ne bası l ı sayfa lar, ne n üfus kütü kleri onun gel i p geçişi nden en küçük bir iz bile koru ma m ı ş l ard ı . Yine de G ü rcü ' n ü n geceleri n i mekan tutan b i r hayalet vard ı . Oteki leri n h e ps i n i iti rafl a rı n ı n deh­ şet den izi nde , ken d i hays iyets izl i kleri n i kabu l ü n çamurlu s u l arı n­ da boğm u ş , o n l a rı n ö l ü m ü de h a l kı eğitmeye , s ı n ıf sava ş l a rı n ı n 85) Serge, Revolution i n Danger, s . 3. 86) Daniel Bensa'id , "The Fate of Revolution in the 20th Century Stalinism and Bolshevism " , https: //www . marxists.org/archive/ Bensa"id/2005/12/stal-bolsh.htm

Devrimin Nostaljlsl 1 179

dolambaç l ı kaderi n i h a l kı n kafa s ı n a sokmaya yara m ı ştı . Ve ken­ d i i ktidarı n a boyu n eğdi rmeye , e l bette . [ . . ] Ama Lev Davidoviç e ri ş i l mez b i r yerdeyd i , dehşet s a l lyord u . Artı k kök salamayacak -ol ayların akı ş ı n ı n somut ö rneği olan G ü rcü bunu peka l a b i l iyor­ d u- eyl e m leri ya d a sözleriyle deği l . Artı k titrekleşe n , s i l i n meye yüz tutan varl ığıyla da deği l . Bel l eğiyle dehşet sal ıyord u . Dehşet sal ıyo rd u , ç ü n kü Lev Davidoviç ' i n bel l eği , gizl i b i le o l s a , eski n i n ı ş ı k ve gölgeleri n i h a l a saklad ı kça, h a l k a n l ayab i l s i n d iye tari­ h i yen i baştan yazma k h iç b i r şeye yaramazdı . N a s ı l uyuya b i l i rd i m u hteşem G ü rcü , Vl ad i m i r İ lyiç ' i n bu en yakın ve sad ı k yol d aşı , h a l k kend i s i ne i n a n m ı ş olsa b i l e , Lev Davidoviç ' te çok küçük de olsa b i r bel lek parçası va rl ığı n ı s ü rd ü rd ü kçe nasıl b u l abi l i rd i iç rah atl ığı n ı ve beş yı l l ı k zaferleri n h uzuru n u? Ezmek gere kiyord u b u bel leği , Çel iği n kes k i n ağzıyl a ufa l a ma k , dökü len kan l a d ü n­ yaya s açma k gerekiyord u . Lev Davidoviç ' i n be l l eği üstüne ateş serbest! Petrograd Sovyeti an ı l a rı ü stü ne ate ş , Avru pa ' n ı n ve d ü nya n ı n b i r ucundan öbü r ucu n a uzu n s ü rgü n yolcu l u kl arı üstü­ ne ate ş , gazete ler ve kitaplar ü stüne ate ş , Kız ı lord u kom utan ı­ n ı n zı rh l ı tre n i ü stüne ateş ! Lev Davidoviç ' i n bel leğinde yera l an , Vl ad i m i r İ lyiç ' i n son sözleri ve vasiyetleri üstü ne ate ş ! H e m bu i n s a n l a r, bu gözü açı l m a m ı ş ked i yavru l a rı neden a n ı m sa rl a r ki ? i nsa n l arın bel lekleri ü stü ne ate ş ! "87 Bu sakl ı kal m ı ş , bastı rı l m ı ş mücadelen in gizli episodl arı ndan biri n i , üstelik Eki m ' i n yıldönümüyle alakal ı biri n i kısaca hatı rl atarak bitire l i m . " Storozhevoy" adl ı Sovyet fı rkateyn i , Ekim Devri m i ' n i n 58. yı ldönümünde, 7 Kası m 1975 'te R iga Körfezi ' ndeki deniz gösterisi­ ne katı l ı r. Gemi n i n siyasi komiseri olan Valery Sab l i n önderl iği ndeki bir grup, 9 Kasım ' da gemi n i n kaptanını a l ı koyup den izc i lere hitap eder. Sabl i n , Krem l i n rej i m i n i n Len i n i st i l keleri b i r kenara bıraktı­ ğı n ı , ü l kenin yozlaşm ış bürokrati k bir kl i k tarafı ndan yöneti ldiği n i aktarı r. Popüler bir kom utan olan Sabl i n ' i n konuşmasıyla yaklaşı k yüz el l i kişi l i k mü rettebat ayaklanmaya katı l ı r. Bu arada denizci ler, güvertede Eisenstein ' ı n 1905 yı l ı nda Odessa'da gerçekleşen de­ n izci ayaklanmasını konu edi nen Potemkin Z1rhlısı fi l mi n i de izler. .

87) Jorge Semprü n , Ramon Mercader'in ikinci Ölümü, çev. : ismet Birkan , İstanbu l , Can Yay . , 2006, s. 385-386.

180 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Mürettebatın büyük bölü m ü n ü i kna eden Sabl i n ve a rkadaşla­ rın ı n plan ı , Len i ngrad ' a gitmek ve orada zamanında Potemki n zırh l ı­ s ı n ı n , hatta 1917 Eki m ' i nde Aurora ' nın yaptığı gibi b i r başkaldırı n ı n işaret fişeği olmaktır. i syan h a l i ndeki gem i Len i ngrad açı klarında radyo ve televizyon aracıl ığıyla halka hitap edecekti r. Böylece yoz­ l aşm ış yönetici leri n devlet kuru m l arından ayıklanması ve devri m i n i l kelerine dönü lmesini hedefleyen b i r hareket doğmuş olacaktır. Ancak gem iden kaçan bir subay, yetki l i lere olanları i hbar edi nce Baltık donanmasının yarısı ve 60 kadar savaş uçağı isyan eden gemi n i n peşine düşer. Storozhevoy bombalanarak hareketsiz kılınır ve isyancılar Sovyet deniz komandoları nca yakalanır. Sabl i n yargı­ lanır ve 3 Ağustos 1976'da ku rşuna dizi l i r. İ nfazından önce oğluna yazdığı b i r mektub u , u i yimser ol ve devrim i n daima kazanacağına inan " d iye biti recektir.88 Kremlin ayaklan mayı bir Batı 'ya kaçma girişimi olarak sunma­ ya çal ışıp onun pol itik içeriği ni gizlemeye çal ışır. Çünkü esas giz­ lenmesi gereken , devrim ad ına yönetenlerin devrime çoktan i hanet etmiş oldukları , onun mumyalanmış cesedi n i n üzeri nde hükmetti k­ leri gerçeğidir. Sabl i n ' i n ve Storozhevoy savaş gemisinin hatı rlattığı budur. Onlar, tı pkı Elveda Lenin fi l m i ndeki Alex ve arkadaşları gibi , ' reel ' d iye anı lan ancak gerçekte bir kastı n i ktidarı n ı meşrul aştır­ maya dönük kof bir retoriğe dön üşmüş ' sosyalizmden' başka b i r sosya l izme işaret etmeye çal ışırlar. Geleceğim izi n yen i Ekim ' leri n i n i puçları , tari h i n hakim cereyanına ters düşmüş, geçmişin bu gizl i­ kaçak an l arı nda sakl ı asl ınd a . Eki m ' in yı ldönümünde andığımız, yüz yı l önce devri mi yapan lar kadar ona sadık kal mak adına başkaldı­ ran lara ait bu bastırı lmış anlar da olmalı . . .

88) Alan Woods , "A Leninist Hero of our Times - i n Memory of Valery Sablin: The true story of Red October" , http://www . bolshevi k.info/ leninist-valery-sabl in-red-october.htm

4

AMNEZİ

..

İ talyan Kom ü n i st Parti s i önderleri nden M ichele , geçi rd iği trafi k kazası sonucu hafızas ı n ı kaybeder. N a n n i Moretti ' n i n bizde Kızıl Güvercin adıyla b i l i nen 1989 tari h l i Palombella Rossa ad l ı fi l m i n i n başkara kteri o l a n M ichele, fi l m boyunca bel leği n i geri kazanmaya çal ışacak, b i r kom ü n ist olduğu n u öğrend i kten son ra çaresizce ko­ m ü n izm i n ne olduğu n u hatı rlamaya ça l ı şacaktı r. 1 Bugü n ü n ' devri m s iz devri mci leri ' olan b izleri , yan i aktüel b i r devri m ve kapita l izmden kopuş perspektifi o l maksızın yü rütü len ve esas iti bariyle ' savu n macı ' teki l m ücadeleleri n devri mci hareketi n varo l u ş koşu l l arı n ı bel i rled iği b i r çağda yaşayan b izleri , M ichele ' e benzetmek m ü m kü n . Baş ı m ıza b i r trafi k kazası gel m iş deği l e l­ bette . Bizdeki amnezi , kom ü n izm i n ve dolayı sıyla da kapita l izme alternatif toplumsal tasarı m l arı n en azı ndan şu son otuz küsur yı lda yaşad ığı (ve i stesek de i stemesek de hep i m izi etkileyen ) iti­ bars ız l aşm a n ı n b i r sonucudur. Kapital izme alternatif bütünsel b i r top l u m sal tasarı m ı n beyhudel iği ne ve ifl asa mahku m o lduğuna , hatta i ster i stemez b i r tür total itarizme yol açacağı na dair popüler a lgı n ı n haki m iyeti , bel l eği m i zi sakat b ı ra km ı ştı r. 1) Enzo Traverso , Aristeri Melanholia , s . 14(}141.

182 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Perry Anderson New Left Review dergisi n i n Ocak 2000' de başlayan yen i serisi n i n gi riş yazıs ı nda bu durumu şöyle özetl iyor­ d u : " İ deoloj i k bakımdan bugün kü durumun yeni oluşu , tarihsel b i r bakış açısıyla görünür olmaktadır. Ş u şeki lde açı klanab i l i r. Reform hareketi nden beri i l k kez, Batı ' n ı n düşü nce dünyası nda artık bel i r­ gin muhalefet -yan i sistematik rakip bakış açı ları- görmek m üm kün deği l ; dünya çapında da durum büyük oranda böyle , Polonya ya da İ ran örnekleri n i n gösterdiği gibi büyük oranda işlemez arkaik yapılar olan d i ni doktrinleri saymazsak. Pratiğine hangi sınırlamalar etki ederse ets i n , b i r i l keler bütünü olarak neol i beral izm küresel çapta egemend i r. Dünya tari h i ndeki en başarı l ı ideolojidir. " Anderson ' a göre bunun anlam ı , " solun kültüründe radi kal bir kesintidir" . Bu kesinti ya da süreksizl ik sonucunda, "altm ı şl ar kuşağı nın içinde bü­ yüdüğü neredeyse bütün referanslar ufku ortadan kal km ı ştı r" . Bu­ günkü kuşakl ar açısı ndan " Bebel , Bernstein , Luxemburg, Kautsky, Jaures , Lu kacs , Len i n , Troçki , Gramsci " gib i isi m ler, H ıristiyanl ığın i l k yüzyı l larında öze l l i kle etki n olmuş "Aryan ki l i sesine ait bir pisko­ poslar l i stesi " kadar uzaktır. 2 Rosa Luxembu rg savaşa karşı oluşu nedeniyle Breslau hapis­ hanesi nde yatarken yakı n arkadaşı (ayn ı zamanda i l . Enternasyo­ nal Marksizm i ' n i n ' papası ' Kari Kautsky ' n i n eşi) Lu i se Kautsky'ye 24 Kas ı m 1917 tari h i nde , m uzaffer Ekim Devri m i ' ne d a i r h aber­ ler hakkı nda her zamanki keskin öngörüsüyle şöyle yazıyord u : " Ruslar' la çok mutlu o l m ad ı n m ı ? Elbette cad ı l arın b u gece nöbe­ ti nde i ktidarda kal m aları pek m ü m kün olmayacak -akı l l ı koca n ı n çözdüğü gi bi i stati sti kler Rusya ' n ı n geri b i r ekonom i k gel i şmeye sah i p olduğunu gösterd iği için deği l ama çok gel i ş m i ş Batı ' n ı n sosya l demokratl arı büsbütün korkak oldu kları ve Ruslar' ı n ölü­ m üne kan kaybetmeleri n i pasifçe izleyecekleri içi n . Ancak böyle b i r son ' anavatan için yaşamakta n ' daha iyi . Bu dü nya tari hsel b i r eylem ve izleri çağl arı n geçmesiyle si l i nmeyecekti r. "3 Luxemburg 2) Perry Anderson, " Renewals " , https://newleftreview.org/11/1/perry­ anderson-renewals 3) " Rosa Luxemburg's Letters to the Kautsky Fam i ly" , https://www . marxists .org/history/international/comi ntern/sections/britain/ periodicals/labour_monthly/1923/09/x01.htm

Amnezi 1 183

başta Almanya o l m ak üzere Batı d ü nyası ndaki sosyal demokrat önderlerin Rusya ' daki devri m i n tecrit olup kan kaybetmesi için e l l eri nden gel e n i ard ı na koymayacakları n ı öngörmekte ne kada r h akl ıys a , devri m i n izleri n i n çağlar boyunca s i l inemeyeceği husu­ sunda d a , bugünden bakı ldığı nd a ne yazı k ki haksız ç ı km ıştı r. ' Sovyet yüzyı l ı n ı n ' kapanmasıyla 1917 Devrim i , Anderson ' u n de­ yi m iyle " so l u n kü ltüründeki rad i ka l kes i nti n i n " kurban ı o l m uştur. Luxemburg' un "ye n i lgi yen i lgi büyüyen zafere " d a i r o özgüve n i n­ den b ugü n eser dahi yoktur. Asl ında günümüzde her şeyi n olduğu gibi kalması n ı n ancak daha büyük felaketlere, muhtemel bir distopik geleceğe yol verece­ ği düşüncesi giderek yaygın l ı k kazanıp adeta ana akı m laşıyor. An­ cak diğer yandan ve bu popü ler d i stopik b i l i nce karşın F. Jameson ' a atfedi len o meşh ur tab i rle " d ü nyan ı n sonunun akı l lara getiri l i p , kapital izm i n sonunun düşünülememes i " gibi b i r gerçekl ikle (hala) karşı karşıyayız. Bu söz, i ki tari h sel yen i lgin i n ( i l ki , neo l i bera l izm i n otuz küsur yı lda i şçi hareketin i n 150 yı lda yarattığı b i ri ki m i onulmaz derecede tahri p etmes i ; i ki ncisi i se sosyal izmi n , yan i kapital izme bütünsel b i r alternatifi n yaşad ığı itibar yitim i ) yükünü üzeri mizden atamad ığımız koşu l larda ü rkütücü b i r gerçekl ik kazan ıyor. Kapital izme bütü ncül b i r a lternatifi n kolektif z i h i n sel ufku n d ı ş ı n a s ü rgün ed i l mesi n i n yol açtığı amnezi ya da Anderson ' u n deyi m iyle " solun kü ltü ründeki rad i kal kesi nti " , bizi Sovyet ressam ı Aleksander Kosolapov' u n " M an ifesto " ad l ı resmi ndeki çocukl ara benzetiyor.4 Resi mde yıkı ntı l arı n ortas ı nda yere düşmüş kızı l b i r Len i n büstü n ü n hemen altı nda b i r metn i okumaya , o n u adeta çöz­ meye çal ı şan çıplak küçük çocuklar görü rüz. Oku maya çal ı ştı kları meti n , Komünist Manifesto ' dur. İ şte Kosol apov' u n resm i ndeki gi b i yı kıntı l a r aras ı nd a eski yazı l arı çözmeye çalışan bizler, ' ayakl an­ macı genel grev' ya d a ' uzatmal ı h a l k savaşı ' gi bi stratej i k h i po­ tezleri n ( Daniel Bensa"id ' i n deyi m iyle) ''yeti m lerinden " başka b i r şey deği l iz.5 4) Enzo Traverso, Aristeri Melanholia , s . 133. Ayrıca bkz. Susan Buck­ Morss, Rüya A lemi ve Felaket, s. 81-83.

5) Daniel Bensa"id , " On the return of the pol itico-strategic question " , https://www . marxists .org/archive/bensaid/2006/08/polstrat. htm

184 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Devrimsiz ve Demokratsız Demokrasiler Sta l i n izm üzerine çal ışmal arıyla tan ı nan tari hçi Shei l a Fitzpat­ rick, eski b i r d i plomat olan Tony B renton ' u n hazı rlad ığı Historically lnevitable? Turning Points of the Russian Revolution ad l ı kitabı eleşti rdiği bir yazı sında yazarı n şu satı rl arı n ı a ktarır: " Marksizm ' i n b i r tür geri dönüş yaşayacağı nı söylemek zor. B i r tari h teorisi o l a­ rak onu devri m test etti ve s ı n ıfta kal d ı . Proletarya d i ktatörl üğü kom ü n i st ütopyaya deği l , basitçe daha fazl a d i ktatörl üğe götü rd ü . Ayrıca b i r ekonom i k reçete o l a ra k d a ifl as etti . G ü n ü m üzde h içbi r ciddi i ktisatçı refaha giden yol olarak m utlak devlet m ü l kiyeti n i sal ı k verm iyor. " Fitzpatrick bu satırl a rı Brenton ' u n " serbest piyasa zaferc i l iği nden " fazlasıyla etkilenmiş olduğu eleşti ris i n i d i l lendi r­ mek için h atı rlatı r ve bu görü ş ü n tı pkı Fu kuyama ' n ı n ki gi bi zama­ n ı n sınavı ndan geçemeyebileceği n i bel i rti r. 6 Brenton altta kal m az ve Fitzpatrick ' i n asl ında bu hayl i nazi k e leşti ri sine, makalenin yayı m l and ığı Landon Review of Books ' a gönderd iği b i r mektu pla cevap verir. Brenton cevabında, Fitzpatrick' i n kend i s i n i " serbest piyasa zaferc i l iğiyle " eleşti rmesi ne hayret ettiği n i bel i rti r ve şu so­ ruyu yönelti r: " Gü n ü m üzde d ü nyan ın yassı olduğu na i n anan i n san­ l a rı n azl ığı karşısında mese l a ben i ' d ü nya yuvarlaktır zaferc i l iği ' i le ayn ı şeki lde suçlamayı düşünebi lecek m i d i r? " 7 Brenton ' un bu sorusu ndaki nobra n l ı k , devri m fi kri karşısında l i bera l izm i n ' küstah zaferi n i ' çok iyi özetlemekted i r. Kom ü n izm , d ünyan ı n d üz olduğu­ na i nanmak gi b i d i r artı k . i ron i k olan , bu zaferi n , iddia edi ldiği gibi tari h i n deği l , bizatih i l iberal-parl amenter n izam ın muhtemel bir sonuna işaret eden krizi­ ni gündeme geti rmiş olmasıdır. ' Demokrasi ' devrimden boşanınca ' demokratsız' kal m ı ş , tam da zaferi n i i l an ettiği anda tari h i n i n en ciddi meydan okumalarından biriyle karşı karşıya kal m ı ştı r. Devri­ m i n güncel siyasetten olduğu kadar bel leklerden de sürgün edi l­ mesi n i n , devri mci geleneği n l i kidasyonunun bedel i ağır olmuştur, olmaktadır. 6 ) Sheila Fitzpatrick, "What's Left?" , https://www . l rb.eo.uk/v39/n07 / shei la-fitzpatrick/whats-left 7) Tony Brenton, "What's Left? " , https ://www . l rb.eo . uk/v39/n10/ letters#letter11

Amnezi 1 185

Almanya 'd a doğmu ş , fakat daha sonra antisemitizm i n yükse­ l i ş i nedeniyle ABD 'ye kaçmış b i r Yahudi olan Rosie Goldschmidt Waldeck, H aziran 1940 i le Ocak 1941 a rası nd a Newsweek dergisi için Bükreş 'te muhabirl i k yapar. Bu döneme dair anı l arı n ı , Athene Palace ad l ı bir kitapta yayı m l ayan Waldeck, 1930 ' 1a rı n a l acaka­ ran l ığı nda hakim olan siyasal i kl i me d a i r şu gözlemde bulunur: " Avru pa l ı h a l kl ar, o n l a ra d üşünce özgü rl üğü ve konuşma özgür­ l üğü gib i entelektüel terim lerle tan ıtı l a n , ama gündel i k deneyim­ leri n i n teri mleriyle açl ı ktan ölme özgü rl üğü olarak a n l aş ı l abi lecek olan demokrasiye d uyarsızl aşm ışl ard ı [ . ] Avru pa kıtası n ı n h a l kı n­ d a n , bi reysel özgü rl üklere a l d ı ra n l ar ya da koru n ması içi n veri len m ücadeleyle gerçekten de i lgi lenen ler yüzde 10 ' u geçmez. " 8 Top­ l u mun önem l i b i r böl ü m ü n ü n mevcut h a l iyle demokrasiye sah i p ç ı km a k gi bi bi r derd i o l mad ığı koşu l l ard a , uzun süre Fransa'daki i nsan H akları Birl iği ' n i n başkan l ığı n ı yapan ve 1944 yı l ı nd a , 81 yaşındayken Fransız faşistlerince katled i len Victor Basch gi bi de­ mokratları n , " Demokrasiyi koru m a l ıyız [ . ] Ne parl amentonun ba­ ş ı m ızdan atı l m as ı n ı ne de anayasal da olsa demokrasi i l keleri ne aykı rı olan kanun h ü km ü nde kara rnameleri kab u l edebi l i riz"9 gi bi çağrı l arı elbette havada kal ıyord u . Sol un ve örgütl ü işçi sı nıfı n ı n güç kaybettiği , siyasal tartış­ ma ve i ktidar için mücadelen in giderek sağı n içi nde (seçkinci-l ibe­ ral sağla popü l i st-rad i kal sağ arasında) cereyan eder hale geld iği 1930' 1arda , Biri nci Dünya Savaşı ' n ı n hemen ertesi nde neredey­ se tüm kıtaya yayı lan parlamenter demokrasi ler birer birer çöker. Naziler 'Yeni Düzen ' ad ına kıtayı fethe çıktı kları nda , Birinci Dünya Savaşı sonrası n ı n l i beral momenti bite l i çok olmuş , işgal etti kleri ü l keleri n ezici çoğu n l uğu , birer ' demokrasi ' o l maktan çoktan çık­ mıştı . Yani Avru pa ' n ın l iberal-parl amenter demokrasileri , Nazizm ' i n deği l , kapita l ist krizin ve em perya l i stler arası rekabeti n u l uslararası sistem i m i l itarize ederek kı rı lganlaştırması n ı n altı nda kal ı r. Çok başka koşul l ar altında olsa da Soğu k Savaş son rası nın l i­ bera l momenti de bir hayl i kısa sürd ü . 1990 ' 1 1 yı l ları n l i beral iyi mser.

