60 günde ezber bozan kelimeler yds yökdil

Table of contents :
_01_ Künye
_02_ Önsöz
_03_ İçindekiler
01_ 60 Günde YDS Kelimeleri_ 01-20
02_ 60 Günde YDS Kelimeleri_ 21-40
03_ 60 Günde YDS Kelimeleri_ 41-60
04_ Cevap Anahtarı
19x27 Not Alınız Yeni Versiyon-2

Citation preview

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ Suat GÜRCAN

Rıdvan GÜRBÜZ

60 Günde YDS Kelimeleri Suat GÜRCAN – Rıdvan GÜRBÜZ ISBN: 978-605-9428-06-4

© İrem Yayıncılık Bu kitabın her türlü yayın hakkı İrem Yayıncılık’a aittir. Yayınevinin izni olmadan, eğitim ve tanıtım amaçlı kısmi alıntılar hariç olmak üzere hiçbir şekilde kitabın tümü veya bir kısmı yayınlanamaz ve çoğaltılamaz.

Kapak Tasarım İREM YAYINCILIK Dizgi & Mizanpaj İREM YAYINCILIK Baskı & Cilt BRC Basım (0.312) 384 44 54

YAYIN VE DAĞITIM İREM AKADEMİ EĞİTİM HİZ. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Yeni Ziraat Mahallesi 659. Sokak No:14/A Dışkapı/ANKARA Tel: (0.312) 342 42 43 Fax: (0.312) 342 42 13 www. iremyayincilik.com.tr e-mail: [email protected]

ÖNSÖZ Daha önce alfabetik sıra ile bir sözlük formatında yayınladığımız YDS DICTIONARY isimli kitabımızda yer alan 1040 kelimeye son sınavlarda sıklıkla geçen 40 kelime, Phrasal Verbs ve Prepositions dizilimleri eklenerek toplamda 1080 kelime (eş anlamlıları ve zıt anlamlıları ile birlikte 8000’e yakın kelime) içeren bu yayınımızı sizlere yeni ve daha etkili bir formatta “60 Günde YDS Kelimeleri” adıyla sunuyoruz. Bu kitap yılda iki kez yapılan YDS, her ay yapılan e-YDS ve bir kez yapılan LYS-DİL, istediğiniz zaman girebileceğiniz IELTS / TOEFL sınavlarına girecek adaylar ve öğrenciler için bilinen formatlar dışında bol alıştırma içeren bir kelime çalışma kitabı olarak yorulmanabilir. Geçmiş yıllarda yapılan sınavlar taranarak ve en çok geçen kelimelerin analizi yapılarak hazırlanan bu kitabımız YDS, e-YDS, LYS-DİL, IELTS ve TOEFL gibi sınavlara girecek bir adayın mutlaka bilmesi gereken kelimeleri, phrasal verb’leri, preposition’ları vs. kapsamaktadır. Kelime bilgisinin en büyük problem olduğu bu tür sınavlar için çeşitli kitaplarda sunulan ve liste şeklinde, bazen eş anlamlılarıyla verilen bölümler maalesef doğru kelime öğrenme yöntemleri değildir. Adaylar sınavlara girmeden önce “en azından bu listelere bakayım ve öğrenebildiğim kadarını öğreneyim” zihniyetiyle bu tür kaynaklardan faydalanmaktadırlar; ancak bu sadece geçici bir çözüm oluşturmaktadır. Sınavdan hemen önce ezber yöntemiyle öğrenilen bir grup kelime sınavdan hemen sonra unutulmaktadır; ya da listede verilen kelime sınavdaki cümlede başka bir anlam taşımaktadır. Bu nedenle bu tür bir kelime öğrenme yöntemi kesinlikle yanlıştır ve zaman kaybıdır. Bu kitabımızda görebileceğiniz üzere, bizim kelime öğretme anlayışımız sadece kelime bazında ya da listeler şeklinde değildir. YDS, e-YDS, LYS-DİL, IELTS ve TOEFL gibi sınavlar “synonym (eş anlam)” bilgisi üzerine kurulu sınavlardır. Bir kelime öğrenildiğinde o kelimeyi oluşturan ön ekleri, son ekleri, o kelimenin eş anlamlısını ve zıt anlamlısını da beraberinde öğrenmek en doğru yöntemdir. Ayrıca öğrenilen kelime mutlaka ama mutlaka bir cümle içerisinde görülmeli, zaman zaman bu cümlenin çevirisi yapılmalı ve hedef kelime içinde bulunduğu cümledeki anlamıyla öğrenilmeli, eğer ezber yapılacaksa kelime ve Türkçe karşılığı değil, o kelimenin içinde bulunduğu üç dört kelimelik bir cümlecik ya da cümle ezberine gidilmelidir. Bir kelimenin birden fazla synonym’i olabileceği için, bu kelimenin eş anlamlıları her cümlede aynı anlamı vermemektedir; bu nedenle eş anlamlı kelimelerin de içinde bulunduğu ekstra cümleler de analiz edilmelidir. Kelime öğreniminde önemli olan bir diğer etken doğru kaynaklardan sürekli olarak okuma ve öğrenilen kelimelerin geriye dönük bol bol tekrarını yapmaktır. Eğer bol tekrar ve cümle içinde kullanım olmazsa kelime öğrenimi kalıcı olamaz. Kelime çalışması yaparken en kısa zaman içinde en fazla kelimeyi kalıcı olarak öğrenmeyi amaçlamak en doğru yöntemdir. Bu nedenle en önemli yöntem doğru kaynaklardan bol bol okuma çalışması yapabilmektir. YDS, e-YDS, LYS-DİL, IELTS ve TOEFL için hazırlanan sözlüklerden ya da benzer kelime çalışma kitaplarından bu sözlüğü farklı kılan özellik, sınavlarda sıklıkla geçen kelimeleri içermesi, her kelime için kelimenin eş anlamlıları, zıt anlamlıları ve Türkçe karşılığının verilmesidir. Ayrıca kelime mutlaka bir cümle içerisinde kullanılmıştır ve cümlenin Türkçe çevirisi de hemen altında verilmiştir. En alt kısımda da kelimenin isim, sıfat, zarf ya da fiil halleri de bulunmaktadır. Bu sayede, bir kelime öğrenirken öğrendiğiniz kelime sayısı eş ve zıt anlamlıları ile birlikte artmaktadır; ayrıca cümle içerisinde görmeniz o kelimeyi daha anlamlı hale getirmektedir ve o kelimenin birlikte kullanıldığı edatları da öğrenmenizi kolaylaştırmaktadır. Verilen cümlenin çevirisi sayesinde ise o cümlede bulunan diğer kelimelerin de anlamı sizlere sunulmuştur. Hatta cümlede geçen dil bilgisi yapılarına bile dikkat etmeniz dil bilgisi için de faydalı olacaktır.

“60 Günde YDS Kelimeleri” yayınımızda neler var? Bu kitabı nasıl çalışmalıyım?

Her gün için sistematik şekilde sunulan 20 kelime “60 Günde YDS Kelimeleri” kitabımız 1080 Hedef Kelime içermektedir. Bu seçilen kelimeler YDS, e-YDS ve LYSDİL sınavlarında sıklıkla geçen ve bu sınavlarda başarılı olmak adına mutlaka öğrenilmesi gereken kelimelerdir. Bu 1080 kelime ilk 54 günün programında 20’şer kelime halinde karışık olarak sunulmuştur. YDS’ye başvuran çoğu aday ciddi sınav hazırlığına sınavdan ortalama 3 ay önce başlamaktadır. Bu nedenle bu kitabımızdaki 60 günlük program sınav öncesindeki yoğun çalışma sürecinde günlük çalışılacak hedef kelimelere hakim olma konusunda sizlere ciddi kolaylık sağlayacaktır. Günlük programdaki 20 kelime aşağıdaki formatta sunulmuştur.

III

ABANDON (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle 1 Çevirisi Örnek Cümle 2 Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Terketmek, bırakmak, vazgeçmek : She abandoned painting. : Resim yapmayı bıraktı. : The party abandoned some of its policies. : Parti bazı politikalardan vazgeçti. : Give up, leave, desert, forsake : Keep, retain, continue, uphold, maintain : Abandonment (n), abandoned (adj)

Kelimelerin liste olarak verildiği benzer kaynaklarda sadece “abandon: bırakmak” şeklinde geçen ifade malesef bu kelimeyi doğru ve kalıcı şekilde öğrenmenizi sağlamaz. Yukarıdaki örnek cümlelerde gördüğünüz gibi aynı kelime bir cümlede “bırakmak”, diğer cümlede ise “vazgeçmek” olarak çevrilebilir. Bu nedenle “synonym” yani eş ve yakın anlamlara dikkat etmek ve cümle içerisinde kelimeyi değerlendirmek çok önemlidir. Ayrıca her bir kelime için verilen örnek cümleler ve çevirileri kelimeleri cümle içerisinde öğrenmenizi kolaylaştıracaktır. Bu formatta sunulan 1080 hedef kelime, eş, yakın ve zıt anlamlıları ile birlikte toplamda 8000’e yakın kelime çalışmanızı sağlayacaktır.

Her gün sonunda verilen Kelime Pekiştirme Alıştırmaları Sınav kelimelerini kalıcı hale getirmek için mutlaka çeşitli alıştırmalar yapmak gerekmektedir. Aksi halde kelimeleri ve yapıları sadece kağıt üzerinde görmek yeterli değildir. Bu nedenle 54 gün için sunulan 1080 kelime 5 ayrı alıştırma şekliden sunulmuştur. Alıştırma formatları aşağıdaki gibidir:

1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. ritual

a. useful

2. abandon

b. copy, deceive, swindle, trick

3. cheat

c. ceremony

4. cease

d. stop

5. beneficial

e. give up, leave, desert, forsake

*Kelimeleri tekrar etmek daha öncede değindiğimiz gibi önemli bir öğrenme yöntemidir. Öğrendiğiniz kelimeleri tekrar ederken “synonym” yani “eş anlamlıları” ile birlikte tekrar etmek her zaman faydalıdır. Bu nedenle size sunduğumuz 20 kelimeyi ve eş anlamlılarını pekiştirmek amacıyla her harf sonunda eşleştirme alıştırması verilmiştir. Yukarıda görmüş olduğunuz alıştırmaları yapmak sizlerin kelimeleri Türkçe karşılıkları ile değil İngilizce eş anlamlılarıyla hatırlamanızı sağlamaktadır.

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. abandon

a. useless, futile

2. cheat

b. continue, keep on

3. cease

c. to be honest, to be frank

4. beneficial

d. keep, retain, continue, uphold, maintain

*Birinci alıştırma ile kıyaslandığında biraz daha zor olan bu bölümde hedef kelimeleri zıt anlamlıları ile eşleştirerek tekrar çalışabilme imkanı bulacaksınız.

IV

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. beneficial

1. terketmek

forget

commemorate

2. durmak

futile

furious

3. faydalı

calm

cease

4. anmak

maintain

abandon

5. kızgın

continue

*Kelime öğrenimi için alışılmış formatların dışında hazırladığımız bu bölümde ise hem eş hem de zıt anlamlı yapıları bir arada çalışarak pekiştirmeniz hedeflenmiştir.

4. MULTIPLE CHOICE 1.

Eş anlamlısı “forsake” ve Türkçesi “terketmek, vazgeçmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) cheat

B) bewilder

C) cease

D) abandon

E) deceive

*Kelime alıştırmalarımızın bu bölümünde ise 5 adet çoktan seçmeli soru hazırladık. Soru köklerini okuduğunuzda hem yeni bilgiler öğrenecek hem de farklı bir formatta hazırlanmış bu sorularla hedef kelimeleri test formatında pekiştirme imkanı bulacaksınız.

5. SYNONYM FINDER Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 2.

This is one of the worst natural disasters I have ever witnessed. A) prosperity

B) well-being

C) calamity

*Son kelime alıştırmamızda ise sizlere farklı cümleler içerisinde sunulan kelimelerin eş anlamlılarını bulmanızı istedik. Kitabımızda 54 günlük program ile toplamda 1080 kelimeyi eş ve zıt anlamlıları iel birlikte, her gün için 5 bölümden oluşan alıştırmaları da yaparak keyifli bir şekilde öğrenebileceksiniz. YDS adına kelime çalışması sürecinde önemli olan bir diğer bölüm ise Phrasal Verbs ve Prepositions yapılarıdır. Özellikle hedefi 80 üstü olan adayların bu bölümle ilgili sorulan sorularda da başarılı olabilmesi adına 55.günde PHRASAL VERBS, 56.günde VERB + PREP, 57.günde ADJECTIVE + PREP, 58.günde NOUN + PREP, 59.günde PREP + NOUN yapıları da detaylı bir şekilde sunulmuştur. İlk 54 günde olduğu gibi aşağıda sunulan formattaki çeşitli ve eğlenceli alıştırmalar yaparak PHRASAL VERBS ve PREP yapıları ile ilgili de pekiştirme alıştırmaları yapabilirsiniz .

PHRASAL VERBS’ EXERCISE -1 / MULTIPLE CHOICE 1. 2.

Türkçesi “Havalanmak, yükselişe geçmek” olan Phrasal Verb aşağıdakilerden hangisidir? A) take off

B) keep up with C) put out

D) fight off

E) look up to

V

PHRASAL VERBS’ EXERCISE -2 / FIND THE SYNONYMS Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1.

deplete

a.

bring down

2.

collapse

b.

cut down on

3.

trust

c.

use up

4.

decrease

d.

make up for

5.

compensate

e.

count on

VERB + PREP / EXERCISE-1 1. 2.

Türkçesi “Kaçınmak” ve eş anlamlısı “Refrain” olan “Abstain” fiilinin genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir? A) on

B) from

C) for

VERB + PREP EXERCISE-2 1. 2.

Türkçesi “Üzerinde uzlaşmak” olan ve bu anlamıyla genellikle “on” ve “over” edatları ile birlikte kullanılan fiil aşağıdakilerden hangisidir? A) approve

B) admit

C) agree

VERB + PREP EXERCISE-3 1. 2.

“Tend”, “Appeal” ve “Attribute” gibi fiiller ile birlikte kullanılan edat aşağıdakilerden hangisidir? A) on

B) to

C) by

*Yukarıda alışılmış soru formatlarının dışında gördüğünüz çeşitli alıştırmaları yaparak YDS öncesinde PHRASAL VERBS ve PREP yapıları konusunda da hazırlıklı olabileceksiniz. Ayrıca 55,56,57,58 ve 59. Gün çalışacağınız yapılar için hazırladığımız posterleri mutlaka incelemenizi ve bu posterlerin sunumlarını internetten ücretsiz olarak izlemenizi şiddetle tavsiye ederiz. İlk 54 günde sizlere sunduğumuz kelimeleri ise Mobil Uygulama olarak EEC YDS KELİMELERİ adıyla arayıp akıllı telefonlarınızdan da çalışabilirsiniz. Kitabımızın 60.gününde ise son sınavlarda sıklıkla geçen kelimeleri tekrar hatırlatmak adına bir liste oluşturulmuştur.

“60 Günde YDS Kelimeleri” yaklaşık bir senelik uzun bir çalışmanın sonucu YDS, e-YDS ve LYS-DİL gibi sınavların çok detaylı analizi sonucunda sizlere sunulmuştur. Sınavlarda karşılaşılabilecek kelime, phrasal verbs ve edat vs. gibi tüm yapıların sistematik biçimde sergilenmesi bu çalışmanın özünü oluşturmuştur ve bu yapılar hiç bir kaynakta verilmeyen bir zenginlikte sunulmuştur. Bu süreç içerisinde bu kaynağın ortaya çıkmasında emeği geçen ve sürekli bizleri teşvik eden EEC Dil Okulundaki meslektaşlarımıza, manevi anlamda hiçbir zaman desteğini eksik etmeyen English Exam Center çalışanlarına ve öğrencilerimize teşekkürü borç bilriiz. Ayrıca, üniversite hayatımız boyunca bizlere yardımcı olan ve yol gösteren ODTÜ İngilizce Öğretmenliği Bölümü hocalarımıza da tekrar saygılarımızı iletmekteyiz.

VI

İÇİNDEKİLER 1. Günün Kelimeleri ......................................................1 1. Günün Kelime Alıştırmaları .........................................

23. Günün Kelimeleri ............................................... 155 23. Günün Kelime Alıştırmaları ......................................

2. Günün Kelimeleri ......................................................8 2. Günün Kelime Alıştırmaları .........................................

24. Günün Kelimeleri ............................................... 162 24. Günün Kelime Alıştırmaları ......................................

3. Günün Kelimeleri ....................................................15 3. Günün Kelime Alıştırmaları .........................................

25. Günün Kelimeleri ............................................... 169 25. Günün Kelime Alıştırmaları ......................................

4. Günün Kelimeleri ....................................................22 4. Günün Kelime Alıştırmaları .........................................

26. Günün Kelimeleri ............................................... 176 26. Günün Kelime Alıştırmaları ......................................

5. Günün Kelimeleri ....................................................29 5. Günün Kelime Alıştırmaları .........................................

27. Günün Kelimeleri ............................................... 183 27. Günün Kelime Alıştırmaları ......................................

6. Günün Kelimeleri ....................................................36 6. Günün Kelime Alıştırmaları .........................................

28. Günün Kelimeleri ............................................... 190 28. Günün Kelime Alıştırmaları ......................................

7. Günün Kelimeleri ....................................................44 7. Günün Kelime Alıştırmaları .........................................

29. Günün Kelimeleri ............................................... 197 29. Günün Kelime Alıştırmaları ......................................

8. Günün Kelimeleri ....................................................51 8. Günün Kelime Alıştırmaları .........................................

30. Günün Kelimeleri ............................................... 204 30. Günün Kelime Alıştırmaları ......................................

9. Günün Kelimeleri ....................................................58 9. Günün Kelime Alıştırmaları .........................................

31. Günün Kelimeleri ............................................... 211 31. Günün Kelime Alıştırmaları ......................................

10. Günün Kelimeleri ..................................................65 10. Günün Kelime Alıştırmaları .......................................

32. Günün Kelimeleri ............................................... 218 32. Günün Kelime Alıştırmaları ......................................

11. Günün Kelimeleri ..................................................72 11. Günün Kelime Alıştırmaları .......................................

33. Günün Kelimeleri ............................................... 225 33. Günün Kelime Alıştırmaları ......................................

12. Günün Kelimeleri ..................................................79 12. Günün Kelime Alıştırmaları .......................................

34. Günün Kelimeleri ............................................... 232 34. Günün Kelime Alıştırmaları ......................................

13. Günün Kelimeleri ..................................................86 13. Günün Kelime Alıştırmaları .......................................

35. Günün Kelimeleri ............................................... 239 35. Günün Kelime Alıştırmaları ......................................

14. Günün Kelimeleri ..................................................93 14. Günün Kelime Alıştırmaları .......................................

36. Günün Kelimeleri ............................................... 246 36. Günün Kelime Alıştırmaları ......................................

15. Günün Kelimeleri ................................................100 15. Günün Kelime Alıştırmaları .......................................

37. Günün Kelimeleri ............................................... 253 37. Günün Kelime Alıştırmaları ......................................

16. Günün Kelimeleri ................................................107 16. Günün Kelime Alıştırmaları .......................................

38. Günün Kelimeleri ............................................... 260 38. Günün Kelime Alıştırmaları ......................................

17. Günün Kelimeleri ................................................114 17. Günün Kelime Alıştırmaları .......................................

39. Günün Kelimeleri ............................................... 267 39. Günün Kelime Alıştırmaları ......................................

18. Günün Kelimeleri ................................................121 18. Günün Kelime Alıştırmaları .......................................

40. Günün Kelimeleri ............................................... 274 40. Günün Kelime Alıştırmaları ......................................

19. Günün Kelimeleri ................................................128 19. Günün Kelime Alıştırmaları .......................................

41. Günün Kelimeleri ............................................... 281 41. Günün Kelime Alıştırmaları ......................................

20. Günün Kelimeleri ................................................135 20. Günün Kelime Alıştırmaları .......................................

42. Günün Kelimeleri ............................................... 288 42. Günün Kelime Alıştırmaları ......................................

21. Günün Kelimeleri ................................................141 21. Günün Kelime Alıştırmaları .......................................

43. Günün Kelimeleri ............................................... 295 43. Günün Kelime Alıştırmaları ......................................

22. Günün Kelimeleri ................................................148 22. Günün Kelime Alıştırmaları .......................................

44. Günün Kelimeleri ............................................... 302 44. Günün Kelime Alıştırmaları ......................................

VII

45. Günün Kelimeleri ................................................309 45. Günün Kelime Alıştırmaları ....................................... 46. Günün Kelimeleri ................................................316 46. Günün Kelime Alıştırmaları ....................................... 47. Günün Kelimeleri ................................................323 47. Günün Kelime Alıştırmaları ....................................... 48. Günün Kelimeleri ................................................330 48. Günün Kelime Alıştırmaları ....................................... 49. Günün Kelimeleri ................................................337 49. Günün Kelime Alıştırmaları ....................................... 50. Günün Kelimeleri ................................................344 50. Günün Kelime Alıştırmaları ....................................... 51. Günün Kelimeleri ................................................351 51. Günün Kelime Alıştırmaları ....................................... 52. Günün Kelimeleri ................................................358 52. Günün Kelime Alıştırmaları ....................................... 53. Günün Kelimeleri ................................................365 53. Günün Kelime Alıştırmaları ....................................... 54. Günün Kelimeleri ................................................372 54. Günün Kelime Alıştırmaları ....................................... 55. Gün: Phrasal Verb / Definition ............................379 56. Gün: Verb + Prep / Definition..............................383 57. Gün: Adj. + Prep / Definition ...............................387 58. Gün: Noun + Prep / Definition.............................390 59. Gün: Prep + Noun Combinations........................393 60. Gün: Son Sınavlarda Sıklıkla Geçen Önemli Kelimeler, Yapılar ve Eş / Yakın Anlamlıları .......397

Cevap Anahtarı .......................................................401

VIII

1

1

1

1

1

1

1

1 1

1. GÜNÜN KELİMELERİ trifling

abundant

consecutive

deception

disperse

exact

formidable

graceful

grasp

humid

indifferent

instill

isolate

spoil

spontaneous

substantial

precipitate

quotation

realm

legitimate

TRIFLING (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Önemsiz : It was such a trifling sum of money to argue about! : Tartışılmayacak kadar önemsiz bir miktardı! : Trivial, unimportant, insignificant : Important, significant

ABUNDANT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Bol, bereketli : Cheap consumer goods are abundant in this region. : Bu bölgede ucuz tüketici malları boldur. : Plentiful, in large quantities, abounding, teeming : Scarce, insufficient, bare, impoverished : Abundantly (adv), abundance (n)

CONSECUTIVE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Ard arda, birbirini takiben : This is the fifth consecutive weekend that I've spent working. : Bu, çalışarak geçirdiğim ardıardına beşinci haftasonu. : Successive, sequential, subsequent : Discontinuous : Consecutively (adv)

DECEPTION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Aldat(n)ma, hilekarlık, dolandırma. : He was found guilty of obtaining money by deception. : Dolandırıcılıkla para elde etmekten suçlu bulundu. : Deceiving, dishonesty, trickery : Honesty : Deceive (v)

DISPERSE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Dağıtmak, dağılmak : Just after the rain came down the clouds started to disperse. : Yağmur yağdıktan hemen sonra bulutlar dağılmaya başladı. : Scatter, dispel, diffuse : Gather, collect, concentrate : Dispersal (n), dispersion (n)

1

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

EXACT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Tam, kesin : The exact time of the accident was 2.43 pm. : Kaza tam olarak 2.43’de meydana geldi. : Correct, precise, definite : Vague, ambigious, unclear : Exactly (adv)

FORMIDABLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Sert, sağlam, yenilmez, dayanıklı : The Ottoman Empire was a formidable opponent for other empires. : Osmanlı İmparatorluğu diğer imparatorluklar için zorlu bir rakipti. : Challenging, difficult, invincible : Susceptible, vulnerable, fragile, sensitive : Formidably (adv)

GRACEFUL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Hoş, çekici, zarif, nazik : The player showed graceful movements. : Oyuncu etkileyici hareketler gösterdi. : Attractive, charming : Awkward, ugly

GRASP (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kapmak, algılamak, kavramak : We must grasp every opportunity to strengthen economic ties with other countries. : Diğer ülkelerle ekonomik bağları güçlendirmek için her fırsatı yakalamalıyız. : Snatch, grab, perceive : Loose, release : Grasp (n)

HUMID (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Nemli : New York is very hot and humid in the summer. : New York yazları çok sıcak ve nemli olur. : Damp, moist, wet : Dry : Humidity (n)

2

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

INDIFFERENT to (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İlgisiz, kayıtsız : Why don't you vote - how can you be so indifferent? : Neden oy vermiyorsun? Nasıl bu kadar duyarsız olabilirsin? : Uninterested : Interested : Indifference (n)

INSTILL (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Aşılamak, yüklemek : It is part of a teacher's job to instill confidence in his or her students. : Öğrencilerine güven aşılamak öğretmenin işinin bir parçasıdır. : Fill, inspire : Extract, empty

ISOLATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Soyutlamak, ayırmak, (hastayı) tecrit etmek : Associate, unite : He felt isolated when the others laughed altogether. : Diğerleri hep beraber güldüklerinde o kendini soyutlanmış hissetti. : Seperate, segregate : Unify : Isolation (n)

SPOIL (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Çürümek, bozulmak : The dessert will spoil if you don't keep it in the fridge. : Tatlıyı buzdolabına koymazsan bozulur. : Decay, rotten : Spoiled (adj)

SPONTANEOUS (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: Kendiliğinden olan, doğal : His jokes seemed spontaneous, but were in fact carefully prepared beforehand. : Nükteleri doğaçlama gibi görünüyordu ama aslında daha önceden özenle hazırlanmıştı. : Natural : Artificial : Spontaneously (adv), spontaneity (n)

3

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

SUBSTANTIAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Büyük, önemli : She inherited a substantial fortune from her grandmother. : Ona, büyükannesinden önemli miktarda miras kaldı. : Considerable, extensive, significant : Minor, trivial : Substantially (adv)

PRECIPITATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Hızlandırmak, yağmak, çökmek : An unexpected invasion would certainly precipitate a political crisis. : Beklenmedik bir istila politik bir krizi kesinlikle hızlandırır. : Accelerate, hasten : Decelerate : Precipitation (n)

QUOTATION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Alıntılama, alıntı yapma, aktarma : At the beginning of the book, there is a quotation from A.Lincoln. : Kitabın başında Abraham Linkoln’den bir alıntı var. : Extract, excerpt, citation, saying : Quote (v)

REALM (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Alan, saha, krallık, ülke, memleket : Her interests are in the realm of practical politics. : Onun ilgi alanı güncel politika. : Area, region, field

LEGITIMATE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar 7Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Yasal, meşru : The army must give power back to the legitimate government. : Ordu, yetkiyi tekrar meşru hükümete vermeli. : Legal, lawful : illegal, illegitimate : Legitimacy (n), legitimize (v), legitimately (adv)

4

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

1. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. trifling

a. successive, sequential

2. abundant

b. deceiving, dishonesty, trickery

3. consecutive

c. scatter, dispel, diffuse

4. deception

d. plentiful, in large quantities, abounding, teeming

5. disperse

e. trivial, unimportant, insignificant

B. 1. exact

a. snatch, grab, perceive

2. formidable

b. attractive, charming

3. graceful

c. damp, moist, wet

4. grasp

d. correct, precise

5. humid

e. challenging, difficult, invincible

C. 1. indifferent

a. natural

2. instill

b. seperate, segregate

3. isolate

c. uninterested

4. spoil

d. decay, rotten

5. spontaneous

e. fill, inspire

D. 1. substantial

a. accelerate, hasten

2. precipitate

b. area, region, field

3. quotation

c. legal, lawful

4. realm

d. considerable, extensive, significant

5. legitimate

e. extract, excerpt, citation, saying

www.iremyayincilik.com.tr

5

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. trifling

a. discontinuous

2. abundant

b. honesty

3. consecutive

c. important, significant

4. deception

d. scarce, insufficient, bare, impoverished

B. 1. disperse

a. awkward, ugly

2. exact

b. susceptible, vulnerable

3. formidable

c. vague, ambigious, indefinite

4. graceful

d. gather, collect, concentrate

C. 1. grasp

a. dry

2. humid

b. loose, release

3. indifferent

c. extract, empty

4. instill

d. interested

D. 1. isolate

a. minor, trivial

2. spontaneous

b. decelerate

3. substantial

c. illegal, illegitimate

4. precipitate

d. artificial

5. legitimate

e. unify

www.iremyayincilik.com.tr

6

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. formidable

1. önemsiz

interested

indiffirent

2. bol, bereketli

susceptible

legitimate

3. sert, dayanıklı

illegal

abundant

4. umursamaz, kayıtsız

significant

trivial

5. yasal, meşru

scarce

4. MULTIPLE CHOICE 1.

5. SYNONYM FINDER

Türkçesi “ardı ardına, sıralı” ve eş anlamlısı “successive” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir?

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

A) formidable B) humid C) consecutive D) indifferent E) legitimate

2.

3.

A) susceptible

Zıt anlamlısı “formidable” ve Türkçesi “hassas, karşı korunmasız” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) trivial

2.

B) scarce C) illegal D) trifling E) susceptible

Genellikle “to” edatı ile birlikte kullanılan ve zıt anlamlısı “interested” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir?

3.

B) grasp C) accelerate

Her interests are in the realm of practical politics. A) field

B) deception C) quotation

Türkçesi “dağıtmak, yaymak” ve eş anlamlısı “scatter” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) instill

5.

B) considerable C) formidable

An unexpected invasion would certainly precipitate a political crisis. A) spoil

A) indiffferent B) abundant C) formidable D) spontaneous E) legal

4.

She inherited a substantial fortune from her grandmother.

B) deceive C) isolate D) disperse E) spoil

Eş anlamlısı “plentiful” ve Türkçesi “bol, çok, bereketli” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) vulnerable B) abundant C) charming D) precise E) minor

www.iremyayincilik.com.tr

7

www.iremyayincilik.com.tr

2

2

2

2

2

2

2

2 2

2. GÜNÜN KELİMELERİ relentlessly

migration

nullify

obesity

poison

susceptible

specify

supplant

hostile

dilate

deal

decade

contempt

content

punctual

adjourn

assign

track

treasure

threat

RELENTLESSLY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Amansızca, sürekli şekilde, dur durak bilmeden : She has campaigned relentlessly for her husband's release from prison. : Eşinin hapishaneden çıkması için dur durak bilmeden çalıştı. : Continuously, constantly : Temporarily : Relentless (adj)

MIGRATION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Göç : There was a mass migration of poverty-struck farmers into the cities. : Fakirlikten etkilenen çiftçilerin şehire büyük göçü oldu. : Immigration, movement : Remain, stay : Migratory (n), migrant (n), migrate (v)

NULLIFY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: İptal etmek, geçersiz kılmak : The state death penalty law was nullified in 1977. : İdam cezası yasası 1977’de kaldırıldı. : Cancel, annul, invalidate, abolish : Enact, legislate

OBESITY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Aşırı şişmanlık, obezite : A diet that is high in fat can lead to obesity. : Yağ oranı yüksek bir beslenme obeziteye yol açabilir. : Fatness, plumpness : Obese (n)

POISON (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Zehir : Her drink has been laced with a deadly poison. : İçeceğine öldürücü bir zehir katılmış. : Venom, toxin : Poison (v), Poisonous (adj)

8

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

SUSCEPTIBLE to (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Hassas, duyarlı, kolay mikrop kapabilen : These plants are particularly susceptible to frost. : Bu bitkiler donmaya karşı aşırı hassastır. : Sensitive, vulnerable, fragile : Indiffirent, formidable, strong : Susceptibility (n)

SPECIFY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Belirlemek : He said we should meet but didn't specify a time. : Buluşmamız gerektiğini söyledi ama bir zaman belirtmedi. : Identify, state, indicate : Specification (n)

SUPPLANT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Yerini almak : In most offices, the typewriter has now been supplanted by the computer. : Birçok ofiste, daktilonun yerini artık bilgisayar aldı. : Take the place of sth. : Set off, leave

HOSTILE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Düşmanca, saldırgan, -e karşı : I'm not hostile to the idea of such a change. : Böyle bir değişiklik fikrine karşı değilim. : Unfriendly : Friendly : Hostility (n)

DILATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Genişlemek : The pupils of the eyes dilate as darkness increases. : Göz bebekleri karanlık arttıkça büyür. : Expand, enlarge : Minimize, compress : Dilation (n)

9

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

DEAL (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Anlaşma, uzlaşma : I'll make/do a deal with you - you wash the car and I'll let you use it tonight : Seninle bir anlaşma yapacağım. Sen arabayı yıka ben de bu gece arabayı kullanmana izin vereyim. : Agreement : Disagreement : Dealer (n)

DECADE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: On yıl : He has been living here for a decade. : Burada 10 yıldır çalışıyor. : A 10-year period

CONTEMPT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Aşağılama, küçük görme, karşı gelme : At school she had complete contempt for all her teachers. : Okulda tüm hocalarına karşı geliyordu. : Abhorance, disdain : Respect, admire : Contemptible (adj)

CONTENT with (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Hoşnut, memnun : He seems fairly content with his life. : Hayatından oldukça memnun görünüyor. : Satisfied, pleased, contended : Dissatisfied : contented (adj), contentedly (adv)

PUNCTUAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Dakik, tam vaktinde : He's always punctual. : O her zaman dakiktir. : On time, prompt : Belated : Punctually (adv), punctuality (n)

10

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

ADJOURN (v) / (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Ertelemek, ara vermek, erteleme : The meeting was adjourned until Tuesday. : Toplantı Salı’ya kadar ertelendi. : Postpone, delay, defer, suspend : Complete, terminate : Adjournment (n)

ASSIGN (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Ayırmak, tahsis etmek, görev vermek : UN troops were assigned the task of rebuilding the hospital. : Birleşmiş milletler birliklerine hastaneyi yeniden inşa etme görevi verildi. : Allocate, allot, appoint : Assignment (n)

TRACK (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Takip etmek : The military use radar satellites to track targets through clouds and at night. : Ordu, bulutların içinde ve geceleri hedefleri takip etmek için radar uydular kullanır. : Follow, trace : Track (n)

TREASURE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Değer vermek : This pen that my grandfather gave me is one of my most treasured possessions. : Dedemin verdiği bu kalem en değer verdiğim eşyalarımdan biridir. : Cherish, value, prize : Treasure (n), treasury (n)

THREAT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Tehdit, korkutma, gözdağı, tehlike : The threat of jail failed to deter him from petty crime. : Hapis tehdidi onu ufak tefek suçlar işlemekten alıkoymadı. : Menace : Threatening (adj)

11

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. relentlessly

a. fatness, plumpness

2. migration

b. cancel, annul, invalidate, abolish

3. nullify

c. venom, toxin

4. obesity

d. continuously, constantly

5. poison

e. immigration, movement

B. 1. susceptible

a. take the place of sth

2. specify

b. unfriendly

3. supplant

c. expand, enlarge

4. hostile

d. identify, state, indicate

5. dilate

e. sensitive, vulnerable

C. 1. deal

a. a 10-year period

2. decade

b. satisfied, pleased, contended

3. contempt

c. on time, prompt

4. content with

d. agreement

5. punctual

e. abhorance, disdain

D. 1. adjourn

a. menace

2. assign

b. follow, trace

3. track

c. postpone, delay, defer, suspend

4. treasure

d. cherish, value, prize

5. threat

e. allocate, allot, appoint

www.iremyayincilik.com.tr

12

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. relentlessly

a. formidable

2. migration

b. enact

3. nullify

c. remain, stay

4. susceptible

d. temporarily

B. 1. supplant

a. friendly

2. hostile

b. set off, leave

3. dilate

c. disagreement

4. deal

d. minimize, compress

C. 1. contempt

a. belated

2. content with

b. complete, terminate

3. punctual

c. respect, admire

4. adjourn

d. dissatisfied

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. content

1. geçici olarak

nullify

hostile

2. yasalaştırmak

belated

temporarily

3. düşmanca

dissatisfied

punctual

4. dakik, zamanında

relentlessly

enact

5. hoşnut

friendly

www.iremyayincilik.com.tr

13

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

5. SYNONYM FINDER

Türkçesi “ertelemek, ara vermek” ve eş anlamlısı “postpone” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) complete C) remain

B) adjourn D) dilate

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

E) enact

2.

A) temporarily

Türkçesi “değer vermek” ve eş anlamlısı “cherish” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) treasure C) nullify

She has campaigned relentlessly for her husband's release from prison.

2.

C) recklessly

The state death penalty law was nullified in 1977. A) enact

B) supplant D) expand

B) continuosly

B) track

C) abolish

E) specify

3.

These plants are particularly susceptible to frost. A) vulnerable

3.

B) poisonous

C) punctual

Zıt anlamlısı “minimize, compress” ve Türkçesi “genişletmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) postpone C) take place

B) legislate D) trace E) dilate

4.

Genellikle “with” edatı ile birlikte kullanılan ve zıt anlamlısı “dissatisfied” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) hostile C) friendly

B) punctual D) content E) dilated

5.

Türkçesi “hor görme, karşı gelme” ve zıt anlamlısı “respect” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) supplant C) contempt

B) nullify D) expand E) specify

www.iremyayincilik.com.tr

14

www.iremyayincilik.com.tr

3

3

3

3

3

3

3

3 3

3. GÜNÜN KELİMELERİ attach

attitude

apathy

annihilation

consolidate

coerce

compete

defect

corresponding

despise

expend

entitle

erroneous

illustrate

influx

grumble

profound

obligation

momentum

menace

ATTACH (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Bağlamak, iliştirmek : I attached a photo to my application form. : Başvuru formuma bir fotoğraf ekledim. : Connect, join, fasten, tie, bind : Detach : Attachment (n)

ATTITUDE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Tavır, tutum : It's very difficult to change people's attitudes. : İnsanların tavırlarını değiştirmek çok zordur. : Manner, stance, posture

APATHY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İlgisizlik, umursamazlık : There is widespread apathy among students. : Öğrenciler arasında yaygın bir ilgisizlik var. : Unconcern, indifference, insensibility : Sensitiveness, passion, vehemence, emotion, interest : Apathetic (adj)

ANNIHILATION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yok olma, yıkılma, yok etme : The annihilation of the city by the bomb will never be forgotten. : Şehrin bombadan dolayı yok olması hiç unutulmayacak. : Extermination, eradication, destruction : Existence, being : Annihilate (v)

CONSOLIDATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Güçlendirmek, sağlamlaştırmak : She hoped that marriage would consolidate their relationship. : Evliliğin, ilişkilerini kuvvetlendireceğini umuyordu. : Strenghten, fortify : Weaken, dissect : Consolidation (n)

15

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

COERCE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Zorlamak : He is thought to be coerced into making a confession about the crime. : Cinayet konusunda itirafa zorlanıldığı düşünülüyor. : Force, compel : Coercion (n), coercive (adj)

COMPETE with/against (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yarışmak, mücadele içinde olmak : Kangaroos compete with sheep for sparse supplies of food and water. : Kangurular az miktardaki su ve yiyecek kaynakları için koyunlarla rekabet eder. : Race : Share, participate : Competition (n), competitive (adj)

DEFECT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kusur, eksiklik : There are so many defects in our education system. : Eğitim sistemimizde birçok eksiklik var. : Fault, error : Perfection : Defective (adj)

CORRESPONDING (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Denk, tekabül eden : As the course becomes more difficult, there's usually a corresponding drop in attendance. : Kurs zorlaştıkça devam konusunda da genellikle buna bağlı bir azalma olur. : Equivalent, matching, parallel : Irrelevant : Correspond (v), correspondence (n)

DESPISE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: Aşağılamak, küçümsemek : She despised him for the way he treated her sister. : Kızkardeşine yaptığı muameleden dolayı onu aşağıladı. : Look down on, scorn, dislike, humiliate : Appraise, respect, regard, look up to : Despicable (adj), despicably (adv)

16

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

EXPEND (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Harcamak, masraf yapmak : Governments expend a lot of resources on war. : Hükümetler savaşa çok kaynak harcıyor. : Use up, exhaust : Conserve, preserve : Expenditure (n)

ENTITLE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Hak vermek, yetki vermek : Being unemployed entitles you to free medical treatment. : İşsiz olman sana ücretsiz tedavi imkanı veriyor. : Warrant, give right to : Disable, disqualify : Entitled (adj)

ERRONEOUS (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Hatalı : They had an erroneous belief, which misled them. : Onları saptıran yanlış bir inanışları vardı. : Incorrect, wrong : Perfect : Error (n), erroneously (adv)

ILLUSTRATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Örneklerle açıklamak : The lecturer illustrated his point with a diagram on the blackboard. : Öğretmen konuyu tahtada bir diyagramla açıkladı. : Explain, clarify : Confuse, mystify : illustration (n), illustrative (adj)

INFLUX (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Akın etme, akış : Turkey is expecting an influx of several thousand refugees over the next few days. : Türkiye birkaç gün içinde binlerce göçmenin akın etmesini bekliyor. : Flood, arrival

17

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

GRUMBLE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Şikayet etmek, sızlanmak : She spent the evening grumbling to me about her job. : Akşamı, işiyle ilgili şikayet ederek geçirdi. : Complain : Show gratitude : Grumble (n), grumbler (n)

PROFOUND (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Derin, büyük : His mother's death when he was aged six had a very profound effect on him. : Altı yaşındayken, annesinin ölümünün onun üzerinde çok derin bir etkisi oldu. : Deep : Profoundly (adv)

OBLIGATION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Yükümlülük, zorunluluk : If you have not signed a contract, you are under no obligation to pay them any money. : Sözleşme imzalamadıysan, onlara para ödeme zorunluluğun yok. : Compulsion, requirement : Obligatory (adj)

MOMENTUM (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Hız, ivme : The spacecraft will fly round the Earth to gather momentum for its trip to Jupiter. : Uzay mekiği Jüpiter’e olan yolculuğu için hız kazanmak amacıyla yeryüzünün etrafında uçacak. : Speed, velocity, impetus

MENACE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Tehdit etmek : Hurricane Hugo menaced the US coast for a week. : “Hugo” fırtınası bir hafta boyunca Amerika kıyılarını tehdit etti. : Threaten : Menace (n), menacing (adj), menacingly (adv)

18

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

3. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. attach

a. manner, stance, posture

2. attitude

b. extermination, eradication, destruction

3. apathy

c. strenghten, fortify

4. annihilation

d. connect, join, fasten, tie, bind

5. consolidate

e. unconcern, indifference, insensibility

B. 1. coerce

a. look down on, scorn, dislike, humiliate

2. compete

b. fault, error

3. defect

c. force, compel

4. corresponding

d. equivalent, matching, parallel

5. despise

e. race

C. 1. expend

a. explain, clarify

2. entitle

b. incorrect, wrong

3. erroneous

c. flood, arrival

4. illustrate

d. use up, exhaust

5. influx

e. warrant, give right to

D. 1. grumble

a. Threaten

2. profound

b. compulsion, requirement

3. obligation

c. complain

4. momentum

d. speed, velocity, impetus

5. menace

e. deep

www.iremyayincilik.com.tr

19

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. attach

a. weaken, dissect

2. apathy

b. existence, being

3. annihilation

c. sensitiveness, passion, vehemence, emotion

4. consolidate

d. detach

B. 1. defect

a. appraise, respect, regard, look up to, admire

2. corresponding

b. conserve, preserve, put aside

3. despise

c. perfection

4. expend

d. irrelevant

C. 1. entitle

a. correct, accurate

2. erroneous

b. disable, disqualify

3. illustrate

c. show gratitude

4. grumble

d. confuse, mystify

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. defect

1. yok olma

admire

despise

2. güçlendirmek

perfection

expend

3. kusur, hata

put aside

consolidate

4. aşağılama

existence

annihilation

5. tüketmek, harcamak

weaken

www.iremyayincilik.com.tr

20

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

5. SYNONYM FINDER

Türkçesi “hız, ivme” ve eş anlamlısı “velocity” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) annihilation C) obligation

B) attitude D) momentum

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

E) defect

2.

A) defect

B) perfection C) compulsion

Türkçesi “tüketmek” ve eş anlamlısı “use up” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) admire C) expend

B) despise D) conserve

2.

B) irrelevant C) menacing

Eş anlamlısı “indifference” ve Türkçesi “ilgisizlik, umursamama” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) perfection C) competition

His mother's death when he was aged six had a very profound effect on him. A) deep

E) exist

3.

If you have not signed a contract, you are under no obligation to pay them any money.

3.

Turkey is expecting an influx of several thousand refugees over the next few days. A) apathy

B) speed D) consolidation

B) arrival C) attitude

E) apathy

4.

Zıt anlamlısı “erronous” ve Türkçesi “doğru” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) faulty C) entitled

B) accurate D) profound E) menacing

5.

Türkçesi “şikayet etmek” ve eş anlamlısı “complain” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) grumble C) correspond

B) illustrate D) compete E) coerce

www.iremyayincilik.com.tr

21

www.iremyayincilik.com.tr

4

4

4

4

4

4

4

4 4

4. GÜNÜN KELİMELERİ mature

negotiate

pose

just

gorgeous

incredible

extremely

exaggerate

exhaust

discriminate

dismiss

custody

common

commerce

ambition

absurd

absorb

apprehension

assure

shortage

MATURE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Olgun : Mature male gorillas have silver-grey hairs on their backs. : Yetişkin erkek gorillerin sırtlarında gümüş grisi tüyleri vardır. : Developed, full-grown : Immature, young, juvenile : Maturity (n), maturation (n)

NEGOTIATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Görüşmek, pazarlık yapmak : The government has refused to negotiate with the strikers. : Hükümet grev yapanlarla görüşmeyi reddetti. : Discuss, talk, bargain : Negotiation (n)

POSE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Yaratmak, oluşturmak : Nuclear weapons pose a threat to everyone. : Nükleer silahlar herkes için bir tehdit oluşturuyor. : Create

JUST (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Adil, haklı, yerinde, doğru : The judge's sentence was perfectly just in the circumstances : Hakimin kararı bu şartlar altında kesinlikle adildi. : Fair : Unjust, unlawful : Justice (n)

GORGEOUS (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Büyüleyici, harika : The bride looked gorgeous. : Gelin muhteşem görünüyordu. : Impressive, splendid : Ugly : Gorgeously (adv)

22

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

INCREDIBLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İnanılmaz : It seems incredible that no one foresaw the crisis. : Krizi hiçkimsenin önceden farketmemesi inanılmaz gibi görünüyor. : Unbeliavable : Believable : Incredibly (adv)

EXTREMELY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Aşırı derecede, büyük ölçüde : She's extremely beautiful. : Aşırı derecede güzel. : Enormously, tremendously : Tiny, little : Extreme (adj)

EXAGGERATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Abartmak : I'm not exaggerating - it is the worst meal I've ever eaten in my life. : Abartmıyorum, hayatımda yediğim en kötü yemekti. : Overstate : Understate, minimize : Exaggeration (n)

EXHAUST (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yormak, tüketmek : The long journey exhausted the children. : Uzun seyahat çocukları yordu. : Tire, use up, deplete : Refresh, invigorate : Exhausted (adj), exhaustion (n)

DISCRIMINATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Ayırdetmek, ayrımcılık yapmak : She felt she had been discriminated against because of her age. : O, yaşından dolayı kendisine ayrımcılık yapıldığını hissetti. : Differentiate, distinguish : Discrimination (n), discriminatory (n)

23

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

DISMISS (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kovmak, -den çıkarmak : He has been dismissed from his job, which made him angry. : İşinden kovuldu, ve bu da onu çok kızdırdı. : Fire, sack : Employ, recruit : Dismissal (n)

CUSTODY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Nezaret, velayet : The mother got/received the custody of the child. : Çocuğun velayetini annesi aldı. : Confinement, jail : Release : Custodial (adj)

COMMON (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Ortak, yaygın : English has some features common to many languages. : İngilizce’nin birçok dille ortak olan özellikleri vardır. : Shared : Private, distinctive, unusual : Common (n)

COMMERCE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Ticaret : The world of commerce and industry is improving day by day. : Ticaret ve sanayi dünyası günden güne gelişiyor. : Trade, traffic, business, exchange : Commercial (adj), commercialize (v), commercially (adv)

AMBITION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Hırs, istek, hedef, amaç : He has already achieved his main ambition in life. : Hayattaki asıl amacına (hedefine) çoktan ulaştı. : Desire, aspiration, goal, objective, aim, target : Vain, futile (adj) : Ambitious (adj)

24

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

ABSURD (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Saçma : The belief that the earth is flat is absurd. : Dünyanın düz olduğu inancı saçmadır. : Highly unreasonable, illogical, ridiculous : Reasonable, logical, sensible, rational, plausible : Absurdity (n), absurdness (n), absurdly (adv)

ABSORB (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Emmek, içine çekmek. : Plants absorb carbon dioxide. : Bitkiler karbondioksidi emer. : Take in, suck up (liquid, knowledge), soak up, use up (time) : Send out, throw off, emit, disperse. : Absorbable (adj), absorbing (adj)

APPREHENSION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Endişe, korku : It's normal to feel a little apprehension before starting a new job. : Yeni bir işe başlamadan önce biraz endişe duymak normaldir. : Anxiety, fear, dread, concern : Confidence, braveness : Apprehensive (adj)

ASSURE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Garanti vermek, temin etmek : The mechanic assured him that the car would be ready the next day. : Tamirci arabanın ertesi gün hazır olacağına dair garanti verdi. : Ensure, guarantee, warrant, promise : To raise doubt : Assurance (n)

SHORTAGE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: Kıtlık, eksiklik : There's a shortage of food and shelter in the refugee camps. : Göçmen kamplarında barınak ve yiyecek eksikliği var. : Lack, scarcity : Plenty, abundance : Short (adj), shortness (n)

25

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

4. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. mature

a. create

2. negotiate

b. fair

3. pose

c. impressive, splendid

4. just

d. discuss, talk, bargain

5. gorgeous

e. developed, full-grown

B. 1. incredible

a. differentiate, distinguish

2. extremely

b. overstate

3. exaggerate

c. unbeliavable

4. exhaust

d. tire, use up, deplete

5. discriminate

e. enormously, tremendously

C. 1. dismiss

a. trade, traffic, business, exchange

2. custody

b. shared

3. common

c. desire, aspiration, goal, objective, aim, target

4. commerce

d. fire, sack

5. ambition

e. confinement, jail

D. 1. absurd

a. take in, suck up (liquid, knowledge), soak up, use up (time)

2. absorb

b. ensure, guarantee, warrant, promise

3. apprehension

c. lack, scarcity

4. assure

d. highly unreasonable, illogical, ridiculous

5. shortage

e. anxiety, fear, dread, concern

www.iremyayincilik.com.tr

26

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. mature

a. unjust, unlawful

2. just

b. believable

3. gorgeous

c. tiny, little

4. incredible

d. immature, young, juvenile

5. extremely

e. ugly

B. 1. exaggerate

a. release

2. exhaust

b. employ, recruit

3. dismiss

c. private, distinctive, unusual

4. custody

d. understate, minimize

5. common

e. refresh, invigorate

C. 1. absurd

a. confidence, braveness

2. absorb

b. to raise doubt

3. apprehension

c. plenty, abundance

4. assure

d. send out, throw off, emit, disperse

5. shortage

e. reasonable, logical, sensible, rational, plausible

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. shortage

1. adil

ugly

incredible

2. güzel

recriut

just

3. inanılmaz

abundance

dismiss

4. kovmak

unlawful

gorgeous

5. kıtlık

believable

www.iremyayincilik.com.tr

27

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

1.

4. MULTIPLE CHOICE

5. SYNONYM FINDER

Türkçesi “olgun” ve zıt anlamlısı “juvenile” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir?

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz.

A) just C) gorgeous

B) mature D) incredible

1.

E) extreme

2.

A) maturity

Türkçesi “ayrımcılık yapmak, ayırmak” ve eş anlamlısı “distinguish” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) discriminate C) absorb

There's a shortage of food and shelter in the refugee camps.

2.

B) dismiss D) assure

The mechanic assured him that the car would be ready the next day. A) negotiate

Türkçesi “emmek, içine çekmek” ve zıt anlamlısı “send out” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) sack C) differentiate

B) pose C) ensure

E) soak

3.

B) scarcity C) negotiation

3.

It's normal to feel a little apprehension before starting a new job. A) concern

B) ensure D) deplete

B) justice C) exaggeration

E) absorb

4.

Zıt anlamlısı “refresh” ve Türkçesi “yormak, tüketmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) fire C) create

B) understate D) exhaust E) bargain

5.

Eş anlamlısı “confinement” ve Türkçesi “nezaret” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) common C) custody

B) commerce D) ambition E) apprehension

www.iremyayincilik.com.tr

28

www.iremyayincilik.com.tr

5

5

5

5

5

5

5

5 5

5. GÜNÜN KELİMELERİ tempt

ultimate

ascend

assault

compulsory

discern

devoid

evacuate

implicate

happen to

gauge

surveillance

sparse

superficial

pledge

notorious

onslaught

permanent

relative

render

TEMPT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Cezbetmek, baştan çıkarmak : The offer of a free car stereo tempted her into buying a new car. : Bedava araba teybi fırsatı onu yeni bir araba almaya itti. : Allure, appeal : Repel, dissuade : Tempting (adj)

ULTIMATE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Son, nihai : Infidelity is the ultimate betrayal. : Sadakatsizlik en son ihanettir. : Eventual, final : First, initial : Ultimately (adv), ultimate (n)

ASCEND (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yükselmek, çıkmak : The divers have begun to ascend to the surface of the water. : Dalgıçlar suyun yüzeyine çıkmaya başladılar. : Go up, climb, rise, mount : Descend, fall, sink : Ascent (n)

ASSAULT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Saldırı : We were all saddened by the assault on a police officer. : Polis memuruna yapılan saldırı hepimizi üzdü. : Attack, invasion, charge, agression : Resistance, defence : Assault (v)

COMPULSORY (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: Zorunlu : In East Germany learning Russian was compulsory. : Doğu Almanya’da Rusça öğrenmek zorunluydu. : Obligatory, mandatory, must : Optional, voluntary : Compelsive (adj), compulsorily (adv), compulsoriness (n)

29

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

DISCERN (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Fark etmek, algılamak, ayırt etmek : I could just discern something in the darkness. : Daha az önce karanlıkta bir şey farkettim. : Perceive, notice, see : Neglect, miss, overlook : Discernible (adj), discernibly (adv)

DEVOID of (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Yoksun : Their apartment is devoid of all comforts. : Onların dairesi her türlü konfordan yoksun. : Lacking : Full, supplied, provided

EVACUATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Boşaltmak, tahliye etmek : The police evacuated the village shortly before the explosion. : Polis, patlamadan hemen önce köyü boşalttı. : Empty : Seize, occupy, fill : Evacuation (n)

IMPLICATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İlişkilendirmek, bağlantı kurmak : Have they any evidence to implicate him in the robbery? : Soygunla bağlantısını kurmak için kanıtları var mı? : Connect, associate : Disconnect : Implication (n)

HAPPEN TO (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Tesadüfen …mek, şans eseri karşılaşmak : I happened to him when I was shopping. : Alışveriş yaparken onunla karşılaştım. : Do sth by chance

30

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

GAUGE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Ölçmek, tahmin etmek : You can use a thermometer to gauge the temperature. : Sıcaklığı ölçmek için termometre kullanabilirsiniz. : Measure, estimate, evaluate : Gauge (n)

SURVEILLANCE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Gözetim, yakın takip : Banks are now installing surveillance cameras. : Bankalar şimdi yakın takip kameraları taktırıyor. : Close observation, scrutiny

SPARSE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Seyrek, az : Information coming out of the disaster area is sparse. : Felaket bölgesinden gelen bilgi çok az. : Thin, bare, meager : Dense, thick : Sparsely (adv), sparseness (n)

SUPERFICIAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yüzeysel, üstünkörü : I only have a superficial knowledge of French. : Üstünkörü bir Fransızca bilgim var. : Surface, shallow : Deep, profound, detailed : Superficially (adv)

PLEDGE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Söz, vaat, işaret, teminat, rehin, bağışlanacağına söz verilmiş para : Thousands of people made pledges to the “Children in Need charity campaign”. : Binlerce insan “ihtiyacı olan çocuklara hayır kampanyasına” yardım sözü verdi. : Promise : Pledge (v)

31

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

NOTORIOUS (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Adı çıkmış, dile düşmüş, kötülüğüyle ünlenmiş : The company is notorious for paying its bills late. : Şirket faturalarını geç ödemesiyle biliniyor. : Infamous, disreputable : Famous, well-known, reknown, eminent : Notoriously (adv)

ONSLAUGHT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Saldırı : Scotland's onslaught on Wales in the second half of the match earned them a 4-1 victory. : İskoçya’nın maçın ikinci yarısında Galler’e karşı atakları onlara 4-1’lik bir zafer kazandırdı. : Attack, assault : Withdraw

PERMANENT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Sürekli, devam eden : She is looking for a permanent place to stay. : Sürekli kalabileceği bir yer arıyor. : Perpetual, continuous : Temporary : Permanence (n)

RELATIVE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Göreceli, izafi, bağıl : The amount of petrol a car uses is relative to its speed. : Bir arabanın tüketeceği yakıt miktarı hızına bağlıdır. : Comparative : Absolute, definite : Relatively (adv)

RENDER (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: -mesine neden olmak, duruma getirmek, netleştirmek : New technology has rendered my old computer to be out of date. : Yeni teknoloji eski bilgisayarımın demode olmasına neden oldu. : Make, cause to be : Rendering (adj)

32

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

5. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. tempt

a. eventual, final

2. ultimate

b. attack, invasion, charge, agression

3. ascend

c. obligatory, mandatory, must

4. assault

d. allure, appeal

5. compulsory

e. go up, climb, rise, mount

B. 1. discern

a. connect, associate

2. devoid

b. empty

3. evacuate

c. do sth by chance

4. implicate

d. perceive, notice, see

5. happen to

e. lacking

C. 1. gauge

a. promise

2. surveillance

b. thin, bare, meager

3. sparse

c. measure, estimate, evaluate

4. superficial

d. surface, shallow

5. pledge

e. close observation, scrutiny

D. 1. notorious

a. perpetual, continuous

2. onslaught

b. comparative

3. permanent

c. make, cause to be

4. relative

d. attack, assault

5. render

e. infamous, disreputable

www.iremyayincilik.com.tr

33

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. tempt

a. resistance, defence

2. ultimate

b. descend, fall, sink

3. ascend

c. optional, voluntary

4. assault

d. repel, dissuade

5. compulsory

e. first, initial

B. 1. discern

a. dense, thick

2. devoid

b. seize, occupy, fill

3. evacuate

c. neglect, miss, overlook

4. implicate

d. disconnect

5. sparse

e. full, supplied, provided

C. 1. superficial

a. withdraw

2. notorious

b. temporary

3. onslaught

c. absolute, definite

4. permanent

d. famous, well-known, reknown, eminent

5. relative

e. deep, profound, detailed

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. ascend

1. son, nihai

defence

evacuate

2. saldırı

profound

ultimate

3. tahliye etmek

descend

superficial

4. yüzeysel

initial

assault

5. yükselmek

fill

www.iremyayincilik.com.tr

34

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

5. SYNONYM FINDER

Türkçesi “cezbetmek” ve eş anlamlısı “allure” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) ascend C) discern

B) assault D) tempt

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

E) evacuate

New technology has rendered my old computer to be out of date. A) cause

B) pledge C) discern

2.

Türkçesi “fark etmek, algılamak” ve eş anlamlısı “perceive” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) implicate C) discern

B) happen to D) gauge

2.

The company is notorious for paying its bills late. A) superficial C) voluntary

E) pledge

3.

Türkçesi “yakın takip” ve eş anlamlısı “scrutiny” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) onslaught C) assault

4.

3.

In East Germany learning Russian was compulsory. A) optional

B) permanence D) ascent E) surveillance

B) lacking C) obligatory

Genellikle “of” edatı ile kullanılan ve Türkçesi “-den yoksun” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) sparse C) superficial

5.

B) infamous

B) devoid D) deep E) mandatory

Türkçesi “ölçmek” ve eş anlamlısı “measure” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) gauge C) implicate

B) happen to D) seize E) occupy

www.iremyayincilik.com.tr

35

www.iremyayincilik.com.tr

6

6

6

6

6

6

6

6 6

6. GÜNÜN KELİMELERİ reputation

reconciliation

prevail

probe

keen

forgery

grateful

imperative

erudite

equip

dominate

comprehend

considerate

arrogant

advocate

viable

volatility

volunteer

sluggish

solidarity

REPUTATION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Ün, şöhret : The company has a worldwide reputation for quality. : Şirketin kalite anlamında dünya çapında bir ünü var. : Fame, prominence, eminence : Reputable (adj)

RECONCILIATION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Anlaşma, uzlaşma : It took hours of negotiations to bring about a reconciliation between the two sides. : İki taraf arasında bir uzlaşmaya varmak için yapılan görüşmeler saatler aldı. : Agreement, settlement : Disagreement : Reconcile (v), reconciled (adj)

PREVAIL (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Hakim olmak, hüküm sürmek, yaygın olmak : I am sure that common sense will prevail in the end. : Eminim sonunda sağduyu hakim olacak. : Abound, exist thoroughly : Prevalence (n), prevailing (adj)

PROBE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Araştırma, insansız uzay roketi : An FBI probe into corruption has been started. : Yolsuzlukla ilgili bir FBI soruşturması başlatıldı. : Exploration, investigation, inquiry : Probation (n), probe (v)

KEEN (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Çok hevesli, gözü açık : They were very keen to start work as soon as possible. : En kısa zamanda işe başlamak için çok isteklilerdi. : Eager, willing : Unwilling : Keenness (n)

36

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

FORGERY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Sahte, sahtekarlık : He increased his income by forgery. : Sahtekarlık yaparak gelirini artırdı. : Counterfeiting, being fake : Honesty : Forge (v), forger (n)

GRATEFUL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Minnettar : If you could get that report finished by Thursday I'd be very grateful. : Perşembe’ye kadar o raporu bitirebilirsen, sana çok minnettar kalırım. : Thankful, appreciative : Ungrateful : Gratefully (adv)

IMPERATIVE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Acil : It's imperative to act now before the problem gets really serious. : Sorun daha da ciddi hale gelmeden acilen harekete geçmek gerek. : Urgent : Trivial, insignificant : Imperative (n)

ERUDITE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Bilgili, detaylı, iyi : He's the author of an erudite book on Scottish history. : O, İskoçya tarihi üzerine yazılmış iyi bir kitabın yazarı. : Knowlegable, learned : illiterate, ignorant : Erudition (n)

EQUIP (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Donatmak : It's going to cost $4 million to equip the hospital. : Hastaneyi donatmak 4 milyon dolara mal olacak. : furnish, supply

37

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

DOMINATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Baskın olmak, hakim olmak : He refuses to let others speak and dominates every meeting. : Diğerlerinin konuşmasına izin vermez ve her toplantıya hakim olur. : Manage, rule smb/sth. : Be inferior : Dominating (adj), domination (n)

COMPREHEND (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Anlamak : I just cannot comprehend your attitude. : Tavrını anlayamıyorum. : Understand, apprehend, grasp : Misunderstand : Comprehension (n), comprehensible (adj)

CONSIDERATE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Düşünceli, ince ruhlu : It wasn't very considerate of you to drink all the milk. : Sütün hepsini içmen düşünceli bir davranış değildi. : Thoughtful : Indifferent : Consideration (n), consider (v)

ARROGANT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kendini beğenmiş, kibirli, küstah : She is both very arrogant and very rude. : Hem çok küstah hem de çok kaba. : Conceited, self-admiring, egoistic : Humble, modest : Arrogance (n)

ADVOCATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: Savunmak, destek olmak. : Mr.Williams is a conservative who advocates fewer government control on business. : Mr.Williams hükümetin iş üzerinde daha az kontrolü olması gerektiğini savunan bir muhafazakardır. : Support, counsel, back up. : Accuse, blame, charge. : Advocate (n)

38

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

VIABLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Olası, yapılabilir : I am afraid your plan is not commercially viable. : Korkarım, planınız ticari olarak uygulanabilir değil. : Feasible, possible : Impossible : Viability (n), viably (adv)

VOLATILITY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İstikrarsızlık, değişkenlik : The volatility of food and fuel prices is hardly surprising in a war situation. : Yiyecek ve petrol fiyatlarının savaş durumunda istikrarsız oluşu hiç de şaşırtıcı değildir. : Instability : Stability : Volatile (adj)

VOLUNTEER (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Gönüllü olmak : During the emergency many staff volunteered to work weekends. : Acil durum boyunca birçok personel hafta sonları da çalışmaya gönüllü oldu. : Enter/start sth. willingly : Compel, force : Voluntarily (adv), volunteer (adj)

SLUGGISH (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Ağır işleyen, yavaş seyreden : Something is wrong with the car - the engine feels a bit sluggish. : Arabada ters giden bir şey var. Motor biraz yavaş çalışıyor. : Slow-moving : Fast-moving, quick : Sluggishly (adv), sluggishness (n)

SOLIDARITY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar www.iremyayincilik.com.tr

: Dayanışma : The lecturers joined the protest march to show solidarity with their students. : Öğretmenler, öğrencilerle dayanışma içinde olduklarını göstermek için protesto yürüyüşüne katıldı. : Unity, cohesion : Division

39

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

6. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. reputation

a. exploration, investigation, inquiry

2. reconciliation

b. abound, exist thoroughly

3. prevail

c. eager, willing

4. probe

d. fame, prominence, eminence

5. keen

e. agreement, settlement

B. 1. forgery

a. urgent

2. grateful

b. knowlegable, learned

3. imperative

c. furnish, supply

4. erudite

d. thankful, appreciative

5. equip

e. counterfeiting, being fake

C. 1. dominate

a. support, counsel, back up

2. comprehend

b. thoughtful

3. considerate

c. manage, rule smb/sth

4. arrogant

d. conceited, self-admiring, egoistic

5. advocate

e. understand, apprehend, grasp

D. 1. viable

a. instability

2. volatility

b. slow-moving

3. volunteer

c. unity, cohesion

4. sluggish

d. feasible, possible

5. solidarity

e. enter/start sth willingly

www.iremyayincilik.com.tr

40

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. reconciliation

a. honesty

2. keen

b. ungrateful

3. forgery

c. disagreement

4. grateful

d. unwilling

B. 1. imperative

a. illiterate, ignorant

2. erudite

b. trivial, insignificant

3. dominate

c. misunderstand

4. comprehend

d. be inferior

C. 1. considerate

a. impossible

2. arrogant

b. accuse, blame, charge

3. advocate

c. humble, modest

4. viable

d. indifferent

D. 1. volatility

a. division

2. volunteer

b. fast-moving, quick

3. sluggish

c. compel, force

4. solidarity

d. stability

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. comprehend

1. düşünceli

disagreement

reconciliation

2. savunmak

misunderstand

solidarity

3. anlamak

division

advocate

4. uzlaşma

indifferent

considerate

5. bütünlük, dayanışma

accuse

www.iremyayincilik.com.tr

41

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

Türkçesi “istikrarsızlık, değişkenlik” ve eş anlamlısı “instability” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) division C) volatility

2.

