Atatürk Universitesi aöf fotograf ve video proje geliştirme
 9786057638922

Citation preview

Fotoğraf ve Video Proje Geliştirme

1.

Proje Geliştirme/Planlama

4

Doç. Dr. NİHAL TAŞOĞLU

2.

Dijital platformlarda içerik tüketimi ve dağıtımı

23

Dr. Öğr. Üyesi Ceren Bilgici OĞUZ

3.

Fotoğraf projesi geliştirme I

42

Dr. Öğr. Üyesi Ersin TURAN

4.

Fotoğraf projesi geliştirme II

63

Dr. Öğr. Üyesi Ersin TURAN

5.

Kurmaca film yapım ve proje geliştirme I

85

Dr. Öğr. Üyesi Perihan TAŞ ÖZ

6.

Kurmaca film yapım ve proje geliştirme II

103

Dr. Öğr. Üyesi Perihan TAŞ ÖZ

7.

Belgesel film yapım ve proje geliştirme I

123

Dr. Öğr. Üyesi Özlem Arda

8.

Belgesel film yapım ve proje geliştirme II

149

Dr. Öğr. Üyesi Özlem Arda

9.

TV program tasarım ve geliştirme I

175

Prof. Dr. Neşe KARS TAYANÇ

10. TV program tasarım ve geliştirme II

197

Prof. Dr. Neşe KARS TAYANÇ

11. Reklam projesi tasarımı

220

Dr. Öğr. Üyesi Özlem KALAN

12. Müzik videosu proje geliştirme

241

Prof. Dr. Ayşe Melahat KALAY

13. Animasyon proje geliştirme

259

Dr. Öğr. Üyesi Yüksel BALABAN

14. Portfolyo Tasarımı Doç. Dr. NİHAL TAŞOĞLU

Editör Dr. Öğr. Üyesi İLKAY NİŞANCI

284

Bu kitabın, basım, yayım ve sa ş hakları Atatürk Üniversitesi’ne ai r. Bireysel öğrenme yaklaşımıyla hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır. Atatürk Üniversitesi’nin izni alınmaksızın kitabın tamamı veya bir kısmı mekanik, elektronik, fotokopi, manye k kayıt veya başka şekillerde çoğal lamaz, basılamaz ve dağı lamaz. Copyright ©2020 The copyrights, publica ons and sales rights of this book belong to Atatürk University. All rights reserved of this book prepared with an individual learning approach. No part of this book may be reproduced, printed, or distributed in any form or by any means, techanical, electronic, photocopying, magne c recording, or otherwise, without the permission of Atatürk University.

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ

Fotoğraf ve Video Proje Geliştirme

ISBN: 978-605-7638-92-2 ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI ERZURUM, 2020

HEDEFLER

İÇİNDEKİLER

PROJE GELİŞTİRME/PLANLAMA

• Proje Kavramı • Proje Yönetimi • Proje Geliştirme • Proje Planlama

FOTOĞRAF VE VİDEO PROJE GELİŞTİRME Doç. Dr. Nihal PAŞALI TAŞOĞLU

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra; • Proje kavramını açıklayabilecek, • Proje yönetim sürecinin tüm aşamalarıyla planlayabilecek, • Proje fikrini planlayarak uygulanabilir hâle getirebilecek düzeyde aktarabilecek, • Yeni projeleri geliştirerek proje ekibini ve kaynaklarını yönetebilecek, • Proje sürecini izleyip kontrol edip kapatabileceksiniz.

ÜNİTE

1

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.

Proje Geliştirme / Planlama

Proje Yöneticisi

Proje Yönetim Araçları

Proje Kavramı Zaman Yönetimi

Proje Yönetimi

PROJE GELİŞTİRME/PLANLAMA

Maliyet Yönetimi

İnsan Kaynakları Yönetimi

Risk Yönetimi

Proje Fikri Geliştirme

Proje Geliştirme Projenin Başlatılması

Proje Paydaşlarının Belirlenmesi

İş Dağılımı

Proje Planlama Kaynakların Etkin Kullanımı

Proje Planlamasının Aşamaları

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

52

Proje Geliştirme / Planlama

GİRİŞ Projeler, bir sorunun çözümü, bir eksikliğin giderilmesi ya da bir artı değer oluşturulması amacıyla teorik bilgilerin somut çıktılara dönüştürülebilmesine zemin hazırlar. Proje geliştirmede amaç, kaynakların etkin ve verimli kullanılmasıyla kişiye, kuruma ve hatta topluma yarar sağlayan uygulanabilir bir plan ortaya koymaktır. Proje fikri oluşumundan projenin uygulanıp somut çıktılar elde edilmesine kadar geçen tüm süreç, bu planın başarıya ulaşmasında önemli bir role sahiptir. Dolayısıyla her bir aşamanın stratejik bir biçimde planlanması ve yönetilmesi gerekir. Proje bir anlamda, bir hedef ya da amaç taşıyan her türlü girişimi ifade etmektedir. Projeler, özgündür ve olabildiğince yeni ve karmaşık faaliyetler içerir. Bir başka açıdan proje; emek, sermaye, zaman ve bilgi gibi kaynakların kullanılmasıyla meydana gelen ve hitap ettiği kişi ya da kurumların ihtiyaçlarını karşılayan ürün veya hizmettir. Bu ünitede öncelikle proje kavramının ne olduğu açıklanacak ve proje yönetimini oluşturan fonksiyonlar detaylı bir biçimde ortaya konacaktır. Bir proje yönetiminde, tüm kaynakların etkin bir biçimde yönetilmesi gerekir. Zaman yönetimi, ekip yönetimi, maliyet yönetimi, insan kaynakları yönetimi, paydaş yönetimi ve iletişim yönetimi bir proje yönetiminde ele alınması gereken başlıca yönetim fonksiyonları olarak incelenecektir. Proje geliştirme aşaması, bir proje fikrinin ortaya konmasından olgunlaştırılmasına, sürdürülebilir hâle getirilmesine ve sonuçlandırılmasına değin bir dizi karar içermektedir. Proje planlaması da bu nedenle bir yönetim planı olup zaman ve bütçe planını içinde barındırmaktadır.

PROJE KAVRAMI

Proje, bir hedef ya da amaç taşıyan her türlü girişimi ifade etmektedir.

Bir proje, tanımlanabilen bir başlangıç ve bitişi olan faaliyetler bütününü ifade eder. Projeler ister büyük ölçekli isterse küçük ölçekli olsun bir plan dâhilinde gerçekleşir ve organize edilir. Bir bina inşa etmek ya da bir yardım gecesi düzenlemek, toplum yararına sağlık taraması yapmak ya da pazar için yeni ürünler sunan bir dükkân açmak proje olarak ele alınabilir. Radyo veya TV için bir program yapmak, satışları artırmak için bir kampanya düzenlemek, bir şirketin kurumsal kimliğini yenilemek ya da özel haber yapmak da bir proje olarak değerlendirilebilir. Gelişmenin temel araçlarından biri olan proje, bir sistem geliştirme yaklaşımıdır. Proje ve sistem bu nedenle birbirini tamamlayan iki kavramdır. Sistem, sorun çözümleme tasarımıdır. Proje ise, sorunun çözümlerinin belirlenmesi, uygulanması, izlenmesi ve değerlendirilmesi sürecidir. Projeler, ilgili kişi ve kuruluşlar için geçici faaliyetlerdir ve ömürleri genellikle altı ay ile beş yıl arasında değişir. Yönetim, organizasyon ve bilgi sistemleri her proje için yeniden oluşturulur.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

63

Proje Geliştirme / Planlama

PROJE YÖNETİMİ Yönetimin amacı, insanlar aracılığıyla iş görme ve belirlenen hedeflere ulaşmadır. Yönetim, esas olarak, bir planlama, organizasyon, yöneltme, kontrol ve geliştirme sürecidir. •

• • • •

Yönetimde planlama; sonuçların saptanması, iş gereksinimleri ve iş miktarının tanımlanması, gerekli zaman, bütçe ve kaynakların belirlenmesi işlemidir. Organizasyon; görevlerin gerçekleştirilebilmesi için, işlere bu görevleri yürütecek kişilerin tanımlanmasını ve seçilmesini içerir. Yöneltme; görevlerin yerine getirilebilmesi için, gerekli bilginin sağlanması, iletişimin sürekli sağlanması eylemidir. Kontrol; çalışma ölçütlerinin belirlenmesi, yapılanların izlenmesi, değerlendirilmesi ve sonuçları hakkında bilgi verilmesi fonksiyonudur. Son olarak geliştirme; çalışanın performansının gözden geçirilmesi, değişikliklerin planlanıp düzenlenmesi ve uygulanması işlemidir.

Proje; kapsam, zaman ve bütçe kısıtlamaları altında yapılan çalışmaları gerektirir. Kapsam, bir projenin temelindeki asıl nedendir. Zaman, bir takvim uyarınca projenin ne kadar sürede tamamlanacağını ortaya koyar. Bütçe de projenin maliyetinin ne olacağını açıklar.

Proje Yöneticisi Proje takımının en önemli üyesi proje yöneticisidir.

Proje yönetimi, üçüncü kişiler aracılığıyla iş yaptırmayı içerir. Proje takımının en önemli üyesi proje yöneticisidir. Proje yöneticisi, örgütün diğer biçimlerindeki yöneticiler gibi güçlü bir konumda değildir ve bu nedenle insanları proje amaçları doğrultusunda çalıştırmak için etki ve ikna kabiliyetine güvenmelidir. Proje yöneticileri, standart yöneticilik becerileri yanında fazladan birtakım becerilere de sahip olmak zorundadır. Değişik branşlardan gelen ve proje dışında da görevleri olan ekip elemanlarını devamlı değişen koşullara adapte edebilmek, zayıf iletişimin, yetersiz bilgi paylaşımının ve yetki karmaşasının yaratacağı sorunları gidermek ve ekiptekilerin bir arada çalışma motivasyonunu sağlamak bu beceriler arasındadır.

Proje Yönetim Araçları Bir projeyi analiz etmede birçok teknikten yararlanılır. Başlıca proje yönetimi araçları ve stratejik karar verme teknikleri şunlardır: •



SWOT (GZFT) Analizi: GZFT, bir işletmenin güçlü yanları, zayıf yanları, işletmeyi etkileyebilecek fırsatlar ve tehditlerin analizidir. Güçlü ve zayıf yanlar, işletmenin iç analizi, fırsatlar ve tehditler ise ona yönelik olarak dış çevrenin analizidir. Yarar-maliyet analizi: Projenin yarar ve maliyetleri belirlenir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

74

Proje Geliştirme / Planlama •

• • •



Risk analizleri: Bu analizle projenin ne ölçüde riskli olabileceği hesaplanır. Risk analizleri; ekonomik risk, siyasi risk ve ülke riski gibi riskleri analiz eder. Q-Sort Analizi: Bu analizle en fazla ve en az önem taşıyan konuların bir sıralaması yapılır. Senaryo analizi: Gelecekte neler olabileceği bu analizle tahmin edilmeye çalışılır. Arama konferansı: Bu yöntemle işletme çalışanları bir araya gelerek beyin fırtınasıyla ortak görüşler üzerinde uzlaşmaya çalışırlar. Katılımcılar önce küçük gruplar hâlinde çalışır, daha sonra çalışmalar üzerinde tekrar tartışmalar yapılır. Delphi Yöntemi: Geleceğe yönelik tahmin yapmada kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemde konunun uzmanı kişilere görüşlerini almak için bir form gönderilir. Formlarda görüş ve öneriler sınıflandırılır ve tekrar yazılı olarak kendilerine gönderilir. Bu yöntemde uzmanlar yüz yüze görüşme yapmazlar.

Proje yönetiminde başarısızlık nedenleri

Ekipte, projeleri yönetebilecek bilgi, birikim ve yeteneğe sahip kişilerin yer almasına özen gösterilmelidir.

Faaliyetlerin tanımlanmasında genel olarak, proje kapsam belgesi, iş kırılım yapısı, uzman görüşleri, faaliyetlerin listesi ve kilometre taşları teknikleri uygulanır.

Çeşitli projeleri bir arada yürüten organizasyonlarda herhangi bir projedeki başarısızlık, iyi yönetilmiş çok sayıda projenin sağladığı kazancın kaybedilmesine yol açabilir. Büyük projelerde yürütme aşamasında başarısızlıklar oldukça yaygındır ve istenmeyen sonuçlara karşı önlem alma aşamasına gelinceye dek fark edilmez. Bu nedenle, ekipte, projeleri yönetebilecek bilgi, birikim ve yeteneğe sahip kişilerin yer almasına özen gösterilmelidir. Proje organizasyonlarının en yaygın başarısızlık nedenleri aşağıda sıralanmıştır: • • • • • • • • •

İşletmecilik deneyiminin olmayışı, Proje planlama ve maliyet kontrol sisteminin yetersizliği, İşletme sermayesinin yetersizliği, Aşırı rekabet, Reklam ve tanıtım yetersizliği, Teknik konularda yeterli bilgi ve deneyimin olmayışı, Hizmetler için yanlış yer seçimi, Malzeme yönetimi ve stok kontrol sorunları, Hırsızlık, yolsuzluk ve benzeri sorunlar.

Proje Zaman Yönetimi Proje zaman yönetimi; faaliyetlerin tanımlanması, sıralanması, faaliyet kaynaklarının tahmin edilmesi, faaliyet sürelerinin tahmin edilmesi, zaman çizelgesinin geliştirilmesi ve zaman çizelgesinin kontrolü alt süreçlerini içerir. Faaliyetlerin öncelik sıralarının belirlenmesi sürecinde, faaliyetler arasındaki ilişkiler, faaliyetlerin karşılıklı bağımlılıkları ve bağımlılığın türü belirlenmiş olur. Bu

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

85

Proje Geliştirme / Planlama tahminleme sonucunda ise, Kritik Yol Analizi (CPM) veya PERT teknikleri ile proje tamamlanma süresi belirlenir.

Faaliyetlerin tanımlanması Bu süreçte, projede yapılacak işlerin alt işlemlere ayrılması ve iş paketlerinin oluşturulması gerekir. Bunun için iş kırılım yapısı kullanılır. İş kırılım yapısı, proje ögelerinin projenin toplam kapsamını düzenleyecek ve tanımlayacak şekilde, teslimata yönelik olarak gruplandırılmasıdır. Faaliyetlerin tanımlanmasında genel olarak, proje kapsam belgesi, iş kırılım yapısı, uzman görüşleri, faaliyetlerin listesi ve kilometre taşları teknikleri uygulanır.

Faaliyetlerin sıralanması Faaliyetlerin öncelik sırası belirlenir ve proje zaman çizelgesi oluşturulur. Bu aşamada Öncelik Şeması Yöntemi, Bağımlılık Belirleme Tekniği, Önde Gitme Ve Beklemelerin Uygulanması Yöntemi gibi yöntemler kullanılır.

Kaynakların tahmin edilmesi Bu aşamada iş gücü, malzeme ve teçhizat gibi kaynakların ne zaman ne kadar kullanılacağı tahmin edilir. Faaliyet kaynaklarının tahmin edilmesinde uzman kişilerin bilgisinden ve yayımlanan faaliyet kaynaklarının tahmin verilerinden yararlanılır.

Faaliyet sürelerinin tahmin edilmesi Faaliyet süreleri, faaliyetin türüne bağlı olarak saat, gün, hafta, ay veya yıl cinsinden belirlenebilir. Faaliyet sürelerinin tahmininde uzman görüşünün alınması yanında benzetimsel tahmin etme, parametrik tahmin etme, rezerv analizi, üç nokta tahmini, yedek süre analizi, PERT (Program Evaluation and Review Technique) ve Delphi gibi teknikler kullanılır.

Zaman çizelgesinin geliştirilmesi Projedeki faaliyetlerin birbirleriyle ilişkilerinin belirlenmesi ve ağ diyagramının oluşturulması gerekir. Genel olarak ağ analizinde yer alan teknikler şunlardır:

GANTT Diyagramı Faaliyetlerin birbirleri arasındaki ilişkileri zaman temelinde şematik olarak göstermeye olanak tanıyan çubuk grafiktir (Tablo 1. 1). Proje faaliyetleri yukarıdan aşağıya listelenir ve zaman da yatay olarak grafik üzerinde gösterilir. Gantt Diyagramı projenin görsel bir ekranı olarak faaliyetlerin ne zaman başlayacağını ve ne zaman biteceğini ayrıca faaliyetlerin geciktirilebileceği ekstra zamanları gösterir. Ancak birçok faaliyetten oluşan karmaşık projelerde kullanıma uygun değildir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

96

Proje Geliştirme / Planlama Tablo 1.1. GANTT Diyagramı Örneği

Faaliyet Adı/Zaman

Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz

Literatür tarama Kitapların satın alınması İçerik analizi Yazım Dergiye gönderme

Gantt Diyagramı projenin görsel bir ekranı olarak faaliyetlerin ne zaman başlayacağını ve ne zaman biteceğini ayrıca faaliyetlerin geciktirilebileceği zamanları gösterir.

Bireysel Etkinlik

Düzeltmeleri yapma

• Siz de dönem içinde aldığınız bir ders için çalışma planınızı hafta bazında GANTT Diyagramı üzerinde gösteriniz.

CPM ve PERT analizleri Bir yöneticinin en zorlandığı konulardan biri, birçok faaliyetin birbiriyle koordineli bir şekilde yürütülmesini kapsayan organizasyon içindeki büyük ölçekli projelerin yönetimidir. PERT ve CPM, büyük ve karmaşık projelerin planlama aşamalarını kolaylaştırmak için geliştirilmiştir. Bu tekniklerde ilk adım, projenin tamamını iş kırılım yapısı içerisindeki önemli faaliyetlere ayırmaktır. Proje ağının çizimi için iki yaklaşım bulunmaktadır: • •

Faaliyetlerin düğümlerde gösterilmesi (Activity o Node, AON) (Şekil 1. 1) Faaliyetlerin oklarda gösterilmesi (Activity on Narrow, AOA)

A C B Şekil 1.1. AON Tekniği. A ve B Faaliyetleri Tamamlanmadan C Faaliyeti Başlayamaz.

Ağın başlangıcından sonuna kadar olan kritik faaliyetlerin (düğümlerin) oluşturduğu rotaya kritik yol denilir. Kritik yol üzerindeki faaliyetlerin tamamlanma Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

7 10

Proje Geliştirme / Planlama zamanlarının toplamı projenin minimal tamamlanma zamanıdır. Kritik yol, yönlendirilmiş bir ağdaki en uzun yol olarak da ifade edilebilir. Eğer tüm faaliyetlerin süreleri kesin olarak biliniyorsa projenin tümünün bitirilmesi için gerekli süre Kritik Yol Yöntemi (CPM - Critical Path Method ) ile belirlenebilir. Eğer faaliyetlerin süreleri kesin olarak bilinmiyorsa proje için belirlenmiş bir teslim zamanında bitirme olasılığını bulmak için Program Değerlendirme ve Gözden Geçirme Tekniği (PERT – Program Evaluation and Review Technique (PERT) Yöntemi kullanılabilir.

Proje Maliyet Yönetimi

Bütçe; iş gücü, malzeme, sarf malzemeleri, makineteçhizat, seyahat ve genel giderler gibi kısımlardan oluşur.

Bir projenin yönetilmesindeki kritik karar alanlarından biri de maliyet ve bütçelemedir. Bütçe, paranın kayda geçirilmesidir. Bütçeler, rakamlandırılmış planlar olarak ifade edilir. Proje bütçesi de tıpkı bir işletmenin bütçesi gibi ekonomiklik ve kârlılığın planlama ve denetiminde kullanılan bir araçtır. Bütçe genel olarak, iş gücü, malzeme, sarf malzemeleri, makine-teçhizat, seyahat ve genel giderler gibi kısımlardan oluşur. Projenin bütçesi, sadece projenin bütünü için değil her aşama için ayrı ayrı hazırlanır ve oluşturulacak bütçe ile gerçekleştirilecek sonuçların eşlemesi yapılır. Bir projeyi aşamalarına göre bütçelemek, o projenin kolaylıkla izlenmesini, zaman farklılıklarını ve yanlış hesaplamaların ortaya çıkarılmasını sağlar. Bütçelerin amaçları üç grupta toplanabilir: Planlama; Bütçenin, planlama aracı olarak hizmet edebilmesi için kişilerin, üretim yönetiminin, zamanın ve proje faaliyetlerinin belirlenmiş olması gerekir. Böylece hedefsizliğin sebep olabileceği kaynak israfı önlenebilecektir. Koordinasyon; Çeşitli faaliyetlerle ilgili planlar koordine edilir ve proje faaliyetlerinin uyum içinde yapılması sağlanır. Denetim; Bütçelerin esas fonksiyonu denetimdir. Bütçe denetiminin esası; bütçe rakamlarının planlanması, fiilî sonuçların belirlenmesi, bütçe rakamlarıyla fiilî sonuçların farklarının belirlenmesi olarak üç safhadan oluşur. Bütçelenmiş (planlanmış) rakamlar, reel (gerçekleşmiş) rakamlarla karşılaştırılır. Bu sayede hem sapmalar ortaya konur, hem de sapmaların sebepleri bulunarak düzeltmeler yapılır. Bütçe yardımıyla denetim olarak ifade edilen bu yönetim faaliyetinde faaliyet raporları denetim aracı olarak kullanılır. Bütçe denetiminin gereği gibi yapılabilmesi için, projede uygun bir raporlama sisteminin kurulması, projede çalışan elemanların yetki ve sorumluluklarının açıkça belirlenmiş olması, hedeflerin ve standartların belirlenmesi, denetimin, proje süresince devam etmesinin sağlanması gerekir. Maliyetlerin tahmininde kullanılan iki temel yaklaşım vardır. Aşağıdan yukarı maliyetlemede, tahminleri, işi yapacak personel ve şefler yapar. Yukarıdan aşağı maliyetlemede ise proje faaliyetlerini tamamlamak için belirli bir meblağ tahsis edilir ve bu meblağ, alt projeler arasında dağıtılır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

8 11

Proje Geliştirme / Planlama

Proje İnsan Kaynakları Yönetimi Proje için ekip oluştururken, ne tür insan kaynağına gereksinim duyulduğu öncelikli olarak ele alınır.

Proje için ekip oluştururken, ne tür insan kaynağına gereksinim duyulduğu, bu insan kaynağının nereden sağlanacağı ve ne tür bir organizasyon yapısı kurmak gerektiği gibi konular öncelikli olarak ele alınmalıdır. Genellikle her proje ekibinin teknik ve idari görevler üstlenen iki alt ekipten oluştuğunu söylemek mümkündür. Teknik ekip, projenin teknik amaçlarına yönelik; araştırma, tasarım, geliştirme, yazılım, üretim, montaj, teknik bakım türü görevleri yerine getirir. İdari işleri yürüten alt ekip ise satın almadan muhasebeye insan kaynaklarından lojistik destek hizmetlerine kadar değişen idari görevleri üstlenir. Projelerde görevlendirmelerin geçici nitelik taşıması, bir taraftan sözleşmeli eleman kullanılmasını kolaylaştırırken bir yandan da organizasyonun sürekli çalışanları arasında çoğu zaman motivasyonun azalmasına neden olur. Proje yönetim kadrolarına dışarıdan atamalar yapılması bazı durumlarda kırgınlıklara, çatışmalara yol açar. Projede insan kaynakları yönetimi, insan kaynakları planının oluşturulmasıyla başlar. Projede yapılacak faaliyetlerin yerine getirilebilmesi için gereken ihtiyaçları karşılamak üzere personel tarafından üstlenilmesi gereken roller, sorumluluklar ve bu sorumlulukları yerine getirebilmeleri için sahip olmaları gereken yetenekler bu süreçte belirlenir. Daha sonra proje ekibi oluşturulur. Bu süreç proje yöneticisinin atanmasıyla başlar. Uygun bulunan adaylar ekibe alınır. Süreç, proje ekibinin geliştirilmesiyle devam eder. Bu süreçte amaç, ekip performansının artışı ve bir arada çalışma kültürünü geliştirmedir. Bunun için kişiler arası iletişim becerilerinin artırılmasına yönelik eğitimler, takdir ve ödüllendirme mekanizmalarının işletilmesi gibi yaklaşımlar kullanılır. Proje ekibinin yönetilmesi süreci de, proje süresince proje ekibinin performansının izlenmesi, bu konuda geri bildirim sağlanması, varsa sorunların çözülmesi ve buna bağlı olarak proje yönetim planında yapılacak değişikliklerin yönetilmesini kapsar. Her proje müdürü, proje süresince zamanının bir kısmını toplantılarda geçirir. Projenin gidişatıyla ilgili olarak olağan ve olağanüstü toplantılar yapmak gerekebilir. Toplantının verimli geçmesi için bazı önlemler alınmalıdır. Her şeyden önce toplantının mutlaka bir gündemi olmalıdır. Toplantının ne zaman nerede yapılacağı ve kimlerin katılacağı belirlenmeli, gündem ve ilgili belgeler toplantıya katılacaklara makul süre içinde ulaştırılmalıdır. Toplantıdaki tüm kararlar özetlenmeli, böylece katılımcılar, hangi konuda ne karar verildiğini takip edebilmelidir. Proje yöneticisi, toplantılarla uyumlu bir tutanak formatı oluşturmalı ve her toplantı kayda geçirilmelidir.

Proje Risk Yönetimi Risk, projeye olumsuz etkileri olan olaylar olarak ifade edilir. Riskleri belirlemek için harcanan süre, proje sürecinde öngörülemeyen bir sürü potansiyel Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

9 12

Proje Geliştirme / Planlama problemin elimine edilmesine de imkân verir. Projenin karşılaşabileceği potansiyel riskleri belirlemek için önceden uyaran ve bu uyarıya bağlı olarak önceden tedbir alan bir sistemin kurulması gerekir.

Risk profili Risk profili, bir projedeki geleneksel belirsizlik alanlarına yönelik bir sorular listesidir. Bu sorular önceki benzer projelerde kazanılan deneyimlerden yararlanılarak geliştirilmiştir.

Risk kaynakları Bir projeyle ilgili birçok risk kaynağı vardır. Riskler iki kategoride incelenir: • •

Dış riskler: Projenin sürdürülebilirliğini etkileyebilecek olan ve dış çevreden gelen riskler. İç riskler: Projenin kendisinden ileri gelen riskler.

Riskler, birçok biçimde kategorize edilebilir. Genel bir gruplandırma ile riskler; yanlış tahminlerden kaynaklanan riskler, planların değişmesini gerektiren ve gerektirmeyen riskler olarak ele alınabilir. Teknik risk, projenin istenildiği gibi performans sergileyememe riskidir. Teknik risk genelde tasarım kaynaklı ve teknik şartname kaynaklıdır. Maliyet riski, proje bütçesi aşıldığında meydana gelen risktir. Programlama riski, zaman çizelgesi riski olarak da bilinir ve projenin belirtilen zamanda bitirilememesi riskidir.

Örnek

Risk profili, bir projedeki geleneksel belirsizlik alanlarına yönelik bir sorular listesidir.

Risk profilleri genellikle proje ofisindeki çalışanlar tarafından hazırlanır ve güncellenir. Risk belirleme süreci, projenin çekirdek kadrosu ile sınırlanmamalı, müşterilerden, sponsorlardan, çözüm ortaklarından, tedarikçilerden ve diğer katılımcılardan da katkı alınmalıdır.

• İşletme, ilkokul çocuklarına yönelik bir eğitim projesi planlarken Millî Eğitim Bakanlığının eğitim sistemini değiştirmesi bir dış risktir.

Riskin hesaplanması Riskin tahmini olarak hesaplanması, hangi risk olayının bir tepkiye değer olduğunu belirlemeye yarar. Birbirini etkileyen fırsatlar ve tehditler olması, tek bir olayın birden fazla etkisinin olması gibi nedenlerle bu hesaplamayı yapmak oldukça güçtür. Riskin hesaplanabilmesi için öncelikle risk tanımlanır. Risk, nitel olasılık ölçeği ile çok yüksek, yüksek, orta veya düşük olarak tanımlanır. Riskin nasıl algılanacağı sayısal olasılıkla geçmiş projelerdeki veriler ışığında istatistiksel analiz yöntemleri kullanılarak hesaplanır. Sonrasında belirlenen riskler, proje üzerindeki etkilerine göre sıralanır. Riskin etkisini tanımlayan üç önemli faktör; riskin doğası, riskin alanı ve riskin zamanlamasıdır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

10 13

Proje Geliştirme / Planlama

PROJE GELİŞTİRME Günümüzde işletmeler için hem değişen müşteri ihtiyaçlarını karşılamak, hem de artan rekabet nedeniyle gerek müşteriler gerekse hissedarlar açısından değer yaratacak atılımlarda bulunmak zorunluluk hâlini almıştır. Proje geliştirme, proje fikri oluşturulmasıyla başlayan ve projenin uygulanabilmesi ve sürdürülebilmesi için gerekli kaynakları bir araya getirip koordinasyonunu sağlayacak bir dizi planlamayla devam eden bir süreçtir.

Proje Fikri Geliştirme

İyi bir proje fikri geliştirme, çekirdek fikrin örülmesi için teknik, sosyal ya da ekonomik çerçevelere ihtiyaç duyar. Teknik yönü ağır basan bir proje bile uygulanabilmek için eninde sonunda onu uygulayacak ve deneyimleyecek insanlar tarafından kullanılacak, onlara benimsetilecek ve onlarla gelişecektir. Dolayısıyla, proje fikrini geliştirmek için farklı geçmişlerden gelen insanların soruna kendi perspektiflerinden bakabilmelerine imkân vermek gerekir. Bir reklam projesi, bir bilgisayar ürününün teknolojik yeniliğini benimsetmek üzerine planlanmış olsa da sonuçta bu teknolojik özelliğin insanların yaşamlarına nasıl dokunacağını duygusal bir tonda vermek gerekecekse reklam projesi insan psikolojisinden anlayan bir dizi uzmanın dokunuşuna ihtiyaç duyacaktır. Sonuç olarak, reklam, halkla ilişkiler, iletişim tasarımı alanlarında faaliyet gösteren işletmelerde çalışanlar, insan odaklı projelerinin disiplinler arası akıl birliği gerektireceği gerçeğini hiçbir zaman hatırdan çıkarmamalıdırlar.

Örnek

İyi bir proje fikri geliştirme, çekirdek fikrin örülmesi için teknik, sosyal ya da ekonomik çerçevelere ihtiyaç duyar.

Proje fikirleri geliştirebilmek için öncelikle içinde bulunulan iş koluna ve sektöre dair derinlemesine bilgi sahibi olmak gerekir. Bunun için de, gelişmeleri yakından izlemek, çalışma arkadaşlarıyla beyin fırtınası yaparak sorunları analiz etmek, uzmanlarla görüşmek, daha ileri teknoloji ve teknikleri kullanan ülkelere, şirketlere, kişisel başarı hikâyelerine odaklanmak, fuarlara, konferanslara, zirvelere ve düşünce kuruluşlarına katılmak gerekir.

• Örneğin obeziteyle mücadele kapsamında, firma çalışanlarının spor ve yürüyüş yapmak için haftada belli bir süre koşulsuz izin almaları ve ihtiyaç duyacakları ekipmanın firma tarafından karşılanması bir halkla ilişkiler kampanyası olarak projelendirilebilir.

Projenin Başlatılması Proje yöneticisi, ekip elemanları ve sponsorlarla birlikte, projenin hedeflerinin tam olarak anlaşıldığından emin olmak için bir başlangıç toplantısı düzenlemelidir. Bu toplantı sayesinde netleşmeyen birçok konu açığa çıkar ve proje ekibi bu konularda daha detaylı bilgi toplamak, görev ve sorumlulukları daha iyi özümsemek ve mevcut kaynakları gözden geçirmek gibi proje öncesi ele alınması gereken birçok konuya zihinsel anlamda hazırlanmaya başlar. Ayrıca her projenin başında bir proje seyir defteri açmak da faydalı bir alışkanlıktır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

11 14

Proje Geliştirme / Planlama

Projenin tanımlanması

Tanımlama aşaması ile farklı beklenti ve yönelişleri olan kişilerin aynı yöne kanalize edilmeleri mümkün olur.

Bilgi toplama aşamasından sonra eldeki bilgiyi tüm paydaşların üzerinde uzlaşabilecekleri bir ortak zemine oturtmak gerekir. Tüm katılımcıların projeden beklentileri ve projeye dair düşünceleri birbirinden farklı olabilir. Tanımlama aşaması ile farklı beklenti ve yönelişleri olan kişilerin aynı yöne kanalize edilmeleri mümkün olur. Proje yöneticisi, projede yer alan herkesin şu konuları anlamasını sağlamalıdır: • • • • •

Projeden ne elde etmeyi amaçlıyorsunuz? Ne elde etmeyi amaçlamıyorsunuz? Sonuçlar ne zaman ortaya çıkacak? Ne tür engeller belirlediniz? Ne tür riskler görüyorsunuz?

Proje organizasyon tablosu Proje ile ilgili herkesin iletişim bilgilerinin ve öz geçmişlerinin olduğu bir dosya hazırlanmalıdır. Projedeki pozisyonunun ne olacağı ve projeye ne tür katkılar verebileceği gibi konularda notlar alınmalı, kişilerin bağlı oldukları kurumlar varsa belirtilmeli ve izin alınması gerekiyorsa izin belgeleri gibi dokümanlar edinilmelidir.

Proje fizibilite etüdü Proje fikirlerinin belirlenmesi ve onaylanmasının ardından kapsamlı ve ayrıntılı bir ön-fizibilite etüdü hazırlanır. Ön-fizibilite etüdü uzmanlar tarafından yapılır, uzmanların hazırladığı rapor sonuçları değerlendirilir, olumlu sonuç alınırsa fizibilite etüdü yapılır. Fizibilite etüdü, projenin hazırlanmasından önce yapılan ve projenin teknik, ticari, finansal, ekonomik, sosyal ve kurumsal fizibilitesini analiz eden kapsamlı bir çalışmadır. Her proje bir talebi karşılamaya yöneliktir. Bu nedenle; projenin türüne, sektörüne ve büyüklüğüne göre, ürün, fiyat, rekabet, rekabet, kapasite, teknoloji ve insan kaynakları açısından kapsamlı bir piyasa araştırması yapmak gerekebilir.

Proje başlatma belgesi

Proje başlatma belgesi, projeyi yürüten kurum ile projeyi talep eden kurum arasında bir ortaklık meydana getirir.

Proje başlatma belgesinin oluşturulması, projeyi resmî olarak onaylayan bir belge hazırlama ve paydaşların ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılamaya yönelik başlangıç gereksinimlerini belgeleme sürecidir. Proje başlatma belgesi, projeyi yürüten kurum ile projeyi talep eden kurum arasında bir ortaklık meydana getirir. Bir proje başlatma belgesinde genel olarak aşağıdaki konulara ilişkin bilgiler yer alır: •

Projenin amacı ya da gerekçesi,

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

12 15

Proje Geliştirme / Planlama • • • • • • •

Ölçülebilir proje hedefleri ve bağlantılı başarı ölçütleri, Proje tanımı ve genel bilgiler, Risk faktörleri, Kilometre taşları, Bütçe özeti, Zaman çizelgesi özeti, Projenin ilgili taraflarının/yetkililerin onayı.

Proje başlatma önerisinin müşteriye sunulmasından sonra kabul edilebilir bir durum ortaya çıkarsa müşteri ile bir anlaşma ve sözleşme yapılır. Tüm koşullar yerine getirildikten sonra proje onaylanırsa başlatılması için zaman belirlenir. Projenin gerçekleştirilmesi sırasında kullanılacak dokümanlar, kullanıcı el kitapları, işletme kılavuzları, eğitim programları vb. hazırlanır.

PROJE PLANLAMA Proje planlaması, projenin onaylanma aşaması ile beraber yürütülebilir ancak proje onaylandıktan sonra kapsamlı bir biçimde yeniden ele alınır. Planlama; proje paydaşlarının belirlenmesi, kapsamın oluşturulması, iş dağılımının ve buna uygun olarak kaynak tahsisinin yapılması, zamanında yürütülmesi için ağ diyagramlarının oluşturulması aşamalarını kapsar.

Proje Paydaşlarının Belirlenmesi Proje yöneticisinin en önemli sorumluluklarından biri, paydaş beklentilerini yönetmektir. Paydaşlar; iç paydaşlar, dış paydaşlar ve müşteriler olarak üç kısımda ele alınır. •





İç paydaşlar: İşletmeden etkilenen veya işletmeyi etkileyen işletme içindeki kişi, grup veya ilgili bağlı kuruluşlardır. İşletmenin yöneticileri ve çalışanları iç paydaşlarıdır. Dış paydaşlar: İşletmeden etkilenen veya işletmeyi etkileyen işletme dışındaki kişi, grup veya kuruluşlardır. İşletmenin çözüm ortakları, işletmeye ham madde sağlayanlar, işletmenin kredi aldığı banka kuruluşu onun dış paydaşlarıdır. Müşteriler: İşletmenin ürettiği ürün ve hizmetlerin alıcılarıdır.

Paydaşların her birinin farklı ya da birbirleriyle çelişen hedeflerinin olması yönetimi zorlaştırır. Proje yöneticisinin çıkarları dengeleyecek ve açık iletişimi geliştirecek önlemler alması gerekir. Ayrıca belirlenen paydaşların sayılarının fazla olması hâlinde bunların tümü ile etkili iletişim kurulması olanaklı olmayabilir. Bu durumda paydaşların görüş ve önerilerinin alınmasında ve stratejik plana yansıtılmasında etkinlik sağlamak için belirlenen paydaşların önceliklendirilmesi gerekir. Paydaşların önceliklendirilmesinde; paydaşların, işletmenin faaliyetlerini etkileme gücü ile işletme faaliyetlerinden etkilenme derecesi göz önünde bulundurulmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

13 16

Proje Geliştirme / Planlama

İş Dağılımı

İş dağılımının oluşturulmasındaki ilk adım, projenin ana bölümlerini belirlemektir.

İş dağılımının oluşturulmasındaki ilk adım, projenin ana bölümlerini belirlemektir. Bir sonraki adım ise, ana bölümlerin her biri için ana destek faaliyetlerini belirlemektir. Sonra her ana destek faaliyeti tamamlanması için gerekli bir dizi faaliyete bölünür. Burada iş, alt parçalara ayrılarak, kimin ne yapacağı belirlenir. Bağımlı faaliyetler, bir faaliyet başlamadan diğer faaliyetin bitmesi anlamına gelir. Bir proje planı yapılırken iş dağılımında gösterilen faaliyetlere bakmak ve hangi faaliyetlerin hangilerine bağımlı olduğunu belirlemek gerekir.

Kaynakların Etkin Kullanımı Projeler, zaman kısıtı yanında kıt kaynakları maksimum verimle kullanma baskısıyla da karşı karşıya oldukları için iş gücü ve makine gibi kaynakları optimize etmek için stratejik olarak planlamak zorundadırlar. Kaynakların tahsisindeki israfı önlemek için, kaynakların optimizasyonu gereklidir. Ancak, kaynakların optimizasyonunda da hangi kaynağın (makine, iş gücü, ham madde vs.) optimize edilmesine karar verileceği önemli bir problemdir. Genellikle optimizasyonu sağlayacak çok sayıda alternatif vardır. Alternatifler, bilgisayarda değerlendirilir ve optimuma yakın ya da optimum bir sonuca ulaşılır.

Proje Planlamasının Aşamaları Bir projenin belli başlı adımlarının ortaya konması ve izlenmesi projenin programlanmasını olanaklı kılar. Bu adımlar şu şekildedir: •

Görevler itibarıyla, insan gücü, malzeme, tesis, ekipman ihtiyacının belirlenmesi ve buna göre eldeki kaynakların dağıtılması sağlanır.









Projenin tanımlanması, işin kapsadığı önemli olayların ve ilişkilerin belirlenmesi: Bu aşamada, projenin tümü, iş kırılım yapısı olarak isimlendirilen tablo üzerinde kendisini oluşturan unsurlarına sistematik bir biçimde ayrılır. Fizibilite etüdü yapılır. Yapılması gereken işler (görevler) ile kaynakların karşılaştırılması: Bu aşamada proje çalışmaları için gerek duyulan parasal ve parasal olmayan kaynakların oluşturulması, amaç doğrultusunda örgütlenmesi, kimin ne olduğunun ve ne yapacağının belirlenmesi sağlanır. Temel planlama ve kontrol dokümanlarının hazırlanması ve proje dosyasının oluşturulması: Zaman çizelgesinin, görevlendirme çizelgelerinin ve bütçelerin hazırlanması ve bunların proje master planı ve bütçesi ile bütünleştirilmesi gerekir. Olayların mantıksal sırasına dayanarak bir ağ diyagramının hazırlanması: Bir ağ yardımıyla projenin en erken bitirilebileceği zamanın ve kritik önem taşıyan faaliyetlerin belirlenmesi sağlanır. Kaynakların görevler arasında dağıtılması: Görevler itibarıyla, insan gücü, malzeme, tesis, ekipman ihtiyacının belirlenmesi ve buna göre eldeki kaynakların dağıtılması sağlanır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

14 17

Proje Geliştirme / Planlama

Özet

•PROJE GELİŞTİRME/PLANLAMA •Proje geliştirmede amaç, kaynakların etkin ve verimli kullanılmasıyla kişiye, kuruma ve hatta topluma yarar sağlayan uygulanabilir bir plan ortaya koymaktır. •PROJE KAVRAMI •Proje; emek, sermaye, zaman ve bilgi gibi kaynakların kullanılmasıyla meydana gelen ve hitap ettiği kişi ya da kurumların ihtiyaçlarını karşılayan ürün veya hizmettir. •PROJE YÖNETİMİ •Yönetimin amacı, insanlar aracılığıyla iş görme ve belirlenen hedeflere ulaşmadır. Yönetim, esas olarak, bir planlama, organizasyon, yöneltme, kontrol ve geliştirme sürecidir. •Proje Yöneticisi: Proje yönetimi, üçüncü kişiler aracılığıyla iş yaptırmayı içerir. Proje takımının en önemli üyesi proje yöneticisidir. •Proje Yönetim Araçları: Proje yönetim aracı olarak çoğunlukla SWOT (GZFT), Yarar-Maliyet, Risk, Q-sort ve Senaryo analizleri ile arama konferansı ve Delphi Tekniği kullanılır. •Proje Zaman Yönetimi: Faaliyetlerin tanımlanması, sıralanması, faaliyet kaynaklarının tahmin edilmesi, faaliyet sürelerinin tahmin edilmesi, zaman çizelgesinin geliştirilmesi ve zaman çizelgesinin kontrolü alt süreçlerini içerir. • Proje Maliyet Yönetimi: Projenin bütçesi, sadece projenin bütünü için değil her aşama için ayrı ayrı hazırlanır ve oluşturulacak bütçe ile gerçekleştirilecek sonuçların eşlemesi yapılır. Bir projeyi aşamalarına göre bütçelemek, o projenin kolaylıkla izlenmesini, zaman farklılıklarını ve yanlış hesaplamaların ortaya çıkarılmasını sağlar. •Proje İnsan Kaynakları Yönetimi: Genellikle her proje ekibi teknik ve idari görevler üstlenen iki alt ekipten oluşur. Teknik ekip, projenin teknik amaçlarına yönelik; tasarım, yazılım, üretim, montaj, teknik bakım türü görevleri yerine getirir. İdari işleri yürüten alt ekip ise insan kaynaklarından lojistik destek hizmetlerine kadar değişen idari görevleri üstlenir. •Proje Risk Yönetimi: Risk, projeye olumsuz etkileri olan olaylar olarak ifade edilir. Riskleri belirlemek için harcanan süre, proje sürecinde öngörülemeyen bir sürü potansiyel problemin elimine edilmesine de imkân verir. •PROJE GELİŞTİRME • Proje geliştirme, proje fikri oluşturulmasıyla başlayan ve projenin uygulanabilmesi ve sürdürülebilmesi için gerekli kaynakları bir araya getirip koordinasyonunu sağlayacak bir dizi planlamayla devam eden bir süreçtir. •Proje Fikri Geliştirme: Proje fikirleri geliştirebilmek için öncelikle içinde bulunulan iş koluna ve sektöre dair derinlemesine bilgi sahibi olmak gerekir. Bunun için de, gelişmeleri yakından izlemek, uzmanlarla görüşmek, fuarlara, konferanslara, zirvelere ve düşünce kuruluşlarına katılmak gerekir. •Projenin Başlatılması: Proje yöneticisi, ekip elemanları ve sponsorlarla birlikte, projenin hedeflerinin tam olarak anlaşıldığından emin olmak için bir başlangıç toplantısı düzenlemelidir. •Projenin Tanımlanması:Tanımlama aşaması ile farklı beklenti ve yönelişleri olan kişilerin aynı yöne kanalize edilmeleri mümkün olur. •Proje Organizasyon Tablosu: Proje ile ilgili herkesin iletişim bilgilerinin ve öz geçmişlerinin olduğu bir dosya hazırlanmalıdır. •Proje Fizibilite Etüdü: Fizibilite etüdü, projenin hazırlanmasından önce yapılan ve projenin teknik, ticari, finansal, ekonomik, sosyal ve kurumsal fizibilitesini analiz eden kapsamlı bir çalışmadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

15 18

Özet (devamı)

Proje Geliştirme / Planlama

•Proje Başlatma Belgesi: Proje başlatma belgesi, projeyi yürüten kurum ile projeyi talep eden kurum arasında bir ortaklık meydana getirir. •PROJE PLANLAMA •Proje planlaması, projenin onaylanma aşaması ile beraber yürütülebilir ancak proje onaylandıktan sonra kapsamlı bir biçimde yeniden ele alınır. • Proje Paydaşlarının Belirlenmesi: Paydaşlar; iç paydaşlar, dış paydaşlar ve müşteriler olarak üç kısımda ele alınır. Paydaşların görüş ve önerilerinin alınmasında ve stratejik plana yansıtılmasında etkinlik sağlamak için belirlenen paydaşların önceliklendirilmesi gerekir. •İş dağılımı: Burada iş, alt parçalara ayrılarak, kimin ne yapacağı belirlenir. Bir proje planı yapılırken iş dağılımında gösterilen faaliyetlere bakmak ve hangi faaliyetlerin hangilerine bağımlı olduğunu belirlemek gerekir. •Kaynakların Etkin Kullanımı: Kaynakların tahsisindeki israfı önlemek için, kaynakların optimizasyonu gereklidir. •Proje Planlamasının Aşamaları: Projenin tanımlanması, görevler ile kaynakların karşılaştırılması, dokümanların ve dosyanın hazırlanması, ağ diyagramı oluşturma ve görev dağılımı aşamalarından oluşur.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

16 19

Proje Geliştirme / Planlama

DEĞERLENDİRME SORULARI 1. Aşağıdakilerden hangisi projelerin genel özelliklerinden biri değildir? a) b) c) d) e)

Projeler, bir amaç ve hedef içerir. Projeler bir sistem yaklaşımıyla ele alınır. Projeler sıradan ve standart işlerdir. Projeler belli bir süre zarfında gerçekleşir, başlangıcı ve sonu vardır. Proje bir ekip işidir.

2. Aşağıdakilerden hangisi proje yürütücüsünün sahip olması gereken yönetsel beceriler arasındadır? a) b) c) d) e)

Teknik problemleri çözmek Proje dosyasını hazırlamak Projeye finansman bulmak Proje ekibinin uyumunu ve motivasyonunu sağlamak Projeyi duyurmak

3. Aşağıdakilerden hangisinde SWOT Analizi unsurları doğru verilmiştir? a) b) c) d) e)

Güçlü yönler, zayıf yönler, fırsatlar, tehditler Ekonomik, politik, teknolojik, sosyal faktörler Proje zamanı, proje yeri, proje ekibi, proje ekipmanı İşletmenin iç çevresi İşletmenin dış çevresi

4. Proje zaman yönetiminin ilk aşaması aşağıdakilerden hangisidir? a) b) c) d) e)

Faaliyetlerin sıralanması Faaliyet kaynaklarının tahmin edilmesi Faaliyet sürelerinin tahmin edilmesi Faaliyetlerin tanımlanması Zaman çizelgesinin kontrolü

5. Proje faaliyetlerini yukarıdan aşağıya listeleyip zamanı da yatay olarak grafik üzerinde gösteren çubuk bar şeklindeki çizelgeye ne ad verilir? a) b) c) d) e)

SWOT GANTT PERT AON AOA

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

17 20

Proje Geliştirme / Planlama 6. Zaman çizelgesinde, ağın başlangıcından sonuna kadar olan kritik faaliyetlerin (düğümlerin) oluşturduğu rotaya ne ad verilir? a) Kritik Yol Metodu b) Karar Destek Sistemi c) Delphi Metodu d) GANTT Diyagramı e) Risk Dağılım Rotası 7. Aşağıdakilerden hangisinde bütçelerin amaçları doğru olarak verilmiştir? a) Planlama, uygulama, denetim b) Zaman planı oluşturma, kaynakların tahsisi c) Organizasyon, denetim d) Araştırma, geliştirme e) Planlama, koordinasyon, denetim 8. Genellikle proje ofisindeki çalışanlar tarafından hazırlanan ve bir projedeki geleneksel belirsizlik alanlarına yönelik sorular listesine ne ad verilir? a) Risk Profili b) PERT Analizi c) Risk Kaynağı d) Fizibilite Etüdü e) Başlatma Belgesi 9. Aşağıdakilerden hangisi proje organizasyon tablosunda yer alır? a) Proje zaman çizelgesi b) Proje ekibinin iletişim bilgileri c) Proje bütçesi d) Proje risk analizi e) Proje kavramı 10. Aşağıdakilerden hangisi bir projenin iç paydaşı olarak kabul edilebilir? a) Tedarikçiler b) Çözüm ortakları c) Müşteriler d) Aracılar e) Çalışanlar

Cevap Anahtarı 1.c, 2.d, 3.a, 4.d, 5.b, 6.a, 7.e, 8.a, 9.b, 10.e

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

18 21

Proje Geliştirme / Planlama

YARARLANILAN KAYNAKLAR Albayrak, B. (2009). Proje yönetimi ve analizi (1.baskı). Ankara: Nobel Yayın Dağıtım. Albayrak, B. (2016). Proje yönetimi analizi ve danışmanlık (1.baskı). Ankara: Nobel Yayın Dağıtım Barutçugil, İ. (2008). Proje yönetimi (1.Baskı). İstanbul: Kariyer Yayıncılık. Demir, M.H., Avunduk, H. ve Güler, M.E. (2016). Proje planlama ve yönetimi (1. baskı). Ankara: Nobel Yayın Dağıtım Doğruer, İ.M. (2007). Proje yönetimi (1.baskı). İstanbul: Açılım Kitap Suvacı, E. (2015). Proje Yönetiminde Bilgi Alanları “Proje Yönetimi” içinde 2.bölüm Ed. H. Durucasu (2.baskı). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları Wysocki, R.K. (2009). Effective Project Management Traditional, Agile, Extreme (5.Edition). USA: Wiley Publ. Young, T.L. (1998). Daha iyi nasıl … proje yönetimi (1.Baskı). İstanbul: Timaş Yayınları

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

19 22

HEDEFLER

İÇİNDEKİLER

DİJİTAL PLATFORMLARDA İÇERİK TÜKETİMİ VE DAĞITIMI

• Geleneksel Televizyon Yayıncılığı Modeli • Kitle İletişim Aracı Olarak Televizyon • Ulusal Televizyon Kanalı Modeli • Dijital Platformlar ve Yeni Video Dağıtım Teknolojileri • İnternet Üzerinden Yayın Yapan Dijital Platformlar • Web 2.0 ve Web 3.0’ın Video Dağıtım ve Tüketim Modellerine Etkisi • Sosyal Medya ve Kullanıcı Kaynaklı İçerik • Katılımcı Kültür • Etkileşim • Kişiselleştirme

FOTOĞRAF VE VİDEO PROJE GELİŞTİRME Dr. Öğr. Üyesi Ceren BİLGİCİ OĞUZ

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra; • Geleneksel televizyon yayıncılığı modelini açıklayabilecek, • İnternet üzerinden yayın yapan dijital platformların özelliklerini belirtebilecek, • İnternetin gelişiminin video dağıtım ve tüketim modellerine etkisini açıklayabilecek, • Sosyal medya, kullanıcı kaynaklı içerik, katılımcı kültür, etkileşim ve kişiselleştirme kavramlarını açıklayabileceksiniz.

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan

ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.

ÜNİTE

2

DİJİTAL PLATFORMLARDA İÇERİK TÜKETİMİ VE DAĞITIMI

Dijital Platformlarda İçerik Tüketimi ve Dağıtımı

Geleneksel Televizyon Yayıncılığı Modeli

Kitle İletişim Aracı Olarak Televizyon Ulusal Televizyon Kanalı Modeli İnternet Üzerinden Yayın Yapan Dijital Platformlar

Web 2.0 ve Web 3.0’ın Video Dağıtım ve Tüketim Modellerine Etkisi

Dijital Platformlar ve Yeni Video Dağıtım Teknolojileri

Sosyal Medya ve Kullanıcı Kaynaklı İçerik

Katılımcı Kültür

Etkileşim

Kişiselleştirme

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

24 2

Dijital Platformlarda İçerik Tüketimi ve Dağıtımı

GİRİŞ Yeni iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler toplumsal, ekonomik ve sosyal pek çok değişimi de beraberinde getirmiştir. İnternetin gelişimi ve dijitalleşen medya ortamı geleneksel bir kitle iletişim aracı olarak hayatımıza giren televizyonun, gelişen teknolojilerle birlikte dağıtım modellerinde önemli dönüşümler yaşanmıştır. Bu bağlamda, özellikle internetin yaygınlaşmaya başlaması ve sosyal medyanın ortaya çıkması ile gelişen süreçte önceden programlanmış yayınların tüketicisi olan pasif izleyicilerin günümüzde kendi içeriklerini üretip dağıtıma sokabilen aktif üreticiler olduklarını gözlemlemekteyiz. Dolayısıyla, izleyicilerin tükettikleri içerikler üzerindeki kontrollerinin arttığı bir döneme geçiş yaşanmıştır. Bu çerçevede, kullanıcıların değişen alışkanlıkları ve beklentileriyle doğru orantılı şekilde etkileşimli ve kişiselleştirilmiş servisler sunan dijital platformlar yükselişe geçmiştir. Bu ünitede dijitalleşme ile değişen video tüketim alışkanlıkları ve dağıtım modelleri detaylı bir şekilde ele alınmaktadır. Bu bağlamda, kitle iletişim aracı olarak hayatımıza giren televizyonun geleneksel yapısından günümüze gelinen süreçte dönüşümü ve bu dönüşümün izleyici/kullanıcının alışkanlıklarını etkilediği noktalar açıklanacaktır. Tüm bu dönüşümün açıklanabilmesi için internetin gelişimi, sosyal medyanın ortaya çıkardığı katılımcı kültür ve kullanıcı kaynaklı içerik kavramları, dijital platformların önemli özelliklerinden etkileşim ve kişiselleştirme ortaya konulacaktır. Bu çerçevede, sayısallaşan mecralarda içerik tüketimi ve izleyicinin dönüşümü detaylıca ele alınacaktır. Böylece, gelişen dijital televizyon platformlarının ve internet üzerinden yayın yapan dijital platformların sunduğu hizmetler ve özellikleri ele alınarak günümüzdeki dijital platformların kullanıcı tüketim alışkanlıkları üzerindeki etkileri ve değişen dağıtım modelleri incelenecektir.

GELENEKSEL TELEVİZYON YAYINCILIĞI MODELİ Teknolojik gelişmelerle birlikte televizyon yayıncılığı ve video dağıtım ve tüketim dinamikleri zaman içerisinde değişim yaşamıştır.

Kitle iletişim araçları insanın topluluk hâlinde yaşamaya başladığı ilk günden bu yana toplumsal hayatta yer almıştır. Yani kaynak ve alıcı ilişkisinin kurulduğu ilk mesajdan itibaren kitle iletişim araçlarının varlığından söz edebiliriz. Geçmişten günümüze gelen süreçte hem teknolojik gelişmelerin hem de toplumsal hayattaki değişimlerin bir sonucu olarak farklı nitelikteki pek çok iletişim aracının toplumsal hayatta yer edindiğini görüyoruz. Bu bağlamda, televizyondan başlayarak video dağıtım ve tüketim dinamiklerinin gelişimini ve bu teknolojilerin birer iletişim aracı olarak özelliklerini incelemek önem taşımaktadır.

Kitle İletişim Aracı Olarak Televizyon Gabzewicz ve Sonnac’ın yaptıkları medya tanımlarında medyanın ortak bir iletişim biçimi yaratan, aynı nitelik ve yapıdaki mecralar bütünü olduğunu belirtirlerken, amacının bir kaynaktan pek çok alıcıya yönelik iletişimi kolaylaştırmak olduğunu ifade etmektedirler. Geleneksel televizyon yayıncılığı da

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

25 3

Dijital Platformlarda İçerik Tüketimi ve Dağıtımı bu medya tanımından hareketle dört temel özellik etrafında şekillenmektedir (Gabzewicz ve Sonnac, 2006): • •

• •

Günümüzde sabit bir yayın akışına bağlı yayıncılık anlayışından giderek kopan, bireylerin beğenileri doğrultusunda istedikleri içerikleri tükettikleri bir medya sistemi bulunmaktadır.

Geleneksel televizyon yayıncılığı bir kitle iletişim aracı olarak bir noktadan pek çok noktaya iletişim sağlayan bir araç niteliğindedir. Günümüzün interaktif teknolojilerinden farklı olarak, tek yönlü bir iletişim biçimini kullanır. Alıcılar, aynı zamanda mesajın kaynağı olamazlar. Kısacası, izleyicinin izlemekte olduğu televizyon programının yayıncısı olması mümkün değildir. Veri tektir. Yani tüm alıcılar tek bir kaynaktan aynı içeriği alırlar. İçerik, editoryal tercihler sonucunda belirlenir ve önceden oluşturulmuş bir akış doğrultusunda alıcılarla paylaşılır.

Televizyon hayatımıza girdiği andan itibaren, bireylerin gündelik yaşantılarına çok hızlı ve kolayca dâhil olarak, izleyicilerin hayatlarında geri döndürülemez bir değişim yarattı. Kitlelerin buluşma noktası olarak insanların evlerinde ortak bir duyguyu, anı paylaşmak için birlikte karşısına geçtiği gündelik bir alışkanlığa dönüştü. Yayınların ilk başladığı andan günümüze uzanan süreçte, televizyonun sadece ulusal düzlemde değil, tüm dünyada milyarlarca insanı ekran başına toplayan “birleştirici” bir işleve sahip olduğundan bahsetmek mümkündür. Kendisinden önceki kitle iletişim araçlarından, görsel gücüyle ayrılan televizyon yayıncılığında, 20. yüzyıl boyunca bu görsel gücün farklı amaçlarla kullanıldığını görebiliriz. Umberto Eco’nun betimlediği gibi televizyon yayıncılığının İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki “Paleo Televizyon” olarak adlandırılan döneminde, kamu televizyonculuğunun da etkisiyle izleyicileri “eğiten, yetiştiren” yönünün ön plana çıktığını, buna karşın özellikle özel televizyon yayıncılığının yaygınlaşmaya başladığı 1980’li yıllardaki “Neo Televizyon” döneminde ise televizyonun izleyicileri eğlendiren, dinlendiren, evlerinin ayrılmaz bir parçasına dönüşen yönünün ön plana çıktığını görmekteyiz (Eco, 1990). 2000’li yıllara gelindiğinde ise Umberto Eco’nun ortaya koyduğu bu yaklaşıma Jean Louis Missika’nın “Post Televizyon” dönemini ekleyerek katkı verdiğini görüyoruz. “Post Televizyon” olarak adlandırılan dönemde etkileşimin televizyon yayıncılığında etkisinin belirginleştiği, bireyselliğin ve kişisel tercihlerin ön plana çıktığı, izleyicinin kendini ifade etmesi noktasında bir unsur hâline gelen bir yayıncılıktan bahsetmekteyiz (Missika, 2006). Günümüzde artık sabit bir yayın akışına bağlı yayıncılık disiplininden giderek kopan, bireylerin tamamen kendi beğeni ve zevkleri doğrultusunda istedikleri anda, istedikleri içerikleri, istedikleri araç üzerinden tükettikleri, kendi içeriklerini üreterek yayıncı konumuna da geçebildikleri, ağırlıklı uydu ve internet ağları üzerinden bizlere ulaşan bir yayın ve içerik bolluğundan bahsedebilmekteyiz.

Ulusal Televizyon Kanalı Modeli Önceki bölümde bir kitle iletişim aracı olarak televizyonu değerlendirmiş ve zaman içerisinde televizyon yayıncılığının evrimindeki bazı temel dönemleri tanımlamaya çalışmıştık. Bu bölümde ise gelişen yayın teknolojilerinin geçmişten

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

26 4

Dijital Platformlarda İçerik Tüketimi ve Dağıtımı günümüze televizyon yayıncılığını nasıl etkilediğini, hem ekonomik model hem de bu modelin sosyolojik bir uzantısı olarak günümüzde içerik tüketim ve dağıtım modellerinin nasıl oluştuğunu inceleyeceğiz. Dünyada televizyon yayıncılığının başladığı yıllardan 1990’lı yıllara gelinceye dek, yayıncılık ve video dağıtımı alanında çok fazla değişim yaşanmadığını, günümüzde giderek yaygınlaşan dijital platform ve internet üzerinden yayın modellerinin 1990’lardan itibaren özellikle önemli bir değişim sürecine girdiğini söyleyebiliriz. Bu dönemin en önemli yayıncılık modeli ulusal televizyon kanalları çevresinde şekillenen modeldir. Ulusal televizyon kanalları, yayın hayatlarını 1900’lü yılların son çeyreğine kadar analog karasal yayın formatında gerçekleştirmiştir. Analog karasal yayın frekanslarının kısıtlı olması, beraberinde yapılması gereken teknik yatırım ve operasyonel giderlerin büyüklüğü, bu dönemde kurulan televizyon kanallarında devletin doğrudan yatırım yapması ya da büyük sermaye gruplarının bir ticari yatırım olarak televizyon yayıncılığına adım atmasına neden olmuştur.

Ulusal televizyon kanalı modelinde temel amaç olabildiğince çok sayıda izleyiciyi aynı anda ekran başına toplayabilmektir.

Bu modelde televizyon kanalı, ister kamuya ait, isterse de özel bir kuruluşa ait olsun, temel amaç olabildiğince çok sayıda izleyiciyi aynı anda ekran başına toplayabilmektir. Bu modelin ekonomik ve operasyonel verimliliği bunun başarılabilmesine bağlıdır. Bu modelin karakteristik özelliklerini Benoît Danard ve Rémy Le Champion (Le Champion ve Danard, 2000) şu şekilde sıralamaktadır: • • • •



Ülke geneline yayın (Karasal analog vericilerin yaygınlığına bağlı ve doğal fiziksel koşulların elverdiği ölçüde), Ücretsiz erişim (Karasal anten üzerinden herkes bu yayınlara erişebilir, bunun için bir ücret ödemez), Tematik olmayan yayın içeriği (Haber, belgesel, spor, film, dizi ve farklı içerik türlerinin neredeyse tamamı yayın akışında yer bulabilir), Arza dayalı yayıncılık (İzleyicilerin talebine göre değil, kanalın programcılarının ya da kanal yönetiminin tercihine göre oluşan, izleyicilerin memnuniyetsizliğini en az düzeyde tutmaya çalışan bir yayın stratejisi), Regülasyona bağlı olma (Karasal yayın frekanslarının tahsisi ve kullandırılması, televizyon kanallarının kuruluşu, yayınların denetlenmesi vb.).

Ulusal televizyon kanalları saydığımız bu özellikleriyle yayına başladıkları 20. yüzyılın ilk yarısından 1990’lı yıllara kadar geçen süre içerisinde önemli bir evrim geçirmiştir. Programcılık, yayın akışı oluşturma becerileri gelişmiş, kanalların yayın süreleri uzamıştır ve kanal sayısında artış yaşanmıştır. Bu gelişmelere paralel olarak izleyici sayısı ve beraberinde televizyonun bir pazarlama mecrası olarak beceri ve önemi de artmıştır. 1980’li yıllara geldiğimizde, neredeyse tüm dünyada televizyon başta hızlı tüketim olmak üzere, pek çok sektörde temel reklam mecrası hâline gelmiştir. Son 30 yıl içerisinde yeni yayın teknolojilerinin (kablo tv, uydu yayıncılığı, ücretli yayınlar, Iptv, ott, internet üzerindeki video platformları vb.) devreye

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

27 5

Dijital Platformlarda İçerik Tüketimi ve Dağıtımı girmesine karşın ulusal televizyonlar farklı program tür ve formatlarına yönelerek ya da yüksek maliyetli bazı program türlerinden çekilerek yayıncılık faaliyetlerini sürdürmektedirler.

DİJİTAL PLATFORMLAR VE YENİ VİDEO DAĞITIM TEKNOLOJİLERİ Sayısallaşma en basit şekilde, verilerin ikili sayı sisteminde oluşturulması ve depolanması olarak tanımlanmaktadır. Bilgisayar kullanımının yaygınlaşmasıyla 1980’lerden itibaren hız kazanan dijitalleşmenin video dağıtım modelleri/yöntemleri üzerine etkileri ve genişbant internet teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla mümkün olabilmiştir.

İnternet teknolojilerindeki gelişmeler televizyon ve video dağıtım teknolojileri açısından önemli etkiler yaratmıştır.

Video içeriklerin internet üzerinden dağıtımından önce dünyada 1990’ların ortalarından itibaren yoğun olarak kullanılmaya başlanan dijital uydu sistemlerinin bu alanda öncü bir rol oynadığını söyleyebiliriz. Dünyada dijital uydu sistemlerinin kullanılmaya başlanmasıyla, analog karasal yayıncılık dönemindeki en önemli kısıtlardan biri olan frekans yetersizliği ortadan kalkmış, uydu üzerinden yüzlerce kanal izleyicilere ulaştırılmaya başlanmıştır. Dijital uydu yayıncılığının başlamasının televizyon yayıncılığı üzerindeki en önemli ve hızlı etkisi, artan yayın kapasitesi ve kalitesi sayesinde televizyon kanal ve çeşitliliğindeki artıştır. 1990’lı yıllardan itibaren ulusal kanalların yanında artık belli program türleri ve içerikler üzerine yoğunlaşan tematik televizyon kanallarının izleyicilere ulaştırılmaya başladığını görüyoruz (Örneğin; Haber, spor, belgesel, film vb.). Kanal sayısındaki artış ve özellikle belirli program ve içerik türlerine yönelik artan talep, 2000’li yılların başından itibaren prodüksiyon ve programcılık faaliyetlerinin artmasına (film, dizi, belgesel vb. türlerde), geniş izleyici kitlelerine hitap eden ulusal ve uluslararası spor organizasyonlarının yayın haklarının daha da değerlenmesine neden olmuştur. 1990’lardan 2000’li yıllara geçerken dünyada internet teknolojilerindeki gelişmeler, ADSL, VDSL, fiber optik internet bağlantı ve altyapılarının yaygınlaşmaya başlaması yine beraberinde kablo internet servislerinin ortaya çıkması, televizyon ve video dağıtım teknolojileri açısından önemli etkiler yaratmıştır. Bu süreçte yine dijital yayın yapan Iptv ve kablo tv platformları da kullanıcılara hizmet vermeye başlamıştır. Önce SD formatta başlayan yayınlar, birkaç yıl içerisinde veri sıkıştırma teknolojilerindeki gelişmelerle, HD (High Definition) ve UHD (Ultra High Definition) formatlarda da iletilebilir hâle gelmiştir. Dijital yayın platformlarının yaygınlaşmasıyla birlikte yine bu dönemde, televizyon yayıncılığında, olabildiğince çok izleyiciyi ekran başına toplamayı hedefleyen buluşma anı ekonomisinden ve reklam gelirine dayanan iş modellerinden farklı, yeni tüketim ve iş modellerinin ortaya çıktığını görüyoruz. Bu model ve teknolojiler, ulusal televizyon yayıncılığı modelindeki arza dayalı, önceden oluşturulmuş bir yayın akışıyla sınırlandırılmış video tüketim alışkanlıklarını geri döndürülemez bir şekilde değiştirmiştir. Bu süreçte öne çıkan hizmetler şöyledir:

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

28 6

Dijital Platformlarda İçerik Tüketimi ve Dağıtımı •

Dijital yayın platformlarının yaygınlaşmasıyla birlikte televizyon yayıncılığında yeni tüketim ve iş modelleri ortaya çıkmıştır.











İzledikçe Öde (Pay-Per-View) : Daha çok ücretli üyelik modeliyle çalışan platformlarda görülen bu modelde, izleyiciler video sunucular üzerinde tutulan içeriklere internet bağlantısı üzerinden günün istedikleri saatinde erişim sağlayarak, izleme gerçekleştirebilmektedirler. Platform izlenilen her bir içerik için izleme başına ücret almaktadır. Dijital platformların ilk dönemlerinde özellikle film gösterimleri için kullanılan bu model, artık canlı yayınlanan spor karşılaşmaları, konserler, tiyatro gösterileri gibi çok daha çeşitli içerik türlerinde uygulanmaktadır. Tekrar İzleme: Dijital platformların izleyicilere günümüzde sağladığı en büyük avantajlardan biri de televizyon kanallarında yayınlanan bir içeriği kullanıcıların kullanmakta oldukları cihazlar üzerinde ya da internet ağına bağlı video sunucular üzerinde kaydederek, tekrar izleme olanağı sunmaktır. Burada sağlanan tekrar izleme olanağı sınırsız süreli değil, kimi zaman belirli bir kapasite sınırıyla ya da geriye dönük bir zaman sınırı (Örneğin yayın tarihinden itibaren 1 hafta süreyle) konularak sınırlandırılabilmektedir. Platformlarda bu servisin de ücretli olarak verildiği modeller mevcuttur. Seç İzle Servisleri (Video On Demand): Seç izle servislerinde, izledikçe öde servislerinden farklı olarak çok daha geniş bir içerik kataloğu kullanıcıların erişimine sunulmaktadır. Kullanıcılar ücretli olarak bu kataloglara erişim sağlayarak, ücretli üyelikleri devam ettiği sürece, istedikleri içerikleri diledikleri zaman izleyebilmektedir. Kaldığın Yerden İzle: Bu özellikle kullanıcı, izlemeye başladığı bir içeriği platforma herhangi bir cihazdan oturum açtığında kaldığı yerden izlemeye devam edebilir. Çoklu Ekran Özelliği: Bu özellikte ise kullanıcı sahip olduğu farklı cihazlar ve arayüzler üzerinden platforma erişim sağlayarak, izleme deneyimini farklı cihazlarda istediği şekilde sürdürebilir (Örneğin; akıllı telefon, akıllı televizyon, kişisel bilgisayar, tablet vb.). İndir İzle: Bu özellikle ise kullanıcı internete erişimi olmadığı bir an ya da konumda olsa bile, önceden kullandığı cihaza kaydettiği içerikleri üyesi olduğu platform üzerinden görüntüleyerek izleme deneyimini sürdürebilir. Bu teknoloji sayesinde platformlar, kullanıcılarının doğrudan internet erişimine sahip olmadıkları anlarda bile içerik izleyebilmesini / tüketebilmesini sağlar.

Dijital platformların sağladığı bu yeni yayın izleme teknolojilerinin yanı sıra, kullanıcıların izleme davranışlarının değişiminde pek çok etkenin rolü olduğunu söyleyebiliriz. İnternete bağlı cihazların çeşitliliğinin artmasının (ör. Akıllı telefon, tablet) kullanıcıların medya tüketim sıklıklarının ve sürelerinin artmasıyla sonuçlandığını, televizyon ve/veya video içerik izleme faaliyetinin artık sadece geniş ekran üzerinde değil, farklı cihaz ve ekranlara yayıldığını söyleyebiliriz. Kullanıcılar istedikleri içeriklere istedikleri zaman ulaşabilmek için farklı dijital platform ve video servisleri birbirine tamamlayıcı nitelikte kullanmaya başlamıştır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

29 7

Dijital Platformlarda İçerik Tüketimi ve Dağıtımı

İnternet Üzerinden Yayın Yapan Dijital Platformlar İnternete bağlı cihazların çeşitliliğinin artmasıyla video izleme faaliyetleri farklı cihaz ve ekranlara yayılmıştır.

1990 ve 2000’li yılların başında uydu üzerinden yayın yapan (dijital uydu platformu), genişbant sabit internet hatları üzerinden yayın yapan (Iptv) ya da analog kablo tv’nin dijitalleşmesiyle yaygınlaşan dijital yayınların izleyici ve yayıncılık modeli üzerindeki yarattığı değişimi, 2000’li yılların başında ortaya çıkmaya başlayan video paylaşım platformları daha ileri seviyeye taşımıştır. Bunların en önemli örnekleri arasında YouTube, Dailymotion, Vimeo vb. gibi platformları sayabiliriz. Aynı dönemde ortaya çıkan ve giderek yaygınlaşan açık internet üzerinden yayın yapan dijital platformların (Netflix, Amazon Prime, BluTv gibi) ise hem izleme deneyiminin kişiselleştirilmesi hem de içerik tüketiminin artırılması gibi etkileri olmuştur. Dijital platformların yarattığı değişim ve sundukları içerik izleme modelleri televizyon yayıncılığının lineer yapısını, önceden oluşturulmuş, arza dayalı yayıncılığı değişime uğratıp, izleme deneyimini belirleme noktasında izleyiciye daha fazla imkân sağlarken, televizyon ve izleyici arasındaki ilişkide kayda değer bir farklılaşmaya neden olmamıştır. Buna karşın video paylaşım platformlarının doğrudan televizyon ile izleyici arasındaki ilişkiyi bir daha geri döndürülemeyecek şekilde başkalaştırdığını söyleyebiliriz. Video paylaşım siteleri üzerinde kullanıcı tarafından üretilen ya da kurgulanan içeriklerin yayınlanmaya başlamış olması, “izleyicilerin” televizyon karşısındaki edilgen konumunun da beraberinde değişmesi anlamına gelmiştir. Video paylaşım platformlarının bugünkü konumlarına gelmesinde pek çok etkenin varlığından söz edebiliriz. İnternet bağlantı hızlarının artması bu platformlara video yükleme ve bu platformlar üzerinden video izleme hızına olumlu katkı sağlamıştır. Ayrıca, video format ve sıkıştırma teknolojilerinin gelişimi, içeriklerin görüntü kalitesinde bir kayıp olmadan video sunucular üzerinde tutulabilmesini mümkün kılmış, çekim ya da depolama esnasındaki fiziksel kapasite yetersizliklerini video üretimi için bir engel olmaktan çıkarmıştır. Bunlara çekim ekipmanlarındaki baş döndüren gelişim eklendiğinde “izleyici” artık kolayca kendi içeriğini üretebilen ve bu içeriği başka insanlarla paylaşabileceği bir platformu etkin şekilde kullanabilen bir “kullanıcı”ya dönüşmüştür.

İzleyici artık kolayca kendi içeriğini üretebilmekte ve bu içeriği başka insanlarla paylaşabilmektedir.

Televizyonla izleyici arasındaki ilişkiyi bu denli kökten bir değişime uğratan video paylaşım platformları herkese açık, etkileşimli ve katılımcı ortamlar olarak kullanıcıların isteklerini, beğenilerini, şikâyetlerini ifade etme şansı buldukları ve üretimlerini paylaştıkları araçlar olarak hayatımıza girmiştir. Son dönemlerde git gide daha da popülerleşen YouTube gibi platformlar kendi içeriklerini üretmeyen ve yalnızca kullanıcıları tarafından üretilen içeriğin dağıtımını sağlayan yeni bir sistemi ifade etmektedirler (Van Dijck, 2013). Bu tür dijital platformlar sürekli programlanmış bir içerik akışı sunmak yerine kullandıkları algoritmalar yardımıyla izleyicilerin izledikleri videolar ve arama motorları aramaları ile desteklenerek izleyicilerin kararlarına dayanan bir öneri sistemi geliştirmişlerdir (Van Dijck, 2013). Bu otomatik sistemler sayesinde milyonlarca video aranabilir ve bulunabilir. YouTube’un arayüz tasarımı ve sistem organizasyonu, belirli videoların Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

30 8

Dijital Platformlarda İçerik Tüketimi ve Dağıtımı popülerliğini büyük ölçüde belirlemektedir. Başka bir deyişle, YouTube, video paylaşımı trafiğini tümü kullanıcılar tarafından üretilen meta veriler, arama motorları, sıralama ve profilleme sistemleri aracılığıyla kontrol etmektedir (Gehl’den akt. Van Dijck, 201). Bu özelliklerinin yanı sıra sağladıkları bazı teknolojik özelliklerle (kanallar, yorumlar, öne çıkan videolar, sıralama) video paylaşım platformlarının kullanıcıların topluluklar oluşturmasına ve algoritmalar sayesinde birbirine bağlanmasına izin verdiği sosyal medya platformlarına dönüştüğünü de söyleyebiliriz (Van Dijck, 2013). Geleneksel anlamda kitlesel iletişim süreci “izleyici” terimi etrafında kurgulanmıştır. Medya endüstrileri olası tüketicilerini, iletişimin öznesi değil nesnesi olarak konumlandırmaktadır. Dolayısıyla tüketiciler piyasada satılacağı varsayılan içeriği programlamak üzere medya endüstrilerinin mesajlarının edilgen hedefleri olarak görülmektedir. Bu bağlamda, tüketicinin tepkisine ilişkin ölçümler, üretimin tüketicinin beklentilerine göre dönüştürülmesi amacıyla değerlendirilmektedir (Burnett ve Marshall’dan akt. Castells, 2016). Yeni iletişim teknolojilerinin gelişimiyle birlikte iletişim kanallarındaki artış uzun süre ulusal televizyon kanalları ve radyo ağlarıyla sınırlanmış olan medya endüstrisini homojen bir kitle iletişim ortamı olmaktan çıkararak niş izleyicilere özel yayıncılık ulaştırabilen farklı bir medya sistemine dönüştürmüştür (Castells, 2016). Medya dünyasında çeşitliliğin artmasıyla birlikte, izleyici seçenek yelpazesini genişletmiş ve tercihlerini ifade etme fırsatını bulmaya başlamıştır. Televizyon kanallarının sayısının artması izleyicilerin “zaplama” gibi yeni alışkanlıklar edinmeye başlamasına neden olmuştur. Böylece, izleyicilerde belirli ağlara ve programlara karşı gelişen sadakat duygusu gerilemiştir. Bu ilerleyişin sonunda izleyiciler kendi haber ve eğlence sepetlerini kurmuş ve programların içerik ve biçimlerini etkilemeye başlamışlardır (Banet-Weiser’dan akt. Castells, 2016). Böylece başlayan süreçte, izleyicilerin iletişim pratiklerinde özerlik kültürüyle ilişkili gelişmeler artmaya başlamıştır. Önce geleneksel iletişim biçimleri karşısında gelişen özerlik, sonraki dönemde internetin ve kablosuz iletişimin yayılması ile kullanıcıların kendi ürettikleri içerikleri Web’e yüklemeleri gibi fırsatların oluşmasıyla iyice güçlenmeye başlamıştır (Castells, 2016).

Web 2.0 ve Web 3.0’ın Video Dağıtım ve Tüketim Modellerine Etkisi Yirminci yüzyılın son otuz yılında gerçekleşen teknolojik gelişmeler toplumsal, ekonomik ve sosyal pek çok değişime neden olmuştur. Bu süreçte, internetin ortaya çıkışı ve gelişimi, dünya üzerinde git gide daha fazla bireyin internetten yararlanmaya başlamasıyla birlikte iletişim dünyasında içerik üretim, tüketim ve dağıtım süreçleri yeniden şekillenmiştir (Güçdemir, 2016). İnternetin kökleri ABD Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Kurumu (Advanced Research Projects Agency – ARPA) bünyesinde gerçekleştirilen çalışmalara uzanmaktadır. ARPANET adını taşıyan ilk bilgisayar ağı, 1969 yılında hayata geçirilmiştir (Castells, 2016: 58-59). Bugünkü internetin temelini oluşturan

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

31 9

Dijital Platformlarda İçerik Tüketimi ve Dağıtımı ARPANET adlı bu ağ askerî birimler arasında bilgi aktarımını sağlamaktaydı. Askerî amaçlarla geliştirilmiş olan bu proje zaman içerisinde üniversiteleri, devlet kurumlarını ve ardından da özel şirketleri içine alan geniş bir alanda kullanıma açılmış ve evrenselleşmiştir (Güçdemir, 2016). Web 2.0 ve Web 3.0 kavramlarına hâkim olabilmek için öncelikli olarak Internet teknolojilerinin gelişimini ele almak gerekmektedir.

Web 2.0 dönemi ile birlikte kullanıcılar pasif tüketiciler olmaktan çıkarak aktif üretici konumuna geçtiler.

1973 yılında TCP/IP olarak adlandırılan protokol Vinton Cerf ve Robert Kahn tarafından bütün ağlar ve bilgisayarların birbirine bağlı çalışmasını sağlayan bir sistem olarak hayata geçirilmiştir (Balle, 2007). 1989 yılında ise CERN’de Tim Berners-Lee tarafından geliştirilen “World Wide Web” (www) ile birlikte bilgisayarların depolu bütün verilere her yerden bağlanabilmesi sağlanmıştır. Takip eden süreçte, internet genel kullanıma açılarak küreselleşmiştir (Briggs ve Burke, 2004). Web 1.0 internetin bu ilk dönemi için kullanılan terimdir. Bu dönemde kullanıcılar profesyoneller tarafından yayınlanan içeriklerin okuyucusu konumundadırlar. Yani, kullanıcılar pasif birer izleyici/tüketici durumundadırlar. İlerleyen teknolojiyle birlikte daha fazla işleme olanak sağlayan ve ilk kez 2005 yılında Tim O’Reilly tarafından dile getirilen Web 2.0 isimli yeni dönemde ise kullanıcılar içerik oluşturmaya ve bu içerikleri paylaşmaya başladılar (Van Dijk, 2016). Böylece, kullanıcılar pasif tüketiciler olmaktan çıkarak aktif üretici konumuna geçtiler. Web 2.0 dönemi aynı zamanda bireylerin internet üzerinde birçok kişi ile eş zamanlı iletişime geçebilmelerine olanak sağlayan daha sosyal bir ortamın doğmasına sebep olmuştur. Böylece, sosyal medya araçları da ortaya çıkmıştır (Güçdemir, 2016). Web 3.0 olarak adlandırılan üçüncü dönem ise insanın bilgisayar sistemleri ile iş birliği sağladığı bir durumu ortaya çıkarmaktadır (Güçdemir, 2016). Anlamsal ağ (Semantic Web) olarak da adlandırılan bu dönemin en önemli iki unsuru yapay zekâ ve kişiselleştirmedir. Yapay zekâ teknolojileri kullanıcıların internet üzerindeki her davranışının takip edilerek bırakılan izlerden kullanıcıların zevkleri, beğenileri, alışkanlıkları ile ilgili mantıksal çıkarımlarda bulunulmasına ve böylece kişiye özel hizmetler ve öneriler gerçekleştirilmesine olanak sağlamaktadır. Web 3.0 dönemine pazarlama, halkla ilişkiler ve reklamcılık dünyası açısından bakıldığında ise hedef kitlenin tüm bilgilerini, zevklerini, eğilimlerini öğrenmenin daha kolay olduğu ve böylece doğru bilgi ya da mesajın doğru zamanda, doğru hedef kitleye ulaşmasının mümkün olduğu söylenebilmektedir. (Güçdemir, 2016). Bu bağlamda, yapay zekâ teknolojilerinin kullanılarak kişiye özel hizmetlerin ve önerilerin mümkün olduğu bir döneme geçiş yapılmıştır. Dijitalleşen medya ortamında internete dayalı etkileşimli iletişim araçlarının ortaya çıkmasıyla birlikte izleyiciler de aynı anda birçok işi birden yapan, televizyon seyrederken internete bağlanan, müzik dinleyen, cep telefonlarından mesajlarını kontrol eden ya da konsollardan oyun oynayan bireylere dönüşmüştür (Castells, 2016). Castells’e göre internete dayalı iletişim araçlarının medya tüketicilerinde yarattığı etki üç başlık altında açıklanabilmektedir (Castells, 2016):

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

32 10

Dijital Platformlarda İçerik Tüketimi ve Dağıtımı • • •

İnternete dayalı iletişime ayrılan zamanın çevrimdışı faaliyetlere oranla artması, “Prime time” kavramının yerini “benim zamanım” olarak adlandırılan bakış açısına bırakması, Aynı anda birden fazla işle meşgul olmanın genelleşmesi, iletişim kuran bireylerin farklı kanallara yönelttikleri dikkati birleştirme becerisi, kişisel ilgi alanları doğrultusunda kanalları karıştırarak ve enformasyon ve eğlence kaynaklarını birbirlerini tamamlayacak şekilde kullanarak internet ve mobil cihazlar etrafında bütünleşmiş iletişim pratiklerinin giderek eş zamanlı hâle gelmesi.

Sonuç olarak yeni iletişim teknolojilerinin ve dijital platformların sunduğu imkânların çoğalmasıyla görsel-işitsel tüketim çeşitlenmiştir. Böylece “çok biçimli”, “çok kanallı” ve “çok platformlu” bir evren oluşmuştur. Bu bağlamda, daha esnek ve hareketli olmayı mümkün kılan servisler artmış ve her an, her yerde istenilen bir faaliyetin takip edilebilmesi, tüketilebilmesi mümkün olmuştur. İçerik üretimi, düzenlenmesi ve dağıtımı süreçlerine tüketicinin katılımını mümkün kılan araçların yaygınlaşması ile birlikte tüketici tükettiği medya ortamlarına katkıda bulunarak paylaşma yetisine sahip aktif bir üretici hâline gelmiştir (Tubella vd.’den akt. Castells, 2016). Platformların, sunulan servislerin ve kullanıcı alışkanlıklarının çeşitlilik kazanması katılımcılığın yükseldiği, kullanıcıların üretkenliğinin arttığı ve kişiselleştirilmiş hizmetlerin yaygınlık kazandığı bir medya ortamını ortaya çıkarmıştır.

Sosyal Medya ve Kullanıcı Kaynaklı İçerik

Geleneksel medyada “izleyici/okuyucu” olarak adlandırılan medya tüketicileri dijital platformların gelişmesiyle birlikte “kullanıcı” terimiyle anılmaya başlamıştır.

Geleneksel medyada “izleyici/okuyucu” olarak adlandırılan medya tüketicileri dijital platformların gelişmesiyle birlikte “kullanıcı” terimiyle anılmaya başlamıştır. Kullanıcı kavramı genellikle profesyonel rutinlerin dışında yaratılan, belirli bir miktarda yaratıcı eforun peşinde koşan aktif internet katılımcıları olarak tanımlanmaktadır (Van Dijck, 2009). Web 2.0 uygulamalarının ortaya çıkmasıyla birlikte medya içeriğinin üretilme ve dağıtılma biçiminde köklü bir değişim gerçekleşmiştir. Yeni teknolojileri kullanmaya başlayan izleyiciler kültürel üretimlere katılma fırsatını bulmuşlardır. Dolayısıyla dijital platformlarda sıradan kullanıcılar medya teknolojilerini kullanarak ürettiklerinin dağıtımı için yer talep eden katılımcılara dönüşmüştür. Geleneksel medyada medya içeriğini şekillendirme konusunda çok az doğrudan güce sahip olan tüketiciler dijital platformlarda faaliyetlerinin kapsamını ve erişimini genişletme olanağına erişmişlerdir (Jenkins’ten akt. Van Dijck, 2009). Dijital çağda farklı olan, kullanıcıların daha önce yalnızca stüdyolarda üretilen kültürel ürünleri üretebilme olanağına sahip olmalarıdır. Herkesin kullanımına açık, kısmen ucuz ve kullanımı kolay teknolojik araçların ve uygulamaların gelişmesiyle birlikte görsel-işitsel üretimlerin herkes tarafından gerçekleştirilebilmesinin önü açılmıştır. Bu çerçevede, dijital platformların kullanıcıların kendi başına ürettiklerinin dağıtımını kendi başlarına yapmalarına

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

33 11

Dijital Platformlarda İçerik Tüketimi ve Dağıtımı olanak tanıyan birçok dijital platform ve özellikle de kullanıcı kaynaklı içeriğin yayınlanması üzerine kurgulanmış sosyal medya siteleri büyük rol oynamaktadır (Van Dijck, 2009). Sosyal medya, içerik paylaşımına imkân veren ve kişiler arası ve kitle iletişiminin bir bileşimini sunan dijital platformlar olarak tanımlanmaktadır (Van Dijk, 2016). Solis ve Breakenridge’e göre ise sosyal medya platformları içeriğin demokratikleşmesine olanak sağlarken bireylerin içerik oluşturma ve paylaşma sürecinde oynadıkları rol açısından öne çıkmaktadır. Sosyal medya ortamlarında medya tüketicileri bir yandan, kendilerini ifade etme şansı bularak yorumlar yazabilirken, bir diğer yandan üretimlerini ve uzmanlıklarını küresel ölçekte yayınlama olanağına sahip olabilmektedirler (Solis ve Breakenridge, 2009). Web 2.0’ın sosyal medyanın teknik altyapısının oluşumunda önemli bir paya sahip olması gibi, sosyal medyanın benzersizliğini oluşturan en önemli özelliklerden birini de kullanıcı kaynaklı içerik (UGC: User Generated Content) kavramı oluşturmaktadır. Dünya Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) konuyla ilgili raporunda (2007) herhangi bir içeriğin kullanıcının oluşturduğu içerik olarak kabul edilebilmesi için o içeriğin herkesin erişimine açık bir platformda yayınlanması, üretim sürecinde belirli bir miktar yaratıcı çaba gösterilmesi ve içeriğin konusuna ilişkin uzmanlığa sahip olmayan amatör biri tarafından oluşturulmuş olması gerekmektedir (akt. Kara, 2013).

Katılımcı Kültür Katılımcı kültür, medya tüketicilerinin kültürel ürünlerin üretim süreçlerine dâhil olmasını belirtmek için kullanılan bir terimdir.

Sosyal medyanın kullanıcı kaynaklı içeriğin yayınlanmasına, paylaşılmasına olanak sağlayan yapısı katılımcı kültür olarak adlandırdığımız kavramı ortaya çıkarmıştır. Katılımcı kültür, kullanıcıların ve izleyicilerin ya da kısaca medya tüketicilerinin kültürel ürünlerin üretim süreçlerine dâhil olmasını belirtmek için kullanılan bir terimdir. Herhangi bir kullanıcının Facebook’ta fotoğraf paylaşması, Pinterest’te içerik oluşturması, Youtube’a video yüklemesi ya da Twitter’da kısa mesajlar oluşturması katılım kültürüne örnek teşkil etmektedir. Katılımcı kültür modeli kullanıcıların ve izleyicilerin kültürü kendilerinin üretmelerine yani kültür üretiminde etkin olmalarına olanak sağlaması açısından geleneksel kitle iletişim araçlarının bir gönderici ve birçok alıcının olduğu medya modelinden farklılık göstermektedir (Van Dijk, 2016). Özellikle sosyal medya platformları ile birlikte kullanıcıların medya içeriğine katkıda bulunabilir bir duruma geçmesi tüm medya kullanım alışkanlıklarını yeniden şekillendiren köklü bir değişime yol açmaktadır. Bu çerçevede, bu platformlar izleyicilerin editörler hâline dönüşeceği ve editörlerin takipçilere dönüşeceği bir eğilimi ortaya çıkarmaktadır (Van Dijk, 2016).

Etkileşim Yeni medya ortamlarını tanımlayan en temel unsurlardan biri etkileşim kavramıdır. Etkileşimin sunduğu olanaklar açısından yeni medya ortamlarının en

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

34 12

Dijital Platformlarda İçerik Tüketimi ve Dağıtımı temel belirleyicisi olduğu söylenebilmektedir. Etkileşim kavramı, temelde kaynağın alıcı, alıcının kaynak olduğu durumu anlatmaktadır. Medya dünyasına baktığımızda radyo, televizyon ya da gazetelerin etkileşimi geri bildirim kanalları aracılığıyla yönettiği bir durumdan bahsedebiliriz. Dijitalleşme öncesi süreçte geri bildirimlerin yani etkileşimin kitle iletişim araçları açısından izleyici mektupları ya da telefon bağlantıları gibi çok zayıf imkanlara sahip olduğu söylenebilmektedir. Lister ve arkadaşları, yeni medya ortamlarında etkileşim kavramını kullanıcının, platformun içeriğine aynı kanal üzerinden ulaşabilmesi ve onu değiştirebilmesi biçiminde ifade etmektedir. Yeni iletişim ortamlarında etkileşim kullanıcının medya içeriği üzerindeki kontrolünün artışını, edilgen bir izleyici olmaktan çıkarak içeriğe etki eden ve onu yönetmeye başlayan bir kullanıcıya dönüşmesini ifade etmektedir (Kara, 2013).

Bireysel Etkinlik

Yeni medya platformları sunduğu etkileşim özelliğiyle bireylere geri bildirim imkânı sağlamaktadır.

Yeni medya platformlarında etkileşimin anlık ve gerçek zamanlı bir yapısı olduğunu söylemek mümkündür. Ayrıca, bu özellikle birlikte bu platformların bireylere sağladığı kontrol ve geri bildirim imkânları dikkate alınarak geleneksel yapıdaki tek yönlü iletişime olanak sağlayan iletişim kanallarıyla kıyaslandığında daha güçlü, eşitlikçi ve demokratik bir ortam olma vaadi bulunmaktadır (Gane ve Beer’dan akt. Kara, 2013). Kullanıcının seçim özgürlüklerinin artması iletişim ortamlarının daha eşitlikçi ve demokratik olmasına olanak sağlamaktadır. İnternet üzerindeki haber sitelerinde haberlerin altına yorum yazmak ya da dijital televizyon platformlarında çevrim içi ödeme yapmak gibi olanaklar etkileşim ve seçim özgürlüğü sunan platformların yarattığı imkânlardır (Kara, 2013).

• Siz de dijital platformlardaki etkileşimli işlemlere birkaç örnek oluşturunuz.

Kişiselleştirme

Kişiselleştirme özelliğiyle kullanıcılar web sitelerinin özelliklerini kendi ihtiyaçlarına göre uyarlayabilmektedir.

İnternetin yaygın olarak kullanılmaya başlanmasının ardından gelişen süreçte dijital platformların ve bu platformlarda üretilen içeriklerin sayısındaki hızlı artışla birlikte internet devasa büyüklükteki bir ağa dönüşmüştür. Dolayısıyla dijital platformları tüketen kullanıcılar büyük bir içerik zenginliğinin içerisinden tüketeceklerini seçerken yardıma ihtiyaç duyabilmektedir. Bu çerçevede geliştirilen dijital platformların arka planında çalışan ve kullanıcı davranışlarını takip ederek kaydeden algoritmalar, kullanıcıya özel, kişiselleştirilmiş̧ hizmetler sunmaktadır. Sunulan bu kişiselleştirilmiş hizmetler temelde kullanıcılara yardım etmek amacıyla onların özelliklerine ve seçimlerine dayandırılarak gerçekleştirilse de bazen isteklerinin dışında da işleyebilmektedir (Van Dijk, 2016).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

35 13

Dijital Platformlarda İçerik Tüketimi ve Dağıtımı

Örnek

Belirli hedef kitleler için çok sayıda kanal ve medya ürünü yaratan segmentasyon döneminin ardından dijital platformların yükselişiyle beraber, kişiselleştirilmiş medya ve isteğe bağlı içerik ile bire bir yaklaşımın hâkim olduğu bir döneme geçiş yaşanmıştır. Bu çerçevede, kullanıcılara seçim yapmalarında yardımcı olan ve kişiselleştirilmiş hizmetler sağlayan şirketler ön plana çıkmaktadır. Günümüzde, reklamcılık ve pazarlama alanlarında kişiselleştirilmiş hizmetler büyük önem taşıyan stratejileri ifade etmektedir. Kişiselleştirme özelliği, seçim ve hizmet kalitesini artırdığı için tüketicilerin yararına olduğu gösterilmektedir. Dolayısıyla, tüketiciler kendi hizmet paketlerini oluşturabilmekte ve alışveriş, bankacılık ve hizmet sitelerinin özelliklerini kendi ihtiyaçlarına göre uyarlayabilmektedir. Ancak, daha da önemlisi sadece reklamlar ya da ticari tekliflerin değil, aynı zamanda içeriğin de kişiselleştirilmesidir. Örneğin, Google kullanıcılarına Aralık 2009’dan itibaren kişisel arama özelliğini sunmaktadır. Bu da aramalarda bulunan kayıtların, Google’ın kişisel seçimlere göre size uygun gördüğünü düşündüğü şekilde sıralaması anlamına gelmektedir (Van Dijk, yıl: 320 yıl eksik ). Bir başka örnek olarak ise Youtube’un kullanıcıların önceden tükettiği videoları dikkate alarak onlara kişisel olarak ilgilerini çekebileceğini düşündüğü videoları önermesini de göstermek mümkündür.

