Ernesto Guevara Namı Diğer: CHE [1 ed.]
 9786254490170, 9786254490354

Citation preview

ERNESTO GUEVARA NAMI DİGER

CHE

\\

�LFA

E NESTO GUEVARA NAMI DİGER

CHE

3853 1 ALFA 1 BiYOGRAFi 1

66

Ernesto Guevara CHE

NAMI DİGER

PACO IGNACIO TAIBO il 1949 yılında İspanya'da doğdu. 1958 yılından itibaren Meksi­ ka'da yaşamaya başladı ve 1980 yılında Meksika vatandaşı oldu. Mexico City Metropolitan Üniversitesinde tarih dersleri verdi. Çok sayıda romanı, tarih kitabı ve kısa hikayesi bulunan Tai­ bo'nun eserleri Fransa, Almanya, İtalya, Rusya, Çek Cumhuriyeti ve Bulgaristan'da yayınlanmış ve aralarında Mortiz-Planeta Ödü­ lünün de olduğu çok sayıda ödül kazanmıştır.

GÜROL KOCA 1964 Bursa doğumlu. Boğaziçi Üniversitesi Biyoloji, Marmara Üniversitesi İngilizce Öğretmenliğinde okudu. 1989'da çeviriye başladı. Bir

ara

Remzi Kitabevinde editörlük yaptı. Aralarında

Annemin Öğrettiği Şarkılar (Marlon Brando), Ruj Lekesi (Greil Marcus), Karşıdevrim ve Başkaldın (Herbest Marcus) ile Sevginin Halleri'nin de (Stephanie Dowrick) bulunduğu birçok çevirisi bulunmaktadır.

Ernesta G11evara: Namı Diğer Che © 2020, ALFA Basım Yayun Dağıtım San. ve Tic. Ltd. Şti. Erne$ta Gllevara:Tambien Canacida Cama BI Che © 1996, Paco Igııacio Taibo il

Kitabın Türkçe yayın hakları Kalem Ajans aracılığıyla Alfa Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti.'ne aittir. Tanıtım amacıyla, kaynak göstermek şartıyla yapılacak kısa alıntılar dışında, yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir elektronik veya mekanik araçla çoğaltılamaz. Eser sahiplerinin manevi ve mali hakları saklıdır. Yayıncı ve Genel Yayın Yönetmeni M. Faruk Bayrak Genel Müdür Vedat Bayrak Yayın Yönetmeni Mustafa Küpüşoğlu Çeviren Gürol Koca Kapak Tasarımı Adnan Elmasoğlu Sayfa Tasarımı Zuhal Turan

ISBN 978-625-449-017-0 ISBN 978-625-449-035-4 (ciltli) 1. Basım: 2020

Baskı ve Cilt Melisa Matbaacılık Çiftehavuzlar Yolu Acar Sanayi Sitesi No: 8 Bayrampaşa-İstanbul Tel: 0(212) 674 97 23 Faks: 0(212) 674 97 29 Sertifika no: 45099 Alfa Basım Yayım Dağıtım San. ve Tic. Ltd. Şti. Alemdar Mahallesi T icarethane Sokak No: 15 34410 Cağaloğlu-İstanbul Tel: 0(212) 511 53 03 (pbx) Faks: 0(212) 519 33 00 www.alfakitap.com

Sertifika no: 43949

- [email protected]

ERNESTO GUEVARA NAMI DİGER

CHE Çeviren: Gürol Koca

ALFA

Bu kitap, Arjantinli olan ve Guevara konusunda çok şey bilen (ki bu.iki konu üzerinde bugünlerde artık pek durulmuyor) dostlarım Miguel Bonasso ile Juan Gelman için.

İÇİNDEKİLER 9

YAZARIN NOTU ERNESTO GUEVARA: NAMI DİÖER CHE .

15

. . . . . . . . . . . . . . .

30

l •KÜÇÜK GUEVARA: İNSANIN ÇOCUKLUÖU KADERİNİ BELİRLER. .

2 •ANA KARAKTERLERİN GEÇMİŞİNİN İZİNDE 3 •LATİN AMERİKA'NIN KEŞFİ. 4 •DIŞ KAPIDAN ZORLA İÇERİ

7 •DURAKLAR.

.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

39 47

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

50

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

57

. . . . . . . . . . . . . . .

.

. . . .

.

. . . . . . . .

8 •GRANMA SULARLA-AYNI HİZADA 9 •FELAKET

.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . .

5 •AMERİKA YA DA BEŞ PARASIZLIK 6 •GUATEMALA: KRİTİK AN

. . . . . . . .

.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

70

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

119

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

126

10 •GİDECEK YER YOK . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

11 •LA PLATA'NIN YENİDEN DOGUŞU

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

133 140

12. İNFAZ.' ............................................................ 157 13 •TOPRAK ÜZERİNDEKİ ÇİZİKLER

. .

.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . .

.

. . . . . . . . .

. 168 .

14 •KOMUTAN........ .............. ... . . . 15 • TARTIŞMA

. . . .

.

17 • SALDIRI. 18 •İŞGAL

. . . . . . .

206

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

222

. . . . . . . . . .

16 • DAGLAR VE OVALAR

.

180

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

230

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

243

19 •NE KADAR TEPE, O KADAR SORUN 20 •YILDIRIM HAREKATI

21 • MAU MAU SANTA CLARA'DA 22 •DEVRİM GÜNÜ . .

. . . . . .

.

. . . .

.

. . . . .

.

. . . . . . . . . . . . .

.

295

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

317

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

23 •1959 YILININ UZUN OCAK AYI

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

24 •TARIM REFORMU İÇİN VERİLEN SAVAŞ

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

25 •"BiR PİRAMİDİN GÖLGESİNDE HAYAL KURAMAZSIN" 26 •DÖNÜŞ

. . . . .

.

. . . . . . . . . . . . . . .

.

272

. . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . .

.

. . . . . . .

336 ·346 363 376

: ..................... 383

27 •"BiR GUEVARA NE ZAMAN BİR İŞE KALKIŞSA O İŞ FİYASKOYLA SONUÇLANIR."

. . . . . . . . .

.

. . . . . . . . . . . . . .

.

. . . . . . . . .

392

28



FABRİKALAR VE DEODORANLAR .... .

29



GİR6N PLAJI...............

415

.

424

.

30 • YORULMAYA VAKİT YOK. . ... .. . . ..

437

31 •UÇAKLARI DÜŞÜRME İSTEGİ

468

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

32 •"cHE BİLE HER ZAMAN CHE GİBİ OLAMAZ"

480

33



1964: DEVRİMİN YERAL TINDA

501

34



TEKRAR LATİN AMERİKA .. . ..

520

.

35 •AFRİKA'NIN YENİDEN KEŞFİ

528

36 •"MÜTEVAZI ÇABALARIMA BAŞKA YERLERDE DE 540

İHTİYAÇ DUYULUYOR"

37 •TATU, "üç"

548

38 •BEKLEYİŞ

553

39 •DE FORCE CEPHESİNDEKİ YENİLGİ

. . . .

.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

40 •HER YERDE GÖRÜNEN HAYALET 41 •KÖTÜMSER İYİMSER

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

42 •O KASIM AYININ SON GÜNLERİ 43 •DARÜSSELAM

. . . . . . . . . . . . . .

.

564 570 574 582

. . . . . . . .

..

. . . . . . . . . . . . . . .

.

. . . . . . . . . . . . .

44 •PRAG: SOGUK, YALNIZLIK

587 593

45 •KÖPRÜLERİ YAKIYOR

602

46 •"BUGÜN SONRAKİ AŞAMA BAŞLIYOR"

619

47 •ZORLU KEŞİF GEZİSİ 48 •ÇATIŞMA

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . .

.

.. .

. . . . . .

49 •MÜDAHALE VE ÖLÜ DOSTLAR

.

. .

, ................................ 652

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

50 •ARTÇI KUVVETİN KATLEDİLİŞİ

640

. . . . . .

.

.

. . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . .

671 691

51 •"BURADAN ÇIKIP DAHA UYGUN 704

BÖLGELER ARAMAK LAZIM"

52 •YURO KOYAGI 53 •YAKALANIŞ

. . . ·. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . .

.

. .

.

. . . . . . . . . . . . .

54 •LA HIGUERA'DA ON SEKİZ SAAT 55 • KAYIP CESET

.

. . . . . .

.

. . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

724

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

735

. . .

.

56 •KOMUTAN GUEVARA'NIN SAATLERİ 57 • ŞÜPHELİ GÜNLÜK

. . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . .

.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

.

. . .

.

.

. . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . .

.

. . . . . . . . . .

.

. . . . . .

.

. .

744

.

. .

748

58 • CHE'NİN "LANETİ"

755

59 •İMGELER VE HAYALETLER NOTLAR DİZİN

. . . . . . . . .

712

, ........................ 718

.

. . . . . .

. .

.

. . . . . .

.

. . . . .

.

. . .

.

. . .

760

., ............................................... 767 839

İnsanlar kendilerine geçmişin belirtilerinden ibaretmiş gibi mua­ mele edilmeyi hak etmeyecek kadar önemlidirler. -Lytton.Strachey Bir şeyi yapmak için o şeyi çok sevmek gerekir. Bir şeyi tutkuyla sevmek içinse o şeye deliler gibi inanmak gerekir. . -Regis Debray, Che hakkında konuşma

YAZARIN NOTU

B

u, yazılması kolay bir kitap değil ve anlattığı hikayenin daha sonra gelen, "ebediyen sonraki kuşak" olııiaya mahkfun bir kuşak ile onların masum çocuklarının görüş açılarının pek de

ötesine geçemeyeceği muhakkak; yine de bu hikayenin "baştan sona"

okunan bir hikaye gibi okunması gerekir. Masum okuma diye bir şey

yoktur. Bugün Latin Amerika'daki ikinci devrim dalgasının kıyıya vurduğunu ve çabucak geri çekildiğini biliyoruz; Che'nin geliştirdiği sanayi modelinin kısa vadede işlediğini, sonra onun tarzı ve danışman­ lığının yokluğunda orta vadede çöktüğünü biliyoruz. Bu kitabı Che'nin Bolivya'daki son operasyonunun sonucunu bilerek okuyacağız. Tüm bunları bilmemize rağme�, kitabı "baştan sona" okunan bir hikaye gibi okunacak şekilde yazdım; çünkü ancak o zaman anlaşı­ labilirdi. Bu hikaye, sondan başa doğru anlatılamaz çünkü o zaman perspektifi bozulur. Bir biyografi, ölmüş bir insanın tanımlaması de­ ğildir; Lytton Strachey'nin coşkulu bir anında söylediği gibi, "insanlar kendilerine geçmişin belirtilerinden ibaretmiş gibi muamele edilmeyi hak etmeyecek kadar önemlidirler." İnsanın karakterini, sonuçlarını asla öğrenemeyeceği eylemler biçimlendirir. Beni ilgilendiren, sondan başlayıp onu açıklayan hikayeler değil, geçmişten başlayan ve ana kahramanlarının elinde günümüzde haritası çıkarılmış, geleceklerini görebilecekleri kristal küreler olmayan hikayeler. Che'nin vizesiz veya pasaportsuz bir halde tarafsız bölgede dolaş­ tığı dönemlerdeki hayaletinin iki kuşaği°birbirinden ayıran bir uçu­ rumun ortasında yer aldığı şaşırtıcı olduğu kadar doğru bir tespittir de. Bu uçurumun bir tarafında, onun hakkınd a pekbir şey bilmeyen; ama onu az çok büyük ütopyacı komutan ve kızıl dede olarak tanıyan gençler, diğer tarafında da Che'den sonra gelen veya planları suya dü-

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIGER CHE

10

şen (Arjantinli şair Paco Urondo'nun, adeta kendi kaderini de önceden görürcesine, "Hayatlarımızdan olacağız hepimiz/Berbat bir biçimde hem de" diyerek atıfta bulunduğu) ama Che'nin hfila, imkansız gö­ rünse de son derece zorunlu olan Latin Amerika devriminin habercisi olduğunu bilen altmış kuşağı bulunuyordu. Bunun dışında -nükteci zekasına ve doğal utangaçlığına rağmen­ onun hayaleti, putlaştırma mekanizmasının, iyi veya kötü niyetle eli­ ne geçen her şeyin içeriğini boşaltan, sonra da o şeyleri ticari mallara dönüştüren mekanizmanın ağına düştü; Üzerlerinde onun suretini ta­ şıyan tişörtler, hediyelik eşyalar, fincanlar, posterler, fotoğraflar satıl­ maya başlandı. İnsanların nostalji duygularını harekete geçiren kişi­ lerin ortak kaderidir bu: Ya tüketiciliğin tabutuna ya da masumiyetin muhafazasına kapatılmak. Teşekkür etmeyi borç bildiğim insanların sayısı bir hayli kabarık (ne Miguel'le onun fotokopicisini unuttum ne de adaşım Paco'yu ve onun gazete kupürü dolu çantasını, eski Guevaracıları, Küba deyim­ leriyle ve başka konularla ilgili yanlışları kontrol eden Justo'yu, Ha­ vanalı fotoğrafçıları,

Verde Olivio dergisinin yönetim ekibini); ama

bu kişileri liste halinde sıralamak için öncelikle gazeteci Mariano Rodriguez'e (yazma şerefi asıl kendisine ait olması gereken bir kitabı yazmamda yardımcı olduğu için) özellikle teşekkür etmekle başlama­ lıyım.; sonra romancı Daniel Chevarria (tümüyle dayanışma ruhuyla Havana'da şoförlüğümü yapmıştı) ve romancı Luis Adrian Betan­ court'a (bana tümüyle güvenerek dosyalarını göndermişti), başoyun­ cu konusundaki fıkir ayrılığımıza rağmen en sadık rakibim haline ge­ len ve tarih konusunda hiç kimsenin elinde belge bulunmadığı, sadece yorum yapabileceği şeklindeki

fikrimi onaylayan meslektaşım Jorge

Castaiieda'ya da çok teşekkür ederim. Kitabına, ne kadar uğraşırsa uğraşsın birçok açıdan başarısızlıkla sonuçlanacağının bilinciyle başlamak tarihçinin işini bir hayli kolay­ laştırır. Bu kitabın, açıklamalarla inkarların, düzeltilerin, yeni belge­ lerin, tartışmaların ortaya çıkışına, hatta belki de "Che" Guevara'nın bir hayli fazla olan yayımlanmamış yazılarının yayımlanmasına neden olacak bir ilk kitap olduğunu düşünmek çok daha uygun geliyor bana. Bir kitabın ölü değil de kışkırtıcı, sürekli biçim değiştiren bir yaratık olduğunu düşünmek teselli veriyor insana.

YAZARlN NOTU

ıı

Bu hikayeyi birbirinden tümüyle farklı ilci kuşağa hitaben anlata­ bilmek -aynı malzemeyi kullanarak hikayeyi iki farklı versiyon halin­ de ve iki farklı okuyucuya (gerek Latin Amerika içinde gerekse dışın­ daki okuyucuya) hitaben anlatabilmek- ancak benden daha zeki olan ve elinde benim toplayabildiğimden daha fazla tarihsel ve edebi kay­ nak bulunan kişilerin yapabileceği bir şey. Bazıları bağlamı anlatmam ve açıklamam gerektiğini söyledi; ama ben bunu bir kenara bıraktım ve daha çok başoyunculara yoğunlaştım; bazılarıysa dönemin siyasal tartışmaları için daha fazla yer ayırmam gerektiğini düşünüyordu. Ki­ tapta yapılan atlamalar, alternatif yazılışlar göz önünde bulundurula­ rak bilinçli yapılmıştır. Che'yle ilgili okuduğum kitaplarla ve yaptığım sohbetlerle geçen bunca yıldan sonra bir cümle veya bir imge gibi bazı şeyler var ak­ lımdan hiç çıkmayan ... Örneğin bağcıkları bağlanmamış botlar. Küba illusal Bankasının yöneticisi, sanayi bakaru ve devrimci büyükelçi ol­ duğu dönemlerde çekilmiş fotoğrafların hepsinde botlarının tam bağ­ lanmadığını gördüğümde bana çok tuhaf geldi; belki de bir telaş içinde yaşadığı için bağlamıyordu botlarını. Kübalı romancı Edmundo Des­ noes'in, "geçtiği zifıri karanlık yerlerde bile sokak lambasının ışığına rağmen gözleri kör eder" dediği bu karakteri Regis Debray "sosyaliz­ min en aklı başında uygulayıcısı" olarak betimler. Kitaptaki italik alıntılar Che'ye aittir ve yazdığı özel ve resmi mek­ tuplardan, günlüklerinden, notlarından, makalelerinden, şiirlerinden, kitaplarından, yaptığı konuşmalardan, verdiği konferanslardan, kay­ da alınmış resmi ve yarı resmi konuşmalarından, kendisiyle yapılmış söyleşilere verdiği cevaplardan, hatta güvenilir tanıkların ağzından aktarılan sözlerinden alınmıştır. O bu hikayenin ikinci anlatıcısıdır, asıl anlatıcısı. Bu kitap �am baskıya gideceği sırada Guevara'nın cesedinin Boliv­ ya' da gömülü olarak bulunduğu ve resmen tespit edildiği haberi ulaştı. Cesedinden arta kalanlar tekrar gömülmek üzere Küba'ya gönderildi.

Ernesto Guevara NAMI DİGER CHE

1 KÜÇÜK G UEVARA: İNSANIN Ç O CUKLUÔU KADE RİNİ BELİRLER

B i r ömür boyu çekilen fotoğrafların ilkinde Guevara bir eşeğin üstünde görülüyor.

1 16

929'da Arjantin'in Misiones eyaletinde Caraguatay'da,

kilmiş

bir fotoğrafta Emesto Guevara on dört aylıkken görülüy r. Elin­ de bir fincan tutuyor (muhtemelen mate için) ve üzerin e küçük

beyaz bir palto, başında da koloni tarzı kocaman bir Filipin b resi var. Bu giysiler Ernesto'nun hayatı boyunca yaşadığı giysi faciasının ilkiydi. "insanın çocukluğu kaderini belirler," der Meksik

alı Psikolog

Santiago Raınirez, en yaratıcı anlarından birinde. Ona göre, insanın zilıninin ilk gelişim evresi yetişkinlik döneminde yapacağı şeyleri be­

lirliyordu. Ramirez haklı mıydı yoksa insanın çocukluk dönemindeki eylemleri de tesadüfler mi belirler; yani çocukluk dönemi, karakteri kendi iradesi ve kendi kendine verdiği kararlarla belirlenecek olan ki­ şinin prehistoryası mıdır sadece? İnsanın çocukluğu kaderini belirliyorsa bile, o zaman da gele­ ceğin simgelerinin kolay yorumlanamaması gibi bir durumla karşı karşıya kalırız. 1932 yılında çekilmiş ve Ernesto'yu küçük bir eşeğin üzerinde gösteren bir fotoğraf var. Ana karakterimiz dört yaşında. Eşeğin üzerinde dimdik duruyor, o eşeği sevdiğini (ve tüm eşekleri, katırları, atları, dört ayaklı bütün hayvanlaı:ı sevdiğini) herkese gös­ termek ister gibi bir hali var ve bu sevgi hayatı boyunca sürecektir. Eğer insanın çocukluğu gerçekten de kaderini belirliyorsa, o zaman yirmi yıl sonra, Kübalı isyancılara önderlik eden ve artık Che adıy­ la bilinen 4. Kol Komutanı Guevara'nın, bir hava saldırısı sırasında Balsana adlı bir eşeğin üzerinde en önde ilerlerken yüzünde yine o şaşkın ifadeyle ("Eşek tarihin öznesi olmayı benden daha fazla hak ettiği halde tarihin öznesi neden benim?") fotoğraf makinesine ba­ kacağını söyleyebiliriz. Eşek, Küba'nın batı bölgelerinin işgali sırasında görülen katırların, hatta onun çok sevdiği ve sonunda yemek zorunda kaldığı küçük Bo­ livya atının atasıdır. Öyle görünüyor ki Ernesto Guevara, Latin Ame­ rika'nın kahramanlık geleneğinde at üzerinde (ya da katır veya eşek üzerinde; kendisiyle alay eden bir adam için neyin üzerinde olduğu önemli değildir) görmeye alıştığımız liderlerin sonuncusu olacaktı. Guevara'nın puslu ve uzak geçmişinin izleri ancak 18. yüzyılın or­ talarında, toplam bir yıl beş gün süresince Nueva Espafia genel vali­ liği yapmış Don Pedro de Castro y Figueroa'ya kadar uzanır. Valinin Joaquin adında bir oğlu vardı. Joaquin karısıyla birlikte Louisiana'ya

KÜÇ

.

GUEVARA: iNSANiN ÇOCUKLUGU KADERiNi BELiRLER

17

onun torunları San Francisco'daki Altına Hücuma katılmış, torunlarıysa bir yüzyıl sonra Arjantin'e yerleşmişti. af isimli akraba furyası San Francisco döneminden kalmadır: Ros

·

da Perlasca; maden arayıcılarına et satmak için büyükbaş

hayvan etiştiren Gorgofio Amca. Gue

a ailesinin soyağacının Lynch kolu 18. yüzyılın başların­

da, aile

İrlanda'dan Arjantin'e göç ettiği dönemlere uzanır. Er­

nesto'nuıi pantolonunun içinde karıncaların kaynaması, ayaklarının kanatlı olması bu yüzden miydi acaba? Bilinmez ama o karıncalarla kanatlar ömrünün sonuna kadar vardı, bu kesin. Sülalenin de la Sema tarafı hakkında söylenebilecek pek bir şey yok, militanlığıyla Lynch sülalesinden Büyük Amca Guillermo'yu et­ kileyen ve onunla birlikte başarısızlıkla sonuçlanan 1890 devrimine katılan Arjantin Radikal Partisi'nin gençlik lideri Büyükbaba Juan Martin de la Sema dışında. Öyle veya böyle, zaman içinde Che'nin Arjantin 'in

büyükbaş hayvan

yetiştiricisi oligarşisinin önde gelenlerinden ... olan atalarım diye

tanım­

ladığı kişilere karşı sempati beslememeye başladığı anlaşılıyor. Ama ço­ cukken Emesto büyük ebeveynlerinin California' daki Altına Hücumda yaşadıklarını ve büyükbaş hayvan yetiştiricisi dedesinin hünerleriyle dolu hikayelerini harika bir roman okur gibi dinlemiş olmalı. Babası, bin tane projeye girmiş ve bunların çoğunda da başarısız olmuş bir inşaat mühendisiydi. Babasının en kayda değer hareketi, "Efendini bu çocuk çalışmama engel oluyor," diye öğretmeı71erine şikayet eden ve ileride bütün dünyanın tanıyacağı yazar Jorge Louis Borges'e tokat atmasıydı. Emesto Guevara Lynch boş zamanlarında macera peşinde koşan bir mimarlık öğrencisiydi; küçük işletme dün­ yasına katılmıştı ve kendisinin de kabul ettiği gibi, Celia de la Ser­ na'yla evlendiği için çok şanslıydı; çünkü Celia memleketi C6rdoba'ya götürerek onu peşindeki bir sürü alacaklıdan kurtarmıştı. Che'nin sonradan liberalizme geçmiş koyu Katolik annesi Celia de la Sema'da eski dindar günlerinden kalma bir inanç gücü vardı. Yeğenlerinden biri daha sonra onunla ilgili bir anısını şöyle anlatır: "Saçını erkek gibi kestiren, sigara içen, herkesin önünde bacak bacak üstüne atan, civardaki ilk kadınmış (annemin dediğine göre). Buenos Aires'teki feminist hareketin öncü kolunun lideriymiş." Evlendiğinde

18

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIC'>E

reşit değilmiş; bu, ailesiyle arasının açılmasına neden olmuş; b

CHE yüz­

den teyzesinin evine taşınmış. Küçük Ernesto'nun anne babası kültürlü, biraz da bohem insan­ lardı; ruhsuz, itaatkar buldukları bir oligarşinin parasız pulsu miras­ çılarıydılar; çocuklarına macera duygusu, kitap sevgisi aşıl

ışlar ve

1

Küçük Ernesto'nun yıllar sonra ayrılmaz bir parçası halin olan o duruşu miras bırakmışlardı.

gelecek

1929 tarihli bir başka fotoğrafta, bu çocuğun büyüdüğünde sahip olacağı karakterin gerçek doğasının ilk belirtilerini görebiliriz. Bu fo­ toğrafta koca kulaklı, kabarık saçlı Ernesto sol elinin işaret parmağıyla serçe parmağını ağzına sokmuş, büyük bir ciddiyetle emiyor; eli, ken­ disine bakan birine terbiyesiz bir işaret yapıyor gibi görünüyor. Küçük Ernesto'nun ilk iki yılı, babasının mate plantasyonunun bulunduğu Caraguatay' da geçmişti. Küçük Emesto'nun kardeşi Celia, 1929 yılının son aylarında, ailenin henüz yeni taşındığı Buenos Ai­ r«:s'te doğmuştu. O sıralarda aile, Baba Ernesto'nun plantasyonunun tüm ekinlerinin çalınmasıyla sonuçlanacak talihsiz iş girişimleri nede­ niyle çalkantılı bir hayat sürüyor, oradan oraya sürüklenip duruyordu. Ernesto iki yaşına yaklaştığı sıralarda babası aileyi yine taşıdı; Pa­ raguay sınırına yakın San Isidro'ya. Burada mali durumu pek iyi ol­ mayan bir tersaneye ortak oldu; ama tersaneyi tekrar düze çıkarmayı başardı. Anı kitabında Baba Ernesto, sondan başa doğru bakan çoğu biyog­

rafi yazarının bilinciyle, oğlunun büyüdüğünde sahip olacağı imgeyi güçlendirmek için uygun anekdotlar bulmuştu. Şöyle yazıyor:

Küçük Ernesto daha yeni yürümeye başlamıştı.

Mate

içmeyi sev­

diğimizden fincanlarımızı doldurması için onu evden yirmi metre uzaktaki mutfağa yollardık. Evle mutfak arasında içinden drenaj borusunun geçtiği bir çukur vardı. Oradan geçerken takılır, elinde matelerle sürekli düşerdi. Ardından canı sıkkın bir şekilde ayağa kalkar, gidip tekrar mate doldurup geri gelir, boruya takılır ve yere düşerdi. Bu böyle devam etti, ta ki çukurun üzerinden atlamasını öğrenene kadar. Bu, çukurun üzerinden atlayan çocuk sahnesi, yıllarca gösterimde olan ve Ernesto ile peşini bırakmayan kararlılığını, çocukluğundan

KÜÇ K GUEVARA: iNSANiN ÇOCUKLUGU KADERiNi B ELiRLER

19

beri s rdürdüğü inatçılığını, olmazı olur kılınanın önemine olan kesin ·

inanc

ı gösteren bir fılın gibiydi. Henüz iki yaşına basmamış bu kü­

çük ç

uğun bu görüntüsü gelecekte olacakların bir habercisi miydi

yoksa

öyle bir şeyle alakası yok muydu?

Beb kken Ernesto ciddi bir zatürree krizi geçirir ve ölümden döner. Beatriz ve Ercilia teyzeleri, ona bakmasında genç annesine yardımcı olmak üzere Buenos Aires'ten gelirler, o günden sonra da Ernesto'yla teyzeleri arasında asla kopmayacak bir sevgi bağı oluşur. 1931 Mayısında küçük çocuk, annesiyle birlikte yıkandığı nehir­ den çıktıktan sonra öksürmeye başlar. Öksürük devam edince onu doktora götürürler, doktor bronşit teşhisi koyar; daha sonra, hastalık geçmeyince başka bir doktora götürürler, o da bunun kronik astım bronşiti olabileceği sonucuna varır. Nihayet bir doktor, bu öksürük nöbetlerinin Ernesto'nun bebekken yakalandığı zatürreenin neden olduğu astımdan kaynaklandığı teşhisini koyar. Götürdükleri her doktor böylesine şiddetli 'astım krizleri geçiren bir çocuğa ille defa rastladıklarını söylemişti. Yıllar sonra kız kardeşi Ana Maria, ailenin günlük defterinde yazılanlardan yola çıkarak, "Astım krizleri öyle­ sine kötüymüş ki, annemle babam üzüntüden mahvolmuşlar. Onun öleceğini düşünmüşler," diyor. Ernesto ağzı açık, ellerini çılgınca sallayarak hava almaya çalışırken annesiyle babası gece gündüz ya­ tağının başından ayrılmamışlar. Baba Ernesto yıllar sonra o günleri hatırlarken, Ernesto'nun nefes alış verişinin "kedi miyavlaması" gibi bir ses çıkardığını söylemişti. Küçük Ernesto'nun ille öğrendiği söz­ cüklerden biri "iğne"ydi; çünkü krizin geldiğini hissedince kendisine iğne yapılıyordu. 1932'de ailenin Buenos Aires'e taşınmasına Baba Ernesto'nun tu­ haf iş girişimleri, küçük Emesto 'nun astımı da neden olmuştu. Ailenin üçüncü oğlu Roberto da orada dünyaya gelmişti. Ama Ernesto'nun annesinin de dediği gibi, "Ernesto başkentin iklimine tahammül edemedi. Babası ilk göz ağrımızın yatağının başucunda uyuyordu, astım krizi geldiğinde ıstırabını hafifletmek için Ernesto'yu hemen kucağına alabilsin diye." Babasıysa şunu ek­ liyordu annesinin sözlerine: "Daha rahat nefes alabilsin diye onu göğsüme yatırıyordum, bu nedenle, uyuyabilsem bile çok az uyu­ yabiliyordum."

' t�

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIGE

20

1933'te Guevaralar tekrar C6rdoba eyaletindeki Aigüello

CHE ta­

şındı, yine Ernesto'nun astımını iyileştirmek amacıyla. Aına1 astımı tekrarladı. Tıbbi öğütlere kulak verip kuru dağ iklimini denedi!İ.er; ha­ ziran ayında, yine C6rdoba' da bulunan küçük bir kasaba ol� Alta Gracia'ya taşındılar. Ernesto'nun durumu orada düzelir gibi oldu; ama astım onun peşini bir daha bırakmayacaktı. O sırada beş yaşındaydı ve Alta Gracia'dan on beş yaşına kadar hiç ayrılmadı. Burada Emesto, gençlik günlerinde ona eşlik edecek arkadaşlar edindi. Calica takma adıyla bilinen en yakın arkadaşı Carlos Ferrer, Ernesto'nun astım kriz­ lerini tedavi eden doktorun oğluydu. Astımdan dolayı okula düzenli olarak gidemediğinden Ernesto'ya okumayı Celia öğretti. Yatakta geçirdiği uzun saatlerin sıkıntısını ha-· fıfletmek için babası ona satrancı öğretti. Emesto kazanmasına izin verdiklerinde sinirleniyordu.

Böyle yaparsanız oynamam, diyordu.

Ernesto'nun kız kardeşi Ana Maria 1934'te doğdu. Emesto dokuz yaşındayken astımı, doktorların "kompülsif ök­ sürük" (boğmaca) teşJUsi koydukları nöbetlere dönüşecek derecede ciddileşmişti. "Nöbet geldiğini hissettiğinde yatakta sakince yatar, astımlıların öksürük nöbetlerinde çektikleri o nefessiz kalma sıkıntı­ sını çekerdi," diye hatırlıyor babası o günleri. "O böyle nefes almaya çalışırken ben de elimde, doktorların öğütlerine uyarak aldığım, içi oksijen dolu büyük bir balonu hazır tutardım. Bunu kullanmak iste­ mezdi ve nöbete, dayanabildiği kadar dayanmaya çalışırdı. Ama ar­ tık dayanacak hali kalmayıp da yüzü nefes alamamaktan morarmaya

başladığında çırpınır ve eliyle ağzını işaret ederek zamanın geldiğini bildirirdi bana. Oksijen onu hemen rahatlatırdı." Bu hastalık nasıl bir karakter oluşturmuştu? Uzun süreli hastalık ve yatakta kitap okumalar dokuz yaşındaki bir çocuk için normal bir hayat tarzı değildir. Astımın meydana getirdiği engellere karşı verdiği savaş o sıralarda başlamıştı. Tehlikeden hoşlanır oldu. İzin almadan dışarı yürüyüşe çıkıyor ve sert oyunlar oynuyordu. Riskli şeyler yapmak ve bir şeyi sonuna kadar götürmek bakı­ mından annesine benziyordu. Annesi birçok kez boğulmanın eşiğine gelmişti. Hatta bu anlardan birine bizzat Emesto da tanık olmuştu; annesi Parana nehrine atlamış, akıntı onu sürüklemeye başlamıştı. İyi bir yüzücü olan Celia tehlikeden hoşlanıyordu. Ondan daha mülayim

KÜÇ

� GUEVARA: iNSANiN ÇOCUKLU�U KADERiNi BELiRLER

21



olan ocası, o günleri anarken şunları söylüyordu: "Ernesto tehlikeyle yüzleşlıne karakterini annesinden alınış; ama arada önemli bir fark var: Ernestl\ı, tehlikeyi önce iyice ölçüp tartardı." 1936'da Eğitim Bakanlığı Celia'yla temasa geçti ve çocuğun neden okula başlamadığını sordu. Emesto'nwı ailesi artık onu okula gönder­ me zamanının geldiğine karar verdi; çünkü Ernesto'nwı astım krizleri artık kısa sürüyordu. Ernesto böylece bir devlet okulwıa kaydoldu; burada, ailelerinin ekonomik durwnları iyi olmayan çocukların için­ de buldu kendini. Kardeşi o günleri şöyle anlatıyor: "Aile dostlarımız ve arkadaşlarımız zengindi; ama bölgedeki çocuklar yoksuldu, bunlar campesinoların [köylüler] ve hizmetçilerin çocuklarıydılar." Ernesto'nun astımı onu normal bir öğrenci olmaktan alıkoydu. "Sadece ikinci ve üçüncü sınıflara düzenli olarak gidebildi," diyordu annesi. "Dördüncü, beşinci ve altıncı sınıflara gidebildiği kadarıyla gitti; derslerine evde çalışabilsin diye erkek ve kız kardeşleri ders not­ larını tuttular." Hastalığına rağmen Emesto, evlerinin arka bahçesinde buluşup oynadığı çocuklardan oluşan grubun lideri haline geldi. Bu grubun en sevdiği şey kamışlıkta evcilik oynarken ateş yakmaktı. Baba Emesto bir golf sahası inşa etmekle meşguldü o sıralar. Ailenin mali durumu sallantıdaydı ve Guevaralar hiç beş parasız kalınadılarsa da parasal zorluk çekiyorlardı. Kriz içinde yaşayan, birkaç dönümlük arazinin kirasıyla geçinen orta sınıf bir aileydiler. Kiradan aldıkları pa­ raların bir kısmını bakıcıya veriyorlardı; çünkü Celia, çocuklarının dör­ düyle birden baş edemiyordu. Paraları oraya buraya harcanıp gidiyor­ du; okullara, giysilere, Emesto'nun aşırı pahalı ilaçlarına. Babası Alta Gracia'da çöktüğünü hissediyordu. Ya da kendi söz­ leriyle: "Birden güzel şeylerden çekilip alındığımı ve hapsedildiğimi hissediyordum. Hasta insanlarla veya onlara bakanlarla dolu bir haya­ ta katlanamıyordum." Günden güne sinirleri laçka oluyordu. Her şey onu rahatsız etmeye başlamıştı. Karısı Celia ise talihsizlikler karşısın­ da ondan daha güçlüydü. Aile 1936 yazını bir sahil kasabası olan Mar del Plata'da geçir­ mişti. O tatilden kalma fotoğrafların insanın içine işleyen bir havası var. Bunlardan birinde, Ernesto'nun üzerinde (o sıralarda yine astım krizlerinden birini geçirdiği şüphesiz) pantolon ve gömlek var. Etra-

22

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIGE



CHE

fında mayolu bir sürü çocuk görülüyor. Ernesto girmesi yasak olan suya ayaklarını sokarken Celia da elini tutuyor. Bir aile dostları, o yaz insanların astıma iyi geldiğini ileri sürdükleri bir sürü tedavi şekli önerdiklerini belirtiyordu; Ernesto, ailesinin etraftan aldıkları en saç­ ma öğütleri bile yerine getirmiş; kum torbalarıyla uyumuş, her türlü çayı içmiş ve nefes yoluyla alınan türlü madde ve ilacın sıkıntısına katlanmış. "Bu hastalığın çocuğun yakasını bırakmaması o kadar çok endişelendirmişti ki bizi, hastalığını iyileştirmek için her yolu dene­ dik," diyordu babası. "Doktorların ve halktan insanların öğütlerine kulak verdik. Kocakarı ilaçlarını mı denemedik, gazetelerde yayımla­ nan yeni astım ilaçlarını mı. Filanca bitki veya ot terkibinin astıma iyi geldiğini duymayayım, hemen alıp Emesto'ya veriyordum." 1937'de Alta Gracia'da babası yemekten sonra ailenin eski birey­ leriyle, özellikle de Güney Amerika'nın ortasındaki Chaco eyaletinin sınırları boyunca dolaşmış, korkunç sıcaklara ve Kızılderili saldırıları­ na dayanıp hayatta kalmayı başarmış olan coğrafyacı dedesiyle ilgili hikayeler anlatırken, Ernesto gözlerini ardına kadar açarak onu din­ liyordu. Babasının en yeni baskı gazetelerden ve radyodan öğrenip evdekilere anlattığı İspanya İç Savaşıyla ve oradaki çatışmalarla ilgili haberler, dokuz yaşındaki Emesto üzerinde güçlü bir etki yaratmıştı. Bunun dışında, aile İspanya'dan sürülen İspanyol Cumhuriyetçi Dr. Aguilar'ın iki oğlunu evlerine almıştı. İspanya Cumhuriyeti'nin ordu ve faşistler karşısında kazandığı za­ fer Emesto için kişisel bir mesele haline gelmişti. İspanya' daki olayları, bir haritanın üzerine küçük bayraklar iliştirerek ve bu bayrakları öncü birliklerin hareketlerine göre konumlandırarak takip etmeye başla­ mıştı. Ayrıca evin arka bahçesinde Madrid'in bir modelini yapmıştı, bu kentin ele geçirilişini arkadaşlarıyla birlikte yeniden canlandırıyor­ du. Toprağa siper kazmışlardı, burada sapanlarla, taşlarla, molozlarla, hatta cıvata somunu ve cıvatalarla şiddetli çarpışmalar yapıyorlardı. Bu çarpışmalar sırasında Roberto az kalsın bacağını kırıyormuş, Er­ nesto da günlerce aksayarak yürümüş; ama bu onu Cumhuriyetçi ge­ nerallerin isimlerini ezberlemekten alıkoymamıştı. Çocukluklarında şekillenmeye başlayan demokrasi duygularıyla Ernesto, Calica Ferrer ve Figueroa ailesinin çocukları, yazlık villala­ rının civarında hamallık yapanların çocuklarıyla arkadaşlık kurmuş-

KÜÇÜK GUEVARA: iNSANiN ÇOCUKLUGU KADERiNi BELiRLER

23

lardı. Yıllar sonra Alta Gracia otelinde garsonluk yapan biri şunları hatırlayacaktı: "Emesto bizim mahalledendi, zengin çocukları yerine bize takılırdı." Alta Gracia'nın sakinlerinden Juan Minguez de, "Futbol oynamak istiyorsak ve o gün beş Jtişiysek Ernesto dördümüze karşı kaleye geçmek isterdi." Bu bir Che öncesi dönemi mitine benziyor; arkadaşı Cesar Diaz ise konuyla ilgili olarak şunu söylüyordu: "Astımı yüzünden pek koşamadığı için hep kaleye geçerdi." Açık olan bir şey vardı, o da onun aktif ve üstünün başının dağınık olduğuydu. Ondaki inatçılık, astımının hayatını diğer insanlar gibi yaşa­ masını engellediği zamanlarda biçimlenmiş olmalı. Alta Gracia otelinde yapılan masa tenisi turnuvasında aylarca sonuncu geldikten sonra, böl­ ge şampiyonu Rodolfo Ruarte'ye birinciliği kaptırmış ve ikinci olmuş­ tu. Bir gün Emesto, Ruarte'ye kısa süreliğine masa tenisini bıraktığını söylemiş. Sonra evin içinde pingpong masası kurmuş ve kimselere gö­ rüruneden kendi başına alıştırma yapmış. Alıştırmaları bittikten sonra ortaya çıkıp şampiyona meydan okumuş ve onu yenmiş. Pazar günleri Ernesto babasıyla birlikte atış talimi yapmaya gidi­ yordu. Silah tutmayı beş yaşında öğrenmişti, tek atışta tuğlaları pa­ ramparça edebiliyordu. Ve her zaman okuyor, okuyor, okuyordu: Ju­ les Verne, Alexandre Dumas, Ernilio Salgari,1 Robert Louis Stevenson ve Miguel de Cervantes. Ailesi 1937'de başka bir eve taşındı; Ernesto bu sırada kostümlere merak sardı. Bir gün Kızılderili oluyor, bir gün eski Yunan, bir gün Gü­ ney Amerikalı atlı çoban, bir gün marki. Bir okul oyununda bir boksö­ rü canlandırmıştı. Kız kardeşi Ana Maria olayı şöyle anlatır: "Her şey iyi gidiyordu, ta ki elinde sihirli değnek bulunan bir peri sahneye çıkıp da kukla gibi hareketsiz duran çocuklara değneğini dokundurup onları sözde canlandırana kadar. Roberto'yla Emesto boksör gibi giyinmişti, peri onlara, 'Peki ya siz iki kukla, sizin hüneriniz nedir?' diye sordu. Onlar da, 'Bekle biraz, şaşıracaksın yaptıklarımıza,' dediler." İki çocuk rollerine şakacıktan boks yaparak başlamıştı, ta ki Emesto, Roberto'ya gereğinden sert vurana, Roberto da ona karşılık verene kadar. "öğret­ men ağlamaya başladı; sihirli asasıyla peri bile onları durduramadı." Emilio Salgari, 19. yüzyılın ünlü macera romanı yazarı olup İspanyolca konuşulan ülkelerde çok tanınırdı.

24

ERNESTO GUEVARA: NAMI DICER CHE Astını sürdükçe sürdü. Baba Ernesto o günleri şöyle anlatır:

Kendimizi o kadar çaresiz hissediyorduk ki, dualarla iyileştirmeyi bile denedik, hatta daha da kötüsünü yaptık: Biri bana astımlılara kediyle uyumanın iyi geldiğini söylemişti. Bir an bile tereddüt etme­ dim. Bir yerden bir tekir kedi buldum ve yatarken yanına koydum. Sonuçta kedi boğuldu ve Ernesto astım krizi yüzünden yataktan kalkamadı. Döşeğin ve yastığın içindekileri değiştirdik, keten veya naylon çarşafların yerine pamuklu çarşaflar serdik. Odada kumaş cinsi eşyaların ve halılann hepsini kaldırdık. Duvardaki tozları al­ dık, köpekleri, kedileri ve kümes hayvanlarını bahçeden çıkardık. Ama bunların hiçbiri kar etmedi, iyice hüsrana uğradık, cesaretimiz daha da fazla kırıldı. Astımı devam etti; tek bildiğimiz, krizin her şeyden kaynaklandığı ve yılın herhangi bir zamanında herhangi bir yiyecek yüzünden gelebileceğiydi; gösterdiğimiz bunca çabadan tek bir şeyi kesin olarak öğrendik, yani hastalığı için en iyi şeyin kuru hava ve yüksek rakım olduğunu ... ve de nefes alıştırmalarının, özel­ likle yüzerken. Halbuki soğuk su astım krizlerinin en güçlü tetikleyicilerinden biriydi. Guevaralar 1939' da, Ernesto on bir yaşındayken, Alta Gracia'daki bir bungalova taşındılar. Ernesto'nun hayatına yeni arkadaşlar katıl­ dı. Aguilar kardeşler onu, annesiyle birlikte Arjantin'e kaçan yetim bir İspanyol olan Fernando Barral'la tanıştırdılar. Barral yıllar sonra Ernesto'yu çok iyi hatırlayacaktı: "O zamanlar Ernesto'yu kıskandı­ ğımı itiraf etmeliyim. Kararlı, gözüpek ve kendinden emin biriydi, hepsinden önemlisi korkusuzdu. Korkusuzluğu aklımda en fazla yer eden özelliği... Tehlikeden hiç korkmazdı, en azından korktuğu anla­ şılınıyordu." Ernesto kendini deniyordu. Bir keresinde arkadaşlarının korkulu bakışları arasında üçüncü kattaki bir çatı odasından aşağıya atlamıştı. Arkadaşı Dolores Moyano, Guevara'nın ilkgençlik yılların­ daki davranışlarının kökenini büyük bir sağduyuyla yakalamış: "Er­ nesto'nun ölümle kumar oynayışı ve tehlikeyle Hemingwayvari flört­ leri ne bir düşüncesizlik ürünüydü ne de gösterişten ibaret bir şeydi. Tebeşir yemek veya çitin üzerinde yürümek gibi tehlikeli veya yasak bir şeyi yapması, burılan yapıp yapamayacağını görmek ve ne bileyim, neyin iyi neyin kötü olduğunu anlamak içindi. Bu yaptıklarının arka-

KÜÇÜK G UEYARA: iNSANiN ÇOCUKLUGU KADERl_NI BELiRLER

25

sında entelektüel bir tavır vardı, onu bunları yapmaya zorlayan şey deney arzusuydu.

n

Bir yıl sonra, il. Dünya Savaşı ortalığı kırıp geçirirken Baba Ernesto, Müttefik yanlısı antifaşist bir örgüt olan Acci6n Argentina'ya [Ar­ jantin Hareketi] katıldı. On iki yaşındaki Ernesto, babasının örgüte üyelik kartını gururla herkese gösteriyordu, hatta bir seferinde Alta Gracia' da yaşayan Almanların arasına sızan Nazilerin neler yaptığına bakma cesaretini bile göstermişti. Okuma Ernesto'nun ilkgençlik çağının en büyük tutkularından biri olmayı sürdürmüştü. Baba Ernesto şöyle diyordu: "Emesto on iki yaşına bastığında on sekiz yaşındaki birinin okuduğu kadar kitap okumuştu. Kitaplığının rafları macera kitaplarıyla ve gezilerle ilgili romanlarla tıka basa doluydu." Yıllar sonra Ernesto, defterlerinden birine, okuduğu kitapların bir listesini çıkardı, bazılarının yanına not düştü. Bu defterin üzerine "Okuduğum Kitapların Alfabetik Listesi" başlığını yazdı. Jules Verne başlığının altında 23 romanın adı yazılıydı. 1942' de, Ernesto on dört yaşındayken, C6rdoba' daki Colegio Na­ cional Dean Funes'e kabul edildi. Burası mesleki veya teknik eğitim vermeyen, normal bir devlet lisesiydi; adında "kolej" sözcüğü olma­ sına rağmen burasının sosyete çocuklarının okuduğu özel kolejlerle alakası yoktu. Her gün Alta Gracia' dan trene binerek okula kadar 32 kilometre yolculuk yapıyordu. C6rdoba'da Granado kardeşlerle tanıştı: Sınıf arkadaşı Tomas ve ondan altı yaş büyük olan Alberto. Yeni tanıştığı alabros saçlı ve lurslı bir oyuncu olan arkadaşından etkilenen T6mas, onu rugby takımına

girebilsin diye ağabeyiyle tanıştırdı. Tıpta okuyan Alberto, kardeşiyle aynı fıkirde değildi. "Akciğerinde bir sorun olduğunu gösteren sık ne­ fes alış verişleri" dikkatinden kaçmamıştı. Guevara'yı teste tabi tuttular: Ondan, 120 santim yükseklikteki iki sandalye arasına konmuş bir süpürge üzerinden, omuzlarının üzerine düşecek şekilde atlamasını istediler. "Dazlak" Guevara atlamaya başla­ dı ve okul bahçesinde bir çukur açmadan durduruldu. Daha sonra arka arkaya birkaç gün alıştırma yaptı ve kısa bir süre sonra takıma alındı. Zaman zaman maç sırasında saha kenarına gidip fısfısıyla ciğerlerine hava çektiği oluyordu.

26

ERNESTO GUEVARA: NAMI Dl�ER CHE Emesto maç sırasında oyuncuları yara yara ilerler ve

Çekilin yol­

dan El Furibundo geliyor - "Fu-ser!" [Deli Sema!] diye bağırırmış. Böy­ lece Deli Sema onun takma adı haline gelecekti. Maçta sanki bütün hayatı o maça bağlıymış gibi oynarmış; ama oyunun tüm varlığını ele geçirmesine izin vermezmiş. O sıralarda henüz ergenlik çağındaydı, risklere girip sınırları zorlayarak tüm benliğiyle hayatı kucaklamakla astımla savaşmak arasında gidip geliyordu. Tutkuyla kitap okumayı sürdürüyordu. Takım arkadaşları onun maçtan önceki bı;>ş geçen zamanlarda bir sokak lambasınıı:ı altında veya taç çizgisinin üzerinde, nerede olursa, kitabım açıp okuduğu­ na sık sık şahit olmuşlardı. Ceketinin içinden bir kitap çıkarır, dalar gidermiş. Kendini kaptırarak ve hızlı okurmuş, bunun için bir yön­ temi vardı kuşkusuz, kendine özgü bir hızlı okuma yöntemi. Macera ve heyecanlı hikayeleri, gezi kitaplarım ve Latin Arnerika'yla ilgili kitapları, Horacio Quiroga'nırı, Ingerıieros'un, Pablo Neruda'nın ve Jack London'ın kitaplarını severmiş. Boccaccio'nun

Decameron'unu,

annesi �>na Fransızca öğrettiği için de Baudelaire'i orijinalinden oku­ muştu. Psikoloji özel merakları arasındaydı, Jung ile Adler'i okumuş­ tu. Jose Aguilar'ın babası, yani vatanından sürülmüş İspanyol doktor, onu Freud'un kitabını okurken görünce şaşırmış ve çocuklarına bu olayı anlatırken onun bu büyük doktoru okumak için "biraz küçük" olduğunu söylemiş. Alberto Granado, Ernesto'nun bu kadar çok oku­ duğuna inanamamıştı; birlikte Steinbeck'i, Faulkner'ı tartışmışlardı. Faulkner'ın Kutsal Sığınakım ikisi de çok beğenmişti. Deli Sema tüm bu kitapları okuyacak zamam nereden bulmuştu peki?

Bak, Mial ["Albertocuğum"] astım krizim tuttuğunda veya dokto­ run verdiği buhuru kullanmak için odaya çekildiğimde, o iki üç saatlik zamanı okumaya ayırıyorum. 1943'te, Emesto on beş yaşındayken, ailesi C6rdoba'da büyük bir eve taşındı; orada kız kardeşi Celia'yı bir kız okuluna yazdm;lılar. Baba Guevara, Cordobalı bir mimarla iş yapmaya gitmişti. 18 Mayıs 1943'te, Emesto'nun en küçük kardeşi Juan Martin dünyaya geldi. Ernesto'nun edebiyata ilgisi devam ediyordu: Mallarme'yi, Ba­ udelaire'i, Marx ve Engels'i, Garda Lorca'yı, Verlaine'i ve Antonio Machado'yu okudu. Sonra Gandhi'yi keşfetti, ondan çok etkilendi. Arkadaşları onun şiir okuduğunu hatırlıyorlar; Neruda'nırı şiirlerini

KÜÇÜK GUEVARA: iNSANiN ÇOCUKLUGU KADERiNi BELiRLER

27

elbette; ama bazı İspanyol şairlerinin de şiirlerini okuyordu. Bir dört­ lük onu özellikle çok etkilemişti: "yalandı önce/yalanlar acı gerçekle­ re dönüştü sonra/artık yerinde yeller esen Madrid'de/ayak seslerinin duyulduğu lafları." Emesto'nun ilk biyografisini yazan Kübalı yazar Aldo Isidr6n, Er­ nesto'nun tipile bir Arjantinli olmadığını açıkça belirtir: "Müzilc kulağı yoktu. Hangi parça tango, hangisi değil onu bile ayırt edemiyordu. Dans adımlarını ezberlemesi gerekmişti" ve dans edebilmesi için, ki ara sıra dans ettiği de oluyordu, arkadaşlarının ona, çalan müziğin fokstrot mu yoksa tango mu olduğunu söylemeleri gerekiyordu. "Mü­ zilc kulağı olmadığı halde dans ederdi ve kenardaki en çirkin kızları kaldırırdı dansa, kendilerini dışlanmış hissetmesinler diye," diyor ku­ zeni "La Negrita." Emesto C6rdoba'da, Alta Gracia' dan beri yanından ayırmadığı kö­ peği Negrina'yı kaybetti. Belediyenin sahipsiz köpekleri toplamakla görevli memurlarından biri köpeği sokakta başıboş gezerken görmüş ve sırtına siyanür atmıştı; köpek kendini yaladıktan sonra hemen ora­ cıkta ölmüştü. Ernesto arkadaşlarını toplayıp katili aramaya çıktı ama onu bulamadı. İntilcam planı suya düştüğü için üzgün, köpeğine tram­ petli, hatta tabutlu bir cenaze töreni düzenledi. Bu arada Granado kardeşlerle birlilcte rugby oynuyordu. Arkadaşı Barral, onun grubun en sert oyuncusu olduğunu belirtiyordu, üstelilc

hfila saha kenarına gidip fısfısını kullanmak zorunda olduğu halde. İşte gururla taşıdığı o kaba adı bu sıralarda takmışlardı ona.

Bana Domuz diyorlardı. Şişman olduğun için mi?