5. SYNONYM FINDER

B) cohesion D) viability E) arrogance

Türkçesi “savunmak” ve zıt anlamlısı “blame” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) comprehend C) equip

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

The volatility of Food and fuel prices is hardly surprising in a war situation. A) apprehension

2.

B) dominate D) probe

The lecturers joined the protest march to show solidarity with their students. A) settlement

Türkçesi “anlaşma, uzlaşma” ve eş anlamlısı “settlement” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) reconciliation C) reputation

4.

3.

Mr. Williams is a conservative who advocates fewer government control on business. A) back up

B) prevalence D) comprehension E) consideration

B) comprehend C) furnish

Türkçesi “olası, yapılabilir” ve zıt anlamlısı “impossible” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) volatile C) sluggish

5.

B) arrogance C) unity

E) advocate

3.

B) instability C) prevalence

B) eager D) viable E) indifferent

Türkçesi “düşünceli” ve eş anlamlısı “thoughtful” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) arrogant C) modest

B) considerate D) comprehensible E) feasible

www.iremyayincilik.com.tr

42

www.iremyayincilik.com.tr

7

7

7

7

7

7

7

7 7

7. GÜNÜN KELİMELERİ adjust

contain

daring

curtail

credible

dispute

discreet

dismay

impede

illegible

inherent

inhibit

forecast

foresee

justify

pros and cons

potent

manifest

massacre

mend

ADJUST (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle 1 Çevirisi Örnek Cümle 2 Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Ayarlamak, düzenlemek, kurmak, tamir etmek : If the chair is too high, you can adjust it to suit you. : Eğer sandalye çok yüksekse kendine göre ayarlayabilirsin. : As a teacher you have to adjust your methods to suit the needs of slower learners. : Bir öğretmen olarak metodlarını daha yavaş öğrenen öğrencilerin ihtiyaçlarına göre düzenlemelisin. : Set, regulate, mend, repair, fix, arrange, adapt : Disturb, confuse, break down : Adjustment (n), adjustable (adj), adjustment (n)

CONTAIN (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İçermek, kontrol altına almak : I've lost a file containing a lot of important documents. : Çok önemli belgeleri içeren bir dosyayı kaybettim. : Consist of, include, control : Exclude : Container (n), containerize (v)

DARING (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Cesaretli, cüretkar : Emergency crews quickly planned a daring rescue to get the people out of the burning building. : Acil durum ekibi insanları yanan binadan kurtarmak için hızlıca cesur bir plan hazırladı. : Brave, bold, courageous, dauntless : Coward : Dare (v)

CURTAIL (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Azaltmak, kısaltmak : The last government severely curtailed trade union rights. : Son hükümet sendika haklarını ciddi şekilde azalttı. : Reduce, decrease, abate, lessen : Increase, enhance : Curtailment (n)

43

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

CREDIBLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İnanılabilir, inanılır : They haven't produced any credible evidence for convicting him. : Onu tutuklamak için inanılır bir kanıt bulamadılar. : Believable : Unbeliavable, incredible, unlikely : Credibly (adv)

DISPUTE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Tartışmak : The reasons of her death have been hotly disputed. : Onun ölüm nedenleri çok fazla tartışıldı. : Debate, argue : Disputed (adj), disputable (adj)

DISCREET (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Ayrı, belirgin, akıllı, gizli : The family made discreet enquiries about his background. : Aile onun geçmişi hakkında gizli araştırmalar yaptı. : Wise, discerning, considerate : Careless, reckless, foolish : Discretion (n)

DISMAY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Korku, cesaretin kırılması, üzüntü, endişe : The supporters watched in/with dismay as their team lost 5-0. : Taraftarlar takımlarının 5-0 yenilgisini üzüntüyle izlediler. : Discouragement, wonder, disappointment : Encouragement : Dismay (n)

IMPEDE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

ILLEGIBLE

(adj)

Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Engel olmak : Although he's shy, it certainly hasn't impeded his career in any way. : Çekingen olmasına rağmen, bu durum kariyerini hiçbir şekilde engellemedi. : Prevent, hinder, hamper : Help, encourage, facilitate : Impediment (n), impedimenta (n)

: Okunaksız : His writing is almost illegible. : Yazısı neredeyse hiç okunmuyor. : Cannot be read : Legible : illegibly (adv)

44

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

INHERENT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Doğal, doğuştan gelen : I have an inherent distrust of lawyers. : Avukatlara karşı doğuştan gelen bir güvensizliğim var. : Inborn : Incidental : Inherently (adv)

INHIBIT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Engel olmak : This drug inhibits the growth of tumours. : Bu ilaç tümörlerin büyümesine engel oluyor. : Prevent, hamper : Help, pave the way : Inhibited (adj), inhibition (n)

FORECAST (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Tahmin etmek, beklemek : Snow has been forecast for tonight. : Bu gece kar yağışı bekleniyor. : Predict, foresee : Forecast (n)

FORESEE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Öngörmek, tahmin etmek : I don't foresee any difficulties so long as we keep within budget. : Bütçeye göre hareket ettiğimiz sürece herhangi bir zorluk yaşayacağımızı tahmin etmiyorum. : Foretell, see ahead : Foresight (n)

JUSTIFY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: Haklı çıkarmak, doğrulamak, suçsuzluğunu ortaya çıkarmak : It was the only thing that I could do - I don't have to justify myself to anyone. : Yapabileceğim tek şey buydu. Kendimi kimseye haklı göstermek zorunda değilim. : Vindicate, acquit : Condemn : Justification (n)

45

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

PROS AND CONS (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Artılar ve eksiler : We're just weighing up the pros and cons of moving to a bigger house. : Daha büyük bir eve taşınmanın artı ve eksilerini değerlendiriyoruz. : Advantages and disadvantages

POTENT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Güçlü : The Berlin Wall was a potent symbol of the Cold War. : Berlin Duvarı Soğuk Savaş’ın güçlü bir sembolüydü. : Effective, powerful : Ineffective, weak : Potency (n), potently (adv)

MANIFEST (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Göstermek : The workers manifested their dissatisfaction in a series of strikes. : İşçiler birçok grev yaparak memnuniyetsizliklerini gösterdi. : Show, exhibit : Hide, conceal : Manifestation (n), manifest (adj), manifestly (adv)

MASSACRE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Katliam, toplu kıyım : He ordered the massacre of 2,000 women and children. : O, 2000 kadın ve çocuğun katlini emretti. : Genocide, slaughter : Massacre (v)

MEND (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Tamir etmek, onarmak : The plumber came to mend the burst pipe. : Musluk tamircisi patlak boruyu tamir etmek için geldi. : Repair, fix : Damage, harm : Mend (n), mending (n)

46

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

7. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. adjust

a. consist of, include, control

2. contain

b. reduce, decrease, abate, lessen

3. daring

c. believable

4. curtail

d. set, regulate, fix, arrange

5. credible

e. brave, bold, courageous

B. 1. dispute

a. discouragement, wonder, disappointment

2. discreet

b. prevent, hinder, hamper

3. dismay

c. cannot be read

4. impede

d. wise, discerning, considerate

5. illegible

e. debate, argue

C. 1. inherent

a. vindicate, acquit

2. inhibit

b. predict, foresee

3. forecast

c. advantages and disadvantages

4. justify

d. inborn

5. pros and cons

e. prevent, hamper

D. 1. foresee

a. repair, fix

2. potent

b. show, exhibit

3. manifest

c. foretell, see ahead

4. massacre

d. genocide, slaughter

5. mend

e. effective, powerful

www.iremyayincilik.com.tr

47

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. adjust

a. unbeliavable, incredible, unlikely

2. contain

b. coward

3. daring

c. disturb, confuse, break down

4. curtail

d. increase, enhance

5. credible

e. exclude

B. 1. discreet

a. legible

2. dismay

b. help, encourage, facilitate

3. impede

c. incidental

4. illegible

d. careless, reckless, foolish

5. inherent

e. encouragement

C. 1. inhibit

a. condemn

2. justify

b. hide, conceal

3. potent

c. damage, harm

4. manifest

d. help, pave the way

5. mend

e. ineffective, weak

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. curtail

1. tamir etmek

facilitate

credible

2. engellemek

exclude

mend

3. inanılır

enhance

contain

4. içermek

damage

impede

5. azaltmak

unbeliavable

www.iremyayincilik.com.tr

48

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

5. SYNONYM FINDER

Türkçesi “haklı çıkarmak” ve eş anlamlısı “vindicate” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) adjust C) disturb

B) confuse D) justify

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

E) contain

The workers manifested their dissatisfaction in a series of strikes. A) exclude

B) curtail C) exhibit

2.

Türkçesi “ayarlamak, düzenlemek” ve eş anlamlısı “regulate” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) include C) adjust

B) dare D) curtail

2.

This drug inhibits the growth of tumours. A) hamper C) condemn

E) abate

3.

Türkçesi “azaltmak” ve zıt anlamlısı “increase” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) arrange C) relinquish

B) justify

3.

He ordered the massacre of 2,000 women and children. A) manifestation

B) dispute D) impede

B) slaughter C) potency

E) curtail

4.

Türkçesi “doğuştan” ve eş anlamlısı “inborn” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) potent C) incidental

5.

B) inherent D) credible E) adjustable

Türkçesi “üzüntü, hayal kırıklığı” ve eş anlamlısı “disappointment” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) dismay C) inhibition

B) discretion D) forecast E) justification

www.iremyayincilik.com.tr

49

www.iremyayincilik.com.tr

8

8

8

8

8

8

8

8 8

8. GÜNÜN KELİMELERİ modify

mitigate

obstinate

intrinsic

fatal

hasty

impact

inadequate

diffuse

dwarf

entrepreneur

convert

deduce from

deliberately

accuse

accustomed to

arbitrary

arise (from)

beat

case

MODIFY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Değiştirmek : The proposals were not reasonable and were only accepted in a modified form. : Öneriler mantıklı değildi ve ancak değiştirilerek kabul edildi. : Change, alter, shift, vary : Modification (n)

MITIGATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Azaltmak : It isn’t certain how to mitigate the effects of tourism on the island. : Turizmin ada üzerindeki etkilerinin nasıl azaltılacağı belli değil. : Lessen, ease : Aggravate : Mitigating (adj), mitigation (n)

OBSTINATE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İnatçı : He can be very obstinate at times. : Bazen çok inatçı olabiliyor. : Stubborn : Compliant : Obstinacy (n)

INTRINSIC (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Asıl, esas, kendine özgü, içten gelen : Maths is an intrinsic part of the school curriculum. : Matematik okul müfredatının temel bir parçasıdır. : Inherent, inborn, basic : Extrinsic : Intrinsically (adv)

FATAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Ölümcül : This illness is fatal in almost all cases. : Bu hastalık hemen her vakada ölümcüldür. : Mortal, deadly, lethal : Teeming with life : Fatality (n)

50

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

HASTY (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Acele, hızlı : He warned against making hasty decisions. : Acele kararlar vermeye karşı uyardı. : Hurried, speedy : Slow, deliberate : Hastily (adv), hasten (v)

IMPACT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Etki, çarpma : The impact of the crash reduced the car to a third of its original length. : Çarpmanın etkisi arabayı orjinal uzunluğunun üçte birine küçülttü. : Effect, influence : Impact (v), impacted (adj)

INADEQUATE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yetersiz : This work is extremely inadequate - you'll have to do it again. : Bu çalışma çok yetersiz. Tekrar yapmak zorunda kalacaksın. : Insufficient, deficient, not enough : Adequate, enough : Inadequately (adv), inadequacy (n)

DIFFUSE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yaymak : Oxygen diffuses from the lungs into the bloodstream. : Oksijen ciğerlerden kana karışır. : Scatter, spread : Assemble, draw : Diffusion (n), diffuse (adj)

DWARF (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Cüce : Snow White and the Seven Dwarves is known to everybody. : Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler herkesçe bilinir. : Very short person : Tall : Dwarf (v)

51

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

ENTREPRENEUR (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Girişimci, yatırımcı : He was one of the entrepreneurs of the eighties and made lots of money. : Seksenli yılların girişimcilerinden biriydi ve çok para kazandı. : Capitalist, industrialist, investor : Entrepreneurial (adj)

CONVERT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Dönüştürmek, değiştirmek : He converted to Catholicism when he got married. : Evlenince Katolik oldu. : Turn into, alter, change, transform : Keep stable : Convert (n), conversion (n)

DEDUCE from (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Çıkarım yapmak, sonucuna varmak : The police have deduced that he must have left his apartment yesterday evening. : Polisler onun dün akşam evden çıkmış olduğu sonucuna vardı. : Infer from : Deduction (n)

DELIBERATELY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kasıtlı, bilerek : I'm sure he says these things deliberately to annoy me. : Eminim bunları beni kızdırmak için kasıtlı olarak söylüyor. : Intentionally, on purpose : Accidentally, by chance, by accident : Deliberate (adj), deliberation (n)

ACCUSE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Suçlamak : Are you accusing me of lying? : Beni yalan söylemekle mi suçluyorsun? : Blame, charge, indict, reproach : Discharge, defend, release : Accused (adj), accuser (n), accusation (n)

52

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

ACCUSTOMED to (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Alışkın olmak, alıştırmak : The army accustomed him to discipline. : Askerlik onu disipline alıştırdı. : Be used to, be addicted to : Be unfamiliar to, feel strange, odd : Accustom (v)

ARBITRARY (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Rasgele, keyfi, otoriter : What guided your decision or was it arbitrary? : Senin kararını ne yönlendirdi, ya da kararın keyfi miydi? : Random, chance, dictatorial : Arbitrate (v), arbitration (n)

ARISE from (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: -den doğmak, kaynaklanmak : Are there any matters arising from the last meeting? : Son toplantıdan ortaya çıkan herhangi bir problem var mı? : Originate from, proceed, spring, result from, emerge from : lead to, give rise to, result in

BEAT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yenmek, bozguna uğratmak, vurmak : They saw him beating his dog with a stick. : Onu köpeğine sopayla vururken gördüler. : Defeat, strike, hit : Lose : Beaten (adj), beater (n), beating (n)

CASE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Durum, vaka : I wouldn't normally agree but it will be an exception in this case. : Normalde kabul etmezdim ama bu durumda bir istisna olacak. : Condition, situation

53

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

8. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. modify

a. stubborn

2. mitigate

b. inherent, inborn, basic

3. obstinate

c. mortal, deadly, lethal

4. intrinsic

d. lessen, ease

5. fatal

e. change, alter, shift, vary

B. 1. hasty

a. scatter, spread

2. impact

b. insufficient,, not enough

3. inadequate

c. very short person

4. diffuse

d. hurried, speedy

5. dwarf

e. effect, influence

C. 1. entrepreneur

a. turn into, alter, change, transform

2. convert

b. intentionally, on purpose

3. deduce

c. blame, charge, indict, reproach

4. deliberately

d. capitalist, industrialist, investor

5. accuse

e. infer

D. 1. accustomed to

a. condition, situation

2. arbitrary

b. originate from, result from, emerge from

3. arise from

c. be used to, be addicted to

4. beat

d. defeat, strike, hit

5. case

e. random, chance, dictatorial

www.iremyayincilik.com.tr

54

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. mitigate

a. slow, deliberate

2. obstinate

b. extrinsic

3. intrinsic

c. aggravate

4. fatal

d. teeming with life

5. hasty

e. compliant

B. 1. inadequate

a. accidentally, by chance, by accident

2. diffuse

b. keep stable

3. convert

c. assemble, draw

4. deliberately

d. adequate, enough, sufficient

C. 1. accuse

a. lead to, give rise to, result in

2. accustomed to

b. lose

3. arise from

c. discharge, defend, release

4. beat

d. be unfamiliar to, feel strange, odd

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. fatal

1. inatçı

defend

accuse

2. kasıtlı olarak

teeming with life

arise from

3. ölümcül

lead to

deliberately

4. suçlamak

compliant

obstinate

5. -den kaynaklanmak

accidentally

www.iremyayincilik.com.tr

55

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

5. SYNONYM FINDER

Türkçesi “değiştirmek” ve eş anlamlısı “modify” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) mitigate C) aggravate

B) alter D) ease

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

E) influence

The police have deduced that he must have left his apartment yesterday evening. A) indict

B) convert C) infer

2.

Türkçesi “yetersiz” ve zıt anlamlısı “sufficient” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) inadequate C) deliberate

3.

Genellikle “to” edatı ile kullanılan ve Türkçesi “alışkın olmak” anlamına gelen kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) arbitrary C) deduce

4.

B) dwarf D) accused E) accustomed

2.

I'm sure he says these things deliberately to annoy me. A) on purpose

B) intrinsically C) hastily

3.

Oxygen diffuses from the lungs into the bloodstream. A) convert

B) arise D) convert E) accustomed

B) spread C) defeat

Türkçesi “yaymak” ve eş anlamlısı “scatter” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) modify C) assemble

B) lessen D) diffuse E) guess

5.

Genellikle “of” edatı ile kullanılan ve eş anlamlıları “blame for, be charged with” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) deduce C) accuse

B) convert D) infer E) accustom

www.iremyayincilik.com.tr

56

www.iremyayincilik.com.tr

9

9

9

9

9

9

9

9 9

9. GÜNÜN KELİMELERİ ban

pursue

affiliate

affluent

convene

damage

coincide

enormous

dissolve

hurricane

hinder

horizontal

instinct

indefinitely

guilt

quantity

paradise

mandatory

repeal

litter

BAN (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yasaklamak, müsade etmemek : The film was banned in several countries. : Film birçok ülkede yasaklandı. : Prohibit, forbid : Let, allow : Ban (n)

PURSUE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Takip etmek, izlemek : The car was pursued by helicopters. : Araba helikopterler tarafından takip edildi. : Follow, chase, succeed : Pursuer (n), pursuit (n)

AFFILIATE with (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Bağlamak, ilişkilendirmek, ilişki içinde olmak : The school is affiliated with a national association. : Okul ulusal bir kuruluş ile bağlantılı. : Associate, connect, incorporate : Seperate, dissociate : Affiliation (n), affinity (n)

AFFLUENT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Zengin, gelişmiş : Affluent nations always have the power. : Zengin ülkeler her zaman güç sahibidir. : Rich, wealthy, prosperous, well-off : Poor, unwealthy : Affluence (n)

CONVENE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Toplanmak : The council will be convening on the morning of the 25th. : Konsey ayın 25’i sabahı toplanacak. : Meet, assemble : Dismiss : Convention (n)

57

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

DAMAGE (v/n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Zarar, ziyan görmek : Many buildings were badly damaged during the war. : Savaş esnasında birçok bina ciddi hasar gördü. : Harm, injury : Benefit : Damages (tazminat) (n)

COINCIDE with (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Tesadüfen kesişmek, uyuşmak : Our views coincide on a range of subjects. : Birçok konuda fikirlerimiz uyuşuyor. : Match, correspond, agree : Coincidence (n)

ENORMOUS (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Büyük, devasa : He earns an enormous salary. : O çok iyi maaş alıyor. : Tremendous, vast : Tiny, small : Enormously (adv), enormousness (n)

DISSOLVE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Eritmek : Nitric acid will dissolve most animal tissue. : Nitrik asit hayvan dokularının çoğunu eritir. : Melt, thaw : Solidify

HURRICANE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Kasırga : The state of Florida was hit by a hurricane that did serious damage. : Florida eyaletinde ciddi zararlara yol açan bir kasırga meydana geldi. : Storm

58

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

HINDER (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Engellemek : Strong winds have hindered firefighters in their efforts to put out the fire. : Şiddetli rüzgarlar itfaiyecilerin yangını söndürme çabalarını engelledi. : Hamper, prevent, impede, obstruct : Facilitate : Hindrance (n)

HORIZONTAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yatay : Keep the patient horizontal with the feet slightly raised. : Hastayı ayakları biraz yukarıya gelecek şekilde yatay olarak tutun. : Parallel, flat : Vertical : Horizontally (adv)

INSTINCT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İçgüdü : It is their instinct that tells the birds when to begin their migration. : Kuşlara ne zaman göç edeceklerini söyleyen içgüdüleridir. : Natural feeling, impulse : Reason : instinctive (adj)

INDEFINITELY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Süresiz olarak, sonsuza dek : We cannot wait indefinitely. You had better hurry up. : Sonsuza dek bekleyemeyiz. Acele etsenız iyi olur. : Forever

GUILT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Suç : Both suspects admitted their guilt to the police. : Her iki şüpheli de suçlarını polise itiraf etti. : Crime, offence : Innocence : Guilty (adj)

59

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

QUANTITY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Nicelik, miktar : We consumed vast quantity of food and drink that night. : O gece bol miktarda yiyecek ve içecek tükettik. : Amount, greatness, bulk, extent, size : Quantitative (adj), quantitatively (adv).

PARADISE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Cennet : They believe they'll go to paradise after they die. : Öldükten sonra cennete gideceklerine inanıyorlar. : Heaven : Hell

MANDATORY (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Zorunlu : Athletes must undergo a mandatory drugs test before competing in the championship. : Sporcular şampiyonada yarışmadan önce zorunlu doping testinden geçmek zorunda. : Obligatory, compulsory, required : Mandate (v)

REPEAL (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: (Yasayı) yürülükten kaldırmak, iptal etmek : If a government repeals a law, it causes that law no longer to have any legal force. : Eğer bir hükümet bir yasayı yürülükten kaldırırsa, bu artık o yasanın yasal gücünün ortadan kalkmasına neden olur. : Revoke, annul : enact : Repeal (n)

LITTER (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: Çöp : About 2% of fast-food packaging ends up as litter. : Fast-food paketlerinin yüzde ikisi çöp haline gelmektedir. : Rubbish, garbage : Order, cleanliness : Litter (v)

60

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

9. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. ban

a. associate, connect, incorporate

2. pursue

b. rich, wealthy, prosperous, well-off

3. affiliate

c. meet, assemble

4. affluent

d. follow, chase, succeed

5. convene

e. prohibit, forbid

B. 1. damage

a. melt, thaw

2. coincide

b. tremendous, vast

3. enormous

c. storm

4. dissolve

d. harm, injury

5. hurricane

e. match, correspond, agree

C. 1. hinder

a. crime, offence

2. horizontal

b. natural feeling, impulse

3. instinct

c. hamper, prevent, impede, obstruct

4. indefinitely

d. forever

5. guilt

e. parallel, flat

D. 1. quantity

a. heaven

2. paradise

b. revoke, annul

3. mandatory

c. rubbish, garbage

4. repeal

d. amount, greatness, bulk, extent, size

5. litter

e. obligatory, compulsory, required

www.iremyayincilik.com.tr

61

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. ban

a. dismiss

2. affiliate

b. poor, unwealthy

3. affluent

c. seperate, dissociate

4. convene

d. let, allow

B. 1. damage

a. solidify

2. enormous

b. facilitate

3. dissolve

c. benefit

4. hinder

d. tiny, small

C. 1. horizontal

a. reason

2. instinct

b. hell

3. guilt

c. enact

4. paradise

d. vertical

5. repeal

e. innocence

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. repeal

1. zengin

benefit

hinder

2. zarar

innocence

affluent

3. engellemek

enact

guilt

4. suç

unwealthy

damage

5. yürürlükten kaldırmak

facilitate

www.iremyayincilik.com.tr

62

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

1.

4. MULTIPLE CHOICE

5. SYNONYM FINDER

Zıt anlamlısı “allow” ve Eş anlamlısı “prohibit” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir?

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz.

A) pursue C) convene

B) affiliate D) ban

1.

E) dismiss

If a government repeals a law, it causes that law no longer to have any legal force. A) annul

B) enact C) hinder

2.

Türkçesi “zengin” ve Eş anlamlısı “prosperous” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) beneficial C) affluent

B) enormous D) tiny

2.

A) quantitative

E) vertical

3.

4.

3.

B) horizontally D) vertically E) indefinitely

Strong winds have hindered firefighters in their efforts to put out the fire. A) facilitate

B) solidify C) hamper

Türkçesi “büyük, devasa” ve Eş anlamlısı “vast” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) affluent C) well-off

5.

B) compulsory C) guilty

Türkçesi “süresiz olarak” ve Eş anlamlısı “forever” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) quantitatively C) enormously

Athletes must undergo a mandatory drugs test before competing in the championship.

B) enormous D) tiny E) instinctive

Türkçesi “suç” ve Zıt anlamlısı “innocence” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) guilt C) heaven

B) quantity D) litter E) repeal

www.iremyayincilik.com.tr

63

www.iremyayincilik.com.tr

10

10

10

10

10

10

10

10 10

10. GÜNÜN KELİMELERİ merciful

recruit

moist

nuisance

nurture

split

genuine

gigantic

dispose

dull

disdain

establish

exploit

extend

collaborate

craft

delusion

altitude

ability

shipment

MERCIFUL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Merhametli, insaflı, bağışlayıcı : "God is merciful." said the priest. : Rahip “Tanrı merhametlidir.’’ dedi. : Tender, lender, forgiving : Cruel, severe, pitiless : Mercy (v), mercifully (adv)

RECRUIT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İşe almak, askere almak : Even young boys under 18 are now being recruited into the army. : 18 yaşından küçük gençler bile şimdi askere alınıyor. : Employ, enroll : Sack, fire, dismiss : Recruit (n), recritment (n)

MOIST (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Rutubetli, nemli : Keep the soil in the pot moist, but not too wet. : Kaptaki toprağı nemli tut, ama çok ıslak olmasın. : Damp, humid, wet : Dry : Moisture (n), moisten (v)

NUISANCE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Dert, baş belası : It's such a nuisance having to rewrite those letters. : Bu mektupları yeniden yazmak zorunda kalmak tam anlamıyla bir dert. : Trouble, problem : Pleasure, delight

NURTURE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Bakmak, beslemek, geliştirmek : She wants to stay home and nurture her children. : Evde kalıp çocuklarına bakmayı istiyor. : Look after, cultivate, rear : Neglect : Nurture (n)

64

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

SPLIT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Bölmek, ayırmak : The teacher split the children into three groups. : Öğretmen çocukları üç gruba ayırdı. : Divide : Unite, bring together : Split (n)

GENUINE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Gerçek, hakiki : If it is a genuine Michelangelo drawing, it might sell for millions. : Eğer bu gerçek bir Michelangelo tablosuysa, milyonlarca dolara satılabilir. : Real, authentic : Fake, counterfeit : Genuinely (adv), genuineness (n)

GIGANTIC (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Devasa, çok büyük : The cost has been gigantic. : Maliyet çok fazla. : Massive, immense : Tiny, minute : Gigantically (adv)

DISPOSE of (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Atmak, kurtulmak, yenmek : It took a mere five minutes for the world champion to dispose of his opponent : Dünya şampiyonunun rakibini yenmesi sadece 5 dakika sürdü. : Throw out, get rid of, discard : Absorb, take in : Disposal (n)

DULL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: Sıkıcı : He's pleasant enough, but deadly dull. : O yeterince hoş ama çok sıkıcı. : Boring, tedious : Enjoyable, entertaining : Dullness (n), dully (adv)

65

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

DISDAIN (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Küçümseme, hor görme : My dear wife speaks with disdain about white people. : Sevgili eşim beyazlar hakkında küçümseyerek konuşuyor. : Scorn, despise, disregard : Respect, admire : Disdainful (adj)

ESTABLISH (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kurmak : Their company was established in 1822. : Şirketleri 1822’de kuruldu. : Found, set up : Demolish, destruct : Establishment (n)

EXPLOIT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Sömürmek, faydalanmak : Laws exist to stop companies exploiting their employees. : Yasalar, şirketlerin çalışanlarını sömürmelerine son vermek için vardır. : Misuse, abuse : Utilize : Exploitation (n), exploitable (adj)

EXTEND (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Uza(t)mak, sürmek, yardım, kredi v.b. vermek : The path extends beyond the end of the road. : Patika yolun sonundan öteye uzuyor. : Stretch, prolong : Shorten : Extension (n), extent (n)

COLLABORATE with (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: İşbirliği yapmak, beraber çalışmak : Two writers collaborated on the script for the film. : Film senaryosu için iki yazar birlikte çalıştı. : Work together, cooperate : Work individually : Collaboration (n)

66

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

CRAFT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Beceri, hüner, sanat : The craft of 7furniture making is very difficult. : Mobilya yapma sanatı çok zordur. : Talent, ability, gift, knack : Craft (v), craftsman (n)

DELUSION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Yanılma, hile, aldatma : He's under the delusion that he will be promoted this year. : Bu sene terfi edeceği konusunda yanılıyor. : Illusion, fallacy, deception : Delusive (adj), delusively (adv)

ALTITUDE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Yükseklik : We are currently flying at an altitude of 15.000 metres. : Şu anda 15.000 metre yükseklikte uçuyoruz. : Height, elevation, ascent : Depth

ABILITY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yetenek, kabiliyet : She has the ability to play the guitar. : Onun gitar çalma yeteneği var. : Skill, talent, gift, knack, capability, competence : Inability, incompetence : Able (adj)

SHIPMENT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Sevkiyat : A shipment of urgent medical supplies is expected to arrive very soon. : Acil tıbbi techizat sevkiyatının çok yakında ulaşması bekleniyor. : Delivery : Ship (v)

67

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

10. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. Aşağıda kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz A. 1. merciful

a. damp, humid, wet

2. recruit

b. trouble, problem

3. moist

c. look after, cultivate, rear

4. nuisance

d. employ, enroll

5. nurture

e. tender, lender, forgiving

B. 1. split

a. boring, tedious

2. genuine

b. massive, immense

3. gigantic

c. divide

4. dispose

d. throw out, get rid of, discard

5. dull

e. real, authentic

C. 1. disdain

a. stretch, prolong

2. establish

b. misuse, abuse

3. exploit

c. work together, cooperate

4. extend

d. scorn, despise, disregard

5. collaborate

e. found, set up

D. 1. craft

a. illusion, fallacy, deception

2. delusion

b. skill, talent, gift, knack, capability, competence

3. altitude

c. delivery

4. ability

d. talent, ability, gift, knack

5. shipment

e. height, elevation, ascent

www.iremyayincilik.com.tr

68

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. merciful

a. pleasure, delight

2. recruit

b. dry

3. moist

c. sack, fire, dismiss

4. nuisance

d. cruel, severe, pitiless

B. 1. split

a. fake, counterfeit

2. genuine

b. unite, bring together

3. gigantic

c. absorb, take in

4. dispose

d. tiny, minute

C. 1. dull

a. demolish, destruct

2. disdain

b. utilize

3. establish

c. enjoyable, entertaining

4. exploit

d. respect, admire

D. 1. extend

a. inability, incompetence

2. collaborate

b. depth

3. altitude

c. work individually

4. ability

d. shorten

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. ability

1. kurmak

entertaining

dull

2. yükseklik

incompetence

extend

3. yetenek

shorten

altitude

4. sıkıcı

demolish

establish

5. uzatmak

depth

www.iremyayincilik.com.tr

69

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

1.

4. MULTIPLE CHOICE

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “tender” ve Türkçesi “merhametli” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir?

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz.

A) cruel C) humid

B) merciful D) genuine

1.

E) massive

A shipment of urgent medical supplies is expected to arrive very soon. A) knack

B) delivery C) altitude

2.

Genellikle “of” edatı ile kullanılan, Türkçesi “atmak, kurtulmak” ve Eş anlamlısı “discard” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) dispose C) disdain

2.

B) admire D) establish

Laws exist to stop companies exploiting their employees. A) prolong

3.

Phrasal Verb olarak eş anlamlısı “set up” ve Türkçesi “kurmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) destruct C) utilize

B) found C) abuse

E) demolish

3.

Even young boys under 18 are now being recruited into the army. A) enroll

B) exploit D) collaborate

B) dismiss C) nurture

E) establish

4.

Eş anlamlısı “height” ve Türkçesi “yükseklik” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) gift C) shipment

B) incompetence D) altitude E) craft

5.

Eş anlamlısı “despise” ve Türkçesi “küçümseme” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) demolish C) disdain

B) misuse D) extend E) shorten

www.iremyayincilik.com.tr

70

www.iremyayincilik.com.tr

11

11

11

11

11

11

11

11 11

11. GÜNÜN KELİMELERİ severe

withold

withstand

rival

zest

vintage

verify

vermin

unilateral

vacuum

acquire

adopt

clumsy

excavate

enlighten

diverge

rampant

perplex

rebel

massive

SEVERE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Ciddi, sert, önemli : This is a school for children with severe learning difficulties. : Bu okul ciddi öğrenme zorlukları çeken çocuklar içindir. : Serious, acute : Mild, flexible : Severity (n), severely (adv)

WITHOLD (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Tutmak, vermemek, korumak, saklamak : During the trial, the prosecution was accused of withholding crucial evidence from the defence. : Duruşma esnasında davacı, savunmadan çok önemli delilleri saklamakla suçlandı. : Reserve, hold back : Release, give

WITHSTAND (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Karşı koymak, dayanmak : They have designed a bridge to withstand earthquakes. : Depreme dayanabilecek bir köprü tasarladılar. : Stand against, resist, oppose : Concede, submit

RIVAL (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Rakip : The companies produce rival versions of the toy. : Firmalar oyuncağın rakip versiyonlarını üretiyor. : Opponent, competitor : Rival (v), rivalry (n), rival (adj)

ZEST (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Keyif, neşe, heves : It's wonderful to see the children's zest for life. : Çocukların yaşama heveslerini görmek harika. : Excitement, enthusiasm, eagerness, smack : Zestful (adj), zestfully (adv)

71

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

VINTAGE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Eski : Vintage toys are sought-after by most people. : Çoğu insan eski oyuncakların peşinde koşmaktadır. : Old, antique : New, recent : Vintage (n)

VERIFY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Doğrulamak : Are you able to verify your account/allegation/report/theory? : İfadeni/İddianı/İhbarını/Teorini doğrulayabilir misin? : Confirm, validate : Subvert, misrepresent : Verification (n)

VERMIN (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Zararlı hayvan, parazit : Flies, lice, rats, foxes and cockroaches can all be described as vermin. : Sinek, bit, fare ve hamam böceğinin tümü parazit olarak nitelendirilebilir. : Parasites, pest : Verminous (adj)

UNILATERAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Tek taraflı : The party leader has actually declared her support for unilateral nuclear disarmament. : Parti lideri tek taraflı nükleer silahsızlanmaya desteğini bilfiiil açıkladı. : One-sided : Multilateral : Unilaterally (adv), unilateralism (n)

VACUUM (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: Boşluk, hava boşluğu : Edison knew that he had to create a vacuum inside the lightbulb. : Edison ampulun içinde bir hava boşluğu bırakması gerektiğini biliyordu. : Empty space : Occupied : Vacuum (v)

72

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

ACQUIRE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Elde etmek : He began to acquire a reputation during the 16th century. : O 16. yüzyılda ün kazanmaya başladı. : Gain, obtain, earn, win, attain, achieve, get : Lose, surrender, miss : Acquirable (adj), acquisition (n)

ADOPT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle 1 Çevirisi Örnek Cümle 2 Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Benimsemek, kabul etmek, evlat edinmek : They've adopted a baby girl. : Onlar, küçük bir kız çoçuğu evlat edindi. : I think it's time to adopt a different strategy. : Sanırım farklı bir strateji uygulamanın zamanı geldi. : Assume, approve, accept, foster, support : Reject, deny, abandon : Adoption (n)

CLUMSY (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Beceriksiz, yeteneksiz, sakar : That's the third glass you've smashed this week, - you're so clumsy! : Bu, bu hafta kırdığın üçüncü bardak, çok sakarsın! : Awkward, unskilled : Talented, gifted : Clumsily (adv), clumsiness (n)

EXCAVATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kazmak : Tintagel Castle, the reputed birthplace of King Arthur, is being excavated for the first time. : Kral Arthur’un ünlü doğum yeri olan Tintagel kalesi ilk kez kazılıyor. : Dig, dig up : Inter, bury : Excavation (n)

ENLIGHTEN (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Aydınlatmak : I don't understand this. Could you enlighten me on this issue? : Bunu anlamadım. Beni bu konuda aydınlatabilir misin? : Shed light on, illuminate : Darken : Enlightened (adj), enlightenment (n)

73

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

DIVERGE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Sapmak, yön değiştirmek : They walked along the road together until they reached the village, but then their paths diverged. : Köye ulaşana kadar yol boyunca beraber yürüdüler ancak daha sonra yolları ayrıldı. : Deviate, move away : Join, converge : Divergence (n), divergent (adj)

RAMPANT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Yaygın, aşırı boyutlara varmış, her tarafa yayılmış : Disease is quite rampant in overcrowded cities. : Kalabalık şehirlerde hastalık oldukça yaygın. : Widespread, increasing, prevalent

PERPLEX (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Şaşırtmak, kafasını karıştırmak : The disease has continued to perplex doctors. : Hastalık doktorları şaşırtmaya devam ediyor. : Bewilder, confuse, astonish : Perplexing (adj), perplexity (n)

REBEL against (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Ayaklanmak, isyan etmek, karşı gelmek : The people rebelled against the new government. : İnsanlar yeni hükümete karşı ayaklandılar. : Revolt, rise up : Rebellious (adj), rebellion (n)

MASSIVE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Büyük, kocaman : They've got a massive house. : Devasa bir evleri var. : Huge, immense : Small, slight : Massively (adv), massiveness (n)

74

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

11. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. severe

a. excitement, enthusiasm, eagerness

2. withold

b. stand against, resist, oppose

3. withstand

c. serious, acute

4. rival

d. opponent, competitor

5. zest

e. reserve, hold back

B. 1. vintage

a. one-sided

2. verify

b. parasites, pest

3. vermin

c. empty space

4. unilateral

d. old, antique

5. vacuum

e. confirm, validate

C. 1. acquire

a. assume, approve, accept, foster

2. adopt

b. dig, dig up

3. clumsy

c. shed light on, illuminate

4. excavate

d. gain, obtain, earn, win, attain, achieve

5. enlighten

e. awkward, unskilled

D. 1. diverge

a. bewilder, confuse, astonish

2. rampant

b. revolt, rise up

3. perplex

c. huge, immense

4. rebel

d. widespread, increasing, prevalent

5. massive

e. deviate, move away

www.iremyayincilik.com.tr

75

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. severe

a. concede, submit

2. withold

b. new, recent

3. withstand

c. mild, flexible

4. vintage

d. release, give

B. 1. verify

a. reject, deny, abandon

2. unilateral

b. occupied

3. vacuum

c. subvert, misrepresent

4. acquire

d. lose, surrender, miss

5. adopt

e. multilateral

C. 1. clumsy

a. darken

2. excavate

b. join, converge

3. enlighten

c. small, slight

4. diverge

d. inter, bury

5. massive

e. talented, gifted

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. unilateral

1. tutmak, saklamak

darken

enlighten

2. eski

multilateral

adopt

3. tek taraflı

reject

vintage

4. aydınlatmak

release

withold

5. benimsemek, kabul etmek

recent

www.iremyayincilik.com.tr

76

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “opponent” ve Türkçesi “rakip” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) zest C) rival

B) vintage D) vermin

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

E) clumsy

During the trial, the prosecution was accused of withholding crucial evidence from the defence. A) acquire

B) adopt C) reserve

2.

Eş anlamlısı “confirm” ve Türkçesi “doğrulamak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) oppose C) subvert

B) release D) obtain

2.

A) resist

E) verify

3.

B) verify C) surrender

“Benimsemek, kabul etmek, evlat edinmek” gibi farklı anlamları olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) adopt C) enlighten

They have designed a bridge to withstand earthquakes.

3.

This is a school for children with severe learning difficulties. A) mild

B) achieve D) diverge

B) serious C) zestful

E) rebel

4.

Genellikle “against” edatı ile kullanılan, Eş anlamlısı “rise up” ve Türkçesi “isyan etmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) diverge C) illuminate

B) attain D) rebel E) deviate

5.

Eş anlamlısı “illuminate” ve Türkçesi “aydınlatmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) revolt C) converge

B) shed light on D) acquire E) perplex

www.iremyayincilik.com.tr

77

www.iremyayincilik.com.tr

12

12

12

12

12

12

12

12 12

12. GÜNÜN KELİMELERİ renown

neat

quality

plain

glitter

gaze

impulsive

hitherto

diligent

encounter

evaporate

evoke

fallacy

concede

curb

allocate

bustle

apparent

associate

asset

RENOWN (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Ün, şöhret : Her renown spread across the country. : Onun ünü ülkede her yere yayıldı. : Fame, reputation : Renowned (adj)

NEAT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Temiz, düzenli : She likes everything neat and tidy. : Herşeyin düzenli ve temiz olmasını ister. : Tidy : Untidy : Neaten (v), neatly (adv)

QUALITY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Nitelik, vasıf, kalite : Their products are of high quality. : Onların ürünleri çok yüksek kalitededir. : Characteristic, property, excellence : Quality (adj), qualitative (adj), qualitatively (adv)

PLAIN (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Sade, yalın : We've chosen a plain carpet and patterned curtains. : Biz sade bir halı ve desenli perdeler seçtik. : Simple : Complex : Plainly (adv)

GLITTER (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Işıldamak : Her diamond necklace glittered brilliantly under the spotlights. : Onun elmas kolyesi ışıklar altında parlıyordu. : Shine : Glitter (n), glittering (adj)

78

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

GAZE at (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Gözünü dikip bakmak, seyretmek : He spends hours gazing out of the window when he should be working. : Çalışması gerekirken camdan dışarı barakak saatler harcıyor. : Stare, look : Ignore : Gaze (n)

IMPULSIVE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Ani, içgüdüsel, fevri : Don't be so impulsive – think before you act. : Bu kadar fevri olma – hareket etmeden önce düşün. : Instinctive, intuitive, sudden : Cautious, reluctant : Impulsively (adv), impulse (v)

HITHERTO (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Şu ana kadar : She has hitherto improved her English considerably. : Şu ana kadar İngilizce’sini oldukça geliştirdi. : Up till now, so far, to date, thus far

DILIGENT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Çalışkan, başarılı : Their lawyer was extremely diligent in preparing their case. : Onların avukatı davalarını hazırlama konusunda oldukça başarılıydı. : Hardworking, studious, industrious : Lazy : Diligence (n)

ENCOUNTER (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Karşılaşmak : When did you first encounter these difficulties? : Bu zorluklarla ilk kez ne zaman karşılaştın? : Face, confront : Escape

79

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

EVAPORATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Buharlaşmak, yok olmak : Plants keep cool during the summer by evaporating water from their leaves. : Bitkiler yaz aylarında yapraklarından suyu buharlaştırarak serin kalır. : Vanish, dissolve, disappear : Solidify, harden : Evaporation (n)

EVOKE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Akla getirmek, hatırlatmak : This smell always evokes me my old school. : Bu koku bana hep eski okulumu hatırlatıyor. : Bring to mind, remind : Prevent, stop : Evocation (n), evocative (adj)

FALLACY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yanılgı, yanılsama : It is a common fallacy that women are worse drivers than men. : Bayanların erkeklerden daha kötü sürücü oldukları yaygın bir yanılgıdır. : False notion, deception, mistake : Truth, fact : Fallible (adj)

CONCEDE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kabul etmek : The student conceded that his term-paper was inadequate. : Öğrenci dönem ödevinin eksik olduğunu kabul etti. : Admit, accept : Refuse, reject, deny : Concession (n), conceder (n)

CURB (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Kontrol altına almak : The Government should act to curb tax evasion. : Hükümet vergi kaçırmayı kontrol altına almak için harekete geçmeli. : Control, check : Curb (n)

80

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

ALLOCATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Ayırmak, tahsis etmek : The government will allocate 10 million dollars for health education. : Hükümet sağlık eğitimi için 10 milyon dolar ayıracak. : Assign, allot, set apart : Withold, retain : Allocation (n)

BUSTLE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Hareketlilik, canlılık : I sat in a café and watched the bustle of the street outside. : Bir kafede oturdum ve caddedeki hareketliliği izledim. : Movement, vividness : Recession, stability : Bustle (v), bustling (adj)

APPARENT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Görünürde, belli olan : Her unhappiness was apparent to everyone. : Mutsuzluğu herkesçe görülüyordu. : Obvious, clear, noticable : Gloomy, covered : Apparently (adv)

ASSOCIATE with (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İlişkilendirmek, bağlantı kurmak : Most people associate this brand with good quality. : Birçok kişi bu markayı iyi kalite ile bir tutar (ilişkilendirir). : Connect, relate, link, join, combine : Disconnect : Associate (n), assocation (n)

ASSET (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Kazanç, mal varlığı, artı yön : Knowledge of foreign languages is a real asset in this sort of work. : Böyle bir işte yabancı dil bilmek gerçekten bir avantajdır. : Advantage, benefit, possession : Harm, deficit

81

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

12. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. renown

a. characteristic, property, excellence

2. neat

b. simple

3. quality

c. shine

4. plain

d. tidy

5. glitter

e. fame, reputation

B. 1. gaze

a. hardworking, studious, industrious

2. impulsive

b. up till now, so far, to date, thus far

3. hitherto

c. face, confront

4. diligent

d. stare, look

5. encounter

e. instinctive, intuitive, sudden

C. 1. evaporate

a. bring to mind, remind

2. evoke

b. admit, accept

3. fallacy

c. control, check

4. concede

d. vanish, dissolve, disappear

5. curb

e. false notion, deception, mistake

D. 1. allocate

a. connect, relate, link, join, combine

2. bustle

b. obvious, clear, noticable

3. apparent

c. advantage, benefit, possession

4. associate

d. assign, allot, set apart

5. asset

e. movement, vividness

www.iremyayincilik.com.tr

82

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. neat

a. lazy

2. plain

b. ignore

3. gaze

c. escape

4. diligent

d. untidy

5. encounter

e. complex

B. 1. evaporate

a. refuse, reject, deny

2. evoke

b. truth, fact

3. fallacy

c. prevent, stop

4. concede

d. solidify, harden

C. 1. allocate

a. harm, deficit

2. bustle

b. gloomy, covered

3. apparent

c. withold, retain

4. associate

d. disconnect

5. asset

e. recession, stability

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. apparent

1. çalışkan

truth

evaporate

2. hata, yanlış

refuse

diligent

3. buharlaşmak

gloomy

concede

4. kabul etmek

lazy

fallacy

5. açık, görünür

solidify

www.iremyayincilik.com.tr

83

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “reputation” ve Türkçesi “ün, şöhret” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) property C) gaze

B) glitter D) reknown

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

E) diligence

Knowledge of foreign languages is a real asset in this sort of work. A) benefit

B) fallacy C) allocation

2.

Genellikle “at” edatı ile kullanılan, Eş anlamlısı “stare” ve Türkçesi “bakmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) impulse C) gaze

3.

4.

B) glitter D) vanish E) encounter

Eş anlamlısı “confront” ve Türkçesi “karşılaşmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) solidify C) concede

2.

The government will allocate 10 million dollars for health education. A) retain

B) allot C) curb

3.

It is a common fallacy that women are worse drivers than men. A) concession

B) evoke D) deny E) encounter

B) evocation C) deception

Eş anlamlısı “control” ve Türkçesi “dizginlemek, kontrol altına almak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) allocate C) assign

B) curb D) retain E) associate

5.

Zıt anlamlısı “reject” ve Türkçesi “kabul etmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) concede C) remind

B) allot D) glitter E) encounter

www.iremyayincilik.com.tr

84

www.iremyayincilik.com.tr

13

13

13

13

13

13

13

13 13

13. GÜNÜN KELİMELERİ austere

bluntly

anticipate

ailment

accompany

accordingly

abduct

shift

secular

course

depart

constrain

deviate

devout

drought

eligible

fulfill

harass

peak

outweigh

AUSTERE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Sert, ciddi, katı : He experienced an austere childhood during the war. : Savaş sırasında zor bir çocukluk geçirdi. : Severe, serious, strict, stern, hard, harsh, rigid : Soft, indulgent : Austerity (n)

BLUNTLY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Açık, dürüst bir şekilde : To put it bluntly, you have to improve your English. : Açık olmak gerekirse, İngilizceni geliştirmek zorundasın. : Frankly, honestly : Indirectly, by implying : Blunt (adj)

ANTICIPATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Beklemek, ummak : They anticipate having several applications for the job. : İş için birçok başvuru olacağını umuyorlar. : Expect, await, foresee, forecast : Unforesee : Anticipation (n)

AILMENT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Hastalık : Nurses can treat minor ailments themselves. : Hemşireler küçük hastalıkları kendileri tedavi edebilir. : Illness, disease, complaint, disorder, malfunction : Health, peace : Ailing (adj)

ACCOMPANY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle 1 Çevirisi Örnek Cümle 2 Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: Eşlik etmek : Would you like me to accompany you? : Size eşlik etmemi ister misiniz? : Depression is always accompanied by insomnia. : Depresyon her zaman uykusuzluğu beraberinde getirir. : Go with, escort, attend, follow : Abandon, leave, quit, desert : Accomplice (n), accompanying (adj)

85

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

ACCORDINGLY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Uygun şekilde, bu nedenle, -e bağlı olarak : She's an expert in her field, and is well- paid accordingly. : Alanında uzman, buna bağlı olarak da iyi maaş alıyor. : Appropriately, consequently, therefore, hence, as a result : Inconsistently, conversely : Accord (n), accord (v)

ABDUCT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kaçırmak : They abducted the little innocent girl. : Onlar küçük, masum kızı kaçırdı. : Kidnap, seize, drag away : Restore, reinstate : Abduction (n), abductor (n)

SHIFT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Değişmek, değiştirmek, kımıldamak : The wind is expected to shift to the east tomorrow. : Rüzgarın yarın doğuya yönelmesi bekleniyor. : Change, alter, modify : Conserve, preserve : Shift (n)

SECULAR (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Laik : We live in an increasingly secular society, in which religion has less and less influence on our daily lives. : Dinin günlük hayatımızda çok az etkisinin olduğu, gittikçe daha da laikleşen bir toplumda yaşıyoruz. : Worldly : Religious : Secularism (n), secularist (adj), secularize (v)

COURSE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar www.iremyayincilik.com.tr

: Seyir, akış, yol, yön : The pilot avoided a collision by changing course. : Pilot istikameti değiştirerek bir çarpışmayı önledi. : Route, way, direction, drift

86

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

DEPART (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Ayrılmak, hareket etmek : The train for London departs from Platform 2. : Londra treni 2. perondan hareket edecek. : Leave, set off : Arrive, come : Departure (n)

CONSTRAIN (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Zorlamak, baskı altına almak, sınırlamak : The company's progress was constrained by the managers who refused to look forward. : Şirketin gelişimi, ileriyi görmek istemeyen yöneticiler yüzünden sınırlandı. : Force, compel, limit : Constraint (n), constrained (adj)

DEVIATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Sapmak, yön değiştirmek : The road deviates both to the right and left. : Yol hem sağa hem de sola doğru sapıyor. : Move away, diverge : Deviation (n)

DEVOUT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Dindar : He is a devout person who always goes to church. : O daima kiliseye giden dindar birisi. : Religious : Irreligious, indifferent : Devoutly (adv), devoutness (n)

DROUGHT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Kuraklık : This year a severe drought has ruined the crops. : Bu yıl ciddi bir kuraklık ekinleri mahvetti. : Dry season : Wet season, precipitation

87

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

ELIGIBLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Uygun, seçilebilir : Only people over 18 are eligible to vote. : Sadece 18 yaşın üzerindekiler oy verebilir. : Suitable, appropriate : Ineligible, ordinary : Eligibility (n)

FULFILL (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yerine getirmek : School fails if it does not fulfil the needs of its pupils. : Okul eğer öğrencilerin beklentilerini yerine getirmezse başarısız olur. : Execute, carry out, implement : Neglect, ignore, falsify : Fulfilling (adj), fulfillment (n)

HARASS (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Taciz etmek : Stop harassing me with your words! : Laflarınla beni taciz etmeyi kes! : Bother, pester : Harassed (adj), harassment (n)

PEAK (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Zirve : The climbers reached the peak in the end. : Dağcılar sonunda zirveye ulaştı. : Summit, zenith : Bottom : Peak (v), peak (adj)

OUTWEIGH (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Daha ağır basmak, daha önemli olmak : The benefits of this treatment far outweigh any risk. : Bu tedavinin faydaları herhangi bir riskten çok daha ağır basmaktadır. : Be greater in weight, be more than

88

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

13. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. austere

a. expect, await, foresee, forecast

2. bluntly

b. illness, disease, complaint

3. anticipate

c. go with, escort, attend, follow

4. ailment

d. frankly, honestly

5. accompany

e. severe, serious, strict

B. 1. accordingly

a. route, way, direction, drift

2. abduct

b. change, alter, modify

3. shift

c. appropriately, consequently, therefore, hence, as a result

4. secular

d. worldly

5. course

e. kidnap, seize, drag away

C. 1. depart

a. religious

2. constrain

b. move away, diverge

3. deviate

c. dry season

4. devout

d. leave, set off

5. drought

e. force, compel, limit

D. 1. eligible

a. execute, carry out, implement

2. fulfill

b. summit, zenith

3. harass

c. greater in weight, more

4. peak

d. suitable, appropriate

5. outweigh

e. bother, pester

www.iremyayincilik.com.tr

89

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. austere

a. unforesee

2. bluntly

b. health, peace

3. anticipate

c. abandon, leave, quit, desert

4. ailment

d. indirectly, by implying

5. accompany

e. soft, indulgent

B. 1. accordingly

a. religious

2. abduct

b. conserve, preserve

3. shift

c. arrive, come

4. secular

d. inconsistently, conversely

5. depart

e. restore, reinstate

C. 1. devout

a. wet season, precipitation

2. drought

b. neglect, ignore, falsify

3. eligible

c. bottom

4. fulfill

d. irreligious, indifferent

5. peak

e. ordinary

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. peak

1. hastalık

conserve

depart

2. değiştirmek

precipitation

ailment

3. ayrılmak

bottom

drought

4. kuraklık

health

shift

5. zirve

arrive

www.iremyayincilik.com.tr

90

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

1.

4. MULTIPLE CHOICE

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “await” ve Türkçesi “beklemek, ummak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir?

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz.

A) abandon C) anticipate

B) restore D) modify

1.

The road deviates both to the right and left. A) attend

E) depart

B) diverge C) anticipate

2.

Eş anlamlısı “religious” ve Türkçesi “dindar” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) indifferent C) eligible

2.

B) constrained D) ordinary

The country's progress was constrained by a leader who refused to look forward. A) foresee C) limit

E) devout

3.

Eş anlamlısı “suitable” ve Türkçesi “uygun, seçilebilir” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) eligible C) devout

B) abduct

3.

Depression is always accompanied by insomnia. A) escort

B) peak D) secular

B) alter C) reinstate

E) blunt

4.

Eş anlamlısı “disease” ve Türkçesi “hastalık” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) anticipation C) course

B) abduction D) ailment E) deviation

5.

Phrasal verb olarak eş anlamlısı “carry out” ve Türkçesi “yapmak, yerine getirmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) harass C) ignore

B) fulfill D) outweigh E) diverge

www.iremyayincilik.com.tr

91

www.iremyayincilik.com.tr

14

14

14

14

14

14

14

14 14

14. GÜNÜN KELİMELERİ precise

raise

gratify

illicit

insult

cite

defeat

decree

convince

revoke

wipe out

wisdom

withdraw

unique

prey

unrest

verge

trend

amass

bother

PRECISE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kesin, kati, tam : He caught me at the precise moment that I fainted. : Tam bayıldığım anda beni yakaladı. : Exact, definite : Vague, ambigious : Precision (n), precisely (adv)

RAISE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Artırmak, yükselmek, gündeme getirmek : The government is planning to raise taxes. : Hükümet vergileri artırmayı planlıyor. : Increase, rear, bring up, mention : Decrease, abate

GRATIFY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Memnun etmek, tatmin etmek : He was gratified to see how well his students had done. : Öğrencilerinin ne kadar iyi olduklarını görmek onu memnun etti. : Please, satisfy : Displease : Gratification (n)

ILLICIT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yasa dışı : The illicit trade in stolen vehicles is a controversial issue. : Çalıntı arabaların yasadışı ticareti tartışmalı bir konu. : illegal, unlawful : Legal : illicitly (adv)

INSULT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Aşağılamak, hakaret etmek : She made several insults about my appearance. : Benim görünüşümle ilgili birkaç hakarette bulundu. : Offend, look down on, humiliate : Honor, praise : Insult (n), insulting (adj)

92

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

CITE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Bahsetmek : The lawyer cited two similar cases. : Avukat benzer iki olaydan bahsetti. : Mention, talk about, refer to : Keep silent : Citation (n)

DEFEAT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yenmek, bozguna uğratmak : If we can defeat the Italian team, we'll be through to the final. : Eğer İtalyan takımını yenersek finale çıkacağız. : Beat, overcome : Win, gain : Defeat (n)

DECREE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: İlan etmek, duyurmak, buyurmak : The local council has decreed that the hospital should be closed. : Konsey hastanenin kapatılmasını kararlaştırdı. : Declare, announce, order : Decree (n)

CONVINCE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İkna etmek : He managed to convince the jury of his innocence. : Jüriyi masum olduğuna dair ikna etmeyi başardı. : Persuade, win over, bring round : Deter : Convinced (adj)

REVOKE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: İptal etmek, feshetmek, geri almak : The authorities have revoked their original decision to allow development of this rural area. : Yetkililer bu kırsal alanın gelişmesini sağlayacak asıl kararlarını iptal etti. : Cancel, annul, repeal : Revocation (n)

93

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

WIPE OUT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Silip süpürmek, kökünü kazımak : One bad harvest could wipe out all of a grower's profits for the previous two years. : Kötü bir hasat çitçinin önceki iki yılda elde ettiği karın tümünü silip süpürebilir. : Destroy, exterminate

WISDOM (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Bilgelik, akıl, sağduyu : He's got a weekly radio programme in which he dispenses wisdom on a variety of subjects. : Çeşitli konularda akıl verdiği haftalık bir radyo programı var. : Common sense, prudence, insight : Folly, idiocy, imbecility : Wise (adj)

WITHDRAW (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Geri çekmek : The UN has withdrawn its troops from the country. : BM askerlerini ülkeden çekti. : Take back, pull back, extract : Advance, enter, penetrate : Withdrawal (n)

UNIQUE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Eşsiz, benzersiz : Each person's genetic code is unique except in the case of identical twins. : Tek yumurta ikizleri hariç, her insanın gen yapısı benzersizdir. : Exclusive, only, single : Common, ordinary : Uniqueness (n), uniquely (adv)

PREY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Av, kurban : A hawk hovers in the air before swooping on its prey. : Bir şahin avına saldırmadan önce havada süzülür. : Victim

94

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

UNREST (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Huzursuzluk : It is feared that the civil unrest we are now witnessing could lead to full- scale civil war. : Bu aralar şahit olduğumuz iç huzursuzluğun çok geniş bir iç savaşa yol açacağından korkuluyor. : Uneasiness, restlessness : Rest, peace

VERGE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Eşik, kenar : They set up camp on the verge of the desert. : Çölün kenarına kamp kurdular. : Edge, threshold : Centre, midst

TREND (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Eğilim, moda : There's been a downward trend in sales in the last few years. : Son birkaç yılda satışlarda aşağı doğru bir eğilim var. : Tendency, fashion : Trendy (adj)

AMASS (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Biriktirmek, toplamak : She has amassed a huge fortune through her novels. : Romanları sayesinde büyük bir servet biriktirdi. : Accumulate, gather up, heap up, pile up : Disperse, scatter, waste, dissipate : Amasser (n)

BOTHER (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Sıkıntı vermek, zahmet vermek : Don't bother making the bed - I'll do it later. : Yatağı yapmaya zahmet etme, ben sonra yaparım. : Trouble : Relieve : Bother (n)

95

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

14. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. precise

a. please, satisfy

2. raise

b. illegal, unlawful

3. gratify

c. offend, look down on, humiliate

4. illicit

d. increase, rear, bring up, mention

5. insult

e. exact, definite

B. 1. cite

a. cancel, annul, repeal

2. defeat

b. declare, announce, order

3. decree

c. mention, talk about, refer to

4. convince

d. persuade, win over, bring round

5. revoke

e. beat, overcome

C. 1. wipe out

a. exclusive, only, single

2. wisdom

b. take back, pull back, extract

3. withdraw

c. victim

4. unique

d. destroy, exterminate

5. prey

e. common sense, prudence, insight

D. 1. unrest

a. edge, threshold

2. verge

b. accumulate, gather up, pile up

3. trend

c. trouble

4. amass

d. uneasiness, restlessness

5. bother

e. tendency, fashion

www.iremyayincilik.com.tr

96

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. precise

a. displease

2. raise

b. legal

3. gratify

c. honor, praise

4. illicit

d. decrease, abate

5. insult

e. vague, ambigious

B. 1. cite

a. advance, penetrate

2. defeat

b. deter

3. convince

c. common, ordinary

4. withdraw

d. keep silent

5. unique

e. win, gain

C. 1. unrest

a. disperse, scatter, waste, dissipate

2. verge

b. relieve

3. amass

c. rest, peace

4. bother

d. centre, midst

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. unrest

1. eşsiz, benzersiz

relieve

bother

2. ikna etmek

peace

cite

3. huzursuzluk

keep silent

convince

4. sıkıntıya sokmak

ordinary

unique

5. bahsetmek

deter

www.iremyayincilik.com.tr

97

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

5. SYNONYM FINDER

Zıt anlamlısı “ambigious” ve Türkçesi “kesin, net” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) vague C) precise

B) convinced D) wise

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

E) common

2.

A) wisdom

B) insult C) restlessness

Eş anlamlısı “illegal” ve Türkçesi “yasa dışı” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) definite C) persuaded

B) unique D) insulting

2.

B) precise C) illicit

Phrasal verb olarak Eş anlamlısı “look down on” ve Türkçesi “aşağılamak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) insult C) abate

Each person's genetic code is unique except in the case of identical twins. A) exclusive

E) illicit

3.

It is feared that the civil unrest we are now witnessing in this country

3.

The authorities have revoked their original decision to allow development of the rural area. A) deter

B) mention D) gratify

B) annul C) convince

E) defeat

4.

Zıt anlamlısı “displease” ve Türkçesi “memnun etmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) humiliate C) decree

B) overcome D) gratify E) repeal

5.