•Youtube'un kullanıcıların önceden tükettiği videoları dikkate alarak onlara kişisel olarak ilgilerini çekebileceğini düşündüğü videoları öneren sistemi yeni medya ortamlarındaki kişiselleştirme özelliğine bir örnek oluşturmaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

36 14

Dijital Platformlarda İçerik Tüketimi ve Dağıtımı

Özet

•DİJİTAL PLATFORMLARDA İÇERİK TÜKETİMİ VE DAĞITIMI •Dijitalleşme geleneksel bir kitle iletişim aracı olarak hayatımıza giren televizyonun, gelişen teknolojilerle birlikte tüketim ve dağıtım modellerinde önemli dönüşümler yaşanmıştır. •GELENEKSEL TELEVİZYON YAYINCILIĞI MODELİ •Geleneksel televizyon yayıncılığı dört temel özellik etrafında şekillenmektedir (Le Champion ve Danard, 2000): •Geleneksel televizyon yayıncılığı bir noktadan pek çok noktaya iletişim sağlayan bir araç niteliğindedir. •Günümüzün interaktif teknolojilerinden farklı olarak, tek yönlü bir iletişim biçimini kullanır. •Veri tektir. Yani tüm alıcılar tek bir kaynaktan aynı içeriği alırlar. •İçerik, önceden oluşturulmuş bir akış doğrultusunda alıcılarla paylaşılır. •Televizyon yayıncılığının İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki “Paleo Televizyon” olarak adlandırılan döneminde, kamu televizyonculuğunun da etkisiyle izleyicileri “eğiten” yönünün ön plana çıktığını, buna karşın özellikle özel televizyon yayıncılığının yaygınlaşmaya başladığı 1980’li yıllardaki “Neo Televizyon” döneminde ise televizyonun izleyicileri eğlendiren, evlerinin ayrılmaz bir parçasına dönüşen yönünün ön plana çıktığını görmekteyiz (Eco, 1990). 2000’li yıllarda ise “Post Televizyon” olarak adlandırılan dönemde etkileşimin etkisinin belirginleştiği, bireyselliğin ve kişisel tercihlerin ön plana çıktığı, izleyicinin kendini ifade etmesi noktasında bir unsur hâline gelen bir yayıncılıktan bahsetmekteyiz (Missika, 2006). •DİJİTAL PLATFORMLAR VE YENİ VİDEO DAĞITIM TEKNOLOJİLERİ •İnternet Üzerinden Yayın Yapan Dijital Platformlar •İnternete bağlı cihazların çeşitliliğinin artmasıyla televizyon ve/veya video içerik izleme faaliyetinin farklı cihaz ve ekranlara yayıldığını söyleyebiliriz. Kullanıcılar istedikleri içeriklere istedikleri zaman ulaşabilmek için farklı dijital platform ve video servisleri birbirine tamamlayıcı nitelikte kullanmaya başlamıştır. “Prime time” kavramı yerini “benim zamanım” olarak adlandırılan bakış açısına bırakmıştır. Bu çerçevede, aynı anda birden fazla işle meşgul olmanın genelleşmesi iletişim kuran bireylerin farklı kanallara yönelttikleri dikkati birleştirme becerisi ön plana çıkmaktadır (Castells, 2016: 171): •Son dönemlerde git gide daha da popülerleşen YouTube gibi platformlar kendi içeriklerini üretmeyen ve yalnızca kullanıcıları tarafından üretilen içeriğin dağıtımını sağlayan yeni bir sistemi ifade ederler (Van Dijck, 2013: 149). “İzleyici” artık kolayca kendi içeriğini üretebilen ve bu içeriği başka insanlarla paylaşabileceği bir platforma etkin şekilde kullanabilen bir “kullanıcı”ya dönüşmüştür. •Web 2.0 ve Web 3.0’ın Video Dağıtım ve Tüketim Modellerine Etkisi •Bugünkü internetin temelini oluşturan ARPANET 1969 yılında askerî bir proje olarak hayata geçirilmiştir. Bu proje zaman içerisinde üniversiteleri, devlet kurumlarını ve özel şirketleri içine alan geniş bir alanda kullanıma açılmış ve evrenselleşmiştir (Castells, 2016: 58-59).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

37 15

Özet (devamı)

Dijital Platformlarda İçerik Tüketimi ve Dağıtımı

•1989 yılında ise CERN’de Tim Berners-Lee tarafından geliştirilen “World Wide Web” (www) ile birlikte bilgisayarların depolu bütün verilere her yerden bağlanabilmesi sağlanmıştır. Ardından, internet genel kullanıma açılarak küreselleşmiştir (Briggs ve Burke, 2004: 330). Web 1.0 internetin bu ilk dönemi için kullanılan terimdir. Bu dönemde kullanıcılar profesyoneller tarafından yayınlanan içeriklerin okuyucusu olarak pasif birer tüketici durumdadırlar. İlerleyen teknolojiyle birlikte 2005 yılında Tim O’Reilly tarafından dile getirilen Web 2.0 isimli yeni dönemde ise kullanıcılar içerik oluşturmaya ve bu içerikleri paylaşmaya başladılar (Van Dijk, 2016: 49). Böylece, kullanıcılar pasif tüketiciler olmaktan çıkarak aktif üretici konumuna geçtiler. Web 2.0 dönemi aynı zamanda bireylerin internet üzerinde daha sosyal bir ortamın ve sosyal platformların doğmasına sebep olmuştur (Güçdemir, 2016: 7). Web 3.0 olarak adlandırılan üçüncü dönemde yapay zekâ teknolojileri kullanıcıların internet üzerindeki her davranışının takip edilerek bırakılan izlerden kullanıcıların beğenileri, alışkanlıkları ile ilgili mantıksal çıkarımlarda bulunulmasına ve böylece kişiye özel hizmetler ve öneriler gerçekleştirilmesine olanak sağlamaktadır. •Sosyal Medya ve Kullanıcı Kaynaklı İçerik •Web 2.0 uygulamalarının ortaya çıkmasıyla herkesin kullanımına açık, kısmen ucuz ve kullanımı kolay teknolojik araçların ve uygulamaların gelişmesiyle birlikte görsel-işitsel üretimlerin herkes tarafından gerçekleştirilebilmesinin önü açılmıştır. Bu çerçevede, dijital platformların kullanıcıların kendi başına ürettiklerinin dağıtımını kendi başlarına yapmalarına olanak tanıyan birçok dijital platform ve özellikle de kullanıcı kaynaklı içeriğin yayınlanması üzerine kurgulanmış sosyal medya siteleri büyük rol oynamaktadır (Van Dijck, 2009: 43-44). •Katılımcı Kültür •Katılımcı kültür modeli kullanıcıların ve izleyicilerin kültürü kendilerinin üretmelerine yani kültür üretiminde etkin olmalarına olanak sağlaması açısından geleneksel kitle iletişim araçlarının bir gönderici ve birçok alıcının olduğu medya modelinden farklılık göstermektedir (Van Dijk, 2016: 76). •Etkileşim •Etkileşim kavramı, temelde kaynağın alıcı, alıcının kaynak olduğu durumu anlatmaktadır. Lister ve arkadaşları, yeni medya ortamlarında etkileşim kavramını kullanıcının, platformun içeriğine aynı kanal üzerinden ulaşabilmesi ve değiştirebilmesi biçiminde ifade etmektedir. Yeni iletişim ortamlarında etkileşim kullanıcının medya içeriği üzerindeki kontrolünün arttığı, edilgen bir izleyici olmaktan çıkarak içeriğe etki eden ve onu yönetmeye başlayan bir kullanıcıya dönüşmesini ifade etmektedir (Kara, 2013: 24-26). •Kişiselleştirme •Günümüzde dijital platformların arka planında çalışan ve kullanıcı davranışlarını takip ederek kaydeden algoritmalar, kullanıcıya özel, kişiselleştirilmiş hizmetler sunmaktadır. Bu çerçevede, kullanıcılara seçim yapmalarında yardımcı olan ve kişiselleştirilmiş hizmetler sağlayan şirketler ön plana çıkmaktadır (Van Dijk, 2016: 320).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

38 16

Dijital Platformlarda İçerik Tüketimi ve Dağıtımı

DEĞERLENDİRME SORULARI 1. Aşağıdakilerden hangisi dijital platformların özelliklerinden biri değildir? a) b) c) d) e)

Kişiselleşme Etkileşim Kullanıcı kaynaklı içerik Katılım kültürü Pasif kullanıcı

2. Aşağıdakilerden hangisi Web 3.0 dönemi ile ilgili bilgilerden biri değildir? a) b) c) d) e)

Yapay zekâ altyapılarının kullanılmaya başlanması Kişiselleştirmenin sistemlere dâhil olması Sosyal medyanın ortaya çıkması Anlamsal ağ olarak adlandırılması Hedef kitlenin bilgilerinin takibinin mümkün olması

3. Aşağıdakilerden Web 2.0 dönemi ile ilgili bilgilerden biri değildir? a) b) c) d) e)

Kullanıcıların pasif olması Sosyal medya platformlarının gelişmesi Kullanıcıların aktif olması Kullanıcıların yorum yapabilmesi Kullanıcıların içerik üretimi ve paylaşımı yapabilmesi

4. Aşağıdakilerden hangisi dijital yayın platformlarının ortaya çıkmasıyla görülen televizyon yayıncılığı hizmetlerindendir? a) b) c) d) e)

Analog yayın Lineer yayın akışı Eğitici içerik İzledikçe öde İzleyici mektupları

5. Aşağıdakilerden hangisi internete dayalı iletişim araçlarının medya tüketicilerinde yarattığı etkilerden biri değildir? a) İnternete dayalı iletişime ayrılan zamanın artması b) “Prime time” kavramının yerini “benim zamanım” bakış açısına bırakması c) Önceden belirlenmiş bir yayın akışına bağlı olarak içeriklerin izlenmesi d) İnternet ve mobil cihazlar etrafında bütünleşmiş iletişim pratiklerinin giderek eş zamanlı hâle gelmesi e) Aynı anda birden fazla işle meşgul olmanın genelleşmesi

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

39 17

Dijital Platformlarda İçerik Tüketimi ve Dağıtımı 6. İnternetin köklerinin oluşturulduğu ARPANET projesi hangi yıl hayata geçirilmiştir? a) b) c) d) e)

1969 1973 1983 1979 1990

7. Aşağıdakilerden hangisi Web’in ilk dönemi olarak adlandırılır? a) b) c) d) e)

Web 2.0 Anlamsal ağ Web 1.0 Web 3.0 Sosyal medya

8. Aşağıdakilerden hangisi ulusal televizyon yayıncılığı modelinin özelliklerinden biri değildir? a) b) c) d) e)

Ülke geneline yayın Ücretsiz erişim Tematik olmayan yayın içeriği Arza dayalı yayıncılık İzleyici içeriklerinin paylaşımı

9. Aşağıdakilerden hangisi katılımcı kültüre bir örnek değildir? a) b) c) d) e)

Facebook’ta fotoğraf paylaşılması Televizyonda haber programı izlenmesi Youtube’a video yüklenmesi Pinterest’te içerik oluşturulması Twitter’da kısa mesaj oluşturulması

10. Aşağıdaki bilgilerden hangisi “Post Televizyon” olarak adlandırılan dönemle ilgili bir bilgi değildir? a) b) c) d) e)

İzleyici açısından bireysellik ön plandadır. İzleyicinin kendini ifade etmesi önemlidir. Etkileşimin yayıncılıktaki etkisi belirginleşmiştir. İzleyicinin kişisel tercihlerinin ön plana çıktığı bir dönemdir. Eğitici amaçlı içerikler ön plandadır.

Cevap Anahtarı 1.e, 2.c, 3.a, 4.d, 5.c, 6.a, 7.c, 8.e, 9.b, 10.e

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

40 18

Dijital Platformlarda İçerik Tüketimi ve Dağıtımı

YARARLANILAN KAYNAKLAR Balle, F.,(2007). Médias et Sociétés, Paris: Montchrestien Briggs, A. ve Burke, P., (2004). Medyanın Toplumsal Tarihi: Gutenberg’den İnternet’e, İstanbul: İzdüşüm Yayınları Castells, M., (2016). İletişim Gücü, İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları Eco, U., (1990). A Guide to the Neo-Television of the 1980s, İçinde: Barański Z.G., Lumley R. (eds) Culture and Conflict in Postwar Italy. University of Reading European and International Studies. London: Palgrave Macmillan Fuchs, C., (2016). Sosyal Medya Eleştirel Bir Giriş, Ankara: NotaBene Yayınları Gabszewicz, J. J., Sonnac, N., (2006). L’industrie des Médias, Paris: La Découverte Güçdemir, Y., (2016). Sosyal Medya, Halkla İlişkiler, Reklam ve Pazarlama, İstanbul: Derin Yayınları Kara, T., (2013). Sosyal Medya Endüstrisi, İstanbul: Beta yayınları Le Champion, R., Danard, B., (2000). Télévision de Pénurie, Télévision de l’Abondance, Paris: Les Etudes de la Documentation Française Missika, J. L., (2006). La Fin de la Télévision, Paris: Le Seuil Solis, B., Breakenridge, D., (2009). Putting the Public Back in Public Relations How Social Media Is Reinventing the Aging Business of PR, UK: FT Press Van Dijk, J., (2013). Ağ Toplumu, İstanbul: Kafka Yayınları Van Dijck, J. (2007). Television 2.0: YouTube and the Emergence of Homecasting, 10 Mayıs 2019 tarihinde http://web.mit.edu/commforum/mit5/papers/vanDijck_Television2.0.article.MiT5.pdf adresinden erişildi. Van Dijck, J. (2013). YouTube beyond technology and cultural form. In M. de Valck, & J. Teurlings (Eds.), After the break: television theory today (pp. 147-159). (Televisual culture). Amsterdam: Amsterdam University Press

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

41 19

HEDEFLER

İÇİNDEKİLER

FOTOĞRAF PROJESİ GELİŞTİRME I

• Stüdyo Işık Sistemleri • Stüdyo Işık Sistemleri Yardımcı Aksesuarlar • Paraflaşların Gerekli Olduğu Çekimler • Proje Hazırlıkları • Ekipman Kurulumu

FOTOĞRAF VE VİDEO PROJE GELİŞTİRME Dr. Öğr. Üyesi Ersin TURAN

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra; • Paraflaşla çekimlerde gerekli teknik ekipman terminolojisini öğrenebilecek, • Teknik ekipman kullanımının nasıl olduğu anlayabilecek, • Proje hazılama için gerekli adımları kavrayabilecek, • Çekim becerisini öğrenebileceksiniz.

ÜNİTE

3

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.

Fotoğraf Projesi Geliştirme I

Soft Box-OctaBox

Senktron Kablosu

Teknik Malzeme Bilgisi

Stillife Masa

ÇEKİME HAZIRLIK

Tripod

Autopole

Daylight Işık

Tungsten Işık

Uygulama Terminolojisi

Watt

Çekim

Dijital Çekim

Adobe RGB- sRGB

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

43 2

Fotoğraf Projesi Geliştirme I

GİRİŞ Teknoloji bilginin yayılımını, bilgi de teknolojinin gelişim hızını artırdıkça birbirini besleyen ve hızla gelişen bir döneme girdik. Eldeki teknolojinin eskiyip tarih olması artık bir ömürde değil on yıllar içinde gerçekleşiyor ve herkesin ulaşabildiği bir hale geldi. Fotoğraf da belli bir topluluğun ulaşabildiği, üretebildiği bir meta olarak kalmayıp günümüzde cep telefonu kameralarıyla geniş kitlelere ulaştı. Böylelikle fotoğrafçılık normal bir insanın, klasik anlamda fotoğraf makinesi sahibi olmadan da yapabildiği bir hobi hâline geldi. Günümüzde fotoğraf çekmeyi bilmeyen hemen yok gibi ve böylece toplumun geneline yayılan fotoğrafta; kompozisyon ve estetik günümüz toplumunun ilgisi arasında yerini aldı. Artık şunu diyebiliriz ki, teknik olarak ulaşılabilir hâle gelen fotoğrafla, fotoğrafçıya kalan kompozisyon ve ileri çekim teknikleri becerileriyle farklılaşmadır. Belki de gelecekte, cep telefonlarının çekim kadrajı toplumda kabul gördükçe, günümüzün yatay fotoğraflarının ve televizyon kadrajının yerini, dikine kadraj ve bu gibi yeniden üretilen estetik değerler alacak. Bankalarda dikey yerleştirilen Lcd ekranlar ve burada gösterilen görseller bu geleceğe gönderme sayılabilir.

Analog fotoğraf makinesi genel olarak 36’lık film kullanan, film takılan tüm fotoğraf makinelerini temsil eder.

Ancak bu gelişmeler neticesinde, fotoğrafçılık gelecekte yok olmayacak hatta bilgi ve tecrübe ile birlikte daha değerlenecek bir meslek olduğu kişisel kanaatimizdir. Günümüz dünyasında, fotoğraf ve video, yazının da önünde bir tanıtım mecrasıyken, firmaların çekim tecrübesi olana yönelmesi ekonomik olacak olandır. Tecrübe, zaman, para ve eğitim ile gelişen bir olgudur. Zaman harcar, para kaybeder ve eğitim alırsınız. Eğitim ise, tecrübenizi attırmanın en zahmetsiz yoludur: fotoğrafçıya, iş verenin harcadığı para ve zamanın; fotoğrafçının eksik tecrübesiyle heba olmamasının önüne eğitim geçer. Sonuç olarak, bu ünitede fotoğrafçılık tecrübenizi arttırmayı amaçlıyoruz. Bu ünitede stüdyo çekimi yapacak meslektaşlarımıza, küçük ipuçları vermek ve en değerli şey olan zamanlarını onlara kazandırmak birinci hedeftir. Bu çalışmada, öğrenciler temel fotoğraf bilgilerinin ötesinde yatırım yapacak oldukları ışıklarla ilgili temel bilgi edinebilecek ve bir çekimde nasıl kullanacaklarını öğrenebileceklerdir.

STÜDYO IŞIK SİSTEMLERİ Paraflaş (stüdyo Işıkları); genel olarak ikiye ayrılır. Birincisi, güneş veya gün ışığı rengini temsil eden daylight’tır. Çekimimize konu olan nesneleri en doğal hâliyle açık havada veya daylight ışık kaynakları altında görürüz. İkinci olarak, yapay kaynaklardan çıkan tüm ışıkları temsil eden tungsten ışık kaynaklarıdır. Daylight olmayan tüm ışık kaynakları için bu tanımı kullanabiliriz. Fotoğraf makinesi analog ise -film takılan makinelerin genel tanımı- takılacak filmin de ışık kaynağı türüne uygun almak gerekmektedir. Dijital fotoğraf makinelerinde ise ışık türüne göre beyaz ayarı (White Balance) yapabilmek mümkündür.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

44 3

Fotoğraf Projesi Geliştirme I

Watt: Volt x Amper demektir.

Işık Sıcaklığı: Sarı tonları ışığa sıcaklık, mavi tonlar ise soğukluk sağlar. Bu nedenle ampul ışığının normalleştirmek için çekimlerde, mavi filtre veya mavi aydınger kâğıdı kullanır.

Bu ünitede, daylight paraflaşlardan bahsedeceğiz. Paraflaş dediğimizde Daylight (GünIşığı) kapsamını anlamanızı bekleriz. Paraflaşlar, profesyonel ürün çekimlerinde fotoğrafçının en temel malzemesidir. Seçimlerinizi önce bütçeniz ve sonrada tercihleriniz belirleyecektir. Ancak, herkesi memnun edecek marka ve çeşitte ürün bulunması günümüz Türkiye’sinde bizler için büyük bir şanstır. Genellikle gün ışığı sıcaklığı veren bu ışık kaynakları; ürününün kendi rengini en doğru göstermesini sağlayan ışık kaynaklarıdır. Bu ışıklarda fotoğrafçının hazırlık yapmasını sağlamak için, devamlı bir ışık kaynağı olur. Bu ışık deklanşöre basılır basılmaz söner ve gün ışığı veren ampul patlama yaparak çekimi yapmamızı sağlar. Özetle çekimde kullanılan sürekli ışık kaynağı sadece ayar yapmak için kullanılır ve isteye bağlı olarak kapalı da tutulabilir. Günümüzde, teknolojisiyle bu sisteme alternatif daylight sürekli ışık kaynakları da bulunmaktadır. Paraflaşlar, watt’ına (VoltxAmper) göre çeşitli değerlerde ışık ayarları sunar; tabi ki her ürün için ışığı yönlendirecek ve sertlik değerlerini değiştirecek aksesuarlar da çekim için gerekli olmazsa olmazlardandır. Temel olarak, softbox veya octabox (sekiz köşesi olduğu için), şemsiye ve petekler, ayrıca, her bir paraflaş için sağlam ve ağır yapılı tripot fotoğraf makinesinden ışıklara tetikleyici temel ihtiyaçlardır. Paraflaşlar, senktron kablosuyla birisine bağlanıp çekim yapsanız da, uyumlularsa birbirleriyle etkileşime girebilir ve çekime dahil olur. Burada, çekim yaptığımızda tüm aktif paraflaşların aynı anda patlamasından bahsediyoruz. Bu tarz etkileşim için markaya göre belli mesafe sınırı vardır. Ancak, geniş mekânlarda çekim yapabilmek için fotoğraf makinesinden senkron kablosu veya mesafe sınırı olan tetikleyiciler yerine telsiz frekanslı tetikleyiciler ihtiyaç haline gelir. Bu ve benzeri ihtiyaçlardan ünitemizin kalanında detaylı olarak bahsedeceğiz.

Stüdyo Işık Sistemleri Yardımcı Aksesuarlar Softbox veya octabox: Genel olarak kare şeklinde görmeye alıştığımız ancak aşağıdaki Fotoğraf 3.3’te de görüldüğü üzere sekiz köşeli olanlarına da octabox denir ve işlevleri tamamen aynıdır. Bu araçlar elimizdeki kaynağın ışığını yumuşatmaya yararlar, portre fotoğraflarında kırışıklıkları görmemek, ürünlerdeki tozu görmemek ve keskin köşeli yapısı olan ürünlerin çekimlerinde gölgeleri yumuşatmak vs. için kullanılır. Gölgelerin keskin bir biçimde gözükmesini arzu etmediğinizde, ışığın homojen dağılmasını istediğinizde kullanılır. Şemsiye; ışığın yansıyarak gelmesini sağlar. Softbox’tan daha yoğun bir ışık elde edilir. Petek; sıvı, cam türevlerindeki çekimler için kullanılan bir donanımdır. Paraflaşın önüne takılarak ışığın belli bir düzende aydınlatmasını ve cam ve sıvılarda yansımayı engeller (Fotoğraf 3.1).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

45 4

Fotoğraf Projesi Geliştirme I

Fotoğraf 3.1. Paraflaşa Petek Takılarak Çekilen Örnek Fotoğraf

Monopot: Tripot’un tek ayaklı olanıdır. Denge için fotoğrafçının temasına ihtiyaç vardır. Uzun beklemeli açılış çekimlerinde, fotoğraf makinesinin yükünü taşıması ve yer sıkıntısı olan yerlerde hareketli kalabalığın takılarak sorun yaratmaması için kullanılır. Yürüyüşlerde, dağcıların kullandığı baton şeklinde olanları iki işlevi de yerine getirir. Yürüyüşe destek ve fotoğraf çekmek… Autopole: İç içe geçmiş boru sistemlerinden oluşur. Yerden tavana veya duvardan duvara sıkıştırma şeklinde sabitlenen bir yapısı vardır. Tripot ile aynı amaçlarda kullanılan ancak yer değiştirmenin olmayacağı, insan hareketinin çok olduğu ortamlarda, makine ve/veya ışığı sabitlemeye yarar. Acemilerin çok olduğu ortamlarda önerilir (Fotoğraf 3.3).

Tetikleyiciniz olsa da senkron kablosu bulundurun.

Senkron Kablosu: Genel olarak almış olduğunuz paraflaşlarla verilen aparattır. Fotoğraf makinesi ve ışık arasında tetik bağlantısını sağlayan kablolara genel olarak bu isim verilir. Ortalama 5 m’dir. Hareketin çok olduğu ortamlarda dikkatli kullanılması gerekir. Üçüncü kişilerin takılması durumunda fotoğraf makineniz ve/veya ışık sisteminiz devrilebilir ve/veya bağlantı noktalarında hasarlar oluşabilir. Güvenli olan veya olmayan ortamlar için tetikleyici kullanılması önerilir. Tetikleyiciniz olsa da senkron kablosu bulundurulmalıdır. Flaş ve Paraflaş Tetikleyici: Senkron kablosundan bağımsız çalışmak için fotoğraf makinesi ile flaş ve paraflaşları kablosuz senkronize eden aksesuarlardır. Özellikle telsiz frekanslıları doğrudan görmese de frekansla senkron olabilirler bu nedenle, mekân çekimlerinde ışık kaynaklarınız doğrudan birbirini görmediği pozisyonlar çokça olacağından olmazsa olmaz aksesuarlardandır. Özetle, çekim mekânı genişledikçe gerekliliği artan bir araçtır. Bu ve benzeri pille çalışan araç gereçleriniz uzun süreli beklemelerde pilin akması ve bitmesi sorunu yaşayabilirler. Pilin akması kalıcı hasarlara neden olur. Bu nedenle işiniz sona erdiği andan itibaren pilleri sökmeniz gerekir. Bu pil ömrünü de uzatan bir işlemdir (Fotoğraf 3.2).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

46 5

Fotoğraf Projesi Geliştirme I

Fotoğraf 3.2. Tetikleyicinin İçindeki Pillerin Çıkarılması ve Paraflaşın Kendi Senktron Kablosu

Süper Clamp: Çeşitli yüzeylere güçlü bir şekilde sabitlenebilen clamp aparatının üstüne ışık ve kamera sistemleri monte edilebilir. Bazen sadece ataç niyetine de kullanılır (Bkz Fotoğraf 3.4.) Şemsiye: Paraflaş da ışığın, şemsiye iç düzleminden yansıyarak gelmesi için kullanılır. Softboxa göre daha sert bir ışık oluşturur ve iç düzlemde farklı renklerle ışığın sıcaklık ve soğukluğunu değiştirme imkânı sağlar. Şeffaf olan modelleri softbox gibi kullanılabilir.

Özellikle büyük şehirlerimizde paraflash ekipmanları kiralanabilmektedir. Satın almak ancak, iş yükü fazla bireylere önerebileceğimiz bir durumdur.

Flaşmetre: Özellikle analog dönemde aktif kullanılan bir aksesuardı. Tecrübeli bir kullanıcı için her türlü çekimde anlamlı bir ışık ısısı ölçerdir. Temel olarak fotoğraf makinelerinde bulunan pozometre ile aynı mantıkta çalışır ancak burada farklı olan çekim yapılacak nesnenin üstüne düşen veya gerekli olan ışık değerini uzaktan değil de obje önünden ölçmemizi sağlar ki en net ve çevre etkisinden soyutlanmış ölçüm budur. Dijitalle birlikte, çekimi hemen analiz edebilme durumuna gelinmiştir ve flaşmetre temel ihtiyaç listesinden çıkmıştır. Stillife Masa: Görece küçük boyutlu ve sayısal olarak çoklu çekimlerde kullanılmak üzere tasarlanmış masalardır. Süper clamp takılabilecek iskelet yapısı ve sonsuz fon oluşturan genelde yarı saydam zeminiyle alttan da aydınlatma yapılabilen bir yapısı vardır. 3-5 obje çekimlik projelerde fotoğrafçı, bir karton düzlemle de aynı çekimi yapabilir. Ancak, sayısal çokluğun olduğu, ürün çekimleri, müze materyali, aksesuar çekimleri fotoğrafçının beden dengesine de yük bindirir. Fotoğrafçı, belini dik bir şeklide konumlandıracak bir sandalye, fotoğraf makinesine eğilmeden bakacak yükseklikte bir bakaç (vizör) düzlemi ve ürünleri uygun yükseklikte yerleştirebileceği bir masa oluşturamazsa kalitesiz bir çekimden daha önemli olarak fiziki sıkıntılarla yüzleşecektir. Bu masa, sabit açıyla çekim yaptığımız bu tarz projelerde önemli bir faktördür. Bütçenize düşükse, temel mantığını öğrendiğinizde eldeki malzemelerden de üretilebilir; bu önerimizin para aldığınız çekimlerde, çekimde işveren imajınıza olumsuz etki bırakacağını unutmayın.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

47 6

Fotoğraf Projesi Geliştirme I

Fotoğraf 3.3. Uygun Yüksekliğe Yerleştirilmiş Bir Çekim Masası

Stillife masa çevresinde konuşlanmış paraflashlar; sağda, zemin ve tavan arasında sıkışma yöntemiyle sabitlenen autopole ve üzerinde süper clamp ile sabitlenmiş ışık, solda octabox takılı ve tripot üzerinde mobilize edilebilir ışık, merkezde çekim objesinin üzerinde bulunduğu stillife masa. Mekân arkadan gün ışığı aldığı için arka plana üçüncü bir ışık konulmaya gerek görülmemiş. Normal şartlarda oluşacak olan gölgeyi yumuşatmak içinde bir ışık kullanılması gerekirdi. Az da olsa gölgenin sorun olmaması durumunda üçüncü ışık gerekli değildir. Reflektör: Çekimlerde her aydınlatmayı ışık kaynağıyla yapamazsınız, bu para ve çaba gerektirir. Ancak çekilecek objenin bir yanını aydınlatan bir kaynağınız varsa diğer tarafa buradan gelecek fazla ışığı yansıtacak yarı parlak bir yansıtıcı koyabilir ve çekimi iki yanından veya Güneşten kaynak alıyorsanız alttan bu sayede aydınlatabilirsiniz. İdeali bu iş için imal edilmiş birden çok renkte yansıcı yüzey barındıran elastik ürünler olmakta birlikte, nalburdan alacağınız beyaz bir strafor köpüğü de pekâlâ işinizi görebilir.

Fotoğraf 3.4. Fonu Sabitlemek İçin Kullanılmış Super Clamp

Fotoğraf 3.5. Fonu Sabitlemek İçin Kullanılmış Super Clamp (Farklı Açı)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

48 7

Fotoğraf Projesi Geliştirme I Super Clamp burada ışık sabitlemek için kullanılmış. Clamp, hem kendisini autopole sabitlemek hem de ışığın bağlandığı aparatı tutmak gibi çoklu bir görev yapmaktadır (Fotoğraf 3.5). Çekim yaptığınız ortamın duvarları da ışığı reflektör gibi yansıtacaktır. Bu nedenle ideal olan beyaz boyalı mekânlarda çekim yapmaktır.

Fotoğraf 3.6. Stillife Masanın Basit Bileşenleri Fon ve İskelet

Plastik veya büyük karton bir fonu masa duvar denkleminde basit düzenekle kendi stillife masanızı yapabilirsiniz (Fotoğraf 3.6). Moda çekimlerinde ve bu tarz büyük hacimli çekimlerde kullanılır. Buradaki 275 cm eninde bir model,120 cm’lik daha dar ve farklı renklerde olanları vardır (Fotoğraf 3.7 ve Fotoğraf 3.8).

Fotoğraf 3.7. Kartondan Yapılan Sonsuz Fon Uygulaması ve Son Aşama

Fotoğraf 3.8. Stil Life Masada Çekilmiş Bir Detay

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

49 8

Fotoğraf Projesi Geliştirme I

Paraflaşların gerekli olduğu çekimler

Stüdyo ışıklarıyla belli başlı birkaç çekim türü belirleyip onda uzmanlaşmaz daha doğru bir yaklaşımdır.

Fotoğrafçılığa merak saldığınızda, işinize yarayacak olan teknik donanım sahip olduğunuz para oranında genişler. Özetle kendinize bir sınır ve tarz belirlemediğiniz sürece her tür çekimde yeni bir ihtiyaç doğacaktır. Bilginin oturması ve uzmanlık hâline gelmesi pratikle olur. Her türlü çekime aday olmak, birçok başarısızlığı da beraberinde getirecektir. Teknik donanımınız sizin bir parçanız hâline gelene kadar, belli tür çekimlere yönelmeniz yerinde olacaktır. Paraflaşlar, pahalı ve kullanımı özel bilgi gerektiren donanımlar olması nedeniyle, fotoğrafçı belli bir olgunluğa gelmeden ve tecrübeli birine asistanlık yapmadan buna yatırım yapamayabilir. Bu üniteye konu olan ve benzeri eğitimler, ışık kiralama firmalarından edineceğiz ekipmanla çekimler ve gerekirse bir profesyonele iş vererek yaptırmanız, bu vesileyle öğrenmenize yardımcı olacaktır. Para kazanılacak bir iş, emek zaman ve para harcamadan beceri olarak edinilmemektedir. Süreci kontrol edebildiğiniz her türlü çekim paraflaşla yapılabilir. Portre, röportaj, düğün çekimi, açılışa özel bir köşe oluşturmak, takı töreni vs. Neler yapılamaz dersek; pek çok spor dalının çekimi, doğa çekimleri, hareket ve değişkenin çok olduğu veya ameliyat gibi sınırlı donanım ile çalışılacak her türlü ortam ve çekim için farklı ışık kaynakları ve aksesuarlar gerekir. Ancak geri kalan her şey için paraflaş çekim kalitenizi etkiler. Fotoğraf çekerken müşteriniz veya poz vereniniz üzerinde psikolojik olarak anlamlı bir etki bırakacaktır. Başlıca çekim türlerinden bahsedelim ve kuruluma geçelim; Moda Çekimi: İç mekânda yapılabilecek en zor çekim denildiğinde bizim aklımıza moda çekimi gelmeli. Çünkü moda çekimleri organizasyon becerinizin sınandığı, ekip arkadaşlarınızın performansının çekimi etkilediği en önemli durumdur. Bu tarz çekimlere evet demeden önce, ekipmanınızla olan tecrübenize güvenmelisiniz. İyi bir makyöz ve kuaförü çekim gününde hazır edebilecek çevreye sahip olmak, ürünleri kombine edecek bir göz olması veya bu işi yapacak yönetmenle çalışmak, çekim öncesinde mekân ve ürünlerin hazırlanması konusunda hazırlığınızın olması gerekir. Modellerin yediği yemeğe kadar karışabilecek durumda olacağınız bir ortamdan bahsediyoruz. Moda çekimi hata kabul etmez ve piyasada isminizi kötüye çıkarabilecek bir iştir. Ürün Çekimi; Ürün çekimleri paraflaşla çalışmaya başlayacak ve tecrübesini ilerletmek isteyen fotoğrafçılar için en ideal çekim türüdür. Zaman sınırlaması, ekip ve ekipmanda yaşanacak sorunlar nedeniyle işin kötü olması olası değildir, tabi çekeceğiniz ürün pasta veya sıcak bir pide değilse. İş size doğası gereği fotoğrafçılık öğretir ve hatalarınızı tolere edebilme imkânı sağlar. Bu çekim, çekim materyaline göre çoklu alt başlıklarına ayrılabilir: Stillife, kuyum malzemeleri, yemek, aksesuar, giysi, ayakkabı, sıvı ürünler vs. Mekân Çekimi; Oteller, büyük balo salonları, sinemalar ve AVM vb. mekânlar donanımızın ve tecrübenizin zirvede olması gerektiği çekimlerdir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

50 9

Fotoğraf Projesi Geliştirme I Işıklarınızın watt yüksekliği, tetikleyicinizin kalitesi burada önemli bir aktördür. Asistan çalıştırmadan yapmanızı mümkün gözükmediğinden de bahsetmeliyiz.

Fotoğraf makinesindeki white balance (WB) ayarı, çekim yapılan ışık türüne göre ayarlanır.

Müze Materyali: Yapısı itibarıyla en zor iş denilebilir; küf, toz, alerji ve çeşitli viral rahatsızlıklar barındıran bir çekim türüdür. Maskesiz, eldivensiz ve mümkünse özel kıyafetsiz çalışmayı kabul etmemeniz gerekir. Gün içinde kısa aralıklarla, uzun dönemli bir iş olduğundan ekonomik olarak maaşlı veya bilinçli fiyat politikanız yoksa zarar edersiniz. Tecrübe ve güven ister. Değeri paha biçilemez belge ve objelerle baş başa kalır onları gerektiğinde temizlemek zorunda kalırsınız. İş disiplini bakımından tavizsiz olmanız gerekir. Ziyaretçi, tecrübesiz asistan veya mesul sorumlu olmadan çekimler her türlü olumsuzlukta tarafınıza yönelecek bir suçlama riski barındırır. Mesleki güven ve biricik objelerle direkt çalışma; hatta çekim sonrasında görseli oluştuğundan, depolara kaldırılacak tarihi eserlere son kez temas edecek kişi olmanın manevi hazzı paha biçilemez. Bir fotoğrafçının hayatında bir kez olsun bu hazzı yaşaması öneririz. (Fotoğraf 3.9).

Fotoğraf 3.9. Sonsuz Fon Önünde Çekilmiş Bir Detay

Proje hazırlıkları

Her çekim değerlidir. Ancak başkası adına yapacağınız ticari bir çekimde mağdur müşterinizdir. Bu nedenle mümkünse yedek fotoğraf makinesi bulundurun.

Fotoğraf makinesi ayarları: Dijital fotoğraf makinelerinde çekim öncesinde yapmanız gereken belli başlı ayarlamalar vardır. Fotoğraf makineniz ve ışıklarınızı ödünç vermeyin. İnsan tabiatı hatalarını örtme eğiliminde olduğundan malzemenizi düşürmüş, hatalı kullanmış veya gördüğü zararı ötelemek için geçici çözüm üretmiş olabilirler. Çekim öncesinde malzemenizi kontrol edin. Bu tabiat sizde de vardır, donanımızın bakımlarını düşme ve zorlanma durumlarında da kontrol ettirin. Fotoğraf makinenizin temizliği önemlidir. Çekim yaptığınız ortamın tozlu, rüzgârlı olduğu durumlarda lens takıp çıkarmamak ve hemen temizlik yapmak önemlidir. Lens değiştirme zorunluluğuna girmemek için kaliteli bir zoom lens işinizi görecektir. Dijital fotoğraf makinelerinin çoğunda renk uzayı/RGB ayarları şeklinde yer alan ayarlar; genel olarak Adobe masaüstü programları yaygın olmasından dolayı AdobeRGB modunda ayarlanmalıdır. sRGB modu daha dar bir renk uzayı vermekte ve Adobe dışı programlarda uyum sağlaması bakımından tercih edilmemelidir (Görsel 3.1).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

51 10

Fotoğraf Projesi Geliştirme I

Görsel 3.1. Renk Uzayları Arasındaki Farkı Gösteren Bir Şablon

ISO ayarı: Fotoğraf makinenizde sensörün ışığa duyarlılığını ayarlar. ISO değeri, analog ve dijital dünyada da rakamsal değeri düştükçe görüntüde grenlenme (Grain) denilen sorununu azaltır. Fotoğraflar, basit anlatımla küçük noktalardan oluşur. ISO değeri yükseldikçe bu noktalar da büyür. Aralarındaki fark fotoğraf küçük kullanıldığında gözükmese de büyütüldükçe ve afiş vb. gibi materyallerde basılıp büyüdükçe ortaya çıkar. Özetle, keskin değerli fotoğraflar için ISO değeri düşük tutulmalıdır. Tanıtım amaçlı çekilen ürünlerde, büyütüldükçe netlikten ödün vermeyen çekim için fotoğraf makinenizin ISO ayarını kontrol ediniz. Paraflaşlar size gerekli ışığı verecektir tüm değişkenler değerlendirilmeden ISO’yu büyütmek yönünde müdahale etmemelisiniz.

Fotoğrafçılık amatör düzeyde bile fazlasıyla pahalı ekipmanla yapılan bir iştir. Malzemelerinizi ödünç vermeyin ve ödünç malzemeyle iş yapmayın.

Çekim öncesinde, mümkünse her çekim sonunda çekilen fotoğraflarınızda lensten veya sensördan kaynaklanan leke arayınız. Bu lekeler yapışan toz tanecikleri gibi basit de olabilir, sensör düzleminizde ölü pikseller de olabilir. Bu tarz şeyler, küçük bir Photoshop çalışmasıyla düzeltilemeyecek seviyede gelişirse muhatabınız size anlayışlı davranmayabilir. Tripot: Fotoğraf makinesi için alacağınız kaliteli bir tripot, uzun bir çalışmada bel ağrısını ve el titremelerinden oluşacak görüntü bozukluklarını da engeller. Sabit bir fon ve hareketsiz nesnelerle çalışmada kadrajın standart oturmasını sağlar. Su terazili ve çeşitli açılarda çekimlere destek verecek modellerini tercih ediniz. İlk seferde iyi model almanız, kalıcı bir yatırıma dönüşür. Yetersiz kaldığı için yenisi alınan her aksesuar, hatalı bir yatırım olacaktır. Obje hazırlık: Elinizde çekeceğiniz objenin yanına konulacak güzel taşlar, dekoratif nesneler, fon oluşturacak parlak, mat ve hatta kadife kumaşlar bulunması gerekir. Bu çekimlerin tekdüzeliğini kaldıracak ve bildik nesneler kullanılırsa (Para, araba, kapı vs. gibi) boyut hakkında bir fikir verecektir (Fotoğraf 3.10.-3.11). Çekilecek objeler, parlak düzeyli ve parmak izi kalacak türlerse önceden temizlenmeli ve kumaş eldivenle dokunularak çekilmelidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

52 11

Fotoğraf Projesi Geliştirme I

Fotoğraf 3.10. Obje Hazırlığı İçin Örnek

Fotoğraf makinenizde kullanacağınız hafıza kartlarının kapasitesi günden güne gelişmektedir. Makinenizde tek kartla çalışmayın ve düzenli olarak aktarma yapın. Fotoğraf 3.11. Obje Hazırlığı İçin Örnek

Fon seçimi: İdeal bir fon seçimini müşteriniz bilemeyebilir ancak son kararı o verecektir. Bu nedenle farklı bir fon kullanma konusunda karşı taraftan özel bir talep gelmiyorsa fon beyaz ve sade olmalı. Fondan bağımsız dekupaj (Bilgisayarda objeyi fondan ayırıp, farklı bir fonda veya tasarım içinde kullanma.) işlemi talep edildiğinde renkli fonla beyaz gözüken çekim objesi, beyaz fona transfer edildiğinde, diğer fonun rengine de sahip olacaktır.

Ekipman kurulumu Sahip olduğunuz, kullanımınıza bırakılmış veya kiraladığınız ışık sistemleri için en önemli kural, bu malzemelere dikkatli davranmaktır. Öncelikle kendi özel kutusunda olan bu teknik malzemeyi yerleştiren, çıkartan, kuran ve tekrar toplayan aynı kişi olursa malzeme kayıpları yaşamazsınız. Malzeme kayıpları; eksik parçadan tutun da özensiz toplama ve yerleştirme sonucu oluşan hasarlar demek istiyoruz. Bireysel olarak, bu ünite yazarı hiçbir yardım kabul etmemektedir. İyi niyetli pek çok bilgisiz müdahale minimum maddi zarar riski barındırır. Malzeme kurulumunu maddeler hâlinde açıklamadan önce Japonca’da “kaizen” kelimesinden bahsetmek yerinde olacaktır. Bu kelime değişim ve iyileştirme kavramlarının birleşmesiyle oluşur. Modern tanımlar, iyileştirerek Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

53 12

Fotoğraf Projesi Geliştirme I geliştirme ve farklı alt maddeler hâlinde açıklasa da felsefesi açısından savaş sanatları yaklaşımından açıklamak isteriz. Kaizen, bir işi yapabilmek için tüm evrelerinde mükemmelleşene kadar adım adım ilerlemek demektir. Bu işe zaman harcamayı ve emeği barındırır. İçinde acele yoktur, ruh ve bedeniniz yeterince aynı rutinde tekrar ettiğinde, eylemleriniz etkisini yitirmeden hızlanmaya başlar. Hızlı yapmak kaos oluşturur ve aynı işi farklı ritimlerde yaparsanız bedeniniz, dikkatiniz üzerinde olmadıkça hata yapmaya eğilimli olur. Başlangıçtan itibaren belli bir ritim duygusuyla hareket etmediğinizde, yapılan iş aynı da olsa beden her seferinde farklı bir eylem yaptığı zannıyla, el alışkanlığı edinmez. Bu da süreç içinde ritim attığında, dikkat dağıldığında, yorgunlukta vb. durumlarda hata yapmaya eğilimli olur.

112 acil servisi aradığınızda olayın elektrik çarpması olduğunu belirtmeniz gerekir.

Örnek

Fotoğrafçılık bu anlamıyla “Kaizen” barındırır. Tüm malzemelerinizi her zaman aynı düzende ve hızda topladığınızda, yerleştirdiğinizde eksiklikleri, kullanım sırasında olan hasarları tespit etmeniz kesin düzeyine ulaşacaktır. Ve aynı şekilde tekraren aynı ekipmanı kullanacağınızda tamamlamak için eksikliklerinizi biliyor olacaksınız. Bu felsefe göndermeli yaklaşımdan sonra başlıca makine parçalarını nasıl kurup toplanacağından bahsetmekte yarar vardır.

•Hergün diş fırçalayan bir birey, bunu hep aynı yapar ve gün geçtikçe hızlı bir biçimde yapar, bu arada telefonuna da bakabilir. İlk öğrenmede fırçalama işini ideal şekilde öğrenmediyse, arka dişleri yeterince fırçalamamak, bir tarafa fazla bastırmak gibi fırçalamaktan doğacak diş rahatsızlıkları oluşacaktır. Bu nedenle küçük yaşta, doğru diş fırçalama eğitimi çok önemlidir. Dişinizi nasıl fırçaladığınıza bakın ve bir sonraki öğün farklı yerden başlamaya kendinizi şartlayın bakalım yapabilecek misiniz?

Uzatma kabloları; hemen tüm farklı markaların standart uzatma kabloları 5 m ortalamadadır. Her bir ışık için standart olan bu kablolar makul olan her ortamda size yetecektir. Bunun dışında elektriğe uzaklığınız arttıkça çok daha uzun kablolarla çalışacaksınız. Bunlarda birinci önceliğiniz, ezilmemiş, yaralı olmayan kabloyla çalışın veya ciddi bir tamirden geçirin. Elektrik şakaya gelmez. Bu malzemeler ip sarar gibi avuç içi ve dirseğiniz arasına diğer elinizle sarılırsa, kısa metrelerde hissedilmese de uzun metrelerde burkulma yapmaya başlar ve kabloyu açarken muhtemel ki karışır. Bunu önlemek için kabloyu serbest bırakıp; iki el avuç içleri dışa dönecek şekilde tutup mesafeyi ayarladıktan sonra dairesel bir dönüşle toplama yapmaktır (Fotoğraf 3. 12). Bu kablo toplama çapını sizin belirlemenize ve kablolarınızın karışmasını önlemeye ve uzun vadede sağlam kalmalarını sağlar.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

54 13

Fotoğraf Projesi Geliştirme I

Fotoğraf 3.12. Kablo Sarım Tekniği

Stilife masa ve fon; ürün veya mankenli çekimlerde fonu oluşturacak tüm ekipman en önce kurulur veya stüdyoda sabit şekilde hazırdır.

Tripotlar; bu malzemeler fotoğraf makinesi kurulumu dışında, ışık kurulumu için de kullanılır. Genel olarak ışıkları dengede tutmak ve yüksekliğini belirlemek için iç içe geçmiş boru parçalarından oluşur. Dikkatli açma kapama yapmadığınızda ezilen parça bütünü kullanmanıza engel olur. Birden çok tripotu taşıma çantasına veya bir mekâna istiflerken genelde plastik olan sıkıştırma vanaları kırılır. Bunun başlıca sebebi hor kullanan birilerine emanettir. Ancak hataları azaltmanın birinci yolu tüm vanaları bir düzlemde dizmeye dikkat etmektir. Böylece darbeleri topluca karşılamaları yanı sıra her birinin farklı yerde farklı nesnelere takılmasını da önlersiniz. Softbox-Octabox; stüdyo dışına çıkmayan parçalarda zamanla bütünü oluşturan çelik teller, bulundukları düzenin şeklini almaya eğilimli olurlar. Bu durum söküldükten sonra tekrar takılmasında zorluk oluşturur. Her işten sonra toplamanız pratik becerinizi arttırır. Bu ekipman takılır veya sökülürken ışık kaynağının soğuduğundan emin olmalısınız. Ayrıca, bir bayonet sistemine sahip olan bu aksesuarlar, ışığa takılırken yorgunluk veya fiziksel zayıflıktan dolayı kolay takılamazlar. İşinizi kolaylaştırmak için ışığı dik konumda sıkıca sabitledikten sonra sökme- takma işlemine başlayın. Özelikle ön bez düzenli temizlenmelidir. Paraflaşlar; öncelikle kurma ve toplama işlemleri soğukken yapılmalıdır. Bu konuda sabırsızlık göstermeniz ampül ve/veya korucu camdaki sıcaktan dolayı size

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

55 14

Fotoğraf Projesi Geliştirme I ve malzemenize zarar verebilir. Paraflaşlar özellikle aparatları takıldıktan sonra dengesiz hâle gelirler; bu nedenle sıkılığını gevşetirken diğer elinizle sıkıca tutmanız gerekir. Ayrıca tripot üzerine konulurken uzun kısmı veya aksesuar takılan kısmı tripot ayaklarından birinin üstünde hizalandırılması gerekir. Taşıma işlemi için kutusuna veya çantasına sakince konulması gereken bu ışık kaynakları elektronik aksam içerdiğinden aynı naziklikte ve bilinçli bireylerce taşınmalıdır. Bireysel olarak kendi uygulamam ve önerim tüm aşamaları kendiniz yapmanızdır. İyi niyetli yardımları nazikçe reddetmenizi ısrarla öneririz. Stilife masa ve fon; ürün veya mankenli çekimlerde fonu oluşturacak tüm ekipman en önce kurulur veya stüdyoda sabit bir şekilde hazırdır. Kâğıt fonlarda kirlenmeden dolayı kayıplar oluşacaktır. Bu kirlendikçe kesilerek, rulodan temizi kullanarak telafi edilir. Tabii ki sınırlı metrajda olan bu fonları çekim öncesinde kontrol etmek gerekir. Tecrübe ettiğiniz çekimde ne kadar harcadığınızı bilmek veya not etmek bir sonraki çekimde hazırlık aşamasında önemli bir veridir. Her yerde ve kolay bulunamaz olan fon malzemeleri, çekim öncesinde ihtiyaç kadar stoklanmalıdır.

Ürün veya model yerleştirme; çekim yapacağınız ürünler ile ilgili moda dergilerindeki çekimler, benzer ürünlerin resmî internet sayfalarındaki fotoğraflar en doğru referanslardır. Kendi tarzınızı bulana kadar esinleneceksiniz, fazlasıyla deneme yapacaksınız ki akıcı bir profesyonellik beceriniz oluşsun.

Bireysel Etkinlik

Pratik, başarıya giden en garantili yoldur. Çekim için bahane aramadan çaba sarf edin.

Fotoğraf makinesi; çekim öncesi bakımı yapılmış olmalı ve pil durumu denetlenmelidir. Yedek pili bulundurulmalı ve şarj aletinin yanınızda olduğundan emin olunmalıdır. Kullanacağınız lens veya lenslerin temizliği çekiminizi etkileyecektir. Vücudunuzu devamlı kambur durmaya zorlayan çekim pozisyonları sürekli ağrılara sebebiyet verebilir. Bu nedenle, oturur bir pozisyon almanız, fotoğraf makinenizin modeli imkân sağlıyorsa monitör görüntüsünden görsele bakmanız ve deklanşör tetikleyici kullanmanız sabit çekimler için anlamlı önlemlerdir.

• Kırtasiyeden aldığınız beyaz kartonla bir sonsuz fon oluşturup, seçeceğiniz bir objeyi pencere önünde gün ışığı alacak şekilde konuşlandırdıktan sonra fotoğrafını çekiniz. • Bu işlemi, pencerenin ve objenin diğer tarafına reflektör koyarak veya strafor köpüğü koyarak yapınız. • Tüm çekimi flaşla doygunlaştırarak aralarında oluşan farkı algılamaya çalışın.

Çekeceğiniz objelerle ilgili moda dergileri ve internet sitelerinden, minimum 5 farklı çekim seçerek buradaki kompozisyonu aynısını oluşturmak için kendinizi zorlayın. Bu kompozisyonu da sabah 09:00 öncesi veya akşam 17:00 gibi doğrudan güneş almayan bir noktada dış mekânda veya pencere önünde çekimini gerçekleştirin. Bu saatler hava durumuna göre bir miktar değişebilir ancak Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

56 15

Fotoğraf Projesi Geliştirme I buradaki asıl amaç güneşin ışıklarının bulunduğunuz noktaya direk gelmemesi ve yumuşaması içindir. Her türlü dış mekân çekimleri için en ideal saatlerde bu saatlerdir. Bu çalışmadaki asıl amaç, kompozisyon becerisi geliştirme, harcanan zaman ve emeğin algılanmasıdır. Örnek çekimler ne kadar zorlayıcı olursa ve benzerini yapmak için taviz vermeden uğraşırsanız. Zor beğenen bir işverenle çalışma becerisini ve tecrübesini edinmiş de olacaksınız.

Bireysel Etkinlik

Yaptığınız çalışma süresini ve yaşadığınız zorlukları not ediniz. Benzer ve çok sayılı bir çalışmanın size ne kadar süre ve emeğe mal olacağını bu şekilde hesaplayabilirsiniz.

• Çekimi görsel olarak nasıl güzelleştirebileceğinize kafa yorun. • Tripot kullanın ve sonrasında aynı kareyi tripotsuz olarak çoklu sayıda çekmeyi deneyin.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

57 16

Özet

Fotoğraf Projesi Geliştirme I

•FOTOĞRAF PROJESİ GELİŞTİRME ÇALIŞMASINDA KAPSAM •Bu ünite kapsamında temel düzeyde fotoğraf çekmeyi bilen öğrencileri, stüdyo ortamında dikkat etmeleri gereken ve temel düzeyde stüdyo ortamındaki malzemeler hakkında bilinçlendirme amaçlanmıştır. Bu bağlamda teknik ekipman tanıtımı, olası sorun ve çözüm önerileri, tecrübe ettikçe geliştirecekleri ancak başlangıç düzeyinde dikkat etmeleri gereken başlıca püf noktalarına değinilmiştir. •Bu eğitimin temel amacı öğrenciye vizyoner yaklaşım sunmaktır. Bir başka düzeyde tarif edilirse amacımız arabanın tüm parçalarını ezberletmektense, güvenli sürüş ve arıza durumunda en doğru teşhisi koyma becerisini geliştirmek olmaktadır. Bu ünitede, detaylı ve boğucu bilgilerden çok uygulamaya teşvik edici bir rol biçilmiştir. Tarafımızca bu çalışma kendimize yazılmış kontrol çizelgesi anlamı taşır. Böylece yoğun gündem ve yorgunlukta, elimizde bir yol haritası olsa nasıl olurdu yaklaşımı önceliğimizdir. • Oturmuş bir düzen ve devasa kurulu bir stüdyo ortamında da çekim yapsanız, gelecek işlerin yapısı itibarıyla, zaman zaman gerekli ışık ve yardımcı aksesuarları çekim yapacak ortamlara götürmeniz gerekir. Burada tekraren kurmanız toplamanız gereken malzemeler ve bunlarla ilgili geliştirmeniz gereken fiziksel beceriler vardır. Tüm bunların da önünde işinizle ilgili belli başlı prensipler geliştirmeniz gerekir. Teknik ekipmanın ışık kısmını kimseye taşıtmama veya montaj/demontajının üçüncü kişilere yaptırmaması gibi. •Elbette ki teknik ekipman için yer yer destek almanız gerekecektir ve fiziksel durumunuza göre tüm ekipmana hâkimiyete sahip olamayabilirisiniz. Gerekli kontroller, taşıma protokolleri ve iş ciddiyeti yük gibi gelsede işini yaptığınız paydaşlarca sorumluluk olarak algılanacaktır. Ayrıca çekimlerinizi arşivleme, güvenliğini sağlamak için azami dikkat etmeniz, güven tahsis edecektir. Modellerinin seri üretimine başlamamış tekstilci için sizin güvenirliğiniz becerinizden bir adım önde olacaktır. İş hacminiz bilginizle yükselse de karekteriniz kalıcılığınızı artıracak en önemli husustur. •Bu çalışmada başlıca teknik anlatılar şunlardır; •Softbox, octabox, şemsiye; softboxlar paraflaşların önünde ışıkların yumuşatılması ve ortamda ışık dolgunluğunu sağlamak için kullanılır. Şemsiye sistemi bunu iç bölgesine yansıtma olarak yapar, ışık daha sert gelir. •Senkron kablosu, tetikleyici; senkron kablosu fotoğraf makinesi ile paraflaş arasında bağlantıyı sağlar. Bunu kablosuz olarak yapan sistemleri de tetikleyici olarak tanımlıyoruz. İngilizce de slave olarak geçer. •Stillife masa ve sonsuz fon: Fotoğraf çekimlerinde çevreden çekilen objeyi soyutlamak ve ön plana çıkarmak için kullanılan hazır düzenektir. •Petek; seffaf , cam ve sıvı ürünlerde yansımaları engellemek için kullanılan bir aksesuardır. •Autopole; Tripoddan farklı olarak zeminle tavan veya yan duvarlar arasında sıkıştırılarak kullanılan ışık ve fotoğraf makinesi takılan unsurdur. •Flaşmetre: Çekilecek obcelerin üzerine düşen ışık değerlerine göre en ideal enstantene ve diyafram değerlerini belirlememizi sağlayan ışık ölçer. Dijital fotoğraf makinelerinin yaygınlaşmasıyla birlikte anlık görüntü kalitesini görebildiğimizden önemi azalmış gözüksede faydalı bir aksesuardır. •Monopod: Tek ayaklı ve fotoğraf makinesi için dizayn edilmiş bir aksesuardır. Yürüyüş ve uzun beklemeli çekimler için idealdir. Denge için fotoğrafçının desteğine ihtiyaç vardır. •Süper Clamp: Kendi belli yüzeylere sabitlenen ve/veya üzerine de ışık ve fotoğraf makinesi takılabilen bir aksesuardır. •Sadece ışık kaynakları değil bu ışık kaynaklarının, güneş dâhil, ürettiği ışığı yansıtarak çekilecek objeyeye yönlendirmemizi sağlayan aksesuarların genel adıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

58 17

Özet (devamı)

Fotoğraf Projesi Geliştirme I

•Stüdyo çekiminde kullanılan fotoğraf makinesinde göz önüne almak durumunda olduğumuz öncelikli ayarlara da değindik şöyle ki; Fotoğraf makinesindeki ayarlardan ISO ayarının paraflaşlarda en düşükte kullanılmasını ve tercih edilecek RGB değerinin Adobe RGB olması önerisi bunlardan başlıcalarıydı. •Fotoğraf atölyesi çalışmasının kazanımları nelerdir; Bu tarz stüdyo fotoğraf eğitimleri, genelde üniversitelerimizde ekipmanın sınırlı sayı veya hiç olmama düzeyi ile öğrenci çokluğu uyumsuzluğundan yeterli düzeyde verilememektedir. Üniversitelerin, ticari hayatla olan sınırlı ilişkileri bu ve buna benzer teknik ekipmanlara olan yatırımı düşürmektedir. Ancak gerçekçi olmak gerekirse, fotoğraf eğitimi alan öğrencilere profosyonel vizyon olarak muhabirlik, gezi fotoğrafçılığı vb. dışında da para kazanılabilecek mecraları öğretmek, bu alanda eğitim veren üniversitelerimizin görevidir. Bu atölye, stüdyo ışıklarıyla çekimler için bir yol haritası ve öğrencilerimize yeni hedefler koymak amacındadır. Öğrenci yanında kazanımları ise, bir çekim ortamına teorik olarak ta olsa hâkim olmak ve ışıklarla çalışma imkânınız olursa bu durumda elinizde bir yol haritası bulunduğunu bilmektir diyebiliriz. •Bu bağlamda, hangi tür fotoğrafları paraflaşlarla çekebileceğimizi sınıflandırmaya da çalıştık böylece, elinde ışık bulunan bireyler bu alanlarda da kendilerini geliştirmeye çalışabilirler. Ve tabii ki bu ışık sistemlerinin tek başarısı kaliteli çekim değil aynı zamanda müşteriye çekim anında da profesyonelliğinizi gösterme ve hatta yeri geldiğinde kendinizi öne çıkarma fırsatı yaratmasıdır. Şöyle ki, bir düğünde toplu çekimleri paraflaşla yapmanız buradan yeni müşteriler bulma ihtimalinizi artıracaktır. •Moda, ürün, mekân ve müze materyali olarak başlıca başlıklar altında sınıflandırdığımız çekim önerilerimizin ortak noktaları, zorlukları ve süreçlerindeki sınırlılıklar bu çalışmamızda tecrübelerimiz yansıması olarak küçük püf noktaları olarak belirtilmiştir. •Sonuç olarak, çekime başlamadan fotoğraf makinesini ayarlarını, ışıkların olası bakımlarını yapmayı ve organizasyonu düzenlemeye kadar önemli ve ciddi aşamaları bu vesileyle gösterilmeye çalışılmıştır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

59 18

Fotoğraf Projesi Geliştirme I

DEĞERLENDİRME SORULARI 1. Aşağıdakilerden hangisi film kullanan fotoğraf makinelerini tanımlarken kullanılan kavramdır? a) b) c) d) e)

Analog Post-dijital Pre-dijital Paralax SLR

2. Aşağıdakilerden hangisi tungsten ışıklar arasında yer almaz? a) b) c) d) e)

Paraflash’ın sürekli ışığı Normal ampul Led ampul Flöresan Sabah güneşi

3. Paraflash’ın yaydığı ışığı yumuşatmaya yarayan, temel olarak bez çadır şeklindeki aksesuara ne ad verilir? a) b) c) d) e)

Softbox Nonabox Pentabox Tribox Autopole

4. ISO ayarı fotoğraf makinesinde ne işe yarar? a) b) c) d) e)

Fotoğraf makinesinde renk ayarı yapar. Paraflaşta parlaklık ayarı yapmak için kullanılır. Reflektörün açısını temsil eder. Flaşın takıldığı yerin ayarıdır. Sensörün ışığa hassasiyetini ayarlar.

5. Paraflaş takılıp-toplanırken aşağıdakilerden hangisine dikkat edilmez? a) b) c) d) e)

Lambası soğukken toplanması gerekir. Yavaş bir şekilde kaldırılmalıdır. Dengeli bir biçimde takılmalıdır. Ayarlarken diğer elle de tutulur. Ellerin temizliğine dikkat etmek gerekir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

60 19

Fotoğraf Projesi Geliştirme I 6. Volt x Amper neyi temsil eder? a) b) c) d) e)

Watt Jule Ohm Desibel Fahrenayt

7. Aşağıdakilerden hangisinde senkron kablosu kullanılır? a) b) c) d) e)

Paraflaşları birbirine senkronize etmede Fotoğraf makinesini bataryaya bağlamada Fotoğraf makinesi ile paraflaşı tetiklemede Çekimden önce paraflaşı elektriğe bağlamada Birden çok fotoğraf makinesini birbiri ile etkileşime sokmada

8. Tetikleyici saklanırken aşağıdakilerden hangisine dikkat edilmelidir? a) b) c) d) e)

Temiz olmasına Fotoğraf makinesiyle saklanmasına Paraflaşla saklanmasına Pillerinin çıkarılmış olmasına Kutusunda saklamasına

9. Fotoğraf makinesinde renk uzayı ayarında tercih edilen aşağıdakilerden hangisidir? a) b) c) d) e)

sRGB s CMYK AdobeMagenda Adobe RGB AdobeCMYK

10. White Balance ayarı neden yapılır? a) b) c) d) e)

Beyaz tonları belgelemek için Beyazı temiz görmek için Işık rengini beyaza çevirmek için Işığa göre çekim yapabilmek için Grenlenme olmaması için

Cevap Anahtarı 1.a, 2.e, 3.a, 4.e, 5.e, 6.a, 7.c, 8.d, 9.d, 10.d

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

61 20

Fotoğraf Projesi Geliştirme I

YARARLANILAN KAYNAKLAR TURAN, Ersin, KADRİ KURŞUN, Ahmet; “Müze fotoğrafçılığı ve Fotoğraf Üzerindeki Hukuki Haklar Bağlamında İstanbul Üniversitesi Biyolojik Bellek Koleksiyonlarının Dijital Fotoğraf Arşivinin Oluşturulması”, Nobel Tıp Kitabevi, Mayıs 2018, İstanbul, s:11 https://forums.adobe.com/thread/2519885 23.07.2019 adresinden 06.09.2019 tarihinde erişilmiştir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

62 21

İÇİNDEKİLER

• Fotoğrafın Temel Donanımları • Fotoğraf Makinesi Çantası • Dış Mekan Çekiminde Temel Malzemeler • Öneriler • Hukuki Yaklaşım • Fotoğrafçının Sorumluluğu

HEDEFLER

FOTOĞRAF PROJESİ GELİŞTİRME II

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra; • Dış mekân çekimlerinde gerekli olan temel ekipmanı tanıyabilecek, • Profesyonel fotoğrafçının dikkat etmesi gereken güvenlik açıkları hakkında bilgi sahibi olabilecek, • Hukuki sorumluluk ve haklarınızı temel düzeyde öğrenebileceksiniz.

FOTOĞRAF VE VİDEO PROJE GELİŞTİRME Dr. Öğr. Üyesi Ersin TURAN

ÜNİTE

4 © Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.

Fotoğraf Projesi Geliştirme II

Çekime Hazırlık Hukuki Haklar

Fotoğraf Makinesi Çantası

Lensler

Aksesuarlar

Tripod

Flaş

Fotoğraf Makinesini Seçmede Öneriler

Fullframe/Çarpan Farkı Öneriler Çekim

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

64 2

Fotoğraf Projesi Geliştirme II

GİRİŞ Bu ünitede dış mekân çekimlerinde yoğunlaşacağız: Dış mekân derken, kendi stüdyonuz özelinde ve bireysel kontrolün dışında tüm çekimleri kastetmek yerinde olur. Bunları belli başlı bölümlere ayırmak gerekirse; açılışlar, düğün, haber fotoğrafları, sportif çekimler, hastane içinde yapılan tüm çekimler, ameliyat, doğum ve tıbbi çekimler diyebiliriz. Buradaki başlıklar genel olarak ifade edilmiştir bunlara tecrübeniz düzeyinde alt başlıklar ekleyebilirsiniz. Fotoğrafçı, belli başlı konularda uzmanlaşmadığı ve her çekime aday olduğu sürece gerekli olacak donanım, teknoloji sınırsızdır (Bkz. Proje geliştirme 1). Bu nedenle öncelik sırasıyla, temel ihtiyaç malzemelerimizi ve dış mekân çekimlerinde ihtiyacımız olabilecek temel bilgileri bu ünitede belirtmeye çalışacağız. Bu ihtiyaçlarımız, teknik malzeme seçimi becerisi, tecrübe ve hukuki bilgileridir. Sınırlı tecrübelerimizi aktarırken öğrencilerimizin kalıcı eserler vermesi için kılavuzluk etmek gayesindeyiz. Tabii ki, tam zamanlı fotoğrafçı olacaksanız veya fotoğraflarınızı sosyal mecra veya sergilerde sunacak kadar dışa dönecek olursanız. Hukuki sınırlarınızı daha da derinlemesine bilmeniz gerekir. Böylece, çalıştığınız kurum ve mesleki geleceğinizi sıkıntıya sokmadan, fotoğrafçılık icra etmeniz kolaylaşır. Ayrıca, fotoğrafçının yaşadığı toplum kurallarından bağımsız olması beklenemez. Kaldı ki fotoğraf aurası (biriciklik) itibarıyla beynelmilel bir üretimdir. Yani fotoğrafçının ürünü dünya üzerinde, günümüz imkânlarıyla, serbestçe dolaşmaktadır. Bu dolaşım serbestliği de fotoğrafçının hukuki hakları dışında kendisini suçlu gösterecek hukuki durumları bilmesi gerekir. Ve hatta bu bilgi düzeyini, belli başlı farklı uygulamaları bilebilecek kadar dünya hukuki düzleminde hâkim olmalıdır.

Kaliteli bir fotoğraf makinesi çantası, makine ve ekipmanlarınızın uzun ömürlü olmasını sağlar.

Eğitim hayatımızda gözlemlediğimiz en önemli ihtiyaçlardan biri de öğrencilerin ya da ilgililerin konuyla alakalı hocalara ders bağlamı dışına çıkarak fotoğraf makinesi seçme konusunda yardım ve usul sormaları olmuştur. Bu çalışmada öğrencilerimize bu konuda da yol göstermeye çalışılmıştır.

FOTOĞRAFIN TEMEL DONANIMLARI Fotoğraf Makinesi Çantası Başlıklarımızla ilgili açıklamalara gelmeden önce sahip olduğu donanımı taşımak zorunda olan fotoğrafçının sahip olması gereken temel malzemeler nelerdir. Hangi çekime hangi donanımla gidilir bunlardan bahsedelim. Öncelikle ekipmanınızı taşımanız ve korumanız için fotoğraf makinelerine özel dizayn edilmiş çantaya ihtiyacınız olacak; burada kullanıcıya önerimiz üstten kapaklı omuz çantalarıdır. Avantajı, çanta açıkken de taşınabilir olması ve tecrübesiz bir yardımcının veya aceleyle sizin malzemenizi dökme olasılığının azaltmasıdır. Konulduğu zeminde özel bir durum yoksa devrilme özelliği yoktur.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

65 3

Fotoğraf Projesi Geliştirme II Diğer tercih edilen bir model ise, sırt çantası şeklinde olanlardır. Bu çantanın avantajı çekimle aynı zamanda taşımanız çok kolaydır. Omuzlarınıza yani özetle bedeninize dengeli bir yük dağılımı olur. Uzun süre hareket hâlinde olacağınız tüm çekimlerde sırt çantası zorunlu bir arkadaştır. Sırt çantasının başlıca dezavantajı ise; kapağının fermuarını çekmediğinizi fark etmeyip, işin telaşında elinize aldığınızda içindeki malzemenin dökülecek olmasıdır. Bu nedenle tecrübe kazanmadan veya tertipli bir karakteriniz yoksa size uygun olacak olan üsten kapaklı çanta modelini almanız gerekir. Genel olarak, fotoğraf makineleri beli bir çantayla satılmaktadır, yer yer bunlara da ihtiyaç duyacaksınız ancak burada bahsedilen daha kapsamlı ve koruma özellikli çantalardır. Çekim sonrası yedeklediğiniz çalışmaları USB, HD veya SD kart, çantanızdan bağımsız bir şekilde saklayınız.

Profesyonel bir fotoğraf çantasında bulunması gereken temel malzemeler nelerdir: fotoğraf makinesi gövdesi, uygun lensler, lenslere ait filtreler, flaş, lens temizleme kiti, mümkünse kilitli büyük poşet, yedek piller, pillere ait şarj aleti, mümkünse İsviçre çakısı, yedek fotoğraf makinesi, flaş için kalem pil, yedekleme için hard disk vb. veri saklama üniteleridir. Fotoğraf makinesi; günümüzde piyasada bulunu hemen her DSLR fotoğraf makinesi fotoğrafçıların ihtiyacını karşılamaktadır. Ancak hangi marka sorusu analogdan beri fotoğraf makinesi alacak öğrencilerin ilk sorusudur. Buna bir cevap vermeden fotoğraf makinelerinin markaları üzerinden bir kıyas, otomobil hayranlarının marka tartışmasına döner. Çünkü otomobil firmaları da tek bir model üretmezler, kullanıcı ihtiyacına göre model özellikleri değişkendir. Marka bağlılığı üzerinden bir tartışma ise anlamsızdır.

Fotoğraf makinesi nasıl seçilir? •

Ekonomi (Bütçeye göre)

Öncelikle günümüzdeki dijital teknolojinin gelişimi ve teknolojiye kolay sahip olmak fotoğraf çekme becerisini kitlelere yaymıştır. Dijital teknolojinin yaygınlaşmadığı geçmiş dönemlerde; fotoğraf makinesine sahip olmak zor ve baskı yapma maliyetleri dolayısıyla masraflı olmaktaydı. Dolayısıyla çekim yapmayı bilmek eğitim, ilgi ve görece daha çok parasal imkân istemekteydi. Dün de bugün de profesyonel çekim yapacak adayların fotoğraf makinelerini ve çekim ekipmanlarını daha dikkatli seçmesi gerekmektedir. Teknolojinin hızla gelişmesi, elde olan ürünün çok hızlı bir şekilde eskimesine ve ekonomik değerinin düşmesine neden olmaktadır. Teknoloji, fotoğraf makinelerini yüksek kalite video çeken ve hatta bazı modellerde GPRS özellikli, kablosuz transfer yapan bir hâle getirdi. Geçmiş senelerde fotoğraf makinesi alacak öğrencilerimize basit bir şeyle başlamalarını ve gerçekten çekim yapmayı severlerse ciddi bir yatırıma geçmelerini önerilirdi. Bugün ciddi yatırımlarınız bile kısa sürede teknolojik olarak geri kalmış olabiliyor. Bu nedenle mesleki olarak çekim yapacak adaylara “cebinizdeki para kadar” kavramıyla model önerilebilir. Başlangıç aşamasında mütevazı modeller alıp, ileriki aşamalarda yani para kazandıkça ciddi bir yatırım yapılması daha mantıklı bir yaklaşım olacaktır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

66 4

Fotoğraf Projesi Geliştirme II Her fotoğrafçının yedek bir fotoğraf makinesi olmalıdır. İlk aldığınız fotoğraf makinenizi uzun yıllar kullanmaya değer bir model olarak tercih ederseniz bu makinenizi gelecekte alacağınız yeni ekipmanınıza yedek olarak da kullanabilirsiniz. Bu da dikkate alınması gereken ekonomik bir yaklaşımdır.

Örnek

Çekilmesi planlanan objelere göre; DSLR makinelerle her tür objeyi çekebiliriz. Yine de maddi olarak sizi yüke sokacak tüm ek parçaların gelecekte sizin işinize yaraması birincil esas olmalıdır. Makro çekimlere eğilimli bir fotoğrafçıysanız, lens yatırımlarınızı sabit odaklı ürünlere yaparken, gazetecilik gibi değişken tempolu bir işiniz varsa 17-70 gibi hareketli odak noktası olan lens modelleri önceliğiniz olmalıdır. Doğada, kuş çekimleri tele lensler gerektirir veya mimari çekimlere shift lens modelleri ideal olanlarıdır. Tabi bu lenslerin hepsine sahip olmak ideal bir fotoğrafçı hayalidir. Ancak bu kadar büyük maliyetteki yatırım çok plansız olacaktır. Yılda bir yapacağınız bir çekim için gerekli türde lens ve ring flaş gibi ekstrem yatırımları en baştan yapmak ekonomik olmaz.

• Birçok fotoğraf markası faturalı mal alan müşterine lens ve aksesuar desteği vermektedir; şöyle ki kuş çekimine gidecekseniz, 500 mm bir lensi markanız size tedarik edebilmektedir. Özellikle DSLR makine alacak kişiler, aldıkları markaların satış sonrası hizmetlerine araştırmaları yerinde bir davranış olur.

Sonuç olarak çekim tarzınızın ihtiyacına göre yapılacak bir yatırım önemlidir. Bilinçsizce, her türlü malzemeye sahip olma anlayışı asıl ihtiyaç kaleminizde eksiklik yaratabilir. •

Çevrenizdeki kişilere göre

Her ne kadar önemli bir durum gibi gözükmese de yakın çevrenizde danışabileceğiniz düzeyde fotoğraf bilgisine sahip arkadaşlarınızın, ailenizin ve eğitim veren hocalarınızın kullandığı model ve markaları tercih etmenizin pek çok faydası vardır: Teknik özelliklerin kullanımında size destek olmaları kolaylaşır, kendi grubunuz içinde birbirinize lens desteğinde bulunursunuz, fotoğraf makineniz arızalandığında veya ekstra makineye ihtiyaç duyduğunuzda ödünç aldığınız makine ile ilgili adaptasyon sorunu yaşamazsınız. Fotoğraf makinenizi tam anlamıyla güvenmediğiniz kimseye vermeyin ve kimseden ödünç almayın.



Servis ağına göre

Aldığınız ürünün satış sonrası hizmetleri de çok önemlidir. Elinizdeki fotoğraf makinesi sizin ekmek tekneniz ve can yoldaşınızdır. Onu en ehil ellere teslim edilmesi gerekir. İstanbul gibi büyük şehirlerde bu önemli olan bir özellik olmasa da taşrada göz önüne alınması gereken bir detay olarak önümüze çıkar. Hazırlandığınız bir çekim öncesinde arızalanan makinenizin hızlı bir çözüme ulaştırılması gerekir. Aksi hâlde çekime fotoğrafçı ücreti dışında mekân kirası, manken ücretleri, kuaför ve makyöz ücretleri ödemiş, hepsinden önemlisi zaman ayırmış bir müşterinizin fotoğraf makinesinin arızalanması durumunda size anlayış Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

67 5

Fotoğraf Projesi Geliştirme II göstermesini bekleyemezsiniz. Kötü sonuçlanmış bir işin sonuçları daha fazla iş kaybıdır. Bu durum kesinlikle gelecek müşterilerinizin kulağına gidecektir. Fotoğraf makinenizin arızalanması durumunda yedek bir fotoğraf makinesi günü kurtarabilir. Bunun dışında sorun yaşamamak için, makinenizin bakımını düzenli yapmanız ve çekimden makul bir süre önce son kontrol için çekim yapmanız sizin sorumluluğunuzdur. Şehrinizde bulunmayan, yüksek fiyat politikalı ve/veya ağır tempolu bir servis, işiniz için sıkıntı yaratır. Fotoğraf makinesi seçerken bu başlıklar altında kendi planlarınızı yapabilirsiniz. Günümüzde cep telefonlarının da gayet kaliteli çekim yapması ve teoride profesyonel bir çekim için kullanılmalarında bir engel yok gibi görünse de müşteri önünde böylesi bir çekim uygun kaçmayacaktır. İlk fotoğraf makinenizi alma aşamasında öğrenci olarak ekonomik kısıtların olması normaldir ve eğitimde de cep telefonlarınızı kullanabilirsiniz. Tabii ki fotoğraf makinesi alma aşamasındaysanız biliniz ki amatör düzeydeki dijital fotoğraf makinelerinde de döneminin kaliteli sensörleri kullanılır. Dolayısıyla fotoğrafçılık öğrenmek için yüksek fiyatlı modellere yönelmek durumunda değilsiniz. Ancak bu işten para kazanma aşamasında, daha özel ve kaliteli çekimler için lens ve farklı aksesuarlara ihtiyacınız olacak ve yatırım yapmanız gerekecektir. Günümüzde fotoğraf makinesi seçerken bilinmesi gereken diğer bir husus ise, fullframe olup olmamasıdır. Gelecek nesillerin bilmesi gerekmeyecek bir olgu olarak önümüzde dursa da bu geçiş yıllarında önemli bir ayrıntıdır. Dijital fotoğraf makinelerin ilk temsilcileri küçük sensör boyutlarına sahipti. Süreçte teknoloji geliştikçe sensör boyutunu standart analog makinede kullanılan film düzlemi boyutuna çıktı. Fullframe olarak bilinen bu sensör boyutu bir milat olarak fotoğrafçıların önünde durmaktadır. Fullframe olan veya olmayan fotoğraf makinelerindeki temel farklarından bahsedecek olursak;

Dış mekânlardaki çekimlerde kişisel güvenliğiniz ve sağlığınız her türlü başarıdan önemlidir.

Fullframe olmayan bir makinenin lens setini, fullframe bir makine aldığınızda kullanamaz veya bu lenslerden yeterli sonuç alamazsınız. Tüm teknolojik üretim ve eldeki stoklar bittiğinde bu lensler sizin için ekonomik bir değer ifade etmeyecektir. Fullframe makineye geçtiğinizde ikincil bir lens yatırımı gerekecektir. Yedek olarak da fullframe olmayan diğer bir makineyi kullandığınızı düşünürsek ekstra lens ağırlığı ortaya çıkacaktır. Bu da önemli bir dezavantajdır. Maliyet hesabı yaparken bunlara da dikkat etmeniz gerekir. Fullframe olmayan makinelerin sensörlerinin bir çarpan değeri vardır (Tablo 4.1). Bu değer, lens odak uzaklığının fotoğraf makinesinin sensörü tarafından ne kadar arttırılacağını gösterir. Makro çekimlerde önemli bir avantaj olan özellik, çarpan oranında lensin odak uzaklığını büyütür. Yani çektiğiniz nesneyi yakınlaştırır. Makro çekim nedir? Burada değinmeyeceğiz. Ancak geçmiş dönemlerde lenslerin makro özellikleri sınırlıydı ve hatta pek çok kaliteli lenste makro özellik yoktu. Lenslerin önüne close up lens filtreleri yerleştirerek çekimde nesneye yakınlaşmaya çalışılırdı. Close up filtreler makro lenslerin etkinliğini artırmak için de kullanılırdı. Bugün de fotoğraf makineleriyle beraber verilen ucuz lenslerde Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

68 6

Fotoğraf Projesi Geliştirme II makro özellik bulunmadığını görüyoruz. Bu nedenle lensinizi makro özellikli seçerseniz ve/veya close up filtre edinirseniz çarpanlı bir fotoğraf makinesi gövdesine sahip olmak, odak uzaklığını arttırdığı için makro çekimlerde avantaj haline gelir. Yani detay çekimlerini seviyorsanız, çarpanlı sensörü olan modeller tercihiniz olabilir. Tablo 4.1. Çarpan Değeri Tablosu ve Kullandığınız Lensin Yaşadığı Değişim

Standart lens odak uzunluğu

1. 6 Sensör çarpanı olan modelde karşılığı

14-20 mm 24-35 mm 50 mm (Standart lens) 85-300 mm

21-30mm 36-52 mm 72 mm 127-450

Tablo 4.1’de görüldüğü üzere lensin göstermesi gereken görüntü, odak uzaklığı değişiminden dolayından dolayı farklı olacaktır. Bu görsel farklılık; analog makinelerin ilk dönemlerinde özellikle twinlens makinelerde görülen, görüntü ile çekilen görüntü arasındaki “paralax hatası” denilen farkın görece bir versiyonudur. Burada çarpanlı gövde, lenslerin orijinal odak uzaklığını değiştirmekte ve görsel olması gerekenden farklılaşmaktadır.

DIŞ MEKÂN ÇEKİMİNDE TEMEL MALZEMELER Dış mekân çekimine hazırlanırken fiziki güvenliğiniz ve çevresel şartlara uygun giyim kuşam sahibi olmanız sizin için olduğu kadar fotoğraf makinenizin güvenliği için de önemlidir. Daha önce kontrollü ortamda denenmiş kaliteli bir yürüyüş ayakkabısı, sentetik olmayan çorap ve giyim, zorlu şartlarda ve uzun süreli çekimlerde en önemli ihtiyacınızdır. Önlem olarak hava durumunu takip etmeniz yeterli olacaktır. Ancak çekim yapılan mekânların sosyoekonomik düzeyleri ve riskleri de çekim güvenliği açısından önemlidir.

Fotoğraf makinesi, hukuktan ve etikten bağımsız bir çekim hakkı tanımaz. Öncelikle çevrenize saygılı olunuz.

Binlerce dolarlık fotoğraf makinesi çantanızla; örneğin Brezilya varoşlarında, Kuzey Irak’ta, Sulukule’nin sakıncalı mahallerinde, dağlık arazide çekim yapmak belli başlı sorunları da beraberinde getirir. Buralardaki çekimleri kolluk kuvvetlerinin desteği ve bilgisinde; mümkün olan en mütevazı ekipmanla çekmeniz yerinde olur. Kırsal arazilerde çekimlere çıktığınızda, özellikle ormanlık arazilerde kolluk kuvvetlerinin bilgisi dâhilinde işe başlamanız gerekir. Ormancıların yetkileri içinde olan arazilerde, kanunların yaptırımları çok ciddidir. Aracınıza aldığınız dekoratif bir kütük parçasından dolayı aracınıza el koymaya kadar ağır yaptırımlarla karşılaşabilir. Kopardığınız bir bitkinin, endemik (dünyada sadece orada yetişen) özellikler taşıması nedeniyle yüksek para cezalarıyla muhatap olabilirsiniz. Aynı şekilde, şehirlerde de Merkez Bankası binası, emniyet ve valilik veya askerî bölge ve benzeri kamu alanlarında çekimler izne tabidir. Özetle dış mekânlarda çekim yaparken güvenliğinizle birlikte, izin alarak çekim yapmanız da önemlidir. Ünitemizde hukuki bağlamda karşılaşabileceğiniz tüm sorunlara değinilemeyecektir. Ancak öncelikle bir vatandaş olarak hukuki ve sosyal bilgi ve görgünüzü artırmanız gerekmektedir. Okuyan insan, hayata farklı Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

69 7

Fotoğraf Projesi Geliştirme II gözlerle bakabilir, başkalarının olumlu veya olumsuz tecrübelerinden kolay yoldan bilgi edinir. Analog çekim yöntemleri ve avantajlarının ayrıntılı içeriği bu ünitenin konusu olmadığından burada detaylara girmeyeceğiz. Ancak fotoğrafçı adaylarının analog fotoğraf makinesi edinmesi ve çekmeyi öğrenmesi önemlidir. Çünkü güvenlik dışında, analog çekimi bilmek elektriğin ulaşmadığı, soğuğun hâkim olduğu ve uzun soluklu çekimlerin yapılacağı yerlerde önemli bir avantaj sağlayacaktır

Öneriler Fotoğraf çekildiği andan itibaren tarihî belgedir. İster aile bireylerini çekin ister boş bir sokağı; aynı kişi ve yeri tekrar çekim yapma imkânı bulduğunuzda elinizde tarihsel bir değişimin belgesi oluşmuş olacaktır (Fotoğraf 4.1, 4.2). Bu nedenle her şeyi çekin. Çekmeyi başaramadığınız veya başardığınız kare sizi eğitecektir.

Arşivlerinizi düzenli tutar ve çevresel değişimleri bile belgelerseniz. Zaman bu çalışmalarınıza anlam katacaktır.

Fotoğraf 4.1, 4.2. Birinci Kare İstanbul Üniversitesi Bahçesinin Bugünkü Hâli, İkinci Kare 1960 Darbesini Yapan Subayların 26 Mayıs da Yaptıkları Yeminin Temsili Olduğu İddia Edilen Heykel. (Bu heykel darbenin yüceltildiği nedeniyle kaldırıldı. Tarafımızca yapılan düzenli çekimler nedeniyle sıradan günlük bir çekim tarihî bir belge olarak değer kazanmıştır.)

Hayat size her zaman aynı mekânda çekim yapma fırsatı vermeyebilir. Bu nedenle en sık bulunduğunuz yerde bile sık sık çekim yapma imkânlarını değerlendiriniz. Düzenli yapılan çekimler, arızaları da fark etmenizi sağlar. Mekanik veya elektronik tüm cihazlar belirgin bir sebep yokken bile arıza verebilirler. Her çekim sonrası ve makul bir süre öncesinde kontrol ederseniz, ekipmandaki sorunlara müdahale şansınız artar. Çekimlerinizde sorun yaratabilecek diğer bir unsur da temizliktir. Lenslerinizin ve sensörünüzün temizliği çok önemlidir. Aşağıdaki ilk fotoğraf (Fotoğraf 4.3 ) İstanbul Üniversitesi bahçesinde bulunan tarihî Yangın Kulesi’nden çekildi. Ancak lensin kirliği fark edilmediğinden fotoğraf karesinde lekeler mevcut. İkinci fotoğraf (Fotoğraf 4.4), ilkinin bilgisayarda temizlenmiş hâlidir. Her zaman bu temizliği yapabilecek kadar şanslı olamayabilirsiniz. Üçüncü fotoğraf ise, New York’ta sergilenen 176 yıllık İstanbul 'un ilk fotoğrafı. Fotoğraf, Fransız fotoğrafçı Girault de Prangey'in çekimlerinden biridir (Fotoğraf 4.5). (Haber3, internet).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

70 8

Fotoğraf Projesi Geliştirme II Fotoğrafta ilk fark edilecek şey; baskının ters gerçekleşmesidir. Tarafımızın yaptığı çekimler aynı noktadan olmasına rağmen ters olmasının sebebi budur. Lensimizin kirliliği çekim sonrasında yazılım üzerinde dijital olarak temizlenemeyecek düzeyde olsaydı; bu kadar anlamlı bir çekim ve emek heba olacaktı

Bireysel Etkinlik

Fotoğraf 4.3. Temizlenmemiş İlk Çekim, Fotoğraf 4.4. Photoshop’ta Yapılmış Düzenleme Sonrası, Fotoğraf 4.5. New York'da Yapılan Sergideki Fotoğraf

• Çekime çıkalım; şehrinizde bulunan belli başlı mekânların çekimlerini öncesinde internette araştırma yapıp, tarihî fotoğraflarını bulunuz. Çekimizi bu fotoğrafların bulunduğu yerlerden yaparak değişimleri tespit ediniz.

Dış mekân çekimlerinin üvey evlatları flaş ve tripod

Uzun yürüyüşler için baton (Dağcıların ve kayakçıların kullandığı özel baston) şeklinde dizayn edilmiş fotoğraf makinesini sabitlemeye yarayan ürünlere monopod denir.

Tripodla (Üç ayak) çekim: İç mekânlarda uzun soluklu çekimlerin yükünü taşıyan ve enstantane nedeniyle sorun yaşamanızı engelleyen tripod, dış çekimlerde yeterli ilgiyi kazanamamıştır. Bunun başlıca nedeni yük olarak ağırlığı ve kapladığı alandır. Tabii ki iyi bir tripod nasıl olur dersek hafif olmaz demek durumundayız; çünkü fotoğraf makinesinden hafif bir tripod, kullanım sırasında dengesiz olacaktır. Tripod çeşitlerinden Ünite 3’de bahsetmiştik bu nedenle burada bundan bahsetmeyeceğiz. Tripod, dış mekân çekimlerinde, uzun yürüyüşlerde ise fotoğraf makinesi üstünde sabitken omuzlanarak rahat taşımak için veya tehlikeli bir yamaçta siz eğilmeden çekim yapmanız için ve ayrıca arazide uzun bekleyişli çekimlerde fotoğraf makinesinin yükünü taşımamak için kullanılır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

71 9

Fotoğraf Projesi Geliştirme II Bunlardan farklı olarak HDR (yüksek dinamik aralık) çekim yapmak istediğinizde kullanmak durumunda olduğunuz bir aksesuardır. (HDR çekimler, özellikle hareketli nesnelerin olmadığı doğa, çevre fotoğraflarında kullanılan bir tekniktir.) Günün çeşitli zamanlarında güneşten gelen ışık her bölgeyi fotoğraf makinesinin algılayacağı ideal şekilde aydınlatmaz. Fotoğrafçı, sabit yer ve açıdan gün içinde çoklu fotoğraf çeker ve buna uygun programlar yardımıyla ideal pozlu bölgelerden, zamansız bir fotoğraf karesi elde edilir. Bu fotoğraf karesi, gerçekte var olmayan ideal aydınlanma gösteren bir kare olarak önümüze çıkar. Bu çalışmayı net alan derinliğini artırmak için de yapabilirsiniz. Bu tarz çalışmalar yapacaksanız veya manzaranızın güzelliğini gösterecek en ideal anı bulmak için gün boyu çekim yapacaksanız tripodsuz bir çalışma zorlu olacaktır. Tripodun kullanıldığı en önemli durum, fotoğraf makinelerinde T ve/veya B enstantane değerlerine ihtiyaç duyduğunuz hâllerdir. Fotoğraf makinesi perdesini açan ve tekrar deklanşöre basılana kadar açık tutan T (nadir bulunan bir özelliktir) veya deklanşöre basılı durduğu sürece perdenin açık kalmasını sağlayan B (Bulb) özelliği fotoğraf makinesinin sabitlenmediği hiçbir durumda istenen sonucu vermeyecektir. Fotoğraf sözcüğünün Yunanca dan gelme “ışıkla çizmek” olduğundan hareketle tripod kullanarak makinenizi sabitlediğinizde farklı ışık kaynaklarıyla çekimler yapabilirsiniz. Çekilecek objeleri, el feneriyle veya çoklu flaş patlatmalarıyla aydınlatıp yetersiz ışık alan yerleri ışık alır hale getirebilirsiniz. Aşağıdaki fotoğrafta kaktüs çiçeği gece vakti tripod yardımıyla çekilmiştir. Flaş ışığı çiçeğin iç kısımlarını aydınlatamadığından, fotoğraf makinesi tripoda sabitlenmiş, bulb modunda yapılan çekimde el feneriyle çiçek fırçayla boyar gibi ışıkla aydınlatılmıştır. Siyah zemindeki ışık çizgileri el fenerinin izidir. (fotoğraf 4.6).

Fotoğraf makinelerinde bulunan dâhilî flaşların, tele lensler veya parasoley gölgelemesi nedeniyle yeterli gelmeme durumunu göz önünde bulundurun.

Fotoğraf 4.6. Kaktüs çiçekleri gece açar

Basamaklama (braketleme) yapabilmek için de tripod gerekli bir aksesuardır. Dijital fotoğrafın gelişmediği dönemlerde fotoğrafçı, çekimden sonra eserini görmek için banyo ve baskı süreçlerini geçirmek durumundaydı. Dia pozitif (saydam) baskı sürecini atlatması ve bu bakımından negatife göre sonucu görme anlamında süreyi kısaltmakla birlikte fotoğrafçının çekimi görme süresi günümüzle kıyaslanamaz, günler sürerdi. Dolayısıyla hatalı bir çekimi telafi etmek bazen Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

72 10

Fotoğraf Projesi Geliştirme II mümkün bile olmazdı. Profesyoneller, dia pozitifin, pozlama hatalarında toleranssız olmasından da dolayı hem pozlama hata olasılığını azaltmak hem de pozometrenin gösterdiğinden daha iyi bir poz değeri olasılığını yakalamak için, bir alt ve bir üst stop değerde pozlama ile üç ayrı çekim yaparak çekimi sağlama alırlardı. Bu sayı beş çekim olarak da artırılabilir. Basamaklama çekim gözden kaçırdığınız hataları telafi edecek bir uygulama sistemidir. Dijital dönüşüm ile birlikte pek çok marka basamaklamayı tek düğmeyle yapılabilir hale getirerek fotoğraf makinesinin özellikleri içine yerleştirmiştir. HDR amaçlı olmasa bile, diyafram, enstantane, ISO ve aydınlatma türevlerini basamaklayarak, ideal çekimi garantileyebilirsiniz.

Dünya Fikri Mülkiyetler Teşkilatı (WIPO) 89 ülke tarafından imzalana bir anlaşmayla kurulmuştur.

Flaş kullanımı: Flaş ve ışık kaynakları karanlık ortamları aydınlatmak için kullanılır. Bu önerme doğrudur fakat eksiktir. Flaş hem kontrastı artırmak hem de azaltmak için kullanılır. Karanlık ortamlarda yanımızdan ayırmadığımız veya fotoğraf makinemizde sabit olan flaşı, karanlığı aydınlatmak ve az ışığı doldurmak için kullanmayı genel olarak biliyor ve sadece bunun için değerlendiriyoruz. Gündüz, aydınlık mekânlarda ve ters ışıklarda çekimi ideal hâle getirmek için de kullanabileceğimizi unutmamak gerekir. Örneklemek gerekirse öğle güneşinde veya güneş ışığının çekim nesnesinin belli bölgelerini aydınlattığı durumlarda, çıkıntıların bir yanında detayları kapatacak kadar yoğun bir gölge ya da kişilerde burun, göz çukurlarında ve çene altında başlıca oluşacak ifadeyi kapatacak gölgeler olacaktır. Ters ışıkta, gün batımı önünde çekimlerinizde çekim nesnenizin size bakan tarafı karanlık kalacaktır (Fotoğraf 4.7- Fotoğraf. 4.8). Bu tarafında aydınlatılması bu tarz çekimlerde gerekli bir ihtiyaçtır (Fotoğraf 4.9- Fotoğraf 4.10).

Fotoğraf 4.7 - Fotoğraf 4.8: Sert Işığın Flaşla Yumuşatılması Örneği Kapalı Mekân (Model; gazeteci Abdülkadir Karataş)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

73 11

Fotoğraf Projesi Geliştirme II

Fotoğraf 4.9 - Fotoğraf 4.10. Sert Işığın Flaşla Yumuşatılması Örneği Açık Hava

HUKUKİ YAKLAŞIM Bir fotoğrafçının, aynı zamanda bir vatandaş olarak hukuki haklarını ve sınırlarını bilmesi gerekir. Bu haklar ve sınırlılıklar kitaplara konu olacak bir kapsamda olsa da uygulamada karşımıza çıkabilecek olanları temel başlıklar hâlinde inceleyeceğiz. Fotoğrafın mülkiyeti: Fotoğraf çekimi, gerek bir kurum bünyesinde kadrolu çalışırken, gerek basında “telif” adı altında yapılan iş bazında veya bireysel çekimlerinizi çeşitli platformlara veya bireylere satışınızda hep tartışma konusu olmuştur.

Sosyal medyada yayımladığınız çoğu fotoğraf için kullanım haklarınız da vermektesiniz.

Türkiye’de, 5846 sayılı Fikir Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) fotoğrafçının hukuki hak ve sınırlılıklarını düzenleyen kanundur. Bu kanuna göre fotoğraf üç türde değerlendirilmektedir. Estetik (Bedii) vasfı olan, estetik değeri olmamakla birlikte teknik ve ilmi mahiyette olan fotoğraflar ve alelade fotoğraflar şeklindedir. Genel yaklaşım estetik değeri olan her fotoğraf, FSEK madde 4’e göre “güzel sanat eseri” olarak kabul edilmiştir. Estetik değeri olmasa da teknik ve ilmi mahiyetteki fotoğraflar da “ilim edebiyat eseri” olarak kabul görmektedir. Bu kavramlarda anlaşmazlık durumunda ise, bilirkişi görüşüne başvurulmak gerekmektedir. Daha detaylı açıklama için madde 2’ye bakabilirsiniz. Bu bağlamda, FSEK madde 8, sahipliğe işaret eden kanun maddesidir: “Bir eserin sahibi onu meydana getirendir.” Fotoğraf eserlerinde “fotoğrafın sahibi fotoğrafı çeken fotoğraf sanatçısıdır.” demektedir (Turan ve Kurşun, 2018). Bu bağlamda fotoğrafı çektiğinizi ispat ettiğiniz sürece fotoğrafın sahibi fotoğrafı çekendir. Mülkiyet hakkı bu tespitten sonra gelişen bir süreçtir. Elbette ki kanunumuzda fotoğraf her hâl ve şartta sanat eseri kavramı üzerinden değerlendirilmemektedir. Yine de mülkiyet önemli bir haktır ve bu hakkınızı devretmeden önce bilinç sahibi olmanız gerekir. Burada fotoğrafçı adaylarına madde 11’i de akılda tutmalarını söylemek gerekiyor: “Madde 11 – Yayımlanmış eser nüshalarında veya bir güzel sanat eserinin aslında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

74 12

Fotoğraf Projesi Geliştirme II adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır.” (Mevzuat, s:2397) Bu bağlamda, çekmiş olduğunuz fotoğrafların, arşivini tutmaz, sosyal mecralarda kuralsız paylaşır, çalıştığınız kurum veya bireylerin sizin fotoğraflarınız üzerindeki suistimallerini görmezden gelirseniz; eser sahibi olsanız dahi fotoğrafın mülkiyetinden olmanız olasıdır. Kurallı çalışan ve hukuki haklarını bilen ve savunan bireylerin çalışmalarına hâkim olması daha kolaydır. Bu imajla bilinmeniz önemlidir. Ayrıca fotoğrafta tarzınız oluştukça çalışmalarınızın eser niteliğinde değerlendirilme şansı artacaktır. Çekmiş olduğunuz fotoğrafın mülkiyetini devredebilirsiniz. Çekimi firma veya şahıs adına yaptığınızda görevinizin tanımı ve çalışma anlaşmanız bu bağlamdaysa, örneğin gazetelerde ve dergilerde fotomuhabirliği yapmak gibi, fotoğraflarınızın mülkiyeti firmaya ait olabilir. Ancak herhâlukarda eseri meydana getiren olarak, isminizle yayınlanması hakkına sahipsiniz. Bunun aksine davranışlarda hukuki yaptırımları, mahkemeler yoluyla talep edebilirsiniz. Bu durumu FSEK madde 71 (Değişiklik:23/01/2008-5728/138 md.) uygulanacak cezai müeyyideleriyle birlikte açıkça belirtmiştir: Bu altı maddelik ceza listesinin genel bir özetini verecek olursak; sahip olduğunuz fotoğrafın mülkiyetini bir iş akdi veya özel bir yazılı sözleşmeyle devretmediğiniz herhâlde, sizden izin almadan satmak, değiştirmek, yaymak veya depolamak cezai bir suç kapsamındadır. Mülkiyeti sizde olmasa bile, isimizi yayımlama hakkınızı gasp etmeleri de yayıncı yönünden suç teşkil etmektedir. Aynı şekilde sizler de, kendinize ait olmayan bir fotoğrafı, sahibi gibi satar; isim konulmasına müsaade ederseniz hapis cezasına varan müeyyideler ile muhatap olabilirsiniz. Bu durum dağıtmak ve yayınlanmak suretiyle alenileşirse, alt sınır 6 ay, üst sınır 5 yıl olmak kaydıyla para cezasına dönüşmeden hapis cezasına hükmedilir (Turan ve Kurşun, 2018). Unutmayınız ki fotoğrafın elektronik izi ve özgün yapısı nedeniyle, fotoğrafta bu tarz suistimalleri ispatlaması kolaydır.

Erratum, genelde yayınların basımından sonra fark edilen veya fark ettirdiğiniz hataları düzeltmenin en nezaketli yoludur.

Elbette basılı eserlerde, kitap, dergi, ansiklopedi gibi, her fotoğrafın isimsiz kullanılması, uzun mahkeme süreçlerine gitmek zorunda değildir. Ancak belli başlı hukuki haklarınızı kaybetmemek ve düzeltme sürecini başlatmak için, bir avukat bilgisi dâhilinde, noter kanalıyla ihtar çekmek önerilecek birinci aşama olacaktır. Bunun yanı sıra Latince kökenli hemen her dilde aynı kullanılan ve Türkçeye “Dizgi Hatası” olarak çevrilen “Erratum” da az bilinen ve en mantıklı çözüm olarak önümüzde bulunmaktadır. Erratum, genelde yayınların basımından sonra fark edilen veya fark ettirdiğiniz hataları düzeltmenin en nezaketli yoludur. Erratum uygulanırken hatalı kısmın basılı hâli yayının sonuna eklenir. Veya ayrı bir ek kitap olarak basılır. Ve bu düzeltme hakkında bir etiket yayının içine konulur. Böylece, hem hakkınızı teslim almış olursunuz, hem de muhatabınız hatasını kabul etmiş olur. Elbette ki yayın için prestijli bir durum değildir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

75 13

Fotoğraf Projesi Geliştirme II Eski basım tekniklerinde fiziki hataların yaygın olmasıyla kullanılagelmiş bu uygulama, hukuki yaptırımları zayıf ve etik uygulamaları yerleşmemiş ülkemiz yayımlarında nadir gördüğümüz bir olgudur. Ancak yeni yasaların net tavrı ve üniversitelerimizde bilinçli intihalin meslekten atılmaya varan cezai müeyyideleri nedeniyle bilinmesi gereken bir olgudur. Geçmiş dönemlerde yayınların içinde bir kartvizit gibi olan Erratum günümüzde yapışkanlı etiket yoluyla fotoğrafçıya mülkiyet haklarını teslim etmenin ve talep etmenin en makul yolu olarak gözükmektedir (Görsel 4.11 - Görsel. 4.12 - Görsel. 4.13).

Görsel 4.11 - Görsel 4.12 - Görsel 4.13. Yukarıdaki kitaplar içindeki güncel erratum aşağıdaki gibidir.

Fotoğraflarınızda konu ettiğiniz kişilerle kişi hakları bağlamında sorun yaşamamanız için aşağıdaki şartlar gerekir. Aşağıdaki durumlarda ortaya çıkan fotoğraflarda kişilerden çekim izni almanıza gerek yoktur. Etik, davranışların yerleşmediği her alan hukuki yaptırımlara ihtiyaç duyar.

• • •

Memleketin siyasi ve içtimai hayatında rol oynayan kimselerin fotoğrafları, Tasvir edilen kimselerin iştirak ettiği geçit resmi veya resmî tören yahut genel toplantıları gösteren fotoğraflar, Günlük hadiselere müteallik fotoğraflar ile radyo ve film haberleri için çekilen fotoğraflar Bunun dışındaki kişilerden izin almak durumundasınız.