.

.

.

8) Aktaran M ark Mazower, Karanlık Kıta , çev. : Mehmet Mara l ı , İ stanbu l , Alfa, 2013, s. 197 . 9) Age.

186 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

l iginin yeri n i , 1930 ' 1 u yıl larl a yapılan benzetmelere, küresel Wei mar Cumhuriyeti ' n i n müstakbel çöküşüne dair yorumlara b ı rakmış olma­ sı bir tesadüf, genel geçer bir entelektüel moda deği l . İ şçi sınıfının siyasal , ekonomik, toplumsa l ve kültürel gücünü kırmaya dönük bir siyasal proje o larak neo l ibera l izm üzerine temel lenen Soğuk Sa­ vaş sonrası l iberal-parlamenter demokrasi ler, b i rer birer çatırdıyor. İ şçi sınıfı n ı n sınıf olara k eyleyebi l me kudretindeki muazzam düşüş, sömü rge karşıtı ya da antiemperyalist mücadeleleri n (Ortadoğu 'da mezhepçi-fundamenta l i st şiddet, Sahra a ltı Afri ka'da savaş beyleri arasında biti msiz iç savaşl a r biçim i n i alarak) yozlaşması , demok­ rasi leri içeriksizleştirerek ' demokratsız' b ı rakıyor. Devrimsiz kalan l iberal demokrasi ler çürüyor. Liberalizm , sistematik kölec i l iğin ya da emekçi lerin (18451852 'de i rlanda'daki ' büyük kıtl ık' m isal i ) açl ı kl a terbiye edi lme­ sinin savu n usunu, mülkiyet ve özel alanları n devletin 'despotik' m üdahales i ne karşı korun ması adına üstlenebi len bir düşünce sistemiydi . ' Kendi başına b ı rakılsa' , yan i mesela köl e ve sömü rge h akları n ın ayaklanmaları n ı n (Haiti Devrim i ) ve emekçi lerin d i reniş ve mücadeleleri n i n ( Ekim Devrim i ) basıncı olmasa, doğumundan gelen bu seçki nci-aristokratik n ite l iğin i m u htemelen muhafaza ede­ cekti . 10 Bu anl amda l iberal-parlamenter demokrasi lerin doğuşu , l i­ beralizm i n kendi doğrusal evrim iyle deği l , bu i ki tari hsel dalganın karşı bası ncıyla mümkün oldu. Bu i ki mücadele dalgasının (elbet şi mdil i k kaydıyla) geri çeki l m i ş olması , bizati h i devrim fikrin i n itibar­ sızlaştı rı l ması , meydanı sağa , yan i l i bera l izmi n seçkinci damarıyla güya ona karşı olan radi ka l-aşırı sağın muhafazakar popül izmine bırakıyor. Sağın sağla m ücadelesi süreci ndeyse l ibera l-parlamenter demokrasi ler çürüyor. Bu d u rum asl ı nda h iç de şaş ı rtıcı deği ldir. Geçmiş i ki yüzyı lda gerçekleşen her türlü demokrati k i lerlemen i n ard ında geniş kitle­ leri n seferberl iği ve eylemi vard ı r. Devrim ler ve rad i kal toplumsal hareketler, anlaml ı ve kal ıcı her türlü demokrati k gel işmenin tayin edici unsurl arı olmuşlard ı r. Bu bakımdan demokratikleşme, kurum­ sal düzeydeki reform larla a la ka l ı bir tekni k süreçten ziyade , geniş 10) B u hususta bkz. Domenico Losurdo, Liberalism: A Counter-History, Londra , Verso , 2014.

Amnezi 1 187

kitleleri mob i lize eden siyasal ve toplumsal çatışmaların b i r ü rünü olarak görü l melidir. Demokrasi alanındaki gerçek i lerlemeler, evrim­ sel b i r kuru msal reform sürecin i n neticesi olmaktan çok, eski i kti­ dar biçim leri n i n şiddetle sarsıldığı , eski düzeni besleyen meşruiyet kanal ları n ı n ortadan kal ktığı büyük kitle seferberli k ve m ücadeleleri dönemleri nde söz konusu olmuştur. 1 1 Dolayısıyla devrimci hare­ ketleri n , radi ka l toplumsal mücadelelerin geri leyişi i l e demokrati k kazanımların geri leyişi arası nda neredeyse doğrudan bir bağlantı söz konusudur. Devrimsiz bırakı lan demokrasi kendi kendini yiyi p bitirmektedi r. Bu bakımdan otoriterleşmen i n , demokraside yaşanan erozyo­ nun m üsebbibi siyasal değil , esas itibariyle toplumsal-sın ıfsal güç dengelerinde ' alttaki ler' aleyh i ne yaşanan muazzam kı rı l madır. Bu güç dengelerinde ezilenler ve emekçi ler lehinde bir değişim yaşan­ madan bu otoriter dalgaya takoz konu l abilmesi , tıpkı 1930 ' 1ardaki gibi , m ümkün olmayacaktır. Başka bi r şeki lde ifade etmek gereki r­ se , demokrasinin mevcut (ve uzatmalı) krizi , alt sınıfların kolektif eyleme ve örgüUenme kapasiteleri ndeki düşüşün b i r ifadesinden başka bir şey değildir. Bu nedenle de emekçi ve ezi lenleri n kendi kaderi ne sahi p çıkmaya dönük kolektif enerj isi nde gözlemlenen bü­ yük azalma telafi edi l mediği müddetçe , yan i ' prati kte ' bu kolektif enerj iyi kışkırtı p kitlelere özgüven kazandıracak mücadeleler yaşan­ madığı müddetçe mevcut otoriterleşme, şu ya da bu isim ya da eti ket altında da olsa deri n leşerek devam edecektir. Antonio Gramsci , i ki cihan savaşı arasında hapisten , " Eski d ü nya ölüyor, yen i dünya doğmak için mücadele ediyor; bu ara dö­ nemde çok çeşitli hasta l ı kl ı sem ptomlar ortaya çı kıyor" diye yazı­ yordu faşizmi (ve muhtemelen Sta l i n izmi de) kastederek. 12 Yen i b i r ' hastalıklı sem ptomlar' i le dol u b i r ara dönemde olduğumuz açı k. 11) Bkz. Geoff Eley, "What Produces Democracy? Revolutionary Crises, popular Politics and Democratic gains in Twentieth-Century Europe" , History and Revolution , der. : M . H aynes ve J . Woffreys içinde, Londra , Verso , 2007, s. 177-201. 12) Yakın dönemde çokça atıfta bulunulan bu söz için bkz. Gilbert Achcar, " Morbid symptoms What did Gramsci mean and how does it apply to our time?" , https://isreview.org/issue/108/morbid­ symptoms

188 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Ekoloj i k krizle bütün leşen kapita l i st kriz ve u l us lararası sistemde­ ki hegemonya bunal ı m ı , s iyasal ve sosyal kutu plaşmayı tetikleyen muazzam bir küresel dalgalanmaya yol açıyor. Bir yanda bizim de Gezi 'yle parçası olduğumuz devasa popü ler hareketlenme ve ayak­ l anmalar, d iğer yandaysa yaygı n b i r otoriterleşme dalgası , aşırı sa­ ğın , faşist ve reaksiyoner akı m ları n güç kazanmas ı . Eski dünya mu­ azzam bir krizle karşı karşıyayken yen i bir d ünyayı doğuracak güçler oldukça cıl ız. Bu koşu l larda devi r, ' hasta l ı kl ı semptomları n ' ya da 'canavarları n ' devri ol uyor . . .

Evrenselleşen Kornilovculuk Bu duru m , toplumsal ve siyasal mücadeleleri n tarih sahne­ sinden s i l i nmesi anlamına gel m iyor elbette . Asl ı nda şu son yi rmi küsur yı lda çok büyük sosyal mücadeleler gerçekleşti ; ancak bunlar mevcut olana a lternatif başka bir sosyoekonom i k sisteme atıfta bu­ l unmaz, böyle bir hedefi işaret etmez oldular. Bir zamanlar Arjanti n l i devrimci Marksist Nahuel Moreno ' nun ifade ettiği gibi " Şu batların " , yan i büyü k toplumsal kabarışları n , ayaklanmaları n , hatta devri mle­ ri n " Ekim lere " , yan i topl umsal ve siyasal güç dengeleri nde kal ıcı olabi lecek köklü değişimlere erişemediği bir dünyada yaşıyoruz. 13 Gerçi Moreno bu duru m u i şçi sınıfı n ı n devri mci l iderl i klerden yoksun ol ması an lamı nda , dar manada bir 'önderl i k krizin i n ' so­ nucu olarak görüyordu . Oysa bugün böyle kısıtl ı anl amda bir 'ön­ derl i k kriziyle ' , yan i sınıf hareketi n i n ve toplumsal mücadeleleri n rotası n ı n devri mci b i r kopuşa doğru yön lenmesini sağlayacak si­ yasal i raden i n ( ' l iderl iği n ' ) ne ol ması gerektiği ne dai r bir sorunla karşı karşıya deği l iz. Çağı m ızın 'önderl ik krizi ' (1) doğrudan doğruya işçi sınıfı hareketi n i n b i r tari hsel dönem i n i n kapanmış olmasıyla, ezi len leri n karşı karşıya kaldı kları yen i lgi leri n altı ndan kal kamamış, toparl anamam ı ş ve dolayı sıyla genel bir dağı n ıkl ı k içerisi nde olma­ sıyla ve (2) sosya l i st siyasa l ve sosyal örgütl ülüğün son otuz yı lda yaşadığı muazzam geri leme ve kapital izme bütünsel bir alternatif fi kri nin yaşadığı inandırıcı l ı k kriziyle bağlantı l ı . Yani çok daha 'gen iş' bir içeriği olan b i r 'önderl i k kriziyle ' karşı karşıyayız. Emekçi lerin bir 13) Nahuel Moreno, Günümüz Programı: Geçiş Programı 'nın Güncellenmesi, İstanbu l , H20 Kitap , 2014.

Amnezi 1 189

sınıf olarak eyleyebi l me kudretin i n a l ab i l d iğine törpü lenmi ş olduğu , komü n izm in ciddi b i r itibar ve meşruiyet yitim i ne uğradığı , faşizmle adeta özdeş bir total iterli k versiyonu sayı ldığı bir devi rde her büyü k kabarış , kal ıcılaşamadan h ızla geri çeki l iyor, bastırı l ıyor, soğuru l u­ yor. Bu nedenle (mesel a Gezi gib i ) ' Eki m ' le tamamlanmamış , ke­ sintiye uğramış her ' Şubat' , Korni lovcul u k tarafı ndan ezi l me teh­ didiyle karşı karşıya kal ıyor. Lavr Korn ilov mal u m , Eyl ül 1917'de devrim i ezme girişi minde bulunan ancak i şçi sınıfının birleşik sefer­ berliği son ucunda muvaffak olamayan b i r Rus genera l iyd i . Unutma­ yal ı m : 1917 yı l ı nda, topyekun ayağa kal kmış Rusya 'da Bolşevizm ' i n a lternatifi burj uva demokrasisi , b i r tür demokrati k ' normal leşme' falan değil d i . Geçici H ü kü met' i n yı kı lması nın Rusya ' n ı n demokra­ siye geçiş potansiyel lerini tahri p ederek total itarizme yol verdiği , " Kerensky' n i n başarısızl ığı nın tari h i n ıskalanmış büyük fırsatları n­ dan olduğu " 14 bugün pek yaygın bir görüş olsa da Bolşevi k devri m i n olası tek alternatifi , Korni lov ti pinde bir kan l ı karşı-devrimden başka bir şey olamazd ı . "Terör ne denl i güçl üyse zaferimiz o den l i güçl ü­ dür" d iyordu Korni l ov. " Rusya ' n ı n yarısını yakmak, Rusların dörtte üçünün kan ı n ı dökmek zorunda kalsak bile, Rusya 'yı kurtarmamız gerek" d iye i lan ediyord u . 15 Tarihçi Marc Ferro önce Şubat i le Eki m arasında ama öze l l i kle de iç savaş esnasında spesifi k b i r antibolşevizm mode l i n i n şeki l­ lendiği n i n a ltı n ı çizer. Bu model le daha sonra önce İtalya , sonra da Al manya'da vücut bulacak faşist model arasında ciddi yakı n l ıklar bu l u nu r: "toplumsal devri me karşı d i renişle, önde gelen finansçı ve sanayicinin l iderl iği ve ord u ve ki l i sen i n eylem iyle , sınıf m ücadelesi­ n i n reddi ve askerleri n erkek dayan ışmasına çağrıyla baş l ad ı ; bunu 'özel eylem grupları n ı n " ku l l an ı l ması , h ükümetin zafiyetin i n kınan­ ması , çoğu savaşı desteklem iş eski devri mci ler olan yen i liderleri n temayüz etmesi , l iderl i k kültü , Yahudi karşıtl ığı , demokrati k örgüt­ lere saldı rı ve son u nda müttefi k h ü kümetleri n sempatisi ve müda14) John Quiggi n , "The February Revolution and Kerensky's M i ssed Opportunity", https://www . nyti mes .com/2017 /03/06/opinion/the­ february-revol ution-and-kerenskys-missed-opportunity.html 15) Aktaran Mandel, Ekim 191 7: Darbe mi Sosyal Devrim mi?, s. 62.

190 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

halesiyle devam etti . " 16 Ekim olmasaydı hakim olacak güç i şte bu ' modeldir' . Dol ayısıyla Geçici H ü kümet sovyetler lehi ne yıkılm asa, belki bugün 1920' 1erde baş ı n ı uzatan o karanl ı k için faş izm yerine Rusça' dan gel me başka bi r tabiri kul l an ıyor olacaktık. Yaşa m ı n ı n son döne m i nde Rus devrim i konusunda revizyo­ n i st yaklaşıma fazl a tavizkar davrandığı söylenebi lecek Hobsbawm dahi , " Çarl ı k Rusyası ' nı n -Birinci Dünya Savaşı i le Bolşevi kler an­ sızı n sahneye ç ı kı p ortal ığı harabeye çevi rd ikleri nde- m üreffeh b i r l i beral kapita l i st topluma dönüşme yol unda olduğun u iddi a eden ku ram üzerine ciddi biçi mde kafa patlatmamız gerekmez" d iye yazar. Ona göre " antimarksi st argüman ı n yararına ol masayd ı , bu a lternatif h içbir zaman ciddi biçi mde ele a l ı nmazd ı . Kaldı ki l iberal­ ler bi le Çar' ı n düşüşünden sonra l i bera l , demokrati k-parl amenter bir Rusya 'ya geçi l mesi i hti m a l i n i n yüksek olduğunu tam b i r güven içi nde söyleyemiyorlard ı . Devri m i n u m ut vaat eden bir Rus l ibe­ ral demokrasi s i n i n boğaz ı n ı kesen bir Len i n i st kom plodan başka b i r şey olmad ığına inanmak l ibe ral leri n çoğun u n hoşuna giderd i , ancak buna yü rekten i nanacakları n ı d a söyleyemeyiz. " 17 Al man Kom ü n i st Partisi ' ni n sol kanad ı n ı n teorisye n lerinden olan Arthur Rosenberg de 1932 yı l ı nd a yayı m lanan ve artık bir klasi k sayı­ lan Bolşevizm Tarihi' nde ayn ı h ususu vurgu l ar: " Bolşevi kler Rus Devri m i ' n i kurtard ı lar. Z i ra 1917 sonbaharında Len i n başarısızl ığa uğramış olsa, Rusya 'ya sakin bir demokrati k gel iş i m deği l , dehşet bir anarş i k kaos haki m o l u rd u , çün kü devasa Rus halk kitlele­ ri artı k harekete geçmişlerd i . Köyl üler büyü k toprak sahi plerine, askerler su baylara , işç i lerse kapita l i stlere a rtı k tahammül etmek i stem iyorl ard ı . Sosyal devri mci ler tari h i otoriteleri n i bir kez kaybet­ ti kten sonra , d ünyadaki h içbir güç o kitleleri n kör şiddeti n i n önüne geçemezdi . O vahşi kaos b i r süre son ra yeri n i Rusya ' n ı n çözü l me­ s i ne , pogroml ara ve Beyaz teröre bırakı rd ı . Bolşevikler Rus halkını bunlardan korudu ve tü m deneyl eri ne ve yan l ışl arına rağmen Rus Devri m i ' n i kurtard ı lar. " 18 16) Aktaran John Rees, " in Defence of October" , https://www . marxists.org/history/etol/writers/rees-j/1991/xx/october.html 17) Eric Hobsbawm , Tarih Üzerine, s. 373. 18) Arthur Rosenberg, Bolşevizm Tarihi, s. 95.

Amnezi 1 191

Eki m ' in Rusya'yı l iberal-Oemokrati k istikamette bir evrimden mahrum bırakan bir aşırı l ı kçı sapma sayan görüş, ' komünizm i n çöküşü ' nü i se ' normale dönüş' olarak kutlar. Liberal yasal ve ku­ rumsal çerçeveyi ( kuwetler ayrı l ığı , yasaları n üstünlüğü) ve piyasa ekonomisini Auschwitz ve Gulag's ız bir tarihsel gel işmeni n olmazsa olmazı sayan bu haki m kabu l , i ki temel varsayımdan hareket eder: (1) l iberal izm demokrasi ve siyasi özgürlü kleri n temel itici gücüdür; (2) parlamenter demokratik n izam ı m uzaffer kılan , Batı 'da ortaya çıkm ı ş güçlü burjuva s ı n ıfıd ı r. Varsayım d iyoruz çünkü bunlar esas itibariyle ' ideoloji yüklü ' iddialard ı r ve son i ki yüzyıl ı n tari h i dikkatle ele a l ı nd ığında yan l ışlanmaları görece kol ayd ı r. B i reysel özgürlüklere vurgu yapan klasik l i beralizm i n ' kurucu ataları n ı n ' oda klandı kları husus, m ü lkiyet hakkıdır. Bundan dolayı örneğin toplumsal cinsiyet i l işki leri ya da kapitalizmle birl i kte i n­ san l ı k tarih i nde tekrar yaygın l aşan kölelik hakkında bu fikri gelenek suskundur. Beyaz olmayan halkl arın köleleştiril mesi ve kırımdan geçiri l mesin i klasik l i beral izm, ' medeni l eşme' ya da ' beyaz ada­ m ı n yükü ' adı na kabul edi lebi l i r sayar. Tocquevi l l e ' i n Cezayir' in sö­ m ü rgeleştiril mesi n i n hararetl i bir savunucusu olması ya da John Stuart M i l l ' in (üste l i k Özgürlük Üzerine başlığı n ı taşıyan eserinde) " amacın onları n ı slah edi l mesi , araçların da bu amacı gerçekleş­ tirmeleri yönünden meşru olması koşul uyl a , despotizm barbarlarla başa çıkmak için meşru bir hükümet biçi midir" d iye yazması bu gelenek adına i stisna deği ldir. Liberal izm i n siyahların köleleştiri l i p Kızılderi l i ler' i n yok edildiği ABD gibi ( Losurdo ' nun deyim iyle) herren­ volk, yan i üstün ı rk demokrasileriyle sorunu yoktur. Dahası klasi k l i be ral izm i n b i rçok temsi lcisi genel oy hakkın a karşı tutum a l m ı ştı r. O rneğin a l t s ı nıfl arı n ve kad ı n l arın siyasal a l andan sistem ati k olara k d ı ş land ığı bir parlamenter o rtamda Loc­ ke, oy ku l lanma ve seçi l me h akkın ı haiz ol mayan bu kes i mleri n de kendi leri ol masa dahi parl amentoda temsi l ed i l d i kleri n i varsay­ mak gerektiğin i söyleyebi l m i ştir. 19 Liberal izm i n panteonunda yer alan b i rçok d üşünü r, demokrasiyi , ayaktakı m ı n ı n yöneti m i , ' ha l kı n 19) Bunun için bkz. Ellen Meiksins Wood , Kapitalizmin Arkaik Kültürü: Eski Rejimler ve Modem Devletler Üzerine Tarihsel Bir Deneme, l stanbul , Yordam Kitap, 2007 .