Zıt anlamlısı “penetrate” ve Türkçesi “geri çekmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) accumulate C) disperse

B) withdraw D) bother E) wipe out

www.iremyayincilik.com.tr

98

www.iremyayincilik.com.tr

15

15

15

15

15

15

15

15 15

15. GÜNÜN KELİMELERİ adequate

thrive

contradict

defer

deceit

delay

compulsion

concern

concession

exterminate

evasive

eminent

inquisitive

fatigue

fetch

spill

manufacture

option

necessary

magnificent

ADEQUATE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle 1 Çevirisi Örnek Cümle 2 Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yeterli : I didn't have adequate time to prepare. : Hazırlanmak için yeteri kadar vaktim olmadı. : Is there any language adequate to describe my feelings? : Duygularımı ifade etmeye yetecek herhangi bir dil var mı? : Competent, sufficient, capable, satisfactory, enough : Inferior, useless, incompetent, insufficient : Adequately (adv), adequacy (n)

THRIVE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Gelişmek, büyümek : His business thrived in the years before the war. : İşi savaştan önceki yıllarda büyüdü. : Prosper, flourish : Fail, decline : Thriving (adj)

CONTRADICT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Aksini söylemek, çelişmek : He kept contradicting himself when we were arguing. : Tartışırken kendisiyle sürekli çelişti. : Counter, oppose : Accept : Contradiction (n)

DEFER (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: Ertelemek : Can we defer making a decision until next week? : Karar verme sürecini gelecek haftaya kadar erteleyebilir miyiz? : Put off, postpone, delay : Hurry, hasten, quicken : Deferment (n)

99

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

DECEIT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Aldatma, dolandırma : When the newspapers published the full story, all his earlier deceits were revealed. : Gazeteler hikayenin tümünü yayınladıklarında onun önceki tüm kirli çamaşırları ortaya çıktı. : Deception, fraud, cheating : Honesty, sincerity : Deceitful (adj), deceive (v)

DELAY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Gecik(tir)mek : My plane was delayed for an hour. : Uçağım 1 saat rötar yaptı. : Defer, put off, postpone : Advance, hasten : Delay (n), delayed (adj)

COMPULSION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Zorlama, baskı : He was under compulsion when he was forced to talk. : Konuşmaya zorlandığında baskı altındaydı. : Force, urge : Compulse (v)

CONCERN with (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İlgilenmek, ilgili olmak : You had better not concern yourself with my problems. : Benim problemlerimle ilgilenmesen iyi olur. : Be related to/with, be interested in : be not related, ignore : Concerned (adj), concerning (prep)

CONCESSION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: İmtiyaz, hak, ödün, taviz : The government has granted concessions to three private telephone companies. : Hükümet üç telefon şirketine imtiyaz tanıdı. : Compromise, giving in : Concessional (adj), concessionary (adj)

100

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

EXTERMINATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yok etmek : Millions of Jewish people were exterminated in concentration camps in the Second World War. : Milyonlarca Yahudi İkinci Dünya Savaşında toplama kamplarında yok edildi. : Destroy, eradicate : Establish, found, invent : Extermination (n)

EVASIVE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kaçamaklı, kaçamak hareket : By the time the pilot realised how close the plane was to the building, it was too late to take evasive action. : Pilot uçağın binaya ne kadar yakın olduğunu farkettiğinde kazayı önleyecek manevrayı yapmak için çok geçti. : Elusive : Straightforward : Evade (v), evasion (n), evasively (adv)

EMINENT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Seçkin, ünlü, bilinen, saygın : He is thought to be an eminent historian. : Seçkin bir tarihçi olduğu düşünülüyor. : Famous, well-known, reputed, prominent : Notorious, mediocre : Eminence (n)

INQUISITIVE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Meraklı : She could see inquisitive faces looking out from the windows next door. : Yan daireden dışarı bakan meraklı yüzleri görebiliyordu. : Curious, inquiring : Uninterested : Inquire (v), Inquisitively (adv), inquisitiveness (n)

FATIGUE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Aşırı yorgunluk, bitkinlik, aşınma : She was suffering from fatigue and a stress-related illness. : O, yorgunluk ve stres kaynaklı bir hastalıktan muzdaripti. : Extreme tiredness, exhaustion : Freshness, vigour : Fatigue (v), fatigued (adj)

101

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

FETCH (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Alıp getirmek, kapmak : I have to fetch my mother from the station. : Gidip, annemi istasyondan almak zorundayım. : Go and bring : Put away, throw away

SPILL (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Dökmek, devirmek : I spilt coffee on my silk shirt. : İpek gömleğime kahve döktüm. : Leak, overturn, splash about : Spill (n), spillage (n)

MANUFACTURE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Üretmek, imal etmek : He works for a company that manufactures car parts. : Araba parçaları üreten bir firmada çalışıyor. : Make, produce, generate : Manufacture (n), manufacturer

OPTION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Seçenek, tercih : The best option would be to cancel the trip altogether. : En iyi seçenek turu tamamıyla iptal etmek. : Choice, alternative, preference : Optional (adj)

NECESSARY (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Gerekli : He lacks the necessary skills for the job. : İş için gerekli becerilerden yoksun. : Essential : Unnecessary : Necessitate (v), necessarily (adv)

MAGNIFICENT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Büyüleyici,görkemli, ihtişamlı, büyük, fevkalade : They live in a magnificent Tudor house. : Büyüleyici bir Tudor evinde yaşıyorlar. : Splendid, impressive : Ordinary, tiny : Magnificently (adv), magnificence (n)

102

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

15. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. adequate

a. prosper, flourish

2. thrive

b. put off, postpone, delay

3. contradict

c. deception, fraud, cheating

4. defer

d. competent, sufficient, enough

5. deceit

e. counter, oppose

B. 1. delay

a. be related to/with, be interested in

2. compulsion

b. compromise, giving in

3. concerned with

c. destroy, eradicate

4. concession

d. force, urge

5. exterminate

e. defer, put off, postpone

C. 1. evasive

a. extreme tiredness, exhaustion

2. eminent

b. curious, inquiring

3. inquisitive

c. go and bring

4. fatigue

d. elusive

5. fetch

e. famous, well-known, reputed, prominent

D. 1. spill

a. splendid, impressive

2. manufacture

b. choice, alternative, preference

3. option

c. leak, overturn, splash about

4. necessary

d. essential

5. magnificent

e. make, produce, generate

www.iremyayincilik.com.tr

103

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. adequate

a. accept

2. thrive

b. hurry, hasten, quicken

3. contradict

c. honesty, sincerity

4. defer

d. fail, decline

5. deceit

e. inferior, useless, incompetent, insufficient

B. 1. delay

a. straightforward

2. concerned with

b. establish, found, invent

3. exterminate

c. notorious, mediocre

4. evasive

d. advance, hasten

5. eminent

e. be not related, ignore

C. 1. inquisitive

a. freshness, vigour

2. fatigue

b. uninterested

3. fetch

c. ordinary, tiny

4. magnificent

d. put away, throw away

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. inquisitive

1. yeterli

decline

exterminate

2. büyümek, gelişmek

notorious

adequate

3. yok etmek/olmak

uninterested

eminent

4. ünlü, bilinen

insufficient

thrive

5. meraklı, ilgili

establish

www.iremyayincilik.com.tr

104

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

1.

4. MULTIPLE CHOICE

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “prosper” ve Türkçesi “büyümek, zenginleşmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir?

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz.

A) contradict C) compulse

1.

B) defer D) thrive

He lacks the necessary skills for the job. A) inferior

E) deceive

2.

Phrasal verb olarak Eş anlamlısı “put off” ve Türkçesi “ertelemek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) hasten C) defer

B) thriving C) essential

2.

She could see inquisitive faces looking out from the windows next door. A) curious

B) destroy D) found

B) notorious C) reputed

E) evade

3. 3.

Eş anlamlısı “reputed” ve Türkçesi “ünlü, bilinen” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) notorious C) essential

B) curious D) splendid

Millions of Jewish people were exterminated in concentration camps in the Second World War. A) establish

B) eradicate C) delay

E) eminent

4.

Eş anlamlısı “splendid” ve Türkçesi “büyüleyici” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) ordinary C) fatigue

5.

B) magnificient D) inquisitive E) prominent

Eş anlamlısı “leak” ve Türkçesi “dökmek, sızdırmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) spill C) fetch

B) generate D) inquire E) evade

www.iremyayincilik.com.tr

105

www.iremyayincilik.com.tr

16

16

16

16

16

16

16

16 16

16. GÜNÜN KELİMELERİ nourish

passion

penetrate

perennially

recurrence

succeed

far-fetched

ingenious

inhabit

detect

upheaval

utmost

wrangle

witness

yield to

yell

senseless

sentiment

sever

accomplish

NOURISH (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Beslemek : Children need plenty of good fresh food to nourish them. : Çocukların beslenmeleri için bol miktarda taze yiyeceğe ihtiyaçları vardır. : Feed, nurture : Starve : Nourishement (n), nourishing (adj)

PASSION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Tutku, hırs : Football arouses a good deal of passion among its supporters. : Futbol, taraftarlar arasında çok fazla tutku yaratır. : Love, desire, greed : Hatred, anger : Passionate (adj)

PENETRATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Girmek, nüfuz etmek : Amazingly, the bullet did not penetrate his brain. : Şaşırtıcı şekilde, mermi beynine girmedi. : Enter, go in : Exit, leave, set off : Penetration (n)

PERENNIALLY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Sürekli, kalıcı : We perennially face the problem of not having enough money. : Sürekli yeteri kadar paraya sahip olamama sıkıntısıyla yüz yüzeyiz. : Constantly, always : Temporarily : Perennial (adj)

RECURRENCE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: (hastalık) depreşme, nüksetme, tekrarlama, yineleme : The doctor told him to go to the hospital if there was a recurrence of his symptoms. : Doktor ona eğer belirtileri nüksederse hastaneye gitmesini söyledi. : Reappearance, repetition : Recur (v)

106

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

SUCCEED (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: İzlemek, yerini almak : During the succeeding months he began to wonder if he had made a mistake. : Takip eden aylar içerisinde hata yapıp yapmadığını merak etmeye başladı. : Follow, come after : Succeeding (adj), succession (n), successive (adj), successively (adv)

FAR-FETCHED (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: İnanılmaz, gerçekten uzak : He told us a far-fetched story. : Bize inanılmaz bir hikaye anlattı. : Incredible, fantastic, unbelievable : Credible

INGENIOUS (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Hünerli, marifetli, akıllı : Johnny is so ingenious. He can make most remarkable sculptures from the most ordinary materials. : Johny çok marifetli. En sıradan malzemelerle bile çok güzel heykeller yapabiliyor. : Clever, creative, highly skilled : Unskillful, uninventive : Ingenuity (n)

INHABIT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Yaşamak : These remote islands are inhabited only by birds and small animals. : Bu uzak adalarda sadece kuşlar ve küçük hayvanlar yaşar. : Live on : Inhabitant (n), inhabitable (adj)

DETECT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Farketmek, tespit etmek : Some sounds cannot be detected by the human ear. : Bazı sesler insan kulağıyla duyulamaz. : Notice, discover : Ignore : Detection (n), detectable (adj), detection (n), detector (n)

107

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

UPHEAVAL (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Ani değişiklik, kargaşa, isyan, baş kaldırı : The long garbage strike in 1970 caused much political upheaval. : 1970’deki uzun çöp grevi büyük politik kargaşaya sebep oldu. : Uprising, rebellion, disruption, turmoil

UTMOST (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: En üstün, azami : Speed was of the utmost importance. : Hız en önemli şeydi. : Greatest, maximum, highest : Minor, lowly : Utmost (n)

WRANGLE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Tartışmak : They had been wrangling with the authorities about/over parking spaces. : Yetkililerle park alanları yüzünden tartışıyorlardı. : Dispute, argue : Wrangle (n), wrangling (adj)

WITNESS (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Tanık olmak, görmek : They were staying in the capital at the time of the riots and witnessed several street battles. : Ayaklanmalar sırasında başkentte kalıyorlardı ve birkaç sokak çatışmasına tanık oldular. : See, observe : Witness (n)

YIELD to/in (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Boyun eğmek, teslim olmak : Despite renewed pressure to give up the occupied territory, they will not yield. : İşgal ettikleri bölgeden vazgeçmeleri için yeniden başlayan baskılara ragmen boyun eğmeyecekler. : Give in to, accept : Stand against, oppose, confront

108

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

YELL (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Bağırmak, haykırmak : Our neighbours were yelling to each other this morning. : Komşularımız bu sabah birbirlerine bağırıyorlardı. : Shout, cry, scream : Whisper

SENSELESS (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Anlamsız : A senseless argument was started by the chairman. : Başkan tarafından anlamsız bir münakaşa başlatıldı. : Pointless, meaningless : Meaningful, sensible : Sense (n), sensible (adj), sensibly (adv)

SENTIMENT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Duygu, his, aşırı duyarlılık, fikir, düşünce : Nationalist sentiment has increased in the area since the bombing. : Bombalamadan beri bölgede milli duyarlılık arttı. : Feeling : Sentimental (adj)

SEVER (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Bağını kopartmak, kesmek, ayırmak : Electricity cables have been severed by the storm. : Elektrik telleri fırtına nedeniyle koptu. : Cut off, break : Join, connect : Severance (n)

ACCOMPLISH (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Başarmak : He accomplished the mission in less than five minutes. : Beş dakikadan kısa bir sürede işi başarıyla tamamladı. : Achieve, perform, complete, succeed in doing : Fail : Accomplished (adj), accomplishment (n)

109

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

16. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. nourish

a. enter, go in

2. passion

b. constantly, always

3. penetrate

c. reappearance, repetition

4. perennially

d. love, desire, greed

5. recurrence

e. feed, nurture

B. 1. succeed

a. live on

2. far-fetched

b. clever, creative, highly skilled

3. ingenious

c. notice, discover

4. inhabit

d. follow, come after

5. detect

e. incredible, fantastic, unbelievable

C. 1. upheaval

a. give in to, accept

2. utmost

b. dispute, argue

3. wrangle

c. uprising, rebellion, disruption, turmoil

4. witness

d. see, observe

5. yield to

e. greatest, maximum, highest

D. 1. yell

a. pointless, meaningless

2. senseless

b. cut off, break

3. sentiment

c. achieve, succeed in doing

4. sever

d. shout, cry, scream

5. accomplish

e. feeling

www.iremyayincilik.com.tr

110

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. nourish

a. temporarily

2. passion

b. exit, leave, set off

3. penetrate

c. hatred, anger

4. perennially

d. starve

B. 1. far-fetched

a. unskillful, uninventive

2. ingenious

b. minor, lowly

3. detect

c. stand against, oppose, confront

4. utmost

d. credible

5. yield to

e. ignore

C. 1. yell

a. join, connect

2. senseless

b. fail

3. sever

c. whisper

4. accomplish

d. meaningful, sensible

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. accomplish

1. beslemek

temporarily

far-fetched

2. sürekli olarak

meaningful

nourish

3. inanılmaz

fail

senseless

4. anlamsız

starve

perennially

5. başarmak

credible

www.iremyayincilik.com.tr

111

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

1.

4. MULTIPLE CHOICE

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “constantly” ve Türkçesi “sürekli olarak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir?

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz.

A) successively C) sensibly

B) sentimentally D) perennially E) temporarily

1.

Children need plenty of good fresh food to nourish them. A) penetrate

B) feed C) recur

2.

Eş anlamlısı “repetition” ve Türkçesi “nüksetme, yineleme” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) succeed C) recurrence

2.

B) penetrate D) accomplish

A) succession

E) sever

3.

3.

B) complete D) witness

Johnny is so ingenious - he can make most remarkable sculptures from the most ordinary materials. A) skilled

E) succeed

4.

B) detection C) desire

Hem “başarmak” hem de “takip etmek” anlamına gelen kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) accomplish C) achieve

Football arouses a good deal of passion among its supporters.

B) senseless C) sensible

Eş anlamlısı “give in” ve Türkçesi “boyun eğmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) sever C) yell

B) yield D) whisper E) observe

5.

Eş anlamlısı “revolt” ve Türkçesi “ayaklanma” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) upheaval C) detection

B) ingenuity D) passion E) recurrence

www.iremyayincilik.com.tr

112

www.iremyayincilik.com.tr

17

17

17

17

17

17

17

17 17

17. GÜNÜN KELİMELERİ accede

accelerate

ambiguous

seize

reward

wield

verdict

unsubstantiated

tangible

tender

distinctive

enterprise

exceed

exclusive

concisely

conflict

chief

crude

indispensiable

range

ACCEDE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Kabul etmek, onaylamak, razı olmak : He acceded to our offer. : Teklifimizi kabul etti. : Assent to, agree to, accept, comply, approve : Decline, oppose, refuse, reject, dissent, turn down

ACCELERATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Hızlan(dır)mak : The government is to accelerate its privatisation programme. : Hükümet özelleştirme programını hızlandırması lazım. : Increase in rate/amount/extent, speed up : Delay, impede, hinder, drag, obstruct : Acceleration (n), accelerator (n)

AMBIGUOUS (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Belirsiz, şüpheli : The government is still ambiguous on this issue. : Hükümet bu konu hakkında hala kararsız. : Doubtful, dubious, unclear, uncertain, indefinite, vague, obscure : Obvious, plain, clear, lucid : Ambiguity (n), ambigiously (adv)

SEIZE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kavramak, yakalamak, ele geçirmek : Troops yesterday seized control of the broadcasting station. : Birlikler dün televizyon istasyonunun kontrolünü ele geçirdi. : Capture, grab : Release : Seizure (n)

REWARD (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Ödül : There's a reward for whoever finishes first. : Her kim ilk bitirirse onun için bir ödül var. : Prize : Reward (v)

113

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

WIELD (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Kullanmak, sahip olmak : She was confronted by a man wielding a knife. : Bıçaklı bir adamla karşı karşıya geldi. : Employ, exercise, use, have

VERDICT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: karar, hüküm : The jury reached a verdict of not guilty after six hours of deliberation. : Jüri 6 saatlik müzakereden sonra onun suçlu olmadığı hükmüne vardı. : Decision

UNSUBSTANTIATED (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Kanıtlanmamış, onaylanmamış : Sunday World made unsubstantiated allegations against Berti Ahem. : Sunday World, Berti Ahern’e karşı henüz kanıtlanmamış iddialarda bulundu. : Unproven, unconfirmed, questionable : Substantiated, confirmed, doubtless

TANGIBLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Elle tutulur, somut : We need tangible evidence if we're going to take legal action. : Yasal işlem başlatmak için somut delillere iihtiyacımız var. : Can be touched, concrete : Imperceptible, abstract : Tangibly (adv)

TENDER (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Yumuşak, şefkatli : What you need is some tender loving care. : İhtiyacın olan şey biraz şefkatli, sevgi dolu bir yaklaşım. : Soft, gentle : Hard, tough : Tenderness (n)

114

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

DISTINCTIVE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Belirgin, ayrı, farklı : She's got a very distinctive voice. : Çok farklı bir sese sahip. : Unique, distinguishing : Indefinite, vague : Distinction (n)

ENTERPRISE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Girişim, teşebbüs : Don't forget this is a commercial enterprise - we're here to make money. : Bunun ticari bir girişim olduğunu unutma. Para kazanmak için buradayız. : Venture, project : Enterprising (adj)

EXCEED (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Aşmak, geçmek : The success of our campaign has exceeded our expectations. : Kampanyamızın başarısı bizim beklentilerimizi aştı. : Surpass, surmount : Fall behind : Exceeding (adj)

EXCLUSIVE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Özel, seçkin : This room is for the exclusive use of guests. : Bu oda misafirlerin özel kullanımı için. : Special, private, unique : Common, shared : Exclusively (adv)

CONCISELY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Kısaca, öz : He has written his report clearly and concisely. : Raporunu kısa ve öz bir şekilde yazdı. : Briefly, shortly, in brief : In detail : Concise (adj), conciseness (n)

115

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

CONFLICT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Anlaşmazlık, çatışma : There was a lot of conflict between him and his father. : Babasıyla arasında çok fazla anlaşmazlık vardı. : Hostility : Agreement : Conflicting (adj)

CHIEF (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Başlıca : The chief problem we have in the area now is the spread of the disease. : Şu anda bölgedeki asıl problemimiz hastalığın yayılması. : Main, principal, leading, major : Minor, inferior : Chiefly (adv)

CRUDE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Ham, işlenmemiş, basit : The soldiers used crude weapons. : Askerler basit silahlar kullandılar. : Raw, unrefined, unprocessed, simple : Refined, processed : Crudely (adv), crudeness (n)

INDISPENSABLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Vazgeçilemez, gerekli : This book is an indispensable resource for researchers. : Bu kitap araştırmacılar için vazgeçilmez bir kaynak. : Necessary, essential : Dispensable : Indispensability (n)

RANGE from…to (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Arasında farklılık göstermek : Prices range between $50 and $250. : Fiyatlar 50 ve 250 dolar arasında değişmektedir. : Vary : Range (n)

116

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

17. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. accede

a. doubtful, dubious, vague, obscure

2. accelerate

b. capture, grab

3. ambiguous

c. prize

4. seize

d. increase in rate/amount/extent, speed up

5. reward

e. assent to, agree, accept, comply, approve

B. 1. wield

a. concrete, can be touched

2. verdict

b. unproven, unconfirmed, questionable

3. unsubstantiated

c. soft, gentle

4. tangible

d. employ, exercise, use, have

5. tender

e. decision

C. 1. distinctive

a. briefly, shortly, in brief

2. enterprise

b. surpass, surmount

3. exceed

c. unique, distinguishing

4. exclusive

d. special, private, unique

5. concisely

e. venture, project

D. 1. conflict

a. main, principal, leading, major

2. chief

b. necessary, essential

3. crude

c. vary

4. indispensable

d. hostility

5. range

e. raw, unrefined, unprocessed

www.iremyayincilik.com.tr

117

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. accede

a. release

2. accelerate

b. obvious, plain, clear, lucid

3. ambiguous

c. delay, impede, hinder, drag, obstruct

4. seize

d. decline, refuse, reject, dissent, turn down

B. 1. unsubstantiated

a. hard, tough

2. tangible

b. indefinite, vague

3. tender

c. fall behind

4. distinctive

d. imperceptible, abstract

5. exceed

e. confirmed, doubtless

C. 1. exclusive

a. minor, inferior

2. concisely

b. agreement

3. conflict

c. refined, processed

4. chief

d. common, shared

5. crude

e. in detail

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. exceed

1. kabul etmek

in detail

concisely

2. somut

fall behind

crude

3. aşmak, geçmek

refined

tangible

4. kısa, öz şekilde

reject

accede

5. ham, işlenmemiş

abstract

www.iremyayincilik.com.tr

118

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

1.

4. MULTIPLE CHOICE

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “vague” ve Türkçesi “belirsiz” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir?

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz.

A) obvious C) ambigious

B) unsubstantiated D) tangible

1.

E) abstract

This book is an indispensable resource for researchers. A) essential

B) processed C) inferior

2.

Eş anlamlısı “concrete” ve Türkçesi “somut, elle tutulur” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) tender C) distinctive

2.

B) confirmed D) indefinite

A) conflicting

E) tangible

3.

3.

B) processed D) inferior

The success of our campaign has exceeded our expectations. A) seize

B) employ C) surprass

E) shared

4.

B) principal C) concise

Eş anlamlısı “raw” ve Türkçesi “ham, işlenmemiş” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) crude C) dispensable

The chief problem we have in the area now is the spread of the disease.

Eş anlamlısı “decision” ve Türkçesi “karar, hüküm” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) distinction C) range

B) venture D) verdict E) hostility

5.

Zıt anlamlısı “release” ve Türkçesi “yakalamak, ele geçirmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) accede C) impede

B) seize D) comply E) surmount

www.iremyayincilik.com.tr

119

www.iremyayincilik.com.tr

18

18

18

18

18

18

18

18 18

18. GÜNÜN KELİMELERİ proponent

surmount

intuition

intimacy

fertile

retain

odd

lucrative

lay

consume

explicit

unanimously

venture

vice versa

vicious cycle

wage

ward off

sane

asylum

appraise

PROPONENT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Savunucu, taraftar : He is one of the leading proponents of capital punishment. : O, idam cezasının önde gelen savunucularındandır. : Advocate, defender, exponent : Rival, opponent

SURMOUNT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Üstesinden gelmek : They managed to surmount all objections to their plans. : Planlarına karşı olan tüm itirazların üstesinden gelmeyi başardılar. : Overcome, conquer : Fail : Surmountable (adj)

INTUITION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Sezgi : I can't explain how I knew - I just had an intuition that you'd been involved in an accident. : Nasıl bildiğimi açıklayamam, yalnızca bir kazaya karıştığına dair sezgim vardı. : Instinctive knowledge : Intuitive (adj), intuit (v), intuitively (adv)

INTIMACY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yakınlık, samimiyet : Intimacy between teachers and students is not recommended. : Öğretmen ve öğrenciler arasında samimiyet pek önerilmez. : Closeness, sincerity : Distance : Intimate (adj), intimately (adv), intimate (adj)

FERTILE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Verimli, üretken : The soil is very fertile in this area. : Bu bölgede topraklar çok verimlidir. : Productive, rich, fruitful, prolific : Unproductive, fruitless : Fertility (n), fertilize (v)

120

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

RETAIN (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Tutmak, alıkoymak, muhafaza etmek : He managed to retain his dignity throughout the performance. : Gösteri boyunca ağırbaşlılığını korudu. : Keep, maintain, preserve, hold : Release : Retainer (n)

ODD (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Garip, tuhaf : Her father was an odd man. : Babası garip bir adamdı. : Strange, weird, peculiar : Usual, normal, logical : Oddity (n)

LUCRATIVE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Karlı, kazançlı, yararlı : The merger proved to be very lucrative for both companies. : Ortaklık her iki şirket için de faydalı oldu. : Profitable, remunerative : Lucratively (adv), lucrativeness (n)

LAY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Koymak : She laid the baby on the bed and made her sleep. : Bebeği yatağa koydu ve uyuttu. : Put down : Lift up

CONSUME (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Tüketmek : He consumes vast quantities of chips with every meal. : Her öğünde çok fazla miktarda cips tüketiyor. : Use up, deplete, expend : Produce, manufacture : Consumption (n), consumer (n)

121

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

EXPLICIT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Açık, yalın : I gave her very explicit directions how to get here. : Buraya nasıl geleceğini çok açık bir şekilde anlattım. : Clear, unambiguous : Implicit, vague, ambigious : Explicitly (adv), explicitness (n)

UNANIMOUSLY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Oy birliğiyle : All four proposals to the committee were unanimously approved. : Komiteye sunulan 4 teklifin tümü oybirliğiyle kabul edildi. : Collectively : Unanimous (adj), unanimity (n)

VENTURE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Tehlikeli iş : His most recent business venture ended in bankruptcy. : En son iş macerası iflasla sonuçlandı. : Business enterprise : Venture (v)

VICE VERSA (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Tam tersi : Andy doesn't trust Kate, and vice versa : Andy Kate’e güvenmiyor, Kate de Andy’ye. : Conversely, reversely

VICIOUS CYCLE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Kısır döngü : Many people get trapped in a vicious cycle of dieting and weight gain. : Birçok insan kilo alma ve diyet yapma döngüsüne kısılıp kalıyor. : Vicious circle

122

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

WAGE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Yürütmek, yapmak : We have been waging a desperate campaign against the drug addicts. : Uyuşturucu bağımlılarına karşı müthiş bir kampanya yürütüyoruz. : Conduct, carry on : Wage (n : haftalık)

WARD OFF (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Önlemek : In the winter I take vitamin C to ward off colds. : Kışın soğuk algınlığını önlemek için C vitamini alırım. : Prevent, hinder

SANE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Aklı başında : It was a sane decision and one we all respected. : Akıllıca ve hepimizin s aygı duyduğu bir karardı. : Plausible, sensible, sound, reasonable : Insane : Sanity (n)

ASYLUM (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle 1 Çevirisi Örnek Cümle 2 Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Sığınak, barınak, akıl hastanesi, iltica : He was seeking for political asylum. : Siyasi iltica arayışındaydı. : He was sent to asylum for treatment. : Tedavi için akıl hastanesine gönderildi. : Shelter, protection

APPRAISE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Değerlendirmek, değer biçmek : The experts will appraise the individuals’ needs. : Uzmanlar bireylerin ihtiyaçlarını değerlendirecek. : Assess, evaluate, estimate, value, rate : Undervalue, discard : Appraisal (n)

123

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

18. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. proponent

a. instinctive knowledge

2. surmount

b. closeness, sincerity

3. intuition

c. productive, rich, fruitful, prolific

4. intimacy

d. overcome, conquer

5. fertile

e. advocate, defender, exponent

B. 1. retain

a. use up, deplete, expend

2. odd

b. profitable, remunerative

3. lucrative

c. keep, maintain, preserve, hold

4. lay

d. put down

5. consume

e. strange, weird, peculiar

C. 1. explicit

a. conversely, reversely

2. unanimously

b. business enterprise

3. venture

c. vicious circle

4. vice versa

d. clear, unambiguous

5. vicious cycle

e. collectively

D. 1. wage

a. prevent, hinder

2. ward off

b. shelter, protection

3. sane

c. assess, evaluate, estimate, value, rate

4. asylum

d. conduct, carry on

5. appraise

e. plausible, sensible, sound, reasonable

www.iremyayincilik.com.tr

124

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. proponent

a. release

2. surmount

b. distance

3. intimacy

c. rival, opponent

4. fertile

d. unproductive, fruitless

5. retain

e. fail

B. 1. odd

a. produce, manufacture

2. lay

b. implicit, vague, ambigious

3. consume

c. undervalue, discard

4. explicit

d. lift up

5. appraise

e. usual, normal, logical

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. explicit

1. taraftar

unproductive

odd

2. verimli

produce

proponent

3. tuhaf, garip

vague

consume

4. tüketmek

rival

fertile

5. açık, net

usual

www.iremyayincilik.com.tr

125

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

1.

4. MULTIPLE CHOICE

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “unambigious” ve Türkçesi “açık, yalın” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir?

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz.

A) vague C) explicit

B) unanimous D) sane

1.

E) implicit

We have been waging a desperate campaign against the drug addicts. A) prevent

B) consume C) conduct

2.

Phrasal verb olarak eş anlamlısı “use up” ve Türkçesi “tüketmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) manufacture C) retain

2.

B) lay D) surmount

His most recent business venture ended in bankruptcy. A) enterprise

3.

Eş anlamlısı “advocate” ve Türkçesi “savunucu, taraftar” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) proponent C) sincerity

B) intuition C) intimacy

E) consume

3.

All four proposals to the committee were unanimously approved. A) conversely

B) instinct D) fertility

B) collectively C) explicitly

E) consumer

4.

Eş anlamlısı “shelter” ve Türkçesi “sığınak, barınak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) sanity C) fertility

B) appraisal D) asylum E) intimacy

5.

Eş anlamlısı “overcome” ve Türkçesi “üstesinden gelmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) maintain C) deplete

B) surmount D) discard E) retain

www.iremyayincilik.com.tr

126

www.iremyayincilik.com.tr

19

19

19

19

19

19

19

19 19

19. GÜNÜN KELİMELERİ brilliant

aggravate

affect

acclaim

enthusiastic

entire

destiny

consequence

client

dazzle

contrive

loath

obscure

paramount

foster

fancy

handle

infringe

interact

prohibit

BRILLIANT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle 1 Çevirisi Örnek Cümle 2 Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Zeki, dahice : The idea was quite brilliant. : Fikir dahiceydi. : Her mother was a brilliant journalist. : Annesi başarılı bir gazeteciydi. : Clever, smart, intelligent : Stupid : Brilliantly (adv), brilliance (n)

AGGRAVATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kötüleştirmek, şiddetlendirmek : The treatment only aggravated the condition. : Tedavi durumu daha da kötüleştirdi. : Worsen, intensify, deteriorate : Diminish, lessen, flourish : Aggravating (adj), aggravation (n)

AFFECT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Etkilemek : Both buildings were badly affected by the fire. : Her iki bina da yangından kötü etkilendi. : Influence, impact, impress : Effect (n)

ACCLAIM (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Övmek, beğenmek : Though it was acclaimed, the novel did not sell well. : Övülmesine rağmen kitap iyi satmadı. : Praise, extol, commend : Criticize, denounce, condemn : Acclamation (n)

127

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

ENTHUSIASTIC (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İstekli, hevesli : You don't seem very enthusiastic about the party - don't you want to go tonight? : Parti konusunda pek istekli görünmüyorsun. Bu gece gitmek istemiyor musun? : Eager, earnest : Unwilling, reluctant : Enthusiastically (adv), enthusiasm (n)

ENTIRE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Bütün, tüm : He'd spent the entire journey sleeping. : Tüm seyahati uyuyarak geçirdi. : Whole, complete : Partial, incomplete, broken : Entirely (adv)

DESTINY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Kader : The destiny of our nation depends on this vote. : Milletimizin kaderi bu oylara bağlıdır. : Fate, lot, fortune : Destination (n)

CONSEQUENCE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Sonuç, etki : If you insist on eating so much, you'll have to take the consequences! : Çok yemek yemekte ısrar edersen, sonuçlarına katlanmak zorunda kalacaksın. : Result, effect : Cause : Consequent (adj), consequently (adv)

CLIENT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Müşteri, müvekkil : Mr. Black has been a client of this firm for many years. : Mr. Black yıllardır bu şirketin müşterisidir. : Customer, consumer : Producer, manufacturer : Clientele (n)

128

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

DAZZLE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Şaşırtmak, etkilemek : I was dazzled by his good looks. : Onun güzel bakışlarından etkilendim. : Impress, astonish, surprise, perplex : Dazzling (adj)

CONTRIVE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İcat etmek, yaratmak, başarmak : Somehow she contrived to get tickets for the concert. : Bir şekilde konser için bilet almayı başardı. : Invent, devise, manage : Fail : Contrivance (n)

LOATH (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: İsteksiz : I'm loath to spend it all at once. : Hepsini bir defada harcamak istemiyorum. : Unwilling, reluctant : Eager, enthusiastic

OBSCURE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Belirsiz, karanlık, silik : There are obscure islands in the Pacific. : Pasifik’de bilinmeyen adalar mevcut. : Vague, ambigious : Definite, clear : Obscurity (n)

PARAMOUNT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Son derece önemli : There are many priorities, but reducing the budget deficit is of paramount importance. : Birçok öncelik var, ancak bütçe açığını kapatmak son derece önemli : Supreme : Trivial, unimportant

129

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

FOSTER (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Teşvik etmek, büyütmek, bakmak : I'm trying to foster an interest in classical music in my children. : Çocuklarımı klasik müzikle ilgilenmeleri için teşvik etmeye çalışıyorum. : Encourage, nurture, bring up : Discourage

FANCY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Hayal etmek, sanmak, -den hoşlanmak, istemek : I fancied you were angry. : Senin kızgın olduğunu sandım. : Imagine, suppose : Fancy (adj), fancy (n)

HANDLE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Ele almak, baş etmek : I think that he has handled the situation very well. : Durumla gayet iyi başa çıktığını düşünüyorum. : Deal with, manage, direct : Handler (n)

INFRINGE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Çiğnemek, ihlal etmek : They infringed building regulations. : İnşa düzenlemelerini ihlal ettiler. : Break, violate, disobey : Keep, obey, comply with, conform to, abide by : Infringement (n)

INTERACT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Etkileşimde bulunmak : Dominique's teacher says that she interacts well with the other children. : Dominique’in öğretmeni onun diğer çocuklarla iyi bir etkileşim kurduğunu söylüyor. : Act on each other : Interaction (n), interactive (adj), interactively (adv)

PROHIBIT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Yasaklamak, menetmek : Motor vehicles are prohibited from driving in the town centre. : Motorlu araçların şehir merkezine girişi yasaktır. : Ban, forbid : Allow, let : Prohibition (n), prohibited (adj)

130

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

19. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. brilliant

a. influence, impact, impress

2. aggravate

b. praise, extol, commend

3. affect

c. eager, earnest

4. acclaim

d. worsen, intensify, deteriorate

5. enthusiastic

e. clever, smart, intelligent

B. 1. entire

a. customer, consumer

2. destiny

b. result, effect

3. consequence

c. impress, astonish, surprise, perplex

4. client

d. whole, complete

5. dazzle

e. fate, lot, fortune

C. 1. contrive

a. encourage, nurture, bring up

2. loath

b. vague, ambigious

3. obscure

c. invent, devise, manage

4. paramount

d. supreme

5. foster

e. unwilling, reluctant

D. 1. fancy

a. deal with, manage, direct

2. handle

b. act on each other

3. infringe

c. ban, forbid

4. interact

d. imagine, suppose

5. prohibit

e. break, violate, disobey

www.iremyayincilik.com.tr

131

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. brilliant

a. unwilling, reluctant

2. aggravate

b. criticize, denounce, condemn

3. acclaim

c. diminish, lessen, flourish

4. enthusiastic

d. stupid

B. 1. entire

a. producer, manufacturer

2. consequence

b. fail

3. client

c. eager, enthusiastic

4. contrive

d. cause

5. loath

e. partial, incomplete, broken

C. 1. obscure

a. allow, let

2. paramount

b. discourage

3. foster

c. definite, clear

4. infringe

d. keep, obey, comply with, conform to, abide by

5. prohibit

e. trivial, unimportant

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. entire

1. kötüleştirmek, artırmak

producer

client

2. övmek

partial

obscure

3. bütün

definite

acclaim

4. müşteri

diminish

aggravate

5. gizli

denounce

www.iremyayincilik.com.tr

132

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

Eş anlamlısı “supreme” ve Türkçesi “son derece önemli” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) trivial C) definite

B) obscure D) paramount

5. SYNONYM FINDER Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

Though it was acclaimed, the novel did not sell well. A) condemn

E) loath

B) praise C) influence

2.

Zıt anlamlısı “incomplete” ve Türkçesi “tüm, bütün” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) partial C) entire

2.

B) eager D) earnest

You don't seem very enthusiastic about the party don't you want to go tonight? A) brilliant C) willing

E) inteligent

3.

Eş anlamlısı “deteriorate” ve Türkçesi “kötüleştirmek, şiddetlendirmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) diminish C) impact

4.

B) reluctant

3.

The destiny of our nation depends on this vote. A) fate

B) cause C) obscurity

B) flourish D) extol E) aggravate

Eş anlamlısı “astonish” ve Türkçesi “şaşırtmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) contrive C) fancy

B) dazzle D) handle E) infringe

5.

Eş anlamlısı “encourage, bring up” ve Türkçesi “teşvik etmek, yetiştirmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) foster C) violate

B) suppose D) conform E) forbid

www.iremyayincilik.com.tr

133

www.iremyayincilik.com.tr

20

20

20

20

20

20

20

20 20

20. GÜNÜN KELİMELERİ submit

flair

mishap

relevant

refrain from

legacy

legible

crucial

culminate

delinquency

circumstantial

confirm

condense

disparity

admit

artificial

aspire

sanction

tend

testimony

SUBMIT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Teslim etmek, sunmak : You must submit your application before January 1st. : 1 Ocak’tan önce başvurunu vermek zorundasın. : Hand in, present : Submission (n)

FLAIR (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Yetenek : He has a flair for learning languages. : Dil öğrenmeye yeteneği var. : Ability, talent, gift, knack : Flair (adj)

MISHAP (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Aksilik, kaza : The parade was very well organised and passed without mishap. : Gösteri çok güzel organize edilmişti ve bir aksilik olmadan sona erdi. : Misfortune, unfortunate accident

RELEVANT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İlgili, alakalı, konuyla ilgili, yerinde, -e uygun : Education should be relevant to the child's needs. : Eğitim çocuğun ihtiyaçlarına uygun olmalıdır. : Related, pertinent : Irrelevant : Relevance (n)

REFRAIN from (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: -den kaçınmak, -den çekinmek : We refrained from talking until we knew that the room was safe. : Odanın güvenli olduğuna kanaat getirene kadar konuşmaktan kaçındık. : Abstain from, avoid doing sth.

134

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

LEGACY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Miras : An elderly cousin left her a small legacy. : Büyük bir kuzeni ona bir miktar miras bıraktı. : Inheritance, bequest

LEGIBLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Diğer Halleri Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Okunaklı, okunabilir : Her handwriting is barely legible. : El yazısı zar zor okunuyor. : Legibly (adv) : Well-written : illegible

CRUCIAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Önemli : It is crucial that the problem be tackled immediately. : Problemin hemen halledilmesi önem arz ediyor. : Important, vital, significant : Trivial, unimportant : Crucially (adv)

CULMINATE in (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Zirveye ulaşmak, son bulmak, ile sonuçlanmak : Their many years of research have finally culminated in a cure for the disease. : Onların yıllar süren araştırması sonunda hastalığa bir tedavi bulunmasıyla sonuçlandı. : Reach the top, finalize : Come to the bottom, fall : Culmination (n)

DELINQUENCY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Suçluluk : There is a high rate of juvenile delinquency in this area. : Bu bölgede çocuk suçları oranı yüksek. : Misdeed, misconduct : Innocence : Delinquent (adj)

135

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

CIRCUMSTANTIAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: İkinci derecede, durumla ilgili, ayrıntılı : The case against her was circumstantial. : Onun aleyhine olan dava kesin kanıtlar içermiyordu. : Secondary, indirect : Initial, first, direct

CONFIRM (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Doğrulamak, teyit etmek : Six people have confirmed that they will be attending but ten haven't replied yet. : 6 kişi katılacaklarını teyit etti ama 10 kişi henüz cevap vermedi. : Verify, substantiate, approve, endorse : Cancel, annul : Confirmation (n)

CONDENSE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Yoğunlaştırmak : Water vapour in the air condenses into fog. : Havadaki su buharı yoğunlaşıp sise dönüşür. : Compress, compact : Condensation (n)

DISPARITY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Farklılık, fark, boşluk, uçurum : The disparity between rich and poor is growing. : Zengin ve fakirler arasındaki uçurum giderek artıyor. : Difference, gap : Similarity

ADMIT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle 1 Çevirisi Örnek Cümle 2 Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Kabul etmek, itiraf etmek. : She admitted that she had made a mistake. : Hata yaptığını kabul etti. : At first he denied stealing the money, but he later admitted it. : İlk başta parayı çaldığını inkar etti ancak sonradan kabul etti. : Accept, acknowledge, approve, confess : Deny, reject, refuse, turn down : Admission (n), admittedly (adv)

136

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

ARTIFICIAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yapay, doğal olmayan : Her smile was rather artificial. : Gülümseyişi oldukça yapmacıktı. : Unnatural, unreal, synthetic : Natural, genuine : Artificiality (n), artificially (adv)

ASPIRE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Arzu etmek, istemek : Few people who aspire to fame ever achieve it. : Ünlü olmayı isteyen çok az kişi başarılı olur. : Desire, long for, hope, wish : Be unwilling, be reluctant : Aspiration (n)

SANCTION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Yaptırım : Economic sanctions will only be lifted when the aggressor nation withdraws its troops. : Ekonomik yaptırımlar ancak saldıran ülke askerlerini geri çektiğinde kaldırılacaktır. : Penalty, punishment, restriction

TEND to (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Eğilimli olmak : We tend to get cold winters and warm, dry summers in this part of the country. : Ülkenin bu bölgesinde genellikle soğuk kışlar ve sıcak, kurak yazlar yaşanır. : Be inclined to, apt to

TESTIMONY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: İfade, tanıklık, kanıt, delil : Some doubts have been expressed about his testimony. : Onun ifadesi ile ilgili bazı şüpheler dile getirildi. : Evidence, statement

137

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

20. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. submit

a. misfortune, unfortunate accident

2. flair

b. related, pertinent

3. mishap

c. abstain from, avoid doing sth

4. relevant

d. ability, talent, gift, knack

5. refrain from

e. hand in, present

B. 1. legacy

a. misdeed, misconduct

2. legible

b. important, vital, significant

3. crucial

c. inheritance, bequest

4. culminate

d. reach the top, finalize

5. delinquency

e. well-written

C. 1. circumstantial

a. difference, gap

2. confirm

b. compress, compact

3. condense

c. accept, acknowledge, approve, confess

4. disparity

d. secondary, indirect

5. admit

e. verify, substantiate, approve, endorse

D. 1. artificial

a. desire, long for, hope, wish

2. aspire

b. be inclined to, be apt to

3. sanction

c. evidence, statement

4. tend

d. unnatural, unreal, synthetic

5. testimony

e. penalty, punishment, restriction

www.iremyayincilik.com.tr

138

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. crucial

a. initial, first, direct

2. culminate

b. innocence

3. delinquency

c. come to the bottom, fall

4. circumstantial

d. trivial, unimportant

B. 1. confirm

a. similarity

2. disparity

b. natural, genuine

3. admit

c. be unwilling, be reluctant

4. artificial

d. cancel, annul

5. aspire

e. deny, reject, refuse, turn down

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. aspire

1. önemli

innocence

confirm

2. suçluluk

natural

crucial

3. onaylamak

be unwilling

artificial

4. yapay

trivial

delinquency

5. istemek

annul

www.iremyayincilik.com.tr

139

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

1.

4. MULTIPLE CHOICE

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “talent” ve Türkçesi “yetenek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir?

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz.

A) submission C) mishap

B) flair D) legacy

1.

E) disparity

You must submit your application before January 1st. A) abstain

B) deny C) hand in

2.

Eş anlamlısı “significant” ve Türkçesi “önemli” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) crucial C) circumstantial

B) delinquent D) artificial

2.

A) avoid

E) trivial

3.

3.

B) talented D) inclined

B) finalize C) verify

Eş anlamlısı “restriction” ve Türkçesi “yaptırım” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) tendency C) aspiration

5.

Their many years of research have finally culminated in a cure for the disease. A) confirm

E) artificial

4.

B) submit C) reject

Zıt anlamlısı “natural” ve Türkçesi “yapay” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) illegible C) genuine

We refrained from talking until we knew that the room was safe.

B) testimony D) sanction E) condensation

Zıt anlamlısı “innocence” ve Türkçesi “suçluluk” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) culmination C) delinquency

B) inheritance D) mishap E) submission

www.iremyayincilik.com.tr

140

www.iremyayincilik.com.tr

21

21

21

21

21

21

21

21 21

21. GÜNÜN KELİMELERİ sort

virtually

appalling

anxious

achieve

emerge

collide

convict

corroborate

miserable

omit

occupy

imminent

illusion

stationary

spark

intentional

lack of

promote

rare

SORT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Sıralamak, sınıflandırmak : You can use the computer to sort the newspaper articles alphabetically, by date, or by subject. : Gazete makalelerini alfabetik, tarihe göre ya da konu olarak sınıflandırmak için bilgisayarı kullanabilirsin. : Classify, arrange : Sort (n)

VIRTUALLY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Hemen hemen, neredeyse : That wine stain on my shirt has virtually disappeared. : Gömleğimdeki o şarap lekesi neredeyse yok oldu. : Almost, practically, nearly, approximately, wellnigh : Exactly, directly, definitely : Virtual (adj)

APPALLING (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Korkutucu, ürkütücü : Prisoners are being kept in most appalling conditions. : Mahkumlar çok ürkütücü koşullarda tutuluyor. : Terrifying, shocking, frightful, dreadful, awful : Reassuring : Appall (v), appalled (adj)

ANXIOUS (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Endişeli, kaygılı : The drought has made farmers anxious about the harvest. : Kuraklık çiftçileri hasat konusunda kaygılandırdı. : Worried, concerned, troubled, apprehensive : Calm, confident, cool : Anxiety (n)

ACHIEVE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Başarmak, üstesinden gelmek : I've been working all day, but I feel as if I achieved nothing. : Tüm gün çalıştım ancak hiçbirşey yapmamışım gibi geliyor. : Succeed, accomplish, attain, acquire, gain, earn : Fail, neglect, lose : Achievable (adj), achiever (n), achievement (n)

141

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

EMERGE from (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: -den çıkmak, -den gelişmek, -den ortaya çıkmak : These problems emerge from unknown factors. : Bu problemler bilinmeyen faktörlerden ortaya çıkıyor. : Develope out of, arise from, result from : Lead to, give rise to, result in : Emergence (n), emerging (adj)

COLLIDE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Çarpışmak : The two lorries collided at the crossroads. : İki kamyon kavşakta çarpıştı. : Crash, strike, bump into : Collision (n)

CONVICT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Mahkum etmek, tutuklamak, suçlamak : He has twice been convicted of robbery/arson. : İki kez soygun nedeniyle tutuklandı. : Find guilty : Acquit, release : Conviction (n)

CORROBORATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Doğrulamak, teyit etmek : Recent research seems to corroborate his theory. : Son araştırma onun teorisini doğrular nitelikte. : Confirm, back up, support : Refuse, reject, invalidate : Corroboration (n)

MISERABLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Sefil, mutsuz, neşesiz : She's miserable living on her own. : Mutsuz bir şekilde tek başına yaşıyor. : Unhappy, cheerless, awful : Happy, glad : Miserably (adv), misery (n)

142

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

OMIT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Çıkarmak : She was omitted from the list of contributors to the report. : Rapora katkıda bulunanlar listesinden çıkarıldı. : Delete, leave out : Include : Omission (n)

OCCUPY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İşgal etmek : The bathroom's occupied - I think John's in there. : Banyo dolu, sanırım John içerde. : Inhabit, reside, lodge in : Evacuate : Occupancy (n)

IMMINENT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yakında olmasından korkulan, yakın, yaklaşan : A strike is imminent. : Yakında bir grev olacak. : Approaching : Distant : Imminence (n)

ILLUSION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yanılgı : He had no illusions about his talents as a singer. : Bir şarkıcı olarak yetenekleriyle ilgili hiçbir yanılgısı yoktu. : Deception, mirage : Reality : illusionist (n)

STATIONARY (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Hareketsiz, sabit : The rate of inflation has been stationary for several months. : Enflasyon oranı birkaç aydır sabit. : Immobile, at rest : Mobile

143

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

SPARK (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Kıvılcım saçmak, başlatmak : You can start a fire by rubbing two dry pieces of wood together until it sparks. : İki kuru odun parçasını kıvılcım çıkana dek birbirine sürterek ateş yakabilirsin. : Generate, produce, initiate : Spark (n)

INTENTIONAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kasıtlı, kasti, bile bile yapılan : Did you leave his name out by accident or was it intentional? : İsmini kasıtlı olarak mı yoksa kazara mı çıkardın? : Deliberate, on purpose, planned : Accidental : Intend (v), intent (n), intention (n), intention (n)

LACK of (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yoksun olma, eksiklik : Her only problem is lack of confidence. : Onun tek problemi kendine güveninin olmaması. : Deficiency, shortness : Plenty, abundance : Lack (n), lacking (adj)

PROMOTE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Terfi etmek, ilerlemek : It has long been known that regular exercise promotes all-round good health. : Düzenli egzersizin her bakımdan sağlığı olumlu etkilediği uzun zamandır bilinmektedir. : Give a higher position to smb., aid, foster : Promoter (n), promotion (n)

RARE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Nadir, kıt, az bulunan : The museum is full of rare and precious treasures. : Müze nadir ve değerli hazinelerle dolu. : Scarce : Plentiful, abundant : Rarity (n), rarely (adv)

144

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

21. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. sort

a. terrifying, shocking, frightful, dreadful, awful

2. virtually

b. worried, concerned, troubled, apprehensive

3. appalling

c. succeed, accomplish, attain, acquire, gain

4. anxious

d. almost, practically, nearly, approximately

5. achieve

e. classify, arrange

B. 1. emerge

a. crash, strike, bump into

2. collide

b. confirm, back up, support

3. convict

c. unhappy, cheerless, awful

4. corroborate

d. develope out of, arise from, result from

5. miserable

e. find guilty

C. 1. omit

a. deception, mirage

2. occupy

b. approaching

3. imminent

c. immobile, at rest

4. illusion

d. delete, leave out

5. stationary

e. inhabit, reside, lodge in

D. 1. spark

a. scarce

2. intentional

b. deficiency, shortness

3. lack

c. generate, produce, initiate

4. promote

d. give a higher position to smb., aid, foster

5. rare

e. deliberate, on purpose, planned

www.iremyayincilik.com.tr

145

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. virtually

a. calm, confident, cool

2. appalling

b. fail, neglect, lose

3. anxious

c. lead to, give rise to, result in

4. achieve

d. reassuring

5. emerge from

e. exactly, directly, definitely

B. 1. convict

a. evacuate

2. corroborate

b. happy, glad

3. miserable

c. acquit, release

4. omit

d. include

5. occupy

e. refuse, reject, invalidate

C. 1. imminent

a. mobile

2. illusion

b. accidental

3. stationary

c. plentiful, abundant

4. intentional

d. reality

5. rare

e. distant

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. convict

1. yaklaşık olarak

evacuate

occupy

2. endişeli

release

imminent

3. suçlamak

distant

anxious

4. işgal etmek

exactly

virtually

5. yakın

calm

www.iremyayincilik.com.tr

146

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “approaching” ve Türkçesi “yakında, eli kulağında” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) awful C) concerned

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

B) imminent D) apprehensive

The museum is full of rare and precious treasures. A) virtual

E) distant

2.

Genellikle “about” edatı ile kullanılan, eş anlamlısı “worried” ve Türkçesi “endişeli” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) anxious C) miserable

B) scarce C) dreadful

2.

Recent research seems to corroborate his theory. A) achieve

B) neglect C) back up

B) appalling D) cheerless E) stationary

3. 3.

Zıt anlamlısı “evacuate” ve Türkçesi “işgal etmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) promote C) foster

Prisoners are being kept in most appalling conditions. A) terrifying

B) confident C) imminent

B) initiate D) spark E) occupy

4.

Eş anlamlısı “unhappy” ve Türkçesi “çaresiz, sefil” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) accidental C) scarce

B) deliberate D) miserable E) plentiful

5.

Eş anlamlısı “find guilty” ve Türkçesi “suçlamak, mahkum etmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) corroborate C) convict

B) invalidate D) strike E) crash

www.iremyayincilik.com.tr

147

www.iremyayincilik.com.tr

22

22

22

22

22

22

22

22 22

22. GÜNÜN KELİMELERİ query

prior to

sustenance

stimulate

incentive

grant

partial

overwhelming

meticulous

dawn

distinguish

detention

faith

annual

adverse

assess

significant

tough

undertake

vertical

QUERY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Soru sormak, doğruluğunu araştırmak : A few students have queried their marks. : Birkaç öğrenci notlarını sordu. : Question, inquire, ask, suspect : Query (n)

PRIOR to (prep) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: -den önce : The weeks prior to her death were very difficult for the family. : Ölümünden önceki haftalar ailesi için çok zordu. : Before : After : Priority (n)

SUSTENANCE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Beslenme, hayatta kalma : During this freezing weather, the food put out by householders is the only chance of sustenance that the birds have. : Bu dondurucu soğukta, ev sahipleri tarafından dışarıya konulan yiyecekler kuşların tek beslenme şansıdır. : Nourishment, nutrition

STIMULATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Teşvik etmek, uyarmak : Good teachers should ask questions that stimulate students to think. : İyi öğretmenler öğrencileri düşünmeye teşvik eden sorular sormalıdır. : Arouse, encourage : Discourage : Stimulant (adj), stimulation (n), stimulus (n)

INCENTIVE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Teşvik, motivasyon : Bonus payments provide an incentive to work harder. : İkramiyeler daha fazla çalışmak için motivasyon sağlyor. : Motivation, encouragement : Deterrent, disincentive : Incentivize (v)

148

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

GRANT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Burs : They gave/awarded her a grant to study abroad for one year. : Ona bir yıl yurtdışında okuması için burs verdiler. : Scholarship, funding, allowance : Grant (v)

PARTIAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kısmi : The general has ordered a partial withdrawal of troops from the area. : General birliklerin bölgeden kısmen çekilmesini emretti. : Incomplete : Complete : Partially (adv)

OVERWHELMING (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Karşı konulmaz, çok kuvvetli, bunaltıcı : She felt an overwhelming desire to tell someone about what had happened. : Ne olup bittiğini birisine anlatmak için karşı konulmaz bir istek duydu. : Overpowering : Overwhelmingly (adv)

METICULOUS (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Özenli, dikkatli : Many hours of this meticulous preparation have gone into writing the book. : Bu özenli hazırlığın birçok saati kitabı yazmaya gitti. : Careful : Careless, sloppy : Meticulously (adv), meticulousness (n)

DAWN (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Şafak, gündoğuşu : We left as dawn was breaking. : Şafak sökerken ayrıldık. : Sunrise : Sunset, end : Dawn (v)

149

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

DISTINGUISH (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Ayırt etmek, ayırmak : I sometimes have difficulty distinguishing Spanish from Portuguese. : Bazen İspanyolca’yı Portekizce’den ayırt etmekte zorlanıyorum. : Differentiate : Unite : Distinguished (adj)

DETENTION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Gözaltına alma : The detention of the suspect by the police was not as difficult as it was expected. : Şüphelinin polis tarafından gözaltına alınması beklendiği kadar zor olmadı. : Arrest, custody : Release : Detain (v), detainee (n), detention (n)

FAITH (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İnanç, güven : Even in the bad times she never lost her faith. : Kötü zamanlarda bile asla inancını yitirmedi. : Belief, conviction, confidence, trust : Distrust, disbelief : Faithful (adj)

ANNUAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yıllık : Companies publish annual reports to inform the public. : Şirketler halkı bilgilendirmek amacıyla yıllık raporlar yayınlar. : Yearly, every year, once a year : Daily, weekly : Annually (adv), annualized (adj)

ADVERSE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle 1 Çevirisi Örnek Cümle 2 Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Negatif, ters, kötü, olumsuz. : The match has been cancelled due to adverse weather conditions. : Kötü hava koşulları nedeniyle maç ertelendi. : So far the drug is thought not to have any adverse effects. : Şu ana kadar ilacın olumsuz bir etkisi olmadığı düşünülüyor. : Harmful, unfavorable, opposite, contrary : Favorable, fortunate, beneficial : Adversity (n)

150

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

ASSESS (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Değerlendirmek : Examinations are not the only means of assessing students' ability. : Sınavlar öğrencilerin yeteneklerini değerlendirmede tek araç değildir. : Evaluate, appraise, value : Assessment (n)

SIGNIFICANT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Önemli, kayda değer, anlamlı, manalı : There has been a significant increase in the number of women students in recent years. : Son yıllarda kız öğrencilerin sayısında önemli bir artış oldu. : Crucial, vital, important : Insignificant : Significance (n), significantly (adv)

TOUGH (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Sert, katı : These toys are made from tough plastic. : Bu oyuncaklar sert plastikten yapılır. : Severe, strict, rigid : Soft, weak : Toughen (v), toughly (adv), thoughness (n)

UNDERTAKE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Üstlenmek, söz vermek : She undertook not to publish the names of the people involved. : Olaya karışan insanların ismini yayınlamamaya söz verdi. : Assume, take on : Undertaking (adj)

VERTICAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Dikey : She looked over the cliff and found she was standing at the edge of a vertical rock. : Uçurumdan aşağı baktı ve dik bir kayanın tam kenarında durduğunun farkına vardı. : Perpendicular : Horizontal : Vertical (n), vertically (adv)

151

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

22. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. query

a. nourishment, nutrition

2. prior to

b. arouse

3. sustenance

c. motivation, encouragement

4. stimulate

d. before

5. incentive

e. question, inquire, ask, suspect

B. 1. grant

a. careful

2. partial

b. overpowering

3. overwhelming

c. sunrise

4. meticulous

d. scholarship, funding, allowance

5. dawn

e. incomplete

C. 1. distinguish

a. arrest, custody

2. detention

b. yearly, every year, once a year

3. faith

c. harmful, unfavorable, opposite, contrary

4. annual

d. differentiate

5. adverse

e. belief, conviction, confidence, trust

D. 1. assess

a. perpendicular

2. significant

b. severe, strict, rigid

3. tough

c. evaluate, appraise, value

4. undertake

d. assume, take on

5. vertical

e. crucial, vital, important

www.iremyayincilik.com.tr

152

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. prior to

a. discourage

2. stimulate

b. after

3. incentive

c. complete

4. partial

d. deterrent

B. 1. meticulous

a. unite

2. dawn

b. release

3. distinguish

c. careless, sloppy

4. detention

d. sunset, end

C. 1. faith

a. soft, weak

2. annual

b. favorable, fortunate, beneficial

3. adverse

c. horizontal

4. tough

d. distrust, disbelief

5. vertical

e. daily, weekly

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. faith

1. teşvik etmek

careless

distinguish

2. özenli, dikkatli

release

stimulate

3. ayırt etmek

disbelief

detention

4. alı koyma

discourage

meticulous

5. inanç

unite

www.iremyayincilik.com.tr

153

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

1.

4. MULTIPLE CHOICE

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “careful” ve Türkçesi “özenli, dikkatli” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir?

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz.

A) overwhelming C) adverse

B) annual D) meticulous

1.

E) favorable

During this freezing weather, the food put out by householders is the only chance of sustenance the birds have. A) nourishment

B) stimulation C) grant

2.

Eş anlamlısı “differentiate” ve Türkçesi “ayırt etmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) unite C) distinguish

B) release D) detain

2.

E) appraise

Good teachers should ask questions that stimulate students to think. A) distinguish

B) encourage C) assess

3.

Zıt anlamlısı “release” ve Türkçesi “alı koyma, göz altına alma” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) dawn C) assessment

3.

B) faith D) significance

A) nutrition

E) detention

4.

Bonus payments provide an incentive to work harder. B) query C) motivation

Eş anlamlısı “unfavorable” ve Türkçesi “ters, negatif” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) crucial C) severe

B) adverse D) vital E) rigid

5.