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) bugünkü hâline gelene kadar belli başlı süreçlerden geçmiştir. II. Dünya Savaşı sonrasında fotoğrafın değerlenmesi ve sanat eserlerinin ticari olarak da değerli bir yatırım olmaya başlaması hukuki belli başlı düzenlemelerin ihtiyacını da doğurmuştur. Bu konu ile ilgili ilk düzenleme 26.06.1948’da imzalanan ve 01.08.1951’de yürürlüğe giren Brüksel

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

76 14

Fotoğraf Projesi Geliştirme II Revizyonu’dur. 1884/85 başlangıç konferansları, 1896 Paris Konferansı, 1908 Berlin, 1928 Roma ve II Dünya Savaşı sonrasına denk gelen 1948 Brüksel Konferansları ile altı farklı konferans sonrasında fotoğrafın eser türleri kapsamında resmen korunması gerçekleşmiştir (Turan ve Kurşun, 2018) Türkiye’nin de üyesi olduğu Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı (WIPO), Paris Antlaşması ile Bern Antlaşması’na taraf olan ülkelerce 14 Haziran 1967 tarihinde yapılan bir antlaşmayla kurulmuştur. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun temelini teşkil eden antlaşmanın asıl yapısı budur. Türkiye 28.11.2008 tarihinde buna taraf olmuştur (Börü, 2013) Kanun’da fotoğrafa atıf yapan maddelere gelecek olursak, FSEK madde 71’e göre (FSEK, 2019); Bir eseri, icrayı, fonogramı veya yapımı hak sahibi kişilerin yazılı izni olmaksızın işleyen, temsil eden, çoğaltan, değiştiren, dağıtan, her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma ileten, yayımlayan ya da hukuka aykırı olarak işlenen veya çoğaltılan eserleri satışa arz eden, satan, kiralamak veya ödünç vermek suretiyle ya da sair şekilde yayan, ticari amaçla satın alan, ithal veya ihraç eden, kişisel kullanım amacı dışında elinde bulunduran ya da depolayan kişi hakkında bir yıldan beş yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur. Başkasına ait esere, kendi eseri olarak ad koyan kişi altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılır. Bu fiilin dağıtmak veya yayımlamak suretiyle işlenmesi hâlinde, hapis cezasının üst sınırı beş yıl olup, adli para cezasına hükmolunamaz. Bir eserden kaynak göstermeksizin iktibasta bulunan kişi altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılır. Hak sahibi kişilerin izni olmaksızın, alenileşmemiş bir eserin muhtevası hakkında kamuya açıklamada bulunan kişi, altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bir eserle ilgili olarak yetersiz, yanlış veya aldatıcı mahiyette kaynak gösteren kişi, altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kanunda resim kavramı görsel bütün ürünleri kapsamaktadır. Fotoğraf olarak yorumlamak gerekir.

Bir eseri, icrayı, fonogramı veya yapımı, tanınmış bir başkasının adını kullanarak çoğaltan, dağıtan, yayan veya yayımlayan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılır. Bu Kanun’un ek 4’üncü maddesinin birinci fıkrasında bahsi geçen fiilleri yetkisiz olarak işleyenler ile bu Kanun’da tanınmış hakları ihlal etmeye devam eden bilgi içerik sağlayıcılar hakkında, fiilleri daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Hukuka aykırı olarak üretilmiş, işlenmiş, çoğaltılmış, dağıtılmış veya yayımlanmış bir eseri, icrayı, fonogramı veya yapımı satışa arz eden, satan veya satın alan kişi, kovuşturma evresinden önce bunları kimden temin ettiğini bildirerek yakalanmalarını sağladığı takdirde, hakkında verilecek cezadan indirim yapılabileceği gibi ceza vermekten de vazgeçilebilir (Çinko, 2018).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

77 15

Fotoğraf Projesi Geliştirme II Özetle; fotoğrafınızın eser niteliğinin olup olmaması mahkeme nezrinde, bir bilirkişi görüşüne tabi olması gerekse bile kanun fotoğrafın sahibi çeken kişi demektedir ve mülki hakları konusunda kurumun mutlak hâkimiyeti olan durumlarda bile isim hakkı mutlaktır (Turan, 2018) 5846 sayılı FSEK 68. maddeye göre fotoğrafınız izinsiz kullanıldıysa da sözleşme hâlinde fotoğrafınızı ne değerden satabiliyorsanız veya satış bedeli ilan ettiyseniz bunun üç katı tazminat olarak istenebilir. Bu durum Amerika ve Avrupa'daki görebileceğimiz tazminatlara kıyasla çok geridir. Ancak, Avrupa'da yapacağınız çekimler ve bunları yayınlama aşamasında da kişi hakları fotoğrafçıya da fazlasıyla sorumluluk yüklemektedir. Bu bağlamda; Fransız Medeni Kanunu’nun 9. maddesi" bir kişinin onayı olmadan diğerinden ayırt ederek ortaya çıkartmak, söz konusu kişinin bireysel haklarına aykırı olduğu için açık kusurdur." demektedir( Duran R., fotomuhabiri.com, 2018). Fikir ve sanat eserleri bağlamında ABD ve Avrupa ülkeleri ile ortak görüşlerle oluşmuş kanunlarda bile uygulama ve yorum bağlamında ülkemizle farklılıklar oluşmaktadır. Fransa da toplumsal bir protestoda yaptığınız bir fotoğraf çekimi tarafınızdan tazminat alınmasına neden olurken ülkemizde bu durum basın özgürlüğü kavramınca değerlendirilir.

Avrupa’da ve ülkemizde Fikir ve sanat eserleri kanunu ortak düzenlemelerle gelişmiş de olsa, uygulamada farklılıklar vardır.

Sonuç olarak, ülkemiz kanunlarında izin almadan çekebileceğiniz durumları özetlersek; "Eser mahiyetinde olamasalar bile resim ve portreler tasvir edilenin, tasvir edilen ölmüşse 19'uncu maddenin birinci fıkrasında sayılanların muvafakati olmadan tasvir edilenin ölümünden 10 yıl geçmeden teşhir ve diğer suretlerle umuma arz edilemez." Yani bireylerin fotoğraflarını kullanmanız izne tabidir. Bu sorumluluk kişinin ölümünden 10 yıl sonra biter. FSEK birinci madde ise; memleketin siyasi ve içtimai hayatında rol alanların portreleri, tasvir edilen kişilerin iştirak ettikleri resmigeçit ve resmî tören ve yahut genel toplantılar gösteren resimler; günlük hadiselere müteallik resimlerle, radyo ve film haberleri için; muvafakat alınması şart değildir demektedir. Bu bağlamda, Fransa'daki resmi tören ve toplantılarda fotoğrafı çekilen kişilerin fotoğrafının yayımlanması Türkiye’de suç teşkil etmemektedir (Turan, 2018).

Fotoğrafçının Sorumluluğu Bütün hukuki ve fiziksel sınırlılıkların yanında fotoğrafçının topluma karşı sorumluluğu bulunmaktadır. Çekilen her fotoğraf, toplumun bir yanıdır ve fotoğrafçı bu yönüyle toplumun gözüdür. Güzellikleri olduğu kadar, sorunları da görmek ve bunları toplumun geri kalanca da görülmesini sağlamak başlı başına entelektüel bir sorumluluktur. Gerçek adı Friedman Endre Ernö ( Britanicca.com) olan savaş fotoğrafçısı Robert Capa’nın çektiği “Ölüm Anı” fotoğrafı dünyanın dikkatini İspanyol iç savaşına çekerek sona ermesine vesile olmuştur. Aslında bir sosyolog olan Lewis Wickes Hine’ın çocuk işçiler konusundaki sergileri Amerika’da ve modern dünyada çocuk işçi çalıştırmaya muhalif bir tutumun gelişmesine neden olmuştur. Ve Sebastian Salgado’nun, madenlerde çalışan üçüncü dünya vatandaşlarının fotoğrafları bugün firmaların “ürünlerimiz ahlaklı ticaret ile

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

78 16

Fotoğraf Projesi Geliştirme II üretilmiştir” tabelaları koymalarına vesile olmuştur. Günümüz Türkiye’sine gelene kadar olan tüm toplumsal mücadelemizin görsel belgelerini çeken Abdullah Biraderler’den başlayarak, Atatürk’ün Kocatepe’deki fotoğrafını çeken, Ethem Tan, Cemal Işıksel, Ara Güler ve adını burada belirtmediğimizden üzüntü duyduğumuz nice fotoğrafçı toplumumuzun geçmişine ışık tutmuşlardır. Gelecek de siz genç fotoğrafçıların karelerinde yaşayacaktır. Her ne kadar sosyal medyada fotoğraf paylaşmak dikkat ve sorumluluk getiren bir durumsa da çevremizdekilerin paylaşımlarından dünyanın güzelliklerine daha hâkim oluyoruz. Bilginin gerçek olmayanı kadar da fotoğrafın da oynanmış ve gerçeklikten uzak halleri manipülasyon amacıyla sosyal ağlarda kontrolsüz dolaşmaktadır. Fotoğrafçının çekimlerinin toplumu yanlış yönlendirmesine müsaade etmemesi çok önemlidir. Böylece kişiliğinizle de var olursunuz. Çekilen fotoğraflar topluma sunulmadıkça kaybedilen birer hazinedirler. Bu bağlamda, çalışmalarınızı sergilemek ve belli başlı yayın araçlarında sergilenmesine çaba göstermeniz gerekir. Böylece bilinirliğiniz artar ve talep edilirsiniz. “Fotoğraf yalan söylemez ama yalancılar fotoğraf çekebilir” Lewis Hine (by Admin, pekguzelsozler.com/fotograf-ile-ilgili-sozler, 2019)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

79 17

Fotoğraf Projesi Geliştirme II

Özet

•.FOTOĞRAFIN TEMEL DONANIMLARI • Fotoğraf Makinesi Çantası • Ekipmanınızı taşımanız ve korumanız için fotoğraf makinelerine özel dizayn edilmiş çantaya ihtiyacınız olacak; burada kullanıcıya önerimiz üstten kapaklı omuz çantalarıdır. Diğer tercih edilen bir model ise, sırt çantası şeklinde olanlardır. Bu çantanın avantajı çekimle aynı zamanda taşımanız çok kolaydır. Sırt çantasının başlıca dezavantajı ise; kapağının fermuarını çekmediğinizi fark etmeyip, işin telaşında elinize aldığınızda içindeki malzemenin dökülecek olmasıdır. • Profesyonel bir fotoğraf çantasında bulunması gereken temel malzemeler: fotoğraf makinesi gövdesi, uygun lensler, lenslere ait filtreler, flaş, lens temizleme kiti, mümkünse kilitli büyük poşet, yedek piller, pillere ait şarj aleti, mümkünse İsviçre çakısı, yedek fotoğraf makinesi, flaş için kalem pil, yedekleme için hard disk vb. veri saklama üniteleridir. • Fotoğraf makinesi nasıl seçilir • Ekonomi (Bütçeye göre) • Teknolojinin hızla gelişmesi, elde olan ürünün çok hızlı bir şekilde eskimesine ve ekonomik değerinin düşmesine neden olmaktadır. Teknoloji, fotoğraf makinelerini yüksek kalite video çeken ve hatta bazı modellerde GPRS özellikli, kablosuz transfer yapan bir hâle getirdi. • Çekilmesi planlanan objelere göre; DSLR makinelerle her tür objeyi çekebiliriz. Yine de maddi olarak sizi yüke sokacak tüm ek parçaların gelecekte sizin işinize yaraması birincil esas olmalıdır. • Çevrenizdeki kişilere göre • Her ne kadar önemli bir durum gibi gözükmese de yakın çevrenizde danışabileceğiniz düzeyde fotoğraf bilgisine sahip arkadaşlarınızın, ailenizin ve eğitim veren hocalarınızın kullandığı model ve markaları tercih etmenizin pek çok faydası vardır: Teknik özelliklerin kullanımında size destek olmaları kolaylaşır, kendi grubunuz içinde birbirinize lens desteğinde bulunursunuz, fotoğraf makineniz arızalandığında veya ekstra makineye ihtiyaç duyduğunuzda ödünç aldığınız makine ile ilgili adaptasyon sorunu yaşamazsınız. • Servis ağına göre • Aldığınız ürünün satış sonrası hizmetleri de çok önemlidir. Elinizdeki fotoğraf makinesi sizin ekmek tekneniz ve can yoldaşınızdır. Onu en ehil ellere teslim edilmesi gerekir. Hazırlandığınız bir çekim öncesinde arızalanan makinenizin hızlı bir çözüme ulaştırılması gerekir. • Günümüzde fotoğraf makinesi seçerken bilinmesi gereken diğer bir husus ise, fullframe olup olmamasıdır. Fullframe olarak bilinen bu sensör boyutu bir milat olarak fotoğrafçıların önünde durmaktadır. • DIŞ MEKÂN ÇEKİMİNDE TEMEL MALZEMELER • Dış mekân çekimine hazırlanırken fiziki güvenliğiniz ve çevresel şartlara uygun giyim kuşam sahibi olmanız sizin için olduğu kadar fotoğraf makinenizin güvenliği için de önemlidir. Daha önce kontrollü ortamda denenmiş kaliteli bir yürüyüş ayakkabısı, sentetik olmayan çorap ve giyim, zorlu şartlarda ve uzun süreli çekimlerde en önemli ihtiyacınızdır. • Öneriler • Fotoğraf çekildiği andan itibaren tarihî belgedir. İster aile bireylerini çekin ister boş bir sokağı; aynı kişi ve yeri tekrar çekim yapma imkânı bulduğunuzda elinizde tarihsel bir değişimin belgesi oluşmuş olacaktır. Bu nedenle her şeyi çekin. Çekmeyi başaramadığınız veya başardığınız kare sizi eğitecektir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

80 18

Fotoğraf Projesi Geliştirme II

Özet

•Düzenli yapılan çekimler, arızaları da fark etmenizi sağlar. Mekanik veya elektronik tüm cihazlar belirgin bir sebep yokken bile arıza verebilirler. Her çekim sonrası ve makul bir süre öncesinde kontrol ederseniz, ekipmandaki sorunlara müdahale şansınız artar. Çekimlerinizde sorun yaratabilecek diğer bir unsur da temizliktir. • Dış mekân çekimlerinin üvey evlatları flaş ve tripod; •Tripodla (Üç ayak) çekim: İç mekânlarda uzun soluklu çekimlerin yükünü taşıyan ve enstantane nedeniyle sorun yaşamanızı engelleyen tripod, dış çekimlerde yeterli ilgiyi kazanamamıştır. Bunun başlıca nedeni yük olarak ağırlığı ve kapladığı alandır. Tabii ki iyi bir tripod nasıl olur dersek hafif olmaz demek durumundayız; çünkü fotoğraf makinesinden hafif bir tripod, kullanım sırasında dengesiz olacaktır. •Tripodun kullanıldığı en önemli durum, fotoğraf makinelerinde T ve/veya B enstantane değerlerine ihtiyaç duyduğunuz hâllerdir. Fotoğraf makinesi perdesini açan ve tekrar deklanşöre basılana kadar açık tutan T (nadir bulunan bir özelliktir) veya deklanşöre basılı durduğu sürece perdenin açık kalmasını sağlayan B (Bulb) özelliği fotoğraf makinesinin sabitlenmediği hiçbir durumda istenen sonucu vermeyecektir. •Flaş kullanımı: Flaş ve ışık kaynakları karanlık ortamları aydınlatmak için kullanılır. Bu önerme doğrudur fakat eksiktir. Flaş hem kontrastı artırmak hem de azaltmak için kullanılır. Karanlık ortamlarda yanımızdan ayırmadığımız veya fotoğraf makinemizde sabit olan flaşı, karanlığı aydınlatmak ve az ışığı doldurmak için kullanmayı genel olarak biliyor ve sadece bunun için değerlendiriyoruz. Gündüz, aydınlık mekânlarda ve ters ışıklarda çekimi ideal hâle getirmek için de kullanabileceğimizi unutmamak gerekir. •HUKUKİ YAKLAŞIM •Çekmiş olduğunuz fotoğrafın mülkiyetini devredebilirsiniz. Çekimi firma veya şahıs adına yaptığınızda görevinizin tanımı ve çalışma anlaşmanız bu bağlamdaysa, örneğin gazetelerde ve dergilerde fotomuhabirliği yapmak gibi, fotoğraflarınızın mülkiyeti firmaya ait olabilir. •Aynı şekilde sizler de, kendinize ait olmayan bir fotoğrafı, sahibi gibi satar; isim konulmasına müsaade ederseniz hapis cezasına varan müeyyideler ile muhatap olabilirsiniz. •Başkasına ait esere, kendi eseri olarak ad koyan kişi altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılır. Bu fiilin dağıtmak veya yayımlamak suretiyle işlenmesi hâlinde, hapis cezasının üst sınırı beş yıl olup, adli para cezasına hükmolunamaz. •Fotoğrafçının Sorumluluğu •Bütün hukuki ve fiziksel sınırlılıkların yanında fotoğrafçının topluma karşı sorumluluğu bulunmaktadır. Çekilen her fotoğraf, toplumun bir yanıdır ve fotoğrafçı bu yönüyle toplumun gözüdür. Güzellikleri olduğu kadar, sorunları da görmek ve bunları toplumun geri kalanca da görülmesini sağlamak başlı başına entelektüel bir sorumluluktur. •Her ne kadar sosyal medyada fotoğraf paylaşmak dikkat ve sorumluluk getiren bir durumsa da çevremizdekilerin paylaşımlarından dünyanın güzelliklerine daha hâkim oluyoruz. Bilginin gerçek olmayanı kadar da fotoğrafın da oynanmış ve gerçeklikten uzak halleri manipülasyon amacıyla sosyal ağlarda kontrolsüz dolaşmaktadır. Fotoğrafçının çekimlerinin toplumu yanlış yönlendirmesine müsaade etmemesi çok önemlidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

81 19

Fotoğraf Projesi Geliştirme II

DEĞERLENDİRME SORULARI 1. Temel olarak fotoğrafçılıkta kullanılan kaç tip çanta vardır? a) b) c) d) e)

1 2 3 4 5

2. Fullframe olmayan fotoğraf makinelerinin çarpan değerleri ne anlama gelir? a) b) c) d) e)

Lensin odak uzaklığını küçültür. Maliyetleri azaltır. Lensin odak uzaklığını büyütür. Sensör büyüklüğünü gösterir. Çarpan değeri mesafesinde fullframe özellik gösterir.

3. Aksi için bir sözleşme yoksa fotoğrafın sahibi Kanun’a göre aşağıdakilerden hangisidir? a) b) c) d) e)

Çalışılan firma Yayıncı kuruluş Fotoğrafı çeken Müşteri Poz veren

4. Flaşın kullanım amacı nedir? a) b) c) d) e)

Enstantane kazanmak Diyafram kazanmak Kontrastı azaltmak Kontrastı hem azaltmak hem de artırmak Kontrastı artırmak

5. Aşağıdakilerden hangisi eser/ fotoğraf sahibinin mülkiyet haklarını takipte alması gereken sorumluklardan biridir? a) b) c) d) e)

Suistimalleri görmezden gelmemek Araştırma yapmak Fotoğraf çekmek Satış yapmak Kayıt tutmak

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

82 20

Fotoğraf Projesi Geliştirme II 6. Bir eserden kaynak göstermeksizin iktibasta bulunmanın cezası nedir? a) b) c) d) e)

5 aydan 6 yıla kadar hapis 6 aydan 5 yıla kadar hapis, paraya çevrilir 6 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası 6 aydan 5 yıla hapis, paraya çevrilmez. Eser bedelinin 3 katı kadar tazminat

7. Fotoğraf çekerken aşağıdakilerden hangisinden izin alınmasına gerek yoktur? a) b) c) d) e)

Polis Komşu Politikacı Doktor Hasta

8. Paralax hatası aşağıdakilerden hangisidir? a) b) c) d) e)

Vizörden görünenle çekilen fotoğraf arasındaki fark Fotoğraf makinesini eğik tutmadan oluşan efekt Fotoğraf makinesiyle lensin uyumsuzluğu Sensördeki ölü pikselden oluşan görüntü kaybı Lens odak uzaklığı ile enstantane uyumsuzluğu

9. Satış bedeli belli bir fotoğrafın izinsiz kullanımından doğacak tazminat en fazla ne kadardır? a) b) c) d) e)

Fotoğrafçının mahkeme açılışında beyan ettiği bedelin 3 katı Fotoğrafın yayımlandığı yayının, günlük cirosunun 3 katı Dava süresinin 3 katı Bedelinin 3 katı Mahkeme harcının 3 katı

10. Fotoğraf makinesi seçerken aşağıdakilerden hangisine dikkat edilmez? a) b) c) d) e)

Bütçe Çevre Çekilecek obje Reklam Servis ağı

Cevap Anahtarı 1.b, 2.c, 3.c, 4.d, 5.a, 6.c, 7.c, 8.a, 9.d, 10.d

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

83 21

Fotoğraf Projesi Geliştirme II

YARARLANILAN KAYNAKLAR Dr. Öğr. Üyesi Ersin TURAN, Araş. Gör. Dr. Ahmet Kadri KURŞUN, Müze Fotoğrafçılığı ve Fotoğraf Üzerindeki Hukuki Haklar Bağlamında İstanbul Üniversitesi Biolojik Bellek Koleksiyonlarının Dijital Arşivinin Oluşturulması, İ.Ü. Biyolojik Bellek Koleksiyonları Cilt 3, Nobel Tıp Kitabevi tic. Ltd. Sti., İstanbul,2018, Dr. Öğr. Üyesi Ersin TURAN, Toplumsal Olaylarda Kullanılan Fotoğrafın medyadaki Yansımaları ve Siyasal Hukuksal Sonuçlarına Bir Bakış, 6. Uluslararası Matbaa Teknolojileri Sempozyumu, 2018 Duran R., "Görüntü hakkı mı, Haber verme Hakkı mı?", http://www.fotomuhabiri.com/?p=2598"(erişim Tarihi:12.08.2019) M. Sıdık ÇİNKO, 101 soruda fotoğrafçının ve fotoğraflanan kişinin hakları (Fotoğraf ve Hukuk), seçkin Yayıncılık, Ankara, Nisan 2018, s:120 Şafak Parlak Börü, “Fotoğraf Üzerinde Haklar”, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013 Tarkan Tufan, https://www.insanokur.org/aurasini-yitiren-dunyanin-filozofuwalter-benjamin/, 12,08,2019 Yazar Adı Yok, https://www.britannica.com/biography/Robert-Capa Yazar Adı Yok, https://www.haber3.com/foto-galeri/ilginc/turkiyenin-bilinen-ilkfotograflari-galeri-5000399 (erişim Tarihi:12.08.2019) Yazar Adı Yok, https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.3.5846.pdf, erişim tarihi 05.12.2019 Yazar Adı Yok, https://www.pekguzelsozler.com/fotograf-ile-ilgili-sozler, erişim tarihi:05.12.2019

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

84 22

HEDEFLER

İÇİNDEKİLER

KURMACA FİLM YAPIM VE PROJE GELİŞTİRME I

• Film Fikri • Sinopsis • Öyküleme • Öykülemenin Karakter Analizi • Karakterin Fiziksel Özellikleri • Karakterin Psikolojik Özellikleri • Karakterin Sosyolojik Özellikleri

FOTOĞRAF VE VİDEO PROJE GELİŞTİRME Dr. Öğr. Üyesi Perihan TAŞ ÖZ

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra; • Bir film fikri yazabilecek, • Film fikrinden yola çıkılarak yazılmış sinopsisin temel mantığını kavrayabilecek, • Bir film öykülemesinin temel teknik ve içerik özelliklerine hâkim olabilecek, • Karakter geliştirirken göz önünde bulundurulması gereken ögelere dikkat edebilecek, • Herhangi bir yapım desteği için başvururken hazırlamanız gereken dosyanın hangi içeriğe sahip olması gerektiği hakkında yetkinlik kazanabileceksiniz.

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.

ÜNİTE

5

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme I

Film Fikri

Fikir ve Anlatı Sınırlılıkların Belirlenmesi Sinopsis

Serim

SENARYO YAZIMINDA FİLM ÖYKÜLEME AŞAMALARI

Çatışmanın Kurulumu

Öyküleme Düğüm

Çözüm

Karakter Yaratmanın Temel Kuralları

Öykülemenin Karakter Analizi

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

Film Yapım Dosyası Karakter Analizi Teknik ve İçerik Özellikleri

2 86

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme I

GİRİŞ Bir kurmaca filmi tasarlamaya başlamak aslında bir hayal ile başlar. Bu hayal, gerçekte olan ya da olmayan bir olay veya durum örgüsünü görsel-işitsel bir metin olan film metnine dönüştürme motivasyonudur. Ancak film metninin oluşturulmasının ilk ve en önemli ayağı dramatik yapı ve çatısı doğru kurulmuş bir anlatı inşasıdır. Fransız yönetmen ve senarist Rene Clair’in “ İyi bir senaryodan kötü bir film yapılabilir ama kötü bir senaryodan iyi bir film asla yapılamaz.” cümlesinde de belirtmiş olduğu gibi, bir filmin iyi olarak nitelendirilebilmesinin zorunlu ön koşulu iyi bir senaryoya sahip olmasıdır. İyi bir senaryo ise, kendi anlatısal-estetik özgünlüğü ve tutarlığının yanı sıra doğru yazım aşamaları ile tamamlanmış olmalıdır. Bu ünitede, bir film senaryo ve yapım dosyasının sırasıyla sahip olması gereken film fikri, sinopsis, öyküleme ve öykülemenin karakter analizi aşamaları; sahip olması gereken biçim ve içerik özellikleri bakımından ayrıntıları ile aktarılacak ve bu aktarım, örneklerle desteklenecektir. Film fikri, senarist açısından bir sinema filmi ile yapacağı büyüleyici yolculuğun ilk aşaması olup, atılması gereken ilk ve en zor adımdır. Her ne kadar kafamızda filmimize dair söyleyecek bir sürü cümle bulunsa da bunu mümkünse tek bir cümle ile ifade edebilmek sanıldığı kadar kolay değildir. Etkili bir film fikrinden yola çıkılarak yazılmış sinopsis metni ise, fikrinizin edebî ve sanatsal değerini doğru bir bütünlükle anlatmanız gereken kısa ve öz bir metindir.

Film fikri; film öyküsünün karakter, karakterin temel eylem motivasyonu ve konu gözetilerek mümkünse tek bir cümle ile özetlenmiş hâlidir.

Doğru ve etkili bir söylemle kurulmuş film fikri ve sinopsisin ardından yazacağınız öyküleme ise filminizin olay ve olay örgüleri arasında bağlantıları kurabildiğiniz sınırları belirli bir akış metnidir. Karakterler ise film öyküsünü ayakta tutan, seyircinin filme ilgi uyup, güçlü bir seyir motivasyonu ile filmi izlemesini sağlayan en önemli anlatı ögesidir. Güçlü karakterler ise ancak titiz bir karakter analizi yoluyla yaratılırlar. Bu ünite boyunca şimdiye kadar sözü edilen her bir yazım aşaması örneklerle aktarılacaktır. Önerilecek bireysel etkinliklerle, bu yazım aşamalarını başarıyla tamamlama konusunda ipuçları sunulacak, ünite boyunca her sayfada yer alacak kenar notları ise, verilen bilgileri pekiştirmeniz amacıyla size yardımcı olacaktır.

FİLM FİKRİ Film fikri; film öyküsünün karakter, karakterin temel eylem motivasyonu ve konu gözetilerek mümkünse tek bir cümle ile özetlenmiş hâlidir. Bu cümle, hem film öyküsünü genel anlamda betimlemeli; hem de okuyucu ve izleyici için merak edilir, ilgi çekici bir nitelik taşımalıdır. Bazı kaynaklarda logline olarak da geçmektedir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

3 87

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme I Sayfalarca yazılmış bir senaryonun, ya da ortalama 1,5- 2 saat sürecek filmin bir cümle ile özetlenmesi senaristler için oldukça zor ve düşündürücü bir süreçtir. Bu nedenle, kelime hacmi anlamında bir senaryo dosyasında en az yer kaplayan bu aşama, aslında senaristlerin üzerine en çok düşündüğü ve yaratmak için oldukça fazla zaman ayırdığı aşamalardan biridir. Bu aşamada senaristin en çok dikkat ettiği husus, film fikrinin kendine özgü bir bütünlük ve aynı zamanda ilgi çekicilik taşımasıdır. Film yapım sürecinde, mutlaka bu alanda uzman kişilerle görüşülür ve kimi zaman onların desteğine ihtiyaç duyulur. Bu görüşmelerde senariste sorulan ilk soru “Bu film ne anlatıyor?” olacaktır. “Film öyküsünü bana birkaç cümle ile özetler misiniz?” şeklinde de sorulacak bu soruya verilebilecek yanıt, daha önceden üzerinde düşünülmüş ve özenle kurgulanmış bir film fikri cümlesidir. Türkiye’de ve dünyada birçok film yapım destek fonu görüşmelerinde, ya da sayısı gitgide artan pitching platformlarında etkili bir film fikri hazırlamış olmanın önemi daha da ortaya çıkmaktadır. Çünkü yapımcının ya da seçici kurulun çoğu kez ilgilendiği ilk şey, iyi bir film fikri üzerine kurulmuş olan film öyküsüdür.

Film fikrini oluştururken en çok dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de, bir şekilde öykünün ana çatışmasının aktarımıdır. Çatışma, bir film öyküsü için, anlatı çatısının üzerinde yükseldiği en temel ögelerden biridir. En genel hâli ile iç çatışma ve dış çatışma olarak iki farklı şekilde yapılandırılan bu ögenin güçlü kullanımı, anlatının derinlik ve sürükleyiciliği üzerinde oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Güçlü bir çatışma üzerinde yükselen bir anlatı çatısı, seyircide bu çatışmanın nasıl çözüleceğini takip etme isteği uyandıracak ve bu da filminizin seyir motivasyonu üzerinde oldukça etkili olacaktır.

Örnek

Çatışma, anlatı çatısının üzerinde yükseldiği en önemli ögelerden biridir. Genel olarak, iç çatışma ve dış çatışma olarak iki farklı şekilde yapılandırılır.

İyi bir film fikri, her şeyden önce öyküyü en iyi aktaracak kelimelerin seçilmesi ile ilgilidir. Bunlar bazen “intikam”, “acı”, “ihanet”, “aşk”, “esaret” vs. birçok okuyucu için muhtemel ortak ve güçlü duygusal anlamlar yaratacak kelimeler olabileceği gibi; öykünün özgünlüğünü ortaya çıkarması bakımından bu ifadelerin basmakalıp bir kullanıma dönüşmemesine özen göstermek gerekir. Çünkü filminize destek verecek bir yapımcı ya da izleyecek seyirci için oluşabilecek en olumsuz durum, film fikrinizin sıradan ya da “klişe” bulunmasıdır.

• "Bir süredir işsiz olan genç Antonio Ricci'nin yeni işi için kendisine çok gerekli olan bisikleti çalınır." (Başol, 2010).

Yukarıdaki örnekte verilen cümlenin, ünlü yönetmen Vittorio De Sica’nın 1948 yılında yönetmiş olduğu ve dünya sinema tarihinin başyapıtlarından biri olarak görülen Ladri di biciclette (Bisiklet Hırsızları) isimli filmin ana karakter, eylem motivasyonu ve anlatının temel çatışmasını aktarması bakımından başarılı bir film fikri olduğu ileri sürülebilir. Filmsel anlatının ana evreni Antonio’nun dünyası üzerinden savaş sonrası bir toplumun parçalanmışlığını anlatmak üzerine Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

4 88

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme I

Örnek

yapılandırılır ve burada çatışmayı temsil eden merkez olay, Antonio’nun bisikletinin çalınmasıdır. Görüldüğü gibi, bisikletinin ana karakter için taşıdığı önem, “kendisine çok gerekli olan” cümlesi ile özellikle vurgulanmıştır.

• "Fakir bir faytoncu tek sermayesi olan atı öldükten sonra define aramaya girişir." (Başol, 2010).

Bireysel Etkinlik

Yukarıda yer alan bir diğer örnekte ise Yılmaz Güney’in 1970 yılı yapımı Umut isimli filminin film fikri yer almaktadır. Bu örnekte de görülebileceği gibi film fikri ana karakter, temel eylem motivasyonu ve çatışmayı tek bir cümle içerisinde sade bir biçimde aktarmaktadır. Burada da “fakir” ve “tek sermaye” betimlemeleri arasında kurulan ilişki, çatışmayı güçlendirmektedir. Yukarıdaki örnekte de görülebildiği gibi, yaygın kanının aksine, film fikrinde ana karakterin adını belirtmenin zorunlu bir koşul olmadığını bilmek gerekir.

• Siz de çok etkilendiğiniz filmlerden birini seçip, bu filmin fikir cümlesini yazmaya çalışın. Ardından filmin resmî web sitesinden bulduğunuz film fikrini yazdığınız cümle ile karşılaştırınız. Bu denemelerin sayısını artırdıkça, çok daha isabetli film fikirleri yazdığınızı fark edeceksiniz.

SİNOPSİS Etkili bir sinopsisin sahip olması gereken en önemli özellik olabildiğince kısa ve net bir biçimde film öyküsünün özünün aktarımıdır.

Senaryo yazım aşamalarının en önemlilerinden biri olan sinopsis, sıklıkla filmin kısa özeti gibi anlaşılsa da aslında film öyküsünün özünün anlatıldığı aşama olarak görülmelidir. Sıklıkla yapılan bir hata olarak sinopsis metninde film içerisinde gerçekleşecek olan olay örgülerine sırasıyla yer verilir, hatta filmin finalinde ne olacağı aktarılır. Oysa etkili bir sinopsisin sahip olması gereken en önemli özellik; olay örgülerini özetlemesi değil, olabildiğince kısa ve net bir biçimde film öyküsünün özünün aktarımıdır. Peki, özet ile öz arasındaki en genel ayrım nedir? Diyelim ki -en sık rastlanılan hâli ile- biri fakir biri zengin olan iki aşığın imkânsız aşkı üzerine kurulu bir film öyküsü yazacaksınız. Eğer sinopsis öykünün özeti olarak algılanırsa bu iki aşığın kim olduğu, neden kavuşamadıkları, kavuşamamalarına engel olan durum ya da kişiler ayrıntıları ile aktarılacaktır ki bu bir sinopsis için hem gereksiz hem de yanıltıcı bir yaklaşım olacaktır. Oysa burada aktarılması gereken, film öyküsünde yer alan olay ya da olay örgüleri yerine; bu olay örgülerinin aslında nasıl bir çekirdek etrafında geliştiğini aktarabilmektir. Çoğu senarist anlattığı öykünün biricik olduğunu, daha önce diğer filmlerde benzer konular etrafında gelişen öyküler aktarılmış olsa da kendi yarattığı Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

5 89

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme I dünyanın çok özel olduğunu düşünür. En çok da karakterleri üzerinden bu kanıya varır. Yarattığı karakterin çok özel olduğunu, daha önce bu şekilde tasarlanmış bir karakter yaratılmadığını iddia eder. Bu nedenle sinopsis metnini ayrıntılar ile doldurur. Yazdığı ayrıntılar sayesinde, kendi hikâyesini diğer hikâyelerden ayıracak ipuçlarını verdiğini düşünür.

Örnek

Oysa unutulmamalıdır ki bir sinopsis ne kadar ayrıntı barındırıyorsa, o kadar az etki bırakacaktır. Çünkü yapımcı ya da seyirciyi ilk etapta ilgilendiren şey ayrıntılar değil, bütünün kendisinde bıraktığı izlenimdir. Bu bütünlükle ilgili en çok dikkat edilmesi gereken nokta ise, özgün bir yanının olmasıdır. Ünlü senaryo doktoru Robert McKee’nin de belirtmiş olduğu gibi “Öykü kopyalama değil, özgünlükle ilgilidir.” (McKee, 2007).

Yukarıdaki örnekte 2019 yılında düzenlenen İstanbul Film Festivali Ulusal Kısa Film Yarışması’nda ödül alan Gökalp Gönen’in yönetmiş olduğu Avarya isimli kısa filmin sinopsisi yer almaktadır. Örnekte de görüldüğü gibi, filmin sinopsisi öykünün özü hakkında en temel bilgiyi vermiş ancak ayrıntılı bir olay örgüsüne girmekten sakındığı gibi, filmin sonu hakkında da herhangi bir ipucu vermemiştir. Merak uyandırma, bir sinopsisin sahip olması gereken en önemli özelliklerden biridir. Böylece film, izlenilme arzusunu doğuracak en temel motivasyonu yaratmış olacaktır. Yukarıdaki örnekte merak arzusunu doğuran en önemli şey, ismi verilmeyen ana karakterin ortaya çıkaracağı karanlık sırrın ne olduğudur. Bu da sinopsiste net bir şekilde vurgulanmıştır. Kısa film sinopsisi yazarken, merak uyandırmanın temel formüllerinden biri de sinopsis metninin soru işareti ile sonlandırılmasıdır. Çünkü sinopsis metninde seyirciye sorulan sorular, seyircide ilgili soruları yanıtını almak için filmi izleme isteği doğurur.

Örnek

Merak uyandırma, bir sinopsisin sahip olması gereken en önemli özelliklerden biridir.

•"Yaşanabilir yeni bir gezegen bulma umuduyla yola çıkan adam, görevi yöneten robotun hiç bir gezegeni uygun bulmaması nedeniyle gemiye hapsolur. Bir çıkış yolu bulsa da, bu sadece karanlık bir sırrı ortaya çıkaracaktır". (38. İstanbul Film Festivali Kataloğu).

•"Herkesin bir canavarı vardır. Sadece bazıları onun sesine kulak verir. Ama bu gürültüye ne kadar katlanabilirsin?" (15. Akbank Kısa Film Festivali Festival Kitapçığı)

Yukarıdaki örnekte 2019 yılında düzenlenen 15. Akbank Kısa Film Festivali’nde gösterimi gerçekleşmiş, senaryo yazarlığı ve yönetmenliğini Gökhan Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

6 90

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme I İpekkan’ın yapmış olduğu 2017 yılı yapımı Lupus isimli kısa filmin sinopsisi yer almaktadır. Bu örnekte de görüldüğü gibi, sinopsis metni soru işareti ile sonlandırılmıştır. Seyirciye sorulan bu sorunun, filmi izleyip yanıtını alma merakı doğuracağı açıktır.

• İnternet üzerinden paylaşıma açık, izlenebilir kısa filmler

Bireysel Etkinlik

Kısa film sinopsisi ortalama birkaç cümlelik bir hacim tutarken; uzun metraj film sinopsislerinin 1-2 sayfa tutacak hacme vardıkları da görülebilir.

bulunuz. • Bu filmleri izledikten sonra, şimdiye kadar aktarılan noktaları göz önünde bulundurarak o filmin sinopsisini yazınız. Hatta farklı tematik ya da kavramsal vurgular gözeterek bir kaç farklı sinopsis yazınız. • Varsa yazılmış sinopsisi ile kendi yazdığınız sinopsisini karşılaşırınız. Birden fazla film izleyip, birden fazla sinopsis yazma denemesinde bulundukça; artık sinopsis yazma konusunda çok daha deneyimli olduğunuzu fark edeceksiniz.

Bir uzun metraj film sinopsisi yazmak, temelde kısa film sinopsisi ile aynı mantık doğrultusunda ilerlemesine karşın, kısa film sinopsisi ortalama birkaç cümlelik bir hacim tutarken; uzun metraj film sinopsislerinin 1-2 sayfa tutacak hacme vardıkları da görülebilir. Bunun nedeni yapısı gereği kısa metraj filmin süre olarak çok daha kısa ve genelde bir olay ve çevresinde gelişen bir örgüye sahip iken uzun metraj filmin olay örgüleri esasına dayanmasıdır. Ancak bir sinopsis metninin her koşulda çok uzun yazılmamasına özen gösterilmelidir. Çünkü sinopsis metni yapısı gereği her koşulda kısa ve öz bir metin olmalıdır. Bu bazen yapımcıya ya da senaryo dosyanızla başvuracağınız yarışmaya göre değişmekle birlikte, çoğu kişi ya da kurumlar 1 sayfalık bir sinopsis metnini yeterli bulurlar. Uzun metraj film sinopsisi yazmaya başlamadan önce her şeyden önce titiz bir şekilde film öykünüzün ana hikâye hattını oluşturmalısınız. Bu ana hikâye hattını oluştururken öykünün neyi aktardığı, hangi karakterlerin başından geçtiği ve ana olay örgüsünün ne olduğunu net bir biçimde tanımlayabiliyor olmanız gerekir. Bu hattı oluşturmanızın hemen ardından, hikâyenizin bütünlüğünü en iyi şekilde ifade eden öz cümlelerinizi kurmaya hazırsınız demektir. Bu öz cümlelerinizin toplamından çıkaracağınız belirli cümle vurguları ile uzun metraj film sinopsisiniz yeterince vurgulu olacaktır. Sinopsis yazmadan önce ana hikâye hattını oluştururken, öykü için en önemli olan gelişim noktalarını not alınız. Gelişim noktaları üzerinde çalışırken, karşılaşılan en sık hatalardan biri olay ile olay örgüsü arasındaki ayrımın doğru yapılmamasıdır. Çoğu kez olay ile olay örgüsü birbirine benzer ifadeler olarak varsayılır ve bazen birbirinin yerine kullanılır. Oysa bu kavramla, kapsayıcılığı ve dramatik bütünlüğü anlamında birbirinden tamamen farklıdır. Aşağıdaki şekilde olay örgüsü gelişim aşamaları sırasıyla verilmiştir. Bu şekilden yararlanarak öykünüzde nasıl bir yol izleyeceğiniz konusunda emin olabilirsiniz. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

7 91

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme I

Karakter

Eylem

Karşı Eylem

Olay

Olay Örgüsü Şekil 5.1. Olay Örgüsü Gelişim Şeması

Kendi içerisinde anlam oluşturan ve öykünün gelişim aşamasının karşılığı olan olayların bütününe olay örgüsü denir.

Yukarıdaki şekilde de görüldüğü gibi, bir öykünün olay örgüsünün temel başlangıç noktası eylemde bulunması gereken/beklenen karakter ve onun öykü için itici güç oluşturacak nitelikte bir harekete geçmesidir. Eylemde bulunan karaktere karşı karşıt karakterin ya da bir başka deyişle anti-kahramanın karşı eyleme geçmesi olayı oluşturan en bilindik formüldür. Kendi içerisinde anlam oluşturan ve öykünün gelişim aşamasının sınırları belirli karşılığı olan olayların bütününe olay örgüsü denir. Olay örgüsü, başka bir deyişle, anlatıdaki olayların doğal ve anlamlı bir biçimde sıralanmasıdır (Chatman, 2009). Diyelim ki bir hırsız ile bir polis arasında yaşanan kaçma kovalamaca gerilimini anlatan, polisiye-gerilim türünde bir film hikâyesi yazıyorsunuz. Filmin giriş bölümünde de uzun uzun hem polisin ne kadar deneyimli olduğunu, hem de hırsızın ne kadar zor yakalanabilecek bir suçlu olduğunu anlatıyorsunuz. Bunu anlatmak için de hırsızın gerçekleştirdiği soygunlardan bir kaçına üst üste yer vereceksiniz. Paralel bir biçimde polisin de ne kadar deneyimli olduğunu aktarmak için en zor suç dosyalarını bile üst üste çözme deneyimlerine art arda yer vermek istiyorsunuz. Yukarıda aktarılanları filmin sinopsis metninde bir iki cümle ile betimlemeniz gerektiğini unutmamalısınız. Yani tek tek her hırsızlık olayını anlatıp, hırsızın ne kadar “usta” olduğunu vurgulamak yerine, “X, New York Polis Teşkilatının peşinde olduğu, şehirdeki en büyük soygunlara karışmış ve hâlâ aranan bir hırsızdır.” şeklinde tek bir cümle ile bunu betimlemeniz gerekecektir. Aynı şekilde polis memurunun da daha önce ustalıkla çözmüş olduğu her suç dosyasının olay içeriğini sadece bir iki cümle ile aktarmanız gerekecektir. “Buna karşın Y, en zor suç dosyalarını çözüme kavuşturmuş, işinde oldukça

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

8 92

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme I deneyimli bir polis memurudur.” şeklinde kuracağınız genel bir cümle filmin sinopsis metni için yeterli olacaktır.

Bireysel Etkinlik

Sinopsis metninde sizden istenen -daha önce de vurgulandığı gibi- olay değil olay örgüsünün özünün aktarımıdır.

Üst üste işlenen her suçun kendisi ayrı bir olay, bu olayların bütünü ise bir olay örgüsünü oluşturacaktır. Sinopsis metninde sizden istenen, -daha önce de vurgulandığı gibi-, olay değil olay örgüsünün özünün aktarımıdır.

• İzlemekten büyük keyif aldığınız, hatta birkaç kere izlemiş olduğunuz bir film seçiniz. Bu filmin ana olay hikâye hattını betimlemeye çalışınız. Sonra olay ve olay örgülerinin arasındaki farkı belirleyip, ana hikâye hattını oluşuran temel olay örgülerinin sinopsis metninde yer alacak cümlesini kurmaya çalışın.

ÖYKÜLEME Öyküleme, kaba zaman akışı ile öykünün başından sonuna kadar geçen olay örgülerinin giriş-gelişme-sonuç örgüsü gözetilerek aktarıldığı yazım aşamasıdır. Bu aşamalar bazı kaynaklarda serim-düğüm (gelişim)- çözüm olarak da geçebilmektedir (Rea ve Irwıng, 2004). Sinopsisten farklı olarak öyküleme metni daha uzun yazılır ve daha fazla ayrıntı yer alır. Bir öykülemede mutlaka bulunması gereken ögeler; • • • •

Ana karakter, karşıt karakter, Yan karakterler ve işlevleri, Ana olay örgüsü, Ana mekân ve yan mekânlar.

Yukarıda maddeler hâlinde sıralanan ögelerin her biri öykülemenin doğal akışı içerisinde bulunması mutlaka zorunlu olan temel anlatı ögeleridir. Öyküleme metni, öyküde neler olacağını, hangi karakterin başından neler geçeceğini ve bunların hangi mekânlarda nasıl gerçekleşeceğini aktaran oldukça önemli bir metindir. Bu metin, yukarıda sayılan bütün ögeleri akıcı ve bütünlüklü bir şekilde aktarabilmelidir. Çünkü unutulmamalıdır ki “Öykü kestirmelerle değil, bütünlükle ilgilidir.” (McKee, 2007). Diyelim ki herhangi bir film yapım desteği için başvuruda bulunuyorsunuz. Yani filminizi gerçekleştirmek için maddi destek istiyorsunuz. Öyküleme metniniz, filmin genel evreni hakkında bilgi verdiği için, söz konusu destek ile ilgili karar verecek kişi ya da kurumlar, istenen desteğin gerçekçiliğini öyküleme metni üzerinden teyit edebilirler. Ancak unutmamak gerekir ki öyküleme metni teknik bir bilgi içermez. Yani kullanacağınız kamera, açı, ışık, mekânın nasıl dekore edileceği ya da yapılacak efektler öyküleme metninde yer almaz. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

9 93

Örnek

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme I

• Ahmet, günler geçtikçe Elif'in aslında zannettiği gibi sorumsuz ve tembel olmadığını fark eder. Elif'in yakın arkadaşı Ece'den onun daha önceki iş yerinde yaşadığı hayal kırıklıklarını öğrenince, Elif'in ilk günlerdeki motivasyonluğunun sebebini daha iyi anlar.

Yukarıda örnek bir öyküleme cümlesi verilmiştir. Bu cümleden de anlaşılacağı üzere öyküleme metni ayrıntılara yer vermeden, ancak ilgili ana karakter ve yan karakterlerin isimlerini vererek, olay örgüsü hakkında temel bilgileri veren bir metindir. Burada unutulmaması gereken bir diğer önemli bilgi zorunlu olmadıkça öyküleme metninde diyaloglara yer verilmemesi gerektiğidir. Örneğin, birbirine düşman olarak gösterilen iki karakterimiz var ve bunların film içerisinde yüzleştikleri bir sahneyi öyküleme metninde aktarmak istiyorsunuz. Sizin tasarımınıza göre, bu sahnede bol bol diyaloglar geçecek ve adeta bir yapbozun parçaları gibi sorulan sorular ve verilen cevaplarla seyirci aslında iki karakterin, her ne kadar karşıt taraflarda yer alsalar da aynı amaç uğruna mücadele ettiklerini anlayacaktır.

Öyküleme metnini okuyan birinin öykünün kapsamının ne olduğu ve nasıl ilerlediği hakkında kafasında soru işaretinin kalmaması gerekir.

Örnek

Burada yapmanız gereken ilk şey, diyaloglarda geçecek soru ve cevapların içeriğinin ne olduğunu genel olarak betimleyecek doğru cümleler bulmaktır.

• Ozan ile Arif, beklenmedik bir anda mahkeme salonunda karşılaşırlar. İkisi de ayrı tarafların görgü tanığı olarak çağırılmışlardır. Mahkeme başlamadan önce bekleme salonunda yaptıkları sohbet, onların şimdiye kadar kendilerinden gizlenmiş gerçeği fark etmelerini sağlar. İkisi de bu kötü tuzakta, kandırılmış kişilerdir ve aslında gerçek, sandıklarından çok daha farklıdır.

Yukarıdaki örnek cümleden de anlaşılacağı gibi, aslında uzun ve önemli bir sahne olarak film senaryosunda yer alacak bu karşılaşma anı, öyküleme içerisinde diyaloglarla değil, genel betimleyici bir cümle ile tasvir edilmelidir. Böylece, hem ilgili sahne ile ilgili bütünlüklü bir bilgi verilecek, hem de diyaloglardan kaçınılmış olacaktır. Öyküleme metnini okuyan bir yapımcı, oyuncu ya da ilgili bir kişinin film öyküsünün neyi anlattığı, kapsamının ne olduğu ve nasıl ilerlediği hakkında kafasında soru işaretinin kalmaması gerekir. Sinopsisten farklı olarak, öyküleme metninde herhangi bir soru işareti, sürpriz yaratılmamalıdır. Her şey son derece açık ve sade bir biçimde betimlenmiş olmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

10 94

Örnek

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme I

• Ahmet ile Elif, uzun ve yorucu geçen bu yolculuğun ardından nihayet başlangıç noktasına geri dönmüşlerdir. İkisi artık şirketin yeni ortaklarıdır. O sabah şirkette herkesin yüzünde bir tebessüm vardır. Artık kaygı sona ermiş, güzel bir gelecek hayalinin mutlu gülümsemesi herkesin yüzünde yer etmiştir.

Bireysel Etkinlik

Yine yukarıdaki örnekte de görülebileceği gibi, film öykülemesi filmin sonu ile açık bilgi verebilir. Metni okuyan kişi, izleyeceği filmin sonunda ne olacağını bilebilir. Öyküleme metni bir filmin yapım aşamasında yönetmen, yapımcı, görüntü yönetmeni ve oyuncunun başvurduğu ve film hakkında bilgi aldığı temel metinlerden biridir.

• Sevdiğiniz bir filmin, bütünlük taşıyan bir sahneler bütününü seçiniz. Dialoglara yer vermeden, öyküleme metni kurallarını referans alarak o sahneleri yazınız. Filmin tümünü bu yöntem ile öykülemeye çalışmak, iyi bir öyküleme yazmaya giden yolun ilk adımı olacaktır.

ÖYKÜLEMENİN KARAKTER ANALİZİ Bir senaryo ve film yapım dosyasında öykülemenin ardından yer alması gereken bir diğer önemli aşama da öykülemenin karakter analizi olarak bilinen, karakterlerin ana hatlarıyla öyküdeki konum ve işlevlerinin anlatıldığı aşamadır. Bir film öyküsü için karakter yaratılırken 3 boyut göz önünde bulundurulur: • • • Karakterin fiziksel özelikleri ilk akla gelen öğeler; yaş, giyim, boy ve kilo görünümü, takındığı jest ve mimikler ve sahip olduğu tiklerdir.

Karakterin fiziksel özellikleri, Karakterin psikolojik özellikleri, Karakterin sosyolojik özellikleri.

Karakterin Fiziksel Özellikleri Bir karakter yaratılırken ilk boyut olan fiziksel özellikler, seyircinin karakter ile kurduğu ilişkide ilk göze çarpan hususlardan oluşur. Bunlar en genel tanımlama ile yaş, giyim, boy ve kilo görünümü, takındığı jest ve mimikler, sahip olduğu tikler ile başlayıp hayalinizde yaratacağınız bir sürü ek özellikler ile desteklenebilir. Her film öyküsü için ayrı bir karakter tasarlamanız gerekeceği gibi, bazen bir karakterin kendisi başlı başına bir film öyküsünün ana ilham kaynağı olabilmektedir. Her iki durumda da karakterin fiziksel özellikleri, o karakterin varlık ve görünüm sınırını çizen ilk ögelerdir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

11 95

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme I

Bireysel Etkinlik

Karakterin fiziksel özellikleri ile ilk belirtilmesi gereken öge yaştır. Sadece “yaşlı” “genç” gibi betimlemeler yapmaktan sakınmak gerekir. Çünkü unutmamak gerekir ki yazacağınız karakter analizleri doğrultusunda oyuncu arayışına girilecek ve vereceğiniz bilgiler, oyuncu yönetmeninin işini doğru yapması konusunda hayati önem taşıyacaktır.

• Severek okuduğunuz bir edebiyat eserini seçin ve ana kahramanının fiziksel özelliklerini ayrıntıları ile not alın. Daha sonra o karakterle ilgili giyim, jest ve mimikler, saç, boy, kilo gibi fizzel sınırlar belirleyip görselleştirmeye çalışın.

Karakterin Psikolojik Özellikleri Karakter yaratılırken ikinci boyut olan psikolojik özelliklerde karakterin temel psikolojik özelliklerini belirlemek titiz bir analiz sürecine paralel ilerler. Karakteriniz çekingen mi, dışa dönük mü, utangaç mı, agresif mi, soğukkanlı mı? Gibi sorulara verilecek yanıtınız oldukça önemlidir. Çünkü karakterinizin öykü içerisindeki eylemleri bu psikolojik özellikleriyle tutarlılık içinde olmak zorundadır. Aynı zamanda psikolojik özelliklerin fiziksel özelliklerle tamamlanacak bir şey olduğunu da aklınızdan çıkarmayınız. Örneğin karakteriniz gözlüklü bir karakter ve küçük yaşlardan beri gözlük kullanıyor. İlkokul sıralarından itibaren gözlüklü olması kimi kez de alay konusu olmuş. (İlk akla gelen “dört göz” söylemidir). Karakteriniz bu özelliğinden dolayı çocukluğundan beri sosyalleşmeye çok yatkın olmayan ve çekingen biridir.

Karakterin psikolojik özelliklerini yaratırken mutlaka psikoloji biliminden yararlanmalı, seçeceğiniz kişilik özelliğiyle ilgili araştırmalar yapmalısınız.

Ya da oldukça güzel bir kadın yarattınız. Bu kadın yaşamı boyunca muhtemel olarak gittiği her ortamda dikkat çeken ve ilgi gören biri olmuştur. Bu fiziksel özelliği onun kendine güvenen ve sosyal ortamlarda rahatlıkla konuşabilen biri olmasına sebep olmuştur. Bunlar ilk akla gelen ve en basit özellikler olup, daha derin psikolojik yaratımlar için çok daha titiz bir yaratım süreci gerektiğini akıldan çıkarmamak gerekir. Karakterin psikolojik özelliklerini yaratırken mutlaka psikoloji biliminden yararlanmalı, seçeceğiniz kişilik özelliğiyle ilgili araştırmalar yapmalısınız. Bununla ilgili yapılan en sık hata, ağır psikolojik rahatsızlıklar içeren bir karakter yaratıldığında, öykünün gerilim ve çatışmasını desteklemek amacıyla ilgili psikolojik rahatsızlıkla uyum göstermeyen eylemler kurgulanmasıdır. Örneğin karakteriniz “şizofreni” hastalığına sahip. Bu hastalığın türleri olduğunu (Paranoid, Katatonik, Ayrışmamış vs. gibi) bilmeli, bir türde görülen özelliklerin diğer türde olmadığının bilinci ile genellemeler yapmaktan sakınmalı ve bu doğrultuda bir tutarlılık oluşturmalısınız.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

12 96

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme I

Bireysel Etkinlik

• Sevdiğiniz bir filmden bir karakter seçiniz. Onun psikolojik özelliklerini betimleyiniz. Ardından film metninde cevabı direkt verilmeyen soruları yazınız. "Herhangi bir hayvandan korkar mı?", "İlk defa ne zaman aşık olmuştur", "Bu karakter iyi bir baba/anne adayı mı?", "Hangi tür müzkleri sever?" gibi sorularla başlayıp, ardından seçtiğiniz karaktere özgü daha derin tahliller yapmanıza olanak sağlayacak sorular sormanız ve bunları yanıtlamanız, iyi bir karakter yaratmanın en basit ve en işe yarayan formüllerinden biridir.

Karakterin Sosyolojik Özellikleri Karakterin sosyolojik özelliklerini yazmak, en küçük ölçekte ailesi ile başlayan, yakın akraba çevresi, yaşadığı mahalle, gittiği okul, çalışma ortamı ve yaşadığı il, hatta ülkeyi bile kapsayan bir analiz sürecidir. Bunlar en genel tanımı ile karakterin sosyal çevresidir. Bir karakter analizi yaparken, karakterinizin sosyal çevresini ayrıntıları ile mutlaka betimlemelisiniz. Nerede doğmuştur? Kaç kardeştir? Nasıl bir ailede dünyaya gelmiştir? Ailesinin tahsil durumu nedir? Nasıl bir mahallede yaşamıştır? gibi sorular basit ve önemsiz gibi görünse de karakterin öykü içerisindeki konum ve eylemlerinin tutarlılığını oluşturan en önemli ögelerdir.

Örnek

• Mihriban, 5 çocuklu, dar gelirli bir ailenin en küçük çocuğudur. İmkânsızlıklardan dolayı okula gidememiş olan anne babası, varını yoğunu çocuklarının tahsili için feda etmiştir. Ancak ailesinin imkânları sınırlı olduğundan kendisinden önce doğan kardeşleri kadar şanslı olamamış, ilkokulu bitirmesinin hemen ardından çalışmaya başlamıştır.

Yukarıdaki örnekte yer alan bilgileri aşağıdaki gibi aktarmak da mümkündür.

Örnek

Karakterin sosyolojik özelliklerinin betimlenmesi, ailesi ile başlayan, yaşadığı mahalle, gittiği okul, çalışma ortamı ve yaşadığı il, hatta ülkeyi bile kapsayan bir analiz sürecidir.

Yaşadığımız dünyada var olan her farklı kişilik gibi, film karakterlerinin de kendine ait bir dünyası olması gerektiğini ve film karakterinin psikolojik tasarımlarının titizlikle yapılması gerektiğini unutmayınız.

• Mihriban, uzun zamandır Altın Tarak isimli eski bir mahalle kuaföründe çalışmaktadır.

Hikâyenin güncel akışına bakıldığında gerekli tek bilgi Mihriban’ın hâlen bu kuaför salonunda çalışması olabilir. Ancak öykü içerisinde bu karakterle ilgili Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

13 97

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme I

Bir senaryo ve yapım dosyasının karakter analizi aşamasının, şimdiye kadar aktarılan bu üç boyutun bütünleşik ve akıcı bir aktarımı olduğunu unutmayınız. Yani yazacağınız karakter analizinde karakterin fiziksel, psikolojik ve sosyolojik özellikleri iç içe harmanlanmalı ve ayrı ayrı belirtilmemelidir. Bu özellikler, analizin doğal akışı içerisinde zaten neden-sonuç ilişkisi hâlinde birbirlerinin tamamlayıcısı olacaklardır. Dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli nokta, karakter analizlerinde tekrar ve fazlalıklara yer vermektir. Çünkü unutulmamalıdır ki sizlerin karakterinizi seyirciye tanıtmak ve onunla birlikte filmik maceraya atılmasını sağlamanız için ortalama 2 saatlik bir vaktiniz olacaktır. Bu nedenle, tüm bu özellikler doğru bir öz dâhilinde ve tutarlılıkla harmanlanmış olmalıdır. Barry Marrow, bir karakter yaratmayı bir kil topağını yoğuran sanatçının çabasına benzetmiş ve bu süreci şu şekilde özetlemiştir: “Tüm fazlalıkları atana kadar, özüne ulaşamazsınız” (Seger, 2015). Sizler de yazacağınız karakter analizleri için uzun uzun notlar tutmalı, her ayrıntıyı dikkate almalı, ancak nihai olarak yazacağınız son metinde tüm notlarınızın harmanlandığı sade ve akıcı bir biçime varmış olmalısınız.

Bireysel Etkinlik

Bir senaryo ve yapım dosyasının karakter analizi aşamasının, şimdiye kadar aktarılan bu üç boyutun bütünleşik ve akıcı bir aktarımı olduğunu unutmayınız.

yaşanacak gelişmelerde karakterin aile ve sosyal çevre geçmişinin bilinmesi ve bir şekilde bunun öykü içerisine yedirilip, seyircinin de bilgilendirilmesi oldukça önemlidir. Belki de öykünün ilerleyen bölümlerinde Mihriban, bir çocuk sahibi olacak ve varını yoğunu çocuğunun eğitimine harcayacaktır. Bu durumda Mihriban’ın bu motivasyonunun önemli bir nedeni olarak, bir yarım kalmışlığın hüznü olduğu bilgisinin aktarılması önemlidir.

• Dikkat çekici olduğunu düşündüğünüz bir karakterin yer aldığı bir filmi seçip, o karakterle ilgili fizyolojik, psikolojik ve sosyolojik analizler içeren notlar tutunuz. Ardından tüm notlarınızı tek bir karakter analizi metni hâline getiriniz.

Bir senaryo ve yapım dosyasında karakter analizleri yazılırken her bir karakter için isim verilerek ayrı ayrı başlıklar açılır. Önce ana karakter, ardından yan karakterlerin karakter analizleri tek tek yazılır. Filmde sadece birkaç sahnede görünen, diyaloglu ya da diyalogsuz figüranlar için karakter analizi yazmak şart değildir. Bu oyuncular filmin kişi listesinde belirtilir. Örneğin filminizde bir düğün sahneniz var. Sadece o düğün sahnesi için davetli olarak rol alacak 50 kişilik bir oyuncu ihtiyacınız var. Bu durumda karakter analizi yapmanıza gerek yoktur. Bu tür oyuncuları yapım dosyasında kişi listesi arasında belirtmek zorundasınız. Çünkü yapımcınız oyuncu yönetmeniniz o oyuncuların bulunmasından sorumludur. Karakterler analizi teknik bilgiler içeren bir metin olmadığı için, ilgili karakterin film içerisinde kaç sahnede ne kadar rol alacaklarının bilgisine karakter analizinde yer verilmez. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

14 98

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme I

Özet

•BİR SENARYO DOSYASI NASIL HAZIRLANIR •Bir senaryo dosyasında film öyküsü hakkında sırasıyla bilgi veren aşamalar sırasıyla film fikri, sinopsis, öyküleme ve öykülemenin karakter analizidir. Bu aşamaların her biri gerek teknik gerek dramatik sınırlılık bağlamında farklı yazım kurallarına tabiidir. •FİLM FİKRİ •Film fikri; film öyküsünün karakter, karakterin temel eylem motivasyonu ve konu gözetilerek mümkünse tek bir cümle ile özetlenmiş hâlidir. Bu cümle, hem film öyküsünü genel anlamda betimlemeli; hem de okuyucu/izleyici için merak edilir, ilgi çekici bir nitelik taşımalıdır. İyi bir film fikri, her şeyden önce öyküyü en iyi aktaracak kelimelerin seçilmesi ile ilgilidir. Bu kelimeler mutlaka öykünün ana çatışmasını aktarmalıdır. •SİNOPSİS •Senaryo yazım aşamalarının en önemlilerinden biri olan sinopsis, sıklıkla filmin kısa özeti gibi anlaşılsa da aslında film öyküsünün özünün anlatıldığı aşama olarak görülmelidir. Etkili bir sinopsisin sahip olması gereken en önemli özellik olabildiğince kısa ve net bir biçimde film öyküsünün özünün aktarımıdır. •Bir kısa film sinopsisi ortalama birkaç cümlelik bir hacim tutarken; uzun metraj film sinopsislerinin 1-2 sayfa tutacak hacme vardıkları da görülebilir. Bunun nedeni yapısı gereği kısa metraj filmin süre olarak çok daha kısa ve genelde bir olay ve çevresinde gelişen bir örgüye sahip iken uzun metraj filmin olay örgüleri esasına dayanmasıdır. Ancak bir sinopsis metninin her koşulda çok uzun yazılmamasına özen gösterilmelidir. •ÖYKÜLEME • Öyküleme, kaba zaman akışı ile öykünün başından sonuna kadar geçen olay örgülerinin giriş-gelişme-sonuç örgüsü gözetilerek aktarıldığı yazım aşamasıdır. Bu örgü, bazı kaynaklarda serim-düğüm (gelişim)- çözüm olarak da geçebilmektedir. Ana karakter, karşıt karakter, yan karakterler ve işlevleri, ana olay örgüsü, ana mekân ve yan mekânların bir öyküleme metninde mutlaka yer alması gerekir. •Öyküleme metni teknik bir bilgi içermez. Yani kullanacağınız kamera, açı, ışık, mekânın nasıl dekore edileceği ya da yapılacak efektler öyküleme metninde yer almaz. •ÖYKÜLEMENİN KARAKTER ANALİZİ •Bir senaryo ve film yapım dosyasında öykülemenin ardından yer alması gereken bir diğer diğer önemli aşama da öykülemenin karakter analizi olarak bilinen, karakterlerin ana hatlarıyla öyküdeki konum ve işlevlerinin anlatıldığı aşamadır. •Bir film öyküsü için karakter yaratılırken 3 boyut göz önünde bulundurulur: •Karakterin fiziksel özellikleri: Bir karakter yaratılırken ilk boyut olan fiziksel özellikler, seyircinin karakter ile kurduğu ilişkide ilk göze çarpan hususlardan oluşur. Yaş, boy, kilo, giyim ve karaktere özel jest ve mimikler ilk akla gelenlerdir. •Karakterin psikolojik özellikleri: Karakterin temel duygu ve düşünce durumlarını, psikoloji biliminden yararlanarak betimleme aşamasıdır. •Karakterin sosyolojik özellikleri: Karakterin sosyolojik özelliklerini yazmak, en küçük ölçekte ailesi ile başlayan, yakın akraba çevresi, yaşadığı mahalle, gittiği okul, çalışma ortamı ve yaşadığı il, hatta ülkeyi bile kapsayan bir analiz sürecidir. Bunlar en genel tanımı ile karakterin sosyal çevresinin betimlenmesidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

15 99

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme I

DEĞERLENDİRME SORULARI 1. Aşağıdakilerden hangisinde senaryo yazım sırasındaki film öyküleme aşamaları doğru sıralanmıştır? a) b) c) d) e)

Sinopsis-film fikri- öyküleme-öykülemenin karakter analizi Öyküleme-film fikri-sinopsis-öykülemenin karakter analizi Film fikri-sinopsis-öykülemenin karakter analizi-öyküleme Film fikri-sinopsis-öyküleme-öykülemenin karakter analizi Sinopsis-öykülemenin karakter analizi-öyküleme-film fikri

2. Türkçesi “film fikri” olan kavram aşağıdakilerden hangisidir? a) b) c) d) e)

Baseline Storyline Logline Highline Character line

3. Aşağıdakilerden hangisi sinopsis metninin kapsam ve amaçlarından biri değildir? a) b) c) d) e)

Film öyküsünün özünü aktarmak Filmle ilgili bilgi vermek Seyircide ilgi uyandırmak Yapımcıda ilgi uyandırmak Olay ve olay örgüleri bağlantılarını aktarmak

4. Aşağıdakilerden hangisi bir sinopsisin sayfa hacmini belirleyen en temel ögedir? a) b) c) d) e)

Filmin süre bağlamında türü (kısa-uzun metraj) Mekân sayısı Film çatışmasının dramatik hacmi Diyalog süresi Öykünün ele aldığı tema ve kavramlar

5. Aşağıdakilerden hangisi bir öykülemede bulunması zorunlu olan ögelerden biri değildir? a) b) c) d) e)

Ana karakter Yan karakter Ana mekân Yan mekân Özel efektler

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

16 100

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme I 6. Aşağıdakilerden hangisinde senaryo yazım sırasındaki film öyküleme aşamaları doğru olarak sıralanmıştır? a) b) c) d) e)

Karakter-karşı eylem-eylem-olay-olay örgüsü Karşı eylem-eylem- karakter-olay-olay örgüsü Olay-eylem-karakter-karşı eylem-olay örgüsü Eylem-karakter-karşı eylem- olay-olay örgüsü Karakter-eylem-karşı eylem-olay-olay olay örgüsü

7. Aşağıdaki hangisi öyküleme metninin paylaşılması gereken kişilerden biri değildir? a) b) c) d) e)

Yönetmen Özel efekt uzmanı Oyuncu Yapımcı Görüntü yönetmeni

8. Aşağıdakilerden hangisinde karakter analizinin en temel boyutları doğru olarak verilmiştir? a) b) c) d) e)

Karakterin fiziksel- maddi- yönetsel konumu Karakterin eylemsel-işlevsel-durağan konumu Karakterin statüsü- medeni haâi- psikolojik konumu Karakterin fiziksel- sosyolojik- psikolojik konumu Karakterin maddi- manevi- sosyal konumu

9. Aşağıdakilerden hangisi karakterin fiziksel konumuna dair temel belirleyicilerden biri değildir? a) b) c) d) e)

Eğitim durumu Yaş Boy Kilo Giyim

10. Aşağıdakilerden hangisi karakterin sosyolojik konumuna dair temel belirleyicilerden biri değildir? a) b) c) d) e)

Aile Okul Yaş İş yeri Yaşadığı mahalle

Cevap Anahtarı 1.d, 2.c, 3.e, 4.a, 5.e, 6.e, 7. b, 8.d, 9.a, 10.c Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

17 101

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme I

YARARLANILAN KAYNAKLAR Akbank Sanat. (2019). 15. Akbank Kısa Film Festivali Festival Kitapçığı. Erişim Adresihttps://www.akbanksanat.com/content/file/2019.0038_15.kisafilm_ kitapcik_web.pdf Başol, Öktem. (2010). Senaryo Kitabı (Birinci Baskı). İstanbul: Pana Film Yayınları. Chatman, S. (2009). Öykü ve Söylem. (Birinci Baskı). Ankara: De Ki Basım Yayın. İKSV. (2019). 38. İstanbul Film Festivali e-Katalogu, Erişim Adresi http://catalogues.iksv.org/film_katalog_2019_low_res.pdf McKee, Robert. (2007). Story (İkinci Baskı). İstanbul: Plato Film Yayınları. Rea P., Irvıng D. (2004). Sinema ve Videoda Kısa Film. (Birinci Baskı). İstanbul: Es Yayınları. Seger L. (2015). Senaryoda Unutulmaz Karakterler Yaratmak. (Birinci Basım). İstanbul: Agora Kitaplığı.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

18 102

HEDEFLER

İÇİNDEKİLER

KURMACA FİLM YAPIM VE PROJE GELİŞTİRME II

• Tretman • Senaryo • Amerikan Stili Senaryo • Fransız Stili Senaryo • Senaristin/Yönetmenin Yaklaşım Metni

FOTOĞRAF VE VİDEO PROJE GELİŞTİRME Dr. Öğr. Üyesi Perihan TAŞ ÖZ

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra; • Bir film fikrinin bir senaryo hâline getirilme aşamalarına hâkim olabilecek, • Birbirlerinden farklılık gösteren senaryo yazım tekniklerini kavrayabilecek, • Senaryo yazım sürecinde dikkat edilmesi gereken hususları ayrıntıları ile bilebilecek, • Görsel-işitsel bir metin olan sinema filminde yer alması gereken tüm ögelerin, senaryo metninde nasıl ve nerede belirtilmesi gerektiği konusunda yetkin olabileceksiniz.

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.

ÜNİTE

6

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme II

SENARYO VE YAPIM DOSYASI AŞAMALARI

Film Fikri

Fikir Geliştirme Sinopsis

Olay Örgüsünün Kurulumu

Öyküleme

Öyküleme Yazım Aşaması

Öykülemenin Karakter Analizi

Sahne Sıralaması

Öykülemenin Senaryolaştırılması

Tretman

Senaryo

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

2 104

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme II

GİRİŞ Film yapım dosyası hazırlanırken, çoğu kez yapımcıyı ya da ilgili kurumu/kişiyi ilgilendiren metnin sadece senaryo olduğu düşünülse de iyi bir filme rehberlik edecek etkili bir senaryonun ancak doğru yazım ve geliştirme aşamalarından geçerek tamamlanmış bir metin olduğu unutulmamalıdır. Bir önceki ünitede film yapım dosyasında yer alması gereken sırasıyla film fikri, sinopsis, öyküleme ve öykülemenin karakter analizi aşamaları ele alınmıştır. Her bir aşama sahip olması gereken biçim ve içerik özellikleri bağlamında aktarılmış ve bu aktarım örneklerle desteklenmiştir. Bu ünitede film yapım dosyasında öyküleme aşamasının hemen ardından gelen sahne sıralaması, tretman ve senaryo aşamaları ayrıntıları ile ele alınacaktır. Film fikri, sinopsis ve öyküleme aşamasına göre teknik kurallarının doğru uygulanmasının oldukça önemli olduğu bu aşamalar için aktarımı desteklemek amacıyla birden fazla örnek ve bireysel etkinlik önerileri sunulacaktır.

Senaryo yazım tekniği olarak iki biçim söz konusudur. İlki Amerikan Yazım Tekniği diğeri ise Fransız (diğer adıyla Avrupa) Yazım Tekniği’dir.

Senaryo yazım tekniği olarak hâlen dünyada iki biçim söz konusudur. Bunlardan ilki Amerikan Yazım Tekniği diğeri ise Fransız (diğer adıyla Avrupa) Yazım Tekniği’dir. Her iki biçim farklı sahneleme ve diyalog yerleştirme özelliklerine sahiptir. Verilecek örnekler bu farklılıkların ayırt edilmesine ve her ikisini de uygulama konusunda deneyim sahibi olmaya olanak sağlayacaktır. Ünitede son olarak ele alınacak olan başlık, yaklaşım metni ya da diğer adıyla niyet mektubu olarak bilinen metindir. Bu metin, bir yapım doyasıyla herhangi bir kişi ya da kuruma başvuru yapıldığında istenen bir metin olup, söz konusu filmle ilgili senaristin ve yönetmenin kişisel görüş ve niyetini aktaran bir niteliğe sahiptir. Ünite tamamlandığında, bir film yapım ve senaryo doyasında mutlaka bulunması gereken en önemli aşamalar aktarılmış olacaktır. Yapılacak metin içi vurgular ve kenar notları ile aktarılanlar pekiştirilecek, örnekler ve bireysel etkinlik önerileri ile öğrencinin ilgili aşamalara dair uygulama yapabilmesi mümkün olacaktır.

TRETMAN Tretman, senaryo dosyasının teknik detay gerektiren ilk aşaması olup, iyi bir tretmanın ancak doğru sahneleme mantığı uygulanarak yazılacağı bilinmelidir. İyi bir tretman, ancak doğru ve bütünlüklü yazılmış bir öyküleme metninin geliştirilmesi ile elde edilebilir. Tretman yazmadan önce, öykülemede yer alan akış sırası takip edilerek ayrıntılı kişi-eylem-olay sıralamaları yapılır. Örneğin öykülemenizde şöyle bir cümle geçiyor: “Pelin sınav günü oldukça heyecanlıdır, erkenden kalkar ve okula gider.” Tretman metnini yazmadan önce yukarıdaki cümleyi sahnelemeniz gerekecektir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

3 105

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme II Diyelim ki şöyle bir akış oluşturdunuz: • • • •

Yukarıdaki izleğe göre oluşturacağınız tretman için, her şeyden önce bir sahne sıralaması yapmanız gerekecektir. Doğru bir tretmanın, eksiksiz bir senaryonun ilk koşulu olduğunu ve bunun ancak titiz bir sahne sıralaması ile oluşturulacağını unutmayınız. Yukarıdaki örnek sahneye geri dönersek, Pelin’in sabah evde uyanması ve okula varmasıyla sonlanan bir öyküleme cümlesini tretmanda betimlemek için öncelikle örnek bir sahne sıralaması yapınız. • • • • • • • •

Sahne 1: Pelin odada uyanma, Sahne 2: Pelin, banyoda el yüz yıkama, Sahne 3: Pelin, mutfakta kahvaltı hazırlama, Sahne 4: Pelin, kahvaltı masasında ailesi ile sohbet etme, Sahne 5: Pelin, odada hazırlanma, Sahne 6: Pelin, evden çıkış, Sahne 7: Pelin, otobüste okula gidiş, Sahne 8: Pelin, okulda, sınav öncesi arkadaşlarıyla sohbet etme.

Yukarıdaki sahne sıralamasını yapmanızın ardından, her bir sahneyi doğru yazım kurallarına göre tek tek sahnelemeniz gerekecektir.

Bireysel Etkinlik

Doğru bir tretmanın, eksiksiz bir senaryonun ilk koşulu olduğunu ve bunun ancak titiz bir sahne sıralaması ile oluşturulacağını unutmayınız.

Pelin’in sabah uyanması, Pelin’in kahvaltısını yapması ve evdekilerle sohbet etmesi, Pelin’in sınav için son hazırlıklarını yapıp evden çıkması, Pelin’in okula varması ve sınav öncesi arkadaşları ile görüşmesi.

• Siz de sevdiğiniz filmden, bir öyküleme cümlesine karşılık geldiğini düşündüğünüz bir bölüm seçiniz. Bu seçtiğiniz bölüm içerisinde yer alan sahneleri sıralayınız. Bu "sırasıyla nerede, ne oluyor" sorusuna vereceğiniz yanıtın yazılı hâli olacaktır. Böylece sahne sıralaması mantığını kavrama yönünde ilk adımı atmış olacaksınız.

Sahne sıralamasını yapmanızın ardından, yazdıklarını tretman metnine dönüştürme aşamasına hazırsınız demektir. Tretmanda doğru sahnelemenin ilk koşulu, sahne başlıklarını eksiksiz ve doğru yazmaktır. Sahne başlığı, her bir sahne özelinde mekân, zaman ve kişi bütünlüğü gözetilerek sahne hakkındaki bilgilerin tek bir çizgide vurgulanmasıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

4 106

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme II

SAHNE 1 PELİN EV/ODA İÇ-GÜN Sahne içeriği yazılır SAHNE 2 PELİN EV/BANYO İÇ/GÜN Sahne içeriği yazılır SAHNE 3 PELİN EV/MUTFAK İÇ/GÜN Sahne içeriği yazılır SAHNE 4 PELİN EV/SALON İÇ/GÜN Sahne içeriği yazılır SAHNE 4 PELİN EV/ODA İÇ/GÜN Sahne içeriği yazılır Şekil 6.1. Sahne Başlığı Yazım Örnekleri

Sahne başlıkları tek bir çizgi üzerinde sahneye ait tüm bilgileri içeren, adeta künye görevi gören vurgulamalardır.

Şekil 6. 1’de gösterildiği gibi, sahne başlıkları tek bir çizgi üzerinde sahneye ait tüm bilgileri içeren, adeta künye görevi gören vurgulamalardır. Yukarıda verilen örnek, senaryo yazım uygulamalarında en sık kullanılan sahne başlığı modelidir. Bilgilerde eksiklik olmaması koşulu ile sahne başlıklarında yer alan bilgilerin farklı bir sıralamada yapılması da mümkündür. Aşağıdaki Şekil 6. 2’de buna dair örnekler gösterilmiştir.

SAHNE 1 PELİN EV/ODA İÇ-GÜN Sahne içeriği yazılır SAHNE 1 İÇ ODA/EV

GÜN

PELİN

İÇ

PELİN

Sahne içeriği yazılır SAHNE 1 GÜN ODA/EV Sahne içeriği yazılır SAHNE 1 İÇ GÜN

PELİN ODA/EV

Sahne içeriği yazılır Şekil 6.2. Farklı Sahne Başlığı Yazım Örnekleri

Yukarıda verilen farklı örneklerden de anlaşılacağı üzere, yazım sırası sizin kişisel tasarrufunuza bağlı kalmakla birlikte, doğru bir sahne başlığının mutlaka ana mekân, yan mekân, mekânın iç mekân mı dış mekân mı olduğu ve zamansal Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

5 107

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme II belirteçleri yapmak adına gün ya da gece mi olduğu bilgisini vermesi gerekmektedir. Bazı tretmanlarda, sahne başlığı çizgisinde ilgili sahnede yer alacak karakter isimlerinin de yazılı olduğu görülür. Bu zorunlu olmayıp, tamamen tercihe bağlı bir durumdur. Eğer çok karakterli ve sahne trafiğinin yoğun olduğu bir senaryo yazıyor iseniz, bu tercih bazen kolaylaştırıcı olabilir. Ancak, sahne başlığının altına yazacağınız sahne içeriğinde, o sahnede yer alacak tüm karakterlerin isimlerini yazmanız gerektiğinden tekrara düşmemek adına bu biçim tercih edilmeyebilir.

SAHNE 1 PELİN EV/ODA İÇ-GÜN

Ayşe, Adnan, Ozan, Mustafa

Sahne içeriği yazılır. Şekil 6.3. Karakter Belirten Sahne Başlığı Modeli

• Siz de daha önce sahne sıralamasını yaptığınız her bir anlatı parçacığının sahne başlıklarını tek tek yazınız. İzlediğiniz sahnedeki ana mekâna bir isim veriniz. Ardından bu ana mekânların her birine bağlı yan mekânları tanımlayınız. Ardından sahnenin gün ya da gece mi olduğunu not alıp, tek tek her sahne başlığı çizgilerine bu bilgileri yazınız. Bir süre sonra artık kodlayıp tanıdığınız veriler sayesinde kolayca sahne başlıklarını tanımlayabildiğinizi göreceksiniz.

Tretmanda sahne başlığını oluşturduktan sonra sahne içeriği bilgisi alanını yazmaya geçilir. Bu aşamada, öyküleme metniniz size temel yol gösteren olacaktır. Öykülemede tanımladığınız ana örgü dâhilinde, o sahnede ne olduğunun bilgisini özet olarak yazmanız gerekecektir.

Örnek

Tretmanda sahne başlığını oluşturduktan sonra sahne içeriği bilgisi alanını yazmaya geçilir. Bu aşamada, öyküleme metniniz size temel yol gösteren olacaktır.

Bireysel Etkinlik

Şekil 6. 3’de ilgili sahnede yer alan tüm karakterlerin isimleri sahne başlığında belirtilmiştir. Bu tür bir bilgi vermenin en büyük yararı, reji ekibi olarak bilinen ve yönetmene bağlı olarak çalışan yardımcı kişiler için sahne dökümü yaptıkları aşamada kolaylık sağlamasıdır. Çünkü sahne dökümü sırasında, her bir sahnede yer alan karakterlerin belirlenmesi zorunludur.

•SAHNE 3 PELİN EV/MUTFAK İÇ/GÜN PELİN , kahvaltı masasında anne ve babası ile sohbet eder. Anne ve babası PELİN in stresini fark edip, sınavının başarılı geçeceğini söyleyip telkin ederler.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

6 108

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme II Yukarıdaki örnekte bir sahne içeriğinin nasıl yazılacağı görülebilir. Sahne içeriği o sahnede yer alan tüm karakter ve o sahnede yaşanan tüm olay hakkında genel bilgi veren bir özet anlatımdır.

Örnek

Sıklıkla yapılan bir hata da, tretman aşamasında sahne içeriği yazılırken ayrıntılara fazlaca yer vermektir. Örneğin yukarıdaki sahne içeriğine alternatif olarak aşağıdaki sahne içeriğine bakalım.

•SAHNE 3 PELİN EV/MUTFAK İÇ/GÜN PELİN , kahvaltı masasında anne ve babası ile sohbet eder. PELİN stresli ve dalgındır. Tost makinası açık kalmıştır ve yanık ekmek kokusu gelir. PELİN panikler. Annesi sorun olmadığını söyler. Yeni bir tost hazırlar acele ile. Anne ve babası PELİN'in stresini fark edip, ona kendisine ne kadar çok güvendiklerini ve sınav konusunda endişe etmemesi gerektiğini söyleyip, stresini bastırmaya çalışırlar.

Yukarıdaki örnekte, yine aynı sahneye dair yazılmış farklı bir sahne içeriği bulunmaktadır. Bu örneğin en büyük hatası ayrıntılara fazlaca yer vermiş olması ve tretmanın vermesi gereken bilginin çok daha fazlasını aktarmasıdır.

Senaryo, bir yapım dosyasında yer alacak, film öykünüzü tüm görsel-işitsel ögelerle tam anlamıyla anlatacak en önemli metindir.

Bireysel Etkinlik

Unutulmamalıdır ki senaryo dosyası bir bütündür ve her aşama birbirini tamamlar, ancak tekrar etmemesi koşulu ile. Yukarıdaki örnekte ayrıntı ile aktarılan birçok durum ve eylem zaten senaryoda yer alacağı için, gereksiz tekrara düşülmekten sakınılmalıdır. Bu durumun bir diğer zararı tretman metninin olması gereken sayfa sayısının üzerine çıkmasıdır. Böyle bir durumda sizin deneyimsiz ve kuralları bilmeyen bir yazar olduğunuz fikri uyanacaktır.

• Sevdiğiniz bir filmden, bir kaç sahne seçiniz. Bu sahnelerin önce tek tek sahne başlıklarını yazınız. Ardından sahne içeriklerini yazınız. Bu içeriklerini yazmadan önce "Genel olarak bu sahnede ne oluyor?" sorusunu sorunuz. Bu soruya vereceğiniz en kısa ve kapsamlı yanıt, sizi doğru bir sahne içeriği yazma konusunda deneyimli kılmaya yardımcı olacaktır.

SENARYO Senaryo, bir yapım dosyasında yer alacak, film öykünüzü tüm görsel-işitsel ögelerle tam anlamıyla anlatacak en önemli metindir. Filmin geçtiği mekân, bu mekânlarda yer alan karakterler, onların diyaloglarının ve eylemlerinin yazılı bir açıklamasıdır (Barnwell, 2011).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

7 109

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme II Senaryo aynı zamanda filmin yönetmeni, yapımcısı, görüntü yönetmeni, sanat yönetmeni, kurgucusu ve oyuncusuna rehberlik edecek nitelikte adeta bir yol haritasıdır. Bu nedenle her bir ögesi doğru yerde ve doğru biçimde yapılandırılmalıdır. Bu ögelerin konumlandırılma biçimine göre senaryo yazımında iki gelenek söz konusudur: • •

Amerikan Stili Senaryo, Fransız Stili Senaryo.

Amerikan Stili Senaryo Senaryo yazımında en çok kullanılan yazım teknikleri, Amerikan ve Fransız Stili Yazım Tekniği’dir.

Amerikan stili senaryonun en önemli özelliği, oldukça sade ve belirgin bir şekilde film metninde yer alacak tüm görsel-işitsel öğelerin sayfada tek bir ana hat takip ederek belirtilmesidir. Bu yazım biçiminde sahne başlıkları sayfanın sağından soluna tek çizgi hâlinde belirtilir. Sahne içeriği doldurulur. Ardından yeni bir sahne için yeni numaralandırma verilir ve böylece tek bir ana hat takip edilerek alt alta yazılır. Buraya kadar her şey tretman mantığı ile aynıdır. Ancak senaryoda, tretmanda yer alan genel bilgilerin bu kez ayrı ayrı, ilgili yerlere yerleştirilmesi gerekir.

Sahne içerisinde ekranda gösterilen görüntü üzerine bir ses duyulacaksa bu mutlaka dış ses olarak belirtilmelidir.

Örnek

Senaryo metninde, (ayrı ayrı yöntemler mevcut olsa da en sık kullanılan biçim olarak) diyaloglar, önce diyalog sahibinin adı belirtilerek, ardından o diyaloga ait tüm bilgiler yerleştirilerek diyalog hattında yazılır. Diyalog hattı, genelde sayfanın tam ortasında konumlandırılır. Aşağıdaki örnek, bir sahnede diyalogun nasıl ve nerede bulunması gerektiğini göstermektedir.

•SAHNE 3 PELİN EV/MUTFAK İÇ/GÜN PELİN kahvaltı masasındadır. Gergin görünmektedir. Doğru dürüst birşey yememekte, elinde çatalı ile oyalanmaktadır ANNE Kızım hadi bir şeyler yesene, bak aç karnına sınavda da birşey yapamazsın ki PELİN Aç değilim anne, canım hiç birşey yemek istemiyor ANNE Ama olmaz ki böyle BABA Annen haklı kızım, çocuk değilsin sen PELİN Ne güzel söyledin baba, evet çocuk değilim

Yukarıdaki örnekte diyalogların, Amerikan Yazım Stili’nde nasıl ve nerede belirtilmesi gerektiği gösterilmiştir. Fark edileceği gibi, diyaloglar sayfa ortasında Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

8 110

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme II tek bir hat üzerinde yer almaktadır. Bu tek hat, sayfanın sağına ya da soluna doğru taşmamalı, diyalog cümleleri uzun olsa dahi cümleyi tamamlamak için devam edilmemeli, bir alt satıra geçilmelidir.

Örnek

Yine diyalog yazarken, kafa karıştırıcı bir diğer durum dış seslerdir. Eğer diyalog sahibin görüntüsü, diyalog sırasında ekranda yer almayacak ise, yani ekranda gösterilen görüntü üzerine bir ses duyulacaksa bu mutlaka Dış ses olarak belirtilmelidir. Dış ses, kimi metinlerde Voice Over (V.O) , ya da Görüntü Üzerine (G.Ü) olarak da belirtilebilmektedir.

•SAHNE 3 PELİN EV/MUTFAK İÇ/GÜN PELİN kahvaltı masasındadır. Gergin görünmektedir. Doğru dürüst birşey yememekte, elinde çatalı ile oyalanmaktadır DIŞ SES PELİN o sabah kahvaltı masasında oldukça durgundu. Bu durum anne babasının dikkatinden kaçmamasına rağmen, onlar da ne yapacağını bilmiyorlardı.

Yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi dış ses de yine aynı diyalog hattında yer almakta ve temel diyalog yazım kurallarına göre yerleştirilmektedir.

Örnek

Eğer diyaloglarınızın arasında karakterlerin yaptıkları eylemlerin, ya da mizansene bağlı farklı durumların belirtilmesi gerekiyor ise bu diyalog çizgisinden ayrı bir şekilde, yine sayfanın solundan başlayacak bir cümle ile belirtilmelidir.

•SAHNE 3 PELİN EV/MUTFAK İÇ/GÜN PELİN kahvaltı masasındadır. Gergin görünmektedir. Doğru dürüst birşey yememekte, elinde çatalı ile oyalanmaktadır ANNE Kızım bu böyle olmaz ama sınava gidiyorsun ve doğru dürüst hiçbir şey yemedin PELİN, isteksizce ekmeğinden bir ısırık alır. PELİN Al işte yedim anneciğim Annesi, bir kaşık balı zorla PELİN'in ağzına doğru götürür. ANNE Böyle beni kandırmazsın hadi ye bakalım şunu

Görüldüğü gibi Amerikan Yazım Stili’nde diyaloglar ve sahne içerisinde gerçekleşecek tüm diğer eylem ve durumlar kesin sınırlarla birbirlerinden ayrı yazılmaktadır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

9 111

Bireysel Etkinlik

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme II

• Siz de bir kafanızda basit bir sahne tasarlayın. Bu sahneyi Amerikan stili senaryo yazım kurallarına göre her bir ögeyi doğru yerleştirerek tasarlamaya çalışın. Dialog ve eylemleri nasıl, hangi ifadelerle ayrırmanız gerektiği konusunda başlangıçta kafa karışıklığı yaşasanız da bir kaç denemenin ardından artık neyin, nerede belirtileceğine dair çok daha kolay uygulama yapabildiğinizi göreceksiniz.

Fransız Stili Senaryo Fransız stilinde, Amerikan stiline göre en büyük değişiklik sayfanın ikiye bölünmesi ve sol tarafta eylem ve durumlar, sağ tarafta ise diyalogların yer almasıdır.

Diğer adı ile de Avrupa stili olarak bu yazım şeklinde, Amerikan stiline göre en büyük değişiklik sayfanın ortadan ikiye bölünmesi ve sol tarafta eylem ve durumlar, sağ tarafta ise diyalogların yer almasıdır. Amerikan Yazım Stili’nde tek bir hat üzerinde hem diyalog hem eylem ve durumları takip ederken; Fransız stilinde iki ayrı sütün üzerinden takip yapılmaktadır. Fransız Yazım Stili’nin daha çok dizi film senaryolarında uygulandığı görülmektedir.

SAHNE 3 PELİN EV/MUTFAK İÇ-GÜN PELİN Kahvaltı masasındadır. Gergin görünmektedir. Doğru dürüst bir şey yememekte, elinde çatalı ile oyalanmaktadır. Annesi durumu fark eder sınava

ANNE: Kızım bu böyle olmaz ama gidiyorsun ve doğru dürüst

hiçbir PELİN isteksizce ekmeğinden bir ısırık alır Annesi bir kaşık balı zorla PELİN’in ağzına götürür

PELİN, önce isteksiz davranır sonra gülümser ve balı yer

şey yemedin. PELİN: Al işte yedim anneciğim ANNE: Beni böyle kandırmazsın hadi ye bakalım şunu

PELİN: Hiç de kıyamazmış bana

Şekil 6.4. Fransız Stili Senaryo Yazım Örneği

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

10 112

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme II

• Daha önce Amerikan stiline göre yazmış olduğunuz sahnenin bu kez de Fransız stili uygulamasını yapınız. Böylece her iki yazım stilini uygulama konusunda hâkim olabilecek ve ileride herhangi bir dizi ya da film ekibinde çalışmak için başvurmanız durumunda, tercih ettikleri yazım stiline göre çalışmaya kolayca adapte olabileceksiniz.

Yukarıdaki farklılıkları ile örneklendirilerek gösterilen her iki yazım stili için de geçerli olan teknik kuralların ilki her ikisinde de sahne başlığının mutlaka bulunması gerektiği, ikincisi ise diyalog ve eylem ya da durumların mutlaka birbirlerinden ayrı belirtilmesi gerektiğidir. Her iki yazım stili için de dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli husus, senaryo metninin görsel-işitsel bir metin olduğunu unutmamak ve edebî betimlemelere yer vermemektir. Bu senaryo yazımı sırasında en sık yapılan hatalar arasındadır. Çünkü Rea ve Irving’in de belirtmiş olduğu gibi “senaryo, öykü ya da şiir gibi kendi başına tamamlanmış bir iş değildir, film yapım işleminin bir bölümüdür. Bir filmin gerçekleştirilmesi için kılavuz görevi görmenin dışında herhangi bir edebî değeri yoktur” (Rea ve Irving, 2004)

Örnek

Her iki yazım stili için de dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli husus, senaryo metninde edebî betimlemelere yer vermemektir.

Bireysel Etkinlik

Yukarıdaki şekilde de görüldüğü gibi, eylemlerin sayfanın sol tarafında, diyalogların ise sağ tarafta yer aldığı Fransız stili içerik anlamında Amerikan sitili ile aynı bilgileri vermesine karşın, sahne içeriği yerleştirme şablonunda daha farklı bir biçime sahiptir.

•SAHNE 3 PELİN EV/MUTFAK İÇ/GÜN PELİN kahvaltı masasındadır. Her ne kadar belli etmemeye çalışsa da gergin görünmektedir. Günlerini gecelerini verdiği, saatlerce kitap okuyup ders çalışıp hazırlık yaptığı sınav günü nihayet gelip çatmıştır. Bu sınav, adeta kaderini belirleyecektir. Hem endişeli, hem de heyecanlıdır.

Yukarıdaki sahnede yer alan açıklamalara bakıldığında birçok cümlenin edebî ve soyut olduğu görülmektedir. Bu soyut cümlelerin görsel-işitsel bir metin olan sinema filminde nasıl yer alacağına dair bir öngörü olmadığı gibi, bunların tek bir sahne içerisinde betimlenmesi de mümkün değildir. Bu nedenle yukarıda yer alan yazım örneği hatalı bir uygulamadır. Unutulmamalıdır ki senaryoda yer alacak bütün ifadeler, eylemlere ya da diyaloglara yönelik somut betimlemeler olmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

11 113

Örnek

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme II

•SAHNE 3 PELİN EV/ODA İÇ/GÜN PELİN her sabah olduğu gibi o sabah da erkenden kalkar ve en sevdiği radyo kanalını açıp müzik dinlemeye başlar. Müzik onun için adeta, ruhunu sonsuz yükseklere çıkaran bir salıncakta sallanmak gibidir. Müzik dinlerken, sınırları aşmakta ve ruhu özgürlüğün sonsuzluğunda salınmaktadır.

Filmik zamanda yapılacak ileri-geri sıçramaların, sahne başlığında flashback olarak vurgulanması gerekir.

Örnek

Yukarıdaki örnekte de yine bir diğer hatalı yazım biçimine rastlamak mümkündür. Teknik olarak görüntü yönetmenin bu sahneyi kameraya alırken çekeceği görüntü, Pelin karakterini canlandıracak olan oyuncunun sabah yataktan kalkıp, radyoyu açtığını göstermek olacaktır. Bunun dışında yer alan bütün betimlemeler soyut ve edebî olduğundan, bu betimlemelerin eylem ya da diyalog karşılığının yazılması gerekir. Eğer bu ifadeler çok önemli ise bunlara diyalog bölümünde yer verilmesi tercih edilebilir.

•SAHNE 3 PELİN EV/ODA İÇ/GÜN PELİN yataktan kalkar ve radyoyu açar. DIŞ SES İşte yine yeni bir gün başlıyor Pelin için. O bunu her sabah yapmakta. Açtığı radyo kanalında dinlediği müzik, onun ruhunu sonsuz yükseklere çıkaran bir salıncak görevi yapmakta ve müzik dinlerken Pelin'in ruhu özgürlüğün sonsuzluğunda salınmaktadır.

Yukarıdaki örnek, bir önceki örnekte verilen hataların yapılmadığı ve her şeyin görsel-işitsel ögelerle betimlendiği bir sahne içeriğidir. Ancak unutulmamalıdır ki, teknik olarak sorun olmasa da, bir senaryo metninde edebî metinlerin sık sık diyaloglar yoluyla belirtilmesinden kaçınmak gerekir. Çünkü nihayetinde film, bir sesli roman değildir. Senaryo yazımında dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli husus, filmik zamanda yapılacak geri sıçramaların sahne başlığında flashback olarak vurgulanması gerekliliğidir. Diyelim ki bir sahne yazıyorsunuz ve karakteriniz geçmişteki bir anısını hatırlıyor. Sıklıkla yapılan bir hata olarak “Pelin, 10 yıl öncesini hatırlar.” diyemezsiniz. Bu durumda yapmanız gereken ilgili sahneden karakterin eylem ve durum kısmına o sahnede yapacağı somut son eylem ve durumu yazmak ve bir sonraki sahneyi flashback başlığı ile açmaktır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

12 114

Örnek

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme II

•SAHNE 3 PELİN EV/MUTFAK İÇ-GÜN PELİN kahvaltı masasındadır. Gergin görünmektedir. Doğru dürüst birşey yememekte, elinde çatalı ile oyalanmaktadır ANNE Kızım bu böyle olmaz ama sınava gidiyorsun ve doğru dürüst hiçbir şey yemedin PELİN, annesini dinlemiyordur. Dalar gider •SAHNE 4 OKUL/SINIF FLASHBACK İÇ-GÜN PELİN 8 yaşındadır. Öğretmen ders anlatmaktadır. Tenefüs zili çalar. PELİN, beslenme çantasını açar. İçindeki yiyecekten biraz alır. Sonra çantasındaki yiyeceklerin tümünü yanında oturan arkadaşına verir PELİN Canım bir şey yemek istemiyor Yazma alıştırması yapacağım ben

Yukarıdaki örnekte de görüldüğü gibi senaryoda, herhangi bir nedenle anlatı zamanının gerisine gidildiğinde, bu sahneler mutlaka flashback olarak belirtilmelidir. Bu sahnelerin öncesinde ya da sonrasında “geçmişe dönülür”, ya da “günümüze dönülür” ya da “hikâye şimdiki zamana geçer” gibi ifadeler kullanmak, senaristin “acemi” olarak nitelendirilmesinden başka hiçbir şeye yaramaz.

Her senaryo yazarı aynı zamanda titiz bir araştırmacı olmalıdır.