Hayır, pis olduğum için. Zaman zaman astımını azdıran soğuk suya karşı duyduğu korku, sağlıklı bir vücut temizliği alışkanlığı edinmesini engellemişti. Banyo küvetlerinden ve duşlardan uzak durma alışkanlığı hayatının sonuna kadar sürecekti. O günlerde, sadece kötü temizlilc alışkanlığını değil, antiınilitarizm düşüncelerini de edinmişti. Bir askeri darbeden sonra sınıfa hitaben şunları söylemişti:

Ordu kitlelerin eğitilmesine izin vermiyor; çünkü in­

sanlar eğitimli olurlarsa, yönetimlerini kabul etmezler de ondan. Onun

ERNESTO GUEVARA: NAMI DICER CHE

28

bu sözlerinden sonra sınıfta küçük bir kargaşa yaşanmıştı. Öğretmen '

korkmuş ve Ernesto yu sınıftan dışarı atmıştı. 1943'ün sonlarında, üniversitede düzenlenen ordu karşıtı bir gös­ teri sırasında Granado tutuklanıp hapse atılmıştı; Ernesto hapishane­ ye onu ziyarete gidiyordu. Granado, arkadaşlarının, seslerini yüksel­ tip toplu halde gösteri yapmalarını istedi. Ernesto ise kendisine silah verilmezse sokağa adımını atmayacağını söyledi. Zaman zaman bazı faaliyetlerde bulunduysa da Ernesto siyasi ey­ lemle pek ilgili değildi, ne o zaman ne de iki yıl sonrasında. Bir kere­ sinde, öğrenci lideri Gustavo Roca'yla bir gösteriye katılmış, gösteri polis tarafından dağıtılmıştı. Gençliğinde militanlık yaptığı şelindeki söylentileri kendi sözleriyle yalanlıyordu:

Gençken toplumsal olaylar­

la ilgilenmezdim ve Arjantin'de herhangi bir siyasi olaya veya öğrenci hareketine katılmadım. 1943'te Ernesto on beş yaşındaydı, yüzü çocukça görünüşünü yitir­ meye başlamıştı. Colegio Nacional Dean Funes'deki ders notları nelere

daha fazla ilgi duyduğunu da gösteriyordu: Edebiyat pekiyi; İngilizce za­ yıf; felsefe pekiyi; müzik zayıf; tarih iyi; matematik ve doğa tarihi zayıf. Ertesi yıl, bir başka kaosu düzene sokma girişimiyle, Ernesto oku­ duğu kitaplardan bir felsefe sözlüğü hazırlamaya başladı; bunu iki yıl sürdürdü. Okuduklarını not etme ve kitap okurken sayfalarına not düşme alışkanlığıysa ömür boyu sürecekti. Aradan zaman geçtiği ve okuduğu kitapları koşullar nedeniyle değişen görüşlerinin ışığında yeniden okuduğu için sayfalar üzerinde not üzerine not düşüyordu. Ancak kaotik bir insan bu kadar düzenli olabilirdi. 24 Şubat 1946'da yapılan seçimlerden Juan Domingo Peron galip çıkmıştı, Ernesto ise henüz oy kullanacak yaşta değildi. Askere yazıl­ mak istedi ama astımı yüzünden çürüğe ayrıldı. Colegio Nacional Dean Funes'den mezun oldu ve mühendislik okumaya karar verdi. Gençliğinin en büyük ilgi alanını oluşturan ede­ biyat veya psikoloji bölümünü neden seçmemişti? Yoksa gençliğinin tutkularını bile geride bırakacak pratik bir amaç mı rol oynuyordu bu kararda? Ernesto, Buenos Aires'e gitti ve Beatriz teyzesi ile daima yakın ol­ duğu anneannesi Ana'nın yanına yerleşti. Sonra üniversitede mühen­ dislik bölümüne yazıldı.

KÜÇÜK GUEVARA: iNSANiN ÇOCUKLUÖU KADERiNi BELiRLER

29

Her şeyi karşılayamayacak dununda olan orta sıruf bir ailenin oğlu olduğu için Emesto tatilde Tomas Granado'yla birlikte toprak mekaniği alarwıda laboratuvar teknisyenliği kursuna gitti. İkisi de kursu geçti ve işe yerleştirildi. Emesto otoyol planlamalarında ve C6rdoba ile Rosa­ rio arasındaki küçük kasabaların bayındırlık projelerinde çalıştı. O yılın sonlarına doğru babasına yazdığı mektupta şunları söylüyordu:

Patron on yıldır benim gibi yiyecek [hediye olarak] kabul etmeyen birine ilk defa rastladığını ve benim tanıdığı rüşvet almayan iki üç kişiden biri olduğumu söyledi. Rüşvetçilerle çok haşır neşir olduğu­ mu düşünüp korkuyorsundur belki ama merak etme, onlara engel oldum ve otoyolun büyük bir kısmını yaptım. Rüşvet vererek iş gördürmeye alışmış müteahhitlerle mücadele eder­ ken Emesto, çocukluğunun kahramanı Gandhi'nin suikaste kurban gittiğini öğrendi ve kahroldu. Okula gitmektense çalışmaya devam etmeye, boş zamanlarında mühendislik derslerine çalışmaya karar verdi. Babasına yazdığı bir mektupta şunları söylüyordu: Bir açık üniversite kursuna girebilirsem [örneğin, programlarını talep ettiği mühendislik konularıyla ilgili]

bütün kış burada kalacağım, böylece tahminime göre ayda 80 ila 100 pezo biriktirebileceğim. Ayda 200 pezo kazanıyorum ve kalacak bir ye­ rim var, bu nedenle sadece yiyeceğe ve zevkim için birkaç kitaba para harcıyorum. Ama planlar suya düşecekti... Emesto'nun anneannesi Ana has­ talanmıştı. Emesto otoyol işinden ayrıldı ve anneannesine bakmak üzere doğruca Buenos Aires'e gitti. Anneannesinin beyninde ur vardı, bu yüzden vücudunun yarısına felç gelmişti. Emesto sonraki on yedi günü anneannesinin başucunda geçirdi, onu besledi, ona baktı, yaşlı kadın can verene kadar. Sevgili anneannesinin ölüm döşeğinde geçirdiği o uzun günlerde (belki de aynı zamanda yıllardır astımlı olarak çektiği çilelerin de etki­ siyle) fikri değişti. Mühendisliği bırakıp tıbba girecekti. Hayatı tümüy­

le farklı bir mecraya girdi.

2 ANA KARAKTERLERİN G E Ç M İŞİNİN İZİNDE

1 950'de Arj antin'i kapsayan ve motosikletle yapacağı 4800 kilometrelik geziye C6rdoba'dan başlarken. Gezi sırasında tıp fakültesi sınavları için çalışmıştı.

31

T

ıp fakültesinde bir amfi. Bir platformun üzerinde duran çıp­ lak ve karnı deşilmiş bir kadavranın önüne bir düzine öğren­ ci dizilmiş. Gelenek mi demeli, nekrofıli mi yoksa mesleğin

gereği mi? Bazı öğrencilerin yüzünde çarpık, hafif bir gülümseme

var; çoğu ciddi ve geleceğin doktorlarına yaraşır bir poza bürünmüş. Açık açık, adeta tehditkarca gülen ve arka sıralarda belli belirsiz se­ çilebilen kişi yirmi yaşındaki Ernesto Guevara. Fotoğrafta üç kadın var: içlerinden biri genç bir kız, yuvarlak yüzlü, gözleri birbirinden normalden biraz daha uzak olduğu için belki, sert görünüşlü, ciddi bir ifadeyle bakıyor. Bu, kız arkadaşları arasında Tita adıyla tanınan Bertha Gilda Infante. Tita o günlerin Ernesto'sunu şöyle hatırlıyor: Onun kalın, yumuşak sesini birkaç kez duymuştum. Sesindeki ironi, geleceğin Galenleri arasında en korkusuz olanlarının bile yüreğini hoplatacak bir şeyle karşılaştığımızda ona ve hepimize cesaret veriyordu. Aksanından taşralı olduğu anlaşılıyordu. Yakı­ şıklı, rahat biriydi. Utangaç ve kendini beğenmiş, belki de pervasız görünüşünün altında derin bir zeka, doymak bilmez bir anlama isteği, daha da derinlerde sınırsız bir sevme gücü gizliydi.

Tıbba başladığım sıralarda, bugün bir devrimci olarak sahip oldu­ ğum kavramların çoğu bilgi dağarcığımda yoktu. Herkes gibi ben de başarılı olmak istiyordum. Ünlü bir araştırmacı olmayı, insanlığın hizmetine sunulacak bir şeyler yaratmak için durmadan dinlenme­ den çalışmayı hayal ediyordum; ama bu hayaller kişisel zafer arzu­ larımın etkisiyle kurulmuş hayallerdi. Hepimiz gibi ben de çevremin ürünüydüm. Etrafa gülücükler saçan Guevara anlaşılan o yıl tıbbı bayağı ciddiye alıyormuş. On ila on iki saatini kütüphanede geçiriyormuş. Bölüm sekreteri Mario Parra o günleri şöyle anlatıyordu: "Onu tanıyordum; çünkü kütüphane çalışanları bana onu örnek bir öğrenci olarak gös­ termişlerdi. Ders çalışırken kimseyle konuşmuyordu." Ama tıp mı çalışıyordu bakalım? Çünkü tip fakültesindeki o ilk yılında sadece üç derse kaydını yaptırmıştı ve notları hiç de öyle parlak sayılmaz­ dı. 1948'in Nisan ayındaki açıklamalı anatomi sınavından "iyi," kasım ayındaki parasitoloji sınavından "iyi" ve ağustos ayında yapılan emb-

32

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIGER CHE

riyoloji sınavından zar zor "geçer" not almıştı. Bir şeylere yoğunlaştığı belliydi ama ilgilendiği şeyin ne olduğu belli değildi. Kütüphanede ne işi vardı peki? Edebi kitaplar okuyordu elbette. Psikoloji okuyordu ve kayıt yaptırdığı derslere çalışmak yerine ilgi­ sini çeken tıp konularına çalışıyordu. Aile içinde yaşanan gerginlik yüzünden evden uzaklaşmak için gidiyor olabilir miydi kütüphaneye? 1 948'de Guevaralar Buenos Aires' e yerleşeli epey oluyordu. Babası Paraguay Caddesi üzerinde küçük bir ofis kiralamıştı. Bazı yazarlar, Celia ile Baba Emesto arasındaki münakaşaların onları ayrılmanın eşiğine getirdiğini ileri sürer. Ayrı yaşamaya karar vermişlerdi: Baba Ernesto ofiste kalacak, ama ailesini ziyaret etmek için eve gidebile­ cekti. Burada gerçeğin ayırt edilmesi ve gerçeğin anlamı konusunda bir sorun var. Aynı kaynaklar çiftin Baba Ernesto'nun "içki filemi" ve genellikle felaketle sonuçlanan ekonomik girişimleri yüzünden kavga ettiğini de söylüyor. Gerçek bu muydu değil miydi bilinmez ama bili­ nen bir şey vardı, o da küçük Ernesto'nun tıp fakültesinin kütüphane­ sinde Arroz Caddesindeki küçük ve az eşyalı odasında geçirdiğinden daha fazla zaman geçirdiğiydi. O dönemlerde çektirdiği fotoğrafların çoğunda görülen beyaz göml�ğinin bir hikayesi vardı; gerçek bir hikaye. KardeşiJan Martin'in belirttiğine göre, bu gömleğin bir adı vardı, adı da "haftalıkntı; çünkü onu haftada bir kere yıkıyor, naylon olduğu için gömlek "kendi kendi­ ni ütülüyor"du. Ernesto'nun dağınık giyim tarzı, ailesiyle arkadaşları arasındaki vazgeçilmez mevzulardan biriydi. Babası, Emesto'nun hiç kravat takmadığını ve sürekli "tuhaf, biçimsiz botlar," kırışık panto­ lonlar ve "haftalık"ını giydiğini söylerdi. Genç Guevara'nın satranç aşkı tıp fakültesindeki ilk yılında tekrar depreşmişti. Bölümler arasında yapılan turnuvalarda oynamış, hatta Mar del Plata' daki Provincial Otelinde büyük satranç ustası Miguel Najdorf'la özel bir maç yapmış ama yenilmişti. Tuhaf olan, yavaş, dü­ şünmeyi gerektiren satrançla, h8la oynamayı sürdürdüğü rugby gibi birbirine taban tabana zıt iki ilgi alanının olmasıydı. "Bir astımlının rugby sahasında 70 dakika boyunca koşması, öyle hafife alınacak bir şey değildir," diyordu arkadaşı Roberto Ahumada. Ernesto maço tavır­ larıyla oynadığı maçlarda diğer oyuncuların arasında sert bir oyuncu olarak sivrilmişti. Rugby'ye duyduğu ilgi onu

Tackle adlı spor dergi-

ANA KARAKTERLERiN GEÇMiŞiNiN iZiNDE

33

sinde yazar v e editör olmaya kadar götürecekti; dergide Çinli adına benzeyen Chang-Cho takma adını kullanacaktı. Ernesto'nun o sıralarda henüz küçük bir çocuk olan kardeşi Juan Martin, Ernesto'nun kendisiyle babacan bir tavırla ilgilenişini sevgiyle anıyor. Emesto ona Patatin, yani Puf-puf adını venniş, o da sevinçten havalara uçmuş. Küçük kardeşinin gözünde ağabeyi büyük bir adam, bir kahramandı. Ernesto ona bir de tekerleme öğretmiş: "İki arkadaş oturuyormuş bir ağacın altında/Şimşekler çakıyormuş o sırada. Yıldı­ rım düşmüş ... güm!/Boynunda Aziz Crispin madalyası olan/Boylamış öbür dünyayı o anda!" Kadınlar melek yüzlü bir çocuğun söylediği bu kafir tekerlemeden dehşete kapılmışlar. 1949' da Ernesto, Tucuman' da yapılan üniversite olimpiyatlarına satranç ve atletizm dalında katıldı. Zorluklara meydan okumayı sevdi­ ği için sırıkla atlama müsabakalarına da kaydolmuştu. Carlos Figueroa şunları söylüyordu: "Ona sırığın nerede diye sorduklarında, bunu üni­ versitenin verdiğini düşündüğünü söyledi. Ona bir tane sırık buldular, o da atladı ama beceremedi; çünkü nasıl atlayacağına ilişkin hiçbir fikri yoktu." Ernesto'nun üniversite yılları pek parlak değildi; notlarının hep­ si "geçer"di. Solcu grupların faaliyetlerine katılıyordu. Ernesto'yu örgütlerinin düşünceleriyle bunaltan Genç Komünistlerden genç bir militan, "İlişkimiz kesinlikle zor bir ilişkiydi," diyordu; bu genç mili­ tan, Ernesto'yu siyasi fikirlerinden ziyade etik fikirleri olan biri olarak tarif ediyordu. Ernesto, Genç Komünist Tita Ferrer'le hararetli tar­ tışmalara giriyor, bu tartışmalarda genellikle Marksistleri katı mez­ hepçiler olmakla suçluyordu. Tita, Ernesto'nun üniversite hayatına karşı ilgisizliğinin nedeninin ne olabileceğini şu sözlerle açıklıyordu: "İkimiz de, farklı nedenlhle, tıp fakültesine uygun insanlar değildik. Belki orada, aradığı şeyin ancak küçük bir kısmını bulabileceğini o da biliyordu, kim bilir?" Ernesto, doktorların kalp krizi geçirebileceği uyarılarına rağmen rugby oynamayı sürdürdü. Babası onunla bu konuyu konuşmak istedi; ııına Ernesto paramparça

olacaksam olayım diyerek hiçbir öğüde ku­

lak asmadı. Babasının yapabildiği tek şey, ara sıra da olsa fısfıstan bir iki nefes çekmesi için sınıf arkadaşlarından birini elinde fısfısla kenar çizgisi boyunca onu takip etmeye ikna etmek olmuştu.

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIGER CHE

34

1949 yılı yaklaşırken Ernesto (kendini gezgin olarak görmekten

Santa Fe bölgesini, Cordoba'nın güneyini ve Mendoza'nın doğusunu kapsayacak bir gezi yapmayı, bazı derslerimi de sınıfta kalmamak için yolda çalışmayı dü­ şünüyorum.

hoşlaruyordu) bir bisiklet yolculuğu planı yaptı.

Bisikletine İtalyan Cucciolo marka bir motor monte ettikten sonra 1 Ocakta, erkek ve kız kardeşlerinin hayran bakışları, annesiyle baba­ sının "Ernesto'nun hıhaflıkları"nın neden olduğu endişeli yüz ifadeleri arasında yola çıktı. C6rdoba'daki İtalyan hastanesinin önünde üzerin­ de deri bir ceket, bir kep ve gözünde güneş gözlükleriyle bisikletinin üzerinde fotoğrafı çekildi. Ernesto "Che" olarak ünlenmeden önce bu fotoğraf Grafico dergisinin birçok sayısında reklam afişi olarak yayım­ lanmıştı, elbette Juan Martin'in de kolhıkları kabarmıştı onun fotoğ­ rafını dergide görünce: "Arjantinli tıp öğrencisi Ernesto Guevara de la Sema, ülkeyi baştan başa katettiği Cucciolo motorlu bisikletiyle."

1 Ocak gecesi Buenos Aires'ten ayrılırken monte ettiğim motorun gücünü ve beni gezimin son ayağı olan Ilar'a götürüp götüremeyeceğini merak ettim. Ama gezi hiç terslik olmadan sürdü. Saatlerce pedal çe­ virdim, bazen motoru çalıştırdım, öğlenleri ağacın altında tıp derslerini çalışmak için mola verdim. Gün geçtikçe kaslarım yorgun düştü, yatağı özledim, ama ruhum devam etmek istiyordu, devam ettim. Yolda bir serseriyle karşılaştı; adam, ona nereden bulduğu belli ol­ mayan bir termosla mate ikram ettikten sonra birden berber olduğunu

Kız kardeşim Ana Maria'yı gör­ mek için Aguilarların evine giderken saçımı, yüzülmüş kafa derilerini andıracak bir tarzda kestirmiştim.

hatırladı ve Emesto'nun saçını kesti.

; Kız kardeşi onunla birlikte Los Chorrillos taki muhteşem çağla­

yanlara gitmişti (Orada

dağcılığın ilk kuralını öğrendim: Yukarı çıkmak aşağıya inmekten zordur). Çocukluğundan beri birkaç kez yaptığı gibi

yine ölüm tehlikesi geçirmişti: Arkadaşlarının korkulu bakışları ara­ sında ancak 60 santim derinliğindeki bir gölete dalmıştı. 29 Ocakta C6rdoba'ya pek uzak olmayan Cha:ıiar kasabasında­

ki cüzam hastanesine, Granado kardeşlerin en büyüğü olan Alber­ to'nun çalıştığı hastaneye tekrar gitti. Doktor adayı ile uzman dok­ tor, cüzam hastası olduğu halde bunu kabullenmeyen genç, güzel bir kadının tedavisine başladılar. Granado, kadının sırtındaki duyarsız

ANA KARAKTERLERiN GEÇMiŞiNiN iZiNDE

35

bölgelere soğuk ve sıcak pres uyguladı; ama kadın onun nerelere do­ kunduğunu tahmin etti. Derken Granado ansızın hastalıklı bölgeye kocaman bir deri şırıngası batırdı; kadın tepki vermedi. Ernesto de­ liye dönmüştü, Alberto'yu duygusuzlukla ve ilgisizlikle suçladı .Ar­ .

kadaşına duyduğu öfke günlerce sürdü. Granado, ona bunun kesin sonuç veren bir test, teşhisi doğrulamanın tek yolu olduğunu açık­ lamaya çalıştı. Ernesto hayat tecrübelerine dayanarak öğrenmeye başladığı on emirde geçen en büyük günahı işlemiş gibi hissetmişti kendini: insanın gururuyla oynama günahını. Sertlik affedilebilirdi ama kandırmak asla. Ernesto Guevara birkaç gün sonra gezisine kaldığı yerden devam etti. Uyumak için bir lağım borusuna girmek üzereyken karşılaştığı bir serseri ona, "Bu kadar enerjiyi nasıl boşa harcıyorsun anlamıyorum," demişti.

Bir süredir içimde büyüyen bir şeyin şehir hayatının hay huyu içinde olgunlaştığını fark ettim, bu şey uygarlığa karşı, o berbat sesin 'vurgularına uyarak hareket eden insanlann görüntülerine karşı beslediğim nefretti. Genç Guevara gezi günlüğüne şunları yazmıştı:

Yolda, altında gerçek bir motosiklet, gıcır gıcır bir Harley-David­ son bulunan bir motosikletliyle karşılaştı, adam ona saatte 80 ila 100 kilometre hızda yedekte çekmeyi teklif etti. Artık 40 kilometreden daha hızlı giden bir şeyin riskli olduğunu öğrenmiş olan Ernesto, ada­ mın teklifıni geri çevirdi. Ertesi gün, bir kasabaya girerken, motosik­ letliyle tekrar karşılaştı ama bu sefer kazada can vermiş biri olarak. Ernesto yolda tıpta öğrenebileceklerinden daha fazlasını öğreni­ yordu. Artık günlüklerine metaforlar girmeye başlamış, tasvir yete­ neği daha da gelişmiş, bir münzevinin düşünceleri arasına ayrıntılı manzara tasvirleri girmeye başlamıştı. Nihayet Mendoza'ya vardı; Maruja teyzesi onu kir pas içinde gö­ rünce ilk anda tanıyamadı. "Bunun" yeğeni olduğunu anlayınca ona büyük bir öğle ziyafeti çekti, giysilerini yıkadı ve sırt çantasını ekmek­ le doldurdu. Ernesto sonra San Luis yoluyla Buenos Aires'e döndü, ardında 4500 kilometreden fazla yol bırakarak. Ekim 1950' de, Gonzalez Aguilar'ın C6rdoba' daki evinde gerçek­ leşen bir düğünde Emesto, Chichina diye tanınan Maria del Carmen Ferreyra adlı genç bir kızla tanıştı. "ille bakışta gelen bir gençlik aş-

·

36

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIGER CHE

kıydı," diyor arkadaşı Jose Gonzıiles. Chichina, saçları yüzünü örten, birçok hayranı olan, iri gözlü, hoş, güzel bir genç kızdı. Ancak bu yıldırım aşkı sorunsuz değildi. Emesto, şansı yaver git­ meyen orta sınıf bir ailenin oğluydu, Chichina ise eski C6rdoba oligar­ şisindendi. Annesiyle babası, kocaman iki tenis kortu, polo sahaları, Arap hizmetçileri ve kendi kilisesi bulunan Malagueıio arazisinin sa­ hibiydi. İşçileri, aynı arazi üzerinde bulunan, ailenin evinden bağımsız bir mahallede yaşıyordu. Ernesto, üzerinde kravat ve ceket olmaksızın, sadece gömlek ve pantolonla, bu evi ziyaret etmişti. Chichina'nın annesiyle babası iliş­ kilerinin ciddi olduğunu öğrenince buna pek aldırış eder görünmemiş­ lerdi. "Sürekli giydiği ve banyo yaparken üstünden çıkarmayıp-birlik­ te yıkandığı gömleğine gülmüşler ve onun formaliteleri boş verişiyle, pejmürdeliğiyle alay etmişlerdi, ki bu o aptal çağımda beni biraz utan­ dırmıştı. Ama edebiyattan, tarihten veya felsefeden konuşurken veya gezileriyle ilgili hikayelerini anlatırken onu pür dikkat dinlemişlerdi," diye anıyor Gonzfilez Aguilar o günleri. Chichina'nın kuzeni Dolores Moyano olayı kısa ve özlü bir biçimde anlatıyordu: "Ernesto prensese aşık oldu, ansızın, beklenmedik bir biçimde. [Chichina] onun küçüm­ sediği her şeye sahipti, o da onun küçümsediği her şeye. imkansız bir ilişki... Arkadaşlarımız sık sık Ernesto'nun giysilerine önem verme­ diğinden, buna karşın kendini müthiş giyiniyormuş gibi göstermeye çalıştığından dem vururlardı. Ernesto'nun onların arasında ansızın yarattığı şaşkınlığı anlayabilmeniz için taşra oligarşisinin zihniyetine aşina olmanız gerekir." Del Carmenler gibi İngiliz süveteri, deri çizme ve ipek kravat delilerinin akıllarını Ernesto'nun naylon "haftalık"ıy­ la bozmamaları beklenemezdi; ama buna rağmen Guevara'nın tarzı hepsini fethetmişti; bir partiye gittiğinde diğerlerinin zenginliği kar­ şısında yoksulluğu nedeniyle utanıp sıkılmak bir yana, başı dimdikti ve hoş biriydi.

İki aşığı birbirinden ayıran farklılık anlaşmazlıklardan kaçınma­ larını kolaylaştırıyordu; böylece ilişkileri daha da ilerledi. Bu arada Ernesto'nun, entelektüel arkadaşı Tita hıfante'yle arkadaşlığı giderek pekişiyordu. 1950'nin sonlarına doğru Emesto yeni bir delilik icat etmişti. Ar­ kadaşı Carlos Figueroa'yla birlikte ucuzluktan alabildiği kadar fabrika

37

ANA KARAKTERLERiN GEÇMiŞiNiN iZiNDE

artığı ayakkabı tekleri almış, bunları ellerindeki diğer teklerle eşleş­ tirip az karla satnuş, sonra da farklı olmalarım önemsemeyeceklerini düşüncesiyle, ellerinde kalan tekleri bedava verecek kör adam aramış­ tı. Bundan sonra ortalıkta, Ernesto'nun cehennemde kimsenin giymek istemeyeceği ayakkabıları giymek zorunda bırakılarak cezalandırıla­ cağı söylentileri dolaşmaya başlamıştı. 1 950'nin sonunda cebini birazcık olsun dolduracak para kazanmak için Arjantin ticaret gemilerine başvuran Ernesto, bu gemilerden bi­ rinde hastabakıcı olarak iş buldu; şubat ayında ise kargo gemileriy­ le petrol tankerlerinde çalışmaya başladı. Gemi limana yanaştığında, petrol yükleyip boşaltıyordu; gemi denizdeyken ise ders çalışacak bol zaman bulabiliyordu. Chichina ile ilişkisi ayaküstü görüşmelerle ve mektuplarla sınır­ lanmıştı. Ona evlenme teklifi etmiş, halaylarında Amerika kıtasıru bir karavanla dolaşmayı önermişti. Chichina'nın annesiyle babası kıza baskı yapnuşlar, Chichina da onun bu balayı fikrine pek sıcak bak­ mamıştı. Ardından da siyasi çatışmalar baş göstermişti; Chichina'nın ailesi Emesto'yla arkadaşı Gonzal.ez Aguilar'ı Komünist olmakla suç­ lamıştı; halbuki o sıralarda Guevara'nın Marksizmle bir alakası yok­ tu, daha çok Gandhi'den etkilenmişti. (Okuduğu kitapları arasında en sevdiklerinden biri Hindistan Başbakanı Jawaharlal Nehru'nun

Hin­

distan 'ın Keşfi'ydi ) .

Ticaret gemilerinden ayrıldıktan sonra Ernesto, daha önce doktor­ luğunu üstlenmiş olan ünlü alerji uzmanı Salvador Pisani'yle çalış­ maya başladı. Bu sıralarda Carlos Figueroa'yla birlikte bir böcek ilacı formülü geliştirmeye çalıştı ama başarılı olamadılar. (Yoksa felaketle sonuçlanan iş girişimlerinde bulunma özelliği babasından ona mı geç­ mişti?) Ekimde C6rdoba'daki Granado ailesini ziyareti sırasında Ernesto, Alberto Granado'yla birlikte, Alberto'nun La Poderosa II. [Güçlü .ll] adlı motosikletini tamir ediyordu. Emesto ansızın,

Neden Kuzey Ameri­

ka 'ya gitmiyoruz? diye sordu. "Nasıl?"

Poderosa'yla tabii ki. Granado'ya bakılırsa bu fikir kardeşi T6mas'tan gelmişti, ayrıca Ernesto'nun bu fikri benimseyecek kadar çılgın olduğunu söyleyen de

38

ERNESTO GUEVARA: NAMI Dl�ER CHE

oydu. Chichina'yı görmek için C6rdoba'ya gitmiş olan Ernesto'nun "etrafta dolaşmaya ve birlikte yolculuk etmek için bozulmaz bir an­ laşma yapmamız gerektiğini haykınnaya'; başladığını bizzat Granado söylemişti. Olayın bu iki farklı anlatımından da bir şey anlaşılıyor, o da

Al­

berto'nun işinden memnun olmadığı, Ernesto'nun henüz işinden yeni ayrıldığı ve bir sürü şeyden bunaldığı;

tıp fakültesinden de, hastaneler­

den de, sınavlardan da... Kasım ayında, Ernesto, Pisano'nun kliniğinde bulaşıcı hastalıktan ölmüş kişilerin iç organlarını öğüten yeni geliştirilmiş bir makineyle çalışıyordu. O her zamanki sabırsızlığıyla koruyucu fıltrenin takılma­ sını beklemeden çalışmaya başlamış ve enfeksiyon kapmıştı. Makineyi kullandıktan iki gün sonra ateşi çok yükselmiş, yataktan kalkamamış­ tı. Sorunu kendi başına halletmeye çalışıp başarısız olunca babasını

arayıp ondan uyarıcı ilaçla birlikte bir hemşire göndermesini istemek zorunda kalmıştı. Baba Emesto, Plsani'ye hemen gelmesini söylemişti. Emesto kalp krizinin eşiğindeydi. Emesto ertesi gün halsiz bir şekilde ayağa kalkıp sınava girmişti. Babasının söylediğine göre, Emesto o gün çok bitkinmiş. Halbuki Ernesto'nun sözlüğünde "bitkin" diye bir sözcüğe yer yoktu.

3 LA TİN AME RİKA' NIN KEŞFİ

Guevara ilk Latin Amerika gezisinde Amazonlar'daki Mambo-Tambo gölünün kıyısında, Alberto Granado'yla.

40

E

rnesto'yla Alberto'nun gezi planları biraz acayipti: C6rdo­ ba'dan Buenos Aires'e gidip Ernesto'nun ailesiyle vedalaşacak, oradan Atlantik kıyısı boyunca ilerleyip Chichina'ya uğraya­

cak, onunla da vedalaştıktan sonra güneye, göller bölgesine gidip Şi­ li'ye geçecek, orada karar verecekleri bir yolla tekrar kuzeye yönelip

geri döneceklerdi. Yola 1951'in sonlarına doğru çıktılar. Granadoların evinden uzun süren bir vedalaşmanın ardından ayrılmışlardı ve bir tramvayla çar­ pışmalarma ramak kalmıştı. Sonra 4 Ocakta C6rdoba' da duyduklarına benzer şikayetler arasında Buenos Aires'ten ayrıldılar. Celia, Alber­ to'dan Ernesto'nun geri dönüp okulunu bitirmesi için elinden geleni yapmasını istedi: "Diploma ihmale gelmez." Keşif gezisine üçüncü üye burada katılmıştı; Dokuzcanlı adlı bir polis köpeği; köpek aşırı yüklü motosikletin üzerindeki eşyalara pençeleriyle sıkı sıkı tutunarak yol­ culuk etmişti. Buenos Aires'ten Miramar'a, Chichina'nın ailesiyle birlikte yaz

Orada kalmayı planladığımız iki gün, oldu sekiz gün, sonra oradaki günlerimiz benim o müzmin ağız kokumla kanşık mayhoş aynlışımızla sona erdi... Alberto tehlikeyi fark etti ve kendini Amerika'nın otoyollarında bir başına do­ laşırken hayal etti, ama hiç sesini çıkarmadı. Bu [Chichina] ile ikimizi ilgilendiriyordu çünkü. Sonunda ayrılmışlardı (uzun süren salya sümük vaziyetlerinden sonra yol arkadaşım Alberto Granado beni oradan uzaklaştırdı). Chic­ tatilini geçirdiği küçük sayfiye kasabasına geçtiler.

hina ona kendisine bir mayo alması için on beş dolar vermiş, Ernesto da o parayı başka bir şeye harcamaktansa açlıktan ölmeyi tercih ede­ ceğini söylemişti. Motosikletliler 16 Ocakta Bahia Blanca'ya vardılar. Ernesto, kasa­ banın girişinde, bayır aşağı inerlerken silindirde ayağını yaktı, yara tam iyileşmedi. Hastalandığı için Benjamin Zorilla'da bir süre mola verdiler. 14 Şubatta nihayet Şili sınırını geçtiler, Esmeralda adlı romörkörün sahibiyle sıkı bir pazarlık yaptıktan sonra: Adam, Ernesto ile Alber­ to 'nun pompayla sintine sularını boşaltması karşılığında motosikleti karşıya geçirmeyi kabul etti. Ernesto astım krizi geçirdi.

derosa 'nın yol parasını alnımızın teriyle ödedik.

Bizim ve Po­

LATiN AMERIKA'NIN KEŞFi

41

Temuco'dan ayrılırken ciddi bir kaza geçirdiler: Motosiklet birden yalpaladı ve devrildi. Mucize eseri onlara bir şey olmadı ama motosik­ letin kasasıyla vites kutusu kırılmıştı.

Poderosa'nın (Ernesto artık ona

Cılız diyordu) kasasının kaynakla tekrar tek parça haline getirilmesi, ceplerindeki son paralarına mal oldu. Motosikleti onardıkları sıralarda Lautaro 'da bir grup Şililiyle tanıştılar ve onlarla şarap içmeye gittiler. Emesto olanları şöyle anlatıyor:

Şili şarabı lezzetlidir, sünger gibi içtim. Sonra yakındaki bir dans partisine gittik... Çok dostça yaklaşan bir araba tamircisi benden şa­ rap yüzünden kendisi dans edemeyeceği için karısıyla dans etmemi istedi. Kadın Şili şarabı yüzünden iyice azmıştı, elinden tutup dı­ şarı çıkarmak istedim onu. Önce ses çıkarmayıp peşimden gelmeye yeltendi ama sonra kocasının bizi izlediğini hatırladı ve oradan ay­ rılmayacağını söyledi. Bende akıl kalmamıştı, kadını herkesin gözü önünde kapıya doğru sürüklemeye başladım. Kadın beni tekmele­ meye çalıştı ama o sırada onu sürüklemeye devam ettiğim için ayağı kaydı ve yere oturdu. Olaya öfkelenen bir grup insan bizi kasabaya kadar kovaladı. Alberto ise dövünüp duruyordu; çünkü kadının ko­ cası içilen tüm şaraplann parasını bize ödetmişti. Granado daha sonra Deli Serna'nın kendisine ciddi ciddi şöyle dedi­ ğini söyleyecekti:

Artık gittiğimiz yörelerin dans partilerinde kadınları

ayartmayacağımıza dair birbirimize söz verelim. Santiago'ya vardıklarında motosiklet hapı yutmuştu, "eski bir kız arkadaşın cenazesi gibi," demişti Granado motosikletine veda eder­ ken. Motosikleti yitirmeleri, statülerini de yitirdikleri anlamına geli­ yordu. Ernesto'nun da dediği gibi,

Bir süre yolların fatihiydik; köklü

"gezgin" aristokrasisine mensuptuk ve üzerinde fiyakalı şeyler yazan meslek kimliklerimiz vardı. Şimdiyse sadece iki otostopçu olmuştuk, baş parmaklarıyla Valparaiso yönünü işaret eden iki otostopçu. 8 Martta, Antofagasta'ya gitmek üzere demir alacağı güne kadar limana bağlı olan

San Antonio gemisinin tuvaletine saklandılar. Tuva­

lette iki buçuk gün geçirdik. Birisi kapıyı açmaya çalıştığında, kalın bir sesle, ''Dolu!" diyorduk, karşıdan alçak bir "affedersiniz" sesi geliyordu. Ortalıkta kimseler kalmayınca, aynı şeyleri tekrar etmek üzere diğer tu­ valete gidiyorduk. Sonra yakayı ele verdiler.

E RNESTO GUEVARA: NAMI DIC>ER CHE

42

Antofagasta'dan maden kasabasına gittiler. Ernesto, bölgedeki İngiliz şirketlerinin madencileri nasıl sömürdüklerini gördü, çok et­ kilendi (şirketin

rulmuş).

dev binası mezarlıkta yatan on bin cesedin üzerine ku­

Oradayken bir Komünist madenciyle tanıştılar; Emesto'nun

İnsanları bu şekilde ezmeleri çok utanç verici. Kolektivizmin nezih bir hayatın önünde bir tehlike oluş­ turup oluşturmadığı sorusunu geçtik, bu adamın anladığı Komünizm, içinde bulunduğu hayattan daha iyi bir hayatı arzulamanın ötesinde bir şey değildi.

onun hakkındaki fikirleri çok ilginç:

23 Martta Şili' den ayrıldılar, güneyden kuzeye doğru 3500 kilomet­

re yol katetmişlerdi. Peru'yla ilgili ilk izlenimleri yorgunluklarıyla ilgiliydi:

talarımızın ağırlığı sanki yüz kat artmıştı.

Sırt çan­

Gecenin bir yarısı bir köy

evinin kapısını çaldılar. Kapı açıldı, Arjantinli ve doktor olduklarını söylediler; "Buradaki gibi Yerlilerin düzülmediği Per6n'la Evita'nın ülkesinden mi," dedi köylü. 24 Mart ile 31 Mart arasında Titicaca gölünü gezdikten sonra ağır

ağır Cuzco'ya doğru ilerlediler, ara sıra bir ,şeyler yiyerek ve otostop çektikleri kamyonlarda Yeriller ve hayvanlarla birlikte yolculuk ede­ rek; yerli halka uygulanan ırkçılığa ve kötü muamelelere kendi gÖzle­ riyle şahit oldular. Ernesto, Cuzco'nun İnka dünyasından çok etkilendi. Burada gün­ lüğüne düştüğü notlarda seçtiği sözcükler çılgıncadır, kullandığı me­ taforlar coşkundur ve yazıları lirik tasvirlerle bezelidir.

Cuzco bir anı,

sokakları başka bir çağa ait görünmez tozlarla kaplı. Geleceğin doktor Guevara' sının içinde, yüzeye çıkmayı arzulayan bir arkeolog vardı hiç kuşkusuz. Cuzco'dan çok etkilenmişti etkilenmesine ama Machu Pic­ chu'yu görünce kendinden geçecekti. Orada, birkaç

yıl sonra yazdığı

bir makalede kullandığı verileri toplayacaktı. Arkeolojik bölgeden 6 Nisanda ayrılarak, yolculuğun hedeflerin­ den biri olan Huambo'daki cüzam hastanesine gittiler. Emesto yolda berbat bir astım krizine yakalandı, iki doz adrenalin almasına rağmen geceye doğru daha da kötüleşti. Geceyi bir polis karakolunda geçirdi­ ler. Şırınga iğneleri iyi yıkanmadığı için Granado onun tetanosa bağlı spazm geçiriyor olabileceğinden ve orada öleceğinden korktu; ama başka bir olay astım krizini yatıştırdı.

O gün nöbette kalan polise ait

LATiN AMERIKA'NIN KEŞFi

43

battaniyeye sarınmış vaziyette ve bir şekilde yorgunluğumu alan .filt­ resiz sigaradan üst üste içerek yağan yağmuru seyrettim. Holdeki bir direğe yaslanmış bir halde sabaha karşı uyuyakalmışım. İkili nisanın sonuna kadar ülke içinde dolaştı, bir süre tıp bilgile­ rini uyguladılar ve Peru halkına yapılan ırkçı baskılara şahit oldular. 1 Mayısta nihayet Lima'ya ulaştılar. Yolculuğun en önemli evrelerin­ den birinin sonuna yaklaşmıştık; cebimizde metelik veya kısa bir zaman içinde bir yerlerden para bulma umudu kalmamıştı ama mutluyduk.

Lima' da, yoksulları tehdit eden hastalıkların, özellikle sıtma ve cü­ zamın tedavisiyle uğraşan tıp araştırmacısı, Marksist Dr. Hugo Pes­ ce'yi ziyaret ettiler. Kendisi gibi cüzamla ilgilenen gezici iki doktorla karşılaştığına memnun olan.Pesce, onları çok sıcak karşıladı. Onun ve asistanı Zoraida Boluarte'nin yardımlarıyla, Sales mezhebinden katı hemşirelerin yönetimindeki Guia Cüzam Hastanesi'ne yerleştirildiler. Lima'dan on gün sonra ayrıldılar. Vedalaşırlarken Pesce onlara; yazdığı son kitabı Latitudes del Silencio [Sessizliğin Hoşgörüsü] hakkın­ da ne düşündüklerini sormuş. Ernesto kendine hakim olamayıp kitabı eleştirmiş, manzaraları kötü tasvir ettiğini, Yerlilerle ilgili analizinde kötümser davrandığını belirtmiş. Pesce şaşırmış, donup kalmış. "Size bunca iyiliğim dokunmuşken, bunu bana nasıl yaparsın?" gibilerden bir şey söylemiş. Emesto da, "Dost acı söyler," gibi bir karşılık vermiş ona. Pesco biraz düşünmüş ve ona hak vermiş. İki genç Arjantinli be­ raberlerinde doktorla geçirdikleri hoş anılarla ve Pesce'nin o sıralarda üstü başı iyice perişan haldeki Ernesto'ya verdiği birkaç giysiyle bir­ likte oradan ayrılmışlar. Sonraki güzergahları Amazon'du. Ernesto bu sıralarda ailesine gönderdiği bir mektupta şunları yazıyordu: Bizden bir yıla kadar haber

alamazsanız, Amerikan müzelerindeki kurutulmuş kafataslarına bakın; çünkü Jivaro kasabasından geçeceğiz. Cenepa adlı bir tekneyle Amazon'da kuzeye doğru ilerlerken, hiç bitmeyecekmiş gibi görünen, sivrisineklerin saldırılarıyla geçen gün­ düz ve gecelerde anlattıkları gezi hikayelerini can kulağıyla dinleyen serbest ve rahat bir kızla (Guevara ona orospu diyordu, bu sözcük bil­ diği en kaba sözcüktü) dostluk kurdular; Granado'nun deyişiyle, "ara­ ya başka bir şey karıştırmadan." Emesto artık Chichina'yı bitmiş bir ilişkinin ardından hatırlanan biri gibi hatırlıyordu.

ERNESTO GUEVARA: NAMI DlôER CHE

44

Ormanın derinliklerinde kurulmuş bir cüzam hastanesi olan San Pablo'da hastalarla görüştüler, onları tedavi ettiler, doktorlarla görüş alışverişinde bulundular, nehirde balık avladılar ve cüzamlılarla futbol oynadılar. 14 Haziranda Ernesto yirmi dördüne bastı,

Aziz Ernesto gününde.

"Fuser o gün iki dirhem bir çekirdekti." Üç gün sonra, Ernesto'ya ken­ disini çok sevindiren bir şey geldi: Amazon' da karşıdan karşıya çap­ razlama yüzdü, akıntı yönünde dört kilometre boyunca. Sahile ulaş­ tığında soluk soluğaydı ama yüzünde bir memnuniyet ifadesi vardı. Kolombiya sınırına ulaştıktan sonra kanoyla Leticia'ya geçtiler. Kolombiya tarafında dolaşırlarken Leticia "Independiente Spor" futbol takımının menajeriyle tanıştılar ve onu futbol konusunda yetenekli olduklarına ikna ettiler; takımı belli bir zaman sınırlaması koymadan çalıştırma ve antrenörlük üeretinin aiınacak sonuca göre belirlenmesi konusunda anlaştılar. Yolculukları boyunca yaptıkları en iyi işti bu. Bu iki parlak antrenör, oyuncularla adam adama markaj çalışması yaptılar ve savunma oyuncularının forvetleri marke ettiği bir hazırlık maçından sonra birkaç saat içinde harika sonuçlar elde ettiler. Nihayet maçların eleme usülü yapıldığı bir turnuvaya katıldılar ve Granado'nun attığı bir golle maçı kazandılar; takımın seyircileri drip­ lingleri nedeniyle ona Arjantinli usta oyuncu Pedernerita'nın adını taktılar. Ernesto muhteşem bir kaleciydi. İkisi takımın uzun mesafeler katetmesini sağladılar ama artık ayrılma zamanı gelmişti. Antrenörlü­ ğe devam etmeleri için kendilerine ısrar edildiyse de onlar paralarını aldılar ve askeri bir kargo uçağıyla Bogotıi'ya uçtular. Bogotıi' da sokaklarda dolaşan ağır silahlı polisleri görünce hayret ettiler ve Laureano G6mez'in diktatörlüğünün ağırlığını üzerlerinde hissettiler. Bir öğrenci yemekhanesinde yemek yediler ve geceyi bir hastanede sandalyelerin üzerinde geçirdiler. Bir gece Ernesto, Bogotıi'nın neresinde olduklarını kestirmek için çakıyla toprağa harita çizerken oradan geçen polisler onu tutukladı ve çakısına el koydu. Kolombiya'dan ve polislerinden gına getirdikleri için Guevara'yla Granado 14 Temmuzda Tıichira nehrini geçerek Ve­ nezuela'ya gittiler. Ama Venezuela'da fiyatların yüksek oluşu nedeniyle Barquisi­ mento' da başkaları bira içerken onlar su içmek zorunda kaldı. Ernesto

45

LATiN AMERIKA'NIN KEŞFi

aatımın sıkıntısını çekmeye devam ediyordu bu arada. Yolda, ayaküstü bir plan yaptılar: Ernesto, bir akrabasını araya sokup Buenos Aires'e kargo uçağıyla at taşıma işini kabul ettirmeyi başarırsa, Granado da doktor olarak bir yerde iş bulursa, yolculukları burada sona erecekti. Her ikisi de başarısız olursa, Meksika'ya doğru yolculuklarına devam edeceklerdi. Ama Venezuela'da geçirdikleri ilk haftanın sonlarına doğru Granado yakındaki, Cabo Blanco'ya 32 kilometre mesafedeki bir kasabanın cüzam hastanesinde iş buldu; Ernesto da amcasının bir ahbabının atına refakat edecekti; ama önce transit vize alınası gereki­ yordu; çünkü uçak Arjantin'e Miami üzerinden uçuyordu. Orada geçirdikleri birkaç gün içinde tanışıp arkadaş oldukları kişi­ lerle veda etmek için bir araya geldikleri içkili bir toplantıda Ernesto dayanamadı ve UPI' de çalışan bir gazeteciyle tartışmaya girdi, onun Venezuela orta sınıfı düşünce tarzını eleştirdi. Sonra da Amerikalı

milyoner olmaktansa cahil bir Yerli olmayı tercih ederim diyerek

bir

kes­

tirip attı. Sonra, yarış atlarını taşıyan kargo uçağıyla Caracas'tan Miami'ye uçtu. Miami' de bir gün kalacaklardı ama uçağın motorlarından biri arızalanınca, uçak tamir edilene kadar cebinde bir dolarla beklemek zorunda kaldı. Bir pansiyonla, borcunu Arjantin' e döndükten sonra ödemek koşuluyla anlaştı. Sürekli kütüphaneye gitti, sürekli sütlü kahve içerek ayakta kalınaya çalıştı, her gün Miami'nin merkezinde bulunan pansiyondan sahile on altı kilometre yürüdü ve ABD Başkanı

Harry Truman hakkında kötü şeyler söyleyen bir Porto Rikoluya arka çıktığı için polisle başı derde girdi. Tita Infante yıllar sonra Ernes­ tıı 'nun kendisine "Miami'de geçirdiği yirmi günün hayatının en zorlu, t'll berbat günleri olduğunu, bunun da sadece çektiği ekonomik zor­

luktan kaynaklanmadığını" söylediğini hatırlayacaktı. Uçak nihayet tamir olduktan sonra Ernesto Arjantin'e döndü; ai­ lesi onu Buenos Aires'in Ezeiza havaalanında bekliyordu, onun atlarla birlikte yere ayak bastığını gördüler. Müsrif oğulları yurda dönmüştü. Evden ayrıldığı zamankin�en daha zayıftı ve o hiç eksik olmayan ço­ cuksu ifadesini yitirmediyse de bayağı olgun bir ifade yerleşmişti yü­ zUne. O çocuksu ifadesini yitirmemiş miydi gerçekten de? Günlüğünü

Bu satırların yazarı Arjantin topraklarına ayak basarken vefat etmiştir... ''Büyük temize çektikten kısa bir süre sonra şunu söyleyecekti:

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIGER CHE

46

Amerika"mızı gezip dolaşmak beni düşündüğümden de çok değiştirdi. Jose Aguilar daha da fazlasını söyler ve bu değişimin bir yönüne dik­ kati çeker: "Onun, ilk gezisinden sonra siyasetle çok fazla ilgilendiğini fark ettim." Ne kadar ama? Nasıl bir siyasetti bu ve eğilimi ne yöndeydi? O sekiz ay boyunca geniş aralıklarla yazdığı günlüğü son derece coşkulu ve sert bir amentüyle biter:

O insanların tarafında olacağım. Bunu biliyorum çünkü bunun ge­ cede yazılı olduğunu görüyorum. Öğretilerle dogmatik psikanalizi kılı kırk yararak inceleyen ben, barikat ve hendekleri mesken tutup çılgınlar gibi haykırarak silahlarımı kanla lekeleyecek, belki de öfke­ den karşılaştığım her yenilmiş düşmanın boğazını keseceğim... Bunlar sözcüklerden ibaret gibi görünüyordu, şimdilik.

4 DIŞ KAP IDAN Z ORLA İ Ç E Rİ

Ernesto yirmi yaşındayken, Cordoba'da.

1 952 48

Eylülünden itibaren Ernesto, Buenos Aires'teki Pena Cadde­

si üzerinde bulunan tnusal Kütüphane' de sınavları için saatlerce deli gibi çalıştı. Tita Infante yıllar sonra o günleri şöyle anlatıyor­

du: "Tutkularını ateşleyen bir sorun üzerinde durup uzun uzun düşü­ necek kapasitede biriydi: Cüzam, alerji, nöropsikoloji, ileri psikoloji ...

1953

ve bu konular hakkınd a sınavdan önceki gece beni arayıp tartışabile­ cek kadar epey şey öğrenirdi." Ocağında, Chichina'yı görmek için gittiği La Malagüefia ma­

likanesini son kez ziyaret etti. O sırada resmen ayrılmışlar mıydı? Ernesto ona evlenme teklif etmiş ve ret cevabı mı alnuştı? Chichina onun delice işlerine ortak olmak istememiş miydi? Bir daha bir araya gelmemek üzere ayrıldılar. Ernesto'nun, Pisani'nin kliniğindeyken üzerinde çalıştığı alerji konusuyla ilgili yazdığı makale aynı ay içinde yayımlandı. Oradaki meslektaşları ileride, nesli tükenmiş bir kişinin h�yatını konu alan ro­ manlardakine benzer tuhaf şeyler hatırlayacaklardı. Örneğin bir gün, kliniğe, ayaklarında kundura işinden kalma birbirinden farklı ayak­ kabılarla gelmişti. Tuhaf şeyler okuyordu: Teyzesinin ona verdiği pa­ rayla aldığı, İnkalarla ilgili bir arkeoloji kitabı. Laboratuvar çalışanla­ rına soğuk fıkralar anlatıyor, meslektaşlarının cümlelerini düzeltiyor ve yarı şaka yan ciddi, sonraki gezisine katılmayı teklif ettiği çalışma arkadaşı Liria Bocciolesi'yle flört ediyordu. Ne gezisi? Bir gezi olacağı muhakkaktı; çünkü Ernesto'nun Arjantin'de bunaldığı ortadaydı. La­ tin Amerika'yı keşfetmişti, şimdi ise bundan sonraki hayatını Buenos Aires'te doktor olarak sürdüreceği kısıtlı bir gelecek bekliyordu onu. (Çok utangaç olan Liria onun bu teklifinden dehşete kapılmıştı.) Ernesto yazmaya başladı, günlük yazılarından yararlanarak, yakın zamanda gerçekleştirdiği Latin Amerika gezisiyle ilgili

11

lüğü

Bir Gezi Gün­

başlığını taşıyan bir kitap yazmaya başladı ama bu kitabı asla

bitiremeyecekti. Nisanda son sınavına, klinik nöroloji sınavına girdi. Birkaç saat

sonra babasını telefonla aradı: Alo,

ben Dr. Guevara.

Ailesi mutluydu, Ernesto'nun geleceği artık belliydi: Pisani'yle birlikte çalışacaktı. Ama sonra,

Baba, Venezuela'ya gidiyorum

lafını

etti telefonda. Venezuela'da bulunan Granado'nun yanına gidecekti; Maiquetia' daki bir cüzam hastanesinde, yatma ve yiyeceğinin de te-

DIŞ KAPIDAN ZORLA iÇERi

49

min edilebileceği bir doktorluk işi ihtimali vardı. Ailesi en kötüsünden korkuyordu, asbnıından, otoyollardaki soğuktan, ikinci sınıf trenlerde yapılan yolculuklardan ve aç kalmasından. İşin kötüsü, Ernesto kara­ rını çoktan vermişti. Granado, Venezuela' da çalışıyordu. "Venezuela" eski bir hikayeydi, çok uzaklarda olan bir şey. İçindeki gezgin kazan­ mıştı. Ernesto yol hazırlıkları yaparken iki ay boyunca ailesinin evine genç insanlar gelip gitti, kenara para koydular, doktorluk yapabilmesi için karnesini ve diplomasını getirdiler. Bu seferki yol arkadaşı, Alta Gracia' dan eski arkadaşı Calica Ferrer' di. Veda partisi ailesinin başının altından çıkmıştı; Ernesto'nun kız kardeşi Celia acılı, baharatlı güveç yapmıştı. Gençler dans ederken, Ernesto köşeye çekilip onları seyretti. Ona göre dans vakit kaybından başka bir şey değildi. Parti tüm hızıyla devam ederken Ernesto'nun oturduğu yerden onları izlediğini gören Celia, yeğenine, "Onu ebedi­ yen yitiriyorum. Oğlum Ernesto'yu bir daha göremeyeceğim," demiş. Yanılıyordu, onu tekrar görecekti ama yıllar sonra göreceği Ernesto bambaşka biri olacaktı.

5 AM E RİKA YA DA BEŞ PARASIZLIK

İ kinci Latin Amerika gezisi, 1 953.