Eş anlamlısı “assume, take on” ve Türkçesi “üstlenmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) undertake C) release

B) value D) evaluate E) arouse

www.iremyayincilik.com.tr

154

www.iremyayincilik.com.tr

23

23

23

23

23

23

23

23 23

23. GÜNÜN KELİMELERİ sacrifice

annul

abide by

eternal

ease

cruel

creep

deplete

delicate

commence

consistent

retrieve

haphazard

glance

impoverish

immune

inherit

invalid

precaution

prominent

SACRIFICE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Fedakarlık yapmak, kurban etmek : Many women sacrifice careers for their family. : Birçok kadın ailesi için kariyerlerini feda ediyor. : Relinguish, abandon : Sacrifice (n)

ANNUL (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İptal etmek, kabul edilmemek, geçersiz sayılmak (evlilik, yasa vs.) : His second marriage was annulled since he never divorced his first wife. : İlk karısından boşanmadığı için ikinci evliliği hükümsüz sayıldı. : Cancel, repeal, revoke, call off : Confirm, approve, affirm, endorse : Annulment (n)

ABIDE BY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Uymak, kabul etmek, bağlı kalmak : You had better abide by the rules. : Kurallara uysan iyi edersin. : Obey, comply with, accept, conform to, stick to : Reject, refuse, disobey, break, violate : Abiding (adj), abidingly (adv)

ETERNAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Sonsuz, bitmeyen : Will you two never stop your eternal arguing? : Siz ikiniz bitmeyen tartışmanızı hiç mi kesmeyeceksiniz? : Infinite, endless : Temporary : Eternally (adv)

EASE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Kolaylaştırmak, azal(t)mak : These pills should ease the pain. : Bu ilaçlar ağrıyı azaltmalı. : Make easier, facilitate, lessen, alleviate : Aggravate, deteriorate : Ease (n)

155

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

CRUEL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Zalim, acımasız, merhametsiz : Children can be very cruel to each other at times. : Çocuklar zaman zaman birbirlerine karşı çok acımasız olabilir. : Brutal, merciless, pitiless : Merciful, gentle : Cruelty (n)

CREEP (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Sürünmek : The spider crept up the wall. : Örümcek, duvara tırmandı. : Crawl, sneak, wriggle : Run, walk : Creeping (adj)

DEPLETE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Tüketmek : If we continue to deplete the Earth's natural resources, we will cause serious damage to the environment. : Yeryüzündeki doğal kaynakları tüketmeye devam edersek, çevreye ciddi ölçüde zarar vereceğiz. : Use up, consume, exhaust : Produce, manufacture : Depletion (n)

DELICATE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Dayanıksız, kırılgan, ince, zarif : Delicate plants need to be kept in a greenhouse during the winter. : Hassas bitkilerin kış boyunca bir serada muhafaza edilmesi gerekir. : Fragile, subtle, sensitive : Coarse, thick, strong : Delicacy (n)

COMMENCE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Başla(t)mak : We will commence building work in August of next year. : İnşaata önümüzdeki yıl Ağustos ayında başlayacağız. : Start, begin, embark on : Finish, end : Commencement (n)

156

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

CONSISTENT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Sürekli, istikrarlı, tutarlı : Her work is sometimes good, but the problem is she's not consistent. : Çalışması bazen iyi ama sorun onun istikrarlı olmaması. : Steady, constant : Inconsistent, incompatible : Consistency (n), consistently (adv)

RETRIEVE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Geri almak, geri getirmek : Computers are ideal to store and retrieve information efficiently. : Bilgisayarlar bilgiyi etkili şekilde muhafaza etmek ve tekrar kullanmak için idealdir. : Recover, bring back : Retrieval (n)

HAPHAZARD (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Tesadüfi : He was able to overcome the problem in a haphazard manner. : Problemi tesadüfen çözebildi. : Random : Intended, deliberate : Haphazardly (adv)

GLANCE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Hızlı bakış, göz atma : She took a glance at her watch and slept again. : Saatine baktı ve tekrar uyudu. : Brief look, quick view : Glance (v)

IMPOVERISH (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Fakirleştirmek : Excessive farming has impoverished the soil. : Aşırı tarım toprağı fakirleştirdi. : Make poor, deprive : Enrich : Impoverished (adj), impoverishment (n)

157

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

IMMUNE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Bağışıklık kazanmış : Most people who've had chicken pox once are immune to it for the rest of their lives. : Bir kez kızamık olan insanlar artık hayatları boyunca kızamığa bağışıktır. : Resistant, protected : Susceptible, vulnerable, sensitive, fragile : Immunization (n)

INHERIT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Miras almak, kalıtım yoluyla elde etmek : Who will inherit the house when he dies? : Öldüğünde evi kime miras kalacak? : Receive, derive from a death : Bequeath : Inheritance (n), inheritor (n)

INVALID (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Geçersiz : I'm afraid your driving licence is invalid in Eastern Europe. : Korkarım senin sürücü belgen Doğu Avrupa’da geçerli değil. : Unacceptable, null and void : Valid : Invalidate (v), invalidation (n), invalidity (n)

PRECAUTION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Önlem, tedbir : They failed to take the necessary precautions to avoid infection. : Enfeksiyonu önlemek için gerekli önlemleri almakta başarısız oldular. : Measure, step, action : Precautionary (adj)

PROMINENT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Ünlü, tanınmış, belirgin : The government should be playing a more prominent role in promoting human rights. : Hükümet insan haklarını iyileştirmekte daha belirgin rol oynamalı. : Famous, well-known, eminent : Prominently (adv)

158

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

23. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. sacrifice

a. infinite, endless

2. annul

b. obey, comply with, accept, conform to, stick to

3. abide by

c. make easier, facilitate, lessen, alleviate

4. eternal

d. relinguish, abandon

5. ease

e. cancel, repeal, revoke, call off

B. 1. cruel

a. start, begin, embark on

2. creep

b. use up, consume, exhaust

3. deplete

c. brutal, merciless, pitiless

4. delicate

d. fragile, subtle, sensitive

5. commence

e. crawl, sneak, wriggle

C. 1. consistent

a. random

2. retrieve

b. brief look, quick view

3. haphazard

c. make poor, deprive

4. glance

d. recover, bring back

5. impoverish

e. steady, constant

D. 1. immune

a. receive, derive from a death

2. inherit

b. measure, step, action

3. invalid

c. famous, well-known, eminent

4. precaution

d. resistant, protected

5. prominent

e. unacceptable, null and void

www.iremyayincilik.com.tr

159

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. annul

a. temporary

2. abide by

b. aggravate, deteriorate

3. eternal

c. merciful, gentle

4. ease

d. reject, refuse, disobey, break, violate

5. cruel

e. confirm, approve, affirm, endorse

B. 1. creep

a. inconsistent, incompatible

2. deplete

b. coarse, thick, strong

3. delicate

c. run, walk

4. commence

d. finish, end

5. consistent

e. produce, manufacture

C. 1. haphazard

a. bequeath

2. impoverish

b. susceptible, vulnerable, sensitive, fragile

3. immune

c. valid

4. inherit

d. intended, deliberate

5. invalid

e. enrich

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. inherit

1. uymak

aggravate

deplete

2. rahatlatmak

end

abide by

3. tüketmek

bequeth

commence

4. başlamak

violate

ease

5. miras almak

produce

www.iremyayincilik.com.tr

160

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

1.

4. MULTIPLE CHOICE

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “revoke” ve Türkçesi “geçersiz kılmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir?

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz.

A) confirm C) annul

2.

B) conform D) endorse E) deteriorate

Genellikle “by” edatı ile kullanılan ve Türkçesi “uymak, bağlı kalmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) comply C) stick

1.

I'm afraid your driving licence is invalid in Eastern Europe. A) unacceptable

2.

B) conform D) obey

Most people who've had chicken pox once are immune to it for the rest of their lives. A) susceptible

E) abide

3.

Phrasal verb olarak eş anlamlısı “use up” ve Türkçesi “tüketmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) deplete C) embark

3.

B) protected C) haphazard

B) resistant C) deliberate

Computers are ideal to store and retrieve information efficiently. A) commence

B) creep D) retrieve

B) deplete C) recover

E) glance

4.

Eş anlamlısı “measure” ve Türkçesi “önlem” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) consistency C) glance

5.

B) retrieval D) precaution E) immunization

Eş anlamlısı “well-known” ve Türkçesi “ünlü, tanımış” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) valid C) vulnerable

B) prominent D) haphazard E) delicate

www.iremyayincilik.com.tr

161

www.iremyayincilik.com.tr

24

24

24

24

24

24

24

24 24

24. GÜNÜN KELİMELERİ preliminary

squeeze

identical

greed

grim

modest

restrain

occur

obstruct

offspring

odor

obstacle

clarity

convey

differentiate

execute

accurate

account for

ample

alert

PRELIMINARY (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İlk, ön, hazırlayıcı : Preliminary results show that the vaccine is effective. : İlk sonuçlar aşının etkili olduğunu gösteriyor. : First, early, initial : The last, final : Preliminary (n)

SQUEEZE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Sıkıştırmak, baskı yapmak, ezmek : Cut the lemon in half and squeeze the juice into the bowl. : Limonu ikiye kesin ve suyunu bir kaseye sıkın. : Press : Squeezed (adj)

IDENTICAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Benzer, aynı : The two rooms were virtually identical. : İki oda neredeyse aynıydı. : Same, alike : Different : Identically (adv)

GREED (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Açgözlü, doyumsuz : I don't know why I'm eating more - it's not hunger, it's just greed! : Neden daha fazla yemek yiyorum bilmiyorum, bu açlık değil, sadece açgözlülük. : Insatiable : Satiable : Greedy (adj)

GRIM (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Karamsar : The future looks grim. : Gelecek karamsar görünüyor. : Gloomy, bleak, pessimistic : Promising, optimistic : Grimly (adv), grimness (n)

162

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

MODEST (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Alçakgönüllü : He is a modest man who never boasts. : Asla övünmeyen alçakgönüllü birisi. : Decent, humble : Arrogant

RESTRAIN (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Kontrol altında tutmak, sınırlamak : When he started fighting, four police officers were able to restrain him. : Kavga etmeye başladığında, dört polis memuru onu kontrol altına alabildi. : Restrict, check, keep under control : Restraint (n)

OCCUR (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Meydana gelmek : If any of these symptoms occur while you are taking the medicine, consult your doctor immediately. : İlaç aldığında eğer bu belirtilerden herhangi birisi ortaya çıkarsa hemen doktoruna danış. : Happen, take place : Occurence (n)

OBSTRUCT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Engel olmak : After the earthquake many roads were obstructed by collapsed buildings. : Depremden sonra yıkık binalar yolları kapattı. : Block, hinder, impede : Aid, promote : Obstruction (n)

OFFSPRING (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Çocuklar, gelecek nesil : The ages of offspring varies between two and five. : Çocukların yaşları iki ile beş arasında değişmektedir. : Children

163

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

ODOR (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Koku : Inside the room there was the nice odor of a nice lady. : Odada güzel bir bayan kokusu vardı. : Smell : Odorless (adj)

OBSTACLE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Engel : The biggest obstacle in our way was a tree trunk in the road. : Önümüzdeki en büyük engel, yoldaki ağaç gövdesiydi. : Barrier, obstruction, impediment : Support, aid

CLARITY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Açıklık, netlik : She was phoning from Australia, but I was amazed at the clarity of her voice. : Avustralya’dan arıyordu ancak sesinin netliği beni şaşırttı. : Clearness, lucidity, precision : Obscurity : Clarify (v), clarification (n)

CONVEY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Taşımak, nakletmek : Could you convey a message to Mr Merrick for me, please? : Mr. Merrick’e benim için bir mesaj iletir misiniz? : Carry, transfer, move : Conveyance (n)

DIFFERENTIATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Ayırt etmek : We do not differentiate between our workers on the basis of their background or ethnic origin. : İşçilerimiz arasında geçmişlerine göre ya da etnik kökenlerine göre ayrım yapmıyoruz. : Discriminate, distinguish : Unite, generalize : Differentiation (n)

164

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

EXECUTE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Uygulamak, yerine getirmek : To execute a plan is a hard job. : Bir planı uygulamak zor bir iştir. : Carry out, implement : Neglect : Executive (adj), executive (n)

ACCURATE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Doğru, tam, net : She gave an accurate description of the thieves. : O, hırsızların doğru bir tarifini yaptı. : Correct, careful, precise, lacking errors, exact : Incorrect, wrong, vague, ambiguous, imprecise : Accuracy (n), accurately (adv)

ACCOUNT FOR (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle 1 Çevirisi Örnek Cümle 2 Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Oluşturmak, hesap vermek, açıklamak, sorumlu olmak : The accountant has been able to account for every penny of expense. : Muhasebeci masrafın her kuruşunun hesabını verebildi. : Women account for the vast majority of our customers. : Müşterilerimizin çoğunluğunu bayanlar oluşturmaktadır. : Be responsible for, explain, form, make up : Be irresponsible for : Accountable (adj)

AMPLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Bol, bereketli : There's ample evidence that proves his guilt. : Onun suçunu kanıtlayan birçok delil var. : Abundant, plentiful, extensive, generous, spacious : Scarce, insufficient, inadequate : Amplify (v)

ALERT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Dikkatli, tetikte : Parents should be alert to sudden changes in children's behaviour. : Anne babalar çocukların davranışlarındaki ani değişikliklere karşı tetikte (dikkatli) olmalı. : Wary, watchful, cautious, attentive, ready : Alert (v)

165

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

24. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. preliminary

a. same, alike

2. squeeze

b. insatiable

3. identical

c. gloomy, bleak, pessimistic

4. greed

d. press

5. grim

e. first, early, initial

B. 1. modest

a. block, hinder, impede

2. restrain

b. happen, take place

3. occur

c. children

4. obstruct

d. decent, humble

5. offspring

e. restrict, check, keep under control

C. 1. odor

a. discriminate, distinguish

2. obstacle

b. clearness, lucidity, precision

3. clarity

c. smell

4. convey

d. carry, transfer, move

5. differentiate

e. barrier, obstruction, impediment

D. 1. execute

a. correct, careful, precise, lacking errors, exact

2. accurate

b. abundant, plentiful, extensive, generous, spacious

3. account for

c. wary, watchful, cautious, attentive, ready

4. ample

d. carry out, implement

5. alert

e. be responsible for, explain, form, make up

www.iremyayincilik.com.tr

166

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. preliminary

a. different

2. identical

b. promising, optimistic

3. greed

c. arrogant

4. grim

d. the last, final

5. modest

e. satiable

B. 1. obstacle

a. neglect

2. clarity

b. unite, generalize

3. differentiate

c. obscurity

4. execute

d. support, aid

C. 1. obstruct

a. scarce, insufficient, inadequate

2. accurate

b. be irresponsible for

3. account for

c. slow, lazy

4. ample

d. aid, promote

5. alert

e. incorrect, wrong, vague, ambiguous, imprecise

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. obstruct

1. açgözlü

neglect

execute

2. alçakgönüllü

support

accurate

3. engellemek

imprecise

modest

4. uygulamak

satiable

greed

5. doğru

arrogant

www.iremyayincilik.com.tr

167

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

Zıt anlamlısı “arrogant” ve Türkçesi “alçakgönüllü” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) grim C) promising

2.

5. SYNONYM FINDER Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

B) modest D) greed E) preliminary

A) insufficient

Eş anlamlısı “restrict” ve Türkçesi “sınırlamak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) restrain C) squeeze

There's ample evidence that proves his guilt.

2.

B) occur D) promote

B) abundant C) ambigious

Women account for the vast majority of our customers. A) execute

B) convey C) make up

E) convey

3. 3.

Eş anlamlısı “hinder” ve Türkçesi “engellemek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) neglect C) account for

She was phoning from Australia, but I was amazed at the clarity of her voice. A) lucidity

B) differentiate D) implement

B) obscurity C) obstacle

E) obstruct

4.

Phrasal verb olarak eş anlamlısı “carry out” ve Türkçesi “uygulamak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) make up C) obstruct

5.

B) aid D) execute E) take place

Eş anlamlısı “take place” ve Türkçesi “meydana gelmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) implement C) occur

B) clarify D) neglect E) impede

www.iremyayincilik.com.tr

168

www.iremyayincilik.com.tr

25

25

25

25

25

25

25

25 25

25. GÜNÜN KELİMELERİ accessible

pursuit

calamity

bound

charge with

undermine

fabric

emit

endorse

enhance

diminish

contemplate

oblivious

malnutrition

futile

holy

inadvertently

surpass

stubborn

juvenile

ACCESSIBLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle 1 Çevirisi Örnek Cümle 2 Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Ulaşılabilir, erişilebilir : The president is always accessible to those seeking help. : Başkan yardım arayışında olanlara her zaman açıktır. : The problem is that drugs are very accessible. : Problem şu ki uyuşturuculara kolayca ulaşılabiliyor. : Reachable, approachable, available : Unreachable, far, unavailable, inaccessible : Accessibility (n), acceptance (n)

PURSUIT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Arayış, uğraş : I don't have much opportunity for leisure pursuits these days. : Bugünlerde boş vakit uğraşları için pek fırsatım yok. : Search, leisure activity

CALAMITY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Felaket : The whole city was affected by the irremediable calamity. : Tüm şehir çare bulunamayan felaketten etkilendi. : Disaster, catastrophe : Prosperity, well-being : Calamitous (adj), calamitously (adv)

BOUND (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Zorunlu, kaçınılmaz : You're bound to feel nervous about your interview. : Mülakatla ilgili gergin olman kaçınılmaz. : Inevitable, unavoidable : Avoidable

CHARGE WITH (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Suçlamak : She is charged with murdering her husband. : Eşini öldürmekle suçlanıyor. : Accuse of, blame for : Retreat, acquit : Charge (n)

169

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

UNDERMINE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Zayıflatmak, sarsmak, zarar vermek : The President has accused two cabinet ministers of working secretly to undermine his position. : Cumhurbaşkanı, iki kabine üyesini konumunu sarsmak için gizlice çalışmakla suçladı. : Weaken, harm : Strengthen

FABRIC (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Doku, kumaş : The most quality dress fabric is produced in Turkiye. : En kaliteli elbise kumaşı Türkiye’de üretiliyor. : Structure

EMIT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yaymak, çıkarmak, salıvermek : The machine emits a high-pitched sound when you press the button. : Düğmeye bastığınızda, makine yüksek bir ses çıkarıyor. : Release, send out, give off : Absorb, retain, withhold : Emission (n)

ENDORSE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Doğrulamak, onaylamak, desteklemek : I fully endorse everything the Chairperson has said. : Başkan’ın söylediği herşeyi tamamıyla destekliyorum. : Approve, ratify, support : Endorsement (n)

ENHANCE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Artırmak : Your chance will be enhanced if you study. : Eğer çalışırsan şansın artar. : Increase, improve : Decrease, diminish : Enhancement (n), enhancer (n)

170

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

DIMINISH (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Azal(t)mak : Our house has diminished greatly/sharply/substantially in value over the last six months. : Evimiz son altı ay içinde önemli miktarda değer kaybetti. : Decrease, abate, allay, subside : Increase, magnify, expand : Diminution (n)

CONTEMPLATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Düşünmek, tasarlamak : I'm contemplating going abroad for a year. : Bir yıllığına yurt dışına çıkmayı düşünüyorum. : Think of, consider : Contemplation (n)

OBLIVIOUS (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Habersiz : The government seems oblivious to the likely effects of the new legislation. : Hükümet yeni yasanın olası etkilerinden habersiz görünüyor. : Unaware, unconscious : Conscious, aware : Obliviously (adv), obliviousness (n)

MALNUTRITION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Kötü beslenme, dengesiz beslenme, yetersiz beslenme : Many of the refugees are suffering from severe malnutrition. : Göçmenlerin çoğu ciddi kötü beslenme sorunu yaşıyor. : Lack of proper nutrition

FUTILE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Boşuna, nafile : All my attempts to cheer her up proved futile. : Onu neşelendirmek için yaptığım herşey boşunaydı. : Vain, without result : Fertile, worthwhile : Futility (n)

171

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

HOLY (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kutsal : The archeologists have found holy scriptures. : Arkeologlar kutsal yazıtlar buldular. : Sacred : Wicked, profane : Holiness (n)

INADVERTENTLY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İstemeyerek : All authors need to be wary of copying of other people's ideas inadvertently. : Bütün yazarların diğer insanların fikirlerini istemeyerek de olsa kopya etmekten sakınmaları gerekir. : Unintentionally, involuntarily : Voluntarily, deliberately : Inadvertent (adj), inadvertence (n)

SURPASS (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Aşmak, geçmek : The book's success has surpassed everyone's expectations. : Kitabın başarısı herkesin beklentisini aştı. : Exceed : Surpassing (adj)

STUBBORN (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İnatçı : They have massive rows because they're both so stubborn. : Çok ciddi tartışmalar yaşıyorlar, çünkü ikisi de çok inatçı. : Obstinate, inflexible : Flexible : Stubbornly (adv), stubbornness (n)

JUVENILE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Gençliğe özgü, genç, olgunlaşmamış, çocuksu : Juvenile crime has increased over recent years. : Son yıllarda çocuk suçları arttı. : Young, childish, immature : Mature, adult : Juvenile (n)

172

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

25. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. accessible

a. disaster, catastrophe

2. pursuit

b. inevitable, unavoidable

3. calamity

c. accuse of, blame for

4. bound

d. search, leisure activity

5. charge with

e. reachable, approachable, available

B. 1. undermine

a. approve, ratify, support

2. fabric

b. release, send out, give off

3. emit

c. increase, improve

4. endorse

d. weaken, harm

5. enhance

e. structure

C. 1. diminish

a. vain, without result

2. contemplate

b. unaware, unconscious

3. oblivious

c. decrease, abate, allay, subside

4. malnutrition

d. lack of proper nutrition

5. futile

e. think of, consider

D. 1. holy

a. unintentionally, involuntarily

2. inadvertently

b. obstinate, inflexible

3. surpass

c. young, childish, immature

4. stubborn

d. sacred

5. juvenile

e. exceed

www.iremyayincilik.com.tr

173

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. accessible

a. strengthen

2. calamity

b. avoidable

3. bound

c. unreachable, far, unavailable, inaccessible

4. charge with

d. retreat, acquit

5. undermine

e. prosperity, well-being

B. 1. emit

a. conscious, aware

2. enhance

b. increase, magnify, expand

3. diminish

c. fertile, worthwhile

4. oblivious

d. absorb, retain, withhold

5. futile

e. decrease, diminish

C. 1. holy

a. mature, adult

2. inadvertently

b. flexible

3. stubborn

c. voluntarily, deliberately

4. juvenile

d. wicked, profane

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. futile

1. ulaşılabilir

well-being

undermine

2. felaket

diminish

accessible

3. zayıflatmak

fertile

enhance

4. artırmak

unavailable

calamity

5. boşuna, verimsiz

strengthen

www.iremyayincilik.com.tr

174

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

Eş anlamlısı “reachable” ve Türkçesi “erişilebilir” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) avoidable C) futile

B) unavailable D) accessible

5. SYNONYM FINDER Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

E) oblivious

The book's success has surpassed everyone's expectations. A) contemplate

B) diminish C) exceed

2.

Eş anlamlısı “vain” ve Türkçesi “boşuna, nafile” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) fertile C) futile

3.

B) unconscious D) inevitable E) inaccessible

Genellikle “with” edatı ile kullanılan ve Türkçesi “suçla(n)mak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) accuse C) undermine

2.

All authors need to be wary of copying of other people's ideas inadvertently. A) unintentionally B) voluntarily C) deliberately

3.

The government seems oblivious to the likely effects of the new legislation. A) conscious

B) blame D) release

B) unaware C) bound

E) charge

4.

Eş anlamlısı “weaken” ve Türkçesi “zayıflatmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) strengthen C) send out

B) undermine D) abate E) endorse

5.

Phrasal verb olarak eş anlamlısı “give off” ve Türkçesi “yaymak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) emit C) retain

B) absorb D) enhance E) contemplate

www.iremyayincilik.com.tr

175

www.iremyayincilik.com.tr

26

26

26

26

26

26

26

26 26

26. GÜNÜN KELİMELERİ prolific

privileged

hamper

grievance

hazard

fluctuate

reign

offend

oppress

culprit

esteem

expose (to)

temporary

wander

vaccinate

would-be

sacred

attribute (to)

augment

abuse

PROLIFIC (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Verimli, üretken, bereketli : He was probably the most prolific songwriter of his generation. : Belki de kendi jenerasyonunun en üretken şarkı yazarıydı. : Productive, fertile, fruitful : Futile

PRIVILEGED (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Ayrıcalıklı, imtiyazlı : I am privileged to work with the pioneers of silicon technology. : Silikon teknolojisinin öncüleri ile çalışmak benim için bir ayrıcalık. : Special : Privilege (n), privilege (v)

HAMPER (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Engellemek : Fierce storms have been hampering rescue efforts. : Şiddetli fırtınalar kurtarma operasyonlarını engelliyor. : Prevent, hinder, impede : Facilitate

GRIEVANCE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yakınma, şikayet : A special committee has been appointed to handle prisoners' grievances. : Mahkumların şikayetleri ile uğraşmak için özel bir komite atandı. : Complaint : Benefit, privilege : Grief (n)

HAZARD (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: Tehlike : The busy traffic entrance was a hazard to pedestrians. : Yoğun trafik girişi yayalar için tehlike arz ediyordu. : Danger : Hazardous (adj)

176

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

FLUCTUATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Dalgalanmak, değişiklik göstermek : Vegetable prices fluctuate according to the season. : Sebze fiyatları mevsime göre değişiyor. : Go up and down, wave : Persist, stand fast, stand still : Fluctuation (n)

REIGN (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Tahtta olmak, hüküm sürmek : Queen Victoria reigned over Britain from 1837 to 1901. : Kraliçe Viktorya 1837’den 1901’e kadar İngiltere’yi yönetti. : Rule, power, govern : Reigning (adj)

OFFEND (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Gücendirmek : You shouldn’t have shouted at her. You offended her. : Ona bağırmamalıydın, onu gücendirdin. : Annoy : Cheer smb. up : Offensive (adj)

OPPRESS (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Eziyet etmek, ezmek, zulmetmek : For years now, the people have been oppressed by a merciless dictator. : Yıllardır, insanlar acımasız bir diktatörün baskısı altındalar. : Suppress, trouble : Relax, comfort : Oppression (n), oppressed (adj)

CULPRIT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Suçlu, sebep : Police hope the public will help them find the culprits. : Polis, halkın suçluları bulmak için kendilerine yardım edeceğini umuyor. : Guilty, criminal, cause, reason : Innocent

177

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

ESTEEM (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Saygı : There has been a drop in public esteem for teachers. : Öğretmenlere karşı halkın saygısında bir azalma oldu. : Respect, regard : Disrespect : Esteem (v)

EXPOSE to (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Maruz bırakmak : It is feared that people living near the power station may have been exposed to radiation. : Nükleer santralin yakınında yaşayan insanların radyasyona maruz kalmış olabileceğinden korkuluyor. : Subject to, make liable : Exposure (n)

TEMPORARY (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Geçici : The ceasefire will only provide a temporary solution to the crisis. : Ateşkes, krize sadece geçici bir çözüm sağlayacaktır. : Provisional, interim : Constant, permanent : Temporarily (adv)

WANDER (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Gezmek, dolaşmak : We spent the morning wandering around the old part of the city. : Sabahı, şehrin eski kısımlarını dolaşarak geçirdik. : Walk about, go aimlessly, roam : Remain, stay : Wander (n), wanderer (n)

VACCINATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Aşı yapmak : Our children have been vaccinated for measles and other childhood diseases. : Çocuklarımız kızamık ve diğer çocuk hastalıklarına karşı aşı oldular. : Inoculate : Vaccine (n), vaccination (n)

178

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

WOULD-BE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Olası, müstakbel, sözde : Passengers and crew foiled would-be Russian hijacker. : Yolcular ve mürettebat sözde Rus hava korsanını engelledi. : Most likely, hopeful

SACRED (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kutsal : People worship in some sacred relics/temples. : İnsanlar bazı kutsal tapınaklarda ibadet eder. : Holy : Secular : Sacredness (n)

ATTRIBUTE to (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Atfetmek, -e bağlamak : The doctors have attributed the cause of the illness to an unknown virus. : Doktorlar hastalığın nedenini bilinmeyen bir virüse bağladı. : Ascribe, assign, refer, associate, connect : Disconnect, seperate : Attribute (n), Attribution (n), attributable (adj)

AUGMENT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Artırmak : He had to find an extra work to augment his income. : Gelirini artırmak için ek bir iş bulmak zorunda kaldı. : Increase, launch, rise, go up : Decrease, fall : Augmentation (n)

ABUSE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Kötüye kullanma, suistimal etme, zarar verme : She is continually abusing her authority. : Yetkisini sürekli kötüye kullanıyor. : Misuse, maltreat, exploit : Protect, cherish, shield, care for, look after : Abuser (n)

179

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

26. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. prolific

a. prevent, hinder, impede

2. privileged

b. complaint

3. hamper

c. danger

4. grievance

d. special

5. hazard

e. productive, fertile, fruitful

B. 1. fluctuate

a. guilty, criminal, cause, reason

2. reign

b. annoy

3. offend

c. go up and down, wave

4. oppress

d. suppress, trouble

5. culprit

e. rule, power, govern

C. 1. esteem

a. walk about, go aimlessly, roam

2. expose to

b. provisional, interim

3. temporary

c. inoculate

4. wander

d. respect, regard

5. vaccinate

e. subject to, make liable

D. 1. would-be

a. holy

2. sacred

b. increase, launch, rise, go up

3. attribute to

c. misuse, maltreat, exploit

4. augment

d. most likely, hopeful

5. abuse

e. ascribe, assign, refer, associate, connect

www.iremyayincilik.com.tr

180

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. prolific

a. persist, stand fast, stand still

2. hamper

b. benefit, privilege

3. grievance

c. facilitate

4. fluctuate

d. futile

B. 1. offend

a. innocent

2. oppress

b. disrespect

3. culprit

c. constant, permanent

4. esteem

d. relax, comfort

5. temporary

e. cheer smb. up

C. 1. wander

a. secular

2. sacred

b. decrease, fall

3. attribute to

c. protect, cherish, shield, care for, look after

4. augment

d. remain, stay

5. abuse

e. disconnect, seperate

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. culprit

1. engellemek

permanent

temporary

2. dalgalanmak

innocent

augment

3. suçlu

decrease

fluctuate

4. geçici

facilitate

hamper

5. artırmak

stand still

www.iremyayincilik.com.tr

181

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

1.

4. MULTIPLE CHOICE

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “productive” ve Türkçesi “üretken, verimli” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir?

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz.

A) privileged C) prolific

B) reigning D) offensive

1.

E) constant

He had to find an extra work to augment his income. A) abuse

B) launch C) decrease

2.

Eş anlamlısı “hinder” ve Türkçesi “engellemek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) fluctuate C) rule

2.

B) persist D) offend

A) constant

E) hamper

3.

3.

B) oppress D) wander

A special committee has been appointed to handle prisoners' grievances. A) complaint

B) benefit C) hazard

E) attribute

4.

B) privileged C) interim

Eş anlamlısı “rule” ve Türkçesi “tahtta olmak, yönetmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) reign C) inoculate

The ceasefire will only provide a temporary solution to the crisis.

Genellikle “to” edatı ile kullanılan, eş anlamlısı “ascribe” ve Türkçesi “-e bağlamak, atfetmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) expose C) augment

B) subject D) attribute E) abuse

5.

Eş anlamlısı “exploit” ve Türkçesi “suistimal etme” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) shield C) launch

B) abuse D) assign E) remain

www.iremyayincilik.com.tr

182

www.iremyayincilik.com.tr

27

27

27

27

27

27

27

27 27

27. GÜNÜN KELİMELERİ accept

ancient

astonish

vie for

temper

temperate

deprive

desert

deplore

compensate

outcome

overlap

repent

prejudice

mean

gloomy

intangible

talent

submissive

subsidy

ACCEPT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kabul etmek : I offered her an apology, yet she didn't accept it. : Ondan özür diledim, ancak kabul etmedi. : Be consent to receive, assent, comply, approve, accede : Reject, refuse, turn down : Acceptance (n), acceptant (adj)

ANCIENT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Eski : The people of this tribe have lived in this valley since ancient times. : Bu kabilenin insanları eski zamanlardan beri bu vadide yaşamakta. : Antique, old, obsolete, aged, old-fashioned : Modern, fresh, new

ASTONISH (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Şaşırtmak : They were astonished when I announced I was pregnant. : Hamile olduğumu söyleyice şaşkına döndüler. : Amaze, startle, perplex, astound : Bore : Astonishment (n)

VIE for (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Yarışmak, mücadele etmek : Six candidates are currently vying for the Democratic presidential nomination. : Demokratların başkanlık adaylığı için şu anda 6 aday mücadele ediyor. : Compete, race

TEMPERATE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar www.iremyayincilik.com.tr

: Ilımlı, ölçülü : A temperate climate is rarely seen throughout the world. : Ilıman bir iklim dünyada nadiren görülür. : Moderate, mild, calm : Extreme

183

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

DEPRIVE of (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yoksun bırakmak : You can't function properly when you're deprived of sleep. : Uykudan yoksun kaldığında normal hareket edemezsin. : Take away, be devoid of : Provide, supply : Deprivation (n)

TEMPER (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Öfke, huysuzluk : He's got a really bad temper. : Gerçekten kötü bir öfkesi var. : Anger, annoyance : Patience : Tempered (adj)

DESERT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Terketmek : He deserted his wife and family for another woman. : Başka bir kadın için karısını ve ailesini terketti. : Abandon, give up : Arrive, hug : Deserted (adj), desertion (n)

DEPLORE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Üzüntü duymak : We deeply deplore the loss of life of animals. : Hayvanların hayatlarını kaybetmelerinden dolayı derin üzüntü duyuyoruz. : Regret, feel sorry : Feel happy, be pleased : Deplorable (adj), deplorably (adv)

COMPENSATE for (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Telafi etmek, bedelini ödemek : The authorities promised to compensate for the price rise. : Yetkililer fiyat artışını telafi edeceklerine söz verdiler. : Make up for : Compensation (n), compensator (n)

184

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

OUTCOME (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Sonuç : It's too early to predict the outcome of the meeting. : Toplantının sonucunu tahmin etmek için henüz çok erken. : Result, consequence

OVERLAP (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Üst üste gelmek, örtmek : The fence is made of panels which overlap each other. : Çit birbirinin üzerine gelen panellerden yapılmıştır. : Cover by extension : Overlap (n), overlapping (adj)

REPENT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Pişman olmak, üzgün hissetmek, tövbe etmek : He repented of his sins just hours before he died. : Ölmeden sadece birkaç saat önce, günahlardan ötürü tövbe etti. : Regret, feel sorry : Repellent (n)

PREJUDICE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Önyargı, kayırma, taraf tutma : She is full of prejudice; that is, she is not objective. : Tamamıyla önyargılı, yani objektif değil. : Bias, prejudgement : Prejudiced (adj)

MEAN (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Cimri : My landlord's very mean with the heating - it's only on for two hours each day. : Ev sahibim ısınma konusunda çok cimri. Her gün sadece iki saat açık. : Stingy, selfish : Generous : Meanly (adv), meanness (n)

185

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

GLOOMY (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Karamsar, karanlık : The cemetery is a gloomy place, which makes people sad. : Mezarlık insanları üzen karanlık bir yerdir. : Dark, pessimistic. : Encouraging, cheerful, happy : Gloom (n), gloomily (adv)

INTANGIBLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Fiziksel varlığı olmayan, dokunulmaz, elle tutulmayan : She has that intangible quality which you might call “charisma”. : O, “karizma” diyebileceğin o elle tutulmayan niteliğe sahip. : Untouchable : Touchable : Intangible (n), intangibly (adv)

TALENT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yetenek, kabiliyet, hüner : Her talent for music showed at an early age. : Onun müzik yeteneği küçük yaşlarda ortaya çıktı. : Ability, gift, aptitude : Inability : Talented (adj)

SUBMISSIVE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İtaatkar, uyumlu : He was looking for a quiet submissive wife who would obey his every word. : Her söylediğini yapacak uyumlu bir eş arıyordu. : Obedient, compliant : Rebellious : Submissively (adv), submissiveness (n)

SUBSIDY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Mali destek : The government is planning to abolish subsidies to farmers. : Hükümet çiftçilere olan mali desteği kaldırmayı planlıyor. : Financial support : Subsidize (v), subsidizer (n)

186

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

27. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. accept

a. anger, annoyance

2. ancient

b. amaze, startle, perplex, astound

3. astonish

c. assent, comply, approve, accede

4. vie for

d. compete, race

5. temper

e. antique, old, obsolete, aged, old-fashioned

B. 1. temperate

a. take away, be devoid of

2. deprive

b. regret, feel sorry

3. desert

c. make up for

4. deplore

d. moderate, mild, calm

5. compensate for

e. abandon, give up

C. 1. outcome

a. bias, prejudgment

2. overlap

b. regret, feel sorry

3. repent

c. stingy, selfish

4. prejudice

d. result, consequence

5. mean

e. cover by extension

D. 1. gloomy

a. ability, gift, aptitude

2. intangible

b. obedient, compliant

3. talent

c. financial support

4. submissive

d. untouchable

5. subsidy

e. dark, pessimistic

www.iremyayincilik.com.tr

187

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. accept

a. extreme

2. ancient

b. patience

3. temper

c. modern, fresh, new

4. temperate

d. reject, refuse, turn down

B. 1. deprive

a. feel happy, be pleased

2. desert

b. generous

3. deplore

c. provide, supply

4. mean

d. arrive, hug

C. 1. gloomy

a. touchable

2. intangible

b. encouraging, cheerful, happy

3. talent

c. rebellious

4. submissive

d. inability

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. submissive

1. kabul etmek

generous

gloomy

2. cimri

inability

accept

3. karamsar

rebellious

talent

4. yetenek

turn down

mean

5. itaatkar

cheerful

www.iremyayincilik.com.tr

188

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “startle” ve Türkçesi “şaşırtmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) astonish B) deprive

A) assent B) vie for

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

E) supply

He was looking for a quiet submissive wife who would obey his every word. A) obedient

B) rebellious C) intangible

2.

Phrasal verb olarak eş anlamlısı “make up for” ve Türkçesi “telafi etmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) compensate C) overlap

2.

B) repent D) regret

My landlord's very mean with the heating - it's only on for two hours each day. A) generous

E) deplore

3.

Eş anlamlısı “bias” ve Türkçesi “önyargı” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) talent C) gift

B) stingy C) gloomy

3.

It's too early to predict the outcome of the meeting. A) prejudice

B) outcome D) compensation

B) aptitude C) consequence

E) prejudice

4.

Eş anlamlısı “financial support” ve Türkçesi “ekonomik destek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) desert C) repent

B) overlap D) subsidy E) abandon

5.

Eş anlamlısı “be devoid of” ve Türkçesi “-den yoksun bırakmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) amaze C) deprive

B) comply D) supply E) compete

www.iremyayincilik.com.tr

189

www.iremyayincilik.com.tr

28

28

28

28

28

28

28

28 28

28. GÜNÜN KELİMELERİ swamp

swell

strain

inspire

innate

gift

legend

revenue

nutrition

contemporary

contentious

contend

curiosity

endeavor

uneasiness

unceasing

trait

seek

abound in

spare

SWAMP (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Bataklık : The Everglades are an area of swamp in southern Florida. : Everglades güney Florida’da bataklık bir bölgedir. : Marsh : Swampy (adj)

SWELL (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Şişmek : It was obvious she had broken her toe, because it immediately started to swell. : Başparmağını kırdığı belliydi çünkü hemen şişmeye başladı. : Become bigger : Decrease : Swell (n)

STRAIN (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Gerilim, yük, zorlanma : The hurricane put such a strain on the bridge that it collapsed. : Kasırga köprüye o kadar baskı yaptı ki köprü yıkıldı. : Force, exertion, burden, tension : Strained (adj)

INSPIRE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İlham vermek, (öfke, sevgi v.b.) uyandırmak, solumak : The captain's heroic effort inspired them with determination. : Kaptan’ın kahramanca çabaları onlara kararlı olmaları için ilham verdi. : Motivate, encourage : Discourage : Inspiration (n)

INNATE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Doğuştan gelen : Cyril's most impressive quality was his innate goodness. : Cyrill’in en etkileyici özelliği doğuştan gelen iyiliğiydi. : Inborn, inherited : Incidental : Innately (adv)

190

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

GIFT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yetenek : She has an amazing gift for design. : Tasarım konusunda şaşırtıcı bir yeteneği var. : Knack, ability, talent, skill : Inability, weakness : Gift (=hediye) (n), Gifted (adj)

LEGEND (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Efsane : She is writing a thesis on Irish legends and mythology. : İrlanda efsaneleri ve mitolojisi üzerine bir tez yazıyor. : Folk, tale, myth : Fact, truth : Legendary (adj)

REVENUE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Gelir, kazanç : Taxes provide most of the government's revenue. : Hükümetin gelirinin büyük bölümünü vergiler oluşturmaktadır. : Income, earnings : Outcome, expense, expenditure

NUTRITION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Gıda, beslenme : Good nutrition is essential if patients are to make a quick recovery. : Hastaların çabuk iyileşmesi için iyi beslenmeleri gerekir. : Food, nutriment, nourishment : Nutritious (adj), nutritional (adj)

CONTEMPORARY (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Çağdaş, aynı zamanda olan : Most of the writers he was contemporary with were interested in the same subjects. : Çağdaşı olduğu yazarların çoğu aynı konularla ilgilendi. : Modern : Old-fashioned, ancient : Contemporary (n)

191

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

CONTENTIOUS (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Tartışmalı, çelişkili : She has some rather contentious views on education. : Onun eğitimle ilgili çelişkili/tartışmalı görüşleri var. : Controversial : Clear, concise, undisputed : Contention (n), contentiousness (n)

CONTEND (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: İddia etmek, öne sürmek : The lawyer contended that her client had never been even near the scene of the crime. : Avukat müvekkilinin olay mahalinin yakınında bile olmadığını iddia etti. : Claim, assert, allege, maintain

CURIOSITY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Merak, ilgi : I'm burning with curiosity - you must tell me who's won. : Meraktan ölüyorum. Kimin kazandığını söylemelisin. : Interest, inquisitive : Being indifferent to sth : Curious (adj)

ENDEAVOR (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Çaba göstermek : Engineers are endeavouring to locate the source of the problem. : Mühendisler problemin kaynağını bulmak için çabalıyor. : Strive, try hard : Ignore : Endeavor (n)

UNEASE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Huzursuzluk : Growing unease at the prospect of an election is causing fierce arguments within the party. : Seçim beklentisiyle artan huzursuzluk parti içerisinde hararetli tartışmalara sebep oluyor. : Discomfort, restlessness : Uneasy (adj), uneasiness (n)

192

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

UNCEASING (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Sürekli : We had a fortnight of unceasing rain. : İki hafta kesintisiz yağmur yağdı. : Perpetual, constant, continuous : Stative : Unceasingly (adv)

TRAIT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Özellik : His sense of humour is one of his best traits. : Mizah anlayışı onun en iyi özelliklerinden biridir. : Property, characteristic, feature

SEEK (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Aramak : Legal advice should be sought before you take any further action. : Daha ileri bir safhaya geçmeden önce yasal bir yardım aranmalıdır. : Look for, search for : Seek to: çaba göstermek, seeker (n)

ABOUND in (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Bol, dolu, çok olmak : Venice abounds in famous hotels. : Venedik ünlü otellerle doludur. : Be plentiful, be rich in, teem with, multiply, flourish : Lessen, decrease, die, decay, fall : Abundant (adj)

SPARE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Yedek : We've got a spare room if you want to stay overnight with us. : Gece bizimle kalmak istersen fazladan bir odamız var. : Extra : Spare (v)

193

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

28. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. swamp

a. force, exertion, burden, tension

2. swell

b. motivate, encourage

3. strain

c. inborn, inherited

4. inspire

d. become bigger

5. innate

e. marsh

B. 1. gift

a. modern

2. legend

b. income, earnings

3. revenue

c. knack, ability, talent, skill

4. nutrition

d. food, nutriment, nourishment

5. contemporary

e. folk, tale, myth

C. 1. contentious

a. strive, try hard

2. contend

b. interest, inquisitive

3. curiosity

c. discomfort, restlessness

4. endeavor

d. controversial

5. unease

e. claim, assert, allege, maintain

D. 1. unceasing

a. property, characteristic, feature

2. trait

b. be plentiful, be rich in, teem with, multiply, flourish

3. seek

c. extra

4. abound in

d. perpetual, constant, continuous

5. spare

e. look for, search for

www.iremyayincilik.com.tr

194

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. swell

a. inability, weakness

2. inspire

b. incidental

3. innate

c. discourage

4. gift

d. decrease

B. 1. legend

a. old-fashioned, ancient

2. revenue

b. clear, concise, undisputed

3. contemporary

c. fact, truth

4. contentious

d. outcome, expense, expenditure

C. 1. curiosity

a. ignore

2. endeavor

b. being indifferent to sth

3. unceasing

c. lessen, decrease, die, decay, fall

4. abound in

d. stative

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. revenue

1. yetenek

concise

contentious

2. efsane

expense

abound

3. gelir

lessen

legend

4. tartışmalı

inability

gift

5. bol olmak

fact

www.iremyayincilik.com.tr

195

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

1.

4. MULTIPLE CHOICE

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “motivate, encourage” ve Türkçesi “ilham vermek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir?

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz.

A) swell C) maintain

B) discourage D) inspire

1.

Legal advice should be sought before you take any further action. A) decay

E) contend

B) endeavor C) search

2.

Eş anlamlısı “allege” ve Türkçesi “iddia etmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) inspire C) contend

2.

B) strive D) seek

Growing unease at the prospect of an election is causing fierce arguments within the party. A) restlessness

3.

Eş anlamlısı “inherited” ve Türkçesi “doğuştan” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) gifted C) incidental

B) trait C) curiosity

E) ignore

3.

The lawyer contended that her client had never been even near the scene of the crime A) ignore

B) inspired D) contemporary

B) assert C) inspire

E) innate

4.

Zıt anlamlısı “expenditure” ve Türkçesi “gelir, kazanç” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) nourishment C) curiosity

B) revenue D) discomfort E) trait

5.

Eş anlamlısı “modern” ve Türkçesi “çağdaş” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) contemporary C) concise

B) curious D) controversial E) contentious

www.iremyayincilik.com.tr

196

www.iremyayincilik.com.tr

29

29

29

29

29

29

29

29 29

29. GÜNÜN KELİMELERİ solace

treaty

tyranny

expel

deter

debate

decent

cognitive

cohesive

nocturnal

moody

lottery

means

merchandise

gratitude

fragile

influence

stamina

staple

invade

SOLACE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Teselli : William Cowper found great solace in these poems during his periods of depression. : William Cowper depresyon döneminde bu şiirlerde teselli buldu. : Comfort, consolation : Afflict : Solace (v)

TREATY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Anlaşma : We've signed a treaty with neighbouring states to limit emissions of harmful gases. : Zaralı gazların emisyonunu sınırlandırmak için komşu ülkelerle bir anlaşma imzaladık. : Agreement, pack

TYRANNY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Diktatörlük, zorbalık yönetimi, zulüm, zorbalık, gaddarlık : This, as the president promised us, was a war against tyranny. : Bu, başkanın bize söz verdiği gibi diktatörlüğe karşı bir savaştı. : Dictatorship, despotism : Democracy : Tyrannical (adj)

EXPEL (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Kovmak, atmak : My brother was expelled from school for bad behaviour. : Kardeşim disiplinsiz davranışları nedeniyle okuldan atıldı. : Dismiss : Recruit

DETER from (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Vazgeçirmek, caydırmak : High prices are deterring many young people from buying houses. : Yüksek fiyatlar birçok genç insanı ev almaktan caydırıyor. : Discourage, dissuade : Encourage : Deterrence (n)

197

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

DEBATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Tartışmak : They are debating the topic of education right now. : Onlar şu anda eğitim konusunu tartışıyorlar. : Discuss, argue, dispute : Agree, reconcile : Debate (n), debatable (adj)

DECENT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Uygun : Everyone should be given a decent wage. : Herkese uygun bir maaş verilmeli. : Appropriate, suitable, proper : Improper : Decency (n), decently (adv)

COGNITIVE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Bilişsel : Some of her cognitive functions have been impaired. : Bazı bilişsel fonksiyonları zarar gördü. : Connected with thinking : Physical : Cognition (n)

COHESIVE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Birleştirici, yapıştırıcı : Cohesive forces have played an important role in the victory. : Birleşmiş güçler zaferde önemli rol oynadı. : Unified, interconnected : Apart, separate : Cohesion (n)

NOCTURNAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Geceye özgü, geceleyin olan : Most bats are nocturnal. : Yarasaların çoğu gece ortaya çıkar. : Night, dark

198

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

MOODY (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Sinirli, asabi : He can be quite moody at times. : Bazen çok sinirli olabiliyor. : Irritable : Even-tempered : Mood (n), moodily (adv)

LOTTERY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Şans oyunu, piyango : If I won the lottery, I would help poor people. : Piyango bana çıksa, fakir insanlara yardım ederdim. : Chance game, raffle

MEANS (n) 7Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Araç, yol, yöntem, gelir, para, varlık, servet : We need to find some other means of transportation. : Başka ulaşım araçları bulmamız lazım. : Way, method

MERCHANDISE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Mal, mülk, ticari eşya : Shoppers complained about poor quality merchandise and high prices. : Müşteriler yüksek fiyatlar ve düşük kalitedeki kalitedeki mallardan şikayette bulundular. : Property, good : Merchandise (v), merchandising (n)

GRATITUDE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Şükran, minnettarlık : She sent them a present to show/express her gratitude. : O, memnuniyetini göstermek için onlara hediye gönderdi. : Appreciation, gratefulness : Resentment

199

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

FRAGILE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kırılabilir, hassas : Be careful with that vase - it's very fragile. : O vazoya dikkat et, kırılabilir. : Delicate : Formidable : Fragility (n)

INFLUENCE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Etki : At the time she was under the influence of her father. : O esnada babasının etkisi altındaydı. : Effect, impact : Influence (v), influential (adj)

STAMINA (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Dayanma gücü : The triathlon is a great test of stamina. : Triatlon önemli bir dayanma gücü testidir. : Endurance

STAPLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Başlıca : Prices of staple foods such as wheat and vegetables have also been increasing. : Tahıl ve sebze gibi temel gıda fiyatları da artıyor. : Chief, main, principal : Minor, inferior : Staple (n)

INVADE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: İstila etmek : All the villages were invaded during the war. : Savaş esnasında tüm köyler istila edildi. : Occupy, enter by force : Abandon : Invader (n), invasion (n), invasive (adj)

200

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

29. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. solace

a. dismiss

2. treaty

b. dictatorship, despotism

3. tyranny

c. discourage, dissuade

4. expel

d. comfort, consolation

5. deter

e. agreement, pack

B. 1. debate

a. night, dark

2. decent

b. connected with thinking

3. cognitive

c. discuss, argue, dispute

4. cohesive

d. unified, interconnected

5. nocturnal

e. appropriate, suitable, proper

C. 1. moody

a. way, method

2. lottery

b. property, good

3. means

c. appreciation, gratefulness

4. merchandise

d. chance game, raffle

5. gratitude

e. irritable

D. 1. fragile

a. effect, impact

2. influence

b. chief, main, principal

3. stamina

c. occupy, enter by force

4. staple

d. delicate

5. invade

e. endurance

www.iremyayincilik.com.tr

201

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. solace

a. encourage

2. tyranny

b. recruit

3. expel

c. democracy

4. deter

d. afflict

B. 1. debate

a. physical

2. decent

b. apart, separate

3. cognitive

c. agree, reconcile

4. cohesive

d. improper

C. 1. moody

a. abandon

2. gratitude

b. formidable

3. fragile

c. even-tempered

4. staple

d. minor, inferior

5. invade

e. resentment

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. invade

1. kovmak

reconcile

decent

2. tartışmak

formidable

expel

3. uygun

abandon

fragile

4. esnek

recruit

debate

5. istila etmek

improper

www.iremyayincilik.com.tr

202

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “agreement” ve Türkçesi “anlaşma” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) solace C) treaty

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz.

B) tyranny D) decency

1.

E) cognition

At the time she was under the influence of her father. A) stamina

B) invasion C) impact

2.

Eş anlamlısı “dismiss” ve Türkçesi “kovmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) invade C) occupy

B) deter D) abandon

2.

A) appreciation

E) expel

3.

Eş anlamlısı “occupy” ve Türkçesi “istila etmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) invade C) influence

3.

B) merchandise D) dispute

B) resentment C) merchandise

Shoppers complained about poor quality merchandise and high prices. A) influence

B) good C) means

E) abandon

4.

She sent them a present to show/express her gratitude.

Eş anlamlısı “way, method” ve Türkçesi “yol, yöntem, araç” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) stamina C) property

B) resentment D) means E) gratitude

5.

Zıt anlamlısı “formidable” ve Türkçesi “hassas, kırılgan” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) cognitive C) decent

B) fragile D) improper E) cohesive

www.iremyayincilik.com.tr

203

www.iremyayincilik.com.tr

30

30

30

30

30

30

30

30 30

30. GÜNÜN KELİMELERİ invariably

subsistence

take for granted

insane

humor

scholar

reprisal

ostensibly

predominantly

compare

contest

conclusive

depreciate

descent

underestimate

trace

untapped

unsanitary

sedentary

ridiculous

INVARIABLY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Değişmez şekilde, daima, sürekli : The train is invariably late. : Tren sürekli gecikiyor. : Always, constantly : Momentarily, instantly

SUBSISTENCE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Hayatta kalma : This money is to provide a basic subsistence and should not be paid to someone who receives other income. : Bu para, temel ihtiyaçları karşılamak içindir ve başka geliri olan insanlara ödenmemelidir. : Survival, continuation : Subsist (v)

TAKE sth. FOR GRANTED (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle 1 Çevirisi Örnek Cümle 2 Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Gerçek değerini vermemek, düşünmeden öyle olduğunu varsaymak : I didn't realize that Melanie hadn't been to college - I suppose I just took it for granted. : Melanie’nin üniversite okumadığını farketmedim. Sanırım okuduğunu düşündüm. : The editors felt that the publisher was taking them for granted. : Editörler yayıncının onları hafife aldığını hissetti. : Assume, presume

INSANE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: Çılgın, deli : I sometimes think I'm going insane. : Bazen delirmeye başladığımı düşünüyorum. : Crazy, mad : Sane, sensible : Insanity (n)

204

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

HUMOR (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Mizah : He's got a great sense of humour. : Çok iyi bir mizah anlayışı var. : Joking : Seriousness : Humorist (n), humorous (adj)

SCHOLAR (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Bilgin, araştırmacı : Dr. Miles was a distinguished scholar of Russian history. : Dr. Miles Rus tarihi üzerine seçkin bir araştırmacıydı. : Academic, researcher : Scholarly (adv)

REPRISAL (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Misilleme, aynen karşılığını yapma : The attack was in reprisal for the kidnapping of their leaders. : Saldırı, liderlerinin kaçırılmasına bir misillemeydi. : Counter-attack, retaliation

OSTENSIBLY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Görünürde, sözde : He has spent the past three months in Florida, ostensibly for medical treatment, but in actual fact to avoid prosecution for a series of notorious armed robberies. : Son üç ayı Florida’da geçirdi, görünürde tedavi için gitti ama aslında bir dizi silahlı soygundan dava edilmemek için oraya gitmişti. : Apparently, seemingly : Ostensible (adj)

PREDOMINANTLY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Başlıca, baskın şekilde, çoğunlukla : She predominantly dances, but she also sings. : Çoğunlukla dans ediyor ama şarkı da söylüyor. : Mainly, chiefly : Partly : Predominant (adj), predominance (n)

205

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

COMPARE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Karşılaştırmak : This road is quite busy compared to/with ours. : Bizimki ile karşılaştırıldığında bu yol oldukça yoğun. : Match, relate, correspond : Contrast : Comparable (adj), comparatively (adv), comparison (n)

CONTEST (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Yarışmak, mücadele etmek : The medal is being keenly contested by eighty gymnasts. : Madalya için 80 sporcu yarışıyor. : Challenge, dispute, compete for : Contest (n)

CONCLUSIVE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kesin, kati, tartışılmaz : They claim there is no conclusive evidence that any murders take place. : Herhangi bir cinayetin olduğuna dair kesin kanıt olmadığını iddia ettiler. : Decisive, indisputable : Inconclusive, vague, uncertain : Conclusively (adv), conclusiveness (n)

DEPRECIATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Değer kaybet(tir)mek : Our car depreciated by £1500 in the first year we owned it. : Arabamız aldığımız ilk yıl 1500 pound değer kaybetti. : Decline in value : Depreciation (n)

DESCENT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Soy, köken : She's a woman of French descent. : O Fransız soyundan gelen bir bayandır. : Ancestry, origin

206

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

UNDERESTIMATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Küçümsemek, hafife almak : One shouldn't underestimate the difficulties of getting all the political parties to the conference table. : Tüm siyasi partileri görüşme masasına getirmenin zorlukları küçümsenmemelidir. : Minimize, belittle : Maximize, exaggerate : Underestimate (n)

TRACE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: İz : He attempted to cover up all the traces of his crime. : Suçunun tüm izlerini kapatmaya çalıştı. : Sign, mark : Trace (v), traceable (adj)

UNTAPPED (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Dokunulmamış, el sürülmemiş : The country's forests are largely untapped resources. : Ülkenin ormanları büyük ölçüde kullanılmamış kaynaklar. : Unused, untouched, maiden, virgin : Tapped

UNSANITARY (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Kirli, sağlıksız : Measures must be taken against unsanitary living conditions. : Sağlıksız yaşam koşullarına karşı önlemler alınmalı. : Not clean, polluted : Sanitary

SEDENTARY (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Oturarak, hareketsiz, masabaşı : A sedentary job/occupation makes some bored. : Masabaşı iş bazılarını sıkar. : Sitting, inactive : Active, walking

RIDICULOUS (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Gülünç, saçma : It's ridiculous to expect a two-year-old to be able to read! : İki yaşındaki bir çocuğun okumasını beklemek saçma olur. : Absurd, funny : Reasonable, logical, sound : Ridicule (v), ridicilously (adv)

207

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

30. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. invariably

a. assume, presume

2. subsistence

b. crazy, mad

3. take sth. for granted

c. joking

4. insane

d. survival, continuation

5. humor

e. always, constantly

B. 1. scholar

a. match, relate, correspond

2. reprisal

b. apparently, seemingly

3. ostensibly

c. academic, researcher

4. predominantly

d. mainly, chiefly

5. compare

e. counter-attack, retaliation

C. 1. contest

a. decisive, indisputable

2. conclusive

b. ancestry, origin

3. depreciate

c. minimize, belittle

4. descent

d. challenge, dispute, compete for

5. underestimate

e. decline in value

D. 1. trace

a. sitting, inactive

2. untapped

b. not clean, polluted

3. unsanitary

c. absurd, funny

4. sedentary

d. sign, mark

5. ridiculous

e. unused, untouched, maiden, virgin

www.iremyayincilik.com.tr

208

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. invariably

a. contrast

2. insane

b. seriousness

3. humor

c. momentarily, instantly

4. predominantly

d. partly

5. compare

e. sane, sensible

B. 1. conclusive

a. active, walking

2. underestimate

b. clean

3. unsanitary

c. reasonable, logical, sound

4. sedentary

d. vague, uncertain

5. ridiculous

e. maximize, exaggerate

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. conclusive

1. çılgın, deli

active

sedentary

2. kıyaslamak

vague

ridiculous

3. kesin, kati

reasonable

compare

4. oturarak

sensible

insane

5. saçma

contrast

www.iremyayincilik.com.tr

209

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

1.

4. MULTIPLE CHOICE

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “assume / fail to properly appreciate” ve Türkçesi “varsaymak, gerçek değerini vermemek, görmezden gelmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir?

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz.

A) correspond C) dispute

2.

1.

B) contest D) take for granted E) exaggerate

Eş anlamlısı “ancestry” ve Türkçesi “soy, köken” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) reprisal C) descent

It's ridiculous to expect a two-year-old to be able to read! A) absurd

B) sound C) logical

2.

A sedentary job/occupation makes some bored. A) untapped

B) scholar D) trace

B) inactive C) conclusive

E) humor

3. 3.

Eş anlamlısı “retaliation” ve Türkçesi “misilleme” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) subsistence C) contest

Measures must be taken against unsanitary living conditions A) vague

B) ostensible C) polluted

B) descent D) survival E) reprisal

4.

Eş anlamlısı “undisputable” ve Türkçesi “kesin, kati” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) ridiculous C) sedentary

B) conclusive D) insane E) uncertain

5.

Zıt anlamlısı “exaggerate” ve Türkçesi “hafife almak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) underestimate C) depreciate E) decline

www.iremyayincilik.com.tr

B) presume D) compete

210

www.iremyayincilik.com.tr

31

31

31

31

31

31

31

31 31

31. GÜNÜN KELİMELERİ ritual

abandon

cheat

cease

beneficial

bewilder

disaster

dwell

exert

evade

explode

commemorate

perish

nonsense

notify

resume

muster

lure

furious

prosper

RITUAL (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Dinsel tören, ayin, seremoni : Different religions have different rituals. : Farklı dinlerin farklı dini törenleri vardır. : Ceremony : Ritual (adj), rite (n), ritualistic (adj)

ABANDON (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle 1 Çevirisi Örnek Cümle 2 Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Terketmek, bırakmak, vazgeçmek : She abandoned painting. : Resim yapmayı bıraktı. : The party abandoned some of its policies. : Parti bazı politikalardan vazgeçti. : Give up, leave, desert, forsake : Keep, retain, continue, uphold, maintain : Abandonment (n), abandoned (adj)

CHEAT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kopya çekmek, aldatmak : She cheated in the test by copying from the boy in the front. : Öndeki çocuktan bakarak testte kopya çekti. : Copy, deceive, swindle, trick : To be honest, to be frank : Cheat (n)

CEASE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Durmak, durdurmak : The company has decided to cease all operations. : Şirket tüm faaliyetleri durdurmaya karar verdi. : Stop : Continue, keep on : Cease (n), ceaseless (adj)

211

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

BENEFICIAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Faydalı, yararlı, olumlu : The improvement in sales figures had a beneficial effect on the company. : Satışlardaki artış şirket üzerinde olumlu bir etki yarattı. : Useful : Useless, futile : Benefit (n)

BEWILDER (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Şaşır(t)mak, hayrete düşürmek : The instructions completely bewildered me. : Açıklamalar tamamıyla kafamı karıştırdı. : Confuse, astonish : Bewildered (adj), bewildering (adj)

DWELL (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Yaşamak, yerleşmek : She dwelt in remote parts of Asia for many years. : O yıllarca Asya’nın ücra bölgelerinde yaşadı. : Live, inhabit : Dweller (n), dwelling (n)

EXERT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Kullanmak, uygulamak : Some managers exert considerable pressure on their staff to work extra hours without being paid. : Bazı yöneticiler çalışanları üzerinde, ödeme yapmadan fazla mesai yapmaları konusunda baskı uyguluyorlar. : Use, make use of, utilize : Exertion (n)

EVADE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Kaçırmak, kurtulmak : Just give me an answer and do not try evading the question! : Bana bir cevap ver, sorudan kaçmaya çalışma. : Escape, avoid : Stay, keep standstill : Evasion (n)

212

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

EXPLODE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Patlamak, infilak etmek : A bomb exploded at one of London's busiest railway stations this morning. : Bu sabah Londra’nın en yoğun metro istasyonlarından birinde bir bomba patladı. : Go off : Explosion (n), expolisive (n)

COMMEMORATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Anmak, hatırlamak : A statue has been built to commemorate the 100th anniversary of the poet's birthday. : Şairin 100. doğumgününü anmak için bir heykel dikildi. : Celebrate, honor : Forget : Commemoration (n), commemorative (adj)

PERISH (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yok olmak, çürümek : Three hundred people perished in the earthquake. : Depremde 300 kişi yok oldu. : Die out, disappear : Blossom : Perishable (adj)

NONSENSE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Saçma : This report is nonsense and nothing but a waste of paper. : Bu haber saçma ve kağıt israfından başka birşey değil. : Irrational, ridiculous, absurd : Rational, logical, plausible, sensible, reasonable : Nonsensical (adj), nonsense (n)

NOTIFY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Bildirmek, bilgilendirmek, haber vermek : The school is required to notify parents if their children fail to come to school. : Eğer çocukları okula gelmiyorsa okulun ebeveynleri bilgilendirmesi gerekir. : Inform : Conceal, misinform : Notifiable (adj), notification (n)

213

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

RESUME (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yeniden başlamak, kaldığı yerden devam etmek : Please resume your seats, the performance will continue in two minutes. : Lütfen yerlerinize dönünüz, gösteri iki dakika içinde başlayacak. : Start again, go back : Finish : Resumption (n)

MUSTER (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Toplamak, biraraya getirmek : The general mustered his troops. : General birliklerini topladı. : Collect, gather, assemble : Disperse

LURE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Cezbetmek, çekmek : Supermarket chains try to lure customers with price discounts. : Supermarket zincirleri fiyat indirimleri ile müşterileri cezbetmeye çalışıyor. : Attract, allure, entice : Lure (n)

FURIOUS (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kızgın : I was late and he was furious with me. : Ben geç kaldım ve o da bana kızdı. : Angry : Calm : Fury (n)

PROSPER (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Gelişmek, zenginleşmek, başarılı olmak : A lot of microchip manufacturing companies prospered during that time. : Mikroçip üreten bir çok fabrika o zamanlarda zenginleşti. : Flourish, thrive : Prosperous (adj)

DISASTER (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Felaket : This is one of the worst natural disasters I have ever witnessed. : Bu şimdiye kadar tanık olduğum en kötü felaketlerden biri. : Calamity, catastrophe : Prosperity, blessing, well-being : Disastrous (adj)

214

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

31. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. ritual

a. useful

2. abandon

b. copy, deceive, swindle, trick

3. cheat

c. ceremony

4. cease

d. stop

5. beneficial

e. give up, leave, desert, forsake

B. 1. bewilder

a. live, inhabit

2. dwell

b. escape, avoid

3. exert

c. go off

4. evade

d. confuse, astonish

5. explode

e. use, make use of, utilize

C. 1. commemorate

a. irrational

2. perish

b. inform

3. nonsense

c. start again

4. notify

d. die out, disappear

5. resume

e. celebrate, honor

D. 1. muster

a. flourish, thrive

2. lure

b. angry

3. furious

c. calamity, catastrophe

4. prosper

d. collect, gather, assemble

5. disaster

e. attract, allure, entice

www.iremyayincilik.com.tr

215

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. abandon

a. useless, futile

2. cheat

b. continue, keep on

3. cease

c. to be honest, to be frank

4. beneficial

d. keep, retain, continue, uphold, maintain

B. 1. evade

a. conceal, misinform

2. commemorate

b. blossom

3. perish

c. stay, keep standstill

4. nonsense

d. sensible, logical, reasonable, plausible

5. notify

e. forget

C. 1. resume

a. disperse

2. muster

b. finish

3. furious

c. prosperity, well-being

4. disaster

d. calm

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. beneficial

1. terketmek

forget

commemorate

2. durmak

futile

furious

3. faydalı

calm

cease

4. anmak

maintain

abandon

5. kızgın

continue

www.iremyayincilik.com.tr

216

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

1.

4. MULTIPLE CHOICE

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “forsake” ve Türkçesi “terketmek, vazgeçmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir?

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz.

A) cheat C) cease

B) bewilder D) abandon

1.

This is one of the worst natural disasters I have ever witnessed. A) prosperity

E) deceive

B) well-being C) calamity

2.

Zıt anlamlısı “continue” ve Türkçesi “dur (dur)mak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) exert C) cease

2.

B) desert D) astonish

Supermarket chains try to lure customers with price discounts. A) attract

3.

Eş anlamlısı “make use of” ve Türkçesi “kullanmak, uygulamak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) explode C) evade

B) prosper C) muster

E) dwell

3.