192 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

d i ktatörl üğü ' ya da ' ha l k despotizmi ' olarak yorum l a m ı şt1 r. O rne­ ği n Gu izot, Fransa 'da Demokrasi Üzerine adl ı kitabında demokrasi­ yi , yan i ' h a l kı n despotizm i n i ' şöyle tan ı m l ar: " Ha l k despotizmi ise, halkı n kendi i rades i n i , azı n l ı k b i le olsa toplumu yönetme m i syonu­ n u taşıyan s ı n ıfları n i radesine zorla dayatması anlamına gel ir. " 20 Wh ig s iyasetçi Thomas M acau l ay ise genel oy hakkı n ı savunanla­ ra karşı , bu tü rden " bi r demokraside zengin lerin b i r Türk paşanın yöneti m indeymi ş gibi acı masız b i r biçimde yağmalanacağı " kuş­ kusunu öne sürer.2 1 Yan i bugün a n l adığı m ız anl amda demokrasi , l i beralizm i n i l k tems i lci leri nce özgürl ü k karşıtı b i r aşı rı l ı k olarak görü l müştü r. Ornekler çok ama b u rada tekrar etmeye gerek yok. Netice , 'yükselen ' burjuvazi n i n l i beralizm i n i n , 19 . yüzyı l ı n i l k yarı­ s ı nda aşağıdakilerin demokrasi s iyle karş ı laştığında soğuk terler dökmüş olduğudur. Çoğu n l uğu n i ktidarı n ı n yen i 'ticari toplu m u n ' özgü rl ük a l a n ı na tecavüz edeceği kaygıs ı b i r türlü yatıştı rı lamamı ş­ tır. Libera l izm ve demokrasiyi uzlaştı rmaya dön ük son raki bütün gi ri ş i m leri n başarı l ı olup olmad ığı b i r yan a , bu i l k karş ı laşman ı n izi kol ay kol ay si l inmez. S ı n ıf m ücadeles i n i n , toplumsa l çatışma ve uzl aşmazl ı kları n yoğun l aştığı her tarihsel dönemde bu i l k karş ı laş­ manın yarattığı şü phe ve geri l i m i n n üksetmes i b i r tesadüf o l m asa gerek. Asl ı nda 17 . yüzyı ldaki İ ngi liz Devri m i ' nden iti ba ren genel oy hakkı , siyasal haklar, örgütlenme özgürl üğü ve temsi lde eşitl i k daima topl u msal hareketler ve ezilen leri n , aşağıdaki leri n m ücade­ leleri dolayı m ıyla gü ndeme gel m i şti r. Li bera l izm in gel işimine atfedilen parlamenter hak ve özgürl ük­ leri n arkası nda güçlü bir burjuva sınıfı olduğu iddiası da yan l ı ştır. Bu duru m , burjuva devri m i n i n arketi pi addedi len Fransız İ hti l al i ' nde dahi böyledir. Fransız Devri m i ' n i ' İ hti lal-i Kebi r' yan i büyük dev­ rim yapan baldı rıçıplaklard ı r.22 'Yüksele n ' bir burjuvazin i n ancien regime ' i tarumar ettiği ' burjuva devrimi ' anlatısı karşısı nda büsbü20) Aktaran Hal Draper, Proletarya Diktatörlüğü Tartışması, çev.: Osman Akınhay, İ stanbu l , Belge Yay., 1990, s . 26. 21) Aktaran Alex Callinicos, Toplum Kuramı Tarihsel Bir Bakış, çev.: Yasemin Tezgiden , İ stanbul , İ letişim Yay. , 2004, s. 102. 22) Bkz. Daniel Guerin, Fransa 'da Sınıf Mücadelesi 1 793-1 795, çev. : Yavuz Alogan , İ stanbu l , Yazın Yay. , 1986.

Amnezi 1 193

tün şüphede olmak farzdır. Feoda l kal ı ntıları s i l i p süpüren burj uva­ zin i n ' kahraman l ı k çağı ' na dair a nlatı , burjuva sınıfı n ı n , s iyas i ve h u kuki haklar için aristokrasiye karşı canl a başla mücadele verdi­ ği hurafesi asl ı nda çokça eleştirilmiştir. Ancak kamusal söylemde ağırlığın ı korumaktadı r. Hal böyle olunca da demokrasi n i n kökleri yanl ı ş yerde aranmaktadı r. Oysa burjuvazi bir sınıf olarak genelde müesses n izamdan yana olmuştur. i ngiltere'de kapitalist üretim i l i şkileri kırsal alanda yaygınlaşırken kapitalistleri n öneml i bir bö­ lümü aristokrat sınıftan gel iyord u . İ ngiltere ve Fransa gibi burjuva medeniyetin i n ana vatan ı kabul edi len ü l kelerde burjuvazin i n önce­ l iği , aristokrasiye karşı demokrasi m ücadelesi vermek deği l , unvan satın alma yol uyla soylu sınıfına katı lmak ve i mtiyaz sahibi olmaktı . Dolayıs ıyla demokrasi n i n her tür ve biçi m i , aşağıdaki lerin toplum­ sal m ücadelelerin bir ürünü olarak başta burjuvazi olmak üzere egemenlere ve modern devlete zorla kabul ettiri lmiş kazanı m l ardı r. Bunların herhangi bir kısm ı , burj uvazinin veya başka bir haki m sınıf kes i m i n i n hanes i ne yazı l amaz. 1917 'ye dair tartışmada bu argümanların karş ı m ıza ç ı ktığı n ı yukarıda aktard ı k. Batı tari hyazım ı nda da bazen ana akım medya­ da d a hem Kerensky hem de M i lyukov kaç ı rı l m ı ş fı rsatla r olarak değerlendi ri l i r. Buna göre , Batı tarzı demokrati k parl amenter b i r rej i m i hti m al i , otokrasi n i n kalesi b i r i mparatorl u kta , gözü n ü i ktidar h ı rs ı bürümüş birtakı m devrimci ler ve aşırı l ı kçı ayaktakı m ı tara­ fından heder edi l m i şti r. Pavel M i lyu kov, SSCB' n i n çökmesi nden son ra da Rusya 'd a hasretle yad ed i l m i şti r. Onun Avru pa yöne l i m l i l iberal akidelere bağl ı l ığın ı n Rusya için Çarl ı k despotizm i ve Bol­ şevizm arasında tari hsel b i r a lternatifi oluştu rduğu vazed i l i p bu şansı n kaybedi l mesi ne h ayıfl a n ı l m ıştı r. 2 3 Oysa Kadetler' i n yan i Anayasal Demokrat Parti ' n in sözcüsü M i lyukov' u n 1905 Devri m i sonrasında Çarl ı k idaresi n i n en gerici yı l l a rı ndaki yöneti mle uzl aş­ masından 1917 Şubat Devri m i sonrası savaş taraftarı pol iti ka­ ları n a , Korn i lov Darbesi i le flörtüne b i r d izi örnek onun tutarl ı b i r demokrati k çizgiye sah i p olmadığı n ı n açı k bir işaretid i r. Raymond 23) Raymond Pearson , " Miliukov" , Critical Companion to the Russian Revolution 1914-1921, der. : Edward Acton , Vladimir Cherniaev ve William G. Rosenberg, Londra , Hodder Arnold , 1997 , s. 168.

194 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Pearson i se Avrupalı l i bera l izmi n b i r temsi lcisi ve tutarl ı b i r antio­ toriter sayı lan M i lyukov ' u n Kadet Parti s i içindeki efsanevi otoriter­ l iğin i h atırl atır. 24 1917 Şubat Devrim i üzerine çal ışmalarıyla tan ınan Tsuyoshi H asegawa, 1917 'de cereyan eden toplu msal kutuplaşmayı ele al ı r­ ken , otokrasi/iktidar [vlast] i le toplum [obshchestvo] arasında ve egemen ayrıcal ıklı sınıf [verkhi ] i le aşağı sınıflar [nizy] arası ndaki yarıl m aya odaklan ır.25 H asegawa, obshchestvo ' n u n , yan i toplu m u n , i şçi ve köylüleri içermeyen b i r kavram olduğu n u ve Duma'yı , taşra özerk yönetim leri n i [zemstvo], sanayicileri ve serbest meslek erba­ bı profesyonelleri içerd iği için onun sıfat hali obshchestvennyi kav­ ramı n ı n l i beral olarak çevril mesi gerektiğin i söyler. Asl ı nda 1905 Devrim i ' nde vlast i le karşıtlı k içinde kullanı lan kavramın nizy değil de obshchestvo olması bu süreçte l i be ralizm i n oynadığı rol ü n bir ifadesi d i r. H asegawa, "Tarihsel M ateryalizm " d izisi için gözden geçi ri p genişlettiği ünlü çalışmasının bu son versiyonunda böylece devrim i n l i beral d iyebileceğim iz bi r okumasına geri döner. Bu örnek devrim çalı şmaları nda son yıl larda pekişen l i be ral yaklaşım ı n haki­ m iyetin i göstermesi açısından öne m l id i r. 1905 Devrim i sonrası kuru lan Kadetler26 toprağın köylüye ve­ ril mesi gerektiğin i ancak toprak sahibi soylu l arın da zararları n ı n taz­ m i n i n i n şart olduğu n u , bütün etni k grupları n tam sivil özgürlüklere sah i p olmaları gerektiğin i ancak İ m paratorluğa sad ı k kalmaları n ı n zaruri olduğu n u , i şçi leri n sekiz saat çal ışma günü hakkına sahi p oldukları n ı ancak üretim i n de yersiz bir şeki lde aksamasına sebe­ biyet vermemeleri gerektiği n i , R u sya ' n ı n eşit oya dayanan anayasal parlamenter bir rej i me sahi p olması lazım geldiğini ancak federa l iz­ m i n , m i lletler sayı ve kültü r olara k eşit olmad ıkları için İ m paratorlu­ ğa uygulanmaması gerektiğin i ve yine kad ı nları n eşit haklara kavuş24) Agm , s. 173. 25) Tsuyoshi Hasegawa, The February Revolution, Petrograd, 191 7: The End of the Tsarist Regime and the Birth of Dua/ Power, Leiden, Brill, 2018, s. 6-7. (Gözden geçirilmiş ikinci baskı 100. yılın ardından basılmıştır) . 26) William G. Rosenberg, "The Constitutional Democratic Party (Kadets) " , Critical Companion to the Russian Revolution 1914-1921, der. : Edward Acton, Vladimir Chemiaev ve William G. Rosenberg, Londra, Hodder Amold, 1997 , s. 256.

Amnezi

1 195

mak için ü l kenin buna hazır olacağı gün leri beklemeleri gerektiğin i savun uyorlard ı .27 Yan i Kadetler her şeyleriyle d ü nyanı n herhangi bir yerinde bulu­ nabilecek tipik b i r l i be ra l partiyd i . Kadet Partisi kitle tabanı ve geni ş üye ağına sahi p bir örgüt değil d i . 28 Kadetler' i n güçsüzlüğü genelde Rusya'da burj uva sınıfının güçsüzlüğüne bağlanır. Ancak yukarıda vurguladığım ız gibi , evrensel olarak burj uvazin i n l i bera l izmi destek­ lediğine dair b i r kural yoktur. Aks i ne aslında çok tipik bir biçimde Kadetler akademisyen ve serbest meslek erbabı profesyonellerden oluşan bir örgütlenmeyd i . Bundan dolayı söylem lerinde, devrim i n başlangıcında halka açı lmak gerektiği vurgusundan h ızla " deri n , ka­ ranl ı k kitle ve kalabal ı klar" korkusuna geçiş yapabi l iyorlard ı . 29 1917 Şubat Devri m i ' nden son ra bir Duma komitesi nden devşiri len Geçici H ü kü met de devri m i n kendiliğinden h ızla ortaya çıkard ığı gerçek i k­ tidar organı olan sovyetin yanı nd a kerameti kendinden menkul bir Kadet icadıyd ı . Geçici H ükümet' i n esas dayanağı da asl ında Büyük Güçler' i n onu tanımış olmasıyd ı . Bir keresinde M ilyukov kendisine soru l an " Geçici H ü kü met' i kim seçti? " sorusuna " Bizi devrim seç­ ti " cevabın ı vermi şti .30 Oysa Geçici H ükümeti kimse seçmemişti ve meşruiyetin i ancak Menşevi k ve Sosyalist Devrimci ler'den üye devşi rerek sağlayabilecekti . Kurucusu M ilyukov i se savaşın deva­ m ı ndan yana olduğunun kamuoyunda duyulduğu Nisan Krizi ' nde oluşan tepkilerin ard ından tarih i n sayfaları ndaki yerin i alacaktı . Seçki nci ve yüksek s iyasetin klasi k örneklerinden b i r tanesi­ n i tem s i l eden Rus l i beral izmi tari h i n gördüğü en büyük toplumsal devri m lerden bir tanesi tarafı ndan tari h i n çöpl üğüne atı l m ıştır. M i lyukov ve Kadetler, devrim i n radi ka l leşmesiyle Rusya 'da par­ lamenter demokrati k b i r rej i mden ziyade güçl ü b i r l ideri n dem i r 27) Agm , s . 257. 28) William G. Rosenberg, Liberals in the Russian Revolution: The Constitutional Democratic Party 191 7-1921, (Princeton: Princeton University Press, 197 4), s. 460. 29) Age, s. 216. 30) Tsuyoshi Hasegawa, Grime and Punishment in the Russian Revolution: Mob Justice and Police in Petrograd, Cambridge , The Belknap Press of Harvard , 2017, s. 79.

196 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

yum ruğu n u n top l umsal çal kantıya son vermes i n i talep edecekler­ d i r. Böylece Ekim öncesinde devrimci kal aba l ı kları s i n d i recek b i r sivi l ya da askeri d i ktatörlü k a rayışı nda olmuşlard ı r. B i ri nci Dünya Savaşı ' n ı n baş ı nd a nası l Ç arl ığın ve m i l itarist pol iti ka l a n n ı n arka­ s ı n a d izi l d i lerse 1917 ' de de devrim kontrol leri nden ç ı ktı kça , ' Ka­ rayüzler' gib i para m i l iter aşırı sağ örgütlerden medet umar h a le gel mişlerd i r. Karayüzler, 1905 Devrim i s ı rasında yükselen kitle hareketi ve işçi s ı nıfı eylem l i l iğine karşı o rtaya ç ı kan , mona rşi ve Ortodoks l u k yan l ı sı , a ntisemit Rus m i l l iyetçisi b i r örgüttü . 31 Yan i toplumsal mücadeleleri n yüksel işine eşl i k eden faşizan b i r tep­ kiyd i . Rus l ibera l izm i de aslında Avru pa ' d a d a 20. yüzyı l boyunca b i rçok örneği n i görebi l eceği m iz gib i , devri mci kabanşlard a b i r ta­ raf olmaktansa zaman içeris i nde i ster i stemez yükselen faşizan reaksiyona dah i l o l an bir çizgid i r. Siyasal ve sosyal istikrars ızl ığın kural halini aldığı günümüzde de benzer b i r durumla karşı karşıyayız. Sarkaç her sola savruldu­ ğunda, onu o solda tutaca k bir ' Eki m ' cereyan etmeyince aynı şid­ det ve h ızla sağa savru lması adeta kaçın ı lmaz ol uyor. Clara Zetkin , zamanında, Musso l i n i faşizm i n i n " proletarya n ı n Rusya 'da başl ayan devrimi sürdürmekte başarısız olmasına kes i l m i ş bir ceza olduğu­ nu " söylemişti .32 i şte günümüzde de kal ıcı laşamaya n , güçler den­ gesi nde ezi lenler lehine değişimler yaratam ayan , Ekimleşemeyen her topl umsal kabarış, her devrimci kal kışma böylesi bir 'ceza'yla karşı karş ıya. IŞ İ D örneği tam d a Zetkin ' i n bahsettiği türden (Arap ayaklanmaları n ı n a kamete uğra masın ı n sonucu olduğu) bir 'ceza ' . Devrimci kabarışları n geri çekil mesi siyasal l iberalizmi deği l , faşi­ zan reaksiyonu güçlendiriyor. Bu bakımdan ütopyanın zih insel ufkun d ışına atı l d ığı , siyasal sinizmi n adeta kural h a line geldiği , her türl ü radi kal dönüşüm özlemi n i n total itarizmle özdeşleşti rildiği gün ü müz­ de 'ezi lenleri n şöleni ' olarak Eki m değil , Kornilovculu k günceldi r. Kornilovcu rea ksiyon , devrim yen iden güncel olmad ı kça evrensel­ leşecekti r. 31) Walter Laqueur, Black Hundred: The Rise of the Extreme Right in Russia, New York, Harper Col l ins, 1993. 32) Clara Zetkin , " Fascism " , https://www . marxists.org/archive/ zetkin/1923/08/fascism.htm

Amnezi 1 197

TINA - Başka Alternatif Yokl P. D. James ' in aynı adl ı karşı-ütopyacı romanından uyarl an ı p Al­ fonso Cuarön tarafından yönetilen 2006 tarih l i Son Umut [Children of Men] fi l m i , bugü nün siyasal ve sosyal tahakküm i lişki lerinin olduğu gibi kaldığı ta kdirde mümkün olacak bir yakın geleceği konu edi ndiği için çok güçl ü bir bilimkurgu örneği sayı labi l i r. Fi lm 2027 yıl ı nda ge­ çer. İ ki on yıldır b i l i nmeyen bir nedenden ötürü dünya üzerinde yeni doğum gerçekleşmemekte , insan nüfusu giderek yaşlanmakta, in­ san uygarl ığı topyekun yok oluşa yaklaşmaktadır. Batı dışı dünyada tam bir kaos yaşan ı rken ' kaçak' göçmenler biraz daha iyi bir yaşam umuduyla Birleşik Krall ığa akın etmektedir. H ü kümetse mevcut si­ yasal ve toplumsal eşitsizlikleri m uhafaza etmek adına göçmenlere karşı ı rkçı , baskıcı pol itikalar uygularken tam bir pol is devletine dö­ nüşmüştür. Bu arada Londra ' n ı n ve dünyanın sokaklarında nedeni ve fai l i tam olarak bilinmeyen bombalar ardı ardına patlamaktadır. Son Umut' un yok ol uşun eşiğindeki dünyasını tahayyü l ed i lebi­ l i r kı l a n ı n bizi m d ü nyam ız olduğu n u söylemem ize gerek yok herhal­ de . Göçmenleri n toplama kampla rına tıkı l ması , sın ıfsal ve coğrafi eşitsizli klerin derinleşmesi ve bu duruma karşı çarpıtı lmış bir kör şiddeti n yaygın l aşması , ırkç ı l ığı n hemen her köşede hortlaması , ekoloj i k kriz, pol isin ord u l aşması , siyasal otoriterleşme hep bizim dünyam ızın artık 'sıradan ' gerçekleri . Yunanistan ' ı n kara sınırları­ n ı n b i r d uvarla çevri l mesi ya da den izden gelen mü lteci lerin suya atı l ması öneri leri n i n resmi olarak yapı labildiği , Tü rkiye' n i n göçmen­ ler için açı k bir toplama kampına dönüştürü lmesinin 'Avrupai ' bir çözüm d iye pazarl andığı , Danimarka 'ya u l aşan göçmen leri n kişisel eşyalarına el konduğu bizim dünyamızla göçmenlerin Abu Ghra i b i le Bi rkenau kı rması toplama kamplarına tı kıldığı fi l m i n dünyası arasın­ da öyle uçurum falan yok. Londra sokakl arı nda tanklar, geçtiğimiz yı l larda Brü ksel ve Paris 'te benzer görüntü lere şah it olunca artık o kadar da yabancı gel miyor. Sözün özü , Son Umut bizim d ü nyam ızı n bel l i eği l i m leri n i mantı ki sonuçlarına u laştı rarak bize cidden olası b i r karanl ık gelecek portresi sunmaktan başka bir şey yapm ıyor. Ancak fi l m esas itibariyle i ki sene önce gündeme gelen bi r gel işme sebebiyle yine gündeme geldi . Fetüsleri n kafatası ve beyin­ leri n i tahri p edi p bebeklerin prematü re doğmaları ndan ( m i krosefa l i )

198 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

sorumlu olan Zika salgı n ı n ı n yayıl ması , Amerika kıtası nda adeta b i r paniğe yol açmı ştı . Yapı lan tahm i n lere göre bütün kıtaya yayıl ı p dört m i lyonu aşkın i nsan ı etkilemesi beklenen salgın nedeniyle Ekvador, El Salvador, Kolombiya h ü kümetleri ü l kedeki kad ı n lara önümüzdeki bir iki yı l h am i le kal mamaları n ı öğütlemişti . Başta Brezi lya, kıtanın bir d izi ülkesi nde ord u , Zika virüsünü taşıyan sivrisi neklere karşı seferber olmuştu . Kimileri de hızı n ı alamayıp Zika salgı n ı n ı n n üfus artışını kontrole dön ü k bir entrika olduğuna dair komplo teorileri n i tedavü le sokmuştu . Sanki d ü nyam ız Son Umut' un sunduğu gelecek tasawuruna daha da benzemeye , onu i l la yakalamaya çal ışıyor. Asl ında Zika b i l i n m iyor deği ld i . 194 7 yıl ında keşfedilen virüs , yakı n zamanlara kadar esas itibariyle Orta Afrika ve Pasifi kler' deki Pol inezya Adaları gibi virüsün taşıyıcısı olan sivrisinek türleri n i n ya­ şayabi leceği kadar sıcak ve nem l i alanlarla sınırl ı bir fenomenmiş. Zika ' n ı n bi rden bire yaygın laşmas ı , çoğu gözlemciye göre , küresel ısınmanın virüsü taşıyan sivrisi nek türlerin i n yaygın l aşma ve çok daha gen i ş coğrafyal arda çoğalarak kal ıcılaşması dolayısıyla söz konusu oluyor. Yan i (mevcut topl umsal ü reti m i l işkileri n i n ü rünü olduğun u h atırlatmamıza herhalde gerek olmayan) iklim krizin i n tetiklediği bir epidemiyle karşı karşıyayız. Uste l i k bu daha sadece başlangıç. Benzer örneklerin artmas ı , hiç de uzak bir i hti mal deği l . Kısırl ı k elbette tesadüfi b i r tema deği ldir. Mark Fisher' a göre '' Kısırl ı k temas ı n ı n bir mecaz ola rak, başka tür bir kaygın ı n yerine geçmiş bir şey olarak okunması gerektiği aşi kar. [ . . . ] Fi lmin sordu­ ğu soru ş u : Bi r kültür yen i olmaksızı n nasıl varl ığını sürdürebi l i r? Eğer gençler, sürprizler üretme gücünden artık yoksunsa ne olur? " Fisher'a göre fi l m , " sonun halihazırda geldiği kuşkusuyla , geleceğin sadece bir tekrarlama ve tekrar-permütasyon habercisi olmasının pekala mümkün olduğu düşüncesiyle bağlantı l ı d ı r. " 33 Aynı kısırl ık temasına Margaret Atwood ' u n Damızlık Kızın Öyküsü adl ı d i stopik romanında ve romandan uyarlanan televizyon dizisinde karş ı l aşırız. Genel leşen kısırl ığı n neden olduğu demografi k kriz, H ı ristiyan kök­ tencisi bir grubu iktidara taş ı r ve kadın ları n beden ve doğurganl ığın ı mutlak olarak denetleyen total iter bi r d i n devleti , Gi lead Cumhuriye33) M ark Fısher, Kapitalist Gerçekçilik Başka Alternatif Yok mu?, çev.: Gül Çağalı Güven, lstanbu l , H abitus Kitap, 2010, s. 19.