Bütün bunlara ek olarak, sahne içi yapacağınız betimlemelerde, o betimlemenin yönetmen, sanat yönetmeni, görüntü yönetmeni, oyuncu ve oyuncu yönetmeni tarafından temel referans kaynağı oluşturacağını bilmelisiniz. Sizin betimlediğiniz mekânlara göre sanat yönetmeni mekân-dekor arayışına girecektir. Yazdığınız senaryo, görüntü yönetmenine filme dair tutarlı bir görsel estetik oluşturmanın ipuçlarını vermelidir. Görüntü yönetmeni, senaryonuzu okuduğunda filmin tonunu, hâkim renklerini kafasında canlandırabilmelidir. Oyuncu, senaryoyu okuduğunda eylem ve diyaloglar anlamında bir bütünlük kurabilmeli, karakteri ezberlemekten öte, nasıl canlandıracağını sezebilmelidir. Bu nedenle tanımlamalarınızda titiz ve seçici olmalısınız. Bütün bunlara ek olarak, her senaryo yazarı iyi bir araştırmacı olmalıdır. Örneğin konusu 1940 yılında geçen bir olaya dayanan bir film senaryosu yazıyorsunuz. Bu durumda, o yıla ait iyi bir araştırma yapmalı ve betimlemelerinizi o doğrultuda gerçekleştirmelisiniz. O dönemdeki teknoloji ne durumdadır? İnsanlar e-mail, cep telefonu vs. olmadan nasıl iletişim kurarlardı? Alışveriş nasıl yapılır, gündelik yaşam biçimi hangi pratikler üzerine kuruluydu? Gibi sorulara verilecek yanıtlarınızı iyi bir araştırma sürecinden sonra temellendirilmesiniz. Yaptığınız araştırmalardan elde ettiğiniz bilgileri görsel, estetik bir dille nasıl anlatmanız gerektiği üzerine kafa yormalısınız. Unutmamalısınız ki bir hayal ürünü

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

13 115

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme II olan sinema yapmak, gerçeği önce adeta ezbere bilip, sonra yaratıcılığınızla bu ezberi bozmaya çalışma çabanızdır. Her ne kadar ayrı ayrı iş bölümleri olsa da film yapmak, bir ekip işidir. Fransız Yeni Dalga akımının ünlü yönetmenlerinden Jean Luc Godard, kendisiyle sinema deneyimlerine dair yapılan bir röportajda, tek başına film yapmanın tek başına tenis oynamak kadar imkânsız olduğunu belirtmiştir (Aydın, 2005). Çünkü birbirinden farklı uzmanlık alanlarından gelen bir sürü sanatçının (görüntü, ses, ışık, kurgu, özel efekt) ortak emek ve yaratımıyla ortaya çıkan sinema filmi, ancak bütün bu sanatçıların bir ekip olarak birbirlerine uyumlu olarak çalışmasıyla başarıya ulaşır. Bu nedenle senaryo yazarı, yazdığı metnin ilgili ekibe en net ve doğru bilgiler verecek niteliğe sahip olmasına özen göstermeli, mümkünse bu süreçte fikir alış verişine girmekten sakınmamalı ve bu bağlamda film ekibiyle uyum içinde çalışmalıdır.

SENARİSTİN/YÖNETMENİN YAKLAŞIM METNİ

Yaklaşım metni, senaristin ve yönetmenin filmle ilgili kişisel görüş ve niyetini aktaran bir metindir. Kimi kez senaristin niyet mektubu, yönetmenin niyet mektubu gibi isimlerle de adlandırılmaktadır. Bu metinde en önemli husus, samimi bir ifadenin kullanılmasıdır. Çünkü bu kişisel bir metindir. Senaristin ya da yönetmenin filme dair görüşlerini, onu bu hikâyeyi yazmaya yönlendiren temel fikirsel ya da ruhsal motivasyonlarını açıklıkla dile getiren bir metin olmalıdır. Her senaristin, kafasındaki düş farklıdır ve David Mamet’e göre “film bir düşler silsilesidir” (Mamet, 2007). Senaristi ya da yönetmeni bu düşü kurgulamaya iten birçok neden vardır. Kendisinin yaşamında deneyimlediği önemli bir anı, ya da bir başkasının deneyimlediği ve gerçek bir yaşam öyküsünden aktarılmak istenen bir hikâye, bu nedenlerin belki de ilkidir. Yaklaşım metninin bir diğer özelliği de senarist ve yönetmenin yazıp/yöneteceği filme dair sinemasal referanslar da vermesidir. Bu metinde söylemsel olarak başka bir yönetmenin tarzı referans olarak gösterilebilir.

Örnek

Yaklaşım metni, senaristin ve yönetmenin filmle ilgili kişisel görüş ve niyetini aktaran bir metindir.

Yaklaşım metni, bir yapım dosyasında bulunması zorunlu olan, özellikle film fonları ve senaryo destekleme yarışmaları için başvurulduğunda istenen bir metindir.

•Bu filmde, yaşadıkları zorluklara rağmen bir arada yaşayan ve mutlu olmayı başarabilen bir aileyi anlatmak amacındayız. Osman Amca karakteri, tıpkı Bizim Aile filminin Yaşar Usta'sı gibi ailesini her türlü güçlüğe rağmen bir arada tutmaya çalışan gözüpek ve kolları herkesi saracak kadar da geniş yürekli bir baba.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

14 116

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme II

Yaklaşım metni kişisel bir metin olduğu için biçim ya da içerik anlamında kesin sınırlardan söz edilemez.

Örnek

Yukarıdaki örnekte yaklaşım metninde senarist, filmi ve karakterleri ile bilgi vermek istemiş ve karakterini sinemasal bir referansla tanıtmayı tercih etmiştir.

•Filmimiz iki kadının yaptığı içsel bir yolculuğun hikâyesi. Tıpkı Ridley Scott'un yıllar önce iki kadının özgürlük arayışını bir yol hikâyesi üzerinen anlatması gibi, biz de kendilerine çizilen kadere başkaldıran iki kadının hikâyesini, bu kez içsel bir yolculuk üzerinden anlatmak amacındayız.

Yukarıdaki yaklaşım metni örneğinde de, sinema tarihinin önemli filmlerinde biri (Thelma and Louise, 1991) referans gösterilerek, filmin atmosferi ile ilgili bilgi verilmeye çalışılmıştır. Daha önce de belirtildiği gibi yaklaşım metni kişisel bir metin olduğu için biçim ya da içerik anlamında kesin sınırlardan söz edilemez. Ancak unutulmaması gereken en önemli şey, yaklaşım metninin “Bu filmi neden çekilmek isteniyor?” ve “Nasıl bir söylemle çekilecek?” sorularına yanıt vermesinin beklendiğidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

15 117

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme II

Özet

•SENARYO VE YAPIM DOSYASI AŞAMALARI •Bir yapım dosyasında yer alması gereken senaryo dosyası aşamaları sırası ile film fikri, sinopsis, öyküleme, öykülemenin karakter analizi, tretman ve senaryodur. Buna ek olarak her dosyada mutlaka senariste ve yönetmene ait bir yaklaşım metninin olması beklenir. •TRETMAN •Tretman, senaryo dosyasının teknik detay gerektiren ilk aşaması olup, iyi bir tretmanın ancak doğru sahneleme mantığı uygulanarak yazılacağı bilinmelidir. •İyi bir tretman, ancak doğru ve bütünlüklü yazılmış bir öyküleme metninin geliştirilmesi ile elde edilebilir. Tretman yazmadan önce, öykülemede yer alan akış sırası takip edilerek ayrıntılı eylem-olay sıralamaları yapılır. Bunun için öykülemede yer alan her cümleyi sahnelemeniz gerekecektir. •Öykülemedeki akış izleğine göre oluşturacağınız her tretman için, her şeyden önce bir sahne sıralaması yapmanız gerekecektir. Doğru bir tretmanın, eksiksiz bir senaryonun ilk koşulu olduğunu ve bunun ancak titiz bir sahne sıralaması ile oluşturulacağını unutmayınız. •Sahne sıralamasının ardından her bir sahneyi doğru yazım kurallarına göre tek tek sahnelemeniz gerekecektir. Tretmanda doğru sahnelemenin ilk koşulu, sahne başlıklarını eksiksiz ve doğru yazmaktır. Sahne başlığı, her bir sahne özelinde mekân, zaman ve kişi bütünlüğü gözetilerek sahne hakkındaki bilgilerin tek bir çizgide vurgulanmasıdır. •Tretmanda sahne başlığını oluşturduktan sonra sahne içeriği bilgisi alanını yazmaya geçilir. Bu aşamada, öyküleme metniniz size temel yol gösteren olacaktır. Öykülemede tanımladığınız ana örgü dâhilinde, o sahnede ne olduğunun bilgisini özet olarak yazmanız gerekecektir. Tretmanda sahne içeiği o sahnede yer alan tüm karakter ve o sahnede yaşanan tüm olay hakkında genel bilgi veren bir özet anlatımdır. •Sıklıkla yapılan bir hata da, tretman aşamasında sahne içeriği yazılırken ayrıntılara fazlaca yer vermektir. Bundan mutlaka kaçınılmalıdır. Tretmanda ayrıntı ile aktarılan birçok durum ve eylem zaten senaryoda yer alacağı için gereksiz tekrar düşülmekten sakınılmalıdır. Bu durumun bir diğer zararı tretman metninin olması gereken sayfa sayısının üzerine çıkmasıdır. Böyle bir durumda sizin deneyimsiz ve kuralları bilmeyen bir yazar olduğunuz fikri uyanacaktır. •SENARYO •Senaryo, bir yapım dosyasında yer alacak, film öykünüzü tüm görsel-işitsel ögelerle tam anlamıyla anlatacak en önemli metindir. •Senaryo aynı zamanda filmin yönetmeni, yapımcısı, görüntü yönetmeni, sanat yönetmeni, kurgucusu ve oyuncusuna rehberlik edecek nitelikte adeta bir yol haritasıdır. Bu nedenle her bir ögesi doğru yerde ve doğru biçimde yapılandırılmalıdır. Bu ögelerin konumlandırılma biçimine göre senaryo yazımında iki gelenek söz konusudur: •Amerikan Stili Senaryo, •Fransız Stili Senaryo. •Amerikan Stili Senaryo •Bu stilin en önemli özelliği, oldukça sade ve belirgin bir şekilde film metninde yer alacak tüm görsel-işitsel ögelerin sayfada tek bir ana hat takip ederek belirtilmesidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

16 118

Özet (devamı)

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme II

•Bu yazım biçiminde sahne başlıkları sayfanın sağından soluna tek çizgi hâlinde belirtilir. Sahne içeriği doldurulur. Ardından yeni bir sahne için yeni numaralandırma verilir ve böylece tek bir ana hat takip edilerek alt alta yazılır. Buraya kadar her şey tretman mantığı ile aynıdır. Ancak senaryoda, tretmanda yer alan genel bilgilerin bu kez ayrı ayrı ilgili yerlere yerleştirilmesi gerekir. •Senaryo metninde, (ayrı ayrı yöntemler mevcut olsa da en sık kullanılan biçim olarak) diyaloglar, önce diyalog sahibinin adı belirtilerek, ardından o diyaloga ait tüm bilgiler yerleştirilerek diyalog hattında yazılır. Diyalog hattı, genelde sayfanın tam ortasında konumlandırılır. •Fransız Stili Senaryo: Diğer adı ile de Avrupa stili olarak bu yazım şeklinde, Amerikan stiline göre en büyük değişiklik sayfanın ortadan ikiye bölünmesi ve sol tarafta eylem ve durumlar, sağ tarafta ise diyalogların yer almasıdır. Amerikan yazım stilinde tek bir hat üzerinde hem diyalog hem eylem ve durumları takip ederken; Fransız stilinde iki ayrı sütün üzerinden takip yapılmaktadır. Fransız Yazım Stili'nin daha çok dizi film senaryolarında uygulandığı görülmektedir. •YAKLAŞIM METNİ •Yaklaşım metni, bir yapım dosyasında bulunması zorunlu olan, özellikle film fonları ve senaryo destekleme yarışmaları için başvurulduğunda istenen bir metindir.Yaklaşım metni, senaristin ve yönetmenin filmle ilgili kişisel görüş ve niyetini aktaran bir metindir. Kimi kez senaristin niyet mektubu, yönetmenin niyet mektubu gibi isimlerle de adlandırılmaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

17 119

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme II

DEĞERLENDİRME SORULARI 1. Aşağıdakilerden hangisinde bir senaryo dosyasında bulunması gereken aşamalar doğru sıralama ile verilmiştir? a) Film fikri-sinopsis-öyküleme-yaklaşım metni-senaryo-tretman b) Film fikri-sinopsis-öyküleme-senaryo-tretman c) Film fikri-sinopsis-öyküleme-öykülemenin karakter analizi-tretmansenaryo d) Film fikri-öykülemenin karakter analizi-sinopsis-öyküleme-tretmansenaryo e) Film fikri-sinopsis- tretman- öyküleme-öykülemenin karakter analizisenaryo 2. Tretman yazmadan önce tespit edilmesi gereken ilk sıralama aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir? a) b) c) d) e)

Kişi-eylem-olay Fikir-eylem Fikir-mekân Olay-görüntü Görüntü-ses

3. Aşağıdakilerden hangisi tretman yazmadan önce yapılması gereken akış sırasının ardından gelen yapılması gereken ilk çalışmadır? a) b) c) d) e)

Sahne başlığını yazmak Sahne sıralamasını yapmak Sahne içeriğini yazmak Sahnedeki kişileri yazmak Mekân bilgisini yazmak

4. Aşağıdaki hangisinin bir sahne başlığında bulunması zorunlu değildir? a) b) c) d) e)

Ana mekân Gün-gece bilgisi Yan mekân İç-dış mekân bilgisi Saat bilgisi

5. Aşağıdakilerden hangisi yol gösterme bakımından tretman yazımında kullanılan temel referans metindir? a) b) c) d) e)

Film fikri Sinopsis Öykülemenin karakter analizi Öyküleme Yaklaşım metni

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

18 120

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme II 6. Aşağıdakilerden hangisi bir senaryo metninin en temel özelliğidir? a) b) c) d) e)

Görsel-işitsel bir metin olması Yapımcının okuduğu tek metin olması Seyircinin filmle ilgili ipuçlarını bulması Uzun bir metin olması İki türde yazılması

7. Aşağıdakilerden hangisinde senaryo yazımında en çok kullanılan teknikler doğru olarak verilmiştir? a) b) c) d) e)

Amerikan yazım stili - İtalyan yazım stili Fransız yazım stili - İtalyan yazım stili Amerikan yazım stili - Fransız yazım stili Avrupa yazım stili - Alman yazım stilli Fransız yazım stili - Alman yazım stili

8. Aşağıdakilerden hangisi diyalog yazımıyla ilgili olarak yanlıştır? a) b) c) d) e)

Diyalog sahibin adı mutlaka yazılır Diyaloglar eylemlerle iç içe yazılır Amerikan stilinde diyaloglar sayfanın ortasında konumlandırılır Diyalog içerisinde söylenecek tüm kelimeler yazılır Eylemler ve diyaloglar birbirinden ayrı yazılır

9. Aşağıdakilerden hangisi Fransız stili senaryonun en temel özelliğidir? a) b) c) d) e)

Sayfa sayısının Amerikan sitiline göre daha az olması Diyalogların daha görünür biçimde konumlandırılması Sayfada yer alan tüm bilgilerin tek bir kolon içine yazılması Sahne başlıklarının aynı çizgide yer alması Sayfanın görüntü ve sesi ayıracak şekilde ortadan ikiye bölünerek yazılması

10. Aşağıdaki hangisi yaklaşım metninin temel özelliklerinden biri değildir? a) b) c) d) e)

Yazım biçimine ilişkin kesin sınırları olması Kişisel bir metin olması Filme dair görüş içermesi Özgün bir yanının olması Yönetmen ve/veya senarist tarafından yazılması

Cevap Anahtarı 1.c, 2.a, 3.b, 4.e, 5.d, 6. a, 7.c, 8.b, 9.e, 10.a Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

19 121

Kurmaca Film Yapım ve Proje Geliştirme II

YARARLANILAN KAYNAKLAR Aydın H. (2005). Ünlü yönetmenlerden sinema dersleri. (Dördüncü Baskı). İstanbul: İnkılâp Yayınları. Barnweel, J. (2011). Film yapımının temelleri (Birinci Baskı). İstanbul: Literatür Yayınları. Mamet, D. (2007). Film yönetmek üzerine. (Birinci Baskı). İstanbul: Hil Yayınları. Rea P., Irvıng D. (2004). Sinema ve videoda kısa film. (Birinci Baskı). İstanbul: Es Yayınları.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

20 122

HEDEFLER

İÇİNDEKİLER

BELGESEL FİLM YAPIM VE PROJE GELİŞTİRME I

• Belgesel Film Yapımı • Belgesel Film Ekibi • Belgesel Film Yapımının Yönetilmesi • Belgesel Film Yapım Unsurları • Belgesel Film Yaklaşım ve Biçemleri • Belgesel Filmde Yapım Aşamaları • Belgesel Film Proje Geliştirmenin Temelleri ve Geliştirme Sürecinin Aşamaları

FOTOĞRAF VE VİDEO PROJE GELİŞTİRME Dr. Öğr. Üyesi Özlem ARDA

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra; • Belgesel film yapımını, yapım unsurlarını ve yapım aşamalarını betimleyebilecek, • Belgesel film proje geliştirmenin temelleri ve geliştirim süreci aşamalarında neler yapılması gerektiğini açıklayabilecek, • Bu süreçlerde örnek şablonları kullanabilip kendi kişisel belgesel film projelerinizi şekillendirebileceksiniz.

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.

ÜNİTE

7

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme I

Belgesel Film Yapımı

Belgesel Film Ekibi

Belgesel Film Ekip Listesi

Belgesel Film Yapımının Yönetilmesi

Belgesel Film Yapım Unsurları

Röportaj Yapmanın Temel İlkeleri

Belgesel Film Yaklaşım ve Biçemleri

Belgesel Sinemanın Altı Ana Biçemi

Yapım Öncesi (Ön Yapım Pre Prodüksiyon):

Belgesel Filmde Yapım Aşamaları

Yapım (Prodüksiyon)

Belgesel Film Proje Geliştirmenin Temelleri ve Geliştirim Sürecinin Aşamaları

Yapım Sonrası (Yapım Sonrası - Post Prodüksiyon)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

2 124

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme I

GİRİŞ Hikâye anlatmanın ve film yapmanın pek çok farklı yöntemi, yolu vardır. Belgesel film, belgelerden hareket ederek sanatsal anlatım yoluyla şekillenen yapımlardır. Belgesel filmin malzemesi gerçeklerdir; gerçek olaylar, gerçeklikler, yaşanmışlıklar yani hayatın kendisidir. Belli bir konuda gerçek olaylara dayanan yapımlara belgesel film denir ve temelde gerçekliğin kayıt altına alınmasıdır. Belgesel film, hem bilimsel hem de sanatsal bir girişimdir. Belgeselin kökleri, sinemanın ilk keşfi Lumiere Kardeşler’e kadar uzanır ve sonrasında John Grierson, Robert Flaherty gibi belgesel filmcilerle gerçek anlamını kazanır, Cinema Verite ve Free Cinema gibi akımlarla yeni boyutlar kazanır.

Belgesel film, bu gezegendeki hayatın her veçhesine bakabilecek bir pencere olmasını sağlamaktadır.

Belgesel film; “bilimin gereği olan “belgeleme”, sanatın gereği olan “estetik” ve filmin gereği olan “kurgu”, belgesel filmin bir araya getirip bütünleştirdiği unsurlardır. Belgeleme, hayatın gerçek yanını, estetik hayatın güzel yanını, kurgu da hayatın düzenini ifade eder aynı zamanda. Belgesel film cazibe yüklüdür ve ayrıntılı bir yapıya sahiptir. Belgesel, gerçeklerden uzaklaşan eğlence türlerinin tam zıddıdır ve hayatın yoğunluğu ve karmaşası içinde oluşan ve bunu yansıtan bir yapısı vardır. Kimilerine göre belgesel, ne bir durumla, ne de belirli bir hareketle ilgilidir. Belgesel, bütün özellikleriyle hayatın kendisidir. Diğer türlere göre ayırıcı ve en belirgin olarak belgesel (documentary) sözcüğü, kurgusal olmayan (nonfiction) film yapımına doğru bir yaklaşımı ifade eder. ‘Belgesel’ terimi içinde çok sayıda farklı filmi barındırıyor. Belgesellerin biçimlerinin son derece farklı olmasının yanı sıra temalar da bir o kadar çeşitlidir. Bu farklı biçimlere rağmen, belki de niyetlenilen ilk amaç -toplumsal olaylar hakkında yorum yapmak veya toplumsal değişimi etkilemek- bugün hâlâ birçok belgeselciye cazip gelen yegâne şeydir.

BELGESEL FİLM YAPIMI

Belgeseller, gerçeklik hakkındadır, gerçek insanlar hakkındadır ve gerçekten olmuş olaylarla ilgili öyküler anlatır.

Belgesel film yapımları, belgesel filmin konusu, içinde yaşanılan toplumdan çıkmaktadır. Tanık olunmuş olaylar ya da tanıklığı bilinen kişiler, belgesel filmler için önemli malzemelerdir. Belgesel film yapımcıları, belirli bir hikâye anlatma ve mesaj verme amacını taşıyan kendine özgü bir grup olarak tanımlanabilir. Belgesel film çekmek hem fiziksel hem de duygusal olarak son derece zahmetli bir iştir. Para kazanmanın kuşkusuz daha kolay, daha az tehlikeli yolları bulunmaktadır; ama bu iş yapmaya değer kılan birçok ödülü de vardır. Öncelikle, belgeselciler olarak büyüleyici, bugüne dek bilinmeyen konu alanları keşfedilir. Diğer yandan da değişimi tetiklemek ya da bir tür fark yaratma fırsatı ele geçirilmektedir. Belgesel çekmek için ‘daha iyi bir zaman’ diye bir şey yoktur. Geçen birkaç yılda bu alanda bir Rönesans yaşandı. Televizyonlar ve radyolar, ‘belgesel’ başlığı altında yüzlerce filmle dolup taştı. Üstelik, belgeselde daha ucuz bir teknoloji söz konusudur; teorik olarak herkes kendi belgesel filmini çekebilir ve kurgusunu Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

3 125

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme I yapabilir. Geniş bant internet, VoD televizyon sistemleri (TV on demand) ve yeni nesil cep telefonları ile çalışmaların yayılma olanakları hızla değişmektedir. Belgesel yapımlar, düşünceleri değiştirebilecek ve pek çok konuya yeni yaklaşımlarla bakmayı sağlayabilecek ürünlerdir. Belgeseller, düşünce ve eylemlerin, sürekli yorumlama değişikliği içinde kuramların yeniden oluşması ile gelişir. Her bir yapımcı ve yönetmen, kendi kuramını oluşturmak için çalışmaktadır. Her biri, kendi özel biçimlerini geliştirmekte ve yeni şeyler keşfetmektedir. Böylece genel ilkeleri genişletebileceklerini düşünürler. Bu konuda ilerlemenin sağlanabilmesi için belgesel yöntemi hakkında daha fazla bilgiye sahip olunması gerekmektedir. Belgeseller, çağdaş yaşam içinde, ekonomik ve politik dokulardaki çağdaş mücadelelerin yorumlanması işlevini üzerine almıştır. Bu yapılırken var olmayan dünya tasviriyle ilgili öykülerin de betimlenmesi yapılabilmektedir. Belgeseller, sağlam bir köke sahip yapımlar olarak daha sade, ağırbaşlı ve alçakgönüllü bir görünüm içinde olmalıdır. Belgesel yapımlarda, konu ve tema her zaman önde gelmelidir. Tam ve sürekli bir ifade sağlanabilmesi için, belgeselin ustaca yaratılması gerekmektedir. Belgesel film eleştirisinin, öykülü film eleştirisinden ayrıldığı nokta, ustalığa önem verilmemesi değil, ustalığın hizmet ettiği amacın üzerindeki vurgudur. Belgesel konusunun, mümkün olduğu kadar açık ve kısa olarak sunulması gerekmektedir. Tartışmadaki her nokta, çabucak kavranabilecek niteliğe sahip olmalıdır. Böyle olmaması durumunda izleyiciler, konuya hâkimiyeti kaybedeceklerdir. Görüntü ve ses koordinasyonunun herhangi bir karışıklığa meydan vermemesi gerekmektedir. İçinde bulunduğumuz çağda, belgesel yapımlar için otuz dakika izleyicinin dikkatini ayakta için tutmak yeterli bir zamandır. Belgesel filmin ana malzemesi insana dair gerçeklerdir; belgesel film, var olanın kaydını sanat olma kriteriyle beraber gerçekleştirir. Belgesel yöntem, dayatılan geleneklerden daha karmaşık bir yapıya sahiptir. İnsanların ve nesnelerin yalnızca resimsel betimlemeleri ile yetinilmez. Gözlem tek başına yeterli değildir. Kameranın hareketli resimlemesi, estetik açıdan iyi gözlemlere dayanıyor olabilir. Ancak belgeselin en önemli amacı, gözlemler sonunda elde edilen bulguların ortaya konulmasıdır. Sonuçların ortaya konulmasının yaratıcı bir şekilde gerçekleştirilmesine çalışılır. Nihayetinde bu bir ekip işidir ve bir belgesel film ekibi çok iyi kurulmalıdır.

Örnek

Belgeselde, kimin hikâyesinin, kimin tarafından anlatıldığı, fikirlerin, olayların ve karakterlerin temsil edilişi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.

• Son dönemlerde dijital teknolojik olanaklar ve yeni nesil cep telefonları ile belgesel film projeleri sayısı artmaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

4 126

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme I

BELGESEL FİLM EKİBİ Belgesel film ekibi, filmin yapım sürecine katılan tüm kişileri ifade etmektedir. Belgesel film çekmek, kalabalık bir ekip ve çok uzun titiz bir süreç gerektirebilir; ancak, yapımın dinamikleri, bütçe ve günümüz şartları dolayısıyla sayıca daha az ekip üyesiyle çalışma eğilimi yaygındır. Çoğu belgesel ekibi, kurmaca filmler ya da magazin programları için gereken ekiplerden daha küçük olur. Bunun temel nedeni, bütçelerin daha düşük olmasıdır. Belgesellerin çok geniş bir ekibe ihtiyacı olmaz. Kostüm tasarımcılarına, sanat yönetmenlerine ve teknik uzmanlara ihtiyaçları yoktur. Ayrıca, yapım tarzına göre, gözlemci belgeseller gibi belgesel filmleri çekerken ekibin rahatsızlık vermeden, konu edindiği kişilerle yakın ve samimi bir ilişki kurabilmesi için az sayıda kişiden oluşması tercih edilir. Belgesel film yapımcılığı endüstrisinin içinde, herkese düşen bir görev vardır; bir takımın parçası olarak çalışmak, çoğunlukla, daha az stresli bir yapım süreci ve içerik olarak daha zengin bir film ortaya koyan son derece faydalı bir mesaidir.

Her belgesel filmin kendine özgü ekibi vardır; görev dağılımında her görev için muhakkak sorumlular belirlenir.

Bağımsız bir belgesel film projesinde, belirgin bütçe kısıtlamaları olabilmektedir ve bu nedenle ekipler küçük olmaktadır. Hatta tek bir kişinin pek çok farklı sorumluluğu aynı anda üstlenmesi bile gerekebilir. Bir belgesel yapımında bulunan görevler Belgesel Film Ekip Listesi’nde belirtilmektedir.

Belgesel Film Ekip Listesi Yapım Amiri/Başyapımcı: Bütçeyi idare etmekle ve yapım sürecinin gündelik işleyişinden sorumludur. Prodüksiyonun ana sorumlusudur. Prodüksiyonu denetler, filmi yapan kişi ile aracı editör arasındaki bağlantıyı sağlar. Sorumlu Yapımcı/Aracı Editör: Bir TV kanalından ya da yapım şirketinden gelen bir yayın sorumlusu olabilir. Film için gerekli finansmanı sağlar. Yapımlarda, aracı editör olarak konumlanır ve daha iyi bir belgesel film çekilmesinde şüphesiz rolleri vardır. Televizyon kanallarının ihtiyaçlarını, izleme trendlerini, prodüksiyonun maliyetini ve bitmiş filmin hiçbir hukuksal risk altında bulunmaması gibi unsurları gözetir. Yapımcı: Filmi gerçekleştirmek için yönetmenle birlikte çalışır. Sorumlu yapımcıya hesap verir. Finansmanı, ekibi, çekim planlamasını ve prodüksiyonun günlük işlerini koordine ederek prodüksiyonun yöneticisi gibi hareket eder. Yapımcı, projenin gerçekleşmesini sağlayan kişidir; ekibi kurmak, katılımcıları toplamak, sözleşmeleri yapmakla yükümlüdür. Belgesel ya da kurmaca yapım süreci planlamayla başlar. Yönetmen: Editoryal ve yaratıcı kararları veren kişidir. Bazen yapımcının görevlerinin bir kısmını üstlenir. Bazı yönetmenler, kamera ekibi olmadan, her şeyi kendileri çekerek çalışır. Yönetmen, bir filmin görünümüne ve duygusuna karar veren kişidir. Belgesel film yapımlarında yönetmen, storyboardlar ve çekim Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

5 127

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme I senaryoları hazırlayarak belgeselin nasıl çekileceğini kâğıt üzerinde tasvir eder. Yönetmenler, filmin genel yaratıcı görünüşünden sorumludur. Hikâye ya da anlatıdan, filmin nasıl çekildiğinden, senaryo ve sanatsal yorumdan sorumludurlar. Yönetmenler; yapımcı ve başyapımcının yanı sıra kameraman, ses kayıtçısı, prodüksiyon menajeri, araştırmacı, kurgucu ve prodüksiyon ekibinin diğer üyeleriyle de yakın çalışmak zorundadır. Bazı projelerde yapımcı ve yönetmen, aynı rolü oynayabilir, aynı kişi her iki işi de üstlenebilir. Ortak Yapımcılar ve Yardımcı Yapımcılar: Bu iki rol, yapımcının atında yer alır. Küçük ekiplerde ortak yapımcı, çekimlerin organize edilmesine, röportajların ve kamera işlerinin yapılmasına yardımcı olur. Eğer uygun görülürse araştırmacı görevini de üstlenebilir. Prodüksiyon Menajeri: Prodüksiyon ekibinin belkemiğidir. Bütçe, prodüksiyon planlaması, yasal sorunlar, personel sözleşmeleri, sigorta ve işçi sağlığı ve güvenliği gibi prodüksiyonun her veçhesiyle ilgilenir. Araştırmacı: Temel hikâyeleri, katılımcıları ve arka planla ilgili bilgileri bulmakta yönetmene yardımcı olur. Bir prodüksiyonun en ihtiyaç duyulan, en kıymetli elemanıdırlar. Genellikle doğrudan yapımcı/yönetmene bağlı çalışırlar ve akıllarında filmin konusuyla ilgili birçok bilgi tutmakla kalmaz aynı zamanda filme yaratıcı katkı da sağlarlar. Bazı araştırmacıların arşiv ya da tarih araştırmacılığı gibi uzmanlıkları da vardır.

Günümüz sektör koşulları, bir belgesel film yapımcısının/ yönetmeninin “her işi yapabilecek” donanımda olmasını gerektirmektedir.

Ayakçı (Runner): Yapım ekibinde, kahve yapmaktan çekimlerde asistanlık yapmaya kadar tüm işlere katkı sağlayan kişidir. Bazen araştırma yapar, idari görev üstlenir, aynı zamanda teçhizatı bir yerden başka bir yere taşımaya da yardım eder. Fixer: Filmin çekildiği bölgeden olup ayrıntılı bilgi ve erişim sağlayan kişidir. Kameraman ve Ses Kayıtçısı: Set ekibindeki en temel iki rol kameraman ve ses kayıtçısıdır. Kameraman belgesel film projelerinde genellikle görüntü yönetmeni olarak da bilinir. İyi bir görüntü yönetmeni, filme yalnızca teknik kusursuzluk katmaz, aynı zamanda ona hayat verir. Benzer şekilde iyi bir ses kayıtçısı da çok kıymetlidir; ses kayıtçılığı film yapım sürecinin en önemli ve en ihmal edilen alanlarından biridir. Kurgucu: Çekilen görüntüleri bir araya getirerek filmi oluşturur ve yönetmenle yakın iş birliği içinde çalışır. İyi kurgucular, post-prodüksiyon sürecinde, çekimlere yapı ve anlatı kazandırarak yönetmenler kadar önemli olabilirler. Yönetmen ve kurgucu, kurgu odasında uzun saatler çalışırlar ve bu nedenle aralarındaki ilişki son derece önemlidir. Elinden Her İş Gelen (Jack-Of-All-Trades): Yapım şirketlerinde, dar bütçeler ekibin giderek küçülmesi anlamına geldiğinden bazı rollerde çakışmalar yaşanır. Küçük bir prodüksiyonda tek bir kişinin hem yapımcı, hem yönetmen hem kameraman ve hatta daha fazlası olması görülebilir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

6 128

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme I

Bireysel Etkinlik

Örnek

• Belgesel filmlerde çoğunlukla "multitasking-çoklu görev" bilinciyle hareket edilir. Bu durum görev alanlarında uzmanlığa engel bir durumd eğildir; her belgesel film yapımcısı/yönetmeni yapımdaki süreçlere dair bilgi sahibi olmalıdır. Örneğin; belgesel filmlerin jeneriğine bakıldığında bir kişinin birden fazla işi yerine getirdiği görülecektir.

• Siz de belgesel film ekip listesi oluşturunuz; görev alanlarını belirtiniz.

BELGESEL FİLM YAPIMININ YÖNETİLMESİ Belgesel film yapımında; kurallar, formaliteler, bütçeler ve evrak işleri belgesel filmin vazgeçilmez bileşenleridir. Her belgesel film projesi öncesinde, bir yapımcının kendisine yapım hakkında sorması gereken sorular şu şekildedir: • • •



İyi bir prodüksiyon yönetimi, yapılacak olan belgesel film hakkında daha ayrıntılı düşünülmesine yardımcı olacak ve birçok önemli sorunun cevabını verecektir.



Belgesel filmi bütçeye göre çekileceğinden nasıl emin olunabilir ve belgesel gerçekte kaça mal olacak? Hem sigorta, sağlık ve güvenlik hem de belgesel filmin içeriği konusunun muhafaza altına alındığından nasıl emin olunabilir? Destekçiler/sponsorlar, müziğin kullanımı ve arşiv de dâhil olmak üzere bütün gösterimlerin muhafaza altına alınması nasıl garanti altına alınabilir? Yapımı gerçekleştirilecek olan belgesel filmin programı nedir? Önprodüksiyon, prodüksiyon ve post-prodüksiyon ne kadar sürecek? Belgesel film ne zaman teslim edilebilecek? Belgesel filmin haklarının kontrolü ve mülkiyeti nasıl korunacak?

Belgesel sinema alanında, yapımcının eylem ve olanakları yönetmeninkinden daha geniştir. İlk bakışta yapımcının görevinin ticari ilişkilerin düzenlenmesinden ibaret olduğu düşünülmektedir; ancak bir yapımcının sorumlulukları çok daha fazladır. Belgesel filmin teknik yaratıcısının, üzerine aldığı görevin bilincinde olması gerekmektedir. Belgesel filmin oluşabilmesi ve yapımın yönetilebilmesi için, yapımcının, birkaç yönetmenin ve birkaç yapım çalışmasının genel kuramını çok iyi oluşturması ve bunları zihninde yerli yerine koyabilmesi gerekmektedir.

BELGESEL FİLM YAPIM UNSURLARI Belgesel film yapımcısı/ yönetmeni, her zaman için katılımcıların/doğal oyuncuların bakış açılarından düşünürler. Heykeltıraşlar ve ressamlar gibi içten dışa dönük olarak düşünmek zorundadırlar. Kameranın hareket ve konumunda, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

7 129

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme I çekimde, psikolojik tutumdan doğal oyuncunun zihninin yorumlanmasına kadar her şeyin göz önünde bulundurulması gerekir.

Belgesel film yapımlarında en çok kullanılan teknik, röportaj tekniğidir. Belgesel film için iyi bir röportaj yapmak, zor ve özel olarak edinilen bir yetenektir.

Bir belgesel film yönetmeninin başarılı sayılabilmesi için; doğal oyunculuk yeteneğini sezmesi gerekmektedir. Karakterlerin mesleklerine ve geçmiş yaşantılarına uyun olarak doğal davranış içinde olmaları gerekir. Ancak bu şekilde duygu ve hareketler anlaşılabilir. Görünen yüzeyin altındaki içsel anlamın anlaşılabilmesi için bütün bu ögelere dikkat edilmelidir. İyi bir röportaj çoğu zaman hikâyenin omurgasıdır ve belgeselin tamamlanmasını sağlar ya da bozulmasına sebep olabilmektedir. İyi bir röportaj yapmanın bazı temel göstergeleri vardır.

Röportaj Yapmanın Temel İlkeleri •

• • • •

• •







Belgesel filmin neyi anlattığı çok iyi bilinmelidir: Sadece ana konuyu bilmek değil, bakış açısı, anlatım tarzı, öykünün ne olduğu çok iyi bir şekilde bilinmeli, hâkim olunmalıdır. Hazırlık: Tüm yapım boyunca tüm süreçlere çok iyi hazırlanılmalıdır. Belgesel filmin neyi anlattığını bilmeyi takip etmektir. Uyum İnşası: Belgesel filme katılım sağlayacak kişilerle iyi ilişkiler kurulmalıdır, güven inşa edilmelidir. Odaklanmak: Yapılan işe odaklanmak karşıdaki kişiye de uygun ortamı sağlayacaktır. Özellikle röportajlarda bu özellik düşünülmelidir. Etkin Dinleme: Bir belgesel film yapımcısı/yönetmeni için dinlemenin tek yolu etkin dinlemektir. Söylenenlerin alt metinlerini de okuyabilmek, kelimelerin ardındaki anlamlara da bakabilmektir. Sessizliğin Gücü: Sessizlikler, röportajlardaki saklı cevherlerin ortaya çıktığı zaman dilimleridir. Bir belgeselci, elinin altındaki bu gücü kullanmalıdır. Kurgu Aşaması İçin Röportaj: Bir belgeselci, röportajlar boyunca duyguları sessizce iletme becerisini geliştirmelidir. Röportaj yapan kişi sessiz kalamadığında, kurgu aşamasında bütün gürültüler arka planda duyulacaktır. Yöresel Bilginin Önemsenmesi: Röportaj yapılan kişinin kültürel altyapısını anlamak çok önemlidir. Bu tür bir altyapı araştırması yapıldıktan sonra röportaj planlanmalıdır. İyi Soruşturma/Kötü Soruşturma: Bir belgeselcinin en önemli becerilerinden biri, doğru soruyu ne zaman ve nasıl soracağını bilmesidir. Yönlendirici soru sormaktan kaçınılmalıdır; onun yerine açık uçlu sorular sorulmalıdır. Kişisel Tarzın Geliştirilmesi: Bir belgesel film yapımcısının/yönetmeninin kendi limitlerini bilmesi önemlidir. Nasıl daha verimli ve rahat üretim yapılabileceğinin kararı verilmeli ve muhakkak bir anlatım tarzına karar verilmelidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

8 130

Bireysel Etkinlik

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme I

• Siz de kendi belgesel projeniz için yapacağınız röportajı bu temel ilkeler doğrultusunda şekillendiriniz.

BELGESEL FİLM YAKLAŞIM VE BİÇEMLERİ

Belgesel yapımlarında, çeşitli geleneklere bağlı olma ve yaklaşım tercihi, yapımcının ya da yönetmenin bireysel bakış açısıyla ilgili olabilmektedir.

Belgesel yapımlarında, çeşitli geleneklere bağlı olarak özdeğe ve konuya birkaç yaklaşım türü bulunmaktadır. Bunların her biri, filmin amacına göre belirlenmektedir. Belgesel geleneği, ağırlıklı olarak izleyene bir gerçekliğin izlenimini aktarabilmeye dayanır. Bu, hangi iletişim ortamında olursa olsun hareketli görüntünün bazı temel özelliklerinin olası kıldığı, güçlü bir izlenimdir. Hareketin görüntü olarak belirmesiyle başlar. Görüntü olarak beliren hareket, algısal olarak gerçek hareketten farksızdır. Bu hareketin, kamera için rol yapmayan, kurmaca bir filmde rol almayan toplumsal oyuncuların (insanların) hareketi olması, filmin sahiciliğinin kanıtı olarak görülür. Bu, daha özgül belgesel uygulamalarıyla birlikte kullanıldığında ise, gördüğümüzün, içinde yaşadığımız dünyanın sahici bir temsilî olduğu algısı iyi güçlenir.

Belgesel Sinemanın Altı Ana Biçemi • • •

• •

Belgesel film yapımları, gerçekliğin anlatımı olduğu kadar yer yer dramatik anlatım ögelerine de başvurur.

Bireysel Etkinlik



Şiirsel Biçem: Görsel çağrışımları, tonal ve ritmik nitelikleri, betimleyici kısımları ve biçimsel düzenlemeyi öne çıkarır. Açıklayıcı Biçem: Sözel anlatıyı ve tartışmacı bir mantığı öne çıkarır. Gözlemci Biçem: Dikkat çekmeyen bir kamera tarafından gözlemleniyormuşçasına, öznelerin günlük yaşamlarıyla doğrudan ilişki kurmayı öne çıkarır. Katılımcı Biçem: Yönetmen ve özne arasındaki etkileşimi öne çıkarır. Dönüşlü Biçem: Belgesel sinemaya hükmeden ön kabul ve uygulamalara dikkat çeker. Filmin gerçekliği temsilinin ne kadar yapılandırılmış olduğuna dair farkındalığı artırır. Edimsel Biçem: Yönetmenin işlediği konuyla girdiği ilişkinin öznel ve etkileyici unsurlarını öne çıkarır; izleyicinin bu ilişkiye vereceği tepkiyi artırmayı amaçlar. Çağrışım ve etki oluşturmak amacıyla nesnellik kavramını reddeder.

• Siz de izlemiş olduğunuz belgesel filmleri yaklaşım ve biçemlerine göre değerlendiriniz.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

9 131

Örnek

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme I

•Belgesel film tarihinde çığır açan iki belgesel filmde, belirli bir anlatı biçemi tercih edilmiştir: Önseçim (1960) gözlemci biçeme; Bir Yaz Güncesi (1988) katılımcı biçeme örnek belgesellerdir.

Joris Ivens’e göre bir belgesel film yapımının başarıya ulaşması için gerekli bazı adımlar şu şekildedir: • • • • • • • • •



Sinema sanatına daha da hâkim olmak. Sanat, siyaset ve teknik alanlarda daha çok gelişmek. Topluma yakın yaşamak. Her zaman için gerçeğin derinliklerine inmek. Belirli belgesel yöntemleri kullanmak, şekilleri ve içeriği gerçeğe sadık kalarak değiştirmek ve geliştirmek. Özgürlükleri, düzenliliği ve sınırları daha iyi tanımak. Seyircilerin ve eleştirmenlerin tepkilerini yakından izlemek. Belgesel sinemaya özgü olan sanat şeklini tanımak ve ona inanmak. Düşünsel ögeleri, gerçek olayları yeniden yaratarak ve seyircinin bilincini kurguyla ve bir konuşmayla etkileyerek, duygusal ögeleri de lirik, şiirsel, dramatik veya daha başka bir duygusal yola başvurarak kullanmak. Her konuyu kendisine en uygun düşecek biçimle anlatmak.

BELGESEL FİLMDE YAPIM AŞAMALARI Yapımcı, yapımın farklı alanları için dosyalama sistemleri oluşturmalıdır.

Yapımcının postprodüksiyondaki görevleri, projeden projeye değişiklik gösterir.

Yapım Öncesi (Ön Yapım - Pre Prodüksiyon) Ön yapım; kaynak arama, araştırma ve geliştirmeyle başlar. Bir bütçe ve

takvim çıkarılır ve ekip kurulur. Proje önerisi kabul edilip finansman bulununca bir belgesel film projesinin ön yapım aşaması çalışmaları başlar. Yapımcı, bütün araştırmaların ayrıntılı şekilde ilerlemesini sağlamalı ve bunların sonucunu tretmanda ve önerilen çekim takviminde dikkate almalıdır. Yapımın bu aşamasında; yapımcı, araştırmacı, yapım amiri ve gerektiğinde yönetmen sürece dâhil olur. Bu aşamada yapımcı, kullanılacak mekânlara dair erişim ve izinleri almalıdır. Yapımcının, tüm katılımcılardan imzalı izin belgelerini alması, telif söz konusu olabilecek durumlar için telif işlemlerini yapması gerekmektedir. Yapımcı, yapımda yer alacak katılımcılarla iyi ilişki kurulmasını sağlamalıdır. Diğer yandan da yapımcı, iyi bir yapım ortaya koyabilmek için, ekibin temel üyelerini işe almalıdır. Çekim planına/senaryosuna göre, konaklama ve yolculuk planlamalarını, yapımcı yerine getirmelidir. En önemli dokümantasyondan biri de yapım dosyasının hazırlanmasıdır. Yapımcı, yapım sürecinin sorunsuz geçmesi için yapım dosyasının hazırlanması çok önemlidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

10 132

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme I

Yapım (Prodüksiyon) Belgesel filmin çekildiği prodüksiyon (yapım) aşamasıdır. Projenin gerçekleştirildiği aşama olan yapım aşamasında, ödeme yapılması planlanan kişilere (örneğin uzman, mekân sahipleri gibi) ödemeler de yapılır. Yapımcının, her zaman programın içeriğini kontrol etmesi gerekmektedir. Başarılı bir belgesel film yapımının sırrı, iyi planlanmasıdır.

Yapım Sonrası (Yapım Sonrası - Post Prodüksiyon)

Bireysel Etkinlik

Çekimler tamamlanınca, proje yapım sonrası ya da kurgu aşamasına geçer. Bu aşama, belgesel filmin kurgusunun yapıldığı, müzik ve özel efektlerin eklendiği ve teliflerden arındırıldığı aşamadır. Kurgu başlamadan önce saatlerce sürmüş olan çekimlerin görüntüleri tanımlanıp dijital ortama aktarılmalıdır. Belgeselin kurgusu tamamlanıp esas kopyalar alındıktan sonra, proje yapım sürecinin son aşamasına girilir. Yapımcı, hesapları toparlar, yapım ofisi kurulmuşsa yapım ofisini kapatır, yapım sürecine-yapım sonrası sürece dair tüm işleri bitirmekle yükümlüdür. Bütün bu süreç, filmin dağıtım ve gösterim aşamasıyla tamamlanır.

Bir belgesel film yapmanın ilk aşaması, orijinal bir fikir bulup geliştirmektir.

Araştırma süreci, filmin yapımı boyunca sürebilir; ancak en azından araştırmanın başlangıç noktası, konuyu mümkün mertebe tanımaya çalışmak olmalıdır.

• Siz de kendi belgesel film projeniz için yapım aşamalarını planlayınız.

BELGESEL FİLM PROJE GELİŞTİRMENİN TEMELLERİ VE GELİŞTİRİM SÜRECİNİN AŞAMALARI Belgesel film yapımlarında fikir geliştirme; yeni ve ilgi çekici bir hikâyeyi bulmak, net bir şekilde tanımlamak ve sonra da çekecek bütçeyi bulmaktan oluşan ve yapımın aşması gereken zorlu bir süreçtir. Her şey fikirle başlar. Belgesel filmi yapılması istenen fikrin her zaman geliştirilmeye ihtiyacı vardır. Belirli bir konu hakkında bir film yapmak için duyulan isteğe ya da anlatılması gerektiğine inanılan bir hikâyeye sahip olmak gerekir. Fikrin ilgi çekici olup olmadığına bakılmalıdır ve ilkesel olarak iyi bir belgesel olarak ‘iş yapma’ ihtimali gözden geçirilmelidir. Araştırma aşamasına geçilmelidir ve konu hakkında çok yönlü, etraflıca bilgiye sahip olunmalıdır. Bu noktada şu 2 soruya cevap verilmelidir (Tablo 7. 1.); Tablo 7.1. Fikir Geliştirme Başlangıç Soruları

Hedeflenen belgesel film gerçekte ne hakkında? ⇔ Belgesel filmin tarzı/ yaklaşımı ne? Bir belgesel fikri her yerden gelebilir. Her zaman olmasa da sıklıkla kişinin iç dünyasından, bir yerlerden gelir. Burada önemli olan, fikir ne olursa olsun, onun için tutku duymak ilk adım olmalıdır. Hedeflenen belgesel filmi çekmek, genellikle Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

11 133

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme I uzun ve zahmetli bir maratondur, kişinin kendi belgesel filmi için heves duyması çok önemlidir. En iyi filmler genelde en basit olanlardır. Özellikle kariyerlerinin henüz başlarında olan belgeselcilerin, filmlerinde aşırı karmaşık tez ileri sürme eğilimleri vardır. Birden fazla karmaşık meseleyi keşfetmeye çalışırlar ya da anlaşılması güç bir anlatıyla basit bir meseleyi keşfe çıkarlar. Öykü anlatma, belgesel filmlerin çalışma alanı değildir. Aslında çok az kişi belgesellerin gerçekten bir öykü anlattığını düşünür. Eğer seyircinin ilgisi ele geçirilmek isteniyorsa bunu yapmak gerekir. Ve gerçekliği sadece belgeliyor olmak (Grierson’un deyimiyle “gerçekliği yorumlamak”) filmin bir öyküsü olmayacağı anlamına gelmez. Kurmaca filmler, kısa hikâyeler ve romanların hepsi öyküler anlatırlar ve tıpkı belgeseller gibi kimi ortak özellikleri paylaşırlar.

Araştırma Araştırma yapmak, filmin niteliğine uygun olarak devam eden, açık bir ifadeyle sonu olmayan bir süreçtir ve kütüphaneleri kullanarak, belge ve makale okuyarak, dünyanın dört bir köşesinden insanlarla konuşarak uzun zaman harcamak gerekir. Bu, araştırmacıyı genelden özele götürecek ve fikrin, hayata geçirilebilir bir filme dönüştürülebilmesi için atılacak temeller konusunda fikir sahibine yardımcı olacak bir yolculuğun başlangıcıdır. Belirlenen konuyla ilgili mümkün olduğunca çok şey öğrenmek gerekmektedir. Bu aşamada, temel soruların cevapları aranır, konu ve katılımcılar belirlenir. Örneğin şu sorular sorulmalıdır: • •

Öneri, belgeselin içeriğini ve kilit önemdeki sahnelerini özetlemelidir. Dikkat çekici olmalı ve okuyan herkeste yapımı görme arzusu uyandırmalıdır.

Bu konu daha önce işlenmiş midir? Konu, bilinen bir hikâyenin yeni bir açıdan ya da yeni bir bilgi ışığında aktarılması mıdır?

Başarılı bir belgesel film çekmenin yolu; erişim, konu, arka plan araştırmasının derinliği ve oluşan hikâyenin nasıl şekillendiğinden geçer. İyi araştırılmış bir belgesel film önerisi oluşturmak için gerekenler şu şekilde sıralanabilir: • • • •

Araştırma iyi organize edilmelidir. Bir öneri geliştirilmelidir ve yazılmalıdır. Gerekli durumlarda hikâye ve karakterlere erişimin olup olamayacağı kontrol edilmelidir. Olası destekçiler ve yayın organları belirlenmelidir.

Araştırma, ilginç durumları ve konuyla ilgili bilgileri belirginleştirmek için uzman görüşlerine de yer verilebilir. Bu, temel fikirlerin anlaşılır şekilde sunulmasını sağlar. Karmaşık ve uzmanlık gerektiren bilgileri eğlenceli ve anlaşılır bir programa dönüştürmek yapımcıyla yönetmenin sorumluluğundadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

12 134

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme I

Proje Önerisi Belgesel film önerisi (proposal) finansal destek sağlamak için hazırlanan yazılı bir tekliftir. Belgeselin konusu açıklanarak projenin amacı ve özellikleri, gerçekleştirilmek istenilenler ve hedeflenen izleyici kitlesi kısaca belirtilir. İzleyenlere, seçtiği konuyla ilgili farklı bir bakış açısı sağlamayı önermeli, önceden sahip olmadıkları bir bilgiye ya da kavrayışa erişecekleri izlenimini uyandırmalıdır. İyi bir önerinin giriş, gelişme ve sonuç bölümleri vardır ve okuyucusunu bir yolculuğa çıkarır. Ayrıca söyleyecek sözü olan güçlü karakterler içerir. Belgesel film önerisi; anlaşılır, özlü ve uzunluk olarak birkaç sayfa olmalıdır. Proje önerisinde, belli başlık ve alt başlıklar, önerinin düzgün ve derli toplu olmasına katkıda bulunacaktır. Araştırma yaptıktan, geliştirdikten, düşündükten, görselleştirdikten, tasarladıktan ve dönüp bir araştırma daha yaptıktan sonra filme başlanabilir ama fikir hakkında bir de proje teklifi yazmak son derece faydalı olacaktır. •

• •

Öneri, hassas ya da karmaşık olabilecek fikirleri ilgi çekici bir şekilde sunmalıdır. Yazının ve ifadelerin sade ve dolaysız olması gerekir. Okuyan herkesin kulağına, gözüne ve hayal gücüne hitap etmelidir. Bu, bir filmi henüz yapılmadan görselleştirmenin yoludur. Öneri, projenin bir tarifini yapar, ana katılımcıları tanıtır ve projenin neden yapılması gerektiğini açıklar. Bu belgeyi hazırlarken bir yapımcının dikkat etmesi gereken en önemli şey onu ilgi çekici kılmaktır. İyi bir hikâye anlatması gerekir. Ayrıca, temelde görsel bir mecranın söz konusu olduğunu unutmamak gerekir. Belgesel, yalnızca tartışmaya ya da ders vermeye yarayan bir araç değildir. Öneri, projenin yapım sürecinin ne kadar zaman alacağını belirtmeli ve ilk aşamadaki yapım planlarını sıralamalıdır. Hedef kitleyi tanımlamalı ve mümkünse katılımcılardan alınan destek mektuplarını ya da sözleşmeleri de dâhil etmelidir. Bu, projenin yapılabilirliğine dair bir fikir verecektir.

Örnek

Öneri, projeyi satma ya da sunmaya yarayan temel belgedir.

Filmin ne hakkında olduğuna dair proje teklifi yazmak, düşüncenin netleşmesine yardımcı olur. Teklif uzunluk olarak 1 sayfayı geçmemelidir. Yazılan şey kâğıt üstünde bir fikirden ibaret olsa da işe yarar olup olmadığı daha objektif biçimde görülebilir. Teklifin meslektaşlarca okunması ve filmin anlaşılıp anlaşılmadığını gözlemlemek yararlı bir egzersizdir. Belgeseller bir başına çekilmez; genellikle televizyon ve yatırımcının katılımını gerektirebilir. Araştırma evresi sırasında bazı kişiler ya da kuruluşlar, kendilerine, bürolarına ya da arşivlerine erişim imkânı tanıyabilmek adına proje teklifini okumak isteyebilir.

• T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü tarafından destek verilen projelerin proje öneri metinleri incelendiğinde, hedeflenen alanda merak uyandıracak şekilde yapılandırldığı görülmektedir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

13 135

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme I Belgesel film proje teklifi yazım aşamaları ise genel itibarıyla şu şekildedir: Başlığın belirlenmesi: Filmin adı seyircinin ilgisini yakalamalı ve filmi özetlemelidir. Başlangıçta üç ögeyi saptamakta fayda vardır: -Önerilen filmin adı, -Önerilen filmin amacı, -Önerilen filmin hedef kitlesi.

Giriş paragrafı: En dikkat çekici, etkileyici biçimde yazılmalıdır. Hemen konuya girilmelidir. Filmin konusu kısaca bir bağlama yerleştirilmelidir. Filmde neyin spesifik olduğu (ne üzerine olduğu) betimlenmelidir. Karakter ve anlatı: Giriş paragrafından sonra yazılacak paragraflar anlatı (ne olacak) ve karakterler (kime olacak) kısmıdır. Tek tek belgeselde görülecek kişilerden bahsedilmelidir; belgeselde ne görüleceğinin anlatısıdır. Tarz: Belgeselin yaklaşımı betimlenmelidir. Sunucu odaklı mı, bir auteur belgeseli mi, arşiv odaklı mı, drama-belgesel mi? Maliyet hesaplaması: Geçerli gerekçelerle bütçe belirlenmelidir. Yönetmen: Yönetmen olarak kişisel bilgiler, belgesele konu olan teklife dair daha önceki deneyimler vb. anlatılmalıdır. Şirket ve başyapımcı: Yüksek kalitede bir film yapılmasını sağlayacak olan başyapımcı ve tüm süreci yürütecek olan yapım şirketi belirlenmelidir. Ön araştırmalar tamamlandıktan sonra toplanan ham malzemeler, önce bir öneri ve sonra da bir treatman oluşturacak şekilde geliştirilir. Öneri, projeyi satma ya da sunmaya yarayan temel belgedir. Yapımcının son anda, projeyi teslim ederken bile onu anlatması istenebilir, ancak öneri aşaması kapıların açıldığı aşamadır. Öneri, hassas ya da karmaşık olabilecek fikirleri ilgi çekici bir şekilde sunmalıdır. Yazının ve ifadelerin sade ve dolaysız olması gerekir. Okuyan herkesin kulağına, gözüne ve hayal gücüne hitap etmelidir. Bu, bir filmi henüz yapılmadan görselleştirmenin yoludur.

Öneri, projenin bir tarifini yapar, yola çıkılan fikri ve ana katılımcıları tanıtır, projenin neden yapılması gerektiğini açıklar.

Bir film fikrinin kimden geldiğinin önemi bulunmamakla birlikte önemli olan, fikrin belli bir biçim almasını sağlamaktır. Film fikrinin aldığı bu biçime, film önerisi denilmektedir. Önerinin özünü oluşturan şey, öneri özeti ya da konsepttir. Konsept, yazarın ilk kez boy gösterdiği ve anahtar kavram ve olguları kâğıda döktüğü aşamadır. Öneri özeti, adından da anlaşılacağı üzere, aslında bir film yapma teklifidir. Genel olarak, projenin özelliklerini belirtir ve filmin işleyeceği temel kavramsal çerçeveyi açıklar. Şu sorulara da yanıt vermeye çalışmak yerinde olacaktır: • • •



Hedef kitle, filmde ele alınan konu hakkında neler, ne kadar bilmektedir? Filmin teknik gereksinimleri nelerdir? Film sesli mi sessiz mi? Üst ses var mı yoksa doğal sesler aynen korunacak mı? Renkli mi siyah/beyaz mı? 8mm, 16mm, 35 mm yoksa video mu? Süresi ne kadar? Filmin bütçesi ne kadar?

Belgesel film, yalnızca tartışmaya ya da ders vermeye yarayan bir araç değildir. Öneri, projenin yapım sürecinin ne kadar zaman alacağını belirtmeli ve ilk Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

14 136

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme I aşamadaki yapım planlarını sıralamalıdır. Hedef kitleyi tanımlamalı ve mümkünse katılımcılardan alınan destek mektuplarını ya da sözleşmeleri de dâhil etmelidir. Bu hazırlık, belgesel filmin yapılabilirliğine dair bir fikir verecektir. Öneriyle birlikte içerisinde bir de treatman olmalıdır. Bir proje teklifi, filmin ana konseptini özetleyen 1-2 sayfalık bir belgedir. Tablo 7. 2’de görülen belge, aracı editör ya da yatırım yapacak kuruluşun ilgisini çekmeye yarayacak birinci ögedir. Proje teklifinden daha uzun ve filmin anlatısını daha detaylı açıklayan bir treatman (bazen senaryo da denir) yazmaktır. Bu bazen yönetmenin filmi yapmaktaki motivasyonunu özetleyen birtakım beyanatları da içerebilir. Sonrasında ise; kaynak bulma ve sunum yapma aşamaları gelmektedir. Tablo 7.2. Belgesel Film Önerisinin Yapısı

BELGESEL FİLM ÖNERİSİNİN YAPISI (Bu şablondaki satırlar-ögeler, bir belgesel film önerisinde olması gereken ögeleri betimlemektedir.) Ana Başlık: Öneri metninin başlığı. Projenin Konusu ve İçerik Özeti: Filmin amacı, hedef kitlesi ve filme dâhil edilecek olan anahtar verilerin bir özetidir. Belgeselde ne görüleceğinin anlatısıdır. Karakterler ve Bağlantılar: Belgesel film için kurulan bağlantıların belirtilmesinin çok büyük önemi vardır. Bu nedenle belgesele, kimlerin katkıda bulunmayı kabul etmiş olduğu açıkça belirtilmelidir. Projenin Amacı, Bakış Açısı ve Hedef: Projenin amacı ifade edilmeli, genel fikirle ilgili detaylara ve hangi bakış açısıyla şekillendirileceğine yer verilmelidir. Hedef kitle belirtilmeli, kısa bir açıklama yapılmalıdır. Stil/Yapı ve Teknik Özellikler: Belgeselin yaklaşımı betimlenmelidir. Süre, renk, ses ve kullanılacak olan özel efektler hakkında bilgiler yer almalıdır. Çekim Planı: Çekimlere nerede, ne zaman yapılacak? Bu bilgiler verilmelidir. Mekân-Katılımcı Listesi: Belgesel filmin gerçekleştirileceği tüm mekânlar ve görüşülecek tüm kişiler liste olarak yer almalıdır. Yapım Planı: Filmin yapımı ile ilgili tüm aşamaların son teslim tarihi belirtilmelidir. Bütçe: Bütçe kalemleri ayrıntılı biçimde verilmelidir. Belgesel Filmin Gösterilebileceği Olası Platformlar: Konunun içeriği ve yapım tarzına göre muhtemel mecralar belirtilmelidir. Taraf ve Hükümler: Yapımcı, müşteri, teslim tarihleri vs. Genellikle son sayfaya projede yer alacak çekirdek ekip eklenir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

15 137

Bireysel Etkinlik

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme I

• Siz de kendi belgesel film projeniz için proje önerisi yazınız.

Sinopsis Yapılması planlanan belgesel filmin öyküsünün üç ya da beş sayfalık özeti olarak yazılan belgeselde “neyin anlatılacağını” dile getiren metindir.

Treatman (Geliştirim Senaryosu/Yaklaşım Metni) Treatman, belgesel film projesinin ekranda nasıl görüneceğini yazılı olarak anlatır.

Belgesel filmin duygusuna dair bir fikir verirken hikâyesini özetleyen ve katılımcıları da belirten bir tanımı kapsar. Bu, filmin perdede nasıl bir duygu uyandıracağına, çekim üslubuna, kullanılacak mekânlara ve katılımcılara dair bir fikir verir. Belgesel filmde, tretman yazmanın elzem olduğunu bilinmektedir. Sinopsis yazmak kesinlikle yeterli değildir; sınırlar bir filmin hem yaratıcılığını hem de derinliğini artırır ancak döngüsel veya bir kereye mahsus yaşanacak bir tecrübeyi konu edinen belgesellerde, tretmanın daha esnek ve sürekli inşa edilebilir olması gerekmektedir. Olayın biricikliği, sınırların mutlak anlamda çizilmesinden kaçınmanın esnek sınırlarını keşfetmeyi şart koşmaktadır. Buradaki keşif aslında tam anlamıyla bir senaryodur. “Nasıl bir keşif yapılabilir?” sorusunun cevabı, sınırları esnek olan bir senaryo yazmak demektir. Tretman, sinopsisten yola çıkılarak yazılır ve sinopsise göre daha ayrıntılıdır. Önemli diyaloglar dışında diyalog kullanmadan geniş zaman kipi ile yazılmaktadır. Treatmanda; filmin giriş, gelişme ve sonuç bölümü yer almalıdır.

Kaynak Bulma ve Sunum Yapma (Pitching) Belgesel filmi finanse edebilecek, farklı seçeneklerden haberdar olunmalıdır.

Belgesel film projesinin kısa ve ilgi çekici bir özetidir. Proje önerisi tamamlandığı zaman olası finansörlere sunulur (pitching). Öneri dosyasının satış amaçlı olduğu unutulmamalıdır. İşlevi insanları projenin gerçekleştirilmeye değer ve yatırıma uygun olduğuna ikna etmektir. Finans sağlandığı anda bir sonraki aşama senaryoya dökmektir (script breakdown). ‘Pitching’ yapmak, belgeseli tanıtmak ve destek almak için iyi bir sunum yapmak demektir. Sunum yapmak, özel bir beceri olup, proje teklifi yazma zanaatından farklıdır. Fikrinizin sunumu için üç temel beceri gerekiyor. Bunlardan ilki, fikri birkaç cümlede özetleyebilmektir. İkincisi ise projeye tutku katmaktır. Sunulan belgesel fikrine inanmak ve tutkulu sunum yapmak çok etkilidir ve proje için çok çalışılacağı konusunda yatırımcıyı ikna eder. Üçüncüsü, belki de en önemlisi ise bir televizyonun/sponsorun sorabileceği soruları önceden kestirmektir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

16 138

Örnek

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme I

• Özellikle son yıllarda Türkiye'de yabancı kurum/kuruluşların 'pitching' için proje önerilerini dinlediği platformlar oluşturulmaktadır.

Senaryo

Bütün film yapımlarında olduğu gibi belgesel film çalışması da bir senaryo ile başlar.

Belgesel film senaryosu bazen, bir sinema filminin taşıdığı biçimsel özellikleri taşıdığı gibi, bazen de tamamen filmin içeriğinin gerektirdiği özgün senaryo özellikleriyle oluşur. Ancak her durumda senaryo, filmin ana hareket noktalarını belirleyen bir başlangıç çizgisidir. Senaryo, bir filmin kâğıda, sadece metin olarak yazılmış şekli değildir. Senaryo, filmdeki tüm olayların, kişilerin, bağlantıların ve bütünlüğün yazılı olarak yapılandırılması, oluşturulmasıdır. Düşünce üretilerek buna bağlı konu seçilir ve kompozisyon kurulur. Bu unsurların her birinin kendi içinde bir bütünlüğü ve birbiriyle çok ilintili ve özenle korunması gereken ilişkileri vardır. Belirli bir düşünceden, durumdan, olgudan, olaydan hareketle bir öykü kurulabilir. Film çekme rehberi; zanaatın araçları olan, kamera, ses, ışıktır. Belgesel filmde senaryonun sınırları, kurmaca filmin senaryosundaki kadar tespit ve tahkim edilmiş değildir. Belgeselde sınırlar çizilir ama aynı zamanda sınırların esnek olmasına dikkat edilmektedir. Örneğin; bazı zamanlar, konunun durumuna-doğal yapısına uygun olarak sahneler yazılır ancak diyaloglar yazılamayabilir ya da bazıları için tretman yazılır ancak çekim senaryosu yazılamayabilir.

Belgesel filmde senaryo, projeye göre değişkenlik göstermektedir.

Belgesel film senaryosunun aşamaları, filmine ve yönetmenine göre değişiklik gösterebilmektedir.

Belgesel filmdeki özgün senaryo, istenen içeriğin doğru göstergesi olmalıdır. Çekilen filmin biçiminde, sürekliliğin gelişiminde konu ve yer, amaca ulaşılmasında önem taşımaktadır. Belgesel filmde, biçim ve içerik üzerinde yapılan araştırmalar, belgesel film senaryosunun, kompozisyon ve yazımının, katı kurallara dayalı öykülü filmlerin senaryosundan farklı olduğunu ortaya çıkarmıştır. Belgesel film senaryosu, öncelikli olarak, temaya yönelik tutumu vurgulamaktadır. Belgesel film konularının çoğunda içerik, belirgin olarak ham ve katıksızdır. Aktüel çekimlerin büyük bir bölümü tamamen içgüdüseldir ve anlık hareketler, beklenmedik doğa olayları tarafından yönetilmektedir. Doğal tutumlar her zaman yinelenemez ve belgeselcilerin kısa zaman içinde çekimlerini gerçekleştirmeleri germektedir. Bu nedenle, belgeselciler, yapımın gerçekleştirilmesinden önce, uygun bir zamanda çekim hazırlıklarını sürdürmelidir. Böylelikle maliyetler de aşağı çekilebilecektir. Bütün film yapımlarında olduğu gibi, belgesel film çalışması da bir senaryo ile başlar. Belgesel film senaryosu bazen, bir sinema filminin taşıdığı biçimsel özellikleri taşıdığı gibi, bazen de tamamen filmin içeriğinin gerektirdiği özgün senaryo özellikleriyle oluşur. Ancak her durumda senaryo, filmin ana hareket noktalarını belirleyen bir başlangıç çizgisidir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

17 139

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme I Belgesel film senaryosunda; mekân, karakter ve prop (dekor vb.) gibi prodüksiyon ögeleri ayrılarak listelenir. Bu listede, bütün setler ve mekânlar, her birinde çekilecek sahnelerle birlikte sıralanır. Buna göre, filmdeki plan sayısı tahmini olarak hesaplanabilir. Kamera yeni bir plan çekmek için her pozisyon değiştirdiğinde set kurulumu (set-up) değişir. Benzer planların set kurulumları dökümde gruplandırılmalıdır, böylelikle kameranın taşınarak yeniden pozisyon alma sayısı azaltılabilir. Senaryo yazıldıktan sonra ikinci aşama bütçe ve takvimdir. Kaç çekim günü olacak, günde kaç set kurulacak ve bunun için ne büyüklükte bir ekip gerekli gibi soruların yanıtları, bütçenin hazırlandığı çekim senaryosuna bakılarak verilir. Bir belgesel filminin senaryosu dört aşamadan meydana gelir: • • • •

Bir öneri özeti (Proposal Outline) hazırlanması, Bir film tretmanının/geliştirim senaryosunun yazılması, Bir sahne/sekans özetinin(sequence outline) hazırlanması, Çekim senaryosunun yazılması.

Çekim Senaryosu Çekim senaryosu bütün planları listeleyen bir belgedir. Kamera talimatlarının yazdığı özgün senaryodur. Yönetmenin filmin nasıl çekilmesini istediğini belirtir. Kameranın aksiyon ve diyalog boyunca nasıl yerleştirileceğini gösterir: yakında mı, uzakta mı, aksiyonu yavaş bir hızla mı takip edecek ya da sabit mi kalacak gibi soruları cevaplar. Her yönetmen senaryoyu farklı yorumlayacak ve özgün bir çekim senaryosu çıkartacaktır ancak daha önce de belirtildiği gibi herkes aynı temel yapıyı kullanır. Bir çekim senaryosu onu hazırlayan yönetmene özeldir. Ancak bütün çekim senaryolarının benzer bir mantığı vardır (Tablo 7. 3.). Görüntü

Tablo 7.3. Çekim Senaryosu

(Görüntü betimlemesi/her tür görsel ifade burada yer alır.)

Ses

(Ses/konuşma/her tür işitsel öge burada yer alır.)

………………………………………………………… …… ………………………………………………………..

…………………………………………………

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

…………………………………………………… ………… …………………………………………………… …..

18 140

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme I

Çekim Planı ‘Beklenmedik’ adıyla bilinen bir B planı her çekim planı için gereklidir.

Çekim planı (çekim programı ya da iş planı), çekimi günlük plana dökerek hangi sahnelerin ne zaman çekileceğini ve filmi tamamlamak için ne kadar süre gerektiğini gösterir. Çekim planı, bir günde kaç sahnenin çekilebileceğine göre düzenlenir; önce senaryodan mekân ve karakterlere göre gruplanan bir döküm yapılır. Amaç; aynı mekândaki sahneleri peş peşe çekerek zaman ve paradan tasarruf etmektir. Aynı zamanda, her sahne için gerekli olan karakterler de göz önüne alınmalı, bir oyuncunun planları peş peşe çekilmelidir ki işin başında bir plan, paydosta bir plan çekmek için bütün gün sette beklemesin. İşi olmadığı hâlde bir oyuncuyu bütün gün sette bekletmek, oyuncuya fazladan para ödenmesi anlamına geldiği için çekim planlaması kötü yapılmış demektir.

Günlük Çekim Planı Günlük çekim planı; genel çekim planına bakarak, günlük çekim planı (call sheet) hazırlanır. Ekip ve cast üyelerinin tamamına dağıtılan bu liste, çekim günüyle ilgili bütün bilgileri içerir. Günlük çekim planında şunlar bulunur: Set zamanı (herkesin saat kaçta sete geleceği), bütün ekibin iletişim bilgileri, sırasıyla o gün çekilmesi tasarlanan planlar, mekânların detaylı yol tarifleri ve paydos (wrap) zamanı (çekimin ne zaman biteceği).

Storyboard

Bireysel Etkinlik

Storyboardlar para ve zaman kazandıran araçlardır.

Storyboard (taslak ya da storibord) , yönetmenin senaryoyu görselleştirirken kullandığı önemli bir araçtır. Storyboardlar, sanatsal olarak mükemmel olmak zorunda değildir, ekibe gerekli bilgiyi aktarmaları yeterlidir. Storyboard, senaryodaki tüm planların sırasıyla çizilmesi sonucunda hazırlanır. Film tamamlandığında ekranda görünecek olanların kâğıt üzerinde bir taslağıdır. Her resim, karakterleri, aksiyonu ve mekânı tasvir eder, çekim ölçeği, kamera, kamera hareketleri, ışık ve planın amacının anlatılmasına yardımcı olacak diğer her türlü bilgiyi içeren yazılı bir açıklama içerir. Storyboard, yönetmeninin senaryoyu görselleştirmesine ve çekimden önce düşüncelerini netleştirerek belli set kurumlarıyla ilgili çözümler üretmesine yardımcı olur. Filmin etkili olan ve zayıf kalan, dolayısıyla üzerinde daha çalışılması gereken yerlerini, tespit etmeye yarar. Pre-prodüksiyonda ne kadar çok hazırlık yapılırsa, çekimde o kadar az zaman kaybedilir.

• Siz de kendi belgesel film projeniz için storyboad çalışması yapınız.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

19 141

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme I

Filmin Katılımcıları Katılımcılar tarafından imzalanması gereken Feragat Formu/Onay Formu muhakkak yapım dosyasında bulunmalıdır.

Bir belgesel filme katılım gösterecek her kişiyle yapımcı, ayrı ayrı iletişimde bulunmaktadır. Bazı katılımcılara ödeme yapmak gerekebilmekte ve bütçede bu kalem de yer almalıdır.

Mekân Çekimler genellikle hem gerçek mekânlarda hem de stüdyoda inşa edilmiş setlerde gerçekleşir. Her ikisinin de avantajları ve dezavantajları vardır. Gerçek bir mekânda çekim yapılacağı zaman önce keşif gezisi (recce) gerçekleştirilir ve izinler üzerinde çalışılır. Keşif sırasında ışık koşulları ve var olan elektrik kaynakları gibi pratik bilgiler not edilir. Çekimi aksatacak her türlü olası problem tespit edilir.

Ekipman

Genellikle görüntü yönetmeni, yönetmen ve yapımcıyla görüşerek senaryodan hareketle bir gerekli ekipmanlar listesi çıkarır.

Bir film yapmak için çok sayıda farklı ekipmana ihtiyaç vardır. Her seferinde bütün bu ekipmanı satın almak pratik olmayacağı için genellikle film ekipmanı kiralama hizmeti veren şirketlerden kiralanır. Bu şirketler, özel olarak film çekimleri için çok çeşitli ışık, kamera malzemeleri ve bunların, örneğin kamera rayı (track), vinci (crane) ya da arabası (dolly) gibi teçhizat ve aksesuarlarını kiralama amacıyla kurulmuştur. Elbette ihtiyaç duyulan her şeyin, gerekli olan süre boyunca kiralanıp kiralanamayacağını yine bütçe belirleyecektir.

Bütçe Bütçe, yapım giderlerini belirtecektir. Projenin ne kadar sürede tamamlanacağını belirten bir takvim hazırlamak bütçeyi oluşturmakta yardımcı olacaktır. Bütçe hazırlanırken sorulması gereken pek çok soru vardır, bunlardan bazıları: • • • • •

Belgesel bütçeleri, genellikle kurmaca bütçeleri kadar karmaşık olmaz.

Yapımın her bir aşaması ne kadar zaman alacak; aylar mı, haftalar mı, günler mi? Kaç çekim günü olacak? Kimlere ihtiyaç var? Nelere ihtiyaç var? Tasarruf yapılabilir mi?

Bütçe bir çekim takvimine bağlı olacaktır. Filmlerin prodüksiyon giderleri çeşitli finans kaynakları tarafından karşılanmaktadır. Kamu ve özel olarak iki genel gruba ayırabileceğimiz birçok farklı finans kaynağı vardır. Filmciler için hem özel hem de kamu sektöründe birçok farklı finans kaynağı bulunabilir. Bir film yapmanın masrafı yapımdan yapıma değişebilir, ama tutar ne olursa olsun bütçe hazırlanması önemlidir. Çıkabilecek bütün masrafların gözden geçirileceği bir liste hazırlamak çalışılacak gerçekçi bir bütçe hazırlamaya yardımcı olacaktır. Bütçe bir kere hazırlandıktan sonra bütün yapım ona dayanarak planlanır. Bütçenin yapılacak film için hayati önemi vardır; senaryoyu çekmek için ne kadar paranızın olduğu bitmiş ürün üzerinde çok önemli bir etkiye sahiptir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

20 142

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme I Bütçedeki kalemleri doldurmak, yapımın çok önemli bir aşamasıdır ve bütçe tablosu bunu gerçekleştirmek için vazgeçilmez bir araçtır. Belgesel film yapım ve proje geliştirme süreçleri yoğun ve disiplinli çalışmayı gerektirmektedir. Bütün aşamalar başından sonuna kadar bir ekip işi olarak şekillenmektedir. Belgeseller, yaşamın içinde duyumsal ve entelektüel değere sahip her şey ile ilgilidirler. Yönetmenin görevi, kişi, olay ve nesneleri bu açıdan seçmektir. Her bir görüntü ve sesin, yaşamın bir kesitinin gerçekleştirmesi gerekmektedir. Teknik olarak bir filmin başarısı, izleyicinin zihninde bıraktığı son izlenime bağlıdır. Film yönetmeni, ses ve resim fragmanları terimleri ile çalışmaktadır. Onların toplam etkisinin, daha büyük bir öneme sahip olduğu unutulmamalıdır. Diğer taraftan, her çekimde, belirli bir görüş yoğunlaşması ve kaydedilen her görüntüdeki, belirli ses odaklaşması bulunur. Hareketli ya da durağan olsun, her bir görüntü, gözlemcinin duyumlarına saldırı konusunda dinamik olmalıdır. En uyuşuk izleyicinin bile dikkati çekilmeli ve tüm insanların duyumları bir şekilde harekete geçirilmelidir. İzleyicilerin algılama oluşumları, yapılan betimlemelerden daha yumuşak başlı bir yapıya sahiptir. Tek bir görsel görüntüye ya da görsel görüntüler dizisinin birleşik etkisine olan tepki, pratik olarak anlıktır. Henüz ekrandaki görüntüyü tam olarak algılamadan önce, onun etkisi zihne yerleşmiştir. Oluşum duyumsaldır. Ancak böyle bir anda insanlar, onun ayrı fikrini biçimlendirir, çekime veya çekimlere bir anlam katar. Bu nedenle, çalışmanın görsel görüntülerini kolayca değiştiren aracın karakteristik mekaniği, izleyici zihninde, diğer ifade araçlarından belki de daha büyük bir saflık yaratacaktır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

21 143

Özet

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme I

•BELGESEL FİLM YAPIM VE PROJE GELİŞTİRME I •Belli bir konuda gerçek olaylara dayanan yapımlara belgesel film denir ve temelde gerçekliğin kayıt altına alınmasıdır. Belgesel film, hem bilimsel hem de sanatsal bir bir edimdir. •BELGESEL FİLM YAPIMI •Belgesel film yapımları, belgesel filmin konusu, içinde yaşanılan toplumdan çıkmaktadır. Tanık olunmuş olaylar ya da tanıklığı bilinen kişiler, belgesel filmler için önemli malzemelerdir.Belgesel film yapımcıları, belirli bir hikâye anlatma ve mesaj verme amacını taşıyan kendine özgü bir grup olarak tanımlanabilir. Belgesel yapımlarda, konu ve tema her zaman önde gelmelidir. •BELGESEL FİLM EKİBİ •Belgesel film ekibi, filmin yapım sürecine katılan tüm kişileri ifade etmektedir. Belgesel film çekmek, kalabalık bir ekip ve çok uzun titiz bir süreç gerektirebilir ancak yapımın dinamikleri, bütçe ve günümüz şartları dolayısıyla sayıca daha az ekip üyesiyle çalışma eğilimi yaygındır. •Belgesel Film Ekip Listesi •Yapım Amiri/Başyapımcı •Sorumlu Yapımcı/Aracı Editör •Yapımcı •Yönetmen •Ortak Yapımcılar ve Yardımcı Yapımcılar •Prodüksiyon Menajeri •Araştırmacı •Ayakçı (Runner) •Fixer •Kameraman ve Ses Kayıtçısı •Kurgucu •Elinden Her İş Gelen (Jack-Of-All-Trades) •BELGESEL FİLM YAPIMININ YÖNETİLMESİ •Belgesel film yapımında; kurallar, formaliteler, bütçeler ve evrak işleri belgesel filmin vazgeçilmez bileşenleridir. İyi bir prodüksiyon yönetimi, yapılacak olan belgesel film hakkında daha ayrıntılı düşünülmesine yardımcı olacak ve birçok önemli sorunun cevabını verecektir. •BELGESEL FİLM YAPIM UNSURLARI •Belgesel film yapımcısı/ yönetmeni, her zaman için katılımcıların/doğal oyuncuların bakış açılarından düşünürler. Heykeltraşlar ve ressamlar gibi içten dışa dönük olarak düşünmek zorundadırlar. •BELGESEL FİLM YAKLAŞIM VE BİÇEMLERİ •Belgesel yapımlarında, çeşitli geleneklere bağlı olarak özdeğer ve konuya birkaç yaklaşım türü bulunmaktadır. Bunların her biri, filmin amacına göre belirlenmektedir. Bu, yapımcının ya da yönetmenin bireysel bakış açısıyla ilgili olabilmektedir. •BELGESEL FİLMDE YAPIM AŞAMALARI •Yapım Öncesi (Ön Yapım - Pre Prodüksiyon): •Yapım (Prodüksiyon): •Yapım Sonrası (Yapım Sonrası - Post Prodüksiyon):

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

22 144

Özet (devamı)

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme I

•BELGESEL FİLM PROJE GELİŞTİRMENİN TEMELLERİ VE GELİŞTİRİM SÜRECİNİN AŞAMALARI •Bir belgesel film yapmanın ilk aşaması, orijinal bir fikir bulup geliştirmektir. Buna “geliştirme aşaması” denir ve bu süreçte bu fikir araştırılır ve ilgi çekici bir öneriye dönüştürülür. •Araştırma •Araştırma yapmak, filmin niteliğine uygun olarak devam eden açık bir ifadeyle sonu olmayan bir süreçtir. •Proje Önerisi •Belgesel film önerisi (proposal) finansal destek sağlamak için hazırlanan yazılı bir tekliftir. Belgeselin konusu açıklanarak projenin amacı ve özellikleri, gerçekleştirilmek istenilenler ve hedeflenen izleyici kitlesi kısaca belirtilir. •Sinopsis •Yapılması planlanan belgesel filmin öyküsünün üç ya da beş sayfalık özeti olarak yazılan belgeselde “neyin anlatılacağını” dile getiren metindir. •Treatman (Geliştirim Senaryosu/Yaklaşım Metni) •Belgesel filmin duygusuna dair bir fikir verirken hikâyesini özetleyen ve katılımcıları da belirten bir tanımı kapsar. •Kaynak Bulma ve Sunum Yapma (Pitching) •Belgesel film projesinin kısa ve ilgi çekici bir özetidir. •Senaryo •Bütün film yapımlarında olduğu gibi, belgesel film çalışması da bir senaryo ile başlar. Belgesel film senaryosu bazen, bir sinema filminin taşıdığı biçimsel özellikleri taşıdığı gibi, bazen de tamamen filmin içeriğinin gerektirdiği özgün senaryo özellikleriyle oluşur. •Çekim Senaryosu •Çekim senaryosu bütün planları listeleyen bir belgedir. Kamera talimatlarının yazdığı özgün senaryodur. Yönetmenin filmin nasıl çekilmesini istediğini belirtir. •Çekim Planı •Çekim planı (çekim programı ya da iş planı), çekimi günlük plana dökerek hangi sahnelerin ne zaman çekileceğini ve filmi tamamlamak için ne kadar süre gerektiğini gösterir. •Günlük Çekim Planı •Genel çekim planına bakarak, günlük çekim planı (call sheet) hazırlanır. •Storyboard •Storyboard (taslak ya da storibord) , yönetmenin senaryoyu görselleştirirken kullandığı önemli bir araçtır. •Filmin Katılımcıları •Bir belgesel filme katılım gösterecek her kişiyle yapımcı, ayrı ayrı iletişimde bulunmaktadır. •Mekân •Çekimler genellikle hem gerçek mekânlarda hem de stüdyoda inşa edilmiş setlerde gerçekleşir. •Ekipman •Bir film yapmak için çok sayıda farklı ekipmana ihtiyaç vardır. •Bütçe •Bütçe, yapım giderlerini belirtecektir. Projenin ne kadar sürede tamamlanacağını belirten bir takvim hazırlamak bütçeyi oluşturmakta yardımcı olacaktır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

23 145

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme I

DEĞERLENDİRME SORULARI 1. Aşağıdakilerden hangisi belgesel filmin en kapsayıcı tanımıdır? a) b) c) d) e)

Belgesel film, bazen belgeleme yapar. Belgesel film, sanatın gereği olan estetik kaygıları taşımaz. Belgesel film, eğlence sektörünün gereği olan eğlenceyi oluşturur. Belgesel film, filmin gereği olan kurguyu içermez. Belgesel film, hayatın gerçek yanını taşır, estetik olarak belgeleme yapar.

2. Aşağıdakilerden hangisi belgesel film yapımının özelliklerindendir? a) b) c) d) e)

Hemen hemen hiç üretilmez. Yönetmeninin kurmaca dünyasına aittir. İçinde yaşanılan toplumdan çıkmaktadır. Toplumla herhangi bir bağı bulunmaz. Tamamen kurgusaldır.

3. Aşağıdakilerden hangisi belgesel film yapımcısının görev alanlarından biri değildir? a) b) c) d)

Filmi gerçekleştirmek için yönetmenle birlikte çalışır. Belgesel filmin gereği olan yapay ışık-ses ve stüdyoyu kurar. Sorumlu yapımcıya hesap verir. Finansmanı, ekibi, çekim planlamasını ve prodüksiyonun günlük işlerini koordine eder. e) Ekibi kurmak, katılımcıları toplamak, sözleşmeleri yapmakla yükümlüdür.

4. Aşağıdakilerden hangisi röportaj yapmanın temel ilkeleri arasında yer almaz? a) b) c) d) e)

Spekülatif bilgiler Hazırlık Uyum inşası Odaklanmak Etkin dinleme

5. Belgesel film yapım aşaması kaça ayrılır? a) b) c) d) e)

2 3 4 5 6

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

24 146

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme I 6. Aşağıdakilerden hangisi belgesel film yapımlarında senaryo ile ilgili olarak yanlıştır? a) Belgesel film çalışması da bir senaryo ile başlar. b) Belgesel film senaryosu bazen bir sinema filminin taşıdığı biçimsel özellikleri taşır. c) Belgesel film senaryosu bazen tamamen filmin içeriğinin gerektirdiği özgün senaryo özellikleriyle oluşur. d) Belgesel film senaryosu üzerinde çalışılması gereken bir formattır. e) Belgesel film çalışmasında senaryo yoktur. 7. Storyboard’un tanımı aşağıdakilerden hangisidir? a) b) c) d) e)

Belgesel filmin satış eğrileridir. İzleyici yorumlarıdır. Geliştirim senaryosudur. Yönetmenin senaryoyu görselleştirirken kullandığı önemli bir araçtır. Sadece sanatsal kaygının dikkate alan proje özetidir.

8. Aşağıdakilerden hangisi belgesel film senaryosu aşamalarından biri değildir? a) b) c) d) e)

Öneri özetinin hazırlanması Geliştirim senaryosunun yazılması Dağıtımcı listesinin hazırlanması Çekim senaryosunun yazılması Günlük çekim senaryosunun yazılması

9. Aşağıdakilerden hangisi belgesel film yapımlarında araştırmanın önemini belirtir? a) b) c) d) e)

Araştırma belgesel film için gerekli değildir. Araştırma kadar kurmaca parçalar da önemlidir. Araştırma kısa süre içinde yapılan kısa zamanlı bir süreçtir. Derinlemesine araştırma gerektiren konular seçilmemelidir. Araştırma belgesel filmin temelini oluşturur.

10. Aşağıdakilerden hangisi belgesel film yapımlarında post prodüksiyon aşamasını en iyi şekilde tanımlar? a) b) c) d) e)

Çekimler tamamlanınca geçilen yapım sonrası aşamadır. Çekimler öncesinde yapılan hazırlıkları içerir. Çekim sürecini içerir. Fikir geliştirme aşamasıdır. Belgesel film senaryosunun yazıldığı aşamadır. Cevap Anahtarı 1.e, 2.c, 3.b, 4.a, 5.b, 6.e, 7.d, 8.c, 9.e, 10.a

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

25 147

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme I

YARARLANILAN KAYNAKLAR Armes, R. (2011). Sinema ve gerçeklik. Z. Ö. Barkot (Çev.), İstanbul: Doruk Yayınları. Barnwell, J. (2011). Film yapımının temelleri. G. Altıntaş (Çev.), İstanbul: Literatür Yayınları. Cereci, S. (1992). Belgesel Filmde Senaryo. Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Cereci, S. (1997). Belgesel film. İstanbul: Şule Yayınları. Erdin, H. (2014). Belgesel Sinemanın Doğası Üzerine. Ö. İpek (Ed.), Tanıklıklar Sineması içinde (s.35-74). İstanbul: Agora Kitaplığı. Glynne, A. (2011). Belgeseller. Z. Mertoğlu ve N. I. Çeper (Çev.), İstanbul: Kalkedon Yayınları. İnal, O. Senaryoya Dair Herşey, Tretman nedir? Nasıl Yazılır?. 25 Haziran 2019 tarihinde https://oktayinal.wixsite.com/oktayinal/singlepost/2016/10/30/Tretman-nedir-Nas%C4%B1l-yaz%C4%B1l%C4%B1r adresinden erişildi. Kocatürk, O. Belgesel Yapımı. 20 Haziran 2019 tarihinde https://www.academia.edu/5037264/BELGESEL_YAPIMI adresinden erişildi. Nichols, B. (2017). Belgesel sinemaya giriş. D. Eruçman (Çev.), İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi. Pay, M. (2016). Belgesel Filmde Senaryonun Yapısı. Tezgâhta Konuşulanlar 4 – Murat Pay’la Ali Abbas Fidan’ın Söyleşisi. 11 Haziran 2019 tarihinde http://rasathanefilm.com/tr_TR/tezgahta-konusulanlar-4/ adresinden erişildi. Rotha, P. (2000). Belgesel sinema. İstanbul: İzdüşüm Yayınları. Worthington, C. (2011). Film yapımı temelleri. İstanbul: Literatür Yayınları.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

26 148

HEDEFLER

İÇİNDEKİLER

BELGESEL FİLM YAPIM VE PROJE GELİŞTİRME II

• Kamilet Belgeseli • Kamilet Belgesel Filmin Künyesi • Kamilet Belgesel Film Ekibi • Kamilet Yapım Unsurları • Kamilet Yaklaşım ve Biçemi • Kamilet Yapım Aşamaları • Kamilet’in Geliştirim ve Yapım Sürecinin Aşamaları • Kamilet Kaynak Bulma ve Sunum Yapma (Pıtchıng) • Kamilet Çekim Senaryosu • Kamilet Çekim Planı ve Günlük Çekim Planı • Kamilet Mekân • Kamilet Festival Gösterimleri ve Aldığı Ödüller

FOTOTĞRAF VE VİDEO PROJE GELİŞTİRME Dr. Öğr. Üyesi Özlem ARDA

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra; • Bir belgesel film yapımını, yapım unsurlarını ve yapım aşamalarının nasıl gerçekleştiğini kavrayabilecek, • Belgesel film fikrinin nasıl geliştirildiğini ve proje olarak nasıl uygulandığını betimleyebilecek, • Uygulama olarak, yapımı gerçekleşmiş bir belgesel filmin örnek şablonlarını kullanıp kendi kişisel belgesel film projelerinizi şekillendirebileceksiniz.

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.

ÜNİTE

8

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme II

Kamilet - Belgesel Filmin Künyesi

Kamilet - Belgesel Film Ekibi

Kamilet - Yapım Unsurları

Kamilet – Yaklaşım ve Biçemi

KAMİLET

Kamilet - Yapım Aşamaları

Kamilet’in Geliştirim ve Yapım Sürecinin Aşamaları

Kamilet – Kaynak Bulma ve Sunum Yapma (Pıtchıng)

Kamilet – Çekim Senaryosu

Kamilet – Çekim Planı ve Günlük Çekim Planı

Kamilet – Mekân

Kamilet – Festival Gösterimleri ve Aldığı Ödüller

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

1502

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme II

GİRİŞ Belgesel filmler, hayatın içinden hikâye anlatmanın bir yoludur ve bir sanat dalı olarak gerçeklikler, yaşanan olaylar, olgular, tanıklıklar belgesel filmlerin ana malzemesidir. Belgeseller, yaşamın içinde duyumsal ve entelektüel değere sahip her şey ile ilgilidir. Yönetmenin görevi, kişi, olay ve nesneleri bu açıdan seçmektir. Her bir görüntü ve ses, yaşamın bir kesitinin gerçekleştirmesi gerekmektedir. Teknik olarak bir filmin başarısı, izleyicinin zihninde bıraktığı son izlenime bağlıdır. Film yönetmeni, ses ve resim fragmanları terimleri ile çalışmaktadır. Onların toplam etkisinin, daha büyük bir öneme sahip olduğu unutulmamalıdır. Diğer taraftan, her çekimde, belirli bir görüş yoğunlaşması ve kaydedilen her görüntüdeki, belirli ses odaklaşması bulunur. Hareketli ya da durağan olsun, her bir görüntü, gözlemcinin duyumlarına saldırı konusunda dinamik olmalıdır. En uyuşuk izleyicinin bile dikkati çekilmeli ve tüm insanların duyumları bir şekilde harekete geçirilmelidir. İzleyicilerin algılama oluşumları, yapılan betimlemelerden daha yumuşak başlı bir yapıya sahiptir. Tek bir görsel görüntüye ya da görsel görüntüler dizisinin birleşik etkisine olan tepki, pratik olarak anlıktır. Henüz ekrandaki görüntüyü tam olarak algılamadan önce, onun etkisi zihne yerleşmiştir. Oluşum duyumsaldır. Ancak böyle bir anda insanlar, onun ayrı fikrini biçimlendirir, çekime veya çekimlere bir anlam katar. Bu nedenle, çalışmanın görsel görüntülerini kolayca değiştiren aracın karakteristik mekaniği, izleyici zihninde, diğer ifade araçlarından belki de daha büyük bir saflık yaratacaktır. Teknolojideki hızlı gelişmeler, piyasanın da potansiyel izleyicisinin taleplerine hızla uyum sağlama gereksinimiyle değiştiği anlamına gelmektedir. Geleneksel izleme biçimleri, izleyicinin daha fazla kontrol sahibi olduğu yeni platformlar ve yayın sistemleri tarafından bir köşeye itilmektedir. Bu hızlı değişime rağmen, bir şey hep aynı kalıyor. Bu küresel medya devriminde içeriklerin ve programların, sağduyulu ve ilham verici yapımcılar liderliğinde çalışan yetenekli insanlar tarafından üretilmesi gerektirmektedir.

Belgesel filmler, hayatın içinden hikâye anlatmanın sanatsal bir yoludur.

Belgeleme çalışması olmasının yanında estetik duygu ve değerleri de içeren belgesel film, sinematografik anlatım dilini de kullanır. Genel kanının aksine; bir hikâyeyi belirli bir izlek doğrultusunda kurgu tekniklerini de kullanarak anlatır. Kamilet, 2013 yapımı bir belgesel filmdir. Bir belgesel filmin kat etmesi gereken yolu izleyerek seyircisiyle buluşmuştur. Ulusal ve uluslararası başarılar elde eden Kamilet, belgesel film yapım ve proje geliştirme kapsamında örnekleyici verilere sahiptir.

KAMİLET Kamilet, Artvin’in Arhavi ilçesinde yer alan Kamilet Vadisi’nde yapılmış ilk film olan ve genç arıcı Erkan Can ile tanık olunan emek ve yaşam hikâyesini anlatan bir belgesel filmdir (Resim 8. 1). Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

1513

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme II

Kamilet, Artvin’in Arhavi ilçesinde yer alan Kamilet Vadisi’nde yapılmış ilk filmdir ve genç arıcı Erkan Can ile tanık olunan emek ve yaşam hikâyesini anlatan bir belgeseldir.

Resim 8.1. Kamilet, Film Afişi.

• Türk belgesel film tarihi pek çok şehrin hikâyesini belgesellere taşımıştır. Önceleri bir şehrin tanıtımı, şehir senfonileri (İstanbul Senfonisi, Bursa Senfaonisi vb.) olarak şekillenen belgeseller, günümüzde sosyal meseleleri de belgesel filmlerin merkezine taşımaktadır.

Bireysel Etkinlik

Örnek

WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) 1999 yılında, Kamilet Vadisi’ni, Avrupa’nın biyolojik çeşitlilik bakımından en değerli ve acil olarak korunması gereken 100 orman alanı arasındaki bölgelerden biri olarak ilan etmiştir. Kamilet adlı belgesel film, Kamilet Vadisi’ndeki insan-doğa ilişkisini yenilikçi bir bakış açısıyla sunmaktadır. 2013 yapımı olan belgesel, bu vadide çekilmiş ilk film niteliğindedir. İsmini geçtiği vadiden alan Kamilet, genç arıcı Erkan Can’ın emek ve yaşam hikâyesini anlatıyor. Filmde, Erkan Can, kendi kovanlarından bal sağması için çıktığı yolculuğu ve bu yolculuğun bitiminde vadinin bugünkü kaderini seyircinin önüne sermektedir.

• Siz de kendi doğduğunuz yere dair bir belgesel film konusu bulunuz. Her bölgenin, yaşam alanının kendine özgü belgesellere konu olacak birçok yanı vardır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

1524

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme II Bir filmin yaratıcı ekibinin, yapım ekibinin, filmin teknik bilgilerinin özetleyici temel bir tanıtımı olan künye, her film için muhakkak hazırlanır. Kamilet adlı belgesel filmin künyesi aşağıdaki gibidir.

KAMİLET BELGESEL FİLMİN KÜNYESİ Belgesel film künyesi, yaratıcı ekibine, yapım ekibine, filmin teknik bilgilerine dair temel tanıtım bilgilerini içeren tablodur.

Kamilet, yapım amiri, yapımcı ve yönetmenin aynı kişi olduğu küçük bir ekiple gerçekleştirilmiştir.

Yapım Tarihi: 2013 Süresi: 00:30:00 Format: Belgesel, Renkli Dil: Türkçe Yönetmen: İlkay Nişancı Görüntü Yönetmeni/Renk Düzenleme: İlkay Nişancı Kurgu: İlkay Nişancı Duygu Nişancı Müzik: Türkay Nişancı Kamera Ekibi: İlkay Nişancı (1.Kamera) Özgür Yıldız (2.Kamera) Eren Çakan (3.Kamera, 1. Asistan) Atıl Boğa (2. Asistan) Gökhan Çelik (3. Asistan) Joker (Ayakçı, Runner): Atıl Boğa Dijital Birleştirme (Compositing): Kaan Zeybek Tamer Yağmur Kurgu Asistanları: Hülya Delibaş Vehbi Tetik Yemek (Catering): Semiha Gürkan Kamilet’in yönetmeni İlkay Nişancı’nın temel hedefi, doğanın döngüsü bağlamında bu bölgeye mercek tutmaktır. İlkay Nişancı; insan sesini değil, doğanın sesini duymak istediğini ve belgeselin sonunda nasıl makine sesinin karıştığını anlatmaya, böyle bir diyalektik oluşturmaya çalıştığını, bunun emek ve yaşam mücadelesi olduğunu ifade etmektedir. Bir belgesel filmi en iyi anlamanın yolu, o belgesel filmin ekibinin ne yapmak istediğini anlamaktır. Elbette, izleyiciler kendi alımlama süreçlerini kendileri yönetir; ancak bu noktada, belgesel filmin yönetmeninin hedefi, bakış açısı tüm belgesele şekil vermektedir. Film ekibi ile yapılan söyleşiler, paneller, çeşitli platformlardaki buluşmalar belgeselin açımlanması için faydalı olmaktadır. Kamilet adlı belgesel filmin özelinde, belgeselin yönetmeni İlkay Nişancı ile filmin doğasını ve konu edinilen bölgeyi anlayabilmek üzere Savash Porgham, 09.05.2014 tarihinde, “Türk Sinemasının 100. Yılında Kamilet: Artvin’den Bir Dağ Belgeselinin Hikâyesi” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirmiştir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

1535

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme II

KAMİLET BELGESEL FİLM EKİBİ Her belgesel filmin ekibi kendine özgüdür ve görev dağılımı her kişinin uzmanlık alanına, becerisine göre belirlenir. •

Kamilet, Elinden Her İş Gelen (Jack-Of-AllTrades) tanımını karşılayan bir yapım olarak gerçekleştirilmiştir.