1 953

51 Temmuzunun soğuk ve kapalı bir gününde Buenos Aires'in



Retiro Tren İstasyonu' da Ernesto Guevara, Calica Ferrer'le bir­ likte ailesine veda etti. llci gezginin yanında toplam 700 dolardan

az para vardı. Onları o

gün yolcu edenler bu genç adamın platformda

yürürken ansızın yeşil sırt çantasım havaya kaldırıp

Çekilin yoldan

Amerika 'nın askeri geliyor! diye bağırışını, sonra da arkasına bakma­ dan ağır ağır ilerleyen trenle birlikte koşup merdiven korkuluğunu yakalayarak vagonlardan birine atlayışım hiç unutmayacaklardı. Ernesto'nun ailesi üzüntü içindeydi. İnsanüstü bir çaba gösterip okuldan mezun olmuştu, şimdi de her şeyi bir kenara bırakıyordu. Ne için, diye söyleniyordu babası kendi kendine. Macera için mi? Ame­ rika'nın askeriymiş; iyi güzel de savaşlardan geçilmeyen Amerika'nın hangi askerinden bahsediyordu? On dört paketle ayrılmışlardı istasyondan, bunların çoğu yolluktu. Maceracılara daha sonra katılacak olan Ricardo Rojo, Calica Ferrer'in Dr. Guevara'nın yol arkadaşı sıfatını hak etmesi için sahip olması ge­ reken özelliklerini şöyle sıralıyordu: "Bitmek bilmeyen yürüyüşlere hazırlıklı olmak, giyim kuşamla ilgili her türlü titizlikten vazgeçmek ve beş parasızlığı asla sorun etmemek." Bolivya'daki La Paz'a ulaşmak için 3200 kilometrelik tekdüze ve ıssız pampaları aşmaları gerekecekti, üstelik düz bir güzergahta iler­ lemenin keyfıni süremeden. Trende ikinci sınıf kompartımanda Ju­ juy' daki şeker fabrikalarında çalışan Yerlilerle birlikte yolculuk etmiş­ lerdi; ama Ferrer'in söylediği gibi; "İkinci sınıfta yolculuk ettik ama birinci sımf insanlarla birlikte." La Paz'da, Yanacocha Caddesi üzerinde, eşyalarım asabilmeleri için duvara iki çivi çakılan yıkık dökük bir oda kiraladılar. Ernesto 24 Temmuzda ailesine yolladığı mektupta şunları yazıyordu:

Bir metal madeninde, Calica 'yı da yanıma asistan olarak alıp bir ay çalışmayı planlıyorum. Vtekini [onlara iş vaadinde bulunan doktor ortadan kaybolmuştu] boş verdik. Burada kalamayacak oluşum bi­ raz canımı sıktı; burası özellikle tatil zamanlarında canlanan ilginç bir ülke. Tanm reformu 2 Ağustosta, o sırada ülkenin her yerinde çeşitli isyan olayları ve kargaşa çıkması bekleniyor... Her gün sesle­ rini duyduğumuz silah atışlarından ölen ve yaralanan insanlar var.

E RNESTO GUEVARA: NAMI DIGER CHE

52

Hükümet, köylü ve madencilerden oluşan kitlelere sözünü dinlete­ mediğini kanıtlamış dunımda ama madenciler bir yere kadar sesle­ rini yükseltebiliyorlar; onların silahlanması durumunda [ muhalefet partisi] Falange'ın MNR'nin1 safına geçeceğine şüphe yok. Bolivya devriminin akıbetini tahmin etmek, meraklı, profesyonel denebilecek bir gözlem yeteneğine sahip, açıkgöz, genç bir Arjan­ tinli doktor için bile kolay değildi. Kimi zaman Bolivya devrimini, başındaki rüşvetçi lideri yüzünden doğruca emperyalizmin kucağına düşecek, başarısız bir devrim girişimi olarak gördü. Kimi zaman da madencilerin verdikleri olağanüstü mücadelelere ve iki bin kişinin ölümüyle sonuçlanan çarpışmalara hayran kalmaktan kendini ala­ madı.

Hiç destursuz çatışmaya daldıkları kesin diye yazar uzun süre­

den beri sırdaşı olan Tita Infante'ye gönderdiği bir mektupta. Ernes­ to tarım reformunu destekliyordu ama bu reformu sürdürecek güçte kimseyi göremiyordu. MNR ' de, seçimi kazanan partide üç farklı grup olduğunu anlamıştı: Birincisi Hernan Siles Suazo'nun temsil ettiği uzlaşmacı, satılmış sağcı grup; Victor Paz Estenssoro'nun li­ derliğindeki ortanın sağında yer alan grup ve

parti verip kadın pe­

şinde koşmaktan başka bir şey bilmeyen madencilerin lideri Juan Le­ chin'in önderliğindeki solcu grup. Ernesto, devrimin dış saldırılara karşı dayanabileceğini, iç çekişmeler nedeniyle de parçalanabilece­ ğini hissediyordu. Ama ileride, sözünü ettiği bu üç kişiyle tümüyle farklı koşullar altında tekrar karştlaşacağı ise aklının ucundan bile geçmiyordu.

16

Ernesto buradaki toplumsal kargaşayı, Sucre Palace Otelinin barı­ na yerleşmeden önce karnını tropik meyvelerle doldurduğu Camacho pazarına bakan

de Julio Bulvarı'ndaki kafelerden izlemiş ve bu kar­

gaşayla ilgili düşüncelerini yine bu lqıfelerde otururken geliştirmişti. Ernesto, Sucre Palace Otelinin barını, madencilerle işçilerin gösterile­ riyle dolu bu şehir içindeki hareketleri izlemek için bir gözlem nok­ tası olarak kullanıyordu.

Görsel bir gösteriydi ama sönüktü. Yürüyüşe

hakim olan bitkinlik ve genel coşkunsuzluk geçit töreninin enerjisini alıp götürmüştü; bu tür konulardan anlayan biri; törende eksik olan şeyin madencilerin suratlarındaki canlılık olduğunu söyledi. MNR: Movimiento Nacional Revolucionario: ınusal Devrim Partisi.

AMERiKA YA DA BEŞ PARASIZLIK

53

Ernesto, zengin bir Arjantinlinin evinde tanıştığı Rojo'yla Tarım İşleri Bakanı'nı ziyaret etti. Burada köylülerin tarım ürünleriyle birlik­ te nasıl DDT'yle ilaçlandığını anlatan bir sunum izledi. MNR'nin sol­ cu kanadından 1'luflo Chavez, Ernesto'ya, müze ziyaretine giden Yerli melezlere neden benzer aşağılayıcı şeyler uygulandığını, bu uygula­ maları olurnlayarak anlattı, sonra Emesto, Rojo'yla birlikte oradan ayrıldı. MNR halkın partisi değildi; kadrosu olmayan bir partiydi; halk sokakta silahlı birlikler kurarken, partinin liderleri bürokratik dalave­ relerle hortumladıkları paralarla eğlence yerlerinde keyif çatıyordu. Bir seferinde Calica, Ernesto'dan, bir defıneye ortakmış pozların­ da, banyoya gitmek için para ister, Ernesto gayet ciddi bir biçimde bu­ nun gereksiz bir istek olduğunu, temizlikten önce yemeğin geldiğini söyler. Calica ısrar eder, bunun üzerine Guevara ona banyo parasını kahvaltı . parasından kullanması gerektiğini söyler. Birkaç saat sonra Calica Ferrer pirüpak bir halde Emesto'nun cafe con leche'nin [İspan­ yol beyaz kahvesi] yanında kurabiye yiyişini yutkunarak seyreder, ta ki doktor insafa gelip arkadaşının yutkunma hastalığıriı tedavi edene kadar. Ernesto, Bolivya' dan ayrıldıktan sonra tekrar eski sevgilisine, ar­ keolojiye döndü. Tihuanaco'daki harabeleri, sonra da Titicaca gölün­ deki Isla del Sol'u ziyaret etti. Annesine gönderdiği mektupta şunlar

Oradaki bir mezarlıkta, İnkaların ünlü chompi alaşımından yapılma serçe parmağım büyüklüğünde bir kadın heykelciğiyle karşılaş­ tığımda kaşif olarak en büyük hayalimi gerçekleştirme imkanı buldum.

yazıyordu:

17 Ağustosta Yunguyo'dan Peru sınırını geçtiler ve orada güm­

rük muhafızları tarafından gözaltına alındılar. Gümrük muhafızları yanlarındaki kitapları ve Bolivya tarımıyla ilgili topladıkları verileri incelediler. Ernesto 2 1 Ağustosta, Cuzco'da fotoğraf çekerken tekrar arkeo­ lojiye geri döndü. Burada çektiği fotoğrafları, daha sonra Machu Pic­ chu'ya yaptığı ilk geziyle ilgili materyallerden yararlanarak yazdığı "Taş Bilmece" başlıklı makalede kullanacaktı.

Hayranlığımı başka türlü nasıl ifade edebilirim bilmiyorum ama parlak gri harabelerin ardındaki bu gri tepecikler, mor ve renkli zir­ ve hayal gücümün ötesinde olağanüstü bir manzara.

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIGER CHE

54

Enıesto'nun arkeoloji merakı Rojo'ya ağır gelmiş, gruptan ayrılıp tek başına Lima'ya gitmişti. Guevara harabelerden kendini alamıyordu, daha fazla harabeyi ziyaret etti ve hepsine hayran kaldı. Annesine yazdığı bir mektupta, yol arkadaşı olarak Granado ile Calica arasın­ daki farkı anlatıyordu: Biri otların üzerine uzanıp İnka prensesleriyle evlenme hayali kurarken, diğeri Cuzco sokaklarında üzerine bastığı

Cuzco'yu meydana getiren o elle tutulup gözle görülmez terkibin kokusunu değil de, sadece kötü ko­ kuların ve dışkı kokularının kokusunu alıyor. Yine Macchu Picchu makalesinde coşkuyla şunu yazar: Orta Ame­ rika 'nın yurttaşları, geçmişifethedin. Makalesinde Ernesto, kaldığı ote­

köpek pisliklerinden Şikayet ediyordu.

lin resepsiyon defterine bir Amerikalının yazdığı bir nota ("Coca-Cola reklamının olmadığı bir yer bulduğum için şanslıyım") yer verir ve Latin Amerika'daki büyük müzelerin talan edilip en değerli eserlerin Latin Amerika dışına kaçırılmasına tepki gösterir. Lima'da Ernesto'nun kafasının içinde arkeoloji hayaletleri dolaş­ mıyordu, bu nedenle Manuel Odria'nın başında bulunduğu baskıcı ve kana susamış askeri diktatörlüğün sergilediği siyasi çürümenin belir­ tilerini gözleme olanağı bulmuştu. Daha sonra yazdığı bir mektupta o dönemin siyasi atmosferini

"boğucu"ve hükümeti de halkın destekle­

mediği, kasaturalar üzerinde duran bir hükilmet olarak tanımlar. Ne

Geleceğim konusuna gelince; nereye gittiğimi pek bilmiyorum, ne zaman gideceği­ mi ise hiç bilmiyorum.

yapacağını bilmemektedir. Tita'ya mektubunda şunu yazar:

26 Eylülde Calica'yla birlikte Ekvador'daki Huyquillas'a, oradan

Puerto Bolivar'a, oradan da Guayaquil'e gittiler, orada Rojo'yla tekrar buluştular. Rojo orada iç çamaşırının durumuyla ilgili olarak girdikleri bir iddiayı Ernesto'nun kazandığını hatırlayacaktı yıllar sonra. İç ça­ maşırının ne durumda olduğunu kanıtlamak için Ernesto iç çamaşırını çıkarmış ve yere sermiş. Arkadaşl�ı, kat ettikleri yolların pisliğiyle iyice kabuk bağlamış bir halde, tanınmaz bir renge dönmüş bu iç ça­ maşırına hayretle bakakalmışlar. Rojo daha sonra, devrimin, özellikle tarım işçilerinin önderliğinde­ ki bir devrimin patlak vermesinin an meselesi olduğu Guatemala'ya gitmeye nasıl karar verdiklerini anlatacaktı. Ama Ernesto bu olayı başka türlü anlatır:

Ekonomik sıkıntı içindeydik... Her şey, Rojo'nun Pe-

AMERiKA YA DA BEŞ PARASIZLIK

55

ru 'da buluşacağı Gualo Garcia'nın yaptığı bir espriyle başladı: Neden bizimle Guatemala 'ya gelmiyorsunuz? Böyle bir fikir zaten aklımda vardı, kararımı vermem için biraz dürtüklenmem yetmişti.

24

Yolculuğun masraflarını karşılamak için, daha doğrusu yola çıka­ bilmek için Üzerlerindeki giysilerin bir kısmını sattılar ve nihayet Ekimde Guayaquil' den Panama'ya giden gemiyle yola çıktılar.

Panama'da Emesto'yla Gualo Garcia, bir öğrenci lideri olan R6-

mulo Escobar sayesinde bir süre idare ettiler. Pansiyona verecekleri paralan olmadığı için Escobar, onları evine davet etmişti. Ancak evi pek huzurlu bir yer sayılmazdı; çünkü polis siyasi nedenlerle ikide bir Escobar'ı tutukluyordu. Ernesto oradayken yemeğini Gato Negro [Kara Kedi] adlı ucuz bir lokantada yiyordu; burası bölgedeki okulla­ rın öğrenci liderleriyle şairlerin buluşma yeriydi. Ernesto gazeteciliğe ilk adımını da Panama' da attı: Machu Picchu'yla ilgili makalesi

Siete

dergisinde yayımlandı. Sonunda onları Kosta Rika'ya götürecek bir taşıt bulurlar; ama arzularından başka bir şeyi gözü görmeyen ve zorlamaya veya acele ettirilmeye gelmeyen Ernesto, o sıralarda Panama'ya resmi bir ziyaret yapması beklenen İngiliz kraliçesini görmeden oradan ayrılmayaca­ �ını söyler. Kosta Rika'ya aralık ayının ilk günlerinde vardılar. Diğer sınır­ larda kendilerine sorun çıkaran içi kitap dolu bavulu arkalarında bırakmışlardı. Emanete hıyanet etmeyeceğine güvenilen Escobar bu güveni boşa çıkarmayacak ve bavuldakileri yıllarca saklayacak­ ! ı . Ernesto'nun San Jose' den yolladığı ilk mektup Buenos Aires'teki

Beatriz teyzesinedir; muhafazakar akrabalarıyla münakaşa eder­ ken onları ürkütmek için kullandığı tehditkar üslupla kaleme aldığı

United Fruit Co. 'nun bölgesin­ dım geçtim ve bu kapitalist canavarların ne kadar korkunç olduklarını bir kez daha anladım. Hayalimde canlandırdığım merhum Stalin 'in ıuretlne bakıp, bu ahtapotlar yok olana kadar kendime rahat huzur tanımayacağıma söz verdim.

mektubunda teyzesine şunları yazar:

San Jose'deki Soda Palace adlı kafede Ernesto, Moncada'daki aske­ ri kıtlaya saldırıp Batista'nın diktatörlük yönetimiyle çatışmaya gir­

mlf bir grup Kübalı sürgünle tanıştı. Ahlaki söylevleriyle ve bir avuç ıllahla kanı kaynayan genç Kübalıları zapt etmesini ve onları bir araya

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIGER CHE

56

getirmesini bilmiş genç avukat Fidel Castro hakkında Calixto Garcia veya Severino Rosell'in söylediklerini şüpheyle karşıladığı ve Cast­ ro'yu tercih ettiği anlaşılıyor:

Ötekini seç!

Emesto nihayet Guatemala'ya gider. Nikaragua sınırındaki yolcu­ lukları, bu yolculuğun en zor kısmını oluşturmaktaydı. Nikaragua'da kendilerini Honduras'a götürecek kişiyi beklerken, yanında Beberaggi Allende kardeşlerle birlikte külüstür bir arabayla Rojo çıkagelir. Onun aniden çıkagelişi müthiş bir sürpriz etkisi yapar. O arabayla Nikaragua'nın Managua şehrine giderler, Ernesto orada babı;ısından kendisine para yollamayı teklif eden bir telgraf alır ve çok

Şimdiye kadar, ne durumda olursam olayım, onlardan para istemeyeceğimi anlamış olmaları gerekirdi.

sinirlenir.

Sonra Guatemala'ya doğru yola çıktılar, Allende kardeşler ora­ da arabayı satmayı düşünüyordu ama daha yoldayken paraları bitti. Bunun üzerine arabayı parça parça sattılar, önce krikosunu, sonra farlarını, ellerine ne geçerse. Guatemala'ya arabadan arta kalanlarla gideceklerdi.

6 G UATEMALA: KRİTİK AN

L a Marquesa'da, Mexico City dolayları, 1 955.

58

1 953

Aralığında Ernesto, annesine gönderdiği mektupta şunları ya­

zıyordu: Her ne kadar başkenti ancak Bahia Blanca büyüklüğünde, uyuşuk bir yer olsa da, burası Orta Amerika'nın en önemli ülkesi. Elbette çok fazla yaklaştığında her rejimde yolunda gitmeyen bir şeylerle karşılaşırsın; burada da, adeta bu kuralın geçerliliğini doğrularca­ sına, tahakküme ve soygunlara rastlanıyor; ama ortama gerçek bir demokrasi havası ve çeşitli nedenlerle buraya demir atmış olan ya­ bancıların dayanışma havası hakim.

Demir atmak �? Uzun süreliğine mi? Guatemala'ya

mı,

Başkan Ja­

cobo Arbenz'in lideri olduğu, ABD'nin tekelleriyle kanlı bıçaklı olan

20

özgürlükçü halk partisinin gerçekleştirdiği değişikliklerle sarsılan bir ülkeye mi? Aralıkta, yani Guatemala City'ye ulaştıktan birkaç gün sonra

Ernesto, şehirde bolca bulunan Latin Amerikalı sürgünlerden Perulu Hilda Gadea'ya uğradı ve ona kendileri için ucuz bir pansiyon bulup bulamayacağını sordu. Hilda, iki genç adamla bu ilk karşılaşmalarını şöyle anlatır: 25, 26

yaşlarındaydılar, zayıf ve bizim yaşadığımız bölgelerde­

ki insanlara oranla uzundular; boyları 1,76 ila 1,78 civarındaydı. Guevara'nın yüzü çok beyaz ve solgundu, saçları kahverengiydi; iri, etkileyici gözleri, küçük bir burnu, düzgün bir görünüşü vardı, genel olarak iyi bir görüntüye sahipti... ses tonu biraz davudi, son derece erkeksiydi, görünüşüne bakan ondan böyle bir ses çıkaca­ ğını bekleme�di. Atikti, çok hızlı hareket ediyordu; ama görünüşü çok ağır biriymiş izlenimi veriyordu insana. Onun zeki ve gözlem­ leyici bakışlara sahip olduğunu, sert konuştuğunu fark etmiştim... Biraz kendini beğenmiş ve kendine çok fazla güvenen biriymiş gibi gelmişti bana... Ama daha sonra Guevara'nın yardım istemekten rahatsız olduğunu ve bana uğradıkları sırada daha yeni astım kri­ zi geçirdiğini öğrendim; daha rahat nefes alabilmek için göğsünü şişiriyormuş meğer... Çoğu Latin Amerikalı gibi ben de Arjantinli­ lerden çekiniyordum. Hilda bu açıklamaları yaparken nezaket gösterip, o sıralarda Ernes-

OUATEMALA: KRiTiK AN

59

to'nun ayakkabılarının paramparça olduğunu ve sahip olduğu tek ııeömleğin eteklerini dışarı salarak dolaştığını söylememiş. Ernesto, Hilda'nın tavsiyelerine uyarak Gualo ve Rojo'yla birlikte Aefinci Caddedeki ucuz bir otele yerleşti. Birkaç gün sonra Ernesto'yu, hayatında önemli bir rol oynayacak olan Arjantin büyükelçiliğinden bir ticaret ataşesi ziyaret etti: Ataşe onu matesiz bırakmayacak daha sonra da ona güvenli bir barınma im­ kAnı sağlayacaktı. Yardımlarından minnettar kalan Arjantinliler, ilk ziyaretlerinden Uç gün sonra Hilda'yı kaldığı pansiyonda tekrar ziyaret ettiler; Gueva­ ra o sırada kötü bir astun krizi geçirmekteydi. Hilda da ilk görüşünde Ernesto üzerinde iyi bir izlenim bırakmamış olmalı. Ernesto'dan ilci yaş büyük ve o sırada 27 yaşında olan Hilda kısa boylu, tıknaz biriydi. Görünüşünü Amerikan Yerlisi büyükannesinden alınıştı; gözleri As­ yalıların gözlerine benziyordu. İlginç bir siyasi geçmişi vardı: Ame­ rikan Halk Devrim Birliğiyle (AFRA) ilişkilerinden dolayı Peru' daki General Manuel Odria önderliğindeki diktatörlükten kaçmıştı; o sı­ ralarda Guatemala City' de köylüleri kooperatife özendiren ve küçük çiftçilere yarduncı olan bir hükümet kuruluşunda çalışıyordu. Hil­ dıı'nın çalışma arkadaşlarından Myrna Torres, yeni gelenlerden daha çok etkilenmiş, 27 Aralık tarihli günlüğüne şunları yazmıştı: "Çok çe­ kici bir Arjantinliyle taniştun." Bu arada Ernesto'nun yakın zamanlarda gerçekleştirdiği yolculu­ ğun sıkıntı ve dertleri peşini bırakmıyordu, astun krizleri genelde çok kuvvetli geçiyordu. Ancak astun krizleri nedeniyle çektiği bu sıkıntı­ lıır iş aramasını engellemiyordu. Guatemala'ya gittikten birkaç gün

ıonra annesine şunları yazmıştı:

Buradaki bir cüzam hastanesinde 250 quetzala yarım günlük bir iş var, onu kapabilir miyim diye bakıyorum ama henüz bir şey belli değil. Yine de bir şekilde beni seçeceklerdir; çünkü buradaki insanlar pek öyle her şeye aldırış etmiyor ve doktor sıkıntısı var. Hıırold White adlı, 50 yaşlarında, kır saçlı, uzun boylu, sıska Amerikalı

bir felsefe profesörü sürgün grubuna katılmıştı. (Tek kelime !spanyol­ ca bilmeyen bir gringoyla lafladım; şimdi kendimize ait bir dilimiz var ve çevrede müthiş bir merak konusuyuz. Bazılan bu gringonun, peşinde

60

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIGER CHE

FBI olduğu için sürgüne gittiğini söylüyor, bazılan da onun FBI'yla birlik olduğunu. Bildiğim bir şey varsa o da Amerikan karşıtı zehir zemberek makaleler yazdığı ve Hegel okuduğu, hangi tarafı tuttuğunuysa bilmiyo­ rum.) Oraya yeni gelenlerden uzun boylu, kıvırcık, kabarık saçlı, perişan kılıklı Kübalı Nico L6pez, Ernesto'dan dört yaş küçüktü. İspanya'dan göç etmiş bir ailenin oğlu olan L6pez okuldan kaçmış, meteliksizler adlı isyancı bir örgüt kurmuş, 26 Temmuzda Küba' da Moncada saldırısının gerçekleştirildiği gün Bayamo kışlasına yapılan saldırıda yer almıştı.

Kübalıların böbürlene böbürlene konuştuklannı duyunca kendimi çok küçük hissettim. Bayağılığa kaçmadan onlardan çok daha nes­ nel konuşmalar yapabilirim; bunu onlardan daha iyi yapabilirim ve halkı doğru şeyler söylediğime ikna edebilirim. Ama Kübalılar gibi kendimi ikna edemiyorum. Nico mikrofonda yüreğini ve ruhunu or­ taya koydu ve benim gibi şüphecileri bile coşkuyla ateşlemesini bildi. Birkaç gün sonra gruba başka Kübalı sürgünler de katıldı. Paraları olmadığı için Ernesto'dan bedava tıbbi bakım talebinde bulundular. Kübalı sürgünler kitap değiş tokuşu da yaptılar. Emesto ilk görüşme­ lerinde (önceleri Myma'ıun tercümanlığı aracılığında, daha sonrala­ rı tuhaf, melez bir dille gerçekleşen görüşmelerde) White'a Freud'u savunan konuşmalar yapmış; ama daha sonra onun etkisinde kala­ rak Pavlov okumaya başlamıştı. Hilda'ylayken, ikisinin de hayran olduğu Sartre'dı tartışmalarııun ana konusu. Hilda, Ernesto'ya Mao Zedung'un kitaplarını ödünç verdi. İlk münakaşalar baş göstermeye başladı; Emesto çok fazla ılımlı bulduğu Rojo 'yla kıyasıya kapıştı. Er­ nesto 'ya göre Latin Amerika'daki değişim ılımlı reformlarla gerçek­ leşmeyecekti; devrim şiddetli olacaktı. Hilda onu yatıştırmaya çalıştı; Emesto birden patladı sonra özür diledi:

-Kimsenin beni yatıştırmasına ihtiyacım yok!­

Çiko beni pes ettirdi.

Ocak ayının başlarında Emesto, Beatriz teyzesine yolladığı bir mektupta hayatının muhasebesini yapar:

Burası, derin bir nefes alıp ciğerlerini demokrasiyle doldurabileceğin bir ülke. Yani burasını Komünistlerin, hırsızlann, vatan hainlerinin vb yatağıymış gibi gösteriyorlar. Burasının zengin bir ülke olduğunu söyleyemem, alakası bile yok, ama dürüstçe çalışma imkanlan var, can sıkıcı formalitelerden kurtulabilirsem bir süre burada kalacağım.

61

QUAT!MALA: KRiTiK AN

Vcınezuelalı sürgün bir doktor, Ernesto'ya halk sağlığı bakanıyla bir rıındevu ayarlamıştı. Bakan, ona doktorluk yapması için bir üniver­ •ll ede bir yıllık hızlandırılmış eğitim kursuna gitmesi gerektiğini •l\yledi. Kübalı serseri takımı Emesto'ya farklı bir işten bahsederek yepye­ ni bir geçim kapısı önerdi: İsa'nın mucizelerini konu alan, kalay üzeri­ llr' çizilmiş, tahta kutunun üzerine monte edilmiş ve arkadan ışıklan­

ılırılan resimler satmak.

Şu sıralar sokakta Esquipulas Hazretleri'nin J{IJze/ resimlerini satıyorum, envai çeşit mucize gerçekleştiren siyahi bir !sa 'nın resimlerini... Şimdiden İsa 'nın mucize hikayelerinden oluşan 111ngtn bir koleksiyona sahibim, bu koleksiyona sürekli yenileri katılıyor.

Ama ateistlerden oluşan bu küçük grubun sokak satışları pek iyi git­ mlyora benziyordu: Che yiyecek hayalleri kuruyordu; bu hayaller ona ııçlığını daha da hissettiriyordu. Ernesto'nun Guatemala'daki ikinci ayında siyasi durum gittikçe lı'lerginleşmeye başladı; United Fruit'un desteklediği askeri komplo­ lıır ortaya çıktıkça, askeri darbe ihtimali kuvvetleniyordu. Bu arada Ernesto Guatemalalı solcularla temas kurmaya başlamıştı. Şubatın ikinci cumartesisinde Ernesto, Ulusal Tarım Bankasının genel müdü­ rü ve Arbenz'i destekleyen koalisyon partisinin politika komitesinin bir üyesi olan Alfonso Bauer'le onun sayfiye evinde görüşmeye gitti. Ernesto, Arbenz'i destekleyen cephede yer alan partiler arasındaki ça­ tışmaları ve sekterciliği eleştirdi. Bu partilerin kendilerine çok güven­ diklerini düşünüyor, gerçek bir halk direnişinin örgütlenemeyeceğine inanıyordu. Kısa bir süre sonra Ernesto spor müsabakalarının yapıldığı, siyasi ve kültürel olaylan içeren bir açık hava şenliği olan Birinci Demok­ ratik Gençlik Birliği Festivaline katıldı. Festival' de Guatemala Komü­ nist Partisi milletvekili Carlos Manuel Pellecer'le tanıştı. Ernesto'nun onunla ilgili ilk izlenimi çok kötüydü:

bir temsilcisi. Ama

Baskıcı bir bürokrasinin tipik

15 Şubatta teyzesine gönderdiği mektupta şunları

yazar:

Ben çene çalmaktan başka bir şey bilmeyen bir hevesli değilim; Gua­ temala hükümeti ve onunla birlikte Komünist olan PGT [Guatemala işçi Partisi] ile kader birliği ettim. Burada bir dergi çıkaran ente­ lektüellerle de böyle yakın bir ilişki içindeyim ve işçi sendikasında

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIÔER CHE

62

doktor olarak çalışıyorum. Bu nedenle, tümüyle gerici olan Cerrahi Tıp Fakültesiyle papaz oldum. Bu sıralarda iyi niyetin yerini tememıiler almıştı. Olan bitenden uzak duran bir gözlemci olmaktan öteye gitmemesine rağmen Ernesto, muhtemelen Guatemala soluna sempati duyuyordu. Bunun da ötesine geçmeye niyetliydi belki ama böyle bir şey asla olmayacaktı. Sendi­ kadaki doktorluk işi teklif olmanın ötesine geçmiyordu. Emesto'nun, gerici ve şirket zihniyetli olduğu her halinden belli olan Cerrahi Tıp Fakültesiyle papaz olduğu şüphe götürmezdi. Ancak genç Dr. Gue­ vara'nın nefreti nedeniyle bu bürokratik kurumun zarar gördüğü ise şüpheli... İyi niyetlerine rağmen Emesto ha.la bir yabancıydı ve Latin Amerika (hatta Arjantin bile) artık bir hayalden ibaretti onun için. Guatemala' da gerilim tırmandıkça tırmanıyordu ve Ernesto her şeye rağmen bir açık kapı bırakmaya karar vermişti. Babasından Mek­ sika'daki eski bir arkadaşının, yönetmen Ulises Petit de Murat'ın adre­ sini istedi. Şubatın sonlarına doğru Ernesto ekonomik açıdan felaket­ leri oynayan durumunu Şöyle özetliyordu:

Bir gringoya verdiğim lngilizce (daha doğrusu İspanyolca) dersinden günde bir pezo, burada bir ekonomistin yazdığı bir coğrafya kita­ bına yaptığım yardımların karşılığı olarak ayda 30 pezo. Yardım derken, kitabı daktiloya çekmeyi ve veri aktarmayı kastediyorum. Toplam 50 yapıyor, yiyecek ve barınma masraflarımın 45 tuttuğunu, sinemaya gitmeyeceğimi ve tıbbi bakıma ihtiyaç duymayacağımı düşünürsek bayağı yüklüce birpara. Bu "yüklüce" gelirine rağmen Ernesto pansiyon kirasında iki ay içeri­ deydi. Sokaklardaki reklam panolarını boyama işiyle iki yakasını bir araya getirmeye çalıştı. Bu arada kooperatif üyeleri bir doktora para

ödemeye pek yanaşmadıkları için en güzel fırsat da suya düştü gibi gö­ rünüyordu. Ernesto'nun Hilda Gadea'yla ilişkisi, ortak entelektüel me­ raklarının da yardımıyla, iyice yakın bir hal almaya başlamıştı. Birbir­ lerinin şiire meraklı olduğunu keşfetmişlerdi; Hilda, Ernesto'ya Cesar Vallejo'nun bir kitabını, Ernesto da ona Juana de lbarbouru'nun bir kitabını vermişti. Hilda, Emesto'yu Le6n Felipe ve Walt Whitman'la tanıştırmıştı. İkisi de Kipling'in "If" adlı şiirine hayrandı. Ernesto ona bazı düzyazı örnekleri vermiş ve onu Curzio Malaparte'nin Kaputfu

QUATEMALA: KRiTiK AN

63

vr Carlos Fallas'ın Mamita Yunai'siyle tanıştırmıştı. Hilda ona Whi­

tı'ın kitabını çevirmesinde yardımcı olmuş, daktilosunu ona vermiş­ ti. Tüm bunlar onları Marksizmle ilgili uzun ve yoğun tartışmalara ııötürmüştü; bu tartışmalar sırasında Emesto, bir ara Guatemala'ya u&rarnış ve üzerinde olumsuz bir izlenim bırakmış olan Victor Raı'.ıl

Haya de la Torre'nin başında bulunduğu APRA gibi liberal bir halk partisinin militanı olmaya çalıştığı için Hilda'yı eleştirmişti. Öyle veya böyle, yaptıkları uzun konuşmalar ve kırlarda gerçek­ leıtirdikleri uzun yürüyüşler sonucunda entelektüel bir birlikteliğe doğru adım adım ilerliyorlardı. Bir gün bir köy fuarını ziyaret ebnek üzere Sacatepequez'e gitmişlerdi. Saat geç olmuş, geriye nasıl döne­ ceklerini bilememişlerdi. Hilda geceyi onunla birlikte geçirmek du­ rumunda kalacağı için çok endişelenmişti: "Kaldığım pansiyondakiler ne düşünür sonra?" Emesto onu geri götürmeyi ve geceyi Guatemala City'de geçirmesini sağlamayı başarmıştı. Entelektüel olduğu kadar, kim ne derse desin, bayağı muhafazakar bir ilişkiymiş bu anlaşılan. Ernesto aşağı yukarı bu sıralarda Hilda'ya evlenme teklif etmişti. Ona, gönüllü çalıştığı ve ara sıra gittiği devlet hastanesinde bir ara bir hemşireyle ilişkisi olduğunu ama kalbinin boş olduğunu söylemişti. Ona onunla evlenmek istediğini söylemişti. Hilda dehşete kapılmış ve konuyu geçiştirmişti. Nisan ayında Emesto'nun durumu gittikçe kötüleşti, Kübalıların kaldığı pansiyona yerleşti; onlarla birlikte yerde yatmaya başladı. Bu arada, Peten bölgesindeki bir iş için yaptığı başvurunun ret cevabı geldi. Daha sonra yazacakları anılarında gerek Rojo gerekse Hilda Ga­

749 o Koyağındaki çatışmadan sonra gerilla savaşçılardan alınan animetlerin arasında, subaylarla askerlerin fetişistik takıntı.

arla aldıklarının dışında ele geçirilen birkaç defter ve günlük

ordunun ağzını sulandıran bir savaş ganimeti haline gelecekti. İki def­ ter özellikle çok değerliydi: üzerinde "1967" yazan "14 x 20" santimetre boyutunda kırmızı, spiral bir defter ile Frankfurt'tan alınan kahveren­ gi bir ajanda. Defterde Komutan Guevara'nın Kasım ve Aralık 1966 günlükleri ile her sayfanın arkasında Che'nin gerilla grubuyla Havana arasındaki mesajlar, ajandada ise 7 Ekime kadarki süreyi kapsayan 1967 yılına ait günlükler yer alıyordu. Ele geçirilen ganimetler ara­ sında gerillaların temas halinde olduğu dünyanın çeşitli yerlerindeki çeşitli kişilerin adreslerinin yer aldığı bir adres defteri, iki şifre defteri ve Che'nin Pablo Neruda ile Nicolas Guillen'in şiirlerini yazdığı yeşil bir defter de vardı. Yüzbaşı Gary Prado koyakta ele geçirilen günlük­ lerden birinin üzerine, "sırt çantasından çıktı" yazmış.

İki günlüğün varlığı ilk kez General Alfredo Ovando tarafından halka açıklanmıştı. General Ovando günlükleri 10 Ekim 1967'de La Paz'daki Santa Teresita Otelinde verilen basın toplantısında gazeteci­ lere göstermişti. O ilk günlerde günlükler birçok el değiştirmişti: Üzerlerine nere­ de bulunduğunu yazan Prado'dan La Higuera'daki Albay Zenteno'ya, ondan onların fotoğraflarını çeken Felix Rodriguez' e, sonra Vallegran­ de 'deki askeri istihbaratçılara, sonra Merkez Bankasındaki konaklama yerinde onları inceleyen Ovando'ya, ondan emir subayı Teğmen 01mos'a, daha sonra bir basın toplantısında gösterilmek üzere Olmos'un teslim ettiği 8. Alay Komutanlığına, oradan, Olmos'un kendisinin so­ rumluluğunda olduğunu ileri sürerek 8. Alay Komutanlığından almak istediğinde öğrendiğine göre, Garcia adlı bir CIA aj anının eline. Gün­ lükler, La Paz'a yaptığı bir uçak yolculuğu sırasında CIA ajanından geri istenmiş, La Paz' da onları Yüzbaşı Pamo adlı biri teslim almıştı. Ovando daha sonra günlükleri askeri istihbarat servisine teslim etmiş, onlar da onları güvenli bir yerde saklamıştı. Günlüklerin CIA'nin çektiği fotoğraflardan oluşan kopyası birkaç gün sonra Washington'a ulaşmıştı. Walt Rostow, ABD Başkanı John­ son' a gönderdiği 1 1 Ekim 1967 tarihli raporda günlüklerin varlığından kısaca söz ediyordu; Rostow raporuyla ilgili olarak, o sabah [raporu

750

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIGER CHE

gönderdiği günün sabahı] Che Guevara'nın öldüğüne 3 99 emin ol­ duğunu ve "bunların" Washµıgton'a o gün veya ertesi gün mutlaka ulaşması gerektiğini düşündüğünü belirtiyordu. Bir hafta sonra, Bolivya diktatör rejiminin iki kilit ismi Komutan Guevara'nın günlükleriyle ilgili olarak, 16 Ekimde ANSA televizyonu aracılığıyla Bolivya ordusunun dünyaya "gerillaların neden olduğu kayıpları karşılamak üzere günlükleri satışa çıkardığı"nı bildiren bir haber yayınlamalarıyla başlayan bir dizi açıklamaya ve manevraya gi­ rişti. General Ovando 7 Kasımda günlüklerin en yüksek değeri veren kişiye satılacağı duyurusunda bulundu. Cumhurbaşkanı Rene Bar­ rientos ise günlüklerin ABD' deki bir yayın birliğine satıldığını söyle­ yerek bambaşka bir açıklama yaptı. Kasım ayı boyunca Bolivya Silahlı Kuvvetleri, ABD' deki Double­ day ve Magnum adlı yayın şirketleriyle Fransa'daki Paris Match Ya­ yınevi'nin tekliflerini değerlendirmeye alarak satışı sonuçlandırmaya çalıştılar. Son teklif aslında bir Fransız gazetecinin açık arttırmayla



ilgili daha fazla bilgi almak için ortaya attığı ir yemdi. Telaffuz edilen rak�ar 1967 yılı için çok abartılı rakamlar ("20.000 dolarla başladılar ve 400.000 dolar gibi bir rakama ulaştılar") sayılırdı. 22 Kasımda Boliv­ ya cumhurbaşkanlığı, Che1nin eşyalarıyla belgelerinin silahlı kuvvet­ lerine ait olduğunu belirten bir bildiri yayınladı. Birçok Kübalı araştırmacı, günlüklerin yayınlanması projesinin ciddi olmadığını, bunun günlüklerin CIA tarafından tahrif edilmiş ha­ lini Che'nin gerçek günlükleriymiş gibi sunma girişiminin bir parçası olduğunu ısrarla belirtti. Adys Cupull ile Froilıin Gonzalez, CIA'nin La Paz'daki istasyonunda bulunan teknisyenlerle kaligrafi uzmanla­ rının, günlüklerin Küba'yla aralarında çıkacak sıcak bir savaşta işle­ rine yarayacak yeni bir versiyonunu üretmek için orijinal günlükler üzerinde tahrifat yapmakla, bazı cümleleri çıkarmakla ve Üzerlerin­ de değişiklikler yapmakla meşgul olduklarını belirtti. Elinde Che'nin günlüğünün, Che ile Fidel'i karşı karşıya getirecek, Küba ile Sovyet bloku arasındaki veya Che'nin despot bir maceracı veya hayalci biri olduğunu ima ederek Guevaracılar ile Latin Amerika'daki çeşitli Ko­ münist Parti üyeleri arasındaki gerilimi tırmandıracak bir senaryo ha­ zırlamalarına olanak tanıyacak bir versiyonu olması CIA'nin çok işine yarayacağı kuşkusuzdu. Ancak Che'nin günlüklerini bu şekilde tahrif

75 1

ŞÜPHELi GÜNLÜK

p onlardan yararlanmak, günlüklerin inandırıcı bir versiyonunu, e'nin karakteriyle ve önceki yazılarıyla tam anlamıyla uyuşacak bir . siyonunu hazırlamayı gerektiriyordu. . ı CIA'nin günlüklerin üzerinde değişiklik yapıp yapmadığı belli de­ ğilcİi.; ama ilci ABD'li gazetecinin Bolivya ordusu ile ABD'deki yayı­ nevleri arasında aracılık yaptığı biliniyordu. Fidel Castro'nun "CIA ile ilişkileri olan gazeteciler" dediği bu ilci gazeteci

New York Times'tan

Andrew St. George ile Juan de Onis' di. Ellerinde günlüklerin fotoko­ pileri vardı; ama bwılar onlara yayınlamamaları koşuluyla verilmişti. Gazetecilerin yaptıkları müzakereler,

Doubleday Yayınevi'nin Aleida

March'ın yayın hakkı konusunda itiraz edebileceğini ileri sürüp geri çekilmesiyle sona ermişti. Bu sıralarda, Ocak 1968'de beklenmedik bir gelişme olmuştu. Gi­ zemli biri Küba basın ·ajansı

Prensa Latina'nın Şili'nin Santiago şeh­

rindeki bürosunda birden belirivermiş ve şapkadan tavşan çıkaran bir sihirbaz gibi, "Antonio Arguedas adına geldim. Arguedas, Che'nin günlüklerinin Küba'ya teslim edilmesini istiyor," demişti. Bolivya İçişleri Bakanlığı temsilcisi, Bakan'ın, ABD'nin ülkelerinin iç işlerine karışmasından rahatsız olduğunu belirtmişti. Hernan Uribe başkanlığında bir grup gazeteci bu alışılmamış durumu değerlendir­ mek üzere bir araya geldi ve kaybedecekleri hiçbir şeyleri olmadıkları sonucuna vardılar; Arguedas'ın temsilcisine izin verdiler ve Küba İçiş­ leri bakan yardımcısı Manuel Piöeiro'ya bir mesaj gönderdiler. Kısa bir süre sonra Bolivyalı, folk müziğinin kayıtlı olduğu bir bantta gizli bir mikrofilmle Santiago'ya döndü. Kurye olarak Cüce lakabıyla tanı­ nan Mario Diaz Barrientos seçilmişti. Mario Diaz Barrientos, yanında Küba İçişleri Bakanlığından ajanların refakatinde -ama o bunu bilmi­ yordu- Meksika üzerinden Havana'ya gitti. Fidel Castro daha sonra şwıları söylemişti: Belgenin özgünlüğü konusunda en ufak bir şüphe olmamasına rağmen tüın fotokopiler, günlüklerin sadece özgün olup olmaması konusunda değil, aynı zamanda küçük de olsa Üzerlerinde herhan­ gi bir değişiklik yapılıp yapılmadığı konusunda da kapsamlı bir araştırılmadan geçirildiler. Belge hayatta kalan gerilla savaşçıla­ rından birinin günlüğüyle karşılaştırıldı.

752

Mat

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIGER CHE

El yazısını çözme işini Aleida March, Che'nin eski sekreteri Jose

nuel Manresa ve Bolivya'daki gerilla savaşından hayatta kalmış Küb

-

lı savaşÇılarla, Dariel Alarc6n, Leonardo Tamayo ve Harry Villegas a

birlikte yapmıştı.

J

Kübalılar aklında hfila bir şüphe vardı; bu şüpheyi Fidel, Che,fnin

Bolivya Günlüğü kitabına yazdığı önsözde dile getirmişti: Bu günlükte Küba devriminden ve Küba devriminin gerilla ha­ reketiyle ilişkisinden sık sık söz ettiği için, bazıları bu kitabı ya­ yımlamamızı bir provokasyon olarak algılayabilir ve devrimin düşmanlarının, Yanki emperyalistleriyle müttefiklerinin, Latin Amerikalı oligarşilerin Küba'ya karşı abluka uygulama, onu izole etme ve ona saldırma konusundaki planlarını iki kat arttırmalarına neden olabilir. Fidel'in itirazı gereksizdi; çünkü günlüklerin kopyaları Barrientos ile CIA'nin elindeydi zaten. Günlüklerle ilgili çalışmalar gizli tutuldu. Che'nin el yazısının çözülmesi ve yazıların tarihlerinin belirlenmesi çalışmalarıyla geçen arlardan sonra kitap 22 Haziran 1968'de Osvaldo Sanchez yayınevine teslim edildi. Teknik okul öğrencileri 1.000.000 baskının hazırlanma­ sına yardımcı olmuşlardı; 30 Haziran Pazar günü sabah saat 1 1 :45'te

Diario del Che en Bolivia [ Che'nin Bolivya Günlüğü] hazırdı. Ertesi gün kitap Havana'daki kitabevlerinde bedava dağıtıldı; kitap yaklaşık aynı zamanlarda Şili' deki Punto Final yayınevinden; Fransa' daki Masper6; Franco'nun İspanya'sında dağıtılmak üzere yine Fransa'daki lberico yayınevinden; Meksika'daki Siglo XXI; İtalya'daki Feltrinelli; Batı Al­ manya'daki Trinkot yayınevinden piyasaya sürülmüş ve ABD' deki

Ramparts dergisinde yayımlanmıştı. Ancak tuhafbir biçimde bu liste­ ye Doğu Avrupa'dan herhangi bir yayınevi veya dergi dahil değildi, ki bu da gerçek olmayan Avrupa sosyalizmiyle Küba devrimi arasındaki ilişkilerin nasıl gergin olduğu konusunda bir fikir veriyordu; Çekos­ lovak haber ajansı CTK, kitabın Havana baskısına atfen yayınladığı bir haberde günlüklerin özgünlüğünün şüpheli olduğunu bile ifade etmişti. Havana'daki kitabevleri insan akınına uğramıştı; kitabevlerindeki kalabalığı gösteren fotoğraflar var. L Bulvarı ile 27. Caddenin köşesin-

ŞÜPHELi GÜNLÜK

753

deki kitabevinde kitabı ilk alan kişi li�e öğretmeni Israel Diaz olmuştu;

\oıaz kitabevinin önünde sabah saat 04:00'te beklemeye başladığını be­

lutmişti. Günlükler birkaç hafta içinde dünyanın dört bir yanında mil­

�nlarca okura ulaşmış, kitap daha sonra yüz binlerce adet basılmıştı. \ Günlüklerin Küba baskısına şüpheyle yaklaşan sadece Çekler de­

ğmu; ilginçtir, gerçek olduğunu bilmesine rağmen Andrew St. George da günlüklerin özgünlüğünden şüphe edenler arasındaydı. St. George,

günlüklerin özgün versiyonunun ABD' de Stein & Day tarafından ba­

sılacağını, günlüklerin asıllarında Fide! Castro'yla ilgili eleştiriler bu­ lunduğunu iddia ediyordu.

Küba başbakanının cevabı gecikmemişti. 3 Tenunuz 1968'de Fide!

Castro televizyonda şu açıklamayı yaptı: "Kafası çalışan hiç kimse bi­ rinin kalkıp da başkalarının elinde bulunan bir kitabın sahtesini basa­ cağını düşünmez, hele bu başkaları onun düşmanıysa."

Ancak Küba baskısında bazı eksiklikler vardı: günlüklerde on üç

gün eksikti; bu günlüklerde öyle sarsıcı bilgiler bulunmuyorduysa da,

metnin Kübalıların eline nasıl geçtiği konusunda bazı ipuçları taşıyor­

du. Fidel'in açıklamasından günler sonra biri -ya dost bir milliyetçi

ya da Bolivya ordusundan biri- Che'nin günlüklerini La Paz'da ya­

yınlanan

Presencia gazetesi ile Nueva America adlı radyo istasyonuna

sızdırdı; gazeteyle ile radyo 1 1 ve 12 Tenunuzda günlüklerin tamamını

yayınladı� Günlükleri kendi çıkarları için kullanmak isteyen birileri var idiyse de, artık bu ihtimal tamamen ortadan kalkmıştı.

Bu sızıntı Bolivya'da ulusal bir skandala neden oldu ve arkasından

soruşturma başlatıldı. General Ovando, silahlı kuvvetlerini temize çı­

karmak için basını ofisine çağırdı; Ovando gazetecilere bir ayakkabı

kutusunda, bir muhafazanın içindeki günlükleri gösterdi. 19 Temmuz­

da Barrientos yeni bir araştırma yapılacağını ilan etti. Aynı gün An­

tonio Arguedas ile erkek kardeşi kayıplara karıştı; sonra Şili' de ortaya çıktılar, siyasi sığınma hakkı istiyorlardı.

Arguedas'ın tuhaf biri -en hafif deyimle- olduğu ortaya çıktı son­

ra. 40 yaşında bir avukat olan ve eskiden hava kuvvetlerinde binbaşı rütbesiyle hizmet etıniş olan Arguedas aynı zamanda eski bir Komü­

nist Partisi üyesi, MNR'nin sol kanadının eski bir üyesi

ve eski bir

CIA ajanıydı. Siyasi hayatındaki bu dalgalanmalar nedeniyle güvenir­

liği kalmamıştı. Che'nin gerilla savaşı için kurulan şehir şebekesin-

754

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIGER CHE

deki kadrolara karşı uygulanan baskıyı planlamakla ve işkencelerle cinayetleri görmezden gelmekle suçlanıyordu. Ancak sürgün olduğu sıralarda Fidel Castro'ya hayranlığını belirtmiş ve "arkadaşı" Coc Peredo'dan kalan silahı elinde tutmak istediğini söylemişti. Onun b açıklamalarına inanılabilir miydi? Birkaç ay sonra Arguedas

günl"

-

· ·

leri neden aldığını şöyle açıkladı: "Asıl amacım ABD emperyaliz

Che Guevara'nın günlüğü üzerinde sahtekarlık yapmasını veya onu

Jıe­

tahrif etmesini önlemekti." Fidel Castro günler sonra günlüğü Ar

ilim.e­

das' ın sızdırdığını ve günlükleri kendilerine hiçbir koşul ileri s den teslim ettiğini doğruladı.

Sonra bu tuhaf hikayenin başka bir sayfasına geçildi. Arguedas tekrar sürgüne gitmişti, bu sefer Londra'ya; orada CIA ve İngiliz giz­ li servisi tarafından sorgulandıktan sonra New York'a(!) ve Lima'ya geçmişti. Nihayet La Paz'a gitmiş ve yargılanmış ama kefaletle serbest bırakılmıştı; öyle görünüyor ki, elinde bulunan 134 belge sayesinde CIA ile Bolivya hükürneti arasındaki ilişkileri açıklayabileceği iması sayesinde. Daha sonra Arguedas'ın evi havaya uçurulmuş, kendisine ateş edilmişti, sonunda Meksika'nın La Paz' daki büyükelçiliğinde sı­ ğınma hakkı istemişti. Şöyle hızla 1980'lere gelelim şimdi: Sotheby's müzayede şirketi ya­ kın bir zamanda Che'nin özgün günlüklerini açık arttırmaya çıkaraca­ ğını ilan edince günlük skandalı yine alevlendi; açık arttırma 250.000 pounddan açılacaktı. Günlükler Sotheby's'in eline nasıl geçmişti? Bolivya hükürneti bir soruşturma başlattı ve elde edilen ipuçları so­ ruşturma yapanları eski diktatör Luis Garda Meza'ya götürdü. Meza günlükleri "bir Brezilyalı"ya satmış, o da doğrudan veya İngiltere' deki bir galerinin aracılığıyla Sotheby's'e. Haziran 1984'te, Bolivya hükü­ metinin açtığı bir dizi davadan sonra Sotheby's satışı iptal etti.

,5 g C H E ' N İ N " LANETİ"

Che'nin ölü bedeni, 9 Ekim 1 967.