Amnezi 1 199

ti kuru l u r. Kısırl ı k bu örnekte de 'tari h i n son u n u n ' bir mecazı olarak düşü n ü lebil i r. Asl ı nda benzer b i r b içimde kapital ist gerçekçi l i k ya da 'tari h i n sonu ' , radi kal-ütopi k dönüşümleri , devrim i düşünülmez kı­ larak bundan son ra yen i h içbir şey olmayacağı kanısını güçlendirir. Bu 'tarihse l kısırl ı k' , yan i i nsan topl u m l arı n ı n kendileri n i radikal bir biçimde yen i leme kabi liyetleri n i n ellerinden alınmış ol ması ya Son Umut m i sal i çürü meyle ya da Damızlık Kızın Öyküsü m i sa l i muazzam bir toplumsal regresyon l a sonuçlanmaya mahkumdur. Ancak bu i ki örnekte de bizi i lgi lend i ren bir başka husus var­ d ı r: Son Umut'ta ' kahramanımız' demeye bin şahit isteyen , aslında ti pik b i r antikah raman olan Theo Farron , eskiden ü n l ü bir siyasal karikatürcü olan yakın arkadaşı Jasper Palmer' la muhabbet eder­ ken , " kısırl ı k ortaya çıkmadan önce de çok geçti , her şey berbat olmuştu " diye söyleni r. Neden geç olduğunu , her şeyin nasıl berbat olduğun a dair bir şey söylemez Theo. Ama arkadaşı Jasper' ın evi , mevcut hal i n m üsebbibinin ki m olduğuna dair i puçlarıyla doludur. Evin hemen her köşesinde l rak' ı n işgal i ne karşı eylemlerin afişleri , rozetleri , 1990 ' 1 arın son u ve 2000' 1erin başındaki küreselleşme karşıtı hareketin sembol leri vard ı r. Jasper' ın eşi (yine duvara i lişti­ rilmiş b i r gazeteden göz ucuyla okuruz) pol i s işkencesi sonucunda paral ize olmuştur. Asl ı nda Theo da son radan hayal kırı kl ığına uğ­ rayarak s i n i k bir memura dönüşen eski pol iti k bir eylemcidir. Yani Theo i le Jasper, yen i l mi ş bir eylemci kuşağın ı n mensuplarıdır. On­ ların mağlubiyeti dü nyanı n o karanl ı k hal i n i n müsebbibi olmuştur. Onların yeni lgisiyle daha kısırl ı k gel meden her şey zaten 'berbat olmuştur' . Damızlık Kızın Öyküsü' nde ise h i kayeni n merkezindeki ' Offred ' , yan i June s ı k sık eski h ayatın ı hatırlar. Bu flashbacklerde i lginç olan bize asl ı nda "Jacob ' u n Oğu lları " adl ı köktenci grubun i ktidarı öyle bir gecede ele geçi rmediğin i hatırl atmasıdır. Kadın düşmanl ığı , homofobi , otoriterleşme o eski dünyanın içinden çıkıp gelen eği l i m lerd i r. Bu karanl ı k d i n am i kler serpi l i p gel iş irken June normal h ayatına devam etmekte , seyretmekle yetinme ktedir. Fela­ ketin çokça alameti bel i rmiştir bel i rmesine ama hakim olan siyasal apatidi r. Dizi n i n i ki nci sezonu nda June ' u n bir femi n ist aktivist oldu­ ğun u öğrendiği m iz annes i n i n ona "dünya felakete giderken sen ev­ cil i k oynamayı seçtin " diye hayıflanması bu durumu özetler. Theo ile

200

1

Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Jasper' ın yeni lgi leri de June ' u n s iyasal ataleti de bizlere çok uzak değil . Biz tam da onların olası zafer ve fel aketl i sonuçlara gebe mağlubiyetleri n i n çağı nda yaşıyoruz. Bu çağın temel parametreleri 1979-80 arasında şeki l lenmeye başlar. Bu yı llarda Thatcher, Reagan ve Deng Xiaoping gibi neol i­ beralizm i n öncü figürleri , i şçi sınıfının siyasal , sosyal ve ekonomi k gücünü kı rmak için farklı biçimlerde (büyük b i r başarıyla taçlanacak) bir huruç hareketine gi riş i r. Ancak yi ne bu yı l larda, üste l i k daha 'du­ var' dimdik ayaktayken , üzeri nde bugün pek durmadığı mız, d ikkat çekici b i r gel işme de yaşan ı r. Polonya ve İ ran 'da, hedef ve içeriğin i (en genel anlamda) sol-sosyal i st hareketi n bel irlemediği i ki büyük devrimci süreç cereyan eder. Polonya 'da, Avrupa kıtasında İ kinci Dünya Savaşı sonrası nda yaşanan en büyük i şçi hareketleri nden biri , sosya l izm i n nomenklaturanın imtiyazları n ı meşru laştı ran b i r jar­ gon haline gel i p yozlaşmasının sonucu olarak, Leh m i l l iyetç i l iğin i n ya d a Kato l i kl iğin sembol leri ne sığı n ı r. i ran ' daysa Batı d ı ş ı coğrafya­ da cereyan eden ( i l l a bu sıfatları kul lanmak gerekirse) bel ki de en ' kentl i ' , en ' modern ' devri m , siyasal İ slamcı l ığın bel i rleyicil iği altına girer. istisna, i lerleyen yı l larda h ızla kural hal ine geldi deneb i l i r. 34 Yani kapita l izmden kopuş iddi ası n ı n toplumsal mücadelelerle olan bağı giderek cıl ızl aştı . Şu son yirm i küsür yı lda büyük sosyal m üca­ deleler gerçekleşmedi deği l , ancak bunlar mevcut olana alternatif başka bir sosyoekonomi k sisteme atıfta bulunmaz, böyle bir hedefi işaret etmez oldu l ar. B i r on yı l sonra 'duvarı n ' yı kılm ası , o zaman iddia edi l d iği gibi toplumsal ve siyasal mücadeleleri n tari h sahne­ sinden si l i nmesi anlamına gelm iyordu el bette . Ancak komünizm i n yaşadığı muazzam itibar yiti m i , d i reniş ve mücadelelerin mevcut olana a lternatif, bütü n l üklü bir gelecek tasarı m ı na artı k sah i p ola­ maması anlamında 'tari h i n son una' işaret ediyordu . Sosyal demokrasi ve Stal inizm ' i n iflası, son otuz küsur yıl l ı k dönem boyunca toplumsal direniş ve mücadeleleri biçim lendiren , bütünlük ve tutarl ı l ık kazandı ran bir ideolojik-pol itik yönelimin eksik­ l iği anlamına geldi . Komünizm i n ve dolayısıyla da kapital izme alter34) 1979 yılının günümüz dünyası açısından belirleyici önemi için bkz. Christian Caryl , Strange Rebels: 19 79 and the Birth of the 21st Century, Londra , Basic Books , 2014.

Amnezi 1 201

natif toplumsal tasarımların yaşadığı (ve istesek de istemesek de hepim izi etkileyen) itibarsızlaşmanın sonuçları bugün de ortadan kaldırı l abilmiş deği l . Yani şu son yıl lardaki onca direnişe karşın Mar­ garet Thatcher' ı n meşhur TINA argümanı [There Is No Alternative/ Başka Seçenek Yok] bütün ağırl ığıyla hüküm sürmeye devam ediyor. Fredric Jameson ' a göre bu noktada soru n , " kapitalizmin yenilmez evrensel l iği " nden ibaret değildir. Onun ifadesiyle, " Bizi düşmanın var­ l ığı deği l , genel inanış elden ayaktan düşürüyor ( . . . ) Kapitalizmin tarih­ sel alternatiflerinin gerçekleşemez ve olanaksız olduğunu , başka bir sosyoekonomik sistemin -pratiğe geçirmek şöyle dursun- tasawur dahi edi lemeyeceğin i söyleyen bir genel inanıştan bahsediyoruz. "35 Kapital izme alternatif bütünsel bir toplumsal tasarımın beyhudel iği­ ne, iflasa mahkum olduğuna, hatta ister istemez bir tür total itarizme yol açacağı na dair bu genel inanış, siyasal ve topl umsal mücadelele­ rin önüne dikkate al mamız gereken bir zih insel bariyer koyuyor. Z izek, Budgen ve Kouvelaki s , bu zi h i nsel bariyeri , Al manya 'da 1960 ' 1 1 yı l ların sonl arı nda solcul arın devlet kurumlarında isti hdam edi l mesin i n yasaklanmasına, yan i Berufsverbot pol iti kasına atıfla Denkverbot, yan i solcu toplumsa l dönüşüm gi rişim leri n i düşünme yasağı olarak adland ırı rlar. Buna göre " kişi mevcut olan düzene cid­ den meydan okumayı amaçlayan siyasi projelere en ufak bir i lgisi olduğu nu gösterdiği anda derhal şu cevabı al ı r: ' Ne kadar i nsan iyet­ l i olursa olsu n , bunun sonu zoru n l u olarak yeni bir Gulag' d ı r! ' Bugü­ n ü n siyaset fel sefesindeki ' ah laka dönüş' ; Gulag ya da Holocaust dehşeti n i , h iç utanmadan , bizi tüm radi kal bağl ı l ı kları mızdan vaz­ geçmemiz için tehdit eden temel b i r korkutma taktiği olarak istis­ mar etmekted ir. Bu şeki lde konform i st l i beral dol andırıcı lar mevcut düzen i savunmaları nda riyakar b i r tatm in bulab i l i rler. Bu kimseler yozlaşman ı n , sömürünün ve saire var olduğunu pekal a b i l mekte­ d i rler; ama b i r şeyleri değişti rme yönündeki her çabayı , total itarizm hayaletini yen iden d i ri lterek, ahlaki bakımdan teh l ikel i ve kabul edi­ lemez bir şey olarak itham ederler. "36 35) Fredric J ameson , Ütopya Denen Arzu , çev. : Ferit Burak Aydar, İ stanbul , Metis, 2009, s. 10-11. 36) Zizek, Budgen, Kouvelakis, " Lenin ' i Tekrarlamak" , Yeniden Lenin içinde, çev. : Cumhur Atay, İ stanbu l , Otonom Yay. , 2007 , s.8.

202 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Buna göre total itarizm le ve yirm i nci yüzyı l ı n tanı kl ı k ettiği kitle­ sel kıyım ve terörle b i r daha karşılaşmamanı n yol u , kolektif gelece­ ğimize i lişkin beklenti leri m izi düşürmekti r. Bu geleceğe i lişkin her türlü radi kal umut, 'te h l i ke l i bir yan ı lsam a ' olara k lanetlenme l i ve bir tarafa bırakı l m a l ıdır. Bu duru m , kapita l izmi n sadece tek geçer­ l i ekonomik ve toplumsal sistem olması anlamına gel mez; o aynı zamanda artık ona tutarl ı ve bütünsel b i r alternatif h ayal etmeni n neredeyse i m kansız kı l ı nması manasına gel i r. Mark Fisher' ı n " kapi­ tal i st gerçekçi l i k" d iye tanı m l adığı bu durumda " kapital izm , tasav­ vur edi lebi l i r olanın ufukları n ı kesi ntisiz olarak işgal eder" .37 Yakı n geçm i şte , apartheid ' ı n çözül mesi s ü reci nde Gü ney Afri­ ka 'daki , M a rcos ' u n devri l mesi n i n ard ı ndan Fi l i pi n ler' deki , Suharto rej i m i n i n yı kı l m ası son rasında Endonezya 'daki büyük popü ler-dev­ ri mci toplumsal hareketleri n parl amenter-piyasa s i ste m i n i n ' kabul edi lebi l i r' s ı n ı rları içeri s i ne çeki l meleri , ( başka faktörleri n yan ı nda) hep bu zi h i nsel-fikri bariyer neden iyle m ü m kün old u . Bugü n ayn ı şey, mese l a Tunus ya da M ı s ı r' daki po l iti k devri mler içi n de ge­ çerl i . Bu zi h inse l bariyeri n etkisiyle m i l itan sokak mücadeleleri , i ş toplumsal-siyasal a lternatifleri n ifade edi l mesine geldiğinde i ster i stemez m uted i l leşiyor, reel pol iti k m ü l ahazaları n etkisi altı nda kendi kendi n i soğu ran , siyasal iddiasında ı skontoya giden bir ma­ h iyet ed i n iyor. Kendi ken d i n i s ı n ı rl aya n , kendi kend i ne ket vu ran devri mci süreçler ya da ayakl a n m a l arla karşı karşıya ka l ıyoruz. Dol ayısıyl a Frederic Jameson ' un gü nümüzde " d ü nyan ı n son unu tahayyü l etmen i n , kapita l i zm i n son unu tah ayyü l etmekten daha kol ay" olduğu bel i rlemesi n i n i şaret ettiği d u ru m , yaşanan onca m ücadelelere rağmen s i n izm i beslemeye devam ed iyor. Başka b i r deyiş l e , bi r yandan 19 17 i le açı lan tari hsel süreci n yen i lgi s i , d iğer yandan da son yi rm i yı l ı n tü m neol i beral karşı- ' reforml a rı ' karş ı s ı nd a toplumsal h areketleri n ve sol u n mağlubiyeti , siyasal ve sosyal m u halefeti n zi h i nse l s ı n ı rları n ı bel i rlemeye devam ed iyor. Gen i ş yığı n l ar, hem de h a l i hazı rd a bilfi i l m ücadele eden kitleler nezdi nde, bu i ki yen i lgi n i n kolektif eyleme i nançta , siyasal i dd i a ve özgüvende yarattığı tah ri bat telafi ed i l m i ş deği l . 37) Fisher, s . 7-17 .

Amnezi 1 203

Toplumsal tahayyülün akamete uğratıl ması , mücadeleleri n he­ def ve talepleri n i kısıtl ıyor, onların sistem içine çeki l i p soğurulması­ n ı , ehlileştiri lmesini kol aylaştı rıyor. Bu durumun tersine çevrilmesi , yan i neo l i beral hegemonyanın toplumsal tahayyül ü sömürgeleşti­ ril mes i n i n önünün a l ı n ması , başka b i r gelecek tahayyül etmeni n yen iden mücadelelerin merkezine yerleşmesi , fi kri olduğu kadar da maddi ve pratik bir soru n . B u sorunun en öneml i göstergesi , sokaktaki öfkeyle siyasal 'çözüm ' arayışındaki pragmatizm arasın­ daki çel işki . Gezi isyanı n ı n parçası olduğu küresel mücadele dalga­ sı , yan i 2010' 1arın hemen başında gündeme gelen ayakl anmalar zinciri , sokaktaki muhalefeti n m i l itanl ığıyla siyasal düzeyde çözüm arayışları n ı n sistem içi seçeneklerle sınırlanması ve pragmatizm i arası ndaki h ızl ı gidiş gel i şe d a i r örneklerle dol u . Bizden çok daha gel işkin m ücadelelere sahne olan Yunan istan'da hareketin sandığa (giderek ' sosyal l i beral ' bir yörüngeye giren Syriza ' n ı n seçim başa­ rısı na) sı kışması gibi . Daha vah i m i , örneğin Bu lgarista n ' da ya da yakın zamanda Ermenistan 'da olduğu gibi , hükümetleri n halk hare­ ketleriyle devri ldiği ama h içbi r gerçek siyasal alternatifin doğmad ığı durumlar çok. Arap devrimci süreci de büyük bir topl umsal sefer­ berl iği gündeme getirmekle b i rl i kte b i r dizi ü l kede mevcut devlet i k­ tidarını zorlayacak, s ı kıştı racak, ona bir alternatif teşkil edebilecek paralel kamusal otorite organları ( i leride b i r ' i ki l i iktidar' d u rumunun nüvelerin i teşki l edebilecek organl ar) oluşturamad ı , oluşturduğu kadarı da hayl i zayıf kaldı . Arap devrimci sürecinin bu zaafı , yan i mevcut ve müesses siyasal mimariyi sarsacak alternatif siyasal organlar i nşası ndaki zaafiyeti neden iyle 'devri min çalı nması ' , yan i 'düzen partisin i n ' farkl ı fraksiyonlarınca pasifize edi l mesi veyahut yozlaştı rı lması mümkün olabi ldi . Dol ayısıyla bütünsel b i r alternatifin kolektif zih i nsel ufku n dışına sürgün ed ildiği koşu l larda sokaktaki m i l itan l ı k i l la kel imeni n gerçek a n l amında 'devri mci l i k ' anlamına gel meyebi l iyor. 'Takti kler' ne kadar köktenci ve keski n , ne kadar m i l itan olsa da ortada devrimci sıfatı n ı hak eden bir stratej i den bah­ setmek mümkün deği l . Kendi siyasal ufkun u s ı n ı rlayı p ketleyen , 'deradi kal ize ' olarak makbu l sayı l mayı tercih eden bir ' sol ' , mücadeleleri n hedef ve ta­ lepleri n i kısıtl ıyor, onları n sistem içine çeki l i p soğuru l masını , ehl i-

204 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

leştiri l mes i n i kolayl aştırıyor. En yakı n ve hepim iz için vah im örnek yan ı baş ı m ızdaki Syriza 'dır. Ancak iğneyi kendimize batırmaktan da i mtina etmeye l i m : Gezi ' n i n radi kal potansiyelleri n i , o büyük kabarış­ tan daha birkaç ay geçmeden sistem içi parl amenter seçeneklere işaret ederek heder eden ler, hareketi bir ' hü kümet karşıtı ' protes­ toya indirgeyi p onu sistem içi aktörlerin kucağı na atanlar, onu şu bizdeki ' mahalle siyaseti n i n ' s ı n ı rl arı içine tıkanlar da bir başka ör­ nek deği l mi? ' Sol ' dan ' biz başka alem isteriz' i deği l de ' rad i kal demokrasiyi ' ya da ' ilerici l iği ' anlayan lar, 'devrimci liği ' günümüze has bir popül izme i ndirgeyen ler? Tüm bu 'arazlar' , M ichele ' i vuran o amnezin i n sonuçları değil mi? Tam d a bu neden le 1917 'ye dönmek, daha başka b i r tabirle 1917 'yi bugüne çağı rmak ve gelecekte hatırl amak gerekir. Z izek, Budgen ve Kouvelaki s ' i n ifadesiyle, '' Buradaki fikir, Len i n ' e bir tabloya bakmak ya da bir mezarı ziyaret etmek üzere geri dönmek gibi bir dönüşün yeterl i olmadığıd ı r; çünkü onu tekrarlamalı ya da yen iden yüklemel iyiz, yan i ayn ı itkiyi bugü n ü n düşüncesine geri kazandı rmak zoru ndayız. Len i n ' e bu d iyalektik geri dönüş ne 'eski güzel devri mci zamanları ' nostalj i k şeki lde tekrar can land ı rmayı ne de eski programın 'yeni koşul l ar' a oportünist-pragmati k bir b içimde uyarlanmas ı n ı hedeflemektedi r. Bu dönü ş daha ziyade mevcut kü­ resel koşul l arda , em peryal izm , söm ü rgec i l i k ve dü nya savaşı koşu l­ ları nda -daha kes i n olarak uzun i lerici l i k çağı n ı n 1914 felaketinde­ ki siyasi-ideoloj i k çöküşünden sonra- devri mci projeyi yeniden icat etme biçi m i ndeki ' Leninist' tavrı tekrarlamayı hedeflemektedi r. "38

İkarus'un Düşüşü Felaket yanı başı m ızda, elle tutulabi l i r mesafededi r. Ancak sanki onu durd u rmak içi n yapı labi lecek h içbi r şey yok gibid i r. i n­ san l ı k ve tüm doğanın uçu ru m u n kenarında olduğu duygusu onca yaygın ken uğruna mücadele edi lebi l i r bir 'dava ' sanki kal mamıştı r. Bu halin güçl ü bir tasviri n i çoğu zaman Peter Bruegel'e atfed i l i p 1560 ' 1 ara tari h lend i ri len " Manzara ve İ karu s ' u n Düşüşü " adl ı re­ simde b u l u ruz. İ karu s , mal u m , babası Daeda l u s ' u n imal ettiği ka38) Zi.lek, Budgen , Kouvelakis, " Leni n ' i Tekrarlamak " , s . 10.