Kamilet, yapım amiri, yapımcı ve yönetmenin aynı kişi olduğu küçük bir ekiple gerçekleştirilmiştir. Küçük bir ekibi tercih eden yönetmen için bu durum bütçe ve bölgedeki çetin doğa koşulları açısından bir zorunluluk olarak şekillenmiştir. Yaratıcı kararları veren, belgeselin görünümüne ve duygusuna karar veren, storyboardlar ve çekim senaryoları hazırlayarak belgeselin nasıl çekileceğini kâğıt üzerinde tasvir eden, hikâyenin aktarılma süreci ve biçiminden sorumlu olan, nasıl çekildiğinden, senaryo ve sanatsal yorumdan sorumlu olan kişi, aynı kişidir. Doğduğu toprakları iyi tanıyan yönetmen İlkay Nişancı, o bölgedeki sözlü tarihe, hikâyelere de hâkimdir. Bu doğrultuda, yönetmen/yapımcının aynı zamanda araştırmacı olduğu da görülmektedir. Katılımcıları belirlemiş ve belgesel filmin ana karakteri Erkan Can’ın rutin serüvenine ortak olma talebini kabul ettirmiştir. Bölgeye ve oradaki yaşam biçimine dair arka plan bilgilerini artırmak için uzun bir araştırma süreci gerektirmiştir. Ayrıca, Kamilet Vadisi’nde başlamış olan hidroelektrik santral projesine dair de araştırma yapmak, bu belgesel film için önemli olmuştur. Ortak Yapımcı: Küçük bir ekiple gerçekleştirilen Kamilet’in yapım ve yapım sonrası tüm teknik altyapısı İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Stüdyoları tarafından sağlanmıştır. Joker, Ayakçı (Runner): Kamilet’in yapım ekibinde, tüm işlere katkı koyan 1 kişi mevcuttur. Fixer: Kamilet’te yönetmenin tanımış olduğu ve belgeselin çekildiği bölgeden olan, ayrıntılı bilgi ve erişim sağlayan kişiler yönetmenin o bölgede yaşayan ailesi, doğal arıcı olan ve belgeselin ana karakteri olan Erkan Can ve ailesi, daha geçmiş zamanlarda Erkan Can’ın merhum babası İlyas Can’dır. Kameraman ve Ses Kayıtçısı: Kamilet’in set ekibinde 5 kişilik en temel rolleri gerçekleştiren ekip üyeleri mevcuttur. Kamilet’in yönetmen/yapımcısı aynı zamanda görüntü yönetmenidir. Kurgucu: Kamilet’in yönetmen/yapımcısı/görüntü yönetmeni aynı zamanda kurgucu olarak görev almıştır. Post-prodüksiyon sürecinde, bir diğer kurgucu ile belgesel filmin anlatı yapısı şekillendirilmiştir. Elinden Her İş Gelen (Jack-Of-All-Trades): Günümüzde görülen bu tanımlaya uygun olarak İlkay Nişancı, Kamilet’te yönetmen/yapımcı/görüntü yönetmeni/kurgucu olarak büyük süreçleri üstlenmiş ve bütçe açısından prodüksiyonda manevra alanı yakalanmıştır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

1546

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme II Belgesel film ekibinde herkese düşen bir görev vardır ve her belgesel film bir ekip işidir. Her ekip üyesi kendi uzmanlık alanı dâhilinde bir ekibin parçası olur ve ilk günden son ana kadar bilgi ve becerisini bu doğrultuda en verimli şekilde film yapım sürecine aktarır (Resim 8. 2).

Bireysel Etkinlik

Örnek

Resim 8.2. Kamilet Belgeseli Film Ekibi

• Gösterimi yapılan belgesel filmlerin künyeleri incelendiğinde aynı isimlerin birkaç görev üstlenmiş olduğu görülecektir.

• Siz de kendi belgesel filminiz için bir ekip listesi hazırlayınız.

KAMİLET YAPIM UNSURLARI Kamilet’te doğal arıcılık yapan Erkan Can’ın babadan oğula usullerle yaptığı bal sağma ritüeli ve Kamilet Vadisi’nin bugünü aktarılır.

Kamilet’in yapımcısı/ yönetmeni; belgesel filmini, çoğunlukla katılımcının/doğal oyuncusunun (Erkan Can) bakış açısından şekillendirmiştir. Hem zorluklu doğa koşulları hem de konu itibarıyla kameranın hiç giremediği bir alanda, kamera ve ekibin hareket ve konumu, çekimlerde psikolojik tutumdan doğal oyuncunun zihninin yorumlanmasına kadar her şeyin göz önünde bulundurulduğu, ancak gözlemci bir yaklaşımla takip edildiği unsurlar olarak bir bütünlüğe kavuşturulmuştur.

KAMİLET YAKLAŞIM VE BİÇEMİ Kamilet, günümüze gelene kadar denenmemiş, farklı bir yaklaşımın öne çıktığı bir belgesel filmdir. ‘Gözlemci Biçem’ ile gerçekleştirilmiştir ve yönetmenin bu yaklaşımı tüm belgesel boyunca devam etmektedir. Öyle ki; Kamilet’te belgeselin ana karakterini bölen ya da rutinini bozuma uğratan Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

1557

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme II

Kamilet, ön yapım aşaması yıllarca sürmüş olan bir belgesel film projesidir.

İzleyene; Kamilet’te doğal arıcılık yapan Erkan Can’ın babadan oğula usullerle yaptığı bal sağma ritüelini ve Kamilet Vadisi’nin bugünü gibi bir gerçekliğin izlenimini aktarabilme amacını taşımaktadır. Kamera için rol yapmayan, günlük rutinini kamera eşliğinde sergileyen Erkan Can’ın varlığı, filmin sahiciliğinin kanıtıdır. Kamilet, Kamilet’te yaşanılanları temsil etme yeteneği güçlü bir yapımdır.

Bireysel Etkinlik

Kamilet, ‘Gözlemci Biçem’ ile şekillendirilmiş bir belgesel filmdir.

herhangi bir soru-cevap kısmı, bölünmüş konuşmalar vb. ögeler yer almamaktadır. Kamilet, ‘özne’nin (Erkan Can) günlük yaşamıyla doğrudan ilişki kuran, kameranın sadece gözlemci olarak yer aldığı, ses-sözün bulunmadığı, sadece doğal seslerin olduğu bir belgesel filmdir.

• Siz de kendi belgesel filminize hangi yaklaşım ve biçemin uygun olabileceği konusunu düşününüz ve uygun olan bir yaklaşım, biçeme karar veriniz.

KAMİLET YAPIM AŞAMALARI Yapım Öncesi (Ön Yapım - Pre Prodüksiyon) Kamilet, ön yapım aşaması yıllarca sürmüş olan bir projedir. Yapımcı/ yönetmenin zihninde yıllarca varlığını koruyarak olgunlaşmış, yapılan araştırmalarla daha da kuvvetlenmiş ve yapım aşamasına geçecek kadar donanım elde edilmiştir.

Yapım (Prodüksiyon)

Kamilet, doğada geçen konusu ve çoğunlukla tercih edilen bir biçem yerine farklı bir biçemin tercih edilmiş özgün değeri yüksek yapımdır.

Küçük bir ekiple gerçekleştirilen Kamilet’in yapımdaki tüm teknik altyapısı İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Stüdyoları tarafından sağlanmıştır. Kamilet’in, içinde bulunulan doğanın zorluklu koşulları dolayısıyla yapım aşaması zorlayıcı olmuştur. Kameranın taşınamadığı, çekimin sadece ana karakterin geçebileceği-sığabileceği kadar genişlikte mekânların olduğu bir bölgede yer yer ana karakterin gözünden çekimler yapılmıştır. Kamilet Vadisi’nde Erkan Can’ın bal sağdığı mekâna ulaşmak ve tekrar geri dönmek zaman zaman sağlık açısından güvenli olmamıştır. Bütün zorluklara rağmen Kamilet’in yapım ekibi, eksiksiz olarak çekimlerini tamamlamıştır ve kurgu aşamasına geçmiştir.

Yapım Sonrası (Post Prodüksiyon) Kamilet’te tercih edilen farklı yaklaşım ve biçem dolayısıyla belgesel filmin dilini kurmak daha fazla uzmanlık gerektirmiştir. Sadece görüntülerle bir belgesel filmin yapısının örülmesi, çok iyi yapılandırılmış kurgu sürecini gerektirmekte olup aylarca kurgu masasında bu süreç şekillendirilmiştir. Kamilet’te, kurgudan iki kişi sorumlu olup belgeselin tüm görüntüleri tekrar Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

1568

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme II tekrar izlendikten sonra kaba kurgusu yapılmış ve daha sonra ince kurguda tüm biçem filmde kendini göstermiştir. Kamilet’in yapımcı/yönetmeni aynı zamanda görüntü yönetmeni olduğundan filmdeki hâkimiyeti görüntülerin yapılandırılmasında, renk düzenlemede de kendini göstermiştir. Kamilet, için müzik orijinal olarak bestelenmiş ve filmde görüntülerin bağlamına uygun olarak, vurgulama unsuru kapsamında kullanılmıştır. Kurgu tamamlandığında belgeselin izleyici ile buluşturulma planlamasına geçilmiştir.

KAMİLET’İN GELİŞTİRİM VE YAPIM SÜRECİNİN AŞAMALARI Kamilet – Fikir/Fikrin Ortaya Çıkması

Belgesel filmlerin konusu, malzemesi, her zaman içinde yaşanılan toplumda mevcuttur.

Belgesel filmlerin konusu, malzemesi, her zaman içinde yaşanılan toplumda mevcuttur; bu malzemeleri en kapsamlı bilimsel bakış açısı ve “en güzel” estetik duygularla ifade etmek, belgesel film yapmanın incelikleri olarak bilinmektedir. Kamilet adlı belgesel filmin yönetmeni İlkay Nişancı da belgesel fikrinin yaşamış olduğu çevreden ortaya çıktığını şu şekilde ifade etmektedir: “2005 yılında Artvin’in Arhavi ilçesinde, uzun metrajlı “Bir Yudum Bekleyiş” belgeselini yapmıştık. Ben de aslen Arhaviliyim. O dönemde dedemlerin kapı komşusu olan İlyas Ağabey bize “Mençuna Şelalesi’ni de çekin” teklifinde bulundu. Orada bir de köy vardı. Bizim planlarımızda yoktu ancak çok fazla ısrar edilince oraya çekime gittik ve maceralı anlar yaşadık. Kamilet Vadisi’ndeki Mençuna Şelalesi bölgesini o dönemde pek kimse bilmiyordu. Yol yoktu orada ancak muhteşem bir doğa harikası bulduk karşımızda. Şansımıza bir de sel ile karşılaştık. Bu, çok az rastlanan bir durumdu ve köylülerin demesine göre National Geographic ve Discovery Channell ekipleri şelalenin bu durumunu görüntüleyebilmek için bir aydır bekliyordu. Mençuna Şelalesi’nden çok etkilendik. Zaten şelale filmde de çok güzel bir yerde durdu ve izleyicileri etkilemekte.” Kamilet fikrinin oluştuğu bölgeye dair, Resim 8.3’te ve Resim 8.4’te tanıtıcı kareler bulunmaktadır.

Resim 8.3. Mençuna Şelalesi

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

1579

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme II

Bireysel Etkinlik

Örnek

Resim 8.4. Kamilet Vadisi ve Erkan Can

• Belgesel film yönetmenleri ile yapılan söyleşiler, hem öğreticidir hem de belgeselin daha iyi anlaşılmasını sağlar. Yazılı ve görsel-işitsel mecralarda sayısız örneği mevcuttur.

• Belgesel filmi yapılabilecek fikirlerinizin bir listesini yapınız. Bu listedeki her bir fikrinizi, 'geliştirim aşamaları' bağlamında düşündüğünüzde, hangisinin/hangilerinin filminin yapılabileceğine karar verebilirsiniz.

Kamilet – Araştırma Araştırma, bir belgesel filmin en önemli aşamasıdır ve Kamilet’in araştırma aşaması yıllarca sürmüştür.

Bir belgesel filmin en önemli aşaması olan araştırma, yapımcının/yönetmenin belgesele konu olan malzeme hakkındaki manevra alanını ortaya koymaktadır. Bir belgesel filmin konusu/malzemesi hakkında çok yönlü araştırma yapılması gerekmektedir. Kamilet’in araştırma aşaması yıllarca sürmüştür sadece bölge halkında olmak yeterli olmamakla birlikte yapımcı/yönetmenin bölgeden kişilerin tanıklıkları belgesel film için vazgeçilmez olmuştur. Yapılan araştırmalar yazılı kaynaklar üzerinden şekillenmiş bölgenin tarihî, güzellikleri, bugüne dair planlamalar bu çerçevede edinilmiştir. Diğer bir araştırma süreci ise kişilerden/öznelerden elde edilen öykülerdir, tanıklıklardır. Sözlü tarih malzemeleri, Kamilet için ana araştırma verilerindendir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

10 158

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme II

Kamilet – Proje Önerisi Kamilet belgesel filmimin proje önerisi Tablo 8.1’de gösterilmektedir. Tablo 8.1. Kamilet – Proje Önerisi

Örnek

Kamilet’te doğal arıcılık yapan Erkan Can’ın hiç kameranın girmediği bir bölgede, babadan oğula usullerle yapılan bal sağma ritüeli ve Kamilet vadisinin bugünü belgesel film diliyle anlatılacaktır. (Yönetmen, İlkay NİŞANCI)

• www.kameraarkasi.org adresinden, belgesel film yapım sürecine dair örnekleyici, kullanıcılara fayda sağlayacak çeşitli dosyalara erişim mümkündür.

Kamilet – Sinopsis Kamilet belgesel filmimin sinopsisi Tablo 8. 2’de gösterilmektedir. Tablo 8.2. Kamilet – Sinopsis

Kamilet’te belgesel film yönetmeni, ne yapmak istediğini, neden yapmak istediğini ve nasıl yapacağını öneri, sinopsis, treatman gibi çeşitli dosya formatları üzerinden aktarmıştır.

1999 yılında, WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) tarafından Avrupa’nın biyolojik çeşitlilik bakımından en değerli ve acil olarak korunması gereken 100 orman alanı arasındaki bölgelerden biri olarak ilan edilen Kamilet’te genç bir doğal arıcı olan Erkan Can ile kendi kovanlarından bal sağması için çıktığımız yolculuğun dönüşünde vadinin bugünkü kaderine tanık oluruz. (Yönetmen, İlkay NİŞANCI)

Kamilet – Treatman/Geliştirim Senaryosu/ Yaklaşım Metni Kamilet belgesel filmimin yaklaşım metni Tablo 8. 3’de gösterilmektedir. Tablo 8.3. Kamilet – Treatman/Geliştirim Senaryosu/Yaklaşım Metni

KAMİLET ÜZERİNE Bu filmi, tanıdığım en bilge doğa insanlarından biri olan İlyas Can ile yapacaktım. Onun ‘yaşam vadim’ dediği Kamilet’te kameram onu takip edecekti. Biyolojik çeşitlilik bakımından Avrupa’nın en zengin vadilerinden birini kendine ev yapmış İlyas Can’ı ve onun birikimlerini ne yazık ki bir kaza sonucu kaybettik. Bu benim için önemli bir motivasyon kaynağı oldu. Ölümünden kısa bir süre sonra ise oğlu Erkan Can ile tanıştım. Babasının izinden yürüyen Türkiye’nin en genç doğal arıcılarından biri Erkan Can, Kamilet’e can vermeye çalışan birkaç candan biri. Onun mücadelesine destek olabilmek ve bunun yaparken Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

11 159

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme II sinematografiyi hep yanımda taşımak filmin ana kaygısı oldu. İnsan sesini değil, doğanın sesini duymak istedim. Ve sonunda nasıl makine sesinin karıştığını anlatmaya, böyle bir diyalektik oluşturmaya çalıştım. Emek ve yaşam mücadelesi bu, ben öyle gördüm. Orda en az olan şeyin insan olduğunu göstermeye çalıştım. Tek bir insan ve koca bir doğa ve ekosistem vardı. İlkay NİŞANCI

Senaryo geliştirme soruları, her yönetmenin kendisine sorması gereken temel sorulardır ve Kamilet, bu soruları cevaplayabilen bir yapıya sahiptir.

KAMİLET KAYNAK BULMA VE SUNUM YAPMA (PITCHING) Kamilet adlı belgesel filmin yönetmeni İlkay Nişancı, kendi kişisel kaynakları ve kurumsal olarak İÜ İletişim Fakültesi Stüdyolarından edindiği yapım ve yapım sonrası teknik altyapı desteği ile belgesel filmini gerçekleştirmiştir. Belgesel filmin tüm yapım sürecinin tamamlanması ve festival gösterimleri, ödüller sonrasında aracı editörlerle yapılan görüşmeler sonrasında, dijital yayın platformunda yayın süreci bir süre önce başlamıştır.

Kamilet – Senaryo Kamilet, temel olarak kendi içinde ‘Senaryo Geliştirme Soruları’nı cevaplayabilen bir yapıya sahiptir. Bu sorular her yönetmenin kendisine sorması gereken temel sorulardır, senaryo yazımını kolaylaştıran ve şekil veren bir çerçeve olacaktır (Tablo 8. 4). Tablo 8.4. Kamilet – Senaryo Geliştirme Soruları

Senaryo Geliştirme Soruları 1- Hikâyenizle neyi başarmak istiyorsunuz? 2- Hikâyenizle kime/kimlere ulaşmak istiyorsunuz? 3- Hikâyenizin en basit şekilde tanımlanabilecek özü nedir? 4- Hikâyenizin sizce insanlar için beklenmeyen tarafı ne olacaktır? 5- Sizce hikâyenizin insanlarda uyandıracağı duygusal tepkimeler nelerdir?

Tek bir özne ve büyük bir ekosistemin aktarılması Kamilet’in senaryosunun belkemiğidir.

Kamilet’in senaryosu, sahaya inildiğinde ana karakterin (Erkan Can) serüveni süresince şekillenen bir belgesel film örneğidir. Yönetmenin hedefi, Türkiye’nin en genç doğal arıcılarından biri olan Erkan Can’ın Kamilet Vadisi’ndeki mücadelesini betimlemek ve sinematografik olarak bunu aktarmaktır. Tek bir özne ve büyük bir ekosistemi, belgesel film diliyle aktarabilmek Kamilet’in senaryosunun belkemiğini oluşturmaktadır. Kamilet’in anlatı yapısı, Senaryo Şablonu’nda temsilî olarak gösterilmiştir (Tablo 8.5).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

12 160

Bireysel Etkinlik

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme II

• Gerçekleştirmeyi planladığınız belgesel film projeniz için, senaryo geliştirme sorularını dikkate alarak senaryonuz üzerinde çalışınız.

Tablo 8.5. Kamilet – Senaryo Şablonu

KAMİLET - Senaryo Şablonu 1. Kamilet Vadisi, Ev – Erkan Can Erkan Can, Kamilet vadisine gitmek için evden çıkar. 2. Kamilet Vadisi – Erkan Can Erkan Can, Kamilet vadisi boyunca ilerler. 3. Kamilet Vadisi – Erkan Can

Dış, Gün Fade out Dış, Gün Fade in İç, Gün

Kamilet’te kamera Erkan Can’ı takip eder ve günlük rutini temsilî olarak görüntü diliyle, belgeleyici olarak betimlenir.

Bireysel Etkinlik

…………………………………….. ……………………………………………………………………………….. ……………………………………………………………………………….. …………………………………

• 'Senaryo Şablonu'nu kullanarak gerçekleştirmeyi planladığınız belgesel film projenizin senaryosunu yazınız.

KAMİLET ÇEKİM SENARYOSU Tek bir özne ve büyük bir ekosistemin aktarılması Kamilet’in senaryosunun belkemiğidir.

Kamilet’te kamera Erkan Can’ı takip eder ve günlük rutini temsilî olarak görüntü diliyle, belgeleyici olarak betimlenir. Kamilet Vadisi’nde babasından kalma evde doğal arıcılık yapan Erkan Can, günlük yaşamında ne yapıyorsa kamerada görülen de bu şekilde yapılanmıştır. Çekim senaryosu Erkan Can’ın günlük yaşamındaki 1 günüdür (Tablo 8. 6).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

13 161

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme II Tablo 8.6. Kamilet – Çekim Senaryosu Şablonu

Görüntü Kamilet Vadisi, Erkan Can

Ses Doğal sesler, vadinin doğa sesleri (kuş, arı ve yankılanan her tür doğal ses)

Erkan Can’ın vadi boyunca sırtı kameraya dönük olarak yürümesi görülür. Vadideki yürüyüşünü zirveye doğru yönlendirir. Karadeniz’e özgü ezgiler Kamilet Vadisi, Erkan Can, bal petekleri

Kamilet çekim ekibinin karşısına neyin çıkabileceğinin öngörülemeyen bir hikâyeye sahiptir.

Bireysel Etkinlik

Erkan Can’ın vadideki bal peteklerinden bal sağmak için yaptığı işlemler ………………………………………… …………………

………………………………………… …………………

• Çekim Senaryosu Şablonu'nu kullanarak gerçekleştirmeyi planladığınız belgesel film projenizin çekim senaryosunu yazınız.

KAMİLET ÇEKİM PLANI VE GÜNLÜK ÇEKİM PLANI Kamilet’te, yönetmenin el yazmaları ile çekim süreci şekillendirilmiş olup daha önce keşif yapılmış olsa da çekim ekibinin karşısına neyin çıkabileceğinin öngörülemeyen bir hikâyeye sahiptir. Kamilet’in çekim planı ve günlük çekim planı hava koşullarının izin verdiği ölçüde aşağıdaki şekilde (Tablo 8. 7) bir seyir izlemiştir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

14 162

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme II Tablo 8.7. Kamilet – Çekim Planı Şablonu

Çekim Günü No Tarih/Gün: Ekip Kalkış: İlk Çekim: Paydos: Oyuncular & Ekip Kalkış: Kahvaltı: Öğle Yemeği: Akşam Yemeği: Paydos: Çekim Listesi: Çekim No Sahne No …… ……

01 Nisan 2013 06:00 08:00 ..... Başlangıç

Çekim Türü

…… ……

…… ……

1.00

……… …

…… ……

……… …

Çekim Hazırlık …… …… …… ……

Bitiş

Çekim Saati … ……… … ………

Kurgu Notları …… …… …… ……

KAMİLET – MEKÂN Kamilet’te, yapımcı/yönetmen tüm mekânlarda ön araştırma yapmış ve yapım öncesi tüm mekânlarını belirlemiştir.

Yapımcı/yönetmen İlkay Nişancı, Resim 8.5; 8.6; 8.7’de görülen mekânlarda ön araştırma yapmış ve yapım öncesi tüm mekânlarını belirlemiştir.

Resim 8.5. Kamilet Vadisi’nde Erkan Can’ın Bal Peteklerinin Olduğu Zirve

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

15 163

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme II

Resim 8.6. Erkan Can bal sağma işlemlerini yaparken. İlyas Can’ın evi (Bölgede Bagen olarak bilinir. Zemininin bir kısmı toprak bir kısmı ahşap olan geçici ikamet için özellikle bahar aylarında kullanılan yapılardır.

Resim 8.7. Erkan Can Kamilet vadisi civarında kendi tuttuğu balıkları pişirirken.

KAMİLET – FİLMİN KATILIMCILARI Kamilet, hem yönetmenin kendi kişisel finans kaynakları hem de edindiği yapım ve yapım sonrası teknik altyapı desteği ile gerçekleştirilmiştir.

Kamilet’te, yapımcı/yönetmenin arka planda iletişim kurduğu birçok film katılımcısı (kişiler ve sivil toplum kuruluşları ve köylüler gibi) mevcuttur. Özellikle Kamilet vadisinin girişindeki köylülerin bilgisi olmadan bölgede çekim yapılması doğru olmayacağından belgesel öncesinde uzun süreli ilişkiler kurulmuştur. Belgesel sonrasında da bu ilişkiler devam etmiştir. Ancak Kamilet ana karakter Erkan Can’ın hikâyesini takip ettiğinde görünen sadece Erkan Can’dır.

KAMİLET STORYBOARD Kamilet adlı belgesel filmin yönetmeni İlkay Nişancı storyboard kullanmadan çekimlerini gerçekleştirmiştir. Mekânlar her ne kadar belli olsa da gözlem tekniğine dayalı bir belgesel biçimi olduğundan Erkan Can karakterine yönlendirici bir yol çizmek doğallığı bozacaktır. Bu nedenle storyboard tercih edilmemiştir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

16 164

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme II

KAMİLET BÜTÇE Kamilet adlı belgesel filmin yönetmeni İlkay Nişancı, kendi kişisel kaynaklarını, bütçesini ve kurumsal olarak İÜ İletişim Fakültesi Stüdyolarından edindiği yapım ve yapım sonrası teknik altyapı desteğini kullanarak belgesel filmini gerçekleştirmiştir. Örnek bütçe planı Tablo 8. 8’de verilmiştir. Tablo 8.8. Kamilet – Yapım Bütçesi Planlaması Şablonu

YAPIM BÜTÇESİ Bütçe Dağılımı Üretim Faktörleri Yönetmen Yapımcı Araştırmacı Kameraman ve Ses Operatörü Ekipman Yapım Kurgucu Özgün Müzik Ulaşım Konaklama Harcırah Telefon Nakit Avans İdari GENEL TOPLAM

Araştırma

İsim: KAMİLET Yapım

Post Prodüksiyon

Beklenmeyen Masraflar

Gereklilikler

Oran

Tutar

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

…………….

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

17 165

Kamilet, zorlu doğa koşullarında kolaylıkla hareket edebileceği hafif kameraları tercih edilmiştir.

Bireysel Etkinlik

Örnek

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme II

•Belgesel film bütçe örneği olarak arama motorlarında arama yapıldığında bütçe örneklerine erişilmektedir. Örneğin; T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğünün Film Yapım Desteği sürecinde, bütçe örneğine erişilebilir.

• Gerçekleştirmeyi planladığınız belgesel film projenizin bütçesini hazırlayınız; bütçe kalemlerinin tümünü hesaba katınız.

KAMİLET EKİPMAN Kamilet’in yapımcısı/yönetmeni/görüntü yönetmeni/kameramanı /kurgucusu İlkay Nişancı, bölgeyi tanıdığından mümkün oldukça zorlu doğa koşullarında kameramanın kolaylıkla hareket edebileceği hafif kameraları tercih etmiştir. Aynı zamanda kameranın giremediği zirveye çıkış/bal sağma işleminin yapıldığı eve çıkış ve iniş süreçlerinde go-pro gibi ekipmanlarla hareket etmiştir.

KAMİLET KURGU

Belgesel film hem bir bilimsel iş hem de sinema filmi yapmak gibi estetik bir iştir.

Kamilet’in yapımcı/yönetmeni/görüntü yönetmeni aynı zamanda kurgudan da sorumlu kişidir ve belgeselde konuya hâkimiyeti, görüntülerin incelikli olarak yapılandırılmasından, anlatı yapısının hem bilimsel bir sıralama hem de estetik tercihleri içerek şekilde filmin dilini oluşturmasından anlaşılmaktadır. Kurgu konusunda filmin yapımcısı/yönetmeni/görüntü yönetmeni/kurgucusu İlkay Nişancı belirli bir kuramsal özden beslendiğini ifade etmektedir. Nihayetinde belgesel film hem bir bilimsel iş hem de sinema filmi yapmak gibi estetik bir iştir. İlkay Nişancı kurgu ve belgesel film ilişkisini şu şekilde yorumlamaktadır: “Tarkovsky, “kişisel algıların prizması” kavramından bahseder. Biz hayatı görürüz ve bunların tümü bizim kişisel algı prizmamızda kırılarak filme yansır. Bir insanın yetişmesinden kaynaklı bir görüşü, söylemi ya da ideolojisi kesinlikle vardır. Gördüğümüz bir şeyi ideolojimiz ve birikimimizin içinden geçirmeden sunamayız. Bir belgeselin nesnel olduğunu söylemek çok büyük bir yanılgıdır. En başından beri öznel bir çalışmadır çünkü siz bir kadraj kuruyorsunuz. Neyi çekip, neyi çekmeyeceğinize karar verip, postprodüksiyon kendi görüşünüze göre kurguluyorsunuz. Etik değerleri düşünebiliriz ancak belgeselcilikte nesnellik kesinlikle olmaz. Belgesel yaparken bir şeyleri görüyorsunuz, öte yandan bir şeyleri görmüyorsunuz. Kurgu ve montaj yaparken hangi görüntünün kesilip hangisinin kullanılacağına kendi bakış açınıza göre karar veriyorsunuz. Sanatsal Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

18 166

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme II kaygılar ve filmi bir tema altında toplamak öznel durumlardır. Ancak burada yayıncı kuruluşların da farklı kaygılarla yapabileceği sansürleri de göz ardı etmemek gerekiyor”.

KAMİLET – DAĞITIM/GÖSTERİM

Dijitalleşmenin bir getirisi olarak belgesel filmler için dağıtım kanalları genişlemektedir; Kamilet, BluTV üzerinden izlenebilmektedir.

Kamilet’in yönetmeni İlkay Nişancı, belgeselin izleyici ile buluşma sürecini, festival sürecini şu şekilde açıklamaktadır: “Sinema alanındaki dijital gelişmelerle birlikte, çok fazla üretim söz konusu. Günümüzde festivallerde, tematik bölünme de var ve bu da mantıklı bir anlayış. Bu durumu fark ettikten sonra, daha spesifik festivallere yönelmeye başladım ve ilk hedefim de TRENTO Film Festivali’ydi. Dünyanın ilk dağ filmleri festivaliydi ve 1950’lerden bu yana düzenleniyor. TRENTO, referans alınan bir festivaldir ve bizim ‘Kamilet’ belgeselimizin burada yer alması çok önemli. Bu bağlamda, çalışmalarımızı çevre ve dağ filmleri festivalleri üzerine yoğunlaştırdık. Genel film festivallerine katıldığınızda, filminiz çok iyi olsa bile çeşitli sebeplerden dolayı dikkat çekmeyebiliyor. Spesifik alanlara yönelişimiz biraz da bundan dolayıdır.” BluTV, KısaKes ve Sabancı Kısa Film Festivali gibi önemli festivallerin seçkisinde yer alan ödüllü ve öne çıkan kısa filmlerin ardından belgesel film içeriğine de yeni yapımlar eklemeye devam ediyor. İlkay Nişancı’nın belgesel filmi Kamilet artık BluTV’de izlenebilecek.

KAMİLET – FESTİVAL GÖSTERİMLERİ VE ALDIĞI ÖDÜLLER Kamilet, gösterildiği yerli ve yabancı pek çok festivalde ödül almıştır. 14. Boston Türk Filmleri Festivali ve 13. Çevre Filmleri Festivali’nden de ödülle dönmüştür ve en önemli başarısı, uluslararası iki önemli ve saygın film festivalinde resmî seçkiye seçilmiştir:

• •

TRENTO (Trento Film Festivali), Resmi Seçki, 2014. FICMA (Barselona Uluslararası Çevre Filmleri Festivali), Resmi Seçki, 2014. • 14. Boston Türk Filmleri Festivali, Belgesel ve Kısa Film Yarışması, Belgesel Dalı, Jüri Özel Ödülü. 2014.



• • •

13. İstanbul Çevre Kısa Film Festivali, Ulusal Çevre Kısa Film Yarışması, Belgesel Dalı, İkincilik Ödülü. 2015. 13. !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali, Ev / Kurtarılmış Bölge? Bir Seçki Bölümü, Gösterim, 2014. 34. İFSAK Ulusal Kısa Film ve Belgesel Yarışması, Belgesel Dalı, Finalist. 2014 2. Ataşehir Belediyesi, Ulusal Kısa Film Yarışması, Profesyonel Kategori, Finalist, 2014.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

19 167

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme II

Kamilet, gösterildiği yerli ve yabancı pek çok festivalde ödül almıştır. TRENTO ve FICMA gibi iki önemli ve saygın film festivalinde resmî seçkiye seçilmiştir.

3. Bizim Filmler Festivali, Gösterim, 2014. 17. 1001 Belgesel Film Festivali, Gösterim, 2014. 5. İnsan Hakları İzmir Belgesel Günleri, Gösterim Seçkisi, 2014.

Bireysel Etkinlik

• • •

• Siz de kendi belgesel film projeniz için belgesel film festivalleri hedefleyiniz ve bir listesini oluştrunuz.

Bir belgesel filmin nasıl yapıldığı, fikir aşamasından gösterime kadar inceledi ve böylece yeni yönetmenlerin yapım sürecini daha iyi anlamalarına olanak sağlandı. Her belgesel filmin, kendine özgü, geliştirim ve yapım süreci olduğu unutulmamalıdır. Başarılı bir yapımcı olmak ve başarılı yapımlar ortaya koyabilmek için; yetenekli, çalışkan olmak ve kendini işine adamak gerekir, bunun yanı sıra çok sayıda farklı işi aynı anda dengede tutabilmeyi de gerektirir. Vizyon ve yaratıcılığın yanı sıra, etkili yapımcılığın anahtarı hazırlık, planlama ve hızlı düşünmektir. Bu yetilerin çoğu deneyimle kazanılıyor ve nihayetinde yapımcılığın sırlarını öğrenmenin tek yolu işi yaparken deneyim kazanmak ve bir film yapmaktan geçmektedir. Belgesel filmler, insanoğlu var oldukça varlığını sürdürecek ve yeni belgesel film yapımları, belgesel filmin dinamiğini anlayabilen yönetmenler tarafından izleyici ile buluşturulacaktır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

20 168

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme II

Özet

•BELGESEL FİLM YAPIM VE PROJE GELİŞTİRME II •Kamilet, Artvin’in Arhavi ilçesinde yer alan vadisinde yapılmış ilk film olan ve genç arıcı Erkan Can ile tanık olunan emek ve yaşam hikâyesini anlatan bir belgesel filmdir. Kamilet adlı belgesel film, Kamilet vadisindeki insan-doğa ilişkisini yenilikçi bir bakış açısıyla sunmaktadır. 2013 yapımı olan belgesel, bu vadide çekilmiş ilk film niteliğindedir. •KAMİLET BELGESEL FİLM EKİBİ •Kamilet, yapım amiri, yapımcı ve yönetmenin aynı kişi olduğu küçük bir ekiple gerçekleştirilmiştir. •KAMİLET YAPIM UNSURLARI •Kamilet’in yapımcısı/ yönetmeni; belgesel filmini, çoğunlukla katılımcının/doğal oyuncusunun (Erkan Can) bakış açısından şekillendirmiştir •KAMİLET YAKLAŞIM VE BİÇEMİ •Kamilet, günümüze gelene kadar denenmemiş, farklı bir yaklaşımın öne çıktığı bir belgesel filmdir. ‘Gözlemci Biçem’ ile gerçekleştirilmiştir ve yönetmenin bu yaklaşımı tüm belgesel boyunca devam etmektedir. •KAMİLET YAPIM AŞAMALARI •Yapım Öncesi (Ön Yapım - Pre Prodüksiyon): •Yapım (Prodüksiyon): •Yapım Sonrası (Yapım Sonrası - Post Prodüksiyon): •KAMİLET’İN GELİŞTİRİM SÜRECİNİN AŞAMALARI •Kamilet Fikir/Fikrin Ortaya Çıkması •Belgesel filmlerin konusu, malzemesi, her zaman içinde yaşanılan toplumda mevcuttur bu malzemeleri en kapsamlı bilimsel bakış açısı ve “en güzel” estetik duygularla ifade etmek, belgesel film yapmanın incelikleri olarak bilinmektedir. •Kamilet Araştırma •Bir belgesel filmin en önemli aşaması olan araştırma, yapımcının/yönetmenin belgesele konu olan malzeme hakkındaki manevra alanını ortaya koymaktadır. Bir belgesel filmin konusu/malzemesi hakkında çok yönlü araştırma yapılması gerekmektedir. •Kamilet Proje Önerisi •Kamilet’te doğal arıcılık yapan Erkan Can’ın hiç kameranın girmediği bir bölgede, babadan oğula usullerle yapılan bal sağma ritüeli ve Kamilet vadisinin bugünü belgesel film diliyle anlatılacaktır. •Kamilet Kaynak Bulma ve Sunum Yapma (Pitching) •Kamilet adlı belgesel filmin yönetmeni İlkay Nişancı, kendi kişisel kaynakları ve kurumsal olarak İÜ İletişim Fakültesi Stüdyolarından edindiği yapım ve yapım sonrası teknik altyapı desteği ile belgesel filmini gerçekleştirmiştir. •Kamilet Senaryo •Kamilet, temel olarak kendi içinde senaryo geliştirme sorularını cevaplayabilen bir yapıya sahiptir. Bu sorular her yönetmenin kendisine sorması gereken temel sorulardır. •Kamilet Çekim Senaryosu •Kamilet’te kamera Erkan Can’ı takip eder ve günlük rutini temsilî olarak görüntü diliyle, belgeleyici olarak betimlenir. Kamilet Çekim Planı ve Günlük Çekim Planı •Kamilet’te, yönetmenin el yazmaları ile çekim süreci şekillendirilmiş olup daha önce keşif yapılmış olsa da çekim ekibinin karşısına neyin çıkabileceğinin öngörülemeyen bir hikâyeye sahiptir. Kamilet’in çekim planı ve günlük çekim planı hava koşullarının izin verdiği ölçüde aşağıdaki şekilde (Şekil 7) bir seyir izlemiştir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

21 169

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme II

Özet (devamı)

•Kamilet Mekân •Yapımcı/yönetmen İlkay Nişancı, çekimlerden önce Artvin’de mekânlar için ön araştırma yapmış ve yapım öncesi tüm mekânlarını belirlemiştir. •Kamilet Filmin Katılımcıları •Kamilet’te, yapımcı/yönetmenin arka planda iletişim kurduğu birçok film katılımcısı mevcuttur ancak Kamilet ana karakter Erkan Can’ın hikâyesini takip ettiğinde görünen sadece Erkan Can’dır. •Kamilet Storyboard •Kamilet adlı belgesel filmin yönetmeni İlkay Nişancı storyboard kullanmadan çekimlerini gerçekleştirmiştir. •Kamilet Bütçe •Kamilet adlı belgesel filmin yönetmeni İlkay Nişancı, kendi kişisel kaynaklarını, bütçesini ve kurumsal olarak İÜ İletişim Fakültesi Stüdyolarından edindiği yapım ve yapım sonrası teknik altyapı desteğini kullanarak belgesel filmini gerçekleştirmiştir. •Kamilet Ekipman •Kamilet’in yapımcısı/yönetmeni/görüntü yönetmeni/kameramanı /kurgucusu İlkay Nişancı, bölgeyi tanıdığından mümkün oldukça zorlu doğa koşullarında kameramanın kolaylıkla hareket edebileceği hafif kameraları tercih etmiştir. Aynı zamanda kameranın giremediği zirveye çıkış/bal sağma işleminin yapıldığı eve çıkış ve iniş süreçlerinde gopro gibi ekipmanlarla hareket etmiştir. •Kamilet Kurgu •Kamilet’in yapımcı/yönetmeni/görüntü yönetmeni aynı zamanda kurgudan da sorumlu kişidir ve belgeselde konuya hâkimiyeti, görüntülerin incelikli olarak yapılandırılmasından, anlatı yapısının hem bilimsel bir sıralama hem de estetik tercihleri içerek şekilde filmin dilini oluşturmasından anlaşılmaktadır. Kurgu konusunda filmin yapımcısı/yönetmeni/görüntü yönetmeni/kurgucusu İlkay Nişancı belirli bir kuramsal özden beslendiğini ifade etmektedir. Nihayetinde belgesel film hem bir bilimsel iş hem de sinema filmi yapmak gibi estetik bir iştir. •Kamilet Dağıtım/Gösterim •BluTV, KısaKes ve Sabancı Kısa Film Festivali gibi önemli festivallerin seçkisinde yer alan ödüllü ve öne çıkan kısa filmlerin ardından belgesel film içeriğine de yeni yapımlar eklemeye devam ediyor. İlkay Nişancı’nın belgesel filmi Kamilet artık BluTV’de izlenebilecek. •Kamilet Festival Gösterimleri ve Aldığı Ödüller •Kamilet, gösterildiği yerli ve yabancı pek çok festivalde ödül almıştır. 14. Boston Türk Filmleri Festivali ve 13. Çevre Filmleri Festivali’nden de ödülle dönmüştür ve en önemli başarısı, uluslararası iki önemli ve saygın film festivalinde resmî seçkiye seçilmiştir:

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

22 170

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme II

DEĞERLENDİRME SORULARI 1. Kamilet kaç yılında yapılmış bir belgesel filmdir? a) b) c) d) e)

2010 2013 2016 2003 2019

2. Kamilet belgesel filminin ana konusu aşağıdakilerden hangisidir? a) b) c) d) e)

Kamilet Vadisi’ndeki genç bir arıcının emek ve yaşam hikâyesi. Kamilet Vadisi’nin doğal güzelliklerinin tanıtımı. Kamilet Vadisi’ndeki bitki türleri. Kamilet Vadisi’nin jeolojik yapısı. Kamilet Vadisi’ndeki kuş türleri.

3. Bir belgesel filmin künyesinde aşağıdakilerden hangisi yer alır? a) b) c) d) e)

Yaratıcı ekibinin bilgileri Yönetmeninin bilgileri Stüdyo bilgileri Dağıtım bilgileri Yaratıcı ekibinin, yapım ekibinin, filmin teknik bilgilerinin özet temel bilgileri

4. Aşağıdakilerden hangisi Kamilet belgesel filminin yapım ekibi ile ilgil olarak doğrudur? a) Kamilet, yapım amiri, yapımcı ve yönetmenin aynı kişi olmadığı büyük bir ekiple gerçekleştirilmiştir. b) Kamilet, tek kişilik bir ekiple gerçekleştirilmiştir. c) Kamilet, yapım amiri, yapımcı ve yönetmenin aynı kişi olduğu küçük bir ekiple gerçekleştirilmiştir. d) Kamilet’te yönetmen, yapımcı, görüntü yönetmeni ayrı kişilerden oluşmaktadır. e) Kamilet’in yapım ekibinde görev paylaşımı bulunmamaktadır. 5. Kamilet belgesl filminde tercih edilen belgesel film biçemi aşağıdakilerden hangisidir? a) b) c) d) e)

Herhangi bir biçem tercih edilmemiştir. Röportaj ağırlıklı bir biçem tercih edilmiştir. Sayısız biçem tercih edilmiştir. Gözlemci biçem tercih edilmiştir. Sürekli açıklamaların olduğu açıklayıcı biçem tercih edilmiştir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

23 171

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme II 6. Aşağıdakilerden hangisi Kamilet belgesel filminin ön yapım aşaması ile ilgili olarak doğrudur? a) Kamilet, ön yapım aşaması yıllarca sürmüş bir projedir. b) Kamilet’in ön yapım aşaması çok kısa sürmüş bir projedir. c) Kamilet’te ön yapım aşaması sadece resmî evrak işleri ile şekillenmiştir. d) Kamilet’in ön yapım aşaması bulunmamaktadır. e) Kamilet’in ön yapım aşaması, yapım ve yapım sonrası birbirinden ayırdedilemez. 7. Aşağıdakilerden hangisi Kamilet belgesel filminin senaryosunun belkemiği ile ilgili olarak yanlıştır? a) Ana karakterin (Erkan Can) Kamilet Vadisi’ndeki mücadelesini betimlemek b) Kamilet Vadisini kurmaca film diliyle aktarmak c) Ana karakterin (Erkan Can) serüveni süresince şekillenen bir belgesel film örneği olmak. d) Tek bir özne ve büyük bir ekosistemi, belgesel film diliyle aktarabilmek e) Ana karakterin (Erkan Can) Kamilet Vadisi’ndeki mücadelesini sinematografik olarak aktarmak 8. Aşağıdakilerden hangisi Kamilet belgesel filminin kurgu aşamasını en iyi şekilde özetler? a) Kamilet’in yönetmeninin herhangi bir kuramsal öz tercihi bulunmamaktadır. b) Kamilet’in kurgu süreci kendiliğinden gelişmiştir. c) Kamilet’te sadece bilimsel bir sıralama söz konusu olmuştur. d) Kamilet’te sadece estetik tercihler söz konusu olmuştur. e) Kamilet’te konuya hâkimiyet, görüntülerin incelikli olarak yapılandırılması, anlatı yapısının incelikli oluşturulması söz konusudur. 9. Aşağıdakilerden hangisi Kamilet belgesel filminin gösterim ve ödül sürecini doğru bir şekilde tanımlar? a) Kamilet’in herhangi bir platformdan gösterimi yapılamamıştır. b) Kamilet’in herhangi bir ödülü bulunmamaktadır. c) Kamilet, gösterildiği yerli ve yabancı pek çok festivalde ödül almıştır. d) Kamilet’in sadece ulusal gösterim ve ödülleri bulunmaktadır. e) Kamilet’in, sadece uluslararası gösterim ve ödülleri bulunmaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

24 172

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme II 10. Aşağıdakilerden hangisi belgesel filmi geliştirme ve yapım sürecini doğru olarak tanımlar? a) Her belgesel filmin süreçleri birebir aynıdır. b) Her belgesel filmin, kendine özgü, geliştirim ve yapım süreci vardır. c) Belgesel filmlerin geliştirim süreçleri bulunmamaktadır. d) Belgesel filmlerin yapım süreçlerinin bağlı bulunduğu genel şablonlar yoktur. e) Bir belgesel filmin nasıl yapıldığı hakkında bilgi edinmek mümkün değildir.

Cevap Anahtarı 1.b, 2.a, 3.e, 4.c, 5.d, 6.a, 7.b, 8.e, 9.c, 10.b Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

25 173

Belgesel Film Yapım ve Proje Geliştirme II

YARARLANILAN KAYNAKLAR Barnwell, J. (2011). Film yapımının temelleri. G. Altıntaş (Çev.), İstanbul: Literatür Yayınları. Fotoğrafların tümü yönetmenin kendi kişisel arşivinden edinilmiştir. İlkay Nişancı, http://www.kameraarkasi.org/yonetmenler/belgeseller/kamilet.html, 29.07.2019. İlkay Nişancı'nın Belgesel Filmi Kamilet Artık BluTV'de!, http://www.ranini.tv/ haber/37293/1/ilkay-nisancinin-belgesel-filmi-kamilet-artik-blutvde, , 29.07.2019. Kamilet, İlkay Nişancı, Türkiye, 2013. Ödüllü Film Kamilet BluTV'de | Artful Living, http://www.artfulliving.com.tr/gundem/odullu-film-kamilet-bluetvde-i19102, 29.07.2019. Rotha, P. (2000). Belgesel sinema. İstanbul: İzdüşüm Yayınları. Türk Sinemasının 100. Yılında Kamilet: Artvin’den Bir Dağ Belgeselinin Hikâyesi, https://www.savashporgham.com/single-post/2014/05/09/T%C3%BCrkSinemas%C4%B1n%C4%B1n-100-Y%C4%B1l%C4%B1nda-KamiletArtvin%E2%80%99den-Bir-Da%C4%9F-Belgeselinin-Hikâyesi, 29.07.2019. Worthington, C. (2011). Film yapımı temelleri. İstanbul: Literatür Yayınları.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

26 174

HEDEFLER

İÇİNDEKİLER

TV PROGRAM TASARIM VE GELİŞTİRME I

• Televizyon Programı Yapım Tasarımı • Yapım Ekibi • Yaratıcı Ekip • Teknik Ekip

FOTOĞRAF VE VİDEO PROJE GELİŞTİRME Prof. Dr. Neşe KARS TAYANÇ

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra; • Program yapım türlerini öğrenebilecek, • Yapım ekibinin kimlerden oluştuğunu sıralayabilecek, • Yaratıcı ekibin kimlerden oluştuğunu kavrayabilecek, • Teknik ekibin kimlerden oluştuğunu anlayabileceksiniz.

ÜNİTE

9

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.

TV Program Tasarım ve Geliştirme I

TELEVİZYON PROGRAMI YAPIM TASARIMI Program Türleri

Program Formatları

Hedef Kitle

YAPIM EKİBİ

YARATICI EKİP Yapımcı

Yönetmen

Yazar

Yardımcı Yönetmen

Yapım Yardımcısı

TEKNİK EKİP Teknik Yönetmen

Ses Teknisyeni

Işık Yönetmeni

Sahne Tasarımcısı

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

Stüdyo Şefi

Kameraman

Kayıt Teknisyeni

176 2

TV Program Tasarım ve Geliştirme I

GİRİŞ Televizyon ya da video yapımı, haberden reklama, belgeselden dramaya, müzik kliplerinden şirket ya da kurum tanıtım ve eğitim video yapımlarına, geniş bir alanda farklı biçimlerde olabilen ama temel ilkeleri aynı olan bir üretim işidir. Bir televizyon programının yaratılmasında göz önünde bulundurulması gereken en önemli ölçüt, izleyicinin, televizyon izleyiciliğinden bekledikleri ile üretilen ve yayınlanan programın amacının örtüşmesidir. Televizyon, doğası gereği, görsel ve sessel unsurları içerir. Bu unsurların, fikir aşamasından sunum aşamasına dek geçirdiği evrelerdeki başarılı çalışmalar, izleyicinin de beklentilerini karşılamış bir program üretebilmenin temel koşuludur (Kars, 2010). Televizyon programı; televizyonun kendine özgü anlatım olanaklarını kullanarak, değişik kişilerin uzmanlık ve becerisinden yararlanarak, bir fikri, bir konuyu, bir olayı ya da bir görüşü, izleyici kitlenin beklentilerini karşılayacak, sıkmayacak, dikkati dağıtmayacak, ilgiyi kaybetmeyecek şekilde, bir mesaj hâline, bir görsel etkinliğe dönüştürmektir. Bunun nasıl yapılacağı, hangi tür program şeklinde tasarlanacağı, televizyona özgü anlatım olanakları ve amaca göre belirlenir (Kars, 2010). En basitinden en karmaşığına, tüm televizyon programları gerekli malzemelerin, bir ekip tarafından üretim aşamalarının gerekliliklerini yerine getirdiği yapım sürecinden geçerek izleyiciye sunulur. İzleyicilerin belli bir yönde etkilenmesini ve bu etkilenme sonucunda doğrudan ya da dolaylı bir tepki vermesini amaçlar. Televizyon yapımcısı da, bu yaratım sürecinde ekibiyle belli bir sistem içinde çalışıp izleyiciye sunan ve gelecek tepkilere göre yeniden biçimlendirebilen kişidir. Yapım ekibini oluşturan kişiler ve yapım için gerekenlerin neler olduğu ve nasıl bir araya getirileceği bu bölümde ele alınacaktır.

TELEVİZYON PROGRAMI YAPIM TASARIMI

Raymond Williams'a göre, tek tek programların oluşturduğu yayının tümü bir tek program gibi algılanmalıdır.

Bir televizyon kanalı, mesajını çeşitli programlarla iletir. Tek tek programlar kendi içlerinde bir bütün oluşturmakla birlikte, Raymond Williams'a göre, tek tek programların oluşturduğu yayının tümü bir tek program gibi algılanmalıdır (Williams, 1975). Yani, tek tek programlardan oluşan televizyon yayını belli bir bütünlük ve düzen içinde sunulduğu için, bütünsel bir söylemi vardır. Bu da, televizyon iletişimini diğer iletişim araçlarının söyleminden ayıran bir unsurdur. Televizyonun bütünsel çıktısı yeni bir anlatı türüdür. Yapımcılık, zihinsel bir kavramı televizyon tekniğinden ve farklı uzmanlık ve beceri sahibi kişilerden oluşan yapım ekibinden yararlanarak, televizyon ekranında izler kitleyle buluşacak bir mesaj hâline dönüştürmektir (Kars, 2010). Bir televizyon yapımının amacı, hedef kitleye olabildiğince kapsayıcı olarak ulaşmak, ulaştıktan sonra da izleyicileri ekran başında tutmaktır. Televizyon yapımının amacı, televizyonun işlevlerini yerine getirme çerçevesinde düşünülür.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

177 3

TV Program Tasarım ve Geliştirme I Televizyon yapımcılığının esas işlevi; bir fikri, bir konuyu, bir görüşü ya da bir olayı hikâye etme, öyküleme bilgisi ve becerisidir (Kars, 2010). Teknik yön, bu esas işleve yardımcı olan unsurlardır. Teknik yön; kamera, stüdyo, ışık, ses, video kayıt cihazı gibi çok sayıda teknik aygıt ve uygulayımla ilgilidir. Bu aygıtların ve uygulayımların sunduğu olanak ve sınırlamaların neler olduğu, bunların teknik ve işletim özelliklerinin bilinmesiyle kavranabilir. Yapımcının, bu araçların televizyon anlatımında kullanımlarını bilmesi gereklidir.

Bir televizyon yapımından beklenen temel işlevler kitle iletişim araçlarından beklenen işlevlerden farklı değildir.

Ancak bu bilgilerin işlevi, yapımcının öyküleme bilgi ve yeteneğine destek olmakla sınırlıdır. Söyleyecek bir şeyiniz yoksa ya da söyleyeceğinizi önceden kafanızda biçimlendiremiyorsanız, tüm elektronik araçların en küçük parçasını biliyor olmanız, yapımcı olmanıza yetmeyecektir (Kars, 2010).

Program Türleri Televizyon iletişiminin mesajı olan programlar, gerek konuları, gerek bu konuların işlenirken kullanılan gereçler ve yapım biçimlerindeki ortak özelliklere göre sınıflandırılırlar. Nijat Özön, televiyon program türleri kavramını, “İzlencelerin belli bir konuyu işlerken kullandığı gerece, uygulayım bilime, çeşitli ögelerin kullanılış biçimine, belli bir konuyu ele alış açısına göre ortak yönleri bulunarak yapılan kümelendirme sonunda ortaya çıkan sıralamalar.” (Özön, 2000) şeklinde tanımlamaktadır. Bir televizyon yapımından beklenen temel işlevler kitle iletişim araçlarından beklenen işlevlerden farklı değildir. Kitle iletişim araçlarının toplumsal işlevleri konusunda çalışmalar yapan ilk kuramcılardan Harold Lasswell, kitle iletişimin işlevlerini üçe ayırır: 1. Çevrenin gözetimini yapmak, 2. Çevreye karşılık vermede toplumun parçaları arasında ortak ilişkiyi kurmak, 3. Bir kuşaktan diğerine sosyal mirası nakletmek (Erdoğan, 2019). Egemen görüşleri toparlayan Denis McQuail iletişim araçlarının görevini/rolünü beş temel kategoride özetler: Enformasyon görevi: Dünyada ve toplumdaki durumlar ve olaylar hakkında bilgi sağlamak, çıkar grupları ve örgütleri arası ilişkiler göstermek, yenilikleri, uyumu ve gelişmeyi kolaylaştırmak. Karşılıklı bağ kurma görevi: Enformasyon ve olayların anlamı hakkında açıklama ve yorum yapma; yerleşmiş kurallar ve egemenlik için destek sağlamak, toplumsallaşma, farklı, etkinlikleri ayarlama, fikir veya oy birliği sağlama, öncelikler sırasını saptama ve birbirine bağlı toplumsal duruma işaret etme. Devamlılık sağlama görevi: Kültürü ifade etme, alt kültürler ve yeni kültürel gelişmeleri tanıma, değerler ortaklığını işleme ve tutma. Eğlendirme, avuntu görevi: İyi ve hoş vakit geçirme günlük baskılardan uzak, dinlenme olanakları sağlama. Harekete geçirme (seferber etme) görevi: Siyasal, savaş, ekonomik kalkınma vb. toplumsal amaçlar için kampanya yapma (Erdoğan, 2019).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

178 4

TV Program Tasarım ve Geliştirme I Kitle iletişimin ve bu kapsamda televizyonun bu işlevleri, program türlerine temel oluşturmuştur. Programın amacına, yöneldiği kitleye, yapım biçimlerine, yayınların kapsama alanına, göre çeşitli programlarla bu işlevler yerine getirilir. Programın amacına, yöneldiği kitleye, yapım biçimlerine, yayınların kapsama alanına, göre çeşitli programlarla bu işlevler yerine getirilir.

Amerika Birleşik Devletleri'nde iletişim alanını düzenleyen Federal İletişim Komisyonu FCC (Federal Communication Commission), televizyon programlarını sekiz kategoride sınıflandırmıştır: • • • • •

Tarım programları Eğlence programları Haberler Kamusal konular Din programları

• • •

Eğitim programları Spor programları Diğer programlar (yukarıdaki türlere girmeyen programlar)

İngiliz yayın kuruluşu BBC (BBC, 2019) ise 11 temel başlık hâlinde türleri sıralayıp, alt başlıklarda daha ayrıntılı bir sınıflandırma yapmaktadır: • • • • • •

Çocuk Komedi Dramalar Eğlence Gerçeklik Eğitim

• • • • •

Müzik Haber Din ve ahlak Spor Hava

Avrupa Yayın Birliği (EBU), ESCORT (EBU System Of Classıfıcatıon Of Rtv Programmes sözcüklerinin baş harfleri alınarak oluşturulan kısaltma) adlı bir sistem geliştirerek, radyo ve televizyon programları için standart bir sınıflandırma kalıbı geliştirmiştir. İlk aşamada, programlar 7 ana sınıfa ayrılmış, bu ana başlıklara kod numaraları verilmiş, sonra her başlığı alt başlıklar şeklinde ayrıntılandırılmıştır (EBU, 2019) (Tablo 9. 1). Tablo 9.1. EBU, 2019 Program Sınıflandırmaları

1. Amaç 1.1. Eğlence 1.2. Bilgi verme 1.3. Zenginleştirme 1.4. İlgi çekme 2. Format 2.1. Kurmaca olmayan 2.2. Drama 2.3. Eğlence 2.4. Müzik, bale, dans 3. İçerik 3.1. Bilgi 3.2. Drama 3.3. Eğlence

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

179 5

TV Program Tasarım ve Geliştirme I 3.4. Müzik 4. Hedef Kitle 4.1. Genel izleyici 4.2. Yaş grupları 4.3. Bölgesel gruplar 4.4. Azınlık gruplar 4.5. Mesleki gruplar 4.6. Diğer özel ilgi grupları 5. Yapıldığı Yer 5.1. Televizyon stüdyosu 5.2. Konser/tiyatro salonu 5.3. Sinema endüstrisi 5.4. Video 5.5. Toplumsal olay/kamuya açık etkinlik 6. Dil 6.0. Programda kullanılan orijinal dil 6.1. Dublaj için kullanılan dil 6.2. Alt yazı için kullanılan dil İkili olarak dublaj veya altyazı söz konusu olduğunda, ilave kodlar eklenmelidir: 6.3 Çoğunluk ana dili 6.4 Azınlık ana dili 6.5 Yurt içi lehçe 7. Katılım (Belirli ilgili (baskı) gruplarının temsilcilerinin (ör. Siyasi partiler, dilsel azınlıklar, bölgeler vs.) katılımına ilişkin verileri sınıflandırma amacıyla ayrılmış bir boyut.) TRT televizyonunda ise; • Tematik kanallar, belirli bir tür program ya da belirli bir kitle hedeflenerek yayın planlamaktadırlar.

• • • •

Haber bülteni ve haber programlar Spor programları Eğitim-kültür programları Dramalar Belgeseller

• • • • •

Müzik programları Eğlence programları Çocuk programları Yarışma programları Reklam

olarak sınıflandırma yapılmaktadır. 2019 yılında TRT Kurumu bünyesinde 14 televizyon kanalı yayın yapmaktadır. Tematik kanallar, belirli bir tür program ya da belirli bir kitle hedeflenerek yayın planlamaktadırlar. Türkiye'de TRT’nin 1968 yılıdan bu yana tekel olarak gerçekleştirdiği televizyon yayıncılığı, 1990 yılında özel televizyonların kurulmasıyla yayıncılık alanını özel televizyonlarla paylaşmaya başladı. 1994 yılında yürürlüğe giren 3984 sayılı Kanun’la, yasal hâle gelen özel televizyon yayın kuruluşlarının genel yayın esaslarını ve diğer ilkeleri belirleyen bir politika koyucu ve denetleyici RadyoTelevizyon Üst Kurulu oluşturulmuştur. 2011 yılında yürürlüğe giren 6112 sayılı

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

180 6

TV Program Tasarım ve Geliştirme I Kanun’la, Türkiye’de yayın yapan TRT dâhil tüm radyo ve televizyon kuruluşlarının yayınlarının düzenlenmesi ve denetlenmesi Radyo ve Televizyon Üst Kurulu yetkisindedir. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun 2014 yılında hazırladığı “Yayınlarda Program Türleri Kod, Tanım ve Sınıflandırmaları” adlı kitapçıkta yapılan (RTÜK, 2019) program sınıflandırmaları ise şöyledir (Tablo 9. 2): Tablo 9.2. RTÜK, 2019 Program Sınıflandırmaları

Türkiye’de yayın yapan tüm radyo ve televizyon kuruluşlarının yayınlarının düzenlenmesi ve denetlenmesi Radyo ve Televizyon Üst Kurulu yetkisindedir.

1. Haber 1.1. Haber Bülteni 1.2. Haber Programları 1.3. Ekonomi Bülteni 1.4. Hava ve Yol Durumu 1.5. Spor Bülteni 2. Güncel Programlar 2.1. Yorum Programları 2.2. Sohbet Programları 2.3. Dinî Tören Yayınları 2.4. Kriz Dönemi Canlı Yayınlar 2.5. Seçim Yayınları 2.6. Siyasi Parti Faaliyetleri Yayınları 2.7. Ulusal ve Uluslararası Törenlerin Naklen Yayınları 2.8. Sosyal Amaçlı Kampanya Programları 3. Kültür Programları 3.1. Belgesel Programlar 3.2. Bilgi-Kültür Yarışmaları 3.3. Kültür ve Sanat Programları 3.4. Yaşam Tarzı ve Eğilimlerle İlgili Yapımlar 3.5. Sektör Tanıtım Programları 3.6. Gezi Programları 4. Eğitim Programları 4.1. Örgün Eğitime Destek Programları 4.2. Yaygın Eğitim Programları 4.3. Bilgi-Beceri Programları 4.4. Sağlık Programları 4.5. Dinî Eğitim Programları 5. Gerçek Yaşamlar 5.1. Reality Show 5.2. Gerçek Hayat Hikâyeleri 6. Drama 6.1. Dizi Filmler 6.2. Sinema ve Televizyon Filmleri 7. Eğlence Programları 7.1. Magazin Programları 7.2. Drama Ögeleri İçeren Eğlence Programları 7.3. Müzik Ağırlıklı Programlar Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

181 7

TV Program Tasarım ve Geliştirme I 7.4. Müzik Video Klipleri 7.5. Konser Yayınları 7.6. Beceri ve Direnç Yarışmaları 7.7. Spor Karşılaşmaları Yayınları 7.8. Show ve Gösteriler 7.9. Talk-Show 7.10. Kuşak Programları 8. Çocuk Programları 8.1. Okul Öncesi Çocuk Programları 8.2. Çizgi ve Animasyon Filmler 8.3. Çocuk Eğitim Programları 8.4. Çocuk Aktivite Programları 8.5. Çocuklara Yönelik Drama 8.6. Çocuk Haber 8.7. Çocuk Yarışma 9. Ticari İletişim ve Tanıtım 9.1. Reklam Kuşakları 9.2. Tele-Alışveriş 9.3. Bant Reklam 9.4. Siyasi Reklam 9.5. Program Desteklemesi 9.6. Ürün Yerleştirme 9.7. Program Tanıtımları 10. Diğer 10.1. Logo ve Çağrı İşareti 10.2. Koruyucu Sembol 10.3. Kamu Spotları

Televizyon programlarının biçimi, belli bir içeriğin hangi türde sunulacağını belirler.

İletişim bilimci Arthur Asa Berger, televizyonun popüler sanatların değişik türlerini ilettiğini belirterek, alt türleri popüler sanat biçimi olarak niteler ve kendi başına birer televizyon program türü olarak kabul eder. Berger, popüler televizyon türlerini şöyle sıralar: Arkası Yarın (Soap Opera’lar), casus dizileri, polisiyeler, varyeteler, haberler, reklamlar/reklam filmleri, müzikaller, kovboy filmleri, dinsel programlar, söyleşiler (talk show), durum güldürüleri (Berger, 1993). Bir programın içinde birden fazla konu ve program türü bulunabilir. Bunlara karma ya da kuşak program adı verilir. Televizyon programlarının biçimi, belli bir içeriğin hangi türde sunulacağını belirler. Benzer içerikteki programlar, değişik anlatı yapılarında sunulabilirler. Anlatı yapıları, hedef kitleye ve izleyicilerin beklentilerine uygun olarak belirlenir. Örneğin, bilgi edinme beklentisindeki yetişkinleri hedefleyen bir programın belgesel, haber program ya da tartışma türlerinde olması hedef kitleye ulaşmayı kolaylaştıracaktır. İçerikleri kadar, hedef izleyici kitlesinin gereksinim ve beklentileri televizyon programlarının anlatı yapısını da etkiler ve belirler.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

182 8

TV Program Tasarım ve Geliştirme I

Program Formatları Yapımcıların amacı, programlarının izleyenler üzerinde, onların amaçladıkları etkinin yaratmasıdır. Bunun için öncelikle, yapımcının seslenmek istediği hedef kitlenin, daha da iyisi hedef dışındaki kitlelerin de programı izlemeyi tercih etmesi ya da ikna olması gereklidir. Bu nedenle de, izleyiciye sunulan programın, aynı zaman dilimi içinde yayınlanan programlardan onun beklentilerini en iyi karşılayacak program olması gerekmektedir ki, bu da hem izleyici iyi tanımak, hem de kitlelere söyleyecek sözü olduğunu ileri sürerek, söyleyeceklerini televizyonunun anlatım olanaklarını kullanarak program üreten yapımcıların donanımlı olmasını gerektirir. Yapımcı programının ilgi çekip izlenebilmesi için her şeyden önce, izleyiciye çekici gelecek şekilde sunmalıdır.

Format, programın yapısını ve biçimini, yapım yaklaşımını anlatan bir kavramdır.

Format, programın yapısını ve biçimini, yapım yaklaşımını anlatan bir kavramdır. Örneksel bir yapısı vardır. Pek çok televizyon programı, uluslararası pazarda format olarak satılmakta, yapılan anlaşmalar çerçevesinde alıcı ülkelerin toplumsal ya da kültürel özelliklerine göre uyarlamalarına izin verilmektedir. Televizyon programcılığında format oluşturmak uzun ve yoğun araştırma gerektiren bir süreçtir. İzleyici gereksinim ve beklentilerini göz önüne almanın yanında, mesajın izleyici üzerinde yaratması istenen olası etkilerin de belirlenmesi ve sınanmasını gerektirir. Türkiye’de çok izlenen programlardan biri olan “Kim 500 Milyar İster” adlı yarışma programı, ABC televizyonunca (Who Wants To Be A Millionaire) geliştirilmiş, İngiltere ve Almanya’da (RTL kanalında) da “Kim Milyoner Olmak İster” adıyla yayınlanmaktadır. Sunucu özelliklerinden, dekora, izleyicilerin oturma biçiminden, ışık ve kamera kullanımına, soruların ve yanıtların ekran grafiklerinden, müziğe ve yarışmacının joker haklarına dek formata sadık kalınması gerekmektedir. Tüm bunlar, pilot izleyici çalışmaları üzerinde, yaratılan etkiler açısından sınanmıştır. Örneğin, yarışmacı soruyu yanıtlama aşamasındayken ya da düşünürken stüdyo ışıkları kırmızı, soruyu bildiği zaman mavi olmaktadır. Renklerin insanlar üzerindeki etkisinden yararlanılmaktadır. Ekran karşısındaki izleyicinin de yarışmacı ile birlikte heyecan duyması, gerilmesi amacıyla kırmızı ışık kullanılmakta, buna gerilim yükseltici müzik eşlik etmektedir. Yarışmacı rahatladığı anda, izleyici de mavi ışıkla rahatlatılmakta ve çözüme ulaşıldığını gösteren müzik kullanılmaktadır. Yalnızca, sorulara karşılık gelen ödül miktarı ile soruların içeriklerinin yayınlanan ülkenin ekonomik ve kültürel yapısına göre belirlenmesine izin verilmekte ve yayın denetlenmektedir. Bir televizyon programı formatı yaratılmak istenirken, programın mesaj örgütlemesinin olası etkilerini, bu gereksinimlerle bir arada düşünmek, bu arada insanların ilgisini ayakta tutmaya yarayacak televizyonun kendine özgü anlatım olanaklarından yararlanarak bir akış planı oluşturmak gereklidir (Kars, 2010). Televizyon programları, bir yönüyle insanların da (izleyicilerin) tutum ve davranışlarının da programlanmasıdır (Berger, 1993). Ülkenin değişmez politikalarından, günlük politikalarına, televizyon kanallarının yayın politikalarının yapımcıların yapmak istediklerine dek geniş bir yelpazede, izleyicilerin etkilenme Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

183 9

TV Program Tasarım ve Geliştirme I biçimlerinin ve insan davranışlarının, tüm bu politikaların ortak noktaları doğrultusunda olması istenmektedir. Bu yüzden de, Türkiye’deki televizyon kanallarında çoğunlukla etkileri sınanmış, başarısı kanıtlanmış yabancı (çoğunlukla Amerikan) kökenli programlar ya çeviri şeklinde, ya uyarlama ya da esinlenme biçiminde yeniden üretilip yayınlanmaktadır.

Hedef Kitle Hedef kitle kavramı, bir televizyon yapımcısının, bir televizyon kuruluşunun ya da bir program veya reklam sponsorunun mesajlarının amacına ulaşması için en önemli gördüğü izleyici kümelerini ifade eder (Kars, 2010). Özellikle izleyicilerin programları seçmede; onların yaş, cinsiyet, öğrenim, gelir ve benzeri özelliklerine göre programlar hazırlanması ve hedef kitlenin özenle belirlenip tanımlanması, programın amacına ulaşmada ve yapımcının başarılı olmasında en temel etkendir. Televizyonun doğduğu ve geliştiği Amerika Birleşik Devletleri’nde, televizyon yayın stratejileri de belirlenmiştir. Bir programın başarılı olması demek, geniş izler kitle tarafından tüketilen program demektir.

Bir programın başarılı olması demek, geniş izler kitle tarafından tüketilen program demektir.

David Morley, 1986 yılında aile içinde televizyon izleme alışkanlıkları üzerine yaptığı bir araştırmada, televizyon izleme deneyiminin erkeğin beğenileri çerçevesinde gerçekleştiğini saptamıştır (Morley, 1986). Morley, kentli-alt sınıf ailelerde, televizyon izleyiciliği üzerine yaptığı bu araştırmada, televizyon izleyiciliğinin de toplumsal cinsiyet politikasının bir parçası olarak işlemekte olduğu sonucunu çıkarmıştır: Uzaktan kumanda aleti genellikle kocanın elindedir ve izleneceklere karar verir. Erkekler olgusal programları tercih etmektedir. Haberler, spor programları, belgeseller gibi. Eğer kurgusal programlar izlemek isterlerse bunların da gerçekçi olanlarını seçmektedirler. Ayrıca erkekler hareketli dramaları da sevmektedirler. Diğer yanda kadınlar “aile” dramalarını, pembe dizileri ve sevda öykülerini tercih etmektedirler. Çünkü bu tür programlarda, vurgu eylemden çok ilişkiler üzerinedir ve erkeklerin dışsal dünyasından ziyade, duyguların ve tepkilerin içsel dünyası üzerine bilgi verilmektedir. Ancak, bir program tüm duygusallığına karşın (örneğin, arkası yarın-Soap Opera) bilgi verici mesajlar içerebilir. Ya da, haberler gibi yansız ve nesnel bilgi vermesine özen gösterilen programlar da duygulara seslenebilmektedir. Kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı çerçevesinde bakıldığında, izleyici beklentilerinin, psikolojik ve toplumsal gereksinimlerinin karşılanması açısından, televizyonun işlevleri daha karmaşıktır. Televizyon programları açık ya da gizli mesajlarla izleyiciye ulaşırken, onların, bireysel veya toplumsal tutum ve davranışları üzerinde değişiklik yaratır. İzleyici kendinde önceden var olan değerler ve kültür yapısıyla gelen mesajları anlamlandırmaya çalışır (Fiske, 1996). Türkiye’de, genellikle yayın kanallarının yapımcı kadroları bulunmakta ve öncelikle kendi çalışanı olan yapımcıların üretimi tercih edilmektedir. Ancak, tecimsel televizyon yayınlarının başlamasından sonra, önceleri çoğunlukla reklam filmi üreten şirketlerle birlikte çok sayıda televizyon programı üreten şirket kurulmuştur. Bunların bir kısmı yalnızca teknik hizmetler sunmalarına karşılık, bir

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

184 10

TV Program Tasarım ve Geliştirme I kısmı da belirli tür program üretiminde uzmanlaşma yoluna gitmişlerdir. Bir televizyon kanalı, örneğin bir dizi film ya da bir eğlence programı üretilmesini istiyorsa, o konuda uzman yapım şirketlerine program yaptırabilmektedir. Televizyonla iletişimin işlevleri, bir program fikrini geliştirme ya da metin yazımı aşamasında, izleyicilerin (farkında olmasalar da) gereksinimleri açısından değerlendirildiğinde, içerik ve biçiminde çok sayıda unsur bulunması gerektiği görülür. İzleyici, televizyonda genel olarak şunları arar, ister (Berger, 1993). • • • • • •

• • •

• •

Eğlendirilme Otorite figürlerini yüceltilmiş ya da küçültülmüş görme Güzelin denenmesi Deneyimlerin başkaları ile paylaşılması Merakın tatmini ve bilgilendirilmek Tanrı ile özdeşleşmek ve ilahi plan (Kitle iletişim araçları çoğunlukla insanlara yaşamın doğası ve tinsel güce ilişkin sezgiler kazandırır.) Dalgınlık ve oyalanma Duygu katılımı deneyimi Aşk ve nefret, korku ve üzüntü gibi uç duyguların kontrollü durumlardaki deneyimi Taklit edecek modeller bulmak Özdeşlik kazanmak

• • • • • • • • •

• • • •

Dünya hakkında bilgi kazanmak Adalet inancının pekiştirilmesi Romantik aşka inanmak Sihre, fevkaladeliğe ve mucizelere inanmak Başkalarının hatasını görmek Düzenin dünyaya verdiği rahatsızlığı görmek Tarihe katılmak Hoşa gitmeyen duygulardan arınmak Cinsel dürtülere suç oluşturmayan koşullarda boşalımlar bulmak Cezalandırılmaksızın tabuları araştırmak Çirkinin denenmesi Ahlaki, ruhsal ve kültürel değerleri onaylamak Kötüleri eylemde görmek

YAPIM EKİBİ

En basit programdan en karmaşık programa dek, her televizyon yapımı, onlarca insanın bireysel yeteneklerinin birleştiği bir ekibin işidir.

Televizyon bir takım çalışmasını gerektirir. En basit programdan en karmaşık programa dek, her televizyon yapımı, onlarca insanın bireysel yeteneklerinin birleştiği bir ekibin işidir. Programın başarısı, ekipteki her bir görevlinin kendi işlerini başarıyla yapmalarına paraleldir. Bir televizyon yapım ekibini iki ana grupta toplamak mümkündür. Yaratıcı ekip: Yapımcı, yardımcı yapımcı, yönetmen, yönetmen yardımcıları, yapım yardımcıları, yazar ve araştırmacılar. Program içeriği, geliştirilmesi ve yaratılmasından sorumlu ekiptir. Teknik ekip: Teknik yönetmen, resim seçici, ses mühendisi/teknisyeni, ses ekibi, aydınlatma yönetmeni, ışık operatörü, sanat yönetmeni, stüdyo şefi, kameramanlar, resim kontrol teknisyeni, kayıt operatörü, makyajcı, kostümcü, dekoratör, grafiker vd. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

185 11

TV Program Tasarım ve Geliştirme I

YARATICI EKİP Yapımcı Yapımcı, programın tümünden sorumludur. Programın planlanmasından senaryo yazımına, kurgusundan son ürün aşamasına dek tek yetkilidir. Bu nedenle, yapımcı programın, estetik yönü kadar bütçesiyle ve yapım süreci planlamasıyla da ilgilenir. Yapımcı ilk başta aklına gelen fikrin gerçekleştirilme olanaklarını, yararlarını ve benzeri çeşitli yönlerini düşündükten sonra, izleyicinin ilgiyle izleyebileceği bir gösteri biçimine dönüştürebilmelidir. Bunun için de, televizyonunun kendine özgü anlatım olanaklarını kullanarak, izleyicilerin beklentilerini de göz önüne alarak, onların ilgisini ve dikkatini kaybetmemeye çalışarak öyküleme becerisini oluşturabilmedir.

Yapımcının nitelikleri

Yönetme yeteneği, doğru zamanda, doğru yaratıcı kararları alma ve bu kararları yerinde ve zamanında uygulamaya koyma yeteneğiyle doğrudan ilişkilidir.

Yaratıcılık: Bir yapımcıdan beklenen yüksek bir yaratıcılık ve beğeni düzeyidir. Yaratıcılık öğretilebilir bir nitelik olmayıp, insanın doğal niteliklerinin yanı sıra tüm bir yetişme, eğitim, toplumsallaşma süreçlerinde edindikleriyle ilgilidir. Bilgi ve deneyim ile yaratıcılık arasında bir ilişki olduğunu söylemek de yanlış değildir. Deneyim çeşitliliği, çok geniş ve genel bir bilgi birikimi, dünyayla kurulan bilinçli bir ilişki, insanlara ve olaylara karşı duyarlılık, görev yüklenme cesareti ve ataklık, sorumluluk duygusu yaratıcılığı geliştiren unsurlardır. Bir yapımcı, yaratıcı kişiliğine ek olarak geniş ve derinlemesine bilgi sahibi olmalı, eğitim-öğrenim altyapısı sağlam olmalı, çevresindeki dünyada olup bitenleri merakla izlemeli, olaylara karşı duyarlılık göstermeli ve farklı sorumlulukları üstlenebilecek yapıda olmalıdır. Yaratıcılık, ekip ve televizyonun anlatı özellikleri aracılığıyla güzel bir kavramı, güzel bir programa dönüştürebilmeyi gerektirir. İsterse yapımcı hayatında hiç kamerayı eline almamış, ışık ayarları yapmamış ya da kurguda bulunmamış biri olsun, yine de bunlar hakkında yeterli bilgi sahibi olmalıdır ki, akıllı kararlar verebilsin. Teknolojinin ortalama olanaklarının yapamayacağı şeyleri isteyen bir yapımcı, asla ekibinin saygısını kazanamaz. Önderlik: Televizyon yapımcısı, işini yaparken esas olarak insanlarla uğraşmak zorunda olduğu için, sahip olması gereken temel niteliklerinden biri de önderliktir. Yönetme yeteneği, doğru zamanda, doğru yaratıcı kararları alma ve bu kararları yerinde ve zamanında uygulamaya koyma yeteneğiyle doğrudan ilişkilidir. Bu yetenek ise zamanla, değişik ve çok sayıda iş yapmakla kazanılır. Başarılı yapımcılar, insanları yönetme yetisine sahip olan, tek bir amaç doğrultusunda insanları harekete geçirip onları yönlendirebilen, üstlendikleri işi zamanında, ayrılan bütçe sınırları içinde ve en nitelikli şekilde bitiren kişilerdir. Yapımcının, ekibini güdülemesi, yönlendirmesi, yönetmesi ve ekip elemanlarına esin verebilmesi, yani yaratıcı bir profesyonel olması beklenir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

186 12

TV Program Tasarım ve Geliştirme I İdarecilik ve İşletmecilik: Televizyon, yüzlerce farklı ayrıntıyı eşgüdümleyecek etkili bir örgütleyici gerektiren karmaşık ve teknik bir araçtır. Örgütleme yeteneği ve becerisi olmayan bir yapımcının yaratıcı bir kavramı başarılı bir televizyon programına dönüştürme olasılığı bulunmaz. Tüm bu niteliklerine ek olarak yapımcının mali konularda da bilgili olması, televizyonun ticari (tecimsel) özelliklerinden kaynaklanan kısıtlamalarla başa çıkabilecek yeterlilikte olması gerekir. Televizyon programları çoğunlukla olması gerekenden daha az bir parasal kaynakla gerçekleştirildiği için, yapımcının bütçeleme tekniklerini bilmesi, programını önerirken tüm harcamalarını düşünmesi ve zaman zaman da, programına parasal kaynak sağlaması, projeyi yürütürken de personel, teknik araç-gereç ve mekân gibi bütçe kalemleriyle ilgili harcamaları önceden belirlenmiş sınırlar içinde gerçekleştirmesi zorunludur. Yapım için gereken, resmî ya da teknik izinlerin alınması, teknik tahsislerin sağlanması, programın duyurulması işlemlerini yaptığı gibi yapım sonrası, malzemelerin iadesi, program sonrası mali işlemler ve programın değerlendirilmesini düzenlemek de yapımcının görevleri arasındadır. Çok başarılı bazı bağımsız yapımcıların, aynı anda birkaç programı birden yürüttüğü görülebilir. Bu tür yapımcılar, öncelikle programı geliştirip satmayı hedefleyen birer yönetici yapımcı (executive producer) konumundadırlar. Programın gündelik akışının kontrolü, bunların altında çalışan ve “uygulama yapımcısı” (line producer) olarak adlandırılan birer yardımcıya bırakılmıştır.

Yönetmen

Yönetmen, metin dilini görüntü diline aktaran kişidir.

Yapımın görsel ve işitsel yaratıcılığından sorumludur. Yapımcı program kavramını bir televizyon programına dönüştürür. Yönetmen, metin dilini görüntü diline aktaran kişidir. Bunu yaparken, yayındaki sanatçıların performansını denetler ve teknik ekibi idare eder. Yönetmenin işi oldukça karmaşık olduğu için, aynı anda birçok işi ve kişiyi yönlendirebilecek yetenek gerektirir. Aynı anda birkaç farklı kamera görüntüsünü izleyip yayına verilecek olanı seçer, kameramanların bir sonraki çekimlerinin komutunu verir, program seslerini dinleyip gerekli komutları verir, sanatçılar, kameramanlar, ses, ışık, vs. dâhil tüm yapım ekibini yönetir, tüm sanatsal çalışmaları, grafik ve ışık tasarımını denetler, kısacası; yaratılan tüm etkilerin, yapımcının program içeriğine uygun olarak görsel işitsel bir biçime büründürür.

Yönetmenin nitelikleri Yönetme yeteneği: Yönetmen bir programın ses ve görüntü olarak gerçekleştirilmesi için, çok sayıda insana gerekli komutları vermek zorundadır. İyi bir yönetmenin, insanlarla iyi ilişkiler kurabilen, bunalımlı anlarda hızlı kararlar alabilen ve çevresindekileri yönetebilen bir kişilikte olması zorunludur. Çevresindekiler üzerinde etkili olabilmesi için konusuna egemen, ne yapılması gerektiğini iyi bilen bir nitelikte olmalıdır. Bunun için mesleki eğitim almış olması, dünyayı algılaması açık bir kişi olması gerekir. Güzel sanatlardan anlaması,

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

187 13

TV Program Tasarım ve Geliştirme I programlı ve disiplinli çalışma alışkanlığının bulunması ve ekip çalışmasının gerekliliğini sindirmiş olmalıdır. Görüntülerle düşünebilme yeteneği: Tüm bunları gerçekleştirebilmek için, görüntü dilinin gramerini iyi bilmeli ve kullanmalıdır. Yönetmen, görüntülerle düşünebilme yeteneğine sahip olmalıdır. Çekimler için stüdyoya girmeden önce programı baştan sona kafasında görüntü olarak tasarlayabilmelidir.

Yazar yalnızca metni yazmaz, aynı zamanda programın akışını ve bütününe etki eden yapısını da belirler.

Görüntü dilinin noktalama işaretlerinin, anlatılmak istenen metne ve izleyici üzerinde yaratılmak istenen etkiye göre yerli yerinde kullanılması gerekir. Tıpkı yazılı metinlerin, sözcük, cümle, paragraf, bölümlerden oluşması gibi, bir televizyon programı da; çekim (programı oluşturan en küçük birim=sözcük), sahne (aynı kişiler arasında ya da aynı dekor içinde geçen bir ya da birden çok çekimden oluşan birim=cümle), parçacık (ayrım) (konuyu oluşturan her bir olgunun başlayıp sonlandığı sahneler dizisi=paragraf) ve bölüm (yapımın ana parçalarından birinin başlayıp geliştiği ve sonlandığı görüntüler dizisi=bölüm) ve bölümlerin bir araya gelmesiyle oluşur. Yazılı metinde; sözcük, cümle, paragraf ve bölümleri oluşturan ve ayıran noktalama işaretleri vardır. Görüntünün noktalama işaretleri de kurgu sırasında (canlı yayında anında, kayıt edilmiş çekimlerde daha sonra yapılır) geçiş yöntemleridir. Kesme, zincirleme, bindirme, açılma ve kararma, silme bunların bazılarıdır. Yönetmenin, programın içeriğine, mesajına, yaratılmak istenen etkiye ve hareketliğine göre, bu geçiş yöntemlerini iyi kullanması gerekir. Teknik bilgi sahibi olma: Yönetmen, işinin doğası gereği yazılı bir metni görüntü ve sesle anlatılabilecek bir ortama aktardığı için, görsel etkinin yaratılması konusunda pek çok teknik araçtan yararlanmak zorundadır. Bu yüzden araçların teknik olanaklarını, yapabileceklerinin sınırlarını ve onları kullanmanın yöntemlerini bilmelidir.

Yazar Televizyon programının yapımcının kafasında gelişen bir fikir olmaktan çıkıp öncelikle akış planının ve formatının belirlenebilmesi için, hiç değilse konunun anlaşılabilmesi için yazılı metin şekline getirilmesi gerekir. Bunu çoğunlukla yapımcılar kendileri yaparlar ancak çoğu program türleri yapım sürecinde televizyon yazarlığı konusunda uzmanlaşmış kişilere gereksinim gösterir. Kimi yazarlar drama alanında uzmanlaşırken, kimisi belgesel, kimisi magazin, çocuk programları, komedi şovları, haber program ya da yarışma türünde uzman olabilirler. Ayrıca, yapımın özelliğine göre kimi programlar ilgili alanda uzman kişilerin yardım ve desteğinde hazırlanmak zorundadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

188 14

Örnek

TV Program Tasarım ve Geliştirme I

•Gezi, tarih, arkeoloji belgeselleri bu alanda uzman bilim insanlarının bilgisine ve çoğunlukla yazarlıklarına başvurularak gerçekleştirilir. Sağlık programları da, programın ele aldığı alanda uzman tıp bilim insanlarından metin ve akış konusunda yardım alınarak gerçekleştirilmelidir.

Yukarıdaki cümleden anlaşılacağı üzere, yazar yalnızca metni yazmaz, aynı zamanda programın akışını ve bütününe etki eden yapısını da belirler. Televizyon yazarları görüntüyle düşünebilmelidir. İzleyici gibi düşünebilmeli, izleyici empatisi kurabilmelidir.

Yardımcı Yönetmen

Ses teknisyeni televizyon yapımının ses kısmından sorumludur.

Yönetmene her alanda yardım eden ve destek olan kişidir. Sanatçıları, kameraları, film ya da kasetleri hazırlar ve yapılacak işler konusunda ekip elemanlarını uyarır. Yardımcı yönetmen, programın her bir çekim, ayrım ve bölümünün zamanın iyi tutmak zorundadır. Programın süresi içinde bitirilmesi onun tuttuğu zamanın doğruluğu ile mümkündür.

Yapım Yardımcısı Temel görevi yapımcıya, yönetmene ve diğer yapım elemanlarına yardımcı olmak olan yapım yardımcısının işi, programdan programa değişiklik gösterir. Genellikle kontrol odasında notlar alarak, yapımcı ve yönetmene yardımcı olur. Gerekirse metin üzerinde değişiklik yapar, yardımcı yönetmene zaman tutma konusunda yardım eder. Yapım yardımcısı, metnin basılması, metin üzerinde değişiklik yapılması, yapımla ilgili formların ve filmler, kasetler, slaytlar gibi diğer malzemelerin muhafaza edilmesi işlerinden sorumludur. Yapım yardımcısı aynı zamanda stüdyoda da çalışır. Yapımın metne uygun sürdürülmesi için provalar sırasında, metni takip ederek oyunculara sözlerini hatırlatır, program kartlarını hazırlar.

TEKNİK EKİP Teknik Yönetmen Teknik yönetmen, programın görüntü ve ses biçiminde üretilmesi aşamasında, yönetmenin yanında kontrol masasında oturur ve yönetmenin komutları doğrultusunda düğmelere kumanda eder. Teknik ekipten sorumlu kişidir. Programın teknik gereçlerinin sağlanması ve işletilmesi onun sorumluğundadır.

Ses Teknisyeni Televizyon yapımının ses kısmından sorumludur. Tüm ses kaynaklarından (mikrofonlar, ses kasetleri, plaklar, film ve video bantlarda kayıtlı ses) ses kontrol Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

189 15

TV Program Tasarım ve Geliştirme I ünitesinde karıştırılması ve yapımın içeriğine uygun bir düzenleme yapılmasından sorumludur. Ses gereçlerinin kurulması ve işletilmesi ile ses ekibinin yönetilmesi de ses teknisyeninin görevidir.

Işık Yönetmeni Televizyon için ışık, görüntü yaratılmasında, kaydedilmesinde ve gösterilmesinde en önemli unsurdur. Kameralar, ışık yoğunluğuna göre kayıt yapar, evlerdeki televizyon alıcıları, santimetre karedeki ışık çözünürlüğü esasına göre gelen görüntüyü alabilir, gösterebilirler. Işık yönetmeni yalnızca stüdyonun aydınlatmasından değil, program içeriğinin etkisini de düzenler. Yönetmenin isteğine göre, bir sahne de tam aydınlatma, bir başka sahne de gerilim uyandırıcı karanlık ve gölgeli bir aydınlatma ya da bölgesel aydınlatma yapılması farklı renkte ışıklandırma gerekebilir (Çoğu gerilim sahnesi karanlık ortamda geçer!). Işık yönetmeni tüm bu aydınlatma ve ışık kaynaklarını saptayan, yerleştiren ve çalıştıran kişidir. Işık ekibini yöneten kişi olarak, program yönetmenin istekleri doğrultusunda ışık ekibine gerekli komutları verir.

Sahne Tasarımcısı

Kameraman yapım sırasında kameraları idare eder.

Art direktör olarak da adlandırılan ve program için gerekli fiziksel mekânı yaratmaktan sorumlu kişi olan sahne tasarımcısı, televizyon gerçekliğini yaratan kişi olarak da tanımlanabilir. Televizyon ekranında çok sağlam taş duvar olarak görünen bir dekor parçası aslında tahta ya da bir strafor parçası olabilir. Dolayısıyla izleyici ekranda gördüğü biçimiyle yani sağlam taş duvar olduğu gerçeğini algılamaktadır. Sahne tasarımcısı, bütçe sınırları konusunda yapımcı ile gerekli etkinin yaratılması konusunda da yönetmen ve ışık yönetmeni ile yakın çalışmak zorundadır.

Stüdyo Şefi Çekimler sırasında program yönetmeninin kontrol odasından verdiği komutları, kulaklığı aracılığıyla alıp stüdyonun çekim alanında, kamera önündeki kişilere (sanatçılar, sunucular, izleyiciler vb.) aktarır. Stüdyo şefi adeta yönetmenin stüdyodaki uzantısı gibidir.

Kameraman

Kayıt teknisyeni kameradan gelen görüntünün teknik kalitesinden sorumlu kişidir.

Yapım sırasında kameraları idare eder. Yönetmenin isteğine uygun olarak kameraları gerekli çerçeveleme, çekim açıları, çekim ölçekleri farklı açı ve boyutlarda görüntü kaydedilmesi için gerekli düzenlemeyi yapmakla yükümlüdür. İyi bir kameramanın yaratacağı görüntü kompozisyonu ve görselleştirme, programın en değerli unsurunu oluşturur. Kameramanın amacı, görüntüyü çerçevedeki temel nesneye gözleri yöneltecek biçimde dengelemektir (Sarıoğlu, 1976).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

190 16

TV Program Tasarım ve Geliştirme I

Kayıt Teknisyeni

Bireysel Etkinlik

Kameradan gelen görüntünün teknik kalitesinden sorumlu kişidir. Görüntünün parlaklığı, renk düzeyi, keskinliği gibi teknik ayrıntıları düzenleyerek programın görsel etkisi açısından en önemli katkıyı sağlar.

• Severek yapmayı isteyeceğiniz, ilgi alanınızda olan bir program tasarlayın. Bu programın ders içeriğinde anlatılan program türlerinin hangisine girdiğini bulun. Sonrasında programın tüm yapım ekibini kendi arkadaşlarınızı düşünerek oluşturun. Listesini çıkarın. Eksik kalan noktaları nasıl tamamlayabileceğinize dair çözümler üretin. Son olarak düşündüğünüz programa benzer bir TV programı seyredin ve bunu yeni medya ortamlarında üretilen diğer benzer programlarla biçim olarak karşılaştırın.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

191 17

Özet

TV Program Tasarım ve Geliştirme I

•TELEVİZYON PROGRAMI YAPIM TASARIMI •Bir televizyon kanalı, mesajını çeşitli programlarla iletir. Yapımcılık, zihinsel bir kavramı televizyon tekniğinden ve farklı uzmanlık ve beceri sahibi kişilerden oluşan yapım ekibinden yararlanarak, televizyon ekranında izler kitleyle buluşacak bir mesaj hâline dönüştürmektir. Bir televizyon yapımının amacı, hedef kitleye olabildiğince kapsayıcı olarak ulaşmak, ulaştıktan sonra da izleyicileri ekran başında tutmaktır. Televizyon yapımının amacı, televizyonun işlevlerini yerine getirme çerçevesinde düşünülür. Televizyon yapımcılığının esas işlevi; bir fikri, bir konuyu, bir görüşü ya da bir olayı hikâye etme, öyküleme bilgisi ve becerisidir. Teknik yön, bu esas işleve yardımcı olan unsurlardır. Teknik yön; kamera, stüdyo, ışık, ses, video kayıt cihazı gibi çok sayıda teknik aygıt ve uygulayımla ilgilidir. Bu aygıtların ve uygulayımların sunduğu olanak ve sınırlamaların neler olduğu, bunların teknik ve işletim özelliklerinin bilinmesiyle kavranabilir. Yapımcının, bu araçların televizyon anlatımında kullanımlarını bilmesi gereklidir. •Program Türleri •Televizyon iletişiminin mesajı olan programlar, gerek konuları, gerek bu konuların işlenirken kullanılan gereçler ve yapım biçimlerindeki ortak özelliklere göre sınıflandırılırlar. Kitle iletişimin ve bu kapsamda televizyonun bu işlevleri, program türlerine temel oluşturmuştur. Programın amacına, yöneldiği kitleye, yapım biçimlerine, yayınların kapsama alanına, göre çeşitli programlarla bu işlevler yerine getirilir. •Program Formatları •Yapımcıların amacı, programlarının izleyenler üzerinde, onların amaçladıkları etkinin yaratmasıdır. Bunun için öncelikle, yapımcının seslenmek istediği hedef kitlenin, daha da iyisi hedef dışındaki kitlelerin de programı izlemeyi tercih etmesi ya da ikna olması gereklidir. Bu nedenle de, izleyiciye sunulan programın, aynı zaman dilimi içinde yayınlanan programlardan onun beklentilerini en iyi karşılayacak program olması gerekmektedir. Yapımcı programının ilgi çekip izlenebilmesi için her şeyden önce, izleyiciye çekici gelecek şekilde sunmalıdır. Format, programın yapısını ve biçimini, yapım yaklaşımını anlatan bir kavramdır. Örneksel bir yapısı vardır. Pek çok televizyon programı, uluslararası pazarda format olarak satılmakta, yapılan anlaşmalar çerçevesinde alıcı ülkelerin toplumsal ya da kültürel özelliklerine göre uyarlamalarına izin verilmektedir. •Hedef Kitle •Hedef kitle kavramı, bir televizyon yapımcısının, bir televizyon kuruluşunun ya da bir program veya reklam sponsorunun mesajlarının amacına ulaşması için en önemli gördüğü izleyici kümelerini ifade eder. Özellikle izleyicilerin programları seçmede; onların yaş, cinsiyet, öğrenim, gelir ve benzeri özelliklerine göre programlar hazırlanması ve hedef kitlenin özenle belirlenip tanımlanması, programın amacına ulaşmada ve yapımcının başarılı olmasında en temel etkendir. •YAPIM EKİBİ •Televizyon bir takım çalışmasını gerektirir. •Bir televizyon yapım ekibini iki ana grupta toplamak mümkündür. •Yaratıcı ekip: Yapımcı, yardımcı yapımcı, yönetmen, yönetmen yardımcıları, yapım yardımcıları, yazar ve araştırmacılar. Program içeriği, geliştirilmesi ve yaratılmasından sorumlu ekiptir. •Teknik ekip: Teknik yönetmen, resim seçici, ses mühendisi/teknisyeni, ses ekibi, aydınlatma yönetmeni, ışık operatörü, sanat yönetmeni, stüdyo şefi, kameramanlar, resim kontrol teknisyeni, kayıt operatörü, makyajcı, kostümcü, dekoratör, grafiker vd.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

192 18

Özet (devamı)

TV Program Tasarım ve Geliştirme I

•YARATICI EKİP •YAPIMCI •Yapımcı, programın tümünden sorumludur. Programın planlanmasından senaryo yazımına, kurgusundan son ürün aşamasına dek tek yetkilidir. Bu nedenle, yapımcı programın, estetik yönü kadar bütçesiyle ve yapım süreci planlamasıyla da ilgilenir. Yapımcı ilk başta aklına gelen fikrin gerçekleştirilme olanaklarını, yararlarını ve benzeri çeşitli yönlerini düşündükten sonra, izleyicinin ilgiyle izleyebileceği bir gösteri biçimine dönüştürebilmelidir. •YÖNETMEN •Yapımın görsel ve işitsel yaratıcılığından sorumludur. Yapımcının program kavramını bir televizyon programına dönüştürür. Yönetmen, metin dilini görüntü diline aktaran kişidir. Bunu yaparken, yayındaki sanatçıların performansını denetler ve teknik ekibi idare eder. Yönetmenin işi oldukça karmaşık olduğu için, aynı anda birçok işi ve kişiyi yönlendirebilecek yetenek gerektirir. •YAZAR •Yazar yalnızca metni yazmaz, aynı zamanda programın akışını ve bütününe etki eden yapısını da belirler. Televizyon yazarları görüntüyle düşünebilmelidir. İzleyici gibi düşünebilmeli, izleyici empatisi kurabilmelidir. •YARDIMCI YÖNETMEN •Yönetmene her alanda yardım eden ve destek olan kişidir. •YAPIM YARDIMCISI •Temel görevi yapımcıya, yönetmene ve diğer yapım elemanlarına yardımcı olmak olan yapım yardımcısının işi, programdan programa değişiklik gösterir. Genellikle kontrol odasında notlar alarak, yapımcı ve yönetmene yardımcı olur. •TEKNİK EKİP •TEKNİK YÖNETMEN •Teknik ekipten sorumlu kişidir. Programın teknik gereçlerinin sağlanması ve işletilmesi onun sorumluğundadır. •SES TEKNİSYENİ • Televizyon yapımının ses kısmından sorumludur. Ses gereçlerinin kurulması ve işletilmesi ile ses ekibinin yönetilmesi de ses teknisyeninin görevidir. •IŞIK YÖNETMENİ •Işık yönetmeni yalnızca stüdyonun aydınlatmasından değil, program içeriğinin etkisini de düzenler. •SAHNE TASARIMCISI •Art direktör olarak da adlandırılan ve program için gerekli fiziksel mekânı yaratmaktan sorumlu kişi olan sahne tasarımcısı, televizyon gerçekliğini yaratan kişi olarak da tanımlanabilir. Televizyon ekranında çok sağlam taş duvar olarak görünen bir dekor parçası aslında tahta ya da bir strafor parçası olabilir. •STÜDYO ŞEFİ •Çekimler sırasında program yönetmeninin kontrol odasından verdiği komutları, kulaklığı aracılığıyla alıp stüdyonun çekim alanında, kamera önündeki kişilere (sanatçılar, sunucular, izleyiciler vb.) aktarır. •KAMERAMAN •Yapım sırasında kameraları idare eder. •KAYIT TEKNİSYENİ •Kameradan gelen görüntünün teknik kalitesinden sorumlu kişidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

193 19

TV Program Tasarım ve Geliştirme I

DEĞERLENDİRME SORULARI 1. “Tek tek programların oluşturduğu yayının tümü bir tek program gibi algılanmalıdır.” görüşü aşağıdakilerden hangisine aittir? a) b) c) d) e)

David Morley Raymond Williams Ersan İlal Mahmut Tali Öngören Elihu Katz

2. Amerika Birleşik Devletleri’nde iletişim alanını düzenleyen kuruluş aşağıdakilerden hangisidir? a) b) c) d) e)

PBS CNN ITV FCC BBC

3. Avrupa Yayın Birliği, radyo ve televizyon programları için hangi standart sınıflandırmayı geliştirmiştir? a) b) c) d) e)

ESCORT EBU EUROVİSİON EURONEWS EUTELSAT

4. Yapımcının en önemli özelliği ………………………….. Cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? a) duygusal olmasıdır. b) öyküleme yetenek ve becerisidir. c) zeki olmasıdır. d) çalışkan olmasıdır. e) teknik araçları kullanabilmesidir. 5. Yapımcılık, bir öyküleme ve çeşitli anlatı ögelerini bir bütünlük içinde kurgulama işidir. Buna yaratıcı yön denir. Bu esas işleve yardımcı olan ve yaratıcı yön ile iç içe geçmiş olan diğer yön hangisidir? a) b) c) d) e)

Kurgusal yön Dramatik yön Teknik yön İzleyici yönü Anlatım yönü

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

194 20

TV Program Tasarım ve Geliştirme I 6. Görüntülerle düşünebilme yeteneğine sahip olması gereken yapım ekibi elemanı aşağıdakilerden hangisidir? a) b) c) d) e)

Yönetmen Yardımcı yönetmen Yapımcı Yazar Teknik yönetmen

7. Aşağıdakilerden hangisi yapımcının mali konularda bilgisinin olmasını gerektiren nedenlerden biridir? a) Doğru zamanda doğru kararları alabilme b) Etkin bir iletişimci olabilme c) Televizyonun tecimsel özelliklerinden kaynaklanan kısıtlamalarla başa çıkabilecek yeterlilikte olma d) Programın gündelik akışının kontrolü e) Ekip çalışanlarına hak ettikleri ücretleri verebilme 8. Aşağıdakilerden hangisi görüntü gramerinde yer almaz? a) b) c) d) e)

Çekim Parçacık Sahne Işık Bölüm

9. …………….... zihinsel bir kavramı televizyon tekniğinden ve farklı uzmanlık ve beceri sahibi kişilerden oluşan yapım ekibinden yararlanarak televizyon ekranında izler kitleyle buluşacak bir mesaj hâline dönüştürmektir. Cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? a) Yönetmenlik b) Kameramanlık c) Yapımcılık d) Stüdyo şefliği e) Yardımcı yönetmenlik 10. Programın yapısını ve biçimini, yapım yaklaşımını anlatan kavram aşağıdakilerden hangisidir? a) b) c) d) e)

Tür Format Aksiyon Drama Yapım Cevap Anahtarı 1.b, 2.d, 3.a, 4.b, 5.c, 6.a, 7.c, 8.d, 9.c, 10.b

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

195 21

TV Program Tasarım ve Geliştirme I

YARARLANILAN KAYNAKLAR BBC. (2019). Program Türleri. https://www.bbc.co.uk/programmes/genres. Berger, A. A. (1993). Kitle İletişiminde Çözümleme Yöntemleri. (N. Ulutak, & A. Tunç, Dü) Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Eğitim Sağlık ve Bilimsel Araştırma Çalışmaları Yayınları No:91. EBU. (2019). Escort 2.4. https://www.ebu.ch/metadata/cs/escort24/tech_escort24.pdf. Erdoğan, İ. (2019). Kitle İletişimin Toplumdaki Rölü. http://www.irfanerdogan.com/uydurular/24rol.htm. Fiske, J. (1996). İletişim araştırmalarına giriş,. (S. İrvan, Çev.) Ankara: Ark Yayınları. Kars, N. (2010). Bir televizyon programı yapalım, HERKES İZLESİN, . İstanbul: Derin Yayınları. Morley, D. (1986). Family Television. Londra: Comedia/Methuen Publ. Özön, N. (2000). Sinema, televizyon, video, bilgisayarlı sinema sözlüğü. İstanbul: Kabalcı Yayınevi. RTÜK. (2019). Program Türleri Kod Kitapçığı. https://www.rtuk.gov.tr/programturleri-kod-kitapcigi/3734/3034/program-turleri-kod-kitapcigi.html. Sarıoğlu, G. (1976). Televizyon program yapımı ve yönetimi. Ankara: Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları. Williams, R. (1975). Television: Technology and Cultural Form. New York: Schocken Books.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

196 22

HEDEFLER

İÇİNDEKİLER

TV PROGRAM TASARIM VE GELİŞTİRME II

• Televizyon Programı Geliştirme-Yapım Öncesi Aşama • Program Geliştirme Sürecinde Sorulması Gereken Sorular • Televizyon Metinleri • Yapım Klasörünün Hazırlanması

FOTOĞRAF VE VİDEO PROJE GELİŞTİRME Prof. Dr. Neşe KARS TAYANÇ

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra; • Bir televizyon programının ön hazırlık aşamasında yapılması gerekenleri öğrenebilecek, • Televizyon programı öneri formu hazırlayabilecek, • Televizyon programı yapım klasörü unsurlarını kavrayabilecek, • Bir televizyon programının bütçesini hazırlayabileceksiniz.