The school is required to notify parents if their children fail to come to school. A) conceal

B) blossom D) commemorate

B) inform C) perish

E) exert

4.

Eş anlamlısı “thrive” ve Türkçesi “gelişmek, zenginleşmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) muster C) entice

B) prosper D) resume E) notify

5.

Eş anlamlısı “dissappear” ve Türkçesi “yok olmak, çürümek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) perish C) blossom

B) conceal D) resume E) assemble

www.iremyayincilik.com.tr

217

www.iremyayincilik.com.tr

32

32

32

32

32

32

32

32 32

32. GÜNÜN KELİMELERİ frustrate

illuminate

inquire

infer

naive

moral

resolution

reminiscent

redundant

negligible

nominate

per

conform

decency

divine

barely

battle

slope

segregate

setback

FRUSTRATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Hayal kırıklığına uğratmak, üzmek : It frustrates me that I'm not able to put any of my ideas into practice. : Fikirlerimin hiçbirini pratiğe dökememem beni hayal kırıklığına uğratıyor. : Disappoint : Cheer up, entertain : Frustration (n), frustrated (adj), frustrating (adj)

ILLUMINATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Açıklamak, aydınlatmak : Some articles which illuminate these issues are necessary. : Bu meseleleri açıklayan birkaç makale gerekli. : Clarify, shed light on : Darken, obscure : illuminating (adj), illumination (n)

INQUIRE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Sormak, soruşturmak : "Where are we going?" he inquired politely. : Nazikçe ‘Nereye gidiyoruz?’ diye sordu. : Ask, investigate : Inquiry (n)

INFER (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Çıkarım yapmak : I inferred from her face expression that she wanted to leave. : Yüz ifadesinden gitmek istediği sonucuna vardım. : Conclude, deduce : Inference (n)

NAIVE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Saf : She was very naive to believe that he would stay with her. : Onun kendisiyle yaşayacağına inanacak kadar saftı. : Foolish, credulous : Shrewe : Naively (adv)

218

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

MORAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Ahlaki, etik : It's her moral obligation to tell the police what she knows. : Bildiklerini polise söylemesi onun ahlaki görevi. : Ethical, virtuos : Immoral : Morality (n), moral (n), morally (adv.)

RESOLUTION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Karar tasarısı, önerge, teklif : Joint resolution has been presented to the Parliament. : Ortak karar tasarısı Parlamento’ya sunuldu. : Decision

REMINISCENT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: -i anımsatan, -i hatırlatan : This song is so reminiscent of my adolescence. : Bu şarkı bana gençliğimi hatırlatıyor. : Remindful : Reminiscence (n), reminisce (v)

REDUNDANT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Gereksiz, fazla, işsiz : To keep the company alive, half the workforce is being made redundant. : Şirketi ayakta tutmak için, işgücünün yarısı işten çıkarılıyor. : Unnecessary, inessential : Necessary, essential : Redundancy (n)

NEGLIGIBLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Önemsiz : The difference between the two products is negligible. : İki ürün arasındaki fark önemsiz. : Unimportant, insignificant : Important : Neglect (v)

219

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

NOMINATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Aday gösterme : President Yeltsin nominated prime minister Sergei Kiriyenko to head the government. : Başkan Yeltsin hükümeti yönetmesi için Başbakan Sergei Kiriyenko’yu aday gösterdi. : Appoint, elect, select : Withdraw : Nominee (n)

PER (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Başına, tek : The car was travelling at 70 miles per hour. : Araba saatte 70 mil’de seyir halindeydi. : One, for each

CONFORM (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Uymak : At our school, you are required to conform the rules. : Okulumuzda kurallara uymak zorundasınız. : Obey, comply with, abide by : Violate, dissent, disagree : Conformity (n), conformist (n)

DECENCY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Uygunluk, edepli olma : She didn't even have the decency to apologize. : Özür dilemeye yüzü bile yoktu. : Morality, propriety, modesty : Indecency : Decent (adj), decently (adv)

DIVINE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: İlahi, tanrısal : Some fans seem to regard footballers as divine beings. : Bazı fanatikler futbolcuları ilah olarak görüyor. : Godlike, heavenly : Human, earthly

220

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

BARELY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Zorlukla, güçlükle, nadiren, hemen hemen hiç : I can barely hear you. : Seni zar zor duyabiliyorum. : Hardly, scarcely : Often, generally

BATTLE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Kavga, çatışma, savaş : Her only brother was killed in battle. : Tek kardeşi savaşta öldürüldü. : Fight, war, conflict : Peace and quiet

SLOPE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Eğim : There's a very steep slope just before you reach the top of the mountain. : Dağın zirvesine ulaşmadan hemen önce çok dik bir yamaç var. : Incline : Slope (v)

SEGREGATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Ayırmak : Blacks were segregated from whites in every area of life. : Zenciler hayatın her alanında beyazlardan ayrı tutuldu. : Separate : Unite : Segregation (n)

SETBACK (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Yenilgi, zorluk, aksilik : There has been a temporary setback in our plans. : Planlarımızda geçici bir aksilik oldu. : Defeat, difficulty : Ease

221

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

32. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. frustrate

a. conclude, deduce

2. illuminate

b. ask, investigate

3. inquire

c. foolish, credulous

4. infer

d. disappoint

5. naive

e. clarify, shed light on

B. 1. moral

a. remindful

2. resolution

b. unnecessary, inessential

3. reminiscent

c. appoint, elect, select

4. redundant

d. decision

5. nominate

e. ethical, virtuos

C. 1. negligible

a. one, for each

2. per

b. morality, propriety, modesty

3. conform

c. godlike, heavenly

4. decency

d. unimportant, insignificant

5. divine

e. obey, comply with, abide by

D. 1. barely

a. defeat, difficulty

2. battle

b. incline

3. slope

c. hardly, scarcely

4. segregate

d. separate

5. setback

e. fight, war, conflict

www.iremyayincilik.com.tr

222

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. frustrate

a. necessary, essential

2. illuminate

b. immoral

3. moral

c. darken, obscure

4. redundant

d. cheer up, entertain

B. 1. nominate

a. violate, dissent, disagree

2. negligible

b. human, earthly

3. conform

c. withdraw

4. divine

d. important

C. 1. barely

a. peace and quiet

2. battle

b. often, generally

3. segregate

c. ease

4. setback

d. unite

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. setback

1. aydınlatmak

essential

conform

2. gereksiz

unite

illuminate

3. uymak

ease

segregate

4. ayırmak

darken

redundant

5. engel

violate

www.iremyayincilik.com.tr

223

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

Eş anlamlısı “shed light on” ve Türkçesi “aydınlatmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) frustrate C) illuminate

B) inquire D) entertain

5. SYNONYM FINDER Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

There has been a temporary setback in our plans. A) segregation

E) infer

2.

Eş anlamlısı “deduce” ve Türkçesi “çıkarım yapmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) clarify C) nominate

B) battle C) difficulty

2.

B) investigate D) conform

There's a very steep slope just before you reach the top of the mountain. A) incline

B) conflict C) decency

E) infer

3. 3.

Eş anlamlısı “insignificant” ve Türkçesi “ihmal edilebilir, önemsiz” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) negligible C) decent

It's her moral obligation to tell the police what she knows A) naive

B) ethical C) frustrated

B) divine D) redundant E) essential

4.

Genellikle “to” edatı ile kullanılan, eş anlamlısı “abide by” ve Türkçesi “uymak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) nominate C) conclude

B) comply D) conform E) withdraw

5.

Eş anlamlısı “investigate” ve Türkçesi “araştırmak, soruşturmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) appoint C) infer

B) inquire D) frustrate E) clarify

www.iremyayincilik.com.tr

224

www.iremyayincilik.com.tr

33

33

33

33

33

33

33

33 33

33. GÜNÜN KELİMELERİ abrupt

appropriate

entail

eradicate

contaminate

conspiracy

compassion

outlay

obedient

mutiny

revenge

literacy

initial

impair

forbid

quarrel

involve

jeopardize

subject to

surplus

ABRUPT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Ani, beklenmeyen : His abrupt reaction surprised us all. : Onun ani tepkisi hepimizi şaşırttı. : Sudden, unexpected, hasty : Foreseen, expected : Abruptly (adv), abruptness (n)

APPROPRIATE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Uygun : Is this film appropriate for small children? : Bu film küçük çocuklar için uygun mu? : Suitable, proper, fitting : Irrelevant, improper : Appropriately (adv), appropriateness (n)

ENTAIL (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Gerektirmek : Such a large investment inevitably entails some risk. : Böylesine büyük bir yatırım kaçınılmaz olarak risk gerektiriyor. : Require, necessitate : Prevent, nullify

ERADICATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yok etmek, kökünü kazmak : The disease which once affected millions of people has now been eradicated. : Bir zamanlar milyonlarca insanı etkileyen hastalık artık yok edildi. : Get rid of, wipe out, eliminate : Erect, found : Eradication (n)

CONTAMINATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Kirletmek : Much of the coast has been contaminated by nuclear waste. : Sahilin büyük bölümü nükleer atıklarla kirletildi. : Pollute : Purify, cleanse : Contamination (n)

225

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

CONSPIRACY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Entrika, söylenti, komplo : I think there was a conspiracy to keep me out of the committee. : Bence, beni komitenin dışında tutmak için bir komplo vardı. : Intrigue, trickery

COMPASSION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Merhamet, acıma : I was hoping she might show a little compassion. : Az da olsa merhamet gösterebileceğini umuyordum. : Sympathy, tenderness, kindness, pity, mercy : Cruelty, harshness : Compassionate (adj), compassionately (adv)

OUTLAY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Masraf, harcama : To make up for the initial outlay of £2000 to buy the equipment, you should market the product well. : Malzemeyi almak için gerekli olan ilk etaptaki 2000 euro masrafı çıkartmak için ürünü iyi pazarlamalısın. : Expense, expenditure : Income, revenue : Outlay (v)

OBEDIENT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Uyumlu, kurallara uyan : Students are expected to be quiet and obedient in the classroom. : Öğrencilerin sınıfta sessiz olmaları ve kurallara uymaları beklenir. : Conformable, abiding : Disrespectful : Obey (v), obediently (adv), obedience (n)

MUTINY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: İsyan : Conditions on the ship were often very bad, and crews were on the point of mutiny. : Gemideki koşullar genel anlamıyla çok kötüydü ve tayfalar isyanın eşiğindeydi. : Revolt, rebellion : Mutineer (n), mutiny (v), mutinous (adj)

226

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

REVENGE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: İntikam : She took her revenge on him for leaving her. : Ondan, kendisini terk etmesinin intikamını aldı. : Vengeance : Revenge (v)

LITERACY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Okur yazarlık : Far more resources are needed to improve adult literacy average. : Yetişkin okuryazarlık ortalamasını artırmak için daha fazla kaynağa ihtiyaç var. : Ability to read and write : Illiteracy : Literate (adj)

INITIAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İlk, öncelikli : Initial reports say that seven people have died, though this has not yet been confirmed. : İlk haberler yedi kişinin öldüğünü söylüyor ama bu henüz doğrulanmadı. : First, beginning : Last, final : Initially (adv)

IMPAIR (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Bozmak, zarar vermek : A recurring knee injury may have impaired his chances of winning the tournament. : Dizindeki sakatlığın nüksetmesi turnuvayı kazanma şansını olumsuz etkilemiş olabilir. : Spoil, worsen, damage, harm : Repair, improve : Impaired (adj), impairment (n)

FORBID (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Yasaklamak : The law forbids the sale of cigarettes to people under the age of 16. : Yasa 16 yaşın altındaki çocuklara sigara satışını yasaklamaktadır. : Prohibit, ban, not allow : Allow, let : Forbidden (adj)

227

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

QUARREL (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kavga, münakaşa, çekişme : They had a quarrel over/about money three years ago and they have not talked to each other since. : Üç yıl önce para meselesi yüzünden tartıştılar ve o günden beri birbirleriyle konuşmuyorlar. : Argument, dispute, disagreement, fight : Agreement : Quarrel (v), quarrelsome (adj)

INVOLVE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İçermek, gerektirmek : I prefer teaching methods that actively involve students in learning. : Öğrencileri aktif olarak öğrenme sürecine dahil edecek öğretim metodlarını tercih ediyorum. : Include, require : Exclude : Involvement (n)

JEOPARDIZE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Tehlikeye atmak : She knew that by failing her exams she could jeopardize her whole future. : Sınavlarında başarısız olarak tüm geleceğini tehlikeye atabileceğini biliyordu. : Endanger : Protect : Jeopardy (n)

SUBJECT TO (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Maruz kalmak : The inquiry revealed that they had been subjected to unfair treatment. : Soruşturma onların haksız muameleye maruz kaldıklarını ortaya çıkardı. : Exposed to

SURPLUS (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Fazlalık : The government has authorized the army to sell its surplus weapons. : Hükümet fazla silahlarını satması için orduya yetki verdi. : Extra, excess

228

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

33. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. abrupt

a. require, necessitate

2. appropriate

b. get rid of, wipe out, eliminate

3. entail

c. pollute

4. eradicate

d. suitable, proper, fitting

5. contaminate

e. sudden, unexpected, hasty

B. 1. conspiracy

a. revolt, rebellion

2. compassion

b. expense, expenditure

3. outlay

c. intrigue, trickery

4. obedient

d. conformable, abiding

5. mutiny

e. sympathy, tenderness, kindness, pity, mercy

C. 1. revenge

a. spoil, worsen, damage, harm

2. literacy

b. first, beginning

3. initial

c. prohibit, ban, not allow

4. impair

d. vengeance

5. forbid

e. ability to read and write

D. 1. quarrel

a. include, require

2. involve

b. exposed to

3. jeopardize

c. extra, excess

4. subject to

d. argument, dispute, disagreement, fight

5. surplus

e. endanger

www.iremyayincilik.com.tr

229

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. abrupt

a. erect, found

2. appropriate

b. prevent, nullify

3. entail

c. purify, cleanse

4. eradicate

d. foreseen, expected

5. contaminate

e. irrelevant, improper

B. 1. compassion

a. last, final

2. outlay

b. disrespectful

3. obedient

c. cruelty, harshness

4. literacy

d. illiteracy

5. initial

e. income, revenue

C. 1. impair

a. agreement

2. forbid

b. exclude

3. quarrel

c. protect

4. involve

d. allow, let

5. jeopardize

e. repair, improve

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. obedient

1. aniden olan

improper

eradicate

2. uygun

purify

abrupt

3. yok etmek

disrespectful

contaminate

4. kirletmek

foreseen

appropriate

5. itaatkar

found

www.iremyayincilik.com.tr

230

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “sudden” ve Türkçesi “ani, beklenmedik” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) irrelevant C) abiding

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

B) foreseen D) abrupt

The government has authorized the army to sell its surplus weapons. A) jeopardy

E) initial

B) quarrel C) extra

2.

Eş anlamlısı “require” ve Türkçesi “gerektirmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) nullify C) entail

2.

B) eradicate D) contaminate

She knew that by failing her exams she could jeopardize her whole future. A) endanger

3.

3.

Phrasal verb olarak eş anlamlısı “wipe out” ve Türkçesi “yok etmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) necessitate C) purify

B) protect C) involve

E) spoil

The law forbids the sale of cigarettes to people under the age of 16. A) allow

B) worsen D) forbid

B) prohibit C) impair

E) eradicate

4.

Eş anlamlısı “revolt” ve Türkçesi “isyan” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) outlay C) revenge

B) mutiny D) literacy E) surplus

5.

Eş anlamlısı “dispute” ve Türkçesi “tartışma” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) quarrel C) expenditure

B) compassion D) conspiracy E) rebellion

www.iremyayincilik.com.tr

231

www.iremyayincilik.com.tr

34

34

34

34

34

34

34

34 34

34. GÜNÜN KELİMELERİ stiff

intimidate

intermittent

prospect

phase

generous

fascinate

ignore

infinite

conceive

deficiency

definite

considerable

epidemic

exclude

exhort

dwindle

devastate

span

turmoil

STIFF (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Sert, katı : This hair spray has made my hair stiff. : Bu sprey saçımı sertleştirdi. : Firm, rigid, inflexible, severe : Flexible : Stiff (n), stiffen (v)

INTIMIDATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Korkutmak, göz dağı vermek, sindirmek : They were intimidated into accepting a pay cut by the threat of losing their jobs. : İşlerini kaybetme tehdidiyle korkutularak maaşlarındaki kesintiyi kabul ettiler. : Scare, frighten, threaten : Encourage, relieve : intimidated (adj), intimidation (n), intimidating (adj)

INTERMITTENT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Aralıklı : Although she made intermittent movie appearances, she was essentially a stage actress. : Ara ara sinemada görünse de esasında bir sahne sanatçısıydı. : Periodic : Continuous : Intermittently (adv)

PROSPECT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Olasılık, beklenti : Is there any prospect of the weather improving? : Havanın düzelme ihtimali var mı? : Chance, likelihood, hope, expectation : Prospective (adj)

PHASE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Safha, evre : The project is only in the initial phase as yet, but it's quite promising. : Proje henüz şimdilik ilk aşamada, ancak gelecek vadediyor. : Stage, period : Phase (v)

232

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

GENEROUS (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Cömert : It was most generous of you to lend me the money. : Bana ödünç para vermen gayet cömertce bir davranıştı. : Open-handed : Mean, stingy : Generosity (n)

FASCINATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Büyülemek : Anything to do with aeroplanes and flying fascinates him. : Uçaklarla ve uçuşla ilgili herşey onu büyülüyor. : Charm : Bore : Fascinating (adj)

IGNORE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Önemsememek, aldırmamak : How can the government ignore the wishes of the majority? : Hükümet çoğunluğun isteklerini nasıl görmezden gelebilir? : Disregard, overlook : Notice, recognize : Ignorance (n)

INFINITE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Sonsuz, sınırsız, bitmez, tükenmez : The universe is theoretically infinite. : Evren teorik olarak sınırsızdır. : Unlimited, endless : Limited, restricted : Infinitely adv)

CONCEIVE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Algılamak, düşünmek, tasavvur etmek : I just cannot even conceive of that quantity of money together. : O miktarda parayı birarada düşünemiyorum. : Imagine, think of, visualize, perceive : Conceivable (adj)

233

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

DEFICIENCY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Eksiklik : Pregnant women often suffer from iron deficiency. : Hamile kadınlar demir eksikliğinden dolayı sıkıntı yaşarlar. : Inadequacy, insufficiency, lack : Abundance, plenty, profusion : Deficit (n)

DEFINITE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kesin, belirgin : The date for the meeting is now definite: 5th March. : Artık toplantının tarihi belli: 5 Mart. : Specific, particular, exact, precise : Vague, ambiguous : Definitive (adj), definitely (adv)

CONSIDERABLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Büyük, önemli derecede : The fire caused considerable damage to the church. : Yangın kilisede ciddi hasara sebep oldu. : Significant, substantial, great : Insignificant, triffling : Considerably (adv)

EPIDEMIC (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Salgın : Poverty in this country has reached epidemic proportions. : Bu ülkedeki fakirlik salgın boyutlarına ulaştı. : Prevalent, widespread, rampant : Epidemic (n)

EXCLUDE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: -ın dışında bırakmak, hariç bırakmak, dışlamak : Microbes must, as far as possible, be excluded from the operation theater during an operation. : Ameliyat esnasında, ameliyathane mikroplardan mümkün olduğu kadar arındırılmalıdır. : Rule out, keep out, leave out : Include : Exclusion (n)

234

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

EXHORT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Tavsiye etmek, uyarmak : The manager of the prison exhorted the prisoners not to riot. : Hapishane müdürü mahkumları kargaşa çıkarmamaları konusunda uyardı. : Encourage, stimulate, warn : Exhortation (n)

DWINDLE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Azalmak : The community has dwindled to a tenth of its former size in the last two years. : Toplum, son iki yıl içinde önceki büyüklüğünün onda birine düştü. : Decrease, diminish, alleviate : Grow, increase : Dwindling (adj)

DEVASTATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yıkmak, tahrip etmek : The villages of thousands of people were devastated. : Binlerce insanın köyleri yıkılmıştı. : Destroy, wreck, ruin : Build up, erect, restore : Devastating (adj), devastated (adj), devastation (n)

SPAN (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Aralık, mesafe : People in this region have an average life span of seventy years. : Bu bölgenin insanlarının ortalama yetmiş yıllık yaşam süreleri var. : Distance, length : Span (v)

TURMOIL (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Karışıklık, kargaşa, telaşe : The whole region is in turmoil. : Bütün bölge karışıklık içinde. : Disorder, chaos

235

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

34. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. stiff

a. periodic

2. intimidate

b. chance, likelihood, hope, expectation

3. intermittent

c. stage, period

4. prospect

d. scare, frighten, threaten

5. phase

e. firm, rigid, inflexible, severe

B. 1. generous

a. imagine, think of, visualize, perceive

2. fascinate

b. disregard, overlook

3. ignore

c. open-handed

4. infinite

d. unlimited, endless

5. conceive

e. charm

C. 1. deficiency

a. specific, particular, exact, precise

2. definite

b. prevalent, widespread, rampant

3. considerable

c. rule out, keep out, leave out

4. epidemic

d. inadequacy, insufficiency, lack

5. exclude

e. significant, substantial, great

D. 1. exhort

a. distance, length

2. dwindle

b. destroy, wreck, ruin

3. devastate

c. disorder, chaos

4. span

d. encourage, stimulate, warn

5. turmoil

e. decrease, diminish, alleviate

www.iremyayincilik.com.tr

236

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. stiff

a. mean, stingy

2. intimidate

b. continuous

3. intermittent

c. encourage, relieve

4. generous

d. flexible

B. 1. fascinate

a. limited, restricted

2. ignore

b. abundance, plenty, profusion

3. infinite

c. bore

4. deficiency

d. notice, recognize

C. 1. definite

a. insignificant, triffling

2. considerable

b. vague, ambiguous

3. dwindle

c. build up, erect, restore

4. devastate

d. grow, increase

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. infinite

1. sert, katı

abundance

deficiency

2. korkutmak

restricted

dwindle

3. sınırsız

increase

intimidate

4. eksiklik

flexible

stiff

5. azaltmak

relieve

www.iremyayincilik.com.tr

237

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “scare” ve Türkçesi “korkutmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) recognize C) discourage

B) conceive D) intimidate

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

E) fascinate

2.

A) length

B) flexible D) stingy

2.

B) diminish C) exhort

Eş anlamlısı “likelihood” ve Türkçesi “olasılık, beklenti” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) phase C) abundance

The community has dwindled to a tenth of its former size in the last two years. A) increase

E) infinite

3.

B) exclusion D) ignorance

Microbes must, as far as possible, be excluded from the operation theater during an operation. A) intimidate

B) ignore C) keep out

E) prospect

4.

B) turmoil C) deficiency

Zıt anlamlısı “continuous” ve Türkçesi “aralıklı” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) rigid C) intermittent

3.

People in this region have an average life span of seventy years.

Eş anlamlısı “disregard” ve Türkçesi “önemsememek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) recognize C) charm

B) ignore D) exclude E) conceive

5.

Eş anlamlısı “substantial” ve Türkçesi “önemli derecede, çok” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) considerable C) insignificant

B) prevalent D) dwindling E) precise

www.iremyayincilik.com.tr

238

www.iremyayincilik.com.tr

35

35

35

35

35

35

35

35 35

35. GÜNÜN KELİMELERİ victory

zeal

wreck

yield

will

welfare

widespread

appeal

divert

convenient

comply with

compel

initiate

incline

grave

provisions

stem from

reluctant

pace

paradox

VICTORY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Zafer, başarı, yengi, utku : The Redskins opened the season by scoring a impressive 25-3 victory against Detroit. : Redskins takımı, Detroit’i parlak bir zaferle 25-3 yenerek sezonu açtı. : Win, triumph : Defeat, retreat : Victor (n), victorious (adj)

ZEAL (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Şevk, istek : The zeal for money-making never ends for some people. : Bazı insanlar için para kazanma arzusu asla bitmez. : Eagerness, enthusiasm : Apathy, coldness : Zealot (n), zealous (adj)

WRECK (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yıkmak, tahrip etmek : The explosion shattered nearby windows and wrecked two cars. : Patlama, yakınındaki camları paramparça etti ve iki arabaya ağır hasar verdi. : Destroy, ruin : Preserve : Wreckage (n), wreck (n)

YIELD (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Ürün, hasat : The yield of corn varies from year to year. : Mısır hasatı yıldan yıla değişiklik gösterir. : Harvest, crop : Yield (v) : vermek)

WILL (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: İrade, istek, vasiyet : After six months in hospital she began to lose the will to live. : Hastanede geçirdiği altı aydan sonra, yaşama isteğini kaybetmeye başladı. : Determination, decision

239

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

WELFARE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Refah, mutluluk : These organizations have fought very hard for the rights and welfare of immigrants. : Bu kuruluşlar göçmenlerin hakları ve mutluluğu için çok mücadele verdi. : Well-being, prosperity, affluence : Adversity, failure

WIDESPREAD (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Yaygın, geniş çapta : Malnutrition in the region is widespread - affecting up to 78% of children under five years old. : Beş yaşın altındaki çocukların %78’ini etkileyen kötü beslenme bölgede yaygın. : Plenty, abundant : Limited, less, narrow

APPEAL (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İlgisini çekmek : I think what appeals to me about his painting is the colors he uses. : Sanırım onun resimlerinde bana çekici gelen şey kullandığı renkler. : Invoke, attract, provoke attention, captivate : Be indifferent to : Appealing (adj), appeal (n)

DIVERT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Yön değiştirmek : Our plane had to be diverted to Stansted because of the storm. : Fırtına yüzünden uçağımız Stansted’e doğru yön değiştirdi. : Distract, deviate, shift : Diversion (n)

CONVENIENT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Uygun, elverişli : What time would it be convenient for me to come round? : Ne zaman uğramam uygun olur? : Suitable, appropriate : Inconvenient, useless, awkward : Conveniently (adv), convenience (n)

240

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

COMPLY with (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Uymak : He had no choice but to comply with the rules. : Kurallara uymaktan başka seçeneği yoktu. : Abide by, obey, conform to, stick to : Violate, resist : Compliance (n)

COMPEL (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Zorlamak : I felt morally compelled to help. : Kendimi, yardım etmeye vicdanen zorunlu hissettim. : Force : Volunteer to : Compulsion (n), compulsory (adj)

INITIATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Başlatmak : Who initiated the violence? : Kavgayı kim başlattı? : Start, begin : End, finish : Initiation (n)

INCLINE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Eğim, meyil : A steep incline made the climbers exhausted. : Dik bir eğim dağcıları yordu. : Slope : Inclination (n), incline (v), inclined (adj)

GRAVE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Ciddi, önemli : This was a grave situation, which necessitated great experience. : Bu, büyük tecrübe gerektiren ciddi bir konuydu. : Serious, crucial, solemn, severe : Trivial, unimportant : Gravity (n)

241

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

PROVISIONS (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Erzak, azık, araç-gereç : Provisions for the journey have been started beforehand. : Seyahat için gerekli hazırlıklar önceden başlatıldı. : Food, groceries, preparation

STEM from (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: -den kaynaklanmak, ileri gelmek : Their disagreement stemmed from a misunderstanding. : Anlaşmazlıkları bir yanlış anlamadan kaynaklandı. : Arise from, develop out of, originate from : Lead to, result in, give rise to

RELUCTANT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İsteksiz, gönülsüz, tereddütlü : She persuaded her reluctant husband to take a trip to Florida with her. : O, isteksiz olan eşini Florida gezisi için ikna etti. : Unwilling : Willing, eager, volunteer : Reluctantly (adv), reluctance (n)

PACE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Hız, bir adımda alınan mesafe, ilerleme hızı, yürüyüş : When she thought she heard someone following her, she quickened her pace. : Birisinin onu izlediğini duyduğunu sandığında, adımlarını hızlandırdı. : Step, tempo : Pace (v)

PARADOX (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Çelişki : It's an interesting paradox that drinking a lot of water can often make you feel thirsty. : Çok fazla su içmenin kişiyi sıklıkla susatabileceği ilginç bir çelişkidir. : Contradiction, inconsistency : Consistency : Paradoxical (adj), paradoxically (adv)

242

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

35. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. victory

a. determination, decision

2. zeal

b. destroy, ruin

3. wreck

c. win, triumph

4. yield

d. harvest, crop

5. will

e. eagerness, enthusiasm

B. 1. welfare

a. invoke, attract, captivate

2. widespread

b. distract, deviate, shift

3. appeal

c. suitable, appropriate

4. divert

d. plenty, abundant

5. convenient

e. well-being, prosperity, affluence

C. 1. comply with

a. slope

2. compel

b. start, begin

3. initiate

c. serious, crucial, solemn, severe

4. incline

d. abide by, obey, conform to, stick to

5. grave

e. force

D. 1. provisions

a. arise from, develop out of, originate from

2. stem from

b. step, tempo

3. reluctant

c. contradiction, inconsistency

4. pace

d. food, groceries, preparation

5. paradox

e. unwilling

www.iremyayincilik.com.tr

243

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. victory

a. preserve

2. zeal

b. adversity, failure

3. wreck

c. limited, less, narrow

4. welfare

d. apathy, coldness

5. widespread

e. defeat, retreat

B. 1. appeal

a. end, finish

2. convenient

b. violate, resist

3. comply with

c. be indifferent to

4. compel

d. be volunteer to

5. initiate

e. inconvenient, useless, awkward

C. 1. grave

a. consistency

2. stem from

b. willing, eager, volunteer

3. reluctant

c. result in, lead to, give rise to

4. paradox

d. trivial, unimportant

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. stem from

1. zafer

preserve

comply with

2. yıkmak

end

victory

3. uymak

result in

initiate

4. başla(t)mak

defeat

wreck

5. -den kaynaklanmak

violate

www.iremyayincilik.com.tr

244

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

1.

4. MULTIPLE CHOICE

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “triumph” ve Türkçesi “zafer” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir?

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz.

A) zeal C) victory

B) wreckage D) yield

1.

E) will

2.

A) reluctance

B) divert D) compel

2.

Eş anlamlısı “suitable” ve Türkçesi “uygun” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) convenient C) widespread

She persuaded her reluctant husband to take a trip to Florida with her. A) unwilling

E) wreck

3.

B) reluctant D) crucial

B) eager C) convenient

This was a grave situation, which necessitated great experience. A) trivial

B) serious C) suitable

E) awkward

4.

B) provision C) contradiction

Eş anlamlısı “destroy” ve Türkçesi “yıkmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) appeal C) violate

3.

It's an interesting paradox that drinking a lot of water can often make you feel thirsty.

Eş anlamlısı “obey” ve Türkçesi “uymak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) ruin C) deviate

B) invoke D) comply with E) force

5.

Eş anlamlısı “develop out of” ve Türkçesi “-den kaynaklanmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) result in C) invoke

B) stem from D) lead to E) force

www.iremyayincilik.com.tr

245

www.iremyayincilik.com.tr

36

36

36

36

36

36

36

36 36

36. GÜNÜN KELİMELERİ likely

legislate

irreversible

investigate

harsh

flatter

fever

finite

firm

genocide

coherent

conserve

display

embark

eliminate

dim

dispense

era

addicted

allure

LIKELY (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Olası, muhtemel : Please, do remind me the concert because I'm likely to forget. : Ben muhtemelen unutacağım için lütfen bana konseri hatırlat. : Probable, possible : Unlikely, improbable : Unlikely (adj)

LEGISLATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Yasa yapmak : They promised to legislate against cigarette advertising. : Sigara reklamlarına karşı yasa çıkartmaya söz verdiler. : Make laws, enforce laws : Legislation (n), legislative (adj)

IRREVERSIBLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Geri dönüşü olmayan, tersine çevrilemez : Smoking has caused irreversible damage to his lungs. : Sigara ciğerlerinde dönüşü olmayan zararlara yol açtı. : Irreparable : Reversible : Irreversibly (adv)

INVESTIGATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Araştırmak : We are of course investigating how an error like this could have occurred. : Böyle bir hatanın nasıl olmuş olabileceğini elbette araştırıyoruz. : Look into, explore : Investigation (n), investigative (adj), investigator (n)

HARSH (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Acımasız, sert, haşin : The punishment was rather harsh for such a minor offence. : Ceza, böylesine küçük bir suç için oldukça acımasızdı. : Severe, pitiless : Gentle, kind : Harshly (adv), harshness (n)

246

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

FLATTER (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Övmek, övünmek : I knew he was only flattering me because he wanted to borrow some money. : Sadece, benden borç para almak istediği için beni pohpohladığını biliyordum. : Compliment, praise : Insult, look down on, humiliate : Flattery (n)

FEVER (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Yüksek ateş : He's got a headache and a slight fever. : Başı ağrıyor ve biraz da ateşi var. : High temperature : Fevered (adj), feverish (adj)

FINITE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Sınırlı, kısıtlı : The funds available for the health service are finite. : Sağlık hizmetleri için elde olan para sınırlı. : Limited, restricted : Infinite, unlimited

FIRM (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Sert, katı : These pears are still too firm to eat. : Bu armutlar hala yenilemeyecek kadar sert. : Stiff, rigid : Soft, tender : Firmly (adv)

GENOCIDE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Katliam, soykırım : We should all pray for the victims of genocide. : Soykırım kurbanlar için hepimiz dua etmeliyiz. : Massacre : Genocidal (adj)

247

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

COHERENT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Mantıklı, birleşik, kendinde : When she calmed down, she was more coherent in her speech. : Sakinleştiğinde konuşmasında daha tutarlıydı. : Connected, consistent, rational : Irrational, loose : Coherence (n), coherently (adv)

CONSERVE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Korumak, muhafaza etmek : The nationalists are very keen to conserve their customs and language. : Milliyetçiler geleneklerini ve dillerini korumaya çok düşkündür. : Preserve, protect : Neglect, destroy : Conservation (n), conservationist (n)

DISPLAY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Göstermek, sergilemek : The British traditionally tend not to display much emotion in public. : İngilizler genellikle halk içinde pek fazla duygularını göstermezler. : Show, exhibit, portray : Hide, conceal : Display (n)

EMBARK on (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Başlamak : We're embarking upon a new project later this year. : Bu yılın ilerleyen dönemlerinde yeni bir projeye başlayacağız. : Start, initiate : Finish, end

ELIMINATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Ortadan kaldırmak, elemek : He was eliminated in the third round of the competition. : Yarışın üçüncü raundunda elendi. : Get rid of, eradicate, do away with : Recruit, employ : Elimination (n)

248

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

DIM (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Karanlık, loş : He sat in a dim corner of the waiting-room. : O bekleme odasında karanlık/loş bir köşeye oturdu. : Not bright, darkish : Bright : Dim (v), dimly (adv)

DISPENSE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: vazgeçmek, -den kurtulmak, -sız yapmak : They've had to dispense with a lot of luxuries since Mike lost his job. : Mike işini kaybettiğinden beri birçok lüksten vazgeçmek zorunda kaldılar. : Give away, do without : Have, possess, own

ERA (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Çağ, dönem : The fall of the Berlin wall was the end of an era. : Berlin duvarının yıkılışı bir dönemin bitişiydi. : Age, period

ADDICTED (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle 1 Çevirisi Örnek Cümle 2 Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Bağımlı, müptela, kendini kaptıran : I know that if I start watching a soap opera I immediately become addicted. : Bir dizi izlemeye başlarsam hemen kendimi kaptıracağımı biliyorum. : He is addicted to chocolate. : O çikolata müptelası. : Dependent, attached : Averse, unaccustomed : Addict (n), addiction (n), addictive (adj)

ALLURE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Etkilemek, çekmek, cezbetmek : This game allures most of the children. : Bu oyun çocukların çoğunun ilgisini çekiyor. : Attract, entice, seduce, charm : Repel, dissuade, push away : Alluring (adj)

249

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

36. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. likely

a. irreparable

2. legislate

b. look into, explore

3. irreversible

c. severe, pitiless

4. investigate

d. make laws, enforce laws

5. harsh

e. probable, possible

B. 1. flatter

a. high temperature

2. fever

b. stiff, rigid

3. finite

c. massacre

4. firm

d. compliment, praise

5. genocide

e. limited, restricted

C. 1. coherent

a. start, initiate

2. conserve

b. show, exhibit, portray

3. display

c. get rid of, eradicate, do away with

4. embark

d. connected, consistent, rational

5. eliminate

e. preserve, protect

D. 1. dim

a. attract, entice, seduce, charm

2. dispense

b. age, period

3. era

c. not bright, darkish

4. addicted

d. dependent, attached

5. allure

e. give away, do without

www.iremyayincilik.com.tr

250

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. likely

a. insult, humiliate, look down on

2. harsh

b. gentle, kind

3. flatter

c. unlikely, improbable

B. 1. finite

a. soft, tender

2. firm

b. irrational, loose

3. coherent

c. infinite, unlimited

C. 1. conserve

a. recruit, employ

2. display

b. finish, end

3. embark

c. hide, conceal

4. eliminate

d. neglect, destroy

D. 1. dim

a. have, possess, own

2. dispense

b. bright

3. addicted

c. repel, dissuade, push away

4. allure

d. averse, unaccustomed

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. dim

1. olası

humiliate

finite

2. övmek

destroy

likely

3. sınırlı

bright

conserve

4. korumak

improbable

flatter

5. karanlık, loş

unlimited

www.iremyayincilik.com.tr

251

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “enact laws” ve Türkçesi “yasalaştırmak, yasa yapmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) preserve C) legislate

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

B) flatter D) investigate

This game allures most of the children. A) entice

E) insult

2.

Zıt anlamlısı “humiliate” ve Türkçesi “övmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) insult C) conserve

B) repel C) dispense

2.

B) display D) conceal

I know that if I start watching a soap opera I immediately become addicted. A) dim

B) dependent C) loose

E) flatter

3. 3.

Eş anlamlısı “severe” ve Türkçesi “acımasız, sert” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) harsh C) irreversible

B) gentle D) finite

The British traditionally tend not to display much emotion in public. A) eradicate

B) conserve C) exhibit

E) likely

4.

Eş anlamlısı “initiate” ve Türkçesi “başla(t)mak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) allure C) possess

B) terminate D) embark E) recruit

5.

Zıt anlamlısı “possess” ve Türkçesi “-sız yapmak, -den vazgeçmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) flatter C) seduce

B) dispense D) eradicate E) repel

www.iremyayincilik.com.tr

252

www.iremyayincilik.com.tr

37

37

37

37

37

37

37

37 37

37. GÜNÜN KELİMELERİ alienate

acknowledge

apt (to)

aptitude

bear

cautious

cancel

rigorous

roughly

sovereign

disrupt

donate

confidential

compatible

compile

interrogate

interim

rash

perceive

peculiar

ALIENATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle 1 Çevirisi Örnek Cümle 2 Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Uzaklaştırmak, yabancılaştırmak : The changes to the newspaper have alienated its readers. : Gazetedeki değişiklikler okuyucularını soğuttu. : Disagreements can alienate children from their families. : Anlaşmazlıklar çocukları ailelerinden uzaklaştırabilir. : Separate, estrange : Conciliate, bring together : Alien (n), alienation (n)

ACKNOWLEDGE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kabul etmek, itiraf etmek, tanımak : They refused to acknowledge the new government. : Onlar, yeni hükümeti tanımayı reddetti. : Recognize, accept, admit, confess : Disclaim, deny, ignore, repudiate : Acknowledgeable (adj), acknowledgment (n)

APT to (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Eğilimli olmak, eğiliminde olmak : The kitchen roof is apt to leak when it rains. : Yağmur yağınca mutfağın çatısı büyük olasılıkla akar. : Likely, prone to, liable to, inclined to : Unlikely : Aptly (adv), aptness (n)

APTITUDE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Yetenek : We will take your personal aptitudes and abilities into account. : Kişisel yeteneklerinizi ve becerilerinizi dikkate alacağız. : Ability, talent, gift, knack, tendency : Awkwardness (n)

253

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

BEAR (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle 1 Çevirisi Örnek Cümle 2 Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Dayanmak, tahammül etmek : I can't bear being bored. : Sıkıntıya gelemiyorum. : He couldn't bear seeing the dog in pain. : Köpeği acı içinde görmeye dayanamadı. : Stand, endure, tolerate : Can’t stand : Bearable (adj)

CAUTIOUS (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Tedbirli, ihtiyatlı : He's a cautious driver. : Tedbirli bir sürücüdür. : Careful, attentive : Incautious : Caution (n), cautiously (adv)

CANCEL (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İptal etmek : They've had to cancel tomorrow's football match because of the bad weather. : Kötü hava yüzünden yarınki maçı iptal etmek zorunda kaldılar. : Call off, annul, revoke, abandon : Resume : Cancellation (n)

RIGOROUS (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Sert, şiddetli : Some parts of Turkiye has a rigorous climate. : Türkiye’nin bazı bölgelerinde sert bir iklim var. : Severe, harsh : Soft, mild, easy-going, lenient, loose : Rigor (n)

ROUGHLY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Yaklaşık olarak, kabaca, aşağı yukarı : There has been an increase of roughly 2 million. : Yaklaşık 2 milyonluk bir artış var. : Approximately, nearly, almost, about, virtually : Exactly, absolutely : Rough (adj), rough (n)

254

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

SOVEREIGN (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Hükmeden, egemen olan : We must respect the rights of sovereign nations to conduct their own affairs. : Bağımsız ulusların kendi kendilerini yönetme haklarına saygı duymalıyız.. : Ruling, reigning : Secondary, dependent : Sovereign (n), soverignity (n)

DISRUPT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Aksatmak, bozmak : A heavy fall of rain has disrupted the city's transport system. : Sağnak yağış şehrin ulaşım sistemini aksattı. : Interrupt, break, disturb, upset : Keep in order : Disruption (n), disruptive (adj)

DONATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Bağış yapmak : An anonymous businesswoman donated one million dollars to the charity. : İsmini vermek istemeyen bir işkadını vakıfa bir milyon dolar bağışladı. : Give, contribute : Take, get, obtain : Donation (n)

CONFIDENTIAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Gizli : All information will be treated as strictly confidential. : Tüm bilgiler tamamıyla gizli tutulacak. : Secret, intimate : Public : Confidentially (adv), confidentiality (n)

COMPATIBLE with (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Uyumlu : The new system will be compatible with existing equipment. : Yeni sistem mevcut teçhizatla uyumlu olacak. : Harmonious : Compatibility (n)

255

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

COMPILE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Toplamak, biraraya getirmek : It took ten years to compile the book. : Kitabı toplamak (biraraya getirmek) 10 yıl aldı. : Collect, gather, assemble : Distribute : Compiler (n)

INTERROGATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Sorgulamak : Thousands of suspects have been interrogated and imprisoned in recent weeks. : Son haftalarda binlerce şüpheli sorgulandı ve hapse atıldı. : Question : Interrogation (n), interrogator (n)

INTERIM (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Geçici : An interim government was set up for the period before the country's first free election. : Ülkenin ilk özgür seçimlerinden önceki dönem için geçici bir hükümet kuruldu. : Provisional, temporary : Interim (n)

RASH (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Aceleci, düşüncesiz : That was a rash decision - you didn't think about the costs involved at all. : Acil verilen bir karardı, sonuçlarını hiç düşünmedin. : Hasty, reckless, thoughtless : Considerate : Rashness (n), rashly (adv)

PERCEIVE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Algılamak : Bill perceived a tiny figure in the distance. : Bill uzakta küçük bir cisim algıladı. : See, notice : Perception (n)

PECULIAR (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Tuhaf, acaip : She has most peculiar ideas which surprise everybody. : Herkesi şaşırtan çok garip fikirleri var. : Strange, odd, weird : Normal, reasonable : Peculiarity (n)

256

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

37. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. alienate

a. stand, endure, tolerate

2. acknowledge

b. likely, prone to, liable to, inclined to

3. apt to

c. separate, estrange

4. aptitude

d. ability, talent, gift, knack, tendency

5. bear

e. recognize, accept, admit, confess

B. 1. cautious

a. call off, annul, revoke, abandon

2. cancel

b. approximately, nearly, almost, about, virtually

3. rigorous

c. ruling, reigning

4. roughly

d. careful, attentive

5. sovereign

e. severe, harsh

C. 1. disrupt

a. secret, intimate

2. donate

b. harmonious

3. confidential

c. collect, gather, assemble

4. compatible

d. give, contribute

5. compile

e. interrupt, break, disturb, upset

D. 1. interrogate

a. see, notice

2. interim

b. hasty, reckless, thoughtless

3. rash

c. strange, odd, weird

4. perceive

d. question

5. peculiar

e. provisional, temporary

www.iremyayincilik.com.tr

257

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. alienate

a. awkwardness

2. acknowledge

b. unlikely

3. apt to

c. can’t stand

4. aptitude

d. conciliate, bring together

5. bear

e. disclaim, deny, ignore, repudiate

B. 1. rigorous

a. secondary, dependent

2. roughly

b. keep in order

3. sovereign

c. take, get, obtain

4. disrupt

d. exactly, absolutely

5. donate

e. soft, mild, easy-going, lenient, loose

C. 1. confidential

a. normal, reasonable

2. compile

b. considerate

3. rash

c. distribute

4. peculiar

d. public

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

www.iremyayincilik.com.tr

B. roughly

1. yabancılaştırmak

conciliate

alienate

2. yaklaşık olarak

public

confidential

3. gizli

exactly

compile

4. biriktirmek

distribute

peculiar

5. tuhaf, acayip

usual

258

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

1.

4. MULTIPLE CHOICE

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “estrange” ve Türkçesi “yabancılaştırmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir?

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz.

A) acknowledge C) conciliate

B) alienate D) ignore

1.

A) reasonable

E) confess

2.

Eş anlamlısı “admit” ve Türkçesi “kabul etmek, itiraf etmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) acknowledge C) repudiate

She has most peculiar ideas which surprise everybody.

2.

B) separate D) endure

B) odd C) confidential

That was a rash decision - you didn't think about the costs involved at all. A) temporary

B) compatible C) reckless

E) annul

3. 3.

Eş anlamlısı “attentive” ve Türkçesi “dikkatli, tedbirli” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) peculiar C) interim

An interim government was set up for the period before the country's first free election. A) provisional

B) rigorous D) loose

B) permanent C) considerate

E) cautious

4.

Eş anlamlısı “secret” ve Türkçesi “gizli” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) inclined C) prone

B) cautious D) confidential E) severe

5.

Genellikle “with” edatı ile kullanılan, eş anlamlısı “harmonious” ve Türkçesi “uyumlu” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) considerate C) compatible

B) wierd D) interim E) intimate

www.iremyayincilik.com.tr

259

www.iremyayincilik.com.tr

38

38

38

38

38

38

38

38 38

38. GÜNÜN KELİMELERİ overcome

relish

reversal

merge

miracle

prudent

persuade

irritate

humble

dilemma

evaluate

evolve

fake

slippery

breed

bribery

assemble

acute

adhere to

advance

OVERCOME (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Aşmak, üstesinden gelmek : Eventually she managed to overcome her shyness in class. : Sonunda sınıftaki utangaçlığını atabildi. : Conquer, surmount

RELISH (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Hoşlanmak, -den zevk almak : I don't relish telling her that her son has been arrested. : Oğlunun tutuklandığını ona söylemekten zevk almam. : Like, enjoy : Dislike, hate, detest : Relish (n)

REVERSAL (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: İptal, tersine çevirme : The low number of refugees accepted to the USA was indeed a reversal, which was necessitated by post-September procedures. : Amerika’ya kabul edilen göçmenlerin sayısının azlığı aslında 11 Eylül sonrası prosedürler gereği ortaya çıkan olağandışı bir durumdu. : Repeal, annulment : Reverse (v), reversible (adj)

MERGE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Birleşmek, birleştirmek, içine karışıp kaybolmak : The country's two biggest banks are planning to merge. : Ülkenin en büyük iki bankası birleşmeyi planlıyor. : Unite, join : Separate : Merger (n)

MIRACLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Mucize : I can't promise a miracle cure, but I think we can improve things. : Mucize bir tedavi için söz veremem, ama bir takım şeyleri iyileştireceğimize inanıyorum. : Wonder, marvel : Miraculous (adj), miraculously (adv)

260

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

PRUDENT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Akıllı, tedbirli : It's always prudent to read a contract properly before signing it. : İmzalamadan önce kontratı düzgünce okumak her zaman akıllıcadır. : Wise, sensible, cautious : Prudently (adv), prudence (n)

PERSUADE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İkna etmek, inandırmak : If she doesn't want to go, nothing you can say will persuade her. : Eğer gitmek istemezse, söyleyeceğin hiçbir şey onu ikna edemez. : Convince : Deter, discourage : Persuasion (n), persuasive (adj), persuasively (adv)

IRRITATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kızdırmak : After a while her behaviour really began to irritate me. : Bir süre sonra davranışları gerçekten beni kızdırmaya başladı. : Anger, annoy : Cheer up : Irritated (adj), irritant (n), irritating (adj)

HUMBLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Alçakgönüllü : He's very humble about his success. : Başarısı konusunda gayet alçakgönüllü. : Modest : Proud, arrogant : Humble (v)

DILEMMA (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: İkilem, çelişki : The President is clearly in a dilemma about/over how to tackle the crisis. : Başkan krizle nasıl baş edeceği konusunda belli ki ikilemde. : Controversy

261

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

EVALUATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Değerlendirmek : It's impossible to evaluate these results without knowing more about the research methods employed. : Uygulanan araştırma metodlarını daha iyi bilmeden bu sonuçları değerlendirmek imkansız. : Assess, appraise : Ignore : Evaluation (n), evaluative (adj)

EVOLVE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Gelişmek, geliştirmek : Bacteria are evolving resistance to antibiotics. : Bakteriler antibiyotiklere karşı direnç gösteriyor. : Develop : Perish, deteriorate : Evolution (n), evolutionary (adj)

FAKE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Sahte : Experts revealed that the painting was a fake. : Uzmanlar tablonun sahte olduğunu açığa çıkardılar. : False, imitation : Real : Fake (adj), faker (n)

SLIPPERY (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kaygan, hiç sağlam olmayan, kaypak, güvenilmez : The road was wet and slippery. : Yol ıslak ve kaygandı. : Icy, oily : Firm, safe : Slip (v)

BREED (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Çiftleş(tir)mek : Most birds breed in the spring. : Çoğu kuş baharda çiftleşir. : Produce : Kill, become extinct : Breed (n), breeder (n), breeding (n)

262

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

BRIBERY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Rüşvet : The company was always rife with bribery. : Şirkette rüşvet hep vardı. : Corruption : Bribe (v), bribe (n)

ASSEMBLE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Biraraya gelmek, topla(n)mak : We assembled in the meeting room after lunch. : Öğle yemeğinden sonra toplantı odasında biraraya geldik. : Compile, come together, meet, convene : Disperse, scatter, apart : Assembly (n)

ACUTE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Keskin, ciddi, şiddetli : The two roads meet at an acute angle. : İki yol keskin bir noktada birleşiyor. : Critical, serious, sharp, intense, severe : Acutely (adv), acuteness (n)

ADHERE to (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Bağlı olmak, uymak : She adhered to her principles throughout her life. : Hayatı boyunca prensiplerine bağlı kalmıştır. : Stick to, be attached, comply with : Be distant, remote, detached : Adherent (adj), adherence (n), adhesive (adj)

ADVANCE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle 1 Çevirisi Örnek Cümle 2 Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: İlerlemek, gelişim göstermek : The troops advanced on the city. : Birlikler şehre doğru ilerledi. : He's doing his best to advance his own career. : Kariyerini geliştirmek için elinden geleni yapıyor. : Proceed, progress, promote, improve, rise, increase : Regress, decrease, recession : Advancement (n), advance (n)

263

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

38. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. overcome

a. unite, join

2. relish

b. repeal, annulment

3. reversal

c. wonder, marvel

4. merge

d. conquer, surmount

5. miracle

e. like, enjoy

B. 1. prudent

a. anger, annoy

2. persuade

b. modest

3. irritate

c. controversy

4. humble

d. convince

5. dilemma

e. wise, sensible, cautious

C. 1. evaluate

a. develop

2. evolve

b. icy, oily

3. fake

c. produce

4. slippery

d. assess, appraise

5. breed

e. false, imitation

D. 1. bribery

a. proceed, progress, promote, improve, rise, increase

2. assemble

b. critical, serious, sharp, intense, severe

3. acute

c. corruption

4. adhere to

d. stick to, be attached, comply with

5. advance

e. compile, come together, meet, convene

www.iremyayincilik.com.tr

264

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. relish

a. cheer up

2. merge

b. deter, discourage

3. persuade

c. separate

4. irritate

d. dislike, hate, detest

B. 1. humble

a. real

2. evolve

b. firm, safe

3. fake

c. proud, arrogant

4. slippery

d. perish, deteriorate

C. 1. breed

a. disperse, scatter, apart

2. assemble

b. kill, become extinct

3. adhere to

c. regress, decrease, recession

4. advance

d. be distant, remote, detached

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. fake

1. birleş(tir)mek

become extinct

breed

2. alçakgönüllü

real

assemble

3. sahte

scatter

humble

4. çoğalmak

separate

merge

5. topla(n)mak

arrogant

www.iremyayincilik.com.tr

265

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

Eş anlamlısı “surmount” ve Türkçesi “aşmak, üstesinden gelmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) persuade C) relish

B) merge D) overcome

5. SYNONYM FINDER Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

She adhered to her principles throughout her life. A) advance

E) detest

2.

Genellikle “with” edatı ile kullanılan, eş anlamlısı “unite” ve Türkçesi “birleşmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) separate C) merge

B) regress C) stick

2.

We assembled in the meeting room after lunch. A) convene

B) disperse C) evolve

B) irritate D) evolve E) appraise

3. 3.

A) become extinct B) produce C) evaluate

Eş anlamlısı “controversy” ve Türkçesi “ikilem, çelişki” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) reversal C) bribery

Most birds breed in the spring.

B) assembly D) miracle E) dilemma

4.

Eş anlamlısı “corruption” ve Türkçesi “rüşvet, yolsuzluk” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) breed C) assembly

B) bribery D) acuteness E) recession

5.

Eş anlamlısı “assess” ve Türkçesi “değerlendirmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) evaluate C) scatter

B) deteriorate D) perish E) assemble

www.iremyayincilik.com.tr

266

www.iremyayincilik.com.tr

39

39

39

39

39

39

39

39 39

39. GÜNÜN KELİMELERİ allege

census

betray

boom

erect

elude

embezzle

elicit

comprise

compromise

console

constitute

courageous

depict

impose

inferior

groundless

intrude

irrelevant

latent

ALLEGE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İddia etmek, suçlamak : The men allege that the police forced them to make false confessions. : Adamlar polislerin kendilerini yanlış ifade vermeye zorladığını iddia ediyor. : Claim, assert, charge : Refute, deny, disprove : Allegation (n)

CENSUS (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Nüfus sayımı : We have a census in this country every ten years. : Bu ülkede her on yılda bir nüfus sayımı yapılır. : Counting, demography

BETRAY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İhanet etmek : He was accused of betraying his country during the war. : Ülkesine savaşta ihanet etmekle suçlandı. : Deceive, to be disloyal : To be loyal, to be honest, to be frank : Betrayal (n)

BOOM (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Artmak : The textile industry is booming. : Tekstil sektörü gelişiyor. : Boost, increase, expand, develop : Decrease, abate, subside : Boom (n)

ERECT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Dikmek, inşa etmek : The soldiers have erected barricades to protect themselves. : Askerler kendilerini korumak için barikatlar diktiler. : Build up, put up : Eradicate, collapse : Erection (n)

267

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

ELUDE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: -den sıyrılmak, kurtulmak : They eluded the police. : Polisten kurtuldular. : Escape, evade, avoid

EMBEZZLE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Zimmetine geçirmek : She embezzled thousands of dollars from the charity. : O, vakıftan binlerce doları zimmetine geçirdi. : Steal : Donate, give away : Embezzlement (n), embezzler (n)

ELICIT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Almak, elde etmek, ortaya çıkarmak : They were able to elicit the support of the public. : Onlar halkın desteğini almayı başardılar. : Obtain, get, extract, evoke, draw out

COMPRISE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Oluşmak : The book comprises 350 pages. : Kitap 350 sayfadan oluşuyor. : Consist of, be composed of, be made up of : Comprisable (adj)

COMPROMISE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Uzlaşmak : The two sides reached a compromise by bargaining. : İki taraf pazarlık yaparak anlaşmaya vardı. : Agree on sth. : Disagree : Compromiser (n), compromisingly (adv)

268

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

CONSOLE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Teselli etmek, rahatlatmak : Andy tried to console her, but she kept saying it was all her own fault. : Andy onu teselli etmeye çalıştı fakat o herşeyin kendi suçu olduğunu söylemeye devam etti. : Comfort : Distress, hurt : Consolation (n)

CONSTITUTE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Oluşturmak : The under-18s constitute nearly 25% of the town's population. : 18 yaş altındakiler kasaba nüfusunun yaklaşık % 25’ini oluşturuyor. : Compose, make up, form : Destroy, collapse : Constitution (n)

COURAGEOUS (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Cesur, cesaretli : It was a courageous decision to resign. : İstifa etmesi cesur bir karardı. : Brave, bold, daring : Coward, timid, fearful : Courage (n)

DEPICT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Göstermek, anlatmak : Her paintings depict the lives of ordinary people in the last century. : Onun resimleri geçen yüzyıldaki sıradan insanların hayatlarını anlatmaktadır. : Show, represent, draw : Hide : Depiction (n)

IMPOSE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Empoze etmek : Very high taxes have recently been imposed on cigarettes. : Son zamanlarda sigaraya çok yüksek oranda vergi konuldu. : Place on, lay upon : Remove, lift : Imposition (n)

269

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

INFERIOR (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Aşağı, alt derece : These products are inferior to those we bought last year. : Bu ürünler geçen yıl aldıklarımıza göre daha kötü. : Low, subordinate : Superior, excellent : Inferiority (n)

GROUNDLESS (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yersiz, dayanaksız, asılsız : My fears turned out to be groundless. : Korkularım yersiz çıktı. : Baseless, without basis : Well-founded : Ground (n), ground (v)

INTRUDE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: İzinsiz girmek : I didn't realise your husband was here, Dr Jones - I hope I'm not intruding. : Eşinizin burada olduğunu farketmedim Dr. Jones, umarım bölmüyorumdur. : Infringe : Intrusion (n), intruder (n), intrusive (adj)

IRRELEVANT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: ilgisiz, alakasız : These documents are largely irrelevant to the present investigation. : Bu dökümanlar şu anki araştırma ile büyük ölçüde alakasız. : Impertinent : Relevant : Irrelevance (n), irrelevantly (adv)

LATENT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Gizli : We're trying to bring out the latent talents that many people possess without realising it. : Birçok insanın fark etmediği gizli yeteneklerini açığa çıkartmaya çalışıyoruz. : Hidden, concealed : Visible, apparent : Latency (n)

270

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

39. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. allege

a. build up, put up

2. census

b. deceive, to be disloyal

3. betray

c. claim, assert, charge

4. boom

d. boost, increase, expand, develop

5. erect

e. counting, demography

B. 1. elude

a. obtain, get, extract, evoke, draw out

2. embezzle

b. consist of, be composed of, be made up of

3. elicit

c. agree on sth

4. comprise

d. steal

5. compromise

e. escape, evade, avoid

C. 1. console

a. show, represent, draw

2. constitute

b. brave, bold, daring

3. courageous

c. place on, lay upon

4. depict

d. comfort

5. impose

e. compose, make up, form

D. 1. inferior

a. baseless, without basis

2. groundless

b. impertinent

3. intrude

c. hidden, concealed

4. irrelevant

d. low, subordinate

5. latent

e. infringe

www.iremyayincilik.com.tr

271

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. allege

a. to be loyal, to be honest, to be frank

2. betray

b. eradicate, collapse

3. boom

c. escape, evade, avoid

4. erect

d. refute, deny, disprove

5. elude

e. decrease, abate, subside

B. 1. embezzle

a. coward, timid, fearful

2. compromise

b. distress, hurt

3. console

c. donate, give away

4. constitute

d. destroy, collapse

5. courageous

e. disagree

C. 1. depict

a. superior, excellent

2. impose

b. well-founded

3. inferior

c. visible, apparent

4. groundless

d. remove, lift

5. latent

e. hide

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. groundless

1. iddia etmek

abate

console

2. artırmak

coward

allege

3. teselli etmek

well-founded

courageous

4. cesur

deny

boom

5. yersiz

distress

www.iremyayincilik.com.tr

272

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

1.

4. MULTIPLE CHOICE

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “claim” ve Türkçesi “iddia etmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir?

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz.

A) elude C) allege

B) betray D) erect

1.

E) boom

We're trying to bring out the latent talents that many people possess without realizing it. A) irrelevant

B) pertinent C) hidden

2.

Eş anlamlısı “deceive” ve Türkçesi “ihanet etmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) comprise C) embezzle

B) decrease D) eradicate

2.

A) represent

E) betray

3.

4.

B) impose C) remove

Zıt anlamlısı “donate” ve Türkçesi “zimmetine geçirmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) embezzle C) comfort

Her paintings depict the lives of ordinary people in the last century.

3.

B) depict D) console E) compromise

Andy tried to console her, but she kept saying it was all her own fault A) compromise

B) comfort C) elicit

Zıt anlamlısı “destroy” ve Türkçesi “oluşturmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) collapse C) intrude

B) impose D) constitute E) represent

5.