756

C

he'nin ölümünden sonra on beş yıl içinde, çok şaşırtıcı tesa­ düfler sonucu, onun yakalanmasıyla, infaz edilişiyle ve cese­ dinin bilinmeyen bir yere gömülmesiyle ilgili olanlar doğal 011

mayan biçimlerde ölmüşlerdi. Helikopter veya arabalarda geçirdiklelii

tuhaf kazalar sonucu, gerilla savaşının ardılları tarafından infaz edile­

rek, solcu hayalet gerilla grupları veya sağcı grupların en ilkelleri ta­ rafından uzaktan nuhlanarak -veya kendi silah arkadaşları tarafından dövülerek- ölmüşlerdi. Bazıları da görevlerinden alınmış, hastalanmış veya vurulmuştu. Che'nin ölümü ve ölümünden sonra cesedine ya­ pılarılarla ilgisi olan insanların hemen hepsi teker teker şiddet dalga­ sından nasibini almıştı; çünkü zor zamanlarda yaşıyorlardı ve her an tetiktelerdi. Ama sanki Che'nin ruhu geri gelip kendisini öldürenlere musallat olmuş ve onlarla hesabını görmüş gibiydi de. Bu ölümlerin "Che'nin laneti" gibi bir efsanenin doğmasına neden olması şaşırtıcı değildi. Söylentilerde veya halk arasında bu kazaları, saldırıları ve hastalıkları öteki taraftan onun düzenlediği söyleniyordu. Aslı olmayan başka bir söylentide de Küba gizli servisi uluslararası bir intikam operasyonu düzenlemekle suçlanıyordu. İlginçtir, ilk varsayımlarda bulunanlar bile bu varsayımı, bu kitabın yazarının konuştuğu Kübalı yazar kadar şevkle desteklememekteydi. Kübalı yazar, "evet, bizim gizli servis yap­ tı... " demişti bilgiç bir gülümseme ve keyifli bir ses tonuyla. Olaylar şöyleydi: Honorato Rojas, gerillalar hakkında yetkililere bilgi verdiği ve Ta­ nia ile Joaquin'in grubunun El Yeso geçidinde pusuya düşürülmesi­ ne vesile olduğu için Cumhurbaşkanı Herniın Siles Suazo tarafından kutlanırken çekilen bir fotoğrafla meşhur olmuştu. Fotoğraf acıklıydı: Honorato kafasına çok büyük gelen bir bere ve komando giysisi için­ deydi, kucağında bir buçuk yaşındaki kızı vardı. Yeniden kurulan lnusal Özgürlük Ordusu 14 Temmuz 1969'da onu kafasına sıkılan iki kurşunla infaz etti. Vurulduğu sıralarda Honora­ to, Cumhurbaşkanı Rene Barrientos'un kendisine hediye ettiği Santa Cruz' a birkaç kilometre mesafedeki 48 dönümlük bir çiftlikte yaşıyordu. Barrientos da ölen ikinci kişi olacaktı. 29 Nisan 1969'da, Che'nin infaz edilmesi emrini teyit etmesinin ardından bir yıldan az bir zaman sonra, içinde bulunduğu helikopterin ateş alıp Arque kasabası yakın-

CHE'NIN "LANETi"

757

larına düşmesi sonucu öldü. Kazanın nasıl meydana geldiği hiçbir za­ man

anlaşılamadı. Söylentilere bakılırsa, kazanın arkasında eski silah

arkadaşı General Alfredo Ovando vardı; çünkü kaza Barrientos'un yurtiçindeki ve dışındaki düşmanlarından kurtulmak için meclis ge­ nelinde bir darbe yapmayı düşündüğü sıralarda gerçekleşmişti. Bunun ne kadar doğru olduğunu bilemeyeceğiz; ama kesin olan bir şey vardı, o da Ovando'nun daha sonra Barrientos'un görevini devralmış olan General Rogelio Miranda'nın gerçekleştirdiği darbe sonucu yerinden olduğuydu. Bu olaylardan birkaç yıl sonra Juan Jose Torres'in ilerici darbesin­ de yer alan yüksek rütbeli subaylarla yakın ilişkileri olduğu bilinen Jorge Gallardo adlı gazeteci, "Che'nin ölümünden üç yıl sonra halk arasında onun ölümüyle ilgisi olanların hepsini beraberinde mezara göndereceği şeklinde bir batıl inanç türemişti," diyordu. Che'nin ge­ rillalarının operasyon düzerılediği Bolivya'nın güney kesimlerini do­ laşan iki Kübalı tarihçi şöyle bir olayı naklediyordu: Bolivya ordu mensupları ve akrabaları arasında misli ile yazılarak çoğaltılan şu mektup gönderme inancı yaygınlık kazanmıştı. Mek­ tupta Barrientos'un ölümünün Tanrı'nın bir cezalandırması oldu­ ğu ve Che'nin öldürülmesinden sorumlu olanların hepsini kor­ kunç bir yazgının beklediği yazıyordu. Mektupta yazılanlara göre, bu kişilerin kendilerini kurtarmak için üç "Tanrı Babamız," üç de "Kutsal Meryem" duası okumaları, ayrıca mektubu dokuz nüsha halinde çoğaltıp dokuz ayrı kişiye göndermeleri gerekiyordu. Ya bu mektuplardan yeteri kadar çoğaltılmamıştı ya da sonrasındaki olaylar tesadüfen olmuştu, nedeni her neyse, Barrientos'un ölümün­ den kısa bir süre sonra ölümle biten başka bir olay söylentiyi yeniden alevlendirdi. 10 Ekim 1970'te, Che'nin üçüncü ölüm yıldönümünden bir gün sonra Che'nin esir tutulduğu sıralarda nöbetçi subay olan Teğ­ men Huerta bir araba kazasında hayatını kaybetti. Bu olaylar zincirinde bir sonraki halka, Che'yle La Higuera'daki okul binasında konuşmuş ve ona kötü davranmış olan birkaç yüksek rütbeli subaydan biri olan Yarbay Selich'in cinayete kurban gitme­ siydi. Selich, Hugo Banzer'in dikta rejimi sırasında içişleri bakanı ol­ muştu; yetmişli yılların başlarında, Bolivya tarihinde bolca bulunan

758

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIGER CHE

darbelerden biri sırasında başka bir darbeyi planlarken askeri güven­ lik

ajanları tarafından yakalanmış ve bir "sorgu" sırasında dövülerek

öldürülmüştü. Nisan 1971'de, İçişleri Bakanlığında istihbarat şefi olarak çalışır­ ken Che'nin ellerinin kesilmesine tanık olan ve yıllar sonra Inti Pe­ redo'yu öldürmekle suçlanan Albay Roberto Quintanilla, Hamburg'ta ELN üyesi M6nica Earlt tarafından infaz edildi. M6nica vize almak is­ teyen bir Alman vatandaşı gibi Bolivya konsolosluğuna girmiş, Albay Quintanilla'yla görüşmek istediğini söylemiş, Quintanilla'nın göğsü­ ne iki el ateş etmiş ve hiç fark edilmeden, ellerini kollarını sallaya sallaya konsolosluktan çıkmıştı. Che'nin "laneti" gerilla operasyonunda görev alan askeri görev­ lilere her zaman ölüm getirmemişti; kendini zaman zaman farklı bi­ çimlerde göstermişti. Che'nin kimliğini belirleyen ve günlüğünün fo­ toğrafını çeken CIA ajanı Felix Rodriguez, Miami'ye döndükten sonra astım krizleri geçirmeye başlamıştı, üstelik astımın genellikle çocuk­ lukta başlamasına ve daha önce hiç astım krizi geçirmemiş olmasına rağmen: "Miami'ye döndükten sonra... bir astım krizi geçirdim. Ge­ rekli bütün alerji testlerini yaptırdım, hiçbiri pozitif çıkmadı. Sonra bunun ya psikolojik bir olay ya da Che'nin laneti olduğu sonucuna vardılar; çünkü nemli olsun, kuru olsun, soğuk olsun, sıcak. olsun fark etmiyordu, her hava şartında kriz geçiriyordum." Komutasındaki askerler Che'nin . ele geçirilmesi operasyonunun son safhalarına, onun yakalanması ve öldürülmesi süreçlerine katıl­ mış olan Binbaşı Juan Ayoroa, Eylül 1972'nin sonunda Banzer hükü­ meti tarafından sürgüne gönderildi. Che'nin yakalanması operasyonu sırasında Bolivya Silahlı Kuvvet­ lerinin Genel Komutanı olan ve Che'nin infaz edilmesini onaylayan General Juan Jose Torres yıllar sonra iktidara geldi;

ama kısa

bir süre

sonra aşırı sağcı bir grup tarafından iktidardan alaşağı edildi. 12 Şubat 1976'da Buenos Aires'de Triple-A adlı aşırı sağcı bir grup tarafından başına sıkılan üç kurşunla can verdi. Bu olaydan birkaç ay sonra sıra Che'nin infaz emrini yerine geti­ ren 8. Alay'ın komutanı General Joaquin Zenteno'ya geldi. 1976 Ma­ yısında, Bolivya'nın Fransa Konsolosu olarak görev yaptığı Paris'te, kendilerine Che Guevara Entemasyonalist Tugayı adını veren kısa

CHE'NIN "LANETi"

759

ömürlü bir grup tarafından vurularak öldürüldü. Grup bu operasyon­ dan sonra başka bir eyleme katılmadı. Zenteno'ya ofisinin önünde 7.65 kalibrelik bir tabancayla yakın mesafeden üç kez ateş edilmişti.

Daha önce Zenteno, Bolivya' da saklanan Klaus Barbie gibi eski Nazi­ leri saklamakla suçlanmıştı. Che'yi yakalayan Yüzbaşı Gary Prado Salın6n ise 1981'in başların­ da faşist bir grup tarafından işgal edilen Santa Cruz petrol kuyusunda yaşanan bir çatışma sırasında vurularak öldürüldü. Akciğerlerinin iki­ si de patlamış ve omuriliğine isabet eden bir mermi onu felç yapmıştı. Ancak işin ilginci, Prado yanlışlıkla ve kendi adamlarından biri tara­ fından vurulmuştu; onu vuran kişinin adı hiçbir zaman açıklanmadı. Olaylardan 20 yıl sonra, eski içişleri bakanı Antonio Arguedas, bir tüccarı kaçırma suçuyla Bolivya hapishanesinde sekiz yıllık cezasını çekiyordu. Önceki sayfalardan bunun onun ilk kötü işi olmadığını ha­ tırlayacaksınız. Başçavuş Mario Teran'ın başına ne geldiği ise pek bilinmiyor; ama bazı gazeteler onun Cochabamba sokaklarında sarhoş dolaştığını, ba­ zıları Che'nin onu rüyalarında rahatsız ettiğini, bazıları da onun tıpkı Çavuş Bemardino Huanca gibi sık sık psikiyatr tedavisi gördüğünü yazıyordu.

59 İ M GELER VE HAY ALETLER

761

C

he'nin ölümünden yıllar sonra Arjantin ordusu tarafından öl­ dürülen Arjantinli şair Paco Urondo, Che'nin öldüğünü du­ yunca şunları yazmıştı:

Bir hafta boyunca yağmur yağacak ve inanmayanlar, yani batıl inancı olmayan kişiler, bunun sadece bir tesadüf olduğunu, olan

bitenin istisnai şeyler, tümüyle şans eseri olduğunu düşünecekler. Dostlar hep ıslak yaşayacak ve bu berbat hava her zamankinden daha uzun sürecek. Ama bu sefer Buenos Aires usulü tahminler yapılmayacak; insanlar kendilerini etkileyen kederlerden ve fela­ ketlerden bahsetmeyecekler artık, havadan sudan da konuşmaya­ caklar: bu sefer farklı türden tahminler yapacaklar; huzur kalmadı, sadece sükunet var. Che'nin dördüncü kızı olan Celia, 1963'de, babasının Küba Sanayi Ba­ kanlığındaki görevinden ayrılışından bir yıl, Kongo'ya gitmek üzere Küba'dan ayrılışından bir buçuk yıl önce dünyaya gelmişti ve babasını sadece onu tanıyan kişilerin anılarından tanıyordu. Bolivya Günlü­ ğü'nü birkaç kez okumaya kalkışmış; ama buna kendini bir türlü hazır hissedemeyerek bırakmıştı. Fidel Castro, yakın zamanlarda Che'yi sık sık rüyalarında gördü­ ğünü belirtir. Fidel, İtalyan gazeteci Gianni Mina'ya Che'nin rüyasın­ da kendisiyle konuştuğunu ve ona "bir şeyler" anlattığını itiraf etmişti. Che'nin kız kardeşi Ana Maria, yetmişlerin başlarında bir İspanyol gazetecisine şunları söylemişti: "Zaman zaman birinin bana baktığını hissediyorum; ama ötelerden bir yerden bakıyor ve sarıki ben oymu­ şum gibi hissediyorum, sonra hiç kimse değilmişim gibi hissediyorum ve ne yapacağımı bilemiyorum. Bu tür olaylarla birlikte yaşamasını öğrendim." Bu hiç de olağandışı bir şey değil. ölen insanların yokluklarının onları anılarında yaşatan irısanlarda büyük bir boşluk, hayatlarında derin bir çukur yarattığını hepimiz biliriz. Yaşadığı süre boyunca Er­ nesto Guevara'run çevresirıde sihirli bir hale oluşmuştu; bu hale ölü­ müyle birlikte yok olmamış, onu şahsen tanını.ayan birçok insanı bile etkilemeyi sürdürmüştü. Gerilla savaşının yakınlarında cereyan ettiği ve okulunda Che'nin son saatlerini geçirdiği, cesedinin beklediği La Higuera kasabası ge-

762

ERNESTO GUEVARA: NAMI DICER CHE

rilla eyleminin sona ermesinden hemen sonra korkunç bir kuraklık sonucu telef oldu. Ekinler kurudu, hayvanlar öldü ve kasaba sakinleri göç etmek zorunda kaldı. Halk arasındaki konuşmalarda, kulaktan ku­ lağa aktarılan söylentilerde ve halk hikayelerinde kuraklığın Che'nin askerlerin elinde ölmesine izin vermeleri üzerine Tanrı'nın onlara gönderdiği bir ceza olduğu söyleniyordu. La Higuera' da saç telleri ve Che'nin pantolonundan alınan kanlı parçalar bir azizin kutsal yadigarları gibi teşhir edilmektedir. Lagu­ nillas'ta bir sokak fotoğrafçısı Che'nin ölü bedeninin fotoğraflarını satarak iyi bir iş tutturmuştu. Kasaba halkı da Malta Hastanesinin ça­ maşırhanesindeki taş levhanın üzerine Che'nin ölü fotoğrafını yerleş­ tirmeyi ihmal etmemişti, dinsiz bir İsa'nın fotoğrafını. Cochabambalı köylüler bir yakarış, tuhaf bir dua geliştirmişlerdi: "Che'nin küçük ruhu, lütfen ineğimin iyileşmesi için bir mucize ihsan et bana. Bu isteğimi kabul et ne olur, Che'nin küçük ruhu." Che'nin ölüsünün üzerindeki giysileri çıkaran Vallegrandeli hem­ şire ise şunları söylüyordu: "Zaman zaman Che'yi rüyamda görürüm, sanki canlı gibi karşımda durur ve içinde yaşadığım çirkeflikten beni kurtaracağını söyler." La Higuera okulu yıkılmış, yerine bir sağlık ocağı yapılmıştı. Ama sağlık ocağı hiçbir zaman açılmamış, ne doktor ne de ilaç gelmemişti kasabaya. Sonra yerine başka bir okul kurulmuştu. Uruguaylı gazeteci Ernesto Gonzalez Bermejo okulu

1971 yılında ziyaret etmişti:

"Che hakkında ne biliyorsun?" diye sormuş Bermejo öğrencilerden birine, öğretmen kendi işine daldığı bir sırada. "işte orada," demiş çocuk, Sim6n Bolivar'ın bir portresine işaret ederek. La Higuera yakınlarında oturan ve on dört çocuğu olan Francisco Rivas adlı 60 yaşındaki bir campesino şöyle demiş: "O zamanlar far­ kında değildim. Şimdi ise çok şey kaybettiğimi biliyorum." Küba'nın Matanzas kasabasındaki bir kilisede Emesto Guevara'yı bir sunakta, mekanı cerınet olanlardan biri olarak görebilirsiniz; Mek­ sika'nın Tamaulipas eyaletindeki bir kilisede ise Che bir köşedeki du­ var resmini şeytanla birlikte paylaşır. Che'nin ölümü kadınıyla erkeğiyle binlerce insanı serseme çevirdi, onları şaşırttı, hayrete düşürdü, huzursuz etti. Siyasi sahnede geçirdiği

iMGELER VE HAYALETLER

763

on bir yıllık kısa süre içinde -ve hiç istemeden- Che o çok ertelenen, çok fazla ihanete uğrayan Latin Amerika devriminin simgesi haline

geldi; yalnız şundan emin olabiliriz: böyle hayaller hiç ölmeyen mal­

zemelerden yapılmıştır. Ne var ki Ernesto Guevara Bolivya' da öldü.

Uruguaylı şair Benedetti şöyle yazmıştı:

İşte buradayız titriyoruz öfkeliyiz ölüm tahmin edilebilir bir saçmalık olsa da Santa Clara'da, Che'nin Jose Delarra'run yaptığı altı buçuk metrelik

bronz bir heykeli var. Jose Delarra, daha önce de Kübalı bir astrono­ ta kendisinin yaptığı Che'nin küçük, porselen bir heykelini vermişti, böylece Che atmosfer dışında yolculuğunu sürdürecekti. Santa Cla­

ra'daki heykelde Che Guevara toplu, neredeyse şişmari, sakalı da Noel

Baba'nın sakalı gibi ve gülmüyor. Heykellerdeki sorun da bu bence:

bronz tebessümü güzel vermiyor.

Dariel Alarc6n'la Havana dışındaki evinde görüştüm. Şakacı, güler

yüzlü bir adam, ama röportajın sonlarına doğru, Inti Peredo, Harry Villegas, Leonardo Tamayo'yla birlikte o ekim günü öğleden sonra Che'yi kurtarabileceklerini düşünürken odaya bir kasvet çöküverdi.

Bu insanın hayatı boyunca birlikte yaşayamayacağı bir şeydi.

Che'nin eski sekreteri Jose Manuel Manresa'yla da görüştüm, ka­

ranlıkta; çünkü Havana dışındaki evinin bulunduğu bölgede elektrik kesintisi vardı. Zaman zaman kendini tutamadı ve duygularını gömle­

ğinin koluna gömdü.

"Sizin gibi Guevara'yı tanıyan, Che'yle yüz yüze yaşayanlarr, bana

sanki Zorro'nun alınlarına bir Z işareti koydukları insanlarmış gibi

geliyor."

"Bizler hayatta ne yapacağı belli olmayan, Che gibi bir adamı bek­

leyen zavallı cahillerdik."

Uzun bir sessizlik oldu; sonra bir hıçkırık duydum. Ne sorulabilirdi

ki bundan sonra.

Terk edildikleri, Che'nin onlarsız gittiği duygusu onları kahredi­

yordu. Joel Iglesias onu içkiye alışman kötü bir sinir krizi geçirmiş,

ERNESTO GUEVARA: NAMI Dl�ER CHE

764

Alberto Mora intihar etmişti. Diaz Argüelles, kendisi yerine can dostu Gustavo Machin'i götürdüğü için Che'yi bir türlü affedememişti, öyle ki Angola' da Güney Afrika ordusuna ait zırhlı araçların karşısına diki­ lip Che'ye yaraşır bir olayda efsanevi bir biçimde ölürken bile affede­ memişti. Efigenio Alıneijeiras ise Che'nin heyecanını dizginleyebildi­ ğini di,işünerek, orada onun yanında olup da heyecanını dindiremediği için acı içinde kıvranarak geçiriyordu günlerini. Victor Dreke yıllarca Afrika'da ne yanlış yaptım da Che beni Bolivya'ya götürmedi diye düşünüp durmuştu. Cevabının "Hiçbir şey". olduğunu bilse de bu soru onun içini kemirip durmuştu. Acevedo kardeşler de aynı soruyu soru­ yorlardı kendi kendilerine, tıpkı Che'nin dostu Oscar Fernandez Mell gibi, tıpkı Afrika' dan döndükten sonra kendisini az kalsın öldürecek denli kötü bir hastalığa yakalanan Emilio Aragones gibi. Çok dikkati çektiği için Che'nin Prag'tan gönderdiği Ulises Estrada gibi. Che'nin sanayi bakanlığındaki yardımcısı Orlando Borrego gibi. Che'yle bir­ çok konuda anlaşamadıklarını ifade edeceği kitabını yazmaya başla­ mak üzere olan Enrique Oltuski gibi... Ve onlarla konuştuktan sonra, bugün, Che'nin ölümünden 30 yıl kadar sonra Küba'da, Che'yle bir­ likte Bolivya' da ölmek için şeytana ruhunu satmaya hazır en az 100 kadar kadının ve erkeğin olduğuna dair kellemi ortaya koyarak bahse girebilir ve bu bahsi kazanabilirdim. Daha sonra Che'nin bir fotoğrafını daha bulacaktım. Theo Bruns'un Hamburg'taki evinde bir posteri vardı; posterin üzerinde şöyle yazıyordu: "Yoldaşlar: Gelin size poster koleksiyonumu göstere­ yim evde. Che." Rahat bir nefes alma ve onun hayatında bolca bulunan esprili bir sözle karşılaşma imkanına kavuştuğum için Theo Bruns' e müteşekkirdim. Komşum ve dostum Juan Gelman bir zamanlar şöyle bir şey yaz­ mıştı:

Ama ortada ciddi bir sorun var Che gerçekten ölüm diyanna girdi, oralarda dolaşıyor, diyorlar güzel güzel koltuğunun altında taşlarla

iMGELER VE HAYALETLER

765

benim geldiğim ülkede Guevara artık başka ölümler yaşaması gerekiyor her biri ölümünün kefaretini ödeyecek şimdi bir zamanlar gülen kişi toz ve kurtlara yem şimdi ağlayan ve bunu düşünen de aynı olacak unutmuş olsa da unutsa da hatırlasa da. Bellekler. Bir bellek var. Binlerce fotoğrafın, posterin, tişörtün, kasetin, pla­ ğın, videonun, kartpostalın, portrenin, derginin, kitabın, deyimin, aktarılan hikayenin -belleğin dinginliği içinde mitlerini nereye yer­ leştireceğini bilemeyen bir sanayi toplumuna musallat olan tüm haya­ letler- arasından Che bizi seyrediyor. Ölümünden 30 yıl sonra imgesi kuşaklardan kuşaklara geçiyor, efsanesi neoliberalizmin büyüklük ku­ runtularının üzerinde dolaşıyor. Saygısız, şakacı, inatçı, ahlakta inat eden, unutulmaz biri.

NOTLAR

769 1 . Küçük Guevara: İnsanın Çocukluğu Kaderini Belirler

Che'yle ilgili anlattıklan, Peru'da çıkan

ABC adlı dergide yayımlanmış olan "Hab­ lan el padre y la hermana del Che" başlıklı yazıdan

Kaynaklar

alınmıştır.

Che'nin erkek kardeşi

Juan Martin'in Che'yle ilgili anlatbklan,

kuşku­

Luis Adrian Betancourt'un "Mi herınano el

suz Emesto'nun babası Emesto Guevara

Che" başlıklı yazısından alınmıştır. Erkek

Bu dön.em için en iyi kaynak hiç

Lynch'in anılarını içeren kitabı

Mi hijo

kardeşi Roberto'nun onunla ilgili anlat­

el Che'dir; bu kitap da Che'nin hayaby­

tıklan ise

la ilgili saygın materyaller gibi belli bir

geçen kitaplarından alınmıştır. Kuzeni "La

Cupull ile Gonzıilez'in yukarıda

mesafeyle okunmalıdır. Zaman zaman

Negrita," yani Carmen Cordoba de la Ser­

kronolojik yanılgılara düşen anekdotlarla

na, Che'yle ilgili anılarını Cupull ile Gon­

dolu olan bu kitabı Guevara'nın Mariano

zıilez'in gerçekleştirdiği ve

Verde Olivo'da

Rodriguez Herrera ("El niiio de !as sierras

yayımlanan "Emesto y los poemas del

de Altagracia") ve Mario Mencia'yla yap­

amor" başlıklı söyleşide aktar1I11ştır. Guevara ile Lynch ailelerinin soyağa­

tığı söyleşiler tamamlar. Adys Cupull ile Froilan Gonzıilez'in

cı için

Mi hijo el Che'nin İspanyolca bası­

Ernestito vivo y presente adlı kitapları basit

nurun

ekine bakabilirsiniz.

fotoğrafyazılarıyla o saygıda kusur etme­

Mariano

Rodriguez

Herrera'nın

meye çalışır havasına rağmen olaylardan

Che'nin çocukluk arkadaşlarıyla gerçek­

ve

önce bilinmeyen fotoğraflardan

leştirdiği "El niiio de !as sierras de Altag­

oluşan, zahmetle toplanıriış dev bir kay­

racia" başlıklı röportajda onun çocukluk

daha

nağa sahip olması dolayısıyla Che'nin ço­

dönemine ilişkin çok sayıda anıya rastla­

cukluk dönemi konusunda yazılmış en iyi

mak mümkündür. Che'nin

kitaplardan biridir. Che, hakkında pek konuşmadığı ço­

çocukluk

dönemlerinde

komşulan olan Dolores Moyano Martin'le

cukluk döneminden böyle saygı dolu ifa­

yapılan ve "Küçük Guevara'yla ilgili bir

delerle söz edilmesini ihtiyatla karşılardı

anı" başlığıyla yayımlanan bit söyleşide

hiç kuşkusuz. Che'nin çocukluk döne­

onun Cordoba'da geçirdiği dönemlere

mine ilişkin yazdıklarından yaptığım tek

ilişkin harika ve net hatırlanan bir hika­

alıntı onun yazar Lisandro Otero'ya 23

yeden söz edilir. Bu bölümü yazarken

Haziran 1963'te yazdığı ve kendini övdü­

Alberto Granados'nun

ğü, toplu eserlerinin bazı basımlarında da

adlı anı derlemesinde yer alan "El Che y

yer alan mektuptandır.

yo" başlıklı anılarından da yararlandım.

Guevara para hoy

Annesiyle yapılan ve· onun çocuklu­

Che'nin "Cumhuriyetçi" dostları, İspan­

ğu ile gençlik dönemlerine değinen bazı

yol sürgünlerin çocukları Fernando Barral

röportajlar da vardır. Bunların içinde en

ile Jose Aguilar'ın muhteşem bir biçimde

iyisi hiç kuşkusuz Julia Constela'nın ger­

ortaya koydukları Che, ilgili görüşlerini

çekleştirdiği "Cuando Ernesto Guevara

Barral'ın "Che estudiante" ve Aguilar'ın

aıin no era el Che" başlıklı röportajdır. Che'nin kız kardeşi

Ana Maria'nın

"La niiiez del Che" başlıklı makalelerinde bulabilirsiniz.

770

ERNESTO GUEYARA: NAMI DIGER CHE

Bu bölümün bazı kısımları Che'nin

izlenimleri onun 1960

yılında

Küba Sağ­

doğum belgesine; Atlas hist6rico, biogra­

lık Bakanlığı işçilerine hitaben yaptığı

fico y milttar de Emesto Guevara'ya; daha

konuşmasından

alııımışbr.

Bu konuda

soma Che'nin yakın iş arkadaşlarından

Che'nin Notas de viaje adlı kitabı, Alberto

RaUl Maldonado'yla yapılan söyleşiye;

Granado'nun Con el Che por Sudamerica

Meksika' da çıkan Sucesos adlı dergide

başlıklı eseri ve "El Che y yo" başlıklı ya­

yayımlanan JGS'nin biyografisine; Ma­

zısı referans alııımışbr. Granado'yla Aldo

riano Rodriguez Herrera'nın "Un joven

Isidr6n da "Un viaje en moto de Argentina

llamando Emesto" başlıklı makalesine;

a Venezuela" başlığını taşıyan

Aldo Isidr6n ve Fulvio Fuentes'in "Che,

yapmıştı.

bir

söyleşi

niiiez, adolescencia, juventud" başlıklı

Che'nin Tita hıfante ile yazışmaları

makalelerine dayanılarak yazılmıştır. Bu

ve ilişkisi için bkz. Calida presencia: Su

bölümü yazarken ayrıca Aldo Isidr6n'un

amistad con Tita Infante ve Tita'nın Aqui

yazdığı Che biyografisinden de yararlan­

va un soldado de America'rim son bölü­

dım. Che'nin gençlik dönemlerinde yazdı­

münde yer alan "Evocaci6n a un aiio de la

ğı defterlerden yapılan alıntılar Maria del

muerte del Che" başlıklı yazısı.

Cannen Ariet'in Che, pensamiento politico

Ana Maria, Carlos Figueroa ve Juan Martin'in anlattığı olaylar Cupull ile

adlı kitabındandır.

Gonza.Iez'in Emestito adlı kitaplarından

Felsefe Sözlüğü

alınmışbr.

Yedi defter var; bunların dördüncüsü ka­

Che'ıiin üniversitedeki notları Mi hijo

yıp. Che'nin dul kansı Aleida March'ın

el Che'nin İspanyolca basımında yer alır.

yardımcılarından

Carmen

Constantin ve Elmar May'in eserleri de

Ariet, henüz yayımlanmamış olan ve

Maria

del

bu dönemle ilgili ilginç anektodlarla dolu­

çoğu tarihçinin erişemediği bu belgelere

dur. Che Guevara, Daniel James. Bu bölü­

ulaşmış, bunlardan kendi kitabında söz

mü yazarken Che Guevara, una biografia

etmiştir. Bu defterlerin birkaç sayfası Er­

adlı kitaptan, Aida Cardenas'ın "Medico

nestito vivo y presente'de yayımlanmıştır.

y Soldado" başlıklı yazısından ve Dolores

Che'nin bu defterlere 1955 yılına, yani 27

Moyano'nun alıntılarıyla "Hablan el pad­

yaşında

�eksika'da

bulunduğu sıralara

kadar yazdığı anlaşılıyor.

2. Ana Karakterlerin Geçmişinin İzinde Kaynaklar

re y la hermana del Che" başlıklı rapordan da yararlandım.

Ailedeki Anlaşmazlık Böyle bir şey olduysa bile, kitabı Che'nin hayatı konusunda en güvenilir kaynak­ lardan biri haline gelen Emesto Guevara

Mi hijo el Che'de, Che'nin babası, onun

Lynch bunu yadsır. Sözleri Elmar May

Arjantin genelinde gerçekleştirdiği bisik­

tarafından da alıntılanan Daniel James,

let gezisinde yaşadıklarına kaynak ola­

Che'nin annesiyle babaşının ekonomik

rak ilk defterinden faydalanmıştır. Genç

güçlükler ve Baba Emesto'nun sadakat­

Emesto'nun tıpla ilk tanışmasıyla ilgili

sizliği nedeniyle ayrıldığından söz eder ve

771

NOTLAR Baba Ernesto'nun ondan sonra Paraguay

lık1ı yazısında bu geziyi başka bir bakış

Caddesinde bir ofis açbğını, orada yabp

açısıyla anlatır.

kalkmaya başladığını ama ailesini sık sık

Baba Guevara, Mencia ("Asi era mi

ziyaret ettiğini belirtir. Emesto Guevara

hijo el Che") ile Mariano Rodriguez'in

Lynch'in 1949'da meydana geldiğini söy­

("Cuando el Che comenz6 a recorrer nu­

lediği bu olayı doğrulayacak herhangi bir

estra Aınerica") gerçekleştirdikleri röpor­

bulguya rastlayamadım.

tajlarda ilginç olaylardan söz eder.

Sonraki üç yıl boyunca Che'nin ba­

Marta Rojas'ın hazırladığı Testimoni­

basına, annesine veya her ikisine hitaben

os sobre el Che başlıklı makale seçkisinde

mektuplar gönderdiği kesin olarak bili­

Che'nin Panamada geçirdiği günlere iliş­

niyor, ki bu da insana annesiyle baba­

kin birçokbelgeye yer verilir.

Bu bölümü yazarken yararlandığım

sının beraber olduğunu düşündürüyor. Ancak Ernesto'nun babasına mesafeli

diğer kaynaklarsa Sanjuana Martinez'in

olduğu, arınesine ise sınırsız bir sevgi

"Unidad de Latinoamerica y necesidad de

beslediği de biliniyor. Che'nin babasına

armas,

mesafeli oluşu onun arınesiyle ayrılma­

Aguilar'ın "La niftez del Che"; Aldo Isid­

sıyla açıklanabilir mi?

apuntes de su diario juvenil"; Jose

ron'un "Che Guevara, apuntes para

una

biografia"; Dolores Moyano'nun "1he

3. Latin Amerika Keşfi

Making ofa Re:volutionary: A Memoir of Young Guevara"; "Mambo Tango navega

Kaynaklar

el Amazonas" adlı makaleler ve JGS'nin

Che, Notas de Viaje adlı kitabında Latin

yazdığı ve Meksika'daki Sucesos adlı der­

Amerika'ya gerçekleştirdiği ilk gezisi için

gide yayıırılanan Che'yle ilgili makalesi­

uzun bir bölüm ayırmıştır. Bölüm gezi­

dir.

nin ilk ayağından başlayıp Huambo'daki cüzam hastanesinden ayrılışına kadarki

Günlük Hakkında

süreyi içerir. Bu bölümü yazarken onun

Kendisiyle yapbğım bir sohbet sırasında

Panama dergisi Siete' de yayımlanan ve

yazar Jorge Castaiieda, Baba Ernesto'nun

Baba Ernesto'nun Küba'daki Casa de las

Mi hijo el Che'de yayıırıladığı Che'nin

Americas yayınevi tarafından yayıırıla­

günlüğünün versiyonu ile Notas de vi­

nan Mi hijo el Che adlı kitabında geçen

aje'de yayımlanan versiyon arasındaki

Che'nin günlükleri arasında yer alan

farklılığa dikkatimi çekmişti. Ama onun

Macchu Pichu'yla ilgili makalesinden ve

affedilmez bir sansür çabasının belirtisi

Tita lnfante'ye Lima'dan yolladığı ve Cu­ .

pull ile Gonz8lez'in Emestito .. adlı kitap­

olarak gördüğü şeyi ben Emesto'nun sık sık yapbğı bir şey (yani bir mebti yeniden

larında yayımlanan, gezinin ilk ayağında

yazmak) olarak yorumladım. Che gün­

neler yaşadığını anlatbğı mektubundan

lüklerini yeniden yazılabilecek metinler

da yararlandım.

olarak görmüştü hep. Pasajes de la gue"a

Alberto Granados Can el Che en Su­

revolucionaria ile Pasajes de la gue"a revo­

damerica adlı kitabında ve "Un largo viaje

lucionaria (Congo) adıyla yeniden yazdığı

en moto de Argentina a Venezuela" baş-

savaş günlüklerini de böyle değerlendir-

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIGER

772

CHE

miştir. Notas de viaje'yi Che'nlıı asıl gün­

zısı; Tita Infante'nin

lük yazılarında varolduğu şüphe götür­

yayunlanan mektuplan, Marta Rojas'ın

Ciılida presencia'da

mez olan o anlık gerçeklikleri yitirmesine

"Ernesto, meclico. en el Peru" başlıklı

neden olacak şekilde yeniden yazdığı bir

makalesi ve Aldo lsidron'un °presencia

metin (Che'nin deyişiyle, "notlarda ya­

de Emesto Guevara en Panaırui" başlıklı

zıhnalarından bir yıldan uzun bir

zaman

yazısı. Ricordo Rojo'nun Mi

sonra•

olarak

adlı kitabı belirsizliklerle dolu ve bazı

yapılmış

değişiklikler)

amigo el Che

görüyorum. Bir kez daha söylemek ge­

olayların ayrıntılarını işine geldiği gibi

rekirse, Che'nin yazdığı yazıların tümü­

yorumluyor ama geleneksel bakış açısın­

nün gün ışığına çıkarılmaması karışıklık

dan ayn bir bakış açısıyla yazıldığı için

yaratıyor.

çok ilginç bence.

4. Dış Kapıdan Zorla İçeri

Hilda Gadea'nın

Che'nin hayatının bu dönemi için bkz.

Che Guevara, aiios decisi­

vos adlı kitabı; Un hombre bravo adlı tarih

Kaynaklar

kitabı;

Atlas hist6rico, biogriıfico y militar

Notas

de Emesto Guevara; Aldo lsidron'un "Che

de viaje kitabından, Un -hombre bravo adlı

Guevara, apuntes para una biografia" baş­

tarih kitabından, Adys Cupull ile Froilan

lıklı yazısı ve Eduardo Galeano'nun

Bu bölümü yazarken Emesto'nun

Gonzıilez'in

Emestito adlı kitaplarından,

Che'nin babasının yazdığı

Violen­

cia y enajenaci6n adlı kitabı.

Mi hijo el Che

adlı kitaptan ve Dolores Moyano'nun yukarıda adı geçen makalesinden yarar­ landım.

6. Guatemala: Kritik An Kaynaklar Bu dönemle ilgili en fazla bilgi Hilda Ga­

5. Amerika ya da Beş Parasızlık

dea'nın

Che Guevara, anos decisivos adlı

kitabında yer almaktadır.

Aqu{ va un

soldado de America'da yer alan Che'nin

Kaynaklar

ailesine gönderdiği mektuplardan ve

Emesto'nun ailesine gönderdiği mektup­

lida'da yer alan Tita Infante'ye gönderdi­

Ciı­

ların metinleri ile Calica Ferrer'in günlük

ği mektuplardan farklı olarak bu kitap o

Aqui va un soldado de Ameri­

aylara ilişkin son derece ayrıntılı görüş­

ca'dan alınmıştır. Che'nin ikinci gezisiyle

lere yer verir. Maria del Carmen Ariet'in

yazıları

ilgili notlarıyla günlük defterleri yayını­

kitabında ise Che'nin yayımlarımarnış

lanrna aşamasında. Bu defterlerde yer

günlüklerinden alıntılar yer alır.

alan yazılardan bazıları Maria del Cannen Ariet'in

Che, pensamiento poUtico adlı ki­

Stephen Schlesinger ile Stephen Kin­ zer'in

Bitter Fruit: The CIA in Guatemala

tabında yayunlanan günlük yazılarından

adlı kitapları belki de Che'nin Guatema­

alınmıştır.

la' da tanık olduğu askeri darbe ve siyaset

Yararlandığım

en

önemli kaynaklar

dünyasıyla ilgili yapılmış en iyi tasvirdir.

şunlardır: Mencia'nın "Los primeros cu­

I'irico LOpez ve Che'nin Kübalı sür­

banos que conocieron al Che" başlıklı ya-

günlerle ilgili ilişkileri için bkz. Mario

NOTLAR

773

Mencia'nın "Los Priıneros cubanos que

açtığı her seferinde aynı soruyu soruyor­

conocieron al Che" başlıklı yazısı ve

muş: "Savaşmamız gerelaniyor muydu?"

Ver6nica Alvarez ile Sergio Ravelo'nun

1 Mayıs 1955'te Meksika'da Emesto,

"Siınbolo de valor y fidelidad" başlılclı ma­

PGT sekreteri Fortuny'ye aynı soruyu

kaleleri. Ricardo Rojo'nun kitabıyla Aldo Isid­ ron'un "Aquel joven argentino de ideas profundas," Clara Mayo 'nun "Fue una no­ che de junio cuando conoci al Che," "Un chico argentino muy atractivo llamado

yüz yüzeyken sorma fırsatını elde etmiş ve onun verdiği belirsiz cevaptan tatmin olmamış.

Dönüm Noktası Dolores Moyano, Guatemala'nın Emes­

Emesto," "Asi era mi hijo Emesto" ve "Asi

to'yu şüpheci kimliğinden sıyırıp onu

empez6 la historia del guerrillero heroi­

eylemci haline getirdiğine inanır. Bu gö­

co" başlıklı yazılarından küçük ayrıntılar

rüş, Guatemala'nın Che'nin hayatında bir

aldım. Alfonso Bauer'in anıları için bkz.

dönüm noktası olduğunu, kişiliğini radi­ kal bir biçimde yeniden tanımlamasına

Mencia'nın Bohemia dergisinde yayım­

yol açbğını düşünen diğer yazarlarca da

lanan "Por ıiltima vez" başlılclı makalesi,

benimsenir. Ancak Guatemala'daki as­

Bauer'in Casa de [as Americas adlı kitap­

keri darbenin onda derin izler bıraktığını

ta alıntılanan yazısı ve Aldo Isidron'un

kabul etsek bile, onun Meksika'da yaşa­

onunla yaptığı •Alfonso Bauer Paz y Er­

dığı siyasi konulardaki tereddütleri göz

nesto Guevara" başlılclı söyleşisi.

Güney Treni? Jacobo Arbenz'in hükiiınetinin son gün­

önünde bulundurduğumuzda bu analizin pek de sağlam bir analiz olduğunu söyle­ yemeyiz.

lerini yaşadığı dönemlerde Emesto'nun

Makale

savaşma kararlılığını uygulamaya koyma

Kaynaklar bu konuda çelişkili şeyler söy­

şansını elde edip etmediği bilinmiyor.

lüyor. Emesto bu makaleyi Dalmau'nun

Romero'nun anılarında şöyle bir cümle

söylediği gibi "bombalar yağarken" de

geçer: "Bir gün trenle cepheye gidiyor­

yazmış olabilir, Arjantin büyükelçiliği bi­

duk; Zacapa'da bir çavuş başkana ihanet .

nasında da. Hilda Gadea, makaleyi Emes­

edildiği ve iş işten geçtiği için başkente

to'nun kendisine dikte ettirdiğini söyler.

dönmemiz gerektiğini söyledi." Ancak

Eğer öyleyse, o zaman makale karşıdev­

bunlan söylerken Romero, Che'nin yan­

rimciler galip gelmeden önce yazılmış

larında olup olmadığı konusunu muallak­

olınalı. "Yo vi la caida de Jacobo Arbenz"

ta bırakır.

başlığını taşıyan makale, çoğu kişinin

Guatemala'yı Düşünürken

belirttiğine göre, on iki sayfa uzunluğun­ daynuş. Makalenin birkaç nüshası varmış;

Hilda Gadea'nın anılarında Emesto Gue­

Che bir tanesini Arjantin'e göndermiş

vara'nın daha sonraki yıllarda da Guate­

ama

mala'dan sık sık söz ettiğine dair birçok

kale, "Kavga şimdi başlıyor," cümlesiyle

ifade yer alır. Che Guatemala konusunu

bitiyormuş.

diğerleri kaybolmuş anlaşılan. Ma­

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIÔER CHE

774 7. Duraklar Kaynaklar

Emesto Guevara de la Sema ile Hilda Gadea'nm

18

Ağustos

1955

tarihli evlilik

sertifikası Tepotzotlıin adliye binasında­

Che'ııin bu dönemlerdeki görüşleri ile bu

dır. Guevara'nm

döneme ilişkin anekdotlan 1954-56 yılla­

hinde Procuraduria General de la Repub­

n

27

Haziran

1956

tari­

arasında babasına, annesine ve Beatriz

lica'ya (Meksika Genel Savcılığı Dairesi)

teyzesine gönderdiği (ve Baba Emes­

verdiği dört daktilo sayfası tutan ifade de

to'nun Aqui va un soldado de America adlı

aynı binadadır.

kitabında yer alan) mektuplardan alm­

Meksikalı yazarların yazdığı dört

mıştu; Che'nin Tita Infante'ye gönderdiği

metinde Che'nin Meksika'da geçirdiği

mektupları Calida presencia'dan alıntı­

günlere pek değinilmez ve bu konuda

ladım. Che'nin Latin Amerika'da doktor

çok az bilgiye rastlanır: Jose Natividad

olınanın rolüne ilişkin kitabının taslağı,

Rosales'in ".;.Que hizo el Che en Mexico?"

Che'nin dul eşi Aleida March'a ait olan ve

başlıklı makalesi; Alberto Bremauntz'un

yalnızca Kübalı tarihçi Maria del Carmen

Mexico y la revoluci6n cubana socialista

Ariet'in girmesine iZin verilen arşivde

adlı kitabı; JGS'nin Sucesos'ta yayımlanan

yer almaktadır. Burada yer alan alıntılar

Che biyografisi ve Alarma adlı dergide

Carmen'in Che: pensamiento politico adlı

yayımlanan "Un personaje de leyenda"

kitabındandır.

başlıklı yazısı.

Che'nin Meksika' da geçirdiği 26 ayla

Roberto Rojo'nwı Mi amigo el Che

ilgili bilgilerin çoğu Hilda Gadea'nm Che

adlı kitabında ilginç bölümler var; ancak

Guevara, afios decisivos adlı kitabındandır;

bunlar yazarın kendisiyle Che'ye iliş­

kitapta olaylar Gadea'nm bakış açısından

kin yanlı tasvirlerle doludur. Rojo'nwı

anlatılır (tümüyle Emesto Guevara'nm

Meksika'da Fidel Castro'yla yapılmış bir

bakış açısından değil) ve kitap Che'nin

konuşmadan söz ettiği bölüm özellikle

ailesine gönderdiği mektuplarda anlatı­

ilginçtir. Böyle bir konuşmanın gerçek­

lanlarla çelişen ifadelerle ve bazı hatalarla

leşmiş olması i.ınldnsız; çünkü Rojo'nun

doludur.

Mexico City'ye ikinci gidişi sırasında Fi­

Guevara'nm hayattayken yayımlan­

de! ABD'deydi.

mamış olan şiirlerinden bazılan Hilda

Mario Mencia, Alfonso Bauer ve My­

Gadea'nm kitabının önsözünde ve Bohe­

rna

Torres'le yapılan söyleşiler ve onla­

mia'nm bir sayısında yer alır.

rın

önemli bilgiler içeren "Asi empezô la

Emesto'nun Julio Roberto Cıice­

historia del guerrillero heroico" ile "Los

res'le olan dostluğu hakkındaki görüşleri

primeros cubanos que conocieron al Che"

Paisajes de la gue"a revolucionaria adlı

başlıklı makaleleri Bohemia dergisinde

kitabının "El Patojo" başlıklı bölümün­

yayımlanmıştır.

de yer alır. "Proyecciones sociales del

Che'nin doktorluk yaptığı dönem­

ejercito rebelde" ve "Una revoluciôn que

lere ilişkin en iyi kaynak Marta Rojas'ın

comienza" başlıklı makalelerde Che'ııin

Testimonios sobre el Che adlı derlemesi

Meksika' da kaldığı günlere ilişkin kısa

ile "Emesto, medico en Mexico" başlıklı

pasajlar bulwıur.

yazısıdır.

1995 Eylülünde Havana' da ken-

775

NOTLAR disiyle yaptığım söyleşide Marta birçok

zısı, Tad Szulc'un

ayrıntıyla ilgili düzeltmeler yaptı ve bana

Martin'in

Fidel adlı kitabı, Lionel

El Joven Fide! adlı kitabı ve Gi­

bu bölümü yazarken çok faydasını gördü­

anni Mina'nın gerçekleştirdiği geniş çaplı

ğüm birçok şey anlattı.

röportajda Fidel'in verdiği cevaplar 26

Kübalı sürgünlerin Meksika serüveni

Temmuz Hareketi'nin liderinin o dönem­

ile Granma'yla yapılan yolculukla som1ç­

ler ve Che'yle dostluğunun ilk dönemleri

lanan istila hazırlıklan hakkında daha ay­

hakkında birçok ipucu verir. Mencia'nın

De Tuxpan a La Plata

"El exilio turbulento" başlıklı makalesi

(burada iki düzine ilginç fotoğraf da var)

Fidel'in Meksika'da yaşadığı dönemleri

ve Minerva Salado'nun

ayrıntısıyla ve titizlikle anlatır.

rıntılı bilgi için bkz.

Cuba, revoluci6n

en la memoria adlı kitabı; bu kitapta ko­ mutaıılar Juan Alnıeida

(Exilio), Universo

26 Temmuz Hareketi'nin "Meksika Destek Şebekesi"

Minerva Salado'nun

Sanchez (Luis Adri3n Betancourt'un ta­

Cuba, revoluci6n en la memoria adlı ki­

mamlanmamış söyleşisinden) ve Efigenio

tabında ve Ander Landaburu'nun Vane­

Alnıeijeiras'ın

(1956, un aiio tremendo)

gas'la yaptığı söyleşide ayrıntısıyla an­

tanıklıkları gibi son derece ayrıntılı bir

latılır. Yazarın Antonio del Conde,

tarilıçe yer

diğer "El Cuate"yle gerçekleştirdiği etraflı

alır. 1995'te aynı konuda bir

namı

yazı yazmıştım ("El verano y el otofto del

konuşma

56"), bu yazun Rıiul Castro ile Che Gueva­

zılmasında özellikle önemli bir rol oyna­

ra'nın Sierra Maestra'da

tuttuklan

savaş

günlüklerinden oluşan derlemeye bir ön­

(Kasım 1995) bu bölümün ya­

mıştır. Che'nin Amoldo Orfıla ve

Raıü Roa

söz olarak yayımlanmıştı. Kübalı tarilıçi

ile olan inişli çıkışlı ilişkileri

Alvarez Tabio'nun yaptığı düzeltiler çok

Americas'ın Ocak-Şubat 1968 özel sayı­

önemliydi.

sında yayımlanan Orfıla'nın "Recordando

Chalco' daki çiftlikte yapılan eğitim ile keşif seferi için yapılan hazırlıkların ayrıntıları için bkz. Albay Bayo'nun

Mi

Casa de las

al Che" ile Roa'nın "Che" başlıklı makale­ lerinde arılatılır. Bu bölümü tamamlayan irili ufaklı

aporte a la revoluci6n cubana adlı kitabı;

ayrıntılar

La Cabana kalesindeki Che müzesinde

yer alan Masetti'nin Che'yle yaptığı rö­

bulunan belgeler ve Jose Aguilar'ın Gar­

portajdan;

da Davila'yla yaptığı söyleşi.

Camile Cienfuegos hakkında arılattık­

Los que rien y los que lloran'da Maria

Cristina Mojena'nın

Bohe­

larından ("Camile era mucho Camile");

mia dergisinde görüşlerini ortaya koy­

Eduardo Galeano'nun "El Che Guevara"

Bu dönemde Fidel Castro'nun

duğu dört ilginç makale yayımlanmıştır:

başlıklı röportajından ve Maria del Car­

"Sirvo a Cuba" (20 Kasun 1955); "Carta

nıen Ariet'in

sobre Trujillô" (26 Ağustos 1955); "El Mo­

lanan "Hasta vencer o morir" başlıklı ya­

vimiento 26 de Julio" (19 Mart 1955) ve

zısındandır.

Aldabonazo'da yazdığı "El Movimiento 26

Moncada dergisinde yayım­

Yurina Femlındez Noa ile Roman

de Julio y la conspiraci6n militar" (15 Ma­

Orozco'nun Hilda Gadea'yla gerçekleş­

yıs 1956). Bunlar ve onun "Manifesto 1 del

tirdiği söyleşiler ilginçtir. Che'nin Mexico

26 de Julio al pueblo de Cuba• başlıklı ya-

City'den ayrıldığı sıralarda Gadea'yla ev-

ERNESTO GUEVARA: NAMI Dl�ER CHE

776 liliğinin durumunu teyit etmek için Hilda

olmaları daha muhtemel; çünkü temmu·

ile 1995 Şubatında Havana'da uzun bir

zun üçüncü haftası dostluklan bayağı pe·

sohbet gerçekleştirdim.

kişmişti ve "Çocuk Kahramarılar" anıtının

Che'nin Sovyet yurttaşlanyla olan ilişkileri Luis Miranda'nın makalesinde ve Lavretsky'nin biyografisinde anlatılır.

açılış kutlamalarına kablınışlardı.

Hain

Nisan ve Mayıs 1955'te Arjantin'de mey­

Küba tarihi; 26 Temmuz Hareketi'nin

dana gelen olaylar ve bu bölümde kısaca

Meksika'daki saflarında yer alan hainin

değinilen askeri darbe hakkında yazarın

kimliğini gizlemiştir.

bulduğu en iyi kitap Julio Godio'nun La

nio del Conde bu kişinin Rafael del Fino

caida de Peron adlı kitabıdır.

Yıllar

sonra Anto·

olduğunu söylemiştir. Lavretsky hainin

Jorge Castaiieda, Gutierrez Barrios'la

isyancılara ihanet etmek için Küba'nın

1995'te gerçekleştirdiği söyleşinin elyaz­

Meksika elçiliğinden on beş bin dolar al­

masını verdi. Ayrıca bkz. Suri'nin "Nadie se

dığını söyleyerek daha ayrıntılı bir bilgi

cansa

de pelear" başlıklı yazısı; Cupull ile

verir. Bayo daha sonra, birkaç hafta önce

Gonzilez'in ayrıntılı bilgilerin yer aldığı bir

hareketten ayrılan Ricardo Bonachea'yı

kronolojiye sahip Un hombre bravo adlı ki­

suçlar. Minerva Salado'nun kitabında eği­

taplan; Carlos Franqui'nin Vida, aventuras

time katılan ancak Granma'yla gitmeyen

y desventuras de un hombre llamado Castro

"Koreli" Miguel A. Sanchez'in Küba'nın

adlı kitabı ve Portuondo'nun La clandestini­

Meksika elçiliğiyle bağlantıları olduğuna

dad tuvo un nombre, David adlı kitabı.

dair kanıtlar sunulur.

Bu bölümü yazarken Guevara'nın Agencia Latina basın kartı ve Küba'da

Patojo'nun Meksika'daki

çıkan dergilerle Mexico City'de çıkan El

Akıbeti

Universal adlı gazetede yayımlanmış o

Che: El Patojo orada gazetecilik yaptı,

döneme ait düzinelerce fotoğraf çok işime

Meksika Universitesi'nde fizik okudu, ders­

yaradı.

lerine ara verdi, sonra tekrar başladı ama

Fidel'le Karşılaşma

çeşitli yerlerde çeşitli işler yaparak kazan­

Kübalı tarihçilerle gazeteciler Che'nin

dı, daha fazlasını istemedL Bu duyarlı ve

Fidel'le ne zaman karşılaşbğı konusunda

içine kapanık çocuğun inanılmaz derecede utangaç mı olduğuna yoksa zayıflıkiarıyla

net bir bilgiye sahip değildir. Fidel Merida'ya

7

derslerinde ilerleme kaydedemed� hayatını

Temmuz 1955'te

kişisel sorunlannı dile getiremeyecek, ih­

gitmiş; orada uçak değiştirmiş ve 566 se­

tiyacı olduğu halde dostlanndan yardım

fer sayılı Mexicana uçağıyla Veracruz'a

talep edemeyecek kadar gururlu mu oldu­

uçmuş. Salado onların eylülde tanışhğını

ğuna hala karar verebilmiş değilim. Paisa­

söylerken bazılan bu ayın ağııstos, Mas­

jes'te "El Patojo" başlıklı bölümden.

sari kasım, Hilda Gadea da temmuz oldu­ ğunu belirtir. Fidel "temmuz veya ağııs­

Şiir Hakkında

tos"ta tanışmış olabileceklerinden söz

Che, "Gel, Şafak Vaktinin Işıldayan Pey­

eder. Temmuzun ikinci haftası tanışmış

gamberi" adlı şürini hiçbir zaman Fidel'e

777

NOTLAR vermemişti. Bir kaynağın belirttiğine

yazılara ve dönemin Küba hükümetinin

göre, onu Miguel Schultz hapishane­

Granma'yı Meksika körfezindeki arama

sindeyken Hilda'ya vermiş; başka bir

çalışmaları sırasında kaydedilmiş konuş­

kaynaksa şiirin Che'nin Meksika'dan

maların metinlerine yer verilmiştir. Nor­

ayrılırken Hilda'ya teslim ettiği valizden

berto Collado'nun "Una travesia heroica";

çıkb.ğıru belirtir: "Bana içinde şiir defte­

Calixto Garcia'nın "Yo fui el nfunero

rinin bulunduğu valizini bıraktı." Kesin

Leonardo Roque'nin "Rescate en medio

15;"

olarak bilinen bir şey varsa o da Che'nin

del mar" ve Efıgenio Ameijeiras ile Rene

bu şiirin iyi olmadığını düşündüğü ve onu

Rodriguez'in birlikte yazdığı "Con Los

unutmayı yeğlediğidir.

fusiles, los uniformes y !as halas" başlıklı

Yıllar sonra Verde Olivo'nun editörü

yazılar özellikle ilgi çekicidir. Ameijeiras

Leonel Soto şiiri yayımlamış, Che de ona

"Miedo a !as ballenas" başlıklı makalesi ile

kendisine danışmadan yazdığı hiçbir şeyi,

1956, Un afio tremendo adlı kitabında aynı

özellikle de o berbat şiirleri (bkz. Pardo ve

temaya geri döner.