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan

ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.

ÜNİTE

10

TV Program Tasarım ve Geliştirme II

Televizyon Programı GeliştirmeYapım Öncesi Aşama • Yapımcının Yapması Gerekenler • Program Fikrinin Geliştirilmesi • Fikrin Araştırılması • Hedef Kitlenin Belirlenmesi • İzleyici Araştırması • Stüdyo-Dış Mekân Karşılaştırması • Canlı Yapım • Video-kayıt (videogram) Yapımlar

Program Geliştirme Sürecinde Sorulması Gereken Sorular • Yönetmenin Yapması Gerekenler

Televizyon Metinleri • Anlatı Yapısının Kurulması • Açılış • Gövde • Kapanış

Yapım Klasörünün Hazırlanması • Yapım Klasörünün Unsurları • Program Bütçesinin Hesaplanması

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

198 2

TV Program Tasarım ve Geliştirme II

GİRİŞ Bir programın, fikir aşamasından yayına dek temel olarak 4 temel aşamadan oluşan yapım sürecinden geçer. Bunlar; Yapım öncesi aşama (pre-production), teknik hazırlık ve provalar (set up and rehearsal), yapım aşaması (production), yapım-çekim sonrası aşamadır (post-production). Yapım öncesi aşama programın yapımcının kafasında fikir olarak belirlemesinden başlayıp içeriği, yaklaşımı ve yapım özelliklerinin belirlenme aşamasıdır. Bu aşamada, yönetmenin belirlenmesinden, diğer ekip üyelerinin kimler olacağına karar verilmesi ve ekip üyelerinin görev alanlarına giren konularda programın geliştirilmesi ayrıntılarıyla tartışılır. Teknik hazırlık ve provalar, dekorun kurulması, ses ve ışık donanımının hazırlanması, programda yer alacak önceden hazırlanmış kayıtların kontrol edilmesi, stüdyo ve kontrol odalarında düzenlemeler yapılması, çeşitli bağlantıların kontrol edilmesi gibi işlemler gerçekleştirilir.

Yapım aşaması programın canlı olarak çekilip yayınlandığı ya da kaydedildiği aşamadır.

Yapım aşaması programın canlı olarak çekilip yayınlandığı ya da kaydedildiği aşamadır. Bu aşama yönetmenin tümüyle kendi yaratıcılığını ve bilgisini kullanarak, programı görüntü ve ses olarak düzenlediği, program fikrinin yazılı metinden, görüntü ve ses ortamına aktarıldığı aşamadır. Çekim sonrası aşama, canlı yayınlanmayan ya da canlı kaydedilmeyen, sonradan kurgulanacak ve ses, grafik, görüntü, animasyon, fotoğraf vb. eklenecek programlar için, programın kurgu ve tamamlanma aşamasıdır. Bu tür programların yayın öncesi son aşaması olduğu için, programın yayın bandı bu aşamada hazırlanır. Bu ünitede dersin içeriğine dönük olarak bir televizyon programının fikir olarak geliştirilmesi ve hazırlıklara odaklanılacaktır. Bu nedenle bir televizyon programının 4 aşamasının tamamı değil yapım öncesi aşaması anlatılacaktır. Bir televizyon programı formatı geliştirmek ve hazırlıklar için gerekli tablolar ve dosya içeriği ünitenin içinde yer almaktadır.

TELEVİZYON PROGRAMI GELİŞTİRME-YAPIM ÖNCESİ AŞAMA Yapımcının Yapması Gerekenler Televizyonda, yapımcıların kilit rolü oynaması, televizyon işinin doğasından kaynaklanır. Çünkü televizyon, kaynak olarak sürekli program ister. Yalnızca yapımcı ve belki çok az sayıda ekip arkadaşı, bir program yapımının en başından, yayın ya da dağıtım aşamasına kadar işin içinde bulunurlar. Bu yüzden de, hazırlanan programın tüm bölüm ve ayrıntılarını bilen kişi olarak sadece yapımcı programın sürekliliğine ve bütünlüğüne yol gösterebilir. Bu bütünlüğü sağlayabilmesi için yapımcının; yetkiyi, sorumluluğu ve hem bütün çalışmayı yönetebilecek hem de bütün yapım süreci boyunca zor kararları

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

199 3

TV Program Tasarım ve Geliştirme II anında alabilecek yetenekte bir lider olması gerekir. Yapımcı, televizyon için program fikrini geliştirir, üretim süreci boyunca daha ilk yapım öncesi toplantısından başlamak koşuluyla, son kurgusuna kadar yönlendirmeleri yapar ve her unsurun - ister teknik, ister yaratıcılık açısından olsun - sorumluluğunu üstlenir (Kars, 2010). Bu yüzden de yapımcının Rönesans insanı gibi olması ve her türlü yeniliğe, yaratıcılığa açık bulunması gerekir (Wurtzel & Acker, 1989). Yapımcının bilgilerine dayanarak vereceği ilk iki karar; (1) Programın stüdyoda mı, yoksa açık mekânda mı yapılacağı ve (2) Hangi özgün yapım yaklaşımının kullanılacağıdır. Her programın ortaya çıkışı diğerinden biraz farklıdır.

Program Fikrinin Geliştirilmesi Her programın ortaya çıkışı diğerinden biraz farklıdır. Bazı programlar, birisi yapılmasını istediği için yapımcıların önüne gelir. Bazı programların yapım fikri, yapımcının kendi yaşam deneyiminden ya da yakın çevrede olup bitenlerin toplumda bıraktığı etkiden ya da ileride bazı sponsorlar bulacağı umudundan doğar ya da ekipten biri, iyi bir program olacağı inancıyla yöneticilere bir yapım önerisi getirebilir. Yapım fikri nereden kaynaklanırsa kaynaklansın, yapımcının işi, çoğu zaman küçük bir kıvılcım olarak karşısına çıkan bu fikirden ektili bir televizyon programı yaratmaktır. Bunun için de yapımcı, bir dizi program geliştirme adımı atmak durumundadır.

Fikrin Araştırılması Yapımcının, temel bir program fikrine sahip olduktan sonra yapması gereken ilk iş, kaynak araştırması yapmaktır. Örneğin bilgilendirici bir program söz konusu ise, yapımcı öncelikle konu hakkında edinebildiğince fazla bilgi sahibi olmalıdır. Aynı zamanda, konunun uzmanlarına da başvurup, önemli noktalara odaklanmasını sağlayacak bilgiler edinmeli ya da yeni araştırma kaynakları öğrenmelidir. Üniversiteler, yetkililer, profesyonel danışmanlar ve sivil toplum örgütleri gibi bilgi kaynaklarından yararlanmalıdır.

Kuşkusuz bu, sanatçıyı bir kara tahta başına geçirip yarım saat boyunca izleyicilere mikrobiyoloji anlatması demek değildir.

Program içeriği üzerindeki araştırmaları sırasında yapımcı kendi kendine “bu fikir programa uyarlamak için uygun mudur ve benim yapımcılığıma uyar mı?” sorularını sormalıdır. Çünkü televizyon görsel bir araçtır ve programı etkili kılacak en çekici ve ilgi uyandırıcı resimlere gereksinim duyulacaktır. Genellikle, drama (oyunlaştırılmış) yapımları için, geniş bir oyuncu kadrosu ve gerçekçi ve ayrıntıları düşünülmüş bir set gerektiğine inanılır. Ne var ki, çok başarılı dramatik bazı yapımlarda, setin öneminin çok düşük olduğu görülmektedir. Kuşkusuz bu, sanatçıyı bir kara tahta başına geçirip yarım saat boyunca izleyicilere mikrobiyoloji anlatması demek değildir. Genel olarak, televizyonun görsel kurallarının ne zaman çiğneneceği ve geleneksel görsel efektler olmaksızın izleyicinin ilgisinin nasıl çekilebileceği yapımcının vereceği karara bağlıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

200 4

TV Program Tasarım ve Geliştirme II Diğer önemli bir konu ise, çekim için yapımcının isteyeceği donanımlarda yatmaktadır. Gerçekten de bazı yapımcılar, küçücük bir stüdyoda yapacakları çekimler için en büyük stüdyolardaki olanak ve donanımı kullanmak istemektedir. Yapımcı, elde edip yararlanabileceği olanak ve donanımı isteyip kullanmak durumundadır (Wurtzel & Acker, 1989). Program fikri, giderek gelişip netleşmeye başladığında, yapımcının düşünmesi gereken program içeriğinin çok geniş ya da çok dar olup olmadığıdır. Çok geniş tutulmuş bir program, izleyicide bitmemiş bir program izlenimi uyandırabileceği gibi, çok dar bir program da izleyiciye çok durağan ve dolayısı ile sıkıcı gelebilir. Ayrıca yapımcı, programın verilen süre içinde elindeki malzemeyi yeterince kullanıp kullanmadığını da düşünmelidir. Gerçekten de bazı programlar için yarım saatlik süre yeterli olurken, bazıları için çok uzun gelebilir. Bu arada, her yapımcı bir program fikrini ortaya attığında bunun son derece ilgi çekici olacağını savunur. Ancak yapılacak araştırmalar sonucunda, fikrin hiç de sanıldığı gibi çekici olmadığı ortaya çıkabilir. Yapımcı, asla “uygun gelmeyen” bir programı yapmak için olanaklarını zorlamaya kalkmamalıdır (Kars, 2010).

Hedef Kitlenin Belirlenmesi

Örnek

Her programın yapımındaki temel amaç, hiç kuşkusuz bunu izleyicilere izlettirmektir.

Her programın yapımındaki temel amaç, hiç kuşkusuz bunu izleyicilere izlettirmektir. Bu nedenle de; izleyicilerin yapısı, program gereksinmeleri ve program öncelikleri çok önemlidir ve yapımcının daha ilk adımda belirlemesi gereken bir konudur. Hedef izleyici kitlesi çok küçük ya da çok özgün olabilir ve kolaylıkla saptanabilir; ya da tam tersine, kitle birbirinden farklı geniş bir bireyler grubundan oluşabilir.

•Örneğin, gençleri hedef kitle seçen bir sağlık programı onlu yaşlardaki gençlere sigaranın sağlığa zararlarını anlatmayı amaçlıyorsa, yapımcı hedef izleyici kitlesinin kimlerden oluştuğunu bilir ve programın yapısını ve akışını bu kitleyi en iyi etkileyecek biçimde düzenler.

Her ne kadar izleyici kitlenin yapısı/bileşimi çoğu yayınlar için kolay saptanabilecek bir şey değilse de, işe kavramı daraltmakla başlanılabilir. Seslenilecek kitle ulus çapında mıdır, yoksa yerel midir? Hedeflenen kitle erkeklerden mi, kadınlardan mı yoksa çocuklardan mı oluşmaktadır? Yaş grubu nedir?

İzleyici Araştırması İyi bir yapımcı, bir program fikrini izleyicisinin beklentileriyle uyuşturmak için kendi sezgilerine ve deneyimlerine de güvenir. Ancak, bu tür “sezgisel tepkiler” her zaman için güvenilirlik taşımaz. İzleyicilerin programa ilgilerini ve beklentilerini doğru saptayıp analiz edebilmek için çoğu kere daha bilimsel verilerin yardımı gerekir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

201 5

TV Program Tasarım ve Geliştirme II Özgün program kavramlarını, formatlarını ya da yapım yaklaşımlarını test etmek için biçimlendirici araştırma teknikleri kullanılır. İzleyicilerden alınan sonuçlar ve yapılan yüz yüze görüşmeler, izleyicilerin izlemeyi en çok istedikleri program yapısının geliştirilmesinde, değişik program parçacıklarının sıralanmasında, gösteri için sürekli oyuncu kadrosunun belirlenmesi gibi konularda önemli roller oynamaktadır. Program araştırma danışmanlarının yaptıkları alan araştırmaları ve bunların sonucundan elde edilen verilerin, kanalın hedef kitlesine en mükemmel seslenebilecek program formatı ve yaklaşımının belirlenip geliştirilmesini sağlamaktadır (Kars, 2010).

Stüdyo-Dış Mekân Karşılaştırması Çoğu zaman yapılmakta olan programın kendisi, çekimlerin stüdyoda mı yoksa açık mekânlarda mı yapılacağını belirler. Örneğin, bir spor karşılaşması yerinde çekilmelidir. Buna karşılık, birçok programın çekimi, yapımcıya değişik çekimler yapma olanağı tanıyabilir. Çekimlerin stüdyoda mı açık mekânlarda mı yapılacağı bir başka açıdan da yapım için ayrılan paraya, zamana ve kullanılacak donanıma bağlıdır. Stüdyo çekimleri genellikle en yüksek kontrolün sağlandığı çekimlerdir. Çünkü hava koşulları, ses kirlenmesi ve benzeri dış etkilerden uzak kalmak kolaydır. Bu yüzden de stüdyo çekimleri, fazla film ve bunun doğal sonucu olarak fazla para harcanmasının istenmediği yapımlar için çok uygundur.

Stüdyo çekimleri genellikle en yüksek kontrolün sağlandığı çekimlerdir.

Buna karşılık; kapalı stüdyolarda kurulup gerçekleştirilmesi zor olan dekorlar, setler gerektiren çekimler için açık mekânlar tercih edilir. Nitekim günümüzdeki yeni portatif çekim araç-gereçlerinin kullanımının yaygınlaşması sonucunda, açık mekân çekimleri daha fazla tercih edilmektedir.

Canlı Yapım Televizyonun sunduğu en mükemmel ve aynı zamanda en riskli çekimler canlı yapımlardır. Bu yalnızca izleyicinin ilgisini artıran bir unsur olmakla kalmamakta, tek gösterimlik şovlar olduğu yani yinelenmesinin olanaksızlığı nedeniyle, hem oyuncu/sanatçı kadrosunun hem de ekibin üstün sunuma ulaşmalarını sağlamak gerekir. Buna karşılık, canlı yapımın hata payı bulunmaz. Ne teknik sorunlar ne de yapım hatalarının kurguyla düzeltilebilmesi olanağı yoktur ve bu yapımlar, yapımcının en az kontrolü olanlardır. Kuşkusuz, burada da, çekimi yapılacak yapımın niteliği, canlı olup olmayacağını belirlemekte önemli pay sahibidir. Örneğin spor karşılaşmaları gibi.

Video-kayıt (videogram) Yapımlar Çok yaygın kullanımı olan video kayıtlar yapımcıya dört kayıt yaklaşımı sunar: (1) banda canlı kayıt, (2) parça parça kayıt (3) tek kamera/tek video kayıt cihazı (VTR) ve (4) çok kamera/çok VTR.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

202 6

TV Program Tasarım ve Geliştirme II Günümüzde televizyon ve video kayıtların tümü dijital ortamda gerçekleşmektedir. Kameralardan yayın iletim sistemlerine kadar tüm süreç dijitalleşmiş durumdadır.

PROGRAM GELİŞTİRME SÜRECİNDE SORULMASI GEREKEN SORULAR Televizyon için bir program içeriği geliştirme sürecinde yapımcının yanıtlaması gereken sorular, aşağıdaki sormaca formu ile daha yalın açıklanmaktadır. Program Geliştirme Sorgu Listesi (Bu liste, bir fikri televizyon programına dönüştürebilmek için yararlı olacaktır.) (Wurtzel & Acker, 1989). • • • • • • • • • • •

Öncelikle, programın ana hatlarıyla ne olduğu, hangi izleyici kitlesini hedeflediği, yayın saati vs. gibi soruları yanıtlayan bir öneri formu hazırlanmalıdır.

Hedef izleyici kimdir? İzleyici neden izlemelidir? İzleyici ne zaman izlemelidir? Programın uzunluğu ne olmalıdır? İzleyici ne izlemelidir? Fikirler nereden kaynaklanmalı/gelmelidir? Program nasıl/nerede üretilmiş/yapılmış olmalı? Yapım maliyetleri nelerdir? Fikir hayata geçirilebilir türden midir? Fikir satılabilir türden midir? Başarıya ulaşacağı neye dayanılarak önceden nasıl kestirilebilir?

Yukarıdaki listedeki soruların tümü yanıtlandıktan sonra, programın yapım özellikleri ve tahmini bütçesinin de yer alacağı bir dosya hazırlanması gerekir. Öncelikle, programın ana hatlarıyla ne olduğu, hangi izleyici kitlesini hedeflediği, yayın saati vs. gibi yukarıdaki listenin içerdiği soruları yanıtlayan bir öneri formu hazırlanmalıdır. PROGRAM ÖNERİ FORMU (Kars, 2010) Programın Adı: Kısa, akılda kalan, programın içeriğine uygun olmalıdır. Programın Türü: Eğlence, yarışma, belgesel, haber vs. Programın Konusu: Programın hangi konuda olduğu kısaca belirtilmelidir. Amacı: Neden böyle bir program yapılmak istendiği açıklanmalıdır. Hedef Kitle: Programın toplumun hangi kesimine (cinsiyet, yaş, eğitim, yerleşim, çalışma durumu vs.) seslenmek istediği belirtilmelidir. Yayın Dönemi: Hangi dönemde (ilkbahar, kış, yaz, sonbahar) yayınlanması uygun olduğu yazılmalıdır. Bir yayın dönemi 3 ay ve 13 haftadır. Yayın Saati: Hedef izleyicinin yakalanması açısından günün hangi saatinde yayınlanması gerekir. Süresi: Programın bir bölümünün süresi ne kadardır. 30 dakika, 45 dakika vs.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

203 7

TV Program Tasarım ve Geliştirme II Yayın Sıklığı: Günlük, haftalık vs. Bölüm Sayısı: Toplam kaç bölümden oluşacağı belirtilmelidir. Birçok program için öncelikle 13 haftalık bir yayın dönemi hedeflenir. Program izleyicilerce beğenilir ve izlenirse sonraki yayın dönemine de uzatılabilir. Programın Formatı: Programın iç akışının hangi ana unsurlardan yararlanılarak, hangi sırada ve hangi ortamda (izleyicili, konuklu, stüdyo, dış mekân vs. gerçekleştirileceği belirtilmelidir. Yapım Özellikleri: Teknik gereçler ve donanım bilgileri, film ya da kaset bilgileri, sanatsal gereksinimler, varsa telif hakkı ya da resmî izin gerektiren ayrıntılar, yararlanılacak ya da görüşüne başvurulacak kişiler, varsa verilecek ödül ve sponsor olabilecek kuruluşlarla ilgili bilgiler bu bölümde yer alır. Tahmini Bütçe: Harcama kalemleri belirtilerek, yaklaşık olarak maliyetin hesaplanması gerekir.

Yönetmenin Yapması Gerekenler Yönetmen, seçildiği andan başlayarak, bütün yapım öncesi toplantılara katılmalı ve özellikle de metni/senaryoyu, oyuncu/sanatçı kadrosu ya da sunucu veya spiker ve yapımı ilgilendiren konularda hem bilgi hem de söz sahibi olmalıdır. Sanatçı seçiminde birçok değişken etkili olur; sanatçının rol almak isteyip istememesi, maliyeti ve yapılacak programa “uygun” olup olmadığı gibi. Bu seçim yapılırken, yönetmenin de yapımcıyla birlikte olması şarttır. Çünkü sonuç olarak sanatçılarla en yakın çalışacak kişi yönetmendir.

TELEVİZYON METİNLERİ

Program metni yazımı bir öykü anlatma sürecidir ve anlatımın görsel ve işitsel içerikle sunulması gerekir.

Televizyon programları aralarında yazarın da bulunduğu yapım ekibinin izleyici ile iletişim kurabilmek için bireysel bilgi ve yeteneklerini birleştirerek çalışmaları ile gerçekleşir. Herhangi bir programın üretim süreci, fikir olarak belirmesiyle başlayıp, metin olarak geliştirilmesi ve televizyonun anlatım özelliklerinden yararlanılarak görüntü ve ses olarak bir televizyon programı oluşturulması ile tamamlanır (Kars, 2010). Yönetmenin, yazılı bir metin olmadan bunu görüntü diline aktarması beklenemez. En yalın programdan en karmaşığına her televizyon programı, bir yazılı metnin yönlendiriciliğini gereksinir. Program metni yazımı bir öykü anlatma sürecidir ve anlatımın görsel ve işitsel içerikle sunulması gerekir. Televizyon programları her ne kadar görsel ve işitsel olsalar da, mesajın önemli bir kısmı izleyiciye sözlerle aktarıldığı için, program metinleri aynı zamanda izleyiciye söylenecek sözleri içeren bir belge niteliğindedir (Kars, 2010). Bir televizyon yazarının mümkün olduğunca, izleyicilere anlatmak istediği öyküyü resimler, görüntüler hâlinde düşünmesi gerekir. Görüntüyle düşünmeye başlayınca, konuşmaların yüzeysel kaldığı da görülecektir. “Gösterebiliyorsanız gösterin, sözlerle anlatmayın.” (Kelsey, 1995). Amaç göstermektir, konuşmak değil. Açıklamaktansa göstermek tercih edilmelidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

204 8

TV Program Tasarım ve Geliştirme II Fakat televizyon programlarının süresi kısıtlı olduğu için, etkin bir anlatım için gösterileceklerin de belli zaman süresi içine sığdırılması gerekir. Bu yüzden doğru parçaların seçilmesi, öyküyü doğrudan etkilemeyen ayrıntıların ve parçaların çıkarılması gerekir (DiMaggio, 1993). Ayrıca, televizyon programları belli bir bütçe içinde gerçekleştirilmek zorunda olduklarından, en ekonomik biçimde görüntüye aktarılabilecek bir metnin üretilmesi tercih edilir. Bir televizyon metni geliştirmek ve öyküyü ilerletebilmek için dört temel araçtan yararlanılır. Bunlar: Mekân: En uygun resmi verebilecek mekân tasarlanır. Anlatım: Resmin, mekânının içinde olanların tanımlanmasıdır. Diyalog: Resimde söylenenlerdir. Sahne: Yukarıdaki üç araç bir birlik oluşturur ve her bir uyumlu birliktelik bir hareket sahnesi yaratır (DiMaggio, 1993).

Program metni, programın içeriğini, formatını, yapım yaklaşımını ve üretim sürecini de belirler.

Program metni, programın içeriğini, formatını, yapım yaklaşımını ve üretim sürecini de belirler. Ekrana gelecek görüntünün ne olacağına karar verirken, bunun neyi anlatması gerektiği, izleyici üzerinde nasıl bir etki bırakmasının istendiği belirlenmiş olmalıdır. Belirlenen etkiye uygun atmosferin yaratılması, öykünün anlatmak istediklerini görüntülerin anlatabilmesi için ışık, renk, yer, zaman ve kamera açılarının dikkatle metne yerleştirilmesi gerekir (Kars, 2010). Bir televizyon metninin taşıması gereken temel özellikler, televizyonun anlatım olanaklarına uygun yazılması ve hedef kitle ile buluşabilmesidir. Televizyon için metin yazanlar (yapımcının kendisi olabildiği gibi televizyon yazarlığı konusunda uzmanlaşmış kişiler de olabilir) metnin, görüntü diline aktarılacağını ve okunmayıp işitileceğini göz önünde bulundurarak, yönetmenin görüntü ile düşünmesi gibi, televizyonun anlatım olanaklarını düşünerek yazmaları gerektiğini bilmek durumundadırlar. Bu nedenle program metinleri, çoğunlukla yapım öncesi aşamada yönetmenle birlikte bir kez daha gözden geçirilir. Bu yüzden de televizyon yazarlığı uzmanlık gerektiren bir konudur. Program metinlerinin yazım biçimleri, yapılacak programın türüne ve yapım özelliklerine göre değişiklik gösterir. Haber bültenleri, haber programları, belgeseller, eğlence programları, eğitim programları, dramalar ve reklam metinleri birbirinden farklı özellikte metinlerdir. İçerdikleri bilgiler ve kâğıda aktarılma biçimleri de farklı şekillerde olmaktadır. Yalnızca akış planını içeren, bir programın yalnızca belli parçalarını bütünlüklü bir şekilde sıralayan metinler; programın akışı, kameranın gösterecekleri ve yaklaşık olarak söylenecekleri içerir. Tüm programların bir akış planı, formatı vardır ancak çoğu program akış planının dışında ayrıntılı metinler gerektirir. Bazı programlar ise, programın türü gereği ayrıntılı bir metin yazılmasını olanaksızlaştırır. Tüm konuşma ve gösterilecekler bulunmasa da, bu tarz metinler yönetmen ve programda yer alan sunucu ve yapım ekibine yol gösterici olur.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

205 9

TV Program Tasarım ve Geliştirme II Tartışma programlarının metinleri, canlı spor karşılaşmaları bu biçimdeki metinlere örnek verilebilir (Kars, 2010). Özet metin yardımıyla gerçekleştirilecek program türleri için, programın bazı bölümleri ayrıntılarıyla yazılır, görüntü akış planı belirlenir ancak tüm konuşulacakların içeriği önceden bilinemeyeceği tümü yazılmaz. Söyleşi programları, talk şovlar, doğaçlamaya dayalı eğlence programları ve spor karşılaşmaları bu türden programlardır. Sunucunun, açılış ve kapanışta söyleyecekleri ayrıntılarıyla yazılır fakat konukların nelerden konuşacakları önceden tam olarak bilinemeyeceği için yapım ekibinin bir birinden kopuk, dağınık ve rastgele çalışmasını önlemek amacıyla özet metin yazılır (Kars, 2010). Ayrıntılı metin gerektiren televizyon programları için, açılışından kapanışına dek, gösterilecekler ve söylenecekler tüm ayrıntılarıyla yazılır. Bir dizi ya da seri film veya tek bölümlük televizyon filmi gibi dramalar için, sinemasal anlatımlı bir senaryo yazılmasını gerektirir ve senaryo yazım teknikleri uygulanır. Haber bültenleri, haber programlar, eğitim programları ve belgesel programlar özellikle ayrıntılı metin yazımını gerektiren program türleridir (Kars, 2010). Metnin yapısı; akış planı, özet ya da ayrıntılı metin şeklinde de olsa, başta yönetmen olmak üzere ekip üyelerinin, yapım aşamasında herhangi bir karışıklık olmaksızın yararlanabilecekleri bir belge özelliği taşımalıdır. Metnin yazım kurallarına uygun, okunaklı ve anlaşılır olması için çeşitli biçimlerde kâğıda aktarılır.

Metnin yazım kurallarına uygun, okunaklı ve anlaşılır olması için çeşitli biçimlerde kâğıda aktarılır. Dramalar dışındaki televizyon programları için genellikle çift sütunlu sayfa düzeni tercih edilir. Bu düzende, görüntü kısmı solda, sesle ilgili kısım sağda yer alır. Kâğıdın sol sütununda, grafikler, araya girecek fotoğraf, film gibi görsel malzemeler ve bunların görünme sürelerine ilişkin bilgiler yazılır. Ses kısmına ise, konuşmalar, müzik, efekt gibi işitilecek ögelerin yanı sıra, sözü söyleyeceklerin hareket biçimi de bu bölümde ve büyük harflerle ve parantez içinde yer alır. Dikkat gerektiren en önemli konu, görüntü kısmında yazılanlarla, bu görüntülere eşlik eden sözlerin sayfa üzerinde aynı hizada yerleştirilmeleridir. Televizyon için yazılan oyunlaştırılmış (drama) programların yazım biçimi ise, film tarzı metin şeklinde olmalıdır. Film tarzı metin, bir sahne içinde yer alan çekimlerin numaralandırılarak, büyük harflerle çekimin zamanı, yeri, mekânı, süresi yazılır ve küçük harflerle görüntüye gelmesi gereken ayrıntılar belirtilir. Çekim içinde konuşma varsa, sözleri söyleyen karakterin adı büyük harfle sözlerin üzerine ortalanarak yazılır, sözleri küçük harfle yazılır. Karakterin sözleri söylerken yapması gereken hareketler ise, adıyla sözleri arasına parantez içinde yazılır.

Anlatı Yapısının Kurulması Televizyon programları, Raymond Williams’ın deyişiyle bir bütünün parçasıdırlar. Birçok başka programdan meydana gelen, günlük, haftalık, aylık ve bir yayın dönemini kapsayan tüm yayın belli bir bütünlük içinde planlanır ve tek tek programlar bu bütünü oluşturacak ve tamamlayacak şekilde hazırlanır. Dolayısıyla yayınlanacak programların formatları ve süreleri önceden belirlenmiştir. Tüm yayının bütünlüğünü oluşturan her bir programın, bütünlük

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

206 10

TV Program Tasarım ve Geliştirme II içinde bir yeri ve tamamlayıcı özelliği vardır. Bu nedenle, her bir programın da kendi içinde bütünlüğü ve izleyici için çekici gelecek bir yapısı bulunmalıdır (Kars, 2010). Programlar temel olarak üç bölümden oluşur: Açılış (tanıtım-başlık) bölümü, ana gövdesi (giriş- gelişme-sonuç) ve kapanış (son) bölümleri.

Açılış Programın tanıtımını yapmak ve izleyicinin dikkatini çekmek amacıyla, programın açılışının etkili bir şekilde olması gerekir. İzleyici bir programın kapanışı ile bir başkasının başlaması arasındaki sürede, ya kanal değiştirerek bir başka programı izlemeye devam edebilir ya da tümüyle izleme işinden vazgeçebilir. Programın açılışı izleyicinin bir başka etkinlikte bulunmadan ya da başka kanala geçme kararını engelleyecek en önemli unsur, programın açılışındaki dikkat çekiciliktir.

Belli bir programı önceden izlemeye karar vermiş olan izleyiciler için programın açılışı tanıtım niteliğindedir.

Belli bir programı önceden izlemeye karar vermiş olan izleyiciler için programın açılışı tanıtım niteliğindedir. Programın ne olduğu konusunda önceden fikri olmayan izleyiciler içinse, programın kimliğini açıklayıcı özelliktedir. Bu nedenle, program açılışları izleyicilere programın kimliğini belirtecek nitelikte olmalı, adı, oyuncular ya da sunucu, nasıl bir program olduğu (drama, eğlence, yarışma, tartışma vb.) hakkında bilgi vermelidir. Eğlence programlarının açılışı canlı, hareketli, duygusal programların ise duygusallığı yansıtacak nitelikte olmalıdır. Programın içeriğine göre, farklı açılış bölümü bulunur. Temelde iki tür program açılışı vardır: Tanıtıcı açılış ve soğuk açılış. Tanıtıcı Açılış: Genellikle, dizi, seri ve televizyon filmi gibi dramalarda kullanılan bir açılış türüdür. İzleyicinin kolaylıkla tanıyacağı programa özgü malzemeler kullanılır. Müzik, program bilgilerini içeren yazı karakterleri gibi. Her programın kendine ait belirgin bir müzikle başlaması olağanlaşmıştır. Sürekli programlar için bu tanıtıcı müzik hiç değişmez. Örneğin haberlerin bir başlangıç müziği vardır. Bu müzik, televizyona o anda bakmayan bir kişinin bile, tanıdığı alıştığı "haberler başlıyor" diyebileceği bir yapıdadır ve genellikle, gizli bir olayın aydınlatılacağı izlenimi uyandırır. Müzik, sözsüz bir söz gibi, program başlamadan izleyiciyi etkisi altına alır, bir imge yaratır. İzleyici ile tek bir sözcük söylenmeden gerekli iletişim kurulmuş olur. Postman, bunu bir tiyatro oyununa benzeterek, tiyatronun sahnesinin bütün dünya olduğunu söylemektedir: "Tiyatroda perdenin kalkışı sırasında olduğu gibi bir hava eser ve gerilim yaşanır." (Postman, 1989). Bu açılış türünde kullanılan programa özgü malzemeler, etkileyici bir müziğin kullanılmış olması dışında, dikkat çekicilikten uzaktır. Bu nedenle tanıtıcı açılış denilmektedir. Soğuk Açılış: Özellikle drama (oyunlaştırılmış televizyon programları) programlarında kullanılmakla birlikte, eğlence ve diğer tür programlarda da kullanılmaktadır. Program, ya olay örgüsünün doruk noktasının görüntüleriyle ya da doğrudan olay örgüsüyle açılır. Tanıtıcı herhangi bir öge olmaksızın doğrudan

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

207 11

TV Program Tasarım ve Geliştirme II program parçaları ile giriş yapıldığı için soğuk açılış olarak adlandırılır. İzleyicinin programa ısınmasına değil dikkatini çekmeye önem veren bir açılış türüdür. Soğuk açılış, programın en etkileyici görüntüleriyle yapılırken, genellikle içerikteki doruk nokta seçilir ve birkaç dakika gösterilebilir. Bundan sonra, programın ne olduğuna ilişkin tanıtıcı yazılar ve diğer açılış malzemeleri yerleştirilir ve program giriş kısmından başlar. Doruk nokta programın normal akışı içinde bir kez daha gösterilir. Dolayısıyla izleyici doruk nokta hakkında önceden bilgilenmiş olacağı için, normal akışı içinde gösterildiğinde etkisinin azaltması gibi bir olumsuz yönü vardır ancak izleyicinin dikkati çekilmiş ve programın izler kitlesi çoğaltılmış olacaktır. Diğer bir soğuk açılış türü de, programı doğrudan olay örgüsü ile açmaktır. Program normal sırası içinde gösterilmeye başlanır ancak metin akışı içinde önemli doruk noktalardan biri programın en başına yerleştirilir. İzleyicinin konuyu merak etmesini destekleyecek birkaç dakikalık açılış gösteriminden sonra ya da üzerine bindirilerek tanıtım yazıları yerleştirilir. Olay kaldığı yerden devam ettirilir. Bu açılış türünde, izleyici açılışta gördüğü sahneleri bir kez görür, dikkati çekilmiş olur. Haber programları ve dramalar için uygun ve dikkat çekici bir açılış türü olmakla birlikte, özellikle dramalarda kullanıldığında, izleyici henüz karakterleri ve mekânı tanımadığı için, gösterilen çatışmanın her zaman ilginç bulunmama gibi bir olumsuz etkisi olabilir. Tanıtıcı ve soğuk açılışların olumsuzluklarının etkisini azaltmak için uygulamada genellikle bu iki açılış türü birlikte kullanılır.

Tanıtıcı ve soğuk açılışın bir arada kullanılmasına karma açılış denir.

Karma Açılış: Tanıtıcı ve soğuk açılışın bir arada kullanılmasına karma açılış denir. Bu açılışta özellikle dramalarda, içeriği oluşturan görüntü parçalarının en etkileyici olanlarının birkaç saniyelik görüntülerinin seçilip hızlı kurguyla derlenmesiyle oluşturulan bir kolajla açılıp, bundan sonra tanıtım yazıları yerleştirilir. Program bir drama ise, önceki bölümlerden seçilen görüntüler de seçilebilir. Ya da bir haber program ise, örneğin daha önceki bölümlerde ekrana getirilmiş devlet adamlarıyla yapılan söyleşilerden kesitler derlenebilir.

Gövde Programın asıl kısmını gövdesi oluşturur. Tıpkı yazılı metinlerde konuya giriş yaptıktan söylemek istenenlerinin daha etraflıca ele alınıp açıklanması gibi, görsel metinlerde de, program açıldıktan sonra, gövde kısmında giriş-gelişme-sonuç bölümlerinde asıl söylenmek istenen yani mesaj örgütlemesi yapılır. Klasik anlatı yapısında sıralamanın giriş-gelişme-sonuç bölümleri şeklinde olması beklenir. Görsel metinlerde her zaman giriş-gelişme ve sonuç bölümlerinin birbirini izlemesi şart değildir. Soğuk açılış yapılarak girilen bir programda, klasik anlatı yapısındaki akış içinde gelişme bölümünde yer alması beklenen içerik, en başta verilebilir. Yapımcının mesajı örgütlerken, programın gövdesini oluşturan anlatı unsurlarını izleyicinin algılayabileceği bir şekilde aktarması ve dikkati, ilgiyi toplayabilmesi önemlidir. Ama sıralaması yapımcının anlatım biçimine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Önemli olan anlatı unsurlarının -birlik, çeşitlilik, akıcılık ve

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

208 12

TV Program Tasarım ve Geliştirme II doruk noktaların- izleyicinin ilgisini sürdürecek biçimde varlığı ve yerleştirilmeleridir.

İçeriği oluşturan unsurların bir biriyle ilgisiz ve rastgele sıralanmaları, mesajı iyi örgütlenmediğinin göstergesidir.

Birlik: Her program birçok yapım unsurundan oluşur. İçeriği oluşturan unsurların bir biriyle ilgisiz ve rastgele sıralanmaları, mesajı iyi örgütlenmediğinin göstergesidir. Programın bütünlüğü içinde yeri olmayan, gereksiz hiçbir unsurun bulunmaması, var olan her unsurun birbiriyle etkileşimli ve birbirini destekler nitelikte olması, mantıksal bir ilişki içinde bulunması ve görsel zenginliğin gözetilmiş olması önemlidir. Televizyon programlarının belli bir birlik içinde sunulabilmesi için; tek fikir ele alınmalı, belli bir konu etrafında geliştirilmeli, oyuncu ya da sunucunun sürekliliği sağlanmalı, kullanılan malzemelerin tümünün konuyu ve olay örgüsünü desteklemesi, konuyu en iyi anlatacak görüntü düzenlemesi gibi konulara dikkat etmek gerekir. Çeşitlilik: Bir programın sıkıcı olmaması, ilgiyi canlı tutmak için programın belirli bir tema içinde çeşitli konular ya da olaylar anlatı yapısını zenginleştirir. Örneğin haber programlarında, ele alınan konuyu görsel zenginlikle destekleyecek sokak görüntüleri, bir eğlence programında değişik skeç bölümleri, haber bültenlerinde siyasal ve ekonomik konuların yanında daha yumuşak haber konularına yer vermek gibi. Çeşitlilik ayrıca, konuyla ilgili slaytlar, grafikler vb. görüntü malzemeleriyle de sağlanabilir. Akıcılık: Programda kullanılan malzemeler ne kadar ilginç olursa olsun, bir süre sonra durağanlık etkisi yaratacağı için ilginin canlı tutulma olanağı ortadan kalkar. Programın akışını yavaşlatacak uzun sahnelerden, uzun konuşmalardan, uzun açıklamalardan, uzun ağır ezgilerden kaçınmak gerekir. Televizyon programı sürekli yeni bir unsura yer vermeli ve içeriği zengin görüntü malzemesiyle desteklemelidir.

Bir programın başladığının açılışla belirtilmesi gibi, bitişi de kapanışla izleyiciye net bir biçimde belirtilmelidir.

Doruk nokta: Dramalarla sınırlı olmaksızın tüm televizyon program türleri, izleyicinin ilgisini giderek yükseltecek, merakını körükleyecek bir tırmanış çizgisi sergilemelidir. Dramalarda, oyunun en çatışmalı, en gerilimli, en merak edilen noktası doruk noktasıdır. Bu noktadan sonra, çatışma bir çözüme kavuşturulur ve sonuca gidilir. Diğer program türlerinde de, örneğin haber programlarda en önemli sorunun sorulduğu nokta doruk noktasıdır. Eğlence programlarında da, örneğin en popüler şarkıcının ekrana geldiği an benzer bir etki yaratır.

Kapanış Bir programın başladığının açılışla belirtilmesi gibi, bitişi de kapanışla izleyiciye net bir biçimde belirtilmelidir. Program kapanışlarının, program başladıktan sonra izlemeye başlayanlar için kimliği hakkında bilgi verme işlevleri de vardır. Bu nedenle genellikle, açılışta kullanılan tanıtıcı malzemeler kapanışta da kullanılır. Uygulamada genellikle, açılışlarda programın adıyla birlikte ekranda görünecek başlıca kişilerin, yapımcının, yönetmenin adı verilirken, kapanışta diğer ekip üyelerinin ve ikinci derecede ekranda görünen ve katkısı bulunanların adları yazılır. Program kapanışları, görsel metnin akışı içinde doruk noktanın çözüme ulaştığı noktaya yakın olmalıdır. Çünkü olaylar çözüme kavuştuktan sonra

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

209 13

TV Program Tasarım ve Geliştirme II izleyicinin ilgisi de kaybolmaya başlar ve kanal değiştirme eğilimi belirir. Bir sonraki programın da izlenebilmesi için, izleyicinin ilgisi tümüyle bitmeden önce programın sonlandırılması yerinde olur.

YAPIM KLASÖRÜNÜN HAZIRLANMASI Ayrıntılı Öneri Formu, yapımın planlanmasını sağlayacak bütün temel bilgileri içerir duruma geldiğinde bile; bir çalışma rehberi işlevini üstlenecek ayrıntılardan yoksundur. Yapım Klasörü, bir anlamda, çalışma sürecinin bütününü kuş bakışı, gösteren bir belge niteliğindedir. Bu dosyaya bakılarak bir an içinde; “Kim? Neyi? Ne zaman? ve Nasıl?” sorularının yanıtlarını bulabilmek mümkündür. Bunun sayesinde, yapımcıdan herhangi bir güncelleştirme istendiğinde ya da yapım konusunda herhangi bir soru sorulduğunda bu kaynağa bakarak kolayca yanıtlanabilir. Aşağıda, bir yapım klasöründe genellikle yer alması gereken dosyaları göstermektedir.

Yapım Klasörünün Unsurları Temel Yapım Takvimi -- Tüm yapım sürecini bir bakışta anlatan bilgiler içerir. Yapım sürecinde yayın gününe kadar, tüm yapılması gerekenler gün gün belirtilerek, bunlara ilişkin toplantıların ve hazırlıkların yapılması gereken son tarihler belirli bir takvim şeklinde gösterilir. (Metnin tamamlanması, oyuncu/konuk/sunucu seçimi, dekor ve ışık gereçlerinin sağlanması ve kurulması, yapım ve çekim günleri, yapım sonrası çalışmalar, yapımın son şeklini alması ve yayın tarihi ayrıntılı olarak belirtilir.) Ekip Üyeleri ve Sanatçılar: Programın yapımında çalışanların tümünün isimleri, telefon numaraları ve adres listeleridir. Prova takvimi, provaların gün, saat, tarih ve yerleri ile hazır bulunacaklarını listesini içerir.

Prova Takvimi: Prova takvimi, provaların gün, saat, tarih ve yerleri ile hazır bulunacaklarını listesini içerir. Talep Formu: Yapım süresince stüdyoda gereksinilecek tüm teknik gereç ve malzemenin ayrıntı listeleridir. Kablo uzunlukları dâhil kameraların [sabit stüdyo kameraları, taşınabilir kameralar (steady camera) ya da akrobat kamera (Jimmy jip gibi)] ve objektiflerin özellikleri, mikrofonlar ve özellikleri (yaka mikrofonu, boom mikrofon vs.), monitörler, ışık gereçleri gibi. Ekip Çalışma Zamanı Listeleri: Program için gereken teknik malzeme ve donanımı kullanacak teknik ekip üyelerinin listesi ile bunların çalışma düzeni. (Kimin, hangi saatler arasında çekim için bulunması gerektiği, ekranda görünecek kişilere ne zaman makyaj yapılacağı dolayısıyla, makyaj odasının ayırtılması ya da makyözün sette bulunması gereken saatler, yemek arası zamanları gibi ayrıntılı zaman dökümünü içerir.) Sanatçıların/Konukların Zaman Listeleri: Gerek provalarda gerekse yapım sırasında, sanatçıların nerede olacakları ve buralarda ne zaman bulunacaklarının listesidir. (Özellikle drama programlarının ve kalabalık oyuncu kadrosunun

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

210 14

TV Program Tasarım ve Geliştirme II bulunduğu yapımlarda, stüdyo ya da dış çekimlerde, oyunculara ne zaman nerede hazır bulunmaları gerektiğinin bildirilmesi ve yapımcının bunu takip etmesi gerekir. Örneğin, saat 15.00’teki bir çekim için oyuncunun, kostüm ve makyaj yapılıp çekime hazır olabilmesi için en az bir saat önceden belirtilen yerde bulunması gerekir. Konuk çağrılması gereken bir program yapılıyorsa, konukların da en az yarım saat önceden stüdyoda bulunup, yine makyaj hazırlığı ve konuşulacak konunun gözden geçirilmesi gerekir.)

Genellikle çekim yeri için özel bir izin alınması ya da kiralanması gerekir.

Çekim Programı: Hangi özel çekimlerin yapılacağının sıralaması ve bunların tamamlanma süreleri bir program içinde yürütülür. Bir yapımın bir ya da birkaç sahnesi ya da parçacığı özel bir çekim yeri gerektirebilir. Genellikle çekim yeri için özel bir izin alınması ya da kiralanması gerekir. Örneğin, bir okul, bir banka şubesi ya da tarihsel ve sanatsal özellikleri olan bir mekân gibi. Bu tür çekimlerin ne zaman yapılacağı ve ne kadar süreceği izin alınırken ya da kiralanırken belirlendiği için, hangi teknik donanımın gerektiği, ekibin ve oyuncuların ne zaman orada olacakları gibi ayrıntılar, çekim senaryosuna uygun şekilde bir çizelgede gösterilir. Çekim ve Yayın İzinleri: Programda gerekli fotoğraf, slayt, film vb. gösterim ürünlerinin kullanım izinleri ile telif, park ve yapım sürecinde gerekecek diğer yasal izin belgeleri ile sözleşmelerdir. Örneğin, yapımda görev alacak sanatçılarla yapılan sözleşmeler, kullanılacak müzik ve diğer gösterim ürünleri için kiralama ya da izin belgeleri ile telif sözleşmeleri, resmi kurumlardan alınması gereken çekim izni (Bazı çekimler şehir trafiğini etkileyebilir ya da emniyet müdürlüğünden izin alınmasını gerektiren bir kamusal alanın kullanılması gerekebilir.) başvuruları gibi belgelerdir. METİN SANATÇI/KONUK /SUNUCU SETLER IŞIK SES GRAFİK FİLM/ VTR KOSTÜM AKSESUARLAR KURGU YAPIM TAKVİMİ

TEMEL YAPIM TAKVİMİ (Tarihler örnek olarak verilmiştir.)

Özet 1.Taslak Son Şekli Çoğaltma ve Dağıtım Komut Kartları 11 Eylül 25 Eylül 2 Ekim 4 Ekim 10 Ekim Seçimin Tamamlanması Stüdyo Provası Yapım 6 Ekim 12-13 Ekim 14-15 Ekim Toplantı Son tasarım Yapılış Stüdyo tamamlanması 3 Ekim 6 Ekim 7-8 Ekim 11 Ekim Toplantı Son tasarım Çekime Hazır 3 Ekim 6 Ekim 11 Ekim Toplantı Ses ve Müzik Donanımı Yapım Sonrası Seslendirme/Müzik 3 Ekim 11 Ekim 17-19 Ekim 10 Ekim’e kadar belirlenecek Dış VTR yapım 8 Ekim Kostüm Tamamlanması Stüdyoda Kostümlü Prova ve Çekim 8 Ekim 12-15 Ekim Toplanma Stüdyoda 9 Ekim 12-15 Ekim Dış VTR Kurgusu Yapım sonrası izleme 10 Ekim 17-19 Ekim Dış VTR ekibi Kurgu/ Stdy tamam-ışık / Stdy prv / Yapım / Kurgu 8 Ekim 10Ekim/ 11 Ekim / 12-13 Ekim/ 14-15 Ekim 17-19 Ekim

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

211 15

TV Program Tasarım ve Geliştirme II

Program Bütçesinin Hesaplanması

Yapımcı bütçe kavramı ile ilişkili olarak televizyonun tecimsel özelliklerinden kaynaklanan kısıtlamalarla başa çıkabilecek yeterlilikte olmalıdır.

Bir programın, yapımcının kafasındaki fikir olmaktan, ekranda izleyiciye sunulan bir program hâline dönüşebilmesi için para harcanarak bir üretim sürecinden geçmesi gereklidir. Yapım ekibi üyelerinin emeklerinin karşılanmasından, teknik gereçler ve dekor ya da mekân için yapılacak harcamalara, en küçük aksesuardan, yiyecek içecek giderlerine, görülmeyen giderlere dek tüm harcamaların önceden belirlenmesi zorunludur. Bütçenin büyüklüğü, program önerisinin kabul edilip edilmemesini belirleyen en önemli etkenlerden biridir (Kars, 2010). Yapımcı bütçe kavramı ile ilişkili olarak televizyonun tecimsel özelliklerinden kaynaklanan kısıtlamalarla başa çıkabilecek yeterlilikte olmalıdır. Bir program bütçesi, yapılması istenen programın ayrıntılı maliyet tahminlerini içerir. Gelir ve gider dengesinin tutturulabilmesi, programdan kâr elde edilebilmesi, bir televizyon kanalının programlar için yapılacak harcamaları genel bütçe içindeki yerini bilebilmeleri için, sağlıklı program bütçelerinin hazırlanması gerekir. Bütçe hazırlanırken akıldan çıkarılmaması gereken iki önemli nokta vardır: (1) program yapımı için ne kadar paraya gereksinim olduğunun tahmini, (2) programın yapımı için ne kadar para bulunmasının umut edildiği. Program üretmek için yeterli para yoksa üretilecek programın yapılması istenen olmayacağı açıktır.

Çoğu programın bütçesi iki ana maliyet kalemine ayrılır.

Bütçenin sağlıklı hazırlanabilmesi için, öncelikle programın uygulama planının ayrıntılı olarak geliştirilmesi ve tüm masraf kalemlerinin eksiksiz bir listesinin yapılması gereklidir. Bu yüzden, çekim ve çekim sonrası süreçleri de kapsayan çalışma takviminin gerçekçi bir zaman programının oluşturulması ile işe başlanmalıdır. Metin yazımı, oyuncu ya da sanatçı kadrosunun oluşturulması, mekân araştırılması, dekor yapımı, provalar, çekim, çekimlerin izlenmesi, kurgu ve ses ve müzik kaydı gibi işlemlerin gün gün saptanarak planlanması, bütçe hazırlanması için temel koşuldur. Çünkü programlanan zamanın bir gün bile aşılması, mekân kirasından ulaşıma, yiyecek içecek giderlerinden ekip üyelerinin ödemelerine maliyet artacağı için bütün bütçe hesabı değişecektir (Kars, 2010). Çoğu programın bütçesi iki ana maliyet kalemine ayrılır: (1) yaratıcılıkla ilgili maliyetler: yapımcı, yönetmen, yazar ve oyuncular, (2) teknikle ilgili maliyetler: yapım harcamaları (personel ve teknik donanım). Aşağıda, örnek bir program bütçesinin kalemleri verilmiştir (Wurtzel & Acker, 1989):

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

212 16

TV Program Tasarım ve Geliştirme II PROGRAM BÜTÇESİ Program………………. Hazırlandığı tarih:……… Yapımcı………………. Tahmini Maliyet Gerçekleşen Maliyet Aradaki Fark [(-)/(+)]

YARATICI MALİYETLER Yapımcı Yapım Yardımcısı Yönetmen Sanat Yönetmeni Yazar/Metin Oyuncular/Sanatçılar/Sunucu/ Konuklar vd.

Müzik Büro (Kira+donanım) Çeşitli Maaş/ücret/sigorta Yaratıcı Maliyetler Toplamı TEKNİK MALİYETLER Yardımcı Yönetmen Yönetmen Yardımcısı Stüdyo İşçi/Teknisyenleri Işık Yönetmeni Sahne Tasarımcısı/Dekoratörü Set Yapımı (a) malzeme (b) personel Özel Gereçler (a) (b) Kayıt ekipmanı Kostüm Aksesuar Makyaj Çalışma harcamaları (a) Yemek (b) Konaklama (c) Ulaştırma Grafikler Yapım Sonrası İşlemler (a) Video kurgu (b) Altyazı (c) Animasyon (d) Seslendirme Çeşitli (a) (b) Görülmeyen Giderler Telif Hakkı Ödemeleri TEKNİK MALİYETLER ALT TOPLAMI YAPIM MALİYETLERİ TOPLAMI

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

213 17

TV Program Tasarım ve Geliştirme II Yukarıdaki bütçe örneğindeki kalemlerde, örneğin “yapımcı” kaleminde aslında yapımcının bireysel ücreti anlatılmakla birlikte, bu kalem çalışan ve büro giderlerini de içermektedir. Yaratıcı/teknik maliyet oranı genellikle toplam bütçenin yüzde 45’ini oluşturur ve yaratıcılara yüzde 55, tekniğe yüzde 45 ayrılır. Ancak, özel bazı programlar ve bunların gereksinmelerine göre bu oranlarda değişiklik yapılabilir. Pahalı yönetmen, yazar ve oyuncular-mekânlar kullanılan programlar, bütçenin de yükselmesine yol açar (örneğin egzotik mekânlar ya da tarihsel kostümler gibi).

Bütçe, yapımcının stüdyoya adım atmasından çok daha öncesinden onun neler yapıp neler yapamayacağını belirleyen unsur olduğundan, yalnızca bir rakamlar dizisi olmanın çok ötesinde önem taşımaktadır. Yapımcı, bütçeyle sınırlı olan paranın dağıtımını ayarlamak durumundadır. Bu da, bir kalem için fazladan yapılan harcamaları karşılık, diğer bir kalem için daha az harcama yapılacağı anlamını taşır. Birçok küçük stüdyo ya da kanalda, dış çekimler normal ücret ve diğer kalemlerin üzerinde olduğundan, bütçelerin hazırlanması sırasında en çok bunlar üzerinde durulur ve mümkün olduğunca kısıtlanmalarına çalışılır. Çünkü eğer dış çekimler yapılıyorsa; yemek, ulaştırma, konaklama gibi giderler kaçınılmaz olacaktır.

Bireysel Etkinlik

Bütçe hazırlanırken dikkat edilmesi gereken en önemli unsur, gerekli kalemlerin tümünün göz önünde tutulmasıdır.

Bütçe hazırlanırken dikkat edilmesi gereken en önemli unsur, gerekli kalemlerin tümünün göz önünde tutulmasıdır. Bütün kalemler sıralandıktan ve toplamları alındıktan sonra da, yüzde 10-15’lik bir ekleme yapılarak beklenmedik giderler için görülmeyen giderler kalemi oluşturmak gerekir.

• Bir televizyon programı tasarlayıp, programın öneri formunu ve yapım klasörünü hazırlayınız.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

214 18

TV Program Tasarım ve Geliştirme II

Özet

•TELEVİZYON PROGRAMI GELİŞTİRME-YAPIM ÖNCESİ AŞAMA •Yapımcının Yapması Gerekenler •Yapımcı ve belki çok az sayıda ekip arkadaşı, bir program yapımının en başından, yayın ya da dağıtım aşamasına kadar işin içinde bulunurlar. Bu yüzden de, hazırlanan programın tüm bölüm ve ayrıntılarını bilen kişi olarak, sadece yapımcı programın sürekliliğine ve bütünlüğüne yol gösterebilir.Yapımcı, televizyon için program fikrini geliştirir, üretim süreci boyunca daha ilk yapım öncesi toplantısından başlamak koşuluyla, son kurgusuna kadar yönlendirmeleri yapar ve her unsurun - ister teknik, ister yaratıcılık açısından olsun - sorumluluğunu üstlenir.Yapımcının bilgilerine dayanarak vereceği ilk iki karar; (1) Programın stüdyoda mı, yoksa açık mekânda mı yapılacağı ve (2) Hangi özgün yapım yaklaşımının kullanılacağıdır. •Program Fikrinin Geliştirilmesi •Yapım fikri nereden kaynaklanırsa kaynaklansın, yapımcının işi, çoğu zaman küçük bir kıvılcım olarak karşısına çıkan bu fikirden ektili bir televizyon programı yaratmaktır. Bunun için de yapımcı, bir dizi program geliştirme adımı atmak durumundadır. •Fikrin Araştırılması •Program içeriği üzerindeki araştırmaları sırasında yapımcı kendi kendine “Bu fikir programa uyarlamak için uygun mudur ve benim yapımcılığıma uyar mı?” sorularını sormalıdır. Çünkü televizyon görsel bir araçtır ve programı etkili kılacak en çekici ve ilgi uyandırıcı resimlere gereksinim duyulacaktır. •Hedef Kitlenin Belirlenmesi •Her ne kadar izleyici kitlenin yapısı/bileşimi çoğu yayınlar için kolay saptanabilecek bir şey değilse de, işe kavramı daraltmakla başlanılabilir. Seslenilecek kitle ulus çapında mıdır, yoksa yerel midir? Hedeflenen kitle erkeklerden mi, kadınlardan mı yoksa çocuklardan mı oluşmaktadır? Yaş grubu nedir? •Stüdyo-Dış Mekân Karşılaştırması •Çoğu zaman yapılmakta olan programın kendisi, çekimlerin stüdyoda mı yoksa açık mekânlarda mı yapılacağını belirler. Örneğin, bir spor karşılaşması yerinde çekilmelidir Buna karşılık, birçok programın çekimi, yapımcıya değişik çekimler yapma olanağı tanıyabilir. Çekimlerin stüdyoda mı açık mekânlarda mı yapılacağı bir başka açıdan da yapım için ayrılan paraya, zamana ve kullanılacak donanıma bağlıdır. •PROGRAM GELİŞTİRME SÜRECİNDE SORULMASI GEREKEN SORULAR •Hedef izleyici kimdir? •İzleyici neden izlemelidir? •İzleyici ne zaman izlemelidir? •Programın uzunluğu ne olmalıdır? •İzleyici ne izlemelidir? •Fikirler nereden kaynaklanmalı/gelmelidir? •Program nasıl/nerede üretilmiş/yapılmış olmalı? •Yapım maliyetleri nelerdir? •Fikir hayata geçirilebilir türden midir? •Fikir satılabilir türden midir? •Başarıya ulaşacağı neye dayanılarak önceden nasıl kestirilebilir?

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

215 19

Özet (devamı)

TV Program Tasarım ve Geliştirme II

•PROGRAM ÖNERİ FORMU •Formda olması gerekenler •Programın adı, programın türü, programın konusu, amacı, hedef kitle, yayın dönemi, yayın saati, süresi,yayın sıklığı, bölüm sayısı, programın formatı, yapım özellikleri ve tahmini bütçedir. •Yönetmenin Yapması Gerekenler •Yönetmen, seçildiği andan başlayarak, bütün yapım öncesi toplantılara katılmalı ve özellikle de metni/senaryoyu, oyuncu/sanatçı kadrosu ya da sunucu veya spiker ve yapımı ilgilendiren konularda hem bilgi hem de söz sahibi olmalıdır. •TELEVİZYON METİNLERİ •Program metni yazımı bir öykü anlatma sürecidir ve anlatımın görsel ve işitsel içerikle sunulması gerekir. Televizyon programları her ne kadar görsel ve işitsel olsalar da, mesajın önemli bir kısmı izleyiciye sözlerle aktarıldığı için, program metinleri aynı zamanda izleyiciye söylenecek sözleri içeren bir belge niteliğindedir. •YAPIM KLASÖRÜNÜN HAZIRLANMASI •Ayrıntılı Öneri Formu, yapımın planlanmasını sağlayacak bütün temel bilgileri içerir duruma geldiğinde bile; bir çalışma rehberi işlevini üstlenecek ayrıntılardan yoksundur. Yapım Klasörü, bir anlamda, çalışma sürecinin bütününü kuş bakışı, gösteren bir belge niteliğindedir. •Program Bütçesinin Hesaplanması •Bütçenin sağlıklı hazırlanabilmesi için, öncelikle programın uygulama planının ayrıntılı olarak geliştirilmesi ve tüm masraf kalemlerinin eksiksiz bir listesinin yapılması gereklidir. Bu yüzden, çekim ve çekim sonrası süreçleri de kapsayan çalışma takviminin gerçekçi bir zaman programının oluşturulması ile işe başlanmalıdır. Çoğu programın bütçesi iki ana maliyet kalemine ayrılır: (1) yaratıcılıkla ilgili maliyetler: yapımcı, yönetmen, yazar ve oyuncular, (2) teknikle ilgili maliyetler: yapım harcamaları (personel ve teknik donanım).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

216 20

TV Program Tasarım ve Geliştirme II

DEĞERLENDİRME SORULARI 1. Açılışından kapanışına dek, gösterilecek ve söyleneceklerin hepsini kapsayan televizyon metni aşağıdakilerden hangisidir? a) b) c) d) e)

Yalnızca akış planını içeren metin Özet metin Ayrıntılı metin Çoklu metin Karma metin

2. Yapım klasörü unsurlarından olup, program için gereken teknik malzeme ve donanımı kullanacak teknik ekip üyelerinin listesi ile bunların çalışma düzenini gösteren unsura ne ad verilir? a) b) c) d) e)

Temel yapım takvimi Ekip çalışma zamanı listeleri Prova takvimi Talep formu Çekim programı

3. Dramalarda oyunun en çatışmalı, en gerilimli, en merak edilen noktası aşağıdakilerden hangisidir? a) b) c) d) e)

Akıcı nokta Yanıltıcı nokta Doruk nokta Açılış Kapanış

4. Aşağıdakilerden hangisi programın gövdesini oluşturan anlatı unsurlarından biri değildir? a) b) c) d) e)

Birlik Çeşitlilik Yalınlık Akıcılık Doruk nokta

5. Aşağıdakilerden hangisi program geliştirme sürecinde sorulması gereken sorulardan biri değildir? a) b) c) d) e)

Hedef izleyici kimdir? Fikirler nereden kaynaklanmalı/gelmelidir? Yapım maliyetleri nelerdir? Programın adı ne olmalıdır? Fikir satılabilir türden midir?

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

217 21

TV Program Tasarım ve Geliştirme II 6. Aşağıdakilerden hangisi program bütçesi hazırlanırken akıldan çıkarılmaması gereken noktalardan biridir? a) b) c) d) e)

Teknik malzemelerin fiyatları Oyuncuların talep ettiği ücretler Setin oluşturulmasında kiralanacak mekânlar Kameraların fiyatları Program yapımı için ne kadar paraya gereksinim olduğunun tahmini

7. Aşağıdakilerden hangisi bir televizyon metninin geliştirilebilmesi ve öykünün ilerletilebilmesi için gerekli araçlardan biri değildir? a) b) c) d) e)

Mekân Anlatım Sahne Diyalog Sonucu

8. Aşağıdakilerden hangisi yapımcının mali konularda bilgili olmasının nedenlerinden biridir? a) Doğru zamanda doğru kararları alabilme b) Etkin bir iletişimci olabilme c) Televizyonun tecimsel özelliklerinden kaynaklanan kısıtlamalarla başa çıkabilecek yeterlilikte olma d) Programın gündelik akışının kontrolü e) Ekip çalışanlarına hak ettikleri ücretleri verebilme 9. Haber bültenlerinde hangi metin türünün kullanılması gerekir? a) b) c) d) e)

Düz metin Özet metin Akış planı Ayrıntılı metin Karmaşık metin

10. Olay örgüsünün doruk noktasının görüntüleriyle ya da doğrudan olay örgüsüyle yapılan açılışa ne ad verilir? a) b) c) d) e)

Soğuk açılış Sıcak açılış Tanıtıcı açılış Karma açılış Magazin açılışı

Cevap Anahtarı 1.c, 2.b, 3.c, 4.c, 5.d, 6.e, 7.e, 8.c, 9.d, 10.a

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

218 22

TV Program Tasarım ve Geliştirme II

YARARLANILAN KAYNAKLAR DiMaggio, M. (1993). How to write for television . New York: : Fireside Book. Kars, N. (2010). Bir televizyon programı yapalım, herkes izlesin, . İstanbul: Derin Yayınları. Kelsey, G. (1995). Televizyon yazarlığı. (B. Ö. Düzgören, Çev.) İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 1995. Postman, N. (1989). Conscientious Objections-Stirring up Trouble About Language, Tecnology and Education. Londra: Heinemann. Wurtzel, A., & Acker, S. R. (1989). Television production (3. b.). New York: McGraw Hill Book Company.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

219 23

HEDEFLER

İÇİNDEKİLER

REKLAM PROJESİ TASARIMI

• Reklam Tasarımı • Durum Analizi • Reklam Amacının Belirlenmesi • Mesaj Stratejisinin Belirlenmesi • Medya Planlama • Reklam Bütçesi • Reklam Projesinin Uygulanması • Reklam Etkinliğinin Ölçümü

FOTOĞRAF VE VİDEO PROJE GELİŞTİRME Dr. Öğr. Üyesi Özlem KALAN

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra; • Reklam proje tasarımı sürecinin aşamalarını sıralayabilecek, • Reklam projesinin amacını belirlemeyi kavrayabilecek, • Amaç doğrultusunda projenin mesaj stratejisini nasıl oluşturulması gerektiğini açıklayabilecek, • Hedef kitleye ve stratejiye uygun medya planmalası ve bütçe yapmayı öğrenebilecek, • Reklam uygulanmasında yaratıcı ekibin metin yazarlığı, prodüksiyon gibi süreçler hakkında bilgi sahibi olabilecek, • Reklam ortamlarının özellikleri ve reklam tasarımıyla ilişkisini kavrayabileceksiniz.

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan

ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.

Reklam Projesi Tasarımı

Dış Analiz Üstünlükler İç Analiz Zayıflıklar SWOT Analizi Fırsatlar

Durum Analizi

Hedef Kitle Analizi

Tehditler

REKLAM TASARIMI

Reklam Amacı Mesaj Stratejisi Medya Planlama Reklam Bütçesi Reklam Projesinin Uygulanması Reklam Etkinliğinin Ölçümü

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

221 2

Reklam Projesi Tasarımı

GİRİŞ Reklam yapısı gereği pazarlama, sosyoloji, psikoloji, iletişim ve diğer sosyal bilimler gibi pek çok alanla yakından ilişkilidir. Aynı zamanda reklam yaratıcılıkla olan yakın ilişkisi nedeniyle sanat dallarının yöntemlerini de kullanmaktadır. Bütün bu alanlardan ne ölçüde ve nasıl yararlanılacağı reklamın tanıtımını yapacağı ürün, hizmet ve markanın özelliklerine, ihtiyaçlarına göre belirlenmelidir. Reklam bir ürün ya da hizmetin tanıtımını yapmak, marka ve tüketici arasında iletişim kurarak duygusal yakınlık oluşturmak, marka bağımlılığını artırmak, kurumsal değişimleri duyurmak, markanın satışlarına doğrudan ya da dolaylı olarak destek olmak gibi işlevlere sahiptir. Bu nedenle reklamların oluşturulması stratejik açıdan iyi bir planlamayı gerektirir. Bu planlama reklam projesinin tasarım aşamasıdır. Bu aşama pazarlama alanıyla yakından ilişkilidir. Ancak günümüzde geçerli olan çağdaş pazarlama anlayışı iletişim odaklıdır. Bir ürün ya da hizmetin etkili bir şekilde pazarlanabilmesi için hedef kitlenin doğru belirlenmesi ve hedef kitleye ürün ya da hizmetin fiziksel ya da psikilojik faydalarının doğru bir iletişim yöntemiyle anlatılması gerekir. Reklamı tasarlarken öncelikle ürün ya da hizmetle ilgili durum analizi yapılmalıdır. Sonraki aşamada reklamın amacı saptanmalı ve bu amaca uygun mesaj stratejisi belirlenmelidir. Belirlenen strateji doğrultusunda hedef kitleye en uygun reklam ortamları seçilir. Seçilen reklam ortamına uygun reklam yaratıcı ekip tarafından mesajı en iyi anlatacak yöntemler kullanılarak hazırlanır. Reklam tasarlanırken yapılan bu stratejik planlama reklamın başarısını etkileyerek mesajın hedef kitleye doğru şekilde ulaştırılması ve maddi risklerin azaltılmasını sağlayacaktır.

REKLAM TASARIMI

Reklamı en kısa şekilde “haberdar etmek ya da dikkati bir şeye çekmek” olarak tanımlayabiliriz.

Reklam tasarımı aşamalarına geçmeden önce reklamı tanımlamak, reklamın amacını anlamak açısından yerinde olacaktır. Reklamı en kısa şekilde “haberdar etmek ya da dikkati bir şeye çekmek” olarak tanımlayabiliriz. Reklamcılığın ilk ortaya çıktığı zamanlarda bile en temel amacı buydu. Mısır, Roma gibi medeniyetlerde görülen ilk örnekler daha çok haberdar etme, duyurma, dikkat çekme amacıma yönelik ilanlardı. Zamanla değişen ve gelişen ticaret hayatı ve yaşam tarzı reklamcılığında değişmesine neden oldu. Günümüzde reklam “İnsanları gönüllü olaral bir davranışta bulunmaya ikne etmek, belirli bir düşünceye yöneltmek, dikkatlerini bir ürüne, hizmete fikir ya da kuruluşa çekmeye çalışmak, onunla ilgili bilgi vermek, ona ilişkin görüş ve tutumlarını değiştirmelerini veya belirli bir görüşü ya da tutumu benimsemelerini sağlamak amacıyla oluşturulan; iletişim araçlarından yer ya da zaman satın almak yoluyla sergilenen veya başka biçimlerde çoğaltılıp dağıtılan ve bir ücret karşılığında oluşturulduğu belli olan duyuru” tanımlanabilir. Günümüz pazarlama anlayışının odağında ise tüketici yer almaktadır. Tüketicinin görüş ve tutumlarını olumlu anlamda değiştirmek hem rekabetin yoğunluğu hem de bugünün tüketicisinin özellikleri açısından gittikçe daha zor hâle gelmektedir. Reklamın hedef kitlesi olan tüketiciye en doğru mesajla ulaşabilmesi reklamın başarılı tasarımına bağlıdır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

222 3

Reklam Projesi Tasarımı Reklam pazarlamanın önemli bir bileşenidir. Reklam pazarlama karmasını oluşturan 4 P’nin tutundurma bileşeni içinde yer alır. Pazarlama karmasını oluşturan 4 P, ürün (product), fiyat (price), satış yeri (place) ve tutundurma (promation) unsurlarının İngilizce adlarının kısaltmasıdır. Tutundurma karması ise reklam, kişisel satış, satış, tutundurma faaliyetleri ve halkla ilişkilerden oluşmaktadır. Reklam tasarlanırken, reklam veren markanın kimliği, kurumsal özellikleri, hedef kitlesi, içinde bulunulan sosyokültürel etkenler, reklama ayrılan bütçe, reklam verenin beklentileri gibi pek çok sınırlayıcı faktör göz önüne alınmalıdır. Reklamın belli bir stratejik karar süreci içinde planlanması ve söz konusu tüm faktörlerin etkisinin en iyi şekilde analiz edilerek reklam mesajının en doğru zamanda, doğru şekilde hedef kitleye ulaşmasını sağlayacaktır. Reklam tasarımını anlatırken ‘reklam planı’ kavramından bahsedeceğiz. Reklam planı, işletmenin pazarlama planındaki bilgiler doğrultusunda reklamın konusu olan ürün ya da hizmetin pazar durumu, hedef kitlesi, pazarlama hedefleri ve pazarlama karması göz önüne alınarak hazırlanan bir plandır. Reklam planının içeriğini reklamın amacı, hedefi, mesajı, yaratıcı stratejileri, reklam bütçesi ve medya planlaması gibi unsurlar oluşturur. Reklam planı için ilk aşama durum analizi aşamasıdır.

Durum Analizi Reklam tasarımına başlamadan önce ilk aşama durum analizinin yapılması aşamasıdır. Yapılacak reklam ile amaçlananın ne olduğu ve nasıl bir stratejik yol izlenmesi gerektiğinin belirlenmesi durum analizinin en iyi şekilde yapılmasına bağlıdır. Durum analizi üç alt analizden meydana gelmektedir. • • •

İç analiz: Marka ya da kurumun analizi, Dış analiz: Rakipler ve pazarın analizi, Hedef kitle analizi.

İç analiz: marka ya da işletmenin analizi

Durum analizi üç alt analizden meydana gelmektedir: İç, dış ve hedef kitle analizi.

Durum analizinin oluşturan bölümlerden biri olan marka ve kurumun analizinde işletmenin geçmişi, başarıları, üretim kapasitesi, marka imajı, ürün/hizmetin kalitesi, özellikleri, fiyatı, kullanımı, faydası, satış koşulları vb. gibi bilgiler toplanır ve analiz edilir. Durum analizinin bu bölümünü iç analiz olarak da adlandırılır. İç analiz sırasında kurumun reklam bütçesi için kapasitesi, daha önceki reklam projelerinin sonuçlarının öğrenilmesi yeni proje için de öngörü kazandıracaktır.

Dış analiz: rakipler ve pazarın analizi Durum analizinin dış analiz bölümü de diyebileceğimiz rakipler ve pazarın analizinde ise ürün/hizmetin rakiplere göre konumu, pazardaki durumu, pazarın yapısı, hacmi, geçmişi, teknolojik ve yasal gereklilikleri, rakiplerin stratejileri hakkında bilgiler toplanır ve tasarlanan reklam doğrultusunda analiz edilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

223 4

Reklam Projesi Tasarımı

Hedef kitle analizi Yapılan durum analizinin sonucunda ürün ya da hizmet, marka, pazar ve rakiplerin durumu, hedef kitle ile ilgili bilgiler doğru bir biçimde toplanır ve SWOT Analizi olarak adlandırılan yöntemle analiz edilir. SWOT Analizi durum analizi sonucunda elde edilen bilgilerle yapılacak reklamın amaç ve stratejisini belirlemek için gerekli olan güçlü-zayıf yönler, fırsatlar-tehditlerin ortaya çıkarılmasını sağlar.

SWOT Analizi teriminin İngilizcedeki açılımı strenghts (üstünlükler), weaknesses (zayıflıklar), opportunities (fırsatlar), threats (tehditler) kelimelerinin baş harfleridir.

SWOT Analizi’ni şöyle tanımlayabiliriz: Durum analizi kapsamında dış ve iç analiz verilerinin işletmenin kendinden ve çevresinden kaynaklanan fırsat ve tehditler, güçlü ve zayıf yönlerinin bir matris üzerinde sistematize edilerek reklamda kullanılabilecek işlenmiş veriler hâline dönüştürülebilmesinde kullanılan analiz yöntemidir. Kısaltmanın Türkçe karşılığı FÜTZ analizidir. Literatür ve sahada SWOT olarak kullanılır. SWOT Analizi teriminin İngilizcedeki açılımı strenghts (üstünlükler), weaknesses (zayıflıklar), opportunities (fırsatlar), threats (tehditler) kelimelerinin baş harfleridir. Fırsatlar: İşletmenin dış çevredeki durumuna göre yapılan analiz sonucunda olumlu sonuç yaratabilecek unsurlardır. İşletmenin /ürünün/ markanın dış çevreyle olan ilişkisi yasal, politik, çevresel, teknolojik, demografik, sosyokültürel, uluslararası ilişkiler gibi unsurların değişimiyle yakından ilişkilidir. Bu değişimler işletme için olumlu sonuçlara neden olabilir. Olumlu sonuçlanabilecek unsurları görmek ve bunları fırsata çevirmek yapılacak doğru analizlere bağlıdır. Bu fırsatlardan yararlanabilmek ürüne/markaya rakipleri karşısında avantaj sağlayabilir. Tehditler: Dış çevredeki değişimler bazen olumsuz sonuçlara da neden olabilir. İşletme için tehdit oluşturabilecek bu unsurların analiz sonuçlarıyla elde edilen veriler sayesinde ortadan kaldırılması ya da reklam mesajında bu konuda önlem alınması sağlanabilir. Değişen çevre ya da sağlık koşulları ürünün zararlı olarak görülmesine neden olabilir. Türkiye’de yaşanan kuş gribi beyaz et üreticileri için olumsuz algının oluşmasına neden olmuştu. Bu gibi durumlarda markanın etkilenmemesi için reklamlarla önlem alınmalıdır. Üstünlükler: İşletmenin sahip olduğu nitelikleri öğrendiğimiz iç analizin sonucunda ortaya ürün/ markanın üstünlükleri de belirlenebilecektir. İşletmenin iç çevresinin analizi rakiplere karşı üstünlük sağlayabilecek varlık ve yeteneklerini görülmesini sağlayacaktır. Üstünlüklere sahip olmak bir işletmenin güçlü olabilmesi için son derece önemlidir. Zayıflıklar: İşletmenin üretim potansiyeli ve kapasitesinin rakiplerine oranla düşük olduğu durumlar zayıf taraflarıdır. İşletmenin zayıflıklarının düzeltilmesi rekabet için gereklidir. İşletmenin ürün ya da hizmet reklamı tasarlanırken bu zayıflıklar göz önüne alınmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

224 5

Örnek

Reklam Projesi Tasarımı

•Örneğin işletmenin üretim kapasitesi sadece bir bölge ile sınırlıysa ulusal boyutta yapılan ve başarılı olan bir reklam sonucunda işletme üretim olarak tüketici talebini karşılayamayabilir.

SWOT Analizi sonucunda elde edilen bilgiler reklam projesinin stratejik planlamasında yol gösterici olacaktır. Reklam projesi tasarlanırken en önemli aşamalardan biri reklamın amacının belirlenmesidir.

Reklam Amacının Belirlenmesi Reklam projesi tasarlanırken en önemli aşamalardan biri reklamın amacının belirlenmesidir. Tüm reklam tasarımı bu amaç temelinde yükseleceği için amacın doğru şekilde belirlenmesi reklamın başarısını doğrudan etkileyecektir. Reklam verenin talebi ve durum analizinden elde edilen verilerin ışığında reklamın amacı belirlenir. Reklam verenler reklam için ciddi harcamalarda bulunurlar. Reklam amaçlananı vermezse bu harcama reklam verenin zarar etmesine yol açacak ya da beklediği sonuçları alamayacaktır. Ayrıca reklam verenler reklamın sonucunda elde edilen faydayı net biçimde görmek isterler. Bunun için reklam amacı belirlenirken somut amaçlar belirlenmelidir. Reklamın amacı ürün ya da hizmete göre tanımlanmış bir hedef kitle üzerinde, belirli bir düzeyde ve sürede yerine getirilecek somut bir etki ve iletişim süreci olmalıdır. Reklam hedef kitleyle satış, yenilikler, fiyat değişimleri, kampanya haberleri, marka imajını olumluya çevirmek, bilgilendirmek, diğer pazarlama faaliyetlerine destek vermek gibi iletişim çabalarını amaçlar. Reklamın amacı aşağıdaki gibi pazarlama sorunlarına çözüm bulmaktır: • Reklam kampanyaları, ürünün yenilenen özellikleri ya da yeni piyasaya çıkan bir ürün/hizmetin duyurumu, satış koşulları, taksit kampanyalarının duyurulması, satış yerinin belirtilmesi, fiyatı gibi pazarlama karmasıyla ilgili bilinmeyen konuların açığa çıkarılması için hazırlanabilir. • Reklam, pazarlama karmasıyla ilgili yanlış bilinen konuları ve tüketici tarafından ürün ya da hizmet ya da marka ile ilgili oluşmuş olan olumsuz kanaat ya da tutumları olumluya çevirme amacını güdebilir. • Reklam, ürün ya da hizmetin hedef kitlenin hangi sorununa, nasıl çözüm bulduğu ile ilgili ürünün içeriği, hizmetin özellikleri ve ürünün kullanım biçimiyle ilgili gösterimlerin ve yaşamdan örnek sunumuyla ilgili anlatımların sunulması için de kullanılabilir. Reklam amacının belirlenmesi projenin stratejisinin belirlenmesinde reklam ajansına ve reklam verene kesin ve somut bir hedef göstererek harcanan zaman, para ve emeğin boşa gitmeden işe yarar bir sonuç elde edilmesini sağlamak gibi çok önemli yararlar sunmaktadır. Bu önemli aşamada reklam amaçlarının belirlenmesinde dikkate alınması gereken temel ilkeler aşağıdaki gibi sıralanabilir:

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

225 6

Reklam Projesi Tasarımı • Reklam amacı pazarlama hedeflerinin iletişim yönünü ifade eder ve bu anlamdaki amacı sınırları belli ve net bir biçimde tanımlanmalıdır. • Amaç ölçülebilir olmalı ve yazılı olarak ifade edilmelidir. • Reklam veren, reklam ajansı ve reklam yaratıcıları arasında reklamın amacı konusunda görüş birliği içinde olmalıdır. • Amaçlar güvenilir pazarlama verilerine dayandırılmalıdır. Umut ve arzular değil gerçekçi beklentiler dile getirilmelidir. Reklam amacının belirlenmesi reklam verene kesin ve somut bir hedef göstererek harcanan zaman, para ve emeğin boşa gitmemesini sağlar.

• Sonuçların değerlendirilebilmesi için net kıstaslar belirlenmelidir. Örneğin; marka değeri, reklamın ulaştığı ve ulaşmadığı tüketiciler arasında önce ve sonra olarak ölçülebilir hedefler dâhilinde olmalıdır. • Reklamın değerlendirilmesi aşamasında kullanılacak yöntemler de amaçlarla birlikte belirlenmelidir. Reklam amaçları, durum analizinde belirlenen hedef kitle tanımlamaları, pazarın durumu, rakipler, ürün ya da markanın güçlü ya da zayıf yönleri ve buna bağlı olarak ortaya çıkan fırsatlar ve tehditler göze alınarak somut ve ölçülebilir bir biçimde belirlenmelidir. Buna göre durum analizi sonucunda reklam amaçlarının belirlenmesinde kullanılan sorulardan oluşan “6 nokta yaklaşımı” (Dutka, 2000, s. 27’den aktaran Elden, 2009, s. 322) aşağıdaki başlıklardan oluşmaktadır: •





• • •

Ürünler: Satılması istenen ürün ya da hizmetlerin durumu nedir? Rakiplerden ayrılan nitelikleri var mıdır? Rakiplerin tercih edilme nedenleri nedir? Ürünün satış sonrası hizmet, ambalaj gibi nitelikleri açısından sunduğu avantajalar nelerdir? Pazarlar: Hedef kitlemiz kim? Neden, nasıl, nereden, ne zaman satın alırlar? Yaşam biçimleri ve bundan kaynaklanan tüketim alışkanlıkları nelerdir? Markaya yönelik tutumları nelerdir? İçinde bulunduğu sosyokültürel çevrenin hedef kitlenin satın alma ve tüketim alışkanlıklarına etkisi nedir? Genel olarak ürün kategorisini oluşturan pazarın yapısı, satış hacmi nedir? Güdüler: Tüketiciler neden satın alıyorlar ya da almıyorlar? Hedef kitleyi satın almaya iten nedenler nelerdir? İhtiyaçları, istekleri nelerdir? Hedef kitleyi satın alma davranışlarına yönelten temel unsurlar nelerdir? Rasyonel ve duygusal unsurlardan hangileri hedef kitleyi satın alma davranışına daha çok yönlendirmektedir? Mecra: Hedef kitleye nasıl ulaşabiliriz? Hedef kitlenin medya tüketim alışkanlıkları nelerdir? Ölçme: Hedef belirlenen mesajı iletebilme becerisini nasıl ölçeceğiz? Mesajlar: İletmek istediğimiz kilit fikirler, bilgiler ve tutumlar nelerdir? Reklam mesajında ürün ya da hizmetle ilgili söylenmesi gereken temel vaatler nelerdir?

Reklam amaçlarının belirlenmesi aşamasında unutulmaması gereken en önemli unsurlardan biri, işletmenin genel pazarlama amaçlarıyla reklamın

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

226 7

Reklam Projesi Tasarımı amaçlarının birbirine uyumlu olmasıdır. Reklamın amaçları bilgilendirme, ikna etmek ve hatırlatmak başlıkları altında toplanabilir. Bunlar: Bilgilendirmek • Yeni ürün hakkında pazarı bilgilendirmek, • Bir ürün için yeni kullanım alanları yaratmak ve yeni kullanıcılara ürünü önermek, Reklam amaçlarının belirlenmesi aşamasında unutulmaması gereken en önemli unsurlardan biri, işletmenin genel pazarlama amaçlarıyla reklamın amaçlarının birbirine uyumlu olmasıdır.

• Fiyat değişimi ile ilgili pazara bilgi vermek, • Ürünün nasıl kullanıldığını açıklamak, • Ulaşılabilecek hizmetleri tanımlamak, • Yanlış izlenimleri değiştirmek, • Tüketicilerin endişelerini azaltmak, • Kurumsal imajı kurmak. İkna etmek • Marka tercihini yaratmak, • Marka bağlılığını cesaretlendirmek, • Ürüne yönelik tüketicilerin tutumları ve algılarını değiştirmek, • Hemen satın almaya tüketicileri ikna etmek indirimli satış çağrısını kabul etmek için tüketicileri ikna etmek. Hatırlamak • Yakın gelecekte ürüne ihtiyaçları olabileceğini tüketicilere hatırlatmak, • Ürünün nereden satı alınacağını tüketicilere hatırlatmak, • Sezon dışında da tüketicinin ürüne olan ilgisini canlı tutmak, • Ürüne ilişkin farkındalığın tüketicinin zihninde en yüksek seviyede sürdürülmesini sağlamak.

Mesaj stratejisi, reklam mesajının oluşturulmasında yaratıcı ekibe yol gösterecek yaratıcı stratejinin hangisi olacağının göstermektedir.

Bu amaçlar dışında reklamın yapılma amaçlarının iki temel amaç etrafında şekillendiği söylenebilir; iletişim amacı ve satış amacı. İletişim amacı ürün/hizmet ya da marka hakkında bilgi vermek, belleğe yerleştirmek, bağlantı kurmak ve sürdürmek, farkındalık yaratmak ve sonucunda olumlu tutum oluşturmak anlamına gelmektedir. Satış amacında ise pazarlama iletişimi karması içinde ürün ya da hizmetlerin satışını sağlamak, pazar paylarını artırmak, sadık müşterilerinin satın alımlarındaki sürekliliği devam ettirmek gibi hedefler söz konusudur.

Mesaj Stratejisinin Belirlenmesi Reklamın amacının ne olduğu belirlendikten sonra bu amaca ulaşmak için nasıl bir yol izlenmesi gerektiği belirlenmelidir. Mesaj stratejisi, reklam mesajının oluşturulmasında yaratıcı ekibe yol gösterecek yaratıcı stratejinin hangisi olacağının göstermektedir. Stratejinin belirlenmesinin bir sonraki adımında bu Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

227 8

Reklam Projesi Tasarımı stratejiyi bir hareket planına geçirecek ve mesaj tonu, reklam ortamına göre değişen anlatım formatlarının belirlenmesini içeren reklamın mesaj taktiğinin oluşturulmasına sıra gelmektedir. Mesaj stratejisi, reklam mesajının rasyonel uyarıcılar ağırlıklı, hareketli, dinamik, eğlenceli, duygusal ve yumuşak anlatımları mı içereceğini belirlemelidir. Örneğin televizyon reklamında doğrudan, dolaylı, mizahi ya da abartılı reklam yaklaşımlarından hangisinin kullanılacağı ve bu yaklaşıma uygun gelen anlatım formatlarından (gösterim, tanıklık, hayattan örnekler sunma, fantezi, müzikal, dizi öykülü anlatım, sadece ürün vb.) birinin seçilmesiyle mesaj stratejisi şekillenmektedir. Reklamın mesaj stratejisini belirlerken ilk aşamada dikkatle araştırılması ve anlaşılması gereken üç nokta vardır. Bunlar; ürünün sorgulanması, hedef kitleyi anlama ve rekabeti çözümlemektir. Bundan sonraki adım ise, mesaj stratejisinin özünü oluşturan önermeyi bulmaktır. Aranılan şey; ürüne özgü olan, tüketiciyi harekete geçirebilecek ve rekabetten markayı ayrıştırarak ona avantaj sağlayacak bir önerme olmalıdır. Mesaj stratejisinin başarısı bu üç ölçütün ne denli gerçekleştirilebildiğiyle ilgilidir. Örneğin; ürünün rakiplerinde olmayan kendine özgü, benzersiz bir yararı ya da özelliği varsa mesaj stratejisi Temel Satış Vaadi (USP) etrafında kurgulanacak demektir. Ürünün kullanımının gösterilmesi gerekiyorsa, televizyon reklamında ürünün nasıl kullanıldığının ve kullanım sonucu elde edilen tatmin edici sonucun vurgulandığı doğrudan anlatım yaklaşımıyla hazırlanmış ve gösterim formatının kullanıldığı bir mesaj stratejisinin oluşturulması yerinde olacaktır. Tasarlanacak reklam için en doğru mesaj stratejisini bulmak için bilinen temel formül yoktur. Mesaj stratejisinin belirlenmesinde reklamcının yapması gereken şey; “Reklam ne söylemelidir ki, ürün için doğru olsun, tüketiciyi harekete geçirsin, rekabetten farklı olsun ve reklamın rolü, hedefleriyle aynı doğrultuda olsun?” sorularına yanıt bulmaktır. Reklamın planlanmasında görev alan yaratıcı ekibe ürünün hangi özelliğinin ön plana çıkartılması gerektiği, hedef kitlenin neden ve nasıl satın aldığı, hedef kitleyi harekete geçirecek güdülerin neler olduğu bilgisinin verilmesi gerekir. Mesaj stratejisinin oluşturulmasında, kampanyanın hedef kitlesi, pazarın özellikleri, reklamın türü ve amacının ne olduğu etkili olmaktadır. Tasarlanan reklamla pazarın bir bölümü ya da tümüne hitap etmek söz konusu olabilir. Bunun yanı sıra bir ürünü pazarın farklı sosyoekonomik statüsündeki kitlelere uygun olarak çeşitlendirmek de mümkündür. Ürüne yeni özellikler eklenerek yeni pazar bölümlerine seslenmek de seçilebilir. Reklam stratejisi oluşturulurken bu unsurlar göz önünde bulundurulmalıdır. Reklamın pazarda hangi alanlarda var olmak istediği, reklamla yaratılmak istenen talebin boyutuna bağlı olarak stratejinin oluşturulması gerekir.

Reklamın pazarda hangi alanlarda var olmak istediği, reklamla yaratılmak istenen talebin boyutuna bağlı olarak stratejinin oluşturulması gerekir. Eğer reklamı yapılan ürün pazarda o ürün kategorisinde ilk kez piyasaya sürülen bir ürün ya da hizmet ise o zaman ilk önce o ürün kategorisine genel anlamda bir talep yaratmak amaçlanır ki, buna birincil talep yaratma amacı denir. Bir ürün kategorisinde rakip markalar arasından sıyrılıp belli bir markaya talep yaratmak

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

228 9

Reklam Projesi Tasarımı amaçlanıyorsa buna seçici talep yaratmak denir. Talep yaratmanın hangi türü reklamın planlanan amacıysa, mesaj stratejisinin de bu doğrultuda belirlenmesi gerekmektedir. Reklamın mesaj stratejisi, kurumsal bir reklam olup olmamasına göre de şekillendirilmektedir. Kurumsal reklamlarda, ürün reklamlarının aksine daha çok duygusal uyarıcıların kullanıldığı, kuruma yönelik olumlu bir bakış açısı, güven ve sempatiyi içeren güçlü bir kurumsal marka imajının yaratılmasını hedefleyen kurumun başarıları, kurum felsefesi, kurumun iç ve dış müşterilerine bakış açısı gibi kimlik unsurlarının aktarıldığı sembolik anlatımların temel alındığı bir mesaj stratejisinin kullanılmaktadır. Diğer yandan reklamın hedefi kitlesinin son tüketiciler mi aracılar mı olduğu da mesaj stratejisinin oluşturulmasında belirleyicidir. Mesaj stratejisinin önemli bir parçası, reklamın temel satış fikrini oluşturacak ana temayı belirlemektir. Temel satış fikri; ürün/hizmetle ilgili söylenebilecek güçlü ve tek şey olarak belirlenmeli ve hedef kitle için çok anlamlı, belli başlı ve açık olmalıdır. Bu fikrin tüm reklam uygulamalarında kullanılabilecek, ürün/hizmeti rakiplerden ayıracak özellikler taşımalıdır. Reklamcıya yaratıcı içeriği oluştururken yol gösteren yaratıcı strateji kavramı reklamın mesaj stratejisi olarak da tanımlanmaktadır. Reklamcılıkta kullanılan yaratıcı mesaj stratejileri çeşitli şekillerde sınıflandırılmaktadır. Reklamcılığın tarihî gelişimine de ışık tutan ve hâlâ kullanılmakta olan 3 temel stratejiden söz konusudur. Bunlar; Temel Satış Vaadi (USP), Marka İmajı (Brand Image) ve Konıımlandırma (Positioning) olarak sıralanabilir.

Temel satış vaadi, marka imajı ve konumlandırma en çok kullanılan reklam stratejileridir.

Temel Satış Vaadi (Unique Selling Proposition): Reklamcı Reeves, reklam kampanyalarında kullanılan temel yaratıcı stratejilerden biri olan Temel Satış Vaadi Stratejisi’ni ortaya atmıştır. Reeves’e göre, bir reklam kampanyasının başarısı, ürün/hizmetin kendinde var olan temel satış vaadi olarak tanımlanan özgün ve tek bir özelliği üzerine kurulmasına dayanır. Strateji aşağıda sıralanan üç temel noktaya dayanmaktadır: • Her bir reklam tüketicilere bir vaat sunmalıdır. Bu vaat sadece sözler, sadece ürünü övmek olmamalıdır. • Ürünün sunduğu vaat o markaya ait, rakipler tarafından sunulamayan ya da sunulmamış, özgün ve tek bir vaat olmalıdır. • Reklamda sunulan vaat yeni müşterileri ürüne çekmeye yetecek denli güçlü olmalıdır. Marka İmajı (Brand Image) Stratejisi: Marka imajı, birbirleriyle aynı ya da benzer nitelikler taşıyan ürün/hizmetlerin var olduğu pazar ortamında, ürünlerin farklılaşmasını sağlayacak isim, şekil, kişilik vb. nitelikleri içeren ve ürüne bir insan gibi kişilik katan, zamanla değişen ve büyüyen bir varlık hâline getirmektir. Hedef kitlenin, ürünün içeriği, sunum biçimi, ürünü fiyatı, üretici işletmenin kimliği, tasarımının yansıttıkları, belli bir sosyoekonomik statünün tükettiği bir ürünün olmak, dolayısıyla, hedef kitlenin yaşam biçimlerinin ürüne taşıdıkları, reklamlarda Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

229 10

Reklam Projesi Tasarımı markanın nasıl yansıtıldığı gibi birçok unsura yönelik olarak markayı nasıl yorumladığı markanın imajını yansıtmaktadır. Markaya kazandırılacak kişilik ürünün somut, fiziksel özellikleriyle ilgili olabileceği gibi hedef kitlenin kendi kişiliğini şekillendiren, kendisiyle markayı yaşam biçimi açısından özdeşleştirdiği soyut, psikolojik yararlardan da kaynaklanabilir. Özetle marka imajı, bir ürün ya da hizmet hakkında insanların sahip oldukları tavırdır, bu tavır reklam tarafından özenle geliştirilir ve şekillendirilir. Konumlandırma (Positioning) Stratejisi: Jack Trout ve Al Ries’in ortaya koydukları konumlandırma stratejisinin ana fikri, bir ürün kategorisinde belli bir markanın konumunun ne olduğu hakkında açık bir fikre sahip olmayı içermektedir. Diğer bir değişle konumlandırma, bir markanın hedef kitlesine kendi markasına yönelik bir bakış açısı kazandırmasını temel almaktadır. Marka herkese her şey olduğunu göstermek için çabalarsa, kesin ve net olarak farklılaştırıcı bir konumlandırma sağlayamayabilir. Dağıtım, fiyat, ambalajlama ve güncel ürün özellikleri temel bir rol oynayabilmesine karşın, konumlandırma daha çok markanın pazarlama iletişimi yoluyla başarılır. Konumlandırma stratejisinde temel yaklaşım, yeni ve değişik birtakım şeyler yaratmak değil, zihinlerde var olanları ustalıkla yönlendirmektir. Dolayısıyla konumlandırma ürünün ne olduğu ve hedef kitlenin ürünle ne yaptığı değil, tüketicinin zihninde ürünün ne olduğu, sahip olduğu yerdir ve çeşitli iletişim biçimleriyle bu konum oluşturulur. Bu yaklaşımda stratejik amaç; bölümlendirme ve konumlandırma stratejilerini birbiriyle uyumlaştırmaktır. Marka arzulanan hedef pazar bölümünü harekete geçirecek maksimum etkiyi sağlayacak biçimde konumlandırılmalıdır. Bu konumlandırma yıllar boyunca markanın reklamlarındaki tutarlılığa bağlı olarak keskin çizgileri olan ve ayrıntılı bir nitelik taşıyabilir.