Zıt anlamlısı “excellent” ve Türkçesi “aşağı, alt derece” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) groundless C) relevant

B) inferior D) superior E) concealed

www.iremyayincilik.com.tr

273

www.iremyayincilik.com.tr

40

40

40

40

40

40

40

40 40

40. GÜNÜN KELİMELERİ intervene

interpret

interfere in

goods

feature

illiterate

moderate

overriding

noteworthy

obviate

density

cope with

concurrent

clarify

despair

endow

expectancy

bloom

admonish

amnesty

INTERVENE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Diğer Halleri Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Müdahale etmek, araya girmek : The Minister intervened personally to stop the museum being closed. : Bakan müzenin kapanmasını durdurmak için bizzat müdahale etti. : Intervention (n), interventionist (adj) : Interfere

INTERPRET (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle

Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Yorumlamak, tercüme yapmak : If Shakespeare's plays are to reach a large audience they need to be interpreted in a modern style. : Eğer Shakespeare’in oyunları geniş bir kitleye ulaşacaksa, modern bir tarzda yorumlanmaları gerekmektedir. : Elucidate, explain

Diğer Halleri

: Interpretation (n), interpreter (n)

Çevirisi

INTERFERE in/with (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: -e karışmak, -e müdahale etmek, -e burnunu sokmak : Interfering in other people's relationships is always a mistake. : Diğer insanların ilişkilerine burnunu sokmak her zaman bir hatadır. : Intervene in : Interference (n)

GOODS (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Mal, mülk, eşya : The house insurance will not cover your personal goods. : Ev sigortası kişisel eşyalarınızı kapsamayacak. : Commodity, property

FEATURE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: Özellik : The town's main features are its beautiful mosque and ancient marketplace. : Şehrin başlıca özellikleri güzel camisi ve eski pazarıdır. : Property, trait, characteristic : Feature (v)

274

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

ILLITERATE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Cahil, okuma yazma bilmeyen : A surprising percentage of the population are illiterate. : Nüfusun şaşırtıcı bir yüzdesi okuma yazma bilmiyor. : Unable to read and write : Literate : illiterate (n), illiteracy (n)

MODERATE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Ilımlı, ölçülü : The cabin is of moderate size - just right for a small family. : Kabin orta büyüklükte, küçük bir aile için uygun. : Mild, reasonable : Extreme, immoderate : Moderately (adv)

OVERRIDING (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Önemli, ağır basan, başlıca : The government's overriding concern is to reduce inflation. : Hükümetin en önde gelen kaygısı enflasyonu azaltmaktır. : Major, principal : Minor : Override (v)

NOTEWORTHY (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Kayda değer, önemli : It is noteworthy that one-third of students do not pay any tuition fees. : Öğrencilerin üçte birinin harç parası ödememesi önemli. : Remarkable, extraordinary : Ordinary, common

OBVIATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Önlemek, gereksiz kılmak, savuşturmak : A peaceful solution would obviate the need to send a UN military force. : Barışçıl bir çözüm, BM’nin askeri güç göndermesini gerektirmeyecektir. : Prevent, hamper

275

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

DENSITY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yoğunluk : The area has a high population density. : Bölgede nüfus yoğunluğu fazla. : Solidity, massiveness : Being sparse or scattered : Dense (adj)

COPE WITH (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Başa çıkmak, uğraşmak : It must be difficult to cope with three small children and a job. : Üç çocuk ve iş ile aynı anda başa çıkmak zor olsa gerek. : Deal with, manage, get by : Ignore

CONCURRENT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Aynı anda, paralel : Galerie St Etienne is holding three concurrent exhibitions. : Galerie St Etienne aynı anda üç sergi düzenliyor. : Simultaneous : At different times : Concurrently (adv)

CLARIFY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Açıklamak, netleştirmek : The position of all shareholders will be clarified next month. : Tüm hissedarların durumu önümüzdeki ay netleştirilecek. : Make it clear, explain : Confuse, muddle : Clarification (n), clarity (n)

DESPAIR (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Umudunu yitirmek : Don't despair! We'll find a way out! : Umudunu kaybetme ! Bir çıkış yolu bulacağız. : Lose all hope : Despair (n)

276

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

ENDOW (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Bağışlamak, vermek : This hospital was endowed by the citizens of Strasbourg in the 16th century. : Bu hastane 16. yüzyılda Strazburg’lu vatandaşların bağışlarıyla yaptırıldı. : Grant, provide, supply : Deprive : Endowment (n)

EXPECTANCY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Beklenti : Life expectancy in Europe has increased greatly in the 20th century. : Avrupa’da, beklenen yaşam süresi 20. yüzyılda oldukça arttı. : Expectation, hope, anticipation : Expect (v)

BLOOM (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Çiçek açmak, ürün vermek : These flowers will bloom all through the summer. : Bu çiçekler yaz boyunca çiçek açar. : Blossom, flower : Bloom (n), blooming (adj)

ADMONISH (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle 1 Çevirisi Örnek Cümle 2 Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Azarlamak. : His mother admonished him for eating too quickly. : Çok hızlı yemek yediği için annesi onu azarladı. : Her teacher admonished her to work harder for her exams. : Öğretmeni, sınavlarına daha çok çalışması için onu uyardı. : Scold, reprimand, rebuke : Appreciate, adore, admire : Admonishment (n), admonition (n)

AMNESTY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Genel af : Most prisoners were freed under the terms of the amnesty. : Çoğu mahkum genel af şartlarına göre serbest bırakıldı. : Pardon : Accusation

277

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

40. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. intervene

a. unable to read and write

2. interpret

b. commodity, property

3. illiterate

c. property, trait, characteristic

4. goods

d. elucidate, explain

5. feature

e. interfere

B. 1. moderate

a. solidity, massiveness

2. overriding

b. remarkable, extraordinary

3. noteworthy

c. mild, reasonable

4. obviate

d. prevent, hamper

5. density

e. major, principal

C. 1. cope with

a. simultaneous

2. concurrent

b. lose all hope

3. clarify

c. grant, provide, supply

4. despair

d. deal with, manage, get by

5. endow

e. make it clear, explain

D. 1. expectancy

a. pardon

2. bloom

b. scold, reprimand, rebuke

3. admonish

c. intervene in

4. amnesty

d. expectation, hope, anticipation

5. interfere in

e. blossom, flower

www.iremyayincilik.com.tr

278

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. illiterate

a. ordinary, common

2. moderate

b. minor

3. overriding

c. being sparse or scattered

4. noteworthy

d. able to read and write

5. density

e. extreme, immoderate

B. 1. cope with

a. confuse, muddle

2. concurrent

b. accusation

3. clarify

c. appreciate, adore, admire

4. endow

d. at different times

5. admonish

e. ignore

6. amnesty

f. deprive

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. cope with

1. ılımlı, ölçülü

confuse

clarify

2. kaydadeğer

ignore

admonish

3. mücadele etmek

appreciate

noteworthy

4. açıklamak

extreme

moderate

5. azarlamak

ordinary

www.iremyayincilik.com.tr

279

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

1.

4. MULTIPLE CHOICE

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “property” ve Türkçesi “ürün, mal, eşya” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir?

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz.

A) feature C) trait

B) illiteracy D) good E) interpretation

1.

Interfering in other people's relationships is always a mistake. A) interpret

B) intervene C) obviate

2.

Eş anlamlısı “trait” ve Türkçesi “özellik” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) clarity C) feature

3.

Eş anlamlısı “simultaneous” ve Türkçesi “aynı anda” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) overriding C) moderate

4.

2.

His mother admonished him for eating too quickly. A) bloom

3.

B) endow C) reprimand

This hospital was endowed by the citizens of Strasbourg in the 16th century. A) grant

B) noteworthy D) common E) concurrent

B) despair C) blossom

Eş anlamlısı “major” ve Türkçesi “önemli, ağır basan” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) noteworthy C) extreme

5.

B) despair D) density E) commodity

B) overriding D) literate E) remarkable

Eş anlamlısı “hamper” ve Türkçesi “gereksiz kılmak, önlemek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) obviate C) manage

B) clarify D) intervene E) falsify

www.iremyayincilik.com.tr

280

www.iremyayincilik.com.tr

41

41

41

41

41

41

41

41 41

41. GÜNÜN KELİMELERİ abhor

abolish

absolute

bankrupt

avert

challenge

sewage

eventual

effect

cultivate

demolish

defy

object

maintain

relief

reinforce

launch

imply

favorable

provisional

ABHOR (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Nefret etmek : He abhors living in that small cottage. : O küçük kulübede yaşamaktan nefret ediyor. : Hate, detest, disgust, loathe, dislike : Like, enjoy, desire, admire : Abhorrence (n), abhorrent (adj)

ABOLISH (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yürürlükten kaldırmak, son vermek : The new government abolished unnecassary regulations. : Yeni hükümet gereksiz düzenlemeleri kaldırdı. : Put an end, eradicate, annul, destroy : Maintain, keep, confirm, endorse, implement : Abolishable (adj), abolisher (n), abolishment (n)

ABSOLUTE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kesin, mutlak : The proof is absolute. : Kanıtlar kesin. : Certain, definite : Partial, limited, conditional : Absoluteness (n), absolutely (adv)

BANKRUPT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: İflas etmek : The recession has led to many small businesses going bankrupt. : Ekonomik durgunluk birçok küçük şirketin iflasına neden oldu. : Penniless, ruined : Rich, wealthy : Bankrupt (v), bankruptcy (n)

281

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

AVERT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle 1 Çevirisi Örnek Cümle 2 Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Önlemek, yönünü değiştirmek : I averted my gaze/eyes while he dressed. : O giyinirken gözlerimi kaçırdım. : It is not always easy to avert economic collapse. : Ekonomik çöküşü engellemek her zaman kolay değildir. : Avoid, prevent, turn away : Stabilize : Avertible (adj)

CHALLENGE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Meydan okumak : The player challanged his opponents. : Oyuncu rakiplerine meydan okudu. : Defy : Challenge (n), challenging (adj)

SEWAGE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Lağım pisliği : Some cities in the world do not have proper facilities for the disposal of sewage. : Dünyanın bazı şehirlerinde kanalizasyon atıkları için uygun tesis bulunmamaktadır. : Manure : Sewer (n), sewerage (n)

EVENTUAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Son, nihai : Although the original budget for the project was $1 billion, the eventual cost is likely to be 50% higher. : Proje için asıl bütçe 1 milyar dolar olmasına rağmen, son maliyet muhtemelen yüzde elli daha fazla olacak. : Ultimate, final, consequent : Initial, first : Eventually (adv)

EFFECT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Etki : The radiation leak has had a disastrous effect on/upon the environment. : Radyasyon kaçağının çevre üzerinde olumsuz etkileri oldu. : Influence, impact : Affect (v), effective (adj), effectively (adv)

282

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

CULTIVATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Toprağı işlemek : Most of the land is too poor to cultivate. : Arazinin çoğu ekilemeyecek kadar verimsiz. : Refine, make it ready for crops : Deteriorate, make worse : Cultivation (n)

DEMOLISH (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yıkmak, çökertmek : A number of houses were demolished so that the supermarket could be built. : Süpermarket yapılması için birçok ev yıkıldı. : Destroy, pull down, collapse : Erect, build, construct : Demolition (n)

DEFY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Meydan okumak, karşı gelmek, karşı koymak : A few workers have defied the majority decision and gone into work despite the strike. : Birkaç işçi çoğunluğun kararına karşı çıktı ve greve rağmen işe geri döndü. : Challenge, dare, oppose : Defiance (n)

OBJECT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İtiraz etmek : No-one objected when the boss said it was time to go home. : Patron eve gitme vaktinin geldiğini söylediğinde kimse itiraz etmedi. : Disapprove, protest : Agree, approve : Objection (n), objectionable (adj)

MAINTAIN (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: Sürdürmek, korumak, beslemek, geçindirmek, iddia etmek : The film has maintained its position as the critics' favourite. : Film eleştirmenlerin favorisi olmayı sürdürdü. : Keep, continue, preserve : Neglect, abandon : Maintenance (n)

283

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

RELIEF (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Rahatlık, ferahlama : Pop stars have raised millions of pounds for famine relief in Africa. : Pop yıldızları Afrika’daki açlığa çözüm bulmak için milyonlarca sterlin topladılar. : Comfort, aid : Relieve (v)

REINFORCE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Güçlendirmek, takviye etmek, desteklemek, sağlamlaştırmak : His bad behaviour merely reinforced my dislike of him. : Onun davranışı sadece benim ona karşı olan nefretimi artırdı. : Strengthen, make stronger : Weaken : Reinforcement (n)

LAUNCH (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Başla(t)mak, fırlatmak : The airline company will launch its new transatlantic service next month. : Havayolu şirketi yeni transatlantik seferini gelecek ay başlatacak. : Start, begin, set off : Launch (n)

IMPLY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İma etmek : Are you implying that I'm fat? : Şişman olduğumu mu ima ediyorsun? : Say indirectly, hint : Declare : Implication (n), implied (adj), implication (n)

FAVORABLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Elverişli, uygun : We have had a favourable response to the plan so far. : Şu ana kadar plana müspet/olumlu bir tepki verdik. : Suitable, approving : Unfavourable : Favour (v)

PROVISIONAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Geçici, eğreti, nihai olmayan : He was given a provisional driving license. : Ona geçici bir ehliyet verildi. : Interim, temporary : Permenant

284

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

41. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. abhor

a. certain, definite

2. abolish

b. penniless, ruined

3. absolute

c. avoid, prevent, turn away

4. bankrupt

d. put an end, eradicate, annul, destroy

5. avert

e. hate, detest, disgust, loathe, dislike

B. 1. challenge

a. manure

2. sewage

b. influence, impact

3. eventual

c. refine, make it ready for crops

4. effect

d. defy

5. cultivate

e. ultimate, final, consequent

C. 1. demolish

a. keep, continue, preserve

2. defy

b. disapprove, protest

3. object

c. comfort, aid

4. maintain

d. destroy, pull down, collapse

5. relief

e. challenge, dare, oppose

D. 1. reinforce

a. interim, temporary

2. launch

b. say indirectly, hint

3. imply

c. strengthen, make stronger

4. favorable

d. suitable, approving

5. provisional

e. start, begin, set off

www.iremyayincilik.com.tr

285

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. abhor

a. partial, limited, conditional

2. abolish

b. rich, wealthy

3. absolute

c. stabilize

4. bankrupt

d. maintain, keep, confirm, endorse, implement

5. avert

e. like, enjoy, desire, admire

B. 1. eventual

a. agree, approve

2. cultivate

b. erect, build, construct

3. demolish

c. deteriorate, make worse

4. object

d. initial, first

C. 1. maintain

a. declare

2. reinforce

b. permenant

3. imply

c. neglect, abandon

4. provisional

d. weaken

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. avert

1. nefret etmek

initial

eventual

2. ortadan kaldırmak

stabilize

reinforce

3. yönünü değiştirmek

weaken

abolish

4. son, nihai

desire

abhor

5. güçlendirmek

maintain

www.iremyayincilik.com.tr

286

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

Eş anlamlısı “detest” ve Türkçesi “nefret etmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) admire C) abhor

B) abolish D) avert

5. SYNONYM FINDER Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

He was given a provisional driving license. A) permanent

E) confirm

B) favorable C) interim

2.

Eş anlamlısı “put an end” ve Türkçesi “yürürlükten, ortadan kaldırmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) defy C) maintain

2.

B) challenge D) deteriorate

His bad behaviour merely reinforced my dislike of him. A) strenghten

B) weaken C) set off

E) abolish

3. 3.

Eş anlamlısı “ultimate” ve Türkçesi “son, nihai” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) eventual C) initial

Pop stars have raised millions of pounds for famine relief in Africa A) objection

B) conditional D) unfavorable

B) comfort C) cultivation

E) absolute

4.

Eş anlamlısı “set off” ve Türkçesi “başlamak, fırlatmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) declare C) reinforce

B) imply D) launch E) relieve

5.

Eş anlamlısı “hint” ve Türkçesi “ima etmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) neglect C) abandon

B) imply D) reinforce E) maintain

www.iremyayincilik.com.tr

287

www.iremyayincilik.com.tr

42

42

42

42

42

42

42

42 42

42. GÜNÜN KELİMELERİ subtle

succumb

summit

interval

staggering

stagnant

implement

measure

decadence

deserve

familiar

explore

solitary

sceptical

unify

urgent

unbiased

terrain

tenet

accumulate

SUBTLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Hassas, ince, kolay fark edilmeyen : There is a subtle difference between these two plans. : Bu iki plan arasında ince bir fark var. : Delicate, indirect : Direct : Subtly (adv)

SUCCUMB (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Boyun eğmek, yenik düşmek : Thousands of animals have succumbed to the disease in the past few months. : Son birkaç ay içinde binlerce hayvan hastalığa yenik düştü. : Yield in, give in : Rebel against

SUMMIT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Zirve : The climbers were able to reach the summit of Mont Blanc. : Dağcılar Mont Blanc’in zirvesine ulaşmayı başardı. : Zenith, top, peak : Bottom

INTERVAL (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Ara : We see each other at regular intervals - usually about once a month. : Belirli aralıklarla görüşüyoruz - genelde ayda bir. : Break, gap : Continuity

STAGGERING (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: Şaşırtıcı, hayret veren, yavaş ilerleyen : Bill has just announced a staggering project. : Bill az önce şaşırtıcı bir proje duyurdu. : Astounding, surprising, sluggish : Familiar, usual : Stagger (v), staggered (adj)

288

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

STAGNANT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Durgun, hareketsiz : A stagnant economy is dangerous in the long-term. : Durağan bir ekonomi uzun vadede tehlikelidir. : Sluggish, inactive : Active : Stagnate (v), stagnation (n)

IMPLEMENT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Uygulamak : The changes to the national health system will be implemented next year. : Ulusal sağlık sistemindeki değişiklikler gelecek yıl uygulanacak. : Carry out, execute : Implement (n)

MEASURE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Önlem, ölçü, miktar, ölçüm : The government has to take some measures to curb inflation. : Hükümet enflasyonu frenlemek için bazı önlemler almak zorunda. : Step, precaution, action : Measure (ölçmek) (v), Measurement (ölçüm) (n)

DECADENCE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Çürüme, bozulma : Western decadence affected the whole world. : Batıdaki bozulma tüm dünyayı etkiledi. : Corruption : Decay (v)

DESERVE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Haketmek, layık olmak : I hope they get the punishment they deserve. : Umarım hakettikleri cezayı alırlar. : Merit, to be entitled to : Deserved (adj), deserving (adj)

289

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

FAMILIAR (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Aşina, tanıdık : There were one or two familiar faces. : Bir iki tane tanıdık sima vardı. : Acquainted : Strange : Familiarity (n)

EXPLORE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Araştırmak, tetkik yapmak, keşfetmek : The best way to explore the countryside is on foot. : Şehri tanımanın en güzel yolu yürümektir. : Research, investigate, probe : Exploration (n)

SOLITARY (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Yalnız : In the distance was a solitary building : Uzaklarda tek bir bina vardı. : Lonely, lonesome : Sole (adj)

SCEPTICAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Şüpheci, kuşkulu : Many experts remain sceptical about/of his claims. : Birçok uzman onun iddialarından kuşku duymaya devam ediyor. : Doubtful, dubious, disbelieving : Undoubtful : Sceptic (adj), scepticism (n)

UNIFY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Birleştirmek : If the new leader does manage to unify his warring party, it will be quite an achievement. : Yeni lider kavgalı partisini birleştirebilirse büyük bir başarı olacaktır. : Unite, join, combine : Seperate : Unified (adj), unification (n)

290

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

URGENT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Acil, önemli : The plumbing in this building is in urgent need of repair. : Bu binadaki su tesisatı acil tamir gerektiriyor. : Immediate, imperative : Trivial, insignificant : Urgency (n), urgently (adv)

UNBIASED (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Önyargısız : An unbiased opinion will ease the process. : Önyargısız bir düşünce süreci kolaylaştıracaktır. : Unprejudiced, fair, impartial : Biased

TERRAIN (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Bölge, arazi : His car handles particularly well on rough terrain. : Arabası özellikle engebeli arazide iyi yol tutuyor. : Ground, territory

TENET (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Görüş, ilke, inanç : It is a tenet of contemporary psychology that an individual's mental health is supported by having good social relationships. : İnsanın zihinsel sağlığının sağlıklı sosyal ilişkilerle desteklendiği çağdaş bir psikoloji görüşüdür. : Belief, opinion

ACCUMULATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle 1 Çevirisi Örnek Cümle 2 Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Birik(tir)mek : A thick layer of dust has accumulated in the room. : Odada kalın bir toz tabakası birikti. : Overnight, the snow accumulated too much. : Gece boyunca çok fazla kar birikti. : Gather, collect, pile up, store : Seperate, disperse, dissipate, scatter : Accumulation (n), accumulative (adj)

291

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

42. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. subtle

a. break, gap

2. succumb

b. zenith, top, peak

3. summit

c. astounding, surprising, sluggish

4. interval

d. delicate, indirect

5. staggering

e. yield in, give in

B. 1. stagnant

a. carry out, execute

2. implement

b. corruption

3. measure

c. merit, to be entitled to

4. decadence

d. sluggish, inactive

5. deserve

e. step, precaution, action

C. 1. familiar

a. lonely, lonesome

2. explore

b. doubtful, dubious, disbelieving

3. solitary

c. unite, join, combine

4. sceptical

d. research, investigate, probe

5. unify

e. acquainted

D. 1. urgent

a. gather, collect, pile up, store

2. unbiased

b. ground, territory

3. terrain

c. immediate, imperative

4. tenet

d. belief, opinion

5. accumulate

e. unprejudiced, fair, impartial

www.iremyayincilik.com.tr

292

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. subtle

a. continuity

2. succumb

b. bottom

3. summit

c. rebel against

4. interval

d. direct

B. 1. staggering

a. strange

2. stagnant

b. undoubtful

3. familiar

c. familiar, usual

4. sceptical

d. active

C. 1. unify

a. trivial, insignificant

2. urgent

b. seperate

3. unbiased

c. disperse, dissipate, scatter

4. accumulate

d. prejudiced

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. unbiased

1. sinsi, gizli

rebel

stagnant

2. boyun eğmek

undoubtful

subtle

3. sabit

prejudiced

sceptical

4. şüpheci

direct

succumb

5. önyargısız

active

www.iremyayincilik.com.tr

293

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

5. SYNONYM FINDER

Phrasal verb olarak eş anlamlısı “carry out” ve Türkçesi “uygulamak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) unify C) explore

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

B) implement D) give in

Thousands of animals have succumbed to the disease in the past few months. A) rebel

E) deserve

B) yield in C) stagger

2.

Eş anlamlısı “precaution” ve Türkçesi “önlem” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) meausure C) tenet

2.

B) decadence D) exploration

The climbers were able to reach the summit of Mont Blanc. A) interval

3.

Eş anlamlısı “lonesome” ve Türkçesi “yalnız” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) sceptical C) urgent

B) measure C) zenith

E) terrain

3.

B) undoubtful D) familiar

Bill has just announced a staggering project. A) astounding

B) stagnant C) active

E) solitary

4.

Eş anlamlısı “territory” ve Türkçesi “bölge, alan” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) tenet C) step

5.

B) belief D) terrain E) corruption

Eş anlamlısı “inactive” ve Türkçesi “hareketsiz, sabit” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) delicate C) stagnant

B) staggering D) acquainted E) subtle

www.iremyayincilik.com.tr

294

www.iremyayincilik.com.tr

43

43

43

43

43

43

43

43 43

43. GÜNÜN KELİMELERİ cherish

awkward

assume

approve

scrutinize

sculpture

revival

eject

elaborate

elevate

confine

concrete

resort

overlook

induce

intense

glorious

interfere with

posterity

presume

CHERISH (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Keyfini çıkartmak, değer vermek : She cherishes her 1967 Cadillac. : 1967 model Cadillac arabasına çok değer verir. : Value, relish, enjoy too much : Hate, detest, not enjoy

AWKWARD (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle 1 Çevirisi Örnek Cümle 2 Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Beceriksiz, uğraşılması zor, zor : It's an awkward corner to drive round. : Dönülmesi zor bir viraj. : It was an awkward situation. : Uğraşılması zor bir durumdu. : Clumsy, uncomfortable, not easy to deal with : Easy to deal with, clever, handy : Awkwardly (adv), awkwardness (n)

ASSUME (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Varsaymak : Let's assume that they're coming and make plans on that basis. : Geldiklerini varsayalım ve ona göre planlar yapalım. : Presume, suppose, take for granted, postulate : Assumption (n)

APPROVE of (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Onaylamak : I thoroughly approve of what the government is doing. : Hükümetin yaptıklarını tamamıyla onaylıyorum. : Support, endorse, back up, favor : Annul : Approval (n)

295

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

SCRUTINIZE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İncelemek, detaylı araştırmak : He scrutinized the men's faces carefully/closely, trying to work out who was lying. : Kimin yalan söylediğini ortaya çıkarmak için adamların yüzünü dikkatlice inceledi. : Examine in detail : Guess, glance superficially : Scrutiny (n)

SCULPTURE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Heykel : The museum has several life-sized sculptures of people and animals. : Müzede gerçek boyutlarında birkaç insan ve hayvan heykeli var. : Statue : Scuplt (v)

REVIVAL (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Canlandırma, hayat verme : Recently, there has been some revival of interest in ancient music. : Son zamanlarda eski müziklere duyulan ilgi canlandı. : Renewal, restoration : Revive (v)

EJECT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Çıkartmak : The coffee machine suddenly ejected a handful of coins. : Kahve makinesi aniden bir avuç bozuk para çıkardı. : Force out, evict : Retain, absorb, take in : Ejection (n)

ELABORATE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: Ayrıntılı, karmaşık, özenli : They're making most elaborate preparations for the wedding. : Düğün için çok özenli hazırlıklar yapıyorlar. : Detailed, complicated, intricate : Simple, unadorned : Elaboration (n), elaborately (adv)

296

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

ELEVATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yükseltmek : The platform was elevated by means of hydraulic legs. : Platform hidrolik ayaklar vasıtasıyla yükseltildi. : Raise, heighten, lift up : Lower, degrade : Elevator (n)

CONFINE to(v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Sınırlamak : Please confine your use of the telephone to business calls. : Lütfen telefon kullanımınızı iş görüşmeleriyle sınırlandırın. : Limit, restrict : Release, let free

CONCRETE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Somut, elle tutulur, beton : There is no concrete evidence against her. : Onun aleyhine somut bir kanıt yok. : Tangible, real : Abstract : Concretely (adv), concreteness (n)

RESORT to (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: (Son çare olarak) -e başvurmak : He got hold of the money legally, without resorting to violence. : Şiddete başvurmadan parayı yasal yollarla ele geçirdi. : Turn to, adopt

OVERLOOK (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Gözardı etmek, göz yummak, dikkate almamak, bakmak : I think there is one key fact that you have overlooked. : Sanırım gözardı ettiğin önemli bir gerçek var. : Ignore, disregard : Take into consideration

INDUCE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: İkna etmek, neden olmak, tetiklemek : Nothing could induce me to climb a mountain. : Kimse beni bir dağa tırmanmaya ikna edemez. : Persuade, tempt, bring about, encourage : Deter, discourage : Inducement (n), induction (n)

297

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

INTENSE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yoğun : He suddenly felt an intense pain in his back. : Aniden sırtında büyük bir acı hissetti. : Extreme, intensified : Mild, relaxed : Intensify (v), intensely (adv), intensity (n)

GLORIOUS (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Şanlı, parlak : They had a glorious victory. : Parlak bir zafer kazandılar. : Splendid, brilliant, dazzling : Unknown, dull, awful : Gloriously (adv)

INTERFERE in/with (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: -e engel olmak : Even a low level of noise interferes with my concentration. : Az bir gürültü bile konsantrasyonumu engelliyor. : Prevent, inhibit

POSTERITY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Gelecek nesil : Every attempt is being made to ensure that these works of art are preserved for posterity. : Bu sanat eserlerinin gelecek nesillere kalması için her türlü çaba gösteriliyor. : Future generation : Ancestors

PRESUME (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Varsaymak, farzetmek, sanmak, tahmin etmek : I presume they're not coming, since they haven't replied to the invitation. : Davete cevap vermedikleri için gelmeyeceklerini tahmin ediyorum. : Think, assume : Presumably (adv)

298

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

43. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. cherish

a. support, endorse, back up, favor

2. awkward

b. presume, suppose, take sth. for granted, postulate

3. assume

c. examine in detail

4. approve of

d. value, relish, enjoy too much

5. scrutinize

e. clumsy, uncomfortable, not easy to deal with

B. 1. sculpture

a. renewal, restoration

2. revival

b. detailed, complicated, intricate

3. eject

c. raise, heighten, lift up

4. elaborate

d. statue

5. elevate

e. force out, evict

C. 1. confine

a. turn to, adopt

2. concrete

b. ignore, disregard

3. resort to

c. persuade, tempt, bring about, encourage

4. overlook

d. tangible, real

5. induce

e. limit, restrict

D. 1. intense

a. think, assume

2. glorious

b. prevent, inhibit

3. interfere with

c. extreme, intensified

4. posterity

d. future generation

5. presume

e. splendid, brilliant, dazzling

www.iremyayincilik.com.tr

299

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. cherish

a. retain, absorb, take in

2. awkward

b. annul

3. approve of

c. hate, detest, not enjoy

4. scrutinize

d. guess, glance superficially

5. eject

e. easy to deal with, clever, handy

B. 1. elaborate

a. release, let free

2. elevate

b. abstract

3. confine

c. take sth. into consideration

4. concrete

d. lower, degrade

5. overlook

e. simple, unadorned

C. 1. induce

a. ancestors

2. intense

b. unknown, dull, awful

3. glorious

c. mild, relaxed

4. posterity

d. deter, discourage

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. confine

1. onaylamak

abstract

concrete

2. özenle hazırlanmış

release

posterity

3. sınırlamak

ancestors

elaborate

4. somut

annul

approve

5. gelecek nesil

simple

www.iremyayincilik.com.tr

300

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

Eş anlamlısı “endorse” ve Türkçesi “onaylamak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) annul C) take sth. for granted E) cherish

B) guess D) approve

5. SYNONYM FINDER Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

I presume they're not coming, since they haven't replied to the invitation. A) assume

B) interfere C) induce

2.

Eş anlamlısı “examine in detail” ve Türkçesi “incelemek, araştırmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) value C) scrutinize

2.

B) assume D) support

Even a low level of noise interferes with my concentration. A) persuade

3.

Eş anlamlısı “renewal” ve Türkçesi “canlandırma, hayat verme” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) posterity C) approval

B) prevent C) overlook

E) favor

3.

He suddenly felt an intense pain in his back. A) mild

B) glorious C) extreme

B) sculpture D) assumption E) revival

4.

Genellikle “to” edatı ile kullanılan, eş anlamlısı “restrict” ve Türkçesi “sınırlamak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) resort C) tempt

B) confine D) encourage E) interfere

5.

Phrasal verb olarak eş anlamlısı “bring about” ve Türkçesi “-e neden olmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) induce C) elevate

B) presume D) overlook E) adopt

www.iremyayincilik.com.tr

301

www.iremyayincilik.com.tr

44

44

44

44

44

44

44

44 44

44. GÜNÜN KELİMELERİ property

pertain

strata

innovate

impotence

persist

regardless of

reliability

retention

retaliate

combustible

corporate

efficiency

discrepancy

expire

exhilarate

ruin

appease

charity

allow

PROPERTY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Mal, mülk, emlak, özellik : He owns a number of properties in the centre of London. : Londra’nın merkezinde birçok mülkü var. : Possession, belonging, feature, characteristic

PERTAIN to (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: İle ilişkili olmak, -e ait olmak : We are only interested in the proposals that pertain to local issues. : Biz sadece yerel meseleler ile ilgili olan tekliflerle ilgileniyoruz. : Relate to, bear upon : Pertinent (adj)

STRATA (n) Türkçe Karşılığı 7Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Tabaka : The report shows that drugs have penetrated every stratum of American society. : Rapor, uyuşturucunun Amerikan toplumunun her tabakasına ulaştığını göstermektedir. : Layer : Stratum (n), stratify (v),stratification (n)

INNOVATION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Yenilik : The fashion industry is always open to innovation. : Moda endüstrisi yeniliğe daima açıktır. : Change, alteration, newness : Innovative (adj), innovate (v)

IMPOTENCE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: İktidarsızlık, güçsüzlük : Impotence is a serious problem which men encounter frequently. : İktidarsızlık erkeklerin sık karşılaştığı ciddi bir sorundur. : Inability, powerlessness : Ability, strength : Impotent (adj)

302

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

PERSIST in (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Israr etmek, devam etmek : If the pain persists, consult a doctor. : Eğer ağrı devam ederse bir doktora danış. : Persevere, continue : Finish, end : Persistence (n), persistent (adj), persistently (adv)

REGARDLESS OF (prep) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: -e bakılmaksızın, -i düşünmeden, -e aldırmadan : This job is open to all, regardless of previous experience. : Bu iş daha önceki tecrübelere bakılmaksızın herkese açık. : Irrespective of : By taking into consideration : Regard (n), regarding (adj)

RELIABILITY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Güvenilirlik : Rolls-Royce cars are famous for their quality and reliability. : Rolls-Royce arabaları kaliteleri ve güvenilirlikleri ile ünlüdür. : Dependability, trustworthiness : Rely (v), reliance (n), reliant (adj), reliable (adj)

RETENTION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Muhafaza etme, koruma : The retention of old technology has slowed the company's growth. : Eski teknolojinin değiştirilmemesi şirketin büyümesini yavaşlattı. : Preservation, maintenance : Retain (v), retainer (n)

RETALIATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Missillemede bulunmak, karşılık vermek : If someone insults you, don't retaliate as it only makes the situation worse. : Eğer birisi seni aşağılarsa, durumu daha kötü hale getireceği için sakın karşılık verme. : Get revenge, strike back : Retaliation (n), retaliatory (adj)

303

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

COMBUSTIBLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Yanıcı, yanan : Wood and coal are both combustible substances. : Ahşap ve kömürün her ikisi de yanıcı maddelerdir. : Burning : Combustion (n)

CORPORATE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Ticari, şirkete ait, ortak : All adults take corporate responsibility for the upbringing of the tribe's children. : Tüm yetişkinler kabilenin çocuklarının büyümesi için ortak sorumluluk alıyor. : Commercial : Individual : Corporation (n)

EFFICIENCY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Verimlilik, etkili olma : What is so impressive about their society is the efficiency of the public services. : Onların toplumları ile ilgili etkileyici olan şey kamu hizmetlerinin etkinliğidir. : Effectiveness : Ineffectiveness, incompetence : Efficient (adj)

DISCREPANCY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Tutarsızlık, farklılık : There is some discrepancy between the two accounts. : İki ifade arasında biraz tutarsızlık var. : Difference, inconsistency : Similarity : Discrepant (adj)

EXPIRE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Süresi dolmak, sona ermek : The contract between the two companies will expire at the end of the year. : İki şirket arasındaki kontratın süresi yıl sonunda dolacak. : End, terminate : Start, begin, commence : Expiration (n)

304

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

EXHILARATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Canlandırmak, keyif vermek : We were exhilarated by our walk in the snow. : Karda yürümekten keyif aldık. : Enliven, invigorate : Depress, unnerve : Exhilaration (n)

RUIN (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yıkmak, mahvetmek : Huge modern hotels have ruined this once unspoilt coastline. : Devasa modern oteller bir zamanların el değmemiş bu sahil şeridini mahvetti. : Destroy, collapse : Create, build : Ruined (adj), ruin (n)

APPEASE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Yatıştırmak, teskin etmek : She claimed that the government had changed the law in order to appease their critics. : O, hükümetin eleştirileri yatıştırmak için yasayı değiştirdiğini iddia etti. : Calm down, pacify, soothe, reconcile : Aggravate, intensify : Appeasement (n)

CHARITY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Yardım, vakıf : People tend to give money to charity during Ramadan. : Ramazan boyunca insanlar hayır kurumlarına para verirler. : Assistance, help : Charitable (adj)

ALLOW (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: İzin vermek, müsade etmek : Red Cross staff were allowed access to the prison for the first time a few days ago. : Kızılay personelinin hapishaneye girmesine ilk defa birkaç gün önce izin verildi. : Let, permit, authorize : Forbid, prohibit, disapprove : Allowance (n)

305

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

44. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. property

a. layer

2. pertain to

b. change, alteration, newness

3. strata

c. inability, powerlessness

4. innovation

d. relate to, bear upon

5. impotence

e. possession, belonging, feature, characteristic

B. 1. persist

a. preservation, maintenance

2. regardless of

b. dependability, trustworthiness

3. reliability

c. get revenge, strike back

4. retention

d. persevere, continue

5. retaliate

e. irrespective of

C. 1. combustible

a. end, terminate

2. corporate

b. effectiveness

3. efficiency

c. burning

4. discrepancy

d. difference, inconsistency

5. expire

e. commercial

D. 1. exhilarate

a. destroy, collapse

2. ruin

b. assistance, help

3. appease

c. let, permit, authorize

4. charity

d. enliven, invigorate

5. allow

e. calm down, pacify, soothe, reconcile

www.iremyayincilik.com.tr

306

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. impotence

a. individual

2. persist

b. by taking into consideration, regarding

3. regardless of

c. finish, end

4. corporate

d. ability, strength

B. 1. efficiency

a. similarity

2. discrepancy

b. ineffectiveness, incompetence

3. expire

c. depress, unnerve

4. exhilarate

d. start, begin, commence

C. 1. ruin

a. aggravate, intensify

2. appease

b. forbid, prohibit, disapprove

3. allow

c. create, build

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. impotence

1. yatıştırmak

aggravate

allow

2. -e bakılmaksızın

strength

appease

3. yetersizlik

by taking into consideration

regardless of

4. izin vermek

forbid

ruin

5. yıkmak

erect

www.iremyayincilik.com.tr

307

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “possession, feature” ve Türkçesi “mal, mülk ve özellik” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) reliability C) strata

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

B) property D) retention E) impotence

Red Cross staff were allowed access to the prison for the first time a few days ago. A) forbid

B) permit C) prohibit

2.

Genellikle “in” edatı ile kullanılan, eş anlamlısı “persevere” ve Türkçesi “ısrarcı olmak, devam etmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) persist C) ruin

2.

B) commence D) strike

She claimed that the government had changed the law in order to appease their critics. A) aggravate

B) intensify C) soothe

E) expire

3. 3.

Eş anlamlısı “get revenge” ve Türkçesi “misillemede bulunmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) retain C) collapse

Huge modern hotels have ruined this once unspoilt coastline A) destroy

B) create C) enliven

B) invigorate D) appease E) retaliate

4.

Eş anlamlısı “inconsistency” ve Türkçesi “tutarasızlık, farklılık” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) similarity C) charity

5.

B) expiration D) discrepancy E) allowance

Eş anlamlısı “maintenance” ve Türkçesi “korumak, değiştirmemek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) expiration C) retention

B) inconsistency D) efficiency E) retaliation

www.iremyayincilik.com.tr

308

www.iremyayincilik.com.tr

45

45

45

45

45

45

45

45 45

45. GÜNÜN KELİMELERİ anguish

zenith

unification

vigorous

violate

famine

deteriorate

durable

controversial

dedicate

mighty

rear

repel

obsess

insurmountable

indulge

inflict

fraction

swindle

sweat

ANGUISH (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Acı, ızdırap : Because of her anguish, she forgot to leave a message. : Acısı yüzünden mesaj bırakmayı unuttu. : Pain, torture, torment, misery : Ease, pleasure : Anguished (adj)

ZENITH (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Zirve : His career reached its zenith in the 1960s. : Meslek hayatı 1960’larda zirveye ulaştı. : Peak, summit

UNIFICATION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Birleşme : The unification of East and West Germany did not surprise people. : Doğu ve Batı Almanya’nın birleşmesi insanları şaşırtmadı. : Union, merger : Separation : Unify (v), unified (adj)

VIGOROUS (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Güçlü, enerjik : There has been vigorous opposition to the proposals for a new road. : Yeni yol tekliflerine karşı güçlü bir muhalefet var. : Powerful, energetic : Weak, impotent : Vigor (n), vigorously (adv)

VIOLATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Çiğnemek, ihlal etmek : It seems that the planes deliberately violated the cease-fire agreement. : Uçaklar ateşkes anlaşmasını kasten ihlal etmiş gibi görünüyor. : Break, disregard : Obey, comply with, conform to : Violation (n)

309

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

FAMINE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Açlık : There was news of refugees dying of famine. : Açlıktan ölen göçmenlerin öldüğüne dair haberler vardı. : Starvation, shortage of food : Wealth, affluence, prosperity

DETERIORATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kötüleşmek, bozulmak : The political situation in the region has deteriorated rapidly. : Bölgedeki siyasi durum hızla bozuldu. : Get worse : Improve : Deterioration (n)

DURABLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Dayanıklı : The machines have to be made of durable materials. : Makinalar dayanıklı malzemelerden yapılmalı. : Long-lasting, strong, enduring : Perishable : Durability (n)

CONTROVERSIAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Çelişkili, tartışmalı : The book was on a very controversial issue. : Kitap çok tartışmalı bir konu üzerineydi. : Debatable, arguable : Unquestioned, undisputed : Controversy (n)

DEDICATE to(v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Adamak : He has dedicated his life to scientific research. : Hayatını bilimsel araştırmaya adadı. : Devote to : Dedication (n)

310

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

MIGHTY (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Güçlü : In the next game they will face the mighty Redskins. : Bir sonraki maçta güçlü Redskins takımıyla karşılaşacaklar. : Powerful, strong : Weak, frail : Might (n), mighty (adv), mightily (adv)

REAR (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Büyütmek, yetiştirmek, kaldırmak, dikmek, inşa etmek : The lion slowly reared its head and looked around. : Aslan yavaşça başını kaldırdı ve etrafına baktı. : Bring up, raise, care for

REPEL (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Geri püskürtmek, itmek, reddetmek, tiksindirmek : The defenders repelled the attack without losing any men. : Müdafadakiler saldırıyı kayıpsız geri püskürttü. : Keep away, drive back : Absorb, suck in

OBSESS (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Saplantı haline getirmek : Why are people so obsessed with money? : Neden insanlar parayı bu kadar kafalarına takar? : Preoccupy, recur in the mind : Obsession (n), obsessive (adj), obsessed (adj)

INSURMOUNTABLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Başa çıkılmaz, üstesinden gelinemez, çok büyük : This small country is faced with an insurmountable debt. : Bu küçük ülke çok büyük bir borçla karşı karşıya. : Formidable, overwhelming : Surmountable : Surmount (v)

311

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

INDULGE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Kendini kaptırmak, müptela olmak : The soccer fans indulged in the match, waving flags and singing songs. : Futbol fanatikleri şarkılar söyleyerek, bayraklar sallayarak kendilerini maça kaptırdılar. : Enjoy too much, give in too much : Indulgence (n), indulgent (adj), indulgently (adv)

INFLICT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: (Kötü bir şeye) neden olmak, -e uğratmak : These new bullets are capable of inflicting massive injuries. : Bu yeni mermiler derin yaralara neden olabilir. : Lead to, cause, bring about : Infliction (n)

FRACTION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Küçük parça, kesir. : ¼ and 0.25 are different ways of representing the same fraction. : ¼ ve 0.25 aynı kesri ifade etmenin farklı yollarıdır. : Bit, tiny portion : Whole, total : Fractional (adj)

SWINDLE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Dolandırmak : They swindled local businesses out of thousands of pounds. : Yerel şirketleri binlerce sterlin dolandırdılar. : Deceive, cheat : Swindler (n)

SWEAT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Terlemek : It was so hot when we arrived in Tripoli that we started to sweat as soon as we got off the plane. : Gelibolu’ya vardığımızda o kadar sıcaktı ki uçaktan iner inmez terlemeye başladık. : Perspire : Sweat (n)

312

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

45. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. anguish

a. powerful, energetic

2. zenith

b. union, merger

3. unification

c. break, disregard

4. vigorous

d. pain, torture, torment, misery

5. violate

e. peak, summit

B. 1. famine

a. long-lasting, strong, enduring

2. deteriorate

b. debatable, arguable

3. durable

c. devote

4. controversial

d. get worse

5. dedicate

e. starvation, shortage of food

C. 1. mighty

a. preoccupy, recur in the mind

2. rear

b. keep away, drive back

3. repel

c. formidable, overwhelming

4. obsess

d. powerful, strong

5. insurmountable

e. bring up, raise, care for

D. 1. indulge

a. perspire

2. inflict

b. bit, tiny portion

3. fraction

c. enjoy too much, give in too much

4. swindle

d. deceive, cheat

5. sweat

e. lead to, cause, bring about

www.iremyayincilik.com.tr

313

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. anguish

a. obey, comply with, conform to

2. unification

b. weak, impotent

3. vigorous

c. separation

4. violate

d. ease, pleasure

B. 1. famine

a. perishable

2. deteriorate

b. unquestioned, undisputed

3. durable

c. wealth, affluence, prosperity

4. controversial

d. improve

C. 1. mighty

a. whole, total

2. repel

b. weak, frail

3. fraction

c. absorb, suck in

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. controversial

1. güçlü

obey

famine

2. çiğnemek

perishable

vigorous

3. açlık

undisputed

durable

4. dayanıklı

weak

violate

5. çelişkili

wealth

www.iremyayincilik.com.tr

314

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

1.

4. MULTIPLE CHOICE

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “powerful” ve Türkçesi “güçlü, enerjik” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir?

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz.

A) perishable C) vigorous

B) anguished D) impotent

1.

E) unified

It was so hot when we arrived in Tripoli that we started to sweat as soon as we got off the plane. A) perspire

B) lead to C) indulge

2.

Zıt anlamlısı “comply with” ve Türkçesi “çiğnemek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) obey C) stick to

2.

B) conform to D) deteriorate

They swindled local businesses out of thousands of pounds. A) repel

3.

Eş anlamlısı “get worse” ve Türkçesi “kötüleştirmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) deteriorate C) rear

B) deceive C) absorb

E) violate

3.

These new bullets are capable of inflicting massive injuries. A) bring out

B) devote D) indulge

B) bring up C) bring about

E) inflict

4.

Eş anlamlısı “debatable” ve Türkçesi “tartışmalı, çelişkili” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) unquestioned C) mighty

5.

B) obsessed D) controversial E) insurmountable

Genellikle “to” edatı ile kullanılan, eş anlamlısı “devote” ve Türkçesi “adamak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) sweat C) cheat

B) dedicate D) repel E) give in

www.iremyayincilik.com.tr

315

www.iremyayincilik.com.tr

46

46

46

46

46

46

46

46 46

46. GÜNÜN KELİMELERİ queue

justice

inborn

idle

humiliate

recreation

mutual

scope

merely

lethal

demonstrate

delineate

commend

extravagant

essential

erupt

endure

appoint

appreciate

available

QUEUE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Kuyruk, sıra : If you want tickets, you had beter join the queue. : Eğer bilet almak istiyorsan, sıraya girseniz iyi olur. : Line, line up, stand in line : Queue (v)

JUSTICE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Adalet, hak, haklılık, doğruluk : There's no justice in the world, people aren’t treated equally. : Dünyada hiç adalet yok, insanlara eşit davranılmıyor. : Fairness, equity : Injustice, unfairness : Justifiable (adj), justify (v)

INBORN (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Doğuştan gelen : She seems to have an inborn talent for physics. : Fiziğe karşı doğuştan gelen bir yeteneği varmış gibi görünüyor. : Innate : Unnatural

IDLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Başı boş, aylak, boşta, çalışmayan, tembel : Half of these factories now stand idle. : Bu fabrikaların yarısı şu anda çalışmıyor. : Unoccupied : Occupied : Idleness (n), idler (n), idly (adv)

HUMILIATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Küçük düşürmek, aşağılamak : You cannot humiliate me by questioning in front of everyone like that. : Beni herkesin önünde bu şekilde sorgulayarak aşağılayamazsın. : Degrade, disgrace, look down on : Honor, look up to : Humiliated (adj), humiliation (n)

316

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

RECREATION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Eğlence : His favourite recreations are golf and playing scrabble. : Onun en çok sevdiği şeyler golf ve scrabble oynamak. : Leisure, pastime, amusement : Recreational (adj)

MUTUAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Karşılıklı, çift taraflı : Theirs was a partnership based on mutual respect, trust and understanding. : Onlarınki karşılıklı anlayış, güven ve saygıya dayanan bir ortaklıktı. : Reciprocal, common : Mutually (adv)

SCOPE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Kapsam : I'm afraid that problem is beyond/outside the scope of my lecture. : Korkarım bu soru benim dersimin kapsamının dışında. : Range

MERELY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Yalnızca, sadece : I wasn't complaining, I merely said that I was tired. : Şikayet etmiyordum. Sadece yorgun olduğumu söyledim. : Only, solely, just : Mere (adj), merest (adj)

LETHAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Öldürücü, ölümcül : In the car the police found guns, knives and other lethal weapons. : Polis arabada silahlar, bıçaklar ve başka öldürücü silahlar buldu. : Fatal, deadly, mortal : Safe : Lethally (adv)

317

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

DEMONSTRATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Göstermek : These problems demonstrate the importance of strategic planning. : Bu problemler stratejik planlamanın önemini göstermektedir. : Show, display, indicate : Hide, disprove : Demonstration (n)

DELINEATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Tasvir etmek, betimlemek : The main characters are clearly delineated in the first chapter of the book. : Ana karakterler kitabın ilk bölümünde açık bir şekilde tasvir edilmektedir. : Describe, portray : Delineation (n)

COMMEND (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Övmek : For a low-budget film, it has much to commend in it. : Düşük bütçeli bir filme göre övülecek çok yanı var. : Praise, extol, acclaim : Look down on, humiliate : Commendable (adj), commendation (n)

EXTRAVAGANT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Müsrif, aşırı harcama yapan, savurgan : The extravagant lifestyle of a movie star affects lots of young people. : Bir film yıldızının savurgan hayat tarzı gençleri etkilemektedir. : Excessive, lavish : Stingy, mean : Extravagantly (adv), extravagance (n)

ESSENTIAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Gerekli, vazgeçilemeyen : Government support will be essential if the project is to succeed. : Projenin başarılı olması için hükümet desteği gerekli. : Necessary, indispensable : Unnecessary, redundant : Essential (n)

318

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

ERUPT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Patlamak, püskürtmek : Since the volcano last erupted, many houses have been rebuilt. : Volkan son patladığından beri, birçok ev yeniden inşa edildi. : Explode, emit, break out : Eruption (n)

ENDURE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Dayanmak, katlanmak, tahammül etmek : She's had to endure three painful operations on her leg. : Bacağından yapılan üç tane zor ameliyata dayanmak zorunda kaldı. : Bear, tolerate, put up with : Can’t stand, can’t bear : Endurance (n)

APPOINT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Atamak : He's been appointed as the director of the publishing division. : Yayın bölümü direktörü olarak atandı. : Assign, allot, direct : Withhold, cancel : Appointment (n)

APPRECIATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Takdir etmek, beğenmek, anlamak : We really appreciate all the support you gave us last weekend. : Geçen haftasonu verdiğiniz desteği gerçekten takdirle karşılıyoruz. : Admire, esteem, value highly, respect : Undervalue, misjudge, depreciate : Appreciable (adj)

AVAILABLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Mümkün, elde edilebilir : It is vital that food is made available to the famine areas. : Açlık olan bölgelere yiyecek ulaştırılması çok önemlidir. : Accessible, obtainable : Unavailable, inaccessible : Availability (n)

319

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

46. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. queue

a. innate

2. justice

b. unoccupied

3. inborn

c. degrade, disgrace, look down on

4. idle

d. fairness, equity

5. humiliate

e. line, line up, stand in line

B. 1. recreation

a. fatal, deadly, mortal

2. mutual

b. range

3. scope

c. leisure, pastime, amusement

4. merely

d. only, solely, just

5. lethal

e. reciprocal, common

C. 1. erupt

a. excessive, lavish

2. delineate

b. praise, extol, acclaim

3. commend

c. necessary, indispensable

4. extravagant

d. explode, emit, break out

5. essential

e. describe, portray

D. 1. demonstrate

a. bear, tolerate, put up with

2. endure

b. admire, esteem, value highly, respect

3. appoint

c. accessible, obtainable

4. appreciate

d. show, display, indicate

5. available

e. assign, allot, direct

www.iremyayincilik.com.tr

320

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. justice

a. honor, look up to

2. inborn

b. occupied

3. idle

c. unnatural

4. humiliate

d. unfairness

B. 1. lethal

a. stingy, mean

2. commend

b. unnecessary, redundant

3. extravagant

c. safe

4. essential

d. look down on, humiliate

C. 1. demonstrate

a. can’t stand, can’t bear

2. endure

b. undervalue

3. appoint

c. inaccessible

4. appreciate

d. hide, disprove

5. available

e. withhold, cancel

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. demonstrate

1. aşağılamak

can’t stand

endure

2. övmek

hide

available

3. göstermek

inaccessible

commend

4. dayanmak

look up to

humiliate

5. elde edilebilir

look down on

www.iremyayincilik.com.tr

321

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

Eş anlamlısı “reciprocal” ve Türkçesi “iki taraflı, karşılıklı” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) inborn C) recreational

2.

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

B) excessive D) stingy E) indispensable

Eş anlamlısı “mortal” ve Türkçesi “ölümcül” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) safe C) redundant

A) appreciable

2.

He's been appointed as the director of the publishing division. B) withhold C) tolerate

3.

B) lavish D) obtainable

She's had to endure three painful operations on her leg. A) emit

B) bear C) commend

Eş anlamlısı “praise” ve Türkçesi “övmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) delineate C) describe

5.

B) essential C) accessible

A) assigned

E) lethal

4.

It is vital that food is made available to the famine areas.

Eş anlamlısı “solely” ve Türkçesi “sadece” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) fatal C) merely

3.

B) occupied D) mutual E) humiliated

5. SYNONYM FINDER

B) commend D) appoint E) undervalue

Eş anlamlısı “range” ve Türkçesi “kapsam” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) scope C) justice

B) queue D) idleness E) leisure

www.iremyayincilik.com.tr

322

www.iremyayincilik.com.tr

47

47

47

47

47

47

47

47 47

47. GÜNÜN KELİMELERİ triumph

rule

sophisticated

expedition

edible

embody

conquer

consent

corrupt

recession

resent

impress

furnish

feasible

steep

subsequent

rank

prompt

prove

promising

TRIUMPH (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Zafer, başarı : The signing of the agreement was a personal triumph for the Prime Minister. : Anlaşmanın imzalanması Başbakan’ın şahsi bir başarısıydı. : Victory, achievement, success : Defeat, failure : Triumphant (adj)

RULE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Yönetmek, hüküm sürmek, egemen olmak : Most modern kings and queens rule their countries only in a formal way, without real power. : Birçok modern kral ve kraliçe ülkelerinde mutlak güç olmaksızın formalite olarak hüküm sürüyorlar. : Govern, reign : Ruling (adj), ruling (n)

SOPHISTICATED (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Görmüş geçirmiş, gelişmiş, karmaşık : I think a more sophisticated approach is needed to solve this problem. : Bence bu sorunu çözmek için daha gelişmiş bir yaklaşım gerekli. : Cultivated, developed, complex : Simple : Sophistication (n)

EXPEDITION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Sefer : Scott died while he was on an expedition to the Antarctic in 1912. : Scott 1912’de Antartika’ya yaptığı bir seferde öldü. : Special journey, trip : Expeditionary (adj)

EDIBLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Yenilebilir : Only the leaves of the plant are edible. : Bitkinin sadece yaprakları yenebilir. : Can be eaten : Inedible

323

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

EMBODY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Simgelemek, temsil etmek : She embodied good sportsmanship on the playing field. : Sahada iyi bir sportmenlik sergiledi. : Symbolize, stand for, represent : Exclude : Embodiment (n)

CONQUER (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Fethetmek, işgal etmek : England was conquered by the Normans in 1066. : İngiltere 1066’da Normanlar tarafından işgal edildi. : Occupy : Yield, withdraw : Conqueror (n), conquest (n)

CONSENT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Razı olma, kabullenme, rıza : They can't publish your name without your consent. : Senin rızan olmadan ismini yayınlayamazlar. : Agreement, acceptance : Disallowance, dismissal : Consent (v)

CORRUPT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Rüşvet alan, ahlaksız, bozuk, yozlaşmış : The whole system was corrupt - every official she approached wanted money before helping her. : Bütün sistem yozlaşmıştı, yaklaştığı her memur yardım etmeden önce para istedi. : Dishonest, immoral : Honest, virtuous : Corruption (n), corrupt (v), corruptible (adj)

RECESSION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: (Ekonomik) durgunluk, gerileme, geri çekilme : The country is sliding into the depths of a recession. : Ülke ekonomik durgunluğa doğru gidiyor. : Decline, downturn, slump : Promotion, advance : Recessed (adj)

324

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

RESENT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Alınmak, gücenmek : She bitterly resented her father's new wife. : Babasının yeni eşini fena gücendirdi/kızdırdı. : Feel angry, feel offended : Resentful (adj)

IMPRESS (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Etkilemek : He tried to impress me with his extensive knowledge of wine. : Şarap konusundaki geniş bilgisiyle beni etkilemeye çalıştı. : Affect, influence, impact : Impressive (adj), impressed (adj)

FURNISH (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Döşemek, donatmak, sağlamak : They've furnished the room very simply. : Odayı çok sade bir şekilde döşediler. : Provide, supply : Furnished (adj), furnishings (n)

FEASIBLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Mümkün, yapılabilir : It may be feasible to clone human beings, but is it ethical? : İnsaları kopyalamak mümkün olabilir, ancak etik mi? : Possible : Impossible : Feasibly (adv), feasibility (n)

STEEP (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Dik, sarp : It's a steep climb to the top of the mountain, but the view is worth it. : Dağın zirvesine kadar dik bir tırmanış var, ama manzara buna değer. : Sharp, vertical : Steepen (v), steeply (adv)

325

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

SUBSEQUENT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Devamındaki, bir sonraki, ardışık : The book discusses his illness and subsequent resignation from the government. : Kitap onun hastalığını ve hemen ardından hükümetten istifasını ele alıyor. : Following, later, successive : Previous : Subsequently (adv)

RANK (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Mevki, makam, sıra : He has eventually been promoted to the rank of captain. : Sonunda yüzbaşı rütbesine terfi etti. : Position, title, status : Rank (v)

PROMPT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Sevketmek, yöneltmek, neden olmak : I don't know what prompted him to leave. : Onun ayrılmasına neyin neden olduğunu bilmiyorum. : Cause, urge, motivate, encourage : Discourage, deter : Prompt (n)

PROVE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kanıtlamak : They suspected that she'd killed her brother, but they could never actually prove that it was her. : Onun, kardeşini öldürdüğünden şüphelendiler, fakat katilin o olduğunu ispatlayamadılar. : Verify, confirm : Refute : Proof (n)

PROMISING (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Gelecek vadeden : They won the award for the most promising new band of the year. : Yılın en çok gelecek vaadeden (en iyi çıkış yapan) albümü ödülünü kazandılar. : Hopeful, encouraging : Pessimistic

326

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

47. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. triumph

a. govern, reign

2. rule

b. special journey, trip

3. sophisticated

c. can be eaten

4. expedition

d. victory, achievement, success

5. edible

e. cultivated, developed, complex

B. 1. embody

a. dishonest, immoral

2. conquer

b. agreement, acceptance

3. consent

c. decline, downturn, slump

4. corrupt

d. symbolize, stand for, represent

5. recession

e. occupy

C. 1. resent

a. sharp, vertical

2. impress

b. provide, supply

3. furnish

c. feel angry, feel offended

4. feasible

d. possible

5. steep

e. affect, influence

D. 1. subsequent

a. cause, urge, motivate, encourage

2. rank

b. verify, confirm

3. prompt

c. hopeful, encouraging

4. prove

d. position, title, status

5. promising

e. following, later, successive

www.iremyayincilik.com.tr

327

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. triumph

a. yield, withdraw

2. sophisticated

b. inedible

3. edible

c. simple

4. conquer

d. defeat, failure

B. 1. consent

a. promotion, advance

2. corrupt

b. impossible

3. recession

c. disallowance, dismissal

4. feasible

d. honest, virtuous

C. 1. subsequent

a. discourage, deter

2. prompt

b. previous

3. prove

c. pessimistic

4. promising

d. refute

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. prove

1. zafer

withdraw

recession

2. fethetmek

previous

triumph

3. gerileme

refute

subsequent

4. bir sonraki

failure

conquer

5. kanıtlamak

advance

www.iremyayincilik.com.tr

328

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

1.

4. MULTIPLE CHOICE

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “govern” ve Türkçesi “yönetmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir?

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz.

A) conquer C) represent

B) rule D) consent

1.

E) resent

2.

They suspected that she had killed her brother, but they could never actually prove that it was her. A) prompt

Eş anlamlısı “symbolize” ve Türkçesi “temsil etmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) embody C) occupy

B) exclude D) withdraw

2.

I don't know what prompted him to leave. A) verify

Eş anlamlısı “acceptance” ve Türkçesi “rıza, kabul” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) victory C) conquest

B) refute C) cause

E) decline

3.

B) confirm C) discourage

3.

He has eventually been promoted to the rank of captain. A) status

B) defeat D) dismissal

B) proof C) recession

E) consent

4.

Eş anlamlısı “successive” ve Türkçesi “bir sonraki” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) sophisticated C) corrupt

B) edible D) subsequent E) recessed

5.

Eş anlamlısı “”talented” ve Türkçesi “gelecek vaadeden, yetenekli” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) pessimistic C) promising

B) following D) vertical E) feasible

www.iremyayincilik.com.tr

329

www.iremyayincilik.com.tr

48

48

48

48

48

48

48

48 48

48. GÜNÜN KELİMELERİ qualify

tactful

sustain

take into account

prerequisite

sporadic

fairly

grief

malign

obey

loyal

condemn

detriment

empirical

evidence

sensible

wealth

torture

versatile

utility

QUALIFY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Hak kazanmak/kazandırmak, hafifletmek, nitelemek : She hopes to qualify as a lawyer at the end of the year. : Yıl sonunda avukat olmaya hak kazanmayı umud ediyor. : Certify, entitle, suit, fit, prepare : Disqualify : Qualification (n), qualified (adj), qualifier (n)

TACTFUL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Nazik, incelik içeren, nazik ve anlayışlı : Mentioning his baldness wasn't very tactful. : Onun kelliğinden bahsetmen çok hoş değildi. : Sensitive, thoughtful : Rude : Tactfully (adv)

SUSTAIN (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Sürdürmek : The economy looks set to sustain its growth into next year as well. : Ekonomi gelişimini gelecek yıl da sürdürecek gibi görünüyor. : Maintain, keep : End : Sustainable (adj)

TAKE sth.INTO ACCOUNT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Gözönüne almak, hesaba katmak : You should take the difficulties of a private business into account before you embark on. : Başlamadan önce özel bir girişimin zorluklarını göz önüne almalısın. : Consider : Ignore

PREREQUISITE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Önkoşul, önceden gerekli olan şey : Passing a written exam is a prerequisite for taking the advanced course. : Yazılı bir sınavı geçmek ileri seviyedeki kursu almak için bir önkoşuldur. : Requirement, precondition

330

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

SPORADIC (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Aralıklı, arasıra meydana gelen : More than 100 people have been killed this year in sporadic outbursts of ethnic violence. : Belli aralıklarla meydana gelen etnik şiddetten kaynaklanan olaylarda bu yıl 100’den fazla insan öldü. : Irregular, intermittent : Regular, permanent : Sporadically (adv)

FAIRLY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Adil şekilde : The money was not distributed fairly. : Para adil şekilde dağıtılmadı. : Equitably, justly : Subjectively : Fairly (adj), fair (adj)

GRIEF (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Üzüntü, kader : Her grief at her son's death was terrible. : Oğlunun ölümüne olan üzüntüsü çok fazlaydı. : Sorrow, sadness : Joy, delight, happiness : Grievance (n)

MALIGN (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kötü : Foreign domination had a malign influence on local politics. : Yabancı egemenliğinin iç politika üzerinde negatif bir etkisi oldu. : Bad, negative : Good, positive, benign : Malignant (adj), malign (v), malignity (n)

OBEY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Uymak : The soldiers refused to obey the orders. : Askerler emirlere itaat etmeyi reddetti. : Abide by, comply with : Disobey, resist, challenge, violate : Obedience (n), obedient (adj)

331

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

LOYAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Diğer Halleri Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Sadık : Even if all her other friends deserted her, Mary remained loyal. : Tüm arkadaşları onu terk ettiğinde bile, Mary onlara sadık kaldı. : Loyalty (n) loyally (adv) : Faithful : Disloyal

Condemn (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kınamak, yermek : The terrorist actions have been condemned. : Terör eylemleri kınandı. : Denounce : Praise, approve, commend : Condemnable (adj), condemnation (n)

Detriment (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Zarar, ziyan : Are you sure that I can follow this diet without detriment to my health? : Bu diyeti sağlığıma zarar vermeden uygulayabileceğime emin misiniz? : Harm, damage : Benefit, remedy, improvement : Detrimental (adj)

EMPIRICAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Deneysel : This theory needs to be backed up with solid empirical evidence. : Bu teorinin sağlam, deneysel kanıtlarla desteklenmesi gerekiyor. : Experimental, empirical : Empirically (adv), empiricism (n), empiricist (n)

EVIDENCE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Kanıt, delil : The police have found no evidence of a terrorist link with the murder. : Polis cinayetle ilgili terörist bağlantısının olduğuna dair hiç bir kanıt bulamadı. : Proof : Disproof, concealment : Evidenced (adj)

332

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

SENSIBLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Akıllı, mantıklı, aklı başında, akla uygun : He made sensible decisions despite the pressures. : Baskılara rağmen mantıklı kararlar verdi. : Reasonable, rational, logical : Unreasonable, illogical, absurd : Sensibly (adv)

WEALTH (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Zenginlik, servet : During a successful business career, she accumulated a great amount of wealth. : Başarılı meslek hayatı boyunca, büyük miktarda servet biriktirdi. : Prosperity, affluence : Poverty, indigence : Wealthy (adj)

TORTURE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: İşkence yapmak : Half of the prisoners died after torture and starvation. : İşkence ve açlıktan sonra mahkumların yarısı öldü. : Torment, make suffer : Torture (n)

VERSATILE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Çok yönlü : He's a very versatile young actor who's as happy in horror films as he is in TV comedies. : TV komedilerinde olduğu kadar korku filmlerinde de mutlu olan çok yönlü genç bir oyuncudur. : Many-skilled, ingenious : Versatility (n)

UTILITY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar www.iremyayincilik.com.tr

: Yararlılık, fayda : This car’s basic utility lies in being able to drive where other vehicles can't go. : Bu aracın asıl faydası diğer araçların gidemeyeceği yerlerde kullanılabilmesidir. : Usefulness, effectiveness : Futility, uselessness

333

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

48. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. qualify

a. consider

2. tactful

b. maintain, keep

3. sustain

c. requirement, precondition

4. take into account

d. certify, entitle, suit, fit, prepare

5. prerequisite

e. sensitive, thoughtful

B. 1. sporadic

a. sorrow, sadness

2. fairly

b. bad, negative

3. grief

c. abide by, comply with

4. malign

d. equitably, justly

5. obey

e. irregular, intermittent

C. 1. loyal

a. proof

2. condemn

b. harm, damage

3. detriment

c. faithful

4. empirical

d. experimental, empirical

5. evidence

e. denounce

D. 1. sensible

a. prosperity, affluence

2. wealth

b. many-skilled, ingenious

3. torture

c. usefulness, effectiveness

4. versatile

d. reasonable, rational, logical

5. utility

e. torment, make suffer

www.iremyayincilik.com.tr

334

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. tactful

a. subjectively

2. sustain

b. ignore

3. take into account

c. rude

4. sporadic

d. regular, permanent

5. fairly

e. end

B. 1. grief

a. good, positive, benign

2. malign

b. praise, approve, commend

3. obey

c. benefit, remedy, improvement

4. condemn

d. joy, delight, happiness

5. detriment

e. disobey, resist, challenge, violate

C. 1. evidence

a. futility, uselessness

2. sensible

b. poverty, indigence

3. wealth

c. unreasonable, illogical, absurd

4. utility

d. disproof, concealment

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. wealth

1. kibar

end

sporadic

2. sürdürmek

violate

tactful

3. aralıklı

poverty

obey

4. uymak

rude

sustain

5. zenginlik

permanent

www.iremyayincilik.com.tr

335

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “entitle” ve Türkçesi “hak kazan (dır)mak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) condemn C) qualify

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz.