Amnezi 1 205

natlarla uçmaya çalışır ve asl ında başarı l ı da olur. Ancak babası n ı n tavsiyeleri n i h içe sayıp çok yükseldiği ve güneşe d e fazla yaklaştığı için kanatları tah ri p o l u r ve yere çakıl ır. Aslı nda tablo İ karus' u n kan atlarıyla güneşe uçuşunu ya da bal mumundan kanatların eriyip onun denize düşüşünü sergi lemez. Ressam sadece deniz kenarında d i ngin bir manzarada İ karus'un denize düşen i ki bacağın ı gösterir. U ste l i k bu düşüş anı resimde kenard a kal m ı ş , sağ köşede ancak güçlükle seçilebi lecek küçük bir ayrıntıdan ibarettir. Tarlas ın ı süre n çiftçi , sürüsünü güden çoba n , ağın ı denize atan bir bal ı kçı resm i n kompozisyonunda çok daha merkeif bir yere sahi ptir. Ressam sanki tabloya bakanı n İ karus ' un düşüşünden ziyade akıp gitmekte olan hayatın görünümleri ne, hu­ zur saçan d i ngin manzaraya , denizde görünen gem i lere odaklan­ masın ı i ster. Resi mdeki i nsanlar İ karus' u n korkunç ölümüyle, yaşa­ nan fel aketle i lgi lenmezler. İ karus'un suya düşüşü , onun güneşin zaptına yöne l i k girişim i n i n boşa ç ı kması , d ikkate değer bir bozgun sayı lmaz. O lü me rağmen h ayat d i ngin ritmiyle akıp gitmekte , insan­ lar felakete ald ı rı ş etmemektedi r. Devrim i n ya da ' komünizm i n dü­ şüşü n ü n ' bir mesele olmaktan ç ı kması , bu bozgunun yası n ı n dahi tutu lamaması , resimdeki gibi b i r sözde norm a l l i k manzarası nca perdelenmesi , itiraz etmemiz gereken husustur. Bu perdeleme, yani aktüel siyasal ve sosyal mücadeleyle ütop­ ya arası ndaki bağın bütünüyle kopması , başka bir gelecek hayal etmen i n siyasetle i lişkisinin kalmaması , bir sınıf saldırısı olarak ne­ oliberal hegemonyanı n başarısının bariz b i r göstergesi . Bu başarıyı ve onun gücünü bir örnekle açmakta yarar var: John Carpenter' ın 1988 tari h l i They Live adl ı fi l m i nde ' kahramanı m ız' John Nada, bir kutu güneş gözlüğü bulur ve bunlardan bir tanesi n i gözlerine takınca dünyayı bambaşka gözlerle görmeye başlar. Gözlükleri n öze l l iği , reklam panolarında, gazetelerde , dergi lerde, televizyonda yazı l ı p çizilenleri ve konuşulanları deşifre etmesi , bun larda itaate , tüketmeye , para kazanmaya, sorgulamamaya dair mesajlar i leti l­ diği n i görmeyi m üm kün kıl m asıdır. Fazla uzatmaya l ı m . Gözl ükler Nada ' n ı n , muktedi rlerin asl ı nda i nsan görünümlü uzayl ı lar olduğunu anlamasını sağlar. Bunun üzerine N ada ' d i reniş' safl a rı n a katı l ı r ve 'olaylar gelişir' .

206 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

Fi l m i n bir de pek garip bir sahnesi vard ı r. Nada gözlükleri n ' ideoloj i k yanı l samaları bertaraf edici ' özell iğin i keşfeder keşfetmez arkadaşı Frank'tan onl arı b i r denemes i n i i ster. Garabet burada baş­ l ar: Frank bir türlü gözlükleri takmak i stemez. Öyle ki Nada i le Frank belki de on dakika sürecek sert bir sokak kavgasına girişir. Alt tarafı bir gözlüğü deneyip denememek uğruna girilen ve tarafları n kel ime­ n i n gerçek anlamında b i rb i ri n i n kafası n ı gözünü yardığı bu kapışma i nsana çok ama gerçekten çok anlamsız gel ir. Slavoj Z izek, The Perverts Guide to ldeology adl ı fil m i nde bu sahneni n sırrına dair i l­ ginç bir gözlemde bulunur. Z izek' e göre Nada i le Frank arasındaki bu kavga sahnes i , aslı nda ideoloj i eleştirisinin temel bir boyutunu hatırlatır. Frank mevcut ve hakim görme biçi m i n i n sağladığı konfor­ dan öyle hemen ayrıl mak istemez. Zira i nsanları n toplumsal i l işki ve süreçlere dair yargı l arı daha genel bir çıkar ve i ktidar i l i şki leri ağı n ı n parçası d ı r. Bu ağda b i r sarsıntı o lmazsa, bir şeyler mevcut görme biçi mini değiştirmeye zorlamazsa i nsanlar 'gerçekleri olduğu gibi gösterecek' gözlü kleri öyle kendi liğinden takmak istemez. Filmde bu sarsıntı N ada'nın yum rukl a rı vasıtasıyla mümkü n olur. Siyaset, hele hele devrimci sıfatl ı siyaset, ideoloj i k yan ı l sama­ lara ya da önyargı , yalan ve cehalete karşı gerçekleri n ifşası ya da yaygın laştı rı l masından i baret bir mesele değildi r. Kapital' i n ilk cildi 1867 'de yayım l andı ; yan i kapita l izm i n mistifikasyonlarının ipliği n i n pazara çıkarılmasından bu yana yüz e l l i yı ldan fazla zaman geçti . Ancak h iç kimse , sabit sermayenin değişken sermayeye oranının değişmesiyle kar oranları n ı n düşme eği l i m i ne gi rd iği n i öğrendiği için düzene meydan okuyup hayatı nı teh l ikeye atm ıyor. Topl u m , yanl ış fikirleri atıp onların yerine 'doğru ' fikirleri koymakla değişm iyor. Ya­ l a n ı n , toplumsal yanı lsamaları n kökleri gerçek-maddi çel işki lerde yatıyor ve bu nedenle yalan ve çarpıtmalar, ancak bu m addi çel i şki­ leri dönüştürmeye dön ü k prati k etkin l i kle ortadan kald ı rı labi l i r. Ger­ çekleri ifşa etmekten ibaret b i r s iyaset, toplumsal güç dengeleri n i değiştirmek ve radi ka l dönüşümleri n önünü açmak i ç i n yeterl i ol­ saydı Diderot'nun Ansiklopedisi Fransız Devrim i ' ni gerçekleşti rmek için yeter de artard ı . Yalan d a e n az gerçek kadar maddi sonuçlar doğurur, b u an­ lamda yaşanan bir i l işkidi r. Onun bertaraf edi lmesi , ancak söz ko-

Amnezi 1 207

nusu gerçekliğin kendi içindeki b i r maddi değişimle sağlanabil i r. Şöyle özetlemeye çalışal ı m : Emekçileri n sosyal , i ktisadi ve s iyasal gücünün kırı lması süreci olarak neo l i beral kapita lizm , Türkiye'de ve d ü nyanı n dört bir yan ında tayin edici zaferler kazanm ıştı r. İ şçi sınıfı n ı n bir s ı n ıf olarak davranma ve eyleyebi lme kapasitesi büyük ölçüde akamete uğramıştır. Sendi kaları işlevsizleştirerek emekçi­ lerin ekonomi k örgütlü l üğünün dağıtıl ması , kentsel dönüşüm pro­ jeleriyle alt s ı n ıfları n kentin kamusal alanından uzaklaştı rıl ması ve görün mez kılın ması , taşeronlaştırmayla çal ışma mekanı n ı n bütün­ l üğünün dağıtıl ması , güvencesizleştirmeyle emekçi lerin toplumla ve kendi s ı n ıf kardeşleriyle bağının bulanıklaşması , m uhafazakarlaştır­ ma-d insel leştirme pol itikalarıyla kad ı nl arın bedenleri üzerindeki de­ netim güçlerin i yitirmesi , neticede sınıfsal güç dengeleri n i sermaye lehine radi ka l bir biçimde bozmuştur. Bu koşullarda gerçekleri görmesi , i ktidarı n onca yalan ve tez­ viratın ı n ardındaki çıkar ve tahakküm i l işkileri n i fark edebi lmesi için ahal iyi sopalayacak deği l iz elbette. Mevcut buhrandan çıkışı , ezi lenleri kendi kaderleri üzerinde bel irleyici kı lacak, kolektif bir 'muktedi rleşme' sürecinin önünü açabi lecek, 'alttaki leri n ' kendi kendi n i örgütleme ve eyleme kapasitelerin i artı racak bir yönel imde ısrar etmekte aramal ıyız. Alt sınıfların Nad a ' n ı n gözlükleri n i takarak d ünyaya bakabi lmesinin koşulu bu . Enge l s ' i n ifadesiyle ezi lenleri n " i nsani varl ı klar olarak kendi konumları n ı tamir etmeye dön ü k giri­ şimleri n i n " önünü açacak yol ve yordamlar, mecralar i nşa etmek asli vazifemiz olmalı . i karu s ' u n düşüşü ancak böylece bir felaket olarak görü l ü p onun yası tutu labi l ir. Albert Camus'nün daha önce aktardığı mız sözleri ne atfen , geçmiş devrimci atı l ı mlardan , öze l l i kle de 1917 'den , ancak onun yoldan çıkm asının acısını çekerek gerekli sonuçları çı kartab i l i riz. Bunun tersi , m utlak bir amnezi/bel leksizl i k ve dolayısıyla bir devrimci kopuş ve devri mci stratej i n i n tahayyü l edi lebi l i r olmaktan çıkmasıdır. Devrimci Bir Kötümserlikle . . .

Evet, mevcut halde E k i m gü ncel falan deği ldir; ancak Ekim ' i n d ü nyası sandığı m ızdan d a fazl a günce l d i r. Kapital ist krizin e koloj i k krizle bütün leşerek b u rj uva medeniyeti n i n çok boyutlu b i r buhra-

208 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

n ı n a dönüştüğü , küresel siyasal m i mari n i n em peryal istler arası rekabet dol ayısıyla iyice kı rılganlaşıp savaş ve yı kımı s ı rada n laştır­ d ığı bir dünya bu . Eki m ' i doğura n , onu adeta zoru n l u kılanla nere­ deyse ayn ı d ü nya. Tarih sanki tekerrü r etmek adına bizi en başa geri döndü rmüştür. Eki m ' in doğduğu ü l ke o l an Rusya 'ya bakmak yeter. Puti n adeta çarl ı k i stibdad ı n ı n o ' kutsal Rusya ' s ı n ı restore etmi ş , Korni lov' u n ve b i l u m u m Beyaz genera l i n Sovyet Rusya 'ya biçtiği elbiseyi tari h i n sandığı nd a n ç ı karm ış , yüzyı l ı n çarkın ı başa çevi rm i ştir. Eki m bu nedenle anma ayin l e riyle geçi şti ri lecek şey deği l d i r. O yen i baştan , ' kökü m azide b i r ati ' olduğumuz b i l inciyle güncel kı l ı n ma l ı d ı r. Eki m ' i güncel kılmak, onun b i r replikasını gerçekleştirmeye ça­ bal amak, Ekim Devri m i ' n i n bir seque/ ' i n i çekmek anlam ı na gel miyor elbette. Devrim in mekanik b i r tekrarı , onun ı smarlan ması , l abora­ tuvar koşullarında tekrar edi lmesi , bi r kez olmuş olduğu şeki lde tekrarlanması mümkü n deği ldi r. O halde başka b i r yol bulunmalıdır. " Çok yüksek, d i k ve daha ewel keşfedi l memiş b i r dağa tı r­ manan bir i nsanı hayal ede l i m " d iye yazar Len i n 1922 Şubatı ' nda. " Bu insanın görü lmemiş zorl uk ve teh l i kelere göğüs gerd iği n i ve aynı şeyi denemi ş ondan öncekileri n çok daha ötesinde bir yüksek1 iğe vardığın ı , ancak dağın zirvesi ne hala u laşamadığı n ı varsaya lı m " d iye de devam eder. Len i n ' i n dağcısı bir noktada '' kendi n i , seçtiği yol ve doğrultuda devam etmeni n sadece meşakkatl i ve teh l ikel i deği l , muhtemelen i m kansız da olduğu bi r durumda bulu r. Geri dön­ meye , aşağı inmeye , bel ki daha uzun ama onu zirveye çı kartacak başka bir yol aramaya mecbu r kal ı r. Daha önce h iç kimseni n ula­ şamad ığı bu yüksekl i kten i n i ş , haya l i seyyahı m ız içi n tırmanıştan muhtemelen daha teh l i ke l i ve zor olacaktır -insan ı n ayağı kolayca kayabil i r, b i r tutunma noktası b u l mak kol ay deği ldir; yukarı tırma­ n ı rken , doğrudan hedefe giderken hissedi len o neşe yoktur. ( . . . ) Hatta daha önce görü lmem i ş bu yüksekliğe tırmanmış biri n i n böyle bir durumda kal ı nca moral bozukl uğuna uğramaması da zord u r. "39 Bu pasajda Leni n , piyasa ve özel m ü l kiyete alan açtığı için birçoklarınca bir geri adı m , daha öncesi n i n iddialı hedefleri nden bir 39) Lenin, " Notes of a Publicist" , https://www . marxists.org/archive/ lenin/works/1922/feb/x01.htm

Amnezi 1 209

ricat, hatta yen i lgi n in dolayl ı b i r iti rafı olarak n itelenen Yeni Ekono­ m i Pol iti kası ' n ı savunmak için bu dağcı l ı k metaforunu ku l lanıyord u . Kul lanırken de kısmi geri çeki l işi n , "zirveye daha doğrudan , daha h ızlı ve daha cüretl i bir biçimde tırmanışı sağlayacak güvenl i bir sa­ pağın " bulunması arayışı n ın , daha dolambaçl ı görünse de hedefe u laştırabi lecek 'bir başka yolun ' tutul ması çabasının öyle kolay bir iş olmadığın ı h atırlatıyord u . U laşılan yüksekl i kten bi raz aşağı i n i p bizi hedefe u l aştı racak bir başka pati ka arayı şı n ı n , Len i n ' i n dağcısı gibi bizde de bel l i b i r karamsarl ığa yol açması m üm kündür. Ancak karamsarl ı k , 'devrim­ ci ' s ıfatın ı haiz b i r kötümserl i k , tari h i n 'doğal ' seyrine bel bağlayan bön b i r iyimserl i kten çok daha etki l i b i r siyasal müşewi k o l ab i l i r. Burada kastedi le n , s iyasetten , yan i toplu msalı dönüştü rme çaba­ s ı ndan sarfı n azar etmeye götüren b i r bedbi n l i kten ziyade , d i b i nde d u rd uğumuz uçuru m a düşmeme n i n ancak aşağıdaki leri n eylem le­ riyle m ü m kün olduğunu savu nan a ktivist b i r kötümser d uyarl ı l ı ktı r. M ichael Löwy ' n i n deyi m iyle , " Bu kötümserl i k elbette ki , olab i l e­ cekleri n en kötüsünü boyun eğerek kabul lenmek deği l d i r. 'Tari h i n doğal seyri ne' güven i l med iği , herhangi bir gal i biyet güvencesi ol­ maksızı n akı ntıya karşı yüzmeye h azırlanıld ığı anlamına gel i r. Dev­ rimciyi harekete geç i ren , h ızl ı ve kesi n b i r zafere dönü k teleoloj i k i n anç deği l , can l a başla ve sars ı l maz b i r i radeyle mevcut d üzenle mücadele edi l me ksizin i nsan adı n a layı k biçi mde yaşanamayaca­ ğına d a i r derin kan ı d ı r. " 40 Yıldız Savaşları fi l m seri si n i n bel ki de en pol iti k fi l m i Rogue One' d a Jyn ' i n ded iği gibi " isyan l a r umut üzerine kuru l u r" el bette . Ancak bu u m ut Terry Eagleton ' ı n yakın zamanlı b i r çal ı şmasında ifade ed i ld iği gibi " iyi mser olmayan bir u m ut" olmak zoru ndad ı r. 4 1 Bel ki de ancak Charles Dickens ' ı n iki Şehrin Hikayesi ' n i n hemen başı ndaki o meşh ur satı rl arıyla tan ı m lanabi lecek b i r d ünyada me­ sele, bardağı n yarı s ı n ı n boş mu dolu m u olduğuna d a i r beyhude b i r tartışma deği l d i r: "Zaman ları n en iyisiyd i , zamanl arı n en kötü40) M ichael Löwy, Sabah Yıldızı Gerçeküstücülük ve Marksizm , çev. : Asl ı han Aydın, U raz Aydın, İstanbul, Versus Kitap, 2009 , s. 8. 41) Terry Eagleton, iyimser Olmayan Umut, çev. : Emine Ayhan, İ stanbul, Ayrıntı , 2016.

210 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

süyd ü , hem akıl çağıyd ı , hem a pta l l ı k , hem i nanç devriyd i , hem de kuşku , Ayd ı n l ı k mevs i m iyd i , Kara n l ı k mevs i m iyd i , hem u m ut baharı , hem de umutsuzlu k kış ıyd ı , hem her şeyimiz vard ı , hem h içbir şeyi m i z yoktu , hepim iz ya doğruca cennete gidecekti k ya da tam öteki yan a . . . " Böyle zamanlarda kof b i r iyimserl i k , tari h i n nası l olsa b izi m istediği m iz yöne doğru a kacağın a d a i r i ç i boş bir ' pozitifl i k' hepim izi , dosdoğru o l ab i lecek olan ı n en kötüsüne ç ı kar­ tacaktı r. 21. yüzyı l ı n devrim i bel k i de böyle b i r devrimci karamsar­ l ığı n , iyimser olmayan b i r u m ud u n ürü n ü olacaktı r. Bugün devri m i , ' i leriye' atı l an b i r şimend ife r ol a ra k deği l , Walter Benj am i n ' i n vur­ gu l adığı gib i insanl ığı ve gezege n i m izi h ızla uçuruma sürü kleyen kapital izm tren i ni n i mdat freni olarak düşünmen i n zama n ı geldi de geçiyor bile. Joon-ho Bong' u n çektiği , 2013 yapı m ı Snowpier­ cer fi l m i , bu bakımdan tam d a günü m üzün devri mine i l işkin bu metaforda n hareket ediyor. Fi l mde ekoloj i k bir fel aketten kurtu lan az sayıdaki i nsan , artık yaşanmaz olmuş d ü nya n ı n etrafın ı dola­ şan b i r süper trende mahpus kal m ı ştır. Trende i nsanlar sert b i r sı n ıf ayrı m ı etrafı nda örgütlen m i ş lerd i r: ' öndeki ler' gününü gün ederken ' a rkad aki ler' aç kal m amak için bazen b i rbirleri n i yemek zoru nda kal ı r. Doğal ol arak ' arkadaki ler' s ı k sık ayakl a n ı r. Biz Snowpiercer' da arkadaki leri n son " devri m i ne " şah it o l u ruz. Alt sı­ n ıflar bu kez başarı l ı olmak içi n lokomotifi ele geç i rmen i n gereği üzeri nde a n l aş ı rlar. Devrim i n l ideri C u rtis , bu hedefi daha başta açı kça ortaya koyar: " Lokomotifi kontrol edersek, d ünyayı kont­ rol ederiz. B ütün geçmiş devri m ler, lokomotifi ele geçiremed i kleri için başarısız oldu l ar. " Böylece devri mci ler, trenin önüne doğru oldukça kan l ı b i r yolcul uğa ç ı ka rl ar ( kan l ı , çünkü haki m sın ıf, yan i tre n i n ö n tarafı , ayrıcal ı kl a rı n ı ölümüne savu n m a ktad ır). Ancak b u devri m yolcul uğu başarısızl ığa m ahkumdu r. Bong' u n h ikayesi b u noktada , mevcut siyasal i ktidarı ( lokomotifi ) yıkmayı/aşmayı deği l de basitçe onu ele geçi rmeyi hedefleyen devri m leri n s ı n ı rl arın a dair bir eleşti riyi gü ndeme geti rir. Fi l m i n son u nda trendeki dev­ ri m gi rişim leri n i n nüfusu kontrol etmek, mevcut h uzursuzl uğu so­ ğu rmak içi n bizzat tren i n otokratı Wi lford tarafı ndan kışkırtı l d ığı n ı öğre n i riz. Trenin gerisiyle önü a rasında i la n i h aye sürecek b i r kısı r döngüye m ah ku m kal ı n m ıştı r asl ı nd a . Bel ki i ktidardakiler değişe-

Amnezi 1 211

cek , Wi lford ' un yeri n i C u rtis alacak, i ktidarı e l i ne a l an yen i b i r kast oluşacak ; ancak neticede ön ve a rkadaki ler arası ndaki katı ayrı ma dai r işbölümü i la n i h aye devam edecektir. Yapılacak tek şey (ki ' kahraman ları m ız ' yapar), treni patlatmak, tre n i n dışına ç ı kmak, dış d ü nya n ı n b i l in mezl iğine atlamaktı r. Bu tem a , Marx' ı n proletar­ yan ı n asla mevcut i ktidar meka n izmas ı n ı zaptetmekle yeti neme­ yeceği , onu parçalaması gerektiği ( Len i n ' i n de meşhu r Devlet ve Devrim 'de sah i p ç ı ktığı) fi krine b i r pas sayı labi l ir peka l a . Eki m ' in dünyas ı güncelse devrim d e lokomotifi parçalamak olarak güncel lenme l id i r. Ekim gibi geçm iş devrimci güzergahların izi tam da devrim i bugünde güncellemek için sürü l me l idir. György Lukacs'a göre Len i n ' i n düşünces i n i n ayırt edici vasfı , emperyal izm ve savaşlar devrinde dünyada ve Rusya 'da yaşananları , 'devrimin günce l l iği ' perspektifi nden kavramasıdır. Yani kısacası , devri mi sü­ rekli bizimle olan aktüel bir i htimal olarak ele almasıdır. Lukacs açı sı ndan , Bernstein tipi revizyonistlerle Kautsky ti pi ' ortodoksla­ rı ' bi rleştiren husus, devrim i n bu evrensel günce l l iğin i yadsımala­ rıd ı r. Şöyle yazar Lukacs: " Kaba bir Marksist' in gözünde burjuva toplumunun temel leri o kadar sarsı l maz bir sağl aml ı ktadı r ki , bu temel lerin son derece göze çarpan biçimde sars ı ld ığı anlarda bile yal nızca ' normal ' duruma dön ü l mesin i di ler, burjuva toplumunun bunal ı mları n ı geçici olaylar olarak görür ve böyle zamanlarda b i le mücadeleye kes i n l i kle yen i l mez olan bir kapital izm karşısında akı l d ı ş ı ve sorumsuz bir isyan olarak bakar. "42 Oysa Lenin devrim i , bir gün m utlaka varılacak olan güneşli güzel yarınlara dair muhayyel bir ufuk olarak değil , aktüel bir mesele olarak kavrar. " Devrimin güncelliği , tek tek her günlük sorunun , toplumsal tarihsel bütünün somut bağlamı içinde ele alınması , bunların proletar­ yanın kurtuluş momentleri olarak incelenmesi demektir. ( . . . ) Bu ise yalnızca, günlük her sorunun -günlük sorun olarak bile- aynı zamanda devrimin temel sorunu olduğu anlamına gelir. "43 Yani devrim artık bir teorik soyutlama değil , günün meselesidir, her günlük sorun devrimle, devrimci olanakla bağlantıl ıdır. Lenin'den oldukça farklı bir terminoloji 42) György Lukacs, Lenin 'in Düşüncesi Devrimin Güncelliği, çev.: Ragıp Zarakolu , İ stanbu l , Belge Yay. , 1998, s. 9-10. 43) Lukacs, age, s. 9.