Kutbischkova) yayıınl!lffilıllilllS gerektiği­

Keşif seferinin bu i,1k günlerine ilişkin

ni belirten öfkeli bir not göndermiş. Che

diğer önemli kaynaklar şunlardır: Estela

yazdığı şiirlerin mahrem olduklarını dü­

Guerra'nın ·kendisiyle Moncada dergisi

şünüyordu. Bir keresinde de Pardo başka

için söyleşi yaptığı Guillen Zelaya'nın

bir şiirini yayımlama veya radyoda oku­

anlattıkları; Jesus Montane'nin "Testimo­

ma tehdidinde bulunduğunda Che onu

nios sobre el Che," Chuchlı Reyes'in (Al­

şaka yollu kurşuna dizmekle tehdit etmiş.

fredo Reyes'in kendisiyle gerçekleştirdiği söyleşiden) "El maquinista del Granma"

8. Granma Sularla Aynı Hizada

başlıklı makaleleri. Fidel yedi günlük bu yolculuktan sık sık söz etmiştir; bu yolculuğa ilişkin en

Kaynaklar

ayrıntılı bilgiyi belki de

13

Mart

1991 'de

Che Una revolucion que comienza'da bu

verdiği konuşmada vermiştir. Gran ina

yolculuğa kısaca değinir. Bu dönemlerde

hakkında yazılmış bir makale ile iki kitap

yazdığı günlükleri henüz yayımlanmadı;

özellikle ilginçtir: El Ofıcial adlı dergide

ancak sonraki günlerde yazdıklarından

yayımlanmış olan "Granma: Recuento

bu günlüklerin kısa olduklan anlaşılıyor.

en el XX aniversario" başhklı makale ile

Bu döneme ilişkin yazılmış belki de en

Gente Nueva'nın yayımladığı Granma,

ayrıntılı yazı Faustino Perez'in El Granma

rumbo a la libertad ve Pedro Alvarez Ta­

era invencible como el espiritu de sus com­

bfo'nun hazırladığı La epopeya del Gran­

batientes adlı kitabıyla Juan Alıneida'nın

ma adlı antoloji (Bohemia dergisinin özel

Desembarco adlı kitabıdır.

baskısında aynen ama farklı bir formatta

Faustino Perez'in yine aynı başlıkla .

yayımlanmıştır).

(El Granma era invencible ..) hazırladı­

Meksika'dan gönderilen telgrafların

ğı antolojide Granma'da olup bitenlere,

metinleri Yolando Portuondo'nun 30 de

Verde Olivo dergisinde devrimin ilk gün­

noviembre adlı kitabı ile N. Sarabia'nın

lerine ilişkin 20 yıl boyunca yayımlanmış

"La Mujer.. ." başlıklı makalesinde yer alır.

778 Granma'nın Güvertesindeki Yiyecek

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIGER CHE ilk kez sokaklarda görülmeye başlamış­

tı. Ordu ayaklanma çıkacağı haberini bir

kutu yoğunlaş­ tınlınış süt, 4 adet domuz salamı, 1 kutu

İki bin adet portakal, 48

yumurta, 100 tablet çikolata ve 50 kilo ekmek. Bunlar yolculuk boyunca 82 kişi tarafından paylaşılacaktı.

gün önce almıştı

ama

ayaklanmanın ne­

rede ve ne zaman çıkacağını bilmiyordu. M26'nın şok gruplan şehri iki saat denetimi altına almış; ancak ordu ile polis güçleri akşam üzeri karşı saldırıya geç­ mişti. Hapishanedeki isyan tümüyle, polis

Santiago'daki Ayaklanma

karakoluna yapılan saldın ise kısmen başa­

Hakkında

rılı olmuştu; Moncada kışlasınıp. çevresini

Frank Pais bir dizi şok ve bölme hareketi planlamış, aynı zamanda karaya çıkmak için belirlenen yere askeri birliklerin git­ mesini önlemek amacıyla Manzanillo ile Pil6n arasında hiçbir sabotaj hareketinin gerçekleştirilmemesi emrini vemıişti. Belirlenen hedefler arasında polis karakolunu ele geçirmek, sahil koruma­ ya saldırmak, Moncada kışlasllUil etrafı­ nı

sarmak, Quintero mevkiini ele geçirip

siyasi ınahkWnla.r arasında bir isyan dü­ zenlemek ve silah ele geçirmek de vardı. Daha sonraki bir safhada şehir gerillaları havaalanını ele geçirip adaya ulaşan is­ yancılarla birleşmeyi planlamıştı. Genel

kuşatma girişimi başarısız olmuştu. 1 Ara­ lıkta damlarda h8la keskin nişancılar vardı ama hareket

çoktan yeralbna çekilmişti.

30 Kasım ayaklanmasıyla ilgili bildi­ ğim en iyi kaynak Yolanda Portuondo'nun yazdığı ve devrimin hayatta kalan önder oyuncularllUil çoğunun tanıklıklanna yer veren 30

de noviembre adlı kitaptır. Aynı

kişinin yazdığı

La clandestinidad tuvo un

nombre, David adlı kitap şehir hareketinin lideri Frank Pais 'le ilgili ilginç bir anekdot aktarır. Diğer kaynaklar:

Una revoluci6n

que comienza; Beııitez ile Valdes'in "Vi­ vencias de una heroica hazaiia• başlıklı yazıları ve Vilma Espin'le gerçekleştirdik­ leri "Reflejos de una epoca" başlıklı söy­

grev fikrinden vazgeçilmişti; çünkü 26

leşi; Castor Amador'un "El desembarco

Temmuz Hareketi işçi hareketiyle yeterli

del

bir bağlantı kuramamıştı.

yazısı ile

Frank Pais 1956 Ekiminde, şehirlerde ayaklanmanın

Granma y el 30 de noviembre" başlıklı

Granma yola çıktıktan beş

Verde Olivo' da isimsiz yayımlan­

mış "30 de noviembre" başlıklı makale.

gün sonra başlatılması gerektiği konusun­

Granma'nın Kaderi

da Fidel Castro'yla anlaşmıştı. Teknenin

Yat, Çavuş Pantoja ile devrim iktidara

yola çıktığı haberi 27 Ekim günü sabah

geldiğinde Isla de Pinos hapishanesinden

l l :OO'de gelmiş, bu yüzden ayaklanma ge­

çıktıktan sonra Camilo Cienfuegos tara­

ciktirilmek bil yana, hareketi örgütleyen­

fından yatı virane olmaktan kurtarmak­

ler teknenin karaya yanaşması haberinin

la görevlendirilen dümenci Collado'nun

sansürlenebileceğini

dos� ve

düşündükleri

için

akrabaları sayesinde

yıllarca

bir gün öncesinden bile başlamıştı. Santi­

ayakta kalmıştır. Collado, 8 Ocak 1959'da

ago 'da ayaklanmaya 200 kişi katılmış, 26

Havana'ya girdiğinde Fidel'e yatın hazır

Temmuz Hareketinin yeşil ünifonnalan

olduğunu bildirmiş.

779

NOTLAR Bu küçük tekne bir gazeteye ve Kü­

meida'nın

Desembarco adlı kitapları gibi.

ba'da bir semte adını verdikten ve başka

Universo Sıinchez'le yapılmış iki söyleşi,

bir yatla (San Francisco de Paula çiftliğin­

bu bölümü yazarken işime çok yaradı:

de bulunan Emest Hemingway'in yatıyla)

biri Luis Adriıin Betancourt'un, diğeri de

karşılaştırılabilecek derecede bir ulusal

Bohemia dergisinde yayımlanan Erasmo

gurur kaynağı haline geldikten sonra bir

Dumpierre'in gerçekleştirdiği söyleşiler.

müze parçası olarak teşhir edilirken halle

Ayrıca bkz. Guillermo Garcia, Fajardo

arasında şu soru sık sık gündeme gelmeye

ve Ponce'un ·birlikte yazdığı ve Carlos

başlamıştı:

82

kişi bunun üzerinde nasıl

yedi gün geçirdi?

kişiden oluşan bir öncü grubu [izci

grubu gibi bir grup]

82

isyancı askerin

yaptığını tekrar denemek için

Granma'yı

istila etmişti. figinçtir, itiş kakış sığmaya çalıştıkları halde tekneye sığmayı başara­ mamışlardı. Üstelik çocuklardan bazıları teknenin tepesine bile çıkmıştı.

O

teknede

tıka basa dolu ve denizle aynı seviyede yolculuk etmek nasıl bir şeymiş varın siz düşünün artık.•

9. Felaket Kaynaklar Che,

el libro de los doce için

kaydettiği tanıklıklar; Faustino Perez'in

Efigenio Almeijeras: "Bir seferinde

82

Franqui'nin Cuba,

daha sonra Paisajes de la gue"a re­

volucionaria'run bir bölümünü yazarken kullandığı "Algeria de Pio" başlıklı yazı­ sını Batista'nın ordusuyla giriştiği ilk çar­

El Granma era invencible como el espiritu de sus combatientes'teki tanıklıkları ve Rene Rodriguez'in "Con los fusiles, los uniformes y las halas" başlıklı makalesi. Ameijeiras ile Crespo'nun o döneme iliş­

kin aktardıkları, Escobar ve Guerra'nın

Che sie"a adentro adlı kitaplarından alınmıştır. İsyancıların campesinolarla ilk temas­ ları Benitez'in "La colaboraciön campesi­ na" ve Reyes Trejo'nun "Belic: se inicia el camino hacia la liberaciön" başlıklı maka­ lelerinden alıntılanmıştır. Fidel'in öldüğü­ ne ilişkin ordunun yayınladığı mesajlar ve

UPI aracılığıyla yapılan resmi açıklamalar Rolando Perez Betancourt'un "Sucedi6 hace veinte aftos" başlıklı makalesinden ve Franqui'nin o döneme ilişkin çeşitli de­

pışmaya ayırır. "Una revolucion que co­

zenformasyon örneklerine yer veren gün­

rnienza• başlıklı makalesinde de bu olaya

lüğünden alınınıştır: "Castro'nun yanında

birkaç sayfa ayırmıştır. Che ile Raıil Cast­

ölen önemli şefler arasında kardeşi Raw ile

ro'nun o dönemlerde tuttukları günlük La

Juan Manuel Marquez de vardı.•

conquista de la esperanza'da yer alır.

Bohemia'run özel baskısı "XX ani­

Reyes Trejo ile Lisarıka'nın "Escena­

versario" (ed. Alvarez Tabio) çatışmala­

rios de la Lucha• başlıklı makalelerinde o

ra katılanların ifadelerine yer vermenin

dönemin harika bir tasviri yer alır. Çatış­

yanı sıra sefere katılanların çoğunun

maya katılanların çoğu olayı anlatmıştır,

akıbeti hakkında bilgi verir ve askeri bil­

üstelik bu anlatıların bazıları edebi nite­

gi, harita, kroki ile o dönem ve izleyen

liği yüksek yazılardır: Efigenio Almeije­

yıllarda çekilmiş paha biçilmez fotoğraf­

iras'ın 1956,

lar içerir.

Un ana tremendo; Juan Al-

780

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIGER CHE

Kayıplar ilginçtir, Alegria de Pio'da kurulan pusu isyancıların tarafında büyük bir kayba neden olmamıştı (sadece iki ölü ve muh­ temelen daha sonra ordu tarafından esir alınıp öldürülen bir yaralı). Ancak son­ raki günlerde on sekiz isyancı yakalanıp öldürülmüş, ardından on yedisi daha esir alınmıştı.

10. Gidecek Yer Yok Kaynaklar Che'nin Paisajes de la guerra revoluciona­ •

ria'daki "A la deriva başlıklı yazı bu

dö­

nemi anlatır. Che'nin "La conquista de la esperanza" başlıklı makalesinde, 1 964'te yazdığı "Camilo" başlıklı makalede ve "Una revoluci6n que comienza" başlıklı makalede günlüklerinden alıntılar yer

O Söz

alır.

"Burada kimse teslim olmuyor, anlaşıl­

Che'nin sözleri Almeida'nın "Desem·

dı mı!" sözünü ("Camilo'yla tanışmadan

barco" başlıklı yazısında yer alan sözleriy·

önce onun simgeselleşmiş bir edasıyla

le birlikte değerlendirilmelidir. Mariano

tanışmıştım") Che, Camilo Cienfuegos'un

Rodriguez'in yazdığı iki makale de bu dö­

söylediğini düşünmüş, bu söz daha sonra

nemin daha iyi anlaşılmasını sağlayacak

J\üba

bilgiler verir: "Che en Cinco Palmas" ve

devriminin mitolojisine katılmıştı.

Ancak yıllar sonra bu sözün Che'nin yan­

"Hablan el padre y la hermana del Che."

lışını düzeltmeye asla cüret edemeyen ve

Ayrıca bkz. Baba Ernesto Guevara'nın

bu konuda sessiz kalan Juan Almeida'ya

"Mi hijo el Che" başlıklı yazısında yer

ait olduğu ortaya çıkmıştı.

alan Che'nin bu mektubunun metni.

Günlükler

Celia ve Campesino Şebekesi

Fide!: "Gözlemlerini her gün tuttuğu gün­

Kübalı tarihçiler genellikle Celia San·

lüklerinde dikkatle not etmek Che'nin

chez'in Sierra Maestra'nın eteklerinde

gerilla savaşçılığından kalma bir alışkan­

köylülerden kurduğu şebekenin önemini

lığıydı. Sert ve zorlu arazilerde yapılan

göz ardı etmişlerdir. Sözlerine bakacak

uzun yürüyüşlerde, sırt çantalarının ağır­

olursanız, sürekli yer değiştiren isyancı­

lığından iki büklüm olmuş adamların bir

ların devrimde kilit önem taşıyan ve ken·

süre dinlenriıek için durduğu veya yoru­

dilerine yiyecek, barınak ve (hepsinden

cu bir yürüyüşün ardından kamp kurup

önemlisi) rehber sağlayan campesinolarla

mola verme emri aldığı nemli ormanların

tesadüfen karşılaştıkları izlenimini edinir·

göbeğinde Che'nin... bir defter çıkarıp

siniz. Devrimde kilit bir önem taşımasına

doktorlara özgü o kargacık burgacık, an­

rağmen Che'nin kendisi bile bu şebekeyi

laşılmaz el yazısıyla bir şeyler yazdığını

pek önemsememiştir.

görebilirdiniz" (Fide! Castro'nun Che'nin

Orta sınıfa mensup bir doktorun kızı

Bolivya Günlüğü'nde "Zorunlu bir Giriş

olan Celia Sanchez, Fidel Castro'nun bir

Yazısı" başlığıyla yer alan yazısı.) Che

ordunun başında geri döneceği umuduy­

Küba devrimi boyunca günlük tutmuştu.

la, Ocak 1956'dan itibaren Frarık Pais'in

Ne var ki, bugüne kadar savaşın ilk ay­

emri altında Küba'nın doğusunda siyasi

larında yazdığı günlükler yayunlanmıştır.

faaliyet yürütmüştür. Santiago ile Man·

781

NOTLAR arasında bulunan Pil6n köyünde

guladım ve ona kulübede bir gün istirahat

büyüdüğü için Sanchez, Niquera beledi­

verdim (Paisajes de la guerra revoluciona­

zanillo

yesine bağlı taşra bölgeleri

hakkında çok

ria'dan). Efigenio Ameijeiras o günlerde bir

şey biliyordu. Celia, Crescendo Perez'in de yardı­

oğlağı tek başına yemenin olağan bir şey

mıyla sürekli büyüyen campesino milis­

olduğıınu, Camilo'nun ise üstüne koca bir

lerden, yiyecek, gaz ve mühimmat stokla­

kazan pirinç pilavı ile bir tavuğu yediğini

nndan oluşan bir şebeke kumıuştu. Perez

belirtir.

çiftlik sahiplerinin emriyle ve jandarma­ nın işbirliğiyle gerçekleştirilen tart etme olaylarına karşı direnmişti. Celia için bkz.

Sanchez'in

kurduğu şebeke

Moncada dergisinin özel sayısı

1 1 . La Plata'nın Yeniden Doğuşu Kaynaklar Paisajes de la guerra revolucio­

"Celia"; Mariano Rodriguez Herrera'nın

Che'nin

Crescencio'nun gerillalara katİlan oğul­

naria adlı kitabında Sierra · Maestra' daki

lanndan birinin zihniyeti ve yaşadık­

savaşın ilk evresini anlatan bölümler yer

ları hakkında yazdığı "El otro Ignacio"

alır: "Combate de La Plata," "Combate

başlıklı makale; Alvarez Tabio'nun "En

del Arroyo dal Infiemo," "Ataque aereo,"

espera del desembarco" başlıklı yazı­

"Sorpresa de Aftos de Espinosa" ve "Fin

Franqui'nin

de un traidor." Ayrıca bkz. "Una revolu­

El libro de los 12 adlı kitabında yer alan

ci6n que comienza,• Che'nin La conquista

sı;

Cresencio'nun

Carlos

ve kendi ağzından aktarılan tanıklığı ve

de la esperanza' da yer alan savaş günlüğü

Jose Mayo'nun "El primer Apoyo" baş­

ve "Camilo Cienfuegos" başlıklı makalesi.

lıklı makalesi.

Camilo ve Yiyecek Che:

Camilo açtı, bir şeyler yemek istiyor­

Çok sık anlatılmış olan on iki adam efsanesi Carlos Franqui'nin

El libro de los

12 adlı kitabından alıntılanmıştır. Che bile bu efsaneyi

Guerra de guerrillas'ta kullan­

du; nerede ve ne yiyeceği önemli değildi

mıştır ("On iki adam kurulmuş olan ordu­

onun için, yemekten başka bir şey dü­

nun çekirdeğini oluşturuyordu.")

şünmüyordu. Onunla zor anlar yaşadık;

Diario de la revolucion

Franqui'nin

çünkü yiyecek bir şey istemek için ikide

cubana adlı kitabı ile Froilan Escobar ve

bir campesino evlerine dalardı, hatta o

Felix Guerra'nın

pisboğazın aklına uyduğumuz bir sefer az

kitapları bu dönemin daha iyi anlaşılması

kalsın düşmanın eline düşüyorduk. Orada

için özellikle önemli kaynaklardır.

bir sürü yoldaşımız öldürüldü. Yürüyüşün

Che Sierra adentro adlı

Bu dönem için ayrıca bkz.

Testimoni­

dokuzuncu gününde açlığımıza yenik düş­

os sobre el Che'de Faustino Perez'in yazısı;

tük. Bir campesinonun kulübesine girdik,

Efigenio Almeijeras'ın "Dibuj6 con flores

yedik ve hepimiz hastalandık. Hastalanan­

su sonrisa en el

mar,"

ve Jose Afront'un

lar arasında elbette bütün bir oğlağı tek

"El amanecer victorioso de la Plata" baş­

başına yiyen Camilo da vardL O sıralarda

lıklı yazılan ile Mariano Rodriguez'in

askerden ziyade hekimdim, ona diyet uy-

Sergio Perez'in tanıklığına

dayanarak

782

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIGER CHE

yazdığı makaleler: "Llanos del infierno, la

biriydi. Yorulmak nedir bilmiyordu, çev­

primera emboscada guerrillera," "Che en

reyi tanıyordu ve şansı yaver gitmeyen bir

Cinco Palmas," "Por la ruta de Fide! en la

yoldaşa veya çamurdan çıkmayı başara­

Sierra Maestra• ve "La Plata, gran sorpre­

mayan şehirli bir yoldaşa daima yardım

sa de Batista.•

eli uzahrdt Uzak bir kuyudan bize su geti­

Bu bölümün yazılmasında yazarın

rir, çabucak ateş yakar, yağmur yağarken

Dariel Alarcon'la yaptığı söyleşi çok

ateş yakmak için gerekli olan ]amaika gül

önemli bir rol oynanuşbr.

ağacını arar bulurdu (Paisajes de la guerra

Campesinoların Uğradığı

revolucionaria). Juan Almeida: "Julio o dönem tek ki­

Baskılar

şilik ordu denen kişilerdendi. 40-45 yaşla­

İsyancıların kılavuz olarak yararlandık­

rında, güçlü kuvvetli bir zenci" (La Sierra).

lan ve kendilerini ele vermemek için serbest buakmadıklan, Basol tarafından elleri kolları bağlanmış campesinonun

Matthews Bkz. Matthews'un 24, 25 ve 26 Şubat

hayatı kötü bir sonla noktalanmıştı. Che:

1957'de New York Times'ta yayımlanan

O campesinonun tehlikede olmadığını dü­ şünmüştük; çünkü saldırdığımızda kışlada

yazıları. Bu konu için ayrıca bkz. Univer­ so Sanchez'in Testimonios sobre el Che de

ve ateş hattının içinde değildi. Ama ertesi

anlattıkları, El libro de los 12'de yer alan

gün saldınyı ve sonuçlarını öğrenince onu

Fajardo ile yapılmış söyleşinin metni ve

'

El Macio'da acımasızca öldürmüşler (Pai­

La conquista de la esperanza'da yer alan

sajes de la guerra revolucionaria).

Matthews'un söyleşisinin özet metni.

Yaralılar

ni bir ilgi odağı haline gelerek ödemişti.

Che: Yaralılara olan yaklaşımımız ordu­

Kübalı devrimciler iktidarı ele geçirdik­

Herbert Matthews haberinin bedeli­

nunkiyle taban tabana zıttt Bizim yaralıla­

ten, özellikle de Fide! Castro 1960'ta sola

nmızı öldürmekle kalmıyor, kendi yaralıla­

kaydıktan sonra Matthews Senato'dan

nnı da kaderleriyle baş başa bırakıyorlardt

gelen istek bombardımanlarına tutulmuş,

Bu fark zaman içinde kendini göstermeye

FBI'ın ziyaret akınına uğramış ve aşın maruz

başladı; bu zaferimizi hazırlayan nedenler­

sağcı grupların baskısına

den biriydi. Tereddüt etmeme rağmen -bir

tı. Soğuk Savaş çılgınlığını anlatan başka

sıhhiyeci olarak elimizdeki ilaçlan kendi

bir olay için bkz. Herbert Matthews'un A

kalmış­

adamlanmız için saklamamız gerektiğini

World in Revolution adlı kitabının "Küba

düşünüyordum- Fide/ bize elimizdeki tüm

ve [NY] Times" başlıklı bölümü.

ilaçlan yaralı esir askerler için kullanma­ mız emrini verdi, biz de öyle yaptık (Paisa­

Yine Camilo

jes de la guerra revolucionaria).

Che: Disiplin konusiJnda, gerillalannfarklı

Julio Zen6n Acosta

görüş ve davranış/an hakkında münakaşa ederdik. Camilo o günlerde son derece başı­

Che: ]ulio Zenan Acosta o dönemlerde

na buyruk ve çok sinirli bir gerillaydı (Pai­

desteğini en çok hissettiğimiz kişilerden

sajes de la guerra revolucionaria).

NOTLAR

783

'

1 2.

İnfaz \

adlı kitabında bu konuya birkaç sayfa

\

Kaynaklar

\ �

Che Paisajes de la guerra revolucio aria'da bu dönemle ilgili birçok olay aıılatir: Bkz. kitabın "Dias aınargos," "El Refu�zo,•

ayırmış, ilginç tanıklıklarına yer vermiş­ tir.

Franqui'nin Frank Pais'e gönderdiği ve o dönemde devrimci güçler arasında var olan siyasi iklimi tasvir ettiği Nisan

"Adquiriendo el temple," "Una entrevista

1957 tarihli mektubu (ordu bu mektuba

famosa," "Jomadas de marcha" ve "Llegan

saldırıdan kısa bir süre sonra Revolu­

!as armas" başlıklı bölümler. Guerra de gu­

ci6n'un basıldığı matbaayla birlikte el

errillas ve Una revoluci6n que comienza'da

konmuştu) da ilgi çekicidir. Mektupta

bu konuyla ilgili ufak tefek anekdotlar yer

şunları yazıyordu: o sıralarda hapiste olan

alır.

Directorio liderleriyle olan fikir birliği Eutimio'nun ölümüyle ilgili bilgi Luis

hakkında: "Belli farklılıklarımız açısından

Adrian Betancourt'un Universo Sanc­

bizim gibiler: onlar da Havana'nın önemli

hez'le yapbğı yayımlanmamış söyleşiden

bir role sahip olduğunu düşünüyor ama

alınmışbr. Efigenio

onlar bu rolü abartıyor, bizse onlar ka­ Ameijeiras' ın

Carlos

dar önem atfetmiyoruz; sonuna kadar

Franqui'nin Cuba, el libro de los 12 adlı

grev yapmaktan ve dağda savaşmaktan

kitabında yer alan Mart 1957 tarihiyle il­

yanalar, Fidel'in harekette ağırlıklı bir

gili tasviri muhteşemdir. Konuyla ilgili

yere sahip olmasından onlar da bizim gibi

ilgi çekici diğer kaynaklar Robert Taber'in

endişeliler." PSP ile farklılıklar hakkında:

M26: Biography of a Revolution kitabı ile

"Sabotaj ve ,gerilla savaşını eleştiriyorlar.

]oel Iglesias'ın "Experiencias y vivencias

Rejim içindeki teröristlerin ekmeğine yağ

junto al Che" başlıklı makalesi. Bu bö­

sürdüğümüzü söylüyorlar. M26'nın darbe

lümde yazarın Dariel Alarc6n'la yaptığı

eğilimi olduğİınu, gözünü budaktan sa­

söyleşiden, Jose Lupiaiiez'in "Entre versos

kınmadığını ve küçük burjuva olduğunu

y fusiles sobre el primer refuerzo• başlıklı

söylüyorlar. Zulmün doğasını bilmiyor ve

yazısından, Froilıin Escobar ile Felix Gu­

devrimin mümkün olabileceğine inanmı­

erra'nın Cinco Picos adlı kitaplarından,

yorlar."

Crespo'nun "Luchar junto al Che" başlıklı makaledeki ifadelerinden ve Dorschner ile

Debray: Güvenilir ve Dürüst

Fabricio'nun The Winds of December adlı

"Che'nin karakteri, etrafında oluşan efsa­

kitaplarından alıntılar bulunmaktadır.

neyle çelişkili değildi ama göründüğün­

Hükümet Binası'na Yapılan Saldırı ve Htımboldt Suçu

den farklı ve çok daha karmaşık biriydi. Onulmaz bir adalet savaşçısı, idealist bir kahraman ve romantik bir maceracı

Bkz. Berta Bone, Menelao, su lucha y ac­

mıydı? Elbette ama romantik olmak için

ci6n; Julio Garda Oliveras, Jose Antonio;

gül suyu veya eylemci idealistlerin iyilik

Faure Chom6n'un El libro de los 12'deki

meleği gibi davrandıklarına inanmak ge­

ifadeleri ve Enrique de la Ossa'nın Sangre

rekmez. Daha önce de belirttiğim gibi, bir

y pillaje adlı kitabı. Carlos Franqui Dario...

devrimciyi yönlendiren güdü her şeyden

784

ERNESTO GU!i'\IARA: NAMI Dl�ER CHE

önce sevgidir ama o [Che] hassaslığını bir

derslerinden/' sonra Kovboy Kid'e sorular

kusur gibi gizliyordu. Küba liderliğinin göbeğindeyken hoşgörülü olmamış, "dev­

sordum Bana hayatını anlatmaya bıişladı, konuşurk�n bir yandan elindeki kalemle

(tutuklamalar ve şüpheli­

tembel ttmbel bir şeyler karalıyordıL Konuş­

rim adaleti"nin

lerin veya diğerlerinin infazı) neden oldu­

masın{ araya hikayesini destekleyen birkaç

ğu ikilem içinde kalmamıştı, Danton'dan

anekdot ekleyerek bitirdikten sonra ona kaç

ziyade Robespierre'e daha yakındı, Fabre

yaşında olduğunu sorduk. O sıralarda 20

d'Eglantine'le hiç mi hiç ilgisi yoktu el­

yaşlannda falandı ama yaptığı karalama­

bette. Fidel'in tam aksi. Mit onlara zıt

lar yüzünden beş yaşında gibi görünüyordu

roller vermişti ve mitlere söz geçirmek

(Paisajes de la guerra revolucionaria).

mümkün değildi.•

(Les masques).

"Kovboy Kid" Che:

Bir gün "Kovboy Kid" ile başka bir

Andrew St. George Che:

O sıralarda tek yüzünü, en az çirkin

yüzünü, yani Yanki gazeteci yüzünü gös­

yoldaşla karşılaştık. Bizi bir aydır ara­

termişti. Gazeteciliğin yanı sıra FBI'a çalı­

dıklarını söylediler. Kovboy Camagüey

şıyormuş. Kolda Fransızca konuşan tek kişi

bölgesinin Mor6n kasabasından geldiğini

olduğum için (o dönemler hiç kimse İngi­

söyledi. Bu tür durumlarda yaptığımız gibi

lizce bilmiyordu) onunla ben görüşmek zo­

onu sorgulayarak, basit bir siyaset eğitimi

runda kaldım; dürüstçe söylemek gerekirse,

verdik; her zaman olduğu gibi bu iş benim

o zamanlar bana, daha sonra kendisiyle

başıma patlamıştı. Kovboy Kid'in siyasi

yapılan ve gizli görevini gizleme gereği

fikirleri yoktu, her şeye macera gözüyle

duymadığı söyleşideki kadar tehlikeli bir

bakan, sağlıklı, neşeli bir çocuktu sade­

kişiymiş gibi gelmemişti (Paisajes de la gu­

ce. Yalınayaktı, bu yüzden Celia Sanchez

erra revolucionaria).

ona elindeki fazla ayakkabılardan bir çift

Dönemin Havana'daki CIA bölge şefi

verdi. Ayakkabılarfabrika yapımıydı veya

}im Noel, Dorschner ve Fabricio'ya St.

Meksika tarzı, el yapımı, bunlar kısa boy­

George'un adamlarından biriyle işbirliği

lu Kovboy Kid'e uyan tek çiftti. Bu yeni

yaptığını söylemiş.

ayakkabıları ve kocaman hasır şapkasıyla Meksikalı bir: kovboya benzemişti, lakabını da böyle aldL .. Kovboy Kid felaket bir yalancıydı, gerçekleri çarpıtmadığı an yok gibiydi, konuş-

1 3. Toprak Üzerindeki Çizikler Kaynaklar

tuklanndan neyin gerçek neyin yalan oldu-

Che'nin

ğunu ayırt edemezdiniz; hareketlerinde ise...

ria adlı kitabının dört bölümü, bu bölümün

gerçekle hayalin arasındaki sınınn belirsiz

konusuna aynlrııışbr: "El combate del

olduğunun canlı bir örneğiydi sank� savaş

Uvero," "Cuidando heridos," "De regreso"

alanında, savaşmadığı zamanlar hayalini

ve "Se gesta

kurduğu çılgın davranış/an sergilerdi.

que comienza'nın bir lasmı da bu konuyu

Bir gün, onun aramıza yeni katıldığı dönemlerde, kolda yaptığımız gece okuma

Paisajes de la guerra revoluciona-

una

traici6n.•

işler. Che'nin bu dönemde

Una revoluci6n

tuttuğu

günlükleri henüz yayımlanmarıuşbr.

savaş

NOTLAR

\

Fidel'in El Uvero'daki

785

1

\çarpışmayla

ilgili ifadeleri Carlos Franqulı'nin

Diario

ıı\ı.an alın­ mıştır. Bu olaya tanıklık etmiş�şilerin de la revolucion adlı kitab



nın çetelesini tutmaya başladım. Kertikle­ rin sayısı karşımızdaki grubun sayısından fazla çıktı. Her biri hayalinde kendi kah­ ramanlığını yaşıyordu. Bu ve buna benzer

ifadeleri en iyi Escobar ve Gu rra'nın

şeyler ölü sayısının birkaç kişinin ona­

yazdığı ve Crescendo Perez, Et!igenio

yından geçirilmesi gerekliliğini hissettirdi

Almeijeiras, Edelfin Mendoza, Joel lgle­

bize. Hatta ölümü teyit etmek için ölünün

sias ile Alfonso Zayas'ın ifadelerine yer

giysilerinden parça isteyecek kadar ileri gö­

Che, Sierra adentro adlı kitapta ak­

türdük işi; hakikat konusunda titiz olmak

tarılır. Konuyla ilgili daha ayrıntılı bilgi

isyan ordusu için daima hayati bir önem

için bkz. Juan Alıneida'nın "El ataque a

taşımıştır. Yoldaşlarımıza hakikate sadık

veren

El Uvero" başlıklı makalesi ile

La Sierra

adlı kitabı; Alfredo Reyes Trejo'nun "Dos lıngulos del Uvero" başlıklı makalesi; 1. Kolun hikayesiyle ilgili

Verde Olivo'da

yayımlanan antolojinin "Manuel Acuna Cuenta del Uvero" başlıklı bölümü; Julio Martinez Paez'in

Un medico en la Sierra

adlı kitabı ve Guerra ile Escobar'ın

Cinco

Picos adlı kitapları. Gezici kol için bkz. Alejandro Ofiate ve campesinolar Polo Torres, Juana Gon­ zıilez ile Isidora Moracen'in tanıklıklarına yer veren

Che, Sierra adentro'ya eklenmiş

yeni bölüm. Bu konuda yazılmış şu makaleler de ilginçtir: Manuel Gonzıilez Bello'nun yaz­ dığı ve kahyanın hayat hikayesini anlattı­ ğı •Asi lo cuenta David" başlıklı makale; Luis Baez'in yazdığı ve teğmen Pedro Carrera'nın ifadesine yer verdiği "Yo soy el oscuro teniente" başhklı yazısı; Maria­ no Rodriguez'in "Uvero: Mayo amanece con disparos de fusil" başlıklı makalesi ve

kalmayı ve onu geçici avantajların üstünde tutmayı aşılamaya çalıştık (Paisajes de la guerra revolucionaria).

Batista ve Che Che mermilerden delik deşik olmuş El Uvero kışlasına girdiğinde, teğmen Ped­ ro Pascual Carrera'yı yerde yatarken bulmuştu. Carrera isyancıların kendisini öldüreceğini düşünmüş. Che ona katil olmadıklarını, yaralılara saygı göster­ diklerini, hatta onun tıbbi bakımını biz­ zat kendisinin üstleneceğini söylemiş. Carrera, Cilleros'u Santiago'ya gitmek­ ten kurtarmış; daha sonra diktatörle yüz yüze gelmiş ve ona şöyle demiş: "Orada söz sahibi biri vardı. Bir liderdi, onlara birçok kayıp verdirmemize rağmen ya­ ramı sardı. Bizim gibi konuşmuyor ve bir sıhhiyeci. Batista lafımı kesti ve: 'Bu Che, o Komünist kafirin teki! ' Hemen araya girip onların esir aldıkları asker­

Joel Iglesias'ın "Mis vivencias con el Che"

lerimi serbest bırakacaklarından emin

başlıklı makalesi.

olduğumu söyledim.

Ordunun Kayıpları

bok çuvalı, o eşkıyaların propagandasını

Che:

Tümüyle istatistiksel bir merakla,

"Tabernilla araya girdi: Kapat çeneni

yapma... Adamlarımızı şimdiye kadar öl­

çatışma sırasında bizimkilerin karşı tarafa

dürmüşlerdir. Üç gün sonra adaınlanm

verdirdiklerini iddia ettikleri insan zaiyatı-

sağ salim geri döndü."

786

E RNESTO GU

Che:

Karakterleri taban tabana zıttL Raul

Chibas, bir dönem Küba 'nın simgesi haline gelmiş olan kardeşinin başansından geçi­ niyordu ama onun meziyetlerinin hiçbirine sahip değildi. Ne belagatliydi ne de zek� kültürlü de değildi. O Ortodoks Parti'de onu lider kişilerden biri yapan tam da onun vasatlığıydt Pek konuşmaz, bir an önce dağdan gitmek isterdi. Felipe f'azos ise kendine özgü bir adamd� büyük bir ekonomist olarak saygı duyulan biriydi; dahası, Prio Socarras'ın Banca Nacional'in başkanlığını yaptığı dönemlerde, halkın parasını suç ve dolan­ dıncılıkla yönetenlerin arasına katılma­ makla edinilmiş haklı bir üne sahipti. O dönemlerde gözaltına alınmamanın büyük bir meziyet olduğunu düşünebilirsiniz. Bir memur için de ülkesinde var olan bü­

ARA: NAMI DIC7ER CHE

1/4. Komutan

Che'nin Chibas ve Pazos Hakkındaki Görüşleri

İ

kf

i

Kayna ar Che

Paitıajes de la guerra revoluciona­

ria'nın ,ıbirçok bölümünde bu dönemden söz eqer: "El ataque a Bueycit9," "Lucha contra el banclidaje," "Pino del Agua

1,"

"El cachorro asesinad_o," "Altos de Con­ rado," "Liclia y Clodomira," "Se gesta una traici6n," "El combate de Mar Yerde" ve "Alto de Escudero." Bu dönemi iyi anla­ mak için Carlos Franqui'nin

Diario de la

revolucion cubana adlı kitabında yer alan, çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış olan Che ile Fide! arasındaki resmi yazış­

ma özellikle önemlidir. Frank Pais'in ölümü için bkz. Alva­ rez Tabio'nun "El mas extraordinario de nuestros combatientes" başlıklı yazısı ve Yolanda Portuondo'nun

Sus ultimos tre­

inta dias adlı kitabı. Cienfuegos isyanı Franqui'nin Diario de la revolucion cubana

yük sorunlara gözünü yumup işine devam

adlı kitabı ile Prendes'in

etmesi bir meziyet sayılabilir ama o dÖ­

adlı kitabında konu edilmektedir.

Pilota de guerra

nemlerde yapılan inanılmaz haksızlı�ları

Bu bölümdeki ilginç tanıklıklar, Guile

dile getirmeyen birinin devrimci olduğu

Pardo, Harry Villegas ve Zoila Rodrigu­

düşünülebilir mi? Felipe Pazos böyle şeyler yapmamayı başardı

ve

Batista'nın darbe­

ez'in Cupull ve Gonz8lez'in Entre Nosotros adlı kitaplarında yer alan ifadelerinden ve

sinden sonra Banco Nacional'in yönetim

Leonardo Tamayo ile Rene Pacheco'yla

kadrosundan istifa ederek dürüstlüğünü,

yaptığım söyleşilerden alınmıştır.

kültürünü ve başarılı bir ekonomist olarak

Savaşçıların anıları için bkz. Joel Igle­

sahip olduğu itibarını geri kazandı. Dağa

sias'ın "En la guerra revolucionaria junto

çıkıp yönetimi ele geçireceğini düşünecek

al Che" ve Rogelio Acevedo'nun "El Che

kadar kendini beğeniyordu; o küçük Ma­

que yo conoci"; Enrique Acevedo'nun

chiavellici beyniyle ülkenin dizginlerini

Descamisado adlı kitabı (gerillaların ·gün­

elinde bulunduracak tek kişinin kendisi

lük hayatını mükemmel bir biçimde anla­

olduğunu sanıyordu. Harekete zarar ver­

tan bir kitap) ile "El hombre que me hiza

meyi düşünüyordu belk� bunu daha sonra

guerrillero" başlıklı yazısı; Arneijeiras'ın mar"

yapmayı planlıyordu belki de, davranış/an

"Dibuj6 con flores su sonrisa en el

samimi değildi (Paisajes de la guerra revo­

başlıklı makalesi ve Juan Alrneida'nın "La

lucionaria).

Sierra Maestra y mas alliı" başlıklı yazısı.

NOTLAR

787

Mariano Roclriguez'in .,ıyayıınlanma­

ğini düşünmelerine rağmen ona askeri bir

ınış ve henüz adı konmamış ;ıcitabı, Helio

şerefpayesi verilmesine karşıydım; çünkü

Vitier'in "Che en Buey Arribıı" başlıklı

o koşullarda intihar kabul edilemez bir

makalesi ve Sergio Giral'in Un ı[elato del

suçtu, ne kadar iyi bir yoldaş olursa olsun

jefe de la Columna 4 adlı filmi d� bu dö­

bu böyleydi. Adamlanm bir ara itaatsizli­

nem konusunda önemli kaynaklarclır.

ğe yeltenir gibi oldular ama sonra yoldaşın

ki muazzam destek şebekesini içeriden

cenazesini törensiz gömdüler. ölmeden bir iki gün önce bana hayat

tasviri için bkz. Sergio Bacallao'nun Be­

hjkıiyesini anlatmıştı kısmen. Onun gerilla

Campesinolarla gerillalar arasında­

tancourt tarafından derlenen biyografi

hayatının zorluklarına ve askeri disipline

parçalan. Orestes Adiın'ın El Dorado adlı

uyum sağlamak için çok çaba sarfeden son

kitabı şehir şebekesi konusunda başvuru

derece hassas bir çocuk olduğu her halin­

kaynağı olabilir.

den belliydi. Uyum sağlamaya çalıştığı bu

Hareketin sürgündeykenki iç ve dış

hayat fiziksel zayıflığıyla ve isyancı gü­

durumu, manevraları ve içinde yaşanan

düleriyle çatışıyordu (Paisajes de la gue"a

fıkir ayrılıkları için bkz. Llerena, La revo­

revolucionaria' dan).

luci6n insospechada. Gazetecilerin yazılarından parçalar: Walsh, "Guevara"; Sarabia, "Emesto Che

Öldürülen Yavru Köpek Che: Yeni maskotumuz, birkaç haftalık av

Guevara, fundador del Cubano Libre" ve

köpeği olmasaydı her şey daha iyi olacaktı.

Masetti, Los que luchan y los que lloran.

Felix'in yavru köpeği operasyon merke­

Ayrıca bkz. Debray, "El castrismo";

zimize, aşçıların bulunduğu eve gitmeye

Ana Nıliiez, "El Che Guevara, un hombre

ikna etme çabalan sonuç vermeyince onu

atraves de sus anecdotas"; Javier Rodrigu­

peşimize taktı. Sie"a Maestra'nın o bölge­

ez, "Era muy humano.. ."; Roland Castillo,

sindeki bayırlan tırmanmak çok zordur;

"Alto de Escudero"; Uızaro Torres, "Lidia

çünkü yol izi yoktur. Yaşlılıktan devrilmiş

y Clodomira"; Meneses, "Castro comien­

ağaçlara ait, üzeri ot bürümüş birçok kü­

za

la revolucion"; Zıiiiiga, "El armero del

tüğün bulunduğu aşılması zor bir bölgeden

Che" ve Carlos Maria Gutierrez, "Una

geçtik; yol gittikçe zorlaşıyordu. Misafir­

madrugada de febrero.•

Roberto Rodriguez'in İntiharı

lerimizle teması kaybetmemeye çalışarak ağaç kütüklerinin bulunduğu yerden uzak­ laşıp çalılann arasına daldık. Kol sessizce

Che: Emre itaatsizlikten Roberto Rodri­

ilerliyordu, benzer durumlarda yaptığımız

guez'in silahına el konmuştu. Kural tanı­

gibi çalılann sesinden farklı bir dal çıtırtısı

maz biriydi, bu yüzden manga komutanı

sesi çıkarmamaya gayret ediyorduk. Ses­

disiplin suçu nedeniyle silahına el koymuş. Roberto Rodriguez arkadaşlanndan biri­

sizlik çok geçmeden ya� köpeğin telaşlı ve üzüntülü iniltileriyle bozuldu. Arkada

nin tabancasını çalmış ve intihar etmiş.

kalmıştı, sahiplerine deli gibi havlıyordu.

Onu küçük bir cenaze töreniyle defnettik;

Biri gidip köpeği getirdi, yola devam ettik

çünkü bazılarımızın onun savaş sırasında

ama düşmanın hareketlerini gözleyen bir

ölmüş biri olarak kabul edilmesi gerekti-

nöbetçi diktiğimiz çukur bir yerde dinlenir-

788

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIC>ER CHE

ken yavru köpek deli gibi ulumaya başladı.

Ağır adımlarla ve hayal kırıklığına

Onu susturma çabalan sonuçsuz kaldı; onu

uğramış bir halde geri döndük. Gerçek­

arkada bırakacağımızdan korkmuştu, yine

leştirdiğimiz iki keşif gezisi Sierra Maest­

umutsuzca havlamaya başlamıştL Verdiğim katı emri bugün gibi hatırlı­

ra 'nın her iki yamacında askerlerin geçti­ ğini göSteren bir sürü izin varlığını ortaya

yorum: ''Felix, o köpek artık havlamamalı.

çıkardı ama daha fazlasını öğrenemedik.

işi sen halledeceksin. Onu boğ. Daha fazla

Vadi boyunca ağır adımlarla geri döndük.

havlamamah" Felix ifadesiz gözlerle bana

Akşam karanlığı çöktükten sonra di­

baktı. Adamlar yorgun düşmüştü, aynı şe­

ğerleri gibi boş olan bir evle karşılaştık. Ev

kilde köpek ve o da. Yavaşça bir sicim seçti,

Mar Verde çiftliğindeydi, orada dinlendik.

sicimi hayvanın boynuna doladı ve onu

Kısa bir süre içinde yukkalı domuz pişirdik,

boğmaya başladı. Köpeğin dostça sallanan

yemek hazırdı. lçimizden birileri evde bul­

kuyruğu çok geçmeden ölüm titremelerine

duğu bir gitarla bir şeyler çaldı; campesino

dönüştü ve onu boğan sicim gibi kaskatı

evleri içlerindeki eşyalarla birlikte aniden

bir şekilde kıvrılıp kaldL Ne kadar sürdü

terk edilmişti.

bilmiyorum ama bana bir ömür gibi gel­

Parça duygusal bir parça olduğu için

mişti. Son bir kasılmanın ardından köpek

midir yoksa gece veya yorgunluk yüzün­

direnmeyi kesti. Başı yamaç dallarından

den midir bilmiyorum, Felix'le şöyle şeyler

birine dönmüş, vücudu küçülmüş bir halde

yaşadık: Felix yerde yemek yiyordu evin

sessizliğe büründü.

köpeğine kemik verdi. Köpek yanına gelip

Olaydan tek kelime dahi etmeden yü­

uslu bir şekilde kemiği aldı. Felix köpeğin

rüyüşümüze devam ettik. Siınchez Mosqu­

başını okşadL Köpek ona baktı. Felix de ona

era 'nın adamları bizden biraz ilerideydi,

baktı, sonra birbirimize suçlu suçlu baktık.

bir süre sonra silah sesleri duyduk. Hızla

Aniden sessizliğe gömülüverdik. Aramız­

yamaçtan indik, bu küçük çarpışmanın

da görünmez, şiddetli bir duygu alışverişi·

arasında en kestirme yoldan artçı birliğe

vardı. Orada, o adamların arasında, uysal

ulaşmaya çalıştık. Camilo'nun düşmana

ve yaramaz ama aynı zamanda sitemli bir

ateş ettiğini biliyorduk. Yamaçtan önce­

ifadeyle ölü köpek yavrusu başka bir köpe­

ki evi bulmak epey bir zamanımızı aldı.

ğin gözlerinden bize bakıyordu (Paisajes de

Her an düşmanla burun buruna gelebi­

la guerra revolucionaria' dan).

leceğimiz şüphesiyle, böyle çok gergin bir bekleyişle, gizlice eve sokulduk. Yoğun bir çarpışma oldu ama uzun sürmedi. Son ev

1 5. Tartışma

de terk edilmişti. Askerlerden ses seda yok­

Kaynaklar

tu. iki manga "Cojo"yamacına tırmandı ve

Che Paisajes. . . kitabının birçok bölümünü

şu haberle geri döndü: "Yukarıda bir mezar

savaşın bu bölümüne ayırmıştır: "Liclia y

var. Mezarı kazdık ve küçük bir miğfer bul­

Clodomira,• "Un aiio de lucha armada" ve

duk. " ölü askerin cebinde buldukları birta­

"Pino del Agua 2." Bu dönemden ayrıca

kım ktiğıtları da getirmişlerdi. Bir kişinin

"Una revolucion que comienza" başlıklı

öldüğü bir çatışma olmuştu. Olü onlara

makalesinde kısa -paragraflar halinde ve

aitti, tüm öğrenebildiğimiz b�nlardı.

devrim yönetimi iktidara geldikten sonra

789

NOTLAR Minas del Frio'da yaptığı konuşmada da

Perez, Pedro Miret, !Vico L6pez, Armanda

söz eder.

Hart, Pepe Suiırez, Pedro Aguilera, Luis Bo­

Radyo İsyanın hikayesini anlatan en

nito, Jesıis Montane, Melba Hemiındez ve

güzel ve en iyi belgeleıuniş kaynak Ri­

Haydee Santamaria 'dan oluşuyordu; yan­

cardo Martinez'in Carlos Franqui hariç

lış da hatırlıyor olabilirim; çünkü o sıralar­

(Franqui daha sonra radyonun sorumlu­

da hareketle ilişkim yeniydi ve o günlerden

luğunu üstleıuniş; ancak gerillalarla şehir

kalan belgeler çok zayıf

şebekelerinin liderleri arasında fikir ayrı­

Daha sonra, biz henüz Meksika'day­

çıktıktan sonra radyodaki ağırlığını

ken, Pepe Suiırez, Pedro Aguilera ve Luis

yitirmişti) radyoyla ilgili herkesle yapılan

Bonito bazı uyuşmazlıklar nedeniyle lider­

lığı

söyleşilere yer verdiği 7RR adlı kitabıdır. Bkz. Carlos Franqui, Diario de la revolu­

Arcos ve Frank Pais de harekete bu dönem­

ci6n cubana. Ayrıca bkz. Mariano Rodriguez, Con

la adarga al brazo; Castillo Bemal, La Batalla de Pino del Agua; Harry Villegas, "Recuerdos del Che"; Joel Iglesias, "En la guerra revolucionaria junto al Che"; Ramos Zufüga, El armero del Che-, Alexis Schlachter,

lik kadrosundan aynldı, Mario Hidalgo, Aldo Santamaria, Carlos Franqui, Gustavo

"Che,

inovador

tecnico";

Hugo Chinea, "La primera armeria de la guerra"; Zoila Rodriguez, "Entre nosot­ ros"; Juana Carasco'nun Pablo Rivalta ile gerçekleştirdiği "Sin darle tregua al ene­ migo" başlıklı söyleşi; Carlos Maria Gu­ tierrez, "El Che en lo suyo"; Enrique Me­ neses, "Castro comienza la revoluci6n"; Nydia Sarabia, "La primera escuela del ejercito rebelde"; Escobar ve Guerra'nın "Ernesto Guevara, fundador del Cubano Libre" başlıklı makaleleri ile El fuego que

enciende los fusiles ve Che Sierra adentro

de katıldı. !simlerini sıraladığım yoldaşlar ara­ sında sadece Fide! ile Raul bir yıl boyunca dağda kaldı. Granma'da bulunan Faustino Nrez şehirdeki eylemlerle ilgilendi. Ped­ ro Miret Meksika'dan ayrılmadan birkaç saat önce tutuklandı ve bir yıl boyunca orada kaldı; bir yıl sonra .sevkıyatı yapı­ lacak silahlarla birlikte Küba 'ya vardı. !Vico L6pez karaya çıktıktan saatler sonra öldürüldü. Armanda Hart sözünü ettiğimiz yılın sonunda (veya sonraki yılın başların­ da) hapse atıldı. JesUs Montane Granma kıyıya yanaştıktan sonra yakalandı. Ma­ rio Hidalgo, Melba Hemiındez ve Haydee Santamaria şehirlerde faaliyet gösterdiler. Aldo Santamaria ile Carlos Franqui ertesi yıl mücadeleye katılacaktı/ar, ama 1957'ye kadar dağa gidemediler. Gustavo Arcos Meksika'da kalıp orada siyasi kişilerle

adlı kitapları.

teması ve· erzak dağıtımını organize etti.

Che'nin 26 Temmuz

Santiago'daki eylemlerden sorumlu olan

Hareketi'nin Liderliği

Frank Pais 1957 Temmuzunda öldürüldü. Daha sonra dağa katılanlar arasında

Hakkında Söyledikleri

1958 yılı boyunca bizimle beraber kalan

Fidel'in Meksika'dan ayrılışına kadarki

Celia Siınchez; Santiago'da çalışmış olan

hazırlık dönemi esnasında ulusal lider kad­

ve savaşı Raul Castro'nun kolunda bitiren

rosu yanılmıyorsam Fide!, Raul, Faustino

Vilma Espin; 9 Nisan grevinden sonra Faus-

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIGER CHE

790 tino'nun yerine geçen ve işi şehirde olduğu

greve geniş bir yer verir. Nisan greviyle

için yanımızda sadece birkaç hafta kalan

ilgili önemli kaynaklar, Ameijeiras'ın

Hareket'in koordinatörü Marcelo Fernan­

Mas alla de nosotros'daki makalesi, Mirta

dez; Ovalardaki milislere komuta eden,

Rodriguez Calder6n'un Faustino Perez'le

9 Nisandaki başarısız grev girişiminden

yaptığı "Semillas de fuego" başlıklı söyleşi

sonra dağa gelen ve mücadelenin ikinci yı­

ve "Anverso y reverso de una pagina de

lında komutan sıfatıyla kahramanca çar­

lucha" başlıklı yazısıdır.

pışırken ölen Rene Ramos Latour ve bir işçi hareketi lideri olan David Salvador vardı. Almeida gibi bazı dağ savaşçı/an bize daha sonra katılmıştı. Görüldüğü gib� Ovalardan gelen yol­

Bu bölüm ,için yararlandığun diğer kaynaklar şunlardır: Sergio Bacallao, Re­ latos hist6ricos, Guerra ve Escobar, Che Sierra adentro, Milagros Escobar, "Guer­ rilleros," Yolanda Portuondo, El sacerdote

daşlar çoğunluğu oluşturuyordu, savun­

comandante, Guerra, "Camilo Cienfuegos,

dukları siyasi görüşün özü (ki bu görüşleri

un transito fulgurante," Masetti, Los que

aşama aşama meydana gelen devrimci ol­

luchan y los que lloran ve William Gillvez,

gunluktan nasibini almamıştı) belli bir "si­

Camilo, senor de la vanguardia.

vil" eylemciliğe meyledip Fidel'de gördük­ leri ''lider" kişilikten ve dağdaki bizlerin temsil ettiği "militarist" unsurlardan uzak durmaya yöneltmişti onları. Farklılıkları­

1 7. Saldırı Kaynaklar

mız daha o zamandari aşikardı ama sava­

Che bu döneme Paisajes...'in "Interludio"

şın ikinci yılına damgasını vuran o şiddetli

başlıklı bölümünde :ve Una revoluci6n que

fikir aynlıklanna neden olacak kadar uçu­

comienza'da sadece birkaç sabr yer ayır­

rum yoktu aramızda henüz (Paisajes de la

mıştır. Fidel'le bu dönemde yaptığı yazış­

guerra revolucionaria'dan).

maların bir kısmı Betancourt'un arşivinde yer alır. Bu döneme ilişkin diğer kaynaklar

16. Dağ ve Ovalar Kaynaklar Che'nin Paisajes de la guerra revoluciona­

Che'nin Sergia Cordovi'ye yazdığı mektup ve Minas el Frio' da yaptığı konuşmadır. Bu dönemi yeniden inşa etmek için gerekli en iyi kaynaklar (ki bunlar şimdiye

ria adlı kitabında bu dönemi konu alan iki

kadar Kübalı tarihçiler tarafından derin­

bölüm var: "Interludio" ve "Una reuni6n

lemesine incelenmiş olmalı): Franqui'nin

decisiva." Che Nisan grevinden "Notas

Diario adlı kitabının 14 ve 15. bölümleri,

para el estudio de la ideologia de la revo­

Ameijeiras'ın "Las guerras no se ganan

luci6n cubana•da, El partido marxista-le­

en el ıiltiıno combate" ("Savaşlar Son

ninista adlı kitaptaki önsözünde ve Una

Muharebede Kazanılmazlar;" ne tuhaftır

revoluci6n que comienza'da söz eder.

ki, Ameijeiras bu savaşları görmemişti, o

Franqui Diario de la revoluci6n cuba­

sıralarda ikinci cephede bir kola komuta

na adlı kitabında nisan grevine önemli

ediyordu) ve El alma de la revoluci6n adlı

bir bölüm ayırır; Rodriguez Loeches de

antolojide yer alan ve bu savaşlara katıl­

"La Sierra y el llano" başlıklı yazısında bu

mış olan kişilerin yazdığı altı makale.