B) maintain D) abide

1.

E) sustain

2.

3.

A) versatility

Eş anlamlısı “consider” ve Türkçesi “hesaba katmak, dikkate almak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) comply C) torture

2.

B) praise D) disobey E) take sth. into account

B) torture C) usefulness

During a successful business career, she accumulated a great amount of wealth. A) prosperity

B) poverty C) evidence

Eş anlamlısı “requirement” ve Türkçesi “ön koşul, gereklilik” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) prerequisite C) grief

This car’s basic utility lies in being able to drive where other vehicles can't go.

3.

The police have found no evidence of a terrorist link with the murder. A) detriment

B) qualification D) malignity

B) proof C) benefit

E) evidence

4.

Eş anlamlısı “reasonable” ve Türkçesi “mantıklı, makul” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) sensitive C) empirical

5.

B) illogical D) sensible E) detrimental

Zıt anlamlısı “benefit” ve Türkçesi “zarar, ziyan olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) remedy C) concealment

B) detriment D) torment E) utility

www.iremyayincilik.com.tr

336

www.iremyayincilik.com.tr

49

49

49

49

49

49

49

49 49

49. GÜNÜN KELİMELERİ unprecedented

vibrate

vulnerable

terminate

warrant

shrink

bias

alter

adamant

abstain from

essence

drawback

commit

cure

medieval

outnumber

retard

heritage

hardly

spin

UNPRECEDENTED (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Daha önce görülmemiş, eşsiz : This century has witnessed environmental destruction on an unprecedented scale. : Bu asır, emsalsiz bir çevresel tahribata tanık oldu. : Unique, unmatched : Precedented

VIBRATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Titreşim yapmak : The whole station seemed to vibrate as the express train rushed through. : Ekspres tren hızla gelirken sanki bütün istasyon titredi. : Shake, tremble, oscillate : Rest, be still : Vibration (n)

VULNERABLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Korunmasız, savunmasız : Tourists are more vulnerable to attack, because they do not know which areas of the city to avoid. : Turistler saldırıya karşı daha savunmasızdır, çünkü şehrin hangi bölgelerinden sakınmaları gerektiğini bilmezler. : Susceptible, defenseless, unprotected : Defended, formidable : Vulnerability (n)

TERMINATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: Sona er (dir)mek, bitirmek : They terminated my contract in October : Sözleşmemi Ekim’de sona erdirdiler. : End, conclude : Begin, start, commence : Termination (n)

337

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

WARRANT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Garanti etmek, haklı kılmak, gerektirmek : This is a relatively simple task that really doesn't warrant a great deal of time being spent on it. : Bu, harcanılan zamanı gerektirmeyen nispeten basit bir görevdir. : Justify, necessitate, guarantee : Invalidate : Warrant (n)

SHRINK (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Küçülmek, çekmek, azalmak : Your sweater might shrink if you wash it at too high a temperature. : Eğer kazağını çok yüksek ısıda yıkarsan, çekebilir. : Diminish, become smaller : Expand, swell : Shrinkage (n)

BIAS (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Önyargı : There was clear evidence of a strong bias against her. : Ona karşı güçlü önyargı olduğuna dair açık kanıtlar vardı. : Prejudice, prejudgment : Being objective, unprejudiced : Bias (v), biased (adj)

ALTER (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Değiştirmek : We've had to alter some of our plans. : Bazı planlarımızı değiştirmek zorunda kaldık. : Change, modify, shift, convert : Conserve, preserve, keep, retain : Alteration (n)

ADAMANT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Kararlı, vazgeçmeyen, inatçı : The prime minister is adamant that he will not resign. : Başbakan istifa etmemekte kararlı. : Resolute, obstinate, unyielding : Yielding, easy-going : Adamance (n), adamantly (adv)

338

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

ABSTAIN from (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle 1 Çevirisi Örnek Cümle 2 Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Çekimser kalmak, uzak durmak, -den kaçınmak : The doctor advised him that he abstain from cakes and sweets. : Doktor şeker ve tatlıdan uzak durmasını tavsiye etti. : The president abstained from mentioning the issue. : Başkan meseleden bahsetmekten kaçındı. : Refrain from, avoid : Indulge, commit : Abstainer (n)

ESSENCE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Öz, esas : Vanilla essence is my favourite. : Vanilya esansı benim favorim. : Basic nature, essential quality

DRAWBACK (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Kusur, sakınca : One of the drawbacks of living with someone is having to share the same bathroom. : Birisiyle beraber yaşamanın dezavantajlarından biri aynı banyoyu paylaşmak zorunda olmaktır. : Pitfall, shortcoming, disadvantage, obstacle, defect : Advantage, merit, plus

COMMIT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: (suç) işlemek, emanet etmek, teslim etmek, -e karışmak : He was sent to prison for a crime that he didn't commit. : İşlemediği bir suç nedeniyle hapse atıldı. : Perform, assign, carry out : Commitment (n)

CURE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: Tedavi etmek, iyileştirmek : At one time the doctors couldn't cure TB. : Bir zamanlar doktorlar TB hastalığını tedavi edemiyorlardı. : Treat, heal, find remedy : Make worse, get ill : Cure (n)

339

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

MEDIEVAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Orta çağa ait : This is a medieval painting. : Bu ortaçağa ait bir resim. : Belonging to middle ages

OUTNUMBER (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Sayıca üstün olmak : In our office, the women outnumber the men 3 to 1. : Bizim ofiste bayanlar erkeklerden 3 kat daha fazladır. : To be greater in number

RETARD (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Geciktirmek, yavaşlatmak : A rise in interest rates will severely retard economic growth. : Faiz oranlarındaki artış ekonomik büyümeyi ciddi şekilde yavaşlatacaktır. : Delay, impede, obstruct : Retardant (adj), retard (n)

HERITAGE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Miras : These scripts are a vital part of the cultural heritage of South America. : Bu yazıtlar Güney Amerika’nın kültürel mirasının önemli bir parçasıdır. : Legacy, inheritance

HARDLY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Hemen hemen hiç, neredeyse hiç, zar zor, güç bela : He ate hardly anything. : Neredeyse hiçbirşey yemedi. : Barely, scarcely, almost not : Often, almost always

SPIN (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Dönmek : The Earth spins on its axis. : Dünya yörüngesinde döner. : Rotate, turn : Spin (n), spinner (n)

340

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

49. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. unprecedented

a. susceptible, defenseless, unprotected

2. vibrate

b. end, conclude

3. vulnerable

c. justify, necessitate, guarantee

4. terminate

d. shake, tremble, oscillate

5. warrant

e. unique, unmatched

B. 1. shrink

a. resolute, obstinate, unyielding

2. bias

b. change, modify, shift, convert

3. alter

c. refrain from, avoid

4. adamant

d. diminish, become smaller

5. abstain from

e. prejudice, prejudgment

C. 1. essence

a. belonging to middle ages

2. drawback

b. perform, assign, carry out

3. commit

c. basic nature, essential quality

4. cure

d. treat, heal, find remedy

5. medieval

e. pitfall, shortcoming, disadvantage, obstacle, defect

D. 1. outnumber

a. delay, impede, obstruct

2. retard

b. barely, scarcely, almost not

3. heritage

c. rotate, turn

4. hardly

d. to be greater in number

5. spin

e. legacy, inheritance

www.iremyayincilik.com.tr

341

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. vibrate

a. begin, start, commence

2. vulnerable

b. invalidate

3. terminate

c. rest, be still

4. warrant

d. defended, formidable

B. 1. shrink

a. being objective, unprejudiced

2. bias

b. expand, swell

3. alter

c. yielding, easy-going

4. adamant

d. conserve, preserve, keep, retain

C. 1. abstain from

a. often, almost always

2. drawback

b. make worse, get ill

3. cure

c. advantage, merit, plus

4. hardly

d. indulge, commit

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. bias

1. bitirmek

make worse

cure

2. küçülmek

being objective

hardly

3. önyargı

almost always

shrink

4. tedavi etmek

commence

terminate

5. hemen hemen hiç

expand

www.iremyayincilik.com.tr

342

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

Eş anlamlısı “susceptible” ve Türkçesi “hassas, karşı korunmasız” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) formidable C) unique

2.

B) sensible D) vulnerable E) unprecedented

Eş anlamlısı “diminish” ve Türkçesi “küçülmek, çekmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) expand C) shrink

5. SYNONYM FINDER Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

These scripts are a vital part of the cultural heritage of South America. A) legacy

2.

B) swell D) modify

A rise in interest rates will severely retard economic growth. A) outnumber

Eş anlamlısı “change” ve Türkçesi “değiş (tir)mek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) preserve C) warrant

B) delay C) avoid

E) assign

3.

B) cure C) commitment

3.

The prime minister is adamant that he will not resign. A) vulnerable

B) retain D) justify

B) unprecedented C) resolute

E) alter

4.

Genellikle “from” edatı ile kullanılan, eş anlamlısı “refrain from” ve Türkçesi “-den kaçınmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) indulge C) outnumber

B) abstain D) retard E) spin

5.

Eş anlamlısı “shortcoming” ve Türkçesi “kusur, eksiklik” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) drawback C) heritage

B) merit D) essence E) bias

www.iremyayincilik.com.tr

343

www.iremyayincilik.com.tr

50

50

50

50

50

50

50

50 50

50. GÜNÜN KELİMELERİ quota

gradual

far-reaching

inept

indict

reassure

persevere

precipitation

obsolete

notably

liability

decline

consensus

confront

determine

ensure

abate

bargain

sole

soar

QUOTA (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Hisse, pay, kontenjan, kota : The country now have a quota on immigration : Ülkenin artık göç için bir kotası var. : limitation, restriction

GRADUAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Aşamalı, kademeli, yavaş yavaş olan : There has been a gradual improvement in our sales figures over the last two years. : Son iki yıldır satış rakamlarında kademeli bir artış var. : Step by step : Sudden, immediate : Gradually (adv)

FAR-REACHING (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Geniş kapsamlı : These new laws will have far-reaching benefits for all working mothers. : Bu yeni yasalar çalışan bütün anneler için geniş kapsamlı faydalar sağlayacak. : Extensive, broad, comprehensive : Simple

INEPT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Uygunsuz, yakışıksız, yersiz, beceriksiz, hünersiz : He was criticized for his inept handling of the situation. : Durumu beceriksizce ele almasından dolayı eleştirildi. : Inappropriate : Appropriate, suitable : Ineptitude (n)

INDICT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: Suçlamak : Five people were indicted for making and using counterfeit currency. : Beş kişi sahte para yapmaktan ve kullanmaktan suçlandı. : Accuse, blame : Indictable (adj), indictment (n)

344

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

REASSURE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Güvence vermek, birinin şüphelerini gidermek : He reassured me that my cheque would arrive soon. : Çekimin yakında geleceği konusunda bana güvence verdi. : Assure, confide : Reassuring (adj), reassuringly (adv), reassurance (n)

PERSEVERE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Sebat etmek, ısrar etmek : The education director is persevering in his attempt to obtain additional funding for the school. : Müdür okul için ek para elde etme girişiminde ısrar ediyor. : Persist, continue : Perseverance (n), persevering (adj)

PRECIPITATION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Yağış : The forecast is for cloudy weather with no precipitation expected. : Hava tahminine göre have bulutlu, ancak yağış beklenmiyor. : Rainfall, snow

OBSOLETE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Modası geçmiş, eskimiş : Gas lamps became obsolete when electric lighting was invented. : Elektrik icat edilince gaz lambalarının modası geçti. : Old-fashioned, outdated : Modern, current : Obsolescent (adj), obsolescence (n)

NOTABLY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Özellikle : They have begun attracting investors, most notably big Japanese companies. : Onlar, yatırımcıları, özellikle de büyük Japon şirketlerini çekmeye başladılar. : Especially, particularly, in particular : Notable (adj)

345

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

LIABILITY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Borç, sorumluluk, eğilim : He denies any liability for the damage caused. : Verilen zararın sorumluluğunu inkar ediyor. : Responsibility, inclination, proneness, debt : Irresponsibility : Liable (adj)

DECLINE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Azalmak, düşmek, reddetmek : His interest in the project declined after his wife died. : Eşi öldükten sonra projeye olan ilgisi azaldı. : Decrease, fall, refuse : Increase, rise : Decline (n)

CONSENSUS (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Fikir birliği, uzlaşma : Could we reach a consensus on this matter? : Bu sorun üzerinde anlaşmaya varabilecek miyiz? : Agreement : Disagreement

CONFRONT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Karşılaşmak : As she left the court, she was confronted by angry crowds. : Mahkemeyi terkederken kızgın kalabalıkla karşılaştı. : Face up to, encounter, oppose : Escape : Confrontation (n)

DETERMINE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Karar vermek : People should be allowed to determine their own future. : İnsanların kendi geleceklerine karar vermelerine izin verilmelidir. : Decide, ascertain : Determination (n)

346

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

ENSURE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Temin etmek, sağlamak : The airline companies are taking steps to ensure safety on their aircraft. : Hava yolları şirketleri, uçaklarında güvenliği sağlamak için önlemler alıyor. : Make sure, secure, provide, safeguard : Neglect

ABATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle 1 Çevirisi Örnek Cümle 2 Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Azal(t)mak, dinmek : The storm abated. : Fırtına dindi. : Nothing can abate his energy. : Hiçbir şey onun enerjisini azaltamaz. : Diminish, decrease, reduce, lessen, lower : Intensify, increase, extend, enhance : Abatement (n)

BARGAIN (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Pazarlık yapmak, görüşmek : Unions bargain with employers for better rates of pay each year. : Sendikalar her sene işçilerle daha iyi ücretler için pazarlık yapar. : Negotiate : Buy, purchase immediately : Bargain (n)

SOLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Tek, bir tane : The sole survivor of the accident was found in the water after six hours. : Kazadan sonra hayatta kalan tek kişi 6 saat sonra suyun içinde bulundu. : Only, unique : Common : Solely (adv)

SOAR (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Çok yükselmek : Temperatures will soar into the forties over the weekend say the weather forecasters. : Hava tahmincileri haftasonunda sıcaklığın 40 derecelere yükseleceğini söylüyor. : Rise, climb, mount : Descend : Soaring (adj)

347

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

50. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. quota

a. extensive, broad, comprehensive

2. gradual

b. inappropriate

3. far-reaching

c. accuse, blame

4. inept

d. step by step

5. indict

e. limitation, restriction

B. 1. reassure

a. especially, particularly, in particular

2. persevere

b. rainfall, snow

3. precipitation

c. assure, confide

4. obsolete

d. old-fashioned, outdated

5. notably

e. persist, continue

C. 1. liability

a. decrease, fall, refuse

2. decline

b. face up to, encounter, oppose

3. consensus

c. decide, ascertain

4. confront

d. responsibility, inclination, proneness, debt

5. determine

e. agreement

D. 1. ensure

a. only, unique

2. abate

b. negotiate

3. bargain

c. rise, climb, mount

4. sole

d. make sure, secure

5. soar

e. diminish, decrease, reduce, lessen, lower

www.iremyayincilik.com.tr

348

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. gradual

a. irresponsibility

2. inept

b. modern, current

3. obsolete

c. appropriate, suitable

4. liability

d. sudden, immediate

B. 1. decline

a. escape

2. consensus

b. neglect

3. confront

c. increase, rise, soar, accept

4. ensure

d. disagreement

C. 1. abate

a. buy, purchase immediately

2. bargain

b. intensify, increase, extend, enhance

3. sole

c. descend

4. soar

d. common

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. soar

1. aşama aşama

appropriate

obsolete

2. uygun olmayan

accept

gradual

3. modası geçmiş

descend

decline

4. reddetmek

sudden

inept

5. yükselmek

modern

www.iremyayincilik.com.tr

349

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “extensive, broad” ve Türkçesi “geniş kapsamlı, etkili” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) appropriate C) inept

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

B) gradual D) far-reaching

Temperatures will soar into the forties over the weekend say the weather forecasters. A) descend

E) sudden

B) rise C) bargain

2.

Eş anlamlısı “accuse” ve Türkçesi “suçlamak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) assure C) indict

2.

B) persevere D) decline

The sole survivor of the accident was found in the water after six hours. A) common

3.

Eş anlamlısı “decrease, reject” ve Türkçesi “azalmak, reddetmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) soar C) confide

B) notable C) only

E) oppose

3.

B) increase D) blame

Unions bargain with employers for better rates of pay each year. A) negotiate

B) mount C) abate

E) decline

4.

Eş anlamlısı “encounter” ve Türkçesi “karşılaşmak, yüzleşmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) escape C) determine

B) confront D) ascertain E) bargain

5.

Eş anlamlısı “provide, safeguard” ve Türkçesi “sağlamak, temin etmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) ensure C) diminish

B) neglect D) intensify E) enhance

www.iremyayincilik.com.tr

350

www.iremyayincilik.com.tr

51

51

51

51

51

51

51

51 51

51. GÜNÜN KELİMELERİ tiny

thrilling

vain

burden

assert

emphasize

facilitate

extinct

descend

deal with

layer

perspire

miscellaneous

portray

pervade

suspend

species

stick to

stun

strive

TINY (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Çok küçük : A tiny flower made her happy. : Küçük bir çiçek onu mutlu etti. : Very small, petty : Enormous, huge

THRILLING (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Heyecan verici : The book is a thrilling adventure story. : Kitap heyecan verici bir macera hikayesi. : Exciting : Boring, dull : Thrilled (adj)

VAIN (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Değersiz, boş, yararsız : Employers clearly hoped that the workers would stay longer, but their efforts were largely in vain. : İşverenler işçilerin daha uzun süre kalacağını umuyorlardı fakat çabalarının çoğu boşunaydı. : Worthless, useless : Fruitful

BURDEN (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle 1 Çevirisi Örnek Cümle 2 Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Ağır yük (soyut) : She's totally a burden to me. : O benim için tamamen bir yük. : Buying a house often places financial burden on young couples. : Ev almak genç çiftlere mali külfet getirir. : Load, strain : Burden (v), burdensome (adj)

351

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

ASSERT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İleri sürmek, iddia etmek : The Allies asserted their right to move freely between the two borders. : Müttefikler iki sınır arasında serbest dolaşma haklarının olduğunu iddia etti. : Put forward, claim, maintain : Keep silent : Assertion (n)

EMPHASIZE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Vurgulamak : I'd just like to emphasize how important it is for people to learn foreign languages. : Yabancı dil öğrenmenin insanlar için ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. : Stress : Understate, underestimate : Emphasis (n)

FACILITATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kolaylaştırmak : The new ramp will facilitate the entry of wheelchairs. : Yeni rampa tekerlekli sandalyelerin girişini kolaylaştıracak. : Make it easy, ease : Make sth difficult : Facility (n)

EXTINCT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Soyu tükenmiş, yok olmuş : There is concern that the giant panda will soon become extinct. : Büyük pandaların yakında soylarının tükeneceğine dair endişeler var. : Vanished, died out : Survive : Extinction (n)

DESCEND (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: İnmek, alçalmak : Jane descended the stairs. : Jane merdivenlerden indi. : Drop, fall, go down : Ascend : Descent (n)

352

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

DEAL with (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Başetmek, ele almak : Her new film deals with the relationship between a woman and her sick daughter. : Yeni filmi bir kadın ile hasta kızı arasındaki ilişkiyi ele alıyor. : Cope with, handle, tackle

LAYER (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Tabaka : A thick layer of clay lies over the sandstone. : Kumtaşı üzerinde kalın bir balçık tabakası var. : Stratum : Layer (v), layered (adj)

PERSPIRE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Terlemek : He was perspiring due to his thick woollen jumper. : Kalın yünlü kazağı yüzünden terliyordu. : Sweat : Perspiration (n)

MISCELLANEOUS (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Çeşitli : There are miscellaneous rumors about the murder. : Cinayetle ilgili çeşitli söylentiler var. : Various, diverse : Miscellany (n)

PORTRAY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Göstermek, sergilemek : The painting portrays a beautiful young woman in a blue dress. : Resimde mavi elbise giymiş güzel bir bayan görülüyor. : Represent, display

PERVADE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Yayılmak, dağılmak, istila etmek, kaplamak, bürümek : The film is a reflection of the violence that pervades American culture. : Film Amerikan kültürünü kaplayan şiddetin bir yansıması. : Spread, penetrate : Pervasive (adj)

353

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

SUSPEND (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Askıya almak, ertelemek : The ferry service has been suspended for the day because of bad weather. : Kötü hava koşulları yüzünden feribot servisleri bugün için ertelendi. : Hang, hang up, postpone : Suspension (n)

SPECIES (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Tür : Over a hundred species of insect are found in this area. : Bu bölgede yüzden fazla böcek türü bulundu. : Type, kind, variety

STICK to (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Bağlı kalmak, yapışık olmak : Don’t worry! We’ll stick to the agreement. : Endişelenmeyin. Anlaşmaya sadık kalacağız. : Abide by, comply with, adhere to : Sticky (adj)

STUN (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Sersemletmek, şok etmek : News of the disaster stunned people throughout the world. : Felaket haberleri dünyanın her yerinde insanları şaşırttı. : Shock, make unconscious : Comfort, relax : Stunning (adj)

STRIVE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Çaba göstermek : In her essay she strove for a balance between innovation and familiar prose forms. : Denemesinde yeni ve bilinen düzyazı formları arasında bir denge kurmaya çalıştı. : Try, attempt

354

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

51. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. tiny

a. put forward, claim, maintain

2. thrilling

b. worthless, useless

3. vain

c. very small, petty

4. burden

d. load, strain

5. assert

e. exciting

B. 1. emphasize

a. drop, fall, go down

2. facilitate

b. vanished, died out

3. extinct

c. cope with, handle, tackle

4. descend

d. stress

5. deal with

e. make it easy, ease

C. 1. layer

a. sweat

2. perspire

b. represent, display

3. miscellaneous

c. spread, penetrate

4. portray

d. stratum

5. pervade

e. various, diverse

D. 1. suspend

a. abide by, comply with, adhere to

2. species

b. shock, make unconscious

3. stick to

c. try, attempt

4. stun

d. type, kind, variety

5. strive

e. hang, hang up, postpone

www.iremyayincilik.com.tr

355

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. tiny

a. boring, dull

2. thrilling

b. enormous, huge

3. vain

c. fruitful

B. 1. assert

a. understate, underestimate

2. emphasize

b. make sth. difficult

3. facilitate

c. keep silent

C. 1. extinct

a. comfort, relax

2. descend

b. ascend

3. stun

c. survive

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. descend

1. küçük

fruitful

emphasize

2. faydasız, boş

survive

tiny

3. vurgulamak

ascend

extinct

4. soyu tükenmek

enormous

vain

5. inmek, alçalmak

underestimate

www.iremyayincilik.com.tr

356

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “load” ve Türkçesi “yük” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) emphasis C) assertion

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz.

B) burden D) facility

1.

E) extinction

In her essay she strove for a balance between innovation and familiar prose forms. A) stun

B) comfort C) try

2.

Eş anlamlısı “put forward” ve Türkçesi “ileri sürmek, iddia etmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) assert C) ease

2.

B) stress D) underestimate

News of the disaster stunned people throughout the world. A) shock

3.

3.

Eş anlamlısı “make sth. easy” ve Türkçesi “kolaylaştırmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) deal with C) represent

B) suspend C) relax

E) ascend

There are miscellaneous rumors about the murder. A) vanished

B) various C) vain

B) perspire D) pervade E) facilitate

4.

Eş anlamlısı “hang up” ve Türkçesi “askıya almak, ertelemek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) attempt C) display

B) spread D) suspend E) sweat

5.

Genellikle “to” edatı ile kullanılan, eş anlamlısı “obey” ve Türkçesi “uymak, -e bağlı kalmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) abide C) stick

B) comply D) strive E) descend

www.iremyayincilik.com.tr

357

www.iremyayincilik.com.tr

52

52

52

52

52

52

52

52 52

52. GÜNÜN KELİMELERİ startle

kidnap

knack

irrigate

subversive

flourish

reciprocal

rehearsal

persecute

notion

mediocre

foster

plummet

denounce

collapse

drastic

emancipated

escalate

bleak

sack

STARTLE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Şaşırtmak, korkutmak : The noise of the car startled the birds and the whole flock flew up into the air. : Arabanın gürültüsü kuşları korkuttu ve bütün sürü havalandı. : Surprise, astonish, frighten : Startling (adj)

KIDNAP (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: İnsan kaçırmak : The wife of a businessman has been kidnapped from her home in Surrey. : Bir iş adamının eşi Surrey’de evinden kaçırıldı. : Abduct : Free, liberate : Kidnapped (adj)

KNACK (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Yetenek : She has the knack of persuading people easily. : İnsanları kolayca ikna edebilme yeteneğine sahip. : Ability, talent, gift, skill : Inability, awkwardness

IRRIGATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Sulamak : Plants must be irrigated at regular intervals. : Düzenli aralıklarla bitkiler sulanmalıdır. : Water : Irrigation (n)

SUBVERSIVE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: İsyankar : Subversive groups in society always exist. : Toplumda her zaman isyancı gruplar vardır. : Rebellious : Obedient : Subvert (v), subversively (adv)

358

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

FLOURISH (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Gelişmek, büyümek, zenginleşmek : My tomatoes are flourishing this summer - it must be the warm weather. : Domateslerim bu yaz büyüyor, sıcak hava sayesinde olmalı. : Prosper, grow, thrive : Fail, decline : Fourishing (adj)

RECIPROCAL (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: İşteş, karşılıklı, iki taraflı : The terms of any agreement must be reciprocal. : Her anlaşmanın şartları iki taraflı olmalı. : Mutual : Reciprocate (v), reciprocally (adv)

REHEARSAL (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Deneme, prova : They didn't have time for a rehearsal before the performance. : Gösteriden önce prova yapmak için vakitleri yoktu. : Trial, preparation : Rehearse (v)

PERSECUTE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

: Kötü davranmak, zulmetmek, eziyet etmek : Religious minorities were persecuted during the ten-year regime. : Dini azınlıklara 10 yıllık rejim boyunca kötü davranıldı. : Abuse, maltreat : Persecution (n), persecutor (n)

NOTION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: Fikir : I have only a vague notion of what she does for a living. : Geçinmek için ne yaptığı konusunda net bir fikrim yok. : Idea, concept : Notional (adj)

359

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

MEDIOCRE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Orta, vasat : The film's plot is predictable and the acting is mediocre. : Filmin konusu sıradan ve oyunculuk orta düzeyde. : Average : Superior, inferior : Mediocrity (n)

DENOUNCE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kınamak, kötü tarafları açığa vurmak, ihbar etmek : The government's economic policy has been denounced on all sides. : Hükümetin ekonomi politikası her yönüyle kınandı. : Condemn : Praise : Denunciation (n)

COLLAPSE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Çökmek, yıkılmak, bayılmak : Thousands of buildings collapsed in the earthquake. : Depremde binlerce bina yıkıldı. : Fall down : Erect, build up : Collapse (n)

DRASTIC (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Köklü, sert : The government must take drastic measures. : Hükümet köklü/önemli önlemler almalı. : Radical, far-reaching, strict : Known, usual : Drastically (adv)

EMANCIPATED (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri www.iremyayincilik.com.tr

: Özgür, serbest : The twenties and sixties are often known as the most emancipated decades. : 20’li ve 60’lı yıllar sıklıkla /hep en özgür yıllar olarak bilinir. : Liberated, free : Captivated : Emancipate (v), emancipation (n)

360

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

ESCALATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Tırmanmak, artmak : His financial problems escalated after he became unemployed. : Mali sorunları işsiz kaldıktan sonra arttı. : Increase, intensify : Decrease, diminish, allay : Escalation (n)

BLEAK (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Karamsar, kötü : The economic situation is very bleak. : Ekonomik durum hiç içaçıcı değil. : Hopeless, gloomy : Hopeful, optimistic, promising : Bleakness (n)

SACK (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

: Kovmak, işten çıkartmak : They sacked her for being late. : Geç kaldığı için onu işten kovdular. : Fire, dismiss : Recruit : Sacked (adj)

FOSTER (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Teşvik etmek : I'm trying to foster an interest in classical music in my children. : Çocuklarımı klasik müzikle ilgilenmeleri için teşvik etmeye çalışıyorum. : Encourage, nurture : Discourage

PLUMMET (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar Diğer Halleri

www.iremyayincilik.com.tr

: (Hızlıca ve aniden) düşmek, azalmak : House prices have plummeted in recent months. : Ev fiyatları son aylarda hızlı düşüş gösterdi. : decline, decrease, drop down, precipitate : ascend, go up, increase, rise, raise : plummet (n)

361

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

52. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. startle

a. ability, talent, gift, skill

2. kidnap

b. water

3. knack

c. rebellious

4. irrigate

d. abduct

5. subversive

e. surprise, astonish, frighten

B. 1. flourish

a. mutual

2. reciprocal

b. abuse, maltreat

3. rehearsal

c. idea, concept

4. persecute

d. prosper, grow, thrive

5. notion

e. trial, preparation

C. 1. mediocre

a. radical, far-reaching, strict

2. denounce

b. fall down

3. collapse

c. liberated, free

4. drastic

d. average

5. emancipated

e. condemn

D. 1. escalate

a. decline, decrease, drop down, precipitate

2. bleak

b. fire, dismiss

3. sack

c. increase, intensify

4. foster

d. encourage, nurture

5. plummet

e. hopeless, gloomy

www.iremyayincilik.com.tr

362

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. kidnap

a. fail, decline

2. knack

b. obedient

3. subversive

c. inability, awkwardness

4. flourish

d. free, liberate

B. 1. mediocre

a. captivated

2. denounce

b. erect, build up

3. collapse

c. superior, inferior

4. drastic

d. known, usual

5. emancipated

e. praise

C. 1. escalate

a. hopeful, optimistic, promising

2. bleak

b. discourage

3. sack

c. ascend, increase, rise, raise

4. foster

d. decrease, diminish, allay

5. plummet

e. recruit

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. collapse

1. yetenek

recruit

sack

2. kınamak

erect

foster

3. yıkmak

discourage

denounce

4. kovmak

awkwardness

knack

5. teşvik etmek

praise

www.iremyayincilik.com.tr

363

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

Eş anlamlısı “astonish” ve Türkçesi “şaşırtmak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) abduct C) startle

B) flourish D) irrigate

5. SYNONYM FINDER Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

House prices have plummeted in recent months. A) decrease

E) subvert

B) rise C) foster

2.

Eş anlamlısı “water” ve Türkçesi “sulamak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) liberate C) persecute

2.

B) thrive D) abuse

They sacked her for being late. A) recruit

B) fire C) escalate

E) irrigate

3. 3.

Eş anlamlısı “prosper” ve Türkçesi “gelişmek, büyümek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) flourish C) rehearse

The economic situation is very bleak. A) optimistic

B) emancipated C) gloomy

B) decline D) denounce E) collapse

4.

Eş anlamlısı “strict” ve Türkçesi “sert, katı” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) usual C) promising

B) bleak D) drastic E) sacked

5.

Eş anlamlısı “encourage” ve Türkçesi “teşvik etmek” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) precipitate C) ascend

B) foster D) dismiss E) intensify

www.iremyayincilik.com.tr

364

www.iremyayincilik.com.tr

53

53

53

53

53

53

53

53 53

53. GÜNÜN KELİMELERİ substitution

necessity

immense

sustainable

considerably

pretend

expenditure

diversity

prevent

complementary

relatively

convey

tendency

entitle

inconsistent

precisely

weaken

postpone

access

adversely

SUBSTITUTION (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Yerine başkasını koyma, ikame : The substitutions we made didn't affect the shape of the team : Yapmış olduğumuz değişiklikler takımı etkilemedi. : Exchange, change, replacement

NECESSITY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Gereklilik : Empathy is often considered a baseline necessity for prompting social change. : Empatinin sosyal değişimi gereçekleştirmek için temel bir gereksinim olduğu düşünülür. : Requirement, requisite

IMMENSE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Büyük, kocaman, muazzam : There have been queens and female world leaders before, many with immense power : Geçmişte, çoğu muazzam güce sahip kraliçeler ve bayan dünya liderleri olmuştur. : Enormous, huge, vast, gigantic : Minute, tiny

SUSTAINABLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Sürdürülebilir : We need sustainable practices so as to protect our watersheds from pollution. : Su havzalarını kirilikten korumak için sürdürülebilir uygulamalara ihtiyacımız var. : Continuous, unceasing : Temporary

365

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

CONSIDERABLY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Oldukça, önemli derecede : The list of Republicans endorsing Donald Trump has grown considerably in recent weeks. : Donald Trump’ı destekleyen Cumhuriyetçilerin sayısı son haftalarda ciddi oranda artış gösterdi. : Significantly, substantially, dramatically, enormously, remarkably : Insignificantly, unremarkably

PRETEND (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: İnandırmak, … izlemini/intibaını vermek : He has actually spent his first two months restlessly, pretending everything is fine. : Herşey iyi gidiyormuş gibi yaparak ilk iki ayını aslında huzursuz bir şekilde geçirdi. : Make believe, act, play

EXPENDITURE (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Masraf, gider : There was a 5 percent increase in total park expenditure per resident. : Toplam park giderlerinde her sakin için %5’lik bir artış oldu. : Expense, spending, outgoings : Savings, income, revenue

DIVERSITY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Çeşitlilik, farklılık : Because of California's ethnic and cultural diversity, we cannot ignore these economic and social realities. : Kaliforniya’nın etnik ve kültürel çeşitliliğinden dolayı, bu ekonomik ve sosyal gerçekleri göz ardı edemeyiz. : difference, dissimilarity, variety : similarity, uniformity

PREVENT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar www.iremyayincilik.com.tr

: Engellemek, önlemek : Corruption is one of the most significant factors preventing law enforcement. : Rüşvet/yolsuzluk kanunları uygulamayı engelleyen en önemli faktörlerden birisidir. : Obstruct, hamper, hinder : Permit, allow

366

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

COMPLEMENTARY (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Tamamlayıcı, bütünleyici : This Coral Reef Airborne Laboratory can provide a very high-level, complementary type of data. : Bu Mercan Kayaları Laboratuvarı yüksek seviyede tamamlayıcı bilgi sağlayabilir. : Integral, completing : Independent, unrelated

RELATIVELY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Nispeten, oldukça : In general, the side effects from vitamin D supplements are uncommon and relatively benign. : Genel anlamda D vitamin takviyelerinin yan etkileri nadir görülür ve nispeten faydalıdır. : comparatively, somewhat

CONVEY (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Taşımak, aktarmak, iletmek : Anyone who has survived combat knows that words are entirely incapable of conveying the horrors of battle. : Savaştan sağ çıkan herkes kelimelerin savaşın korkusunu tamamen aktaramayacağını bilir. : Conduct, transmit, carry : Receive, withhold

TENDENCY (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Eğilim : As a society, we have a tendency to celebrate the people we love only once they are gone. : Toplum olarak, ancak sevdiğimiz insanları kaybedince onları anma eğilimimiz var. : Inclination, propensity :–

ENTITLE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Hak kazandırmak, yetki vermek, ünvan vermek : EU citizens from non-UK countries are not entitled to vote, unless they are citizens of the Irish Republic, Cyprus or Malta. : Birşeşik Krallık ülkeleri dışındaki Avrupa vatandaşları eğer İrlanda Cumhuriyeti, Kıbrıs ya da Malta vatandaşı değillerse oy verme hakkı yoktur. : qualify, authorize, empower :–

367

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

INCONSISTENT (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Tutarsız : All three witnesses acknowledged under cross-examination that they had lied to authorities and given inconsistent statements. : Çapraz sorgudaki üç tanığın hepsi yetkililere yalan söylediklerini ve tutarsız ifadelerde bulunduklarını itiraf etti. : irregular, uneven, unstable, unsteady : Definite, consistent

PRECISELY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Kesin olarak : Research will continue to find out precisely how the color change occurs. : Renk değişiminin tam olarak nasıl oluştuğunu bulmaya dair araştırma devam edecek. : exactly, absolutely : questionably, imprecisely

WEAKEN (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Zayıflatmak, zayıf düşürmek : The price of crude oil has risen over the last few days as the dollar has weakened. : Dolar değer kaybettiği için ham petrol fiyatı son birkaç günde arttı. : mitigate, undermine, impoverish : strengthen, consolidate

POSTPONE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Ertelemek, geciktirmek : Last month the government bowed to domestic and foreign pressure and postponed elections due on June 5. : Hükümet geçen ay iç ve dış baskılara boyun eğdi ve seçimleri 5 Hazirana erteledi. : delay, adjourn, postpone : Hasten, accelerate

ACCESS (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Erişim, giriş : The location was so remote that they had to use a satellite modem to connect to the internet and get access to the game. : Lokasyon o kadar uzaktı ki internete bağlanıpğ oyuna girmek için bir modem kullanmak zorunda kaldılar. : admission, admittance : outlet, conclusion

ADVERSELY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Ters, kötü şekilde : High pollution levels will certainly affect our health adversely. : Yüksek kirlilik seviyeleri sağlımızı kesinlikle olumsuz bir şekilde etkileyecek. : Negatively, abnormally : Positively

368

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

53. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. substitution

a. continuous, unceasing

2. necessity

b. enormous, huge, vast, gigantic

3. immense

c. significantly, substantially, dramatically, enormously, remarkably

4. sustainable

d. exchange, change, replacement

5. considerably

e. requirement, requisite

B. 1. pretend

a. obstruct, hamper, hinder

2. expenditure

b. integral, completing

3. diversity

c. difference, dissimilarity, variety

4. prevent

d. make believe, act, play

5. complementary

e. expense, spending, outgoings

C. 1. relatively

a. comparatively, somewhat

2. convey

b. inclination, propensity

3. tendency

c. qualify, authorize, empower

4. entitle

d. irregular, uneven, unstable, unsteady

5. inconsistent

e. conduct, transmit, carry

D. 1. precisely

a. mitigate, undermine, impoverish

2. weaken

b. delay, adjourn, postpone

3. postpone

c. exactly, absolutely

4. access

d. admission, admittance

5. adversely

e. negatively, abnormally

www.iremyayincilik.com.tr

369

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. immense

a. savings, income

2. sustainable

b. insignificantly, unremarkably

3. considerably

c. temporary

4. expenditure

d. minute, tiny

B. 1. diversity

a. permit, allow

2. prevent

b. receive, withhold

3. complementary

c. definite, consistent

4. convey

d. similarity, uniformity

5. inconsistent

e. independent, unrelated

C. 1. precisely

a. outlet, conclusion

2. weaken

b. positively

3. access

c. questionably, imprecisely

4. adversely

d. strengthen, consolidate

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. weaken

1. büyük, devasa

temporary

expenditure

2. sürdürülebilir

allow

immense

3. masraf

consolidate

prevent

4. engellemek

minute

sustainable

5. zayıflatmak

income

www.iremyayincilik.com.tr

370

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

1.

4. MULTIPLE CHOICE

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “enormous” ve Türkçesi “büyük, devasa” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir?

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz.

A) diverse C) immense

2.

1.

2.

B) significant D) preventable E) sustainable

B) inconsistently C) negatively

Last month the government bowed to domestic and foreign pressure and postponed elections due on June 5. A) delay

B) accelerate C) weaken

Eş anlamlısı “substantially” ve Türkçesi “oldukça, önemli derecede” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) considerably C) precisely

High pollution levels will certainly affect our health adversely. A) precisely

Eş anlamlısı “unceasing” ve Türkçesi “sürdürülebilir” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) temporary C) considerable

3.

B) tiny D) continuous E) unceasing

3.

Research will continue to find out precisely how the color change occurs. A) questionably

B) unremarkably D) exactly

B) absolutely C) relatively

E) adversely

4.

Zıt anlamlısı “income” ve Türkçesi “gider, masraf” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) savings C) diversity

B) revenue D) expenditure E) similarity

5.

Eş anlamlısı “inclination” ve Türkçesi “eğilim” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) entitlement C) access

B) tendency D) consistency E) necessity

www.iremyayincilik.com.tr

371

www.iremyayincilik.com.tr

54

54

54

54

54

54

54

54 54

54. GÜNÜN KELİMELERİ insight

thoroughly

extract

abusively

undergo

coincidentally

attainable

regulate

task

supplementary

recklessly

investment

respectively

owe

contribute to

component

domestic

excessive

incorporate

reinstate

INSIGHT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Bir şeyin içyüzünü kavrama : Sometimes test results offer useful insights into student ability, but sometimes they obscure the truth : Test sonuçları bazen öğrencinin yeteneği için fayda sağlar, ancak bazen de gerçeği gizler. : Understanding, perception, comprehension : Ignorance

THOROUGHLY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Tamamen, bütünüyle : The blood samples is thoroughly tested, and considered very low-risk. : Kan örnekleri tüm detaylarıyla test edildi ve çok düşük risk taşıdığı sonucuna varıldı. : Completely, totally : Partially, partly

EXTRACT (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Sökmek, alıp çıkartmak : In addition to life-saving skills, he had been taught how to stitch a wound, give an injection and even extract a tooth . : Hayat kurtarma becerilerinin yanısıra, ona bir yaraya nasıl dikiş atacağı, nasıl iğne vuracağı ve hatta nasıl diş çekeceği de öğretildi. : Draw/pull out, remove, withdraw : Insert

ABUSIVELY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar www.iremyayincilik.com.tr

: Kabaca, fesatlıkla : Behavioral and mental health effects may occur if pepper spray is used abusively. : Eğer biber gazı amacı dışında kullanılırsa, davranışsal ve zihinsel etkileri oluşabilir. : Offensively, in a rude manner : Kindly, gently

372

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

UNDERGO (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Geçirmek, maruz kalmak, -e uğramak : On Tuesday, he underwent an operation to clear an artery and the doctors said the results were satisfactory. : O, Salı günü bir ameliyat geçirdi ve doktorlar sonuçların tatmin edici olduğunu belirtti. : Experience, live/go through, be subjected to

COINCIDENTALLY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Tesadüfen, şans eseri olarak, aynı anda olan : Coincidentally, James and Curry are both from Akron, Ohio, born in the same hospital 2 months apart. : Tasadüftür ki James ve Curry ikisi de Akron, Ohio’lu ve 2 ay arayla aynı hastanede doğmuşlar. : By chance, happening at the same time : On purpose, deliberately, intentionally, simultaneously

ATTAINABLE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Erişilebilir, ulaşılabilir : His major championship record I think is certainly still attainable. : Onun şampiyona rekoruna bence hala ulaşılabilir. : Obtainable, reachable : Unreachable, unattainable

REGULATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Düzenlemek : A technician in a control tower can regulate each turbine with the touch of a button. : Kontrol kulesindeki bir teknisyen sadece bir tuşla her bir türbini organize edebilir. : Adjust, set, fix, order, govern : Damage, violate

TASK (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar www.iremyayincilik.com.tr

: İş, görev : Humans are far better at tasks like distinguishing one face or voice from another, partly because of the brain’s parallel structure. : İnsanlar kısmen beynin paralel yapısından dolayı bir yüzü ya da sesi diğerinden ayırma konusunda (işinde) daha başarılıdır. : Undertaking, duty, assignment

373

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

SUPPLEMENTARY (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Ek, ilave, bütünleyici, tamamlayıcı : Supplementary information is available in the online version. : Ek bilgiler çevrimiçi versiyonda mevcut. : Additional, subsidiary

RECKLESSLY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Dikkatsizce, ulu orta : He initially refused to stop and continued driving recklessly until finally stopping. : İlk başta durmayı reddetti ve sonunda durana kadar dikkatsizce arabayı kullanmaya devam etti. : Carelessly : Carefully

INVESTMENT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Yatırım : Firms may understandably choose to defer or abandon investment plans. : Firmalar yatırım planlarını ertelemeyi ya da planlardan vazgeçmeyi tercih edebilir. : Asset, purchasing

RESPECTIVELY (adv) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Ardı ardına, sırasıyla : Black and Latino high school students had about the same rate of absenteeism, 22 percent and 20 percent, respectively. : Black ve Latino liseleri sırasıyla %22 ve %20 ile yaklaşık aynı devamsızlık oranına sahipti. : Consecutively, subsequently, successively

OWE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

www.iremyayincilik.com.tr

: Borçlu olmak : I owe so much of my life, my confidence, my personality, to him. : American Muslims, both generations-deep here and recent immigrants, owe thanks to Muhammad Ali for making us more than just the Other. : Hem yüzyıllardır burada olan hem de yeni göçmen tüm Amerikalı Müslümanlar bizi bütünleştirdiği için Muhammed Ali’ye teşekkür borçlular. : Be in debt to, be indebted to

374

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

CONTRIBUTE TO (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Katkıda bulunmak, -e sebep olmak : Police said speed and inexperience contributed to the crash and that alcohol did not appear to play a role : Polis hız ve acemiliğin kazaya sebep olduğunu, alkolün bir rolü olmadığını söyledi. : Aid, assist, provide, lead to : Obstruct, impede

COMPONENT (n) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar

: Bileşen, unsur : The more luxurious the car, the more interconnected its technological components may be. : Bir araba ne kadar lüks ise, teknolojik bileşenleri de o kadar birbirine bağlı olabilir. : Constituent, element, factor, ingredient

DOMESTIC (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Yerli, iç, eve ait : China launched its domestic high-speed rail service in 2007 and has the world’s most extensive network of such trains. : Çin iç hatlar için hızlı tren hizmetini 2007’de başlattı ve şuanda dünyanın en geniş ağına sahip. : Native, indigenous, internal : Foreign

EXCESSIVE (adj) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: Aşırı : Excessive water from automatic irrigation systems may cause plants to rot. : Otomatik sulama sistemlerinden gelecek aşırı su bitkilerin çürümesine sebep olabilir. : Immoderate, disproportionate : Economical, moderate

INCORPORATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar

: İçermek, kapsamak, ihtiva etmek, -nın parçası haline getirmek, şirket kurmak : He began to incorporate dance and mime into his plays. : Dans ve takliti de oyunlarının bir parçası haline getirmeye başladı. : Blend, integrate, cover : Exclude, disperse

REINSTATE (v) Türkçe Karşılığı Örnek Cümle Çevirisi Eş ya da Yakın Anlamlılar Zıt Anlamlılar www.iremyayincilik.com.tr

: Tekrar yürürlüğe/işleme koymak, görevine iade etmek : The education ministry has reinstated Arabic into the curriculum as the language of science in all schools. : Milli Eğitim Bakanlığı tüm okullarda bilim dili olarak Arapça’yı yeniden müfredata aldı. : Reestablish, restore : Dismiss, sack, fire

375

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

54. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. insight

a. draw/pull out, remove, withdraw

2. thoroughly

b. offensively, in a rude manner

3. extract

c. experience, live/go through, be subjected to

4. abusively

d. completely, totally

5. undergo

e. understanding, perception, comprehension

B. 1. coincidentally

a. obtainable, reachable

2. attainable

b. undertaking, duty, assignment

3. regulate

c. additional, subsidiary

4. task

d. by chance, happening at the same time

5. supplementary

e. adjust, set, fix, order, govern

C. 1. recklessly

a. aid, assist, provide, lead to

2. investment

b. consecutively, subsequently, successively

3. respectively

c. carelessly

4. owe

d. be in debt to, be indebted to

5. contribute to

e. asset, purchasing

D. 1. component

a. blend, integrate, cover

2. domestic

b. immoderate, disproportionate

3. excessive

c. reestablish, restore

4. incorporate

d. constituent, element, factor, ingredient

5. reinstate

e. native, indigenous, internal

www.iremyayincilik.com.tr

376

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

2. ANTONYM MATCHING Aşağıdaki kelimeleri Zıt Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. thoroughly

a. on purpose, deliberately, intentionally, simultaneously

2. extract

b. kindly, gently

3. abusively

c. insert

4. coincidentally

d. partially, partly

B. 1. attainable

a. carefully

2. regulate

b. obstruct, impede

3. recklessly

c. unreachable, unattainable

4. contribute to

d. damage, violate

C. 1. domestic

a. economical, moderate

2. excessive

b. dismiss, sack, fire

3. reinstate

c. foreign

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM Aşağıda orta sütunda verilen Türkçe kelimelerin sol sütunda EŞ anlamlısını sağ sütunda ise ZIT anlamlısını bulunuz.

A.

B. excessive

1. çıkartmak

on purpose

attainable

2. tesadüfen

carefully

extract

3. elde edilebilir

moderate

recklessly

4. dikkatsizce

insert

coincidentally

5. aşırı

unreachable

www.iremyayincilik.com.tr

377

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

4. MULTIPLE CHOICE 1.

5. SYNONYM FINDER

Eş anlamlısı “totally” ve Türkçesi “tamamen, bütünüyle” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) partially C) deliberately

B) abusively D) thoroughly E) coincidentally

Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili olan kelimenin eş ya da yakın anlamlısını işaretleyiniz. 1.

He began to incorporate dance and mime into his plays. A) reinstate

B) integrate C) disperse

2.

Eş anlamlısı “experience” ve Türkçesi “-e uğramak, yaşamak” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) extract C) undergo

B) insert D) attain

2.

A) moderate

E) regulate

3.

Eş anlamlısı “successively” ve Türkçesi “ardı ardına, sırasıyla” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) completely C) recklessly

4.

Excessive water from automatic irrigation systems may cause plants to rot.

3.

B) domestic C) disproportionate

The more luxurious the car, the more interconnected its technological components may be. A) constituent

B) intentionally D) excessively E) respectively

B) contribution C) asset

Eş anlamlısı “internal” ve Türkçesi “iç, yerel” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) proportionate C) abusive

B) domestic D) coincidental E) attainable

5.

Eş anlamlısı “carelessly” ve Türkçesi “dikkatsizce” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir? A) recklessly C) excessively

B) subsequently D) coincidentally E) simultaneously

www.iremyayincilik.com.tr

378

www.iremyayincilik.com.tr

55

55

55

55

55

55

55

55 55

PHRASAL VERB / DEFINITION take off

: yükselişe geçmek, elbise vb. çıkarmak

send for

: çağırtmak, aratmak

hand down

: devretmek, kuşaktan kuşağa aktarmak

put up with

: katlanmak, tolere etmek

throw up

: kusmak, hızlıca inşa etmek

call for

: talep etmek, gerektirmek

keep off

: uzak durmak, yaklaşmamak

back up

: desteklemek

root out

: kökünden sökmek, araştırarak bulmak

carry on

: devam etmek, sürdürmek

use up

: tüketmek

name after

: adını vermek

put aside

: bir kenara koymak, biriktirmek

carry out

: icra etmek, yapmak, yürütmek

bring down

: vurup yıkmak, devirmek

get back

: geri dönmek

figure out

: çözmek, anlamak

send out

: yaymak, dağıtmak

count on/upon : güvenmek

go off

: patlamak, yaymak

cut down on

: azaltmak, kısmak

work out

: çözmek, anlamak

go in for

: merak duymak

step down

: istifa etmek

turn back on

: sırtını çevirmek

pass out

: bayılmak, kendinden geçmek

fall behind

: geride kalmak

sign off

: bitirmek, feshetmek

make up for

: telafi etmek

pull through

: iyileşmek, başarmak

make up with

: arayı düzeltmek

sort out

: anlamak, çözmek, düzen getirmek

leave off

: durdurmak, bırakmak

bring up

: gündeme getirmek, büyütmek

get through

: içinden, arasından geçmek

set out

: yola çıkmak

hand in

: teslim etmek, elden vermek

run up

: artırmak

take over

: devralmak, teslim almak

die out

: nesli tükenmek, yok olmak

call off

: iptal etmek

wipe out

: silip süpürmek, yok etmek

bring about

: sebep olmak

come across

: karşılaşmak, rastlaşmak

put out

: söndürmek

look out

: dikkat çekmek, dikkatli olmak

turn over

: teslim etmek, ciro yapmak

take to

: hoşlanmak, -e gitmek, dökülmek

keep up with

: yakalamak, aynı seviyeye gelmek

break out

: çıkmak, patlak vermek

pass away

: ölmek, vefat etmek

go over

: gözden geçirmek

look up to

: hayran olmak, saygı duymak

make up

: oluşturmak, uydurmak

run out of

: bitmek, tükenmek

lay down

: belirlemek, tanımlamak

do away with

: yürürlükten kaldırmak

break down

: bozulmak, çökmek

come up with

: üretmek, bulmak, sunmak

be made up of : oluşmak

make out

: anlamak, ortaya çıkarmak

let down

: hayal kırıklığı yaşatmak

give in

: boyun eğmek, teslim olmak

take after

: benzemek, çekmek

act out

: dışa vurmak, eyleme dökmek

turn up

: yükseltmek, sesini açmak, çıkagelmek

fight off

: püskürtmek, ile savaşmak

lay emphasis on : vurgulamak, üzerinde durmak

end up with

: ile sonuçlanmak

break through : yarıp geçmek

www.iremyayincilik.com.tr

379

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ stop short of

: birdenbire durmak

break down

: psikolojik olarak çökmek

look down on

: hor görmek, aşağılamak

break up

: ayrılmak, ilişkiye son vermek

make do with

: ile idare etmek

call on

: ziyaret etmek

set on

: kararlı olmak

calm down

: rahatlatmak, sakinleştirmek

line up

: hizaya gelmek, sıralanmak

catch up with

: aynı seviyede olmak, yakalamak

put forward

: ileri sürmek, önermek

find out

: bulmak, farkına varmak

stand out

: dikkat çekmek, belirmek

get by

: geçinmek, hayatta kalmak

turn down

: reddetmek, geri çevirmek

get on with

: geçinmek, anlaşmak

embark on

: başlamak, girişmek

give away

: bağışlamak

give off

: yaymak, salmak

give up

: bırakmak, vazgeçmek

blow up

: patlatmak, şişirmek

hand out

: dağıtmak

come about

: doğmak, meydana gelmek

hang around/out

: takılmak, gezmek

kick around

: dövmek, aylaklık etmek

hold on

: hatta kalmak, beklemek

get away

: kaçmak, kurtulmak

keep on

: devam etmek

touch up

: yenilemek, rötuş yapmak

look after

: bakmak, ilgilenmek

cut across

: kestirmeden gitmek

look back on

: hatırlamak, eskiye dönmek

show up

: ortaya çıkmak, çıkagelmek

look for

: aramak

clear out

: temizlemek, sıvışmak

look forward to

: dört gözle beklemek

take up

: yer kaplamak, zaman almak

pick out

: seçmek

bring on

: sebep olmak

pick up

: bir şeyi / birini almak

break into

: zorla bir yere girmek

run across/into

: tesadüfen karşılaşmak

wear out

: yıpranmak, aşınmak

tell off

: azarlamak

put off

: ertelemek, caydırmak

try out/on

: denemek

set up

: kurmak, başlamak

turn out (to be)

: olarak ortaya çıkmak

www.iremyayincilik.com.tr

380

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

PHRASAL VERBS’ EXERCISE -1 / MULTIPLE CHOICE 1.

7.

Türkçesi “Havalanmak, yükselişe geçmek” olan Phrasal Verb aşağıdakilerden hangisidir? A) take off C) put out

Türkçesi “Adını vermek” olan Phrasal Verb aşağıdakilerden hangisidir? A) die out C) sort out

B) keep up with D) fight off E) look up to

2.

8.

Eş anlamlısı “Deplete, consume” ve Türkçesi “Tüketmek” olan Phrasal Verb aşağıdakilerden hangisidir? A) use up C) fall behind

Türkçesi “Gündeme getirmek” ve “Büyütmek, yetiştirmek” olan Phrasal Verb aşağıdakilerden hangisidir? A) bring up C) bring down

B) put aside D) end up with

Eş anlamlısı “Compensate for” ve Türkçesi “Telafi etmek, bedelini ödemek” olan Phrasal Verb aşağıdakilerden hangisidir? A) figure out C) make up for

9.

B) turn over D) make out

Eş anlamlısı “Account for” ve Türkçesi “Oluşturmak” olan, ayrıca “Uydurmak” anlamı da olan Phrasal Verb aşağıdakilerden hangisidir? A) make up for C) lay down

E) call for

4.

Türkçesi “Devralmak, teslim almak” olan Phrasal Verb aşağıdakilerden hangisidir? A) back up C) put off

B) call off D) take over

Eş anlamlısı “Lead to” ve Türkçesi “-e sebep olmak” olan Phrasal Verb aşağıdakilerden hangisidir? A) bring out C) keep off

B) hand down D) root out E) bring about

B) find out D) make up E) break down

10. Eş anlamlısı “Disappoint” ve Türkçesi “Hayal kırıklığı yaşa(t)mak” olan Phrasal Verb aşağıdakilerden hangisidir? A) let down C) look after

E) work out

5.

B) bring out D) bring about E) bring on

E) carry on

3.

B) sign off D) name after E) make do with

B) take after D) look down on E) break through

11. Eş anlamlısı “Find out” ve Türkçesi “Çözmek, anlamak, ortaya çıkartmak” olan Phrasal Verb aşağıdakilerden hangisidir? A) set up C) figure out

B) put out D) wear out E) carry on

6.

Türkçesi “Bayılmak” olan Phrasal Verb aşağıdakilerden hangisidir? A) pass out C) make out

12. Eş anlamlısı “Implement” ve Türkçesi “Uygulamak, yerine getirmek” olan Phrasal Verb aşağıdakilerden hangisidir?

B) run out of D) pass away E) cut down on

www.iremyayincilik.com.tr

A) embark on C) blow up

B) carry out D) come about E) get away

381

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ 13. Eş anlamlısı “Send out, emit, release” ve Türkçesi “Yaymak, salmak” olan Phrasal Verb aşağıdakilerden hangisidir? A) give off C) clear out

15. Eş anlamlısı “Reject” ve Türkçesi “Reddetmek, geri çevirmek” olan Phrasal Verb aşağıdakilerden hangisidir?

B) touch up D) take up

A) show up C) turn down

E) break into

B) wear out D) cut across E) come across

14. Eş anlamlısı “Postpone” ve Türkçesi “Ertelemek, caydırmak” olan Phrasal Verb aşağıdakilerden hangisidir? A) do away with C) call off

B) put out D) put up with E) put off

PHRASAL VERBS’ EXERCISE -2 / FIND THE SYNONYMS Aşağıdaki kelimeleri Eş ya da Yakın Anlamlıları ile eşleştiriniz. A. 1. deplete

a. bring down

5. continue E.

e. put up with

1. fulfill

a. send out

c. use up

2. emit

b. die out

4. decrease

d. make up for

3. resign

c. carry out

5. compensate

e. count on

4. get better

d. pull through

5. become extinct

e. step down

2. collapse

b. cut down on

3. trust

B. 1. deliver

a. call off

2. cancel

b. put out

3. postpone

F.

1. start

a. break out

c. hand in

2. disappoint

b. look down on

4. cause

d. bring about

3. resemble

c. let down

5. extinguish

e. put off

4. humiliate

d. set on

5. determined

e. take after

C. 1. die

a. pass away G. 1. claim

a. bring on

2. admire

b. do away with

3. finish

c. look up to

2. begin

b. put forward

4. abolish

d. come up with

3. trigger

c. turn down

5. present

e. run out of

4. establish

d. embark on

5. decline

e. set up

D. 1. understand

a. give in

2. yield

b. back up

3. tolerate

c. make out

4. support

d. carry on

www.iremyayincilik.com.tr

382

www.iremyayincilik.com.tr

56

56

56

56

56

56

56

56 56

VERB + PREP / DEFINITION abstain from

: kaçınmak

be exposed to

: maruz kalmak

refrain from

: kaçınmak

be familiar with

: tanıdık olmak, aşina olmak

account for

: oluşturmak, sorumlu olmak

be famous for

: ile ünlü olmak

accuse of

: suçlamak

be fond of

: düşkün olmak

blame for

: suçlamak

be furnished with

: ile donatılmak

be charged with

: suçlanmak

be guilty of

: suçlu olmak

adjust to

: uyum sağlamak

be involved in

: katılmak

agree on/over

: üzerinde uzlaşmak

be involved with

: ilişkisi olmak, uğraşmak

agree with

: ile anlaşmak, hemfikir olmak

be made of/from

: yapılmak

apologize to smb

: birisinden özür dilemek

be pleased with

: memnun olmak

apologize for sth

: bir şey için özür dilemek

be proud of

: gurur duymak

approve of

: onaylamak

be satisfied with

: tatmin olmak

argue on/over

: bir konu üzerinde tartışmak

be scared of

: korkmak

argue with

: birisiyle tartışmak

be tired of

: bıkmak, sıkılmak

be based on

: dayalı olmak

be worried about

: endişe duymak

be addicted to

: bağımlı olmak

beg for

: yalvarmak, dilenmek

be acquainted with

: tanıdık olmak

believe in

: inanmak

be afraid of

: korkmak

belong to

: ait olmak

be angry at/with

: kızmak

benefit from

: faydalanmak

be annoyed at/with

: kızmak

collide with

: çarpışmak

be anxious about

: endişeli olmak

comment on

: yorum yapmak

be associated with

: bağlantılı, ilişkili olmak

compete with

: yarışmak, rekabet etmek

be aware of

: farkında olmak

consent to

: razı olmak

be blessed with

: sahip olmak, ile kutsanmak

consist of

: oluşmak, içermek

be capable of

: yetenekli olmak

contribute to

: katkıda bulunmak

be composed of

: oluşmak

cope with

: başa çıkmak

be concerned about

: endişeli olmak

deal with

: uğraşmak, başa çıkmak

be concerned with

: ile ilgili olmak

depend on

: bağlı olmak

be content with

: ile yetinmek

derive from

: ortaya çıkmak, türemek

dedicate to

: adamak

emerge from

: ortaya çıkmak

devote to

: adamak

arise from

: ortaya çıkmak

discriminate against

: ayrımcılık yapmak

develop out of

: ortaya çıkmak

engage in

: uğraşmak, meşgul olmak

result from

: ortaya çıkmak

be envious of

: kıskanmak

stem from

: ortaya çıkmak, türemek

be equipped with

: ile donatılmak

deter from

: caymak

www.iremyayincilik.com.tr

383

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ differ from

: farklı olmak

stare at

: dik dik bakmak

distinguish between

: arasında ayrım yapmak

subject to

: maruz bırakmak

distinguish from

: ayırmak

substitute for

: yerine geçmek, yerini almak

expel from

: kovmak

succeed in

: başarmak

fight against

: karşı savaşmak

suffer from

: acı çekmek

fight for

: için savaşmak

take advantage of

: yararlanmak

happen to

: tesadüfen olmak

vote against

: aleyhine oy vermek

insist on

: israr etmek

vote for

: lehine oy vermek

interfere in/with

: engellemek, müdahale etmek

spend on

: harcamak

invest in

: yatırım yapmak

waste on

: boşa harcamak

laugh at

: gülmek

work on

: bir şey üzerinde çalışmak

long for

: özlemek

yearn for

: çok istemek, can atmak

mistake for

: karıştırmak, sanmak

apply for

: başvurmak

object to

: karşı çıkmak

prevent from

: engellemek

participate in

: katılmak

spread over

: yayılmak

persist in

: sürmek, devam etmek

look for

: aramak

provide smb with sth

: sağlamak

divide into

: bölmek

provide sth for smb

: sağlamak

resort to

: başvurmak

recover from

: iyileşmek

coincide with

: ile çakışmak, tesadüf etmek

rely on

: bel bağlamak, güvenmek

convert into

: dönüştürmek

resign from

: istifa etmek

attribute to

: bağlamak, atfetmek

result in

: sebep olmak

appeal for

: istemek, talep etmek

search for

: aramak

appeal to

: cezbetmek, etkilemek

stand for

: temsil etmek

tend to

: eğiliminde olmak

www.iremyayincilik.com.tr

384

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

VERB + PREP / EXERCISE-1 1.

Türkçesi “Kaçınmak” ve eş anlamlısı “Refrain” olan “Abstain” fiilinin genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir? A) on

2.

B) from

B) of

Eş anlamlısı “Accuse of” ve “Blame for”, Türkçesi “Suçla (n)mak” olan “Be charged” fiilinin genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir? A) upon

C) for

Eş anlamlısı “Make up” ve Türkçesi “Oluşturmak, tekabül etmek” olan “Account” fiilinin genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir? A) with

6.

7.

C) for

Eş anlamlısı “Confirm” ve Türkçesi “Onaylamak” olan “Approve” fiilinin genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir? A) of

B) by

8.

C) with

Eş anlamlısı “Be familiar” ve Türkçesi “Aşina, tanıdık olmak” anlamını veren “Be acquainted” fiilinin genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir? A) for

5.