212 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

kullanan Walter Benjamin ' i n deyim iyle, " bu gelecek içerisinde her an, Mesih'in geçebileceği küçük kapı "dır artık. Mesihçi kurtuluş, yani dev­ rim , ancak güncel ve gerçekleşebil ir bir mesele olarak kavrandığında onunla günlük mücadeleler arasında somut bağlar kurulabil ir. İ şte günüm üzde komünizmi n örgütsel-pol itik krizi , kapital izm­ den kopuşa dair b i r geçiş stratejisinin bulunmayışı , kapital izm son­ rası bir toplum tasawuruyla güncel mücadeleler arasında köprü(ler) kurmaya dönük çabanın neredeyse yokluğuyla alakal ıd ı r. Bu bağ­ l amda mevcut stratej i k tutu l m a , b i r uçta seçimc i l i k (yan i seçim ba­ şarısının toplumsal güç i l işki leri nde emekçi ler leh i ne anlam l ı deği­ ş i kl i ler için yeterl i ol acağı) yan ı lsamasına, d iğer uçtaysa hareketin · her şey' olduğu , hareketin l i neer evri m i n i n radi ka l b i r toplumsal dönüşümün anahtarı olduğu yan ı lsaması na yol veriyor. Bu i kilem­ den ancak 1917 'yi bir geçmiş olarak deği l , fakat gelecek olarak ha­ tırlamakl a , gelecekteki 1917 ' nin peşine düşerek çıkabi l i riz. Kol ay değil elbette. Ancak kimse bu canavarlar çağında kısmi , kol ay ve ucuz zaferler beklemesin . Canavarl ar dem işken . . . H . G . Wel ls , 20 . yüzyı l a beş kal a , Za­ man Makinesi ad l ı b i l i m kurgu h ikayesini yazmıştı . Victoria dönemi Londra ' s ı nd a yaşayan bi r b i l i m i nsan ı , zamanda yolcul u k yapmak için icat ettiği makineyle geleceğe seyahat eder. Sekiz Yüz İ ki Bin Yedi Yüz Bir yı l ı nda karşısına ç ı kan dünya , Wel ls ' i n dünyas ı ndaki topl umsal eşitsizl ikleri n sürgit devam etmesinin i nsanl ığı nereye götü receğin i n bir ifadesid i r. B i r yanda yer üstünde yaşayan , günü­ müzün vars ı l larının ard ı l ları E/oi' ler, d iğer yanda yeraltında yaşayan ve günümüzün yoks u l larının büyük büyük büyük . . . torunları olan Morl ock' lar. Birinciler zevku sefanın ve ataletin eblehleştird iği nari n varl ıklarken i kinci ler yoks u n l u kl a rın canavarlaştı rdığı mahlukl a rd ı r. Topl umsal eşitsizli klere yaslanan b i r dünya , neticede • üstteki leri n ' d e ' alttaki leri n ' d e felaketi olmuş, geçmiş uygarl ı kl a rı n yıkıntı ları üzeri nde topyekun ' barbarl ı k' hakim olmuştur.44 Zaman Makinesi, i ster istemez, Rosa Luxemburg' u n meşhur Junius broşüründeki "ya sosyal izm ya barbarl ık" ifadesini h atırlatı r. Tari hte rad i kal bir kırı l ma ol maz ve mevcut olan sürgit devam ederse gelecek barbarl ı ktı r. Us44) H . G. Wells, Zaman Makinesi Bir Buluş , çev . : Celal Ü ster, İ stanbul , Türkiye İ ş Bankası Kültür Yay. , 201 7 .

Amnezi 1 213

tel i k Sekiz Yüz İ ki Bin Yed i Yüz Bi r yı l ı n ı beklemeyecek bir barbarl ık. Rosa 'dan önce Kari Kautsky de benzer bir yöne i şaret ediyor ve şöyle yazıyordu : " Eğer sosyal i st d üzen gerçekten imkansızsa [ . . ] modern topl u m , Roma i m paratorl uğu ' n a i ki bin yı l önce olduğu gi bi geri leyecek ve sonuçta barbarl ığa geri dönecekti r. "45 Eğer insan l ığı n tüm doğal yaşamı beraberinde s ü rü kleyerek uçurumun dibine doğru yuvarlanışını durdurmak i stiyorsak Luxemburg ve Kautsky' n i n söz­ leri kadar 1951 tari h l i b i l i m kurgu fi l m i (Türkçe 'ye " Uçan Dai relerin Sırrı " diye çevri lmiş) The Day the Earth Stood Stil/' de dünyayı ziyaret eden uzayl ı Klaatu ' nu n çağrısını d a hatı rlamal ıyız. Kl aatu i nsan ların savaşlara , s i l ahlanmaya , düşma n l ı klara son vermezlerse d ü nyanın ortadan kal kacağı nı söylüyor ve ş u seçeneği sunuyordu : " Bize katı­ l ı n ve barış içi nde yaşayın ya da şimdiki yolunuzu izlemeye devam ed i n ve yok ol uşla karşı karşıya kal ı n . " Fakat Klaatu ' nun çağrısı ş i md i l i k havadadı r. Zira Kautsky' n i n ifadesiyle barbarl ığı n alternatifi " sosyalist düzen i n imkansız oldu­ ğu " , sağıyla soluyla günümüzün kapital i st gerçekçi l iğin i n amentü­ südür. Devrim i n hafızasının defterin i n dürü l mesi de bu amentünün gereğid i r. Tam da bu neden le , yan i sonsuz b i r şimd i n i n müstakbel barbarl ığı karşısında, 1917 ' n i n h afızası n ı tarih kıskacından kurtarı p onu n günce l l iği ni vurgu lamak olmazsa olmazd ır. Dü nyayı on günde sarsan hadise tari hten , ezi lenlerin geleneği nden s i l i nemez. Yok sa­ yı lan , tehdit a ltındaki b i r m i rasın varisleri olan bizler, onu yen iden bel leklere yüklemenin koş u l ları n ı yaratma yükü m l ü l üğüyle karşı kar­ şıyayız. 46 Bu da kapita l i st n izamın bastı rdığı başka b i r ' i htimal i n ' biz­ zat ezi len leri n eylemleri içerisinde fi l izlenmes i n i n koş u l l arı n ı ol uş­ turmakla mümkün olacak ancak. ' Devri m i n günce l l iği n i n ' , 1917 'yi gelecekte hatı rlaman ı n anlamı budur . . . .

45) Aktaran lan Angus, '" Socialism or barbarism ' : An important socialist slogan traced to its unexpected source " , http://links.org. au/ node/4114 46) Bensa"id , Köstebek ve Lokomotif, s. 87 .

KAYNAKÇA















" Was the Russian Revo l ution a Fa i l u re? " , https :/ / www.youtube . com/watch ?v=6tyJtRX8_1w " A new generation of left-wi ngers seems ready to try M a rxism aga i n " , https ://u n h e rd .com/the-feed-bl og/ new-generation-left-w i ngers-seems-ready-try-m a rxism/ '' Martin Am i s on Len i n ' s Dea d ly Revo l ution " , https :// www . nyti mes .com/2017 /10 /16/books/review / m a rti n-a m i s-len i n-russian-revol ution . htm l " M u rderous Vi l l a i n Test, Which M u rderous Vi l l a i n Rese m bles You the M ost? " , www. idrl abs . com/ vi l la i n/test . p h p " Pres i dent Bush De l ivers Remarks on the War on Terror" , http :/ /www . washi ngton post.com/wp-dyn/ content/ a rticle /2006 /09 /05 / AR2006090500656 . htm l " Review: The Russian Revo l ution ( Docu mentary , Netfl i x , D i r. Cal Sevi l le) " , https:/ / h i storyonthebarricades .wordpress . com/2017 /06/23/review-the-russian-revol ution­ doc u mentary-netfl ix-19 17-d i r-ca l-sevi l le/ " Ronald G rigor Suny i le Eki m Devri mi ve Sovyetler Ü zeri ne Söyleş i " , Söyleşiyi yapan Y. Doğan Çeti n kaya , Birikim, S . 342-343 , Ekim-Ka s ı m 2017 .

216 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür



















" Rosa Luxe m b u rg' s Letters to the Kautsky Fam i ly" , https ://www . ma rxists . org/h i story/ i nternational/ comi ntern/sections/britai n/period icals/labour_ month ly/1923/09/x01 . htm " Russia 1917 : was it a revo l utio n o r a cou p? " , https :/ /social i stwo rker.co . u k/art/2242/Russi a+191 7%3A+was+it+a+revol ution+or+a+coup%3F " Russian state-ru n TV m a rks revo l ution ' s centenary with s u rpri se series recounti ng ri se and fai l of Leon Trotsky " , https :/ /www . i ndependent .eo . u k/news/ world/e u rope/russian-revol ution-centenary-leon­ trotsky-biopic-channel-one-ussr-bolshevi k-m arxist­ joseph-stal i n-a8002636 . htm l "The Guard i an view o n R ussi a ' s revol utionary centenary: it shook the world - then it fai led " , https : //www.thegu a rd i a n . com/ com mentisfree/20 17 /nov/06/the-gua rd i an-view-on­ russias-revo l utio n a ry-centenary-it-shook-the-world­ then-it-fai led "Vlad i m i r Len i n B i ographer: ' He I s the Godfather of Post-Truth Pol itics' " , http: //ti me. com/5013096/ vl ad i m i r-le n i n-b i ographer/ Achcar, G i l bert, " Morbid sym pto m s What d i d G ramsc i mean a n d how does it apply to o u r ti me? " , https : / / isreview.org/issue/108/morb i d-sym ptoms Acton , Edward , " The Revo l ution and its H i stori a ns : The C ritica l Com pan i o n i n Context" , Critical Companion to the Russian Revolution 1914-192 1 , der. : Edwa rd Acton , V l ad i m i r Chern i aev ve Wi l l iam G . Rosenberg, Lon d ra , H odder Arn o l d , 1997 . Akı n , Yiğit, "Tota l itaryen Para d igm a ' d an Post­ Revizyon izm e : Sovyet Rusya Tari hçi l iğinde Yen i Ge l i şmeler" , Praksis , N o . 18 , Güz 2008 . Al i , Tarı k , " Sapkı n l a r ve Dönekler" , http://www. yen iyol .org/sapki n l ar-ve-donekler/

Kaynakça ı 217

























Al i , Tarı k , Komünizm Düşüncesi, çev . : Osman Akı n h ay , İ stan b u l , Agora Kita pl ığı , 2011 . Al i , Tari q , The Dilemmas of Lenin Terrorism War Empire Love Revolution , Lon d ra , Verso , 2017 . A l kan , Meh met O . , " Şu b at'tan Eki m ' e St. Pete rsburg'da Devri m i n Mekan l a rı " 191 7 Rusya 'da Devrimde Devrim , der. : Meh met O . Al kan ve Y. Doğan Çeti n kaya , İ sta n bu l , Tarih Vakfı Yu rt Yay. , 2018 . Anderso n , Perry, Tarihsel Materyalizmin izinde , çev. : M . Bakı rcı , H . G ü rvit, İ stanbu l , Belge Yay. , 1986 . Anderson , Perry, " Renewa ls " , https : //newleftreview . o rg/ 1 1 /1/perry-anderson-renewals Angu s , l a n . '" Soc i al i s m or barb a rism ' : An i m portant soc i a l i st s l ogan traced to its u nexpected sou rce " , http: / /l i n ks . org.au/node/ 4114 Anwe i ler, Oskar, Rusya 'da S ovyetler (1905-1921) , İ sta n bu l , Ayrı ntı Yay. , 1990. Applebau m , An n e , " 100 yea rs l ater, Bolshevism i s back. And we shou l d be worried " , https :/ /www. was h i ngton post.com/opi n i on s/global-opin ions/ bol shevi sm-then-and-now/2017 /1 1/06 /830aecaa­ bf41-11e 7-959c-fe2b598d8cOO_story . htm l Are ndt, H an n a h , Totalitarizmin Kaynaklan 3 Totalitarizm , çev. : İ s m a i l Seri n , İ stanbu l , İ leti ş i m Yay. , 2017 . Aron , Leon , " Ki ngdo m Come : M i l lenari a n i s m ' s Deadly Al l u re , from Len i n to I S I S " , http :/ /www. nybooks .com/d a i ly/20 18/02/13/ki ngdom-come­ m i l lenari a n i sm s-dead ly-a l l u re-from-le n i n-to-i s i s/ Avrich , Pau l H . , "The Bol shevi k Revo l ution and Workers ' Control in R uss i an l nd u stry" , Slavic Review, Vo l . 2 2 , N o . 1 , M a rt 1963 . Baburi n a , N . 1 . , The Soviet Political Poster 191 71980: From the USSR Lenin Library Collection , Londra , Pengu i n , 1985 .

218 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür





















B ad i ou , Ala i n , " O n the Russian October Revo l ution of 1917 " , http ://cris i scritiq u e . o rg/2017 /november/ Al a i n%20Badiou . pdf Bener, Yiğit, " Koestler' le Sıfı rdan Sonsuza Yolcu l u k . . ( I )" , Birikim , S . 129 , Ocak 2000 , http://www. b i ri ki mdergi s i . com/b i ri ki m-yazi/5837 /koestler-le­ s ifi rd a n-sonsuza-yo l c u l u k-i#.WttGwy7 B rlX Benjam i n , Walter, " On the Concept of H i story " , https://www . marxists . o rg/reference/arch ive/ benjam i n/1940/hi story. htm Bensa"id , Danie l , Köstebek ve Lokomotif Tarih, Devrim ve Strateji Üzerine Denemeler, çev. : U . U raz Ayd ı n , İ stanbu l , Yaz ı n Yay. , 2006 . Ben sa"id , Daniel ve Al a i n Krivi n e , 1968 Son ve Devam , çev. : G ü l ü m Şener, İ sta n bu l , Yazı n Yay. , 2008. Bensa"id , Daniel , " 20 . Yüzyı lda Devri m i n Yazgı s ı Sta l i n i zm ve Bol şevizm " Lev Troçki , Stalinizme Karşı Bolşevizm içi nde , çev. : Sanem Ö ztü rk, İ stan bu l , Yaz ı n Yay. , 2008 . Ben sa"id , Daniel , " On the retu rn of the pol itico­ strategi c question " , https://www. marxists . o rg/ arc h ive/Bensaid/2006/08/pol strat. htm Bensa·id , Dan ie l , " Th e Mole and the Locomotive " , https:/ /www . marxists .org/arch ive/ bensaid/2001/03/mole . htm Bensa"id , Daniel , " Sc reams and spit (Twelve Comments P l u s One M o re , to Conti nue the Debate with John H o l l oway) " , https : / /www . marxi sts .org/ arc h ive/bensa id/2005/xx/ h o l l oway. htm Bensa"id , Dan iel , "The Fate of Revo l uti on i n the 20th Century Sta l i n i sm a n d Bolshevi sm " , https : //www. m a rxi sts . o rg/archive/bensaid/2005/12/stal-bol s h . htm

.

Kaynakça 1 219























Serman , M a rs h a l l , Katı Olan Her Şey Buharlaşıyor, çev. : Ü m it Altuğ, B ü l e nt Peker, İ sta n bu l , İ leti ş i m Yay. , 2004. Serm a n , Pau l , ·· one H un d red Years of l nsan ity" , http://www .tab l etmag.com/jewish-news-and­ pol itics/24 7875/one-hu n dred-years-of-insan ity Bon nel l , Victoria E . , lconography of Power Soviet Political Posters under Lenin and Stalin , Los Angeles , U n iversity of Cal iforn i a Press, 1999. Bookc h i n , M u rray, Devrimci Halk Hareketleri Tarihi: 1905'ten 191 7 'ye Rus Devrimleri, C i lt 1 1 1 , Ankara , D i pnot Yay. , 201 1 . Boratav, Korkut, .. ' Reel Sosya l izmler' : Kıymetleri n i b i lel i m ; hatı rl aya l ı m " , https :/ /www . b i rgu n . net/ haber-detay/reel-sosyal izmler-kiymetleri n i-bi l e l i m­ h ati rlayal i m-8102 7 . htm l Brandenbe rger, David , National Bolshevism: Stalinist Mass Culture and the Formation of Modern Russian National ldentity 1931-1956, Cambri dge , H a rva rd U n iversity Press, 200 2 . Brenton , Tony, "What ' s Left? " , https : //www . l rb . co . u k/v39 /n10 /letters#letter11 B ri nton , M a u ri ce , The Bolsheviks and Worker's Control 191 7-1921: The State and Counter­ Revolution , Lon d ra , Sol idarity, 1970 . Brown , Roland El l iott , " H ow Len i n man i p u l ated the Russian Revo l ution to h i s own ends " https ://www . s pectator.co . u k/2017 /03/how-le n i n-man i pu l ated­ the-russian-revol ution-to-h i s-own-ends/ B ryant, Lou i s e , Six Red Months i n Russ i a , https : / / www . m a rxi stsfr.org/ a rch ive /bryant/works /russ ia/ ch03 . htm Buck-Morss , Susa n , Rüya Alemi ve Felaket Doğuda ve Batıda Kitlesel Utopyanın Tarihe Kanşması , çev. : Tuncay B i rka n , İ stanb u l , Meti s Yay. , 2004 .

220 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür



























B u rdzh a l ov, E . N . , Russia 's Second Revolution: The February 191 7 Uprising in Petrograd B loom i ngton , l nd i a n a U n ivers ity Press , 1987 . C a l l i n icos , Alex, Postmodernizme Haytr: Marksist Bir Eleştiri, çev. : Şebnem Pa l a , Ankara , Ayraç Yay. , 200 1 . C a l l i n icos , Alex, Toplum Kuramı Tarihsel Bir Bakış , çev. : Yase m i n Tezgiden , İ stanbu l , İ leti ş i m Yay. , 2004 . C a l l i n icos , Alex, "The orph aned revo l ution : the mean i ng of October 1917 " , http://isj . org. u k/the­ orph aned-revol ution/ C a rr, Edward H al l et, 191 7 Öncesi ve Sonrası , çev. : Begü m Ada let, İ sta n bu l , B i ri ki m Yay. , 2007 . C a rter, H u ntly, The New Theatre and Cinema of Soviet Russia , New York , Arn o , 19 70 . C a ryl , C h ri sti a n , Strange Rebels: 1 9 79 and the Birth of the 21st Century, Basic Books , 2014 . Castori ad i s , Cornel i u s , ''The Role of Bol shevi k l deology i n the B i rth of the B u reaucracy" , https :/ / www . m a rxi sts .org/a rc h ive/castori ad is/1964/ b u reaucracy. htm . C h ri stofferson , M i ch ael Scott, French lntellectuals against the Left: The Anti-totalitarian Moment of the 19 70 's , New York , Bergh a h n Books , 2004 . C l ark, Toby, Sanat ve Propaga nda Kitle Kültürü Çağında Politik imge , İ stanbu l , Ayrı ntı Yay . , 2004. C l iff, Tony, Rusya 'da Devlet Kapita lizmi , çev. : Ron i M a rgu l ies ve Tarı k Kaya , İ sta n bu l , Z Yay. , 2018 . Cohen , Stephen F. , Buharin ve Bolşevik Devrimi, C . 1 , çev. : Neşet Kocabıyı koğl u , İ stan b u l , Kavram Yay. , 1991 . Co l l i n s , D . N . , " A N ote on the N u merical Strength of the Russian Red G u a rd i n October 1917 " , Soviet Studies , S . 24, N o . 2 , Ekim 197 2 .