NOTLAR Dönemin 18. Taburunun komutanı Jose Quevedo'nun yazdığı ve olaylara Batista'nın ordusunun gözüyle bakıldığı "La batalla del Jigüe" başlıklı yazıda ilginç anekdotlar yer alır. Mariano Rodriguez'in

79 1 seiior de la vanguardia ve Camilo Cienftı­ egos, cronolog{a de un heroe adlı kitaplan.

Bir Casusun Che'yle İlgili Görüşleri

Abriendo senderos adlı kitabında yer alan

"Fide!'den çok daha zarif, daha gösteriş­

ve o dönemlerde gerillalann saffına yeni

li ve daha zeki. Che ya Komünist veya

katılın.ış olan Evelio Lafarte'nin ifadeleri

Komünistleri incelediğim iki yıl boyunca

de ilginçtir.

hiç Komünist görmedim. Kararg8hların­

Yazar, Fidel'in raporunun ayın 18'i ve

da şehrin en lüks şeyleri mevcut: gazla

19'unda Radyo İsyanda yayımlanan çok

çalışan bir buzdolabı, bir gaz sobası,. özel

ayrıntılı nüshasuu içeren bir kaydı ince­

yiyecekler, Uppmann marka purolar, Co­

leme fırsatı bulmuştur. Bu kayıtta Fide!'in

ca-Cola, şarap ve envai çeşit mat�. Rahat

Che'nin ölümünün yirminci yıldönümün­

bir yatakta yatıyor... Che otoriteyi sevi­

de yaptığı konuşma da vardı.

yor ... Fide!'den farklı oiarak Che fiziksel

Kişisel anekdotlar için bkz. Julio

açıdan zayıf bir adam... Castro günde

Martinez Paez, Un medico en la Sierra,

kilometrelerce yol yürür. Che asla yiirü­

Juan Almeida, La Sierra Maestra y mas

mez; bir yere ya ciple gider veya katırla.

alla ve CupuİI ile Gonzıilez'in "Entre No­

Castro çok cesur bir adam. Che pek cesur

sotros" başlıklı yazılarında yer alan Ville­

sayılmaz ama iyi bir oyuncu, övünmek­

gas ile Lafarte'nin ifadeleri. Yaya gerilla­

te üstüne yok. Evi bombalanırken kitap

laruun yaşadığı kargaşa duygusunu hiç

okuyormuş gibi yapar" (Richard Tullis,

kimse Enrique Acevedo'nun Descamisa­

Batista'nın gerillaların arasına sızan bir

do'da tasvir ettiği gibi tasvir edememiştir.

casusu, LAB arşivi).

Sosyalist Halk Partisi için Carlos Ra­ fael Rodriguez'in "C6mo vi surgir en la

Che'nin Çorbada Tuzunun

Sierra nuestro ejercito rebelde" başlıklı

Bulunduğu An

yazısından ve Draper, Thomas ve Darus­

Evelio Lafarte: "Geceyi Minas del Infier­

henko'nun kitaplarından yararlandım.

no'da geçirdik. Yağmurdan sırılsıklam ol­

Ayrıca bu konuda Jorge Risquet'le de bir

muştuk ve Minas del hıfiemo'daki İspanyol

söyleşi gerçekleştirdim.

yemek yapmıştı. Hindi vardı elinde yanıl­

Ayrıca bkz. Ramiro Abreu'nün bu dö­

mıyorsam. Hayvanın bacaklannı, kanat­

nemi mercek altına aldığı En el ultimo aiio

lannı ve ciğerlerini ayırıp bunlardan bize

de aquella republicİı adlı kitabı; Ricardo

içine pirinç de attığı bir et suyuna çorba, et­

Martinez'in özellikle Radyo İsyan üzerin­

lerinden de onun deyimiyle yüksek rütbeli

de durduğu 7RR adlı kitabı ve Reyes Trejo

subaylara yahni yapnuştı. Che mutfaktan

de la O ile yaptığı "R.ecuerdos del Che"

geçerken olanları gördü ve İspanyol'a,

başlıklı söyleşisi; Josefına Ortega'nın Del Rio kardeşlerle gerçekleştirdiği söyleşi; Escobar ve Guerra'nın Che Sierra adentro adlı kitaplan; Wil.liam Ga!vez'in Camilo,

"lspanyol ne yapıyorsun burada? diye sordu. "Yağmurdan ıslanan çocuklara et su­ yuna çorba yaptım.

792

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIGER CHE "Bwıun üzerine Che, Peki ya bu yahni

ne lspanyol? diye sordu.

ağustos ayında Havana'ya döndüğünde, İsyancı Orduswıu adanın batısına doğru

"O da siz subaylar için.

gerçekleştireceği harekatta desteklemek

"Sonra neler olduğu herkesin malu­ mu. Che yahninin bulunduğu tencereyi

için Camagüey ile Las Villas'taki PSP şe­ bekelerini harekete geçirmeye başlamıştı.

kaptığı gibi içindekileri çorbanın bulun­

ıs. işgal

duğu kazana boşalttı ve İspanyola üst üste dört beş kez küfretti. Meksika dilinde 'yaltakçı,' 'kıç yalayıcı' anlamına gelen

Kaynaklar

bir şeyler söyledi. İspanya'da sık sık söy­

Che'nin işgalle ilgili bilinen ilci yazısı

lenen bu sözcükler Che'nin lügatinde bü­

vardır: Fidel'e yazdığı ve "Sobre la inva­

yük bir günahtı, birilerini fırçalarken bti

si6n" başlığı altında Paisajes de la guerra

sözcükleri sık sık kullanırdı."

revolucionaria'da yer alan raporlar (8-13 Eylül ve 23 Ekim 1956) ve Una revoluci6n

Komünistler

que comienza'nın büyük bir bölümü. Her

PSP'nin Merkez Komitesinin liderlerin­

ikisinin de komuta ettiği kollar paralel

den Carlos Rafael Rodriguez, Fidel'e parti­

ilerlerken Che'nin Camilo'ya gönderdiği

sinin desteğini vermek üzere dağa saldırı

notlar, Escambray Dağları'nı ziyaret et­

hareJcatı sırasında, yani 21 Temmuzdan

mesi üzerine Faure Chomon'a gönderdiği mektup, 1963'te Madencilik Okulu'nda

hemen soma gitmişti. Bu PSP'nin çelişkili hareketlerinden

yaptığı konuşma, 9 Eylül 1958'de Angel

biriydi ve üst düzey üyeleri arasında ay­

Salgado'ya gönderdiği not ve 5 Aralık

muhtemelen.

1964'te yapılan Sanayi Bakanlığının kurul

İsyanın ilk yılı için 26 Temmuz Hareke­

toplantısının yazılı metni de bu dönemin

nlıklara

neden

olmuştu

ti'ne siyasi eleştiriler yönelttikten soma

araştırılmasında önemli başvuru kaynak­

PSP bazı kadrolarına (örneğin Acosta ve

larıdır.

Rivalta'ya) Şubat 1958'de mücadeleye ka­

Güvenirliği ve ayrıntılı oluşu bakı­

tılma ve köylü kadroların Oriente bölge­

mından işgal hareketi ve 8. Kolla ilgili en

sinde gerillalarla işbirliği yapmasına izin

kapsamlı araştırma, Joel Iglesias'ın yazdı­

verme emrini vermişti. Ne var ki haziran

ğı De la Sierra Maestra al Escambray adlı

ayında, yani bu karardan bir ay önce PSP

kitaptır. Iglesias'ın Alfredo Reyes Trejo'y­

üyelerine onları silahlı mücadeleden ay­

la gerçekleştirdiği ve "Mis vivencias junto

rılmaya çağıran bir manifesto yazmıştı.

al Che" başlığıyla yayımlanan söyleşisi

Carlos Rafael 26 Temmuzda Santo

ile "En la guerra revolucionaria" ve "La

Domingo'daki savaşta Fidel'le buluşmuş­

emboscada de cuatro compaiieros" başlık­

tu. Fide!, ona savaş alanında kendilerine

lı makaleleri bu dönemle ilgili başka bir

eşlik etmesini istemişti; mermiler hava­

kaynak niteliğindedir.

da uçuşmaya başlayınca Carlos Rafael'in

8. Kol ile işgal hareketiyle ilgili

kendini yere atması Fidel'in hoşuna gitmiş

Devrim Silahlı Kuvvetleri'nin tarih bö­

olmalı. Bu buluşmadaki konuşmalarının

lümünün hazırladığı ve savaşa katılan

herhangi bir kaydı yok ama Carlos Rafael

kadroların büyük bir bölümünün gözden

NOTLAR

793

geçirdikten sonra yayımlanması gibi bir

Eliseo "San Lııis" Reyes'le gerçekleştirdiği

özelliğe sahip olan bir de belge bulun­

"El mejor hombre de la guerrilla" başlık­

maktadır. Bu kadrolardan birinin yardı­

lı söyleşi; Larry Morales'in Kovboy Kid

mı sayesinde bu belgeyi okuyup kendi

hakkında yaptığı "El jefe del pelot6n su­

araştırınalanmdan elde ettiğim sonuçlarla

icida" başlıklı araştırma ve Albay Alberto

karşılaştınna fırsatı buldum. Ayrıca bu

Ferrera'nın kendi tanıklıklarına dayana­

harekatta görev almış dört kişiyle röpor­

rak yazdığı ve son derece güvenilir kay­

taj yapma fırsatını da buldum; bu kişiler

naklarla desteklediği "El comandante Er­

şunlardır: Leonardo Tarnayo, Oscar Fer­

nesto Guevara y la invasi6n de Las Villas"

nandez Mel Pablo Rivalta ve Jesus Para.

başlıklı yazısı.

Bu dönemle ilgili en ilginç kişisel an­

Genel tanıklıklar arasında küçük ay­

latım kuşkusuz, o sıralarda yeniyetme bir

rıntılara değindikleri için değerli sayılabi­

delikanlı olan Enrique Acevedo'nun Des­

lecek olanları şunlardır: Aldo Isidr6n'un

camisado adlı kitabı ile "Los Ultimos dias

her ikisi de Bohemia dergisinde yayım­

en la Sierra Maestra" başlıklı yazısıdır. Ne

lanmış olan "La victoriosa marcha hacia

yazık ki Acevedo hikiyeyi, yaralandığı

el Escambray, brillante proeza militar y

La Federal'deki çatışmaya kadar anlatır.

revolucionaria" ile "La invasi6n" başlık­

Ağabeyi ve dönemin müfreze komutanı

lı yazıları ve Mariano Rodriguez'in "La

Rogelio Acevedo "La Federal" ve "El Che

invasi6n, epopeya de gigantes" başlıklı

que yo conoci" başlıklı yazılarında o dö­

makalesi.

nemle ilgili ondan daha fazla bilgi verir.

Mariano Rodriguez'in 1982'de Bo­

Bunun yanı sıra, Fernıiııdez Mell'in ger­

hemia'da yayımlanmış olan yazıları, bu

çeğe son derece bağlı kalarak yazdığı

bölümde adı geçen bölümlerin daha iyi

"La

Sierra, la invasi6n, Las Villas" ve "De !as

anlaşılmasını sağlayacak niteliktedir. La

Mercedes a Gavilanes" başlıklı makaleler;

Federal'de bırakılan ve ordunun bulduğu

Pablo Rivalta'nın Juana Carrasco tarafın­

sırt çantalarında bulunan belgeler için

dan gerçekleştirilmiş olan söyleşisinde

bkz. "Circular del mayor general Diaz

söyledikleri; Leonardo Tamayo'nun Katia

Tamayo Sept. 30, 1958" ve o siralarda or­

Valdes tarafından gerçekleştirilmiş söyle­

dunun dağıttığı ve daha sonra Gente'de

şisi ile onun "Luchar junto al Che" başlıklı

"Desaliento y comunismo dentro del 26 de

makalesi; Harry Villegas'ın "Recuerdos

ju!io" başlığıyla yayımlanan el ilanı.

del Che" başlıklı makalesi; Luis Pav6n'un

İşgalin Camilo'nun

bakış

açısıyla

Alfonso Zayas'la gerçekleştirdiği "Cump­

değerlendirilmesi için bkz. onun Fide!' e

liendo la misi6n del jefe" başlıklı söyleşisi

gönderdiği rapor, William Gıilvez'in Ca­

ve Eliseo Reyes'in "Desde !as Mercedes

milo, senor de (a vanguardia adlı kitabı ve

hasta Las Villas" başlıklı makalesi de bu

Guillermo Alvarez'in Hablar de Cami/o

dönemin anlaşılmasında yararlı kaynak­

adlı kitabı ile "Operaci6n caja de tabaca"

lardandır.

başlıklı makalesi.

Bu bölümü hazırlarken yakın zaman­

Devrini. Konseyinin bekleyişiyle ilgili

larda yapılmış üç ayn kişiyle ilgili araş­

olarak bkz. Faure Chom6n'un "Cuando

brmadan da yararlandım: Emilio Suri'nin

el Che lleg6 al Escambray" ve "Che en

794

ERNESTO GUEVARA: NAMI Dl�ER CHE

el Escambray" başlıklı makaleleri, Be­

Harekat Kadrosu

tancourt'un Chomôn'la söyleşisi ve Ca­

Mark Herman hakkında, Küba devrimi­

saiias'ın "Che, una de sus proezas ınilita­

nin sonlarına doğru tarih sahnesinden

res" başlıklı yazısı.

çekilen bu bilmece kişilik hakkında çok az

Ayrıca bkz. Zoila Rodriguez'in "Entre

şey biliniyor. Adı kimi zaman Mark Her­

nosotros" başlıklı yazısı ile Bohemia der­

man, kimi zaman da Hennan Mark olarak

gisinde yayınılanan "Invasi6n• başlıklı

geçiyor. Onun il. Dünya Savaşı sırasında

makale.

Guadalcanal'da savaşıp orada yaralandığı

Kaç Kişiydiler? Kaçı Okuma

birliğine katılan acemilerin eğitmeni olan

Yazma Biliyordu?

Herman'ın kurallara harfiyen uyan ve ko­

Kaynaklar işgal hareketine katılanların

mutası altındaki adamlar tarafından sevil­

söyleniyor. 1958'in başlarında Che'nin

sayısı konusunda hemfikir değildir; kimi

meyen biri olduğu arılaşılıyor. Ama işgal

142 kişi olduğunu söylüyor kimi 144 ki­

hareketi sırasında ona önemli bir görev

şiden söz ediyor, geçen gün sayısına göre de bu sayı azalıp artıyor. Okuma yazma bilenlerin oranında da belirsizlikler var. Che 3 90'ının okuma yazma bilmediği­ ni söylemiştir; bazıları bu oranı 3 52'ye kadar çeker, oysa okuma ve yazma öğre­ tilen kişilerin çoğu çok yüzeysel düzey­ de öğrenmişlerdi - Joel Rodriguez veya Edilberto del Rio (Sierra Maestra'dayken Che, ona "kör cahil" lakabını takmış­ tı) gibi. Edilberto del Rio: "Bir· gün Che beni bir kitap almaya göndermişti, kitabı nasıl okuyacağımı bilmiyordum, bu yüz­ den Che'ye onu ters tutarak uzattım ve

verdiğine bakılırsa Che, ona çok güveni­ yor olmalıydı. Manuel Hemandez Osorio 17 Mart 193 ı' de, Oriente Bölgesi, Santa Rita şeh­ rinin yakınlarında bulunan Diamante' de

doğmuş. Babası İspanyol kökenli bir carn­ pesinoymuş, annesi ise kanşık bir ırktan geliyormuş. Annesinin babasının küçük bir dükkanı varmış. İlle gençlik yılların­ da Manuel Hemandez attan inmezmiş, o bir deri bir kemik, çırpı bacaklı, çelimsiz görünüşünün ardında müthiş bir enerji saklıymış. Kamış kesiciliği yapmış; daha sonra Charco Redondo maden ocağında vagon sürücüsü olarak çalışmış ve ora­

'Ne yazdığını bilmiyorum Che, İngilizce

da 26 Temmuz Hareketi'nin bir şubesini

galiba' dedim. Bunun üzerine bana, Kör

kurmuş, ocaktan dinamit çalmış. Birkaç

cahi� kitabı ters tutuyorsun, dedi. O an­

kişiyle'birlikte silahlanmaya karar vermiş

dan itibaren bana 'Kör Cahil' diye hitap

ve isyancılara katılmak üzere dağa gitmiş.

etmeye başladı.•

Arkadaşları yolda vazgeçmişler ama o ıs­

Bir Kadının Kaderi

rarla yola devam etmiş. İsyancı ordusuna bağlı bir devriyeyle karşılaşmış. Devriye­

Zoila Rodriguez ile Che ancak devrimden

dekiler onu sınamak için ona Batista'nın

sonra, Che Küba'dan aynlmadan birkaç

ordusuna bağlı olduklarını söylemişler.

ay önce Las Mercedes'e döndüğü sıra­

Bunun üzerine Hemandez, "Hay şan­

larda tekrar karşılaşmıştı. "Sohbet ettik,•

sıma tüküreyim, Fidel Castro'ya katılmak

diyor Zoila.

için geldim buralara,• demiş.

NOTLAR

795

Mart Devrimci Konseyi

13

Faure Chom6n'un anıları bu bölümü

Hükümet Binası'ru hedef alan başarısız

yazarken çok önemli bir rol oynadı; "Cu­

saldırıdan ve kadroların dağılmasından

ando el Che lleg6 al Escambray" ile "Che

soma Konsey kurulmuştu. Nuevitas'tan

en el Escambray" başlıklı yazılarında,

çıkan

isyancılar olmuş, La.s Vil­

özellikle de Betancourt'un henüz yayım­

las'ta silahlı bir cephe kurulmuştu. Hava­

lanmamış söyleşisinde bu döneme ilişkin

' na da

anılarıru aktarır.

karaya

eylemler tekrar baş göstenlıişti.

Bahsi bkz.

geçen kaynakların dışında

Guillenno

Garcia'nın

Sexto'nun

Enrique Oltuski'nin görüşünü, Şubat

l 995'te yılında onunla yaptığım söyleşiye,

Camilo, seiior de la vanguardia

"El pacto reitı:;rado" başlıklı yazısında

GaJ.vez'in

yer alan "Historia del il Frente Nacional

adlı kitabında yer alan onunla yapılmış

del Escambray," "13 de marzo, asalto al

uzun söyleşiye ve Oltuski'nin "Gente

Palacio Nacional" başlıklı yazıları ve

del llano" başlıklı makalesine dayanarak

Crespo'nun "Bandidismo en el Escamb­

yazdım. Bord6n'un görüşü için Isidr6n'un

ray" ile "Segundo Frente Nacional del Es­

onunla yaptığı ve "Che, ejemplo de moral

cambray, negaci6n del ejercito rebelde"

revolucionaria, audacia y modestia" baş­ lığıyla yayımlanan söyleşi ile GaJ.vez'in

başlıklı yazıları.

aktardığı tanıklığa baş vurdum.

1 9. Ne Kadar Tepe, O Kadar Sorun

Bölgedeki campesinolann gözlemle­

rini Navarro'nun isminin yayımlanmaslill istemeyen bir kişiyle yaptığı söyleşiden;

Kaynaklar

Mariano Rodriguez'in "Por la ruta invaso­

Ne iyi ki Che ardında bu döneme ilişkin

ra del Che. De Gavilanes al Pedrero" baş­

Paisajes

lıklı makalesinden ve Juan Sanchez'in "El

de la guerra revolucionaria ve Una revo­

Pedrero en el camino del Che, reportaje

bir sürü yazılı' belge bırakmıştır.

luci6n que comienza'da ek bölüm olarak

en dos tiempos" başlıklı yazısından yarar­

yayımlanan "Un pecado du la revoluci6n"

lanarak yazdım.

bunlardan biridir. Faure Chom6n ile Fidel

Che'nin Aleida March'la ilişkisi için

Castro'ya birçok not göndermiştir; bu

bkz. Nydia Sarabia'run "La mujer villacla­

notlara Rosado'nun kitabında yer veril­

reiia en la lucha patria" başlıklı makalesi

miştir. Batista'nın Kasım-Aralık saldırısı

ve Castellanos ile Villegas'ın Cupull ve

F�anqui'nin

Diario adlı kitabında yer al­

maktadır. Bu bölümü yazarken en fazla yarar­ landığım kaynak La

batalla del Che, Santa

Clara adlı kitap oldu.

nosotros adlı kitapların­

ler için bkz. Femandez Mell'in yazılan ve Eıuique Buznego ile Luis Rosado'nun

Camilo'yla yapılan radyo söyleşisi ile Radyo İsyanda yapılan söyleşinin tam metni için bkz.

GonzaJ.ez'in Entre

da yer alan anıları. . Bu döneme ilişkin kapsamlı görüş­

"Estrategia del Che en Las Villas" başlıklı makaleleri.

Dias de combate; bu söy­

Güinia de Miranda'daki muharebe

Diciembre

için bkz. Rosado'nun "Güinia de Mi­

leşinin özet bölümleri için bkz.

del 58 ve Franqui'nin Diario adlı kitabı.

randa" başlıklı yazısında yer alan Parra,

ERN ESTO GUEVARA: NAMI DIGER CHE

796 Figueredo ve Arguclin'in ifadeleri; Isid­

Villas'taki planlı ayaklanmasına dahil

ron'un "Güinia de Miranda, primera vic­

edilmedi. Başarısız nisan grevinden sonra

toria de la columna 8 en el frente de Las

bölge koordinatörü olan Enrique Oltuski

Villas" yazısı ve Fernandez Mell'in "La

Escambray Dağları'ndaki gerillıı hareketi­

campa:iia del Che en Las Villas" başlıklı

ni başlattı; bu hareket il. Cepheyle tuhaf,

makalesi.

tanımlanmamış bir ilişki içindeydi (askeri

El Peclrero anlaşnası ve Che'nin Konseyle olan ilişkileri için bkz. Faure

güce bağlıydı

ama

il. Cephenin yüksek

komutasının bilgisi dahilindeydi). Bor­

Chom6n'un yııkanda adı geçen eserleri,

don her türlü cefayı çekmişti; komutası

benim Ekim-Kasım-Aralık 1991 tarihlerin­

altındaki gerillalar il. Cephenin tacizle­

de Victor Dreke ile El ana en que estuvimos

rine

maruz

kalmıştı;

hatta

Il. Cephenin

en 'ninguna parte adlı kitap için gerçekleş­

adamları gerillaların kamplarından birine

tirdiğim söyleşi, Luis Sextor'un "El pacto

saldırmış, silahlarını almış, ekim ayının

reiterato" başlıklı makalesi ve Enrique

başlarında, Bordon bu yapılanlara itiraz

Roclriguez'in Bajanda del Escambray adlı

edince de onu tııtuklamışlardı. Camilo

kitabı. Olayların il. Cephenin bakış açısıyla

Las Villas'a ulaştığında il. Cepheyi tehdit

değerlendirilmesi için bkz. Max Lesnik, "1 O

edince onu serbest bırakmışlardı.

de noviembre, Escambray heroico." Tirso'nun Escambray dağlarındaki

il.

Cephe

fotoğraf çekinıleri için bkz. Clara Velia,

Il. Cepheyle ilgili nesnel bir görüş orta­

"Che y una vieja camara" ve Gonzıilez

ya koymak çok zor. Guevara yandaşları,

Bello, "Fotos a Tirso. � Savaşın bu döne­

özellikle de Konseye yakın olanlar, Eloy

minde çekilmiş en iyi fotoğraflar Cuba

Gutierrez Menoyo'nun komuta ettiği gru­

Intemacianal adlı kitabın "Guerra en el

bun iyi yönlerini görmezden gelip karan­ lık bir tablo çizerler. Gutierrez ile Fidel

Escambray" başlıklı bölümü. Camilo ile Che'nin karşı saldın sırasın­

arasındaki gerilim üniversite yıllarına. da­

Camila,

yanır; dağ dönemlerinde Gutierrez, Che

senar de la vanguardia. Ricardo Martinez'in

ile Fidel'e "Nangaras" (olumsuz bir an­

7RR adlı kitabı 8. Kolun radyo istasyonuyla

lamda kullanılan ve Komünist anlamına

ilgilidir. Caballete de Casa üssü için bkz. Ju­

gelen bir sözcük) diye hitap etmekteydi.

daki beraberlikleri için bkz. Gatvez,

ana

Carrasco'nun Pablo Rivalta ile yaptığı

söyleşi ve Abreu'nun kitabı.

Il. Cephenin askeri faaliyetleri pek parlak değildi; grubun resmi tarihinde

Ayrıca bkz. Joel Iglesias, "Sobre la in­

ordu ile Rio Negro, Charco Azul ve La

vasion"; Leonardo Tamayo, "El Vaquerito

Diana'da giriştikleri birkaç küçük çarpış­

y el peloton· suicida" ve Hugh Thomas,

madan söz eder.

Cuba, la lucha par la libertad.

Victor Bordôn Bordon bir şeker işçisiydi. Yaşadığı bas­

Enrique Oltııski: "Las Villas Bölgesi kendilerininmiş gibi davranıyorlardı ve devrimde

zamanı

gelince orasını ele ge­

çirmeyi düşünüyorlardı. Devrim başanya

kıdan kurtulmak için 1956'nın sonlarında

ulaştığında hesaba katılacak bir güç olma­

silahlandı; 26 Temmuz Hareketi'nin Las

yı wnuyorlardı."

797

NOTLAR Che, Las Villas döneminde Gutier­ rez'le ilişkilerine değinmez; ancak ikisinin birçok kez bir araya geldiğine dair kayıt­

lar mevcut -örneğin, Gutierrez'in Che'ye

likle de birçok üyesi ayrılınca harekete ağır bir darbe indi."

Las Villas'taki PSP

Placetas operasyonunda eşlik etmiş ve sa­

Taurino Terraza: "1958'de Parti'nin emri

vaşın sonunda Bohemia'nın özel sayısında

gereği Konseyle birlikte silahlandık. 'iyi

belirtildiğine göre, ikisi el sıkışmış.

biridir,

hoş

biridir

ama

Komünisttir.'

Jose Ram6n Herrera bana Che'nin

Ekim ayında Faure'ye Che'nin yaklaştığı­

II. Cepheyle iyi ilişki sürdürmek için geri

nı, Parti'nin bana onunla çalışma emrini

adım attığını söyledi. Bir keresinde Naza­

verdiğini söyledim. Silahımı teslim etmek

rio Sargent'in kıyıya sevk ettiği ve Il. Cep­

üzere ona uzattığımda Faure, 'Sende kal­

heye ait olan 100 adet Remington Che'nin

sın. Onlarla biz aynıyız. Hep beraber gidip

eliiıe geçmiş. Che bunları Gutierrez'e ver­

Che'yi karşılayacağız,' dedi.

miş:

Bunlar bize ait değil demiş.

Oltuski: "FSP ile bir anlaşmazlık söz konusuydu. O dönem için Komünist fi­

Enrique Oltuski

kirlerin Küba'ya göre gelişmiş fikirler

Polis 1957'nin sonlarında, işkenceyle elde

olduğunu, Komünistlerin otoriter ve hi­

ettikleri bilgilerin yardımıyla 26 Temmuz

zipçi olduğunu düşünüyordum. Dahası,

Hareketi'nin bölge liderliğini dağıbnıştı.

devrimi desteklerniyorlardı. Las Villas'ta

Bölgenin tüm kilit kadroları tutuklan­

Komünistlerin yanına yaklaştım ama PSP,

nuştı. Havana liderliği Enrique Oltuski'yi

bugün de Batista'yı yenmenin tek yolu ol­

örgütü Las Villas'ta yeniden kurmakla gö­

duğunu düşündüğüm silahlı mücadeleyi

revlendirmişti.

desteklemiyordu.·

Ukraynalı göçmen bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Oltuski ABD'de mühendislik okumuştu ve oradaykenJose

Alberto Fernandez Montes de Oca

Marti yandaşları derneğine üye olmuştu.

Ailesi ona Pacho veya Pachungo adıyla

"ABD' den döndükten sonra bile vicdan

hitap ediyordu. 1933'de Oriente bölge­

azabı çekmeye devam ettim. Yoldaşla­

sinin San Luis şehrinde doğan Alberto

rım Küba'da savaşıyor, ölüyordu, bense

Ferruindez dört yaşındayken ailesi Santia­

ABD'de keyif çatıyordum. Her gün Kü"

go'ya taşınmış. Gençliğinde ailesinin fahi­

ba'ya dönmem gerektiğini söyleyip du­

şelerle dolu bir işçi mahallesinde bulunan

ruyordum; nitekim bir gün karar verip

kafesinde çalışmış, bir yandan da öğret­

döndüm. Döndüğümde 26 Temmuz Hare­

men okuluna gitmiş. Frank Pais ile Tey'in

keti'ne değil, Profesör Garda Barcenas'ın

grubuyla da orada tanışmış. Okuldan me­ ama

başkanlık ettiği MNR'ye üye oldum." 01-

zun olmuş

tuski M26'ya MNR ile birleştikten sonra

den kara listeye aluıdığı için öğretmenlik

katılnuş ve siyasi bir program hazırlan­

yapamamış. Sonra gazeteciliğe başlamış

masında yardımcı olmuştu.

siyasi düşünceleri yüzün­

ama oradan mezun olamamış, 1956'da

Las Villas'taki nisan grevini de o ör­

ABD'ye göç etmiş, orada çalışmadan, ai­

gütlemişti. "Grev başarısız olunca, özel-

lesinin gönderdiği parayla idare etmiş.

798

ERN ESTO GUEVARA: NAMI Dl�ER CHE

Küba'ya döndükten sonra, bir öğrenci yü­

lota Guillot, "Fomento, yüz fusiles para

rüyüşü sırasında polis tarafından dövül­

la fuerza de la libertad"; Elena Otero,

müş, 1957'de hapse atılmış. Meksika'ya gitmiş, bir keşif seferine

katılmış;

ancak

"Diciembre de fuego"; Larry Morales, "El Vaquerito"; Victoriana Quintana ve

bindiği tekne babnlınış, iyi bir yüzücü

Freddy Torres, "Luchar junto el Che";

olduğu için kurtulmuş, Meksika orman­

Jose Lorenzo Fuentes, "Las Villas bajo !as

larında dolaşmış, maymun etiyle hayatta

halas"; Isidr6n, "Corri6 la noticia; el Che

kalmayı başarmış ve tutuklanmış. Tekrar

esta herido"; Rene Rodriguez, "Desde la

ABD'ye göç etmiş ve 1957'nin sonları­ na

Sierra Maestra hasta Las Villas"; Caridad

doğru sigortacı kisvesi altında tekrar

Miranda, "La debacle del tren blindado";

Küba'ya dönmüş. Kardeşi Orlando'nun

Mario Kuchillın, "Zafarrancho en Santa

öldürülmesi hemen öncesinde gerçekleş­ tirilmiş. Santa Clara'da M26'yla çalışmış ve Kasım 1958'de Escambray Dağları'na çıkmış. Bkz. Alfredo Reyes, "Capitan Al­ berto Fernlındez Montes de Oca" ve Mari­ ano Rodriguez, "Abriendo sendero" ile "El escal6n mas alto."

20. Yıldırım Harekatı Kaynaklar Che bu döneme ilişkin çok az yazılı belge bırakmıştır: Fomento savaşıyla ilgili rapo­ ru,

Placetas Kızılhaçı'na gönderdiği mesaj

ve Una revoluci6n que comienza'nın bazı bölümleri.

Santa Clara, la batalla del Che adlı kitabımı bu bölüme yedirdim ve Dorsch­ ner ile Fabricio'nun The Winds ofDecem­

Clara, la batalla fınal"; Nuıi.ez Jimenez, "La batalla de Santa Clara"; Eduardo Martin ve Benito Cuadrado, "Placetas, un pueblo que forj6 su liberaci6n"; Buznego, Castillo ve Alvarez, "Diciembre del 58 •; Augusto Benitez, "El cerco de Santa Cla­ ra"; Femandez Mell, "La campaıi.a de Che "en Las Villas" ve Suri, "El mejor hombre de la guerrilla." 1987'de Pablo Rivalta, 1988'de Aleida March'la yaptığım röportajlar bu bölümü hazırlamamda önemli rol oynadı.

Entrikalar Diktatörlüğün son günlerinde ordunun Batista'ya az zararla işin içinden kurtul­ malarını sağlayacak önerileri kabul et­ tirmek için çevirdiği entrikalar arasında

ka­

ber adlı kitapları, Alberto Castellano 'nun

bir tanesinin Santa Clara savaşırun

Entre nosotros'ta yer alan tanıklığı ve

zarulmasında büyük bir etkisi olmuştu.

Albay Jose Ram6n Herrera'yla gerçek­

Cantillo adıyla faaliyet gösteren Albay

leştirdiğim söyleşi gibi yeni materyaller

Rosell, o sıralarda Santa Clara'da bulu­

ekledim.

nan Havana'nın yeraltı üyelerinden "Ec­

Ayrıca bkz. Rolando Cubela, "La ba­

hamendia"yla (Israel Suarez de la Paz)

talla de Santa Clara"; Aldo Isidr6n, "Di­

temas kurmuştu. Echamendia, Rio Chavi­

ciembre de fuego"; Lisandro Otero, ed.,

ano' dan Che'ye ateşkes önerisinde bulu­ laf arasında zırhlı trenden söz eden

Las Villas;. Rene Rodriguez, "Se inicia

nan ve

la lucha en el Escambray"; Julio Marti,

bir mesaj göndermişti. Bkz. The Winds of

"Saber al Che frente a nosotros"; Car-

December.

799

NOTLAR

2 1 . Mau Mau Santa Clara'da

del Che en Las Villas." Kendisiyle Ha­ vana' da gerçekleştirdiğim bir söyleşide Mell'le bu konuyu daha etraflıca konuş­

Kaynaklar en

ma fırsah buldum. Nıüi.ez Jimenez konuy­

önemli askeri başarısı olması­

la ilgili üç önemli yazı kaleme almıştır: "El

na, en çok yazmaya değer bulacağı konu

tren blindado," "El Che y un instante de la

Paisajes de la guerra

rendici6n de Santa Clara" ve "Santa Clara,

Che'nin

olmasına rağmen

revolucionaria'da bu savaşa yer v.ermez. zaman

la batalla final."

bula­

Ayrıca bkz. Rodriguez de la Vega,

mamasından kaynaklanmaktaydı. Santa

"Con el Che en la batalla de Santa Clara;"

Una revolucion que comienza'da

M. A. Capote'nin Lolita Rosell'le gerçek­

Bu muhtemelen yazacak

Clara'ya

sadece bir bölüm ayrılmıştır. Santa Cla­

leştirdiği söyleşi, "Tres relatos ineditos;"

ra savaşıyla ilgili sorularımı yanıtlamayı

Jose Lorenzo Fuentes, "La batalla de Santa

kabul ettikten sonra Aleida March bana

Clara;" Mario Kuchiliın, "En zafarrancho.

Che'nin içinde bulunduğu olayların bas­

Santa Clara, la batalla fınal;" Aristides

kısı nedeniyle o günlerde hiçbir şey yaza­

Sotonavarro, "Antes de la gran batalla";

madığını, bu nedenle savaş günlüklerinde

Rodriguez Zaldivar, "Desde la Sierra Ma­

o günlere ilişkin hiçbir kayıt bulunmadı­

estra hasta Las Villas;" Nelson Garcia ve

ğını söyledi. Che'nin askeri konulardaki

Osvaldo Rodriguez, "El capitiın descalzo

Guerra

habla de su amigo el Vaquerito"; Aldo

fikirleriyle ilgili notlarının bazıları

de guerril/as'tan alınmıştır.

Isidr6n, "Diciembre de fuego. Santa Clara

La batalla

1958. Semblanza de una batalla"; Luis Ro­

del Che, San ta Clara adlı kitabımın, özel-·

sado, "Batalla victoriosa"; Orlando Cont­

likle de kitabın 10-15 arasındaki bölümle­

reras, "El tren blindado" (yazıda Ram6n

Bu bölümü hazırlarken de

rinin özetlerinden yararlandım. Enrique Acevedo'nun

Pardo'nun tanıklığına da yer verilmekte­

Descamisado

dir); Luis Adrian Betancourt, "Che, arqu­ una

adlı kitabı bu dönemde yaşanan olayları

itecto de

mükemmel bir biçimde tasvir eder; bu sa­

gerçekleştirdiğim söyleşi; Katia Valdes'in

victoria•; Pablo Rivalta ile

vaşa sadece Enrique Acevedo'nun tasvir

"Che'Guevara, facetas de un ]efe militar"

etmeyi başarabildiği bir karmaşa ortamı

başlıklı yazısında Leonardo Taınayo'nun

hAkimıni.ş. Ağabeyi Rogelio Acevedo'nun

tanıklığı; Victor Dreke, "Victor Dreke

anlattıkları, Pedro de la Hoz'un onunla

habla sobre el combate en el escuadr6n

gerçekleştirdiği söyleşi ve Dorschner ile

31" ve Teresa Valdes, "Consecuente con

Fabricio'nun

The Winds ofDecember adlı

kitaplarında yer alan o günlere

sus principios."

ilişkin

22. Devrim Günü

anılarının geniş kapsamlı metni de o dö­ nemlere ilişkin birinci sınıf kaynak nite­ liğindedir. Femiındez Mell'in o dönemi konu alan iki tane harika yazısı mevcuttur: batalla de Santa Clara" ve

"La

"La. campaiia

Kaynaklar Che'den devrimin birinci ve sonuncu gü­ nüne ilişkin çok az yazılı belge kalmıştır. Bkz.

Una revolucion que comienza ve Pa-

800

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIGER CHE

isajes de la guerra revolucionaria'run "Un

30

pecado de la revolucion" başlıklı bölümü.

sonra Fide! Castro'nun 31 Aralıkta son bir

Aralıkta sona eren Baffo savaşından

Konuyla ilgili en ilginç materyal, En­

saldırı için etrafını sardığı Santiago'nun

rique Oltusti'nin kendisiyle yaptığım rö­

bulunduğu Oriente bölgesinde cereyan

portajı tamamlayan "El dia de la Victoria"

ettiği bilinen bir gerçektir.

başlıklı yazısı ve Femandez Mell'in Che tarafından gözden geçirilen

"La batalla de

Che'nin La Cabafia'ya gidişi

Santa Clara" başlıklı makalesidir. NWi.ez

Bazı tarihçiler Fidel'in Che'yi saf dışı bı­

Jimenez'in yazdığı üç yazı da kayda değer

rakmak amacıyla onu Havana'daki en

niteliktedir: "La batalla de Santa Clara,•

önemli garnizonun bulunduğu Columbia

"El Che y un instante de la rendicion de

yerine La Cabaii.a'ya gönderdiğine inanır;

Santa Clara• ve "Santa Clara, la batalla

onlara göre, Fide!, Che'nin radikal duru­

final."

şuna güvenmemekteydi. Carlos Franqui:

Diğer önemli kaynaklar şunlardır: M. A. Capote'yle yapılan söyleşi; Dorschner ve Fabricio'nun

The Winds of December

"Fidel'in onu ikincil bir konuma sahip olan La Cabaii.a'ya göndermesinin ardında

ya­

tan neden neydi?" (Diario de la revoluci6n).

adlı kitapları; Jose Raınon Herrera ile ger­

Bunun en açık iki nedeninden biri

çekleştirdiğim röportaj ve Orlando Ro­

Che'nin Kübalı olmayışı (çünkü Hava­

jas 'ın çektiği

Viento del Pueblo adlı filmde

Mustelier ile yapılan konuşma. Aynca bkz. Havana'ya ulaşan 31 Ara­

lık tarihli AP haberi; Pardo Llada, "Como se entero Fide! de la caida de Batista;" Vil­

na'yı tanımıyordu), diğeri de Camilo'nun kolunun daha taze bir güç oluşu olabilir.

Santa Clara'daki İdam Mangaları

laronda, "Esto fue !o que ocurrio en Co­

Che'nin Santa Clara'da on iki idam hük­

lumbia despues de la caida del regimen;"

mü imzaladığı biliniyor ama bu bilgiyi

Samuel Feijo, "Cı\.mara de torturas en San­

verdiği

ta Clara;" Ivan Colı\.s, "Prision y muerte de

zeteci kendi yaptığı hesaplamada sadece

Prensa Libre' den Piiieiro adlı ga­

Joaquin Casillas," "Despues de la Victoria:

altı idam hükmünü kesin olarak belirle­

primeras horas en la capital," "Camilo de

yebilmiş. Kendisiyle yaptığım söyleşide

Yaguajay a Columbia;" Ricardo Martinez,

Jose Ramon Herrera on dört infazdan söz

7RR ve Ramiro Abreu, En el ultimo ano de

eder ama listesini çıkarmaya çalıştığında

aquella republica.

bu sayıya asla ulaş�dığı için yanılıyor

Zafer Sadece Las Villas'ta Kazanılmamıştı

olabileceğini de belirtir. Yüzbaşı Suı\.rez Gayol ("Sarışın") kendisiyle gerçekleş­ tirdiğim bir röportajda bana infazların

O tarihleri sadece Che'nin bakış açısıyla

"toplumsal bir temizlik" olarak nitelen­

değerlendirmek devrimin bütün kade­

dirilmesi gerektiğini söyledi ve bu listeye

rinin Santa Clara'ya bağlı olduğu gibi

Capetillo diye bir isim

yanlış bir izlenime kapılmanıza neden

oradan ayrıldıktan kısa bir süre sonra ye­

daha

ekledi. Che

olabilir. Çünkü Santa Clara' daki çarpışma

rinde infaz edildiği için polis şefi Rojas'ın

roğun olmasına rağmen asıl çarpışmanın

adı bu listeye

dahil değil.

80 1

NOTLAR

23. 1 959 Yılının Uzun Ocak Ayı

Jose

Manuel Manresa, Fernıindez

Mell, Vilaseca ve Hilda Gadea'yla ger­ çekleştirdiğiın söyleşiler önemli kaynak­

Kaynaklar

lardır.

Bazı makalelerinde Che devrimin ilk

Bu dönemde basında çıkan röportaj­

ayına ilişkin ayn ayrı notlar yazmıştır;

lar çok ilginçtir, özellikle Sergio Piiiero,

bu notlar şu yazılarında bulunabilir: "Un

"Entr6 priınero la columna de Ameijei­

pecado de la revoluci6n," "Notas para el

ras"; "Che Guevara habla para Prensa

estudio de la ideologia de la revoluci6n

Libre. Lo que interesa ahora es defender

cubana," "Guerra y poblaci6n campesina."

la libertad de Cuba;" "Fue asaltante en el

Che'nin "Proyecciones sociales del ejerci­

Moncada y vino can Fidel en el

to rebelde" başlıklı konuşması hemen her

(Rarniro Valdes'le söyleşi); Heli Montoto,

yazısında yer alır.

"El directorio aspira a ver a una patria

La Caba.iia müzesine gerçekleştirile­

Granma"

nueva" (Faure Chom6n'la söyleşi); JCM,

cek bir ziyaret sadece belgeleme açısın­

"La entrada del presidente Urrutia en pa­

dan değil, aynı zamanda müzede savaş

lacio;" "Habla el comandante Guevara;"

atmosferinin Che'nin zamanlarındaki gibi

"Los fusilamientos y los maldonados" ve

korunması açısından önemlidir.

Jules Dubois, "Las ejecuciones en Cuba." bkz.

Ayrıca bkz. Guillen, "Un gran mu­

Franqui'nin Diario adlı kitabı ile Colıl.s'ın

Kolların

şehre

gırışı

için

erto invencible;" Nufıez Jiınenez, "Che

"Che, de Santa Clara a La Caba.iia" başlık­

y Pinares hablan de Camilo,"

En marc­

lı yazısı. Che'nin kolunun La Cabaiia'ya

ha con Fidel; Santiago Araca, "Fidel y el

giriş saati konusunda bazı fikir ayrılık­

Che"; Emesto Guevara Lynch,

ları söz konusudur. Martinez Paez saat

Che; Earl Smith, "El ambajador Smith,

Mi hijo el

La Sie"a Maest­

01:30'da girdiklerini söylerken, Che'nin o

servidor del despota;"

sıralarda şoförlüğünü yapan Castellanos

ra y mas alla; The Fourth Floor, Herbert

giriş saatinin ilci 'ile dört arası olduğunu,

Matthews,

NWiez Jiınenez de dört olduğunu belirtir.

The Black Beret: The Life and Meaning of

Cupull ve Gonzaiez'in

Juventud re­

World in Revolution; Harris,

Ernesto Che Guevara; Hilda Gadea, Che

belde adlı kitaplarında yer alan "El Che

Guevara, afios decisivos; ]. C. Fernandez,

que conoce al pueblo" başlıklı bölüm ve

"Osvaldo Sanchez"; Carlos Franqui,

yine aynı yazarlara ait

Un hombre bravo

Ret­

rato de familia con Fidel; Vasili Chich­

adlı kitap bu dönemle ilgili önemli ipuçla­

kov, "Cr6nica de un periodista sovietico



verir; ancak ilk sözü edilen kitap, içinde

en Cuba"; Julio Marti, "Tiene la palabra

yer alan makalelerin yayın tarihini olay­

el Che Guevara"; 18 Ekim 1967, "Diai:io

ların yaşandığı tarih olarak verdiği için,

de sesiones del senada de Chile, septi­

pek güvenilir değildir.

ma sesi6n;" "Prensa Latina, un desafıo"

Bu döneme ilişkin kapsamlı araştır­ ma için bkz. Hugh Thomas,

Cuba, la lucha

por la libertad ve Toledo' Bastard, La toma delpoder.

ve

Entre nosotros'ta yer alan Borrego'yla

yapılmış bir söyleşi. ABD'nin ne Batista ne de Castro yan­ lısı olacak üçüncü bir rejiın önerisi, Dor-

802 schner ve Fabricio'nun The Winds of De­

ERNESTO GUEVARA: NAMI Dl�ER CHE lucha por la libertad; Nıiiiez Jimenez, En

cember adlı kitaplarında ve Smith'in The

marcha con Fide[; K S. Karol, Los guerrille­

Fourth Floor adlı kitabında gayet güzel bir

ros en el poder, Rene Dumont, Cuba, Soci­

biçimde anlatılmaktadu.

alism and Development; Leo Huberman ve Paul Sweezy, Anatomia de una revoluci6n;

24. Tarım Reformu için Verilen Savaş Kaynaklar

Carlos Franqui, Retrato de familia con Fi­

del Prensa Latina ve Verde Olivo için: "Prensa Latina un desafıo"; Rodolfo Wal­

Che'nin bu döneme ilişkin bıraktığı yazılı

sh, Guevara; Elsa Blaquier, "Faltaba papel

kaynakların çoğu mektuplardan oluşur.

y tinta pero salla"; "Asi se cumplen las

Che "Birinci Yıl"a ilişkin düşüncelerini

6rdenes."

ayrıca Una revolucion que comienza'da ve

Che'nin kızı Hilda'yla ilişkileri için

çeşitli önemli makalelerde, konuşmalarda

bkz. Roman Orozco ("Mi padre tenia un

ve katıldığı çeşitli televizyon programla­

gran sentido del humor") ve Roberto Trac

rında da dile getirmiştir: "Que es un guer­

vieso'nun ("Mi papa el Che) onunla ger­

rillero ?"; "Discurso en El Pedrero" (konuş­

çekleştirdiği söyleşiler.

ma); Guerra de guerrillas'ın giriş bölümü;

Şu makalelerde konuyla ilgili bazı

28 Ekim 1964'te Camilo Cienfuegos'un

parçalar yer alır: Marta G6mez Ferrals,

ölüm yıldönümünde yaptığı konuşma; 20

"Sentirlo mas cercano;" Nicolıl.s Guillen,

Mart 1960'ta katıldığı televizyon progra­

"Un gran muerto invencible"; Aldo Isid­

mı;

r6n, "Con el Che por Sudamerica;" Maria­

Franqui'ye gönderdiği ve Tarara'daki

olaylar nedeniyle başsağlığı dilediği açık

no Roıİriguez, "Cariiio de Buenos herma­

mektup ve 12 Nisan 1960'ta Emesto Sa·

.nos"; Casilda Pereira, "Mi compaii.ero de

bato'ya gönderdiği ve tanın reformuyla

Los Aires;" Roberto de Los Reyes, "Llega­

ilgili önerilerini içeren mektup.

Official Gazette'nin 7 Şubat 1960 ta­

ron los barbuditos, avisen al Che," ve Jose Pardo, El Che que yo conoci.

rihli nüshası Che'nin Küba vatandaşlığı

Bu bölümü yazarken Jorge Risquet,

belgesiyle sağlık durumunu gösteren

Raıil Maldonado ve Oscar Femıl.ndez Mell

tıbbi bir reçetenin La Cabana müzesinde

ile gerçekleştirdiğim röportajlardan çok

bulunduğunu yazar. Che'nin ilk ofisi de

yararlandım.

aynı müzededir. Che'nin askerlik dosyası Teresa Valdes'in "Al lado de cada rebelde

Ünlü "Siquitrilla"

un maestro" başlıklı yazısında yayımlan­

Risquet: "Camilo'nun sözü bir gazetecinin

mıştır.

mantıksız bir tanın reformu için beş bin

Cupull ile Gonzıl.lez'in, "22 aftos de

buzağı dağıtılmasını düşünen çiftlik sa­

cronologia" başlıklı makaleleri bu konuy­

hipleri derneğini küçük bir yerli kuş olan

la ilgili yardımcı bir kaynak niteliğinde­

'siquitrilla'ya nişan alan avcılara benzetti­

dir.

ği bir makaleden çıkmıştır. Bu söz bir pire Tanın reformuyla ilgili uzun tartış­

malar için bkz. Hugh Thomas, Cuba, la

için yorgan yakmak deyimine karşılık gelir."

NOTLAR

803

25. "Bir Piramidin Gölgesinde Hayal Kuramazsın" Kaynaklar Che izleyen aylarda Verde Olivo'da yayım­

dayanan yazısı. Yardımcı kaynaklar, Tho­ mas ile Abreu'nun kitaplan.

26. Dönüş Kaynaklar

lanan bir dizi makalede bu geziyle ilgili pek

Che'nin bu dönemde yaptığı konuşmala­

bir bilgi vermez: "La Republica Arabe Uni­

nn

da, un ejempo," "La India, piıis de grandes

mevcuttur: Oriente Bölgesi, Las Villas ve

contrastes,n "Recuperase Japon de la trage­

Havana'da yaptığı konuşmalar; Abrantes

dia at6mica,n "Indonesia y la s61ida unidad

ve Jorge Villa'da yaptığı veda konuşma­

çoğu yayınılanmış çeşitli yazılannda

de su pueblo," "Intercambio comercial con

ları ve 26 Ekimde Hükümet Binası'nda

Ceiliın y Pakistan,• ve "Yugoeslavia, un

yaptığı konuşma. Che ayrıca bu dönemin

pueblo que lucha por sus ideales." Che

daha iyi anlaşılmasına yardımcı plan iki

.geziden döndükten

14 Eylülde Co­

makale de yazmıştır: "America desde el

mentarios econ6micos adlı televizyon prog­

balc6n afroasiıitico" ve "Tareas indust­

sonra

ramında ve aynı gün Verde Olivo'da ya­ yımlanan basıri toplantısında geziyle ilgili bilgi vermişti. Emesto Guevara'nın Hin­ distan'dan gönderdiği mektup babasının

Mi hijo el Che'de yayımlamayı düşündüğü ama

devrim başarıya ulaştıktan sonra ile­

ride onun mektuplarından oluşan üçüncü bir kitapta yayımlayabileceğini düşündüğü

için

sakladığı mektuplarından biridir. Bu

mektup yanlışlıkla Gonzıllez Acosta'nın kitabında yayımlanmıştır. Gezide Che'ye eşlik etmiş olanların ağzından yazılmış iki uzun metin mev­ cuttur: Jose Pardo Llega'nın El Che que yo

conoci adlı kitabı ve Salvador Vilaseca'yla yaptığım söyleşi. Bu bölümü yazarken kullandığım ufak tefek bilgi parçaları Reynaldo Lu­

riales de la revoluci6n en aftos venide­ ros. • Bunun dışında televizyonda yaptığı iki konuşma da vardır; 20 Ekim 1960'ta

yaptığı konuşma büyümekte olan sanayi bakanlığıyla ilgilidir. Che'nin "Palabras del Che a la policia• başlıklı yazısı çoğu kitabında yer almamış; ancak İçişleri Ba­ kanlığının yayınıladığı bir broşürde basıl­ mıştır. Franqui'nin Retrato de familie con Fi­

del adlı kitabı okunmaya değer bir kitap. Camilo'nun ölümü için bkz. "Apareci6 para siempre" ve Che'nin Guerra de guer­

rillas adlı kitabındaki giriş yazısı. Gönüllü çalışmanın başlangıcı için bkz: Felipa Sııılrez, "Conmemoran aniver­ sario 30 del primer trabajo voluntario";

go'nun "El primer embajador" adlı maka­

Ruhen Castillo, "Che Guevara iniciando el

lesi ile Santiago Aroca'nın "Fide! y el Che"

trabajo voluntario en Cuba" ve Marti'nin

başlıklı yazısından; Prensa Latina, un de­

Eliseo de la Campa'yliı. gerçekleştirdiği

safio adlı kitaptan ve Raw Maldonado'yla

söyleşi. Bu bölümü hazırlarken yaptığım

yaptığım söyleşiden alınmıştır.

son rötuşlar için Salvador Vilaseca, Raw

Che'nin Nasr ile ilişkileri için bkz. Muhammed Heikal'ın Nasr'ın belgelerine

Maldonado ve Valdes Gravalosa'yla yap­ tığım söyleşiler çok yararlı oldu.