Medya Planlama İletişim aracının seçimi karmaşık ve güç bir iştir. Sayıca pek çok, yayımlanma zamanları değişik ve ulaştıkları pazarlar birbirinden farklı olan türlü seçenekler arasından bir seçim yapmak kolay değildir. Ayrıca, araçlara ödenecek olan ücretler de birbirinden oldukça farklıdır. Basılı reklam araçları, görme; radyo, işitme; televizyon ise hem görme hem de işitme duyu organlarına yöneliktir. Bazı ürünlerin özelliklerini ve kullanımını basılı araçlarla ya da radyo ile tanıtmak olanaksızdır. Televizyon reklamı birçok açıdan çok daha etkili bir medya ortamıdır.

Medya planlaması, reklamın amaçlarına ulaşmak için kullanılması gereken medya stratejisinin belirlenmesi aşamasıdır.

Reklamın hedef kitleyle buluşabilmesi için medya kararlarının alınmasını kapsayan bu stratejik aşama, reklam bütçesinin de en önemli kalemlerinden birini oluşturmaktadır. Belli bir mesaj strateji doğrultusunda hazırlanan yaratıcı çalışmaların, hangi reklam ortamlarında ve bu reklam ortamlarının her biri açısından hangi televizyon kanalı, hangi gazete, hangi radyo, internet sitesi vb.’nde hangi zaman aralıklarında, ne kadar sıklıkta yayınlanacağı gibi kritik bilgileri içeren bu süreçte verilecek yanlış bir karar, kampanyanın hedef kitleye ulaşamaması ile sonuçlanabilmektedir. Bu durum da reklama ayrılan yüklü parasal kaynak, emek ve zamanın boşa gitmesine neden olmaktadır. Reklam kampanya bütçesinde Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

230 11

Reklam Projesi Tasarımı prodüksiyon ve ajans giderleriyle birlikte ana harcama kalemlerinden birini oluşturan medya planlama aşamasının, bu nedenle stratejik olarak en doğru biçimde planlanması gerekmektedir. Medya planlaması, reklamın amaçlarına ulaşmak için kullanılması gereken medya stratejisinin belirlenmesi aşamasıdır. Bu aşamada pazarlama iletişiminin hedefleriyle saptanan iletişim amaçları, reklamların yayınlanma süresi, sıklığı, iletişim araçlarında nasıl yer alacakları, planla hedeflenen sonuç ve bütçeyle ilgili öneriler yer almaktadır. Reklam verene sunulan bu medya planı onaylandıktan sonra uygulamaya konulur. Medya programına medya yayın planı (media schedule) denir.

Reklam bütçesi planlılık, sayılabilirlik ve yeterlilik gibi üç önemli özelliğe sahip olmalıdır.

Reklam kampanyalarında medya planlama aşaması bütçenin en büyük kısmını oluşturur. Bu nedenle özellikle stratejik planlama açısında dikkatli bir değerlendirmeyi gerektirmektedir. Medya planlamada hedef kitlenin medya tüketim alışkanlıklarına en uygun, reklam verenin maddi olarak karşılayabileceği ve en önemlisi de reklama hedef kitle nezdinde bir farklılık, dikkat çekicilik kazandıracak kampanya amaçlarına ve mesaj stratejisine en uygun medya planlama stratejisinin belirlenmesi önem taşımaktadır. Reklam veren medya planından, tanımlanmış olan hedef kitleye en etkin ve en etkili iletişim araçlarını kullanarak erişmeyi gerçekleştirmesini beklemektedir. Medya ortamları günümüzde yaşanan teknolojik gelişmeler sayesinde oldukça çeşitlenmiştir. Bu durum medya planlama süreci açısından daha fazla seçeneği ortaya çıkarmaktadır. Hedef kitleye bire bir ulaşımın önem kazanması bu konuda uzmanlaşmış reklam ortamları, coğrafi açıdan birçok alternatif sunan küresel, ulusal, yerel, bölgesel yayın ortamlarının yanı sıra internet tabanlı ortamların, baskı ve üretim biçimleriyle farklılaşan outdoor ve in-door uygulamaların reklam ortamları hâline gelmesi reklam mesajında yaratıcılık kadar reklama uygun medya ortamının seçimi konusunda da yaratıcılık gerektirmektedir. Bu nedenle bu konuda uzmanlaşmış medya planlama ajansları reklam ajanslarıyla birlikte çalışmaktadır.

Reklam Bütçesi Reklamın amaçlanan hedefleri gerçekleştirebilmesi için reklam verenin çeşitli alt kalemlere ayrılan bir bütçeyi karşılaması gerekmektedir. Kampanyanın gerçekleştirilebilirliği ve devamlılığının sağlanması açısından reklam kampanya bütçesinin hangi kalemlerden oluştuğu, ödemelerin nerelere ne zaman yapılması gerektiği, bütçeye dâhil her ödeme miktarının sayısal olarak belirtilmesi ve her alt kalem için bütçeden beklenmedik durumlar için bir miktar kriz payına bütçede yer verilmesi gibi hususların reklam bütçesinin planlanması sırasında göz önüne alınması gerekmektedir. Bu açıdan bütçenin planlılık, sayılabilirlik ve yeterlilik gibi üç önemli özelliğe sahip bir reklam bütçesi olarak belirlenmesine dikkat edilmelidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

231 12

Reklam Projesi Tasarımı Reklam kampanyasının oluşum ve uygulama süreci açısından önem taşıyan ve reklam bütçesine konu olan bu kalemler ana hatlarıyla aşağıdaki gibi sıralanabilir: • • • • • • •

Reklam ajansına ödenen tutar, Prodüksiyon şirketine ödenen tutar, Bir araştırma şirketiyle çalışılıyorsa ödenen tutar, Bir medya planlama ajansıyla çalışılıyorsa ödenen tutar, Casting, dekor, reklam cıngılı vb. yaratıcı çalışmaların yaşama geçirilmesi için ödenen tutar, Medya kanallarına reklamın yayınlanması için ödenen tutar, Reklam kampanyasının etkinliğini artıracağı düşünülen başka tutundurma faaliyetleri yürütülüyorsa bunlara bütçeden ayrılan tutar (Elden, 2009, s. 362).

İşletmenin tüm reklam faaliyetleri için yapacağı harcamalar, reklam harcamaları olarak tanımlanır. Reklam bütçesi diğer satış faaliyetleriyle birlikte düşünülmesi gereken bir düzenlemedir. Reklam bütçesini belirlemede kullanılan pek çok yöntem vardır.

Reklam Projesinin Uygulanması Medya stratejisinin belirlenmesinin ardından sıra, reklam ortamlarının özellikleri ve yaratıcı mesaj stratejisine bağlı olarak ortamlara göre yaratıcı çalışmaların yaşama geçirildiği uygulama aşamasına gelmektedir.

Uygulama aşamasında reklam ajanslarındaki prodüksiyon ekibi, grafikerler, reklam yazarları, reklam filmi yönetmenleri, sanat yönetmenleri reklamı hayata geçirirler.

Uygulama aşamasında reklam ajanslarının yaratıcı departmanlarında ve prodüksiyon bölümlerindeki grafikerler, reklam yazarları, reklam filmi yönetmenleri ve sanat yönetmenleri reklamın yaratıcı teması olan fikri hayata geçirirler. Reklam yazarlarının ortaya koydukları reklam mesajının basılı ve outdoor reklam ortamları için görselleri illüstratörler, grafikerler ve reklam fotoğrafçıları tarafından oluşturulmaktadır. Basılı reklamlarda yer alacak grafik, fotoğraf ve metin ögeleri düzenleme (layout) aşamasından geçirildikten sonra, son kararın ardından baskıya gönderilir. Radyo ve televizyon reklamları ise, bu ortamların gerektirdiği özelliklere uygun olarak üretilir. Senaryonun yazılmasının ardından grafikerler /illüstratörler senaryonun ana hatlarının çizildiği storyboardları hazırlar, ardından reklam verenden onay alındıktan sonra reklam oyuncuların belirlenmesi (casting), çekim ortamının belirlenmesi (iç-dış çekim), dekorun seçiminin ardından reklam yönetmeni eşliğinde reklam filmi çekilir. Görüntülerin kurgulanmasının ardından seslendirme, efekt ve fon müziğinin eklenmesiyle temel hatlarıyla reklam filmi yayına hazır hâle gelmektedir. Radyo reklam senaryosunun yazımının ardından seslendirecek kişiler bulunduktan sonra, reklam canlı ya da bant kayıt olarak çekilir. Müzik, efekt gibi kurgu işlemleri yapıldıktan sonra reklam yayına hazır hâle gelir. Uygulamada reklam ortamlarına uygun içerik hazırlanmalıdır. Çünkü her reklam ortamının farklı özellikleri vardır. Şimdi reklam ortamlarına daha yakından bakalım.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

232 13

Reklam Projesi Tasarımı Televizyon: Televizyon son yıllarda internet ortamlarının gelişimiyle eski gücünü kaybetmiş olsa da yine de en etkili ve yaygın reklam ortamıdır. Televizyon radyo gibi işitsel ve basılı yayınlar gibi görseldir. Bunun da ötesinde görsel malzeme devingendir. Bu nedenle satış mesajı güçlü ve çarpıcıdır. Televizyon görüntüleriyle seslerinin diğer reklam araçlarında görülmediği kadar gerçek yaşamla uyum sağlaması, iletilerin daha güvenilir olmasını sağlar. Televizyon hemen bütün dünyanın başlıca eğlence aracıdır. Herhangi bir yaş ve tabakadan insanlara ulaşmada yardımcıdır. Yaygın kullanımı ve farklı seçenekleri vardır. Coğrafi dağıtımı kısıtlı olan markalar için sadece yerel kanallara da reklam verilebilir. Olumsuz yanı ise diğer reklam ortamlarına göre hem mecra hem de reklam filminin prodüksiyon masrafları açısından en pahalı reklam ortamıdır. Televizyon reklam filmlerinin farklı türleri vardır. •

• • • • •





Televizyon reklam filmi farklı türlerde çekilir. Senaryo yazımı, storyboard hazırlanması ve çekim aşamalarıyla ayrıntılı bir süreçtir.

İmaj reklam filmleri: Kurumun itibar iletişimini gerçekleştirmek için çekilen filmlerdir. Tüketici ile marka arasındaki duygusal bağı güçlendirmeyi amaçlar. Satış – kampanya reklam filmleri: Sıcak satışı destekleyen, kampanya duyurusu yapan filmlerdir. Montaj filmler: Bu filmlerde bir çekim aşaması bulunmaz. Daha önce marka için çekilen görüntülerin tekrar montajlanarak yeni bir film yapılır. Tanıklık filmleri: Bu filmler halktan kişileri marka için tanık gösterir. Problem çözme filmleri: Çok zaman kullanılan bir formüldür. Filmde önce sorun gösterilir. Ardından çözüm markayla ilişkilendirilerek verilir. Masaüstü reklam filmleri: Çekime ihtiyaç duymadan hazırlanan reklam filmlerdir. Yazı ve sabit görselleri montaj masasında uygulanan bir takım efektlerle hareketli görüntülere dönüşmesiyle yapılır. Düşük maliyetlidir. Uyarlama filmleri: Uluslararası reklam verenlerin sıklıkla kullandıkları bir reklam filmi türüdür. Yurt dışında çekilen filmin orijinaline uygun olarak uyarlaması esasına dayanır. Sadece çeviri dublaj yapılabildiği gibi bütün bir filmin aslına uygun olarak yeni bir oyuncu seçimiyle çekilmesi olarak da uygulanır. Teaser: Meraklandırarak ilgi çekmek için kullanılır. Lansmanlara giriş olarak kullanılan teaserlar dozu iyi ayarlanması gereken bir tekniktir. Reklamın amacına ve stratejisine uygun olmalıdır.

Televizyon reklam filminde senaryo ve reklamın süresi de önemli adımlardandır. Televizyon reklam süreleri 30 saniyelik bir reklam filminde metnin yaklaşık 28 saniyelik olmalıdır. Bir reklam filminde sürelerine göre sözcük sayısı (10 saniye 25 sözcük, 20 saniye 45 sözcük, 30 saniye 65 sözcük, 60 saniye 125 sözcük) ayarlanmalıdır. Reklam bütçesini aşmamak için hiçbir senaryo süresi tam olarak ölçülmeden reklam verenin onayına sunulmamalıdır. Çünkü televizyonda reklam sürelerinin ücreti oldukça maliyetlidir. Storyboard: Bir seri çizim, illüstrasyon ve fotoğraflarla, filme alınacak reklam senaryosunu senaryoda yer alan görüntü ve ses ögelerinin parçalara ayırarak ve bunu ses ögesi ile destekleyerek açıklayan, büyütülmüş resimli bir hikâye

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

233 14

Reklam Projesi Tasarımı şeklindedir. Reklam ajanslarında, metin yazarları, sanat direktörleri ve yönetmenin ortak çalışmasıyla hazırlanır. Reklam filmi çekilmeden önce yaratıcı ekibin fikir birliğine varmasını sağlar ve reklam verenin onayı için bir ön izleme sağlar. Böylece emek, zaman ve maliyetten tasarruf sağlanır. Radyo: Radyo sadece sesle hedef kitleye seslenebildiği için diğer kitle

iletişim araçlarından farklı bir konumdadır. Günümüzde özellikle mobil iletişim araçları sayesinde radyo hemen her yere girmiştir: evlerde, otomobillerde, tarlada, fabrikada çalışırken radyo dinlenebilir. Bu özelliği hedef kitleye ulaşmak için önemli bir avantajdır. Görsel çekicilikten yoksundur ancak canlı bağlantı ve ucuz maliyet açısından uygun bir reklam ortamıdır. Reklam ortamlarının seçimi reklamın amacına ve stratejisine uygun olmalıdır. Görselliğin vurgulanacağı giyim ya da gıda ürün reklamları için radyo uygun bir reklam ortamı değildir. Ayrıca radyo reklamları kısa ömürlüdür, reklamı dinleyen hedef kitlenin reklamı tekrar dinleyebilme şansı düşüktür ve radyo reklamlarında yaratıcılık sınırlıdır. Radyoda reklam türlerinden bazıları şunlardır: Müzikli Reklamlar: Belli süreleri kapsayan bölümler hâlinde, reklam ajansları tarafından hazırlanan, müzik ve dramatik unsurların içeren reklamlardır. Programlı Reklamlar: Eğitici, eğlendirici program bölümü ile birlikte reklamların bulunduğu reklam ajanslarının hazırladıkları programlardır. Özel Tanıtıcı Reklam Programları: Bir ürün veya hizmetin tanıtılması, kültür, eğitim ve turizm hizmeti için hazırlanmış olan programdır. Bu tür programlar da ikiye ayrılır: Birincisi yayınlanan programın bütününün işletmenin ürettiği ya da pazarladığı ürün/ hizmetin tanıtımı için kullanılan programlar. İkincisi periyodik olarak yayınlanan ve sadece programın başında ve sonunda reklam verenin tanıtıcı duyurularının bulunduğu programlardır. Kamu İlanı: Sunucu tarafından okunan reklam duyurusudur. Reklam ortamlarından biri de basılı reklam mecraları olan gazete ve dergilerdir.

Reklam ortamları birbirinden farklı özellikler taşır. Reklam bu özelliklere uygun hazırlanmalıdır.

Gazete: Kitle iletişim mecrası olarak gazeteler günümüzde de varlığını sürdürse de yeni medya ortamları haber almanın daha hızlı ve kolay yolu hâline geldikleri için eskisi kadar etkili değiller. Yine de bazı hedef kitlelere ulaşmak için hala bir reklam mecrası olarak kullanılıyor. Gazetelerin reklam mecrası olarak avantajı güvenilir bulunmalarıdır. Bu nedenle özellikle finans, sağlık gibi sektörlerin reklamları için daha uygundur. Araştırmalar gazete reklamlarının televizyon reklamlarına oranla daha inandırıcı bulunduğunu göstermektedir. Ayrıca gazetelerin dağıtım ağı geniştir ve günlük olarak yayınlanır. Bunun yanında baskı kalitesinin düşük olması ve insanların artık gazete almamaları dezavantaj olarak görülebilir. Dergi: Dergi de basılı reklam ortamlarındandır. Genellikle aylık ya da haftalık yayınlandıkları için kampanya bilgisi içeren güncel reklamlar için uygun bir seçenek değildirler. Ancak dergiler moda ve giyim, aksesuar, otomobil, kozmetik,

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

234 15

Reklam Projesi Tasarımı dekorasyon vb. sektörler için uygun bir reklam mecrasıdır. Özellikle dergilerin baskı ve renk kalitesinin yüksek olması prestijli, çekici görsellerin kullanımına olanak sağlar. Bu nedenle basılı reklam ortamları içinde en pahalı olanlardır. Diğer yandan dergiler spesifik konulara eğildikleri için daha özel hedef kitleleri yakalamak için kullanılabilir. Açıkhava: Kent nüfusunun hızla arttığı, tüketimin büyük bir bölümünün gerçekleştiği günümüz dünyasında açık hava reklam ortamları hedef kitlelerine ulaşmak isteyen reklam verenler için iyi bir alternatif olmaktadır. Açık hava reklamcılığı baskı ve tasarım teknolojilerinin de gelişimiyle çok farklı uygulamalara imkân tanımaktadır. Reklam tarihinin bilinen en eski reklam mecrası olan açık hava, zamanının büyük bir kısmını ev dışı ortamlarda geçiren kent insanını yakalama konusunda da avantaj sağlıyor. Ayrıca günün her saatinde ve farklı konumlarda hedef kitle tarafından görülebiliyorlar. Her geçen gün yenilerinin eklendiği açık hava reklam türleri şunlardır: Afişler, billboardlar, ışıklı ilanlar, totemler, mega-boardlar, dövizler, durak reklamları, araç ve bina giydirmeleri, çatı ve bina üzeri reklamlar, yer grafikleri.

İnternet kullanımının yaygınlaşmasından sonra bilgisayar ve mobil iletişim araçları özellikle cep telefonları en popüler reklam mecraları hâline gelmiştir.

İnternet ve mobil: İnternet kullanımının yaygınlaşmasından sonra bilgisayar ve mobil iletişim araçları özellikle cep telefonları en popüler reklam mecraları hâline gelmiştir. Cep telefonu, tablet ve bilgisayarlardan ulaşılabilen yeni medya ortamları multimedya özellikleri, küresel iletişim sağlaması, her yerde ve her zaman tüketiciye ulaşabilmeleri, maliyetin düşük olması, hedef kitleye ulaşmanın ve reklam etkisinin ölçülmesinin çok kolay olması gibi reklam avantajları sağlıyor. Bu yeni imkânlar beraberinde yeni reklam türlerini de ortaya çıkarmıştır. Viral reklam, oyun içi reklam, sosyal medya reklamları bunlardan bazılarıdır. Reklam ajansları tam hizmet ajansı olarak hizmet verdikleri takdirde, prodüksiyon (yapım) bölümlerini de bünyelerinde bulundurmakta ve reklamın son hâlini almasına kadar tüm işlemler tek bir ajanstan çıkabilmektedir. Ancak günümüzde her alanda olduğu gibi reklam dünyasında da uzmanlaşma eğilimi yaygınlık kazandığı için, ajanslar teknik ve insan gücü açısından sadece reklam prodüksiyonu hizmeti veren ajanslarla ya da free-lance çalışan reklam yönetmenleriyle çalışmayı tercih edebilmektedirler. Uzmanlaşmanın etkisi sadece reklam cıngılları konusunda beste hizmeti veren kişilerin ya da ajansların ortaya çıkmasına bile neden olabilmektedir. Bunun yanı sıra ajanslar reklamın uygulama aşamasında oyuncu bulmak için özel casting ajanslarıyla da iş birliğine gitmektedirler.

Reklam Etkinliğinin Ölçümü Reklamın etkililiğinin ölçülmesiyle ilgili sektörde birçok farklı görüş ve anlayışla karşılaşmak olanaklıdır. 1970’li yıllarda reklamın etkililiğinin ölçülemeyeceği ile ilgili görüşler hâkimdi.

Reklam etkililiğinin ölçümlenmesi, kampanya öncesi ve sonrası yapılan araştırmalarla gerçekleştirilir.

1970’lerin sonlarında IPA’nın (Institute of Practititioners in Advertising) “Reklam Etkililiği Ödülleri” Charles Chanon’un “reklamın etkisizliği efsanesi” olarak adlandırdığı düşünceye meydan okumak için başlatıldı. 1980’den bu yana Award

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

235 16

Reklam Projesi Tasarımı Databank adı verilen bir bilgi bankasında reklamın satışa ve kazanca olan katkısını gösteren yaka tarihçeleri toplanmakta ve www.ipa.co.uk web sitesi üzerinden yayınlanmaktadır. Bu veri bankası, reklamın etkili olduğunu göstermenin yanı sıra, reklamın nasıl etkili olduğuna da ışık tutmaktadır.

Bireysel Etkinlik

Reklamcılıkta reklamın etkililiğinin ölçülmesi ayrı bir sektör hâlini almakta, gerek reklam verenler gerekse reklam ajansları reklamlarının hatırlanma, bilinirlik, satışlar gibi belirlenen reklam amaçlarına etkisini ölçmek için çok miktarda para harcamaktadırlar. Reklam veren açısından, büyük miktarlarda para harcadığı reklam kampanyasının belirlenen amaçlara gerçekten ulaşıp ulaşmadığı ya da ne derece ulaştığını saptamak, kampanyanın başarısı ve harcanan paranın markaya bir değer olarak geri dönüp dönmediğinin ölçülmesi açısından önemlidir. Reklam ajansı açısındansa, gerçekleştirdiği reklam kampanyasının hedef kitlenin dikkatini çekerek, markanın tanınması, bilinirliğinin artırılması ve satışlar gibi kampanyanın başında belirlenen amaçlara ne kadar hizmet ettiği de başarısının göstergesi olacak ve ajansa sektörde olumlu bir referans olarak geri dönecektir. Reklam etkililiğinin ölçümlenmesi, kampanya öncesi ve kampanya sonrası yapılan araştırmalarla gerçekleştirilmektedir.

• www.ipa.co.uk web sitesine girerek IPA'nın belirlediği reklam standartlarını inceleyiniz.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

236 17

Reklam Projesi Tasarımı

Özet

•Bu ünitede reklam proje tasarımının aşamaları anlatılacaktır. Reklam pazarlama disiplininin önemli bir parçasıdır. Pazarlama içinde yer alan tutundurma bileşenlerinden biri olan reklam ürün ve hizmetlerin pazarlanmasında tüketiciyle bağı kuran, tanıtım ve bilgilendirmeyle tüketiciyi ikna etmeye çalışan bir pazarlama iletişimi çabasıdır. Reklam, işletmelerin ürün ve hizmetlerinin satışını, marka imajını destekleyerek kısa ve uzun vadede işletmeye yarar sağlar. Reklam tasarımı planlı bir süreç gerektirir. Her gün her yerde karşımıza çıkan ve çok kısa sürelerde maruz kalınan reklamlar aslında uzun ve ayrıntılı bir planlamanın sonucunda bize ulaşır. •Reklamın ürün ya da hizmetin tanıtımını yapmak, marka ile tüketicisi arasında iletişim kurmak ve müşterilerin markaya bağlılığını artırmak, kurumdaki değişimleri duyurmak, dolaylı ya da doğrudan satışlara olumlu yönde destek olma gibi sahip olduğu işlevlerin hayata geçmesi stratejik açıdan iyi bir planlamayı gerektirmektedir. •Reklam planlaması, pazarlama hedeflerinin ve markanın reklamdan beklentilerinin uyumlu olup olmadığının saptanmasıyla başlar. Reklam planının ilk aşaması olan durum analizi, ürün/hizmetlerin, rakipler ve rekabetin, hedef kitlenin derinlemesine incelenmesidir. Durum analizi aşamasında çeşitli araştırmalara işletme, ürün/hizmetleri ve pazar hakkında bilgi toplanır. Reklam planın önemli bir aşaması da reklamın amacının belirlenmesidir. Reklamın amacının doğru ya da yanlış oluşturulması reklamın başarısını doğrudan etkiler. Reklamın amacı; her zaman hedef kitleyi satın almak için doğrudan harekete geçirme olmayabilir. Bazen reklam, hedef kitle ile iletişim ve ilişki kurma, onları ikna etme gibi amaçları yerine getirerek markaya yönelik hedeflenen davranışın oluşmasını amaçlanabilmektedir. Reklam amacı somut, gerçekleştirilebilir olmalı ve işletmenin yetenekleri, ürün/hizmetin özellikleri ve pazarlama hedeflerine uygun olmalıdır. Reklamın amacı belirlendikten sonra, yaratıcı mesaj stratejisi ve uygulama aşaması için kararlar alınır. Reklam mesajı reklamın amacına uygun olarak belirlenmelidir. Reklam mesajının oluşturulması yaratıcı ekibe yol gösterecek yaratıcı stratejinin seçimini içermektedir. Reklam mesajının hedef kitleye ulaşması için medya planlaması yapılmalıdır. Bu aşamada seçilen aracın en etkili ve doğru araç olması, reklamın başarısı için stratejik bir önem taşımaktadır. Medya planlamasında yapılacak bir hata, reklam stratejisinin tümünü olumsuz etkileyebilir. Reklam ortamı seçiminde hedef kitlenin ve reklam araçlarının özelliklerinin çok iyi bilinmesi gerekmektedir. Tüketicilere ulaşmak için kullanılacak reklam ortamlarının belirlenmesi, yani medya planlama aşamasından sonra reklam bütçesi belirlenir. Tüketicilerin karşısına çıkan reklamların ne derece etkili olduğu ve istenen hedeflere ne kadar yaklaştırdığı ise ölçümleme aşamasında değerlendirilir. •Reklam sonrasında hedeflere ne kadar ulaşıldığı reklamın başarısını belirleyecektir. Bu nedenle planlama aşamasında hedeflerin net koyulması önemlidir. Reklam projesi tasarımı, işletmeyle ilgili pek çok konuda analizlerin yapıldığı, bu analizler sonucunda ulaşılan kararların stratejik bir planlamayla uygulandığı ve sonuçların ölçümlendiği bir süreçtir. Bu tasarımın herhangi bir aşamasında yapılacak hata, tüm planının başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olacak öneme sahiptir. Reklam tasarımının başarısızlığı ciddi maddi kayıplara neden olabileceği gibi, markaya da zarar verebilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

237 18

Reklam Projesi Tasarımı

DEĞERLENDİRME SORULARI 1. Aşağıdakilerden hangisi reklam tasarımı süreçlerinden biri değildir? a) b) c) d) e)

Reklam amacının belirlenmesi Ürün ya da hizmetin fiyatının belirlenmesi Medya planlama Mesaj stratejisinin belirlenmesi Reklam bütçesi

2. Aşağıdakilerden hangisi reklamın amaçları arasında yer almaz? a) b) c) d) e) 3.

Ürün/hizmet hakkında bilgi vermek Ürün/hizmetin maliyetleri azaltmak Tüketiciyi ikna etmek Marka imajını olumlu etkilemek Ürün/hizmeti hatırlatmak

Aşağıdakilerden hangisi SWOT Analizi sonuçlarında yer almaz? a) b) c) d) e)

Fırsatlar Üstünlükler Zayıflıklar Yorumlar Tehditler

4. Reklamın mesaj stratejisini belirlerken ilk aşamada dikkatle araştırılması ve anlaşılması gereken üç nokta aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir? a) b) c) d) e)

Bütçeleme, planlama, uygulama Üstünlükler, zayıflıklar, fırsatlar Fırsatlar, tehditler, üstünlükler Maliyet, dağıtım ve fiyatlandırma Ürünün sorgulanması, hedef kitleyi anlama, rekabeti çözümleme

5. “Reklamı yapılan ürün ya da hizmet için önce o ürün kategorisine genel anlamda bir talep yaratmak amaçlanır” ifadesinde belirtilen mesaj stratejisi aşağıdakilerden hangisidir? a) b) c) d) e)

Marka imajı Birincil talep yaratma amacı İkincil talep yaratma Kategoriye ilgi çekme Konumlandırma

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

238 19

Reklam Projesi Tasarımı 6. Reklam tasarımının aşamalarından biri olan medya planlaması aşağıdakilerden hangisiyle ilgili değildir? a) b) c) d) e)

Amaca uygun reklam ortamını bulmak Mecra seçimlerini yapmak Reklamın ne zaman yayınlanacağını planlamak Mesaj stratejisini planlamak Medya stratejisini belirlemek

7. Aşağıdakilerden hangisi reklam bütçesinde yer alması gereken kalemlerden biri değildir? a) b) c) d) e)

Reklam ajansına ödenen tutar Medya planlama ajansına ödenen tutar Medya kanallarına ödenen tutar Prodüksiyon şirketine ödenen tutar Ar-ge çalışmalarına ödenen tutar

8. Aşağıdakilerden hangisi reklamın bilgilendirme amaçlarından biri değildir? a) b) c) d) e)

Ürünün nasıl kullanıldığını açıklamak Yeni ürün hakkında pazarı bilgilendirmek Ürüne ileride ihtiyaç duyulabileceğini hatırlatmak Fiyat değişimi le ilgili bilgi vermek Ulaşılabilecek hizmetleri tanımlamak

9. Yazı ve sabit görselleri montaj masasında uygulanan bir takım efektlerle hareketli görüntülere dönüşmesiyle yapılan televizyon reklam filmi türü aşağıdakilerden hangisidir? a) b) c) d) e)

İmaj reklamı Uyarlama reklam filmi Masaüstü reklam filmi Problem çözme reklam filmi Teaser

10. Aşağıdakilerden hangisi radyo reklam türlerinden biri değildir? a) b) c) d) e)

Müzikli reklam Kamu ilanı Programlı reklam Özel tanıtıcı reklam Masaüstü reklam

Cevap Anahtarı 1.b, 2.b, 3.d, 4.e, 5.b, 6.d, 7.e, 8.c, 9.c, 10.e Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

239 20

Reklam Projesi Tasarımı

YARARLANILAN KAYNAKLAR Elden, M. (2009). Reklam ve reklamcılık. İstanbul: Say Yayınları Gülsoy, T. (1999). Reklam terimleri ve kavramları sözlüğü. İstanbul: Adam Yayınları. Kocabaş, F., Elden M. (2006). Reklamcılık-kavramlar-kararlar-kurumlar. İstanbul: İletişim Yayınları Odabaşı, Y. Oyman, M. (2005) Pazarlama iletişimi yönetimi. İstanbul: Mediacat Özgüven, N. (2013). Mobil pazarlama ve mobil reklam. Bursa: Dora Yayınları.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

240 21

HEDEFLER

İÇİNDEKİLER

MÜZİK VİDEOSU PROJE GELİŞTİRME

• Müzik Videosu/Klip Tanımı • Türleri • Görsel ve Yayın Özellikleri • Müzik Videosu/Kliplerin İçerik Görünümleri, Anlam ve İçerik Özellikleri • İçerik Görünümleri • Anlam ve İçerik Özellikleri • Müzik Videosu/Klip Yapımı • Müzik Videosu/Klip Yönetmenleri

FOTOĞRAF VE VİDEO PROJE GELİŞTİRME Prof. Dr. Ayşe Melahat KALAY

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra; • Müzik videosu/klip tanımı yapabilecek, • Müzik videosu/klip türlerini açıklayarak, görsel ve yayın özellikleri hakkında bilgi sahibi olabilecek, • Müzik videosu/kliplerin anlam ve etkilerini açıklayabilecek , • Müzik videosu/klip yapım sürecini açıklayabilecek, başarılı müzik videosu/klip yönetmenleri hakkında bilgi sahibi olabileceksiniz.

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.

ÜNİTE

12

Müzik Videosu Proje Geliştirme

Tanımı

MÜZİK VİDEOSU PROJE GELİŞTİRME

Müzik Videosu/Klip Tanımı

Türleri

Görsel ve Yayın Özellikleri

Müzik Videosu/Kliplerin İçerik Görünümleri, Anlam ve İçerik Özellikleri

İçerik Görünümleri

Anlam ve İçerik Özellikleri

Müzik Videosu/Klip Yapımı

Müzik Videosu/Klip Yönetmenleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

242 2

Müzik Videosu Proje Geliştirme

GİRİŞ Müziğin görsel hâle getirilmesi yani video kliplerin 1980’lerden itibaren albümlerin ve sanatçıların tanıtımı ile albüm satışlarında etkin hâle geldiği görülmektedir. Her müzik videosu/klip esas itibarıyla sanatçının ve plak şirketinin, özel bir müzik-tüketicisi kitlesine (12-34 yaş grubundaki bireylerden oluşan hedef kitledir) yönelik olarak popüler bir imge yaratma ve sunma çabasıdır. Toplum tarafından tanınan, pek çok hayranı olan müzisyenlerin imajlarını oluşturmaları, toplum içindeki davranışları ve yaşam biçimlerine bağlı olduğu kadar, bir yönden reklam malzemesi olarak kullanılan kliplerindeki duruşlarıyla da ilgilidir. Bu nedenle sanatçının görünümü ve kliplerindeki görsel yapı büyük önem taşımaktadır. Müzik videosu/kliplerin yayınlanma mecrası anlamında, izlenebilir ve kitleler tarafından bilinir hâle gelmesinin başlangıcı ve kaynağı 1980’li yıllarda yayına başlayan ve tematik olarak müzik yayını yapan televizyon kanalı MTV’dir.

Müzik videosu/klip bir şarkının görsel yorumudur.

Bir müzik dinleyicisinin ilgisi müzikle ilgili duygularının uyandırdığı imgeler ölçüsünde artmaktadır. Bu noktada müzik videosu/klibin görsel olarak yaratılmasında çok büyük payı olan yönetmenin kafasındaki imgelerle, müzik dinleyicisinin kafasındaki imgeler önem taşımaktadır. Böylece albümün ya da şarkının yaratıcısı olan müzisyenin düşünceleri/duygularına, bir de klibin görselliğini yaratan yönetmenin duyguları ve düşünceleri eklenmektedir. Video yönetmenleri eserlerini müzik kadar ilgi çekici kılmaya çabalarken, bir hayran kitlesi oluşturma ve bunları elde tutma mücadelesinde olan sanatçılar da egzotik, güçlü, sert, seksi, havalı, benzersiz görünmek için bir sürü teknik kullanır.

MÜZİK VİDEOSU/ KLİP TANIMI Bir müzik parçasının sanat yapıtı olarak kabul edilmesi doğaldır. Bu müzik parçasının tanıtımı için hazırlanan müzik videosu/klip ise aslında daha çok pazarlamaya katkıda bulunan bir etken görünümündedir, yani bir reklamdır. Bu durumda müzik videosu/ klibi bir sanat yapıtı olarak kabul etmemek gerekir. Ancak ne olursa olsun, görsel bir iletişim aracı olarak klip; sinema sanatı ile de benzerlikler taşımaktadır. Dolayısıyla filmler gibi kliplerin de tarzları vardır ya da olmalıdır. Her müzik videosu/klibin bir tarzı ya da rengi olmalıdır görüşünden hareketle, reklamların görsel yapısında çok önemli bir yer tutan renk kullanımının, bir iletişim aracı olarak müzik videosu/klipte de aynı amaçla kullanıldığı söylenebilir. Bir müzik videosu/klibin içerdiği ögeler; sanatçı ya da grup, albüm ve parçadır. Yönetmen iken bir reklamın içerdiği ögeler; marka, ürün, reklam yaratıcısı, reklam uygulayıcısı ya da yönetmendir. Bu durumda müzik videosu/klibin ya da reklamın rengini belirleyen faktörlerin birden çok olduğu ortadadır. Bir marka olarak sanatçının sahip olduğu imajın gerektirdiği renk ya da renkler, sanatçının ürettiği her albümde değişebilir. Buna bağlı olarak, her ne kadar, bir albümün içindeki herhangi bir parçaya çekilen Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

243 3

Müzik Videosu Proje Geliştirme müzik videosu/klip yönetmenin yaratıcılığına da bağlı olarak çeşitlilik gösterse de genel anlamda albümün sahip olduğu rengi bir ölçüde devam ettirmelidir. Şu anda yayınlanan bazı kliplerde böyle bir görsel anlayışın varlığı görülebilmektedir. Bu genel anlatımın özünü oluşturan renk konusunun içeriği ele alınarak konuya yaklaşıldığında ilginç sonuçlarla karşılaşılması kaçınılmazdır. Albümün içeriğini oluşturan müzik türünün yapısına bağlı olarak tasarlanan albüm kapağında kullanılan renkler, sanatçının imajı ile de örtüşmelidir. Bütün bunların yanında klip yayınlandığında, klibin hâkim renginden ve görselliğinden hangi sanatçının ve hangi yönetmenin olduğu anlaşılabilmelidir. Müzik videosu/klip sanatçının ve plak şirketinin, 12-34 yaş grubundaki bireylerden oluşan müzik-tüketici kitlesine yönelik olarak popüler bir imge yaratma ve sunma çabasıdır. Bu çalışmada, video yönetmenleri eserleri olan müzik videosunu/klibi ilgi çekici kılmayı hedeflerken en önemli amaç sanatçının ve müziğinin benzersiz olduğunu vurgulamaktır.

Görsel unsurlar müziğin çekiciliğini artırmak için kullanılır.

Görsellik müzik videosu/klip için en önemli araç olup, bu araç müzik videosu ile ilgili tüm faktörler tarafından öngörülen amaçları gerçekleştirmede başarılı olduğunda; içinde yer alan şarkıyı da kapsayan albümleri satın alarak dinleyen kişiler, şarkı üzerinde düşünüp beyinlerinde canlandırabilir ve kendi duygularıyla bağlantı kurabilir. Müzik videoları/klipler daha çok popüler müziğin görsel hâle getirilmesi gibi görünse de, müzik türü ayrımının önem taşımadığı ancak görsel düzenlemeyi ve yapıyı vurgulayan promosyon araçlarıdır. Müzik yerine görsel unsurların vurgulanmasının müzik videosu/klip için olumsuz bir özellik olarak görülebilme olasılığı imaj toplumunun yapısı göz önüne alındığında daha anlaşılır olacaktır. Görsel unsurlar televizyon ve sinemanın tersine müziğin çekiciliğini artırmak için kullanılmaktadır. Müzik videosu/klipte müziğin görsel unsurlara eşlik etmesinden çok, görsel unsurlar müziğe eşlik etmektedir. Sözü edilen görsel unsurlar dans, koreografi, öykü-anlatıcılığı, moda, kostümcülük, ışıklandırma, oyunculuk ve dijital efektler ve animasyon gibi görsel tekniklerle kurgulama gibi unsurları ve yönetim ve yapım alanındaki yönetsel becerileri gerektirir. Müzik videoları/klipler çeşitli müzik türlerinin soundu ile kaynaşmış hareket dolu görüntülerin yer aldığı, genelde gençlerin zevk alarak izledikleri kısa süreli yapılardır. İzleyicilerin görselliği algılamalarında, reklam ve çok sayıda mesaja maruz kaldıkları bir dünyada yaşadıkları ve bir anlamda ‘medya okuryazarı’ oldukları için müzik videolarındaki tekniklerin ve mesajların kodunu açımlamada sorun yaşanmamaktadır. Müzik videosunu/klibi yayınlandığı ortamdan ve yarattığı etkilerden bağımsız bir yapı olarak ele alırsak, aslında bir sanat yapıtıdır, bir kısa filmdir denilebilir. Şarkı sözleri ve bestecinin şarkı ile ilgili hissettikleri bu sanat yapıtındaki diğer belirleyici etkenlerdir. Bir müzik videosu/klibin yaratılma sürecinde en etkili kişi olan yönetmen de bu etkenleri göz ardı etmemek durumundadır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

244 4

Müzik Videosu Proje Geliştirme Bunun yanı sıra müzik videosu/klipte izleyenlerin gördükleri ve etkilendikleri imgeler kime aittir? Müzik yaratıcısının parçayı ya da albümü yaratırken belli duygulanımlar ve imgelerden, yaşadıklarından etkilenmesi ve görsel olarak da bunları klipte görmek istemesi doğaldır. Ancak şarkının görselleştirilmesi yani müzik videosu/klibin tasarlanması ve gerçekleştirilmesi işini üstlenen profesyonel kişi olan yönetmenin şarkıyı dinlediğinde kafasında oluşan imgelerin yeri ve yapısı son derece önemlidir. Aslında müzisyenin ve yönetmenin ortak bir yaratıcı düşüncede birleşmeleri en ideal çözümdür. Tüm bunlara bağlı olarak, müzik videosu/klibi izleyen kitlelerin klibi görmeden şarkıyı dinlediklerinde ne düşündükleri ve ne hissettikleri de önemli bir konudur.

Müzik videosu/klip televizyon ve dijital ortamda yayınlanmak üzere hazırlanır.

İzler kitle günümüzde şarkıyı ilk olarak televizyon kanallarında müzik videosu/klip olarak izlediğinden, her şeyden bağımsız olarak şarkının müzikal anlamda kendisinde ne tür bir etki yarattığı hakkında da doğal olarak fikir sahibi olamamaktadır. Sadece klibin içeriğini ve görsel özelliklerini eleştirmek anlamında bazı düşüncelerini belirtebilmektedir. Bunlara ek olarak, zaten müzik videosu/klipler her zaman için şarkı sözleriyle ilintili olmayan bir dizi gerçeküstü imgeyle harmanlanarak sunulan bir görselliğe sahiptir. Müzik videosu/klip yönetmenleri de hayal gücünü harekete geçiren bu gerçeküstü imgeleri düşünen, tasarlayan kişilerdir, ancak ne olursa olsun müzik videosu/kliplerin görsel içeriklerinin anlam açısından sonsuz özgürlükleri de olmamalıdır. Genel anlamda bir müzik videosu/klip izleyicilerin dikkatini çekebilmeli ve bu ilgiyi sürdürebilmelidir. Müzisyenin sahip olduğu imajı ve şarkının sözleriyle de bağlantılı olan imgeleri destekleyen müzik videosu/klip şarkının yer aldığı müzik albümünün satışını sağlamalı, belki de bir ya da birkaç toplumsal mesaj da taşımalıdır. Her şeyden öte müzik videosu/klip, ne tür sanat akımından etkilenirse etkilensin bir şarkının görsel olarak yorumlanmış hâlidir. Bunun yanı sıra yaratıcı bir yapı olarak bir dönem tüm dünyada kabul gören bir popüler kültür biçimi hâline gelmiştir. Ancak internetin devreye girmesiyle ve televizyon izleme alışkanlıklarının değişmesi daha doğrusu televizyon izlemenin belirgin bir biçimde azalması nedeniyle müzik sektörünün işleyişinde köklü değişiklikler olduğu görülmektedir. Albümler artık CD olarak satın alınmamakta, ya internetten kaydedilmekte ya da internetten dinlenmektedir. Müzik sanatçıları da, artık büyük müzik yapım şirketleri ile çalışmak yerine albümlerini doğrudan dijital ortamda duyurmakta, sponsorlar bularak konserlerini organize etmekte ve konser gelirleriyle bir sonraki albümlerini gerçekleştirmektedir. Bu gelişmeler nedeniyle, önceleri MTV için çekilen müzik videosu/klipler çok yüksek maliyetlerle gerçekleştirilirken, artık düşük maliyetli klipler YouTube’a verilerek kitlelere ulaştırılmaktadır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

245 5

Müzik Videosu Proje Geliştirme Bütün bu gelişmelere karşın MTV bir müzik kanalı olarak yayınına devam etmektedir. Türkiye’deki müzik kanalları da 24 saat müzik videosu/video klip yayınını sürdürmektedir. Ancak belli bir dönem sansasyonel haber malzemesi olarak kullanılmış olan müzik videosu/ klipler artık ne dünyada ne de Türkiye’de müzik sektörü için çok büyük bir öneme sahip değildir. Her birini birer kısa film olarak değerlendirebileceğimiz müzik videosu/ klipler aslında hiçbir zaman önemi azalmayacak ve ne tür bir araçla olursa olsun dinlenecek olan müziğin bir sanat olarak görünümü biçiminde varlığını koruyacaktır. Özünde işitsel ileti olarak bir müzik parçası her iki veya üç yılda, suda bir taşın yaptığı daireler gibi çok geniş bir kitleye yayılır ve plakçılık açısından başarının ölçütü olan birbirinden farklı çok sayıda yoruma neden olur. Bu yorumlar müziğin görselleştirilmiş hâli olan müzik videosu/klibin yaratıcı görünümü hakkında olmayı az da olsa sürdürmektedir çünkü reklam anlamında da önem taşımaktadır. Müzikte avangard ya da öncü olma durumu, çizgisel anlatıyı bir kenara bırakarak kromatik ve uzamsal boyutları geliştirmiştir. Bir açıdan müzik videosu/klibi avangard ya da öncü görsel bir anlatım biçimi olarak tanımlamak mümkündür. Çünkü görsel anlatım teknikleri açısından müzik videosu/klipler pek çok kuralı yıkmıştır.

Türleri Müzik videosu/klipler genel ya da müzik türlerine göre sınıflandırılabilir.

Kısaca bir şarkının görsel yorumu olarak tanımlayabileceğimiz müzik videosu/klipler değişik biçimlerde sınıflandırılmaktadır. Bir sınıflandırmaya göre şu dört temel biçimde ele alınabilir: • • • •

Katıksız görsel ifadelerden oluşanlar, Şarkının sözleri üzerinde odaklaşan anlatıyı içerenler, Bu iki tarzın özelliklerini taşıyanlar, Rüyalara ya da deneysel yapıya sahip filmlere benzer biçimde soyut bir dizi görüntüye sahip olanlar. Bu tarz ‘düşünsel klip’ olarak da adlandırılmaktadır.

Diğer bir sınıflandırma müzik türü açısından rock müzik videosu/klipleri özelinde yapılabilir. Buna göre rock kliplerini beş türe ayırmak olasıdır; • •

• •

Romantik müzik videosu/kliplerin içeriklerinde anlatı, ayrılma ve kavuşma temaları, cinsel ilişkiler yansıtılır. Toplumsal bilince sahip müzik videosu/klipler 60’lı -70’li yılların muhalif tavırlı sanatçıların yerleşik anlayışlara karşı tavırlarını ortaya koyma amacını devam ettirir. Nihilist müzik videosu/klipler belli bir anlatıya bağlı kalmaksızın sadizm, mazoşizm, homoseksüellik ve androjenliğin bir karışımıdır. Postmodernist olarak sınıflandırılan müzik videosu/kliplerde içeriğin her bir ögesi başka ögeler tarafından yarıda kesilir, anlamlamayı sürekli olarak imgeler keser.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

246 6

Müzik Videosu Proje Geliştirme •

Klasik müzik videosu/klipler arzu nesneleri hâline getirilen kadın figürlerini dikizci bir biçimde izleyen erkek bakışını kullanmakta, bunun yanında korku, merak, bilim kurgu gibi Hollywood türlerinden yararlanmakta ya da bunların parodisini yapmaktadır. (Michael Jackson’ın Thriller klibi bunun bir örneğidir.)

Herhangi bir sınıflandırmaya dâhil edilemeyen, arşiv görüntülerine benzer görüntülerden oluşturulan, şarkının ritmine uydurulan film ve televizyon ögelerini birleştiren örnekler de söz konusudur. Müzik videosu/klibe konu olan şarkıyı seslendiren sanatçının şarkıyı sadece, herhangi bir ortamda, konserde söylediği ya da yorumladığı ve bu icra süresinin klibi oluşturduğu bir tür de söz konusudur.

Görsel ve Yayın Özellikleri Müzik videosu/klipler müzik ve görsel ögelerin belli biçimlerde bir araya getirildiği yapılar olarak da ele alındığında, resim ya da sinema gibi sanat dalları aracılığıyla görsel özelliklerinin oluşturulması söz konusudur.

Müzik videosu/klipler sinema ve resim sanatından yararlanır.

Bilindik biçimde duygular ve düşüncelerin görsel anlamda simgeler ve imgeler aracılığıyla ifade edilmesi müzik videosu/kliplerde bir şeyi ifade etmeme, sadece görsel anlamda ilgi çekme amacıyla var olma yönünde bir eğilimin görünümleridir. Bu durum katışıksız görsel uygulamalar ve şarkının sahip olduğu notaların bir biçimde görsel bir bütünlüğe kavuşması olarak adlandırılabilir. Esas itibarıyla belleğe dayalı işleyişlerinden dolayı müzik videosu/klipler ile düşler arasındaki benzerlikler görsel özellikleri açısından önemlidir. Müzik videosu/kliplerin içeriğini oluşturan görüntüler ile düşler arasında, yapısal kesiklik ve dağınıklık, hızlı geçişler ve büyük ölçekli bir görüntü akışı anlamında benzerlikler söz konusudur. Bu aynen devingen görüntülerin akışı biçimindeki televizyon yayınının akışına benzer. İzleyici, bu akıcı, başı ve sonu olmayan olayla sabit bir çerçeve yani televizyon ekranı içinde karşı karşıya gelir. Görsel özellikler açısından televizyonun yapısı, yayın akışı ile müzik videosu/kliplerin içerik akışı birebir örtüşmektedir. Müzik videosu/klibinin en güçlü görsel özelliklerinden biri de, izleyicilerin bir şarkıyı her duyduklarında bellekten özgül görsel imgeleri geri çağırmaya yöneltme özelliğidir. Müzik videosu/kliplerin aynı birer reklam filmi gibi sık sık tekrar yayınlanmaları, algılanmaları ve etkili olmaları açısından çok önemlidir. Bunun yanında, müzik videosu/klip kısa bir zaman dilimi içinde tekrar tekrar izlendiğinde, bir şarkı ile klibi arasındaki bağlantı izleyicinin gözünde daha da güçlenebilmektedir. Bazı araştırma bulgularına göre de, müzik videoları ne kadar çok izlenirse o kadar çok sevilmekte ve tekrar izleme isteği yaratmaktadır. Tekrarların müzik videosu/klibi izleme isteği yaratmasının olumsuz durumlar yarattığı da ortadadır. Şöyle ki, sık sık yayınlanan kliplerin içeriklerindeki görüntüler, genç izleyicilerin imgelem gücünü yok etmekte, şarkıları tümüyle

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

247 7

Müzik Videosu Proje Geliştirme kliplerdeki imgelerin diliyle algılayan genç kitlelerin yaratıcılık potansiyeli tahrip olmaktadır. Müzik videosu/kliplerin tekrar tekrar yayınlanmaları ya da yineleme bir müzik parçasının ya da bestenin kendi içindeki motif tekrarlarını ifade etmekle ilgili ise de, görsel ögelere de uyarlamak mümkündür. Yineleme kavramı, enformasyona karşıt olarak biçimin bir ölçümü gibi tanımlanabilir ve mesajın orijinalliği ile anlaşılabilirliği arasında bir diyalektik meydana getirir. Tekrarlar düzenli değilse, orijinallik daha yavaş azalır ve bu tekrarlardaki sapmalar büyüdükçe, daha çok geçerlilik kazanır. Bu basit kural, özellikle müzik besteleme konusu söz konusu olduğunda çok görülür. Bir mesaj defalarca tekrarlandığında kapsadığı enformasyon azalır.

Müzik videosu/kliplerin yayın sıklığı etki anlamında önemlidir.

Görsel anlamdaki mesajların tekrarı ve izleyenler tarafından algılanmaları konusunda; alıcının yani insanın algılanabilir maksimum enformasyon veya orijinallik debisi aşılırsa, birey bütünün biçiminin algısından vazgeçer ve bir depolama, gözleme sürecine girer. Görsel mesaj söz konusu olduğunda birey, mesajı parça parça gözleyecek ve belirli bir süre sonra ardı sıra aldığı ögeleri belleğinde bütünleştirerek bir biçim hâlinde birbirine bağlayacaktır. Müzik videosu/kliplerin görsel özellikleri açısından ilk aşamada, genel olarak çok yaratıcı olduklarına ilişkin görüşlerin varlığı söz konusu olabilir. Ancak yaratıcı olsun ya da olmasın belli sayıdaki tekrarlar kliplerin orijinal olarak algılanmasına engel olabilir.

MÜZİK VİDEOSU/ KLİPLERİN İÇERİK GÖRÜNÜMLERİ, ANLAM VE İÇERİK ÖZELLİKLERİ İçerik Görünümleri Müzik videosu/kliplerin içerik görünümleri denildiğinde düşünülmesi ya da göz önüne getirilmesi gereken; içerik olarak ne tür bir yapıya sahip olduğu, hayal gücünün ne derece devreye girdiği, konu olan sanatçının nasıl görselleştirildiği, müzik videosu/klibi etkili kılabilmek için ne tür bir yaratıcılık sergilendiğidir. Müzik videosu/kliplerin görsel olarak içerik görünümleri konusundaki araştırma bulgularına göre: müzik videosu/klipleri kadın ve erkeği kalıp yargılar çerçevesinde ele almakta buna göre kadınlar duygulu, mantıksız, kandıran ve uçarı olarak erkekler ise cinsel olarak saldırgan, talepkâr ve maceracı olarak gösterilmektedir. Bu tür müzik videosu/kliplerin kadınlara ilişkin algıları etkilemesi söz konusudur. Benzer biçimde, pek çok müzik videosu/klibinde kadınların çekicilikleriyle boy gösterdikleri, erkekleri tahrik edecek biçimde giyindikleri görülmektedir. 1986 yılında, 166 müzik videosu/klip üzerinde yapılan bir araştırmada, şiddet müzik videosu/kliplerin %60’ında yer almakta ve şiddet içeren müzik videosu/kliplerin %80’inde cinsel eylemler de yer almaktadır. Şiddet daha çok beyaz olmayanlarla Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

248 8

Müzik Videosu Proje Geliştirme ilişkilendirilmekte ve gençler kurulu düzeni savunan yetişkinlerin ya da beyaz olmayan iş arkadaşlarının zulmü altında gösterilmektedir. Müzik videosu/kliplerde yer alan kadınlar da erkek delileri, kurbanlar, aşk objeleri ve duygusuz seks işçileri olarak yer almaktadır.

Anlam ve İçerik Özellikleri MTV’de ya da Kral TV’de yayınlanan herhangi bir klibi izlediğimizi düşünelim. Öncelikle, ön planda olan ve sunulan doğal olarak parçayı seslendiren kişi ya da gruptur. Müzik videosu/kliplerin temel görsel ögesi olan sanatçının görünümü ile diğer görsel ögelerin ilişkisi ve uyumu klibin yaratıcı olması açısından önemlidir.

Müzik videosu/klipte sanatçının sunumu ve görünümü önemlidir.

Sanatçının görünümü, bulunduğu ortam yani genel anlamda sunum çok önemlidir çünkü müzik videosu/kliplerde görsellik ön plandadır. Bunun nedeni kliplerin görsel işitsel bir araç olan televizyon için hazırlanmalarıdır. İkinci planda şarkının melodisi gelir. İzleyiciler ya daha önce duydukları bir parça için ya da ilk kez duydukları bir parça için gerçekleştirilen müzik videosunu/klibi izler. İzleme sırasında şarkının sözlerini de duyarlar, ancak görsel olarak bu sözlerle ilgisi olmayan görsel ögelere de yer verilebilir. Bazı durumlarda izleyiciler bu ögelerin ne amaçla klipte yer aldığını anlamayabilir, çünkü bu ögeler gerçek değil simgesel olabilir. Bu simgesel ögeler aslında fantastik imgelemin somutlaşmış görünümleridir ve bu simgesel ögeler ya da bilinçaltı mesajlar reklam metinlerine ve medyada yayınlanan her tür malzemenin içine sinmiş durumdadır. Bu mesajlar genellikle bilinçaltı değerlendirmeye açık olma arzularına dikkat çekilerek bir ürünün çekiciliğinin artırılması amacıyla tasarlanır. Müzik videosu/kliplerde bilinçaltı mesajlar çok yoğundur. Bunun nedeni kliplerin yaratıcılık anlamında daha özgür olmalarıdır. Bir müzik parçası, müzik videosu/klibinin çekilmesi için bir yönetmene teslim edildiğinde, yaratıcılık anlamında tüm yetki yönetmendedir ve yönetmen, her ne kadar şarkının sözleri ile sınırlandırılmış gibi görünse de, bir kısa metraj çekercesine görsellik konusunda ve müzik videosu/klibin içeriği konusunda özgürdür. Yönetmenin yaratıcılığına bağlı olarak biçimlenen müzik videosu/klibin görselliği aslında bir sanat yapıtının yan anlamıdır. Düz anlam fotoğraf makinesinin çekmek üzere yöneltildiği nesnenin film üzerindeki mekanik bir yeniden üretimidir. Yan anlam ise, bu sürecin insani boyutudur. Çerçeveye neyin dâhil edileceğinin, odağın, ışığın, kamera açısının, film kalitesinin, gerekirse oyuncuların seçimidir. Düz anlam neyin fotoğraflandığı, yan anlam nasıl fotoğraflandığıdır ve genellikle görüntüsel bir boyuta sahip olsa da büyük ölçüde bir kültüre özgüdür. Müzik videosu/klibi bir sanat yapıtı olarak kabul edersek, bu yapıtın yaratıcısı müzik videosu/klip yönetmenidir demek çok yanlış bir yaklaşım

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

249 9

Müzik Videosu Proje Geliştirme olmayacaktır. Şarkıyı yaratan, yorumlayan kişi ya da grubun şarkının görselliği konusunda hiç söz sahibi olmaması doğru bir yaklaşım değildir. Şarkının atmosferini de belirleyen sözleri, müzik yapısı ve bestecisinin ne tür bir ruh hâliyle şarkıyı yazdığı yönetmenin de anlaması gereken konulardır. Müzik videosu/klip yönetmeni olarak çok yaratıcı çalışmalarıyla tanınan belli başlı yönetmenlerden olan Spike Jonze, kliplerini çektiği Beastie Boys’un klibin yaratım sürecine aktif olarak katıldıklarını ancak son kararı kendisine bıraktıklarını belirtir. Diğer bir yönetmen Chris Cunningham çok yaratıcı klipler çektiği Aphex Twin’in kendisini tümüyle özgür bıraktığını, Michel Gondry ise sanatçı Björk’ün kendi fikirleriyle geldiğini ve sonuçta bu fikirlerle yönetmen olarak kendi fikirlerinin bir patlama oluşturduğunu belirtir. Dolayısıyla yönetmen ve müzisyenin ortak bir noktada buluşması gerekmektedir. Şarkı için en uygun görselliğin gerçekleştirilmesi aşamasında yönetmenin yaratıcılığı devreye girmektedir. Müzik videosu/klip yönetmenliği reklam filmi ya da sinema filmi yönetmenliğinden farklı bir yaratıcılık ve görsellik anlayışına sahip olmayı gerektirmektedir. Müzik videosu/klip yönetmenliği yaratıcılığa daha çok izin veren bir yapıya sahiptir. Reklam filminin sahip olduğu; süre, ürün özellikleri, hedef kitle sınırlılıkları sinema filmi ve müzik videosu/klip için çok daha esnektir. Reklam filmlerindeki sınırlılıklara karşın ikna etme bağlamında yaratıcılık konusunda mümkün olduğunca özgün çalışmalar yapmak gerekmektedir.

Müzik videosu/klip bir reklam aracıdır.

Kitlelerin dikkatini çekmek, akıllarında yer edebilmek için, müzik videosu/ klip yönetmenleri de ikna yollarını sonuna kadar kullanmaktadır. Bu durum kültürel yapının mozaik bir görünüme sahip olması nedeniyle daha da önem kazanmaktadır. Mozaik kültür yaratıcı düşüncenin fikirleri yansıtma tarzına doğrudan bağlı olan ikna yollarını gittikçe daha fazla kullanmaktadır. Mozaik kültürün içindeki her türlü çeşitlilik, müzik videosu/kliplerde somutlaşmış gibidir. Sınırlandırılması ya da sansür edilmesi pek de söz konusu olmayan müzik videosu/kliplerin içeriklerinin izleyiciler üzerindeki etkileri doğal olarak daha şoke edici olabilmektedir. Kliplerin etkilerine ilişkin bir örnek vermek gerekirse, 9 Mart 2003 tarihinde basında ‘Bebeklerin Sinsi Düşmanı’ başlığıyla yer alan haberde, gelişim bozukluğu diye tanımlanan ve son yıllarda tüm dünyada tam altı kat arttığı belirlenen otizm ile ilgili şaşırtıcı bulgulara ulaşıldığından söz edilmektedir. ’Klip Sendromu’ adı verilen bu sendrom yüzünden tüm bebeklerin tehlike altında olduğu, izledikleri müzik klipleri nedeniyle otizmle karşı karşıya kalan bebek sayısının her geçen gün arttığından söz edilmektedir. Bu çocukların ortak özellikleri 0-2 yaş arasında sürekli müzik klibi seyretmeleridir. Bu durum aslında müzik videosu/klip içeriğini oluşturan görüntülerin anlamları ile ilgili olmayıp, müzik videosu/kliplerin görsel anlamda hızlı bir kurguya sahip olmaları ve görüntülerin çok renkli, çok hareketli olmalarıyla ilgilidir. Genel anlamda toplumda tanınma çabası ya da ünlü olma amacıyla yapılan her türlü hareket, işini iyi yaparak, kalite açısından farklı olmaktan öte bir anlam Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

250 10

Müzik Videosu Proje Geliştirme taşımakta olup aynı yaklaşım müzik parçaları, grupları ve müzik videosu/klipler için de geçerlidir. Toplumsal anlamda farklılaştırma, diğer insanlarla ilişkiye girmede, bir tarz arayışına bağlıdır. Farklılaşma kimlik iddiası için zorunludur. Bu açıdan konuya yaklaşıldığında, yeni bir kültürel biçim olarak, müzik endüstrisinin en önemli ögelerinden biri olan klipler açısından, farklılaşma hem sanatçının hem de seslendirdiği müzik parçasının tek ve en önemli amacıdır. Bu noktadaki sorun; kimliği edinme çabasındaki zorlama ve yapaylıktır.

Müzik videosu/klip bir ekip çalışmasıdır.

Müzik açısından, sanatçının yorumladığı ya da ürettiği parça-albüm, yorumuyla bağlantılı olarak büyük oranda kendi projesidir. Sanatçının, albümün, parçanın görsel hâle getirilmesi ya da kitleler tarafından tanınması için yapılan her tür çaba ise kendi projesi olmaktan çıkarak bir ekibin çalışması hâline gelir, aynı bir reklam kampanyası gibi. Artık sanatçı bir markadır, ya da ambalajının çekici ve farklı olması gereken bir üründür. İşte bu nedenle, müzik piyasasında tanınmış olmak için her türlü yol denenir; görsellik abartılır, şarkı saçmalayabilir, yaratıcılığın sınırlarını zorlayan bir klip çekilir, dedikodu programlarına malzeme oluşturacak girişimlerde bulunulur. Televizyon izleme oranlarının yüksek olduğu ülkelerde televizyon programları bütünüyle pop müzik endüstrisi etrafında gelişmekte ve yeni ‘promo’ müzik videosu/ klipler için geniş bir vitrin oluşturmaktadır. Bu magazin programlarının içeriği, pop işletmeciliği etrafında planlanır. Yıldızlarla telefon bağlantıları, röportajlar, yeni single’lar, genç yetenekler için düzenlenen yarışmalardan oluşan programlar yayınlanır. Tüm bu saptamaların Türkiye’deki televizyon yayıncılığında ve oluşturduğu kültürel-sanatsal yapıda da geçerli olduğu görülmektedir. Özellikle Türkiye’de televizyonun ne kadar etkili bir kitle iletişim aracı olduğu düşünüldüğünde, dedikodu programlarının ana malzemesini oluşturan gündemdeki şarkıcıların ya da şarkı yarışmalarına katılan kişilerin pazarlanmasındaki önemi ortaya çıkar. Hızlı tüketim döngüsü içinde, bir biçimde televizyonda yer alan, aslında tanınmayan, tanınmaya fırsat bulamadan eskitilen bu kişiler sundukları ürünün ucuz tarifeden tüketilmesini kabule hazırdır.

MÜZİK VİDEOSU/ KLİP YAPIMI Müzik videosu/klip yapım süreci bir sinema filmi, dizi ya da bir reklam filmi süreciyle aynıdır. Bir sinema filminin ya da dizinin yapım sürecinde öncelik senaryo olarak kabul edilebilirken, yönetmen ve oyuncuların seçimi de sinema filminin yaratıcı, başarılı ya da iyi hasılat yapmasında önem taşmaktadır. Reklam filminin doğrudan bir marka için yapılması ise tümüyle o markanın özelliklerinin öncelikli olmasını gerektirir. Reklam filmi senaryosu tümüyle markanın özelliklerine odaklanır. Yaratıcı fikre bağlı olarak oyuncu seçimi ya da görsel yapının oluşturulması için gereken teknik yöntemler belirlenir. Genel anlamda yapım sürecinin aşamaları; senaryonun yazılması, yönetmenin senaryo Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

251 11

Müzik Videosu Proje Geliştirme üzerinde çalışması, oyuncuların seçimi, teknik ekip ve teknik donanımın düzenlenmesi, çekim aşaması, çekim sonrası kurgu aşaması, yapımın gösterime girmesi olarak sıralanır.

Müzik videosu/klip için odak noktası konu olan şarkıdan hareketle albüm ve sanatçıyı da kapsar.

Müzik videosu/klip yapım sürecinin işleyişi temel olarak bu sırayı izlemesine karşın, bazı farklılıklar da söz konusudur. Müzik videosu/ klip için odak noktası konu olan şarkıdan hareketle albüm ve sanatçıyı da kapsar. Bir müzik videosu/klip için belirleyici olan en önemli etken şarkı dolayısıyla müziktir. Dolayısıyla şarkı sözleri, şarkının ritmi, şarkının ait olduğu müzik türü ve sanatçının imajı da çok önemlidir. Sanatçının bilindik olması ya da ilk kez müzik piyasasına girmesi imajını etkiler. Sanatçı ilk kez müzik piyasasına giriyorsa imajının oluşturulmasında müzik videosu/klip daha çok önem taşır. Bu belirleyici etkenlere bağlı olarak yönetmen, sanatçı ve sanatçının menajeri ile birlikte ilk toplantıyı gerçekleştirerek onların da görüşlerini alabilir. Daha sonra yönetmen şarkı üzerinde çalışarak müzik videosu/klip için yaratıcı bir senaryo yazar. Bu senaryoyu sanatçı, menajeri ve yapım ekibiyle yapılan toplantıda paylaşır. Senaryonun kesinleşmesinin ardından yapım için gereken teknik donanımlar, (varsa) oyuncu seçimi, mekân seçimi yapılarak çekim aşamasına geçilir. Çekim aşamasının süresi senaryonun yapısına bağlı olarak değişebilir.

Bireysel Etkinlik

Çekim aşaması tamamlandıktan sonra kurgu aşamasına geçilir. Bu aşamada senaryoya bağlı olarak görsel efektlerin de kullanılması söz konusu olabilir. Kurgu aşamasının ardından müzik videosu/klip yayın mecraları olan televizyon kanalları ya da dijital mecralara verilerek yayınlanır.

• Siz de bir şarkının müzik videosu/klibini seçerek içinde yer alan yaratıcı fikir üzerinde düşüncelerinizi tartışınız. • Seçtiğiniz müzik klibi/videonun görsel özellikleri ile şarkının sözlerini ve müzik yapısını karşılaştırınız.

MÜZİK VİDEOSU/KLİP YÖNETMENLERİ

Müzik videosu/klip yönetmeni yaratıcı fikir anlamında özgürdür.

Müzik videosu/ klip yönetmenleri içinde, yaratıcı olarak kabul edilen ve pek çok sanatçı ve grubun kliplerini çeken 4 yönetmenin adı öne çıkmaktadır. Bu yönetmenler; Michel Gondry, Chris Cunningham, Spike Jonze ve Mark Romanek’tir. Bu yönetmenlerin yanında Tarsem Singh, Steven Soderbergh gibi yönetmenlerin isimlerini de vermek gerekmektedir. Örneğin Tarsem Singh ödül kazanan reklam filmleri ve kliplerdeki unutulmaz imgeleriyle ün kazanmıştır. Çektiği bazı reklamlar Museum of Modern Art’ın kalıcı koleksiyon bölümünde tutulmaktadır. R.E.M’in ‘Losing My Religion’ parçası için çektiği klip, yaygın biçimde taklit edilmiştir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

252 12

Örnek

Müzik Videosu Proje Geliştirme

•Bunun yanında, Steven Soderbergh ünlü bir film yönetmeni olmadan önce, kurgucu olarak çalışırken Yes için çektiği bir konser klibiyle Grammy Ödülü kazanmıştır.

MTV için gerçekleştirilen müzik videosu/klipler de bazı önemli X kuşağı yönetmenlerinin yetişmelerine katkı sağlamıştır. David Fincher sinema filmleri yapmadan önce Madonna ve Aerosmith gibi sanatçılar için ödül kazandıran müzik videosu/kliplerle tanınmıştır. Being John Malkovich filminin yönetmeni olan Spike Jonze, Beastie Boys için çektiği kliplerle adını duyurmuştur. Klip yönetmeni aynen bir film yönetmeni gibi kendi tarzını çektiği klibe yansıtmaktadır ve doğrusu da budur. Klip yönetmeni kendi tarzını ancak kendine özgü fikirler geliştirerek ve bunları teknik olarak uygulayarak oluşturur. Bu açıdan bakıldığında Chris Cunningham, kendisine yöneltilen; “Bir şarkı için müzik videosu/klip fikri geliştirirken kendinize özgü teknikleriniz var mı?” sorusuna bir el değmemişliği yakalamak ve şarkının atmosferinin yönetmeni istila etmesine izin vermek, daha sonra da onu kendine mal etmek olduğunu belirterek Björk’ün ‘All Is Full of Love’ını örnek olarak verir. Aynı soruya Spike Jonze şarkıyı patenleriyle dolaşırken dinlediğini, görüntülerle çakıştırdığını söylemektedir. Soyut mekânlar ve kendini tekrarlayan görüntüler kullanmasıyla bilinen Michel Gondry ise yaratıcı fikirlerini oluşturmak için yalnız başına bir köşeye çekildiğini belirtmektedir. Klip yönetmenlerinin tarzlarını oluştururken, daha doğrusu yaratıcı fikirlerini kabul ettirme konusunda da zorlandıkları bir gerçektir. Örneğin Michel Gondry, Kylie Minogue’un kopyalanarak çoğaltıldığı ‘Come Into My World’ klibini prodüktörlere kabul ettirme konusunda zorlanmıştır, çünkü bu efektin bitmiş hâlini prodüktörler kafalarında canlandıramamışlardır. Spike Jonze ise böyle bir sorunla karşılaşmamak için, sözlerle birebir örtüşen görüntüler isteyen prodüktörlerden uzak durduğunu belirtmektedir.

Türkiye’de çekilen kliplerin genelde görselliği, çeşitli tarzların bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş bir görünüme sahiptir.

Türkiye’deki klip yönetmenleri ise daha çok reklam filmi çeken yönetmenlerdir ve belli bir tarza sahip olmayıp, daha çok iyi kliplerden fazlaca esinlenme yolunu tercih etmektedirler. Buna bağlı olarak da Türkiye’de klip yönetmeni olarak bir tarza sahip isim vermek zordur, ancak Mustafa Mayadağ, Ayşe Ersayın gibi, Bülent Ersoy, Mahsun Kırmızıgül’e klip çeken yönetmenlerden söz edilebilir. Türkiye’de çekilen kliplerin genelde görselliği, çeşitli tarzların bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş bir görünüme sahiptir. Bununla birlikte, Mirkelam’ın koşan adam temasının yer aldığı klip gibi yaratıcı olarak kabul edilebilecek bazı çalışmalar da vardır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

253 13

Özet

Müzik Videosu Proje Geliştirme

•MÜZİK VİDEOSU PROJE GELİŞTİRME •Müzik videosu ya da pek çok yerde klip olarak da adlandırılan görsel-işitsel çalışma müzik parçaları için gerçekleştirilir. Bu görsel çalışma her tür müzik için oluşturulabilir ve bir anlamda kısa film olarak da ele alınabilir. •MÜZİK VİDEOSU /KLİP TANIMI • Herhangi bir müzik albümünün içinde yer alan bir müzik parçasının tanıtımı için hazırlanan müzik videosu/klip; müzik parçasının, parçayı seslendiren sanatçının ve albümün pazarlanmasına katkıda bulunan bir etken görünümündedir, yani bir reklamdır. Bu durumda müzik videosu/ klibi bir sanat yapıtı olarak kabul etmemek gerekir. Ancak ne olursa olsun, görselişitsel bir iletişim aracı olarak müzik videosu/klip sinema sanatının ögelerini, biçimlerini ve donanımlarını kullanır. Dolayısıyla filmler gibi müzik videosu/kliplerin de tarzları vardır ya da olmalıdır. •Türleri: Müzik videosu/klipler; katıksız görsel ifadelerden oluşan, şarkının sözleri ile ilgi kurularak oluşturulan ya da sözlere odaklanan, bu iki tarzın özelliklerini taşıyan ve rüya gibi soyut anlatıma ve görüntüye sahip olanlar biçiminde dört türe ayrılmaktadır. •Görsel ve Yayın Özellikleri: •Bilindik biçimde duygular ve düşüncelerin görsel anlamda simgeler ve imgeler aracılığıyla ifade edilmesi müzik videosu/kliplerde bir şeyi ifade etmeme, sadece görsel anlamda ilgi çekme amacıyla varolma yönünde bir eğilimin görünümleridir. Bu durum katışıksız görsel uygulamalar ve şarkının sahip olduğu notaların bir biçimde görsel bir bütünlüğe kavuşması olarak adlandırılabilir. Bu görsel bütünlük için kullanılan ögeler yönetmen tarafından seçilerek ve düzenlenir. •Müzik videosu/kliplerin sık sık tekrar yayınlanmaları, algılanmaları ve etkili olmaları açısından çok önemlidir. Bunun yanında, müzik videosu/klip kısa bir zaman dilimi içinde tekrar tekrar izlendiğinde, bir şarkı ile klibi arasındaki bağlantı izleyicinin gözünde daha da güçlenebilmektedir. Bazı araştırma bulgularına göre de, müzik videoları ne kadar çok izlenirse o kadar çok sevilmekte ve tekrar izleme isteği yaratmaktadır. •MÜZİK VİDEOSU/ KLİPLERİN İÇERİK GÖRÜNÜMLERİ, ANLAM VE İÇERİK ÖZELLİKLERİ •İçerik Görünümleri: •Müzik videosu/kliplerin görsel olarak içerik görünümleri konusundaki araştırma bulgularına göre: Müzik videosu/ klipler kadın ve erkeği kalıp yargılar çerçevesinde ele almakta buna göre kadınlar duygulu, mantıksız, kandıran ve uçarı olarak; erkekler ise cinsel olarak saldırgan, talepkâr ve maceracı olarak gösterilmektedir. Bu tür müzik videosu/kliplerin kadınlara ilişkin algıları etkilemesi söz konusudur. •Anlam ve İçerik Özellikleri: •Kitlelerin dikkatini çekmek, akıllarında yer edebilmek için, müzik videosu/ kliplerde ikna ve etkileme yolları sonuna kadar kullanılmaktadır. Bu durum kültürel yapının mozaik bir görünüme sahip olması durumunda daha da önem kazanmaktadır. Bu nedenle mozaik kültür yaratıcı düşüncenin fikirleri yansıtma tarzına doğrudan bağlı olan ikna yollarını gittikçe daha fazla kullanmaktadır. Mozaik kültürün içindeki her türlü çeşitlilik, müzik videosu/kliplerde somutlaşmış gibidir. Sınırlandırılması ya da sansür edilmesi pek de söz konusu olmayan müzik videosu/kliplerin içeriklerinin izleyiciler üzerindeki etkileri doğal olarak daha da etkili olabilmektedir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

254 14

Özet (devamı)

Müzik Videosu Proje Geliştirme

• MÜZİK VİDEOSU/ KLİP YAPIMI • Yapım sürecinin aşamaları; senaryonun yazılması, yönetmenin senaryo üzerinde çalışması, oyuncuların seçimi, teknik ekip ve teknik donanımın düzenlenmesi, çekim aşaması, çekim sonrası kurgu aşaması, yapımın gösterime girmesi olarak sıralanır. Müzik videosu/ klip yapım sürecinin işleyişi temel olarak bu sırayı izlemesine karşın, bazı farklılıklar da söz konusudur. Bir müzik videosu/klip için belirleyici olan en önemli etken şarkı, dolayısıyla müziktir. Şarkının sözleri, ritmi, şarkının ait olduğu müzik türü ve sanatçının imajı da çok önemlidir. •MÜZİK VİDEOSU/KLİP YÖNETMENLERİ • Klip yönetmeni aynen bir film yönetmeni gibi kendi tarzını çektiği müzik videosu/klibe yansıtmaktadır ve doğrusu da budur. Klip yönetmenleri içinde, yaratıcı olarak kabul edilen ve pek çok sanatçı ve grubun kliplerini çeken 4 yönetmenin adı öne çıkmaktadır. Bu yönetmenler; Michel Gondry, Chris Cunningham, Spike Jonze ve Mark Romanek’tir. Bu yönetmenlerin yanında Tarsem Singh, Steven Soderbergh gibi yönetmenlerin isimlerini de vermek gerekmektedir. Örneğin Tarsem Singh ödül kazanan reklam filmleri ve kliplerdeki unutulmaz imgeleriyle ün kazanmıştır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

255 15

Müzik Videosu Proje Geliştirme

DEĞERLENDİRME SORULARI 1. Aşağıdakilerden hangisi müzik videosu/klip tanımına uygundur? a) b) c) d) e)

Zorunluluktan doğmuş rastlantısal bir sanattır. Pazarlama amacıyla oluşturulmuş müşteri kazanma yoludur. Yaşam biçimlerini yakalamak için tasarlanan yöntemlerdir. Sürekli yenilenen kişisel tarzlar, tavırlar ve eğlenceler yap-bozudur. Sanatçının ve plak şirketinin, 12-34 yaş grubundaki bireylerden oluşan müzik-tüketici kitlesine yönelik olarak popüler bir imge yaratma ve sunma çabasıdır.

2. Aşağıdakilerden hangisi bir müzik videosu/klibin amaçlarından biri değildir? a) b) c) d) e)

Tüketicinin dikkatini çekmesi Plak şirketinin kâr etmesini sağlaması En ileri teknolojik görsel içeriğe sahip olması En düşük bütçeyle işi tamamlaması Temel ögesi olan sanatçının imajı ile şarkı sözlerinin uygun bir görselliğe sahip olması

3. Müzik videosu/kliplerin yayınlanma mecrası aşağıdakilerden hangisine göre belirlenir? a) b) c) d) e)

Bütçenin yüksek olmasına Plak şirketinin isteğine Şarkının çok popüler olmasına Hedef kitlenin yapısına Klibin içeriğindeki mekânlara

4. Aşağıdakilerden hangisi müzik videosu/klip türlerini belirlemedeki en önemli etkendir? a) b) c) d) e)

Sanatçının isteği Sanatçının imajı Şarkı sözleri Şarkının sahip olduğu müzik türü Şarkının süresi

5. Aşağıdakilerden hangisi romantik müzik videosu/kliplerin içerik temalarından biri değildir? a) b) c) d) e)

Anlatı Ayrılma Kavuşma Cinsellik Toplumsal mesaj

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

256 16

Müzik Videosu Proje Geliştirme 6. Aşağıdakilerden hangisi müzik videosu/kliplerin algılanma ve etkili olmaları açısından çok önemlidir? a) Sık sık tekrar yayınlanmaları b) Sürelerinin uzunluğu c) Soyut bir anlatıya sahip olmaları d) Çok gerçekçi bir anlatıya sahip olmaları e) Sanatçının cinsiyeti 7. Aşağıdakilerden hangisi müzik videosu/klip yönetmeni ile ilgili değildir? a) Bir müzik parçası, yönetmene teslim edildiğinde, yaratıcılık anlamında tüm yetkinin yönetmende olması b) Şarkının yer aldığı albüm kapağının tasarımı c) Işığın, kamera açısının, film kalitesinin, gerekirse oyuncuların seçimi d) Şarkının atmosferini de belirleyen sözlerini, müzik yapısı ve bestecisinin ruh hâlini anlayabilmek e) Yönetmenin görsellik ve müzik videosu/klibin içeriği konusunda özgür olması 8. Aşağıdakilerden hangisi müzik videosu/klip yapım süreci ile ilgili değildir? a) Senaryo yazılması b) Teknik donanım c) Çekim mekânı d) Sanatçının imajı e) Plak şirketinin yönetsel yapısı 9. Aşağıdakilerden hangisi müzik videosu/klip çekim aşamasında dikkate alınmaz? a) Çekim mekânı b) Sanatçının görünümü c) Şarkının yer aldığı albüm kapağı d) Teknik donanım e) Şarkı sözleri 10. Aşağıdakilerden hangisi bir müzik videosu/klibin dezavantajlarındandır? a) Müzik dinleyicisinin hayal gücünü etkilemesi b) Yönetmenin yaratıcı olması c) Sanatçının popüler olması d) Görselliğin çarpıcı ve estetik olması e) Uygun mecralarda yayınlanması

Cevap Anahtarı 1.e, 2.d, 3.d, 4.d, 5.e, 6.e, 7.b, 8.e, 9.c, 10.a

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

257 17

Müzik Videosu Proje Geliştirme

YARARLANILAN KAYNAKLAR Attali, J. (2005). Gürültüden Müziğe. İstanbul: Ayrıntı Yayınları. Cook, N. (1999). Müziğin ABC’si. İstanbul: Kabalcı Yayınevi. Disler, A. (2002). Rock Çağı. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. Erol, A. (2002). Popüler Müziği Anlamak. İstanbul: Bağlam Yayınları. Löwy, M.-Sayre, R. (2007). İsyan ve Melankoli. İstanbul:Versus. Lull, J. (2000). Popüler Müzik Ve İletişim. İstanbul:Çivi Yazıları. Lull, J. (2001). Medya, İletişim, Kültür. Ankara: Vadi Yayınları. Miller, J. (2005). Çöpteki Çiçekler (Rock and Roll’un Yükselişi). İstanbul: Agora Kitaplığı. Oskay, Ü. (2001). Müzik ve Yabancılaşma. İstanbul: Der Yayınları. Pountain, D; Robins, D. (2002). Cool Bir Tavrın Anatomisi. İstanbul: Ayrıntı Yayınları. Wicke, P. (2006). Mozart’tan Madonna’ya Popüler Müziğin Bir Kültür Tarihi. İstanbul: YKY.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

258 18

HEDEFLER

İÇİNDEKİLER

ANİMASYON PROJE GELİŞTİRME

• Yapım Öncesi Süreçler • Yapım Süreçleri • Yapım Sonrası Süreçler

FOTOĞRAF VE VİDEO PROJE GELİŞTİRME Dr. Öğr. Üyesi Yüksel BALABAN

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra; • Canlandırma proje geliştirme süreçlerini açıklayabilecek, • Yapım öncesi süreçlerin neler olduğunu anlayabilecek, • Yapım süreçlerini öğrenebilecek, • Yapım sonrası süreçleri ve nelere dikkat edilmesi gerektiğini kavrayabilceksiniz.

ÜNİTE

13

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.

Animasyon Proje Geliştirme

Fikir Geliştirme Konsept Tasarımı

ANİMASYON (CANLANDIRMA) YAPIM SÜRECİ

Yapım Öncesi Süreçler

Senaryo Storyboard Ses Animatik Layout Modelleme Dokulandırma

Yapım

Rig Animasyon (Canlandırma) Işıklandırma Render Görsel Efekt

Yapım Sonrası Süreçler

Compositing Müzik ve Ses Efekt Tasarımı Kurgu

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

2 260

Animasyon Proje Geliştirme

GİRİŞ Animasyon (Canlandırma) proje geliştirme isimli bu ünitede bir canlandırma projesinin gerçekleştirilmesindeki aşamalar ele alınacaktır. Bu doğrultuda bir canlandırma projesinin yapımı için gerekli olan aşamalar anlatılıp örneklerle açıklanmaya çalışılacaktır. Yapılan canlandırmanın türüne göre aşamalar değişse bile canlandırma türlerinin hepsinde ortak olan birçok aşama bulunmaktadır. Günümüzde teknolojinin de gelişmesiyle birlikte sayısal ortamda hazırlanan projeler daha yaygın hâle gelmiştir. Bilgisayar kullanılmaya başlamadan önce elde çizilerek geleneksel yöntemlerle hazırlanan birçok aşama bilgisayarla birlikte sayısal ortamda hazırlanır olmuştur. Şüphesiz sayısal ortama geçilmesi canlandırma yapım sürecini hızlandırmıştır. Dolayısıyla ele alınan süreçlerde daha çok sayısal ortamda hazırlanan canlandırma projeleri dikkate alınarak hazırlanmıştır. Bilgisayarda hazırlanan canlandırma türleri içinde de özellikle yine günümüzde oldukça yaygın olarak kabul gören 3D canlandırma türü aşamaların oluşturulmasında en çok örnek alınan tür olmuştur.

Bir film projesi fikrinin çıkış noktası herhangi bir şey olabilir.

Proje geliştirme süreci temel olarak 3 bölüme ayrılmıştır. Bunlar yapım öncesi süreçler, yapım ve yapım sonrası süreçlerdir. Üç sürece genel olarak bakıldığında önce yapım öncesi süreçle birlikte bir hazırlık sürecinin olduğu görülür. Bu süreç zarfında iyi bir planlama yapılması sonucun baştan öngörülmesi ve dolayısıyla da oluşabilecek olan hataların bu aşamada düzeltilmesi gerekmektedir. İyi bir hazırlık sürecinin geçen bir canlandırma projesinin yapım sürecinde üretimi sorunsuz bir şekilde gerçekleştirilebilir. Yapım süreci ise asıl projenin uygulamaya konulduğu aşamadır. Yapım öncesinde senaryosu, storyboardları, karakter tasarımları, animatikleri hazırlanan proje bu aşamada uygulamaya geçirilir. Filmin bütünlüğü içinde vermek istediği mesaj doğrultusunda canlandırmalar plan plan, sahne sahne oluşturulmaya başlanır. 3D bilgisayar canlandırması bir proje için layout’tan başlayıp modelleme, dokulandırma, rigleme, canlandırma, ışıklandırma, render gibi birçok aşamadan geçer yapım süreci. Son olarak yapım sonrası süreçte ise görsel efektler, ayrı ayrı oluşturulan sahnelerin birleştirilmesi ve kurgulanmasıyla proje tamamlanmış olur. Bu ünitenin temel amacı öğrenciyi animasyon üretim sürecinin temel terminolojisine hâkim kılmak ve böylelikle gerek fotoğraf gerek video proje geliştirmelerde animasyon ekipleriyle yapılacak çalışmalarda ortak bir dil oluşturmaktır. Son olarak kavramların kullanımına açıklık getirmek adına, animasyon sözcüğünün Türkçe’deki karşılığı canlandırmadır. Ünite içinde animasyon yerine canlandırma kullanılacaktır.

YAPIM ÖNCESİ SÜREÇLER Canlandırma yapımı kendi içinde farklı süreçlere ayrılır. Bu süreçlerin hepsi de kendi içinde önemlidir fakat canlandırma yapımı öncesi süreç doğru bir yolda ilerlenmesi adına ve canlandırma yapımı için rehber olmasından dolayı en önemli süreçlerden biridir. Bunun nedenleri ise canlandırma yapımının maliyetinin yüksek bir iş olması, yapım sonunda ortaya çıkacak filmin sonuncunun baştan Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

3 261

Animasyon Proje Geliştirme öngörülmesi ve ona göre hatalar varsa bunların baştan düzeltilmesidir. Eğer baştan doğru bir şekilde planlanma yapılmayıp doğru aşamalardan geçilmezse harcanan emek, masraf boşa gidebilir.

Fikir Geliştirme Bu süreç bir proje için görsel ve yazılı malzemelerle yaratıcı temelin oluştuğu zaman olarak tanımlanabilir. Canlandırma film çalışması için bir fikir bulma herhangi bir yerden ve herhangi bir şeyden geliştirilebilir. Bir film projesi fikrinin çıkış noktasında sadece bir söz, cümle, renk, koku, ses, eylem, his, durum veya herhangi bir kimseyle yaşanan bir konuşma olabilir. Fikir kısaca filmin özünü oluşturabilir. Fikrin en önemli özelliği bir çıkış noktasına sahip olmasıdır. Bu çıkış noktası bir cümle hâline getirildiğinde anlatılmak istenen duygunun, durumun ifade edildiği tek bir cümle oluşturulmuş olur. Filmde aktarılacak fikri geliştirmek için bir akıl haritası yaratılabilir. Filmi oluşturan kavramı belirleyip bu kavramla ilişkili diğer kavramları da ortaya koyarak akıl süzgecinden geçirerek sanatsal düşünce oluşturulabilir. Yapılacak olan film temelinde bir fikrin ifadesi anlamını taşımaktadır. Başlangıçta bu fikri temel alarak harekete geçmek gerekir. İyi bir fikirden zayıf bir film yapılma olasılığı film yapımı sırasındaki hatalar nedeniyle olabilecek bir ihtimaldir. Bunun yanında kötü bir fikirden iyi bir film ortaya koyma ihtimali azdır her ne kadar başarılı karakterler yaratılsa, iyi canlandırmalar ve görsel efektler ortaya konulsa bile. Aşağıdaki sorular fikir geliştirme aşamasında sorulabilir ve projenin gideceği yönü bulmak, yapım planı oluşturmak için gereklidirler. Temel amaç ya da olaylar dizisi nedir? Karakterler kimlerdir? Çalışma niçin yapılıyor? İçerikle ilgili kısıtlamalar nelerdir? Hedef kitle, izleyici kimlerdir? Mevcut çalışma için ilham kaynağı olacak ya da onunla yarışacak başka işler var mıdır? Hikâyedeki çatışma nedir? Hikâyenin sonu ne olmaktadır? Fikri kim kullanmak isteyecek? Bu fikri kim satın almak isteyecek?

Konsept Tasarımı

Örnek

Görsel konsepti yapan sanatçıların ilk belirleyecekleri tasarımların başında karakterler gelir.

Konsept tasarımı, filmin yönetmeninin istediği doğrultuda sanatçıların filmi görselleştirmesi olarak nitelendirilebilir. Görsel geliştirme olarak da kullanılabilir. Görsel tarzı belirleyecek olan bu rehber çok fazla detaya sahip olabileceği gibi sadece çok az detaya da dayalı olabilir. Konsept tasarımı farklı başlıklardan oluşabilir. Konsept tasarımı içinde bulunan aşamalar sayılacak olursa; karakter tasarımı, çevre ve giysilerin tasarımı, efekt tasarımı, filmin içinde kullanılan eşya vs. gibi unsurların tasarımı, renk paletinin belirlenmesi şeklinde sıralanabilir.

• Karakter tasarımı konsept tasarımı içindeki örneklerden biri olarak ele alınabilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

4 262

Animasyon Proje Geliştirme Bu aşamada konsept tasarım sanatçıları gerek elle çizerek gerekse bilgisayar yardımıyla istedikleri araçları kullanarak tasarımlarını yapar. Sanatçılar tasarım aşamasında birçok tasarım eskizi yapabilir, çalışılan bu eskizler onların kendi kişisel yaratımlarıdır genellikle. Toplanan eskizlerden daha sonra yönetmenin ve onun birlikte çalıştığı yapımcının isteğine göre hikâye için en uygun olan, en çok beğendikleri seçilir ve bunlar kullanılır. Yönetmenin ve yapımcının bir arada tekrar tekrar kullanılacak ya da sadece bir defa kullanılacak olan tasarımları belirlemesi ve ona göre karar vermesi gerekir. Bunlar aynı zamanda yapımın bütçesini de etkileyecek unsurlardır.

Resim 13.1. Karakter Tasarımı: Mayumi Kimura (https://yourartpath.com)

Bireysel Etkinlik

En etkileyici canlandırma teknikleriyle oluşturulan bir canlandırma filmin hikâyesi ve karakterleri yeterince güçlü değilse izleyiciler üzerinde etki bırakması beklenemez.

Görsel konsepti yapan sanatçıların ilk belirleyecekleri tasarımların başında karakterler gelir. Karakter tasarımı ele alındığında karakterin bu aşamada farklı pozlarda birçok çizimi yapılır. Karakter hareket hâlinde çizilir. Çizimler karakterlerin farklı duygu durumlarını gösterecek şekilde mimiklerle çizilir (Resim 13. 1). Kullanılacak karaktere karar verildikten sonra eğer karakter üç boyutlu bir tasarım içinde kullanılacaksa farklı görünümlere de ihtiyaç vardır. Karakterin önden yandan, üsten ve perspektif görünüşleri de orantılı olarak hazırlanır. Bu çizimleri karakter modelleme yapacak sanatçıya referans olarak verilir.

• Siz de hayalinizdeki bir karakteri önden, yandan ve perspektiften görülecek şekilde tasarlayınız.

Mekân, çevre ya da set tasarımları yapım tasarımcıları ya da mekân tasarımcıları tarafından gerçekleştirilir. Bu süreçte dış mekânlar, iç mekânlar, karakterle mekân oranları gibi boyutlar hazırlanır. Bir diğer başlık ise kullanılan eşyaların, nesnelerin, araçların tasarımlarıdır. Bular da yine önden, arkadan, iç görünümler olmak üzere farklı görünümleriyle çizilirler. Yapım detayları ve karakterlerle olan orantıları hazırlanır. Çizilen araçların nasıl çalışacağı belirlenir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

5 263

Animasyon Proje Geliştirme

Senaryo Herhangi bir film yapımının ilk ve en önemli aşaması bir hikâyenin filmde ustalıkla işlenmesidir. Başarılı bir projenin gerisinde iyi bir hikâyenin varlığı söz konusudur. En etkileyici canlandırma teknikleriyle oluşturulan bir canlandırma filmin hikâyesi ve karakterleri yeterince güçlü değilse izleyiciler üzerinde etki bırakması beklenemez. Canlandırma filmlerin senaryolarının diğer film türlerinin senaryolarından teknik açıdan ele alındığında büyük bir farkı olmadığı görülmektedir. Bununla birlikte, canlandırma filmlerde eylem ve performansın görsel senaryosu öne çıkarken, canlı bir aksiyon filmde diyaloğa daha fazla önem verildiği görülmektedir. Bu bağlamda canlandırma filmlerinin senaryolarında anlatım daha çok görsel olarak işlenmekte, filmin senaryosunda ise konuşmalardan çok jestlerin, mimiklerin ve hareketlerin öne çıkarılması söz konusudur. Ayrıca konuşmanın ikinci planda olduğu canlandırma film senaryoların da kimi zaman anlatım için gerekli değilse konuşmaya yer verilmemesinin de tercih edilebildiği görülmektedir.

Storyboard sayesinde canlandırmada ortaya çıkacak hatalar, aksaklıklar önceden öngörülüp düzeltilebilir.

Yetkin bir senaryo oluşturmada farklı yaklaşım biçimleri geçerli olabilmektedir. Bu nedenle bir senaryo kurgulanırken yaratıcı bir süreç söz konusu olduğundan bu süreci keskin bir biçimde bir formüle dayandırmak çok olanaklı gözükmemektedir. Ancak, geçmişte oluşturulan senaryolar, senaryo yazarlarına gerekli ipuçları sağlayabilmektedir (Furniss, 2013). Ayrıca burada kimi zaman hedef kitleler de önem taşımaktadır. Örneğin kimi canlandırma filmlerinin hedef kitlelerinin yalnızca çocuklar olması nedeniyle hedef kitleye seslenirken söz konusu hedef kitlenin genel karakteristik özelliklerinin de dikkate alınması gerekmektedir. Ayrıca senaryo yazarlarının bir canlandırma filminin yapımında rol alan diğer kişilerin de gözünden olayları değerlendirmesi gerekmektedir. Çünkü canlandırma filminin gerçekleşmesinde, tasarımcılar, canlandırma sanatçıları, oyuncular vb. kişiler rol alırken canlandırma filminin senaryosundan yararlanmaktadırlar. Bunlara ek olarak senaryonun devingenliği, canlılığı, yazılı metinlerde etken cümlelerin kurulması gibi unsurlar da senaryo yazarının dikkate alması gereken konu başlıkları arasında yer almaktadır. Her ne kadar senaryo bir canlandırma filmin belkemiği olsa da canlandırmanın türüne, formatına ve uzunluğuna bağlı olarak senaryo da değişime uğrayabilmektedir. Örneğin geçmişte çok iyi bilinen kimi kısa canlandırma filmlerinde doğaçlama bir biçimde, senaryo taslakları direkt olarak resimli taslaklara (storyboard) dönüştürülmekteydi. Komik kısa hikâyeler bir grup sanatçının birbirlerine verdikleri fikirlerin sonucunda oluşturulmaktaydı. Ardından bu fikirler canlandırma sanatçıları tarafından canlandırılmaktaydı. Bu tarz canlandırma film üretimi daha çok kısa film projelerinde hâlâ yaygın bir biçimde kullanılmaktadır. Daha uzun canlandırma türlerinde öncelikle senaryo oluşturulmakta ve ardından senaryo üzerine çalışan sanatçıların gerçekleştirdikleri beyin fırtınasıyla komik hikâyeler ortaya çıkmakta ya da hikâyenin sorunlarına çözümler bulunmaktadır. Senaryo oluşturulurken hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın özetle yapımcının amacı; yetkin yazarlar ve storyboard ekibiyle birlikte olabilecek en etkili senaryoyu oluşturmaktır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

6 264

Animasyon Proje Geliştirme

Storyboard (Resimli Taslak)

Örnek

Storyboard için senaryonun çizim olarak görselleştirilmiş hâlidir denilebilir. Film bittiğinde nasıl görüneceğini gösteren bir taslaktır aslında. Storyboard senaryodan alınan metin ögeleri doğrultusunda hazırlanır. Filmin tüm hikâyesinin ilk görsel taslağını oluşturur aynı zamanda. Sadece canlandırma için değil gerçek çekimli filmler içinde storyboard kullanılır. Günümüzde özellikle reklam filmleri gibi maliyeti yüksek her aşamasının çok detaylı hesaplanması gereken filmlerde mutlaka storyboard çizilir. Filmin sonuncunun ne olacağı önceden görülüp yaratacağı etki ya da etkisiz kalacağı yerler buna göre düzeltilebilir. Bu aşama aynı zamanda filmin görsel dilini, tarzını da belirleyen bir aşamadır. Canlandırma için amaçlanan kavramsallaştırmanın bir yoludur aynı zamanda.

• Tim Burton filmleri karakterin tasarımları, filmin tarzı gibi birçok açıdan kendi tarzını yansıtmaktadır.

Storyboard hazırlandıktan sonra canlandırma yapımı için büyük bir rehber oluşmuş demektir. Onun sayesinde çekim için birçok bilgi elde edilmiş olacaktır. Örneğin kamera açıları, planlar, sahneler storyboard sayesinde açıklığa kavuşmuş olur. Sahnedeki karakterin hareketleri, diyaloglar, aksiyon, arka planların nasıl olacağı, sahneler arasındaki geçişler, sahnelerin süreleri storyboard ile belirlenir Resim 13. 2). Storyboard’un açık ve anlaşılır olması gerekmektedir, bu doğrultuda çalışan sanatçı için başka detaylara gerek kalmadan yol gösterici niteliğinde olmalıdır. Sadece çizimler değil gerektiği yerde metinde kullanılarak açıklama yapılabilir.

Kamera açıları, planlar, sahneler storyboard sayesinde açıklığa kavuşmuş olur.

Örnek

Resim 13.2. Storyboard Örneği (http://e-mccutcheon255678-p.blogspot.com)

• Yukarıdaki çizim Pixar'ın "For The Birds" kısa filmindendir. Film 2001'de En İyi Canlandırma Kısa Film Akademi Ödülü'nü kazanmıştır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

7 265

Animasyon Proje Geliştirme Daha öncede değinildiği üzere storyboard film çekiminin planlanması için en önemli aşamalardan biridir. Yönetmen, yapımcı bu taslak sayesinde hangi aşamada hangi sahnenin kullanacağı görür ve bu planlama sayesinde gereksiz olan sahne, plan kullanılmamış olur. Günümüzde storyboard çalışması elle hazırlanacağı gibi (Resim 13. 2) tamamen sayısal ortamda da hazırlanabilir. Şunu da belirtmek gerekir ki storyboard çalışması görsellik üzerine çalışan birçok sanatçı için bir hikâye oluşturma yöntemidir aynı zamanda. Birçok canlandırma sanatçısı senaryo kullanmadan doğrudan doğruya storyboard ile hikâyelerini oluştururlar. Görsel sanatçılar için bu yöntem hem etkili hem de hızlı bir yoldur. Bu durumun altında yatan gerçeklerden biri “bir resim bin kelimeden daha değerledir” yaklaşımıdır.

Ses

Doğru ve etkileyici sesler olmadan en iyi canlandırma filmler bile çekiciliklerini yitireceklerdir (Simon, 2003) Canlandırma filmlerde kullanılan çeşitli sesler bir canlandırma film projesinin duygusunun aktarılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Ayrıca söz konusu sesler aracılığıyla ayartılan uygun atmosfer sayesinde izleyicinin canlandırma filmin gerçekleştiği zaman ve uzamla etkileşime geçmesine de yardımcı olmaktadır (Winder, 2011)

Örnek

Ses canlandırma karakterlerinin oyunculukları için canlandırma sanatçısına referans sağlar.