Kaynakça 1 221























Conquest, Robert, Aklıselim Karşısında Rusya , İ sta n bu l , Nebioğl u Yay. , 1965 . Conq uest , Robert, Büyük Tedhiş , Ankara , Durum Yay. , 1969 . Conquest, Robert, Kari Marx Nerede Yanıldı , ç e v . : Esi n Ö rücü , İ sta n bu l , Çağd a ş Yay. , 197 2 . Conquest, Robert, The Great Terror: A Reassesment40th Anniversary Edition , Oxford , Oxford U n iversity Press , 2008 [ i l k baskı sı 1968] . Corney, Frederick C . , " Reth i n ki ng a Great Eve nt The October Revo l ution as a Memory Project" , Social Science History, 2 2 : 4 , Kış 1998 . Çeti n kaya , Y . Doğan , " Kitle S iyaseti ve Siyasi Afi ş l er: Bolşevi kler O rneği " , Kebikeç, N o . 3 2 , 201 1 . Çetin kaya , Y. Doğan , " 1917 Devri m i N ası l An l atı l d ı ? Devri m i n Tari hyaz ı m ı ( 1917-2017 ) " , 191 7 Rusya 'da Devrimde Devrim , der. : Meh met O . Al kan , Y . Doğan Çeti n kaya , İ stanbu l ,' Tari h Vakfı Yu rt Yay. , 2018. Çeti n kaya , Y . Doğan , " 1917 Devri m leri ve İ şçi S ı n ıfı " , Toplumsal Tarih , N o . 287 , Kası m 201 7 . Çeti n kaya , Y . Doğan , " 1917 Devri m leri , İ şçi S ı n ıfı ve Ü ç l ü İ kti d a r " , 191 7 Rusya 'da Devrimde Devrim , der. : Meh met ö . Al ka n , Y . Doğan Çet i n kaya , İ stanbu l , Tari h Vakfı Y u rt Yay. , 2018. Çeti n kaya , Y . Doğan , " Sefaletten i hyaya : Tü rkiye İ şçi S ı n ıfı Tari h i , E . P . Thom pson ve Yen i Kuşak Ç a l ı ş m a l ar" , Tanzimat'tan Günümüze Türkiye işçi Sınıfı Tarihi 1839-2014: Yeni Yaklaşımlar, Yeni Alanlar, Yeni Sorular, h az . : Y. Doğan Çeti n kaya , Mehmet ö . Al kan , İ sta n bu l , Tari h Vakfı Y u rt Yay. , 2015 . Çeti n kaya , Y . Doğan , "Ta ri h ve Ku ram Ara s ı n d a Topl u m s a l H a re ketler" , Toplumsal Hareketler: Tarih, Teori ve Deneyim , der. : Y. Doğan Çeti n kaya , İ sta n bu l , İ l eti ş i m Yay. , 2008 .

222 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür



























Çeti n kaya , Y. Doğa n , "Tari hyazım ı , Gelenek i cad ı ve Tü rkiye ' de 1 M ayı s ' ı n 100 . Yı l ı " , Birikim , M ayıs 2009 . Dahmer, H e l m ut, " Lu xe m b u rg a n d Trotsky o n R u s s i a n Revol ution " , http://www . i nternatio n a lviewpo i nt.org/ s p i p . p h p? a rticle3245 Davis , M ike , Üze rind e Güneş Batmayan Katliam El Nino Kıtlık/an ve Üçüncü Dünyanın Açlıkla inşas ı , çev. : U m ut H askan , İ stan b u l , Yordam Kitap , 2009. Delwit, Pascal ; Jean-M ichel Dewae l e , "The Sta l i n i sts of Anti-Comm u n is m " , Socialist Register, N o . 2 1 , 1984. Deutscher, l saac , Troçki Silahll Sosyalist, C 1 , çev. : R a s i h G ü ra n , İ sta n b u l , Ağaoğl u Yay. , 1969 . Deutscher, l saac , " Th e Ex-Com m u n i st ' s Conscience " , https ://www. ma rxists . o rg/a rc h ive/deutscher/1950/ ex-com m u n i st. htm Deutscher, l saac , Bitmemiş Devrim Rusya 191 71967, çev. : Orhan Koçak, İ stan b u l , Belge Yay. , 1990 . Dra per, H a l , "The Myth of Len i n ' s ' Concept of The Party' or What They D i d to What Is To Be Done? " , https : //www . m a rxi sts .org/a rch ive/draper/1990/ myth/myth . htm#section4 Draper, H a l , " Farkl ı b i r yol d a n yen i b i r başlangıca doğru : M i kro-sekti n a lternatifi " , http:/ /www.ye n iyol . org/fa rkl i-bi r-yoldan-yen i-bi r-bas l a ngica-dogru-m i kro­ se kti n-a lternatifi / Dra per, H a l , "The Two Sou l s of Socia l i sm " , https : // www . m a rxi sts .org/a rch ive/d raper/1966/twosou l s/ Draper, H a l , Kari Marx 's Theory of Revolution , C . 1 , Lon d ra , Month ly Review Press , 197 7 . Dra per, H a l , Proletarya Diktatörlüğü Tartışması: Marx'tan Lenin 'e , İ sta n bu l , Belge Yay. , 1990 . Ed m u n d s , Nei l , The Soviet Proletarian Music, Oxford , Peter Lang, 2000 .

Kaynakça 1 223























Eley, Geoff, " Wh at Produces Democracy? Revo l utionary C rises , popu lar Pol itics and Democratic gai n s i n Twentieth-Centu ry Eu rope " , H istory and Revo l ution (der. M . H ayne s , J . Woffreys) içi nde , Lon d ra , Verso , 200 7 , s . 1 7 7-201. El l iott, G regory, Tarihin Son/an Marx, Fukuyama, Hobsba wm, Anderson, çev. : Den i z Keski n , İ sta n bu l , Versus Kita p , 2010. Farber, Samue l , Before Stalinism: The Rise and Fail of Soviet Democracy, Lon d ra , Verso , 1990 . Fau l kner, Nei l , " Kızıl E ki m : İ k i nc i Paris Kom ü n ü m ü ? " , 100. Yılında Ekim Devrimi, haz. : Gökh a n Atı lga n , İ sta n b u l , Yordam Kitap , 2017 . Fau l kner, Nei l , Halklann Rus Devrimi Tarihi, çev. : Tuncel Ö ncel , İ stan b u l , Yordam Kita p , 201 7 . Ferguson , N i al l , " Ou r turb u l e nt ti mes: N i a l l Ferguson on Tru m p , B rexit a n d I S I S " , https : //www. theaustra l i a n . co m . au /news/ i nq u i rer/ou r-tu rbu lent­ ti mes-n i a l l-ferguson-on-trum p-brexit-and-i s is/news-sto ry/96331d9c02c25d043984b74d 18dc1 19c Ferguson , N i a l l , " The cauti on a ry tale of the Bolshevik revo l ution " , https ://www. bosto nglobe .com/ o p i n ion/2017 /1 1/13/the-cautionary-tale-bolshevi k­ revol ution/M 7 KZAXSC DbHwBaiGaZo3gJ / story. htm 1 Ferguson , N i a l l , ··we let Len i n ri se , m i l l ions d ied . Now it's l s l a m i sm " , http: //www . n i a l lferguson . com/ jou rn a l i sm/h i story/we-l et-le n i n-ri se-m i l l ions-d ied .-now­ its-is l a m i sm Ferro , M a rc , La Revolution de 191 7, Pari s , Aub ier, 1967 . Figes , Orlando, A Peoples 's Tradegy: A History of the Russian Revolution , Lon d ra , Pengu i n , 1998 . Fige s , O rlando, Peasant Russia, Civil War: The Volga Countryside in Revolution (191 7-1921) , Oxford , C l a rendon Press , 1989 .

224 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür



























Fige s , Orla ndo , Revolutionary Russia, 1891-1991 , Londra , Pengu i n , 2014 . Fi sher, M a rk , Kapitalist Gerçekçilik Başka Alternatif Yok mu?, çev . : G ü l Ç ağa l ı Güve n , l sta n b u l , H ab itus Kita p , 2010 . Fitzpatrick, Shei l a , " Sta l i n and the M ak i ng of the New El ite , 1928-1939 " , Sla vic Review, Vol . 38 , N o . 3 , 1979. Fitzpatrick, She i l a , " Wh at ' s Left? " , https ://www . l rb . co . u k/v39/n07 /sh e i l a-fitzpatrick/wh ats-left Fitzpatrick, Shei l a , Education and Social Mobility in the Soviet Union 1921-1934 , B loom i ngton , l nd i a n a U n ivers ity P ress , 1970 . Fu ret, Françoi s ; Ern st Nolte , Fascism and Communism , Li ncol n , U n iversity of Nebraska Press , 2001. Fu ret, François , Fransız Devrimini Yorumlamak, çev. : Ah met Kuya ş , İ sta n bu l , Alan Yay. , 1989 . Ga lvi n , Tom , "When deal i ng with I S I S , past lessons from com m u n ism a p p ly" , http:/ /the h i l l .com/blogs/ congress-b log/fo re ign-pol icy/240239-when-deal i ng­ with-is i s-past-lessons-from-com m u n i sm-apply Gel dern , J ames von , Bolsheviks Festivals 191 7-1920, Los Angeles, U n ivers ity of C a l iforn i a Press, 1993 . Getty, J . Arch ; O leg V. Naumov, The Road to Terror Stalin and the Self-Destruction of the Bolsheviks 1932-1939 , Londra , Yale U n iversity Press, 2010. Getty, J o h n Archy, Origins of the Great Purges: The Soviety Comm unist Party Reconsidered 1933-1938, Cambridge , Cambri dge U n iversity Press , 198 7 . G i l lespie , David , Early Soviet Cinema, lnnovation, ldeology and Propaganda , Londra , Wal lflower, 2000 . Goldstone , J ack, " A strategy for defeati ng l s l a mic State from an u n l i ke ly source " , http : //blogs . reuters . com/great-debate/2015/03/1 1/for-i sl amic-state­ war-h i nts-look-to-the-bolshevi ks/

Kaynakça 1 225



















Gueri n , Dan ie l , Fransa 'da Sınıf Mücadelesi 1 7931 795 , çev. : Yavuz Aloga n , İ sta n bu l , Yaz ı n Yay. , 1986 . G u riev, Serge i , "The R u s s i a n Revo l ution : what economic lessons does it reve a l? " , https :/ / www .ft.com/content/Oeedb91c-c30e-11e7-b30e­ a7c1c7c13aab H a i mson , Leo po l d H . , ·· oual Pol a rization i n U rban Russ i a , 1905-1917 " , The Russian Revolution and Bolshevik Victory, der. : Ronald S u ny, Arthu r Ada m s , Lexington , Heath a n d Com pany, 1990 . H a rm a n , C h ri s , Kaybed i l m i ş Devri m Almanya 19181923 , çev . : Cengiz Alğa n , İ sta n bu l , Pencere Yay. , 201 1 . H asegawa , Tsuyosh i , ··rhe Formation of the M i l itia i n the Febru a ry Revo l utio n : A n Aspect of the O rigi ns of Dual Power" , Slavic Review, Vol . 32 , N o . 2 , 1973, s . 304 . H asegawa , Tsuyosh i , Grime and Punishment in the Russian Revolution: Mob Justice and Police in Petrograd , Cambridge , The Bel kn a p Press of H a rva rd , 201 7 . H asegawa , Tsuyosh i , The February Revolution, Petrograd, 191 7: The End of the Tsarist Regime and the Birth of Dua/ Power, Leiden , B ri l l , 2018 (Gözde n geç i ri l m iş i ki nc i baskı 100 . yı l ı n ard ı ndan bası l m ıştı r) . Hasegawa , Tsuyosh i , The February Revolution: Petrograd 191 7, Seattle , U n ive rsity of Wash i ngton Press , 198 1 . H asti ngs , M ax , ··rhe centenary of the R u s s i a n revol ution sho u l d b e mou rned , not celebrated " , https : //www . spectator.co . u k/2016/12/the­ cente n a ry-of-the-russi an-revol ution-shou ld-be­ mou rned-not-celebrated/

226 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür





























H a u pt , George s , Tarihçi ve Toplumsal Hareket, çev. : B a rı ş Sen n a n , İ sta n b u l , Ayrı ntı Yay. , 2012. H aynes , M i ke , " Li bera l s , J aco b i n s and Grey M asses i n 1917 " , History and Revolution: Refuting Revisionism , der. : M i ke H aynes , J i m Wolfreys , Londra , Verso, 200 7 . H e rge , Küçük Yirminci Yüzyılın Muhabiri Tenten Sovyetler'de , çev. : Sem a Ku ray, İ sta n bu l , Alfa Kita p , 2018. H e rm a n , Arth u r, " On e H un d red Years of Hel l " , http://www . nati o n a l review.com/article/453469/ rus s i a n-revol ution-centenary-100-yea rs-comm u n i st­ hell H i rschman , Albert O . , Gericiliğin Retoriği, çev. : Yavuz Aloga n , İ stanb u l , İ l etiş i m Yay. , 1994 . H obsbawm , Eric J . , Fransız Devrimi'ne Bakış iki Yüz Yll Sonra Marseillaise'in Yankılan, çev. : Osman Akı n h ay, l sta n bu l , Agora Kita pl ığı , 2008 . H obsbawm , Eri c , " H an nah Arendt o n Revo l ution " , Revolutionaries , Lon d ra , Abacus Book , 1999. H obsbawm , Eri c , Tarih Üzerine , çev. : Osman Akı n h ay, Ankara , B i l i m ve S a n at Yay. , 1999. Hobsbawm , Eric , Tuhaf Zamanlar, çev. : Sal i ha N i l üfe r , İ stanb u l , İ letiş i m Yay. , 2006 . Holqu i st, Peter, " Zorba R usya , O l ümcül Marksizm? Şiddet Çağı nda R u sya ( 1905-192 1)" , Türkiye Günlüğü, S ayı 132 , G üz 2017 . https :/ /mu ltimed i a . e u ro parl .europa.eu/en/legacy-of1917-total itari an-bol shev i k-revol utio n_l 146380-V_v https : //www . ma rxistsfr.org/arch ive/bryant/works/ russia/ch 1 2 . htms J ameson , Fredric , Ütopya Denen Arzu , çev. : Ferit B u rak Aydar, İ stanb u l , Metis , 2009 . J offe , Josef, "The Fi rst Total itari an " , https: //www . nytimes .com/2017 /10/19/books/review/victor­ sebestyen-len i n-bi ography. htm 1

Kaynakça 1 227























Jones , Jonath a n , "We cann ot celebrate revo l utionary R us s i a n a rt - it i s brutal propaganda" , https://www .thegu a rd ia n . com/artanddesign/ jonatha njonesblog/2017 /feb/01/revol utionary­ russ i an-art-brutal-propaganda-royal-academy Kagarlits ky, Bori s , " Ma rksi st O l m a n ı n Ö nem i " , l saac Deutscher, Bitmemiş Devrim Rusya 191 7-1967 i ç inde , çev. : O rh a n Koçak, İ stanbu l , Belge Yay. , 1990. Kates , Gary, " l ntrodu ction " , The French Revolution: Recent Debates and New Controversies , der. : Gary Kate s , Lon d ra , Routledge , 2006 . Kenez, Peter, The Birth of Propaganda State, Soviet Methods of Mobilization 191 7-1929 , Cambri dge , Cambridge U nivers ity Press , 1985 . Keucheyan , R azm ig. A klın Sol Yansı Yeni Eleştirel Düş ünceler Atlası , çev . : Sel e n Şah i n , İ stan bu l , İ letiş i m Yay. , 2016 . Kiss , Csi l l a , " Divided Memory i n H u ngary: The House of Terror a n d the Lack of a Left-wi ng N arrative " , Life Writing and the Politics of Memory in Eastern Europe , der. : S i mo n a M itoriou , Lon d ra , Palgrave , 2015 . Koe n ker, D i a n e , Moscow Workers and the 191 7 Revolution , Pri nceto n , Pri nceton U n iversity Press , 198 1 . Koestler, Arth u r, Gün Ortasında Karanlık, İ sta n b u l , İ letiş i m Yay. , 2014. Kotk i n , Stephe n , '' Com m u n i s m ' s Bloody Centu ry" , https :/ /www .wsj . com/articles/the-co m m u n i st­ centu ry-1509 7 26265 Kotki n , Stephe n , Magnetic Mountain: Stalinism as a Civilization , Berkeley, U n iversity of Cal ifo rn i a Press , 1995. Laqueur, Walter, Black Hundred: The Rise of the Extreme Right in Russia, New York, H arper Col l i n s , 1993 .

228 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür





























Le B l a nc , Pau l , " How they saw Len in " , https : // soc i a l i stworker.org/2017 /05/18/how-they-saw-len i n Le B l anc, Pau l , ·• Re-Armi ng the Party: Bolshev i ks and Socia l i st Revo l ution in 1917 " , https : //john riddel l . wordpress . com/2017 /10/2 1/pau l-le-b l anc-re­ armi ng-the-party-bolsh evi ks-and-soc i a l i st-revol ution­ i n-1917 / Le Bon , G u stave , Kitleler Psikolojisi, İ stanb u l , Timaş Yay. , 1999 . Len i n , .. N otes of a P u b l icist " , https ://www . m a rxists . org/arch ive/le n i n/works/1922/feb/x01 . htm Len i n , V. 1 . , Halkın Devlet Yönetimine Katılımı Üzerine , İ stanbu l , Yordam Kita p, 2016 . Len i n , V. 1 . , Devlet ve Devrim , çev. : Ferit B u rak Ayda r , İ stanbu l , Agora Kita p l ığı , 201 7 . Lewi n , Moshe , Lenin 'in Son Mücadelesi, çev. : A. M u h ittin , İ stanb u l , Yücel Yay. , 197 6 . Lewi n , Moshe, Sovyet Yüzyilı , çev. : Renan Akman , İ stanbu l , İ leti ş i m Yay. , 2008 . Liebm a n , M a rcel , Lenin Döneminde Leninizm iktidar Yıllan, C . i l , çev. : Osman Akı n h ay, İ sta n bu l , Belge Yay. , 1992. Lie bm a n , M a rcel , Lenin Döneminde Leninizm Muhalefet Ylllan , çev. : Osman Akı n hay , İ sta n bu l , Belge Yay. , 1990 . Li h , Lars T . , .. The Lies We Tel l About Len i n " , https : // www .jacobi n m ag.com/2014/07 /th e-l ies-we-tel l­ about-le n i n Li h , Lars , " From February to October" , https ://www . jacob i n m ag.com/2017 /05/russian-revol ution-power­ soviets-bo lshevi ks-le n i n-provisiona l-government Lih , Lars , Lenin Farklı Bir Yol, çev. : Asl ı Onal , İ sta n bu l , Ayrı ntı Yay. , 201 7 . Li h , Lars , Lenin Rediscovered What Is to Be Done in Context, C h icago , H aymarket Books , 2006 .

Kaynakça 1 229















Losu rd o , Dome n i co , " Wh at does the R u ss i an Revol ution mean to you ? " , https: //www .versobooks. com/b l ogs/3235-what-does-the-ru ssian-revol ution­ mean-to-you?d iscou nt_code= R u s s i a n Revo l ution Los u rd o , Domen ico , Liberalism: A Counter-History, Londra , Verso , 2014 . Los u rd o , Domen ico , War and Revolution Rethinking the 20th Century, Lon d ra , Verso , 2015 . Löwy, M ic h ae l , Walter Benjamin: Yangın Alarmı "Tarih Kavramı Üzerine " Tezlerin Bir Okuması , çev. : U . U raz Ayd ı n , İ sta n bu l , Vers u s Kita p , 2007 . Löwy, M ic h ae l , Sabah Yıldızı Gerçeküstücülük ve Marksizm , çev. : As l ı h a n Ayd ı n , U raz Ayd ı n , İ sta n bu l , Versu s Kita p , 2009 . Löwy, M ic h ae l , Sürekli Devrim Teorisi Eşitsiz ve Bileşik Gelişim Siyaseti, çev. : Asl ı Ö n a l , İ stanbu l , Ayrı ntı Yay. , 2016. Luxembu rg, Rosa , Siyasal Yazılar (191 7-1918) , çev. : Zafer U skü l , An kara , V Yay. , 1989 . Luxe m b u rg, Rosa , Spartakistler Ne istiyor? çev. : N . Sarı al i , İ sta n bu l , Belge Yay. , 1979. M a l ly, Lyn n , Culture of the Future: The Proletkult Movement in Revolutionary Russia , Berke l ey, U n ivers ity of C a l iforn i a Press , 1990 . M altsev, Y u ri N . , "The Staggeri ng To l l of the R u ss i an Revol uti on " , https : //fee . o rg/a rticles/the-staggering­ tol l-of-the-russ i a n-revol ution/ Mande l , Davi d , " The October Revo l ution : lts Necess ity & Mean i ng " , https : //www.sol i d a rity-us . org/node/5181 M andel , Davi d , The Petrograd Workers and the Fail of the Old Regime: From February Revolution to the July Days 191 7, Lon d ra , M acm i l l an , 1983 . M andel , Davi d , The Petrograd Workers and the Soviet Seizure of Power: From the July Days 191 7 to July 1918, Londra , M acm i l l a n , 1984 . ..