804 27. "Bir Guevara Ne Zaman Bir İşe Kalkışsa, O İş Fiyaskoyla Sonuçlanır." Kaynaklar

ERNESTO G UEVARA: NAMI DIGER CHE ciplina de fuego eıi el combate" başlıklı yazıyla başlamış ve on beş yazı sonra 22 Ekim 1960 tarihinde "La artilleria de bol­ sillo m• başlıklı yazıyla sona ermiştir. Bu makaleler yazıldıkları tarihlerde Verde Olivo'nun editörleri tarafından bir der­

Che bu dönemde Guerra de guerrillas'ın

leme haline getirilrnişlerse de Che'nin

yanı sıra birçok da makale yazmışbr.

seçme yazılarının son basımlarında yer

Uluslararası ilişkilerle ilgili on dokuz yazı

almamıştır.

dizisinden oluşan "Sin bala en el directo"

1959-60 tarihleri arasında yazılmış

(Gelişigüzel Atışlar) 10 Nisan-14 Ağustos

ilginç mektuplar Che'nin yazdığı çeşitli

1960 tarihleri arasında, baskı altında ve

kitaplarda yer alır. "Emplaza Guevara'nın

belli bir mizah duygusuyla, pedagojik bir

Comado Rodriguez"e gönderdiği mektup

havada yazılmıştır: "El payaso macabro y

Revoluci6n'da yer alır. Che'nin annesiyle

otras alevosias," "El mas poderoso enemi­

babasının yeni yılını kutladığı bir mektup

go y otras boberias," "El desanne conti­

da aynı kitapta yer alır. 1964'ün sonlarına

nental y otras claudicaciones," "No seas

doğru yazılmış olan "Cuba, su economia,

bobo compadre y otras advertencias," "La

su comercio exterior, su significado en el

democracia representativa surcoreana y

mundo actual" başlıklı makale Che'nin

otras mentiras," "Cacareo, los votos ar­

merkez bankasındaki başkanlık göreviyle

gentinos y otros rinocerontes," "El salto

ilgilidir.

de rana, los organismos intemacionales

Televizyonda gerçekleştirdiği üç ko­

y otras genuflexiones," "Los dos grandes

nuşmanın metni bu bölümü· yazmamda

peligros, los aviones piratas y otras vio­

çok yardımcı oldu: 15 Nisan 1961 tarihli

laciones," "Estambul, Puerto Rico, Caima­

ekonomi ve planlamayla ilgili konuşması;

nera y otras bases de discusi6n," •ydigo­

20 Mart 1960 tarihli yerli üniversitelerle

ras, Somoza y otras pruebas de amistad,"

ilgili konuşması Soberania politica e in­

"El plan Marshall, el plan Eisenhower y

dependencia econ6mica ve 20 Ekim 1960

otros planes," "Nixon, Eisenhower y otros

tarihli Ante la prensa. 4 Şubat 1960 tarihli

toques de atenci6n," "El cafe, el petr6leo,

mektubu Che'nin yazılarından oluşan

el algod6n y otras cuotas," "La acusaci6n

derlemeye alınmamıştır; ancak bir bro­

ante la OEA, las Naciones Unidas y otras

şürde yer alır. Che'nin bu bölümde adı

fıntas,• "Beltran, Frondizi y otras razones

geçen konuşmaları içinde en önemli olan­

de pesos, • "Las bases de submarinos, las

ları 7 Şubat 1960'ta tekstil işçilerine hita­

de cohetes y otros engendros," "La corte

ben gerçekleştirdiği konuşma ile 20 Mayıs

de los milagros y otros motes de la OEA,"

1960'ta bir sanayi fuarının açılışında ger­

"Para muestra basta un bot6n y otras his­

çekleştirdiği konuşmadır.

torias breves," "Habia una vez un central azucarero y otras leyendas populares."

Che'nin merkez bankası başkanlı­ ğı görevini yürüttüğü sıralardaki faali­

"Consejos al combatiente" başlıklı

yetleri için bkz. Salvador Vilaseca, RaıJl

yazı dizisi 8 Mayıs 1960 tarihinde "La dis-

Maldonado, Valdes Gravalosa ve Emique

805

NOTLAR Oltuski'yle gerçekleştirilmiş söyleşiler; Edward Boorstein,

The Economic Trans­

Che'nin Sovyet yetkililerle ilk teması için

bkz.

Anastas Mikoyan, "Mis recuer­

formation ofCuba; Susana Lee, "La revo­

dos de Cuba;" Luis Miranda, "Emesto Che

lucion entr6 en el banco"; Angela Soto,

Guevara,• "Las relaciones cubano-sovieti­

"Che ministro, Che funcionario;" Maria

cas

Isabel Morales, "Reportaje a

tos;" Oleg Darushenkov, "Cuba, el camino

un

billete,"

en la revoluci6n: historia y docurnen­

"Aquella visita a una agencia bancaria;"

de la revoluci6n" ve Nikolai Kudin, "Mis

"La presencia del Che en el Banco Na­

encuentros can Che Guevara."

cional de Cuba y la seleccion del 26 de

Aynca bkz. Fem8ndez Mell ile ger­

noviernbre corno Dia del Economista"

çekleştirdiğim söyleşi; Guerra'nın Barro y

başlıklı broşür; Sara Mas, "El recuerdo y

cenizas adlı kitabı; Leo Huberman ile Paul

sus propias palabras," "Su incurable pa­

Sweezy'nin "El futuro de la economia cu­ bana" başlıklı yazıları;

sion creadora: Che'nin fotoğraflarıyla ilgili birçok

Entre nosotros'ta

yer alan Raıil Leon'la yapılmış söyleşi ve

röportaj mevcuttur: Alberto Korda, "Una

"The Castro Regirne in Cuba," ABD Dışiş­

foto recorre el rnundo;" Gabriel Molina,

leri Bakanlığı, NSF, Devlet Arşivi, Gordon

"El regalo de la foto del Che," "Entrevista

Chase dosyası, cilt A, LBJ Kütüphanesi,

con un reportero grıifıco;" Angela Capote,

City, State.

"La efigie simb6lica del Che"; Toni Püiera, "Visa europea para una imagen nuestra;" Rene Ascuy, "Treinta aftos de la foto mas farnosa del mundo"; Alina Perera ve Edu­

28. Fabrikalar ve Deodorantlar

ardo Jimenez, "En cargo de la conciencia"

Kaynaklar

ve Santiago Cardosa, "Che en el recuerdo

Che'nin bu

de dos fotografos. •

"Comparecencia televisada acerca de la

Bu bölümün

bazı kısımları

şu eser­

geziyle

ilgili

izlenimleri,

firma del acuerdo entre los paises socia­

lerden alıntılar yapılarak yazılrnışbr: Je­

listas" başlıklı yazısında ve gezinin hemen

an-Paul Sartre, Huracan sobre el azucarve

ardından yaptığı ve Cabaii.as, Pinar del

"Vengan temprano a medianoche, me dijo

Rio'da milislere hitaben gerçekleştirdiği

el director del Banco Nacional;" Castella­

konuşma dahil

nos'un Gerardo Hemandez'in Entre nosot­

alır. "Un pecado de la revoluci6n" başlık­

bir

dizi konuşmada yer

ros adlı kitabında yer alan anıları; Gerardo

lı makalesi ile Sanayi Bakanlığının ayda

Hemandez, "Yo soy el nüio de la foto";

iki kez yapılan kurul toplantılarından 14

Jarnes Higgins, "A Preview of History?";

Temmuz

Joaquin Oramas, "Un extraordinario for­

ledikleri de bu geziyle ilgili yardımcı bir

mador de cuadros;" Jose Pardo, "Peri6dico

kaynak niteliğindedir.

de la palabra"; Luis Pav6n, "Che, la ven­ tana encendida"; Femandez Retamar, "Un

1962 tarihli toplantısında söy­

Gezinin ayrıntıları için bkz. Cupull ve Gonz8lez,

Un hombre bravo; Lavretsky,

mont6n de memorias;" I. F. Stone, "The

Emesto Che Guevara; Entre nosotros'ta yer

Legacy of Che Guevara" ve

alan Llompart'ın eleştirisi ve Mario G. Del

Una foto que

recorri6 el mundo adlı belgesel film.

Cueto, "Lo que el Che vio en la URSS. " Bu

ERNESTO GUEVARA: NAMI DlER CHE

806 bölümü hazırlarken Raıil Maldonado'yla yaptığun röportaj çok önemli bir katkı

Enrique Oltuski ile gerçekleştirdiğim " söyleşi, Oltuski'nin lQue puedo decir?"

sağladı.

başlıklı makalesi, Edward Boorstein'ın

Bazı küçük ayrıntılar için yararlandı­

The Economic Transformation ofCuba adlı

ğım kaynaklar: Fenııindez Retamar, "Un

kitabı, Orlando Borrego'nun hazırladığı

mont6n de elementos"; Enıesto Cardenal,

"El estilo de trabajo del Che" başlıklı bro­

En Cuba; K. S. Karo!, Los guerrilleros en el

şür, Luis Pav6n'un "Che, la ventana en­



poder, "The Castro Regimein Cuba, ABD

cendida" başlıklı makalesi ile Dias de com­

Dışişleri Bakanlığı, NSF, Devlet Arşivi,

bate adlı kitaba yazdığı önsöz, Che'nin

Gordon Chase dosyası, cilt A, LBJ Kütüp­

eserlerini ve Che üzerine yazılmış eserleri

hanesi ve Temas Gutierrez Alea'nın His­

kapsayan Che: El recuerdo y sus propias

torias de la revolucion adlı fılıni ile Enrique

palabras adlı antoloji bu bölümün yazıl­

Pineda'nın Che adlı filmi.

Gezide Konu Olan Bel

masında önemli bir role sahiptir. Aynca bkz. CIA, İstihbarat Notası, İstihbarat Da­ iresi Başkanlığı, "Cuba: Delay and Misdi­

Fabrikası

rectiori of the Industrial Production Prog­

Che: Kalkınma politikasında nelerin yapıl­

ram," Kasun 1965.

maması gerektiğini görmek için bel fabri­

Bu bölümü hazırlarken başvurduğum

kasını ziyaret etmekte fayda var... Fabrika

kaynaklar arasında en önemli olanları

metal levha/an kova biçimine dönüştüren bir

şunlardır: Marıresa, Gravalosa ve Mal­

pres makinesinin faaliyet gösterdiği bir fab­

donado ile gerçekleştirdiğim söyleşiler;

rika. Evet, bir tane pres makinesinden ibaret,

Acevedo'nun Entre nosotros'ta verdiği re­

yine de ofisleriyle, özel işçiler için özel fa­

feranslar; Tania Peiia'nın "Un dia conoci

yanslarla döşenmiş tuvaletiyle ve aynı katta

al Che" başlıklı makalesi; Eduardo Galea­

çalışan dört işçi grubu için dört ofisi ve dört

no'nun "El alucinante viaje del yo al no­

banyosuyla tam birfabrika görünümünde.

sotros" başlıklı yazısı ve Ricardo Rojo'nun

Mi amigo el Che adlı kitabı.

29. Gir6n Plajı

Giren-Domuzlar körfe:tiyle ilgili bir­ çok eser mevcuttur. Bunların içinde belki

Kaynaklar

de en ilgi çekici olanları Peter Wyden'in

Che birçok konuşmasında bu döneme de­

Bay ofPigs adlı kitabı ile Kübalı romancı

ğinir: teknik danışmanlık komitelerine,

Juan Carlos Rodriguez'in okumama izin

başarılı işçilere, Santa Clara' daki ulusal

verdiği "La batalla inevitable" başlıklı

şeker işçileri toplantısında şeker işçile­

yayımlanmamış elyazmasıdır. İlginç ta­

rine, Pinar del Rio 'daki milislere hitaben

nıklıklara yer veren yazıların yer aldığı

ve Guiteras için düzenlenen arıma töre­

kaynaklar: Victor Casaus, "Gir6n en la

ninde yaptığı konuşmalarda. Bu bölümü

memoria;" Efigenio Aıneijeiras, "Gir6n,

hazırlarken Che'nin makalelerinden de

la batalla mas carta"; Quintin Pino Ma­

yararlandım: "Contra el burocratismo" ve

chado, "La batalla de Gir6n;" Gabriel

"Cuba, excepci6n hist6rica o vanguardia

Molina, "Diario de Gir6n" ve Rafael del

en la lucha anticolonialista."

Pino, "Amanecer en Gir6n." Küba tara-

807

NOTLAR fından birçok kişinin tanıklığına da yer

trabajadores del Ministerio de hıdustria,"

veren en iyi belgesel tarih nitelikli eser,

"Discurso en la inauguracion de la plan­

Ediciones R. tarafından yayınilanan, edi­

ta de Sulfometales Patricio Lumumba,

törlüğünü Lisandro Otero'nun yaptığı

octubre,

Playa Gir6n: de"ota del imperia/ismo adlı

moracion del

dört ciltlik inceleme kitabıdır. Yakala­

"Conferencia del curso de adiestramiento

29

1961," "Discurso en la conme­ 27 de noviembre de 1871,"

nan karşıdevrimcilerin ifadeleri için bkz.

del Ministerio de Industria,• "Interven­

Hans Magnus Enzensberger, "Historia

cion en TV del

de

El inte"ogatorio de

bkz. Che'nin "Discusion colectiva: de­

La Habana. }ose Manuel Marrero'nun

cison y responsabilidad Uni.ca" ve "Tareas

una

agresion" ve

27 de enero del 62." Ayrıca

Playa Gir6n, la gran conjura. Relatos de

ıninisteriales en aftos venideros" başlıklı

Gir{m adlı kitabında bazılarına yer ver­

makaleleri. Bu bölümü hazırlarken Sanayi

diği CIA'nin yakın zamanlarda açıklanan

Bakanlığının

20 Ocak-10 Mart 1962 tarih­

belgelerinde olaylar tanıklıklara dayanı­

leri arasında yapılan kurul toplantılarının

larak aktarılır.

metinlerinden; "Primera reunion nacional de producci6n" ile "Intervencion sobre el

30. Yorulmaya Vakit Yok

özetlerinden; "El partide marxista-leni­

Kaynaklar Che Nisan

ausentismo y los males del trabajo"nun nista"nın giriş bölümünden ve Sanayi

1961 ile Nisan 1962 tarihleri

Bakanlığının ayda iki kez yaptığı kurul

arasında birçok konuşma yapmış, ba­

toplantılarından 22 Şubat

sın toplantısı düzenlemiş ve televizyon

lantının yazılı metinden çok faydalandım.

1962 tarihli top­

programlarına katılmışbr. Bu bölüm için

Diğer önemli kaynaklar, Dumont'la

şu kaynaklar önemli katkılar sağlamıştır:

yapılan "Cuba Socialist and Development"

"Discurso de la graduacion de las escu­

başlıklı söyleşi, K. S. Karol'la yapılan "Los

elas populares de estadistica y dibujan­

guerrilleros en el poder" başlıklı söyleşi,

tes mec&nicos," "Conferencia en el ciclo

Leo Hubennan'la yapılan "Cuba and the

Economia y Planificacion de la Univer­

USA• başlıklı söyleşi, Juan Gelman'la

sidad Popular," "Discurso en la V sesion

yapılan söyleşi; Carlos Rafael Rodriguez,

plenaria CIBS, Punta del Este,

8 agosto,"

"Che y el desarrollo de la economia cuba­

"Conferencia de prensa en Montevideo,

na"; "Tablada, "El pensamiento economi­

9 de agosto," "hıtel'Vencion en la reunion

co del Che"; Borrego, "Entre nosotros" ve

del CIBS,

16 agosto, 1961," "Discurso en

CIA, İstihbarat Notası, İstihbarat Dairesi

la Universidad Nacional de Montevideo, •

Başkanlığı, "Cuba: Delay and Misdirecti­

"Comparecencia televisada en Cuba sob­

on of the Industrial Production Program,•

re la reunion de Punta del Este,

Kasım 1965.

to

23 agos­

1961," "Discurso ·en la Primera Reu­

nion Nacional de Produccion,

Sanayi Bakanlığının faaliyetleri için

27 agosto

bkz. Valdes Gravalosa'yla yaptığım söy­

1961," "Discurso clausura en la Primera

leşi; Edward Boomstein, "The Economic

Asamblea de produccion de la Gran Ha­

Transfomıation of Cuba"; Angela Soto,

bana,

"Che comandante, Che ıninistro"; Cupull

24 septiembre, 1961," "Charla a los

ERNESTO GUEVARA: NAMI Dlc:';ER CHE

808 ve Gonz8.lez'in hazırladığı kronoloji ve

Juventud Rebelde (İsyankar Gençlik) adlı dergi. Aynca bkz. Ciro Bianchi, "Un cons­ tructor llamado Che"; Ricardo Agancino,

31. Uçakları Düşürme İsteği Kaynaklar Che bu dönemde birçok makale yazmış­

"El Che entusiasta y consumado ajedre­

tır: "La i.nfluencia de la revoluci6n cubana

cista;" Jose Barreras, "El Che entusiasta

en America Latina;" "Tactica y estrategia

ajedrecista"; Sara Mas, "Su incurable pa­

de la revoluci6n latinoamericana"; "Ta­

si6n creadora;" Manuel Galich, "El co­

reas industriales de la revoluci6n en los

ınandante Guevara en PunBı del Este;"

aftos venideros" ve "El cuadro, columna

Carlos Maria Gutierrez, "Telefoto exc­ lusiva"; Eraclides Barrero, "Amig.çı, sus recuerdos del Che;" Ricardo Rojo, "Mi amigo el Che" (Che'nin Frondizi'yle gö­ rüştüğü bir tek burada söz ediliyor); Aldo Isidr6n, "Los dos interlocutores eran muy distintos por su origen,• "Che, ejemplo de moral;" Carlos Palacio, "Che ajedrecista"; Marti'nin Eliseo de la Campa'yla yaptığı söyleşi; Saverio Tuttino, Sol Arguedas,

L 'ottobre cubano;

Cuba no es una isla; Hans

Magnus Enzensberger, "Operaci6n Mon­ goose: una guerra interminable," "Ante­ cedentes, estructura e ideologia del par­ tido Comunista de Cuba" ve "Resultado

final de campa.fia.•

Hava Kuvvetleri ve Cemiyete

vertebral de la revoluci6n." Ayrıca birçok önemli konuşma yapmıştır: "El Che con las delegaciones fraternales extranjeras;" "En el aniversario de las organizaciones" ve "En el teatro America reuni6n sobre emulaci6n en acto de la CTC." Aynca 14 Temmuz 1962 tarihli Sanayi Bakanlığı ku­

rul toplantısının yazılı metni ile ayda iki , kez yapılan toplantılardan 28 Eylül 1962 tarihli toplantının yazılı metni de bu dö­ nemle ilgili önemli kaynaklardandır. Füze krizi Laurence Chang ve Peter Kornbluth'un derlediği

The Cuban Missi­

le Crisis, 1962 adlı kitapta; Saverio Tuti­ no'nun "L'occhio del barracuda" başlıklı makalesinde; Carlos Franqui'nin

Retrato

de familia con Fidel adlı kitabında ve Tad Szulc'Wi

Fidel, un retrato critico adlı kita­

Kabul Ayini

bında ayrıntısıyla incelenmektedir.

Che 1947'de, gençliğinde planöre binmiş­

de la guerilla adlı kitabının "Cuba en oc­

ti. 1959'da ilk kez solo uçmuştu. Küba'da

tubre" başlıklı bölümü.

Ayrıca bkz. Adolfo Gilly'nin La senda

ilk kez solo uçuş yapacak pilota cemiyete

Che'nin bu krizdeki etkisi için bkz.

kabul ayini yapmak geleneksel bir alış­

Julio Marti, "Cuando el Che estuvo en San

kanlıktı: Diğer pilotlar yeni pilotu içi su

Andres de Ciaguanabo" ve Luis Ubeda,

dolu bir fıçının içine sokar, sonra üzeri­

"Cuando canlan los ruiseftores,"

ne pislik ve yağ atarlardı. Ancak Che'nin

eva con historia. •

pilot meslektaşları ondan ürküyordu. Che

Bu

"Una cu­

bölümü hazırlarken Leonardo

daha sonra pilot meslektaşlarının aynı

Tamayo, Miguel Figueras, Heras Le6n ve

ayini kendisine uygulayamamalarından

Enrique de la Ossa ile yaptığım söyleşi­

üzüntü duyduğunu belirtmişti.

den ve

Entre nosotros'ta yer alan Rogelio

NOTLAR

809

Acevedo'yla yapılmış söyleşiden çok ya­

"Con los creadores de la riqueza": Guiller­

rarlandım.

mo Lagarde, "Esos refrescos que saben a

Ayrıca bkz. Enrique Oltuski, "lQue

jarabe de Tolu"; Siquitrilla, "Cinco temas

Constructor

puedo decir?"; Rolando Montalban, "La

breves"; Pedro

huella imborrable del guerrillero de Aıne­

cada dia companero adlı belgesel fılıni;

Con la adarga

Pedro Ortiz, "Che en Gibara" ve Liset Gar­

rica"; Mariano Rodriguez,

al brazo; Hilda Gadea, K. S. Karo}, Resni­ ck,

Black Beret ve David C. Martin, KGB

vs. CIA.

Chaskel'in

da, "Lecciones para no olvidar." Che'nin satranç merakı için bkz. Se­ vero Nieto, "Pasi6n por el deporte"; Adol­ fo Fernandez, "Ajedrecista fuerte"; Elea­ zar Jinıenez, "El Che y el ajedrez"; Ricardo Agancino, "El Che entusiasta y ccinsuma­

32. "Che Bile Her Zaman Che Gibi Olamaz"

do ajedrecista" ve Jose Luis Barreras, "El Che entusiasta ajedrecista." Ayrıca bkz. Ezequiel Vieta, "Nuest­

Kaynaklar

ra industria," "Mi llarnada es"; Ernesto

En Cuba; Enrique Oltuski,

Che'den bu dönemden kalına materyal­

Cardenal,

ler: "Discurso en la Escuela de Minas del

"lQue puedo decir?"; Alfonso Puron,

Frio"; Lisandro Otero ve Ezequiel Vieta'ya

"Un ejemplo de virtudes revolucionari­

yazdığı mektuplar; "El partido marxis­

as;" Piero Gleijeses, "Cuba's First Ventu­

ta-leninista.. ."nın

önsözü,

consejo de ıninistros 1963,"

al

re in Africa: Algeria, 1961-65;" Gregorio

Paisajes de la

Ortega, "En la brecha"; Rodolfo Walsh'ın

"Infomıe

Los que luchan y los

gue"a revolucionaria ve Sanayi Bakanlı­

Ricardo Masetti'nin

ğının 12 Ekim 1963 tarihli toplantısında

que lloran adlı kitabına vyazdığı önsöz;

sözünün kesildiği konuşma metni.

Teresa Valdes, "Un trabajador incansab­

Che'nin Franqui'ye gönderdiği mek­ tup, Franqui'nin de ona gönderdiği cevap "Carta de Che a Redacci6n y

una

aclara­

ci6n nuestra" çok ilginçtir. Bu bölümü hazırlarken Franqui'nin

Retrato de familia con Fide! adlı kitabı, Miguel Figueras, Gravalosa, Jorge Risqu­

le;" "Implications of Cuba's Renewed Carnpaign of Incitation to Violent Revo­ lution in Latin America," Bowdler, NSF, Devlet Arşivi, Gordon Chase dosyası, cilt A, LBJ Kütüphanesi.

Tartışma

et, Enrique de la Ossa ve Oscar Fern8n­

Artık değer teorisi ve onun Küba için ta­

dez Mell'le yaptığım söyleşi ile Lıizaro

sarlanan tarımsal-sınai yönetim modelin­

Buria'nın bana gönderdiği Şubat 1995

deki içerimleri konusundaki tartışmalar

tarihli mektubu çok yararlı oldu. Aynca

için bkz. Alberto Mora, "En torno a la· cu­

bkz. Angela Soto, "Che ıninistro, Che fun­

esti6n de funcionamiento de la ley del va­

cionario" ve Ger6nimo Alvarez, "Che, una

lor en la economia cubana en los actuales

nueva batalla." Che'nin fabrika ziyaretleriyle ilgili anekdotlar için bkz. Emesto Montero,

momentos" ve Ernesto Guevara, "Sobre el concepto de valor: contestando algunas afırmaciones sobre el tema."

810

ERNESTO GUEVARA: NAMI Dl�ER CHE

Tartışma kronolojik açıdan iki bö­

Patrice Lumuınba işletme okulunda yaptı­

lümde ele alınnuştır; ikinci bölüm 33. bö­

ğı 2 Ağustos 1964 tarihli konuşma. Önem­

lümde incelenmektedir. Özgün metinlerin

li kaynaklar: Che'nin "Tareas fundamen­

da yer

tales para 1965" başlığı altında saklanan

alır: Michael Lowy "El pensamiento del

konuşma kaydı ile 22 Şubat, 12 Eylül ve 5

Pensar al Che'nin ikinci

Aralık 1964 tarihlerinde Sanayi Bakanlı­

dışında tartışma şu kaynaklarda

Che Guevara";

cildinde, 7. bölümde, Carlos Tablada, Pe­

ğında yaptığı konuşmaların yazılı metin­

rez-Rolo ve Orlando Borrego'nun yazıla­

leri; 20 Nisan 1964 tarihli olağan toplan­

n;

"El pensamiento econ6ınico de Emesto

tıdaki konuşmasının metni; "Inforrne de

Che Guevara"da Tablada'nın görüşleri.

la Empresa Consolidada de los Silicatos,"

El socialismo y el homb­

20 Temmuz 1964; "Inforrne de la Empresa

Jose Arico'nun

re nuevo adlı antolojisinde E. Mandel'in

Consolidada de Equipos Electricos," 11

önsözü yer

Mayıs 1964; "Infonne de la Empresa Con­

alır. Bu bölümü hazırlarken

Pasado y Presente'nin hazırladığı broşür

solidada de Tenerias," 8 Ağustos 1964.

dizilerinden 5.'sinden; Roberto Massa­

Onunla gerçekleştirilmiş iki söyleşi

Che Guevara, grandeza y rlesgo de

bu dönemin daha iyi anlaşılması konu­

ri'nin

la utopia adlı kitabının üçüncü bölümün­

sunda yararlıdır: Popular de Montevi­

Partisans'da yayımlanan

deo'nun Moskova' da gerçekleştirdiği söy­

den; Mandel'in ve

El socialismo y el hombre nuevo'da da

yer alan "El debate econ6mico en Cuba

leşi ile "Tiene la palabra el Che Guevara" başlıklı söyleşi.

durante el periodo 1963-64" başlıklı yazı­

Tartışmalar için bkz. Che, "Sobre el

sından da yararlandım. Aynca bkz. Sergio

sistema presupuestario de fınanciarnien­

Cuba, una revoluci6n en mar­

to"; FenWıdez Font, "Desarrollo y funcio­

cha'da yer alan "Debate sobre la gesti6n

nes del banco socialista en Cuba;" Charles

de Santis'in

socialista en Cuba" başlıklı makalesi.

Bettelheim, "La banca, el credito y el soci­ alismo," "Formas y metodos de la planifi­

33. 1 964: Devrimin Kaidesinde Kaynaklar Che 1964 yılında ilgi çekici mektuplar

caci6n socialista y nivel de desarrollo de

!as fuerzas productivas;" Emest Mandel, "Las categorias mercantiles en el perio­ do de transici6n;" Che, "La planificaci6n socialista, su significado"; Juan Infante,

yazmış, bu mektuplar yazılarının çoğuyla

"Caracteristicas del funcionamiento de la

birlikte yayımlanmıştır. Aynca konuşma

empresa autofınanciada" ve Luis Alvarez

kayıtları da mevcuttur: "En la entrega de

Rom, "Sobre el metodo de anilisis de los

certificados de trabajo comunista," "En la

sistemas de fınanciamiento."

asmablea de emulaci6n del Ministeriiı de

Bu bölümü hazırlarken

Vilaseca ve

Industria," "En homenjae a Camilo Cien­

Hilda Guevara'yla yaptığım söyleşiler ile

fuegos," "En la conmemoraci6n del 30 de

Travieso ve Roman Orozco'nun Che'yle

noviembre;" 20 Mart 1964'de Cenevre'de

gerçekleştirdiği söyleşiler çok işime yaradı.

yaptığı konuşma; Sanayi Bakanlığında

Bu dönemin anlaşılması için şu kay­

yaptığı 9 Mayıs 1964 tarihli konuşma ve

naklar da önemlidir: Liset Garcia, "Leccio-

NOTLAR

811

nes para no olvidar;" Luis Lara, "El dia en

"Liberaci6n"un anlamı için bkz. Jor­

que el Che inaugur6 la fabrica de bujias";

ge Castaiieda'nın Ulises Estrada'yla ger­

Ciro Bianchi, "Un constructor llarnado

çekleştirdiği söyleşi. Ne yazık ki, daha

Che"; Igor Nemira, "La

Ultima entrevis­

çok "Barbarroja" ("Kızılsakal") lakabıyla

ta del Che en Moscıi"; Eduardo Galeano,

tanınan Komutan Manuel Piiieiro ne ken­

"El alucinante viaje del yo al nosotros";

disiyle röportaj yapılmasına izin vermiştir

Carlos Tablada, "Che y los coınites de ca­

ne de bu döneme ilişkin yazılı bir belge

lidad"; Adolfo Gilly, "Entre la coexistencia

bırakmıştır (bilindiği kadarıyla böyle bir

y la revoluci6n;" Carlos Lleras Restrepo,

belge yoktur).

"El Che" ve "Lleras fue amigo del Che";

Daha sonra ortaya çıkan Sandinis­

Enrique Oltuski, "l.Que puedo decir?" ve

ta'yla bağlantılar, özellikle de Carlos

Santiago Alvarez'in yönettiği Hasta

Fonseca için bkz. Tomas Borge,

la vi­

ctoria siempre adlı film.

Carlos,

el amanecer ya no es una tentaci6n ile La

Guanahacabibes için bkz. Gravalo­

paciente impaciencia ve Iosu Perales'in

sa'yla yaptığım söyleşi; Angela Soto, "Che

kitabı

ministro, Che funcionario;" Cazalis, "Un

adını alacak olan grup Che'den

Querido Che. İleride Sandinistalar

dia sin ver el eucalipto;" Orlando Borre­

dolar almış, bu parayı Rio Coco ve Bo­

20.000

go, "Lecciones para no olvidar"; Francisco

cay'da gerilla seferleri düzenlemede kul­

Martinez Perez Entre nosotros.

lanmıştı. Bir grup Kübalı milislerce havan

Janette Habel ve Fide! Castro'nun "Proceso al sectarismo" başlıklı kayıtla­

atışı konusunda

eğitilmişlerdi;

Borge,

Fonseca'nın "Komutan Guevara'yla" ve

rında Fidel'in mahkeme salonunda yaptı­

ne tuhaftır ki, Taınara Burke, namı diğer

ğı uzun konuşmayı içerir. Aynı konu için

Tania'yla "dostluk kurduğu"nu hatırlar.

bkz. Dışişleri Bakanlığı İstihbarat Dairesi

Bağlantı 1959'da başlamış ve 1963'e kadar

Başkanlığı'nın 26 Şubat tarihli tezkeresi.

sürmüştür.

Ayrıca bkz. Franqui,

Retrato de fami­

lia con Fidel; Roberto Massari, Che Gueva­

Peru' daki

ilk gerilla hareketi ve Bo­

livya' daki gerillaların bu harekete katı­

ra, grandeza y riesgo de la utopia; "Castro­

lımı için bkz. Jesus Lara'nın

ism, Theory and Practice."

Inti Peredo adlı kitabı. Bejar'ın ifadeleri,

Guerrillero

Humberto Vazquez-Viaiia'nın Anteceden­

34. Tekrar Latin Amerika Kaynaklar Bu bölümde Che'den yapılan alıntılar, onun Emesto Sibato'ya gönderdiği mek­ tuptan, "Tactica y estrategia de la revolu­

tes de la guerrilla del Che en Bolivia adlı kitabından alınmıştır. Fidel'in "Zorunlu Giriş Yazısı"nda Che'nin Bolivya günlüğü için söyledikleri ilginçtir. Hugo

Blanco'nun

heyecan

verici

hikiyesi için bkz. Victor Villanueva'nın

ci6n Latinoamericana," "La influencia de

onun hakkında yazdığı, "Hugo Blanco y

la revoluci6n cubana en America Latina"

la rebeli6n campesina" adlı kitap; Hugo

başlıklı makalelerinden ve 21 Ağustos

Neira, "Cuzco Tierra y muerte" ve Peru­

1962' de başanlı işçilere hitaben yaptığı

lu romancı Manuel Scorza'nın yazdığı ve

konuşmadandır.

belki de Latin Amerika'nın en ilginç hiki-

812

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIGER CHE

yelerinden olan beşlemesi: Redoble por

City'de gerçekleştirdiğim söyleşi çok ya­

Rancas, Historia de Garabombo el invisible,

rarlı oldu. Ayrıntılı bilgi için bkz. EGP'nin

El jinete insomne, Cantar de Agapito Rob­

kurgusal anlatımı (tabi ki ilk elden tanık­

les ve La tumba de reliı.mpago.

Fidel, Che'nin yirminci ölüm yıl­

lıklara dayanarak). Ivema Codina'nın Los guerrilleros adlı kitabının üçüncü kısmın­

dönümü dolayısıyla yaptığı konuşma­

dan. Che'nin Masetti'nin cesedini arayışı,

da Che'nin EGP ile işbirliğinden öte bir

Adolfo Gilly'nin La senda de la guerrilla

ilişkisi olduğunu ortaya koymuş ve bu

adlı kitabından alınmıştır.

tasarıdan söz ederken Che'nin "tek başı­

Tania'nın sahneye çıkışı konusu için

na gerçekleştirdiği ilk girişim" ifadesini

bkz. yukarıda sözü edilen Ulises Estrada

kullanmıştır.

ile yapılan söyleşi; aynı zamanda Ta­

Martinez Tamayo'nun Bolivya' da bu­

nia'nın arkadaşı olan Estrada'nın belirtti­

lunması ve onun destek şebekesi için bkz.

ğine göre Tania ile Che iki kez göriişmüş,

Alina Martinez, "Antecedentes, preparati­

bir kere askeri eğitimin başında, bir kere

vos y principales acciones de la guerrilla

de eğitimin sonunda. Ayrıca bkz. Marta

del Che en Bolivia" ve Lidice Valenzue­

Rojas ve Mirta Rodriguez Calder6n, Ta­

la'nın Rodolfo Saldaiia ile gerçekleştirdiği

nia, la guerrillera inolvidable.

söyleşi. Masetti'nin gerilla faaliyetleri konu­

Ivan-Renan'ın kimliğini yazara mes­ lektaşlarından biri açıklamıştır. Yazar

sunda Regis Debray'ın, "El castroismo.. ."

onunla birçok kez görüşmeye çalışmış ama

başlıklı yazısı ile Ricardo Rojo'nun kurtu­

görüşmeyi başaramamıştır. İlginçtir, Migıi­ el Bonasso Meksika'daki Proceso adlı dergi­

. laıılardan Mendez ile Jouve'ye gönderdiği ve "El Che y los argentinos" içinde yer

de yayımlanan bir yazısında ondan Andres

alan mektuplar özellikle ilgi çekicidir. Ay­

Barahona L6pez adıyla söz ebniştir.

rıca bkz. Frontini, "Los guerrilleros de Sal­ ta" özellikle de Ricardo Walsh'ın Ricardo

Martinez Tamayo

Masetti'nin Los que luchan y los que lloran

Galiçyalılara özgü kocaman kafası olan

adlı kitabına yazdığı önsöz. Afrika'da­

bu adamın Mayari'de, 1938'de, aslanların

ki eğitimi ve Cezayir'in bu operasyona

kasabaya indiği gün doğduğu söylenir.

verdiği destek için bkz. Piero Gleijeses,

Traktör kullandığı için okuldan erken

"Cuba's First Venture in Africa: Algeria,

yaşta ayrılmak zorunda kalmış. 1957,'de

1961-65." Miı.rtires del periodismo adlı kitapta

Ricardo Masetti'nin ölüm tarihi hiçbir

büyükbabasının av tüfeğini çalmış, II. Cephede Raw Castro'yla birlikte savaşmış ve gizli servislerde çalışmıştı.

kaynak gösterilmeden 21 Nisan 1964

Füze krizi sırasında Guatemala'da

olarak belirtilir; bu muhtemelen onun

önemli bir görevi yerine getirmişti. Eli

kaybolduğu günün tarihidir. Masetti'nin

açık biriymiş, ihtiyacı olanlara elinde ne

gerilla faaliyetlerinde yer alan Kübalı­

varsa verirmiş. Muazzam bir fiziksel güce

lar konusunda Sanchez Salazar'ın kitabı,

sahipmiş. Okulu sevmezmiş, ilkokul dör­

benim Oscar Femandez Meli ile yaptı­

düncü sınıfa kadar okuyabilmiş. Hayatı

ğım röportaj ve Juan Gelman'la Mexico

boyunca çiçek yetiştirmiş; güller hakkın-

NOTLAR

813

da çok şey biliyor, onları evinde yetişti-

ra, una biografia; Frederik Hetınaıın, Yo

riyormuş. Devrim zaferle sonuçlandıktan

tengo siete vidas ve Elınar May, Che Gu-

sonra uçak kullanmasını öğrenmiş. (Bkz.

evara.

Mariano Rodriguez,

Ellos lucharon con el

Che ve Alfredo Reyes Trejo, "CapitıinJose

Arjantin Hakkında Leonardo Tamayo: "Anavataıu ve yurt­

Maria Martinez Tamayo.") Victor Dreke: "Yüzbaşı Jose Maria Martinez Tamayo güçlü kuvvetli, ateşli

taşlan

hakkında ileri geri konuşmasına

rağmen Che'nin aklında hep Arjantin

bir beyazdı. Çok az konuşur, Che'yi ta­

vardı. 'Latin Amerika'da özgürlüğe ka­

parcasına severdi. Yoldaşlarla arası iyiydi,

vuşacak son ülke Arjantin olacaktır. Ar-

cesurdu ve hep tehlikeye atılırdı. Yaptığı

jantin'de yoksul insanlar olmasına rağ­

işlerden bahsetmesini sevmezdi. Yeraltı

men campesinolar iyi et yiyebiliyor ve

istihbarat mücadelelerini severdi. Ama

mücadele sadece çok yoksul kesim içinde

kötü bir gerilla savaşçısı da sayıhnazdı."

gerçekleşiyor. O Arjantinlileri evlerinden çıkarmak için vinç lazım,' demişti Che."

Oni Tania Tania'nın kara listede olduğu uydurma bir hikaye gibi görünüyor. Bir Doğu Al­ man

casusu olan Jaınes, onu tanıdığını,

35. Afrlka'nın Yeniden Keşfi

onun Doğu Alınan istihbarabnda ya­

Kaynaklar

bancıları izleme görevinde bulunduğunu

Che'den geriye Afrika gezisinin bir kıs­

iddia eder. Bu da yetmezmiş gibi onun

mını

Che'nin sevgilisi olduğu da ima edilir

de la guerra revolucionaria en Africa"

(ancak bu ve onun Doğu Alman istihba­

("Afrika'daki Devrim Savaşının Anıla­

anlatan bir metin kalmıştır: "Pasajes

ratının doğal bir uzantısı olarak KGB için

rı"). Bu dönem için özellikle bkz. Che'nin

de çalıştığı yönündeki iddiaların sağlam

"Socialismo y el hombre en Cuba" başlıklı

dayanakları yoktur). öyle bile olsa, Küba

yazı dizisi, Birleşmiş Milletler'de yaptığı

gizli servisinde, daha sonra da Che'nin

konuşmalar (ve ona cevaben yapılan ko­

emrinde çalıştığı sıralarda Tania'nın tek

nuşmalar) ve Cezayir'de yapılan İkinci

bir bağlantısı olduğu açıktır.

Afrika-Asya Dayanışması Seminerinde

Tania'nın

ölümünden

sonra,

Vilo

yaptığı konuşma Aynca bkz. Face the Na­

Acuiia'nın gerilla faaliyeti temelinde Ta­

tion'da yer alan onunla yapılmış· röportaj

nia için çirkin bir karalama kampanyası

vejosie Fannon'la yaptığı görüşme.

başlatılmıştı: Yani grubun yavaş olma­

Muhammed Heikal'ın

Los recuerdos

sının onun hatası olduğu, onun hamile

de El Cairo adlı kitabı çok ilginçtir ama

olduğu, rahim kanseri olduğu vb bir sürü

bu kitap anıların içinde anılara yer verdi­

iftira atılmıştı.

ği (örneğin Heikal Nasr'ın kendisine Che

Bu karalama kampanyasını destekle­ yen ifadeler için bkz. Andrew St. George,

hakkında anlattıklarını aktarır) göz önün­ de bulundurularak okunmalıdır.

"La verdadera historia de c6mo muri6 El

Diğer önemli kaynaklar: Rivalta'yla

Che Gueva-

yapılan söyleşi, "El aiio en que estuvimos

Che Guevara"; Daniel James,

814

ERNESTO GUEVARA: NAMI Dl(;ER CHE

en ninguna parte" içinde; Jorge Castaıie­

Eğitim, daha önce de Latin Ameri­

da'nın Emilio Aragones'le yaptığı söyleşi;

ka'nın çeşitli bölgelerinden gelen devrim­

Humberto Vazquez Viaiia, "Antecedentes

cilerin eğitildiği Pinar del Rio' da başlamış.

de la guerrilla del Che en Bolivia"; Tutti­

2

no, "L'occhio del barracuda" ve Femandez

ışıklar söndürülünce birileri, "Vay anasını,

Retaınar, "Aquel poema" ile "Un montôn

burası zenci kaynıyor! Küba'da ne kadar

Şubatta kol bir araya gelmiş. Kışlada

zenci

de memorias."

varsa

buraya toplamışlar!" demiş.

Bazı bilgiler şu kaynaktan alııınuştır:

Eğitim çok sertmiş: hedef çalışması, uzun

Nuestra Industria (Haziran 1965) 13. sayı,

yürüyüşler, sırıkla atlama, engelli eğitim,

bkz. "Luis Miranda

se

refiere al Che" ve

75 milimetre top atışı eğitimi, bazuka, ma­

"Para combatir el imperialismo o ir de

yın yerleştirme ve temizleme, molotovkok­

vacaciones a la Luna." Aynca bkz. Carlos

teyli ve hepsinden önemlisi düzensiz savaş

Maria Guetierrez, Los hombres de la his­

eğitimi. Fidel onları ziyarete gelmiş, hatta

toria: Che Guevara, "Los motivos el Che"

eğitime bizzat katılmıştı.

ve Piero Gleijeses'in Afrika' daki Kübalılar hakkındaki makalesi.

Gruba sonunda Afrika'da görev ala­ cakları, okuma derslerinde okudukları

ABD kaynaklan: Senatör Dodd'un

metinlerin bazılarının Patrice Lumum­

31 Ocak 1965'te Savoy Hotel'de Tshombe

ba'nın yazılarından alındığı söylenmiş.

ile görüşmesini içeren tezkere, İstihbarat

Kol 45 günden az bir

Bölümünden Thomas Hughes'un ABD

hale gelmiş.

Devlet Bakaruyla yaptığı 5 Ocak 1965 ta­ rihli görüşme ve "Cuba en Afrika" başlıklı

rapor.

Afrika'ya Gidecek Grup

zaman

içinde hazır

36. "Mütevazı Çabalarıma Başka Yerlerde de İhtiyaç Duyuluyor"

Ocak 1965'te Che hala yurtdışı gezilerin­

Kaynaklar

deydi. Santa Clara'da Che'nin yanında

Che'nin veda mektubu onun yazılarını

savaşan, o sıralarda da Las Villas'ta isyan­

içeren tüın yapıtlarda yer alır.

cılara karşı faaliyet yürüten eski Konsey

Bu bölümü hazırlamamda Maldona­

lideri Victor Dreke'ye Küba dışında görev

do, Valdes Gravalosa, Vilaseca, Figueras

almak isteyip istemediği sorulmuş. Teklifi

ve Manresa'yla yaptığım söyleşinin; Cas­

kabul edince kendisinden savaş tecrübesi

teiiada'nın Aragones'le yaptığı söyleşinin

olan Afrika kökenli Karayiplilerden kuru­

ve El aiio en que.. .'de yer alan Dreke'yle

lu bir müfrezeye eğitim vermesi istenmiş.

yapılmış söyleşinin önemli bir rolü vardır.

Havana' da üç grup bir araya gelmiş: Dre­

Fidel'in ifadeleri, Gianni MinB.'nın

ke'nin komuta ettiği grup, Oriente bölge­

onunla yaptığı ve "Habla Fidel" başlığıy­

sinden gelen ve başında Yüzbaşı Santiago

la yayımlanan söyleşiden, Fidel'in Küba

Terry'nin bulunduğu bir grup ve Berthe­

Komünist Partisi Merkez Komitesinin

lemy'nin komuta ettiği Pinar del Rio'dan

kuruluşu dolayısıyla yaptığı konuşmadan

gelen bir grup. Dreke tüın kola komuta

ve Che'nin yimıinci ölüm yıldönümünde

edecekti.

yaptığı konuşmadan alınmıştır.

815

NOTLAR

Riıuı Roa, "Che," Carlos

Che'yle olan anlaşmazlığıyla doğrudan

Maria Gutierrez, "lııs motivos del Che" ve

ilişkili olduğu söyleniyor. İlgisi yok. Mora

Aynca bkz.

genç ve ele avuca sığmaz biriydi; içki içer­

Rojo, Mi amigo el de.

di

. gece hayatı vardı, sonra kansı ..

ona

Che'nin Parti Kadroları

ihanet etti. Çılgına döndü, don gömlek

Küba Komünist Partisf · Merkez Komite­

barları dolaşıp saksafon çalmaya başladı.

sinin üyeleri 1 Ekim güiıü açıklanınıştı:

Çocukluk y�aınamış genç bir adamdı.

tuhaf bir biçimde Che'ye yakın olan üç

Dorticos onu toparladı ve evine gön7

hükümet bakanı komiteye alınmamıştı:

derdi, tek başına. Che onu tekrar Sanayi

Şeker Bakanı Borrego; M'&:liye'den Al-

Bakanlığına aldı, Che'nin danışmanlığını

varez Rom ve Sanayi Bakariiığı görevini

yapmaya başladı tekrar ve 1964'te birleşik

Che' den devralan Arturo Guiinan.

tesislerden meydana getirilmiş bir sanayi

,,

Vilaseca, haziran ayında merkez ban­

tesisinin işletme görevini üstlendi. Bettel­

kası başkanlığı görevinden alırup Havana

heim onu bir bursla ödüllendirdi. O za­

Üniversitesi rektörlüğüne atanmiştı.

mana kadar tekrar evlenmişti; karısını da

CIA 5 Kasım 1965 tarihinHe yeni

alarak Paris'e gitti. Oraya yerleşti. Sonra

Merkez Komitesi üyeleriyle ilgili özel bir

yurtdışındaki Kübalıların sayısını azalt­

rapor düzenlemişti. Raporda, Guevara'ya

maya yönelik bürokratik bir iş nedeniyle

yalcın olanların bertaraf edildiği ve Mer­

tekrar Küba'ya geldi; çünkü aldıkları bur­

kez Komitesinde Che'nin "kabul görme­

su kötüye kullanan birçok kişi vardı. ikin­

yen" ekonomik bakış açısını temsil ede­

ci evliliğinden olan kızı sakatti, derken

cek kimsenin bulunmadığı belirtiliyordu.

karısı onu terk etti. Karısının kendisini

Halbuki Merkez Komitesinde yer alan ve

terk ettiğini öğrenince yıkıldı ve kendini

komitenin çekirdeğini oluşturan 100 kişi

vurdu."

arasında Che'ye yalcın olduğu bilinen bir­ çok kadro vardı: San Luis, Dreke, Zayas, Jose Ramon Silva, Fernandez Mell, Vilo Acufta ve Acevedo. Che'nin ekonomiyle ilgili tasarıları birkaç yıl daha geçerlili­

37. Tatu, Numara 3 Kaynaklar Bu bölümün yazılması için kullanılan ma­

ğini sürdürmüştü. Murahhas üye iken

teryallerin tümü benim, Froilan Escobar

görevinden istifa etmek zorunda kalan

ve l'elix Guerra'nın ortak çalışması olan

Raıil Maldonado

bu konuda gerçeğe daha

El ano en que estuvimos en ninguna parte

yalcın şeyler söyler: "O üç bakan siyasi

adlı kitaptandır. Bu kitap Che'nin "Pasa­

nedenlerle komiteye alınmamıştı: Sovyet

jes de la guerra revolucionaria en Africa"

yanlısı değillerdi, Çin yanlısıydılar." Aynı

başlıklı yayımlanmamış elyazınasına ve

konu için'bkz. Adolfo Gilly, "La renuncia

Victor Dreke, Büyükelçi Pablo Rivalta,

del Che," Arauco içinde, Ekim 1965.

Freddy llanga, Dr. Rafael Zerquera ve Ça­

Alberto Mora'nın İntiharı

vuş Eduardo Torres'le 1991-92 yılları ara­ sında yapılmış söyleşilere dayanmaktadır.

Raıil Maldonado: "İntiharının Dış Tica­

Kongo konusunu anlatırken günlük

ret Bakanlığından ihraç edilmesiyle ve

ve raporlarında sahte isimler kullanan

816

E R NESTO GU EVARA: NAMI DIGER CHE

Guevara'nın yaptığından farklı olarak

' diğerlerine oranla daha yüksek, daha sarp

harekete katılıruş olan Kübalı savaşçıların

ve daha kayalıklı iki bölge var; bunlardan

gerçek adlarını veya bilinen lakaplarını

biri doğuda, diğeri .de batıdadır. Batıda olanı dalgalı bir yer şekline sahip; bura­

kullandım.

kar­

sının vadileri tarıma ve büyükbaş hay­

şılaştımıasına imkan tanımak için sahte

vancılığa müsait. Rwandan kabilesinin

Okura bunu diğer kaynaklarla

çobanları da zaten hayvanlarını orada

isimlerin listesini veriyorum: Kongo'da Che'nin adı "Tatu" veya

otlatıyor. Batıda dağ 700 metre yüksekli­

Eduardo

ğinde bir yaylaya dönüşüyor, burası Kon­

Torres'in "Nane;" Martinez Tamayo'nun

go Havzası 'nın bir parçası aynı zamanda.

"Ricardo," "Papi" veya "M'bili"; Dr. Rafael

Tropik ağaçları, çalılıkları ve daimi dağlık

Zerquera'nın "Kurni"; Norberto Pichar­

görüntüsünü kesintiye uğratan otlak/arıy­

"Ram6n";

Dreke'nin

"Mola";

do'nun "Inne;" Santiago Terry'nin "Aly;"

la burası bir savana gibi adeta. Dağlara

Cris6genes Vinajeras'ın "Ansurene;" Is­

yakın tepeler de dik değil; ama en batıda,

rael Reyes'in "Azi;" Arcadio Benitez'in

Kabambare bölgesinde tümüyle tropikal

"Dogna;" Erasmo Videaux'un "Kisua;"

bölgelere özgü bir biçimde daralırlar.

Catalino Olachea'nın "Mafu;" Octavio de

Dağlar gölün hemen kıyısından yük­

la Concepci6n de la Pedreja'nın "Moro­

selir ve tüm bölgeye düzensiz bir hava

goro;" Harry Villegas'ın "Pombo;" Car­

katar. Teknelerin yanaşabileceği ve as­

los Coello'nun "Turna;" Victor Shueb'in

kerlerin konuşlanabileceği küçük platolar

"Ziwa;" Roberto Sanchez Barthelemy'nin

var ama tepeler alınmadığı sürece bura­

"Changa"ydı.

ları korumak çok güç olacaktır. Güney­

Bölge

de, mevzilerimizden birinin bulunduğu Kabimba'da arazide iletişim yolları kesik;

Yerleştiğimiz coğrafi bölge Tangan­

batıda Albertville ve Lulimba-Fizi'ye ka­

yika gölünü dolduran büyük havzada,

dar yolun her iki tarafında da dağlar var

Che:

ortalama 50 kilometre çaplı, 35 kilomet­

ve Lulimba-Fizi'den sonra yol Bukavu'ya

rekarelik bir alanda bulunuyor. Bu bölge

sapıyor; buraya !ııfuenga'dan geçen ana­

Tanzanya ile Brundi'yi Kongo'dan ayırır.

yol ve Barake ile Uvira'dan geçerek sahil

Havzanın iki yanında dağ sıraları var,

şeridini izleyen sahil yoluyla ulaşılıyor.

bunlardan biri Tanzanya-Brundi, diğeri

Yol Lulimba'dan sonra dağların arasın­

Kongo sınırlarına dahildir. Kongo sınırla­

dan ilerliyor, gerilla pusuları için ideal bir

rına dahil olan sıradağın deniz seviyesin­

yer; Kongo nehri havzasını geçen yol da

den ortalama yüksekliği 1500 m. 'dir (göl

bu iş için müsait sayılabilir.

700 metre rakımda yer alır) ve güneyde

Ekimden mayısa kadar her gün olmak

Albertville'den (ki burası savaş alanının

üzere sık sık ve haziran ile eylül arasındaki

olduğu yerdir) kuzeyde Bakuville'e, bir

dönemde ortalama bir yağışla hiç denecek

eteği tropik ormana inen tepelere kadar

kadar az yağmur yağar; Eylül ayında ufak

uzanmaktadır. Yerine göre değişiyor ama

tefek çiselemeye başlar. Dağlarda yılın belli

bölgenin ortalama çapının 20 ila 30 ki­

aylarında düzenli yağmur yağar ama ku­

lometre olduğunu söyleyebiliriz. Bölgede

rak aylarda yağış düzensizdir.