B) beyond

B) with

www.iremyayincilik.com.tr

C) about

B) against

C) to

Eş anlamlısı “Be celebrated” ve Türkçesi “Ünlü olmak” olan “Famous” fiilinin genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir? A) in

C) with

Eş anlamlısı “Be concerned” ve Türkçesi “Endişe etmek” olan “Be anxious” fiilinin genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir? A) about

9.

B) for

Eş anlamlısı “Dedicate” ve Türkçesi “Adamak” olan “Devote” fiilinin genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir? A) by

4.

C) against

Eş anlamlısı “Be talented” ve Türkçesi “Yetenekli olmak, yapabilmek” olan “Be capable” fiilinin genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir? A) of

3.

B) with

B) for

C) with

10. Türkçesi “İnanmak” olan “Believe” fiilinin genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir? A) in

C) on

385

B) towards

C) on

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

VERB + PREP EXERCISE-2 1.

6.

Türkçesi “Üzerinde uzlaşmak” olan ve bu anlamıyla genellikle “on” ve “over” edatları ile birlikte kullanılan fiil aşağıdakilerden hangisidir? A) approve

Türkçesi “Faydalanmak, yararlanmak” anlamı veren ve genellikle “from” edatı ile birlikte kullanılan fiil aşağıdakilerden hangisidir? A) benefit

B) admit

C) compete

C) agree

2.

7.

Türkçesi “Yetinmek, hoşnut olmak” olan ve genellikle “with” edatı ile birlikte kullanılan fiil aşağıdakilerden hangisidir? A) be content

B) collide

B) be concerned C) be associated

Eş anlamlısı “Stem, derive, emerge, result” ve Türkçesi “-den ortaya çıkmak” olan ve genellikle “from” edatı ile birlikte kullanılan fiil aşağıdakilerden hangisidir? A) arise

B) distinguish C) expel

3.

Türkçesi “Gurur duymak” anlamı veren ve genellikle “of” edatı ile birlikte kullanılan fiil aşağıdakilerden hangisidir? A) be pleased

8.

B) be proud C) be scared

Türkçesi “Tesadüfen olmak” anlamı veren ve genellikle “to” edatı ile birlikte kullanılan fiil aşağıdakilerden hangisidir? A) object

B) happen C) subject

4.

Türkçesi “Uğraşmak, meşgul olmak” olan ve genellikle “in” edatı ile birlikte kullanılan fiil aşağıdakilerden hangisidir? A) be envious

9.

B) be engaged C) be exposed

Türkçesi “Yatırım yapmak” anlamı veren ve genellikle “in” edatı ile birlikte kullanılan fiil aşağıdakilerden hangisidir? A) insist

B) persist C) invest

5.

Türkçesi “Düşkün, hevesli olmak” anlamı veren ve genellikle “of” edatı ile birlikte kullanılan fiil aşağıdakilerden hangisidir? A) be keen

B) be interested

10. Türkçesi “Araya girmek, müdahale etmek” anlamı veren ve genellikle “in / with” edatları ile birlikte kullanılan fiil aşağıdakilerden hangisidir? A) interfere

C) be fond

B) participate C) succeed

VERB + PREP EXERCISE-3 1.

“Tend”, “Appeal” ve “Attribute” gibi fiiller ile birlikte kullanılan edat aşağıdakilerden hangisidir? A) on

2.

B) of

“Long”, “Yearn” ve “Beg” gibi fiiller ile birlikte kullanılan edat aşağıdakilerden hangisidir? A) upon

C) by

“Work”, “Rely” ve “Insist” gibi fiiller ile birlikte kullanılan edat aşağıdakilerden hangisidir? A) for

3.

B) to

4.

5.

C) on

B) off

C) for

“Coincide”, “Provide” ve “Collide” gibi fiiller ile birlikte kullanılan edat aşağıdakilerden hangisidir? A) with

B) on

C) for

“Suffer”, “Recover” ve “Resign” gibi fiiller ile birlikte kullanılan edat aşağıdakilerden hangisidir? A) from

B) against

www.iremyayincilik.com.tr

C) with

386

www.iremyayincilik.com.tr

57

57

57

57

57

57

57

57 57

ADJ. + PREP / DEFINITION accustomed to

: alışkın

married to

: ile evli

acquainted with

: aşina, tanıdık

notorious for

: adı çıkmış

adjacent to

: bitişik

obliged to

: ile yükümlü

anxious about

: endişeli, kaygılı

patient with

: sabırlı

appropriate for

: uygun

pessimistic about : kötümser

ashamed of

: utanmış

popular with

attached to

: bağlı

ready for

: hazır

bad at

: başarısız

related to

: ile ilgili

good at

: başarılı

relevant to

: ilgili, alakalı

beneficial to

: yararlı

remembered for

: ile hatırlanan

blessed with

: kutsanmış

rich in

: zengin

busy with

: ile meşgul

sensitive to

: hassas, karşı korunmasız

close to

: yakın

vulnerable to

: hassas, kolay mikrop kapabilen

committed to

: kendini adamış

susceptible to

: hassas, dayanıksız

compatible with

: ile uyumlu

serious about

: ciddi

confronted with

: ile karşılaşmış

similar to

: benzer

conscious of

: farkında olan, bilinçli

akin to

: benzer

consistent with

: tutarlı

short of

: yoksun

convinced of

: ikna olmuş

lack of

: yoksun

curious about

: meraklı

skillful at

: başarılı, becerikli

deficient in

: eksik, yetersiz

suitable for

: uygun

delighted with/at

: hoşnut, mutlu

superior to

: daha üstün

devoid of

: yoksun

surprised at

: şaşırmış

eager for/to

: istekli

suspicious of

: şüpheli

eligible for/to

: seçilebilir, uygun

volunteer to

: gönüllü

envious of

: kıskanç

reluctant to

: isteksiz

equivalent to

: eşit

willing to

: istekli

experienced in

: tecrübeli

available for

: elde edilebilir

faithful to

: sadık, vefakâr

distinct from

: ayrı, belirgin

full of

: ile dolu

essential for

: gerekli

grateful to/for

: minnettar

necessary for

: gerekli

guilty of

: suçlu

careful with

: dikkatli

hostile to

: düşmanca

obsessed with

: saplantılı

identical with/to

: aynı, benzer

desperate for

: çaresiz, sefil

ignorant of

: bilgisiz, cahil

prone to

: eğimli, meyilli

immune to

: bağışıklığı olan

apt to

: eğimli, meyilli

inferior to

: daha kalitesiz, niteliksiz

liable to

: eğimli, meyilli

indifferent to

: ilgisiz, kayıtsız

afflicted with

: muzdarip

kind to/towards

: kibar, nazik

plagued with

: muzdarip

keen on

: çok hevesli

concerned about

: endişeli

known for

: ile bilinen

limited to

: ile sınırlı, limitli

www.iremyayincilik.com.tr

387

: herkesçe sevilen

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

ADJ. + PREP / EXERCISE-1 1.

A) to

2.

6.

Türkçesi “Alışkın” olan “Accustomed” sıfatının genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir? B) on

A) at

C) of

Türkçesi “Uygun” ve eş anlamlısı “Suitable” olan “Appropriate” sıfatının genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir? A) to

B) in

7.

4.

C) for

Türkçesi “Kibar” olan “Kind” sıfatının genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir? A) for

B) towards

C) against

Türkçesi “Başarısız” olan “Bad” sıfatının genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir?

Türkçesi “İstekli, hevesli” olan “Keen” sıfatının genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir?

A) in

A) of

B) at

C) for

Türkçesi “Meşgul” olan “Busy” sıfatının genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir? A) at

B) for

9.

C) with

Türkçesi “Eksik” olan “Deficient” sıfatının genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir? A) in

B) at

www.iremyayincilik.com.tr

B) at

C) on

Türkçesi “Sınırlı” olan “Limited / confined” sıfatlarının genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir? A) to

5.

B) to

C) for

8. 3.

Türkçesi “Düşmanca” olan “Hostile” sıfatının genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir?

B) on

C) for

10. Türkçesi “Evli” olan “Married” sıfatının genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir?

C) for

A) to

388

B) with

c) along

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

ADJ. + PREP / EXERCISE-2 1.

Türkçesi “Utanmış” olan ve genellikle “of” edatı ile birlikte kullanılan sıfat aşağıdakilerden hangisidir? A) suspicious

B) ashamed

6.

C) guilty

Türkçesi “Daha niteliksiz, alt seviyede” olan ve genellikle “to” edatı ile birlikte kullanılan sıfat aşağıdakilerden hangisidir? A) superior

2.

Türkçesi “Kutsanmış” olan ve genellikle “with” edatı ile birlikte kullanılan sıfat aşağıdakilerden hangisidir? A) confronted

3.

9.

B) devoid

B) reluctant

C) known

B) liable

C) obliged

Türkçesi “Benzer” olan ve genellikle “to” edatı ile birlikte kullanılan sıfat aşağıdakilerden hangisidir? A) superior

B) akin

C) apt

C) convinced

10. Türkçesi “Şüpheli” olan ve genellikle “of” edatı ile birlikte kullanılan sıfat aşağıdakilerden hangisidir?

Türkçesi “Uygun, seçilebilir” olan ve genellikle “for/to” edatları ile birlikte kullanılan sıfat aşağıdakilerden hangisidir? A) eligible

B) famous

Türkçesi “Yükümlü” olan ve genellikle “to” edatı ile birlikte kullanılan sıfat aşağıdakilerden hangisidir? A) committed

C) careful

Türkçesi “İkna olmuş”, eş anlamlısı “Persuaded” olan ve genellikle “of” edatı ile birlikte kullanılan sıfat aşağıdakilerden hangisidir? A) ignorant

5.

B) identical

8.

C) prone

Türkçesi “Adı çıkmış” olan ve genellikle “for” edatı ile birlikte kullanılan sıfat aşağıdakilerden hangisidir? A) notorious

C) blessed

Türkçesi “Uyumlu” olan ve genellikle “with” edatı ile birlikte kullanılan sıfat aşağıdakilerden hangisidir? A) compatible

4.

B) delighted

7.

B) inferior

A) suspicious

B) ignorant

C) lack

C) grateful

ADJ. + PREP / EXERCISE 3 1.

A) on

2.

4.

“Sensitive”, “Vulnerable” ve “Susceptible” gibi sıfatlar ile birlikte kullanılan edat aşağıdakilerden hangisidir? B) by

A) with

B) for

5.

C) upon

C) on

“Pessimistic”, “Concerned” ve “Serious” gibi sıfatlar ile birlikte kullanılan edat aşağıdakilerden hangisidir? A) in

3.

B) of

C) to

“Apt”, “Prone” ve “Liable” gibi sıfatlar ile birlikte kullanılan edat aşağıdakilerden hangisidir? A) to

“Devoid”, “Lack” ve “Short” gibi sıfatlar ile birlikte kullanılan edat aşağıdakilerden hangisidir?

B) with

C) about

“Afflicted”, “Plagued” ve “Obsessed” gibi sıfatlar ile birlikte kullanılan edat aşağıdakilerden hangisidir? A) by

B) with

www.iremyayincilik.com.tr

C) beyond

389

www.iremyayincilik.com.tr

58

58

58

58

58

58

58

58 58

NOUN + PREP / DEFINITION Access to

: Erişim

Knowledge in/of/about

: Bilgi

Advantage of/over

: Yarar, fayda

Matter with

: Problem, sorun

Admiration for

: Hayranlık, takdir, beğenme

Need for

: İhtiyaç, gereksinim

Advice on

: Tavsiye

Opinion of/about/on

: Düşünce, fikir

Alternative to

: Alternatif

Order for

: Sipariş, emir

Application for

: Başvuru

Preference for

: Tercih

Attack on

: Saldırı

Protection from/against

: Koruma

Attitude to/towards

: Tavır, davranış, tutum

Reaction to

: Tepki

Authority on/over

: Yetki, otorite

Reason for

: Sebep

Association with

: Birliktelik, ilişki

Relationship with/between : İlişki

Commendation on

: Övgü, tavsiye

Reply to

: Cevap

Comparison between

: Karşılaştırma, mukayese

Report on

: Rapor, bildiri

Contrast with/between : Zıtlık

Request for

: Rica

Cure for

: Tedavi

Responsibility for

: Sorumluluk

Damage to

: Zarar

Respect for

: Saygı

Decrease in

: Azalma

Room for

: Yer

Delay in

: Gecikme

Solution to

: Çözüm

Demand for

: Talep

Struggle for/against

: Çaba

Desire for

: Arzu, istek

Tax on

: Vergi

Difference between/of : Fark

Trouble in/with

: Problem, sorun

Difficulty in/with

: Zorluk

Ban on

: Yasak

Effect on

: Etki

Restriction on

: Kısıtlama

Influence on

: Etki

Doubt about

: Şüphe

Impact on

: Etki

Estimate at/about

: Tahmin, hesaplama

Example of

: Örnek

Emphasize on

: Vurgu

Exception to

: İstisna

Stress on

: Vurgu

Expert on/at/in

: Uzmanlık

Acclaim for

: Beğeni, övgü

Fall in

: Düşme, azalma

Research on/into

: Araştırma

Fight for/against

: Kavga, mücadele

Measure against

: Önlem

Hope for

: Ümit, umut

Step against

: Önlem

Increase in

: Artış

Precaution against

: Önlem

Information about/on

: Bilgi

Article on

: Üzerine makale

Interest in

: İlgi, alaka, çıkar

Inquiry into

: Araştırma, soruşturma

Interest on

: Faiz

Assault on

: Saldırı

www.iremyayincilik.com.tr

390

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

NOUN + PREP / EXERCISE-1 1.

A) on

2.

7.

B) on

B) off

B) below

www.iremyayincilik.com.tr

9.

B) for

C) within

B) of

C) about

Türkçesi “Vergi” olan “Tax” isminin genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir? A) on

C) at

C) in

Türkçesi “Şüphe” olan “Doubt” isminin genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir? A) in

C) in

Türkçesi “Araştırma, soruşturma” olan “Inquiry” isminin genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir? A) with

8.

B) on

Türkçesi “Beğeni, övgü” olan “Acclaim” isminin genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir? A) at

C) off

Türkçesi “Saldırı” olan “Assault” isminin genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir? A) on

5.

B) at

Türkçesi “Makale” olan “Article” isminin genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir? A) at

C) to

Türkçesi “Tavsiye” olan “Advice” isminin genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir? A) at

4.

B) of

Türkçesi “Avantaj” olan “Advantage” isminin genellikle birlikte kullanıldığı edat Aşağıdakilerden hangisidir A) over

3.

6.

Türkçesi “Erişim” olan “Access” isminin genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir?

B) from

C) within

10. Türkçesi “Çözüm” olan “Solution” isminin genellikle birlikte kullanıldığı edat aşağıdakilerden hangisidir?

C) into

A) to

391

B) in

C) from

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

NOUN + PREP / EXERCISE-2 1.

Türkçesi “Saygı” olan ve genellikle “for” edatı ile birlikte kullanılan isim aşağıdakilerden hangisidir? A) struggle

2.

B) reason

A) matter

7.

B) relation

8.

5.

B) protection

B) association

C) fall

B) hope

C) demand

Türkçesi “İstisna” olan ve genellikle “to” edatı ile birlikte kullanılan isim aşağıdakilerden hangisidir? A) difference

B) exception

C) comparison

C) measure

Türkçesi “Sorun, problem” olan ve genellikle “with” edatı ile birlikte kullanılan isim aşağıdakilerden hangisidir? A) contrast

B) decrease

Türkçesi “Talep” olan ve genellikle “for” edatı ile birlikte kullanılan isim aşağıdakilerden hangisidir? A) desire

Türkçesi “Koruma” olan ve genellikle “from / against” edatları ile birlikte kullanılan isim aşağıdakilerden hangisidir? A) struggle

C) acclaim

C) reaction

9. 4.

B) investment

Türkçesi “Artış” olan ve genellikle “in” edatı ile birlikte kullanılan isim aşağıdakilerden hangisidir? A) increase

C) preference

Türkçesi “İlişki” olan ve genellikle “with / between” edatları ile birlikte kullanılan isim aşağıdakilerden hangisidir?

Türkçesi “Faiz” olan ve genellikle “on” edatı ile birlikte kullanılan isim aşağıdakilerden hangisidir? A) interest

C) respect

Türkçesi “Rica” olan ve genellikle “for” edatı ile birlikte kullanılan isim aşağıdakilerden hangisidir? A) request

3.

B) order

6.

10. Türkçesi “Tutum, tavır” olan ve genellikle “towards” edatı ile birlikte kullanılan isim aşağıdakilerden hangisidir? A) attitude

B) precaution

C) cure

C) matter

NOUN + PREP / EXERCISE-3 1.

“Ban” ve “Restriction” gibi isimler ile birlikte kullanılan edat aşağıdakilerden hangisidir? A) with

B) at

4.

A) on

C) on

5. 2.

“Precaution”, “Step” ve “Measure” gibi isimler ile birlikte kullanılan edat aşağıdakilerden hangisidir? A) against

3.

B) of

“Demand”, “Desire” ve “Struggle” gibi isimler ile birlikte kullanılan edat aşağıdakilerden hangisidir? B) in

C) for

“Influence”, “Effect” ve “Impact” gibi isimler ile birlikte kullanılan edat aşağıdakilerden hangisidir? A) off

B) on

C) at

C) by

“Stress” ve “Emphasize” gibi isimler ile birlikte kullanılan edat aşağıdakilerden hangisidir? A) off

B) on

www.iremyayincilik.com.tr

C) with

392

www.iremyayincilik.com.tr

59

59

59

59

59

59

59

59 59

PREP + NOUN COMBINATIONS IN + NOUN / DEFINITION In advance In a nutshell In captivity In cash In charge of In conclusion In touch In danger In debt In demand In retrospect In fashion In writing In my opinion In order

: Önceden : Özet olarak, kısaca : Tutsak, esir : Nakit olarak : Sorumlu : Sonuç olarak : İletişim halinde : Tehlikede : Borçlu : Rağbet gören : Geri dönüp bakıldığında : Modaya uygun : Yazılı olarak : Bana göre, bence : Düzenli

In person In progress In reality In the end In time In turn In vain In theory In effect In force In size In need In practice In peril

: Şahsen, bizzat : Yapılmakta olan : Aslında, gerçekte : Nihayet, sonunda : Zamanından önce : Sırasıyla, nöbetleşe : Boşuna, nafile : Teoride : Yürürlükte : Geçerli, yürürlükte : Genişlik bakımından : İhtiyaç sahibi, ihtiyacı olan : Uygulamada : Tehlike altında

AT + NOUN / DEFINITION At will At profit/loss At any cost At your convenience At short notice At issue At stake At times At random

: Keyfi, isteğe göre : Kârda, zararda : Ne pahasına olursa : Size uygun zamanda : Kısa sürede : Gündemde : Tehlikede : Bazen, zaman zaman : Rasgele

BY + NOUN / DEFINITION By hand By cheque By law By heart By mistake By definiton By chance By nature By the river By air

www.iremyayincilik.com.tr

: El ile, elden : Çek ile : Kanunen : Ezbere : Yanlışlıkla : Tanımı gereği : Kazara : Doğuştan, fıtrat gereği : Nehir kenarında : Hava yolları ile

393

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

ON + NOUN / DEFINITION On a diet On a trip On duty On an expedition On application On average On board On business On fire On foot On guard On hold On holiday/vacation On loan On occasion

: Diyette, rejimde : Seyahatte, gezide : Görevde, nöbette : Seferde : Başvuru üzerine : Ortalama : Gemide, trende : İşiyle meşgul : Alev almış, yanan : Yürüyerek : Savunmaya hazır : Beklemede : Tatilde : Ödünç olarak : Bazen, gerektiğinde

On order On purpose On sale On strike On the increase On the whole On time On air On the agenda On stage On demand On the face of it On route On the internet

: Sipariş üzerine : Kasıtlı olarak : Satılık : Grevde : Artışta : Her şey düşünüldüğünde : Tam zamanında : Canlı yayında : Gündemde : Sahnede : Talep üzerine : Görünüşe göre : Belli rotada : İnternette

OUT OF + NOUN / DEFINITION Out of date Out of debt Out of order Out of question Out of reach Out of respect Out of sight

: Modası geçmiş : Borcu olmayan : Bozuk, çalışmayan : İmkânsız : Erişilmez, ulaşılmaz : Saygıdan dolayı : Görünmeyen

TO + NOUN / DEFINITION To my mind To my surprise To my amazement

: Bana göre, bence : Beni şaşırtan : Beni hayrete düşüren

UNDER + NOUN / DEFINITION Under pressure : Baskı altında Under the terms of : Şartları altında Under the circumstances : Şartlarına göre Under way : Yapılmakta, yolda Under scrutiny : Gözetim altında

FOR + NOUN / DEFINITION For sale For the sake of

www.iremyayincilik.com.tr

: Satılık : Hatrına

394

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

PREP + NOUN / EXERCISE-1 1.

Türkçesi “Önceden” ve eş anlamlısı “Beforehand” olan yapı aşağıdakilerden hangisidir? A) on time

2.

6.

A) at issue

B) at will C) in advance

Türkçesi “Özet olarak, kısaca” ve eş anlamlısı “To sum up” olan yapı aşağıdakilerden hangisidir? A) in a nutshell

Türkçesi “Gündemde” ve eş anlamlısı “On the agenda” olan yapı aşağıdakilerden hangisidir?

7.

B) in order

B) by heart C) at random

Türkçesi “Zaman zaman” ve eş anlamlısı “Occasionally” olan yapı aşağıdakilerden hangisidir? A) at times

C) on stage

B) on time C) in time

3.

Türkçesi “Nihayet, sonunda” ve eş anlamlısı “Finally” olan yapı aşağıdakilerden hangisidir? A) at the end

4.

5.

B) in the end C) out of reach

Türkçesi “Boşuna, nafile” ve eş anlamlısı “Futile” olan yapı aşağıdakilerden hangisidir? A) at stake

8.

Türkçesi “Doğuştan, fıtrat gereği” ve eş anlamlısı “Innate” olan yapı aşağıdakilerden hangisidir? A) on application

9.

B) in vain C) by mistake

B) by nature C) out of debt

Türkçesi “Kasıtlı, bilerek” ve eş anlamlısı “Deliberately” olan yapı aşağıdakilerden hangisidir? A) on guard

B) by definition C) on purpose

Türkçesi “Tehlike altında” ve eş anlamlısı “In danger” olan yapı aşağıdakilerden hangisidir? A) on board

B) out of sight C) in peril

www.iremyayincilik.com.tr

10. Türkçesi “İmkansız” ve eş anlamlısı “Impossible” olan yapı aşağıdakilerden hangisidir? A) out of question B) out of sight C) out of order

395

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ

PREP + NOUN / EXERCISE-2 1.

A) on hold

2.

B) on route

“Grevde” anlamı veren yapı aşağıdakilerden hangisidir? A) on strike

C) on average

5.

“Tatilde” anlamı veren yapı aşağıdakilerden hangisidir? A) on vacation

3.

4.

“Ortalama” anlamı veren yapı aşağıdakilerden hangisidir?

C) in progress

“Canlı yayında” anlamı veren yapı aşağıdakilerden hangisidir? A) in turn

B) in holiday C) on an expedition

B) on duty

B) at will

C) on air

“Rağbet gören” anlamı veren yapı aşağıdakilerden hangisidir? A) in demand

B) on demand

C) on loan

PREP + NOUN / EXERCISE-3 1.

“Advance”, “Progress” ve “Practice” gibi isimler ile birlikte kullanılan edat aşağıdakilerden hangisidir? A) on

B) at

birlikte kullanılan edat aşağıdakilerden hangisidir? A) for

“Will”, “Issue” ve “Any cost” gibi isimler ile birlikte kullanılan edat aşağıdakilerden hangisidir? A) at

3.

“Loan”, “Application” ve “Occasion” gibi isimler ile birlikte kullanılan edat aşağıdakilerden hangisidir? A) on

B) for

C) at

C) under

“Law”, “Heart” ve “Chance” gibi isimler ile birlikte kullanılan edat aşağıdakilerden hangisidir? A) for

4.

B) out of

C) In

C) in

5. 2.

B) under

B) to

C) by

“Way”, “Scrutiny” ve “The terms” gibi isimler ile

www.iremyayincilik.com.tr

396

www.iremyayincilik.com.tr

60

60

60

60

60

60

60

60 60

SON SINAVLARDA SIKLIKLA GEÇEN ÖNEMLİ KELİMELER, YAPILAR ve EŞ / YAKIN ANLAMLILARI Kelime

Türkçe Karşılığı

Eş / Yakın Anlamlısı

prospect

olasılık, beklenti

possibility, probability, expectation

precaution

önlem, tedbir

measure, action, step

substitution

yerine geçme, yerine koyma

replacement, switch

necessity

gereklilik, ihtiyaç

need, requirement

permission

izin, müsaade

consent, authorization

immense

muazzam, engin

huge, massive, gigantic, enormous

predictable

öngörülebilir

foreseeable, expected, anticipated

equivalent

eşdeğer, muadil

equal, corresponding

relevant

ilgili, alakalı

pertinent, related

sustainable

sürdürülebilir

maintainable

considerably

büyük ölçüde

substantially, significantly, dramatically

doubtfully

tereddütle, kuşkuyla

uncertainly, hesitantly

reflectively

düşünceli biçimde

thoughtfully, contemplatively

externally

haricen

on the exterior, outwardly

obscurely

anlaşılmaz, gizli biçimde

unclearly, vaguely, ambiguously

ensure

emin olmak, garanti etmek

make sure, make certain, guarantee

disapprove

uygun görmemek, onamamak

reject, refuse, turn down

pretend

yapar gibi görünmek

make believe, fake

realize

fark etmek

understand, comprehend, become aware

estimate

tahmin etmek

guess, approximate

expenditure

gider, masraf

spending, expenses, cost, outlay

diversity

çeşitlilik

variety, assortment

requirement

gereksinim, ihtiyaç

necessity, supply

dimension

ebat, boyut

size, shape

influence

etki, tesir

effect, impact

observable

gözlenebilir

noticeable, visible

hostile

düşmanca, saldırgan

unfriendly, aggressive

irrelevant

ilgisiz, alakasız

unconnected

additional

ilave, fazladan

extra, spare

misleading

yanıltıcı, aldatıcı

deceptive, fallacious

significantly

büyük ölçüde

considerably, substantially, dramatically

favorably

uygun olarak, tercihen

preferred, favorite

separately

ayrı ayrı

distinctly, unconnectedly

dangerously

tehlikeli biçimde

hazardously, perilously

cautiously

dikkatlice, ihtiyatlı şekilde

carefully, vigilantly, watchfully

confront

yüzleşmek, karşılaşmak

face up to, encounter

respond

tepki vermek

react, take action

www.iremyayincilik.com.tr

397

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ Kelime allow

Türkçe Karşılığı izin vermek, müsaade etmek

Eş / Yakın Anlamlısı permit, let

initiate

başlatmak

start, begin, commence, embark

surpass

aşmak

exceed, go beyond

clarification

açıklama

sheding light on illumination,

examination

denetleme, inceleme, muayene

investigation, scrutiny

deterioration

kötüleşme, bozulma

getting worse

realisation

farkına varma, gerçekleşme

noticing, actualisation

prevention

engelleme, önleme

hindrance, obstruction

massive

büyük, geniş, kocaman

huge, tremendous, vast

constant

sürekli

permanent, consistent, perpetual

challenging

zahmetli, zorlayıcı

demanding

repetitive

tekrar, tekerrür eden

ceaseless, continual

complementary

tamamlayıcı, bütünleyici

completing, interconnected

severely

şiddetli, sert bir şekilde

seriously, firmly

fundamentally

esas itibariyle, başlıca

essentially

promptly

derhal, hemen, ivedilikle

hastily, instantly, rapidly

gradually

aşama aşama, yavaş yavaş, giderek

progressively, step by step

relatively

nispeten, -e kıyasla

comparatively, comparably

receive

almak

take, get, obtain

eliminate

yok etmek, elemek

wipe out, get rid of

overcome

aşmak, yenmek

beat, conquer

abandon

terketmek, bırakmak, vazgeçmek

give up, forsake

convey

aktarmak, taşımak

transfer, transmit

depend on

-e bağlı olmak, -e güvenmek

rely on

look into

araştırmak, incelemek

inquire, inspect, scrutinize

comply with

uymak

obey, conform to, abide by, stick to

bring about

-e neden olmak

lead to, result in, give rise to

send out

yaymak

emit, give off, release

give off

yaymak

send out, emit, release

take up

-e başlamak, kaplamak (yer), almak(zaman) start, commence

call for

çağrıda bulunmak, gerektirmek

ask for, require

pull over

kenara çekmek, yanaşmak



hand in

elden teslim etmek

deliver, submit

regularity

düzen, intizam

uniformity, consistency

incentive

dürtü, harekete geçiren şey

stimulus

requisite

gereklilik, koşul

requirement, precondition

tendency

eğilim

propensity

estimate

tahmin

guess, evaluation

insufficient

yetersiz, eksik

inadequate

eager

istekli

willing

entitled

yetkili

authorized

vulnerable

hassas, karşı korunmasız

sensitive, susceptible, fragile

www.iremyayincilik.com.tr

398

www.iremyayincilik.com.tr

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ Kelime inconsistent

Türkçe Karşılığı tutarsız

Eş / Yakın Anlamlısı illogical, conflicting

mistakenly

yanlışlıkla

by mistake, erroneously, falsely

comparatively

nispeten, oldukçai kıyaslayarak

relatively, comparably

precisely

kesinlikle, muhakkak

exactly, absolutely

increasingly

gittikçe artarak

progressively

adversely

ters, zıt şekilde

negatively

weaken

zayıflatmak

cripple, impair, lower

stimulate

uyarmak, teşvik etmek

prompt, trigger, inspire

confirm

onaylamak, doğrulamak

affirm, endorse

distinguish

ayırt etmek

discriminate, diffirentiate

postpone

ertelemek, caydırmak

put off, deter, discourage

get up to

-e varmak, gelmek, erişmek

reach, have access

do away with

yürürlükten kaldırmak

abolish, put an end

look down on

aşağılamak

humiliate, insult

come out of

-den çıkmak

leave, remove

put up with

katlanmak

tolerate, endure

take over

devralmak

assume, take control

account for

açıklamak, oluşturmak

make up, explain

give away

bağışlamak, hibe etmek

donate

refer to

-e gönderme yapmak

attribute to

come up with

bulmak, ileri sürmek, üretmek

discover, create, produce, present

do away with

yok etmek, feshetmek

abolish, nullify, dispose

cut down on

azaltmak, düşürmek

reduce, decrease, diminish, lower

get along with

iyi geçinmek

agree, get on with

make up for

telafi etmek

compensate for

carry out

tamamlamak, yapmak, icra etmek

fulfill, do, perform, implement

stand for

temsil etmek

represent, embody, symbolize

put aside

biriktirmek

save, set aside

run into

karşılaşmak

encounter, bump into, meet by chance

call for

gerektirmek, çağrıda bulunmak

need, require, entail

rely on

güvenmek, bel bağlamak

depend on, count on, trust

look up

yukarıya bakmak, görmeye çalışmak

research, try to find

put off

ertelemek

delay, adjourn, postpone, hold up

take up

hobi vs. başlamak / ilgilenmek

start, begin, commence

bring back

hatırlamak

remember, recollect, recall

end up with

-ile sonuçlanmak

result in, culminate in

run out of

tükenmek

use up, come to an end, fall short of

make up for

telafi etmek

compensate for

get back to

-e geri dönmek

return

cut down on

azalmak

reduce, decrease, diminish, lower

compulsion

zorlama

force, coercion

frustration

üzme, hayal kırıklığına uğratma

disappointment

www.iremyayincilik.com.tr

399

www.iremyayincilik.com.tr

SUAT GÜRCAN & DIRVAN GÜRBÜZ Kelime evidence

Türkçe Karşılığı kanıt

Eş / Yakın Anlamlısı proof

significance

önem, ehemmiyet

importance

fulfilment

yapma, yerine getirme

realization, attainment

dramatic

etkili, tesirli

impressive, powerful

permanent

kalıcı, sürekli

perennial, perpetual, long-lasting

empirical

deneysel

empiric, experimental

subtle

kolay farkedilmeyen, sinsi

indirect, ingenious

hectic

telaşlı, sık tekrar eden

habitual

jointly

birlikte, ortak

together, unitedly

eventually

sonunda, nihayet

finally, in the end, at last

completely

tamamen

fully

desperately

çaresiz, her şeyi göze alarak

recklessly, extremely

discriminate

ayıtmak, ayırt etmek, farkını görmek

differentiate, distinguish

hinder

engellemek, geciktirmek

hamper, prevent, impede

undermine

zayıflatmak, altını kazımak, zarar vermek

ruin, frustrate

tackle

ele almak, uğraşmak, ilgilenmek

handle, deal with

protect

korumak

preserve, conserve

turn down

reddetmek, geri çevirmek

decline

refrain from

-den kaçınmak, imtina etmek

avoid, abstain from

cope with

başa çıkmak, uğraşmak

battle, fight

rest on

-e dayanmak, -e bağlı olmak

build on, depend on

www.iremyayincilik.com.tr

400

www.iremyayincilik.com.tr

CEVAP ANAHTARI A.

1. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

3. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

1. SYNONYM MATCHING

1. SYNONYM MATCHING

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

C.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

D.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

A.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

B.

2. ANTONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4.

c d a b

B.

1. 2. 3. 4.

d c b a

C.

1. 2. 3. 4.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

C.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

D.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

2. ANTONYM MATCHING

b a d c

D.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

A.

1. 2. 3. 4.

d c b a

B.

1. 2. 3. 4.

c d a b

C.

1. 2. 3. 4.

b a d c

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM 3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

3 4 5 2 1

4 3 5 1 2

A.

C

2.

E

3.

A

4.

D

5.

1.

B

D

2.

B

2.

C

3.

A

d e b a c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

C.

1. 2. 3. 4. 5.

1. 2. 3. 4.

d c b a

B.

1. 2. 3. 4.

b a d c

d a e b c

D.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

5 3 1 4 2

C.

2 4 5 1 3

B.

1. 2. 3. 4.

c d a b

1. 2. 3. 4. 5.

B

2.

A

3.

E

B

2.

C

d a e b c

D

3.

2.

A

c e b d a

B.

A.

5.

A

3.

B

C.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

D.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

C.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

5 3 1 4 2

2 4 5 1 3

B.

4. MULTIPLE CHOICE 5.

1.

C

B

2.

A

3.

E

4.

D

5. SYNONYM FINDER

5. SYNONYM FINDER 1.

C

1. 2. 3. 4. 5.

B.

4.

A

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM

4. MULTIPLE CHOICE 1.

4.

2. ANTONYM MATCHING A.

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

E

1. SYNONYM MATCHING A.

2. ANTONYM MATCHING A.

3.

4. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

1. SYNONYM MATCHING 1. 2. 3. 4. 5.

C

1.

2. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI A.

B.

5. SYNONYM FINDER

5. SYNONYM FINDER 1.

4 3 5 1 2

4. MULTIPLE CHOICE

4. MULTIPLE CHOICE 1.

3 4 5 2 1

B.

1.

A

401 www.iremyayincilik.com.tr

B

2.

C

3.

A

5.

C

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

SUAT GÜRCAN & RIDVAN GÜRBÜZ

5. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

7. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

1. SYNONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

C.

1. 2. 3. 4. 5.

1. SYNONYM MATCHING

c e b d a

D.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

A.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

B.

2. ANTONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

C.

5 3 1 4 2

2 4 5 1 3

e d a b c

A.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

D

2.

C

3.

E

4.

A

2.

B

5.

A

1.

D

2.

d e b a c

B.

A.

1. 2. 3. 4.

c d a b

B.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

C.

1. 2. 3. 4. 5.

b a d c

C.

D.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

D.

1. 2. 3. 4.

d c b a

A.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

3 4 5 2 1

4 3 5 1 2

B.

A.

1. 2. 3. 4. 5.

C

2.

E

3.

A

4.

B

2.

C

3.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

d a e b c

B.

E

4.

B

5.

A

c e b d a

A

d e b a c

B.

A.

D

2.

3.

B

C.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

D.

1. 2. 3. 4.

d c b a

C.

1. 2. 3. 4.

c d a b

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM 3 4 5 2 1

4 3 5 1 2

B.

4. MULTIPLE CHOICE 5.

B

1.

5. SYNONYM FINDER 1.

C.

2 4 5 1 3

3.

C

1. 2. 3. 4. 5.

B.

4. MULTIPLE CHOICE 1.

d e b a c

2. ANTONYM MATCHING

d c b a

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

1. 2. 3. 4. 5.

1. SYNONYM MATCHING

c e b d a

1. 2. 3. 4.

D.

8. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

2. ANTONYM MATCHING 1. 2. 3. 4.

1. 2. 3. 4. 5.

5 3 1 4 2

C

1.

1. SYNONYM MATCHING 1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

5. SYNONYM FINDER

C

6. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI A.

1. 2. 3. 4. 5.

4. MULTIPLE CHOICE

B

3.

B.

A.

5. SYNONYM FINDER 1.

C.

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM

B.

4. MULTIPLE CHOICE 1.

e d a b c

2. ANTONYM MATCHING 1. 2. 3. 4. 5.

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

1. 2. 3. 4. 5.

B

2.

A

3.

E

4.

D

5. SYNONYM FINDER

A

1.

402 www.iremyayincilik.com.tr

C

2.

A

3.

B

5.

C

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

9. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

11. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

1. SYNONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

C.

1. 2. 3. 4. 5.

1. SYNONYM MATCHING

c e b d a

D.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

A.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

B.

2. ANTONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4.

d c b a

B.

1. 2. 3. 4.

c d a b

C.

5 3 1 4 2

2 4 5 1 3

d a e b c

A.

1. 2. 3. 4. 5.

c d a b

D

2.

C

3.

E

4.

A

2.

B

5.

A

1.

C

2.

e d a b c

B.

A.

1. 2. 3. 4.

d c b a

B.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

C.

1. 2. 3. 4. 5.

b a d c

C.

D.

1. b/d 2. a 3. e 4. b/d 5. c

D.

1. 2. 3. 4.

A.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

3 4 5 2 1

4 3 5 1 2

B.

d c b a

A.

1. 2. 3. 4. 5.

B

2.

A

3.

E

4.

B

2.

C

3.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

e d a b c

B.

A

4.

D

5.

B

d e b a c

A

d e b a c

B.

A.

D

2.

3.

B

C.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

D.

1. 2. 3. 4.

d c b a

C.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM 5 3 1 4 2

2 4 5 1 3

B.

4. MULTIPLE CHOICE 5.

C

1.

5. SYNONYM FINDER 1.

4 3 5 1 2

3.

C

1. 2. 3. 4. 5.

B.

4. MULTIPLE CHOICE 1.

C.

2. ANTONYM MATCHING

c d a b

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

1. 2. 3. 4. 5.

1. SYNONYM MATCHING

d e b a c

1. 2. 3. 4.

D.

12. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

2. ANTONYM MATCHING 1. 2. 3. 4.

1. c/a 2. e 3. b 4. d 5. a/c

3 4 5 2 1

E

1.

1. SYNONYM MATCHING 1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

5. SYNONYM FINDER

C

10. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI A.

1. 2. 3. 4. 5.

4. MULTIPLE CHOICE

B

3.

B.

A.

5. SYNONYM FINDER 1.

C.

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM

B.

4. MULTIPLE CHOICE 1.

d e b a c

2. ANTONYM MATCHING 1. 2. 3. 4. 5.

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

1. 2. 3. 4. 5.

D

2.

C

3.

E

4.

B

5. SYNONYM FINDER

A

1.

403 www.iremyayincilik.com.tr

A

2.

B

3.

C

5.

A

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

SUAT GÜRCAN & RIDVAN GÜRBÜZ

13. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

15. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

1. SYNONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

C.

1. 2. 3. 4. 5.

1. SYNONYM MATCHING

d e b a c

D.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

A.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

B.

2. ANTONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

d b e a c

C.

5 3 1 4 2

2 4 5 1 3

d a e b c

A.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

C

2.

E

3.

A

4.

B

2.

C

5.

B

1.

D

2.

e d a b c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

C.

1. 2. 3. 4. 5.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

3 4 5 2 1

C.

4 3 5 1 2

D.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

A.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

B.

A

2.

E

3.

A

c d a b

A.

1. 2. 3. 4.

C

2.

A

3.

1. 2. 3. 4.

c e b d a

b a d c

B.

E

4.

B

5.

A

d c b a

A

d e b a c

B.

A.

D

2.

3.

B

C.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

D.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

C.

1. 2. 3. 4.

c d a b

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM 5 3 1 4 2

2 4 5 1 3

B.

4. MULTIPLE CHOICE 5.

B

1.

5. SYNONYM FINDER 1.

C.

2 4 5 1 3

3.

C

1. 2. 3. 4. 5.

B.

4.

d e b a c

2. ANTONYM MATCHING 1. 2. 3. 4. 5.

4. MULTIPLE CHOICE 1.

1. 2. 3. 4. 5.

1. SYNONYM MATCHING

d e b a c

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

D.

16. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

2. ANTONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

5 3 1 4 2

C

1.

1. SYNONYM MATCHING 1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

5. SYNONYM FINDER

A

14. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI A.

1. 2. 3. 4. 5.

4. MULTIPLE CHOICE

D

3.

B.

A.

5. SYNONYM FINDER 1.

C.

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM

B.

4. MULTIPLE CHOICE 1.

e d a b c

2. ANTONYM MATCHING 1. 2. 3. 4. 5.

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

1. 2. 3. 4. 5.

D

2.

C

3.

A

4.

B

5. SYNONYM FINDER

B

1.

404 www.iremyayincilik.com.tr

B

2.

C

3.

A

5.

A

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

17. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

19. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

1. SYNONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

C.

1. 2. 3. 4. 5.

1. SYNONYM MATCHING

c e b d a

D.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

A.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

B.

2. ANTONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4.

d c b a

B.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

C.

3 4 5 2 1

4 3 5 1 2

d e b a c

A.

1. 2. 3. 4.

d c b a

C

2.

E

3.

A

4.

A

2.

B

5.

B

1.

D

2.

e d a b c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

C.

1. 2. 3. 4. 5.

C.

4 3 5 1 2

3.

E

4.

B

B

2.

C

3.

1. 2. 3. 4. 5.

5 3 1 4 2

2 4 5 1 3

D.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

A.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

B.

e d a b c

1. 2. 3. 4. 5.

E

3.

A

4.

C

2.

A

3.

c e b d a

5.

A

c e b d a

C.

1. d 2. c/e 3. b 4. a 5. e/c

A.

D

d c b a

B.

1. 2. 3. 4. 5.

D.

d a e b c

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM 5 3 1 4 2

2 4 5 1 3

B.

4. MULTIPLE CHOICE 5.

B

1.

5. SYNONYM FINDER 1.

1. 2. 3. 4.

B.

4. MULTIPLE CHOICE 2.

1. 2. 3. 4. 5.

1. SYNONYM MATCHING

d e b a c

2. ANTONYM MATCHING

B.

d a e b c

A

A.

c e b d a

1. 2. 3. 4. 5.

B.

2. ANTONYM MATCHING

A.

C

e d a b c

A.

1. 2. 3. 4. 5.

D.

20. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM

1.

1. 2. 3. 4. 5.

3 4 5 2 1

C

1.

1. SYNONYM MATCHING 1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

5. SYNONYM FINDER

C

18. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI A.

1. 2. 3. 4. 5.

4. MULTIPLE CHOICE

D

3.

B.

A.

5. SYNONYM FINDER 1.

C.

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM

B.

4. MULTIPLE CHOICE 1.

d e b a c

2. ANTONYM MATCHING 1. 2. 3. 4. 5.

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

1. 2. 3. 4. 5.

B

2.

A

3.

E

4.

D

5. SYNONYM FINDER

B

1.

405 www.iremyayincilik.com.tr

C

2.

A

3.

B

5.

C

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

SUAT GÜRCAN & RIDVAN GÜRBÜZ

21. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

23. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

1. SYNONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

C.

1. 2. 3. 4. 5.

1. SYNONYM MATCHING

d e b a c

D.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

A.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

B.

2. ANTONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

C.

3 4 5 2 1

4 3 5 1 2

e d a b c

A.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

B

2.

A

3.

E

4.

B

2.

C

5.

C

1.

C

2.

e d a b c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

C.

1. 2. 3. 4. 5.

1. 2. 3. 4.

b a d c

B.

1. 2. 3. 4.

c d a b

5 3 1 4 2

C.

2 4 5 1 3

D.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

A.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

B.

D

2.

C

3.

E

d e b a c

A.

1. 2. 3. 4. 5.

A

2.

B

3.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

d e b a c

B.

A

4.

D

5.

B

d a e b c

B

d e b a c

B.

A.

B

2.

3.

C

C.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

D.

1. 2. 3. 4.

d c b a

C.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM 3 4 5 2 1

4 3 5 1 2

B.

4. MULTIPLE CHOICE 5.

A

1.

5. SYNONYM FINDER 1.

C.

2 4 5 1 3

3.

A

1. 2. 3. 4. 5.

B.

4.

c e b d a

2. ANTONYM MATCHING 1. 2. 3. 4. 5.

4. MULTIPLE CHOICE 1.

1. 2. 3. 4. 5.

1. SYNONYM MATCHING

d a e b c

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

D.

24. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

2. ANTONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

5 3 1 4 2

E

1.

1. SYNONYM MATCHING 1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

5. SYNONYM FINDER

A

22. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI A.

1. 2. 3. 4. 5.

4. MULTIPLE CHOICE

D

3.

B.

A.

5. SYNONYM FINDER 1.

C.

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM

B.

4. MULTIPLE CHOICE 1.

c e b d a

2. ANTONYM MATCHING 1. 2. 3. 4. 5.

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

1. 2. 3. 4. 5.

B

2.

A

3.

E

4.

D

5. SYNONYM FINDER

C

1.

406 www.iremyayincilik.com.tr

B

2.

C

3.

A

5.

C

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

25. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

27. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

1. SYNONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

C.

1. 2. 3. 4. 5.

1. SYNONYM MATCHING

c e b d a

D.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

A.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

B.

2. ANTONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

B.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

C.

5 3 1 4 2

2 4 5 1 3

d c b a

A.

1. 2. 3. 4.

d c b a

D

2.

C

3.

E

4.

C

2.

A

5.

1.

A

A

2.

e d a b c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

C.

1. 2. 3. 4. 5.

1. 2. 3. 4.

d c b a

B.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

3 4 5 2 1

C.

4 3 5 1 2

D.

1. 2. 3. 4. 5.

A.

d a e b c

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

B.

C

2.

E

3.

A

A.

d a e b c

1. 2. 3. 4.

B

2.

C

3.

1. 2. 3. 4.

e d a b c

b a d b

B.

E

4.

D

5.

C

d c b a

A

c e b d a

B.

A.

D

2.

3.

C

C.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

D.

1. 2. 3. 4.

c d a b

C.

1. 2. 3. 4.

b a d c

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM 3 4 5 2 1

4 3 5 1 2

B.

4. MULTIPLE CHOICE 5.

1.

B

D

2.

C

3.

E

4.

B

5. SYNONYM FINDER

5. SYNONYM FINDER 1.

C.

2 4 5 1 3

3.

A

1. 2. 3. 4. 5.

B.

4.

c d a b

2. ANTONYM MATCHING 1. 2. 3. 4. 5.

4. MULTIPLE CHOICE 1.

1. 2. 3. 4. 5.

1. SYNONYM MATCHING

d e b a c

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

D.

28. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

2. ANTONYM MATCHING A.

d e b a c

5. SYNONYM FINDER

1. SYNONYM MATCHING 1. 2. 3. 4. 5.

1. 2. 3. 4.

5 3 1 4 2

A

1.

B

26. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI A.

1. 2. 3. 4. 5.

4. MULTIPLE CHOICE

B

3.

B.

A.

5. SYNONYM FINDER 1.

C.

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM

B.

4. MULTIPLE CHOICE 1.

d a e b c

2. ANTONYM MATCHING 1. 2. 3. 4.

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

1. 2. 3. 4. 5.

1.

A

407 www.iremyayincilik.com.tr

C

2.

A

3.

B

5.

A

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

SUAT GÜRCAN & RIDVAN GÜRBÜZ

29. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

31. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

1. SYNONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

C.

1. 2. 3. 4. 5.

1. SYNONYM MATCHING

e d a b c

D.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

A.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

B.

2. ANTONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4.

d c b a

B.

1. 2. 3. 4.

c d a b

C.

5 3 1 4 2

2 4 5 1 3

c e b d a

A.

1. 2. 3. 4.

b c d a

C

2.

E

3.

A

4.

C

2.

A

5.

B

1.

D

2.

e d a b c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

C.

1. 2. 3. 4. 5.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

B.

D.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

A.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

3 4 5 2 1

4 3 5 1 2

B.

A.

1. 2. 3. 4.

D

2.

C

3.

E

4.

A

2.

B

3.

1. 2. 3. 4.

d e b a c

b a d c

B.

E

4.

B

5.

A

d c b a

A

e d a b c

B.

A.

B

2.

3.

B

C.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

D.

1. 2. 3. 4.

c d a b

C.

1. 2. 3. 4.

b a d c

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM 5 3 1 4 2

2 4 5 1 3

B.

4. MULTIPLE CHOICE 5.

1.

A

C

2.

E

3.

A

4.

D

5. SYNONYM FINDER

5. SYNONYM FINDER 1.

C.

4 3 5 1 2

3.

C

1. 2. 3. 4. 5.

B.

4. MULTIPLE CHOICE 1.

c e b d a

2. ANTONYM MATCHING

d e b a c

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

1. 2. 3. 4. 5.

1. SYNONYM MATCHING

d a e b c

1. 2. 3. 4. 5.

D.

32. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

2. ANTONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

3 4 5 2 1

C

1.

1. SYNONYM MATCHING 1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

5. SYNONYM FINDER

B

30. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI A.

1. 2. 3. 4. 5.

4. MULTIPLE CHOICE

D

3.

B.

A.

5. SYNONYM FINDER 1.

C.

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM

B.

4. MULTIPLE CHOICE 1.

d a e b c

2. ANTONYM MATCHING 1. 2. 3. 4. 5.

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

1. 2. 3. 4. 5.

1.

C

408 www.iremyayincilik.com.tr

C

2.

A

3.

B

5.

B

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

33. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

35. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

1. SYNONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

C.

1. 2. 3. 4. 5.

1. SYNONYM MATCHING

d e b a c

D.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

A.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

B.

2. ANTONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

C.

5 3 1 4 2

2 4 5 1 3

c d a b e

A.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

D

2.

C

3.

E

4.

C

2.

A

5.

A

1.

C

2.

e d a b c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

C.

1. 2. 3. 4. 5.

1. 2. 3. 4.

d c b a

B.

1. 2. 3. 4.

c d a b

3 4 5 2 1

C.

4 3 5 1 2

D.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

A.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

B.

D

2.

C

3.

E

b a d c

A.

1. 2. 3.

c b a

B.

A

2.

B

3.

C.

1. 2. 3. 4.

d c b a

B.

A

4.

D

5.

B

1. 2. 3.

A.

B

2.

A

3.

B

d a e b c

C.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

D.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

c a b

C.

1. 2. 3. 4.

d c b a

D.

1. 2. 3. 4.

b a d c

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM 5 3 1 4 2

2 4 5 1 3

B.

4. MULTIPLE CHOICE 5.

A

1.

5. SYNONYM FINDER 1.

c e b d a

2 4 5 1 3

3.

C

1. 2. 3. 4. 5.

B.

4.

d a e b c

2. ANTONYM MATCHING 1. 2. 3. 4.

4. MULTIPLE CHOICE 1.

1. 2. 3. 4. 5.

1. SYNONYM MATCHING

d a e b c

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

D.

36. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

2. ANTONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

5 3 1 4 2

E

1.

1. SYNONYM MATCHING 1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

5. SYNONYM FINDER

B

34. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI A.

1. 2. 3. 4. 5.

4. MULTIPLE CHOICE

B

3.

B.

A.

5. SYNONYM FINDER 1.

C.

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM

B.

4. MULTIPLE CHOICE 1.

e d a b c

2. ANTONYM MATCHING 1. 2. 3. 4. 5.

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

1. 2. 3. 4. 5.

C

2.

E

3.

A

4.

D

5. SYNONYM FINDER

C

1.

409 www.iremyayincilik.com.tr

A

2.

B

3.

C

5.

B

SUAT GÜRCAN & RIDVAN GÜRBÜZ

37. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

39. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

1. SYNONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

B.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

C.

1. 2. 3. 4. 5.

1. SYNONYM MATCHING

e d a b c

D.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

A.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

B.

2. ANTONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

C.

2 1 3 4 5

1 3 2 4 5

d c b a

A.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

B

2.

A

3.

E

4.

B

2.

C

5.

C

1.

C

2.

d e b a c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

C.

1. 2. 3. 4. 5.

1. 2. 3. 4.

d c b a

B.

1. 2. 3. 4.

c d a b

3 4 5 2 1

C.

4 3 5 1 2

D.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

A.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

B.

D

2.

C

3.

E

b a d c

A.

C

2.

A

3.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

e d a b c

B.

A

4.

D

5.

B

1. 2. 3. 4. 5.

A.

B

2.

A

3.

B

c e b d a

C.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

D.

d e b a c

B.

1. 2. 3. 4. 5. 6.

e d a f c b

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM 3 4 5 2 1

4 3 5 1 2

B.

4. MULTIPLE CHOICE 5.

A

1.

5. SYNONYM FINDER 1.

C.

2 4 5 1 3

3.

C

1. 2. 3. 4. 5.

B.

4.

c e b d a

2. ANTONYM MATCHING 1. 2. 3. 4.

4. MULTIPLE CHOICE 1.

1. 2. 3. 4. 5.

1. SYNONYM MATCHING

d a e b c

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

D.

40. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

2. ANTONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

5 3 1 4 2

E

1.

1. SYNONYM MATCHING 1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

5. SYNONYM FINDER

A

38. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI A.

1. 2. 3. 4. 5.

4. MULTIPLE CHOICE

D

3.

B.

A.

5. SYNONYM FINDER 1.

C.

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM

B.

4. MULTIPLE CHOICE 1.

e d a b c

2. ANTONYM MATCHING 1. 2. 3. 4.

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

1. 2. 3. 4. 5.

D

2.

C

3.

E

4.

B

5. SYNONYM FINDER

B

1.

410 www.iremyayincilik.com.tr

B

2.

C

3.

A

5.

A

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

41. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

43. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

1. SYNONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

C.

1. 2. 3. 4. 5.

1. SYNONYM MATCHING

d e b a c

D.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

A.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

B.

2. ANTONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

B.

1. 2. 3. 4.

d c b a

C.

3 4 5 2 1

4 3 5 1 2

c d a b

A.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

C

2.

E

3.

A

4.

C

2.

A

5.

B

1.

D

2.

d e b a c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

C.

1. 2. 3. 4. 5.

1. 2. 3. 4.

d c b a

B.

1. 2. 3. 4.

c d a b

5 3 1 4 2

C.

2 4 5 1 3

D.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

A.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

B.

B

2.

A

3.

E

b a d c

A.

1. 2. 3. 4.

B

2.

C

3.

1. 2. 3. 4.

c e b d a

d c b a

B.

E

4.

B

5.

A

d c b a

B

d e b a c

B.

A.

D

2.

3.

C

C.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

D.

1. 2. 3. 4.

b a d c

C.

1. 2. 3.

c a b

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM 3 4 1 2 5

1 3 2 4 5

B.

4. MULTIPLE CHOICE 5.

C

1.

5. SYNONYM FINDER 1.

C.

4 3 5 1 2

3.

A

1. 2. 3. 4. 5.

B.

4.

e d a b c

2. ANTONYM MATCHING 1. 2. 3. 4.

4. MULTIPLE CHOICE 1.

1. 2. 3. 4. 5.

1. SYNONYM MATCHING

e d a b c

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

D.

44. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

2. ANTONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

3 4 5 2 1

C

1.

1. SYNONYM MATCHING 1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

5. SYNONYM FINDER

B

42. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI A.

1. 2. 3. 4. 5.

4. MULTIPLE CHOICE

D

3.

B.

A.

5. SYNONYM FINDER 1.

C.

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM

B.

4. MULTIPLE CHOICE 1.

d a e b c

2. ANTONYM MATCHING 1. 2. 3. 4.

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

1. 2. 3. 4. 5.

B

2.

A

3.

E

4.

D

5. SYNONYM FINDER

A

1.

411 www.iremyayincilik.com.tr

B

2.

C

3.

A

5.

C

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

SUAT GÜRCAN & RIDVAN GÜRBÜZ

45. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

47. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

1. SYNONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

C.

1. 2. 3. 4. 5.

1. SYNONYM MATCHING

d e b a c

D.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

A.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

B.

2. ANTONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4.

d c b a

B.

1. 2. 3. 4.

c d a b

C.

5 3 1 4 2

2 4 5 1 3

b c a

A.

1. 2. 3. 4.

d c b a

C

2.

E

3.

A

4.

A

2.

B

5.

B

1.

B

2.

e d a b c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

C.

1. 2. 3. 4. 5.

1. 2. 3. 4.

d c b a

B.

1. 2. 3. 4.

c d a b

3 4 5 2 1

C.

4 3 5 1 2

D.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

A.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

B.

D

2.

C

3.

E

d a e b c

A.

1. 2. 3. 4. 5.

C

2.

A

3.

1. 2. 3. 4.

e d a b c

b a d c

B.

E

4.

D

5.

B

c e b d a

C

e d a b c

B.

A.

B

2.

3.

A

C.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

D.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

C.

1. 2. 3. 4.

d c b a

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM 5 3 1 4 2

2 4 5 1 3

B.

4. MULTIPLE CHOICE 5.

A

1.

5. SYNONYM FINDER 1.

C.

2 4 5 1 3

3.

B

1. 2. 3. 4. 5.

B.

4.

c d a b

2. ANTONYM MATCHING 1. 2. 3. 4. 5.

4. MULTIPLE CHOICE 1.

1. 2. 3. 4. 5.

1. SYNONYM MATCHING

d e b a c

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

D.

48. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

2. ANTONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4.

5 3 1 4 2

A

1.

1. SYNONYM MATCHING 1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

5. SYNONYM FINDER

C

46. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI A.

1. 2. 3. 4. 5.

4. MULTIPLE CHOICE

D

3.

B.

A.

5. SYNONYM FINDER 1.

C.

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM

B.

4. MULTIPLE CHOICE 1.

d e b a c

2. ANTONYM MATCHING 1. 2. 3.

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

1. 2. 3. 4. 5.

C

2.

E

3.

A

4.

D

5. SYNONYM FINDER

B

1.

412 www.iremyayincilik.com.tr

C

2.

A

3.

B

5.

B

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

60 GÜNDE YDS KELİMELERİ

49. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

51. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

1. SYNONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

C.

1. 2. 3. 4. 5.

1. SYNONYM MATCHING

c e b d a

D.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

A.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

B.

2. ANTONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4.

c d a b

B.

1. 2. 3. 4.

b a d c

C.

3 4 5 2 1

4 3 5 1 2

d c b a

A.

1. 2. 3.

b a c

B

2.

C

3.

E

4.

A.

A

2.

B

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

D.

1. 2. 3. 4. 5.

1. 2. 3.

c a b

C.

1. 2. 3.

c b a

5 3 1 4 2

2 4 5 1 3

B.

5.

1.

A

B

2.

A

3.

E

4.

D

5.

C

5. SYNONYM FINDER 1.

C

C

2.

A

3.

B

50. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

52. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

1. SYNONYM MATCHING

1. SYNONYM MATCHING

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

C.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

D.

1. 2. 3. 4. 5.

A.

d e b a c

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

B.

1. 2. 3. 4.

d c b a

B.

1. 2. 3. 4.

c d a b

C.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

C.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

D.

2. ANTONYM MATCHING

2. ANTONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4.

A.

b a d c

1. 2. 3. 4.

d c b a

B.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

C.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

5 3 1 4 2

2 4 5 1 3

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM

B.

A.

3 4 5 2 1

4 3 5 1 2

B.

4. MULTIPLE CHOICE 1.

D

2.

C

3.

E

4.

B

5.

4. MULTIPLE CHOICE

A 1.

C

2.

E

3.

A

4.

D

5. SYNONYM FINDER 1.

B

2.

C

3.

e d a b c

4. MULTIPLE CHOICE

B

3.

B.

A.

5. SYNONYM FINDER 1.

C.

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM

B.

4. MULTIPLE CHOICE 1.

d e b a c

2. ANTONYM MATCHING 1. 2. 3. 4.

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

1. 2. 3. 4. 5.

5. SYNONYM FINDER

A

1.

413 www.iremyayincilik.com.tr

A

2.

B

3.

C

5.

B

1. 2. 3. 4. 5.

c e b c a

SUAT GÜRCAN & RIDVAN GÜRBÜZ

PHRASAL VERBS / EXERCISE-2

53. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI A.

1. SYNONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

d e c a b

C.

1. 2. 3. 4. 5.

a e b c d

D.

1. 2. 3. 4. 5.

c a b d e

1. 2. 3. 4. 5.

c a e b d E.

2. ANTONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4.

d c b a

B.

1. d C. 1. c 2. a 2. d 3. e 3. a 4. b 4. b 5. c 3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

5 3 1 4 2 4. MULTIPLE 1.

C

2.

E

3.

4.

1. 2. 3. 4. 5.

1. 2. 3. 4. 5.

c a e d b

c a e d b F.

C.

1. 2. 3. 4. 5.

1. 2. 3. 4. 5.

a c e b d

a c e b d

D.

G.

1. 2. 3. 4. 5.

1. 2. 3. 4. 5.

b d a e c

56. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI VERB + PREP / EXERCISE-1

2 B. 4 5 1 3 CHOICE

A

B.

1. 6.

B B

2. 7.

C A

3. 8.

A C

4. 9.

C 5. B 10.

A A

VERB + PREP / EXERCISE-2

D

5.

B

1. 6.

C A

1.

B

2. 7.

A A

3. 8.

B B

4. 9.

B C

5. 10.

C A

5.

A

VERB + PREP / EXERCISE-3 5. SYNONYM FINDER 1.

C

2.

A

3.

B

2.

C

3.

A

4.

C

57. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI ADJ. + PREP / EXERCISE-1

54. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI 1. SYNONYM MATCHING A.

1. 2. 3. 4. 5.

e d a b c

B.

1. 2. 3. 4. 5.

d a e b c

C.

1. 2. 3. 4. 5.

c e b d a

D.

1. 2. 3. 4. 5.

d e b a c

1. 6.

A B

1. 6.

B B

1.

C

1. 2. 3. 4.

d c b a

B.

1. 2. 3. 4.

c b a d

C.

C B

3. 8.

B C

4. 9.

C A

5. 10.

A A

5. 10.

A A

5.

C

ADJ. + PREP / EXERCISE-2 2. 7.

C A

3. 8.

A C

4. 9.

C B

ADJ. + PREP / EXERCISE-3

2. ANTONYM MATCHING A.

2. 7.

1. 2. 3.

c a b

2.

A

3.

B

4.

B

58. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI NOUN. + PREP / EXERCISE-1

3. SYNONYM / TURKISH / ANTONYM A.

5 3 1 4 2

2 4 5 1 3

B.

1. 6.

C B

1. 6.

C A

D

2.

C

3.

E

1.

C

A B

3. 8.

B C

4. 9.

A A

5. 10.

C A

NOUN. + PREP / EXERCISE-2

4. MULTIPLE CHOICE 1.

2. 7.

4.

B

2. 7.

A A

3. 8.

B C

4. 9.

B B

5. 10.

C A

NOUN. + PREP / EXERCISE-3 5.

A

2.

A

3.

B

4.

C

5.

B

5. SYNONYM FINDER 1.

B

2.

C

3.

59. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI

A

PREP + NOUN / EXERCISE-1

55. GÜNÜN KELİME ALIŞTIRMALARI PHRASAL VERBS / EXERCISE-1 1. 6. 11.

A A C

2. 7. 12.

A D B

3. 8. 13.

C A A

4. 9. 14.

D D E

5. 10. 15.

E A C

1. 6.

C A

2. A 3. B 4. B 5. 7. A 8. B 9. C 10. PREP + NOUN / EXERCISE-2

C A

1.

C

2. A 3. A 4. A 5. PREP + NOUN / EXERCISE-3

C

1.

C

414 www.iremyayincilik.com.tr

2.

A

3.

C

4.

B

5.

A

c a e b d

NOT ALINIZ ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ...................................................................................................................................................................................

................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................................................................... ...................................................................................................................................................................................