230 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür























M a nde l , Ernest, Ekim 191 7: Darbe mi Sosyal Devrim mi? Bir Devrimin Meşruiyeti, çev. : O ktay Emre , İ stanb u l , Yazın Yay . , 199 7 . M a nde l , Ernest, İ kti d a r ve Para B ü ro krasi n i n M arks i st B i r An a l izi , çev . : B ü l e nt Tanatar, İ sta n bu l , Yazı n Yay. , 1992 . M a rkwick, Roger D . , " Censors h i p a n d Fear: H i storical Research in the Soviet U n i on " , https :/ /ugp. rug. n l / gron iek/articl e/down load/22633/20103 M ason , Pau l , Çalışarak Yaşamak ya da Savaşarak Ölmek Küresel işçi Sınıfı Nasil Oluştu?, çev. : Gözde O rh a n , Mehmet Ertan , İ stanbu l , Yordam Kitap, 2014 . M azower, Mark , "Why the response to the centenary i s m uted - the Russian Revo l ution and its legacy " , https ://www .theguard i a n . com/books/20 17 / nov/13/future-h i story-masha-gessen-lost-ki ngdom­ plokhy-house-government-slezki ne-sta l i n-kotki n M azower, M ark, Karanlık Kıta , çev. : Meh met Moral ı , İ sta n bu l , Alfa , 2013. Medvedev, Roy A. , Let History Judge The Origins and Consequences of Stalinism , New York, Alfred Knopf, 197 1 . Meti nsoy, M u rat, " Bi at, Sta l i n ' den B üyü ktü r" : Erken Dönem Sovyet Tari hçi l iği nde Revizyo n i zm " , Tarih ve Toplum Yeni Yaklaşımlar, No . 7 , Bahar-Yaz 2008 . M ievi l le , C h i n a , Ekim Rus Devriminin Hikayesi, çev. : S a i m Ö zen , İ sta n bu l , Ayrı ntı Yay. , 2017 . M i kics, David , "The S i c ken i ng Cost of Len i n ' s Revo l ution " , http://www.tabletmag.com/jewish-arts­ and-cu ltu re /books/24 7342/s icke n i ng-cost-of-len i n s­ revo l ution Montefiore , Si mon Sebag, "What lf the Russ i a n Revol ution H ad Never Ha ppened ? " , https: //www. nyti mes .com/2017 / 11/06/opi n ion/russ i a n­ revol ution-october. htm 1

Kaynakça 1 231





















Moore , Barri ngton , Diktatörlüğün ve Demokrasinin Toplumsal Kökenleri Çağdaş Dünyanın Yaratılmasında Soylunun ve Köylünün Rolü , çev. : Ş i r i n Teke l i , Al aedd i n Şenel , An kara , i mge Kitabevi , 2003 . Moreno, N a h ue l , Günümüz Programı: Geçiş Programı'nın Güncellenmesi, İ stanbu l , H 20 Kita p , 2014. M u rphy, Kevi n , " Can We Write the H i story of the Russian Revo l ution " , lnternational Socialism , vol . 116 , http://isj . org. u k/can-we-write-the-h i story-of-the­ russian-revo l ution/#116mu rphy_48 Oza l p , Erki n , " Ekim Devri m i ı ş ığında Topl umsal Devri m ve H a l k Katı l ım ı " , 100. Yılında Ekim Devrimi, h az. : Gökha n Atı lgan , İ sta n bu l , Yordam Kitap , 2017 . Palmer, B ryan D . ; Joan Sangster, " 1917 ' n i n Ö zgün M i rası : Devri m i n Longue D u ree ' s i n i Yen i den Can l an d ı rm a k " , Socialist Register 201 7 Devrimi Yeniden Düşünmek 191 7 Ekiminin Mirası ve Günüm üz, çev. : Rafet Koca, l sta n bu l , Yordam Kita p , 2017 . Pearso n , R aymond , " M i l i u kov" , Critical Companion to the Russian Revolution 1914-1921 , der. : Edward Acton , Vlad i m i r Chern i aev, Wi l l i am G . Rosenberg, Lon d ra , H odder Arnol d , 199 7 . Phare s , Wa l i d , " I SIS h as U n leashed A R ad ical l deol ogy, Li ke Nazism and Bol shevi sm " , https : // rad io .foxnews .com/2015/06/26/isis-has-u n leashed­ a-radical-ideology-l i ke-nazi sm-and-bol shevism/ P i pe s , Richard , Russia Under the Bolshevik Regime , New York, Vi ntage Books , 199 5 . Pi pes , R ichard , The Formation of the Soviet Union: Communism and Nationalism 191 7-1923 , C a m b ri dge , H a rva rd U n ive rsity Press , 1997 [ i l k baskı 1954 ] . P i ran i , Siman , The Russian Revolution in Retreat 1920-1924: Soviet Workers and the New Communist Elite , Lon d ra , Routledge , 2008 .

232 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür























P lagge n bo rg, Stefan , Tarihe Emretmek Kemalist Türkiye, Faşist ita/ya , Sosya l i st R u sya , çev . : H u l ki Dem i re l , İ sta n bu l , İ leti ş i m Yay. , 2015 . Polyc h ro n i ou , C. J . ··rhe fai led d ream of a R u ss i a n revo l ution " , https :/ /www . a ljazeera . com/indepth/o p i n ion/fai led-d rea m-russian­ revol ution-17 1018082225358 . htm l Popper, Kari , Op e n Society and lts Enemies , Pri nceton , Pri nceton U n iversity Pres s , 2013 [ i l k baskı 1945] . Qu iggi n , J oh n , 11The Febru a ry Revo l ution and Kerensky' s M issed O pportu n ity" , https ://www. nyti mes . com/2017 /03/06/opin ion/the-februa ry­ revol ution-and-kerenskys-m i ssed-opportunity. htm 1 R a b i n owitc h , Alexander, Bolşevikler iktidara Geliyor Petrograd'da 191 7 Devrimi, çev. : Levent Konyar, İ stanbu l , Yordam Kita p, 2008. R a b i n owitch , Alexander, 11 How the Bol shevi ks Won " , https : //www.j acob i n m ag.com/2017 /11/bo l shevi ks­ rus s i an-revol ution-october-len i n R a b i n owitc h , Alexander, Bolşevikler iktidarda Petrograd'da Sovyet Yönetiminin ilk Yilı , çev. : Can Saday, H akkı Başgü ney, N i han E l m as , İ sta n bu l , Yordam Kita p , 2013 . R a b i n owitch , Alexander, Devrime Doğru: Petrograd Bolşevikleri ve 191 7 Temmuz Ayaklanması , İ sta n bu l , Yord a m Kitap , 2014 [ i l k baskı sı İ ngi l izce ol a ra k 1968 ] . Radziwi l l , Catheri n e , Rasputin and the Russian Revolution , New York , John Lane Co . , 1918. Rand , Ayn , Yaşamak istiyorum , çev . : G ü lte n Suvere n , İ stanbu l , P l ato Yay. , 2003 . Ree, Eri k von , The Political Thought of Joseph Sta lin: A Study in Twentieth-Century Revolutionary Patriotism, Lon d ra , Routledge C u rzon , 2002 .

Kaynakça 1 233























Reed , Joh n , Dünyayı Sarsan On Gün , çev. : Erdoğan G ü rka n , İ sta n bu l , Oda Yay. , 1976 . Rees , Joh n , " i n Defence of October" , https ://www. marxists .org/h istory/ etol/writers/rees-j/1991/xx/ octobe r . htm l Rei ma n , M ic h a l , Stalinizmin Doğuşu "/kinci Devrim "in Arifesinde SSCB , çev. : B ü l ent Tanatar, İ stanbu l , Metis Yay. , 1998 . Rev, l stvan , "The Terro r of the H o u se " , (Re) Visualizing National History: Museums and National ldentities in Europe in the New Millennium , d e rl e ye n Robi n Ostow, Toronto , U n iversity of Toronto Press , 2008 . Riord a n , James, Sport in Soviet Society, Cambridge , Cambridge U n iversity Press , 197 9 . Riord a n , J ames , Sport, Politics, and Communis m , Manchester, M anche ster U n iversity Press , 199 1 . Rosen be rg, Arth ur, Bolşevizm Tarihi, çev. : Levent Konc a , İ sta n b u l , H abitus Kita p , 2014 . Rosenberg, Steve , " i n the shadow of Red October" , http:/ /www . bbc . eo . u k/news/resources/idt-sh/ Red_October Rosen berg, Wi l l i a m G . , " Russian Labor and Bo l shevi k Power: Soci a l Di mensions of Protest i n Petrograd after October" , The Workers ' Revolution in Russia, 191 7: The View from Below, der. : Dan i e l H . Ka i ser, Cambridge , Cambridge U n ivers ity Press , 1987 . Rosen berg, Wi l l i am G . , " The Constitutional Democrati c Party ( Kadets) " , Critical Compa nion to the Russian Revolution 1914-1921, d e r. : Edward Acton , Vlad i m i r Chern i aev, Wi l l i a m G . Rosenberg, Lon d ra , H odder Arnold , 199 7 . Rosen berg, Wi l l i a m G . , Liberals in the Russian Revolution: The Constitutional Democratic Party 191 71921 , Pri nceton , Pri nceton U n iversity Press , 197 4 .

2 34 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür























Rosenberg, Wi l l i a m G . , M ark D . Stei nberg, Regi n a l d E . Zel n i k, " l nternation al Co l l oq u i u m on Workers a n d the l nte l l ige ntsi a i n R u s s i a i n t h e Late N i neteenth and Early Twentieth Centu ries " , lnternational Labor and Working-Class History, N o . 49 , Bahar, 1996. Rosmer, Alfred , H Moscha tou Lenin , M arks i sti ko Vivl i po l e i o , Ati n a , 2017 . Ross , Kristi n , Mayıs 68 ve Geriye Kalanlar, çev. : Yağız Ay-Fah retti n Ege , Ankara , B i l i m ve Sosya l izm Yay. , 2017 . Rothstei n , Robert A . " Popu l ar Song i n the N EP Era " , der. : She i l a Fitzpatrick , Alexander Rabi nowitch , R ichard Stites, R ussia in the Era of NEP, B loomi ngton , l nd i an a U n iversity Press , 199 1 . Rudn itsky, Konstanti n , Russian and Soviet Theater 1905-1932, New York , H arry N . Abra m s , 1988. Satte r, David , " 100 Years of Com m u n ismand 100 M i l l ion Dead " , https: //www.wsj .com/ a rticles/100-years-of-com m u n ismand-100-m i l l ion­ dead-15 10011810 Sch a m a , S i mon , Yurttaşlar: Fransız Devriminin /çerden Tarihi, çev. : Ahmet Feth i , İ stanbu l , Alfa Yay. , 2015 . Sch a p i ro, Leonard , The Origins of the Communist A utocracy: Political Opposition in the Soviet State , Lon d ra , George Be l l and Sons , 1955 . Sch arlau Wi nfried B . ; Zbynek A . Zem a n , Devrim Taciri: ittihat ve Terakki'nin Bolşevik Teorisyeni Parvus Efendi, İ stanbu l , Kal kedon Yay. , 2007 . Scott, J ames C . , Devlet Gibi Görmek insanlık Durumunu Geliştirmeye Dön ük Projeler Nasıl Başansız Oldu, çev. : N i l Erdoğa n , İ stanbu l , Versus Kita p , 2008 . Sebestyen , Victor , Lenin: the Man, the Dictator and the Master of Terror, New York , Pantheon Books , 2017 .

Kaynakça 1 235























Seçkin Çeti n kaya , B i l ge , " 1917 Devri m i ve Tiyatro " , 191 7 Rusya 'da Devrimde Devrim , der. : Mehmet O . Al kan , Y . Doğan Çeti n kaya , İ stanb u l , Tari h Vakfı Yurt Yay. , 2018 . Sempru n , Jorge , Ramon Mercader'in ikinci Ö lümü , çev. : i smet B i rkan , İ stanbu l , Can Yay. , 2006 . Serge , Victor , From Lenin to Stalin , New York, Pioneer Publ i shers , 193 7 . Serge , Victor, Revolution in Danger Writings from Russia 1919-1921 , C h icago , H aymarket Books , 1997 . Service , Robert, " The Bolshevi ks on Pol itical C a m pa ign i n 1917 : A Case Study of the War Question " , der. : Ed ith Rogovi n Fra n kel , Jonath an Fran ke l , Baruch Knei-Paz, Revolution in Russia Reassessments of 191 7, Cambridge , Cambridge U n ive rs ity Press , 1992 . Service , Robert, Trotsky A Biography, Lon d ra , Pgn Books , 2009. Sewe l l , Rob , " ünce Agai n : i n Defence of Len i n - a re ply to O rl ando Fige s " , https : //www . bo l shevi k . i nfo/ once-aga i n-i n-defence-of-len i n-a-reply-to-orlando-figes . htm Shkl i a revsky, Genn ady, Labor in the Russian Revolution: Factory Committees and Trade Unions 191 7-1918 , New York , St. M a rti n ' s , 199 3 . S i ri an i , Carmen , İ şçi Deneti m i ve Sosyal i st Demokrasi Sovyet Deneyi m i , çev. : Ku m ru Başoğl u , İ stanbu l , Be lge Yay. , 1990 . S m ith , S . A. , Red Petrograd: Revolution in the Factories, 191 7-191 8 , Cambridge , Cambridge U n iversity Press , 198 3 . S m ith , S . A. , " Craft Consciousness , C l ass Consciou sness : Petrograd 1917 " , History Workshop Journal, N o . 1 1 , Bahar 198 1 .

236

1

Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür

























S m ith , S . A . , Russia in Revolution: An Em pire in Crisis 1890-1928 , Oxford , Oxford U n ivers ity Press , 2017 . S m ith , S . A . , The R ussian Revolution A Very Short lntroduction , Oxford , Oxford U n ivers ity Press, 2002 . S m ith , Steve A . , " Petrograd i n 1917 : the view from below " , The Workers ' Revolution in Russia, 191 7: The View from Below, der. : Dan i e l H . Kai ser, Cambridge , Cambridge U n iversity Press , 1987 . Sovyetler Birliği Komünist Partisi (Bolşevik) Tarihi, İ sta n b u l , Ayd ı n l ı k , 19 7 0 . Ste i nberg, M a rk D . , Voices of Revolution, 191 7, New H aven , Yale U n ive rs ity Press , 2003 . Stites, Richard , " Bo l s hevi k R itu a l B u i l d i ng i n the 1920 ' s " , der. : S h e i l a Fitzpatrick, Alexander Rabi nowitc h , R ichard Stites Russia in the Era of NEP, Bloom i ngton , l nd i a n a U n ive rsity Press , 199 1 . Stites , R ichard , " Festiva l s and Revo l utio n : The Role of Publ ic S pectacl e i n Russia 1917-1918 " , der. : Strong, John W. Essays on Revolutionary Culture and Stalinism , O h i o , S l avica Pub l i shers , 1990 . Stites , Rich ard , Revolutionary Dreams , Oxfo rd , Oxford U n ivers ity Press , 1989 . Stuttaford , And rew , " I S I S : A Bol shevi k Precedent? " , http: //www . n ational review . com/corner/ 418698 Stuttaford , Andrew. " The Bolsh evi k Beacon to H u m a n ity " , http: //www . n ation a l review .com/ corner/ 453296/bo lshevi k-beacon-h u man ity S u ny, Ron a l d G rigor, " Revision and Retreat i n the H i storiogra phy of 1917 : Soc i a l H istory and lts C ritics " , The Russian Review, Vol . 5 3 , N o . 2 , N isan , 1994 . S u ny, Ronald G rigor, " R uss i a n Labor and lts H i stori ans i n the West: A Report and D i scussion of the Berkley Conference on the Soc i a l H i story of R u s s i a n Labor" , lnternational Labor and Working­ Class History, No . 22 , Güz 1982 .

Kaynakça 1 237





























Suny , Ronald G rigor, "Toward a Soci a l H istory of the October Revol ution " , The American Historical Review, Vol . 88 , No. 1, Şubat 1983. Traverso , Enzo , Geçmişi Kullanma Kılavuzu , çev. : I ş ı k Ergüden , İ sta n bu l , Versus Kita p , 2009 . Traverso , E nzo , Savaş Alanı Olarak Tarih 20. Yüzyılın Zorbalıklannı Yorumlamak, çev . : Osman B i n atl ı , İ sta n bu l , Ayrı ntı Yay. , 2013. Traverso , Enzo , Aristeri Melanholia [Sol M e l a n kol i ] , Yunanca baskı , Ati n a , E kdosis tu İ kostu P rotu , 2017 . Trifkovic , Srdj a , " ls l a m ic M i ndset: Aki n to Bolshevi sm " , https ://www . c h roniclesmagazi n e . o rg/ i s l a m ic-m i nd set-ak i n-to-bolshevism/ Troçki , Lev, Rus Devriminin Tarihi Ekim Devrimi: Başansız Karşı Devrim Girişimi, çev. : Bü lent Tan atar, İ sta n bu l , Yaz ı n Yay. , 1998. Troçki , Lev, Rus Devriminin Tarihi, C 1 1 1, Ekim Devrimi Sovyetlerin Zaferi, çev . : Bü lent Tan atar, İ sta n bu l , Yazı n Yay. , 1999 . Vern e , J u le s , Doktor Ox'un Deneyi, çev. : Alev Ö zgüner, İ stanbu l , Tü rkiye İ ş Bankası Kü ltü r Yay. , 2016 . Vio l a , Lyn ne , The Best Sons of the Fatherland: Workers in the Vanguard of Soviet Collectivization , Oxford , Oxford U n iversity Press , 1987 . Volgo konov, Dm itri , Lenin: A New Biography, New York, The Free Press , 1994. Volgokonov, Dm itri , Stalin: Triumph and Tragedy, Lon d ra , Wei denfeld and N icolson , 1991 . Volgokonov, Dm itri , Trotsky: The Eternal Revolutionary, New York , Free P ress , 1996 . Wad e , Rex A . , The Russian Revolution, 191 7, Cambridge , Cambri dge U n iversity Press , 201 7 . Wade , Rex. A . , Red G uards and Workers ' Militias in the Russian Revolution , Stanford , Sta nford U n ive rs ity Press , 1984 .

238 1 Gelecek 1917: Tarih, Devrim, Kültür





















Walt, Ste phen M . , " IS I S as Revo l utionary State " , https ://www .fo re ignaffa i rs .com/articles/m idd le­ east/isis-revol utio n a ry-state Weber, Euge n , " Vi o l ence Made it H appen " , The New York Times , 19 Mart 1989 , https: //www . nyti mes . com/1989 /03/19 /books/vio l e nce-made-it-ha ppen . htm l Wel l s , H . G . , Zaman Makinesi Bir Buluş , çev. : Cel al Ü ster , İ sta n bu l , Türkiye İ ş Bankası Kü ltür Yay. , 2017 . White , Ste phe n , Th e Bolshevik Poster, New H aven , Yale U n ivers ity Press , 1998. Wi l l i am s , Fred ; David North , " Russian television ' s Trotsky seri a l : A degraded spectacle of h i storical fal sification and a nti-Sem itism " , https ://www.wsws . o rg/en/articles/2017 /11/25/tele-n2 5 . htm l Wi nks , C hristopher, " H a ra beler ve Tem e l Taşl arı Pari s Kom ü n ü ve Vendôme Sütu n u ' n u n Yı kı l m as ı " , Devrimci Romantizm , der. : M ax B l echm a n , çev. : B i l al Çölgeçen , İ stanbu l , Versus Kitap , 2007 . Wolfe , Bertram D . , "The Tri ple Power: The Role of the Barracks and the Street" , An ldeology in Power: Reflections on the Russian Revolution , Londra , Ai len a nd U nwi n , 1969 . Wood , E l l en Mei ks i n s , Kapitalizmin Arkaik Kültürü: Eski Rejimler ve Modern Devletler Uzerine Tarihsel Bir Deneme , İ stan bu l , Yordam Kita p , 2007 . Woods , Ala n , " A Len i n i st Hero of o u r Ti mes - i n Memory of Val e ry Sab l i n : The true story of Red October" , http: //www . bo l s hevi k . i nfo/len i n i st-va lery­ sabl i n-red-october. htm Yayla , Ati l l a , " Ek i m Devri m i ' n i n 100 . yı l ı m ü nasebetiyle : Sosyal ist rej i m ler b i rer vahşet rej i m iyd i " , http://serbestiyet.com/yazarla r/ati l l a­ yayl a/eki m-devri m i n i n-100-yi l i-m u n asebetiyle­ sosya l ist-rej i m ler-bi re r-vah set-rej i m iyd i-825512





Zetki n , Cl ara , " Fascis m " , https ://www . marxists . o rg/ arc h ive/zetki n/1923/08/fascism . htm Zizek , S lavoj , " Why There Are N o Viable Political Alternatives to U nbrid led Capita l i sm " , http://zi zek. uk/why-there-are-no-viable-po l itical-alternatives-to­ u nb ri d l ed-capita l i sm /

Kemankeş Mahallesi Mumhane Caddesi No: 39/39 Karaköy 34425 Beyoğlu - lstanbul +90 212 244 48 87 [email protected] www . habituskitap.com