81 7

NOTLAR

38. Bekleyiş

okudum,_ her cümlenin anlamını ve cüm­ lelerin bir arada oluşturdukları anlamları

Kaynaklar

tek tek çıkardım veya çıkarmaya çalış­

önemli kaynaklar; önceki bölümlerde

tım. Akıl karışıklığı, endişe, daha çok da

El afi o en que...' den, te-

dehşet duygularına kapılmaktan başka

mel kaynaklar Che'n,iıı "Pasajes de la

bir işe yaramadı bu çabam ... Diplomatik

guerra revolucionaria en African başlıklı

bir dil kullanmayacağım. Söyleyeceğimi

de olduğu gibi,

+:

yazısı ve benim Dreke, ·Danga, Zerquera

lafı dolandırmadan söyleyeceğim. Küba

ve Rivalta'yla gerçekleştirdiğim söyleşi;

halkı içinde bu kadar çok iyi şeker ka­

ayrıca bkz. Videaux, Torres, Benitez ve

mışı işçisi ve örgütleme yeteneğine sahip

"Kahama" ile xapılan söyleşi ile Eınilio

çok az beyin varken hepinizin asıl işle­

Mena'nın "Informe en relaci6n ... n başlıklı

rinizi bir kenara bırakıp bir ay boyunca

savaş günlüğü.

şeker kamışı kesmeye gitmeniz bana de­

Celia de la Serna'nın Mektubu

lilikmiş gibi geliyor. Normal zamanlarda bu işi gönüllü olarak yaparak cumartesi

Che'nin annesinin mektubu Rojo'nun ki­

ve pazar gibi tatil veya dinlenme günle­

tabında yayımlanmıştır. Kübalı kaynakla­

rini heba etmeniz de cabası. Tüm bunla­

rundan biri mektubun sahte olabileceğini

rı şeker kamışı kesiminde makinelerin

iddia etti;

ama

ben öyle olduğunu düşün­

müyorum. Celia:

avantajlarını ve makineleri kullanmanın gereklµiğini göstermek için yapınanızsa

"Mektuplarımda

yazdığım

apayrı bir mesele; Küba'ya girecek dövi­

şeyler sana tuhaf mı geliyor? Eskiden

zin miktarı elde edilen şekerin tonuyla

sahip olduğumuz o doğal konuşma tar­

doğru orantılı ne de olsa. Bir ay uzun

zımızı mı yitirdik yoksa böyle bir ko­

bir süre. Bilmediğim bazı nedenlerden

nuşma tarzımız yoktu da içimizden Plate

dolayı böyle olmak zorundadır belki de.

nehrinin her iki kıyısında yaşayan ki­

Kişisel meselelerine gelince, o bir ay

şinin uygun gördüğü o hafif alaycı ko­

sonrasında kendini Castellanos ile Vil­

nuşma tarzını mı kullanıyorduk ve bu

legas' ın başarıyla yönetmiş olduğu bir

konuşma tarzı aile kodumuz yüzünden

şirketi yönetmeye adarsan, işte o zaman

iyice yabancı bir hal mı aldı bilemiyo­

çılgınlığının had safhaya vardığına ina­

rum. Aslına bakarsan, o alaycı tarzı terk

nacağım, özellikle de bu iş, konumunu

edip açık sözlü olmayı hep düşünmü­

layıkiyle hak etmek için beş yıl sürecek­

şümdür. Mektuplarım kullandığımız bu

se. Bakanlık görevini bir gün bile aksat­

hitap şekli yüzünden anlaşılmaz, tuhaf

madan sürdürmek için nasıl canla başla

ve müphem bir hal alıyor. Mektupları­

çalışıp didindiğini bildiğim için yurtdışı

mızda kullandığımız o diplomatik yazı

gezilerinin çok uzadığını görünce aklıma

tarzı yüzünden ben bile satır aralarını

gelen ilk soru şu oldu: Küba'ya döndük­

okumak ve gizli anlamları yorumlamak

ten sonra Ernesto sanayi bakanlığı gö­

zorunda kalıyorum. Son mektubunu Bu­

revini sürdürecek mi? Teşvik edicilerin

enos Aires'te yayımlanan La Prensa veya

ardında yatan dürtülerle ilgili tartışma­

La Nacion' dıiki haber yazılarını okur gibi

lar konusunda kim haklı çıkmıştır veya

818

ERN ESTO GUEVARA: NAMI DIÔER C H E

bunun ötesine kim geçmiştir? Bu sorula­

Kübalıların Açtığı İlk Ateş

rım yarım yamalak cevap buldu. Eğer bir

Göl kıyısında bulunan ve Kisosi adıyla bi­

şirketi yöneteceksen, o zaman bakanlık

linen çiftliğin, Santiago Terry'nin grubu­

görevini bırakmalısın. Yerine atanacak

nun kıyıya yanaşırken bir pusuya hedef

kişiye de bağlı olarak meselenin alcıllıca

olması yüzünden mi yoksa 19 Haziranda

çözümlenip

hep

Canberra uçağına ·karşı ateş açılması yü­

birlikte göreceğiz. Ne olursa olsun, beş

zünden mi bombalandığı ve havadan ta­

yıl boyunca bir fabrikayı yönetmek ye­

randığı bilinmiyor. Atış Kibamba üssünün

çözümlenmeyeceğini

teneklerini heba etmekten başka bir şey

tepesine kurulmuş 12.7 milimetrelik ma­

değil. Bunlar oğluna hitap eden bir anne­

kineli tüfeklerle yapıluuş ve uçak karşılık

nin değil, tüm dünyanın bir gün sosyalist

vermemişti.

olmasını canı gönülden arzulayan yaşlı bir kadının sözleri. Bu kadın senin bu

Onları Bombalayan Uçak

söylediklerin gibi davranman durumun­

Marchetti: "CIA (Tshombe'nin) Mobu­

da dünya sosyalizmine iyilik etmeyece­

tu'nun ve Cyril Adoula'nın davası için

ğini düşünüyor. Eğer bir şekilde Küba' da

para ve silah yardımında bulundu. 1964'te

Cezayir'de

CIA kendi kiralık askerlerini Kong9'ya

ülke ekonomisini düzerılemenden veya

yolladı. Domuzlar körfezinde de görev

ekonomi alanında sana seve seve danı­

almış olan Kübalı pilotların kullandığı

kapılar yüzüne

kapanırsa,

şacak bir Bay Bin Bella var veya Gana' da

B26'lar istilacıları bombaladı. CIA l 964'te

senirıle ilgili aynı şeyleri hissedecek bir

olaya müdahale ettiğinde, müdahalede

Bay Nkrumah var. Evet, sen dalına bir

kullanılan Kübalı pilotları Caramar (Kara­

yabancı olacaksın. Bu senin kaderin."

yip Deniz ve Hava İşletmeciliği, bu şirket de CIA'ye aitti) adlı bir şirket kiralanuştı.

39. De Force Cephesindeki Yenilgi

silah satıcıları tarafından kiırşılanmış­ tı. ABD' deki özel silah şirketleri içinde

Kaynaklar

en büyüğü, merkezi Alexandria, Virgi­

37 ve 38. bölümlerde adı geçen kaynakla­ rın

Silahlarla askeri ekipmanları çeşitli "özel"

nia'da bulunan International Armament

yanı sıra bu bölümde şu kaynaklardan

Corp.'tu (Interarmco). 1966'da Tucson,

da yararlanılınıştır: Juana Carrasco, "El

Arizona'dan bildiren bir gazeteci maki­

combate de Forces Bendera," ve "Tatu,

neli tüfek ve bomba takınak için gerekli

un guerrillero africano" (Victor Dreke'y­

aygıtların monte edildiği yüzden fazla

le yapılan söyleşi); "Proyecto de informe

B26 gördüğünü yaZmıştı." CIA bunların

al acto central por la conmemoraci6n del

büyük orman yangınlarını kontrol eden

XX aniversario de la formaci6n, salida y

Intermountain tipi uçaklar olduğunu bil­

cumplimiento de misi6n intemacionalista

dirmişti. Halbuki bunlar Kongo ve Gü­

de la Columna 1 en el Congo-Leopoldvil­

neydoğu Asya'ya hareket eden bombardı­

le"; Marchetti ve Marks,

The CIA and the

Cult of Intelligence ve Blum, The CIA: A Forgotten History.

man uçaklarıydı. Araştırmacı William Blum, CIA pilot­

larının isyancılan bombaladıklarını

ama

819

NOTLAR bazı Kübalı pilotlar sivilleri bombalamak

ile K. S . Karol'un Los guerrilleros en el po­

istemedilderi için bazı sorunlar çıktığını

der ve Cupull ile Gonziılez'in Un hombre

belirtir.

bravo adlı kitapları.

Önceki bölümlerde olduğu gibi yine .

Ayrıca bkz. Manresa'yla gerçekleştir­

bkz. El aiio en que. . ; ayrıca bkz. "Entre

diğim söyleşi ile ABD Dışişleri Bakanlığına

Nosotros"ta Harry Villegas'ın ifadeleri ve

bağlı istihbarat ve araştırma bölümünün

yazarın Fernandez Mell'le yaptığı söyleşi.

hazırladığı 10 Ağustos 1965 tarihli rapor.

Debray Les masques'ta bu döneme kısaca değinir

ama

söyledikleri güvenilir

Che'nin bu mektubu yazılarını içe­ ren kitapların her basımında yer alır. Fi­

değildir: "Kongo'da ormanda çıplak ayak­

del'in onun bu mektubunu nasıl okudu­

la dolaşan siyahi askerlere haksızlık olma­

ğunu merak edenler bkz. Pineda'nın Che

sın diye beyazlardan oluşan uluslararası

adlı belgesel filmi ve ICAIC (Küba Film

karma askerlere botlarını çıkarmalarını

Komitesi) haber filmleri arşivi, No.

emretmiş ve herkesten önce kendi botla­

Doğruluğu şüphe götürmez olduğu halde

278.

rını çıkararak onlara örnek olmuş. Tüm

bazıları Che'nin veda mektubunun gerçek

bunlar yerel adetlere saygı göstermek,

olmadığını iddia eder, Siquitrilla sürgün­

herkesi eşit hale getirmek için yapılmış,

deyken Che'nin böyle bir şey yazmış ol­

sonuçta herkesin ayakları kanlannuş.•

masının

Askeri Nizama Uygun Bir Biçimde Geri Çekilme

mümkün olmadığını söyler.

Elmar May gibi bazı yazarlar mektu­ bun orijinalinin olmadığında, sadece dak­ tiloya çekilmiş versiyonunun bulundu­

Dreke: "Che adamları konusunda çok

ğunda ısrar eder. Oysa Che, Fidel halkın

titizdi: Savaşmalarını, savaş durumun­

önünde me�ubu olduğu gibi okuduktan

dayken siper kazmalarını sağlamalıyız.

sonra, "Pasajes de la guerra revoluciona­

Sıvışhğımız da olacak ama daha uygun bir

ria en Africa"da bu mektuptan söz eder.

biçimde. Duracaksın, iki el ateş edeceksin,

Bu bölüm hazırlanırken yararlanılan

duracaksın, sonra koşup sıvışacaksın. Geri

diğer kaynaklar şunlardır: Hebnann, Yo

çekilmeyeceğiz diye bir şey yok ama nasıl

tengo siete vidas; Larteguy, Los guerrille­

geri çekileceğini bileceksin. Sonra şakadan,

ros; Planeta Agostini tarafından yayımla­

nasıl yapılacağını gösterdi bize. lstemedi­

nan

ğim tek şey silahlannızı bırakıp kaçmanız.

"Cuba, entre la coexistencia y la revolu­

"Bundan sonra ona, 'Komutanım, geri çekiliyorum

ama

askeri nizama uy­

gun bir biçimde' diye takılmaya başladık."

40. Her Yerde Görünen Hayalet

anonim biyografi, Che Guevara; Gilly,

cion" ve

9

Temmuz

1967

tarihli rapor, O

Estado de Sao Paulo içinde. Ayrıca bkz.

W.G. Bowdler'a gönderilen 26 Eylül

1966

tarihli ABD tezkeresi.

4 1 . Kötümser İyimser

Kaynaklar

Kaynaklar

Dezenformasyon faaliyetleri için bkz.

Che'nin mektuplarına ve yukarıda El aiio

Hetmann, May ve Larteguy'un kitapları

en que. . .'nin içinde adı geçen söyleşilere

820

ERNESTO GUEVARA: NAMI Dl�ER CHE

Jorge Castaıieda'run Ferruindez Mell'le yaptığı

söyleşiyi

de

eklemek

gerek.

Blum'un

The CIA: A Forgotten History adlı

Aragones,

geyik

yakaladıklarını,

hayvanın etini 30 kişiyle paylaştıklarını anlatır. Aragones, Che'yle birlikte etleri­

kitabı ilginç bilgiler içerir.

nin yukkalı yemeğine katılmasını isteme­

Para

diklerini, kömürde pişirerek yiyeceklerini

Che, Fidel'e gönderdiği mektupta Kongo­ lu liderlere para verilmemesi gerektiğini açıkça belirtir:

Lafını çok ettiğim için artık

şu para meselesi beni çok rahatsız ediyor. O burnundan kıl aldırmaz tavnmla, piyan­ go bana vurursa, çarpışmayı yönetmem ve

söylemiş. Çöp şişe batırılarak pişirilmiş etlerini mutlu mutlu yerken yanlarına Af­ rikalılardan biri gelmiş ve "Lezzetli mi?" diye sormuş. Che kendi parçasıru adama verince Aragones de çaresiz vermek

zo­

runda kalmış ("itoğlu it, 'Ben yedim sağ

da.. ."). Aragones

doğrudan benim komutama bağlı olacak

ol,' deıniyor

karma bir kol kurmam şartıyla en önemli

40-50 kiloya kadar düşmüş. Küba'ya dön­

114 kilodan

cephenin masraflarını kendi cebimden kar­

dükten sonra protein eksikliğinden dolayı

şılayacağıma söz verdim... Bunları söyler­

ciddi bir karaciğer enfeksiyonu geçirmiş,

ken içim cız etse de, bunun için ayda 5000

ölümle burun buruna gelmiş.

dolar gerektiğini hesapladım. Ama şimdi öğrendim ki, bu meblağın 20 katı bir para

42. O Kasım Ayının

dünyanın en büyük şehirlerinde günlerini

Son Günleri

gün etsinler diye doğrudan alakasız kişile­ re veriliyormuş... Bu paranın bir senti bile,

Kaynaklar

köylülerin aklın hayalin almayacağı sıkın­

Bkz. önceki bölümlerde geçen kaynaklar

tılar çektiğ� hatta kendilerini savunanla­ rın yağmalanna maruz kaldığı cephelerin veya Sudan'a çakılı kalmış zavallı biçare­ lerin hiçbirine gitmiyor.

Devlet

Bakanlığına gönderdiği

"Kon­

go'daki Durum" başlıklı 4 Şubat 1966 ta­ rihli tezkere.

Açlık Açlık, Kübalı savaşçıların yazdığı günlük­ lerin ortak konusuydu. Videaux: "Yemek yemekten ziyade bir şey yemek için yanıp tutuşuyorsun. Adamlar kurt gibi oluyor­ lar, gördükleri her şeyi yiyebileceklerini sanıyorlar... Fırsatını bulsaydık aslan bile

43. Darüsselam Kaynaklar En önemli kaynaklar, "Pasajes de la gu­ erra revolucionaria en Africa," Ferrniııdez Meli ve Pablo Rivalta ile gerçekleştirdiğim söyleşi ve Castafteda'nın Aragones'le ger­

yerdik." Marco Antonio Herrera, namı diğer Genge: "Dehşete kapılmış

ve "L'ascension de Mobutu" ile Godley'in

maymunları

çekleştirdiği söyleşi. ABD

Dışişleri

Bakanlığının

Kon­

yakalamak kolay bir iş değildi. Bombardı­

go'daki durumla ilgili 1965 yılı dosyası

man yüzünden hepsi bir yere saklanmıştı.

da o dönemlerde meydana gelen olayların

Ha bire yukka [manyok] yiyorduk."

seyrine ışık tutabilir.

821

NOTLAR

44. Prag: Soğuk, Yalnızlık

Leonardo Tamayo'yla yaptığım ikinci söyleşide Leonardo Tamayo'nun söyle­

Kaynaklar

dikleriyle karşılaştırdım. Bolivya gerilla

Bu bölüm, bilgi kırıntılarından, adeta bir

harekatından hayatta kalanlara ait başka

bulmacanın parçalarını teker teker bir­

materyaller de mevcut: Harry Villegas

birine ekleyerek oluşturulmuştur. En sık

ve Maria Garces, "Su ejemplo inmortal;"

başvurulan kaynaklar şunlardır: !rene

Materiales sobre la guerrilla de filancahu­

Izquierdo'nun Harry Villegas'la gerçek­

azu. Ed. Maria Garces; "Heroes inmorta­

leştirdiği ve "Bolivia fue el Moncada de

les de nuestra America."

America" başlığıyla yayımlanan söyleşi; Hwnberto Vıi.zquez Viaii.a,

Antecedentes

Aleida March, Hector Danilo Rodri­ guez'in "El Ultimo encuentro del Che con

de la guerrilla del Che en Bolivia; Deb­

su familia" adlı yazısında Che'yle ailece

ray,

La guerilla del Che; Gabriel Garcia

vedalaşmalarını anlatır; Hilda Guevara da

Mıirquez, "El Che en Africa, los meses de

Che'yle ailece vedalaşmalarını Campa'nın

tinieblas"; Jesus Lara,

"Han hecho del Che un mito .. ." adlı yazı­

Guerrillero lnti Pe­

redo; Cupull ve Gonz3.lez, La CIA contra el Che; Marta Rojas ve Mirta Rodriguez

sında anlatır. Regis Debray Bolivya gerilla ha­

Tania, la guerrillera inolvidable;

rekatıyla ilgili birçok kitap yazmıştır. Ha­

Fernıindez Mell ile gerçekleştirdiğim söy­

zırlık dönemi için La guerrilla del Che adlı

Calder6n,

leşi ve Jorge Castaii.eda'nın Ulises Estrada

kitabından ve Debray'la yaptığım söyleşi­

ile gerçekleştirdiği söyleşi.

den yararlandım.

Ayrıca bkz. F. A. Dwight ve B. Heath,

Guerrillas vs. the Bolivian Metaphor.

Cupull ile Gonz3.lez ilginç görüşlere yer verir. Ayrıca bkz. Minıi.'nın Fidel'le yaptığı görüşme ve Fidel'in Che'nin yir­ minci ölüm yıldönümünde yaptığı ko­ nuşma. Che'nin Bolivya'daki yoldaşları

45. Köprülerini Yakıyor Kaynaklar

için ·bkz. Reyes Trejo, "Capitıin Jose Maria Martinez Taınayo"; Mariano Rodriguez Herrera,

Ellos lucharon con el Che ve Ab­

Bu dönem için bkz. Harry Villegas "San

riendo senderos; Betancourt, "La guerrilla

Luis" ile Israel Reyes'in günlükleri. Bo­

boliviana."

livya harekatında Benigno adıyla tanı­

Ayrıca bkz. Marta Rojas ve Mirta Rod­

nan Dariel Alarc6n Bolivya gerilla ha­

riguez Calder6n,

rekatı için yapılan askeri eğitimle ilgili

vidable; Gary Prado, La guerrilla inmolada;

birçok belge bırakmıştır; örneğin "Diıi­

Franqui,

logo con Benigno" ve Elsa Blaquier'in

hombre llamado Castro; Carlos Maria Gu­

Tania, la guerrillera inol­

Vida, aventuras y desastres de un

gerçekleştirdiği söyleşi "Mucho gusto,

tierrez, "Los motivos del Che;" Alcıi.zar ve

Ram6n." Alarc6n, kendisiyle yaptığım

Chacon, "Muri6 el Che Guevara" ve Daniel

söyleşi sırasında askeri eğitimi bana

James,

Che Guevara, una biografia.

ayrıntısıyla anlattı, soma onunla yap­

Aleida ile Che'nin hikayesinin baş­

tığım söyleşi sırasında aldığım notları

langıcını ismini vermek istemeyen bir

ERN ESTO GUEVARA: NAMI DIGER CHE

822

kaynak aktardı. Yazarın kendisiyle yapb­

kütüğüne, Fidel'in yanına oturdu. Bir

ğı bir söyleşide Leonardo Tamayo bunun

saat kadar öylece oturdular, tek kelime

doğru

olamayabileceğini; çünkü Alei­

etmeden. Sonra da bir şey söylemediler.

da'nın Che'yle birlikte oldukları son hafta

Che elini Fidel'in sırbna koydu, Fide! de

kaldılcları evden hiç dışarı çıkmadığını

Che'nin, hararetle birbirlerinin sırtını sı­

belirtti.

vazladılar."

Takma İsimler

Aşırı Yolculuk Yapmanın

Bolivya seferiyle ilgili yazılmış diğer me­

Zorlukları

tinlerden farklı olarak bu bölümde yazdı­

Che'nin

ğım isimler veya takma isimler gerçektir,

planlamak delice bir bulmacayla uğraş­

Che'nin günlüklerinde veya yoldaşlarının

mak gibi bir şeydi.

çoğunun günlüğünde yazan veya gerilla­ ların birbirlerine gönderdikleri notlarda

Küba'dan

Küba'dan

Bolivya'ya

muhtemelen

23

gidişini

Ekim

1966' da ayrılmış (bazıları onun 19 Ekim­

kullandıkları isimler gibi sahte isimler

de ayrıldığını iddia eder ama bu müm­

değildir.

kün görünmüyor; çünkü askeri eğitim 22

Che'nin Bolivya günlüğünde

kullandığı isimler şunlardır:

Ekimde bitmişti), Ulusal Tarını Reformu

Che önce "Ram6n• adını kullanmış, sonra

"Femando"yu

kullanmaya

baş­

lamıştır. Alberto Fernandez Montes de

Enstitüsü yetkilisi Luis Hernıindez Gal­ van adına düzenlenmiş bir pasaportla Ha­ vana' dan Moskova'ya uçmuştu.

Oca "Pacho" veya "Pachungo" adını kul­

Ertesi gün, yani 24 Ekimde, Mos­

larımaya devam etmiştir. Komutan Vilo

kova' da Che elindeki pasaportun yeri­

Acuiia'nın takma adı "Joaquin"di; Eliseo

ne kendisini Uruguay vatandaşı Ram6n

"San Luis" Reyes'e Rolando ismiyle de

Benitez olarak tanıtan bir pasaportla

hitap ediliyordu. Manuel Hernandez "Mi­

Prag'a geçmiş, orada da Adolfo Mena adı­

guel"di; Başkan Yardımcısı Suarez Gayol,

na düzenlenmiş bir pasaport alıp 25 Ekim

"Sarışın;" Orlando "Olo" Pantoja, "Anto­

günü trenle Viyana'ya hareket etmişti.

nio;" Jose Maria Martinez Tamayo, "M'bi­

Sahte pasaportların kanıtlarını yok

li," "Papi" ve "Ricardo;" kardeşi Rene,

etmek için Uruguay Dışişleri Bakanlığı­

"Arturo;" Harry Villegas, Afrika'daki gibi,

nın Pasaport Dairesinde pasaportun iki

yani "Pombo;" Gustavo Machin Hoed,

sayfası yırtılıp yok edilmişti. Aynı fotoğ­

"Alejandro;" Antonio "Pinares" Sanchez,

raf hem "Benitez" hem de "Mena" için

"Marcos;" Leonardo Tamayo, "Urbano;"

kullanılmıştı ama bazı. küçük farklarla:

Carlos Coello, Afrika'daki gibi "Turna"

Birinin doğum tarihi 1920'ydi, diğerinin

veya "Tumaini;" Dariel Alarc6n, "Benig­

ise 1921 ama ikisinin de günü 25 Haziran

no;" Israel Reyes, "Braulino"ydu.

olarak yazılmıştı. Viyana' dan sonraki güzergahı ko­

Başka Bir Vedalaşma Hikayesi

nusunda kaynaklar iyice sapıtır. Pasa­

Tomıis Borge, grubun ayrılışından hemen

portların üzerinde Küba'dan aynlınadan

önce yaşanmış bir vedalaşma anından söz

önce (9 ve 19 Ekim) Madrid'den geçtiğini

eder. Eğitimin sonunda, "Che bir ağaç

gösteren sahte damgalar vardı. öyle gö-

NOTLAR

823

rünüyor ki, Che günlüklerini yazdığı ilk

dirsek bile buraya getirebileceğimizi artık

ajandayı satın aldığı Frankfurt üzerinden

biliyoruz. (Bkz. Israel Reyes'in günlüğü;

gibniş veya Paris üzerinden (ya da Viya­

Taınayo'yla yapılan söyleşi; Alarc6n'la ya­

na' dan trenle Frankfurt'a gibniş, oradan

pılan söyleşi; Che'nin Havana'ya gönder­

da Paris' e geçmişti) ve 1 Kasımda Sil.o

diği mesaj,

Paulo'ya varmıştı. Yolculuğu bu şekilde

bilir); Pacho'yla yapılan söyleşi;

gerçekleştiyse, o zaman Che ile Pacho

Taınayo'yla yaptığı söyleşi,

tarihsiz (Kasım aylarında ola­ Mina'run

Un continente

Avrupa'da beş gün boyunca dol8fmıştı, ki

desaparecido, içinde; Cupull ve Gonziılez,

buna ilişkin elimizde hiçbir kayıt yoktur.

Un hombre bravo; Debray, La guerrilla del

Bazı kaynaklar, yolculuğun bir bölümün­

Che ve Rene Villegas, "Fantasma del Che

de Che ile Pacho'nun İspanyol büyükbaş

rond6 por Brasil antes de por Jİlancahu­

Che Guevara, una biografia'da,

hayvan satıcısı kisvesini kullandığını id­

azu." James

dia eder (ama böyle bir iş Che'nin ilgisini

Gary Prado da

hiç mi hiç çekmezdi).

Che'nin pasaportlannı inceler).

La guerrilla inmolada'da

Adolfo Mena, Sil.o Paulo'da yine orta­

Debray'ın, "Revoluci6n en la revolu­

ya çıkıyordu. Che orada gümrük yetkilile­

ci6n" adlı kitabı Ocak 1967'de Cuademos

rince gözaltına alınmıştı. Yetkililer ondan

de Casa (Havana) tarafından yayımlan­

yaptırdığı aşıları gösteren bir belge iste­

mıştır. Che'nin Eylül veya Ekim 1966'da

(O Uruguay aşı belgelerinin üze­

kitabın son provasını okumuş olması

rinde damga olması gerektiğini bilmek için

kuvvetle muhtemel. Bolivya'da Che'de bu

müneccim olmaya gerek yoktu; Siio Pau­

kitabın bir nüshası vardı, Vilo Acuna da

lo'da başka bir pasaporta daha ihtiyacım

büyük bir ihtimalle kitabın bir başka nüs­

vard� demiş Che kasım ayının başlarında

hasını sırt çantasında taşıyordu.

mişlerdi

Havana'ya). Tamayo: Che bize bu olayın sabah 09:00 sularında olduğunu söyledi. Onu aynı gün öğleden sonra 16:00'da ser­ best bıralanışlar, ertesi gün kiğıtlan ta­

46. "Bugün Sonraki Aşama Başlıyor"

mamlanmış bir şekilde kendilerine tekrar

Kaynaklar

görünmesi şartıyla. Che bize, diğer Latin

Bu bölümde

anlatılan hikaye büyük

Amerikalılannda aynı koşullar albnda

oranda şu kaynaklara dayanılarak oluş­

seyahat ebnelerine rağmen yetkililerin

turulmuştur: Che'nin Bolivya günlükle­

onları değil de kendisini gözaltına alma­

ri; Villegas ("Pombo"), Eliseo Reyes ("San

larının kendisini biraz endişelendirdiğini

Luis") ve Pacho Montes de Oca'nın gün­

söyledi.

Beni fark ettiler herhalde, dedi.

Che 3 Kasımda Bolivya için bir turist vizesi talebinde bulunmuş ve bir kez

daha

lükleri; Inti Peredo,

Mi campafia con el

Che; Regis Debray, Les masques ve Dariel Alarc6n (Mariano Rodriguez'le birlikte)

Mena adıyla La Paz'a gitmişti. Ancak sahip

La guerrilla del Che. Alarc6n ve Leonar­

olduğu pasaportların hiçbirinin üzerinde

do Tamayo'yla yaptığım söyleşiler de

Bolivya'ya girişini belgeleyen bir kayıt

yararlı oldu.

yoktur. Che

daha sonra şunları söylemiş:

Che'nin Fidel'e gönderdiği mesajlar

Müthiş bir şey keşfettim; birini fil gibi giy-

ve Havana'dan Che'ye yollanan mesajlar

824

ERN ESTO GUEVARA: NAMI DICER CHE

çeşitli kaynaklarda yer alır: Mexico City

de testimonio" başlıklı makalesinden ya­

Siglo'nun yayımladığı Che'nin günlükle­

rarlanılarak yazılmışbr.

rinin XXI. Baskısı; Vacaflor'un makale­

CIA'nin gerilla örgütüyle

ilgili bilgisi

Che Guevara, una biografia

için bkz. CIA İstihbarat Dairesi Başkanlığı,

adlı kitabı ve çeşitli Bolivyalı askerlerin

İstihbarat Tezkeresi: "The Bolivian Guer­

(Gary Prado, Diego Martinez Estevez, Ax­

rilla Movement: An Iııterirn Assessment."

leri; James'in

naldo Saucedo Parada, Mario Vargas Sa­ linas) kaleme aldığı kitaplar; bu kitaplar

Yolculuklar ve Uyruklar

bugüne kadar hiç kronolojik bir inceleme­

Che'ye eşlik eden Kübalılar Küba'dan 1966

den geçirilmemiş ve Che'nin günlükleriy­

Ekiminin sonları ile kasım ayının ortala­ rında çift kişilik gruplar halinde aynlmış,

le karşılaştınlmamışbr. önemli diğer kitaplar, Cupull ve Gonza.J.ez'in,

De Jİlancahuazu a La Higu­

karmaşık yolculuk düzenlemeleri nedeniy­ le Bolivya'ya gürıler sonra varmışlardı.

era adlı kitapları ile Marta Rojas ve Mirta

Israel Reyes: "Evden 25 Ekim Perşem­

Tania, la guer­

be günü, Havana'dan da 29 Ekim tarihin­

Rodriguez Calder6n'un

rillera inolvidable adlı kitaplarıdır; Lidi­

de ayrıldım; hayatımın ikinci macerası da

ce Valenzuela'nın "Tania la guerrillera"

böylece başladı. Bolivya'ya gerçek adımla,

başlıklı makalesi bu kitabı tamamlar ni­

yani Israel Reyes adıyla ama Panama pa­

teliktedir. Che ile Monje arasındaki konuşmayı

saportuyla gidiyordum. Cebimde 26.000 dolar para vardı, bunun 1000 doları harca­

en iyi anlatan kaynak, Gonza.J.ez ve Sanc­

malar, 25.000 bin doları da Ram6n içindi.

hez Salazar'ın kitabıdır; bu kitabın sonra­

Güzergahını Moskova-Prag-Frankfurt-Şi­

ki basımlarında Kolle'nin ifadesine de yer

li-Bolivya'ydı."

verilmiştir. Görüşmeleri sırasında çekilen

Israel Reyes, Vilo Acufıa ve Eliseo

fotoğraf, Luis Hernandez Serrano'nun "La

Reyes Panama, Tamayo Meksika, .Manuel

selva en la Mochila" başlıklı makalesin­

Hernandez İspanya, de la Pedraja, Suarez

den alınmışbr.

Gayol ve Olo Pantoja Ekvador pasapor­

En ilgi çekici kaynaklar, Lara'nın Gu­

tuyfa yolculuk ediyordu. James, Küba

errillero Inti Peredo adlı kitabı; Ana Maria

gizli servisinin 21 tane Ekvador, Panama,

Radaelli'nin "Del oriente al altiplano"

Kolombiya, Peru, Uruguay ve Bolivya

başlıklı makalesi; Valenzuela'nın Rodolfo

pasaportunu kusursuz bir biçimde taklit

Saldaiia'yla ve Alberto Zuazo'nun Loyola

edişi karşısında hayran kalnuştı. Üstelik o

Guzman'la gerçekleştirdiği söyleşi. Che'nin kendi el yazısıyla yazdığı okuduğu kitapların listesi, "La canallada" başlıklı makalesinden alınmışbr. Bu bölümün bazı kısımları Santiago

sıralarda sahte İspanya pasaportlarından henüz haberi yoktu.

Sahte İsimler Burada Che'nin ve arkadaşlarının gün­

Aıvarez'in ICAIC için çektiği Hasta la vic­

lüklerinde, haberleşme notlarında kul­

toria siempre adlı kısa filmden, "Hablan la

landıkları sahte isimlerden ziyade Perulu

hennana... " başlıklı makaleden ve Diana

ve Bolivyalı gerillaların gerçek isimlerini

lznaga'nın "Che Guevara y la literatura

veya lakaplarını kullandım. Aynı nedenle,

825

NOTLAR

Che'nin ve diğerlerinin günlüklerinden

varında, Punta Brava adlı küçük bir kasa­

alıntı yaparken sahte isimlerin yerine söz

banın hemen dışında, San Antonio de Los

konusu kişilerin gerçek isimlerini veya la­

Baıios'un yakınlarında bulunan muhabe­

kaplarını koydum. Kişilerin Bolivya gün­

re merkezine işaret ediyordu. Muhabere

lüğünde yazılı isimleri şu şekildedir:

merkezinin girişinin yakınlarında porta­

Guido Peredo, Inti; Jorge Vıizquez

tif geniş tahta tekneler, girişin yaklaşık

Viaiia, "Loro"; Rodolfo Salda:iia kendi is­

bir buçuk kilometre ötesinde ise içinde

miyle; Roberto Peredo, "Coco;" Lorgio

50.000 watt'lık vericiler bulunan pence­

Yaca Marchetti, "Carlos" Orlando Jime­

resiz yeraltı ambarları bulunmaktaydı. 35

nez Bazen, "Camba;" Julio Mendez Kome,

ila 40 verici 24 saat kesintisiz çalışıyordu

"El �ato;" David Adriazola, "Dario;" Jaime

(Lionel Remigio, "Manila: centro de con­

Arana, "Chapaco" veya "Luis;" Mario Gu­

tacto?").

tierrez Ardaya, "Julio;" Freddy Maimura, "sıhhiye Ernesto.• Kendi adlarıyla anı­

İntihar Komutanı mı?

lanlar şunlardı: Raıil Quispaya, Salustio

Bazı yazarlara göre Che Bolivya'da keneli

Choque, Benjamin Coronado.

ölümünün peşindeydi.

Bolivya Komünist Partisi'nin çiftlikte

Debray:

"Ram6n tek başına. Kısa

aradığı ve gerillaların saflunda yer alan

bir süre sonra kendini ölümün kollarına

campesinolardan Apolinar Aquino keneli

bırakacak, astımı, dayanılmaz sırt ve bo­

adıyla, Aquino Tudela, Serapio, Antonio

yun ağrılarından kurtulmuş ve ruhunun

Dominguez de "Le6n" adıyla anılmaktaydı. Moises Guevara'nın grubunda yer

derinliklerine dalmış vaziyette, kırların soğukluğuna."

(Les masques).

alanlar: Siman Cuba, "Willi" veya "Wil­

Carlos Maria Gutierrez: "Tek başına

ly"; Casildo Condori, "Victor"; Jose Cas­

olduğuna ve umudunu yitirdiğine kanaat

tillo, "Paco"; Hugo Choque, "Chingolo";

getirdikten sonra gerilla savaşını Boliv­

Julio Velazco, "Pepe"; Francisco Huanca,

ya' da gerçekleştirmeye, bu savaşı kendini

"Pablo"; Antonio Jimenez, "Fan Divino"

kurban ederek bitirmeye karar vermişti"

veya "Pedro" adıyla anılmaktaydı. Gerçek

(Los hombres de la historia: Che Guevara).

adlarıyla arıılanlar: Pastor Barrera, Vicen­

Dolores Moyano, Bolivya macerasını

te Rocabado, Walter Arancibia, Aniceto

şu sözlerle tasvir eder: "Hara-kiri, seppuku."

Reinaga ve Eusebio Tapia. Perulu

gerillalardan

Halbuki böyle bir şeyin söz konusu Juan

Pablo

olmadığı açıkça belliydi.

Chang "El Chino" ("Çinli"); Lucio Edilber­ to Galvan Hidalgo, "Eustaquio"; Restituto Jose Cabrera, "Sıhhiyeci" veya "El Negro" ("Zenci") adıyla arıılmaktaydı.

4 7. Zor Keşif Kaynaklar Bu bölümün hazırlanmasında

Manila

en

çok baş­

vurulan kaynaklar: Che'nin, Pacho'nun,

Bolivya günlüklerinin çoğunda Küba ile

Harry Villegas'ın ve San Luis'nin günlük­

yapılan muhaberenin adresi

"Manila"

l�ri; de la Pedraja'nın Carniri davasında

olarak geçiyordu. Bu sözcük Havana ci-

okunan ve Phillip Labreveux tarafından

826

ERNESTO GUEVARA: NAMI DIC>ER CHE

Bolivia bajo el Che' de alıntılanan günlü­

Luis Reyes ve Harry Villegas'ın ifadeleri­

ğünün bir kısmı.

ne sıkça başvıırdwn

Sıkça başvıırduğwn diğer kaynaklar:

Dariel Alarc6n'un "Che y la guerrilla

Alarc6n ve Debray'la gerçekleştirdiğim

de Nancahuazu" (Mariano Rodriguez'le

söyleşi ve aynı sırayla onların La guerrilla

birlikte yazmıştır} başlıklı yayımlanmamış

del Che ile Les masques adlı kitapları.

yazısında, Debray'ın La guerrilla del Che ve

Yüzbaşı Silva'nın ifadeleri, Cupull ve Gonziılez'in "De ılıancahuasu a La Higue­

Les masques'ta ve onlarla yaptığım söyleşi­ de ikisinin anlattıkları çok ilginçtir.

ra" başlıklı yazılarından alınmışbr. Coco

ABD'nin müdahalesi için bkz. Cupull

Peredo'nun sözleri, Vargas Salinas'ın El

ve Gonza.J.ez, La CIA contra el Che ve "De

Che, mito y realidad adlı kitabındandır.

ılıancahuacu a la Higuera"; Andrew St.

Pastor ile Rocabado'nun Camiri'de

George'un gazete yazısı; Alcazar, flan­

görülen davada verdikleri ifadeler çok

cahuasU, la guerrllla del Che en Bolivia;

ilginçtir.

Hemandez Serrano'nun ifadesi, Phillip

Ayrıca bkz. Cupull ve Gonza.lez, La

Agee, Diario de la CIA, içinde; İçişleri

CIA contra el Che; James, Che Guevara,

Bakanı Arguedas'ın Bolivya'daki davası

una biografia ve Gary Prado, La guerrilla

sırasında haber yayın organı EFE'ye ver­

in molada.

diği beyanat, Blum, The CIA: A Forgotten

Bazı yazarlar daha sonra dehliz­

History, içinde ve ABD Dışişleri Bakanlığı

lerle belgelerin bulunmasını Tania'nın

İstihbarat ve Araştırma Dairesi Bakanlığı

"bilinçli" ihmalkarlığına bağlar. James'e

belgeleri.

göre, Tania'nın Camiri'de bıraktığı cipin

Fide! ile Che arasındaki irtibat notları

içinde izi sürülebilecek ve "yetkililerin

için bkz. Che'nin günlüklerinin yayım­

dikkatini çekecek" belgeler vardı; başka

landığı kitabın ek bölümü ve Vacaflor'un

şeylerin yanı sıra, içlerinde şehir gerilla

makalesi.

şebekesi üyeleri ile gerillaların Bolivya

Diğer ilginç anlatımlar için bkz. Luis

dışµıdaki bağlantılarının adresleri bulu­

Suarez, Entre el fusil y la palabra; Gran­

nan dört defter vardı. James, polisin çift­

ma' da yer alan 17 Nisan 1967 tarihli

liğe baskın düzenlemesini buna bağlar.

haber yazısı; Murray Sales'in "Las guer­

Aynca Tania'nın ihmalkarlığından yola

rillas .. ." başlıklı haberi; Valenzuela'nın

çıkarak onun kampta kalma emrini Sov­

Rodolfo Saldaiia'yla yaptığı söyleşi; Juan

yetler' den aldığı sonucuna varır. Ama

Gelman'la yaptığım söyleşi ve Bustos'la

kendisiyle yaptığım bir söyleşide Regis

yapılan ve Punto Final adlı dergide "Las

Debray, bana bu iddiaların asılsız oldu­

revelaciones de Ciro Bustos" başlığıyla

ğunu söyledi.

yayımlanan söyleşi.

48. Çatışma Kaynaklar

Arjantinliler Hakkında Operasyonda Arjantin bağlantısının bağlantılar içinde en gevşek olanı olduğu

Bu bölümde yine Che ile Pacho Montes de

görülüyor. Luis Faustino Stamponi o sı-

Oca'nın günlüklerine ve hıti Peredo, San

ralarda Havana' daymış ve Che'nin kendi-

NOTLAR

827

sinden destek istediğini ancak bir buçuk

un jefe militar" başlığıyla yayımlanmış­

yıl sonra, günlüklerini okuyunca anlamış.

tır); Mariano Rodriguez Herrera'nın "Los

Gelınan'ın kimliği hala belirsizdir. O sıra­

que cayeron con honor seran los inmor­

Iarda küçük bir devrimci grupta faaliyet

tales" başlıklı yazısı ve Vasquez Dia.z'ın

gösteren Arjantinli şaire Che'nin onu

Bolivia a la hora del Che adlı kitabı sıkça

aradığı söylenmiş ama sonra tuhaf bir bi­

başvurduğum kaynaklardandır.

çimde kastedilen kişinin Mendozalı Genç

ABD'nin Bolivya ordusuna vediği

Komünist lideri Alfredo Hellman olduğu

destek için bkz. Bowdler'in Rostow'a ver­

ortaya çıkmış. Tania "Kara Jauregui"nin

diği

grubuyia temaslill yitinniş ve Jozami -

History. Marchetti ve Marks, The CIA and

tezkere; Blum, Tire CIA: A Forgotten

Juan Gelınan- o sıralarda Bolivya'daymış

the Cult ofIntelligence; Albay Joaquin Zen­

ama Che'yle temasa geçmemiş.

teno'nun Arguedas'ın yargılandığı davada verdiği ifade; "La CIA en Bolivia," Marcha,

"Braulio"nun Günlüğü

içinde ve ]ay Mailin, Emesto "Che• Gueva-

Adys Cupull ve Froilan Gonzalez hak­ lı olarak Israel

Reyes'in günlüğünün

1967'nin

ayında. ordunun

nisan

ve

ra. Busto'nun iki ifadesinin karşılaştırıl­ ması ilgi çekici bir sonuç doğurur. Birinci

CIA'nin elinde olmadığlill, beş ay son­

ifadesi, Martinez Estevez'in lİlancahuazu

ra Vargas Salinas ile komutası altındaki

adlı kitabında yer alır,ikincisi Punto Final

devriye Reyes'i öldürdüklerinde Roth'un

adlı dergide yayımlanmıştır. Bkz. "Las re­

"Debray'la birlikte tutuklannuştım" (bu

velaciones de Ciro Bustos" ve Roth'un "I

sözde günlüğe dayanılarak hazırlanmış

Was Arrested with Debray" başlıklı ma­

bir ifadeydi bu) şeklindeki ifadesµün uy­

kalesi.

durma olduğunu, Israel Reyes'in adının

Ayrıca bkz. Alcazar, Nacahuasu, la

üzerinde Sarışın' a hitaben yazılmış bir

guerrilla del Che en Bolivia; Cupull ve

yazının bulunduğu bir kağıt parçasından

Gonzfilez, La CIA contra el Che; James,

ele geçirildiğini ve Reyes'in kimliğinin bu

Che Guevara, una biografia; Luis Suarez,

şekilde, ülkeye giriş yapan, sonra da ka­

Entre el fusil y la palabra; Prado, La Gu­

yıplara karışan Israel Reyes Tapia adına

errilla Inmolado ve şimdiye kadar henüz

düzenlenmiş pasaportun izi sürülerek or­

atıfta bulunulmanuş "Debray en peligro"

taya çıkarıldığını iddia eder.

başlıklı makale. 1 Mayısta Havana'da çe­ kilmiş fotoğraflar Roberto Salas' a aittir.

49. Müdahale ve Ölü Dostlar

Kaderleriyle Baş Başa Bırakıldılar

Kaynaklar

Bazı yazarlar Havana'nın, özellikle de

Önceki bölüınlerde belirtilen Che ve diğer

Fidel'in, "Che'nin maceraları"nı destekle­

gerillaların yazdığı günlüklerin yanı sıra

meme kararı aldığını, bıi nedenle onunla

bu bölümde Leonardo Tamayo'yla yaptı­

tekrar temas kurmak için ciddi bir giri­

ğım söyleşi; Katia Valdes'in Tamayo'yla

şimde bulunmadığını iddia eder. Son ki­

yaptığı söyleşi ("Che Guevara, facetas de

tabında Dariel Alarcon olaylan bu açıdan

ERNESTO GU EVARA: NAMI DIGE R CHE

828 anlatır (oysa onunla bu olaylar üzerinde

rilmiş versiyonu için bkz. İstihbarat Bilgi

altı saat boyunca konuşmamıza rağmen

Haberi, NSF Devlet Arşivi, Bolivya, CS,

bu konuya hiç değirimemişti). Şurası açık

Cilt: telgraflar (LBJ Kütüphanesi).

ki, gerillalann şehir şebekesiyle temasları,

Aynca bkz. Vasquez Diaz,

Bolivia

4. a

Havana'yla da iletişim yolları kesildiğin­

la hora del Che; Betsy Zavala, UPI haberi,

de Küba hükümetiııin Bolivya hüküme­

15 Temmuz 1967; Gary Prado,

tinin olaya müdahale etmesine ramak

la inmolada ve Julio Cortiızar, "Reunion," Todos IosJUegos el JUego.

kaldığı bir sırada yapabileceği pek bir

La guerril­

şey yoktu. Şüphe bulutlan bir tek Mon­

Olaylann CIA versiyonu için bkz.

leon'un ("Ivan"-"Renan") "kimliğinin açı­

"The Bolivian Guerrilla Movement: An

ğa çıkması" ve yerine geçecek olan "dağ­

Interiın Assessment. •

dan gelecek Kübalı savaşçı"nın gelmemesi

Yeso Geçidi?

yüzünden aniden Bolivya'dan aynlması üzerinde toplanmış durumda. Monle6n ile üstü Komutan Piiieiro olayları kendi cephelerinden anlatmadıkları sürece bu konu belirsizliğini koruyacak.

Yeso geçidinde değil de Rio Grande'deki Puerto Mauricio geçidinde, 4. Tümen'in bölgesinde kurulduğuna ama pusu kurma görevi

8. Tümen'in olduğu için ordunun

pusunun

50. Artçı Kuvvetin Katledilişi

yerini

değiştirdiğine

inanır.

Che, radyoda davasının görüleceği yerle ilgili bir haberi duyduğunda bu yerle ilgili

Kaynaklar

espriler yapmış.

En sık başvurduğum kaynaklar yine Che, Montes de Oca ve Villegas'ın günlükleri, Leonardo Tamayo ile Dariel Alarcon ve Alarcon'un yayunlanmamış kitabı (Mari­ ano Rodriguez'le birlikte yazdığı) "Che y la guerrilla de Nancahuazıi"dur. Bazı bil­ gileri Villegas ve diğerlerinin

Che, teoria

y acci6n'da yer alan Villegas'la yapılmış söyleşiden aldım. Artçı kuvvetin katledilişi için bkz. Mario Vargas Salinas,

Adys Cupull ve Froilan Gonzıilez pusunun

El Che, mito y re­

Yeri gelmişken, Vilo Acuiia öldükten sonraki birkaç gün boyunca başka biriyle kanştırılmış. CIA ve Bolivya askeri istih­ baratı bir süre onun Küba'daki Merkez Komitesi üyelerinden Binbaşı Antonio E. Lusson olduğunu sanmış.

5 1 . "Buradan Çıkıp Daha Uygun Bölgeler Aramak Lazım" Kaynaklar

alidad; Gonzıilez Bermejo'nun "El escalon

Bu bölümü hazırlarken de Che, Montes de

mas alto"da yer alan iki makalesi; Maria.­

Oca ve Villegas'ın günlüklerine, Leonar­

no Rodriguez Herrera, "Los que cayeron

do Tamayo ve Dariel Alarcon'la yapılmış

con honor seran los inmorteles"; Marta

söyleşilere ve Alarcon'un "La Quebrada

Rojas ve Mirta Rodriguez Calderon,

Ta­

nia, la guerrillera inolvidable; Cupull ve

del Yuro" başlıklı makalesine sık sık baş­ vurdum.

De IVancahuasu a La Higuera.

Diğer önemli kaynaklar: Mariano

Olayların ABD cephesinden değerlendi-

Rodriguez Herrera'nın Coco Peredo'yla

Gonzıilez,

829

NOTLAR ilgili "Miguel, Coco, Julio: inmortales sol­

yoldaşlarımızın

dados de la libertad americana" başlıklı

meselesine gelince,

makalesi; Felix Rodriguez ve John Weis­

inandığını sanmıyorum."

man,

Shadow Warrior: The CIA Hero ofa

Hundred Unknown Battles; Gary Prado, La guerrilla inmolada ve Emilio Suri ile Ma­ nuel Gonza!ez Bello'nun yayımlanmamış elyazması "Los ıiltimos dias del Che." tlginç içerildi kaynaklar: Cupull ve Gonzıilez,

De 1\/ancahuazu a La Higuera;

yardımımıza

koştuğu

artık kimsenin buna

Bu günlüğün gerçek olduğu kanıtlan­

mamıştır.

Jandarmanın La Esperanza'ya Sevki Jandarma 25 Eylül günü Vallegrande'ye sevk emri almış (Prado, La guerrilla inmo­

Araoz, "Hablan los testigos de la muerte

lada), 26 Eylül günü de pusu kurulmuştu.

del Che";

Punto Finafde yer alan isimsiz

Bu bilgi Felix Rodriguez'in gerillalara ver­

"Debray reitera su apoyo a la guerrilla"

dirdikleri kayıpların Che'nin grubunu pu­

başlıklı makale ve "Quebrada del Yuro,"

suya düşürdüklerini ortaya koyduğu için

Villegas ve diğerleri,

askerlerin o bölgeye sevk edildiği şeklin­

Che, teoria y acci6n,

içinde.

deki iddiasını çürütüyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı İstihbarat Bölümüne gelen haberlerden oluşan res­ mi ABD kaynakları.

52. Yuro Koyağı Kaynaklar

"Leon"un Günlüğü

Bu bölümdeki bazı bilgiler Che ve Montes

El Che, mito y realidad'da Yüzbaşı Mario

de Oca'nın günlüklerindendir. Çarpışma­

Vargas Salinas, Bolivyalı gerillalardan

nın en ayrıntılı şekilde anlatıldığı kay­

"Uon" kod adlı birinin (Antonio Domin­

naklar Alarcon, Villegas ve Tamayo'yla

guez) günlüğünden alıntı yapar; "Leon"

yapılmış söyleşilerin yer aldığı iki söyleşi

günlüğünde gerillaların

derlemesidir:

yalıtılmışlıkla­

rına tanıklık ebnektedir: "Kampımızda

Verde Olivo'da yayımlanan

"El combate de la quebrada del Y:uro" ve

neler oluyor? Gerillalar neden şüphe

Tricontinentafde yayımlanan "La queb­

içinde? Buraya uzak yerlerden sonuna

rada del Yuro, recuerdos de un combate."

kadar çarpışmak için gelmiştik. Anlaşılan,

Tamayo Şubat 1995 tarihinde kendisiyle

artık buradan ya zaf�rle çıkacağız ya da

yaptığım söyleşide konuyu ayrıntısıyla

cenazelerimizle. Kübalılar bizim korktu­

anlattı; lnti Peredo'nun günlüğüyle bir­

ğumuzu zannediyor ve bizi korkaklıkla

likte onun bu söyleşide bana anlattıkları

suçluyorlar. Bu doğru değil, bunun doğ­

gerillaların bu hareketle ilgili görüşlerinin

ru olmadığını yeri geldiğinde kanıtladık

eksik kalmış yerlerini tamamladı.

da. Öyle görünüyor ki, pratik olmalı ve

Dariel Alar.con bu konuda başka bir­

gerçekle yüzleşmeliyiz. Ben biraz hasta

çok bilgi verir, bunların hepsi de tutarlı­

hissediyorum kendimi -zorluklardan ve

dır ama Mariano Rodriguez Herrera'yla

yiyeceksizlikten belki de hepimiz has­

birlikte yazdığı ve henüz yayımlanmamış

tayız- ama insanların bizim iyi niyetli

"Che y la guerrilla de J\rancahuazıl" adlı

olduğumuzu anladıkları ve şehirlerdeki

kitabında,

Juventud Rebelde den Rodrigu'

830

ERNESTO GUEVARA: NAMI DICER CHE

ez Herrera'yla söyleşisinde, Şubat 1995'te

cuğu olduğunu yazar. 2 0 yıl sonra, Kübalı

kendisiyle yaptığım söyleşide ve Rodrigu­

bir gazeteci bu küçük kızın kim olduğunu

ez Herrera'nın "El dia que cay6 el Che"

bulmuş: Yaşlı kadının torunu (kızı değil

adlı kitabında yeni bilgiler mevcut.

-Che yanılmış) Epifania. Gazeteci kıza

Olayların Bolivya ordusunun bakış

adını sorduğunda kız, "Söylemem,• de­

açısıyla değerlendirilmiş versiyonu için

miş. "Çünkü buraya birçok gazeteci geldi

Diego Martinez Estevez'in JİJ'ancahuaıU;

ve her şey değişti."

Saucedo Parada'nın, No disparen ve daha

Gonzıilez Berınejo'ya göre, yaşlı ka­

çok da Yüzbaşı Gary Prado'nun La guer­

dının adı Florencia Cabritas, kızınıh adı

rilla inmolada adlı kitabına başvurdum.

da Alejita'ymış.

Alcazar'ın !Vacahuaslı, la guerrilla del Che

Yaşlı Florencia şöyle diyordu: "O

en Bolivla adlı kitabında konuyu orduyu

gün öğleden sonra birden karşımda be­

eleştiren bir tarzda ele almıştır. Jose Luis Morales'in "No sabiamos que

lirdiler, sakallıydılar, ellerinde silahlar vardı, korkmuştum. Onlarla konuşmak

el Che estaba vivo y preso" başlıklı rnai