Ses tasarım sürecine ön yapım aşamasındaki çalışmalarla başlanmaktadır. Ses tasarımcılarının çalışmalarından canlandırma film yapım aşamasının başında yararlanmak canlandırma sanatçıları yaratacakları karakterler hakkında fikir verebilmektedir. Sesin tasarlanmasında kimi zaman canlandırma sanatçılar kendi seslerini yaratarak, görsellerle seslerin bütünleştiği çalışmalar ortaya koyabilmektedirler. Canlandırma filmlerde filmin etkisini artıran seslerin daha da geliştirilebilmesi için müzisyenlerden ve ses tasarımcılarından yararlanılmaktadır. Ses tasarımcıları ses efektlerini oluşturur, müzik, ses ve efektleri dengeleyerek böylece tüm bu seslerin kolayca duyulmasını ve anlaşılmasını sağlamaktadır.

• Toy Story filminde Woody karakterini Tom Hanks seslendirmektedir.

Kimi büyük bütçeli filmlerde, canlandırma sanatçılara yardımcı olması için filmdeki karakterleri seslendirecek sanatçılar filimin akışında kimi konuşmalar sırasında filme dâhil edilmektedirler. Uzun metrajlı Walt Disney filmlerinde bu oyunculara rastlanılmaktadır. Filmlerde yer alacak olan sanatçılar seçilirken bu sanatçıların aynı zamanda seslendirecekleri karaktere uygun bir oyun çıkarabilecek ve söz konusu canlandırma karakterle fiziksel özellikleri, görünümleri açısından da örtüşebilecek aktörler olmasına da dikkat edilmektedir (Gözen, 1991). İzleyiciyle etkileşime geçilmede canlandırma filmlerde kullanılan her türlü sesin etkisi büyüktür. Bu seslerin yanı sıra canlandırma filmlerde karakterlere sesleriyle ruh katan oyuncuların etkilerini de göz önünde bulundurmak Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

8 266

Animasyon Proje Geliştirme gerekmektedir. Bu bağlamda genel olarak ele alındığında bir canlandırma filmdeki tüm seslerin ve bu seslerin tasarım sürecinin izleyiciler üzerindeki etkisi açık bir biçimde görülmektedir.

Animatik (Öykü Makarası)

Canlandırma filmleri geliştirmesine yardımcı olan animatik yapımlar hem maddi anlamda hem de zaman anlamında tasarruf edilmesini sağlamaktadır.

Animatik, storyboardun hareketlendirilmesiyle oluşan bir çalışmadır. Eğer bir storyboard çalışması bir çizgi roman olarak ele alınırsa, animatik çalışma ise tüm hikâyenin sınırlı bir biçimde canlandırılmış biçimidir. Animatik, canlandırma filmin zamanlamasının belirlenmesi için oluşturulan bir çeşit taslaktır. Animatik yapımda her storyboard imgesi filmin bir karesini temsil etmektedir. Özellikle zamanlamanın oturması, sesle sahnelerin eşleşmesi bağlamında kritik bir önem teşkil etmektedir. Sahnelerde uzun olanlar varsa bunlar kısaltılabilir ya da tam tersine kısa olup da izleyicinin algılayamayacağı kısımlar varsa bunlarda kısaltılabilir. Canlandırma filmin yapım öncesi aşamalarından olan animatik çalışma, en basit biçimde canlandırma film projesinin aşamalarını göstermek amacıyla gerçekleştirilmektedir. Animatik çalışmalar, geleneksel canlandırma film üretiminde olduğu gibi farklı storyboard ögelerini zamanlamasını belirlemek ve bu ögeleri geçici diyalog, ses efektleri ve müzikle senkronize etmek için oluşturulmaktadır. Animatik yapımın canlandırma film üretimi sürecinde iki temel faydası olduğu söylenebilir. Bunlardan ilki canlandırma filmin hikâyesinin amacına uygun biçimde işlenmesinin sağlanması ve çekimlerin planlanan şekilde gerçekleştirilmesidir. Hikâyenin amaçlanan mesajı verebilmesi ve hikâyenin daha anlamlı olabilmesi için kimi sahnelerin taşınması ya da kaldırılması gerekebilir bu aşamada animatik yapımlar yol gösterici olabilmektedir. İkinci temel faydası ise hikâyenin her sahnesinin uzunluğunun belirlenebilmesidir. Canlandırma yapımlarının yüksek masrafları nedeniyle sahnelerinin uzunluklarının saptanabilmesi önem taşımaktadır. Tüm canlandırma film türleri animatik yapımlarla birlikte çalışmaktadır. Hatta gerçek oyuncularla çekilmiş filmlerde bile örneğin Star Wars gibi animatik yapımlardan yararlanılmaktadır.

YAPIM SÜRECİ

Layout aşaması yönetmene sahnedeki kompozisyonu oluşturması için öngörü kazandırır.

Ön hazırlık sürecinden sonra başlayan aşama yapım aşamasıdır. Bu süreçte ön hazırlıkta yapılan çalışmalar doğrultusunda canlandırma çalışması gerçekleştirilmeye başlayacaktır. Yapım süreci içinde canlandırma türüne göre farklı başlıklardan söz etmek mümkündür. Örneğin bilgisayar ortamında hazırlanan bir canlandırma türündeki aşama cell canlandırma türünde olmayabilir ya da bunun tersi de olabilir. Fakat bu aşamalar temel esasları ile birbirine benzerlik göstereceklerdir. Bu çalışmada günümüzde yaygın olarak kullanılan 3D bilgisayar canlandırma baz alınarak bu süreçteki başlıklar oluşturulacaktır. 3D canlandırmadaki temel adımlar ise; layout (sahne planlaması), modelleme, dokulandırma, rigging (iskelet oluşturma), canlandırma, ışıklandırma, kamera hareketleri ve rendering sayılabilir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

9 267

Animasyon Proje Geliştirme

Layout (Sahne planlaması) Layout aşaması bütün canlandırma yöntemlerinde uygulanabilecek aşamalardan biridir. Çekimin üretim akışı içine girdiği ilk yerdir denilebilir. Bu aşama çekim kurulumu ya da çekim hazırlığı olarak isimlendirilebilir. Hazırlanan sahnede temel unsurlar belirlenmiş olur. Canlandırmanın en önemli detaylarından biri olan zamanlama burada ortaya konabilir. Onun yanında kompozisyon, sahneleme, ışıklandırma, arka planlar, kamera hareketleri gibi diğer önemli unsurlarda bu aşamada yerleştirilir. Önemli karakterler daha önce hazırlanan eskizler doğrultusunda çizilir, onların pozisyonları ve hareketleri gibi görselleştirmelere yer verilir. Süreç içinde layout artistin yönetmenle sürekli iletişim hâlinde olması gerekir ve bu çalışmayı yapacak olan sanatçının iyi bir sinematograf olması gerekir.

Layout, modellerin düşük polygonlu olarak hazırlanması ile başlar. Sahnede objelerin temel şekilleri bulunur.

3D canlandırmalarda layout hazırlamak sahnenin animatiğini 3D olarak yapmak olarak görülebilir. İki boyutlu animatiklerde perspektif açıları, karakterlerin kameradaki büyüklüğü, nesneler arasındaki mesafeler izleyici için ikna edici olabilir fakat 3D animatiklerde bu bazen kolay olmayabilir. Bu süreç aslında yapım öncesinde başlayan süreçlerden biridir. Modellerin düşük polygonlu olarak hazırlanması ile başlar (Resim 13. 3) Layout sanatçısı karakterin büyüklüğü, şekli ve çevreyle ilgili bazı temel bilgilere sahiptir, daha sonra bu malzemeler çerçevesinde temel çerçevede basit şekilde kamera ve karakter canlandırmalarına başlar. Bu aşamada görsel hikâye anlatımı için 3D modellerin ayrıca yüz detayları ve parmaklar gibi detaylara ihtiyacı yoktur. Temel olarak canlandırma bilgileri yeterli olacaktır. Örneğin karakterin A noktasında B noktasına gitmesi ya da kameranın yüze yakın çekim yapması gibi. Layout sırasında aşağıdaki başlıklar ve yönergeler her çekim için kullanılır: Setin temel olarak hazırlanmış şekli, karakterlerin düşük poligonlu hâlleri ve oyunculukları pozları ve etkileşimleri, sahnedeki nesnelerin düşük poligonlu hâlleri, karakter devamlılığı ve ekran yönü, karakter oyunculuklarının gerçek zamanlı tarifi ve buradaki kamera açıları, kameranın konumu, açısı, hareketi ve objektif seçimi, ışıklandırma ve ön efektler.

Resim 13.3. Layout Örneği (http://manishadusilacaanimation.blogspot.com)

Bu aşamanın en büyük katkısı projenin başından itibaren olası sorunları çözerek sorunsuz bir üretim süreci oluşturuyor olmasıdır. Aynı zamanda tekrar kullanılacak setlerin tespiti ve çekimlerin birleştirilmesini tanımlayan bir aşamadır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

10 268

Animasyon Proje Geliştirme Canlandırma sanatçıları bu aşamayı karakterlerin pozisyonlarını ve oyunculukları için kendilerine referans alırlar. Görsel efektlerde bu aşamada tespit edilir, ne tür bir efekt olduğu (toz, su, yağmur gibi) ayrıca zamanlamalarının ve kullanılmalarının akışı nasıl etkileyeceği görülür.

Modelleme

Modelleme sayısal ortamda 3D olarak bir figürün, nesnenin temel formunu oluşturma sürecidir.

Modelleme aşaması günümüzde oldukça yaygın bir kullanım alanı bulan 3D canlandırma yapım sürecindeki aşamalardan biridir. Sayısal ortamda 3D olarak bir figürün, nesnenin temel formunu oluşturma sürecidir. Bu aşamada daha önce eskiz olarak hazırlanmış referans resimler doğrultusunda karakterin ya da çevrenin bu filmdeki herhangi bir nesnede olabilir, bilgisayar ortamında üç boyutlu olarak oluşturulmasıdır. Bu aşamada karakter ya da nesne de modellenirken referans resimlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu referans resimler karakterin önden, yandan, üstten görünümlerini içerirler. Modellemeyi yapacak olan sanatçı bu referanslar doğrultusunda onları çalıştığı 3D yazılımın ekranına alarak modeli hazırlar. Referans resimler karakterin orantılı bir yapıya sahip olmasını ve görünümler arasında farkların, bozulmaların oluşmamasını sağlar (Resim 13. 4). Modeli oluştururken kullanılan 3D’ye özgü temel bir terminoloji bulunur. Vertexler yani noktalar herhangi bir yüzeye sahip değildir, iki noktanın bir araya gelmesi ile edge denilen kenarlar oluşur ve en az üç noktanın bir araya gelmesi ile de yüzeyler yani poligonlar oluşur. Modeller temel olarak ikiye ayrılır. Bunlar organik modeller ve inorganik modellerdir. Organik modeller; yaşayan, nefes alıp veren her şey bu kategoriye girer. İnorganik modeller ise daha çok geometrik formalara sahip olan modeller olarak ele alınabilir. Herhangi bir eşya, mekanik bir yapı ya da bir robot da inorganik model olarak değerlendirilebilir. Organik modellerin yapısı gereği modellenmesi inorganik modellere göre daha zordur denilebilir. Her iki tür model yapısında da farklı modelleme teknikleri kullanılabilir. Bunlar Poligon modelleme, Nurbs (Non-Uniform Rational B-Splines), Subdivision modelleme gibi ayrılabilir. Burada sözü edilen tekniklerin farklılıkları arasında kullanılan her bir objenin yapısının ayrı olması bulunmaktadır. Sözü edilen tekniklerin yanı sıra bir karakteri ya da nesneyi bilgisayar ortamında üç boyutlu hâle getirmek için hazırlanan heykelin taranması da bir yöntem olarak kullanılabilir. Bu durumda ise öncelikle referans resimler doğrultusunda çamur model hazırlanır. 3D tarayıcı vasıtasıyla bu model taranıp bilgisayar ortamına aktarılabilir. Modelin bu şekilde saf hâliyle kullanılması durumu teknik boyutta sıkıntılar yaratabileceği için sayısal ortamda yeniden düzenlenmesi gerekir. Bu noktada değinilecek kavramlardan biri topolojidir. 3D modelin yapısının canlandırma sırasında ya da daha genel ifade edilecek olunursa 3D üretim bandında hataya yer vermeyecek bir şekilde oluşturulması gerekir. Doğru topoloji için bir karakterin vücudu üzerindeki kas dağılımının takip edilerek anatomisinin buna uygun şekilde çıkarıldığı bir yüzey yapılanmasının oluşturulması gerekir. Somutlaştırılacak olunursa örneğin poligonların dağılımının ve yapılarının (dörtgen bir yapıya sahip olmaları tercih edilir üçgen ya da beşgen değil) düzgün bir yapıya

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

11 269

Animasyon Proje Geliştirme sahip olması gerekir, bir yüzeyin bir başka yüzeyin üzerine binmemesi vs. dikkat edilecek noktalar arasında görülebilir.

Resim 13.4. 3D Karakter Sanatçısı: Gabriel Pereira (https://www.artstation.com)

3D model yapacak olan sanatçının alanla ilgili yeteneklere ve bilgiye sahip olması gerekir. Bu anlamda kendisine referans resimler ile verilen bir karakteri modellerken doğru bir şekilde modellemek için anatomi bilgisine sahip olması gerekir.

Dokulandırma

Malzeme, nesnelerin render edildiklerinde belli bir biçimde görünebilmeleri için, onu oluşturan yüzeylerce atanan bilgi olarak tanımlanır.

Üç boyutlu programlarda nesneler oluşturulduktan sonra onların yüzey özelliklerini belirlemek için birtakım uygulamalar, yöntemler kullanılır. Doku ya da kaplama bir nesnenin kendi düz rengini bir görüntüyle değiştirmektir. Üç boyutlu ortamda kullandığımız nesnelerin dokularının gerçek yaşamdaki gibi olması için onlara çeşitli dokular uygulanır. Kullanılan kaplamaların ayrıca modelin üzerine düzgün bir şekilde oturması gerekmektedir. Burada da çeşitli yöntemler kullanılarak kaplamanın modelin üzerine düzgün bir şekilde oturması sağlanır. Bunlar plane yani düz kaplama, küp şeklinde, silindir şeklinde, küre şeklinde kaplamalar olmak üzere ayrılırlar. Bunların yanında nesnenin yüzeyin haritası açılarak çok daha detaylı bir kaplama yerleştirilmesi söz konusudur. Özellikle basit formlara sahip nesnelerde biraz önce sayılan geometrik kaplamalar uygulanırken yüzey girinti çıkıntıları olan, organik yapıya sahip karakterlerde ya da nesnelerde yüzey haritası çıkarmak mutlak bir gereklilik olarak görülebilir.

Örnek

Doku ya da kaplama bir nesnenin kendi düz rengini bir görüntüyle değiştirmektir.

Üretilen bir 3D model ilk hâliyle düz bir yüzey rengi görünümüne sahiptir. Gerçekçi, inandırıcı ve estetik bir yüzey görünümü yoktur. Ona bu özelliklerin katılması şüphesiz ki yüzey özelliklerinin uygulanması ile olacaktır. Bilgisayar grafiği sanatçılarının sahneleri aydınlatmak ve bunlara malzeme uygulamak için harcadıkları süre modelleme için harcadıkları süreyle neredeyse aynıdır. Çünkü doku ve malzeme olmadan model eksik görünecektir. Malzemeler ve dokular, üç boyutlu canlandırma film üretim sürecinin çok önemli bir bölümünü oluşturmaktadır.

• Yukarıdaki şekil bir kutunun yüzeyinin iki boyutlu olarak açılmasını göstermektedir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

12 270

Animasyon Proje Geliştirme Nesnelerin yüzey özelliklerinin belirlenmesi üzerinde malzemeler de etkili olmaktadır. Malzeme, nesnelerin render edildiklerinde belli bir biçimde görünebilmeleri için, onu oluşturan yüzeylerce atanan bilgi olarak tanımlanır. Malzemeler renk, ışık geçirgenliği, parlaklık ve benzeri kimi bilgileri içlerinde barındırırlar. Nesnelerin ışığa verdikleri tepkide malzemenin önemi ortaya çıkar. Camdan yapılmış, saydam yüzeye sahip bir nesnenin ışığa verdiği tepki ile ahşap bir yapıya sahip bir nesnenin ışığa verdiği tepki birbirinden farklı olacaktır. Cam yapının ışığa tepkisi ışığın bir kısmının geçirilip bir kısmını yansıtılması şeklinde olurken diğer nesnenin tepkisi ise daha farklı olacaktır. Kullanılan 3D yazılımlarda farklı isimler alan farklı malzeme türleri vardır. Bunlardan en bilinenleri Blinn, Phong, Lambert, Anisotropic gibi. Bu malzemelerin herbirinin özellikleri birbirinden farklıdır. Örneğin phong malzeme tipi keskin parlak yüzeye sahip ve yansıma yapan nesneler için kullanılır. Işığın yansıması yüzeyde parlak bir görünüm verir. Plastik ve diğer parlak yüzeye sahip nesnelerde kullanılır. Blinn malzeme türü en yaygın malzeme türlerinden biridir. Parlama ve yansımayı düzgün bir şekilde sağlar. Altın, bakır, demir gibi metalik yüzeylerde tercih edilen bir malzemedir. Bunlarla birlikte deri, plastik gibi yüzeylerde de tercih edilir. Lambert ise çok temel bir aydınlatmaya sahiptir. Üzerinde parlak bölge ve yansıma yoktur. Bu malzeme türünün kullanılacağı yerler arasında kâğıt ve cilalı olmayan ahşap yüzeyler sayılabilir. Anisotropic malzeme tipi ise parlak bölgeleri uzatır ve izleyicinin onumuna bağlı olarak döndürür. Saç, tüy, aşınmış metal gibi yüzeylerde kullanılabilir.

Rig (İskelet Oluşturma)

Karakteri bir poza sokarken doğrudan doğruya modelin içine yerleştirilen kemikler kullanılmaz. Bunun yerine bu kemiklerin bağlı olduğu kontrolcüler kullanılır. Bunlar aracılığıyla karakteri kontrol etmek daha kolay olacaktır.

Örnek

Modellenen bir karakterin hareket edebilmesi için içine bir kemik sisteminin yerleştirilmesi ve modelin o sistemle ilişkilendirilmesi gerekmektedir.

3D canlandırma sürecindeki en önemli adımlardan birini iskeletlendirme aşaması oluşturmaktadır. Süreç içindeki zor aşamalardan biridir. Modellenen bir karakterin hareket edebilmesi için içine bir kemik sisteminin yerleştirilmesi ve modelin o sistemle ilişkilendirilmesi gerekmektedir. Yapılan bu işlemlerden sonra karakterler hareket ettirilebilir. Özellikle yürüme, zıplama gibi hareketlerin yapılmasında kemik siteminin olması mutlak bir gerekliliktir. Bu ilişkilendirme sırasında kemikler arasında hiyerarşik bir düzen bulunmalıdır. Bir nevi model bir dijital kuklaya dönüştürülür. Üzerinde bulunan kontrolcüler vasıtasıyla onu hareket ettiren canlandırma sanatçısı da kuklacıya.

• 3D bilgisayar canlandırmada yapılan rig bir kuklacının kuklasını oynatmak için kullandığı iplerle benzerdir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

13 271

Animasyon Proje Geliştirme Rig sistemi karakterin yapısına göre değişiklik gösteren bir sistemdir. Eğer temel özelliklere sahip, çizgisel bir karakter rigi söz konusu ise daha basit özelliklere sahip bir rig oluşturulabilir. Bunun yanında karakterin en küçük parçasındaki hareketin dahi kontrolü sağlanmak isteniyorsa çok daha detaylandırılmış bir rig sistemine ihtiyaç vardır. Rig sanatçısı istenilen ihtiyaca göre rigi hazırladıktan sonra canlandırma sanatçısına gönderir canlandırma sanatçısı da bu rigi test edip aksayan yönlerini ya da varsa yaptırmak istediği hareketler için başka isteklerini rig sanatçısına iletir. Riglemede kemiklerin birbirine hiyerarşik olarak bağlanmasında iki tür yapıdan söz edilebilir. Bunlardan biri ileri, düz kinematik (forward kinematic) diğeri ise ters kinematiktir (inverse kinematic). Düz kinematikte parent yani ebeveyn hareket ettirildiğinde ona bağlı olan child yani çocukta hareket edecektir. Omuz hareket ettiğinde elinde hareket etmesi gibi. Ters kinematikte ise çocuk hareket ettiğinde bu hareket ebeveynin de hareket etmesine neden olacaktır. Örneğin bu defa el hareket ettiğinde ona bağlı olarak omuza kadar olan yapılarda hareket edecektir.

Animasyon (Canlandırma)

Canlandırma sanatçısı, sadece hareket değil aynı zamanda o karakterlere, nesnelere yaşam vermesi gerekir ki ancak bu durumda onları inandırıcı kılabilsin.

Tanım olarak canlandırma kelimesi ele alındığında hareketsiz olan nesnelere hareket ediyormuş izlenimi vermek olarak değerlendirilir. Canlandırma, karakterlerin ya da nesnelerin hareketlerinin oluşturulduğu aşamadır. Burada canlandırma sanatçısının sadece hareket değil aynı zamanda o karakterlere, nesnelere hayat, yaşam vermesi gerekir ki ancak bu durumda onları inandırıcı, yaşıyorlarmış kılabilsin. Yapılacak olan canlandırmalar daha önce belirlenen storyboard ve animatik doğrultusunda hazırlanır. Günümüzde bilgisayarda canlandırma hazırlanırken farklı yöntemler kullanılabilir. Bunlar arasında en çok kullanılan yöntem keyframe (anahtar kare) canlandırma yöntemidir. Bu yöntemde canlandırma sanatçısı canlandırmasını yaptığı karakterin ya da nesnenin hareketlerinin belli zaman aralıklarında belirli pozlarda olmasını canlandırma yazılımında oluşturduğu keyframelerle sağlar. Bu yöntemde kendi içinde ikiye ayrılabilir. Bir tanesi pozdan poza (Pose to pose) diğeri ise doğrudan, düz (Straight Ahead) hareket olmak üzere. İlk yöntemde yani pozdan poza yönteminde canlandırma sanatçısı hareketin önce uç pozlarını hazırlar. Bir nevi hareketi temel pozlarıyla belirler. Devamında ise bunların arasındaki diğer pozlar oluşturulur. Düz eyleme göre sürpriz sonuçlara yer yoktur bu yöntemde, sonucun nasıl çıkacağı daha baştan bellidir. Düz eylem yönteminde ise hareket ilk pozdan başlanılarak sırayla oluşturulur. Düz eylemde canlandırma sanatçısı hayalinde olan sahneyi ara ve ana kareleri çok dikkatlice planlamadan, doğal bir şekilde çizer ve sahne o şekilde sonlanır. Sonuç, çizen içinde sürpriz niteliğindedir. Keyframe canlandırma dışında hareket yakalama (Motion Capture) gibi diğer yöntemlerde vardır. Bu yöntemle daha gerçekçi bir canlandırma elde etmek mümkündür. Gerçek oyunculardan alınan hareket verileri bilgisayarda bulunan karakterlere aktarılır. Uzun metraj gerçek çekimli filmlerde bilgisayarda yaratılan karakterlerin canlandırmasında ya da uzun metraj canlandırma filmlerde de Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

14 272

Animasyon Proje Geliştirme

Örnek

kullanılmıştır hareket yakalama yöntemi. Bunların dışında oyunlarda ve simülasyonlarda da kullanılan bir tekniktir.

Canlandırma sanatçısı için oyunculuğunu gerçekleştirdiği karakterin seyirci üzerindeki inandırıcılığının etkisi en büyük başarı kriterlerinden biridir.

• "Yüzüklerin Efendisi" serisinde Gollum karakteri, İngiliz oyuncu Andy Serkis'in performansının hareket yakalama tekniği kullanılmasıyla canlandırılmıştır.

Canlandırma sanatçısı için oyunculuğunu gerçekleştirdiği karakterin seyirci üzerindeki inandırıcılığının etkisi en büyük başarı kriterlerinden biridir. Canlandırma sanatçısı, karakterin oyunculuk performansını yaratan kişi konumundadır. Karaktere can veren, onu canlı kılan kişidir. Bunun için canlandırma sanatçısının karakterin hareketlerinde ki zamanlamayı ve ağırlık hissini çok iyi vermesi gerekir. Aynı zamanda canlandırma sanatçısının da canlandırdığı karakteri iyi tanıması, onunla özdeşleşmesi gerekir. İzleyicinin ekranda gördüğüne inanması o karakteri kendisiyle özdeşleştirmesinde bu oyunculuğun büyük payı vardır. Canlandırma sanatında bazı temel prensipler bulunmaktadır. Bu prensipler canlandırma sanatının şekillenmesinde önemli rol oynamışlardır. Bu prensiplerin oluşumuna baktığımızda canlandırmanın en parıltılı dönemlerinde, 1930’larda Walt Disney Stüdyosu’nda oluşturulduğu görülmektedir. Canlandırmanın 12 temel prensibini şu şekilde sıralamak mümkündür. •



Canlandırmanın 12 temel ilkesi bulunmaktadır.



Bastırma (ezme) ve uzatma (Squash and Stretch): Canlandırılan objeler (özellikle organik olanlar) bir yüzeyle karşılaştığında sıkışıp ezilir, hızlandığında ise uzamaya başlar. Ezme ve uzatma ilkesi bu uygulamadan yola çıkılarak oluşturulmuştur. Bu ilke objenin hareket hâlindeyken deforme olmasıyla onun üç boyutluluğunu ve kütlesini, sert mi yoksa yumuşak bir yapıda mı olduğunu ortaya koymaktadır. Obje yumuşak ve esnek bir yapıdaysa bastırma ve uzatma kolay ve karşılıklı olarak yapılmaktadır. Ön hareket (Anticipation): Ön hareket ya da tahmin şeklinde geçen ilke asıl hareketten önce izleyiciyi asıl harekete hazırlamak, ona asıl hareketin geleceğini hissettirmek için yapılan hareket olarak değerlendirilebilir. Bu hareket genellikle asıl hareketin tersi yönünde yapılan bir harekettir. Örneğin yumruk atacak olan bir karakterin kolunu arkaya doğru çekmesi ya da zıplayacak bir karakterin zıplamadan önce aşağıya eğilip güç toplaması gibi. Sahneleme (Staging): Sahneleme, bir düşüncenin mümkün olduğunca net ve yanlış anlamaya yer vermeyecek şekilde sunulmasıdır. Bir hareket ya da bir kişilik izleyicinin tanıyacağı, anlayacağı şekilde sunulmalıdır. Aynı şekilde, bir mimik izleyicinin rahat görebileceği bir şekilde sunulmalıdır ya da bir ruh hâli izleyiciyi etkileyecek şekilde sunulmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

15 273

Animasyon Proje Geliştirme •







• Zamanlama canlandırma prensipleri içinde sahnedeki bütün algıyı, duyguyu değiştirmesi, yönetmesi yönüyle en önemli prensiplerden biridir.



Düz Eylem ve Pozdan Poza (Straight Ahead Action & Pose to Pose): Bu ilkeden yukarıda canlandırma tekniklerinde söz edilmiştir. Hem bir teknik hem de canlandırmanın 12 temel prensibinden biridir. Düz eylemde kullanılan teknikte, canlandırma ilk kareden başlanır ve peşi sıra yeni kareler çizilerek devam ettirilir. Her kare arka arkaya çizilir. Çalışmada son karenin nasıl bir sonuca ulaşacağı kestirilemeyebilir yani doğaçlamaya açık bir tekniktir. Özellikle büyük stüdyolarda ekip hâlindeki çalışma için uygun değildir bu yöntem. Pozdan poza tekniğinde ise canlandırma başlanmadan önce yapılacak sahneler planlanır. Hangi sahnenin nerede başlayıp nerede ve hangi zamanda biteceği bellidir. Bu yaklaşımda önce uç pozlar belirlenir usta canlandırma sanatçıları bu pozları çizdikten sonra ara karelerin çizilmesi işlemi ise ara çizerlere bırakılır. Bu yaklaşımda düz eylemin aksine bir hata yapıldığında sadece oradaki kareleri düzeltmek yeterli olacaktır. Karakterin hacmi, ağırlığı, zamanlaması gibi unsurları bu yöntemle daha kontrol altındadır. Tamamlama ve Üst üste binme (Follow Through & Overlapping Action): Bir karakter hareketini tamamlayıp durduğunda vücudundaki bütün parçalar aynı anda durursa bu donuk, cansız bir görünüm oluşmasına neden olur. Karakter çok katı bir görünüme sahip olur ve hareket gerçekçi görünmez. Hareketlerin birbirini peşi sıra takip etmesi sonucu oluşan tamamlama (follow through) da her parçanın, organın kendi içinde diğerlerinden ayrı olarak bir zamanlaması bulunmaktadır. Üst üste binme hareketi ise; karakterin parçalarının hepsinin aynı anda durması yerine parçaların hareketlerinin arka arkaya devam edip, bir hiyerarşi içinde durması ile oluşmaktadır. Hızlanma ve Yavaşlama (Slow In & Slow Out): Hızlanma ve yavaşlama ilkeleri canlandırmada hareketlerin doğala yakın olmasının sağlayan eylemlerden ikisidir denilebilir. Karakterlerin hareketlerinin hızı sabit değildir. Hareket önce yavaş başlar devamında giderek hızlanır ve hareketin bitimine doğru tekrar yavaşlayarak durur. Bu ilkeye göre hareketi gerçekleşmeyen nesneler sadece mekanik nesnelerdir. Yaylar, Dairesel Hareket (Arcs): Canlıların hareketleri genellikle düz doğrusal bir yol izlemek yerine dairesel, yay şeklinde bir yol izlemektedir. Daha önceki canlandırma prensiplerinde olduğu gibi bu prensipte canlandırmanın daha doğal daha akıcı olmasına yardımcı olunmaktadır. İkincil Eylem (Secondary Action): İkincil eylem, sahnede bulunan karakterin ana hareketini, asıl eylemini tamamlayan hareket olarak adlandırılabilir. Ana eylem ikincil eylemle birlikte daha güçlü ve daha vurgulu hâle gelir. Asıl eylemi pekiştiren, onu destekleyen bir eylemdir. Örneğin bir karakterin oturduğu yerden kalkarken saçlarını geriye toplaması, konuşurken hafifçe yüzünü kaşıması ikincil eyleme örnek olarak verilebilir. Zamanlama (Timing): Zamanlama canlandırma prensipleri içinde sahnedeki bütün algıyı, duyguyu değiştirmesi, yönetmesi yönüyle en önemli prensiplerden biridir. Bir karakterin hareketinin ne zaman başlayıp ne zaman bittiği yani ne kadar sürdüğü şeklinde kısa bir tanımlama

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

16 274

Animasyon Proje Geliştirme

Örnek



yapılabilse de aslında içerdiği anlam bundan çok daha geniştir. Hareketin hızı hareketin arkasındaki fikrin izleyici tarafından algılanması için ne kadar iyi olduğunu tanımlar. Zamanlama nesnenin büyüklüğünü ve ağırlığını yansıtır ve bunlarla birlikte duygusal bir anlam da taşıyabilir. Örneğin kilolu bir karakterle zayıf bir karakterin hareketleri aynı olmamaktadır. Ağır olan karakter her zaman için daha yavaş hareket edecektir. Abartı (Exaggeration): İzleyicinin izlediği sahnede algılaması gereken ya da canlandırma sanatçısının vurgulamak istediği yerler abartı ilkesi doğrultusunda verilebilir. Bu sayede iletilmek istenen mesaj daha kolay bir şekilde izleyiciye ulaştırılmış olur.





Aydınlatmayla, bir nesnenin görünür duruma gelmesinden başlayıp da, onun dramatik bir nesne mi, belirsiz bir nesne mi olduğu gibi birçok özelliği aktarılabilir.

•Yukardan aşağıya hızla düşüp yere çakılan bir karakterin zemine yapışmasında ya da kaçmaya çalışan bir karakterin önce havada patinaj yapıp biraz geri gidip sonra bir ok hızıyla koşmasında olduğu gibi.

Boyutlu Çizim (Solid Drawing): Bu ilke daha çok geleneksel canlandırma da kullanılan bir ilke olarak değerlendirilebilir. Karakterin canlandırmanın her aşamasında oran olarak ve diğer özellikleriyle bir devamlılık göstermesi gerekir. Karakterin hacmi bir kareden diğerine değişmemelidir. Eğer çizimlerde farklılıklar olursa bu durum izleyicinin gözünden de kaçmayacaktır. Cazibe (Appeal): Karakter çekiciliği; karakterin ne kadar inandırıcı, çok yönlü ve biricik (eşsiz) olduğuyla ilgilidir. Karakter çekiciliği karakter ile izleyici arasındaki duygusal bağı kolaylaştırır. Çekici karakterler iyi gelişmiştir; ilginç kişiliklere, davranış ve eylemlerini yönlendiren belirgin bir takım istek ve ihtiyaçlara sahiptirler. Cazibeli ya da itici karakterlerin performansları izleyenleri etkilediği sürece çekicidirler.

Işıklandırma Aydınlatma ya da Işıklandırma; sinematograflar, fotoğrafçılar, iç mekân tasarımcıları için ne kadar önemliyse üç boyutlu tasarımcılar için de o kadar önemlidir. Aydınlatmayla, bir nesnenin görünür duruma gelmesinden başlayıp da, onun dramatik bir nesne mi, belirsiz bir nesne mi olduğu gibi birçok özelliği aktarılabilir. Aydınlatma, filmlerde olduğu gibi üç boyutlu dünyada da tasarlanan sahnenin ruhsal durumunu, teknik bir gereksinim ötesinde onu gerçekleştiren sanatçının da bakış açısını ortaya koyar. Işıklandırmayı gerçekleştiren sanatçının o sahnedeki duyguyu ışıklandırma ile yakalayabilmesi gerekmektedir. Bunun yanında sahnedeki ışığın nesnelerin bütün detaylarını göstermesi fakat onları derinliği olmadan düz bir şekilde de göstermemesi gerekir. Işıklandırmayla ilgili bir başka detayda eğer uzun bir proje varsa burada devamlılığın da sağlanması gerekir. Bir bölümde farklı diğer bölümde farklı bir ışık olmamalıdır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

17 275

Animasyon Proje Geliştirme Sanal aydınlatma, ilk bakışta göründüğünden biraz daha fazla çaba gerektirir. Bunun hem teknik hem de yaratıcılıkla ilgili nedenleri vardır. Teknik açıdan çoğu zaman ışıklarla gerçekçi bir efekt oluşturulmaya çalışılır ancak sanal ışıklar gerçekçi sonuçlar vermezler. Gerçek dünyada, tek bir ışık kaynağı bile bir odayı tamamen aydınlatabilir çünkü yüzeylerden yansıyarak doğrudan aydınlatılmayan – örneğin masaların ve rafların altındaki – alanlara ulaşır. Ancak üç boyutlu programlarda bu alanlar tamamen karanlık olduğu için, çok sayıda düşük seviyeli ışık ekleyerek yaygın yansımayı taklit etmek gerekir. 3D yazılımlarda da gerçek hayattakine benzer ışık türleri bulunmaktadır. Bunlardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz: •

Doğrultulu ışıklar, spot ışıklar, noktasal ışıklar, alan ışıkları, çevresel ışıklar.

3 Işıkla Aydınlatma Fotoğrafçılıkta ya da sinemada kullanılan ışıklandırma türleri benzer şekillerde 3D canlandırmalarda da kullanılmaktadır. Bunlardan bir tanesine örnek verilebilir. Bir portrenin ya da nesnenin aydınlatması üç ışık kullanılarak nasıl yapılır (Resim 13. 5). Burada kullanılan ışıkların isimleri ve özellikleri nasıl olmalıdır?

Resim 13.5. Işıklandırma Türleri (https://suwke.us/view/)

Işıklandırma fotoğrafçılıkta, sinemada olduğu gibi canlandırma dünyasında da benzer teknikler barındırır.

Anahtar Işık (Key Light): Sahnedeki en önemli ön ışık kaynağıdır. Sahneye egemen olan ışıktır ve sert (yoğunluğu en yüksek) bir ışık kaynağıdır. Kameranın sağına veya soluna belirli bir uzaklıktan yerleştirilir. Üç boyutlu dünyada bu ışık genelde gölge düşürecek şekilde ayarlanır. En önemli görevi nesnelerin görünebilmesini sağlamaktır. Anahtar ışık sahneye derinlik etkisi veren ışıktır, aynı zamanda yerleştirildiği yer de çok önemlidir. Konumuna göre yuvarlak bir nesneyi düz gösterebilir. Dolgu Işığı (Fill Light): Anahtar ışık tarafından düşürülen gölgeleri karşılamak için kullanılan ikinci bir ön ışık kaynağıdır. Anahtar ışığın aydınlatmadığı bölgelerde detay oluşturur. Anahtar ışığın ters tarafında bulunur. Anahtar ışığa göre yoğunluğu daha düşüktür. Üç boyutlu dünyada bu ışığa gölge verip vermemek kullanıcıya bağlıdır. Ancak birden fazla gölgenin olması karmaşa yaratabilir ve de hesaplamayı yavaşlatır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

18 276

Animasyon Proje Geliştirme Arka Işık (Back Light): Nesnenin fondan ayrılmasını sağlayan önemli bir ışık tipidir. Aydınlatma üçlemini tamamlar ve derinlik etkisi verir. Temel nesnenin arkasında bulunur. Arka ışık da sert bir ışık kaynağına sahiptir. Aydınlatma değeri rakam olarak kullanılan programlara göre değişmekle birlikte oran olarak en fazla anahtar ışığın oranına eşit olmalıdır. Sahnenin durumuna göre daha az bir değerde de olabilir.

Render Render işlemini, sahnedeki nesneleri belli bir bakış açısından, nesnelerin dokuları, sahnedeki ışıklar gibi birçok işlemin bilgisayarın hesaplamaları sonucunda çıktı alınması biçimde de tanımlanabilir. Sonuçta eğer canlandırma yapılmışsa bir video çıktısı ya da canlandırma yoksa tek kare bir resim çıktı olarak alınır. Render üç boyutlu çalışmalara son hâlini veren aşamadır ve üç boyutlu çalışmaların merkezinde yer almaktadır. Çalışmayı tam anlamıyla gerçekçi kılan tüm işlemleri yapar. Işık, gölge, doku hesaplamalarının tamamı render’a aittir.

Render üç boyutlu çalışmalara son hâlini veren aşamadır ve üç boyutlu çalışmaların merkezinde yer almaktadır.

Render işlemi sahnenin yapısına göre uzun sürebilecek bir işlemdir. Bu aşamada sahnede ışığın yansıması, kırılması gibi detaylar varsa bu tarz yapılar render süresinin uzamasına sebep olacaktır. Bunun yanında render panelinde yapılacak düzenlemelerde render süresini uzaltacak ya da kısaltacaktır. Örneğin radiosity (yayılım), reytracing (ışın izleme) gibi hesaplamaların yapılması render kalitesinin artmasına sebep olmakla birlikte render süresinin de uzamasına neden olacaktır. Günümüzde 3D yazılımların kendilerinin doğrudan kullandıkları render motorları haricinde kullanılan birçok render motoru vardır. Başta gelenlerden bazıları şunlardır: Vray, Arnold, Redshift, Corona, Renderman, Octane, Iray, Mental Ray. Bütün render motorları sonuçları benzer yollarla elde ederler.

YAPIM SONRASI SÜREÇLER Yapım sonrası süreçler filmin büyük oranda tamamlandığı canlandırma işlemlerinin yapıldığı süreçlerden sonra filme son hâlini vermek için kalan işlemlerin olduğu süreçtir. Bu aşamayı farklı alt başlıklara ayırabiliriz. Bu başlıklar canlandırmanın türüne göre farklılık göstermekle birlikte birçok canlandırma türü için ortaktır denilebilir. Filmin yaratacağı etki dikkate alındığında bu aşamalarında en az yapım aşamaları kadar önemi vardır denilebilir. Aşağıda bu aşamalardan temel olanlarına değinilmiştir fakat bunların sayısını artırmak da mümkündür.

Görsel Efektler Yapım sonrası süreçlerden biriside görsel efektlerin uygulanması sürecidir. Burada kast edilen sayısal ortamda yapılan 3D bir canlandırma film için 2D efektlerin kullanılmasıdır. Bunlar toz, bulut, sis yağmur, kamera sallanması, arka plan değişimleri gibi efektler olabilmektedir. Yapım sürecinde de görsel efektler kullanılabilir ve yine 3D bilgisayar canlandırma bir filmse eğer orada da patlama, yanma, su sıçraması gibi birtakım efektler bulunabilir ama bunlar yapım sonrasında yapılanlardan ayrıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

19 277

Animasyon Proje Geliştirme Yapım sonrası uygulanan görsel efektler yapım sırasında uygulanması daha az olanaklı olan ya da çalışmayı daha hızlandıracak türden oldukları için tercih edilebilir. Bunun sonucunda daha az iş gücü kullanılarak istenen yapılmış olur. Filmin son hâline gelmesine yardımcı olacaktır bu süreç.

Compositing (Dijital Birleştirme)

Compositing aşmasından sonra görüntünün tek bir kameradan tek bir mercekle çekilmiş izlenimi uyandırması gerekmektedir.

Yapım sırasında filmin bütün bileşenleri birlikte çıktı alınmayabilir. Bu aşamada ayrı ayrı çıktı alınan parçalar bir araya getirilip birleştirilir. Filmdeki sahnelerin durumuna bağlı olarak birçok parça birleştirilebileceği gibi daha az parçanın, unsurun birleştirilmesi durumu da söz konusu olabilmektedir. Bu aşamada birleştirilecek olan parçalar ayrı ayrı yapım özelliklerine de sahip olabilirler. Bunların bazıları 3D bazıları 2D kimisi ise gerçek çekime dayalı parçalar olabilmektedir. Burada önemli kriterlerden biri olarak şu söylenebilir ki compositing aşmasından sonra görüntünün tek bir kameradan tek bir mercekle çekilmiş izlenimi uyandırması gerekmektedir. Filmi oluşturan parçaların ayrı ayrı algılandığı durumlarda compositing aşamasının başarılı olmadığı söylenebilir. Günümüzde dijital birleştirme işlemi için kullanılan birçok yazılım bulunmaktadır. Sadece compositing için değil aynı zamda görsel efekt yapımında da kullanılabilmektedir bu yazılımlar. Bunlardan başta gelenleri şu şekilde söylenebilir, Nuke, After Effects, Digital Fusion, Autodesk Flame, Autodesk Flint gibi. Sektöre zaman zaman yeni yazılımlar katılmakta ya da bazıları artık kullanılmamaktadır. Bu süreç aynı zamanda görsel efektlerin kullanılmasıyla da yakın bir ilişki taşımaktadır. Compositing süreç olarak altında birçok başka başlığı barındırır. Bunlardan temel olarak şu şekilde söz edilebilir: Maskeleme, hareket takibi, rotoskop, arka plan temizleme/chrome key, dönüştürme/morph, renk düzeltme, hız efekti/bulanıklık, alan derinliği oluşturma, metin ekleme, deforme etme.

Müzik ve Ses Efekt tasarımı Bir filmin müziği film içinde merkezî rolü bulunan unsurlardan biridir. Rolünün önemli olmasının nedeni örneğin bir seyirci sadece müziği duyduğunda bile o filmin türünü anlayabilmelidir. Yapım aşamasında yönetmenle filmin müziklerini yapacak bestecinin bir araya gelmesi yönetmenin ne istediğini anlatması ve bestecinin filmin ruhuna uygun bir müziği nasıl yapacağı konusunda öngörüsü için filmi iyi anlayıp analiz etmesi gerekmektedir. Ses efektleri de bu aşamada yapılacak olan unsurlardan biridir. Çok farklı ses efektleri olabilmektedir. Hayvan seslerinden, kapı gıcırdamasına ya da yere düşen bir eşyanın çıkardığı sese kadar birçok efekt ses efekti tasarımının içinde girmektedir. Filmin duygusal yanını ortaya çıkarılmasında bu efektlerin payı ayrıca önem teşkil etmektedir. Ses tasarımcısının ses kütüphanelerinden değil o filme özgü sesler yaratması gerekir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

20 278

Animasyon Proje Geliştirme

Kurgu

Kurgu, filmin son şeklinin verildiği aşamadır.

Çekimlerin ve sahnelerin filmin son hâli için bir araya getirilme, hangi sahnenin hangi uzunlukta olacağına karar verme ve bunun filmin yapısına nasıl etkide bulunacağı gibi filmin son hâlini belirleyen süreci ifade eder. Canlandırma filmler maliyeti yüksek yapımlar oldukları için aynı sahnenin iki defa yapılması gibi bir durum çok görülmez. Dolayısıyla kurgu sırasındaki işlemler gerçek çekimli filmlere göre canlandırma filmlerde daha azdır denilebilir ve kurgu editörlerinin de elindeki alternatif sayısı daha azdır denilebilir. Kurgu editörleri filmdeki duyguları, filmin hissini tam olarak verebilmek için bazı sahneleri kısaltma ya da uzatma yoluna gidebilirler. Filmdeki hikâyeyi daha iyi vurgulamak, bazı sahneleri izleyiciye daha iyi hissettirmek için kurgu sırasında sahneler yeniden düzenlenebilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

21 279

Özet

Animasyon Proje Geliştirme

•ANİMASYON PROJE GELİŞTİRME •Proje geliştirme süreci temel olarak 3 bölüme ayrılmıştır. Bunlar yapım öncesi süreçler, yapım ve yapım sonrası süreçlerdir. •YAPIM ÖNCESİ SÜREÇLER •Canlandırma yapımı öncesi süreç doğru bir yolda ilerlenmesi adına ve canlandırma yapımı için rehber olması için en önemli süreçlerden biridir. •Fikir Geliştirme: Bu süreç bir proje için görsel ve yazılı malzemelerle yaratıcı temelin oluştuğu zaman olarak tanımlanabilir. •Konsept Tasarımı: Konsept tasarımı, filmin yönetmeninin istediği doğrultuda sanatçıların filmi görselleştirmesi olarak nitelendirilebilir. Görsel geliştirme olarak da kullanılabilir. •Senaryo: Herhangi bir film yapımının ilk ve en önemli aşaması bir hikâyenin filmde ustalıkla işlenmesidir. Başarılı bir projenin gerisinde iyi bir hikâyenin varlığı söz konusudur. •Storyboard (Resimli Taslak): Storyboard için senaryonun çizim olarak görselleştirilmiş hâlidir denilebilir. •Ses: Doğru ve etkileyici sesler olmadan en iyi canlandırma filmler bile çekiciliklerini yitireceklerdir. •Animatik (Öykü Makarası): Animatik, storyboardun hareketlendirilmesiyle oluşan bir çalışmadır. •YAPIM SÜRECİ •Bu süreçte ön hazırlıkta yapılan çalışmalar doğrultusunda canlandırma çalışması gerçekleştirilmeye başlayacaktır. •Layout (Sahne planlaması): Bu aşama çekim kurulumu ya da çekim hazırlığı olarak isimlendirilebilir. Hazırlanan sahnede temel unsurlar belirlenmiş olur. •Modelleme: Sayısal ortamda 3D olarak bir figürün, nesnenin temel formunu oluşturma sürecidir. •Dokulandırma: . Üç boyutlu programlarda nesneler oluşturulduktan sonra onların yüzey özelliklerini belirlemek için birtakım uygulamalar, yöntemler kullanılır. Doku ya da kaplama bir nesnenin kendi düz rengini bir görüntüyle değiştirmektir. •Rig (İskelet Oluşturma): Modellenen bir karakterin hareket edebilmesi için içine bir kemik sisteminin yerleştirilmesi ve modelin o sistemle ilişkilendirilmesi gerekmektedir. •Animasyon (Canlandırma): Tanım olarak canlandırma kelimesi ele alındığında hareketsiz olan nesnelere hareket ediyormuş izlenimi vermek olarak değerlendirilir. •Işıklandırma: Aydınlatmayla, bir nesnenin görünür duruma gelmesinden başlayıp da, onun dramatik bir nesne mi, belirsiz bir nesne mi olduğu gibi birçok özelliğini aktarılabilir. •Render: Render işlemini, sahnedeki nesneleri belli bir bakış açısından, nesnelerin dokuları, sahnedeki ışıklar gibi birçok işlemin bilgisayarın hesaplamaları sonucunda çıktı alınması biçiminde de tanımlanabilir. •YAPIM SONRASI SÜREÇLER • Yapım sonrası süreçler filmin büyük oranda tamamlandığı canlandırma işlemlerinin yapıldığı süreçlerden sonra filme son hâlini vermek için kalan işlemlerin olduğu süreçtir. •Görsel Efektler: Bunlar toz, bulut, sis yağmur, kamera sallanması, arka plan değişimleri gibi efektler olabilmektedir. •Compositing (Dijital Birleştirme):Yapım sırasında filmin bütün bileşenleri birlikte çıktı alınmayabilir. Bu aşamada ayrı ayrı çıktı alınan parçalar bir araya getirilip birleştirilir. •Müzik ve Ses Efekt Tasarımı: Kurgudan önce filmdeki diyaloglar, ses efektleri, müzikler bir araya getirilip birleştirilir. Eğer film farklı ülkelerde de gösterilecekse ona göre dublaj yapılır. •Kurgu: Çekimlerin ve sahnelerin filmin son hâli için bir araya getirilme, hangi sahnenin hangi uzunlukta olacağına karar verme ve bunun filmin yapısına nasıl etkide bulunacağı gibi filmin son hâlini belirleyen süreci ifade eder.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

22 280

Animasyon Proje Geliştirme

DEĞERLENDİRME SORULARI 1. Aşağıdakilerden hangisi yapım öncesi aşamalardan biri değildir? a) b) c) d) e)

Senaryo Stoyboard Animatik Canlandırma Konsept tasarımı

2. Aşağıdakilerden hangisi fikir geliştirme aşamasında sorulabilecek sorulardan biri değildir? a) b) c) d) e)

Canlandırmada kullanılacak fps ne olmalıdır? Karakterler kimlerdir? Çalışma niçin yapılıyor? İçerikle ilgili kısıtlamalar nelerdir? Hikâyedeki çatışma nedir?

3. Aşağıdakilerden hangisi konsept tasarım sürecine dâhil olan unsurlardan biri değildir? a) b) c) d) e)

Efekt tasarımı Çevre ve giysilerin tasarımı Karakter tasarımı Renk paletinin belirlenmesi Senaryonun belirlenmesi

4. Aşağıdakilerden hangisi “Senaryonun çizim olarak görselleştirilmiş hâli.” şeklinde tanımlanır? a) b) c) d) e)

Kurgu Canlandırma Stoyboard Fikir geliştirme Ses

5. Aşağıdakilerden hangisi canlandırma sanatçısına canlandırdığı karakterin hareketleri için referans niteliği taşımaz? a) b) c) d) e)

Ses Rig Storyboard Animatik Referans video

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

23 281

Animasyon Proje Geliştirme 6. Aşağıdakilerden hangisi 3D yazılımlarda kullanılan ışık türlerinden biri değildir? a) b) c) d) e)

Spot ışıklar Doğrultulu ışıklar Ay ışığı Noktasal Işıklar Alan ışıkları

7. Üç ışıkla aydınlatma yönteminde sahnedeki en güçlü ışık aşağıdakilerden hangisidir? a) b) c) d) e)

Dolgu ışık Fill ışık Arka ışık Anahtar ışık Rim ışık

8. Tırnak içinde verilen tanımlama aşağıdaki şıklardan hangisine aittir “Sahnedeki nesneleri belli bir bakış açısından, nesnelerin dokuları, sahnedeki ışıklar gibi birçok işlemin bilgisayarın hesaplamaları sonucunda çıktı alınmasıdır” a) b) c) d) e)

Canlandırma Modelleme Render Işıklandırma Görsel efektler

9. Aşağıdakilerden hangisi canlandırmanın temel ilkelerinden biri değildir? a) b) c) d) e)

Düzeltme Sahneleme Hızlanma ve yavaşlama Yaylar Zamanlama

10. “Hareket önce yavaş başlar devamında giderek hızlanır ve hareketin bitimine doğru tekrar yavaşlayarak durur” ifadesi hangi canlandırma ilkesini anlatır? a) b) c) d) e)

Cazibe Abartı Tamamlama ve üst üste binme İkincil eylem Hızlanma ve yavaşlama Cevap Anahtarı 1.d, 2.a, 3.e, 4.c, 5.b, 6.c, 7.d, 8.c, 9.a, 10.e

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

24 282

Animasyon Proje Geliştirme

YARARLANILAN KAYNAKLAR Barrett, D. (2007). Innovations Project Report: Traditional 2D Animation, BA (Hons) Computer Visualisation and Animation Beane, A. (2012). 3D Animation Essential. Indianapolis: John Wiley & Sons Furniss, M. (2006). Canlandırma’un Kutsal Kitabı. İzmir: Karakalem Kitapevi Yayınları Gözen, E. (1991). Canlandırma Teknikleri. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Çizgi Film (Canlandırma) Bölümü Ders Notlarından. http://www.bilisimdergisi.org/s147 http://www.digital-vector.com/ https://yourartpath.com/100-character-design-sheets Kanbur, N. (2002). 3D Studio Max. İstanbul: Pusula Yayıncılık. Kerlow, I. (2009). The Art of 3D Computer Animation And Effect. USA: Wiley publishing. Lammers, J., ve Goodling, L. (2003). Herkes için Maya 4: Temel Başvuru Kılavuzu. İstanbul: Alfa Basım Yayım Dağıtım. Lasseter, J. (1987). Principles of tradational animation applied to 3d computer animation, Computer Graphics, Volume 21, Number 4. Lutha, E. ve Roy, K. (2012). How to cheat in Maya. USA: Focal press. Moreno, L. (2014). The Creation Process of 2d Animated Movies. Barcelona: edubcn.cat Muluk, Yasemin Ülgen. Diğer Taraf (Görünmeyen Taraf), İstanbul: Marmara Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2003. Musburger, R.,B. (2018). Animation Production. U.S.A: CRC press. Roberts, S. (2011). Character Animation Fundamentals: Developing Skills for 2D and 3D Character Animation, USA: Focal press. Simon, M. (2003). Producing Independent 2D Character Animation. Italy: Focal Press. Thomas, F., ve Johnston, O. (1981). The Illusion of life: Disney Animation. New York: Disney Edition. Webster, C. (2005). Animation: The mechanic of motion. Italy: Focal Press. Winder, C., ve Dowlatabadi, Z. (2011). Producing Animation (2.baskı). China: Focal Press.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

25 283

HEDEFLER

İÇİNDEKİLER

PORTFOLYO TASARIMI

• Portfolyo Kavramı • Portfolyo Hazırlama Süreci • Dijital Portfolyo Tasarımı • Portfolyo Tasarımında Yapılan Hatalar

FOTOĞRAF VE VİDEO PROJE GELİŞTİRME Doç. Dr. Nihal PAŞALI TAŞOĞLU

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra; • Bir portfolyonun hangi bölümlerden oluştuğunu kavrayabilecek, • Portfolyo hazırlama sürecinde nelere dikkat edilmesi gerektiğini açıklayabilecek, • Dijital portfolyo ile fiziksel portfolyo arasındaki farkları belirtebilecek, • Portfolyo tasarımında sıklıkla yapılan hataları ayırt edebileceksiniz.

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.

ÜNİTE

14

Portfolyo Tasarımı

Portfolyo Kavramı

Portfolyo Türleri

PORTFOLYO TASARIMI

Amaç ve Hedef Belirleme

Çalışmanın Seçimi ve Sunumu

Portfolyo Hazırlama Süreci Portfolyo Türünün Seçimi

Dijital Portfolyo Tasarımı Sunuş

İçerik Hataları

İşlevselliği Bozan Hatalar Portfolyo Tasarımında Yapılan Hatalar Algı ve Okunaklık Hataları

Teknik ve Üretim Konusundaki Hatalar

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

2 285

Portfolyo Tasarımı

GİRİŞ Portfolyo hazırlamak ve sunmak en az yapılan işin kendisi kadar özen ve çaba gerektirir. İyi bir sunum ve o sunuma eşlik edecek bir sunum dosyası kişiye kendini iş yapacağı kişi ya da kurumlara düzgün bir biçimde anlatabilme olanağı tanır. Aynı zamanda iyi hazırlanmış bir portfolyo, bu portfolyoyu değerlendirecek kişi ya da kurumların o kişiden ne tür işler bekleyebileceğini ve onu nerede ve ne şekilde değerlendireceğini de ortaya koyması açısından her iki tarafa büyük ölçüde zaman kazandırır.

Portfolyolar, iş başvuru dosyası ya da sunum dosyası olarak da bilinir.

Portfolyolar, grafik tasarımcılar, yönetmenler, fotoğrafçılar, ressamlar ve reklamcıların öz geçmişlerinin ayrılmaz parçası ve tamamlayıcısı olarak görülmelidir. Çünkü bu meslek sahiplerinin, öz geçmişlerine sadece çalıştıkları kurumları ya da çalıştırabilecekleri bilgisayar programlarını yazarak yeterliklerini ve yeteneklerini göstermeleri mümkün değildir. Hazırladıkları portfolyo, yaptıkları işlerden başarılı örnekleri bir araya getirerek onların alanlarındaki yetkinliğini ve profesyonelliğini açıkça ortaya koyar. Portfolyo tasarımı, sanatçıların ve iletişimcilerin kendilerini geliştirmeleri gereken bir alandır. Yeni teknikler geliştirmeli, modern uygulamalar ve örnekler analiz edilmeli, dijital ortamda portfolyo hazırlamanın püf noktaları bilinmeli, kolay anlaşılır olmalı ancak sıradan olmamalı, yaratıcı ve özgün olmaya çalışılmalıdır. Portolyo hazırlanması süreci, iç içe geçmiş birçok aşamadan oluşur. Portfolyoyu sunacak kişinin kendini sözlü olarak ifade edeceği bir durumda portfolyonun ona gerekli materyallerle destek verebilecek zenginlikte oluşturulması gerekir. Ayrıca sadece yapılan işlerin künyelenmesinden öz geçmiş oluşturmaya, ön mektuptan eserlere dair yorumlara değin yazılı olarak da kendini iyi ifade etme becerisi portfolyo tasarımına eklemlenebilecek bir başka yetenek alanıdır. Günümüzde portfolyoların giderek dijital ortama taşınması portfolyo sahiplerini elektronik iletişim dilini ve ifade tekniklerini de öğrenmeye ve geliştirmeye motive etmektedir. Dijital portfolyolar, tasarımcılara ses, ışık, animasyon ve renklerle bezenmiş, yazıyla zenginleştirilmiş, efektle dikkat çekiciliği artırılmış ortamlar sunarak yaratıcılıklarını gösterme fırsatı sunarlar. Dolayısıyla, portfolyo tasarımı, sözlüsözsüz iletişimi yazılı ve elektronik iletişimle yoğuran kompleks bir üretim olarak görülmelidir. Bir iletişim süreci olarak ele alınan her çalışmada olduğu gibi portfolyo tasarımında da amaç sunumla verilmek istenen mesajın karşı tarafa açık, net ve kolay anlaşılır bir biçimde aktarılabilmesidir. Dolayısıyla profesyonellik, kişinin yaptıklarını sadeleştirerek kolaylıkla yansıtabileceği bir formatta sunma başarısını içinde barındıracaktır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

3 286

Portfolyo Tasarımı

PORTFOLYO KAVRAMI Portfolyo, kelime kökeni olarak ‘taşımak’ ve ‘sayfa’ kelimelerinin bir birleşimi olan portafogli kelimesine dayanır. Tasarımcının; yeteneğini, genel kültürünü, teknoloji hâkimiyetini ve görsel dilini ortaya koyan portfolyo, onun yaratım kapasitesini gösteren bir iletim yöntemi olarak tanımlanabilir. Portfolyolar, bir işe başlamanın giriş anahtarı ya da bir nevi kartvizit olarak da görülür. İş başvuru dosyası ya da sunum dosyası olarak da adlandırılan “portfolyo” sözcüğü, daha öz bir ifadeyle, bir kişi veya kurumun tanıtımı için hazırlanmış, ürünlerin gösterilerek tanıtıldığı ortama verilen isimdir. Portfolyo, ağırlıklı olarak finans sektöründe kullanılan bir kavram olmakla birlikte sanatçılar ve iletişimciler hazırladıkları çalışmaları sunmak için portfolyoyu kullanırlar. Portfolyonun sadece fiziksel olarak değil dijital olarak da hazırlanması mümkündür. Portfolyo ortamları, kâğıtlardan, fotoğraf baskılarından ve buna benzer basılı materyallerden oluşan dosyalar şeklinde olabileceği gibi dijital ortamlarda üretilen web, CD veya DVD üzerindeki görsellerle oluşan dosyalar şeklinde de oluşturulabilir.

Portfolyo Türleri

Portfolyolar, fiziksel ortamda, çanta, klasör, kitap veya slayt formatında hazırlanır ve sunulur.

Portfolyolar, taşıdıkları amaca ve sunulacak materyale bağlı olarak değişik şekillerde hazırlanabilir. Ayrıca portfolyonun ne tür bir hedef kitlesi olduğu, sunulacak kişilerin sayısı ve yüz yüze sunuma eşlik edip etmemesi gibi faktörler de bu seçimde öne çıkan kriterlerdir. Portfolyolar belirlenmiş formatlarda kolaylıkla temin edilebilir ancak bazı tasarımcılar kendi portfolyolarını kendileri tasarlama yolunu da seçebilir. Öyle ki, tasarımcı, kendi tasarladığı bir çanta ile çalışmalarını tam da içine sığabilecek şekilde yerleştirebileceği, cep sayısını artırıp azaltabileceği portfolyolar yaratabilir. Bir fotoğrafçı, kullanılmış eski bir film kutusunu portfolyo olarak kullanabilir.

Çanta portfolyo Genellikle büyük ölçülerdeki çalışmalar için tercih edilir çünkü bazı çalışmalar küçüldüğü zaman etkisini kaybeder. Çanta portfolyo, çok büyük boyutlu, katlanmanın zarar verebileceği çalışmaların taşınması için kullanılır. Çanta portfolyo için genelde kullanılan ögeler; deri, kumaş, kauçuk, plastik ve alüminyumdur.

Klasör portfolyo Klasörler, dosyalara ayrılır ve her bir çalışmanın, kendisini açıklamaya yarayan notlarla desteklenmesine imkân verir. Her dosya, açılıp incelenebilen ayrı bir paket hâlinde sunulur. İdeal bir klasör portfolyo 10 ile 12 arası bölümü taşır. Daha fazla bölüm olduğunda klasörü yönetmek zorlaşır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

4 287

Örnek

Portfolyo Tasarımı

• Bir akademik yükseltme başvurusunda, klasörün içinde, kitaplar, bildiriler, makaleler, araştırma projeleri, öz geçmiş gibi bölümler dosyalanır.

Kitap portfolyo Kitap portfolyoda ciltleme büyük önem taşır. Ciltleme, sayfaların ayrılmayacak şekilde iyi tutturulmasını sağlamalı, ancak sayfaların çevrilmesini ve çalışmaların tam anlamıyla görünmesini engellememelidir. İçindekiler sayfası kitap portfolyosunu kullanışlı kılan bir özelliktir. Portfolyoda birbiriyle ilgisi olmayan konuların sol ve sağ sayfada bir arada görünmesine karşı önlem alınmalı, gerekirse sadece tek sayfa kullanılıp diğeri boş bırakılmalıdır.

Slayt portfolyo Slayt portfolyo daha çok konferanslarda ve kalabalık gruplar karşısında sunum yapıldığında kullanılır. Sunuma hazırlık için çalışmalar iyi bir şekilde fotoğraflanmalı ve izleme sırasına göre düzenlenmelidir.

Bireysel Etkinlik

Sunumun karanlık odada yapılması, izleyicilerin not almalarını zorlaştırır, ancak izleyicinin sadece perdedeki işe odaklanması gerekir.

• Siz de portfolyonuzu slaytlar eşliğinde sınıfta sınıf arkadaşlarınız karşısında sununuz.

Sanal portfolyo

Gün geçtikçe tasarımcılar, dijital portfolyoya daha fazla yönelmektedir.

Dijital ortamda çalışmaları hazırlama ve sunma, sunumun fiziksel ortamda yapılma zorunluluğunu ortadan kaldırması bakımından portfolyo sahibine avantaj sağlar. Ancak baskıya dayalı çalışmalarda iyi bir baskı kalitesinin çalışmaya artı sağlayacağı sunumlarda dijital portfolyo gerekli etkiyi yaratmada yetersiz kalır. Yine de gün geçtikçe daha fazla tasarımcı dijital ortamda portfolyo hazırlamayı tercih etmektedir.

PORTFOLYO HAZIRLAMA SÜRECİ Portfolyo hazırlama süreci, birbirine bağlı dört aşamadan oluşur. Öncelikle, portfolyonun oluşturulma amacı netleştirilir. Sonra portfolyoda yer verilecek çalışmalar seçilir. Portfolyoyu en iyi aktaracak türün belirlenmesinden sonra nasıl sunulacağı planlanır. Şekil 14.1’de bu aşamalar gösterilmiş ve aşağıda bu aşamalarda nelere dikkat edilmesi gerektiği detaylı bir şekilde açıklanmıştır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

5 288

Portfolyo Tasarımı

Çalışmaların seçimi ve sunumu

Amaç ve hedef belirleme

Portfolyo türünün seçimi

Sunuş Portfolyo hazırlama süreci

Şekil 14.1. Portfolyo Hazırlama Süreci

Amaç ve Hedef Belirleme Tasarımcı ya da sanatçıların, çalışmalarından oluşmuş olan bu özet sunumu, belirli bir hedef kitleyle paylaşmasındaki en temel amaç; tanınırlık ve yapabileceklerine dair yeni uygulama alanları bulma isteğidir.

İki temel hedef belirlenmelidir. İlki uzun dönemli kariyer ikincisi kısa dönemli iş olarak düşünülebilir.

Neden bir portfolyo hazırlamaya gereksinim duyduğunu bilmeden işe koyulmak kişiyi kaçınılmaz olarak tuzağa düşürür. Portfolyo tasarımının amacını, iş bulmak ya da müşteri edinmek olarak belirlemek yeterli değildir. Portfolyo doğru çalışmaları içermeli ve anlatımı tatmin edici olmalıdır. Portfolyoyu hazırlayan kişi öncelikle iki temel hedef belirlemelidir. Bunlardan biri uzun dönemli kariyer elde etme hedefidir ve bu hedef portföyün sunum biçimine ve kendini göstermek istediği iş türüne yön vermelidir. İkincisi ise kısa dönemli iş hedefidir ki bu hedef de dâhil olduğu spesifik projeleri ve bunları bireysel ihtiyaçlara nasıl uyarladığını göstermelidir. Portfolyonun içeriğini oluşturmadan önce, onu inceleyecek olanlara ve çalışmalar hakkında onlara ne anlatılmak istendiğine odaklanılmalıdır. Tasarımcı, hangi yeteneklerini vurgulamak istediğini, hangi alanlarda çalışmayı tercih ettiğini ve gelecekte ilgisini hangi konulara odaklamayı düşündüğünü bilerek amaç ve hedeflerini belirlemelidir.

Çalışmaların Seçimi ve Sunumu Tasarımcı, tüm çalışmalarını sergilemek yerine tarzını, görüşünü ve yeteneğini en iyi şekilde ifade eden çalışmalarını bir araya getirerek portfolyosunu hazırlamalıdır. Aynı türden çalışmalar içinde sadece en başarılı ve özgün olanlara yer verilmeli, gereksiz tekrarlardan kaçınarak iyi çalışmaların sıradan çalışmaların gölgesinde kalmaması için dikkatli olunmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

6 289

Portfolyo Tasarımı Çalışmaların seçimi, hedef kitleyi de yakından tanımayı ve onlara en fazla hitap edebilecek olan çalışmaların seçilmesini ve vurgulanmasını içerir. Bu nedenle, hedef kitlesini tanımadan kendini tanıtmaya girişmemeli, çalışmalarını bu bakış açısıyla seçmeye çalışmalıdır. İçerikte yer alacak çalışmaların seçiminin yanı sıra işlerin sıralaması, künye ve bilgilendirmelerde kullanılan tipografi, iç sayfa tasarımı, sayfaların birbiriyle bütünlüğü, kapak, renk, portfolyonun içine yerleşeceği sunumun bir parçası olacak kutu tasarımı vb. elemanların, tasarımcıyı yansıtacak şekilde bir araya gelmesi son derece önemlidir. Öğrenci portfolyolarında sunulan iş sayısı profesyonel tasarımcılarınkinden çoğunlukla daha fazladır. Çünkü öğrenciler ve yeni mezunlar piyasaya ya da akademik çevrelere kendilerini tanıtırken, deneyimli bir tasarımcıdan daha fazla çeşitte ve sayıda iş göstermeyi tercih edebilmektedirler. İçerik ve iş sayısı kararından sonra çözümlenmesi gereken bir diğer konu ise içerik sıralamasıdır. Bu konuda otoriteler arasında değişik yaklaşımlar öne çıkmaktadır. Kimi uzmanlar, önce en başarılı ve göz alıcı işlere yer verilmesini daha sonra ise tamamlanmamış işlere, eskizlere doğru gidilmesini salık verirken kimileriyse küçük parçalardan başlayıp büyük ve kapsamlı olanlara geçilmesinin daha doğru olacağını savunmaktadır. İçerikte yer alacak işlerin bir tasarım anlayışı taşıması gerekir. Her sayfada zemin rengi seçiminden, görsel tutarlılık ve künye etiketine kadar tüm ayrıntıların dikkatlice yapılması, görüntünün baskıya uygun çözünürlüğünün denetimi, renk ayarlarının yapılması önem verilmesi gereken ayrıntılardandır. Sayfalar arasındaki uyum, sayfa tasarımı, tipografik anlayış da son derece önemlidir.

Fotoğraf, detayları ortaya çıkarmalı, çalışmayı tasarlarken verilen önemi göstermelidir.

Bir sonraki adım portfolyonun genel formatına karar vermektir. Format, portfolyonun boyutu, şekli ve sayfaları olarak tanımlanır, dikey ( ya da portre) olabilir, burada sayfalar enli değil, uzundur, ya da yatay (peyzaj) olabilir, burada genişlik uzunluğa göre fazladır, ya da kare olabilir. Standart, büyük boy ya da mini boyda olabilir. Formatın geniş kavramı içinde, belli bir kâğıt boyutu seçmek gerekir. Bu seçimi, kâğıt türü, kenar boyutları ve tipi, dosyalama ve montaj gibi süreçlerin seçimi izler. Bir portfolyoda fotoğraf sunumunun kalitesi de son derece önemlidir (Görsel 14.1). Her şeyden önce, fotoğrafı çekilecek modelin, çizimin ya da nesnenin hünerli bir şekilde çalışılması gerekir. Fotoğraflar üç boyutlu nesneleri düzleştirir ve iki boyutlu olarak sunulduklarında nasıl bir hâl aldıklarını görmek biraz deneyim gerektirmektedir. İyi bir fotoğrafın kötü bir çalışmayı iyi göstermesi nadir iken, kötü bir fotoğrafın iyi bir çalışmanın kalitesini zayıflatacağı şüphesizdir. Fotoğraf, detayları ortaya çıkarmalı, keskin olmalıdır ve çalışmayı tasarlarken verilen önemi göstermelidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

7 290

Portfolyo Tasarımı

Görsel 14.1. Alessandro Sutto’nun portfolyo kapağı (issuu.com, 2019)

Portfolyo Türünün Seçimi

Fotoğraf, detayları ortaya çıkarmalı, çalışmayı tasarlarken verilen önemi göstermelidir.

Portfolyo, eğer yüz yüze görüşme ile muhatabına birebir iletişim kurularak verilecekse çanta ya da kitap şeklinde olanı tercih edilir. Klasör portfolyo daha teknik bir görüntü sunacağından tasarım ağırlıklı yaratıcılık ve özgünlük gerektiren iş kollarında tercih edilmemelidir. Çalışmaların boyutu, kitap ya da çanta türü portfolyo seçmede en önemli kriterdir. Büyük çalışmalar için çalışma boyutlarına uygun çanta seçilmesi, çalışmanın örselenmemesi ve gerçek ebatlarında gösterilebilmesi açısından elzemdir. Kitap ise özellikle fotoğrafçılar için çok sayıda çalışmayı indekslemeye imkân verdiğinden oldukça elverişli bir seçenektir. Ancak özgün ve az sayıda çalışma varsa kitap yerine her bir çalışmayı ayrıca dosyalamaya ve sunmaya olanak veren klasör veya çanta portfolyo tercih edilmelidir. Öte yandan eğer birden fazla kişiye sunum yapılacaksa en etkili yol slaytlar eşliğinde portfolyoyu sunmaktır. Slayt hâline getirilen portfolyoda amaç kullanılan görsel malzemeyi sözel ifadelerle etkili biçimde desteklemek olmalıdır. Bu şekilde portfolyonun vurgu yapılmak istenen çalışmalarına dikkat çekmek kolaylaşır. Öne çıkarılmak istenen çalışmalarda, slayt üzerinde durulur ve daha fazla açıklama yapılır. Günümüzde tasarımcılar arasında çevrimiçi portfolyo kullanımı rağbet görmesine rağmen, basılı porfolyonun karşılıklı görüşmelerdeki etkisinin ve yerinin çok daha farklı olduğu söylenebilir. Müşterilerin çoğu, tasarımcılarla görüşmek, konuşmak ve bizzat onların yanında çalışmalarını incelemek istemektedir ki bu Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

8 291

Portfolyo Tasarımı durum dijital versiyon yanında fiziksel portfolyo hazırlamayı neredeyse zorunlu hâle getirir.

Sunuş

Sunuş aşamasında portfolyo sahibi çalışmalarını tanıtmalı ancak onları abartılı bir biçimde anlatmaktan kaçınmalıdır.

Portfolyoyu oluşturduktan sonra onu etkili bir biçimde sunmak gerekir. Eğer sunuş yüz yüze gerçekleşecekse tasarımcının dış görünümü, beden duruşu ve pozitif tavırları portfolyo ile verilmek istenen mesajı pekiştirecek ve portfolyo sahibinin çizmek istediği imaja katkıda bulunacaktır. Yüz yüze görüşmede, portfolyonun sahibinden portfolyoda ifade edilemeyecek konuları aydınlatması, çalışmalarla ilgili sorulabilecek sorulara açık ve net yanıtlar vermesi beklenir. Bu nedenle, portfolyo içeriğine ve sunulan konuların sıralamasına hâkim olmak gerekir. Sunuş aşamasında portfolyo sahibi çalışmalarını tanıtmalı ancak onları abartılı bir biçimde anlatmaktan kaçınmalıdır. Çalışmanın kendini anlatması gerekir. Ayrıca değerlendirecek olan kişinin çalışmayı yorumlamasına fırsat tanınmalı, öncelikle onun portfolyoya ilişkin görüş ve değerlendirmesi alınmaya çalışılmalıdır. Bazı durumlarda portfolyonun daha sonra değerlendirilmek üzere bırakılması gerekebilir. Böyle durumlarda portfolyonun kendi kendine iş gören bir yapıda tasarlanmış olması gerekir. Portfolyonun, sorulara gereksinim duyulmadan kendini anlatabilen, düzenli ve anlaşılır bir yapıda olması çok önemlidir. İyi bir portfolyo, tasarım yeteneğinin yanında, tasarımcının amaçlarının ne olduğunu yazılı olarak ortaya koyma yeteneğini de bünyesinde barındırır. En büyük ağırlığı şekiller taşısa da, yazılı iletişim, tasarımı ifade etmeye katkıda bulunan önemli bir iş becerisidir. Uzun ve karmaşık cümleler kurmaktan kaçınmalı, orijinal olmak uğruna marjinalliğin dozu kaçırılmamalıdır. Bunların yanında, değerlendirmenin sanatçı olmadığı zamanlarda yapılması hâlinde öz geçmişin de özenli bir biçimde oluşturulması gerekir (Görsel 14.2).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

9 292

Portfolyo Tasarımı

Uzun ve karmaşık cümleler kullanmaktan kaçınmalı, marjinalliğin dozu kaçırılmamalıdır.

Görsel 14.2. Bir Özgeçmiş Örneği (creativemarket.com, 2019)

Başarılı bir özgeçmiş ya da CV hazırlamak için genel bazı kurallar bulunmaktadır: • • •

• • •

CV ideal olarak bir sayfayı geçmemelidir (kapak yazısı dâhil max. 3 sayfa). Gereksiz kişisel bilgileri yazmaktan kaçınılmalıdır. İmla kurallarına dikkat edilmeli, tek yazım karakteri kullanılmalıdır. ‘Helvetica’, ‘Arial’, ‘Times New Roman’ yazı karakterleri 11 ya da 12 punto ile oldukça okunaklıdır. CV’ye vesikalık bir fotoğraf eklenmelidir. Referanslar, CV sahibinin kişiliği ve çalışma tarzı hakkında bilgi verebilecek kişiler olmalıdır. Genelde 3 referans yeterlidir. Referans listesine yazılacak kişilerin adını, unvanını/pozisyonunu, adres ve iş saatleri içinde ulaşılabilecek telefonu yazılmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

10 293

Portfolyo Tasarımı • • Referanslar, CV sahibinin kişiliği ve çalıma tarzı hakkında bilgi verebilecek kişiler olmalıdır.



Ön mektup, gönderilen hedef okuyucuya ve sektöre göre özelleştirilmelidir. Sergiler ve gösterimler en yakın zaman diliminden en eski olanına doğru sıralanmalı, yeri ve serginin ismi açık olarak belirtilmelidir. Bu bölüm gerekirse kendi içinde ikiye ayırılarak ‘‘Kişisel’’ ve ‘Grup Sergileri’ olarak düzenlenebilir. Ödüllerin yanında jürili sergiler, gösterime giren filmler vb. ilave edilebilir. Binlerce katılımcının yer aldığı büyük bir organizasyonda, ödül alınmasa da jürinin takdiriyle sınırlı sayıda bir sergide ve katalogda yer almak da oldukça önemlidir.

Tablo 14.1.’de bir portfolyoyu değerlendirmek için kullanılabilecek belli başlı kriterler yer almaktadır. Portfolyo, amaca uygun olmanın yanında görsel olarak da profesyonel görünmeli, tasarımcının bakış açısını ve tarzını yansıtabilmelidir. Tablo 14.1. Örnek Portfolyo Değerlendirme Çizelgesi (Çakır, 2009, s. 188)

Gözlem Kriterleri Portfolyo no. Amaca uygunluk Kullanılabilirlik Güncellenebilirlik Özgün düzenleme Dikkat çekicilik ve şaşırtıcılık Çoğaltılabilirlik Renk uyumu Sayfa boyutu yeterliliği Metin-görsel unsur uyumu Biçim-içerik uyumu Çalışmayla ilgili açıklayıcı bilgi Öz geçmiş İletişim bilgisi Portfolyoda yer alan çalışmaların tasarımcı alanını yansıtması Portfolyoda yer alan çalışmaların tasarımcı kimliklendirebilmesi Çalışmalar arasındaki sıralama-geçiş uyumu

1

DİJİTAL PORTFOLYO TASARIMI

Dijital ortama uyarlanacak bir portfolyonun elektronik ortamın çalışma mantığına uyması gerekir.

Fiziksel portfolyolar günümüzde yerini yavaş yavaş dijital portfolyolara bırakmaktadır. Dijital portfolyolar (Görsel 14.3.), kişilerin online olarak portfolyoyu incelemesine fırsat verirken mesafe ve zaman sınırlamalarını ortadan kaldırır. Dijital portfolyo somut olmadığından fiziksel portfolyodaki gibi eserleri orijinal hâliyle, dokusuyla ve rengiyle yansıtmada etkili olmayabilir. Öte yandan dijital ortamda oluşturulan portfolyoların, sunumu etkin kılacak ve eserleri öne çıkması istenen yönleriyle gösterecek biçimde dizayn edilmesi önemli bir avantajdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

11 294

Portfolyo Tasarımı

Görsel 14.3. Grafik Tasarımcı Koray Kışlalı’nın Dijital Ortamda Hazırladığı portfolyosu (markakimligi.com, 2019)

Dijital portfolyoları oluşturmak için sadece eserleri bir araya getirmek, seçili eserleri sıralamak ve isimlendirmek yeterli olmayacaktır. Dijital ortama uyarlanacak bir portfolyonun herşeyden önce elektronik ortamın çalışma mantığı üzerine oturtulması gerekir. Dijital ortamda hazırlanan portfolyonun sunumunun fiziksel ya da dijital ortamda yapılacak olması da ele alınması gereken bir başka önemli konudur. Kişi, portfolyosunu dijital ortamda hazırlayıp bir CD ya da DVD ortamına aktararak ilgili kişiye yüz yüze sunabilir. Böyle bir sunumda kişi kendini tanıtma, yüz yüze iletişimin yaratacağı sıcaklık ve samimiyetin pozitif etkisini kullanabilir ve sözlü iletişim soru-cevap şeklinde ilerletilerek iki tarafın da aydınlatmak istediği yönler kolaylıkla açığa çıkarılabilir. Portfolyonun sunuşu da dijital ortamda yapılacaksa bu durumda portfolyoyu inceleyecek kişiyle yakın temas kurma ve sıcak iletişim mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla portfolyonun sunuşu esnasında herhangi bir hatanın telafi edilme şansı yoktur. Sunuşu dinleyen ve seyreden kişinin soru soramayacak ve aklına takılan konuları aydınlatamayacak olması önemli bir dezavantajdır. Öte yandan kişi portfolyosunu fiziksel olarak ilgili kişiye sunacaksa mesleğinde son derece başarılı ve profesyonel dahi olsa sözlü iletişim sırasında heyecanlanması, kendini ve çalışmalarını iyi ifade edememesi gibi durumlar sunuşu olumsuz yönde etkileyecektir. Oysa portfolyonun sunuşunun da dijital ortamda yapılması kişiye kendini en iyi biçimde tanıtmak için gerekli her türlü donanımı sağlar. Sunuş metni üzerinde zaman harcayarak, hazır metni okuyarak, müzik ve efektlerle sunumu zenginleştirerek hataya yer vermeyecek bir biçimde hazırlık yapabilir ve üzerinde çalışarak giderek profesyonelleşebilir. Çoklu ortam olgusu, tasarımcıları, metinler, çizimler, fotoğraflar, animasyon, video ve ses vb. içeren ürünleri etkileşimli ortamda yaratmaya teşvik etmektedir. Sanatçı\tasarımcı kendi felsefesini ve çalışmalarını açıklarken videonun stratejik bölümlerinde çalışmalara rehberlik eden, yönlendiren ögeler konulabilmektedir. Dijital portfolyo ortamı açısından CD ile web arasında teknik açıdan kullanım farkları vardır. CD ortamı web ortamına göre kullanıcıya daha fazla serbesti sağlar. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

12 295

Portfolyo Tasarımı Dijital ortamda portfolyonun hazırlanması akış çizelgesinin hazırlanmasıyla başlar. Çizelgeye uygun bağlantı sistemleri ve ögelerden oluşan arayüz tasarımı ile süreç devam eder. Arayüz tasarımında portfolyoyu ilk defa izleyen kişi de hesaba katılmalı her kullanıcının teknik bir bilgiye sahip olmadığı düşünülmelidir.

PORTFOLYO TASARIMINDA YAPILAN HATALAR Portfolyo düzenlerken yapılan en yaygın hata çalışma sayısı ile ilgilidir.

Belirli bir tasarım alanı üzerinde imge ve tipografi ağırlıklı düzenlemeler yapabilen, grafik tasarım alanında deneyimli bir kişi için portfolyo oluşturmanın “tasarlama” aşaması bir sorun teşkil etmeyebilir. Ancak farklı bir tasarım disiplini ya da çeşitli sanat dallarında iş üreten bir kimse için ise durum biraz farklıdır. Çünkü yazı ve tipografinin kullanımı, sayfa düzeni oluşturma ve üretim yöntemleri bakımından temel düzeyde de olsa alan bilgisine hâkim olamamak çeşitli tasarım hatalarını beraberinde getirebilmektedir. Portfolyo işlevsel özelliğinden sapabilmekte, karmaşık, monoton, hatta demode yaklaşımlarla kullanılamaz bir hâle dahi gelebilmektedir.

İçerik Hataları Portfolyo kapsamında yapılan en yaygın hata yer verilecek çalışma sayısı ile ilgilidir. Özellikle öğrenci portfolyolarında herhangi bir seçki yapılmaksızın çalışmaların sunulması isteği ağır basar. Bu durum portfolyoda birbirine benzer çok sayıda işin bir arada bulunmasını da beraberinde getirmektedir. Çok sayıda veya benzer çalışmaların ayırt edilmeksizin portfolyoya eklenmesi, kuvvetli işlerin etkisini azaltacaktır. Portfolyo tasarımında ilk hedef okunaklı olmasıdır. Fazlasıyla detaylı, hareketli veya özel bir tasarıma sahip karakterler genel olarak yorucu olup metinden ziyade başlıklar için tercih edilirler.

Portfolyo düzenlerken sol sayfada bir önceki bölümden bir görsel ya da metin kullanmak en yaygın hatalardandır.

İçerik ile örtüşmeyen bir başka kullanım ise çalışmaların ya da kapakta kullanılan ögelerin arka planları ile ilgilidir. Örnek incelemelerin bazılarında, arka planların konu ile bağlantı kurmayan bir görsel ya da doku ile değerlendirildikleri gözlemlenmiştir. Portfolyo tasarımının, içeriğin önüne geçmeyecek şekilde düzenlenmesi gerektiğinden, arka planların daha yalın çözümlenmesi gerekir.

İşlevselliği Bozan Hatalar Örnek portfolyo incelemelerinde çoğu zaman çalışmalara ait künyenin verilmediği, daha az olmakla birlikte eksik ya da düzensiz bir şekilde verildiği gözlemlenmektedir. Portfolyo içeriğinin işlevselliğini bozan bir başka kullanım da tüm çalışmaların ardı sıra bir bütün hâlde sunulmasıdır. Üretim ya da içerik olarak farklılık içeren alanlara sahip bir portfolyonun separatör sayfa kullanımı ile ya da başlıklarla bölümlere ayrılması portfolyo kullanımına işlevsellik katacaktır. Sol sayfada bir önceki bölümünden bir görsel ya da metin kullanmak en yaygın hatalardan biridir. Farklı bölümlerle içeriği geliştirilen bir portfolyonun kullanımını

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

13 296

Portfolyo Tasarımı daha işlevsel bir hâle getirmek içindekiler sayfası oluşturmak ve sayfa numaraları kullanması ile sağlanabilir. Bununla birlikte tipografi kullanımında okunaklılığı etkileyen bir diğer faktör ise hiyerarşidir. Bir sayfa üzerinde veya bir metin içinde, içerik bakımından birbirinden farklı olan tipografik ögeler, punto ve yazı ailesinin kendi içindeki çeşitlemeleri ile (italik, kalın, dar vb.) farklılaştırılabilirler. Böylelikle algıda hiyerarşik bir düzenleme yapılmış olunur.

Algı ve Okunaklılık Hataları Sayfa düzeninde okunaklılığın ya da algının bozulması, en çok görseller ile görsellere ait künye arasındaki ilişkide görülmektedir. Çalışmaya ait görselin öncelikli olarak algılanması ve herhangi başka bir tasarım ögesinin de bu görsele müdahale etmemesi önemlidir. Hatta görseller arasında oluşturulacak olan boşluk anlayışı tüm portfolyo tasarımında hâkim boşluk anlayışı olarak kullanılmalıdır. Ekran üzerinde basılı olarak kullanılacak bir portfolyo düzenlendiğinde özellikle sayfa kenar boşluklarına dikkat etmek gerekir. Çalışmalara ait görseller imkân varsa elbette kâğıt boyutu kadar kullanılabilir. Ancak sayfa kenarında bir boşluk bırakılması düşünüldüğünde ise kararsız bir etki uyandıran ölçüler kullanmamak yerinde olacaktır.

Teknik ve Üretim Konusundaki Hatalar

Aynı düzenleme anlayışını ardışık sayfalarda sürdürmek monotonluk yaratır.

Portfolyo tasarımında teknik açıdan yapılan hataların çoğunun çalışmalara ait görsellerin kullanımında yapıldığı gözlemlenmektedir. Yaygın olarak yapılan hata ya da özensizlik çalışmalara ait görsellerin düşük çözünürlükte kullanılmasından ya da görsellerin yeterli kontrastlığa sahip olmamasından kaynaklanmaktadır. Düşük çözünürlükte kullanılan görseller pikselleşmiş ya da bulanıklaşmış görüntüler sunar. Çalışmalara ait fotoğraflar çekilirken hatalı ya da sunuma uygun olmayan kadrajlar alınmış, ışık ve renk kontrastlığı istenilen düzeyde yakalanamamış olabilir. Bu noktada fotoğraflar üzerinde yeniden kadraj, ışık ve renk çalışması yapmak gereklidir. Kadrajda yer alan gereksiz detaylar kaldırılmalı, ışık ve renk tüm portfolyada uyumlu bir hâle getirilmelidir. Kâğıt çeşidi, tasarlanacak kitabın ya da sayfaların boyutu, baskı yöntemi, ciltleme, kapak ya da kılıf-paket sistemi ve koruma ile artı değerler katmak için kullanılan diğer baskı uygulamaları basılı portfolyonun üretiminde dikkate alınması gereken üretim başlıklarıdır. Aynı düzenleme anlayışının ardışık sayfalarda tekrar etmesi çoğu zaman sıkıcılığı ya da monotonluğu da beraberinde getirir. Çalışmalar üzerindeki ilginin devam etmesi için özellikle sayfa boşlukları ve görseller arasındaki oranların değiştirilmesi monotonluğu kıran yaygın bir yöntemdir. Örnek portfolyo incelemelerinde özellikle bu hususun atlandığı ve monotonluk yaratacak şekilde her sayfada aynı ölçüde tek bir fotoğrafın kullanıldığı görülmektedir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

14 297

Özet

Portfolyo Tasarımı

•PORTFOLYO TASARIMI •İyi hazırlanmış bir portfolyo, bu portfolyoyu değerlendirecek kişi ya da kurumların o kişiden ne tür işler bekleyebileceğini ve onu nerede ve ne şekilde değerlendireceğini de ortaya koyması açısından her iki tarafa büyük ölçüde zaman kazandırır. Portfolyolar, grafik tasarımcılar, yönetmenler, fotoğrafçılar, ressamlar ve reklamcıların öz geçmişlerinin ayrılmaz parçası ve tamamlayıcısı olarak görülmelidir. •PORTFOLYO KAVRAMI •İş başvuru dosyası ya da sunum dosyası olarak da adlandırılan “portfolyo” sözcüğü, daha öz bir ifadeyle, bir kişi veya kurumun tanıtımı için hazırlanmış, ürünlerin gösterilerek tanıtıldığı ortama verilen isimdir. •Portfolyo Türleri: Çanta portfolyo, çok büyük boyutlu, katlanmanın zarar verebileceği çalışmaların taşınması için kullanılır. Klasör portfolyo, dosyalara ayrılır ve her bir çalışmanın, kendisini açıklamaya yarayan notlarla desteklenmesine imkân verir. Kitap portfolyoda ciltleme büyük önem taşır. İçindekiler sayfası kitap portfolyosunu kullanışlı kılan bir özelliktir. Slayt portfolyo daha çok konferanslarda ve kalabalık gruplar karşısında sunum yapıldığında kullanılır. Dijital ortamda çalışmaları hazırlama ve sunma, sunumun fiziksel ortamda yapılma zorunluluğunu ortadan kaldırması bakımından portfolyo sahibine avantaj sağlar. •PORTFOLYO HAZIRLAMA SÜRECİ •Portfolyo hazırlama süreci, birbirine bağlı dört aşamadan oluşur. Öncelikle, portfolyonun oluşturulma amacı netleştirilir. Sonra portfolyoda yer verilecek çalışmalar seçilir. Portfolyoyu en iyi aktaracak türün belirlenmesinden sonra nasıl sunulacağı planlanır. •Amaç ve Hedef Belirleme: Tasarımcı, hangi yeteneklerini vurgulamak istediğini, hangi alanlarda çalışmayı tercih ettiğini ve gelecekte ilgisini hangi konulara odaklamayı düşündüğünü bilerek amaç ve hedeflerini belirlemelidir. •Çalışmaların Seçimi ve Sunumu: İçerikte yer alacak çalışmaların seçiminin yanı sıra işlerin sıralaması, künye ve bilgilendirmelerde kullanılan tipografi, iç sayfa tasarımı, sayfaların birbiriyle bütünlüğü, kapak, renk, portfolyonun içine yerleşeceği sunumun bir parçası olacak kutu tasarımı vb. elemanların, tasarımcıyı yansıtacak şekilde bir araya gelmesi son derece önemlidir. •Portfolyo Türünün Seçimi: Çalışmaların türü, adedi, çeşitliliği ve boyutları göz önünde bulundurularak uygun portfolyo seçilir. Fiziksel portfolyonun yanısıra CD ortamında hazırlanmış portfolyo sunumu da yapılabilir. •Sunuş: Yüz yüze görüşmede, portfolyonun sahibinden portfolyoda ifade edilemeyecek konuları aydınlatması, çalışmalarla ilgili sorulabilecek sorulara açık ve net yanıtlar vermesi beklenir. Bu nedenle, portfolyo içeriğine ve sunulan konuların sıralamasına hÂkim olmak gerekir. •DİJİTAL PORTFOLYO TASARIMI •Dijital portfolyo ortamı açısından CD ile web arasında teknik açıdan kullanım farkları vardır. CD ortamı web ortamına göre kullanıcıya daha fazla serbesti sağlar. Dijital ortamda portfolyonun hazırlanması akış çizelgesinin hazırlanmasıyla başlar. Çizelgeye uygun bağlantı sistemleri ve ögelerden oluşan arayüz tasarımı ile süreç devam eder. Dijital ortamda hazırlanan portfolyo için elektronik ortamın kurallarını bilmek gerekir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

15 298

Özet (devamı)

Portfolyo Tasarımı

•PORTFOLYO TASARIMINDA YAPILAN HATALAR •İçerik Hataları: Çok sayıda veya benzer çalışmaların ayırt edilmeksizin portfolyoya eklenmesi, kuvvetli işlerin etkisini azaltacaktır. Bu nedenle, portfolyoya konulacak işlerin seçimi önemlidir.. •İşlevselliği Bozan Hatalar: Üretim ya da içerik olarak farklılık içeren alanlara sahip bir portfolyonun separatör sayfa kullanımı ile ya da başlıklarla bölümlere ayrılması portfolyo kullanımına işlevsellik katacaktır. •Algı ve Okunaklılık Hataları: Çalışmaya ait görselin öncelikli olarak algılanması ve herhangi başka bir tasarım ögesinin de bu görsele müdahale etmemesi önemlidir. •Teknik ve Üretim Konusundaki Hatalar: Yaygın olarak yapılan hata ya da özensizlik çalışmalara ait görsellerin düşük çözünürlükte kullanılmasından ya da görsellerin yeterli kontrastlığa sahip olmamasından kaynaklanmaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

16 299

Portfolyo Tasarımı

DEĞERLENDİRME SORULARI 1. Grafik tasarımcıların, reklamcıların ve fotoğrafçıların CV yerine portfolyo hazırlamasının temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir? a) Bu meslektekilerin sadece CV ile yaptıkları işleri ve yeterliliklerini gösteremeyecek olmaları b) Yaptıkları işleri başkalarına onaylatma isteği c) CV yazmayı bilmemeleri d) CV yazmanın antiprofesyonel olduğunu düşünmeleri e) Portfolyoda CV’ye yer vermeye gereksinim olmaması 2. Aşağıdakilerden hangisi bir portfolyonun sahip olması gereken niteliklerden biri değildir? a) b) c) d) e)

Yaratıcılık Özgünlük Çarpıcılık Kolay algılanırlık Karmaşıklık

3. Aşağıdakilerden hangisi çanta portfolyonun yapıldığı ham maddelerden biri değildir? a) b) c) d) e)

Alüminyum Kurşun Deri Kumaş Kauçuk

4. Aşağıdakilerden hangisi portfolyoyu slaytlarla sunmak için geçerli bir nedendir? a) b) c) d) e)

Görsel malzemenin çok fazla olması Kişinin kendini birebir olarak karşı tarafa anlatabilmesi Konferansta kalabalık bir gruba sunum yapılması Çalışmaların boyutunun büyük olması Birbiriyle ilgisiz çalışmaların çokluğu

5. Portfolyo hazırlama sürecinin ilk aşaması aşağıdakilerden hangisidir? a) b) c) d) e)

Sunuş Portfolyo türünün seçimi Hedef kitlenin seçimi Amaç ve hedefin belirlenmesi Soruların oluşturulması

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

17 300

Portfolyo Tasarımı 6. Öğrenci portfolyolarının profesyonel tasarımcılarınkinden daha kapsamlı olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir? a) Öğrencinin deneyiminin az olması, tarzını bulabilmek ve gösterebilmek için daha fazla malzemeye ihtiyaç duyması b) Öğrencinin daha çalışkan olması c) Profesyonel tasarımcının fazla işinin olmaması d) Öğrenci işlerinin daha özgün olması e) Profesyonel tasarımcının işlerinin daha özgün olması 7. Aşağıdakilerden hangisi portfolyonun yüz yüze sunuş aşamasında önem kazanan unsurlarından biridir? a) b) c) d) e)

İşlerin özgünlüğü Baskı kalitesi İşlerin çeşitliliği Beden dili İşlerin sıralanışı

8. Aşağıdakilerden hangisi CV’de yer almaz? a) b) c) d) e)

Kişisel bilgiler Özel yaşam felsefesi Alınan ödüller Eğitim durumu İkametgâh adresi

9. Aşağıdakilerden hangisi dijital portfolyonun sahip olduğu en önemli avantajdır? a) b) c) d) e)

Zaman ve mekân kısıtı olmadan sunabilme Yüz yüze sunum yapabilme Baskı kalitesini gösterebilme Çalışmaya görsellik katma Orijinal çalışmaları sergileyebilme

10. Aşağıdakilerden hangisi portfolyo düzenlerken yapılan yaygın bir içerik hatasıdır? a) b) c) d) e)

Fotoğrafların çözünürlüğünün düşük olması Renklerin uyumsuz olması Çok sayıda benzer çalışmanın ayırt edilmeksizin sunulması Metin içinde farklı tipografi kullanımı Başlıkların çok belirgin olmaması

Cevap Anahtarı 1.a, 2.e, 3.b, 4.c, 5.d, 6.a, 7.d, 8.b, 9.a, 10.c Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

18 301

Portfolyo Tasarımı

YARARLANILAN KAYNAKLAR Alessandro Sutto portfolyo kapağı. Erişim Adresi: https://issuu.com/alessandrosutto/docs/portfolio_issuu_1 Erişim Tarihi: 20.09.2019 Baron, C.L. (2010). Designing a Digital Portfolio. USA: New Riders CV biçimi ve formatı nasıl olmalıdır? Erişim Adresi: https://slideplayer.biz.tr/slide/2397735/ ErişimTarihi: 15.09.2019 Çakır, G. (2009). Grafik Sanatlar Eğitimi Açısından Portfolyo Tasarımı. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Demir, Ç. (2014). Portfolyo Tasarımı ve Portfolyo Tasarımı Ders Projeleri Üzerine Değerlendirmeler. Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Dergisi Sayı:30 (2014 Mayıs) ss.80-92 Erişim Adresi: http://sanatyazilari.hacettepe.edu.tr/img/134520232015__75030153990.p df Kara, C. (2019). Grafik Tasarımcı Olmayanların Portfolyo Oluştururken Yaptığı Yaygın Tasarım Hataları Ve İlgili Tasarım İlkeleri. Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 7, Sayı: 87, Ocak 2019, s. 163-178 Kaya, K. (2014). Sanal Portfolyo Uygulamalarının İncelenmesi ve Bir Uygulama Örneği: DPÜ GSF Online Portfolyo Sitesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Koray Kışlalı Dijital Portfolyo https://www.markakimligi.com/video-tasarim-kurgumontaj-portfolyo/ Erişim Tarihi: 21.10.2019 Linton, H. (2012). Portfolio Design. USA: W.W.Norton & Company Öz, H. (2003). Kişisel Sunum Açısından Dijital Portfolyonun İncelenmesi ve Dijital Portfolyo Denemeleri. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özgeçmiş örneği. Erişim Adresi: https://creativemarket.com/uicreative/3677884Professional-CV-And-ResumeTemplate?u=creativework247&utm_source=Link&utm_medium=CM+Social +Share&utm_campaign=Product+Social+Share&utm_content=Professional+ CV+And+Resume+Template&ts=201904 Erişim Tarihi: 19.08.2019 Uçar, T.F. (2014). Portfolyo Tasarımı. “Fotoğraf ve Video Proje Geliştirme” İçinde 2.Ünite. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayınları No:2051 Eskişehir

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

19 302